Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı

Transkript

Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı
editör
Endüstri ve Otomasyon sektörünün Eylül ayına damgasını vuran en
önemli etkinlik, kuşkusuz 10-12 Eylül 2015 tarihlerinde Denizli’de
gerçekleşen TOK’2015, Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi
Ulusal Toplantısı’ydı. Otomatik kontrolün önemini oldukça erken
aşamada farkeden Prof. M. Münir Ülgür ve Prof. Dr. Mehmet Nimet
Özdaş’ın değerli girişimleriyle 1958 yılında kurulan Türk Otomatik
Kontrol Kurumu (TOK), 1990’dan itibaren Otomatik Kontrol Türk
Milli Komitesi adı altında ülkemizde bu alandaki ilerlemelerin
teşvikine yönelik hizmetlerini başarıyla sürdürmekte, bu bağlamda
ulusal ve uluslararası bilimsel toplantıların düzenlenmesine önayak
olmakta. TOK ayrıca, otomatik kontrol alanında dünyanın saygın
uluslararası kuruluşlarından IFAC’in (International Federation of
Automatic Control) de en eski üyelerinden biri.
Uzun yıllar neredeyse sadece İstanbul ve Ankara‘dan dışarıya
çıkamayan Ulusal TOK toplantılarına bir kaç yıldır daha küçük
şehirlerin ve nisbeten genç üniversitelerin ev sahipliği yaptığını
görmek, ülkemiz ve sektörümüz adına gerçekten çok sevindirici.
İşte bu yıl da Pamukkale Üniversitesi toplam 218 bildiriye yer
verilen 17. TOK toplantısını başarıyla yönetti, akademiyayla
sektörü, deneyimli araştırmacılarla genç öğrencileri buluşturdu.
Bilim ve teknolojiye değerli katkılarla geçen iki günden sonra,
katılımcılar son günkü sosyal programda Laodikeia ve Afrodisias
ören yerlerinde bir tarih ve kültür ziyafetiyle uğurlandı.
Kendi adıma konuşacak olursam; yeni bilimsel katkıların verdiği
heyecan ve otomasyon camiasıyla tekrar biraraya gelmenin
mutluluğunun yanı sıra, bu yüksek katılımlı ve verimli toplantının
başarısı benim için çift katlı bir iftihar vesilesi oldu: Bir yandan
EKSEN Medya Grup’un otomasyon sektörüne armağanı olan
Endüstri & Otomasyon dergisinin Genel Yayın Yönetmeni olarak,
üstlendiğimiz basın sponsorluğunun bu başarıya katkısı ile, öte
yandan yoğun ve özverili bir çalışmayla toplantıyı kusursuz bir
şekilde organize eden Düzenleme Kurulu’na başkanlık yapan ilk
doktora öğrencim Prof. Dr. Serdar İplikçi’nin başarılı yöneticiliğiyle
gurur duydum.
Otomasyon sektörüne ışık tutacak nice TOK toplantıları dileğiyle...
EK­SEN
Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Ad›­na im­ti­yaz sa­hi­bi ve So­rum­lu Ya­z› ‹fl­le­ri Mü­dü­rü
Tu­ran Türk­men tu­ran@ek­senltd.com
Ge­nel Ya­yın Yö­net­me­ni: Prof. Dr. Ya€­mur De­niz­han de­niz­han@bo­un.edu.tr
Rek­lam ve Halk­la İlişki­ler Md.: Bir­sen Sal­man bir­sen@ek­senltd.com
Ya­yın Ku­ru­lu:
Prof. Dr. Ab­dül­ka­dir Er­den / At›­l›m Üni­ver­si­te­si Mekatronik Müh.Böl.Bşk.
Prof. Dr. Me­tin Gö­ka­flan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Ga­lip Can­se­ver / Y.T.Ü. Elek­trik Elek­tro­nik Müh. Fak. Dek.
Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@ek­sen­med­yag­rup.com
Ya­yın Da­nış­man­la­rı:
Prof. Dr. Ali­nur Bü­yü­kak­soy / Geb­ze ‹le­ri Tek. Ens. Rek.
Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl.
Prof. Dr. Er­sin Tu­lu­nay / OD­TÜ
Prof. Dr. Gök­sel De­mi­rer / OD­TÜ Çev­re Mü­hen­dis­li­€i
Prof. Dr. Gü­ven Ön­bil­gin / 19 Ma­y›s Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Mü­bec­cel De­mi­rek­ler / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Mu­am­mer Er­mifl / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Sa­vafl Ay­berk / Ko­cae­li Ü. Çev­re Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Tun­cel Öz­den / TÜ­B‹­TAK Enst. Ana­liz Lab. Böl. Bflk.
Prof. Dr. U€ur Çel­tek­li­gil / Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Se­ta Bo­gos­yan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl.
Prof. Dr. Yu­suf Tan / Bo­€a­zi­çi Ü. Me­di­cal En­gi­nee­ring
Prof. Dr. Ke­mal Leb­le­bi­ci­o€­lu / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Doç. Dr. ‹. Hak­k› Çav­dar / Ka­ra­de­niz Tek­nik Ü.
Doç. Dr. Yu­suf A. Us­ka­ner / Öz­çe­lik A.fi.
Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl.
Yrd. Doç. Dr. Si­bel Ulu­da€ De­mi­rer / Çan­ka­ya Ü. End. Müh. Böl.
Dr. Meh­met Çe­vik / Dal En­gi­nee­ring
Dr. Müh. Ah­met Din­çer / Bosch Rex­roth A.fi.
Sevtap İnan / Sie­mens
M. Halil Başaran / Rock­well Oto­mas­yon
Levent Fadıloğlu / Schnei­der
Cen­giz Me­riç / Hi­pafl
Emin Ol­cay / Ak­bil A.fi.
Çağrı Hekimoğlu / Esit
Gök­tu€ Gür / Schnei­der
H. Cen­giz Ce­lep / En­tek Otomasyon
Ha­san Bas­ri Ka­ya­k›­ran / Emf Motor
‹b­ra­him Er­kan Ye­nel / Norm Ener­ji
‹s­ma­il Obut / Hid­ro­ser
Mahmut Bertan / We­id­mül­ler
Ni­ya­zi Sa­r›­ma­den / Me­del
Oral Av­c› / Pio­mak
Öz­kal Gü­ner / Schnei­der Elec­tric
Se­dat Sa­mi Öme­ro€­lu / E3Tam
Gökhan Yücel / Phoe­nix Con­tact
fiah­nur Aga­ik / GSD
Osman Kutan / ABB
Ta­lat Av­c› / P›­nar Müh.
T. Ha­kan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk.
Tun­cay Soy­dafl / Fes­to
Ya­vuz Ço­pur / Pilz
Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik
Tolga Bizel / Mitsubishi Electric
Hakan Aydın / Mitsubishi Electric
Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik
Tunç Atıl / HKTM
Tek­nik Edi­tör:
Edi­tör:
Gra­fik Ta­sa­rım:
Emeç Erçelik editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Alper Öz editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Taluy Denizhan info@ek­sen­med­yag­rup.com
Şükran Pala sukran@ek­sen­med­yag­rup.com
Ülgen Güneş ulgen@ek­sen­med­yag­rup.com
Artun Armutcu artun@ek­sen­med­yag­rup.com
Esra Satır esra@ek­sen­med­yag­rup.com
Reklam Koordinatörü:Ca­hi­de Av­flar De­mir
ca­hi­de.av­sar@ek­sen­med­yag­rup.com
Prof. Dr. Yağmur Denizhan
Endüstri Otomasyon
Genel Yayın Yönetmeni
Halkla İlişkiler
ve Tanıtım:
Onur Narinoğlu onur@ek­sen­med­yag­rup.com
Abo­ne ve Ma­li İşler: Şerife Yılmaz finans@ek­sen­ltd.com
Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@ek­sen­med­yag­rup.com
Tem­sil­ci­lik­le­ri­miz:
Ne­jat Cofl­kun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹N­G‹L­TE­RE in­fo@ne­jat­de­sign.co.uk
Me­tin Ya­vuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - AL­MAN­YA me­tin.ya­[email protected]
‹z­mir Tem­sil­ci­li­€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30
Mer­kez: EK­SEN Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Mefl­ru­ti­yet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440
Be­yo€­lu-‹s­tan­bul / TÜRKİYE
Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24
E-ma­il: in­fo@ek­sen­med­yag­rup.com www.ek­sen­med­yag­rup.com
Bas­kı: Doğa Basım
Yıl­lık abo­ne­lik: 100.- TL.
Yıl­lık yurt­dışı abo­ne­lik: 100 Eu­ro
En­düs­tri ve Oto­mas­yon Yay­g›n sü­re­li bir ya­y›n­d›r, Ay­da bir ya­y›n­la­n›r
Der­gi­miz­de yer alan ilan­la­r›n so­rum­lu­lu­€u ilan ve­ren­le­re, ma­ka­le­ler­de­ki
fi­kir­ler ve yo­rum­lar ya­zar­la­r›­na ait­tir.
Tüm hak­la­r› Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k’a ait olup, izin­siz kul­la­n›­la­maz ve ya­y›n­la­na­maz.
Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k; ba­s›n ve ya­y›n­c›­l›k il­ke­le­ri­ne uy­ma­y› ta­ah­hüt eder.
ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ
ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ÜYESİDİR.
62
ÜRÜN ve UYGULAMALAR
Yeni seri PSENcode Slim, ince tasarım kodlu
emniyet şalterleri
Pilz
■
Demiryolu Standartlarına Uygun
Güvenli Taşıma Için Düzgün Etiketleme
Phoenix Contact
■
Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi,
Gözle Görülemeyen Partikülleri
Engeller Sistemin Kirlenmesini Önler
Bosch Rexroth
■
Sektörün Uluslararası Liderlerinden Kaban
Makina Mitsubishi Electric’i Tercih Ediyor
Kaban Makina
■
SCHUNK’tan Çabuk Çene Değişimi
Schunk
■
Kablosuz teknolojİye gİden yol - Hangİ
kablosuz teknolojİ standardİ sİze uyuyor?
Emikon
■
■
Tektronix
DigRF Testlerİnde Karmaşıklığa Çözüm
Netes Mühendislik
Honda’nin Seçimi ‘Mitsubishi Electric’ Oldu
■
Honda, Araç Gövdesi Hattı Için Mitsubishi
Electric “Cc-Link Ie Alan Ağı”nı Tercih Etti
Mitsubishi Electric Turkey
Nesnelerin interneti ve The Connected
Enterprise Vizyonu
Rockwell Automation
■
Oransal Kontrollü Solenoid Valf
SMS - TORK
■
18
DOSYA
10
TEORİ UYGULAMALAR
Matlab-Simulink ortamında Arduino
Kartı ile Gerçek Zamanlı Veri Kaydı
Uygulaması
■
■ Ambalaj
Sektörü, Dış Ticaret Fazlası Veriyor!
■ Ambalaj
Sektörü’nün Resmi Değerlendirmesi
■ “Mıtsubıshı
Electrıc Olarak, Yaptığımız Ambalaj
Otomasyonlarıyla Kesin Çözüm Ve
Güvence Sağlıyoruz.”
■ XTS:
Malzeme taşıma ve montaj için
yüksek esneklik ve daha düşük mühendislik ihtiyacı
■ Hibrid
Tasarım; Hız Ve Enerji Tasarrufu Sağladı
Plastik Enjeksiyonda Türkiye’de Bir İlk: Hibrid Makine
88
ÜRÜNLER
■ Phoenix
■ ABB
Robotları Devreye Alırken Artık T10 Tablet
Kullanılacak
■ Beckhoff
■ Siemens
Sinumerik 828 kontrolörlerinde daha yüksek
performans ve fonksiyonellik
■ Schneider
Electric
Elektrik kesintilerinde gözünüz arkada kalmasın…
Schneider Electric, Back-UPS serisiyle kesintisiz
gücün sınırlarını yeniden çiziyor
■ Schunk
SCHUNK’tan 5 kg’a kadar yükler için hızlı
Alma&Bırakma
118
HABERLER
■ TOK
2015 Denizli’de Gerçekleşti
■ Dünya
devi MItsubIshI ElectrIc ileri
robot teknolojisiyle dikkat çekiyor.
Robot Teknolojisinde Yüksek Hız ve
Hassasiyet
■ Bilkent
İkincisi
Contact
Ekranlama klemensleriyle etkin
parazit giderme
Cyberpark Dünya
Beckhoff CP22xx Panel PC – esnek
çoklu dokunmatik panel
serisindeki en güçlü cihaz
■ Netes
Mühendislik
Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı
■ Pilz
Yeni nesil PSENvip 2
■ TET,
Ul Sertifikası Konusunda Sektöre
Öncülük Yapıyor. ABD pazarına ihracat için
UL Sertifikasyonu şart!
■ Neden
ve Ne Zaman Robot Kullanalım?
ABB Robotik Müşteri Günleri Bu Soruya
Yanıt Aradı.
■ Macaristan’da
Sürdürülebilir Su
Yönetimi Sağlayan İkisi Bir Arada
Türbin Pompası Geliştirildi
Teori ve Uygulamalar
10
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teori ve Uygulamalar
ENDÜSTRİ OTOMASYON
11
Teori ve Uygulamalar
12
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teori ve Uygulamalar
ENDÜSTRİ OTOMASYON
13
Teori ve Uygulamalar
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
AMBALAJ SEKTÖRÜ, DIŞ TİCARET FAZLASI VERİYOR!
Ambalaj Sanayicileri Derneği
(ASD) sitesinde bulunan Ağustos
2015 tarihli ve “Ambalaj sektörü 6
ayda 202 milyon dolar fazla verdi”
başlıklı bültene göre, “Dış ticaret
açığı vermeyen ender sektörlerden
biri olarak istikrarlı büyümesini
sürdüren Türkiye Ambalaj Sanayi,
kuralı yine bozmadı. 2015’in ilk 6
aylık ihracat/ithalat rakamlarına
göre ambalaj sektörü, dış ticarette
202,1 milyon dolarlık fazlaya ulaştı.
Ambalaj Sanayicileri Derneği’nden
yapılan açıklamada, sektöre ait ilk
6 ay rakamları değerlendirildi. Buna
göre, plastik, torba ve çuval, ahşap,
kâğıt/karton, cam, metal ambalajda geçen yılın ilk 6 ayında 696 bin
569 ton olan ihracat rakamı 2015’in
aynı döneminde 790 bin 680 tona
yükseldi. Değer olarak 1,96 milyar
dolardan 1,81 milyar dolara gerilemesine rağmen ihracatta miktar
bazında yüzde 18 artış oldu. İthalatta
ise 2014’ün ilk 6 ayında 980 bin 817
ton olan rakam bu yıl 924 bin 538
tona geriledi.
2014 için 1,82 milyar dolara eşdeğer
olan ithalat rakamı 2015’in aynı
döneminde yüzde 12’lik düşüşle 1,61
milyar dolar oldu. Böylece sektör dış
ticaret dengesinde toplamda 202,1
milyon dolar dış ticaret fazlası verdi.
Türlerine göre bakıldığında, geçen
yıla oranla ihracatta miktar bazında
18
en büyük artış yüzde 32 ile torba ve
çuvalda, yüzde 29 ile kâğıt/karton
ambalajda gerçekleşti. İhracatın lideri,
geçen yıla oranla yüzde 9 artışla 434
bin 398 tona yükselen plastik ambalaj
sektörü oldu.
2015’in ilk 6 ayında en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke; Almanya,
İngiltere, Irak, Fransa, İran, İsrail,
İtalya, Hollanda, Azerbaycan ve
Rusya olarak sıralandı. En fazla
ihracat artışını yüzde 6 ile İsrail’e
gerçekleştiren ambalaj sektörünün en
fazla ihracat yaptığı ülke 133,9 milyon
dolar ile Almanya oldu. Onu 120,8
milyon dolarla İngiltere, 119,4 milyon dolarla Irak izledi. Buna karşılık,
Almanya, Güney Kore, Belçika ve
Rusya’dan ithalat geçen yıla göre
azaldı. Çin, ABD, İtalya, Fransa,
İngiltere ve Finlandiya’dan ithalat
miktarı artış gösterdi.
Ambalaj Sanayicileri Derneği Yönetim
Kurulu Başkanı Sadettin Korkut,
2014’ün ilk 6 ayına oranla bu yılın
aynı döneminde miktar bazında
ambalaj ihracatının yüzde 14 arttığına
dikkat çekti ve Türkiye Ambalaj
Sanayicilerinin küresel ekonomideki
belirsizliklere rağmen yeni pazarlar
kazanmaya devam ettiğini vurguladı.
Emtia fiyatlarının tarihi seviyelere
gerilemesinin fiyatlar üzerinde baskı
yapması, Euro/dolar paritesinde
yaşanan kayıplar nedeniyle ihracatta değer bazında yüzde 8 düşüş
ENDÜSTRİ OTOMASYON
yaşandığını ifade eden Korkut, bu
gelişmelere rağmen Türkiye ambalaj sanayinin yılın ilk 6 ayında dış
ticaret fazlası vererek ülke ekonomisine katkı yapmayı sürdürdüğünü
söyledi ve şöyle konuştu: ‘Ambalaj
sanayimiz katma değerli üretim
gerçekleştirdiğini yine ortaya koydu.
Rekabet gücümüz ve potansiyelimiz yüksek. Bölgesel olarak AB,
Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar
ve Balkanlar’da güçlüyüz. Türkiye
ambalaj sektörünün ürünleri dünyada
180’den fazla ülkeye ihraç ediliyor.
Rakamlara bakıldığında, Türkiye
ambalaj sanayinin, Avrasya’nın
ambalaj merkezi olma yolunda kararlı
adımlarla yürüdüğünü hatırlatmak
gerek. 2023’te 30 milyar dolarlık pazar
büyüklüğü, 10 milyar dolarlık ihracat
hedefimize ulaşacağız. Sektörün, nitelikli hammadde ara mal açığını kapatmak için yatırım ve üretime yönelmesi
hem önemli bir ihtiyacı karşılayacak
hem de dış ticaret fazlasının daha da
yükselmesini sağlayacaktır.’
Ambalaj sektöründeki gelişmenin,
ülkenin gelişmişliğiyle orantılı
olduğunu hatırlatan Korkut, gıda
israfına da dikkat çekti. Korkut,
‘Avrupa’da ambalaj bilinci sayesinde
gıdalarda yüzde 2-3 oranında israf
söz konusu oluyor. Türkiye’de ise
her yıl 16 milyar TL değerinde taze
meyve-sebze çöpe gidiyor. Toplam
35 milyar lira büyüklüğünde olduğu
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
tahmin edilen ekmek pazarında yılda
1,54 milyar TL yine çöp oluyor. Bu
israfı geri çevirmek için ekmekte, bakliyatta, yaş sebze-meyvede ambalajın
şart olduğunu söylüyoruz. Sadece
ekmekte ambalaja geçebilsek, yüzde
50’sini çöpe gitmekten kurtarabiliriz’
diye konuştu.”
Sektörün yükselen başarı grafiği,
şirketler bazında da somutlanmış.
Örneğin,
Ambalaj
Sanayicileri
Derneği (ASD)’nin Temmuz2015 tarihli basın bülteninin başlığı, “Ambalaj
Sektöründen 56 Firma İSO İlk 1000’de.
Ambalajda Satış Ve Karlılık Arttı.”
Şöyle devam ediyor bülten: “Sanayinin
devler ligini oluşturan İSO 1000 listesinde bu yıl 32’si ASD üyesi olmak
üzere toplam 56 ambalaj sektörü
firması yer aldı. Ambalaj Sanayi satış
ve karlılığını artırırken parite etkisi
ihracatta kendini gösterdi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), İSO
Birinci 500 + İkinci 500 (İSO 1000)
Büyük Sanayi Kuruluşu 2014 yılı
sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin en
büyük sanayi şirketlerinin sıralandığı
İSO 1000 2014 sıralamasında 32’si
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD)
üyesi, toplam 56 ambalaj sektörü
firması yer aldı.
Türkiye’nin en büyük sanayi
şirketlerinin sıralandığı İSO 500
2014 sıralamasında, ambalaj sektöründen 18’i Ambalaj Sanayicileri
Derneği (ASD) üyesi 26 firma yer
almıştı. Üretimden satışlar baz alınarak
oluşturulan listede ambalaj sektörünün ana tedarikçilerinden Petkim
Petrokimya Holding yaklaşık 3,67
milyar TL ile ilk sırada yer alırken,
onu 947 milyon TL ile Naksan Plastik,
753 milyon TL ile Sarten Ambalaj, 747
milyon TL ile Köksan, 647 milyon TL
ile Modern Karton ve 640 milyon TL ile
Korozo Ambalaj takip etmişti.
İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
sıralamasında 211,8 milyon TL ile
Frimpeks Kimya ve Etiket Sanayi A.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ş. İlk sırada yer alırken
onu, 207,9 milyon TL ile
Abdioğulları Plastik ve
Ambalaj Sanayi A.Ş., 196,9
milyon TL ile Eskapet
Pet Ürünleri Kimya Gıda
Nakliye San. ve Tic. Ltd.
Şti ve Oyka Kağıt Ambalaj
San. ve Tic. A.Ş. izledi.
ASD’nin İSO raporuna
dayanarak yaptığı analize
göre, İSO 1000 listesinde
yer alan Türkiye’nin en
büyük ambalaj üreticilerinin cirolarını ve
karlılıklarını
artırdı.
Rapora göre, listede yer
alan şirketlerin üretimden
yaptıkları satışları bir
önceki yıla göre yaklaşık
yüzde 12,41 artırarak 500
milyon dolar seviyesine
yaklaştı. Listede yer alan
şirketler dönem karını
yüzde 6,66 arttığı dikkat çekerken parite etkisi
nedeniyle ihracatın yüzde
9,22 azaldığı gözlendi.
Türkiye’nin ilk 1000 sanayi
kuruluşu içinde ambalaj
sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin
ciro, karlılık, ihracat ve istihdamdan
aldığı pay incelendiğinde; üretimden
satışta yüzde 3,5, dönem karında
yüzde 1,8, ihracatta yüzde 2,4 ve
çalışan sayısında yüzde 1,9 pay aldığı
gözlendi.
İstanbul Sanayi Odası İSO Birinci
500 + İkinci 500 (İSO 1000) Büyük
Sanayi Kuruluşu 2014 yılı sonuçlarını
değerlendiren ASD Yönetim Kurulu
Başkanı Sadettin Korkut, sektörünün
geliştirdiği uzun vadeli stratejilerin
sonucu aldığını belirtti. 20014 yılının
küresel kırılganlıkların arttığı bir dönem
olduğuna dikkat çekti ve sözlerine şöyle
devam etti: ‘Buna rağmen İSO 1000
listesine giren ambalaj sektörü temsilcilerinin satışlarını ve kârlılıklarını
artırmayı başardı. 2014 yılı bölgesel
ve küresel düzeyde siyasal ve ekonomik kırılganlıkların arttığı bir dönem
oldu. Euro/dolar paritesi ve enerji
fiyatlarının tarihi seviyelere gerilemesi,
AB’nin durgunluk riskiyle karşı karşıya
19
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
kalması gibi sebeplerle Türkiye’nin
olduğu gibi ambalaj sektörümüzün de
ihracatına kısmi bir düşüş yaşandı.
Ancak 2015 yılının ikinci yarısına
ilişkin aldığımız olumlu sinyaller
yılsonu hedeflerimizi yakalayacağımızı
gösteriyor. Her fırsatta dile getiriyorum. Sektörümüzün geliştirdiği uzun
vadeli stratejiler, özellikle rekabet
koşullarının sertleştiği ve risklerin
arttığı böyle dönemlerde daha da etkili
oluyor.
Bu nedenle ambalaj sektörü olarak
tedbiri elden bırakmadan olumlu
gelişmelere odaklanarak yeni fırsatlar
ışığında ilerlemeye devam edeceğiz.’
İSO 1000 listesi ambalaj sanayi
malzeme üretim gruplarına göre
incelendiğinde üretim satışlarda en
büyük payı yaklaşık 5,1 milyar TL ile
fleksibıl ambalaj sektörü aldı. Onu 4,1
milyar TL ile ambalaj hammaddesi ve
bileşenleri sektörü, 3,6 milyar TL ile
kâğıt, karton ve oluklu mukavva sektörü, 1,2 milyar TL ile sert plastik ve
metal sektörü takip etti. Segmentlere
göre incelendiğinde İSO 1000 listesine
en fazla şirket 16 şirket ile fleksibıl
sektörü olurken, onu 14 şirket kâğıtkâğıt karton-oluklu mukavva sektörü,
8 şirket ile ambalaj hammadde ve
bileşenleri sektörü, 5 şirket ile plastik
tekstil sektörü ve 4 şirket ile sert plastik sektörü izledi.”
Ambalaj Sektörü’nün bu pozitif durumu, Anadolu Ajansı’nın yaklaşık 4 ay
önce basına da yansıyan Nisan 2015
tarihli ve “Ambalaj sektörü dış ticaret
20
fazlası verdi” başlıklı haberinde de
görülüyor zaten. Habere göre; Ambalaj
Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim
Kurulu Başkanı ve Petkim Genel
Müdürü Sadettin Korkut, ambalaj
sektörünün önemine dikkati çekerek,
“Türkiye’de 19 milyar dolarlık ambalaj sektörü 300 milyar dolarlık bir
ekonomik hareketi mümkün kılıyor”
demiş.
Korkut, Türkiye ambalaj sektörünü
değerlendirdiği basın toplantısında,
ambalajın, tüketicilerin satın alma
kararlarında etkili olduğunu, doğru
ambalajın, içindeki ürünü saklayıp
sattırdığını, markaların, daha çevreci
ve daha inovatif ambalajlarla rekabette
bir adım öne geçtiğini anlatmış.
Ambalajın, küresel iş yapma sürecinin en önemli unsurlarından biri
haline geldiğini ve ürünü izlenebilir
hale getirdiğini belirten Korkut, “Kayıt
dışını ortadan kaldırıyor, ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Ambalajlı ürünler hijyen ve sağlık açısından insanlara
verilen önemin bir göstergesi” diye
konuşmuş.
Dünya ambalaj sektörünün yılda ortalama yüzde 3 büyüdüğünü, endüstrinin
2016 yılında 820 milyar dolarlık bir
ciroya ulaşacağının tahmin edildiğini
belirten Korkut, ambalaj tüketiminde
ilk iki ülkenin ABD ve Çin olduğuna dikkati çekmiş ve Çin’in 2017’de ABD’yi
geçmesinin öngörüldüğünü vurguladı.
Korkut “Hindistan’ın ise gelecek
5 yılda ambalaj tüketimini yaklaşık
ikiye katlayarak 24 milyar dolarlık bir
büyüklüğe ulaşması ve dünyadaki en
ENDÜSTRİ OTOMASYON
büyük 10 ambalaj tüketicisinden biri
haline gelmesi bekleniyor. Ambalaj
üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini gıda
ve içecek ürünleri olmak üzere günlük
ihtiyaç maddeleri, yüzde 20-30’unu
diğer gıda dışı tüketim malları ve
yüzde 20-30’unu endüstriyel ambalajlar oluşturuyor” diye konuşmuş.
Sadettin Korkut, dünyada olduğu
gibi, Türkiye’de de orta sınıfın hızla
güçlendiğini ve şehirlere göç ettiğinin
altını çizerek, tüketim alışkanlıkları ve
ihtiyaçlarının hızla değiştiğine işaret
etti. Türkiye’de ambalaj sektörünün
2014 yılında 19 milyar dolar pazar
büyüklüğüne ulaşmasını beklediklerini
bildiren Korkut, şunları kaydetmiş:
“Türkiye’de 19 milyar dolarlık ambalaj sektörü, 300 milyar dolarlık bir
ekonomik hareketi mümkün kılıyor.
Türkiye’de kişi başı ambalaj tüketimi
2014 yılında 240 dolar seviyesine
ulaştı. Bu rakam Kuzey Amerika’da
350-400 dolar, Avrupa’da 250-300
dolar, Japonya’da ise 550 dolar seviyesinde. Yaklaşık 1,5 milyon ton
ambalaj ihracatı gerçekleştirildi, 4
milyar dolarlık ihracat geliri elde edildi. Ambalaj sektörü, en fazla ihracatı
303,6 milyon dolarla Almanya’ya
yaptı. Almanya’yı, 270 milyon dolarla
İngiltere, 251 milyon dolarla Irak izledi.
Bölgesel olarak bakıldığında AB, Orta
Doğu ve Kuzey Afrika, Kafkaslar ve
Balkanlar gibi çevre bölgeler Türkiye
ambalaj sektörünün güçlü olduğu
pazarlardır.”
Korkut, sektörün 2014 yılında 1,9
milyon ton ambalaja karşılığında 3,6
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
milyar dolar tutarında ithalat yaptığını bildirmiş ve ambalaj
ithalatının yüzde 3 azaldığını, ithalatın en fazla Almanya,
Çin, ABD, İtalya ve Güney Kore’den yapıldığını belirten
Korkut, “Katma değerli üretime odaklanan ambalaj sektörü
2014 yılında 366 milyon dolar dış ticaret fazlası vererek
Türkiye ekonomisine ve cari açığa pozitif katkı sağlamayı
sürdürdü. Sektör, 2014 yılında kilogram başına 2,7 dolar
ihracat gerçekleştirerek 1,6 dolar olan Türkiye ihracat/kg
ortalamasının üzerinde bir performans gerçekleştirdi” diye
konuşmuş.
Yine aynı haberde Sadettin Korkut, ambalaj sektörünün
2023 yılı hedefleri doğrultusunda pazar büyüklüğünü 30
milyar dolara, kişi başı tüketimi 240 dolardan 300 dolara,
ihracatı ise 4 milyar dolardan 10 milyar dolara çıkarmayı
hedeflediklerini söylemiş.
21. Uluslararası Avrasya Ambalaj Fuarı’nın bu yıl ASD ve
REED TÜYAP iş birliğinde 22 - 25 Ekim tarihleri arasında
gerçekleştirileceğini belirten Korkut, Ambalaj Ay Yıldızları
Yarışması’nı da bu yıl 6. kez düzenleyeceklerini, yarışmaya
başvuruların 24 Nisan’a kadar yapılabileceğini kaydetmiş.
Korkut, ASD’nin 2013 yılında, dünyada az sayıdaki ve
Türkiye’deki ilk sektör müzelerinden birini kurmak için
yola çıktığını anımsatarak, müze projesi kapsamında planlanan etkinliklerin, “Ambalaj Sanal Müzesi, Ambalaj Fiziki
Müzesi, ‘Kaynak azaltımı / çevreye dost ambalaj üretimi ve
tüketimi’ konularında workshoplar, tasarım konferansları,
Ambalaj Kütüphanesi ve çeşitli yarışmalar” olduğunu
belirtmiş ve müze projesinin ilk adımı olan Ambalaj
e-Müzesi için çalışmaların sürdüğünü söylemiş.
Sadettin Korkut, ambalajların birer çöp olmadığını,
ambalajların kullanım ömürlerini tamamladıktan sonra
geri dönüşüm sürecine girmesi
gerektiğini belirttikten sonra, tüketicilerin son yıllarda çevre duyarlılığının
artmasıyla ambalajların çöpten
ayrı toplanması gerektiğiyle ilgili
önemli bir bilinçlenme yaşandığını
vurgulayarak şunları da kaydetmiş:
“Dolayısıyla ambalaj teknolojisi de
hızla gelişiyor. Ambalaj üretiminde
minimum hammadde, doğal kaynak
ve enerji kullanımı ile sürdürülebilir üretim sağlanabilmesi için
detaylı çalışmalar yapılıyor. Örneğin,
Türkiye’de içme suyu pet şişeye
ilk girdiğinde ambalajın ağırlığı 22
gramdı. 6-7 yıl önce 13 grama indi.
Bugün, yarım litrelik suyun pet
ambalajının ağırlığı 10,5 grama inmiş
bulunuyor. Yakında 10 gramın altına
da inecek. Ambalaj satılabilirliğini
sağladığı ürünün yüzde 2-5 (ortalama yüzde 3,5) civarında bir maliyetini oluşturuyor. Bu
oranın nispeten daha lüks tanımlanacak emtiada yüzde 10
civarında olduğu kabul ediliyor.”
Ambalajın ürün kaybını en aza indirdiği için maliyetten tasarruf sağladığını anlatan Korkut, dünyada en
önemli sorunlarından birinin yüz milyonlarca insana
sağlıklı ve besleyici gıdaların ulaşamaması olduğunu
söylemiş. Korkut, bugün dünyada her 8 kişiden birinin
aç yattığını, doğru ambalajlarla, her gün daha fazla
insana gıda ulaştırılabileceğini ifade etmiş. Ambalaj ve
dağıtım sistemlerinin yeterli olmadığı bölgelerde, gıdaların
yüzde 50’ye varan oranlarda israf olduğunu ve tüketiciye
ulaştırılamadığını aktaran Korkut, ambalaj tüketiminin
yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde, örneğin Batı Avrupa’da
gıdaların sadece yüzde 2-3’ünün israf olduğunu söylemiş.
Türkiye’de ise her yıl 1,5 milyar liralık ekmeğin çöpe
gittiğine dikkati çeken Korkut, sözlerini şöyle tamamlamış:
“Ambalaj sayesinde ekmek israfını yüzde 50 azaltmak
mümkün. Ekmek israfı nedeniyle 2012 yılında 1,6 milyar
liralık ekonomik kayıp meydana geldiğini biliniyor.
ASD, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Toprak
Mahsulleri Ofisi koordinasyonuyla 2013 yılında başlatılan
‘Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası’ sayesinde günde
1 milyon 50 bin, yılda ise 384 milyon adet ekmek çöpe
atılmaktan kurtarıldı. Yaş, sebze meyve, bakliyat, et ve süt
ürünlerinde de benzer adımlar atılması elzemdir. Büyük
emeklerle üretilen yaş sebze ve meyvedeki yıllık kayıp
16 milyar liraya ulaştı. Bakliyat ürünlerinde de maalesef
benzer sorunlar yaşanıyor. Oysa ambalaj sayesinde gıda
ürünlerinin çöpe değil, sofralara gitmesini sağlayabiliriz.”
ENDÜSTRİ OTOMASYON
21
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
AMBALAJ SEKTÖRÜ’NÜN RESMİ DEĞERLENDİRMESİ
■ Peki, Ambalaj Sektör’ünü devler
nasıl görüyor? Bu sorunun cevabı için,
Ekonomi Bakanlığı’nın 2014 tarihli
“Ambalaj Sektörü” raporuna bakalım.
Şöyle deniliyor raporda: “Türkiye
ambalaj sanayi hızlı gelişen bir sektördür. Son beş yılda ortalama % 6
oranında büyüyen ambalaj sanayi, 2009
yılındaki %5’lik küçülmenin ardından
2010 yılında %17,6’lık büyüme ile
hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir.
Hızlı kentleşme, nüfus artışı, yaşam
standartlarının yükselmesi, kadınların
iş hayatına katılımındaki artış, tüketim
alışkanlıklarındaki değişmeler, alışveriş
merkezlerinin yaygınlaşması ile perakende alışveriş eğiliminin artması,
tüketim ürünlerine olan talep artışı
ve ihracatın artması sektörün hızlı
gelişmesindeki başlıca etkenlerdir.
Türkiye’de ambalaj malzemesi üreten
24
yaklaşık 3000 firma mevcuttur. Bu
firmaların büyük çoğunluğu orta ve
küçük ölçekli firmalardır. 53 ambalaj üreticisi iş hacmi bakımından
Türkiye’nin en büyük 1000 şirketi
arasındadır. Ambalaj sektöründeki firmalar yoğun olarak İstanbul, İzmir,
Bursa, Ankara, Konya, Kocaeli,
Gaziantep, Adana, Kayseri ve Manisa’da
faaliyet göstermektedir.
Sektörde faaliyet gösteren firmalar; plastik, kâğıt-karton, metal, cam
ve ahşap ambalaj olmak üzere beş
ana grupta üretim yapmaktadırlar.
Toplam ambalaj sanayi üretimi
yıllık miktar olarak 5,5 milyon ton
civarında olmuştur. 2010 yılında 7,9
milyar $ olarak gerçekleşen sektör
büyüklüğünün 2011 yılında 9 milyar
dolar olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Ambalaj tüketimine alt gruplar
bazında baktığımızda; %39 kâğıt, kar-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ton ve oluklu mukavva ambalajlar, %
33 plastik ambalajlar, %13 cam ambalajlar, %8 ahşap ambalajlar ve %7
metal ambalajlar oluşturmaktadır.
Türkiye’de plastik ambalaj üretimi
yaklaşık 1,8 milyon tonun üzerindedir.
Türk PE ve PP dokuma torbalar ve
çuvallar sektörü önemli üretim ve ihraç
kapasitesine sahiptir.
Kâğıt, karton ve oluklu mukavva ürünleri, ambalaj sanayinin önemli sektörlerden biri haline gelmiştir ve ambalaj
sanayindeki üretimin %39’u bu sektöre
aittir. Kâğıt, karton ve oluklu mukavva
ürünleri sektörünün toplam üretimi 2,1
milyon tonun üzerindedir.
Metal ambalajların üretim kapasitesi
600 bin tona ulaşmıştır. Üretimi ise
388 bin ton civarındadır ve ambalaj
sanayi üretiminde %7’lik paya sahiptir.
Türkiye gelişmiş bir cam sanayine
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
sahiptir. Cam sanayinde, Türkiye Şişe
ve Cam Fab. A.Ş. iç pazara hâkim
durumdadır ve Türkiye’nin yıllık toplam
cam üretiminin yaklaşık % 90’ını
üretmekte ve dünyada bu sektördeki ilk 25 firma arasında 12. sırada
bulunmaktadır. 26 şirketten oluşan bu
grup her çeşit camı üretmektedir. Grup
içinde yer alan Anadolu Cam, cam
ambalaj üretmektedir. Türkiye toplam
2.2 milyon ton cam üretim kapasitesine sahiptir. Bu kapasitenin 750
bin tonu cam ambalaj ürünleri içindir.
Anadolu Cam, cam ambalaj ihracı yanı
sıra ambalaj üretim teknolojileri de
ihraç etmektedir. Cam ambalaj, geri
dönüşümün büyük önem kazandığı
günümüzde, özellikle gıda sektöründe
kullanılmaktadır.
Ahşap ambalaj; en çok tarımsal
ürünlerin (yaş meyve, sebze vb.)
ambalajlanmasında kullanılan ahşap
kutu, kasa ve paletlerden oluşmaktadır.
Toplam kapasite yıllık 600 bin ton
civarındadır ve çeşitli ahşap ambalaj
malzemeleri yıllık üretimi 440 bin tonu
geçmiştir. Sektörde ISO ve yeni ISPM
15 standartlarında üretim yaygındır.
Ayrıca Türk ambalaj sektörü kalitede
dünya standartlarına ulaşmıştır. ISO
9000, ISO 14001 ve ISO 22000 alan
firma sayısında önemli bir artış vardır.
Sektörde araştırma ve geliştirme ve bu
bağlamda yapılan ambalaj tasarımları
dünya çapında rekabet edebilmek için
büyük önem kazanmış durumdadır.
Türk ambalaj üreticileri ulusal ve
uluslararası çevre düzenlemeleri ile
ilgili gelişmeleri yakından takip etmekte ve bu düzenlemelere uyum göstermektedirler. Yürürlükte olan “Ambalaj
Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ile
a) Çevresel açıdan belirli ölçütlere, temel şart ve özelliklere sahip
ambalajların üretimi,
b) Ambalaj atıklarının oluşumunun
önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının tekrar kullanım, geri
dönüşüm ve geri kazanım yolu ile
bertaraf edilecek miktarının azaltılması,
c) Ambalaj atıklarının çevreye zarar
verecek şekilde doğrudan ve dolaylı
olarak alıcı ortama verilmesinin önlenmesi,
ç) Ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi içinde, kaynağında ayrı
toplanması, taşınması, ayrılmasına
ilişkin teknik ve idari standartların
oluşturulması amaçlanmıştır.
İhracat: Türk ambalaj sanayi ürünleri ihracatı 2011 yılında 3,1 milyar
dolar olmuştur. Ayrıca büyük miktarda
ambalaj, ihraç ürünü ambalajı olarak
dolaylı yoldan ihraç edilmektedir.
Ambalaj sanayi ihracatı son beş yılda
yıllık ortalama % 14 oranında artmıştır.
Küresel krizden dolayı pazarlarda meydana gelen daralma nedeniyle ambalaj
ürünleri ihracatı 2009 yılında yaklaşık
% 15 oranında azalmıştır. 2010 yılında
ihracat yeniden ivme kazanarak % 22
oranında artmış, 2011 yılında ise artış
% 24 seviyesinde gerçekleşmiştir.
2011 yılında ambalaj sanayi ihracatında
% 69’luk payı ile plastik ambalaj ürünleri ilk sırayı almaktadır. Plastik ambalaj ihracatı bir önceki yıla göre % 26
artarak 2011 yılında 2.142 milyon dolar
olmuştur. İhraç edilen başlıca plastik
ambalaj ürünleri; PP levhalar ve filmler;
PE torbalar ve çantalar; PE veya PP
şeritlerden örme torbalar ve çuvallardır.
Türkiye 2010 yılında % 18,3’lük pay
ile Çin’den sonra dünyanın en büyük
FIBC (“Flexible Intermediate Bulk
Containers” - “esnek orta boy dökme
yük konteynerleri”) ihracatçısıdır. İhraç
edilen diğer plastik ambalaj ürünleri;
kapaklar, kaplar, damacanalar, şişeler
ve benzeri eşyalardır.
İhraç edilen diğer önemli ambalaj grubu
ise % 18’lik ihracat payı ile kâğıt ve karton ambalaj ürünleridir. 2011 yılında
kâğıt ve karton ambalajların ihracatı
567 milyon dolar olmuştur. İhraç edilen başlıca ürünler, kâğıt ve kartonlar,
oluklu mukavva, kutular, sandıklar ve
diğer ambalajlama kaplarıdır.
Diğer önemli ambalaj grubu, toplam
ambalaj sektöründeki % 9’luk ihracat payı ile metal ambalajdır. İhraç
edilen başlıca ürünler; alüminyum
fıçılar, diğer metal fıçılar, konserve
kutularıdır (sert veya katlanabilir kutular dâhil). 2011 yılında metal ambalaj
ürünlerinin toplam ihracatı 281 milyon
ENDÜSTRİ OTOMASYON
dolar olmuştur. Cam ve ahşap ambalaj
ürünleri diğer önemli ihracat ürünlerdir. Bu ürünler; damacanalar, şişeler,
mataralar, kavanozlar, ampuller, ahşap
kutu ve paletlerdir. 2011 yılında cam
ambalaj ihracatı yaklaşık 31 milyon
dolar, ahşap ambalaj ihracatı ise 37
milyon dolar olmuştur.
Türk ambalaj sanayi ürünleri 200 üzerinde ülkeye, AB ülkeleri başta olmak
üzere Bağımsız Devletler Topluluğu,
Doğu Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine
ihraç edilmektedir. Ülkeler bazında
baktığımızda ise 2011 yılında Almanya,
İngiltere, Irak, Fransa, İran, Hollanda,
İtalya, İsrail, Rusya Federasyonu ve
Romanya başlıca ihracat yaptığımız
ülkelerdir. 2011 yılında ambalaj sanayi
ihracatında Almanya’nın payı % 9,
İngiltere’nin payı % 7, Irak’ın payı %
7, Fransa’nın payı % 6 ve İran’ın payı
% 5 olmuştur.
İthalat: Türkiye’nin ambalaj malzemeleri ithalatı 2011 yılında yaklaşık
3,1 milyar dolar olmuştur. 2010 yılına
göre yaklaşık % 19 oranında artmıştır.
En önemli ithal kalemleri olan plastik ambalajlar ambalaj ithalatının %
49’unu, kâğıt, karton ve oluklu mukavva ambalajlar ambalaj ithalatının %
42’sini oluşturmaktadır.
Ambalaj malzemeleri ithalatımızda
başlıca ülkeler Almanya, İtalya, Çin,
ABD, Fransa, Güney Kore, İngiltere,
Finlandiya, İspanya ve Belçika’dır.
Ambalaj malzemeleri ithalatımızda
Almanya’nın payı % 22, İtalya, Çin ve
ABD’nin payları % 10 ve Fransa’nın
payı % 5 olmuştur.
Dünya Ticareti: Dünya ambalaj sanayi pazarı 670 milyar dolar
büyüklüğündedir ve sektörde yıllık ortalama % 3 büyüme gerçekleşmektedir.
Sektör büyüklüğünün 2016 yılında
820 milyar dolara ulaşacağı tahmin
edilmektedir. Pazarın % 41’ini plastik
ambalaj, % 31’ini kâğıt-karton ambalaj,
% 15’ini metal ambalaj, % 7’sini cam
ambalaj oluşturmaktadır.
Ambalaj sanayisi sektöründe büyümeyi
sağlayan etkenler kentleşme, inşaat ve
konut yatırımları, gelişmeye başlayan
25
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
sağlık hizmetleri sektörü ve Brezilya,
Çin, Hindistan ve bazı Doğu Avrupa
ülkeleri gibi gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı büyüme olarak sıralanabilir.
Gelişmekte olan bölgelerde harcanabilir kişisel gelirde yaşanan
artışlar tüketimi artırmakta ve artan
tüketim sonucunda ambalaj talebi de
yükselmektedir. Örneğin, tüketiciler
üzerindeki zaman baskısı nedeniyle
çamaşır ve bulaşık makinesi gibi beyaz
eşyalarda yaşanan talep artışı, sadece
bu eşyaların paketlenmesi için gerekli
olan ambalaj talebini değil, bu makinelerin çalıştırılması için gerekli olan
ev bakım ürünleri talebini ve dolayısıyla
bu ürünler için gerekli ambalaj talebini
de artırmaktadır.
2016 yılına kadar 43 milyar dolar
büyüyeceği tahmin edilen gıda
ve içecek piyasası, gıda ve sağlık
hizmetleri ambalajlarının, global ambalaj piyasasında en büyük nihai kullanım
ürünü olarak kalmasını sağlamaktadır.
2016 yılına kadar sağlık hizmetleri
ambalaj piyasasının her yıl ortalama
%4,5 ve kozmetik ambalajı piyasasının
her yıl ortalama %4,2 büyüyeceği tahmin edilmektedir.
2010 yılında, 137 milyar dolarlık talep
ile ABD ambalaj sanayi piyasasında
en büyük tüketici olmuştur. ABD’nin
en yakın takipçisi 80 milyar dolarlık
taleple Çin’dir. 2017 yılında Çin’in
ABD’yi geçmesi ve Hindistan’ın ambalaj talebini ikiye katlayarak ilk on
ambalaj talep eden ülke arasına girmesi beklenmektedir. 2010 yılı dünya
ambalaj sanayi ihracatı yaklaşık 232
milyar dolar olmuştur. Bir önceki yıla
göre % 18 oranında artmıştır. Dünya
ambalaj ihracatının % 56’sını plastik
ambalaj, % 31’ini kâğıt-karton ambalaj
oluşturmaktadır. Sırasıyla ihraç edilen
diğer ambalaj ürün grupları; metal,
cam ve ahşap ambalajlardır. Dünyanın
en büyük ambalaj ihracatçı ve ithalatçı
ülkeleri Almanya, ABD, Çin, Japonya
ve İtalya’dır.
Dünya ambalaj sanayi ithalatı 2010
yılında 232 milyar dolar olmuştur.
Dünya toplam ambalaj ithalatının %
26
56’sını plastik ambalajlar, % 31’ini
kâğıt-karton ambalajlar, % 6’sını
metal ambalajlar, % 3’ünü cam ambalajlar ve % 1’ini ahşap ambalajlar
oluşturmaktadır. Dünyanın en büyük
ambalaj ithalatçı ülkeleri sırasıyla
ABD, Almanya, Çin, Fransa, İngiltere,
Meksika, Kanada, İtalya, Belçika ve
Güney Kore’dir.”
Ambalaj Sektörü’ne belki yarı-resmi bir
bakış ise, İşte Kobi sitesinde: Sitedeki
verilere göre; “Ambalaj sektörü üretim
dallarına göre başta oluklu mukavva
olmak üzere, plastik, fleksibıl (esnek),
metal ve cam ambalaj gibi birçok
alt sektörü bünyesinde barındırıyor.
