on sayıyı okumak için tıklayınız

Transkript

on sayıyı okumak için tıklayınız
Reform ve atılım
hükümeti iş
başında
Binali Yıldırım
Başbakan
TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ RESMİ YAYIN ORGANI
1 Haziran 2016 / Sayı: 136
TİM
23. OLAĞAN
GENEL KURULU
iHRACAT &
BÜYÜME
TOPLANIYOR
GÜÇLÜ TÜRKiYE iÇiN
iNOVASYON
BiZ
VARIZ
TASARIM &
AR-GE
MARKALAŞMA &
GiRiŞiMCiLiK
Bunları Biliyor muydunuz ?
• Patates, domates ve mısır gibi, Ayçiçeği de dünyaya Amerika’dan yayılmıştır.
1500’lere kadar dünyada Amerika dışında Ayçiçeği bilinmezken,
1500’den sonra Kaşier Ayçiçeklerini dünyanın diğer bölgeleriyle tanıştırmışlardır.
• Her bir Ayçiçeği aynı tablanın içerisinde ortalama 1000 ile 2000 minik çiçeklerden oluşur;
Ayçiçeğine baktığımızda bize tek bir çiçekmiş gibi görünür ama her bir çekirdek oluşmadan
önce çiçek açar, yani her bir Ayçiçeği aynı tablanın içerisinde ortalama
1000 ile 2000 minik çiçeklerden oluşur.
İSTANBUL DÜNYA TİCARET MERKEZİ
IWTC, A3 BLOK, 13 KAT No:407 Atatürk Cad.
Yeşilköy / Bakırköy / İSTANBUL PK 34149
T: + 90 212 465 81 88 pbx - + 90 212 465 85 95
F: + 90 212 465 81 89
BAŞKANDAN
İhracatımız önümüzdeki
dönemde artacak
2
MEHMET BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı
Türkiye ekonomisinin
ilerlemesinde inovasyonun,
inovatif düşüncenin ne
kadar önemli olduğunu her
fırsatta dile getiriyoruz ve
buna yönelik faaliyetlerde
bulunuyoruz. Son olarak,
4-5 Mayıs tarihlerinde
gerçekleştirdiğimiz Türkiye
İnovasyon Haftası Ankara
Etkinlikleri’ne binlerce
inovasyon tutkunu katıldı.
015 yılında uluslararası
ticarette yaşanan daralma
2016’da da etkisini sürdürüyor.
DTÖ tarafından açıklanan
ve dünya ticaretinin yüzde 90’ını
kapsayan verilere göre, 2016 yılı
birinci çeyreğinde küresel ticaret
2015 yılının aynı dönemine göre
yüzde 7.6 daraldı. Bu daralmada,
2015 yılında olduğu gibi petrol ve
emtia fiyatlarının düşük seviyelerde
seyretmesi etkili olmaya devam ediyor.
Ancak, önümüzdeki aylarda bu fiyat
etkilerinden kaynaklanan baz etkisinin
ortadan kalkmasıyla birlikte, dünya
ticaretinde tekrar toparlanma dönemine
girilecek. Türkiye’nin ihracatında da
aynı dönemde fiyat etkisi kaynaklı
düşüş yaşanıyor. Ancak, miktar bazında
ihracatımızın ilk dört ayda yüzde 5.4
artıyor olması bizleri sevindiriyor. Zira,
ihracatımızdaki miktar artışı, petrol ve
emtia fiyatlarında baz etkisinin ortadan
kalkmasıyla birlikte, ihracatımızın
önümüzdeki dönemde değer bazında
da artacağına işaret ediyor. Türkiye bu
yolda emin adımlarla ilerlerken, biz de
TİM olarak ihracatımıza, büyümeye,
inovasyona ve gelişime katkı sağlamak
için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Türkiye ekonomisinin ilerlemesinde
inovasyonun, inovatif düşüncenin ne
kadar önemli olduğunu her fırsatta dile
getiriyoruz ve buna yönelik faaliyetlerde
bulunuyoruz. Son olarak, 4-5 Mayıs
tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz
Türkiye İnovasyon Haftası Ankara
Etkinlikleri’ne binlerce inovasyon
tutkunu katıldı. Katılımcılar, hem yurtiçi
hem yurtdışından onlarca konuşmacının
yer aldığı konferans ve panellerle
dünyadaki son yeniliklerden haberdar
olma fırsatı yakaladı. Diğer taraftan,
ihracatçılarımıza ve girişimcilerimize
büyük destek sağlayan TİM-TEB Girişim
Evlerimizin beşincisini 18 Mayıs’ta
Trabzon’da açtık. Girişim Evleri’nde
finansman, kamu desteklerine ulaşma,
ihracata giriş, yurtiçi ve yurtdışı
pazarlara ürün tanıtımı ve mentorluk
gibi pek çok hizmet veriliyor.
İnovasyon ve girişimcilikle
alakalı çalışmalarımızın yanı sıra,
ihracatçılarımıza yol gösterici çalışmalar
ve raporlar da hazırlıyoruz. 12 Mayıs’ta
basın lansmanını yaptığımız “Trans
Pasifik Ortaklığı Anlaşması’nın Türkiye
Ekonomisine ve Dış Ticaretine Etkileri”
raporu ile anlaşmanın uygulamaya
geçmesiyle ortaya çıkabilecek
senaryoları inceledik. Sektör başkan
ve yöneticilerimizin görüşlerini de
içeren bu rapor ile ihracatçılarımız
açısından farkındalık yaratmayı ve
onları gerekli önlemleri almaya sevk
etmeyi hedefliyoruz. Yine, Mayıs ayında
yayımladığımız bir diğer rapor olan
“Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu” ile de
2015 yılında Türkiye’nin ve dünyanın dış
ticaretinde yaşananlara ışık tutarken,
2016 yılından beklentilerimizi de
ortaya koyduk. Ayrıca, konuyla ilgili bir
başka çalışma olan “İlk 1000 İhracatçı
Araştırması” ile 2015 yılında en fazla
ihracat yapan ilk 1000 firmanın ihracat
profillerini ortaya koyduk. İlkini 3
Mayıs’ta Gaziantep’te gerçekleştirdiğimiz
“10 İl 10 Ülke” seminerleriyle
ihracatçılarımıza yol gösterme
çalışmalarımızı da güçlendiriyoruz.
Hedef ülke pazarlarındaki fırsatlar,
ilgili şehirlerimizin güçlü ve avantaj
sahibi olduğu yönler ve bunların
nasıl kullanılabileceği ile ilgili yoğun
bir içeriğe sahip olan bu seminerler
sayesinde ihracatçılarımızın gelişimine
katkı sağlamayı hedefliyor; bu
yaptığımız çalışmaların ülkemize ve
ihracatçılarımıza faydalı olacağına
inanıyoruz.
Piyasada cihaz çok
Cihaz Danışmanı tek
Siz de yarinahazirim.com’a girin, işinizin ihtiyacı
olan cihazları, Vodafone Yarına Hazırlayan
Cihaz Danışmanı söylesin.
yarinahazirim.com
Vodafone
İşOrtağım
Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı, işletmenizin akıllı cihaz ihtiyaçlarını belirleyen web ve mobil tabanlı uygulamadır.
Yararlanmak için hizmette kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına izin verilmelidir. Bilgi: vodafone.com.tr
İÇİNDEKİLER
KÜNYE
SAHiBi:
TİM adına Genel Sekreter
Dr. Halil Bader Arslan
20
DOĞU - BATI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli
temaslarda bulunmak ve iki ülke arasındaki
işbirliklerini pekiştirmek için Hırvatistan’a
resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.
10
İhracat,
emtia
fiyatlarına
takıldı
BÜYÜME
Hırvatistan ile
ilişkiler yeniden
ivme kazanacak
YÖNETİM YERİ:
Sanayi Caddesi Dış Ticaret
Kompleksi Yenibosna-İstanbul
T: (212) 454 04 71 F: (212) 454 04 13
www.tim.org.tr
YAYIN TÜRÜ:
Süreli yerel dergi
YAPIM:
İNOVASYON
YAYIN DİREKTÖRÜ:
Erkan Ersöz
[email protected]
26 15
TİM Olağan
Genel Kurulu’na
Cumhurbaşkanı
Erdoğan teşrif
edecek
AHENK
İnovasyon
ekosistemi
gençlerle
güçleniyor
YAYIN KURULU:
Mustafa Çıkrıkçıoğlu
Tahsin Öztiryaki
Süleyman Kocasert
Bülent Aymen
Şahin Oktay
Okan İnce
“Türkiye İnovasyon Haftası
Ankara Etkinlikleri” gençleri,
akademisyenleri ve iş
dünyasını buluşturdu.
El işçiliği yeniden
canlanacak
Tarımda güçlü
Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan,
İstanbul Moda Akademisi ve Dice
Kayek işbirliği ile gerçekleştirilen
“İzler Türk El Sanatları Koleksiyon
Sergisi”nin açılışına katıldı.
BİRLİK
103
Dakikada 40
metre ilerleyen
yangın petrol
fiyatlarını
tehdit ediyor
DÜNYA
SİNERJİ 86
Tarımsal üretimimiz artıyor,
ihracatımız zorlu pazarlarda
kendisine yeni yollar çiziyor,
makineleşmede hızlı ilerliyor.
8
EDİTÖRLER:
Elif Ceren Çıngı
[email protected]
Tolga Çatal
[email protected]
Tuğba Uprak
[email protected]
GRAFİK TASARIM:
Elif Gülaydın
[email protected]
FOTOĞRAF:
Fatih Yalçın
[email protected]
REKLAM DİREKTÖRÜ:
Özgür Seyhan
[email protected]
ADRES:
Küçük Mucizeler Yayıncılık
ve İletişim Hizmetleri Ltd. Şti.
Darülaceze Cad. Bilaş İş Merkesi A
Blok No: 31 K: 6 D: 63
Şişli-İstanbul
T: (212) 211 68 53
F: (212) 211 56 54
BASKI VE CİLT:
Promat Basım Yayın San. Tic. A.Ş.
Orhangazi Mahallesi 1673.Sokak
No:34 Esenyurt-İstanbul
Timreport, TİM üyelerine ücretsiz
olarak dağıtılır. Alıntı yapılması yazılı
izne bağlıdır. Gönderilen yazı ve
resimler iade edilmez.
DÜNYA / RAPOR
Dakikada 40 metre ilerleyen yangın
petrol fiyatlarını tehdit ediyor
Kanada tarihinin en büyük orman yangınlarından biri haline gelen
Fort McMurray bölgesindeki yangın, büyüyerek devam ediyor. Bölge
yetkililerinin açıklamalarına göre, Fort McMurray’ın kuzeyine yönelen
yangının, her 1 dakikada 30 ila 40 metre hızla ilerlediği bildirilirken,
bölgede bulunan 12 petrol alanında çalışan 8 bin işçi de tahliye edildi.
Diğer yandan, ABD’de benzin talebinin arttığı bir döneme girilmesi,
Suudi Arabistan’ın petrol sektöründe yaşanan köklü değişimler
ve petrol arzındaki düşüşe eklenen Fort McMurray yangını, ham
petrolün varilinin 48 doların üzerine çıkmasına da neden oldu.
Günlük 500 bin varillik ham petrol üretim kapasitesi bulunan bölge,
Kanada’nın en verimli petrol yataklarına sahip. Uzmanlar, yangının
daha uzun süre devam etmesinin, ham petrol fiyatlarını 50 doların
üzerine çıkarabileceği öngörüsünde bulunuyor.
8
Türk sanayisi ve ihracatının öncü kuruluşlarından
Kale Grubu'nun Kurucusu ve Onursal Başkanı
Dr. İbrahim BODUR
Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.
Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak merhuma rahmet ,
iş dünyamıza, Bodur Ailesi ve Kale Grubu'na
başsağlığı diliyoruz.
9
BÜYÜME / İHRACAT
İhracat, emtia
fiyatlarına takıldı
İhracat, küresel emtia fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle nisan
ayında yüzde 2.8 gerilese de ilk çeyrek rakamları, ihracatın
miktar bazında artmaya devam ettiğini ortaya koyuyor.
T
ürkiye
İhracatçılar
Meclisi (TİM),
nisan ayı ihracat
rakamları EXPO2016
Antalya Fuar Merkezi’nde
açıklandı. Ekonomi
Bakanı Mustafa Elitaş
ve TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi’nin açıkladığı
verilere göre nisan
ayında Türkiye ihracatı,
geçen yılın aynı ayına
göre yüzde 2.8 oranında
düşüşle 11.4 milyar dolar
olarak gerçekleşti.
Sektörel bazda nisan
ayında en fazla ihracatı
2 milyar 47 milyon
dolarla geçen yılın
aynı ayına göre yüzde
11.5 artış gösteren
otomotiv endüstrisi
gerçekleştirirken, yüzde
13.3 artış ve 1 milyar 526
milyon dolarla hazır giyim
ve konfeksiyon sektörü
ikinci, yüzde 14.6 kayıp
ve 1 milyar 229 milyon
dolarla kimyevi maddeler
ve mamulleri sektörü ise
üçüncü sırada yer alıyor.
Kritik pazarlara
ihracatımız artıyor
Nisan ayında sanayi
sektörleri içerisinde
en fazla ihracat artışını
yüzde 14.9 ile savunma
ve havacılık sanayi
sektörü yakalarken, tarım
sektöründe en fazla ihracat
artışı yüzde 47.3 ile tütün
sektöründe yakalandı.
Diğer taraftan, miktar
bazında 12 sektörde
ihracat artışı yaşanırken,
14 sektörde ise ihracat
kayıpları görüldü.
Antalya Valisi Muammer
Türker, TİM Başkan Vekili
Mustafa Çıkrıkçıoğlu,
Batı Akdeniz İhracatçılar
Birliği Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Satıcı
ve Orta Anadolu Süs
Bitkileri ve Mamulleri
İhracatçıları Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı
Osman Bağdatlıoğlu’nun
da hazır bulunduğu Nisan
Ayı İhracat Rakamları
Açıklaması’ndaki
sunumunda, TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi,
ilk olarak Gaziantep’te
yaşanan terör olayını kınadı
ve teröre karşı dik durmaya
devam edeceğimizin
altını çizdi. Sunumunda,
106 ülkeye ihracatımızın
arttığını ve bu dönemde en
fazla ihracat yapılan ilk beş
ülke arasında Almanya’ya
yüzde 3.8, İtalya’ya yüzde
12.7 ve ABD’ye yüzde
11.9; bölgeler bazında ise
AB’ye yüzde 5.1, AB dışı
MİKTAR BAZINDA NİSAN AYI İHRACATI (BİN KİLO)
NİSAN
2015
NİSAN
2016
DEĞİŞİM
(%)
OCAK
NİSAN
2015
OCAK
NİSAN
2016
DEĞİŞİM
(%)
TARIM
1.194.524
1.455.799
21,87
4.945.551
5.684.933
14,95
SANAYİ
6.167.102
5.819.553
-5,64
21.808.422
22.526.477
3,29
MADENCİLİK
1.709.039
1.776.337
3,94
5.804.183
6.118.744
5,42
TOPLAM
9.070.665
9.051.689
-0,21
32.558.156
34.330.154
5,44
Avrupa’ya yüzde 15.6,
Uzak Doğu ülkelerine ise
yüzde 11.1 ihracat artışı
yakalandığını vurgulayan
Büyükekşi, nisan ayında
ihracatçıların Hollanda’ya
yüzde 28, Bulgaristan’a
26 ve İran’a yüzde 24
oranında daha fazla mal
ihraç ettiğini de dile
getirdi ve “İhracatımızın
gerilemesinde ihracat
fiyatlarındaki düşüş etkili
oluyor. Ancak ilk dört
ayda miktar bazında
ihracatımızın artıyor
olması bizleri sevindiriyor”
değerlendirmesinde
bulundu. Büyükekşi,
ihracat rakamlarına ilişkin
görüşlerini paylaşırken,
“İhracatımız gelişiyorsa
bunda iş adamlarımız
kadar işçilerimizin de payı
büyük. Bu vesileyle işçi
kardeşlerimizin bayramını
da en içten dileklerimle
kutluyorum” diyerek 1
Mayıs Emek ve Dayanışma
Günü’nü de kutladı.
Dünya ekonomisi
duraklama döneminde
Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaş ise nisan ayı ihracat
rakamlarını yorumlarken,
Türkiye’nin 2015 yılı için
OVP’de belirlenen yüzde
4’lük büyüme hedefi
yakaladığına işaret etti ve
“Bütün olumsuzluklara
rağmen Türkiye ekonomisi
oldukça iyi bir performans
sergiliyor. OVP’de yer
alan yüzde 4’lük büyüme
hedefimizi yakaladık. Son
çeyrekte ise önemli bir
başarı hikâyesi yazdık.
Son çeyrekte yüzde 5.7
büyüme gerçekleştirdik.
Böylece son 25 çeyrektir
büyüme başarısı göstermiş
olduk” sözlerini kullandı.
İhracat artışlarını
sahiplendikleri gibi nisan
ayında yaşanan düşüşü
de sahiplendiklerinin
altını çizen Bakan
Elitaş, yaşanan kaybın
nedenlerini derinlemesine
irdeleyeceklerini söyledi
ve “Dünya ekonomisi
bir duraksama içinde,
bunda petrol ve emtia
fiyatlarındaki düşüş,
siyasi krizler gibi kürsel
gelişmelerin yanı sıra
yapısal sorunların da etkisi
var. Ancak dış ticaret
açığındaki düşme eğiliminin
yılsonuna kadar devam
etmesini bekliyoruz. Yine
ilk çeyrekte ihracatımızın
ithalatımızı karşılama oranı
yüzde 74 olarak gerçekleşti.
Bu yılın tamamında iyi bir
performans göstererek,
OVP’de belirlenen ihracat
rakamlarına ulaşırız”
ifadelerini kullandı.
Antalya potansiyelini
yansıtmıyor
Antalya Valisi Muammer
Türker ise konuşmasında
EXPO2016 Antalya’nın
yeni açıldığı bir dönemde
Antalya’da anlamlı bir
program yaptıkları için
tüm ihracat camiasına
teşekkürlerini iletti ve
Rusya ile yaşanan krizden
Antalya’da turizm ve tarım
sektörlerinin çok ciddi
etkilendiğini kaydetti.
Vali Türker, bu olumsuz
gelişmelere rağmen,
hükümetin Antalya ve
sektörlere olan ilgisi
sonucunda krizin olumsuz
etkilerinin en düşük
düzeyde kaldığının da
altını çizdi. Antalya’nın
ihracat seviyesinin
kentin potansiyelini
yansıtmayan bir düzeyde
olduğunu da vurgulayan
Vali Türker, “Antalya’nın
asıl ekonomik başarısı
hizmet ihracatından
geliyor. Turizm sektörü
başta olmak üzere
hizmet sektöründe
tüm dünyaya mal değil
ama hizmet satıyoruz.
Turizm sayesinde cari
açığın kapatılmasına da
ciddi katkı sağlıyoruz”
değerlendirmesinde
bulundu.
BAİB Başkanı Mustafa
Satıcı da konuşmasında,
BAİB üzerinden yapılan
ihracatın son 15 yılda 13
kat arttığı ve 2000’li yılların
başındaki 110 milyon dolar
düzeyinden 2015 yılında
1.4 milyar dolar seviyesine
kadar çıktığını ifade
ederken, bölge ihracatında
yaş meyve ve sebze, orman
ve maden ürünlerinin öne
çıktığına işaret etti.
Orta Anadolu Süs Bitkileri
ve Mamulleri İhracatçıları
Birliği Başkanı
Osman Bağdatlıoğlu
da Antalya’nın az da
olsa krizde olduğu bir
dönemde TİM delegelerini
Antalya’da görmekten
büyük bir memnuniyet
duyduklarını dile getirdi
ve EXPO2016 Antalya’nın
Türkiye’nin ilk EXPO’su
olduğunu belirterek,
EXPO ile hem süs bitkileri
sektörünün tanıtılması
hem de insanlarda çevre
bilinci oluşturulmasının
amaçlandığını kaydetti.
BÜYÜME / MAKALE
Dünya ticaretinde gelişmeler
D
DR. Can Fuat Gürlesel
Dünya ekonomisi ve
ticaretindeki gelişmeler,
ihracatımız üzerinde ana
belirleyici olmaya devam
ediyor. Küresel kriz sonrası
yeni normal arayışları
sürerken, dünya ekonomisi
giderek daha yavaş büyüyor,
dünya mal ticareti ise
küçülmeye devam ediyor.
ünya ekonomisi, küresel
kriz sonrası 2010 ve 2011
yıllarında yüzde 4.1 ve
yüzde 3 büyüdükten
sonra, küresel krize yola açan yapısal
sorunların çözülememesi nedeniyle
giderek daha yavaş büyüme
sergiliyor. Dünya ekonomisinde
2011-2015 yılları arasında ortalama
büyüme yüzde 2.5 oldu. 2016 yılında
da yine yüzde 2.5 büyüme bekleniyor.
Gelişmiş ülkelerde büyüme temposu,
tüm desteklere rağmen yıllar sonra
ancak yüzde 1.9’a ulaşabildi. Gelişen
ülkelerde ise ekonomik büyüme hızla
yavaşlıyor: 2004-2007 yılları arasında
yüzde 7.7 büyüyen gelişen ülkelerde
büyüme, 2010 ve 2011 yılarında
yüzde 7.4 ve yüzde 6.3 olduktan
sonra izleyen yıllarda hızla yavaşladı.
2015 yılında yüzde 4 büyüyen gelişen
ülkelerde 2016yılında da yüzde 4.1
büyüme bekleniyor. Bu büyümeler
çerçevesinde dünya geliri ise 2011
yılında 72.7 trilyon dolar olurken,
dört yıl sonra 2015 yılında 73.2
trilyon dolar olarak gerçekleşti.
Yani dünya geliri de son beş yıldır
durağanlaştı.
Dünya mal ticareti de bu
gelişmelerden etkileniyor ve
durağanlaşıyor. Mal ticaretinde
fiyat değişiklikleri etkili olduğu için
miktar bazında gelişmeler daha
sağlıklı bir gösterge; gelin rakamlara
birlikte bakalım. Dünya mal ticareti
miktar bazında 2003-2007 yılları
arasında yüzde 7.4 genişlemişti. Kriz
ile birlikte 2009 yılında yüzde 12
küçüldükten sonra dünya mal ticareti
miktar bazında 2010 yılında tepki
olarak yüzde 14.9 büyümüştü. 20122015 yılları arasında ise dünya mal
ticaretinde büyüme hızla yavaşladı
ve ortalama yüzde 2.5’e indi. 2015
yılında yüzde 2.8 büyüyen mal
ticaretinin 2016 yılında da miktar
bazında yine yüzde 2.8 büyümesi
bekleniyor.
Aynı dönemlerde, dünya mal ticareti
değer bazında ise gerilemeler yaşadı.
2008 yılında 15.8 trilyon dolar ile
rekor kıran dünya mal ticareti,
küresel kriz ile küçüldükten sonra
2011 yılında yeniden 17.9 trilyon
dolara ulaştı. Ardından dünya mal
ticaretinin değer bazındaki büyümesi
yavaşlamaya başladı ve 2014 yılında
ancak 18.5 trilyon dolara erişebildi.
2015 yılında ise yüzde 10.9 küçülme
ile dünya mal ticareti 16.5 trilyon
dolara geriledi. 2016 yılında, dünya
mal ticaretinin 16.1 trilyon dolara
gerilemesi bekleniyor. Nitekim yılın
ilk üç ayında dünya mal ticareti
şimdiden yüzde 9 küçüldü. Küçülen
dünya mal ticareti, ihracatta tüm
ülkelerin daha az gelir elde etmeleri
ve rekabetin daha da keskinleşmesine
yol açıyor. Korunma önlemlerinden
bölgeselleşmeye, ekonomik
yavaşlamadan yerli sanayiye
yönelmeye kadar birçok gelişme, mal
talebini sınırlıyor.
Dünya ekonomisi ile ticaretindeki
bu eğilimler, orta vadede sürmeye
devam edecek. Küresel ekonomide
yapısal sorunlar çözülmeden
ve sadece Merkez Bankalarının
parasal genişlemelerine ve çok
düşük, negatif, eksi faizlerine bel
bağlayarak büyüme dinamiklerinin
hızlandırılamayacağını düşünüyorum.
Bu gelişmeler, ister istemez
Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve
ihracatını da olumsuz etkilemeye
devam edecektir. Bu nedenle
dünyadaki gelişmeleri yakından
izlemeye devam etmeli ve daha
gerçekçi hedeflere yönelmeliyiz.
AHENK / RAPOR
65. Hükümetin Başbakanı Binali Yıldırım oldu
Binali Yıldırım, 22. dönemde İstanbul, 23.
dönemde Erzincan, 24. ve 26. dönemlerde
de İzmir Milletvekilliğinde bulundu. Yıldırım
58, 59 ve 60 ve 61’inci Hükümetlerde
Ulaştırma Bakanlığı yaptı. 2015 yılı erken
seçimleri sonrasında kurulan 64. Hükümet'te
tekrar Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı'na getirilen Yıldırım, İTÜ mezunu ve
iyi düzeyde İngilizce ve Fransızca biliyor. Evli
ve üç çocuk babası olan Binali Yıldıırm, AK
Parti'nin 22 Mayıs tarihinde gerçekleşen 2.
Olağanüstü Büyük Kongresi'nde bin 405 oy
alarak AK Parti'nin yeni genel başkanı seçildi.
Yıldırım, 24 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti’nin
yeni Başbakan’ı oldu.
14
TİM Olağan Genel Kurulu’na
Cumhurbaşkanı Erdoğan teşrif edecek
Türkiye İhracatçılar Meclisi 23’üncü Olağan Genel Kurulu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın teşrifiyle 4 Haziran 2016 Cumartesi günü Grand Tarabya Oteli’nde gerçekleşecek.
2015 İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nin de düzenleneceği büyük buluşmada, ihracatçı
birliklerinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu
temsilcileriyle şirket yöneticileri hazır bulunacak.
15
BÜYÜME / RAPOR
Ekonominin dümenine yeniden
Nihat Zeybekci geçti
1 Ocak 1961 tarihinde Denizli’nin Tavas İlçesi Pınarlar Beldesi’nde
dünyaya gelen Nihat Zeybekci, Fatma ve Şükrü Zeybekci çiftinin
beşinci ve son çocuğu. Tütün işçiliğiyle geçimini sağlayan bir ailenin
evladı olarak küçük yaşta çalışma hayatıyla tanışan Nihat Zeybekci,
ilk ve ortaokulu Tavas’ta; liseyi ise parasız yatalı sınavlarında
sağladığı başarıyla Kütahya’da okudu. Marmara Üniversitesi İktisadi
İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. 61. 62. ve
63’üncü Hükümetlerde Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Nihat
Zeybekci, 24 Mayıs’ta kurulan 65’inci Hükümette yeniden Ekonomi
Bakanlığı görevini devraldı.
16
TİM'den Iraklı işadamlarına yönelik vize desteği
Dışişleri Bakanlığı ile TİM arasında 4 Mayıs'ta
imzalanan protokol Iraklı işadamlarının
Türkiye’ye rahat bir şekilde giriş yapabilmesi
için kolaylıklar sunacak. Protokol ile ilgili TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi, konu hakkında
şunları söyledi: “2015 yılında Rusya, Ukrayna,
Suriye, Irak ve Libya gibi siyasi ya da ekonomik
sorun yaşayan ülkelerin Türkiye ihracatı üzerinde ciddi olumsuz etkileri oldu. Bu ülkelerden
biri olan Irak'ın, Türkiye ihracatının başta gelen
pazarlarından biri olması sebebiyle özel bir
önemi var. 2013 yılında Irak'a ihracatımız 12
milyar dolar ile en yüksek seviyesine çıkarken,
bu tarihten itibaren ülkede yaşanan çatışmalar
ve petrol fiyatlarında yaşanan gerilemeler, Irak'a
ihracatımızda gerilemeye sebep oldu. 2015
yılında Irak'a ihracatımız yüzde 21.5 düşerek 8.6
milyar dolar oldu. Böylelikle, Irak en fazla ihracat
yaptığımız ülkeler arasında ikincilikte üçüncülüğe gerilemiş oldu. Ancak, yaşanan bu sıkıntılara
rağmen Irak'a verdiğimiz önemi sürdürüyoruz.”
TİM olarak işadamlarımızın önünü açmak adına
Dışişleri Bakanlığı ile bir protokol imzaladıklarını
aktaran Mehmet Büyükekşi, Yurt genelinde 13
farklı İhracatçı Birliğimizi görevlendirdiklerini
söyledi. Büyükekşi, şöyle devam etti: “Ticaret
amaçlı ülkemize gelecek Irak vatandaşlarının
vize başvuruları söz konusu. Birliklerimiz
tarafından süzgeçten geçirildikten sonra,
Bakanlığa iletilecek. Bakanlığımızın uygun
görmesi durumunda aynı gün içerisinde Iraklı
işadamlarına vize verilebilecek. Bu uygulamadan
yararlanmak isteyen firmalarımızın, İhracatçı
Birlikleri ile iletişime geçmeleri ve sürece ilişkin
detaylar hakkında bilgi almaları gerekiyor. Irak'a
sağlanan vize kolaylığının hâlihazırda ihracat
yapan ya da yapmayı planlayan firmalarımıza
hayırlı olmasını diliyoruz.”
TİM 2016 Ekonomi ve Dış
Ticaret Raporu yayımlandı
İSTAC ilk uluslararası
başvurularını aldı
Hızlı, uzmanlaşmış ve ucuz yargılama ile iş
dünyasına önemli fırsatlar sunan İstanbul
Tahkim Merkezi, henüz geçtiğimiz ekim
ayında açılmış olmasına rağmen, biri
Ortadoğu diğeri Afrika’dan olmak üzere ilk
uluslararası başvurularını aldı. TİM Başkan
Vekili ve İstanbul Tahkim Merkezi Yönetim
Kurulu Üyesi Mustafa Çıkrıkçıoğlu, coğrafi,
ticari ve kültürel avantajlar nedeniyle İstanbul
Tahkim Merkezi’nin uluslararası alanda da
önemli bir merkez olacağını söylüyor.
TİM, 2015 yılına dair ekonomi ve dış ticaret
ile ilgili gelişmeleri, Türkiye ile dünyadaki
etkilerini, geleceğe yönelik tahmin, öneri ve
stratejileri içeren “Ekonomi ve Dış Ticaret
Raporu”nu yayımladı.
Türkiye’nin dış ticaretiyle ilgili çok boyutlu
bir analiz ihtiyacından yola çıkılarak ilki iki
yıl önce hayata geçirilen, bu yıl da içeriği
üzerinde iyileştirmeler yapılarak daha
kapsamlı hale getirilen “Ekonomi ve Dış
Ticaret Raporu”, TİM’in Ekonomi Danışmanı
Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından TİM Ar-Ge
Ofisi’nin katkılarıyla hazırlandı. Rapor, 2015
yılının dış ticaret verileri için kaynak bir kitap
olma niteliğinden öte; ihracat politikası, dış
ticarette hedefler, stratejik değerlendirme ve
öneriler gibi bölümleriyle de ileriye ışık tutan
bir yapı içeriyor.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Geçmiş
yılın analizi, geleceğe bakışımızı etkiler”
yaklaşımıyla hazırlanan raporun ilgili kurumlar, kuruluşlar ve en önemlisi ihracatçılar için
faydalı bir kaynak ve yol haritası olduğunu
belirtirken, rapor, geleceği şekillendirecek
beş makro eğilimi -küresel ekonomi, doğal
kaynaklar, inovasyon-teknoloji, demografi
ve tüketici davranışları olarak tanımlıyor ve
bu başlıklar altındaki eğilimlerin, Türkiye’nin
iddialı hedeflerine ulaşmasında önemli
fırsatları da içerdiğinin altını çiziyor.
17
BÜYÜME / MAKALE
Üst akıl var mı?
B
Prof. Dr. Emre Alkin
Geçen ay bir televizyon
kanalı benimle ilginç bir
konuda röportaj yaptı. “Üst
akıl var mı?” temasındaki
söyleşinin temelinde
Türkiye’nin ekonomik
parametrelerini bozmaya
çalışan mihrakların olup
olmadığı tartışılıyordu.
Fikirlerim, söyleşiyi
yapanlara ters gelmiş
olabilir. Sizin için de
tekrarlayacağım.
18
ir üst akıl var mutlaka. Bu
da birbirinden değişik “üst
akılcıklar”dan oluşuyor.
Üst akıl ülkeler üstü
olduğu için, onu oluşturan akılcıklar
da öyle. Üst akıl sadece para, varlık,
silah ve siyasetle beslenmiyor;
sanat, spor, kültür ve bilimle de
besleniyor. Bu açıdan bakıldığında
kötülük için değil “düzen ve denge”
için var diyebiliriz. Elbette üst
aklı oluşturanların menfaati için
öncelikle…
Eğer bir ülke kendi dengelerini
oturtamıyorsa, üst akıl devreye
giriyor ve söz konusu ülkenin
istikrarsızlığının bulaşıcı hastalık
gibi yayılmasını önlemek için
çeşitli uzantıları devreye sokuyor.
Mekanizma bazen bilim, sanat
veya kültür dünyasından verilen
mesajlarla çalışmaya başlıyor, sonra
da diplomasi ve finans devreye
giriyor. Eğer buna itirazı olan var ise
önünde iki seçenek var.
Birincisi üst akla dâhil olmak.
Bunun için büyüme, para, ordu veya
diplomasi yeterli değil, dünyanın
entelektüel sermayesine katkıda
bulunmak gerekiyor ki ağızdan çıkan
söz değerli bulunsun.
Diğer seçenek ise üst aklın
önerdiğinden veya itelediğinden
daha faydalı bir “denge”
önermek… Bunun için de
büyüme, para, ordu ve
diplomasi yeterli değil,
dünyanın entelektüel
sermayesine diğerlerinden
daha fazla katkıda bulunmak
ve “çözümleri” öneren akıl olmak
gerekiyor.
Atatürk bunun farkında olarak
davrandı ve bunun sayesinde
Türkiye, Birleşmiş Milletler’e davet
edildi. Daha Cumhuriyeti kurmadan
İktisat Kongresi yaptı ve ülkenin
yabancı sermayeye yaklaşımını
ortaya koydu. Diplomasiyi önemsedi,
eğitimi merkeze koydu. İşte bu
sebeple Türkiye Cumhuriyeti’nin
temelleri sağlam oldu. Ancak sonraki
dönemlerde Türkiye bir kaç kere
istikrarsızlık üretir hale geldiği için
üst aklın müdahalesine maruz kaldı.
Sadece siyasi liderler değil, kanaat
önderleri de dengeyi sağlayacak
basireti gösteremedi. Belki de “Üst
akıl da kimmiş? Ben daha akıllıyım”
demişsizdir, kim bilir?
Türkiye’nin kendi başına doktrinler
üretmesine karşı üst aklın müdahale
etmesine kızmak yerine, üst akıl
ile uzlaşmak veya onu yenmek
gerekiyor. Ancak yenmek için yüksek
sesle konuşmak veya düşmanca
çağrılar yapmak işe yaramayacak;
büyüme yerine kalkınmayı, paranın
yerine bilgiyi tercih etmeden üst akıla
dahil olmak ya da mücadele etmek
mümkün değil. Vatandaşlarını hak
ve özgürlüklerle güçlendirmemiş
toplumların, bilginin en üst seviyesine
ulaşmış bir akılla mücadelesinin sonu
hüsrandır.
19
DOĞU - BATI / HIRVATİSTAN
Hırvatistan ile ilişkiler
yeniden ivme kazanacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak ve iki ülke arasındaki
işbirliklerini pekiştirmek için Hırvatistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Erdoğan,
Hırvatistan’ın hedeflerine ulaşacağına ve ülkedeki olumlu gelişmelerin süreceğine
inandığını söyledi.
C
umhurbaşkanı
Recep Tayyip
Erdoğan,
26 Nisan
2016 Çarşamba günü
Hırvatistan’a resmi bir
ziyaret gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı,
Zagreb Uluslararası
Havalimanı'nda,
Hırvatistan
Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreteri Domagoj Juricic,
20
Dışişleri ve Avrupa
Politikaları Başdanışmanı
Dario Miheli, Dışişleri
Bakan Yardımcısı Zdravka
Busic, Cumhurbaşkanlığı
Protokol Genel Müdürü
Natalija Hmelina,
Türkiye'nin Zagreb
Büyükelçisi Ahmet Tuta
ile Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği Başkanı
(TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu karşıladı.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’a eşi Emine
Erdoğan, Ekonomi
Bakanı Mustafa Elitaş,
Başbakan Yardımcısı
Yalçın Akdoğan, Adalet
Bakanı Bekir Bozdağ,
Avrupa Birliği Bakanı
Volkan Bozkır, Kültür
ve Turizm Bakanı Mahir
Ünal, Dışişleri Bakanlığı
Müsteşarı Feridun
Sinirlioğlu, TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi, DEİK
Yönetim Kurulu Başkanı
Ömer Cihad Vardan,
TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD
Genel Başkanı Nail Olpak,
çok sayıda işadamı ve
gazeteci eşlik etti.
Acı Duvarı’nı ziyaret
ettiler
Cumhurbaşkanı Erdoğan
ve eşi Emine Erdoğan,
Erdoğan, Hırvatistan
temasları kapsamında,
önce başkent Zagreb'deki
Mirogoj Mezarlığı'nda
bulunan Acı Duvarı'nı
ziyaret etti, daha sonra ise
Hırvatistan Cumhurbaşkanı
Kolinde Grabar-Kitaroviç
ile bir araya geldi. İki ülke
heyetlerinin takdiminin
ardından Erdoğan ve
Kitaroviç Türk ve Hırvat
bayrakları önünde el
sıkışarak, eşleriyle birlikte
basın mensuplarına poz
verdi. Erdoğan ve Kitaroviç
daha sonra baş başa ve
heyetler arası görüşmeleri
gerçekleştirmek üzere
Cumhurbaşkanlığı
Sarayı'na geçti.
1 milyar dolarlık
ticari hedef
yakalanmalı
Hırvatistan
Cumhurbaşkanı
Kitaroviç ile ortak basın
toplantısı düzenleyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Hırvatistan’a 10 yıl önce
Başbakan olarak geldiğini
hatırlatan ve 10 yıl sonra
Hırvatistan’ın çok gelişmiş
olarak bulduğunu ifade
eden Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Bu tabii
Hırvatistan’da farklı bir
dinamizmin olduğunu
gösteriyor” dedi. İki
ülkenin de arasındaki ticari
ilişkileri çok daha farklı
bir şekilde artırmaktan
yana olduğunu ve 1 milyar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki hava yolları trafiğinde de hareketlenme olduğunu ve Türk
Hava Yolları’nın haftanın her günü Hırvatistan’a olan seferlerinin sayısını artıracağını aktardı. Erdoğan’a
Hırvatistan ziyaretinde TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de eşlik etti.
dolarlık hedefi yakalaması
gerektiğini kaydeden
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
şu andaki durumun her
iki ülkenin potansiyelini
yansıtmadığını,
potansiyelin
değerlendirilmesi
noktasında ise karşılıklı
ortak iradenin olduğunu
dile getirdi. Halen 60 kadar
girişimcinin Hırvatistan’da
yatırımları olduğuna ve
bunun arttığına işaret
eden Cumhurbaşkanı
Erdoğan, iki ülke
arasındaki hava yolları
trafiğinde de hareketlenme
olduğunu ve Türk Hava
Yolları’nın haftanın her
günü Hırvatistan’a olan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hırvatistan temasları
kapsamında, önce başkent Zagreb'deki
Mirogoj Mezarlığı'nda bulunan Acı Duvarı'nı
ziyaret etti, daha sonra ise Hırvatistan
Cumhurbaşkanı Kolinde Grabar-Kitaroviç ile
bir araya geldi.
seferlerinin sayısını
artıracağını aktardı.
Hırvatistan
kabuğuna sığmayan bir
ülke
DEİK tarafından Westin
Oteli’nde düzenlenen
Türkiye-Hırvatistan
İş Forumu’na katılan
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
10 yıl aradan sonra
bambaşka bir Hırvatistan’la
karşılaştığı belirtti ve
“2006 yılındaki ziyaretim
sırasında Hırvatistan
henüz NATO üyesi
değildi, AB üyesi değildi.
Ülke, 1990’lı yıllarda
yaşadığı savaşın etkilerini
gidermenin, yol açtığı
yaraları sarmanın gayreti
içerisindeydi. Bunun
için, bir yandan AvrupaAtlantik kurumlarıyla
entegre olmaya, diğer
yandan komşularıyla
ilişki kurmanın gayreti
içerisinde olan bir
Hırvatistan vardı. İşte 10
yıl önceki bu Hırvatistan’ı,
bugün her alanda çok farklı
bir yere gelmiş olarak
gördüm” diye konuştu.
Doğal ve tarihi güzellikleri,
turizm altyapısı ve yapımı
devam eden yatırımları
ile Hırvatistan’ı ‘kabuğuna
sığmayan bir ülke’
olarak tanımlayan ve 60
kadar Türk girişimcinin
bunun farkına vararak
Hırvatistan’da yatırım
yaptığını söyleyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Hırvatistan’ın hedeflerine
ulaşacağına ve ülkedeki
olumlu gelişmelerin
süreceğine inandığını
söyledi.
21
AHENK / GENÇ TÜRKİYE ZİRVESİ
Türkiye, gençlerle geleceğe koşuyor
81 il ve 165 ülkeden 3 bin öğrencinin buluştuğu Genç Türkiye Zirvesi’nde, değişen ve
dönüşen dünyada Türk gençliğinin bilgi ekonomisine sağlayacağı katkının önemi konuşuldu.
Y
ıldız Teknik
Üniversitesi (YTÜ)
öncülüğünde,
Gençlik ve Spor
Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ve
Türkiye İhracatçılar Meclisi
stratejik ortaklığında,
“Türkiye'nin Geleceği,
Bilgi Gençliği” ana teması
ile bu yıl dördüncü kez
düzenlenen Genç Türkiye
Zirvesi, İstanbul Lütfi Kırdar
Kongre ve Sergi Sarayı'nda
6-7 Mayıs tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Zirvenin
açılışına Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek,
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, DEİK Başkanı
Ömer Cihat Vardan, İBB
22
Genel Sekreteri Hayri
Baraçlı, Yıldız Teknik
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İsmail Yüksek
ile ekonomi ve siyaset
dünyasından önemli
isimler, akademisyenler
ve öğrenciler katıldı. 81
il ve 165 ülkeden 3 bin
öğrencinin buluştuğu
zirvede, cumhuriyetin,
100'üncü yılında stratejik
hedeflerine ilerlerken,
değişen ve dönüşen dünyada
Türk gençliğinin bilgi
ekonomisine sağlayacağı
katkının önemi konuşuldu.
Kaliteli eğitimin rolü, bilgi
sermayesi, bilgi ekonomisi
ve yeni teknolojileri
üretmenin olmazsa olmaz
olduğu vurgusu yapıldı.
Bilişim şirketleri ön
planda
Zirvenin açılışında konuşan
Başbakan Yardımcısı
Mehmet Şimşek, dünyanın
inanılmaz bir hızla
değiştiğini belirterek, 1980'li
ve 90'lı yıllarda dünyanın ilk
10 şirketi arasında yer alan
şirketlerin günümüzde çok
büyük farklılık gösterdiğini
aktardı. 1980'lerde ilk 10'a
giren şirketlerin büyük
oranda petrol ve petrol
ürünü üretimi yapan
şirketler olduğunu aktaran
Başbakan Yardımcısı
Şimşek, 1990'larda bu
şirketlerin yerini otomotiv
şirketlerinin aldığını
günümüzde ise bilişim
şirketlerinin geçtiğini
bildirdi. Amerikan Apple
şirketinin 700 milyar
dolarlık bir büyüklüğe sahip
olduğunu aktaran Şimşek,
Google'ın 505 milyar dolarlık
bir düzeye ulaştığını,
Facebook'un ise 339 milyar
dolara ulaştığını aktardı.
Artık online ticaretin
ciddi bir boyuta ulaştığını
aktaran Şimşek önümüzdeki
dönemde bunun daha da
artacağını belirtti.
İlk üç devrimi
kaçırdık, 4. Sanayi
Devrimi’ni
kaçırmamalıyız
Dünyanın hızlı bir şekilde
Endüstri 4.0 da denilen 4.
Sanayi Devrimi’ne doğru
ilerlediğini aktaran Şimşek,
Genç Türkiye Zirvesi'nde kaliteli eğitimin
rolü, bilgi sermayesi, bilgi ekonomisi ve yeni
teknolojileri üretmenin olmazsa olmaz olduğu
vurgulandı. Gençlerin, Türkiye'nin gelişimi için
en büyük sermaye olduğuna dikkat çekildi.
MEHMET ŞİMŞEK
Başbakan Yardımcısı
"Günümüz dünyasında
öğrenmeden çok analitik
düşünme değer kazanıyor.
Türkiye son yıllarda yaptığı
yatırımlarla önemli noktada."
Türkiye'nin ilk üç sanayi
devrimini kaçırdığını,
4. Sanayi Devrimi’ni
kaçırmamak için gençlere
önemli görevler düştüğünü
aktardı. Günümüz
dünyasında öğrenmeden
çok, analitik düşünmenin
değer kazandığına işaret
eden Şimşek, Türkiye'nin
son yıllarda yaptığı
yatırımlarla eğitime erişim
noktasında ciddi boyutlara
ulaştığını vurguladı.
Başbakan Yardımcısı
Şimşek, eğitimde kalite
noktasında daha kat
edilecek çok nokta
olduğunu bildirdi.
Her şeyi çok farklı
bir şekilde
kurgulamalıyız
“Yeni dönemde dünyada
ilk 10 ekonomi arasında
yer alacaksak oturup her
şeyi çok farklı bir şekilde
kurgulamalıyız” diyen
Başbakan Yardımcısı
Şimşek, Türkiye'nin genç
nüfusunun bir avantaj
olduğunu ancak yakın
gelecekte bu genç nüfusun
hızla yaşlanacağını belirtti.
Şimşek şöyle konuştu:
“Bugün dünya nüfusunun
10'da 1'i 60 yaş üzerinde.
Ama çok değil 2050
yılında her 5 kişiden biri
60 yaş üzerinde olacak.
Türkiye'de şu anda var
olan genç nüfus, bunun
doğru alanlara kanalize
edilmesinden tutun, doğru
yeteneklerle donatılması
ve daha önemlisi ekonomik
olarak faal tutulması
Türkiye için çok kritik
bir öneme sahiptir. Bu
fırsat penceresi ilahi
nihaye devam etmeyecek.
Dünya nüfusu yaşlanıyor.
Türkiye nüfusu daha hızlı
yaşlanacak. Bu dönemi
iyi değerlendirmemiz
lazım. İlk 2 binin içine
sizlerin kurduğu şirketleri
koymamız lazım.”
Şirket kurup
batırmamış kimse
üniversitede ders
vermemeli
Girişimcilik ve
girişimcilik ekosisteminin
üniversitelerde mutlaka
yer alması gerektiğinin
altını çizen Mehmet
Şimşek, gençlerin daha
aktif ve katılımcı olması
gerektiğini belirtti. “Şirket
kurup da batırmamış hiç
kimsenin üniversitelerde
ders vermemesi lazım”
diyen Başbakan Yardımcısı
Mehmet Şimşek, gençlerin
daha öğrencilik yıllarından
başlayarak mutlaka şirket
kurması gerektiğini
vurguladı. Şirket kurma
aşamasında devletin
ciddi bir sermaye desteği
verdiğini aktaran Şimşek,
“Kamu dışındaki dünyada
büyük bir potansiyel var.
