Türkiye - Abone Girişi

Transkript

Türkiye - Abone Girişi
BÜTÜN
DÜNYA
YANILIYOR
OLABİLİR Mİ?
İÇİNDEKİLER
24
EYLÜL - EKİM 2013
YIL 4 • SAYI 21 • FİYATI 7 TL
İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti.
Adına Sahibi
İsmail Ceyhan
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
İsmail Ceyhan
[email protected]
Yayın Yönetmeni
Sertaç Aytaç
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü
Uğur Doğan
[email protected]
Reklam Müdürü
İsmail Öner
[email protected]
Reklam Müdür Yardımcısı
Ayşe Kavukcu
[email protected]
Grafik
Ömer Duman
Abone
Reyhan Toydemir
[email protected]
Tel: 0216 651 78 78
Baskı ve Cilt
Altan Basım Ltd.
Yüzyıl Matbaacılar Sitesi / Bağcılar
Tel: 0212 629 03 74
Yapım
Yayınlayan
İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti.
Yönetim Yeri
Barbaros Mah. Uğur Sok. No: 2/2 34662
Üsküdar / İstanbul
Tel: 0216 651 78 78
Fax: 0216 651 78 98
Internet: www.yesilbinadergisi.com
www.b2bmedya.com
E-posta: [email protected]
Fiyatı: 7 TL.
Yıllık Abone: 40 TL.
© 2013 İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti.
ISSN: 1307-9204
2 ayda bir yayımlanır.
Tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.
Basın Kanunu’na göre yerel süreli yayındır.
4
6
20
21
22
24
26
30
34
36
40
43
44
48
50
52
YAYINCIDAN
HABER
GÜNCEL / Dünya Yeşil Binalar Haftası Kutlandı
GÜNCEL / ERKE Green Academy Açıldı
RÖPORTAJ / Rockwool Türkiye Direktörü Taner Şahin
PROJE / BIO İstanbul
GÜNCEL / EPD Türkiye ve Sürdürülebilir Yapı Ürünleri
YEŞİL BİNA / Workinn Hotel
GÖRÜŞ / Enerji Verimliliği Etkinlikleri, Ne Kadar Enerji Verimli?
TEKNİK & GÖRÜŞ / Sürdürülebilir Peyzaj Tasarımı
SINIR ÖTESİ / Fransa’da Pasif bir Ev
PROJE / Brandium AVM
MAKALE / Havalandırma Sistemlerinde Enerji Verimliliği
Kısım 2: Fanlar
ÜRÜN / Desigo V5.1
ÜRÜN / Yeni Nesil Hafif ve Çevreci Yapı Elemanı PonceBloc
TEKNİK / Solar Teknoloji - 4
YAYIN DANIŞMA KURULU
Prof. Dr. Birol Kılkış / Başkent Üniv. Makine Müh. Böl. • Prof. Dr. Gül Koçlar Oral / İTÜ Mimarlık Fakültesi • Prof. Dr. Nil Türkeri / İTÜ Mimarlık Fakültesi
Doç. Dr. Ayşin Sev / Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi • Doç. Dr. Filiz Şenkal Sezer / Uludağ Üni. Mühendislik-Mimarlık Fakültesi • Yrd. Doç. Dr. Gülten Manioğlu /
İTÜ Mimarlık Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bengü Uluengin / Bahçeşehir Üniversitesi
Ali Yıldırım / Koramic • Arif Künar / Ven Esco • Ateş Uğurel / TemizDünya Platformu • Aylin Kalav / Dörken • Ayşe Hasol Erktin / Has Mimarlık • Berkay Somalı / Altensis
Binnur Ertuş Şimşek / Onduline • Bora Gülan / Buga Otis Asansör • Can Eren / Schüco • Cemil Yaman / ERKE • Cihan Karamık / Schneider Electric • Cihan Koral Malak / Vitra
Çelik Erengezgin / ÇA-BA Tasarım • Derya Çuha / Grundfos • Dündar Yetişener / İMSAD • Ertuğrul Şen / İZODER • Faruk Uçur / Johnson Controls • Gencay Tatlıdamak / Hausladen
Müh. • Hırant Kalataş / Alarko • Hüdai Kara / Metsims ve EPD Türkiye • İbrahim Çakmanus / Çakmanus Müh. • Konca Çalkivik / SKD Türkiye • Levent Taşkın / Vaillant
Mehmet Rodop / Akcor • Mehmet Sönmez / ABB • Mehmet Yenilmez / Wilo • Nilay Canbay / Entegre Proje Yön. • Oğuz Kösebay / Omurga Yapı • Orhan Turan / ODE
Ömer Moltay / Mimta • Övünç Birecik / Grontmij • Recep Yıldız / PİM Mühendislik • Savaş Güzelküçük / Knauf • Selçuk Şandan / Honeywell • Selman Tarmur / Bosch Termoteknik
Serkan Kurnazoğlu / Siemens • Tolga Öztoprak / Türk Ytong • Tunç Korun / Form A.Ş. • Uğur Oktar / ThyssenKrupp Asansör
2
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
30
40
43
EDİTÖR
SERTAÇ AYTAÇ
[email protected]
“Verimlilik” Bazen İsrafa da Neden Oluyor
S
on dönemlerin popüler kavramı
“verimlilik”, bazen kendi kendine
“israf”ın da kaynağı olabiliyor...
Özellikle de bu kavram adına yapılan
etkinlik ve organizasyonlarda...
Bu sayımızda yer verdiğimiz ve dergimizin Yayın Danışma Kurulu Üyesi Arif
Künar’ın enerji verimliliğiyle ilgili etkinliklere yönelik kaleme aldığı eleştirel makalesi, birçok kişinin dost meclislerinde
paylaştığı söz konusu durumu güzel ve
net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Etkinlikler tabii ki önemli ve gerekli.
Ciddi işlevleri yerine getiriyor, yararları var.
Fakat, amiyane tabirle, “Sen, ben,
bizim oğlan”dan oluşan, muhataplarına
ulaşılamayan, enerji verimsiz ortamlarda
yapılan organizasyonlarda verimlilik kavramına tezat oluşturacak tablolarla çok sık
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
karşılaşılmaya başlandığını da belirtmek
gerekiyor.
Lüzumsuz sayılabilecek onlarca etkinliğe katılmak kime, ne fayda sağlıyor?
Enerji, para ve belki daha da önemlisi
zaman israf mı ediliyor? Durduk yerde
verimsizliğe mi yol açılıyor?
Çok da düşünmeye gerek yok aslında.
Maalesef öyle... Peki ne yapılmalı,
çözüm ne olabilir?..
İşte bu cevapların bazılarını ilerleyen
sayfalarımızda, Künar’ın makalesinde
bulabilirsiniz.
...
21. sayımızın diğer önemli başlığı ise
geçtiğimiz aylarda kurulan “EPD Türkiye
Platformu.”
Gün geçtikçe inşaat malzemeleri
sektöründe EPD alan firma sayısı ve
EPD’ye olan talep artıyor. Haziran’da ise
bu alanda büyük bir boşluğu dolduracak olan sürdürülebilir ürün belgelendirme platformu EPD Türkiye Platformu
kurulmuştu... Platform, İsveç Çevre
Bakanlığı’na bağlı Swedish Environmental
Management Council tarafından yürütülen The International EPD System’in
Türkiye ayağı olarak faaliyetlerini yürütüyor. EPD Türkiye Platformu ve EPD
süreci ile ilgili tüm detayları, Platform’un
Kurucu Üyesi Dr. Hüdai Kara’nın kaleme
aldığı makalede bulabilirsiniz. Platform’un
Yeşil Bina sektöründe çok önemli işlevleri
yerine getireceğine inanıyoruz.
Önümüzdeki sayıda görüşmek ümidiyle...
3
YAYINCIDAN
İsmail Ceyhan
B2B Medya Genel Müdürü
[email protected]
Değerli Okurlar,
S
ürdürülebilir yapı teknolojilerini
konu alan ülkemizin ilk dergisi
Yeşil Bina, 2010 yılında yayın grubumuzun 6. dergisi olarak yayımlanmaya
başladı. Geçtiğimiz üç yıl içinde dergimiz
Yeşil Bina kavramının yerleşmesine, Yeşil
Bina sertifikasyonu, enerji verimliliği, sürdürülebilir yapı teknolojileri, sıfır enerjili
bina-pasif ev, geri dönüşümlü malzeme,
yeşil ürün, pek çok alt başlıkta kavram,
ürün ve uygulamanın ilgili profesyoneller
tarafından tanınması ve bilinmesine yönelik iletişim ortamı ve aracı olma misyonunu
yerine getirmeye çalıştı.
yayıncı kimliğimiz, iletişim kökenli yayın
ekibimiz, yayın yaptığımız yapı-çevre ve
denizcilik sektörlerinde dergilerimizin
farklı, güvenilir, saygın ve istikrarlı yayınlar
olmasını sağladı.
Nihayet bu bağlamda, Yeşil Bina dergimizin yolculuğunu ağustos ayında ÇEDBİK üyeliği ile taçlandırdık. Üyeliğimizin,
dergimiz ve ÇEDBİK arasında varolan
kurumsal ilişkiyi daha da ileri götüreceğine, karşılıklı fayda odaklı işbirliklerine
ortam yaratacağına inanıyorum.
Yayıncılık ilkelerimizin yanı sıra B2B
medya dergilerinin bir ana felsefesi ve
belki de diğer yayınlardan ayıran temel
fark; gelişmeyi, büyümeyi, bizzat dergilerin kendisinin ve yayın yaptıkları sektörlerin büyümesini hedeflerken, sürdürülebilirlik ve istikrarı amaçlamasıdır. Bunun
yanında dergilerimizin birbirleriyle olan
bağ, aynı yayın yaptıkları alanların birbirleri ile olan bağa benzemektedir. B2B
Medya, yapı grubuna yönelik Yalıtım, Çatı
ve Cephe ve Yeşil Bina dergileri ile sinerjik
bir yayın ortamı sunabilmektedir. Bunun
Bu vesileyle B2B Medya ve Yeşil Bina
dergimizin fark yaratan özelliklerini ve
felsefesini sizlerle paylaşmak istedim.
İş dünyası dergileri yayıncılığında yirmi
yılı aşan deneyimimiz, okullu iletişimci-
4
Grubumuzun yayın felsefesinin
başında tarafsız, ilkeli, çağdaş yayıncılık
anlayışı gelir. İş dünyası dergileri yayımlayan B2B Medya, diğer dergilerinde uyguladığı temel ilkelerini Yeşil Bina dergisi
için de özenle korudu. Yeşil Bina dergimiz, yayın alanındaki tüm kurum ve kuruluşlara eşit mesafede durmayı başardı.
yanına çevre sektöründe yayımladığımız
Su ve Çevre Teknolojileri dergimizi de
eklediğimizde “Yeşil Bina” kavramı ne
derece multi disipliner ise dergimizin
de o kadar çoklu kanalı olduğu daha iyi
anlaşılabilir.
1992-2009 yılları arasında sahibi ve
yayıncısı olduğum dergiler, ağırlıklı olarak mekanik tesisat sektörü dergileri
idi. Dolayısıyla ısıtma, havalandırma ve
iklimlendirme sektörü de iletişim içinde
olduğumuz alanlar olarak Yeşil Bina dergimizin şekillenmesinde fayda sağlamaktadır. Dergimizi yayınlamaya karar verdiğimizde, yalıtım, çatı cephe, su ve çevre,
iklimlendirme, havalandırma sektörlerindeki birikimimize ve yayıncılık ilkelerimize
güveniyorduk. Bugün geldiğimiz noktada
ÇEDBİK üyeliği ve yeni yayın dönemi için
hayalini kurduğumuz girişimlerimiz ile
Yeşil Bina dergimizin güçleneceğine ve
okurlarımızın, alanımızdaki firmaların,
markaların dergimize bugüne kadar verdiği desteğin artarak devam edeceğine
inanıyorum.
Saygılarımla.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
HABER
Yeşil İş Konferansı, “Değişim Zamanı” Temasıyla
Gerçekleştirildi
Geberit, DuoFresh ile
Havayı Tazeliyor
Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından
organize edilen Yeşil İş 2013, sürdürülebilir iş ve dünya liderlerini buluşturdu.
İstanbul Swissotel’de 17-18 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen konferans, 2 gün
boyunca sürdürülebilir bir gelecek için
sürdürülebilir iş modelleri yaratmak adına
çalışmalar yapan tüm tarafları biraraya
getirdi.
Tesisat ve rezervuar markası Geberit,
banyolara yenilikçi çözümler sunmaya
devam ediyor. Yenilikçi koku giderme sistemine sahip Geberit DuoFresh gömme
rezervuar sistemi, istenmeyen kötü kokuları klozet içinden emerek, kokudan arındırıyor ve ortamdaki havayı yeniliyor.
olarak yer almak, iş dünyasını küresel
tehditlerden koruyacak yeni fırsatlar gibi
birçok önemli konu masaya yatırıldı.
Kamu, özel sektör, üniversite ve STK
paydaşlığının önemine vurgu yapan ve
konu ile ilgili tüm tarafları biraraya getiren farklı sektörlerdeki “sürdürülebilir iş
modelleri”ne odaklanan programıyla Yeşil
İş 2013, sürdürülebilirlik alanındaki yeni
Geberit DuoFresh’in koku emme ünitesi, kumanda kapağının üzerinde bulunan düğme ile kolayca çalıştırılabiliyor;
devreye giren sistem havayı aktif karbon
filtreden geçirerek arındırıyor ve ortama
temiz hava veriyor.
Bu yıl 5. kez gerçekleştirilen Yeşil
İş-Green Business 2013 Konferansı,
“Değişim Zamanı” temasıyla katılımcılarıyla buluştu. Türkiye’nin en güçlü sürdürülebilir iş platformu olarak kabul edilen
Yeşil İş 2013’ün 5. yılında, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı,
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı, İTO ve İSO’nun
katkıları ve katılımıyla; sürdürülebilir iş
dünyasının en yeni gelişmeleri tartışıldı.
The Guardian Sustainable Business
Genel Yayın Yönetmeni Jo Confino’nun
moderatörlüğünde gerçekleşen CEO Oturumlarıyla, sürdürülebilir iş dünyasının
en yeni parametreleri tartışıldı. İş dünyasından lider isimlerin bir araya geleceği
oturumlarda, küresel pazarlarda lider
6
fırsatları ve iş modellerini katılımcılarla
paylaştı. Farklı sektörleri buluşturan Yeşil
İş 2013`te, iş dünyasının liderleri, sürdürülebilir büyümenin uzmanları, özel
sektör, kamu sektörü, sivil toplum ve akademisyenler gündemi değerlendirirken,
iş modellerinin geleceğine şekil verecek
görüşlerini aktardılar.
TTMD Kurucu Üyesi
Fatma Çölaşan,
“Prangey” Ödülü Aldı
International Federation of Consulting Engineers (FIDIC) tarafından 15-18
Eylül 2013 tarihleri arasında Barcelona’da
gerçekleştirilen “100. Yıl Konferansı ve
Kongresi”nin kapanış gecesinde, TTMD
kurucu üyelerinden Fatma Çölaşan’a
FIDIC’in en büyük ödülü sayılan ve
kuruluşundan bugüne sadece 11 kişiye
verilmiş olan “Prangey” ödülü verildi.
FIDIC’in ilk Türk ve ilk kadın Yönetim
Kurulu Üyesi Fatma Çölaşan, uluslararası
arenada müşavir mühendislik sektörünün
gelişmesine yaptığı katkılar ve FIDIC bünyesinde 21 yıl boyunca kesintisiz olarak
verdiği gönüllü hizmetler nedeniyle ödülü
almaya hak kazandı.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
HABER
CLIMAMED 2013 Kongresi Gerçekleşti
Akdeniz Ülkeleri Tesisat Mühendisleri
Dernekleri’nin (AICARR/İtalya, AICVF/
Fransa, APIRAC/Portekiz, ATECYR/
İspanya, TTMD/Türkiye) ortaklaşa düzenlediği ve TTMD’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen CLIMAMED, 3-4 Ekim 2013
tarihlerinde İstanbul Harbiye Askeri Müze
Kongre Merkezi’nde yapıldı.
Türk Tesisat Mühendisleri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Bahri Türkmen,
günümüzde artan enerji ihtiyacının ekonomiler açısından önemini vurgulayarak,
enerji sektöründe Türkiye’nin jeopolitik
konumuna dikkat çekti. TTMD’nin faaliyet
alanları ve yürütmekte olduğu uluslararası
projeler hakkında bilgiler veren Türkmen,
Kongre’nin açılış konuşmasını yapan
CLIMAMED’13 Yönetim Kurulu Başkanı
Cafer Ünlü, Climamed’i Akdeniz bölgesinde ortak iklim şartlarının doğurduğu
ihtiyaçlardan dolayı biraraya gelen ülkelerin oluşturduğu bir topluluk olarak tanımlayarak, Kongre’nin tarihçesi hakkında
bilgi verdi. TTMD adına kongre için yapılan hazırlıkları anlatan Ünlü, bu kongre
sayesinde mühendis, mimar, tasarımcı,
uygulamacı ve birçok branştan insanı
bir araya getirme hedefinde olduklarını
söyledi.
TTMD olarak tesisat sektöründe etkin bir
rol üstlendiklerini belirtti.
Türkiye’de ilk kez düzenlenen CLIMAMED Kongresi, uluslararası alanda birçok
yerli yabancı akademisyen, mühendis,
mimar, tasarımcı ve uygulamacıyı biraraya getirdi. TTMD’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilen kongrede 21 ülkeden toplam 74 bildiri ve 8 poster sunum yapıldı.
7 ayrı salonda iki gün süreyle bir araya
gelen 400’e yakın katılımcı ile CLIMAMED’13 Kongresi’nde “Net Sıfır Enerjili
Binalar” masaya yatırıldı.
Mas Pompa Cihazları, Dumankaya Flex’te Kullanılıyor
Dumankaya’nın LEED sertifikasına aday olan home-ofis projesi Flex
Kurtköy’de, Mas Pompa cihazları tercih
edildi. 2 ayrı kütlede 5 blok ve 376 adet
home-ofisten oluşan projede Mas markalı,
NFPA 20’ye uygun yangın pompa grupları
ve DAF markalı kullanım suyu hidroforları
kullanılıyor.
8
Küresel Isınma
Yağışları Artırıyor
Noppen tarafından düzenlenen “Havalimanı Gelişim ve Geliştirme Zirvesi 2013”
Titanic Business Hotel’de gerçekleştirildi.
Türkiye ve Karadeniz genelindeki havalimanların gelişimine odaklanan zirvede,
su yönetimi ve drenaj sistemleri markası
ACO’nun Türkiye Genel Müdürü Ender
Özatay, havalimanlarında maksimum
güvenliğin önemine değindi. Su yönetimi doğru yapılmadığı takdirde, tehlikeli
sonuçları beraberinde getireceğini ifade
eden Özatay, “Zaman zaman su basan
havalimanlarını görüyoruz. Uçakların
iniş ve kalkışlarındaki en ufak bir risk
insan canını tehlikeye sokar. İşin bir diğer
boyutu da altyapı yüzünden hava trafiği
gecikme maliyetleri” dedi.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yaptığı Türkiye’de sıcaklık ve yağış projeksiyonları çalışmasında da belirtildiği gibi
önümüzdeki yüzyılda özellikle Marmara,
Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’de sonbahar ve
kış yağışlarında artışların öngörüldüğüne
değinen Özatay, şunları söyledi: “Bütün
bu verilere dayanarak sunu söyleyebiliriz; iklim değişiklerine bağlı aşırı hava
olayları ve ani, kuvvetli yağışların artacağı öngörülüyor. Dolayısıyla yağmur suyu
drenaj dizaynı yapılırken hesaba katılan
değerlerin de aynı oranda güncellenmesi
gerekiyor. Kısacası altyapı kapasitelerinin
de, artacağı öngörülen yağış miktarları
oranında büyük tasarlanması lazım.”
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
MAKING MODERN LIVING POSSIBLE
MAKING MODERN LIVING POSSIBLE
Mekaniğin
OrjinalÜrün
ÜrünKullanır
Kullanır
Mekaniğin Uzmanı
Uzmanı Orjinal
Plakalı
PlakalıIsı
Isı Değiştiricileri
Değiştiricileri
Danfoss,
ısıısıtransferi
genişbir
birürün
ürünyelpazesine
yelpazesine
sahiptir.
Danfoss,
transferiteknolojisinde
teknolojisinde oldukça
oldukça geniş
sahiptir.
Uygulamalarımızda
sınırsızsayıdaki
sayıdakiseçeneklerimizden
seçeneklerimizden
birisi
mutlaka
yeterli
olacaktır.
Uygulamalarımızdaoptimum
optimumseçim
seçim için
için sınırsız
birisi
mutlaka
yeterli
olacaktır.
•
•
•
•
•
Kompakt dizayn, verimli ısı transferi
Özel dizayn programı ile kapasite,
sıcaklık ve basınç düşümü üçgeninde uygun seçim
Değişik uygulamalar için farklı materyallerle esnek ürün gamı
Standart ürünlerde stoktan derhal teslim
Danfoss kalitesi ve servis garantisi
Plakalar
Plakalar
AISI
• • AISI
304304
AISI
• • AISI
316316
• • Titanyum
Titanyum
• • 254
SMO
254
SMO
• • C-276
C-276
• • Nikel
200/201
Nikel
200/201
Contalar
Contalar
• Nitril-140
• Nitril-140
°C °C
• EPDM-170
• EPDM-170
°C °C
• FKM-180
°C °C
• FKM-180
6/10/16/25 Bar çalışma basıncı
10-4000 m3/h debi
PED 97/23/EC onaylıdır.
Basınçlı ekipmanlar yönetmeliğine uygundur
PED 97/23/EC onaylıdır.
