Yusuf Çakabey MENGİ-Makine Emniyeti ve CE İşaretleme Süreci

Transkript

Yusuf Çakabey MENGİ-Makine Emniyeti ve CE İşaretleme Süreci
T.C.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
İş Teftiş Kurulu Başkanlığı
MAKİNELERLE İLGİLİ İŞ KAZALARININ ÖNLENMESİNDE
MAKİNE EMNİYETİ YÖNETMELİĞİNİN ROLÜ
VE BU YÖNETMELİĞE GÖRE CE İŞARETLEME SÜRECİ
İş Müfettişi Yardımcılığı Etüdü
Yusuf Çakabey MENGİ
İş Müfettişi Yardımcısı
İstanbul-2013
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER ....................................................................................................... i
TABLO LİSTESİ ................................................................................................... ii
ŞEKİL LİSTESİ.................................................................................................... iii
KISALTMALAR LİSTESİ .................................................................................. iv
1. GİRİŞ ................................................................................................................. 1
2. TÜRKİYE’DE MAKİNE KAYNAKLI İŞ KAZALARI .................................. 7
3. ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE MAKİNE İMALATINA İLİŞKİN TEKNİK
DÜZENLEMELER................................................................................................ 9
3.1. Makine Emniyeti Yönetmeliği’nin Dayanağı: 4703 Sayılı Kanun .................. 9
3.2. Makine İmalatına İlişkin Teknik Düzenlemeler.............................................11
3.2.1. Makine Emniyeti Yönetmeliği ..........................................................................11
3.2.2. Diğer Teknik Düzenlemeler ..............................................................................14
3.2.3. Makine Emniyeti Standartları............................................................................15
4. MAKİNE EMNİYETİ YÖNETMELİĞİNE GÖRE CE SÜRECİ .................17
4.1. CE İşareti Nedir? ..........................................................................................17
4.2. Makine Emniyeti Yönetmeliğine Göre İmalatçının Yükümlülükleri..............18
4.3. Temel Sağlık ve Güvenlik Gereksinimlerinin Karşılanması ..........................19
4.4. Güvenlik Bütünlüğü İlkeleri .........................................................................21
4.5. Teknik Dosya Hazırlanması ..........................................................................23
4.6. Uygunluk Değerlendirmesi ...........................................................................24
4.7. AT Uygunluk Beyanının Hazırlanması .........................................................26
4.8. CE Uygunluk İşaretinin Ürüne İliştirilmesi ...................................................26
5. MAKİNELERDE RİSK DEĞERLENDİRME ................................................27
5.1. Giriş .............................................................................................................27
5.2. Risk Değerlendirme ve Risk Azaltma Stratejileri ..........................................28
5.3. Bilgilerin Toplanması ...................................................................................28
5.4. Makine Limitlerinin Belirlenmesi .................................................................28
5.5. Tehlikelerin Tanımlanması ...........................................................................29
5.6. Risk Tahmini ................................................................................................30
5.7. Riskin Değerlendirilmesi ..............................................................................31
5.8. Risk Azaltma ................................................................................................31
5.8.1. Birinci Öncelik: Kendiliğinden Güvenli Tasarım Tedbirleri...............................31
5.8.2. İkinci Öncelik: Teknik Koruma Tedbirleri (Koruma ve Tamamlayıcı Koruma) .33
5.8.3. Üçüncü Öncelik: Kalan Risklere Karşı Kullanıcı Bilgisi ....................................37
6. KUMANDA SİSTEMLERİNİN EMNİYETLE İLGİLİ KISIMLARININ
TASARIMI............................................................................................................38
6.1. TS EN 954-1, TS EN ISO 13849-1, TS EN 62061 Standartları .....................38
6.2. Kumanda Sistemlerinin Emniyetle İlgili Parçalarının Tasarım Süreci ...........39
6.2.1. Güvenlik Fonksiyonlarının Belirlenmesi ...........................................................39
6.2.2. Her Bir Güvenlik Fonksiyonu İçin Gerekli Güvenlik Seviyesi Belirlenmesi ......39
6.2.3. Güvenlik Fonksiyonunun Tasarlanması .............................................................41
6.2.4. Ulaşılan Performans Seviyesinin Değerlendirilmesi ..........................................42
6.2.5. Güvenlik Fonksiyonunun Doğrulanması ...........................................................45
7. SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRME ............................................................46
KAYNAKLAR ......................................................................................................49
i
TABLO LİSTESİ
Sayfa
Tablo 1 : Türkiye’de Yıllar İtibariyle Toplam ve Makine Kaynaklı İş
Kazaları…………………………………………………………
7
Tablo 2 : Türkiye’de 2011 Yılı İtibariyle En Fazla Meydana Gelen İş
Kazası Sebepleri………………………………………………..
8
Tablo 3 : 4703 Sayılı Kanun Kapsamında Ürünlerde Teknik Düzenleme
Zorunluluğu……………………………………………………..
10
Tablo 4 : Türkiye’de Makineler İçin Piyasa Gözetimi ve Denetimi
Sonuçları………………………………………………………..
11
Tablo 5 : CE İşareti Yönetmeliğine Göre Uygunluk Değerlendirme
Yöntemleri……………………………………………………...
24
Tablo 6 : EN 13849-1’e göre Her Kanal İçin MTTFd Değeri…………….
42
Tablo 7 : Teşhis Edebilme Derecesi (DC)………………………………...
43
Tablo 8 : Kategori Gruplarının Özellikleri………………………………..
43
Tablo 9 : Basitleştirilmiş Prosedüre Göre PL Hesabı……………………..
44
ii
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa
Şekil 1 : Makine Üreticisinin ve Kullanıcının Sorumlulukları……………
4
Şekil 2 : Türkiye’de Yıllar İtibariyle Toplam ve Makine Kaynaklı İş
Kazaları…………………………………………………………..
8
Şekil 3 : Standartlar Hiyerarşisi ve Çeşitleri………………………………
16
Şekil 4 : CE İşareti………………………………………………………...
17
Şekil 5 : Makine ve Kısmen Tamamlanmış Makineler İçin CE Süreci…
19
Şekil 6 : EN 954-1 Standardına Göre Kategori Hesaplanması……………
40
Şekil 7 : EN 13849-1 Standardına Göre Gerekli Performans Seviyesinin
Tespiti……………………………………………………………
40
Şekil 8 : PL, MTTFd, DC ve Kategori Arasındaki İlişki………………….
45
iii
KISALTMALAR LİSTESİ
AB
: Avrupa Birliği
CCF
: Ortak Sebep Hatası
(Common Cause Failure)
CEN
: Avrupa Standardizasyon Komitesi
(European Committee for Standardisation)
CENELEC
: Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi
(European Committee for Electrotechnical Standardisation)
DC
: Teşhis Edebilme Derecesi
(Diagnostic Coverage)
ETSI
: Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü
(European Telecommunications Standards Institute)
F
: Tehlikeli Bölgede Bulunma Sıklığı veya Süresi (Frequency)
ILO
: Uluslar arası Çalışma Örgütü ,
(International Labour Organization)
MEY
: Makine Emniyeti Yönetmeliği
MTTFd
: Tehlikeli Hataya Kadar Ortalama Süre
(Mean Time to Dangeraous Failure)
P
: Tehlikeden Kaçınabilme Olasılığı (Probability)
PL
: Performans Seviyesi (Performance Level)
RG
: Resmi Gazete
S
: Hasarın Şiddeti (Severity)
SGK
: Sosyal Güvenlik Kurumu
SRP/CS
: Kumanda Sistemlerinin Emniyetle İlgili Parçaları
(Safety Related Part of a Control System)
TSE
: Türk Standartları Enstitüsü
iv
1. GİRİŞ
Makineler günümüz çalışma hayatının vazgeçilmez unsurlarındandır.
Makinelerin çalışma hayatının esaslı unsuru olması sanayi devrimine dayanır.
Avrupa’da endüstrinin makineleşmesi, sanayi devrimin doğmasına sebep olmuştur.
Sanayi devrimi sonrası üretimdeki kullanım payı sürekli artan makineler,
teknolojinin ilerlemesiyle birlikte daha karmaşık bir yapıya bürünmüştür. Çok
fonksiyonlu ve karmaşık yapılı makineler, bir taraftan üretim süreçlerini
hızlandırmakta, kolaylaştırmakta, verim ve performans artışları sağlamakta iken,
diğer tarafta insan sağlığını ve özellikle de çalışanların sağlık ve güvenliğini ciddi
şekilde tehdit etmektedir.
Sanayi devrimi sonrasında üretimde yaşanan bu süreç, ürün çeşitliliğinde
muazzam bir artışa sebep olmuş, dolayısıyla piyasaya arz edilen ürünlerin daha etkin
bir sistemle kontrol ve denetime tabi tutulması, bunun için de, ürünlere ilişkin teknik
düzenlemelerin yapılması ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaçtan hareketle her devlet,
kendi iç düzenlemelerini, gelişmişlik seviyeleriyle paralel olarak gerçekleştirmiştir.
Devletler, insanları, hayvanları, çevreyi daha iyi koruyabilmek için piyasaya arz
edilen ürünlere yönelik teknik düzenlemeler yaparak, bu sürecin kontrol altında
gelişmesini sağlamak istemişlerdir.
Türkiye’de de, yukarıdaki süreç benzer şekilde gelişmiş olup, ürün
güvenliğiyle ilgili düzenlemeler yapılmış, standartlar oluşturulmuştur. Ancak
Türkiye açısından önemli bir kilometre taşı olarak AB’ye uyum süreci
bulunmaktadır. Nitekim bu süreç, ürünlere ilişkin teknik mevzuatta dâhil olmak
üzere, birçok alanda AB müktesebatına uyumu gerektirmektedir. Türkiye, bu
noktada teknik mevzuatının büyük kısmını birlik mevzuatıyla uyumlu hale
getirmiştir ve getirmeye de devam etmektedir.
Ürünlerin teknik mevzuatına ilişkin düzenlemeler kapsamında, 2002 yılında
yürürlüğe giren 4703 sayılı kanun, piyasaya arz edilen her türlü ürünün insan sağlığı,
can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması
açısından sahip olması gereken asgari güvenlik şartlarına ilişkin düzenlemeleri
içermektedir. 1 Makinelerle ilgili düzenlemeler getiren MEY’de, bu kanun esas
1
4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun,
11.07.2001 Tarih ve 24459 Sayılı RG.
1
alınarak hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir.
MEY, makinelerin hayat çevrimi aşamalarının tamamında, insan sağlığına
ve güvenliğine ve mallara zarar vermemeleri için, tasarım ve üretim aşamasında
üreticinin uyması gereken asgari kuralları düzenleyen bir yönetmeliktir. Bu
yönetmelik AB’nin 2006/42/EC sayılı Makine Direktifinden uyarlanmıştır.
Dolayısıyla makine direktifi şartlarına uyulması, tüm AB dâhilinde ve Türkiye’de
zorunludur. Yönetmelik, üreticilerin ve yetkili temsilcilerin piyasaya arz ettikleri
makinelere,
yönetmelikte belirtilen şartları karşıladıktan sonra CE
işareti
iliştirmelerini zorunlu tutmaktadır. CE işareti, makinenin AB ülkelerinde ve
Türkiye’de serbestçe dolaşımını sağlayan bir nevi pasaport işlevi görmekte olup, aynı
zamanda makinenin ilgili yönetmelik şartlarının tamamını karşıladığının bir
göstergesidir.2
Bugün fabrikalardaki her türlü işlevi yerine getiren ekipmanlar ve
robotlardan
alışveriş
merkezlerindeki
yürüyen
merdivenlere,
kaldırma
ekipmanlarından emniyet tertibatlarına kadar birçok ürünün makine olarak
nitelendirilmesi, makinelerin günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunun
göstergesidir. Bütün bu makinelerin tasarım ve üretimine yönelik temel sağlık ve
güvenlik şartları MEY ile düzenlenmektedir. Bu durum, yönetmeliğin milyonlarca
insanı ilgilendiren çok geniş bir alanda düzenleme yaptığını ve oldukça önemli bir
fonksiyonu icra ettiğini göstermektedir.
Makine olarak tanımlanan ürünler, hayatın her aşamasında yoğun bir şekilde
kullanılsa da, bugün gerek iç piyasada üretilsin, gerekse ithal edilsin, piyasaya arz
edilen makinelerin büyük bir çoğunluğunun işyerlerinde, çalışanlar tarafından
kullanıldığı bir gerçektir. Dolaysıyla MEY'nin daha ziyade işyerlerinde çalışanların
sağlık ve güvenliğine yönelik bir hizmet yerine getirdiğini söylemek yanlış
olmayacaktır.
İşyerlerinde
çalışanların
iş
sağlığı
ve
güvenliği
şartlarının
sağlanmasında, makine kaynaklı tehlikeler oldukça önemli bir yere sahip olmakta, bu
tehlikelere karşı ise MEY büyük bir boşluğu doldurmaktadır.
İş sağlığı ve güvenliği sistemi, disiplinler arası bir yapıya sahip olup birçok
alt disiplinin etkileşiminden oluşur. Kimyasalların yönetiminden yangın ve patlama
2
Yusuf Çakabey Mengi, CE Süreci Medikal Sektöründe Uygulamalar ve Türk Firmalarının Bu
Süreçteki Durumu, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul, 2005, s.29.
2
risklerine, elektrik emniyetinden aydınlatma, gürültü, titreşim, emisyon ve termal
konfor şartlarına, kişisel koruyucu donanımlardan basınçlı kaplara kadar çok değişik
alanlar, iş sağlığı ve güvenliği sisteminin alt bileşenlerini meydana getirir. Bütün bu
alt disiplinlere eklenecek çok önemli bir diğer alt disiplin ise makine emniyetidir.
Nitekim makine emniyeti disiplini, diğer bütün alt disiplinlerle etkileşim halindedir.
Makine emniyeti, iş sağlığı ve güvenliğinin alt disiplinleri olan kimyasallarla da,
yangın ve patlama riskleriyle de, elektrik ve diğer fiziksel şartlarla da doğrudan
ilgilidir. Makinelerin işyerlerinde bu kadar hakim olduğu ve birçok karmaşık ve
değişik fonksiyonları icra ettiği günümüzde, makine emniyetinin oldukça önemli bir
disiplin olması elbette ki kaçınılmazdır. Dolayısıyla iş sağlığı ve güvenliğinin
sağlanması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde makine emniyetinin
sağlanmış olması özel bir öneme sahiptir. Nitekim Türkiye’deki iş kazaları
incelendiğinde, makinelerin sebep olduğu iş kazalarının sayısı, toplam iş kazaları
içerisinde %12-15 gibi bir orana sahip olup en fazla kazaya sebep olan dördüncü
konudur.3
İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesi, insan ile makine
etkileşiminin her yöneyle ele alınarak, oluşabilecek tehlikelerin önceden ortadan
kaldırılmasına, bunun mümkün olmaması halinde ise risklerin azaltılmasına bağlıdır.
İşyerlerinde makinelerden kaynaklanan tehlikelere karşı alınması gereken asgari
sağlık ve güvenlik şartları, İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik
Şartları Yönetmeliği içerisinde düzenlenmiştir. Bu yönetmeliğe göre iş ekipmanı, işin
yapılmasında kullanılan herhangi bir makine, alet, tesis ve tesisatı kapsamaktadır.
İşveren, iş ekipmanının tehlikesiz olmasını, bu sağlanamıyorsa da riskin kabul
edilebilir seviyelere indirilmesini sağlamakla yükümlü tutulmuştur. Ancak gerekli
sağlık ve güvenlik şartlarına uygun üretilmemiş bir makinenin, işveren tarafından
yukarıda belirtilen şekilde sağlık ve güvenlik şartlarına uygun hale getirilmesi
oldukça zordur ve pahalıdır. Sonradan makinede yapılacak düzeltmeler, etkin sonuç
vermekten uzak kalacaktır. Bazı hallerde ise makinenin yapısı gereği gerekli
düzeltmelerin yapılma imkânı olamamaktadır. Bu noktada, makinelerin daha tasarım
aşamasında iken sağlık ve güvenlik şartlarına uygun olarak tasarlanması önem
kazanmaktadır. Bu ise yürürlükte olan MEY’ye uyum ile sağlanabilir. Dolayısıyla
3
SGK İstatistik Yıllıkları, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri, (Çevrimiçi),
www.sgk.gov.tr, 04.03.2013.
3
işyerlerinde makine kaynaklı risklerden çalışanların korunmasında öncelikli mevzuat
MEY olup, bu yönetmeliğin şartlarına uygun üretilen makine satın alındıktan sonra,
kalan risklerle ilgili olarak işverenin gerekli tedbirleri almasıyla makine tam olarak
güvenli hale gelebilir. Aşağıdaki şekil güvenli makine hedefine ulaşmada üreticinin
ve işverenin sorumluluk paylaşımını göstermektedir.
Şekil 1: Makine Üreticisinin ve Kullanıcının Sorumlulukları
Kaynak: Makine Emniyeti ve Risk Değerlendirmesi BSH’de Uygulama Örnekleri Eğitim
Notu, Necmi TÜRER, 2013.
Yukarıdaki şekilde görüleceği üzere, makine kullanıcısı olan işveren,
makineyle ilgili risklerin tamamından sorumludur. Bu sorumluluk 6331 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 4. maddesinde işverenin genel yükümlülüğü başlığı
altında düzenlenmiştir. Buna göre işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini
sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede her türlü tedbirin alınması, organizasyonun
yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin
değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için
çalışmalar yapmalıdır. 4 Yine bu kanuna dayanılarak çıkarılan İş Ekipmanlarının
Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’nde, işverene, işyerinde
kullanılacak iş ekipmanının yapılacak işe uygun olması ve bu ekipmanın çalışanlara
sağlık ve güvenlik yönünden zarar vermemesi için gerekli tüm tedbirleri alması, iş
ekipmanını seçerken işyerindeki özel çalışma şartlarını, sağlık ve güvenlik yönünden
