fırsatları değerlendirme - Yenimahalle Pınar İlkokulu

Transkript

fırsatları değerlendirme - Yenimahalle Pınar İlkokulu
KIRLANGIÇ HIKAYESI
"Kırlangıcın biri bir gün bir adama aşık olmuş.Her gün pencerenin önüne gelir onu
izlermiş.Bir gün bütün cesaretini toplamış ve adama hey adam ben seni seviyorum uzun
zamandır seni izliyorum demiş adam saçmalama sen bir kuşsun ben ise bir insan durduk
yere sende nereden çıktın diye bunu içeri almamış pencerenin önünden kovalamış
kırlangıç yine gelmiş tamam seni hiç rahatsız etmeyeceğim demiş sadece çok iyi dost
olalım demiş adam yine kabul etmemiş ve kovalamış kırlangıç tekrar gelmiş bak demiş
hava çok soğuk seninle çok iyi arkadaş olalım beni içeri al soğuktan donacağım demiş
sıcak ülkelere göç etmek zorunda kalacağım lütfen beni içeri al demiş adam yine almamış
kırlangıç çok üzgün bir şekilde başını önüne eğmiş ve gitmiş aradan çok zaman geçmiş
adam pişman olmuş yaz gelmiş diğer kırlangıçlara sormaya başlamış ama gören olmamış
sonunda danışma ve bilgi almak için bilge bir kişiye gitmiş olanları anlatmış bilge kişi
demiş ki kırlangıçların ömrü altı aydır hayatta bazı fırsatlar vardır sadece bir kez elinize
geçer değerlendiremezseniz uçup gider hayatta bazı insanlar vardır sadece bir kez
karşınıza çıkar değerini bilmezseniz kaçıp gider ve asla geri gelmez dikkatli olun farkında
olun ve bir düşün bakalım acaba sen farkında olmadan bugüne kadar kaç kırlangıç
kovaladın."
YAŞANMIŞ SIRA DIŞI BİR ÖYKÜ
Genç ev hanımının cuma öğleden sonra kapısı çalındı. Kapıda kitap satan genç bir kadın
vardı. Genç kadın, çocuklara okumak için kitap sattığını ve izin verirse içeri girerek
kitapları tanıtabileceğini söyledi.
Genç ev hanımı çocukları olduğunu düşünerek satıcı kadını içeri aldı. Kitaplar, hikaye ya
da masal kitabı değildi. Grolier’in hazırladığı “Çocuk Psikolojisi Kitaplığı” isimli bir kitap
setiydi. Çocuklarla ilgili herhangi bir sorun yaşandığında kitapta bu sorunla ilgili hikayenin
bulunarak çocuklara okunması sayesinde çocukların ne yapıp yapmayacakları konusunda
bir kıssadan hisse çıkarması söz konusuydu. Örneğin, çocuk yalan söylerse, kitapta yalan
söylemenin ne kadar yanlış bir şey olduğuna dair bir çocuğun hoşuna gidecek ve
dürüstlük konusunda ders verecek kısa bir hikaye vardı. Satıcı kız yumuşak bir üslupla
ikna edici bir şekilde kitapları tanıttı. Kitapların tutarını söylediğinde, Mary ismindeki genç
ev hanımının gözleri yaşla doldu. Kitapları mutlaka almak istiyordu; ama kitapların tutarı
onun için çok yüksekti. “Bunlar bizim satın alamayacağımız kadar pahalı.” dedi gözleri
kızarmış durumda.
Satıcı genç kadın, “Üzülmeyin belki bir formül buluruz.” dedi. “İsterseniz, kitaplar sizde
hafta sonu kalabilir.” “Çok güzel; ama yine de alamam ki...” Satıcı kadın, “Eğer hafta
sonu bu kitaplardan 10 set satabilirseniz, bu seti size hediye ederim.” dedi. Mary
“Gerçekten mi, bu harika!” diyerek sevindi. En azından kitapları alabilmesi için bir şansı
vardı. Bir vakıf için gönüllü olarak çalışıyordu; vakıfla ilişkisi olan anne olarak bildiği
herkesin telefonunu aldı ve tüm hafta sonunu kitapları satmaya çalışarak geçirdi.
Kitaplara öyle inanmıştı ki, görüştüğü insanlar kitapları hiç görmeden satın almaya karar
vermişlerdi. Satıcı genç kadın pazartesi günü geldiğinde, kitapları alacak kişilerin
telefonlarını ve adreslerini verdi. Satıcı genç kadın, “İnanılmaz. Daha önce hiç böyle bir
şey görmedim.” diyerek Mary’yi tebrik etti. Daha sonra sözlerine devam etti: “Mary,
bizim şirket için çalışmak ister misin?” Mary’nin onaylayan bakışlarını görünce, “Yarın
sabah birlikte başlarız, o zaman.” dedi.
Mary ve satıcı kadın Ida, ertesi gün birçok evi ziyarete gittiler; birçok kapı yüzlerine
kapandı; birçoğu da ilgilenmedi. Gün bittiğinde elleri bomboştu. Satıcı Ida, Mary’ye bir
satıcının otomobil kullanmayı bilmesi gerektiğini ve ona isterse o akşam otomobil
kullanmayı öğretebileceğini söyledi. O akşam, trafiğin çok sıkışık olduğu iş saatinde Mary
eve kadar kendi sürdü.
İzleyen dokuz ayda Mary 25 bin dolarlık kitap satarak, şirketin en çok kitap satan yıldız
satıcılarından biri oldu. Ancak müşteriler kitapların işe yaramadığından şikayet
ediyorlardı.
“Kitapları aldık; ama hiçbir işe yaramadı. Çocuklar hâlâ bildiklerini yapıyorlar.” “Kitapları
onlara okuyor musunuz?”
“Yoo...”
Bu diyaloglardan şevki kırılan Mary işten ayrıldı ve Mary Kay Kozmetikleri isimli işini
kurdu. İzleyen yıllarda Mary Kay, Amerika’nın en başarılı iş kadını seçildi. 375 bin güzellik
danışmanı ve yıllık 2 milyar dolar ciro ile, Mary Kay iş dünyasında bir efsaneye dönüştü.
Günlük yaşamda ayağımıza kadar gelen binlerce hediye var. Bir şeye gerçekten inanmak,
bir şeyi gerçekten istemek ve sıra dışı düşünme becerisine sahip olmak sadece bizim
değil, başka birçok insanın kaderini değiştiriyor. Eğer satıcı Ida Blake, Mary Kay, “Bizim
bu kitapları alacak gücümüz yok.” dediğinde çıkıp gitseydi, ne 10 set kitap satabilecekti,
ne de şirketine izleyen dokuz ayda ekstra 25 bin dolarlık satış kazandıracaktı. Mary Kay,
bir ev hanımı olarak kalacak ve 375 bin güzellik danışmanına iş sahası açamayacak,
tanıtılan ürünlerin üretilmesi için çalışanlara iş fırsatı yaratmayacak, dahası Mary Kay’in
bakım ürünlerini kullanarak kendini iyi hisseden kadınlar olmayacaktı.
“İmkanlar ya da fırsatlar yok” diye bir şey yok. İmkanları ve fırsatları sıra dışı bir şekilde
kullanmayı öğrenmemiş insanlar var.

Benzer belgeler