Basınçlı ekipmanlar yönetmeliğine uygundur
Danfoss Otomasyon ve Kontrol Ürünleri Tic. Ltd. Şti.
Danfoss
Otomasyon
ve Kontrol
Ltd.Bölge
Şti. Müdürlüğü:
Merkez: Şerifali
Mahallesi Pakdil
Sokak No:Ürünleri
5 Bir Plaza Tic.
Ankara
8/BBölge
Birlik Çankaya/Ankara
B Blok 34775
Yukarı
DudulluPakdil
- Ümraniye
İstanbul
Merkez:
Şerifali
Mahallesi
Sokak/No:
5 Bir Plaza 428.cad
Ankara
Müdürlüğü:
(0216) 526 40 96 • Fax: (0216) 526 40 97
Tel:428.cad
(0312) 448
41-Pbx
8/B 09
Birlik
Çankaya/Ankara
BTel:
Blok
34775 Yukarı Dudullu - Ümraniye / İstanbul
Fax: (0312) 448 09 44
E-mail: [email protected] - www.danfoss.com.tr
Tel: (0216) 526 40 96 • Fax: (0216) 526 40 97
Tel: (0312) 448 09 41-Pbx
Fax: (0312) 448 09 44
E-mail: [email protected] - www.danfoss.com.tr
HABER
Grundfos Bayileri ve Satış Ekibi, iDAY’de Buluştu
Grundfos, geçtiğimiz yıl ALPHA2,
MAGNA3 ve Grundfos GO ürünlerini kapsayan Red Wolf projesiyle akıllı çözümler
piyasasına yeni bir soluk getirmişti. Enerji
tasarrufu ve güvenilir çalışma söz konusu
olduğunda, markası altında sunduğu
ürünlerin kapasitesini her adımda daha
ileriye taşımak istediğini belirten Grundfos, şimdi de “iSolutions” adını verdiği,
daha akıllı çözümlerle hem çevre için hem
de müşterileri ve kurumsal kimliği için
yepyeni değerler yaratmaya hazırlanıyor.
Buna göre, iSolutions çözümleri optimum
performans, güvenilir çalışma ve minimum enerji tüketimiyle ön plana çıkıyor.
iSolutions çözümlerini diğer akıllı ürünlerden ayıran başlıca özellik, bu ürünlerin
bütüncül bir sistem yaklaşımıyla tasarlanmış olması. Grundfos, maksimum perfor-
mans ve verimlilik için sadece pompanın
değil tüm bir pompa sisteminin optimize
edilmesi gerektiğini savunduğundan, yeni
ürünlerini de böyle bir bakış açısıyla geliştirdiğini belirtiyor. Böylece, tüm bileşenleriyle baştan sona sıvı transferine uygun
tasarlanan Grundfos pompa sistemleri,
hem kullanıldığı uygulamanın ihtiyaçlarına tam olarak cevap verebiliyor hem de
arıza ve pasif durum sürelerini asgari seviyede tutarak yüksek güvenilirlik sağlıyor.
Grundfos, bu yeni akıllı çözümlerini
tanıtmak amacıyla 21 ve 22 Ağustos
günlerinde merkez ofisinde iDAY olarak isimlendirdiği bir eğitim düzenledi.
Etkinliğin ilk günü, bayilerin ve satış ekibinin katılımıyla gerçekleşirken, ikinci
gün yalnızca satış ekibi biraraya getirildi. Eğitimin ilk gününde, bayilerin de
katılımı düşünülerek daha çok iSolutions dâhilindeki ürünlerin tanıtımına ve
ürünler hakkındaki detaylara yer verildi.
“Saver Motorlar”, “CRE-CME Pompalar”,
“MAGNA3, MAGNA1, TPE” ve “Hidroforlar” sunumlarını, tartışılan konular üzerine
bir uygulama izledi. Satış ekibine yönelik
düzenlenen ikinci günde ise iSolutions
çözümlerinin satışı, sorunlu alanlar ve
olası çözümler üzerinde duruldu.
BASF’ten Sustainable
Business Summit 2013
Konferansı’na Tam Destek
Sürdürülebilirliğin iş dünyasına çok
boyutlu entegrasyonunu ve sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarının yaygınlaştırılmasını hedefleyen Sustainable
Business Summit 2013 Konferansı, 2
Ekim Çarşamba günü Four Seasons Hotel
Bosphorus’ta gerçekleşti.
Konferansta BASF Tedarik Zinciri
Geliştirme Kıdemli Uzmanı Inga-Lena
Darkow da “Tedarik zinciri yönetiminde
sürdürülebilirlik için stratejik bir yol haritası” başlıklı bir konuşma yaptı.
Sürdürülebilirliği kurum kimliğinin
ayrılmaz bir parçası olarak kabul eden
BASF, öncü global firmaları bir araya
getiren Sustainable Business Summit
2013 Konferansı’nın ana sponsorluğunu
üstlendi.
Artema, Tip-III Çevresel Ürün Beyanı’nı Almaya Hak Kazandı
Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun
mutfak, banyo armatürleri ve aksesuarları
markası Artema, dünyada eko-etiketlerin
en kapsamlı standardı olan Tip- III Çevresel Ürün Beyanı’nı almaya hak kazanan
Türkiye’nin ilk armatür üreticisi oldu.
IBU tarafından verilen belgenin,
Artema’nın dünya armatür sektöründe
çevresel etiket standartlarındaki öncülüğünü tescillediğine vurgu yapan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Atalay Gümrah; “Eczacıbaşı Yapı Ürünleri
Grubu olarak, Blue Life adını verdiğimiz
anlayış doğrultusunda tüm üretim, tasarım ve yönetim süreçlerimizde enerji ve
10
doğal kaynak tasarrufuna, karbon salınımının azaltılmasına özen gösteriyoruz. Enerji verimliliği konusunda sahip
olduğumuz pek çok sertifika ve ödüle ek
olarak Artema, ‘metal atıkların geri kazanımı’ projesiyle finale kalarak, Brüksel’de
gerçekleştirilecek AB Çevre Ödülleri’nde
Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı”
dedi.
ISO 140025 ve inşaat malzemelerinin
sürdürülebilir özellikli olmasına yönelik
yeni EN 15804 normuyla uyumlu Tip III
Çevresel Ürün Beyanı, Artema ürünlerinin bütünsel çevre performansını belgeliyor.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
OFİS BİNALARI HASTANELER EĞİTİM BİNALARI
ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ KONUTLAR SPOR YAPILARI
KÜLTÜREL BİNALAR OTELLER FABRİKALAR ULAŞIM
TERMİNAL BİNALARI İŞLETMEDE OLAN BİNALAR
KARMA KULLANIM PROJELER ve YERLEŞKELER
Daha fazla bilgi için: www.eko-yapi.net
HABER
Systemair Türkiye’deki Dev Fabrikasını Açtı
Systemair; İsveç, Danimarka, Hollanda, Kanada, Almanya, Hindistan ve
Litvanya’da bulunan Klima Santrali fabrikalarından sonra şimdi de Türkiye’de
fabrika açtı. Hadımköy’de 30 bin metrekarelik alana kurulmuş yeni tesisle dünya
klima sektörünün kalbi artık İstanbul’da
riyle klima santrali alanında Avrupa’da 2
büyük satın alma gerçekleştirdi. Hollanda
Heating firması ile Almanya’da imalatı
bulunan ve yüksek teknolojide havuz
klima santralleri üreten Menerga firmasını satın alarak Avrupa klima santrali
alanında pazar lideri olduk. Systemair’in
atacak. Yeni fabrika ile hem lokal pazara
hem de Systemair HSK satış ofisleri ve
yurt dışında iş yapan Türk müteahhitleri aracılığıyla yakın coğrafyalara klima
santrali üretilecek. Başta körfez ülkeleri
olmak üzere Doğu Avrupa, Rusya, Türki
Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika’ya Klima
Santrali ihraç edan Systemair HSK, Klima
Santrali üretim kapasitesinin yüzde 50
- 60’lık kısmını ihraç etmeyi hedefliyor.
Systemair HSK’nın Hadımköy üretim
tesisi, Systemair Yönetim Kurulu Başkanı
Gerald Engström, Systemair HSK Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcısı Vural Eroğlu
ve Systemair HSK Genel Müdürü Ayça
Eroğlu ile çok sayıda konuğun katıldığı
törenle açıldı.
Systemair HSK Genel Müdürü Ayça
Eroğlu açılışta yaptığı konuşmada,
Systemair’in Türkiye pazarına iddialı girdiğini belirterek, “Systemair, 2013 itiba-
globaldeki bu başarısını biz de Systemair HSK olarak Türkiye klima santrali
pazarında sürdürüyoruz. 2012 yılını 25,5
milyon euro ciro ile kapattık. Hedefimiz
ise aksiyel fan ve otopark fanlarında da
Türkiye pazar liderliğini yakalamak. Ayrıca
biz inovatif üretim metodolojileri ve son
teknolojilerle donatılan Türkiye’nin en
teknolojik klima santrali üretim tesisiyle
Türkiye iklimlendirme sektörünü, dünya
iklimlendirme ligine taşıyoruz” dedi.
12
Systemair HSK Genel Müdürü Ayça Eroğlu
Cemdağ “Torque”
Serisini Pazara Sundu
Dünya standartlarında teknolojiye ve
kaliteye sahip üretim faaliyetleriyle aydınlatma sektörünün önemli firmaları arasında yer alan Cemdağ, LED çözümler
sunan ürünlerine bir yenisini daha ekleyerek “Torque” serisini hayata geçirdi. Uzun
ömürlü, yüksek enerji verimliliği sağlayan
LED donanımına sahip Cemdağ Torque
serisi, endüstriyel ve sanayi alanlarında
kullanıma uygun tasarımı ve kapsamlı iç
özellikleriyle Türk sanayicileri için önemli
bir elektrik tasarrufu dönemini de beraberinde başlatıyor. Endüstriyel ve sanayi
tesislerinin yanı sıra şantiye, tersane,
liman, otopark, kapalı spor salonu, tribün
vb. alanlarda da kullanıma uygun olan
Cemdağ Torque serisi, düzenli kullanım
sonucunda yüzde 60 oranında elektrik
tasarrufu sunarak Türk sanayicileri için
ciddi bir katma değer sağlıyor.
Türk Patent Enstitüsü tarafından
“Tasarım Patenti” ve uluslararası üreticiler tarafından yüksek kalite LED onaylarına sahip olan “Cemdağ Torque” serisi
son teknoloji LED donanımı, 50 bin saat
armatür ömrü, dayanıklı alüminyum
enjeksiyon gövdeli geri dönüşüm hammadeli tasarımı, homojen ışık dağılımı ve
en önemlisi yüksek tasarruf potansiyeliyle
sanayi tipi aydınlatma konusunda yeni
bir dönemi başlatarak alanında bir ilke
imza atıyor.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
Türkiye’de İLK’ leri
Yapmaktan Mutluyuz!
İLK LEED-NC PLATİN
SERTİFİKASI
İLK LEED-NC
KAMU BİNASI PROJESİ
ESER HOLDİNG Merkez Binası
TBMM Başkanlık Konutu
İLK AYDINLATMA Enerji
Performans Sözleşmesi (EPC)
İLK SERTİFİKALI EN BÜYÜK
PASİF BİNA
KAYSERİ PARK AVM
VENDEKA-VEN ESCO Genel Müdürlük Binası
İLK LEED-EB GOLD
SERTİFİKASI
GAMA HOLDİNG Merkez Binası
İLK LEED-NC GOLD HAVALİMANI
BİNASI PROJESİ
ÇUKUROVA Uluslararası Havalimanı
VEN ESCO; USGBC, ÇEDBİK ve SEPEV üyesidir.
► Sürdürülebilir, Enerji Etkin Pasif ve Yeşil Bina-Kampus Danışmanlığı
► Bina Enerji Verimliliği Etüt, Uygulama ve Enerji Yönetimi
► Enerji Mimarlığı, Tasarım ve Mekanik, Aydınlatma Mühendisliği
► Enerji, Pasif Bina, Aydınlatma, Günışığı ve Yenilenebilir Enerji Modellemesi
VENESCO Bina Enerji Yönetim Danışmanlık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Ehlibeyt Mah. Ceyhun Atıf Kansu Cad. Gözde Plaza No:130/60 Balgat / Çankaya - ANKARA
Tel: +90 (312) 474 14 00-01 • Faks: +90 (312) 474 14 02 • E-Mail: [email protected] • Web: www.venesco.com.tr
HABER
General Electric, Türkiye’de 515 Milyon Dolar
Yatırım Yapıyor
Daikin Türkiye, Cirosunu
İki Yılda İkiye Katladı
Türkiye’de geçtiğimiz 15 ay içinde açıkladığı yatırımların tutarı 515 milyon ABD
dolarına ulaşan General Electric (GE),
Türkiye’nin 2023 vizyonunda belirlenen
büyüme hedeflerini yakalayabilmesi için
verdiği destekte kararlı olduğunu vurguladı. Geçen yıl duyurusu yapılan 900
milyon dolarlık taahhüdün bir parçası
olan yeni yatırımlar, istihdam yaratma ve
ihracatı artırma amacıyla altyapı geliştirme, üretim, yenilikçilik ve bilgi transferi
alanlarına odaklanıyor. Yatırım Türkiye
ekonomisinin havacılık, ulaşım, enerji
ve sağlık gibi kilit önemdeki sektörlerini
kapsıyor.
GE’nin Türkiye’ye ve ülke insanlarına
olan uzun vadeli taahhüdü Ekonomi
Bakanı Zafer Çağlayan ve GE Başkan
ve CEO’su Jeffrey Immelt’in katılımıyla
İstanbul’da yapılan bir basın toplantısıyla
duyuruldu. Etkinliğe bürokratlar, iş dünyasının liderleri ve GE’nin ortakları katıldı.
GE’nin 1948’den bu yana ülkedeki ilk
endüstriyel yatırımcılardan biri olarak Türkiye ekonomisinin büyümesinde istikrarlı
ve kararlı bir rol oynadığını vurgulayan
Jeffrey Immelt şunları söyledi: “Kamu
kurumları ile özel sektör arasındaki
işbirliklerinin fark yarattığına inanıyoruz
Isıtma ve soğutma sektörünün önde
gelen üreticilerinden Daikin, Türkiye’deki
hızlı büyümesini devam ettiriyor. Temmuz
2011’e Airfel’i satın alarak Türkiye’de yatırımcı olan Daikin’in 2 yılda 2 kat büyüme
kaydettiğini belirten Daikin Türkiye
CEO’su Hasan Önder, 2015 yılındaki 1
milyar liralık ciro hedefine emin adımlarla
ilerlediklerini vurguladı.
Soğutma sezonunu kapatıp ısıtma
sezonuna geçiş yaparken düzenlediği
basın toplantısıyla yılın ilk yarısını değerlendiren Daikin Türkiye, büyüme planlarını da açıkladı. Daikin Türkiye CEO’su
Hasan Önder, “Yıl sonu için belirlediğimiz 640 milyon liralık ciro hedefimizi
bu yıl da aşarak, 2013 yılını 670 milyon
lirayla kapatmayı planlıyoruz. Bu da Daikin Türkiye’nin önceki iki yılda olduğu
gibi, bu yıl da çift haneli büyüyeceğini ve
2012 yılındaki 518 milyon liralık cirosunun yüzde 30 üzerine çıkacağını gösteriyor” dedi.
ve Türkiye’de gitmeyi seçtiğimiz yol da
budur. Buradaki güçlü pozisyonumuzu
daha da geliştiren yeni yatırımlarımızla
Türkiye’nin altyapı gelişiminde, ülkenin
tüm potansiyelini ortaya koymasını sağlayacak olan, ekonomik üretkenlik, rekabet
gücü ve operasyonel etkinlik alanlarına
odaklandık. Bunun yanı sıra, Türk profesyonellerin mevcut donanımını daha
da artırmaya yönelik bilgi transferine, iş
olanakları yaratmaya ve ülkenin güçlü
yanlarından biri olan yenilikçilik kültürünün devam etmesine katkıda bulunmayı
sürdüreceğiz.”
Başbakanlık Milli Arşivler Binası’nda
Lowara Ürünleri Tercih Edildi
TOKİ’nin, İstanbul Kâğıthane’de inşa
ettiği Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü
Osmanlı Arşivi Yeni Hizmet Binası, 2
Haziran 2013 tarihinde açıldı. Toplam
57 bin metrekarelik alan üzerine konumlandırılan ve 13 bloktan oluşan Osmanlı
Arşivi’nde 370 bin civarında defter, 100
milyon civarında da belge bulunuyor.
Proje kapsamında arşiv birimleri, idari
binalar, kongre merkezi, müze, konferans ve sergi salonları, misafirhane ve
kapalı otoparklar yer alıyor.
14
Dünya çapında büyük öneme sahip
projenin tüm ısıtma ve soğutma sirkülasyon pompaları, hidrofor sistemleri
ve drenaj pompa gruplarında Lowara
ürünleri tercih edildi. Projede Lowara
markasının tercih edilmesinde yüksek
randımanlı pompa ve özel tasarımlı
motorlardan oluşan ürün gruplarının
doğru seçim ve doğru tesisatlandırmayla
uzun yıllar servis gerektirmeyen özelliği
ve sunduğu olduğu rekabetçi fiyatlar
belirleyici oldu.
Yeni ürünlerle girdikleri ısıtma pazarına ilişkin hedeflerini de paylaşan Hasan
Önder, “Daikin çatısı altına girdikten sonra
ısıtmaya konumlandırdığımız Airfel markamız bu sezona yüzde 25’lik büyüme ve
70 milyon lira ciro ile başlangıç yaparken
yeni ürünlerle iddiasını daha da artırdı.
Bu sezon kullanıcıyı Airfel Integrity kombi
ailesi ile buluşturuyoruz. Integrity bizim
için çok özel bir anlam taşıyor; Airfel markasının Daikin bünyesine katılmasından
sonra; tüm süreçlerinde Daikin üretim
felsefesinin hakim olduğu ilk kombilerimiz
Integrity oldu.” şeklinde konuştu.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
Mimta EkoYapı’dan Yeni LEED ve
Bina Enerji Modellemesi Eğitimleri
Yeşil Bina danışmanlık firması Mimta EkoYapı, 30
Kasım-1 Aralık tarihlerinde İstanbul’da LEED eğitimi düzenliyor. Yeni sistem olan LEEDv4 konularını da içerecek olan
eğitimde katılımcılar, LEED sisteminin ve Yeşil Bina kriterlerinin Türkiye ve uluslararası projelerde uygulanmasını
yakından tanıyacak ve ayrıca gerçek LEED başvuruları
üzerinde interaktif olarak çalışma şansı yakalayacaklar.
Mimta EkoYapı, Yeşil Binalarla ilgili bir diğer eğitimi de
6-8 Aralık tarihleri arasında yine İstanbul’da düzenliyor.
“eQuest ile Bina Enerji Modellemesi” başlıklı eğitimde
katılımcılar, Yeşil Bina sertifikasyonlarında en çok kullanılan
yazılım olan eQuest’i gerçek projeler üzerinde çalışarak
öğrenme şansı elde edecekler.
Rusya’nın İlk LEED Sertifikalı Ofis Binası Türk
Danışmanlar Sayesinde Hayata Geçti
Renaissance Development tarafından St. Petersburg
şehrinde tarihi bir binaya ek olarak inşa edilen ve 18 bin
metrekare kiralanabilir alana sahip olan A sınıfı ofis binası
Pravda, hizmete girmesinden 2 ay sonra LEED Gold sertifikası aldı. Bina, St. Petersburg’daki ilk, Rusya’daki üçüncü
LEED sertifikalı bina. Binanın Yeşil Bina tasarım ve sertifikasyon danışmanlığı, Mimta EkoYapı ve ALAN Mimarlık
ve Proje Yönetimi firmaları tarafından birlikte yönetildi.
Mistral İzmir’e LEED Platin Ön Sertifikasyon
Miray İnşaat tarafından İzmir Bayraklı’da inşaatına başlanan ve DNA Mimarlık tarafından tasarlanan 110 bin
metrekare inşaat alanına sahip Mistral Towers projesi,
Mimta EkoYapı danışmanlığında sürdürülebilirlik hedefinde
koyduğu yüksek çıta ile LEED Platin ön sertifikası aldı. Çift
cephe kullanımından yenilenebilir enerji kullanımına kadar
birçok inovatif yaklaşımın uygulanacağı proje; konut, ofis
ve ticari alanlar içeriyor. Proje, Türkiye’de LEED Platin ön
sertifikası almış olan ilk ticari proje.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
HABER
BTM’nin Yeni Nesil Bahçe Çatılar Semineri
Gerçekleştirildi
Wilo’dan Yangınla
Mücadelede Çözümleri
BTM’nin Alman yeşil çatı firması
Optigreen’le ortak düzenlediği Yeni Nesil
Bahçe Çatılar Semineri gerçekleştirildi.
Yapı-Endüstri Merkezi’nde, 5 Ekim
Cumartesi günü düzenlenen etkinlikle,
yeşil çatı sektöründe ülkemizde gelişen
pazar ve ihtiyaçlara yönelik çözümler
anlatıldı.
25 Eylül-1 Ekim arasındaki Yangın
Haftası’nda yangın güvenliği konusu
yeniden gündeme gelirken, Wilo Pompa
Sistemleri A.Ş. Endüstri Segmenti Satış
Müdürü Gökhan Uzuner, bu alanda lider
üretici firmalardan biri olarak kusursuz
çözümler sunduklarını söyledi.