tehlikeleri göz önünde bulundurması, bu ekipmanın kullanımının ek bir tehlike
oluşturmamasına dikkat etmesi, iş ekipmanının, çalışanların sağlık ve güvenliği
4
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 30.06.2012 Tarih ve 28339 Sayılı RG.
4
yönünden tamamen tehlikesiz olmasını sağlayamıyorsa, kabul edilebilir risk
seviyesine indirecek uygun önlemleri alması sorumluluğu yüklenmiştir.5
Ancak, işverenin yukarıda belirtilen sorumluluklarının önemli bir kısmına,
MEY gereğince makinenin üreticisi yahut yetkili temsilcisi de ortaktır. Çünkü MEY,
makineyi piyasaya arz eden yahut hizmete alan üretici veya yetkili temsilciye,
makinenin sağlık ve güvenlik yönünden temel gereksinimleri karşılaması
yükümlülüğünü yüklemiştir. Hatta üretici, şekilde belirtilen ve sorumluluk
kapsamında görünmeyen artık risklerle ilgili de kullanıcıya gerekli bilgileri vermekle
yükümlüdür. Dolayısıyla meydana gelen bir kazanın makinenin üretiminden
kaynaklanan bir sorundan ileri gelmesi halinde işveren ile üreticinin sorumlulukları
paylaşması söz konusu olabilecektir. Elbette ki burada önemli olan husus, kaza
meydana geldiğinde ortaya çıkan sorumlulukların nasıl paylaştırılacağı değil, iş
sağlığı ve güvenliğinin tesis edilmesinde ve kazaların önlenmesinde MEY'nin
oynadığı kilit rolü görmektir. Makine kullanıcısı işveren, makineyle ilgili bütün
sorumluğu üzerine almasına rağmen, makine tehlikelerini ortadan kaldırma veya
riskleri azaltma yönünde, makine üreticisine göre çok daha az imkâna sahiptir.
Çünkü birçok tehlikenin daha makine tasarım aşamasında iken ortadan kaldırılması
mümkündür. MEY, risk azaltma yaklaşımı çerçevesinde öncelikle üreticiden bunu
istemektedir. Eğer tehlikeler güvenli tasarım ilkeleriyle ortadan kaldırılamamışsa
koruyucu tertibat ve mahfazaların kullanılmasını ve son olarak da, kullanıcıya artık
risklerle ilgili bilgilerin ulaştırılmasını istemektedir. Dolayısıyla makinelerin daha
tasarım aşamasında gerekli sağlık ve güvenlik şartlarına uygun olarak tasarlanması
ve imal edilmesi hem daha kolay, hem de oldukça ucuz olacaktır.
Bu noktada makine kullanıcıları tarafından makinelerde yapılan revizyonları
da ele almak gerekir. Üreticinin yönetmeliğe uygun olarak ürettiği bir makine,
kullanıcı tarafından güvenlik parametrelerini etkileyecek esaslı bir revizyona tabi
tutulursa,
bu
durumda
makinenin
tekrar
MEY’ye
göre
değerlendirilmesi
gerekecektir. Bu ise artık makineyi revizyona tabi tutan makine kullanıcısının
5
İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği, 25.04.2013 Tarih ve
28628 Sayılı RG.
5
yükümlülüğüdür. Yine bir diğer durum da, üreticinin makineyi kendi kullanımı için
üretmesidir. Bu durumda da üreticinin MEY’ye uyması gerekmektedir. 6
Bütün yukarıda belirtilen hususlar, MEY'nin işyerlerinde, iş sağlığı ve
güvenliğinin sağlanması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi noktasında
önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. İthal edilen yahut Türkiye’de üretilen
bütün makineler, MEY’ye uygun olmak ve bu uygunluğu gösteren CE işareti taşımak
zorundadır. Bu yükümlülüğe kendi kullanımı için makine üreten üreticiler, makinede
revizyon yaparak güvenlik yapısını değiştiren kullanıcılar da dâhildir. Dolayısıyla
MEY'nin etkin uygulanması ile işyerlerinde makinelerle çalışanlar, çok daha az
tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. Artık risk doğuran bu tehlikeler ise, yine üreticiler
tarafından sunulması gereken bilgiler kullanılarak, kullanıcı işverenlerin alacağı
tedbirlerle ortadan kaldırılacaktır.
Bu çalışma yukarıda özetlenen faydayı ortaya koymak ve MEY’ye göre CE
sürecini açıklamak üzere hazırlanmış olup, giriş bölümünden sonra, ikinci bölümde
Türkiye’de makinelerden kaynaklanan iş kazaları incelenmiştir. Üçüncü bölümde
ürün güvenliğine ve makine imalatına yönelik teknik düzenlemeler genel olarak ele
alınmıştır. Dördüncü bölümde MEY’ye göre, CE süreci incelenmiş, CE işareti
hakkında genel bilgi verildikten sonra, makinelerin piyasaya arzında üretici ve yetkili
temsilcilerin hangi yükümlülükleri olduğu ve makine üzerine CE işaretini nasıl
iliştirecekleri incelenmiştir. Beşinci bölümde yönetmeliğin temel bir şartı olan ve
emniyetli bir makine tasarımı ve imalatı için en önemli aşama sayılan, makinelerde
risk değerlendirmesi, ilgili standartlar çerçevesinde açıklanmıştır. Altıncı bölümde
ise gelişen teknolojiyle birlikte makine emniyetinde mühim bir rol kazanan kumanda
sistemlerinin güvenliği konusu incelenmiştir. Çalışma, sonuç ve değerlendirme
bölümü ile tamamlanmıştır.
6
Ian Fraser, Guide to application of the Machinery Directive, European Commission 2nd Edition,
Brussels, 2010, s.56.
6
2. TÜRKİYE’DE MAKİNE KAYNAKLI İŞ KAZALARI
Türkiye’de iş kazaları ve meslek hastalıkları istatistikleri SGK tarafından
yayınlanmaktadır. Yayınlanan bu istatistikler 5510 sayılı kanunun 4-1/a maddesi
kapsamındaki aktif sigortalıların geçirdiği iş kazaları ve meslek hastalıklarını
içermekte olup, istatistikler o yıl içerisinde meydana gelen iş kazası ve meslek
hastalığı sayısını değil, işlemi tamamlanan iş kazası ve meslek hastalığı sayısını
vermektedir. Yine Türkiye’de kayıt dışı çalışan oranı dikkate alındığında, kayıt dışı
alanda meydana gelen iş kazalarının istatistiklere yansıması da söz konusu değildir.
SGK iş kazası istatistiklerinde kazaların sebepleri ILO standartlarına göre
sınıflandırılmaktadır. Makine kaynaklı iş kazaları istatistikleri, 2010 yılı öncesinde
istatistik raporlarının 23 numaralı tablosunda, 2010 yılından sonra ise istatistik
raporlarının 1.3.8 numaralı tablosunda ve “İş Kazalarının Kaza Sebeplerine Göre
Dağılımı” başlığı altında yayınlanmaktadır. Bu tablolarda makine kaynaklı iş
kazaları, 400 Kod numarası ile ve “Makinelerin Sebep Olduğu Kazalar” başlığıyla
raporlanmaktadır.
Türkiye’de meydana gelen ve SGK tarafından yayınlanan bu istatistikler
incelendiğinde, 2007-2011 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönemde, makinelerin sebep
olduğu iş kazaları sayıları aşağıdaki tablodaki gibidir.
Tablo 1
Türkiye’de Yıllar İtibariyle Toplam ve Makine Kaynaklı İş Kazaları
Toplam
Yıl
Erkek
Kadın Toplam
%
İş Kazası
11.064
622
11.686
80.602 14,5
2007
9.865
512
10.377
72.963 14,2
2008
9.122
563
9.685
64.316 15,1
2009
7.137
464
7.601
62.903 12,1
2010
8.662
599
9.261
69.227 13,4
2011
Kaynak: SGK İstatistik Yıllıkları, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri
7
80.602
72.963
69.227
64.316
11.686
2007
10.377
2008
Toplam İş Kazası Sayısı
62.903
9.685
2009
9.261
7.601
2010
2011
Makinaların Sebep Olduğu İş Kazası Sayısı
Şekil 2: Türkiye’de Yıllar İtibariyle Toplam ve Makine Kaynaklı İş Kazaları
Kaynak: SGK İstatistik Yıllıkları, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri
SGK verilerine göre, Türkiye’de meydana gelen toplam iş kazalarının
yaklaşık olarak %12-15’ini makinelerden kaynaklanan kazalar teşkil etmektedir.
Toplam iş kazalarının sebeplerine göre analizinde, ilk sırada “bir veya
birden fazla cismin sıkıştırması, ezmesi, batması, kesmesi”, ikinci sırada ise “düşen
cisimlerin çarpıp devirmesi” sebepleri bulunmaktadır. Makinelerin sebep olduğu
kazalar, 2007-2009 yılları arasında üçüncü en fazla kaza sebebi iken 2010 ve 2011
yıllarında “Kişilerin Düşmesi” sebebinin arkasından en fazla dördüncü kaza sebebi
olmuştur. 2011 yılına ilişkin meydana gelen bütün iş kazaları içerisinde en fazla
sayıya sahip kaza sebepleri verileri aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 2
Türkiye’de 2011 Yılı İtibariyle En Fazla Meydana Gelen İş Kazası Sebepleri
Kaza Kodu
Kaza Sebebi
Toplam Kaza Sayısı
Bir veya birden fazla cismin sıkıştırması,
800
23.999
ezmesi, batması, kesmesi
700
Düşen cisimlerin çarpıp devirmesi
12.933
300
Kişilerin düşmesi
9.871
400
Makinelerin sebep olduğu kazalar
9.261
Kaynak: SGK İstatistik Yıllıkları, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri
8
3. ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE MAKİNE İMALATINA İLİŞKİN
TEKNİK DÜZENLEMELER
3.1. Makine Emniyeti Yönetmeliği’nin Dayanağı: 4703 Sayılı Kanun
2001 yılında yayınlanarak 2002 yılında yürürlüğe girmiş olan 4703 sayılı,
Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması Ve Uygulanmasına Dair Kanun,
çerçeve kanun olarak da isimlendirilmekte olup, ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk
değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak
bildirimlere ilişkin usul ve esasları belirlemeyi amaçlamaktadır.
Kanun, piyasaya arz edilecek bütün ürünleri kapsamakta olup özel olarak
ürün bazında düzenlenmemiştir. Bu yaklaşımla güvenlik unsurunu tüm ürünler
açısından zorunlu kılmak amaçlanmıştır. Teknik düzenlemesi olsun veya olmasın,
bütün ürünler bu kanun hükümlerine göre güvenli olmalıdır. Kanunda güvenli ürün
“Kullanım süresi içinde, normal kullanım koşullarında risk taşımayan veya kabul
edilebilir ölçülerde risk taşıyan ve temel gerekler bakımından azamî ölçüde koruma
sağlayan ürün” şeklinde tanımlanmıştır. Temel gerekler ise kanunda “Ürünün; insan
sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki yaşam ve sağlığı, çevre ve tüketicinin
korunması açısından sahip olması gereken asgari güvenlik koşulları” olarak
tanımlanmıştır.7 Dolayısıyla bütün ürünler, ilgili teknik düzenlemelerde belirtilen ve
insan, hayvan, bitki ve çevre açısından güvenlik gereklerine uygun olarak
üretildikten sonra piyasaya arz edilmelidir.
Ürün risklerinin kabul edilme sınırları, ürüne ve riskin özelliğine göre
değişiklik göstermekte olup, ürünlerin teknik mevzuatında yer alır. Üretici, piyasaya
sadece güvenli ürün arz etmekle yükümlüdür ve teknik düzenlemelere uygun
ürünlerin güvenli olduğu kabul edilir. Eğer ürünle ilgili teknik düzenlemeler yoksa
ürünün güvenli olup olmadığı, ulusal veya uluslararası standartlar, sektördeki iyi
uygulama örnekleri, bilim ve teknoloji düzeyi, tüketicinin güvenliğe ilişkin makul
beklentisi dikkate alınarak değerlendirilir.
Teknik düzenlemelerde aksi belirtilmediği müddetçe, teknik olarak daha
güvenli bir ürün üretmenin mümkün olması veya piyasada riski daha az olan
ürünlerin bulunması, bir ürünün güvenli olmadığı anlamına gelmez. Dolayısıyla esas
7
4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun,
11.07.2001 Tarih ve 24459 Sayılı RG.
9
olan piyasadaki en güvenli ürünü değil, teknik düzenlemelere uygun ürünü
üretmektir.
Kanundaki bir diğer önemli düzenleme ise ithal edilen ve değişiklik yapılan
ürünlerle ilgili düzenlemedir. Buna göre öncelikle yeni ürünler, ister iç piyasada
üretilsin, ister AB ülkelerinden isterse diğer ülkelerden ithal edilmiş olsun, güvenlik
gereklerine uygun olarak üretildikten sonra piyasaya arz edilmelidir. Kullanılmış
olmakla birlikte değişiklik yapılarak piyasaya tekrar arz edilen ürünler ile AB üyesi
ülkeler dışındaki ülkelerden ithal edilen eski ve kullanılmış ürünler için de aynı
hüküm geçerli olup teknik düzenlemelere uygunluk aranmaktadır. Ancak AB üyesi
ülkelerden gelen eski ve kullanılmış ürünlerde ilgili teknik düzenlemeye uygunluk
aranmamaktadır.
Tablo 3
4703 Sayılı Kanun Kapsamında Ürünlerde Teknik Düzenleme Zorunluluğu
Yurtiçinde
AB Ülkelerinden
AB Dışı Ülkelerden
Üretilen
İthal Edilen
İthal Edilen
Ürünler
Ürünler
Ürünler
Yeni Ürün
Aranır
Aranır
Aranır
Değişiklik Yapılan Ürün Aranır
Aranır
Aranır
Eski, kullanılmış ürün
Aranmaz
Aranmaz
Aranır
Kaynak: Guide to the implementation of directives based on the New Approach and the Global
Approach,
(Çevrimiçi)
http://www.ekonomi.gov.tr/upload/B019B29C-D8D3-85664520C9F3C59F13C6/guidepublic_en.pdf, 15.03.2013.
4703 sayılı kanuna dayanarak 4 tane uygulama yönetmeği çıkarılmıştır.
Bunlar, Ürünlerin Piyasa Gözetimi Ve Denetimine Dair Yönetmelik, “CE” İşareti
Yönetmeliği, Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları ve Onaylanmış Kuruluşlar
Yönetmeliği, Teknik Mevzuatın Ve Standartların Türkiye İle AB Arasında
Bildirimine Dair Yönetmeliktir.
Bunların yanında, AB’nin yeni yaklaşım direktiflerinden CE işaretini
öngören 21 direktifte, 4703 sayılı kanuna dayanılarak yönetmelik olarak
uyumlaştırılmıştır. MEY, bu yönetmeliklerden biridir.
Uygulama yönetmelikleri uyarınca ürün güvenliğine ilişkin piyasa
gözetimleri, ilgili kamu kurumları tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda
MEY, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumluluğunda olduğu için, makinelere
ilişkin piyasa gözetimleri de yine bu bakanlığa bağlı Sanayi Ürünleri Güvenliği ve
Denetimi Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Aşağıdaki tabloda, yıllar
10
itibariyle makineler için yapılan piyasa gözetim sonuçları verilmiştir. Tabloya göre
piyasa gözetimi yapılan makine sayısının, piyasada kullanılan makine sayısına göre
çok az olmasının yanında uygunsuzluk tespit edilen makine oranları da oldukça
yüksektir. Bu durum, MEY’ye uyum noktasında Türkiye’nin yeterli düzeyde
olmadığını göstermektedir.
Tablo 4
Türkiye’de Makineler İçin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Sonuçları
Uygun
Uygunsuz
Toplam
Uygunsuzluk
İPC
Yıllar
Ürün
Ürün
Denetlenen
%
(TL)
Sayısı
Sayısı
Ürün Sayısı
2012
1553
588
2141
27,5%
71.950
2011
1370
748
2118
35,3%
178.881
2010
4277
764
5041
15,2%
56.543
2009
616
214
830
25,8%
71.680
Kaynak: Sanayi Ürünleri Güvenliği Ve Denetimi
http://sug.sanayi.gov.tr/DocumentList.aspx?catID=1832&lng=tr
Genel
Müdürlüğü
3.2. Makine İmalatına İlişkin Teknik Düzenlemeler
AB, makine imalat sanayisini, teknik uyumlaştırma kapsamında “Yeni
Yaklaşım” olarak adlandırılan bir metot çerçevesinde düzenlemektedir. Bu kapsamda
üreticiler, ürünlerin temel sağlık ve güvenlik şartlarını içeren temel gereksinimleri
karşılayan ürünler üretmekle yükümlüdür. Bunları karşılayacak teknik çözümler,
CEN,
CENELEC,
bırakılmıştır.
Bu
ETSI’den
oluşan
standardizasyon
Avrupa
kurumlarının
Standardizasyon
oluşturduğu
Kurumlarına
uyumlaştırılmış
standartlara uygun üretilen makinelerin, temel gereksinimleri karşıladığı kabul edilir.
Ancak bu standartlara uyum zorunlu olmayıp gönüllülük esasına dayanmaktadır. 8
Yani temel yükümlülüklerin karşılanması, uyumlaştırılmış standartları kullanmadan
da yerine getirilebilir. Ancak üreticiler için bu standartlara göre üretim yapmak,
uygunluğu ispat açısından kolaylık taşımaktadır. Aksi halde uygunluğu ispat etmek
imkân dahilinde olmakla birlikte daha zorlu olacaktır.
3.2.1. Makine Emniyeti Yönetmeliği
MEY, 4703 sayılı kanunun 4 üncü maddesine dayanılarak ve AB’nin
2006/42/EC sayılı Direktifine paralel olarak hazırlanmış bir yönetmeliktir.
8
Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sektör Rehberleri Makine İmalat Sanayii, Avrupa İşletmeler Ağı
İstanbul Şubesi, İstanbul, 2011, s.13,14.
11
2006/42/EC direktifi, 17 Mayıs 2006 tarihinde kabul edilmiş olup, 3 yıllık bir geçiş
sürecinden sonra 29 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2006/42/EC sayılı
direktiften önce de 98/37/EC sayılı direktif yürürlükte idi. Türkiye, 98/37/EC sayılı
direktifi de uyumlaştırarak MEY olarak 05.06.2002 tarihinde RG’ de yayınlamıştır.
Yayımı tarihinde yürürlüğe giren bu yönetmelik, yürürlük tarihinden 18 ay sonra
zorunlu uygulamaya girmiştir. Dolayısıyla MEY şartları, 2003 yılından itibaren
Türkiye içerisinde zorunlu olarak uygulamadadır.
Yönetmelik, amacını 1 numaralı maddesinde şu şekilde açıklamıştır: “Bu
Yönetmeliğin amacı; makinelerin, usulüne uygun şekilde kurulduğunda, bakımı
yapıldığında ve kendinden beklenen amaçlar doğrultusunda kullanıldığında, insan
sağlığına ve güvenliğine ve durumuna göre evcil hayvanlara ve mallara zarar
vermiyorsa piyasaya arz edilmelerini ve hizmete sunulmalarını temin ederek, tasarım
ve imalat aşamasında uyulması gereken temel emniyet şartları ile takip edilmesi
gereken uygunluk değerlendirme prosedürlerini ve uygunluk değerlendirmesi
yapacak onaylanmış kuruluşların görevlendirilmesinde dikkate alınacak asgari
kriterleri düzenlemektir. 9 Dolayısıyla yönetmelik, kapsadığı bütün makinelerin
tasarım aşamasından üretimine, onaylanmasına, piyasaya sunulmasına ve piyasa
gözetimine ilişkin süreci düzenlemektedir.
Yönetmelik, kapsadığı ürünler için üreticilerine birçok sorumluluklar
yüklediği için, hangi ürünlerin yönetmelik kapsamına girdiğinin belirlenmesi oldukça
önemlidir. Bu çerçevede, yönetmeliğin kapsamı, yönetmeliğin 2 numaralı
maddesinde açıklanmış olmakta birlikte, karışıklıkları önlemek amacıyla AB, bu
konuda bazı kılavuz ve görüşlerle kapsamı netleştirmektedir. Yönetmelik, aşağıda
sıralanan 7 ürün çeşidini kapsamaktadır:
9

