Gazetecilik faaliyetiyle direniyorlar

Transkript

Gazetecilik faaliyetiyle direniyorlar
1
22/7/11
17:22
Page 1
“Uçurtmay› vurmas›nlar”
Minik Bar›fl ve ‹nci ablas›n›n iç burkan arkadafll›¤›n›n ve bir zamanlar-asl›nda her
zamanlar-Türkiye’sinin görünmeyen yüzlerini anlatan roman›n›n ve filmin ad›
Uçurtmay› Vurmas›nlar… En tabi insani
taleplerin nas›l vahfletle, zalimce bast›r›l- Bedri ADANIR
d›¤›n›n, iki yüzlü¤ün, iflgüzarc› memur mant›¤›n›n ve çocuklu¤un o el de¤memifl, kirlenmemifl insan özünü, kafaya dank ettirerek
anlat›yor Uçurtmay› Vurmas›nlar. 8’de
“Ergenekon Ergenekon
diyordunuz, bak›n flimdi
siz de Silivri’desiniz”
Silivri 2 No’lu Kapal›
L Tipi Ceza ve Tutukevi’nin giriflinde
beni Bak›rköy Adliyesi’ne götürecek
jandarma ve arac›
beklerken odaya
‹nönü Üniversitesi
eski rektörü ve Ergenekon davas›
san›¤› Fatih Hilmio¤lu girdi. 5’te
Nedim fiENER
Sendikas›zlaflt›r›lm›fl Kürt
gazeteci
bas›n
olmak
tutukludur
Türk bas›n› asl›nda
sendikas›zlaflt›rma
hasretine maruz
Müyesser YILDIZ
kald›¤›ndan beri
tutuklu de¤erli dostlar. Bugün bizlerin
hapislere tutulmas›, o sürecin somut, kanl›canl› ac› sonucu, o kadar!.. Y›llar önceydi,
AB’nin resmi gazetesi denilen gazetesinde
yay›nlanan, ama k›sa süre içinde apar-topar
iptal edilen bir karar› okumufltum. Karar,
Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi aç›dan
üyeli¤e ehil olup, olmad›¤›na iliflkindi. 8’de
Ahmet fi›k: Bu yaz›
can›n›z› s›kabilir
u ülkede gazeteciler
Böyle bir duruma geti-
Vedat KURfiUN
rilmiflken neredeyse mesle¤ini yapamaz haldedirler. Her zaman iktidar›n so¤uk nefesini enselerinde hissediyorlar. Az da olsa buna karfl› ç›kmak isteyen hemen cezaevine at›l›yor. Baflbakan’› elefltirmek bile tutuklanma nedeni olabiliyor. A¤z›n› aç›nca dava üstüne dava aç›yorlar. Bu bask›lar sadece tutuklama ve dava açmalarla
kalsa yine de iyidir. Onun mesleki hayat›
sona eriyor. 6’da
OKUMAYA bafllad›¤›n›z bu yaz›
can›n›z› s›kabilir. Elefltirilerin
sivrili¤i belki sizi sinirlendirebilir. O yüzden sonda söyleyece¤imi bafltan dile getireyim
ki kimse al›nmas›n. K›zacak,
al›nganl›k gösterecek olanlar
da bu yaz›y› okumaya devam
etmesin. 3’te
‘Kendimle
röportaj yapt›m’
Bar›fl
PEHL‹VAN
24 TEMMUZ 2011 PAZAR
ÖZGÜR BASIN VARSA ÖZGÜR TOPLUM VARDIR
SANSÜRE D‹REN‹fi
Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak 70 gazeteci bulunuyor.
Gazeteciler hakkında açılmış dava ve soruşturmaların sayısı on binleri geçti
Ahmet fiIK
“Ergenekon Örgütü’ne üye olmak” ve “Devletin güvenli¤ine
iliflkin belgeleri tahrip etme,
amac› d›fl›nda kullanma, hile ile
alma, çalma” suçlamalar›n› yapt›lar ve koydular Silivri’ye. Hofl,
ben as›l suçumu biliyorum. Sadece gerçe¤in peflinde koflan bir
gazeteciyim ben. 2’de
AKP sonras›
Türkiye'de muhalif
gazeteci olmak
AKP iktidar›n›n herkesten
gizledi¤i bir “Türkiye Projesi” var. Bu proje uygulamalar›yla ortaya koydu ki;
uygulay›c› lideri olan Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an'›n otoriter tutumu ile
yerlefltirilecekti. 4’te
Tuncay ÖZKAN
Tan›k m›y›m
San›k m›y›m
Bu yaz›y› kaleme ald›¤›m
günün benim için bir baflka anlam› oldu: Tarih: 16
Soner YALÇIN
Haziran 2011 Jandarmalar
taraf›ndan Befliktafl’taki ‹stanbul Adliyesi’nde bir özel yetkili savc›n›n karfl›s›na ç›kar›ld›m. 3’te
NEDEN
HAP‹STEY‹Z?!
TGS
Genel B
Ercan ‹p aflkan›
e
genelin kçi, “Ülke
de gaze
teciler
hakk›nd
a
say›s›n›n aç›lm›fl dava
10 binle
ri
tahmin
ediliyor geçti¤i
.
Gerçek
rakamla
r› ise
bilmiyor kimse
” dedi.
Türkiye’de yaflay›p da,
birazc›k toplumsal sorunlarla ilgili olan herkes bilir ki; her dönem memleketin hapishaneleri flairleri, yazarlar›, ayd›n ve
gazetecileri a¤›rlam›flt›r!.. 5’te
Füsun ERDO⁄AN
“Gazeteciler hangi
faaliyetlerinden dolay›
tutuklu”
Mesleki faaliyetlerle demokrasi mücadelesi
Gazeteciler iflini iyi yapt›¤› için cezaland›r›l›yor
Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak 70 gazeteci bulunuyor. 2009 y›l›n›n bafl›ndan bu yana geçen 2,5 y›ll›k süre içerisinde cezaevine girip ç›kan ve tutuksuz olarak yarg›lamas›
devam eden 41 gazeteci daha var. Böylece son dönemde en
az 111 gazeteci Türkiye cezaevlerindeki koflullar› görmüfl
durumda. Gazeteciler hakk›nda aç›lm›fl dava ve soruflturmalar›n say›s› on binleri geçti. Demokratikleflme mücadelesi
u¤runa onlarca flehit vermifl olan gazeteciler, bugün mesleki
faaliyetleriyle demokrasi mücadelesi verirken "terör örgütü
üyesi" olmak ya da "terör örgütü propagandas›" yapmakla
suçlan›yorlar. Gazetecilerin, yapt›klar› haberler ve röportajlar, yay›mlad›klar› veya hiç yay›mlamad›klar› kitaplar, haber
kaynaklar›yla telefon görüflmeleri, haber kaynaklar›ndan elde ettikleri bilgi notlar› veya belgelerden hareket edilerek,
suç örgütlerinin üyesi olmakla suçland›¤› bir ülkede, demokrasi mücadelesi verebilmek gerçekten "cesaret" gerektiriyor.
Türkiye’nin ilerledi¤i iddia edildikçe, meslek ilkelerine uygun
olarak görevini en iyi flekilde yerine getirmeye çal›flan daha
fazla gazeteci hakim karfl›s›na ç›k›yor, cezaevine konuyor.
Türkiye, gazetecilerin iflini iyi yapt›¤› için cezaland›r›ld›¤› bir
ülkeye dönüfltürülüyor. Bu nedenledir ki Türkiye tarihinde ilk
defa 94 gazetecilik meslek örgütü ayn› hedef do¤rultusunda
birleflerek Gazetecilere Özgürlük Platformu’nu (GÖP) kurma
ihtiyac› duydular. GÖP, cezaevlerindeki gazetecilerin serbest
b›rak›lmas›n›, baflta Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele
Kanunu olmak üzere bas›n ve ifade özgürlü¤ünü k›s›tlayan
tüm kanun hükümlerinin de¤ifltirilmesini, özel yetkili mahkemelerin kald›r›lmas›n› talep ediyor. GÖP cezaevlerindeki gazetecileri ziyaret ediyor ve gazetecilerin duruflmalar›n› izliyor.
"Gazetecilere Özgürlük" kampanyas›, çeflitli etkinliklerle ulusal ve uluslararas› düzeyde giderek yayg›nlafl›yor, kamuoyu
deste¤i daha da art›yor.
Bas›n kime “özgür”?
Gazeteciye ö¤retilen birinci ders;
gerçeklerin peflinde koflma
dersidir. Bu aç›dan bilenen temel ç›kar›m: Bir haberi belirleyen, o haberin gerçek olup
olmamas›d›r. Ancak meslekte
yeni bir ayr›m ortaya ç›kt›: bu
haber örgütlü mü? De¤il mi?
Gazetecilik literatürüne yeni
bir kavram sokmay› baflard›lar. “Örgütlü haber…”
Deniz YILDIRIM 4’te
Gazetecilik faaliyetiyle direniyorlar
Ercan Sad›k ‹PEKÇ‹
TGS Genel Baflkan›
Tutuklu Gazete’nin ilk say›s›, Sansüre Direnifl’in 103’üncü y›ldönümünde okuyucuyla bulufltu. Bu gazetenin
isim hakk› sahibi olan Bedri Adan›r, 7 May›s 2011 tarihinde Diyarbak›r Cezaevi’nden yazd›¤› ve benim elime 17 May›s 2011 tarihinde geçen mektubunda flöyle
aktarm›flt› akl›ndan geçenleri:
"Bu gazete bir say› bile ç›ksa, tarihe, büyük puntolarla, en
okunakl› notu düflecektir. Bu yüzden bir say› da olsa
ç›kmal›, ç›kar›lmal› bu gazete…
Böyle bir gazete, gazeteciler aras›nda birli¤i pekifltirecek,
artt›racak, sahiplenmeyi benimsemeyi derinlefltirecek-
tir. E¤er bu gazete ihtiyaç olarak görülür ve ç›kar›lmas›nda ›srarc› olunursa, baflar›labilir… fiu da var: Böyle
bir gazetenin ç›kmas› için maddi ve manevi katk› sunmak isteyecek onlarca gazeteci, yazar, yay›nc›, sanatç›,
akademisyen ve hatta matbaa, grafiker, mizanpajc› var!
D›flar›da olsam, da¤›t›m›ndan teknik haz›rl›¤›na kadar,
tek bafl›ma üstlenirdim… Sizden sadece sahiplenmenizi ve içeri¤ine katk› sunman›z› isterdim."
Sonraki mektubunda, Bedri Adan›r, gazetenin içeri¤i konusundaki beklentilerini de bizlerle paylaflt›: "Tutuklu Gazete, adeta dürtercesine, herkese ‘Duydunuz
mu? Türkiye hapishanelerinde flu kadar gazeteci var
ve bu gazetecilerin suçu gazetecilik yapmak’diyecek.
Sabahattin Ali’yi, Apê Musa’y›, Hrant Dink’i, Metin
Göktepe’yi hat›rlayacak ve hat›rlatacak. ‘Dün katlediyorduk, bugün hapsediyoruz, flükredin’ diyen ars›z,
piflkin muktedirleri teflhir edecek, halklar›n vicdan›na
teslim edecek…
Sabit yazarlar› olmayacak. Her say›da, Rag›p Duran, ‹smail Beflikçi, fianar Yurdatapan,, Banu Güven, Mete
Çubukçu, U¤ur Dündar, Erol Öndero¤lu, Ruflen Çak›r,
Necati Abay, Nevin Berkdafl, Y›ld›r›m Türkler, Dilek
Kurban, Ertu¤rul Mavio¤lu, Hüseyin Aykol, Yaflar Kemal, Murathan Mungan, Zülfü Livaneli, Ahmet Telli,
Hicri ‹zgören ve daha ço¤alt›labilecek isimlerden üçünün, beflinin yaz›lar›na yer verilebilir…" Devam› 3’te
Tutuklu gazetecilerin durumu
ne zaman gündeme gelse, Cumhurbaflkan› ve Baflbakan ayn›
aç›klamay› yap›yor: "Onlar gazetecilik faaliyetlerinden dolay› tutuklu de¤il." Hapishane, siyasi iktidar› sorgulayan gazetecilerin kaBar›fl TERKO⁄LU
deri de olsa, bu durum hükümetler taraf›ndan genellikle baflka sebeplere ba¤lan›yor. 10’da
TMY ve Özel Yetkili
Mahkemelerin kald›r›lmas›
talebini, daha yüksek sesle
dillendirelim!
TÜM kamuoyunun da art›k-kaç›n›lmaz olarak bildi¤i-gördü¤ü üzere, muhalif
kesimleri sindirme-susturma-etkisizlefltirme vb. taSuzan ZENG‹N
n›mlamalarla adland›rabilece¤imiz süreç, uzunca zamand›r gazetecilere dönük yo¤un tutuklamalar fleklinde ilerliyor. 9’da
Gazeteci de¤ilmifliz!
Sedat
fiENO⁄LU
Cumhurbaflkan› Abdullah
Gül'ün geçti¤imiz günlerde verdi¤i bir beyanat, ifade ve bas›n özgürlü¤ü konusunda devlet zihniyetini
yans›tan ibretlik örneklerden biriydi. 6’da
ANKARA 2
2
22/7/11
18:15
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
KONUK YAZAR
YASAKÇI
Z‹HN‹YET
A.Hicri ‹ZGÖREN
laylar›n gerçek sebeplerini anlamaya çal›flmak yeriO
ne, hamasetin dümen suyunda düflmanl›k ve nefret
edebiyat› yap›l›yor. Zihinlerdeki olumsuz imajlar› olum-
‘Kendimle röportaj yapt›m’
■ Neden tutukland›n›z, suçusorgulad›lar. Bir de bilgisayar›m›zda
Bar›fl PEHL‹VAN ni"belgeler"
bulmufllar.
nuz ne?
■ Bak›n, iflte itiraf ettiniz! Belge
– "Ergenekon Örgütü’ne üye
olmak" ve "Devletin güvenli¤ine
bulunmufl, delili var!
iliflkin belgeleri tahrip etme, ama– ‹yi de, bunu ben de¤il savc›l›k
c› d›fl›nda kullanma, hile ile alma,
söylüyor. Hem o "belge" dedikleri dijiçalma" suçlamalar›n› yapt›lar ve
tal word sayfalar›n›n, virüs yoluyla
koydular Silivri’ye. Hofl, ben as›l
uzaktan bilgisayar›m›za yerlefltirildi¤isuçumu biliyorum. Sadece gerçeni kan›tlad›k. Bize inanm›yorsan›z siz
bilirkifli görevlendirin ve teknik aç›dan
¤in peflinde koflan bir gazeteciyim
inceletin, diye defalarca baflvuru yapben.
■ Öyle diyorsunuz da, suçlat›k. Ne oldu? Reddedildi. Bir de; bakt›lar ki komplo ortaya ç›k›yor, bilgisamalara baksan›za, kim bilir ne
yar›m›za da avukatlar›m›zdaki hard
deliller vard›r!
disk dosyalar›na da el koydular. Ney– Do¤ru dediniz; kim bilir ne
mifl, "örgütsel doküman" varm›fl. fiim"deliller" vard›r, ama ben bilmidi korkuyorum, o hard disk kopyalar›yorum. Yüce yarg› yarat›r elbet
n›n bafl›na "sehven" bir fley gelir diye.
k›l›f›n›, pardon delili! Ama savc›Silivri’de televizyonda seyrettik; bizl›k sorguma bakarsan›z görürsüSilivri
den ç›kt›¤› söylenen ama bizden saklanüz ki, "flu haberi neden yapt›n",
1 No’lu Cezaevi/
"bu haberin bafll›¤› neden böyle"
nan "belgeler" herkesin elinde dolafl›gibi sorular sordular. Tamam›yla
yor. Biri de kitab›na koymufl. Yani begazetecilik amaçl› yapt›¤›m telefon görüflmeleriyle be- ni Silivri’ye atan o paçavralar "örgütsel doküman" di-
ye benden saklan›yor, ama adam›n teki bunu kitap yap›yor. Bu ne yaman çeliflki anne!
■ Atefl olmayan yerden duman ç›kmazm›fl. Bak›n›z Say›n Baflbakan bile dedi; "onlar gazetecilik faaliyetinden de¤il, darbeye destek vermekten tutuklu"
diye…
– Baflbakan’›n bizim soruflturma dosyam›zdan nas›l
haberdar oldu¤unu sorgulamayaca¤›m, safdillik olur.
Ama yine de dokundurman›za kendi gazetecilik tarihimden örnekler vereyim.
CNN TÜRK’te 7 sezon boyunca devam eden "Oradayd›m" adl› bir belgesel program vard›. Geçti¤imiz
y›l sona erdi. O program›n yap›mc›s› Soner Yalç›n, haz›rlayan› bendim. Yüzlerce kifliyle röportaj yap›p, Türkiye’nin yak›n tarihini her hafta belgesel halinde yay›mlad›k. Bunlar içinde yaklafl›k 20 bölüm; 27 May›s,
12 Mart ve 12 Eylül dönemlerine aitti. Yass›ada’daki
dram›, 12 Mart’ta yaflanan vahfleti bire bir tan›klar›yla
haftalarca ekrana getirdim. Hepsi ama hepsi darbe karfl›t› belgesellerdi. Ödüller ald›m. Ama bir yandan da,
12 Eylül döneminde Diyarbak›r cezaevinde yaflanan
vahfleti gösterdi¤im için yarg›land›m. Sonunda beraat
ettim. fiimdi, Diyarbak›r cezaevinde yap›lan iflkence-
ler soruflturuluyor. Ne güzel. Bak›n, bahsetti¤im bölümlerin hepsinin kaseti flu an poliste. ‹zlesinler de
görsünler, kimmifl "darbelere destek veren…"
■ Can›m, siz de abart›yorsunuz, yarg› süreci devam ediyor. Suçsuzsan›z mahkemede belli olur, ç›kars›n›z hapisten!
– Bunu söyleyen siz, b›rak›n aylarcay› bir saat dahi
hiç hapiste yatt›n›z m›? Ben beraat edece¤imi zaten biliyorum. Peki ama benim hapislik günlerimi, kim, nas›l geri verecek?
Bak›n, cezaevinde bitki yasak. Kantinden salata için
ald›¤›m›z maydanoza "çiçek" diye bak›yorum. Gri duvarlardan ve so¤uk lacivertten ibaret bir ko¤uflta günlerim geçiyor. Avlumuzda sadece bir avuç gökyüzümüz var. Ruhumun parças› eflimi haftada bir, cam›n ard›ndan 45 dakika görüyorum. O 45 dakikada birbirimize telefonda söyledi¤imiz sevgi sözcükleri dahi dinleniyor, kay›t alt›na al›n›yor. Ayda bir aç›k görüflümüz
oluyor, sevdiklerinizin elinize verdi¤i s›cakl›k bir ay
geçmesin istiyorsunuz.
Anlatacak daha çok özlem var, ama ne gerek var.
Bu anlatt›klar›m› anlamak için illa ki cezaevinde kalmas› gerekmiyor insan›n. Vicdan› olsun yeter.
Basın özgürlüğünü savunmak
Hâlâ mahkemeye çıkarılmadım
amu Emekçileri Cephe"K
si" dergisinin sahibi ve
Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdü-
sohbet edemez, a¤›z dolusu
gülemezsin. Hasta oldu¤unda
yard›m edemez, ac›l›-kederli
rü’yüm. 24 Aral›k 2010 tarianlar›nda destek olamazs›n.
hinde Yürüyüfl dergisinin tekBunlar›n yaratt›¤› birikim zanik haz›rl›klar›n›n yap›ld›¤›
manla iflkenceye dönüflür. FiOzan Yay›nc›l›k’a yap›lan poziksel ve ruhsal rahats›zl›klar
lis bask›n›nda gözalt›na al›nortaya ç›kar. Bu rahats›zl›klar
d›m ve tutukland›m. Hala
tedavi edilmez. Yavafl ve sismahkemeye ç›kar›lmad›k. 6
temli bir flekilde çürümeyi,
ayd›r savc›n›n iddianameyi hasessiz bir ölümü getirir.
z›rlamas›n› bekliyoruz.
Türkiye’de bas›nda sansüSosyalist bas›na yönelik
rün ilk kald›r›l›fl›n›n üzerinden
sald›r›lar›n bir sonucu olarak
yüzy›l geçmifltir. Ama F Tipi
gözalt›na al›nd›m ve tutuklanHapishanelerde, tecritle sansür
d›m. Düflüncelerimizi ifade etuygulamalar› yüzy›llar öncesimemizi tutuklayarak engelleni aratmaktad›r. Haklar›nda
meye çal›flt›lar. Ancak bu onlahiçbir toplatma, yasaklama kara yetmedi. Tutsakl›¤›m›z s›rarar› olmayan gazete, kitap ve
Ankara Sincan
s›nda da tecrit uygulamalar› ile
dergiler tutsaklara verilmez.
F Tipi Cezaevi
bizi sindirmeye, düflünceleri‹dare sudan bahanelerle kitapmizi engellemeye çal›fl›yorlar.
lar›, dergileri, gazeteleri sak›nSiyasi iktidar, zulüm-sömücal› ilan eder, yasaklar. Gazeterü düzenine karfl› mücadele etmeyen, hakk›n› ci olarak düflüncelerinizi ifade etmenizden raaramayan, düzene teslim olmufl "halk" istiyor. hats›z olunmufl ve tutuklanm›fls›n›zd›r. Yine de
Sosyalistler-devrimciler baflta olmak üzere görüfllerinizi, de¤erlendirmelerinizi ifade etmuhaliflerini katlederek, tutsak ederek etkisiz- mek, yaz›lar›n›z› d›flar› göndermek istersiniz.
lefltirmeye çal›fl›yor. Ama katlederek, tutsak Yine karfl›n›zda "Disiplin Kurulu" kararlar›yla
ederek sonuç alamayaca¤›n›n fark›nda. Bunun uygulanan koyu bir sansür ç›kar. Mektuplar›n›z,
için tutsak ederek "özgürlü¤ünü" elinden ald›- yaz›lar›n›z gönderilmez. Size gelenler verilmez,
¤› muhaliflerini nedamet getirmeye, düflünce- imha edilir. Yapt›¤›n›z itirazlardan lehinize hiçlerinden vazgeçirmeye çal›fl›yor. Nedamet ge- bir sonuç alamazs›n›z. ‹nfaz Hâkimlikleri, A¤›r
tirtmek, düflüncelerinden, inançlar›ndan vaz- Ceza Mahkemeleri uygulanan "sansürü" onaygeçirtmek için tecrit politikalar›na sar›l›yor. layan kararlar al›r. "Özgürlü¤ümüzü" elimizden
Devrimcileri, muhaliflerini düflünemez, ürete- alanlar›n, ifade-bas›n özgürlü¤üne sald›ran sismez hale getirmenin arac› olarak tecrit uygula- temin sansür politikalar›na karfl› hücrelerde de
n›yor. Tek ya da üç kiflilik hücrelerde bencilce, mücadele etmek zorunda kal›yoruz.
düflünceleri, umutlar›, özlemleri halk›ndan,
‹fade-bas›n özgürlü¤üne, tecrit-sansüre karyoldafllar›ndan ayr› düflmüfl, dünyas› kendisin- fl› mücadele ederken, bu bask›lar›n sadece
den bafllay›p kendisinde biten yoz bireyler ya- devrimci-sosyalistlere yönelik olmad›¤›n›,
ratman›n ad›d›r tecrit. Önce fiziksel mekan da- e¤er bu sald›r›lar geriletilip, çözüm bulunmazralt›l›r, hücrelere at›l›r. Sonra ziyaretçileri ile sa tüm muhaliflere, halka yönelece¤ini sürekli
görüflmesi, mektup almas›, dergi-kitap oku- ifade ettik. Bunu kabul ettirmekte zorland›k.
mas› koflullara ba¤lan›r. "Uyumlu", "piflman" Sesimiz, mücadelemiz yok say›ld›, görmezolursa, örgütlü-muhalif kimli¤inden uzaklafl›r- den gelinildi. Ne yaz›k ki tecrite övgüler dizilsa bunlar› kullanabilir. Sa¤l›k, beslenme, gi- di. Hücreleri lüks villalara benzetenler de buyinme, haberleflme gibi tutsaklar›n en temel gün tecrit zulmüyle yüzyüze geldiler. fiimdi
haklar› idarenin keyfine kalm›flt›r. Her hak adaletin, bas›n özgürlü¤ünün herkese gerekli
yapt›r›m arac›d›r. Halk›m›z "Yaln›zl›k Allah’a oldu¤unu hat›rl›yorlar. Bu tüm bas›n emekçimahsustur" der. Ac›m›z›, sevincimizi, üzüntü- lerine-ayd›nlar›m›za ders olmal›. Tekrarlanmüzü, mutlulu¤umuzu, coflkumuzu, derdimizi mamas›, bas›n-ifade özgürlü¤ünde yol alabilyoldafllar›m›zla, dostlar›m›zla paylaflmak, ko- memiz için, sald›r› kime olursa olsun kulaklanuflmak isteriz. Tecrit en temelinde bu insani r›m›z› t›kamamal›, ilkeli davranarak bask›lar›n
paylafl›m› engellemektedir. Tecritle derdini, karfl›s›na dikilebilmeliyiz. Yoksa siyasi iktidarkaderini, ac›n› kendi kendine yaflars›n. Yoldafl- lar›n zulmüne u¤rad›¤›m›zda yaln›zlaflt›r›l›p,
lar›nla, dostlar›nla iki bardak çay›n eflli¤inde sesimizin bo¤ulmas›n› engelleyemeyiz.
en Dicle Haber
B
Ajans›
(D‹HA)
muhabiri
olarak
Musa KURT
TUTUKLU GAZETE
24 Temmuz 2011
Türkiye Gazeteciler Sendikas› Ad›na Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü:
Ercan Sad›k ‹PEKÇ‹
‹sim sahibi: Bedri ADANIR Yay›n Kurulu: Muhittin DO⁄AN, Ali fi‹MfiEK
Adres: Türkiye Gazeteciler Sendikas› Bas›n Saray› Türkoca¤› Cad. No: 1 Kat: 2 Ca¤alo¤lu/‹STANBUL
Bask›: Sonsöz Gazetecilik Matbaac›l›k LTD fiT‹ Matbaac›lar Sitesi 35. Cad. 578 Sokak No: 23 Yenimahalle Ankara
BASIN Gazetesi’nin özel ekidir. Parayla sat›lamaz
luya, kökleflmifl saplant›lar› anlay›fla, düflmanl›klar› dostlu¤a çevirecek bir akla ihtiyaç var.
Akletmek insana verilmifl bir nimettir ve bu; yüre¤inin
kavruklu¤unu h›rç›nl›¤a dönüfltürmüfl çorak yürekler için
yegane eczad›r.
Devleti devlet yapan fonksiyonlar›ndan biri de, siyasi
otoritenin kendi görüflünün d›fl›na taflan görüfllerin de seslendirilmesine olanak sa¤lamakt›r. Sorunun özü, düflünce,bas›n ve anlat›m özgürlü¤üne dayan›r. Düflünceye karfl› düflmanl›k olmaz, ona yine düflünceyle karfl›l›k verilir.
Düflünce, bas›n ve anlat›m özgürlü¤ünün olmazsa olmaz›, düflüncenin serbestçe oluflumu ve geliflimi için gerekli ortam›n haz›rlanmas›d›r.
‹nsan›n yaflam›n› daraltan, varl›¤›n› afla¤›layan, özgürlü¤ünü k›s›tlayan her uygulama, do¤rudan do¤ruya insan
olufla yönelik bir sald›r› olarak düflünülmelidir.
Düflünce, etkileyici ve dönüfltürücü bir iflleve sahiptir.
‹nsan›n davran›fllar›na ve eylemlerine yans›r. Bu durum
bile toplumun geliflmesini, ça¤dafllaflmas›n› istemeyen
güçler için düflünceyi k›s›tlamaya yeterli bir sebep olabiliyor. Kendi ç›karlar›yla toplumun geliflmesi aras›nda
karfl›tl›k yaratan bu durumda de¤iflik düflüncelerin yay›lmas›na engel olmak için yasak ve bask› uygular.
Egemenler bunu aç›kça, aç›k yüreklilikle söyleyemedikleri, ortaya koyamad›klar› için, kendilerini de¤il de
devleti korumaya çal›flt›klar›n› ileri sürerler, 'devlet elden
gidiyor' diye felaket tellall›¤› yaparlar. Yasama, yürütme
ve yarg› erki zaten ellerindedir. Bu sayede gelsin yasaklar, k›s›ls›n sesler ve sürsün yalan, talan düzeni. Bugün
medya sistemin önemli ve güçlü bir kurumudur ve görevi sisteme hizmet etmektir. Düzenin ruhu ticari iliflkilere
dayand›¤› için, medyay› bundan ay›rmak mümkün de¤ildir. Belli kal›p ve flablonlar› k›rarak halka gerçe¤i yans›tmaya çal›flan kimi yay›n organlar› da sürekli kapat›l›yor.Gazeteciler yazarlar mahkum ediliyor.
Kendine sunulan› oldu¤u gibi kabul etme, elefltirisiz ve
tart›flmas›z bir ortam›n düflünmeyen, yarg›lamayan özneleri haline dönüfltürüldü toplum.
Bu konuda tüm demokrasi güçlerinin, yasalar›n bir
bask› arac› olmamas› gerekti¤ini, bu yasalar›n içeri¤i itibariyle devleti ve kurumlar›n› yurttafllar›na karfl› tabulaflt›rarak korumakta olan ça¤d›fl› bir düzenleme oldu¤unu,
düflünce ve bas›n özgürlü¤ünün tam olarak kullan›lmas›n›n önünde önemli birer engel teflkil etti¤ini ifade edip
iflin vahametine dikkat çekmeleri gerekiyor. Tarih bizlere,
temel insan haklar› için mücadele eden toplumsal uyan›fl›n zor kullan›larak bast›r›lamayaca¤›n› defalarca göstermifltir.
Toplumu ve toplum hayat›n› k›skaç alt›na alan zihniyete ve yasaklara karfl›, uyan›k ve uyar›c› olmak zorunday›z. ‹çerde ya da d›flar›da; bu u¤urda mücadele verenlere,bedel ödeyenlere ve direnenlere selam olsun.
145 gazeteci cezaevinde
Bar›fl AÇIKEL
Kandra 1 Nolu F Tipi Cezaevi
ew York merkezli Gazetecileri Koruma
NKomitesi’nin (CPS) 2010 y›l› sonunda
aç›klad›¤› rapora göre dünya genelinde 145
gazeteci cezaevinde. Avrupa Güvenlik ve
‹flbirli¤i Teflkilat›’n›n (AG‹T) aç›klad›¤› rapora göreyse Türkiye’de 57 gazeteci cezaevinde bulunuyor. Türkiye cezaevlerinde
yatan gazetecilerden 12’si imtiyaz sahibi ve
yaz› iflleri müdürü görevi yapanlardan. ‹flte
bu yaz› iflleri müdürlerinden biri de benim.
2009 senesinin 29 Mart’›ndan beri cezaevindeyim.
2001 senesinin 1 May›s’›nda yay›n hayat›na bafllayan ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin yaz›
iflleri müdürü oldum. Sosyalist bir gazetenin sorumlusu olman›n, mahkeme koridorlar›n› yol eylemek oldu¤unu böylece ö¤renmifl oldum. Gazetenin yay›mlanan her say›s› "Örgüt propagandas›…", "Halk› kin ve
düflmanl›¤a teflvik…", "Bölücülük yapmak…"vs.vs hukukî sebeplerden dolay›
toplat›l›p, hakk›mda davalar aç›l›yordu. Tabii ki davalar›m›n birisine girip savunma
verirken, do¤al olarak di¤er mahkemelere
yetiflmem imkans›zd›. Dava saatlerine yetiflemedi¤im mahkemeler hakk›mda "Polis
zoruyla mahkemeye getirilmesi" karar› ç›kar›yordu. Davalar›n say›s› kabard›kça gazetedeki Yaz› ‹flleri Müdürü görevimi yapamaz duruma geldim. Çünkü her gün en az 3
ya da 5 bas›n davam oluyordu.
Sonuçta hepimizin bildi¤i gibi ne kadar savunmalar›mda bu haberlerin, "Kamuoyunu
bilgilendirme" amac›yla yap›ld›¤›n› söylese-
niz de, önceden belirlenmifl hapis ve para cezalar›ndan kurtulam›yorsunuz. Biz de her gazeteci gibi bu cezalardan nasibimizi ald›k; 7
y›l 72 ay hapis, 78 bin lira para cezas›…
Mahkeme kararlar›na bak›l›rsa "Terör örgütü
propagandas›" yapt›¤›mdan dolay› hapishanede tutuluyorum. Oysa bu gerekçe son derece zay›f ve yasal mevzuatta karfl›l›¤› olsa
bile hukuken sorunlu bir gerekçedir. Türkiye’de hemen herkes bu gerekçeyle gözalt›na
al›nabilir, tutuklanabilir, uzun süre hapis yatabilir. Çünkü Türkiye’de, hukuk mekanizmas› flöyle çal›flmaktad›r: Önce devleti korumay› amaçlayan, güvenlik eksenli yasalar ç›kar›l›r. ‹flin ironik taraf› baz› meslektafllar›m›z
bu yasalar› hararetle savunur. Sonra devreye
bizim hukuk fakültelerinden yetiflen hâkimler ve savc›lar girer. Sonuçta ortaya birey özgürlü¤ünü hiçe sayan, adalet duygular›n› zedeleyen, antidemokratik bir yap› ç›kar. Böylece medeni dünyada ay›p karfl›lanan gerekçelerle insanlar›n uzun y›llar boyunca içerde
tutulmas›, telafisi mümkün olmayan kay›plara yol açmaktad›r.
Türkiye’de hukuk mekanizmas› düzeltilmedi¤i sürece, buradan adalet ç›kmaz. Varolan sorunlara yenileri eklenir. Bu yüzden
yap›lmas› gereken en önemli fley, ça¤dafl
dünya standartlar›nda yasalar›n ç›kar›lmas›d›r. Ayr›ca üniversitelerimizin hukuk fakültelerinde dünya standartlar›nda hukukçular›n yetiflmesi için, e¤itim müfredat›n›n de¤ifltirilmesi baflta olmak üzere, köklü bir
zihniyet de¤iflimine ihtiyaç vard›r. Daha
adil, daha özgürlükçü, daha demokrat bir
Türkiye’nin kurulaca¤› inanc›yla hepinizi
sayg›yla selamlar, çal›flmalar›n›zda baflar›lar dilerim.
tedi¤i herkesin malumudur. Bu çerçevede e¤er
bir karfl› ç›k›fl yap›lacakyürütmüfl
oldu¤um
sa; AKP iktidar›nda artan
faaliyetler sonucu 4 y›l›
bu sald›r›lar›n, bas›n üzeaflk›n
bir
süredir
rindeki bask›lar›n genel
cezaevindeyim.
demokrasi mücadelesi
Gazetecilik faaliyetlerim
çerçevesinde ele al›nmaörgütsel faaliyet olarak
s› ve karfl› ç›k›fl›n bu
gösterilerek yasad›fl›
noktada yap›lmas› gereörgüte üye olma cezas›na
kiyor. Yani bas›n çal›flançarpt›r›ld›m. Ben Dicle
lar›n›n ve kurumlar›n›n
Haber Ajans› (D‹HA)
özgürce çal›flabilmesi
muhabiri olarak yürütdemokrasi mücadelesimüfl oldu¤um faaliyetler
nin güçlü verilmesiyle
sonucu 4 y›l› aflk›n bir
ba¤lant›l›d›r. Bu noktada
süredir cezaevindeyim.
retori¤e baflvurmak geGazetecilik faaliyetlerim
Marx’›n iflçiler
Ermenek Cezaevi rekirse,
örgütsel faaliyet olarak
için söyledi¤ini bas›n
/KARAMAN
gösterilerek yasad›fl› öriçinde söyleyebiliriz: Bagüte üye olma cezas›na
s›n özgür olmak istiyorsa
çarpt›r›ld›m. Yap›lan hatüm toplumun özgür olberler, çekilen foto¤raf ve video görüntüleri mas›n› istemeli ve bunun için mücadele versuç say›ld›. Bizden önce de onlarca arkada- melidir. Madem demokrasilerde medya/bafl›m›z benzer iddialarla benzer cezalara (hat- s›na 4. güç gözüyle bak›l›yor ve kabul edilita daha da fazlas›na) çarpt›r›ld›lar. Yap›lan yorsa, bas›n bu gücü kullanmal›d›r! Özgürbu zulüm, merkez medya taraf›ndan destek- lük ve demokrasi do¤rultusunda elbette.
lendi, gayri hukuki uygulamalar meflru gösTabi bu mücadeleyi son dönemlerde su
terildi. Onlara göre bizler ‘muhaliftik’. Hele bafllar›n› tutan haramiler misali tüm bas›n
hele bizler gibi Kürt Bas›n gelene¤inden bi- kurumlar›nda arz-› endam eyleyen iktidar
riyse tutuklan›p, yarg›lanan muhakkak hak kuyrukçular›ndan beklemiyorum elbette.
edilmifltir, denildi. Ne yaz›k ki bu süre zar- Onlar ellerinden geldi¤ince sahibinin sesinf›nda bas›n meslek örgütlerinden de çok faz- den konuflabilir, sular› buland›rabilir, gerla ses ç›kmad›. Kürdün gazetecisi, yazar›, si- çekleri ters yüz edebilir ve gazetecilik oynayasetçisi, sanatç›s›, avukat›, genci, çocu¤u, yabilirler. Hatta Amiral gemilerinde uydurkad›n› fark etmezdi, Kürt Kürt’tü ve bu mu- ma haberlerle toplum mühendisli¤ine siyaameleleri hak ediyordu. Sol-sosyalistler ise set mühendisli¤ine de devam edebilirler. Zazaten üvey evlatt›. Onlara da ayn› muamele lim zulmünü sürdürebilir, minnet edecek,
yap›labilirdi. E¤er ki bu yaz› gazetede yer diz çöküp yalvaracak de¤iliz. Ancak kendial›rsa muhakkak yine bölücülükle, etnik lerine ba¤›ms›z, özgür bas›n diyen meslek
milliyetçilikle suçlayanlar olacakt›r. Ancak ahlak ve ilkelerini dert edinenlerin de söyleaz biraz so¤ukkanl›l›kla düflünebilenler an- yecekleri bir fleyler olmal›. Konuflmaya bafllamaya çal›flacaklard›r. Bizlere karfl› yafla- lamal›lar. Öyle ezop diliyle de de¤il. Halk›
nan bu duyars›zl›k, ne zaman ki merkez bilgilendirme görevlerini do¤ru bir flekilde
medyadan ‘makbul’ gazetecilere de uzand›, yapabilmeli, gerçeklere sar›labilmeliler. Bubu zulüm dalgas› o zaman ‘mesleki dayan›fl- nu bizim için ya da baflkalar› için de de¤il,
maya’ b›rakt› yerini. Bas›n özgürlü¤ü hat›r- öncelikle kendileri için yapabilmeliler. Aksi
lan›r, cezaevlerindeki tutuklu gazeteciler de takdirde AKP iktidar›n›n kendi hegemonyak›ymete kavuflur oldu. Yanl›fl anlafl›lmas›n s›n› –cuntas›n› güçlendirmesine zemin olunmevcut durumdan bir rahats›zl›¤›m›z, s›k›n- mufl olur. Bas›n demokrasiyi her koflulda sat›m›z yok. Her halükarda hat›rlanmak güzel- vunmal›d›r. Bas›n ve ifade özgürlü¤ü ancak
dir. Güzeldir de küçük de olsa bir özelefltiri- bu flekilde sa¤lan›r. Yeni Anayasa’n›n konuyi beklemek de bizim hakk›m›zd›r diye dü- fluldu¤u bu süreçte bas›n çal›flanlar›, meslek
flünüyorum. Bu birincisi! ‹kincisiyse; tutuk- örgütleri ve kurumlar› demokratik bir analand›¤›m›zdan bugüne kadar yap›lan sald›r›- yasa haz›rlanabilmesi için ›srarc› olmal› ve
n›n sadece bas›na yönelik ve onunla s›n›rl› taleplerini dillendirmelidir. Sadece Bas›n
bir sald›r› oldu¤unu düflünmedik. Bu topye- Yasas›’n›n demokratik olmas› bir fley ifade
kün bir sald›r›d›r. Uzun y›llard›r verilen mü- etmez. Ya topyekün bir demokratikleflme ya
cadeleler sonucu sistemin kabul etmek zo- da hiç! Bu nedenle meslektafllar›m›z tutuklu
runda oldu¤u demokratik de¤erlere, haklara gazetecilerin serbest b›rak›lmas›n› istiyorsa,
bir sald›r›d›r. Çünkü demokrasinin olmazsa ayr›ms›z siyasi genel bir aff› da desteklemeolmaz ölçülerinden biri de halk›n özgürce li ve düflüncelerinden, muhalif kimliklerindo¤ru haber alma kanallar›na ulaflabilmesi- den dolay› cezaevlerine at›lanlar›n da serdir. Yani özgür ve ba¤›ms›z bas›nd›r. Türki- best b›rak›lmas› için kamuoyu oluflturabilye’deki bas›n›n ne kadar özgür, ne kadar ba- melidir. En önemlisi bas›n ve ifade özgürlü¤›ms›z oldu¤u tart›flmas›na girmeden, AKP ¤ü savunulurken Türkiye’de kal›c› bir
iktidar›n›n bu haliyle bile bas›n› kendisi için bar›fl›n sa¤lanmas› için de pozitif katk›lar›n›
‘rahats›z edici’ buldu¤u ve dizayn etmek is- sunmal›d›r.
