Vi ve Nano Alarm Clock Heartsma

Transkript

Vi ve Nano Alarm Clock Heartsma
Editörden
Ubuntu Kurulumu
Gnome
3G Değerlendirmesi
Lisp: Geçmişten Gelen Uzaylı
DHCP Nedir?
Vi ve Nano
Alarm Clock
Heartsmagic ve Bytan Röportajı
Windows Kullanıcılarıyla Röportaj
A'dan Z'ye Ubuntu
Mizah
Fıkra
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
İçindekiler Sayfasına
götürür.
İÇİNDEKİLER
Editörden (Mustafa ALKAN)
Ubuntu Kurulumu (Ömer KIRMIZI)
Gnome (Ömer KIRMIZI)
3G Değerlendirmesi (Mustafa ALKAN)
Lisp: Geçmişten Gelen Uzaylı (Levent ALTUNÖZ)
DHCP Nedir? (Emre ÖNER)
Vi ve Nano (Utku DEMİR)
Alarm Clock (Murat CEBİR)
Heartsmagic ve Bytan Röportajı (Murat CEBİR)
Windows Kullanıcılarıyla Röportaj (Ayhan AKTAŞ)
A'dan Z'ye Ubuntu (Ömer KIRMIZI)
Mizah (Yusuf SANSARKAN)
Fıkra (Yusuf SANSARKAN)
1
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
EDİTÖRDEN
Merhaba değerli SUDO okuyucuları ve tüm açık
kaynak gönüllüleri,
Geride bıraktığımız bu ay içerisinde bir çoğumuz
izinlerini değerlendirdi, tatillerini yaptı ve geri
dönüşler yavaş yavaş başladı. Bu tatil/izin
döneminde de boş durmadık ve sizler için ilginizi
çekebilecek ya da ihtiyacınız olan konularda
araştırmalar yaptık.
Öncelikle, yerli dağıtımımız Pardus'un 2009
versiyonunun çıktığı haberini verelim. Henüz
deneme fırsatım olmadı lakin genel olarak aldığım
geri bildirimler olumlu. 2008.2 versiyonu ile
olumsuz ön yargıları kırmayı başaran Anadolu
Parsımızın, 2009 versiyonu ile çıkışını sürdürmekte
olduğunu görüyoruz ve bundan mutlu oluyoruz.
Pardus geliştirici ekibine başarılar diliyoruz,
kullanıcılarına da "hayırlı olsun" dileklerimizi
iletiyoruz.
Geçtiğimiz ay yaşanan büyük(!) gelişmelerden bir
diğeri de, 3G teknolojisinin 31 Temmuz itibariyle
hayatımıza girmesi oldu. Peki 3G bize neler getirdi,
neler götürecek? Gelişmiş ülkelerdeki teknoloji ile
kıyasladığımızda yine çok geriden takip ettiğimizi
görüyoruz. Açık kaynak gönüllüleri olarak bu
ilerlemeyi elbette yeterli bulmuyoruz. Çünkü bu
ilerlemeler, tekelci mantık doğrultusunda
gerçekleşiyor ve bu yüzden ilerlemeler daha yavaş
oluyor. Her an pazara hakim olmak, kullanıcının
elindekiyle yetinmesini sağlamak, daha fazlasının
ol(a)mayacağına inandırmak ve yeni şey ürettiğinde
harikulade bir iş çıkarttığını ve giderlerinin bu
doğrultuda çok fazla olduğunu hissettirmek ve pazara
girdiği anda vurgunu vurmak gibi amaçlar açık
kaynak felsefesine aykırıdır. Sadece açık kaynak
felsefesine değil vicdanımızın sesine de kulak
vermemektir, bencilliktir, sütün kaymağını yemek,
"ancak gerisini ikram(!)" etmektir.
Tekelci mantıkla bugünlere kadar gelebilen
Microsoft, daha ne kadar gidebileceğini kara kara
düşünmeye başlamış. Ubuntu, Red Hat, Opera,
Google Chrome ve Google Android'i rakip olarak
tanımlamış. Yani bir anlamda “at gözlüğünü”
çıkarmış diyebiliriz. “Artık gerçekleri görüyor
olması”nın açık kaynağa ne gibi katkı sağlayacağını
da ilerleyen günlerde göreceğiz. Bunlara ek olarak,
Nokia gibi telefon üretimi konusunda sektöründe iyi
bir yerde olan bir firma, Microsoft'u yok sayarcasına
açık kaynaklı mobil işletim sistemleri arasında
popüler olan Symbian ile yoluna devam etmesi ve
ciddi derecede ön plana çıkartması açık kaynağa
yönelimi artıracaktır diye düşünüyoruz.
FSFTR ekibinin sıkıntılı zamanlar geçiriyor olması
nedeniyle bize verdikleri sunucu desteğini çekmek
zorunda kalmaları bizi tekrar ile sunucu arayışına
soktu. Uzun zamandır kendi sunucumuzu almamız
gerektiği konusunda hemfikirdik lakin ancak bu aya
nasip oldu. Artık kendi sunucumuzla yolumuza
devam edeceğiz, forumumuz kendi yağında
kavrulacak, bizden sonra gelecek arkadaşlar da
herhangi bir sıkıntı yaşamayacak. Sunucu giderlerini
de "reklam gelirleri" ile karşılayacağız. FSFTR
ekibine, kısa süreli de olsa desteklerinden dolayı
teşekkürlerimizi iletiyoruz, sıkıntılarını en kısa
zamanda atlatabilmelerini temenni ediyoruz.
2
Not: Her ayın 15. günü sizlerle oluyorduk, bu ay
biraz gecikmeli olarak karşınıza çıktık. "Gönüllü"
olan ekibimiz "elinden gelenin en iyisini" yaptı,
gelecek aylarda daha da iyilerini yapacağımıza
inanıyoruz. Gecikmeden dolayı siz değerli
okuyucularımızdan özür diliyoruz, göstereceğiniz
anlayış için şimdiden teşekkür ediyoruz.
Hepinize özgür ve u/mutlu günler diliyorum. Gelecek
ay görüşmek üzere.
YAZAR : Mustafa ALKAN
UBUNTU KURULUMU
Buraya kadar olan bölümlerde Ubuntunun hangi
tabandan geldigini, masaüstü ortaminin ne oldugunu
ögrenmis olduk. Bu kurulum belgesinden sonra artik
Ubuntu da Profosyonellesme adimlarini atmis
olacagiz. Kisacasi kurulumdan tutunda diger tüm
islemler icin yazilarimizi okudukca ubuntu da artik
birseyler yapmak sorunlari cözmek sizlere cok kolay
gelecek. Ekip olarak bu yolda sizlere birseyler
sunmaya calisacagiz. Yazimizi fazla uzatmadan
kurulum asamasina gecelim. Burada ISO dosyasinin
nasil yazildigini filan anlatmaya gerek duymadik. Bu
yüzden ISO dosyasini yazdirirken söyle bir tip
vererek kurulum asamasina gecelim. Indirdiginiz ISO
dosyasi Windows`ta rar programi kurulu ise onun
kullandigi ikon ile indirdiginiz bölümde görünür. Bu
ikonun üzerine sag tikla birlikte ac diyerek yazdirma
programi secilir ve yazdir denilir. Bu sekilde iso
otomatik olarak CD ye yazilir. Bu uygulama Nero ve
CdburnerXP te calismaktadir.
ISO yu yazdirdik ve bilgisayarimizin baslangic yerini
eger BIOS ta BOOT icin CD tanimli degilse
BIOS`tan ilgili kisma gelip Birincil BOOT DISK CD
olarak isaretliyoruz. F10 basarak kaydetip cikiyoruz.
Yaptigimiz bu ayar ile Bilgisayarimizi CD ile acmis
oluyoruz. Ilk acilis ekranimizi asagidaki gibi...
Buradan Türkce secerek sistem dilini Türkcelestirmis
oluyoruz.
Sonraki asama baslangic icin gelecek menü asagidaki
resimde gösterilen sekilde „Bilgisayarinizda
Herhangi bir degisiklik yapmadan Ubuntu yu
deneyin“ secenegi ile sistemi baslatmis oluyoruz.
Burada secenegin adi üzerinde sistemde hic bir
degisiklik yapmadan Ubuntu Live CD (canliCD)
seklinde kullanabiliriz. Ekranda gördügünüz diger
secimleri biraz aciklayalim.
Ubuntu kur: bölümü secilirse sistem direk kur ile
aciliyor ve direk kuruluma basliyorsunuz. Bu
secenek ilk defa Ubuntu kullanacak birisi icin bence
uygun degildir.
Diski ariza icin kontrol et: bu bölümü kendi acimdan
hic kullanmasamda büyük ihtimal fsck yapip diskteki
bozuk kesimlere bakacaktir.
Bellek testi: Burada ramlerde bozukluk varmi onu
kontrol ediyor.
Birinci sabit diskten ac: Bu bölüm sistemi HDD den
baslatiyor. Önceden kurulmus sistem neyse acilis
onunla basliyor.
3
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
F1 Yardim: Burada yardimla ilgili bilgiler sunuyor.
F2 Dil: CD nin ilk boot asamasinda dil secenekleri
sundugu bölümü tekrar aciyor.
F3 Klavye: Klavye senecegi var. Burada istediginiz
klavye dil secenegini baslangicta
ayarlayabiliyorsunuz. Genellikle Dil secimi secerken
klavye dilide secilen dile göre ön tanimli olarak
seciliyor. Sistem dili farkli, kullandiginiz klavye
farkli ise. Örnegin, Ben Almanca klavye
kullaniyorum ama sistem dilini türkce kullaniyorum.
Bu sekilde kullanilacak sistemde ayarlamayi bu
sekilde baslangicta yapabilirsiniz.
F4 Kipler: Burada Normal, Güvenli grafik
kipi,sürücü güncelleme diskini kullan, ve OEM
kurulum üreticiler icin secenekleri bulunmakta.
Burada Güvenli grafik kipinden biraz bahsedeyim.
Önceden bu menu „grafik safe mode“ adinda ilk
listede yer aliyordu. Normal bir baslangic icin ekran
acilmiyor sistem kilitleniyor yada GDM giris
yapmadan ekrandaki renk karmasasindan dolayi
ubuntu acilis yapamiyorsa. Buradan bu kipi aktif
ederek yeniden deneme yapabilirsiniz.
OEM kullanici kipi, Bu bölüm genellikle üreticileri
icin düzenlenmis. Yanlis hatirlamiyorsam bu
bölümde ön tanimli bir kullanici olusturulup sistem
kuruluyor. Sonraki acilisi son kullanici yaptiginda
karsisina bir ekran cikiyor. Tekrar kullanici adini ve
sifrelerini girdikten sonra sistem aciliyor. Eski
kullanicida bir script yardimi ile siliniyor.
F6 Diger Secenekler: Burada kernelin baslangicta
calistirmasi gereken secenekler bulunmaktadir. Bazi
sistemlerde Live CD baslangicinda acpi=off
yapilmasi gerekebiliyor.
Ubuntu yu deneyin“ Bu secenegi secerek Ubuntuyu
aciyoruz.
Ubuntumuz aciliyor. Burada kernel bilgisayariniz
bulunan hardware kismina ve bir kac modül
calistiriyor. Bu kisim uzun sürebilir. Cünkü burada
sadece CD üzerinden bilgiler okunuyor.
Evet kahverengi masaütümüz gelmis bulunmakta.
Biz baslangicta dili türkce secmemismiydik gibi bir
soru akliniza gelebilir bu görüntü karsisinda. Bunu su
sekilde aciklayabilirim. ISO nun bir CD ye sigmasi
icin cok fazla dil destegi yüklenmiyor sanirim. Bu
diger Diller icinde böyle. Almanca kullandigim icin
oradan biliyorum. Ubuntuyu bu sekilde
bilgisayarinizda hic bir degisiklik yapmadan
kullanabilirsiniz. Ilk kullanacaklar icin 1 Numarali
tercihim bence ilk önce biraz canli CD keyfini
cikarin. Applications bölümünde programlari
görebilirsiniz. System altinda da sistem icin gerekli
uygulamalar bulunmakta. Bir not daha düseyim.
Programlar yavas aciliyor. Bu durum sistemin
yavaslandigindan kaynaklanmiyor. CD ile sistemi
calistirdigimizdan CD yi okumasi ve programi bulup
calistirmasi zaman alabiliyor.
Kura basliyoruz. Masaüstünde bulunan Kur ikonuna
cift tiklayarak kurulumu baslatiyoruz. Ilk karsimiza
cikacak Ekran dil bölümü
„Bilgisayarinizda Herhangi bir degisiklik yapmadan
4
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
Kullanacagimiz dili seciyoruz. Sag altta bulunan
Forwad ikonuna ile gecisleri yapiyoruz. Gelecek
ekran Bölgesel ayarlarimiz ve saat dilimi
Dil secenegimiz Türkce oldugu icin bu bölüm
otomatik olarak Avrupa/Istanbul zaman dilimine
göre kendisi otomatik ayarliyor. Baska bölgede
yasiyorsunuz. Kendiniz ayarlama yapabilirsiniz.
Gelecek ekranimiz klavye ayarlari
Resimde de görüldügü gibi bu bölümde klavye
ayarlarimizi ayarlayabiliyoruz. Dil secenegi türkçe
secildiginde bu bölümde otomatik olarak
Turkey>Turkey seklinde ayarli ve Önerilen Secenek:
Türkey kismi isaretli. Benim klavyem Almanca
oldugu icin bu bölümü acip kendi ayarlarimi yaptim.
Türkce F kullananlar yine buradan F klavye secerek
kullanabilir. Gelecek ekran Harddisk bölümü
Ubuntu ya yeni baslayacak birinin en cok kafasinin
karistigi bölüm burasi HDD kismi. Aslinda kafa
karistiracak bir yani yok gibi görünsede herkesin C
ve D mantigini artik ezberledigi icin bu kismida o
düzene göre yapmak istemelerinden dolayi SIKINTI
yaratiyor. Burada gördügünüz gibi birtane Windows
XP Profossional var ve bulundugu yeride
görebiliyoruz. /dev/sdb1 Bu demek oluyorki bu
bölüm birtane diske kurulmus. Sistemimizde SATA
HDD ler varsa bu adlandirma sdX seklinde eger IDE
disklerimiz varsa hdX seklinde Ubuntu tarafindan
adlandiriliyor. /dev: Linux altinda calistirdigimiz tüm
donanimlar buradan yönetilmektedir. Fare, klavye,
5
camera, ses karti gibi kullandigimiz donanimlar
buraya baglanir.
Disk yapilandirma bölümü iki kisimdan
olusmaktadir. Birinci kisim sistemimizde bulunan 3
farkli Diskten sadece birinin yapilandirilmasini
anlatiyor. 2. Kisim ise tek HDD üzerinde 3 parcaya
bölünmüs bir diskin yapilandirmasini ve Mantiksal
bölümün kullanimini anlatiyor.
1. Kisim; Sistemizde 3 tane Hard Disk var ve bu
adlandirma Ubuntu tarafindan su sekilde yapilmis.
1.HDD /dev/sda , 2. HDD /dev/sdb , 3. HDD
/dev/sdc. Resime dikkat ederseniz. „Yan yana kur,
acilista aralarinda biri secilebilsin“ kismi ön tanimli
isaretli. Bu su demektir, Eger bu secenekle kurulum
yapacaksaniz, sistem diskinizde Windows`un
bulundugu bölümden bos bir bölüm ayirarak ubuntu
yu kuracaktir. Bu sekilde NTFS olan disklerinizden
bir bölümü kücültülerek kurulum asamasina
gecilecektir.
Bütün diski kullan secenegi adi üzerinde diski
tamamen formatlayip Ubuntu icin ayarladiktan sonra
kurulum asamasina gececektir.
En büyük kesintisiz bos alani kullan secenegi sistem
de bulunan en büyük bos alani bulup kurulum
yapmak icin Ubuntu dosya sistemini degistirecek ve
kurulum asamasina gececektir. Elle yapilandirma
bölümü, biz anlatimda bu bölümü ele alacagiz.
Buraya kadar anlattigim yeri cok iyi anlamaniz
gerekiyor. Cünkü yapacaginiz herhangi bir degisiklik
belki sisteminizde dosyalari kaybetmenize neden
olabilir. „Bölümleri Elle belirt (Gelismis)“ secin.
Gelecek Ekran disk bölümlerini gösteriyor
Evet ekranimiza bakarak aciklama yapalim. Ubuntu
resimde gördügümüz /dev/sda bölümüne kurulacak.
Bu adlandirma sizlerde farkli olabilir. Bu örnekteki
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
Resimde gördünüz gibi /dev/sda altinda önceden
/dev/sda1 seklinde bulunan bölüm bos olarak
gözüküyor. Bu bölümü seciyoruz ve altta bulunan
„Yeni disk bölümü“ tiklayarak Ubuntu icin
bölümlerimizi olusturalim.
uygulamaya göre aygit secimini yapmayin. Ubuntu
icin 8GB lik bir diskimiz var ve NTFS dosya sistemi
ile formatlanmis.
/dev/sdb diskimizde Windows XP yüklü ve 3.
Diskimizde ise birtane Linux sürümü yüklü.
/dev/sda1 kismini seciyoruz ve sag altta bulunan
Disk bölümünü sil tikliyoruz. Bölümü silmis olduk.
Buradan diger resme geceleim.
Yeni bölüm icin yer: Burada ayarlayacagimiz
bölümün diskin basinda veya sonunda olmasini
istiyorsak ona göre secim yapabiliriz. Basinda olmasi
herzaman iyidir.
Nasil kullanilacagi: Buradan diskimiz icin uygun
dosya formatini secebiliriz. Ubuntu 9.04 te ön tanimli
dosya sistemi Ext3 tür. Ubuntu 9.10 ile beraber ön
tanimli dosya formati Ext4 olacaktir.
Baglama noktasi: Burasi Ubuntunun kalbinin oldugu
yerdir. Bu sekme icinde / , /home, /usr/, /tmp gibi
icerikler bulunur. Eger istersek buradan her dosya
icin özel bir disk bölümü olusturabiliriz. Bu kisa
özetten sonra bölümlemeye gecelim.
Yeni bölüm türü:
x Birincil
Megabayt:
7500
Yeni bölüm icin yer: x Baslangic
Nasil kullanilacagi: Ext4 Journaling File System
Baglama noktasi:
/
Yeni bir bölüm olustur penceremiz acilmis oldu.
Burada biraz aciklama yapalim.
Yeni bölüm türü: Bu kisim x Birincil ve x
Mantiksal kismindan olusmaktadir. Dikkat etmemiz
gereken önemli noktalardan birisi sudur. Eger tek
diskte 4 ten fazla bölüm bulunuyorsa ayarlanacak
bölümden birtanesini x mantiksal olarak
isaretlememiz gerekiyor. Burasi Windows`ta görünen
Extended kismina karsilik gelmektedir. Tek diskte 4
ten fazla yer bulunmayacaksa olusturacagimiz tüm
bölümler icin „Birincil“ olarak isaretleyebilirsiniz.
Megabayt: Bölüm boyutunu Megabayt cinsinden
girmelisiniz. Resimde 8589 MB yani 8.5GB
görünmekte.
6
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
Baglama noktasi bölümü tüm linuxlerde aynidir.
Mutlaka ilk kurulumda baglama noktasi / olarak
ayarlanmalidir. Bu bölüm secilmezse Linux
kurulumu yapmazsiniz. Ayarlarimizi yaptik ve OK
ile islemi onayliyoruz.
Tekrar tüm diskimizin oldugu bölüme gecmis olduk.
Disk görünümü su sekilde olacaktir.
/dev/sda
/dev/sda1 Ext4
Bilinmeyen
bos alan
/
7501
1085
Buradan bos alani secip yeni disk bölümü diyerek
Bölüm hazirlama ekranini aciyoruz.
Ayarlarimiz,
Yeni bölüm türü:
Megabayt:
Yeni Bölüm icin yer:
Nasil Kullanilacagi:
Baglama Noktasi:
Kurulum icin gerekli olan diskimizi hazirlamis
bulunmaktayiz. Ilk Örnegimiz bu kadar. Kurulumun
diger asamalarina gecmeden hemde bu bölümdeyken
2. Örnegimize gecmek istiyorum.
x Birincil
1085
Baslangic
Takas alani (Swap)