Makineler

Değiştirilebilir teçhizatlar

Emniyet aksamları

Kaldırma aksesuarları

Zincir, halat ve kayışlar

Sökülebilir mekanik aktarma tertibatları

Kısmen tamamlanmış makineler
Makine Emniyeti Yönetmeliği (2006/42/AT), 03.03.2009 Tarih ve 27158 Sayılı RG.
12
Ancak kapsam kısmında sıralanan bu yedi ürün çeşidinden ilk altısı,
yönetmelikte makine terimi içerisinde değerlendirilmiştir. Yönetmeliğin 4/ğ
fıkrasında makinenin tanımı yapılırken, yönetmelikte geçen makine teriminin
yukarıdaki listedeki 6 ürün çeşidini de kapsadığı ifade edilmiştir. Dolayısıyla
yönetmelikte makine terimi geçen yerde, yukarıda listelenen ilk 6 ürün
anlaşılacaktır.10
Yönetmeliğin kapsamı 2 şekilde sınırlandırılmıştır. İlk sınırlandırma şekli,
direkt sınırlandırma olup, yönetmeliğin 2. Maddesinin 2. fıkrasında kapsam dışı
ürünler tek tek sıralanmıştır. Aşağıda, bu ürünlerden dikkat çeken bazılarına ilişkin
açıklamalar verilmiştir.
Fuar alanlarında ve/veya eğlence parklarında kullanılan özel makineler
yönetmelik kapsamında değildir. Bu makineler esasında hiçbir direktif kapsamına
girmediğinden milli düzenlemeler gerekmektedir. Bazı ekipmanlarla ilgili Avrupa
standartları mevcuttur. Bu ürünler, yönetmelik kapsamında olmamakla birlikte,
işyerlerinde kullanımı sırasında İş Ekipmanları yönetmelik hükümlerini karşılamaları
gerekmektedir.11
Belirli Gerilim Sınırları Dahilinde Kullanılmak Üzere Tasarlanmış Elektrikli
Teçhizat ile İlgili Yönetmelik (2006/95/AT) kapsamında bulunan bazı ürünler de,
MEY’nin kapsamında değildir. Esasında makine direktifinin revize edilme
sebeplerinden birisi, bu direktifle 2006/95/AT direktifi arasındaki sınırları
netleştirmek idi. Bu çerçevede yönetmelikte, 2006/95/AT kapsamında olan ürünler
sıralanmış ve MEY kapsamından çıkarılmıştır. Eğer elektrik makineleri bu listede
yoksa makine yönetmeliği kapsamındadır. Eğer makine 2006/95/AT kapsamında bir
gerilime sahipse, (50-1000 V AC, 75-1500 V DC) aynı zamanda 2006/95/AT
direktifinin güvenlik hedeflerini de karşılamalıdır.12
 Evlerde kullanılması amaçlanan ev aletleri: Hem ev aleti olan hem de
evlerde kullanılması amaçlanan bu ürünler MEY kapsamında değildir.
Dolayısıyla çamaşır, bulaşık makineleri, süpürge, yemek hazırlama ve pişirme
makineleri gibi ürünler ev kullanımı amacıyla üretilirse MEY kapsamında
değildir. Ancak bunlar endüstriyel kullanım için üretilirse yönetmelik
10
11
12
Fraser, s.28.
Fraser, s.44.
Fraser, s.52.
13
kapsanma girecektir. Yine elektrikli bahçe makineleri, evlerde tamir ve inşaat
için kullanılan elektrikli güç aletleri de yönetmelik kapsamındadır.

Ses ve Video Cihazları: Radyo ve televizyon alıcıları, CD ve DVD çalıcılar,
kameralar, projektörler vb. yönetmelik kapsamında değildir.

Bilgi Teknolojisi Cihazları: Bilgisayar donanımları, ağ ekipmanları, telefon
ve iletişim ekipmanları vb. yönetmelik kapsamında değildir.