Ali BULUfi
3
22/7/11
17:27
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
Ahmet fi›k: Bu yaz› can›n›z› s›kabilir
AHMET fiIK
Silivri 2 No’lu Cezaevi
KUMAYA bafllad›¤›n›z bu yaz› can›n›z›
s›kabilir. Elefltirilerin sivrili¤i belki sizi sinirlendirebilir. O yüzden sonda söyleyece¤imi bafltan dile getireyim ki kimse al›nmas›n.
K›zacak, al›nganl›k gösterecek olanlar da bu yaz›y› okumaya devam etmesin.
Demem o ki sansürün kald›r›lmas›na özel bir
anlam atfedip bunu balolarla "kutlamak", tören
düzenlemek kadar abes bir gün baflka memleketlerde var m›d›r merak içindeyim. Cehaletimi hoflgörün mutlaka bir yerlerde böyle "anlaml›" bir
gün kutlan›yor olabilir. Ama o kutlamalar›n yap›ld›¤› yerdeki gazetecilerden 70’ten fazlas› cezaevinde midir? D›flar›da kendilerini özgür zannedenler s›ras›n› beklemekte midir? Gazeteciler
hakk›nda binlerce dava aç›lm›fl m›d›r? En önemlisi sansürün ruhuna rahmet okutuyorken yine de
böyle bir gün için kutlama yap›l›yor mudur?
Sorular çok ve çeflitli. Bunlar bir ç›rp›da akl›ma gelenler. Fark›ndaysan›z "kitaplar henüz bas›lmam›flken yok edilmeye çal›fl›l›yor mudur?"
gibi kiflisel kaçacak sorular› da sormaktan imtina
etmifl durumday›m. Ama var olan durumun ne
oldu¤u zaten bu yaz›n›n da yer ald›¤› gazetenin
ismi ele vermiyor mu? TUTUKLU. ‹çeri¤ini
sa¤layanlarsa malum, ottan boktan konularla u¤raflmaktansa sorunlu alanlara el atmaya çal›flanlar. "Bu memlekette gazetecilik, sizin okudu¤unuz, izledi¤iniz ve nedense ad›na ana ak›m denilen medyada takip etmek zorunda kald›klar›n›zdan ibaret de¤il" demifl ya da demek istemifl
olanlar. Medyada çokça yer tutmufl olan gazeteciler sürüsüne dahil olmak istemeyenler diye de
adland›rabilirsiniz.
24 Temmuz Türkiye’de bas›nda sansürün kald›r›l›fl›n›n y›l dönümü. Ne kadar heybetli, insana
ne çok gurur veren bir gün de¤il mi? 70’ten fazla gazeteci cezaevindeyken, geri kalanlar› s›ras›n› beklerken, herkesler hangi konuda ne kadar
yaz›p söyleyebilece¤inin s›n›r›n› biliyorken. Biraz eskilere, çocuklu¤umuzun masallar›na, efsanelerine bir bakal›m. O masallarda, efsanelerde
O
s›kça rastlad›¤›m›z, kahramanlar›n karfl›laflt›¤› ejderhalar, canavarlar vard›. Çakmak çakmak gözleri, çatal dilleri, alevler saçt›klar› a¤›zlar› ve burunlar› olurdu. Krall›¤›n›n s›n›rlar›na yaklaflanlar› bir lokmada yutarlard›. ‹nlerinde bolca kemik
ve kurukafalar, kendisini yok etmeye çal›flanlar›n
iskeletleri vard›. Kendisine biat edenler, düzenli
olarak içlerinden birini kurban olarak sunard› o
canavara. Kurulu düzen bozulmas›n, canavar sald›r›p hepsini birden yok etmesin diye.
fiimdilerde bu memlekette ejderhalar›n, canavarlar›n özü de o masallardakinden farks›z asl›nda. Tek fark› var. Görüntüsü. Bu canavar insan
k›l›¤›nda. Normal bir vücudu, ikifler eli ve aya¤›,
herkesi görebilen gözleri, her fleyi duyabilen (tele) kulaklar› var. A¤z›ndan ç›kan alevlerin yerini
ise bolca safsata ve yalan alm›fl o
kadar. Kimi zaman tak›m elbiseler
giyer kimi zaman üniforma görürüz
üzerinde. Yeri geldi¤inde cüppesiyle ç›kar karfl›m›za. Bürokrat, politikac›, asker, polis, hakim, savc› gibi
s›fatlar› vard›r. Elbet gazeteci diye
an›lanlar› da.
S›fatlar› ve k›yafetleri ne olursa
olsun, art›k gizlenemez hale gelen
sahtelikleriyle, demokrat maskeleri
ve iddialar›yla her birinin temsil etti¤i fley ayn›d›r: güç ve vesayet.
Mutlak iktidara sahip olmak istedikleri güç budalas›d›rlar. Bazen vatan
millet; bazen dil, din, bayrak; bazen
de demokrasi derler. Yasalar, hukuk,
yarg›, ba¤›ms›zl›k, ça¤dafll›k, kalk›nma, adalet, zenginlik, eflitlik s›k
kulland›klar› sözcüklerdir. "Sivilleflme" 盤l›klar›yla, en kutsal k›yafet-
ler içinde çeflitli flekiller ve s›fatlar alt›nda gizlenen bir gücün, vesayetin temsilcisidir her
biri. Öyle bir güçtür ki bu
emirler ya¤d›r›r, yönetir. Aldat›r. Kand›r›r. fiantaj yapar. Suçlar. Hedefine koydu¤unu "terörist" diyerek hapse t›kar. Yani o masallardaki efsanelerdeki canavarlar›n yapt›¤› gibi bir
lokmada yutar. Pençelerinin
aras›nda parçalar. Yeri geldi¤inde asker, polis; kimi zaman
hakim savc› ama hiç flaflmaz
bir flekilde her zaman medyad›r o pençelerin ad›.
Anlayaca¤›n›z gücün bilinen öyküsüdür bu yaflad›klar›m›z. Güç ebediyen var olur.
Zay›flam›fl gibi göründü¤ü zaman bile güçlüdür. De¤ifliyor
gibi göründü¤ü zaman bile de¤iflmez. De¤iflen sadece sahipleridir. Temsilcileridir. Sözcüleri ve yorumcular›d›r. Ve elbet
zulmünün, bask›s›n›n niteli¤i
ve niceli¤idir de¤iflen. Tarihin
flaflmaz do¤rusudur bu: Böyle
gelmifltir, böyle gidiyor ve gidecektir. ‹nsanl›k tarihi boyunca anlat›lan hep, devrildi¤i halde hiç de¤iflmeden kalan iktidarlar›n öyküleridir.
Çünkü eskisini, kendinden öncekini alafla¤› eden
her güç, içinde, devirdi¤i gücün tohumlar›n› bar›nd›r›r. Bask›c›d›r, fliddettir, zulümdür, sansürdür, hapisliktir bu tohumlar›n ad›. Zamanla devirdi¤inin devam› haline gelen bu güç; demokrasi,
eflitlik, kardefllik, sivilleflme, hoflgörü gibi yalan-
lar›yla herkesi zehirler. Kabuslar ve zulümler denizi ç›kar ortaya. Ayr›cal›klar eski ayr›cal›klard›r.
Kimlerin bundan faydalanabilece¤i de¤iflmifltir o
kadar.
Güç sahibi bu vesayet budalalar›n› korkutan
kendileri gibi olan di¤erleri de¤il, maskelerinin
ard›na gizlediklerini görüp müesses nizamlar›na
itaat etmeyenlerdir. ‹flte tam da bu yüzdendir bu
zulüm. Bilirler ki; saltanatlar› korkuttuklar› müddetçe vard›r. O yüzden safsatalar›n› türlü çeflitli
flarlatanl›klar›yla anlat›rlar. Anlatt›r›rlar. Maskelerinin ard›ndaki görünmesin isterler. Bunun için
vesayetlerine soytar›lara benzeyen çakallar- s›rtlanlar istihdam ederler. Önlerindeki çana¤a yem
konuldu¤u sürece bu kokuflmufl düzeni, zulmü,
demokrasi diye allay›p pullarlar soytar›lar. Hatta
padiflah tek olsa da ortal›kta kelle kesme merakl›s› soytar›dan geçilmez. Amiyane, eski püskü
küf kokulu olsa da her devirde geçerli bir slogan›
düstur bilir bu soytar›lar "E¤er sonunda ç›kar›n
varsa her fley mübaht›r."
Biliriz açgözlüdürler her zaman. Ellerindekilerle yetinmez, asla doymazlar. Hep daha fazlas›n› isterler. Her teslimiyetten faydalanmaya çal›fl›rlar. Demagoji sultanlar›, ideoloji despotlar›,
vesayet demokratlar›, sahte sivillerdirler. Öyledirler, böyledirler…
Çok uzatt›m fark›nday›m. Konuyu da da¤›tm›fl
gibi görünüyor olsam da asl›nda tam da bugüne
dair bir yaz› bu. Neydi? Bas›nda sansürün kald›r›l›fl›n›n y›l dönümü de¤il mi?
O halde bir al›nt›yla noktalayal›m bu yaz›n›n
meram›n›. Arjantin’de diktatörlük döneminde
Buenos-Aires valisi olan General Iberico Manuel Saint-Jean bak›n ne demifl: "Önce tüm bozguncular› öldürece¤iz. Sonra iflbirlikçilerini, ard›ndan da sempatizanlar›n›, daha sonra da tarafs›zlar›. En sonunda da korkaklar›."
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 59’uncu kuruluş yıl dönümünde ‘’Tutuklu
ve Hükümlü Gazetecilerle Dayanışma Günü’’ düzenledi. Şişli-Maçka Sanat Parkı’ndaki "İfade Özgürlüğü Anıtı" önünde düzenlenen etkinlikte, tutuklu ve hükümlü gazeteci yakınları ile tutuksuz yargılanan gazeteciler, "serbest kürsü"den
sorunlarını ve düşüncelerini tüm katılımcılarla ve kamuoyuyla paylaşma olanağı buldu. Etkinlik kapsamında sanatçı Yasemin Göksu, tutuklu gazetecilerin yakınlarına moral konseri verdi. Konser için kurulan sahnenin etrafına tutuklu gazetecilerin fotoğrafları yer aldı.
Tan›k m›y›m, san›k m›y›m?
u yaz›y› kaleme ald›-
Bunun bir tek nedeni var;
habercilikte ›srar etmektir,
Soner YALÇIN
bir baflka anlam› oldu:
hakikate aflkla ba¤l› kalTarih: 16 Haziran 2011
makt›r.
Jandarmalar taraf›ndan BeKiflisel gazetecilik tarihifliktafl’taki ‹stanbul Adliyeme bak›yorum da; hep zorsi’nde bir özel yetkili savlu yükleri omuzlam›fl›m.
c›n›n karfl›s›na ç›kar›ld›m.
1993’te Binbafl› Ahmet
4 ay önce yine buradayCem Ersever faili meçhul
d›m; Ergenekon terör örgücinayete kurban gitti. Onun
tüne üye olma iddias›yla
da katili/katilleri hala bilintutuklanm›flt›m.
miyor.
fiimdi; tan›¤›m.
Niye öldürüldü?
Silivri
Ankara’da, 26 fiubat
Çünkü bana konufluyor1 No’lu Cezaevi
1994’te faili meçhul cinadu, bana anlat›yordu ve ben
yete kurban giden Avukat
de Güneydo¤u’daki faili
Yusuf Ekinci’yle ilgili aç›lan soruflturmada meçhul cinayetleri kimlerin, nas›l iflledi¤ini
tan›kl›¤›ma baflvuruldu.
yaz›yordum.
1993-94 döneminde bir devlet politikas›
Yeflil kimdir, J‹TEM nedir, ilk kez ben
gere¤i öldürülen Kürtlerle ilgili cinayetleri yazd›m.
"Behçet Cantürk’ün An›lar›" adl› kitab›mda
Ersever susturuldu.
yazm›flt›m.
S›ra bendeydi.
Savc› sorular›n› yönelttikçe geçmifl günBenim de susmam için, Erselere döndüm.
ver’in nüfus cüzdan›n› bana
Kitab› korka korka yazm›flt›m. Henüz gönderdiler, ölümle tehdit ettiSusurluk’ta malum kaza olmam›flt›. Susur- ler. Kaçt›m. Sakland›¤›m dört
luk çetesi, arkas›na devlet deste¤i alarak duvar aras›nda "Binbafl› ErseKürt k›y›m› gerçeklefltiriyordu.
ver’in ‹tiraflar›" kitab›n› yazMedya herkes her fleyi biliyor ama yaz- d›m.
m›yordu.
Y›llar içinde neler yazmad›m
Ben yazd›m; birkaç iyi gazeteci daha ki; "Reis, Gladio’nun Türk Teyazd›.
tikçisi", "Bay Pipo, Bir M‹T
fiimdi ise ben bir terör örgütüne üye ol- Görevlisinin S›rad›fl› Yaflam›:
mak iddias›yla Silivri Cezaevi’ndeyim.
Hiram Abas" gibi…
Savc›ya anlatmad›m, size yazay›m:
fiimdi…
Biz Türkiye’nin zorlu bir sürecinde gazeSilivri Cezaevi’nde terör örtecilik yapt›k ve bedel ödedik, ödüyoruz. gütüne üye olma iddias›yla tu-
B¤›m günün benim için
tukluyum.
Bu sat›rlar› yazd›¤›m s›rada iddianame
hâlâ yok. ‹mtiyaz sahibi oldu¤um
Odatv’nin bilgisayar›nda çok say›da "belge" bulunmufl!
O sözde "belgelerin" virüs yoluyla uzaktan gönderildi¤ini ve ayn› anda kendini imha etti¤ini kan›tlad›k, dikkate al›nmad›. Bilgisayarla birlikte, kanunen bizde olmas› gereken harddisk kopyalar›na bile el koydular.
"Belgelerin" nas›l geldi¤ini bilirkifli araflt›r›rken, ondaki kopyay› da mahkeme karar›yla ald›lar. Yani, u¤rad›¤›m›z komployu
kan›tlamam›z istenmedi.
Çok zorlu bir dönemden geçiyoruz.
25 y›ld›r gazetecilik yap›yorum.
Dünden bugüne de¤iflen bir fley yok hayat›mda.
Tarih: 24 Temmuz 2011
160 gündür tutukluyum.
Kuflkusuz, hükmü tarih verecektir.
“Türkiye
kuflat›lm›flt›r”
Miktat ALGÜL
Osmaniye T Tipi
Kapal› Cezaevi
ürkiye her anlamda kuflat›lm›flt›r. Art›k
Cumhuriyetin kurumlar› de¤il, Atlantik
ötesi güçlerin koydu¤u/verdi¤i görevler
yerine getirilmekte. Medya bu suçun en
büyük orta¤› oluyor (yandafl medya). Art›k
Türk medyas›, içindeki Ali Kemalleri
temizlemelidir. Vatansever, Cumhuriyetçi,
Türk ulusunun menfaatlerini gözeten,
Vatan, Emek, Namus diyen bir örgütlenme
yarat›lmal›d›r. Yoksa bunun vebali çok a¤›r
olacakt›r. Bunun alt›ndan kimse kalkamaz.
Toplum, özel yetkili mahkemelerle,
korkuyla emperyalizmin ç›karlar› u¤runa
flekillendirilmeyi çal›fl›l›yor. Düflüncenle
muhalifsen önce TCK 220. maddesi konup
silahl› suç örgütünden ve klifle CMK’n›n
100/1-3 maddeleri gere¤ince cezaevinde
tutuyorlar. Art›k 3 kifli bir arada gezemiyor
bile.
Bu gemi batarsa herkes bo¤ulur. Gemi
su al›yor. Sular› boflaltmak, gemiyi
farelerden kurtarmak laz›m. Haydi
mücadeleye.
Hukukun yolunu bulmas›n› sa¤layal›m.
Hasan Tahsin, Karay›lan, Sütçü ‹mam
olman›n vakti bu zamand›r.
Art›k sadece yuvarlak laflarla de¤il,
pratikle devam.
T
3
Gazetecilik
faaliyetiyle direniyorlar
Tutuklu GazeErcan Sad›k
te’nin ilk say›s›nda, cezaevlerindeki
‹PEKÇ‹
70 gazeteciden
39’unun yaz›lar›n›
okuyacaks›n›z.
Kadromuzun hepsi
tutuklu! Bu say›da
bir tek konuk yazar›m›z var, o da Hicri ‹zgören.
Tutuklu Gazete’nin yazar kadrosunun genifllemesini de¤il, cezaevleTGS Genel
rindeki meslektaflBaflkan›
lar›m›z›n tahliye
edilmesiyle azalmas›n› umuyoruz.
Tutuklu Gazete’nin düzenli olarak ç›kmas›n› de¤il,
tek say›yla yay›n yaflam›na son vermesini diliyoruz!
Tutuklu Gazete’nin ilk say›s›n›n haz›rl›klar› Haziran
ay›nda bafllad›. Cezaevlerindeki 70 gazeteciye mektuplar gönderilerek, yaz›lar› istendi. Gönderdi¤imiz mektuplardan 9’u çeflitli nedenlerle iade oldu, 61 mektup ise
adreslerine ulaflt›. 39 meslektafl›m›z, Tutuklu Gazete’de
yay›mlanmak üzere yaz›lar›n› yazd›lar. El yaz›s›yla gelen bu mektuplar, Türkiye Gazeteciler Sendikas› kadrolar› taraf›ndan bilgisayar ortam›nda kullan›lacak flekilde
yeniden yaz›ld›, yaz›m hatalar› gözden geçirildi. Yaz›lar›n içeri¤iyle ilgili hiçbir sansür uygulanmad›. Yaln›zca
baz› selam ve teflekkür muhabbetleri ç›kar›ld›. Grafik ve
mizanpaj deste¤ini, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin
yay›n organ› Bizim Gazete’nin personeli sa¤lad›. Bask›
ve da¤›t›m› ise Tutuklu Gazete’yi ek olarak okuyucuya
ulaflt›rmay› kabul eden elinizdeki günlük gazeteler üstlendi.
Tutuklu Gazete’de yaz›lar›n› okuyaca¤›n›z 39 gazetecinin ço¤u gencecik insanlar…
Onlar› "terörist" olmakla suçlayanlara; onlar›n "terör
örgütü üyesi" oldu¤unu, "terör örgütü propagandas›"
yapt›¤›n› iddia edenlere, Tutuklu Gazete’deki yaz›lar›yla en güzel yan›t› veriyorlar!
Cezaevindeyken bile "gazetecilik faaliyeti" yapmaya
devam ediyorlar!
‹ddia sahipleri, "vatan hainli¤ine devam ediyorlar hâlâ" da diyebilirler!
Ama biz kanun koyucunun, uygulay›c›n›n ve iktidar
sahiplerinin yapt›¤›n› yapmayal›m.
Onlar›n gazeteciliklerini bir kez daha ayakta selamlayal›m!
Her birinin gönderdi¤i mektubu dikkatlice okuman›z› diliyoruz.
Bu yaz›larda bas›n ve demokratikleflme tarihimizin
bir özetini de bulacaks›n›z.
Onlar›n hüzün, özlem ve ac› dolu duygular›n› paylaflacaks›n›z.
Onlar›n sitemleriyle yüzlefleceksiniz.
Onlar›n elefltirileri, tahammül s›n›rlar›n›z› zorlayacak.
Belki onlara yeniden k›zacaks›n›z.
Belki yaz›lar›n› okumakta zorlanacaks›n›z.
Onlar›n sert ifadeleri karfl›s›nda öfkeleneceksiniz.
Her birinin gönderdi¤i mektubu sab›rla, hoflgörüyle
ve toleransla okuman›z› diliyoruz.
Bar›fla, demokratikleflmeye, sendikas›zlaflt›rmaya,
özgürlüklere, anayasaya, yasalara, bas›n ve ifade özgürlü¤üne, medya özelefltirisine dair görüfllerini cesaretle
tart›fl›n…
Çünkü "herkes için özgürlük" mücadelesi, "toplumda
genel kabul görmeyen, toplumu sars›c›, floke edici, sert
ifadeleri" bile –fliddet ça¤r›s› ve nefret söylemi içermemek kayd›yla– bas›n ve ifade özgürlü¤ünün bir parças›
olarak savunmay› gerektiriyor.
Ama ülkemizde gazetecilerin cezaevlerine konulmas›n›n sebebi; kanunlar›n ve uygulay›c›lar›n, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi kararlar›ndan al›nt› yapt›¤›m›z
bu "hoflgörü ve tolerans›", "demokratik bir toplum olman›n gere¤i" olarak kabul etmemesidir zaten…
Kendi özlük haklar› için de¤il, halk›n gerçekleri ö¤renme hakk› için mücadele verdiklerinden dolay› hüküm giyen, tutuklanan, yarg›lanan, haklar›nda soruflturmalar aç›lan gazeteciler, çektikleri ac›larla, ortaya koyduklar› mesleki çal›flmalar›yla, her türlü övgüyü, sayg›y›, hoflgörüyü fazlas›yla hak ediyorlar.
Türkiye’de bas›n mensuplar› 1908’den beri, tam 103
y›ld›r sansüre karfl› direniyorlar.
Yüzy›l içinde iktidarlar›n sansür ve otosansür uygulama yöntemleri de¤ifltikçe, gazetecilerin sansüre
direnifl yöntemleri de ço¤ald›.
Türkiye’de sansüre direniflin 103’üncü y›ldönümünde gazeteciler bir ilke daha imza att›lar. Zoru baflard›lar,
büyük bir iflbirli¤i ve dayan›flman›n eseri olan Tutuklu
Gazete’yi sansüre karfl› bir kez daha direnerek yay›mlad›lar.
Okuyucuda yarataca¤› etkinin ve ortaya ç›kacak
beyin f›rt›nas›n›n, tarihsel sonuçlar yaratmas› ve parlamentoyu yasal düzenlemeler yapmak üzere harekete
geçirmesi en büyük beklentimiz elbette.
Bugün cezaevlerindeki meslektafllar›m›z, sansüre
karfl› Tutuklu Gazete ile direniyorlar!
Her biri, susturulmak için konulduklar› cezaevlerinden gönderdikleri yaz›larla "halkla gerçekleri paylaflabilmenin" mutlulu¤unu yaflayarak direniyorlar!
Onlar, Sansüre Direnifl’in 103’üncü y›ldönümünde,
bugün, hücrelerinin pencerelerinden gökyüzüne
bak›yorlar…
Bedri Adan›r’›n uçurdu¤u Tutuklu Gazete’yi ar›yor
gözleri…
Özgürlük türkülerini söylüyorlar hep bir a¤›zdan…
Duyun onlar›…
Seslerine kulak verin…
Onlar›n umutlar›na, ac›lar›na, cesaretlerine, dayanma
güçlerine ve onurlu direnifllerine ortak olun...
4
22/7/11
4
17:27
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
AKP sonras› Türkiye’de muhalif gazeteci olmak
Tuncay ÖZKAN
Silivri 1 Nolu Cezaevi
KP iktidar›n›n herkesten gizledi¤i bir
"Türkiye Projesi" var. Bu proje
uygulamalar›yla ortaya koydu ki; uygulay›c›
lideri olan Baflbakan Recep Tayyip Erdo¤an'›n
otoriter tutumu ile yerlefltirilecekti.
Ben buna karfl› ç›kt›m. Recep Tayyip Erdo¤an beni
önce çal›flt›¤›m medya kurulufllar›ndan uzaklaflt›rd›.
Bu konuda yapt›¤› bask›lara karfl› kendi yay›n
flirketimi, Kanaltürk Televizyonu'nu kurdum.
Kanaltürk muhalif olmas› yüzünden Maliye
Bakanl›¤› taraf›ndan iki y›l boyunca bütün
evraklar›na el konularak incelemeye al›nm›fl, film
satan firmalar mali denetime sokulmufl, Kanaltürk'e
film sat›fl› engellenmifltir. Ayr›ca Devlet Bakan›
Egemen Ba¤›fl ve iktidar›n görevlendirdi¤i
dan›flmanlar ile AKP yetkilileri Kanaltürk'e reklam
ambargosu uygulam›flt›r. Ve reklam verenleri tehdit
etmifllerdir. Ayr›ca Kanaltürk'te yay›mlanan haberler
nedeniyle AKP Diyarbak›r Milletvekili taraf›ndan
kiral›k katillere öldürtülmek istendim. Kanaltürk'ten
ç›karken kurflunland›m. Suikastç›lar›n telefon
konuflmalar› yasal dinlemelere tak›lm›fl. Suikastç›
olaylar› itiraf etmifltir. Kanaltürk üzerindeki bask›lar
artarak devam etmifltir. Kanal yandafllar›nca ele
geçirilene kadar bu bask›lar devam etmifltir. Kanal
çal›flamaz hale getirilmifltir. El de¤ifltirince bütün
sorunlar hemen çözülmüfltür.
A
Türk siyasal hayat›n›n son 20 y›l›na damga vuran
Cumhuriyet Mitingleri 2006-2007 y›llar› aras›nda
organize etti¤im 6 mitingden oluflmaktad›r. Ben bu
mitingleri demokrasinin geliflimi için organize ettim.
Hepsi sivil toplum örgütlerinin kat›l›m›yla
gerçekleflmifltir. 14 Nisan 2007 Ankara Tando¤an
mitingine 1,5 milyon kifli kat›lm›flt›r. 28 Nisan
Burhaniye mitingine 30 bin kifli kat›lm›flt›r. 29 Nisan
‹stanbul Ça¤layan mitingine 3,5 milyon kifli
kat›lm›flt›r. Ard›ndan ‹zmir Gündo¤du meydan›nda
yap›lan mitinge 2 milyon kifli kat›lm›fl ve bu
mitinglerin hiçbirinde olay ç›kmam›flt›r. Mitinglerde
ortak slogan "Ne fleriat ne darbe tam ba¤›ms›z
demokratik Türkiye" olmufltur.
Ben mesle¤imi ödünsüz yapt›¤›m, özgür düflünme
ve karfl› ç›kma hakk›m› kulland›¤›m için tutukland›m.
23 Eylül 2008'den bu yana suçumu söyleyin dedikçe
"sen suçunu biliyorsun" diyen savc›lar ve tutuklulu¤u
cezaya dönüfltüren yarg›çlarca cezaevinde
tutuluyorum. Y›ld›r›lmak, engellenmek ve yok
edilmek isteniyorum. 110 gündür de hiçbir gerekçe
olmaks›z›n tek bafl›ma tecrit hücresinde tutuluyorum.
Baflbakan 2000 y›l›nda ‹stanbul Belediyesi'ndeki
yolsuzluk haberlerim ve kendisinin 1 milyar dolar›
oldu¤una dair müfettifllerce haz›rlanm›fl raporlar›
haber yapt›¤›m için Silivri'de tutuldu¤umu söyledi.
Ben gerçe¤i yok etmek isteyenlere karfl›y›m.
Cehalete karfl›y›m. ‹fade özgürlü¤ünü zindanlara
doldurup, susturanlara karfl›y›m. Davan›n ad›
Ergenekon veya KCK olmas› fark etmiyor;
ba¤nazl›¤a karfl›y›m. Adalet ar›yorum.
fiiddetin sokaklar›m›z› ve yatak odalar›m›z› esir
almas›na, fliddetin devlet eliyle otoriterlikten faflizme
dönüfltürülmesine karfl›y›m. Bu anlay›fl›n siyaseti esir
almas›na karfl›y›m. Tek politik ve dini güç olmak
isteyenlere karfl›y›m. ‹ktidar, muhalefet fark etmez
tek sesli düzene karfl›y›m. Ben siyaset kartellerine
karfl›y›m.
Türkiye'de mafya ve devlet destekli çetelere,
yolsuzluklara karfl› mücadele ettim. ‹lk faili meçhul
cinayetleri ve bunlar›n devlet destekli oluflunu
belgeledim. Susurluk çetesinin ceza almas›n›
sa¤layan belgeler, Yeflil kod adl› Mahmut Y›ld›r›m'›n
kimli¤ini ben a盤a ç›kard›m. 14 kitap yazd›m,
hemen tamam›nda bunlar› anlatt›m.
"Bana Susurluk raporu neden sende ç›kt›? Yeflil'in
kimlikleri neden sende?" diyorlar. "Arflivinde neden
Gizli raporlar var?" diyorlar. Gazetecide ne ç›kacak?
fiimdi bana savc›lar›n söyleyemedi¤i bir suçtan;
TCK 311 TBMM'yi ortadan kald›rmak, 312
Hükümeti ortadan kald›rmak, 314/2 Silahl› Terör
Örgütü üyesi olmaktan 2 kez a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet
hapis ve 300 y›la kadar da hapis cezas› istemiyle
yarg›lan›yorum.
“2004 fiubat’›nda tutukland›m”
Mustafa GÖK
1 No’lu F Tipi
Cezaevi S‹NCAN
aflad›¤›m›z Vatan dergisi ile
YEkmek ve Adalet
dergilerinin Ankara temsilcili¤ini
yürüttüm. Ekmek ve Adalet
dergisinin temsilcili¤ini
yürütürken 2004 fiubat’›nda
gözalt›na al›n›p, tutukland›m. O
günden bu yana tutsa¤›m.
Sansürün kald›r›lmas›n›n
üzerinden 103 y›l geçti. Ama
sansür, bas›n üzerindeki siyasi,
ekonomik bask›larla, kapatma
tehditleriyle, iflten atmalarla
sürüyor; gözalt› ve
tutuklamalarla, daha bas›lmam›fl
kitaplar›n bile toplat›lmas› ve
bunu yazman›n tutuklanma
gerekçesi yap›lmas›yla aral›ks›z
sürüyor.
Türkiye, dünyada en çok
gazeteci tutuklay›p, hapseden
ülke durumunda. "S›n›r
Tan›mayan Gazeteciler Örgütü"
2010 y›l›nda, Türkiye’nin bas›n
özgürlü¤ü s›ralamas›nda dünya
ülkeleri aras›nda 138. oldu¤unu
aç›klam›flt›.
Sizin de belirtti¤iniz gibi,
bugün 70 gazeteci
hapishanelerde tutsakt›r, 150’ye
yak›n gazeteci de hapse at›lma
tehlikesiyle karfl› karfl›ya.
Gazeteciler hakk›nda 2 binden
fazla aç›lm›fl dava var.
Türkiye’deki tek Kürtçe gazete
olan Azadiya Welat dokuzuncu
kez 15 gün süre ile kapat›ld›.
Benim de mensubu oldu¤um
devrimci-sosyalist bas›n
üzerindeki sansür ve bask› her
dönem daha yo¤un olmufltur.
Halka ulaflmas›, gerçekleri
anlatmas› Nazi dönemlerini
aratmayan bask›larla
engellenmeye çal›fl›lm›flt›r.
Toplatmalar, yay›n durdurma
kararlar›, para cezalar›, aç›lan
yüzlerce dava, dergi bürolar›n›n
ülke iflgal eder gibi bas›l›p-talan
edilmesi, çal›flanlar›n›n
iflkencelerden geçirilip
tutuklanmas›, da¤›t›mc›lar›n›n
sokak ortas›nda vurulup
katledilmesi… Oldu¤u iddia
edilen "bas›n özgürlü¤ü"nün bir
parças› olmufltur.
Bugüne kadarki tüm iktidarlar
gibi AKP iktidar› da demagojiyle
bu gerçe¤i gizlemeye çal›fl›yor.
Türkiye’deki bas›n
özgürlü¤ünün "en ileri
demokratik ülkelerinkinden daha
ileri bir seviyede" oldu¤unu
iddia ediyor.
Gerçekte ise devrimciler baflta
olmak üzere, kendi politikalar›na
hizmet etmeyen tüm kesimleri
susturmak için azg›nca
sald›r›yor. Bask›yla, ihale
flantajlar›, vergi cezalar›
tehditleriyle sindirip, susturmaya
çal›fl›yor.
En küçük bir elefltiri yapan
gazeteci, televizyoncu, köfle
yazar› bile iflten at›l›yor. Bunun
son örneklerini siz daha
yak›ndan biliyorsunuz. Gazeteci
Nuray Mert küfürle, tehditle
hizaya getirilmeye çal›fl›l›rken,
NTV’de program yapan Çi¤dem
Anad, Mirgün Cabas, Banu
Güven ve ana haberi sunan Can
Dündar ekrandan uzaklaflt›r›ld›.
"‹leri demokrasi" böyle icra
ediliyor. Demokrasi standard›
yükseldikçe sansür de art›yor.
Düflünce ve ifade özgürlü¤ünün
önüne yeni engeller ç›kart›l›yor.
Ülkemizde istisnalar d›fl›nda
hep muhalif gazeteciler
tutuklanm›fl, y›llarca hapis
yat›r›lm›fllard›r. ‹ktidar gibi
düflünüp, yazmayan gazetecilere
"terörist" yaftalar›
yap›flt›r›lm›flt›r. Bugün ben dahil
tutuklu bulunan pek çok gazeteci
için söylenen "terörist örgütlerle
ba¤lant›s› var" söylemi de bu
mant›¤›n bir göstergesidir. ‹flte
bas›n özgürlü¤ünün gasbedildi¤i
nokta tam da buras›d›r. Ve Nazi
dönemindeki Papaz’›n ak›betine
u¤ramamak için "Tutuklu
Gazete"ler ç›kartmak zorunda
kalmamak için öncelikle bu
demagojinin karfl›s›na
dikilinmelidir. Tekellerin de¤il,
halk›n ç›karlar›n› savunan,
yalan›, demagojiyi de¤il, a¤›r
bedeller ödeme pahas›na
gerçekleri hayk›ran devrimci
gazetelere ve çal›flanlar›na sahip
ç›k›lmal›d›r. Bunun bas›n
özgürlü¤ünü savunman›n,
istemenin en temel flartlar›ndan
biri oldu¤unu düflünüyorum.
Nas›l ki, gazetecilerin
hapsedildi¤i, iflkencelerden
geçirilip, katledildi¤i, gazetelerin
kapat›ld›¤› yerde bas›n
özgürlü¤ünden söz edilemezse,
devrimci-sosyalist gazete ve
çal›flanlar›na sahip ç›k›lmadan da
bas›n özgürlü¤ünün
savunulamayaca¤›na
inan›yorum.
Bas›n üzerindeki tüm bask›lara
ve sansüre boyun e¤memek;
birli¤i, dayan›flmay›, örgütlülü¤ü
her koflul alt›nda daha da
güçlendirip hayata geçirmek
gerekti¤i ülkemizin de¤iflmeyen
bir gerçe¤idir.
Bitirirken, sizleri bu duygu ve
inançla tekrar coflkuyla
selaml›yor, tüm bas›n
emekçilerine sevgi ve
selamlar›m›z› iletiyorum.
Suçumun delilleri ve hukuki fiil gerekçeleri
söylenmiyor. Tutukland›ktan 14 ay sonra 21.12.2009
günü ç›kar›ld›¤›m duruflmada "suçumu söyleyin,
savunma yapaca¤›m" dedim ama savc›l›k mehil
istedi.
Mahkemeye soruyorum ama söylemiyor. Oysa
tutuklulu¤a devam karar›n› mahkeme baflkan›n›n
karfl› oyuna ra¤men iki yarg›ç sürekli ayn› nedenle ve
A‹HM kararlar›na ayk›r› olarak gerekçesiz olarak
reddediyor. ‹kiye bir oyla 33 ayd›r tutukluyum.
Mahkemeye flöyle sesleniyorum; ama onlar beni
duymak yerine Ankara'daki otokrat siyasi patronlar›n›
dinliyorlar:
Birey olarak devlete karfl› hangi suçu, ne zaman
iflledim? Yoksa burada bulunmam bana karfl› devletin
suç iflleme durumumudur. Ben hak ve ödevlerimi
yerine getirip, kurallar›na göre yaflarken devlet
iradesini bana karfl› suç ifllemekte nas›l kullan›r? Ceza
suça ba¤l›d›r. Bana, devlete karfl› suçumu söyleyin.
Ben TBMM'yi ne zaman cebir fliddet, ben hükümeti ne
zaman cebir fliddet kullanarak y›kmaya çal›flm›fl›m?
Ben Ergenekon denen örgüte ne zaman kat›ld›m?
Benim yöneticim kim? Bana hangi talimat› veriyor?
Ne zaman, nerede? Hangi iradem suça dönük? Ne
zaman terörü övdüm? Dan›fltay sald›r›s› ve
Cumhuriyetin bombalanmas›na ben kar›flabilir miyim?
Soruyorum, vicdan›n›za soruyorum ben PKK'l› olabilir
miyim? Hangi mütemadilik ba¤›, hangi düflünce birli¤i,
hangi irtibat? Deliller nerede? Eylem ne? Zarar gören
kim? Nerede, hangi zarar› gördü? Ne zaman gördü?
Kim buna flahit oldu? Ceza, suça ba¤l› bizim
hukukumuzda, evrensel hukukta da öyle. Suçum ne?
Deliller nerede? Ödevini oligarflinin isteklerine
ba¤layan devlet, devlet olabilir mi? 27 ayd›r ne
yapt›¤›n›za bak›n›z. Yasalar›n özü, ruhu vard›r. Siz
Türk Ceza Yasas›n›n ve Ceza Muhakemesi Yasas›’n›n
özünü, ruhunu yok ediyorsunuz. Hukuku rakip,
muhalif yok etmekte kullanmaya kalkan cehalete karfl›
ç›kmak sizin ödeviniz. Meflru iliflkilerim, sosyal
hayat›m, siyasal tutumum yasalara uygun ve fleffaf bir
yaflam sürmem suç say›l›yor. Unutmay›n buna dur
demezseniz, bu canavar› burada bo¤mazsan›z adaleti
ve hukuku egemen k›lmazsan›z, bu canavar sizi de
yutar. Benim Ergenekon hikayem budur.
Bas›n kime “özgür?”
azeteciye ö¤retilen birinci ders;
Ggerçeklerin peflinde koflma der-
Deniz YILDIRIM
talimat almaz. Bu ilkelerle bir
habere bak›fl aç›m›z belgenin
kimin arflivinde bulunup bulunmad›¤› de¤ildir.
Söz konusu olan kamu yarar›
ise kiflilere de¤il gerçeklere
sayg› duyulmal›d›r.
Hiçbir haberimiz yalanlanamad›. Bir belge, dosya varsa
elimizde, gerçeklere güveniyorsan›z haber yapars›n›z. Ergenekon hakimleri 2-3 y›l tutuklar diye düflünmezsiniz.
Haberlerin içeri¤i ile ilgili
hiçbir aç›klama yapamayanlar,
örgüt ba¤lant›s› saçmal›¤›na
devam ediyorlar.
sidir. Bu aç›dan bilinen temel ç›kar›m: Bir haberi belirleyen, o haberin
gerçek olup olmamas›d›r. Ancak
meslekte yeni bir ayr›m ortaya ç›kt›: Bu haber örgütlü mü? De¤il mi?
Gazetecilik literatürüne yeni bir
kavram sokmay› baflard›lar: "Örgütlü haber…"
Bu saatten sonra iktidar›n ifline
gelmeyen haber, ‘Örgüt’ün haberidir. Yazan içeriye t›k›l›r!
Haberin gerçekli¤i ise kimsenin
umurunda de¤il. Tart›flma konusu
bile de¤il.