Son yıllarda Türkiye’nin bu alanlarda gösterdiği gelişim dikkatlerden
ENDÜSTRİ OTOMASYON
kaçmıyor. Sektörün ihracat haritasında
ilk üç sırayı AB’nin en büyük ve kalite
konusunda en seçici ülkeleri olan
Almanya, İngiltere ve Fransa’nın
alması, Türk ambalaj sektörün ulaştığı
noktayı net biçimde ortaya koyuyor. Büyüme çıtasını daha da yukarı
çıkarmakta kararlı olan Türk ambalaj
sanayi, “Avrasya’nın Ambalaj Merkezi”
olma hedefinde emin adımlarla
ilerliyor. Türkiye’de 1960’lı yıllarda
ambalaj malzemeleri; kâğıt, karton,
selofan, cam ve ahşaptan oluşuyordu.
İhracatta tahta kutu ve sandıklar ile jüt
çuvallar kullanılıyor, bunların dışındaki
ambalajlar maliyeti artıran lüks malzemeler olarak görülüyordu.
1970’li yıllarla birlikte ambalaj sanay-
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
inin özellikle de ihracattaki önemi kavrandı. Aynı dönemde
pek çok ülkenin ambalajlama enstitüsü olduğu biliniyordu.
Ülkemizde de 1977 yılında Ambalaj Araştırma Merkezi’nin
kurulması çalışmaları başladı.
Türkiye’de ambalaj sektörünün ilk gelişimi teneke kutu
dalında oldu. Bu dönemde ilk kez kendi ürünlerini ambalajlamak için ambalaj üretimi yapan işletmelerin dışında yalnızca
ambalaj üreten işletmeler kurulmaya başladı. Teneke kutu
alanında yaşanan bu gelişme daha sonra karton ambalaj ve
plastik ambalaj alanlarına da yayıldı.
1980’li yılların başında ise ülkemizde ilk kez pet şişe üretilmeye başladı. Su ambalajlamada kullanılmaya başlanan
pet şişeler çok kısa süre içinde sıvı gıda maddelerinin
ambalajlanmasında yaygın halde kullanılır hale geldi. Bu
durum çok eski bir geçmişe sahip olan cam ambalajın
pazar kaygısı ile teknolojisini yenilemesine neden oldu. Yine
1980’li yıllarda ithal edilen alüminyum kutu ülkemizde de
üretilmeye başladı.
Türkiye’de oluklu mukavva sanayinin kurulması da Seka’nın
1954 yılında İzmit tesislerinde ilk oluklu mukavva fabrikasını
işletmeye açması ile gerçekleşti. Özel sektör 1960 yılından
sonra oluklu mukavva yatırımına ve üretimine ilgi duymaya
başladı. Türkiye oluklu mukavva sanayinin en hızlı gelişme
dönemi 1981-1995 yılları arasında oldu.
Büyük kuruluşların bazıları 1981 yılından başlayarak gelişmiş
teknolojiye dayanan yüksek kapasiteli yatırımlara yönelmiş
bazıları da ikinci ve üçüncü oluklu hatlarını işletmeye
almışlardır. Türkiye oluklu mukavva sanayinde yer alan tek
kamu kuruluşu alandan çekilmiştir. Bugün sektörde 2 bin
800 civarında firmanın faaliyet gösterdiği tahmin ediliyor.
Sektörel Panorama: Türkiye, imalat sanayindeki genişlemelere
cevap verebilecek bir ambalaj üretim altyapısına sahip.
Hızlı kentleşme, nüfus artışı, yaşam standartlarının yükselmesi, kadınların iş hayatına katılımındaki artış, tüketim alışkanlıklarındaki değişim, alışveriş merkezlerinin
yaygınlaşması ile perakende alışveriş eğiliminin artması,
tüketim ürünlerine olan talep artışı ve ihracatın artması
sektörün hızlı gelişmesindeki başlıca etkenleri oluşturuyor.
Türk ambalaj sektöründe, yeni teknoloji ile geliştirilmiş
modern tesisler, kalite konusunda ulaşılan nokta ve esnek
çalışma yapısı, AB gibi daha rekabetçi tedarikçi arayışı
içinde olan coğrafyalarda Avrasya’nın Ambalaj Merkezi olma
hedefine ulaşma şansını artırıyor. Büyüme trendinde hız
kesmeyen ambalaj sektörü 2013 yılında yaklaşık 16 milyar
dolarlık bir hacme ulaştı. Türkiye ambalaj sektörü ürünleri,
dünya çapında 177 ülkeye ihraç ediliyor. Sektör, AB pazarı,
Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar gibi çevre
bölgelerde oldukça güçlü. Ambalaj üreticileri, Cumhuriyetin
kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023 yılında toplam ihracatı
10 milyar dolara taşımayı hedefliyor.
Türkiye Ambalaj Sektörü 2014 İhracat ve İthalat Raporu’na
göre, 2013 yılının ilk altı ayında 678 bin ton olan ambalaj
ihracatı 2014 yılının aynı döneminde 697 bin ton olarak
gerçekleşti. Değer olarak ise 2013’ün ilk yarısında 1.8
milyar dolar olan ihracat, 2 milyar dolar oldu. 2014’ün ilk
altı ayında toplam ambalaj ihracatında Almanya, Irak ve
İngiltere’nin değer bazında en çok ambalaj ihracatı yapılan
ülkeler olduğu görülüyor. 2013 yılının ilk altı ayında 901
bin 814 ton olan ambalaj ithalatı, 2014 yılının aynı döneminde 980 bin 817 ton olarak gerçekleşti. Değer bazında
ise 1.6 milyar dolar olan 2013 ilk yarı rakamı, 2014’ün ilk
altı ayında 1.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılının
ilk altı ayında ambalaj ithalatında Almanya, Çin ve ABD’nin
değer bazında en çok ambalaj ithalatı yapan ülkeler olduğu
gözlendi. Ambalaj sektörü, 2013 yılında ise bir önceki yıla
göre değer olarak yüzde 17 büyüyerek 16 milyar dolarlık bir
pazar hacmine ulaşmıştı.
Türkiye’de son 10 yılda ambalaj tüketiminin iki kat arttığı
görülüyor. Ambalaj sektörü, yarattığı istihdam ile de Türkiye
ekonomisine katkı sağlamayı sürdürüyor. Bu yıl yayınlanan
ve Türkiye’nin en büyük sanayi şirketlerinin sıralandığı İSO
500 ve İSO İkinci 500 listelerinde 53 ambalaj firması yer
alıyor ve bu firmalarda 20 bin kişinin üzerinde istihdam
sağlandığı görülüyor.
Türkiye’nin 2023 vizyonu içinde ambalaj sektörünün de
hedefleri bulunuyor. Sektör, 2023’te pazar büyüklüğünü 30
milyar dolara, kişi başı tüketimi yıllık 300 dolara, ihracatı ise
10 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
Ambalaj sektörünün gelişiminin, bir ülkenin gelişmişliğiyle
orantılı olduğuna dikkat çeken sektör oyuncuları, Batı
Avrupa’da, ambalajlama sayesinde gıdalarda yüzde 2-3
oranında israf söz konusu olurken, Türkiye’de her yıl 16
milyar TL değerinde taze meyve ve sebze ile yaklaşık 1.5
milyar TL değerinde ekmeğin birçok farklı nedenle israf
edildiğini belirtiyor. Sektör aktörleri, gerek ekmeğin gerekse bakliyat ve yaş meyve-sebzenin ambalajlanmasının
gerektiğini uzun süredir gündeme getiriyor.
Değişen yaşam koşulları ve tüketici bilincinin artması
ile birlikte ambalajlı ürüne talep artık daha fazla. Büyük
şehirlerin yanı sıra büyük market ve perakende zincirlerin
Anadolu’da da yaygınlaşması, ambalajlı ürün talebininim
bu bölgelerde yaygınlaşmasını sağlıyor. Ambalaj sanayiinin
çalışma alanlarının dünyada ve Türkiye’de yaklaşık yarısını
gıda sektörü oluşturuyor. Bu noktada ambalaj sanayii için
hijyen, oldukça önemli. Sektör aktörleri, merdiven altı üretimin, ambalaj sektörünün de önemli sorunlarından olduğunu
söylüyor. Kayıt dışı üretimler, hijyenik olmadığını aktaran aktörler, yaratılan haksız kazançlardan dolayı sektörün
gelişimine de zarar verdiğini belirtiyor.
Sektör, geri dönüşüm bilincinin yerleşmesiyle gelişecek
Ambalaj, Türkiye’de hızlı büyüme gösteren sektörler arasına
bulunuyor. İmalat sanayi paralelinde ambalaj sektörü de,
ENDÜSTRİ OTOMASYON
27
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
oluşan talebi karşılayacak şekilde gelişiyor. Ambalajın hammaddesinde atıklar, önemli yer kaplıyor. Buna rağmen sektör aktörleri, atıklardan yeterince faydalanılmadığına işaret
ediyor. Türkiye’de oluklu mukavva üretiminin yaklaşık yüzde
70’inin geri dönüşümden elde edildiğini belirten sektör
temsilcileri, Avrupa’da yüzde 75 olan kâğıt geri dönüşüm
oranının Türkiye’de yüzde 5 olduğunu söylüyor. Türkiye’de
entegre bir atık yönetimi uygulaması olmadığını da dile getiren sektör aktörleri, kaynağında ayrıştırılmayan, düzensiz
toplanmış atıkların kullanılamadığını bildiriyor. Bazı özel
ve kamu kurum ve kuruluşlarının geri dönüşüm bilincinin
artırılmasına yönelik verdiği eğitim ve yaptıkları çalışmaların,
sektörün kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlayacağı
vurgulanıyor.
Son olarak, TOBB tarafından yayınlanan Nisan 2015 tarihli
“VIII. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası” kitabında, Türkiye
Ambalaj Meclisi verilerine bakalım. Meclisin verileri şöyle:
Her 1.000 istihdamda sektörün istihdamı
Sektördeki her 1.000 istihdamda mühendis sayısı
Her 1.000 işyerinde sektörün işyeri sayısı
2014’te açılan her 1.000 şirkette sektörün şirket sayısı
İhracat (milyar $)
İthalat (milyar $)
En Büyük 1000 Sanayi Kuruluşu arasında sektörün kuruluş sayısı
En Büyük 500 Şirketi arasında sektörün şirket sayısı
22
27
14
14
4.0
3.6
36
10
TOBB Türkiye Ambalaj Meclisi, ayrıca sektörün sorunlarını
da çözüm önerileriyle birlikte sıralamış. Meclise göre;
Sorun 1: Ambalaj sektöründe ara mamul ithalatının
yüksek olması
Açıklama: Ambalaj sektörünün toplam ihracat ve ithalatı
incelendiğinde, ciddi oranda ara mal açığı olduğu görülmektedir. Ülkemizde kâğıt/karton üretiminde ürün çeşitliliği
sınırlıdır. Atık kâğıtların ihraç edilmesinden dolayı hammadde yetersizliği yaşanmaktadır.
Çözüm Önerisi: Toplanan atık kâğıtların yurtiçinde geri
dönüştürülmesi teşvik edilmeli ve geri dönüşümün belgelendirilmesinin denetimi Maliye Bakanlığı tarafından fatura
üzerinden yapılmalıdır.
Sorun 2: Enerji maliyetlerinin yüksek olması
Açıklama: Yüksek elektrik enerjisi maliyetleri ve maliyetler
üzerindeki ilave fon ve kesintiler ambalaj sektörünün rekabet
gücünü sınırlandırmaktadır.
Çözüm Önerileri:
• Başta TRT payı olmak üzere, elektrik enerjisi üzerinde üreticiye yönelik her türlü fon ve kesintiler kaldırılmalı,
• Hafta sonu ve bayram tatillerinde gece tarifesi uygulanmalı,
• Yaz aylarında puant saati uygulaması, 20:00-22:00 saatleri
arasına indirilmeli,
• Bireysel tüketici ile sanayiciye uygulanan elektrik enerjisi fiyatları arasındaki fark AB ülkeleri ile aynı seviyeye
yükseltilinceye kadar, sanayinin kullandığı elektrik enerjisi
fiyatlarına zam yapılmamalıdır.
28
Sorun 3: Ambalaj sanayicileri ve ambalajlama makineleri
üreticilerine yönelik teşviklerin yetersiz olması
Açıklama: Bölgesel teşvikler ve Ar-Ge teşvikleri sektörün
yapısına uymamakta ve yetersiz kalmaktadır. 5746 sayılı
Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun’da yapılan değişiklik ihtiyacı karşılamamıştır.
Çözüm Önerileri:
• Sektör için, işletmede çalışan sayısına bağlı bir oran
uygulanmalı, Ür-Ge ve üretimde çalışan mühendisler de
Ar-Ge personeli olarak kabul edilmeli,
• Sektör için teşvikler bölge farkı gözetmeksizin
uygulanmalıdır.
Sorun 4: Ambalaj atıklarının yönetimi ile ilgili uygulamalardan kaynaklanan sorunların devam ediyor olması
Açıklama: 28035 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak
yürürlüğe giren Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği,
paydaşlar tarafından farklı yorumlanabilmektedir. Sanayi
kuruluşlarından yükümlülüklerini yerine getirenler, sistem
içerisinde yer alanların yalnızca %20 kadarını oluşturduğu
için bu durum haksız rekabete yol açmaktadır. Toplamalar
ile ilgili doğrudan sorumlu kılınan yerel yönetimlerin sistem
içinde verimli bir şekilde yer almaması, ayrı toplama
uygulamalarının yaygınlaşmasındaki en büyük engellerden
biridir.
Çözüm Önerileri:
• Mevzuatın uygulanmasında yaşanan sorunlardan dolayı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının merkezde ve il teşkilatlarında
bürokratik kapasitesi geliştirilmeli, piyasa gözetimi ve denetimi artırılmalı,
• Uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi ve diğer sorunlara yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacı ile söz
konusu Yönetmelik’te geçen Ambalaj Komisyonu yeniden
toplanmalıdır.
Sorun 5: 28801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması
Hakkında Yönetmelik gereği kullanılacak Ambalajların tipmodel uygunluk onaylarının ve testlerinin tümünün TSE
tarafından yapılması
Açıklama: Gerekli alt yapı sağlanmadan yürürlüğe giren
Yönetmelik gereği, kullanılacak ambalajların tipmodel
uygunluk onayları ve daha sonraki periyodik ve periyodik
olmayan test ve denetimlerinin tamamı TSE tarafından
yapılmaktadır. Konu yükleyicileri, dolduranları, taşımacıları
ve araç sürücülerini doğrudan ilgilendirirken, kullanılacak
ambalajların onay, test ve denetimlerinin hepsinin bir
kuruluş tarafından yapılacak olmasının dünyada başka bir
örneği yoktur.
Çözüm Önerileri:
• Ambalajların modellerini belirleyecek ve uygunluğunu test
edecek mevcut donanımlar için hali hazırda mevcut olan
üniversite ve özel sektör laboratuvarlarından yararlanılmalı,
• TSE bu kuruluşları yetkilendirmeli ve düzenli olarak
denetlemelidir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Söyleşi / Yiğit Küntan - Mitsubishi Electric
“Mitsubishi Electric Olarak, Yaptığımız Ambalaj
Otomasyonlarıyla Kesin Çözüm ve
Güvence Sağlıyoruz.”
Türkiye’de fabrika otomasyon sistemlerinin yanında, klima, uydu, asansör, görsel veri sistemleri ve raylı sistemler için elektrik ekipmanlarının da dâhil olduğu altyapı ürünleri alanlarına yoğunlaşan Mitsubishi Electric Türkiye, Ambalaj üretim sanayinin yükselen oyuncularından biri.
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Satış – Pazarlama Yöneticisi Sn. Yiğit Küntan ile Mitsubishi Electric’in Ambalaj üretim
sektöründeki faaliyetlerine ilişkin keyifli bir sohbet gerçekleştirdik
■ Endüstri Otomasyon: Sayın Küntan, ürünlerinizin çeşitliliğini, otomasyon alanında her türlü sektöre üretim
yaptığınızı biliyoruz. Bu bağlamda özellikle ambalaj ve
paketleme sektörüne yönelik olarak uygulamalarınızdan
bahseder misiniz?
Yiğit Küntan: Ambalaj ve paketleme sektörünün genel
ihtiyacı, hızlı ve hassasiyeti yüksek üretim yapmaktır.
Bu açıdan bakıldığında hızlı ve hassas makineler üretmek
kadar, bakım ve arıza sebebiyle yaşanan üretim süreçlerindeki durma, aksama gibi olumsuz durumları azaltarak,
“Biz Mitsubishi Electric olarak üstün teknoloji ve dayanıklılığı
sayesinde uzun yıllar sorunsuz çalışma garantisi verebilmekteyiz”
üretim optimizasyonunu sağlamak üretimin sürdürülebilir
olması açısından çok önemlidir. Dünyadaki büyük üreticiler arasında bulunan Mitsubishi Electric, imalat prosesleri ve ürün geliştirme alanlarında önemli güce sahiptir ve
üretimin hızlandırılması konusunda uzmanlaşmıştır. Burada amaç; mükemmel seviyedeki makine otomasyonlarının,
30
e-F@ctory konsepti ile tam bir tesis entegrasyonunu sağlamak, üretimin hızlandırılıp yönetim seviyesinde takip
edilmesi ve önleyici bakımların planlanma çalışmalarını
yapmaktır.
Makine özelinde incelediğimizde ise; ambalaj ve paketleme sektöründe ambalaj baskı (flexo baskı makinesi), kese
kâğıdı makinesi, flowpack (yatay paketleme), dikey paketleme, thermoform (şekil verme) makinesi, robotlu paketleme
uygulamaları gibi ambalaj üretim sektörünün ihtiyacı olan
tüm sistemlerin otomasyonunu kurabiliyor ve sorunsuz bir
şekilde işlemesini sağlayabiliyoruz.
EO: Söz konusu bu uygulamalarınızın avantajları
nelerdir?
Yiğit Küntan: Ambalaj üretimi yapan işletmeler, bizim uygulama ve çözümlerimiz sayesinde yüksek kapasiteli, kaliteli ve sorunsuz üretim yapabilme olanağına sahip oluyor.
Düşük bakım maliyeti ve kolay devreye alma imkânı ile üretim süreçlerinde avantajlar sağlıyorlar. Biz Mitsubishi Electric olarak üstün teknoloji ve dayanıklılığı sayesinde uzun
yıllar sorunsuz çalışma garantisi verebilmekteyiz. Zorlu or-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Söyleşi / Yiğit Küntan - Mitsubishi Electric
tam şartlarında (yüksek ısı, nem vs.) dahi üstün performans
göstererek üretimin aksamadan ilerlemesini sağlayan ciddi
oyunculardan birisiyiz.
çilen günümüzde, makine ve sistem haberleşmelerinin en
yüksek seviyeye çıkabilmesinde, Mitsubishi Electric’in vizyonsahibi duruşu, teknolojik altyapı zenginliği ve AR-GE’ye
sürekli yatırım yapmasının katkısı da oldukça fazla.
EO: Ambalaj sektöründe en çok öne çıkan ve tercih edilen uygulamanız ve kullanım alanı hakkında bilgi verir
misiniz?
Yiğit Küntan: Özellikle dikey paketleme uygulamasıda ulaştığımız hız ve performans görülmeye değer.
Türkiye’nin sayılı makine imalatçılarıyla OEM Partner
olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Her türlü bakliyat,
EO: Dünya genelindeki pazar payınızdan ve Türkiye pazarındaki konumunuzdan bahseder misiniz?
Yiğit Küntan: Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyonları
alanında da oldukça iddialı bir dünya devidir. Ürün satış
adedi olarak, dünya genelinde birçok ürün grubunda liderliğe emin adımlarla ilerliyor. Özellikle servo motor üre-
şeker, kahve, kuru yemiş, cips, zeytin, kayısı gibi birçok gıda ürünün paketlenmesinin el değmeden, yüksek hızlarda ve hassas olarak yapılabilmesine olanak
sağlıyoruz.
timinde, yıllık 1 milyon adetlere ulaşan üretimi ile liderliği
kimseye kaptırmıyor. Türkiye pazarında da satış grafiği her
geçen gün yükselmeye devam ediyor ve dünya pazarındaki
gücünü ülkemizde de göstermeyi hedefliyor.
EO: Teknolojik gelişmeler ve AR-GE çalışmalarınız hakkında biraz bilgi verir misiniz?
EO: Sektör ile ilgili dünyadaki ve özellikle Avrupa’daki
gelişmeleri nasıl buluyorsunuz? Sizce Türkiye’de sektörle ilgili ne türlü çalışmalar yapılmalı?
Yiğit Küntan: Avrupa’daki merkezimizde başlayan AR-GE
çalışmalarımız sayesinde teknolojik makine üreten yerli
ve yabancı firmalar ile ortak projeler takip ediyoruz, partnerlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikte ürünler üretilmesi
için Japonya fabrikamız ile sürekli olarak kontak halindeyiz. Ayrıca paketleme öncesi ve sonrası insan gücünün
“...sektöre yenilikçi bir bakış açısı ve gelecek kuşaklara doğru aktarım
sağlamak için mesleki gelişimi desteklemek ve meslek liselerinde
ve üniversitelerde sektörel eğitim programları açmak gerekiyor”.
daha efektif kullanılabilmesi adına daha hızlı ve güvenilir
sistemler üretmek için robot destekli sistemler tasarlayıp,
OEM partnerlerimiz ile bunları hayata geçiriyoruz. Üretim
standartlarının hızla yükseldiği ve yeni endüstri evresine ge-
Yiğit Küntan: Ambalaj ve paketleme sektörü, her geçen gün
büyüyen ve Avrupa’nın önem verdiği bir alan haline geliyor.
Avrupa’da insansız üretimi (endüstriyel robot ile üretim)
destekleyecek birçok gelişme var. Dünyanın üstün teknolojiye sahip robotlarını üreten Mitsubishi Electric olarak, Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye’deki
fabrikaların daha kaliteli ve hızlı üretim yapması için, dünyadaki en yeni teknolojik gelişmeler hakkında sanayici ve
iş adamlarının bilgilendirilmesi ve ortak iş geliştirmek için,
teknoloji devi firmalar ile sanayicilerin bir araya gelmesi
önemli. Bunların dışında sektöre yenilikçi bir bakış açısı ve
gelecek kuşaklara doğru aktarım sağlamak için mesleki gelişimi desteklemek ve meslek liselerinde ve üniversitelerde
sektörel eğitim programları açmak gerekiyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
31
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Hibrid Tasarım; Hız Ve Enerji Tasarrufu Sağladı
Plastik Enjeksiyonda Türkiye’de Bir İlk: Hibrid Makine
■ Enjeksiyon bölümü elektrikli, mengene, taşıma ve çıkartma
grupları ise hidrolik sistemden oluşan Türkiye’nin ilk hibrid
plastik enjeksiyon makinası, üstün Kollmorgen mühendisliği
ve Tisse Plastik Enjeksiyon Makinaları firmasının işbirliğiyle
üretildi. Hibrid tasarım, üretimde hız ve enerji tasarrufu sağladı. Standartların çok dışında geliştirilen makinanın tüm yazılımı
Kollmorgen tarafından yapıldı. Özellikle yazılımın firma bünyesinde, sıfırdan oluşturulmasıyla öne çıkan bu proje, 2014 yılında şirket içinde gerçekleştirilen “2014 projeler” yarışmasında
1. seçildi.
eS-Drive450 Tisse Makina, PLASTİK ENJEKSİYONDA İLK HİBRİD MAKİNA: HIZ VE ENERJİ TASARRUFU
Türkiye’de ilk kez hibrid bir plastik enjeksiyon makinası üretildi. Henüz tasarım ve uygulama sürecindeyken dahi, duyanların Türkiye’de yapılabileceğine inanamadığı proje, sektördeki
bakış açısının değişmesine neden oldu. Kollmorgen’in kendi
bünyesinde de çok önem verdiği bu projenin yazılımı da sıfırdan firma bünyesinde yapıldı. Tisse Plastik Enjeksiyon Makinaları firmasının işbirliğiyle geliştirilen hibrid plastik enjeksiyon
makinasında enjeksiyon bölümü 2 adet servo motor ile, mengene, taşıma ve çıkarma grupları ise hidrolik sistemden oluşuyor fakat hidrolik sistemin pompası da servo ile sürüldüğünden sistem full elektrikli hibrid olarak adlandırılabilir. Makinada
enjeksiyon kısmında servo motor kullanılmasındaki amaç, çok
önemli hız artışları, ve hassas basınç dengesi sağlamaktı ve
bu başarıldı. Artık sıvı plastik çok hızlı bir şekilde kalıba doldurulabiliyor. Hız özellikle ince cidarlı ürünlerin/ambalaj ürünlerinin baskısı için hayati önem taşıyor. Örneğin yoğurt kabı
kapağı gibi ürünler çok çabuk soğudukları için prosesinin bir
an önce tamamlanması gerekiyor. Kollmorgen proje yöneticisi
Şeref Karaoğlan, makinada sağlanan performans ilgili şunları
söylüyor: “Sık sık üreticilerin bu tarz ürünlerde sorunlar yaşadıklarına şahit oluyoruz. Makinanın hibrid olarak tasarlanmasında amaç yalnızca enerji tasarrufu değil aynı zamanda hızlı
hareket edebilmekti. İnsanlar, bu makinanın üretiminin kolay
olmadığını düşündüler çünkü örneğin, 90 mm’lik bir harekette
kalıbın çeşidine göre 10 ayrı hız ve 10 ayrı basınç kademesi
uyguluyoruz(P/Q). Servo motorlarla bunu yapmak gerçekten
kolay değil. Bu işlem için Kollmorgen’ın S600 sürücülerini ve
Kollmorgen PDMM kontrolörlerini kullandık.” “Biz Türkiye’de
yapılamayanları yapmayı amaçlayan bir firmayız. En standart
makinalere bile dikkat çekici özellikleri ekleme gayreti içerisindeyiz” diyerek sektördeki konumlarını özetleyen Tisse Makina
Üretim Müdürü Ömer Şengelen; “Mühendislik süreçlerimizde
ve makine üretimlerimizde Kollmorgen ile yoğun bir işbirliğimiz var. Plastik enjeksiyon makinası yapmayı 2000 yılında
bırakmıştık aslında. Fakat 2008 yılında enjeksiyon şişirme
makinalarında bir açık olduğunu gördük ve yeniden üretime
başladık. Elsim Kollmorgen ile birlikte zaman içerisinde geliştirdiğimiz know-how ve yüksek ürün kalitesi ile üst düzey
segmentte makinalar yapar duruma geldik. Bu son yapmış
olduğumuz plastik enjeksiyon makinasının da ilki çalışmaya
başladı. Kullanıcı firma makinadan çok memnun olduğunu dile
getiriyor. Yeni siparişlerle birlikte üretimi hızlandırdık” sözleriyle Kollmorgen’a neden güvendiğini açıklıyor.
Hızla Birlikte Enerji Tasarrufu Sağlandı
Normal elektrikli enjeksiyon makinalarında genellikle mengene sistemlerinden şikayet edilir. Sıkıştırma oranları daha
azdır, yüksek hızlarda daha büyük giderlere sebep olabilirler.
Enjeksiyon hızlı olabilir fakat mengene eksi yanıdır. Normal
hidrolik enjeksiyon makinalarında mengene istenildiği gibidir
fakat, enjeksiyon hızı ile ilgili şikayetler çoğunluktadır. Maksimum hızları 100mm/s ile 200mm/s aralığındadır. Kollmorgen
işbirliği ile Tisse’nin geliştirdiği hibrid makine bu iki sistemin
en iyi yanlarını bünyesinde barındırmaktadır: Makinanın mengene ve güç gerektiren diğer kısımlardaki sistemin hidrolik ile
çalışmasını sağlarken, hızlı olması gereken enjeksiyon sisteminin ise servo motorlarla çalışmasını sağlayarak 300mm/s
hızlara rahatlıkla çıkılabiliyor. Ayrıca; Bu artılarla da kalmıyor,
hidrolik sistemin pompa kısmını da servo motor kullanarak
enerji tasarrufu ve hidrolik kısımda da hız artışını birlikte elde
ediyor. Kollmorgen proje yöneticisi Şeref Karaoğlan, “Elektrikli
makinaların sevilmesinin bir başka nedeni de enerji tasarruflu
olmasıdır” diyor: “Çünkü eski tip makinalarda hidrolik pompada bulunan standart AC motor, makinanın çalışmadığı zamanlarda da dönmeye devam eder ve siz hiçbir şey yapmasanız
dahi enerji tüketmeye devam eder.”
ENDÜSTRİ OTOMASYON
33
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Aralarındaki iletişimde problem olmasına karşın her türlü önlem alındı. Sistemde 6.5kW’lık Kollmorgen frenleme dirençleri
kullanılıyor. Çünkü vidaların ve bilyaların ivme kazanması ile
birlikte volan etkisi oluşuyor. Şeref Karaoğlan bu noktada hızı
kontrol etmenin bir hayli zorlaştığına dikkat çekiyor: “Burada
kullanmış olduğumuz ürünler Kollmorgen’ın geliştirmiş olduğu, içerisinde plakaların bulunduğu, kademeli frenlemeyi sağlayan ürünlerdir, standart fren dirençleri ile buradaki başarımı
sağlamak imkânsız olurdu.”
Özel Pompa Yazılımı
Özel Valf Teknolojisi
Makinanın hidrolik sisteminde ise kullanılan özel servo valf
sayesinde rejenerasyon yapılıyor. Klasik sistemlerde tanktan
alınıp sisteme basılan yağ 100 birimlik güç üretiyorsa, bu valf
sayesinde sistemden gelen yağ tanka gönderilmek yerine
yeniden sisteme basılıyor. Bu sayede %60’a varan oranlarda
ekstra güç elde ediliyor Şeref Karaoğlan’a göre, ekstra gücün
yanı sıra ekstra hız da elde edilmiş oluyor: “Bunu; arabanın
dinamosunun, aküyü şarj etmesi gibi düşünebilirsiniz. Makinanın enjeksiyon kısmında hız artışı sağladığımız için mengene kısmında standart valfler kullanabilirdik. Fakat bu özel valf
sayesinde hidrolik olan mengene sistemini de sanki elektrikliymiş gibi kullanabiliyoruz ve rejenerasyon sayesinde hızı artırmış oluyoruz.”
Yağlı çalışan sistemlerde çok önemli 2 unsur vardır: Hız ve
basınç. Çalışılan sistemin istenilen basıncı istenilen hızda verebilmesi çok önemlidir. Bu makina için geliştirilen yazılım
tam da bunu sağlıyor. Şeref Karaoğlan; “10 farklı PQ mesafesi
kullanabiliyoruz. Bu avantajı mengene sisteminde de kullanabiliyoruz” diyor ve ekliyor, “Yaptığımız servo motorlu pompa
yazılımımız sayesinde, istenilen hıza 150-200ms gibi bir sürede çıkmış oluyoruz ve bu kadar hızlı olmasına rağmen istenilen
basıncı 2-3 bar hata bandında yakalayabiliyoruz.”
Üstün Kollmorgen Mühendisliği
Kollmorgen’ın üstün makina otomasyon çözümü, yüksek
oranda farklılaşmış makina ve daha kârlı işletme inşa etmeye
yardımcı olmak için yüksek derecede entegre ve sezgisel ya-
İki Ayrı Motordan Paralel Güç
Makinanın şaşırtıcı bir diğer özelliği de enjeksiyonda birbirinden paralel güç alan 2 farklı motor kullanılması. Çok özel
vidalara bağlı olan motorlar senkronize biçimde çalışıyorlar.
Burada kullanılan vidalar 1/10mm’den daha düşük hassasiyetle dönüş yapmaya olanak sağlıyor ve çok yüksek hızlarda dahi
kararlı bir çalışma sağlıyorlar.
Etkin Haberleşme Sistemi
Makinada Barel adı verilen enjeksiyon memesi çift motorlar tarafından itilip çekildiği için hız iki katına çıkmış oluyor. Burada
Kollmorgen’ın mühendislik uzmanlığı devreye giriyor. Şeref
Karaoğlan bu uzmanlık hakkında şunları söylüyor: “Aynı mekanik sistem üzerinde ama birbiriyle bağlantısız 2 motorun bu
kadar uyumlu bir şekilde çalışması, Kollmorgen haberleşme
sistemleri sayesinde gerçekleşiyor. Motorlardan 1 tanesi diğerine göre 1/10mm’den daha yavaş çalışırsa çok özel ve pahalı
olan vidalara zarar verilebilir. Motorların haberleşme süresi ve
senkronizasyonu 1 m/s nin altında oluyor.”
Üstün Frenleme Teknolojisi
Makinada kullanılan motorlar oldukça ağır ve güçlü motorlar.
34
zılım programlama ortamını, sınıfının en iyisi hareket bileşenleri ve sıra dışı ortak mühendislik hizmetlerini bir araya getirir.
Kollmorgen Automation Suite™’nin, geliştirme süresini çarpıcı
şekilde hızlandırdığı, makina üretimini artırdığı, fireyi azalttığı
ve toplam teçhizat etkinliğini (OEE) artırdığı kanıtlanmıştır.
Daha Seri Ve Daha Kaliteli Üretim
• Üretimi zor ve hassas ürünleri yüksek hızlarda üretebilir.
• Güç ve kalitesi, plastik enjeksiyonda yaşanabilen ürün çıkarmama ve fazla fire verme gibi sorunları ortadan kaldırır.
• Diğer makinalara göre %35-40 arasında üretim hızı artışı
sağlar.
• Diğer makinalara göre %35-40 arasında enerji tasarrufu
sağlar.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Mitsubishi Electric İle Dİkey Paketleme Uygulamanızı
Çalıştırın ve Malİyetlerİ Azaltın
değişirken, dikey paketleme uygulamaları temel olarak iki kategoriye ayrılır; Sürekli hareketli torbalama makineleri ve aralıklı hareketli
torbalama makineleri. Besleyiciye giren ürün,
zor akışlı sıvılardan katı maddelere farklılık
gösterebilir ve genellikle makinenin tasarlanmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Önemli Otomasyon Bi leşenleri
Her bir gerçek servo motorun hareketinin
aynı anda başlamasını sağlamak amacıyla,
Basit Hareket Modülü programlama ortamının bir parçası olarak sanal servo motor
hareketine bir elektronik hat mili aracılığıyla
kumanda edilebilir. Bu kontrol işlemi, programın GX Works2 (iQ Works’ün bir parçasıdır)
ile yazıldığı LD77MS kontrolörü üzerinden
gerçekleştirilir.
Uygulama
ÇALIŞMA ŞEKLİ
■ Genel Bakış
Dikey paketleme uygulamalarında, ısıl şekillendirme gerçekleştirilecek şekilde bir rulodan plastik film malzemenin yüksek
doğrulukta çekilmesi ve beslenmesi, hacmin dozajlama ile
ürünle doldurulması, paketin kapatılması ve kesilerek boşaltma konveyörü ile taşınması amacıyla servo motor teknolojisi
kullanılır. Dolum ve kapatma yöntemi makineden makineye
36
Kapatma işlemi, önceden doldurulmuş olan
torbanın üstünün kapatılması ile aynı anda torbanın alt kısmının kapatılmasını sağlayacak şekilde mutlak servo hareketleri
ile gerçekleşir. Her bir tamamlanmış torbayı borudan serbest
bırakacak şekilde malzemeyi kesen bir bıçak hareket eder.
Torba daha sonra kutulamaya taşınmak üzere çıkış bandının
üzerine düşer.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Makine ve Fabrika Otomasyonunda Hareket Kontrol Çözümleri
OMRON
www.omron.com.tr
■ Günümüzün küreselleşen üretim ortamında çözülmesi
gereken farklı ve karmaşık sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Tüketicilerin artan ihtiyaçlarını karşılamak için üreticiler
ürünleri zamanında teslim etme baskısını daha fazla hissetmekte. Hızlı, kaliteli ve sürdürülebilir üretim süreçleri
için yenilikçi teknoloji çözümlerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle büyük üretim süreçlerini barındıran fabrikalarda
bu yenilikçi çözümlere olan ihtiyaç her gün artmaktadır.
Aynı zamanda fabrikalara çözüm sağlayan makine ve sistem üreticileri de bu ihtiyacı karşılamak adına ürünlerini
geliştirmekteler. Hem son kullanıcıya ürün sağlayan üretici
tarafında hem de makine üreticilerinde sistemin kontrolü
için dağınık sistemler kullanmak yerine tüm sistemi tek bir
noktadan kontrol etmek ve kompakt bir kontrol mekanizması kullanmanın katma değer sağladığı artık görülmektedir.
Omron endüstriyel otomasyon çözümleri ile üretim sürecinin verimli, esnek ve küreselleşen üretim ortamına uygun
hale gelmesine yardımcı olmaktadır. Bu kapsamda 2011
yılında Sysmac (System for Machine Automation Control)
platformu ile piyasaya sürdüğü NJ serisi kontrolör ve tamamlayıcı ürünleri, makine kontrolünde hareket kontrol
çözümü ile birlikte tüm sistemin kontrol edilebilirliğini de
arttırmaktadır.
Yeni üretim ortamı hareket kontrolünde hızlı, esnek ve
geliştirilebilir ürünlere ihtiyaç duymaktadır. Sysmac platformu güvenilirlikten taviz vermeden yüksek hızlı hareket
kontrol uygulamalarına cevap verebilecek ürünleri bünyesinde barındırmaktadır.
Sysmac: Tam entegre bir platform
38
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Entegrasyon ve İşlevsellik
Sysmac, otomasyon tesisiniz üzerinde tam kontrol ve
yönetim olanağı sağlayan entegre otomasyonplatformudur.
Bu platformun merkezinde yer alan Makine Kontrolörü
serisi tüm makine cihazlarını senkronizekontrol etme olanağının yanı sıra hareket, robotlar
ve veritabanı bağlantısı gibi gelişmiş işlevsellik de sunuyor.
• Yüksek hassasiyetli algılama ve konumlandırma verilerini
ağ üzerinde senkronize etme
Tek Bağlantı
Birden fazla disiplinin bir araya
getirildiği bu konsept sayesinde
çözüm mimarinizi sadeleştirebilir,
programlamaihtiyacını azaltabilir ve
üretkenliği optimize edebilirsiniz.
Hareket
• Hareket Kontrolü: IDE ile entegre, gerçek zamanlı çalışır
• Standart PLCopen Fonksiyon Blokları veOmron tarafından
oluşturulan hareketfonksiyon blokları
• Konum, Hız ve Tork için doğrudan senkronize kontrol
Güvenlik
• Güvenlikle ilgili tüm veriler ağın tamamında senkronize edilir
• Sessize alma, güvenlik kapısı kilitleme, EDM ve valf
izleme gibi güvenlik fonksiyonları kolayca yönetilir
Bilgi
• Sysmac, SQL gibi veritabanlarıyla gerçek zamanlı iletişim
kurar
• Güvenli Veriler: Bir sunucunun çökmesi veya iletişim
kaybı yaşanması halinde veriler otomatik olarakdahili belleğe
kaydedilir.
• Sysmac, üretkenliği artırmak, ön bakımı kolaylaştırmak
vb. için Veritabanlarıyla yüksek hızda[1000 tablo öğesi/
100 msn] çalışarak Büyük Veriİşleme sürecinin gerçekçi
olmasını sağlar.
Görüntü sistemleri
• Görüntü işleme süresini artırmadan daha yüksek çözünürlükte görüntü elde etme olanağı
• Şekil arama teknolojisi: Pick & Place projeleri için daha
kararlı ve hassas nesne algılama olanağı sağlar
Sorunsuz makine kontrolü ve fabrika otomasyonu
Tek bağlantı ve tek yazılımla tek makine kontrolü: Sysmac
otomasyon platformunuişte böyle tanımlıyoruz.Makine
Otomasyon Kontrolöründe lojik, hareket, güvenlik, robotlar, görüntü sistemi, bilgi, görselleştirme ve ağoluşturma
tek bir yazılımda bir araya getiriliyor: Sysmac Studio.
Bu tek yazılım, özel bir 3D hareket simülasyonuaracı da
içeren gerçek Entegre Geliştirme Ortamı (IDE) sunuyor.
Makine kontrolöründe yerleşik EtherCAT veEtherNet/IP
standart olarak geliyor. Tek bağlantı amaçlı iki ağ, gerçek
zamanlı hızlı makine kontrolü ve veri tesisiyönetimi arasında
mükemmel uyum sağlıyor.
EtherCAT - Makine Kontrolü
• En hızlı döngü süresi: 125 μsn
• 256 adete kadar senkronize eksen
• 512 bağımlı birim
• Omron servo sürücü, inverter, G/Ç, Güvenlik, Görüntü
Sistemleri ve Algılama özelliklerine entegre
• RJ45 konektörleriyle standart STP Ethernet kablosu
kullanılır
Ethernet - Fabrika Otomasyonu
Robotlar
• Tek kontrolör ile 8 adete kadar Delta robot
• Zamana dayalı Robot Fonksiyon Blokları programlamayı
kolaylaştırır
Algılama
• Proses parametre ayarlama ve ön bakım fonksiyonları için
tam kontrol olanağı
• Birebir kontrolör haberleşmesi
• Sysmac Studio , NA HMI veya SCADA yazılımı içeren
arabirim
• Microsoft SQL Server, Oracle, IBM DB2, MySQL ve
Firebird için veritabanı bağlantısı
• FTP sunucusu
ENDÜSTRİ OTOMASYON
39
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
değişiklikyapılabilir.
Genel
amaçlı hareketkontrolü sağlamak amacıylaHareket Kontrol kütüphanesiiçin PLCopen
Fonksiyon Bloklarısunulmaktadır.
Güvenlik
Fonksiyon Bloğu Şeması editörü 46 güvenlik FB/FN öğesine
sahiptir.
Güvenlik ile ilgili olarak IEC
61131-3standardı programlama gereklilikleriyleve PLCopen Fonksiyon Bloklarıylauyumludur.
Bilgi
Projelerde çok yüksek miktarlarda veri ortaya çıkabilir.
Ama Sysmac Veritabanı Bağlantısı İşlev Blokukütüphanesi sayesinde bu veriler gerçek zamanlı analizedilebilir ve işleme konabilir.
TEK YAZILIM
Tek bir Entegre Geliştirme Ortamı Yazılımı
Otomasyon sisteminiz üzerinde tam kontrol elde etmenizi sağlamak için geliştirilen Sysmac Studio, yapılandırma, programlama ve izleme fonksiyonlarını entegre
eder.
Grafik tabanlı yapılandırma, kontrolör,saha aygıtları ve
ağların hızlı şekilde kurulmasına olanak sağlarken, IEC
standardına dayalı makine ve hareketprogramlamanın
yanı sıra Hareket Kontrolüne yönelik PLCopen Fonksiyon Blokları programlama süresini kısaltır.
Çevrimiçi hata ayıklama özelliğine sahip Akıllı Editör,
hızlı ve hatasız programlamayı kolaylaştırır.
Gelişmiş sıra vehareket kontrolü simülasyonu ve veri
izleme, makine ayarlama ve kurulum süresini azaltır.
Programlama
Çoklu görevleri yerine getirme olanağı sunar veIEC
61131-3 standardıyla tam uyumludur. Program editörü, sözdizimi hatası denetiminin yanı sıra değişkenler
ve simgeler için net renk ayrımı gibi akıllı destek fonksiyonlarına sahiptir. Sıralı ST fonksiyonu sayesinde ST
talimatları doğrudan Ladder programlarındayazılabilir.
Hareket kontrolü
GrafikCAM editörü, karmaşık hareket profillerinin hızlı
şekildeuygulanmasını sağlar. CAMtablolarında anında
40
Simülasyon
3D hareket yolları gelişmiş sıra ve hareket kontrolü simülasyonuyla önceden test edilebilir. Tekli Fonksiyon Blokları,
POU’lar (Program Organizasyon Birimi) veyaprogramın
tamamı için simülasyon yapılabilir.Bunlara ek olarak
Kesme ve Adımlama gibitüm standart özellikler de sunulmaktadır.
HMI
Makine parçaları koleksiyonunu kullanarak kendi IAG’lerinizi (AkıllıUygulama Araçları) tasarlayın.
Ayrıca,VB.net
standart
fonksiyonunukullanarak bir IAG’nin içine kodeklemek de mümkün.
SysmacStudio’nun Simülatör özelliği, NAuygulamasını
Makine Kontrolörüprogramıyla test etmeye olanaksağlıyor.
Robotlar
Delta 2 ve Delta 3 kontrolü için entegre robot İşlev Bloğu kütüphanesi. Sysmac Studio’da ayrıca Deltarobot
yönünü görselleştirmek ve yeniden oluşturmakiçin entegre bir 3D simülatör de bulunmaktadır.
Görüntü sistemleri
Görüntü işleme amacıyla bir program oluşturmak için
tek yapmanız gereken herhangi bir öğeyi sürükleyip
bırakmak.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
XTS: Malzeme taşıma ve montaj için
yüksek esneklik ve daha düşük mühendislik ihtiyacı
Beckhoff
www.beckhoff.com.tr
■ XTS lineer taşıma sistemi, entegre güç elektroniğine
sahip modüler doğrusal motorlar ve dahili pozisyon ölçümünün yanı sıra, 1’den n’e kadar seçilebilen kablosuz taşıyıcılar ve mekanik kılavuz raylarından oluşuyor. Bu yüksek
performanslı bileşenlerle çeşitli uygulamalar, geometriler,
uzunluklar ve yarıçaplar gerçeklenebiliyor. Bir ya da daha
fazla kablosuz ve seyyar taşıyıcı modül, tamamen isteğe
bağlı ve esnek bir yolda 4 m/s hıza ulaşan son derece yüksek dinamik özelliklerle kontrol edilebilir.
Montaj uygulamaları için optimize malzeme akışı
XTS çok çeşitli endüstri dallarında ve çok çeşitli yöntemlerle kullanılabilir. XTS yüksek hızlı malzeme taşıması için
tasarlanmıştır: ürün itme, ürün boşluğu ayarlama, ürün
hızını azaltma ve arttırma, ürünlere kenetlenme ve hareket
ettirme, ürünleri taşıma ve tahliye etme gibi amaçlar için
kullanılabilir. Düzensiz ürün akışı düzenli hale getirilir ve
sabit bir aralık ile sabit bir hızda bir sonraki iş istasyonuna
aktarılır.
XTS, malzeme taşıma, besleme ve montaj için daha kompakt ve daha verimli makine tasarımlarını olanaklı kılmaktadır. Konvansiyonel rotatif transfer makineleri gibi uygulamalarda tüm işleme istasyonları aynı temel döngüye tabi
tutulur. Diğer bir deyişle, tüm sistem en yavaş istasyonun
döngüsüyle hareket eder. XTS ise, işlem adımlarının birbirinden ayrı ve bağımsız bir şekilde kontrol edilebilmesini
mümkün kılar. Örneğin, en yavaş işlemin paralel şekilde
idaresi için ikinci bir istasyon kullanılabilir.
XTS beslemeyi de optimize eder. Toplam makine verimi
artık en yavaş çalışma döngüsüyle sınırlandırılmış değildir. XTS aynı zamanda, düzensiz bir ürün akışını senkronize etmek ve daha sonra ürünü ambalajlamaya itmek ya da
bir sonraki işleme adımına aktarmak amacıyla delta robota
bir alternatif olarak da kullanılabilir.
Esnek ürün değişikliği: standartlaştırılmış makine programlama yoluyla uyarlama
Montaj uygulamalarında makineler genellikle çok çeşitli
ve farklı görevler için kullanılırlar. Birçok durumda ürün
değişiklikleri mekanik sistemlerde önemli müdahaleler
gerektirir. XTS, otomatik montaj ve malzeme taşıma makinelerinin tasarımı ve üretimi için yeni fırsatlar ve daha
fazla esneklik sunuyor. XTS yarı-standart donanım olarak
kullanılabilir ya da yazılım tabanlı olarak yeni ya da ilave
malzeme taşıma ve montaj seçenekleri uygulanabilir. Bu
sayede, makine üreticisinin daha sonradan fazla mekanik
42
uyarlama gerektirmeden çok çeşitli ürünlerin işlenmesi
için kullanılabilecek standart bir makine üretmesi yeterli
olmaktadır. Karmaşık işlemler yazılıma aktarılır.