Tipik Büro Makineleri: Yazıcı, fotokopi makinesi, faks makinesi gibi
makineler
yönetmelik kapsamında değildir. Ancak
baskı
ve kâğıt
endüstrisindeki benzer fonksiyonlu makineler yönetmelik kapsamındadır.
MEY’nin ikinci sınırlandırma şekli ise, Makine Direktifinin özel direktifler
başlıklı 3. Maddesinde belirtildiği üzere, diğer direktiflerde özel olarak düzenlenmiş
riskleri içeren ürünlere, yönetmeliğin uygulanmasının sınırlandırılmasıdır. Eğer özel
direktif ürünle ilgili bütün riskleri içeriyorsa bu durumda bu ürünler MEY haricinde,
özel direktif, ürünle ilgili sadece bazı riskleri düzenliyorsa, bu durumda ürünler MEY
kapsamında kalacaktır.13 Bu maddede açıklanan kısıtlama şekli, aşağıdaki bölümde
detaylı incelenmiştir.
3.2.2. Diğer Teknik Düzenlemeler
Makine imalatına ilişkin teknik düzenlemeler sadece MEY ile sınırlı
olmayıp yönetmelik haricinde de birçok teknik düzenleme mevcuttur. Bu
düzenlemeler, MEY ile etkileşimlerine göre 3 sınıfta değerlendirilebilir. 14
Birinci sınıfta MEY yerine kullanılan düzenlemeler yer alır. Bazı makineler,
makine sanayi kapsamında olmasına rağmen, taşıdıkları özel risklerden dolayı MEY
kapsamı dışında bırakılmış ve özel yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Örneğin
asansörler,
“Asansör
Yönetmelikte”,
kişisel
Yönetmeliği”nde,
koruyucu
oyuncaklar
donanımlar
“Oyuncaklar
“Kişisel
Koruyucu
Hakkında
Donanım
Yönetmeliği”nde, insan taşımak üzere tasarlanan kablolu taşıma tesisatı “İnsan
Taşımak Üzere Tasarımlanan Kablolu Taşıma Tesisatı Yönetmeliği” çerçevesinde
düzenlenmiştir.
13
Fraser, s.63.
Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sektör Rehberleri Makine İmalat Sanayii, Avrupa İşletmeler
Ağı İstanbul Şubesi, İstanbul, 2011, s.21.
14
14
İkinci sınıfta MEY ile kesişen düzenlemeler bulunur. MEY ile farklı bir
teknik düzenleme arasındaki kesişimin sadece birkaç risk için söz konusu olduğu
durumlarda, MEY’nin ilgili hükümleri yerine, bu riskleri daha özel olarak ele alan
düzenlemeler uygulanır. Örneğin, MEY, Ek-1’de belirtilen temel sağlık ve güvenlik
kurallarının 1.5.7.Patlama maddesinde, makinelerin kendisinden veya kullandığı ya
da ürettiği maddelerden kaynaklanacak patlama risklerine karşı önlem alınması
öngörülür. Ancak, makinelerden değil, makinelerin muhtemel patlayıcı ortamlarda
kullanılmasından kaynaklanan patlama riskleri mevcut olduğunda daha özel bir
düzenleme olan “Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat Ve Koruyucu
Sistemler İle İlgili Yönetmelik” şartlarına uygun üretilmeleri gerekmektedir. Bu
durumda ürüne iliştirilen CE işareti, ürünün hem MEY’ye hem de Muhtemel
Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili Yönetmeliğe
uygun olduğunu gösterecektir.
Üçüncü sınıfta ise MEY’ye ek olarak uygulanan düzenlemeler vardır. Bazı
durumlarda MEY uygulanmakla birlikte, yönetmelikte düzenlenmemiş olan riskler
için,
tamamlayıcı olarak başka düzenlemeler
de dikkate alınır.
Örneğin
Elektromanyetik Uyumluluk konusu yönetmelikte düzenlenmediği için bu risklere
karşı Elektromanyetik Uyumluluk Yönetmeliği’nde düzenlenen gereksinimler
dikkate alınır.
3.2.3. Makine Emniyeti Standartları
MEY’nin 1 numaralı ekinde bulunan temel sağlık ve güvenlik şartlarının
karşılanması için, makine üreticilerinin referans olarak kullanabilecekleri birçok
standart bulunmaktadır. Avrupa standardizasyon kurumları tarafından hazırlanan bu
standartlar, TSE tarafından da Türk Standardı olarak yayınlanmaktadır. Bu
standartların
güncel
listesi
TSE’nin
internet
sitesinde
güncel
olarak
yayınlanmaktadır.15
Teknik mevzuata ilişkin standartların hiyerarşik yapısı üç seviyeden
oluşmaktadır:
15
TSE, (Çevrimiçi), https://intweb.tse.org.tr/TSEIntWeb/Standard/Standard/StandardAra.aspx?
GelenYer=Direktif&DirektifNo= 06/42/EC, 10.03.2013.
15
A Tipi Standartlar: Bütün makineler için geçerli olan, temel emniyet
gereksinimlerini içeren standartlardır.
B Tipi Standartlar: Geniş bir makine grubu için kullanılabilecek standartlar
olup bir emniyet konusunu veya bir emniyet tertibatını düzenlerler. B tipi standartlar
iki gruba ayrılmaktadır. B1 tipi standartlar, belli emniyet konularına ilişkin
düzenlemeler içerir. Örneğin emniyet mesafelerinin hesaplanması, kumanda
sistemlerine ilişkin şartlar B1 tipi standartlarda düzenlenmiştir. B2 tipi standartlar ise
çift el kumandası, acil durdurma ekipmanı gibi emniyet cihazlarına ilişkin
düzenlemeler getirmektedir.
C Tipi Standartlar: Belli bir makine veya makine grubu için gerekli olan
emniyet şartlarını düzenleyen standartlar olup C tipi standartlar, A ve B tipi
standartlara göre uygulama önceliğine sahiptir.
Standart tiplerinin yapısı aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.
Şekil 3: Standartlar Hiyerarşisi ve Çeşitleri
Kaynak: TS EN ISO 13849-1 Makinelerde Güvenlik- Kumanda Sistemlerinin Güvenlikle İlgili
Kısımları- Bölüm 1: Tasarım İçin Genel Prensipler, 2008.
16
4. MAKİNE EMNİYETİ YÖNETMELİĞİNE GÖRE CE SÜRECİ
4.1. CE İşareti Nedir?
CE işareti, AB’nin, teknik mevzuat uyumu çerçevesinde, 1985 yılında
benimsediği yeni yaklaşım politikası kapsamında hazırlanan yeni yaklaşım
direktifleri ile 1989 yılında benimsenen global yaklaşım temel alınarak hazırlanan
direktiflerin bazılarının kapsamına giren ürünlerin, bu direktiflere uygun olduğunu ve
gerekli bütün uygunluk değerlendirme faaliyetlerinden geçtiğini gösteren bir birlik
işaretidir.
CE işareti, ürünlerin, amacına uygun kullanılması halinde insan can ve mal
güvenliği, bitki ve hayvan varlığı ile çevreye zarar vermeyeceğini, diğer bir ifadeyle
ürünün güvenli bir ürün olduğunu gösterir ve aşağıdaki şekilde sembolize edilir.16
Şekil 4: CE İşareti
Kaynak: CE İşareti Yönetmeliği, 23.02.2012 Tarih ve 28213 Sayılı Resmi Gazete
CE işareti, ürüne bu işaretin iliştirilmesini zorunlu kılan ilgili teknik
düzenlemeye uygunluğu ve güvenliği gösteren bir işaret olmasının yanı sıra, ticari
açıdan da, ürünlerin bir AB üyesi ülkeden diğerine dolaşımı sırasında bir çeşit
pasaport işlevi görür. AB’de “CE” işareti kapsamına alınan ürünlerin bu işaret
olmaksızın pazara sunulması mümkün değildir. Aynı şartlar, ilgili direktiflerin
uyumlaştırılarak milli mevzuat haline gelmesi sebebiyle Türkiye’de de geçerlidir.
CE işaretinin ürüne iliştirilmesine ilişkin kurallar genel olarak CE İşareti
Yönetmeliği’nde, ve özel olarak da ilgili ürün yönetmeliğinde belirtilmektedir.
16
Mengi, s.28,29.
17
Ürünlere CE işareti iliştirmek için gerekli prosedürleri yerine getirmekten ve ürünü
CE işaretli olarak piyasaya sunmaktan üretici veya yetkili temsilci sorumludur.
AB’nin 2006/42/EC sayılı Makine Direktifi, CE işaretlemenin zorunlu
olduğu yeni yaklaşım direktiflerinden birisi olup, bu direktif Türkiye’de MEY olarak
yayınlanmış, dolayısıyla aynı zorunluluk Türkiye için de geçerli hale gelmiştir.
4.2. Makine Emniyeti Yönetmeliğine Göre İmalatçının Yükümlülükleri
Yönetmelik makine imalatçısına makinenin tasarımından piyasaya arzına
kadar süreç içerisinde bir dizi yükümlülükler yüklemiştir. İmalatçı, yönetmelik
kapsamındaki makineyi veya kısmen tamamlanmış makineyi tasarlayan, imal eden
ve kendi ismi veya ticari unvanı altında yahut kendi kullanımı için piyasaya arz eden
gerçek veya tüzel kişidir. Bu şekilde tanımlanan bir imalatçı yoksa yönetmelik
kapsamındaki makineyi veya kısmen tamamlanmış makineyi piyasaya arz eden veya
hizmete sunan gerçek veya tüzel kişi de imalatçı olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla
gerek makineyi piyasaya arz etmek amacıyla, gerekse kendi kullanımı için makineyi
üreten veya satan kişi imalatçı olmaktadır. Yine imalatçının olmadığı durumda
yetkili temsilci de imalatçı gibi sorumludur.
Yönetmeliğe göre imalatçı veya yetkili temsilcisinin yükümlülüğü,
makineyi piyasaya arz etmeden ve/veya hizmete sunmadan önce yönetmeliğin 5/1
maddesinde belirtilen aşağıdaki hususları yerine getirmektir:17
1. Ek 1’de bulunan temel sağlık ve güvenlik gereksinimlerini karşılamak
2. Ek 7, Bölüm A’ya uygun teknik dosya hazırlamak
3. Talimat ve diğer gerekli bilgileri temin etmek
4. Madde 13’e uygun uygunluk değerlendirmesi yapmak
5. Ek 2 Kısım 1 Bölüm A’ya uygun AT uygunluk beyanı hazırlamak
6. Madde 16 ve Ek 3’e uygun CE uygunluk işaretini iliştirmek
Burada makine, kısmen tamamlanmış makine hariç olmak üzere makine,
değiştirilebilir teçhizat, emniyet aksamı, kaldırma aksesuarları, zincir, halat ve
kayışlar, sökülebilir mekanik aktarma tertibatları için kullanılan geniş bir terimdir.
İmalatçı ise, ürünü direkt piyasaya arz eden kişiler yanında piyasaya arz etmeyip
sadece kendi kullanımı için üretim yapanları da kapsamaktadır.
17
Makine Emniyeti Yönetmeliği (2006/42/AT), 03.03.2009 Tarih ve 27158 Sayılı RG.
18
Kısmen tamamlanmış makineler için ise, makinelerden farklı olarak imalatçı
veya yetkili temsilci için, piyasaya arz öncesi, yönetmeliğin 14. Maddesinde
tanımlanan aşağıdaki yükümlülükler belirlenmiştir.
1. Ek 7 Bölüm B’ye uygun teknik dosya hazırlamak
2. Ek 6’ya uygun montaj talimatlarını hazırlamak
3. Ek 2 Kısım 1 Bölüm B’ye uygun imalatçı beyanı hazırlamak
Makine
ve
kısmen
tamamlanmış
makinelere
ilişkin
üreticilerin
yükümlülükleri ve CE işareti iliştirme süreci aşağıdaki şekilde gösterilmiştir.
Şekil 5: Makine ve Kısmen Tamamlanmış Makineler İçin CE Süreci
Kaynak: Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sektör Rehberleri Makine İmalat Sanayi,
Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul Şubesi, İstanbul, 2011.
4.3. Temel Sağlık ve Güvenlik Gereksinimlerinin Karşılanması
İmalatçının öncelikli yükümlülüğü, yönetmeliğin Ek 1’inde belirtilen temel
sağlık ve güvenlik gereksinimlerini karşılamaktır. Ek 1, piyasaya arz edilecek ürünün
tasarım ve imalinde, sağlık ve güvenlik açısından temel gereksinimleri içerir. Bu
19
gereksinimler, makinelerin güvenliğine ilişkin genel hususlardan (güvenlik
bütünlüğü ilkeleri, taşımayı kolaylaştıracak tasarım özellikleri, aydınlatma, ergonomi
vb.),
kumanda
sistemlerine;
mekanik
tehlikelerden,
mahfaza
ve
koruma
tertibatlarına; bakım ve bilgilendirme yükümlülüklerinden, elektrik, yangın, patlama,
gürültü, titreşim, ışıma, kayma, sendeleme ya da düşme gibi tehlikelerden
kaynaklanan risklere kadar, birçok konuyu kapsamaktadır.
Ek 1 aşağıdaki temel başlıklar altında bu gereksinimleri düzenlemiştir:18
 Genel ilkeler
 1- Temel sağlık ve güvenlik kuralları
 2- Belirli makine kategorileri için ilave temel sağlık ve güvenlik gerekleri
(Gıda makineleri ve kozmetik veya eczacılık ürünlerine yönelik makineler,
Elde taşınabilen ve/veya el ile yönlendirilen makineler, Ahşap ve benzer
fiziksel özelliklere sahip malzemeleri işleme makineleri)
 3- Makinelerin hareketliliği nedeniyle meydana gelebilecek tehlikeleri
önlemek amacıyla gerekli ilave temel sağlık ve güvenlik kuralları
 4- Kaldırma işlemleri nedeniyle meydana gelebilecek tehlikelerin bertaraf
edilmesine yönelik ilave temel sağlık ve güvenlik gerekleri
 5- Yeraltı çalışmalarına yönelik makinelerle ilgili ilave temel sağlık ve
güvenlik gerekleri
 6- Kişilerin kaldırılması nedeniyle belli tehlikeler oluşturan makinelerle
ilgili ilave temel sağlık ve güvenlik kuralları
Ancak Ek-1 dahilindeki bütün gereksinimlerin, her makineye uygulanması
gibi bir zorunluluk yoktur. Gereksinimler, sadece ilgili olduğu tehlike ve riskleri
taşıyan makineler için geçerlidir. Bunun tespiti ve değerlendirilmesi ise, üretici veya
yetkili temsilcinin üretim öncesi hazırlayacakları risk değerlendirmesi ile yapılır.
Makinenin tasarım ve üretimi, risk değerlendirmesinden çıkan bilgiler ışığında
gerçekleştirilir.
Ek-1’de bulunan temel sağlık ve güvenlik gereksinimlerinin nasıl
karşılanacağı ise önemli bir husustur. Çünkü burada belirtilen gereksinimler,
isminden de anlaşılacağı üzere temel gereksinimler olup, genel boyutta düzenlemeler
içermektedir. Yönetmeliğin her türlü makineyi kapsadığı düşünüldüğünde,
18
Fraser,s.141.
20
gereksinimlerin genel olarak düzenlenmesinin sebebi anlaşılabilir. Ancak bir
üreticinin, sadece bu gereksinimleri esas alarak makine tasarımı yapması ise zor
olacaktır. Kaldı ki üreticinin yapacağı bu tasarımın, gereksinimi karşılayıp
karşılamadığından da emin olması zordur.
Yukarıda belirtilen zorluk, esasında yeni yaklaşım direktiflerinin de temel
çıkış noktasını oluşturmaktadır. Yönetmelikte belirtilen temel sağlık ve güvenlik
gereksinimlerine ilişkin teknik özellikler, Avrupa Standardizasyon Kurumları
tarafından yayınlanan uyumlaştırılmış standartlarla belirlenmektedir. Üreticiler bu
standartları kullanarak uygunluk karinesinden faydalanabilirler. Ancak herhangi bir
gereksinim konusunda uyumlaştırılmış standardın bulunması, bu standardın
uygulanmasının
zorunlu
olduğu
anlamına
gelmez.
Dolayısıyla
üreticiler,
standartlardan başka yöntemlere başvurarak da yönetmeliğin temel gereksinimlerini
karşılayabilirler. Standartlara uyumun zorunlu olmaması, makine sanayisinin
yenilikçi çözümler üretebilmesi için gerekli görülmüştür. Bu noktada standartlar
üreticilerin yönetmeliğe uyum sağlamalarını kolaylaştıran, rehber niteliğinde
dokümanlar olarak görülebilir. Ancak standartlar geliştirildikleri dönemde, ilgili
üründen beklenebilecek en makul güvenlik seviyesini yansıttıkları için yönetmeliğe
uyum sağlamak için farklı yöntemlere başvuran üreticilerden, uyguladıkları alternatif
çözümlerin sağladığı güvenlik seviyesinin, en az uyumlaştırılmış standartlarınki
kadar yüksek olduğunu kanıtlamaları beklenir.19
4.4. Güvenlik Bütünlüğü İlkeleri
Yönetmelik, risk değerlendirme ve risk azaltma süreci kapsamında, Ek 1’de
belirtilen güvenlik bütünlüğü ilkelerinin gerektirdiği hiyerarşi doğrultusunda, koruma
önlemlerinin alınmasını, tehlikelerin ortadan kaldırılmasını veya bu mümkün değilse
bu tehlikelere bağlı risklerin azaltılmasını öngörmektedir.20
MEY
Ek1,
1.1.2
maddesi güvenlik
bütünlüğü
ilkeleri
hakkında
gereksinimleri içerir. Bu madde, yönetmeliğin temel yaklaşımı olan güvenli makine
tasarımı ve imali amacının sistematiğini içerir. Nitekim yönetmelik, temel sağlık ve
güvenlik şartlarının sadece ilgili oldukları tehlike ve riskleri taşıyan makineler için
19
Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sektör Rehberleri Makine İmalat Sanayii, Avrupa İşletmeler
Ağı İstanbul Şubesi, İstanbul, 2011, s.13.
20
Fraser, s.147.
21
geçerli olduğu, ancak güvenlik bütünlüğü ilkeleri ile 1.7.3. ve 1.7.4. maddelerinin
bundan istisna olduğunu, bu maddelerin bütün makineler için, her halükarda
uygulanması gerektiği belirtmektedir.
a)
Güvenlik Bütünlüğü İlkeleri: MEY, makinelerin tasarım ve üretiminde
güvenlikle ilgili gereksinimleri kapsamakta olup performanslarına yönelik şartları
içermemektedir. Dolayısıyla bu gereksinimler temel ve asgari gereksinimlerdir.
Güvenlik bütünlüğü ilkelerinin temelinde makinelerin “kişileri” riske
atmaması bulunmaktadır. Burada kişi tabiri, makinenin operatörü yanında tehlikeden
etkilenebilecek herkesi kapsar. Herkesin içerisine, makineyi bizzat kullanan operatör,
yardımcı operatör, bakım, temizlik görevlileri, makine dışarıda kullanılacaksa
makineden etkilenecek halktan birileri de girer.
Yine makine ele alınırken sadece öngörülen şartlar değil, makul şekilde
öngörülebilir hatalı kullanımlar da dikkate alınmalıdır. Makul bir şekilde
öngörülebilir hatalı kullanım, makine tasarımcısının amaçlamadığı bir şekilde, ancak
kolayca öngörülebilen insan davranışlarından kaynaklanabilecek kullanımdır.
21
Operatörün makinenin kontrolünü kaybetmesi, operatörün refleks hareketleri,
konsantrasyon kaybı veya dikkatsizlik, çocukların hareketleri gibi davranışlar, makul
şekilde öngörülebilir yanlış kullanıma örnek olarak verilebilir.22
Makine risklerini bertaraf etme amacıyla alınan tedbirler, sadece makinenin
kullanım aşaması dikkate alınarak değil, makinelerin nakliye, montaj, demontaj,
hizmetten çıkarma ve hurdaya ayırma dahil öngörülebilir bütün çalışma ömrünü
kapsayacak şekilde ele alınmalıdır.
b)
3 Aşama Metodu: Güvenlik bütünlüğü ilkelerinin ikincisi 3 aşama
metodu olarak da isimlendirilen ve ISO 12100 standardında risk azaltma süreci
olarak tanımlanan hiyerarşik bir önleme sistemidir. Bu metoda göre imalatçı, risk
azaltma sürecini uygularken aşağıdaki ilkeleri sırasıyla uygulamalıdır.23
-
Birinci Öncelik- Kendiliğinden Güvenli Tasarım Tedbirleri: Makine ile ilgili
tehlikeler,
daha
tasarım
aşamasında
iken
ortadan
kaldırılmalı
yahut
kaldırılamıyorsa riskler azaltılmalıdır.
21
TS EN ISO 12100:2010:Makinelerde Güvenlik – Tasarım için genel prensipler – Risk
değerlendirilmesi ve risk azaltılması, s.4.
22
Fraser, s.146.
23
Fraser, s.149.
22
-
İkinci Öncelik- Teknik Koruyucu Tedbirler: Birinci aşamada bertaraf
edilemeyen risklerle ilgili teknik koruyucu tedbirler alınmalıdır.
-
Üçüncü Öncelik- Kullanıcılar İçin Bilgi: İkinci aşamada da giderilemeyen
risklerle ilgili kullanıcılar bilgilendirilmeli, özel eğitim gereksinimleri ve gerekli
kişisel koruyucu donanımlar belirtilmelidir.
Temel sağlık ve güvenlik şartlarını karşılamak için, belirlenen bir riskle
ilgili önleyici tedbirleri seçerken yukarıdaki öncelik sırasına dikkat edilmeli, bu
ilkeler sırası ile uygulanmalıdır. Dolayısıyla üretici koruyucu tedbirlere geçmeden
önce bütün güvenli tasarım tedbirlerini uygulamış olmalıdır. Yine operatörlere uyarı
ve talimat vermeden önce bütün koruyucu tedbirleri kullanmalıdır. Bu sıralamaya
uymamak, güvenli makine hedefine ulaşmayı imkânsızlaşacaktır.
c)
Normal Olmayan Kullanımın Önlenmesi: Makinelerin tasarımı, imali,
talimatlarının hazırlanması süreçlerinde, sadece makinenin amaçlanan kullanımı
değil, öngörülebilir her türlü hatalı kullanım da dikkate alınmalıdır. Normal olmayan
kullanımın risk oluşturması halinde makineler normal olmayan kullanımı önleyecek
şekilde tasarlanmalı ve imal edilmelidir. Ancak burada her türlü hatalı kullanımın
değil, makul ve öngörülebilir hatalı kullanımların dikkate alınması gerektiğine dikkat
edilmelidir.
d)
Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımından Kaynaklı Kısıtlar:
Makinenin artık risklerinden veya ortamdan kaynaklanan risklerden dolayı
operatörlerin kişisel koruyucu donanım kullanması gerekebilir. Bu durumda, makine
tasarım ve imalı aşamasında, operatörün kullanabileceği kişisel koruyucu
donanımlardan kaynaklanabilecek kısıtlamalar dikkate alınmalıdır. Mesela soğuk
ortamlarda kullanılacak makinenin pedal ebatları tasarlanırken, operatörün geniş
botlar giyeceği düşünülmelidir.
e)
Özel ekipman ve aksesuarlar: Üretici makineyi, makinenin bakımı,
ayarı, kullanımı için gerekli özel ekipmanlarla temin etmelidir. Bunlar tornavida,
anahtar gibi standart aletler değil, makineye özgü özel ekipman ve aksesuarlardır.
4.5. Teknik Dosya Hazırlanması
Makineler
için hazırlanacak teknik dosya ile ilgili gereksinimler
yönetmeliğin Ek 7 Kısım A’da, kısmen tamamlanmış makinelerle ilgili hazırlanacak
23
teknik dosya gereksinimleri ise Ek 7 Kısım B’de belirtilmiştir. Teknik dosya, ürünün
MEY şartlarına uygun olarak üretildiğine dair teknik bilgileri içermeli ve Bakanlık
denetimi için üretim tarihinden itibaren en az 10 yıl süreyle muhafaza edilmelidir.
4.6. Uygunluk Değerlendirmesi
Yönetmelik gereğince üretici veya yetkili temsilci, makinenin temel sağlık
ve
güvenlik
gereksinimlerine
uygunluğunu
değerlendirmekle
yükümlüdür.
Makinenin risk grubu ve üreticinin tercihine göre, yönetmelikte değişik uygunluk
değerlendirme prosedürleri bulunmaktadır.
Uygunluk değerlendirmede modüleri 4703 sayılı kanuna istinaden çıkarılan
“CE İşareti Yönetmeliği”nde açıklanmaktadır. Yönetmeliğin Ek 3’nde tanımlanan
uygunluk değerlendirme yöntemleri aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:
Tablo 5
CE İşareti Yönetmeliğine Göre Uygunluk Değerlendirme Yöntemleri
1-Modül A
Üretimin Dahili Kontrolü
Modül A1
Üretimin dâhilî kontrolü ve denetimli ürün testi
Modül A2
Üretimin dâhilî kontrolü ve ürünün rastgele aralıklarla
denetimli muayenesi
2- Modül B
AT Tip İncelemesi
3- Modül C
Üretimin dâhilî kontrolüne dayalı tipe uygunluk
Modül C1
Üretimin dâhilî kontrolüne ve denetimli ürün testine dayalı
tipe uygunluk
Modül C2
Üretimin dâhilî kontrolü ve ürünün rastgele aralıklarla
denetimli muayenesine dayalı tipe uygunluk
4- Modül D
Üretim sürecinin kalite güvencesine dayalı tipe uygunluk
Modül D1
Üretim sürecinin kalite güvencesi
5- Modül E
Ürün kalite güvencesine dayalı tipe uygunluk
Modül E1
Bitmiş ürün muayenesi ve testinin kalite güvencesi
6- Modül F
Ürün doğrulamasına dayalı tipe uygunluk
Modül F1
Ürün doğrulamasına dayalı uygunluk
7- Modül G
Birim doğrulamasına dayalı uygunluk
8- Modül H
Tam kalite güvencesine dayalı uygunluk
Modül H1
Tam kalite güvencesi ve tasarım incelemesine dayalı
uygunluk
Kaynak: CE İşareti Yönetmeliği, 23.02.2012 Tarih ve 28213 Sayılı Resmi Gazete
Yönetmeliğin amacı, ürüne CE işareti konulması yöntemlerini düzenleyen
uygunluk değerlendirme modülleri ile bu işaretin kullanılmasına dair usul ve esasları
belirlemektir. Dolayısıyla MEY kapsamına giren bütün ürünlerin CE işaretlemeleri,
bu yönetmelikteki hükümlerin yanında, CE İşareti Yönetmeliğine de uygun
24
olmalıdır. Bu yönetmelikte tanımlanan modüllerin tamamı makineler için
uygulanabilir değildir. Çünkü bu yönetmelik, CE işareti gerektiren bütün mevzuatı
kapsadığından, sunulan modül çeşitleri de fazladır.
MEY’ye göre uygunluk değerlendirmesi yapacak imalatçının ilk adımı,
üreteceği makinenin yönetmeliğin Ek 4’ünde bulunan ve yüksek risk faktörü taşıyan
veya kritik bir koruma işlevi gören makine kategorilerini içeren listede bulunup
bulunmadığını belirlemektir. Uygunluk değerlendirme sürecinin bundan sonraki
adımları, makinenin bu listede yer alıp almamasına göre değişiklik gösterecektir.
Eğer makine bu listede yer alıyorsa, bu durumda uygunluk değerlendirme prosedürü
üretimin uyumlaştırılmış standartlara göre yapılıp yapılmamasına göre alternatif
yollara ayrılır. Yönetmeliğe göre üreticilerin sahip olduğu uygunluk değerlendirme
alternatifleri, yönetmeliğin 8, 9 ve 10 numaralı eklerinde açıklanmıştır.
Ek 8, Makinelerin imalâtında yapılan iç kontrollerle uygunluğun
değerlendirilmesi prosedürünü, Ek 9 AT Tip İncelemesi prosedürünü, Ek 10 ise Tam
Kalite Güvencesi prosedürünü açıklamaktadır.
Eğer makine, yönetmeliğin 4 numaralı ekinde yer almıyorsa, uygunluk
değerlendirme prosedürü olarak yönetmeliğin 8 numaralı ekinde yer alan makinelerin
imalâtında yapılan iç kontrollerle uygunluğun değerlendirilmesi prosedürü uygulanır.
Eğer makine yönetmeliğin 4 numaralı ekinde yer alıyorsa, bu durumda iki
alternatif ortaya çıkmaktadır. Eğer makineyle ilgili uyumlaştırılmış standartlar varsa,
makine de bu standartlara göre üretilmişse ve bu standartlar yönetmelikteki bütün
sağlık ve güvenlik şartlarını kapsıyorsa, bu durumda aşağıdaki 3 alternatif
prosedürden birisi uygulanabilir:
-
Ek 8 uyarınca makinelerin imalâtında yapılan iç kontrollerle uygunluğun
değerlendirilmesi prosedürü,
-
Ek 9 uyarınca AT Tip İncelemesi prosedürü ile Ek 8’in üçüncü bileşeni,
-
Ek 10 uyarınca Tam Kalite Güvencesi prosedürü.
Eğer makine, yönetmeliğin 4 numaralı ekinde yer alıyor fakat makineyle
ilgili uyumlaştırılmış standartlar yoksa veya varsa da makine bu uyumlaştırılmış
standartlara göre üretilmemişse yahut uyumlaştırılmış standartlar yönetmeliğin temel
sağlık ve güvenlik gereksinimlerinin tamamını karşılamıyorsa, bu durumda üretici
aşağıdaki 2 alternatif prosedürden birini uygulayabilir:
25
-
Ek 9 uyarınca AT Tip İncelemesi prosedürü ile Ek 8’in üçüncü bileşeni
-
Ek 10 uyarınca Tam Kalite Güvencesi prosedürü24
Uygunluk değerlendirme prosedürlerine ilişkin alternatif prosedürler, Şekil
5’te gösterilmiştir.
4.7. AT Uygunluk Beyanın Hazırlanması
Makineler ve kısmen tamamlanmış makineler, uygunluk değerlendirme
prosedürlerinden hangisini izlerse izlesin, nihayetinde piyasaya arz edilmeden önce,
ürünün gerekli şartları yerine getirdiğine ilişkin bir uygunluk beyanının hazırlanması
gerekir. Makineler için AT Uygunluk Beyanı, yönetmeliğin Ek 2 Kısım 1 Bölüm
A’da açıklanmıştır. Ek 2 Kısım 1 Bölüm B’de ise kısmen tamamlanmış makineler
için imalatçı beyanı açıklanmıştır.
AT Uygunluk Beyanı’nda imalatçı veya yetkili temsilcisinin ticari unvanı ve
açık adresi, makinenin tarifi ve yönetmeliğin ve gerektiğinde ilgili diğer
yönetmeliklerin şartlarının karşılandığını açıkça beyan eden bir ifadeye yer
verilmelidir. Yine uygunluk değerlendirmesi için “AT-Tip İncelemesi” prosedürünün
izlendiği durumlarda, söz konusu incelemeyi yapan onaylanmış kuruluşun gerekli
bilgileri, “Tam Kalite Güvencesi” prosedürü izlenmiş ise, beyanda, söz konusu
sistemi onaylayan kuruluşun gerekli bilgileri bulunmalıdır. Ayrıca varsa, yönetmelik
şartlarının karşılanmasında kullanılan uyumlaştırılmış standart
da beyanda
belirtilmelidir.
4.8. CE Uygunluk İşaretinin Ürüne İliştirilmesi
CE sürecinde son aşama ürüne CE işaretinin iliştirilmesidir. CE işareti,
üzerine iliştirildiği ürünün MEY’nin gereksinimlerini karşıladığının beyanıdır. İşaret,
yönetmeliğin 16 numaralı maddesine uygun olarak, Ek 3’te belirtilen şekil ve şartlar
çerçevesinde ürüne iliştirilir.
24
Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sektör Rehberleri Makine İmalat Sanayii, Avrupa İşletmeler
Ağı İstanbul Şubesi, İstanbul, 2011, s.16.
26
5. MAKİNELERDE RİSK DEĞERLENDİRME
5.1. Giriş
MEY, makinelere uygulanacak sağlık ve güvenlik kurallarını belirlemek
için risk değerlendirmesi yapılmasını zorunlu tutmaktadır. Makinelerin tasarımı ve
imali, bu risk değerlendirme sonuçlarına göre gerçekleştirilmelidir.
Makine risk değerlendirmesiyle ilgili standartlar sürekli güncellenerek
değişiklikler göstermiştir. Daha önceden kullanılan EN 1050, EN 291-1, EN 292-2,
EN 14121-1, EN 12100-1, EN 12100-2 gibi standartlar bugün kullanımdan
kaldırılmış, bu standartların yerini EN ISO 12100 standardı almıştır. Bu standart, A
tipi bir standart olup, uyumlaştırılmıştır ve TSE tarafından “TS EN ISO 12100:2010 Makinelerde güvenlik – Tasarım için genel prensipler – Risk değerlendirilmesi ve
risk azaltılması” olarak yayınlanmıştır.
Bu standart, güvenli makine tasarımıyla ilgili temel terminolojiyi,
prensipleri, risk değerlendirme ve azaltmaya yönelik metodoloji içermektedir.
Tasarımcıların, güvenli makine hedeflerine ulaşmaları için, risk değerlendirme ve
risk azaltmayla ilgili prensipleri açıklamaktadır. Standarda göre risk değerlendirme
aşağıdaki aşamalardan oluşur.25
Risk
Değerlendirme
=
Risk
Analizi
- Makine limitlerinin belirlenmesi
- Tehlikelerin tanımlanması…….
- Risklerin tahmin edilmesi……..
+
Riskin
Değerlendirilmesi
Risk değerlendirme süreci, öncelikle risklerin analiz edilmesiyle başlar.
Risk analizi ise, amaçlanan kullanım ve makul şekilde öngörülebilir hatalı
kullanımlar dahil olmak üzere makinelerin limitlerinin belirlenmesi, tehlikelerin ve
ilgili tehlikeli durumların tanımlanması, tanımlanan her bir tehlike ve tehlikeli durum
için risklerin tahmin edilmesi olmak üzere üç aşamadan oluşur. Risk analizinin
tamamlanması sonrası, riskin değerlendirilmesi süreci başlar ve bu süreçte risk
azaltma ihtiyacına gerek olup olmadığına karar verilir. Risk azaltma ihtiyacının
tespiti halinde risk azaltma süreci başlatılır.
25
TS EN ISO 12100:2010:Makinelerde Güvenlik – Tasarım için genel prensipler – Risk
değerlendirilmesi ve risk azaltılması, s.10.
27
Risk azaltma süreci, tehlikelerin ortadan kaldırılması veya koruyucu
önlemlerle tehlikelerin risklerinin azaltılması sürecidir. Bu çerçevede 3 aşamalı
metot, riskler kabul edilebilir seviyeye indirilene kadar uygulanır.
5.2. Risk Değerlendirme ve Risk Azaltma Stratejileri
Risk değerlendirme, makineyle ilgili risklerin sistematik yollarla analiz
edilmesi ve değerlendirilmesini sağlamak için yapılan mantıklı adımlar serisidir.
Risk değerlendirme eğer gerekli ise risk azaltmayla devam eder. Makineyle ilgili
risklere karşı alınan koruyucu tedbirler, hem tasarımcının hem de kullanıcının alacağı
önlemlerin bir kombinasyonudur. Dolayısıyla güvenli bir makine için hem tasarım
aşamasında hem de kullanım aşamasında alınması gereken tedbirler bulunmaktadır.
Ancak tasarım aşamasındaki önlemler, kullanıcının uygulayacağı önlemlerden çok
daha etkili olup daha fazla tercih edilir.
Risk azaltmada aşağıdaki dört faktör, sırasına göre dikkate alınmalıdır:
1. Yaşam döngüsünün bütün aşamalarında makinenin güvenliği
2. Makinenin fonksiyonunu yerine getirme kabiliyeti
3. Makinenin kullanılabilirliği
4. Makinenin üretim, operasyon ve demontaj maliyetleri
5.3. Bilgilerin Toplanması
İyi bir risk değerlendirmesi yapabilmek için öncelikle risk değerlendirme
sürecinde gerekli olacak bilgilerin eksiksiz olarak toplanması gerekir. Bu bilgiler
aşağıda örnekleri de verilen değişik kaynaklardan toplanabilir.