Sektörünün önde gelen firmalarını
buluşturan etkinlikte, Türkiye’de bir ilke
imza atarak, TS EN 13948 sertifikasını
alan BTM Botanik PE4 ürününün kullanım avantajları da ele alındı. Etkinlikte
BTM Botanik PE4 yalıtım örtüsünün yanı
sıra Alman çözüm ortağı Optigreen’in yüksek ve değişken eğimli çatı çözümleri,
bahçe çatılara inovasyonun katkıları ve
özellikle Avrupa’daki uygulama örnekleri
de çeşitli görsellerle katılımcılara sunuldu.
BTM Satış ve Pazarlamadan Sorumlu
Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Ürkmez açılış konuşmasını yaptığı toplantıda “Suyu
ve bahçeyi çatıya taşımanız konusunda
hepinizin kafasında soru işaretleri oldu-
ğunu düşünüyoruz. Bugün buraya bu
sorulara gerekli cevapları vermek üzere
geldik. Herkese bugüne kadar yoğun
yapılaşma nedeniyle doğadan aldığımızı
bir parça da olsa geri verebileceğimizi
göstermek istiyoruz” dedi.
BTM Teknik Danışmanı Jozef Bonfil de
BTM’nin alanında Avrupa’nın en iyisi olan
Alman Optigreen ile 2 yıl önce işbirliğine
gittiğini söyledi. BTM markalı ürünlerin
pek çok önemli projede güvenle kullanıldığını ifade eden Bonfil, “Uzun zamandır
aktif olduğumuz yeşil çatı alanında özellikle son iki yıldır her türlü modern çatı
tasarımına yanıt verecek ürün çeşitleriyle
iddialı konuma geldik” şeklinde konuştu.
Almanya ve Türkiye’den fotoğraflar
gösteren ve gittikçe artan yoğun yapılaşmaya dikkat çeken Optigreen’den Heiko
Schmidt ise yaptıkları uygulamalarla biyoçeşitliliği devam ettirmeyi hedeflediklerini söyledi. Yatırımcıların Almanya’da
ki projelerinde her metrekare için yeşil
alan oluşturmak zorunda olduğunun altını
çizen Schmidt, yeşil çatıların ısıyı dengelemek, hava kirliliğine karşı karbondioksit
gibi zararlı gazları ve ince tozu emmek,
suyu tutarak su yönetimine yardımcı
olmak gibi önemli fonksiyonları olduğunu
aktardı.
Schmidt’ten sonra Optigreen’in İtalya
ve Avusturya gibi Avrupa’nın farklı iklimlerinde gerçekleştirdiği projelerden örnekler
sunan Uwe Herzman da doğru malzeme,
sistem seçimi ve uygulama için danışmanlık almanın öneminin altını çizdi.
Rockwell Automation Merkezi, LEED Sertifikası Aldı
Rockwell Automation, Milwaukee şehir merkezindeki kurumsal merkezinin toplam çevresel etkisini önemli ölçüde azalttığı için, ABD Yeşil Bina Konseyi’nden Enerji
ve Çevresel Tasarımda Liderlik (LEED) sertifikası almaya hak kazandı. 2,1 milyon
metrekarelik bina, Wisconsin’de ABD Yeşil Bina Konseyi’nden bu sertifikayı alan
en büyük ikinci bina oldu. Rockwell Automation, 2001 yılından itibaren kurumsal
merkezini geliştirmek için 3,2 milyon dolar yatırım yaptı.
16
Binalarda yangınla mücadele kapsamında en yaygın uygulanan yöntemlerden birisinin sulu söndürme sistemleri
olduğunu vurgulayan Gökhan Uzuner, bu
tür sistemlerinin kalbi sayılan pompaların
hatalı veya eksik ekipmanlarla kullanımının, tüm sistemin çalışmamasına neden
olacağını belirterek şunları söyledi: “Yangın pompalarının seçiminde, montajında
ve bakımında ne kadar çok dikkat edilirse
yangın felaketinin karşımıza çıkma riski
o kadar azaltılmış olur. Binalarda yangın pompaları, diğer pompa sistemlerine
kıyasla çok nadiren kullanılırlar, hatta
çoğu zaman yıllarca hiç kullanılmazlar.
Ancak hayati önemi tartışılamayacak
kadar yüksektir. Bu nedenle yangınla
mücadele pompalarının her daim çalışır
vaziyette olduğundan emin olunmalıdır.
Periyodik bakımlarının yanı sıra haftalık
kontrollerinin de yapılması gerekmektedir.
Yangınla mücadele pompa sistemlerinin
doğru seçimi için yangın hidroforlarının
çalışma prensiplerini ve kullanım amaçlarını bilmek, sistem bileşenlerini tanımak,
yönetmelik ve standartlarda belirtilen
kurallara uymak çok önemlidir.”
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
ABB, Elbi Elektrik’i Satın Aldı
ABB, Türkiye’de alçak gerilim sektöründeki pozisyonunu
güçlendirmek ve Doğu Avrupa’daki faaliyetlerini genişletmek amacıyla, Türkiye’de kurulu Elbi Elektrik şirketini
Ahlström Capital’dan satın aldı. Taraflar, işlemin finansal
detaylarını açıklamama kararı aldı.
Merkezi İstanbul’da bulunan Elbi Elektrik’in yaklaşık
450 çalışanı bulunuyor. Firma, Türkiye pazarı için elektrik
kablolama aksesuarları tasarım ve üretimi gerçekleştiriyor
ve ürünlerini kendi yerel pazarlama organizasyonuyla Doğu
Avrupa’ya ihraç ediyor.
ABB’nin Alçak Gerilim Ürünleri Grup Başkanı Tarak
Mehta konuyla ilgili şunları söylüyor: “Bu satın alma Türkiye ve Doğu Avrupa’daki büyüme stratejimizde ileri doğru
atılmış bir adımdır. Temel işkolumuzdaki bu genişlemeyle,
büyümenin bir sonraki adımlarını sağlamlaştırıyoruz. Birbirini tamamlayan ürün portföylerimiz daha fazla müşteriye
erişebilmemizi sağlayacak.”
Mevcut kablolama portföyünü Elbi Elektrik ürünleriyle
destekleyecek olan ABB, var olan ürün yelpazesiyle erişemediği Avrupa dışındaki pazarlara da hizmet sunabilecek.
Satın alma işlemi, ABB’nin kısa bir süre önce bina otomasyon çözümlerinde satış kanalı ortakları için sunduğu
ürünleri ve pazar erişimini genişletmeyi amaçlayan Fransız
yazılım firması Newron System S.A.’yı satın almasını takip
etti. Tıpkı Newron’da olduğu gibi Elbi Elektrik de ABB’nin
Alçak Gerilim Ürünleri işkolunda Kablolama Aksesuarları
bölümüyle entegre olacak.
GÖZÜNÜZ
ARKADA
KALMASIN!..
NEDEN ALARM SİSTEMİ TAKTIRMALIYIM?
• Daha huzurlu bir aile ortamı için.
•Evimize kendimizi hapsetmemek için.
• Çocuklarımızın daha güvende olması için
• Sadece tek bir yapıya bağlı kalmamak için.
• Tamamen özgür olmak için.
• En önemlisi her hangi bir olumsuz durumda herkesin
telefon sistemi aracılığı ile haberdar olabilmesi için.
• Güvenliğinizi Maksimum seviyeye çıkarmak için.
Trakya Cam, Faturaları Düşürmenin
Yolunu Anlattı
Trakya Cam, teknoloji
ürünü Isıcam Konfor’un
sağladığı enerji tasarrufunu
anlatmak amacıyla ünlü
oyuncu Wilma Elles’in yer
aldığı reklam filmiyle başlattığı kampanyayı Türkiye geneline yayıyor. Forum İstanbul
Alışveriş Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte, Wilma Elles
ile “Isıcam Konfor Yarışması”na katılan ziyaretçiler çeşitli
ödüller kazandı. Etkinlik kapsamında katılımcılar ayrıca,
standart çift camlara göre camdan kaynaklanan ısı kayıplarında yüzde 50, güneş kontrolünde yüzde 40 daha avantajlı
olan Isıcam Konfor’un sağladığı ısı ve güneş kontrolünü
test etme fırsatı buldu.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
Güvenlik Kameraları
Bizim İşimiz...
Sevay
DANIŞMANLIK
Sevay Güvenlik Sistemleri Danışmanlığı
İdealtepe Mah. Bağdat Cad. No: 188 / 6 Maltepe İstanbul
Fax&Tel: 216 388 39 82 Tel: 530 552 47 61
E-mail: [email protected]
www.sevaydanismanlik.com
HABER
Schneider Electric’ten, Yeşil İş Konferansı’na Destek
Enerji yönetimi uzmanı Schneider
Electric, bu yıl beşinci kez düzenlenen
Yeşil İş-Green Business Konferansı’na
Stratejik Çözüm Ortağı olarak destek
verdi. Schneider Electric Türkiye Genel
Müdürü Bora Tuncer, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, sürdürülebilir
dünya için iş liderlerine büyük görev düştüğüne dikkat çekerek, “Hepimizin bakış
açıları farklı olabilir, fakat hedefimiz ortak:
Daha yaşanabilir bir gelecek hayal ediyor
ve onun için çalışıyoruz” dedi.
Konferansta, Schneider Electric standında “Şimdiki gelecek zaman” teması
altında videolar gösterildi, enerji verimliliği
sağlayan çözümler hakkında katılımcılara
bilgiler verildi. Bu yıl Uluslararası Çevreci
Şehirler Yarışması’nda Türkiye’yi temsil
eden Bilkentli öğrenciler de derece alan
projelerini Yeşil İş Konferansı katılımcılarıyla paylaştı.
Enerji Açığı Sorunundan Çıkış
Yolu: Enerji Verimliliği
Schneider Electric Orta Asya Başkan
Yardımcısı Mehmet Ali Keçiciler, T.C.
Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda
düzenlenen Türk-Kore Müteahhitlik Sektörü İşbirliği Forumu’na katıldı. Foruma,
Kore Cumhuriyeti’nden büyük ölçekli firmaların yanı sıra Tacikistan, Özbekistan
ve Kırgızistan hükümet ve iş dünyasından
temsilciler de büyük ilgi gösterdi.
Keçiciler, forumda yaptığı konuşmada,
yapılan araştırmalara göre 2050 yılında
dünyanın tükettiği enerji miktarının iki
katına çıkacağını vurgulayarak, “Günümüzde enerji, çözülmesi kolay gibi gözüken, ancak bir o kadar da karmaşık dinamikleri beraberinde taşıyan bir denklem
haline geldi. Küresel ısınmayı da dikkate
alacak olursak, gelecek nesillere daha
yaşanabilir bir dünya bırakmak için, enerjiyi daha verimli kullanmaktan başka çaremiz yok! Biz Schneider Electric olarak, bu
denklemden çıkış yolunu enerji verimliliği olarak görüyoruz. Bu amaca hizmet
etmek için kurumlara, yatırımcılara ve
müteahhitlere entegre enerji çözümleri
sunuyoruz” dedi.
Türk Ytong 50. Yaşını Görkemli Bir Törenle Kutladı
Ytong’un Türkiye’deki 50. Yılı, 13 Eylül
akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen görkemli bir törenle kutlandı. Törene
600 kişilik seçkin bir davetli topluluğu
katıldı. Gecede Türk Ytong’un kurucularına ve ortaklarına Şükran Plaketleri verildi.
Ytong’un Türkiye’de üretilmesinin önünü
açan İsmet İnönü adına kızı Özden Toker’e
de Şükran Plaketi sunuldu. Ytong’un
Alman ortağı Xella Şirketi Başkanı Jan
Buck-Emden, Türk Ytong’un kurucusu
Bülent Demiren’e kendisi için hazırlanan
bir büst hediye etti. 50. Yıl Kutlaması’nda
sahne alan Anadolu Ateşi’nin gösterisi
ile Ferhan-Ferzan Önder piyano ikilisinin
resitali geceye renk kattı.
18
Bülent Demiren ve
Özden Toker
Capatect’ten Güneş
Enerjisiyle Çalışan Cep
Telefonu Şarj İstasyonları
Filli Boya Yalıtım, yenilenebilir enerji
kaynaklarına ne kadar kolay ulaşılabileceğine dikkat çekmek amacıyla geliştirdiği,
güneş enerjisiyle çalışan cep telefonu şarj
istasyonlarını kullanıma açtı.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Cep telefonu ve USB ile şarj olan tüm
elektronik aletleri güneş enerjisi ile ücretsiz şarj etmeye imkan sağlayan “Solar Şarj
İstasyonları” ile Capatect, güneş enerjisini
günlük hayatımıza ne kadar kolay adapte
edilebileceğimize dikkat çekiyor.
Capatect, ilk olarak Ankara Yenimahalle Belediyesi ana nizamiye girişi, Ragıp
Tüzün Parkı Ana girişi ve İzmir Bornova
Belediyesi Bornova Meydanı’na kurduğu
şarj istasyonları ile aynı anda birden fazla
telefonun ve USB bağlantılı elektrikli
eşyaların şarj olmasını sağlayacak. İstasyonlar, güneşli zamanlarda üzerindeki
bataryaya biriktirdiği elektrik enerjisiyle
gece ve güneşsiz günlerde de hizmete
devam edecek. Ayrıca, deprem gibi doğal
afetlerdeki genel elektrik kesintilerinde
de, hizmet vererek cep telefonlarının işlemesine imkan tanıyacak.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
GÜNCEL
Dünya Yeşil Binalar Haftası Kutlandı
1
6-20 Eylül 2013 tarihlerinde
kutlanan Dünya Yeşil Binalar
Haftası’nda, 98 ülkede, 25 binden fazla kuruluşu temsil eden Yeşil Bina
Konseyleri, “Daha Yeşil Binalar, Daha
İyi Mekanlar ve Daha Sağlıklı bir Nesil”
teması altında organizasyonlar ve kampanyalar düzenledi. Hafta boyunca yeşil
binaların küresel karbon ayak izini düşürdüğü, enerji ve suda tasarruf sağladığı,
üretkenliği artırdığı, iş olanağı sağladığı
ve milyonlarca insanın hayat kalitesini
iyileştirdiği vurgulandı. Türkiye’deki etkinlikler ise Dünya Yeşil Binalar Derneği
(WGBC)’nin Türkiye temsilcisi ÇEDBİK
tarafından organize edildi. Hafta kapsamında 16 Eylül Pazartesi akşamı ÇEDBİK
üyelerinin katılımıyla bir akşam yemeği
ile 17 Eylül günü Yeşil Gençlik Platformu
“Sürdürülesi Kent Konuşmaları 3” paneli
düzenlendi. Ayrıca 19 Eylül’de BASF’ın
LEED Gold sertifikalı Dilovası Yönetim
Binası’na, 20 Eylül’de ise Schneider
Electric’in LEED Gold sertifikalı Transformatör Binası’na teknik geziler düzenlendi.
Arama Konferansı 20 Ağustos’ta yapıldı
20
Arama Konferansı Yapıldı, Beş
Yıllık Stratejik Plan Raporu Yolda
ÇEDBİK, Ulusal Yeşil Bina
Sertifika Çalışmalarını Anlattı
ÇEDBİK, 2007-2012 yılından bu yana
derneğin ilk Beş Yıllık Stratejik Planı’nın
uygulanmasının ardından Yönetim
Kurulu’nun 30 Temmuz 2013 tarihinde
almış olduğu karara istinaden, 20132018 dönemini kapsayacak İkinci Beş
Yıllık Stratejik Plan’la ilgili hususların belirlenmesi için 20 Ağustos 2013 tarihinde
bir Arama Konferansı gerçekleştirdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık
Fakültesi’nde düzenlenen konferansa
40’a yakın üye katıldı.
ÇEDBİK, bugüne kadar sürdürdüğü
bilinçlendirme çalışmalarının Türkiye’ye
kazandırdıklarını paylaştı. Yüzün üzerinde akademisyen, enstitü temsilcisi,
şirket ve STK’nın katılımıyla şekillenen
Yeşil Bina Sertifikası’nın çalışmalarıyla
ilgili Arkimeet Konferansı kapsamında 8
Ekim günü Haliç Kongre Merkezi’nde bir
bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
3. Uluslararası Yeşil Binalar
Zirvesi
3. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi
için hazırlıklara başlandı. 20-21 Şubat
2014 tarihlerinde Lütfü Kırdar Kongre
ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek 3.
Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde,
diğer yıllardan farklı olarak bu yıl ilk kez
WGBC Avrupa Networkü yıllık toplantısı
da gerçekleştirilecek.
Çevreci Binalar ve Sertifikasyonlar
Paneli
26-29 Eylül 2013 tarihleri arasında
CNR Expo’da gerçekleştirilen BEST Fuarı
kapsamında, ÇEDBİK tarafından Çevreci
Binalar ve Sertifikasyonlar Paneli gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü ÇEDBİK
Başkanı Dr. Duygu Erten’in yaptığı panele
BASF Türk Pazar Geliştirme Yöneticisi
Koray Uygur, AVCI Architects’ten Burak
Ünder ve Alarko Carrier Pazarlama ve
Destek Genel Müdür Yardımcısı Hırant
Kalataş konuşmacı olarak katıldı.
BASF’ın LEED Gold sertifikalı binasına bir gezi düzenlendi
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
GÜNCEL
ERKE Green Academy Açıldı
LEED Platinum sertifikalı, aynı zamanda BREEAM Excellent sertifikasına aday Türkiye’nin tek
örnek binası ERKE Green Academy açıldı...
M
alzeme ve uygulama örneklerinin yerinde incelenebildiği
Türkiye’nin tek örnek Yeşil
Binası ERKE Green Academy, 9 Ekim
Çarşamba akşamı Üsküdar Belediye Baş-
kanı Mustafa Kara’nın da katılımıyla açıldı.
Düzenlenen kokteyle katılan konuklar,
açılışın ardından binayı gezme fırsatı buldular. Farklı kullanım amaçlarını biraraya getiren bir proje olması özelliğiyle
öne çıkan ERKE Green Academy aynı
zamanda LEED, BREEAM ve DGNB gibi
uluslararası Yeşil Bina sertifikasyon sistemlerinin eğitimlerinin sunulduğu Yeşil
Bina eğitim merkezi olarak da hizmet
veriyor.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
Cemil Yaman / ERKE Green
Academy Kurucu Ortağı ve
Amerikan Yeşil Binalar Konseyi
Eğitim Partneri
“Proje sayımız arttıkça ekibimiz
büyüdü ve nihayetinde kendimize ait bir
ofis ihtiyacı doğunca bu binayı satın aldık
ve yapı üzerinde hayaller kurmaya başladık. Hayalimiz, ekibimize maksimum
konforun sağlandığı, tüm Yeşil Bina uygulamalarını içeren, LEED ve BREEAM derecelendirme sistemlerinin en üst düzey
sertifikalarına sahip örnek bir ofis inşa
etmekti. Geldiğimiz noktada, yeşil projelerde kullanılabilecek malzemeleri ve
sistemleri biraraya getiren, geniş ürün yelpazesi ile showroom niteliği taşıyan binamızda, ürün ve sistemleri anlatan etiketler
sayesinde ziyaretçilere hiçbir refakatçiye
ihtiyaç duymadan tüm uygulamaları
kolaylıkla anlayabilme imkanı sunuyor.
Ayrıca binamızdaki tüm malzeme ve sistemleri içeren kaynak kitapçıkla da her
zaman sektörümüzün yanında olmak
istiyoruz.”
Özlem Dilda Yaman /
Kurucu Ortak
“Yaptığımız tasarımı, kendi binamızda
uygulama deneyimi ile elektrik proje ve
Yeşil Bina konularında yatırımcılara
önerdiğimiz işlerin zorluk derecesini test
edebildik; olası tüm sıkıntıları derinlemesine hissedip, en gerçekçi ve ekonomik
çözümleri sunabilme konusunda tecrübelerimizi ciddi anlamda pekiştirdik.
Aralarında Yeşil Bina uzmanlarının da
bulunduğu yüzün üzerinde projeye imza
atmış, tamamı mühendislerden oluşan
uzman elektrik proje tasarım kadromuz,
Türkiye’deki ilk Yeşil Bina uygulamalarını
başlatan altmıştan fazla projeye danışmanlık hizmeti veren mimar, makine
mühendisi, elektrik mühendisi ve çevre
mühendislerinden oluşan çok disiplinli
Yeşil Bina uzmanı ekibimiz ile müşterilerimize en üst seviyede hizmet vermeye
devam edeceğiz.”
21
RÖPORTAJ
ROCKWOOL Türkiye Direktörü Taner Şahin:
“ Türkiye’de Uzun Soluklu bir Büyümenin
Temellerini Atıyoruz”
S
on dönemde Türkiye’yi yatırım
perspektifinde en üst sıralara
taşıyan dünyanın lider taşyünü
üreticisi Rockwool, 2013 yılının
Mayıs ayına kadar ciddi bir altyapı
çalışması yürütmüş ve o tarihten
itibaren Türkiye’de ciddi bir oluşuma
girmişti. Öncelikle İstanbul’un
Avrupa Yakası’nda bir ofis kuran
firmanın bünyesinde “şimdilik” 20
beyaz yakalı profesyonel çalışıyor.
Akademi adı verilen ikinci binasını
da önümüzdeki aylarda hizmete
açacak olan Rockwool, bu sayede
uluslararası tecrübesini sektör
profesyonelleriyle paylaşmayı
planlıyor... Biz de tüm bu gelişmeleri
ve Rockwool’un Türkiye operasyonu
hakkındaki bilgiyi Rockwool Türkiye
Direktörü Taner Şahin’den aldık.
Şahin, “Türkiye’de uzun soluklu bir
büyümenin temellerini atıyoruz. En
önemli hedefimiz ise operasyonel
bir yapı oluşturmaktan çok, yalıtım
konusundaki global tecrübemizi
Türkiye’ye taşımak. Türkiye’yi sadece
ticari, ürünlerimizi satacağımız
bir pazar olarak görmüyoruz.
Bulunduğumuz ülkelere her yönüyle
yatırım yapan, sektörü geliştirmeye ve
eğitmeye çalışan bir firmayız” diyor...