Sınırsız getiri imkânı var.
Heyecan var” ifadelerini
kullandı.
Rekabetin olmadığı
ortamda inovasyon
olmaz
Gençlere önemli
tavsiyelerde de bulunan
Bakan Şimşek, rekabetten
korkmamaları gerektiğinin
altını çizdi. Rekabetin
olmadığı bir ortamda
inovasyon ve verimliliğin
artırılamayacağını aktaran
Şimşek, “İnovasyonun
önemli bileşeni rekabettir.
Bizim aslında rekabetten
korkmamamız lazım.
Rekabet beraberinde
verimlilik getiriyor”
şeklinde konuştu.
Bilgiye yatırım yapın
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, Türkiye'nin
ümidinin salonu dolduran
gençler olduğunu belirtti.
Hükümetin de gençlere
büyük bir önem verdiğini
aktaran Büyükekşi, Sabah
05.00'da İspanya'dan
dönen Başbakan
Yardımcısı Mehmet
Şimşek'in bu zirveye
katılmasının da bunun en
önemli göstergelerinden
olduğunu ifade etti.
Mehmet büyükekşi
TİM Başkanı
"En büyük sermaye bilgi
ve tecrübe. Gençler, bilgiyi
tüketen değil üreten bir toplum
olma yolunda çalışmalarınızı
sürdürün."
Gençlere hitap eden
Büyükekşi, en büyük
sermayenin bilgi ve
tecrübe olduğunu aktardı.
Konuşmasında Benjamin
Franklin'in “Bilgiye yatırım
yapın, bilgiye yapılan
yatırım en yüksek karı
getirir” sözünü hatırlatan
Büyükekşi, dünyada
milyonlarca kişinin
mobil cihazlar üzerinden
oynadığı Candy Crush
isimli oyunu inovasyona
ve girişime örnek gösterdi.
Büyükekşi, sadece bu
oyunun değerinin 4.8
milyar doları bulduğunu
aktararak, gençlere bilgiyi
tüketen değil üreten bir
toplum olma yolunda
çalışmaları tavsiyesinde
bulundu.
23
DÜNYA / MAKALE
Turizmde gidişat
T
Doç. Dr.
Hatice Karahan
Turizm gelirlerinin
düşüşünde ortalama
harcama miktarı sürükleyici
rol oynarken, ziyaretçi
sayısında da azalma var.
24
urizm sektörü için 2015
yılının pek parlak geçtiği
söylenemez. Nitekim
TÜİK verilerine göre, bu
dönemde turizm gelirlerinde yüzde
8.3 oranında bir düşüş kaydedildi.
Bunun sebebi kişi başı ortalama
harcamanın azalması olmakla
birlikte, çıkış yapanlar üzerinden
hesaplanan ziyaretçi sayısında da
önceki yıllarda görülen canlılığa
benzer bir tablo elde edilemedi.
Zira bu dönemde, çeşitli pazarlarda
düşüşler ya da artış yavaşlamaları
yaşadık. Kültür ve Turizm Bakanlığı
verilerinin de teyit ettiği üzere,
ziyaretçi sayısındaki gelişimi aşağı
çeken pazarların başını Rusya
alırken, buna bazı Avrupa ülkeleri ve
Japonya gibi pazarlar da katkı verdi.
İşte bu bağlamda sektör
2015 yılında eski canlılığını
kaybetmişken, 2016’daki gidişata
dair soru işaretlerinin de giderek
su yüzüne çıktığına şahit olduk.
Ve küresel ekonomik gevşeklik
devam ederken terörün de musallat
olduğu mevcut konjonktüre Rusya
ile Türkiye arasında yaşanan kriz
de eklenince, turizme dair endişeler
haliyle yoğunlaştı.
Bu doğrultuda, Nisan sonunda
açıklanan TÜİK turizm istatistikleri,
sektörün 2016 yılına nasıl bir
görünümle başladığını anlamamıza
yardımcı oluyor. Ve veriler
incelendiğinde, Ocak-Mart
döneminde Türkiye ekonomisinde
turizm gelirlerinin önceki yılın
aynı çeyreğine göre yüzde 16.5
oranında azalarak 4.1 milyar dolar
seviyesinde kaydedildiği anlaşılıyor.
Pek iç açıcı olmayan bu haber,
söz konusu endişeleri hatırlatıyor
olmakla birlikte, içeriğine bakıp ne
olup bittiğini anlamak önem taşıyor.
Bu bağlamda ilk dikkati çeken
detay, gelirlerin düşüşünde harcama
miktarının sürükleyici rol oynamış
olması… Nitekim bu dönemde
ziyaretçilerin kişi başı ortalama
harcaması, 2015’in ilk çeyreğindeki
911 dolar seviyesinden 796 dolara
gerilemiş durumda. Bu ise kişi başı
harcamalarda yüzde 12.6 oranında
bir düşüş anlamına geliyor ve turizm
gelirlerindeki daralmayı önemli
ölçüde açıklıyor. Tabii öte yandan,
ilk çeyrekte ziyaretçi sayısında
da bir düşüş yaşadığımız açıkça
görülüyor. Zira bu dönemde çıkış
yapan ziyaretçi sayısının yüzde
4.4 oranında azalarak 5.1 milyona
gerilediği anlaşılıyor. Dolayısıyla
2016 yılının ilk çeyreğinde,
harcama tutarı etkisine turist sayısı
bağlamında bir daralmanın da eşlik
ettiğinin altını çizmek gerekiyor.
Keza Kültür ve Turizm Bakanlığı
verileri de Türkiye’ye giriş çıkış
yapan ziyaretçilerin bu dönemde
gözle görülür bir düşüş yaşadığını
gözler önüne sererken, milliyet
açısından bakıldığında Rusya
pazarının olumsuz etkisini ortaya
koyuyor. Bununla birlikte, Almanya
başta olmak üzere birçok Avrupa
ülkesi ile Güney Kore, Azerbaycan
ve Japonya gibi çeşitli
ülkelerden gelen turist
akınlarında da
düşüşler
göze batıyor.
Bu da demek oluyor ki,
Rusya etkisi azımsanmayacak
olmakla birlikte, diğer pek
çok kaynaktaki zayıflamalar
da ciddi mesajlar veriyor.
Sözün özü, turizm 2016
yılında zorlu bir dönemden
geçeceğe
benziyor.
ESTETİK GÖRÜNTÜLÜ
TOPLAM 71 ODA
KONFORLU ODALARI
68 STANDART ODA
3 SUITE ODA
ORGANİZASYONLAR
TOPLANTILAR
DÜĞÜN-NİŞAN-KINA GECESİ
COFFEE BREAK
SAFE BOX
Wİ-Fİ
OTOPARK
ÇAY VE KAHVE İKRAMI
ZENGİN AÇIK KAHVALTI BÜFESİ
PAMUKKALE 20 KM.
OTOGAR 5 KM.
HAVAALANI 70 KM.
FORUM ÇAMLIK 1,5 KM.
Tel: 0258 213 18 18 Faks: 0258 213 00 66
E-mail: [email protected]
Cumhuriyet Mah. Fevzi Çakmak Bulv. No:205 Denizli
Facebook: /granditimathotel
25
İNOVASYON / ANKARA
İnovasyon ekosistemi
gençlerle güçleniyor
Ekonomi Bakanlığı’nın desteği, TİM ve Orta Anadolu
İhracatçı Birlikleri koordinasyonunda düzenlenen
“Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Etkinlikleri” gençleri,
akademisyenleri ve iş dünyasını buluşturdu.
Ü
retim ve
ihracatta
yüksek katma
değerli ürünlere
odaklanan Türkiye’nin bu
hedeflere ulaşabilmesi için
TİM’in yaktığı inovasyon
ateşi bu kez Ankara’yı ısıttı.
Ekonomi Bakanlığı’nın
26
desteği ve TİM ile OAİB
koordinasyonunda;
Arçelik, TEB, THY,
Ankara Kalkınma Ajansı
ve Ankara Büyükşehir
Belediyesi’nin stratejik
ortaklığı ve partner ülke
Fransa’nın katkılarıyla
Ankara Congresium’da iki
gün boyunca devam eden
etkinliklerde dünyaca ünlü
konuşmacılar öğrencilere,
akademisyenlere, iş ve
siyaset dünyasına radikal
inovasyonun şifrelerini
sundu.
“Sınırsız İnovasyon, Sınırsız
Potansiyel” temasıyla
gerçekleşen, “Dünyayı ArGe, inovasyon ve tasarımla
yönetmek mümkün”
vurgusunun ön planda
olduğu etkinlikte; dünya
çapında bilinen büyük
firmaları ve markalarıyla
teknolojiye yön veren,
milli gelirinin yüzde 3’ünü
Ar-Ge’ye ayıran bir Türkiye
yaratmak zorunluluğuna
vurgu yapıldı. Özellikle
öğrenciler ve Ankara
iş dünyasının yakından
takip ettiği Ankara
İnovasyon Haftası’nda
bu kez tüm konuklar
VIP statüsündeydi.
Partner ülke Fransa ve
Türkiye’den çok sayıda
Ar-Ge merkezi, teknopark,
bilim ve teknoloji merkezi
dâhil olmak üzere 37
katılımcı kurumun inovatif
çözümlerini sergilediği sergi
alanları iki gün boyunca
ilgiyle takip edilirken,
tasarım ve teknolojiyi aynı
potada eriten ve hayata
inovasyonun benzersiz
gözlüğü ile bakan yerli ve
yabancı 55 konuşmacı,
dijital ve uygulama
dünyasının yeniliklerini
katılımcılarla paylaşarak
Ankara’daki inovasyon
ateşini canlı tuttu.
Ankara İnovasyon
Haftası’nda ayrıca, eş
zamanlı “Maker Hareketi”,
“B2Student”, “Drone
Show” ile Bilkent Müzikal
Topluluğu ve SesVerSus
müzik performansları da
ilgiyle izlendi.
27
İNOVASYON / ANKARA
Dünyadan daha fazla pay almalıyız
E
tkinliklere katılan
Ekonomi Bakanı
Mustafa Eltaş,
konuşmasında,
küresel ticarette
kuralların değiştiğini ifade
etti ve farklı olanın,
insan yaşamını
kolaylaştıranın önde
olduğunu vurguladı.
“Küresel ticaretin
dinamiklerinden
olumsuz etkilenmemek
için ihracatçılarımız
artık markalı ürünlere
yöneliyor. Ar-Ge’ye
yatırım yapıyor, tasarım
yapıyor ve markalaşıyor.
Bunlar insan kaynağına
dayanan çalışmalardır.
Birkaç dil bilmek, birkaç
bilgisayar programı
bilmek artık yeterli
değil. Geleceği görmek,
trendleri yakalamak,
vizyon sahibi olmak
önemli. İnovasyonu
bir hayat tarzı haline
getirmeliyiz ki başarılı
olabilelim, rekabette
öne çıkabilelim” diyerek
devam eden Bakan Elitaş,
bu anlamda inovasyonun
önemine dikkat çekti ve
Türkiye’nin GSYİH’den
Ar-Ge’ye ayırdığı payı
yüzde 1’den yüzde 3’e
çıkarması gerektiğini,
böylece dünya
ticaretinden daha fazla
pay alabileceğimizi dile
getirdi.
MUSTAFA ELİTAŞ
Ekonomi Bakanı
Hata yapmaktan korkmamalıyız
MEHMET BÜYÜKEKŞİ
TİM Başkanı
28
T
İM Başkanı
Mehmet
Büyükekşi,
Ankara
İnovasyon Haftası’nın
açılış konuşmasında,
etkinliklerin Anadolu’ya
yayılmasının önemine
değindi ve inovasyonda
birinci sırada olmayı
hedeflediklerini
dile getirdi. Bunu
başarmak için en büyük
motivasyonlarının 13
milyonluk genç nüfus
olduğunun altını çizen
Büyükekşi, “Yeni bir
şeyler ortaya koyabilmek
elbette zor. Hata
yapmaktan korkmamalıyız.
Sürekli denemeliyiz.
Hayallerimizin peşinden
koşmalıyız. Ancak
bu sayede rekabetçi
olabiliriz” dedi. Dünyayı
Ar-Ge, markalaşma,
inovasyon ve tasarımla
yönetmenin mümkün
olduğu bir çağda
olduğumuzun altını çizen
Büyükekşi, “Türkiye
olarak hedeflerimiz
çok büyük. Akıl teri ile
alın terini birleştiren,
inovasyonu pratiğe
dönüştürebilen bir
Türkiye yaratmak
zorundayız. Bu
hedeflerimize ulaşmak
için Türkiye’de inovasyon
kültürünün yaygınlaşması
çok önemli” dedi.
Charles Frıes
Fransa Büyükelçisi
Türkiye önemli bir
inovatör ülke olacak
A
nkara İnovasyon
Haftası’na
Partner Ülke
olarak destek
veren Fransa’nın Türkiye
Büyükelçisi Charles Fries
da, yaptığı konuşmada
Türkiye ve Fransa
arasındaki bilim, sanayi
ve kültürel işbirliklerine
değinerek, Türkiye’de
faaliyette bulunan Fransız
markalarının yatırımlarına
dikkat çekti. “Türkiye’nin
etkileyici projeleri ve
hedefleri olduğunu
görüyoruz. Bunların
birçoğunu da başarmış
durumdasınız. Türkiye’nin
önemli bir inovatör ülke
olma yolundaki çabalarını
takdir ediyoruz” dedi.
İnovasyon Türklerin
DNA’sında var
T
EB Genel Müdürü
Ümit Leblebici de
etkinliğin açılış
konuşmasında,
Türklerin ulus olarak
inovasyon konusunda
gayet yetenekli olduğunun
altını çizdi ve Fatih Sultan
Mehmet’in gemileri
karadan yürüterek
Şerafettin Ceceli
OAİB Koordinatör
Başkan Yardımcısı
Ümit Leblebicİ
TEB Genel Müdürü
İstanbul’u fethetmesini,
“Çağ açıp, çağ kapatan
bir inovasyon” olarak
vurguladı. “Teknolojinin
getirdiği noktada artık
kolektif hareket etmek
zorundasınız” diyen
Leblebici, rekabette kolektif
düşünmenin önemine
dikkat çekti.
Tüm konuklar
VIP statüsünde
O
AİB
Koordinatör
Başkan
Yardımcısı
Şerafettin Ceceli,
konuşmasında, Türkiye
İnovasyon Haftası
etkinliklerinin kalkınma ve
2023 ihracat hedeflerinin
yakalanmasında çok
önemli olan inovasyonun
Türkiye’deki her
katılımcıya ulaştırılmasında
önemli bir rol üstlendiğinin
altını çizdi. Bu çerçevede,
ilk kez bir yenilik olarak
tüm izleyicileri VIP olarak
gördüklerini dile getiren
Ceceli, etkinlikleri takip
eden genç katılımcıların
çokluğundan duyduğu
memnuniyeti ifade etti.
29
İNOVASYON / ANKARA
Yeni sektörler için
radikal inovasyon şart
T
Bruno MarIon
Gelecek Bilimci
Öğrenmeyi
unutmamalıyız
B
ilim, teknoloji
ve felsefe
konusunda
çalışmalarıyla
tanınan, küresel lider
şirketlere danışmanlık
yapan Gelecek Bilimci
Bruno Marion, “İnovasyon
ile Gelecek” başlıklı
sunumunda, insanoğlunun
çok özel bir zaman
diliminde yaşadığını ifade
ederken, çeyrek asırdır
dünyayı dolaştığını, her
yıl 100’ün üzerinde kitap
okuduğunu ve bunun
sonucunda dünyanın
giderek daha fazla kaotik
bir durum aldığına olan
inancının güçlendiğini dile
getirdi. Bu hızlı değişimin
nasıl yönetilebileceğini
30
de sunumunda
izleyicilerle paylaşan
Marion, bunun değişimle
düzelebileceğinin altını
çizdi. Marion değişim
için “Çok hızlı öğrenmeyi
bilmek ve öğrenmek gerek.
Öğrenmeyi unutmamak
gerek” dedi. 100 yıl önce
dünyanın “boş” olduğunu
vurgulayan Marion, 150
yıl önce küresel nüfusun
1 milyar olduğunun,
bugün ise 7 milyar nüfusa
ulaştığının altını çizdi.
“Kalabalıklaşmamız değil,
kalabalıklar arasındaki
bağlantının artmasıyla
kaosa sürükleniyoruz.
2014’te cep telefonu sayısı,
tüm dünyada nüfusunu
geçti.
ürkiye İnovasyon
Haftası Ankara
Buluşmaları’nın
önemli
konuşmacılarından,
uluslararası üne sahip,
liderlik, yaratıcılık ve
inovasyon alanlarında
eğitmenlik yapan,
inovatör, konuşmacı ve
danışman, “İnovasyon
Sanatı-Art of Innovation”
kitabının yazarı ve sihirbaz
Dimis Michaelides,
“Öncülük Eden İnovasyon”
başlıklı sunumunda,
inovasyonun şifreleri
arasında yaratıcılık,
metod, adanmışlık, yaptığı
işi sevme, ekip ruhu gibi
özelliklere dikkat çekti.
Başarılı inovasyonların
DIMIS MICHAELIDES
İnovatör ve Sihirbaz
ardındaki ekip ruhunun
altını çizen Dimis
Michaelides, “Bunun için
hedefin belirlenmesi ve
bunun yol haritasının
çizilmesi gerek. Her
şeyi hızla değiştiren,
yeni sektörleri gündeme
getiren çalışmalara radikal
inovasyon diyoruz. Sizler
de ancak doğru ekipleri
kurar ve ekiplerinizi bu
yönde kanalize ederseniz
başarıya ulaşabilirsiniz”
vurgusunda bulundu.
Sunumunda çarpıcı
illüzyon gösterilerinden de
yararlanan Michaelides,
bu gösterileri ile farklı
düşünmenin önemini otaya
koyarken, izleyicilerden de
büyük alkış aldı.
NIcolas Huchet
Amaç para kazanmak
olmamalı
Johannes BIttel
L
Kendini değiştir,
dünya değişir
E
ngel Tanımayan
İnovasyon başlıklı
sunumunda,
gençlere ilham
veren mucit Nicolas
Huchet, üç boyutlu yazıcı
ile ürettiği biyonik elinin
hikâyesini izleyicilerle
paylaştı. Engelli olmanın
zor bir durum olduğunu
belirten Huchet, “Engelli
elim nedeniyle başkalarının
ilgisini çekiyordum. Sonra,
İnternette açık kaynak bir
üç boyutlu bir protez el
tasarımı gördüm ve ‘Kendi
vücudumu tamir edebilir
miyim” diye düşünmeye
başladım. Protez elimi
çıkararak FABLAB'da üç
boyutlu yazıcıda kendi
elimi inşa etmeye başladım.
Bu biyonik el sadece 200
Euro'ya mal oldu. Şimdi
dünyadaki herkesle bu
elle tokalaşıyorum. İşte
inovasyon bu. Motive olun,
soru sorun ve çekinmeyin.
Teknolojimiz var zekâmız
var, çabamız var. Birlikte
olursak başarabiliriz.
Dünyayı değiştirmeyeceğiz,
kendimizi değiştireceğiz
ve dünya kendiliğinden
değişecek” dedi.
imak Holding
Yönetim Kurulu
Başkanı Nihat
Özdemir, “Sıra
Dışı Girişimciler” paneli
öncesinde yaptığı
sunumunda, inovasyonu
Türkiye’nin en önemli
atılım alanı olarak
nitelendirdi ve Türkiye’nin
geleceğinin inovasyonda
gizli olduğunu ifade etti.
“Günümüzde ayakta
kalabilmek, inovasyona
temelden bağlı. Günü
kaçırır, geleceği
öngöremezseniz, hızla
demode olur ve oyun dışı
kalırsınız” diyen Özdemir,
Limak Holding’in 40
yıllık deneyimlerinde
fark yarattığı adımları
izleyicilere aktardı. İş
yaparken ilk hedefin
para kazanmak olmaması
gerekliliğine işaret eden
Özdemir, çoğunluğu
gençlerden oluşan
dinleyicilere, “Kaliteli
ve zaman planlamanıza
uygun çalışın. Birlik olun,
iki elden daha çok ses
çıkar. Rakiplerinizden de
farklılaşın, dünyayı iyi takip
edin” sözleriyle hitap etti.
NİHAT ÖZDEMİR
Açık inovasyon,
dünyayı değiştirecek
G
İnovasyon, dinamik
ekosistem ister
Y
atırım İyi Fikre
Gelir başlıklı
panel öncesinde
sahne alan
WikiStage.org Kurucusu
ve Başkanı Johannes
Bittel, Fransa’daki eğitim
süresinde fark ettiği en
önemli konunun, Fransa ve
Paris’in dünyanın en canlı
teknoloji merkezlerinden
biri olduğunu dile getirdi.
Fransa’da çok sayıda
start-up bulunduğu ve bu
alanda büyük yatırımların
olduğunun altını çizen
Bittel, bu doğrultuda
Fransa’nın sayılı ekonomi
üniversitelerinin
öğrencilerinin bile artık
bir bankada çalışmak
yerine bir start-up kurma
hayalinin olduğunu ifade
etti. Fransa’daki 18-24
yaş aralığındaki gençlerin
yüzde 50’sinin kendi
şirketini kurma hayali
olduğunu vurgulayan
Bittel, sadece gençlerin
değil dünyanın en büyük
teknoloji şirketlerinin de
Fransa’da yatırım yaptığını,
örneğin Facebook’un yapay
zekâ araştırma merkezini
Paris’te kurduğunu söyledi.
eleceğin
Teknolojisinde
Gerçekleşen
İnovasyon
başlıklı sunumunda, Thales
Araştırma ve Teknoloji
İnovasyon Başkanı Walid
Benzarti, gelecekte
kaynakları nasıl daha
verimli kullanıp mutlu
yaşayabileceğimiz, nasıl
daha anlamlı ürünler
üretebileceğimiz üzerine
görüşlerini katılımcılara
aktardı ve bir şirkette
açık inovasyonun
günlük yaşamda nasıl
ilerleyebileceğinin
tüyolarını paylaştı.
Thales’in her zaman çok
agresif bir şekilde yeni
teknolojileri takip ettiğini,
geliştirdiğini ve dünyaya
entegre olduğunu ifade
eden Benzarti, açık
inovasyonun nimetlerini
sonuna kadar kullanarak
dünyanın çok önemli
şirketleriyle nasıl iş
birlikleri yapabildiklerinin
örneklerini sundu ve
böylelikle dev ölçekli
küresel spesifik projelerde
Thales’in kolaylıkla iş ortağı
olabildiğini ifade etti.
WalID BenzartI
31
İNOVASYON / ANKARA
İBRAHİM ERKAN
Solar Decathlon
eğitime katkı yapıyor
ÖZGÜR GÜVEN
S
İnovasyon farkındalığı
yaratmalıyız
T
ürkiye İnovasyon
Haftası’nın
destekçilerinden
Ankara Kalkınma
Ajansı’nın sunduğu destek
programlarının yanı sıra
yerli ve yancı yatırımcılara
verilen destekler
hakkında bir sunum
gerçekleştiren Ankara
Kalkınma Ajansı Yatırım
Destek Ofisi Koordinatörü
İbrahim Erkan,
özellikle inovasyonun
gerçek hayatta etkiler
yaratabilmesi için birlikte
hareket etmenin önemine
değindi. Kalkınma Ajansı
denildiğinde insanların
aklına hemen paranın
geldiğini ifade eden Erkan,
oysa inovasyona ilişkin
sadece yatırımlara finans
desteği sağlamadıklarını,
inovasyon farkındalığını
artırıcı birçok çalışma
sürdürdüklerinin; bu
çerçevede Ankara ve yakın
çevresinde yeni başlayan
start-up projelerini,
girişimcileri Ankara’nın
güçlü sanayicileriyle
buluşturduklarının da altını
çizdi.
32
UNTEK
International’in
kurucusu ve
yöneticisi Prof.
Dr. Nilüfer Eğrican,
sunumunda, bir öğrenci
projesi olan ve disiplinler
arası işbirliğini temel
alan Solar Decathlon
yarışması hakkında
izleyicileri bilgilendirdi.
Solar Decathlon yarışması,
bilindiği üzere 2002 yılında
ABD’de başlayan bir
etkinlik. Halen Avrupa,
Latin Amerika, Orta Doğu,
Asya ve Afrika’da aynı
kurallar çerçevesinde
düzenlenen Solar
Decathlon, yaklaşık 45 ila
60 metrekarelik bir konut
inşasına dayanıyor. Esnek,
modüler, yeşil teknolojiyi
içeren; ana amacı dersler
ile entegrasyonla eğitime ve
üretim ile yapı sektörüne
katkı olan; üniversite
sanayi işbirliklerinin arzu
edildiği Solar Decathlon,
yapı sektörüne ilişkin
yeni teknolojilerin,
yeni yazılımların, yeni
malzemelerin geliştirildiği
önemli bir etkinlik olarak
dikkat ediyor.
Prof. Dr.
Nilüfer
Eğrican
Otomotivin geleceği
ekolojide
O
İhtiyaçların doğru
tespiti önemli
A
nkara
Büyükşehir
Belediyesi’nin
inovatif
çözümlerine ilişkin bilgiler
veren Kırsal Hizmetler
ve Jeotermal Kaynaklar
Dairesi Başkanı Özgür
Güven, özellikle ulaşım
hizmetlerinde belediye
otobüslerinin her gün 1
milyona yakın insanı kentin
her noktasına ulaştırmak
için 7 bin durağa 700 bin
kez uğradığını bildirdi
ve öncelikle bu amaçla
EGO’nun geliştirdiği “EGO
Cep’te” uygulamasının
inovatif bir çözüm
olduğunu belirtti. Benzer
şekilde Ankara’nın her
köşesine yerleştirilecek
akıllı dedektörlerle,
otoparklardaki boş yerleri
algılayarak mobil sistem
üzerinden vatandaşların
bilgilendirileceğini ifade
eden Güven, kamu için
inovasyonda temel etkenin,
vatandaşların ihtiyacını
doğru tespit ederek servis
odaklı çözümler ortaya
koymak olduğunu dile
getirdi.
yak-Renault
Ar-Ge Merkezi
Motor
Geliştirme
Projeleri Pilotu Turhan
Yamaç, “İnovasyon
Dünyasında Ürüne
Değer Katanlar” paneli
öncesinde gerçekleştirdiği
sunumunda, bir otomotiv
firmasının inovasyondaki
önceliklerini ele alırken,
Oyak-Renault özelinde
iki “eco” kavramının çok
önemli olduğunu ifade etti.
Bu iki kavramı ekonomi
ve ekoloji olarak açıklayan
Yamaç, Renault’un küresel
yaklaşımının çevre dostu
ve ekonomik otomobiller
üzerinde yükseldiğini dile
getirdi. Bu çerçevede
Oyak-Renault’un inovatif
motor teknolojilerinde
elektrikli motorun önemli
bir yer tuttuğuna dikkat
çeken Yamaç, Bursa’da,
yıllar önce yüzde 100
elektrik motorlu bir
otomobilin seri üretimini
gerçekleştirdiklerinin altını
çizdi. Bununla birlikte
Yamaç, otonom sürüş
sitemleri hakkında da
izleyicileri bilgilendirdi.
Turhan Yamaç
Partner ülke Fransa ve Türkiye’den çok sayıda
Ar-Ge merkezi etkinliklere proje sergileriyle
katıldı. Teknopark, bilim ve teknoloji merkezleri
ile birlikte 37 katılımcı kurumun inovatif
çözümleri iki gün boyunca ilgiyle takip edildi.
33
İNOVASYON / ANKARA
E
İnanmak başarmanın yarısıdır
tkinliğin ilk paneli
olan “İnan, Çalış,
Başar” başlıklı
oturumda, ultra
maraton koşucusu
Bakiye Duran, Rota
Atlantik Projesi Kaptanı
ve maceracı Dilek Ergül,
7 Zirveler projesini
tamamlamak üzere olan
Gülnur Tumbat ve el
bisikletçisi Enes Günel,
genetik uzmanı Prof.
Dr. Mehmet Öztürk
moderatörlüğünde
biraraya geldi. Oturumda
konuşmacılar, zorlukları
aşan ilham verici
hikâyelerini izleyicilerle
paylaştı ve kişisel
inovasyonun yaşamda nasıl
fark yaratabileceğine ilişkin
görüşleri ortaya koydu. El
bisikletçisi Enel Günel’in
kişisel yaşam hikâyesi
ve bedensel engellerine
rağmen spor tutkusu, azmi
izleyiciler tarafından büyük
ilgiyle karşılanırken, Bakiye
Duran’ın zorluklarla dolu
köy yaşamından dünyanın
önde gelen ultra maraton
koşucusu olmasına
uzanan serüveni ise yine
izleyicilerden büyük alkış
aldı.
İhtiyacı görmek, inovasyonun ilk adımıdır
S
ıra Dışı
Girişimciler”
başlıklı panelin
konuşmacıları,
DizaynVIP CEO’su Erbakan
Malkoç, Mutfak Sanatları
Akademisi Kurucusu ve
CEO’su Mehmet Aksel
ile Çaycı ve Mobil Kasa
Kurucusu ve CEO’su Veysel
Berk, Endüstri Mühendisi
ve Yüksek Makine
Mühendisi Prof. Dr. Savaş
Tümiş moderatörlüğünde
bir araya geldi. Sıfırdan bir
dünya markası yaratan,
dünyanın pek çok ülke ve
bölgesine ihracat yapan
Erbakan Malkoç, çıraklıktan
patronluğa uzanan
kişisel yaşam hikâyesini
izleyicilerle paylaşırken,
dünyanın en iyi otomobil
üreticilerinden daha lüks,
daha konforlu ve teknolojik
otomobilleri nasıl ürettiğinin
tüyolarını verdi. Veysel
Berk, fizik üzerine dünyanın
sayılı akademisyenleriyle
sürdürdüğü eğitimini
bırakarak nasıl “çaycı”
olduğunun renkli serüvenini
aktarırken, Mehmet Aksel
ise kriz anlarından nasıl
fırsatlar yaratılabileceğinin
örneklerini sundu.
Katma değerli üretimin temelinde inovasyon var
A
nkara İnovasyon
Haftası’nın
öne çıkan
oturumlarından
biri de “İnovasyon
Dünyasında Ürüne Değer
Katanlar” başlıklı paneldi.
Durukan Şekerleme Başkanı
Nedim Durukan, Alse
Makine Kurucusu Sedat
Kılıç, ELEKTROMED
Genel Müdürü İbrahim
Hakkı Alptürk, YDS
Yönetim Kurulu Başkanı
34
Vedat Yakupoğlu ile PUR
Project Program Direktörü
Alberic Pottier, FNSS
Savunma Sanayi Yönetim
Danışmanı Haluk Bulucu
moderatörlüğünde bir
araya geldiği oturumda,
inovasyonun ürüne
kattığı değer ve böylece
katma değerli üretimin
nasıl mümkün olabileceği
örneklerle katılımcılara
aktarıldı. Nedim Durukan,
“İnovasyon yapabilmek için
şirket tepe yönetiminin
dünyaya bakışı değişmelidir”
derken, Vedat Yakupoğlu ise
askerlik görevini yaparken
fark ettiği bir ihtiyaca
yönelik üretimle nasıl dünya
lideri olduklarının hikâyesini
dinleyicilere aktardı.
İNOVASYON / ANKARA
Türk animasyon endüstrisi hızlı ilerliyor
A
nimasyon Filmler
ve Sinema
Endüstrisi”
başlıklı panelin
konuşmacıları, Düşyeri
Stüdyoları kurucusu ve
PEPEE çizgi filminin
yaratıcısı Ayşe Şule Bilgiç,
“Kötü Kedi Şerafettin”
animasyon filminin
yönetmeni Mehmet
Kurtuluş, Sinefekt görsel
efekt süpervizörü Sinan
Vural, Canlandıranlar
Derneği / ASIFA Türkiye
Başkanı Berat İlk ve
Animax yapımcısı ve
yönetmen Avni Barış
İslamoğlu, Anadolu
Üniversitesi G.S.F.
Animasyon Bölüm Başkanı
Doç. Dr. Fethi Kaba
moderatörlüğünde bir
araya geldi.
Ürünü değil deneyimi Eğitimde inovatif
yaklaşımlar
tasarlamak
H
ayatın İçinden
Tasarım
Hikâyeleri”
başlıklı panelin
konuşmacıları, Motorola
Solutions endüstriyel
tasarımcısı Göktuğ
Duman, Susani Design
Inc. ve Defne Koz Design
Studios’un kurucusu; Red
Dot tasarım ödülü sahibi
tasarımcı Defne Koz, Vestel
36
Ventures Genel Müdürü
Metin Salt, Prodways Satış
Direktörü Eric Hubert
ile 3DS Partner Başarı
Müdürü Sermet Şapçı,
Mimar Doç. Dr. Ece Ceylan
Baba moderatörlüğünde
bir araya geldi. Panelde
konuşmacılar, ürünü değil
problemi sorgulayarak
deneyimi tasarlamak üzerine
deneyimlerini aktardı.
E
ğitimde Ezber
Bozanlar”
başlıklı panelin
konuşmacıları,
Serebral Palsili Çocuklar
Derneği Başkanı Sinem
Ersoy, İBB Gençlik Meclisi
Başkanı ve girişimci
Samed Ağırbaş, Trabzon
Teknik ve Endüstri Meslek
Lisesi Teknik Öğretmeni
Serkan Aydın ile Training
and Competencies Şirket
Müdürü Partice Guezou,
Dijital Araştırmalar
Derneği Başkanı ve Global
Teacher Prize Akademi
Üyesi Gökhan Yücel
moderatörlüğünde bir araya
geldi. Panelde, eğitimde
inovasyonun önemi ve
eğitim süreçlerindeki
yenilikçi fikirlerin önemi
değerlendirildi.
Pazarlamanın liderleri Hangi fikir yatırım alır?
P
azarlamaya Fark
Getiren Liderler”
başlıklı panelin
konuşmacıları,
Arçelik AŞ Pazarlama
Direktörü Mehmet Tüfekçi,
İstanbulluların Burhan
Pazarlama olarak tanıdığı
Burhan Demircan ile
Propagater BV CEO’su
Mark Cunningham, TOBB
Ekonomi ve Teknoloji
Üniversitesi İşletme
Bölümü Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Berna Tari Kasnakoğlu
moderatörlüğünde bir
araya geldi. Sıradan
bir sohbet içerisinde
bile herhangi bir ürünü
satabilme yeteneğine
sahip Burhan Demircan’ın
sunumu, izleyiciler
tarafından dikkatle takip
edildi.
Y
atırım İyi
Fikre Gelir”
başlıklı panelin
konuşmacıları,
European Trade
Associtation for Business
Angels “EBAN” Başkanı
Candace Johnson, InfoDif
Yazılım AŞ Genel Müdürü
ve girişimci Kerem
Çalışkan, Sadecehosting
kurucusu ve melek yatırımcı
Selçuk Saraç, bilgisayar
mühendisi ve mentor
Ali Rıza Babaoğlan ile
Information Technology for
European Advancement
“ITEA” Başkanı Zeynep
Sarılar, SmartsUnited
kurucusu Kazım Yalçınoğlu
moderatörlüğünde bir araya
geldi. Panelde konuşmacılar
yatırım alma tüyolarını
izleyicilerle paylaştı.
Dijital oyunlar, ihracata katkı yapıyor
Y
arından Sonrası
İçin Dijital
Oyunlar”
başlıklı panelin
konuşmacıları, OYUNDER
Yönetim Kurulu Üyesi
Sercan Şengün, TOGED
Başkanı Ali Erkin, Crytek
Kıdemli İş Geliştirme
Müdürü Ferhan Özkan
ile TOGED Danışma
Kurulu Başkanı Tuğbek
Ölek, Semor AŞ Genel
Müdürü Nezih Kuleyin
moderatörlüğünde bir
araya geldi. Panelde,
yaratıcı oyun dünyasının
Türkiye’deki gelişim
süreçleri ve endüstrinin
geleceği ele alınırken,
geçmişe kıyasla Türkiye’de
ortaya konulan gelişim hızı
ve sektörün ihracat katkı
yapacak duruma gelişi
katılımcılar tarafından
tartışıldı. Bilindiği üzere
Türkiye'de hızla büyüyen
dijital oyun sektörü, ortaya
konulan ürünün ihracat
değeri içerisinde ithalat
katkısı en az olan sektör
olarak dikkat çekiyor.
37
İNOVASYON / MAKALE
Eskiyi ‘Yıkmadan’ olmaz…
B
ALİ SAYDAM
Bersay İletişim Grubu
Yönetim Kurulu
Onursal Başkanı
İnovasyon sadece bir
yenilikçilik, yaratıcılık
meselesi değildir.
İnovasyon, ancak rekabeti
yıkacak, ortadan kaldıracak
ya da kendini yenilemeye,
yani para harcama ve
yatırım yapmaya zorlayacak
bir ‘Buluşçuluk’ meselesidir.
38
u ay içinde İTÜ için
Tasarım Kulübü’nün
düzenlediği dizi
konferanslardan
sonuncusuna biz de katıldık.
Konuşmacı, Saffron Brand
Consultants’ın kurucu ortağı ve
CEO’su Jacob Benbunan. Bilindiği
üzere Benbunan ve ekibi TİM’in
önderliğinde Türkiye’nin yeni amblem
ve logosunun yaratım sürecini
yönetmişlerdi. Çalışma iki yıldan
fazla bir süre almış ve toplantılara
Türkiye’nin en geniş entelektüel kesimi
ve başarılı işadamları katılmıştı.
Salonda beklentimin çok üzerinde
genç İTÜ’lü vardı. Ama şaşırmadım…
Y kuşağını ABD ve AB’den kopyala
yapıştır tanımlarla ‘anlamaya çalışan’
arkadaşların kulaklarını çınlattım.
Onlara göre bu gençler iki saat oturup
böyle ciddi bir konuya ‘takılmazlardı.’
Türkiye gençliğiyle ilgili, Batı’daki
yaşdaşlarının benzer karakter
özelliklerini taşıyan, aileleri de ‘Batılı’
olan, Bağdat Caddesi-Nişantaşı-Etiler
üçgeni içinde yaşayan, dışı parlak içi
boş birkaç bin gence bakıp, tercüme
Y Kuşağı analizleri okuyup morallerini
bozanlara, bu tür toplantılara
katılmalarını tavsiye ederim.
Benbunan’ın konuşmasının ana
eksenini İngilizcesiyle ‘Disruption’
kavramı oluşturuyordu. Kavramın
birebir Türkçe karşılığı bulunmuyor.
Yaklaşık ‘ezber bozmak’ ya da ‘yıkıcı
etkiye sahip olmak’ diye kullanılıyor.
Benbunan’a göre ‘Disruptive’ olmayan,
yani rekabeti şaşırtıp, içinde bulunduğu
eski üretim, pazarlama, satış süreçleri
anlayışını yıkıp yok etmeden, ortaya
rekabet başarısı olan bir ‘İnovasyon’
koymak mümkün değil.
Yani İnovasyon ancak ‘ezber bozucu ve
yıkıcı etkisi olan bir değişim sürecini
tetiklemişse, rekabetçi avantaj ve
başarı sağlıyor…
Bu yolda kendisine ışık veren dört
temel kitaptan söz etti Benbunan:
Wally Olins, “Kurumsal Kimlik”;
Joseph Schumpeter, “Kapitalizm
Varlığını Sürdürebilir mi? Yaratıcı
Yıkıcılık ve Küresel Ekonomi”; Daniel
Kahneman, “Davranışsal Ekonomi”
ve Larry Downes / Paul Nunes,
“Büyük Patlama Yıkılması”…
Son kitaptaki örnekler hayli çarpıcı. Biz
de bir iki örnek vererek konuya açıklık
getirmeye çalışalım: Harita sanayini
ortadan kaldıran Google Map…
Navigasyon aletlerini yok eden Yandex
Navigator gibi sesli yol tarif yazılımları.
Buharlı treni yok eden dizel motorlu
trenler; onları ortadan kaldıran
elektrik trenler. Rayları ortadan
kaldıran elektromanyetik sistem.
Hesap makinesini, el fenerini, pusulayı
ve daha birçok şeyi ortada kaldıran
cep telefonları... Bu örneklerden
yüzlercesini vermek mümkün. Buradan
çıkarılacak ders ‘inovasyonun’ sadece
bir yenilikçilik, yaratıcılık meselesi
olmadığı gerçeğidir. İnovasyon,
rekabeti ortadan kaldıracak ya da
kendini yenilemeye, yani para harcama
ve yatırım yapmaya zorlayacak bir
‘Buluşçuluk’ meselesidir...
Bütün yazarların buluştuğu nokta
ise ‘ezber bozan’ ‘yıkıcı’ inovasyonun
gelmekte olduğunun fark
edilememesidir. Yani kendilerini yok
edecek ‘Buluşçuluk’un ortaya çıktığını
hissettiklerinde artık toparlanmak
için çok geçtir… Bu nedenle tek çıkış
yolu vardır: Rekabete göre strateji
kurmamak, ezber bozan, yıkıcı
buluşçuluğu, rekabetin bizi zorlamasını
beklemeden devreye sokmak. Bunun
yolu da insan kıymetlerine ve Ar-Ge’ye,
çıkacak markaya ciddi yatırımdan
geçer… Gelecek, bu yatırımı sarf
kalemi olarak değil, geleceğe hatta
bugüne yatırım olarak gören firmaların
olacaktır…
39
İNOVASYON / SÖYLEŞİ
Jacob Benbunan
Saffron Global
CEO
Dünya
Türkiye'yi
keşfediyor
Türkiye’yi dünyaya tanıtan ‘Turkey Discover
the Potential’ markasının kurucularından
Saffron Brand Consultants CEO’su Jacob
Benbunan, Türkiye’nin son yıllarda
gerçekleştirdiği umut vadeden büyüme
potansiyelini dünyanın da keşfetmeye
başladığını söyledi.
40
D
ünyaca ünlü
marka danışmanlık
firması Saffron’un
Global CEO’su
Jacob Benbunan, İstanbul
Grand Airport Üst Yöneticisi
Mehmet Kalyoncu’nun
daveti üzerine, İstanbul
Teknik Üniversitesi’nin
‘İTÜ İçin Tasarım Kulübü’
tarafından düzenlenen
söyleşiye katıldı. “Turkey
Discover the Potential”
markasının da fikir
babası olan Benbunan
“İddialı Markalar İçin
Ezberbozan Düşünme”
başlıklı sunumunda, etkili
marka olmanın sırlarına
değindi. Etkinlik öncesinde
Timreport Dergisi’ne
verdiği özel röportajda
Türkiye ile ilgili övgü dolu
sözler sarf eden Benbunan,
Türkiye’nin birçok bölgesel
ve küresel soruna rağmen
umut vadeden bir büyüme
potansiyeli sergilediğinin
ve dünyanın bu potansiyeli
keşfetmesi gerektiğinin altını
çizdi.
Önce niye buradayız
ondan bahsedelim.
Türkiye’ye birçok kez
geldiğinizi biliyorum.
Peki İTÜ’ye daha önce
gelmiş miydiniz?
İstanbul Teknik
Üniversitesi’ni biliyordum,
etkinlik sayesinde ise daha
yakından görme fırsatı
buldum ve bundan çok
memnunum. Bugün ‘Design
for İTÜ’ (İTÜ İçin Tasarım)
Kulübü’nün ev sahipliğinde,
üniversiteyi, öğrencilerini ve
projelerini yerinde inceleme
imkanı yakaladım. İstanbul
Grand Airport Üst Yöneticisi
Mehmet Kalyoncu’ya
da daveti için teşekkür
ediyorum.
Saffron’un müşteri
portföyünden söz edelim
biraz. Türkiye dışında
başka ülkelerle de
markalaşma
tecrübeleriniz var mı?
Saffron bir marka
danışmanlık firması.
Ülkelerle, şehirlerle ve
şirketlerle çalışıyor.
Hırslı, geleceği ve dünyayı
değiştirmek isteyen
markalara kuralları
yeniden yazacak, düzeni
değiştirecek çözüm
önerileri sunuyor. Hizmet
verdiğimiz müşterilerimiz
arasında Londra markası,
New York ve Rio de Janerio
bulunurken, Türkiye,
Polonya, Hindistan ülke
markası için çalıştığımız
müşterilerimizden birkaçı.
Bunların dışında, Google,
YouTube gibi dünya
çapında müşterilerin
yanında Türkiye’den
Anadolu Kaplanları olarak
tanınan ve ismi az bilinen
müşterilerimiz de var.
Bir markayı özel ve
başarılı yapan nedir?
Turkey Discover the
Potential markası bu
açılardan bakınca ne
ölçüde başarılı oldu?
İletişimciler 20 yıl önce
ne yapıyorlarsa bugün
de aynı şeyi yapıyorlar.
Logo, slogan bir marka için
belki de önemsiz unsurlar.
Bugünün koşullarında
sloganı olmayandan öte asıl
amacı olmayan bir markaya
gelecek şansı tanımıyorum.
Örnek vermek gerekirse,
Borsa İstanbul’un ilk 3
sırasında Koç Holding (12
milyar dolar), Garanti (11
milyar dolar) ve Akbank (10
milyar dolar) olarak ilk üç
sırayı alıyor. Ve ilginç olan,
üçü birlikte, sadece beş yıl
önce kurulmuş Instagram’ın
değerine ancak ulaşıyor.
Yani markanın amacı olması
lazım. Turkey Discover
the Potential özelinde
konuşmak gerekirse…
Dünya çapında pek çok ülke
ve şehir marka çalışması
bulunuyor ve bunlardan
sadece iki tanesi en üst
düzeyde sahiplenildi ve
lanse edildi. İlki, Başbakan
David Cameron tarafından
lanse edilen ‘Great’, diğeri
ise Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan tarafından
lanse edilen ‘Turkey
Discover the Potential’.
İki marka da diğerlerine
göre daha bilinir ve prestijli
markalar olarak öne çıktı.
Bunun önemli bir gelişme
olduğunu belirtmek
gerekir. Elbette, yine de bir
logonun ya da bir sloganın
ne bir şirketin ne de bir
ülkenin kaderini tek başına
değiştirme gücü vardır.
Bu uzun bir yolculuğun ilk
adımı, büyük bir değişimi
başlatmanın kararlılığını
simgeleyebilir ancak. Elbette
iş dünyası ve ekonomik
gelişme için böyle bir
değişim programına ihtiyaç
var ama sadece olay iş ve
ekonomiden ibaret değil.
Kültür, sanat ve sporda
da, tıpkı iş dünyasında
olduğu gibi şampiyonlar
çıkarttığınızda, dünya da
Türkiye’ye hak ettiği saygıyı
ve takdiri gösterecektir.
TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi,
Turkey Discover
the Potential’ın bir
marka değil bir teklif
olduğunu, markanın
kendisinin Türkiye
olduğunu söylüyor. Siz
bu perspektifi nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Amaca uygun bir bakış
olduğunu söylemeliyim.
Türkler, bu topraklara
geldikten 1000 yıl sonra,
Cumhuriyeti de kurduktan
100 yıl sonra, hikayesini
dünyaya anlatmaya artık
hazır. Bu her iki taraf için
de çok heyecan verici ve
büyük bir resim ve buluşma.