Makine tanımına ilişkin bilgiler (Kullanıcı şartnameleri, beklenen makine
şartnameleri, benzer makinelerin tasarım bilgileri, makine kullanıcı bilgileri)

Düzenlemeler, standartlar ve diğer dokümanlar

Kullanım deneyimleri (Kaza, yaralanma, yanlış kullanım bilgileri)

İlgili ergonomik prensipler
5.4. Makine Limitlerinin Belirlenmesi
Risk
analizinin
ilk
aşaması
makinenin
limitlerinin
(sınırlarının)
belirlenmesidir. Makine limitleri, makinenin hayat döngüsü içerisindeki bütün
28
safhaları dikkate alınarak belirlenir ve bu limitler kullanım limitleri, alan limitleri,
zaman limitleri ve diğer limitlerden oluşur.
Öncelikle makinenin “Kullanım limitleri” belirlenmelidir. Kullanım
limitleri, hem makinenin amaçlanan kullanımına ilişkin limitleri, hem de makul
şekilde öngörülebilir hatalı kullanım limitlerini kapsar. Bu noktada makinenin
arızalanmasına sebep olan müdahaleler de dahil olmak üzere farklı makine
operasyon modları ve makine müdahale prosedürleri, makine kullanıcılarının
cinsiyet, yaş farklılıkları ve engelli olma durumları, farklı eğitim, deneyim, kabiliyet
durumları, operatör, bakım personeli, çırak yahut normal halktan biri olma durumları
gibi muhtemel durumlara göre makine sınırları belirlenmelidir.
Daha sonra makinenin “Alan Limitleri” belirlenmelidir. Bu noktada
makinenin hareket alanı, kişilerin makineyle etkileşiminden kaynaklanan yer
gereksinimleri gibi limitler tespit edilmelidir.
Makinenin bir diğer limiti de “Zaman Limitleri” dir. Makinenin veya
makine parçalarının ömürleri, makinenin amaçlanan kullanım ve makul şekilde
öngörülebilir hatalı kullanım durumları için belirlenmelidir.
Bütün bu limitler yanında işlenecek parçalara ilişkin limitler, çevresel
limitler (çalışma sıcaklığı, çalışma yeri- dışarıda, içeride, güneş ışığında, tozlu ve
nemli ortamda vb.) gibi diğer makine limitleri de belirlenmelidir.
5.5. Tehlikelerin Tanımlanması
Risk analizinin ikinci aşaması olan tehlikelerin tanımlanması sürecinde,
makinenin bütün yaşam döngüsü boyunca makul şekilde öngörülebilir tehlikelerin,
tehlikeli durumların ve tehlikeli olayların sistematik tanımlaması yapılır. Makinenin
yaşam döngüsü, taşınmasını, montaj veya kurulumunu, devreye alınmasını,
kullanımını, sökümünü, devre dışı bırakılmasını ve hurdaya ayrılmasını kapsar.
Makine tasarımcısı, makinenin bütün yaşam döngüsü boyunca insanla
etkileşimi (kurma, test etme, programlama, bütün modlarda çalıştırma, besleme,
durdurma, yeniden başlatma, temizleme, bakım vb.), makinenin muhtemel durumları
(normal çalışması ve çalışmaması), operatörün istenmeyen davranışları, makinenin
makul şekilde öngörülebilir hatalı kullanımları (operatörün makinenin kontrolünü
kaybetmesi, kişilerin refleks davranışları, konsantrasyon eksikliği veya dikkatsizlik
29
kaynaklı davranışlar, çocuk, engelli gibi özel kişilerin davranışları vb) gibi durumları
dikkate alarak tehlikeleri tanımlamalıdır:
5.6. Risk Tahmini
Risk analizinin üçüncü aşaması risk tahminidir. Risk iki parametreye bağlı
bir değişken olup şu şekilde formüle edilir:26
RİSK
Ele alınan
tehlikeyle
ilgili
ZARARIN MEYDANA
GELME İHTİMALİ
ZARARIN
ŞİDDETİ
=
X
Ele alınan tehlikeden
kaynaklanan
-Kişilerin tehlikeye maruziyeti
-Tehlikeli bir olayın oluşumu
-Zarardan kaçınma veya
sınırlandırma imkânı
Zararın şiddeti, hem yaralanmanın veya sağlıkla ilgili zararın şiddetiyle, hem
de zararın etkilediği kişi sayısıyla ilgilidir. Zararın meydana gelme ihtimali ise
aşağıdaki üç parametreden etkilenir:

Kişilerin tehlikeye maruziyeti: Tehlikeli bölgeye girme sebebi, tehlikeli
bölgede geçirilen süre, giriş sıklığı ve giren kişi sayısı gibi kişilerin tehlikeye
maruziyeti, zararın meydana gelme ihtimalini etkiler.