Bu yöntemle, standart makineler yazılım parametrelerinin
programlanması ile farklı uygulamalara adapte edilebildiği
için özel amaçlı makinelerin üreticileri daha fazla üretim
döngüsü gerçekleştirebilirler.
Özel amaçlı makine üreticilerinin müşteri siparişlerine
daha hızlı yanıt vermek üzere yapmaları gereken tek şey
makinelerinde küçük modifikasyonlar gerçekleştirip ilgili
yazılımı programlamaktır. Bu avantajlar son kullanıcılar
açısından da geçerlidir: daha az makine tipi, daha hızlı
ürün değişikliği ve daha kısa pazara sunma süresi.
XTS- yeni lineer motor ilkesi
XTS, gerekli geometrilerle eşleşmek üzere konfigüre edilebilen modüler bir mekatronik sistemdir. Gidiş-geliş yolları
ve ayrıca dönemeçler malzeme taşımak için aktif şekilde
kullanılabildiği için makinenin kapladığı alan en etkili şekilde kullanılır. Taşıyıcılar ivmelendirilebilir, frenlenebilir,
konumlandırılabilir ve senkronize olabilirler.
Nihai pozisyonlarına ve birbirine bağlı posizyonlarına geçebilirler, gruplar oluşturabilirler, hareket sırasında tutma
kuvveti oluşturabilirler, dönüşler ve düzlükler boyunca sürüş yapabilirler, rejeneratif frenleme sayesinde enerji geri
kazanımı sağlayabilirler ve taşıma amaçlarına yönelik olarak hem geliş hem de gidiş yollarını kullanabilirler.
XTS, Sistem komponentleri ile esnek yapılar oluşturma
Sistemin çalışması için gerekli tüm aktif komponentler
ve sargı ünitesi düz veya açılı motor üniteleri tek bir yapı
içerisinde mevcuttur. Üzerinde açılı yerleştirilmiş mıknatıs
plakarı olan mover motor ünitelerini saran klavuz rayı üzerinde hareket etmektedir. 180° açılı ve düz motor modüllerine ilave olarak yeni 22,5 ° motor modülleri kullanılarak
tam daireler, içe ya da dışa yuvarlatılmış yeni geometriler
veya yuvarlak köşeleri olan kareler gibi yeni hat geometrileri elde edilebilmektedir. Bu sayede uygulamaların yelpazesi daha da genişlemektedir.
Örneğin, esnek bir döner tabla indeksi veya doğrusal hat
düzenleri oluşturmak gibi.
AT2020-0250 motor modülleri (+22.5°, dışa bombeli) ve
AT2025-0250 (-22.5°, içe bombeli) XTS sisteminin imkanlarını hat düzenleri bakımından büyük ölçüde geliştiriyor.
Farklı doğrusal ve eğri modüllerin kombinasyonuyla, hat
ENDÜSTRİ OTOMASYON
düzeni kolayca en geniş uygulama gereksinimleri çeşitliliğini karşılamak üzere adapte edilebiliyor. Elbette bu motor
modülleri için uyumlu kılavuz rayları da mevcut.
XTS, ürünleri ve biçimleri değiştirme, değişikliklerin çok
kısa sürede uygulanması imkânını sunuyor ve bütün bunlar için yeniden mekanik yapılandırmaya gerek duyulmuyor. Karmaşık ve pahalı mekanik sistemlerin yerini esnek
yazılım işlevselliği alıyor. Bu 22.5° motor modülleri sayesinde uygulama alanları genişliyor;
– Taşıyıcıların dış taraf etrafında çalıştığı tam daire
– Taşıyıcıların iç taraf etrafında çalıştığı tam daire
– Çokgen, düz bölümlere bağlı daire segmentleri
– Adım ve S şekilli hat düzenleri
– Ölçüsü serbestçe seçilebilen yuvarlatılmış dikdörtgen
Bu, uygulama ve mevcut kurulum alanına bağlı olarak XTS
mekatronik sistem tasarımlarında belirgin bir çeşitlilik
sağlıyor.
eXtended Transport System (XTS), yeni 22,5° lineer motorlarla destekleniyor. Uygulama yelpazesi böylece genişliyor, örneğin, dinamik ürün sınıflandırma için adım şeklinde bir hat yerleşimi.
Beckhoff’un ürettiği XTS sürücü sistemi (eXtended Transport System), otomatik montaj ve malzeme taşıma makinelerinin tasarımı ve üretimi için yeni fırsatlar ve daha
fazla esneklik sunuyor.
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Delta Robot ile Pick & Place Uygulaması
OMRON
www.omron.com.tr
Makina Tanımı
Makina, paralel olarak çalışan iki besleme konveyörü çerçevesine monte edilen bir robottan oluşur. Bir konveyör ürünleri taşırken, diğer konveyör de kutuları taşır. Robot, konveyör
bandındaki ürünlerin kameradan aldığı pozisyonlarını kullanarak hareketli kutulara yerleştirir. Hareketli ürünlerin anlık pozisyonları sabit bir kameradan görüntü alan bir görsel denetim
sistemiyle belirlenir. Aynı anda kutuların pozisyonunu izlemek
için bir kayıt sensörü kullanılır. Bu sistem, her iki konveyörün
hassas şekilde izlenmesine olanak sağlayarak robotun bir konveyördeki ürünleri alarak diğer konveyördeki kutulara yerleştirmesine imkan tanır.
Robotik kontrol sistemi
Robotik sistemler birincil besleme modülü veya ikincil ya da
son hat dışı yükleme modülü olarak verimli bir şekilde kullanılabilir. Robotik yazılım nesne kütüphanelerinin IEC kontrolörlerine entegre edilmesiyle, robotlar kolay uygulanabilir ve kolay
kurulabilir hale gelmiştir; bu durum robotların kullanımını yaygınlaştırmıştır.
zisyonunu kaydeder ve FIFO veri önbelleğindeki verileri robota göndermeden önce dinamik olarak saklar.
5.Robot kontrollü taşıma sistemi
Delta-3 robot hareketli ürünleri alır ve hareket eden kutulara
yerleştirir.
Paketlemede uzman otomasyon ortağınız
Delta robot ile pick & place uygulaması için lojik ve hareket
kontrolü veya hibrit kontrolör dahil tüm otomasyon ürünlerini
tedarik edebiliriz. Ayrıca tüm motorları, sürücüleri, pozisyon
sensörlerini, güvenlik cihazlarını, sıcaklık sensörlerini ve diğer
panel komponentlerini sağlayabiliriz. Hepsi kolayca entegre
edilebilirdir ve Omron kalitesini ve güvenilirliğini taşımaktadır.
Hızlı algılama ve güvenilir inceleme
Makinanın Bölümleri
1.Ürün besleme konveyörü
EtherCAT üzerinden FQ-M görsel denetim sistemini kullanarak
ürünün konveyör üzerindeki pozisyonunu takip edebilir; taşıma
yönüne bağlı pozisyonlandırma açısını algılayabilir ve ürünü
şablon, renk veya yüzeyine gore sınıflandırabilirsiniz. Omron
görsel denetim sistemleri, bir çok yüksek hızı, rastgele ürün
tanımlama ve ürün pozisyonu gerektiren birçok pick & place
uygulamasını destekler.
Servo kontrollü konveyör bandı, bant yüzeyine rastgele yerleştirilen ürünleri taşır.
Otomatik format değiştirme
2.Ürün tanıma ve kayıt
Görsel denetim kamerası ve enkoder ürünlerin pozisyonlarını
kaydeder ve FIFO veri önbelleğindeki verileri robota gönderme-
Yerleşik kinematik algoritma, hareket komutu ve lojik talimatı sayesinde değişiklikler tamamen NJ kontrolörde bulunan
bir programla kontrol edilebilir. Omron FQ-M görsel denetim
sistemiyle EtherNet/IP üzerinden haberleşme sağlanması, her
bir ürüne yönelik ayarların ve istifleme yapılandırmasının NJ
kontrolörünün belleğine kaydedilmesine ve böylece operatörlerin değişiklik sırasında doğru ayarlara hızlı şekilde geçmesine
olanak sağlar.
IEC uyumlu otomasyon kontrol sistemiyle ‘’kendin yap’’
robotik kontrol
den önce dinamik olarak saklar.
3.Karton besleme konveyörü
Kartonun ön ve arka kısmına temas eden askerlere sahip iki
servo kontrollü yatay zincir şeklinde sağlanır.
4.Karton algılama ve kayıt
Enkoder ve kayıt hücresi kartondaki boş kutuların po-
44
Omron, Sysmac platformuyla Delta-3 robotu bir servo kontrollü sistem kadar kolay programlamanıza olanak sağlayan
tam robotik IEC uyumlu geliştirme seti sunar. Sysmac Studio
sayesinde, kinematic geçişi basit bir talimatla etkinleştirebilir
ve ardından Delta-3 robotu programlamak için alışık olduğunuz hareket talimatlarından oluşan bir seti kullanabilirsiniz.
Tool Center Point (TCP) hareket yolunun kartezyan koordinat
sisteminde basitçe programlanmasıyla NJ kontrolörün yol
interpolasyonundaki her bir noktayı (x, y, z) otomatik olarak
üç açı konumuna (ϴ1,ϴ2,ϴ3) dönüştürmesine olanak sağlar.
Her bir zaman düngüsünde, açı pozisyonları sırasıyla her bir
kolun motorunu kontrol eden üç servo sürücüye ayar noktaları
iletilir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Rexroth Ana Bayisi Star Hidropar,
“VarioFlow” hattını kurdu verim ve transfer hızı maksimum düzeyde arttı
Bosch Rexroth
www.boschrexroth.com.tr
VarioFlow hattı sayesinde saha şartlarında ortaya çıkabilecek adaptasyon ihtiyaçları da zincir ve benzeri birkaç komponentin değişimiyle kolay ve hızlıca karşılanabiliyor.
EkinPlas Firması’nda ayrıca üretim hattından depoya kadar uzanan yaklaşık 100 metre uzunluğunda bir VarioFlow
transfer hattı da bulunuyor. VarioFlow transfer hattı, fabrika
■ Rexroth Ana Bayisi Star Hidropar, EkinPlas firmasına anahtar teslim proje olarak “VarioFlow” hattı kurdu.
Sistem, yapı olarak bir köprüyü andırdığı için “3. Boğaz
Köprüsü” olarak adlandırıldı.
Bosch Rexroth’un Türkiye‘deki ana bayisi Star Hidropar,
gıda ambalajları, IML (kalıp ici etiketleme), medikal ve
beyaz eşya plastik parçaları sektöründe faaliyet gösteren
EkinPlas firması için “Vario Flow” hattı kurdu. Hızlı montajı yapılan, kolay temizlenebilir ve minimum bakım gerektiren “VarioFlow” hattı sayesinde ürünler farklı özelliklerdeki zincir yüzeylerde güvenli bir şekilde taşınıyor.
Hat boyunca yer alan açık profiller temizleme işlemini
kolaylaştırırken zincir yüzeyinin yapısı ufak boyutlardaki
ürünlerin bile sorunsuz bir şekilde taşınmasına olanak
veriyor. Serinin 80, 100, 160, 240 ve 320 mm genişliğindeki zincir komponentleri, farklı uygulama tipleri için
kapsamlı çözüm yaratmayı mümkün hale getirirken, yanal kılavuz raylar ve ek ürünleri uygulama farklılıklarında
istenen performansı sağlıyor.
Star Hidropar mühendisleriyle bir araya gelen EkinPlas
yetkilileri, Bosch Rexroth’un sunduğu VarioFlow teknolojisinin verimi ve transfer hızını maksimum düzeye taşıması
nedeniyle kendileri için en doğru sistem olduğuna karar
verdi. Kurulan VarioFlow hattı ile süreçlerde otomasyon
artırılırken, manuel işlemler azaltıldı. Ayrıca ürün transfer
hızları da yükseltildi. Bu sayede ürünler operatör yardımıyla paketlendikten sonra, her IML sistemin önünde yer alan
asansör sistemi sayesinde otomatik olarak yukarı taşınıyor
ve VarioFlow hattına aktarılıyor. VarioFlow hattına aktarılan
paketler, sensörlerden aldıkları verilere göre duruyor ve
ilerliyor. Firma içinde bu şekilde toplam 30 adet IMLrobotlu
sistem, her sistem önünde de asansör sistemi bulunuyor.
46
içinde ekstra bir yer kaplamaması için Rexroth alüminyum
profiller ve halatlar yardımıyla köprü şeklinde havadan ilerliyor. Paketler otomatik olarak depoya aktarılıp depolanıyor.
Rexroth VarioFlow sistemleri, değişik tipteki ürünler ve koşullar için farklı ihtiyaçlara cevap verecek şekilde tasarlanabiliyor ve kullanıcıya esneklik sağlıyor. VarioFlow, ekonomikliği ve sağladığı yüksek performansla da dikkat çekiyor.
EkinPlas Star Hidropar’ı seçti
EkinPlas, konusunda 20 yıllık tecrübeye sahip uzman kadrosuyla, yüksek kalite anlayışıyla, hızlı ve emin adımlarla
büyümeye devam eden bir şirket olarak plastik sektöründe
faaliyet gösteriyor. Yeni teknolojilere sahip, güçlü bir imalatçı olma iddiasıyla yola çıkan Ekin Plas, Bosch Rexroth’u
iş ortağı olarak seçti. Projede Bosch Rexroth’un orijinal
ürünleri kullanılırken Hidropar’ın sahip olduğu Ar&Ge, üretim ve ürün tedarik kabiliyeti de sisteme dâhil edildi. 1996
yılından itibaren İstanbul’daki merkez ofisinde ve Çerkezköy OSB’deki fabrikasında faaliyet gösteren Star Hidropar
mühendislik, satış, satış öncesi ve sonrası teknik destek,
servis, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor. Ayrıca
Star Hidropar 6 bin metrekarelik kapalı alanda yer alan
fabrikasıyla, CNC tezgâhlar ve tecrübeli kadrosu yardımıyla
komponentleri otomasyon sistemlerine ve üstün özellikli
makinelere dönüştürüyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Paketleme makineleri için gelişmiş otomasyon çözümleri
neden önemlidir?
OMRON
www.omron.com.tr
■ Paketleme makineleri üretiyorsanız ve karlılığınızı
artırmak istiyorsanız, makinenizin hızını, çok yönlülüğünü, performansını ve güvenliğini artırmak üzeret
asarlanmış eksiksiz bir ürün ve hizmet yelpazesine
ihtiyaç duyarsınız.
Bu paketleme makinesi çözümlerinin bazıları çok gelişmiş
olsa da, müşterilerinizin bağlılığını en üst düzeye çıkarma
açısından son derece güvenilir oldukları da kanıtlanmıştır.
Yeni bir makine geliştirmek veya mevcut bir modeli yükseltmek için uzman bir otomasyon ortağının bilgi birikimini
kullanmalısınız.
Şişeleme konusunda mı uzmanlaştınız? Ya da atıştırmalık
yiyeceklere mi odaklanıyorsunuz? Birinci paketleme makineleri mi üretiyorsunuz yoksa ikinci ve nihai paketleme makineleri de sunuyor musunuz? Uzmanlık alanınız ne olursa
olsun, aşağıdaki sektörlerden herhangi birinde paketleme
kârlılığını artırma konusunda Omron size her zaman yardımcı olabilecek bir çözüm sunacaktır.
48
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Unlu mamuller ve bisküviler
İçecekler (alkollü, alkolsüz, sütlü, yağlı ve CSD)
Şekerleme
Kozmetik ve sağlık
Kuru gıdalar ve atıştırmalıklar
Taze gıda
Evde bakım ve diğer
Sıvı ve konserve gıda
Tıbbi ürünler
Hazır yemekler
Üretim süreci “Kalite”
Çoğu paketleme makinesi üreticisi son ürün sarılmadan, kutulanmadan, şişelenmeden veya torbalanmadan daha önce
müşterilerinin işlemlerini başından sonuna kadar göz önünde bulundurmak için zaman harcarlar. Yüksek verimliliğe ve
yüksek kalite standartlarına sahip işlemlerin tekrarlanabilmesi, her gün karşılaşılan bir zorluktur. Bu nedenle Omron
yüksek hızlı, yüksek çözünürlüklü çok döngülü regülasyon
kontrolü, yüksek hızlı veri işleme ve depolama ile birlikte
kesintisiz görüntü tabanlı kalite denetimi gibi teknolojiler
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
gerektiren planlı parti üretim süreçlerine uyum sağlayan
geniş bir ürün portföyü sunar.
Birinci paketleme “Hız”
Burada başa çıkılması gereken asıl konu hızdır. Bunun yanında hijyen standartları korunurken ürün parti boyutunun
serbestliğine, makinelerin kolay temizlenmesine ve kolay
çalıştırılmasına da ayrıca ihtiyaç vardır. Omron birinci paketleme çözümleri, pazardaki en hızlı gerçek zamanlı Ethernet endüstriyel ağ teknolojisi EtherCAT ile “Tek Yazılım
Ortamı” anlayışımızı bir araya getiren ileri teknolojiye sahip
makine otomasyon kontrolörü sayesinde birinci paketleme
makinelerinizin hem hızını hem de esnekliğini arttırır. Bu eşsiz kombinasyon, geleneksel mekanik sistemlerinizi aşamalı
olarak devre dışı bırakarak bunları çok yönlü Delta robot ve
görüntü sistemleriyle değiştirmenize imkan sağlar.
İkinci paketleme “Esneklik”
Buradaki önemli zorluklar birinci paketlemenin üretim hızlarına uyum sağlayabilmek, tekli veya çoklu paket bütünlüğünü sağlamak ve hem birinci hem de ikinci paketlemeleri
iletmek için lineer kılavuzların kolayca uyum oluşturmasını
sağlamaktır. Omron çözümleri makinelerinize esneklik katmanıza yardımcı olur. En yeni robot ve görüntü sistemlerimizi sağlayarak, örneğin bir, iki veya üç katmanlı paketleme
modeli kullanarak 12 ürünü aynı anda toplayıp yükleyebilen
robot ile kutulama araçları oluşturmanıza yardımcı olabiliriz. Böyle bir kurulumda hızı artırmak için tek yapılması
gereken, işlem başına toplanan ürün sayısını artırmaktır.
Son paketleme “Sağlamlık”
Buradaki asıl zorluk aşırı yüklerin sürekli yüksek çevrim
frekanslarında güvenle işlenmesini sağlamaktır. Omron çözümleri geniş bir yelpazede son derece sağlam elektromekanik lineer eksen seçenekleri içerir. Farklı sürücü tiplerine
ve döndürme/kavrama modüllerine sahip kuruluma hazır lineer modüller, tam donanımlı işleme modüllerini tamamlar.
Ayrıca, elektrikli aktüatörlerin herhangi bir kombinasyonda
kullanılabilmesi uygun maliyetli uyarlamalar için de çok
yönlülüğü artırır.
Uzman otomasyon ortağı
Omron, sunduğu uygulamalı çözümler ile sizlere destek vermenin, hem sizin hem de kendisi için yararlı olduğuna inanıyor. Uygulamalarınızda karşılaştığınız zorluklar hakkında
önemli bilgiler ediniyor, bu bilgileri size en ideal çözümleri
sunmanın yanında, gelecekteki ürün ve hizmetlerini geliştirmek için kullanıyor. Mühendislerinin sizlere daha sezgisel
ve gelişmiş kontrol, daha fazla gerçek zamanlı sürekli hareket çalışması, daha kolay robot ve görüntü entegrasyonu
ve ekrana tek bir dokunuşla gerçekleşen reçete odaklı değişiklikleri içeren en esnek çözümü sunmada bu kadar kararlı
olmasının sebebi de budur.
Geniş bir ürün yelpazesine sahip olmak, ideal çözümler için
hayati önem taşır. Ancak, son derece düşük hata oranına
sahip yüksek kaliteli ürünlere sahip olmak karlılığınız için
“olmazsa olmaz”dır. Omron sizlere her ikisini sağlayarak,
en zorlu ortamlarda dahi güvenilirlik ve sağlamlığın standartlarını yeniden belirliyor..
ENDÜSTRİ OTOMASYON
49
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Tam otomatik sabun dispenseri ambalajı
Mükemmel ambalaj
Festo
www.festo.com.tr
■ Modern ambalaj makineleri, insan eliyle yapılan
işleri her zaman yerine getiremiyorlar. Ancak, işlerin
elle yapılması çok fazla zaman alırken, üretim kapasitesini de kısıtlıyor. so-matec epple GmbH, şirketi,
yenilikçi otomasyon bileşenleri ve geniş bilgi birikimi
sayesinde Erdal firmasında neredeyse imkansız olan
bu görevi başardı ve insan elinin hareketlerini eksiksiz bir şekilde taklit edebilmek için elektronik bir kam
dişli ve elektrikli kayışı eksenden oluşan bir sistem
tasarladı.
Erdal firması, Avusturya/Salzburg/Hallein ‘de yer alan
tesisinde, Doğu Avrupa ve Japonya gibi önemli ihracat
pazarlarına temizlik malzemeleri nin yanı sıra, Almanya
ve Avusturya gibi çekirdek pazarlara, tetikleyici ürünler,
ayakkabı bakım ürünleri ve parfümler üretiyor. Firmanın
600 çeşit ve 34 milyon adet münferit üründen oluşan
yıllık üretim hacmi, yaklaşık 13.000 ton civarında. Tesis, her ne kadar yüksek bir otomasyon teknolojilerine
sahip olsa da ürün ambalajlama kısmında elle yapılması
gereken ve kapasitenin arttırılmasına engel teşkil eden
işler hala mevcut. Bu soruna, so-matec epple GmbH
tarafından şimdi çözüm getirilmiş. Otomasyon ve ambalaj sistemleri tasarım ve montaj uzmanı so-matec epple
GmbH, Festo komponentlerini kullanarak ve Festo‘nun
devreye alma servisinin derin teknik bilgisinden fayda-
52
lanmak suretiyle mevcut bir üretim tesisine, tam otomatik bir ambalajlama sistemi kurmuş.
Tam hizalama
Erdal‘ın dolum ve ambalaj makineleri, armut şeklindeki
ve farklı özelliklere sahip sıvı sabun dispenserlerini dolduruyor, kapatıyor ve ambalajlıyor. Flakonlar, bir konveyör sistemi üzerinden, kendilerini, otomatik olarak dikey
vaziyete getiren bir sisteme geliyor. Daha sonra dolum
istasyonunda, sekiz şişe aynı anda dolduruluyor. Kapak kapama makinesi, pompalı kafaları otomatik olarak
yerlerine yerleştiriyor ve sıkıştırıyor. Sistem, kapaklar
kapatıldıktan sonra, kapağın mevcut olup olmadığını ve
gerekli kapama torkuna ulaşılıp ulaşılmadığını kontrol
ediyor. Kusurlu flakonlar kenara ayrılıyor. İmalat işleri
biten sabun dispenserleri, kendilerini kartonlara yerleştiren so-matec makinesine ulaşıyor. Konveyör tarafından her zaman iki şişe makinenin alma pozisyonuna
doğru itiliyor ve pompalı kafa, önceden tanımlanan bir
pozisyona hizalanıyor. Bu işlem, dispenserin; üzerine
karton geçirilirken kartona hasar vermemesini temin
ediyor.
Flakonlar, sıralayıcının üzerinde hizalanırken, makine,
henüz katlı vaziyette bulunan kartonlardan iki tanesini
besleme kanalından vakumlayarak alıyor, açıyor ve bir
handling birimine aktarıyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Tam hizalama: Sabun dispenserlerini önce birbirinden
ayıran makine, daha sonra, önceden tanımlanan bir pozisyonda, dispenserlerin kapaklarını kapatıyor.
Final: Ambalajlar, handling sistemi tarafından flakonlara
giydiriliyor.
Başarıyla açıma: Kartonlar, tam otomatik olarak açılıyor.
Kusursuz entegrasyon: so-matec, makineyi, çok dar bir alanda, proses akışının
içine entegre etmiş.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yeni makineyle, verimliliğimizi belirgin oranda arttırmayı başardık.
Erdal Teknik Müdürü Christian Röhr
53
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Handling biriminin hareketleri, EMMS-AS servo motorlar
tarafından kontrol edilen iki adet kayışlı eksen tarafından
belirleniyor. Bu eksenler, insan elinin hareketlerini daha
da kolaylaştırılmış bir şekilde taklit ediyor ve flakonların
üzerine, tam olarak gerektiği şekilde kartonların giydirilmesine izin veriyor. Elektrikli bir ERMB döner modül,
ambalajların hızlıca ve hassas bir şekilde döndürülmesinden sorumlu. Sistemde kullanılan tüm elektrikli bileşenler, tam olarak birbirlerine adapte ediliyor ve kontrol
eğrisine entegre ediliyor. Hareketlerin akıcı bir şekilde
tasarlanabilmesi, sadece elektrikli komponentlerle mümkün olabilmiş. Makinede, kartonların; flakonların üzerine
daha iyi geçirilebilmesi için yan taraflarına konkav bir
şekil veren standartlara uygun pnömatik bir silindir de
kullanılmış.
Talep edilenden daha kısa bir sürede
Ambalaj işleminde yer alan komponentlerin hepsinin hızlı ve akıcı hareketleri, CMMP-AS eksen kontrolörünün
içine entegre edilen elektronik bir kam diski tarafından
sağlanıyor. Kam diski, prosesin, münferit ara aşamalara
bölünmesinin çok fazla zaman alacağı düşünüldüğü için
kullanılmış. Elektronik kam diski sayesinde, Erdal tarafından talep edilen 1,3 saniye çevrim süresinin onda iki
altında kalınmış. Daha önce dört personel saatte 1000
flakon ambalajlarken, tam otomatik ambalajlama sistemi,
şimdilerde saatte 2400 flakon ambalajlayabiliyor.
İşletmeye alma işlemlerinde, Festo‘nun yüksek hızlı kamerası, çok önemli bir katkı sağlamış. nsan gözünün takip edebilmesi mümkün olmayan hızlı hareketlerin yavaş
bir şekilde izlenmesini sağlayan hızlı kamera, özellikle
eksenel hareketlerin ayarlanması ve makinenin optimize
edilmesini sağlamış.
İşbirliğiyle proje optimizasyonu
so-matec, bu zorlu işin üstesinden gelebilmek için, daha
projelendirme ve geliştirme aşamasında, Festo mühendislerinin bilgisinden faydalanmış.
so-matec mekanik birimi ve kontrol birimi imalatı birimi
ile Festo işletmeye alma servisi, elbirliğiyle, Festo‘nun
elektronik kam diskini programlamış ve tam olarak müşterinin taleplerine göre uyarlamış. Vakum sisteminin
tasarımı da yine Festo işletmeye alma servisi tarafından
yapılmış. Vakum sisteminin gereksinimlere tam olarak
uygun bir şekilde tasarlanabilmesi için, Festo‘nun merkezinde, talep edilen çevrim süreleri için nasıl bir vakumun
üretilmesi gerektiğinin tespit edilebilmesi amacıyla, ambalajlarla testler gerçekleştirilmiş. Zamanında gerçekleşen işbirliği sayesinde, so-matec‘in geliştirme prosesine
ivme kazandırılmış.
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Patates Besleme Konveyörü
Turck
www.turck.com.tr
■ Turck’s QR24 enkoderi Hollanda merkezli Schaap firmasının patates besleme konveyörlerinde üstün temassız ölçüm
özelliğini bizlere gösteriyor.
Elektromanyetik hassaslık ve enterferans faktörleri bir çok geleneksel encoder için nadir de olsa için en zayıf yönlerdir. Bununla
birlikte aslında çemberin en zayıf yeri olarak mekanik bağlantı
sistemlerini saymalıyız. Schaap Holland B.V firması patates işleme fabrikasındaki besleme konveyörlerinde artık QR24 temassız
enkoder kullanıyor. Böylelikle teknik bakım ekibinin geleneksel
enkoderlerle yaşadığı ve çok zaman alan kompleks montaj uğraşıları ,düzenli bakım gereksinimleri gibi sorunlarına çözüm
sağlıyor. Patates yetiştiriciliği Avrupa’da 16. yüzyılın sonlarına
doğru yaygınlaşmaya başladı. İspanyol kaşifler patatesi yeni
dünyadan İber yarımadası ve oradan da İspanyolların hakimiyeti
altındaki Hollandaya getirdi. Başlangıçta patates bitkisi saray tarafından mucize bir tarım bitkisi değilde sıradan bir botanik bitki
olarak görüldü.Faydası ve güzel tadının anlaşılması ilk etapta zor
oldu ancak zaman sonar üretimi ve işlenmesi yaygınlaştığında
bu köklü bitki Avrupa’daki populasyonun gelişimini garantiye
aldı denilebilir. Sosyal araştırmacı ve Amerikalı tarihçi William
McNeill,bu nedenle patatesi “batının göz alıcı yükselişindeki büyük faktör” olarak adlandırıyor. O günkü problemlerle karşılaştırıldığında bugün patates üretimindeki problemler göreceli olarak
küçüktür. Bugün artık tarımda verimsizlik bir ölüm kalım meselesi değildir. Şartlar ve imkânlar çok daha ilerledi. Örneğin Dutch
Town-Biddinghuizen’de yerleşik Schaap Holland B.V gibi çoğunluk patates işleyici firmalar en uygun seviye otomasyonları ve
gıda odaklı üretim anlayışı ile ürünlerini başarıyla paketliyorlar.
Şu an 300 civarında patates üreticisi çiftçi Shaap fabrikasına
ürün gönderiyor ve bu akış Shaap’a yılda 45bin ton patatesi
kurumsal müşterilerine ve gıda servis endüstrisine sağlama
imkânı veriyor. Fabrika iki tip ürün işlemi sunabiliyor. Bunlardan
ilki temizlenmiş kabuklu patates Diğeri soyulmuş, dondurulmuş
pişirilmeye hazır patates. Tüm ürün gruplarında farklı boyut ve
şekildeki patatesler ve
paketler mevcut. Biddinghuizen fabrikası iki
ana bölüme ayrılıyor.
Hijyenik
bölüm,
soyulmuş p a t a t e s ler için, ve diğer alan
yıkanmış,kabuklu
patatesler için ayrılmıştır.. Bu alanlarda patatesler sınıflandırılıp ve
paketleniyor.
56
Tamamen entegre üretim
Patatesleri sınıflandırma yıkama ve soyma büyük ölçüde otomatik yapılıyor. Akan bir konveyör hat patatesleri yıkama alanından alıp dondurucu tüneline götürüyor. Fakat bu işlemlerin
tümünü entegre bir şekilde yapabilmek Schaap’ın otomasyon
mühendislerinin önüne bazı zorluklar da çıkarıyor. Örneğin paketleme hattının sonunda bir makina durduğunda bu durum tüm
üretim hattının durmasına sebep oluyordu. Bunu önleyebilmek
için Schaap paketleme makinasındaki tartım sistemin önünde
buffer konveyörler kullanıyor.
İki band S7 kontrolörün operatör panelinde görüntüleniyor.
Paketlenecek ürünler geri yüklendiğinde artık, tüm proses durmuyor, buffer konveyör hızını düşürerek gecikmeyi kompanze
ediyor. QR24 temassız enkoderi tamda burada motor ve bandın
hareketini görüntülemek için kullanılılıyor.
Bu sayede 500 kiloya kadar patates prosese eklenebiliyor. Shaap teknik bakım müdürü Henk van Raalte ,” bir lazer sensör
yardımıyla bant üzerin akan patatesin yüksekliğini ölçüyoruz ve
böylece ne kadar patates olduğunu biliyoruz. Hızı ayarlayabilmek
için her santimetre için enkoderden bir pulse bekliyoruz” şeklinde yapıyı açıklıyor.
Bufer konveyör: Tüm bantlara 500 kiloya kadar patates
yüklenebilir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
Yüksek mekanik stress
Motor şaftı çok yavaş hareket ediyor. QR24 bir turda 12 pals verecek şekilde ayarlanıyor. Soğutma konveyörünün doğrusal hareketi 5 santimetrede bir bir palse almaya ayarlanarak izleniyor.
Fakat bu durum bize çoklukla mekanik zorluklar getiriyor. Daha
önceki optik ölçüm esaslı inkremental enkoderler yaylı bağlantılı
olmak zorundaydı. Enkoder iki küçük yaylı bağlantı ile şaft etrafına ve gövdeye bağlanırdı. Shaap firmasından Van Raalte olan
durumu şöyle açıklıyor ;” kararlılık ve ölçüm doğruluğu mesele
değildi ancak motor titreşiminden dolayı yaylar yerinden kayıyor
ve iki yıl içinde mekanik sebeplerle enkoder çalışamaz hale geliyordu… “
Önceki çözüm: Yaylı
bağlantılı enkoder
mekanik hatalara ve
zararlara karşı hassastır.
Yaylı kaplinlere gerek yok
Turck’un temassız
enkoderiyle bu artık
bir sorun olmaktan
çıktı. Enkoderde şaft
ve sensör gövdesi
arasında mekanik bir
bağlantı olmadığından yaylı kaplinlere gerek kalmadı. QR24’te sadece pozisyon elemanı şafta tutturuluyor. “Böyle bir enkoderi yıllardır bekliyorduk
“ diyen Raalte “ bir dergide sayfanın başında QR24’ü gördüğümde, böyle bir şeye ihtiyacımız var “ dediğini belirtti.
QR24’ün tüm modellerinde pozisyon elemanı ve enkoder tamamen kapalı iki ayrı gövdededir ve sistem titreşim, sarsıntı gibi
etkilerden bağımsız hale gelmiştir. Sıkılaştırılmış bilye yatakları
ve silikonlanmış tek parka gövdesi durdurmaları ve uzun bakım
zamanları gerektirmez. Tüm bunlardan dolayı QR24 optik ve
manyetik enkoderlerin çok ilerisindedir.
Van Raalte QR24’ün çıkışını standart bir PLC’nin girişine bağlıyor.(Siemens S7 1500) Pactware programını kullanarak enkoder
parametrelerini ayarlıyor. Turck’un öğretme adaptörüyle dokuz
adet önceden belirlenmiş pals değerinde ayarlama yapılabildiği
halde bu ayarlar sadece bir turda 360 ile 5000 pals arasındaki
dokuz değerde yapılabilir. Pactware programıyla ise enkoder 1
ile 5000 pals arasında herhangibir değere ayarlanabilir. Schaap
çıkışı bir turda 12 pals alabilecek şekilde ayarlıyor çünkü konveyör bir turda 6 pals olarak izleniyor. Böylelikle sistem basitleştirilmiş oldu. Turck’un enkoderi motorun alt bölümünde metal bir
muhafaza ile monte edildi. Gıda sektörü uygulamaları için özel
Turck QR24 paslanmaz çelik gövde enkoder herhangi bir korumaya ihtiyaç duymaz. Shaap çalışanları her hafta patates fabrikasının her tarafını bir hijyenik köpükle temizliyorlar , bu esnada
15 barlık bir basınçla 20 dakika civarında bu köpük uygulanıyor.
Böylelikle tüm fabrika dezenfekte edilmiş oluyor.
Çifte koruma: Tüm
işlem süresince enkoderle birlikte motoru paslanmaz çelik
koruma örter.
Enkoderi korumak
Enkoder fabraikanın
soyulmamış patates
işleme bölümünde
de kullanılıyor. Karışık ve zorlu montaj
problemleri çoğunlukla Shaap teknik
ekibinin çok fazla
zamanını alıyor. Örneğin kurutma silindirlerinde konveyörün çizgisel hareketini 4096 pals olarak ölçen
optik bir enkoder…Bu konveyör ürün değişimi için boşaltılması
gerektiğinde tırmık şeklinde bir kol geliyor ve patatesleri aşağıya
itiyor. Buradaki absolute enkoder yaylı kaplinle gövdeye tutturuluyor. Sonuç olarak enkoderin mekanik hatalardan dolayı düzenli
olarak tamir edilmesi yada değiştirilmesi gerekiyor.
Bir başka inkremental enkoder de şiddetli tittreşimlere maruz bir
şekilde konveyörün çizgisel hareketini ölçmektedir. Burada teknisyenler bu titreşimleri en aza indirmek için çift yataklı bir şaft
kullanmak zorunda kalıyorlar. İşte burada da QR24 bağlandığında zaman alan montajlar gereksiz hale geldi.
Alıntı: “Yıllardır böyle bir enkoder arıyorduk. Sektörel bir dergide
enkoderi gördüğümde, işte böyle birşeye ihtiyacımız olduğunu
anlamıştım.” Henk van Raalte, Schaap Holland B.V. .
ENDÜSTRİ OTOMASYON
57
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
İLK 6 AYDA 1,7 MİLYON TON İHRACAT 5,7 MİLYAR DOLAR GELİR
Plastik ambalaj sektörü ihracatla büyüyor
■ Kullanım alanları ve
tüketim oranları hızla
artan plastikler, 16 milyar dolarlık büyüklüğe
ulaşan ambalaj sektöründen aldıkları yüzde
35’lik pay ile liderliğini sürdürüyor. PAGEV
tarafından hazırlanan
rapora göre; plastik
ambalaj üretimi 2015
yılının ilk yarısında miktarda 1,7 milyon ton, değerde 5,7 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında iç pazarda beklediği potansiyeli yakalayamayan sektör rotasını ihracata çevirdi. Plastik
ambalaj ihracatı, miktarda yüzde 10,2 artış ile rekor kırarak
386 bin tona yükseldi. Miktar bazındaki artışa rağmen, petrol
fiyatlarındaki düşüş ve Euro-Dolar paritesi nedeniyle ihracat
değer bazında yüzde 7,8’lik kayıpla 1,1 milyar dolar olarak
gerçekleşti. Dünyanın 150 ülkesine ihracat yapan plastik
ambalaj üreticileri, 2015’in 6 aylık döneminde en fazla ihracatı Irak, İngiltere ve Almanya’ya yaptı. Irak, bir yıl aradan
sonra tekrar ihracat pazarları listesinde liderliğe yükseldi.
Ekonomik ve sosyal gelişmeler ile birlikte değişen tüketim
alışkanlıklarına bağlı olarak ambalaj pazarı da hızla büyüyor.
Ambalajlar ürünü dış etkenlerden koruyarak raf ömrünü uzatırken, tüketicilere hijyen ile taşıma kolaylığı sağlıyor. Bugün
dünya ambalaj sanayi pazarı 700 milyar dolarlık büyüklüğe sahip
ve sektör her yıl ortalama yüzde 3 büyüyor. Türkiye’de ise 16
milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ambalaj sektöründe ilk sırayı
yüzde 35’lik pay ile plastikler alıyor. Ambalajların plastik sektörü
üretiminden aldığı pay ise yüzde 40 seviyesinde.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı
(PAGEV), plastik sektörünün en önemli kalemleri arasında yer
alan plastik ambalajların 2015 yılının Ocak-Haziran dönemindeki
gelişimini ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırladı.
Plastik ambalajlar iç pazarda yerinde saydı…
Plastik ambalaj üretimi yapan yaklaşık 1 bin 700 firma, 2015
yılının ilk 6 ayında üretimlerini miktarda artırdı, ancak değerde
düşüş yaşadı. Plastik ambalaj üretimi ilk yarıda geçen yılın aynı
dönemine kıyasla miktar bazında yüzde 1,4 artış ile 1 milyon 718
bin tona yükseldi. Üretim değer bazında ise yüzde 13,6 azalış ile
5 milyar 783 bin dolar oldu. Plastik ambalaj sektöründe yaşanan
değer bazındaki azalma, petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/Dolar
paritesinden kaynaklandı.
Plastik ambalajların yurtiçindeki tüketimi geçen yıl ile aynı düzeyde seyretti ve ilk yarıda miktarda 1 milyon 548 bin ton oldu.
Yurtiçindeki tüketim değerde yüzde 13,9 azalış ile 5 milyar 572
milyon dolara geriledi. Yurtiçi tüketimin miktarda yüzde 14’ü,
değerde ise yüzde 15’i ithalatla karşılandı.
Dünyanın 150 ülkesine plastik ambalaj ihraç ediyoruz…
Sektörün 2015 yılının ilk yarısındaki ihracatı miktarda geçen yılın
58
aynı dönemine göre yüzde 10,2 artarak 386 bin tona yükseldi.
İhracat değerde ise yüzde 7,8 düşüşle 1 milyar 69 bin dolara
geriledi. İlk yarıda toplam üretimin miktar bazında yüzde 22’si,
değer bazında yüzde 18’si ihraç edildi. Dünyanın 150 ülkesine
plastik ambalaj ihraç eden sektörün Ocak-Haziran döneminde
en çok ihracat yaptığı ülkeler; Irak, İngiltere ve Almanya olarak
sıralandı. Plastik ambalaj sektörünün ilk yarıda dış ticaret fazlası
miktarda yüzde 16,3 arttı.
Gıda ambalajlarının payı artıyor…
Ambalaj pazarının yüzde 54’ünü oluşturan gıda ambalajları, plastik ambalaj sektörünün de önümüzdeki yıllarda büyüme potansiyeli en yüksek alanı olarak değerlendiriliyor. Ailelerin küçülmesi,
nüfusun yaşlanması, tüketici bilincindeki artış gibi birçok faktör
gıda ambalajlarının önemini artırıyor.
Plastik ambalaj sektörü 2015 yılını miktarda artış, değerde
düşüş ile kapatacak…
Plastik ambalaj mamullerinde 2015 yılı sonunda geçen yıla
kıyasla miktar bazında üretimin yüzde 3,4; ihracatın yüzde 6,9;
yurtiçi tüketimin yüzde 2,6 ve dış ticaret fazlasının yüzde 12,4
artacağı ön görülüyor. Değer bazında ise üretimin yüzde 10,1;
ihracatın yüzde 9,1; yurtiçi tüketimin yüzde 10,1 ve dış ticaret
fazlasının yüzde 9,6 azalacağı tahmin ediliyor.
Plastik sanayinin hızlı gelişimine paralel olarak plastik ambalajların günlük hayatımızın temel bir parçası haline geldiğini belirten
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Ailelerin küçülmesi, yaşlı nüfusun artması, yaşam standardının yükselmesi ile
birlikte sağlık kaygılarının artması gibi pek çok etken ambalaj
sektörünün gelecekte önemli bir büyüme potansiyeline sahip
olduğuna işaret ediyor. Plastikler özellikle gıda ambalajlarında
tercih ediliyor. Düşük maliyet, taşıma kolaylığı, farklı üretim
teknolojileri, hafiflik ve saydamlık plastik ambalajların tercih edilmesinin temel nedenlerini oluşturuyor. Diğer malzemelere göre
daha kolay ve daha az enerji harcanarak geri dönüştürülebilmesi
de plastik ambalajları avantajlı hale getiriyor” dedi. Yavuz Eroğlu,
plastik ambalaj sektörünün ilk yarıdaki performansını ise şu sözlerle değerlendirdi: “Plastik ambalaj üretimi ve ihracatımız geçen
yıldan bu yana devam eden petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/
Dolar paritesinde değişiminin de etkisiyle değer bazında düşüşler yaşıyor. Yurtiçindeki plastik ambalaj tüketiminin geçtiğimiz
yıl ile aynı seviyede kalması üretimi ihracata yöneltti. İlk yarıda
sektör için en önemli gelişme Irak’ın tekrar ihracat pazarlarımız
arasında ilk sıraya geçmesi oldu. Irak’ın yeniden yapılanma sürecine girmesi, en yakın komşusu olarak Türkiye için bir avantaj
oldu. İnşaat plastiklerinden ambalaja kadar birçok ürünü tekrar
ihraç etmeye başladık. Irak örneğinde olduğu gibi Suriye ve
Mısır gibi pazarların da uzun vadede fırsata dönüşeceğini düşünüyoruz. Biz de bu pazarlardaki etkinliğimizi artırarak aktif bir
rol üstlenmek niyetindeyiz. Değer bazında kayıplar yaşasak da
plastik ambalaj sektörünün yılı miktarda yükseliş ile kapatacağını
ön görüyoruz.”
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Paketleme - Ambalaj
MEDEL’DEN AMBALAJ ÇÖZÜMLERİ
■ Medel Kamera Kontrol Sistemleri Kamera kontrol sistemi baskı makinalarında yapılan baskının
oparetörtarafından kolayca takip edilmesiiçin kullanılmaktadır.
Kamera kontrol sisteminde baskı yapılan klişeye bağlıencoder
yada proksi sviç aracılığı ile baskı yapılan makinaya sekron
olması sağlanmaktadır.
Kamera kontrol sistemi sekron olduğu makinadan sürekli fotoğraf çekerek Monitör arka arkaya göstermektedir.Operatör giden
ürünün gözle takip edemediğinden arka arkaya gelen resimleri
monitörden kolaylıkla takip etmesinidaha kaliteli ve hasas çalışmasını sağlamaktadır.
1- Zoom (resim büyültür-küçültür)
2- Işık(resmin parlak zeminlere göre ışık şiddetini ayarlar)
3- Focus(resmin odak noktasını ayarlar)
4- Resmin yukarı yada aşağıya herhanği bir noktaya set edilmesi
5- Resmin sağ yada sol mekaniksel olarak set edilmesi yada
pozisyonlama
6- Alınan resimlerin kayıt altına alınması
7- 5 Mega Piksel Yüksek Çözünürlüklü Resim Kalitesi.
■ Kenar Kontrol Ünitesi
Sarıcı/çözücü uygulamaları için geliştirdiğimiz kenar kontrol ünitesi çözülen sarılan enine veya dikine kesilen bobinlerin sensör
aracılığı ile ürünün kenarını takip eder. Bu sayede üründeki sarım
bozukluğu sürekli olarak düzeltilir. 0.01mm hassasiyetle ürünün
aynı kenar hizasında gitmesini sağlar.
Kolay kullanımı sayesinde makine oparatörlerine çalışma anında
zaman kaybettirmez ve makine ile rahat adaptasyon sağlar.
■ Medel Register Kontrol Sistemi
Tifdrukbaskı makinalarındayapılan baskıların fotoseller aracılığı
ile Baskının izlenip hep aynı noktada kalması sağlanmaktadır.
Yapılan baskıda birinci rengi esasalarak diğer renkleri baskı
yukarı aşağı ayar motorları ile birinci rengin üzerinde tutulmasını
sağlar.
Sağ-Sol ayar kaçıklıklarını ise sağ-sol motorları ile hep aynı
hizada gitmesini sağlar.
Sistemçizgiden çizgiye ve birinci rengi sürekli olarak denetler ve
böylelikle yüksek hassasiyetelde edilmiş olunur.
Çalışma hassasiyeti 0.01 mm dir.
60
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Yeni seri PSENcode Slim, ince tasarım kodlu
emniyet şalterleri
Pilz
www.pilz.com
■ PSEN code, EN 60947-5-3 uyarınca korumaların pozisyonunu izlemek ve ayrıca, genel amaçlı pozisyon izleme
için kullanılır. Entegre edilebilen genişlemesi ve standart arabirimleri sayesinde, PSENcode diğer üreticilerin
ürünlerine açıktır. Kodlanmış emniyet şalteri, ortamınıza
kusursuz bir biçimde uyum sağlar ve işletmenizin ekipman
düzeyini yükseltmek için de kullanılabilir.
Üretim sahalarında RFID kodlu emniyet anahtarı
donanımlarının kullanılması, manipülasyonları önleyen ve
maksimum emniyet sağlayan verimlilik sağlamaktadır.
Kodlu emniyet şalteri PSENcode şimdi de ince tasarımıyla
küçük alanlarda maksimum manipülasyon koruması sunar
ve kapıları, flapları ve kapakları korumak için kullanılabilir.
iyi ve güvenilir seçimi yapacaklardır.
PSEN cs5.11 M12/8/ PSEN cs5.11 M12 kodlu ve PSEN
cs6.11 M12/8/ PSEN cs6.11 M12 eşsiz tam kodlu modellerinde bulunan 30N tutma kuvvetiyle makine gövdelerinde ve hatlarında bulunan kapıların ve kapakların dengesiz
karşılama, gevşek ve açık kalmasını önlemeye yardımcı
olur.
.