Linuxte Swap, HDD nizi bir nevi Ram gibi
kullanmak icin kullanabilir. Günümüz kosullarinda
her ne kadar bu alana pek gerek duyulmasada yinede
bir kac mb ayirmanizda fayda vardir. Örnegin 512
Ram`a sahip olan bir kullanici bu alan icin HDD
1GB lik bir yer ayirabilir. Eger 2GB raminiz varsa bu
alan icin en fazla 500MB ayirsaniz yeterlidir.
Hardiskimizin son durumunu görelim.
/dev/sda
/dev/sda1 Ext4
Bilinmeyen
/dev/sda2 swap
Bilinmeyen
/
2. Kisim: 80GB lik bir HDD 3 parcaya bölünmüs
durumda. Ubuntu tarafindan SATA HDD
kullandigimiz icin adlandirma sda seklinde ve
/dev/sda altinda.
Diskimize bir bakalim.
7501
1085
Temelde bir Linux kurulumu icin bu iki disk türüne
ihtiyac vardir.
Gördügünüz gibi /dev/sda altinda 3 bölüm var. Disk
boyutlarinida hemen görebiliyoruz. Burada bizim
kurulum yapacagimiz bölüm /dev/sda3 kismidir. X
Bölümleri elle belirt (Gelismis) seciyoruz. Forwad ile
sonraki kisma geçiyoruz.
7
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
Diskin boyutu 2300MB (23GB) Biz burada 2GB
swap (takas alani) olusturacagiz. Kullandigimiz Ram
1GB. Ayarlarimiz su sekilde olacak.
Yeni bölüm türü:
x Birincil
Megabayt:
21000
Yeni bölüm icin yer: Baslangic
Nasil Kullanilacagi: Ext4 Journaling File System
Baglama Noktasi:
/
Ayarlarimizi bu sekilde yaptik OK ile ayarlarimizi
onayliyoruz.
Ilk ayarlamimizdan sonra son görünüm su sekilde.
Disk tablomuz bu sekilde. /dev/sda3 kismini secip
„Disk bölümünü sil“ diyerek yapilandirmaya
gecelim.
/dev/sda
/dev/sda1
MB
63MB
/dev/sda2
MB
63MB
/dev/sda3
MB
bilinmeyen
Bos alan
ntfs
31453
ntfs
31453
Ext4
20999
Ayarlarimiz:
Yeni bölüm türü:
x Birincil
Megabayt:
1990
Yeni Bölüm icin yer: Baslangic
Nasil kullanilacagi: Takas alani (swap)
Baglama Noktasi:
Ayarlarimizi bu sekilde yaptiktan sonra OK ile
onaylayip son duruma bakalim.
Son durum
Buradan tekrar bos alani secip „Yeni disk bölümü“
tiklayarak Swap alani icinde bölümlendirme yapalim.
/dev/sda
/dev/sda1
MB
63MB
/dev/sda2
MB
63MB
/dev/sda3
MB
bilinmeyen
/dev/sda4
MB
Bilinmeyen
8
ntfs
31453
ntfs
31453
Ext4
20999
swap
1990
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
Tüm ayarlarimizi yapmis bulunduk. Gördügünüz
gibi tek bir HDD 4 tane bölümümüz var. Eger 5
bölüm olmus olsaydi. /dev/sda3 yapilandirirken
„Yeni bölüm türü“ nü x Mantiksal olarak secmemiz
gerekiyordu. Bunun icinde kisa bir anlatim yapalim.
Ilk olustacagimiz bölüm ubuntu kurulumu icin
gerekli olan / bölümü.
Hemen diskimizin ilk halinin oldugu bölüme
bakalim.
Gördügünüz gibi diskimiz 3 Bölümden olusuyor ve
her bölüm NTFS ile formatlanmis.
Harddiskimizin görünümü su sekilde,
/dev/sda
/dev/sda1
ntfs
MB
63MB
/dev/sda2
ntfs
MB
63MB
/dev/sda3
Ext4
MB
bilinmeyen
Bos alan
MB
31453
31453
10001
21987
Ikinci olusturacagimiz bölüm /home. Burasi bizim
Ev dizini olarak adlandirdigimiz bölümdür.
Olusturacagimiz kullanicilarin tamami bu dizin
icinde bulunur.
23000MB (23GB) Hard Diskin ilk bölümünü 10000
(10GB) olarak / icin ayarliyoruz:
Ayarlarimiz:
Yeni bölüm türü:
X Birincil
Megabayt:
10000
Yeni bölüm yeri:
Baslangic
Nasil Kullanilacagi: Ext4 Journaling File System
Baglama Noktasi:
/
OK tusu ile bu bölüm ayarlarini onayliyoruz.
9
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
Ayarlarimiz:
Yeni bölüm olustur:
Megabayt:
Yeni Bölüm icin yer:
Nasil kullanilacagi:
file system
Baglama noktasi:
Son asama icin Swap ayarlarimizida yapalim:
x Mantiksal
11987
Baslangic
Ext4 Journaling
/home
/home icinde ayarlarimiz bu sekilde yaparak OK ile
onayliyoruz.
Diskimizin görünümü su sekilde
/dev/sda
/dev/sda1
ntfs
31453 MB
63MB
/dev/sda2
ntfs
31453 MB
63MB
/dev/sda3
Ext4
20999 MB
bilinmeyen
/dev/sda5
Ext4 /home
MB
bilinmeyen
bos alan
1003 MB
11984
Gördügünüz gibi artik yeni bölüm türü gelmiyor.
Bundan sonraki olusturulacak her bölüm mantiksal
olarak ayarlanacak.
Megabayt:
1003
Yeni böüm icin yer: Baslangic
Nasil kullanilacagi: Takas alani (swap)
Baganlti noktasi:
Bu islemide bitirdikten sonra OK tusu ile
onayliyoruz. Diskimizin son haline bir bakalim.
/dev/sda
/dev/sda1
ntfs
31453 MB
63MB
/dev/sda2
ntfs
31453 MB
63MB
/dev/sda3
Ext4
20999 MB
bilinmeyen
/dev/sda5
Ext4 /home 11984
MB
bilinmeyen
/dev/sda6
swap
1003 MB
bilinmeyen
Disk bölümü anlatimi bu kadar. Bütün olasiliklara
göre disk yapilandirilmasini anlatmis olduk.
Anlattigimiz disk yapilandirilma bölümünde
kesinlikle bölümlendirmedeki rakamlara
takilmayiniz. Bölümlerin büyüklügü ve kücüklügü
size kalmis istediginiz sekilde boyutlandirabilirsiniz.
10
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
UBUNTU KURULUMU
Sonraki bölüme gecebiliriz. Gelecek ekran kimsiniz
bölümü.
Bu bölüm kurulumdaki en kolay asama. Sorulari
cevaplayarak bosluklari dolduruyoruz.
Güvenlik icin otomatik giris yap kismi ön tanimli
isaretli degil. Isterseniz bu kismi kendi isteginize
göre degistirebilirsiniz. Pek tavsiye edilmeyen bir
uygulamadir. Sizden baska kisilerde bilgisayarinizi
kullaniyorsa Otomatik giris sizin icin uygun degildir.
Gelecek ekran belgeleri ve ayarlari aktar.
Bu bölüm eger Windws`tan aktarmak istedigimiz
belgelerimiz veya mozilla icin bookmarks aktarmak
istersek ubuntu bizim icin direk buradan dosyalari
alip ayarlama yapabiliyor. Suanda bizde Windows
kurulu olmadigi icin bu bölüm bos görünüyor. Sizde
Windows varsa burada görünecektir. Gelecek ekran
kuruluma Hazir
Burada kurulum asamasinda gectigimiz bölümlerde
yaptigimiz yapilandirmanin bir özeti görünüyor.
Ayarlarimizda bir degisiklik yapmak istiyorsak
„Back“ ile geri gidip ayarlari düzenleyebiliriz.
Burada yükle ikonuna basmadigimiz sürece Ubuntu
Hard diskimizde hic bir degisiklik yapmayacaktir.
Kuru iptal ederek diskimizi eski seklinde kullanmis
oluruz. Evet herseyi dogru sekilde yaptigimiza
eminiz ve Ubuntu maceramizi yükle diyerek devam
ediyoruz. Bundan sonra Ubuntu kurulumu
yapacaktir. Eksik olan dil destegini internetten
kendisi indirip kuracaktir. Birdahaki baslangicta
11
ubuntuyu tamamen türkce olarak kullabilirsiniz.
Kullandiginiz bilgisayarin donanim özelliklerine göre
süre uzayip, kisalabilir. Ortalama 15 veya 20 dk dir.
Kurulum bittikten sonra sistemin yeniden
baslatilmasini isteyen bir ekran gelecek buradan
sistemi yeniden baslatabilirsiniz. Bu arada Ubuntu
kurulum yaparken sizde ubuntu da derin kesifler
yapabilirsiniz. Hic bir aksilik olmazsa yeniden
baslattiktan sonra sizi asagidaki ekran karsilayacaktir.
Buradan kullanmis oldugunuz kullanici adinizi ve
sifrenizi girerek Live Cd de karsilastigimiz kahve
rengi masaüstünü gececektir.
Tüm okuyucularimiza Ubuntu kullaniminda basarilar
dileyerek yazarak anlattigimiz kurulum belgesi
insallah isinize yarar.
YAZAR : Ömer KIRMIZI
GNOME
Ubuntu masaüstü uygulamaları bölümümüze
giriş yapmadan önce, ön tanımlı gelen Gnome'u
tanıtmakla girişi yapalım:
Gnome, (GNU Network Object Model
Environment) Unix ve Linux sistemlerinde kullanılan
masaüstü ortamıdır. Gnome, GNU Projesinin önemli
parçalarından biridir. 1997 yılında Richard Stallman,
özgür yazılım öğelerini tam anlamıyla taşıyan bir
masaüstü uygulaması için arayışa girer.
Ek Bilgi: O yıllarda KDE'nin kullandığı Qt
kütüphaneleri, GPL lisansı ile lisanslı değildi.
Sonraki zamanlarda Norveçli firmaya özgür
kesimden gelen baskılar sonucu, Qt kütüphanelerinin
bir bölümünü GPL lisansı yapar. Nokia, Trolltech
firmasını aldıktan sonra Qt'nin 4.5 sürümünden
itibaren Lisansı LGPL olarak dağıtılmaya
başlanmıştır.
Richard Stallman`nın bu arayışları sonucu,
Miguel De Icaza ve Frederico Mena tarafından
projeye başlanır. Mart 1999 yılında, Gnome 1.0
sürümünü yayınlar. Aynı yılda Eazel ve HelixCode
firmaları kurulur. Eazel firması Gnome için dosya
yönetim aracı olan Nautilus'u geliştirir. HelixCode
firması da PIM ve Ximan Evolution`u geliştirdi. Bu
iki büyük projeyi Gnome'a kazandıran firmalardan
Eazel, Mayıs 2001'de iflas eder. 2 Yıl sonra Miguel
De Icaza ve Nat Friedman'in sahip olduğu HelixCode
firması, Novell`e satılır.
2000 yılının Ağustos ayında, Gnome
Foundation'un kurulmasıyla IBM, Sun Microsystems
12
ve Hewlett-Packard katılır. Şu anki katılım listesi,
firma bazında bir hayli yüksektir ( ACCESS,
Canonical, Debian, Project Free Software
Foundation, İgalia, Intel, Motorola, Mozilla,
Foundation, Nokia, Novell, OLPC, Red Hat,
Software Freedom Law Center, Sugar Labs) Diğer
taraftan bu firmalar, Gnome Foundation`a
finansmanda yardımcı olmaktadır.
GİMP-Toolkit (GTK+) kütüphanesi, Peter
Mattis, Spencer Kimball ve Josh MacDonald
tarafından geliştirilmiştir. "C" programlama dilinde
yazılan bu kütüphaneler, Gnome'dan başka Xfce
masaüstünde de kullanılır. Şu anki güncel sürümü
"GTK+2"dir.
Gnome ile gelen Programlara kısa kısa değinelim:
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
GNOME
Nautilus: Windows Explorer'a veya Mac'te bulunan
Finder`a benzetebiliriz. GPL ile lisanslanmış olan
Nautilus, Gnome 1.4 sürümünden sonra Gnome
Projesinin bir parçası olur ve Gnome ile birlikte
dağıtılır.
PIM (Personal İnformation Manager): Microsoft
Outlook ve Apple Ical ile aynı görevi üstlenir.
Evince: PDF Dokümanları için kullanılan program,
Gnome 2.12 sürümü ile birlikte, ön tanımlı olarak
yayınlanmıştır. "C++" programlama diliyle
yazılmıştır.
Ekiga: Özgür bir yazılımdır. Eski adı GnomeMeeting
olan program, Skype türü bir yazılımdır. Video
konferans veya sesli konuşma için kullanılır.
http://ekiga.org/
Sawfish: (http://sawfish.wikia.com/wiki/Main_Page)
Gnome 2.1 Sürümüne kadar, Gnome'un pencere
yöneticisi olarak görev yapmıştır.
Mono: Microsoft Windows`un Net platformuna
karşılık gelen bu yazılım, 2004 yılında yayınlanarak,
Microsoft`un Net platformuna alternatifler sunmuştur.
http://www.mono-project.com/Main Page
Metacity: Gnome 2.2 sürümünden itibaren, ön
tanımlı pencere yöneticisi olarak kullanılan Metacity,
Havoc Pennington tarafından geliştirilmeye başlandı
ve GPL lisansı ile yayınlandı. Gnome için özel
programlanan metacity, resmi olarak Gnome
Projesinin bir parçasıdır.
Beagle: Özgür yazılım olarak dağıtılan program,
Gnome için arama görevini üstlenir. Bu programla
dosya, email ve oluşturulan katologlarda arama
yapmak mümkündür.
Epiphany: Ücretsiz web gezgini programıdır. Gecko
tabanlı olan bu program, Gnome Projesi için tam
uyumludur ve ön tanımlı internet gezgini aracıdır.
Sound Juicer: Unix ve Linux sistemleri için
yazılmıştır. Cdparonia kütüphanelerini kullanarak,
ses CDlerini okur. Ayrıca; Gstreamer modülü ile
başka ses dosyalarını, başka formatlara çevirme
yeteneği vardır.
Gstreamer: LPGL lisansı altında dağıtılan bu
uygulama, "C" diliyle yazılmıştır. Digital ortamlarda
seslerin işlenmesi için kullanılır.
Brasero: Gelişmiş CD-DVD yazım programıdır.
Brasero'dan önce GnomeBaker adında bir program
bu görevi üstleniyordu.
Evolution: E-postalarınızı yönetme dışında, içinde
bulunan takvim ve adres defteri ile randevularınıza
ve adreslerinize kolayca ulaşabileceğiniz, hepsi bir
arada türünden bir programdır.
Gnome yukarıda açıkladığımız, bu kadar kısa
bir içeriğe sahip değildir. Program listesi de bu kadar
kısa değildir. Genel olarak Gnome Projesi adı altında
bir çok proje ile Gnome desteğini almaktadır. Biz
içlerinden gündelik, herkesin kullanabileceği, bir kaç
programı okuyucularımıza özetlemiş olduk. Genel
liste için http://projects.gnome.org/ adresine
bakabilirsiniz. İşte böyle bir projeyi de Ubuntu
kendine masaüstü ortamı seçerek kendi popülerliğini
elinde tutmuş oluyor.
İki düşüncenin tek bir amacı var; kolay kullanım...
Gelecek yazımız hakkında biraz bilgi
vereyim: İçeriği geniş açıdan Ubuntu kurulumu ile
ilgili olacak. Yetiştirebilirsem biraz da Terminal'in
öneminden bahsedeceğim. Aslında, internette bir çok
resimli kurulum belgeleri var, hatta wiki.ubuntu-tr'de
de var. Burada tekrar Ubuntu kurulum belgesinin
yazılmasını istememin tek sebebi, yeni kullanıcıların
Ubuntu kurarken HDD bölümündeki sıkıntılarını aza
indirmek... Üç HDD'ye sahip bir sistemde ve/veya
tek HDD'de çoklu bölümlerden oluşan bir sistemde
nasıl Ubuntu için HDD ayarları yapılır, bunları
anlatmak istiyoruz.
11. Sayıda sizlerle buluşmak üzere hoşçakalın.
F-Spot: Resimlerinizi kolay bir şekilde
yönetebileceğiniz basit bir arayüze sahip programdır.
Totem: Gnome'un resmi media oynatıcısıdır. Xinelib ve Gstreamer kullanarak tüm media uzantılarını
calıştırabilecek güce sahiptir.
13
YAZAR : Ömer KIRMIZI
3G DEĞERLENDİRMESİ
Bir adet 3G diyalog örneği:
Geçenlerde 3G yedim, çok lezzetliydi. Tavsiye
ederim, mutlaka yemelisin.
:S Yahu 3G, görüntülü görüşmeye yarayan bir şey.
Yenen bir şey değil ki. :S
Hadi yaa, ben de çok fazla reklam yapılınca yenen
bir şey sanmıştım, beni kültürlü sanasın diye öyle
söylediydim.
:S ...
30 Temmuz itibariyle GSM operatörlerimiz 3G
hizmeti vermeye başladıklarını açıkladılar. Henüz 3G
hizmetini sunmaya başlamadan bile aşırı reklam
yapıyorlardı, 3G'yi hizmete sunduklarından itibaren
reklamlarda da artış oldu elbette, müşteri kapmaca
oyunu yalnızca “göz boyama” ile oynanıyor
nedense... Biz 3G'yi tam performans ile kullanmaya
ne zaman başlarız, bu başlangıca eriştiğimiz gün
diğer ülkeler kaç G'yi görür, bilinmez...
3G ile şirketimin bana tahsis ettiği USB Stick
aracılığıyla tanışma fırsatım oldu. Seçme şansım
olsaydı Vodafone'yi tercih ederdim, çünkü Linux
standardları da bir 3G teknolojisidir.
UMTS klasik frekans veya zaman çoklu iletişim
(multiple access) tekniklerinden prensip olarak cok
farklı olan kod çoklu iletişim CDMA (Code Division
Multiple Access) teknolojisini kullanir. Bir çeşit
dağınık frekans (spread spectrum) tekniği olan bu
Cihaz modeli: Huawei Technologies Co., Ltd. E620
teknolojide kullanıcılar 5MHz genişligindeki aynı
USB Modem
banttan haberleşirler. Her vericinin sinyali özgün bir
yonga koduyla çarpılarak (bu kodun hızı
Not: Gelecek ay, Turkcell'in yeni cihazı ile
3.84Mchips/s) 5MHz genişliğindeki spektruma
Vodafone'nin cihazları hakkındaki araştırma yapmış
yayılır. Alıcı da bu spektruma yayılmış sinyali aynı
olacağım. Belki Avea'nın da cihazı ile test imkanı
yonga koduyla çarparak veriyi elde eder.
bulurum, kim bilir?
3G’nin 2G’ye göre getirmiş olduğu en büyük yenilik
taban olarak alınan verinin ses değil sayısal veri
Öncelikle, Network Manager'in geliştiricilerine
teşekkürlerimi iletmek istiyorum. “NetworkManager olmasıdır. Buna ek olarak, 3G sisteminde cihazlar
Uygulamacığı 0.7.0.100” versiyonu ile birkaç adımda bant genişliğini sadece veri alışverişi sırasında işgal
ederler. İlk örnekleri Japonya’da 1998 yılında
kolayca bağlantı sağladım.
kullanıma açılan bu teknoloji, 2003'ten itibaren
https://wiki.ubuntu.com/NetworkManager/Hardware/ Avrupa’ya da gelmiştir.
Avantajları
3G ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz.
3G’nin getirmiş olduğu birçok yenilik vardır:
Mesajlaşma, internet erişimi ve yüksek hızda çoklu
3G hakkındaki teorik bilgiyi, 3gnedir.net adresinden ortam haberleşme desteği
Gelişmiş hizmet kalitesi
aktarıyorum.
Gelişmiş pil ömrü
Konumlandırma hizmetlerinin sağlanması
"3. Nesil GSM Hizmetleri (3G ya da 3N) üçüncü
İşletim ve bakım kolaylığı
nesil kablosuz telefon teknolojisilerine verilen genel
Mevcut şebekelerle birlikte çalışabilirlik, 2G’ye
addır. Aynı 1G ve 2G gibi, hücresel bir ağ sistemi
dolaşım sağlayabilme
kullanır. 3G teknolojilerine örnek olarak Universal