‹ktidar›n hizmetindeyse gazeteciSilivri
lik faaliyetidir. De¤ilse ‘yasad›fl› ör1 Nolu Cezaevi
YAVUZ HIRSIZLAR
güt’ün talimat›yla yap›lm›flt›r.
Halk›n cebine ellerini atm›flBu, bas›n özgürlü¤ü hokkabazl›¤›d›r. Çünkü tutuklama yasalar› da k›l›f›na bu fle- lar. Biri h›rs›z var dedi mi, Ergenekon diye içeri
kilde uyduruldu, "kimse gazetecilik yapt›¤› için t›k›l›yor. Bir gazeteci eve giren h›rs›z› belgesiyle
içeride de¤il. ‹çeride olanlar örgüt üyesi" deni- kamuoyunun önüne koyuyor. Yarg›n›n yapmas›
yor. Tutuklama, gerçekleri gizlemenin yöntemi gereken ifli, yani suçu ortaya ç›kar›yor. Ancak o
haline gelmifl durumda. Tutuklulu¤un kendisi ise "yarg›" niye ortaya ç›kard›n bunlar›, bu belgeyi
bizatihi bir delilmifl gibi Baflbakan’›n diline do- nereden buldun diye gazeteciyi içeri at›yor. Yani,
lanm›fl ve bu flekilde gazetecileri itibars›zlaflt›r- "yavuz h›rs›z ev sahibini bast›r›yor."
fiimdi bas›n kurulufllar›na, "Benim kullu¤umu
ma tam gaz devam etmektedir.
yapacaks›n›z" talimat› veriliyor. Reddetti¤imiz
HEP B‹R “SUÇ” BULUNUYOR
için tutukluyuz. Bir habere 57 y›l hapis istemek
Sistemin ideolojik hegemonyas› ancak devle- zorbal›ktan ve faflizmin hukukundan baflka bir
tin ‘zor’uyla anlam kazan›yor. Hakim s›n›flar›n fley de¤ildir. Medyas›yla, sivil toplum kurulufllagayrimeflru ifllerini ortaya ç›karan› sindirme yön- r›yla, partileriyle iktidar› sorgulama hakk›ndan
temi her yerde ayn›. Wikileaks sorumlusu Jullien vazgeçilemez.
Halk› esir etmek sorgulan›r. Sorgulayanlara
Asange’›n tutuklanmas› ile Ayd›nl›k, Ulusal Kanal ve Odatv yöneticilerinin, di¤er gazeteci-ya- yap›lan bask›lar›, tarih sayfalar› faflist hükümetin gestapolar› diye yazar. Bugün Hitler, Batiszarlar›n tutuklanmas› ayn› olay.
Diktatörler asla bir muhalifi, muhalif oldu¤u ta, Suharto ve Pinochet’nin "görevlileri" nas›l
için hapse atm›yorlar. Hep bir ‘suç’ bulunuyor… yaz›yorsa…
MIZRAK ÇUVALA SI⁄MADI!
GERÇEK HEP YÜRÜYECEK
Baflbakan’›n yolsuzluk ve ucube planlar›n›n
oldu¤u telefon konuflmalar›n› haber yapt›k.
Dünyan›n neresine giderseniz gidin bahse konu olay haber olur ve baflbakandan hesab› istenir.
Türkiye’de ise haberi yapan tutuklan›r. Gerekçesi bayatt›r: "Belgesini örgütten ald›."
fiu an iktidarda olan "kontrgerillan›n" ve "psikolojik harekât merkezinin" temel stratejisi, yaln›z AKP’nin ifline gelen uydurma belgeleri gazetelere s›zd›rmak de¤il, AKP’nin ifline gelmeyenleri de gazeteciyi tutuklatmak marifetiyle has›r
alt› etmektir. Yarg›lan›fl›m›z›n baflka aç›klamas›
yoktur.
AKP’nin yolsuzluklar› ve ucube planlar›, savc›lar ve baz› hâkimler kullan›larak bugün gizlenebilir. Ancak bunun hesab› istenecektir. Emile
Zola flöyle seslenmifltir: "Gerçek yürüyor ve hiçbir fley onu durduramaz!" Biz Silivri’de, boyun
e¤miyoruz. Kalemlerimizi k›rm›yoruz. Daha da
sivriltiyoruz.
K‹fi‹LERE DE⁄‹L GERÇE⁄E SAYGI
Oysa bir gazeteci haberin kayna¤›ndan çok haberin kendisiyle ilgilenir. Gazeteci "gerçe¤e"
kendisi için do¤uraca¤› sonuç ne olursa olsun,
halk›n gerçe¤i bilme hakk›n›n gere¤i olarak sayg› duyar. Ve ona ba¤l› kal›r. Her türlü bask›y›
reddeder ve yay›n kurulu d›fl›nda hiç kimseden
5
22/7/11
17:28
Page 1
TUTUKLU GAZETE
“Ergenekon Ergenekon diyordunuz,
bak›n flimdi siz de Silivri’desiniz”
kon operasyonunda tutuklanacak gazeteciler listesinin bafl›na ismimi
yazd›rmaya bafllad›lar. Posta Gazetesi’ndeki köflemde bafl›ma gelenleri / gelecekleri yazd›m. Ölüme haz›rd›m ama Ergenekon operasyonunda tutuklanaca¤›m akl›ma pek gelmiyordu. Tersini söyleyenlere
veremeyece¤im hiçbir hesab›m olmad›¤›n›, her telefon konuflmas›n›n her yazd›¤›m›n hesab›n› verebilece¤imi söylüyordum. O yüzden
tedirgin ama kendime inanc›m tamd›. Ben yazd›¤›m fleylerden sorumlu tutulaca¤›m diye düflünürken, hiç beklemedi¤im bir biçimde
yazmad›¤›m fleyler ve yapmad›¤›m fleylerden sorumlu tutularak 3
Mart günü Ahmet ile birlikte gözalt›na al›nd›m ve daha sonra tutuklanarak Silivri’ye kapat›ld›m.
Ne Hanefi Avc›’n›n kitab›n›n bir bölümünü yazd›m, ne de Ahmet’in kitab›n›n yaz›m›nda onu çal›flt›rd›m. Zaten Avc› ve fi›k da ifadelerinde bunu teyit ettiler.
Yak›nda iddianame ç›kar (umar›m), o zaman suçumuz neymifl görür, savunmam›z› yapar›z. Ama dünyada gazeteciler ve kamuoyu t›pk› Türkiye’deki ço¤unluk gibi benim bafl›ma gelenin bir "intikam
operasyonu" oldu¤unu düflünüyor. Ahmet’in de Ergenekon diye tarif
edilen yap›lara karfl› oldu¤unu herhalde yazmaya gerek yok.
ilivri 2 No’lu Kapal› L Tipi
Nedim fiENER
Silivri 2 No’lu
Kapal› L Tipi
Cezaevi
SCeza ve Tutukevi’nin giri-
flinde beni Bak›rköy Adliyesi’ne götürecek jandarma ve
arac› beklerken, odaya, ‹nönü
Üniversitesi eski rektörü ve Ergenekon davas› san›¤› Fatih
Hilmio¤lu girdi.
Bir iki dakika sonra da ayn›
davada yarg›lanan Prof. Dr.
Yalç›n Küçük getirildi. ‹nfaz
Koruma memurlar›n›n nezaretinde selamlafl›p tan›flt›ktan
sonra küçük bir sohbet yapacak
zaman›m›z oldu. ‹lk sözlerden
sonra Hilmio¤lu, san›r›m bir
süredir içinde tuttu¤u ve zaman› geldi¤inde yani karfl›laflmam›zda söylemek istedi¤i cümleyi yüzüme söyledi; "Eee…
D›flar›dayken Ergenekon, Ergenekon diyordunuz, bak›n flimdi
siz de buradas›n›z" dedi.
Evet, ben de, Ahmet fi›k da, Fatih Hilmio¤lu, Yalç›n Küçük ve di¤er dört kifliyle birlikte Silivri 2 Nolu Kapal› Cezaevinde "Ergenekon
Terör Örgütü" üyeli¤i iddias›yla neredeyse dört ayd›r tutukluyduk.
Elbette nerede oldu¤umu biliyordum ama Hilmio¤lu baflka bir fley
söylemek istiyordu.
"Fatih bey, benim Ergenekon davas›yla ilgim, Hrant Dink cinayetiyle ilgilidir. Ergenekon’da yarg›lanan baz› san›klarla Dink cinayeti
san›klar› aras›ndaki ba¤lant›ya dikkat çektim. Burada Dan›fltay sald›r›s› yarg›lan›yorsa Dink cinayeti dosyas› da Silivri’de yarg›lanmal›yd›. Ergenokon’u da yarg› kesin karar›n› verene kadar iddia boyutuyla ele ald›m" dedim.
Hilmio¤lu, bunca y›l›n profesörü, o, kendine göre bana dersini vermiflti. Aç›klamam› dinleyip dinlemedi¤ine emin olamadan, jandarma
ve nakil arac› geldi. Hilmio¤lu ile Küçük’ü Silivri kampüsündeki duruflma salonuna götürdü. Beni Bak›rköy Adliyesi’ndeki duruflmama
götürecek Jandarmalar ile nakil arac› da biraz sonra kap›ya yanaflt›.
Silivri – Bak›rköy aras›nda 1-1,5 saat süren yol boyunca düflündüm durdum. Hilmio¤lu her ne kadar sitem ediyor gibi konufltuysa
da benim ve Ahmet’in durumunu da özlü bir flekilde özetlemiflti. Bir
yandan memleketin kanl› geçmiflinde imzas› bulunan "Derin" yap›larla u¤rafl ve kaleminle buna karfl› dur, de¤il asker, sivil otoritesi,
mahalledeki abi otoritesine hatta aile büyüklerinin otoritesine isyan
et ve her vesayete karfl› ç›k… Sonra da demokrasiyi zehirleyen bir
baflka vesayetçi zihniyetlerin bir arada oldu¤u Ergenekon ad› verilen
yap›n›n üyesi olmakla suçlan.
Bizim de zaman zaman konufltu¤umuz bu durumun Hilmio¤lu’nun a¤z›ndan ama bir baflka amaçla tasvir edilmesi bana ilginç
geldi. Evet, ben ve biz Ergenekoncu olmad›¤›m›z› biliyorduk, silahl›
terör örgütüne üye de¤ildik ama iflte Silivri’deydik. Hem de dört ayd›r. Zor bir durum bizimkisi…
Hilmio¤lu asl›nda birçok Ergenekon davas› san›¤›n›n da düflüncesini dile getirmiflti. O, bir akademisyen nezaketiyle bu kadar›n› söyledi. Ya Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz dahil di¤erlerinin akl›ndan neler geçmiflti?
Oysa 2008 y›l› May›s ay›ndan beri gece gündüz üzerinde çal›flt›¤›m meslektafl›m Hrant Dink cinayeti ile Ergenekon davas›n›n birleflmesi için iki kitap, 100’e yak›n haber ve yaz› yazm›fl, ç›kt›¤›m her televizyon kanal›nda bunun delillerini ve flemalar›n› sallam›flt›m.
ÖLÜDEN KARDEfi OLUR MU?
Tam zamanl› olarak Hrant Dink cinayetini araflt›ran bir gazeteci oldum. Bir de kardeflim oldu. ‹nsan bir ölüyle kardefl olur mu? Evet,
oluyormufl. Ben neredeyse 3,5 y›ld›r kardeflim olan Hrant Dink’in
‘İddialar
gerçeği
değiştirmez’
SEY‹THAN AKYÜZ
TUTUKLULUKLA DE⁄‹L TUTKUYLA
katline göz yuman devlet görevlilerinin peflinde yaflad›m. Hrant Dink
ile konuflmam gerekti¤inde, onun öz kardeflleri Hosrof ve Yervant’›n
yan›nda ald›m solu¤u. Üç y›ld›r en çok telefonla konufltu¤um ve görüfltü¤üm Hosrof ve Yervant idi.
Her buldu¤um belgeyi, bir ipucunu onlarla tart›flt›m. Bunlar› yaz›nca çok fleyin de¤iflece¤ini düflündüm hep. Evet, çok fley de¤iflti.
Türkiye ve dünya kamuoyu Hrant Dink’in devletin polisi, jandarmas› ve M‹T’inin gözü önünde öldürüldü¤ünü gördü, ihmali ya da kast› olan tüm devlet görevlilerini isim isim ö¤rendi. Ama yaln›zca ö¤rendi. O kadar. Hepsi terfi ettiler, baz›lar› müsteflar, baz›lar› vali, baz›lar› müdür oldu. Jandarmalar 6 ay hapis cezas› ald›. Tek ama tek bir
polis yarg› önüne ç›kmad›, ç›kar›lmad›. Oysa cinayet polisin gözü
önünde ifllenmifl, Hrant Dink’in hayat›n› korumakla görevli polis, cinayetin üzerini örtmek için mahkemelere yan›lt›c› belgeler göndererek adalet arayanlar› kör etmiflti. Devletin tüm kurumlar›yla üzerini
örtmeye çal›flt›¤› cinayetin üzerindeki örtüyü ise gazetecilik, onurlu
gazetecilik kald›rd›.
Eee, devlet bofl durur mu? Sen misin Dink cinayetini araflt›ran.
Önce Befliktafl’taki özel yetkili savc›lara flikayet ettiler. Polislerin flikayetini yerinde gören savc›lar 11. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde 20 y›l
hapis istemiyle dava açt›. Yetmedi ayn› flikayet dilekçesine ba¤l› olarak ‹stanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 8 y›l hapis istemiyle
ikinci bir dava, kitapta yay›mlad›¤›m flema nedeniyle Bak›rköy 2.
Asliye Ceza Mahkemesi’nde de 4,5 y›l hapis istemiyle üçüncü bir dava aç›ld›. Böylece Hrant Dink’i öldüren katil Ogün Samast 20 y›l hapis istemiyle yarg›lan›rken ben 32,5 y›l hapisle yarg›lanan bir gazeteci oldum.
Polisimiz bununla yetinir mi? Nisan ay›nda bu davalar aç›l›r aç›lmaz May›s 2009’da polise as›ls›z bir e-mail gönderilmifl (!)
Kimli¤i (M.Y›lmaz) gibi içeri¤i de sahte olan bu e-mail’de benim
"Ergenekoncu" oldu¤um yaz›yordu. Polis sahte ve içeri¤i yalan olan
bu e-mail ile beni bir söylentiye göre alt› ay, bir söylentiye göre iki
y›l dinledi. Sen misin "Dink cinayetinde istihbaratç› polislerin ihmali var" diye yazan, onlar da seni dinlerler tabii.
Bu dinleme ve takiplerden bir sonuç alamam›fl olacaklar ki tetikçileri arac›l›¤› ile haber üzerine haber gönderip sanal alemde Ergene-
Ama "ileri demokrasisiyle" övünen iktidar, anlafl›lan foto¤raf makinelerini molotofkokteyli, kameralar› el bombas›,
kalemleri ise suikast
silah› olarak görüyor. El insaf demekten baflka ne denir
bilemiyorum. Yaflad›¤›m›z bu ça¤da özer ne kadar Baflbakan ve
gürlükler önünde bu
hükümet yetkilileri tarakadar engellerin olf›ndan her f›rsatta gazeteci olmas› tek kelimeyle
mad›¤›m›za yönelik de¤erlenbu güzelim ülkeye
dirmeler yap›lsa da, bugün
Adana
haks›zl›kt›r. Soruyoyetmifle yak›n insan gazeteciKürkçüler Cezaevi
rum "ileri demokralik mesle¤ini icra ettikleri için
si" diyenlere; siz ülcezaevinde tutulmaktad›rlar.
kemizin dünya s›ralamas›nda yüz bilTutuklu bulunan bu insanlar hakk›nda
mem kaç›nc› basama¤›nda yer almas›n›
kimi Ergenekon, kimi KCK ve kimileri
içinize nas›l sindirebiliyorsunuz? Bu
farkl› "illegal örgütlere" üye olduklar›
utanç verici tabloyu de¤ifltirmek yerine,
ya da propagandalar›n› yapt›klar› gegazetecilere "terörist" yaftas› yap›flt›rrekçe ve iddialar› öne sürülmüfl olmas›
mak ve onlar› zindanlara atmay› kendibu gerçekli¤i de¤ifltirmez. Kald› ki,
nize nas›l yak›flt›r›yorsunuz? Bu insanhiçbir düzen, kendine muhalif olan inlar kimi öldürmüfl, kimin mal›na mülsanlar›, muhalif olduklar› gerekçesine
dayanarak tutuklamaz. Bunun için mut- küne el koymufl ki "terörist" oluyorlar?
Biraz insaf ve vicdan diyorum. Ama
laka kendine göre yasal k›l›flar bulacak
maalesef gerek Baflbakan, gerekse hüve bunu toplum nezdinde meflrulaflt›rkümet yetkilileri ve onlara yak›n baz›
maya çal›flacakt›r. Bugün de yap›lan
medya kurulufllar›, her f›rsatta bizi birer
bunun ötesinde bir fley de¤ildir. Bunun
"terörist" gibi topluma sunmaya devam
en somut örne¤i mevcut tutuklu buluetmekteler. Özellikle yak›n bir zaman
nan tüm meslektafllar›m›z›n üzerinde
öncesine kadar ayn› uygulamalara mayasad›fl› olarak de¤erlendirilebilecek
ruz kalan ve hakl› olarak hayk›ran bu
bir fleyin ele geçirilmemifl olmas›d›r.
H
Benim "gerçek" ile iliflkim tutkuludur. Ö¤rendi¤im bir gerçe¤i herkesle paylaflmazsam yaflayamam. ‹nsan›n sevdi¤ine "seni seviyorum" demesi gibidir, bir gerçe¤i gazetecinin okurlara halka aktarmas›. Duygular›n›z da haberin özü olan olgular da sahici olacak. O zaman de¤il tutuklanmaya, ölmeye bile de¤er. Eee, ben de sevdi¤im
için ve mesle¤im için nefes al›r ve veririm. Sahici olarak, gerekirse
almamak üzerine veririm nefesimi.
E¤er ben Hrant Dink cinayetinde gerçe¤i söyleyemeyecek, yazamayacaksam yaflaman›n ne anlam› var? Çünkü yaflamak için vücudumuzun oksijene ihtiyac› var. Ruhumuzun da yaflamas› için, ruhumuzun oksijeni adalet duygusudur. Benim için, senin için, bizim için
hepimiz için Hrant Dink için adalete ihtiyac›m›z var.
Bu cinayetin tam olarak ayd›nlat›lmad›¤›n› biliyorsunuz ve ruhunuzda bir s›k›nt› var hissediyor musunuz? ‹flte, o ruhunuzun oksijeni
olan adalet eksikli¤inden ve ben gazeteci olarak bu eksikli¤in giderilmesi için 3,5 y›l çal›flt›m, her bedeli ödedim ve ödüyorum.
Yaz›y› bir baflka anekdotla bitireyim. 3 Mart 2011’de gözalt›na
al›nd›ktan sonra 5 Mart günü Say›n Savc› Zekeriya Öz’ün karfl›s›na
ç›kt›m. Üç avukat›m da yan›mdayd›. Sorulardan birisi 2009 y›l› Temmuz ay›nda yay›mlad›¤›m bir kitap ile ilgiliydi.
Çal›flt›¤›m Milliyet gazetesindeki flefim ile kitap üzerine yapt›¤›m›z bir telefon konuflmas› okundu. Konuflmada flefim bana, kitab›
henüz okuyup elefltirilerini vermeyen gazeteci büyü¤ümün "Neden
benim elefltirilerimi almadan bast›rd›. Acele etti" fleklindeki sitemini
aktar›yordu. Ben de 1,5 ay önce kitab› kendisine verdi¤imi görüfl vermeyince yay›nevinin iste¤i üzerine bast›rd›¤›m› söylüyordum. Konuflmada ben son olarak "Ne yapay›m istiyorlarsa beni iflten ats›nlar"
diye tepki göstermifltim.
Savc› Öz, "Bir kitap yazmak için neden iflten at›lmay› göze al›yorsun?" diye sordu.
Ben de cevap olarak "Say›n Savc›m, bir savafl ç›karsa devlet bana
ölümcül bir görev olan askerli¤i kanun ile verir. Ama ifl, ifade özgürlü¤ü, bas›n özgürlü¤ü olunca ölmek gerekiyorsa önce ben giderim"
dedim.
5 Mart 2011 günü tutukland›ktan sonra Türkiye’de ve dünyada ortaya ç›kan ifade özgürlü¤ü ihlalleri konusundaki foto¤raf› çekmek
üzere Viyana’dan bir heyet geldi. Uluslararas› Bas›n Enstitüsü Direktorü Alison Bettel Mc Kenzie yapt›¤› bas›n toplant›s›nda kendisine
yöneltilen, "Türkiye’de bas›n ABD’den daha özgürdür" fleklindeki
ifadeye kat›l›p kat›lmad›¤› sorusuna "Dalga m› geçiyorsunuz? Ben
Amerika’da gazetecilik yapt›m. Orada gazeteciler hapse girme korkusu olmadan mesle¤ini yaparlar." yan›t›n› vermiflti.
Türkiye’de ise gazeteciler hapse girme riskine ra¤men ve bu riski
bile bile mesleklerini yap›yorlar.
Umar›m bu korkular k›sa sürede geride kal›r.
medya kurulufllar›n›n bugünkü tutumlar›n›n bizleri derinden üzdü¤ünü belirtmek isterim. Zira "terörist" olmad›¤›m›z› ve sisteme muhalif kimli¤imizden
ötürü bugün zindanlarda oldu¤umuzun,
en çok da bu meslektafllar›m›z taraf›ndan bilindi¤ini iyi biliyoruz. Buna ra¤men bu tutumlar›n en az zindanda esaret alt›nda olmak kadar bizleri ac›tt›¤›n›
belirtmek istiyorum. Bundan dolay› tutuklu bir meslektafllar› olarak bu medya
kurulufllar›ndan b›rak›n bizleri savunmay›, birer "terörist" gibi bizi topluma
sunmaktan vazgeçmelerini istiyorum.
Bu arkadafllardan böylesi ahlaki bir tutumu bekledi¤imi sizler arac›l›¤›yla
iletmek istiyorum. Gerek ç›karaca¤›n›z
gazetede, gerekse di¤er eylem ve çal›flmalar›n›zda bu hususun daha fazla ifllenmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Çünkü bizimle ilgili yap›lan de¤erlendirme
ve yay›nlarda, koflullar›m›zdan ötürü
kendimizi yeterince savunma imkan›na
sahip de¤iliz. Bu nedenle siz duyarl›
insanlara daha fazla sorumluluk düfltü¤ü kan›s›nday›m. Bizlerin neden tutukland›¤›m›z, bu yönlü çal›flmalar›n s›klaflt›r›lmas› ve topluma do¤ru bir flekilde anlat›lmas› temel beklentimizdir. Yap›lacak böylesi anlaml› çal›flmalar, zindandaki esaretimizin yaratt›¤› ac›y› hafifletecektir. Zira bizim sesimiz olacak
baflka kimsemiz yoktur.
Bunlar›n yan› s›ra son dönemlerde
belli bir ortaklaflma oluflmuflsa da hâlâ
muhalif kesimlerin yeterince güçlü bir
dayan›flmay› ve birlikte mücadele etme
stratejisini yakalad›¤›n› belirtmek zordur. Örne¤in sistematik bir flekilde bask›ya maruz kalan Kürt bas›n-yay›n kurumlar›na sahip ç›kma çok zay›f kalmaktad›r. Elbette düzen sahipleri için
Kürt-Türk fark etmiyor. Muhalif olan
hepsine yöneliyor ve inan›lmaz bask›lar uyguluyor. Ama burada Kürt bas›n
kurumlar›na özel yönelimler bulunuyor. Bunu görmek ve bunun için daha
fazla sahip ç›k›lmas› gerekti¤ini düflünüyorum. Bu söylediklerimin Kürt
bas›n kurumlar› için de geçerli oldu¤unu belirtmek istiyorum.
De¤erli arkadafllar, birçok arkadafl›n
yorum beklenti ve görüfllerini sizlerle paylaflaca¤›n› bildirdi¤im için fazla uzatmak
istemedim. Ben de k›saca bu düflüncelerimi sizlerle paylaflmak istedim. Kendimle ilgili olarak da k›saca flunlar› paylaflabilirim. Ben yaklafl›k 20 ayd›r "KCK
Adana bas›n sorumlusu olmak" iddias›yla
tutuklu bulunuyorum. Bu 20 ayl›k süreç
içerisinde her ne kadar iki duruflmaya
ç›kar›lm›flsam da halen ifadem dahi
al›nabilmifl de¤ildir. Bir dahaki duruflma
da 15 Eylül 2011’de yap›lacak. Bu da
demek oluyor ki bu tarihe kadar tutuklu
kalmaya devam edece¤im.
Tekrardan bu anlaml› çal›flman›zdan
dolay› sizleri kutluyor, selam, sayg› ve
sevgilerimi gönderiyorum. Özgürlüklerin s›n›rland›r›lmad›¤› ve herkesin
rengi ve fikriyle yaflad›¤› bir dünya
dile¤iyle…
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
5
NEDEN HAP‹STEY‹Z?!
ürkiye’de yaflay›p
Füsun ERDO⁄AN
da, birazc›k toplumsal sorunlarla
ilgili olan herkes bilir ki;
her dönem memleketin
hapishaneleri flairleri, yazarlar›, ayd›n ve gazetecileri a¤›rlam›flt›r!..
Bilinir bu co¤rafyada
düflünmenin, yazman›n,
üretmenin, gerçekleri
yüksek sesle dile getirmenin, itiraz etmenin bedelinin büyük oldu¤u!..
Say›s› hiç de az de¤ildir
bu topraklarda gazeteci,
ayd›n cinayetlerinin!..
Kand›ra 2 Nolu T
Pay›n›za yaflamak düflerse e¤er; "Seç, be¤en
Tipi Hapishanesi
al!" misalidir hapis cezalar›…Üstelik aylarca hiç
sorgusuz sualsiz; ne için tutukland›¤›n›z›, neyle yarg›land›¤›n›z›
bilmeden hapis yatmak da; 2006 y›l›nda yürürlü¤e konulan Terörle Mücadele Yasas›’n›n (TMY) bir ekstras›d›r!..
Bilirsiniz bu co¤rafyada "minareyi çalan k›l›f›n› da uydurur"
kural›n›n geçerli oldu¤unu…Uymad›¤›nda da, hiç zorlanmadan
"ben yapt›m, uysa da olur uymasa da" derler. Ma¤dur olana ise,
bedel ödeye ödeye hakl›l›¤›n› kan›tlamak, olmayan adaleti aramak düfler.
Anti-demokratik yasa ve bask›c›-faflizan uygulamalar›n hüküm sürdü¤ü ülkemizde, haks›z yere y›llarca hapiste kalman›n,
hakk›n›zda onlarca hatta yüzlerce y›la varan hapis cezalar› istenmesinin a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbetle yarg›lanman›n da bir önemi
yoktur!..
Kamuoyu bask›s› olufltu¤u bu tip durumlarda ise, devlet, hükümet ad›na aç›klama yapmak zorunda kald›klar›nda da; iknac› gelene¤e uygun olarak önceden haz›rlanm›fl, formüle edilmifl
"yan›tlar" gözlerimizin içine baka baka tekrar ediliyor!..
Ahmet fiIK ve Nedim fiENER’in tutuklanmalar›n›n ard›ndan
bildi¤im kadar›yla ilk kez, tutuklu gazetecilerle ilgili bu kadar
kitlesel protesto gösterileri oldu. Çok say›da meslek örgütü ve
meslektafl›m›z›n bu ortak hareketi hükümetin bafl›, Baflbakan
Erdo¤an’› bu konuda aç›klama yapmak zorunda b›rakt›…
"Gazetecilik faaliyetinden dolay› hapiste yatan yoktur" dedi.
Ayr›ca Erdo¤an, bu aç›klamas›nda cezaevinde 27 gazeteci oldu¤unu, onlar›n da anayasal düzeni zorla de¤ifltirmeye kalk›flmak, terör örgütüne üye olmak, cinsel istismar, nitelikli ya¤ma,
ateflli silah bulundurma, resmi belgede tahrifat suçlar›ndan tutuklu oldu¤unu iddia etti…
Erdo¤an’›n aç›klamas›nda siyasi nedenlerle adli suçlar› birlikte anmas›n›n kötü bir demagoji, çirkin bir kurnazl›k oldu¤unu belirtip geçeyim…
Burada esas olarak biz tutuklu gazeteciler bak›m›ndan önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Tutuklu bulunan ve say›s› 60’› geçen gazeteciler sorununda
Baflbakan Erdo¤an’›n belirtti¤i anayasal düzeni zorla de¤ifltirmeye kalk›flmak, terör örgütüne üye olmak, propagandas›n›
yapmak iddialar› flu an da tutuklu bulunan ve yarg›lanan gazeteciler için haz›rlanan iddianamelerde mevcuttur.
Yurtsever, sosyalist bas›ndan gazete ve dergilerin sahip ve yaz› iflleri müdürleri bile toplatma ve kapatma cezalar›na gerekçe
olan yaz›lar nedeniyle yarg›lan›rken, illa ki yasad›fl› bir örgütle
ba¤lant›s› kurularak haz›rlanm›fl iddianamelerle yarg›lan›yorlar.
Dolay›s›yla Baflbakan Erdo¤an’a ve yine ayn› do¤rultuda
aç›klama yapan Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’e bu aç›klamay›
yapma olana¤›n› veren Terörle Mücadele Yasas› gerçe¤ini görmeden, bu ucube, bask›c›, insan hak ve özgürlüklerini ayaklar
alt›na alan yasan›n kald›r›lmas› için mücadele etmeden, Türkiye’de gazetecilerin, yazarlar›n, ayd›nlar›n tutuklanmas›n›n önüne geçilemeyece¤i görülmek zorundad›r.
2006 y›l›nda yürürlü¤e koyduklar› TMY bugün bütün ilerici,
demokrat, ayd›n, sosyalist her meslekten bireyin ve kurumlar›n
tepesinde Demoklesin k›l›c› gibi salland›r›lmaktad›r. Ve ne yaz›k ki, Ahmet fiIK ve Nedim fiENER’in tutuklanmalar›na kadar
bu gerçek maalesef görülmedi. Tutsak gazeteciler olarak bizler,
çok az say›da meslektafl›m›z ve kurumun dayan›flma çabalar›yla tutsakl›¤›m›z› yaflayageldik.
Daha düne kadar (ki, bugün de önemli oranda bu durum geçerlidir) devletin, hükümetin bu tipten iddialar› yayg›n medyada çal›flan gazeteciler ve meslek örgütlerimizce de itibar görmüfl, görmektedir!..
Evet! Genifl bir kesime göre, Bas›n ve RTÜK Yasas›’na göre
kurulmufl ve yay›n faaliyeti yürüten kurumlar ve çal›flanlar›;
radyo, televizyon ve gazete olarak de¤erlendirilmiyor. Buralarda çal›flanlar da gazeteci görülmüyor. Y›llardan beri ortada kocaman bir çifte standart ve keyfiyet var. Devlet ve hükümetler
de, bu yaklafl›mlar› arkas›na alarak, anti-demokratik, faflizan yasalar›n› yürürlü¤e koyup, uygulad›, uyguluyor!..
En genel hatlar›yla çizmeye çal›flt›¤›m bu tabloya ilerici, yurtsever ve sosyalist bas›n›n pay›na düflen eksik ve zaaflar› da ekleyerek bitireyim yaz›m›..
Esas olarak muhalif bas›n›n kendi çal›flanlar›, bask› ve sindirme fiilen kendine yöneldi¤inde sesini yükseltmesi…
Türkiye’de anti-demokratik, bask›c›, faflizan yasalar›n yürürlükte olmas›n› "kan›ksamak" ve bu tip sald›r›lar söz konusu oldu¤unda, ilk anda bir tepki gösterip, devam›n› getirmemek, mücadeleyi genellefltirme üzerine planlar yapmamak…
Sald›r› kime yönelirse yönelsin, bunu kendisine yönelmifl bir
sald›r›ym›fl gibi alg›lay›p, buna uygun bir refleksi, hareketi örgütleyip, karfl› duramamak!..
Ve bir de, tutuklu gazeteci herhangi bir nedenle çal›flt›¤› kurumla aras›na bir mesafe koymay› tercih etmiflse flayet; ilgili kurumun cehaletle-sakilli¤i birlefltirerek tarihi yeniden yazmaya
kalk›flmaktan tutun da, o gazeteciyle ilgili haberleri görmezden
gelmeye, sansürlemeye, ellerinden gelse tutuklu gazeteciler listesinde ad›n› çizmeye kadar düzeysiz davran›fllar› da ekledi¤imde; biz tutuklu gazetecilerin durumuna dair tablo en genel hatlar›yla ortaya ç›kar…
Sonuç olarak; TMY kald›r›lmad›kça, bas›n üzerindeki antidemokratik bask›lara son verilmedikçe, bugün bizi tutsak eden
yasalar›n bir gün size de, herkese dokunabilece¤ini…
Bas›n meslek örgütleri baflta gelmek üzere, tüm meslektafllar›m›z›n, bas›n›n duyarl› olmas› gerekti¤i beklentimi(zi) tekrar
etmek istiyorum.
Sansürün "kald›r›l›fl›"n›n 103. y›ldönümünde hofl geldin TUTUKLU GAZETE!..,
Emek veren tüm meslektafllar›m›n, kifli ve kurumlar›n eline,
eme¤ine sa¤l›k!.. Tutuklu Gazetecilerle Dayan›flma Platformu
içerisinde yer alan tüm kurum ve flah›slara teflekkür ve sevgilerimi gönderiyorum.
T
6
22/7/11
6
17:28
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
Kürt gazeteci olmak
u ülkede gaVedat KURfiUN
zeteciler
öyle bir duruma getirilmifl ki neredeyse
mesle¤ini
yapamaz
haldedirler.
Her zaman
iktidar›n so¤uk nefesini enselerinde hissediyorlar. Az
da olsa buDiyarbak›r
na
karfl›
D Tipi Cezaevi
ç›kmak isteyen hemen cezaevine at›l›yor. Baflbakan’› elefltirmek
bile tutuklanma nedeni olabiliyor. A¤z›n› aç›nca dava üstüne dava aç›yorlar. Bu bask›lar sadece tutuklama ve dava açmalarla kalsa yine
de iyidir. Onun mesleki hayat› sona eriyor.
Bu yaflananlar›n yan›nda bir de siz Kürt gazeteciyseniz size beterin beterini yaflatmak için
ellerinden ne geliyorsa yap›yorlar. Siz bir yandan iktidar›n zulmüyle karfl› karfl›yas›n›z, di¤er
yandan da hiç kimse size sahip ç›kmaz. ‹flte
bunun için Kürt gazeteciye yap›lan zulmü gizleme gere¤i bile duymazlar. Neredeyse bat›da
yap›lanlar size yap›lanlar›n yan›nda ödül gibi
kal›yor.
Bize yönelik gelifltirilen bask›lar›n daha iyi
anlafl›lmas› için k›sa da olsa sizinle paylaflmak
istiyorum. Kürtçe olarak ç›kard›¤›m›z Azadiya
Welat (Ülkenin Özgürlü¤ü) gazetesi 1996 y›l›nda haftal›k olarak yay›n hayat›na bafllad›.
Uzun bir aradan sonra 15 A¤ustos 2006’da
Türkiye’de ilk kez günlük olarak ç›kmaya bafllad›. Gazeteyi ç›kard›¤›m›z ilk günden bafllayarak bugüne kadar her türlü bask›ya maruz
kald›k. Ben ve benden sonra gazetenin yaz›iflleri müdürü olan arkadafllar›ma as›rlar› aflan
cezalar verildi. Gazetemiz bu süre zarf›nda
tam 9 kez hukuksuz bir flekilde birer ay süreyle kapat›ld›. En son 12 Haziran 2011 tarihinde
yani Genel Seçimlerin yap›ld›¤› gün Azadiya
Welat gazetesine 15 gün kapatma cezas› verildi. Bu kapatmalar›n d›fl›nda yüzlerce çal›flan›m›z fiziki sald›r›ya u¤rad›. Ayr›ca yüzlerce çal›flan›m›z sudan ucuz bahanelerle tutukland›lar.
Adana çal›flan›m›z Metin ALATAfi ölü olarak
bulundu. ‹flte bize bunlar reva görülürken hiç
kimseden ses ç›kmad›. B›rakal›m bize sahip
ç›kmalar›n›, bir kez bile bunun haberini yapmad›lar. Sadece ve sadece öldürüldü¤ümüzde
ve rekor cezalarla cezaland›r›ld›¤›m›zda haber
yap›ld›. Bunun d›fl›nda hiçbir haber yap›lmad›.
Bize yönelik yap›lan bask›lar›n baflka bir boyutu da yarg› eliyle yap›land›r. Y›llarca Kürtçe
dili inkar edildi ve yok say›ld›. Ama söz konusu yarg›lama oldu mu hiç zaman kaybetmeden
dava üstüne dava aç›yorlar. Biz Kürtçe savunma yapmak için dilekçe verece¤imiz bir mahkeme bulamazken, s›ra bize karfl› dava açmaya gelince onlarca mahkeme davay› almak için
s›raya giriyorlar. Bu flekilde davran›larak adalet sa¤lanmaz. E¤er mahkemeler adaleti da¤›tan kurum olarak görülmek isteniyorsa her
fleyden önce resmi ideolojiden ald›¤› duygular›n› bir kenara b›rakarak vicdan›n sesini dinlemesi gerekir. Bunu yapmad›klar› sürece adaleti bir tarafa b›rak›n birer robot haline gelirler.
Bu da bu ülke için sa¤l›kl› bir gidiflat olmaz diye düflünüyorum.
Bir ülke düflünün ve o ülkenin Baflbakan’›
daha bas›lmam›fl kitab› baflka bir fleye benzetecek ve üstüne üstlük cezaevinde bulunan gazetecilere yönelik de flunlar› söyleyecek: "Onlar düflüncelerinden dolay› cezaevinde de¤ildirler. Baflka suçtan dolay› cezaevindedirler."
Bu flekilde konuflan bir Baflbakan oldu¤u sürece mahkemelere gerek kalmam›flt›r. Zaten o
cezay› vermifltir. Adaletten uzak olan mahkemeler ise bunun d›fl›na ç›kamaz. Ve onlar da
gere¤ini yap›yorlar. Biz Kürt gazetecilerine
as›rlar› aflan cezalar vererek bunu yap›yorlar.
Ben de tutuklu bir gazeteci olarak flunlar›
söylüyorum. Benim dosyamda gazeteler d›fl›nda hiçbir delil bulunmuyor. Bana verilen
166 y›l 6 ayl›k ceza sadece gazetede yer alan
yaz›lardan dolay›d›r. Bir de dosyada kendisini bilirkifli diye tan›tan ve Kürtçe bilmeyen bir
kiflinin çeviri raporu mevcuttur. Raporu yazan
kifli aynen flunu söylüyor: "Anlad›¤›m kadar›yla çevirdim." ‹flte böyle biri bilirkifli olabiliyor. Ben çarp›t›lan yaz›lardan söz etmiyorum bile. O konuya girsem onlarca sayfay›
bulabilir.
Ben son olarak flunlar› belirtmek istiyorum.
Bunca cezaya ra¤men ve 2,5 senedir cezaevinde bulunmama ra¤men vicdanen rahat›m.
Çünkü ben bir kifliye bile haks›zl›k etmedim
ve onun hakk›n› gasp etmedim. ‹nan›yorum ki
bize bunlar› reva görenler vicdan azab› çekecekler.
Biz ise akflamlar› rahat ve huzurlu bir flekilde bafl›m›z› yast›¤a koyabiliyoruz.
Bundan sonras›n› art›k onlar düflünsün.
B
Fikir ‹flçisi mi, Fikir Komandosu mu ?
as›n-yay›n kurumlar›n›n varolufl gerekçesi; her-
Bhangi bir kamu ya da özel kitle iletiflim arac›n›
(ordu olarak da
anlayabilirsiniz)
yaranmak için, siyasi nitelikte daha çok küfürnameler
yaz›l›r.