PSENcode’un ince tasarımı ile diğer manyetik emniyet
anahtarlarına göre daha küçük bir gövde içerisinde en
fazla alan verimliliği sağlar. Ayrıca farklı yönlerde kodlu
çalışma özellikleri ile kullanımı daha esnektir.
B u
emniyet sensörleri, diğer PSENcode sensörleri ile seri
bağlantı için uygundur. Maksimum 32 sensöre kadar,
PSENcs 5.x ve 6.x tipi PSEN sensörleri ile seri bağlantısı
SIL CL 3/ Kat.4 /PL e ’ye kadar onaylanmıştır.
PSENcode kodlu emniyet sensörleri, Pilz emniyet
değerlendirme cihazlarıyla en emniyetli ve konforlu şekilde
bağlanabilir.
Örneğin, Emniyet kapısı izlemesi için;
PNOZelog, PNOZpower, PNOZsigma, PNOZ X emniyet
röleleri, PNOZ multi programlanabilir emniyet röleleri ve
PSS 4000 emniyet PLC’leri ile.
Pilz portföyünde bulunan PSENcode ile, makine tasarımcıları
ve imalatçıları artık kapak, kapı ve diğer korumaları için en
62
Bir bakışta avantajlarınız;
• RFID transponder teknolojisi sayesinde en üst seviye
manipülasyon koruması sağlar.
• Bir emniyet anahtarıyla PL e kadar en üst seviye
emniyet
• Basitleştirilmiş tasarım
- Bir takım içinde montaj boyutları, delik mesafesi,
modüler derinlik
ve genişliği ayarı, manyetik ve RFID emniyet anahtarları
için.
• Esnek montaj kolaylığı sayesinde, montaj yerinden
tasarruf sağlar.
- 13 mm (M8 tipi) ve 19 mm Alt modüler derinlik (M12
tipi)
- Daha hızlı tepki süreleri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
- 4 farklı çalışma ve yaklaşım yönleri ile 2 farklı işletim
mesafesi
Emniyet kapısı izleme için PSENcode, en küçük
alanda bile manipülasyona karşı en yüksek koruma
seviyesini sağlar.
Emniyet kapısı izleme için, PSENcode; hem kompakt,
hem geniş tasarımlı; RFID teknolojisi ile en üst düzey
erişim koruması sağlar: Eşsiz, tam kodlanmış versiyonunda, sensörün kabul ettiği tek bir aktüatör (tuş
kilidi ilkesi) barındırır. PSENcode, PSENini, PSENslock,
PSENsgate gibi ek sensörlerle seri bağlanması sayesinde, EN/ISO 13849-1 PL e’ye kadar son derece
ekonomik ve aynı zamanda zamandan tasarruf sağlayan
bir çözüme sahip olursunuz.
• Sensörlerin ve aktüatörlerin tüm aktüasyon ve yaklaşma
yönlerini desteklemesi sayesinde
esnek montaj
• Kontaksız eylem ilkesi sayesinde uzun servis ömrü
• Darbe ve titreşime duyarsız: Ağır kirlenme ve katı hijyen
düzenlemelerine (PDP67) uygun olarak kullanılabilir.
PSENcode kodlanmış emniyet şalterlerinin genel
ürün özellikleri
• İşletim modu: RFID uydu alıcı-verici teknolojisi (manyetik olmayan eylem ilkesi)
• Teşhis arayüzü: 3 LED’li (etkin aktüatör, besleme gerilimi/hata)
• Tasarım: İnce gövde
• Çıkışlar: 2 emniyet çıkışı
• Girişler: 2 emniyet girişi
• Koruma türü: IP 67/IP 69K
PSENcode ince tasarım emniyet kapısı izleme teknik
özellikleri:
• Kodlama tipi:
Kodlanmış, tam kodlanmış, benzersiz (Eşsiz) olarak tam
kodlanmış
• Bağlantı:
M8, 8-pin
M12, 8-pin
M12, 5-pin
• Tipik çalışma uzaklığı:
PSEN cs5/PSEN cs6: 11 mm, 5 mm, 10 mm (M8
bağlantı) veya 7 mm (M12 bağlantı)
• Gövde şekli:
PSEN cs5p/PSEN cs6p: 98 x 26 x 13 mm
PSEN cs5n/PSEN cs6n: 98 x 26 x 13 mm
• Montaj deliği mesafesi:
PSEN cs5/PSEN cs6: 22 mm
Uygulamalar ;
Kodlanmış emniyet şalteri, versiyonuna bağlı olarak
klasik makine ile çalışma ekipmanları imalatından,
robot uygulamalarına kadar çeşitli uygulamalar için
kullanılabilir. PSENcode emniyet kapısı izleme fonksiyonu veya en fazla üç pozisyonun emniyetinin izlenmesini sağlayabilmektedir.
Uygulama örneği, emniyet kapısı izleme için PSENcode:
En dar alanda, en üst düzey manipülasyon koruması için
ideal:
Emniyet korumaları izleme
Emniyet kapıları izleme.
Emniyetli ve eksiksiz çözüm;
Pilz
değerlendirme
cihazlarıyla
birlikte,
PSENcode
emniyet
şalterleri; EN ISO 138491 uyarınca PL e’ye
kadar olan uygulamalar
için emniyetli ve eksiksiz bir çözüm sunar.
Örneğin,
PNOZsigma
dağıtılmış
modül
PDP ile birleştirildiğinde; güvenli emniyet kapısı
izleme için emniyetli ve eksiksiz bir çözüm sunar.
PNOZmulti/PNOZmulti mini emniyet röleleri veya PSS
programlanabilir kontrol sistemleri gibi kontrol sistemleri, emniyetli ve eksiksiz bir çözüm ile en fazla üç pozisyonun emniyet izlemesi için uygundur.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
63
Ürün ve Uygulamalar
ORANSAL KONTROLLÜ SOLENOİD VALF
SMS - TORK
www.sms-tork.com.tr
Giriş:
Solenoid valf akış kontrolü için kullanılan elektromekanik bir
ekipmandır. Solenoid valfler genel olarak iki ana parçadan
oluşuyorlar: 1- Akışın geçişini sağlayan veya önleye valf
kısmı. 2- Elektrik Enerjisi yardımı ile manyetik alan üreten
ve vana kısmının mekanik olarak açma kapamasını sağlayan
Bobin kısmı.
Solenoid vanaları genel olarak 2 guruba bölmek mümkündür: 1-Normalde Kapalı. 2- Normalde Açık. Normalde
Kapalı Solenoid vanalarda bobinde enerji yokken valf
kısımdan akış olmayacak. Bobine enerji verirken ise, valf
açılıp akış gerçekleşecektir. Normalde Açık solenoid valflerde tam ters olarak, Bobinde enerji yokken valf Kısımında
akış gerçekleşecektir ve Bobine Enerji verildiğinde ise akış
kesilecektir. Bu şeklide solenoid vanalar aç-kapa tarzında
çalışıp, akışkanın tam geçişini veya tam olarak kesilmesini
sağlamaktalar.
Amaç:
Sanayide birçok akış kontrolü uygulamasında prosesi sağlıklı bir şekilde kontrol edebilmek için oransal akış
kontrolü yapabilen vanalar kullanılmaktadır. Bu çalışmada
oransal olarak bir solenoid vananın kumandası ele alınmıştır.
64
Solenoid vanalar kompakt yapıları, uzun ömürlü olmaları ve
ekonomik olmalarından dolayı her zaman farklı proseslerde
tercih edilmektedirler. Ancak bu vanaların oransal akış kontrolü uygulamalarında kullanılamaması bu ürünlerin kullanımı
açısından bir dezavantaj o l u ş t u r m a k t a d ı r .
Bu çalışmada bu konular
göz önüne bulundurarak
solenoid vanalarla oransal
akış kontrolü konusu ele
alınmıştır.
Tasarımın Çalışma Şekli:
Bu çalışmada solenoid
vanalar için özel bir
elektronik devre kartı
tasarlanmıştır.
Tasarlanan elektronik devrede
PWM yöntemiyle vananın
değişik frekanslarda açılıp
kapanmasıyla akışkanın
oransal bir şekilde vanadan geçmesi sağlanmıştır.
Bu yöntemde yüksek
frekansla açıma kapamayı
yaparak akışın kısılması
ve daha düşük frekansla açma kapama yaparak
akışın daha yüksek bir debiyle akması sağlanmaktadır.
Yapılan çalışmada tasarımı yapılan elektronik devrede
akış ayarı için frekans değişikliği otomasyon sektöründe
yaygın olarak kullanılan 4-20mA sinyalleri kullanılmıştır. Bu
devrede 4mA den başlayarak akımın artışıyla vananın açma
kapama frekansı azalmakta ve buna bağlı olarak akış debisi
artmaktadır. Ayrıca bu çalışmada akış basıncı ve akışkan
viskozitesi gibi faktörlerin etkisini yok edebilmek için kartın
farklı frekans aralıklarında, kullanıcı tarafından ayarlanabilir
bir şekilde tasarlanmıştır.
Sonuç:
Bu çalışma sonucunda SMS-TORK AR-GE çalışmaları,
tamamıyla firmamızda yapılan bir ürün elde edilmiştir. Bu
şekilde sanayimizin ihtiyaçlarından biri olan oransal akış
kontrolü için daha hassas, daha uzun ömürlü ve daha
kullanışlı bir ürünün tasarımı gerçekleştirilmiştir. Ayrıca bu
sayede firmamızın ürün gamı artmış, daha katma değerli
ürün üretime alınmıştır.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Demiryolu standartlarına uygun
Güvenli taşıma için düzgün etiketleme
Phoenix Contact
www.phoenixcontact.com.tr
■ Yolcu emniyeti demiryolu ulaşımında birinci önceliktir bu konuda demiryolu araçlarında yangın koruması önemli
rol oynar. Markalama ve etiketleme dâhil, komponent ve
cihaz seçimi konusunda, diğer hiçbir endüstri bu kadar
zorlayıcı değildir.
kullanılacak ana malzemenin dikkatlice seçimidir.
Raylı taşıtlarda kullanılan komponentlere takılan etiketleme malzemeleri güçlü titreşimlere ve şoklara maruz
kalır. Bu karşıt zorlanmayı gerçekçi şekilde simüle etmek
için malzemelerin DIN EN 61373’e göre (Şekil 2) titreşime
dayanıklılığı test edilir.
Tabi ki etiketler diğer endüstri sektörlerinde de dayanıklı
olmalıdır. Amaç aynıdır: kumanda panoları, operatör
panelleri, sistem kabloları ve makineler için düzgün etiketleme sağlamak. Bununla birlikte yolcu taşımacılığındaki
yüksek emniyet standartları nedeniyle, demiryolu endüstrisinde, etiketleme malzemeleriyle ilgili gereksinimler,
temel gereksinimlerin oldukça üzerindedir. Vagonlara
yönelik etiketleme çözümlerinden beklentiler, uygulamalar
kadar çeşitlidir.
Şekil 2
Uzun bir ürün yaşam döngüsünü destekleyen malzeme
Trenlerin uzun işletme ömrü ve kanunların belirttiği
bakım aralıkları dikkate alındığında etiketlerin dayanıklılık
koşulları oldukça zorlayıcıdır. Düzgün bakım için, etiketler yıllarca kullanımdan sonra bile anlaşılır ve okunaklı
olmalıdır. Etiketleme malzemelerine doğal olarak
dayanıklılık testi uygulanır ve bu her zaman ilgili baskı
sistemlerini de kapsar. Test edilen özellikler yağlara,
kimyasallara ve solventlere dayanım, silinme, aşınma ve
çizilmeye karşı dirençtir - ve bu, uygulanan mekanik ve
kimyasal dayanıklılık testlerinin sadece bir kısmıdır.
Phoenix Contact yeni ürünleri sınıflandırırken kendi
standardını geliştirmiştir. Demiryolu endüstrisine normal gereklilikleri aşan özel standartlar uygulandığı için
üretici etiketleme çözümlerini bağımsız akredite kurumlarda onaylatmak durumundadır. İlk önemli adım, gerekli
mekanik ve kimyasal özellikleri sağlayan etiketin yapımında
66
Bu testte, komponentler „geniş bant parazit“ adı verilen
yüksek seviye titreşimlerle test edilerek, işletme ömrü
simüle edilir.
Ateşe verilen tepkinin değerlendirilmesi
Birçok endüstride UL 94 yanmazlık sınıflandırmasına
giren komponentler kullanılır. Bununla birlikte vagon sektöründe dumanın zehirli olmaması ve opaklığı da önemlidir. Acil durumda treni boşaltmak için gerekli süre boyunca, duman yolcuların görüş alanını kısıtlamamalı veya
yolculara zarar vermemelidir. Etiketleme malzemelerini
kapsayan plastik içerikli küçük elektromekanik parçaların
ateşe tepkisi ise çoğunlukla LOI (Limiting Oxygen Index)
adı verilen Oksijen Sınır İndisi ile değerlendirilir. Plastiğin
oksijen indisi malzemenin yanması için gerekli minimum oksijen konsantrasyonunu belirtir. Oksijen indisi
%28’den yüksek plastikler DIN EN 4589-2’ye göre genellikle kendiliğinden sönen kabul edilir, çünkü ortamdaki
havanın oksijen seviyesi yaklaşık %21’dir. Dolayısıyla etiketleme malzemelerinin onaylama yöntemi olarak oksijen
indisinin belirlenmesi çok etkildir (örneğin polyofelinden
imal edilen ısıyla daralan makaron).
Trenler ekstrem sıcaklıklara maruz kalır dolayısıyla
etiketleme malzemelerinin sıcaklık aralığı zorlu ortam
koşullarını karşılamak zorundadır. Bu nedenle Phoenix
Contact’ın WMS tipi ısıyla daralan makaronları -55 ila
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
+135 ˚C arası çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Bu da
örneğin Rusya gibi çok soğuk ve Orta Afrika gibi çok sıcak
bölgelerde kullanım imkânı sunar.
Demiryolu segmentine uygun markalama programı
Demiryolu araçları sıklıkla halojen içermeyen malzemelerle
donatılır. Klasik etiketleme çözümleri demiryolu endüstrisine
ideal uygunlukta olmadıklarından, tren üreticileri, zorunlu
olmadığı halde etiketlemeyi de çoğunlukla bu şekilde talep
eder. Phoenix Contact ateşe karşı gelişmiş dayanım özellikleri
ve düşük duman emisyon seviyesi sunan geniş bir halojen
içermeyen seri ile bu talebe cevap vermektedir.
Bluemark CLED yüksek hızlı yazıcıyla basılan etiketlerin hammaddesi olarak kullanılan PA (polyamid) 6.6 NF F 16-101/16-102’ye
göre I=3/F=2 sınıflandırmasına sahiptir. Etiketlerin montajı basit
ve hızlıdır. Etiket şeritleri, UV teknolojili Bluemark CLED ile
basılır. Etiketler silinmeye karşı dayanıklı haldedir ve uygulama için hazırdır. Bu hızlı yazıcı, saatte 10,000 etiket basabilir.
Yazıcıların kullandığı LED teknolojisi temiz ve gürültüsüzdür.
Endüstriyel etiketleme malzemelerinin geniş portföyü
dört grupta toplanır:
Bu yazılım, bir bilgisayar destekli mühendislik yazılımı ile
birlikte kullanıldığında sistem planlamadan dokümantasyona
ve mükemmel etiketlenmiş klemenslere uzanan komple bir
çözüm sunar. Yaygın CAE sistemlerine bağlantı - Eplan ve
Ruplan - yazılım çözümünü daha da geliştir. Gerekli etiketleme
bilgisi veritabanından otomatik çekilir ve yazılıma getirilir.
Sonra kullanıcı etiketleri ister kendisi basar ister e-posta
ile sipariş eder. Phoenix Contact ofisleri ve bazı bayilerinin
sunduğu etiket basma hizmeti sayesinde şartnameye uygun
etiketler, basılı halde temin edilebilmektedir.
Özet
Demiryolu endüstrisine yönelik etiketleme çözümleri belli özellikleri taşımalı ve birçok standarda uygun olmalıdır. Dayanıklı
ve uzun ömürlü etiketleme şansa bağlı değildir. Uyumlu
komponentlerden meydana gelen bir sistemle oluşur: başarılı
bir etiketleme hedef endüstri ne olursa olsun her zaman doğru
etiketlere, yazılıma ve baskı teknolojisine bağlıdır. Komponent
ve etiketleme malzemelerinde uzun yıllara dayalı tecrübesiyle
Phoenix Contact zorlu demiryolu endüstrisi için kapsamlı ve
yüksek kaliteli etiketleme çözümleri üretebilme uzmanlığına
sahiptir.
- Klemens etiketleri
- İletken ve kablo etiketleri
- Cihaz etiketleri
- Sistem etiketleri
Phoenix Contact birçok demiryolu uygulaması için doğru etiketleme çözümünü sunmaktadır: demiryolu taşıtları, istasyon
sistemleri ve sinyal sistemleri
KMK HP ürün grubu
KMK HP ürün grubu, demiryolu endüstrisinde kullanılan iletken
ve kabloların, etiketlemesi ve gruplanması için geliştirilmiştir.
Kablo etiketleri, malzeme olarak kullanılan polikarbonatın sahip
olduğu birtakım özellikler ve onaylar sayesinde bu endüstrinin
zorlu gereksinimlerini karşılar. KMK HP ürün grubu aşağıdaki
demiryolu standartlarının sertifikalarına sahiptir:
Baskı cihazı ve etiketleme malzemelerinin optimum performansı
için iki modülden oluşan Clip Project yazılımı kullanılır:
Klemens
dizisinin
kolay
planlanması için Clip Project Planlama
ve
hatasız
-DIN EN 45545-2
-NF F 16-101/16-102
-DIN 5510-2
-DIN EN 50155
UL 94 V0 alev koruma sınıfı ve -40 ila +125 °C arası
çalışma sıcaklığı aralığı olan bu etiketleme çözümü zorlu
uygulamalar için idealdir. WT-HP HF kablo bağları ürün
grubunu tamamlar. Kablo etiket taşıyıcılarını sıkmaya
yararlar ve yangın koruma sınıfı V0’a uygundurlar.
.
- Tüm uygulamalar için etiketlerin tasarlandığı Clip Project
Markalama
ENDÜSTRİ OTOMASYON
67
Ürün ve Uygulamalar
Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi, gözle görülemeyen
partikülleri engeller sistemin kirlenmesini önler
Bosch Rexroth
www.boschrexroth.com.tr
Küçük ve gözle görülemeyen partiküller, hidrolik sistemlerde
akışkanları kirletip arıza yaşanmasına neden olur. Rexroth
Mobil Filtreleme Ünitesi, filtre üzerinde toplanan partiküllerin
hidrolik sistemlere ulaşmasını engelleyerek kirlenmesini önler.
Hidrolik sistemlerdeki arızaların yaklaşık yüzde 80’ine kir
partikülleri neden olur. Bu sistemin güvenirliği için kirin filtreleme yoluyla temizlenmesi gerekir. Doğru filtrenin seçimi
kadar operasyonlar süresince alınacak uygun servis hizmeti
de önemlidir.
Bir sistem ancak akışkanların kirliliği düzenli ve doğru şekilde
takip edildiği sürece kesintisiz çalışır. Bu kapsamda Bosch’un
Gebze’deki fabrikasında üretilen Rexroth Mobil Filtreleme
Ünitesi, filtre üzerinde toplanan partiküllerin hidrolik sistemlere ulaşmasını engelleyerek kirlenmesini önler.
Mineral esaslı hidrolik yağların transferi ve filtrelenmesi
için tasarlanan Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi’nde bir
dişli pompa ve pompa girişinde kaba kirliliği tutmak icin bir
süzgeç kullanıldı. Dişli pompa çıkışındaki filtre, partiküllerin
hidrolik sistemlere ulaşmasına engel olarak; sistemin kirlenmesini önler. Üzerinde hem baypas çek valfi hem de kirli-
68
lik göstergesi bulunan Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi’nde
değiştirilebilir filtre elemanları kullanıldığından ünitenin
bakımının da kısa sürede yapılmasına olanak sağlamaktadır.
Küçük boyutu sayesinde araç bagajına bile sığan ve kolaylıkla
taşınabilen Rexroth Mobil Filtreleme Ünitesi’nde servis
amaçlı kullanıma da uygunluğu sayesinde dikkat çekiyor.
Filtre kullanılırken neye dikkat edilmeli?
- Fabrikadan gelmiş yeni hidrolik akışkanlar bile tamamen
temiz değildir. Sisteme yağ doldururken uygun filtre kullanımı
önemlidir.
- Hidrolik akışkanlar sistem üretici tarafından belirlenmiş
temizlik seviyesine uygun olmalıdır.
- Filtre sistemlerinde bakım maliyetlerini en aza indirmek için
sistem satın alınırken kolay erişebilirliğe dikkat edilmelidir.
- Bakım programları kesintisiz operasyonu garanti altına
alacak şekilde yapılmalıdır.
- Kirler sisteme dışardan girebilir. Bu nedenle filtre başlığının
olduğu bölüm temizlenmeli ve filtre değişimi sırasında kirin
ortama girmesi engellenmelidir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Honda, araç gövdesi hattı için Mitsubishi Electric “CC-Link IE Alan Ağı”nı tercih etti
HONDA’NIN SEÇİMİ ‘MITSUBISHI ELECTRIC’ OLDU!
Mitsubishi Electric
www.mitsubishielectric.com.tr
■ Honda Motor’un Japonya Saitama’da yer alan,
2013 yılında açtığı ana fabrikası Yorii’de Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon kontrol cihazları ve araç gövdesi montaj hattı için “CC-Link IE
Alan Ağı” çözümü tercih edildi. Üretim yönetimi
bilgileri ve güvenlik sinyalleri dahil olmak üzere
fabrika otomasyon cihazlarından kontrol sinyalleri için birleşik ağ dahilinde iletişime imkan tanıyan Ethernet temelli ‘CC-Link IE Alan Ağı’nı tercih
eden Honda, bu sayede Yorii Fabrikası’nın üretim
ve operasyon yönetiminin etkinliğini ve verimliliğini artırdı.
Honda Motor’un üst düzey üretim teknolojisi ve yüksek verimlilikte sistemler yaratmak üzere geliştirdiği yeniliklerle araç üretimi sektöründe dikkat çeken
Yorii Fabrikası, “ana fabrika” rolünü üstlenmektedir.
“Ana fabrika” sıfatı ile Yorii’ye üretim teknolojisini
ve know-how’ını aşamalı olarak Honda’nın yerel ve
uluslararası merkezleriyle paylaşması görevi verilirken, bu sayede genel küresel rekabet kabiliyetinin
arttırılması hedefleniyor. Yorii Fabrikası bünye-
70
sinde, yüksek üretim hattı etkinliğini artırmak için
Mitsubishi Electric’in “CC-Link IE Alan Ağı” fabrika
otomasyon çözümü kullanılmaktadır. Fabrikaya sade
ve güçlü bir ağ kurmanın hedeflendiği bu seçimde,
fabrika otomasyon cihazlarının geliştirilmiş görselleştirmesi de ön planda tutuluyor.
Güvenlik fonksiyonlarında esnek çözümler
Honda’nın Yori Fabrikası’nda, araç gövdesi montaj
hattı için kontrol hattı kurulurken, genel ağ mimarisi önce fabrikanın tamamını tek bir ağda birleştiren
bir düz konstrüksiyon üzerinde düşünüldü. Ancak
tek bir hatanın fabrikanın tüm ağını durdurabileceği
ihtimalini göz önünde bulundurarak çoklu ağ kullanmanın daha uygun olduğuna karar verildi ve diğer
fabrikalara know-how aktarımı için hem sağlam hem
de basit bir konstrüksiyona ihtiyaç duyuldu. Sistem
mimarisinin planlama aşamasında ekip ağ için iki temel fonksiyonu da saptayan Honda, bunlardan birini
fabrika otomasyon kontrol cihazlarının merkezi görselleştirilmesi, diğer temel fonksiyonu ise güvenlik
sinyallerinin iletilmesi olarak belirledi. Bu doğrul-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
tuda fabrika otomasyon kontrol cihazı kurulumu,
izlemesi, hata tespiti ve diğer faaliyetlerin ağ aracılığıyla merkezileştirilebileceği bir sistem kurmayı
amaçlayan Honda, esnek hat değişimlerini mümkün
kılan bir yapıya kavuşmak için güvenlik sinyallerini
de ağa dahil etmeye karar vererek ciddi bir zaman
kaybının önüne geçti.
ikisini birleştirerek optimal bir sistem oluşturduk”
şeklinde konuştu.
Operasyon yönetimi verimi arttı
Temmuz 2013’te faaliyete başlayan ve Eylül
2013’te tam kapasite üretime geçen Honda Yorii
Fabrikası’nda Mitsubishi Electric’in “CC-Link IE Alan
Yorii Fabrikası’nın ihtiyaç duyduğu bu sistemin
gerçekleştirilmesi için Honda Mitsubishi Electric’in
“CC-Link IE Alan Ağı” çözümüne odaklandı.
“CC-Link IE Alan Ağı” sayesinde tek bir Ethernet
kablosu, PLC’ler ve kontrol cihazları için kontrol bilgilerinin yanı sıra bağlı fabrika otomasyon cihazlarından bakım ve güvenlik bilgilerinin de iletilmesini
mümkün kıldı.
“Optimal bir sistem oluşturduk”
Yorii Fabrikası’nda Mitsubishi Electric’i tercih etmelerinin nedenlerinden bahseden Honda
Motor
Co.
Ltd.
Saitama
Works,
Yorii
Fabrikası,
Yorii Yönetim Bloğu
Bakım
Şefi
Taku
Yokomukai,
“Öngörülen üretim
rakamlarını
gerçekleştirmek
için
araç gövdesi montaj hattının sürekli
olarak yüzde 100
faaliyet
oranında
tutulması
gerekiyordu ve bu durum
fabrika otomasyon
kontrol cihazları açısından güvenilirliği ve garantili performansı zorunlu kılıyordu. Bu nedenle Yorii
Fabrikası’nın araç gövdesi montaj hattı için fabrika
otomasyon kontrol cihazları seçerken, Japonya Sayama’daki fabrikamızda yıllar içerisinde kendini kanıtlayan ve her daim takdir ettiğim Mitsubishi Electric ürünlerini tercih ettik.
“CC-Link IE Alan Ağı”, Mitsubishi Electric’in kontrol cihazlarıyla son derece uyumlu olduğu için bu
Ağı” çözümü ile başlangıçta amaçlanan görselleştirme etkisi fark edilir derecede arttı. Ekipmanlarda ya
da fabrika otomasyon kontrol cihazlarında sorun olduğunda bile “CC-Link IE Alan Ağı”nın teşhis fonksiyonları sayesinde sorunun kaynağı daha hızlı belirleniyor. Mitsubishi Electric’in sistem konstrüksiyonu
ve desteğiyle ilgili müdahale etkinliğinden son derece memnun olan Honda, araç gövdesi montaj hattında 50’ye yakın Mitsubishi Electric PLC’si kullanıyor.
“Hat statüsünü ya da belirli bir sinyal alınmadığında
meydana gelen her türlü sorunu merkezi olarak görebiliyoruz” diyen Taku Yokomukai, “Bu sayede operasyon yönetimi çok daha verimli hale geldi ve arıza
giderme süresi de kısaldı” yorumunda bulundu.
Hat genişletme işleminin kolayca yapılabildiği “CCLink IE Alan Ağı” üzerinde, iş yükünü kayda değer bir
şekilde azaltmak için interlok Mitsubishi Electric’in
güvenlik PLC’sine eklenebiliyor.
Bu özellikleri kurum açısından son derece değerli bulan Honda, Ocak 2014’te faaliyete geçen yeni
Meksika fabrikasında da Mitsubishi Electric’in benzer bir sistemini hayata geçirdi.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
71
Ürün ve Uygulamalar
Nesnelerin interneti ve The Connected Enterprise vizyonu
Rockwell Automation
www.rockwellautomation.com.tr
■ Nesnelerin Interneti (Internet of Things - IoT) ile nesnelerin de biz insanlar gibi kablolu ya da kablosuz olarak bir
ağa erişip birbirleri arasında veri paylaşabileceği yeni bir
dünyadan bahsediyoruz. İnsanların internet aracılığı ile birbirine bağlanmasını sağlayan dijital devrim, akıllı telefonların ve cihazların yaygınlaşmasıyla ikinci bir devrime doğru
yol alıyor. Bu ikinci devrim ile sosyal yaşamdan endüstriye kadar birçok platformda yeni fırsat ve yatırımlar bizleri
bekliyor. Bu devrim Nesnelerin Interneti, Büyük Data üzerinden data analizleri, uzaktan izleme ve mobil çözümler
gibi alanlarda ilerleyerek modern üretime çok büyük potansiyel sunuyor. Rockwell Automation’ın ‘The Connected
Enterprise’ metodolojisi bu teknolojileri birleştirerek Endüstri 4.0’ı hayata geçirmenizi ve bugünün ve geleceğin
market ihtiyaçlarını karşılamada çeviklik sağlayacak daha
esnek, sürdürülebilir bir faaliyet göstermenizi sağlıyor.
The Connected Enterprise vizyonu operatörlerin (OT) üretimi yönetip geliştirmelerini destekler ve böylece endüstriyel süreçlerin daha karlı olmasını sağlar. Diğer yandan
72
IT yöneticilerinin riski ve network karmaşıklığını azaltmalarına yardımcı olur. Böylece üretim ile ilgili doğru bilgiye
kolay ulaşılmasını sağlar ve verimsizliği ortadan kaldırır.
Bahsi geçen “nesnelerin” çoğu hali hazırda tesis tabanında zaten çalışmaktadır. Endüstriyel Ethernet kabiliyetine
sahip işlemciler, I/O modülleri gibi geleneksel otomasyon
ekipmanlarını, operatör panellerini, enstrümanları ve sürücüleri birbirine bağlar. Diğer Ethernet cihazlarının çok
hızlı gelişimi de endüstriyel mimarinin dönüşümünün arkasındaki en önemli etkendir. Açık standartlı video kameralar, RFID okuyucular, dijital tabletler ve akıllı telefonları
da içeren Ethernet kabiliyeti, tesis dışındaki cihazlar ile tesisteki üretim ekipmanları arasındaki bağlantı ile üretim ve
süreç operasyonlarında kalitenin, verimliliğin, güvenliğin
ve emniyetin yeni üst seviyelerine ulaşmalarında yardımcı
olur. Bu “nesneler” birbirleriyle otomatik olarak ve basitçe
Endüstriyel Ethernet kabiliyeti sağlanmış bir ara yüz vasıtasıyla otomatik olarak konuşabilir mi?
Cevap “hayır”. The Connected Enterprise cihazların bir-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
birlerini tanımasını sağlamanın ötesinde, daha çok cihazlar arasındaki iletişim ile ilgilidir. Bu yüzden, bu cihazlar
için aynı veri formatlarını paylaşmak, standart açık Ethernet protokolünü desteklemek ve bilgi depolama ve işleme
kabiliyetlerine sahip olmak gereklidir. Bu arada tüm bu
cihazların, üretim ve işletme sistemleri için veriyi sağlayan
temel bilgi kaynakları olarak hizmet verebilen akıllı cihazlar
ile bağlantılı çalışması gerekir.
çoklu medya veri akışını analiz ederek olası problemlerin
azaltılmasına yardımcı olabilirsiniz,
• İşletmenin içinde eldeki her dijital cihaz her sabit cihazın
durumunu, personele gerçek zamanlı ve kullanılabilir bilgiye
mobil erişim sağlayarak rapor edebilirsiniz,
• Takılabilir sensörler ile işletmedeki her bir çalışanın nerede
olduğunu izleyebilir ve böylece, örneğin yangın durumunda
herkesin dışarı çıkmasını sağlayabilirsiniz,
Eğer tesisler birbirleri ile bağlantılı ise, tüm üretim zinciri görünür hale gelecektir. Bu, yalnızca kalite yönetimi ve
hammaddenin satın alınmasında anlamlı bir gelişim için
yardımcı olmakla kalmaz aynı zamanda sizi müşterilerinizin
ihtiyaçları hakkında bilgilendirir ve üretiminizi daha esnek ve
kesinlikle yönetmenize yardımcı olur.
IP teknolojisi üstüne inşa edilmiş yukarıda adı geçen özellikler size, bu akıllı cihazlar arasındaki bağlantı üzerinden
iyileştirilmiş üretkenlik ve kalitenin yanı sıra büyük bir ortak
çalışma, kararlılık ve gelişmiş emniyet ve güvenlik elde etmeniz için yardımcı olabilir.
Örneğin;
• Diyagnostik bilgilere ulaşarak problemi önceden haber
vermeyi (kestirimci) sağlayabilir ve öyleyse yalnızca tesisinizde neler olup bittiğini değil aynı zamanda olası sorunları
da bilirsiniz,
• Tesis dışı uzmanlar anlık mesajlaşma, ses ve video dahil
Özetle; Rockwell Otomasyon’un The Connected Enterprise
yapısı standart, güvenli networkler, pazara sunma sürelerini
azaltan verimli ve güvenli ekipmanlar kullanırken, ekipman
faydalarını ve iş gücü verimini arttırır. Uzun yıllar hem kendi
tesislerinde hem de müşterilerinin tesislerinde edindiği tecrübesi ile sizin de bir Bağlantılı Kuruluş (Connected Enterprise) olmanıza yardımcı olmak için herkesten daha hazırdır.
Ürün ve Uygulamalar
Tektronix
DigRF Testlerİnde Karmaşıklığa Çözüm
Netes Mühendislik
www.netes.com.tr
DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm
• Teknik Bilgi
■ Başlangıç
Sayısal bilgi işlemin tüm gücünün telsiz dünyasında
kullanılmaya başlanması ile akıllı, düşük maliyetli
RF cihazlarının gelişimini gözlemlemekteyiz.
Sayısal RF patlaması yüksek nitelikte birleşik haberleşme cihazlarının gelişmesini de desteklemiştir.
Cep telefonları bu trendin en önünde yer almaktadırlar, her yeni nesil bir öncekine göre yeni olanaklar
ve işlevsellik sunmaktadır.
Bu gelişmeler çok karmaşık ve ileri derecede tümleşik tasarım ortamları yaratmaktadır.
Bu ortamda temel eğilim geleneksel analog bileşenlerin kullanımı yerine sayısal temel band
ve yazılım kullanımına doğru yönlenmektedir.
Özet ile Sayısal-RF arayüz antene doğru yaklaşmaktadır.
Sayısal temel bant teknolojisi kullanımı, yüksek performans, düşük enerji sarfiyatı ve piyasaya hızlı erişim gibi yararlar sağlamaktadır.
Haberleşme, radar, tüketici elektroniği gibi tüm sanayi sektörleri “yazılım tanımlı” RF aygıtlara yönelmenin avantajlarını yakalamaya çalışmaktadır.
76
Şekil 1. Temel IC ve RF IC etkileşimi
Temel bant ve RF kısımlarının karmaşıklığı arttıkça,
birbirleri ile olan arayüzleri daha da önem kazanır.
Birçok tasarımda olduğu gibi 3G cep telefonların
da son derece gelişmiş iki entegre IC devresi
uygulanmıştır. Bunlardan biri temel bant diğeri ise
RF amaçlı kullanılmakta, aralarındaki arayüz ise
önem arz etmektedir.
Birçok sanayi kolunda sayısal-RF arayüz için
belirlenmiş açık bir standart bulunmamaktadır.
Bu durumda değişik tasarımların güvenirliliği
değişik seviyelerdeki entegrasyon ve metotlar ile
sağlanmaktadır. Tasarım mühendisleri işlevsellik
hata ve arıza sorunları yanında arayüz problemlerini de çözmek zorunda kalmaktadırlar. Tüm bu
sorunları ortadan kaldırmak ve değişik kaynaklardan
temin edilen IC’lerin birbiri ile kullanımını sağlamak
amacı ile cep telefonu sektörü DigRF standardını
geliştirmiştir.
DigRF 3G standardının amacı, bu arayüzü
basitleştirmek tüm IC imalatçıları tarafından
uygulaması yapılabilecek bir açık arayüz sağlamaktır.
Böylece tasarımda değişik kaynaklardan temin edilen IC’lerin birbirileri ile çalışabilirlikleri konusunda
IC tasarımcıların çekinceleri ortadan kalkmaktadır.
Test
DigRF IC’ler arasındaki etkileşimin işlevselliği
kontrolünün
gerekliliğini
ortadan
kaldırmaz.
Temel bant ve RF IC’ sinin her birinin tatbik
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
edilen giriş ve kontrol sinyallerine göre doğru
davrandıklarının testinin yapılması gereklidir.
Bu testin ilk çalışma gerilimi uygulamasında, verifikasyon sırasında ve en son entegrasyon sürecinde
yapılması gereklidir.
DigRF cihazların tasarım ortamları, sayısal ve RF
sinyaller yanında paralel ve seri arayüzleride içermektedir, bu neden ile işlevsel validasyonu ve
hata ayıklama zorlu bir iş olarak karşımıza çıkar.
Tasarımların sadece işlevselliklerinin testi yeterli olmamakta, ideal, yoğun şartlarda ve gerçek çalışma
şartlarında da testlerin yapılması gerekmekte, böylece test işleminin zorlukları artmaktadır.
Tektronix DigRF özgün uygulama yazılım paketi
ile, standart test ekipman kapasitesi genişletilerek,
DigRF cihazları pahalı ve özel ekipmanlara gerek
duyulmadan test edilebilmektedir.
DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm
• Teknik Bilgi
bir enstrüman olarak yukarıda belirtilen tüm kabiliyetleri sağlamaktadır. Bakınız Şekil 3.
Bu yaklaşım ile karmaşık karışık sinyal tasarımlarının
test düzeni ve testi çok basite indirgenmektedir.
Değişik sinyallerin korelasyonunu sağlayarak, test
düzeninin yatırım maliyeti azalmakta, test masasında
daha az yere gereksinim duyulmaktadır.
• Şekil 3. Tektronix AWG5000 Serisi Arbitrary dalga
şekli jeneratörü karışık sinyal kabiliyeti ile.
AWG5000 sadece IC işlevsellik validasyonu için gerekli değişik sinyalleri üretmekten başka, IC’lerin
DigRF sinyallere karşı davranışlarını ve yanıtlarını
da test eder. İdeal, ideal olmayan, gerçek hayatta
karşılaşılan sinyaller IC’lere tatbik edilerek, mühendislere tasarımlarının herhangi bir ortamda sorunsuz çalışabileceği konusunda güvence sağlanır.
Şekil 2. Karışık Sinyal Ortamlarının Karmaşıklığı
Uyarım
Sayısal RF cihazlarının karışık sinyal ortamında,
değişik birçok senaryoda test gerekliliği olduğu
açıkça görülmektedir, bu neden ile değişik analog,
sayısal ve karışık sinyallerin üretilmesi gerekmektedir.
Tasarım ideal ve ağır şartlar altında test edilmelidir. I/Q bozulmaları, taşıyıcı kaçakları, yan
band bastırma, I/Q dengesizlikleri, quatrature ofset, frekans respons ve diğerlerinin simülasyon
sinyallerini mühendislerin üretmesi gereklidir.
Tektronix AWG5000 serisi Arbitrary Dalga Şekli
Jeneratörü ile tüm ihtiyaç duyulan sinyaller üretilebilinir. Sayısal I/Q, Analog I/Q ve IF sinyalleri tek
başına üretir.
Sayısal RF arayüz testinde, test sinyallerini üretebilmek için tipik olarak değişik enstrümanların
kullanımı gereklidir. Bu enstrümanların arasında
Sayısal I/Q verisi üretebilen lojik kaynak, dikey
çözünürlüğü yüksek olan Arbitrary dalga şekli jeneratörü veya Analog I/Q verisini üretmek için I/Q Vektör Sinyal Jeneratörü yer almaktadır. AWG5000 tek
• Şekil 4. Logic Analizör kabiliyetiyle verilerin
hafızaya alınması, mesaj paketi yapılarının tanımı
ve bunları değişik formatlarda görüntülemek üzere
formatlama.
Sayısal Test
Temel band ile RF arasındaki DigRF seri arayüzü test
edebilmek için, spektrum analizör seçilmesi gereken
alettir. Tektronix TLA7012 lojik analizörü beraberinde TLA7AAX lojik analizör ile verilerin hafızaya
alınması, mesaj paketi yapısının tanınması, değişik
formatlarda görüntülenmek üzere formatlanması:
paket içeriğinin alan –alan listelenmesi; her bir paketin hexadesimal listelenmesi ve paketler arasındaki
zamanı gösterir veri iletimi işlemleri yapılır. Bakınız
Şekil 4. Bu kabiliyetler ile TLA ile fiziksel katmanların
performansını ve DigRF aygıtının işlevselliğini
başkaca bir harici donanıma gerek kalmadan test
edebilirsiniz.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
77
Ürün ve Uygulamalar
DigRF aygıtının testi yanında standartlara uygunluğunun
da kontrolü gereklidir. Tasarımcı DigRF’e özel bir uzantı
eklemesi halinde ilk önce ne yapması gerekecektir?
Düzgün çalıştığının doğrulaması nasıl yapılmalıdır? Tektronix tarafından geliştirilen DigRF esnek çözüm ile standarda eklenen özel uzantıların tanınmasına ve desteklenmesine olanak sağlanmaktadır. Sahip olunan protokol ve
paket yapısı ile ilgili bilgi girilmesinden sonra, Tektronix
DigRF çözümü, tasarımcıya ait kısımları standart ile analiz
etmek üzere yeniden şekillendirilir.
DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm
• Teknik Bilgi
DigRF iletimde oluşan hata ve anormallikler konusunda
ne yapılmalıdır? Filtreleme kullanımı ile DigRF’den alınan
uzun kayıtlar, çeşitli yollardan hızlıca sınıflandırılarak,
olaylar dizisi hatta münferit olaylar bile analiz edilebilinir.
Bu yaklaşımın avantajı verilerin tekrar alınmasının gerekli olmamasıdır. Her şeyin hafızada kayıtlı olması
tasarımcının tek bir veri seti ile tüm analizi yapmasına
olanak sağlar, böylece birçok veri seti kullanarak yapılan
karşılaştırmaların sonucunda ortaya çıkan belirsizlik
önlenmiş olunur.
Aygıtın standartlara uyumluluk testinde, lojik analizörün
bu aygıtlarda hata ayıklama özelliği önemli bir yer tutar.
DigRF’de kullanılan IC’lerde hata ayıklama işlemi pek basit
değildir. Tektronix TLA7000 Serisinin sağladığı özellikler
ve kabiliyetler sayesinde tasarımlarda hata arama işlemi
basite indirgenip, hızlıca yapılabilinir.
iCaptureTM çoklama kabiliyeti ile Tektronix TLA7012 beraberindeki Tektronix TLA7AA modülü ile tek bir lojik analizör probu kullanarak, eş zamanlı olarak analog ve sayısal
alma yapabilir, bu durum, tasarımcının analog ve sayısal
sinyal karakteristiklerini inceleyerek verimli bir şekilde
hata ayıklamalarına ve sistemlerini doğrulamalarına olanak sağlar. Veri alındıktan sonra, lojik analizör ekranında
sayısal bilgi yanında analog dalga şeklide görülür. İki dalga
şeklide zaman hizalı olup, sayısal dalga şekli kendisine ait
analog dalga şekli beraberinde incelenebilinir.
Tektronix TLA 7000 Serisinin zaman hizalama ve yüksek
çözünürlükte alma özelliği ile problemlerin analizi kolay ve
hızlı bir şekilde yapılır. Ayrıca bu veri alışı, tek bir düşük
kapasitanslı lojik analizör probu ile sağlandığı için test edilen sinyal bozulmalara karşı korunur, mühendise yüksek
sadakatli sinyal ve ölçüm doğruluğu sunulur.
DigRF sistemlerin karmaşık ve geçici tabiatı nedeni ile
zorlaşan zamanlama ve glitch problemleri yüksek çözünürlükteki veri alma ile çözülür. Tektronix TLA7012 beraberinde MagniVu™ ile 125ps çözünürlükte zamanlama ve hal
verilerini tek bir prob ile eş zamanlı olarak yakalar, glitch ve
diğer problem kolaylık ile tanımlanabilir.
Esnek DigRF analizi ve veri alma teknolojisindeki önderliği
ile Tektronix TLA7000 Serisi, DigRF tasarımlarının
doğrulanması ve hata ayıklanması için mühendislere komple çözüm sunar.
Analog Test
DigRF test masasının diğer bir önemli bileşeni ise
osiloskoplardır. Her ne kadar bu tasarımlarda çok yüksek
78
saat hızı kullanılma eğilimi yok ise de, sinyal bütünlüğü
konusunda bağışıklıkları yoktur, özellik ile düşük güç seviyelerinde. Jitter, yükselme ve düşme zamanları, karşılıklı
karışım gibi olaylar, DigRF tasarımlarında önemli parametrelerdir. Bu parametrelerde oluşan problemler, sistemin
performansını etkiler.
DigRF Testlerinde Karmaşıklığa Çözüm
• Teknik Bilgi
• Şekil 5. Gerçek zamanlı Osiloskop ile jitter ve zamanlama
analizi.
Elektronik araştırma geliştirme ve mühendislik alanında
kullanılan en yaygın ölçme cihazı olan gerçek zamanlı
Osiloskop, jitter araştırmasında da gerekli aletlerin en
ön sırasında yer alır. Tektronix DPO7000 Serisi gerçek
zamanlı osiloskoplar yararlı bir seçim olmaları yanında,
band genişliğinin erişimi ve çözünürlüğü ile birçok jitter
uygulamasında en ideal çözümdür. Bakınız Şekil 5
Tektronix DPO7000 jitter ölçümündeki becerikliliği, test edilen cihazın (DUT) birden fazla çalışma periyotlarındaki sinyal dalga şeklini bütünü ve tüm detayları ile yakalamasına
borçludur. Osiloskop hafızasında, dalga şekli etkinliklerinin
uzun bir geçmişini, yükselme zamanı, darbe genliği bilgileri ile saklar ve her türlü jitter incelenebilinir.
RF
RF kısmının testinde kullanılacak enstrümanın, test edilecek aygıtın frekansını ve modülasyon performansını
doğrulayacak nitelikte olması gerekmektedir, bunun
yanında modern Sayısal radyolarda oluşan zorlu geçici
olayların arıza tespitini de hızlıca yapabilmelidir.
Düşük seviyeli sinyal bulmada, hızlı hareket eden geçici
olayların karakterizasyonunda ya da zaman içerisindeki RF
sinyal değişiminin nasıl oluştuğunu anlamak için kullanılan
benzersiz Dijital Phosphor™ Teknolojisine (DPX™) değer
biçilemez. Tektronix RSA6100Serisi gerçek zamanlı spektrum analizörlerinde bu özellik standart olarak mevcut
olup, gözden kaçırılması mümkün olan sinyal detayları
ortaya çıkartılır. Tam hareketli canlı DPX spektrum RF
ekranında, tüm anlık iç görüntüler yer alır, böylece hataları
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
ortaya çıkarma ve teşhis etme işlemleri hızlanır.
Şekil 6. RSA6100A Serisi benzersiz frekans maskesi ile
sinyaller bütünü ile hafızaya kayıt edilip, tüm alanlarda
analizi yapılır.
Bakınız Şekil 6. Tektronix RSA 6100A bu kabiliyeti ve esnek modülasyon analizi ile DigRF aygıtlarının
RF bölümünde karakterizasyon ve arıza tespit çalışmalarında aranılır bir alet olarak belirir.
Özet
diğer analizörlerin kaçırdığı sinyalleri yakalar.
Sayısal RF sistemlerin yapısı gerçek zamanlı analiz
aletleri ile çalışmayı gereksinimi arttırmaktadır. Tektronix
RSA6100A Serisi, diğer analizörlerin kaçırdığı sinyalleri
benzersiz frekans maskesi ile yakalar, böylece karmaşık
Gelişmenin hangi aşamasında çalışmaya katılmanıza
bakılmaksızın, söz konusu edilen test ekipmanı ise, en
önemli etken esnekliktir. Testi yapılan aygıtın standartlara
uyumluk doğrulanması ötesindeki çalışmalarda yapabilmek için test ekipmanı esnek olmalıdır. Test ekipmanı
DigRF standardı dışındaki özel değişikliklere destek
sağlamakta mıdır? Gerçek hayatta oluşan sinyalleri yaratabilmekte midir? Uyumsuz test sinyalleri üretebilmekte
midir? Bu soruların yanıtlarının tümü ile evet olması gereklidir, bu özelliklere sahip olmayan test ekipmanı ile
tasarımın tüm kabiliyeti anlaşılamaz.