Mevcut şebekelere geriye doğru uyum sağlayabilme,
Mobile Telecommunications System (yani Evrensel
düşük kurulum maliyeti
Mobil İletişim Sistemi) anlamına gelen UMTS
Gelişmiş güvenlik yöntemleri sayesinde mobil
verilebilir. Bunun yanında Kuzey Amerika’da
ticarete ortam sağlayabilme
kullanılan CDMA2000 ve Japonya’da Freedom of
Goruntulu konusmayida sağlar
Mobile Multimedia Access (Mobil Çoklu Ortam
Medya haberciliği açısında çekilen video
Erişimine Özgürlük) anlamına gelen FOMA
desteği var. Neyse, 3G henüz hizmete girmeden
Turkcell'in verdiği 3G destekli cihazla yaptığım
testler, bağlanırken yaşadığım sorunlar ve güzellikler
hakkında bir yazı olacak.
14
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
3G DEĞERLENDİRMESİ
görüntülerinin en hızlı bir şekilde haber merkezine
yetiştirilmesi
Son Kullanıcı açısında YouTube hesabınıza direk
video gönderimi ve paylaşımı
http://youtube.com/my_profile_mobile?action_create
=1
4 saatte indirilen 700 MB’lık Divx bilgisi 1 saatte
indirilecek (2 mbit hız)
Görüntülü komuşmayı sağlar.
Geliştirmeler
İlk tasarımlarda işlemci hızı gerekliliğini düşük
tutmak adına kullanılan basit algoritmalar yüzünden
hız düşük kalmakta ve daha da kötüsü gidilen hıza
göre değişebilmektedir. Bu soruna çözüm olması
açısından HSDPA (İngilizce High Speed Downlink
Packet Access, yani Yüksek Hızlı Veri Pakedi
İndirme İmkanı) ve HSUPA (İngilizce High Speed
Uplink Packet Access, yani Yüksek Hızlı Veri
Pakedi Yükleme İmkanı) teknolojileri yaratılmıştır.
Bu teknolojiler sayesinde ortalama transfer hızı
gidilen hızdan bağımsız olarak indirme ve yüklemede
saniyede 1 mbit civarlarında olmaktadır. Aynı ilk
nesil 3G’de olduğu gibi, HSDPA da ilk Japonya’da
kullanıma açılmıştır.
Sorunlar
3G, her ne kadar bant genişliğini verimli kullanmak
ve “tıkanma”nın önüne geçmek için tasarlanmış olsa
da radyo emisyonu için çok geliştirilmemiş
algoritmalar kullanmaktadır. Bunun sonucu olarak
3G cihazlar gidilen hız ve ortam koşullarına göre veri
transfer hızını değiştirirler:
0 ile 40 km/saat arasında, 3G’nin teorik hızı saniyede
2 mbit civarındadır.
40 ile 120 km/saat arasında, 3G’nin veri alışveriş hızı
saniyede 386 kbit’e geriler.
Yaklaşık 360 km/saat hızın ötesine çıkılınca, 3G
verinin aktarılmasında ciddi sorunlar yaşamaya
başlayabilir!
Kullanılan modülasyon tekniği cep telefonlarında
doğrusallığı yüksek RF güç yükselteçlerinin
kullanilmasini zorunlu kılmıştır. Bu da genelde
telefonun en çok akım çeken ve verimliliğinin pil
ömrüne direkt etkisi olan güç yükselteçlerinin düşük
verimle kullanılmasına ve özellikle ilk nesil
telefonların pil ömürlerininin kısa olmasına neden
olmuştur.
Buna ek olarak, 3G ile birlikte kullanılan frekans
15
bandı 2100 / 2400 Mhz civarlarına çekilmiştir. Eğer
900 Mhz GSM standardına göre karşılaştırırsak, bu
değişiklik kapsama alanının dokuz kata kadar
küçülmesi anlamına gelmektedir! Dolayısıyla
şehirlerde binalar, açık alanlarda ise alanın
büyüklüğü yüzünden 3G kapsama alanı dar
kalmaktadır.
Bu iki sorunun çözümü için 4G teknolojisi
planlanmaktadır.
Gelecek Nesil öngörüleri:
4. Nesil GSM Hizmeti
Türkiye’de 3. Nesil Teknolojiler
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
3G DEĞERLENDİRMESİ
Yaşadığım en büyük sorun: Cihazı Windows
kurulu bir bilgisayarda çalıştırıp 3G ile bağlanmadan
Ubuntu altında 3G ile bağlantı sağlayamadım.
Yaşadığım en güzel şey ise, Ubuntu altında birkaç
dakikada bağlantı kurabilirken, Windows XP ve
Vista altında 15 dakikadan az bir sürede kurulumun
gerçekleşmemesiydi. Yaşadığım sorunlardan bir
diğeri ise, Windows altında bağlanmadan Ubuntu
altında çalıştırmaya çalıştığım 3G destekli cihaza
Turkcell'in mükemmel(!) destek vermesiydi. GPRS 2G- ile bağlandığımı, 3G bölgesinde olmama rağmen
3G ile bağlanamadığımı ilettim lakin hiçbir şekilde
mağduriyetimi gidermedi. Cayma bedeli olmaksızın
cihazın iadesi, faturada indirim ya da herhangi bir
çözüm önerisi istedim, hiçbirisi kabul edilmedi.
Sadece, yaşadığım sıkıntılar hakkındaki görüşlerim
“öneri” olarak alındı. Linux konusunda neredeyse
hiçbir şekilde destek veremediklerini bizzat tecrübe
ettim.
7 Eylül 2007 tarihinde Telekomünikasyon Kurumu
tarafından yapılan 3. Nesil lisans ihalesi, tek bir GSM
operatörünün (Turkcell) katılması, diğer
operatörlerin ise Numara taşınabilirliği olmadan
ihaleye katılmayacaklarını belirtmeleri üzerine ihale
iptal edilmiştir.
Yeni 3. Nesil GSM Hizmetleri Lisans ihalesi 28
Kasım 2008'de tekrar yapıldı.Turkcell A tipi lisansı
358 milyon Euro, Vodafone B tipi lisansı 250 milyon
Euro, Avea C tipi lisansı 214 milyon Euro’ya aldı."
Son paragrafa bir yorum yapmak istiyorum, çok
yanlış anlaşılıyor çünkü. Lisans türlerine göre hızlar
değişmiyor. Yalnızca operatörün kaç kullanıcıya
hizmet verebileceğini ön görüyor bu lisans. Yani
rakamlarla açıklayacak olursak; -rakamlar gerçeği
yansıtmamaktadır, yaklaşık oranlar ifade edilmek
istenmiştir- Turkcell 30 milyon, Vodafone 20
milyon, Avea ise 10 milyon kullanıcıya bu hizmeti
verebilecek.
Teorik bilginin yeterli olduğunu düşünerek
yaşadıklarım ve yaptığım testlerin sonuçlarını
aktarmaya çalışacağım.
16
Kendi yazılımlarını kurmadan da kota bilgilerini
öğrenmek, mesaj göndermek/almak gibi işlemleri
yapamıyor olmam da ayrı bir mağduriyetti. Wine ile
kurmaya çalıştım, 1.0.1 versiyonu ile bu mümkün
olmadı. 1.1.27 versiyonunu denemek istedim ve
https://launchpad.net/~ubuntu-wine/+archive/ppa
adresinden sistemime uygun olanı indirdim. Wine'nin
bu sürümü ile yazılım rahat bir şekilde kuruldu lakin
yazılım nedense cihazı algılayamadı. Üzerinde fazla
uğraşamadım, belki diğer sayıda yazılımını da
kullanmayı başarmış bir şekilde çıkarım karşınıza.
3G'nin ülkemize girişi ve kaydedilen ilerlemenin
boyutunu diğer ülkelerle kıyaslayacak olursak;
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
3G DEĞERLENDİRMESİ
“TÜRKİYE, yıllardır tartıştığı cep telefonunda
üçüncü nesil (3G) teknolojisine geçerek dünyada bu
teknolojiyi kullanan 121’inci ülke oldu. Global
Mobile Supplier Association (GSA)- Küresel Mobil
Tedarikçiler Birliği’nin son verilerine göre, hepsi
üçüncü nesil teknoloji olan 3G, WCDMA, HSPA,
LTE kullanan ülke sayısı dünyada 120. Türkiye 30
Temmuz itibariyle bu teknolojiye geçen 121’inci
ülke oldu. Angola, Özbekistan, Ermenistan, Nijerya,
Nikaragua, Suriye, Türkiye’den önce 3G’ye geçen
ülkeler arasında yer aldı.
Dünyada ilk 3G ağı Japon operatör NTT DoCoMO
tarafından kuruldu. Ses, veri, video ve uzaktan
yönetim gibi gelişmiş multimedya ve e-posta, web
sayfası görüntüleme, faks, videokonferans gibi
özellikler sunan 3G, yüksek hızda internet erişimi de
sağlıyor. Büyük ölçüde cep telefonu ile
özdeşleştirilen 3G sadece cep telefonlarından
kullanılan bir teknoloji değil. Askeri operasyonlar,
ulaştırma, uzay, haberleşme gibi birçok farklı
kulanım alanı da var. Kaynak: nethaber.com”
Yalnızca merkezî yerlerde biraz da olsa iyi olan
hızlar merkezlerden uzaklaşınca felakete dönüşüyor.
En çok kızdığım ve üzüldüğüm şey ise duyduğum bir
haber oldu. “Doğu bölgelerinde 3 GSM operatörü de
hizmet ağını 2011 gibi genişletmeyi düşünüyor.”
Niçin? Doğu mahrumiyet bölgesi değil ya!
Ülkemizin gelişmesini gerçekten istiyorsak herkese
aynı muameleyi yapmak durumundayız, herkese aynı
şartları sunmalıyız...
isteyeceğim birçok şeyi özetlemiş. Birkaç gazeteci ve
yazarın da görüşlerine yer verilmiş. Okumanızı
tavsiye ediyorum.
http://www.3gnedir.net/3g-geldi-samimiyet-gitti.html
Sözü daha fazla uzatmadan yaptığım testlerin
sonuçlarını aktarayım.
Testin yapıldığı site: speedtest.net
Kadiköy, sahilde bir restorantta 180 derece dönülmüş
hali
İşletim Sistem(ler)i: Ubuntu 9.04 ve Windows Vista
Konumlar: Hareketli/hareketsiz, kapalı/açık alanlar
Kullanılan cihaz ve şebeke: Turkcell ~ Huawei
Technologies Co., Ltd. E620 USB Modem -3G
henüz gelmeden alınmış, 3G destekli-
kadıköy sahil açık alan
Kullanılan bilgisayar(lar): Ubuntu / Sony Vaio VGNFE31H ~ Vista / HP Compaq Presario C700
Turkcell'in sitesinde yazana göre 21mbps'ye kadar
hizmet verebiliyorlarmış. Hadi diyelim cihaz
7.2mbps destekliyor, bunu bile göremedim. :)
Kadiköy, sahilde bir restorantta
kadıköy sahil açık alan 180 derece dönülmüş hali
“3G geldi, samimiyet gitti” başlıklı yazı, anlatmak
17
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
3G DEĞERLENDİRMESİ
Zeynep Kamil/askerlik şubesi açık alan
zeynep kamil/askerlik şubesi açık alan 180 derece
Mecidiköy-otobüste hareket halinde
Mecidiköy-otobüste hareket halinde 180 derece
hali
Mecidiyeköy açık alan
dönülmüş hali
Mecidiyeköy açık alan 180 derece dönülmüş hali
Güneşli>Gülbahar Caddesi yüksek ve kapalı alan
Güneşli>Gülbahar Caddesi yüksek ve kapalı alan,
dönülmüş hali
Şişli-Hürriyet Tepesi açık alan
Şişli-Hürriyet Tepesi açık alan 180 derece dönülmüş
18
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
3G DEĞERLENDİRMESİ
180 derece dönülmüş hali
Beylikdüzü>İhlas Marmara Evleri>Çarşı>Restorant
Kocasinan>Kapalı alan
Göztepe>kapalı alan>Vista
Boğaz Köprüsü'nün tam ortası>Metrobüs ile hareket
halinde
Avcılar>Otobüs ile hareket halinde
Herhangi bir hareket ile bağlantı hızının değiştiğini
gördüm, Windows'ta Ubuntu'dan daha hızlı
bağlanıldığını da üzülerek gördüm. Gelecek ay Linux
sürücüsü olan ve Linux desteği olan Vodafone'nin
cihazı ile yaptığım test sonuçlarını ve yaşadıklarımı
sizlerle paylaşacağım. Tüm operatörlerin Linux
desteği vermesi, 3G alt yapı çalışmalarına hız
Beylikdüzü>İhlas Marmara Evleri>Cami Avlusu
Göztepe>kapalı alan>Ubuntu
19
YAZAR : Mustafa ALKAN
LİSP: GEÇMİŞTEN GELEN UZAYLI
Uzay Teknolojisi
"Lisp Ona hakim olduğunuzda elde edeceğiniz
aydınlanma deneyimi nedeniyle öğrenmeye değer.
Bu deneyim, Lisp'in kendisini çok sık kullanmasanız
bile hayatınızın geri kalan kısmında sizi daha iyi bir
programcı haline getirecektir". (Eric Raymond)
(+ 5 7) bu simgeler size bir şey ifade ediyor mu?
Etmiyor diyorsanız niçin Lisp için genelde
programcıların uzaydan gelmiş muamelesini uygun
gördüklerini anlıyorsunuz demektir. Korkunç,
parantezlerle dolu bir dil gibi görünür bir çoğuna.
Mesela "normal" bir C ailesinden gelme dilde
3+(4*5)+6 ifadesi az çok bir anlam ifade eder
herkese ve değeri, 29 olur. Lisp'te bu işlem,
(+ 3 (* 4 5) 6) ile ifade edilir. Ama yukardaki normal
dildeki ifade de parantezler isteğe bağlıdır.
Kullanılmasa da olur. 3+ 4*5 +6 ifadesi de geçerlidir.
Oysa Lisp'te hiç bir parantez fazlalık değildir.
Parantezler sayesinde dilin yapısı tanımlanır. Lisp'te
bir işlemde operatör parantezden hemen sonra
yazılır. Yukardaki (+ 5 7) ifadesi 5+7 değerine
eşittir.(+5 7 8) ifadesi ise 20 sayısını verir.
Genelde programcılara yeni gelen bu dilin
tarihini incelediğimiz zaman Fortran'dan sonra ikinci
en eski Üst düzeyli programlama dili olduğu görülür.
Üst düzeyden kasıt makine dilinden ziyade konuşma
diline yakınlıktır. Fortranla akran olmasına rağmen
ilk çıktıkları dönemlerde aralarında büyük farklar
vardı. Fortran geçirdiği bunca yıllık evrimle git gide
Lisp diline yaklaşmıştır ama alacak daha çok yolu
var. Bugün aslında çok ünlü programcıların (mesela
yahoo store kurucusu Paul Graham)ortak fikirleri
günümüzün parlak programa dillerinden perl, python,
ruby gibi dillerin 50 yaşındaki Lisp'e yeni yetişmekte
olduklarıdır ama hala kaçırdıkları şeyler
var(Makrolar gibi; Perl 6 makroları barındıracak ama
hala çıkmadı). Lisp 1958 yılında John McCarthy
tarafından MIT de öğretim üyesiyken matematiğe
bağlı kuramsal bir çalışma olarak doğdu.
McCarthy'nin amacı bir programlama dili yaratmak
değil, 1950'lerde ortaya atılan Turing makinesine bir
alternatif getirmekti. Bir Yüksek lisans öğrencisi
McCarthy'e bu çalışmanın bir programa
dönüşebileceğini söylemesiyle Lisp bugünkü halini
almaya başlamıştır(Bu öğrenci 1962 yılında ilk sanal
oyun olan Spacewars'ı yazan Steve Russel'dır.).
Lisp'in işte bu matematiksel niteliği onun hiç bir
zaman eskimeyeceğini göstermektedir. Çünkü
matematik eskimez.
Lisp ismi aslında bir çok lehçeyi barındıran
bir familyanın ismidir. Bu lehçelerden bazıları:
Common Lisp(En çok kullanılan Lisp lehçesidir),
Scheme(Daha çok Üniversitelerde eğitim amaçlı
kullanılır. MIT'te ve Ülkemizde Bilgi
Üniversitesinde Bilgisayar Bilimleri Bölümlerinde
okutuluyor.), AutoCad'de kullanılan AutoLisp,
Emacs metin editöründe kullanılan EmacsLisp, Paul
Graham'ın geliştirdiği ve çiçeği burnunda bir lehçe
olan Arc vb...
Lisp programcıları kodun dışardan görünen
ürkütücü yanına rağmen aslında açık, anlaşılır
programlar yazmayı kolaylaştırdığını düşünürler.
Practical Common Lisp kitabı yazarı Peter Seibel Bu
dilin düşüncelerinizle programın nasıl çalışacağı ve
yazdığınız kod arasında açık ve kolay anlaşılır bir
köprü kurduğunu vurgular. Lisp'in öne çıkan
özellikleri derlenen bir dil olduğu için yorumlanan
dillere göre (python, perl, ruby gibi diller...) oldukça
hızlı çalışabilmesidir. Yapılan testlerde makine diline
daha yakın olan C dilinden çok az yavaş olduğu
20
görülüyor. Buna rağmen C'den bu küçük hız farkının
yanında geliştirme süresindeki oldukça büyük
uçurumla ayrılıyor. C dilinde satırlarla yazılan bir
programı çok daha az satırda ve zamanda Lisp ile
yazmak mümkün.
Dinamik kod yazımı, çöp toplama özelliği, Nesne
yönelimli programlama, Kendi kendini
programlayabilen programlar(makrolar), ile Lisp
bugün hepsine birden halen hiç bir dilin neredeyse
sahip olamadığı ve yeniymiş gibi sunulan özelliklere
50 yıldır sahip. Gerçekten de uzaylı teknolojisi gibi.
Peki bunca güzel yanına rağmen niçin yaygın bir
şekilde kullanılmıyor?
Aslında Lisp gerçekten usta programcılar
tarafından yıllardır büyük projelerde kullanılıyor.
Genelde yapay zeka çalışmaları için kullanıldığı
vrsayılsa da geniş bir uygulama alanı vardır. Paul
Graham'ın Hackerlar ve Ressamlar isimli kitabında
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
LİSP: GEÇMİŞTEN GELEN UZAYLI
anlattığı kendi öyküsü buna en büyük örneklerden
biridir. 1990'lı yıllarda Harward mezunu olan, On
Lisp kitabını yazmış bir genç birkaç arkadaşıyla bir
kaç bin dolar harcayıp viaweb isimli bir sanal
mağaza sitesi kurarlar. O yıllarda bu alanda rakip
sayısı onlarla ifade ediliyordur ve bu "rakipler"
genelde C++ ve perl kullanıyordur. Graham bunun
Windowsa bağımlılık yaratacağını söylüyor. Lisp ile
yazdıkları Viaweb editörüyle rakiplerine nal
toplatırlar. Şirketleri gittikçe öne geçer. Rakip
firmalar bir değişikliği daha duyururken Viaweb onu
çalıştırmış olur. Bunu Lisp'in esnekliğine
borçludurlar. Rakipleri Viaweb'in ajan kullandığını
düşünüyordur muhtemelen ama asla Lisp'ten
şüphelenmezler. Lisp gizli silahlarıdır. Kodların
%25'inde diğer dillerde olmayan makroları
kullanırlar. Makrolar derlenme esnasında koda
müdahale etmeyi sağlamaktadırlar. Bu sayede
programlanabilen programlar oluşur. Sonuçta Yahoo
milyonlarca dolar vererek Viaweb'i satın alır ve Paul
Graham şişkin bir banka hesabı sahibi olur. Graham
bu durumu şöyle açıklıyor:"Zenginim çünkü
masaüstümde freeBSD kullanıyorum ". Açık kaynak
ve Lisp gücünü göstermiştir. Graham ortalama şirket
olmak istemiyorsanız herkesin kullandığı dilleri
kullanmayın der. Java, Php gibi diller hantal
geliştirme yapısına rağmen büyük şirketler için
birebirdir. Çünkü etrafta bir sürü bu işi yapan