22
Yeşil Bina: Rockwool ve Rockwool’un
Türkiye’deki yapılanmasıyla ilgili bilgi alabilir miyiz?
Taner Şahin: Merkezi Danimarka’da olan
dünyanın lider taşyünü üreticisi Rockwool
Grubu, 1909 yılında kurularak taşyününün yalıtım alanında kullanılabilmesinin
önünü açtı. 1937 yılında taşyünü üretimine başlayan Rockwool Grubu olarak
Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’da 40’ın
üzerinde ülkede faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ayrıca dünyanın dört bir yanına
taşyünü ürünlerinin ulaşmasını sağlayan
uluslararası satış ofisleri, distrübütörler
ve iş ortaklıkları ağına sahibiz. Rockwool
Grup olarak dünya üzerinde 27 taşyünü
üretim tesisimiz bulunuyor. Başlıca iş kollarımız ise bina yalıtımı, cephe panelleri,
akustik asma tavan sistemleri, gemi ve
deniz inşaatı, mühendislik elyafları-ses
ve titreşim kontrolü, teknik yalıtım, danışmanlık ve bahçecilik substratları alanlarını
içeriyor. Çok farklı ürün gruplarımız olsa
da hepsinin ortak özelliği taşyünü.
Türkiye’de haliyle ana odak noktamız
inşaat yalıtım grubu olacak. Rockwool
Grubu 2012 yılına kadar Türkiye’yi hep
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
bir ihracat pazarı olarak görüyordu. Grup
içinde Adriyatik ülke grubunun içinde
bulunuyordu. Yani Türkiye’deki faaliyetimiz daha reaktifti. Markette oluşacak
boşluklara, pazarda bulabileceğimiz fırsatlara göre hareket ediyorduk. 2012’den
itibaren ise Rockwool artık Türkiye’yi yatırım perspektifinde en üst sıralara taşıdı.
Geçtiğimiz Mayıs ayına kadar da ciddi
bir altyapı çalışması yürüttük. Türkiye’de
ciddi bir oluşuma girdik. Öncelikle bir ofis
kurduk ve şu anda Rockwool’un Türkiye
ofisinde 20 beyaz yakalı profesyonel çalışıyor. Pazarlama, lojistik ve finansman
gibi bütün birimlerimizi kurduk. Planlarımızı yaptık, stratejimizi geliştirdik. En
önemli hedefimiz ise Türkiye’de operasyonel bir yapı oluşturmaktan çok, yalıtım
konusundaki global tecrübemizi buraya
taşımak. Yani biz tüm birikim ve tecrübemizi Türkiye’yle paylaşmak istiyoruz.
Yeşil Bina: Rockwool Grubu Türkiye’yi
ve Türkiye’deki ısı yalıtım pazarını nasıl
görüyor, beklentiler neler? Çevre ülkelere
ilişkin çalışmalarınız da olacak mı?
Taner Şahin: Türkiye’de ısı yalıtım pazarının hacim olarak büyüklüğü zaten gözardı
edilemez bir boyutta. İnşaat sektörü
de aynı şekilde. Bu pazarı sürükleyen
de ülkenin çok genç bir nüfusa sahip
olması. Dolayısıyla konut, hastane, okul
gibi çeşitli bina ihtiyacı her geçen gün
artıyor. Rockwool da büyümeyi çok seven
ve özellikle son 10 yılda ciddi atılımlar
yapan bir firma. Bugüne kadar farklı ülkelerde büyüme planı yürütüyordu. Türkiye
de o perspektif içindeki yerini aldı. Şu
anda Türkiye’de uzun soluklu bir büyümenin temelleri atılıyor. Türkiye ofisi de
bu kapsamda kuruldu. Ofis binamızın
yanı sıra İstanbul’un Anadolu Yakası’nda,
eğitim merkezi amaçlı ikinci bir binamızı
daha hizmete açacağız. Burada yalıtımla
ilgili uluslararası tecrübemizi mimarlar,
mühendisler, uygulamacılar ve sektör
temsilcileriyle paylaşacağız. Eğitimler
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
verecek, fikir alışverişinde bulunacağız.
Her ülkede olduğu gibi Türkiye’yi de
sadece ticari, ürünlerimizi satacağımız
bir pazar olarak görmüyoruz. Bulunduğumuz ülkelerde her yönüyle yatırım yapan,
sektörü geliştirmeye, eğitmeye çalışan bir
firmayız. Bu akademi de bunun en büyük
göstergelerinden birisi olacak. Romanya
ve Bulgaristan’ın da aralarında bulunduğu Balkan ülkeleri dışında Yunanistan
ve Kıbrıs da bize bağlı. Biz ise doğrudan
global ofise bağlıyız.
Yeşil Bina: Rockwool’un Türkiye ısı yalıtım pazarında yer alması sektöre neler
katacak, ne tür farklılıklar yaratacak?
Taner Şahin: Tüm dünyada 3 kıtada 27
taşyünü fabrikası bulunan bir firmayız.
Taşyünü odaklı olmayan hiçbir ürün grubumuz yok ve yüz yılı aşkın bir zamandır
faaliyet gösteriyoruz. Global anlamda taşyününe çok ciddi Ar-Ge yatırımı yapıyoruz. Küresel tecrübemiz çok yüksek. Ürün
kalitesinin yukarı çekilmesinin yanında
çok farklı ürün gruplarımızla farklı çözümler sunacağız. Diğer ülkelerde edindiğimiz
bilgi birikimini Türkiye’de yapı profesyonelleriyle de paylaşacak olmamız, sektörü
ciddi anlamda ileri götürecektir. İş planlarımız arasında en büyük başlığı da aslında
bu bilgi aktarımı oluşturuyor. Amacımız
sadece ürün satmak değil, sektörü bir
yerden bir yere taşımak.
Yeşil Bina: Taşyününde hem ürünler
hem üretim prosesleri açısından teknoloji
ne yönde gelişiyor? Yeni ve farklı ürünleriniz hakkında da detaylı bilgi alabilir miyiz?
Taner Şahin: Üretim teknolojilerimiz gün
geçtikçe daha verimli, daha temiz, daha
çevreci bir hal alıyor. Ar-Ge departmanlarımızda geliştirilen ürünler çok çabuk
üretim bantlarına aktarılabiliyor. Çok aktif
bir şekilde piyasa ihtiyaçlarına göre ürün
grupları geliştiriyoruz.
Türkiye’de özellikle üzerinde durduğu-
muz iki farklı ve yeni ürün var: Frontrock
ve Multirock. Rockwool olarak müşteri
odaklı bir firma olduğumuzdan ürün geliştirmelerimizde hep inşaatta, şantiyede
neye gerek olduğundan yola çıkıyoruz.
Rockwool Frontrock MAX E, çift
yoğunluklu, dış cephe sistemlerine üstün
ısı iletkenlik performansı, yüksek ses emiciliği ve yangın güvenliği sunan bir taşyünü levha. Her türlü sıvalı ve kaplamalı
mantolama sistemleriyle kullanılabiliyor.
Nefes alabilen yapısıyla duvar yüzeyindeki her türlü terleme ve boya kusması
sorununu ortadan kaldırıyor. Frontrock
MAX E, 0.036 W/mK lambda ısı geçirim
katsayısı değeriyle binanın duvarlardan
oluşan ısı kaçaklarını etkin bir şekilde
azaltırken, aynı kalınlıktaki diğer yalıtım
malzemeleriyle karşılaştırıldığında dış
cephe için yüzde 15 daha iyi bir ısı yalıtımı sağlıyor.
Yeşil Bina: Sizce neden taşyünü tercih
edilmeli? Taşyünü tercihinin avantajları
nelerdir?
Taner Şahin: Taşyünü, birçok özelliği
bünyesinde barındıran bir malzeme. Isı
yalıtımı yapmanın çok farklı yolları var
ama taşyünü, ısı yalıtımının yanı sıra çok
farklı yönlerde katkı sağlayabilecek bir
ürün. Taşyününün en önemli özelliklerinden biri, 1000 °C üzerindeki ısı karşısındaki dayanıklılığı. Doğru uygulandığı
takdirde taşyünü, bir yangın anında insan
hayatını kurtarmaya gerekli olabilecek
değerli dakikaları kazandırıyor. Taşyünü
ile yalıtım yapılan binalar yangına karşı
güvenlidir. Yangının yayılmasını önlüyor.
Taşyününün ısı iletkenlik değerinin çok
düşük olması, onu iyi bir ısı yalıtım malzemesi yapıyor. Taşyününün çapraz geçişli
sayısız elyaftan oluşan yapısı, tümüyle
titreşimleri etkisiz hale getiriyor. Bu benzersiz fibröz elyaf yapısı taşyününü en iyi
ses emici inşaat malzemelerinden biri
yapıyor. Taşyününün su iticiliği de çok
dikkat çekici.
23
PROJE
Sürdürülebilir Şehircilik Anlayışının Öncüsü
BIO ISTANBUL
Dr. Duygu Erten / BREEAM Communities Assessor
Murat Erten / TURKECO İş Geliştirme Direktörü
BIO ISTANBUL, Türkiye’de Sürdürülebilir Şehircilik anlayışının öncülüğünü yapıyor.
Amaç ise yörenin en çevreci semtini yaratmak...
T
URKECO İnşaat ve Enerji Ltd.
danışmanlığında Türkiye’nin ilk
mahalle ölçeğinde Yeşil Bina sertifikası adayı BIO ISTANBUL, BREEAM
Communities sertifikası alma yolunda
çalışmalarına başladı. Ticari binalarında
LEED Gold ve konutlarda BREEAM Excellent Yeşil Bina sertifikası dahil, sürdürülebilir gayrimenkul projelerinde ulaşılabi-
24
lecek en yüksek standartları yakalamayı
hedefleyen proje, BREEAM Communities
belgesi kullanarak, kamunun oluşmasını
istediği yeşil yerleşke sertifikası için pilot
proje olma özelliğini de taşıyor.
İşverene yeşil yerleşke sertifikasyonu
ile ilgili danışmanlık vermeden evvel ciddi
bir ön çalışma ve araştırma yapıldı. Sürdürülebilirlik, öncelikle bir ölçek meselesi.
Şehir ölçeği, mahalle ölçeği, bina ölçeği,
mekan ölçeği, hepsi farklı kararlar üzerine
kafa yormayı gerektiriyor. Kontrol edebildiğiniz çember, her projede çok önemli
ve mümkün olduğunca bu çemberi
genişletmek lazım. Her ne kadar teknolojik binalar yapsak da esas amacımızın,
içinde yaşayanların duyarlılığını artırmak
olduğunu unutmamak gerek. Bunun için
de ekonomik ve sosyal faktörlerin göz
önüne alınması, en az güneş panelleri
veya su verimliliği kadar önemli. Yerleşkeleri de sertifikalandırmamız gerekiyor;
çünkü artık metrikler çok önemli. Azaltmak, düzeltmek ve takip için ölçmek,
hesaplamak gerek. Bu çalışmaların bir
bölümünde, MIPIM-2013 kapsamında
yeşil yerleşkelerle ilgili İsveçli firmaların
hazırladığı özel oturumlara katılmak ve
onlardan Best Practice uygulamalarını
öğrenmek de yer aldı.
Uluslararası varolan ve yeni yeni ülkeleri dışında kullanılmaya başlanan BREEAM Communities sertifikasını seçme
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
nedenlerimizden birisi, Avrupa Birliği’nde
BRISTOL Accord adında bir anlaşmanın
varlığı. LEED-Neighbourhood ve BREEAM-Communities sertifikalarını kapsamlı
olarak inceleyerek 2005’te BRISTOL’de
imzalanan bu anlaşmaya dayalı olarak
geliştirilen BREEAM-Communities sisteminin, projeye ve Türkiye koşullarına
daha uygun olduğunu gördük. Geçtiğimiz sene çalışmalarını sonlandırdığımız
Bahreyn’deki LEED-ND projemizden de
yola çıkarak, koşullar arasında karşılaştırmalar yaparak oyumuzu BREEAMCommunities’e verdik.
Projede yeni tamamlanan 1. Faz
konutların tasarımı da BREEAM kriterlerine uygun olarak yapıldı. Yerleşke içinde
yapılacak hastaneler ve ofisler için ise
LEED sertifikasyonu başvurusu yapılıyor.
Yani sertifikalı bu yerleşmenin içindeki
konutlar ve diğer binalar da Yeşil Bina
sertifikasyonu alacaklar.
- Yerleşke planı Swanke Hayden Connell
mimarlık ofisi ile dünyanın önde gelen
mühendislik grubu Arup tarafından
hazırlandı.
- Yerleşkenin kalbinde İstanbul Çocuk
Hastanesi, İnovasyon Kampüsü ve Bio
Üniversitesi de yer alıyor.
- Yeni ulaşım hatları sayesinde BİO
ISTANBUL sakinleri şehir merkezine
kolayca ulaşabilecek ve semt içinde
arabasız bir yaşam sürebilecek.
- İstanbul metrosunun da BIO
ISTANBUL’un içine kadar gelmesi
planlanıyor. Arabanıza binmeden
kısa bir sürede şehir merkezine ulaşabilmenizi sağlayacak bir planlama
yapıldı. Toplu taşıma ağı ise talebi karşılayacak şekilde düzenlenirken, trafik
bilgisi gerçek zamanlı olarak sakinlerle
paylaşılıyor.
- BIO ISTANBUL’da kullanılan kaliteli
malzemeler ve mükemmel tasarımı
sayesinde düşük enerji tüketimi sağlanırken, akıllı ölçüm cihazları, kullanıcıların tüketimlerini verimli bir şekilde
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
yönetmelerine imkan veriyor.
- BIO ISTANBUL’da kullanılacak atıksu
tesisi, yağmur sularını toplayarak içme
suyuna dönüştürmekle kalmıyor, üretilen atıksuyun tümünü geri dönüştürerek bahçe sulamasına ve genel amaçlı
kullanıma kazandırıyor. En gelişmiş
filtreleme ve depolama sistemlerinin
kullanıldığı BIO ISTANBUL’da amacımız, burada yaşayan ve çalışan kişilerin çevre üzerindeki etkilerini en aza
indirmek.
- BIO ISTANBUL’da hastane, araştırma
merkezi, konut ve ofislerin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla güneş, rüzgar
ve doğalgaz enerjisi kullanılıyor. Türkiye’deki enerji şebekelerine bağımlılığı
azaltarak yerleşkenin kendi enerjisini
üretmesini sağlayan sistemler olacak.
Bunun için her binanın azami enerji
tasarrufu sağlayacak şekilde tasarlanmasını sağladık. Konutların enerji
simülasyonları halen devam ediyor.
- Ayrıca, biyolojik olarak parçalanabilen
atıklar, doğal peyzaja saygı gösterilerek tasarlanan açık park alanlarının
patikaları spor amaçlı kullanılabilecek.
Yaklaşık 650 bin metrekareye yayılan
özel peyzajlı heykel parklarını çevreleyen eşsiz güzellikteki doğal ortam ise
projenin sosyal yönünü tamamlıyor.
- BIO ISTANBUL, sürdürülebilir, akıllı
bir şehir yaratmak üzere planlandı.
Bina ve parkların bakımı, atık yönetimi
ve günlük hizmetlerin koordinasyonu
için yeşil tesis yönetimi devreye girecek. Akıllı ölçüm cihazları ise gün içerisindeki farklı tarifelere göre ne kadar
elektrik tükettiğinizi size bildirecek.
Bu bilgiler, talebin daha verimli bir
şekilde karşılanabilmesi için üretici şirketlerle de paylaşılıyor.
BRISTOL ACCORD
2
005’te, Avrupa Birliği’nin İngiliz Temsilcisi adına, Avrupa’dan
ilgili enstitüler, üye ülkeler ve Bakanlar Bristol’de toplandılar. Sürdürülebilir
yerleşkeler için ortak bir dil oluşturmak
istediler. Bu anlaşma Avrupa genelinde
sürdürülebilir
yerleşkeyi tanımlamakta ve sürdürülebilir yerleşkenin karakteristiklerini belirlemektedir. Global ekonominin hızla değişiminin devam ettiği
zamanımızda sürdürülebilir kalkınma,
ekonomik zenginlik, ve sosyal adalet
konularına detaylı ve kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır. Ayrıca daha iyi çevre,
daha güçlü demokrasi ve sonuçlara
daha güçlü odaklanarak etkin ve yerel
liderliğin mümkün olacağını anlatmaktadır. BRISTOL ACCORD tüm Avrupa’dan
ilgili liderlerin ortak aklıyla şekillenmiş
iyi örneklerin paylaşılması, kapasite
geliştirme ve sonuç odaklı olmaya özen
göstermeye yönlendiren pratik
yaklaşımlar sunmaktadır.
Bristol toplantısı Avrupa Yatırım Bankası’nın da bu
kriterlere uyan projelere destek vermesini önermiştir. Bu toplantı, karar verme
kültürünün değişmesi gerektiğini ve tüm
yatırımlar için sürdürülebilirlik kriterlerinin gözönünde bulundurulması gerektiğinin çağrısını yapmıştır.
25
GÜNCEL
Dr. Hüdai Kara
EPD Türkiye Platformu Kurucu Üyesi
[email protected]
EPD Türkiye ve Sürdürülebilir Yapı Ürünleri
T
ürkiye ve küresel pazarda ürünlerin çevresel performansları ile
ilgili bilime dayalı, uzmanlarca
doğrulanmış ve karşılaştırılabilir bilgi ve
verilere son zamanlarda talebin arttığını
görüyoruz. Özellikle yapı malzemeleri
sektöründe çevreye duyarlı ürünler talep
edilmekte ve bu talep hızlı bir gelişme
gösteren Yeşil Binalar nedeniyle katlanmaktadır. Sektördeki bu gelişmelere
paralel olarak sürdürülebilir ürün belgelendirme platformu EPD Türkiye Haziran
2013’te kurulmuştur.
İsveç Çevre Bakanlığı’na bağlı Swedish
Environmental Management Council tarafından yürütülen The International EPD
System’in Türkiye ayağı olarak kurulan
EPD Türkiye (www.epdturkey.org), özellikle yapı ürünlerinde uluslararası geçerli
Çevresel Ürün Beyanları (Environmental
Product Declarations, EPD) belgelendirmelerini yapabilecektir. Ürün çeşitliliği
26
açısından dünyanın en kapsamlı EPD sistemi ile ortaklaşa çalışan EPD Türkiye’nin
en önemli amacı ise firmalarımızın ürünlerine çevresel performansı beyanı fırsatı
sunarak uluslararası pazarda yardımcı ve
destek olmaktır. EPD belgeleri özellikle
Avrupa kaynaklı yasal gereklilikleri de
yerine getirdiğinden ihracatçı firmalarımıza da katkı sağlayacaktır.
Neden EPD Türkiye?
Avrupa’da birçok EPD sistemi bulunmaktadır ve bunların en çok bilineni
İngiliz, Alman ve İsveç sistemleridir.
İsveç sistemi, yapı ürünleri dahil birçok üründe belgelendirme yaptığından,
İngiliz ve Alman sistemlerinden pozitif
olarak ayrışmaktadır. Bir EPD sisteminin
kurulabilmesi için birçok ürün grubunda
Ürün Kategori Kurallarının (Product
Category Rules, PCR) geliştirilmiş olması
gerekmektedir. Örneğin yapı sektöründe
seramik ürünleri, çimento, yapı alçıları,
tuğla vb. gibi birçok alt sektör için PCR
dokümanlarının geliştirilmesi gerekmektedir. Saydam bir şekilde sektör temsilcilerinin katkılarıyla yoruma açık olarak
geliştirilen PCR dokümanları yaklaşık üç
ay gibi uzun bir süreç sonucunda Yaşam
Döngüsü Değerlendirmesi (LCA-Life Cycle
Assessment) uzmanlarının da katkılarıyla
hazırlanır. Sınırlı sayıda LCA uzmanının olduğu Türkiye’de bu çalışmaların
tamamlanması uzun süreç alacağından
EPD Türkiye bu eksikliği dolduracak bir
platform olarak ortaya çıkmıştır. Farklı
sektörlerden uzmanların katılımına açık
bir platform olarak kurulan EPD Türkiye,
düşük maliyetle ve hızlı bir şekilde tüm
dünyada geçerli ürün belgelendirmeleri
yapabilecektir.
Avrupa Standartlar Komitesi (CEN)
tarafından çıkartılan Yapılarda Sürdürülebilirlik normunda (CEN 350) yapı
ürünlerinin EN 15804 normuna uygun
çevresel etkilerinin değerlendirilmesi
çerçevesini belirlemesi ve Şubat 2012
itibariyle yayınlanmasıyla konu daha da
önem kazanmıştır. Amacı, yapı ürünlerinde Avrupa genelinde EPD sistemlerinin uyumlaştırılmasını sağlamak olan bu
norm, yapı ürünlerinin çevre performansının LCA yoluyla hesaplanması çerçevesini
belirler. Bu norma uygun hazırlanan EPD
beyanları hangi sistemden alınırsa alınsın
tüm Avrupa’da geçerlidir. EPD Türkiye,
Yapı sektörüne EPD belgelerini elde etme
fırsatını sunmaktadır. The International
EPD System kurucusu Sven-Olaf Ryding
tarafından kurulan ve yönetilen Avrupa
Yapı Organizasyonları Birliği (ECO Platform) de, Avrupa’da tüm yapı ürünlerinin
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
EN15804 standardında çevresel performansının EPD belgeleriyle sağlanması
amacıyla Eylül 2013’te faaliyete geçmiştir.
EPD Belgesi Nedir?