Turkey Discover the
Potantial sadece dünyanın
Türkiye’yi keşfetmesi
anlamına gelmiyor: Batı ile
Doğu’nun birbirini gerçek
anlamda keşfetmesi, el ele
tutuşması ve daha büyük ve
daha güzel bir dünya için
işbirliği yapmasının somut
bir örneğini teşkil etmekte
bu teklif.
Brand Angels
inisiyatifinden de söz
edelim biraz?
İnandığımız gerçek şu:
Bugün iyi bir fikri olan
bir üniversite öğrencisi
mezun olmadan milyarder
olabilir. Dünya üzerinde bu
fikirlerin hayata geçmesi
sayesinde ortaya çıkan çok
büyük bir değerle karşı
karşıyayız. Tüm yapılması
gereken bu fikirlerin
potansiyel yatırımcılar,
medya, kanaat önderleri
ve en sonunda halkla
buluşmasını kolaylaştırmak
ve hızlandırmak. Marka
bu konuda doğal olarak
tetikleyici bir rol
üstlenecektir. Marka
Melekleri, özellikle
startupların markalarını ve
kimliklerini oluşturmaları
için onlara profesyonel
danışmanlık firmalarının
ve ajansların hizmet
vermesi esasına dayanıyor.
Ücretsiz yapılacak bu
kurumsal kimlik çalışması
ile startuplar çok daha
hızlı ve çok daha etkili bir
şekilde kendilerini dünyaya
anlatmayı başarabilecekler.
Saffron, dünya çapındaki
12 ofisinde her yıl 12 tane
startup belirleyerek onların
Marka Meleği olmayı
kararlaştırdı. Ve bu projeye
Türkiye’de start vermekten
mutluluk duyuyoruz.
Eylül ayında yapılacak bir
lansmanla da bunu bütün
dünyaya duyuracağız.
Türkiye’nin kalkınma
hamleleri ve büyüme
stratejileriyle ilgili
olarak neler
söyleyebilirsiniz?
Türkiye dışarıdan nasıl
gözüküyor?
Dünyanın 2008’den
beri yaşadığı belki de
tarihin en büyük küresel
ekonomik krizi, üzerine
bölgede yaşanan savaşlar
ve çatışmalar, içerideki
politik çalkantılara
rağmen Türkiye bugün
hala fazlasıyla umut
vadeden bir büyüme
potansiyeli sergiliyor.
Müslüman ülkeler
arasındaki en büyük
ekonomiye sahip ülke
konumunda bulunuyor;
Suudi Arabistan’dan bile
büyük bir ekonominiz
var. Bunun gelecek için
taşıdığı potansiyeli tüm
dünyaya anlatmak başta
resmi organlar olmak
üzere her bir iş adamına,
her bir kanaat önderine,
Türkiye’yi temsil eden
herkese düşer. Kanaatime
göre, dünya Türkiye’yi
keşfettiğinde aslında kendi
potansiyelini de keşfetmiş
olacak.
Benbunan, İstanbul Grand Airport Üst Yöneticisi Mehmet Kalyoncu’nun daveti üzerine, ‘İTÜ İçin
Tasarım Kulübü’ tarafından düzenlenen söyleşide “İddialı Markalar İçin Ezberbozan Düşünme”
başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
41
İNOVASYON / AR-GE PROJE PAZARI
Türk otomobili dört tekerlekli
yürüyen bir bilgisayar olacak
5. Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması, Türkiye ihracatının lideri otomotiv
sektöründe yeni ürün ve teknoloji geliştirerek katma değeri artırmak ve küresel rekabette
güç kazanmak amacıyla düzenlendi.
T
ürkiye ihracatının
lider sektörü
otomotivde
yeni ürün ve
teknoloji geliştirerek katma
değeri artırmak ve küresel
rekabette güç kazanmak
amacıyla düzenlenen
5. Ar-Ge Proje Pazarı
ve Komponent Tasarım
Yarışması başladı. Uludağ
Otomotiv Endüstrisi
İhracatçıları Birliği (OİB)
tarafından bu yıl beşincisi
düzenlenen etkinlik,
Ekonomi Bakanlığı desteği
ve Türkiye İhracatçılar
Meclisi koordinatörlüğünde
TÜBİTAK Marmara
42
Araştırma Merkezi (MAM)
Türkiye Sanayi Sevk ve
İdare Enstitüsü (TÜSSİDE)
Gebze yerleşkesinde
gerçekleştirildi. OİB
Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Sabuncu ve OİB
Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Etkinlik
Yürütme Kurulu Başkanı
Ömer Burhanoğlu’nun ev
sahipliğinde düzenlenen
5. Ar-Ge Proje Pazarı
ve Komponent Tasarım
Yarışması’nın açılışına,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Fikri Işık da
katıldı. OİB’in bu yıl İTÜ
Arı Teknokent Çekirdek
işbirliği ile düzenlediği
etkinlikte, Ar-Ge Proje
Pazarı’nda 546, Komponent
Tasarım Yarışması’nda
373 olmak üzere toplam
919 başvuru ile rekor
kırıldı. Ar-Ge Proje Pazarı
Ödülleri’nde dereceye
girenlerin açıklandığı
etkinlikte, birincilik
ödülüne Formulate projesi
ile Gökhan Bakış, Serkan
Akpınar ve Hakan İleri
layık görüldü. Ekip, 10
bin TL para ödülü ile
birlikte İTÜ Çekirdek
programına girmeye
hak kazandı. Formulate
projesi, parça başına beş
dakikadan az üretim süresi
ile seri otomotiv üretimine
uygun özel prepreg
reçine sistemleri optimize
ediyor ve üretilmesini
sağlıyor. Projenin, Türk
otomotiv kompozit parça
üreticilerinin uluslararası
pazardaki yerini ciddi
oranda artırması ve ülke
ekonomisine önemli
kazanımlar sağlaması
bekleniyor. Ar-Ge Proje
Pazarı Ödülleri’nde ikinciliği
Dokusuz Yüzey Desteğiyle
Gerilim Sönümleyici Yeni
Nesil Kord Bezlerinin
Geliştirilmesi projesi ile
kazanan Çağlar Sivri ve
Evren Boyraz 7 bin TL,
üçüncülüğü Nanografen
projesiyle alan Burcu Saner
Okan da 4 bin TL para
ödülü ile İTÜ Çekirdek
Programı’na girmeye hak
kazandılar.
Yerli otomobil ile
Türkiye her alanda
projeler geliştirecek
Açılışta konuşan Bilim,
Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Fikri Işık, yerli
otomobil projesine ilişkin
açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin kendi otomobil
markasını üretmesinin,
toplumun özgüveni
açısından çok önemli
olduğuna dikkat çeken Işık,
yapılacak otonun da yapmış
olmak için yapılmayacağını,
yeni açılımlar kazandırarak
tüm dünyadan talep
alacağını ve rekabet avantajı
yaratacağını söyledi.
Türk otomobil projesinin
sadece bir araç üretme işi
olmadığını, esas çıktısının
Türkiye’nin hayatın her
alanına dokunacak yeni
projeler geliştirmesi
olacağının altını çizen Bakan
Işık, “Yerli oto, ülkemizi
küresel rekabette söz
sahibi yapacak bir projedir.
Özellikle sensör teknolojisi,
yazılım, nesnelerin interneti
gibi alanlarda bu platform
üzerinden ticarileştirme
yapmış olacak, yeni nesil
teknolojilerin üretilmesinde
ciddi ivme yakalayacağız”
dedi. Türkiye’nin yerli
otomobil projesi ile üç
ana hedefi yakalayacağına
dikkat çeken Bakan Işık,
“Öncelikle yerli otomobil
ve diğer sektörlerde montaj
ve lisanslı üretimden
Ar-Ge üretimine geçişi
sağlayacağız. Bu sadece
Türk otomobilleri için değil
aynı zamanda Türkiye’de
üretim yapan tüm firmaların
OİB’in bu yıl İTÜ Arı Teknokent Çekirdek
işbirliği ile düzenlediği etkinlikte, Ar-Ge
Proje Pazarı’nda 546, Komponent Tasarım
Yarışması’nda 373 olmak üzere toplam 919
başvuru ile rekor kırıldı.
faydalanacağı bir platform
olacak. Bu tür firmalar,
global markaların stratejik
ortağı olacak. İkinci olarak
Türk markası ve imajının
daha aktif çalışmasını
sağlayacağız. Üçüncü olarak
da yeni nesil teknolojilere
tarihçe kazandırmış
olacağız. Yani Türk
otomobili, yerli otoların
gerçekleşmesini sağlayacak
bir yol açacak” dedi.
Öndeki aracı hızını
artırması için uyaracak
Bakan Işık, Türk otomobil
markasının özelliklerine
ilişkin olarak da şu bilgileri
verdi: “İleri batarya
teknolojisi kullanacağız.
2 TL’lik şarj maliyetiyle
büyükşehirlerde 100
kilometre yol yapacağız.
Şehirler arasında ise
bataryayı araç jeneratörü
şarj edecek. Yani 20 litre
yakıtla tam bin kilometre
mesafe kat edeceğiz.
Otonom sistemine sahip
olacak. Gerçek zamanlı
işletim sistemi uygulanarak
aracın güvenlik kontrolüne
ilişkin avantaj sağlayacak.
Yol sürüşü, araç ekipmanları
ve sürücü kullanımına göre
FİKRİ IŞIK
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
“Günümüzde araçlarda
kullanılan malzemelerin yüzde
70’i gelecekte kullanılmayacak.
Bu tür gelişmeler, Türkiye için
tehdit de fırsat da olabilir."
anlık ayarlanacak. Sensör
ve diğer araçlarla iletişim
olacak. Örneğin öndeki
araca yaklaştığınızda,
sizin aracınız öndeki
aracın hızını artırmasını
isteyebilecek. Bu iletişim
saliseler içinde cereyan
edecek. Türk otomobilini
bu tür özelliklerle
zenginleştireceğiz. Çok
farklı ve yeni bir araç,
adeta Türk otomobili
dört tekerlekli yürüyen
bir bilgisayar olacak.
Gençlere, üniversitelere,
akademisyenlere
sesleniyorum. Bu konuda
işbirliği yapalım. Türk
otomobiline uyarlanabilecek
fikir ve projelerinizi bizimle
paylaşın."
Türk ana ve yan
sanayimiz değişime
ayak uydurursa kazanır
Işık, otomotivde gelecekte
yaşanacak gelişmelere
ilişkin olarak da şunları
söyledi: “Üretim ve
satışlar gelişmekte olan
ülkelere kayacak. Bu
durum Türkiye için
avantaj olabilir. Gelişmiş
43
İNOVASYON / AR-GE PROJE PAZARI
Ar-Ge ve inovasyon
yatırımlarının geri
dönüşü var
ORHAN SABUNCU
OİB Başkanı
“Ortalama olarak her 7 bin
fikrin sadece 1’i uygulamaya
geçmekte olup, bu yolda
sabırla ve bıkmadan
ilerlememiz gerekiyor.”
ülkeler de ileri teknoloji
gerektiren alanlara
kayacak. Avrupa’da
satılan her beş otodan biri
elektrikli olacak. Gelişmiş
ülkelerdeki otomobilsürücü ilişkisi dünyaya
yayılacak. Araç ağırlığını
azaltma başlıca Ar-Ge
alanı olacak. Günümüzde
araçlarda kullanılan
malzemelerin yüzde 70’i
gelecekte kullanılmayacak.
Bu tür gelişmeler, Türkiye
için tehdit de fırsat da
olabilir. Hem ana hem
yan sanayiyi bu değişime
hazırlarsak, Türkiye olarak
çok kazanç elde ederiz.
FORMulate
Gökhan BakiŞ
Serkan Akpınar
Hakan İlerİ
1
OİB Yönetim Kurulu
Başkanı Orhan Sabuncu,
Ar-Ge Proje Pazarı ve
Komponent Tasarım
Yarışması’nın Türkiye’nin
2023 vizyonuna hizmet
edeceğini ve otomotiv
endüstrisinin gelişiminde
önemli rol oynayacağını
söyledi. Türkiye’de Ar-Ge,
tasarım ve inovasyon
çalışmalarının geç başlamış
olmasına rağmen son 10
yılda hızlı yol alındığını
belirten Sabuncu,
dünyadaki ilk 10 ekonomi
arasına girmek ve kişi başı
milli geliri 25 bin dolar
üzerine çıkarmak için bu
alanlara ayrılacak bütçenin
yüzde 3’e çekilmesi
gerektiğine dikkat çekti.
Sabuncu, “Ortalama olarak
her 7 bin fikrin sadece 1’i
uygulamaya geçmekte olup,
bu nedenle bu yolda sabırla
ilerlememiz gerekiyor.
Ar-Ge ve inovasyona
yapılan yatırımlar toplamda
muhakkak geri dönüşü
olan yatırımlardır. Bu
konuda bir dönüşüm
yapılması gerekir. Araştırma
kuruluşları, üniversiteler
ve özel kuruluşlar proje,
Yenİ Nesİl Kord
Bezlerİnİn
Gelİştİrİlmesİ
2
Çağlar Sİvrİ
Evren Boyraz
YARIŞMADA DERECEYE GİRENLER
44
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, standları gezerek projeleri
inceledi ve yarışmacılardan bilgi aldı.
ekip ve konu bazında
desteklenmelidir”
diye konuştu. Türkiye
otomotiv endüstrisinin
son 10 yılda arka arkaya
ihracat şampiyonu
olduğunu ve toplam
ihracatın yaklaşık altıda
birini gerçekleştirdiğini
vurgulayan Sabuncu,
şunları söyledi: “Geçen yıl
otomotivde üretim, ihracat,
iç pazar satış rekorları
kırıldı ve 21.2 milyar
dolarlık ihracat yapıldı.
Beklentimiz, endüstrimizin
kalıcı olabilmesi, daha
da gelişimi ve rekabetçi
Nanografen
Burcu Saner Okan
3
yapının sürmesi için
maliyetlerin düşürülmesidir.
Yine 2023 misyonumuz
için en az dört-beş yeni
yatırımın ülkemize gelmesi
gerekiyor. Yerli marka
araç üretimi bu yatırımlara
destek olması ve hedeflere
ulaşılabilmesi açısından
önemli. Devletimizin
stratejik önceliği hem
sanayi ekonomisi, hem de
bilgi ekonomisi alanlarında
mümkün olduğunca çok
girişimci yetiştirmek,
eğitim sistemimizi daha
çok yaratacılık, buluş
ve inovasyona göre
düzenlemek olmalıdır.”
Gençlerin hayalleri
bizim geleceğimiz
OİB Yönetim Kurulu
Başkanı Ömer Burhanoğlu,
etkinliğin yeni girişimcilere
liderlik yapmasını
hedeflediklerini söyledi.
Yola çıkarken belirledikleri
hedeflerin büyük bölümünü
yerine getirdiklerini,
ancak projelerin sanayiye
dönüştürülmesi konusunda
sınırlı bir başarı sağlandığını
kaydeden Burhanoğlu,
“Bu tür projelerin değer
kazanıp global pazarlara
açılması gerekiyor. Neden
teknoloji ithalatına bağımlı
kalalım? Neden karar verici
ülkelerden olmayalım?
Neden içimizden bir Uber
çıkarmayalım? Günümüzde
akıl parayı değil, para
aklı arıyor. Ülkemizin de
daha çok girişimciye, kutu
dışında düşünen gençlere
ihtiyacı var. Gençlerin
hayalleri bizim geleceğimiz,
onlara yatırım yapmalıyız”
dedi. Geçen yıl İTÜ Arı
Teknokent bünyesindeki
İTÜ Çekirdek ile bir
işbirliğine gittiklerini ve bu
sayede başarı hikayelerinin
artış gösterdiğini söyleyen
Burhanoğlu, “Bu yıl da
devam edecek olan bu
işbirliği ile ödül sahipleri,
projelerini geliştirmenin
yanında MBA eğitimi
ve üniversite-sanayi
işbirliğiyle network
yaratma imkanı buluyor.
OİB olarak girişimci ve
yatırımcıları buluşturan
İTÜ Çekirdek Big Bang
final etkinliğinde geçen
yıl 5 projeye girişimcilik
ve üretim yolunda ilk
adım olarak 250 bin TL
ödül verdik. İTÜ Çekirdek
Programı’na toplamda
verdiğimiz destek 600 bin
TL’yi buldu. OİB olarak
programın değerini daha
yukarı taşımak amacıyla
bu yıl da İTÜ Çekirdek
Programı’na desteğe devam
edeceğiz. Gayretlerimizin
ülkemizin rekabetçiliğini
artıracak tasarımlar ve
projelerin ortaya çıkmasına
katkı sağlayacağını ümit
ediyoruz” şeklinde konuştu.
Otonom araçlar,
otomotivin en büyük
tehdidi
Etkinliğe konuk konuşmacı
olarak katılan Google’ın
otonom (sürücüsüz
araçlar) vizyonuna yön
veren Mucit, Fütürist,
Singularity Üniversitesi
Bilişim ve Network
Başkanı Brad Templeton,
“Sürücüsüz Araçlar”
başlıklı bir konuşma
yaptı. Templeton, büyük
ilgi gören konuşmasında
otonom araçların ülkeler
için “rasyonel” ve “finansal”
bir karar olduğunu
belirterek gerekçelerini
şöyle sıraladı: “Dünyada
her yıl trafik kazalarında
1.2 milyon kişi, Dünya
Sağlık Örgütü’ne göre
Türkiye’de de yılda 9 bin
700 kişi ölüyor. Amerikan
halkı yılda 240 milyar saat
çalışıyor, bunun 50 milyar
saatini yollarda harcıyor.
Araçlar enerji sarfiyatı ve
sera gazı salınımının büyük
bölümünün de kaynağı.
Bu tür nedenlerden
dolayı gelecekte asıl
inovasyon arabalarda
olacak. Google’da üzerinde
çalıştığımız otonom
araçları da bunun bir
parçası. Ülkemizde trafiğe
açık alanlarda 2.2 milyon
kilometreden fazla test
sürüşü yaptığımız araçlara
güvenimiz tam. Otonom
araçlar, günümüz otomotiv
sektörünün en büyük
tehdidi.”
Araçların değerini
bilgisayar yazılımı
belirleyecek
Günümüzde satın alma
sürecini değiştirecek kilit
sorunun “Hangi arabaya
ihtiyacım var?” olduğunu
Ömer burhanoğlu
OİB Başkan Yardımcısı
“Bu tür projelerin değer kazanıp
global pazarlara açılması
gerekiyor. Neden teknoloji
ithalatına bağımlı kalalım?
Neden bir Uber çıkarmayalım?”
belirten Templeton,
“Dünyada çoğu insan 4-5
kişilik araç alıyor ancak işe
giderken sadece kendisi
biniyor. Bu durum küçük
araçları daha cazip hale
getiriyor. Bu da satın
alma sürecini tamamen
değiştirecek. Gelecekte
arabaların motoru ya
da deri koltukları değil,
bilgisayarlar yani yazılım
önemli olacak. Araçların
değerini bilgisayar donanımı
belirleyecek” dedi.
Gelecekte kazananların
araba satanlar değil sürüş
satanlar olacağına dikkat
çeken Templeton, sözlerini
şöyle tamamladı: “Otomotiv
sektörü bir yılda ortadan
kalkmayacak. Birçok kişi ya
da ülke geleneksel araçları
almaya devam edecek."
45
İNOVASYON / AR-GE PROJE PAZARI
Tekstil, Ar-Ge projelerinin
meyvesini toplamaya başladı
"UTİB Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası
Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi" Bursa’da düzenlendi. Zirvede tekstil ve
konfeksiyonda nano teknolojilerden tıbbi tekstillere, birçok alanda
yarışan inovatif projeler ödüllendirildi.
A
kademinin
aklıyla
sanayicinin
girişimci ruhunu
bir araya getirecek
“UTİB Türkiye Tekstil ve
Konfeksiyon Sektöründe
Uluslararası Ar-Ge Proje
Pazarı Zirvesi”nin 8’incisi
Bursa’da başladı. İki gün
süren zirvede tekstil
ve konfeksiyonda nano
teknolojilerden tıbbi
tekstillere, koruyucu
ve askeri tekstillerden
taşıt tekstillerine birçok
alanda yarışan inovatif
ürünlerde ödüller sahibini
buldu. Zirvenin önemine
değinen Uludağ Tekstil
İhracatçıları Birliği
(UTİB) ve aynı zamanda
46
Bursa Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı İbrahim
Burkay ile etkinliklere
katılan Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlu,
gençlerin hayal ettiklerini
hayata geçirmeleri ile
hedeflenen başarının
yakalanabileceğine
değindiler. UTİB’in
2009’dan beri organize
ettiği, BTSO ve BEBKA
Organizasyon Ortaklığı,
TÜBİTAK TEYDEB
destekleri, yerli ve
yabancı üniversite ve
enstitülerin işbirliği ile
düzenlenen zirvede ayrıca
eşzamanlı olarak 13-14
Mayıs 2016 tarihlerinde
“Ar-Ge Proje Pazarı Lif
ve Polimer Araştırmaları
Sempozyumu” da
gerçekleşti. Etkinliklerde
birçok uluslararası ve
ulusal konuşmacı katılarak
panel ve konferanslarda
tekstil ve konfeksiyonda
en son gelişmeleri inovatif
yaklaşımlarla gündeme
getirdiler.
Hayal ettiğini üreten
gençlerle başaracağız
Etkinliklere katılan
Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlu, geçmişte
daha çok birilerini
takip eden bir sürecin
yaşandığına dikkat çekti
ve gündeme taşıdıkları ArGe, inovasyon, tasarım ve
markalaşmayla bu sürecin
değişmesi gerektiğine
değindi. Dünyada
Türkiye’nin, Türkiye’de de
Bursa’nın tekstil alanında
çok önemli bir yere sahip
olduğunu hatırlatan
Bakan Müezzinoğlu, “150
milyar liralık tekstil ve
konfeksiyon sektörlerinde
Türkiye dünyada 7’nci
sırada. Bursa’nın bunda
payı büyük. Daha da ileriye
gidebilmek için dünyanın
tükettiği teknolojiyi bizim
de üretmemiz gerek. Bu
yolda başarılı olabiliriz.
Bursa da burada teknoloji
ve altyapı olarak önemli
bir yere sahip. Tekstilden
otomotive dünyanın
önemli merkezi olacak.
Hayal ettiklerini üreten
gençlerimizle başaracağız”
diye konuştu.
Hedefiniz Yüksekse
Kadir Has Üniversitesi
Lisansüstü Programları
Sizi Bekliyor
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans Programları
Fen Bilimleri Enstitüsü
Yüksek Lisans Programları
Doktora
Programları
Ekonomi
Film ve Drama
Finans ve Bankacılık
İletişim Bilimleri
İşletme MBA
Kamu Hukuku
Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler Yönetimi
Özel Hukuk
Pazarlama
Psikoloji
Risk Yönetimi
Sinema ve Televizyon
Tasarım
Uluslararası İlişkiler
Yeni Medya
Bilgisayar Mühendisliği
Elektronik Mühendisliği
Endüstri Mühendisliği
Finans Mühendisliği
Hesaplamalı Biyoloji ve Biyoinformatik
Kültür Varlıklarını Koruma
Yönetim Bilişim Sistemleri
Ekonomi
Finans ve Bankacılık
Özel Hukuk
Uluslararası İlişkiler
Bilgisayar Mühendisliği
Biyoinformatik ve Genetik
Endüstri Mühendisliği
Elektronik Mühendisliği
Yönetim Bilişim Sistemleri
KURUMSAL ANLAŞMALAR İÇİN:
0212 533 65 32 (1654) [email protected]
www.khas.edu.tr
facebook.com/Khasedutr
* Yüksek lisans programlarının tezli/tezsiz alternatifleri mevcuttur.
twitter.com/khasedutr
47
İNOVASYON / TASARIM YARIŞMASI
Doğal taş gençlerin elinde şekilleniyor
İMİB tarafından düzenlenen Doğal Taş Tasarım Yarışması’na toplam 500 proje
başvurdu. İMİB Başkanı Ali Kahyaoğlu, törende gençlere üretilebilecek ve ekonomiye
kazandırılabilecek tasarımlar üzerinde çalışmalarını önerdi.
İ
stanbul Maden
İhracatçıları Birliği
(İMİB) tarafından
geleneksel hale
getirilen Doğal Taş
Tasarım Yarışmasında
2016 yılının kazananları,
düzenlenen törenle
ödüllerini aldılar.
Profesyonel ve öğrenci
kategorilerinde toplam
500 başvurunun yapıldığı
yarışmada, jüri uzun
elemelerden sonra 16
tasarımı ödüle layık buldu.
Öğrenci dalında 248,
profesyonel dalında ise
252 tasarımın başvurduğu
yarışmada, üniversiteler
arasında 105 proje ile
Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi
ilk sırayı aldı. Onu 96
projeyle İstanbul Teknik
Üniversitesi takip etti.
Bu yılki yarışmada
48
geçtiğimiz yıllara göre
farklı olarak tasarımlarda
bazı kriterler arandı.
Buna göre jüri başvuruları
doğal taşın kullanım
alanının genişletilmesi,
üretilebilirlik, çevreye
duyarlılık ve ihracat
potansiyeli olabilmesi,
yaratıcılık ve kullanımda
işlevsel olma kriterlerini
göz önünde bulundurarak
seçimini yaptı.
Gençlerin tasarımları
çok önemli
Ödül törende yaptığı
konuşmada özellikle
öğrencilere seslenen İMİB
Yönetim Kurulu Başkanı Ali
Kahyaoğlu, “Yapacağınız
ürünü biz fabrikalarımızda,
atölyelerimizde
işleyebilelim. Çünkü
malzeme mermer; doğal
bir ürün olduğu için
kesilmesi zor. O zaman
tasarımınızı öyle yapın
ki, biz bunu üretebilip,
birilerine verelim, siz de
para kazanın. Ürettiğiniz
ürün derece alsın almasın
bunları bir kitapçıkta
toplayalım, telif hakkını da
size verelim. Süreç içinde
bir gün sizin tasarımlarınız
da dünyanın çeşitli
ülkelerinde yerini alabilir”
tavsiyesinde bulundu.
Ödüller dağıtıldı
Öğrenci dalında Restpoint
isimli tasarımıyla Barış
Taşlık birinci olurken,
Junior Bath isimli
tasarımla Metin Özhan
ikinci, Helis isimle
tasarımıyla da Fidan Hazal
Can üçüncü oldu. Öğrenci
dalında Evren Yazıcı Tube
isimli tasarımıyla Çiğdem
Karaata Hidden isimli
tasarımıyla, Hilme Yağız
Türkyılmaz ise Ledhenge
isimli tasarımıyla mansiyon
ödülü aldılar.
Profesyonel dalında ise
bazı kategorilerde sadece
mansiyon ödülü verilmesi
dikkat çekti. Dekoratif
Ürünler (Masalar, Sehpalar,
Şömineler ve ev mobilyaları
gibi iç mekânlarda
kullanılabilecek doğal taş
ile tasarlanmış ürünler)
kategorisinde Piknik isimle
tasarımıyla Müge Öztürk
birinci oldu.
49
İNOVASYON / İNOVALİG
İlk inovasyon geliştirme
programı: İnovaLİG
TİM’in, uluslararası yönetim danışmanlığı firması A.T. Kearney'nin işbirliğiyle
gerçekleştirdiği Türkiye'nin ilk inovasyon geliştirme programı İnovaLİG ile şirketler hem
inovasyon yetkinlikleri bazında yarışıyor hem de inovasyon kültürlerini interaktif bir
platformda geliştirme fırsatı buluyor.
T
İM ve A.T. Kearney
işbirliğinde
düzenlediği
Türkiye’nin
ilk inovasyon geliştirme
programı olan İnovaLİG
2016 yılında da
düzenleniyor. Son başvuru
tarihi 31 Mayıs 2016 olan
programda şirketler hem
inovasyon yetkinlikleri
bazında yarışacak hem
de inovasyon kültürlerini
interaktif bir platformda
geliştirme fırsatı bulacaklar.
İnovaLİG programı ile
ülkemizde gerek kamu gerek
özel sektör kuruluşlarında
50
inovasyon bilincini
geliştirmeyi amaçlayan TİM,
İnovaLİG ile Avrupa'da 17
ülkede uygulanan ve A.T.
Kearney'nin yürüttüğü
IMP3rove metodolojisine
dayanan bir kurguyla,
ülkemize ciddi bir fikri
sermayeyi aktarmak için
çalışıyor. A.T. Kearney
işbirliğiyle oluşturulan
İnovaLİG programı ile
Türkiye'deki firmaların
inovasyon karneleri
çıkartılıyor ve her yılın
inovasyon liderleri
belirleniyor. İnovaLİG'de
yer alan firmalar hem
Türkiye hem de Avrupa
standartlarında inovasyon
karnelerini elde etmiş
oluyor. Dolayısıyla, bu
program ile şirketlerin
organizasyonlarına ve
günlük operasyonlarına
inovasyon kültürünü
yerleştirmeleri için
oldukça önemli fırsatlar
sunuluyor. Türkiye'nin
yaratıcılık potansiyelini,
doğru inovasyon yönetim
yetkinlikleri ile katma
değere dönüştürmek
hedefleniyor. IMP3rove
metodunun, inovasyonu
gerçekleştirmiş ve inovatif
projeler ile başarıya
ulaşmış şirketleri proje
bazında ödüllendirmekten
öte, inovasyon yönetimi
ve sistematik inovasyon
yetkinlikleri kazanılması
için yapılan çalışmaları
ödüllendiren bir mantığı var.
İnovatif aksiyonlar almaya başladık
İnovaLİG programına
katılmaya karar
vermenizde hangi
etmenler etkili oldu?
CENK ALPER
Kordsa Global
CEO
1
973 senesinde
bir Sabancı
Holding iştiraki
olarak kurulan
Kordsa Global dünyanın
önde gelen endüstriyel
naylon ve polyester iplik,
lastik kord bezi ve tek
kord üreticisidir. Kordsa
Global’in başarı hikâyesi
1973 senesinde Sabancı
Holding’in lastik kord
bezi imalatı için İzmit’te
yaptığı fabrika yatırımıyla
başlamış ve önemli
gelişmeler kaydetmiş.
Seneler içinde Türkiye’de
pazar lideri olan Kordsa
Global, güçlendirme
malzemeleri ve
süreçlerinde oluşturduğu
büyük bilgi birikimi,
pazardaki lider konumu
ve lastik güçlendirme
sektöründeki stratejik
yaklaşımıyla dünya
pazarlarında da liderliğe
ulaştı. 2015 yılında TİM'in
düzenlediği İnovaLİG’de
“İnovasyon Stratejisi”
kategorisinde Türkiye
şampiyonu oldu. Bu
başarıyı Kordsa Global
CEO’su Cenk Alper ile
konuştuk:
Kordsa Global olarak
inovasyona çok önem
veriyoruz. Dünyada
teknoloji lideri olduğumuz
lastik güçlendirme
alanında bu liderliğimizi
korumak ve yeni
girdiğimiz kompozit
ve inşaat pazarlarında
lider olabilmek için
inovasyonun etkin
kullanılması gerektiğini
biliyoruz. İnovaLİG
programına katılım
aşamasında geniş kapsamlı
bir öz değerlendirme
anketi cevaplandırılıyor.
Şirketler, bu anket ile
inovasyon konusunda
ne noktada olduklarını
ve hangi noktalara daha
fazla önem vermeleri
gerektiği konusunda kendi
öz değerlendirmelerini
yapabiliyorlar.
Biz hem kendi öz
değerlendirmemizi yapmak
hem de Türkiye’de
inovasyon konusunda
nerede olduğumuzu
görmek için bu programa
katılmaya karar verdik.
İnovaLİG programına
katılmanız, firmanıza
ve firmanızın
inovasyon kültürünün
gelişimine ne tür
katkılar yaptı?
Öz değerlendirme
anketi ile inovasyon
stratejimizin şirketimize
katkısını artırmak için
hangi konulara daha fazla
yönelmemiz gerektiğini
öğrendik. İnovasyon
piramidinin en tepesinden
başlayarak; inovasyon
organizasyonu ve kültürü,
inovasyon yaşam döngüsü
süreçleri, etkinleştirici
etmenler ve inovasyon
sonuçları konusunda
süreçlerimizi gözden
geçirip inovatif aksiyonlar
almaya başladık.
Firmanızın
inovasyona yönelik
faaliyetleri ve projeleri
hakkında bilgi verir
misiniz?
2016 yılında Teknoloji
fonksiyonunda 75 kişilik
bir ekiple yürüttüğümüz
yedincisi TÜBİTAK
destekli olmak üzere 67
projemiz bulunuyor. Bu
projeler ile katma değeri
yüksek yeni ürünler,
mevcut ürünlerimizde
müşteriye değer katacak
geliştirmeler, yeni
ekipman dizaynı ve
üretimi ile daha etkili,
daha çevreci prosesler
geliştiriyoruz. Ayrıca
Sabancı Üniversitesi
ile ortak kurduğumuz
Kompozit Teknolojileri
Mükemmeliyet Merkezimiz
de tamamlanmak üzere.
Bu merkezimizde de
yüksek katma değerli
ürünler ile havacılık
ve otomotiv sanayine
yönelik Ar-Ge faaliyetleri
yürütmeyi hedefliyoruz.
Bunun yanında Bilgi
Yönetimi, İnsan Kaynakları,
Tedarik Zinciri gibi
diğer fonksiyonlarımızda
da, insan kaynağımızı
geliştirmeyi hedefleyen,
müşteri memnuniyetini
artıracak hizmet
inovasyonu projelerini
hayata geçiriyoruz.
51
İNOVASYON / İNOVALİG
Her birime yayılmış bir kültür oluşturduk
İnovaLİG programına
katılmaya karar
vermenizde hangi
etmenler etkili oldu?
MÜMİN KAHVECİ
İETT
Genel Müdürü
H
er gün 14 milyon
İstanbulluya
5 bin 100
otobüs ve 50
binin üzerinde seferle
hizmet veren İstanbul
Elektrik Tramvay
ve Tünel İşletmeleri
(İETT) her geçen gün
kendini yenileyerek
çağa ayak uyduruyor.
İETT misyonunda toplu
ulaşım hizmetlerinde
açığa çıkmamış ihtiyaçları
karşılamayı, vizyonunda ise
şehir hayatını kolaylaştıran,
çevreye duyarlı, alternatif
enerji kaynaklarını
yönetebilen lider bir
kuruluş olma kriterlerini
taşıyarak inovasyona
olan bakış açısını
gösteriyor. İETT, 2015
yılında düzenlenen TİM
tarafından düzenlenen
İnovaLİG programında
“İnovasyon Organizasyonu
ve Kültürü” kategorisinde
Türkiye şampiyonluğunu
elde etti. İETT Genel
Müdürü Mümin Kahveci
ile bu süreci ve yeni
dönem hedeflerini
konuştuk:
52
Değerlerimizden
yenilikçilik kavramı
stratejik planımızda
her faaliyetimize ışık
tutmakta olup kurumu
her zaman yenileşim
kültürüne sevk etti.
Mükemmellik politikamız
gereği sürekli öğreniyor
ve yenilik yapıyoruz.
Duyarlı, gelişime açık,
katılımcı, yenilikçi
fikirler üreten, takım
çalışmasına açık çalışanlar
ile başaracağımıza
inanıyoruz. Bu misyon,
vizyon, değerler ve
politikamız gereğince
geçen sene ilkine
katıldığımız İnovaLİG’de
“İnovasyon Organizasyonu
ve Kültürü” kategorisinde
finalist olmuştuk. Bu
sene de kendimizi
geliştirerek aynı
kategoride birinci olduk.
Ödülümüzü Büyükşehir
Belediye Başkanımız
Kadir Topbaş ile birlikte
Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan’ın elinden
aldık.
İnovaLİG programına
katılmanız, firmanıza ve
firmanızın inovasyon
kültürünün gelişimine
ne tür katkılar yaptı?
İnovaLİG’e katılımımız ilk
olarak 2014 yılında oldu.
İnovasyon organizasyonu
ve kültürü dalında
finalist olduğumuz o yıl
içerisinde İnovalig’den
gelen rapor ile inovasyon
ve öneri sürecimizde
geliştirmeler sağladık.
İnovasyon politikamızda
toplu ulaşım hizmetlerinde
fark oluşturacak, fırsatları
görerek yeni yaklaşımlar,
ürünler ve hizmetler
ortaya koyacak, kurumun
her birimine yayılmış bir
kültür oluşturduk. Üst
yönetim tarafından destek
olunan, alt inovasyon
ekibi tarafından kabul
edilen projelerin daha
hızlı değerlendirilmesi
ve uygulamaya geçilmesi
adına genel müdür
yardımcısı ve teknik daire
başkanlarından oluşan
“İnovasyon ve Kaizen
Kurulu” oluşturuldu.
Bu kurulda; inovasyon
sisteminin sürekli
iyileştirilmesi, farklı
kaynaklardan gelen
fikirlerin değerlendirilmesi,
uygulanan inovatif
fikirlerin İETT’ye
katkılarının ölçülmesi,
çalışanların katılımlarını
sağlayan Kaizen
faaliyetleri, proje takip
sistemi değerlendiriliyor.
İETT inovasyon
organizasyonu ve
kültürü kapsamında yeni
daire başkanlıkları ve
müdürlükler oluşturuldu.
Kurumunuzun
inovasyona yönelik
faaliyetleri ve projeleri
hakkında bilgi verir
misiniz?
Kurum olarak
paydaşlarımızın,
tedarikçilerimizin,
müşterimizin
çalışanlarımızın fikirlerine
önem vermekteyiz. Sadece
lastik taşıma hizmetinde
değil tüm ulaşım
otoritelerini birleştirmek
adına ortak akıl
çalıştayları düzenliyoruz,
tedarikçilerimiz ile
buluşuyor ürün ve
hizmet geliştiriyoruz,
müşterilerimiz ile algı
toplantıları yapıyoruz.
Vermiş olduğumuz
hizmetlerin gelişmesi
için sivil toplum
kuruluşları ile görüşmeler
gerçekleştiriyoruz. Tüm
müşterilerimize temas
noktalarımıza dokunmaları,
fikir vermeleri için
inovasyon.iett.gov.
tr adresimizi hayata
geçirdik. Buradaki fikirleri
değerlendiriyor dairelere
fizibilitesini yapmak adına
yönlendiriyoruz.
Kurumumuz sürekli gelişim gösteriyor
ibrahim
mirmahmutoğulları
Mir Holding
Yönetim Kurulu Başkanı
M
ir Ar-Ge,
müşterilerine
ortaya çıkan
mühendislik
sorunlarına farklı bakış
açılarıyla yaklaşarak
özgün ve mükemmel
çözümler geliştirmek
vizyonuyla 1987 yılında
kurulmuş. Mir Holding, ilk
Araştırma ve Geliştirme
faaliyetlerinin çıktısı olan
boru teknolojilerindeki
ürünlerini Dizayn Grup’u
kurarak pazara sunmuş,
bugüne kadar boru
teknolojileri ile ilgili
birçok Ar-Ge çalışması
yürütmüş. Sadece ArGe’ye konsantre olan
şirket bugün yalnızca
know-how satışıyla 12
milyon TL’lik bir ciroya
ulaşarak gelişmesine
devam ediyor. Mir Ar-Ge
geçen sene çalışmalarının
karşılığını aldı ve Türkiye
İhracatçılar Meclisi’nin
(TİM), 5 ayrı kategoride
Türkiye’nin inovasyon
şampiyonlarını belirlediği
İnovaLİG programında,
“İnovasyon Kaynakları”
kategorisinde Türkiye
şampiyonu oldu.
Dizayn Grup Kurucusu,
Mir Holding Yönetim
Kurulu Başkanı İbrahim
Mirmahmutoğulları ile
Mir Ar-Ge’nin kurulduğu
günden bugüne
başarılarını ve inovasyon
stratejilerini konuştuk:
İnovaLİG programına
katılmaya karar
vermenizde hangi
etmenler etkili oldu?
Bu tarz programları biz;
firmamızın teknoloji
yönetimi ve inovasyon
kabiliyetlerinin sınanması
için iyi bir fırsat olarak
görüyoruz. Tarafsız ve
ehil ekiplerin kurumumuz
için bir değerleme,
mevcut durum analizi
(due-diligence) yapması
oldukça yeterli bir
neden bence. Öte
yandan İnovaLiG’in
arkasındaki kurumlara
baktığınız zaman TİM
gibi, inovasyonu hedef
ihracat rakamlarının
yakalanması için bir
“olmazsa olmaz” olarak
gören son derece ciddi bir
kurumun olması da elbette
ki bizim bu programa
katılma kararımız içinde
pay sahibidir. Bir diğer
pay ise organizasyonda
AT. Kearney’in
mevcudiyetinedir. Bu
etkinliğin tüm dünya
genelinde birçok
ülkede uygulanıyor
olması da diğer cazibe
nedenlerinden birisidir.
İnovaLİG programına
katılmanız, firmanıza
ve firmanızın
inovasyon kültürünün
gelişimine ne tür
katkılar yaptı?
2014 ve 2015 yıllarında
bu programa katıldık
ve her ikisinde de ödül
aldık. 2014 yılında ikinci
olduğumuz “İnovasyon
Kaynakları” kategorisinde
2015 yılında birincilik
ödülünü aldık. Bu
durum bile bizim bu
tarz programlardan
aldığımız geri bildirimler
ile kurumumuzu sürekli
olarak geliştirdiğimizi
gösteriyor. Program
kapsamında hazırlanan
rapor aslında çok net
bir şekilde sizin o anki
teknoloji yönetim
sistematiğinizin, inovasyon
kabiliyetinizin resmini
çekti. Üstelik diğer
kurumlara göre de sizin
nerede olduğunuzu
görme şansınız oluyor.
Örneğin ilk yıl nispeten
düşük çıkan inovasyon
sonuçları kategorimizde
2015 yılında birçok somut
iyileştirmeler yaptık.
Aynı şekilde inovasyon
stratejilerimizi gözden
geçirdik. Kurumlar sadece
ürünlerini geliştirerek,
değiştirerek rekabet
edemezler. Süreçlerini, iş
yapış biçimlerini, teknoloji
yönetim sistematiklerini
de geliştirmek,
değiştirmek zorundadırlar.
Birileri sizin resminizi
çekiyor ve diyor ki “iyi
güzel de şu şu alanlarında
eksiklikler var.” Bundan
daha büyük bir kolaylık
olur mu? Çoğu zaman
bizler sıkıntının nerede
olduğunu bulmak için çok
zaman harcarız. Malum;
inovasyonun birinci
adımı; problemi doğru
tanımlamaktır. İnovaLİG
sizin teknoloji yönetimi
süreçlerinizdeki problemi
tanımlamanıza yardım
ediyor.
53
İNOVASYON / İNOVALİG
İnovasyon odaklı
hareket ediyoruz
AYDIN SATICI
SBM
Genel Müdürü
2
003 tarih ve
25318 sayılı
Resmi Gazetede
yayımlanan
Trafik Sigortası Bilgi
Merkezi Yönetmeliği ile
"TRAMER" adıyla kurulan
Sigorta Bilgi ve Gözetim
Merkezi, Türkiye Sigorta
ve Reasürans Şirketleri
Birliği bünyesinde tüzel
kişiliği haiz bir kurumdur.
Türkiye'de sigorta sistemi,
hak ettiği yere ulaşma
konusunda emin adımlar
ile ilerlerken, Sigorta Bilgi
ve Gözetim Merkezi de
"sigortalı"nın ve "sigorta
şirketleri"nin yanında,
sigortacılık sistemindeki
tüm paydaşları ile birlikte
tüm imkânlarını kullanarak,
sisteme desteğini etkin
çalışmalar ile sürdürüyor.
Şirket, sigorta poliçeleri
ve ilgili tüm bilgileri
sistemlerinde toplayarak,
geliştirdiği uygulamalar ile
sistemi sürekli gözetleyerek,
sigortalıların, sigorta
şirketlerinin ve kamunun
haklarını korumaya
çalışıyor. Merkez’in en
54
önemli görevlerinden biri
de "suistimal"i engellemek
ve sigortalılık oranlarını
artırmaya çalışmak. Ayrıca
Merkez, 62 sigorta şirketine,
32 bin acenteye ve banka
şubesine, bin 800 ekspere,
45 bin kayıtlı kullanıcıya,
brokerlere ve milyonlarca
sigortalıya hizmet veriyor.
Her sigorta, "güvenli,
sağlıklı, huzurlu, mutlu
ve keyifli bir hayat"ın
teminatıdır sloganıyla
hareket eden Sigorta Bilgi ve
Gözetim Merkezi, TİM’in 5
ayrı kategoride Türkiye’nin
inovasyon şampiyonlarını
belirlediği İnovaLİG
kapsamında “İnovasyon
Döngüsü” kategorisinde
Türkiye şampiyonu oldu.
Şirket’in geldiği aşamaları ve
inovasyona yaklaşımını SBM
Genel Müdürü Aydın Satıcı
ile konuştuk:
Firmanızın inovasyona
yönelik faaliyetleri ve
projeleri hakkında bilgi
verir misiniz?
Kurum olarak şu an
üzerinde çalıştığımız
Telematik projesi ile birlikte
gelecekte sektöre yeni
bir boyut kazandırmak
istiyoruz. Dünyada ilk
kez gerçekleştirdiğimiz
ve dünyada tek olma
özelliğini taşıyan
projelerimize yenilerini
ekleyerek ürünlerimizin
dünya çapında da adının
duyurulmasını hedefliyoruz.
Bir diğer hedefimiz de bu
ürünlerle küresel arenada
da bilinirliğimizi artırmak ve
örnek gösterilmek.
Yenilik arayışı
içindeyiz
1
971 yılında
kurulan Teklas
Kauçuk, otomotiv
endüstrisinde
global, yenilikçi ve
rekabetçi bir sistem
tedarikçisi olmak
vizyonuyla hızla ilerliyor.
Şirket, kauçuk, plastik,
metal bazlı ürünler ve
Hybrid sistemler geliştirip,
üreterek müşterilerine;
kaliteli, ileri teknoloji,
rekabetçi fiyat ve
mükemmel hizmet sunarak
otomotiv sektöründe
kalıcı olmak misyonuyla
hareket ediyor. Yüzde
100 Türk sermayeli global
bir otomotiv yan sanayi
firması olan Teklas, dört
farklı ülkede 9 üretim
tesisi ile dünyanın en
önemli araç üreticilerinin
en güçlü tedarikçisi
konumunda. Sektöründe
Türkiye’de rakibi olmayan
ve Avrupa’da ilk üç
firma arasında bulunan
Teklas, teknik kauçuk ve
mühendislik plastikleri
konusunda uzmanlaşmıştır.
Teklas Kauçuk 2015 yılında
İnovaLİG’de “İnovasyon
Sonuçları” kategorisinde
Türkiye şampiyonu oldu.
Teklas Kauçuk Yönetim
Kurulu Üyesi Moris Danon
ile konuştuk:
Firmanızın
inovasyona yönelik
faaliyetleri ve projeleri
hakkında bilgi verir
misiniz?
Teklas olarak 44 yıldır
otomotiv yan sanayi
sektöründe dünya
MorIs Danon
Teklas Kauçuk
Yönetim Kurulu Üyesi
devleri ile çalışıyoruz.
Avrupa’da üretilen her
üç araçtan dördünde
Teklas markalı ürün ve
sistemler bulunması
firmamız ve ülkemiz için
büyük bir gurur kaynağı.