Tektronix’in sunduğu DigRF çözümünün esnekliği ve
performansı ile, tasarlanan ürünün her türlü ortamdaki davranışı bilinerek, pazara sürümü hızlı bir şekilde
gerçekleştirilir .
Ürün ve Uygulamalar
Sektörün Uluslararası Liderlerinden Kaban Makina
Mitsubishi Electric’i Tercih Ediyor
Kaban Makina
www.kaban.com.tr
■ Günümüzde 95-mm² kesitli klemenslerin çoğu
vidalı veya pabuç bağlantılıdır. Ancak vidasız bağlantı
teknolojisine artan bir talep söz konusudur. Diğer hiçbir
bağlantı teknolojisi push-in sisteminin avantajlarına
sahip değildir. Artık 95 mm² ye kadar yüksek akım
klemensleri de bu avantajlara sahiptir.
Vidalı bağlantı dünyanın bir numaralı bağlantı
teknolojisidir. Bu çok yönlü bağlantı tüm pazar ve
endüstri kollarına yönelik olarak her kesitte mevcuttur. Birçok endüstri kolu güvenlik söz konusu
olduğunda kanıtlanmış teknolojileri tercih ederek tutucu davranmaktadır. Ancak her gün yeni teknolojiler
gelişmekte ve geleneksel ürünlerin cevap veremediği
durumları çözmektedir. Hanover Fuarında Phoenix
Contact 95 mm² kesite kadar kabloların takılabildiği ilk
push-in klemensi pazara tanıtmıştır.
Push-in klemensler kontrol kablajında düşük ve orta
güç aralığına hitap eder ve mükemmel bir kullanım
kolaylığı sağlar. Bu yeni bağlantı teknolojisi 0.25
mm² kadar küçük kesitli klemenslerin bile aletsiz
bağlanabilmesini sağlar. Bu sistemin avantajları dar
alanlarda veya kablo erişiminin zor olduğu yerlerde
80
ortaya çıkar. Bağlantı, klemense entegre bir butonla
açılır. Kazara temasa karşı koruma, zengin etiketleme
seçenekleri ve kullanım kolaylığı push-in klemenslerin
en önemli özellikleridir.
Push-in bağlantı teknolojisi popülerlik kazanıyor
Operasyon noktası ve iletken takma görsel ve fiziksel olarak ayrılmıştır, böylece iletkenin yanlış yere
takılması önlenmiş olur. Bağlantının sağlanması için
iletkenin basitçe itilmesi yeterlidir. Push-in teknolojisinin sahip olduğu avantajlar düşünüldüğünde, yüksek
güç seviyelerinde büyük kesitli kablolarla kullanılması
mantıklıdır.
PT Power 95 tipi yeni klemens yaylı bağlantı prensibine
sahiptir. Terminal başına iki çok dayanıklı yay bacağı
kabloyu iletken bakır profile doğru bastırır. Pushin klemensler kullanılırken kablo bağlantı noktasına
alet kullanmadan takılabilir. Alternatif olarak, klemens
üzerindeki renkli kol çevrilerek de bağlantı sağlanabilir.
Kolu hareket ettirmek için standart bir tornavida yeterlidir. Kol çevrildiğinde yayı büyük bir güçle sıkıştıran
mekanizma harekete geçer (Şekil 1). Belirlenmiş kilitleme konumları anahtarlama durumunu gösterir. Aynı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
uygulamalara mükemmel uyum sağlar. 232
A nominal akım 95
mm² bakır kablonun
anma akımına karşılık
gelmektedir.
kol kabloyu çıkarmak için de kullanılır. Bağlantı noktası
açıldığında tüm yay elemanlarının gerginliği kaybolur,
herhangi bir yaralanma ihtimali kalmaz.
Kablolar, vidalı klemenslerde olduğu gibi montajdan
sonra dikey olarak yönlendirilir. Büyük kesitlerde
eğilme yarıçapının oluşması çok büyük kuvvet gerektirir ve pratik değildir. Dikey düzenleme kablo
girişini kolaylaştırır ve kablo yuvası V profil şeklinde
tasarlanmıştır. Bu vidalı klemenslerin kendini kanıtlamış
tasarımıdır. Kesitten bağımsız olarak kablonun bağlantı
noktasında optimum şekilde ortalanmasını sağlar.
Büyük, stabil, üç noktadan montaj yapısı titreşime
karşı koruma yüksek koruma ve ideal iletim özellikleri
sağlar.
PTPOWER
95
kullanımda
esneklik sağlaması için
geliştirilmiştir.
Bu
sayede birkaç saniyede
potansiyel dağıtıcısına
çevrilebilmektedir.
Yandan takılabilen ek
bağlantı klemensleriyle
her klemens için dört
ilave bağlantı noktası
oluşturulabilir. 16 mm²
ye kadar kablo takılabilen bu ek bağlantı klemensleri,
klemensin genişliğiyle uyumludur. İki tarafa da kenetlenebilir yapıdadırlar. Ek bağlantı klemensleri de push-in
yapısındadır.
Klemens ve ek bağlantı klemensleri montaj
konumlarından bağımsız olarak basit şekilde test
edilebilir çünkü klemensin ortasında dokunma emniyetli 4 mm’lik test bağlantısı sunulmaktadır. Ek bağlantı
klemensinin yan kısmında ise test probları veya fişleri
için 2.3 mm çaplı yuvalar mevcuttur. Geniş etiketleme
alanı bağlantı noktası ve ek bağlantı noktasının açıkça
tanımlanabilmesini sağlar. Güç tarak köprülerle yatay
olarak dağıtılabilir; temas kablo sıkıştırma bölgesinde
gerçekleşir (Şekil 2) Köprünün V yapısında olması
sayesinde köprü takılıyken bile 95 mm² kesit alanı
korunmuş olur. Ek bağlantı klemensleri klemensin
gövdesine kilitlenebilir, yanlışlıkla temasa karşı izole
edilmişlerdir.
Her pano tasarımına uygun
Potansiyel dağıtımı ile genişleme
PTPOWER 95 tüm yüksek akım uygulamalarında
kullanılabileceği gibi, makine ve tesislerde, enerji sektöründe, trafo imalatında, rüzgar ve güneş santrallerinde besleme girişi olarak da kullanılabilir. 1500 V IEC
ve 1000 V UL nominal değerlerine sahip olan ürün bu
PTPOWER 95 genellikle 35-mm standart raya monte
edilir. Saca direkt monte edilebilen flanşlı tipleri
de mevcuttur. Bu versiyonlar vidalanabilir flanşlara
sahiptir (Şekil 3) ve tüm panolara uyum sağlarlar. Güç
klemensleri mevcut yer durumuna ve kablo geçişlerine
bağlı olarak yan duvara, pano zeminine veya montaj
plakasına istenen şekilde takılabilir. Seri, flanşlı tek
klemens çözümlerine ek olarak tek veya üç fazlı devreler gibi standart uygulamalar için klemens blokları da
içermektedir. Tüm pazarlarda ihtiyaç duyulabilen UL,
CSA, SCCR gibi onayları almak için gerekli çalışmalar
şu sıralarda yürütülmektedir. IEC Ex gibi proses
teknolojisine yönelik onaylar, offshore gemi imalatı
onayları ve trafik mühendisliği için EN 50155 onayları
da bunları takip edecektir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
81
Ürün ve Uygulamalar
SCHUNK’tan Çabuk Çene Değişimi
Schunk
www.tr.schunk.com
Torna aynaları veya sıkma kuvvet blokları günde birkaç defa
yeni bir çene setiyle değiştirildiğinde, işleme merkezindeki
vakit kayıpları toplanarak, yılda binlerce euro’luk kayba ne-
den olur. Yeni iş bağlama ekipmanlarına yatırım yaparken,
kurulum zamanlarını birkaç saniyeye düşüren ve kendini kısa
sürede amorti eden, özellikle hızlı çene değiştirmeli sistemleri
aramak bu yüzden faydalıdır. Buna ek olarak; verimli donanım
setleri, varolan aynaların optimal kurulum zamanlarına ulaşmasını sağlayabilir.
Azalan parti büyüklükleri stoklar ve yakın marjlar gözönüne
aldığında, birçok firma eleştirel bir biçimde kayıp zamanı ve
işleme merkezlerininin kurulum zamanını değerlendiriyor.
Şaşırtıcı olmayan bir şekilde çift vardiyalı operasyonlarda
her bir makinanın saatbaşı masrafı 100 euro ve her vardiya başına 10-15 dakika süren iki çene değişimi toplanarak
yılda 10000 euro kadar bir miktara denk geliyor. Yumuşak
çene setleri tekrar tekrar çıkarıldığında, çıkan ekstra masraflar
buna dahil.
Geleneksel Aynalar İçin Donanım İyileştirme Setleri
İş bağlama teknolojisi ve tutucu sistemler lideri SCHUNK
daha az masraflı bir yol gösteriyor. İnovatif aile firması yıllar önce, kurulum zamanlarını optimize etmek için hızlı çene
değişiminin verimlilik potansiyelinin farkına vardı. İş bağlama teknolojisi standart programını hızlı değiştirme ürünlerini
ekleyerek, kurulum zamanlarını optimize etmek için sürekli
olarak geliştirdi. En son yenilik varolan aynalar üzerinde hızlı
84
değiştirmenin avantajlarına izin veren SCHUNK pronto hızlı
değiştirme donanım iyileştirme setidir. Çene başına beş saniyede değişim süresiyle birlikte, SCHUNK PRONTO hızlı değiştirme donanım iyileştirme setidir. Çene başına beş saniye
değişim süresiyle birlikte SCHUNK PRONTO 1/16” x 90° veya
1.5 mm x 60° hatveli geleneksel aynalar üzerinde kullanıldığında muazzam miktarlarda tasarruf sağlar. 0.02 mm tekrarlanabilir hassasiyeti, hızlı çene değiştirme sistemini yüksek
hassaslık gerektiren uygulamalara uygun yapar.
SCHUNK PRONTO çeneleri, destek ve değişim çenelerinden
oluşur. Ham malzemelerin ve finiş yapılacak iş parçalarının
sıkılmasına uygundur. Tekrarlanabilir hassasiyetle çene değişimi için alyan anahtarıyla kilidi gevşetin, çeneyi çıkarın ve
yeni bir tanesiyle değiştirin. Bu işlem yanlış pozisyonlama
olasılığını elimine eder. Altıgen formlu sıkma kilitli pozisyonda
maksimum süreç sabitliği sağlar ve yüksek kuvvet ve tork aktarımına izin verir. Uygulamaya gore üç destek çenesi küçük,
orta ve büyük sıkma aralıklarına uygun olarak mevcuttur. Üst
çene kullanıldığında, dört batan çene eklentisi farklı yarıçap-
lar ve sıkma aralıkları için mevcuttur. Finiş işlemi yapılacak iş
parçaları için dört yumuşak eklenti sunar. Çeneler, finiş ölçüsüne getirildikten sonra tekrar tekrar sistemde kullanılabilir.
Özel bir özellik: çene eklentisinin seçimi destek çenesini değiştirmeye gerek kalmadan sıkma aralığının 16 mm’ye kadar
artmasına izin verir ve geleneksel aynaların %300 üzerinde
avantaj sunar.
SCHUNK BWS hızlı çene değiştirme sistemi kurulum zamanlarını minimize etmeye yarayan klasik bir üründür. Bu ürün
de sert destek çenelerden ve değiştirilebilir çene eklentilerden
oluşur. PRONTO’yla karşılaştırıldığında BWS değiştirilebilir
çene eklentilerine eksenden kaçık civata yoluyla bağlıdır. Sis-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
tem 160 mm, 200 mm, 250 mm ve 315 mm güç aynalarıyla
standardize edilmiştir. Üstelik, değiştirilebilir çene eklentileri
sıkılmış her bir iş parçasının gereksinimlerine göre adapte edilebilir. PRONTO’ya benzer olarak SCHUNK BWS farklı
sıkma aralıklarına uygun olarak değiştirilebilir çene eklentisi
tercihine imkan verir. Büyüklüğüne bağlı olarak tekrarlanabi-
lir hassasiyeti 0,02 ve 0,03 mm arasında değişir. Eklentiler
yukarı doğru çıkarılabildiğinden hızlı değiştirme sistemi ufak
sıkma çaplarına uygundur. Büyük temas ve destek yüzeylerinde optimal sabitliği ve tekrarlanabilir hassasiyeti garanti eder.
Entegre bir baskı civatası değiştirilebilir eklentiyi eksenden
kaçık civata kilitli olmasa bile kazara gevşemeye karşı korur.
Entegre Hızlı Değiştirme Sistemleri
Torna aynaları çabuk çene değiştime sistemleriyle daha da
fazla rahatlık sunuyor. Onlar da üç çene değişiminin süresini 10-15 dakikadan sadece birkaç saniyeye düşürür. Ayrıca
<0.02 mm tekrarlanabilir hassasiyetine bağlı olarak, yumuşak
çenelerin sadece bir kez döndürülmesi gerekir, sonra tekrar
kullanılmaya hazır olurlar. Önceden tarif edilen donanım iyileştirme setleriyle kıyaslandığında, çeneler daha hafiftir ve
dikey alanda daha az yer kaplar. Modül hatvesine bağlı olarak
çenelerin radyal pozisyonu değiştirilerek farklı çapların hızlı
bir şekilde sıkılabilmesi ayrıca mümkündür. Çenelerin değişimi daha kolay olamaz: çok yönlü SCHUNK ROTA THW wedge
bar hidrolik aktiviteli aynalarıyla birlikte açılmış aynanın düz
hatveli ana çene kilidini açmak için çene değişim anahtarıyla
çeyrek bir dönüş yeterlidir. Yeni çene yerleştirildikten sonra
wedge bar hatvesi güvenli bir biçimde ana çene hatvesine
yerleştirilir, anahtar geriye doğru çevrilebilir. Yaylı mekanizma daha sonra anahtarı dışarı çıkararak, yanlışlıkla ayna gövdesinde unutulmasını engeller. Bu olası operasyon hatalarını
önler. Aynı hızlı değiştirme prensibi, kaba işleme için özellikle
geniş çene yataklamasıyla ekipmanlandırılmış ROTA THWB
ve çok yönlü ROTA THW için kullanılır.
SCHUNK ROTA-S plus 2.0 çok yönlü manuel aynanın ve düz
hatveli SCHUNK ROTA-G hassas manuel aynanın durumunda çeneyi değiştirmek için herhangi bir takıma ihtiyaç olmaz:
aynanın gövdesinde bulunan bir düğme piston pimini tahrik
ederek ilgili çenenin kilidini açar. Çene değişiminden sonra
piston pim otomatik olarak ana çeneyi wedge bar hatvesine
göre pozisyonlandırır ve onu düşmeye karşı güvence altına
alır. Gösterge pimi tornalama sırasında ek bir güvenlik sağlar:
makina pim görünür haldeyken çalışamaz. Pimin ayna içerinde kaybolup işlemenin başlayabilmesi için, aynanın doğru
olarak kapatılması ve iş parçasının güvenli bir şekilde sıkılması gerekmektedir. SCHUNK ROTA-S flex manuel aynası daha
hassastır. ROTA-S plus serisinin hidrolik aktiviteli aynasını
genişletilmiş yataklarla birleştirerek, onları hafif ve çok yönlü büyük aynalara dönüştürür. Büyük sıkma çaplarına uygun
geleneksel güç aynalarıyla karşılaştırıldığında ROTA-S flex
ağırlığı %60’a kadar düşürür. Ufak parçaların işlenmesi için
uzatılmış yataklar kolayca çıkarılabilir ve bu yüzden geleneksel büyük aynalarla sıkmaya kıyasla iş parçasının ulaşılabilirliği önemli derecede iyileşir. Uzatılmış destekli ya da desteksiz:
takımsız ROTA-S flex hızlı çene değiştirme sisteminin iki versiyonu da sadece birkaç saniye kurulum süresini garantiler.
Örnekler bu arada sizlere hızlı çene değiştirme sistemlerinin
olanaklarının ne kadar esnek hale geldiğini gösteriyor. Uygulamaya bağlı olarak, nispeten daha düşük bir yatırımla bile
yüksek tasarruf mümkündür. Uygulamanız için en optimal iş
bağlama ekipmanını aramayı kolaylaştırmak için, SCHUNK
uzman tavsiyelerini ve detaylı en uygun maliyetli hesaplamaları sunuyor.
Parça Tutucu Çenelerin Hızlı Değişimi
SCHUNK tutucu modüller için hızlı çene değiştirme sistemleriyle birlikte, SCHUNK bu teknolojinin diğer uygulamalara
nasıl transfer edilebileceğini gösteriyor: hızlı değiştirme sistemi halihazırda ABR-BSWS ve SBR-BSWS işlenmemiş parmaklara entegre edilmiştir. Geleneksel parmak değişimiyle
kıyaslandığında, yeni sistem kurulum zamanını %90 oranında azaltır. Rahat ulaşılabilir şekil bağlı kitleme mekanizması
parmağın saniyeler içerisinde, alyan anahtarıyla yapılan 90°
rotasyon ve mükemmel tekrarlanabilir hassasiyetle değiştirilmesini garanti eder. Mevcut diğer yaygın çözümlere karşın
bütün bir parmak boyunca genişleyen açık delikler gerekli değildir. Bu da optimum parmak şeklinin tasarım özgürlüğünü
kullanıcılara sağlamaktadır: çene değişimi ve ona uygun vida
bağlantıları endişesi olmadan parmaklar, alakalı iş parçasına
kendi uzunlukları boyunca adapte edilebilir. Hızlı değiştirme
parmakları alüminyum (ABR-BSWS) veya çelik olarak (SBRBSWS) mevcuttur. Bütün SCHUNK premium tutucuları ve
sayısız tutucu modülle kullanılabilir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
85
Ürün ve Uygulamalar
Kablosuz teknolojİye gİden yol - Hangİ kablosuz
teknolojİ standardİ sİze uyuyor?
EMİKON
www.emikonotomasyon.com
■ WiFi, Bluetooth ya da Zigbee mi?
HMS Endüstriyel Ağlar İş Geliştirme Müdürü Tom
McKinney, endüstriyel uygulamalar için mevcut olan
kısa menzilli kablosuz ağ standartları hakkında görüşlerini bildiriyor.Son günlerde Endüstriyel IoT (nesnelerin
interneti) hakkındaki söylentiler çok hızlı büyüdü. IoT
cihazları pazarının gelecek birkaç yıl içerisinde katlanarak büyümesi öngörülüyor. Bunun nedeni olarak ise IoT
araçlarının işleyişiyle ilgili daha fazla veri elde edilmeye
başlamasını gösterebiliriz. Bu veriler, süreçleri izlemek
ve optimize etmek için kullanılacak. Şirketler süreçleri
geliştirmek amacıyla elde ettiği verileri kullanmayı öğrendikçe verimlilik artacaktır. Şirketlerin kendi içindeki
verimliliğinin ötesinde bu veriler hem üretici hem de
müşteriye kar sağlayarak ileri düzeyde şirketler arası faaliyetlere öncülük edebilir.
Çok yönlü teknolojik ilerlemeler, bizleri geniş ölçekli Endüstriyel IoT uygulamalarını gerçekleştirmeye yaklaştırdı. Bu gelişmeler düşük maliyetli veri depolama, düşük
enerjili RF (radyo frekans) çözümleri ve yüksek seviyeli
ağ erişimi gibi avantajları da barındırıyor. Endüstriyel
IoT’nin etkin bir şekilde hayata geçirilmesinde önemli
rolü olan diğer bir unsur ise kablosuz ağ standartlaştırma çalışmaları.
Kablosuz Ağlar Yeni Değil
Kablosuz ağlar endüstriyel pazarda 30 yılı aşkın bir süredir kullanılıyor. Geçmişte, bu ağlar genellikle firmalara
özel geliştirilen sub 1GHz sistemlerden oluşuyordu. Kullanılan çözümler genlik kaydırmalı anahtarlama (ASK)
veya frekans kaydırmalı anahtarlama gibi basit modülasyon tekniklerinden ibaretti. Bu tür modülasyonları
destekleyen telsiz cihazlar belirli birkaç parçayla kolayca
üretilebiliyordu. Ancak bu çözümler güvenlik anlamında
yetersiz kalıyordu ve sınırlı bant genişliğine sahipti.
Son yirmi yılda kalıcı telsiz iletim çözümlerini tanımlamak için birçok standart geliştirilmiştir. Geliştirilen en
son standartlar, geniş kablosuz ağ yayılımını güvenli bir
şekilde sağlama imkanını da beraberinde getirmektedir.
Buna ek olarak, 2.4GHz ve 5GHz bantlar gibi serbest kullanımlı yeni bantlar 1980’lerde tanıtılmıştır. Günümüzde
standartlaşmış bir telsiz iletim çözümü kullanmak, sahada ya da fabrikadaki cihazları izlemek ve kontrol etmek için uygun maliyetli, güvenli bir yoldur. Kablosuz
ağ standartlarının sayısı göz önüne bulundurulduğunda,
86
hangi standardın uygulamak için doğru standart olduğu
sorusu akla gelmektedir.
Cevabı bulmak için gelin 2.4GHz bantlarda uygulanan en
yaygın 3 kablosuz ağ standardını inceleyelim:
Bluetooth, WiFi ve Zigbee
Wi-Fi
WiFi ya da diğer adıyla IEEE 802.11a/b/g/n tüketici ve
girişimciler tarafından kullanılan en yaygın kablosuz
TCP/IP ağ çözümüdür. “WiFi”, Wireless Fidelity, yani
“Kablosuz Bağlantı Alanı”nın kısaltılmış adıdır ve WLAN
(kablosuz yerel alan ağları) cihazlarını tanımlamak için
kullanılır. Bu standardın ortaya çıkmasını sağlayan komite, mümkün olan en iyi kablolu TCP/IP ağ alternatifini geliştirmeyi hedefliyor. Komite, her şeyden önce
güvenlik ve hızı ön planda tutmaktadır. Sonuç olarak,
802.11n herhangi bir kısa menzilli kablosuz ağ standardında bulunabilecek en yüksek bant genişliğine sahiptir.
Ancak bunun bir dezavantajı, 802.1 yığınının etkin şekilde yönetilmesi için gerekli olan güç tüketimi ve işlem
gücüdür. Bu dezavantajlar piyasada bir boşluk yaratmış
ve çok düşük güçteki kablosuz ağlar teknolojisi pazarını
ilgilendiren birçok standart ortaya çıkmıştır.
Bluetooth
Bluetooth ve Zigbee, WiFi hizmetinden yeteri kadar
yararlanamayan pazarlara hitap etmek için ortaya çıkarılmıştır. Bluetooth standardı düşük güçteki Kişisel
Alan Ağı (PAN) ihtiyaçlarına hitap etmiştir. PAN, bir
kişi ya da akıllı cihazı çevreleyen ağ olarak tanımlanır.
PAN gereksinimleri hızlı bağlantı, basit insan-makine
arayüzleri ve düşük güç kullanımını içerir. Kişisel Alan
Ağında birden çok verici birbirine çok yakın bir şekilde yerleştirilebilir. Bluetooth’ta ise, cihaz vericilerinin
çakışmaması için uygun zamanı ayarlamanız gerekir.
Ayrıca Bluetooth, WiFi ile aynı ortamda bulunduğu
durumda da çalışabileceği düşünülerek geliştirilmiştir ve birden fazla WiFi kanalı açık olduğu durumda
bile Bluetooth mesajlarının ulaştığını garanti altına
almak için bir frekans atlama algoritması barındırır.
Son olarak Bluetooth çok düşük güçte bir verici kullandığı için WiFi’a göre çok yollu iletime daha az duyarlıdır. Sonuç olarak Bluetooth, kapsamlı RF alanı değerlendirme ve planlaması olmadan da başarılı bir şekilde
uygulanabilir. Sistem, gürültü ve parazitlere karşı çok
dayanıklıdır.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
ZigBee
Zigbee, standart radyo üzerinde farklı protokollere izin
veren genel amaçlı ve düşük kuvvetli IEEE 802.15.4
standardına dayanır. Zigbee, geniş bir alanı kapsayabilen düşük güçteki sensör networklerini desteklemek
için geliştirilmiştir. Zigbee, pazarın ihtiyaçlarını karşılamak için örgüsel ağ ve agresif bir enerji profili kullanır.
Zigbee protokolü, hızlı bir şekilde açmak ve kapatmak
üzere tasarlanmıştır. Bu yüzden enerji tasarrufu sağlar.
ISA100, WirelessHART ve 6LoWPAN gibi birçok protokol IEEE 802.15.4 üstüne kurulmuştur.
Bluetooth Low Energy
Bluetooth Low Energy (BLE) teknolojisi, bluetooth
standardını güncelleştirmek için ortaya çıkarılmıştır.
802.15.4 standardında kullanılan bazı teknikleri güçlendiren BLE, Zigbee’ye göre daha düşük güç noktaları sağlamıştır. Ayrıca BLE, asıl olarak Zigbee standartlaştırma
çabaları sonucu ortaya çıkan birçok özelliği de desteklemektedir.
Sizin için uygun olan standardı belirleme
Hangi standardın uygulanabilecek doğru standart olduğunu düşünüyorsunuz? İşte bu sorunun cevabı sistem
gereksinimlerine bağlıdır. Özetle, WiFi en yüksek bant
genişliği ve en kapsamlı yığına sahiptir. Ancak Bluetooth, BLE ve Zigbee belirli uygulamalar için uygun özellikler sunmaktadır. Örneğin, çok geniş bir alan üzerinde
pilli sensörleri izleyecekseniz, Zigbee bunun için uygun
bir standart olacaktır. Bluetooth/BLE noktadan noktaya
teknolojisiyle, kablolu iletim araçları kadar iyi çalışır.
Ayrıca küçük bir alan üzerinde sensörleri izlemek için
kullanılabilir. BLE teknolojisi, telefon ve tabletlerde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu da BLE teknolojisini
insan-makine ara yüzleri için mükemmel bir seçenek
yapmaktadır.Teknoloji standartları değişse de gelecekte
daha fazla uygulamanın kablosuz olarak bağlanacağına
hiç şüphe yok. Endüstriyel IOT’nin gelişmesiyle milyarlarca cihazın internete bağlanmasına ihtiyaç duyulacak
ve bu bağlantıların çoğu şüphesiz kablosuz olacaktır.
Standartların Artı ve Eksileri - Özet:
1) WiFi
a. Artıları
i. 802.11n ile 600Mbit/s ‘e kadar en yüksek bant
genişliği.
ii. Sabit 25 MHz veya daha geniş kanallar.
iii. 2.4 ve 5GHz kanalları desteği.
iv. Kapsamlı güvenlik özellikleri
b. Eksileri
i. Yüksek veri hızlarında ve 5GHz bandında menzil
düşüktür.
ii. Pilli sensörler için iyi bir seçenek olduğunu düşünmüyor musunuz?
2) Bluetooth / BLE
a. Artıları
i. Çok düşük güçlüdür.
ii. Geniş yayılım alanı
iii. Kalabalık ya da gürültülü kablosuz ortamlarda çok iyi performans gösterir. iv. Kullanımı kolaydır,
frekans planlaması ve alan haritası gibi gereksinimleri
yoktur.
b. Eksileri
i. En yüksek veri hızı 2Mbit/s ‘dir.
ii. Otomatik dolaşma standardı yoktur.
3) Zigbee
a. Artıları
i. Çok düşük güçlüdür.
ii. 2.4 GHz bandındaki WiFi kanalları arasında sabit
kanallara sahiptir iii. Sub 1GHz bantlarını destekler.
b. Eksileri
i. Karmaşık örgüsel ağ
ii. 250Kbit/s Max. bant genişliği
ENDÜSTRİ OTOMASYON
87
Ürünler
Çok fonksiyonlu, Programlanabilir, Sayıcı ve Zaman Röleleri
EZM-XX50 Serisi
■ -6 Dijit prosess (PV) ve 6 dijit Set değeri (SV) göstergesi
-Reset, Pause ve ChA-ChB sayma girişleri
-Konfigure edilebilir, Toplam Sayıcı, Batch Sayıcı,
-Otomatik ve Manuel Resetli çalışma
-Çarpım faktörü ve desimal nokta pozisyonu
-Sayıcı fonksiyonunda INC, DEC, INC/INC, INC/DEC, UP/
DOWN,
x1 / x2 / x4 faz kaymalı sayma seçeneği
-Modbus ASCII or RTU Protokolüyle, RS-232 (standart)
veya RS-485 (opsiyonel) haberleşme
Tek SET’li Programlanabilir Zaman Rölesi
EZM-3735
-4 dijit göstergeli
-Programlanabilir tek SET’li çalışma
-Reset, Pause ve Start Girişleri
-NPN/PNP çalışma tipi
-Otomatik ve Manuel Resetli çalışma
-Programlanabilir Zaman skalaları (Saat, Dk, Sn)
-Ön panelden start ve stop yapabilme
www.emkoelektronik.com.tr
EMKO
Zorlu görevler için yeni sensör ailesi
■ SR 46C serisi fotoelektrik
sensörler artan performanslarıyla göz dolduruyor
Yeni SR 46C Serisi ile, öncü modeller üzerinde fonksiyon rezervini %80 oranında arttırmak mümkün hale geldi. Bunun iki temel
sebebi var: Kirlenme ve yansıma
durumunda otomatik hassasiyet
ayarlama ve optimize edilmiş aktif
yabancı ışık bastırma. Yapılan bu
geliştirmeler, doğrudan daha istikrarlı bir sistem performansı ve
daha az kesinti yaşanmasına hizmet eder. SR 46C serisi, konveyör
sistemleri, ağaç işleme sektörü
ve özel amaçlı makine imalatında
kullanılmak üzere idealdir. -40°C
ile +60°C sıcaklık aralığı, IP 67 ve
IP 69K yüksek koruma sınıfı sayesinde zorlu çevre koşulları için bu
serinin tüm sensörleri uygundur.
Cihaz üzerinde kolay ve hızlı konfigürasyon için öğretme düğmesi,
www.leuze.com.tr
88
ENDÜSTRİ OTOMASYON
potansiyometre ile geniş ayar aralığı, rahatça görülebilen ışık spotu,
gelişmiş durum LED göstergesi ve
L 46C karşılıklı fotoelektrik sensörlerde ön ekranın arkasındaki
ilave display diğer ekipman özellikleri olarak sıralanabilir . Leuze electronic, seri içerisinde 150
m’ye kadar yüksek çalışma mesafelerinde maksimum fonksiyonel
güvenilirlik sağlayan L 46C karşılıklı fotoelektrik sensörlerin yanısıra etkili makine emniyeti için SLS
46C (tip 2, tip 4) tek ışınlı güvenlik cihazlarını da sunar. PRK 46C
fotoelektrik sensörleri küçük reflektörler, aşırı kirlenme veya folyo
ile sarılmış nesneler için idealdir.
RK 46C VarOS sensörler ışık bandı optikleri ile güvenilir algılama
konusunda beğeni topluyor. Koyu
ve parlak nesnelerin tespiti için
HT 46C arka plan bastırmalı sensörler ilk tercihler arasında yerini
alıyor.
LEUZE
Ürünler
Yeni NA makine arabirimi teknolojiyi hayata geçiriyor!
■ Dinamik ve sezgisel kullanıcı arabirimleri, makine kullanımı hakkında gerçek zamanlı ve geçmişe yönelik ayrıntılı
veriler sağlayarak üretkenliği artırmaya ve aksama süresini
en aza indirmeye yardımcı olur. Gerçek uygulamalar ve
müşteri ihtiyaçları titizlikle analiz edilerek tasarlanan Yeni
NA makine arabirimi; kullanıcıların bu arabirimleri hızlı ve
kolay şekilde uygulamasını sağlar.
Kolay ve Destekli Programlama
Yeni NA makine arabirimi; lojik, hareket, vizyon ve emniyet gibi tüm otomasyon alanlarını kapsayan, benzersiz
ve kapsamlı Sysmac Studio gelişim sistemi kullanılarak
programlanmıştır. Bu, NA makine arabiriminin, gelişimi
hızlandıran ve programlama karmaşıklığını azaltan diğer
otomasyon sistemleriyle de programlanabileceği anlamına
geliyor.
NA makine arabiriminde, fonksiyon bloklarına benzer şekilde çalışan genel uygulamalar için IAG’ler (Akıllı Uygulama Araçları) bulunmaktadır. Kullanıcılar, özel ihtiyaçlarını
karşılamak için ek IAG’ler geliştirebilir ve VB.net kullanarak
makine arabiriminin çalışma şeklini tamamen özelleştirebilirler.
Multi-Media Objelerinin Kullanımı
NA makine arabirimi; bir bakışta anlaşılabilen makine görünümleri oluşturmak için PDF dosyaları, video ve veri gibi
çeşitli ortam türlerini birleştirmeyi sağlayan güçlü multimedya araçları kullanır. Ayrıca belirli prosedürlerin nasıl
uygulanacağını gösteren videolar ve PDF formatında belgeler kullanmak da mümkündür. Bu dosyalar her zaman
kayıt altında tutulur ve dosyalara gerektiği zaman anında
erişilebilir.
Farklı Modellerin Mevcutluğu
Yeni NA makine arabirimi, geniş formatlı 7, 9, 12 ve 15 inç
ekrana sahiptir. Ekranlarda, kullanıcılar eldiven giydiklerinde bile güvenilir biçimde çalışan dirençli dokunma teknolojisi ve programlanabilir üç fonksiyon düğmesi bulunur.
Bağlantı özellikleri, iki Ethernet portu, iki USB portu ve bir
seri bağlantıdan oluşur.
www.omron.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
OMRON
89
Ürünler
Rittal – TS 8 Modüler Pano Sistemleri
■ Özellikle birçok cihaz içeren montaj uygulamaları söz konusu olduğunda Rittal’in TS 8 modüler pano
sistemleri, profesyoneller tarafından benzersiz bir referans ürün olarak tanımlanmaktadır.
TS 8 Serisinin Özellikleri
• Tüm kenarlarından birleştirilebilir modüler yapı.
• Tüm uygulamalar için gereksinimleri karşılayan benzersiz
modülerlik.
• TS 8 ve Flex-block baza sistemlerini kullanma imkânı.
• Simetrik çift montaj seviyesi ile son derece esnek ekipman montajı.
• Conta üzerine güvenli basınç ve kapıda 4 noktalı kilit sistemi ile mükemmel güvenlik.
• Comfort seçeneği gibi opsiyonel kapı kolları ile farklı tasarım ve kullanma imkânı.
• En üst seviyede yüzey koruması: nano-seramik yüzey uygulamalı astarlama ve toz boya.
• Boyalı yüzeylerde toprak devresinin iletkenliğini garanti
etmek için otomatik potansiyel dengeleyici aparat.
• Paslanmaz çelik ve EMC seçenekler
Mükemmel Yüzey Koruması
TS 8 modüler pano sistemlerinin 3 fazlı yüzey koruması
de sürekli süreç izleme yoluyla garanti edilir.
Maksimum kalite üç aşamada gerçekleştirilir:
1.faz: Nanoseramik astar
2.faz: Elektroforetik dipcoat astarlama
3.faz: Dokulu toz boya kaplama
Teknik Özellikler
Boyutlar:
• 4 farklı genişlik: 600, 800, 1000, 1200 mm.
• 6 farklı yükseklik: 1200, 1400, 1600, 1800, 2000, 2200 mm.
• 4 farklı derinlik: 400, 500, 600, 800 mm.
Kapılar:
• Standart olarak 130o açılabilir menteşeli.
• Opsiyonel olarak 180o açılabilir menteşe kullanma imkânı.
• Koruma sınıfı: IP55 – NEMA 12
sayesinde korozyona karşı optimum korumayı garanti eder
ve temizlikte kullanılan mineral yağları, katı yağ, işleme
emülsiyonu ve çözücü maddelere karşı dirençlidir. Rittal,
otomobil endüstrisinde kullanılan boya kalitesinin benzerini standart olarak sunan tek pano üreticisidir. Ve bu kalite
Standart Yapı
• Pano gövdesi ve kapısı.
• Elektro galvanizli montaj plakası ve kablo giriş plakası.
• Arka kapak ve tavan sacı.
• 4 adet taşıma halkası.
• Sağ montajlı, yönleri değiştirilebilir menteşeler.
• Standart üniversal anahtarlı kilit sistemi.
www.rittal.com.tr
90
ENDÜSTRİ OTOMASYON
RITTAL
Ürünler
Tek Bir Bağlantı İle Motor Kontrolü
■ Sanayide kullanılan elektrik motorlarının hız kontrolü için
hız kontrol cihazlarının kullanılması yaygın bir uygulamadır.
Bu cihazlar hız kontrolünün yanı sıra verimliliği arttırırken
motor arızalarının azalmasını da sağlamaktadır.
Artan üretim talepleri ile birlikte ihtiyaç olunan çözümlerde
değişiklik göstermekte. Elektrik motorlarının kontrol edilebilirliğinin yanı sıra kontrol cihazlarının da esnek ve kolay
kullanılabilir olması da önemli bir rol oynuyor. Özellikle motor sayısının yüksek olduğu ve hız, akım, tork, hata geçmişi
gibi verilerin izlenilmesinin önemli olduğu uygulamalarda
sürücü kullanımı kadar sürücünün kontrol kolaylığı da önem
kazanmakta. Bu kapsamda gelişen kontrol sistemlerinin sahadaki cihazlar ile haberleşmek için sinyal kablolarını kullanmak yerine tek bir kablo ve bağlantı ile haberleşme çözümü
sunması üreticilerin verimliliğini arttırmıştır.
Omron da bu alanda sunduğu kompakt ve gelişmiş hız
kontrol çözümleri ile makinelere katma değer
sağlamaktadır.
Omron’un EtherCat ile haberleşme opsiyonu sunan MX2
Frekans İnvertörü
EtherCAT, rakipsiz performansa sahip, makine kontrolü için
optimize edilmiş Ethernet tabanlı bir ağdır.
Otomasyon çözümlerimizin bilinen kalite, performans ve
özelliklerinin yanında artık tüm bunları tek bir makine ağında
birleşmesinden de yararlanabilirsiniz. EtherCAT
bir makine ağı olarak, makine veriminden ödün vermeden
hızı ve senkronizasyon hassasiyetini arttırır.
Gelişmiş tasarım algoritmaları sayesinde MX2, sıfır hıza kadar sorunsuz kontrol ve ayrıca hızlı döngüsel çalışmalar için
hassas çalışma ve açık çevrimde tork kontrol özelliği sağlar.
Standart MX2 ürün serisi fonksiyonlarını ve haberleşme opsiyon kartlarını kullanan MX2 IP54, bağımsız invertör çözümleriniz için mükemmel bir seçimdir.
Öne çıkan özellikleri;
• Omron makine otomasyon çözümüne entegre
• Pozisyonlandırma fonksiyonelliği
• %200 başlangıç torku
• Açık çevrim tork kontrolü
• Geniş haberleşme opsiyonları: EtherCAT, Modbus,
DeviceNet, Profibus, CompoNet, MECHATROLINK-II
ve EtherNet/IP
• ISO13849-1 Category3 performans seviyesi PLD’ye uygun
güvenlik .
www.omron.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
OMRON
91
Ürünler
R.A. JONES KUTULAMA MAKİNESİNİ YENİDEN TASARLADI
■ Merkezi Covington- Kentucky’de bulunan Rockwell
Automation’ın ortaklarından R.A. Jones son kullanıcılara
daha iyi hizmet etmek için kutulama makinesini yeniden
tasarladı. Ambalaj makinesi üreticisi, müşterilere zaman
ve para kazandırmak için gelişmiş transfer teknolojisini
kullanarak iş hacmini yükseltirken enerji tüketimini azalttı
ve esnekliği arttırdı.
Rekabet avantajlarını artırmak isteyen ambalajlama şirketleri
iş hacimlerini yükseltebilir, enerji tüketimlerini azaltabilir veya
işletim ve bakım maliyetlerini düşürebilirler. Ya da bunların
hepsini birden yapabilirler.
Legacy® 3 Small Center kutulama makinesini yeniden tasarlayan R.A Jones’un başardığı şey de bu. Merkezi Covington
- Kentucky’de bulunan şirket, Rockwell Automation’ın ortaklarından biri ve yiyecek-içecek, ilaç ve tüketim malzemeleri olmak üzere çeşitli endüstrilere çeşitli birincil ve ikincil ambalaj
çözümleri sağlıyor.
Bu çok amaçlı kutulama makinesi kraker sluglarından şampuan şişelerine kadar çeşitli uygulamalar için daha yüksek
hız ve ürün hacmi, daha düşük enerji tüketimi ve daha fazla esneklik sağlıyor. Bir yandan bakım ve enerji maliyetlerini düşük tutarken diğer yandan mümkün olan en hızlı
üretime ihtiyaç duyan müşteriler için R.A. Jones kutulama
makinesini yeniden tasarladı. Bu üçlü başarının anahtarı gelişmiş transfer teknolojisinin eklenmesi ve bir EtherNet/IP™
ağının kullanılmasıydı.
Değiştirilen Transfer Sistemi
Legacy 3 kutulama makinesinin mekanik transfer sistemi
Rockwell Automation’ın iTRAK® teknolojisiyle (http://goo.
gl/66MtyY) değiştirilmek suretiyle esneklik kazandırıldı. Kutulama makinesinin IndeCart® 2 transfer cihazı üzerindeki
iTRAK çözümü, gelen konveyörlerdeki ürünleri kesintisiz kutulama makinesine taşıyor.
R.A Jones’un elektrik mühendisi Eric Airgood, “iTRAK teknolojisinin kullanılmaya başlanması, bizim için kutulama
işindeki oyunun kurallarını değiştirdi. Makinenin mekanik bileşenlerini ortadan kaldırdı, transfer hacmini artırdı
ve enerji tüketimini ve bakım gerekliliğini önemli oranda
düşürdü” diyor.
iTRAK teknolojisinin doğrusal hareketi ölçeklenebilirlik sağlıyor ve zincirlerle bir dişli kutusunu çalıştıran geleneksel bir
dönel motor aracılığıyla ürün hacmini arttırıyor. Ambalaj boyutu çeşitliliğinin artmasıyla birlikte, son kullanıcılar kolayca el
arabaları ekleyebilir veya çıkarabilir, transfer sisteminin ürün
hacmini dakikada 400 kutuya kadar hızlandırabilir veya yavaşlatabilirler.
Besleme konveyörleri ambalajlanmış ürünleri bir sahaya getirerek IndeCart transferine teslim eder. 2 ürün alınır
alınmaz IndeCart aracı yükleme alanından ayrılır ve kutulama makinesinin malzeme kovasıyla eşzamanlı olarak
çalışmak suretiyle ürünleri yükler. Bir Laetus izleme sistemi ürünlerin mevcudiyetini kontrol eder ve kutulama
makinesine sinyal göndererek bir kutu alıp kutulama
taşıyıcısına taşınmasını sağlar.
Yükleme bölümünde kutu ve
ürün eşleştirilerek ürün son
olarak kutuya yerleştirilir. Kapaklar katlama veya yapıştırma yoluyla kapatılırken, taşıyıcı kutuları sistem çıkışına
taşır. İşlemleri biten kutu yükleme
bölümüne
taşınmak
üzere bir konveyöre teslim edilir.
Kontrolün Merkezi
Rockwell Automation’ın tasarladığı bir Allen-Bradley® ControlLogix® programlanabilir otomasyon kontrolörü (PAC, www.
rockwellautomation.com/go/tjcontrollogix) tüm kontrol ve
hareket yönetimini sağlar.
PAC, EtherNet/IP ağı üzerinden Allen-Bradley Kinetix® 5500
servo sürücüleriyle ve Kinetix VP düşük-ataletli servo motorlarıyla (www.rockwellautomation.com/go/tjmotiontk) sıkı bir
eşzamanlılık içindedir. Servo motorları geribildirim, motor freni ve motor gücü için tek bir kabloya ihtiyaç duyar. Hareket ve
makine kontrolü için tek bir kontrol ve tek kablolu bir tasarım
imkanına sahip olan R.A. Jones müşterilerinin bakımını yapmak zorunda oldukları bileşen ve yedek parça sayısı daha aza
indirilmiştir.
Ayrıca, Allen-Bradley PanelView™ Plus operatör arayüzü
(www.rockwellautomation.com/go/2711) bir yanda makine
ile diğer yanda ambalajlama sürecini izleyen operatör arasında
kullanıcı dostu bir ara yüz sağlar.
Bu tasarıma ulaşabilmek için bir elektrik ve makine mühendisleri takımı Rockwell Automation’ın Allen-Bradley Motion Analyzer (www.rockwellautomation.com/go/tjanalyzer)
yazılımını kullanarak kutulama makinesinin hareket kontrol sistemini analiz ettiler, optimize ettiler, seçtiler ve doğruladılar. Bu yazılım prototip geliştirme sırasında önemli
oranda zaman ve maliyet tasarrufu sağladı. Mühendislerin
fiziksel ekipmanları satın alıp kurmadan önce Studio 5000™
ve FactoryTalk® View Studio tasarım ortamlarında hızlıca tasarım yapmalarını sağladı.
Son kullanıcılar için opsiyonel özelliklerden biri de, son kullanıcının kutulama makinesi enerji kullanımını, verimliliğini
ve maliyetlerini değerlendirmek için kullanabilecekleri AllenBradley PowerMonitor™ 500 enerji sayacıdır (www.rockwellautomation.com/go/energymonitoring).
R.A Jones’un elektrik mühendisi Eric Airgood şunları söylüyor:
“Coesia Group’un bir parçası olarak gerçekten global bir şirket
haline geliyoruz ve dolayısıyla da Legacy 3 kutulama makinesinin yeniden tasarımında geleceğe bakmamız gerekiyordu.
Rockwell Automation’ın EtherNet/IP ve iTRAK teknolojisine
geçmesinin bizi teknolojide son noktaya taşıyacağını anladık
ki bugün o noktada olduğumuzu düşünüyoruz.”
www.rockwellautomation.com.tr
92
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ROCKWELL AUTOMATION
Ürünler
Beckhoff CP22xx Panel PC – esnek çoklu dokunmatik panel
serisindeki en güçlü cihaz
■ Çoklu dokunmatik avantajları ve maksimum bilgi işlem gücü Geniş Kontrol Panelleri ve Panel PC
çeşitleriyle Beckhoff, bir makinedeki veya tesisteki
tüm PLC, Hareket ve HMI görevlerini çözmek için evrensel ve esnek biçimde, düzgün bir görünüm ve his
verecek şekilde ideal bir portföy sunuyor. CP22xx
Panel PC serisi, otomasyon ve kontrol için yüksek
performanslı çok çekirdekli işlemcilerle modern bir
çoklu dokunmatik arabirimin avantajlarını birleştiriyor.
Çok çekirdekli Intel® Celeron®, 3. ve 4. nesil Core™
i3, i5 (2 çekirdekli) ve i7 (4 çekirdekli) işlemcilerle donatılmış olan CP22xx Panel PC’lerden maksimum bilgi
işlem gücü elde edilir. CP22xx serisinin esnekliğine
12’den 24 inçe kadar boyutlarda ekran çeşitliliği eklendiğinde, en zorlu kontrol ve HMI görevleri, cihazları
tam olarak uygulamaya özgü gereksinimlerle eşleştirerek çözülebilir.
CP22xx’de, fabrikada kurulumu yapılmış kartlar için
boş bir Mini-PCI yuva, 2 GB DDR3-RAM (16 GB’ye
yükseltilebilir), bir sabit disk, bir CFast kart veya
SSD, bir 10/100/1000Base-T bağlantıyı destekleyen
tümleşik çift Ethernet kartı ve SATA RAID-1 kontrolör
(Intel® Rapid Storage Technology) bulunur. Donanım, ayrıca bir seri RS232 arabirimi ve dört USB
2.0 bağlantı noktasının yanı sıra dört adede kadar
opsiyonel Ethernet bağlantı noktası da içerir.