Özel savafl dairesinin kalemflörlü¤ünü yapan "köfle
kad›nlar›"ndan
tutun da, üzerine
silah ve panzerle
giden, ülkesini
büyük bir gaz
odas›na çeviren
polise tafl atan,
zafer iflareti yaMardin
pan bölgenin "küE-Tipi Kapal›
çük generalleri"ni
Cezaevi
teflhir etmek için
hayat›n› ortaya
koyan "milli kahraman" sokak muh(a)birine kadar,
bütüne yak›n provokatör "gazeteci", televizyoncu vs
direkt özel –psikolojik – kirli savafl koordinatörlü¤ünce hareketlendirilerek bir orkestra uyumuyla sistemin "emir kulu" olmaya Kürt ve di¤er halklara/az›nl›k gruplar›na, herkese küfür etmek, hedef
göstermek için çabalarlar. Özellikle Kürtler ile ilgili
haberleri inceleyen dikkatli bir gözlemci, bu anlay›fl›n ve "haber dili"nin bir merkezden yöneltildi¤ini
çok rahat anlar.
Mesela BDP yöneticilerinin, eylem etkinlikleriyle
ilgili haberlerin gündeme gelmesi için ya bir çat›flman›n olmas› gerekir ya da bir çat›flmaya-lince zemin
haz›rlamak için çarp›t›lm›fl beyanatlar› verilir. Yine
BDP’li siyasetçilerin sözleri daima, "iddia etti", "ileri sürdü" vb. eklerle bitirilir. Bunun da bas›n alan›nda
anlam› "söylüyor(lar) ama inanmay›n"d›r. Çok somut olaylardan herhangi bir görüfl bildirimine kadar
bu "dil" egemendir söz konusu yay›nlara. Özellikle
Kürtler ile ilgili haberlere bir "milliyetçi kulp" takar
bu kurumlar ki, bunun F›rat’›n bat›s›na negatif mesaj
verme amac› vard›r. Deyim yerindeyse Türkiye’de
bas›n-yay›n savafl alanlar›n›n öncü birli¤i gibidir.
Normalde fikir iflçisi iken burada "fikir komandosu"dur gazeteci. Zap merkezli/hedefli "günefl operasyonu" sürecinde yap›lan haberler hat›rlan›rsa ne demek istedi¤imiz anlafl›l›r.
Hadi Kürtler olarak anlad›k, bize düflman bir bas›n
gerçe¤i var… Peki ya dillerinde besmele olan "vatanmillet"i için neden bile bile düflmanca haber-yay›n
yap›yor "vatansever bas›n?" Sorumuzun cevab›, bas›n›n karakteri ve iktidar ile olan iliflkisinde gizlidir.
"Ana ak›m medya", "merkez medya", "kartel medya", "tekelci medya/bas›n", "burjuva bas›n", "boyal›
bas›n", "Mehmetçik bas›n" vs. ço¤altmak mümkün.
Çeflitli bas›n tan›mlamas› yak›flt›rmas› vard›r ve hepsi de kendi çap›nda do¤rudur.
Bas›n-yay›n için bu kadar çeflitli tan›mlaman›n yap›lm›fl olmas›, kapsam› ve önemi ile ilgili olsa gerek.
Nitekim bas›n-yay›n›n toplumu yönlendirme, etkileme, ayd›nlatma gibi önemli siyasal, sosyal, kültürel
ifllevleri de vard›r. Bundan dolay›d›r ki "dördüncü
kuvvet" tan›m› da yap›l›r medya için. Yasama, Yürütme, Yarg›dan sonra geldi¤i söylense de asl›nda yürütme ile el ele gider ve Yasamay› da yarg›y› da denetler, etkiler, yürütür. (ço¤unlukla iç iktidar yollar›n›n
flantaj ve bak› arac› olarak kullan›l›r.)
Öyle ki 1992’de dönemin Baflbakan› Demirel, yarg›y› da geride b›rakarak, Kürt sorununu kast ederek,
"bas›n istedi¤imiz gibi çal›fls›n bu sorunu çözeriz"
demifltir. Tabii Demirel’in çözüm mant›¤›n› biliyoruz. O ayr› konu… Muazzam etki gücüne sahip olan
bas›n-yay›n›n nas›l kullan›ld›¤› ortada. Daha da anla-
Faysal TUNÇ
kullanmak suretiyle toplum yarar›na faaliyet göstermektir. ‹lgili kurumun yay›n kapasitesi oran›nda yerel, bölgesel, ulusal veya uluslararas› düzeyde geliflen olaylar› aktarmak, toplumu ayd›nlatmak, mümkün oldukça h›zl›, do¤ru, tarafs›z ve özgürce oluflturmak, haberlefltirmektir.
Genelde kabul gören anlay›fl, özgür bir bas›n›n
olabilmesi için öncelikle bas›n ahlak›n›n olmas› gerekti¤i yönündedir. Bu anlamda sert bir girifl yapal›m: Türkiye’de bas›n özgürlü¤ü de ahlak› da yoktur. Bas›na güven ve sayg› da yoktur. Mevcut bas›nyay›na olmamal›d›r da. Hatta evrensel tan›m› ve
misyonuyla irdelendi¤inde, iki elin parmaklar›n›
geçmeyecek kadar olan özgün-özgür Kurumlar /yay›nlar d›fl›nda Türkiye’de gazetecilik bile yoktur, diyebiliriz.
Dünyada XIX. Yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren gazetecilik; yüce amaçlar› olan toplum yarar›na ve fikir iflçili¤i esas›na dayanan en sayg›n meslek olarak
tan›mlanagelmifltir. Halk›n sesini, toplumun iç ve d›fl
sorunlar›n› oldu¤u gibi yans›tmak, sayg›n mesle¤in
gereklerini yerine getirmenin zorunluluklar›ndand›r.
Gazetecilerin yapt›¤› bu görev, onlara da mesleklerinin sayg›nl›¤›ndan pay›n› verir. E¤er gerçekten "gazeteci" ise! Dünyada XIX. Yüzy›lda bu denli sayg›n,
de¤erli olan günümüzde de tan›m olarak böyledirgazetecilik XXI. Yüzy›lda Türkiye’de ne durumdaym›fl, ne derece sayg›nm›fl ona bakal›m.
Bas›n-yay›n kurumlar›n›n sayg›n ve güvenilir olmad›¤›n› birçok araflt›rma sonucunda (anket vb.) anlayabiliyoruz. Yak›n tarihte yap›lan bir ankette bu
gerçek çarp›c› bir biçimde sözlerimizi do¤rular nitelikteydi. Ankete kat›lan insanlara, "bas›n-yay›na güveniyor musunuz, inan›yor musunuz?" fleklinde sorular sorulmufltu. Soruya verilen "evet" cevab›n›n
oran›, Türkiye’de bas›n-yay›n›n bitti¤inin ilan›yd›
resmen: binde dört! Baflka bir ifadeyle, bu ülkedeki
her bin insandan sadece dördü bas›n-yay›n kurumlar›na inan›yordu. Sonuçlar ›fl›¤›nda farkl› bir araflt›rma
yap›lsayd›, bu iflle birinci ve ikinci dereceden ilgilenen insanlar›n da bas›n-yay›na yani kendilerine inanmad›klar› gibi bir baflka sonuca ulaflmak mümkün
olabilirdi ki, M. Ali Birand (kendisi medya tekellerinin k›demli gazetecilerinden biridir), "olur olmaz haberler yap›yoruz. ‹flin ilginci insanlar inan›yor, bir süre sonra biz de o haberlerimize inan›yoruz. Art›k
böyle olmuyor!" mealinden sözleriyle itirafta bulunmufltur. Peki anketlerin sonucu sürpriz mi? Bizce hay›r! Hatta bu oran F›rat’›n do¤usunda s›f›ra bile inebilir. Nedeni de basit. Bu ülkede en çok Kürtler ile ilgili yalan haber yap›l›r.
Özcesi, toplum, bas›n-yay›na inanm›yor. Bas›n›n
kendine sayg›s› olmad›¤› için "sürü" sayd›¤› toplumdan sayg› da görmüyor. Öyle ya, bir yay›n›n sayg›nl›¤›, her fleyden önce do¤ru, ilkeli, tarafs›z ve özgür
haberlerinde, duruflunda gizlidir. Yay›nlar için bu
mesleki sorumluluktan çok okuruna sayg›s›n›n da bir
gere¤idir.
Yine gazetecili¤in temel ilkeleri vard›r. Dünyada
bu ilkelerin kökeni BM ‹nsan Haklar› Evrensel Beyannamesi’ne kadar götürülebilir. (10 Aral›k 1948)
Türkiye’de ise Bas›n Ahlak Yasas› 1960’ta, Bas›n
Meslek ‹lkeleri ise (ka¤›t üstünde kalsa da) 1988’de
kabul edilmifltir. Ancak ne dünya ölçülerine ne de
kendi ölçülerine dikkat etmemifllerdir, Türkiye’deki
gazeteciler. Bu yönüyle bak›ld›¤›nda yap›lan gazetecilik de¤ildir. Kâr amac›yla kurulmufl flirketlerin-kurumlar›n "haber" diye pazarlad›¤›n›, rant koparmak
için silah gibi kulland›¤› ticari bir faaliyettir. ‹ktidar
tokmakç›l›¤› veya ya¤danl›¤›d›r. Özellikle Kürtler,
Ermeniler vb. halklar (tarihsel ve güncel düflmanlar)
söz konusu oldu¤unda, milliyetçilik sosuyla iktidara
fl›l›r k›lmak için güncel gerçekli¤e iliflkin de birkaç
sözclükle bas›n-yay›n faaliyetlerine de¤inelim.
Sisteme göbek ba¤› ile ba¤l› bas›nda yay›mlanan
diziler, spor, kültür, film, magazin vb. programlar›n
hepsini inceleyelim. Görece¤iz ki yap›lmak istenen
apolitik bir gençlik, yoz-güdülerine ba¤lanm›fl bir
toplum yaratma hedefi-amac› öne ç›kar. Daha bilinen
bir ifadeyle toplum, bas›n-yay›n öncülü¤ünde "35"
ile flekillendirilir. Cinsellik, spor, sanat-kültür, edebiyat, hukuk, bilim, felsefe vb. belli bafll› alanlar objelefltirilerek toplum faflizmin "gösteri toplumu"na dönüfltürülür. Bu konuda sistemin sac ayaklar› ya da
mimarlar› ulus-devletler, küresel flirketler ve medya
tekelleridir.
Toplumu özünden boflaltma, ahlaki aç›dan bitirme,
politik yönden çökertme; varsa toplumu etkileyecek
bir güç/örgüt/ideoloji, topyekün karalama kampanyalar›yla çarp›tma, mevcut iktidar d›fl›nda alternatifsizmifl gibi gösterme (örne¤in; "ya AKP ya da
CHP’ye oy verin, olmazsa MHP de olur" türünden
seçim dönemi yay›nlar›n› hat›rlayal›m)… Bütün
bunlar ve daha fazla toplumda biraz robot, biraz hayvan, az bir fley de uysal bir insan olarak" "ye-iç-yat
felsefesi"yle yürüyen siyaset-memlekete düflünmeyen bir "model insan" yaratmakt›r.
Bu çerçevede üç temel güdü hareketlendirilir. ‹lk
ikisi biraz daha gizliden yap›l›rken, üçüncüsü çok
aç›k ve en yo¤un kullan›lan›d›r. Bunun içindir ki, bisküviden arabaya, sak›zdan emlak reklamlar›na kadar
kullan›lan "obje" kad›nd›r. Bas›n yay›n›n içine düfltü¤ü bu durumu görünce rahatl›kla birçok dev bas›nyay›n kurumunun gazetecilik yapmad›¤›n› savunabiliyoruz.
Önyarg›l› de¤erlendirmelerde bulunmad›¤›m›z›
gazetecili¤in temel ilkelerden sadece bir tanesini
paylaflarak gösterelim.
"Gazeteci, baflta bar›fl, demokrasi ve insan haklar›
olmak üzere, insanl›¤›n temel evrensel de¤erlerini,
çok sesli¤i, farkl›l›klara sayg›y› savunur. Irk, etnisite,
cinsiyet, milliyet, din, dil, s›n›f ve felsefi inanç ayr›m› yapmadan tüm uluslar›n, tüm halklar›n ve tüm bireylerin haklar›n› ve sayg›nl›¤›n› tan›r. Bir ulusun, bir
toplulu¤un ve bireylerin kültürel de¤erlerini ve
inançlar›n› veya inançs›zl›¤›n› do¤rudan sald›r› konusu yapamaz. Gazeteci, her türden fliddeti hakl› gösterici, özendirici ve k›flk›rt›c› yay›n yapmamaya özen
gösterir." Tek bir gazetecilik ilkesi böyle !
Tabii ki gazetecilerin de ideolojik- politik görüflleri
vard›r ve bunlar› aç›klama haklar›na sahiptirler. Ancak bunu haberlerinde yapamazlar. Yorum yazabilirler bunun için ve haber ile yorumu net bir flekilde ay›r›rlar. Hakaret, iftira bir haberin içinde hiç ama hiç yer
almamal›d›r. Ama gelin görün ki Türkiye’de yafl›yoruz. Belki ciddi anlamda, Cumhuriyet tarihi hatta Osmanl› y›llar›nda bile gazetecilik kurallar›na uyulmam›flt›r. Lakin son otuz ile otuz befl y›ld›r bu topraklarda gazetecili¤in esamesi bile okunmamaktad›r.
Sonuç olarak bas›n-yay›n ciddi bir güçtür ve flu an
Türkiye’nin en etkili, en büyük kurumlar› varolufl gerekçeleriyle çeliflmektedir. ‹lkelerinin ve ülkelerinin
can›na okumaktad›rlar… Bu ülkenin bütün sorunlar›n› bas›n çözer demiyoruz; ama Demirel’in sözü tersinden ve olumlu anlamda do¤rudur: "Bas›n isterse,
görevini do¤ru yaparsa bu sorun üç ayda çözülür."
M›s›r, Tunus, Libya, Suriye vb. Ortado¤u ülkelerinde
yaflayan asl› HALKLARIN ÖZGÜRLÜK BAHARI
olan devrimsel geliflmeyi Kürt co¤rafyas›n› etkilemesin diye mi "Arap bahar›" olarak adland›r›yoruz.
On y›llar›n özgürlük ve demokrasi mücadelesini görmezden geldi bas›n›m›z. Gazete bürolar› bombaland›¤›nda, muhabirler öldürüldü¤ünde, da¤›t›mc›lar sat›rlarla do¤rand›klar›nda "dilsiz fleytan"lar› oynayanlar acaba bir çocuk heyecan› ve safl›¤›yla "Kral Ç›plak" diyebilecekler mi?
‘Cezaevinde olma gerekçem trajikomik’
ay›s ay›ndan beri cezaevindeyim. CezaevinM
de olma gerekçem ise trajikomik. 2008 1
Eylül Dünya Bar›fl Günü’nde kulland›¤›m›z bar›fl
iddia etti¤i, öte yandan Diyarbak›r’da GÜN-TV’nin her gün
RTÜK cezalar›yla karfl› karfl›cümleleri maalesef hüküm giyme gerekçesi oldu.
ya kald›¤› ve koordinatörü AhBar›fla dair cümle kurmak yasak art›k. Bar›fl sözmet Birsin’in cezaevinde kalcü¤üne bu kadar tepki niye?
mas› özgürleflme tan›m›n› ortaTürkiye’de her geçen gün artan cezaevleri ve
ya koyuyor.
yap›m›na bafllanan cezaevlerini de katarsak yazar,
Özgür Radyo Genel Yay›n
çizer, gazeteci, ülkenin düflünen, sorgulayan inYönetmeni cezaevinde... Altersanlar›n›n daha çok cezaevine gelece¤i görülüyor.
natif yay›n yapan radyo ve
Seçimlerde özellikle Erdo¤an’›n gazetecilere
TV’ler cezaevinde... Azadiya
yönelik aç›klamalar› ise dehflet verici niteliktedir.
Welat, Vedat Kurflun 160 y›lla
Milliyet gazetesinden Nuray Mert’in yaz›s›ndan
cezaevinde... Emine Demir
kaynakl› olandan tehditleri vahameti bir kat daha
100 küsur y›lla, Gurbet Çakar
gösteriyor. Vedat Kurflun’un ald›¤› ceza keza tehayn› flekilde...
likeyi gözler önüne seriyor.
Hapishane, bedeni bir meBizim ülkemizde korku imparatorlu¤u yarat›lkana kapatmak, ikisinin uzan›m›fl durumda. Bu imparatorluk gazeteleri kapatam› ve zaman› üzerindeki tarak, gazetecileri tutuklayarak, hükümlerini verehakküm ve tasarruf hakk›n›
rek cezaevlerine gönderiyor. Korku imparatorlubaflkas›na devrettirmektir ki en
Mardin E Tipi
¤u büyüdükçe medya terörüne dönüyor.
dehfletli fliddet bu olmaktad›r.
Kapal› Cezaevi
Korku imparatorlu¤u-medya terörü bugün
Hapishane iktidara verilmifl
bakt›¤›m›zda dil, din, etnik kimlik dinlemiyor.
olup, amaç kötülü¤ü toplumKalemini özgür b›rakanlar›n kalemini k›rabiliyor. Kalemi dan uzaklaflt›rmak, art›k ceza sürecinin en gizli parças› olan
k›r›lan gazetecileri ise katledebiliyor.
ceza çektirme bafllam›fl olur. Düflünce cezai sistem olarak
Hrant Dink’de gördük bunu. Hrant Dink hayk›r›yordu bedene verilir. Beden mahkum edilir.
‘katledilebilirim’diye fakat medya olaylar› k›flk›rtarak özgür
Bu tasarrufu daha fazla eline almak isteyen korku impagazetecilik ad› alt›nda hedef haline getirebildi. Sonras› ah ratorlu¤u, daha fazla kalemi cezaevine atmak ya da katletvah ettik.
mek istiyor.
Bugün Hrant Dink’in bafl›na gelen yar›n Bask›n Oran’›n
Bu gidiflata dur demek için bütün kalemleri özgür, tarafda bafl›na gelebilir. Bask›n Oran’a gelen tehdit mektubunu s›z yay›nc›l›¤a davet ediyoruz. Yar›n›n garantisi yok, bugün
okuduk. Bask›n Oran’›n kalemi k›r›ld›¤›nda nas›l hesap ve- hedef Nuray Mert, Bask›n Oran ve alternatif yay›nc›lard›r.
rilecek, suçlu arayaca¤›z. Peki, korku imparatorlu¤u üstüne Ve di¤er gazeteciler olacakt›r.
düflen pay› ‘Bana dokunmayan y›lan bin yaflas›n’m› olacak?
Yar›n›n hesab› yok...
Peki, Yeni fiafak gazetesi yazar› kalemini kime do¤rulttu
Dilimizden dökülen m›sralarla Merhaba demek istedim.
da gazeteden flu sat›rlar döküldü: "Bizim AB özgürlü¤üne
Eme¤i geçen bütün arkadafllara teflekkür ediyorum. ‹lgiihtiyac›m›z yok, Ortado¤ulu güçler yan›m›zdad›r." Bu söz- nizin büyük heyecan yaratt›¤›n›, coflku uyand›rd›¤›n› belirleri yazan kalem hangi güce dayan›yor? (K›r›lmayan kalem- tebilirim.
lere)
Özgür kalem tutan ellerin, kalemlerin özgür kalmas› dile‹ktidar›n TRT 6’y› açmas›yla Kürt dilini özgürlefltirdi¤ini ¤iyle.
Rohat EMEKÇ‹
GAZETEC‹ DE⁄‹LM‹fi‹Z!
CumhurbaflSedat fiENO⁄LU
kan› Abdullah
Gül'ün geçti¤imiz günlerde
verdi¤i bir beyanat, ifade ve
bas›n özgürlü¤ü
konusunda devlet zihniyetini
yans›tan ibretlik
örneklerden biriydi.
Biriydi diyorum, çünkü daha öncesinde
Baflbakan Recep T. Erdo¤an
Edirne
da dahil olmak
1 No’lu F Tipi
üzere devlet/hüCezaevi
kümet ad›na konuflan baflkaca
yetkili flahsiyetlerin Cumhurbaflkan›'yla ayn› mahiyetteki beyanlar› pefl pefle yans›m›flt› bas›na. Konuyla ilgili yo¤un tart›flmalar›n önü de aç›lm›flt› böylece.
Özellikle Ahmet fi›k ve Nedim fiener gibi muhalif kimlikleri bilinen tan›nm›fl meslektafllar›m›z›n da
"terör örgütü" operasyonlar› kapsam›nda "yakalan›p" tutuklanarak cezaevine konmalar› sonras›nda
yo¤unlaflan ve ciddileflen kamuoyu sorgulamalar› ve
tepkileri siyasal iktidar› ifade ve bas›n özgürlü¤ü sonunda köfleye s›k›flt›rmaya bafllam›flt›.
Çünkü alenen ortada olan fley fluydu: Bir yanda say›s› yetmifli bulan tutuklu gazeteci/yazar, aç›lm›fl yüzlerce dava, bunu katlayan say›da yürütülen soruflturma
dosyas› ve toplamda binlerce y›l› bulan ceza istemi...
Di¤er yanda ise devlet/hükümet yetkililerinin "Bas›na
ABD'den bile daha ileri özgürlükler tan›yan yasalar›m›z var" diye böbürlenerek yineleyip durdurduklar›
söylem... Yani, somut gerçekleri bofl palavralarla gizlemeye çal›flman›n yaman çeliflkisi...
‹flte bu yaman çeliflki A. Gül'e Polonya'ya yapt›¤›
resmi ziyaret s›ras›nda ‹spanyol bir gazeteci taraf›ndan soru olarak yans›t›ld›¤›nda yafland› ibretlik manzaran›n son örne¤i. A. Gül "sadece" cumhurbaflkan›
oldu¤unu unutup (ya da cumhurbaflkan› olunca otomatikman "savc›" ve "yarg›ç" da olabilme hakk›n›
kendine bahflederek!..) tutuklu bulunan gazeteciler
hakk›nda tabir-i caizse açt› a¤z›n› yumdu gözünü.
Özetle flunlar› söyledi aralar›nda benim de bulundu¤um tutuklu gazetecilerle ilgili olarak; "gazeteci"
de¤ilmifliz biz... Tutuklanmam›z/yarg›lanmam›z
"gazetecilik faaliyetleri"mizden dolay› de¤ilmifl...
"‹llegal"mifliz bizler... "Terörist"mifliz... Hem de öyle böyle cinsten de¤il, "silahl› örgütlerin içinde yer
alan" cinstenmifliz. "Silahl› çat›flmalara" bile giriyormufluz... Bizim gibilere "gazeteci" dememek laz›mm›fl... "Türkiye'yi yanl›fl tan›tmak" olurmufl bu...
Cumhurbaflkan›'n›n a¤z›ndan yinelenen bu ibretlik beyanlar›n ve tutumun, hükümetten polis teflkilat›na, yarg› mekanizmas›ndan akademik dünyaya ve
medya alan›na kadar uzan›p karfl›l›¤›n› bulan devlet
zihniyetini temsil etti¤i aç›k olsa gerek. Örne¤in;
sosyalist, yurtsever, ilerici muhalif bas›n emekçileri
ve kurumlar› üzerindeki her türlü bask›, yasak ve
sansürün meflrulaflt›r›lmas› çabalar›...
Yarg› iflleyiflinin sürekli politik bask› ve yönlendirme giriflimleri alt›nda tutulmas›...
Hukukun evrensel ilkelerinden olan "masumiyet
karinesi"nin yok say›lmak istenmesi...
Y›llara varan uzun tutukluluk sürelerinin fiilen infaz uygulamas› yerine geçirilmifl olmas› vb. gerçeklikler, bu faflist devlet zihniyetinin kolektif marifetlerinden sadece birkaç›d›r.
Haliyle, bu gerici/faflist devlet akl› için "Türkiye'yi yanl›fl tan›tmamak" olunca maksat, her yol
mübah kabul ediliyor, gerisi teferruat!... "Bu böyle
biline!
‘Sevgilerimi gönderiyorum’
te Alman Papaz Martin Niomeller’i
24 Aral›k 2010’da Yürüyüfl deranarak "bas›n özgürlü¤ü"ne sahip ç›gisinin teknik ifllerinin yap›ld›¤›
kanlar›n birço¤u halen devrimci-sosyaOzan Yay›nc›l›k’a yap›lan polis
list bas›n üzerindeki terörü, bask›y› görbask›n›nda gözalt›na al›nan, tutukmezden gelmeye devam ediyorlar. Bu
lanan devrimci gazetecilerden birikesimlerin as›l istedikleri kendilerine
yim.
dokunulma ihtimalinin ortadan kalkmaHapishanelerde tutuklu bulunan
s›d›r. Gerçek anlamda bas›n özgürlü¤ü
gazetecilerin say›s›n›n 70’e ulafltalepleri yoktur. ‹ktidarla, emperyalistmas›yla ifade ve bas›n özgürlü¤ü,
iflbirlikçi tekellerle bir sorunu olmayan
iktidar›n bask›lar›na karfl› ç›kmaburjuva gazetelerin-gazetecilerin "bas›n
n›n gereklili¤i tart›fl›lmaya bafllanözgürlü¤ü" mücadelesinde yer almad›. Tutuklu gazetecilerle dayan›fld›klar›n› görüyoruz. Bas›n› özgürlefltirma amaçl› eylemler, kampanyalar
me mücadelesi verenler yüzü halka döörgütlendi. Bu tart›flmalar, bas›n
nük ayd›nlar›m›z, devrimci-sosyalist
emekçileri içinde duyarl›l›¤›n artyazarlar-çizerlerdir. Bu mücadelede
mas›, mesleki dayan›flman›n sergidevrimci-sosyalist bas›n, bas›n›n yüzalenmesi olmas› gereken olumlu gek›, onurudur. Bugün bas›n özgürlü¤ü
liflmeler. Evet, bugün bas›nda sanad›na kullana geldi¤imiz ne varsa, Sasürün kald›r›l›fl›n üzerinden 103 y›l
Sincan 1 No’lu
bahattin Aliler’den, R›fat Ilgazlar’dan,
geçti. Ama dönüp bas›n tarihine
F Tipi Cezaevi
Bülent Ülküler’e, Engin Çeberler’e cabakt›¤›m›zda ülkemizde bas›n›n
n›m›zla, kan›m›zla, on y›llarca süren
hiçbir dönem özgür olmad›¤›n› görüyoruz. Siyasi iktidarlar, sansür kurumlar›, yasalar›, tutsakl›klarla ödedi¤imiz bedellerin sonucudur.
Bu ödenen bedellerin sa¤lad›¤› s›n›rl› özgürlü¤ün komahkemeleri ile bas›n› denetim alt›nda tutmaya çal›fl›yor,
yetmedi¤i yerde ekonomik bask›-oyunlarla kendine ba¤- runman›n, geniflletilmesinin yolu sansüre-bask›lara karlat›yorlar. Özellikle devrimci-sosyalist bas›na yönelik fl› ilkeli, kararl› bir mücadele vermekten geçiyor. Sald›r›
bask›lar yo¤undur. Mahkeme kararlar› ile toplatma, ka- kime yönelirse yönelsin karfl› ç›k›lmad›kça, bask›y› göpatma, para-hapis cezalar› bir yana, bu ülkede gazete der- renler sahiplenilmedikçe s›ran›n eninde sonunda bize
gi bürolar› bombalanm›fl, yak›lm›flt›r. Muhabirler, yazar- gelece¤inin bilinciyle davranmal›y›z. Bask›-terör baflta
s›n›rl› bir kesime, çevreye yönelse de karfl› ç›k›lmad›¤›,
lar, gazete da¤›t›c›lar› katledilmifltir.
Bu sald›r›lar devrimci-sosyalist bas›na oldu¤u sürece engellenmedi¤i sürece tüm muhaliflere yönelecektir. S›maalesef burjuva medyada çal›flan bas›n emekçileri ge- ra bize geldi¤inde de¤il, "ilk sald›r›da" tavr›m›z› koymarekli-yeterli dayan›flmay› göstermediler. Hatta yazd›kla- l›y›z. Dayan›flmay›, mesleki örgütlülüklerimizi büyüter›yla iktidar›n devrimci-sosyalistlere sald›r›lar›na zemin rek, haklar›m›z›n bilinçli takipçileri olarak "ifade ve bahaz›rlad›lar. ‹fade ve bas›n özgürlü¤üne yönelik bu sald›- s›n özgürlü¤ü" mücadelesinde iktidarlara karfl› daha
r›larda s›ran›n kendilerine gelebilece¤ini düflünmediler. güçlü olabiliriz.
Çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyor, Sincan hücrelerinYok sayd›lar, görmezden, duymazdan geldiler. Bugün
Nedim fiener ve Ahmet fi›k’›n da tutuklanmas›yla birlik- den selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Kaan ÜNSAL
7
22/7/11
17:28
Page 1
TUTUKLU GAZETE
5 AYDIR FAZLADAN YATIYORUM
u an itibar›yla 12 ay›
runda kald›m.
aflk›n bir süredir ceBu insan, Türkiye’nin
zaevindeyim ve 18 ay›,
en üretken ayd›nlar›ndan
son 10 y›lda olmak üzebiri olan Say›n Salih Mirre gazetecilik faaliyetlezabeyo¤lu’dur.
rimden dolay› son 20
2000 y›l› 25 Ocak tariy›lda toplam 22 ay cezahinde tutuklu olarak buevlerinde yatt›m.
lundu¤u Metris Kapal›
Hakk›mda son 10 y›lCezaevine (hem de hiçbir
da aç›lan dava say›s› ise
isyan giriflimi olmamas›40’a yaklaflt›, alm›fl olna ra¤men ve 2000 y›l›
du¤um veya hakk›mda
Aral›k ay›ndaki vahfli
istenen cezalar›n topla"Hayata Dönüfl" operasm› yüzlerce y›l› buluyonlar›n›n öncüsü olarak
yor.
gösterilen) düzenlenen
Yaklafl›k olarak arabir operasyonla, ölümüne
l›ks›z 22 y›ld›r bas›n caiflkence edilen ve öldü dimias›nday›m. Muhabirye b›rak›lan bir insan›n,
likten, temsilcili¤e, köfle
ertesi gün üstü bafl› yaral›
yazarl›¤›ndan, haber
ve çamura batm›fl elbiseK›z›lcahamam
müdürlü¤ü ve sorumlu
leriyle (halk›n gözünde
yaz› iflleri müdürlü¤üne
küçük düflürmek için özeCezaevi
kadar bu mesle¤in her
likle yap›lm›fl) karga tusafhas›nda toz yuttum
lumba hakim önüne ç›kadiyebilirim. Cezaevine girmeden önce, en r›lmas›n› (eski ‹stanbul 6 Nolu DGM. Hason çal›flt›¤›m medya kurulufl ise Türki- kim Sedat Karagül, sonradan bu davada
ye’nin birkaç yabanc› dilde yay›n yapan bana çok bask› yap›ld› diye itirafta bulunahaber sitesi Timetürk’tü ve orada tercüman cak ve bu itiraflar›ndan dolay›, tenzil-i rütve yazar olarak bulunmaktayd›m. Bugüne beyle cezaland›r›lacakt›r. ) tam bir y›l sonkadar, ayl›k dergiler, haftal›k dergiler, aka- ra, sorumlu yaz› iflleri olarak yazd›¤›m Hademik dergiler ve internet haber siteleri ol- berci dergisinde sorgulad›m. Bu nas›l bir
mak üzere tam 14 ayr› bas›n ve medya ku- mahkemedir ki san›k sandalyesine oturtturuluflunda çal›flt›m. Bu süre içerisinde de, ¤u bir insan yara bere içindedir ve elbisesi
kimisi tutuklu, kimisi hükümlü olmak üze- çamura batmakt›r. Bu insan cezaevinden
re 6 defa cezaevine girdim, onlarca defa ise getirildi, nas›l bu hale geldi!
gözalt›na al›nd›m.
“Bir mahkeme reisinin, duruflma bafllaGözalt›na al›nmam veya hapis cezas› al- madan önce yapaca¤› ilk ifl bu durumun
mam›n tek sebebi "bas›n-yay›n yoluyla ör- tespit edilip, kay›tlara geçirilmesi ve sagüt propagandas›" yapmak iddias›d›r. Bu n›¤›n derhal bir sa¤l›k kurumuna gönderiliddiaya ra¤men, emniyet kuvvetleri taraf›n- mesine karar vermesi gerekmez mi?” dedan evimde, ofisimde ve el konulan bilgi- dim ve aç›lan bir dava ile ayn› mahkeme tasayarlar›mda yap›lan inceleme ve araflt›r- raf›ndan (6 nolu DGM) o günkü ceza kamalarda, yasad›fl› malzeme olarak Allah’›n nunlar› gere¤i 13 bin TL hapis cezas›yla cebir tek çöpü bile bulunmam›flt›r. Bütün suç- zaland›r›ld›m. 13 bin TL’yi ödemezsem,
lamalar, düflünce suçlusu olarak bu iflten yaklafl›k 5 y›l hapis yatacakt›m.
çok çekmifl, Türk edebiyat›n›n usta romanfiu an yatt›¤›m cezalardan bir tanesi de
c›lar›ndan merhum Kemal Tahir’in "ka- yine ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n tespiti ve bu tesnun, kanun de¤il ki mübarek. Don lasti¤i pite dayanarak, Adana eski DGM’si taragibi, uzat, uzatabildi¤in kadar" tespitiyle f›ndan hakk›nda aç›lan dava da, takipsizlik
hep "zan" üzerine bina edilmifltir. T›pk›, karar› verilerek, davan›n düflmesi sa¤lanan,
bugün cezaevlerinde bulunan veya hakla- Say›n Salih Mirzabeyo¤lu’nun, o s›ralar 8
r›nda dava ve soruflturma aç›lm›fl, her fikir- yafl›nda olan, k›z›n› okuldan al›p, evine göden yüzlerce gazeteci-yazar meslektafl›ma türmek üzere okul önünde beklerken, heryap›ld›¤› gibi.
hangi bir savc›l›k karar› olmadan, karga tuGazetecilik mesle¤imi icra ederken, sa- lumba polis arabas›na (hem de sivil) bindidece yurt içi de¤il, yurt d›fl›ndan gelen bas- rilmesi, evinin bask›n yap›l›rcas›na arank›larla da karfl›laflt›m.
mas› ve mahkemece tutuklan›p, bir y›l sonMesela, bunlardan en ilginç 3’ünü k›sa- ra yarg›lanmaya bafllanmas›, iddianamede
ca anlatmak istiyorum:
kendisi hakk›nda bizzat savc›l›k taraf›ndan
Bildi¤iniz gibi ben tam 10 y›ld›r Çakal itiraf edilen her ne kadar hakk›nda (aleyCarlos’un Türkiye’deki tek temsilci gazete- hinde) bir ifade olmamas›na, her ne kadar
cisiyim, kendisiyle gerçeklefltirdi¤im ve herhangi bir eyleme kat›ld›¤›na dair bir deBaran dergisinde yay›nlanan haftal›k rö- lil olmamas›na ve her ne kadar herhangi bir
portajlar, Tahkim Yay›nlar› taraf›ndan "Söz eylem emri verdi¤ine dair bir delil olmaÇakal Carlos’ta" ad›yla yay›nland›.
mas›na ra¤men, lidersiz bir örgüt düflünüle2009 y›l› 16 May›s’›nda, Filistin’le ilgili meyece¤i ve yazm›fl oldu¤u 40 kadar kitapuluslararas› bir panele konuflmac› olarak ta, rejimi de¤ifltirip yerine bir ‹slam Devlekat›lan meflhur kad›n direniflçi Leyla Halid ti" kurma iddias›nda bulundu¤u ifadesine
han›mla, onun 40 y›ll›k arkadafl› olan ve o ra¤men, sadece ve sadece "zan"na dayanatarih itibariyle 18 y›ld›r görüflmemifl olan rak "idam" cezas›yla cezaland›r›lmas›n›,
gönüldafl Çakal Carlos’u, telefonla görüfl- avukatlar›yla röportajlar yaparak de¤erlentürdüm. Bu görüflme baflta HaberTürk TV, dirdi¤im için cezaland›r›ld›m.
ATV ve STV ve Yeni fiafak gazetesi olmak
Komiklik sadece burada da de¤il. fiu anüzere medyada epey ilgi çekti. Ancak 10 da 2002 y›l›nda eski TCK’ya göre 159.
gün sonra, Fransa Devlet Baflkan› (daha maddeden ald›¤›m ve 2005 y›l›nda yeni
do¤rusu Cumhurbaflkan›) Nicolas Sarkozy, T.C.K’n›n 301. maddesine uyarlanan "Eski
bizzat kendisi Poissy Cezaevi direktörünü Baflbakan Yard›mc›s› Mesut Y›lmaz’a h›raram›fl ve gönüldafl Carlos’un yasal hakk› s›z dedi¤im için 18 ay ceza ald›m. Ama
olan benimle telefonla görüflme hakk›n› mahkeme, 2008 y›l›nda de¤iflikli¤e u¤ra"bir daha Faz›l Duygun’la görüflmeyecek!" yan bu maddeden dolay›, bu davam› yenidiye ad›m› vererek engellemifltir.
den görüp, yarg›lama için Adalet Bakanl›Carlos, iki y›ld›r benimle görüflememek- ¤›’ndan izin almas› gerekirken; davan›z bite, sadece avukatlar›yla görüflebilmektedir.
raz kar›fl›k deyip, kendi hatas›n›n ceremesiDi¤er bir bask› ise El-Cezire haber kana- ni bana yükledi. fiu an itibar›yla, tam 5 ayl›n›n 2005 y›l›nda bizimle gerçeklefltirdi¤i d›r fazladan yat›yorum.
uzun bir röportaj, Türkiye’nin devreye girSistemin, gazeteci-yazarlara yaklafl›m›n›
mesiyle engellenmifltir.
flu flekilde ifade edebilirim. Yukar›da Say›n
2006 y›l›nda, El-Cezire Genel Müdür Mirzabeyo¤lu örne¤ini vermifltim. Tabir-i
Yard›mc›s› ile gerçeklefltirdi¤im bir röpor- caizse, say›n Mirzabeyo¤lu’nun durumu,
taj›m yay›nlanmas› üzerine, kanal›n Türki- Komünizm ideolojisinin sahibi Karl
ye’deki temsilcilerine z›lg›t çekildi¤i, biz- Marx’›n Lenin’in gerçeklefltirdi¤i durumzat taraf›ma anlat›lm›flt›r.
dan suçlu bulunup, idama mahkum edilmeBenim bunca y›ll›k mahkeme sürecinde sine benziyor.
edindi¤im intiba fludur: “Sadece gazeteciSistem bize, "eyleme kar›flmay›n, düflünler de¤il, birçok yarg›lama, hukukun temel celerinizi ifade edin" diyor ama yarg›lardayana¤› olan deliller ve iddia makam›n›n ken, sanki devrim yapm›fl gibi yarg›l›yor.
suçu ispat etme yükümlülü¤üyle de¤il de,
Ayn› bas›n kurulufllar›nda beraber çal›flzan üzerine ve yarg›lanan kiflinin, kendisi- t›¤›m ve hepsi de, sorumlu yaz› ifller müdünin suçsuz oldu¤unu ispatlamas› esas al›na- rü olan Yavuz Arslan, ‹brahim Keskin, Ayrak gerçeklefltirilmektedir." ‹flte bu sebeple, d›n Alkan, Bünyamin Eser ve Selim Zeninsanlar›m›z adalet da¤›t›ld›¤›na inanma- gin de benimle ayn› kaderi Paylaflmak üzemakta ve en basit davalarda verilen hü- reler. Hemen hepsinin hakk›nda birçok dakümler bile, yüksek yarg›ya havale edil- va aç›lm›fl olup, a¤›r hapis ve para cezalamektedir. Hangi hükümet ve anlay›fl gelir- r›yla karfl› karfl›yalar.
se gelsin, mevcut mekanizmay› benimsediSizler daha iyi takip edebiliyorsunuz.
¤i için, 80-90 y›ld›r adalet bir türlü sa¤lana- Bugüne kadar yarg›lanm›fl veya yarg›lanmamaktad›r. Yani de¤iflen fley adaletin sa¤- makta olan yüzlerce gazeteciden yüzde kalanmas› de¤il, zulüm mekanizmas›n›n ku- ç› hakk›nda, bir tanecik bile olca, yarg›lanmanda merkezidir.
d›klar› suçlama olan "terör kapsam›na gireBak›n›z, ben düflünce ve hayat tarz›n› cek nesnel bir delil" gösterilebilmifltir acabenimsedi¤im bir insana karfl› gerçekleflti- ba? Yüzde biri bulur mu dersiniz?
rilen hukuksuzluklar› sadece sorgulad›¤›m
Çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyorum,
için bu kadar zorluklara gö¤üs germek zo- sayg›lar›mla.
fi
Faz›l DUYGUN
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
7
Tezgahtaki bal›k
Y›llar önce, bir gece yar›s› Taksim,
Çukurcuma'da kald›¤›m›z mütevazi
evimizi, çelik yelekli, özel k›yafetli polisler basm›fl, sokak iki uçtan tutulmufl,
binam›z kuflat›lm›flt›. Mizanseni görenler, her an büyük bir çat›flma ç›kabilece¤i san›s›na kap›labilirdi. Oysa "bas›lan", herkesçe bilinen ve 24 saat polis gözetiminde olan, sosyalist gazetecilerin kald›¤› bir evdi. Karfl›m›zdaki,
zerrece ustal›k içermeyen bir "bask›narama" oyunu idi. Ve biz iki gazeteci
arkadafl›mla birlikte, bu kara mizah
sahnesinin sonunda gözalt›na al›nm›flt›k.