Bu başarı sürekli bir
yenilik arayışı ve yarışı
içerisinde olmamız
ile gerçekleşmiştir.
Biz Teklas olarak,
teknolojik açıdan yeni
veya iyileştirilmiş ürün/
süreçlerin ortaya konması
için Ar-Ge faaliyetlerine
büyük önem veriyoruz.
Üretim teknolojisindeki
yenilikçi yaklaşımımız
kadar, yapılan Ar-Ge
faaliyetlerinin yoğunluğu
da rekabet gücümüzü
etkin kılan faktör olarak
da ön plana çıkıyor. Ana
stratejilerimiz ışığında
otomotiv sektörünün
belirlediği trendler ile
kısa, orta ve uzun vadede
Ar-Ge ve inovasyon
stratejilerimizi belirliyor
ve bu doğrultuda yenilikçi,
değer yaratan projelere
yöneliyoruz.
24-27 KASIM 2016 / 24-27 November 2016
2016 İZMİR GIDA VE
GIDA TEKNOLOJİLERİ
FUARI
2016 İZMİR FOOD AND
FOOD TECHNOLOGIES FAIR
Ziyaret Saatleri: 10:00 - 18:00
Visitor Hours: 10:00 - 18:00
Profesyonel ziyaretçilere açıktır
Open to professional visitors
ORGANİZASYON / ORGANIZATION
DESTEKLEYEN KURULUŞLAR / SUPPORTING FOUNDATIONS
“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.”
THIS FAIR ORGANIZED BY THE INSPECTION OF THE TOBB (THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY) IN SUPPORT WITH LAW 55
NR 5174
BÜYÜME / İHRACAT
Hizmet
ihracatında
en büyükler
aranıyor
Türkiye İhracatçılar
Meclisi, Türk hizmet
sektörünün geliştirilmesi
ve potansiyelinin ortaya
çıkarılması amacıyla bu
yıl ilk kez “Türkiye’nin 500
Büyük Hizmet İhracatçı
Firması” araştırmasına
başladı.
B
u yıl ilk kez
başlayacak olan
araştırma, hizmet
sektörlerinde
ihracat gerçekleştiren
firmaların “döviz kazandırıcı
hizmet ticaretine”
yönelik tespit ve sıralama
yapılmasını öngörüyor.
“Türkiye’nin 500 Büyük
Hizmet İhracatçı Firması”
çalışması için Dünya
Ticaret Örgütü ve Ekonomi
Bakanlığı tarafından
sınıflandırılmış hizmet
sektörlerinde faaliyet
gösteren firmaların 2015
yılında gerçekleştirdikleri
hizmet ihracatı baz
alınacak.
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, “Türkiye’nin
500 Büyük Hizmet İhracatçı
Firması” çalışmasına ilişkin
değerlendirmesinde,
56
sektörde net ihracatçı
konumunda olan
Türkiye’nin 2014 yılında
dünya ticaretinden
aldığı payın yüzde 1.05
olduğuna dikkat çekerken,
Türkiye’nin sektörde 2015
yılında 24 milyar dolarlık dış
ticaret fazlası elde etmeyi
başardığının ve hizmet
sektörünün Türkiye’nin cari
işlemler dengesine olumlu
katkı verdiğinin; ayrıca çok
düşük kaynak kullanımıyla
yüksek katma değer imkânı
sağladığının altını çizdi.
2023 hedefi 150 milyar
dolar
TİM Başkanı Büyükekşi,
1980 yılından bu yana
dünyada hizmetler
sektörünün ihracatının
10’ar yıllık periyotlar
halinde incelendiğinde,
sektörün büyüme hızının
mal ihracatının büyüme
hızından fazla olduğunun
görüldüğünü vurgularken,
“1995 yılında 14.9 milyar
dolar olan hizmet ihracatı,
2005 yılında 27.8 milyar
dolara, 2015 yılında
ise 46.3 milyar dolara
yükseldi. 2023 yılında ise
hedefimiz tam 150 milyar
dolar” değerlendirmesinde
bulundu.
Geçen yıl Ekonomi
Bakanlığı ile birlikte “2023
Hizmet Sektörleri Rekabet
Gücü Analizi” projesinin
hayata geçirildiğini de
anımsatan Büyükekşi,
“Bu yıl Ekonomi Bakanlığı
koordinasyonunda,
Elektrik, Elektronik ve
Hizmet İhracatçıları Birliği
ile birlikte 2023 Hizmet
İhracat Stratejisi’nin
oluşturulmasına yönelik
çalışmalar yürütüyoruz”
dedi.
Başvurular 15
Ağustos’a kadar
“Türkiye’nin 500 Büyük
Hizmet İhracatçı Firması”
araştırması başvuruları,
15 Ağustos tarihine kadar
devam edecek. Firmalar,
başvurularını http://www.
tim.org.tr/tr/500.html
adresinden ücretsiz olarak
gerçekleştirebilecek.
artık ihracatçıya
daha yakın
65’inci Hükümet işbaşına, ekonomi
yönetiminde yeni düzenlemelerle
geldi. Önemli bir adım, ihracatçının
kredi için en büyük desteği olan Türk
Eximbank yönetiminin Ekonomi
Bakanlığı’na bağlanması oldu.
B
inali Yıldırım’ın
AK Parti Genel
Başkanlığı’na
seçilmesi ve
Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın
görevlendirmesiyle
Başbakan olmasıyla
kurulan, 65’inci TC
Hükümeti, özellikle
ekonomi alanında yeni
bir reform ve atılım
dönemi başlatmayı
planlıyor. Bunun en
önemli işareti, Ekonomi
Koordinasyon Kurulu’nun
doğrudan Başbakan’a
bağlanması ve çeşitli
ekonomik kurumların
farklı Bakanlıklar
arasında yeniden
düzenlenmesinden
geldi. Sermaye Piyasası
Kurulu (SPK), Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme
Kurulu (BDDK) ve
Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu (TMSF) Başbakan
Yardımcısı Nurettin
Canikli’nin yönetimine
bırakıldı. Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek
ise Hazine Müsteşarlığı,
Merkez Bankası, Ziraat
Bankası, Halk Bankası,
Vakıflar Bankası ve
Kalkınma Bankası’ndan
sorumlu olacak.
Türk Eximbank,
Ekonomi Bakanlığı’nda
Yapılan yeni düzenlemeler
çerçevesinde 25 Mayıs
tarihli Resmi Gazete’de
yayımlanan kararla, Türk
Eximbank’ın yönetimi
de Ekonomi Bakanlığı’na
bağlanmış oldu.
İhracatçıların, ihracata
yönelik üretim yapan
imalatçıların ve yurtdışında
faaliyet gösteren müteahhit
ve girişimcilerin destekçisi
olan Eximbank’ın devlet
sistemindeki yeni
yapılanması, kurumun
ihracatçılara verdiği
desteği de yakından
etkiliyor. Ülkemiz
ihracatını ilgilendiren
bütün konuların tek elden
yürütülmesi ihracatçılar
için son derece kritik
bir önem arz ediyor.
Dolayısıyla, Eximbank
gibi ihracatçıları doğrudan
ilgilendiren bir kurumun
Ekonomi Bakanlığı çatısı
altına alınması, TİM ve
ihracatçılar açısından
sevinçle karşılandı.
Stratejiyi Bakanlık
çiziyor
Yeni yapılanma ile
Eximbank’ın sadece
ihracatçılara finansal
destek ve kredilendirme
anlamında değil, aynı
zamanda kur riskinden
korunma konusunda da
önemli atılımlar sağlaması
bekleniyor. Türkiye
ihracatında meydana gelen
kayıpların, bu şekilde
tek elden ve daha güçlü
bir şekilde yönetilerek
telafi edileceği umuluyor.
İhracatçıları son derece
memnun eden yeni
düzenlemenin, ihracat
finansmanı konusunda
yeni açılımlar sağlaması
öngörülüyor.
57
DOĞU - BATI / 10 İL 10 ÜLKE
10 İl 10 Hedef Ülke
BURSA
ABD
ANTALYA
ALMANYA
DENİZLİ
İTALYA
TİM, '10 İl 10 Ülke'
hedefiyle ihracatı
artırabilmek için
nokta atışı yapacak.
En fazla ihracat
payına sahip 10
il ile en önemli 10
ülke eşleştirilerek
bu pazarlara
satışların artırılması
hedefleniyor.
22
58
KAYSERİ
FRANSA
ihracatçıya yol gösterecek
İZMİR
POLONYA
ANKARA
ÇİN
ADANA
S.ARABİSTAN
KONYA
İRAN
İSTANBUL
BAE
23
59
DOĞU - BATI / 10 İL 10 ÜLKE
Gaziantep’in İngiltere hedefi
1 milyar dolar
’10 Ülke 10 Hedef Ülke’ projesiyle ihracatı artırmayı hedefleyen TİM, bu buluşmaların ilkini
Gaziantep’te gerçekleştirdi. 2023 hedefleri doğrultusunda Gaziantep ile İngiltere arasında
eşleştirme yapıldı.
T
İMAKADEMİ'nin
'10 İl 10 Hedef
Ülke' projesiyle
3 Mayıs'ta
Gaziantep'te
gerçekleştirdiği
konferansta Gaziantep ile
İngiltere işbirliğinin temeli
atıldı. Ortadoğu'daki
gelişmeler nedeniyle
alternatif pazar arayışında
olan Gaziantep'in bu
proje sayesinde 600
milyar dolarlık pazara
sahip İngiltere ile kalıcı
işbirliği yaptı. TİM ve GAİB
işbirliğiyle gerçekleştirilen
konferansa Ekonomi
Bakanı Mustafa Elitaş,
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, GAİB
60
Koordinatör Başkanı
Abdulkadir Çıkmaz ile
birlikte diğer ülkelerden de
oda başkanları, temsilciler
ve büyükelçiler katıldı.
Gaziantep'teki
etkinliğimiz,
İngiltere'de ses
bulacaktır
2023 hedefleri
doğrultusunda Gaziantep
ile İngiltere'nin TİM
tarafından eşleştirilmesiyle
ilgili gerçekleştirilen
TİMAKADEMİ Hedef Pazar
Buluşmaları: İngiltere
pazarı toplantısında
Gaziantep'in ihracatta
önemli bir oyuncu
olduğunu ifade eden
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, "Gaziantep
bizim açımızdan çok önemli
bir oyuncudur. İngiltere
pazarında etkili olacağına
inandığımız Gaziantepli
sanayici ve işadamlarının
ortaya konulan hedefleri
başaracağına inanıyorum.
Gaziantep'teki etkinliğimiz,
İngiltere'de ses bulacaktır”
ifadelerinde bulundu.
Gaziantep’in makine halısı,
plastik poşet ve iplik
üretiminde Türkiye’de
lider olduğunu belirten
Büyükekşi, aynı zamandan
ilin dokuma, iplik, un,
sabun, deterjan, deri,
plastik, çimento, salça,
bisküvi ve yağ fabrikaları ile
bölgesinin sanayi merkezi
olduğunu vurguladı.
Büyükekşi, şöyle devam
etti: “Gaziantep, yatırımlar
anlamında da başarılı.
Yatırım Teşvik Sisteminde
3. Bölgede yer alıyor. 2015
yılında toplam yatırım
tutarı 1.6 milyar dolar.
14’ü yabancı olmak üzere
toplam 160 yatırım teşvik
belgesi düzenlendi” diye
konuştu.
İngiltere zorlu ama
aşılacak bir pazar
GAİB Koordinatör Başkanı
Abdulkadir Çıkmaz;
İngiltere pazarının zor
bir pazar olduğunu ancak
Gazianteplilerin zoru
TİM, 2023 hedeflerine
ulaşma yolunda
ihracatta nokta
atışı yapacak. TİM,
bünyesinde yer alan
TİMAKADEMİ ile '10
İl 10 Ülke' hedefiyle
ihracatta en fazla
pay alan iller ile
ülkeleri eşleştirecek
ve bu pazarlara
satışlar artırılacak.
TİMAKADEMİ'nin
çözüm ortakları
Halkbank, Vodafone,
Coface Sigorta, UPS,
Global Connection,
Turkishtime ile birlikte
belirlenen hedef ülke
konferanslarının ilki
Gaziantep'te bu il ile
eşleştirilen 600 milyar
dolarlık pazara sahip
İngiltere için oldu. TİM
Başkanı Büyükekşi, 10
ilin ihracattaki payının
yüzde 80 seviyesinde
bulunduğuna vurgu
yaparak, ”Her bir
ilimiz ihracatını geçen
yıla göre yüzde 10
attırırsa bunun toplam
ihracatımıza etkisi
yaklaşık yüzde 8
olacak” diye konuştu.
Farkındalık yaratarak
bir adım önde düşün
TİMAKADEMİ'nin '10
İl 10 Ülke' hedefinin
önemine değinen
Büyükekşi, hem
ihracatçı sayısını, hem
de ihracat değerini
en üst seviyeye
çıkarabilmek için
çalıştıklarına dikkat
çekti. Firmalara dünya
pazarları hakkında
bilgi verdiklerini
söyleyen Büyükekşi,
“Hedefimiz,
ihracatçımızı
doğru pazarlara
kanalize etmek.
Farkındalığımızı
artırarak bir adım
önden düşünmek.
Tecrübe ve bilgi
birikimi paylaşımı
kanalıyla sağlıklı bir
ihracat ekosistemi
oluşturmak. 2023
hedefimiz olan 500
milyar dolar ihracatı
yakalayabilmemiz
için illerimizin
potansiyelini sonuna
kadar kullanarak
doğru pazarlara
kanalize etmek” dedi.
her zaman başarıyla
aştıklarını, ortaya konan
hedefler için İngiltere
pazarını önemsediklerini
ve 2023 hedefleri
arasında İngiltere'ye 1
milyar dolarlık ihracat
gerçekleştirmek
istediklerini ifade etti.
Gaziantep'in, yıllık ithalatı
600 milyar dolarlık zor
bir pazar olan İngiltere'yi
hedef ülke olarak seçtiğini
ve Gaziantep'in İngiltere
pazarında büyümesi
gerektiğine inandığını ifade
eden GAİB Koordinatör
Başkanı Abdulkadir
Çıkmaz İngiltere için
belirlenen 2023 hedefinin
1 milyar dolar olduğunu
sözlerine ekledi.
Gaziantep'in ihracatta
önemli bir noktaya
geldiğinin de altını çizen
Çıkmaz ortaya konulan
1 milyar dolar hedefinin
gerçekleştirilebilmesi için
gerekli her türlü çalışmanın
yapılacağını, sektörel
gezilere ağırlık verileceğini,
İngiltere'ye yönelik
heyet ve etkinliklerin
arttırılacağını sözlerine
ekledi. Başkan Çıkmaz
yaptığı değerlendirmede
“Güneydoğu Anadolu
İhracatçılar Birlikleri
Türkiye'mizin en önemli
birliklerimizden bir
tanesi. Türkiye genellikle
ihracatta eksilerde devam
ederken bölgemizdeki
bütün olaylara rağmen,
komşularımızdaki bütün
olumsuzluklara rağmen
ihracatımızı yüzde 2.6
artırdık. Bunda emeği
geçen bütün sanayici
kardeşlerime yönetici
kardeşlerime teşekkür
ediyorum” şeklinde
konuştu.
Büyükekşi’ye plaket
verildi
Güneydoğu Anadolu
İhracatçı Birlikleri Hizmet
Binasında düzenlenen
toplantıya Türk İngiliz
Ticaret ve Sanayi
Odası Yönetim Kurulu
üyesi Enver Kannur,
Ekonomist Prof. Dr. Emre
Alkin, Arçelik Genel
Müdür Yardımcısı Ragıp
Balcıoğlu, LondraEski
Ticaret Baş Müşaviri
Yavuz Mollasalihoğlu, TİM
Genel sekreteri Dr. H.
Bader Arslan,Vodafone
Türkiye Kurumsal İş
Birimi İcra Kurulu Başkan
Yardımcısı Engin Aksoy,
Halkbank Genel Müdür
Yardımcısı Erdal Erdem,
UPS Pazarlama Müdürü
Caner Tek, Coface Türkiye
Yönetim Kurulu Üyesi ve
CEO Emre Özer, GAHİB
Başkanı Salahattin Kaplan,
Tekstil ve Hammadeleri
İhracatçıları Birliği Başkanı
Sami Konukoğlu, Hububat
Bakliyat Yağlı Tohumlar
ve Mamulleri İhracatçıları
Birliği Başkanı Mahsum
Altunkaya, GSO Başkanı
Adil Konukoğlu, GTO
Başkanı Eyüp Bartık ile çok
sayıda ihracatçı, sanayici ve
işadamı katıldı. Toplantının
sonunda çalışmalara destek
veren kurum ve kuruluşlar
ile TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi'ye günün
anısına birer plaket verildi.
61
BÜYÜME / TPP
Dev anlaşmanın maliyeti
1.2 milyar doları bulabilir
TİM ve Okan Üniversitesi, 2018'de yürürlüğe girecek Trans-Pasifik Ortaklığı
(TPP) anlaşmasının Türkiye ekonomisine etkilerini analiz etti. TPP ile gelecek
olası olumsuzlukların Türk ihracatçısına gösterildiği raporda, kayıpların asgariye
indirilmesi için küresel ticaretteki payın artırılmasına dikkat çekiliyor.
T
İM ve Okan
Üniversitesi
işbirliğiyle
hazırladığı
“Trans-Pasifik
Ortaklığı'nın (TPP)
Türkiye Ekonomisine ve
Dış Ticaretine Etkileri”
raporu 12 Mayıs’ta
düzenlenen basın
toplantısı ile açıklandı.
ABD, Avustralya, Brunei
Darü's-Selam, Kanada,
Japonya, Malezya,
Meksika, Peru, Singapur,
Şili, Vietnam ve Yeni
Zelanda'nın olduğu
12 Pasifik ülkesinin
imzaladığı TPP'ye ilişkin
rapor, ihracatçıya yol
göstermesi açısından
önem taşıyor. Rapora göre
12 ülkenin anlaşmayla
62
maliyetlerin düşecek
olması sebebiyle
Türkiye’den ihraç
ettiği bazı ürünleri
birbirinden temin etmeyi
tercih edebilir. Bunun
Türkiye’nin ihracatına
658 milyon ile 1.2
milyar dolar arasında bir
olumsuz etkisinin olması
bekleniyor.
İhracatçıya ışık
tutuyoruz
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, “2018 yılında
yürürlüğe girmesi beklenen
TPP, gümrük vergilerinin
indirilmesi, tarife dışı
engellerin kaldırılması, fikri
mülkiyet hakları, kamu
ihaleleri, dijital ekonomi,
teknoloji gelişimi ve
ilerlemesi gibi konularda
ortak standartların
uygulanmasını öngörüyor.
Hazırladığımız rapor
ile TPP sonrası dünya
ticaretinde neler
yaşanacağına dair
ihracatçımıza yol
göstermeyi ve küresel
ticaretten aldığımız payı
artırmayı hedefliyoruz”
dedi.
15 yılda 400 anlaşma
Dünyada ekonomik
haritaların yeniden
çizildiğini, ticaret
kurallarının yeniden
yazıldığını hatırlatan
Mehmet Büyükekşi,
ülkelerin eskisi gibi
ikili ticaret anlaşmaları
değil, bölgesel ticaret
anlaşmaları yaparak
işbirliğine gittiklerini
kaydetti. TİM Başkanı
Büyükekşi, dünya
ticaretinde 1948-2001
yılları arasında 200
bölgesel ticaret anlaşması
imzalanırken, son 15 yılda
400'ün üzerinde bölgesel
ticaret anlaşması (BTA)
imzalandığına dikkat çekti.
Türkiye'yi dolaylı
olarak etkileyecek
Mehmet Büyükekşi,
TPP'yi kapsayan
ülkelerin dünya dış
ticaretinde 4 trilyon
dolarlık bir büyüklüğe
sahip olduğunu ve dünya
ekonomisinin yüzde
40'ını oluşturduklarına
dikkat çekti. Büyükekşi,
TPP nedİr?
Mehmet Büyükekşi, TPP'ye taraf olan ülkelerin dünya dış
ticaretinde 4 trilyon dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu ve
dünya ekonomisinin yüzde 40'ını oluşturduklarına dikkat çekti.
“Dünyanın en büyük üç
ekonomisinden ikisi ABD
ve Japonya anlaşmaya
taraf oldu. Türkiye'nin
TPP'ye taraf olan ülkelerle
dış ticareti 2015 yılında
ihracatta 9.7 milyar dolar
ve payı yüzde 6.7 iken,
ithalatta 20.5 milyar dolar
ve payı da 9.9 olmuştu.
TPP Anlaşması Türkiye'yi
doğrudan ve dolaylı olarak
etkileyecek” şeklinde
konuştu.
Türkiye'nin AB'ye
ihracatındaki etkisi
kısıtlı olur
Türk ihracatçısının
TPP'nin olası olumsuz
etkilerini bertaraf
edeceğine inandıklarını
söyleyen TİM Başkanı
Büyükekşi, Türk
ihracatçısının bu
olumsuzluğu da olumluya
çevireceğini vurguladı.
TPP ile Türkiye ihracatın
kısıtlanacağı rakam,
maksimum bir yılda 1.2
milyar dolar olacağını
aktaran Büyükekşi,
“TPP Anlaşması ile en
büyük pazarımız olan
AB ülkeleri, eğer TPP'ye
taraf olan ülkelerden
mal almaya başlarsa,
ihracatımıza direkt değil
dolaylı etkisi olur ve o da
kısıtlı gerçekleşir” diye
konuştu.
TPP sonrası 12
milyar dolar
kaybolabilir
Okan Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimleri Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof.
Türkiye'nin TPP'ye taraf olan ülkelerle dış
ticareti 2015 yılında ihracatta 9.7 milyar dolar ve
payı yüzde 6.7 iken, ithalatta 20.5 milyar dolar ve
payı da 9.9 olmuştu. TPP Anlaşması Türkiye'yi
doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecek.
ABD, Avustralya, Brunei, Kanada,
Japonya, Malezya, Meksika, Peru,
Singapur, Şili, Vietnam ve Yeni
Zelanda’dan oluşan 12 Pasifik ülkesinin
aralarında imzalanan Trans-Pasifik
Ortaklık (TPP) Anlaşması tarihteki en
büyük bölgesel ticaret anlaşması olup
Asya-Pasifik bölgesi için ticaretin
kurallarını yeniden tanımlıyor. Bu
anlaşma kapsamında, anlaşmaya taraf
ülkeler arasındaki karşılıklı ticaret
ilişkilerinde gümrük tarifelerinin
kaldırılması ile birlikte iş ve ticaret
hayatının ilgilendiren birçok alanda ortak
standartların uygulanması öngörülüyor.
Ürün ve hizmetler ile ilgili ortak
standartların benimsenecek olması,
karşılıklı ticarette görünmez engellerin de
en aza indirilmesi anlamına gelmektedir.
Böylece, ülkeler arası ticarette tarife
dışı engeller de önemli oranda azaltılmış
olacak. Birçok durumda tarife dışı
engellerin ticaret üzerindeki maliyetleri
tarifelerin yol açtığı maliyetlerin çok
üzerinde olabiliyor. Dolayısıyla, tarife dışı
engellerin kaldırılması, ülkeler arasındaki
ticaret maliyetlerinin beklenenden çok
daha düşmesine yol açıyor. Hem gümrük
tariflerinin, hem de tarife dışı engellerin
kaldırılması, karşılıklı ticaret ve iş
maliyetlerini önemli oranda düşürecek
ve üye ülkeler arasındaki iş hacmini
artıracaktır. Bu da, doğal olarak, anlaşma
dışında kalan ülkelerden TPP ülkelerine
yapılan ihracatın da ciddi oranda
düşeceği anlamına geliyor.
63
BÜYÜME / TPP
Sektör
Kısıtlı Serbestleşme
Geniş Kapsamlı
Serbestleşme Senaryosu
İhracattan olumsuz etkilenecek sektörler
Motorlu Kara Taşıtları
-3.210.466.756,42
-1.685.530.585,28
Gıda Ürünleri
-2.559.810.843,99
-1.374.605.388,68
Hazır Giyim
-1.391.836.891,04
-1.073.891.933,54
Tekstil
-866.284.461,47
-1.280.236.508,11
Kimya Sanayi ve Plastik Ürünler
-695.548.808,58
-1.678.984.754,05
Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık
-795.636.342,46
-1.691.795.852,19
Diğer Ulaşım Araçları
-554.284.830,89
-1.285.023.695,12
Madencilik ve Taşocakçılığı
423.561.268,39
912.514.570,88
Metalik Olmayan Diğer Mineral Ürünler
148.228.632,63
336.446.752,06
1.379.348.339,04
2.681.291.343,41
385.125.529,56
1.065.588.405,91
-6.040.085.196,29
-11.897.183.795,12
İhracatı Olumlu Etkilenecek Olan Sektörler
BYSM Makine ve Teçhizat
Mobilya ve BYS Sanayi Ürünleri
TOPLAM İHRACAT
Dr. Mübariz Hasanov
ise, TPP'nin hayata
geçmesiyle birlikte
Türkiye'nin yaşayacağı
olumsuzluklara yönelik
Anlaşmaya taraf
olan ülkelerin dünya
Gayri Safi Yurtiçi
Hâsılasındaki
(GSYH) payı yaklaşık
olarak yüze 36,
küresel ticaretteki
payı ise yüzde 25
dolaylarındadır.
Dolayısıyla TPP
Anlaşması'nın etkisi
sadece Asya-Pasifik
bölgesi ile sınırlı
kalmayacak, tüm
dünya ülkeleri
doğrudan ve
dolaylı olarak
bu anlaşmadan
etkilenecek.
64
şunları söyledi: “İki
senaryo var. Olumlu
senaryoda Türkiye her
yıl ihracatta 658 milyon
dolar, olumsuz senaryoda
1.2 milyar dolar kayba
uğrayacak. 10 yıllık
periyotta ise Türkiye
ihracatı 6 milyar dolar ila
11.9 milyar dolar ihracat
2015 yılında
Türkiye’nin TPP
Anlaşması'na taraf
ülkelere ihracatı
9.7 milyar dolar, bu
ülkelerden ithalatı
ise 2.5 milyar
dolar civarında
gerçekleşti. Bu
ülkelerin Türkiye’nin
toplam ihracat ve
ithalatındaki payı,
yaklaşık olarak yüzde
6.7 ve yüzde 9.9
oranında oldu.
Prof. dr. mübariz
hasanov
Okan Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimleri Fakültesi
Öğretim Üyesi
kaybına uğrayacak.
Türkiye'nin ithalatı ise 10
yıllık dönemde 3 milyar
dolar ila 5.9 milyar dolar
daha az gerçekleşecek.
TPP'den en olumsuz
etkilenecekler otomotiv,
gıda, kimya, ana metal,
tekstil ve hazır giyim
sanayileri olacak.”
TPP’nin Türkiye
ekonomisine etkileri
TPP anlaşması Türkiye’nin
Türkiye’nin toplam
ihracatının on yıl
boyunca maruz
kalacağı kaybın 6
milyar dolar ile 11.9
milyar dolar arasında
olacağı tahmin
ediliyor. Sektörel
bazda en yüksek
ihracat kaybına
maruz kalacak sektör,
motorlu kara taşıtları
ve römorklar sektörü
olacak.
ABD, Avustralya, Brunei, Kanada, Japonya, Malezya, Meksika, Peru, Singapur, Şili, Vietnam ve Yeni Zelanda’dan oluşan 12 Pasifik ülkesinin
aralarında imzalanan Trans-Pasifik Ortaklık (TPP) Anlaşması tarihteki en büyük bölgesel ticaret anlaşması olup Asya-Pasifik bölgesi için
ticaretin kurallarını yeniden tanımlıyor.
toplam ihracatını, ithalatını
ve üretimini olumsuz
yönde etkileyecek.
Ayrıca, geniş kapsamlı
serbestleşme durumunda,
bu anlaşmanın toplam
etkisi, dar kapsamlı
serbestleşmeye kıyasla
daha yüksek olacak.
Anlaşmanın ayrı-ayrı
sektörlere etkisi, üye
ülkeler arasındaki
ticaretin serbestleşme
derecesine bağlı olarak
farklılık gösterecek. Dar
kapsamlı serbestleşme
durumunda ihracatı
yüzdesel olarak en
çok düşen sektörler,
diğer ulaşım araçları,
gıda ürünleri, tarım,
hazır giyim ve tekstil
sektörleri olacak. Buna
karşın, geniş kapsamlı
serbestleşme durumunda
ihracatı en çok düşen
ilk beş sektör, sırası ile
diğer ulaşım araçları,
tarım, gıda ürünleri,
kimya sanayisi ve plastik
ürünler sektörü ile ana
metal eşya sanayisi
olacak. Bu sektörlerin
ihracatında düşüş
yaşanmasına karşın,
madencilik, başka yerde
sınıflandırılmayan makine
ve teçhizat, metalik
olmayan mineral ürünler,
kâğıt ve kâğıt ürünleri
ile ağaç ve mantar
ürünleri sektörlerinin
toplam ihracatlarının
artacağı tahmin
ediliyor. Dış ticaret
hacimlerindeki değişme,
doğal olarak, sektörlerin
üretim hacimlerini
de etkileyecek. Dış
ticaret hacmi çok
küçük olan, hatta
ticarete konu olmayan
mal ve hizmetlerin
üretildiği sektörlerin
üretim hacimleri de,
sektörler arası etkileşim
nedeniyle bu anlaşmadan
etkilenecek. Dar kapsamlı
serbestleşme durumunda,
üretim hacmi yüzdesel
olarak en çok düşecek
olan sektörlerin, sırası ile
inşaat, hazır giyim eşyası,
tekstil, deri ürünleri
ve metalik olmayan
diğer mineral ürünler
sektörlerinin olması
tahmin edilmektedir.
Geniş kapsamlı
serbestleşme durumunda
ise, üretim hacmi en çok
düşecek olan sektörler,
sırası ile inşaat, diğer
ulaşım araçları, metalik
olmayan mineral ürünler,
tekstil ve hazır giyim
sektörleri olacak. Bu
sektörlerin üretim
hacimlerinin düşmesine
karşın, madencilik ve
taşocakçılığı ile başka
yerde sınıflandırılmayan
makine ve teçhizat
sektörünün üretim
hacminin artacağı tahmin
ediliyor. Raporda,
TPP Anlaşması'nın
Türkiye'nin dış ticaretine
ve ekonomik büyümesine
etkileri, dinamik genel
denge modeli yardımı ile
analiz edildi.
Yapılan analizler sonucunda TPP Anlaşması'nın Türkiye GSYH ve dış ticaretine 10 yıllık
dönem sonunda düşüş yönünde etki etmesi bekleniyor.
Kısıtlı Serbestleşme
Senaryosu
Geniş Kapsamlı Serbestleşme
Senaryosu
GSYH’da Yüzdesel Değişim
-0,12
-0,24
İhracatta Yüzdesel Değişim
-0,28
-0,51
İthalatta Yüzdesel Değişim
-0,20
-0,50
65
SİNERJİ / TİM-TEB GİRİŞİM EVİ TRABZON
Karadeniz’in katma değeri artacak
TİM ve TEB tarafından, teknolojik katma değeri yüksek ve ihracat odaklı projelere sahip
girişimcilerin desteklenmesi amacıyla kurulan TİM-TEB Girişim Evleri, bu kez Karadenizli
girişimcilere fırsat tanıyor. Trabzon Teknopark’ta açılan Trabzon TİM-TEB Girişim Evi ile
Girişim Evleri’nin sayısı beşe çıktı.
T
İM ve Türk
Ekonomi
Bankası (TEB)
tarafından 2014
yılında başlatılan
işbirliği kapsamında,
ihracat ve yurtdışına
açılma potansiyeli olan
girişimcilere danışmanlık
desteği vermek için kurulan
TİM-TEB Girişim Evleri’nin
beşincisi Trabzon’da açıldı.
Trabzon Valisi Abdil Celil
Öz, TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, TEB Holding
Yönetim Kurulu Üyesi
Varol Civil, TEB Genel
Müdürü Ümit Leblebici,
66
Trabzon Büyükşehir
Belediye Başkanı Dr. Orhan
Fevzi Gümrükçüoğlu,
Karadeniz Teknik
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Süleyman Baykal, DKİB
Başkanı Ahmet Hamdi
Gürdoğan, BNU Yönetim
Kurulu Başkanı Safa Yavuz
ve girişimcilerin katılımıyla
Trabzon Teknopark’ta
açılışı gerçekleştirilen
TİM-TEB Girişim Evi ile
Trabzon ve çevre illerdeki
girişimcilik potansiyelinin
yükseltilmesi hedefleniyor.
İhracat ve yurtdışı açılma
potansiyeli olan teknoloji
ve yazılım geliştiren
girişimciler için özel
olarak tasarlanan TİMTEB Girişim Evleri çatısı
altında desteklenen
girişimcilere, iş fikirlerinin
hayata geçirilmesinden
projenin tanıtımına,
müşteri bulunmasından
yatırımcılara sunuma
kadar her aşamada
destek sağlanıyor. İhracat
potansiyeli görülen
projelerin yurtdışına
açılması aşamasında
ise TİM’in network
ve danışmanlığından
faydalanıyor.
Türkiye devlet
üzerinden büyüyemez
Ekonomi Bakanlığı
tarafından onaylanmış olan
Trabzon TİM-TEB Girişim
Evi’nin açılışı öncesinde ise
Ramada Otel’de “Trabzon
Girişimcilik Zirvesi”
düzenlendi.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Süleyman
Soylu’nun da katıldığı
etkinlikte, Bakan Soylu,
Trabzon TİM-TEB Girişim
Evi’nin açılışının kendisini
heyecanlandırdığını
belirterek, “İhracat yapmayı,
ekonomiyi büyütmeyi,
TİM-TEB Girişim Evleri çatısı altında
desteklenen girişimcilere, iş fikirlerinin hayata
geçirilmesinden projenin tanıtımına, müşteri
bulunmasından yatırımcılara sunuma kadar
her aşamada destek sağlanıyor.
finans sektöründe önemli
adımlar atmayı, Türkiye’nin
risk birimini düşürmeyi
hedefliyoruz. Büyümek
istiyoruz. Türkiye’yi devlet
üzerinden büyütemeyiz.
Bundan çoktan vazgeçtik.
Türkiye’yi özel sektörle
büyüteceğiz. Bize düşen
zemini hazırlamaktır.
Bu zeminde yatırımcılar
heyecanını ortaya
koyabilmelidirler. Bizim
görevimiz Türkiye’nin her
tarafını girişim evi gibi
yapmaktır. Dünya, iletişim
nereye gidiyor, bütün
bunları hareketli bir şekilde
takip ettiğimiz bir süreci
hep beraber yönetiyoruz.
Geri kalamayız”
değerlendirmesinde
bulundu.
Pazar payımızı
artırmamız gerekiyor
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi de etkinliğin
açılışında yaptığı
konuşmasında, Türkiye’nin
güçlü ve iddialı hedefleri
bulunduğunu belirterek,
“Bu iddialar ve hedeflerden
biri de Türkiye’nin
dünyada ilk 10 ekonomi
arasında olması. Bunun
için ihracatımızın ve
dünyadaki pazar payımızın
mutlaka artması gerekiyor”
dedi. Türkiye’nin her
türlü küresel çalkantıya
rağmen hızla büyümeye
devam ettiğini vurgulayan
Büyükekşi, “2015 yılına
baktığımız da gerçekten
büyüme açısından diğer
ülkelere kıyasla çok güzel
bir performans sergiledik.
Bu performansın
inşallah 2016 yılında
da aynı şekilde devam
edeceğini düşünüyoruz.
Biz özellikle 2023 için
500 milyar dolar ihracat
stratejisini hazırlarken,
2018 yılında dünyadaki
dış ticaret hacmimizi
yüzde 1’e, 2023 yılında
da yüzde 1.5’e çıkarmayı
hedefledik. Bunun için
de çok büyük çalışmalar
yapmamız gerekiyor”
değerlendirmesinde
bulundu. Başarının
gerçekleşmesi için irade
gerektiğini vurgulayan
Büyükekşi, iradeyi
gerçekleştirmek için de
odaklanma ve becerinin
önemine işaret etti.
“Burada da inovasyon,
tasarım ve markalaşma
büyük önem taşıyor.
Bu hedefleri yaparken
de girişimcilik ruhu
son derece önemli. Son
dönemlerde ülkemizdeki
girişimcilik ruhu bize
umut veriyor. Gerek
devlet, gerekse özel sektör
girişimcilik konusunda
son derece önemli işlere
adım atıyor. Girişimcilik
Monitörü’ne göre
Türkiye’de işletme açmak
için uygun fırsat görenlerin
oranı yüzde 40, bunun
için gerekli beceriye sahip
olduğuna inananların oranı
ise yüzde 50. İngiltere,
Bakan Soylu, Trabzon Girişimcilik Zirvesi'nde, “Türkiye’yi özel sektörle
büyüteceğiz. Türkiye’nin her tarafını girişim evi gibi yapmalıyız" dedi.
Güney Kore, Singapur,
Almanya ve Fransa gibi
ülkelerden daha öndeyiz:
Küresel Girişimcilik
Endeksi’nde ise 123 ülke
arasında 28’inci sıradayız.
Bu da bizim açımızdan
son derece önemli çünkü
baktığımızda Japonya’nın,
İspanya’nın, İtalya’nın ve
büyük ülkelerin önündeyiz.
Hedeflerimiz çok daha
yukarılara çıkabilmek”
diyerek devam eden
Büyükekşi, TEB ile TİM
işbirliğinde şimdiye kadar
dört girişim evi açtıklarını
ifade etti ve bu zamana
kadar girişim evlerinde
200 gün danışmanlık
hizmeti, bin 664 saat eğitim
verildiğini dile getirerek,
“32 girişimci-yatırımcı
buluşması gerçekleşti.
Etkinliklerimiz sayesinde
2015 yılında 56 girişimci
19 milyon TL ciro elde etti.
40 girişimci 12 milyon TL
devletten destek aldı. 14
girişimci 12,5 milyon TL
yatırım aldı ve 93 girişimci
ise 421 girişimciyi istihdam
etti” diye konuştu.
Girişim Evi,
Trabzon’un altyapısını
da güçlendirecek
Trabzon Valisi Abdil Celil
Öz ise açılış konuşmasında,
yapılan etkinliklerin küresel
rekabete hazırlanma, daha
fazla üretme, kalkınma ve
daha iyi yaşama anlamında
yapılacak çalışmalara ışık
tuttuğunu kaydetti. Vali
Öz, “Açılışını yaptığımız
Trabzon TİM-TEB Girişim
Evi, bu kalkınma ve gelişme
yolunda rol oynayan
kurumsal yapılara yeni bir
aktivasyon, güç ve destek
katacaktır” derken, bu
alandaki çalışmaların yeni
bir işbirliği oluşturması
için güzel bir platform
oluşturacağı vurgusunda
bulundu.
67
BULUŞMA / ANTALYA DELEGELER BULUŞMASI
İhracatçılar Antalya’da buluştu
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş’ın da katılımıyla Antalya’da gerçekleşen “TİM Delegeler
Toplantısı”, çok sayıda konuşmacının nitelikli sunumlarıyla ihracatçılara vizyoner bir yol
haritası sundu. İki gün boyunca süren etkinlikte delegeler aileleri ile birlikte katılırken,
fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakaladı.
T
İM Başkanı
Mehmet
Büyükekşi,
etkinliğin
açılış konuşmasında
Türkiye ihracatındaki
son verileri paylaşırken,
ihracatçı birliklerinin
kurumsal yapıları ve
gelecek yapılanmalarıyla
ilgili uyarılarda bulundu
ve görüşlerini aktardı.
İhracatçı birlikleri olmazsa
TİM’in de olamayacağını,
benzer şekilde TİM olmazsa
ihracatçı birliklerinin
de yaşayamayacağını
vurgulayan Büyükekşi,
“Biz siziz, siz bizsiniz”
sözünün altını çizdi. Bu
doğrultuda Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ün, “Birlik ve
beraberlik, ölümden başka
her şeyi yener” sözünü
de anımsatan Büyükekşi,
“İhracatçılarımızın
68
sorunlarını çözmek için en
üst kademelerle sürekli
olarak çalışıyor, bize
ilettiğiniz sorunları büyük
bir özveriyle çözüme
ulaştırmaya gayret ediyoruz.
TİM’in sahip olduğu
itibar ile bize aktardığınız
sorunların yüzde 90’ını
çözüme kavuşturduk.
Ancak sizler de birlik ve
beraberliğinizi en üst
seviyede tutmalı, bizimle
birlikte hareket etmelisiniz”
tavsiyesinde bulundu.
TİM olarak, meselelerini
tüm birimleriyle birlikte
tartışan, katılımcı ve
demokratik bir yapı
oluşturmayı amaçladıklarını
dile getiren Büyükekşi,
ulaşılan sonuç ve önerilen
politikalar itibarıyla söylem
birliği içinde kararlı ve
tutarlı; üyelerinin güvenini
kazanmış ve üyeleriyle
güçlü bir ihracatçılar meclisi
olmayı hedeflediklerini
vurguladığı konuşmasında,
başarının üç altın anahtarını
da bu üç başlıkta özetledi.
İhracatçılar can
siperane çalışıyor
Antalya Delegeler
Buluşmasını, özeleştiri
yapmak ve güncel ekonomik
konuları tartışarak ihracatçı
ailesine vizyoner bir
yol haritası çizmek için
düzenlediklerinin altını
çizen Büyükekşi, özellikle
ihracatçı birlikleri Genel
Kurullarındaki düşük
katılımları da eleştirdi ve
talep olmayan ihracatçı
birliklerinin gerekirse
kapatılabileceğini vurguladı.
Amaçlarının Türkiye
ekonomisinin büyümesi
ve kalkınması olduğunu
ifade eden Büyükekşi,
“Genel Kurullar bizim
düğün günümüzdür. Yılda
bir kez düzenlenen bu
buluşmalara bile katılım bu
denli az oluyorsa, burada bir
yanlış yapıyoruz demektir.
Bunları çözmemiz lazım,
yoksa ihracatçı birlikleri
için yanlış yargıların
oluşmasına müsaade etmiş
oluruz” değerlendirmesinde
bulundu. İhracatçıların
can siperane çalıştığını
da vurgulayan Büyükekşi,
dünyanın her noktasına
giden ihracatçı birliklerine
teşekkür etti ve “Türkiye’nin
kasasına giren her 1 dolar,
cari açığın kapatılmasında
çok büyük fayda sağlıyor.
Hepimizden Allah razı
olsun. Ama biz, artık çıtayı
daha yükseğe koymalıyız.
Türkiye’nin dünya dış
ticaretinden aldığı payı daha
da artırmalıyız. Bunun için
de katma değerli üretime,
Ar-Ge’ye, inovasyona,
tasarıma ve markalaşmaya
ihtiyacımız var. TİM olarak
biz nasıl 2023 ihracat
hedefi belirlediysek,
sizlerden ricam, firmalar da
kendilerine hedefler koysun.
Bu hedeflere ulaşmak için
eksikliklerini belirlesin.
Birlikte bu eksiklikleri
giderelim ve birlikte hareket
edelim” dedi.
Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaş ise sunumunda,
2008 küresel krizinin
etkilerinin halen görülmeye
devam ettiğine değindi
ve Türkiye’nin bütün
olumsuzluklara rağmen
büyümeye devam ettiğinin
altını çizdi. Bakan Elitaş,
özellikle 2014-2015
dönemindeki seçimler ve
Türkiye’nin bütünlüğüne
yönelik sorunlara rağmen
Türkiye ekonomisinin
istikrarını koruduğunu
anımsattı.
etkinlikte ekonomist Prof.
Dr. Kerem Alkin “Türkiye
Ekonomisi Nereye Gidiyor”
konulu sunumunda dünya
ve Türkiye ekonomisinin
sıcak gündemini
değerlendirdi.
Sunumunda, Türkiye’nin
üretim ekosistemindeki
dijitalleşmeye sağlaması
gerekliliğine değinen Prof.
Dr. Alkin, Türkiye’nin
geleceğinin inovatif
ihracatta olduğunun altını
çizdi. “Gençlerin mutlaka
dijital sistemler konusunda
yetiştirilmesi lazım” diyen
Prof. Dr. Alkin, küresel
ekonomideki seyrin Türkiye
ekonomisi ve Türkiye
ihracatı üzerine etkilerini
mercek altına aldı. ABD
Merkez Bankası FED’in
karar ve adımları ile ABD
ekonomisinin seyri, G20
ülkeleri arasındaki “kirli
kur savaşı”, AB’yi tehdit
eden Brexit ve sığınmacı
krizi, Çin ekonomisindeki
büyüme tartışmaları ve
yuandaki devalüasyon,
küresel emtia fiyatlarındaki
ciddi gerilemelerin
etkileri gibi konulara
odaklanan sunumunda
MUSTAFA ELİTAŞ
Ekonomi Bakanı
mehmet büyükekşi
TİM Başkanı
Prof. Dr. Alkin, Türkiye
ekonomisinin küresel
sorunlara rağmen dirençli
durduğunu, büyümenin iç
talep odaklı gerçekleştiğini
ve küresel kriz sonrası
oluşan “Yeni Normal”
ışığında, küresel siyasi
gerginliklerin artabileceği;
emtia ihracatçısı Rusya,
Körfez ülkeleri, Latin
Amerika ve kimi Afrika
ülkelerine ihracatta sıkıntı
yaşanabileceği uyarısında
bulundu. Prof. Dr. Alkin son
olarak, dünya ekonomisinin
geleceği açısından bu
yüzyılın üç kritik konusunu
ise sürdürülebilir büyüme,
yeşil enerji ve sürdürülebilir
gelecek olarak yorumladı
ve ihracatçılara bu üç kritik
başlıkta atılan adımları iyi
takip etmelerini salık verdi.
Daha uzun vadeli
düşünmeliyiz
KPMG Türkiye Başkanı
Ferruh Tunç ise “İhracat ve
Büyüme İnovasyon Aşısı”
başlıklı sunumunda daha çok
üretmenin, daha uzun vadeli
düşünmenin ve rekabet
avantajı ortaya koymanın
önemine değindi. Son 10
yılda Ar-Ge ve inovasyon
ekosisteminde önemli bir
büyüme gerçekleştiğinin
altını çizen Tunç, TÜBİTAK
Ulusal Bilim, Teknoloji ve
Yenilik İstatistikleri 2016
Raporu’na göre 2004-2015
Gelecek, dijital
sistemlerde
TİM Genel Sekreteri Dr.
H. Bader Arslan’ın TİM
Faaliyet sunumu ile devam
TİM Delegeleri, Antalya Buluşması'nda son ekonomik ve stratejik gelişmeler, sağlıklı yaşam ve doğru
iletişim konularında bilgilendirilirken, özeleştiri yapma fırsatı da yakaladı ve yaşanan sorunlar tartışıldı.