Makinenin veya tesisin tamamı için evrensel çoklu
dokunmatik
Kontrol kabinleri ve kontrol konsolları için yeni Panel
PC nesli, makine ve tesis üzerinde düzgün ve kaliteli
bir görünüm sağlayan ölçeklenebilir bir aktif ve pasif
paneller serisi sunar. Çok parmak dokunmatik ekranlar
(PCT) 7 ila 24 inç arasında ekran boyutlarında olup,
16:9 (geniş ekran), 5:4 ve 4:3 formatlardadır ve yatay
/ dikey modlarda kullanılabilir. CP22xx serisinin yanı
sıra ürün ailesi, çeşitli ekran boyutları ve farklı performans sınıflarında Panel PC’ler sunan ölçeklenebilir bir
ürün gamını kapsar:
• CP26xx: ARM Cortex™-A8, 1 GHz işlemcili kompakt
Panel PC serisi
• CP27xx: Intel® Celeron® ULV 827E, 1,4 GHz işlemcili fansız Panel PC serisi
• CP29xx-0000: Genişletilmiş DVI/USB arabirimli
Kontrol Paneli (PC ile en çok 50 m mesafe)
• CP29xx-0010: Standart CAT-7 kablo üzerinden
CP-Link 4’lü Kontrol Paneli (PC ile en çok 100 m
mesafe) Kollu destek kurulum gerektiren uygulamalar için, benzer bir kapsamlı ürün gamı da Beckhoff
CP3xxx çoklu dokunmatik Panel ve Panel PC serisidir.
Bu seri tümüyle IP 65 korumalı olarak mevcuttur.
En son nesil Intel® Core™-i işlemcilerle, çoklu dokunmatik işlevselliği sunan CP22xx Panel PC, en yüksek
bilgi işlem gücü gereksinimleri olan uygulamalar için
idealdir.
www.beckhoff.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
BECKHOFF
93
Ürünler
Hızlı prosesler için anahtarlama yapan ışık perdeleri
■ Leuze electronic’in
soğuk hava depolarında kullanıma uygun ışık
perdeleri her zamankinden daha da hızlı!
Işın başına 30 μs’lik
çok kısa çevrim süreleri hızlı prosesleri bile
algılar. Dahası küçük,
uygulama için optimize
edilmiş, yansıma prensibine göre
çalışan CSR 780 cihazları da artık
mevcuttur.
CSL 710 (solda) büyük nesne, CSR 780
küçük nesne tespiti
CSL 710 (görselde solda) 8 m
çalışma aralığı, seçilebilir çözünürlükleri ve konfigüre edilebilen
4 giriş ve çıkış ile anahtarlama
yapan ışık perdesidir. Entegre
display sayesinde sensör kolayca
hizalanabilir ve neredeyse 3 m‘ye
www.leuze.com.tr
kadar değişik nesne yükseklikleri
öğretilebilir. Elektrik tesisatı kurulumu M12 konnektör sayesinde
çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir. Değişik ekipman ve montaj
çeşitleri montaj koşullarına uygun
adaptasyonu sağlar. Verici ve alıcıyı tek gövdede barındıran CSR
780 (görselde sağda) yansıma
prensibine göre çalışır. Bu nedenle standart bir reflektörle çalışır,
karşısında ikinci bir cihaz gerektirmez. Yüksek çözünürlüğü ve hızlı
tepki süresi sayesinde yaklaşık
10x10x1 mm ebatlarındaki küçük
nesnelerin sayımı ve hat sonu çıktı
izleme için idealdir. Kirlenme durumunda yeniden ayarlama özelliği
ve önleyici bakım için uyarı çıkışı veren işlevi ile yüksek sistem
kullanılabilirliği sağlar.
LEUZE
Yeni nesil PSENvip 2
■ Yeni nesil kameralı koruma sistemi PSENvip 2 ile, daha
basit kullanım ve daha yüksek verimlilikten faydalanırsınız.
Kameralı koruma sistemi PSENvip abkantların etkili bir şekilde izlenmesi ve kontrol edilmesiiçin entegre bir çözümdür. Bu
yeni nesil PSENvip 2 ile, kullanıcılar kolay kullanım ve verimliliktenfaydalanırlar.
Kolay kullanım
PSENvip 2’deki tüm işletmeye alma ve yapılandırma işleri doğrudan abkant kontrol sistemindeki bir internet arayüzü aracılığıyla gerçekleştirilir. Sonuç olarak, nihai kullanıcı tüm ayarları
merkezden gerçekleştirebilir. Kompakt yapısıyla kurulum için
esnek olan PSENvip 2 ayrıca kolay ayarlama için alıcının daima
doğrudan abkant kontrol sistemi ekranının yanına monte edilebilmesini sağlar.
Maksimum verimlilik ve yüksek makine kullanılırlığı
HIZLI işlevselliğe sahip değerlendirme cihazı artık PSS 4000
otomasyon sistemiyle bütünleşiktir. Böylece, koruma sisteminin kapanış süresi ve abkant takımının aşım mesafesi minimuma düşürülmüş olur. Kablolama işi de büyük oranda azalır.
Dayanıklı mekanik yapısı, verici üzerindeki yenilikçi LED aydınlatma ve alıcı üzerindeki koordine optikler sayesinde PSENvip
2 çok yüksek makine kullanırlığını garanti ederek verimliliğin
artırılmasına yardımcı olur.
PSENvip 2’nin, temel değerlendirme modülüne sahip versiyonunun yanı sıra dinamik ses kesme yöntemi gibi ek işlevler
sunan verimli bir değerlendirme modülüne sahip versiyonu da
mevcuttur.
Bir bakışta elde edeceğiniz faydalar:
• Tüm ayarlar tek bir yerden merkezi olarak yapılabilir
• Esnek kurulum için kompakt yapı
• Çok çeşitli I/O modülleri sayesinde ilgili uygulamaya esnek
ayarlama
• Üretim sistemi için mümkün olan en kısa kapanış süresi ve
en kısa abkant aşım mesafesi garanti edilir
• Kablolama işi minimuma düşer
• Yüksek makine kullanılırlığı ve verimlilik
• Abkant için maksimum emniyet
www.pilz.com
ENDÜSTRİ OTOMASYON
PILZ
95
Ürünler
16 Universal Giriş/Çıkışlı I/O Hub
■ Turck I/O Hub , 16 giriş yada çıkış sinyalini IO-Link
bağlantısıyla kontrolörünüze iletir.
Turck bu yıl Hannover Messe fuarında 16 üniversal digital giriş/çıkışa sahip yeni bir I/O Hub ‘ı pazara sundu.
TBIL-M1-16DXP modülü hem giriş hem de çıkış hub’ı
olarak bir konfigürasyona gerek duymadan ayarlanabiliyor. Böylelikle hub 16 digital sinyaliniz alıyor ve IO-Link
protokolü kullanarak kontrolörünüze iletimini sağlıyor.
Bu sayede özellikle birçok aktüatör ve sensör sinyallerinin iletilmesi gerektiği dar ve kısıtlı imkanların olduğu
uygulamalar için ideal bir çözüm haline geliyor. Örneğin
dokunmatik/ışıklı operatör yönlendirme sistemleri. Digital sinyallerin ve gücün temassız olarak iletilebildiği
Turck endüktif kaplinle birlikte kullanıldığında aparat
değiştiriciler üzerindeki sensörlerin ve aktüatör sinyallerinin kusursuz iletiminde ideal bir çözüm oluşturuyor.
Böyle bir çalışmada I/O Hub RFID yada barkod uygulaması yapmadan benzersiz bir kimlikle aparatları tanımamızı sağlıyor.
PNP çıkışlar 0.5A a kadar akım dayanımı var. Hub bir
IO-Link elamanı olarak çalışır ve bir master’a bağlanır.
-40 +70 °C sıcaklık dayanımına sahip. IP67 koruma
sınıfıyla dış mekan uygulamalarında da kullanıma elverişlidir. Çıkış özelliği eğer istenirse deaktif hale getirilebilir. Universal Hub’ ın yanında Turck yine 16 digital
çıkış ve 8 digital çıkışlı modelleri de pazarda kullanıma
sunuyor.
Basit esnek yapı :Turck’un yeni I/O Hub ‘ında 16 konfigüraedilebilir giriş/çıkış bulunuyor.
www.turck.com.tr
TURCK
Ekranlama klemensleriyle etkin parazit giderme
■ Phoenix Contact’ın ekranlama klemensleri yüksek
kontak kalitesiyle elektromanyetik parazitleri etkin şekilde önler. Güvenilir olmaları, geniş yüzeyli kontakları ve
DOĞRUDAN VE DIN RAYINA MONTAJ İÇİN BARA
DESTEĞİ
TAKILMASI KOLAY
kullanıcı dostu yapılarıyla öne çıkarlar.
Ekranlama klemensleri, geçmeli yapıları sayesinde,
kle menslerin kablajı yapıldıktan sonra yerine kolayca takılır.
Altı tip ekranlama klemensiyle, 2 - 35 mm çapında kablolar, 3x10 mm ölçüsünde bakır baralara bağlanabilir. Bu
klemenslerin doğrudan pano sacına takılabilen versiyonları da ayrıca mevcuttur.
Kapsamlı aksesuar serisi sayesinde, kablo ekranı uygulamaya bağlı olarak direkt raya/pano sacına bağlanabileceği gibi, izole bir tasarım yapılarak raydan/pano sacından bağımsız olarak da yerleştirilebilir.
www.phoenixcontact.com.tr
96
ENDÜSTRİ OTOMASYON
PhoenIx Contact
Ürünler
EtherCAT I/O sistemi: Son derece zorlu çevre koşulları için
IP 67 modüller
nak parçacıklarının sıçramasına karşı
dirence güvenilen robotik uygulamalarda
pres döküm çinkonun standart olduğu
otomotiv endüstrisidir. Yeni EtherCAT
Box Modüller, plastik ve paslanmaz çelik muhafaza içindeki mevcut modellere
ideal tamamlayıcılardır. Plastik EP çeşidi, genel makine mühendisliği, montaj
teknolojisi ve yarı iletken ve lojistik ortamları uygulamalarındaki ıslak, kirli ya
da tozlu ortamlarda kullanmak için uygun
çözümdür. Buna ek olarak, tam ‘hijyenik
tasarım’a sahip EQ modül serisi, paslanmaz çelik muhafazası ve IP 69 K koruma
sınıfı ile gıda, kimya ve ilaç endüstrilerindeki uygulamalarda kullanmak üzere
tasarlanmıştır.
■ Pres döküm çinko muhafazalı kompakt I/O modülleri
Yeni ER serisinin tanıtımıyla Beckhoff, EtherCAT Box
ürün serisinin kullanılabileceği uygulamalar yelpazesini genişletiyor. Pres döküm çinko muhafazalı bu
olağanüstü dirençli ER serisi I/O modülleri, özellikle zorlu ağır sanayi, otomotiv sanayi ve robotik
uygulamar gibi çevre koşulları için tasarlanmıştır.
EP ve EQ modül serileriyle birlikte EtherCAT Box I/O
sistemi, tüm endüstriyel uygulamalar için geniş bir
sinyal aralığını sunuyor ve kontrol kabinlerinin dışında kullanılması amaçlanıyor.
Muhafaza malzemesi olarak pres döküm çinkodan
yararlanılması, ER serisi IP 67 sınıfı I/O modüllerinin
son derece zorlu endüstriyel ve proses ortamlarında
kullanılmasını sağlıyor. Tamamen pres döküm olan
bu muhafazalar, daha yüksek yük kapasitesi ve dayanımın istendiği tüm uygulamalarda kullanmak için
idealdir. Tipik uygulama alanları arasında ağır sanayi,
örneğin pres hatları ve metal dökümhaneleri ve kay-
Pres döküm çinko modüller geniş bir sinyal aralığı sunuyor.
ER serisi modüller, EP serisi modüllerle
tam olarak uyumludur ve aynı genişlikle
I/O alternatifleri sunar: Çeşitli filtreleri olan dijital girişler, 0,5 A çıkış akımı
olan dijital çıkışlar ve serbestçe yapılandırılabilen dijital girişleri ve çıkışları olan
“kombinasyon modülleri”. Bunlara ek olarak, akım / gerilim ölçümü için analog giriş modülleri de mevcuttur.
Seriyi sıcaklık ölçüm modülleri, seri arabirimler, enkoder girişleri ve hareket modülleri tamamlar. Hacimden
tasarruf sağlayan 30 mm modüller ve 60 mm modüller, farklı kanal seçenekleriyle sunulmaktedır. 126 mm
yükseklikleri ve 26,5 mm derinlikleriyle ER serisi modüller son derece kompakt yapıdadır. Saha cihazları
ve sinyalleri modüllere M8 ya da M12 konnektörlerle
aktarılır. ER serisi üzerinde sinyal yönlendirmek (forwarding) için bir EtherCAT arabirimi, bir güç kaynağı
bağlantısı ve M8 fişler ya da soketler bulunmaktadır.
Yüksek akımlı çıkışlar için, bir 7/8” güç kaynağına ve
M12 EtherCAT soketine sahip modüller mevcuttur.
Pres döküm çinko muhafazalı EtherCAT Box Modüller, -25 ile +60 °C arası genişletilmiş sıcaklık aralığında çalışabilir (depolama sıcaklığı -40 ile +85 °C).
Yeni pres döküm çinko muhafazlı ER serisi modüller
sayesinde, merkezden bağımsız EtherCAT I/O sistemi
artık son derece zorlu çevre koşullarında da kullanılabiliyor.
www.beckhoff.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
BECKHOFF
97
Ürünler
Kızılötesi teknolojiye bakış açınız 180° değişmek üzere. Hedefiniz
olmasa dahi aradığınız cevap hemen önünüzde.
■ Görüntülere daha hızlı ulaşın, yakalayın ve
işleyin
• 180° eklemli objektif ile nesnelerin üstüne, altına ve
çevresine kolayca gidin ve görüntüyü yakalamadan
önce görün
• Alan içi görüntü analizi için kamera üzerindeki analiz cihazları ile ve sadece 5,7 inçlik hassas dokunmatik
LCD ekran vasıtasıyla görüntüleri yakalayın¹
• Yakalama sonrası görüntü işleme ile zamandan tasarruf edin - tüm kameralar için emisivite, arkaplan sıcaklığı, transmisivite, paletler, renk alarmları, IR Füzyon
işlemini düzenleyin ve işaretçileri etkinleştirin/devre
dışı bırakın
Bir düğmeye dokunarak üstün görüntü kalitesine
odaklanın
• Sınıfındaki en büyük 5,7 inçlik hassas dokunmatik
LCD ekran ile üst düzey saha içi görüntüleme deneyimi¹
- %150 daha fazla görüntüleme alanı³
• Gelişmiş görüntü kalitesi ve sıcaklık ölçüm hassaslığı
– 320x240 görüntülerinizi 640x480 görüntülere dönüştürün, SuperResolution moduyla 4 kat daha fazla çözünürlük ve piksel (kamerada)
• LaserSharp® Auto Focus, Fluke’a özel olarak kullanılan, tam hassaslıkla² belirlediğiniz hedefe² olan mesafeyi hesaplayan ve görüntüleyen dahili lazer mesafe ölçer
• Opsiyonel sahaya kurulabilen geniş açılı ve telefoto
lensler
• 320x240 kızılötesi kamera için en geniş 5,7 inçlik hassas LCD dokunmatik ekran
• Zorlu fotoğraf çekimleri için 180° eklemli objektif
• 320x240 kızılötesi kamera için önde gelen uzamsal
çözünürlük ile üstün görüntü kalitesi¹
• SuperResolution moduyla standart moda göre 4 kat
daha fazla çözünürlük ve piksel (307.200 piksele kadar)
• LaserSharp® Auto Focus - hassas lazer teknolojisinden faydalanır, hedefine tam bir hassasiyetle odaklanır
ve ihtiyaç duyduğunuz doğru görüntü ve sıcaklık ölçümlerinin elde edilmesini sağlar
• Dahili lazer mesafe ölçer - belirlediğiniz hedefe 30
metreye (100 feet) kadar olan mesafeyi hesaplar ve görüntü üzerinde mesafeyi gösterir
• IR-Fusion® teknolojisi ile hızlı ve kolay saha içi analizler ve gelişmiş dokunmatik ekran fonksiyonları:
- Sürekli otomatik harmanlama - konum ve görüntüleme veya IR ile ilgili sorunların kolay tanımlanması
- Sürekli düzey ve açıklık ayarı
- Görüntü Keskinleştirme özelliğiyle çok sayıda veri karesini üst düzey bir görüntüde birleştirin
- Gelişmiş termal hassasiyet için filtre modu
• Yakalama sonrası görüntü düzenleme aşağıdakileri
içerir:
-
• Görüntü Keskinleştirme özelliği ile verilere ait çoklu
ardışık çerçevelerin birleştirilmesi vasıtasıyla yüksek
sıcaklık uygulamalarında üst düzey görüntü çıkışı elde
edin
• Nitelikli sıcaklık farklılıklarını daha kolay bulun - Filtre
modu sayesinde termal hassasiyeti 45mK’den 30mK’e
hızlı bir şekilde geliştirin
Emisivite
Arka Plan Isısı
Transmisivite
Paletler
Renkli alarmlar
IR-Fusion
İşaretçileri etkinleştirme/devre dışı bırakma
• Fluke Connect™ ile en geniş kablosuz test ve ölçüm
araçları ağına bağlanın (bütün ülkelerde mevcut değildir)
• Uzaktan görüntüleme ve kontrol seçenekleri
• 1200°C’ye kadar sıcaklık ölçümleri
• Tüm gün kullanım için boyun ve el bandı ile hafif ve
ergonomik tasarım
• Opsiyonel sahaya kurulabilen geniş açılı ve telefoto
lensler.
www.netes.com.tr
98
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Netes Mühendislik
Ürünler
MIDRANGE İle Güçlü Çözümler
■ Akıllı üretim çağında gerçek zamanlı üretim bilgileri ve verileri
giderek daha da önemli bir hale gelirken, makine üreticileri ve
son kullanıcılar bu bilgileri en iyi şekilde toplamalarına, düzenlemelerine, yorumlamalarına ve sunmalarına yardımcı olan stratejileri nasıl geliştirebilir?
Üretim endüstrisinin tarihi, tıpkı dünya tarihi gibi, düzgün bir şekilde
çağlara ayrılabilir; ilk gerçek çağdaş çağ sanayi devrimindeki seri üretimi, Henry Ford ve onun üretim hattı kavramını izlemiştir. O zamandan bu yana, birçok farklı kavram gelip gitmiş ya da gelip kalmış ve
en başarılı olanları eskilerini geride bırakarak, endüstrinin geleceğini
tanımlamaya yardımcı olmuştur. Yakın geçmişe bakacak olursak ve
hatta geleceği de düşünürsek, yaygın olarak akıllı üretim çağı dediğimiz dönemin ortasında olduğumuzu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu çağda üretim ve proses verilerini toplamak, deşifre etmek, düzenlemek ve paylaşmak hiç olmadığı kadar önemli bir hale gelmiştir.
Akıllı üretimin arkasındaki tüm değerler, sistemsel bilgiler, teknoloji
ve insan becerisinin, makine üreticileri ve kullanıcılarını hiç olmadığı
kadar global olan piyasada rekabetçi kılacak daha hızlı bir devrim ve
değişimi beraberinde getirmek üzere bir araya gelmesidir. Verilere
gerçek zamanlı erişim sayesinde, şirketler daha esnek, daha çevik,
daha sürdürülebilir ve daha karlı olabilir. Akıllı üretimin anahtarı, bu
verileri toplamaya, kontrol etmeye ve sunmaya yardımcı olan omurga
ve hizmetlerdir. Birçok şirket üretim operasyonlarındaki bilişim çözümlerinin ofis alanında kullanılanlarla bağdaşabilir olmaması sorunuyla karşılaşmaktadır. Akıllı üretimin arkasındaki öğelerin büyük bir
çoğunluğunu ise ofis alanı barındırmaktadır. İletişim uyumsuzluğunu
aynı tedarikçiye ait, daha güçlü ya da güçsüz istikrarlı muadilleyile
aynı operasyon, iletişim ve geliştirme ortamını paylaşmayan ve daha
zor öğrenilen, daha az tanımlanmış yöntemleri ve değişim zamanı
geldiğinde daha yüksek harcamalara neden olan bazı üretim çözümleri arttırmaktadır. Akıllı üretimin geleceğin yolu olduğunu dönemin ilk
aşamasından önce fark eden Rockwell Automation, entegre mimari
kavramını geliştirmiştir. Integrated Architecture (Entegre Mimari)
esnek ve ölçeklendirilebilir otomasyon, hareket, güvenlik ve proses
çözümlerinin temelini teşkil etmek üzere oluşturulmuştur.
Temel özellikleri şunları içermektedir: Bir dizi otomasyon uygulamasına uygun olacak işlevsellik ve ölçeklendirilebilirlik; tek IT dostu
iletişim ve kontrol ağı olan EtherNet/IP; gerçek zamanlı eyleme dönüştürülebilir bilgi sağlama ve bilgi entegrasyonu. Bunların tümü
bilgi, teknoloji ve insan becerisini bir araya getirme olan akıllı üretim
ruhuna işaret etmektedir.
Bu tür bir entegre işlevselliğin bir otomasyon şirketinin ürün yelpazesinin güçlü öğeleriyle kısıtlanması için bir neden olmadığını çoğu
kişi fark etmemektedir. Bir gözümüz entegrasyonda, bir gözümüz
ölçeklendirilebilir çözümlerde olduğunda, Rockwell Automation daha
küçük uygulamalar için Integrated Architecture portföyünü AllenBradley CompactLogix programlanabilir otomasyon kontrolörleri
(PACs), kompakt Kinetix servo sürücüler, ölçeklendirilebilir I/O, PowerFlex sürücüler ve çok yönlü PanelView Plus 6 operatör panel ve
yazılım araçlarıyla önemli ölçüde genişletmiştir.
Rockwell Automation ControlLogix L7 prosesörünü CompactLogix ailesine katarak, değer odaklı makine üreticilerine EtherNet/
IP üzerinden –hem yardımcı sürücüler hem de AC sürücüleri
için-Entegre CIP Hareketi gibi performans özelliklerini daha düşük bir fiyat noktasında sağlayabilir. Bu, kullanıcılara bir ağ, tek bir
geliştirme ortamı ve tam, entegre eksen portföyü vermektedir.
Integrated Architecture, Rekabetçi ve Ölçeklendirilebilir Çözümler Sağlıyor.
Rockwell Automation Integrated Architecture’ı daha küçük, midrange
kontrol çözümlerinde güçlendirerek, makine üreticileri makinelerinin
maliyetlerini ve karmaşıklığını azaltırken, daha rekabetçi ve ölçeklendirilebilir çözümler sağlayabilir. Integrated Architecture, yönetmeleri
gereken uygulama türleri ya da ürettikleri makinenin karmaşıklığı her
ne olursa olsun, tek kontrol mimarisinde standartlaşmalarına ve ortak
bir uygulama programlama ortamı ve konfigürasyon ortamını güçlendirmelerine de olanak tanımaktadır. Uzun kontrol seçimi süreçlerini atlayabilir, değişen tasarım parametrelerine ya da son kullanıcının
uygulama ihtiyaçlarının genişlemesine daha iyi yanıt verebilir ve makine yenilikçiliği için daha fazla mühendislik kaynağı da atayabilirler.
Birçok lider makine üreticisi bu standardizasyonunun tasarım esnekliğini geliştirdiğini, değişen piyasa taleplerine uyum sağlamaya yönelik bir dizi ihtiyacı karşılamak üzere kontrol sistemini hızla ölçeklendirmelerine olanak tanıdığını fark etmektedir. Ayrıca, bir makine üreticisi
müşterilerinin çoğunu tek bir kontrol platformunda standartlaşmaya
motive ederse, makine üreticisi de destek ve bakım çabalarını kolaylaştırabilir. Bu arada son kullanıcılar da tek ortak teknolojide standartlaşabilir ve bu şekilde, personel değişiklikleri meydana geldiğinde,
destekleyici kontrol platformları için kritik mühendislik bilgilerini kaybetme riskini azaltabilir.
Mühendislerin yalnızca bir platformda eğitilmesi gerekeceği için,
makine üreticileri de bir taraftan genel eğitim maliyetlerinden tasarruf
ederken, diğer taraftan daha odaklı destek sağlayabilir. Kontrol mimarisinde akıcı bir şekilde çalışabilen daha fazla mühendis ve personelle,
müşteri desteğinin tutarlılığı ve niteliği de iyileşmektedir. Son olarak,
tek bir kontrol platformunda standartlaşma, bir makine yapımcısının
genel yedek parça bulunabilirliğini geliştirirken, daha az parçayı stoklamasına olanak tanımaktadır.
www.rockwellautomation.com
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Rockwell AutomatIon
99
Ürünler
SCHUNK’tan 5 kg’a kadar yükler için hızlı Alma&Bırakma
■ SCHUNK’tan doğrusal hareketli ve doğrudan
tahrikli PPU-E Alma & Bırakma (Pick&Place) ünitesi, pazardaki en hızlı Alma & Bırakma ünitesidir. PPU-E 50, 5 kg’a kadar ağırlıktaki yükleri-
Elektrik, kontrol ünitesi, pnömatik besleme ve sensör pinlerinin tümü ünitenin arka taraftaki sabit bağlantıdan takılır. Kablo kırılmaları ve sistem arızaları
oluşmaz. Esnek ve özgürce programlanabilen ünite
150 mm’ye kadar dikeyde, 280
mm’ye kadar yatayda strok için
ve 5kg hareket eden kütleler
için dizayn edilmiştir. Maksimum ivmesi 100 ms-2 ’ye ve
hızı da 4 ms-1 ‘ye ulaşır.
Mükemmel
tekrarlanabilir
hassasiyeti
Dar ve kompakt gövdesi, arka
sabit panelden kolay ekipman
takılabilen paneli sayesinde;
kolay bakıma, ve yan yana
çoklu PPU-E montajına izin
verir. Akuple 2 pozisyon sensörü yatayı ve dikeyi kontrol
etmenizi ve yüksek hassasiyette almanızı sağlar. SCHUNK
Akıllı kontrol ünitesi, hareketli
kolu ve aktüatörleri yüksek dereceli kontrol birimine ihtiyaç
duymaksızın kontrol edebilir.
Gerekli yazılım, halihazırda entegre edilmiştir ve ünite Tak &
Çalıştır ile kolaylıkla çalıştırılır.
niz için hattınızın olmazsa olmazı olacaktır. 280
m yatay, 150 mm dikey stroğa sahip PPU-E 50
ünitesi 1.5 kglık parçayı alma ve bırakma süresi 0.98 sn.dir(tutucunun 60X2 ms alma bırakma
hızı dahil) Daha küçük PPU-E 15 ve PPU-E 30 gibi
PPU-E 50 de tolerans ve aşınmaya duyarlı olan kızaklı aktarma yerine - aşınmasız, doğrudan tahrik
yoluyla hareket ettirilir. Bu da, bakım verimini ve
tekrarlanabilirlik hassasiyetini arttırır, programlanmasını kolaylaştırır. Ünite iki sabit motor ile donatılmış ve hassas motor kabloları olmaksızın çalışabilmesinden dolayı kablo kırılmaları ve sistem hataları
meydana gelmez.
Çok hızlı çevrim süreleri ve eksen başına 0,01 mm
tekrarlanabilir hassasiyetiyle elektronik, tüketim
ürünleri ve ilaç endüstrisinde orta büyüklükteki
parçaların montajlarını standartlaştırmanızı sağlar.
Üzerindeki
valf
sayesinde
hava dağıtımına olanak sağlar. Bu sıkıştırılmış hava ve enerji tüketimini minimize eder ve muazzam yüksek çevrim frekanslarını
garantiler . Enerji ve zaman açısından etkin ünite
inovatif aile firmasının modül programına kusursuz
bir şekilde uyar ve tek bir arayüzle yüksek performans modüler montaj için, modüler sistemlerden
birbirinden farklı aktüatörlerle ekipmanlandırılabilir.
Tutucu için bağlantı opsiyonlu olmayan temel versiyonun yanında SCHUNK PPU-E 50, altı yapıda
mevcuttur: İkili, dörtlü veya altılı hava ve sensör
opsiyonlu, elektrikli döner modüllü, iki katlı hava ve
sensör bağlantılı ve vakum opsiyonlu şekilde. Tercihe bağlı olarak Venturi vakum veya harici ünite ile
çalıştırabilmek mümkündür. Bunun haricinde PPU-E
50 Z ekseni yaylı kompanzasyon ünitesi ile ve dikey
frenleme ile de donatılabilir.
www.tr.schunk.com
100
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Schunk
Ürünler
Elektrik kesintilerinde gözünüz arkada kalmasın…
Schneider Electric, Back-UPS serisiyle kesintisiz gücün sınırlarını
yeniden çiziyor
■ Schneider Electric, Back-UPS serisi yeni nesil kesintisiz güç kaynağı cihazlarıyla, en zorlu hava şartları ve her türlü elektrik kesintileri sırasında dahi
bilgisayarınız ve diğer elektronik ekipmanlarınız
için gerekli gücü sağlıyor.
Back-UPS 700, 950 ve 1400 olmak üzere üç modelden oluşan seri, elektronik cihazlar için büyük
öneme sahip olan Otomatik Gerilim Düzeltme (AVR)
özelliğiyle dikkat çekiyor.
Entegre kritik güç ve soğutma hizmetlerinde global
bir lider olan APC by Schneider Electric, Back-UPS
serisi 700, 950 ve 1400’den oluşan ürün gamıyla bilgisayar ve elektronik cihazları her türlü güç kesintilerine karşı en güvenli şekilde koruyor.
Güvenliğin en ön planda tutulduğu bu özel seri, Otomatik Gerilim Düzeltme (AVR) özelliği ile yüksek ve düşük
gerilim dalgalanmaları sırasında, elektrik gücünün cihazlarınız için en güvenli düzeyde kalmasını sağlıyor.
Ayrıca, aküsünde depoladığı gücü zorlu şartlar altında
oluşacak güç kesintileri içinde ihtiyacınız olduğu şekilde muhafaza ediyor. Üzerinde 4 adet ev tipi (Schuko
standardında) prizle donatılmış olan Back UPS 700, 950
ve 1400VA modelleri, masaüstü bilgisayarınızın, monitörünüzün ve diğer önemli cihazlarınızın (yönlendirici,
modem, televizyon, vb.) güç kesintisi sırasında çalışır
durumda kalmasını sağlıyor. Farklı ve değişken enerji
gereksinimi olan elektronik ekipmanlar için özel olarak
tasarlanan Back-UPS serisi, acil durumlarda kritik güç
sağlarken üretkenliği ve çalışma verimliliğini en üst düzeyde tutuyor.
Elektronik cihazlarınızın maksimum güvenliği için tasarlandı…
Ürün üzerinde LED Gösterge ve sesli alarmlara sahip
olan Back UPS serisi, cihaz ve güç durumunu anlık
olarak öğrenmenizi sağlıyor. Otomatik Gerilim Regülasyonu (AVR) özelliğiyle, gerilim dalgalanmalarını akü
kullanmadan hızlıca düzeltebiliyor, kesintisiz güçle istediğiniz sürece çalışmanıza olanak tanıyor. Oluşabilecek
güç kesintilerinde akü kullanım ömründen tasarruf etmenize imkan veriyor. Back UPS serisi akü yedekli, darbe gerilimi korumalı prizleriyle elektrik kesildiğinde veya
gerilimde dalgalanma başladığında elektronik cihazların
çalışmaya devam etmesini sağlıyor ve çalışmalarınızı koruyarak verilerinizi kaydetmenize imkan tanıyor.
‘Butonlu Devre Kesici’ özelliğiyle ise devrelerdeki aşırı
yüklenmelere karşı koruma sağlar ve hassas elektronik cihazlarınızı oluşabilecek her türlü elektrik hasarına
karşı koruyor. ‘Otomatik Diagnostik Testi’ ile akünüzü
periyodik olarak test edebilen Back UPS serisi modelle-
ri, değiştirilmesi gereken aküyü erkenden tespit ederek
size iletebiliyor. USB Bağlantısı ve PowerChute Yazılımı
sayesinde ek güç koruma ve yönetim özelliklerine erişim sağlamak için bilgisayarınızı kullanmanıza da imkan
tanıyan seri;
• Kesinti sırasında isteğe bağlı olarak bilgisayarınızı güvenli şekilde kapatarak çalışmanızı korur
• Sisteminizi yeniden başlatarak çalışma kesintisini en
aza indirir
• Back-UPS ayarlarının özelleştirilmesini sağlar
• Güç ve akünün durumlarını izler ve görüntüler
APC by Schneider Electric tarafından 2 yıl boyunca garantisi bulunan Back UPS serisi, ihtiyacınız olduğunda
telefon ve çevrimiçi olarak ücretsiz teknik destek gibi
imkanları da beraberinde sunuyor.
www.schneider-electric.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SCHNEIDER ELECTRIC
101
Ürünler
Sinumerik 828 kontrolörlerinde daha yüksek performans ve
fonksiyonellik
• Yeni 4.7 yazılım sürümü ve yeni PPU 2xx.3
• 2 işleme kanalında 10 eksen/iş mili ve 2 harici eksen
kontrol edebilme
• Güçlü donanım ve yazılım ile Sinumerik 828, artık taşlama tezgâhlarında da kompakt bir nümerik kontrollör
birbirleriyle ileri seviyede senkronize edebilmektedir.
Böylece, tek bir makinede aynı anda iki parça, örneğin
karşı iş milinde eşzamanlı arka yüz işlenebiliyor. Ayrıca
iki takım ile aynı anda denge kesmesi, 2 kat hızlı kesme
veya aynı anda kaba ve finiş operasyonları işlenebiliyor.
Bu, her bir makinenin parça üretimini artırıyor ve yüksek
seviyede işleme hassasiyetini koruyor.
Yeni yazılım sürümü 4.7 ile G-Tech yazılımı,
taşlama uygulamaları için Sinumerik 828
kontrolörlerinde de bulunuyor. Bu yazılım,
2 kanalda 10 eksene kadar kontrolü destekleyerek kompakt taşlama tezgâhlarının
tasarımında makine üreticilerine destek
sağlıyor. Bununla birlikte, Sinumerik 828
taşlama tezgâhı üreticilerine taşlama çevrimleri ve özelleştirilmiş takım yönetimi
gibi fonksiyonlar sunuyor.
Siemens, Sinumerik 828 kontrolör ürün grubunun fonksiyon kapsamını yeni bir donanım ve yazılımla genişletiyor. Kompakt CNC kontrolörleri şimdi yeni yazılım
sürümü 4.7 ve güçlü PPU 2xx.3 ile donatılıyor. Yeni Sinumerik 828D Advanced’in faydalarından biri de iki yardımcı eksenin yanı sıra 10 adete kadar eksen/iş milini
kontrol edebilmesidir. Buna ek olarak en güçlü Sinumerik 828, iki taret ile eş zamanlı işleme için ikinci bir işleme kanalı da sunuyor. Bu güncelleme ayrıca Sinumerik
828 kontrolörlerinin uygulama aralığını da genişletiyor:
Bu kontrolör artık torna ve işleme merkezlerinin yanı
sıra taşlama tezgahları için de kullanılabiliyor.
Kompakt Sinumerik 828 kontrolörlerinde yapılan bu ileri
geliştirme, kullanıcılara her şeyden önce daha verimli
ve daha yüksek performansa sahip takım tezgahları sunuyor. Sinumerik 828D Advanced işleme merkezlerinde 8 interpolasyon ekseni veya iş miline kadar kontrol
edebiliyor. Bunun yanısıra takım magazinlerinin, palet
değiştiricilerin, talaş konveyörlerinin ve diğer çevresel
aygıtların kontrolü için iki ilave yardımcı ekseni destekliyor. Kullanıcılar ayrıca tornalama ve dairesel taşlama
tezgahlarında eşzamanlı olarak iki farklı NC programı
yürütmek için ikinci bir işleme kanalı kullanabilmekte veya sadece ProgramSync’i kullanarak programları
Siemens ayrıca Sinumerik 828’de parça
programların oluşturulmasını daha verimli ve hızlı hale getirdi. Artık parça programında kullanılacak kontur çizimleri kontur
algılayıcı sayesinde doğrudan DFX dosyasından alınabiliyor. Bir dizi farklı belge ve dosya formatı, destek için
doğrudan Sinumerik’in ekranına çağrılabiliyor. Buna
ek olarak, sentaks vurgulama olarak da bilinen sentaks
öğelerinin renkli olarak işaretlenmesi, programlamayı
basitleştiriyor ayrıca operatörün hatasız ve daha etkili
çalışmasına yardımcı oluyor.
Sinumerik 828’in 4.7 versiyonu ayrıca fabrikada önceden programlanmış olan çevrimlere yetkisiz erişimi engelleyen çevrim içeriğinin korunmasını da sağlıyor. Özel
olarak hazırlanmış kullanıcı ara yüzleri artık ilerlemeyi
belirtmek için iletişim pencereleri ve uygulamanın son
derece kullanıcı dostu olmasını sağlayan gizli şifre girişi gibi yeni programlama öğelerini kullanabiliyor. CNC
Lock seçeneği ise makina üreticilerine tahsilat koruması
sağlıyor. Bu seçeneğin aktive edilmesinin ardından makine ilk önce sadece sınırlı bir süre çalışıyor ve ödemenin tamamının kullanıcı tarafından yapılmasının ardından bir kod aracılığıyla hizmete alınabiliyor.
Siemens, Sinumerik 828 kontrolör ürün grubunun fonksiyon kapsamını yeni bir donanım ve yazılımla genişletiyor. Kompakt CNC kontrolörleri şimdi yeni yazılım
sürümü 4.7 ve güçlü PPU 2xx.3 ile donatılıyor.
www.siemens.com.tr
102
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SIEMENS
Ürünler
Teksan Jeneratör işletmelere
yüzde 40’a varan enerji tasarrufu sunuyor
■ Ekonomik, kaliteli ve sürdürülebilir enerji ihtiyacındaki artış, yeni çözümleri de beraberinde getiriyor. Elektrik,
ısıtma ve soğutma ihtiyaçlarını aynı anda karşılayan kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri enerjide alternatif bir
çözüm oluşturuyor. Dünyada özellikle de Avrupa’da çok yaygın olan bu sistemlerin ülkemizdeki geçmişi ise çok yeni.
Oysa bu teknolojilerin analizleri, projelendirmesi ve kurulumunun doğru yapılması halinde yüzde 40’a varan enerji
tasarrufu elde etmek mümkün. Üstelik yatırım maliyetini 2
ila 4 yıl içinde amorti ediyor. Kojenerasyon ve trijenerasyon
teknolojisini Türkiye’de uygulayan ilk ve tek yerli şirket olan
Teksan Jeneratör, sanayi tesislerinden hastanelere kadar
birçok projede bu sistemleri başarıyla hayata geçirdi.
Enerjinin verimli kullanılmasını sağlayan yeni nesil kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri elektrik şebekesinden bağımsız
olarak enerjinin tüketildiği yerde üretilmesi ve elektriğe çevrilemeyen atık enerjinin ısıtma ya da soğutma amaçlı kullanılması
esasına dayanıyor. Kojenerasyonda sadece ısıtma sağlanırken,
soğutma özelliğinin de eklenmesi halinde trijenerasyon sistemi
ortaya çıkıyor.
Kojenerasyon ve trijenerasyon teknolojisi, küçük ve büyük ölçekli sanayi tesislerinin yanı sıra hastaneler, oteller, alışveriş
merkezleri, konutlar ve okullarda da uygulanarak enerji kayıplarının önüne geçiliyor. Bu konuda yapılan yasal düzenleme son
iki yılda kojenerasyon ve trijenerasyon sektörünü hareketlendirmiş olsa da önümüzdeki yıllarda pazarın hızla büyüyeceğini
tahmin etmek zor değil. Artan enerji maliyetlerinin yarattığı alternatif arayışı, temiz ve sürdürülebilir enerji ihtiyacı gibi birçok
faktör pazarın geleceğini şekillendirecek. Özellikle kesintisiz ve
güvenilir enerjinin hayati öneme sahip olduğu hastanelerde bu
sistemler giderek yaygınlaşıyor. 250 yatak kapasitesinin üzerindeki kamu hastanelerinde kojenerasyon zorunlu.
1994 yılında kurulan Teksan Jeneratör, kojenerasyon ve trijenerasyon sistemlerini ülkemizde uygulayan ilk yerli şirket. Bu
alanda Türkiye ve yurtdışında global markalarla rekabet ediyor.
Şimdiye kadar pek çok özel sektör ve kamu projesinde, kendi
know-how ve mühendislik güçleri ile geliştirdikleri sistemleri
başarıyla hayata geçirdi. Kaliteli, verimli, kesintisiz ve çevre
dostu enerji tedariki ile sanayicilerin enerji maliyetlerini düşürürken rekabet güçlerini artırdıklarını belirten Teksan Jeneratör
Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak
Başeğmezler, “Elektrik, ısıtma ve soğutma ihtiyacına ortak bir
çözüm getiren kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri üzerinde uzun zamandır çalışıyoruz. Bu sistemde elektriği üreten
motor ya da tribün grupları yakıtı doğalgaz, fuel oil, biyogaz ve
biyodizel olarak seçilebiliyor. Gaz motorlarının yüksek verimli
çalışması sayesinde elde edilen fazla enerji hem ısınma hem
de soğutma için kullanılıyor. Enerjinin aynı yerde üretilmesi ve
tüketilmesi enerji kayıplarını ortadan kaldırıyor. Bu sistem sayesinde emisyon seviyelerini kontrol altında tutmak ve karbon
ayak izini azaltmak da mümkün” dedi.
Burak Başeğmezler, Teksan Jeneratör olarak detaylı analizler
ve hesaplamalar sonrası enerji ihtiyacına uygun olarak tasarladıkları kojenerasyon ve trijenerasyon uygulamaları ile yüzde
40’a varan enerji tasarrufu sağladıklarını ifade etti.
Atık su tesisindeki çamurdan biyogaz, biyogazdan enerji
üretiyor…
Kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri; fabrikalar, hastaneler, oteller, alışveriş merkezleri, konutlar, spor merkezleri,
üniversiteler, kamu binaları gibi çeşitli kurum ve kuruluşlarda
uygulamanın mümkün olduğunu söyleyen Başeğmezler, “Kaliteli ve ucuz elektrik üretimini mümkün kılan sistem yatırım
maliyetini ise 2 ila 4 yılda amorti ederek büyük bir avantaj sağlıyor. Atıklardan enerji üreten ve bu yönüyle çevre dostu olan
kojenerasyon sistemi, ASKİ’nin Tatlar Köyü arıtma tesisinde
uygulamaya koyduk ve başarıyla yürüyor. Arıtma sırasında
ortaya çıkan biyogazdan ürettiğimiz elektrik ile tesisin enerji
ihtiyacını karşılıyoruz. Proje bu yönüyle bir ilk olma özelliğine
sahip. Kojenerasyon sistemi 250 yatak kapasitesinden büyük
tüm kamu hastanelerinde zorunlu. Edirne Devlet Hastanesi de
bu kapsamda devreye alınan ilk hastane oldu. Teksan Jeneratör olarak kurduğumuz kojenerasyon sisteminin hastaneye
üç temel katkısı: elektrik masraflarının azalması, ısı ihtiyacının
önemli bir bölümünün ilave bir yakıt kullanmadan karşılanması ve karbon ayak izinin düşürülmesi olacak” diyerek sözlerini
tamamladı.
www.teksanjenerator.com.tr
104
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teksan jeneratör
Ürünler
Yeni Fluke Lazerli Şaft Ayar Cihazı
■ Yeni Fluke 830 Lazerli Şaft Ayar Cihazı, tesisinizdeki dönen
millerin hassas ayarı için ideal test aracıdır.
Tüm dönen ekipmanların yanlış ayara karşı
hassas olduğu bilinen
bir gerçektir. Dönen
ekipmanınızın düzgün şekilde ayarlandığından emin olmak
için halen cetvel ve
kadranlı göstergeler
kullanıyorsanız, makinenizin ömrünün
azalmasının yanı sıra,
her yıl yedek yatak
maliyetlerinde binlerce dolar kaybediyor,
gereksiz onarım süreleri ve planlanmamış arıza sürelerine maruz
kalıyor olabilirsiniz. Yeni Fluke 830 Lazerli Şaft Ayar Cihazının kullanımı kolaydır ve size tesisinizin çalışmasını sağlayacak hızlı, doğru
ve işlemeye uygun çözümler sunar. Lazerli şaft ayar söz konusu
olduğunda, veriler iyi alındığından ötürü çözümler daha iyidir. Mastar veya kadranlı göstergeleri kullanmanın aksine, Fluke 830 sizin
karmaşık ayar hesaplamalarını yapmanızı gerektirmeden ölçer ki bu
makinenizi hızlıca ayarlamak ve tesisinizi hızlı çalıştırmak için ihtiya-
cınız olan çözümlere sahip olacağınız anlamına gelir. Gelişmiş kullanıcı arabirimi, kapsamlı ayar bilgisi gerektirmeyen sonuçların kolay
anlaşılmasını ve düzeltici eylemin gerçek anlamda uygulanmasını
kolaylaştıran hem şaft sonuçlarının hem de mesafe düzeltmelerinin (dikey ve yatay) gösterildiği “Hepsi Bir Arada” sonuç ekranı
mevcuttur. Makine arıza suresi maliyetli olduğundan, testin tekrarlanabilirliği önemlidir. Yeni Fluke 830, yanlış ayar sorunlarını doğru
şekilde belirleyebilmenizi garanti edebilecek doğru ve tekrarlanabilir
ölçüm sonuçları sağlayan patentli* tek lazerli hassas ayar sistemi
kullanır. Yüksek kaliteli braketler (konsollar), mil dönerken sensor
ve prizmanın kaymamasını sağlar.
Özellikler
• Tek lazerli ölçüm teknolojisi, tepkimelerden kaynaklanan hataları
azaltılarak daha iyi doğruluğu sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.
• Sezgisel yönlendirmeli kullanıcı arabirimi ile hızlı ve kolay kusursuz
makine ayarları
• Pusula ölçüm modu, etkin bir elektronik eğim ölçer kullanılarak
esnek, güvenilir ve tekrarlanabilir ölçümler sağlar
• Dinamik makine tolerans kontrolü, makinenizin kabul edilebilir
aralıkta olduğunu bilmenize imkan tanıyan ayar düzenlemelerinin
sürekli değerlendirmesini sağlar
• Benzersiz genişletme modu, lazer detektör boyutunu sanal olarak
artırarak toplam yanlış ayarı kontrol altına alır.
• Veri koruma, otomatik kaydet ve geri al özelliğiyle ihtiyacınız olduğunda verilerinizin yerinde olmasını sağlar.
www.netes.com.tr
■ Portescap, yeni nesil yüksek güç yoğunluğuna sahip fırçalı
DC motorları tanıttı. Athlonix DCP motorlar, geniş bir uygulama
yelpazesi için fiyattan performansa verimlilik sağlayacak en uygun çözümü sizlere sunuyor. 22 mm çapındaki yeni 22DCP motor, maksimum güç
yoğunluğu ve motorun kullanım ömrü
boyunca sürekli dayanıklılık sağlayan, kendinden destekli bobin
ve manyetik devreye
sahip çekirdeksiz bir
tasarımdan oluşuyor.
Athlonix 22DCP motorlar, değerli metal
komütasyonlu motor
ve içinde alniko mıknatısı bulunan grafit komütasyonlu motor
olmak üzere 2 seçenek halinde bulunuyor. Karbon fırça için hazırlanan sabit kuvvetli benzersiz yay tasarımı sürekli performans
sağlayacağını bir bakışta belli ediyor. Ayrıca elektro erozyon
kısıtlayıcı bobin de pakete eklenebilir bir seçenek olarak sunuluyor ve bu eklenti ile birlikte motorun, kullanım ömrü boyunca
en yüksek performansla çalışması sağlanabiliyor. Bu yeni ürün
Netes Mühendislik
6,5 mNm’ye kadar sürekli tork sağlamakla birlikte benzeri motorlardan daha yüksek stall tork gücüne sahip. Athlonix 22DCP
motorlar; tıbbi&endüstriyel pompalar, gaz analiz cihazları ve
güvenlik & erişim, elektrikli aletler gibi birçok uygulama alanı
için ideal olarak tasarlanmış bulunuyor. Portescap Fırçalı DC
Motorlar Ürün Hattı Müdürü Sunil Kumar ürün ile ilgili şunları
söylüyor: “Athlonix motorlar belirli bir çapa kadar maksimum
manyetik akı ve amper sarımı sağlayan özel. bir kendinden destekli bobinle güçlendirildi. Buna karşılık olarak tipik kendinden
destekli bobinlerde, manyetik devredeki manyetik akı yoğunluğunu etkileyen kısıtlamalar bulunmaktadır.