programcı vardır ve pek naz yapmazlar. Patron canı
ne zaman isterse o zaman işten kovar ve yerine gelen
ortalama programcı OOP sayesinde kaldığı yerden
sorun olmadan devam eder. Oysa yeni bir firma
mücadele edebilmek için hızlı büyümelidir ve radikal
yöntemler kullanmalıdır. Graham'ın düşünceleri
bunlar. Bir çoğunuz hak veriyor olmalısınız.
Piyasada bu yüzden Lisp ilanı veren bir
yazılım şirketi görmek zordur. Ülkemizde Kor
bilişim Common Lisp kullanarak ticari yazılımlar
üretmektedir. Coretal server buna örnektir(bkz.
www.core.gen.tr). Reddit sitesi de ilk yzıldığında
Common Lisp ile yazılmıştı. Daha sonra site
yöneticileri daha iyi bildikleri Python'a geçtiler.
Fazlamesai.net'te geçen şu habere göre .NET
platformu da bazı bölümlerinde Lisp
kullanmış."Meğer meşhur .NET platformunun ana
bileşenlerinden biri olan CLR (Common Language
Runtime) sisteminin çöp toplayıcısı (garbage
collector) Lisp ile yazılmış.
Sağlam Lisp "hacker"larından olan ve bir süredir MS
için çalışan, CLR'nin baş mimarlığını yapan Patrick
Dussud'un yazdığı Lisp kodu daha sonra bir Lisp'ten
C'ye dönüştürücü ile C'ye dönüştürülmüş ve bu kod
da MS'deki bir stajyer programcı tarafından
"temizlenip" derlenip piyasaya sürülmüş."
Lisp'ten bu kadar bahsettikten sonra
Ubuntu'da Lisp geliştirme ortamını nasıl
kuracağımızı da görelim. (Fazla mesai sitesindeki
kurulum belgeleri güncellenerek kullanılmıştır.)
Önce apt-get install emacs22 ile yada
synapticten emacsın son sürümünü işaretliyerek
kuruyoruz. Emacs çok işimize yarayacak çünkü Lisp
için biçilmiş kaftan oluyor. Şu paketleri de kurmakta
fayda var:
sudo apt-get install cl-clx-sbcl ; CL ile X
window sistemi arasında köprü kuran paket.
sudo apt-get install cl-uffi ; CL ile diğer
diller arası iletişim için.
sudo apt-get install sbcl ; Lisp derleyicisi
olarak SBCL(Stell Bank Common Lisp) tercih
ediyoruz.
21
sudo apt-get install cl-mcclim cl-mcclim-doc
cl-mcclim-examples ;Common Lisp ile grafik
uygulamalar geliştirmek için gerekli paketleri ve
örnekleri kurduyoruz.
sudo apt-get install cl-ppcre ; Regexp
düzenli ifadeler paketi.
Aşağıdaki iki paket ile CL dökümanlarını
kurmuş oluyoruz.
sudo apt-get install cltl
sudo apt-get install hyperspec
Sıra geldi Emacs ile SBCL Lisp ortamı arasındaki
iletişimi kuran Slime paketini kurmaya. Bunu da
synapticten yada;
sudo apt-get install slime ile kuruyoruz.
Slime kurduğumuza emacs configrasyonunu
yapmamız lazım. Ev dizinindeyken konsolda; emacs
.emacs komutunu vererek, .emacs dosyasını
düzenliyoruz. Boş olan dosyaya
(setq inferior-lisp-program
"/usr/bin/sbcl")
(add-to-list 'load-path
"/home/kullanici-adı/slime")
(require 'slime)
(slime-setup)
Kodlarını ekliyoruz. Burada kullanıcı adını kendi
ubuntu kullanıcı adınızla değiştiriyorsunuz. Emacs
editörü bildiğimiz editörlerden biraz farklıdır.
Alışana kadar zaman alıyor. Yazdığımız kodu
kaydetmek için C-x ve C-s kombinasyonunu
kullanıyoruz. Yani Ctrl basılı iken x ve s tuşlarına
peşpeşe basıyoruz. Kaydetme başarılı ise C-x C-c ile
emacstan çıkıyoruz.
Şimdi konsolda tekrar emacs yazıp emacsı
çalıştırıyoruz ve M-x ile (yani Alt tuşuna basılı iken
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
LİSP: GEÇMİŞTEN GELEN UZAYLI
x tuşuna da basıp) Altta Mx yazdığını ve bizden bir şey yazmamız için
giriş alanı açıldığını görüyoruz. Buraya slime yazıyoruz. Mx slime
yazılı olunca enter tuşuna basınca emacs bir takım işlemler yapıyor ve
CL_USER> yazısı ile kullanıma hazır hale geliyor. İlk programınızı
burada çalıştırabilirsiniz.
CL_USER> "Merhaba Sudo"
"Merhaba Sudo"
CL-USER> (* 5 8)
40
CL-USER>(format t "merhaba sudo")
merhaba sudo
Bu komutla da ekrana yazdırmış olduk.
Fonksiyonlarla çalışmak için basitçe:
CL-USER>(defun selamlama()
(format t "Merhaba Sudo"))
SELAMLAMA
Böylece selamlama fonksiyonunu
tanımlamış olduk. Bu fonksiyon
ekrana "Merhaba Sudo" yazacak.
Fonksiyonu şu şekilde çağırıyoruz:
CL-USER>(selamlama)
Merhaba Sudo NIL
selamlama fonksiyonunu
çalıştırınca, fonksiyon içinde
tanımladığımız format ifadesi
ekrana yazdırma işini yaptı. NIL
ifadesini de format ifadesini
değerlendirerek bastı. NIL diğer
dillerdeki null veya false ifadesine
denktir.
Peki yazdığımız dosyayı nasıl
kaydedeceğiz? Bunun için emacsta
yeni bir dosya açalım. C-x C-f
kombinasyonu bu işi görür.(Ctrl-x
ve f ) Bize en altta dosya ismini
soruyor. ilk.lisp yazıp enter deyince
dosyamız boş bir halde karşımıza
çıkıyor. Yukardaki fonksiyonu bu
dosyaya yazalım tekrar.
(defun selamlama() (format t
"Merhaba Sudo"))
(selamlama)
22
C-x C-s ile kaydedelim. Derlemek için ise Yukardaki
Slime menusunde compilation>compile/load
sekmesiyle yada kısaca C-c C-k ile derleyelim.
Emacs iki bölüme ayrılır. Alttaki bölümde CLUSER> yazan yere
(selamlama) yazınca merhaba sudo yazısıyla
karşılaşırsanız işlem tamam demektir. Bir de dosyayı
dışarıdan çağıralım. C-x C-c ile emacsı kapatıp,
sonra yeniden açalım. M-x yazıp(Alt basılı iken x
tuşlayın)en alta slime yazarak slime'ı devreye
sokalım.
CL-USER>(load "ilk.lisp")
komutunu çalıştırınca fonksiyonda (selamlama)
komutu çalışacağı için Merhaba Sudo NIL yazısını
görmüş olacağız.
Böylece Lisp hakkında genel bir bilgi ve İşe yarar bir
CL ortamı kurulumunu gördük. Gerisi size kalmış.
İnternet üzerinde bolca döküman, e-kitap var.
İngilizce olsalar da işe yararlar. Mesela:
http://www.gigamonkeys.com/book/ (Practical
Common Lisp)
http://www.paulgraham.com/onlisp.html
http://www.ileriseviye.org/Makale/lisperati-tr/
(Renkli ve eğlenceli bir kaynak)
Yazıda faydalanılan kaynaklar: Paul Graham,
Hackerlar ve Ressamlar ; Fazlamesai.net, wikipedia ;
http://www.gigamonkeys.com/book/ (Practical
Common Lisp)
YAZAR : Levent ALTUNÖZ
DHCP NEDİR?
Merhaba SUDO okuyucuları, bir sayıda daha
beraberiz. Bu seferki yazımda, Ubuntu üzerinde
DHCP server kurulumu ve konfigürasyonunu
anlatmaya çalışacağım ama önce DHCP nedir onu
öğrenelim.
DHCP : Bir bilgisayar ağındaki istemci
bilgisayarlara, TCP/IP, DNS gibi ayarların,
otomatik olarak ayarlanması için kullanılan bir
yöntemdir.
1. 1. 1. 1. 1. 1. 1. 1.
DHCP, evimiz de dahil,
işyerlerinin çoğunda kullanılır. ADSL
modemlerimizin hepsinde DHCP özelliği vardır.
Modemimize 3 kablosuz bilgisayar
bağladığımızı düşünürsek, bunlar IP'lerini
modem üzerindeki DHCP servisi sayesinde
alırlar ve internete bağlanırlar. Tabi ki eğer
modem üzerinde, özel bir ayar yapmadıysak.
Bu kısa bilgiden sonra, gelelim DHCP Server'ımızı
kurmaya ve yapılandırmaya...
“sudo apt-get install dhcp3-server”
Komutunu veriyoruz.
The following extra packages will be installed:
libcap1
Suggested packages:
dhcp3-server-ldap
The following NEW packages will be installed:
dhcp3-server libcap1
0 upgraded, 2 newly installed, 0 to remove and 0 not
upgraded.
Need to get 381kB of archives.
After this operation, 946kB of additional disk space
will be used.
Do you want to continue [Y/n]?
Gelen bu soruya “evet” dedikten sonra, kısa bir süre
kurulum için bekliyoruz. Kurulum bittikten sonra
konfigürasyona geçebiliriz.
"eth0 eth1".
INTERFACES="eth0"
Ben, “eth0” olan ethernet kartımdan dağıtım
yapacağım için yukarıdaki şekilde ayarladım. Bu
dosyayı kaydedip kapatabiliriz.
Konsole'dan:
Daha sonra iç ağımızın şekillenmesi için ikinci
konfigürasyon dosyamıza geçmemiz gerekiyor. Yine
Konsole'dan;
“sudo cp /etc/default/dhcp3-server
/etc/default/dhcp3-server_backup”
“sudo cp /etc/dhcp3/dhcpd.conf
/etc/dhcp3/dhcpd.conf_backup”
komutu ile önce, “dhcp3-server” konfigürasyon
dosyamızın yedeğini aldık. Daha sonra:
komutu ile “dhcpd.conf” dosyamızın yedeğini aldık
ve
“sudo gedit /etc/default/dhcp3-server”
“sudo gedit /etc/dhcp3/dhcpd.conf”
komutu ile konfigürasyon dosyamızı açıyoruz.
Burada yapacağımız fazla birşey yok. Sadece:
komutu ile ikinci ve son konfigürasyon dosyamızı
açıp, işlemlere geçebilriz.
# On what interfaces should the DHCP server
(dhcpd) serve DHCP requests?
#
Separate multiple interfaces with spaces, e.g.
"eth0 eth1".
INTERFACES=""
# option definitions common to all supported networks...
option domain-name "example.org";
option domain-name-servers ns1.example.org,
ns2.example.org;
kısmını bularak, hangi ethernet kartımız iç ağa
DHCP hizmeti verecekse, onu belirtiyoruz. (eth0,
eth1 vb..)
# On what interfaces should the DHCP server
(dhcpd) serve DHCP requests?
#
Separate multiple interfaces with spaces, e.g.
23
default-lease-time 600;
max-lease-time 7200;
Açtığımız konfigrasyon dosyamızda bu kısmı buluyoruz. Her
satırın başına “#” işareti koyarak bu satırları iptal ediyoruz.
Çünkü bu satırlar, örnek oluşturması için orada duruyorlar ve
bizim işimze yaramazlar. Bizim işimize yarayan satırlar ise:
# A slightly different configuration for an internal subnet.
#subnet 10.5.5.0 netmask 255.255.255.224 {
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
DHCP NEDİR?
# range 10.5.5.26 10.5.5.30;
# option domain-name-servers ns1.internal.example.org;
# option domain-name "internal.example.org";
# option routers 10.5.5.1;
# option broadcast-address 10.5.5.31;
# default-lease-time 600;
# max-lease-time 7200;
#}
Bu satırları bulup
# A slightly different configuration for an internal subnet.
subnet 192.168.0.0 netmask 255.255.255.0 {
range 192.168.0.100 192.168.0.200;
option domain-name-servers 202.188.0.133, 202.188.1.5;
option domain-name "tm.net.my";
option routers 192.168.0.1;
option broadcast-address 192.168.0.255;
default-lease-time 600;
max-lease-time 7200;
}
yukarıdaki şekilde değiştiriyoruz. Burada;
“Option routers” da ise DHCP server hangi IP'den
internete çıkıyorsa onu vermeniz gerekmektedir.
“Option broadcast-address”te DHCP server'ımız
hangi ağa etki edecekse onu yazıyoruz.
“default....” ve “ max-lease...” ayarları aynı kalsın.
Bütün konfigürasyonu tamamladık. Sıra geldi DHCP
serverımızı aktif hale getirmeye: Konsoldan
“sudo /etc/init.d/dhcp3-server restart”
komutu ile DHCP servisimizi yeniden başlattıktan
sonra, DHCP serverımız IP dağıtmaya hazır!
Not: IP dağıtacağımız ethernet kartımıza, statik bir IP
vermeyi unutmayın. Yoksa DHCP'miz aktif hale
gelmeyecektir.
“subnet...” ile başlayan satır, ağ maskemizi temsil
ediyor. Burayı, ağınızı nasıl şekillendirmek
isterseniz, o şekilde ayarlayabilirsiniz (10.0.0.0,
172.24.16.0, vb... gibi)
“netmask....” ile devam eden ise alt ağ maskesi
olacak ve genellikle standart “255.255.255.0”dır.
“range ….” ise DHCP Server'ınızdan, ağınıza uygun
hangi IP aralıklarında IP dağıtacağınızı belirlemeniz
için kullanılır. Örnekte “192.168.0.100”den “200”e
kadar verilmiş.
“Option domain name servers” ve bir altındaki
satırda kendi DNS ayarlarınızı yapabilirsiniz.
24
YAZAR : Emre ÖNER
VI ve NANO
kaydetme komutu ":w"dir, dolayısıyla ":wq" komutu
ile değişiklikleri kaydederek dosyadan çıkarız.
Değişiklikleri kaydetmeden dosyadan çıkmak için ise
":q!" komutunu kullanmalıyız. ":e!" komutu ise
diskten dosyayı kaydetmeden tekrar açar. Yani,
dosyada o ana kadar yaptığımız bütün değişiklikleri
siler.
Ayrıca Vi'de, imleçten itibaren belirli
kısımları niteleyen nesneler vardır. Bunlar tek başına
kullanıldıklarında, imleci niteledikleri yerlere
götürürler; bir komutla birlikte kullanılınca o yerle
ilgili işlemlerde bulunurlar. Bunların sık
kullanılanları ve anlamları şu şekildedir:
Metin Editörleri - I
Linux dağıtımlarında, hatta bütün işletim
sistemlerinde en çok hangi program kullanılmıştır
diye bir soru olsa, metin düzenleyiciler kesinlikle ilk
üç'e girerdi. Bildiğiniz gibi Linux'ta metin işlemcileri
bol miktarda kullanılır ve bu yüzden de çeşitli metin
editörleri vardır çeşitli amaçlar için kullanılan.
Ubuntu ile bol bol kullandığımız gedit, KDE ile
beraber gelen Kate, Kwrite'in yanında Vi(m), Emacs,
Pico ve Nano gibi konsol tabanlı, özellikle GUI
kullanamazken kullanabileceğimiz editörler de
vardır. Bu yazıdaki konumuz Vi ve Nano olacak.
VI
Vi'nin oldukça eski bir geçmişi vardır. Daha
eski "ed" isimli bir editörden türetilmiştir. Şu anda en
çok kullanılan editörlerden biridir. Bunun nedeni de,
ilk başta zor görünmesine rağmen, kullanışlı olması
ve çoğu dağıtımda standart olarak gelmesidir. Vi'nin
Vim(ViImproved) adında bir geliştirilmiş versiyonu
vardır ve çoğu dağıtımda "Vi" deyince kastedilen
"Vim"dir. Vim, tamamen Vi ile geri uyumludur
Bütün Vi komutlarını kullanabilirsiniz. Ayrıca Vim,
size Vi'ye ek olarak bilinen programlama dillerinde
yazılmış kodları renklendirme, sınırsız geri alma
imkanı, eklenti desteği, scripting imkanı, yazım
denetimi ve daha bir sürü özelliği sunar. Bu yazıda
anlatacağımız komutlar Vi'de de Vim'de de aynı
şekilde çalışacaktır. Vi'nin ayrıca GVim adında (bu
belgenin de yazıldığı) bir GTK önyüzü de bulunur.
Vi'nin, yeni başlayanlara en zor gelen tarafı,
iki modu olmasıdır; komut modu ve ekleme modu.
Vi, uyumluluk amacıyla, her klavyede kullanılan
tuşları kullanmak üzere tasarlanmıştır. Vi ile dosyayı
açmak, basit bir şekilde "vim dosyaadi" komutu ile
olur. Editörü ilk açtığımızda karşımıza gelen komut
modudur. Ekleme moduna geçmek için "i" tuşuna
basabilirsiniz. Eğer ekleme modundan çıkıp, tekrar
komut moduna girmek isterseniz, “ESC” tuşunu
kullanmalısınız.
Komut modunda, dosyada gezinmek için
"h","j","k" ve "l" tuşları kullanılır. Sırasıyla sola,
aşağı, yukarı ve sağa gitmek için. Komut modunda,
adından da anlaşılabileceği gibi, dosyamızda
düzenlemeler yapmak için komutları kullanırız.
Komut vermeye başlamak için öncelikle ":" tuşuna
basarız, ardından komutumuzu gireriz. Örneğin, bir
dosyadan çıkmak için ":q" komutu kullanılır. Bu
komut, dosyadan çıkmamızı sağlar, ancak eğer
dosyada değişiklik varsa, değişikliği kaydetmemiz
veya görmezden gelmemiz istenir. Değişiklikleri
25
"w": Bir kelime ileri
"b": Bir kelime geri
"e": Kelimenin sonu
"(": Cümlenin başı
")": Cümlenin sonu
"{": Paragrafın başı
"}": Paragrafın sonu
"0": Satırın başı
"$": Satırın sonu
Örneğin; "d" harfine basarak, belgede
istediğimiz bir kısmı silebiliriz. Bu komut nesnelerle
beraber kullanılır. Örneğin "dw" yazarsanız, komut
modunda, imleçten diğer kelimenin başına kadar olan
kısım silinir. Aynı şekilde "d0", imleçten itibaren
satırın başına kadar olan karekterleri siler. "d"
komutunu tekrarlarla da kullanabilirsiniz. Örneğin;
imleçten sonraki üç kelimeyi silmek istiyorsanız,
kullanmanız gereken komut "d3w"dir. Ek olarak "dd"
ile bütün bir satırı silebilirsiniz. Örneğin; "3dd" ile de
birden çok satırı silebilirsiniz. Sildiğiniz kısmı başka
bir yere yapıştırmak için ise, "p"ye basmanız
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
VI ve NANO
yeterlidir.
Vi ile dosyalarda arama yapmak da çok
kolaydır. "/kelime" komutu ile, dosyadaki
"kelime"leri aramış olursunuz. "/" veya "n" diyerek
aramanızı tekrarlayabilirsiniz. Eğer "/"ı, "?" ile
değiştirirseniz de aramanızı, yönü geriye dönük
olarak yaparsınız. Eğer bulduğunuz dizgeleri
değiştirmek istiyorsanız, başka dizgelerle
":s/eski/yeni" ile bulunan "eski"yi "yeni" yapabilir,
":s/eski/yeni/g" ile bir satırdaki bütün "eski"leri
"yeni"leştirebilir veya ":%s/eski/yeni/g" ile
değiştirmeyi bütün belgeye yayabilirsiniz.
Vi kullanırken, sol-alt köşede, bulunduğunuz
satır ve sütünu görebilirsiniz. Eğer belirli bir satıra
gitmek istiyorsanız, bu örneğimizde 23. satır olsun,