69
BULUŞMA / ANTALYA DELEGELER BULUŞMASI
PROF. DR. KEREM ALKİN
Ekonomist
FERRUH TUNÇ
KPMG Türkiye Başkanı
ziya kürküt
Sinema ve Tiyatro Oyuncusu
Osman MÜFTÜOĞLU
Sağlıklı Yaşam Koçu, Doktor
yılları arasında Türkiye’deki
Ar-Ge harcamalarının yüzde
238, Ar-Ge personeli ve
araştırmacı sayısının yüzde
177, patent başvurusunun
yüzde 410, bilimsel yayın
sayısının ise yüzde 401
oranında artış gösterdiğini
anımsattı. Bununla birlikte
Türkiye’deki Ar-Ge portföy
derinliğinin, yani ArGe ve
İnovasyon Portföylerinin
Uzun Vade Yöneliminin
halen zayıf seyrettiğine
değinen Tunç, daha uzun
vadeli düşünmenin önemine
işaret etti. Benzer şekilde
daha çok proje üretme
ve bu projeleri daha fazla
işbirliğinde gerçekleştirme
gerekliliğinden de bahseden
Tunç, en az bir işbirliği
yaklaşımını tüm Ar-Ge
projelerinde sistematik
olarak uygulayan firmaların
toplama oranı Türkiye’de
yüzde 15 seviyelerindeyken,
bu oranın AB’deki oranının
yüzde 40’lar seviyelerinde
olduğunu anımsattı.
Tunç, bu doğrultuda
işbirliği yaklaşımlarının
çeşitlendirilmesinin
önemine de değinerek,
kurumsal paydaşlarla
işbirliği içerisinde açık
inovasyon, sınır koymaksızın
tüm gönüllü bireylerin
işbirliğinde kitle kaynak ve
nihai kullanıcı/tüketici ile
işbirliğinde beraber yaratma
kültürlerinin güçlenmesi
gerektiğini ifade etti; ancak
böylelikle rekabet avantajı
yakalanabileceğinin altını
çizdi.
Ünlü doktor ve bilim insanı
Osman Müftüoğlu da
“Sağlıklı Yaşam” başlıklı
konuşmasında, bilgiye en
hızlı ve en kolay erişilebilen
çağda olduğumuzu dile
getirirken; merhum
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel’in “Bilmek değil,
yapmak önemli” sözünü
anımsattı ve ihracatçıların
hayatlarında bir denge
oluşturmalarının önemine
değindi. İnsan ömrünün
uzadığını ancak eskiye göre
daha fazla hasar aldığımızı
vurgulayan Müftüoğlu,
sağlık sisteminin son 15
yılda olağanüstü değişimler
yaşadığını ifade etti.
Müftüoğlu, geçmişe göre
daha fazla kanser, daha
fazla diyabet, daha fazla
kardiyovasküler hastalıklarla
karşılaştığımızı vurgularken,
dünyada depresyon
ilaçlarını nüfusuna oranla
en fazla kullanan ülkenin
Türkiye olduğunun altını
çizdi ve “Toplumsal bir
depresyon yaşıyoruz.
Biliyoruz ama yapmıyoruz.
Suya bakarak karşıya
geçilemez, suya girmemiz
lazım” tavsiyesinde bulundu.
70
Hayatı yalın yaşayın
Tiyatro ve sinema oyuncusu
Ziya Kükürt ise “Etkili ve
Kısa Konuşma” sunumunda
ihracatçılara aktardığı
iletişim tüyolarında ses
eğitiminin ve vücut dilinin
önemini vurguladı.
İki gün süren TİM Antalya Delegeler
Buluşması, TİM Delegelerini nitelikli
konuşmacılarla bir araya getirirken, Delege
eşleri ve çocukları da keyifli zamanlar geçirme
fırsatı yakaladı.
AHMET KASIM HAN
Strateji Uzmanı
FAZIL ORAL
Liderlik ve Yönetim Düşünürü
Türkiye çekim
merkezi olmalı
Stratejist Ahmet Kasım Han
ise “Dünya Nereye Gidiyor?”
başlıklı sunumunda küresel
politikanın geleceğini
belirleyecek trend ve
risklerin Türkiye’nin dış
politikasını ilgilendiren
kimi boyutları çerçevesinde
bir ufuk turu yaptı. Klasik
iktisatta altyapının yani
ekonominin, üstyapıyı
yani siyaset ve kültürü
belirlediğine değinen Han,
arabesk kültürün temelinde
de aslında ekonomik
bir dönüşüm olduğunu,
bugünün evreninde ise
üstyapının altyapı üzerinde
daha fazla etkili olduğuna
değinerek, “Artık ekonomi
konuşurken, önce siyaset
konuşuyoruz. Riskler
ekonomik hayatı belirliyor.
Siyasi stratejiler ekonomik
dünyayı kökünden etkiliyor.
Örneğin bizim büyüme
evrenimiz Türkiye ile sınırlı
kalmamalı. ABD’nin büyüme
evreni nasıl tüm dünya ise
bizim de büyüme evrenimiz
tüm dünya olmalı”
yorumunda bulundu.
Ahmet Kasım Han,
sunumunda, tüm dünyanın
hazırlandığı Sanayi 4.0
devrimine de değindi ve
“Sanayi 4.0’ın getireceği
değişimleri hızla kabul
ederek, bir sonraki sanayi
devrimine hazır olmamız
gerekiyor. Türkiye,
kendisini, yine kendine
has özellikleri yaratarak
bir çekim merkezi haline
getirmeli” dedi.
Geleceğinizi, bilgiyi
kullanma biçiminiz
belirleyecek
Liderlik ve Yönetim
Düşünürü Fazıl Oral
ise “Birleştirici Liderlik”
sunumunda dünyanın
gelecek 10 yılda çok
hızlı dönüşeceğini dile
getirdi ve örnek olarak
geleceğin otomotiv
dünyasının, bugünün
üreticileri için nasıl riskler
barındırdığını özetledi.
Sunumunda, dünyanın
çok hızlı bir dönüşm
sürecinden geçtiğini
vurgulayan; halen içten
yanmalı motor kullanan
otomobillerin yaklaşık 2
bin hareketli parçadan
oluştuğunun altını çizen
Oral, geliştirilen elektrik
motorlu otomobillerde ise
İhracat dünyasının duayeni
Jak Galİko’nun doğum günü
unutulmadı
Antalya Delegeler Buluşması’nda
ayrıca, Ege Deri ve Deri Mamulleri
İhracatçıları Birliği Başkanı
Jak Galiko'nun doğum günü de
unutulmadı ve duayen sanayici
Bay Galiko’ya küçük bir sürpriz
hazırlandı.
sadece 18 hareketli parça
bulunduğu bilgisini paylaştı
ve özellikle otomotiv yedek
parça ekonomisinde büyük
bir değişimin yaklaşmakta
olduğu uyarısında bulundu.
Bu çerçevede, Bill Gates’in
“Kazanıp kaybetmenizi,
bilgiyi toplama, yönetme
ve kullanma biçiminiz
belirleyecek” sözünü
anımsatan Oral, sadece
her konuda öğrenen
organizasyonların başarılı
olacağını, sadece zaferin
değil başarısızlığında
konuşulması gerektiğini
vurguladı.
Etkinlikler gün boyu
sürdü
Delegelerin fikir
paylaşımlarında bulunduğu
bir oturumun da olduğu
etkinlikte, delege eşleri
de eş zamanlı olarak,
Farkındalık ve İletişim
Uzmanı Neslihan Onur’dan
“Başarı için Bireysel
Farkındalık” ve Osman
Müftüoğlu’ndan “Sağlıklı
Yaşam” oturumlarına katıldı.
Program, gün boyu süren
turnuvalar, EXPO2016
Antalya ziyaretleri, şehir
turu, akşam da tiyatro
sanatçısı Nilgün Yerli’nin
“Yerli Yersiz” oyununun
gösterimiyle devam etti.
71
DÜNYA / EXPO2016 ANTALYA
EXPO2016 Antalya’ya
görkemli açılış
Olimpiyatlar ve Dünya Kupası'nın ardından en büyük organizasyon
olarak kabul edilen Dünya Botanik EXPO'su, 160 yıllık tarihinde ilk
kez Türkiye'de açıldı.Türkiye’nin üstlendiği en büyük uluslararası
organizasyon olan EXPO2016 Antalya, altı ay açık kalacak.
T
eması “Çiçek
ve Çocuk”,
sloganı “Gelecek
nesiller için yeşil
bir dünya”, alt temaları
“tarih”, “biyoçeşitlilik”,
“sürdürülebilirlik” ve “yeşil
şehirler organizasyonu”
olan botanik EXPO2016
72
Antalya, bin 121 dönümlük
alanda, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan
tarafından resmi törenle
açıldı.
EXPO2016 Antalya’nın
görkemli açılış törenine,
Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, TBMM
Başkanı İsmail Kahraman,
Başbakanı Ahmet
Davutoğlu, Başbakan
Yardımcısı Lütfi Elvan,
Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu, Ulaştırma
ve Habercilik Bakanı
Binali Yıldırım, Kültür
ve Turizm Bakanı Mahir
Ünal, İçişleri Bakanı
Efkan Ala, Gıda Tarım
ve Hayvancılık Bakanı ve
EXPO2016 Antalya Ajansı
Yönetim Kurulu Başkanı
Faruk Çelik, Gümrük ve
Ticaret Bakanı Bülent
Tüfenkçi, Antalya Valisi ve
EXPO2016 Yönetim Kurulu
Başkan Vekili Muammer
Türker, milletvekilleri,
Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanı Menderes
Türel, yabancı misyon
temsilcileri, sivil toplum
kuruluşlarının temsilcileri
ve davetliler katıldı.
Her unsurun ayrı bir
anlamı var
EXPO2016 Antalya sergi
alanı içerisinde yer alan
Türkiye’nin en büyük
kongre merkezinde
düzenlenen açılış
töreninde bir konuşma
yapan Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan,
EXPO2016 Antalya’nın
Bahçe Bitkileri Üreticileri
Birliği ve Uluslararası
Sergiler Bürosu ile ortak
düzenlendiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
her iki örgüte de bu
süreçte verdikleri katkılar
ve gösterdikleri işbirliği
için teşekkür ederken,
EXPO2016 Antalya'nın
hazırlıklarını büyük
özenle yürütüldüğünü
belirtti ve “Başından beri
bu projeyi milli bir proje
olarak gördük. EXPO2016
Antalya, sadece Antalya'nın
değil tüm Türkiye'nin ortak
iradesinin, kamu ve özel
sektörümüzün işbirliğinin
bir ürünüdür” dedi.
Sergi alanının sadece
katılımcı ülkelerin bahçe
kültürlerini tanıttığı büyük
bir park olmadığını belirten
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
“Sergi alanımızdaki her
unsurun çok özel anlamları
var. Örneğin EXPO Kulesi,
Antalya'nın simgelerinden
tarihi Hadrianus Kapısı’nı
simgeliyor. Tarım ve
Biyoçeşitlilik Müzesi ise
Türkiye'nin bu alandaki
ilk müzesidir. 6 bin 500
kişi kapasiteli bu kongre
merkezi de Avrupa’nın en
büyük kapasiteli kongre
merkezidir. EXPO2016
Antalya, Antalya'nın
zaten canlı olan kültür ve
eğlence dünyasına yeni bir
zenginlik katacak. Çocuk
Adası, Biyoçeşitlilik Tema
Parkuru, Osmanlı Bahçesi,
EXPO Gölü, EXPO Tepesi,
EXPO Ormanı, Kültür ve
Sanat Sokağı gibi alanların
her biri ziyaretçilerin farklı
zevklerine hitap edecek
imkânlar sunuyor” diye
konuştu.
EXPO2016 Antalya
süresince, Türkiye'nin
botanik zenginliğinin
küresel çapta tanıtımının
Toplam bütçesi 1.6 milyar TL olan EXPO2016
Antalya, alt ve üstyapı yatırımlarının da
eklenmesiyle Antalya’ya 1.8 milyar TL
kazandıracak.
yanı sıra yapılacak
akademik çalışmalar ve
toplantılarla da ülkelerin
bu çerçevede ortak bir
platformda buluşmasını
hedeflediklerini kaydeden
Erdoğan, sergi süresince
yapılacak çalışmalar
sonunda, bu alanda ortak
bir tavrı ifade eden Antalya
Bildirgesi'ni uluslararası
topluma armağan
edeceklerini de sözlerine
ekledi.
Çocuklarımızı birer
çiçek gibi yetiştireceğiz
Başbakan Ahmet
Davutoğlu ise son
yıllarda her alanda büyük
ilerlemeler kaydeden
Türkiye'nin, uluslararası
çapta düzenlenen
organizasyonları yüz akıyla
gerçekleştirdiğinin altını
çizdi ve NATO Zirvesi, G20
Zirvesi gibi uluslararası
organizasyonların bir
kısmının Antalya'da
gerçekleştirildiğini
anımsattı.
EXPO2016 Antalya'ya
53 ülkenin katıldığını
belirterek katılımcı
ülkelerin temsilcilerine
teşekkür eden Başbakan
Davutoğlu, “Çocuk teması
ve geleceği yeşertmek
sloganıyla tarım, bahçecilik
alanları ile şehirlerdeki
çevresel yapıyı iyileştirmeyi,
bu çevrelerdeki
yeşillendirmelere katkıda
bulunmayı, sağlıklı bir
çevre için gerekli bilinci
oluşturup, bu deneyimleri
73
DÜNYA / EXPO2016 ANTALYA
Türkiye’nin Eyfel’i olarak adlandırılan EXPO Kulesi, Antalya’nın kalıcı sembolü olacak. 100’den fazla bitki heykelinin yer aldığı bölüm ise
görülmesi gereken bir cazibe alanı olarak öne çıkıyor. Şubat ayında satışa çıkan bilet ve sezonluk kart satışları devam ederken, halen 1.5
milyon bilet ve sezonluk kart satışı gerçekleştirilmiş durumda.
paylaşmayı, bütün
bunların toplamında
da kalkınmaya katkıda
bulunmayı amaçlıyoruz”
diyerek, “Çocuk ve çiçek
ne güzel bir tema, çünkü
her çocuk bir çiçektir, her
çiçek şefkat bekleyen bir
çocuktur. Çocuklarımızı
birer çiçek gibi gelecek
nesillere yetiştireceğiz”
değerlendirmesinde
bulundu.
Çiçekler baharın,
çocuklar barışın
müjdecisi
EXPO2016 Antalya
Yönetim Kurulu Başkanı ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Faruk Çelik ise 53
ülke ile son dönemdeki
en geniş katılımcı sayısına
sahip EXPO'yu hayata
geçirdiklerini ifade ettiği
konuşmasında, EXPO
Kongre Merkezi'nin ise
Türkiye'nin en büyük,
dünyanın da sayılı büyük
kongre merkezlerinden biri
olduğunu vurgulayarak,
“120 türde 25 bin ağaç,
5 milyon çiçek, 700
bin bitki kullanılarak
yapılan bitki heykelleri,
ülke bahçeleri ve illerin
oluşturduğu kurumsal
bahçeler, EXPO2016
Antalya'da ziyaretçilerini
bekliyor” dedi. Bakan Çelik
son olarak EXPO2016
Antalya’nın altı aylık
sergi süresi sonunda da
üreticiler için sürekli eğitim
merkezi, turizmciler içinse
bir cazibe merkezi olarak
işlevini sürdüreceğini
anımsattı.
Dünya Antalya’ya geldi
EXPO2016 Antalya,
1990 yılında Osaka'da
düzenlenen EXPO'dan
Türkİye’nİn İhracat gücü
TİM Çadırı’nda sergİlenİyor
EXPO2016 Antalya sergi alanları içerisinde yer
alan TİM Çadırı da ziyaretçilere Türkiye’nin
ihracat gücünü sergilemesi açısından önem
taşıyor. TİM koordinasyonunda Türk ürünlerinin
dünyaya tanıtımı ve Türkiye markası algısının
güçlendirilmesi amacıyla kurulan 15 sektörel
tanıtım grubunun yer aldığı TİM Çadırı, Ekonomi
Bakanı Mustafa Elitaş ve TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi’nin katılımıyla mayıs ayı başında açıldı.
74
sonra en yüksek katılımcıya
sahip EXPO olarak tüm
dünya tarafından dikkatle
takip edilirken, ziyaretçi
sayısıyla da rekor kırması
bekleniyor.
Ülke bahçeleri göz
kamaştırıyor
EXPO 2016 Antalya
alanında, çocuklar
ve büyükler için
gezebilecekleri
ve eğlenceli vakit
geçirebilecekleri cazibe
merkezleri oluşturuldu.
Bu merkezlerden Ülke
Bahçeleri’nde bahçecilik
kültürleri tanıtılırken
ülkelerin kendilerine
has mimari özellikleri de
yansıtılıyor. Örneğin Çin’in
3 bin 150 metrekarelik
alana yayılan “Ay’ın
Mücevheri” isimli bahçesi,
Çin’den gelen 30 kişilik
ekip tarafından üç ayda
tamamlandı ve bahçe,
dünya soyut kültürel
mirası olan Suzhou bahçesi
referans alınarak kuruldu.
Çin’in tarihi ve zengin
çiçekçilik kültürünün
sergilendiği bahçede,
başta bonsai olmak
üzere 100’den fazla bitki
bulunuyor.
Antalya’nın yeni
cazibe merkezi
EXPO2016 Antalya’da en
önemli cazibe alanlarından
biri de Türkiye’de ilk, bitki
kompozisyonlarıyla ise bu
ölçekte en büyük çalışma
olan bitki heykellerinin
yer aldığı alan… Kanada
merkezli Mosaicultures
Internationales De
Montreal ile yürütülen
çalışma kapsamında 15
dönümlük alanda 108 bitki
heykelinin yer aldığı bu
alan, EXPO2016 Antalya
Sergi Alanı’nın en cazip,
en çok gezilen ve en
çok fotoğraf çektirilen
alanı olarak öne çıkıyor.
EXPO2016 Antalya’nın
dikkat çekici bir başka alanı
ise Osmanlı Bahçesi olarak
dikkat çekiyor. Sadece
seyirlik değil, aynı zamanda
her noktasında içinde
yaşanılabilen mekânlar
barındıran Osmanlı
Bahçesi’nde eğrisel çeşme
ve bitişiğindeki duvarlar,
havuz suyolu, selsebil ve
çeşme, geleneksel Anadolu
halı ve kilim sanatında
“analık, bereket ve
üretkenlik” sembolü olan
elibelinde motifi formunda
oluşturulan yürüyüş yolları,
motifli çakıllı döşemeler,
çiniler, nişantaşı, maşallah
heykeli, nahıl, güneş saati,
sütunlar yer alıyor.
Türkiye’nin Eyfel’i olarak
adlandırılan EXPO Kulesi
de Antalya’nın kalıcı
sembolü olarak, EXPO2016
Antalya’nın en çok göze
çarpan yapısı olarak
ziyaretçilerin akınına
uğruyor. Antalya’nın
simgesi üç kapılar ve
palmiye ağaçlarından
esinlenerek tasarlanan
100.7 metre yüksekliğindeki
kulenin tepesine 21’er
kişilik üç asansörle
ulaşılabiliyor. Biri kapalı,
ikisi açık üç seyir terası
bulunduran Kule, alanın
çevresini panoramik olarak
seyretme imkanı sunarken,
başak formunda dizayn
edilen Biyoçeşitlilik ve
Tarım Müzesi’nde tarımın
geçmişten bugüne kadar
yaşadığı gelişim “yaşayan
duvar” teknolojisiyle
görseller eşliğinde
ziyaretçilere sunuluyor;
Çocuk Adası, Çocuk Bilim
ve Teknoloji Merkezi’nde
ise çocuklar evren ve
dünyanın oluşumunu “video
mapping” uygulamasıyla
izleyebiliyor.
Yeşİl doku
600 bİn m2 üzerİnde
Orta Anadolu
Süs Bitkileri ve
İhracatçılar Birliği’nin
de paydaşları
arasında olduğu
EXPO2016 Antalya
fuar alanına 5 milyona
yakın mevsimlik
çiçek dikilirken, 400
bin m2 civarında
çimlendirme yapıldı.
Özel koleksiyon
bahçeleri ve diğer
yeşil alanlarla birlikte
EXPO2016 Antalya
sergi alanında 600 bin
m2'nin üzerinde yeşil
doku bulunuyor. Sergi
alanında 120 türde 25
bin ağaç dikilirken,
Türkiye’deki en
yüksek rakamlı ağaç
transplantasyonu da
gerçekleştirildi. Alana
transplantasyon
yöntemiyle dikilen
ağaç sayısı 2 bin 823’e
ulaşırken, bu ağaçlar
arasında İzmir Ödemiş
Bademli Köyünden
getirilen 945 yıllık
zeytin ağacı da (Olea
europea) yer alıyor.
75
BULUŞMA / FORUM İSTANBUL
Yeniden değişim
ve dönüşüm
Forum İstanbul'un 15’incisi "Yeni Dengeler Arayan Geçiş Sürecinde Bir Dünya, Yeniden
Konumlanmaya Kararlı Dönüşüm Sürecinde Bir Türkiye'' ana temasıyla düzenlendi.
Zirvede devlet, iş ve ekonomi dünyasından önemli isimler sunumlarıyla renk kattı.
D
oğuş Grubu,
Şekerbank ve
TİM’in stratejik
ortaklığında, 5-6
Mayıs 2016 tarihlerinde
Swissotel'de gerçekleştirilen
Forum İstanbul'da "Küresel
işbirliği, koordinasyon ve
yük paylaşımı için neler
yapılmalı" sorusunun
yanıtı arandı. İki gün
boyunca devlet, iş ve
ekonomi dünyasından
76
önemli isimlerin,
sunumlarıyla ekonomi,
finans, ihracat, jeopolitik
gelişmeler, enerji, lojistik
ve teknoloji konularının
ele alındığı zirve; Forum
İstanbul Yönetim Kurulu
Başkanı Yavuz Canevi'nin
konuşmasıyla açıldı. Açılış
konuşmaları Forum İstanbul
2015 stratejik partnerleri
ve TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, Şekerbank
Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. Hasan Basri Göktan ve
Doğuş Holding Yönetim
Kurulu Üyesi Aclan Acar’ın
sunuşları ile devam etti.
Güçlü duruşumuzu
devam ettirmeliyiz
Ekonomiden Sorumlu
Başbakan Yardımcısı
Mehmet Şimşek, Forum
İstanbul’da yaptığı
konuşmada, petrol ve
altın hariç Türkiye'de
bir cari fazla olduğunu,
ancak son bir yıldır
petrol ve altın ithalatı
hariç cari açık verilmeye
başlandığını kaydetti.
Şimşek, bir yandan maliye
politikasındaki güçlü
duruşu devam ettirip, diğer
taraftan yapısal reformları
uygulamaya koyup, bir de
AB ayağının güçlendirilmesi
gerektiğini belirterek,
Mehmet Şimşek, bir yandan maliye politikasındaki güçlü duruşu
devam ettirip, diğer taraftan yapısal reformları uygulamaya koyup, bir
de AB ayağının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
"Türkiye bunu yapabilirse o
zaman üç motorlu bir uçak.
Yani tek motor yerine üç
motor ile çok daha hızlı,
çok daha güvenli gidersiniz"
dedi. "Maliye politikası
geçen sene seçimlere
rağmen, seçim öncesi
önemli vaatlere rağmen ve
bu vaatlerin yüzde 100 bir
şekilde hayata geçirilmiş
ve bütçeye yansıtılmış
olmasına rağmen, eğer biz
açığı milli gelirin yüzde
1'in altında tutabilirsek,
bu hakikaten olağanüstü,
sadece Türkiye ölçeğinde
değil küresel ölçekte bir
başarıdır" diyen Şimşek,
Türkiye'nin kamu borç
dinamikleri itibarıyla
bir endişesi, bir sorunu
Mehmet Büyükekşi, Son 30 yılda, gelişmekte olan ülkelerin ciddi bir
atağa geçerek dünya ticaretindeki payını yüzde 33'ten yüzde 50'ye
yükselttiğini dile getirdi.
kalmadığını söyledi. Şimşek,
Türkiye'de borç sorunu
olacaksa, şirket borçları
üzerinden olacağını,
aslında bütün dünyada
bunun böyle olduğunu
dile getirdi. Dünyada 2007
ile 2015 arasında borcun
57 trilyon dolar arttığı
bilgisini veren Şimşek,
dünya milli gelirinin ise 75
İstİkrarlı olarak büyümemİz gerekİyor
Forum İstanbul, kapsamında
düzenlenen "Küresel Rekabetçi Bir
Türkiye İçin İhracatta Yeni Atılımlar"
panelinin açılışı, TİM Mehmet
Büyükekşi'nin konuşmasıyla yapıldı.
Panele, TİM Genel Sekreteri Dr. Halil
Bader Arslan, Koç Holding CEO’su
Levent Çakıroğlu, Emekli Büyükelçi
ve Dünya Ticaret Örgütü Türkiye eski
Daimi Temsilcisi Bozkurt Aran, EİB
Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk,
Marka Strateji Uzmanı Bernhard
Pompeÿ, Koç Üniversitesi, Ekonomi
Bölümü’nden Prof. Dr. Kamil Yılmaz
katıldı. Panelde konuşan Dr. Halil
Bader Arslan, ihracatta hedeflere
ulaşmamız için yaratıcı ürünler
ortaya koymanın gerektiğini belirtti.
trilyon dolar olduğunu ifade
etti. Şimşek, dünyadaki
borç yükünün büyümeyi
sınırladığının altını çizdi.
Bankacılık sektöründen
bahseden Şimşek, bir tek
kaynak sorunu olduğunu
vurgulayarak, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Türkiye'de
tasarruflar çok düşük
olduğu için, tasarruflar
sistem dışında olduğu için,
maalesef bir gelişmekte
olan ülke için çok erken bir
şekilde kredi mevduat oranı
yüzde 120'leri aştı. Hatta
TL cinsinden kredi mevduat
oranı yüzde 140'ları aştı. Bu
şu anlama geliyor; sistemin
daha fazla kredi verebilmesi
için, reel ekonomiyi
destekleyebilmesi için
toptan dış kaynağa ihtiyaç
var. Dış kaynağın da
gelebilmesi için, Türkiye'nin
risk priminin iyileşmesi
lazım. Türkiye'ye ilişkin
risk iştahının yüksek
olması lazım. O zaman da
Türkiye, dünya normlarında
hareket etmesi gerekiyor.
Yani bizim hem dünya
kaynağına ihtiyacımız
77
BULUŞMA / FORUM İSTANBUL
gerek. 2015 yılında dünya
ihracatından aldığımız payı
yüzde 0.87'ye çıkardık.
Ancak bu bizim için yeterli
değil. 2023 yılında bu payı,
yüzde 1.5'a çıkarmayı
hedefliyoruz'' dedi.
Ulaşılmadık pazar
bırakmadık
Türkiye’nin yeni ulaşım projelerinin konuşulduğu panelde, TİM Lojistik Konseyi Başkanı Bülent Aymen,
Arkas Holding,Y.K. Başkanı Lucien Arkas, Ekol Lojistik Y.K. Başkanı Ahmet Musul, GA İstanbul 3. Havalimanı
Konsorsiyumu Y.K Üyesi ve Limak Holding Y.K Başkanı Nihat Özdemir yer aldı.
olacak, hem de kendimizi
bir ada gibi düşünemeyiz.
İkisi bir arada olmaz. Biz
dünyaya entegre olmuş bir
ekonomiyiz. Dolayısıyla
her alanda rasyonel zemini
korumak zorundayız.
Özetle bankacılık sektörü
sağlam, ama ekonomiyi
destekleyebilmesi için bizim
ciddi bir şekilde dışarıdan
kaynak çekmemiz lazım."
Sihirli bir değnek var,
o da verimlilik artışı
Mehmet Şimşek, BES'e
otomatik katılım Türkiye'de
uygulanırsa, uzun vadeli
kaynak havuzunun
büyüyeceğini, bunun da
reel sektöre yatırım ve
istihdam olarak döneceğini
söyledi. Türkiye'de faiz
hadlerinin geçmişle
karşılaştırılamayacak
kadar düştüğünü, bunun
reel ve nominal olarak
gerçekleştiğini belirten
Şimşek, Türkiye'nin en
büyük sorununun düşük
78
verimlilik olduğunu,
rekabetin olmadığı bir
ülkede verimliliğin ve
inovasyonun olmayacağını
kaydetti. Şimşek, "Güven
ortamını oluşturup, özel
sektörün yatırımlarını
sağlayamazsak verimlilik
artışı olmaz. O nedenle
bizim temel gündemimiz
yapısal reformdur. Bunu
başarırsak Türkiye çok
rahat bir şekilde yüzde
6-7'lik büyüme patikalarına
tekrar oturabilir. Sihirli bir
değnek var, o da verimlilik
artışı" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin katma değer
zincirinde arzulanan yerde
olmadığını anlatan Şimşek,
üretimin ve ihracatın
üçte ikisinin düşük ve
orta düşük teknolojiye
dayandığını, yani kar
marjlarının giderek yok
olduğuna işaret ederek, bu
nedenle Türkiye'de reform
ile Ar-Ge'yi, inovasyonu
artırmanın dönemi
olduğunun altını çizdi.
Oyunu kuran tarafta
olmalıyız
Son 30 yılda, gelişmekte
olan ülkelerin ciddi bir
atağa geçerek dünya
ticaretindeki payını
yüzde 33'ten yüzde 50'ye
yükselttiğini dile getiren
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi; bölgesel ticaret
anlaşmalarının ciddi bir
şekilde hız kazandığını;
TPP, TTIP gibi dev bölgesel
anlaşmaların önümüzdeki
yıllarda tüm dengeleri
değiştireceğini söyledi.
Türkiye'nin bu süreçte
doğru konumlanmak
zorunda olduğunu
hatırlatan Büyükekşi:
''Türkiye bu yeni ekonomik
düzende yerini mutlaka
almalı. Şimdiye kadar
edilgen olarak yer aldık.
Artık etken olarak yer
almalıyız. Oyunu kuran
tarafta olmalıyız. Bunu
gerçekleştirebilmek için,
önce kendi koyduğumuz
hedeflere ulaşmamız
Mehmet Büyükekşi,
planlanan hedeflere
ulaşmak için ihracatçıların
gece gündüz çalıştığını
vurguladı. Büyükekşi, şöyle
devam etti: “Ürünlerimizin
dünyada ulaşmadığı
bir pazar bırakmadık.
Önümüzdeki dönemde
dünyanın birçok yerinde
TTM açmayı planlıyoruz.
Yine birçok ülkeye ticaret
heyetleri düzenliyoruz. Bu
yılbaşından beri 9 ülkeye
ticaret ve işadamları
heyeti düzenledik. Ayrıca,
10 il 10 ülke çal ışmamız
kapsamında, illerimizi
hedef ülkelerle eşleştirdik.
Çalışmamıza ilk olarak
Gaziantep’te başladık.
Antep’le İngiltere’yi
eşleştirdik. Bütün
detaylarıyla İngiltere pazarı
anlatıldı. Biz illerimizin
eşleştiği ülkelere, o ilin
işadamlarıyla ticaret
heyetleri düzenleyeceğiz.
O ülkelerin işadamlarını da
hedef illerimize alım heyeti
ile getireceğiz. Biz bu işe
kendimizi adadık. Peşini
bırakmayacağız."
47
79
BULUŞMA / DÜNYA GAZETESİ ÖDÜL TÖRENİ
İhracatçıların onur gecesi
DHL Express ile Dünya Gazetesi işbirliği ile düzenlenen Türkiye ihracatına katkıda
bulunan şirketlerin ödüllendirildiği "İhracatın Yıldızları-Teşvik Ödülleri" yarışmasında yılın
ihracatçısı Kordsa oldu.
D
HL Express
ile Dünya
Gazetesi işbirliği
ve Akbank
ile Vodafone Türkiye
sponsorluğunda bu yıl
15’incisi düzenlenen
“İhracatın Yıldızlarıİhracatı Teşvik Ödülleri”
yarışmasının sonuçları
12 Mayıs’ta Taksim The
Marmara’da gerçekleşen
ödül töreniyle açıklandı.
Ödül törenine, TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi, Dış
Ekonomik İlişkiler Kurulu
(DEİK) Başkanı Ömer
Cihad Vardan, TİM Başkan
80
Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu,
İstanbul Hazır Giyim ve
Konfeksiyon İhracatçıları
Birliği (İHKİB) Başkanı
Hikmet Tanrıverdi, Dünya
Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Hakan Güldağ,
DHL Express Türkiye
CEO’su Markus Reckling,
Akbank Kurumsal ve
Yatırım Bankacılığından
Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Levent
Çelebioğlu, Vodafone
Türkiye Kurumsal İş
Birimi İcra Kurulu
Başkan Yardımcısı Engin
Aksoy gibi ihracat ve iş
dünyasının önde gelen
isimleri katıldı. Gecenin
moderatörlüğünü, Destek
Yatırım Menkul Değerler
Genel Müdür Yardımcısı,
ekonomi medyasının
tanınan yüzü İnci Özbek
yaptı.
Kazananı çok,
kaybedeni yok
35 kentten 477 firmanın
başvuru yaptığı
yarışmada toplam
çeşitli kategorilerde 19
firmaya ödül verildi.
Türkiye ekonomisinin
lokomotifi olan ihracatçı
firmaları teşvik etmek,
ihracatlarını geliştirmesini
ve sürdürülebilirliğini
desteklemek amacıyla
düzenlenen ödül töreni
'Kazananı çok, kaybedeni
hiç yok' anlayışıyla
gerçekleştiriliyor.
Törende, Türkiye’deki
35’inci yılını kutlayan
DHL Express Türkiye’ye
de ‘İhracata Katkı Ödülü’
takdim edildi. DHL
Express Türkiye de bu
özel yaşlarının anısına bir
genç girişimciyi ihracatçı
yapmak için destek ödülü
verdi.
İhracat tekrar artışa
geçecek
Törende konuşan
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, Türkiye
ekonomisinin, bazı
küresel olumsuz
koşullara rağmen güçlü
bir şekilde büyüdüğünü
söyledi. Büyükekşi, şöyle
devam etti: "2016’nın
ikinci yarısında petrol
fiyatlarında baz etkisi
kalkacak. Ancak, Çin’in
büyümesindeki zayıflama
sürecek. Brezilya ve
Rusya’da küçülme
bekleniyor. Petrol ve
emtia ihracatçısı ülkelerde
sıkıntılar artıyor.
Dolayısıyla, 2016 yılı da
zorlu bir yıl olacak. Son
10 yılda ihracatımızı
iki kat artırdık. Son 10
yılda ihracat artış hızımız
ortalama yüzde 6.9. İlk
dört ayda ihracatımız
dolar bazında yüzde 7.2,
miktar bazında yüzde 5.4.
İhracat fiyatlarımız emtia
kaynaklı geriledi. Bu etki
ortadan kalktıktan sonra
ihracatımız tekrar artışa
geçecek."
Gayretimizin
karşılığını alacağız
Yılbaşından bu yana
9 ülkeyi gezdiklerini
vurgulayan Mehmet
Büyüekşi, ünlü Romalı
şair Ovidius’un "Damlayan
su mermeri, yürüyen
gayret dağları deler”
Toplamda
19 ödül VERİLDİ
Ödül töreninde büyük ödülün sahibi Kordsa oldu. TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi ve Dünya Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Didem Demirkent ödülü Kordsa CEO'su Cenk Alper'e takdim etti.
sözünü hatırlattı.
Türkiye’nin daha çok
gayret gösteren insanlara
ihtiyacı olduğunu belirten
Büyükekşi, şunları
söyledi:
“Gayretini başarıya
dönüştürenlere daha
çok ihtiyacımız var. Biz
de, en kısa zamanda
gösterdiğimiz gayretin
karşılığını alacağız.
Burada birbirimizi teşvik
etmek için bulunuyoruz.
Başarının formülü
üç kavram ile ifade
edilir. İrade, beceri
ve odaklanma. Türk
ihracatçısı bu formülü
Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatçı
firmaları teşvik etmek, ihracatın geliştirilmesini
ve sürdürülebilirliğini desteklemek amacıyla
düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde
9 ayrı kategori ve özel değerlendirmelerle
toplam 19 ödül verildi.
bir kere yakalamıştır.
İradesi, becerileri ve
odaklanmasıyla tüm zahirî
olumsuzlukları olumluya
döndürebilecek reflekse
sahiptir."
Büyükekşi’ye
teşekkür plaketi
verildi
Törende TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi'ye de,
hem Türkiye ekonomisine
hem de İhracatın
Yıldızları'na sağladıkları
katkılar nedeniyle
bir plaket takdim
edildi. Plaketi Dünya
Şirketler Grubu Yönetim
Kurulu Başkanı Didem
Demirkent, DHL Express
Türkiye Direktörü Markus
Reckling, Akbank Genel
Müdür Yardımcısı Levent
Çelebioğlu ve Vodafone
İcra Kurulu Başkan
Yardımcısı Engin Aksoy
sundu.
Türkiye ekonomisinin
lokomotifi olan
ihracatçı firmaları
teşvik etmek, ihracatın
geliştirilmesini ve
sürdürülebilirliğini
desteklemek
amacıyla düzenlenen
İhracatın Yıldızları
Ödül Töreni’nde 9
ayrı kategori ve özel
değerlendirmelerle
toplam 19 ödül verildi.
”sBüyük Ödül”ün
sahibi ise Kordsa oldu.
Törende, Kreatif Ürün
Ödülü’nü Biopipe,
İpeker Tekstil,
Kayahan Makine;
Yeni Pazar – Pazar
Çeşitliliği Ödülü’nü
Teksan Jeneratör,
Kastamonu Entegre,
Sem Plastik; İhracat
Performans Ödülü’nü
Ram Dış Ticaret,
Üniteks Tekstil, TGS
Dış Ticaret; Hizmet
İhracat Ödülü’nü
Comodo; İnovasyon
Şampiyonu Ödülü’nü
Nanomagnetics;
Markalı İhracat
Ödülü’nü Arzum
Küçük Ev Aletleri;
Ticaret Elçisi Ödülü’nü
Coca Cola CEO’su
Muhtar Kent aldı. Özel
Ödüller ise İzocam,
R Vent Medical,
Modavizyon ve
Hidromek’e verildi.
81
BULUŞMA / DÜNYA GAZETESİ ÖDÜL TÖRENİ
İhracatçılar
enerjisini akılla
birleştiriyor
Dünya Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Hakan
Güldağ, "hracatın
Yıldızları – İhracatı Teşvik
Ödülleri”nin Türkiye’nin
2001 krizinden çıkmak
için ihracata sarıldığı
koşullarda tasarlandığının
altını çizdi ve şöyle
konuştu: "Ödüllerimiz
bu yıl 15 yaşına giriyor.
Türkiye’de herhangi
bir yarışmayı 15 yıl
boyunca aralıksız
sürdürmek büyük bir
başarı. Sanıyorum, bunun
temelinde bu yarışmanın
Türkiye’yi potansiyeller
ülkesi imajının ötesine
taşıyıp, başarılı
ihracat örnekleriyle
Türkiye’nin dinamizmini
somutlaştırması yatıyor"
diyen Güldağ, "Her
sene altını çiziyoruz;
bu yarışmanın kazananı
bol, kaybedeni ise hiç
yok. Enerjisini akılla
birleştirip, yenilikçi
ürünlerini dünyanın
dört bir köşesine satarak
Türkiye’ye en çok ihtiyaç
duyduğu katkıyı sağlayan
ihracatçılarımızın,
Türkiye’nin tek ve orijinal
İhracatın Yıldızları
yarışmasına daha fazla
katılmasını istiyoruz" dedi.
Türkiye’nin
zenginleşmesi için
çalışıyoruz
DHL Express Türkiye
CEO’su Markus
Reckling törende yaptığı
konuşmada, 15 yıldır
düzenlenen "İhracatın
Yıldızları" yarışmasının
Türk ihracatının gelişimine
verdikleri desteğin bir
göstergesi olduğunu
MODAVİZYON, İSTİHDAMDA
FARK YARATIYOR
Bu yıl ‘İstihdamda Farklılık Yaratan
Firma Özel Ödülü’ Modavizyon’un
oldu. Ödülü TİM Genel Sekreteri Dr. H.
Bader Arslan, Modavizyon ABS Genel
Müdürü Celalettin Turan ile Yönetim
Kurulu Üyesi Jale Tunçel'e takdim etti.
Ödülü’nü alınmasında bütün ekibin
emeği olduğunu söyleyen Celalettin
Turan, "Biz bugün için dün çalıştık yarın
için bugün çalışmaya devam ediyoruz"
diye konuştu.
82
söyledi ve ekledi:
"Türkiye’nin ihracat
hedefine ulaşması için
girişimcilik, inovasyon,
tasarım ve yatırımlar kilit
unsurlardır. Bu anlamda
ülkenin genç nüfusu ve
girişimci KOBİ’leriyle
ihracatta büyümeye devam
edeceğine inanıyorum.
Biz de DHL Express
olarak Türkiye ihracatının
gelişmesi, zenginleşmesi
ve çeşitlenmesi
hedefiyle çalışmalarımızı
sürdürüyoruz ve
sürdürmeye devam
edeceğiz. KOBİ’lere
sunduğumuz desteği
göstermek amacıyla her yıl
İhracatın Yıldızları-Teşvik
Ödülleri yarışmasını
organize ediyoruz ve tüm
ihracatçı firmalarımızı bu
yarışmaya katılmaya davet
ediyoruz."
83
BULUŞMA / İTHİB ÖDÜL TÖRENİ
İTHİB’ten en çok ihracat
yapan 91 firmaya ödül
İTHİB, 2015 yılında en fazla ihracat yapan başarılı firmaları
ödüllendirdi. Tekstilin duayen isimlerinin katılımıyla sektör
zirvesine dönüşen gecede, 36 firmaya Platin Ödülü, 55 firmaya Altın
Ödülü takdim edildi.
T
ürkiye tekstil
sektörünün en
büyük çatı örgütü
olan İstanbul
Tekstil ve Hammaddeleri
İhracatçıları Birliği
(İTHİB), 2015 yılında en
fazla ihracat yapan başarılı
firmaları ödüllendirdi.
Tekstilin duayen
isimlerinin katılımıyla
sektör zirvesine dönüşen
gecede, 36 firmaya Platin
Ödülü, 55 firmaya Altın
Ödülü takdim edildi. İTHİB
Yönetim Kurulu Başkanı
İsmail Gülle ve Yönetim
84
Kurulu Üyelerinin ev
sahipliği yaptığı geceye,
Ekonomi Bakan Yardımcısı
Fatih Metin, TİM Başkanı
Mehmet Büyükekşi ile
birlikte çok sayıda birlik
başkanı, tekstil ve iş
dünyasından temsilciler
katıldı. Törende İTHİB
tarafından hazırlanan
ve sektörün öncüsü 14
sanayicinin anılarını ve
görüşlerini paylaştığı
“Tekstilin Duayenlerinden
Sanayinin Musikisi” adlı
belgesel film gösterimi
yapıldı. Ayrıca kitap haline
de getirilen filmde yer
alan isimler; Abdülkadir
Konukoğlu, Ahmet Nazif
Zorlu, Ahmet Topbaş,
Atilla Alptekin, Erol Gülen,
Esat Sivri, Halit Narin,
Hasan Bilici, Hanifi Öksüz,
Mehmet Balduk, Mustafa
Kıvanç, Ömer Dinçkök,
Şevket Sürek ve Zekeriya
Tanrıverdi’den oluştu. Ödül
törenine katılan duayenler
arasından Abdülkadir
Konukoğlu, Ahmet Nazif
Zorlu ve Halit Narin gibi
sanayiciler de anıları ile
geceye renk kattı.
Sanayi musikisinin
değerli müzisyenleri
Atatürk’ün sözünden alıntı
yaparak konuşmasına
başlayan Ekonomi
Bakanlığı Bakan Yardımcısı
Fatih Metin, “Sanayi
musikisinin değerli
müzisyenleri” diyerek
ihracatçılara seslendi.
Tekstil sektörünün Türkiye
ekonomisinin gözbebeği
olduğunu ifade eden
Bakan Yardımcısı Fatih
Metin, Türkiye’nin tekstil
sektöründen çıkacağı
spekülasyonlarına da son
noktayı koydu: “Türkiye’nin
tekstil sektöründen
çıkması gibi bir ihtimali
yok. Tekstil, Türkiye
sanayisi ve kalkınmasının
lokomotifidir. Böyle bir
sektörü desteklemek
ve daha ileri taşımak
görevimiz. Sektörde katma
değerin artırılması için
önemli destek modellerini
hayata geçirdik ve
yenilerini de çok yakında
açıklayacağız. Yeni marka
desteklerimiz yolda.
Sektörün derdine derman
olacak kararları birlikte
alacağız.”
Amacımız
bayrağımızdaki yıldızı
büyütmek
“Sizler bizim parlayan
yıldızımızsınız” diyerek
konuşmasına başlayan
TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi ise “Biliyoruz
ki, bütün yıldızların
tek bir amacı var. Türk
Bayrağındaki Yıldızı
büyütmek! O yıldız
büyüdükçe, ülkenin
gücü, potansiyeli çok
daha belirgin bir şekilde
ortaya çıkar” dedi. Türk
ihracatçısı ve üreticisini
ülkenin seren direğine
benzeten Mehmet
Büyükekşi, “Yaptığınız
her bir dolarlık ihracat,
ülkemiz için son derece
kıymetli. Sizlerin
Türkiye'ye getirdiği ihracat
geliri tüm Türkiye'yi
sırtında taşır” dedi. Tekstil
sektörünün gıda ve hazır
giyimden sonra en fazla
istihdam yaratan sektör
olduğuna dikkatleri çeken
Büyükekşi, yüzde 5.5
pay ile en fazla ihracat
yapan 6’ncı sektör olduğu
bilgisini de paylaştı.
İnovasyon ve tasarımın,
tekstil sektöründe
çığır açtığını söyleyen
Büyükekşi, sporcular
için akıllı kumaşlar
üretildiğini ve buna örnek
olarak da ABD’deki iki
Türk profesör tarafından
denizi temizleyen mayo
ürettiklerini ve bu
mucitleri İnovasyon Haftası
İzmir’de konuk ettiklerini
söyledi.
Arzuladığımız yerde
değiliz
“Sektörün 2015 yılı
ihracatı 8 milyar dolar.
2023 hedefine ulaşmak
için yüksek katma
değerli üretim şart!
Katma değer zincirinde
maalesef arzuladığımız
yerde değiliz” diyerek
konuşmasına devam eden
Mehmet Büyükekşi, “Bu
noktada dört ana bileşen
önem arz ediyor: Ar-Ge,
inovasyon, markalaşma,
tasarım” dedi. Arthur
Shopenhauer’in ‘Değişim,
değişmeyen tek şeydir’
sözünden alıntı yapan
Büyükekşi, “Biliyoruz ki,
‘değişimin ikiz kardeşi her
türden değişime gösterilen
dirençtir.’ Başarı bu
ikisi arasındaki dengeyi
kurmakla doğru orantılıdır”
dedi. “Turkey Discover
Gecede İTHİB tarafından hazırlanan ve
sektörün öncüsü 14 sanayicinin anılarını
ve görüşlerini paylaştığı “Tekstilin
Duayenlerinden Sanayinin Musikisi” adlı
belgesel filmin gösterimi de yapıldı.
the Potential” sloganı
ile yeni Türkiye markası
oluşturduklarını da
hatırlatan Büyükekşi, “Tüm
bu atılımlar sayesinde,
önemli bir başarı grafiği
yakalayacağız. Ödül
alan tüm firmalarımızın
hepsini teker teker tebrik
ediyorum. Başarılarınızın
artarak devam etmesini
diliyorum” dileklerinde
bulundu.
Gülle de “Tekstil sektörü
olarak biz de onların
kutsal görevlerine layık
olmaya çalışıyor, daha
fazla ihracat, daha fazla
istihdam sağlayarak şehit
ailelerine sahip çıkmaya
ve şehitlerimizin gözünün
arkada kalmamasına
yardımcı olmaya
çalışıyoruz” diye konuştu.