Tip III olarak tanımlanan Çevresel
Ürün Beyanları (EPD), bir ürünün veya
sistemin çevresel etki değerlendirmesi
iletişimini ISO 14025’te tanımlanan ve
ISO 14040-44 serisi LCA standartlarına
uygun olarak sağlayan bir etiketleme
olarak bilinir. EPD’ler, üretiminde hammaddenin doğadan elde edilmesi, üretimi
ve yaşam sonu bertarafına kadar olan
tüm süreçlerin şeffaf ve nicesel olarak
bilimsel bir yaklaşımla değerlendirildiği ve
ürünün çevre performansının belirli etki
kategorilerine göre hesaplandığı çalışmalardır. Türkiye’de özellikle yapı ürünleri
sektörünün ilgili olduğu bu etiketleme
türü yapı ürünleri harici ürünler için de
elde edilebilmektedir. Daha çok firmalar
arası ticarette kullanılan bir etiketleme
türü olarak bilinmektedirler.
lıkla beyan edilmesi, günümüzde öncelikli
olan Yeşil Bina pazarlarında avantaj yaratmakla kalmayıp, Avrupa Birliği yasaları
ve ihracat pazarı gereklilikleri ile uyum
sağlar. Bütünsel yaklaşımla detaylı yapılan yaşam döngüsü değerlendirmesi ile
DGNB, BREEAM, LEED vb. Yeşil Bina
sertifikasyon sistemlerine de güvenilir,
doğrulanmış ve sürekli ulaşılabilir sayısal
veriler sağlar. Çeşitli bina değerlendirme
sistemleri, yapı malzemelerinin müstakil
performansını değil, binanın tüm performansını dikkate alır ve EPD’ler buna
imkân tanır.
EPD Hazırlık Süreci ve
Belgenin Eldesi
EPD’nin Önemi
Diğer çevresel etiketlere kıyasla
EPD’ler daha objektif bir yaklaşımla
ürünler hakkında güvenilir bilgiler sunabildiklerinden dolayı ticaret odaklı iletişim
(Business to business, B2B) açısından
üreticiler için en uygun çevre etiketleri
olarak ön plana çıkıyorlar. Genel olarak,
ürünün çevre performansının bütünsel bir
yaklaşımla şeffaflık politikası kapsamında
ön plana çıkarılması, üretici kuruluşların
çevre bilincinin ileri düzeyde olduğunun
göstergesidir. Ürün performansının açık-
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
EPD’nin hazırlanması beş aşamada özetlenebilir: “Ürünün tanımlanması, tedarik zincirinin belirlenmesi”, ”Veri toplama”, “Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ve raporlama”,
“EPD belgesinin hazırlanması” ve “Doğrulama”.
EPD belgesi alınabilmesi için ürünün
hammaddeden fabrika çıkışına (mezardan-kapıya) kadar tüm evrelerinin LCA
modellemesi ile çevresel etkilerinin
hesaplanması gerekiyor. YDD çalışması
bittikten sonra EN 15804 normuna uygun
raporlanarak EPD Türkiye’ye başvuruda
bulunuluyor. EPD Türkiye ve The International EPD System kanalıyla uluslararası
seviyede seçilen ve YDD uzmanı üçüncü
kişiler tarafından değerlendirmeye alınıyor. Değerlendirme sonucuna göre EPD
belgesine hakkınız teyit ediliyor ve her iki
kurumunun internet sitelerinde yayınlanarak tüm dünyaya duyuruluyor.
EPD ve Avrupa Yapı Ürünleri
Yönetmeliği
1989’da yürürlüğe giren Avrupa Yapı
Ürünleri Direktifi (CPD-Construction
Products Directive) Mart 2011’de
Avrupa Yapı Ürünleri Yönetmeliği (CPRConstruction Products Regulation) olarak
yenilendi. Yönetmelik, Avrupa’da üretilen
yapı ürünlerinin uyumlaştırılmış standartlar çerçevesinde üretimini ve pazarlanmasını öngörüyor. Direktiften yönetmeliğe geçildiğinden diğer Avrupa ülkeleri
gibi Türkiye’ye de yükümlülükler geliyor.
Bunun başında CE markalaması var.
Fransızcası “Conformité Européenné”
olan CE işareti, Avrupa Birliği yönetmelikleri doğrultusunda uygunluk gösteren
ürünlerde bulunur. Firmanın tüm yükümlülükleri üzerine alarak beyan yoluyla
ürünlerine basma hakkı aldığı bu işaret
için karşımıza çıkan kriterler yeniden ele
alınarak CE markalama süreciyle uyumluluk sağlaması ve ek gereklilikler getirilmesi nihai karara bağlanmıştır. Yeniden
gözden geçirilmiş norm ile firmaların 1
Temmuz 2013 yılından itibaren, uyumlaştırılmış Avrupa Standartları kapsamında
Avrupa pazarına sunulacak ürünlerinin,
CE markalama işareti taşıması zorunlu
hale gelmektedir. Yine bu doğrultuda bir
yapı malzemesinin teknik özelliklerinin,
CE markalama uyumluluğu da doğrultu-
27
GÜNCEL
sunda aşağıda sıralanan gereklere sahip
olması kararı alınmıştır:
• Mekanik dayanım ve sağlamlık
• Yangın durumunda emniyet
• Hijyen, sağlık ve çevre
• Kullanım emniyeti
• Gürültüye karşı koruma
• Enerjiden tasarruf ve ısı muhafazası
• Doğal kaynakların sürdürülebilir
kullanımı.
Dalsan (yapı alçıları
ve alçı levhalar), Vitra
(seramik sağlık gereçleri), Çimsa (çimento),
Ondolüne (çatı kaplama) ve Akkon Çelik
(çelik yapı profili)’tir.
EPD Belgeli Yapı Ürünlerine Yeşil
Binalarda Pazarlama Fırsatları
Yeni eklenen doğal kaynakların kullanımı gerekliliğinin, EN 15804 uyumlu EPD
belgeleri ile yerine getirilmesi talep edilmektedir. Türkiye’de EN 15804 uyumlu
yapı ürünlerine sahip firmalar Kaleseramik (yer, duvar ve porselen karolar, seramik levhalar ve seramik sağlık gereçleri),
EPD’lerin bir başka önemi de Türkiye
ve tüm dünyada hızla gelişmekte olan
çevreye duyarlı yapılar (Yeşil Binalar) sertifikasyonunda yarattığı fırsatlardır. Dünyaca bilinen İngiliz BREEAM ve Alman
DGNB gibi sertifikasyon sistemlerinde,
EPD belgeli ürünlerin bina yapımında
kullanılması durumunda belgelendir-
melerde ilave puanlar verilmektedir.
Türkiye’de popüler olan Amerikan LEED
sertifikalandırma sistemi ise bu yıl çıkacak
LEED v4 sistemi ile yapı ürünlerinde ilave
puan almak için LCA ve EPD belgelendirmelerini önermektedir. EPD’li ürünler bu anlamda müteahhitlere kolaylık
sunarken, yapı ürünleri üreticilerine de
farkındalık yaratarak yeni pazar fırsatları
yaratmaktadır. Bu gelişmeleri öngörerek ürünlerinin EPD belgelendirmesini
tamamlayan firmalar, müşterilerine Yeşil
Bina sertifikalandırma süreçlerinde ayrıcalık yaratma fırsatı sunmaktadırlar.
DR. HÜDAİ KARA KİMDİR?
D
r. Hüdai Kara, iklim değişikliği stratejileri, karbon ve enerji yönetimi,
düşük karbon ve sürdürülebilir teknolojiler, yenilenebilir enerji, yaşam döngüsü
değerlendirmesi, atık yönetimi, araştırma ve geliştirme konularında metalürji
ve malzeme endüstrilerinden kimya ve
enerji endüstrilerine uzanan sanayi dallarında toplam 12 yılı aşan bir deneyime
sahiptir. Metsims Eğitim ve Danışmanlık
Hizmetleri Ltd. Şti. firmasının kurucusu ve
yöneticisidir. Malzeme bilimcisi olan Dr.
Hüdai Kara’nın temel uzmanlığı, malzeme
geliştirme ve süreç modellemesi, yeni
teknolojilerin tekno-ekonomik ve sürdürülebilirlik değerlendirmesi, yenilenebilir
enerji (atıktan enerji, PV), karbon-enerji
ve atık yönetimi, yaşam döngüsü değerlendirmesi olarak sıralanabilir. İngiltere’de
birçok bakanlığa ve özel sektör firmalarına
danışmanlık yapmıştır ve mevcut ilişkileri
devam etmektedir. Dr. Hüdai Kara, AB
araştırma ve geliştirme çerçeve programları olan 7. Çerçeve (FP7 NMT), Eureka,
Eurostars ve Eko-İnovasyon proje başvurularında değerlendirici olarak Avrupa
Komisyonu adına görev yapmaktadır.
Enerji teknolojileri ve çevre konularında
28
İngiltere Northwest Kalkınma Ajansı adına
proje başvurularında da teknik danışmanlık yapan Dr. Hüdai Kara, İngiltere Teknoloji Strateji Kurulu için proje gözlemcisi
görevlerinde bulunmuştur. Ayrıca kendisi İngiltere’deki Carbon Trust kurumu
tarafından onaylanmış karbon ayak izi
uzmanı, İsveç Çevre Yönetimi Konseyi
tarafından verilen Environmental Product Declarations (EPD) sisteminin Türkiye’deki ilk ve tek doğrulayıcısıdır. Yaşam
Döngüsü Değerlendirmesi çalışmalarıyla
birçok ürüne EPD belgesi almış ve karbon
ayak izi hesaplamalarıyla birçok ürünün
ve firmanın muhtemel iklim değişikliği
risklerini ortaya çıkartmıştır. Türkiye’de ilk
defa karbon ayak izi ve yaşam döngüsü
değerlendirmesi uygulamalı eğitimlerini
vermiş olan Dr. Hüdai Kara bu zamana
kadar ellinin üzerinde katılımcıyı eğitmenlik yaparak sektörün gelişimine öncülük
etmektedir.
Türkiye’deki sürdürülebilirlik üzerine
olan aktivitelerini artıran Dr. Hüdai Kara,
REC Türkiye adına sektörlere yönelik EU
Ecolabel kitapçığının yazarlığını, yine
REC Türkiye ve Boğaziçi Üniversitesi
tarafından organize edilen Sürdürüle-
bilirlik Akademisi’nde davetli eğitmen,
REW İstanbul 2011 bünyesinde organize edilen “Entegre Ürün Politikaları ve
Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi” ve BSİ
İngiltere’nin yürüttüğü Türkiye’nin kalite
altyapısının güçlendirilmesi proje seminerlerinde “Avrupa Eko-tasarım Direktifi ve Çevresel Etiketleme” konularında
uluslararası davetli konuşmacı olarak
yer almıştır. Kimya sektöründe 20 adet
ürün bazında LCA çalışmasını ve sonrasında yapılabilecek kaynak verimliliği
ve eko-inovasyon çalışmalarına kaynak
teşkil edecek ve Türkiye’de bir ilk olan
Yeşil Üretim Temiz Gelecek projesinin
yürütücüsüdür. Uluslararası hakemli
dergilerde çok sayıda bilimsel makalesi
bulunan ve uluslararası konferanslarda
sunum yapan, Global Sanayici dergisinde sürdürülebilir kalkınma üzerine
yazan Dr. Hüdai Kara, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden lisans ve yüksek
lisans, Oxford Üniversitesi’nden malzeme
bilimleri dalından doktora derecelerine
sahiptir. Kendisi The International EPD
System Teknik Komite Üyesi, Birleşik
Krallık Malzeme Enstitüsü, Yenilenebilir
Enerji Derneği ve ÇEDBİK üyesidir.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
YEŞİL BİNA
Workinn Hotel
TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Workinn Hotel,
geçtiğimiz günlerde hizmete açıldı. LEED Gold Sertifikalı otel, aynı zamanda Feng Shui
prensiplerine de uygun.
T
ürkiye’nin en büyük organize
sanayi bölgelerinin kümelendiği
Gebze ve Tuzla’nın tam kalbinde
konumlanan Workinn Hotel, geçtiğimiz
günlerde kapılarını açtı. Sanayi bölgesinde açılan ilk HİP iş oteli olan Workinn
Hotel’in mimarisinde Can Çinici imzası
bulunuyor. Aynı zamanda Feng Shui
prensiplerine de uygun olan otelin Yeşil
30
Bina Süreç Yönetimi ise Erke Tasarım
tarafından yürütüldü.
TOSB Otomotiv Yan Sanayi İhtisas
Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan
Workinn Hotel, 162 oda, 251 yatak kapasiteli. Otelin inşaat alanı, kapalı-açık alanlar ve otoparklar toplamı yaklaşık 22 bin
metrekare.
Otelin yatırımcısı Uyar Grup, bir orga-
nize sanayi bölgesinde çevreye duyarlı,
ekolojik binalar da yapılabileceğini göstermek amacıyla oteli LEED Gold sertifikası kriterlerine göre inşa ettirmiş. Otelin
inşaasında, yağmur sularının toplanarak
kullanıma sokulmasından gri su geri
dönüşümüne, çıkan atıkların geri dönüşüme kazandırılmasından gün ışığından
maksimum yararlanılmasına kadar her
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
alanda sürdürülebilirliğe maksimum
düzeyde dikkat edilmiş. Yapı malzemelerinde genel olarak doğaltaş, ahşap gibi
tamamen doğal ürünler tercih edilmiş.
Aydınlatmada LED ürünlerin kullanıldığı
otelin aydınlatma otomasyonu da günışığından maksimum faydalanmayı sağlayan
bir sistem. Lobideki aydınlatmalar ekstra
müdahale edilmediği sürece dışardan
aldığı aydınlığa göre kendi seviyesini
ayarlıyor. Otelin orta avlusunun zemini
de camdan yapılmış. Cam zemin, avlunun
altında yer alan devasa fuaye alanının
da günışığından faydalanmasını sağlıyor.
Güneş enerjisinden su ısıtmada
yararlanılacak olan otelde, sistem henüz
devreye alınmasa da hazırlıkları tamamlanmış. Otel suyu da en verimli şekilde
kullanıyor. Yağmur suları toplanarak
sulamada yararlanıldığı gibi gri sular da
arıtılarak klozetlerde kullanılıyor. Ayrıca
oteldeki tüm armatür ve duş başlıkları da
yapılan araştırmalar doğrultusunda en az
su tüketen ürünlerden seçilmiş.
Projenin mimarı Can Çinici, otelin çok
farklı normları içerisinde barındırdığını
söylüyor. Üç tip oda konseptinin bulunduğunu belirten Çinici, “Sayısal ağırlık,
asıl hedef kitleye hitap eden küçük stan-
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
dart odalarda. Bunun dışında daha uzun
dönem konaklamalar için düşünülmüş
rahat standartlarda daha büyük odalar
yer alıyor. Üçüncü oda tipi ise aslında
bir konaklama birimi, 1 odalı daireler.
Bunun dışında çatı katında bir kral dairesi
de yer alıyor. Dolayısıyla konaklamanın
çeşitli türlerini barındıran, kompozit bir
otel” diyor.
Can Çinici, otelin ana fikrini şu sözlerle
anlatıyor: “Mimari olarak bina iki bölüm
olarak ele alınabilir; sosyal mekanları içeren (lobi, bar-restoran, çok amaçlı toplantı
odaları, havuz ve çevresi vs.) zemin ve
bodrum kotlarında yeşil cephe karkası ile
sarılmış iki kat yüksekliğinde bir ‘baza’; ve
Can Çinici
31
YEŞİL BİNA
üzerinde üç değişik oda normunu barındıran (standart, executive ve apart) dış
kabuğu modüler prekast beton plaklarla
karakterize olan L- planlı beyaz bir ‘uyku
kutusu’. Üstteki beyaz kütleyi karakterize
eden en bariz özellik ise pencerelerin
paneller içinde değil, panellerin diziliş
biçiminin oluşturduğu kayar ritmin ‘aralıklarında’ tasarlanmış olması.”
“Otelin bir sanayi sitesinde olması
dolayısıyla endüstriyel yöntemlerden
olabildiğince yararlanma yönüne gittik”
diyen Çinici şöyle devam ediyor: “Hem
yapı hassasiyetini artırmak, hem de inşaat
süresinden tasarruf etmek için cephede
prefabrike beton panellere yer verdik.
Özellikle L-planlı beyaz kısımda hiç tuğla
duvar örgüsü kullanılmadı, 18 cm kalınlığında kendinden yalıtımlı bir sistem
uygulandı. Panelin dışında 2 cm’ye varan
beyaz çimentolu beton bir katman var.
Baza kısmındaki karkaslı ‘yeşil cephe’ ise
çevreci ilgi alanlarından ziyade daha çok
mimari bir fikir gereği ortaya çıktı. Çokça
uygulandığı şekliyle ülkemizde otellerde
bir malzeme karmaşası mevcut; bundan
kaçınmak ve daha tarafsız, ‘sessiz’ bir
etki elde etmek amacıyla beyaz renk ve
prefabrikasyon yönüne gittik. Altta bazada
ise öyle bir şey seçelim ki konvansiyonel
cephe malzemelerinin ‘sertliğini’ taşımasın istedik ve oldukça ekonomik bir manto
sıva uygulaması üzerine yeşil cephe kar-
32
kasını uyguladık. Bu karkas üzerine tırmanan yaseminler, zemin kotunda, bodrum
seviyesinde ve ara teras kotunda yer alan
uzun saksılardan besleniyor.”
Zamana Karşı da Dayanıklı
“Yeşil Bina sertifikası yatırımcı Uyar
Grup’un hedefiydi. Biz de dolayısıyla
sertifikasyon sürecine dahil olduk. Bu
süreçte de en fazla sıkıntı çekilen konu,
mekanik tesisat meseleleri oldu. Sertifikasyon, mimari olmaktan ziyade daha
çok bir ölçme, belgeleme ve geri besleme
süreçlerinin yer aldığı, bina performan-
sını ilgilendiren teknik bir süreç. Benzer
süreçler ülkemizde epeyce revaçta. Binaları verimli ve uzun vadede daha ekonomik ve çevresel hedefler doğrultusunda
en az zararı verecek şekilde yapmanın
günümüzdeki bir yolu.”
“İşverenimiz mimari tasarım ortaya çıktıktan sonra otelin ‘Feng Shui’ yönünden
de irdelenmesini istemişti; Birkaç ufak
nokta dışında sonucun binlerce yıl öncesinden gelen bir öğreti ile uyumlu olduğunu görmek ilginçti. Demek, modern
zihinle tasarlanan bir bünye zamana karşı
da dayanıklı olabiliyormuş.”
Workinn Hotel Genel Müdürü Yıldıray Delice:
“Yeşil Bina, İşletme Maliyetlerini Düşürüyor”
“Yeşil Bina konusuna bir işletmeci
gözüyle bakarsak, öncelikle getirmiş
olduğu maddi rahatlığı görüyoruz. Yatırım maliyeti belki biraz yüksek görünüyor. Doğal, sertifikalı ürünler, tasarruflu
armatürler, lambalar vs. kullanıyorsunuz.
Bunlar yatırım maliyetini yükseltmekle birlikte aslında işletme maliyetini düşüren
etkenler. İşletme maliyetine pozitif etkisi
var. Tabi bir de işin insani boyutu bulunuyor. Çevreye mümkün olduğu kadar az
zarar veren, atıkları dönüşüme gönderen,
bunları tekrar kullanıma kazandıran bir
binada çalışıyor olmak, insana gurur ve
huzur veriyor.”
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
GÖRÜŞ
Arif Künar
VEN ESCO A.Ş.
Genel Müdürü
Enerji Verimliliği Etkinlikleri,
Ne Kadar Enerji Verimli?
Y
aklaşık 27 senedir yenilenebilir
enerji, nükleer enerji, enerji verimliliği, Yeşil Bina, çevre vb. konularda
yazıp, mümkün olduğunca tüm etkinliklere, panel-konferans-kongre-çalıştay
gibi toplantılara düzenleyici, kolaylaştırıcı,
konuşmacı ve-veya izleyici olarak katılıyoruz.
Tuttuğumuz notlardan, yaka-boyun
kartlarının sayısından, almış olduğumuz
katılım belge ve plaketlerinden derleyerek
yapmış olduğumuz bir tespiti ve naçizene
önerilerimizi, enerji sektörüyle ve sektörün en az bizim kadar bu konularda artık
sıkıntı-bıkkınlık yaşayanlarına da, mağdur
ve muzdariplerine de tercüman olacağını
düşünerek paylaşmak arzusundayız.
2007’de yayınlanan “Enerji Verimliliği
Kanunu” sonrası, yazıp-konuşmanın yanısıra özellikle sahaya inip, söylemlerimizin
en azından bir kısmının uygulamasına
başladıktan sonraki 6 yıldır da yaklaşık
200 civarında etkinliğe katılmışız. Yıllık
ortalaması, 35 etkinlik/40 gün. Bu etkinliklerin, yaklaşık yüzde 80’i de, yaşadığımız Ankara dışında ve yüzde 85’i hafta içi,
yüzde 15’i de haftasonu yapılmış.
Ülkemizde her yıl en az 300’den fazla
yerel-ulusal-uluslararası enerji-enerji
verimliliği-yenilenebilir enerji, Yeşil Bina-
34
akıllı şebekeler-akıllı şehirler, mekanik
tesisat, aydınlatma, yalıtım, malzeme vb.
fuarı, sempozyumu, kongresi, çalıştayı,
paneli, semineri vb. yapılmaktadır. Sanırım yalnızca konuşan, pek iş yapmayı
sevmeyen, “çok konuşup-az iş yapan” bir
toplum olduğumuz için çok fazla etkinlik
düzenliyoruz.