":23" veya "23G" komutlarını kullanabilirsiniz.
Ayrıca "o" veya "O" ile, bulunduğunuz satırın
üstünde veya altında açılan yeni bir satıra, düzenleme
modunda geçebilirsiniz. Programlama yapanların en
çok kullandığı özelliklerden biri de parantezlerin
karşılığını bulma özelliğidir. Bir parantezin üzerine
imleci getirip "%" tuşuna bastığınızda, editör o
parantezin karşılığını bulur ve imlecinizi oraya
götürür.
Eğer Vi kullanırken bir karekteri değiştirmek
istiyorsanız, imleci değiştirmek istediğiniz karekterin
üzerine getirip, değiştirmek istediğiniz karakter
olarak "r*" komutunu verirseniz, imlecin üzerinde
olduğu karakter, "*"a dönüşür. Bir kelimeyi veya
cümleyi değiştirmek istiyorsanız da imleci
kelime/cümlenin başına getirip "cw" veya "c)"
komutlarını kullanabilirsiniz. Kısaca "c[nesne]"
şeklindedir kullanımı. Ayrıca "x" tuşuna basarak
imlecin bulunduğu karakteri silebilir, "X" tuşu ile
imleçten bir önceki karakteri silebilirsiniz. Örneğin;
"2x" diyerek bu işlemi tekrarlı olarak uygulayabilir,
yani verdiğiniz sayıda karakteri silebiirsiniz.
Eğer yazınızda bir hata yaptıysanız, "u"
komutu ile yaptığınız son değişikliği geri
alabilirsiniz. "U" komutu ile de bir satırda yaptığınız
bütün değişiklikler geri alınır.
Vi'nin kullanışlı özelliklerinden biri de
dışarıdan komut çalıştırabilmesidir. ":!komut"
şeklinde bir komutu çalıştırıp, çıktısını editörünüzden
çıkmadan görebilirsiniz. Bu işlem, özellikle program
yazarken çok işinize yarayacaktır. Aynı zamanda ":r
!komut" şeklinde bir kullanımla da "komut"un
çıktısını imlecin bulunduğu satırdan sonrasına
ekleyebilirsiniz. Örneğin "!r !ls" komutu, Vi'yi
açtığınız klasördeki dosyaların listesini belgenize
eklersiniz.
NANO
Nano, yine Linux'ta konsoldan
kullanabileceğimiz editörlerden bir tanesedir. Vi'den
daha kolay olması onu tercih sebebi yapar. Vi gibi
komut modu ve ekleme modu gibi modları yoktur.
Bir nevi ekleme modunda açılır ve komutlar "CTRL
+ harf" kombinasyonlarıyla verilir. Konsola az işiniz
düşüyorsa ve Vi öğrenmek istemiyorsanız
kullanabileceğiniz basit bir editördür. "nano
dosya_adi" şeklinde açtığınızda, karşınıza gelen basit
arayüzde zaten sık kullanılan komutlar yazmaktadır.
Nano, Vi ye göre daha interaktiftir. Size sorular sorar
ne yapmak istediğinizle ilgili. Örneğin Vi'de bir
dosyayı kaydedip kapatmak için yapmanız gereken
":wq" komutu iken, aynısını Nano'da yapmak için
"CTRL + x" e basmalı, "Değiştirilmiş arabellek
kaydedilsin mi?" sorusuna "e" yanıtını vermeli ve
sonra karşınıza gelen dosya adını onaylamalısınız.
26
Nano, size
interaktif bir ortam
sunuduğu için
kullanımı daha
kolaydır. Ayrıca
“CTRL + G” ile
komutların
açıklamalarını
bulabilirsiniz.
Kısaca bahsetmek
gerekirse
komutlardan:
- Kopyalama ve yapıştırma: "CTRL + K" ile
bir satırı kesebilir, kestiğiniz satırı "CTRL + U" ile
yapıştırabilirsiniz.
- Arama: "CTRL + W" ile belgede bir metni
arayabilirsiniz
- Konum: "CTRL + C" ile imlecinizin bulunduğu
konumu öğrenebilirsiniz.
Nano'da varsayılan olarak Syntax
Highlighting gelmez. Yani, herhangi bir dilde
yazıdığınız kodu renklerle daha anlaşılır kılamaz.
Bunu Nano'ya, ufak bir dokunuş ile kazandırabiliriz:
Nano'ya kod renklendirme özelliği
kazandırabilmek için "/etc/nanorc" dosyasını yetkili
kullanıcı olarak açıyoruz. Gelen belgenin aşağılarına
doğru programlama dillerinin listesini ve hepsinin
altlarında "Include" ile başlayan satırları göreceğiz.
Eğer bu Include satırlarının başlarındaki "#"yi
silersek, başka bir deyişle uncommentlersek, Nano'yu
tekrar açtığımızda, kodlarımız rengarenk görünür :).
Şimdilik bu kadar. Ekte Vi komutları için bir referans
kağıdı bulabilirsiniz. Print alıp elinizin altında
bulunması yararlı olabilir. İyi eğlenceler.
YAZAR : Utku DEMİR
ALARM CLOCK
Uyarınıza bir isim vermek istiyorsanız "Kısa Ad"
bölümüne, uyarının ne ile ilgili olduğunu yazın. Ben
"toplantı" dedim.
ALARM CLOCK
Uzun saatlerimizi bilgisayar başında geçiriyoruz.
Gün içinde toplantılar, çalan telefonlar, "döncem
size" diye o anlık başımızdan savdıklarımız... Bu
yoğun tempoda aramayı unuttuğumuz kişler ya da
yapmayı unuttuğumuz şeyler olmuyor mu? Elbette
oluyor. Eskiden parmağımıza ip bağlardık, sonra
postitler masamızın veya monitörümüzün üstünü
kaplamaya başladı. Her işimizi kolaylaştırmaya
çalışan Ubuntu'nun, bunun için de bir çözümü var
tabii ki: Alarm Clock:
Bu basit programı Synaptic'ten bulup kurabiliriz.
Yapacağınız şey oldukça basit; Alarm Clock'un sizi
hangi gün, saat kaçta uyaracağını ayarlamak:
Programı açtıktan sonra "Ekle"ye basıp açılan
menüde "Yeni bir uyarı yarat"ı tıklayın ve “Tamam”
deyin.
Uyarı zamanını, programın sizi saat kaçta uyarmasını
istiyorsanız, o saate ayarlayın. Laf aramızda, olması
gerekenden biraz erkene ayarlayın ki kendinizi
toparlayana kadar gecikmeyin. Tarih kısmında içinde
bulunduğunuz gün öntanımlı olarak yer alır. Ancak,
Alarm Clock'un sizi haftanın belirli günleri, aynı
saatte uyarmasınız istiyorsanız "Çizelge" kısmını da
kullanabilirsiniz .
Ubuntu, programı kurduktan sonra Uygulamalar >
Donatılar menüsünde kullanımıza sunar.
27
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
ALARM CLOCK
Son aşamada uyarımızın sesli olup
olmayacağına karar verelim:
Bilgilendirme sekmesine gidip "Olayda ses çal"ı
tıklayalım. Eğer Alarm Clock'un sizi, sizin seçtiğiniz
bir şarkı veya ses dosyası ile uyarmasını istiyorsanız
"Tercihler"i açıp hedef dosyayı göstermeniz lazım.
"Tamam" dedikten sonra, Alarm Clock panelemize yerleşecek ve belirttiğiniz saatte, istediniz şarkı ile sizi
uyaracaktır.
28
YAZAR : Murat CEBİR
HEARTSMAGIC ve BYTAN RÖPORTAJI
Bilgisayarına Ubuntu kuran herkesin ilk
yaptığı şeylerden biri de www.foum.ubuntu-tr.org'yi
sık kullanılanlarına eklemektir. Ubuntu'nun
Türkiye'deki yerel sitesi olan ve online olarak 7/24
Ubuntu kullanıcılarına yardımcı olmaya çalışan
sitenin Proje Sorumlusu Serkan ÇALIŞ ve Genel
Koordinatörü Tansel TANYEL ile Ubuntu ve Linux
üzerine merak ettiklerimiz hakkında konuştuk.
SUDO: -Ubuntu'nun Türkiye'de daha
çok tanınması için ne gibi
faaliyetleriniz var?
heartsmagic: Şu anda faaliyetlerimiz
Ubuntu Türkiye platformu çatısı altında
yaptıklarımız ve kişisel gayretlerimizin
ötesine geçemiyor ne yazık ki. Bunda en büyük
etmen çeşitli imkânsızlıklarla boğuşuyor olmamız.
En başta da vakit sıkıntısı yer alıyor, zira hem iş hem
de sosyal hayatımızdan geriye kalan vakitlerde bu işe
destek veriyoruz.
Kişisel gayretlerimizse her GNU/Linux destekçisinin
yaptığı şeylerden ibaret. Bu işlerle ilgisi olan
insanlara elimizden geldiğince GNU/Linux ve bu
bağlamda Ubuntu'yu anlatmaya çalışıyoruz. İlgi
duyarlarsa birer CD hediye ederek kendilerini
Ubuntu ile tanıştırıp, yaşadıkları sorunları beraberce
hallediyoruz.
SUDO: -Ülkemizde Linux ve Ubuntu
ile ilgili yeterli yayının olduğuna
inanıyor musunuz?
heartsmagic: Elbette hayır. Son zamanlarda çıkan edergi sayısında bir hayli artış var, bu durum bizleri
sevindiriyor. Fakat yeterli mi diye sorulduğunda
cevap kesinlikle hayır olacaktır. Zira bu dergilerde
çıkan yazıların da sınırı bir yere kadar dayanıyor.
Halbuki bu dünya o kadar geniş ki, kaleme alınacak
konu o kadar fazla ki, şu anki yayımlanan
dergilerden çok daha fazlasına ihtiyaç var. Sayı
artmasa bile içerik yönünden daha ileride olunması
gerekiyor. Bunun için de Linux'u bilen, tabir-i caizse
kalifiye insanların yazar olarak bu dergilerde
yerlerini alması gerekmekte.
Basılı yayımdan bahsetmek isterdim ancak şu an
ülkemiz bu iş için yeterli potansiyele sahip değil.
Kendi başına çıkan bir derginin bile durumunu
gördük bir süre sonra. Kaldı ki arkasında çok büyük
bir yayın grubu vardı. Haliyle Linux ve basılı yayım
denince ne yazık ki Windows dergilerinin yanında
verilen ekler aklımız geliyor. Ne zaman ki Linux
ülkemize gerçek ve hak ettiği yere gelir, işte o zaman
pazardaki devlerin ilgisi bize doğru kayar. Böylece
dergiler için potansiyel doğar ve bizler basılı
yayımları da raflarda görürüz.
bytan: İşletim sistemlerinin birbirleri
arasındaki kullanım oranları ile
sistemlere ait kitapların birbirleri
arasındaki oranlarını karşılaştırabilsek,
aralarındaki korelasyonun yüksek olmadığını
görebiliriz. Eğer bu oran korunsa, her 100 bilgisayar
kitabından 1'inin Linux, her 300 bilgisayar
kitabından 1'inin ise Ubuntu hakkında yazılmış
olması gerekirdi.
29
Raflarda olan kitaplardan bazılarının ise, bir önceki
sene satılan baskılarındaki kernel numaralarının
düzenlenmesi ve kapağının yenilenmesi dışında pek
farklı olmadığını görüyoruz. Yine de bardağın dolu
tarafından bakarsak, bu yayınların, Linux
kullanımıyla ilgili temel bilgilerin öğrenilmesi için
yeterli olacağını söyleyebiliriz. Bunun yanında, son 34 senedeki basılan kitapların sayısındaki artışı
düşünerek, önümüzdeki yıllarda hem yayın hem de
çeşit olarak bu alandaki açığın kapanacağını umut
ediyorum.
SUDO: -Resmi olarak desteklenen bir
Linux dağıtımı olduğu halde sizce neden hala Linux
Türk insanı için uzak bir şey?
heartsmagic: Bu biraz toplumların
gelişim süreçleri ile alakalı. Şöyle bir
düşünecek olursak bilgisayarın hayatımıza girişi çok
yakın değil gibi görünmekte. Fakat bu uzak tarihi
şöyle bir irdelediğimizde bilgisayarın devlet daireleri,
üniversiteler, özel şirketler gibi yerlerin haricinde
topluma pek nüfuz edemediğini görürüz. Benim
neslimden insanlara sorduğunuzda genelde
bilgisayarla tanışma yaşı olarak çoğunlukla on dokuz
veya yirmili yaşları söyleyeceklerdir. Tanıştıkları
işletim sisteminden bahsetmiyorum bile. Durum
böyle olunca bu neslin Linux tarafına kayması da çok
nadir oluyor ya da biraz vakit gerektiriyor.
Genç nesle baktığımızda ise durum -üzülerek
söylüyorum- daha da içler acısı. Ne yazık ki birçoğu
bilgisayarı sadece MSN veya son zamanların popüler
sosyal ağı Facebook'tan ibaret olarak görmekte.
Yanına biraz da oyun kattığımızda bilgisayar asıl
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
HEARTSMAGIC ve BYTAN RÖPORTAJI
işlevinden çok uzak bir alet hükmüne geçiyor. Belki
son zamanlarda bu cümle çok gevelenir oldu, çok
ayaklar altına indi ancak gerçekleri değiştiremeyiz.
Kısacası ortada bir bilinç noksanlığı var. Bu insanlara
ne kadar anlatsak da Linux ile tanışmaları zorlu bir
süreç olacaktır. Ortada bir suçlu yok aslında, insan
elinin altındaki sistem ihtiyacını karşılıyorsa, daha
fazlasına ihtiyacı yoksa veya özel bir ilgi duymuyor,
merak etmiyorsa yapılacak fazla bir şey kalmıyor
geriye. Aradan sadece bazı hususi ilgi duyanları
çekip alabiliyoruz. Konu buraya gelmişken
madalyonun diğer yüzünü çevirmemiz gerekiyor.
Linux şu anda "merak edenlerin" kullanacağı bir
konumda yer almakta. Zira merak etmeyen insan
yaşanılan ufak tefek ama can sıkan durumlarda
bırakabiliyor kendisini. Ne zaman ki çok rahat bir
şekilde at koştururlar Linux üzerinde, ne zamanki
pazar Linux'a tam destek verir işte o zaman önlerine
sorunsuz bir alternatif olarak sunarız Linux'u.
Sorunsuz diyorum zira şu anda en fazla ilgi gören
dağıtımlardan biri olan Ubuntu bile kullanıcının
önüne sorunları getirebiliyor. Bunlardan bazılarının
kaynağı kendisi olsa bile birçoğu aslında pazardaki
desteğin yetersizliğinden kaynaklanıyor.
Kendi içimizden çıkan dağıtım olan Pardus'tan
bahsedelim biraz da. Son da söyleyeceğimi başta dile
getirerek devam edeyim. Ben her şeye rağmen
Pardus'un doğru yolda olduğunu düşünenlerdenim.
Sorunlar yaşanmıyor mu? Elbette yaşanıyor ancak
hangi projede sorun yok ki. Ayrıca Linux'un kendi
sorunlarını da miras alarak yola çıkan Pardus bizim
gibi bir ülkede hayat bulmuştur, hem de resmi
destekle. Fakat Pardus'un olgunlaşmasının yanında
bizlerin hayatına girişi pek kolay olmayacaktır.
Bizler Linux'un yaygınlaşmasından bahsediyorken,
onun bir alt kümesi olan Pardus'un
yaygınlaşmasından ve problemlerinden nasıl
bahsetmeyiz? Sonuç olarak kendisi dile getirdiğim
bilinç noksanlığını bir çırpıda yıkıp atamaz. Bir
dönüşüm gerekiyor bunun için. Önce devlet daireleri,
okullar resmi destekle tanıştırılmalı. Gerçi bu
yapılıyor ancak yeterli ivme sağlanamadı. Bunu da
hoş görmek lazım. Her şey bizim evimizdeki kadar
kolay olmuyor. Zaman zaman çok sert eleştiriler
alıyor Pardus bu konuda, fakat ben "empati"
yetersizliğine veriyorum bunu. Sanılandan çok daha
zor bir olay bu, bir de böyle destek yerine köstek
olununca işler daha da zorlaşıyor. "Devlet" dediğimiz
şey benim gözümde çok hantal bir organizma gibidir.
Bazı şeylerin olması için köklü değişikliklere ya da
zamana ihtiyaç var.
Bu arada bilinç demişken, platformumuzda
gördüğüm ve bizi mutlu eden bazı şeyleri dile
getirmeden geçemeyeceğim. Bazı çocuk sahibi
üyelerimiz onları Linux ile nasıl tanıştırdıklarını ve
neler yaptıklarını anlattıkça bizler çok mutlu
oluyoruz. İşte bu şekilde tabanda dönüşüm
gerçekleşecek.
bytan: Bu, tabii tesadüfi meydana gelen
bir durum değil. Eğer okullarımızda,
halk eğitim merkezlerimizde ve bunun
gibi eğitim merkezlerimizde verdiğimiz
bilgisayar eğitimi, aslında Microsoft "ürünlerini"
kullanmayı öğretmek oluyorsa, en başında bunun
sorgulanması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı bile,
öğretmenleri için düzenlenen kampanyalarda "Resmi
30
olarak desteklenen bir Linux dağıtımı" yerine, başka
bir işletim sistemini şu veya bu sebeplerle veriyorsa,
asıl desteklenenin Linux dağıtımı olmadığını
söyleyebiliriz. Çocuklarsa, öğretmenlerinin
bilgisayarlarında gördükleri sistemi, derslerinde
okudukları sistemi seçiyorlar.
Bunların yanında bir başka mesele var ki, en az
yukarıdaki kadar önemli: Farkındalık. Kullandığı
işletim sisteminden daha başka da bir sistem
olduğunun farkında değilse ya da farkındalığı "XP mi
Vista mı" çevresindeyse, mesele daha buradan ele
alınmalı ve gerekli bilgiler çeşitli yollarla sağlanmalı.
Hangi dağıtımı kullanırsak kullanalım, kullanıcılara
bu "farkındalığı" ve aslında "seçme şanslarının
olduğu gerçeğinin bilincini" vermek için elimizden
geleni yapmalıyız ve yapıyoruz. Bir önceki soruya
verdiğim yanıta benzer olarak, son 3-4 senedeki
Linux kullanıcılarındaki artışı düşünerek,
önümüzdeki yıllardan ümitliyim.
SUDO: -Kar amacı güden şirketlerin
Linux ve Ubuntu'nun yaygınlaşmasını
engelleme çabası içinde olduklarını söyleyebilir
miyiz?
heartsmagic: Pek böyle
düşünmüyorum. Şirket dediğimiz zaten
kâr amacı güdecektir aksi takdirde
ayakta kalamaz. Bunun için de kendisine menfaat
sağlayacak konularda destek olur. Engelleme içinde
olduklarını düşünmesem de destek olmadıklarını da
iyi biliyorum. Zira bu iş kendilerine kâr sağlamıyor,
kısacası para getirmiyor. Eğer pazara uygun hareket
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
HEARTSMAGIC ve BYTAN RÖPORTAJI
etmezlerse zaten yaşama şansı bulamazlar. Burada
biraz da yanlış anlaşılmaların etkisi oluyor. Örneğin
yanlış ve yaygın bir kanı vardır bizim tarafta. Linux
dediğimiz şey -veya onun ürünleri- "beleş" olur.
Tabir bile çok hoş değil ancak başka bir ifadesi yok.
Hal böyle olunca insanlar satın alacakları
bilgisayarda eğer Linux kuruluysa pazardaki fiyattan
çok daha düşük bir ücret bekliyor. Fakat bilinmiyor
ki kazın ayağı böyle değil. Aldıkları diğer işletim
sistemi için şirket zaten pek bir şey almıyor. O
sistemi koymazsa birçok yere giremiyor. Kısacası
bazı şeyleri aşabilmek için büyük balık olmak