Tehlikeli bir olayın oluşumu: Teknik veya insan kaynaklı tehlikeli bir olayın
oluşumu, zararın meydana gelme ihtimalini etkiler. Bu noktada geçmiş
istatistikler ve diğer analizler kullanılabilir.

Zarardan kaçınma veya sınırlandırma imkânı: Tehlikeye maruz kalan kişilerin
durumları (tecrübeli veya tecrübesiz olmaları), tehlikeli durumun zarara sebep
olma hızı (aniden, hızlı, yavaşça), risk bilinci (genel bilgi sahibi olma, uyarı
işaretlerinin bulunması), pratik tecrübe ve bilgiler gibi durumlar zararın
meydana gelme ihtimalini etkiler.
Risklerin tahmin edilmesinde değişik araç ve yöntemler kullanılabilir.
Ancak hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, aşağıdaki hususlar mutlaka dikkate
alınmalıdır:

Tehlikeden etkilenebilecek operatör ve diğer bütün kişiler
26
TS EN ISO 12100:2010:Makinelerde Güvenlik – Tasarım için genel prensipler – Risk
değerlendirilmesi ve risk azaltılması, s.17.
30

Maruziyetin tipi, sıklığı ve süresi

Maruziyet ve etki arasındaki ilişki

İnsani faktörler (Kişilerle makine arasındaki etkileşim, kişilerin birbirleri
arasındaki etkileşim, kişilerin belirtilen durumda riski algılama kapasitesi vb)

Koruyucu önlemlerin uygunluğu

Koruyucu önlemlerin engellenme ihtimali

Koruyucu önlemleri sürdürme yeteneği

Kullanım bilgisi vb.
5.7. Riskin Değerlendirilmesi
Risk tahmini yapıldıktan sonra risk azaltmanın gerekip gerekmediğini
belirlemek üzere riskin değerlendirilmesi yapılır. Eğer risk azaltma gerekliyse gerekli
koruyucu önlemler seçilerek uygulanır. Yeterli risk azaltmaya, ancak risk azaltma
sürecindeki 3 aşamanın da yerine getirilmesiyle karar verilebilir.
5.8. Risk Azaltma
Risk
azaltma
sürecinin
amacı,
tehlikeleri
ortadan
kaldırmak,
bu
sağlanamıyorsa da ilgili riskin şiddetini ve/veya ihtimalini azaltmaktır. Bu amaca
ulaşmak için kullanılacak bütün koruma önlemlerinde aşağıdaki ilkeler, belirtilen
öncelik sırasına göre uygulanmalıdır. Buna 3 Aşama Metodu denir
.
5.8.1. Birinci Öncelik: Kendiliğinden Güvenli Tasarım Tedbirleri
Risk azaltma sürecinin birinci ve en önemli aşamasıdır. Makineyle ilgili
tehlikelerin daha tasarım aşamasında ortadan kaldırılması söz konusudur. Bu sebeple
et etkin metot olup, risk azaltma sürecinde diğer aşamalara göre öncelikli olarak
uygulanmalıdır. Güvenli tasarım, makinenin yapısı ve tehlike altındaki kişilerin
makinenin etkileşim ile ilgilenir. Prensip olarak, tasarım mümkün mertebe sade,
makine parçaları birbiriyle uyumlu olmalıdır. Yine güvenlik fonksiyonları diğer
fonksiyonlarla mümkün mertebe ayrılmalıdır.
Makinenin mekanik tasarımında kendiliğinden güvenli tasarım ilkelerine
uyulmalıdır. Örneğin keskin kenarların, köşelerin, çıkıntıların önlenmesi, ezilme,
kesme ve dolanma yerlerinin önlenmesi, kinetik enerjinin sınırlandırılması,
31
ergonomik prensiplerin hesaba katılması, makine parçalarının mekanik streslerinin
dikkate alınması, malzemelerin korozyona, mukavemet, yaşlanma, yanıcılık gibi
parametrelerinin göz önünde bulundurulması, gürültü, vibrasyon, tehlikeli maddeler
ve radyasyon gibi emisyonların düşünülmesi güvenli bir makine tasarımı için
önemlidir. Bu hususlarla ilgili genel mühendislik bilgilerinin yanında özel standartlar
da kullanılabilir.
Yine makine tasarımında uygun teknolojinin seçimi, birçok tehlikenin daha
başlangıçta ortadan kaldırılması veya riskin azaltılmasına sebep olacaktır. Mesela
patlayıcı ortamlarda kullanılan makinelerde elektriksel değil hidrolik veya pnömatik
kontrol sistemlerinin ve makine aktüatörlerinin kullanılması ve uygun ekipmanların
seçimi riski kaynağında azaltacaktır. Yüksek gürültüden korunmak için pnömatik
ekipman yerine elektriksel ekipman kullanılması da gürültüye ilişkin riskin
azaltılmasına yardım edecektir.
Elektrik tehlikelerine karşı TS EN 60204-1 standardının, kumanda
sistemlerinin tasarımında TS EN ISO 13849-1 ve TS EN 62061 standartlarının
uygulanması yine kendiliğinden güvenli tasarımı sağlayacaktır.
Makine kumanda sistemlerinin doğru tasarımı, beklenmeyen ve potansiyel
tehlikeli makine davranışlarını önler. Tehlikeli makine davranışlarının sebepleri
kumanda sistemlerinin uygunsuz seçimi, tasarımı ve yerleştirilmesi, kumanda
sisteminin parçalarının geçici veya sürekli hata vermesi gibi sebepler olabilir. Tipik
tehlikeli makine davranışları olarak; beklenmeyen çalışma, kontrolsüz hız değişimi,
hareketli parçaları durdurma hatası, makine parçasının veya makineye bağlı bir iş
parçasının düşme veya çıkması, makine hareketlerinin koruma cihazlarının
engellenmesiyle
sonuçlanması
sayılabilir.
Tehlikeli
makine
davranışlarını
engellemek ve güvenlik fonksiyonunu sağlamak için kumanda sistemlerini
tasarımında yönetmelik prensiplerine uyulmalıdır.
Kumanda sistemleri, operatörün makineyle güvenli ve kolay bir şekilde
etkileşimine imkân verecek şekilde tasarlanmalıdır. Bunun için başlama ve durma
şartları sistematik analiz edilmeli, özel operasyon modları belirlenmeli, hataların açık
gösterimi ve beklenmedik başlama komutlarının hata ile verilmesi önlenmelidir.
32
5.8.2. İkinci Öncelik: Teknik Koruma Tedbirleri (Koruma ve Tamamlayıcı
Koruma)
Risk azaltma sürecinin ilk aşaması olan kendiliğinden güvenli tasarım
tedbirleri ile tehlikeler
ortadan kaldırılamamış veya riskler
yeteri kadar
azaltılamamışsa, ikinci aşama olan teknik koruma tedbirlerinin uygulanmasına
geçirilir. Teknik koruma tedbirleri, koruma ve tamamlayıcı koruma tedbirlerinden
(acil durdurma tertibatı vb.) oluşur. Koruma ise mahfaza ve koruyucu tertibatlar
olmak üzere iki şekilde olabilir.
Koruma:
Mahfaza
ve
Koruyucu
Tertibat:
Gerek
ISO
12100
standardında, gerekse MEY'de mahfaza ve koruyucu tertibatların çeşitleri, kullanım
alanları ve uygun mahfaza ve koruyucu tertibat seçimiyle ilgili düzenlemeler
mevcuttur. Mahfaza ve koruyucu tertibatlar hareketli parçaların doğasından yahut
zarar bölgelerine girişten kaynaklanan tehlikelere karşı, kişileri korumak için
kullanılmaktadır. Makine için doğru korumaya karar verilebilmesi için bu durumun
makine risk değerlendirmesinde ele alınması gerekir.
Makinelerde kullanılacak olan mahfaza ve koruyucu tertibatlar, bazı ortak
özelliklere sahip olmalıdır. Buna göre, mahfaza ve koruyucu tertibatlar; sağlam bir
yapıda olmalı, yerlerine sağlam bir şekilde sabitlenmeli, ilave herhangi bir tehlikeye
sebep olmamalı, kolayca devreden çıkarılmamalı, tehlike bölgesinden yeterli
uzaklığa yerleştirilmeli, üretimin izlenmesine asgari engel olmalıdır. Yine çalışmanın
yapılması gereken alana erişimi kısıtlayarak, mümkünse mahfazanın çıkarılmasına
veya koruyucu tertibatın devreden çıkarılmasına gerek kalmaksızın, aletlerin
takılmasına ve/veya değiştirilmesine ve bakım amaçlarıyla gerekli çalışmanın
yapılmasına imkân vermelidir.
Mahfazalar ve koruyucu tertibatlar, makine proseslerindeki hareketli
parçalara karşı kişileri korumak için tasarlanırlar ve pazarda bağımsız olarak
bulunduklarında bir emniyet aksamı olarak isimlendirilirler. Emniyet aksamları
makinenin diğer operasyonel aksamlarından farklıdır. Birçok makine aksamı insan
sağlığı ve güvenliği açısından kritik olmakla birlikte sadece operasyonel maksatlı
aksamlar, emniyet aksamı olarak değerlendirilmez. Emniyet aksamı, bir güvenlik
işlevini yapan, bağımsız bir şekilde piyasaya arz edilen, arızalanması ve/veya hatalı
çalışması durumunda kişilerin güvenliğini tehlikeye sokan, makinelerin işlevini
33
yerine getirmek için gerekli olmayan veya makinenin işlevini yerine getiren normal
aksamın yedeği olarak kullanılabilecek aksamlardır. MEY, 5 numaralı ekinde, bu
listeyle sınırlı olmamak kaydıyla emniyet aksamları listesi vermiştir.
Mahfazalar, özellikle fiziksel bir engel oluşturarak koruma sağlayan makine
parçalarıdır. ISO 12100 standardına göre mahfazalar aşağıdaki tiplerden oluşur:

Sabit Mahfaza: Bir alet kullanımıyla yahut sabitleme sisteminin parçalanmasıyla
açılan mahfazalardır.

Hareketli mahfaza: Alet kullanma gerekmeden açılabilen mahfazalardır.

Ayarlanabilen Mahfaza: Bütün olarak yahut bazı parçalarıyla ayarlanabilen sabit
veya hareketli mahfazalardır.

Kilitlemeli Mahfaza (Interlocking guard): Bir kilitleme tertibatıyla (interlocking
device) ilişkili mahfazalar olup makinenin kumanda sistemiyle birlikte şu
fonksiyonları
yerine
getirir:
1.Mahfazanın
koruduğu
tehlikeli
makine
fonksiyonu, mahfaza kapatılana kadar çalışmaz. 2. Tehlikeli makine fonksiyonu
çalıştığı sırada mahfaza açılırsa bir durdurma uyarısı verir. 3. Ancak mahfaza
kapalı olduğu zaman, mahfazanın koruğu tehlikeli makine fonksiyonu çalışabilir
(Ancak mahfazanın kapalı olması, tehlikeli makine fonksiyonunu kendiliğinden
başlatmaz)

Mahfaza kilitli kilitlemeli mahfaza: Bir kilitleme tertibatı (interlocking device)
ve mahfaza kilidiyle (guard locking) ilişkili mahfazalar olup makinenin
kumanda sistemiyle birlikte şu fonksiyonları yerine getirir: 1.Mahfazanın
koruduğu tehlikeli makine fonksiyonu, mahfaza kapatılana ve kilitlenene kadar
çalışmaz.
2.
Mahfazanın
koruduğu
tehlikeli
makine
fonksiyonundan
kaynaklanan risk ortadan kalkana kadar mahfaza kapalı ve kilitli kalır. 3. Ancak
mahfaza kapalı ve kilitli olduğu zaman, mahfazanın koruğu tehlikeli makine
fonksiyonu çalışabilir (Ancak mahfazanın kapalı olması, tehlikeli makine
fonksiyonunu kendiliğinden başlatmaz)

Başlama Fonksiyonlu kilitlemeli mahfaza: Kilitlemeli mahfazanın özel bir şekli
olup kapalı pozisyona geldiğinde, ayrı bir başlama kontrolü kullanmadan
tehlikeli makine fonksiyonunun harekete geçmesi için bir uyarı verir.
MEY ise üç çeşit mahfaza tipi öngörmektedir:
34
Birinci mahfaza tipi sabit mahfazalar olup bunlar ISO 12100 standardında
tanımlanan sabit mahfazalardır. Bir bölgeye girişin gerekmediği veya çok nadir
gerektiği hallerde kullanılır. Sabit mahfaza kullanılacağı yere kaynak, perçin yahut
yapıştırma ile sürekli olarak sabitlenmelidir. Eğer sabit mahfazayı bazen açmak
gerekiyorsa, bu ancak bir alet kullanarak mümkün olmalıdır. Bu, sabit mahfazaların
yetkin veya yetkili olmayan kişiler tarafından açılmasını engellemek amacıyla
yapılmaktadır. Sabit mahfazalar vida, cıvata ve diğer bağlantı elemanlarıyla
sabitlenebilir ve ancak anahtar gibi özel araçlarla kaldırılabilir olmalıdır. Sabitleme
ve sökme sisteminin nasıl olacağına, risk değerlendirmenin ışığında karar vermek
gerekir. Sabitleme sistemleri, mahfazalar söküldüğünde makine veya mahfaza
üzerinde kalmalıdır. Bu şekilde mahfaza söküldüğünde bağlantı elemanlarının
kaybolma riski azaltılmış olur. Yine mümkün olduğu kadarıyla bağlantıları olmadığı
takdirde mahfazalar yerinde duramamalıdır. Sabit mahfazalar, makinenin normal
operasyonları süresince operatörün tehlike bölgesine girmesinin gerekmediği
durumlarda kullanılan basit korumalardır. Tehlikeli bölgeye girme ihtiyacı arttıkça,
sabit mahfazalar kaçınılmaz olarak yetersiz kalır, dolayısıyla alternatif koruma
önlemlerinin kullanılması gerekir.
İkinci tip mahfazalar, kilitlemeli hareketli mahfazalardır. Bir bölgeye girişe
sıklıkla ihtiyaç duyulduğu alanlarda kullanılır. Yönetmelikte kilitlemeli hareketli
mahfazaların açıklandığı 1.4.2.2. maddesinin ilk bölümünde, hareketli mahfazaların
özellikleri (Sabit mahfazaların aksine açık olduklarında makineye bağlı kalmalıdır),
ikinci bölümde kilitlemeli mahfazaların özellikleri, üçüncü bölümde ise mahfaza
kilitli kilitlemeli mahfazaların özellikleri açıklanmıştır. Son bölümde ise, hareketli
mahfazalara eklenen kilitleme tertibatlarıyla mahfaza kilitlerinin makine kumanda
sistemiyle entegre edilmesi düzenlenmiştir.
Yönetmeliğin düzenlediği üçüncü tip mahfazalar ise erişimi kısıtlayan
ayarlanabilir mahfazalardır. Bu mahfazalar, çalışma için hareketli parça alanına
girişin muhakkak gerekli olduğu yerlerde kullanılır.
Koruyucu tertibatlar, mahfazalar haricindeki korumalardır. ISO 12100
standardı aşağıdaki çeşitli koruyucu tertibatları tanımlamıştır:

Kilitleme Tertibatı (Interlocking Device): Belirlenen şartlar altında (genellikle
mahfazanın kapalı olmadığı süre boyunca) tehlikeli makine fonksiyonlarının
35
çalışmasını engellemek amaçlı
mekanik,
elektrik veya diğer
tiplerde
tertibatlardır.