Aylardan Kas›m, y›l 1995'ti.
Sansüre, bask›nlara, gözalt› ve tutuklamalara karfl› kararl›l›kla mücadele
eden ve sosyalist bas›n alan›nda sayg›n
bir yeri olan gazetemiz At›l›m'›n çal›flanlar›, "bunlar gazeteci de¤il, militan"
denilerek, dönemin baflbakan› ve bakanlar›nca hedef gösterilen yay›nlardan
biriydi. Bu nedenle "gazeteci"den say›lm›yorduk. T›pk› bugün oldu¤u gibi.
(Daha birkaç ay önce "onlar örgüt yay›nlar›" deyip At›l›m ve A. Welat'› hedef gösteren Bülent Ar›nç yeni bir fley
söylemiyor yani. Çiller ve A¤ar gibi
düflünüyor o da.)
"Militan" denilerek hedef gösterilen
insanlara yarg›s›z infazlar›n, katliamlar›n, her türlü bask› ve iflkencenin reva
görüldü¤ü zamanlardayd›k. Ayhan
Çark›n’lar›n bugün itiraf ettikleri gibi,
bas›lan evlerde, sokaklarda insanlar
katlediliyor, "çat›flma süsü" veriliyordu.
Serin bir sonbahar gecesinde, ‹stanbul'un kadim bir mahallesindeki evimizi uzun namlulu silahlarla basan polisler, ifli "çat›flma süsü" vermeye vard›rmad›lar belki ama ortama terörize
ederek, bize, komflular›m›za ve genel
olarak ilerici güçlere gözda¤› vermek
istediler.
Hani e¤er gündüz vakti evde olsak
daha genifl-kalabal›k bir izleyici kitlesi
bulabilecek olan bu oyun, geç saatlerde geldi¤imiz için ancak gece yar›s› ic-
vi "tezgahtaki bal›k"
ra edilebilmiflti. Haliyle
gibi görüldü¤ünü bebu kötü sahneleri kap›
Bayram NAMAZ
lirtmifltim. Bilinir, büaral›klar›ndan kayg›l›
yük iddialarla bal›¤a
gözlerle bakan s›n›rl›
ç›kan kimi "avc›lar",
say›da insan izleyebilbir fley tutamay›nca,
miflti.
eve eli bofl dönmemek
Gözalt›, ev ve büro
için tezgahtan bal›k
bask›nlar› s›kça maruz
sat›n alarak "yakalakald›¤›m›z uygulamad›m" diye yutturmaya
lardand› ve adeta, bizim
çal›fl›rlar.
için bile, s›radanlaflm›fl
"Bizim" polisler de
bir durumdu. Çünkü
flaflaal› bir "örgüt opedevrimci-sosyalist bas›rasyonu" ad› alt›nda
na dönük bask›lar›n ç›benzer bir fley yapm›fltas› ölümler düzeyine
t›. Biri yaz›iflleri müyükseltilmifl, Musa Andürümüz Asl›han Yüterler, Cengiz Altun'lar,
cesan olmak üzere,
Ferhat Tepe'ler gibi ontoplam 7 gazete çal›larca gazeteci katledilF Tipi Hapishane
flan›m›z› "yakalad›m"
miflti. Ölümden afla¤›s›ED‹RNE
diyerek operasyona
na adeta flükredilmesi
dahil etmiflti.
bekleniyordu.
Avrupa Konseyi toplant›s›nda, du"Birkaç güne serbest kal›r›z" düflüncesiyle "gitti¤imiz" ‹stanbul Emniyet yarl› parlamenterlerin "‹flte Vahfletin
Müdürlü¤ü'nden tam 13 gün sonra ç›- Belgesi" manfletiyle ç›kan At›l›m'› kürkar›ld›k Adli T›p'tan, "15 gün ifl göre- süden sallad›klar› günlerdeydik. Kafamez" raporu olmam›za sebep olacak fi- s›n› kestikleri gerillalar›n bedenlerine
listin ask›s›, elektrik, so¤uk su, haya basarak poz veren askerlerin foto¤rafburma, kaba dayak, ayakta bekletme lar›n› yay›mlam›fl "Sözün Bitti¤i Yer"e
gibi fiziki ve her türlü psikolojik iflken- iflaret etmifltik o dönemlerde. "Gazetecilik faaliyeti"mizden rahats›z olduklaceden geçirildikten sonra tabii.
Kollar›m›z tutmaz, vücudumuz mos- r› s›r de¤ildi... Zaten ortada olan, bilimor bir flekilde ç›kar›ld›¤›m›z savc›l›k- nen gazetecilerin "yakalanmas›" böyle
ta, bu duruma ve anlatt›klar›m›za de- bir döneme "tesadüf" etmiflti!
And›¤›m bu davada 8 ay tutuklu kal¤il, "poliste ifade vermeyip, örgütsel
tav›r tak›nd›¤›"m›za bak›ld› ve hiç he- m›fl, ard›ndan BERAAT etmifltim. ‹flisapta yokken tutukland›k. Neyse ki o mizi yapmaya, yalan›n perdesini y›rtzamanlar davalar flimdiki kadar geç maya devam ediyorduk. Ama onlar da
aç›lm›yor ve duruflma aral›klar› bu ka- bofl durmuyordu. Hükümetler, bakan
dar uzun tutulmuyordu. 8 ay sonra, ve müdürler de¤iflse bile sosyalist bas›ikinci duruflmada, polisin ve onlar› na reva görülenler de¤iflmiyordu. Büroesas alan savc›l›¤›n bofl ve temelsiz id- lar›m›z bas›l›yor, gözalt›na al›n›yorduk.
dialar›na cevap niyetine bir dizi siyasal Nitekim gazeteci arkadafllar›m Mukadgerçekli¤i vurgulam›fl, ard›ndan mah- des Çelik ve Sedat fieno¤lu'yla birlikte
keme kat›l›mc›lar› ve heyetçe gülüm- 1997 fiubat'›nda benzer bir komployla
semelerle karfl›lanan bir benzetme yap- yine tutukland›k. Bir y›l kadar hapiste
kald›ktan sonra tahliye edildik, o dava
m›flt›m.
Evi, ifli, kimli¤i bilinen, düflünceleri- da BERAAT'le sonuçland›. Ama görni her platformda aç›kça söyleyen bi- dü¤ümüz iflkencelerin, hapislik günlezim gibi sosyalist gazetecilerin bir ne- rinin izleri bedenlerimizde ve yüre¤i-
mizde durmaya devam etti.
Say›s›n› unuttu¤um gözalt›lardan en
ac› vereni 1999 5 Mart'›nda yaflad›m.
Ziyarete gitti¤im Dayan›flma gazetesinde gözalt›na al›nm›fl, Limter-‹fl Sendikas› E¤itim Uzman› Süleyman Yeter
ve di¤er gazetecilerle birlikte götürüldü¤ümüz ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü'nde toplam 41 kifli olmufltuk. Sendika, kültür merkezi, gazete ve dernekleri basan polis buldu¤u herkesi alm›flt›.
‹flkence yo¤un, zulüm doruktayd›.
Ve iflte o gözalt› s›ras›nda yine ve yeni bir insanl›k suçu daha ifllediler.
Süleyman Yeter'i iflkenceyle katlettiler. Haklar›nda daha önce iflkence yapt›klar› için dava açt›¤›m›z iflkenceciler,
Süleyman'›, o güzel insan› döverek,
a¤›r iflkencelerden geçirerek katledip
aram›zdan ald›lar.
Zaman durdu... Direnç yüklü flark›lar bo¤az›m›za dü¤ümlendi. Apar-topar savc›ya ç›kar›p serbest b›rakt›lar
bizi. Bu sefer tutuklanmam›flt›k ama ne
yazar!?
O karanl›k zamanlara, linç iklimine
inat, s›k›l› yumruklarla, ateflten sözlerle binler olup u¤urlad›k Süleyman'›.
Katilleri hâlâ elini kolunu sallayarak
dolafl›yor olsa da, adalet talebimizden
hiç vazgeçmedik. Sosyalist bas›n gelene¤ine makalelerle, araflt›rma yaz›lar›yla katk› sunarken, umut flark›lar›n›
söylemeye de devam ettik.
fiimdi 2011 y›l›nday›z. Yeni bir tutsakl›¤›n 5. y›l›n› geride b›rakt›k. F tipi
tecrit koflullar›nda, y›lda 2-3 kez ç›kt›¤›m›z duruflmalarda, sosyalist görüfllerimizden dolay› maruz kald›¤›m›z polis komplolar›n› anlatmaya, gerçekleri
gözler önüne sermeye çal›fl›yoruz.
5 y›ld›r gözler kör, kulaklar sa¤›r.
Ama biz anlatmaktan da, umut etmekten de vazgeçmiyoruz. 13 Ekim'de, tutsakl›¤›m›z›n 6. y›l›nda yine duruflmalarda olaca¤›z.
Yeni heyete de "tezgahtaki bal›k"
öyküsünü anlatsak bir ifle yarar m›
acaba?
Yaflay›p görece¤iz.
AKP’den neden demokratikleflme beklenmemelidir?
“Düflünmeyi ö¤rendim,
referandumda
Sonra kal›plar içinde dü- Mehmet YEfi‹LTEPE AKP, emperyaflünmeyi ö¤rendim, sonra
lizmin / sermasa¤l›kl› düflünmenin kal›pyenin ihtiyaç
lar› y›karak düflünmek olduydu¤u anayadu¤unu ö¤rendim." (MEVsa de¤iflikli¤ini
LANA)
yapm›fl ve büBir seçim döneminden
yük oranda inflaç›kt›k ve daha oy pusulalas› tamamlanan
r›n›n mürekkebi kurumayeni sistemin efldan, tekrar seçim ça¤r›fl›m›
li¤inde ülkede
yapan üsluplar, hatta güveya bölgede
rültüler aras›nda kald›k. Bu
ona biçilen daha
kimilerine göre, "AKP’nin
kapsaml› roller
bir ara seçimle muhalefetin
için kollar› s›va"oylar›n› kapmas›" ve anam›flt›r.
yasay› tek bafl›na de¤ifltire‹ktidara taamTekirda¤
bilme imkan› sa¤layan
müden tafl›nan
1 No’lu F Tipi
367’ye ulaflmas› için baflAKP, 2002’den
Cezaevi
vurulan bir atraksiyonmufl.
bugüne sistemi,
AKP’nin yap›sal karakteriyarg›dan yasanin bundan öte oyunlara uygun oldu- maya, emniyetten orduya bir bütün
¤una ve gündemin içinde gündem halinde de¤ifltirmifl; üst bürokrasi
yaratarak, toplumun gerçe¤i de¤il dahil, devletin hemen tüm kademegösterileni tart›flmas›n› sa¤lama ko- lerini ele geçirmifltir. Bu de¤iflimin,
nusunda yeterince baflar›l› oldu¤una kimlerin eliyle ve ne için yap›ld›¤›
kuflku yok.
sürece, "de¤iflim" kavram›n›n da yaBilinmek durumundad›r ki, ortal›- n›lt›c› ça¤r›fl›m› eflli¤inde, demokra¤› kaplayan sis, anl›k de¤ildir. Dün- tikleflti¤imizi sanmak, "yetmez ama
ya ölçe¤inde uzun süredir uygula- evet" deyip bu yolda nitelikli ad›mnan, Türkiye’de de art›k tüm yöntem lar temenni etmek, kimilerinin günve araçlar›yla yerleflen, ifllerlik kaza- deminde (ve hatta gönlünde) olacaknan bir alg› yönetimidir söz konusu t›r.
olan.
Tekrar söylemek gerekirse,
AKP, seçim çal›flmalar› sürecinde, AKP’nin (b›rakal›m demokratik olatoplumun önemli bir kesiminin "de- n›n›) yeni anayasa diye bir gündemi
mokratik anayasa" beklentisini dik- yoktur. Bu çerçevede, flu veya bu nekate alarak, böyle bir de¤iflim amaç- denle kimi ad›mlar at›lsa dahi, nitelad›¤›n›n propagandas›n› yapt›. Bafl- likli itibar›yla bir fley de¤iflmeyece¤i
bakan, balkon konuflmas›nda, uzlafl- için, bu yazd›klar›m›n arkas›nda dumac› bir üslupla bu vaadi bir kez da- ruyor olaca¤›m. Benzer bir durum,
ha telaffuz etti. Bunun üzerine; söy- Baflkanl›k tart›flmalar› için de geçerlediklerini çok kolay ve s›kl›kla red- lidir. Tayyip Erdo¤an, bugün hemen
deden, tersini yapan bir iktidar oldu- hiçbir "baflkan"a nasip olmayan yet¤unu unutup, bir kez daha hep bera- kilere sahiptir. Bu yetkilerin, belirli
ber, AKP’nin ciddi ciddi oturup oranlarda da olsa s›n›rlanmas› anla(onun deyimiyle) "herkesin iflte bu m›na gelecek bir baflkanl›k için, en
benim anayasam" diyece¤i türden az›ndan acelesi yoktur. Yani bu da
bir anayasa amaçlad›¤›na ve kollar› gerçek gündemi örtmeye yarayan bir
bunun için s›vad›¤›na inand›k. Kimi- kamuflaj malzemesidir.
miz ise bu manevran›n fark›nda olDikkat edilirse hala gerçek gündedu¤unu söz konusu söylemin, T. Er- me, di¤er bir ifadeyle emperyalizdo¤an’›n baflkanl›k, hesab›n› gizle- min AKP eliyle ne yapmaya çal›flt›mek üzere yap›ld›¤›n›, as›l amac›n ¤›na gelmedik. Buna, toplumun hebaflkanl›k oldu¤unu düflündü. Ve ta- men her kesiminin ilgisini çekmeye
bii, aldanmam›fl olman›n, dolay›s›y- müsait futbol/flike gündemini de ekla gerçek gündemi görebilmenin hu- ledi¤imizde, iflimizin ne kadar zor
zurunu (!) yaflad›.
oldu¤u görülür. Bu zorluk, ayn› zaKapsaml› ve yöntemli düflünüldü- manda izlenmekte olan yöntemin
¤ünde görülecektir ki AKP’nin ger- yanl›fll›¤›na da iflarettir. Demek ki
çek gündemi ne anayasa, ne de bafl- söylenene, gösterilene veya temenni
kanl›kt›r. 12 Eylül 2010 tarihindeki etti¤imize göre de¤il, olgunun büyük
resim içindeki yerine, ifllevine bak›larak geliflmelerin izleyece¤i seyri
okumak gerekiyor. Bu bakanlar›n
kimli¤i veya baflbakan›n niteli¤i ile
de¤iflmeyen, çok daha köklü/ kapsaml› nedenlere dayanan bir olayd›r.
Büyük resmin en etkili yerinde,
sistemin küresel boyuttaki krizi duruyor. 3 y›l içinde pek çok ülkenin
ekonomisini sallayan bu krizin
günümüze de 10 y›l sonras›na da izdüflümleri dikkate al›nmadan de¤erlendirme yap›ld›¤›nda, yukar›da
özetlemeye çal›flt›¤›m gibi alg›da yan›lg›lar, yön al›flta sürüklenmeler
gündeme gelir.
Yerel boyuttaki olgular dahil, hemen her geliflmede etkisini görebilece¤imiz ve bir süre belirsizlikler /denemeler eflli¤inde yürüyecek olan
küresel sürecin kalbi Ortado¤u’dur.
‹flte bu co¤rafya, haber vererek gelen
riskli/ çat›flmal› sürecin yükünü paylaflmamak için ve büyük olas›l›kla
uzlaflarak, a¤›rl›kl› olarak ABD’nin
iradesine b›rak›ld›. Yeni NATO konsepti de, bölgede Türkiye’nin (san›ld›¤›n›n aksine) azalan de¤il artan rolü de bu süreçte gündeme geldi. Yaklafl›k 10 y›ld›r de¤iflen (de¤ifltirilen)
Türkiye’nin hangi yönde, nas›l ve ne
için de¤iflti¤i de AKP’nin "ustal›k"tan ne anlad›¤› da art›k kamufle
edilemeyecek biçimde ortaya ç›k›yor.
Kimilerinin "Arap bahar›" olarak
okumay› tercih etti¤i, gerçekte ise
halklar›n ezilme gerçekli¤ine ve demokrasi talebine ra¤men, "sonbahar" yönünde ilerledi¤i pek çok veriyle gözlenebilen süreç; Birinci Yeniden Paylafl›m Savafl› sonras›nda çizilmifl olan s›n›rlar›n de¤iflimini de,
mevcut co¤rafyada ekonomilerin s›n›fsal çeliflmeyi absorbe eden biçimde entegrasyonunu da amaçlayarak
gelifliyor. Bunun için, ülkeleri de
halklar› da birbirine k›rd›rmak dahil
her yolu mubah gören, ama flimdilik
"havuç"la "sopa"y› bir arada kullanan ABD, büyük katliamlar dahil,
her fleyi göze alm›fl durumdad›r. Çin,
Rusya gibi ülkelerin dahi sonuçlar›n›
paylaflmamak için uzak durdu¤u bu
süreçte Türkiye, egemenin elindeki
m›zra¤›n ucu ve atefle uzanan mafla
olmaya soyunmufltur.
ABD flimdilik, çok daha riskli gördü¤ü etnik farklar› de¤il, mezhepsel
farklar› eksenine alan bir ayr›flma
üzeriden yol almaktad›r. Ancak, bilinir ki ne Ortado¤u satranç tahtas›d›r,
ne de ülkeler / halklar taflt›r. Kolay
lokma olarak görülen Libya’da bile
aylard›r sonuç al›nam›yor. Suriye,
çok daha zorlu ve direnme imkanlar› kendi s›n›rlar›ndan ibaret olmayan
bir ülkedir.
Tüm bu geliflmeler, sürecin masa
bafl›nda tasarlan›rken veya yaz› yazarken kullan›lan ifadelerin yapt›¤›
ça¤r›fl›mlardan öte zorluklar içerdi¤inin, uzun ve çalkant›l› oldu¤unun
göstergesidir. O s›n›rl› nüfusuyla
Bosna’da bile s›n›rlar›n de¤iflimi
yüzbinlerce insan›n ölümü sonras›nda mümkün olmufltu. Birinci Dünya
Savafl›’n›n ölüm bilançosu ise 30
milyondur. Bu türden süreçlerde,
ABD’nin en çok ustalaflt›¤› konulardan biri de, faturay› bir baflkas›na
ödetmektir. Türkiye’nin bölgedeki
giderek çap› ve niteli¤i büyüyen rolü, bu çerçevede de¤erlendirilmeli
ve geliflmelere ba¤l› olarak; savafla
fiilen girmesi de, ülke içine mezhep
çat›flmalar›n›n tafl›nmas› da uzak bir
olas›l›k olarak görülmemelidir.
Bu olas›l›klar, Türkiye’de AKP
eliyle faflizmin, yeni dönem ihtiyaçlar› ba¤lam›nda nas›l güncellendi¤ine kafa yorularak de¤erlendirildi¤inde, mücadele araç ve yöntemlerinin
seçiminde de isabet oran› artacak;
öznellik, yerini gerçekli¤e b›rakacakt›r.
‹flte tüm önemine ra¤men, BDP
destekli ba¤›ms›z milletvekili say›s›n›n 36’y› bulmas›n›n veya bu çerçevede yap›lan seçim ittifak›n›n, süreci
karfl›lamak üzere gerekli olan donan›m ve güç birli¤i için neden yeterli
olmad›¤›; demokratik güçlerin birli¤inden de k›sa uzun vadeli taleplerden
de ne anlafl›lmas› gerekti¤i, bu toplu
durum ›fl›¤›nda de¤erlendirilmelidir.
Yapt›¤›m bu de¤erlendirmenin bir
çeflit küçükbafll›klar toplam› oldu¤unun fark›nday›m. fiimdilik, en az›ndan kavray›fltaki olas› sorunlara / eksiklere iflaret etmifl olmay› önemsedim. Gazetenin bu ilk say›s›nda, neyin ne denli aç›labilece¤i (yazar say›s›, sayfa say›s›, yer darl›¤›, vb. nedenlerle) konusunda da emin olmad›¤›m için, paragraflar›n ucunu, f›rsat olursa ilerde tart›flmak üzere aç›k
b›rakt›m.
Buradan, bizi okuyan veya yüre¤i
ayn› kulvarda atan herkese sevgilerimi iletiyor, "Türkiye Gazeteciler
Sendikas›" baflta olmak üzere, eme¤i
geçen herkesi, tutsak s›cakl›¤›yla kucakl›yorum.
8
22/7/11
8
17:23
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
“Uçurtmay› vurmas›nlar”
Sendikas›zlaflt›r›lm›fl bas›n tutukludur
ÜRK bas›n›, as-
koyan yöneticilerin olmas› normal midir?
laflt›rma hareketine
Bunlar›n yan›na
maruz kald›¤›ndan
Türkiye söz konusu
beri tutuklu de¤erli
oldu¤unda, Kopenhag
dostlar. Bugün bizlekriterlerinin birincisi,
rin hapislere tutulmahukukun üstünlü¤üns›, o sürecin somut,
den sadece ve sadece
kanl›-canl› ac› sonu"askerlerin yarg›lanacu, o kadar!..
bilmesini" anlayan,
Y›llar
önceydi,
yasak savma kabilinAB’nin resmi gazeteden de sadece iki gasi denilen gazetesinde
zeteci için sesini az›yay›mlanan, ama k›sa
c›k yükseltirken, disüre içinde apar-topar
¤erlerini "Ergenekoniptal edilen bir karar›
cu" sayan bir Bat› anokumufltum. Karar,
lay›fl›n› koyun… ‹flte
Türkiye’nin ekonohuzurlar›m›zda, "En
Silivri
mik, sosyal ve siyasi
ileri demokrasi… En
8 No’lu L Tipi
aç›dan üyeli¤e ehil
ileri hukuk!..”
Kapal› Cezaevi
olup olmad›¤›na iliflBu flartlar alt›nda
kindi. Do¤u Avrupa
cezaevindeki bizlerin
ülkeleri ile üyelik müzakereleri çoktan tek tek mücadelesi, hatta medyan›n
bafllam›flt› ve söz konusu kararda, Tür- topyekun mücadelesinin dikkate al›nkiye’nin birçok aç›dan bu ülkelere gö- mas›, sonuç vermesi ne kadar zor, de¤il
re, üyeli¤e daha ehil oldu¤u vurgulan›- mi?..
yordu.
Baflta tüm hukuk adamlar›, barolar,
Benim as›l dikkatimi çeken ise üniversiteler ve de maddi veya manevi
AB’ye çok flafl›rt›c› ve ilginç gelen bir ba¤lant›lar›n› bir tarafa b›rakabilecek
Türkiye gerçe¤i veya normalinin alt›- sivil toplum örgütlerinin bu mücadelen›n çizilmesiydi. Mealen aktar›yorum; mize omuz vermesinin sa¤lanmas›,
yaflayan tüm ekonomik s›k›nt›lara ra¤- inan›yorum ki, sadece bizlerin de¤il,
men Türklerin bunlar› nas›l afl›p, ayak- medyan›n ve beraberinde herkes için
ta kalabildi¤i sorgulan›yor, ard›ndan flu gerekli hukuk ve özgürlü¤ü getirecektespit yap›l›yordu: "Türklerde aile ba¤- tir.
lar› o kadar güçlü ki, s›k›nt› oldu¤unda
bulguru, tarhanas›, mercime¤i köyün- MÜYESSER VE M‹LAD‹Ç
den gönderiliyor, ana-baba evini-afl›n›
Biliyorsunuz, Bosna savafl›nda 8 bin
evli çocuklar›yla paylafl›yor. ‹flte Türksivilin öldürüldü¤ü Srebrenitza katlileri bu dayan›flma ayakta tutuyor"…
am›n›n sorumlular›ndan S›rp Komutan
Bat›l›lara "mucize" gibi gelen bu daRatko Mladiç 16 y›ld›r sonra geçti¤iyan›flman›n ad› bence bas›nda da "senmiz 27 May›s’ta yakaland›. Ve o Mladika" idi, sendika olmal›yd›. Ne zaman
diç sadece bir hafta sonra 3 Haziran güki gönüllü veya zorunlu bundan vaznü hakim karfl›s›na ç›kart›ld›. Hakk›ngeçtik, vazgeçirildik, iflte o zaman "tuda 11 suçlama vard›, iddianamesi ise
tukluluk" dönemimiz bafllad›. Bizim
toplam 38 sayfayd›.
oralarda bir söz vard›r, "D›fl› kalayl›, içi
Bir de biz tutuklu gazetecilerin halivayvayl›" diye… Medyam›z da görüne bak›n; 3-4 y›ld›r cezaevinde olduknüflte ça¤ atlad›, en son teknoloji ve halar› halde hala neyle suçland›¤›n› bilberleflme imkanlar›na kavufltu, ama asmeyen, ama iddianameleri binlerce
li unsurunu, "insan›-çal›flan›" unutuldu.
sayfay› bulan arkadafllar›m›z var. Son
Unutulan› unutturmayacak ya da mildalgada tutuklanan bana gelince, 4 ayletvekillerinin, milletin de¤il, liderin
d›r cezaevindeyim ve halen ben de suvekili olmas› misali, gazetecileri patron
çumu bilmiyorum. Dahas› hakk›mdaki
veya siyasinin iki duda¤› aras›na mahiddianamenin ne zaman haz›rlanaca¤›
kum etmeyecek, gazetecilerin patron
da bilinmiyor!..
veya iktidar›n de¤il, milletin hak ve ç›Demek ki bizler S›rp Kasap Mlakarlar›n›n sözcüsü olmas›n› sa¤layacak
diç’ten daha a¤›r ve korkunç suçlar ifltek bir güç vard›r biz gibi ülkelerde; o
ledik!..
da sendikad›r.
Ve Mladiç’in cezaevi flartlar›; HolYine y›llar önceydi... gazetecilerin
landa’n›n en lüks mahallelerinden bisendikas›, toplu sözleflmesi, mesaisi vs.
rinde bulunan bir cezaevinde kal›yor…
vard›. Merhum Turgut Özal bir habeHücresi çok konforlu, uydu ba¤lant›l›
rimden dolay› çal›flt›¤›m gazeteden
TV’si bile varm›fl. Hücresinin kap›s›
at›lmam için patrona bask› yap›yordu.
gece ve yemek saatleri d›fl›nda aç›k tuBense o günlerde senelik izindeydim.
tuldu¤u için di¤er mahkumlarla rahatfiimdilerde "Ergenekon" tutuklusu gaça iletiflime geçme, ailesiyle rahat gözetecilerden Nedim fiener ve Ahmet
rüflme imkan› varm›fl. Bunlar› b›rak›n,
fi›k d›fl›nda kimseyi tan›mad›¤›n› söy1994te intihar eden k›z›n›n mezar›n› zileyen Nazl› Il›cak, beni telefonla bulyaret etmesine bile izin verilmifl.
durdu, ak›betimi bildirdi!.. Ama araSilivri’nin flartlar›n› anlatmama gemas›n›n as›l sebebi bu de¤ildi, iznimi
rek yok, az-çok biliyorsunuz… Sadece
uzatmak için gerekirse rapor al›p, gönflu kadar›n› belirteyim; su verilme
dermemi istiyordu. Neden mi? Topluprogram›na göre yafl›yoruz!..
sözleflme görüflmeleri sürüyordu, izniDemek ki bizler Mladiç’ten daha
mi uzatarak, imzalanacak sözleflmeden
tehlikeliyiz!...
yararlanmam›, böylece ma¤duriyetiBir örnek de ülkemizden… Y›llar
min bir nebze de olsa telafisini arzuluönce adamlar›yla birlikte polis karakoyordu tüm samimiyetiyle… Nazl› Halunu bas›p, gözalt›ndaki o¤lunu kaç›n›m’›n bu gayreti, muhtemeldir ki, efli
ran eski milletvekili hat›rlars›n›z… Bu
rahmetli Kemal Il›cak’›n bilgisi dahizat 5 y›l önce 18 kifliyle birlikte gözallindeydi. Demem o ki, bir zamanlar sit›na al›nd›. Örgüt kurma, örgüt üyesi
yasilerin bak›lar› karfl›s›nda patronlar›n
olma ve ihalelere fesat kar›flt›rma suçdahi, ma¤dur gazeteciler için en büyük
lar›ndan… A¤›r Ceza Mahkemesi’ndegüvence gördü¤ü/sayd›¤› sendikayki ilk duruflmada kendisi ve 16 arkadad›…
fl› tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest
Has›l› kanaatimce, Türk medyas›n›n
b›rak›ld›, sadece o¤lu tutuklu kald›.
tüm kesimlere örnek olacak gerçek ve
Ama 1 ay sürdü tutuklulu¤u ve avukatbüyük bir dayan›flma sergileyip, "tular›n itiraz› üzerine o da serbest b›rak›ltuklu" halden kurtulmas›n›n ilk ad›m›
d›. ‹flte bu davan›n geçen 11 Haziyeniden, güçlü bir sendikalaflma hareran’da karar duruflmas› vard›… 4 kifli
ketinin bafllat›lmas›d›r.
28’er y›l hapis cezas›na çarpt›r›ld›. Bu
Bizlerin "esaretten" kurtulmas›na
cezay› alanlar aras›nda o eski milletvegelince; eminim ki tüm hukukçular,
kili de vard› ve hakk›nda "yakalama"
Hukuk Fakültelerinde ö¤rendiklerinin
karar› ç›kart›ld›.
A’dan Z’ye nas›l ters yüz edildi¤ini göNe karakol bast›k, ne örgüt kurduk,
rüyor, bunun floku içinde de bizlere ne de ihalelere fesat kar›flt›rd›k…
yard›m elini uzatam›yor!.. Hepimizin Ama bizler tutukluyuz… Kimimiz
gözleri önünde Türkiye için ayr› bir hu- y›llard›r bu halde yarg›lan›yor, ben ise
kuk yaz›l›yor, yetmiyor yandafllar-kar- ne zaman haz›rlanaca¤›n› bilmedi¤im
fl›tlar fleklinde ikili bir hukuk sistemine iddianameyi bekliyorum Silivri hapisgeçiliyor… Bir ülkede;
hanesinde!
- Bakan›n›, s›rf kanunlar›n üzerinden
Demek ki bizler sadece Mladiç’ten
atlay›p, pratik çözümler buldu¤u için de¤il, 28 y›l hapis cezas›na çarpt›r›lmaöven,
lar›n› gerektiren suçlar› ifllemelerine
- Ç›kar›lan kanun veya yap›lan ata- ra¤men 5 y›l tutuksuz yarg›lanabilenmalar›, hukuka ayk›r› bulan yarg› or- lerden de daha daha tehlikeliyiz!..
ganlar›na savafl açan,
Ama hay›r, bizler ne Mladiç’iz, ne
- "Yarg› bana kar›flmas›n" diyebilen, örgüt, ne de çeteyiz… Sadece ve sade- Evrensel hukukun özü olan ce gazeteciyiz!... Maruz kald›¤›m›z
"berâet-i zimmet esast›r" ilkesini ayak- haks›z, hukuksuz sald›r›, iftira ve zular alt›na al›p, daha iddianamesi haz›r- lümlerin bu so¤uk duvarlar› aflmas›nda
lanmam›fl bizleri "terörist" ilan edip, gözümüz, kula¤›m›z, dilimiz, elimiz,
yarg›s›z infaza tâbi tutan,
kalemimiz oldunuz. ‹yi ki vars›n›z!..
- Ve tam 17 y›l öncesinden, "Bu hu"TUTUKSUZ GAZETE"lerde bukuku haz›rlayanlar, bu düzenin kald›- luflmak dile¤iyle, Silivri’den kucak dor›lmas›n›n maflas› olacaklar" gibi hedef lusu sevgi, sayg› ve selamlar.
Tl›nda sendikas›z-
Müyesser YILDIZ
Mazlum Erenci’nin an›s›na...
inik Bar›fl ve ‹nci ablas›n›n iç burkan arkadafll›¤›n›n ve bir zamanlar
-asl›nda her zamanlar-Türkiye’sinin
görünmeyen yüzlerini anlatan roman›n›n ve filmin ad› Uçurtmay› Vurmas›nlar…
En tabi insani taleplerin nas›l vahfletle, zalimce bast›r›ld›¤›n›n, iki yüzlü¤ün,
iflgüzarc› memur mant›¤›n›n ve çocuklu¤un o el de¤memifl, kirlenmemifl insan özünü, kafaya dank ettirerek anlat›yor Uçurtmay› Vurmas›nlar.
Defalarca izledim filmini, hiç s›k›lmad›m… Her defas›nda Bar›fl’›n hüznüyle hüzünleniyor, a¤lamas›yla a¤l›yor, gülüflüyle gülüyor, heyecan›yla heyecanlan›yor ve "Uçurtmay› Vurmas›nlar" deyifliyle sitem ediyor insan; küfrediyor, insanl›¤›ndan utan›yor… O minik yüre¤in burkuluflunu izlemek, uzan›p bir fleyler yapamamak çileden ç›kar›yor insan›.
Film bafltan sona tan›d›k bize; ezilen,
haklar› gasp edilen, sömürülen, dili,
kimli¤i, kültürü inkar edilen, asimile
M
edilmeye çal›fl›lan insanSorular›na ya masum
Bedri ADANIR
lardan, halklardan, s›n›fyalanlar cevap olmufl
lardan izler tafl›yor. Dahep ya da sab›rla bekleha dün belki, belki saatmesi, umut etmesi ö¤reler önce, belki de flu antilmifl, ö¤ütlenmifl...
da o filmin sahneleri ya-Niye uçmuyor ‹nci?
flan›yor, ayn› anda, bir-Uçar bir gün…
çok yerde, parçalanm›fl,
10 yafl›ndaki ‹rlandaher parças›na zulüm dal› bir çocu¤un okudu¤u
¤›t›lm›fl ülkemizde.
bir fliiri dinlemifltim,
Hani büyük tehlikele"Neden?" diye sorurin anlat›ld›¤› zamanlaryordu; "Anlat›n bana,
da söylenen bir söz varneden?" Bar›fl da gözd›r: "Hayat›m bir film
leriyle soruyordu: "Nefleridi gibi geçti gözleriden?"
min önünden." ‹flte bu
"Anlat›n bana, neda bizim hayatlar›m›z›n
den?”
Diyarbak›r
film fleridi: Uçurtmay›
Her fley neden böyle
D Tipi Cezaevi
Vurmas›nlar.
olmal›?
-Ad›n ne?
Baflka bir flekilde de
-Bar›fl!
olabilirdi!
-Suçun ne?
Anlat›n bana neden?
-Düflünmek, kitap okumak…
Anlam›yorum, insanlar neden birbirBar›fl’›n hayat› keflfi, anlamland›rama- lerini incitiyor, neden?
d›¤› tutsakl›kla bafllam›fl. Ve çok çabuk
"Neden"e gelmeden önce…
düflmüfl da¤arc›¤›na kocaman sözcükler.
Duydunuz mu, 2011 Türkiye’sinin
de bir Bar›fl’› var, ad› Agir (Atefl). Annesiyle Urfa hapishanesinde. Babas› da
hapiste. Ve biliyor musunuz? Agir’›n
saçlar› a¤arm›fl, daha 3 yafl›nda;
1,2,"3"…
Neden?
Zulüm, korku onursuzlaflt›rabiliyor
insanlar› ve onursuzlaflan insanlar cellatlar›na dönüflebiliyorlar ne yaz›k ki!
Belki de "neden", bu onursuzlaflan insanlard›r.
Ama "insanl›k onurunun hakk›n› verenler de var." Var ki insanl›k demokrasi gibi bir de¤er yaratt› kendine. Var ki
umutluyuz, var ki hala uçurtmalar›m›z
geziniyor semalarda.
Ama zulüm de var! "Uçurtmay› Vurmas›nlar!" diyen çocuklar›m›z var hâlâ… O halde haydi, hep beraber hayk›ral›m: "Uçurtmay› Vurmas›nlar!" Hayk›ral›m: "Agir’›n saçlar› a¤armas›n!"
Hayk›ral›m: "Düflünenler, kitap okuyanlar" hapsedilmesin!" Hayk›ral›m:
"‹nce Memed’in ma¤aras›na vahfliler
basm›fl" diyelim.
Hayk›ral›m!
‘Neden hapishanedeyiz?’
Hatice DUMAN
Gebze M Tipi Cezaevi
osyalist, Kürt ve di¤er muhalif gazete-
Sciler ve ayd›nlar, halk›n özgürlü¤e aç›-
lan penceresi olmufllard›r. Yaz› ‹flleri Müdürlü¤ü’nü yapt›¤›m At›l›m Gazetesi’nin
de devletin her türlü sistematik terörüne
maruz kalmas›n›n nedeni budur. Elbette
bu durum gazeteyi yay›mlamam›z›n önünde büyük engeller do¤urdu. Ama yay›n
hayat›m›z boyunca asla bu teröre boyun
e¤ip hakikatlerden uzaklaflmad›k. Dahas›
siyasal iktidarlar›n yan›na yöresine düflmedik.
Objektiflerimizi
gerçe¤e
zumlad›k. Bu yüzden tiranlar›n hedef tahtas›nda olduk her zaman. Benimle birlikte
birçok çal›flan›n tutuklu olmas›, a¤›r hapis
cezalar›yla y›ld›r›lmaya çal›fl›lmas› akl›m›z›n ve yüre¤imizin rotas›n› hiçbir zaman de¤ifltirmedi. Gazetemizin her say›s›
toplat›ld›, yarg›land› ve ceza ald›. Sadece
biz de¤il, bugün yüzü aflk›n bas›n flehidiyle, birçok tutsak arkadafl›m›zla bir bas›n
onuru abidesi gibi duran Kürt bas›n›ndan
söz etmemek bas›n özgürlü¤üne en büyük
darbeyi vurmak demektir. Bir de otosansüre, devlet sansürüne karfl› güçlü bir durufl sergileyen arkadafllar›m›z var Ahmet
fi›k, Nedim fiener gibi onurlu durufllar›yla
muhalif kimlikleriyle özgür bas›n gelene¤ine güç katan bu arkadafllar›m›z aylard›r
hapishanede ve ne yaz›k ki, sansürün kald›r›l›fl›n›n 103. y›l›na günler kala böyle bir
karanl›k tabloyla karfl› karfl›yay›z.
Sansürün kald›r›l›fl›n›n 103. y›l›nda da
70 arkadafl›m›zla birlikte havaland›rmadan gökyüzüne özgürlük flark›lar› ulaflt›raca¤›z. En baflta hapishanede oluflumuz
sansürün hâlâ yerli yerinde durdu¤unu
gösteriyor. Dahas› bu durum “bas›n özgürlü¤ü”nün, Baflbakan, Cumhurbaflkan›
ve bilumum devlet erkân›n›n sözlerini
süsleyen bir teraneden baflka bir fley olmad›¤›n› kan›tl›yor ziyadesiyle. Gazetecileri
k›rk metrekareye t›kayan bu sansür sistemi hala t›k›r t›k›r ifllemektedir. Faflizm her
zaman hakikatleri ters yüz eder ve medyas›yla, bas›n›yla halk› yalanlarla al›klaflt›r›r.