gerekiyor. Bütün bu sorunlar da Linux'un giderek
daha fazla ses getirmesiyle doğru orantılı olarak
aşılacaktır diye düşünüyorum.
içerisinde diğer meselelere yeterli derecede
eğilemiyorlar. Burada bir yanlış anlamanın da önüne
geçelim. Canonical bu işe başladıktan sonra çok şey
verdi, ancak verdiği kadarını hatta daha fazlasını da
aldı. Kısacası kendisi de kâr etmeyecek olursa bu iş
zaten dönmez. Kâr etmesinden de kendi adıma ben
çok mutluyum. Çünkü Canonical gibi güzel bir örnek
başka gönüllü yatırımcıları da sevindirecektir. Mark
Shuttleworth zamanında çok akıllı bir hamle yaptı ve
farklı yerlerden kazandıklarının bir kısmıyla
Canonical'ı kurdu ve akabinde gönüllü ve karşılıksız
destek sağladı. Yakaladığı ivmeyse kendisine belki
de koyduğundan daha fazlasını getirdi. Pazarda
Canonical gibi şirketlerin sayısının artması ise en
büyük isteklerimden biri.
bytan: O tek ve en büyük şirketin ne
yaptığı ortada. En basit olarak 3-5 dolara
işletim sisteminin lisansını bırakır hale
geldiyse, iyi niyetli olduğunu düşünmek
mümkün olmuyor.
S
UDO: -Global sermaye şirketlerinin
k
arşısında "Özgür Yazılım", "Açık
Kaynak Kod" ilkeleri ile mücadele etmeyi bir
anlamda modern Don Quixote'luk gibi gördüğünüz
oluyor mu?
eartsmagic: Hayır demek mümkün
mü? Zira soruda belirtildiği üzere
r
akipler büyük büyük şirketler ve
i
şlerini çok iyi yapıyorlar. İyi
yapıyorlar derken ürünlerinin çok iyi olduğu değil.
İyi veya kötü bu ürünü nasıl sunacaklarını, nasıl
heartsmagic: Canonical bana göre
satacaklarını, nasıl destek olacaklarını iyi biliyorlar.
Ubuntu için böylesine bir girişimde
bulunarak zaten yeterli desteği camiaya Bir şekilde pazarın eli kolu bağlı. Bu gibi şirketlere
kazandırmış durumda. Açıkçası yerel rakip olmak için çok iyi bir plana ve projeye ihtiyaç
ekiplere inecek kadar ne zamanları var, ne de yeterli var. Örneğin Tekir gibi projelerin sonlanması en
büyük korkum. Aksine çoğalması ve hatta kendi
istihdamları. Ortada her altı ayda bir çıkması
gereken, çıkarken de beklentileri karşılaması gereken içinde bile rekabet edebiliyor olması gerekiyor. Bu
noktada iş biraz da son kullanıcı da bitiyor. Özgür
bir dağıtımları var. İşleri zor ve bu zorlu sürecin
SUDO: -Canonical Ltd.'den yeterli
desteği gördüğünüze inanıyor
musunuz, gelecekte Ubuntu Türkiye adı altında bir
kurum oluşumu planınız var mı?
h
31
Yazılım / Açık Kaynak Kod sevdalısı olarak eğer bir
yazılıma ihtiyacımız varsa ve profesyonel düzeyde
kullanacaksak satın alma aşamasında önceliği bu
tarafa vermemiz gerekiyor. Profesyonel
olmayanlarıysa beğendiysek, en azından bağış
usulüyle desteğimizi gösterebiliriz.
bytan: Daha en temelde sistemleri ele
alacak olsaydık ve kendimize uygun bir
işletim sistemi seçmek isteseydik,
yapabileceklerimizin ve
yapamayacaklarımızın ne olduğunu
sistemler bazında belirlemeye çalışırdık. Bunun
içinse en güzel yol, lisansların karşılaştırması olurdu
muhtemelen. Lisansların birindeki "sınırlılığın" ve
diğerindeki "sınırsızlığın" kullanıcılar tarafından fark
edilmelerini sağlamaya çalıştığımı düşünmeye
uğraşıyorum. Diğer türlü, alt tarafta kısıtlı imkanlarla
üçer beşer kişiye ulaşıp bunu aktarmaya çalışırken,
üst tarafta küresel güç olmuş şirketlerin ufak
hamlelerle üçer beşer milyon kişiye kendi
istediklerini bir çırpıda aktarabiliyor olduklarını
düşünmek umudumu kırıyor.
SUDO: -Türkiye'de Üniversitelerin
Linux'a gereken ilgiyi gösterdiğini
söyleyebilir miyiz?
heartsmagic: Hepsi göstermiyor,
gösteremiyor ne yazık ki. Özellikle
devlet üniversitelerinin ilgi
gösterebilmesi için bu konuda eğitimli
akademisyenlere ve bu bağlamda oluşturulacak ders
programlarına ihtiyaçları var. Vakıf üniversiteleri
biraz daha şanslı bu konuda. Bu ihtiyaçların birçoğu
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
HEARTSMAGIC ve BYTAN RÖPORTAJI
ellerinde bulunmakta. Zaten camiaya baktığımızda
bazı olayların başını çeken üniversitelerin vakıf
üniversiteleri arasından çıktığını görüyoruz.
bytan: Okuduğum üniversitenin hiç bir
kampüsünün hiç bir bilgisayarında
kurulu bir Linux dağıtımı görmedim.
Diğer taraftan kütüphanelerinde
öğrencilerin kullanımına sunulan
makinelerden bazılarına Linux dağıtımı yükleyen
üniversitelerimiz de var. Ne makine sayısı ne de
üniversite sayısı açısından umduğum seviyede
olmadığımızı söyleyebilirim.
SUDO: -www.forum.ubuntu-tr gibi
24 saat online destek veren bir
forumu yönetmek sosyal hayatınızı nasıl etkiliyor?
heartsmagic: Serzenişte bulunmak gibi
olmasın ancak olumlu yönde
etkilediğini söyleyemeyiz. Zira bu
kadar aktif bir toplulukta görev almak
çok kolay değil. Günün ortalama 2-3 saatini sorulan
soruları cevaplayarak geçiriyor olduğumuzu
düşündüğümüzde durum daha iyi anlaşılacaktır.
Zaten bir insanın işinden ve zorunlu ihtiyaçlarından
arta kalan saat ne kadardır? Ancak bizler bundan pek
şikayetçi değiliz, aksine mutluyuz. Zaten bizleri de
burada zoraki tutan bir güç yok, gönüllü olarak icra
ediyoruz bu işi. Edebildiğimiz kadar da devam
ettireceğiz.
hiçbir zaman hiçbirimiz için, sosyal hayatımızı
öldüren bir duruma gelmez. Gerçi hayatın kontrolü
bizim elimizde. Bu yüzden böyle bir duruma
geleceğini de sanmıyorum. Gerekirse de bizden
sonrakilere yerimizi seve seve devrederiz.
gerekir?
SUDO: -Sizce Ubuntu'nun hangi
konularda kendisini geliştirmesi
heartsmagic: Çok geniş ve uzun uzadıya
konuşabileceğimiz bir konu bu. En
temelinden son kullanıcıya daha fazla
hitap ediyor olması gerekmekte. Hâlâ
bazı şeyler için bizlerin olmazsa olmaz desteğini
almaları gerekiyorsa kullanıcıların, demek ki biraz
daha kat edilecek yol var. Sadece Ubuntu için değil,
son kullanıcıya hitap etmesi gereken her dağıtım için
geçerli bu kaide.
bytan: Ubuntu'nun geliştirmesini
istediğim tek yönü, kurulum adımlarına,
isteğe bağlı olarak yüklenecek paketlerin
seçilebileceği bir adımın daha ilave
edilmesi olurdu. Bunun dışında
Ubuntu'yu son kullanıcı açısından oldukça yeterli bir
dağıtım olarak görüyorum.
bytan: En yoğun olduğum zamanlarda
dahi, gün içerisinde veya gece birkaç
saatimi ayırmaya çalışıyorum. Umarım
32
YAZAR : Murat CEBİR
WINDOWS KULLANICILARIYLA RÖPORTAJ
Sorular;
1. Bir sistem kurduğunuzda donanım tanıtma
derdiniz olmasa kendinizi nasıl hissedersiniz? Sistem
hakkındaki fikirleriniz ne olur?
2.Yeni bir sisteme geçiş yapsanız, virüs derdiniz
olmasa, sistemi sadece kendinize göre
özelleştirebilseniz ve bunda hiç zorluk çekmeseniz...
3.Alışmış olduğunuz her şey bir işletim sisteminde
toplanmış, güvenlik derdiniz yok, oyun derdiniz yok,
canınız sıkıldığında sistem içinde oynama
yapabileceksiniz. İşletim sistemini sanki sıfırdan
kendiniz kurmuş gibi hissetseniz nasıl olurdu?
4.Linux deyince aklınıza ne geliyor? Yenir mi, içilir
mi?
5.Bunları biliyor muydunuz?
"Ubuntu, herkesin özgürce kullanabildiği; özgürce
geliştirebildiği, değiştirilip kopyalanabilen
yazılımlardan oluşur. Bunların çoğunluğu GNU
Genel Kamu Lisansı ile güvence altına alınmış, özgür
/ açık kaynak yazılımlardır. Bunların yanı sıra,
Ubuntu'nun Canonical Ltd. tarafından sağlanan
ücretsiz CD desteği bulunmaktadır. Türkiye'de
Ubuntu kullanıcılarına destek olarak günde yaklaşık
15 bin kişinin ziyaret ettiği, büyük ve seviyeli bir
destek platformu olan http://forum.ubuntu-tr.org
sitesi mevcuttur."
--------------------------------------------------------------Murat Mercanlı
1-) Sistem kurduktan sonra en büyük derdim zaten
donanım tanıtması. Donanımları teker teker
tanıtabilmek için hepsinin CD'lerini ayrı ayrı
yüklemek, CD'si olmayanı internetten araştırmak çok
büyük bir dert.
33
2-) Gerçekten çok müthiş olur. Sistem kurduktan
sonra çekilen çile azalır.
3-) Çok iyi olurdu. Özellikle güvenlik sorunu... Ama
eğer sistem içindeki oynama bana kalırsa sistemi
biraz dağıtabilirim gibi geliyor. :)
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
WINDOWS KULLANICILARIYLA RÖPORTAJ
Yiğit Çapkan
4-) Linux'un işletim sistemi olduğunu biliyorum ama
kurmayı hiç denemedim.
5-) Evet. Ubuntu'yu biraz araştırdım ama vakit
darlığından dolayı bir türlü kuramadım.
--------------------------------------------------------------Serdar Turan
1-) Beni, yeni bir kamera ya da ne bileyim bir ses
sistemi vs. almaktan en çok soğutan, bu donanım
tanıtma işi olmuştur her zaman. Aldığı vakit fazla
değil belki ama yine de insan takınca hemen
çalışmasını arzu ediyor. O sistem hakkındaki
düşüncelerim bir puan daha olumlu yönde artardı
sanırım böyle bir durumda.
2-) Benim için değişen bir şey olmaz; tam aksine
beni uğraştıran sistemlerden daha fazla zevk
alıyorum. Her ne kadar donanım tanıtma
konusundaki fikrimle çelişse de genel kanım bu
yönde.
1-) Öncelikle sistemin baştan sorun çıkarmayacağını
anlardım. Yani sistemin benim yararıma olduğunu
bana zorluk değil, kolaylık sağladığını düşünür ve
bundan mutluluk duyardım.
2-) Böyle birşey anca Linux'ta olur. O da linux'un
kalitesi ve bir özelliği... Yeni sisteme geçis
düşünülürse zaten uzaklarda aramaya gerek yok.
Linux her türlü derde çare.
3-) Heralde son nokta olurdu. Ondan ötesi yok ve
bununla birlikte bu özelliklerin size vermiş olduğu
özgürlük, herşeye değerdi. Sonuçta kendi karar ve
isteklerine göre, kendine özel ayarlar yapmak, her
aklı başında insanın isteyeceği bir şeydir.
4-) Microsoft'un rakiplerinden biri geliyor. Daha
güvenilir, daha rahat ve daha özgür bir işletim
sistemi.
5-) Az çok biliyorum ama yine de Windows'dan
vazgeçmemeyi düşünüyorum. Belirli bir sisteme
oturtum. Yeni bir bilgisayar aldığımda ya da format
attığımda kurma gibi bir ihtimalimin var olduğu da
bir gerçek.
5-) Evet biliyorum.
--------------------------------------------------------------Ali Vural
4-) Open source yani açık kaynak denilen olay çok
çekici bir olay. Linux demek benim için yaratıcılık,
özgürlük, özgüven demektir.
1-) Böyle birşeyle karşılaşmam oldukça rahat ve
mutlu olmamı sağlar. Donanımları tanıtmak çok
sıkıcı bir iş. Sistemin, baya gelişmiş bir sistem
olduğundan kesinlikle emin olurum.
---------------------------------------------------------------
3-) Zamandan kazanmış olmaktan, mutluluk verirdi.
4-) Yenilmez, içilmez, kullanılır. Linux deyince de
aklıma özgürlük, kişisellik ve şıklık geliyor.
3-) Çok daha çabuk işe koyulmama yaradığı için
işime gelirdi elbette ancak aksi bir durum da beni pek
rahatsız etmez.
5-) Evet, biliyorum.
mümkün. Yani bütün sistemimi değiştirmek yerine,
birkaç basit programla halledebilirim. Böyle olunca,
bilgisayar biraz daha kasılacaktır ancak yine de
işletim sisteminin içerisinde varolduğunda ne kadar
kasılacağını da bilemem.
2-) Kendimi daha güvende ve özgür hissederim. Ama
yine de yazılımlarla bunların üstesinden gelebimek
34
YAZAR : Ayhan AKTAŞ
A'DAN Z'YE UBUNTU
A dan Z ye
Ubuntu hangi Linux dağıtımından gelmiştir?
Bu soruya cevapla Ubuntu yazi dizimizin ilk girişini
yapmak istiyoruz.
Mümkün olduğu kadar sizleri sıkmadan bir
hikaye gibi anlatacağımız bu yazı dizimizde bir çok
detay ve ilginç içeriklerle sizleri bilgilendireceğimizi
düşünerek bu yönde ekip olarak bir yazı dizisi
başlatmış olacağız.
Ubuntu, Debian temeline dayalı bir Linux
sürümüdür. Herkes bu kavramı duymuş veya bir
yerlerde okumuştur.
Peki Debian Nedir?
oluşturmuştur? buna biraz değinelim.
Kim
http://ianmurdock.com/about/
1993 yılında Purdue Üniversitesi'nde okuyan, Ian
Murdock tarafından başlatılmıştır. Debian adını (debIan) harflerinin birleşiminden alır. Ian Murdock'un
Debra adındaki sevgilisi bugün kullandigimiz
uzantisi (deb) olan paketlerin ve Debian isminin bas
kahramanlarindandir. Debra, Ian'i kendine öyle aşık
eder ki Ian, oluşturacağı bu büyük projede
sevgilisinin adının baş harflerini (Deb) kullanmaya
karar verir.
Bunun yanına kendi adını da (Ian) ekleyerek, proje
adını oluşturur. Böylece proje adını, iki aşığın adının
birleşmesinden alır. Debian ilk Linux
dagitimlarindan biridir.
Debian, bu günlere kadar gelmiş,
popülerliğini hala yitirmemiş dağıtımlardan biridir.
35
Debian paketleri, “paket_adı.deb” şeklinde
oluşturulur ve “dpkg” sistemini kullanır. Peki
“dpkg” nedir?
“dpkg”, Ian Jackson tarafından 1993 yılında
yazılmıştır. İlk başta perl ile yazılmış, sonraki zaman
diliminde C diliyle tekrar yazılmıştır. Bu paket
yönetimi, çok gelişmiş değildir ancak etkili bir
sistemdir. Genelde paketlerin kurulup kaldırılması,
paketler hakkında bilgi oluşturulmasında etkin rol
oynar.
Debian topluluğu, Debian için özverili bir
şekilde çalışır ve sistemin stabil ve sağlam olmasına
çok dikkat eder. Kullandıkları paketler çok güncel
olmamakla birlikte kendi sistemlerine uygun paket
depoları vardır. Bunlar “stable”, “unstable” ve
“testing”'tir. Bir paket ilk önce testing, sonra
unstable'e ve en son stable'e girer. Bu zaman zarfında
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
A'DAN Z'YE UBUNTU
paket en kararlı şekle sokularak sisteme güvenle
yerleştirilir.
Debian topluluğu,internetteki ilk demokratik
toplumlardan birini temsil eder ve büyük bir desteğe
sahiptir.
Debian dağıtımı, Ubuntu da dahil; bir çok
dağıtımın temelini oluşturur. Bunlardan bazıları ise
şunlardır: Mepis, Knoppix, Linspire ve Xandros'tur.
Bu dağıtımlar günümüzde aktif olarak çalışmaktadır.
Debian neden Ubuntu kadar popüler bir
dağıtım değil diye aklınıza bir soru gelebilir: Debian
zamanında kullanıcılar için çok fazla doküman
yoktu. Kararlı bir sisteme önem verdikleri için
kullandıkları paketler eskiydi. Depolar arası paket
geçişleri de uzun oluyordu. Bu gibi olumsuzluklar
Debian'ı etkiliyordu. Aslına bakarsanız bu durum,
olumsuz olarak da görülmemeli; aksine avantaj
olarak görülmeli, çünkü paketlerin kararlı olması
genel sistemi hatasız kılar. Yine de çevreden ve
kullanıcılardan olumsuz eleştiriler aldılar. Buna
benzer nedenlerden dolayı Debian Ubuntu kadar
popüler olamadı ancak; Distrowatch`ta hala
popülerliğini, listede 5. sırada sürdürüyor diyerek,
Debian hakkındaki bu kücük yazıyı sonlandıralım.
Ubuntu, Debian tabanlı Linux türevlerinden
biri olup, kullanıcılara kolay kurulum ve kolay
kullanım sunmaktadır. Kurulum aşaması oldukça
basit olan Ubuntu, ufak çaplarda bilgisayarla çalışan
kişiler tarafından hiç bir sıkıntı çekilmeden
kurulabilir. Sistem güncellemeleri ve açıklar anlık
derecelerine göre hemen güncellenerek sistemin
kararlı ve sağlam olmasına yardımcı olur.
Ubuntu sürümleri 6 aylık aralarla, yılda iki
kez yayınlanır. Yayınlanan her yeni sürümde,
yenilikler dışında sistem genelinde iyleştirmelerle
gelir. Ubuntu 8.X sürümü kernelle beraber en büyük
yenilikleri getirmiştir; mesela TV kartları desteği
artmış ve birçok firmware desteği gelmiştir. Bunun
yanında PolicyKit, Alsa'dan Pulseaudio'ya ve Ubuntu
9.4 sürümünde Kernel 2.6.28 ile yeni dosya sistemi
olan Ext4'e geçilmiştir. Gelecek sürüm olan Karmic
Koala'da dosya sistemi ön tanımlı olarak Ext4
ayarlanmıştır.
hala eski depolarda bulunur. ( http://oldreleases.ubuntu.com/releases/4.10/ ) Merak eden
okuyucularımız linkteki download adresinden bu
sürümü indirebilirler. Bu sürümden 5.10 sürümüne
kadar CD direk boot edilip, text modunda kurulum
yapılıyordu. 2006 yılında çıkan Live Cd Ubuntu 6.06
LTS sürümde grafiksel arabirim kullanılmaya
başlandı. Bu sürümün diğer bir ayrıcalığı da
desteğinin diğer sürümlere göre uzun olmasıdır.
Bunların yanında çok büyük bir artısı olan Ubuntu