Sanayileşme ruhunu
devraldık
Ödül törenindeki
konuşmasına şehitleri
rahmet ve minnetle anarak
başlayan İTHİB Yönetim
Kurulu Başkanı İsmail
85
SİNERJİ / TARIM
Tarımda güçlü Türkiye
Tarımsal üretimimiz artıyor,
ihracatımız zorlu pazarlarda
kendisine yeni yollar çiziyor,
makineleşmede hızlı ilerliyor
ve yeni tarım trendlerine uyum
sağlıyoruz. Türkiye, küresel tarım
ekonomisindeki güçlü konumunu
korurken, yaklaşan Tarım 3.0 Türk
tarımının devinimi için bir zorunluluk
oluşturuyor.
86
Y
apılan
projeksiyonlara
göre 2050 yılında
oluşacak nüfusu
beslemek için tarımsal
üretimin yüzde 60 artması
gerekli. Ancak dünyada
tarım arazileri sürekli
olarak yok ediliyor, her
iki saniyede bir futbol
sahası büyüklüğünde
yedi dekar tarım arazisi
yok oluyor. Uzmanlar,
eğer gelecek nesiller için
sürdürülebilir gıda arzı
sağlanamazsa, gelecekte
kitlesel insan göçleriyle
karşılaşabileceğimiz
uyarısında bulunuyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Faruk Çelik de
Antalya’da düzenlenen
Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tarım Örgütü
(FAO) 30. Avrupa ve
Orta Asya Bölgesel
BİTKİSEL
ÜRETİM
TARIM
İHRACATI
Konferansı’nda yaptığı
konuşmada, bu sorunun
altını çizmiş ve FAO
Konferansı kapsamında
sürdürülebilir kalkınma
hedeflerine ulaşılması için
mevzuat düzenlemeleri,
arazi toplulaştırma,
sürdürülebilir arazi
kullanımı, biyoçeşitliliğin
korunması, doğru
tarımsal uygulamaların
yaygınlaştırılması, tarımsal
Ar-Ge çalışmaları, gıda
kayıp ve israflarının
azaltılması, küçük
işletmelerin devamlılığının
sağlanması ve gıda
40
20
güvenliği konusunda özel
sektörün rolü ve eğitim gibi
konuların önemli unsurlar
olduğuna dikkat çekmişti.
Bakan Çelik, tarımın karşı
karşıya olduğu önemli
sorunlar bulunduğunu,
dünya genelinde tarımsal
üretimin giderek daha
güçleştiğine vurgu
yaptığı konuşmasında,
iklim değişikliğinden
kaynaklı güçlüklerin de
eklenmesiyle gıdaya erişim
sorununun büyüdüğünü
dile getirirken, verimliliğin
ve alternatif ürünlerin
önemine değinmişti.
MİLYAR DOLAR
MİLYAR DOLAR
Bitkisel üretim 120
milyar TL’ye dayandı
Bununla birlikte Türkiye,
halen dünyanın yedinci
en büyük tarım ekonomisi
konumunu korumaya
devam ediyor. Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK)
tarafından açıklanan 2015
yılına ait Bitkisel Ürün
Fiyatları ve Üretim Değeri
verilerine göre, Türkiye’nin
bitkisel üretim değeri,
2015 yılında bir önceki
yıla göre yüzde 22 arttı ve
yaklaşık 119.7 milyar TL
değerinde bitkisel üretim
gerçekleştirildi. Tahıllar
ve diğer bitkisel ürünler
üretim değeri bir önceki
yıla göre yüzde 16.4 artarak
49.1 milyar TL olurken,
sebze üretim değeri
yüzde 12.3 artarak 29.3
milyar TL ve meyveler,
içecek ve baharat bitkileri
üretim değeri ise yüzde
38.4 artarak 41.3 milyar
TL oldu. Öte yandan
TÜİK’in son istatistiki
verilerine göreyse, 2016
yılının ilk tahmininde, bir
önceki yıla göre tahıllar ve
diğer bitkisel ürünlerde
yüzde 2.2, meyvelerde
yüzde 6.4, sebzelerde
87
SİNERJİ / TARIM
yüzde 1.7 oranında artış
sağlanmış durumda.
Üretim miktarlarının 2016
yılında yaklaşık olarak
tahıllar ve diğer bitkisel
ürünlerde 66.5 milyon ton,
sebzelerde 30.1 milyon ton
ve meyvelerde 18.9 milyon
ton olarak gerçekleşeceği
tahmin edilirken,
tahıl ürünleri üretim
miktarlarının 2016 yılında
bir önceki yıla göre yüzde
8.8 oranında azalarak
yaklaşık 35.2 milyon ton
olacağı tahmin ediliyor.
Buna göre, bir önceki yıla
göre buğday üretiminin
yüzde 9.3 oranında
azalarak yaklaşık 20.5
milyon ton, arpa üretiminin
yüzde 15.6 oranında
azalarak 6.8 milyon ton,
çavdar üretiminin yüzde
9.1 oranında azalarak 300
bin ton, yulaf üretiminin
ise yüzde 10 oranında
azalarak 225 bin ton olması
öngörülüyor. Baklagillerin
önemli ürünlerinden
yemeklik baklanın yüzde
0.8 oranında artarak
yaklaşık 6.3 bin ton, kırmızı
Tarım Ürünleri
İhracatının Türkiye
Toplam İhracatındaki
Payı
88
mercimeğin yüzde 2.9
oranında artarak 350 bin
ton, yumru bitkilerden
patatesin ise yüzde 1.3
oranında azalarak 4.7
milyon ton olacağını
ortaya koyan rapora göre,
yağlı tohumlardan soya
üretiminin yüzde 2.5
oranında artış göstererek
165 bin ton olması; tütün
üretiminin yüzde 6.7
oranında azalarak 70
bin ton, şeker pancarı
üretiminin ise yüzde 29.5
oranında artarak yaklaşık
20.7 milyon ton olarak
gerçekleşeceği tahmin
ediliyor.
Ayrı rapor, sebze ürünleri
üretim miktarının da 2016
yılında bir önceki yıla
göre yüzde 1.7 oranında
artarak yaklaşık 30.1
milyon ton olacağını ortaya
koyuyor. Benzer şekilde,
meyve ürünlerinin üretim
miktarının 2016 yılında bir
önceki yıla göre yüzde 6.4
oranında artarak yaklaşık
18.9 milyon ton olacağı
tahmin ediliyor.
Diğer yandan, 23.6 milyon
%14.5
Taze Meyve İhracatının
2015 Yılı Miktar
Bazındaki Artışı
hektarlık bir alanda yapılan
bitkisel üretimde toplam
alanın yüzde 83.5’inde tarla
bitkileri tarımı yapıldığı
halde yüzde 13’lük bir
alanda yapılan meyvecilik
bitkisel GSYİH’nin yüzde
36’sı, yüzde 3.5’lik bir
alanda yapılan sebzecilik
ise bitkisel GSYİH’nin
yüzde 30’unu üstleniyor.
Yaş sebze meyve
kayıpları telafi edecek
Üretim artarken, ihracatta
aynı büyümeden ne yazık
ki söz edilemiyor. Özellikle
ihraç pazarlarındaki siyasi
ve ekonomik sorunlar
temelinde geçtiğimiz yılı
yüzde 7.5 düşüşle kapatan
tarım ürünleri ihracatı, bu
düşüşe rağmen Türkiye
toplam ihracatının yüzde
14.5 gibi önemli bir
bölümünü üstlenmeye de
devam ediyor.
Türkiye’nin önemli ihraç
kalemlerinde yaş meyve
sebzede ihracat kaybı
yüzde 13’e dayanmış
olsa da Türkiye Yaş
Meyve Sebze İhracatçıları
%5
Birlikleri Sektör Kurulu
Başkanı ve Narenciye
Tanıtım Grubu Başkanı
Ali Kavak, geçen yıl
yaşanan olumsuzluklara
ve krizlere rağmen
sektörün kayıplarını telafi
edebileceğini dile getiriyor.
Kanatlı ürünlerin
hedefi büyük
2014’te beyaz ette 653
milyon dolar, yumurta
ürünlerinde 403
milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirerek 1
milyar dolar seviyesini
aşan Türkiye, 2015’te
438 milyon dolarlık
beyaz et, 275 milyon
dolarlık yumurta
ürünleri ve 13 milyon
dolarlık diğer işlenmiş
ürünler ile toplamda
726 milyon dolarlık
ihracatta takılı kaldı.
Bununla birlikte, ihracat
yapılan ülke sayısının
60’ın üzerine çıktığı
bilgisini aktaran Kanatlı
Ürünleri Tanıtım Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı
Müjdat Sezer, “Bugün,
Yaş Meyve Sebze
İhracatının Türkiye
Toplam İhracatındaki
Payı
%1.5
Ortadoğu ülkelerine
küçümsenmeyecek
miktarlarda ihracatımız
var; fakat bu ülkelerin
ticari potansiyelleri
göz önüne alındığında,
çok daha iyi rakamların
yakalanmasının gerekli
olduğuna inanıyoruz.
Bunun yanında, tüm
dünyanın gözünü çevirdiği
ve çok hızlı büyüme kat
eden Afrika pazarlarına
yönelik çalışmalarımızı da
sürdürüyoruz” diyor.
Bitkisel ürünler
ihracatı yüzde 5 daraldı
2014’te 435 milyon tonluk
ihracat karşılığı 1 milyar
458 milyon dolarlık gelir
elde eden kuru meyve
ve mamulleri sektörü,
geçtiğimiz yıl miktarda
yüzde 5.5 ve değerde
yüzde 7.7 kayıpla, 412
milyon ton ihracat
karşılığında 1 milyar 346
milyon dolar gelir elde
ederken, ihraç pazarlarında
Suudi Arabistan,
BAE, İran ve İtalya’ya
ihracatın güçlendiği,
Dünya Bankası’nın Tarım Sektörünün
Etkinleştirilmesi 2016 raporuna göre Türkiye,
tarımsal makileşmenin kalitesi açısından 40
ülke içinde 10’uncu sırada bulunuyor.
AB pazarlarındaki blok
düşüşlerin ise ihracat
kayıplarında etkili olduğu
izleniyor. Benzer şekilde,
2014’te 2.5 milyon ton
ihracatla 1 milyar 395
milyon dolarlık gelir elde
eden un ve unlu mamuller
sektörü de geçtiğimiz
yıl miktarda yüzde 28 ve
değerde yüzde 3.1 artışla,
3.2 milyon ton ihracat
karşılığında 1 milyar 438
milyon dolar gelir elde
etti. İhraç pazarlarında
özellikle Afrika ülkeleri
kaynaklı artışlar, ihracatın
yükselmesinde etkili oldu.
su ürünleri sektörü, dolar
bazında ise 2014 yılında
692 milyon 847 bin dolar
olan ihracatını 689 milyon
667 bin dolarda tutmayı
başardı. Son beş yıldır
ihracatını sürekli arttıran
su ürünleri sektörüne
parite dalgalanmaları fren
yaptırırken, başta AB
ülkeleri olmak üzere 80
ülkeye su ürünleri ihraç
eden sektör, 2014 yılında
miktar bazında 116 bin 408
ton ürün ihraç etmişken,
2015 yılında yüzde 5’lik
artışla 121 bin 850 ton
ürün ihraç etti.
Su ürünleri gücünü
koruyor
Türkiye tarımda
makineleşme de
10’uncu
2015 yılında ihracatını
euro bazında yüzde 19’luk
artışla 522 milyon 830
bin eurodan, 621 milyon
598 bin euroya çıkaran
2015 yılında yaklaşık
120 ülkeye, 811 milyon
dolar seviyesinde tarım
makineleri ihracatı (traktör
Un ve unlu mamuller sektörü de geçtiğimiz yıl miktarda
yüzde 28 ve değerde yüzde 3.1 artışla, 3.2 milyon ton
ihracat karşılığında 1 milyar 438 milyon dolar gelir elde etti.
aksam ve parçaları dahil)
gerçekleştirilirken, 2015
yılında en çok ihracat
gerçekleştirilen ilk 10 ülke
ABD, İtalya, Irak, Sudan,
Azerbaycan, Cezayir,
İran, Rusya, Bulgaristan
ve Fransa olarak dikkat
çekiyor. Hızlı bir büyüme
eğiliminde olan Türk tarım
makineleri sanayisi halen
genel makine sanayi alt
kategoriler içinde ihracat
büyüklüğü ve dış ticaret
dengesi bakımından 6’ncı
sırada yer alıyor.
Diğer yandan,
Dünya Bankası’nın
Tarım Sektörünün
Etkinleştirilmesi 2016
(Enabling the Business of
Agriculture –EBA- 2016)
raporu ise dünyanın tüm
bölgeleri ve tüm gelir
gruplarından 40 ülke tarım
sektörlerinin gelişmişlikleri
itibarıyla değerlendirirken,
Türkiye, tarımsal
makileşmenin kalitesi
açısından 40 ülke içinde
10’uncu oldu. Türkiye
ayrıca, tarım sektörünün
gelişmişliğini gösteren
bileşenlerden “Tohum,
Gübre, Makineleşme,
Finansman ve Nakliye”
kategorilerinde örnek ülke
ortalamasının üzerinde bir
gelişmişliğe ulaştı.
Sorunlar ve çözümler
Türkiye’de tarım
faaliyetlerinin sürdürülmesi
aşamasında karşılaştığımız
sorunların başında
ise tarım arazilerinin
amaç dışı kullanılması,
mevcut tarım arazilerinin
gerek miras gerek farklı
nedenlerden ötürü
parçalanması, küçülmesi
ve arazi bozukluğu öne
çıkıyor. Türkiye’de 2014
89
SİNERJİ / TARIM
sayımına göre 2.2 milyon
olan tarım işletmelerinin
ortalama ekilebilir alan
büyüklüğü 6.8 hektar;
yani ülkemizdeki tarım
işletmeleri halen küçük
ölçekli işletmeler olarak
varlıklarını sürdürüyor.
Üstelik bu tarım
arazileri her geçen yıl
daha küçük parçalara
bölünme tehlikesiyle de
karşı karşıya. Benzer
sorunlarla karşı karşıya
olan Hollanda ve Almanya
önderliğindeki Avrupa
ülkeleri ise problemleri
bir bütün olarak ele
alıyor. Birçok Avrupa
ülkesi tarım arazilerinin
parçalanmasının yanı
sıra toprak yapısının
iyileştirilmesi ve erozyonun
toprak üzerinde yapacağı
olumsuz etkilerle
mücadele etmek üzere
arazileri toplulaştırmak ve
mevcut ortalama hektarı
yükseltmek için yıllar
öncesinden çalışmaya
başladı. Bunun yanında
birçok Avrupa ülkesi
miras veya satış yoluyla
meydana gelecek arazi
parçalama işlemlerine karşı
yasal düzenlemeler yapıp
önlemler alıyor.
90
Bakanlık bütçesi
tarımsal destekleri
besliyor
Öte yandan, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı 2016
yılı bütçesi 17 milyar 175
milyon 234 bin TL olarak
öngörülürken, bunun 11
milyar 644 milyon TL’si
yani bütçenin yüzde 67.8’i
tarımsal desteklere ayrılmış
durumda.
Türkiye’de son 13 yılda
küresel finans krizleri,
bölgedeki siyasal
gerilimler ve kuraklığa
rağmen tarımda önemli
gelişmeler kat edildiğini
belirten Bakan Çelik, tarım
sektörünün 2015 yılında
yüzde 9 büyüdüğünü,
2002’de 36 milyar TL olan
tarımsal GSYİH’nin 2014’te
125 milyar TL’ye, aynı
dönemde tarımsal ihracatın
da 3 milyar 752 milyon
dolardan 16 milyar 800
milyon dolara yükseldiğini
vurguluyor.
Zirai ilaç kullanımı
yüzde 27 azaldı
Tarım Bakanlığı’nın organik
üretime 2015 yılında
89 milyon TL destek
sağladığını, 2014 yılında
842 bin hektar alanda 1
milyon 642 bin ton organik
üretim gerçekleştirildiğini
kaydeden Bakan Çelik, iyi
tarım kapsamında 2014
yılında 4.2 milyon tonluk
üretim yapıldığını; 20022014 döneminde zirai
ilaç kullanımının yüzde
27 azaltıldığını, faydalı
böcek kullanımının teşvik
edildiğini anımsatıyor.
Bakan Çelik ayrıca
bakanlığın 49 araştırma
enstitüsü ve 2 bin 124
araştırmacı ile güçlü bir
Ar-Ge alt yapısına sahip
olduğunu da dile getiriyor
ve bu kapsamda 15 Ar-Ge
merkezi kurulduğunu, 17
Ar-Ge merkezi kurulma
çalışmalarına devam
edildiğini vurguluyor.
Tarım 3.0 geliyor
Son olarak, tarımda
yepyeni bir çağın
yaklaştığını söyleyerek
dosya konumuzu
kapatalım. Geçmişi 10 bin
yıl öncesine dayanan tarım
faaliyetinin son yüzyılda
geçirdiği teknolojik
dönüşüm tarımı bambaşka
bir boyuta taşırken, Tarım
3.0 olarak adlandırılan
yeni dönemde tek amaç
yüksek verim olmayacak;
daha sürdürülebilir, çevre
dostu ve enerjinin etkili
kullanıldığı bir tarımsal
üretim hedeflenecek. İklim
değişikliği, su krizi gibi
riskler ve artan nüfusun
yeni ihtiyaçları yeni bir
dönemi gerekli kılmasıyla
tartışılmaya başlanan
Tarım 3.0, nicelikten çok
niteliğe önem veriyor.
Toprağın ve suyun daha
etkili kullanıldığı, düşük
maliyet ve kaliteli ürünün
merkeze alındığı bir tarımı
öne çıkarılırken, Tarım
3.0’ın önceliklerinden biri
toprağı koruyan, iklim
değişikliklerinin etkisini
azaltan ve besin değeri
yüksek ürünler üretmek
olarak dikkat çekiyor.
Toprağın korunması
için toprak işlemesiz
tarım teknikleri Tarım
3.0’ın olmazsa olmazı:
Tarım 3.0’da küçülen
traktörler, drone’lar, uydu
ve sensörlerle donatılmış
akıllı tarım makineleri hem
enerji hem işgücünden
tasarruf sağlıyor. Diğer
yandan Tarım 3.0,
üreticiler açısından
yalnızca iyi bir üretici değil,
iyi bir işletmeci olmayı
da zorunlu kılacak. Bu
dönemde tarımın mevcut
aktörlerinin rollerinin
değişeceği ve sahneye
yeni aktörlerin ekleneceği
bir tarım dünyası ufukta
görünüyor.
İhracatın yüzde 91’ini gerçekleştiriyor
Marco Votta
TürkTraktör
Yönetim Kurulu Başkanı
F
aaliyetlerine 1954
yılında başlayan
TürkTraktör,
modern tarıma yön
verme vizyonuyla sürekli
artırdığı üretim kapasitesi
ve geliştirdiği kalite
standartları sayesinde,
halen Türkiye’nin
en büyük traktör
üreticisi konumunda
bulunuyor. Gösterdiği
kesintisiz büyüme ile
yıllar içinde gelişerek
yerel üretimin yüzde
72’sini gerçekleştiren
TürkTraktör, traktör
ihracatının ise yüzde
91’ini tek başına
gerçekleştiriyor.
TürkTraktör Genel
Müdürü Marco Votta,
Ankara’daki fabrikalarına
ek olarak, şirketin
ikinci üretim tesisi olan
TürkTraktör Erenler
Fabrikası’nı Haziran
2014 itibarıyla üretime
aldıklarını, her iki tesisin
de en son teknolojiyle
donatıldığını söylerken,
TürkTraktör’ün yıllık
üretim kapasitesinin de
haftada 5 gün 2 vardiya
çalışılması halinde 50 bin
traktör olduğunun altını
çiziyor. “Mevcut durumda,
kısa vadede önemli bir ek
yatırım ihtiyacı doğmadan
pazardaki talep artışlarına
sıkıntısız yanıt verebilecek
durumdayız. Üç bini
aşkın çalışanın istihdam
edildiği TürkTraktör
fabrikalarında, New
Holland, Case IH ve
Steyr marka traktörler
aynı anda üretiliyor”
diyerek devam eden
Votta, TürkTraktör’ün,
sektöründe Türkiye’nin
ilk Ar-Ge merkezi olan ve
aynı zamanda hem devlet
hem CNHI tarafından
resmi olarak tescillenmiş
Ar-Ge merkeziyle yenilikçi
teknolojiler ve yatırımlarla
rekabet üstünlüğü ve ürün
yetkinliğini korumaya
devam ettiğini ifade
ediyor.
Tarımda son teknoloji
verimi artırıyor
CNHI’nın uluslararası
üretim altyapısının tasarım
ve üretim geliştirme
gereksinimlerine yönelik
gelişmiş özelliklere de
sahip olan TürkTraktör
Ar-Ge Merkezi, New
Holland TDD ve Case
IH JX serisi traktörler
için de dünya çapındaki
mühendislik ve ana üretim
merkeziyken; Utility
Light serisi traktörler ve
şanzımanlar için tek imalat
merkezi, TDD aktarma
organları için CNHI’nın
tek üretim ve mühendislik
merkezi ve ayrıca S8000
motorların ana üreticisi
konumunda bulunuyor.
Marco Votta, “İlerleyen
teknoloji birçok sektörde
olduğu gibi tarım
sektöründe de kendini
farklı uygulamalar
ve çözümlerle
gösteriyor. TürkTraktör
de teknolojinin
tarımdaki kullanımını
yaygınlaştırmak adına
aralıksız şekilde
çalışmalarını sürdürüyor
ve kullanıcıların hassas
tarım alanındaki
her türlü ihtiyacını
karşılıyoruz” derken,
uydu destekli hassas
tarım uygulamalarının,
tarlaların ve yapılan
tarımsal uygulamaların
dijital ortamda kontrol ve
denetimini sağladığını;
böylelikle tarla/çiftlik
yönetiminin çok daha
sağlıklı ve bilinçli bir
seviyede yürütülebildiğini
dile getiriyor.
TürkTraktör 2016’ya
yeni başarı ve
çalışmalarla başladı
2015’te üretimini yüzde 4
artırarak 47 bin 536 adede
çıkaran TürkTraktör,
yurtiçi ve yurtdışında ise
toplam 47 bin 124 adet
traktör satışı yaparak
yeni bir rekor kırdı. Bu
sonuçla, bugüne kadar
gerçekleştirdiği “en
yüksek üretim adedi”ne
de ulaşan TürkTraktör,
3.1 milyar TL ciro ile
1 milyar euro olarak
belirlediği ciro hedefini
de yakalamış oldu. Diğer
yandan, TürkTraktör,
Aralık 2015’te 50 bininci
traktörü banttan indirdi
ve Türkiye pazarında
her iki traktörden birinin
tedarikçisi olmaya
ve sektör liderliğini
korumaya devam etti.
2016 yılının ilk üç aylık
döneminde 8 bin 970
adedi yurtiçi ve 3 bin 580
adedi uluslararası pazara
olmak üzere 12 bin 550
adetlik satış gerçekleştiren
TürkTraktör, halen
130’dan fazla ülkeye
yapılan ihracatla,
Türkiye’nin toplam traktör
ihracatının yüzde 91’ini
tek başına üstleniyor.
Yerel üretimin
yüzde 72’sini
gerçekleştiren
TürkTraktör,
sektöründe
Türkiye’nin ilk
Ar-Ge merkezinin
de sahibi
konumunda
bulunuyor.
91
SİNERJİ / TARIM
Türk kanatlı ürünleri dünyayı hedefliyor
Müjdat Sezer
Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı
T
üm tanıtım
grupları gibi
Kanatlı Ürünleri
Tanıtım Grubu
da sektörün dünyada hak
ettiği konuma gelmesi,
gelişmesi ve kalkınması
için mevcut pazarlarda
tutundurma, hedef
pazarlar yaratma, başka
ülkelerdeki profesyonel
veri ve uygulamalarını
derleyip elde edilen
bilgileri sektörle paylaşma,
yurtiçinde ve yurtdışında
tüketim bilincinin
oluşmasına aracılık ediyor.
Kanatlı Ürünleri Tanıtım
Grubu Yönetim Grubu
Başkanı Müjdat Sezer de
bu doğrultuda, tanıtım
gruplarının bu özellikleriyle
hem sektör paydaşları
arasındaki iletişim ve
koordinasyonun artırılması
hem de dünya pazarlarına
sektördeki gelişmeyi
aktarabilme özelliğine sahip
olduklarını dile getiriyor.
Kanatlı Ürünleri Tanıtım
Grubu’nun 2011 yılında
Türk kanatlı ürünlerinin
imajının güçlendirilmesi,
kalitesinin, hijyeninin,
güvenirliğinin duyurulması
ve tanıtılması amacıyla
kurulduğu bilgisini paylaşan
Sezer, sektörün 2007
yılından itibaren ihracatta
büyük bir ivme kazandığını;
geçmişte Türkiye’de
sadece birkaç firmanın
kendi şahsi gayretleriyle
veya aracılarla belli bir
seviyede yeni pazarlar
bulma, ürün ve pazar gamını
artırma, ihracat çalışmaları
yapabildiğini; Kanatlı
Ürünleri Tanıtım Grubu’nun
oluşmasından sonra ise
sektörün başarısının
arttığını vurguluyor.
Alternatif pazar
arayışları sürüyor
“Son iki yıldır KTG
olarak, sektör
paydaşlarının
birlikte hareket
etmesi amaçlanmış,
faaliyetler hedeflerle
sistemli hale
dönüştürülmüştür.
Bugün KTG yönetiminde
yer alan tüm kişilerin
değişikliği durumunda
dahi oluşturulan yol
92
haritaları, stratejiler, yapılan
planlamalar, kurulan sistem
sayesinde süreklilik ve
düzenlilik kalıcı olacaktır”
diyerek devam eden Sezer,
Türk kanatlı ürünleri
ihracatının, KTG’nin
kuruluşunu takip eden üç
yılda 1 milyar dolar barajını
aştığının altını çiziyor.
Bununla birlikte, bugün
ihracat yapılan ülke
sayısının da 60’ın üzerine
çıktığı bilgisini aktaran
Sezer, “2014 yılına
kadar oldukça yüksek
bir büyüme grafiği
yakalayan sektörümüz,
son yıllarda bölgemizde
artan siyasi istikrarsızlığın
ve beraberinde yaşanan
çatışma ortamının etkisiyle,
oldukça etkili olduğu
pazarlarda sorunlar
yaşamaya başladı. Ayrıca,
dünyanın önde gelen üretici
ülkelerinin birçoğunda
etkili olan Avian Influenza
vakaları sonrası, ülkeler
arası ticaretin sekmeye
uğraması, ihracat
rakamlarında düşüşlerin
yaşanmasına neden oldu.
İhracatımız açısından
büyük önem arz eden
bölge ülkeleriyle ticaret
hacminin azalması, özellikle
Irak ile yaşanan ciddi
sıkıntılar sonrası, KTG’nin
alternatif pazar yaratma
çalışmaları da hız kazandı.
Bugün, Ortadoğu ülkelerine
küçümsenmeyecek
miktarlarda ihracatımız
var; fakat bu ülkelerin ticari
potansiyelleri ve tarihsel
bağlarımız göz önüne
alındığında, çok daha iyi
rakamların yakalanmasının
gerekli olduğuna inanıyoruz.
Bunun yanında, tüm
dünyanın gözünü çevirdiği
ve çok hızlı büyüme kat
eden Afrika pazarlarına
yönelik çalışmalarımızı da
sürdürüyoruz” diyor. Bu
çerçevede Müjdat Sezer,
dünyada sevilen ve tercih
edilen Türk ürünlerinin
daha geniş coğrafyalarda da
etkin bir şekilde yer alması
ve dünya çapında aranan bir
değer haline gelmesini nihai
hedef olarak işaret ediyor.
Girdi maliyetlerinin
yüksekliği
ihracatta handikap
oluşturuyor
Türk şirketlerinin üretim
ve ihracat stratejilerini
de değerlendiren Müjdat
Sezer, sektörün son 15
yıl içersinde yapılan
ciddi yatırımlarla, bugün
küresel standartların da
üzerinde üretim kalitesine
ulaştığını ifade ediyor ve
“Firmalarımız, endüstriyel
tavukçuluğa geçiş sürecini
çok iyi yönetmeyi başararak,
tesisleşme ve sonrasında
da markalaşma aşamalarını
kat etti. Bugün, yüksek
kaliteli ve sağlıklı ürünler
sunarak, Türk tüketicisinin
yanı sıra farklı pazarlarda
da kendilerine ayrı bir yer
edinmeyi başardılar” diyor.
Sezer, ayrıca, bu süreçte
karşılaşılan engellerden de
bahsediyor ve “Özellikle
girdi maliyetlerin yüksekliği,
yurtdışı pazarlarda
markalarımızın diğer
büyük üreticilerle rekabet
ederken karşısına çıkan
en önemli handikap”
değerlendirmesinde
bulunuyor.
Su ürünleri 2023 hedefine ilerliyor
Yetiştiricilik
yükselişte
Melih İşliel
Su Ürünleri Tanıtım Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı
S
u ürünleri ve
mamulleri
sektöründe yurtiçi
ve yurtdışı talebin
artırılması, su ürünlerinin
imajının geliştirilmesi,
yurtdışında markalaşma,
hedef ve mevcut pazarlarda
pazarlama stratejileri
konusunda araştırma ve
ortak tanıtım yapılmasına
yönelik faaliyetlerin
organize edilmesi ve
yürütülmesi görevleriyle
çalışmalarına devam eden
Su Ürünleri Tanıtım Grubu,
balığın insan sağlığına
olumlu yöndeki etkilerini
ilgili kesimlere aktararak
tüketiminin, ihracatının ve
pazar payının artırılmasını
amaçlıyor. STG Yönetim
Kurulu Başkanı Melih
İşliel, Türkiye’nün, üç
tarafı denizlerle kaplı
olduğunu, birçok il ve
bölgede ise su ürünleri
avcılığı veya yetiştiriciliği
gerçekleştirildiğini ifade
ederken, su ürünleri
sektörünün 2023 yılında
Türkiye ekonomisine 1.5
milyar dolar tutarında bir
katkı sağlayacağına işaret
ediyor.
Türkiye’nin, yetiştiricilikte
Avrupa’da Norveç’in
ardından ikinci sırada
olduğunun altını çizerken,
“Ülkemizde, denizlerde
levrek ve çipura, ayrıca
yetiştiriciliği yapılan
orkinos, iç sularda ise
alabalık yetiştiriciliği ön
planda. Tüm yurt sathına
yayılmış bir sektöre
sahibiz. Günümüzde işleme
tesisleri gelişmiş ülke
pazarları ile yarışabilecek
bilgi ve teknolojiye sahip
bulunuyor” diyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı verilerine göre
2014 yılında avcılık
ve yetiştiricilik yoluyla
elde edilen su ürünleri
miktarı 537 bin ton idi.
Bu miktarın 302 bin tonu
avcılık yoluyla, 235 bin
tonu yani toplam üretimin
yüzde 44’üne karşılık
gelen kısmı da yetiştiricilik
yoluyla temin edilmişti.
Bu doğrultuda Melih İşliel,
1990 yılından bu yana su
ürünleri üretiminde avcılığa
dayalı su ürünleri üretimi
karşısında yetiştiriciliğe
dayalı üretimin payının
önemli ölçüde arttığına
dikkat çekerken, kültür
balığı üretimi, işlenmesi
ve ihracatına yönelik ciddi
yatırımları da hatırlatıyor
ve “Buna bağlı olarak kültür
balıkçılığı üretimi 5 bin ton
seviyelerinden 235 bin ton
seviyelerine ulaştı. Dünyada
ise yıllık 160 milyon ton
civarında su ürünleri
üretiminin 70 milyon tonu
yetiştiricilik yoluyla elde
ediliyor” diyor.
Amaç kişi başı
tüketimi 15 kiloya
ulaştırmak
Su Ürünleri Tanıtım
Grubu’nun misyonunu,
“Türk su ürünlerinin
ihracatını artırmak yanında
kişi başı yıllık 8 kilo olan
tüketimi de artırmak, bu
kapsamda balığın faydalarını
toplumun tüm kesimlerine
aktararak, iç piyasada
tüketimin artırılmasını
sağlamak” olarak özetleyen
İşliel, dünya tüketim
ortalamasının 16 kilo,
Japonya’da ise 65 kilo
olduğu bilgisini paylaşıyor.
“Çocuklarımızın haftada en
az iki öğün balık tüketmesi
gerekiyor. Büyümeyi ve
gelişmeyi kolaylaştıran,
kemiklerin gelişmesine
yardımcı olan, omega 3
deposu, kalsiyum, demir,
fosfor, iyot ve vitamin
yönünden zengin, merkezi
sinir sisteminin gelişimine
yardım eden, zihinsel
sağlığa olumlu etki eden,
öğrenim başarısını, beyin
gelişimini destekleyen,
kan ve dolaşım sistemi
konusunda koruyucu etkisi
olan, algılama ve dikkat
yetisini güçlendiren, kilonun
sağlıklı düzeyde tutulmasına
yardımcı olan balığın iç
tüketimini arttırmak ve bu
çalışmalar sonucunda iç
tüketimin kişi başı 15 kiloya
çıkmasını hedefliyoruz”
diyerek devam eden İşliel,
son olarak, halen nitelikli
soğuk hava taşımacılığı
ile Avrupa’nın en uzak
noktasına en çok 4 günlük
kara taşımacılığıyla Türk
balıkları ulaştırılabildiğini,
hızla gelişen Türk sivil
havacılığı sayesinde
ise Türk su ürünlerinin
hasat edildiğinin ertesi
günü müşterilere
ulaştırılabildiğini
vurguluyor. Bu çerçevede,
Türk su ürünlerini 80
ülkeye ihraç ettikleri ve
2015 yılında 690 milyon
dolar gelir elde ettiklerinin
altını çizen İşliel, ihracatın
çok daha iyi noktalara
gelme potansiyeline sahip
olduğunun altını çiziyor.
Türkiye'de elde edilen su
ürünlerinin yüzde 44'ü
yetiştiricilik kaynaklı.
93
SİNERJİ / TARIM
Zeytinyağında önümüzdeki beş yıl çok önemli
Kadri Gündeş
ZZTK
Yönetim Kurulu Başkanı
A
macı, dış pazara
yönelik yapılan
çalışmaları
artırarak ihraç
pazarlarını çeşitlendirmek
ve “Türk Zeytin ve
Zeytinyağı” marka imajını
oluşturmaya yönelik tanıtım
kampanyalarıyla ihracatı
artırmak olan Zeytin ve
Zeytinyağı wTanıtım
Komitesi, kurulduğu 3 Nisan
2007 tarihinden bugüne
etkin çalışmalarına devam
ediyor.
ZZTK Yönetim Kurulu
Başkanı Kadri Gündeş,
geride kalan 2014/2015
sezonunun tamamında
Türkiye geneli zeytinyağı
ihracatının 14 bin 856 ton
karşılığında 66 milyon dolar
olarak gerçekleştiğinin
altını çizerken, bu
rakamların önceki sezonlara
kıyasla oldukça düşük
gerçekleştiğini ifade ediyor.
Hatırlanacağı üzere
2013/2014 sezonunda 26
bin 343 ton zeytinyağı
karşılığında 99 milyon dolar,
2012/2013 sezonunda ise
92 bin 130 ton zeytinyağı
ihracatı karşılığında 292
milyon dolar gelir elde
edilmişti. Bu rakamlar
ışığında, 2012-2014
dönemindeki düşüşün
yüzde 77’ye ulaştığı
gözleniyor. 2014/2015
sezonunda Türkiye geneli
sofralık zeytin ihracatı ise
miktar olarak 71 bin 474
ton karşılığında 125 milyon
dolar tutarında gerçekleşti.
Bir önceki dönemde ise 79
bin 650 ton sofralık zeytin
karşılığında 136 milyon
dolar elde edilmişti.
Yurtdışında etkin
tanıtımlar sürüyor
Kadri Gündeş, dönemsel
olarak ihracattaki düşüşün
en önemli nedenini;
iç pazardaki fiyatların
yüksekliği ve yurtdışındaki
üretim eksikliğinin de
etkisiyle fiyatların daha
da yükseleceği beklentisi
ile elde ürün tutulması
olarak vurgularken,
daha yüksek ihracat
rakamlarına ulaşabilmek
amacıyla yurtdışında çok
94
etkili tanıtım faaliyetleri
sürdürdüklerini söylüyor.
Bu kapsamda, Gündeş,
2015 yılında dünyanın
en büyük gıda fuarları
arasında yer alan Dubai
Gulf Food Fuarının yanı sıra
Hindistan’da International
Food and Hospitality
ve Annapoorna World
of Food India, Rusya’da
Prodexpo 2015, İngiltere’de
IFE London 2015, Çin’de
Guangzhou IOE 2015,
İtalya’da Expo Milano,
ABD’de PLMA Chicago,
S.Arabistan’da Foodex
Saudi ve Fransa’da Sitevi
2015 fuarlarına katılım
sağladıklarını dile getiriyor.
En değerli yağ
Türkiye’nin yağı
Diğer yandan, Türk
zeytinyağı ihracatında
diğer yağların karışımının
yasalarla önüne geçilmiş
olmasını Türk zeytinyağını
diğer ülkelerden ayıran
çok önemli bir özellik
olarak değerlendiren
Gündeş, yabancı alıcının
Türkiye’den zeytinyağı
alırken içine herhangi başka
bir yağ karıştırılmamış,
yüzde 100 saf zeytinyağı
olduğunu bilerek satın
alıyor oluşlarını, Türk
firmalarının dış pazardaki
en büyük avantajlarından
biri olarak gösteriyor.
“Düşük gerçekleşen rekolte
nedeniyle ülkemizde
fiyatların yüksek seyretmesi,
içinde bulunduğumuz
dönem itibarıyla ihracatta
önümüzdeki en büyük
engel olarak sayılabilir.
Fiyat konusunda rekabet
gücümüzün artırılabilmesi
için Devlet destekleri ile
diğer ülkelerle aramızdaki
farkın kapatılması
gerektiğini düşünüyoruz”
diyerek devam eden
Gündeş, Türkiye’nin 2023
yılı zeytinyağı üretim
hedefinin 650 bin ton,
sofralık zeytin üretim
hedefinin ise 1 milyon
200 bin ton olduğunu
anımsatarak, dokuz yıl önce
90 milyon dolaylarında olan
zeytin ağacı varlığının bugün
170 milyonu geçtiği bilgisini
paylaşıyor. Bu anlamda,
önümüzdeki birkaç yılda
kültürel bakım ve doğa
şartlarının uygun olması
durumunda zeytinyağı
rekoltesinin 400 bin tona
ulaşacağı öngörüsünde
bulunan Gündeş, son olarak,
Türkiye’de beş yıl içinde
sofralık zeytin ve zeytinyağı
rekoltesinin mevcudun en
az iki katına çıkmasının
beklendiğini de dile
getiriyor ve “Bu durumunda
oluşacak arz fazlasının iç
piyasa tüketimiyle eritilmesi
mümkün olamayacağı gibi
özellikle kutulu ihracatta
kaybedilen pazarlar da
önümüzdeki 3-4 yılda
geri kazanılamayacak.
Bu nedenle, önümüzdeki
yıllarda karşı karşıya
kalınabilecek olan bu
durumun önüne geçilmesi
için, iç piyasadan yeterli
miktar ve kalitede temini
mümkün olamayan sofralık
zeytin ve zeytinyağı
hammaddelerin belli bir
dönemi kapsamak ve belirli
miktarlarla kısıtlı kalmak
üzere Dahilde İşleme Rejimi
kapsamında ithalatına izin
verilmesi gerekli” diyor.
Sarımsak üretiminde Türkiye lideri
Mehmet Şükrü Göksoy
Göksoy Gıda
Genel Müdürü
T
ürkiye’nin Çiftçi
Kayıt Sistemi
üzerinde en
büyük İyi Tarım
Uygulamaları sertifikalı
sarımsak üreticisi olan
Göksoy Gıda, bu konumunu
geliştirirken, sahip olduğu
depoları da sarımsak
konusunda lisanslı
depolara dönüştürme
çalışmalarına devam
ediyor. Göksoy Gıda Genel
Müdürü Mehmet Şükrü
Göksoy, 2015’in zorluklara
geçmesine rağmen
2016’dan beklentilerini
düşük tutmadıklarının
altını çizerken, özellikle
yeni yatırımların ardından
finansman ihtiyacında
sıkıntı yaşadıklarını dile
getiriyor.
Ürünlerinin sonuna
kadar arkasında
“İspanya, 220 milyon euro
sarımsak ve türevlerini
Avrupa anakarası ülkelerine
ihraç ediyor. Avrupa’ya
yönelik katma değerli
sarımsak ihracatımızda
biz de bir başarı öyküsü
yazmayı hedefliyoruz”
diyerek devam eden
Göksoy, Göksoy Gıda’nın
Türkiye sarımsak
üretiminde tarladan
depoculuğa, depoculuktan
sanayiciliğe doğru uzanan
yolculuğunda, öncelikle
tarımda eksik üretimi
tamamlamayı amaçladığını
ifade ediyor. Bu çerçevede,
tarımsal faaliyetlerini
dünya standartlarında
geliştirmek üzere adımlar
atmaya devam ettiklerini
de vurgulayan Göksoy,
Türkiye’de yoğun tarımsal
faaliyetleri olan bir firma
olarak Türk tarımını düşüş
eğiliminde gördüklerine
de dikkat çekiyor. Göksoy
Gıda’nın ise Türkiye
genelinde tüm market
sektöründe yaygın olarak
ürünlerini tüketicilere sağlık
ve kalite olarak ulaştıran bir
firma olduğunun altını çizen
Mehmet Şükrü Göksoy,
bunun asıl nedenini de
İyi Tarım Uygulamaları
sertifikalı tarımsal üretim
yapmaları, sağlıklı ve
kontrollü depoculuğa
yatırım yapmaları,
teknolojik ve hızlı paketleme
tesisleriyle ürünlerinin son
kullanıcılara ulaşana kadar
arkasında durmaları olarak
açıklıyor.
2015-2016 yılı sezonunda
Gaziantep-Araban
ilçesinde 360 dönümde
fiili üretim, 400 dönümde
ise sözleşmeli üretim;
Kırklareli-Babaeski ilçesinde
250 dönümde sözleşmeli
üretim; Kastamonu-Hanönü
ilçesinde ise 100 dönümde
fiili üretim yaptıkları
bilgisinbi aktaran Göksoy,
yeni sezona da şimdiden
hazırladıklarını söylüyor.
İspanya’ya meydan
okuyacak
“Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı’nın Çiftçi
Kayıt Sistemi kayıtları
üzerinde en büyük
sarımsak üreticisiyiz.
Türkiye’de daha modern
tarımsal faaliyetler, birim
başına daha fazla üretim,
kontrollü ve sertifikalı
ürünlerle kontrollü ve
sertifikalı depoculuk, ileri
sarımsak işlemeciliği,
katma değerli ürünler
satabilme imkânlarımızla
gereken yurtseverliğimizi
gösteriyoruz” diyerek
devam eden Göksoy,
sarımsak konusunda
sadece Türkiye’de
lider olmadıklarını,
yaptıkları yatırımlarla
konusunda dünyadaki
önemli üreticilerden biri
olduklarını da ifade ediyor.
İhracat konusundaki en
büyük engelin Türkiye
kırlarındaki tarımsal
alanlarda gerekli üretim ve
kalitenin olmaması olarak
tanımlayan Göksoy, “Biz,
öncelikle çiftçilerimizi ve
arayış içinde olan üretim
dostlarını güdüleme
ve onlara örnek üretim
alanları yaratma fikriyle
yola çıktık. 2016-2017
üretim yılında en büyük
rakibimiz İspanya’nın
karşısına şirket olarak
çıkacağız. 220 milyon
euroluk pastadan
payımızı isteyeceğiz. Bu,
sadece kararlı üretim
ve katma değerli ürünle
olmuyor, aynı zamanda
maliyetleri düşük, birim
başına daha fazla üretim
yapmakla olabiliyor. Ar-Ge
çalışmalarımız elbette
bitmez; ancak önemli
yol kat ettik. Paketleme,
sarımsak soyma,
şoklama, kurutma, püre,
salamura gibi konularda
önemli çalışmalar ve
tecrübeler kazandık.
Üretim hatlarımız, üretim
kapasitemiz bu konuda
yeterli. Özellikle dünya
mutfaklarında kullanılan
ve bizim de önemsediğimiz
tek kullanımlık şaşet
ambalajda sarımsak püresi
ya da zencefilli, tereyağlı
gibi ürünleri ihraç kalemi
olarak önemsiyoruz” diyor.
Mehmet Şükrü Göksoy, 2016-2017
üretim yılında en büyük rakipleri
İspanya’nın karşısına çıkacaklarını ve
rekabette güçlü olacaklarını söylüyor.
95
SİNERJİ / TARIM
Geleceğin küresel tarım fuarı: Foodex
Osman Gençer
Gençiz Fuarcılık
Genel Müdürü
2
5 yılı aşan bir
süredir fuarcılık
alanında çalışan
Gençiz Fuarcılık,
İzmir’de düzenlediği ihtisas
fuarlarıyla, özellikle de son
üç yıldır gıda sektörüne
yönelik gerçekleştidikleri
Foodex İzmir Gıda ve
Gıda Teknolojileri Fuarı
ile sektörde iyi tanınan
bir isim. Gençiz Fuarcılık
Genel Müdürü Osman
Gençer, Foodex Fuarı için
çalışmaya beş yıl önce
başladıklarını vurgularken,
“Gıda sektörünün Türkiye
ve dünya için önemi
herkesçe malum. Dünyanın
giderek artan bir gıda
ihtiyacına paralel olarak,
gıda güvenliği ve halk sağlı
aynı derecede önemli bir
şekilde artıyor. Sağlıklı
gıda ürünlerinin üretilmesi
daha tohum temini, tohum
üretimi aşamasında ortaya
çıkıyor. Üretimin işlenmesi,
ürünlerin fabrikasyon
süreçleri ve en nihayetinde
son tüketiciye kadar giden
bir pazarlama ve satış
ağından söz ediyoruz. Tüm
bunlar bir bütündür. Bu
bütünlük içerisinde farkında
96
olsak da olmasak da İzmir
ve hinterlandı, Türkiye
için son derece önemli bir
merkezdir. İşte Foodex
Fuarı, bu gerçeklerden
hareketle ve bu gerçeklerin
işaret ettiği bir eksiği
kapatmak için hayat
bulmuştur” diyor.
civarında yeni iş bağlantıları
gerçekleşti. Ayrıca tüm
yurt sathından yaklaşık
12 bin 500 kişilik bir yerli
profesyonel ziyaretçi
trafiği de gerçekleştiğni
bildirmeliyim.”
Daha ilk iki fuarda
yurtdışından katılım
sağladı
Osman Gençer, diğer
yandan, Türk tarım
sektöründe son on yılda
ciddi bir üretim artışı
yaşandığına da işaret
ediyor ve “Özellikle
belirli kalemlerde bu çok
bariz. Mesela süt ve süt
ürünlerinde. Doğal afetler
yaşanmadığı takdirde, yani
sel, don ya da kuraklık
gibi felaketler olmadığı
takdirde bu yıl da üretimin
artacağı öngörülüyor”
değerlendirmesinde
bulunuyor. Öte yandan
teknoloji kullanımının
modern toplumlarda
verimliliğe net şekilde
katkıda bulunduğunu da
sözlerine ekleyen Gençer,
“Ülkemizde de bu konun
yeterince bilinmesi ve
takip edilmesi gerektiğine
inanıyoruz. İşte tam bu
noktada tüm fuarlar,
sektörlerinde faaliyet
gösteren üretici ve
çalışanlara, kısaca sektör
Geçtiğimiz Kasım ayında
üçüncüsü düzenlenen
Foodex Fuarı’nı, “Foodex,
tabiri caizse henüz yeni
doğmuş bir bebek gibi.