Bütün bu etkinlikleri;
- Sadece etkinlik yapmak için etkinlik
yapılması,
- Aynı yerde, aynı zamanlarda, aynı
konulardaki etkinliklerin hep aynı
panelist-katılımcılarla gerçekleştirilmesi,
- Kendi kişisel enerjimizin, vaktimizin
harcanması-verimsiz kullanılması,
- Etkinliklere katılmak üzere işlerimizden-ailelerimizden uzak kalınması,
- Etkinliklere katılmak için otobüs-uçakbinek araçlarda harcadığımız enerji ve
oluşturduğumuz karbon ayak izi,
- Etkinliklerin yapıldığı kamu-özel toplantı, kongre, kültür merkezi salonlarının hem kendisinin hem de yer
aldığı kamu binasının, otelin, kongrekültür-fuar merkezlerinin enerji verimsiz oluşu, hatta fazla aydınlatma ve
ısıtma-soğutma enerjisi kullanan, iyidoğru aydınlatılmayan (akkor lambalı,
halojenli, spotlu, avizeli) salonlarda
yapılması,
- Etkinliklerde kurumsal-kişisel olarak
yer almak, broşür dağıtmak, stant
almak, “görünmek” zorunda kalınmasından dolayı harcanan verimsiz
finansal kaynakları da değerlendirdiğimizde, çok büyük bir kısmını tekrar,
gereksiz, sadece ticari, verimsiz, fazla
etkin ve yetkin olmayan, amaca ve
hedefe ulaşmayan etkinlikler olarak
nitelendirebiliriz.
Birçoğu (salt ticari olanların dışında)
tamamen iyi niyet, farkındalık yaratma,
kamuoyunu bilinçlendirme, üyelerini
bilgilendirme, sosyal sorumluluk, proje
tanıtımı ve proje çıktılarının paylaşılması,
kurum ve kuruluşların yasal görev, zorunluluk vb. nedenlerle yapılmasına rağmen
maalesef çoğu zaman istenildiği kadar
“verimli-etkin” olamamaktadır.
İyi örnek sayılabilecek etkinlikler arasında kâr amacı gütmeyen “Sürdürülebilirlik Akademisi” tarafından her yıl düzenlenen “Yeşil İş Zirvesi” etkinliklerinde,
nispeten etkinliklere katılanların “karbon
ayak izini” nötrlemeye, sunulan yemek ve
ikramların “ekolojik” ve “yerel” olmasına,
etkinliklerin-sunumların-panellerin daha
özel konu ve uygulama odaklı olmasına,
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
panelistlerin her yıl farklı olmasına gayret
edilmektedir. Uluslararası ICCI Fuarı’nda
da “karbon nötr” etkinlik olmasına dikkat
edilmektedir. Diğer etkinlikleri düzenleyenlerin de en azından bu hususlara artık
dikkat etmesini umuyor ve talep ediyoruz.
Bunun yanı sıra, çoğu bu tür etkinliklerde olmak üzere ve ayrıca her konuda
kısa-yetersiz sadece teorik eğitim, kurs,
etkinlik, sertifika, katılım belgesi, SMM
puanı vb. düzenlemek, bunlara sırf bu
nedenle katılmak, onlarca konuda “sertifikalı-katılım belgeli uzman”lar yetiştirmek
amaçlı, adeta yeni bir “sertifika-katılım
belgesi” verilmesi modası da oluşturulmuş durumdadır. Artık genç meslektaş
mühendis arkadaşların cv’lerinde onlarca
bu tür toplantı, sertifika ve eğitim programına katılmış oldukları belirtiliyor; ancak
maalesef hiçbir zaman bunları kullanma
fırsatı olamayacak işlerde çalışmak
zorunda kalıyorlar ya da çalışma fırsatı
bulamıyorlar. Yani bu eğitimlere büyük
paralar-zamanlar harcanması ve sertifika
almaları, onlara maalesef daha iyi bir iş
ve doğru kariyer sağlayamıyor.
2-
3-
Ne Yapılmalı ve Nasıl Yapılmalı?
Daha verimli-etkin-yetkin-faydalı etkinlikler nasıl yapılmalı ve nerelerde düzenlenmeli?..
Cevabı kolay olmamakla birlikte,
bilebildiğimiz kadarıyla naçizane bazı
önerilerimizi sizlerle tartışmaya, değerli
kamuoyuyla paylaşmaya ve mümkünse
de uygulanmasını sağlamaya çalışacağız.
1- Sektörel Dernekler; Enerji Verimliliği
Platformu-Meclisi oluşturup TOBB,
TMMOB, TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON,
İMSAD, İSKAV, EYDER, EYODER vb.
sektör temsilcileri ile ilgili-ilişkili Bakanlıklar biraraya gelmeli ve ülkenin öncelikleri, ihtiyaçları için her başlıkta-kapsamda yılda (yurtdışında yapıldığı gibi)
1 kez veya iki yılda 1 kez uluslararası
çok büyük fuarlar-kongreler-çalıştaylar
düzenlenmelidir. Alt sektör ve daha
detaylı konuların-başlıkların da yıllık
planlanması da benzer etkinlik ve fuar-
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
4-
5-
ların birleştirilmesi, bölgesel dağılımlarının önceliklerinin belirlenmesi ile
sağlanmalıdır. Bu tür organizasyonları
yapmak, yönlendirmek, düzenlemek,
önceliklendirmek üzere kamu-özel
ilgili-ilişkili-yetkili kurum-kuruluşlarla
birlikte “Enerji Verimliliği Merkezi
(EVEM)” kurulmalıdır.
Genel kongre, sempozyum ve paneller
yerine daha özelleşmiş, somut ve pratik uygulamalar, “case study”, “başarı
örnekleri”, “pilot uygulamalar” üzerinden tüm ilgili tarafların yer alacağı
interaktif çalıştaylar yapılmalıdır.
Bu etkinliklerin yapılacağı şehir,
belediye ve otel, kongre salonları
da “yeşil-sürdürülebilir-çevre dostu,
enerji verimliliği, karbon ayakizi, karbon nötr” kıstaslarına uygun yerler
olarak seçilmelidir. Etkinliklerde yerel
ve doğal-ekolojik gıda/yemek kullanımı zorunlu hale getirilmelidir. Bu
kriterlere uygun yerler arasında ihale
yapılmalı, şartnamelere-satın almalara
konulmalıdır. Bu kriterleri sağlamaları,
dolaylı olsa da teşvik edilmelidir. Bunları sağlayamayacak olan yerlerde en
azından “enerji verimliliği”, “karbon”,
“iklim değişikliği”, “Yeşil Bina” etkinlikleri yapılmamalıdır.
Etkinlikler uzun süreli, günlerce süren,
tatil ve gezi amaçlı kurgulanmamalıdır.
Bu etkinliklere katılacak personelin
de bu konularla, işlerle ilgili, bilgili,
meraklı olanlardan seçilmesi ve katıldıkları etkinliğin konusunu-kapsamını
kurumlarına raporlamaları, benzer bir
genel sunumu, katılamayan diğer personele yapmaları gerekmektedir.
Etkinlikler en fazla 2 gün üst üste
yapılmalı, daha fazla uzatılmamalıdır.
Panellerde de moderatör-kolaylaştırıcı
dışında 2 konuşmacı ya da çok gereklizorunlu ise en fazla 3 konuşmacı
olmalıdır. Aynı konuda çalışan, yaklaşık aynı konularda uzman kişiler yerine
farklı, sektörün, konu başlığının diğer
kısımlarında uzman olanlar, tamamlayıcı olacaklar tercih edilmelidir. Müm-
6-
7-
8-
9-
künse o konunun kamudaki en üst
düzey muhatabı, kurum temsilcisi de
muhakkak katılmalıdır. Tüm tarafların
olmadığı etkinlikler yapılmamalıdır.
Daha önce aynı konuda çok fazla
sunumlar yapmış, ne söylediği artık
bilinen-ezberlenen (örneğin benim
gibi), sunumunu bile değiştirmeyen
uzmanların-panelistlerin yerine sektörün saygı duyduğu, uzmanlığına güven
duyduğu farklı-yeni kişiler, yaklaşımlar
öne çıkarılmalıdır. Genel bilgi-söylemler ve tekrarlar yerine somut çözüm
önerileri, başarı öyküleri olanlar sunum
yapmalı, panellere çağırılmalıdır.
Mümkünse bu etkinlikler internet
üzerinden yayınlanmalı, katılmak isteyenler bağlanıp, evinden-işyerinden
izleyebilmeli, böylelikle “enerjimizin,
zamanımızın, paralarımızın, karbon
ayakizimizin harcanmasının” önüne
geçilmelidir.
Etkinlikteki tüm sunumlar, internet
ortamında yayınlanmalı ve gidemeyen-gitmeyen meraklısına, ilgilisine
ulaşabilmelidir.
Özellikle kamunun enerji verimliliği
etüt ve VAP projelerini hibe, sponsorluk ve pilot uygulamalarla yaptırmaya
çalışması da sağlıklı ve sürdürülebilir
bir model oluşturmadığı için doğru
değildir. Bunun yerine, elde edilecek
tasarruf üzerinden kendini finanse
eden, kamu cari enerji bütçesine bile
gerek kalmayan “Enerji Performans
Anlaşması (EPC)” yaparak “gerçek”,
uygulanabilir ve sürdürülebilir bir
enerji verimliliği sağlanmalıdır.
Son söz yerine
En azından kendi adıma, bundan
böyle bu tür etkinliklerden mümkünse
ve yalnızca “enerji verimli mekanlarda”,
“karbon ayakizi nötrlenmiş yerlerde”
yapılanlarına, çözüm ve uygulama odaklı,
asgari müşterekte tüm tarafların birarada
temsil edildiği, daha özelleşmiş konularda
organize edilenlerine katılmaya özellikle
gayret edeceğim.
35
TEKNİK & GÖRÜŞ
Feyza Nur Aygün
Peyzaj Mimarı, Yeşil Bina Uzmanı
ALTENSİS
Sürdürülebilir Peyzaj Tasarımı
D
ünya nüfusu arttıkça, gelişme
tutkusundan dolayı doğa istenilen kalıplara sokulmaya çalışılıyor. Gelişme sürecinde ortaya çıkan
hızlı endüstrileşme, hava kirliliği, plansız
kentleşme gibi faktörler çevre sorunla-
rının artmasına neden olmuştur. Çevre
sorunlarının yavaş yavaş da olsa önüne
geçebilmek için Yeşil Bina tasarımı olgusu
gündeme gelmiştir. Yeşil Binalarda tasarımların sürdürülebilir olması en önemli
noktalardan biridir. Sürdürülebilir tasa-
rım ise çevreye zarar vermeden, gelecek nesillerin ihtiyaçları da göz önünde
bulundurularak yapılan tasarım şeklidir.
Yeşil Binalar, uzun yıllar korunabilecek,
çevreyle dost tasarımları desteklemektedir. Sürdürülebilir peyzaj tasarımı da bu
noktada devreye giriyor. Peyzaj tasarımı
sadece görsellikten ibaret değil, fonksiyonel de olmalıdır. Bitkilerin renk ve doku
etkilerinin yanı sıra sürdürülebilir peyzaj
tasarımı kapsamında yerel ya da yabancı
kökenli oluşu, su tüketimleri, bölge iklimine uygunlukları ve kuraklığa toleransları da çok önemlidir.
Bitki Seçimi
Yeşil Bina altında sürdürülebilir peyzaj tasarımı yapılırken öncelikle dikkat
edilmesi gereken konu, yerel ve adapte
olmuş bitkilerin kullanımıdır. Yerel bitkiler,
o bölgede doğal olarak yetişebilen bitkilere denilmektedir. Adapte olmuş bitkiler
ise köken olarak farklı bir bölgeden gelse
de o bölgenin iklimine uyum sağlayarak yaşayan bitkilerdir. Yerel ve adapte
olmuş bitkilerin kullanımının en büyük
36
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
faydası, az su ve az bakım istemeleridir.
Bu şekilde mevcut floranın korunmasına ve de sürekliliğinin sağlanmasına
yardımcı olmaktadırlar. Farklı bölgeye ait
bitkilerin tercih edilmesi, mevcut floranın
bozulmasına neden olmaktadırlar.
Özellikle de baskın karakterli bitki türlerinin seçilmesi durumunda ise mevcut
flora tamamen yok olma tehlikesi altına
girebilir. Farklı iklimlere ait bitkilerin kullanılmasının diğer bir sakıncası ise, bitkiler
o bölgeye adapte olmaya çalışırken fazla
su ve yoğun bakım istediklerinden ekstradan bir maliyet getirmeleridir. Üstelik
bu bitkiler bir de ithal olarak getirtiliyorsa
bakım maliyetlerinin yanı sıra bitki maliyetleri de yüksek olmaktadır.
Sürdürülebilir peyzaj tasarımında en
sık karşılaşılan sorunlardan biri de yer
örtücü seçimleridir. Yer örtücüleri seçerken yerel ve adapte olmuş bitki türlerinden seçilmesi çok önemlidir. Monokültür,
yani tek tip türler, biyolojik çeşitliliğin kısıtlanmasına yol açtıklarından kullanılmaları
tercih edilmemelidir. Bunlar yerine doğal
yetişebilen, fazla bakım istemeyen türler
tercih edilebilir.
Yeşil Binalarda doğal kaynaklar en
verimli nasıl kullanılır sorusu ön planda
olduğundan peyzaj tasarımında bitki
seçimleri yapılırken su ihtiyaçları ve
sulama sistemleri ile birlikte değerlendirme yapılmalıdır. Yerel ve adapte olmuş
bitkileri seçmeye yönlendiren sürdürülebilir peyzaj tasarımının farkı bu noktada kendini iyice ortaya çıkarmaktadır.
Yerel ve adapte olmuş bitkiler, mevcut
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
den aldıkları suyu yapraklarından su
buharı halinde vererek, yani terleme
yoluyla ısı adası etkisini azaltabiliyorlar.
Aynı zamanda güneş ısısını tutabiliyorlar.
Böylelikle de yeşil alanlar diğer alanlardan
daha serin oluyor. Sert zeminlerde ise bitkilerin gölgeleme özellikleri kullanılarak ya
da SRI (Solar Reflectance Index) değeri
yüksek malzemeler kullanılarak bu etki
azaltılabilir.
Genellikle ısı adası etkisinin en yoğun
olduğu bölgeler ya otopark alanları ya da
çatı alanlarıdır. Otopark alanlarında SRI
değeri yüksek yer döşemeleri ya da üst
örtüler kullanılarak ısı adası etkisi azaltılabilir.
florayı desteklemenin yanında kendi doğal
ortamlarında olmanın verdiği avantajla
az miktarda su ile yaşamlarına devam
edebilmektedirler. Bunun yanı sıra “kendi
kendine yetebilen peyzaj tasarımı” sloganıyla su en verimli şekilde kullanılmaya
çalışılır. Kuraklığa dayanıklı, yani “Xeriscape” olarak adlandırılan, su tüketimi
neredeyse hiç olmayan bitkilerin kullanılması da tercih edilmektedir. Özellikle
yeşil çatı sistemlerinde Xeriscape türler
bakım ve su ihtiyaçları az olduğundan
dolayı tercih edilmektedir.
Yeşil Çatılar
Çatı alanlarında ise “yaşayan çatılar”
olarak adlandırılan yeşil çatı sistemleri
tercih edilebilir. Sürdürülebilir tasarımın
vazgeçilmez bir parçası olan yeşil çatılar
“ekstensif” ve “intensif” olmak üzere iki
ana başlık altında incelenebilirler.
Ekstensif çatılar, ince bir toprak tabakası üzerinde bir-iki tür bitki ile hazırlanan, daha basit, az maliyetli çatı sistemleridir. Hem eğilimli hem de düz çatılara
kolayca uygulanabilirler.
Isı Adası Etkisi
Kentleşmenin diğer bir sonucu olan
ısı adası etkisini, bitkiler ve yüzey alanlarında kullanılan malzemelerle azaltmak
mümkün olmaktadır. Bitkiler, köklerin-
İntensif çatılar ise park gibi düzenlenen çatı bahçeleri olarak nitelendirilebilir.
Nispeten daha pahalı bir sistemdir.
Yeşil çatılar hem doğal hayatın devamlılığını sağlarlar, hem de ısı yalıtımı özellikleri ile ısıtma-soğutma harcamalarını
düşürerek enerji verimliliğine katkıda
bulunurlar. Kış aylarında ısı kaybını
37
TEKNİK & GÖRÜŞ
önemli oranda azaltırlar ve ısınmak için
tüketilen enerji de düşer. Yazın ise aynı
şekilde binanın havasını soğutmak için
harcanan enerjiyi azaltabiliyorlar. Yapılan araştırmalara göre yazın soğutma,
kışın ise ısıtma ihtiyacını yüzde 26 gibi
bir oranda düşürebiliyorlar. Bu da kentleşmenin getirdiği ısı adası etkisinin azalmasına faydalı oluyor.
Yeşil çatıların, ısı yalıtımı özelliklerinin
yanı sıra diğer önemli avantajları ise ses
yalıtımı yapabilmeleri ve yağmur sularını
tutabilmeleridir. İlk başta yeşil çatılar fazla
maliyetli gibi görünse de uzun ömürlü
oluşları ile bunu telafi edebilmektedirler.
Peyzajda Su Verimliliği
Sürdürülebilir tasarımın bir parçası
olan su verimliliği için sulama sistemleri
ve bu sistemlerde kullanılacak su çok
önemlidir. Damla sulama gibi az su tüketen ama etkili sulama yapan sistemler
tercih edilmelidir. Sulamada kullanılacak
su, şebeke haricinde çeşitli teknolojiler
kullanılarak sağlanabilir. Gelişmiş atıksu
teknolojileri bu noktada devreye giriyor.
Yağmur suyu veya gri su toplayarak doğal
su kaynakları efektif bir şekilde kullanılmış olur. Bu sistemlerin kullanılması hem
38
peyzaj alanlarının sulamasına hem de
şebekenin yükünün azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Sulamada en önemli
faktörlerden biri de aynı su ihtiyacına
sahip olan bitkilerin birarada kullanılmasıdır. Bu hem sistemsel olarak kolaylık
sağlayacaktır hem de suyun en verimli
şekilde kullanılmasına yardımcı olacaktır.
Toprak Koruma Yöntemleri
Sürdürülebilir peyzaj tasarımında unutulmaması gereken diğer bir konu ise
toprağın verimini artırmak için yapılan
iyileştirmelerdir. Toprak ne kadar sağlıklı
ise haşere ilaçlamasına, gübrelemeye ve
sulamaya daha az ihtiyaç duyar ve böylelikle sağlıklı bitkiler yetişir. Sürdürülebilir peyzaj tasarımı kapsamında yerel ve
adapte olmuş bitkilerin yer aldığı çevre
düzenlemesini içeren, organik gübreleri
kullanan ve kimyasal gübre ihtiyacını
sınırlayıcı bir toprak sağlığını benimseyen
stratejiler kullanılmalıdır.
Peyzaj Elemanları
Peyzaj tasarımında kullanılacak mobilyaların seçiminde, elemanların yeniden
kullanılabilen malzemeler olması ya da
geri dönüşümlü malzemelerden üretil-
mesi ile sürdürülebilirliğe büyük katkıları olur. Yağışlı günlerde, yağmur suyu
akışının engellenmesi ve toprağın altına
alınması için suyu geçirebilen malzemelerin kullanılması da sürdürülebilir peyzaja dair malzeme önlemleri arasında yer
alıyor. Aydınlatma elemanlarında ise ışık
kirliliğine neden olmaması için armatürler dikkatli seçilmelidir. Işık akısı 90°’nin
altında olan armatürlerin seçilmesine
özen gösterilmelidir.
İnşaat sırasında erozyon ve sedimentasyon kontrol planı ile malçlama, kompostlama gibi çevreye etkisi düşük yöntemler ile peyzaj atıklarının çöpe gitmesi
engellenmelidir. Böylelikle kendi içinde
döngü oluşturarak sürdürülebilirlik sağlanmış olur.
Sonuç olarak, sürdürülebilir peyzaj
tasarımında mobilyadan aydınlatmaya,
dekoratif unsurlardan kaplama malzemesine kadar geniş bir malzeme skalası
bitkilere eşlik eder. Sürdürülebilir tasarım
için bu unsurların bir bütün olarak ele
alınması gerekmektedir. Yeşil Bina sektöründe bütün disiplinlerin uyum içinde
çalışması ile çevreye duyarlı, geleceği
güven altına alan tasarımlar ortaya çıkarılacaktır.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
Çatı ve Cephe dergisine
ayıracağınız bütçeyle
marka bilinirliğinizi
artırabilir ve
profesyonel
hedef kitlenize doğrudan
ulaşabilisiniz.
Çatı ve Cephe dergisi, ürettiğiniz
ürün veya hizmetleri en iyi şartlarda
tanıtmanız ve marka imajınızı
güçlendirmeniz açısından hizmet verdiği
sektörlerde önemli bir yere sahiptir.
Dergimizde yer alarak rakiplerinizle bir
arada farklılığınızı vurgulayabilir, küçük
bütçelerle daha etkin tanıtım olanağı
sağlayabilir ve tanımlı hedef kitlenize
doğrudan ulaşabilirsiniz.
SINIR ÖTESİ
Fransa’da Pasif bir Ev
Paris’in dışında bulunan bambu cephe kaplamalı Pasif Ev, yerel gelenekten olabildiğince
sıyrılan bir mimariye sahip...
Mimari Ofis: Karawitz Architecture
Konum: Bessancourt,
Fransa (Seine Nehri Yanında)
Brüt Alan: 177 m2
Maliyet: 377.900 $
Bitiş: Eylül 2009
Yıllık Satın Alınan Enerji: 110 MJ/m2
Yıllık Karbon Ayak İzi: 0.5 CO2/m2
Program: Yatak odası, mutfak, banyo,
oturma odası ve garaj
P
aris’in 30 kilometre kuzeybatısındaki
Bessancort’ta bulunan, Mimar Milena
Karanesheva ve Mischa Witzmann’ın
tasarladığı bambu cephe kaplamalı Pasif Ev
mimari turistleri, bölge halkını ve film ekiplerini cezbediyor. İnsanlar, dar ve sık sokaklar
boyunca 12. ve 13. yüzyıldan kalma yapıların
ve avluların modern tasarıma baskın çıktığı bu
kasabadaki Pasif Evi görmek için geliyorlar.