Süd, Afrikalı Multimilyoner Mark Shuttlewort`e ait Haziran 2011`e kadar Server sürümü
Debiandan bu kadar az söz etmek aslında
Cononical ltd. sponsorluğunda geliştirilmektedir. Bu desteklenmektedir. Text modda kurulum tüm
haksızlıklık olabilir. Çünkü Debian, 1993'ten beri hiç firmada Debian ve Gnome gruplarından 40 kişilik bir sürümlerde vardır. Bu isolar; Live CD isoların
çıkmasıyla, alternate-ubuntu-sürümü.iso şeklinde
bir firmanın desteğini almadan kendi ayakları
ekip ile işler yürütülür.
depolarda bulunmaktadır.
üzerinde durabilmiş bir dağıtımdır. Debian hakkında
daha geniş bilgi almak isteyen okuyucularımızın,
Ubuntu, ilk sürümünü 20 Ekim 2004 yılında
internette araştırmaları tavsiye edilir.
çıkarmıştır. Sürüm isimleri yıl, ay ve bir kod ad ile
oluşturulur. Örnek: 4.10 Warty Warthog. Bu sürüm
36
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
A'DAN Z'YE UBUNTU
desteklenen Ubuntu türevleridir. Bunun dışında
Linux Mint, Fluxubuntu, Nubuntu ve
Ön tanımlı masaüstü uygulama birimi
ChristianEdition gibi bir çok dağıtımın temelini
Gnome'u seçmiştir. KDE ile XFCE arasında kalan
oluşturur.
Ubuntunun kendisine ait güzel
Gnome, sistem belleğini çok kullanmayan masaüstü
özelliklerinden biri de, CD sipariş sistemidir.
uygulamalarından biridir. KDE ve XFCE Masaüstü
https://shipıt.ubuntu.com/ adresinden kendinize
uygulamaları için ayrı oluşturduğu isolarla resmi
destek veren Ubuntu, aynı zamanda işlemci mimarisi istediğiniz sürümlerden CD siparişi verebilirsiniz. Bu
uygulama tamamen ücretsizdir.
konusunda da baya geniş bir yapıya sahiptir. İlk
olarak destek verdiği işlemci mimarileri x86 ve
AMD64/EM64 tür. Ubuntu 6.06'da Sun-SPARC`a ve
DEPO YAPISI
Ubuntu 7.10 sürümünde PowerPC, mimarilerine
destek sağladı. Bu şekilde tüm mimarilere destek
veren az dağıtımlar arasında yerini almış oldu.
Yazımızın başlangıcında dediğimiz gibi;
Ubuntu ilk çıktığında, Distrowatch`ta listeye Debian tabanlı Ubuntu Linux, aynı Debian gibi
“dpkg” ve “APT” sistemini kullanır. Ubuntu
13. sıradan girmeyi başarmış ve 2005 yılında
kullanan birisi, Debian kullanımında çok az sıkıntı
birinciliği Mandriva dan almıştır. Bu tarihten,
çeker; tam tersi Debian kullanan kişi de Ubuntu'da
PclinuxOS 2007 çıkışına kadar birinci olmayı
başarmış ve kısa bir süreliğine PclinuxOS birinciliği çok az sıkıntılarla boğuşur. İlk başlarda gözle görülür
farklar olmasa da depo yapıları ve paket kullanımları
kapmıştır. Tabi ki bu zaman zarfında Ubuntu,
ile Ubuntu, Debian'dan ayrılır. Debian'daki gibi
üçüncülüğü hiç bir zaman oynamamıştır.
Testing, Unstable ve Stable depoları Ubuntu'da
PclınuxOS'un kısa süreli birinciliği bittikten sonra
tekrar kendisi birinciliği kapmıştır. Yine bu tarihlerde mevcut değildir. Bunun yerine Ubuntu da Main(ana),
Restricted(kısıtlı), Universe(evrensel) ve
desktoplinux.com tarafından yapılan bir ankette
Multiverse(evrensel olmayan) depolar vardır. Bu
Ubuntu, %30 lük bir payla yine birinciliği elinde
depolar hakkında kısa kısa bir bilgi sunalım:
tutmuştur. 2007 yılının Mayıs ayında Dell, kendi
Main deposu, Ubuntu geliştiricileri tarafından
bilgisayarlarında, Ubuntu Linux`u kurulu olarak
satmaya başlamıştır. İlk defa büyük bir firma, kendi desteklenen paketleri barındırır ve bu paketler
Ubuntu lisans şartnamesi ve Debian Özgür Yazılım
bilgisayarlarında, Windows dışında bir işletim
Yönergeleri lisansına uygundur. Ubuntu ekibi bu
sistemini satarak tarihe geçmiştir.
depoda bulunan tüm paketler için destek ve güvenlik
güncellemelerini sağlar.
Ubuntu da, Debianda olduğu gibi bir çok
Restricted deposu, genellikle Ubuntu ekibi
Linux sürümünün temellerini oluşturur.
tarafından
desteklenen yazılımları barındırır ama
Kubuntu, Xubuntu, Ubuntu Studio, Mythbuntu,
yazılımların lisanslarındaki bazı kısıtlamalardan
Edubuntu, Goubuntu...Bunlar resmi olarak
37
dolayı, Main deposuna entegre edilemez. Kullanıcı
açısından bu paketlerin kullanımında herhangi bir
sıkıntı yoktur. Mesela Ekran kartları sürücüleri bu
kategoriye girer. Bu depoya verilen destek, Main
deposuna verilen destekten daha azdır, çünkü kaynak
koda girişleri geliştiriciler için yasaktir.
Universe deposu, Bu depoda bulunan
ücretsiz paketler, Ubuntu ekibinden direk
desteklenmez. Paketlerin çoğu, Debian Unstable
deposundan gelir. Bunun yanında başka bir ekip daha
vardır; Master Of The Universe denilen bu ekip, bu
paketleri destekler ama güvenlik güncellemeleri için
garanti vermez.
Multiverse deposu, Bu depoda bulunan
paketler, patentlerinden dolayı dağıtılamayan
yazılımları barındırır. Buradaki paketlerde, güvenlik
güncellemeleri ve hata düzeltmeleri, kaynak koda
erişim yasağından dolayı yapılamaz.
Ubuntu depolarında, 26715 paket bulunur ve
bunların 1200`ü sistemde kuruludur. Geri kalan
paketleri kullanıcılar, ekstra Synaptic adı verilen GUİ
programı ile kurabilirler. Ubuntu Debian'da da
olduğu gibi, “Advanced Packaging Tool (APT)“
sistemini, depolarda bulunan paketlerin kurulmasında
ve kaldırılmasında kullanır. Bu sistem “dpkg”ye göre
biraz daha gelişmiş bir sistemdir. Kurulacak herhangi
bir paket için bağımlılıklarını kendisi çözer ve
sisteme, kurulumda paketlerin bağımlı olduğu
paketlerle kurulumu gerçekleştirir. “dpkg”'de böyle
bir yapı yoktur. Kullanıcı, indirdiği paketleri “dpkg -i
paket_adi.deb” komutunu vererek kurar. Eğer
sistemde kurulacak paket için, gerekli bağımlı
paketler bulunmuyorsa, bu bağımlılıkları da
kullanıcının kendisi indirip, ilk önce onları kurması
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
A'DAN Z'YE UBUNTU
gerekir. Bağımlılık olarak adlandırılan paketleri, bir
nevi insanın genel yapısı gibi düşünün. Bizim,
çalışmamız için nasıl ellere, kollara ve gözlere
ihtiyacımız varsa, kurulan paket için de gerekli olan
bağımlı paket mutlaka sağlanmalıdır. Bağlı olduğu
paket sağlanmadığı sürece, istenilen paket hiç bir
zaman kurulmaz. Bunu bir örnekle anlatalim. İlk
önce “dpkg” ye bir örnek verelim; sonra “APT” ye
geçelim. Bu şekilde, aradaki farkı daha çabuk
kavramış oluruz. Örneğimizde; Ubuntu depolarından
indirdiğim, “anjuta 2.26.0.0-0ubuntu1 amd64.deb”
paketini, terminalde kurmaya çalışacağım. Bu işleme
geçmeden önce şunu da belirteyim. İndirdiğimiz
paketin bağımlılıklarını sağladığımızda, paketin
üzerine çift tıklayarak da kurulumu
gerçekleştirebiliriz. Uygulamalar>Araçlar>Uçbirim
yolu ile Terminali açıyoruz.
olsa bir bağımlılığı vardır. Biraz daha açarsak,
örneğin: “libdevhelp-1-0” paketinin kurulması için
bir başka paket daha gerekli olabilir. O zaman, bu
paketi de mutlaka sağlamalısınız. Bu durum bazen
çorap söküğü gibi, arka arkaya gelir. Kurulum için
bir paketten diğerine, ondan bir başkasına, geçer
Görüldügü gibi anjuta'nın bağlı olduğu
programlar, bizde sistemde kurulu değil. Tabi liste bu durursunuz.
kadar kısa değil aslında ben kısalttım. Burada “hängt
Paket kaldırma işlemleri “dpkg”de yine
ab” dediği kısımlar programın bağlı olduğu paket
listesini; sayılar ise sürüm nolarını gösterir. Örneğin “dpkg -r paket_adı” şeklinde yapılır. Bu, sadece
siz “libdevhelp-1-0” paketinin eski sürümünü sisteme kaldırmak istediğimiz paketi kaldırır.
Bağımlılıklarını filan kaldırmaz. Siz, kurduğunuz
kurar ve tekrar Anjuta`yi kurmaya kalkarsanız,
paketleri, eğer aklınızda tutuyorsanız, teker teker
program yine kurulmaz. Çünkü gerekli olan sürüm
kaldırabilirsiniz. Eğer kaldırmazsanız, belli bir süre
sistemde yüklü değildir. Paketin kurulması için
sonra kurulan her paket için, bir sürü bağımlılık olur
mutlaka “1-0” yada üst sürümler gereklidir. Bazı
ve sistemin şişmesine neden olur. Bu da sistemde
paketlerde, üst sürümler de işe yaramamaktadır.
yavaşlık gibi olumsuzlukları beraberinde getirir.
Bunu da göz önünde bulundurun! Sizden ne
“dpkg” sistemde, genel olarak bu şekilde çalışır. Bu
isteniyorsa, o paketi kurmalısınız. Bu, tüm Linux
paket sistemi, “deb” uzantılı paketlerin yapımında da
sistemlerinde böyledir. Mutlaka her paketin az da
0~svn31841); aber:
Paket libwebkit-1.0-1 ist nicht installiert.
anjuta hängt ab von anjuta-common (= 2:2.26.0.00ubuntu1); aber:
DPKG ILE PROGRAM (PAKET) KURULUMU
Kurulum için gerekli komutu veriyoruz.
~/Desktop$ sudo dpkg -i anjuta_2.26.0.00ubuntu1_amd64.deb
Wähle vormals abgewähltes Paket anjuta.
(Lese Datenbank ... 130155 Dateien und
Verzeichnisse sind derzeit installiert.)
Entpacke anjuta (aus anjuta_2.26.0.00ubuntu1_amd64.deb) ...
dpkg: Abhängigkeitsprobleme verhindern
Konfiguration von anjuta:
anjuta hängt ab von libdevhelp-1-0 (>= 0.14); aber:
anjuta hängt ab von libwebkit-1.0-1 (>=
38
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
A'DAN Z'YE UBUNTU
içindeki dizin)'e dosyalar eklemenizi sağlar.
- dpkg-parsechangelog değişiklik dosyasını
(changelog) okur ve değişikliklere göre
Debian kaynak ağacını açar.
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Dpkg
bunların bağımlılıkları çoktur ve Gnome
kütüphanelerine bağlandığından, kurulması için
aşağıdakilerin kurulması gerekir##
autoconf2.13 autobook autoconf-archive gnustandards autoconf-doc vim nvi
Deb Paketlerin yüklenmesi için:
elvis vile emacsen cvs gettext-doc libgda4-mysql
libgda4-postgres
dpkg -i paket_adi
APT ILE PROGRAM(PAKET) KURULUMU
libtool-doc automaken gfortran fortran95-compiler
Gelelim“APT”yeYineUygulamalar>Donatilar>Uçbiri
gcj
Yüklü paketlerin listesini görmek için:
m'i (Terminal) açarak örneğimize başlayalım.
Programı kurmak için gerekli komutu verelim.
Görüldüğü gibi liste uzayıp gidiyor. Ama biz bunu
dpkg -l paket_adi
“dpkg” de yapmak istesek, herhalde birkaç saatimizi
alırdı. “APT”, paketleri sisteme kurmadan önce,
Paketleri sistemden kaldırmak için:
sudo apt-get install anjuta
yapılacak işler hakkında bizleri de bilgilendiriyor.
Örneğimizdeki pakete göre:
dpkg -r paket_adi
Paketlisten werden gelesen... Fertig ##Paket listesi
okunuyor##
0 aktualisiert, 24 neu installiert, 0 zu entfernen und 0
Aşağıdaki bölüm, kaynaktan alıntı yapılmıştır.
Abhängigkeitsbaum wird aufgebaut ##Burada
nicht aktualisiert.
Paket
bağımlılıklara
baktı#
Es müssen noch 7425kB von 18,7MB an Archiven
Deb paketi yapmak için bir dizi araç barındırır.
Lese Status-Informationen ein... Fertig ##Burada
heruntergeladen werden.
Bunlar:
bağımlılıkları okudu##
Nach dieser Operation werden 70,1MB Plattenplatz
- dpkg-source kaynak kodlarını, bir Debian
Die folgenden zusätzlichen Pakete werden installiert: zusätzlich benutzt.
##Gerekli olan bağımlılık listesi##
paketi olarak paketler ve açar.
anjuta-common autoconf autogen automake
- dpkg-dev ikili paketleri paketler ve açar.
Güncelleme olacak paketimiz yok. 24 Tane
autotools-dev
devhelp-common
- dpkg-gencontrol açılmış bir Debian kaynak
paketimiz yeni kurulacak. 0 Silinecek paketimiz var
exuberant-ctags
gettext
intltool
libdevhelp-1-0
ve Güncellenecek paketimiz yok. Indirilecek
ağacından bilgileri okur ve ikili bir kontrol
libgda4-4
libgda4-bin
paketlerimizin boyutu 18.7 MB. Kurulması için
paketi oluşturur.
libgda4-common libgda4-sqlite libgdl-1-0 libgdl-1- sistemde 70.1 MB yer olması gerekiyormuş.
- dpkg-shlibdeps paketin birlikte çalıştığı
common libgladeui-1-9
Anjuta'nın ortalama maliyeti bize 70 MB.
kütüphanelere olan bağımlılıkları hesaplar.
libltdl7-dev libopts25 libopts25-dev libtool
- dpkg-genpackage açılmış bir Debian
libwebkit-1.0-1 m4
Bu bilgilerden sonra istersek, “E” tuşuna
kaynak ağacından bilgileri okuyarak, bir
Vorgeschlagene Pakete: ## Yukarıdakı paketlerden
basarak “APT”ye onay vermiş oluyoruz. O da bizim
kontrol dosyası oluşturur (.changes).
bir kaçına ait bağımlılık listesi##
için tüm işlemleri yapıyor.
- dpkg-buildpackage paketlerin otomatikmen libgtk2.0-dev libgtkmm2.0-dev libgnome2-dev
Biz de bu şekilde bir paket için, çok zaman
inşa edilmesini sağlayan bir kontrol betiğidir. libgnomemm2.0-dev glade-gnome ## Yukarıdaki
harcamamış oluyoruz.
listede “-dev” ile adlandırılan paketler olduğu için
- dpkg-distaddfile debian/files (paket
kullanılır. “dpkg” ile ilgili gerekli komutları, herkesin
bilmesinde fayda vardır. Bu yüzden komutları
yazalım:
39
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
A'DAN Z'YE UBUNTU
sudo apt-get remove paket_adi
“Paket_adi-dev” şeklinde olan paketlerin, genelde
son kullanıcı için bir önemi yoktur. Eğer “deb”
Sistemdeki bozuk paketlerin onarılması:
paketleri oluşturuyorsanız, bu paketler sistemde kesin
olarak bulunur. Bunlara “Devel Paketi” denir. Bazı
sudo apt-get -f install
paketlerin çalışmasında, örneğimizde olduğu gibi
bağımlılıklar vardır. Bunun dışında, çok az görürüz
Tüm bağımlı paketler ile paketi kaldırmak
bu paketleri.
için:
APT Paket Sisteminde Terminal'de (Uçbirim)
kullanılan komutlar şunlardır.
Depoyu güncellemek için:
sudo apt-get autoremove paket_adi
Ayar dosyaları ile paketi silmek için:
sudo apt-get --purge remove paket_adi
sudo apt-get update
için:
Sistemi komple bir üst sürüme yükseltmek
sudo apt-get –dist upgrade
Sistemdeki paketleri güncellemek için:
sudo apt-get upgrade
Paket aramak için:
sudo apt-cache search paket adi
Paket kurulumu için:
sudo apt-get install paket_adi
Kurulu paketi kaldırmak için:
40
YAZAR : Ömer KIRMIZI
MİZAH
HABERLER
15 Mayıs 2027
1.Bu gün yapılan açıklamada, Dünya genelinde
Linux kullanım oranı %78...
2.Microsoft'un şebek Ceo'su yaptığı basın
toplantısında “bu böyle devam ederse
önümüzdeki yıllarda biz de kaynak kodlarımızı
açacağız” dedi.
Ayrıca Windows Xp'nin destek süresinin
artık uzamayacağını belirten Balimer en son
kullanım süresini 2032 olarak belirlediklerini
söylediler. Vista SP 253'ü yayınladıklarını ama
hala insanların Xp'de direttiğini söyleyen
Balimer “Ya biz yapamıyoruz ya da Xp
kullananlar bir şeyden anlamıyor” dedi.
3.Kde 134. sürümünü duyurdu. Aceleyle
yayınlanan bu sürümün, önceki gün yayınlanan
Gnome 2.28.2'ye bir yanıt olabileceği belirtiliyor.
4.Turkseli genel müdür Sümeyra
Civciv yaptığı açıklamada, “çok
yakında 3G tüm Türkiye'de
kullanılabilecek. Her yeri kapsama
alanına sokmak için var gücümüzle
çalışıyoruz” dedi. Bu basın
açıklaması sırasında, bir grup genç
İstanbul Üniversitesi önünde
toplanarak protesto gösterilerinde
bulundular. “Biz de 7G istiyoruz”
diye slogan atan gençler daha sonra
olaysız bir şekilde dağıldılar.
5.Dünyanın en büyük video paylaşım sitesi Facebook, bir
rekora daha imza atarak dünyanın en çok boşa zaman
geçirme sitesi olma unvanını da kazandı.
41
YAZAR : Yusuf SANSARKAN
FIKRA
PENGUENİN HAYVANAT BAHÇESİNDE İŞİ NE?
Temel ile Dursun bir gün sokakta bir penguen bulmuşlar ve onu karakola götürmüşler.
Komiser onlara “Bu hayvanı çabuk hayvanat bahçesine götürün” demiş. Akşama doğru
komiser pencereden dışarı bakarken Temel ile Dursun'u ortalarında penguenle gezerken
görmüş. Komiser pencereyi açıp "Ula uşaklar ben size o hayvanı hayvanat bahçesine götürün
demedim mi" demiş. Temel ile Dursun da "Tamam daa! Götürdük. Şimdi de sinemaya
götüreyruz” demişler.
42
YAZAR : Yusuf SANSARKAN
SUDO Dergi tayfasına [email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
SUDO, Creative
Commons (CC) bync-nd ile
lisanslanmıştır.
Not: SUDO, Gimp ve
Scribus gibi özgür
tasarım araçları
kullanılarak
hazırlanmıştır.
Kullanılan içerikten yazarları sorumludur. SUDO,
GNU/Linux dağıtımları altında sorunsuz olarak