Etkinleştirme Tertibatı

Hold to run Kontrol Tertibatı

İki el Kontrol Tertibatı

Duyarlı Koruyucu Ekipman

Aktif Opto Elektronik Koruyucu Tertibat

Mekanik Kısıtlama Tertibatı

Sınırlandırma Tertibatı

Sınırlı Hareket Kontrol Tertibatı
Hareketli parçalardan kaynaklı risklere karşı koruma seçimine ilişkin
yönetmelik bazı bilgiler vermektedir. Buna göre hareketli aktarma parçalarından
kaynaklanan ve proseste yer alan hareketli parçalardan kaynaklanan risklere göre
koruma seçim seçenekleri sunulmuştur.
Dişli, kayış, kasnak, halat, zincir, çark, kaplin gibi hareketli aktarma
parçalarından kaynaklanan risklere karşı kişileri korumak için, sabit mahfazalar veya
kilitlemeli hareketli mahfazalar kullanılmalıdır. Tehlikeli bölgeye giriş sıklığı
fazlaysa kilitlemeli hareketli mahfazalar tercih edilir.
Proseste yer alan hareketli parçalardan kaynaklanan risklere karşı kişileri
korumak için ise, sabit mahfazalar, kilitlemeli hareketli mahfazalar, koruyucu
tertibatlar veya bunların kombinasyonları kullanılabilir. Bunların seçimi için risk
değerlendirmenin, tehlikeli bölgeye giriş sıklığının ve ergonomik şartların dikkate
alınması gerekir. Eğer tehlikeli bölgeye girişi önlemenin tam olarak imkânı yoksa
mesela malzeme yahut iş parçasının elle beslenmesi gerekiyorsa, bu durumda,
normal operasyon süresince girişin gerekmediği hareketli parça bölümlerine sabit
veya kilitlemeli hareketli mahfazalar, girişin gerektiği hareketli parça bölümlerine ise
erişimi kısıtlayan ayarlanabilir mahfazalar kullanılır.
Tamamlayıcı Koruma Tedbirleri: Tamamlayıcı koruma tedbirleri,
kendiliğinden güvenli tasarım önlemleri, koruma (mahfaza ve koruyucu tertibatlar)
ve kullanıcı bilgisinden farklı olarak, makinenin amaçlanan kullanımı ve
öngörülebilir yanlış kullanımı için uygulanmalıdır. Bu tedbirler, aşağıdakilerle sınırlı
olmamakla birlikte ISO 12100 standardında şu şekilde belirtilmiştir:
36