Tarihi mahalle ile 70 ve 80’lerden kalan
konut bölgesi arasında bulunan evin yapımı
oldukça zorlayıcı olmuş. 2009’da tamamlandığı
40
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
zaman resmi olarak Pasif Ev unvanını alan
Fransa’da ikinci, Paris bölgesindeki ilk
yapı olma özelliğine sahip. O zamandan
beri karı ve koca mimar olan Karanesheva
ve Witzmann, 2005’te Paris’te kurdukları
Karawitz Mimarlık bünyesinde yedi tane
Pasif Ev tasarlamışlar.
Karanesheva, 180 metrekarelik iki katlı
bambu Pasif Evin çok sıkı olan yerel yönetmelik ve eski inşaat yasalarından dolayı
teknik ve düzen yönünden basit bir bina
olmak zorunda kaldığını belirtiyor. Eğimli
bir çatı ve gizlilik için belirli bir pencere
limiti, yönetmelik tarafından zorunlu kılınmış. Karanesheva, “Biz modern mimarlarız. 18. yüzyıldan gelmiyoruz. Bizim için
çağdaş olmak çok önemli” diyor. O ve
Witzmann çağdaşlığı geleneksel formu
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
soyutlayarak başarmışlar.
Yaklaşık 60 cm genişliğindeki omurga,
basit dikdörtgeni ikiye bölüyor. Evin
güneye bakan bölümü kuzey bölümünün iki katı büyüklüğünde ve açıklıkların
çoğu güney tarafında bulunuyor. Güney
bölümünde mutfak ve oturma odası
zemin katta; üç yatak odası ile bir oyun
salonu ise ikinci katta bulunuyor. Banyo
ve çamaşır odası kuzey tarafına bakıyor.
Omurga iki noktada açılıyor, yük taşıyan
yapı olarak görev yapıyor ve mekanik
ekipmanı saklıyor. İkinci katta bulunan
metal ızgara yürüme yolu güney cephede büyüyor ve bir balkona dönüşüyor,
kepenklere destek görevi görüyor.
Birçok ahşap kaplama çeşidini inceledikten sonra Karanesheva ve Witzmann,
kendilerine özgü kalitesi ve düzensizliği
nedeniyle bambuyu tercih etmişler. Karanesheva bunu, “Ev çok kompakt olduğu
için içinden görülebilecek çok hafif bir
kabuğu olsun istedik” diye belirtiyor.
Avrupa’da bambu kullanan az proje var
ve delikli gövdeler ile bir evin cephesini
kaplamak daha asil bir amaç kazandırıyor. Ayrıca ahşaptan daha ucuz.
Evin görece basitliği, mimarların projeyi gerçekleştirirken yaşadığı bürokratik
ve teknik zorluklarla çelişiyor. Bulgar olan
Karanesheva ve Alman-Avusturyalı Witzmann Pasif Ev kavramına oldukça tanıdıklar. Pasif Ev Performans sertifikasının
kökleri 1970 petrol krizi esnasında Kuzey
Amerika’da yapılan evlere dayanıyor ve
1996’da Almanya’da Dr. Wolfgang Feist
41
SINIR ÖTESİ
tarafından kurulan PassivHaus Enstitüsü
tarafından biçimlendirilmiş. Fakat mimarlar Fransa’daki prototip için finansal destek sağlayacak bir müşteri aradıklarında
projenin fonksiyonu konusunda şüphe ve
bazen de alayla karşılaşmışlar... “Durum
ümitsizdi” diyor Karanesheva. Bu esnada
ailesel ihtiyaçları değişmiş ve evi kendileri
için inşa etmeye karar vermişler.
42
Konumun önemli bir faktör olduğunu
düşünen Karanesheva, araba kullanmak zorunda da kalmak istememiş;
bu nedenle evin bir tren istasyonuna
ve diğer tesislere yakın olmasını tercih
etmiş. 12. yüzyıldan kalma bir kilisenin arkasında çok uygun konumu olan
bir arsa bulmuşlar. Fakat tarihi eserleri
korumakla yükümlü karar verici kurum
Karawitz’in tasarımına kesinlikle karşı
çıkmış. “Bambu” ve “Güneş panelleri”..
“Kesinlikle hayır” yanıtını almışlar. Birçok
değişiklik, tartışma ve aksama sonunda
yerel kurumların şüpheciliği zamanla desteğe dönüşmüş.
Aynı zamanda Karanesheva ve Witzmann, Pasif Evler için gerekli olan hava
geçirmezlik değerini sağlayabilecek
marangozlar bulmak zorunda da kalmışlar. Çoğu ustanın taş üzerine çalıştığı
Fransa’da bu oldukça zor olmuş. Fakat
sonuçta Brittany’den bir marangoz ve
Paris’ten sürdürülebilir inşaat üzerine
uzmanlaşan bir firma ile proje başarıyla
gerçekleştirilmiş.
“Düşündük ki, ısıtması olmayan bir
ev problem olabilir” diyor Karanesheva,
“Fakat daha sonra ne kadar konforlu
olduğunu görünce çok şaşırdım”. Saatlik hava değişimi sadece 0.48 ve yüzde
76 oranında ısı geri kazanımlı havalandırma ile güneş açtığı zaman evin içindeki
sıcaklık hızla artıyor. Mimarlar kendilerini
yerel olarak üç camlı pencere üretmeye
başlayan bir firma buldukları için oldukça
şanslı görüyor. Karanesheva, “İdeal Pasif
Evde daha az cam olması gerekiyor.
Bizim evimizdeyse zemin kat ve kabuğa
göre oldukça fazla cam bulunuyor, fakat
hoşumuza gittiği için bu şekilde yaptık.
Bu proje Pasif Evin mümkün olduğunu,
inşaat maliyetinin normalden yüksek
olmadığını ve bu kavramın gerçekten işe
yaradığını gösteriyor” diye de bir yorumda
bulunuyor.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
PROJE
Brandium AVM ve Otel’in
İklimlendirilmesinde “FORM” İmzası
A
lışverişin çok ötesinde bir deneyimi
ziyaretçilerine sunmayı amaçlayan
Brandium AVM ve 5 yıldızlı yüksek
konfor imkanıyla Brandium Silence Otel,
iklimlendirme ihtiyacını Form Şirketler
Grubu’nun enerji verimliliği yüksek çevre
dostu cihazları ile sağlıyor.
Emay İnşaat ve Erko Grup işbirliğiyle
toplamda 500 milyon USD yatırımla
hayata geçirilen Brandium Yaşam ve
Alışveriş Merkezi ve 5 yıldızlı Silence
Otel projesi, 1.5 yıl gibi kısa bir sürede
tamamlandı. 4 katı ile 120 bin m² alana
sahip olan Brandium AVM içerisinde
250 adet mağaza bulunuyor. Projenin
otel kısmında ise 1000 kişilik balo salonu,
1600 kişilik ana salon ve 14 adet toplantı
salonu mevcut. Proje kapsamında toplam
soğutma kapasitesi 9700 kW olan 68 adet
su soğutmalı LENNOX paket klima, toplam soğutma kapasitesi 25000 kW olan
10 adet DECSA soğutma kulesi ve havuz
nem alma cihazı kullanılıyor.
görüntü kirliliği de engellenmiş oluyor.
Projede kullanılan 68 adet paket klimanın
41 tanesi ısı geri kazanımlı cihazlardan
oluşuyor. Bu sayede dışarı atılan ısıtılmış ya da soğutulmuş havadan önemli
oranda enerji tasarrufu sağlanıyor. Paket
klimaların üfleme ve emiş fanları frekans
kontrollü olarak seçildiğinden kısmi yüklerdeki enerji tüketimleri de azaltılabiliyor.
AVM içerisinde bulunacak insan sayısının fazla olması nedeniyle ihtiyaç duyulan taze hava oranı da oldukça yüksek.
Ancak paket klimalarda kullanılan hava
kalite sensörü sayesinde taze hava oranı,
içerideki insan sayısına göre otomatik ola-
rak ayarlanabiliyor; bu sayede gereksiz
taze hava alınmasının önüne geçiliyor ve
önemli oranda enerji tasarrufu sağlanıyor.
Brandium’un karma bir proje olması
nedeniyle (AVM, otel ve rezidans&home
ofis birarada) özellikle bina dışında bulunan cihazların ses seviyelerinin düşük
olması gerekiyor. Proje kapsamında, bina
dışında kullanılan tek cihaz olan kapalı
tip soğutma kulelerinin ses seviyeleri özel
olarak dizayn edilerek, ses seviyeleri aksiyal fanlı soğutma kulelerinin yaklaşık 10
dB(A) altında olan Radyal fanlı DECSA
marka kapalı tip soğutma kuleleri kullanılıyor.
Yüksek enerji verimliliği ve
ergonomik mimari çözüm
Projede klasik hava soğutmalı paket
klimalar yerine kondenseri su soğutmalı
paket klima kullanılıyor. Bu sayede su
soğutmalı sistemin avantajları kullanılarak yüksek verim sağlanabiliyor. Aynı
zamanda su soğutmalı paket klimalar
bina içerisine kapalı alanlara da yerleştirilebildiği için bina dışında oluşabilecek
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
43
MAKALE
Dr. İbrahim Çakmanus
Çakmanus Mühendislik
Enerji San. ve Tic. Ltd. Şti.
Havalandırma Sistemlerinde Enerji Verimliliği
Kısım 2: Fanlar
Özet
Y
eşil veya sürdürülebilir binalarda
LEED ve BREEAM sürecinde ön
şartlardan birisi havalandırma
yapılmasıdır. Bunun nedeni, iyi havalandırılan ve temiz ortamlarda insanların daha huzurlu, konforlu ve üretken
olduklarının kanıtlanmış olmasıdır. Bu
nedenle LEED, ASHRAE 61.1 standardındaki minimum hava debilerinin en
az %30 artırılması şartını koşmaktadır.
Havalandırma, mekanik veya doğal olarak
iki şekilde yapılabilir. Isıl ve konfor şartlarının korunması bağlamında ülkemizin
birçok yerinde doğal havalandırma kesin
çözüm değildir; ancak mekanik havalandırmada enerji tasarrufuna destek sağlayabilir. Bu nedenle konfor ve miktar
olarak gereksinimleri tam olarak yerine
getirebilen sistemler mekanik havalandırmadır. Isıtma ve soğutma mevsimsel olarak yapıldığı halde havalandırma tüm yıl
boyunca yapılmak durumundadır. Hem
hava debilerinin artırılması hem de tüm
yıl boyunca çalışma zorunluluğu, havalandırma sistemlerinde enerji tasarrufuna
azami dikkat etmek gerektiği anlamına
44
gelmektedir. Bu yazı ve bunu takip edecek bazı yazılarda bu konudaki enerji
verimliliği incelenecektir.
Yukarıdaki açıklama, geçen sayının
özetiydi. Söz konusu sayıda klima santrallarında enerji verimliliği incelenmiş ve
ikinci sırada fanların inceleneceği belirtilmişti. Aşağıda bu konu hakkında bilgi
verilmiştir.
1. Giriş
Fanlar, havayı basınçlandırarak belirli
bir akış yolu içinde hareket etmesini (bir
yerden başka bir yere naklini) sağlayan
turbo makinalardır. İyi bir fan, istenilen
performansı yerine getirirken, az enerji
tüketen (yüksek verimli), mümkün olduğunca az gürültülü ve ömür boyu maliyeti düşük olan fandır. Fanlar; binalarda
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
HVAC sistemleri, egzoz sistemleri, garaj
havalandırması, soğutma kulelerinde,
hava soğutmalı soğutma sistemlerinde
geniş biçimde kullanılmaktadır. Benzer
şekilde endüstrinin hemen hemen her
alanında geniş biçimde kullanılmaktadır.
Türkiye’de binalarda ve sanayide
verimleri yüksek olmayan çok sayıda fan
vardır. Bu nedenle enerji verimliliğinin
artırılmasında fanların ve fan sistemlerinin
önemli katkısı olacaktır. Fan sistemlerinde
enerjinin verimli kullanılması ,seçim, tasarım, imalat ve işletme süreçlerinin incelenmesi ile sağlanabilir. Çünkü fanların
ömür boyu maliyeti içinde enerjinin oranı
%90, ilk yatırım maliyeti ise %10 civarındadır. Bunun anlamı; bir işletme için
en iyi fanın ilk yatırım maliyeti en düşük
fan olmadığıdır. Bu nedenle fan, ömür
boyu maliyeti minimum olacak şekilde
seçilmelidir. Diğer yandan HVAC sistem
tasarımcıları genellikle sistem debisi ve
basınç belirlenirken tasarımda emniyet
faktörlerini dikkate alırlar. Bu gibi hususlar ile eskime gibi nedenler mevcut fanlarda enerji verimliliğinin artırılmasında
potansiyel oluşturur. Burada bir başka
faktör de, fan imalatçılarının kendilerine
verilen debi, basınç ve sıcaklık değerleri
için en verimli noktada seçim yapmalarıdır. Eğer işletmede yukarıdaki nedenlerle
bu değerlerin dışına çıkılırsa fan verimsiz
çalışır. Bu nedenle montajdan sonra fanların istenilen verimde çalışıp çalışmadıkları kontrol edilmelidir.
2. Fan Çeşitleri
Fanlar; aksiyal fanlar, santrifüj fanlar, çatı tipi fanlar, jet fanlar, propeller
fanlar şeklinde sınıflandırılabilir. Aksiyal
fanlar tünellerde havalandırma ve duman
kontrol fanları şeklinde (ayrıca jet fanlar),
soğutma kulelerinde ve soğutma grubu
kondenserlerinde kullanılır. Ayrıca son
yıllarda otoparklarda havalandırma ve
yangın fanları olarak da kullanılmaktadır. Santrifüj fanlar klima santrallerinde
ve endüstride kullanılmaktadır.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
3. Fan Seçimi
Fanların Performans Değerleri
Fanlar, V (m3/s veya m3/h) debideki
havayı ∆P (mmSS) basıncına yükselterek,
çalıştığı sistemin basınç kayıplarını yenerek bir yerden bir yere iletirler. Bir binanın
havalandırılmasında dışarıdan alınan taze
hava klima santralinde ısıtılıp veya soğutularak fan ile basınçlandırılması suretiyle
tüm binaya dağıtılması, bir endüstriyel
tesiste atık gazların filtrelenerek atmosfere atılması örnek verilebilir. Fanlarda
havanın hareketi akışkanlar mekaniğinin
temel prensipleri ile açıklanabilir.
Fan gücü (kW)
N (kW) = Vx∆P /(3600x102xηfan)
[1]
Şeklinde ifade edilir. ηfan sürtünmeler
ve kaçaklar nedeniyle tahrik motorundan
fandaki hidrolik güce dönüşüme kadar
meydana gelen kayıpları ifade eder.
Fan Performans Değerlerinde
Düzeltme Yapılması
Fan performans eğrileri genellikle
deniz seviyesi (1 bar atmosfer basıncı)
ve 15 °C hava sıcaklığı esas alınan standart koşullar için hazırlanır. Bu şartlardaki havanın yoğunluğu ρ=1.205 kg/m3
- referans yoğunluk- olarak alınır. Ancak
fanlar genellikle bu referans şartların
dışında çalışırlar. Örneğin yüksek rakımlı
yerlerde, deniz kıyısında ama yüksek
sıcaklıkta veya hem yüksek rakımlarda
ve de yüksek sıcaklıklarda çalışabilirler.
Fanın bu gibi koşullarda çalışabilmesi
için fan kanunlarında gösterilen yoğunluk
düzeltmelerinin (rakım ve sıcaklık için)
yapılması gerekir. Bunun için ideal gaz
denkleminden (PV=mRT) yararlanılır. Bu
denklem yoğunluk için düzenlenirse m/
V=ρ=P/(RT) olur. Havanın yoğunluğu,
yerin rakımına (atmosfer basıncının değişmesi nedeniyle) ve sistemdeki sıcaklığa
bağlı olarak değişir. Yoğunluk, tablolardan
doğrudan alınabilir veya ideal gaz denkleminden hesaplanabilir (aşağıdaki Fan
Kanunları tablosuna bakınız).
Fan kanunlarından yararlanılarak bir
durum için bilinen değerlerden hareketle
yoğunluk, devir sayısı, rotor çapı gibi parametrelere bağlı olarak yeni bir durumda
çalıştırılması durumundaki debi, basınç,
güç, gürültü hesaplanabilir.
4. Fanlarda Enerji Verimliliği
Yukarıda açıklandığı üzere binalarda
fanlar klima santralleri, egzoz fanları,
garaj havalandırma vb. gibi çok çeşitli
amaçlarla kullanılmakta olup, fanın ömrü
boyunca tüketeceği enerji, bu fanın imalat (ilk yatırım) maliyetinin onlarca katı
olabilmektedir. Bu nedenle ömür boyu
maliyeti (ilk yatırım ve ömür boyu enerji
maliyetlerinin toplamı) az olan fan seçilmelidir. Fan verimi, fandan alınan hidrolik
gücün fan şaftında fana verilen güce oranı
şeklinde tanımlanır.
[3]
İsveç’te yapılan bir araştırmada HVAC
sistemlerinde fan verimliliğinin Şekil
1’deki gibi olduğu tespit edilmiştir (2). Söz
konusu çalışma 767 mevcut fanda 20052009 yılları arasında yapılmıştır. Yapılan
ölçüm sonuçları Şekil 1’de görülmektedir.
Fan Kanunları (Fan Denklemleri)
Fan kanunları en genel hali ile aşağıdaki gibi yazılabilir.
Debi için: V1=V2 x (D1/D2)3 x (n1/n2) x 1
[2a]
Basınç için: P1=P2 x (D1/D2)2 x (n1/n2)2 x (ρ1/ρ2)
[2b]
Güç için: N1=N2 x (D1/D2)5x (n1/n2) x (ρ1/ρ2)
[2c]
Gürültü için: L2 - L1 = 50 Log10(D2/D1) + 50 Log10(n2/n1)
[2d]
3
45
MAKALE
(a)
Belirtilen çalışmada ölçüm yapılan söz
konusu fanların ortalama veriminin %33
olduğu ifade edilmektedir. Bu değer çok
düşük olup, bunun anlamı, burada çok
büyük tasarruf potansiyeli olduğudur. Bu
bağlamda %33 olan bu ortalama verimin küçük değişikliklerle %60’ın üzerine
çıkabileceği ifade edilmektedir (4) (%60
değeri, şu anda Avrupa Birliği’nde fanlar
için minimum olarak kabul edilen verimlilik değeridir). İsveç, fan konusunda gelişmiş ve yetkin bir ülkedir. Bu ülkede bu
kadar tasarruf potansiyeli olduğu dikkate
alındığında, Türkiye’deki ortalama tasarruf potansiyelinin çok daha fazla olduğu
değerlendirilebilir.
Diğer yandan enerji verimliği için fanlar, sistem ve prosesin ihtiyacına uygun
biçimde seçilmelidir. Günümüz teknolojisinde fanın cinsine bağlı olarak domestik fanlarda, özellikle EC fanlarda %70’in
üzerinde verim elde etmek mümkün olabilmektedir.
C
M
Y
CM
MY
CY
Kaynaklar
(b)
Şekil 1. İsveç’te çeşitli sektörlerde fan verimliliği araştırması sonuçları
[1] Çakmanus, İ., “Endüstriyel Fanlar:
Tasarım, İmalat ve Enerji Verimliliği.
Türk Tesisat Mühendisleri Derneği
Yayınları, no:23, Ankara, 2009.
[2] Brelih, N., Seppanen O., vd.,2013,
“Design of Energy Efficient Ventilation and Air Conditioning System”,
Romania.
Çatı ve cephe sektörünün dergisi
ÇATI VE CEPHE
Sektöründe Türkiye’nin referans kaynağı olan Çatı ve Cephe
dergisinde yer alarak hedef kitlenize mesajlarınızı ulaştırabilirsiniz.
www.cativecephe.com
İŞ DÜNYASI YAYINCILIK TANITIM VE TİC. LTD. ŞTİ.
T: 0216 651 78 78 • F: 0216 651 78 98 • [email protected]
www.b2bmedya.com • facebook.com/b2bmedya • twitter.com/b2bmedya
46
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
CMY
K
YESIL_BINA_DERGISI_20*25.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
10/21/13
4:46 PM
ÜRÜN
Enerji verimliliği yüksek, esnek otomasyon sistemi
Desigo V5.1
Siemens Bina Teknolojileri Bölümü, gelecekte oluşabilecek değişikliklerden etkilenmeyen,
enerji verimliliği yüksek esnek otomasyon sistemi Desigo V5.1’i piyasaya sundu.
B
ina otomasyon sistemlerinde tüm
dünyada yaygın olarak kullanılan Desigo, yeni versiyonu 5.1 ile
güncel standartlara uyumlu, değişikliklere adapte olan esnek yapısı ve yüksek
enerji verimliliği potansiyeliyle dikkat çekiyor. BACnet/Ipv6 ve Microsoft Windows
8 ve Windows Server 2012 ile birlikte,
Almanca konuşulan ülkelerde giderek
daha önemli bir rol üstlenen AMEV kriterlerini karşılamak üzere geliştirilmiş ilk ve
halihazırdaki tek bina otomasyon sistemi
olan Desigo V5.1, aynı zamanda BACnet
Revizyon 1.10 standardına göre onaylanmış ilk bina otomasyon yönetim istasyonu
olma ünvanına da sahip.