Gazetecilerin hapishanelere t›k›lmas› ise
bu manipülasyonu kolaylaflt›r›r. Gerçekler
duvarlar›n ard›nda kald›kça yalanlar›n saltanat› sürüp gider. Bask›, terör burada bitmez. F Tipi tecrit zindanlar›nda bütün varl›¤›ndan, de¤erlerinden vazgeçmen istenir. Hücren bas›l›r ve kitab›n› arar bir dolu iktidar ufla¤›… Roland Barthes, “faflizm konuflma yasa¤› de¤il, söyleme mecburiyetidir” sözünü yaflam›n içinden çekip ç›karm›flt›r ne de olsa. Hapishane de,
d›flar› da fark etmez, bütün toplum AKP
iktidar›na biat etsin istenir. Fakat her zamanki gibi flimdi de buna güçlü bir itiraz›m›z var. Hapishanedeyiz, çok bir yaflamla
karfl› karfl›yay›z. Ama yine de “bize gücünüz yetmez” diyoruz bir kez daha. ‹ktidar›n olanaklar› bize aç›lmad›¤› gibi çok k›s›tl› olanaklar›m›za da el konuluyor. Ancak buna ra¤men akl›m›zla ve yüre¤imizle hakikatlere do¤ru yolculu¤umuzu sürdürece¤iz. K›rk metrekareye s›¤mayan
objektiflerimizi, yani gözlerimizi s›n›rs›z
mavilikten ay›rmayaca¤›z hiçbir zaman.
Çünkü “Neden buraday›m” sorusunun
yan›t›n› fazlas›yla buluyoruz bu sonsuz
mavilikte.
Hapishanede en çok gözlere odaklan›yorum nedense.
O gözlerde insan öyküleri öyle ac›t›c›
öyle isyan ettirici ki... Bunu fark etti¤im
an bir gazetecinin nerede olursa olsun,
dünyay› ayd›nlataca¤›na olan inanc›m
güçleniyor. Bir keresinde ayn› hücreyi
paylaflt›¤›m arkadafllarla röportaj yapm›flt›m. 19 Aral›k 2000’de hapishanelere yönelik katliamda tesadüfen “hayata dönen”lerle…
“Kanl› iftar” manfletiyle bas›n eti¤ini
yerle bir edenlerin borazanl›¤› eflli¤inde
her türlü vahflete maruz kalanlarla. Objektiflerini ekonomik ç›karlar› gere¤i karartarak dünyay› fildifli kulelerinden izleyenlere çok uzak gelir bu tablo. En zor koflullarda gerçe¤e bu kadar dokunabildi¤im bu
röportaj gazetede yay›nlan›nca ne çok sevinmifltim. Sahi hâlâ
hapishanedeyiz, de¤il
mi? Neden? ‹flte hâlâ
bu koflullarda bile
do¤rular› görüp yazd›¤›m›z için…
Ahmet fi›k, Cumartesi Anneleri’nin
yan› bafl›ndayd›. Kürt
halk› bir de onun gibi
gazetecilerin haberleriyle tan›d› bas›n onurunu. Evet, biz bu
yüzden hapishanedeyiz hâlâ.
Kimse bize art›k flu garabete dönen demokrasinin nimetlerini övmesin! Zira 9
y›ld›r hapishanedeyim ve ‹stanbul 12 A¤›r
Ceza Mahkemesi’nin verdi¤i fetvayla 21
y›l daha burada kalmama karar verildi.
Dosyam Yarg›tay’da ama art›k bunun da
bir önemi kalmad›. Çünkü bu ülkede bas›n özgürlü¤ü, Adana’da portakal bahçesine as›lan Metin Alatafl’la birlikte katledildi. O gün karart›lan gazete sayfalar›n›n
ruhu bütün ülkeyi örtmüfltü sanki. Serbest
b›rakt›¤›m gözyafllar›m faflizmin boynumuza geçirdi¤i bu ilme¤e isyan›n niflaneleriydi.
Kürtlere beyaz asimilasyonu, kad›nlara
soyk›r›m suçunu iflleyen bir iktidarla karfl› karfl›yay›z maalesef. Eflcinsellere uygulanan vahfletin, erkekleflmifl kad›n politikac›lar diliyle nas›l da
hakl› görüldü¤üne de¤inmiyorum bile. Keza sosyalist ve Kürt siyasetçileri susturmak,
tasnifiye etmek için
hapishanelerin toplama kamp›na çevrildi¤inden de söz etmeyece¤im. Duvarlar›n so¤uklu¤una, engelleyici
hükmüne ra¤men tüm
gerçekleri yazabilen
Ahmet fi›k’lar›, Sedat fieno¤ullar›n›, Vedat Kurflunlar›, Nedim fienerleri, Gurbet
Çakarlar› ve di¤er arkadafllar›m› yazaca¤›m. Elbette onlar› yazmak gökyüzünde
özgürlü¤e kanatlanm›fl o eflsiz an›n› yaflat›r insana.
Ne faflizmin kendisi d›fl›nda kalanlara
her türlü devlet terörüne reva görmesi ne
de TMY garabeti, sansür yasalar› özgürlü¤e kanat ç›rp›fl›m›z› engelleyebilir.
AKP’nin kurmaylar› bofluna nefes tüketmesin. Cumhurbaflkan› Abdullah Gül, hapishanedeki gazetecileri hedef alarak ‘gazetecilik faaliyetlerinden dolay› hapishanede de¤iller’i buyurmufl! Bülent Ar›nç
y›llar önce Tansu Çiller’den ödünç ald›¤›
sözlerle, At›l›m’›, Azadiya Welat’› hedef
göstermifl! Art›k bunlara kimsenin inanmad›¤›n› onlara daha fazla hat›rlatmam›z
gerekir. Komplolarla, TMY k›skac›yla hapishanede oldu¤umuz yetmiyormufl gibi
bir de kendi yaratt›klar› durumdan ikinci
kez karl› ç›kmaya çal›fl›yorlar. Ama dedi¤im gibi bu yalanlara çok az insan inan›yor flimdi. Sansürün kald›r›l›fl›n›n 103.
y›ldönümünde Abdülhamit’in burnu hâlâ
bir gölge gibi haberlerimizin, fikirlerimizin üzerinde duruyor.
Sansür kalkmad› ve hâlâ kalemimiz, ellerimiz kelepçeli…
Baflta tutsak gazeteci arkadafllar›m› olmak üzere tüm bas›n emekçilerini bu kelepçenin k›r›lmas› ve sansürün kalkmas›
dile¤iyle selaml›yorum.
9
22/7/11
17:23
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
‘Neyle suçland›¤›m›z› bilmiyoruz’
ize Sincan 1 No’lu F Tipi Hapisha-
zetecilere yönelik tutuklamalar›n artmas›yla beraber bu söz fazlaca söyleAral›k 2010 tarihinden beri bu hapishanir oldu. Y›llard›r devrimcilerin haynenin hücrelerinden birinde, iki arkak›rd›¤› "Susma sustukça s›ra sana gedafl›mla beraber kal›yorum.
lecek" slogan› da gazeteciler taraf›nNeden mi? Daha bana da bir aç›kladan meydanlarda hayk›r›ld›.
ma yapma lütfunda bulunmad›lar. DosBunlar olmas› gereken, güzel tepkiyam›zda "gizlilik karar›" varm›fl. 6 ay›
lerdir. U¤rad›klar› haks›zl›klara karfl›
doldurduk burada, ama neyle suçland›insanlar›n meslektafllar›n› sahiplen¤›m›z› bilmiyoruz. Bu da "ileri demokmesi, haks›zl›¤› teflhir etmesi çok
rasi"nin nimetlerinden biri iflte!
önemli.
F Tiplerinde bu "ileri demokrasi"
Ama ister istemez flunu soruyor inma¤durlar›ndan çokça bulabilirsiniz.
san: fiimdiye kadar neden sustunuz?
Sincan 1 Nolu F
Tipi Cezaevi
Biz buraya getirildikten k›sa bir süre
Neden Alman papaz›n› oynad›n›z?
sonra, Samsun’dan gözalt›na al›n›p buS›ran›n size mi gelmesi gerekiyordu?
raya getirilen arkadafllar›m›z 8-11 y›l aras› cezalar al- Bu ülkede bask›lar, keyfi tutuklamalar ilk defa yad›lar. Onlar›n "suç"lar›ysa, "Grup Yorum konseri dü- flanm›yor. Bas›nda da, farkl› alanlarda da haklar ve
zenlemek". Evet, yanl›fll›k yok. Bu arkadafllar›m›z özgürlükler mücadelesi verenler, sürekli bask› alt›nkonser düzenledikleri, daha do¤rusu düzenlemek is- da oldular. Ve maalesef bu bask›lar karfl›s›nda ço¤u
tedikleri için gözalt›na al›n›p tutukland›lar.
zaman burjuva bas›n da yapt›klar› ›smarlama sald›fiafl›rt›c› de¤il mi? Ama bu ülkede haklar ve öz- r› haberleriyle, psikolojik savafl›n bir parças› oldu,
gürlükler mücadelesi verenler için bunlar flafl›rt›c› oluyor. Ya da bu bask›lar› gündemine alm›yor, yok
de¤il. Hatta biraz daha ileri giderek, "kaç›n›lmaz" ol- say›yor.
du¤unu söyleyebiliriz.
Ben devrimci bas›n›n yaflad›¤› sorunlar› sahibi ve
Keza art›k b›rakal›m haklar ve özgürlükler müca- yaz› iflleri müdürü oldu¤um Yürüyüfl Dergisi üzerindelesi verenleri, iktidara biraz muhalefet eden herkes den anlataca¤›m. Dergimin tam ad› Ba¤›ms›zl›k,
kendini bu tehlikenin içinde görüyor.
Demokrasi, Sosyalizm ‹çin Yürüyüfl. Anlafl›laca¤›
Nazi Almanyas›’nda bir papaz›n kendi durumunu gibi, muhalif bir dergi. Tarafs›z bas›n de¤iliz. Tarafanlatmak için söyledi¤i ve günümüze kadar gelmifl s›zl›¤› reddediyoruz. Bizim taraf›m›z bellidir. Biz
sözleri vard›r: "Önce komünistleri götürdüler. Sesi- yoksul, ezilen, sömürülen halk›n taraf›nday›z, halk›n
mizi ç›karmad›k…" diye bafllar. Son zamanlarda ga- ç›karlar›n› savunuyoruz. Bunun bedellerini ödemeyi
Snesi’nden selamlar getiriyorum. 28
Halit GÜDENO⁄LU
göze ald›k ve ödüyoruz.
Tutuklu gazetecilerle ilgili iktidar›n sözcüleri,
"Öyle gazete-dergi isimleri var ki; ad› san› duyulmam›fl" diyerek, ak›llar›nca tutsakl›¤›m›z› meflru göstermeye çal›fl›yorlar.
Evet, televizyon kanallar›nda reklamlarla dergimizi tan›tm›yoruz, holding sahibi olmufl patronlar›m›z yok. Halk›z, halk›n içindeyiz ve gücümüzü
halktan al›yoruz.
Bu yüzden dergimiz ç›kt›¤› ilk günden beri bask›lar›n, sald›r›lar›n hedefi oldu. Dergimizi gönüllü olarak da¤›t›p tan›tan yüzlerce kifli polisin sald›r›s›na
u¤rad›, gözalt›na al›nd›. Bunlar haber de¤eri tafl›mad›, yasal bir derginin sat›fl›na yap›lan sald›r›, o zaman
bas›n özgürlü¤üne vurulan darbe olarak görülmedi.
Susuldu. Sesleri ç›kmad›. Alman papaz›n dedi¤i gibi "Çünkü sosyalist de¤illerdi." Sosyalizmi savunanlar›n gözalt›na al›nmas›, iflkence görmesi do¤ald›
çünkü.
Yetmedi; Yürüyüfl da¤›t›l›rken 16 yafl›ndaki Ferhat Gerçek polis taraf›ndan s›rt›ndan vurularak felç
b›rak›ld›. Ferhat flimdi 19 yafl›nda tekerlekli sandalyesinde haklar ve özgürlükler mücadelesi vermeye
devam ediyor. O, tekerlekli sandalyesinde yine bu
bedelleri ödüyor. ‹stanbul Okmeydan›’nda bulunan
Okmeydan› Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’ne yap›lan bask›nda felç olmas›na ra¤men yere yat›r›l›p kelepçelenerek gözalt›na al›nd›¤›n› yine Yürüyüfl Dergisi’nden ö¤rendim.
Engin Çeber’i art›k neredeyse tüm Türkiye tan›d›.
O gerçekleri halka anlatman›n bedelini hayat›yla
ödedi. Yürüyüfl Dergisi da¤›t›rken gözalt›na al›n›p
tutukland›. Gördü¤ü iflkenceler sonucu hayat›n› kaybetti. Fakat yoldafllar›n›n ›srarla üzerine gitmesi ve
yarat›lan kamuoyu sayesinde iflkencecilerin ceza almas› sa¤land›.
Son olarak Yürüyüfl’ün bas›m ve da¤›t›m›n› yapan
Ozan Yay›nc›l›k bas›ld› ve bizler tutukland›k. Tutuklu gazeteciler istatisti¤ine 4 kifli daha eklenmifl oldu.
Tabii bir de toplatma, yay›n durdurma ve hapis cezalar› var. Yaz›lar nedeniyle soruflturma aç›lan, toplat›lan ve 1 ay yay›n durdurma cezas› alan say›lar› takip edemiyorum. Yüzlerce say› hakk›nda soruflturma ve davalar devam ediyor. Para ve hapis cezas›
verilmifl olup da Yarg›tayda bekleyenler de cabas›.
Bu davalar›n sonucunda ise 3-5 ya da 10-15 de¤il,
yüzlerce y›la varan hapis cezas›n› dergimde ç›kan
yaz›lardan kaynakl› alm›fl olaca¤›m. Bunun örnekleri yafland›.
Evet, sisteme muhalif, devrimci bas›n, bu sald›r›lar› on y›llard›r yafl›yor. Özellikle gazeteci meslektafllar›m›z da bunlar› bilmiyor olamaz. fiu anki tav›rlar›n›, tutuklu gazetecilerle dayan›flmalar›n› olumlu
buluyorum.
Belirtmek istedi¤im, y›llard›r biz bu sald›r›lara
maruz kal›rken bunlar›n sadece bizimle s›n›rl› kalmayaca¤›n› söylüyorduk. Bu yüzden, bu dayan›flma gerekli, ama biraz da gecikmifl bir dayan›flmad›r. Gelece¤e yönelik ad›mlar atmak istiyorsak,
geçmiflin muhasebesini yap›p hatalar›m›z› görmeli,
ders ç›karmal›y›z. Yoksa ayn› hatalar› tekrarlar
dururuz.
Mazlum daha 16’sında işkenceyle tanıştı...
Mazlum Erenci’nin an›s›na...
ürkiye’de son 30 y›ld›r on binleri bulan bu
kay›plar, hemen her eve ac› ve öfkeyi birlikte soktu. Bunca ac›ya neden olan bozuk hukuk
düzeni ise geride kalan onlarca soruyu yan›ts›z
b›rak›yor. Gözyafl›, feryat ve isyan› yakt›klar›
a¤›tlarla dile getiren annelerin ac› dolu evlat
kayb›n›n hayk›r›fl› "insan›m" diyen her bireyi
derinden yaralarken, bu isyanlar›n sonuncusu
ise Dersim’in Çemiflgezek ilçesi k›rsal›nda yaflam›n› yitiren 19 yafl›ndaki Mazlum ERENC‹
oldu.
Amed’de (Diyarbak›r) 14 Temmuz tarihinde
PKK lideri Abdullah Öcalan’›n saçlar›n›n zorla
kaz›t›lmas›n› protesto eden kitlenin aras›nda bulundu¤u iddias› ile Kofluyolu Park›’nda Diyarbak›r ‹l Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l› TEM fiube polisleri taraf›ndan gözalt›na al›nan 16 yafl›ndaki Mazlum ERENC‹, 3 gün gözalt›nda kald›ktan sonra ç›kar›ld›¤› nöbetçi mahkeme tara-
T
f›ndan tutukland›. Yarg›lanmas›na 6.
al›n›rken ve gözalt›nda iken u¤raOzan KILINÇ
A¤›r Ceza Mahkemesi’nde devam
d›¤› iflkenceye iliflkin ‹HD Amed
edilen Erenci, daha sonra "örgüt üyefiubesi’ne yapt›¤› baflvuruda basi olmak"tan 4 y›l 2 ay, "örgüt propafl›ndan geçenleri ayr›nt›l› bir flegandas› yapmak" suçundan 6 ay 20
kilde aç›klam›flt›.
gün ve 2911 say›l› "Toplant› ve GösErenci, yaflad›¤› vahfletle ilgili
teri Yürüyüflleri Kanunu’na muhale‹HD’ye yapt›¤› baflvuruda, o günfet etmek" suçundan ise 2 y›l 9 ay,
lerin korku dolu anlar›n› bir kez
toplam 7 y›l 5 ay 20 gün hapis cezadaha tüm canl›l›¤›n› adeta yenis›na çarpt›r›ld›.
den yaflarken, kendisi ile birlikte
Tutuklanarak Diyarbak›r E Tipi
TMK ma¤duru olan ve haklar›nKapal› Cezaevi’ne konulan Erenci 9
da 18 ile 38 y›l aras› hapis istenen
Diyarbak›r
buçuk ay tutuklu kald›. Yarg›tay’a
di¤er 12 arkadafl› ad›na yaz›lan ve
D Tipi Cezaevi
gönderilen Erenci’nin dosyas›
günlerce Türkiye gündemine otuTMK’de yap›lan de¤ifliklikle Diyarran mektupta flunlar› belirtiyordu:
bak›r Çocuk Mahkemesi’ne gönderildi. Eren- "Biz kendimizi çocuk olarak görmedik. Bizler
ci’nin çocuk mahkemesindeki yarg›lanmas› ise ç›ksak da sorun çözülecek mi, ana dilimizde
halen devam ediyor.
e¤itim alabilecek miyiz? Biz suç ifllemedik, bir
22 Nisan 2010 tarihinde TMK’de yap›lan de- gün tekrar beraber olmay› umuyoruz."
¤ifliklikler ile tahliye edilen Erenci, gözalt›na
Cezaevinden ç›kt›ktan bir süre sonra ROJ
TV’de yay›nlanan "Dengvedana Peyvê" (Sözün
Yank›s›) adl› programa kat›lan Mazlum Erenci,
Türkiye’de medyan›n her bir Kürt’ü ve her bir
Kürt çocu¤unu "terörist" olarak gördü¤üne dikkat çekmifl ve flunlar› belirtmiflti: "Örne¤in ulusal bir ajansta, çocuklar›n polislere tafl att›¤› ile
ilgili bir haber yap›lm›fl. Ancak do¤ru olmayan
bir haberdi. Kürt çocuklar›n› "terörist" göstermeleri, savafl isteyenleri sevindiriyor. Devlet,
Türkçe konuflan gençlere herhangi bir engel ç›karmaz, ama söz konusu Kürtçe olunca elinden
geldi¤ince engel ç›kar›yor. Bu da Kürtçenin geliflmesini engelliyor. E¤er bu sorun çözülüp
Kürtçe okullarda ö¤retilmeye bafllan›rsa sorun
ortadan kalkacak. O zaman Kürt çocuklar› art›k
Kürtçe düflünebilecek, tart›flabilecek ve kendilerini daha rahat ifade edecek. Dilimizin yak›n bir
zamanda e¤itim dili olaca¤›na ve o temelin oturaca¤›na inan›yorum. Bütün Kürtler de art›k dillerinin özgürce kullan›lmas›n› istiyor" dedi
TMY ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması
talebini, daha yüksek sesle dillendirelim!
ÜM kamuoyunun da art›k-
Tkaç›n›lmaz olarak bildi¤i-
ortaya ç›kt›¤› gibi, aç›k bir
komploydu. Durumumu k›saca
özetlersem, bu noktada daha net
bir fikir oluflaca¤›n› düflünüyorum. Ayn› zamanda gazetecilerin
tutuklanma süreçlerinin nas›l da
birbiriyle büyük bir benzerlik
gösterdi¤i de bir kez daha görülsün istiyorum.
Tutukland›¤›m dönemde, yirmi y›l› aflk›n süredir yay›n yapan
Umut Yay›mc›l›k bünyesinde ç›kan, ‹flçi-Köylü, Partizan vd. yay›nlar›n Kartal bürosunda gazetecilik ve çevirmenlik yap›yordum. Yani
yasal bir yay›n evinde, uzunca y›llard›r göz
önünde yürütülen, do¤al olarak da yasal
olan bir çal›flmam söz konusuydu. Her gün
gazete bürosundayd›m ve 14 y›la yak›n bir
süredir de ayn› evde ikamet ediyordum. Bilenler bilir, muhalif-sosyalist bas›n ve çal›flanlar› hemen her daim devletin, baflta polis
olmak üzere, çeflitli organlar›n›n denetimigözetimi alt›nda faaliyetlerini sürdürürler.
Bunun içindir ki benim gazetecilik-çevirmenlik d›fl›nda, baflka herhangi bir çal›flmam›n olmad›¤›n›n bilinmemesi de mümkün
de¤ildi.
Nitekim, 28 A¤ustos 2009 tarihinde sabaha karfl› evime yap›lan bask›nla gözalt›na
al›nd›¤›m s›rada evde yap›lan aramada da,
gazetecilik çal›flmam›n d›fl›nda herhangi bir
bulguya rastlanmad›. Benimle ilgili baflkalar› taraf›ndan verilen herhangi bir ifade, teflhis vb. durum da yoktu ortada.
Ancak benim gazetecilik çal›flmas› d›fl›nda bir çal›flmam›n olmad›¤›, eldeki bulgulardan da aç›kça görülmesine ra¤men, eylem
vb. iddialarla yarg›lanan baflka san›klar›n da
oldu¤u, TMY kapsam›ndaki bir dosyaya dahil edilmifltim. Buna dahil edilme de denemezdi. Ben bu dosyaya resmen "monte"
edilmifltim! Çünkü gerek di¤er san›klarla
gerekse onlara atfedilen suçlamalarla aramda hiçbir ba¤ kurulmam›flt›. Ne dosyada ne
de iddianamede bana dönük bu ba¤lamda
Suzan ZENG‹N
gördü¤ü üzere, muhalif kesimleri sindirme-susturma-etkisizlefltirme vb. tan›mlamalarla adland›rabilece¤imiz süreç, uzunca zamand›r gazetecilere dönük
yo¤un tutuklamalar fleklinde
ilerliyor. Bugün 70 kadar gazetecinin ülkenin çeflitli hapishanelerinde yat›yor olmas›, durumun vahametini yeterince aç›kl›yor.
Ancak bu kadar çok say›da
gazetecinin içeride olmas›na karfl›n, resmi
a¤›zlar "gazetecilik yapt›¤› için tutuklu olan
gazeteci yoktur. Bunlar TMY kapsam›nda
suçlardan yatanlar" vb. aç›klamalar›n› sürdürüyorlar.
Evet, bu ülkede gazeteciler uzunca zamand›r TMY kapsam›nda yarg›lan›yorlar,
hapis yat›yorlar, çeflitli cezalara çarpt›r›l›yorlar. Gerçekte yapt›klar› sadece gazetecilik olsa da, eldeki bulgular bunun ötesine
geçmese de, bu durum gazetecilerin, özellikle de muhalif gazetecilerin ‘terör örgütü
üyesi’ vb. suçlamalarla hapsedilmelerini,
uzunca y›llara varan hapis cezalar› almalar›n› engellemiyor. Aksine, muhalif gazeteci
olmak, bu uygulamalar›n hedefinde olmay›
da beraberinde getiriyor. Bunun en ac› tecrübelerini yaflayanlar ise Kürt bas›n›nda ve
sosyalist bas›nda çal›flan gazeteciler-bas›n
emekçileri olmufltur ve bunlar "tecrübe"
edinmeyi sürdürmekteler. Çünkü tutuklu
olan 70 kadar gazetecinin ezici ço¤unlu¤unu bu kesimin gazetecileri oluflturmaktad›r.
Bundan k›sa süre öncesine kadar, ben de
sosyalist bas›n çal›flan› bir gazeteci- çevirmen olarak Bak›rköy Kad›n Hapishanesi’nde tutuklu bulunmaktayd›m. Hapishanede iki y›l›m› doldurmaya çok az bir zaman
kala, 14 Haziran 2011’de tahliye edildim.
fiu an tutuksuz yarg›lan›yorum.
Tutuklanma sürecim, bugün tutuklu bulunan çok say›da gazetecinin süreçlerinde de
bir iddia vard›. Bana dönük tek iddia, en
küçük bir somut delile dayanmayan, soyut
bir ‘yasa d›fl› örgüt üyesi olmak’ iddias›yd›.
Gerek tutuklanmamdan tam bir y›l sonra
ç›kar›ld›¤›m ilk duruflmada olsun, gerekse
bundan alt› ay sonra görülen ikinci duruflmada olsun, ( bu her iki duruflmada kendi
durumumu aç›klay›p, gazeteci ve çevirmen
olmam›n d›fl›nda herhangi bir çal›flmam›n
söz konusu olmad›¤›na dair, somut deliller
sunmufl ve tan›klar dinletmifltim) bana dosyan›n o k›sm›na iliflkin herhangi bir soru da
sorulmad›. Ben, deyim yerindeyse, adeta
davan›n izleyicisi pozisyonundayd›m. San›k sandalyesinde oturuyor olmasam, kendimi rahatl›kla arkadaki izleyicilerin yerine
koyabilirdim! 14 Haziran’da ç›kar›ld›¤›m
üçüncü duruflmada, iddia makam›na neden
böyle bir dosyada yarg›land›¤›m› sordum.
Eylem vb. iddialarla ve de bu iddialarla yarg›lanan kiflilerle benim aramda, dosyada ve
iddianamede yer almayan, dolay›s›yla da
bilmedi¤im nas›l bir ba¤ kuruldu¤una, e¤er
örgüt üyesiysem bu örgüt ad›na ne yapt›¤›ma, neresinde yer ald›¤›ma, bu iddian›n
hangi somut delillere dayand›¤›na vb. durumlara aç›klama getirilmesini talep ettim.
Bu talebim üzerine bana sadece gazete ba¤lant›l› üç soru yöneltildi ki bunlar›n gazete
çal›flmas› kapsam›nda oldu¤u da zaten aç›kça görülüyordu. Ve ben böylelikle 14 Haziran 2011’de yap›lan bu duruflmada tahliye
edildim. Tabii bu tahliye, aradan iki y›la yak›n bir zaman geçtikten sonra gerçeklefliyordu. fiu an tutuksuz olarak yarg›lan›yorum.
Yaklafl›k iki y›l süren tutuklulu¤umun, 52
yafl›nda ve çok say›da kronik sa¤l›k sorunu
olan biri olarak sa¤l›¤›m üzerinde büyük ve
yeni hasarlar yaratt›¤›n› da buradan eklemifl
olay›m. Zaten sa¤l›k sorunu bugün hapishanelerdeki bafll›ca sorunlardan biri haline
gelmifl bulunuyor. Hapishanelerde say›lar›
yüzlerle ifade edilen çok say›da a¤›r hastan›n bulundu¤u, bunlar›n içinde onlarcas›n›n
ölümcül hastal›klara yakaland›¤› ve yasalarda yer almas›na ra¤men d›flar›da tedavi hak-
lar›n›n görmezden gelinerek, çeflitli gerekçelerle engellendi¤i de biliniyor.
Tekrar say›lar› 70 civar›nda olan tutuklu
gazetecinin durumlar›na dönecek olursam.
Bunlar›n hemen tamam›na yak›n›, benim
sürecimle büyük benzerlik tafl›yan bir süreç
yaflamaktalar. Ama yine neredeyse tümü,
benim gibi TMY kapsam›nda dosyalarda
yarg›lanmaktalar. Bu da Özel Yetkili Mahkemelerde yarg›lanmak anlam›na gelmektedir. TMY ve eski DGM’lerin yerine getirilen
Özel Yetkili Mahkemelerin esas olarak sistem muhaliflerine dönük bir düzenleme oldu¤u bilinmektedir. Muhalif gazetecilerin
bu mahkemelerin yarg›lama alan›na giren
dosyalarda yarg›lan›yor olmas› bile tek bafl›na, onlar›n sadece muhalif gazetecilik yapt›klar› için bu uygulamalarla yüz yüze kald›klar›na bir göstergedir. TMY kapsam›nda
yarg›lanmalar› ise, gerçekte muhalif gazeteci olduklar için yarg›lan›yor olmalar›n› perdelemek gibi bir amaca hizmet etmektedir.
Bu amaç hükümet yetkilileri taraf›ndan yap›lan "Gazetecilik yapt›¤› için tutuklu bulunan gazeteci yoktur" vb. aç›klamalardan da
çok net anlafl›lmaktad›r. Bu durum ayn› zamanda d›fl kamuoyuna karfl›
(bask›lar›-elefltirileri engellemek, demokrasi görünümü vermek vb. amaçl›), tutuklu
gazeteci say›s›n› az ya da hiç yok göstermek
için düflünülmüfl bir taktikten baflka bir fley
de¤ildir.
Sonuç olarak; insan temel hak ve özgürlükleri ve demokrasi için verilen mücadelenin önünü açabilmenin ve özgür eflit ve kardeflçe bir arada yaflanabilen bir toplum yaratabilmenin önkoflullar›ndan, hem de en
önemlilerinden biri de bugün, sadece gazetecilerin de¤il, tüm toplumun üzerinde "Demokles’in k›l›c›" gibi sallanan TMY’nin ve
Özel Yetkili Mahkemelerin kald›r›lmas›d›r.
Bunun içindir ki, tutuklu gazetecilerin durumu kamuoyunun gündemine tafl›n›rken,
TMY ve Özel Yetkili Mahkemelerin kald›r›lmas› talebi de yüksek sesle dillendirilmeye devam edilmelidir.
9
Hücrelerden bir yaz›
erhaba…
Cihan GÜN
Sincan 1
No’lu F Tipi Hapishanesi’nin tecrit hücrelerinden yaz›yorum. Selamlar›m› gönderiyorum.
Ülkemizin ayd›nlar›n›, gazetecilerini, yazarlar›n› tecrit hücrelerine
kapatan, kendine muhalif herkesi bask›, terörle
sindirmeye çal›flan AKP
iktidar›, "iflkenceye s›f›r
Sincan 1 No’lu
tolerans", "ileri demokF Tipi Cezaevi
rasi", "özgür bas›n" söylemlerinden de vazgeçmiyor. "S›f›r tolerans" gösterilen sömürge tipi "ileri
demokrasi"mizde ifl yerimize olan bask›n›, gözalt›na
al›n›fl›m›z›, tutuklan›fl›m›z› anlatmak istiyorum.
1,5 y›ld›r Yürüyüfl dergisinin de teknik ifllerinin yap›ld›¤› Ozan Yay›nc›l›k’ta çal›flmaktayd›m. 24 Aral›k
2010 gününde Yürüyüfl’ün matbaa öncesi haz›rl›klar›n› yaparken sabaha karfl› 03.00’de elektri¤imiz kesildi. Sonras›nda fark ettik ki, tüm mahallenin elektrikleri kesilmifl. Caddeler trafi¤e kapat›lm›fl, binan›n
önüne yüzlerce polis y›¤›lm›fl. Polis olduklar›n› belirten, kap›y› çalma bile gere¤i bile duymayan polisler
koçbafllar›yla büromuzun kap›lar›n› k›rarak içeri girdiler. Kamuflaj giymifl, kar maskeli, uzun namlulu silahlar tafl›yan polisler, küfürler, tehditler eflli¤inde
yumruklayarak, tekmeleyerek hepimizi yüzüstü yere
yat›rd›lar. Bu s›rada binan›n üstünde uçuflan helikopterin sesini duyuyorduk. Ellerimiz arkadan kelepçelendi. 5. kattaki büromuzdan, afla¤›da bekleyen polis
otolar›na kadar sürüklenerek, dövülerek indirildik.
Ozan Yay›nc›l›k’ta 8 kifli gözalt›na al›n›p, Vatan
Caddesi’ndeki ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürüldük. Orada da yerlerde sürüklenerek hücrelere at›ld›k. Üst aramas› bahane edilerek iflkence gördük, ilk
gün neden gözalt›na al›nd›¤›m›z› ö¤renmek mümkün
olmad›, avukatlar›m›zla da görüfltürülmedik. Bir gün
‹stanbul’da kald›ktan sonra Ankara’ya Terörle Mücadele fiubesi’ne getirildik. Kötü muamele ve iflkence
burada da devam etti. Hücrelere al›n›rken, parmak izlerimiz al›n›rken zor kullan›ld›. Toplam 4 günlük gözalt›ndan sonra 7 kifli "terör örgütüne üye olmak" iddias›yla tutukland›k. O gün "Ozan Yay›nc›l›k’ta bulunmak" d›fl›nda hiçbir delil, tan›k vb. gösterilmeden
6 ayd›r tutuklulu¤umuz devam ediyor. Hakk›m›zdaki
suçlamalar, iddialar neler, ö¤renemedik henüz. Çünkü
gizlilik karar› al›nan dosya hakk›nda bize ve avukatlar›m›za hiçbir bilgi verilmiyor. Bu keyfiyet, hukuksuzluk ne kadar sürecek belli de¤il.
"Terörist" olarak suçlanan bizler olduk. Ama as›l
"devlet terörünün" ma¤duru olan bizleriz. Yasalar›n
tüm flartlar› olan gereklili¤i tafl›yan bir yay›nc›l›kta çal›flmak, dergi ç›karmak, devrimci-sosyalist düflüncelerimizi ifade etmek, iktidar›n sald›r›s›na u¤ramak için
yeterli oldu. Büroda bulunan tüm kitap taslaklar›na,
dergilerin arflivine, binlerce kitab›m›za, bilgisayar›m›za el konuldu. Büroda bulunan tüm eflyalar kullan›lamaz hale getirilip talan edildi. Bu bask›n ve tutuklanmam›z dergimizin faaliyetlerini durdurmak, bizim
devrimci-sosyalist kifliliklerimize yönelik bir komplodan ibarettir. ‹ktidara muhalefet etmenin, hak-adalet
özlemiyle aray›fl içinde olan milyonlarca emekçinin,
halk›n sesi olman›n bedeli olarak bu komployla karfl›
karfl›ya kald›k. Tutuklanmam›z, 6 ayd›r mahkemeye
ç›kar›lmadan tutuklu kalmam›z, dosyadaki gizlilik karar›r›n ›srarla devam ettirilmesi, bu komplonun bir sonucudur. Siyasi iktidar, "ileri demokrasi"yi de, "iflkenceye s›f›r tolerans"› da, "bas›n özgürlü¤ü"nü de sadece kendi yandafllar› için telaffuz ediyor. Kendine muhalefete tahammülsüz. Tüm muhalifleri sindirmek
için komplolarla, bask›yla yol almaya çal›fl›yor. Ama
bizleri sindirmeleri, susturmalar› mümkün de¤il. Gerçeklerin, halk›n sesi olmaya devam edece¤iz.
Adaletin herkese gerekli oldu¤unun bilinciyle bu
sald›r›lar›, komplolar› hep birlikte bofla ç›karaca¤›m›z›-ç›karabilece¤imizi düflünüyorum.
MSize
NEGARÎ
Murat ‹LHAN
ojekê li welatekî ku her tiflt xwediyê wateyeke
Rtaybet e mêvahek peyda bû fiêniyên wî welatî
wateyek taybet dan mêvanê xwe ji. Bi tevlî cihekî…
Dem derbas bü, her ku çû mêvan bü xwedî hêz.
Hêza zêde bü desthilatdarî û hikum. fiênî jî li ber xwe
dan. Hin jî wan digotin:
"Kê hêsîriyê ji halê rakir? Nekes. Lewre ew hêj
berdewam dike."
Berxwedan geh germ dibûn geh diçilmisîn, lê ya
teqez ew bû ku her pêkutî hinek din yî girêjî û
nexwefliyên desthilatdariyê dixist nava "mêvan"
Hin ji flêniyan jî derketin ü wiha gotin:
"Rûmetê bidin her gudretê, ji ber ku her gudret ji
Xweda tê Va ye! Ev e ku ol kiriye flirîkê her
nexwefliyê. Bi vî awayî li welatê "bindestan" ol büye
hevkarê ‘’xwediyan."
"Rehma Reb zêde ye, sebra wî naqede. "Hinan jî li
ser navê Red axivîn û ji serî de kujerê xwe bexflandin.
Lê berxwedana flêniyan nirx û xeyalên nû afirandin.
Ev wiha bün ku dikarîbûn gelek tifltan di binê xwve de
bifetisînin. Lewre kes nikare azadiyê ji bo flerafa
azadiyê ji holê rake. Helbet dê tifltên nûbafl derkevin.
Di fierê wan de rista heri zêde xeybker, fesad û
flewrex leyistin. fiêniyan li hev, fiêniyan li mêvan û
mêvan ji li flêniyan sor kirin. Hasil nakakî heta ku tu
bibêje kûr bün.
Çirê re nirxên nû û bafliyên kevn bi ser ketin. Mêvan
li ser çongê danîn erdê Bi derba dawî xwîna sor rijiya
tewlisê
Zanayekî fiêniyan bi dengekî hezinî gêriya:
"Çima diyalektîka di nava me de ne li ser ’çê û çêtir’
bü? Ma em mecbûrî ‘bafl ü xirab’ bün?
Özgür günlerde gazetecilik yapmak dile¤iyle.
10
22/7/11
10
17:23
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
“Gazeteciler hangi faaliyetlerinden dolay› tutuklu”
utuklu gazetecilerin durumu
Tne zaman gündeme gelse,
Bar›fl TERKO⁄LU
ce Türkiye’de son 40 y›lda
Abdi ‹pekçi’den U¤ur
Mumcu’ya, Musa Anter’den Hrant Dink’e onlarca gazeteci suikastlar›n
kurban› oldu. Tarih boyunca sansürlenen, para cezalar›yla servetini kaybedenler, tutuklananlar ise saymakla bitmez. K›sacas› bas›n›n ayk›r› kalemleri için
hayat hiç kolay olmad›.
Cumhurbaflkan› ve Baflbakan
ayn› aç›klamay› yap›yor: "Onlar
gazetecilik faaliyetlerinden dolay› tutuklu de¤il." Hapishane,
siyasi iktidar› sorgulayan gazetecilerin kaderi de olsa, bu durum hükümetler taraf›ndan genellikle baflka sebeplere ba¤lan›yor. Hiçbir devlet, gazetecileri
gerçekten yapt›klar› haberler nedeniyle cezaland›rd›¤›n› kabul
BASIN YASALARI
etmiyor. Bugün birçok ülkede
Balzac, Paris Bas›n› Mogazeteciler gerçekte neden tunografisi’nde,
"Bas›n var
tuklan›yor? Hükümetler bu duolmasayd›,
onu
hiç icat etrumu neden gazetecilik faaliyeti
Silivri
memek
gerekirdi"
der. Anile aç›klamaktan kaç›n›yor? Bu
L
Tipi
1
No’lu
Cezaevi
cak
bir
kere
cin
flifleden
sorular›n yan›tlar›n› bulmaya çaç›kt›ktan
sonra,
onu
tekrar
l›flal›m.
flifleye
sokmak
imkans›zd›.
Frans›z Devrimi’nin ünlü ressam› J. L. David, "Katledilmifl Marat" tablo- Modern toplum ile say›s› ve etkisi büyüyen
sunda devrimin önemli gazetecisi Jean Paul bas›n için hürriyet, yasal sözleflmelerle taMarat’›n öldürülmesini anlat›r. Tabloda, ya- n›mland›. ‹ngiltere’de 1869’da, Almanya’da
flad›¤› cilt hastal›¤› nedeniyle s›k s›k banyo 1874’te, Fransa’da 1881’de ç›kan liberal yayapmak zorunda olan Marat bir küvettedir. salarla bas›n özgürlü¤ü teminat alt›na al›nd›.
Buna ra¤men makalesini kaleme almaktad›r. Bu y›llardan sonra Avrupa’da faflizm ve saJirondenlerin iktidardan düflüflünün intika- vafl dönemleri hariç, bas›n›n s›n›rlar›n› daha
m›n› almaya karar veren Charlotte Corday çok piyasa iliflkileri belirledi.
Türkiye’de 1870 y›l›nda ‹bret gazetesini
isimli genç kad›n, onu bu savunmas›z an›nç›karan
Nam›k Kemal, bas›n yasas› ç›kar›lda yakalar. Tabloda yaflam›n› yitirmifl haliymas›n›,
"Gazeteciler
yasak olan fleyleri bille resmedilen Marat’›n sol elinde makalesi
meli,
ona
göre
yaz›
yazmal›d›r" sözleriyle
vard›r. Kalem tutan sa¤ eli ise biraz önce yasavunuyordu.
Kuflkusuz
Nam›k Kemal’in
flam›na son veren b›ça¤›n yan›na düflmüfltür.
amac›,
hapse
düflmeden
yazman›n
yolunu
Kumaflla sar›l› bafl› hayat belirtisinden uzak
bulmakt›.