Benzer belgeler

Untitled

Untitled da ilerleyen günlerde göreceğiz. Bunlara ek olarak, Nokia gibi telefon üretimi konusunda sektöründe iyi bir yerde olan bir firma, Microsoft'u yok sayarcasına açık kaynaklı mobil işletim sistemleri ...

Detaylı

Untitled - Tilkinin Dilinden

Untitled - Tilkinin Dilinden kaynak felsefesine aykırıdır. Sadece açık kaynak felsefesine değil vicdanımızın sesine de kulak vermemektir, bencilliktir, sütün kaymağını yemek, "ancak gerisini ikram(!)" etmektir. Tekelci mantıkl...

Detaylı

Full Circle Magazine

Full Circle Magazine KDE'de kullandığım birçok programın GNOME tabanlı olması, dolayısıyla bir GNOME/KDE karışımı ile Transmission, Firefox, Scribus, Thunderbird vb. kullanıyordum. Intrepid yükseltmesi buna bir gerekçe...

Detaylı

Full Circle Magazine

Full Circle Magazine kullanıcılarına da "hayırlı olsun" dileklerimizi iletiyoruz. Geçtiğimiz ay yaşanan büyük(!) gelişmelerden bir diğeri de, 3G teknolojisinin 31 Temmuz itibariyle hayatımıza girmesi oldu. Peki 3G bize...

Detaylı