Yeni IPv6 standardına uyumlu
yapısıyla geleceğin standartlarını
bugünden karşılayabilen Desigo
V5.1, bu kapsamda BACnet/IPv6
standardına da uyumlu olması
nedeniyle nesnelerin interneti
olarak da tanımlanan geleceğin
internet dünyasındaki yeni uygulamaları destekleyebilecek.
Siemens Bina Teknolojileri,
mevcut Desigo kullanıcılarını da
V5.1’e geçiş için teşvik ediyor.
Bu bağlamda, mevcut Desigo
kurulumları, Desigo V5.1 PXG3..
router’ı kullanılarak yeniden yapı-
48
landırmaya gerek duymaksızın kolayca
BACnet/IPv6 standardına yükseltilebiliyor.
Siemens, bununla birlikte kalitesi kanıtlanmış BACnet/IPv4, BACnet/LonTalk ve
BACnet/MSTP iletişim protokolleri, mevcut kurulumlar ile üçüncü taraflara ait
cihaz ve sistemler ile uyum sağlamak
amacıyla desteklemeye devam edecek.
Kamu binalarına ideal çözüm
Desigo V5.1, son AMEV BACnet 2011
V1.1 direktiflerini tam anlamıyla hayata
geçiren piyasadaki tek bina otomasyon
sistemi olmasıyla da farklılaşıyor. Kamu
binalarının planlanması, inşaası ve yönetimi gibi farklı disiplinlere yönelik olarak
hazırlanan bu direktifler, Alman AMEV
çalışma grubu tarafından düzenli olarak
güncelleniyor. Almanca konuşan ülkelerde kamu sektörü ihaleleri açısından
bağlayıcı kriterler sunan AMEV’in direktifleri, Almanca konuşulmayan diğer Avrupa
ülkelerinde de önem kazanmaya başlamış
durumda.
Desigo V5.1 sisteminin temel unsurları
arasında, esnek ve programlanabilir bir
oda otomasyonu sistemi olan Desigo TRA
(Total Room Automation) da bulunuyor.
Yeni 5.1 versiyonuyla birlikte, Desigo TRA
ürün gamına duvar montajı için ilave KNX
oda operatör üniteleri ve yeni gömme oda
sensörleri eklendi. Test edilmiş uygulamalardan oluşan Desigo kitaplığı, hava kalitesi ölçümü ve talep
bazlı havalandırmaya (Değişken
Hacimsel Akış Sistemleri-VVS)
yönelik yeni uygulamaları içeriyor. Desigo TRA, sistemi geliştiren bu tip uygulamalar sayesinde odalardaki hava kalitesi
ve nemin yanı sıra artık sıcaklığı da ölçümleyebiliyor. Desigo
TRA’nın ürün gamında, ekranlı
veya ekransız yeni oda operatör
üniteleri ile kontrol aygıtları ve her
tip uygulamaya uygun sensörler
bulunuyor.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
EPS ISI YALITIMI LEVHASI ÜRETİMİNDE
HAKSIZ REKABETİ ÖNLEMEYE
KALİTELİ ÜRETİMİ TEŞVİK ETMEYE YÖNELİK
KALİTE DENETİM SİSTEMİNİ (KDS) BAŞLATTIK.
KDS BELGESİ ALAN FİRMALAR:
ATERMİT ENDÜSTRİ ve TİC. A.Ş. www.atermit.com
AUSTROTHERM YALITIM MALZEMELERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ. www.austrotherm.com.tr
BASAŞ AMBALAJ YALITIM SAN. A.Ş. www.basas.com.tr
BC YAPI MALZ. NAK. İNŞ. İÇ ve DIŞ TİC. LTD.ŞTİ. www.bcyapi.com.tr
BETEK BOYA KİMYA ve SAN. A.Ş. www.betek.com.tr
EGE-POL YALITIM AMBALAJ TİC. LTD. ŞTİ. www.ege-pol.com
GROFEN İLERİ YAPI TEKNOLOJİLERİ SAN. TİC. A.Ş. www.grofen.com
IGLOTEK ISI YALITIM SİSTEMLERİ SAN. TİC. A.Ş. www.ıgloo.com.tr
PANELSAN ÇATI VE CEPHE SİS. SAN. TİC. A.Ş. www.panelsan.com
TİRİTOĞLU MİM. MÜH. KONUT YAPI İNŞ. MALZ. YALITIM SAN. ve TİC. A.Ş. www.tipor.com.tr
TRC YALITIM www.trcyalitim.com
AMBALAJINDA BU LOGO OLAN EPS ISI YALITIMI
LEVHASINA GÜVENİN!
ÜRÜN
Yeni Nesil Hafif ve Çevreci Yapı Elemanı
PonceBloc
A
lmanya ve Fransa’nın yanı sıra
dünyanın pek çok ülkesinde tercih
edilen yeni nesil hafif yapı elemanı
PonceBloc artık Türkiye’de de üretiliyor.
Arkas Grubu’nun inşaat sektöründeki
yeni iştiraki olan ve ponza taşından üretilen PonceBloc, hafifliğinin yanı sıra
çevreci, yüzde yüz geri dönüştürülebilir
doğal bir ürün. Avrupa Teknik Normlarını
yüzde 100 karşılayan PonceBloc, Alman
MPVA Laboratuvarı’nda yapılan Ar-Ge
çalışmaları ile dizayn edilmiş ve Fransız
know how’ı ile geliştirilmiş. Ana hammaddesi doğal ponza taşı olan PonceBloc’un
üretimi sırasında ısıya ihtiyaç duyulmuyor.
Minimum su tüketilerek, ozon tabakasına zarar veren gazlar açığa çıkarılmadan
üretilen PonceBloc, geri dönüşümünde
de kimyasal madde kullanılmayan, her
yönüyle doğal, sağlıklı ve ekolojik bir
ürün. PonceBloc, ısı yalıtımı yüksek,
uzun ömürlü, çevreye duyarlı sürdürülebilir yapılar inşa edilmesine imkan veriyor.
PonceBloc’un duvar malzemeleri içerisinde en çevreci sonuçlara sahip ürün
olduğu, Fransız Çevre ve Sağlık Birliği
(FDES) tarafından da onaylanmış.
Hafifliği ile dikkat çeken PonceBloc
sayesinde duvar ustaları günde kişi başı
50
ViriBright LED
Aydınlatma
Ürünleri
Y
4 ton daha az malzeme taşıyor. Ürünün
hafif, tamamen homojen ve kesilebilir
yapısı, uygulama kolaylığı ve zamandan tasarruf sağlıyor. PonceBloc hafif
olmasına rağmen darbe yükleriyle ilgili
testlerde kendini ispatlamış, bina ömrü
boyunca performansını koruyan dayanıklı
bir ürün. Boşluklu yapısı ve özel dizaynı
ile PonceBloc, konut, işyeri, okul, hastane, otel, kütüphane, laboratuvar gibi
ortamlarda oluşan ses yankılanmalarını
minimize ederek üstün ses yalıtımı sağlıyor. PonceBloc’un kullanıldığı yapılar
rahatlıkla nefes aldığı için ortamda küf,
rutubet, yoğuşma olmuyor, konforlu ve
sağlıklı mekanlar yaratılıyor. Su basmalarına karşı da dayanıklı olan Ponceblok
ile örülmüş duvarlar uzun süre su altında
kalsa dahi hasar görmüyor. Yanmaz bir
malzeme olan PonceBloc, yangın esnasında hiçbir zehirli gaz da yaymıyor.
KN Aydınlatma firmasının distribütörlüğünü yaptığı ViriBright LED
aydınlatma ürünleri armatürlerde
tadilat yapmadan yüzde 65’ten fazla
elektrik tasarrufunu garanti ediyor. Kendi
kendini bir senede ödeyen ürünlerin iki
yıl da garantisi var.
EnergyStar olmak üzere birçok yeterlilik belge ve sertifika sahibi olan Matrix
Lighting Ltd. tarafından üretilen ViriBright
ürünleri 25 bin saatten fazla çalışma ve en
az 20 bin açma/kapama ömrü ile rakiplerinin açık ara önünde bir performans
sergiliyor.
- COB LED teknolojisi ile üretiliyor
(Soğutucusu board üzerinde olup,
her bir üründe ortalama 96 adet
LED chip bulunuyor ve aydınlatma
açıları geniş)
- PLC ürün olarak adlandırılan ürünü
LED olarak Türkiye’de kullanabileceğiniz tek marka.
- 25 bin saat ışık kalitesini koruyor
ve dimlenme (kısılabilme) özelliğine
sahip.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
TEKNİK
(*)
Solar Teknoloji - 4
SOLAR TERMAL SİSTEMLER
H
angi çeşit sistem seçileceği, tesisatın boyutuna ve bina tarafından gereksinim duyulan tasarım
koşullarına bağlıdır. En uygun sistemin
nasıl seçileceği konusu tasarım bölümünde derinlemesine açıklanacaktır.
Aşağıda en yaygın termal solar sistemler anlatılmaktadır; gösterilen basit
tasarımlar üzerinde pek çok tasarım varyasyonu varolabilir.
Termosifon tip ESS solar sistemler
rizli solar devreler ve pompalar kullanılır.
Bu devre enerjiyi bir güneş tankına spiral
yapılı yahut çift gömlekli ısı-dönüştürücü
vasıtasıyla aktarır (Şekil 2).
Bu çeşit tesisatlar bir öncekinden daha
pahalı yapılardır; zira daha fazla bileşene
sahiptir ve kolektör sıcaklığını tank sıcaklığıyla karşılaştırarak tesisatı idare edecek
bir kontrol sistemine ihtiyaç duyar.
Bu çeşit sistemlerde düşük tüketim
veya yoğun güneş ışınımı gibi durumlarda ortaya çıkabilecek öngörülebilir solar
devre dışı kalma hallerine karşı korumak
üzere bir dizi varyasyonlar (değişke)
Şekil 2. Ön ısıtması yapılan ESS akışını
ısıtan yardımcı doğalgaz kombi kazanı
sistemli müstakil ısıl solar termal sistem
şematik gösterimi
Bu, varolan en basit ve ucuz sistem
çeşididir. Kullanımı, antifriz kullanımına
ihtiyaç duyulmayan ılıman bölgelerde
yoğunlaşmıştır. Don riski bulunan soğuk
bölgeler için uygun değildir; zira yalıtım
yapılmasına karşın su temin boruları
donabilir (Şekil 1).
Takviye cihaz destekli müstakil
ESS Solar Sistemler
Termosifonlu tesisatların kullanıldığı
iklimler kadar sıcak olmayan iklimlerde
konumlu müstakil aile konutlarında antif-
52
Şebeke
Suyu
Şekil 1. Termosifonlu termal solar sistem şematik gösterimi
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
geliştirilmektedir. Bu değişkeler geri-akış
sistemi ve ısı dağıtıcısı kullanımıdır; her
iki tesisat şekli de tasarım bölümünde
solar devre dışı kalma koruması konusuna
ayrılmış kısımda gösterilecektir.
Solar boyler ve sıcak su boylerli
entegre ESS Sistemleri
Büyük çaplı solar sistemlerin içinde,
enerji aktarımının dışarısında gerçekleştiği akümülasyon tankı veya boyler (su
biriktirme tankları) kullanan tesisatlar
kurulmak suretiyle devreler arası enerji
aktarımı, plaka tipi eşanjör (levhalı ısıdönüştürücüler) vasıtasıyla gerçekleştirilir.
Merkezi tesisatların en yaygın olarak
kullanılanlarından biri Şekil 3’te gösterilmekte olup, bunda tüm bina kullanıcılarına bir dağıtım / dolaşım döngüsü
yoluyla, gönderileceği boylere gönderilmeden önce ESS solar boylerlerde
ön-ısıtmadan geçmektedir.
Boylerde bir kazan ya da başka çeşit
takviye ısıtma cihazı, suyu belirli bir sıcaklık aralığında -60 ºC ile 55 ºC tutar; nihai
kullanıcıya 50 ºC altında su sağlanmaz.
Bu dağıtım/dolaşım döngüsü; kimi
zaman büyük uzunluğundan dolayı her
ne kadar borular yalıtılsa dahi, ESS üzerindeki toplam kayıpların %20 ile %40’ı
arasına denk gelen kayda değer enerji
kayıpları içerebilir.
Solar enerjisi devresindeki tank ve
binada tüketim olduğu vakit su, bu tankdan ön-ısıtılmış halde çıkar. Bu durum
tesisatın performansı üzerinde olumsuz
bir etkiye de sahiptir; zira örneğin yaz
aylarında solar boylerde depolanan ESS
sıcaklığı 80 ºC’yi bulabilir ve eğer tüketim yoksa boylere su da gitmez, dağıtım/
dolaşım enerji kayıpları kazan tarafından
karşılanmak durumunda olur.
Verimliliği artırmak üzere Şekil 3’te
gösterilen bir değişiklik yapılarak, boyler, solar boylerden daha soğuk olduğu
zaman boylerden solar boylere su aktarımı gerçekleştirecek bir ek pompa ilave
edilebilir.
Şekil 3’e göre tasarlanmış tesisatın gerçekleştirilmesi her zaman mümkün değildir; zira antilejyoner koruma fonksiyonu
sağlıklı çalıştırılamayabilir. Anti lejyoner
fonksiyonunda boylerde biriktirilen tüm
suyun sıcaklığının 60 ºC’ye çıkarılması
gerekmektedir.
Bu da solar boylerlerin akümülasyon
tankına çevrilmesi ve depolanan enerjinin boylere bir plaka tipi eşanjör (levhalı
ısı-dönüştürücü) vasıtasıyla aktarılması
gerektiği anlamına gelmektedir. (Şekil 4)
güneşle elde edilip boylerde biriktirilmiş
ön-ısıtılmış su evlere dağıtılabilir.
Şekil 5’te bu çeşit tesisatın şematik
görüntüsü betimlenmektedir.
Merkezi sıcak su ESS solar termal
sistemler
Yeterli alan yahut ağırlık sorunları
sebebiyle merkezi akümülasyon tankları
kullanmanın mümkün olmadığı durumlarda, boylerler evler arasında bölünebilir.
(Şekil 7)
Bir binaya müstakil kombi gaz kazanları monte edileceği zaman, kolektör ve
solar boyler tesisatı merkezileştirilebilir ve
Şekil 3. Solar boyler de depolanan suyun boylere aktarımı
merkezi sıcak su solar termal sistemin şematik gösterimi
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
Akümülasyon tanklı ve müstakil
plaka tipi eşanjörlü birleşik ESS
merkezi solar sistemler
Yukarıda anlatılan sistem çeşidinde
biriken suda lejyoner bakteri gelişimi,
özellikle suyun sıcaklığının bu bakterinin
gelişim aralığındaki dalgalanmalarında
kayda değer zaman aralıklarında gözlemlenebilmektedir.
Bu problem, her bir eve daha sonra
nihai kullanım sıcaklığına müstakil kombi
kazanlarıyla getirilecek şebeke suyunu
ön-ısıtmadan geçiren plakalı tip eşanjör
yerleştirerek çözülebilir.
Bu çeşit sistemlerin maliyeti bir öncekine kıyasla daha yüksektir; her bir plaka
tipi eşanjör her evin tüketimine dayalı
olarak kontrol edilmesi görevi de daha
karmaşıktır. (Şekil 6)
Müstakil boylerli birleşik ESS
merkezi solar devreli merkezi solar
termal sistemler
Şekil 4. Akümülasyon tanklarında biriktirilen ısı enerjisinin takviye
ısıtma destekli sıcak su boylerine aktarımı şematik gösterimi
53
TEKNİK
Şekil 5. Merkezi sistem solar boylerli ön-ısıtılmış suyun binadaki
her bir müstakil kombiye veya elektrikli ısıtıcıya merkezi
dağıtımla beslendiği bir merkezi solar termal sistemi şematik
gösterimi
Şekil 6. Akümülasyon tankında ön-ısıtılmış su dağıtımının
binadaki her bir müstakil kombi irtibatlandırılmış sistematik şema
Şekil 7. Her bir evde bulunan müstakil boylerlere dağıtılmış
birleşik solar termal sistem şeması. Takviye ısıtma cihazı son
bölümde gazlı cihazlar kullanılarak münferit olarak sağlanan
sistem şematik gösterimi
Şekil 8. ESS hazırlama ve yerden ısıtma için kullanılan solar termal
sistem şematik gösterimi
ESS ve ısıtma için takviye ısıtmalı
solar termal sistemler
Bir solar termal sistemde ESS ve ısıtma
takviyesi düşünüldüğünde, bir yerine iki
adet solar devresi kullanılır. ESS için bir
boyler ve akümülasyon tankını besler.
Bu tesisat tipi iki devreden sadece
biriyle çalışabilir, kontrol sistemi öncelik
sırasını belirler. ESS üretimi genellikle
önceliklidir ve ESS boylerinde maksimum
sıcaklığa erişilince kadar akümülasyon
(ısıtma) tankına enerji aktarılmaz.
54
Şekil 8’deki sıcak su solar boylerinde gösterilen gibi çift biriktirmeye (üst
kısımda ESS ve kalanında ısıtma için)
sahip solar boyler ortaya çıkışı, tek bir
solar enerjisi solar devresi kullanımı ve
ısıtma için boylerden su aktarılması veya
üst ESS solar boylerden ön-ısıtılmış ESS’yi
solar boylerin içinde tüketme imkanını
doğurmuştur. Bu tip boylerler sistemin
maliyetlerini düşürürken performans aleyhine çalışır; zira solar boyler takviye ısıtıcı
ile ısıtılır ve sıcaklığı artar (Şekil 8).
ESS, ısıtma ve havuz ısıtması
için takviye ısıtmalı solar termal
sistemler
Üretilen fazla enerjinin kullanımı sayesinde yukarıdaki sisteme havuz ısıtma
işlevi de eklenebilir. Bu durumda da kontrol sistemi yine farklı devrelerin çalışma
önceliklerini düzenler ve havuz ısıtmayı
son öncelik sırasında tutar.
(*) Vaillant’ın Güneş Enerjisi Sistemleri
Çözümleri kitabından derlenmiştir.
YEŞİL BİNA / EKİM 2013
Marka değerinizi
artırmak ve
firma tanıtımınız
için İş Dünyası
dergilerini seçin.
T: 0216 651 7878
F: 0216 651 7898
www.b2bmedya.com
facebook.com/b2bmedya
twitter.com/b2bmedya
Abone
Formu
İŞ DÜNYASI YAYINCILIK
TANITIM ve TİC. LTD. ŞTİ.
ABONE SERVİSİ
T.: (0126) 651 7878
F.: (0216) 651 7898
[email protected]
ONLINE ABONELİK İÇİN
www.b2bmedya.com
Ayda bir yayınlanır
İki ayda bir yayınlanır
İki ayda bir yayınlanır
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Basılı dergi + E-dergi 80 TL.
Basılı dergi + E-dergi 40 TL.
Basılı dergi + E-dergi 40 TL.
ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR • MART 2012 • YIL: 5 • SAYI: 24 • 6 TL • ISSN 1307-9204
Ayda bir yayınlanır
Üç ayda bir yayınlanır
İki ayda bir yayınlanır
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Basılı dergi + E-dergi 80 TL.
Basılı dergi + E-dergi 30 TL.
Basılı dergi + E-dergi 40 TL.
•
Aboneliğini herhangi bir
nedenden dolayı sürdürmek
istemeyen
okurların cayma hakkı
bulunmaktadır.
•
Öğrenci aboneliği % 50
indirimlidir.
•
Faturanız 7 gün içinde
adresinize postalanacaktır.
•
Dergilerimiz abonelerimize
Aras Kargo ile gönderilmektedir.
•
Fiyatlar 31 Aralık 2013 tarihine
kadar geçerlidir
Yukarıda işaretlediğim dergiye/dergilere abone olmak istiyorum
Adı Soyadı : ...................................................................................................................................................................................................
Firma Adı : ...................................................................................................................................................................................................
Adresi
: ...................................................................................................................................................................................................
................................................................................................................................. Posta kodu: ..................................................................
Tel: ......................................................... Fax: ......................................................... E-posta(*): .................................................................
(*) E-bültenlerimizi takip edebilmek için E-posta adresinizi yazmayı unutmayın.
Lütfen faturayı ....................................... V.D. ...................................... no’lu hesaba kesiniz.
................................... TL. abone bededilini işaretlediğim banka hesabınıza havale ettim.
Garanti Bankası Koşuyolu Şubesi (1016) - TR89 0006 2001 0160 0006 2997 18 nolu İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti. hesabı
İş Bankası Koşuyolu Şubesi (1170) - TR21 0006 4000 0011 1700 4684 13 nolu İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti. hesabı
Kredi kartı ile ödeme yapmak istiyorum
(Kredi kartı talimat formu e-posta adresinize veya faksınıza gönderilecektir)
Tarih: ..................................................... İmza: .....................................................
1. ULUSAL
YAPI FİZİĞİ VE ÇEVRE KONTROLÜ
KONGRESİ
13-14 Mart 2014
İTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ
TAŞKIŞLA
Sponsorlar
2D YAPI DANIŞMANLIK
UYGULAMA TİC. LTD. ŞTİ.
Düzenleyen
Yapı Fiziği
Derneği
Association of
Building Physics
Medya Sponsoru
Kongre Sekreteryası
Y. Doç. Dr. Nurgün Tamer Bayazıt
Öğr. Gör. Dr. Ş. Filiz Akşit
Tel: 0212 293 13 00 • Faks: 0212 285 60 51
e-posta: [email protected]
www.yapifizigidernegi.org

Benzer belgeler

dosyayı indir

dosyayı indir Doç. Dr. Ayşin Sev / Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi • Doç. Dr. Filiz Şenkal Sezer / Uludağ Üni. Mühendislik-Mimarlık Fakültesi • Yrd. Doç. Dr. Gülten Manioğlu / İTÜ Mimarlık Fakültesi Yrd....

Detaylı