Ancak
olmad›.
‹bret
kapat›ld›,
Naflekilde izleyiciye bakmaktad›r.
m›k
Kemal
hapis
ve
sürgüne
mahkum
edilJean Noel Jeanney, Marat’y› "dünyadaki
tüm haks›zl›klar› ortadan kald›rmaya kalk›- di. Bas›n›m›z›n cefakar isimlerinden Zekeriflan gazetecilerin ilk temsilcisi" diye anlat›r. ya Sertel ise 1924 y›l›nda Resimli Ay’›n
Ancak Marat, haks›zl›klarla mücadele eder- ikinci say›s›nda, hapse düflmeden yazman›n
ken bafl› derde giren gazeteci de¤ildir. 18. yolunu bas›n yasas›n›n ç›kmamas›na ba¤l›yüzy›lda ‹ngiltere’de krall›k, elefltirel gazete- yordu: "Ceza yasas› dururken, bir bas›n yacileri bir meydanda dire¤e ba¤l›yor ve halk› sas› yaparak cürümler icat etmek, cezalar
onlar› afla¤›lamaya ça¤›r›yordu. Fransa’da tertip ve tasnif etmek adalette ikilik yapmak
18. yüzy›lda Simon Linguet gibi kimi gaze- demektir." Bu sat›rlardan k›sa süre sonra
teciler idam sehpas›nda, Armand Carrel gibi Sertel, askeri isyana teflvik etmekten yarg›baz›lar› da düelloda hayat›n› kaybetti. Sade- land›. Üç y›l sürgün cezas› ald›. 1931’de Son
Posta’da Alpullu fiirketi’nin 7,5 kurufla mal
olan flekeri 60 kurufla satt›¤›n› "Fakire Hürmet Zaman› Geldi" yaz›s›nda anlatt›¤› için 3
y›l hapse mahkum oldu. Tan Bask›n› ile gazetesi darmada¤›n edilen Sertel, Büyük Millet Meclisi’ni tahkir ve tezyiften 1946 y›l›nda bir y›l hapse mahkum oldu.
Nihayetinde ortaya ç›kan bir gerçeklik
vard› ki, ister bas›n yasas›yla, isterse de ceza yasalar›yla olsun, elefltirel gazeteciler cezaland›r›lmal›yd›. Yolsuzluklar› araflt›ran,
hükümet politikalar›n› elefltiren, devletin faaliyetlerini sorgulayan gazeteciler soruflturmak için hep bir yol bulundu. Demokrat
Parti döneminde Tahkikat Komisyonu’nun,
de¤iflik tarihlerdeki S›k›yönetim Kanunlar›’n›n, ANAP dönemindeki Terörle Mücadele Yasas›’n›n, Ola¤anüstü Hal Uygulamalar›’n›n hedefinde ço¤unlukla bas›n vard›. Gazetecilere, bas›n faaliyetleri d›fl›nda suçlar
icat ediliyor, kimi zaman terörle, kimi zaman bölücülükle yarg›lan›yorlard›.
GAZETEC‹L‹K FAAL‹YETLER‹ DE⁄‹L
Gazetecilerin tutuklanmas›n›n bir otoriterlik alameti oldu¤u bugün genel kabul görüyor. Bu sebeple otoriter e¤ilimlerini demokratik görüntüyle devam ettiren siyasi iktidarlar›n, gazetecileri gazetecilik faaliyeti d›fl›ndaki sebeplerle tutuklamas› al›flkanl›k haline
gelmifl durumda. Zira bu ülkelerde bas›n yasalar› da uzun tutuklulu¤a izin vermiyor.
Yaln›z Türkiye’de de¤il, dünyada da durum
pek farkl› de¤il.
Azerbaycan’da Realuy Azerbaijan ve
Azerbaycan gazetelerinin editörü olan Eynulla Fatullayev’in hayat›, öldürülen gazeteci Elmar Huseynov üzerine yapt›¤› araflt›rmalarla de¤iflti. Fatullayev, Monitör adl›
haftal›k yay›n›n editörü olan Huseynov cinayetinde polisi kan›tlar› gözard› etmekle ve
soruflturmay› karartmakla suçlad›. 2007
Mart’›nda yazd›¤› yaz›da, cinayetin bir devlet organizasyonu oldu¤unu savundu. Sadece bir ay sonra, 20 Nisan 2007’de, Azerbaycan toplumun itibar›n› zedelemek suçlamas›yla 8 ay hapse mahkum oldu. 200
Ekim’inde, hapisteyken terörizm, etnik nefreti k›flk›rtmak ve vergi kaçakç›l›¤› ile suçlanarak 8 y›l 6 ay hapis cezas› ald›.
Yine Azerbaycan’da muhalif gazeteci Genimet Zakhidov, sokakta kendisine hakaret
etti¤ini iddia etti¤i bir kad›nla tart›flmaya
bafllad›. Kad›n›n arkadafl› Zakhidov’a sald›rd›. Sokaktakiler müdahale ederek Zakhidov’u kurtard›. Sald›rgan çift gazeteci hakk›nda suç duyurusunda bulundu. Birçok tan›¤a ra¤men Zakhidov, holiganizm ve fiziki
darp suçlamas›yla 4 y›l hapse mahkum oldu.
Mahkeme, takdir hakk›n› üst s›n›rdan kullanm›flt›.
Kamboçyal› gazeteci Hong Chakra, ülkesinde Baflbakan vekilinin yolsuzluklar›n
yazmas›yla tan›n›yordu. Yazd›klar› yanl›fl
dahi olsa, cezas› 5 milyon riyaldi (yaklafl›k
1250 dolar). Ancak Chakra, "yanl›fl haber
yazmak" suçlamas›na para cezas› öngören
yeni yasayla de¤il, Geçici Birleflmifl Millet
Otoritesi (UNTAC) döneminde ayn› suçu
hapisle karfl›layan yasayla yarg›land›. 1 y›l
hapse mahkum oldu.
Fas’ta hükümet karfl›t› yaz›lar›yla tan›nan
Ali Massal Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Raflit Nini’nin kaderi de pek farkl› de¤ildi. Nini, 2011 Nisan’›nda "ulusal güvenli¤e
tehdit oluflturmak" suçlamas›yla tutukland›.
Afganistan’da Radyon Kapifla Haber Editörü Hocatullah Mujadadi, Kapisa’daki Afgan direniflini ayr›nt›s›yla haberlefltiren bir
gazeteciydi. 18 Eylül 2010’da Taliban’la
ba¤lant›l› olmak suçlamas›yla tutukland›.
Suudi Arabistan’da gazeteci Rabbah Al-Quwai dini gerekçelerle müzik enstrümanlar›n›n
yak›lmas›n› haber yapt›. Ancak "‹slam inanc›na flüpheyle yaklaflmak" ve "y›k›c› düflünceler
beslemek" suçlamalar›yla tutukland›.
Çin’de Sonmexia Baraj›’n›n yap›m› s›ras›nda yerinden edilenler hakk›nda Büyük
Göç isimli kitab› yazan Xie Chaoping, 19
A¤ustos 2010’da "yasad›fl› ticari faaliyet"
suçlamas›yla tutukland›.
‹talya’da 11 Centro gazetesinden Walter
Nerone, Claudio Lottonzio ve L’Espresso
gazetesinden Luigi Vicianza, Ekonomi ve
Cezanın karanlık yüzü:Delile dayanmayan kanaatkar iddianameler
u yaz›y› yazd›¤›m anda 9 mil-
kun çizdi¤i çerçeveyle belirlenen
daha net, kat›, öznelli¤e yer b›rakyordu. Kriz afl›lmazsa siz okurken
mayan ölçüleri olmal›d›r. Vard›r
hala öyle olacaklar. 13 belediye
da. Haluk ‹nan›c›’n›n "Parçalanbaflkan› ve yard›mc›s›, 20’den fazm›fl Adalet" adl› kitab›ndan ç›karla belediye ve il genel meclis üyed›¤›m kadar›yla flöyle:
leri de uzunca bir süredir tutuklu.
Bir iddianame; incelenebilir,
Yani mevcut düzenin hem merkezi
de¤erlendirilebilir boyutlarda olhem yerel, resmi siyasi organlar›nmal›d›r. KCK davas›n›n iddianada seçilmifl olarak bulunan az›mmesi 7500 sayfayd›, sadece özeti
sanmayacak say›da insan hapiste.
300 sayfa tutuyordu. Ben bunu
Hal böyleyken tutuklu gazetecigüzelce inceledim diyen hukuklerin say›s›n›n 70’i bulmufl olmas›
çu, büyük ihtimalle yalan söylüflafl›rt›c› gelmiyor. Ben de bu 70 kiyordur.
flinin içindeyim. Bilim ve Gelecek
Bir iddianame; kanaatlere de¤il,
dergisi editörlerindenim ve Devdelillere dayanmal›d›r. Deliller
rimci Karargah davas›ndan 10 ayeksiksiz ya da yeterli derecede
Tekirda¤
d›r tutukluyum.
toplanm›fl olmal› ve kesinlik tafl›1 No’lu F Tipi Cezaevi mal›d›r. Böylece delillerin toplanHepimizin bir ortak özelli¤i var,
cezaevi kimli¤imizde "suçu:terör"
mas› için pefl pefle duruflmalar›n
yaz›yor. 1991 y›l›nda TCK’n›n 141-142 ve 163. geçmesi gerekmeyecektir. Bizde olan ise baflkaMaddeleri kald›r›l›p yerine Terörle Mücadele Ka- d›r, hele bir tutuklayal›m, tutukluyken delilleri de
nunu getirildi¤inden beri, hukuken ‘komünist’, karartamaz, rahat rahat toplar›z anlay›fl› hâkimdir.
‘fleriatç›’, ‘siyasi suçlu’, ‘düflünce suçlusu’ yok Delillerin kesinli¤i konusu da bir o kadar vahimzaten. Bunlar›n hepsi, tan›m› ve s›n›rlar› belirsiz, dir. Islak imza tart›flmalar›n›, flaibeli kopya
dolay›s›yla alabildi¤ince genifl bir ‘terör’ kapsa- CD’leri hat›rlars›n›z...
m›nda ele al›n›yor. Bir kere karfl›t›n› terörist olaBir iddianame; ayr›ca savc› taraf›ndan toplanrak tan›mlay›nca, terörün en fliddetlisini bizzat m›fl flüpheli lehine delilleri de içermelidir. Araflt›ruygulaman›n k›l›f›n› bulmufl oluyor devlet. Üste- m›fl de¤ilim, ama bunun milyonda bir rastlanan
lik resmen siyasi suçlardan, düflünce suçlar›ndan bir durum oldu¤unu san›yorum. En az›ndan biyarg›lanan, hüküm giyen kimse de kalmam›fl, ül- zim davan›n iddianamesinde onca flüpheliden bir
ke bu ay›ptan kurtulmufl oluyor. Ne âlâ.
tanesinde için bile lehte bir delile rastlamad›m.
Terör suçlar›na özel yetkili mahkemeler bak›- Arad›lar da bulamad›lar m›? Sanm›yorum. En iyi
yor. Cezalar›n katlanmas› san›k ve flüpheli hak- bildi¤imden, kendimden örnek vereyim. ‹ddianak›nda k›s›tlamalar, uzun tutukluluk süreleri pefli mede bir itirafç›n›n ifadesine dayan›larak, 2005s›ra geliyor. Sonuç, zincirinden boflanm›fl bir hu- 2007 y›llar› aras›nda PKK kamp›nda oldu¤um
kuk terörü ve zincirlenmifl bir toplum, hapishane- ileri sürülüyor. Bunun aksini ispat edecek delillelere o ya da bu nedenle t›k›lm›fl muhalefet.
ri, bu süre içerisinde çal›flt›¤›m iflyerlerinden,
Montesquieu siyaset biliminin kurucusu olarak yapt›¤›m kay›tl› resmi ifllerden ve onlarca tan›kbilinir. "Yasalar›n gölgesi ve adaletin renkleri al- tan, zahmetsizce toparlamak iflten bile de¤il. Ama
t›nda uygulanan tiranl›ktan daha ac›mas›z› yok- iddianamede bunlar›n esamesi bile okunmuyor.
tur", diyor. Tarif etti¤ini Ortaça¤›n despotik reSavc›lar, hatta asl›na bakarsan›z Terörle Mücajimlerinde aramayal›m, iflte buradad›r.
dele fiubesi taraf›ndan "ben söyledim oldu" fleklinSiyasi davalar›n dayand›¤› iddianamelerin ço¤u de haz›rlanm›fl, delillerden ziyade kanaatlere dayabirer keyfilik, ölçüsüzlük belgesi... Düzgün bir ga- nan, hukuki ölçülerin uza¤›nda iddianamelerle
zetede yay›mlanacak haberin uymas› gereken öl- aç›lm›fl davalar sonucunda tutuklu bulunan binlerçüler, etik ilkeler vard›r. Bir bilimsel makale belir- ce siyasi tutsak var. Bunun, d›flar›daki muhalif en
li kriterleri karfl›lamal›d›r. Örne¤in Bilim ve Gele- ufak sesi y›ld›rmaya, sindirmeye dönük yönü de
cek dergisinde, tezini dayanaklar›yla, kan›tlar›yla görmezden gelinemez ve bir ülkede hak ve özgürortaya koymayan, kendi içinde mant›ksal tutarl›- lüklerin düzeyi muhalefetin sahip oldu¤u kadard›r.
l›klardan yoksun bir yaz›y› yay›mlamay› tercih etBir de içeriden bakal›m,
meyiz. Bizim davan›n, bir polis müdürünü sosyaYine Montesquieu’ye baflvuracak olursak, bir
list siyasetçiler, sendikac›lar ve yazarlarla ayn› da- ülkede özgürlüklerin s›n›r›n› anlamakta dolamvada birbirine ba¤lamak için mant›¤›n s›n›rlar›n› baçs›z baflka bir ölçüt öneriyor. Cezalar›n fliddeti
zorlayan, tutars›z, kan›ts›z iddianamesi haz›rlan›fl ile özgürlüklerin düzeyi aras›nda bir denklem kutarz›yla, kurgusal yap›s›yla bizim dergide yer ala- ruyor. Öyleyse, bizde özgürlükler F tipi düzeyinmaz, bir fantastik edebiyat dergisinde belki…
dedir.
Elbette ki bir iddianame, gazete haberi, makale
F tipi cezaevleri 19 Aral›k 2000 y›l›nda kanl›
de¤ildir ve o ölçülerle de¤erlendirilemez. Huku- operasyonlar›n ard›ndan uygulamaya konmufltu,
Bletvekili cezaevinde bulunu-
O. Baha OKAR
biliyorsunuz. Bir cezaland›rma/›slah etme yöntemi olarak mahkûmu tecrit etmeye, yaln›zlaflt›rmaya, sosyal bak›mdan kötürümlefltirmeye, yaflam›n›n en basit sorunlar› karfl›s›nda çaresizlefltirmeye dayan›yor. Ben de bu "hayata dönüfl evlerinden" birinde kal›yorum, Tekirda¤ F Tipi Cezaevinde…
F tipi cezaevlerinde uygulaman›n en sert hali
a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbetlere karfl› kendini gösteriyor. "A¤›rlaflt›r›lm›fl" kelimesinin alt›n›n nas›l
dolduruldu¤u, devlet ve hukuk düzeninin gerçek
yüzünü gösteriyor. Tek kiflilik hücre, günde bir
saatlik havaland›rma, aç›k ve kapal› görüfllerde
s›n›rlama, ortak etkinliklerden men etme gibi. Yani her alanda kat› bir k›s›tlamayla, "a¤›rlaflt›r›lm›fl" ceza, cezan›n katmerlenmesine dönüfltürülüyor. Üstelik bu, pek çok cezaevinde ço¤u zaman keyfi olarak daha a¤›rlaflt›r›larak uygulan›yor. Baz› cezaevlerinde havaland›rmaya 4 saat ç›k›labilirken, bu uygulama baz›lar›nda 1 saatle s›n›rland›r›l›yor. Hücrelerdeki yere sabitlenmifl dolab›n, pencerenin tümüyle aç›lmas›na elverecek
flekilde biraz kenara al›nmas› gibi basit bir düzenleme bile, tutsaklar›n aylarca süren mücadelesinin ard›ndan gerçeklefltiriliyor.
Siyasi tutsaklar bir süredir havaland›rma saatlerinin uzat›lmas›, ayn› havaland›rmay› 2 ya da 3
kiflinin birlikte ç›kabilmesi ve çamafl›r y›kama gibi ihtiyaçlar için havaland›rman›n haftada bir kez
tam gün aç›lmas› gibi somut, basit ve insani talepler için mücadele ediyor.
Bütün bu a¤›r uygulamalara ra¤men, F tipleriyle tasarlanan, siyasi tutsaklar› yaln›zlaflt›rma, sosyal ve kiflisel olarak çökertme hedefi tutmuyor.
Dünyas› kendi kiflisel dünyas›ndan ibaret olmayan, idealleri kendisini afl›p bütün insanlar› kucaklayan ço¤u tutsak insanl›k d›fl› bu türden bask›lar› bofla ç›kartmak için F tipinin dört duvar›
aras›nda u¤rafl veriyor, diri tutuyor kendisini.
Özellikle F tipi cezaevleriyle, Terörle Mücadele Kanunuyla, Özel Yetkili Mahkemeleriyle, bütün toplum ilmekleri korkuyla örülmüfl bir deli
gömle¤ine hapsedilirken, içeride ve d›flar›da yap›lan haks›zl›klara boyun e¤meyip diri kalanlar›n
varl›¤›, bu hesaplar›n tutmayaca¤›n›, yaflanan
haks›zl›klar›n gün be gün toplumdan gizlenemeyecek flekilde ortaya serilece¤inin delilidir.
11-12 A¤ustos 2011 tarihinde, yani tutuklanmam›zdan tam 1 y›l sonra fiilen ilk duruflmam›z
gerçekleflecek. Haks›zl›kla yaflam›m›zdan
al›konulan günler yaz›k ki telafi edilemeyecek,
giden günler bizlerin ömründen olacak. Ve
sadece insan›n yaflam›na haks›zl›kla el konulmas›
de¤ildir mesele; hapishanede kapat›lmayla, tecritle geçen her gün insani tüm de¤erlere, buradaki
bedenler üzerinden her anlamda aç›lmaya
çal›fl›lan bir oyuktur ayn› zamanda.
Tüm bu seslenifl, hayata insanca yaflam fikriyle
yaklaflan insanlar›n tan›kl›¤› içindir.
Finans Bakanl›¤›’na ba¤l› ‹talyan Polis Kuruluflu olan Finansal Suçlar Araflt›rma Biriminin Sulmona Valisi üzerine yürüttükleri
soruflturmay› konu alan makaleler yazd›lar.
Üç gazeteci de hakaret suçlamas›yla hapisle cezaland›r›ld›. Ulusal ‹talyan Bas›n Federasyonu, gazetecilere verilen hakaret cezalar›n›n kamu yarar›na bilginin yayg›nlaflmas›n› engellemek için kullan›ld›¤›na dikkati
çekiyor.
‹srail’de içlerinde Agence France Presse
(AFP) foto¤rafç›s› Hussam Abu Alan’›n da
oldu¤u befl Filistinli gazeteci, 2002’de teröristlere destek verdikleri suçlamas›yla tutukland›. Yine ‹srail’de orduya ait belgeleri Haaretz’e s›zd›ran gazeteci Anat Kam, "devletin
güvenli¤ine zarar amac›yla gizli bilgileri
baflkalar›na vermek" ve "devlet güvenli¤ine
zarar amac›yla gizli bilgileri derlemek ve
saklamak" suçlamalar›yla müebbet hapisle
yarg›lan›yor. Kam’›n belgeleri s›zd›rd›¤› Haaretz Muhabiri Uri Blov ise kaçak yafl›yor.
En bilinen hikaye ise, Wikileaks’›n kurucusu Julian Assange’a ait. Gizli Amerikan
Belgeleri yay›nlayan Assange, ekonomik ve
hukuki yapt›r›mlar›n ard›ndan tecavüz suçlamas›yla tutukland› ve halen yarg›lan›yor. ‹ki
ayr› kad›nla kendi r›zalar›yla iliflkiye giren
gazeteci, iliflki s›ras›nda korunmad›¤› için ‹sveç yasalar›na göre tecavüzle suçland›.
Bir baflka s›zd›rma hikayesi ise Pakistan’dan. 2008 y›l›nda gerçekleflen Mumbai
sald›r›s›n›n sorumlular›ndan Ajmal Kasab
ile ilgili bilgileri s›zd›ran Rab Nawaz ve Javed Kowal Chandar’›n tutuklanma nedeni
"h›rs›zl›k ve doland›r›c›l›k".
Sonuçta hemen herkes gazetecilik faaliyetleri nedeniyle oldu¤u bilinmesine ra¤men, tüm dünyada gazetecilerin aç›klanan
tutuklanma nedenleri bambaflka. Hükümetler gazetecilerin gerçek tutuklanma gerekçelerini saklayarak hem kendi iktidarlar›n› korumaya, hem de gazetecileri bambaflka suç
isnatlar›yla itibars›zlaflt›rmaya çal›fl›yor. Bunu yaparken kitaplar› bombaya, haberleri
kurfluna benzetmek zorunda kalmalar› ise
kaderin bir cilvesi olsa gerek.
Türkiye: Aç›k Hava Cezaevi
enüz varl›¤› bile
olarak yazacakt›r.
Siyasal ‹slam, hu"silahl› terör örgükukla s›n›rland›r›lmatü"nün medya yap›m›fl, dahas› son düzenlanmas›na mensup ollemelerle birlikte, yardu¤um
flüphesiyle
g› erkini aparat› haline
dört ay› aflk›n bir sügetirmifl mutlak bir ikredir Silivri 2 No’lu L
tidar gücünü elinde
Tipi Cezaevinde tub u l u n d u r m a k t a d › r.
tukluyum. Hani flu,
Binlerce yarg›ç-savc›devletin en tepesinden›n görev yerinin Adaki zevat›n arada söz
let Bakanl›¤›’n›n güaç›l›nca "Bunlar gazedümünde oldu¤una
teci de¤il, terörist!"
inan›lan Hakimler ve
dedi¤i insanlardan biSavc›lar Yüksek Kuriyim. Yan›lm›yorrulu taraf›ndan bir kasam, en gençleriyim;
lemde de¤ifltirildi¤i,
Silivri
çok k›sa bir süre önce
yüksek yarg›ya yeni
2 No’lu L Tipi Cezaevi al›nan üyelerin blok
23. yafl günümü cezaevinde kutlad›m.
oy kullanarak her seçiSavc›l›k sorgusunun
mi domine etti¤i bir
ard›ndan tutuklama talebiyle sevk ülkede, adil yarg›lanma talebinin,
edildi¤imiz mahkemenin yarg›c› halk›m›z›n deyifliyle, olmayacak dumahkeme s›ras›nda, "Türkiye’de ce- aya amin demek oldu¤unu söyleyezaevine girmeden ayd›n olunmaz" bilirim. Devlet gücünün alabildi¤ine
demiflti; zaten benim gazetecili¤e merkezileflerek bir Leviathan’a dögirme, yaz› yazmaya bafllama nede- nüfltü¤ü bu tabloya ürküntüyle bakt›nim ayd›n olmakt› ve bu hakikat ¤›m› gizlemiyorum.
yüklü söz yarg›c›n a¤z›ndan dökülür
Bugün varl›¤›ndan dahi haberdar
dökülmez, devletimizin benim yetifl- olmad›¤›n›z bir word belgesiyle veya
memde kendisine düflen sorumlulu- nereden devflirildi¤i meçhul bir gizli
¤u yerine getirece¤ini anlam›flt›m. tan›¤›n hakk›n›zda verece¤i bir ifaÖyle de oldu; tutuklanarak cezaevine deyle, sabah vakti evinize polisler
gönderildim.
gelebilir ve "silahl› terör örgütüne
Ayd›n olma refleksidir; tecrübe et- üye olmak flüphesiyle" hapsedilebiti¤im her olaya tarihsel bir perspek- lirsiniz. Kat›ld›¤›n›z bir cenazede çetiften bakmak gibi bir al›flkanl›k edi- kilen bir foto¤raf›n›z ve bayiden saniyorum. Çok uzatmadan görebildik- t›n ald›¤›n›z bir dergi, örgüt üyeli¤ilerimi aktaraca¤›m.
nizin delili olarak dava klasörlerine
Tarih bugünleri, insanlar›n kendi dahi edilebilir. Yazd›¤›n›z veya okuayaklar›yla ve bir gece önceden ha- du¤unuz bir kitap üzerine ald›¤›n›z
z›rlad›klar› valizleriyle ifade verme- notlara da dikkat etmenizi sal›k veriye gittikleri adliyelerde "kaçma flüp- riz; zira onlar da örgütsel doküman
hesi" nedeniyle tutukland›klar› bir say›labilmektedir.
dönem olarak yazacakt›r.
Bugün polis, en ufak bir toplumsal
Tarih bugünleri, paras›z e¤itim olaya insan ölümüne yol açacak flidpankart› açt›klar› için "terör örgütüne detle müdahale ediyorsa; en s›radan
üyelik" suçlamas›yla yarg›lanan ö¤- gösteriye kat›l›m "örgütsel faaliyet"
renciler hakk›nda tahliye yönünde kategorisine dahil ediliyorsa; telegörüfl bildiren savc›n›n görev yerinin fonda arkadafl›n›zla kurdu¤unuz pobir gecede de¤ifltirildi¤i bir dönem litik fantaziler "eylem plan›na" iliflolarak yazacakt›r.
kin delil olarak aleyhinize kullan›l›Tarih bugünleri, san›klara ve avu- yorsa; Türkiye zaten kocaman bir
katlar›na bile verilmeyen delillerin, aç›k hava cezaevine dönmüfl demekmuhabirlerden ziyade muhbirlerden tir. O halde, d›flar›s›yla içerisi aras›nmüteflekkil; gazetelerden ziyade, jur- da bir ayr›m kalmam›flt›r.
nallere benzeyen yay›n organlar›n›n
‹steyen buna, "mahpus tesellisi" de
çarflaf çarflaf yay›mland›¤› bir dönem diyebilir.
Hkan›tlanmam›fl bir
Sait ÇAKIR
11
22/7/11
17:29
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
“Düflünce Özgürlü¤ü Yasas› TMK ile de¤iflti”
O da¤a t›rmanmak için
talar›m›z "dost ac›
Mehmet KARABAfi sabah›n karanl›k saatinde
söyler" diyorlard›.
kalk›p yola koyuldum.
Televizyonu açt›¤›n›zda
Akflama kadar o keskin
bir haberi izlerken veya
tafllar› aflarken, ya¤mura
sabahlar› gazeteyi elinize
yakaland›m. Kamera ve
al›rken do¤ru dürüst bir
foto¤raf makinam›n
haberi izlemek veya
›slanmamas› için
okumak istemez misiniz?
üzerimdeki gömle¤i
Ben isterim mesela…
ç›kart›p, onlar› sard›m.
Öyle düflünüyorum ki
Ya¤mur malzemelerimi
sizler de istiyorsunuz.
de¤il, beni ›slatm›flt›.
Baz› haberler içinizi
Ertesi gün sabaha kadar o
karart›yor olabilir. Veya
haberle u¤raflt›¤›m için
baz› yorumlar istedi¤iniz
yatamad›m. Sabah uyumak
flekilde olmayabilir. Ancak
için eve gitmifltim. Elimi,
istedi¤iniz flekilde de¤ildir
Batman M Tipi
yüzümü y›kad›ktan sonra
diye do¤ru de¤ildir
Cezaevi
kahvalt› yap›p yatacakt›m.
anlam›na gelmiyor.
O esnada haber
Biz gazetecilerin halka
merkezinden arad›lar. Savc›l›k
do¤ru bir haber vermek için ne
ça¤›r›yormufl. Haber merkezine gittik,
zorluklarla karfl›laflt›¤›m›z› biliyor
oradan da Baro. Baro’da herkes
musunuz? Size k›sacac› yapt›¤›m bir
toplanm›fl beni bekliyordu. ‹HD,
haberi örnek verece¤im:
MAZLUM-DER, gazeteciler oradayd›.
2009’da kimlere ait oldu¤unu
Savc›l›k da olay yerine gitmek için
bilmedi¤im 6 adet toplu mezar haberini
benim onlara rehberlik etmemi istediler.
yapt›m. Bu haberden dolay› 1 ödül, 1
STK’lar›n da onay› olduktan sonra kabul
plaket, 1 takdirname ve çok say›da sivil
ettim. Kabul etmeseydim, beni ‘zorla
toplum örgütlerinden teflekkür
götüreceklerini’ söylüyorlard› savc›lar.
mektuplar› ald›m. Bir taraftan da ölümle
O gece geç saatlerde ilçeye gittik ve
tehdit edildim.
gece saat 00.03’te yola koyulduk. 2
Toplu mezarlar 2 bin 300 metre
savc›, 1 doktor ve bir de katip var.
yüksekli¤i olan bir da¤›n zirvesindeydi.
A
Di¤erleri asker ve korucuydu. Saat 8’de
da¤a yetifltik. O gece ya¤mur ya¤d›¤›
için otlar ›slakt›. Dizimize kadar
s›r›ls›klam olmufltuk. Da¤a
yetiflti¤imizde tehdit edildim. "Bir
kurflun s›k›l›rsa ikinci kurflunu kendi
elimle sana s›kar›m" dediler bana.
Gerçekler için her fleyi göze alm›flt›m.
O geceyi da¤da geçirmek zorunda
kald›k. Çünkü bütün deliller
toplanmam›flt›. Hava çok so¤uktu. Bana,
doktora ve katibe bir uyku tulumu
vermifllerdi. Her üçümüzde aya¤›m›z›
tuluma koymufltuk. Titriyorduk so¤uktan.
Gece saat 11’de 100 metre afla¤›m›zda
sanki atefle tuz atm›fls›n gibi silah sesleri
yükseliyordu. Çok korkuyordum. Çünkü
tehdit edilmifltim. 2. kurflun bana gelecek
diye saniyeleri say›yordum. Doktora ve
katibe “bana sar›lmay›n benim yerime
sizi öldürürler” demiflim korkudan.
Sabah ö¤rendik ki korucular keyfi atefl
etmifller. Ölmemifltim. Delilleri
toplad›ktan sonra ilçeye gelmek üzere
yola koyulduk. Saatlerce yaya
yürüdükten sonra arabalara yetifltik.
‹lçeye yetiflti¤imizde bir de sorguya
al›nd›m. ‹fadem al›nd›. Ondan sonra
haber merkezine gitmek için yola
koyuldum. Uykusuzluktan ayakta
duram›yorum. O gecede saat 1’e kadar
uyuyamad›m. Gece saat 00.20’de bir tv
canl› program›na kat›ld›¤›mda art›k ne
konufltu¤umu bilemiyordum. O
konuflmadan sonra s›z›p kendimden
geçtim. 5 gece olmufltu uykusuzdum
çünkü.
Do¤ru haber vermek için ölümü de,
her fleyi de göze al›yoruz. Fakat
karfl›l›¤›nda devletin yarg›s› bizleri 167
y›l ceza ile cezaland›r›yor. Çünkü
gerçekler bir kesimin yarar›na de¤ildir.
Halktan takdirler ve ödüller al›yoruz
fakat devletten yüzlerce y›l ceza.
70 gazeteci TMK’dan tutuklu. Oysa
hepsi de düflünceden ve yapt›¤›
haberlerden dolay› tutuklu. Hiçbirinin
üzerinde bir çivi bile yakalanmam›flt›r.
Bir y›l boyunca telefonumu dinleyerek
kat›ld›¤›m televizyon programlar› ve
yapt›¤›m haberler bana suç gösterilmifltir.
E¤er bunlar suçsa, devlet bir y›l boyunca
bu suçu iflledi¤i bilerek beni
uyarmam›flsa veya müdahale etmemiflse
demek oluyor ki devlet suç ifllememe
göz yummufltur.
Halk›n haber alma özgürlü¤ünü
elinden alarak, haberleri yapan
gazetecileri kelepçeleyerek demirlerin
arkas›na att›lar.
3 aya yak›nd›r tutuklu bulunuyorum ve
hala da iddianamem haz›r de¤il.
Düflüncesini paylaflan, terör örgütü
üyeli¤iyle suçlan›p tutuklan›yor.
"Sizden korkan sizin gibi olsun"
Sinan AYGÜL
Mufl E Tipi Kapal› Cezaevi
arih iyinin, do¤runun, güzelin, kötüyle,
Tyanl›flla, çirkinle mücadelesiyle doludur.
Biz gazeteciler de, kimi zaman destans›, kimi zaman ac› verici sürecin en yak›n tan›klar›y›z. Tan›kl›¤›m›z ço¤u zaman zorlu, s›k›nt›l› sanc›l› geçse de bir o kadar da kutsal
bir sorumluluktur. Bu sorumlulu¤un bilincinde olan, tarihe tan›kl›k ederken, iyiden,
do¤rudan güzelden yana tav›r alan her "gazete" de tarihin her döneminde ateflten gömlek giymifltir-giyecektir. Hele bir de tarihin
ateflten oldu¤u bir zamanda ve co¤rafyada
ise çekilen ac› ve ödenen bedel de katmanlaflacakt›r.
Günümüzde zulmün kalesine dönüflen
zindanlarda, gelecek güzel günlerin bedelini
ödeyen 70’e yak›n gazeteci katmerleflen bedelin resmidir. Sorun asl›nda öyle bir boyuta ulaflm›fl ki, son 3-5 y›lda bir korku imparatorlu¤u oluflturulmaya çal›fl›ld› adeta. Bafll› bafl›na bir hukuk garabeti olan TMK’n›n
tevil edilebilir oluflu, daha da kötüsü her flekilde yorumlanabilmesi ve mahkemelere tan›nan inisiyatifler sonucunda herkes potansiyel "örgüt üyesi" durumuna gelmifl.
Baflta TMK olmak üzere "bas›n özgürlü¤ü" önünde engel ve tehdit teflkil eden birçok yasa ve yasa maddesi var. Özellikle
TMK’de yarg›lananlar aras›nda en dikkat
çekici gruplar ise çocuklar ve gazeteciler.
Bazen TMK’dan yarg›lanan çocuklar›n yafl›
10’un alt›na düflebilecek flekilde akla ziyan
kararlar veren mahkemeler, ayn› ilginçlikte,
70 civar›nda gazeteciyi de ayn› gerekçelerle
TMK’dan yarg›layarak tutuklad›. ‹lginç olmas›n›n sebebi ise TMK’dan yarg›lananlar
aras›nda gazetecilik d›fl›nda hiçbir meslek
grubunun bu kadar ön plana ç›kmam›fl olmas› ve Türkiye bu konuda de¤me diktatörlere tafl ç›kartacak bir alana sahip olmas›. Zira IPI’nin, AG‹T verilerine dayanarak yay›mlanan raporuna göre; Türkiye, 34’er tutuklu ile bafl› çeken ‹ran ve Çin’e k›sa sürede fark atarak tutuklu gazeteci say›s›n›, dik-
Erol ZAVAR
Sincan
Cezaevi
ta rejimlerini geride b›rakarak ikiye katlad›.
Yine IPI’nin raporuna göre bu say› her an
700-1000’e ç›kabilir. Çünkü 40 civar›nda kifli tutuklu yarg›lan›rken 10 kat fazlas› da tutuksuz yarg›lan›yor.
Bu kadar çok gazetecinin, üstelik ço¤unun
herhangi bir örgütün üyesi olarak yarg›lanmas› "ayd›nlatnma hakk›" ba¤lam›nda de¤erlendirildi¤inde korkunç bir gerçekle yüz
yüze kal›yoruz. "Ayd›nlanma hakk›" k›saca
halk›n bilgi edinme hakk›, hükümetlerin icraat› hakk›nda bilgi sahibi olma hakk› olarak
tan›mlanabilir. Bu hak, yayg›n olarak bas›nyay›n organlar› arac›l›¤›yla yani gazetecilik
haliyle has›l olur. Bu hakka yönelik bunca
bask›, y›ld›rma, sindirme giriflimleri hayra
alamet de¤il.
Demokrasi yokuflunda iki ileri bir geri tekleye tekleye ilerlemeye çal›flan ülkenin ba¤r›nda diktan›n ayak sesleri yank›lan›yor. Bu
defa da akla ister istemez flu soru geliyor:
"Acaba birileri yapt›klar› fleylerin kamuoyuna yans›mas›n› istemiyor mu?"
Yeryüzünde diktatörleflmeye e¤ilimli tüm
sistemlerde susturulmaya çal›fl›lan ilk kifliler, toplumun ayd›nlar› ve yazar-çizerleridir.
Merhaba dostlar,
08.06.2011 tarihli mektubunuz 17 Haziran’da ulaflt›. 20
Haziran’da mesane ameliyat›
için hastaneye yatt›m. 24 Haziran’da taburcu edildim. Henüz
yazacak kadar iyileflemedim. O
yüzden yaz› gönderemiyorum.
Hem bir "merhaba" demek,
hem de durumu aç›klamak için
bu faks› gönderiyorum.
"Tutuklu Gazete" ve di¤er yay›nlar›n›z ç›kt›¤› zaman
bana da ulaflt›r›rsan›z sevinirim.
Çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyorum ve sevgilerimi
gönderiyorum.
Erol Zavar
Elefltirel bir temelden yükselen gazetecilik
ise her dönemde hedef tahtas›nda olmufltur.
Sonuç; yandafl, yalaka olmak ya da bask›,
zulüm, sürgün, mahpusluk. "Tarih tekerrürden ibarettir" derler. Galiba bir tekrara daha
tan›kl›k ediyoruz.
‹ktidar›n bas›n-yay›n faaliyetlerini sindirmekte kulland›klar› ilk önemli metot ve yarg›lama-tutuklama sürecinin –sonuçlar› itibariyle– bir anlamda bafllat›c›s› say›labilecek
olgu "sansür"dür. Bas›n literatüründe; özgün
bir mesaj›n tamam› ya da bir bölümünü bloke etmeyi, düzenlemeyi ve manipülasyonunu içeren uygulama olarak tan›mlanan sansür, kimi zaman aç›k bir flekilde uygulan›rken, kimi zaman da günümüzde oldu¤u gibi
örtülü sansür fleklinde uygulanmakta, bask›
arac› olarak kullan›lmaktad›r. Aç›k ve demokratik rejimlerin ruhuna ayk›r› olan sansür, diktac› iktidar›n varl›klar›n›n meflrutiyetini korumak için s›k s›k baflvurduklar› bir
kontrol metodudur.
Sansürün savunulmas› ve teorize edilmesi
ta Sokrat’a, Platon’a Konfüçyüs’e kadar gider. Osmanl›’da sansür, ilk matbaan›n kullan›lmas›yla bafllad›. Diyebilece¤imiz gibi, asl›nda Sultan Abdülhamit döneminde en kat›
flekline ulafl›p sistemli bir flekilde uyguland›.
Tarihte meflhur "istibdat dönemi" olarak geçen dönemde belki dünya bas›n tarihinin en
ilginç olaylar› yaflan›yordu.
Bu bask› süreci 24 Temmuz 1908 y›l›nda
II. Meflrutiyetin ilan›yla son buldu. Ard›ndan Cumhuriyet ve iniflli ç›k›fll› demokrasi
serüveninin ard›ndan 2011 y›l› Türkiye’si ya
da sözüm ona ‘ileri demokrasi (!)’ ülkesi
Türkiye… Durum o kadar vahim ki, örtülü
sansür ve bask›-yapt›r›mlar ciddi ortamda
daha keskin ve daha can yak›c› olmufl, zira
ne Sultan Abdülhamit’in istibdat ne de di¤erleri, ne onlarca gazeteciyi zindanlara att›rm›fl ne de bas›lmam›fl kitaplar› toplatm›flt›. Herhalde yaflad›¤›m›z dönem, "ileri demokrasinin" ç›lg›n uygulamalar›ndan "ileri
sansür" olsa gerek.
103. y›l› kutlanacak olan "Bas›n Bayram›"
ilk defa bu kadar buruk ve anlams›z kutlan›yor herhalde. Neden mi? Çünkü hiçbir "gazeteci" onlarca arkadafl› haks›z yere zindanlardayken bayram edemez de ondan.
fiu an yaflad›¤›m›z fiili durum kanaatimce
böyle. Velev ki her ne kadar sözde de olsa
sonucu itibariyle bir "hukuk" devletindeyiz.