Bu da ayrıca güç çıkışını ve motorun dayanıklılığını
kısıtlamaktadır.” Ürün parçalarındaki standardizasyon ve tasarımındaki modülerlik, ürünü çeşitli uygulamalara göre hızlı bir
şekilde uyarlamaya olanak tanıyor. Standart konfigürasyonlar
maksimum 1 haftalık tedarik süresiyle teslim edilebiliyor. Athlonix motorlar çeşitli ebat ve oranlardaki enkoder ve dişli kutularına uyumlu olmakla beraber online motor konfigürasyon
tanımlayıcımız MotionCompass™ tarafından da destekleniyor.
Athlonix motorlar ISO sertifikalı tesislerde üretilmekte olup
RoHS uyumludur.
www.portescap.com
ENDÜSTRİ OTOMASYON
PROTESCAP
105
Ürünler
Robotları Devreye Alırken Artık T10 Tablet Kullanılacak
■ T10, hareket yönünde tutularak manipülatörleri ve mekanik
üniteleri kolay bir şekilde hareket ettirmek için kullanılan bir hareket aygıtıdır. Hızlı hareket için bir FlexPendant kullanılırken,
genel koordinatlar veya araç koordinatları gibi önceden tanımlanmış bir koordinat sistemi seçilir ve manipulator seçilen koordinat sistemi boyunca istenilen yönde hareket eder.
Hızlı hareket için T10 oldukça benzer bir şekilde kullanılır, yalnızca bir koordinat sistemi seçmek yerine yön, aygıtın mekanın
içindeki hareketiyle belirlenir. Örneğin dikey hızlı hareket için
T10 dikey yönde tutulur, yatay hızlı hareket için T10 yatay olarak tutulur gibi.
Bu işlem, aygıtın mekandaki hareketini ölçen, akselerometre ve jiroskopa sahip dahili bir atalet ölçüm ünitesi
sayesinde gerçekleştirilir. Joystick, hareket hızını ve hareketin yönünü pozitif veya negatif olarak ayarlamak için
kullanılır. Joystick’in ileri ve geri hareketi, doğrudan manipülatörün hareketi ile ilişkilidir, bu da manipülatörü hareket ettirmenin en kolay yoludur. Joystick’in sola ve sağa
hareketi, manipülatörü yeniden yönlendirmek için kullanılır.
RobotStudio Apps Online
RobotStudio Apps Online, robotları devreye alırken kullanılabilecek, flexpendant’a alternatif tablet üzerinde çalışan bir
uygulamadır. RobotStudio Apps Online, bir kaç farklı uygulamanın birleşmesi ile oluşmuştur. Bu uygulamalar Windows
Store üzerinden ücretsiz olarak indirilip kullanılabilir. Toplam
dört uygulamadan oluşan RobotStudio Apps Online aşağıdaki
özelliklere sahiptir.
1. RobotStudio Online Manage
• Ağ üzerindeki robotların durumlarını görüntüleme
• Olay bilgilerini görüntüleme
• Kontrolcü data ve özelliklerini görüntüleme
• Diagnostics datayı kaydetme
• Backup alma
• Sinyal işlemleri
2. RobotStudio Online Adjust
• Base Frame tanımlama
• Tool, workobject ve payload tanımlama
• Kalibrasyon
• Servis programlarını çalıştırma
3. RobotStudio Online Jog
• Bağımsız eksenleri hareket ettirme
• Bir Tool’u lineer hareket ettirme
• Bir Tool’u reorient hareket ettirme
• Ayar değişikliği
• Supervision işlemleri
4. RobotStudio Online Tune
• Bir RAPID programı üzerinde test/oynatma işlemleri
• Kesme, kopyalama, yapıştırma işlemleri
• RAPID satırlarını ayarlama
• Program Pointer’ı yönetme
• RAPID program veya modüllerini yükleme veya silme.
new.abb.com
106
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ABB
Ürünler
Multitasking tezgahları kullanım ve programlamanın kolay yolu
niden tanımlanmasıyla birlikte
torna takımları ve çoklu takımlar gibi karmaşık takımlar şimdi
ikonlar halinde gösteriliyor. Bu
yenilik operasyonu kolaylaştırırken örneğin işleme proseslerini tamamlama esnasında bir
avantaj da sunuyor. Kullanıcı,
takımı ve freze torna takımlarına yönelik depo verisini tüm detaylarıyla birlikte tek bir ekranda
görebiliyor.
• Sinumerik Operate kullanıcı arayüzünün yeni yazılım versiyo nu 4.7 multitasking tezgahlar için optimize edildi.
• Frezeleme, tornalama, delik açma ve ölçme fonksiyonları gibi çapraz teknolojiler için standartlaştırılmış görünüm ve kullanım
• Tek bağlamada komple işleme
• ProgramGuide ve ShopMill/ShopTurn ile esnek ve kolay prog
ramlama
Siemens, Sinumerik Operate kullanıcı arayüzünün yeni 4.7 versiyonunda takım tezgahları ile multitasking işlemeyi geliştirdi.
Sinumerik Operate ve Sinumerik 840D sl CNC kontrolü, frezeleme, tornalama, delme ayrıca işlenen parça ve takım ölçümü gibi
farklı işleme teknolojilerini tek bir takım tezgahında birleştiriyor.
Bu, oldukça karmaşık parçaların da eksiksiz olarak işlenmesini
sağlıyor. Sinumerik Operate, farklı teknolojileri standartlaştırılmış görünüm ve kullanım ile kullanıcılara günlük çalışmalarında
destek oluyor.
Sinumerik Operate 4.7 Versiyonu, başka birçok özelliğinin yanı
sıra torna-freze tezgahlarını ayarlarken artık kullanıcıyı interaktif
şekilde destekleyen gelişmiş ayarlama ve manuel modları da
içeriyor. Ayrıca benzer torna takımları için ayar ekranının ölçülen takım türüne bağlı olarak otomatik olarak değiştiği yeni bir
ölçüm fonksiyonu da bulunuyor. Bununla birlikte, işlenen parça
ölçümünün iyileştirilmesiyle bu yeni versiyon kullanıcıların işlenen parçayı yalnızca bileşen üzerinde kolayca kontrol etmesine
ve nitelendirmesine imkân tanıyor. Siemens tüm bunlara ek
olarak takım ayarlama modunda (TSM-Tool Setup Menu) takım
tezgâhları yaklaşımını da kolaylaştırdı. Kullanıcı, bir torna takımı
seçtiğinde tezgâh torna moduna otomatik geçiş yapıyor.
Operate 4.7 Versiyonunda takım yönetimi de genişletildi. Görüntü ekranı, çok görevli tezgâhta kullanılan teknolojiler için tüm
takımları tek bir bakışta net olarak gösteriyor. Bir takımın ye-
Siemens, proramGuide ile esnek programlama ve ShopMill/
ShopTurn ile atölyeye uygun
programlama için yeni fonksiyonlarla birlikte multitasking işlemeyi kolaylaştırıyor. Örneğin,
Cycle 800 döner tabla şimdi
freze ve torna teknolojilerini tek
bir kullanıcı arayüzünde bir araya getiriyor. Cycle 952 çok kanallı torna tezgahlarında 4 eksen
ile talaş kaldırmaya imkân tanıyor. ProgramGuide torna çevrimlerinde, grafik bir kontur hesaplayıcısı veri girişi sırasında kullanıcıyı destekliyor ve parametre düzenlemesi sırasında bir iletiyle
kullanıcılara rehberlik ediyor. ShopTurn’de tüm benzer takımlar
şimdi grafiksel ve interaktif şekilde programlanabilirken artık
torna tezgahlarında frezeleme yapmak da mümkün oluyor.
Sinumerik takım tezgâhı kontrollerine yönelik Sinumerik Operate kullanıcı arayüzü, multitasking tezgâhlarda sunulan tüm
işleme prosedürlerini destekliyor. Örneğin, seri parça üreticileri
ve atölyeler işlenecek parçaları artık verimli bir şekilde ve tamamını tek bir bağlantıda işleyebiliyor. En sık kullanılan torna,
freze ve delme teknolojileri ile ölçüm fonksiyonlarından ayrı
olarak, çok sayıdaki ilave üretim teknolojileri şimdi müşteriye
özel bir temelde kurulabiliyor: Bunlar taşlama, dişli azdırma ve
diş taşlama, lazer, plazma ve su jeti, kesme, punch, bileme ve
şekillendirmeyi içeriyor.
Sinumerik Operate multitasking işlemeyi mümkün olan tüm
teknolojilere uygun olarak gerçekleştiriyor. Bu takım yönetimi
desteği tüm uygulama alanlarında freze ve torna türlerini ayrı
ayrı destekliyor. ProgramGuide veya grafiksel olarak ShopMill/
ShopTurn içinde DIN/ISO ile NC programlaması ve çevrimler
yapmak mümkün. Buna ek olarak Sinumerik Operate işlenecek
parçanın simülasyonunu hem frezeleme-tornalama hem de tornalama-frezeleme için sunuyor.
Siemens, Sinumerik Operate kullanıcı arayüzünün yeni 4.7 versiyonunda takım tezgahları ile multitasking işlemeyi örneğin
oldukça karmaşık işleme parçalarının bile eksiksiz olarak işlenmesini sağlamak için geliştirdi.
www.siemens.com.tr
SIEMENS
Ürünler
EMERSON, INTERLIFT 2015’TE ASANSÖR SÜRÜCÜ & MOTOR
ÇÖZÜMÜ SUNUYOR
Bir Emerson (NYSE: EMR) şirketi olan Emerson Industrial Automation’ın alt kuruluşları Control Techniques ve
Leroy-Somer, Ekim ayında Interlift 2015 fuarında geniş
bir değişken hızlı sürücü dizisi ve özel olarak asansör
piyasası için tasarlanmış yeni bir kalıcı mıknatıs motoru
sunuyor.Control Techniques E200 ve E300 sürücüler ve
Leroy-Somer E27 motoru, asansör sistemlerinin yerleştirilip çalıştırılmasını hızlı ve basit hale getiriyor. E200 &
E300, arkadan ışıklandırmalı bir LCD ve bildik asansör
terimleri ve birimleri yoluyla hızlı kurulum içeren akla
yatkın bir kullanıcı arabirimi sayesinde kolay ayar süreci
sunuyor.
Kompakt ve sessiz E27 motoru ise mekanik ve elektriksel
kurulumu kolaylaştırmak için tümüyle yeni bir tasarım
sunuyor. Merkezi bir kasnak şasinin basitleştirilmesini
mümkün kılıyor ve aynı zamanda kasnağa ve halatlara
tam erişim sağlıyor. Güç, frenler, termal sensör ve şifreleyici için hızlı konektörlerle donatılmış olduğu için,
E27 motoru hızlı ve güvenilir bir elektrik bağlantısını
garantiler.
Yeni sürücü ve motor çözümü optimum konfor sunar:
hem E200 hem E300 modeli başlama, çalışma, yavaşlama ve durma için yüksek çözünürlüklü, çok basamaklı ve titreşimsiz motor kontrolü için ultra hızlı bir
akım kontrol çevrimi içerir. Ayrıca E300, doğrudan zemine konumlandırma, DCP3/4 ve Modbus RTU protokollerini destekleyen gelişkin bir iletişim arabirimi, kısa
zemin operasyonları ve yerleşik veri girme yetenekleri
sayesinde ilave konfor düzeyleri sunar. İsteğe bağlı yük
hücresiyle donatılmış E27 motoru ile birlikte, başlama
momenti yük düzeyine uyarlandığından konfor daha da
yüksek düzeye ulaşır.
E200 veya E300 sürücüler (EN61800-5-2:2007 uyarınca
STO) ve E27 motoruyla bir araya geldiğinde, Fren Kontrol Birimi (Brake Control Unit, BCU), normal çalışma esnasında fren kaynağının yönetimi ve kurtarmanın yönetimi (EN81-20 / 50 uyarınca) şeklinde iki ana işlev sunan
kontaktörsüz bir çözümdür. Sürücü ile motor arasındaki
hattı kesen iki bağımsız kontaktör ile fren kaynağı hattını kesen iki kontaktör kaldırılmıştır. Bu sayede, asansör
boşluğundaki gürültü ortadan kalkar ve hem donanım
hem de kablo açısından tasarruf edilmiş olur.
Emerson Industrial Automation’ın asansör piyasası
strateji müdürü John Orrells şöyle diyor: “E200 ve E300
sürücüler, E27 motoru ve Fren Kontrol Birimi birlikte
kullanıldıklarında asansör müşterilerimiz için eksiksiz
bir çözüm sunuyor.
“Bu ürünler, kapsamlı pazar araştırmaları ve müşterilerimizden alınan geribildirim sonucunda geliştirildi.
Araştırmalarımız mühendislik ve tasarım programımızı
doğrudan etkiledi ve bunun sonucunda özel olarak birlikte çalışmak üzere tasarlanmış sürücüler ve motorlar
ürettik.
“Bu sayede, hem basitleştirilmiş bakım ve satış sonrası
hizmetlerle birlikte müşterilerimize ilave bir yüksek performans garantisi sunuyor, hem de asansör piyasasının
tüm gereklerini karşılıyoruz.”.
www.emerson.com
108
ENDÜSTRİ OTOMASYON
EMERSON
Ürünler
NSK’nın yüksek hızlı ve düşük ses sevİyelİ Vİdalı Mİl Nesİl II
şİmdİ daha da sessiz
Daha sessiz makina parkurları ve fabrika ortamlarına artan
talebe yanıt olarak, NSK gelişmiş sirkilasyon sistemi yapısından dolayı geleneksel vidalı millere göre en yüksek seviyesinde 6 dBA daha düşük ses seviyesi sağlayan Yüksek Hızlı ve
düşük ses seviyeli Nesil I Vidalı Millerini geliştirmiştir. Ancak
bu sadece ilk adım olmuştur.Yuvarlanma yolundan kaynaklanan gürültü şimdi de Nesil II daha da azalmıştır. En az% 40
artan hızı ile birlikte, NSK Vidalı Nesil II için pazardan yoğun
bir talep beklemektedir. Şirket, 2016 yılına kadar küresel satışlarının yaklaşık 29 milyon €´ya ulaşacağını tahmin ediyor.
Rutin makine çalışmasında gürültü, iki temel kaynaktan ortaya çıkar: devir daim bileşeni içinde dönen bilyalardan; ve
şaft/somun kanallarının yüzeyleri boyunca dönen bilyalardan.
2003 yılından beri bilyaların devir daiminde daha az gürültü
çıkaran yüksek hızda çalışan vidalı miller üreten NSK, geçen
yıllarda, daha kompakt, daha hafif makinelere olan talebin
artması ile birlikte yeni bir trendin ortaya çıktığına şahit oldu.
Maalesef, daha hafif makinelerin doğal tasarımında daha fazla rezonans ve bununla birlikte daha fazla gürültü potansiyeli
mevcut. Geleneksel vidalı millerde, yuvarlanma yolunda sabit
bir aralıkta mikroskobik dalgalılık oluşuyor. Bu durum, makine tabanına ve yapısına aktarılan rezonansla sonuçlanıyor ve
istenmeyen titreşimler oluşuyor. NSK Vidalı Mil Nesil II, tüm
çalışma koşullarında makine yankılanmasını ve yuvarlanma
yolu gürültüsünü verimli ve etkin şekilde azaltmak amacıyla
geliştirildi. Memnuniyetle karşılanan bu etki büyük oranda
üretim sürecinde çeşitli yenilikler yapılarak elde edildi.
Kısacası, Vidalı Mil Nesil II endüstriyel makinelerin, özellikle
de kompakt ve/veya hafif modellerin çıkardığı gürültünün desibel seviyelerini azaltmak için yeni bir standart oluşturmaya
yardımcı oluyor. Bu sadece takım tezgahlarına uygulanmakla
kalmıyor aynı zamanda taşıma cihazlarına, LCD ve yarı iletken
üretim ekipmanlarına, medikal muayene ve ölçüm cihazlarına
da uygulanıyor.
www.nskeurope.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
NSK
109
Ürünler
Yeni Fluke 805 Titreşim Ölçer titreşim ölçümünü
yeniden tanımlıyor
■ Motorların ve diğer döner ekipmanların genel
sağlığı için sınıfında en iyi tekrarlanabilirlik ve
hassasiyet özellikleri
Fluke Corporation yataklar ile motorların ve diğer
döner ekipmanların genel sağlık durumu hakkında
ölçülebilir bilgiler sağlayan, taşınabilir ve çok fonksiyonlu titreşim ölçüm cihazı Fluke® 805 Titreşim
Ölçeri tanıtıyor. Fluke 805, zorunlu uygun/uygun
değil bakım kararları vermek amacıyla güvenilir ve
tekrarlanabilir ölçümlere ihtiyaç duyan kritik mekanik sorun giderme ekipleri için idealdir
Fluke 805 şu ölçümleri yapar:
• Genel titreşim – 805, 10 ila 1000 Hz arasında genel
titreşim ölçümü yapıp genel titreşim ve yatak durumu için dört seviyeli önem değerlendirmesi sağlar.
• Yatak durumu (CF+ veya Crest Faktörü Plus) – 805
Titreşim Ölçer makaralı yatakların 4000 Hz ila 20.000
Hz titreşim sinyali değerlerinde tepe noktalarını tespit eder ve yatağın kötüye gidip gitmediğini belirlemek amacıyla şiddeti yorumlamak için özel bir algoritma kullanır.
• Yüzey Sıcaklığı – Kızılötesi bir sensör otomatik olarak yüzey sıcaklığını ölçer ve bu ölçümü, makinenin
sağlığını daha kapsamlı bir şekilde anlamak için titreşim değeri ile birlikte görüntüler.
805 Elde Taşınabilir Titreşim Ölçer, cihazın açısı veya
yüzey teması nedeniyle oluşan ölçüm varyasyonlarını en aza indiren eşsiz bir sensör ucu tasarımına
sahiptir. Bu, operatör hatasını azaltarak hızlı titreşim ölçümünün hassaslığını ve tekrarlanabilirliğini
arttırır. Ayrıca bu ölçer, benzer titreşim kalemlerine
kıyasla daha fazla bilgi sağlayarak hem titreşim hem
de yatak durumu değerleri için önem derecesi sağlar. Trend oluşturma raporları oluşturmak için kayıtlı
veriler kolayca Excel’e yüklenebilir.
www.netes.com.tr
110
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Netes Mühendislik
Ürünler
“Nesnelerin İnterneti” Hayat Buluyor
Oxford’da bir okul ısıtma, havalandırma, su ve aydınlatma gibi sistemler için online kontrol teknolojisi kullanmaya başladı.
kullanılan yüksek verimli kontrol panellerinin kurulumunu yapan, alanında uzman bir sistem entegratörüdür.
Netbiter Argos, binalardaki sistem seviyeleri/değerleri
ile ilgili anlık durumların kullanıcılar tarafından görüntülenmesine; kullanıcıların, değerler belirli seviyelere geldiğinde rapor oluşturmaları ve uyarı almalarına imkân
sağlayan bir web arayüzü olarak çalışmaktadır.
Sistem entegratörü Global Electrical Solutions Ltd. Şirketi, Oxford’da bulunan EF Uluslararası Dil Merkezi için
ısıtma, havalandırma, su ve aydınlatma gibi sistemlerin
takip edilebilmesini sağlayan bir bina yönetim sistemi
kurdu. Netbiter Uzaktan Yönetim ağ geçitlerinin Rocwell kontrol panellerine bağlanmasıyla birlikte kullanıcılar anlık sıcaklıkları, seviyeleri ve güç tüketimini online
olarak görüntüleyebiliyor. Hatta kullanıcılar bu sistem
üzerinden ışıkları ve camları hiç dokunmadan açabiliyor.
Yani IOT(Nesnelerin İnterneti) teknolojisini etkin bir
şekilde kullanabiliyorlar.Bir Netbiter ağ geçidi, Rockwell PLC kumandasına bağlanıyor. Kullanıcılar tesislerin kontrol paneline www.netbiter.net adresinden
ulaşabiliyor.
Büyük Britanya’da kurulan Global Electrical Solutions
(GES) Şirketi; bina, enerji&güç ve üretim gibi alanlarda
112
Gerçek değerler, gerçek görüntüler. GES, Netbiter panellerinin oluşturulması sırasında okuldaki tesislerin gerçek
fotoğraflarını kullandı. Bu paneller sayesinde kullanıcılar
gerçek zamanlı olarak kesin değerleri görebiliyor, ısıtma
ve havalandırma sistemlerini uzaktan kontrol edebiliyor.
Nasıl Çalışıyor?
Bir adet Netbiter EC310 ağ geçidi, binada bulunan farklı
sistemlerin kontrolünü sağlayan Rocwell Micro800 serisi PLC’lere bağlanıyor. Netbiter ağ geçidi, bulut tabanlı
Netbiter Argos servisine veri gönderiyor. Veriler burada
saklanıyor ve erişimi buradan sağlanıyor.
GES ve bina sahipleri www.netbiter.net adresine girerek anlık değerleri görebiliyor; ekipmanları, pencereleri ve ışıkları Netbiter Argos paneli üzerinden açıp
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürünler
Arayüz sayesinde tesislere gitmeden sistemlerin
kontrolünün yapılması ve
yatırımın hızlı bir şekilde
getiri sağlaması anlamına
geliyor.
kapatabiliyorlar. Ayrıca bazı değerler belirli seviyelere
ulaşınca (örneğin karbondioksit seviyesi çok yüksekse) e-posta üzerinden kullanıcılara uyarı gönderili-
Global Electrical Solution
tarafından sağlanan bu
uzaktan yönetim sistemi
çözümü, maliyetli servis
denetim masrafları minimuma indirilirken hem
daha iyi kontrol imkânı
sağlıyor, hem de bakım
masraflarını
düşürüyor.
Herhangi bir olumlu ya da
olumsuz durum olduğunda tesisin/servisin ziyaret
edilmesi kullanıcılar için
bir masraf oluşturmaktadır. Uzaktan yönetim ağ
geçidinin ücreti de genelde bu masrafa denk geliyor.
Ancak bu yatırımın geri dönüşü en fazla birkaç ayı buluyor.
Mark Jenkyns şöyle diyor: “Diyelim ki müşteri en iyi ihtimalle normalde bir mühendisin test ekipmanıyla gidip
kontrol etmesini gerektiren, ısıtma ile ilgili bir sorunu
rapor etti. Netbiter arayüzü sayesinde ofisimizden ayrılmadan binalardaki bütün kumanda panellerine erişebiliyor, sensörlerin arızalı olup olmadığını belirlemek için
gerçek zamanlı değerleri kontrol edebiliyoruz. Ayrıca
çok kısa bir süre içinde yeni bir parçanın siparişi verilip
kurulumu sağlanabiliyor.”
Mark Jenkyns, okulun odalarından birine uzaktan görüntüleme sisteminin kurulumu esnasında sistemin
faydalarından birini bizzat yaşadığını anlatıyor: “Ofise
geri döndüğümde sıcak suyu geri açmayı unuttuğumu
farkettim. Ama odaya Netbiter’ı kurduğumuz için sadece
bir tıkla kolayca giriş yaptım ve sıcak suyu açtım. Tesislerdeki gidip düzeltilmesi gereken bakım sorunları genelde böyle basit meselelerden oluşuyor. Netbiter sayesinde ise hem biz hem de müşterilerimiz kat kat zaman
kazanıyoruz.”
yor. Bununla birlikte zaman içerisindeki güç tüketimi
ve performans hakkında raporlar almak da mümkün.
Global Electrical Solutions Yönetim Müdürü sistemle
ilgili şunları söylüyor; “Gerçekten çok iyi çalışıyor. Netbiter Argos üzerinden grafik panellerinin oluşturulması
çok basit. Yani Netbiter’ı temel olarak bina yönetim sistemi için bir arayüz olarak kullanıyoruz.”
GES şimdi ise Oxford’daki iki okula ve bir otele Netbiter’ın
kurulumunu gerçekleştirdi. Ayrıca Netbiter sistemi için
birçok başvuru olduğu belirtiliyor. Mark Jenkyns sözlerini şu şekilde bitiriyor, “Başvurularla birlikte tekliflerimiz de gittikçe artıyor, çünkü bu teknoloji müşteriler için hem sistemlerinin kontrolünü parmaklarının
ucuna getiriyor hem de bakım masraflarını minimuma
düşürüyor.”
www.emikonotomasyon.com
ENDÜSTRİ OTOMASYON
EMİKON OTOMASYON
113
Ürünler
LEGRAND’DAN MAKSİMUM PERFORMANSTA KABLOLAMA SİSTEMİ
25 yıl performans garantisi sunan Legrand LCS2
Kablolama sistem ürünleri, diğer Legrand çözümleriyle mükemmel uyum sağlıyor.
Legrand’ın LCS2 kablolama sistemi, ürünlerin performanslarını daha da arttırıyor. LCS2 Kablolama sistemi,
hem bakır, hem de fiber optik sistemlerle uyum sağlıyor. Legrand’ın diğer çözümleriyle uyumlu olan bu
kablolama sistemi, IP sistem ürünleri olan IP telefon,
IP uzaktan izleme ve IP erişim kontrolü ile mükemmel
uyum gösteriyor.
Üç Performans Garantili
3P bağımsız laboratuvarları tarafından gerçekleştirilen
sistem performans testleri, LCS2 sisteminin, Cat 6A
veri iletim performansı, kurulum performansı ve bakım performansını ortaya koyuyor. Cat 6A veri iletim
performansı, 10 Giga; 100 m için düşük sinyal kayıpları, 15 m içinse iyi bir “return loss” değerini garanti
ediyor. Kurulum performansı, ölçülen değerler, ISO
11801 standardının gerektirdiği değerlerin çok üzerinde olması sebebiyle, kurulum sırasında oluşabilecek
kayıpları tolere ediyor. Bakım performansı ise, LCS2
kablolama ürünleri uçtan uca çözümlerde 25 yıl performans garantisi sağlıyor.
Kurulum ve Bakım Performansı
LCS2, birkaç saniye içinde, patch panel ile RJ45 prizi
arasında maksimum performansı sağlayacak bağlantı imkânına olanak veriyor. 6RJ45 konnektör bloklu
ve kablo düzenleyicili patch panel üzerinde, herhangi
bir değişiklik yapılması gerektiğinde, panelin ön tarafından her bir konnektör birbirinden bağımsız olarak
rahatlıkla takılıp çıkarılabiliyor. LCS2 kabinleri, çıkarılabilir yan ve arka paneller ve tamamıyla sökülebilen
yapısı sayesinde tam erişilebilirlik ve büyük ölçüde zamandan tasarruf sağlıyor.
www.legrand.com.tr
114
ENDÜSTRİ OTOMASYON
LEGRAND
Ürünler
PanelView 800 Allen-Bradley Komponent Seviyesi İnsan Makine
Arayüzü Çözümü
Bağımsız sistemlerde operatör arayüzünde hesaplı seçim yapmak isterken performanstan ödün vermek
istemeyen kullanıcılar için Rockwell Automation PanelView 800 ailesini sunuyor. Gelişmiş yüksek hızlı işlemcisi, LED arka aydınlatma ile beraber yüksek çözünürlük sunan ekranı ve gelişmiş hafızasının yanında
şık tasarımıyla da performans ve görselliği bir arada
tutuyor. Allen-Bradley Micro800 ailesi kontrolörlerle
tercih edilen entegrasyonu sayesinde PanelView 800,
kullanıcıya geniş çaplı uygulama alanlarında ve zor süreçlerde, 4, 7 ve 10 arasında değişen boyutlarıyla ideal
kontrol ve görselliği kolay kullanım avantajı ile sağlıyor.
PanelView 800 ailesi, tamamı renkli ekrana sahip olan 3
modeliyle bir önceki modeli olan PanelView Component’a
göre yüksek çözünürlük, renk ve performans özellikleriyle dikkat çekiyor. Ekran boyutunu küçültmeksizin daha az
yer kaplamasını sağlayan tasarımının yanında yatay ve
dikey olarak kullanılabilmesi, kullanıcının maksimum seviyede esnekliğe sahip olmasını sağlıyor. Bunun yanında
ethernet ve seri haberleşme portları üzerinden desteklediği Modbus TCP, Modbus RTU, ASCII, CIP Serial ve
Ethernet/IP protokolleri ile farklı cihazlarla kolayca haberleşme yeteneği ile farklı uygulamalara kolayca adapte
olabiliyor.
Farklı ülkelerde pazarları olan makine imalatçılarına
sunduğu çoklu dil desteğinin yanında saat ve tarih formatlarının da ayarlanabilir olması ile üreticiye kolaylık
sağlıyor. Güç kaybı yaşansa dahi kaybolmayan ve geçmişe dönük olarak gözlenebilen alarmların yanında, çok-
lu reçete dosyaları ile
çalışarak tek bir işlem
ile istenen uygulamaya
göre parametre yüklenmesini sağlayan reçete yapısı kolayca csv
uzantılı olarak yedeklenip çevirimdışıyken
bile üretim kontrolünün kaybolmamasını
sağlıyor. Birden fazla
farklı uygulamayı aynı
anda
barındırabilen
geniş dahili hafızasının yanında MicroSD
kart desteği ile hem
program yedeklerinin
kolayca
tutulmasını
sağlıyor, hem de makine üreticilerine teker teker konfigürasyon yapmak yerine
kolayca program yükleme imkanı sunuyor. En kapsamlı
üreticilerden tek başına çalışan makine imalatçılarına kadar geniş çapta çözümler sunan Rockwell Automation’un
PanelView 800’ün de dâhil olduğu fiyat performans odaklı ailesi Connected Components, düşük maliyetlerle yüksek performanslı ve kolay üretilebilir makineler üretmek
isteyen kullanıcılara uygun çözümler sunuyor. Bu aile
altında barınan panellerin dışında Micro800 PLC’ler, akıllı emniyet röleleri, düşük güç servo sürücüler, yumuşak
yolvericiler ve Allen-Bradley’nin sürücü ailesi PowerFlex
frekans konvertörleri tek bir yazılım ile, ücretsiz olarak
programlanabiliyor. Böylece Connected Components
Workbench yazılımı ile birden fazla arayüz ve kurulum
ihtiyacını ortadan kaldırarak bir makine üretimi sürecinde ihtiyaç olacak bütün donanımları ücretsiz olarak programlama imkânı sunuyor.
Geniş çaplı ve kolay kullanımlı çözümlerin bir arada sunulduğu Connected Component ailesinin kullanıcı arayüzü kısmını üstlenen PanelView 800, diğer donanımlarla
aynı yazılım ile programlanmanın yanında kapsamlı bir
uyumla çalışabiliyor. Geniş haberleşme seçenekleriyle
entegre olarak çalışmak için tasarlandığı Micro800 ailesi
PLC’lerin dışında, komponent serisi sürücülerle ve akıllı
emniyet röleleriyle arada PLC ile veya PLC olmadan çalışabiliyor. Bu entegrasyon da kullanıcılara maksimum çalışma kolaylığı sağlarken programlama ve konfigürasyon
süreçlerini de minimuma indirgiyor.
www.rockwellautomation.com
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Rockwell AutomatIon
115
Haberler
TOK 2015 DENİZLİ’DE GERÇEKLEŞTİ
■ Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi Ulusal
Toplantısı, 10 - 12 Eylül tarihlerinde, Pamukkale Denizli’de yoğun bir katılım ile gerçekleşti.
170’i sözlü, 48’i poster olarak sunulmak üzere
toplam 218 bildiri.
TOK’2015 kongresi, bu yıl 17’incisi, Pamukkale
Üniversitesi ev sahipliğinde SPA Colossae Thermal
Hotel’de, 10 - 12 Eylül tarihleri arasında düzenlendi.
Güçlü sponsorları ve 250’yi aşkın gelen bildiri sayısıyla, İstanbul dışında da bu tarz kongrelerin güzel
bir şekilde yapılabileceğini bir kez daha gösterdi.
10 Eylül Perşembe günü açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlik, Denizli’nin tanıtım videosu sonrası
TOK’2015 Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serdar
İplikçi’nin konuşmasıyla devam etti. International
Federation of Automatic Control (IFAC)’in tüm dünyaya yayılmış mevcut 51 üyesi içinde en eskisi
Etkinliğe adının veren TOK; her yıl Türkiye’den ve
dünyadan çok değerli akademisyenlerin, bilim insanlarının ve endüstrinin buluştuğu çok önemli bir kongre. Kongrenin düzenleyicisi olan Otomatik Kontrol
Türk Milli Komitesi-TOK ise, International Federation
of Automatic Control-IFAC’ın ülkemizdeki Ulusal Üye
Kuruluşu (NationalMemberOrganization-NMO).
TOK’un amacı, otomatik kontrol bilim ve teknolojisinin bütün sistemlerde, kuramsal ve uygulamalı
olarak ilerlemesini teşvik etmek, otomatik kontrolün
kuram ve uygulamaları ile uğraşanlara yardımcı
olmak, ulusal ve uluslararası ilgili kuruluşlarla ortak
çalışmalar yapmak.
TOK’2015 toplantısının ana sponsorluğunu AYDEM
Elektrik Dağıtım A.Ş., altın sponsorluğu Elektrik
Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, gümüş
sponsorlukları Çokesen Elektronik San. Tic. Ltd.
Şti., ACROME Robotik Mekatronik Sist. San. ve Tic.
Lim. Şti. ve Yıldırım Elektronik, bronz sponsorlukları
CLPA Turkey, İnovasyon Mühendislik ve Zümrüt
Cam, basın sponsorluğunu Eksen Medya Grup,
Endüstri Otomasyon dergisi üstlendi.
118
olduklarını belirten İplikçi, Pamukkale Üniversitesi
olarak bu yıl etkinliğin 17.’sini düzenlediklerini
belirtti. Denizli’ye, Pamukkale Üniversitesi’ne ve
etkinliğin gerçekleştirilmesinde büyük katkısı olan
sponsorlara teşekkürlerini sunan İplikçi, 170’i sözlü,
48’i poster olarak sunulmak üzere toplam 218 bildirinin TOK’2015’e kabul edildiğini açıkladı.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Her geçen yıl genç bilim insanlarının, mühendislerin, tıp doktorlarının ve diğer ilgili araştırıcı ve
uygulamacıların kontrol konularına artan ilgisi
sevindiricidir.
TOK Başkanı Prof. Dr. İbrahim Eksin ise konuşmasında, her yıl ülkemizin bir başka üniversitesinde düzenlenmesine dikkat çekti ve Türkiye’de
otomatik kontrolün tarihsel gelişiminden bahsetti:
Günümüzde, bilim ve teknoloji büyük bir hızla ilerlerken otomatik kontrol uygulama alanları ve ona
olan gereksinim son derece artmıştır. Öyle ki, 1956
yılının Eylül ayında Almanya’nın Heidelberg şehrinde
toplanıp, uluslararası bir federasyon olarak IFAC’ın
kurulmasına karar veren otomatik kontrolün öncü
bilim adamlarının tahmin ve hayalleri her halde
çoktan aşılmıştır. Ülkemizde de bu konunun önemi
oldukça erken fark edilmiştir.
Prof. M.Münir Ülgür, 1953 yılında İstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Fakültesi bünyesinde “Servomekanizmalar” dersini vermeye başlamıştır. Benzer biçimde yine İTÜ bünyesinde Prof.
Dr. Mehmet Nimet Özdaş da Makine Fakültesi’nde
“Otomatik Kontrol” dersini açmıştır. Bilahare, bu iki
değerli profesörün gayretleri ile 1958 yılında Türk
Otomatik Kontrol Kurumu-TOK, IFAC’a üye olarak
ve IFAC statüsünde kurulmuştur. Daha sonra, 02
Mayıs 1990 günlü ve 20506 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan yönetmeliği ile Otomatik Kontrol Türk
Milli Komitesi-TOK adını alarak milli bir kimlikle daha
kapsamlı bir kurum haline gelmiştir.
TOK kurumunun amacı, otomatik kontrol bilim ve
teknolojisinin bütün sistemlerde kurumsal ve uygu-
lamalı olarak ilerlemesini teşvik etmek, ulusal ve
uluslararası ilgili tüm kuruluşlarla bu alanda ortak
çalışmalar yürütmektir. TOK, bu amacı doğrultusunda ulusal ve uluslararası konferans, sempozyum,
çalıştay gibi toplantılar düzenler ve düzenlenmesine
destek verir. TOK ticari bir kuruluş değildir ve siyasetle uğraşmaz. Her geçen yıl genç bilim insanlarının, mühendislerin, tıp doktorlarının ve diğer ilgili
araştırıcı ve uygulamacıların kontrol konularına artan
ilgisi sevindiricidir.
TOK’2015’in
davetli
konuşmacısı
Illinois
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tamer Başar’ın konuşmasının ardından, açılış töreni öğleden sonra yerini
bildiri sunumlarına bıraktı. Akşam düzenlenen gala
yemeğinin ardından, 11 ve 12 Eylül’de de gerçekleştirilen bildiri sunumlarıyla birlikte, Otomatik Kontrol
Türk Milli Komitesi (TOK) 2015 Ulusal Toplantısı
sonlandırıldı.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
119
Haberler
IWE Istanbul Water Expo
Su ve Atıksu Arıtma Teknolojileri Fuarı ve Konferansı
59 farklı ülkeden gelen profesyonel ziyaretçiyi ağırladı
■ Fuar sezonu ITE Turkey’nin düzenlendiği fuarlarla
açıldı. Su ve atıksu arıtma teknolojileri sektörünü tek
çatı altında toplayan ve sektörün ilk ve tek ihtisas fuarı
olan IWE Istanbul Water Expo büyük ilgi gördü. Fuar
3.539 profesyonel ziyaretçiyi ağırladı.
Uluslararası ilginin de büyük olduğu fuara; Almanya,
Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Irak, Kore, Meksika,
Mısır, Tunus ve Rusya’nın da dâhil olduğu 59 farklı
ülkeden profesyonel ziyaretçi katıldı.
Türkiye’de lider sektörlerde lider fuarlar düzenleyen
ITE Turkey tarafından organize edilen, su ve atıksu
arıtma teknolojileri sektörünün en son yenilik ve
gelişmelerinin sergilendiği IWE Istanbul Water Expo –
Su ve Atıksu Arıtma Teknolojileri Fuarı ve Konferansı
büyük ilgi gördü. 3 – 5 Eylül 2015 tarihlerinde İstanbul
Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen fuar, 11 ülkeden 95
katılımcı firma ve 244 markayı, 59 farklı ülkeden gelen
3.539 profesyonel ziyaretçi ile buluşturdu.
retçiler tarafından
büyük ilgi gördü.
Fuar
sırasında
2016 yılı için katılımcı firmalara
yer rezervasyonu
ve alan satışını
da başlattık. Bu
durum fuara olan
ilginin önümüzdeki yıl artarak
devam edeceğini
göstermektedir.
Sektör
profesyonellerine gösterdikleri ilgi için
teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Su kaynakları kısıtlı olan Türkiye’de su bilinci düzeyinin arttırılmasına yönelik etkinlikler…
Fuar T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, T.C. Orman ve
Su İşleri Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü,
İller Bankası, Türkiye Belediyeler Birliği, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Su ve Kanalizasyon
İdaresi, İzmir Ticaret Odası ve Birleşmiş Kentler ve
Yerel Yönetimler Ortadoğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı
destekleriyle gerçekleştirildi.
Fuar kapsamında gerçekleştirilen “Yabancı Alım Heyeti
Organizasyonları” ile fuarlar süresince katılımcı firmalar ile profesyonel ziyaretçiler arasında pek çok olumlu
görüşme gerçekleşti. Bu görüşmelerin su ve atıksu
teknolojileri sektörünün büyümesine ve gelişmesine
olumlu katkı sağlaması bekleniyor.
IWE Istanbul Water Expo Fuar Direktörü Tülin Bozkurt
Bulut fuar hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Yıl
boyunca yürüttüğümüz ulusal - uluslararası tanıtım
faaliyetleri ile grup şirketleri arasında yer aldığımız
ITE Group Plc.’den aldığımız küresel iş ağı sayesinde,
bu yıl Almanya, Çin, Hindistan, Macaristan, Malezya,
Kore, Portekiz, Rusya ve Tayvan’ın dâhil olduğu
11 ülkeden 95 katılımcı firma ve 244 markayı,59
farklı ülkeden gelen 3.539 profesyonel ziyaretçi ile
buluşturduk. Azerbaycan, Irak, Etiyopya, Filistin ve
Kosova’nın katılımıyla düzenlediğimiz “Yabancı Alım
Heyeti Organizasyonları” hem katılımcı hem de ziya-
120
Fuar kapsamında MEM-TEK Ulusal Membran
Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi iş
birliğiyle düzenlenen konferansta, kamu, özel sektör
temsilcileri ve akademisyenler yer aldı. Büyük ilgi
gören konferansta “Su ve Atıksu Yönetimi ve Geleceği”,
“Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Kullanılması”, “Su ve
Atıksu Yönetiminde Başarılı Uygulamalar”, “Membran
Teknolojileri” ve “Temiz Üretim Teknolojileri” konuları
ele alındı.
IWE Istanbul Water Expo önümüzdeki yıl 1 – 3 Eylül
2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
BİLKENT CYBERPARK DÜNYA
İKİNCİSİ
■ BİLKENT CYBERPARK PEKİN’DE YAPILAN DÜNYA
TEKNOPARKLAR YARIŞMASINDAN İKİNCİLİKLE DÖNDÜ.
Bilkent Cyberpark, Dünya Teknoparklar Birliği tarafından bu yıl
ikincisi düzenlenen “İlham Verici Çözümler Yarışması’ndan”
dünya ikinciliği ile döndü. 60 ülkeden teknoparkların katıldığı
yarışmada Türkiye’yi temsilen Bilkent Cyberpark ve ODTÜ
teknopark katılmaya hak kazanmıştı.
Ödül töreni bu yıl 32.si düzenlenen Dünya Teknoparklar
Konferansının ilk gününde 700 ün üstünde temsilcinin
katılımıyla gerçekleşti. Konferansa ev sahipliği yapan
Zhongguancun Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Guo Hong
yaptığı açılış konuşmasında ; “etkinlikte paylaşılan tüm inovatif
fikirlerin, ekosistemdeki paydaşlar için fırsat niteliği taşıdığını”
kaydetti. Birinciliği İngiltere’den Surrey Araştırma Merkezi’in
aldığı yarışmada Cyberpark; “Hızlandırma Programı CAP” ile
ödüle layık görüldü. Cyberpark adına ödülü Genel Müdürü
Canan Çakmakcı aldı. Konuyu değerlendiren Çakmakcı;
“Cyberpark’ta üretilen inovatif projelerin, uluslararası platformlarda gördüğü yoğun ilgiden ötürü gurur duyduğunu
ve tüm dünyaya ilham veren bir teknopark olmaya devam
edeceklerini” belirtti. Ödüle layık görülen CAP Programı’nın
yenilikçi yönleri arasında; yazılım firmaları için özel olarak
tasarlanan bir hızlandırma programı olmasının yanısıra,
sağladığı birebir mentoring hizmeti öne çıkıyor. Ayrıca program, Amerika’da 2 defa düzenlenen hızlandırma kampları ile
bir ilk olma özelliği taşıyor. İkincisi düzenlenecek Hızlandırma
Programı için elemeler Aralık ayı’nda başlayacak.
Haberler
Geleceğin Kablosuz İletişim Teknolojileri Çalıştayı (IWOW 2015)
Dünyaca Ünlü Bilim İnsanlarını Özyeğin Üniversitesi’nde
bir araya getirdi
■ Optik kablosuz iletişim teknolojilerinde dünyadaki
son gelişmeler İstanbul’da Özyeğin Üniversitesi’nde
masaya yatırıldı. Özyeğin Üniversitesi (ÖzÜ) Mühendislik
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Uysal’ın başkanlığında ÖzÜ Çekmeköy Kampüsü’nde 7-8 Eylül tarihlerinde toplanan 4. Uluslararası Optik Kablosuz Haberleşme
Çalıştayı (IWOW 2015) 50’den fazla dünyaca ünlü bilim
insanını bir araya getirdi.
5G Altyapısı için İdeal Çözüm
Çalıştay Başkanı Prof. Dr. Uysal’ın çalıştayda yaptığı
açıklamaya göre, optik kablosuz iletişim teknolojileri
önümüzdeki 5 yıllık sürece damga vuracak ve gerek
fiber optik, gerekse klasik kablosuz iletişim teknolojilerine güçlü bir alternatif olacak. Örneğin, lazer vericiler
kullanılarak fiber optik kablo kullanmaya gerek olmadan
havadan kilometrelerce öteye terabit (1000 gigabit)
hızında iletişim yapmak mümkün olabilecek. Ayrıca bu
lazer linklerin, ultra yüksek kapasiteli olacağı öngörülen
5G baz istasyonlarını birbirlerine bağlamak için aday bir
teknoloji olacağı ve 2020 yılından sonra yaygın olarak
kullanılacağı da öngörülüyor.
Ampülden Internete Bağlanma Teknolojisinin İlk
Demoları Çalıştay Kapsamında Sergilendi
Diğer bir kablosuz optik iletişim teknolojisi ise ev ve iş
yerlerindeki aydınlatma tesisatının Internete bağlanmak
için kullanılması. Bu tür bir sistemde LED ampüller verici
122
olarak kullanılarak insan gözünün algılayamayacağı kadar
yüksek frekanslarda modüle ediliyor. WiFi teknolojisine
alternatif olan bu sistemler gigabit (saniyede 1 milyar bit)
hızlarına kadar çıkabiliyor. LiFi olarak adlandırılan bu tür
sistemlerin ilk demoları da çalıştay kapsamında sergilendi.
Otomobiller Birbirleriyle Konuşacak
LED’lerin yaygın olarak kullanılmaya başlandığı bir sektör de otomotiv. Optik kablosuz iletişim teknolojisi kullanan araçlar LED tabanlı ön ve arka farlarını kullanarak
birbirleriyle haberleşebilecek. Bu şekilde yol ile ilgili
bilgilerin gerçek zamanlı olarak kullanıcıya aktarılması ve
sürüş güvenliğinin arttırılması mümkün olacak.
Çalıştayla Eş zamanlı Eğitim Okulu
Verdiği örneklerin, optik kablosuz uygulamalardan sadece birkaçı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uysal, geniş
uygulama alanları ve getirdiği büyük avantajlarla optik
kablosuz iletişimin geleceğin teknolojisi olmaya aday
olduğunu vurguluyor ve böyle önemli bir çalıştayın
Türkiye’de toplanmasının öneminin altını çiziyor.
Çalıştayla eş zamanlı olarak düzenlenen eğitim okulunda
da Türkiye’den ve Avrupa’dan 40’ı aşkın yüksek lisans ve
doktora öğrencisine optik kablosuz iletişim teknolojileri
konusunda dersler ve seminerler verildi.
Haberler
24’ÜNCÜ AUTOMATION FAIR İÇİN
GERİ SAYIM BAŞLADI
■ Rockwell Automation tarafından düzenlenen
Automation Fair, bu yıl 18-19 Kasım tarihleri arasında
24’üncü kez ziyaretçilerini ağırlayacak. Chicago’daki
etkinliğe katılan firmalar, Rockwell Automation tarafından düzenlenen bu organizasyonda Connected Enterprise
sayesinde endüstriyel performanslarını nasıl arttırabileceklerini öğrenecekler.
18-19 Kasım tarihleri arasında Chicago’da Rockwell
Automation ve PartnerNetwork programı üyeleri tarafından
düzenlenecek olan Automation Fair 2015’de yeni gelişmeler
gözler önüne serilecek. Bunlar, otomasyon yatırımlarının
yaşam döngüsü genelinde köklü değişikler yapılmasına
yardımcı olabilecek araç, teknoloji, hizmet ve çözümlerdeki
en yeni gelişmeler.