Daha önünde çok uzun
bir yol var ve bu yolu çok
sağlıklı adımlar atarak
geçirmesi ve sağlıklı bir
şekilde büyümesi gerekli”
diyerek değerlendiren
Gençer, ilk iki yılda ortalama
katılımcı sayısının 140 firma
olduğunun, üstelik ilk yıldan
başlamak üzere başta İran,
Polonya, Yunanistan olmak
üzere yurtdışı katılımcı
firmaların da fuara iştirak
ettiğinin altını çiziyor:
“Yurtdışı ziyaretçi trafiğimiz
ise yine ortalama 450 kişi
olarak kayda geçmiştir.
Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey
Afrika ülkelerinden ciddi
alıcılar fuarımıza geldi ve
tahminen 30 milyon TL
Fuarlar, yenilik
merkezidir
İzmir Gıda ve Gıda
Teknolojileri Fuarı, ilk iki yılında
yurtdışından katılımcıları
ağırlamayı başardı.
profesyonellerine muazzam
faydalar sağlamakta ve
gelişmeleri birinci elden
hatta uygulamalı takip
etme gözlemleme imkânı
sunmaktadır. Sırf bu sebeple
bile fuarların takip edilmesi
gerekliği kendiliğinden
ortaya çıkıyor. Sermaye
yeterliliği, kaynakları
yüksek olan firmalarımız
Ar-Ge konusunda ciddi ve
önemli çalışmalar yaparken,
diliyorum ki sektörün
tüm bileşenlerinde Ar-Ge
faaliyetleri yer bulsun.
Zira bunlar işletmelerin
kendilerini yenilemeleri
açısından da, pazarda
paylarını korumak ve
artırmak açısından da
önemlidir” diyor.
Fuar, ciddi bir iştir!
Osman Gençer son olarak,
Türkiye’de düzenlenen
tarım ve gıda temalı fuarlar
hakkında da “Çok fazla
fuar var, bu bir gerçek.
Artık fuarlar insanların
ayağına gider oldu. Bunun
kuşkusuz önemli yararları
da vardır ancak zararlarını
da göz ardı edemeyiz. Fuar,
her şeyi ile bir bütündür.
Salt bir veya birkaç veriye
bakarak hareket etmek, fuar
seçmek yanıltıcı olur. Fuar
konusunda her kesimin
bilinçlenmesi önem arz
ediyor. Bu bilincin henüz
tam manasıyla oluşmadığı
kanaatindeyim. Firmalar
bazen ne yazık ki tek bir
açıdan bakarak bir fuara
iştirak ediyor veya etmiyor!
Sonuçta fuar ciddi bir iştir.
Avantajlarımızın farkında
olmalıyız ve birlikte
çalışmalıyız” diyor.
BİRLİK / ANTALYA
Antalya’nın ihracatı
10 yılda 2.5 kat arttı
Antalya, sadece Türkiye’nin değil dünyanın önemli turizm merkezlerinden biri. Türkiye’ye
gelen her üç turistten birini ağırlayan ve bu yapısıyla hizmet ihracatında Türkiye’nin lideri
olan Antalya, tarım, süs bitkileri ve sanayi ürünleri ihracatında da güçlü bir tablo çiziyor.
A
ntalya, ilk
çağlardan bu
yana Hititlerden
Likyalılara,
Roma İmparatorluğu’ndan
Osmanlı Devleti’ne kadar
pek çok medeniyetin
kesişme noktası oldu.
Tarih boyunca Antalya,
bu medeniyetler için
gerek stratejik konumu,
gerek bereketli toprakları,
gerekse eşsiz doğasıyla en
önemli kentlerden birisi
oldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün
dediği üzere: “Şüphesiz ki
Antalya, dünyanın en güzel
yeridir.”
Bugün de Antalya bütün
bu güzellikleriyle birlikte,
turizm başta olmak üzere
tarımsal üretimdeki önemi
ile Türkiye ekonomisi
98
için büyük önem arz
ediyor. Her yıl ülkemize
gelen turistlerin 3’te
1’ini tek başına ağırlayan
Antalya, sadece 2015’te
Yunanistan’ın nüfusu
kadar misafire, 11 milyona
yakın yabancı turiste ev
sahipliği yaptı. Turizmin
yanında tarım sektörü
de Antalya’nın öne çıkan
özelliklerinden birisi.
Topraklarının 5’te 1’inde
tarım yapan Antalya,
seracılıkta Türkiye’nin
lideri konumunda
bulunuyor. Türkiye’nin
sebze üretiminin büyük
bir bölümünü karşılayan
Antalya, yine 2015’te
yaptığı 217 milyon dolarlık
yaş sebze ihracatı ile ilk
sırada yer aldı.
Turizm ve tarımdaki
başarılarının yanında
Antalya bugün çok büyük
organizasyonlarla da adını
tüm dünyaya duyuruyor.
Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın
katılımıyla açılan
EXPO2016 bunlardan
sadece birisi. “Gelecek
Nesiller İçin Yeşil Bir
Dünya” felsefesiyle
düzenlenen EXPO’nun,
uluslararası alanda Antalya
ve Türkiye’nin tanıtımına
büyük katkı sağlaması
öngörülüyor. Halen sadece
Türkiye’de değil küresel
ölçekte ismi “marka şehir”
olarak anılan Antalya,
geçtiğimiz nisan ayında
beşincisi düzenlenen Türk
Patent Ödülleri’nde de
“Marka Şehir” ödülüne
layık görülmüş ve Antalya
adına ödülü Vali Muammer
Türker ve Büyükşehir
Belediye Başkanı Menderes
Türel, Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın
elinden almıştı.
Her yıl büyüyen
ekonomi
Antalya’nın ihracatı,
Vali Muammer Türker’in
sözleriyle, “potansiyelinden
uzak” olsa da rakamlar,
kentin ihracatının son
10 yılda 2.5 kat artarak
1 milyar dolar sınırına
yaklaştığını söylüyor.
Halen 943 milyon dolar
olan ihracat rakamının
yanı sıra Antalyalı
ihracatçıların sayısı da iki
kat artmış durumda. 10 yıl
önce ihracatçı sayısında
Türkiye’de 11’inci sırada
yer alan Antalya, geçtiğimiz
yıl bin 134 ihracatçı firma
sayısıyla Türkiye’de
9’uncu sıraya yükseldi.
Yine, seracılıkta lider
olan Antalya, geçtiğimiz
yıl sebze ihracatında 217
milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirdi. Hedef,
elbette Antalya’nın
potansiyelini sonuna kadar
kullanmak… Bu kapsamda
TİM’in düzenlediği 10 İl 10
Ülke programında Almanya
ile eşleşen Antalya,
Antalyalı ihracatçılara
verilecek Almanya pazarına
yönelik eğitimlerle ihracat
kapasitesini mutlak surette
artıracak.
Kesintisiz tüm yıl
üretim yapıyor
Bu çerçevede, Antalya’nın
üretim ve ihracat gücünü
“Antalya özellikle,
üretim bakımından
konuştuğumuzda tarım
sektörünün başat rol
oynadığı bir bölgedir.
Antalya, Türkiye yaş
meyve sebze ve kesme
çiçek üretiminde bir
numaralı ildir. Toplam
üretimdeki payı ise yüzde 8
seviyelerindedir” sözleriyle
değerlendiren Antalya
Valisi Muammer Türker,
aynı sektörlerin ihracat
gücü incelendiğinde de
Antalya’nın lider olduğunu
vurguluyor. Ancak
klasik ürün ihracatında
ne yazık ki Antalya
istenilen noktada değil.
Vali Türker, Türkiye’nin
beşinci büyük ili olmasına
rağmen, Antalya’nın
resmi rakamlara göre
ihracatta 22’nci sırada yer
aldığını ifade ederken,
“Fakat Antalya’nın güçlü
olduğu alan aslen hizmet
sektörüdür. Yani turizm
ve turizmi destekleyen
50’ye yakın sektör
değerlendirildiğinde
Antalya, klasik ürün
ihracatı değil ama
hizmet ihracatı
gerçekleştirmektedir ve
bu konuda da liderdir.
Bu çerçevede Antalya’nın
ülke ekonomisine sağladığı
döviz girdisi, cari açığın
kapatılmasında doğrudan
rol oynamaktadır. Tipik bir
ihracatçı olmasak da hizmet
ihracatında Türkiye’nin bir
numarasıyız. Türkiye’ye
gelen yabancı misafirlerin
üçte birini Antalya’da
ağırlıyoruz. Toplam
gecelemelerin ise üçte
ikisinden fazlası Antalya’da
gerçekleşiyor. Bu açıdan
bakıldığında, Türkiye’nin
toplam turizm gelirlerinin
yarıdan fazlasını Antalya
sağlıyor diyebiliriz”
değerlendirmesinde
MUAMMER TÜRKER
Antalya Valisi
Marka Şehİr Antalya
Antalya Valisi
Muammer Türker,
geçtiğimiz nisan
ayında düzenlenen
Türk Patent Ödülleri
töreninde Antalya’nın
aldığı Marka Şehir
Ödülü’ne ilişkin
olarak, “Antalya,
Türkiye’nin dışa
açılan kapısı ve
vitrinidir. Burada
yapılan ve yapılacak
olan her vizyoner
etkinlik, Antalya’dan
mutlu ayrılan her bir
ziyaretçi Antalya’nın
bu gücünü
pekiştiriyor. Diğer
yandan Antalya’nın
coğrafi güzellikleri
ve iklimi, üretimdeki
çalışma kolaylıkları,
tarihi zenginliğimiz,
dünyanın en önemli
turizm kentlerinden
biri olmamızı da
eklersek Antalya’nın
aldığı bu ödül
daha fazla anlam
kazanıyor. Antalya,
çok önemli bir
cazibe merkezidir ve
Türkiye’nin marka
kentidir. Bu ödülü
hak etmiş olmamız
konusunda en ufak
bir tereddüdümüz
yok. Aksine, bu
değerleri daha da
ileriye taşıyabilecek
potansiyelimiz
var. Dolayısıyla
Marka Şehir Ödülü
bize değer kattığı
gibi geleceğe
yönelik olarak
bizlere bir vizyon
da sağlamaktadır.
Potansiyeliniz ve
gücümüzü dikkate
alarak, Antalya’yı
geleceğe hazırlamak
için çalışıyoruz.
Antalya’da kamu ve
özel sektörün başarılı
bir çalışma kültürü
geliştirmiş olması,
Antalya’nın en
büyük yetkinliğidir”
değerlendirmesinde
bulunuyor.
99
BİRLİK / ANTALYA
Antalya URGE İle büyüyecek
BAİB Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Satıcı, bölge ihracatçıları
olarak Ar-Ge ve inovasyon
çalışmalarına önem verirken,
Uluslararası Rekabetçiliği
Geliştirme Projeleri’nde de atılım
içerisinde olduklarını söylüyor
ve halen BAİB bünyesinde
devam eden dört URGE projesi
olduğunun altını çiziyor: “Bunların
ikisi tarım, diğer ikisi de doğal
taş sektörlerinde. Bu projelerde
firmalarımızı sektörel bazda
bulunuyor.
Batı Akdeniz İhracatçılar
Birliği Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Satıcı
ise Antalya’nın ihracat
potansiyeline ilişkin
yorumunda, kentin
ılıman bir iklime sahip
olması nedeniyle örtü
altı sebze yetiştiriciliğine
olanak sağladığını; bu
sayede kış aylarında pek
çok sebze çeşidini örtü
altı üretim alanlarında
yetiştirebildiklerini
vurguluyor. Son
dönemlerde örtü altı
üretim alanlarının yüksek
rakımlı bölgelerde de
yaygınlaşmaya başladığı
bilgisini paylaşan Satıcı,
“Böylece Antalya
ve çevresinde 12 ay
kesintisiz üretim periyodu
100
yakalandı. Bölgemiz aynı
zamanda bir meyve üretim
merkezi. Deniz kıyısındaki
alanlarda narenciye
ürünleri yetiştirilirken,
yüksek rakımlı noktalarda
elma, armut, şeftali,
kiraz, vişne ve üzüm gibi
meyveler yetiştirilebiliyor.
Bunun yanı sıra Antalya
bölgesinde hububat
ve baklagil üretimi de
yapılıyor. Özetle bölgemiz
üretim açısından oldukça
zengin” diyor. Halen
Antalya, Asya, Avrupa,
Orta Doğu ve Kuzey
Afrika ülkelerine ağırlıklı
yaş meyve sebze ihracatı
gerçekleştiriyor. Havaların
soğuk olduğu, üretimin
neredeyse imkânsız
olduğu dönemlerde
dünya halklarını besleyen
bir araya getiriyor, firmalara
öncelikle ihtiyaç analizi çalışmaları
yapıyor, her firmanın güçlü ve
zayıf yönlerini tespit ediyoruz.
Zayıf yönlerin giderebilmesi için
eğitimler verilirken, firmalara yeni
ve alternatif pazarlar tespit ediyor
ve bu pazarlara giriş imkânları
sunuyoruz. Katıldığımız sektörel
uluslararası fuarlarda ihracatçı
firmalarımızla hedef pazarın önemli
ithalatçılarını bir araya getiriyoruz”
diyor.
bir yapıya sahip olan
Antalya, sadece yaş meyve
sebze ihracatından 500
milyon dolar civarında
girdi sağlarken, başka
kentlerden gelip
Antalya’dan ürün temin
ederek kendi bölgelerinden
ihracat yapan sektör
temsilcileri de dikkate
alındığında, bir milyar
dolar sınırında bir ihracat
hacmine sahip gözüküyor.
Turizm ve tarım
dışında da güçleniyor
Bununla birlikte Antalya,
Türkiye’nin önemli
bir tarımsal üretim
merkezi olmasının yanı
sıra gelişmekte olan bir
sanayi kenti olarak da
dikkat çekiyor. Antalyalı
sanayiciler OSB içerisinde
yer sıkıntısı yaşadıklarını
sıkça dile getirirken,
Türkiye’nin beşinci
büyük organize sanayi
bölgesi olan Antalya
OSB içerisinde tarımdan
plastiğe, makineden
metal sanayisine sekiz
ana sektörde üretim
yapılıyor. Antalya’nın
sahip olduğu potansiyel
göz önüne alındığında,
sanayi üretiminin de
yakın gelecekte gelişimini
sürdüreceği düşünülebilir.
Diğer yandan Antalya’nın
önemli bir doğal taş
üretim ve ihracat merkezi
olduğunu, kimyevi
maddeler ile ağaç orman
ürünleri üretimi ve
ihracatında giderek daha
fazla söz sahibi olmaya
başladığını da söylemeliyiz.
Yaşam alanlarına can veriyor
2015’te yüzde 45
büyüdü
ŞİRZAT SUBAŞI
AGT Satış ve Pazarlamadan
Sorumlu Grup Başkanı
G
elişen teknoloji
ile ahşabın
kişiye/
kurumlara özel
işlenip geliştirilebileceği
hayali ile 1984 yılında
Antalya’da kurulan
AGT, bugün mobilya
bileşenleri sektöründe
dünyanın önde gelen
şirketlerinden biri olarak
faaliyet gösteriyor. AGT
Satış ve Pazarlamadan
Sorumlu Grup Başkanı
Şirzat Subaşı, AGT olarak
Antalya Organize Sanayi
Bölgesi’nde toplam 400 bin
metrekare alana kurulu
modern üretim tesislerinde
MDF, MDF-LAM, panel,
profil üretimiyle mobilya ve
dekorasyon sektörlerine;
parke, kapı, duvar paneli
ve süpürgelik üretimiyle
de inşaat sektörüne
hizmet verdiklerini
vurgularken, Türkiye’nin
500 Büyük Sanayi
Kuruluşu arasında yer
alan AGT bünyesinde, bir
yaşam alanı için gereken
tüm ahşap malzemeyi
üretebildiklerinin altını
çiziyor.
Türkiye genelinde yaygın
bayi kanalının yanı sıra beş
kıtada satış noktalarına
sahip olduklarını da
dile getiren Şubaşı,
başta İran, Rusya, Doğu
Avrupa, Balkanlar ve
Azerbaycan olmak üzere
60’tan fazla ülkeye ihracat
gerçekleştirdiklerini
söylüyor. “2015’te elde
ettiğimiz 500 milyon
TL’yi aşan ciro ile
yaklaşık yüzde 45’lik bir
büyüme gerçekleştirdik.
Antalya Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki tesislerimizde
senede 1 milyon adet
kapı üretebiliyoruz”
diyerek devam eden
Subaşı, yakın bir tarihte
devreye alacakları ikinci
parke hattı ile yıllık parke
üretimlerini 25 milyon
metrekareye ulaştıracakları
bilgisini paylaşıyor.
Bu gelişmelerle, yakın
vadede satış hedeflerine
ulaşma yolunda büyük
avantaj sağlayacaklarını
kaydeden Şubaşı, “MDF
üretim tesisimizin belirli
bölümlerinde kapasite
artırımı planlıyoruz.
Ayrıca yeni ürünümüz
AGT Power Gloss ile
pazardaki konumumuzu
güçlendirmeyi
hedefliyoruz” diyor.
Tasarım olmadan
başarı olmaz
Şirzat Subaşı, diğer yandan
Antalya’yı, Türkiye’nin
önemli bir turizm merkezi
olmasının yanı sıra
aynı zamanda sanayi
altyapısı çok gelişmiş,
ciddi potansiyel sahibi bir
şehir olarak tanımlıyor.
“Antalya OSB, yurtiçi
ve yurtdışından birçok
yatırımcının ilgisini çekiyor”
diyerek devam eden Subaşı,
bölgede artan katma
değerli ihracatın önemine
de değinerek, “Mobilya
bileşenleri sektörünün
öncü ve yenilikçi markası
haline gelmemizin
altında yatan en önemli
faktörler arasında
Ar-Ge ve inovasyona
yaptığımız yatırımın çok
büyük katkısı var. AGT
olarak hep daha iyisini,
daha yenisini üretme
ve sektörün trendlerini
belirleyen küresel marka
olma misyonumuzla daima
kendimizi geliştirdik.
Yenilikçilik, farklı
ürünler geliştirme isteği,
üretimde yeni metotlar
keşfetme arzusu bugünkü
anlatımıyla inovasyon,
kurulduğumuz ilk günden
beri bizim vizyonumuzda
mevcuttu. Her biri
alanında uzman, mimar,
endüstriyel tasarımcı,
orman endüstri mühendisi,
tekniker, marangoz gibi
farklı disiplinlerden
oluşan bir Ür-Ge ekibimiz
bulunuyor. Ürünlerimizle
farklı ve özgün tasarımlar
üretiyoruz. Ürün
geliştirmede de sektörde
daima bir adım önde yer
alıyoruz. Tasarımı geri
planda tutup sadece
malzeme kalitesine
odaklanırsanız başarılı
olmanız neredeyse
imkânsız. Sektörü
doğru analiz etme-li ve
trendleri takip etmelisiniz”
değerlendirmesinde
bulunuyor.
101
BİRLİK / SEKTÖRLER
Otomotiv ihracatı artışını sürdürüyor
Türkiye ihracatının lokomotif sektörü otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı
geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11.5 artışla 2 milyar 47 milyon dolar oldu.
Orhan Sabuncu
OİB Yönetim Kurulu Başkanı
T
OTOMOTİV
ürkiye ihracatının
lokomotif
sektörü otomotiv
endüstrisinin
ihracat artışı sürüyor.
Uludağ Otomotiv
Endüstrisi İhracatçıları
Birliği’nin (OİB) verilerine
göre sektör ihracatı nisan
ayında geçen yılın aynı
dönemine kıyasla yüzde
11.5 artışla 2 milyar 47
milyon dolar oldu. Mal
grupları bazında yüksek
oranlı artışların devam
102
ettiği nisanda, otomotiv
yan sanayinin çift haneli
büyümesi de sürdü. OİB
Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Sabuncu, “AB
ülkelerindeki çift haneli
büyümeye nisan ayında
Afrika ülkeleri de dahil
oldu. Pazar çeşitlendirmesi
bakımından bu artış önem
taşıyor. Özellikle Gana’ya
nisanda çok yüksek oranda
büyüme gerçekleşirken,
Hollanda’ya yüzde 102,
İsrail’e yüzde 41, İtalya’ya
yüzde 40 oranlarındaki
artış yaşandı” diye
konuştu.
Ticari araçlarda artış
oranı yüzde 43’ü buldu
Nisan ayı verilerine göre
ürün grubu bazında
otomotiv yan sanayi
ihracatı yüzde 41 pay
ve yüzde 15 oranında
artış gerçekleştirerek
843 milyon dolar oldu.
Yüzde 29 paya sahip
binek otomobiller yüzde 9
azalışla 600 milyon dolar
ihracat gerçekleştirdi.
Yüzde 21.5 paya sahip eşya
taşımaya mahsus motorlu
taşıtlar ihracatı yüzde
43 gibi yüksek bir artışla
438 milyon dolar, yüzde
6.5 paya sahip otobüsminibüs-midibüs ihracatı
da yüzde 36 artarak 131
milyon dolar oldu.
En büyük pazar
Almanya’ya ihracat
yüzde 5 arttı
Türkiye otomotiv
endüstrisinin en büyük
pazarı olan Almanya’ya
ihracat, nisan ayında
geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 5 artışla 322
milyon dolar olurken,
ikinci sıradaki İtalya’ya
yüzde 40 artışla 224
milyon dolar, üçüncü
büyük pazar Birleşik
Krallık’a yüzde 6 azalışla
yine 221 milyon dolar
olarak gerçekleşti. Nisan
ayında diğer önemli
pazarlardan Hollanda’ya
yüzde 102 büyümeyle
83 milyon, İspanya’ya
yüzde 9 yükselişle 101
milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirildi.
AB ülkelerinde artış
çift haneli oldu
Otomotiv endüstrisi
ihracatından yüzde 76 pay
alan AB pazarına yönelik
ihracat nisan ayında
yüzde 13 artışla 1 milyar
564 milyon dolar oldu.
Sektörün ikinci en büyük
pazarı ise ihracatını yüzde
63 artırarak 147 milyon
dolara yükselten ve dış
satışlarda yüzde 7 pay alan
Afrika ülkeleri oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
eşi Emine Erdoğan, İstanbul Moda
Akademisi ve Dice Kayek işbirliği ile
gerçekleştirilen "İzler Türk El Sanatları
Koleksiyon Sergisi"nin açılışına katıldı.
İ
stanbul Moda
Akademisinin (İMA)
Nişantaşı'ndaki
binasında 30 Nisan'da
gerçekleştirilen açılışta
konuşan Emine Erdoğan,
geleneksel sanatları
canlandırmak amacıyla
gerçekleştiren projenin
açılış törenine katılmaktan
büyük bir memnuniyet
duyduğunu belirtti. Emine
Erdoğan, serginin, İMA ve
Dice Kayek'in işbirliğinin
güzel bir ürünü olduğuna
vurgu yaparak, şöyle
konuştu:
"Bu anlamlı işbirliği
için kendilerini tebrik
ediyorum. Unutulmaya
yüz tutmuş geleneksel
sanatlarımıza hayat verme
yolundaki gayretlerini
kutluyorum. Küreselleşme
ve teknolojik gelişmeler
ne yazık ki el sanatlarımızı
hayatımızdan çekip
almaktadır. Oysa onlar
milli hafızamızı, kültürel
mirasımızı içinde
barındıran zenginliklerdir.
Özgünlük, gelenek ve
bilgi aktarımı, onlar
sayesinde gerçekleşiyor.
Gelecek nesilleri bu
kültürel zenginlikten
mahrum etmemek
adına onları yaşatmak
El sanatları çağdaş
bir şekilde yorumlandı
İstanbul Hazır Giyim ve
Konfeksiyon İhracatçı
Birliği (İHKİB) Başkanı
Hikmet Tanrıverdi de
İMA'nın, uluslararası
standartlarda eğitim
verdiğini aktararak,
İMA'nın Moda tasarımı
lisans ve lisansüstü
programına devam eden 5
öğrenci ile Dice Kayek'in
yaratıcısı Ece Ege'nin
sanat yönetmenliğinde
gerçekleştirilen sergi için
öğrencilerin Anadolu el
sanatlarını araştırdığını
kaydetti. Tanrıverdi,
"İğne oyası, tel sarma, tel
kırma, çeşni bülbül ve
sedef kakma sanatlarını
kullanarak 15 sunum
hazırladılar. Her bir
öğrenci, el dikişiyle üçer
kıyafet tasarlayarak,
geleneksel el sanatlarını
yeniden yorumladı.
Günümüzde unutulmuş el
işçiliğinin canlanmasına
katkı sağladı" dedi.
Geleneksel el sanatlarının
çağdaş bir şekilde
yorumlandığı sergideki
tasarımlar arasında yer
alan kafes cekette, 9 bin
adet tel kırma yapıldı.
TEKSTİL & HAZIR GİYİM
El işçiliği yeniden
canlanacak
sorumluluğumuzdur."
İMA'nın bu meseleyi
dert edinmiş olmasının,
herkes için gurur vesilesi
olduğunu dile getiren
Erdoğan, "Modern bir
yaklaşım ve akademik
bir yetkinlikle bunu ele
alması, kültürümüz adına
büyük bir yatırımdır.
İzler sergisinin göz
kamaştıran eserlerinin
uluslararası alanda
da ülkemizi en güzel
şekilde temsil edeceğine
inanıyorum. İMA'nın
kıymetli öğrencilerini,
akademisyen ve
danışmanlarını yürekten
tebrik ediyorum. Projeye
emek veren herkesi
kutluyor, tüm katılımcılara
sevgilerimi sunuyorum"
diye konuştu.
103
BİRLİK / SEKTÖRLER
ABD'ye yapılan ihracat yüzde 11.22 arttı
Kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 14.75 azalarak 1 milyar 233 milyon
dolara geriledi. Ocak-nisan döneminde ise yüzde 11.65 düşüşle 4 milyar 571 milyon dolar
oldu. AB ülkeleri nisan ayı ihracatından aldıkları yüzde 38’lik pay ile sektöre moral verdi.
ihracat yapılan ülkeler;
Almanya, Mısır, Irak,
İtalya, Hollanda, İran,
Suudi Arabistan, İngiltere,
Birleşik Arap Emirlikleri
ve Yunanistan olarak
sıralandı.
KİMYEVİ MADDELER
Hedeflerimiz önünde
engel değil
MURAT AKYÜZ
İKMİB Başkanı
İ
stanbul Kimyevi
Maddeler ve Mamülleri
İhracatçıları Birliği
(İKMİB) verilerine
göre, nisan ayında kimya
ihracatı geçtiğimiz yılın
aynı ayına göre miktarda
yüzde 7.29 azalış ile
1 milyon 525 bin ton,
değerde ise yüzde 14.75
düşüşle 1 milyar 233
milyon dolar olarak
gerçekleşti. Geçtiğimiz
ay kimyanın en çok
104
ihracat yaptığı ülkeler
sırasıyla; Almanya, Irak,
Mısır, Singapur, Hollanda,
İngiltere, İran, İtalya,
Amerika Birleşik Devletleri,
İspanya oldu. Nisan
ayında Singapur’a yapılan
ihracattaki yüzde 362’lik
artış dikkat çekti.
AB ülkelerine 464
milyon dolarlık ihracat
Nisan’da en çok ihracat
gerçekleştirilen ilk 10
ülkenin yarısını AB
ülkelerinin oluşturduğu
görülürken, AB ülkeleri
464 milyon 845 bin
dolarlık ihracat ve yüzde
38’lik pay ile sektöre
gelecek aylar için umut
verdi. Hollanda’ya yapılan
ihracat yüzde 95.68 ve
İngiltere’ye yapılan ihracat
yüzde 44.45 oranında
artış gösterdi. Kimya
sektörünün en önemli
hedef pazarlarından biri
olan ABD’ye yapılan ihracat
nisan ayında yüzde 11.22
arttı ve ülkeyi en fazla
ihracat gerçekleştirilen
ülkeler arasında 9’uncu
sıraya yükseltti. Geçtiğimiz
ay plastikten organik
kimyasallara, minerallerden
eczacılık ürünlerine kadar
pek çok alt sektörde
ABD’ye 37 milyon 274 bin
dolarlık ihracat yapıldı.
En çok ihracat
Almanya’ya
Ocak-nisan dönemindeki
kimya ihracatının toplamı
ise geçen yılın aynı
dönemine kıyasla miktarda
yüzde 1 artışla 5 milyon
810 bin ton; değerde
yüzde 11.65 düşüşle 4
milyar 571 milyon dolar
oldu. Bu dönemde en çok
Sektörün nisan ayı ihracat
rakamlarını değerlendiren
İstanbul Kimyevi Maddeler
ve Mamülleri İhracatçıları
Birliği (İKMİB) Yönetim
Kurulu Başkanı Murat
Akyüz, şu değerlendirmeyi
yaptı: “Türkiye genelinde
ihracattaki gerileme
eğilimi sektörümüzde de
görülüyor. Irak, Suriye
gibi sadece ihracat değil
nakliyemizde de önemli
rol oynayan ülkelerde
bir türlü normalleşmenin
sağlanamaması bu yıl da
maalesef ihracatçılarımızı
zorluyor. Bununla
birlikte emtia ve petrol
fiyatlarındaki düşüşün
olumsuz etkilerini
de görmeye devam
ediyoruz. Tabii ki bunlar
bizim çalışmalarımızın
ve hedeflerimizin
önünde engel değil.
Tüm zorluklara rağmen
ihracatımızı yukarıya
taşımak için var gücümüzle
çalışıyoruz. Dünyada
yaygın üretilen ürünlerden
yaptığımız ihracat yerine
odağımıza daha spesifik
ürünleri koyarak katma
değeri yükseltmenin
yollarına bakıyoruz” dedi.
İhracatın metalik yıldızları ödüllendirildi
7
milyar dolarlık
ihracatı temsil
eden İDDMİB,
2015 yılının
başarılı ihracatçılarını
17 Mayıs Salı günü
Grand Hyatt Otel’de
gerçekleştirilen törenle
ödüllendirdi. Bu yıl 6’ıncısı
düzenlenen İDDMİB
İhracatın Metalik Yıldızları
Ödülleri töreninde demir
çelik eşya, alüminyum
mutfak eşya, alüminyum
inşaat aksamı, metallerden
kilitler, metal mobilya,
demir çelik döküm gibi
24 farklı kategoride 61
başarılı ihracatçı ödülün
sahibi oldu. İhracatını
en fazla artıran, hedef
ülkelere en fazla ihracat
yapan ve ihracatını son 5
yılda sürekli olarak artıran
firmalara da ödül verilen
gecede, başarılı ihracatçı
firmalarla Ekonomi
Bakanlığı, TİM ve diğer
kurum ve kuruluşların üst
düzey yetkilileri bir araya
geldi.
Gidilmedik yer
bırakmayacağız
Ekonomi Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
Tarık Sönmez, “İhracat
meşakkatli bir iş biz
ihracat ailesinin fertlerine
yardım etmek için
çabalıyoruz. Sektörün
son 10 yılda ihracata
yaptığı katkılar çok
önemli. 2023 hedeflerinde
sektörden beklentilerimiz
çok fazla. Önümüzdeki
yıllarda daha iyi
çalışarak, pes etmeyerek,
dünyada gidilmedik
ülke bırakmayarak
yılın son gününe kadar
ihracatı artırmak için
çabalayacağız” diye
konuştu. İhracatta
yaşanan düşüşü sadece
çevre ülkelerde yaşanan
sıkıntılara bağlanmaması
gerektiğini dile getiren
TİM Başkan Vekili
Tahsin Öztiryaki,
“Dünya ticareti düşüyor.
35 trilyon dolardan
2009 yılı rakamlarının
gerisine düştü. Bu zorlu
koşullarda ihracata yaptığı
katkılardan dolayı İDDMİB
ve üyelerini kutluyorum”
dedi.
İhracat hedefimiz;
7.1 milyar dolar
İstanbul Demir ve Demir
Dışı Metaller İhracatçıları
Birliği Başkanı Rıdvan
Mertöz, çevre ülkelerle
yaşanan sıkıntılar ve
dünya ihracatında
yaşanan olumsuz
gelişmelere rağmen 2015
yılında Türkiye ihracatına
7 milyar dolarlık katkı
yapan birlik üyelerine
teşekkür etti. Birlik
olarak 2016 yılı ihracat
hedeflerinin 7.1 milyar
dolar olduğunu aktaran
Mertöz, 2023 hedeflerinin
25 milyar dolar olduğunu
belirterek, "Bu hedefi
yakalamak için yeni
pazarlar keşfetmemiz,
var olan pazarlarımızda
ihracatımızı artırmamız
gerek. Bu da katma
değerli ve yenilikçi
ürünler üretmekle olur.
Bunun yolu ise Ar-Ge,
inovasyon, markalaşmak
ve endüstriyel tasarımdan
geçiyor" dedi.
DEMİR & ÇELİK
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), 24 farklı kategoride
2015 yılının başarılı ihracatçılarını ödüllendirdi. Törende, Vestel, Kale Kilit, Öztiryakiler,
Korkmaz ve Mesan Kilit gibi başarılı 61 firma ödül aldı.
105
BİRLİK / SEKTÖRLER
Elektrik elektronikte ihracat
10.8 milyar dolar oldu
Türkiye geçen yıl elektronik, beyaz eşya, elektrik üretim ve
dağıtım ekipmanları ile kabloda toplamda 10.8 milyar dolarlık
ihracat gerçekleştirdi.
ELEKTRONİK
E
lektrik Elektronik ve
Hizmet İhracatçıları
Birliğinden
(TET) yapılan
açıklamaya göre ana
ürün grupları içerisinde
"elektronik", "beyaz
eşya", "elektrik üretim ve
dağıtım ekipmanları" ile
"kablo" sektörünün yer
aldığı "elektrik, elektronik
ve hizmet" ihracatında
2015 yılında 10,8 milyar
dolarlık gelir elde edildi.
Bu sektörler arasında en
yüksek ihracatı 3 milyar 139
milyon dolarla elektronik
sektörü sağlarken, aynı
dönemde beyaz eşya
sektörü 3 milyar 121 milyon
dolarlık, elektrik üretim
ve dağıtım ekipmanları 2
milyar 737 milyon dolarlık,
kablo sektörü ise 1 milyar
710 milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirdi. Türkiye'nin
elektrik elektronikte en çok
ihracat yaptığı ülke 1 milyar
480 milyon dolarla İngiltere
106
oldu. Bu ülkenin hemen
ardından 1 milyar 130
milyon dolarla Almanya, 756
milyon dolarla da Fransa
gelirken; sıralamadaki
diğer ülkeler arasında Irak,
Türkmenistan, İtalya, Suudi
Arabistan, İspanya, İsrail ve
Cezayir de yer aldı.
Beyaz eşyada ihracat
3 milyar 121 milyon
dolar oldu
TET verilerine göre
ana ürün gruplarından
elektronik sektörünün
2015 yılı ihracatına katkısı
3 milyar 319 milyon
dolar oldu. Elektronik
sektörünün en çok ihracat
yaptığı ülke İngiltere
olurken, buraya yapılan
ihracat 2015'te bir
önceki yıla kıyasla yüzde
5.6 artarak 437 milyon
dolar olarak gerçekleşti.
Elektronik sektörünün en
çok ihracat yaptığı ikinci
ülke 423 milyon dolarla
Almanya olarak kayıtlara
geçerken, hemen ardından
186 milyon dolarla Fransa,
103 milyon dolarla da
İtalya geldi. Elektronikte
yurt dışına en çok satış
gerçekleştiren şirket
Vestel olurken, Arçelik
ikinci, BSH Ev Aletleri
de üçüncü sırada yer
aldı. Elektrik elektronik
ve hizmet" sektörünün
lokomotiflerinden beyaz
eşyada ise 2015 yılında 3
milyar 121 milyon dolarlık
ihracat geliri elde edildi.
Bu alanda da Türkiye en
çok ihracatı İngiltere'ye
yaparken, bu ülkeye
yapılan ihracat tutarı
156 milyon dolar olarak
gerçekleşti. Bunu 138
milyon dolarla Almanya,
87 milyon dolarla Fransa,
75 milyon dolarla da ABD
izledi. Beyaz eşyada ihracat
birincisi Arçelik, ikinci BSH
Ev Aletleri, üçüncü ise
Vestel oldu.
Türkiye 2015'te 1
milyar 710 milyon
dolarlık kablo ihraç etti
TET verilerine göre
Türkiye, elektrik üretim
ve dağıtım ekipmanları
sektöründe 2015 yılında
toplam 2 milyar 737
milyon dolarlık ihracat
gerçekleştirdi. Bu sektörde
en çok ihracat Suudi
Arabistan'a yapılırken,
bu ülkeye yapılan ihracat
2015'te bir önceki yıla
kıyasla yüzde 93 artarak
249 milyon dolar olarak
kaydedildi. Suudi
Arabistan'ı 52 milyon
dolarla Türkmenistan, 45
milyon dolarla Irak, 40
milyon dolarla İngiltere
takip etti. Bu alanda
sektörün ihracat lideri
Alstom Grid Enerji
Endüstri olurken,
Siemens ikinci, Schneider
Elektrik ise en çok
ihracat gerçekleştiren
üçüncü şirket olarak
yer aldı. TET'in ihracat
gerçekleştiren dört ana
sektöründen kabloda ise
2015 yılında toplam 1
milyar 710 milyon dolarlık
ihracat geliri elde edildi.
Kablo sektöründe en çok
ihracat 368 milyon dolarla
İngiltere'ye yapılırken,
diğer ülkeler sırasıyla
143 milyon dolarla Irak,
109 milyon dolarla İsrail,
71 milyon dolarla da
Türkmenistan olarak
kayıtlara geçti. Kablo
sektöründe en çok ihracat
gerçekleştiren ve TET'in
2015 İhracat Ödüllerini
almaya hak kazanan
şirketler de sırasıyla Türk
Prysmian Kablo, Atom
Kablo ve Nexans Türkiye
Endüstri oldu.
adnan dalgakıran
MTG Başkanı
Makine sektörü Almanya ile
işbirliğini güçlendiriyor
WIN Avrasya Otomasyon Fuarı’na katılan Makine Tanıtım Grubu,
fuarın çanta sponsoru oldu ve 15 bin çanta dağıttı.
T
ürkiye’nin
Makinecileri
(Makine Tanıtım
Grubu), 17-20
Mart 2016 tarihleri arasında
İstanbul’da düzenlenen
WIN Avrasya Otomasyon
Fuarı’na katıldı. Makine
Tanıtım Grubu ayrıca fuarın
çanta sponsoru oldu ve
15 bin adet çanta fuarın
ana girişinde ziyaretçilere
dağıtıldı. Fuar kapsamında
Türkiye’nin Makinecileri
tarafından Bulgaristan,
Hindistan, Romanya ve
Kamerun’dan 7 firma
yetkilisi ve iki editörün
katılımıyla Alım Heyeti
Programı düzenlendi.
16 Mart 2016 tarihinde
düzenlenen ikili iş
görüşmelerine Türkiye’den
9 firma katıldı. Heyet
ikili iş görüşmelerinin
ardından fuarı ziyaret
etti. Ayrıca, Almanya’nın
ve Avrupa’nın en büyük
sanayi birliği olan VDMA
ile MTG, WIN Automation
Fuarı dolayısıyla
Endüstri 4.0 alanında
Türk makinecilerine
yol gösterecek ortak
bir kitapçık yayınladı.
Otomasyon süreçlerindeki
teknolojik dönüşümü
Türkiye’de tanıyan en iyi
sektör olarak, uluslararası
alanda çeşitli işbirlikleri
geliştirdiklerini dile getiren
Makine İhracatçıları
Birliği ve Makine Tanıtım
Grubu Yönetim Kurulu
Başkanı Adnan Dalgakıran,
“Almanya’nın her türlü
mühendislik ürününü
üreten 3 bin 100 şirketini
temsil eden en büyük
birlik olan VDMA ile WIN
Automation Fuarı’na
özel olarak hazırladığımız
çalışma sektörümüz için
önemli bir kılavuz olacak.
Türk-Alman işbirliğini,
sanayimiz açısından da bir
model olarak geliştirecek
bu tür çalışmaları
sürdüreceğiz” diye konuştu.
Türkİye’nİn makİnecİlerİ
Bauma Münİh Fuarı’na katıldı
MAKİNE
Makine Tanıtım Grubu (Türkiye’nin Makinecileri)
11-17 Nisan 2016 tarihleri arasında Münih’te
düzenlenen Bauma Münih Fuarı’na ikinci kez
katıldı. İş ve inşaat makineleri alanında üç yılda bir
düzenlenen fuarda Türkiye’den 140 firma katılımcı
olarak yer aldı. Fuar öncesi hazırlanan basın bülteni
Türkiye’deki ve Almanya’daki sektörel dergilere
gönderildi. Ayrıca Türk firmalarının bilgilerinin yer
aldığı flyer fuar alanında dağıtıldı.
107
BİRLİK / SEKTÖRLER
Meyve ve sebze sektörü
ABD ve Avustralya'ya açılıyor
UMSMİB Başkanı Gençoğlu, bu yıl ihracatta 200 milyon dolar
hedeflediklerini belirterek, “Yılın ikinci yarısından itibaren ABD ve
Avustralya gibi pazarlara sektörel ticaret heyetleri düzenleyeceğiz” dedi.
U
TARIM
ludağ İhracatçı
Birlikleri çatısı
altında faaliyet
gösteren Uludağ
Meyve Sebze Mamulleri
İhracatçıları Birliği’nin
(UMSMİB) 2015 Olağan
Genel Kurul Toplantısı,
birlik üyelerinin katılımı
ile gerçekleştirildi. Genel
Kurul’da konuşan UMSMİB
Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Gençoğlu, UMSMİB’in
bu yılki hedeflerini anlattı.
UMSMİB’in bu yılki ihracat
hedefinin 200 milyon
dolar olduğunu söyleyen
Gençoğlu, sektörün en
büyük pazarı olan AB’de
büyümenin süreceği
yönündeki tahminlerin
ihracat hedefine olumlu
yansıyacağını söyledi.
Gençoğlu, “Geçen yıl Euro/
dolar paritesine bağlı
kayıplar yaşandı ancak
son dönemde Euro’nun
değer kazanması nedeniyle
108
yüzde 5 seviyelerinde bir
ihracat artışı yakaladık.
Diğer yandan sorunların
devam ettiği Rusya’da
belirgin bir iyileşme
olmayacak. İhracatçılar
olarak hedefimize ulaşmak
ve küresel rekabette öne
çıkmak için alternatif pazar
arayışlarımız sürüyor.
Bu kapsamda yılın ikinci
yarısından itibaren ABD,
Avustralya ve Çin gibi
ülkelere sektörel ticaret
heyetleri düzenleyeceğiz”
diye konuştu. Ayrıca
ihracatta girdi maliyetlerinin
düşürülmesi ve karlılığının
sürdürülmesi için döviz
kurunda zaman zaman
görülen ani dalgalanmaların
önüne geçilmesi gerektiğini
de belirten Gençoğlu, yeni
pazarlar hedefledikleri
bir dönemde istikrarlı
döviz kurunun önlerini
görebilmeleri açısından
önemine değindi.
ORHAN GENÇOĞLU
UMSMİB Başkanı
UTG, MAGTOTEX 2016’da
21-24 Nisan 2016 tarihleri arasında Mardin’de
gerçekleştirilen Mezopotamya Tarım
Ekipmanları, Gıda ve Hayvancılık Fuarı
(MAGTOTEX) 2016’ya bir info-stant ile katılım
sağlayan Un ve Unlu Mamuller Tanıtım Grubu
ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Fuar açılışını
Mardin Vali Yardımcısı Bahattin Çelik, Irak
Federal Kürdistan Bölgesel Yönetimi Tarım
Bakanı Abdülstar Majid ve Mardin Büyükşehir
Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk yaptı.
Un ve Unlu Mamuller Tanıtım Grubu’nun
standını Mardin OSB Başkanı A. Nasır Duyan,
Kızıltepe Ticaret Borsası Başkanı Mehmet
Şahin, MARGİAD Mardin İş Adamları Derneği
yöneticileri, çiftçiler, Artuklu Üniversitesi
öğrencileri ve birçok kişi ziyaret etti.
Lojistik master planını bitirmek
için geç kalmamalıyız
TİM Lojistik Konsey Başkanı Bülent Aymen,
“Lojistik sektörü rekabet gücü açısından çok
önemli ve iyi yönetildiğinde ihracata kaldıraç
etkisi yapacak” dedi.
Planının hayata
geçmesini bekliyoruz
Türkiye'nin Türkî
Cumhuriyetler, Orta Doğu,
Afrika ve Avrupa'nın orta
noktasında olmasının
büyük bir lokasyon avantajı
sağladığını belirten Bülent
Aymen, “Rakiplerimizin
1960’larda tamamladığı
Lojstik Master Planı’nı biz
hala hayata geçiremedik.
Lojistik ve sanayiyi
birbirinden ayıramazsınız
ve iyi yönetilmeyen
lojistik sektörü sanayinin
de gelişmesini engeller”
dedi ve sözlerine şöyle
devam etti “Lojistik master
planından çok umutluyuz
ve yapılan iyileştirmelerle
lojistik sektörünün, son
yıllarda hızını kaybeden
ihracatta kaldıraç etkisi
yapacağını düşünüyoruz."
Türk mermerİ 3. Havalİmanı
İçİn görücüye çıktı
BÜLENT AYMEN
TİM Lojistik Konseyi Başkanı
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Ali
Kahyaoğlu’nun “3. Havalimanı'nda yüzde 100
Türk doğal taşı kullanılsın” önerisi yankı buldu.
Tamamlandığında Avrupa’nın en büyük havalimanı
olma özelliğini taşıyan 3. Havalimanı'nda yerli
taşların kullanılması konusunda ilk adım atıldı.
150 yerli mermer üreticisi ile Türkiye İhracatçılar
Meclisi (TİM) binasında bir araya gelen İstanbul
Grand Airport’un (İGA) yetkilileri, 81 ilden
gelen 350 çeşit taşı tek tek inceledi. İGA Dizayn
Direktörü Taner Arslan, havalimanında yerli
mermer kullanmayı düşündüklerini söyledi.
109
SEKTÖRLER
T
ürkiye'nin 2023
yılı hedefleri, Türk
ekonomisi ve
lojistik sektörünün
mevcut durumunun
tartışıldığı Ekonomi ve
Lojistik Zirvesi 2016’da açılış
konuşmasını yapan Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM)
Lojistik Konsey Başkanı ve
Akdeniz İhracatçı Birlikleri
(AKİB) Koordinatör
Başkanı Bülent Aymen,
lojistik sektörünün rekabet
açısından önemi ve lojistik
sektörünü bekleyen riskler
hakkında konuştu. Emtia
fiyatlarındaki düşüş sonrası
üretim maliyetlerinin
gerilediğini belirten Bülent
Aymen, “Üretim maliyetleri
kadar lojistik maliyetlerini
de düşürmemiz fiyat
rekabeti açısından son
derece önemli” dedi.