Tüm bu hengamenin bir de hukuka uygunlu¤u sorunu var. Daha do¤rusu çal›nan minareye k›l›f uydurma sorunu var ki, onu da hepimizi birer örgüte üye yapmakla aflmaya
çal›fl›yorlar.
Demokrasilerde bas›n özgürlü¤ü, sansür,
ifade hakk› vb. alanlarda abart› ya da ihlal
durumlar›n›n uzun uzad›ya hukuki izahlar›n› yapmaya gerek duymuyorum. Sadece tutuklu gazetecilerin durumlar›na iliflkin birkaç noktaya dikkat çekmek yeterli olacakt›r.
Söyleyenini hat›rlayamad›¤›m güzel bir
söze rastlad›m son zamanlarda, "Hukuk iktidarlar›n fahiflesidir" diye. Bilhassa tekçi,
diktatoryal devletlerde hukuk ve kanunlar
iktidara göre renk de¤ifltirirler, mahkemeler
ise iktidarlar›n icraatlar›na k›l›f bulmakla
meflgul ve görevlidirler.
Yaflad›¤›m›z ülke gerçekli¤ine dönecek
olursak, tutuklu bulunan gazetecilerin çok
büyük bölümünün hiçbir suçu yok. Tutuklu
bulunanlar›n neredeyse tümü "örgüt üyesi"
iddias›yla tutuklu ve dikkat çekici bir di¤er
nokta da tutuklamalar›n tamam›n›n son
TMK de¤iflikli¤inin (2005) ard›ndan yap›lm›fl olmas›. Sudan ve isnatlarla, alakas›z sebeplerle tutuklanan gazetecilerin aylarca tutuklu kalmas› ve halen suçlar›n›n ne oldu¤unun bilinmemesi apayr› bir hukuk skandal›.
Vaziyet böyleyken ülkenin Baflbakan›n›n
ve yak›n kurmaylar›n›n "Onlar gazeteci de¤il örgüt üyesi" söylemleri ise evlere flenlik.
Evrensel bir hak olan adil yarg›lanma hakk›n›n olmazsa olmaz flartlar›ndan biri "yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤›" ilkesidir. Yarg›n›n; kamuoyuna, yasamaya, yürütmeye ve yarg›ya
karfl› ba¤›ms›zl›¤› kanunlarla garanti alt›na
al›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu sebeple yarg›lama
süreci devam eden kifli hakk›nda yarg›lamaya etki edebilecek düzeyde sürece müdahil
olmak, aç›k bir flekilde adil yarg›lama hakk›
ve yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤› ilkesine ayk›r›d›r.
Bu ayk›r›l›¤› bugüne kadar en aç›k bir biçimde Cumhurbaflkan› ve Baflbakan ortaya
koydu. Bizler için "Onlar gazeteci de¤il, terör örgütü üyesi" diye aç›klama yaparak yarg›y› etkiliyorlar. Bu durum aç›k bir flekilde
TCK M. 228’e ayk›r›d›r ve suçtur.
Suçumuz bir yana ne ile suçland›¤›m›z›
daha bizler bile bilmeden Baflbakan’›n ve
Cumhurbaflkan›’n›n biliyor gibi görünmesi,
irdelenmesi gereken bir konudur.
Baflta belirtti¤im gibi, bizler insanl›¤›n
vicdan›n› temsilen, tarihe tan›kl›k eden, iyiden, do¤rudan, güzelden yana tavr›m›zda taviz vermeyen "özgür bas›n›n" özgün ruhlu
neferleriyiz.
Buradan demir parmakl›klar›n, tel örgülerin ard›ndan bir kez daha tüm diktatörlere,
zalimlere, faflistlere, insanl›k düflmanlar›na
sesleniyoruz: "Sizden korkan sizin gibi olsun…"
11
Medya ülkenin, toplumun
gözü ve kula¤› ifllevindedir
ildi¤imiz gi-
Bbi yaz›l› ve
Kadri KAYA
görsel bas›n ya
da
bütünsel
‘Medya’ ülkenin, toplumun
gözü ve kula¤›
i fl l e v i n d e d i r.
"Üstü örtülmek
istenenin a盤a
ç›kar›lmas›, kulak ard› edilmek
istenenin duyurulmas›" k›sacas› olan›n, olmas›
gerekenin topluma tafl›n›lmas›
görevini yürütmektir.
Her
alanda oldu¤u
Batman
gibi bu alanda
M Tipi Kapal›
da görev yürütenler iktidar›n
Cezaevi
gazab›ndan, fler
oklar›ndan pay›na düfleni almaktad›r. En ufak bir
hak talebini, örgütlenme aray›fl›n› gayri meflru ilan
eden iktidar cephesi s›rf köflesinde bir makale kaleme ald› diye. Fikir beyan etti diye, gazete da¤›t›m›,
yay›n yönetmenli¤i, yaz› iflleri sorumlulu¤u üstlendi diye yüzlerce bas›n emekçisini "örgüt üyeli¤i
propagandas›, suç ve suçluyu övme" gibi yasa maddelerini gerekçe göstererek soruflturmaya tabi tutuyor, yarg›l›yor ve a¤›r cezalara çarpt›r›yor. C‹K,
CMUK, TMK gibi gayri hukuki maddeler ve eski
dönem DGM’leri aratmayan Özel Yetkili Mahkemeler vas›tas›yla toplum üzerinde devlet terörü estiriliyor. AKP güdümündeki emniyet mensuplar›,
savc›lar, hakimler, Anayasa Mahkemesi üyeleri
devletin tüm imkanlar›n› seferber ederek kendi
amaçlar› do¤rultusunda sistemleflmeye, kurumsallaflmaya devam etmektedir. Bunu yaparken de ‘Demokles’in k›l›c›’n› an be an toplum üzerinden eksik
etmemektedir. Kimi zaman gazete kapatt›rarakÖzgür Gündem, Azadiya Welat gibi-kimi zaman
traji komik cezalar vererek- Vedat Kurflun arkadafl›m›za verilen 166 y›l gibi-kimi zaman da henüz
bas›lmam›fl, daha yaz›m aflamas›nda iken kitap toplatma karar› vererek-‹mam›n Ordusu gibi- adalet,
hak-hukuk mekanizmas›n› nas›l ayaklar alt›na alabilece¤ini, kendi orman kanunlar›n› topluma nas›l
dayataca¤›n› alenen gözler önüne serebilmektedir.
Baflta Baflbakan, Cumhurbaflkan› olmak üzere
devletin üst mercilerinin dillerinden düflürmedi¤i
"ileri demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, fikir özgürlü¤ü" gibi kavramlar ne yaz›kt›r ki, söylem düzeyinde kalmaktan öteye gitmiyor.
Bir ülke düflünelim ki her farkl› görüfl, her ayk›r›
düflünce an›nda bast›r›lmaya-sindirilmeye çal›fl›ls›n.
Bir ülke düflünelim ki "Ça¤dafl demokrasi, muas›r medeniyetler seviyesi, modernleflme vizyonu"nu kendine misyon biçsin, ard›ndan en ça¤d›fl›ilkel, zorba yol ve yöntemleri devreye koymaktan
sak›nmas›n.
Yine bir ülke düflünelim ki "Bas›n özgürlü¤ü-düflünce hürriyeti" deyip, onlarca dergi ve gazeteyi
sansürlesin, kapats›n, çal›flanlar›n› tutuklay›p cezaevlerine t›ks›n… Tamamen d›fl kamuoyuna yaranma ve iç kamuoyunu aldatmaya-oyalamaya dönük
demagojik beyanatlar!
AKP iktidar›, günümüzde devletin tüm kurumlar›na s›zm›fl, yarg›-yasama ve yürütme organlar› üzerinde denetim kurmufl bulunmaktad›r. ‹stedi¤i anda
ve flekilde hedef belledi¤i kifli ve kurumlara dönük
gizli-aç›k operasyon yapabiliyor. Tamamen as›ls›z
iddia ve düzmece belgelerle yarg›lanmaya tabi tutup-mahkum ettirebiliyor. Bunu yaparken de karfl›s›ndaki toplumsal muhalefeti, hukuki statüyü tan›m›yor, ifllevsiz k›lmak için elinden geleni yap›yor.
Hegemonya alan›n› genifllettikçe pervas›zlafl›yor,
pervas›zlaflt›kça kin ve öfkesini ak›tmaktan geri
durmuyor. Son 8-9 y›ll›k süreç itibar›yla de¤erlendirdi¤imizde Abdülhamid dönemindeki istibdatl›
y›llar›, sansürlü rejimi bile geride b›rakt›¤›n› rahatl›kla söyleyebiliriz. Osmanl› Mehter Marfl›’nda bile "iki ad›m ileri, bir ad›m geri" at›l›yorken, AKP
iktidar›nda ileriye do¤ru bir ad›m at›lmazken, geriye do¤ru at›lan ad›mlar›n haddi hesab› bilinemiyor.
Kendi durumuma gelince:
Örgüt üyeli¤i iddias›yla tutuklanmam›n üzerinden neredeyse 3 aya yak›n süre geçmesine ra¤men
halen iddianamem haz›rlanmam›flt›r. ‹kamet adresim Diyarbak›r olmas›na ra¤men Batman iline ba¤l› jandarmalar taraf›ndan evim bas›ld›. Batman Emniyeti’ne getirilip, Sulh Hakimli¤i’nce tutukland›m.
Henüz sorgulama aflamas›nda iken Batman Valili¤i’nin web sitesinde hakk›m›zda haber ç›km›fl ve
"terörist" olarak yaftalanm›fl›z. Halbuki yürütülmekte olan bir dava hakk›nda hiçbir kifli ya da kurumun görüfl bildirme hakk› olmad›¤›n› hepimiz biliyoruz. Tutuklanma gerekçem ise yasal olmayan
telefon dinlemeleridir. Sabah gündemini Mezopotamya Radyosu ile paylaflt›¤›m›z için suç ifllemifliz.
Oysa paylaflt›¤›m›z haberler bizim ajans›m›z olan
Dicle Haber Ajans›’nda (D‹HA) ve di¤er ajanslarda yay›mlanan haberlerdir. Yine bu haberlerin hiç
biri tekzip edilmemifltir. Yapt›¤›m tüm görüflmeler,
haberler gündem içeriklidir, gizli sakl› da de¤ildir.
Kendi ad›ma kay›tl› telefon üzerinden görüflmüflüm
zaten. Hal böyleyken kalk›p durumu illegallefltirmek, beni ve di¤er arkadafllar› "terörist" ilan etmek
tamamen hukuksuz ve gayr› meflrudur. Özgür bas›n›, sosyalist-demokrat bas›n› karalamaya, gerçekleri manipüle etmeye dönük bilinçli politikalard›r…
Sonuç olarak, bugün Türkiye’de hukuk, demokrasi, özgürlük gibi konularda tam bir keflmekefllik
yaflan›yor. F›rat’›n do¤usunda at›lan her ad›m, al›nan her nefes KCK ba¤lant›l› denilerek bast›r›l›yor.
F›rat’›n bat›s›nda da özgür, sosyalist kesimlere yönelik ‘kapan’ gittikçe geniflletiliyor. E¤er buna dur
denilmezse yak›n gelecekte demokrasi ve insan
haklar›n› mumla arar hale gelece¤iz.
12
22/7/11
12
17:26
Page 1
TUTUKLU GAZETE
PAZAR 24 TEMMUZ 2011
B‹Z CEZAEV‹NDEYKEN BASIN SANSÜRÜ ÖZGÜRLÜ⁄Ü 103. YILINDA
Di serîde miyane kê destniflankirinde
vard›. Ama Kürt veya muhalif basûd dibinim. Di demekê raye giflti ye Tur- Hamdiye Ç‹FTÇ‹
s›n oldu¤u için, hep birçok faili
kiye’yê de azadiya derbirin û çapermenimeçhul gibi üzerine örtüler çekilip
yê tê niqaflkirin de sendiya rojnamevanên
kapat›ld›.
Turkiye’yê bû sedema salvegera 103’min
Dünya bas›n özgürlü¤ü ihlali s›24’ê Tirmehê rakirina sansura li ser çaralamas›nda birincili¤e sahip olan
permeniyê de niha li girti gehên Turkîülkemizde 40’tan fazla Kürt gazeyê’de nêziki 70 rojnamevanên girti here.
teci ve 23’e yak›n sosyalist gazeJiba vê rewflê weke bertek bi nave "rojteci halen tutuklu bulunuyor. Bunnameye girti" weflandin û her wekidin çalar hiç görülmedi, bilinmedi. En
lakiyên ditis dikerîm bêjim hêz û ariflan
son Ergenekon kapsam›nda araladidin me. Hemû piflesazêmeyi divê hewlr›nda Ahmet fi›k ve Nedim fiedanê de ked dane zor spas dikim. Bivê
ner’in bulundu¤u çok say›da gawateyû salvegara rakirina sansura liser
zetecinin tutuklanmas›yla birlikte,
çapermeniyê bi dileki temgin beji piroz
Türkiye’de bütün bas›n örgütleridikim.
nin, farkl› fikirleri savunmalar›na
Bitlis Cezaevi
(Baflta belirtmemde yarar var: Kamura¤men tarihte bir ilki yaparak
oyunda Türkiye’deki bas›n ve ifade öz"Gazetecilere Özgürlük Platforgürlü¤ü tart›fl›l›rken, Türkiye Gazeteciler
mu" kapsam›nda zindandaki büSendikas›’n›n bas›nda sansürün kald›r›l›fl›n›n 103. tün gazetecilerin sorunlar›na dikkati çekmesiyle,
y›ldönümü olan 24 Temmuz nedeniyle Türkiye’de bunca y›ll›k hak ihlali su yüzüne ç›kar›ld›.
70’e yak›n gazetecinin tutuklu olmas›na tepki
Ben de Baflbakan Erdo¤an’›n gazeteci olarak
amaçl›, "Tutuklu Gazete" ad›yla ç›kard›¤› gazetenin görmedi¤i ve Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün
ve yap›lan tüm etkinliklerin bizlere güç ve moral resmi Polonya gezisi s›ras›nda "terör örgütü silahl›
verdi¤ini belirterek, eme¤i geçen bütün meslektafl- eylemlerine" kat›ld›¤› için cezaevinde oldu¤umuzu
lar›m›za teflekkür ediyoruz. Bu vesileyle bas›nda söyleyip geçifltirdi¤i Kürt bir gazeteciyim. Bas›n
sansürün kald›r›l›fl›n›n y›ldönümünü hüzünle kutlu- özgürlü¤ü ve uzun süren tutukluluktan nasibimizi
yorum.)
alarak 1 y›l 1 aydan fazla bir süredir cezaevinde olGönül bu yaz›y› Kürtçe devam ettirmek isterdi. mama ra¤men, henüz do¤ru düzgün iddianamemi
Ama ne yaz›k ki yaz›ya Türkçe devam etmek zo- bile göremedim. Gazeteciler üzerinde daha önce
runday›m. Bir daha sansür ma¤duru olmamak propaganda yapmak, devlet memurunu teflhir etiçin…
mek gibi suçlama yap›l›rken, son dönemde örgüt
Bu sene bas›nda sansürün kald›r›l›fl›n›n 103. y›l- üyeli¤i ve örgüte yard›m yatakl›k iddialar›yla 70’e
dönümünü kutluyoruz. 103 y›lda geçen zaman dili- yak›n gazeteci, yazd›klar›ndan dolay› cezaevlerinde
mi içinde Türkiye’de bas›n alan›ndaki geliflmelere, ve çok say›da gazeteci ise yazd›klar›ndan dolay›
özgürlüklere bakt›¤›m›zda, hiç de olumlu bir tablo yarg›lan›yor.
çizilmedi¤ini görece¤iz. Sözde sansür kald›r›lm›fl,
ESARET‹N ‹Z‹(LEN‹MLER‹)…
hem de 103 y›l önce… Ancak flu da bir gerçek ki,
Zindan›n dili yoktur yaflanan ac›lar› anlatmaya…
flu an bu sat›rlar› yazarken bile düflüncelerimi san- Bu mekân› tan›mlayabilmek için bu mekânda yaflasürlemek zorunda kal›yorum. Yaflad›¤›m›z ülke öy- mak gerek. Bu anlamda biz de Türkiye’deki bas›n
le bir hal alm›fl durumda ki, art›k sansür do¤all›¤›n- ve ifade özgürlü¤ünden nasibimizi alarak zindan
da bunu yaflam›m›z›n bir parças› olarak görebiliyo- derinliklerini görme, bilme flans›n› yakalad›k. Yani
ruz.
ülkemizde bas›na s›n›rs›zca tüm kap›lar aç›l›yor; bu
fiimdi bu sat›rlar› yazarken, cezaevinde gözü- demir parmakl›klar ve tafl duvarlar olsa bile…
müz-kula¤›m›z olan günlük gazetede bir haber dikKameram›z, foto¤raf makinelerimiz elimizden
katimi çekti. Haberde, Mustafa Kemal Atatürk’ün al›n›p; elimize kalem yerine kelepçe tak›lm›fl olabi80 y›l önce Türk Tarih Kurumu’na yazd›¤›, birkaç lir, ama biz yine gazeteciyiz. Bir halk›n omuzlar›sat›r› hariç tüm metni bugüne kadar yay›mlanma- m›za yükledi¤i sorumlulu¤u yerine getirerek, oldum›fl 21 sayfal›k mektubunun ortaya ç›kt›¤› ve Atil- ¤umuz yer ve mekân neresi olursa olsun, mesle¤ila Oral’›n "Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu" adl› mizin gereklili¤ini yerine getiriyoruz.
bir kitab›n› ç›kard›¤› yaz›l›yordu. Bu durum beni
Bas›nda sansürünün kald›r›l›fl›n›n 103. y›l› nedeiyice kayg›land›rd›. Bir ülkenin önderinin mektup- niyle Türkiye Gazeteciler Sendikas›’n›n bizleri yallar› sansürlenebiliyorsa, bu, durumun ne kadar va- n›z b›rakmay›p bugüne özel tepki amaçl› ç›kard›¤›
him oldu¤unu gösteriyor.
"Tutuklu Gazete" adl› çal›flma için, zindanda buluBilmiyorum, flimdi neresinden bafllamal›y›m nan tutsak gazeteciler kollar› s›vad›k. Bu nedenle
sansürlenmeyecek bir yaz›ya? Her fleyi düflünerek zindan›n içinde zindan›n dili olabilmek için k›sa bikelime kelime seçerek yazmal›, yasak olmayacak, le olsa zindan derinliklerinde yaflananlar› siz duyarsansürlenmeyecek bir flekilde mürekkebi ak›tmak l› okuyucular›m›zla paylaflmaya çal›flaca¤›z. Her
gerek… Malum buras› cezaevi… Okuma komisyo- ad›mda, her gün yeniden karanl›klara gömülen cenundan geçer mi geçmez mi, sonra gazete yay›n zaevlerinde yaflananlar› su yüzüne ç›karmaya çal›kurulu yay›mlar m› yay›mlamaz m›, yay›mlan›rsa fl›yoruz. Cezaevlerinde bulunan tutuklu gazeteciler,
gazete kapat›l›p ceza al›r m›/gelir mi? Diye düflün- bulunduklar› yerlerde sizler için büro açt› adeta…
mekten kendimi alam›yorum. Ne de olsa yazd›kla- fiaka bir yana ama asl›nda öyle bir imkan olsayd›
r›m ve yapt›¤›m›z haberlerden dolay› esaret alt›nda- fena olmazd›. Eee, bunca gazeteci içerideyken büro
y›z. Topluma zarar vermemek için uzaklaflt›r›ld›k. da olmas› imkans›z de¤il herhalde.
Bomba olarak görülüyoruz ya, ya aniden patlarsa
Bu mekânda yaz›lacak, çizilecek o kadar çok öydiye buraday›z…
kü, haber, görüntü var ki, anlatmaya cümleler yetDünya kamuoyunda Türkiye’deki bas›n ve ifade mez. Hofl, biz yazsak da okuma komisyonundan
özgürlü¤ü tart›fl›l›yor. Asl›nda Türkiye’de tutuklu geçmez ya, o da ayr› bir mesele.
gazetecilerin ve sansürlenen gazetelerin sorunu yeGenel olarak cezaevlerinden bilgi verecek olurni bir sorun de¤il. Kapat›lan gazeteler, dergiler, tu- sak; flu anda cezaevlerinde var olan görüntüler, yer
tuklu gazeteciler hep vard›. Belki görülmeyen, gör- yer bizleri 12 Eylül darbe dönemine götürmüyor
mezden gelinen bask› gören, tehdit edilen, öldürü- de¤il. Zindanlar o kadar t›ka basa doldurulmufl.
len veya yüzlerce y›ll›k hapis cezas›na çarpt›r›lanlar Mevcut haliyle büyük bir iflkence halinde... Her
gün artan tutuklu say›s›n›n d›fl›nda, hasta tutuklular›n içler ac›s› durumu, ölüm döfle¤inde olmalar›na
ra¤men hasta tutsaklar›n tahliye edilmemesi, çocuk
tutuklular›n durumu, uzun süren tutukluluk haliyle
birlikte Kürtçe ifade krizi a¤›rl›¤›n› koruyan sorunlar, anayasayla çözülmeyi bekliyor.
Biz Bitlis Cezaevi’nde her renkten, her meslekten, Belediye Baflkan›, kad›n aktivistler, kuaför, belediye meclis üyeleri, anneler, ö¤renci, gerilla, gazeteci vb. 42 kad›n, ayn› mekân› paylafl›yoruz. Her
renkten bir kad›n ülkemiz var.
Bizi bu mekânda en çok yaralay›p can›m›z›
ac›tan sorunlardan biri de kuflkusuz ülkemizin en
büyük sorunlar›ndan olan cezaevlerindeki çocuklard›r. Her ne kadar uzun bir süredir
TMK’dan ç›km›fl olmas›na ra¤men, halen cezaevlerinde say›s›z çocuk var. fiu anda gündemde
olmayan TMK ma¤durlar›n›n yan› s›ra cezaevlerinde annelerinin kaderini yaflamak zorunda kalan Kürt çocuklar› yüreklerimizi s›zlat›yor. Bu
çocuklardan sadece 2’si olan küçük fiimal (3) ve
KCK kapsam›nda annesiyle gözalt›na al›n›p tutuklanan Türk bir baba ve Kürt bir annenin çocu¤u Argefl’i (4) sizlerle paylaflmak istiyorum. Argefl, 2 y›l› aflk›n bir süredir burada, bu mekân›n
etkisinden dolay› çok nadir olan erken yafllanma
hastal›¤›na yakalanm›fl. Günbegün saçlar›, kirpikleri beyazlafl›yor. Annesiyle birlikte günlerce
gözalt›nda kald›ktan sonra annesinin tutuklanmas›yla birlikte ayn› kaderi paylafl›yor. Küçük
fiimal de zindan›n yeni misafiri, 5-6 ayd›r aram›zda, burada 3 yafl›na girdi. O kadar saf ve temizler ki, henüz yaflamlar›nda unutulmayacak
bir sahne olan zindan gerçe¤inin fark›nda bile
de¤iller. Ço¤u zaman elimizden tutup, "Evra çiye" (Bu nedir) diyerek tafl duvarlar›n ne anlama
geldi¤ini ö¤renmeye çal›fl›yorlar. Bir araya gelip
oyun da oynuyorlar, ama her zaman beton y›¤›nlar›n›n içinde yar›m kal›yor bütün oyunlar›;
uçurtmalar› bile uçmuyor, as›l› kal›yor duvar ke-
nar›na…
Zindanlar
yak›flm›yor
kimseye, hele körpecik çocuklara hiç yak›flm›yor…
Minik fiimal ve Argefl, bu
çocuklardan sadece ikisi.
Onlar gibi onlarca çocuk,
gözlerini cezaevlerinde açmak zorunda kal›yor. Zindanlarda flekillenen bir kiflilikten gelecek beklemek???
Gelece¤imizin teminat› çocuklar›m›z zindanlarda büyüyor.
Ne yaz›k ki sokak ortas›nda iflkenceye maruz b›rak›lan, öldürülen tutuklular›n
yan› s›ra çocuklara cezaevleri reva görülüyor. Bir yandan
cennet bahçelerinde pamuklar için büyütülen siyasetçilerin çocuklar› varken, çocuklar›n› gözlerinden sak›n›rken, Kürt çocuklar›na hep
zindanlar ve kara toprak düflüyor. Bu çocuklar›n günah›
nedir? Kim fiimal’e, Argefl’e
çocuklu¤unu geri verecek?
Kim ölen küçük Ceylan’›n,
U¤ur’un hesab›n› verecek?
12 Eylül darbe döneminde
bile bas›n alan›nda bu kadar
fazla hak ihlali yaflanmamas›na ra¤men, 21. yüzy›lda yaflad›¤›m›z bu dönemde Türkiye’nin dünyada bir ilke imza atarak henüz bas›lmam›fl bir kitab› bile toplatmas›, bu kadar çok gazetecinin tutuklanmas›, bas›n özgürlü¤ünde 103 y›la ra¤men ne kadar ilerlemifl oldu¤umuzu gösteriyor.
‹nsan hak ve özgürlükleri d›fl›nda bas›n ve ifade
özgürlü¤ü ihlalleri konular›nda en doruk noktas›na
ulafl›lan bu dönemde kurulan 24. dönem
TBMM’den geçecek Anayasa de¤iflikli¤inde, dünyada büyük tepkilere sebebiyet veren ceza yasalar›nda, art›k biraz daha bafl a¤r›s› olmamas› için köklü olmasa bile- de¤iflim olaca¤› kuflkusuzdur.
Ancak bu de¤iflikliklerin kimleri kapsayaca¤›, nas›l
yaflamsallaflt›r›laca¤› konusu henüz bir muamma...
Bu konuda Kürtçe, Türkçe, Ermenice vb. dil fark
etmeksizin bas›n özgürlüklerinin k›s›tlanmayaca¤›
özgür bir bas›n gelene¤i yarat›lmal›d›r. Bas›n ve ifade özgürlü¤ünün k›s›tland›¤› bir yerde bireyin özgürlü¤ünden söz etmek mümkün de¤ildir.
Mevcut yasa de¤iflikli¤inden Baflbakan Erdo¤an’›n gazeteci olarak gördükleri yararlan›rsa, bunca
Kürt ve muhalif gazeteci görmezden gelinirse, ceza
yasalar›ndaki de¤iflim bir anlam ifade etmeyecektir.
Bunun için baflta halk›n oylar›yla Meclise gönderilen
12 gazeteci kökenli milletvekili arkadafl›m›z, cezaevlerindeki gazetecilerin, bas›n ve ifade özgürlükleri
noktas›nda temsili güç olabilmelidir. Fikirlerimiz,
düflüncelerimiz, yorumlar›m›z ayr› olmasa da topluma do¤rular› yans›tmak suç olmamal›d›r.
Bu vesileyle gazeteci arkadafllar›m›z›, ayd›nlar›,
yazarlar›, hukukçular›, siyasetçileri, sanatç›lar›, bütün duyarl› kamuoyunu, kendi özgürlüklerinin tehlikeye girmemesi için deste¤e davet ediyoruz.
Buras› Türkiye, dengeler aniden de¤iflebiliyor.
Bugün biz buraday›z, yar›n i¤nenin ucu size de dokunabilir. Ne demifl Naz›m Hikmet; "Ben yanmasam, Sen yanmasan, Biz yanmasak nas›l ç›kar karanl›klar ayd›nl›¤a…"
Gelin hep beraber bu karanl›klar› ayd›nlatal›m.
Bu atefl bizi yakt›¤› gibi sizleri de yakmadan.
Düşüncenin ruhu vardır
Kenan KARAV‹L
Adana F Tipi Kapal› Cezaevi
üflüncenin ruhu vard›r t›pk› canl›lar gibi.
DZamans›z de¤ildir ortaya ç›k›fl›. Yaflam
bulmak, inanç olmak, tüm s›n›rlar› aflmak arzusudur. Ateflten gömlek gibidir sevdal›lar›na.
Gazeteci olmak, hakikatlere ba¤lanmak,
onunla yürüme becerisini de göstermektedir
ki öyle olsa gerek. Düflüncenin zaman›n› yakalay›p ruhu almakt›r. Dilini ve ruhunu bulmak gerçeklerin eylemini yaflamakt›r. Her
düflünce ateflle s›nan›yorsa dili demokrasidir,
demokrasinin dili ise eylemdir, bedeni hakikatlerdir.
Co¤rafyam›z kültürlere do¤ufl merkezidir,
kültür anad›r, inançt›r, kimlik ve do¤ayla bütünlüklü dilin sihirli sözcükleridir. Bir bas›n
mensubu sözcükleri kullanan kadar ona anlam biçen olmal›d›r. Her cümle düflüncelerinin do¤as› olmal›d›r. Yal›n sade ve duygu
yüklü... Düflüncelerimizin oldu¤u her tarafta
bir misafir, dost arkadafl ve kardefliz. Mekan›m›z›n önemi ortadan kalkar. Biliriz ki temsil etti¤imiz düflüncelerin hepsini yafl›yoruz.
Senin zindandaki fizi¤inin özgürlü¤ü, düflüncelerin ulaflt›¤› s›n›rlarla ölçülür.
De¤erli Arkadafllar…
‹fadenin özgürlü¤ü, dillerin özgür kullan›m›na ba¤l›d›r. Bas›n kurulufllar›n›n dili halkt›r, halklard›r. Yerküremizde kaybolmufl, ya
da bu riski tafl›yan, kullan›l›rken büyük bask›lar, hukuksuzluklara u¤rayan her dil ifade
özgürlü¤ünün inkar›d›r. Canl›lar›n do¤uflun-
daki anlam, kendisini yaratan ana dilidir. Hepimizin ortak duygular›n›n, farkl› düflüncelerinin anlafl›lmas›n› simgeleyen ruhtur dil.
Düflünce özgürlü¤ü, ifade özgürlü¤ünün sa¤lanmas› amac›yla yürüttü¤ünüz çerçeveye
ben de böyle bir ek yapmak istedim. Dillerin
özgürlü¤ü!..
Bas›n çal›flan› olmak ülkemizde tek bafl›na
yetmiyor, farkl› fleyleri de kiflilik edinmek,
karakter haline getirmek, gerektiriyor. Unutturulmak istenilenlerin kendisi olmak fark›ndal›¤› yaratmakla eflde¤erdir, Kürtçe dilin
üzerindeki bask›lar›, görmek kadar ona karfl›
durmak da ifade özgürlü¤ü içinde bas›n özgürlü¤ünün ön kofluludur. Azadiya Welat gazetesinin üzerindeki bask›n›n nedeni özgürlük gelene¤inin dayand›¤› çizgi ve tüm direnenlere ses olmak, dost ve yoldafl olmakt› sadece bu.
Bu amaçla; Türkiye Gazeteciler Sendikas›’n›n (TGS) ifade ve bas›n özgürlü¤ünün
yayg›nlaflmas› duruflunu önemsiyorum. Benim gibi onlarca gazeteci arkadafl›m cezaevinde yüzy›l› aflan cezalar›n verildi¤i ak›l
d›fl›l›klarla karfl› karfl›yay›z. Böylesi zorluklarla mücadeleyi ilkesel temellere oturtmak,
hukuksuzluklara karfl› düflüncelerinle durmak için, insan olmak yeterli. Bizleri burada
ayakta tutan, dirençli, inançl› yaflamda ›srar
etmemizi sa¤layan insanlar›n "kendini bilme" gere¤idir. Amaç çok yazmak, söylemek
de¤ildir. Hakikatin bir ucunu yakalay›p
onunla yaflam› yaratmakt›r. Tüm do¤rular
ancak hakikat varsa geçerlidir. Gazete, bas›n
do¤rular› savunacaksa, yazacaksa öncelikle
yaflam›n› yürüttü¤ü co¤rafyan›n ac›larla yük-
lü direniflle örülü gerçe¤ini içsellefltirmeli, unutmamal›d›r. Hat›rlayabilendir yaflayanlar yoktur unutulan ne varsa. Bilineni aramak de¤ildir öykümüz
insanl›¤a ait, do¤an›n ruhunu hisseden
tarih aray›fl›d›r. ‹fade etmeye çal›flt›¤›m›z özlemlerimiz hemen yan› bafl›m›zdad›r. Çünkü hepimiz kendimizi
ar›yoruz, kaybetmek istedi¤imiz gerçe¤imizi.
De¤erli Arkadafllar;
Bal›k hikayesi gibi unutmak, zindanda, ovada ve koca kentte, hepimiz
hislerimizle, duygu ve düflüncelerimizle var oluruz. Tarihi ve günümüzü
yaflar›z. Unutmak iz’sizliktir. ‹z’sizlik
hiçlik. Yaflam›n en s›cak an›nda bal›k
gibi bir akvaryuma konuldu¤unuzu
düflünün. Bir anda hayat›n içinden al›n›rs›n›z ve kapat›l›rs›n›z. Hayat art›k
d›flar›da kalm›flt›r. Kopar›ld›¤›n›z tüm
her fley d›flar›da ve art›k göremeyece¤iniz bir uzaktad›r. Gürül gürül akan
bir nehirde bo¤az›n›zda bir kancayla
çekilip al›nm›fl ve küçücük bir akvaryuma konulmuflsunuzdur. Akvaryumun cam duvarlar›na çarpa çarpa art›k
oran›n sizin nehriniz oldu¤unu alg›lamaya
bafllam›fls›n›z. S›n›rlar›n› ö¤renene kadar
çarpar durursunuz duvarlara. Sahi bir bal›¤›n
bunca zaman akvaryumda ne kadar, nas›l yaflad›¤›n› hiç düflündünüz mü? 3 saniyelik haf›zas› ile bal›k akvaryumun her taraf›n› döner
durur. Her üç saniyede bir bal›k yeni fleyler
gördü¤ünü zanneder ve ömrünün sonuna kadar öyle devam eder. ‹nsan topluluklar› dü-
flüncelerinin toplam›d›r. Tarihten süzülür, bu
güne hat›rlanmak isteyen aç›lardan kaçarak
gelmifltir. Bu nedenle unutmamak ifade etmektir. Sözsüz kalmak bal›klaflmakt›r. Üç saniyelik gelip-geçici tarihsellik. Tarih bellekse, belle¤imizi ifade etmek özgürlük aflk›d›r.
Özgür bas›n aray›flç›l›¤› hakikate aflkla ba¤l›l›kt›r. Tüm dostlar›m›zla özgür günlerde görüflmek umuduyla.
Hegemonik olmayaca¤›n›n
turnusolu demokratik
anayasad›r
ürkiye
deve
Ahmet B‹RS‹N
özgürlükler konusunda önemli
bir efli¤e gelip
dayand›. Mevcut
durumda ya dibe
vurup AKP hegemonyas›na teslim olunacak ya
da farkl›l›klar›m›z› demokratik
birli¤e dönüfltürerek ciddi bir ç›k›fl yapaca¤›z.
Ç›k›fl 12 Eylül
anayasas›n› her
Diyarbak›r D Tipi
yönüyle aflmak,
Cezaevi
toplumsal meflruiyet kazanm›fl
yeni demokratik bir anayasa ile ifade ve özgürlük alanlar›n› geniflletmektir.
Mevcut sistemle devam edildi¤i takdirde medya alanlar›nda çal›flan bizlerin temel beklentisi
olan haber yapma ve ifade özgürlü¤ü beklentisi
bir yana, halk taraf›ndan seçilen milletvekillikleri bile ellerinden al›nabilece¤ine yak›n süreçte
tan›k olduk. Hukuku, yasalar› kendine göre yorumlayan, usul ve kaideleri kendine göre uygulayan, kendine Müslüman, kendine demokrat bir
anlay›flla meclis ço¤unlu¤una dayanarak neler
yapmaz ki? AKP’nin söylem ve yaklafl›mlar›
flimdiden ciddi kuflkular› da beraberinde getirmifltir.
Her ne kadar AKP hegemonya kurmayaca¤›n›
iddia etse de ancak gerek seçim öncesi söylemleri ve gerekse de seçim sonras› anti-demokratik
yasalar› de¤ifltirmekte ayak sürümesi ve meclisi
muhalefetsiz tek bafl›m›za çal›flt›r›r›z, söylemleri
hiç de hayra alamet de¤ildir. Bal gibi güç gösterisidir.
Bu güç gösterisi; maalesef medya alanlar›nda
çok daha aç›k bir biçimde kendisini görünür k›ld›. Daha flimdiden AKP politikalar›n› elefltiren
programc›lar›n ya ifline son verildi ya da programlar› çeflitli bahanelerle yay›ndan kald›r›ld›.
Türkiye’nin tek günlük Kürtçe gazetesi olan
Azadiya Welat Gazetesi 15 günlü¤üne kapat›ld›.
Öyle anlafl›l›yor ki, AKP politikalar›n› elefltiren,
muhalif edenlerin bafl›na ne geldiyse geçmiflte,
önümüzdeki AKP hükümeti döneminde ayn› uygulamalarla karfl›laflmas› yüksek olas›l›kt›r.
AKP’nin önceki hükümet döneminde bas›n ve
ifade özgürlü¤üne dönük yap›lanlar› bir kez daha hat›rlarsak; gerek uluslararas› alanda ve gerekse iç kamuoyunda yap›lan tüm elefltiri ve
meslek örgütlerinin objektif raporlar› manipüle
edildi. Hükümet gazeteci tutuklamalar› ve binleri aflan davalar› yok saymakla kalmad›, çarp›tarak "gazetecilik mesleklerini yürütürken de¤il,
örgüt üyeli¤i vb." nedenlerden dolay› cezaevlerine at›ld›klar›n› büyük bir piflkinlikle dillendirildi. Oysa hakikat bunun tam tersiydi.
Peki, söz konusu uygulamalar durdu mu? Aksine, salt gazetecilik mesleklerini ifa etti¤inden
dolay› tutuklamalar da h›z kesmifl de¤il.
AKP’nin penceresi d›fl›ndan bakan herkes polis
ve yarg›n›n büyük merce¤i alt›ndad›r. O da yetmezse "yandafl" medyan›n itibars›zlaflt›rma operasyonuna tâbi tutulmaktad›r. Özellikle de sosyalist bas›n ve Kürt bas›n›na dönük tutuklama ve
davalar fütursuzca yürütülerek bir bütün olarak
demokratik muhalefet susturulmak istenmektedir. Toplumda a盤a ç›kan demokratik anayasa
istemi, bas›n-yay›n ve ifade özgürlüklerinin
önündeki anti-demokratik yasalar›n kald›r›lmas›na dönük ulusal ve uluslararas› bask›y› k›rmak
amaçl› olarak demokratik muhalefete dönük uygulamalar geçmifle nazaran daha da artaca¤›n›
göstermektedir.
Elbette Cumhurbaflkanl›¤›’ndan, Meclis Baflkanl›¤›na ve en nihayetinde Baflbakanl›¤a kadar
önemli bir güç birikimi AKP’de yo¤unlaflm›flt›r.
Temsili demokrasilerde böylesi bir gücü frenleyecek veya orant›layacak yarg› sistemi de AKP
hanesine geçince geriye, demokratik muhalefet
kal›r. Bugün demokratik muhalefet da¤›n›k gibi
görülse de önümüzdeki süreçte çok güçlü bir biçimde demokratik anayasa blo¤unun çat›s›nda
birleflerek her alanda demokrasi mücadelesinin
yükselece¤inin potansiyeli oldukça güçlüdür.
Unutmayal›m ki, AKP’ye verilen oylar›n
önemli bir yekûnu demokratik anayasa beklentisine verilmifl olmas›d›r. Bu hakl› beklentinin yerine gelmemesi durumunda neler olabilece¤ini
kimse kestiremez. Bir di¤er önemli ve hassas
konu da Kürtlerin art›k antidemokratik uygulama ve yasalarla yürümeme yönündeki kararlaflmalar›d›r. Dolay›s›yla Meclis ço¤unlu¤una güvenerek kendine göre bir anayasa yapar›m demekle de olmaz. Aksine bu kaosu derinlefltirir.
AKP’nin öncelikli yapmas› gereken fley Meclisin demokratik ço¤unlu¤a kavuflmas› yönündeki
anti-demokratik yasalar› kald›rmakt›r. Böylece
tatile girmeden y›llard›r kaos ve çat›flman›n müsebbibi olan anti-demokratik anayasa ve yasalardan tüm Türkiye’yi kurtarmakt›r. Aksi takdirde
AKP’nin "ben yeni bir sivil vesayet olmayaca¤›m", "hegomonya kurmayaca¤›m’’ dese de hegomonik olmayaca¤›n›n turnusolu demokratik
anayasad›r.
Tmokrasi

Benzer belgeler