Acil durdurma fonksiyonunu yapacak elemanlar

Tehlikedeki personelin kaçışı ve kurtarılması önlemleri

Enerji yayılımı ve izolasyonu önlemleri

Makinelerin ve onların ağır parçalarının kolay ve güvenli taşınması

Makineye güvenli erişim önlemleri (Merdivenler, korkuluklar vb.)
5.8.3. Üçüncü Öncelik: Kalan Risklere Karşı Kullanıcı Bilgisi
Kullanıcı için bilgi hazırlanması makine tasarımının tamamlayıcı bir parçası
olup bu bilgiler profesyonel ve profesyonel olmayan kullanıcılar için, makinenin
bütün hayat çevrimini kapsayacak şekilde hazırlanmalıdır. Bilgiler, makinede kalan
artık riskleri belirtmeli, makinenin güvenli ve doğru kullanılması için gerekli bütün
talimatları içermelidir. Kullanıcı bilgisi, her türlü eğitim ihtiyaçlarını, gerekli kişisel
koruyucu donanımları ve muhtemel ek mahfaza ve koruyucu tertibat gereksinimlerini
içermelidir.
Kullanıcının bilgiye ihtiyaç duyacağı durumlar dikkate alınarak yapılacak
risk değerlendirmesine göre gerekli bilgiler makinenin içinde, üstünde, paketinde,
dışında, ayrı doküman olarak verilebilir.
Görme veya işitmeyle ilgili sinyaller ve uyarı cihazları uygun şekilde
tasarlanmalı ve yerleştirilmelidir. Gerekli işaretler, tabelalar, yazılı uyarılar
bulunmalıdır. İşaret ve yazılı uyarılarda, sadece “Tehlikeli” şeklinde ibare
kullanılmamalıdır.
ISO 12100 standardında, makineyle birlikte verilmesi gereken talimat, el
kitapları gibi dokümanlar için gerekliliklere ilişkin detaylı özellikler belirtilmiştir.
37
6. KUMANDA SİSTEMLERİNİN EMNİYETLE İLGİLİ
KISIMLARININ TASARIMI
Makine kumanda sistemi, makine elemanlarından, operatörlerden, harici
kontrol ekipmanlarından veya bunların kombinasyonlarından gelen giriş sinyallerini
cevaplayarak, makinenin amaçlanan şekilde davranmasına sebep olan çıkış sinyalini
üreten sistemdir. 27 Makine kumanda sistemleri, elektrik, elektronik, pnömatik,
hidrolik, mekanik vb. teknolojilerden birini yahut birkaçının bileşimini kullanabilir.
Makine kaynaklı iş kazalarının önemli bir bölümü, kumanda sistemlerinin
yanlış tasarımı sonucu hatalı çalışmasından veya sistemde meydana gelen arızalardan
kaynaklanmaktadır.
28
Konunun önemiyle bağlantılı olarak, MEY'de kumanda
sistemlerine ilişkin gereksinimler detaylı olarak düzenlenmiştir. Yine kumanda
sistemlerinin emniyetle ilgili kısımlarının tasarımıyla ilgili TS EN ISO 13849-1 ile
TS EN 62061 standartları yayınlanmıştır.
6.1. TS EN 954-1, TS EN ISO 13849-1, TS EN 62061 Standartları
Her üç standart da makine kumanda sistemlerinin emniyetle ilgili
parçalarının (SRP/CS) tasarım prensiplerini düzenlemektedir. TS EN 954-1 standardı
iptal edilmiş olup yerine TS EN ISO 13849-1 standardı gelmiştir ve 01.01.2012
tarihinden itibaren yürürlüktedir. TS EN 954-1 ve TS EN ISO 13849-1 standartları
elektronik, elektronik, programlanabilir kumanda sistemleri yanında mekanik,
pnömatik ve hidrolik kumanda sistemlerini kapsarken, TS EN 62061 standardı
sadece elektronik, elektronik, programlanabilir kumanda sistemlerini kapsamaktadır.
TS EN 954-1, deterministik bir yapı ile sadece yapıya odaklanmaktaydı.
Ancak TS EN ISO 13849-1, beklenmedik arızaların oluşmasına yönelik istatistiksel
ihtimal hesaplarını gerekli kılar ve performans seviyesine odaklanır.
29
PL,
SRP/CS'nin beklenen risk azaltmayı gerçekleştirmesi için, öngörülemeyen şartlar
altında güvenlik fonksiyonunu yerine getirebilme kabiliyetini karakterize eder. PL
seviyesi a,b,c,d ve e olmak üzere 5 farklı seviyeden oluşur.
27
TS EN ISO 13849-1:Makinelerde Güvenlik- Kumanda Sistemlerinin Güvenlikle İlgili KısımlarıBölüm 1: Tasarım İçin Genel Prensipler, s.6.
28
Yavuz ÇOPUR, Emre ERGİN, TMMOB İstanbul Şubesi İSİG Yerel Sempozyumu: İş Sağlığı ve
Güvenliğinde Makine Emniyeti, İstanbul, 2013.
29
Metin YEREBAKAN, Makine İmalat Sektöründe Uygunluk Değerlendirmesi, UDDER 2. Uluslar
arası Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu Sunumu, İstanbul, 2011.
38
TS EN 954-1 ile risk değerlendirme sonucunda direkt olarak hangi
kategorideki cihazın kullanılacağı belirlenmesine rağmen TS EN ISO 13849-1 ile
risk değerlendirme sonrası her bir güvenlik fonksiyonu için gereken performans
seviyesi (PLr) belirlenmekte ve bu PLr ‘ye ulaşmak için kategori, MTTFd ve DCort
üçlüsünün değerlendirilmesi gerekmektedir.
6.2. Kumanda Sistemlerinin Emniyetle İlgili Parçalarının Tasarım Süreci
Yukarıda açıklanan her üç standart da bu tasarım sürecine ilişkin farklı
alternatifler öngörmektedir. Aşağıda TS EN ISO 13849-1 standardına göre bu süreç
açıklanmış, güvenlik fonksiyonları için gerekli güvenlik seviyesinin tespit edilmesi
süreci ise her üç standarda göre özetlenmiştir.
6.2.1. Güvenlik Fonksiyonlarının Belirlenmesi
Öncelikle SRP/CS'ler tarafından yerine getirilecek güvenlik fonksiyonları
tanımlanır. Yapısal olarak ortadan kaldırılamayan her tehlike için bir güvenlik
fonksiyonu tanımlanmalıdır. Tehlikeli noktaya erişimin mekanik kapaklar, bariyerler
vb. ile sürekli olarak engellenmesi, tehlikeli noktaya erişimin geçici olarak
engellenmesi, durdurma, istemeden çalışmayı engelleme, acil durdurma güvenlik
fonksiyonlarına örnek olarak verilebilir.
6.2.2. Her Bir Güvenlik Fonksiyonu İçin Gerekli Güvenlik Seviyesi Belirlenmesi
Tasarım sürecinin ikinci aşamasında, seçilen her bir güvenlik fonksiyonu
için, gerekli güvenlik seviyesi belirlenir. Genellikle makinelere özgü C tipi
standartlarda, bu değerler verilmektedir. Ancak C tipi bir standart yoksa veya
standartta bu değer verilmemişse, aşağıdaki standartlar kullanılarak gerekli güvenlik
seviyesi hesaplanmalıdır. Gerekli güvenlik seviyesi hesaplanırken, ilgili güvenlik
fonksiyonunun o noktada bulunmadığı varsayılarak değerlendirme yapılır.
TS
EN
954-1
standardına
göre
gerekli
güvenlik
seviyesinin
hesaplanmasında S-F-P parametreleri kullanılır. (S:Hasarın şiddeti, F:Tehlikeli
bölgede bulunma sıklığı veya süresi, P:Tehlikeden kaçınabilme olasılığı) Aşağıdaki
şekil yardımıyla yapılan değerlendirmede gerekli güvenlik seviyesi kategoriler
halinde belirlenir. TS EN 954-1 standardı, yürürlükten kaldırılıp yerine daha gelişmiş
39
bir değerlendirme yöntemini öngören TS EN ISO 13849-1 standardı geldiği için artık
bu standardın kullanım imkanı kalmamıştır.
Şekil 6: TS EN 954-1 Standardına Göre Kategori Hesaplanması
Kaynak: SICK, Guidelines for Safe Machinery, Six StepsTo A Safe Machine, (Çevrimiçi)
https://mysick.com/saqqara/im0032606.pdf, 04.03.2013
Şekil 7: TS EN ISO 13849-1’e Göre Gerekli Performans Seviyesinin Tespiti
Kaynak: SICK, Guidelines for Safe Machinery, Six StepsTo A Safe Machine, (Çevrimiçi)
https://mysick.com/saqqara/im0032606.pdf, 04.03.2013
40
TS EN ISO 13849-1 standardına göre gerekli güvenlik seviyesi
hesaplanırken de TS EN 954-1 standardında olduğu gibi S-F-P parametreleri
kullanılır. Ancak bu standarda göre yapılan değerlendirme sonucunda TS EN 9541’de olduğu gibi kategoriler değil, gerekli performans seviyesi (PLr) elde edilir.
Değerlendirmede güvenlik fonksiyonunun orada bulunmadığı varsayılarak S-F-P
soruları sorularak aşağıdaki şekle göre PLr seviyesi tespit edilir. PLr seviyesi, en
düşükten en yükseğe doğru olmak üzere a, b, c, d ve e olmak üzere beş seviyeden
oluşmaktadır. Değerlendirmede ne kadar yüksek bir PLr bulursa, kumanda sisteminin
güvenlikle ilgili parçasında o kadar büyük risk azaltması yapmak gerekecektir.30
TS EN 62061 ise, zararın boyutu, tehlikeli durumun meydana gelme sıklığı,
tehlikeli durumun meydana gelme olasılığı ve tehlikeli durumu önleme imkânı
parametrelerini kullanarak Güvenlik Bütünlüğü Seviyesinin (SIL) tespitini öngörür.
6.2.3. Güvenlik Fonksiyonunun Tasarlanması
Güvenlik fonksiyonlarının tasarlanması, doğru teknolojinin, uygun koruma
tedbirlerinin seçimini içerir. Bu noktada seçilen teknolojilerin yeterli güvenliği
sağlayıp sağlamadıkları ve teknik olarak gerçekleştirip gerçekleştiremedikleri sürekli
kontrol edilir.
Güvenlik fonksiyonunun tasarlanmasında ilk aşamasında güvenlik konsepti
hazırlanır. Daha sonra güvenlik cihazları seçilir. Bu noktada temassız algılayan
güvenlik cihazları (ışık perdeleri, ışık bariyerleri, lazer tarayıcılar, kameralar vb),
sabit mahfazalar, hareketli mahfazalar, ara kilitlemeli mahfazalar, sabit pozisyonlu
güvenlik cihazları (Çift el butonları), izin verme cihazları, makine parametrelerinin
denetimi için sensörler, basınca duyarlı paspaslar, çıtalar, tamponlar, ayak pedalları
gibi güvenlik cihazlarından uygun olanlar seçilmelidir.
Güvenlik
fonksiyonunun
tasarlanmasında
üçüncü
aşama
güvenlik
cihazlarının yerleştirilmesi ve ebatlandırılmasıdır. En uygun güvenlik cihazının
seçilmesinde, onun makine düzeni içerisindeki yeri oldukça önemlidir. Tehlike
alanına ulaşılmadan önce tehlikeli durumun ortadan kaldırılması gerekir. Bunun için
TS EN ISO 13855: Makinelerde güvenlik- Vücut kısımlarının yaklaşım hızına göre
30
TS EN ISO 13849-1:Makinelerde Güvenlik- Kumanda Sistemlerinin Güvenlikle İlgili KısımlarıBölüm 1: Tasarım İçin Genel Prensipler, s.14.
41
koruyucu teçhizatın yerleştirilmesi ve TS EN ISO 13857 Makinelerde güvenlik- Kol
ve bacakların ulaşabileceği bölgelerde tehlikenin önlenmesi için güvenlik mesafeleri
aşağıdaki standartları kullanılabilir.
Güvenlik fonksiyonunun tasarlanmasında dördüncü aşama ise güvenlik
cihazlarının kumanda sistemine entegrasyonudur. Güvenlik cihazları standart kontrol
sistemleri tarafından işlenmemelidir.
Bu noktada emniyet röleleri veya emniyet
PLC’leri kullanılmalıdır.
6.2.4. Ulaşılan Performans Seviyesinin Değerlendirilmesi
Güvenlik fonksiyonu yerine getiren, seçilen her SRP/CS için ve/veya bunların
kombinasyonu için PL tahmini yapılmalıdır. PL değeri, MTTFd, DC, CCF, mimari,
güvenlik fonksiyonunun hata halinde davranışı, güvenlik yazılımı, sistematik hata,
beklenen çevre şartlarında güvenlik fonksiyonunu yerine getirme yeteneği
parametrelerinden etkilenir.
Tek Bir Bileşen İçin MTTFd Değeri: İlk tehlikeli hataya kadar geçen
ortalama süreyi ifade eden bu değer istatistiksel bir ortalama değerdir. Ürünün
garanti edilen kullanım ömründen farklı olup ancak belirlenen çevre ve kullanım
şartları (sıcaklık, toz vb.) için geçerlidir. Standart, MTTFd değerini her kanal için 3
seviyede belirlenmiştir:
Tablo: 6
TS EN ISO 13849-1’e göre Her Kanal İçin MTTFd Değeri
Her Kanal İçin Anlamı Her Kanal İçin Aralık Değeri
Düşük
3 yıl ≤ MTTFd < 10 yıl
Orta
10 yıl ≤ MTTFd< 30 yıl
Yüksek
30 yıl ≤ MTTFd < 100 yıl
Kaynak: TS EN ISO 13849-1, s.17
Her bir kanal için MTTFd değerinin hesaplanırken öncelikle hesaplanacak
kanalda bulunan bütün güvenlikle ilgili parçaları belirlenir. Daha sonra belirlenen her
bir parçanın, MTTFd değeri bulunur veya hesaplanır. Eğer parça üreticileri bu
değerleri vermişse öncelikle bu veriler kullanılır. Ancak üretici verileri yoksa
elektrik, elektronik, elektromekanik, pnömatik ve hidrolik komponentler için
standardın C ve D eklerinde verilen tablolar kullanılabilir. Yahut da iyi mühendislik
uygulamalarını kullanılabilir. Bir kanal için MTTFd değeri, her bir parçanın bulunan
veya hesaplanan değeri kullanılarak standart formülleri kullanılarak hesaplanır. Her
42
bir kanalın MTTFd değeri bulunduktan sonra, yine standartta verilen formüller
kullanılarak genel MTTFd değeri hesap edilir.
Teşhis Edebilme Derecesi (DC): Bir güvenlik fonksiyonunun hata teşhis
kabiliyetinin bir ölçüsüdür ve dört seviyede belirlenir.
Tablo: 7
Teşhis Edebilme Derecesi (DC)
Tanımı
Alanı
Yok
DC < %60
Düşük
%60 ≤ DC < %90
Orta
%90 ≤ DC < %99
Yüksek
%99 ≤ DC
Kaynak: EN ISO 13849-1 s.18
Kontrol Mimarisi-Kategori: SRP/CS'nin hatalara karşı dayanım ve hata durumunda
davranışıyla ilgili sınıflandırılmasıdır. Tablo 8’deki kategorilerden oluşur.
Kat
En
Büyük
PL
MTTFd
B
B
DüşükOrta
1
c
Yüksek
2
d
DüşükYüksek
3
e
DüşükYüksek
4
e
Yüksek
Tablo: 8
Kategori Gruplarının Özellikleri
C
DCort C
Özellik
Hata Cevabı
F
1 Kanal
Hata güvenlik
0 Hata
fonksiyonunun kaybına
güvenliği
sebep olur
1 Kanal
Hata güvenlik
0 Hata
fonksiyonunun kaybına
güvenliği
sebep olur
Düşük- İlg 1 Kanal
Hata, testler arasında
Orta
ili Test fazları güvenlik fonksiyonunun
arasında 0
kaybına sebep olur
Hata
Güvenlik fonksiyonunun
güvenliği
kaybı testle belirlenir.
Düşük- İlg 2 Kanal
Tek hatada güvenlik
Orta
ili 1 hata
fonksiyonu devam eder.
güvenliği
Kümülâtif hatalar
güvenlik fonksiyonunun
kaybına sebep olabilir.
Tek hatada güvenlik
Yüksek İlg 2 Kanal
fonksiyonu devam eder.
ili >1 hata
Güvenlik fonksiyonunun
güvenliği
kaybını önlemek için
hatalar zamanında tespit
edilir, kümülâtif hatalar
dikkate alınır.
Kaynak: TS EN ISO 13849-1 s.38, PILZ, Implementation and Application of EN ISO 13849-1,
Germany, 2009, s.60,61.
43
Ulaşılan Performans Seviyesinin Tespiti: TS EN ISO 13849-1 standardı 2 yöntem
öngörmektedir.31 Birinci yöntem basitleştirilmiş yöntem olup bütün kısmi sistemlerin
PL seviyelerinin bilinmesi halinde kullanılabilir. Yöntem, aşağıdaki tablonun
kullanılmasını öngörmektedir. PL seviyesinin bulunması için alt sistemlerdeki en
düşük PL seviyesi ile bu seviyedeki alt sistemlerin sayısı kullanılır.
Tablo: 9
Basitleştirilmiş Prosedüre Göre PL Hesabı
PLDüşük NDüşük PL
>3
A
≤3
a
>2
a
B
≤2
b
>2
b
C
≤2
c
>3
c
D
≤3
d
>3
d
E
≤3
e
Kaynak: EN ISO 13849-1 s.40
PL hesabında diğer yöntem ise detaylı prosedürdür. Tüm alt sistemlerin PL
değeri bilinmiyorsa standartta öngörülen hesaplama yöntemleriyle PL seviyesi tespit
edilebilir. Bunun için güvenlik fonksiyonunun yapısı ve hata şartlarında davranışı
(Kategorisi), bireysel parçaların MTTFd değerleri, teşhis edebilme derecesi (DC),
ortak sebep hataları (CCF), sistematik hatalar gibi veriler kullanıldıktan sonra
aşağıdaki şekil veya tablo ile alt sistemlerin PL seviyesi tespit edilir.
31
SICK, Guidelines for Safe Machinery, Six StepsTo A Safe Machine, (Çevrimiçi)
https://mysick.com/saqqara/im0032606.pdf, 04.03.2013.
44
Şekil 8:PL, MTTFd, DC ve Kategori Arasındaki İlişki
Kaynak: SICK, Guidelines for Safe Machinery, Six StepsTo A Safe Machine, (Çevrimiçi)
https://mysick.com/saqqara/im0032606.pdf, 04.03.2013
6.2.5. Güvenlik Fonksiyonunun Doğrulanması
Güvenlik fonksiyonunun doğrulanması mekanik güvenliğin doğrulanması
ve fonksiyonel güvenliğin doğrulanması olmak üzere iki aşamadan oluşur. Mekanik
koruma, oluşturulan güvenlik fonksiyonunun tehlikeli alanlardan ayırması ve
mesafeler, fırlatılan parça ve ışınlar ve ergonomik açıdan sistemin performansının
doğrulanmasıdır.
İşlevsel güvenliğin doğrulanması ise, mevcut güvenlik seviyesinin
belirlenmesinden sonra en başta tespit edilen gerekli fonksiyonel güvenlik
seviyesiyle bu değerin karşılaştırılması ve kalan riskin kabul edilebilir olup
olmadığının belirlenmesidir. Bu noktada ISO 13849-1 standardına göre PL hesabı
yapılabileceği gibi, EN 62061 standardına göre SIL seviyelerinin tespit edilmesi de
mümkündür.
45
7. SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRME
Türkiye, AB müktesebatına uyum çerçevesinde, ürün güvenliğiyle ilgili
mevzuatını, birlik mevzuatına uyumlaştırmış, bu kapsamda 4703 sayılı kanun 2002
yılında yürürlüğe girmiştir. Daha sonra bu kanuna dayanılarak ürünlere ilişkin teknik
mevzuat, AB ile uyumlu olacak şekilde oluşturulmuştur. MEY, 4703 sayılı kanuna
istinaden AB’nin 2006/42/EC sayılı Makine Direktifi esas alınarak hazırlanmış olup,
makinelerin ve kısmen tamamlanmış makinelerin insan sağlığına ve güvenliğine,
evcil hayvanlara ve mallara zarar vermeyecek şekilde tasarlanması, üretilmesi,
piyasaya arz edilmesi ve hizmete alınması için gerekli şartları içeren ve bu noktada
üretici ve yetkili temsilcinin görev ve sorumluluklarını belirleyen bir yönetmeliktir.
İşyerlerinde kullanılan bütün makinelerden yürüyen merdivenlere, kaldırma
ekipmanlarından emniyet aksamlarına kadar çok geniş bir ürün kitlesini kapsamına
alan MEY, diğer birçok yeni yaklaşım yönetmeliği gibi, kapsamına giren ürünlerin
CE işareti taşımalarını zorunlu tutmaktadır. CE işareti, üzerine iliştirilen ürünün,
ilgili teknik mevzuata uygunluğunu gösteren bir üretici beyanı olup ürünlerin AB
ülkelerinde ve Türkiye’de serbestçe dolaşmalarını sağlayan bir nevi pasaporttur.
Hangi makinelerin CE zorunluluğu kapsamında olduğu, MEY’nin öneminin
en açık göstergesidir. Şöyle ki, AB ve Türkiye pazarına girecek bütün yeni
makineler, AB üyesi olmayan ülkelerden AB pazarına girecek ikinci el makineler,
revize edilen ikinci el makineler ve üreticinin kendi kullanımı için ürettiği makineler
MEY kapsamında değerlendirilmesi zorunludur. Dolayısıyla yeni makinelerin
tamamı ve eski bir çok makine bu yönetmelik gereksinimlerini karşılamalıdır.
İş sağlığı ve güvenliğinin çok önemli bileşenlerinden birisi makine
emniyetidir. Gerçekten işyerlerinde etkili bir makine emniyeti sağlanmadan, iş
sağlığı ve güvenliğinin tesis edildiği söylenemez. Nitekim Türkiye’de makinelerden
kaynaklanan iş kazalarının toplam iş kazalarına oranı %12 ile %15 arasında
değişmekte ve makine kaynaklı iş kazaları, en fazla kaza sebepleri arasında üçüncü
veya dördüncü sırada bulunmaktadır. İşyerlerinde makinelere olan bağımlılığın
artması, dolayısıyla daha fazla makinenin işyerlerinde bulunması, ayrıca makinelerin
gün geçtikçe daha karmaşık yapılı hale gelmesi, makine kaynaklı tehlikeleri daha da
arttırmıştır. Bu sebeple makine emniyetine daha sistematik yaklaşılarak mevcut
46
mevzuata uyulması, işyerlerinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde
kilit rol üstlenecektir.
MEY, makinelerin taşınması, montajı, kullanılması, sökülmesi ve hatta
hurdaya ayrılması dahil olmak üzere, bütün hayat süreçleri içerisinde, normal
kullanım yanında makul şekilde öngörülebilir hatalı kullanımları da dikkate alınarak,
sağlık ve güvenlik yönünden bir tehlike oluşturmayacak şekilde tasarlanması ve
üretilmesi için temel gereksinimleri ihtiva eden bir yönetmeliktir. Yönetmelik,
öncelikle üreticilerin tasarım öncesi bir risk değerlendirmesi yapmalarını ve bu
değerlendirme ışığında tespit edilen tehlikeleri ortadan kaldırmalarını, ortadan
kaldırılamayan tehlikeler için ise risklerinin azaltılmasını ve kabul edilebilir seviyeye
indirilmesini öngörmektedir. Gerek risk değerlendirmesi için, gerekse temel sağlık ve
güvenlik gereksinimlerinin karşılanması noktasında yönetmelik, uyumlaştırılmış
standartlara yönlendirmelerde bulunmaktadır.
Türkiye’de makineler için uzun yıllardır CE zorunluluğu olmasına rağmen,
piyasa gözetimlerinde denetlenen makine sayısı hala çok az seviyededir. Buna
rağmen,
denetlenen
makinelerin
uygunsuzluk
oranı
%15-%35
arasında
değişmektedir. Bu durum, Türkiye pazarında kullanılan makinelerin, yönetmelik
şartlarına uymada yetersizliğini göstermektedir.
Bu çalışma, öncelikle makinelerin çalışma hayatında önemli bir rol oynadığı
ve bu kapsamda makine emniyetinin iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının önemli bir
bileşeni olduğu, Türkiye’de meydana gelen kaza istatistiklerinin değerlendirilmesiyle
ortaya konulmuştur. Daha sonra, MEY’yi de içine alan ürün güvenliği mevzuatının
gelişimi özetlenmiş, makine imalatına yönelik teknik düzenlemelerin genel çerçevesi
çizilmiş ve nihayetinde MEY hakkında bilgiler verilmiştir. Dördüncü bölümde
MEY’ye göre üreticilerin yükümlülükleri ve üreticilerin hangi aşamalardan sonra
ürünlerine CE işareti vurabilecekleri incelenmiştir. Beşinci bölümde, emniyetli bir
makine tasarımının en önemli parçası olan ve yönetmeliğin de büyük önem verdiği
makinelerde risk değerlendirme süreci, bu konuda uyumlaştırılmış standart olan ISO
12100 esas alınarak açıklanmıştır. Altıncı bölüm ise, gelişen makine teknolojisiyle
birlikte büyük önem kazanan makine kumanda sistemlerinin emniyetle ilgili
kısımlarının nasıl tasarlanması gerektiği, yine uyumlaştırılmış bir standart olan ISO
13849-1 standardı esas alınarak özetlenmiştir.
47
Makine emniyetinin iş sağlığı ve güvenliğinin önemli bir bileşeni olması ve
etkin ve ekonomik bir makine emniyetinin, ancak makinenin tasarım ve üretim
aşamalarında dikkate alınmakla sağlanabileceğinden hareketle, MEY gereklerine
uyulmasının, işyerlerinde iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde büyük
öneme sahip olduğu söylenebilir. Ancak Türkiye’de gerek makinelerin piyasa
gözetim sonuçlarında uygunsuz makine oranlarının, gerekse işyerlerinde makine
kaynaklı iş kaza sayılarının yüksek olması, yönetmelik hükümlerinin etkin
uygulanmadığının bir göstergesidir. Bu sebeplerden ötürü Türkiye, iş kazaları ve
meslek hastalıklarında hedeflediği daha insani performans seviyelerine ulaşmak için,
MEY’nin daha ekin uygulanmasını sağlayacak yeni politikalar geliştirmelidir.
48
KAYNAKLAR
STANDARTLAR
1.
TS EN 954-1: Makinelerde güvenlik- Kumanda sistemlerinin güvenlikle ilgili
kısımları-Bölüm 1: Tasarım için genel kurallar (İptal Edilmiş Standart)
2.
TS EN ISO 12100:2010:Makinelerde Güvenlik – Tasarım için genel prensipler –
Risk değerlendirilmesi ve risk azaltılması
3.
TS EN ISO 13849-1:Makinelerde Güvenlik- Kumanda Sistemlerinin Güvenlikle
İlgili Kısımları- Bölüm 1: Tasarım İçin Genel Prensipler
4.
TS EN ISO 13849-2:Makinelerde Güvenlik-Kumanda Sistemlerinin Güvenlikle
İlgili Bileşenleri-Bölüm 2- Doğrulama
5.
TS EN 60204-1:Makinalarda güvenlik - Makinaların elektrik donanımı - bölüm
1: Genel kurallar
6.
TS EN 62061: Makina güvenliği - Güvenliğe ilişkin elektrik, elektronik ve
programlanabilir elektronik kontrol sistemlerinin fonksiyonel güvenliği
MEVZUAT
1.
4703 Sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına
Dair Kanun, 11.07.2001 Tarih ve 24459 Sayılı RG.
2.
CE İşareti Yönetmeliği, 23.02.2012 Tarih ve 28213 Sayılı RG.
3.
İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği,
25.04.2013 Tarih ve 28628 Sayılı RG.
4.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 30.06.2012 Tarih ve 28339 Sayılı RG.
5.
Makine Emniyeti Yönetmeliği, 03.03.2009 Tarih ve 27158 Sayılı RG.
6.
Teknik Mevzuatın Ve Standartların Türkiye İle AB Arasında Bildirimine Dair
Yönetmelik, 03.04.2002 Tarih ve 24714 Sayılı RG.
7.
Uygunluk Değerlendirme Kuruluşları ve Onaylanmış Kuruluşlar Yönetmeliği,
23.02.2012 Tarih ve 28213 Sayılı RG.
8.
Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimine Dair Yönetmelik 17.01.2002 Tarih ve
24643 Sayılı RG.
49
DİĞER
1. Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Sektör Rehberleri Makine İmalat Sanayii,
Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul Şubesi, İstanbul, 2011.
2. Guide to the implementation of directives based on the New Approach and the
Global Approach, (Çevrimiçi), http://www.ekonomi.gov.tr/upload/ B019B29CD8D3- 8566-4520C9F3C59F13C6/guidepublic_en.pdf, 15.03.2013.
3. Ian Fraser, Guide to application of the Machinery Directive, European
Commission 2nd Edition, Brussels, 2010.
4. Makine Emniyeti ve Risk Değerlendirmesi BSH’de Uygulama Örnekleri Eğitim
Notu, Necmi TÜRER, 2013.
5. Metin YEREBAKAN, Makine İmalat Sektöründe Uygunluk Değerlendirmesi,
UDDER 2. Uluslar arası Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu Sunumu,
İstanbul, 2011.
6. Metin YEREBAKAN, Makineler İçin AB Uygunluk Değerlendirmesi, İstanbul,
2001.
7. PILZ, Implementation and Application of EN ISO 13849-1, Germany, 2009.
8. PILZ, The Safety Compendium For The Application of Functional Safety
Standarts, Germany, 2011.
9. Piyasa Gözetimi ve Denetimi Raporları, Sanayi Ürünleri Güvenliği Ve Denetimi
Genel Müdürlüğü (Çevrimiçi) http://sug.sanayi.gov.tr/DocumentList.aspx?
catID=1832&lng=tr, (15.03.2013)
10. SGK İstatistik Yıllıkları, İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri
11. SICK, Guidelines for Safe Machinery, Six StepsTo A Safe Machine, (Çevrimiçi)
https://mysick.com/saqqara/im0032606.pdf, 04.03.2013
12. Yavuz ÇOPUR, Emre ERGİN, TMMOB İstanbul Şubesi İSİG Yerel
Sempozyumu: İş Sağlığı ve Güvenliğinde Makine Emniyeti, İstanbul, 2013.
13. Yusuf Çakabey Mengi, CE Süreci Medikal Sektöründe Uygulamalar ve Türk
Firmalarının Bu Süreçteki Durumu, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2005.
50

Benzer belgeler