BİRLİK / BÖLGELER
Bursa Siyah İnciri’nde
denetimler artacak
Balıkçılık sektörü Global Su Ürünleri Fuarı’nda
Su ürünleri sektöründe dünyanın en önemli
fuarı olan ve bu yıl 24. kez düzenlenen
Seafood Expo Global – Global Su Ürünleri
2016 Fuarı’nın milli katılım organizasyonu
İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği
tarafından 12’nci kez gerçekleştirildi. Global
Su Ürünleri Fuarı, su ürünleri sektöründe
dünyanın en önemli fuarı olarak kabul
ediliyor. Geleneksel olarak her yılın nisan
ayında Belçika’nın Brüksel kentinde
düzenlenen fuara, dünyanın değişik
ülkelerinden ziyaretçi ve katılımcılar büyük
ilgi gösterdi. Türkiye su ürünleri sektöründe
faaliyet gösteren lider firmaların milli katılım
çatısı altında iştirak ettiği fuarda taze,
dondurulmuş, canlı, katkı maddeli, markalı,
markasız deniz mahsulleri sergilendi.
Tamamen profesyonel alıcılara yönelik olarak
gerçekleştirilen fuarda bu sene Türkiye’den
14 firma katılımcı olarak yer aldı.
Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) çatısı altında
faaliyet gösteren Uludağ Yaş Meyve ve
Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), üretici
firmalarının katıldığı Bursa Siyah İnciri
İhracatının Arttırılması Toplantısı’na ev sahipliği
yaptı. Toplantıda Bursa Siyah İnciri ihracatının
geliştirilmesi kapsamında; üreticiler, ilgili
köy muhtarları, üretici birlikleri, ziraat odaları
ve ihracatçılar bir araya gelerek yapılması
gerekenleri ve alınacak önlemleri tartıştı.
İncir üreticilerini teşvik etmek adına birtakım
kararlar alacaklarının altını çizen UYMSİB
Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan,
“Üreticiler ve ihracatçıların bulunduğu bir
network sistemi kurup, iki taraf arasındaki bilgi
akışının hızlanmasını sağlayacağız” dedi.
MARMARA
Tüpraş satışlarını artırdı
Tüpraş'ın toplam satışları ilk çeyrekte 6.9 milyon
tona ulaştı. Bu yılın ilk üç ayında ham petrol
fiyatlarının dalgalı bir seyir izlediği belirtilen
açıklamada, yüksek benzin rasyolarının etkisiyle
genel olarak rafineri kapasite kullanım oranlarının
arttığı, mevsim normallerinin üzerinde seyreden kış
sıcaklıklarına bağlı olarak düşen motorin ve fuel oil
tüketimi ve değişen küresel arz talep dengelerinin
bu ürünlerin fiyatlarını baskıladığı belirtildi. Bu
110
doğrultuda Akdeniz rafineri marjının geçen yılın
aynı dönemine göre 2.14 dolar azalarak 3.84
dolar/varil düzeyinde gerçekleştiği aktarılan
açıklamada, "Mevsimsel şartlar itibariyle tüketimin
düşük olduğu ilk çeyrek dönemde Tüpraş, bakım
çalışmaları ve arıza duruşlara rağmen yüzde 99.7
toplam kapasite kullanımına ulaştı; artan üretim ve
ülkemizdeki talep gelişimi doğrultusunda Tüpraş
yurtiçi satışları yüzde 29 oranında (1.150 bin ton)
arttı. Ürün ihracatının da 80 bin ton (yüzde 5)
daha artması ile toplam satışlar geçen yıla göre
yüzde 22 (1.231 bin ton) artışla 6.9 milyon ton
oldu" değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada,
satış miktarı ve dolar kurundaki artışa rağmen,
geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37 düşen
ham petrol fiyatlarına bağlı olarak satış hâsılatının
2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 11 azaldığı
vurgulandı.
Kuru Meyve Tanıtım Grubu’ndan Balkan atağı
Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya
lideri çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir,
kuru kayısı ve Antep Fıstığı’nın dünya
genelinde tanıtımı için faaliyet gösteren
Kuru Meyve Tanıtım Grubu (KMTG), yeni
pazar bulma arayışı amacıyla Balkanlara
açıldı. Bosna Hersek’te 12-16 Nisan
tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası
Mostar Fuarı’na katılan Kuru Meyve
Tanıtım Grubu, Türk kuru meyvelerinin
tanıtımını gerçekleştirdi. Başbakan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hırvatistan
Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitaroviç,
Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic,
Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vujanovic,
Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi
üyeleri Bakir Izetbegovic, Dragan Covic ve
Mladen Ivanic, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Tarık Sönmez, Bosna Hersek
Büyükelçisi Cihad Erginay, Mostar Ticaret
Müşaviri Sedat Yıldız ve Ekonomi Bakanlığı
Fuarlar Dairesi Başkanı Nilüfer Sandallı 19.
International Economic Fair Mostar 2016
Fuarı ziyaretçileri arasında yer aldı. Balkan
coğrafyasında Türkiye’ye ve Türk ürünlerine
karşı müthiş bir ilgi olduğunu anlatan Kuru
Meyve Tanıtım Grubu Başkanı Osman
Öz, Türk ürünlerine karşı ilgiyi ihracat
rakamlarına yansıtmayı hedeflediklerini
kaydetti. Türkiye’nin Bosna Hersek’e
5.5 milyon dolarlık kuru meyve ihracatı
olduğunu dile getiren Öz, “Tanıtım uzun
soluklu bir çalışma. Bosna Hersek başta
olmak üzere Balkan coğrafyasında Türk
kuru meyvelerinin daha fazla tüketilmesi
için tanıtım çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
KMTG olarak 40.5 metrekare bir stant
ile katıldık. Kuru meyvelerimizin tadımını
gerçekleştirdik. KMTG standı en yoğun ilgi
gören stantlar arasında yer aldı” dedi.
Denizlili gıdacılar Barselona'da
Gıda ve İçecek Fuarı'na katıldı. Denizli'den
fuara, Altıntop Kuruyemiş, Çalışkan Tarım,
Ece Kuruyemiş, Hacı Şerif, Kırbıyık Kuruyemiş, Kocabaylar Seracılık, Nutova Gıda ve
Taslacılar Dış Ticaret'ten oluşan 8 firma ve
16 kişilik heyet ile katılım sağlandı. DENİB
tarafından açılan stantta hem DENİB Gıda
Kümesi hakkında bilgilendirmeler yapıldı hem
de Türk havlusu dağıtıldı. Fuar boyunca ikili
görüşmelerini sürdüren Denizli firmalarının
standı büyük ilgi gördü.
Türk balıkları Balkanlara
yüzecek
Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden su
ürünleri sektörü, ihracatta zayıf olduğu Balkanları
mercek altına aldı. Balkan ülkelerine ihracatını artırmak isteyen Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG),
12-16 Nisan tarihleri arasında Bosna Hersek’te
düzenlenen Uluslararası Mostar Fuarı’na katıldı.
Su Ürünleri Tanıtım Grubu’nun Balkanlarda ikinci
kez bir fuara katıldığını belirten STG Başkanı
Melih İşliel, Balkanlarda bir fuara katılma fikrinin
9-10 Ocak tarihlerinde Çeşme’de yapılan “Su
Ürünleri Sektör Toplantısı”nın çıktılarından biri
olduğunu kaydetti.
111
EGE
Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Gıda
Kümesi'nden 8 firma Barselona'da düzenlenen Alimentaria Uluslararası Gıda ve İçecek
Fuarı'na katıldı. Ekonomi Bakanlığı'nın
destekleri ve Denizli İhracatçılar Birliği'nin
(DENİB) organizatörlüğünde yürütülen 'Denizli
Gıda Sektörünün Uluslararası Rekabetçiliğinin
Geliştirilmesi Projesi' kapsamında, DENİB
Gıda Kümesi, Moskova ve Abu Dabi'den sonra
bu kez İspanya'nın Barselona şehrinde 25-28
Nisan'da düzenlenen Alimentaria Uluslararası
BİRLİK / BÖLGELER
Haftada iki gün
bakliyat yemeği yapın
mahmut arslan
Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı
Tohumlar ve Mamulleri
İhracatçıları Birliği Başkanı
Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nden (AKİB) yapılan
açıklamaya göre, beslenmeden gıda ve tarıma,
sağlıktan spora kadar ilgili disiplinleri bir araya
getiren Türkiye Doğal Beslenme ve Sağlıklı
Yaşam Günleri, Doğal 2016 Fuarı, 14-17 Nisan
tarihleri arasında Antalya ExpoCenter’de düzenlendi. Fuarda, Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı
Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nce
“2016 Dünya Bakliyat Yılı” dolayısıyla bakliyat
ürünlerinden hazırlanan 101 çeşit yemek sergisi
düzenlendi.
Türkiye bakliyat tüketimi alışkanlığını
terk ediyor
İyi tarım uygulamaları ve organik üretim, gıda
güvenliği ve güvenirliği, beslenme ve diyetetik,
sağlıklı yaşam ve spor konularının uygulamalı
olarak ele alındığı fuarın açılışına, Akdeniz
Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri
İhracatçıları Birliği Başkanı Mahmut Arslan da
katıldı. Fuarın açılışında bir konuşma yapan
Arslan, 2016 yılının Birleşmiş Milletler tarafından
Dünya Bakliyat Yılı ilan edildiğini anımsattı.
Bakliyatın anavatanının Türkiye olduğunu belirten Arslan, “Anavatanı olmasına rağmen kendi
tüketimimize yetmeyecek kadar üretimimiz
var” dedi. Geçmiş yıllarda yapılan hataların
önümüzdeki dönemde tekrarlanmayacağını dile
getiren Arslan, Türkiye’nin bakliyat üretiminde
tekrar eski başarısına kavuşacağını vurguladı.
Bakliyatın batı toplumlarının mutfaklarında temel yemeklerden biri olduğunu söyleyen Arslan,
“Kanada, ABD ve Avrupa’nın bazı ülkelerine
baktığımızda, insanlar aşırı kilo alıyor. Bunun
sebebi bakliyat tüketimi alışkanlıklarının terk
edilmesidir. Maalesef Türkiye de yavaş yavaş
bu alışkanlığını terk ediyor. Anavatanı Türkiye
olmasına rağmen bakliyat alışkanlıklarımızı
bıraktığımız zaman bizim sahalarımızı başka
ülkeler dolduruyor. Vejetaryen kültürüne sahip
ülkelere baktığımızda, hangisinde obezite sorunu
var? 1.3 milyar nüfusu ile Çin’i bile geride bırakan dünyanın en kalabalık ülkesi Hindistan’da
obezite diye bir problem yok” diye konuştu.
AKDENİZ
Madencilere yeni
URGE projesi
Zirai ilaç kalıntısında daha iyiye gidiyoruz
Avrupa Birliği (AB) Gıda Güvenliği Genel
Müdürlüğü heyeti, zirai ilaç kalıntısı ile ilgili
yapılan çalışmaları yerinde görmek için geldiği
Antalya'da Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği'ni
(BAİB) de ziyaret etti. BAİB Yönetim Kurulu
Üyesi Berdan Ber ve Ali Demir'in kabul ettiği
heyete, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
112
yetkilileri de eşlik etti. AB heyetine Türkiye'nin
ve Batı Akdeniz'in yaş sebze meyve ihracatı
ve zirai ilaç kalıntısına karşı alınan önlemlerle,
denetim sonuçları hakkında bilgi verildi. AB
yetkilileri Türkiye'den gelen ürünlerde zirai ilaç
kalıntısı açısından durumun her yıl daha da
iyiye doğru gittiğini bildirdi.
Batı Akdenizli maden ihracatçılarının yeni
pazarlara açılmasını, dünyanın dört bir yanındaki
ülkelerde tanınırlığının artmasını ve buna bağlı
olarak da ihracatın artmasını amaçlayan proje
başladı. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB)
tarafından, Ekonomi Bakanlığı desteğiyle
yürütülen Batı Akdeniz Doğaltaş Kümesi URGE
Projesi, üç yıl sürecek. Antalya, Burdur ve
Isparta illerinde faaliyet gösteren 23 firmanın
katılımıyla başlayan proje, BAİB tarafından bu
alanda uygulanan ikinci proje olma özelliğini de
taşıyor. Proje çerçevesinde firmalara öncelikle
ihtiyaç analizi yapılacak, ardından eğitim
çalışmaları gerçekleştirilecek. Projenin son ayağı
ise yurtdışı pazarlama faaliyetlerinden oluşacak.
Makineciler Hannover
Fuarı’na damga vurdu
18-21 Nisan tarihleri arasında ABD’nin
Chicago kentinde düzenlenen kaplama
malzemeleri sektöründe dünyanın en önemli
ihtisas fuarlarından biri olarak kabul edilen
Uluslararası Coverings Fuarı’na, Seramik
Tanıtım Grubu (STG) faaliyetleri çerçevesinde
yaklaşık 200 metrekarelik bir etkinlik alanı,
info stant ile katılım gerçekleştirildi. Her yıl
gerçekleştirilen Coverings Fuarı’na Seramik
Tanıtım Grubu adına 18’inci kez katılım
sağlanırken, Türk seramik sektörünü tanıtan
CD-USB kataloglar stant ziyaretçilerine
dağıtıldı. Diğer taraftan, stant ziyaretçilerine
fuar alanında bulunan Türk seramik
firmalarına yönlendirici haritalar verildi. Fuar
süresince stant bini aşkın kişi tarafından
ziyaret edildi. Ayrıca fuar esnasında taksi,
shuttle, fuar resmi çanta ve fuar alanı reklam
opsiyonları değerlendirildi.
25-29 Nisan tarihleri arasında Almanya'nın
Hannover kentinde gerçekleşen Hannover Messe
2016 Fuarı’nda Makine Tanıtım Grubu (MTG)
72 metrekare info stant ile yer aldı. Dünyanın en
önemli endüstri fuarlarından biri olan ve farklı ülkelerden ziyaretçileri çeken Hannover Messe Fuarı’na
Türkiye’den 135 firma katıldı. Fuar kapsamında
MTG tarafından geniş bir reklam kampanyası
yapıldı. Hannover Havaalanı’nda bagaj küplerinde,
fuar alanında reklam kulelerinde, taksi duraklarında, reklam panolarında, fuar kataloğunda, fuar
gazetesi “Messe Daily”de, otobüslerde ve metro
istasyonu girişinde Türk Makinesi ilanları yer
aldı. Fuardaki Türk firmalarının hollerini ve stant
numaralarını gösteren el ilanları ile üye ve sektör
broşürü de MTG standında ziyaretçilere dağıtıldı.
MTG ayrıca, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve
partner ülke ABD Başkanı Barack Obama’nın da
katıldığı açılış seremonisine sponsor oldu.
İSİB sektör buluşma
toplantısı yapıldı
İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB)
tarafından, iklimlendirme sektörünün geldiği son
durumunun değerlendirildiği, teknik bilgilendirme
ve eğitim programlarının gerçekleştirildiği ve
bunların yanında sektörel birlikteliğin geliştirilerek
İSİB’den beklentilerin konuşulduğu İSİB Çalıştayı
14-17 Nisan tarihleri arasında Antalya - Venezia
Palace De Luxe Resort Hotel’de gerçekleştirildi.
300’e yakın katılımcı ile gerçekleştirilen etkinliğin
ilk günü Doğan Yılmaz’ın Kredi Kayıt Bürosu
Bilgilendirme Semineri ile başladı. Ardından açılış
konuşmasını yapmak üzere kürsüye İSİB Yönetim
Kurulu Başkanı S. Zeki Poyraz geldi ve katılımcıları
selamlayarak bu yıl beşincisi düzenlenen etkinliğin
önemine vurgu yaptı. S. Zeki Poyraz’ın konuşmasının ardından Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı
İbrahim Şenel kürsüden katılımcılara seslenerek
iklimlendirme sektöründe son yıllarda yükselen
ihracat değerleri için teşekkür etti.
ORTA ANADOLU
STG, Coverings
2016 Fuarı’nda
UTG, 5. Uluslararası Hububat ve Ekmek Kongresi’nde
Uluslararası Tahıl Bilimi ve Araştırma Birliği
(ICC) ile Hacettepe Üniversitesi ortaklığında
18-21 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da
Harbiye Askeri Müze ve Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirilen 5. Uluslararası Hububat ve
Ekmek Kongresi’nde Un ve Unlu Mamuller
Tanıtım Grubu (UTG) da yerini aldı. İlk defa
Türkiye’de gerçekleştirilen Kongre’ye hububat,
ekmek ve ekmekçilik alanlarında araştırmalar
yapan ve çalışmalar yürüten yaklaşık 500
kişi katıldı. Kongre’de inovatif tahıl ürünlerinin
depolanması, pazarlanması ve geliştirilmesi,
yeni hammaddelerin ve yeni teknolojilerin
geliştirilmesi ile tahılların alternatif kullanım
yolları konuları tartışıldı.
113
BİRLİK / BÖLGELER
Gürcistan ile sıkıntılar çözüme ulaştırılmalı
ahmet hamdi gürdoğan
DKİB Yönetim Kurulu Başkanı
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB)
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Gürcistan'a yönelik ihracata ilişkin,
"Engelleme ve ceza uygulamaları, ihracatçıyı
bıktırma noktasına getirdi" ifadesini kullandı.
Gürdoğan, açıklamasında, Gürcistan'ın Türk
ihracatçılarına karşı tutumunu eleştirdi. Türk
işadamları ve Türk plakalı ihraç yükü taşıyan
araçlara karşı son günlerde hukuksuz bir
şekilde engelleme ve ceza uygulamaları
yapıldığını vurgulayan Gürdoğan, şunları
kaydetti: "Engelleme ve ceza uygulamaları,
ihracatçıyı bıktırma noktasına getirdi. İhraç
yükü taşıyan veya yurda dönüş yapan Türk
plakalı taşıtların sürekli Gürcü polisince durdurularak sebepsiz ve mesnetsiz gerekçelerle yüklü miktarda ceza tahakkuku yapılması,
kapılarda hiçbir yoğunluk olmamasına rağmen araçların zorla TIR parklarına sokularak
karşılığında 30 lari park ücreti tahsil edilmesi
ve günlerce sebepsiz bir şekilde araçların bu
parklarda bekletilmesi, hiçbir ülkede olmayan bir uygulama olan Gürcistan üzerinden
transit olarak Azerbaycan'a ihraç eşyası taşıyan Türk plakalı araçların durdurularak, zorla
gümrük sahalarında yüklerin boşaltılarak
sebepsiz bir şekilde bekletilmesi, ürünlerin
ambalajlarının yırtılması ve bu uygulamaya
tabi tutulmamak için bin 200 dolar civarında
gayri resmi ücret talep edilmesi ihracatçıyı
artık Gürcistan’a ihracat yapmama noktasına getirdi." Gürdoğan, konunun Gümrük ve
Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'ye de intikal
ettirildiğini söyledi.
KARADENİZ
Fındık ihracatında hedef küçüldü
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları
Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Edip
Sevinç, 2015-2016 fındık ihracat döneminde
yaklaşık 280 bin ton iç fındık ihraç edilmesi
yönündeki beklenti ve tahminlerinin, son
aylarda azalan ihracatla 240 bin tona
kadar düştüğünü söyledi. Sevinç, yaptığı
açıklamada, 1 Eylül'de başlayan 2015-2016
fındık ihracat döneminde, 8 aylık sürenin
geride kaldığını ifade etti. İlk aylarda oldukça
iyi olan fındık ihracatının son aylarda
azaldığına dikkati çeken Sevinç, "31 Ağustos
114
2016'ta sona erecek dönem sonunda 280 bin
ton iç fındık ihracatı yapılması bekleniyordu
ancak bu beklenti ve tahminlerimiz yaşanan
gelişmelerin ardından değişti" dedi. Sevinç,
yeni ihracat beklentilerinin yaklaşık 240 bin
ton olduğunu belirterek, "Bunda hiç kuşkusuz
iç piyasamızda yaşanan fiyat belirsizliği ve
Avrupalı alıcıların Gürcistan gibi ülkelere
yönelmesi etkili oldu. Bundan dolayı özellikle
mart ve nisan ayında bir önceki aylara oranla
ciddi düşüş yaşandı. Kimse böyle bir düşüşü
beklemiyordu ancak yaşananlar ortada" diye
konuştu. Mayıs ayında da ihracatın istedikleri
gibi başlamadığına işaret eden Sevinç,
"Umarım ihracat eski günlerde olduğu gibi
yeniden hareketlenir. Aksi durumda yaşanan
bu düşüş bazı kesimleri olumsuz etkileyebilir"
değerlendirmesinde bulundu ve "Türkiye
2014-2015 ihracat döneminde 217 bin 500
ton fındık ihracat etmiş, karşılığında ise
yaklaşık 2.9 milyar dolar döviz elde etmişti.
Umarım bu sezon için beklentilerimizde
yanılırız ve Türkiye'nin fındık ihracatı yaz
döneminde hızlanır" ifadelerini kullandı.
DAİB Olağan Genel Kurulu yapıldı
Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği (DAİB),
2015 yılı Olağan Genel Kurulu toplantısı
DAİB üyelerinin katılımıyla 23 Nisan'da
yapıldı. DAİB Genel Sekreterliği Konferans
Salonu'nda gerçekleştirilen Genel Kurulda,
Başkanlık Divanı'nın seçilmesinin ardından
2015 yılı Yönetim Kurulu çalışma raporu,
bilanço, gelir-gider hesapları ve Denetim
Kurulu raporu ibra edilirken, 2016 yılı bütçe
ve iş programları görüşülerek uygun bulundu.
2015 Yılı Olağan Genel Kurulu'nda geride
kalan bir yılda gerçekleşen ve 2016 yılında
gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler
GAİB yoğun çalışıyor
hakkında bilgi verildi. Konuşmasına
ihracatçılara teşekkür ederek başlayan
DAİB Yönetim Kurulu Başkanı Cemal
Şengel, "Konjonktürel sorunlar nedeniyle,
Doğu Anadolu İhracatçı Birliği olarak 2015
yılını, olumsuz şartların etkisinin minimize
edilmesi yönünde yoğun çalışmalar yaparak
geçirdik, Bu bağlamda, birliğimizin 2023 yılı
hedefinin üzerinde ihracat gerçekleştirmek
amacıyla UR-GE projeleri, pazar araştırma ve
ticaret heyetlerin önümüzdeki dönemde de
geliştirilerek hız kesmeden devam edilecek”
şeklinde konuştu.
DAİB, eğitim çalışmalarına başlıyor
CEMAL ŞENGEL
DAİB Başkanı
Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde, Doğu
Anadolu İhracatçı Birliği (DAİB) ile ticaret
ve sanayi odaları işbirliğiyle Iğdır, Ardahan,
Erzurum, Erzincan, Bingöl ve Elazığ'da
“Dış Ticaret Bilgilendirme Seminerleri"
düzenlenecek. DAİB'den yapılan açıklamaya
göre, DAİB Yönetim Kurulu Başkanı Cemal
Şengel seminerlerde, ihracatta sağlanan devlet
yardımları, pazara giriş engelleri ve çözüm
yolları, Gürcistan-İran pazarına ihraç imkânları
ve iş dünyası için ticari bilgiye erişim konularının
işleneceğini bildirerek, bu seminerlerin
ihracatçı firmalar için büyük önem taşıdığını ve
ihracatçının ihtiyaç duyduğu konular hakkında
yeni düzenlemeler ve işleyişleri hakkında,
Ekonomi Bakanlığı ve Eximbank yetkilileri
tarafından bilgilendirileceğini aktardı.
GAİB bünyesinde faaliyet gösteren ihracatçı
birliklerinin 2015 yılında gerçekleştirilen
hizmetleri hakkında ihracatçılar
bilgilendirildi ve 2016 yılı programları
tanıtıldı. GAİB Koordinatör Başkanı
Abdulkadir Çıkmaz, Güneydoğu Anadolu
İhracatçı Birlikleri bünyesinde faaliyet
gösteren Salahattin Kaplan Başkanlığındaki
Halı İhracatçıları Birlikleri, Abdulkadir
Çıkmaz Başkanlığındaki Kuru Meyve
İhracatçıları Birlikleri, Mahsum Altunkaya
Başkanlığındaki Hububat, Bakliyat Yağlı
Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birlikleri
ile Sami Konukoğlu Başkanlığındaki Tekstil
ve Hammadeleri İhracatçı Birliklerinin 2015
yılı olağan genel kurullarının GAİB hizmet
binasında gerçekleştirildiğini ifade ederek,
2016 hedeflerine ulaşılabilmesi için bütün
sektörlerin yoğun bir ihracat çalışmasına
girdiğini vurguladı. Yoğun bir katılımla
gerçekleştirilen dört ayrı birliğin 2015 yılı
olağan mali kongrelerinde birlik başkanları
2015 yılıyla ilgili gerçekleştirilen hizmet ve
faaliyetler hakkında bilgiler verirken, 2016
yılı yol haritalarını da üyeleriyle paylaştı.
GAİB’in sadece ihracat alanında değil
üyelerine yönelik sosyal, kültürel ve eğitim
alanında da önemli hizmetler verdiğini
ifade eden Koordinatör Başkan Abdulkadir
Çıkmaz yaptığı değerlendirmede, 2015
yılında GAİB’in 8 milyar 422 milyon 134
bin dolar ihracat yaptığını söyleyerek,
bütün kıtalarda toplam 187 ülkeye ihracat
gerçekleştirildiğinin altını çizdi.
DOĞU & G. DOĞU ANADOLU
ABDULKADİR ÇIKMAZ
GAİB Başkanı
115
NİSAN 2016 İTİBARIYLA
GÜNDEM
KAPAK
GÜNDEM
İHRACAT
RAKAMLARI
TÜRKİYE
İHRACATI
● Ocak/Nisan döneminde ihracat yüzde 8.4 düşüşle 46
milyar 187 milyon dolar oldu.
● Son 12 aylık ihracat ise yüzde 9.6 düşüşle 139 milyar
633 milyon dolar olarak gerçekleşti.
● En fazla ihracatı 2 milyar 46 milyon dolarla otomotiv
endüstrisi gerçekleştirdi.
● İhracatını en fazla artıran sektöre ise yüzde 47.3 ile
tütün sektörü oldu.
BÖLGE VE ÜLKELERE GÖRE
ARTIŞ ORANLARI
2.8
Okyanusya%28.5
Diğer Avrupa %15.6
Kuzey Amerika %8.2
Diğer Asya
%5.9
AB28
%5.1
Hollanda%28
İran
%24
İtalya
%13
ABD
%12
İspanya
%4.4
4.5
mİlyAR dolar
İNGİLTERE
1.2
1.6
mİlyAR dolar
İSPANYA
ANA ÜRETİM GRUPLARININ
İHRACATTAN ALDIĞI PAY
ANA ÜRETİM
GRUPLARININ
NİSAN ayı
İHRACATından
ALDIĞI PAY
Madencilik
%4
Nisan ayında en fazla
ihracatı 2 milyar
46 milyon dolarla
otomotiv endüstrisi
yaparken, hazır
giyim ve konfeksiyon
sektörü 1 milyar
526 milyon dolar
ihracat ile ikinci,
kimyevi maddeler
ve mamulleri ise
yüzde 14.6’lık kayba
rağmen 1 milyar
228 milyon dolar
ihracatla üçüncü
sırada yer alıyor.
Tarım
% 14.4
Sanayi
% 82.6
5
İSTANBUL
mİlyon dolar
RUSYA
Almanya
mİlyAR dolar
ABD
MİLYAR dolar
mİlYAR dolar
İRAN
2.3
mİlyAR dolar
İTALYA
2.3
345
Hayvansal ürünler
%3
Ağaç ve orman
ürünleri
mİlyON dolaR
İHRACATI EN FAZLA ARTAN İL
144
mİlyON dolaR
%1.3
Tarıma dayalı
işlenmiş ürünler
997
mİlyON dolaR
%8.7
Bitkisel ürünler
Kimyevi
maddeler ve
mamulleri
1.23
mİlyAR dolaR
%10.7
1.1
Sanayi
mamulleri
1.16
%10.1
BURSA
720
mİlYon dolar
İZMİR
7.23
mİlyAR dolaR
%63.2
145
593
mİlyon dolar
ANKARA
311
mİlyon dolar
MANİSA
236
mİlyon dolar
DENİZLİ
132
mİlyon dolar
ADANA
545
mİlyon dolar
GAZİANTEP
84
116
BURSA
%12.2
877
SAKARYA
En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında
ihracatını en çok artıran şehir, yüzde 12.2 ile
Bursa oldu.
mİlyAR dolaR
mİLYON dolar
mİLYON dolar
592
mİlyon dolar
ÇİN
mİlyAR dolar
IRAK
KOCAELİ
MİLYAR dolar
DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞTİ
mİlyAR dolar
FRANSA
2
İLLERE GÖRE
NİSAN AYI
İHRACAT
DAĞILIMI
11.443.283.914
523
mİlyAR dolar
1.9
NİSAN AYINDA İHRACAT
YÜZDE 2.8 DÜŞÜŞLE
NİSAN 2016 İHRACAT RAKAMLARI
SEKTÖREL BAZDA RAKAMLAR -1000 $
NİSAN
SEKTÖRLER
SON 12 AY
2015
2016
Değişim (%)
Pay (%)
2014-2015
2015-2016
Değişim (%)
Pay (%)
I. TARIM
1.708.057
1.649.675
-3,4
14,4
21.969.160
20.392.249
-7,2
14,6
A. BİTKİSEL ÜRÜNLER
1.172.542
1.159.485
-1,1
10,1
15.427.095
14.611.019
-5,3
10,5
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri
486.976
542.829
11,5
4,7
6.434.930
6.165.036
-4,2
4,4
Yaş Meyve ve Sebze
124.853
138.393
10,8
1,2
2.256.232
2.013.826
-10,7
1,4
Meyve Sebze Mamulleri
105.918
101.501
-4,2
0,9
1.352.704
1.322.064
-2,3
0,9
Kuru Meyve ve Mamulleri
110.932
96.928
-12,6
0,8
1.416.344
1.343.002
-5,2
1,0
Fındık ve Mamulleri
242.419
142.523
-41,2
1,2
2.599.539
2.530.394
-2,7
1,8
Zeytin ve Zeytinyağı
18.199
16.076
-11,7
0,1
210.729
177.165
-15,9
0,1
Tütün
72.639
106.991
47,3
0,9
1.076.552
975.392
-9,4
0,7
Süs Bitkileri ve Mamulleri
10.606
14.245
34,3
0,1
80.064
84.140
5,1
0,1
172.518
144.644
-16,2
1,3
2.165.131
1.701.829
-21,4
1,2
172.518
144.644
-16,2
1,3
2.165.131
1.701.829
-21,4
1,2
362.996
345.547
-4,8
3,0
4.376.933
4.079.402
-6,8
2,9
362.996
345.547
-4,8
3,0
4.376.933
4.079.402
-6,8
2,9
II. SANAYİ
9.712.472
9.455.996
-2,6
82,6
118.873.945
108.025.637
-9,1
77,4
A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
1.048.081
997.046
-4,9
8,7
12.543.970
11.341.444
-9,6
8,1
Tekstil ve Hammaddeleri
724.114
691.250
-4,5
6,0
8.499.065
7.916.076
-6,9
5,7
Deri ve Deri Mamulleri
145.990
134.751
-7,7
1,2
1.804.473
1.411.390
-21,8
1,0
Halı
177.977
171.045
-3,9
1,5
2.240.432
2.013.978
-10,1
1,4
1.439.385
1.228.644
-14,6
10,7
17.127.292
14.798.235
-13,6
10,6
1.439.385
1.228.644
-14,6
10,7
17.127.292
14.798.235
-13,6
10,6
7.225.007
7.230.306
0,1
63,2
89.202.683
81.885.958
-8,2
58,6
Hazırgiyim ve Konfeksiyon
1.384.781
1.526.249
10,2
13,3
17.870.694
17.378.560
-2,8
12,4
Otomotiv Endüstrisi
1.835.674
2.046.589
11,5
17,9
21.675.851
21.704.586
0,1
15,5
Gemi ve Yat
103.764
92.914
-10,5
0,8
1.227.262
1.031.100
-16,0
0,7
Elektrik Elektronik ve Hizmet
881.095
889.174
0,9
7,8
11.427.770
10.409.988
-8,9
7,5
Makine ve Aksamları
492.517
494.323
0,4
4,3
5.903.514
5.463.444
-7,5
3,9
Demir ve Demir Dışı Metaller
573.364
516.753
-9,9
4,5
6.759.881
6.145.610
-9,1
4,4
Çelik
974.773
699.252
-28,3
6,1
12.254.525
8.965.489
-26,8
6,4
Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri
264.035
253.742
-3,9
2,2
3.021.487
2.757.862
-8,7
2,0
Mücevher
248.154
250.499
0,9
2,2
3.146.603
2.582.180
-17,9
1,8
Savunma ve Havacılık Sanayi
127.832
146.816
14,9
1,3
1.653.472
1.759.948
6,4
1,3
İklimlendirme Sanayi
327.420
304.386
-7,0
2,7
4.157.178
3.588.248
-13,7
2,6
Diğer Sanayi Ürünleri
11.598
9.608
-17,2
0,1
104.444
98.943
-5,3
0,1
348.218
337.612
-3,0
-12,0
2,7
B. HAYVANSAL ÜRÜNLER
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller
C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ
Mobilya,Kağıt ve Orman Ürünleri
B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM.
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
C. SANAYİ MAMULLERİ
III. MADENCİLİK
İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat
T O P L A M (TİM+TÜİK)
11.768.747
11.443.283
-2,8
3,0
4.319.038
3.799.774
0,0
9.348.226
7.415.422
100,0
154.510.368
139.633.083
5,3
-9,6
100,0
117
GÖSTERGELER
Nisan ayı en fazla ihracat yapılan
ilk 10 ülke (1000$)
ÜLKE (Bin$)
ALMANYA
İNGİLTERE
İTALYA
ABD
IRAK
FRANSA
İSPANYA
İRAN
HOLLANDA
SUUDİ ARABİSTAN
2015
1.119.974
766.676
547.753
506.724
765.829
478.331
405.351
297.815
255.295
385.869
2016
1.161.967
757.092
617.156
567.195
552.029
482.667
423.356
368.976
327.202
287.472
Nisan ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan
ilk 10 ülke (1000$)
Değ. %
3,7
-1,3
12,7
11,9
-27,9
0,9
4,4
23,9
28,2
-25,5
ÜLKE (Bin$)
NAMİBYA
MARSHALL ADALARI
GANA
KARADAĞ
YEMEN
LETONYA
TAYLAND
NORVEÇ
KONGO
BEYAZ RUSYA
2015
5.259.034
1.009.112
1.033.884
661.768
613.255
536.310
289.976
243.088
171.937
134.010
2016
5.049.932
1.132.084
876.698
719.942
593.154
545.163
310.821
235.908
145.453
132.759
Değ. %
-4,0
12,2
-15,2
8,8
-3,3
1,7
7,2
-3,0
-15,4
-0,9
ÜLKE (Bin$)
SİİRT
TUNCELi
YOZGAT
ADIYAMAN
SiNOP
KiLiS
ZONGULDAK
YALOVA
AKSARAY
ISPARTA
2015
17
2
987
23.823
900
5.891
11.983
34.513
5.201
16.403
Nisan ayında en fazla ihracat yapılan ilk
10 ülke sıralamasında Almanya liderliğini
korurken, Hollanda, İran, İtalya ve ABD'ye
gerçekleşen ihracat artışı dikkat çekiyor.
2015
1.835.674
1.384.781
1.439.385
881.095
974.773
724.114
486.976
573.364
492.517
362.996
2016
2.046.589
1.526.249
1.228.644
889.174
699.252
691.250
542.829
516.753
494.323
345.547
Nisan ayında otomotiv, hazır giyim ve
konfeksiyon ile hububat, bakliyat ve yağlı
tohumlar sektörlerindeki artışlar, Türkiye
ihracatını forse etmeye devam etti.
118
Değ. %
4139,1
2655,5
492,1
192,8
178,8
165,5
102,9
99,5
82,2
72,8
2016
9.214
29
3.163
55.745
2.007
11.467
21.969
57.613
8.443
24.134
Değ. %
53393,4
1315,4
220,4
134,0
123,1
94,6
83,3
66,9
62,3
47,1
Nisan ayında en fazla ihracat artışı
yaşanan ülke ise Namibya oldu. Nisan
ayında Namibya'ya yapılan ihracat
yüzde 4140 artış gösterdi.
Nisan ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan
ilk 10 sektör (1000$)
Nisan ayı en fazla ihracat yapan
ilk 10 sektör (1000$)
ÜLKE (Bin$)
OTOMOTİV
HAZIR GİYİM VE KONF.
KİMYEVİ MAD. VE MAM.
ELK. ELEKTRONİK VE HİZ.
ÇELİK
TEKSTİL VE HAM.
HUBUBAT, BAKLİYAT
DEMİR VE DEMİR DIŞI MET.
MAKİNE VE AKSAMLARI
MOB. KAĞIT VE OR. ÜR.
2016
16.857
12.861
94.514
11.784
46.150
29.626
22.845
52.410
14.247
28.439
Nisan ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan
ilk 10 il (1000$)
Nisan ayı en fazla ihracat yapan
ilk 10 il (1000$)
ÜLKE (Bin$)
İSTANBUL
BURSA
KOCAELİ
İZMİR
ANKARA
GAZİANTEP
MANİSA
DENİZLİ
SAKARYA
ADANA
2015
398
467
15.962
4.025
16.555
11.158
11.261
26.270
7.821
16.462
Değ. %
11,5
10,2
-14,6
0,9
-28,3
-4,5
11,5
-9,9
0,4
-4,8
ÜLKE (Bin$)
TÜTÜN
SÜS BİTKİLERİ VE MAM.
SAVUNMA VE HAVACILIK
OTOMOTİV
HUBUBAT, BAKLİYAT
YAŞ MEYVE VE SEBZE
HAZIR GİYİM VE KONF.
MÜCEVHER
ELK. ELEKTRONİK VE HİZ.
MAKİNE VE AKSAMLARI
2015
72.639
10.606
127.832
1.835.674
486.976
124.853
1.384.781
248.154
881.095
492.517
2016
106.991
14.245
146.816
2.046.589
542.829
138.393
1.526.249
250.499
889.174
494.323
Değ. %
47,3
34,3
14,9
11,5
11,5
10,8
10,2
0,9
0,9
0,4
Nisan ayında en yüksek ihracat artışı
sağlayan sektörler, yüzde 47.3 ile
tütün ve yüzde 34.3 ile süs bitkileri ve
mamulleri sektörleri oldu.
İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİKLERİ BAZINDA İHRACAT RAKAMLARI (1000 $)
NİSAN
SON 12 AY
2015
2016
Değişim (%)
Pay (%)
2014-2015
2015-2016
Değişim (%)
Pay (%)
İMMİB
3.327.825
3.081.794
-7,4
26,9
41.592.748
36.161.471
-13,1
27,3
UİB
1.919.271
2.076.265
8,2
18,1
22.971.047
22.610.475
-1,6
17,1
İTKİB
1.568.197
1.681.615
7,2
14,7
19.739.999
18.665.306
-5,4
14,1
OAİB
983.801
970.968
-1,3
8,5
12.273.386
11.129.944
-9,3
8,4
EİB
896.204
974.966
8,8
8,5
11.539.660
10.550.651
-8,6
8,0
AKİB
993.791
868.094
-12,6
7,6
12.399.767
10.475.847
-15,5
7,9
GAİB
723.343
641.650
-11,3
5,6
8.678.556
8.274.745
-4,7
6,3
İİB
596.820
486.987
-18,4
4,3
6.759.703
6.135.772
-9,2
4,6
DENİB
182.948
183.349
0,2
1,6
2.198.897
2.135.801
-2,9
1,6
DAİB
229.591
170.434
-25,8
1,5
2.757.686
2.029.649
-26,4
1,5
KİB
141.924
118.025
-16,8
1,0
1.703.880
1.828.157
7,3
1,4
BAİB
134.287
111.138
-17,2
1,0
1.583.356
1.405.457
-11,2
1,1
DKİB
70.744
77.998
10,3
0,7
963.457
814.387
-15,5
0,6
TOPLAM
11.768.747
11.443.283
-2,8
100,0
145.162.142
132.217.661
-8,9
100,0
AYLIK EURO/DOLAR PARİTE ORTALAMALARI
2013
2014
2015
2016
Değişim (%)
OCAK
1,327
1,363
1,167
1,087
-6,9
ŞUBAT
1,339
1,365
1,136
1,110
-2,4
MART
1,298
1,382
1,086
1,109
2,1
NİSAN
1,300
1,381
1,078
1,133
5,1
OCAK-NİSAN
1,321
1,370
1,129
1,109
-1,8
MAYIS
1,298
1,375
1,117
HAZİRAN
1,319
1,359
1,121
TEMMUZ
1,307
1,358
1,103
AĞUSTOS
1,331
1,333
1,113
EYLÜL
1,334
1,294
1,124
EKİM
1,363
1,268
1,126
KASIM
1,350
1,248
1,076
ARALIK
1,369
1,234
1,087
YILLIK
1,327
1,329
1,111
Nisan ayında tüm İhracatçı Birlikleri
Genel Sekreterlikleri içerisinde Doğu
Karadeniz İhracatçı Birlikleri'nin yüzde
10.3'lük artışı dikkat çekiyor.
Türkiye ihracatında ciddi negatif
etkileri olan parite, Nisan ayında
da yüzde 5.1'lik pozitif katkısını
sürdürdü.
119
ADRES
DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. B-BLOK K:9
YENİBOSNA / İSTANBUL
TEL: 0 212 454 04 90 - 91 FAKS: 0 212 454 04 13 / 454 04 83
E-POSTA: [email protected] WEB ADRESİ: www.tim.org.tr
GENEL SEKRETER: DR. HALİL BADER ARSLAN
GENEL SEKRETER YRD.: Dr. İsmet YALÇIN
GENEL SEKRETER YRD.: Tamer GÜNDOĞAN
GENEL SEKRETER YRD.: Medine ATAY ERGİN
AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ
GENEL SEKRETERLİĞİ
LİMONLUK MAH. VALİ HÜSEYİN
AKSOY CAD. NO: 4 YENİŞEHİR/MERSİN
TEL: 0 324 325 37 37 FAKS: 0 324 325 41 42
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.akib.org.tr
GENEL SEKRETER: İSMAİL ÇETİN
GENEL SEKRETER YRD: ÜMİT SARI
GEN. SEK. YRD: CANAN AKTAN ERDOĞMUŞ
EGE İHRACATÇI BİRLİKLERİ
GENEL SEKRETERLİĞİ
ATATÜRK CAD. NO:382 ALSANCAK İZMİR
TEL: 0 232 488 60 00 FAKS: 0 232 488 61 00
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.egebirlik.org.tr
GENEL SEKRETER: CUMHUR İŞBIRAKMAZ
GENEL SEKRETER YRD: KEMAL COŞKUN
GENEL SEKRETER YRD: ÇİĞDEM ÖNSAL
GENEL SEKRETER YRD: NERGİS BÜYÜKKINACI
BATI AKDENİZ İHRACATÇILAR
BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ
ASPENDOS BULVARI NO:221 07200/ANTALYA
TEL: 0 242 311 80 00 FAKS: 0 242 311 79 00
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.baib.gov.tr
GENEL SEKRETER: FİSUN PEKTAŞ
GÜNEYDOĞU ANADOLU İHRACATÇI
BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ
GAZİMUHTARPAŞA BULVARI MÜCAHİTLER MAH.
52012 NO'LU SK. NO: 6 27090 ŞEHİTKAMİL GAZİANTEP
TEL: 0 342 211 05 00 (pbx) FAKS: 0 342 221 05 09-10
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.gaib.org.tr
GENEL SEKRETER: FATİH YUMUŞ
GENEL SEKRETER YRD: MİKAİL İRTEGÜN
GENEL SEKRETER YRD: AYDIN KUTLU
DENİZLİ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ
GENEL SEKRETERLİĞİ
ANKARA YOLU 10. KM. 246. SOKAK
NO: 8 AKKALE/DENİZLİ
TEL: 0 258 274 66 88 (PBX) FAKS: 0 258 274 72 22 - 62
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.denib.gov.tr
GENEL SEKRETER T.: UĞUR DAYIOĞLU
DOĞU ANADOLU İHRACATÇILAR
BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ
CUMHURİYET CAD. EREN İŞ
MERKEZİ NO: 86 K: 4-5 / ERZURUM
TEL: 0 442 214 11 85 (4 HAT) FAKS: 0 442 214 11 89 - 91
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.daib.org.tr
GENEL SEKRETER: MURAT KARAPINAR
GENEL SEKRETER YRD: Melih LEYLİOĞLU
DOĞU KARADENİZ İHRACATÇILAR
BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ
PAZARKAPI MAH. SAHİL CAD. NO: 95, TRABZON
TEL: 0 462 326 16 01 FAKS: 0 462 326 94 01 - 02
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.dkib.org.tr
GENEL SEKRETER: İDRİS ÇEVİK
120
İSTANBUL İHRACATÇI BİRLİKLERİ
GENEL SEKRETERLİĞİ
DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ C-BLOK ÇOBAN
ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD.
YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL
TEL: 0 212 454 05 00 FAKS: 0 212 454 05 01 - 02
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.iib.org.tr
GENEL SEKRETER: İZZET SELÇUK ŞAĞBAN
GENEL SEKRETER YRD: DOĞUŞ TOZANLI
İSTANBUL MADEN VE METAL
İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ
DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ A-BLOK ÇOBAN
ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD.
YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL
TEL: 0 212 454 00 00 FAKS: 0 212 454 00 01
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.immib.org.tr
GENEL SEKRETER: ARMAĞAN VURDU
GENEL SEKRETER YRD: COŞKUN KIRLIOĞLU
GENEL SEKRETER YRD: FATİH ÖZER
GENEL SEKRETER YRD: ÜMİT KOŞKAN
İSTANBUL TEKSTİL VE
KONFEKSİYON İHRACATÇI
BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ
DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ B-BLOK
ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD.
YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL
TEL: 0 212 454 02 00
FAKS: 0 212 454 02 01
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.itkib.org.tr
GENEL SEKRETER: BEKİR ASLANER
KARADENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ
GENEL SEKRETERLİĞİ
ATATÜRK BULVARI NO:19/E
28200 GİRESUN
TEL: 0 454 216 24 26
FAKS: 0 454 216 48 42
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.kib.org
GENEL SEKRETER T.: BÜLENT CEBECİ
ORTA ANADOLU İHRACATÇI
BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ
CEYHUN ATUF KANSU CAD.
NO: 120 BALGAT/ANKARA
TEL: 0 312 447 27 40 (5 HAT)
FAKS: 0 312 446 96 05
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.oaib.org.tr
GENEL SEKRETER: ÖZKAN AYDIN
ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ
GENEL SEKRETERLİĞİ
ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
2. GELİŞİM SAHASI
KAHVERENGİ CAD. NO: 11
16140 NİLÜFER/BURSA
TEL: 0 224 219 10 00
FAKS: 0 224 219 10 90
E-POSTA: [email protected]
WEB ADRESİ: www.uib.org.tr
GENEL SEKRETER: MÜMİN KARACAKAYALILAR
GENEL SEKRETER YRD: ÖZCAN KOLBAŞI
GENEL SEKRETER YRD: TANSU SİNAĞ

Benzer belgeler