İmalat ve üretim dünyası, Nesnelerin İnterneti ile bağlantılı
modern teknolojiler ekseninde bilgi ve operasyon teknolojilerinin birbirine yaklaşmasıyla benzersiz bir dönüşüm yaşıyor. Connected Enterprise vizyonunu hayata geçirebilecek
Ziyaretçiler istedikleri uygulamaları deneyebilecek
Bu yılki organizasyonda, 100’den fazla katılımcı firma
Chicago McCormick Place’de yerini alacak, ayrıca ziyaretçilere yönelik workshoplar, laboratuvar uygulamaları,
teknik oturumlar ve demolar yer alacak. Ziyaretçiler, 19
farklı laboratuvar uygulamasında Rockwell Automation’ın
ürünlerini ve teknolojilerini deneyimleyecek ve 91 teknik
oturumdan istediklerine katılabilecek. Endüstri ve hedef kitleye özel toplam dokuz forum boyunca müşteriler ve sektör
liderleri ”Otomotiv, kimya, yiyecek ve içecek, global makina
ve ekipman üreticileri, yaşam bilimleri, metal, petrol ve gaz,
güç ve enerji ve atık su” gibi bir çok endüstri ve segmente
yönelik en başarılı uygulamaları paylaşacak.
PSUG, proses endüstrilerinde faaliyet gösteren 800’ün üzerinde işletmeyi, IT ve mühendislik profesyonelini, en başarılı uygulamaları paylaşmak ve bilgi alışverişinde bulunmak
üzere bir araya getirecek. Etkinlik bünyesinde 30’dan fazla
laboratuvar uygulaması ve teknik oturum ve bunun yanı
sıra 25’den fazla müşteri tarafından yapılacak sunumlar
yer alacak. Ziyaretçiler, geribildirim sağlayarak Rockwell
Automation’ın PlantPAx isimli DCS’ine yönelik teknik yol
haritasının geliştirilmesini yönlendirebilecek.
olan en yeni ürün, hizmet ve çözümlerden oluşan entegre
kontrol ve bilgi portföyü, bu yılki Automation Fair’in odağı
olacak.
Global Rekabet Gücü
“Connected Enterprise vizyonu aracılığıyla müşterilerimizin daha ileri verimlilik ve artan global rekabet gücü
kazanmalarına yardımcı olmak en önemli önceliğimizdir”
diyor Rockwell Automation yönetim kurulu başkanı ve
CEO’su Keith D. Nosbusch. “2015 Automation Fair etkinliği, katılan ziyaretçilerin en modern endüstriyel otomasyon
ve enformasyon çözümlerini öğrenmelerine ve bunları
makinalarına, tesislerine ve üretimlerine uygulamalarına ve
IT/OT entegrasyonunun gücünden tam anlamıyla istifade
etmelerine yardımcı olacak” diye ekliyor.
Otomasyonun geleceğine yönelik perspektifler
‘Otomasyon Perspektifleri’ global medya forumunu düzenleyerek global medya ve sektör analistlerine, en yeni trendler ile ilgili güncel bilgi ve otomasyonun geleceğine yönelik
bir perspektif sunacak.
Etkinlik bünyesinde ayrıca Rockwell Automation yetkililerinin ve küresel firma liderlerinin panelleri ve konuşmaları
yer alacak. Burada kendi entegre stratejilerinin oluşturulması sürecinde kaydedilen aşama, yaşanan zorluklar ve
elde edilen başarılar paylaşılacak.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
123
Haberler
TET, UL SERTİFİKASI KONUSUNDA SEKTÖRE ÖNCÜLÜK YAPIYOR
ABD pazarına ihracat için UL Sertifikasyonu şart!
■ Elektrik-elektronik ihracatının artırılması için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren Elektrik Elektronik ve
Hizmet İhracatçıları Birliği (TET), hedef pazarlara ihracatın
önündeki en temel tarife dışı engel olan sertifikasyon problemlerini çözmek için harekete geçti. Özellikle ABD, Güney
Amerika ve Kanada pazarlarına girişte zorunluluk olan UL
(Underwriters Laboratories) sertifikasıyla ilgili bir seminer
düzenleyen TET, firmaları konunun uzmanlarıyla bir araya
getirdi.
Elektrik-elektronik sektörünün en güçlü potansiyel pazarları olan
ABD, Güney Amerika ve Kanada’ya girişinde UL Sertifikasyonu,
ihracatçıların önünde önemli bir engel oluşturuyor. Tüm alt
sektörleri yakından ilgilendiren UL Sertifikası, ihracatçıların
pazara girişinde zaman ve maliyet kaybına yol açıyor. Bu konuda sürdürdüğü çalışmaları hızlandıran ve firmalarda farkındalık
yaratmayı amaçlayan TET, aydınlatma ve elektrikli ev aletleri
sektörüne yönelik olarak düzenlediği seminerle sektör firmalarını bilgilendirdi. UL Sertifikası, nihai ürün üreticileri kadar yan
sanayi üreticileri açısından da önem taşıyor.
TET Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Kavaklıoğlu ve
TET Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Eren ile birçok firma temsilcisinin katıldığı seminerde; Underwriters Laboratories (UL) Avrupa
Satış Yöneticisi Alessio Dellanoce, İtalya ofisinden Aydınlatma
Mühendislik Yöneticisi Alberto Gravalos, Beyaz Eşya Proje
Mühendisi Daniele Coldani ile Türkiye Satış Yöneticisi İnan
Mehmet Ökmengil, UL Sertifikasyonu ve uygulamaları hakkında önemli bilgiler verdi.
UL Sertifikasyonu Çalışmaları En İyi Uygulama Örneği Seçildi
TET’in UL Sertifikasyonu ile ilgili çalışmalarının temeli üç yıl
öncesine dayanıyor. “Kablo İletken Sektörü Yurtdışı Pazarlama
124
Takımı” projesi (TET Wire & Cable Team) ile 2012 yılında gerçekleştirilen New York - Chicago heyetinin ön heyeti sırasında
Chicago’daki UL (Underwriters Laboratories) Merkezini ziyaret
eden TET, ilişkileri başlatan ilk adımı atmıştı. Bu sayede Türkiye
pazarını keşfeden UL Merkezi, süreç içinde Türkiye ofisini de
hayata geçirdi.
2013 yılında New York’ta yer alan UL Wire & Cable Division
bölümüyle yapılan görüşmeler, verimli sonuçlar doğurdu. İhraç
ürünlerinin test için bekleme süreleri kısaldı, Türk ihracatçıları
için geçerli olan test fiyatlarında indirim sağlandı ve sektörün
test maliyetleri düşürüldü. Bunun üzerine Ekonomi Bakanlığı,
projeyi “Başarılı Uygulama Örneği” olarak seçti.
Sektörün ABD’ye yaptığı ihracatı yeterli bulmayan ve ihracatı
artırmayı hedefleyen TET; elektrikli ev aletleri, aydınlatma
ürünleri, kablo gibi elektrik-elektronik sektöründen ihracatçı
firmaları yakından ilgilendiren UL Sertifikasyonu Bilgilendirme
çalışmalarına önümüzdeki dönemde de devam edecek..
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
PROJE PAZARI
■ TET AR-GE Proje Baharı’na başvurular 5 Ekim itibarı ile
başlamış bulunmakta. Son başvuru tarihi ise 12 Şubat olarak
belirlenmiş durumda. Türkiye’nin teknolojideki durumunu açığa
çıkarmak ve yüksek katma değerli ihracatı teşvik etmek amacıyla Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği’nin (TET)
düzenlediği “TET Ar-Ge Proje Pazarı”nın beşincisi yapılıyor.
Proje başvurularının 12 Şubat’a kadar süreceği etkinlikte, projeler dört farklı kategoride yarışacak ve ödüllendirilecek. Üniversite ve sanayi işbirliği gelişiminde önemli bir rol oynayan “TET
Ar-Ge Proje Pazarı” diğer adıyla Proje Baharı sanayi
kuruluşlarının temsilcileri, üniversiteler, AR-GE kuruluşları ve teknopark çalışanları ile araştırmacıları
bir araya getirecek. 12 Şubat 2016’e kadar etkinliğe
başvuran projeler sektör temsilcileri, akademisyenler ve ilgili uzmanlardan oluşan Seçici Kurul tarafından değerlendirilecek. Seçilen projeler ise 12-13
Nisan 2016 tarihlerinde yapılacak Proje Baharı’nda
potansiyel yatırımcısıyla buluşma fırsatı yakalayacak. Girişimciler ve akademisyenler için projelerini
üretime dönüştürme fırsatı sunan etkinlikte ayrıca
4 farklı kategoride ödüller dağıtılacak. Bilgi ve İletişim Teknolojisi Uygulamaları, Enerji Üretim İletim
ve Dağıtımına Yönelik Uygulamalar, Çevre ve Enerji Verimliliği
Uygulamaları ve Diğer olmak üzere dört farklı kategoride dereceye giren ilk 3 Ar-Ge projesi sahibine sırasıyla 20 bin TL, 10
bin TL ve 7 bin 500 TL’lik nakdi ödüller verilecek. Geçtiğimiz
yıllarda da bir çok başarılı projeni ürüne dönüştüğü yarışmayı
sanayicilerin yanı sıra üniversiteler, AR-GE kuruluşları ve teknopark çalışanları ile araştırmacıları bir araya getirecek TET AR-GE
Proje Pazarı’na iş dünyasının ve sektörün önemli temsilcileri de
yoğun ilgi gösteriyor.
2015 yılında Sertİfİkalı Makİne Emnİyetİ Uzmanı Olun!
■ Makine emniyeti alanında kendi işyerinizin yetkili uzmanı olun. Kasım 2015’te
düzenlenecek CMSE® eğitiminin tarihlerini inceleyin. CMSE® Sertifikalı Makine
Emniyeti Uzmanı makine emniyeti konusunda en yaygın uluslararası kabul görmüş yetkinliktir. CMSE®; çalışma alanı,
kanuni düzenleme, standartlar ve koruma tekniklerinden fonksiyonel emniyet
alanlarının ayrıntılı incelemesine kadar,
makine güvenliği alanında karmaşık teknik konular olup makine yaşam döngüsü
hakkında anlayış kazandırır. Bu ileri makine emniyeti yetkinliği TÜV NORD onaylıdır. Ayrıntılı eğitim programı ve CMSE®
kurs yerleri hakkında daha ayrıntılı bilgi
için, lütfen www.cmse.com adresini ziyaret edin.
CMSE®’nin Eşsiz Faydaları
CMSE® kıdemli eğitmenlerin makine
emniyeti alanındaki kapsamlı deneyimlerini arttırır. Eğitmenler katılımcılara
teorik ve pratik bir anlayış kazandırmak
amacıyla projelerde çalışılmış örneklerden yararlanır. CMSE® başlıca, ma-
126
kine üreticileri, tasarım mühendisleri,
otomasyon teknolojisi alanındaki proje
ve emniyet mühendisleri, endüstriyel
güvenlik alanının uzmanlarının yanı sıra,
bakım mühendisleri ve endüstri mühendislerini amaçlar.
CMSE® sertifikasına sahip olmak size:
• İlgili düzenlemeler ve standartların gereksinimleri konusunda daha kapsamlı
bir anlayış geliştirme,
• Bu anlayışların makinenin tasarım, imalat, bakım ve işletimine nasıl uygulanabileceğini keşfetme,
• Risk değerlendirmesi, emniyeti geliştirme ve gerçekleştirme projelerini
ENDÜSTRİ OTOMASYON
yönetme,
• EN ISO 13849-1’e uygun
olarak fonksiyonel emniyet sistemleri tasarlama,
• Makine emniyeti alanında kendi işyerinizin yetkili
uzmanı olma ve
• TUV NORD (70’den fazla
ülkede faaliyet gösteren
bir uluslararası sertifikalandırma kuruluşu) onaylı
uluslararası geçerliliğe bulunan bir sertifikaya sahip olma ayrıcalıklarını sunar.
CMSE® Tarihleri ve Yerleri
CMSE® kursları dünyanın her yerinde
düzenli olarak gerçekleştirilmektedir.
Bunun yanı sıra, dilerseniz firmanıza
özel iç eğitimler de düzenleyebiliriz. 2015
yılında gerçekleşecek bir CMSE® etkinliğinde yer almayı veya firmanıza özel
bir CMSE® kursu planlamayı istemeniz
durumunda, lütfen CMSE® Web sitesinden bize ulaşın.
Haberler
Neden ve ne zaman robot kullanalım?
ABB Robotİk Müşterİ Günlerİ bu soruya yanıt aradı.
■ Robotik, artan rekabet dünyasında ülkelerin endüstriye dayalı
büyümelerini hızlandıracak temel
unsurlardan biridir. ABB’nin öncü
teknolojileriyle ürettiği web tabanlı,
ortak çalışma temelli ve güvenli robotları hem iş güvenliği hem de üretimin kalitesi üzerinde çok olumlu
etki yapmaktadır.
rol sistemi tanıtıldı. Bu sistemler ile
ilgili uygulamalar gerçekleştirildi.
ABB Dudullu fabrikasında gerçekleştirilen etkinlikte insanla işbirliği
içinde çalışma konseptinde dünyada gerçek anlamda ilk olan ABB’nin
yeni robotu Yumi’nin (You & Me)
yanısıra daha ağır yükler taşıyabilecek olan yeni robot modelleri
de müşterilere tanıtılırken, ileride
mevcut ürün gamını genişletmeyi
planladığı alanlara ilişkin sunumlar
gerçekleştirildi.
Etkinlikte öne çıkan bir diğer ürün,
ABB’nin pazara sunduğu SRP (Simplified Robot Programing) ekipmanı
oldu. Daha çok genel endüstrideki
mteal olmayan boya uygulamalarında kullanılan bu ekipman ile operatörün ABB’nin geliştirdiği demo tabancası ile birlikte yaptığı boyama
hareketleri, programlama ihtiyacı
olmadan robota nasıl aktarılabildiği
paylaşıldı.
Sadece robotlar değil, katma değer
sağlayan, robotlar ile entegre çalışan, kamera sistemi ve kuvvet kont-
Bütün bunlara ek olarak, robotları devreye alırken kullanılabilecek,
flexpendant’a alternatif bir tablet
üzerinden çalışan RobotStudio
Apps Online uygulaması ve hare-
Neden ve ne zaman CNC yerine robot kullanalım sorusuna tüm katılımcılarla birlikte yanıt arandı. Uygulama örneklerinde G kodu direkt
robot diline çevirerek, sahada robot
ile işleme yapıldı.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ket yönünde tutarak robotu kolay
bir şekilde hareket ettirmek için bir
fikir olarak sunulmuş, akselerometre ve jiroskopa sahip olan, çalışma
prensibi bir atalet ve yön ölçüm ünitesine dayanan T10 el paneli de izleyicilere tanıtıldı. Robotlu üretime
Türkiye’de artan bir talep olduğunu
vurgulayan ABB Türkiye Indirekt
Robot Satış Müdürü Funda Çorakçı,
genel endüstri ile farklı uygulamalar pazarında büyüme beklediklerini
sözlerine ekledi.
127
Haberler
FOSİL YAKITLARIN AZALMASI ENERJİ KAYNAKLARINA OLAN
TALEBİ ARTIRDI
■ Anel Grup; “ Güneş enerjisi üretimi yapan yerli firmalar
desteklenmeli”
Türkiye’de ve dünyada önemli projelere imza atan Anel
Grup, günümüzde fosil yakıtların azalmasıyla talep görmeye başlayan, temiz ve yenilenebilir bir enerji çeşidi
olan, güneş enerjisi üretimine dikkat çekiyor. Son olarak
hayata geçirdiği Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal
Tıp Merkezi’ndeki 5,3 MWp güneş enerjisi santrali ile,
tıp merkezinin yüzde 33’lük elektriğinin karşılanmasına
yönelik çalışan Anel Grup, bu gibi projelerin çoğalması
için teşviklerin artması ve güneş enerjisi üretiminin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor.
Projeleriyle adından söz ettiren Anel Grup, yenilenebilir bir
enerji çeşidi olan güneş enerjisinin önemine dikkat çekerek,
yeni santrallerin kurulması gerekliliğini savunuyor. İnsanlık
tarihinin başından bu yana kullanılan kömür, petrol, doğalgaz
gibi fosil yakıtların enerjiye dönüştüğü sırada ortaya çıkardığı
karbondioksit ve başka sera gazlarıyla sağlığa zararlı bazı maddeler açığa çıkıyor. Bu gibi insan sağlığını olumsuz etkileyebilen
tükenebilir enerjiler artık yerini, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji çeşitlerine bırakıyor.
“Güneş enerjisini kullanarak dünyaya yetecek enerjinin 4 bin
katını elde edebiliriz”
Anel Grup Proje Koordinatörü Enver Kır; “Günümüzde fosil
yakıtların azalmaya başlamasıyla, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talep oldukça arttı. Güneş enerjisinin en önemli
avantajı tükenmez bir kaynak olması. Etrafımızda bulunan ve
sürekli tüketmekte olduğumuz, petrol, kömür, doğalgaz gibi
fosil yakıt kaynaklarından çok daha fazlasını, güneş enerjisiyle
elde edebiliriz. Güneş ışığı olduğu sürece, sistem çalışıp PV
hücreleri elektrik üretmeye devam edecekler. Güneş enerjisi
temiz bir enerjidir. Şu an için, gezegenimizde bulunan hiçbir
enerji kaynağı, güneş enerjisi kadar temiz değil. Fosil yakıtları
kullanarak elektrik üretimi sırasında, karbondioksit ve başka
128
sera gazlarıyla, diğer bazı zararlı maddeler açığa çıkabiliyor.
Ancak, güneş enerjisinden yararlanırken, havaya zararlı hiçbir
şey karışmıyor. Güneş enerji sistemi içerisinde hareket eden
hiçbir parça bulunmadığı için, güneş panelleri son derece
güvenilirdir. Birçok güneş paneli, 25 yıllık performans garantisi
kapsamında yer alıyor. Güneş enerjisi hücreleri, güneş enerjisi
toplarken, hiçbir gürültü oluşturmaz. Diğer enerji kaynaklarına
göre, tamamen sessiz bir enerji elde etme yöntemidir. Rüzgâr
enerjisini kullanarak, dünyamıza yetecek enerjinin 30 katını,
güneş enerjisini kullanarak ise, dünyaya yetecek enerjinin 4 bin
katını elde edebiliriz.” diyor.
“Türkiye’nin tek projede en büyük lisanssız güneş enerjisi santral projesini hayata geçirdik”
Anel Grup’un güneş enerjisi alanında EPC firma olarak yer
aldığını belirten Kır, sözlerine şu şekilde devam ediyor;
“Grup bünyesinde Bulgaristan’da üç adet santralimiz bulunuyor. Türkiye’de ise yatırımcı firmalara mühendislik bilgi ve
deneyimlerimizi kullanarak destek veriyoruz. Anel Grup olarak
sektöre ilk giren firmayız. Geniş bir mühendis kadrosuna
sahibiz. Sektörde ciddi projelere imza attık, büyük bir deneyime
sahibiz. Son olarak Türkiye’nin tek projede en büyük lisanssız
güneş enerjisi santrali olan ve Malatya İnönü Üniversitesi
Turgut Özal Tıp Merkezi’nde yer alan 5,3 MWp Güneş Enerjisi
Santrali’ni hayata geçirdik. Türkiye’de bugüne kadar tek projede yapılan en yüksek kapasiteli fotovoltaik güneş enerjisi
santrali projesi olarak da adlandırılan, çevre ve canlı hayatına
son derece duyarlı olan güneş enerjisi santrali ile yılda 4 bin
ton karbon salınımının önüne geçilecek ve Tıp Merkezi’nin
elektrik ihtiyacının yüzde 33’ü karşılanacak. Ayrıca santral, yıllık
8,5 GWh elektrik üretimi sonucunda yıllık yaklaşık 2,25 milyon
m3 doğalgaz tüketimini önleyecek. Bu gibi projelerin artmasını
ve yerli üreticinin desteklenmesi, dünyamız ve gelecek nesiller
için yenilebilir enerji çeşitlerine gereken önemin verilmesi
gerektiğini düşünüyoruz.”
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Raylı Sistemlerde Teknolojinin Bugünü ve Geleceği
Eskişehir’de Konuşuldu
■ Dassault Systèmes’in ulaştırma sektörüne sunduğu üç boyutlu çözümler sayesinde endüstrideki oyuncular iş süreçlerini en baştan tanımlayıp
simüle edebiliyor, süreci sürekli takip ederek
yönetebiliyor, sıfır hataya ulaşabiliyor. Raylı
sistemler dünyasındaki son teknolojik gelişmeler
Eskişehir’de düzenlenen ‘Raylı Sistemler Günü’
etkinliğinde konuşuldu.
ve geleceği üstünde duruldu, bu sektöre yönelik en
son teknolojiler üzerine konuşuldu. Cadem CEO’su Ali
Serdar Emre’nin açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte
etkinliğe, Dassault Systèmes ve Cadem’in üst düzey
yöneticilerinin yanı sıra iş ortakları, müşteriler ve ulaştırma sektöründen yöneticiler ve uzmanlar katıldı.
Türkiye’de raylı sistemler hızlı bir gelişim içinde. Bu
alanda birçok milli proje hayata geçirilirken, raylı sistemlerin tasarım, imalat gibi farklı süreçlerinde kullanılan yazılım teknolojilerinin de önemi artıyor. Türkiye
için kritik bir endüstri olan raylı sistemlerde bugünü ve
geleceği belirleyen teknolojiler; 16 Eylül Çarşamba günü
Eskişehir Rixos Hotel’de düzenlenen RAYLI SİSTEMLER
GÜNÜ 2015 etkinliğinde konuşuldu. Etkinlik dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan Dassault
Systèmes ve iş ortağı Cadem tarafından gerçekleştirildi.
Etkinlikte Türkiye’de hızlı bir gelişim içinde olan ve
milli projeler yapılan raylı sistemler sektörünün bugünü
Etkinlik için yurtdışından Eskişehir’e gelen Dassault
Systèmes Ulaştırma ve Mobiliteden Sorumlu Çözüm
Direktörü Luc Feuvrier ise firmanın raylı sistemler sektörüne sunduğu vizyon ve çözümler hakkında bir sunum
yaptı. Feuvrier, Dassault Systèmes’in ulaştırma ve taşımacılık sektörüne sunduğu üç boyutlu çözümler sayesinde endüstrideki oyuncuların dünyada ve Türkiye’de
iş süreçlerini en baştan tanımlayıp simüle edebildiğini,
süreci sürekli takip ederek yönetebildiğini ve sıfır hataya
ulaşabildiğini söyledi. Feuvrier, Dassault Systèmes’in
sunduğu çözümlerle raylı sistemlerde inovasyon sürecinin hız kazandığını ifade etti.
Raylı sistemlerde inovasyon
ENDÜSTRİ OTOMASYON
129
Haberler
TÜRKİYE’DE GÜNEŞ ENERJİSİ KULLANIMI ARTACAK
MANZ AG Türkiye’nİn yenİlenebİlİr enerjİ potansİyelİnİ İnceleyecek
■ Türkiye 2023 yılı itibariyle enerji ihtiyacının
en az %30’unu Solar PV sistemleri (güneş enerjisi) ile yenilenebilir kaynaklardan elde etmeyi
hedefliyor. Türkiye’nin ulusal yenilenebilir enerji
potansiyelini yakından takip eden solar donanım
üretiminde öncü şirket Manz AG, 29 Eylül-3 Ekim
tarihleri arasında üst düzey Alman ekonomi heyetiyle birlikte Türkiye’yi ziyaret edecek.
enerji payından dolayı son verilere
göre enerji ithalatından 850 milyon
dolar ulusal kazanç elde etti. Türkiye
2023 yılı itibariyle de enerji ihtiyacının
en az %30’unu Solar PV Projesi 3 GW
pay ile yenilenebilir kaynaklardan elde
etmeyi amaçlıyor. Solar sanayisinde
donanım üretiminde öncü şirket olan
Manz AG, solar hücreler ve modüllerin
etkinliklerini arttırmak için çalışmalarına devam ederken düşük üretim
masrafları ile çalışıyor. Manz AG, 29
Eylül-3 Ekim tarihleri arasında üst
düzey Alman ekonomi heyeti ile birlikte
Türkiye’yi ziyaret ederek ulusal yenilenebilir enerji potansiyelini inceleyecek.
Başbakan Yardımcısı ve Güney Batı
Almanya Baden-Wuerttemberg Eyaleti
Finans ve Ekonomi Bakanı Dr. Nils
Schmid heyete başkanlık edecek.
Heyette Manz AG kurucusu ve CEO’su Dieter Manz
ile birlikte Manz Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi,
Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mohamed
Alammawi ve Manz Türkiye Danışmanı Ali Işık yer alacak.
“Güneş panellerini Türkiye’de üretin”
Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelinin büyümesine ilişkin açıklamaya yapan Manz Orta Doğu ve Kuzey
Afrika Bölgesi, Satıştan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı Mohamed
Alammawi; “Artan enerji masraflarını ortadan kaldırmak için önemli
miktarda solar enerji hedefi konulmalıdır. Türkiye bunun için tarife
garantisi gibi teşvikler uyguluyor.
Solar enerji PV modüllerinin yerel
üretimleri Türkiye için mükemmel bir
girişim olacaktır. Tedarikçilerinin solar
modül üretim pazarına girmeleri için
uzun vadede daha az masraflı olacaktır” dedi.
Türkiye’de ulusal enerji kullanımı 2023 yılı itibariyle iki
katına çıkacak ve bu yaklaşık olarak 120 milyar dolar
yatırım anlamına geliyor. Türkiye, artan yenilenebilir
130
Türkiye’de bu yıl 28 geniş solar PV
projesine tarife garantisi lisansı verildi. Hükümet 35 enerji üretim projesine onay verdiğinde
toplam kapasite 471 MW ve toplam yatırım tutarı 263.3
milyon dolar değerinde olacak.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Dünya devi MItsubIshI ElectrIc ileri robot teknolojisiyle dikkat çekiyor
ROBOT TEKNOLOJİSİNDE YÜKSEK HIZ VE HASSASİYET
■ Türkiye’de başta sanayi olmak
üzere robot kullanımı hızla yaygınlaşıyor. İleri robot teknolojilerinin
satış ve satış sonrası hizmetlerini
Türkiye’ye de sağlayan dünya teknoloji devi Mitsubishi Electric, bu
alanda sunduğu çözüm ve uygulamalarla dikkat çekiyor.
Fabrikaların üretim sürecinde hayati
önem taşıyan robotlar, sağladıkları hız ve kolaylıklarla her geçen
gün sanayide daha çok rol alıyor.
İnsan ihtiyaçlarını karşılayan hemen
her endüstriyel tesiste kullanılan robotlar, günümüzde çok olağan bir iş gücü haline geldi. Bu
noktada ileri robot teknolojisi ile
dikkatleri üzerine çeken Mitsubishi
Electric, gıda, ilaç, ambalaj, otomotiv, beyaz eşya gibi pek çok sektörde insan kolu veya eline yakın
hassasiyette çalışan hızlı robotlarıyla fark yaratıyor. Robotlarının
tüm parçalarını da kendisi üreten
Mitsubishi Electric, böylece üretimden gelen bilgi birikimi ve tec-
132
rübesini robotlarıyla müşterilerine
aktarma avantajına da sahip oluyor.
Sektörler farklı çözüm aynı
Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon alanında çığır açan ürünlerinden biri olan robotları, arabalarda yer alan kapı kolunun montajı,
ses sistemi tuşlarının test edilmesi
gibi montaj ve kalite kontrol alanlarında sıklıkla tercih ediliyor. Yine
ıslak mendillerin paketlenmesi,
ilaçların kutulanması, ayakkabıların
boyanması ve yapıştırılması, küp
şekerlerin kutulanması gibi hızlı
üretim, dozajlama ve paketlemenin olduğu gıda, ambalaj, paketleme gibi sektörlerde Mitsubishi
Electric’in gerçekleştirmiş olduğu
pek çok robotlu çözüm bulunuyor.
Robotun tüm parçalarını üretiyor
Hassasiyet düzeyi oldukça yüksek
robot kolları ile Mitsubishi Electric,
insan kolu veya eline yakın hassasiyette işler yapmak veya buna
yaklaşmak isteyen, aynı zamanda da
ENDÜSTRİ OTOMASYON
hıza ihtiyacı olan firmaların öncelikli
tercihi oluyor. Robot portföyünde
küçük ve orta segmentte olanlara
odaklanmış durumda olan Mitsubishi
Electric, yarı iletken üreticisi olduğu
için küçük ve hızlı robotlar konusundaki “know-how”ını bu alandaki
üretiminden alıyor. Ayrıca robotlarını oluşturan, dişli kutusu, mekanik,
elektronik parçalar gibi bütün parçaları üretiyor.
Düşük maliyetli, esnek, konforlu
üretim
Türkiye’ye fabrika otomasyonu
ve ileri robot teknolojileri alanında hizmet sağlayan Mitsubishi
Electric Türkiye Fabrika Otomasyon
Sistemleri, robotları ile endüstride
daha esnek bir üretim sağlamayı,
üretim maliyetlerini düşürerek insan
konforunu artırmayı ve ihtiyaç olan
her yerde robot teknolojisinin kullanılmasını hedefliyor.
Robotun mekanik yapısının yanı sıra
kullanılan motorların ve aktarmaların
Haberler
hassasiyeti de robotun performansını etkiliyor. Mitsubishi Electric’in
robot kontrol ünitesi, hareket kontrolünün esnekliğini, sistemin hızını,
doğruluğunu ve hassasiyetini sağlıyor. Ayrıca esneme fonksiyonları ile
robot kolu, bir çeşit yay görevi görerek kuvvete göre esniyor. Mitsubishi
Electric robotlarına ileri uygulamalar
için konveyör (taşıma bandı) ve ürün
izleme, kuvvet kontrolü ve görme
kolaylıkla entegre edilebiliyor.
6 eksenli robot devri
Mitsubishi Electric’in RV-F serisi son derece dinamik 6 eksenli
robotu, insan kolu hareketini taklit
edebilmesi ve 0,32 saniyelik döngü
süreleri sayesinde çok yüksek hızlı
sistemlerde kullanılabiliyor, verimliliği artırıyor. Dinamik yapısı sayesinde esnek dans figürlerini bile
kolayca yapabiliyor.
Mitsubishi Electric imzalı 6 eksenli
endüstriyel robotun çift kol yapısı
sadece hareket özgürlüğü açısından
artı değer sağlamıyor, aynı zamanda
daha fazla kararlılık ve çok yönlülük sunuyor. Modele bağlı olarak
Mitsubishi Electric robotlar, 504 ila
1503 milimetre aralığında 2’den, 20
kilograma kadar taşıma kapasitesine
sahip. RV-F serisi için çok dar alanlarda çalışmak hiç sorun olmadığı
gibi robotların duvar veya tavana
monte edilmesi de sorun oluşturmuyor. Tüm sistemler aynı kompakt
CR750 robot kontrolöre sahip.
Mitsubishi Electric robotları ve fabrika otomasyon sistemleri sağladığı
avantajlar nedeniyle Türkiye’de farklı
sektörlerde faaliyet gösteren pek çok
fabrika ve üretim tesisinde tercih
sebebi. Mitsubishi Electric Türkiye
Fabrika Otomasyon Sistemleri,
Türkiye’deki hedef pazarları arasına
dünyada pek çok uygulama gerçekleştirmiş olduğu beyaz eşya sektörünü de almış durumda.
Rekabet için şart!
Türkiye, üretim kabiliyeti olan bir
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ülkedir. Bu kabiliyetin sürdürülebilir
olması için rekabet edebilir düzeyde
olmak gerekiyor. Rekabet edebilmek
için de üretim kalitesinin artması, maliyetlerin ise düşmesi şart.
Robotlu sistemler bunların hepsini bir arada sunabilecek en ideal
çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Günümüzde yaşanan yoğun rekabet nedeniyle robotların sadece
mekanik işleri değil elektronik bazı
operasyonları da takip etmesi gerekiyor. Mitsubishi Electric Fabrika
Otomasyon Sistemleri’nin dijital fabrika teknolojisi e-F@ctory ile robotlar üretim hattındaki diğer ürünlerle
haberleşebiliyor. Çünkü e-F@ctory
konseptinde fabrika otomasyonunda
yer alan tüm ürünler birbirleriyle
entegre ve açık bir mimari ile çalışıyor. Böylece üretim hatlarını kişisel
bazı ihtiyaçlara göre optimize ederek
pazardaki rekabet koşullarına ayak
uydurmak hiç olmadığı kadar kolaylaşıyor.
133
Haberler
21’İNCİ ‘‘AVRASYA AMBALAJ FUARI’’ BAŞLIYOR
■ Dünyada hızla gelişmeye devam eden gıda
ürünleri, gıda teknolojileri, ambalaj, paketleme ve gıda işleme sektörlerini bir araya getiren Uluslararası Ambalaj Endüstrisi Fuarı, 22-25
Ekim 2015 tarihleri arasında TÜYAP’ta gerçekleşecek. Otomasyon dünyasının öncü markalarından
Rockwell Automation, bu yıl 21’incisi düzenlenecek fuarda, ambalaj sektörüne özel çözümlerini
ziyaretçiler ile buluşturacak.
40’ın üzerinde ülkeden, bin 200’den fazla global tedarikçiyi Avrasya’dan gelen binlerce üreticiyle buluşturan, ambalaj sektörüne yönelik Türkiye’nin en büyük
ve kapsamlı fuarı Avrasya Ambalaj Fuarı, artan ziyaretçi sayısıyla her yıl geçen yıl büyüyerek devam ediyor.
Bu yıl 21’incisi gerçekleşecek fuar, ambalaj ve paketleme sektörü ile ilgili gelişmeleri, yenilikleri ve fırsatları
yerinde görme ve değerlendirme fırsatı sunacak.
İTRAK teknolojisi ilk defa fuar ziyaretçileri ile buluşacak
Fuar katılımcılarından Rockwell Automation, fuarda
ambalajlama, malzeme kullanımı ve diğer uygulamalarda performansı geliştirmeye yardımcı olan İTRAK
teknolojisini ilk defa ziyaretçileriyle buluşturacak.
iTRAK, makina üreticileri için daha fazla hız ve daha iyi
esneklik sağlayan ve kendinden önceki teknolojilerin
yerini hızlı bir şekilde alan teknolojidir. Bu teknoloji
son kullanıcıların optimizasyonunu daha iyi geliştirilmiş güvenilirlik ve daha hızlı bir sistemi standart
hale getirilmesini sağlarken, makina ve ekipman üreticilerine ise maliyet ve karışıklığı azaltmasına olanak
sağlıyor. Rockwell Automation, makinaların performans ve verimliliğini artıran diğer ürünlerini de fuarda
ziyaretçilerin değerlendirmelerine sunacak.
134
Rockwell Automation OEM Kanal Müdürü Halil Koçak;
“Rockwell Automation olarak bu tarz yurtiçi ve yurtdışı fuarlara sıklıkla katılıyor ve bu sayede uygulamalı
çözümlerimizi OEM ve son kullanıcı müşterilerimize
tanıtma fırsatı yakalıyoruz. Bu yıl ilk defa katılacağımız
Avrasya Ambalaj Fuarı ile birlikte ürünlerimizi, çözümlerimizi ve kalite anlayışımızı bir kez daha katılımcılara
anlatma fırsatı yakalayacağız. Bu fuar genel olarak
mevcut pazar şartlarını öğrenme ve fırsatları değerlendirme açısından da bizim için çok önemli. Rockwell
Automation Paketleme endüstrisi’nde öncü bir firma.
Endüstriyel otomasyon konusundaki tüm süreçlerde
(hammadde işleme, proses yönetimi, malzemelerin
taşınması, paketleme, imalat/montaj hatları, enerji
ve ağır sanayi gibi) anahtar teslim çözüm sunuyoruz.
Avrasya Ambalaj Fuarı ziyaretçi sayısı her yıl artan
bir fuar ve bu sene bizlerde bu fuarda yer almaktan
memnuniyet duyuyoruz. Bu yıl hem ziyaretçilerimize yeni ürünlerimizi tanıtacağımız hem de yurtiçi ve
yurtdışından önemli müşterilerle görüşmeler yapacağımız verimli bir fuar geçireceğimizi düşünüyoruz,
bu fuarda standımızın yıldızı ise ilk defa müşterilerimizin karşısına çıkacak olan iTRAK olacak’’ dedi.
Ambalaj makineleri, üretim, işlem, teknoloji, baskı,
dizayn ve ekipmanlara yönelik yeni çözümlerin sergilendiği Avrasya Ambalaj Fuarı, 21 yıldır; Türkiye,
Ortadoğu-Kuzey Afrika, Bağımsız Devletler Topluluğu
ve Rusya’nın da içinde bulunduğu, hızla büyüyen
Avrasya coğrafyasının sektöründeki lider buluşma
platformudur.
Rockwell Automation TÜYAP’ta 14. Salon 1408 C
numaralı stantta ziyaretçileri ile buluşacak.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Schneider Electric, ilk altı ayda
yılsonu hedeflerini aşmayı başardı
iki katı olduğunu görüyoruz. Ayrıca,
Temmuz 2015 başlarında arka arkaya ikinci yıl CAC 40 endeksinin sürdürülebilir gelişmeye kendini en çok
adamış şirketi seçilmekten gurur
duyuyoruz.”
16 göstergeden 10’unda barometre
puanını arttı
Schneider Electric 2015’in ikinci
çeyreğinde, 16 göstergeden 10’unda
genel barometre puanını artırmayı
başardı. Gezegen, toplum ve kar
hedeflerinde gerçekleşen gelişmeler
bu sonuçta önemli etkiye sahip oldu.
■ Gezegen ve Toplum Barometresi 2015’in ilk altı
aylık dönemi sonuçlarına göre Schneider Electric,
10 üzerinden 4,66’lık derecesiyle yılsonu hedeflerini şimdiden aştı.
Gezegen hedefleri için Schneider
Electric tesislerinde ‘Enerji Eylemi’
programıyla %2,7 enerji tasarrufu
kaydedildi. Program Grup tarafından
geliştirilen enerji yönetimi çözümlerini kullanıyor. Bu sonuç 20152017 döneminde % 10’luk tasarruf
hedefiyle örtüşüyor. Şirket lojistik
süreçlerinde % 9,5 CO2 tasarrufuna
ulaştı. Bu sonuç, 2015-2017 dönemi genelinde % 10
hedefiyle karşılaştırıldığında umut vaat ediyor. Bu
harika performans, hava taşımacılığının deniz taşımacılığı leyhine azaltılmasının ve karayolu nakliyesinin
optimize edilmesinin altını çiziyor.
Schneider Electric’in 2015’in ilk altı aylık finans dışı
sonuçları geleceğe dair umut vermeye devam ediyor.
Şirket, 2015 ile 2017 yılları arasında 3 yıllık sürdürülebilir gelişme için taahhüt ettiği temel hedefleri, Gezegen
ve Toplum Barometresinde yılın her çeyreğinde bildirilen 16 göstergeyle ölçüyor. Buna göre, Temmuz 2015
sonunda (10 üzerinden) 4,66’ya ulaşan barometre
puanı, yılsonu hedefi olan 4.5.10’u şimdiden aşıyor.
Kâr hedefinde, ‘Enerjiye Erişim’ programının gelirleri
2015’in ilk yarısında 2014’ün ilk yarısında ulaşılandan
1,92 oranında daha yüksek bir durumda bulunuyor.
Bu sonuçta Kenya’daki okullara elektrik götürülmesi, Nijerya’daki sokakların aydınlatılması ve Güney
Afrika’daki portatif ve ev aydınlatma sistemlerinin
ihaleleri önemli rol oynadı.
Sonuçları
değerlendiren
Schneider
Electric
Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Gilles Vermot
Desroches sürdürülebilirlikte iddialı olduklarını vurgulayarak şöyle konuştu:
Çalışan katılımında yeni rekor kırıldı
Toplum hedefinde ise çalışan katılım puanı %61’e
ulaşırken, çalışan katılımı her yıl 1 puan artırılarak
2017’nin sonunda % 64’e ulaşılması öngörüyor.
“2015’in ilk yarısında Gezegen ve Toplum Barometresi
sonuçlarında 4,66/10’a ulaştık ki bu sonuç yılsonu
hedefi olan 4,5/10’u aşıyor. Üç yıllık hedeflerimize
ulaşmada ve hatta bu hedefleri aşmadaki esas güçlüğün ilk çeyreklerin çabalarını sürdürebilmek olduğunu
biliyoruz. Enerjiye Erişim programımızın satışlarının,
2015’in ilk yarısında önceki yıla göre, neredeyse
2015’in ikinci çeyreğinde sürdürülebilirlik hedefleri
için çalışan katılım oranı %74’le rekor bir düzeye
ulaştı. 2012’den bu yana Schneider Electric çalışanları
veya emeklileri tarafından 582 yerel ve uluslararası
gönüllü çalışma yürütüldü. Bu çeyrekte, 13’ü uluslararası, 21’i Hindistan’da yerel ve 11’i Brezilya’da yerel
olmak üzere 59 görev sonuca ulaştırıldı.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
135
Haberler
Vestel, Avrupa’nın en büyük elektronik fuarına “Smart City
(Akıllı Şehir)” ile damga vurdu
■ Vestel, 25 yıldır katıldığı Avrupa’nın en büyük elektronik
fuarı IFA’ya bu sene de damgasını vurdu. Toplam 680 farklı
ürününü 3 bin metrekarelik standında sergileyen Vestel, tüketicilerden bir kez daha tam not aldı.
Fuarda, geçen yıl lansmanı yapılan Türkiye’nin ilk ve tek yerli
üretim akıllı telefonu Venus’un yeni modelleri katılımcıların
beğenisine sunuldu. Stantta kurulan kapsamlı “Smart City
(Akıllı Şehir)” teknoloji platformu ile Vestel’in gelecek vizyonu
ziyaretçiler ve iş ortakları ile paylaşıldı.
“Akıllı Şehir” içinde yer alan hem birbirleri ile haberleşebilen
hem de mobil cihazlar aracılığıyla kontrol edilebilen akıllı
ürünler, Vestel standının en dikkat çekici ürünleri arasında
yer aldı
Vestel, 25 yıldır katıldığı, Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’da, bu yıl toplam 680
farklı ürününü 3 bin metrekarelik standında sergiledi. Türkiye’nin
ilk ve tek yerli üretim ve tasarım akıllı telefonu Venus’un yeni
modellerinin sunulduğu Vestel standındaki “Smart City (Akıllı
Şehir)” teknoloji platformu ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken
alanlardan biri oldu.
Geleceğin hayallerini bugüne taşıyor
IFA ile çeyrek asrı geride bırakan Vestel’de ilk günden bugüne çok
şey değişti ve gelişti. Çalışan sayısı 4 kattan fazla artarak 16 bin
olurken; 25 yıl önce 90 milyon dolar civarında olan ihracat bugün
22 kat artarak 2,4 milyar dolara ulaştı.
Elektronikte 17 yıldır Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan Vestel,
Avrupa’nın en büyük elektronik fuarı IFA’da gövde gösterisi yaptı.
136
Dünyada 151 ülkeye ihracat yapan, kendine ait global markalarla
Avrupa’da güçlü satış rakamlarına ulaşan ve Avrupa’nın en büyük
üç televizyon üreticisinden biri olan Vestel, IFA’da sunduğu “Akıllı
Şehir” konseptiyle başarısını daha da derinleştirmeye hazır olduğunu gösterdi.
IFA’da önemli açıklamalarda bulunan Vestel Şirketler Grubu İcra
Kurulu Başkanı Turan Erdoğan “2015 yılının ilk yarısında Avrupa
televizyon pazarı bir önceki yıla göre yüzde 15 oranında küçülmesine rağmen Vestel ihracatını güçlü tutmaya devam ediyor. Beyaz
Eşya ihracatı enerji verimliliği yüksek ürünlerimiz sayesinde
büyümemize önemli katkılar sağlıyor. Yaptığımız ihracatta Smart
TV’ler ve 9 mm ekran kalınlığında 4K UHD Tv’ler dikkat çekiyor.
Kullanıcıya en güzel deneyimi sağlayan ve içeriğe erişimin adresi
olan Android TV platformunu destekleyen UHD televizyonlarımızın da Vestel için yeni bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Akıllı
ürünlere yaptığımız yatırım ve Ar-Ge somut meyvelerini vermeye
başladı. Nesnelerin interneti kavramının içerisine giren her alanda
yetkinliklerimizi artırmak suretiyle adım adım ilerliyoruz. Geçen yıl
“Smart Home (Akıllı Ev)” alanındaki entegrasyonu tamamladık.
Bu yıl “Smart City (Akıll Şehir)” ile bunu bir adım daha ileriye
taşıyoruz. Gelecek Vestel için hayal değil, biz o hayalleri bugüne
taşıyoruz” dedi.
Türkiye’nin akıllısı Venus yeni modeliyle daha da iddialı
Vestel City’de Türk mühendislerce yerli tasarım ve üretimin bir
eseri olarak kullanıcıların beğenisine sunulan Venus, yeni modeliyle IFA’da Vestel’in en önemli kozlarından biri olarak sahne aldı.
“Gururla Yerli” temasıyla yola çıkan Vestel Venus’ü gelecek 5
yılda en önemli ihracat ürünü haline getirmeyi hedeflediklerini
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
belirten Erdoğan; “Vestel, Türkiye’de özgün tasarımı ve kendi teknolojisiyle akıllı telefon üretme kapasitesine sahip tek, Avrupa’da
sayılı firmalardan biridir. Vestel, akıllı telefonu ana üretim kalemlerinden biri olarak belirlemiş bulunuyor. Yeni modelimizin lansmanı ile birlikte Venus’u öncelikli olarak güçlü olduğumuz yakın
pazarlarda, daha sonra Vestel Şirketler Grubu’nun markalarının
yer aldığı pazarlarda tüketici ile buluşturmayı hedefliyoruz. 2016
Venus’un ihracatı için önemli bir yıl olacak” diyerek Vestel için
Venus’un ne kadar önemli bir ürün olduğunun altını bir kez daha
çizdi.
Vestel geleceğin akıllı şehirlerini bugüne taşıyor
Üretmiş olduğu ürün gamlarının “Smart Home (Akıllı Ev)”
konseptine entegrasyonunu tamamlayan Vestel şimdi iddiasını
daha ileri taşıyarak “Smart City (Akıllı Şehir)” konseptini günlük
hayatın bir parçası haline getirmeye hazırlanıyor. Vestel, güçlü
Ar-Ge’si ve inovasyon odaklı şirket kültürü ile ürettiği Vestel
Smart TV, tablet ve akıllı telefonu aracılığıyla yönetilebilen klima,
fırın, buzdolabı, bulaşık makinesi ve çamaşır makinesinden
oluşan akıllı ev sistemlerini hayatın bir parçası haline getirdi.
Şimdi “Akıllı Şehir” konsepti ile bu anlayış yaşamın her alanına
taşınıyor. Çağımızın en önemli iki kavramı olan “Mobilite” ve
“Bağlanabilirlik” konularındaki teknolojik gelişimini sürdüren
Vestel, önümüzdeki dönemde tüm şehri akıllı hale getirebilecek
ürün ve çözümler sunmaya başlayacak.
Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan “Akıllı
Şehir” konsepti ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Akıllı Şehir konseptimiz her şeyin birbirine bağlı olacağı ve hızla
yükselen “Nesnelerin İnterneti” platformunda birbiri ile iletişim
halinde olacak, geleceğin akıllı şehirlerini anlatıyor. Bu şehirlerde
trafik ışıklarından elektrikli arabalara, akıllı telefonlardan dijital
panolara her şey birbirine bağlı olacak. Şirketler, kurum ve kuruluşlar bu birbirine bağlanmış cihazlardan gelen verilerle şehirleri
daha iyi anlayabilecek ve insanlara daha iyi ürün ve hizmetler
sunabilecekler. Geleceğin bu akıllı şehirlerinde Vestel imzasının
bulunması için çalışıyoruz.”
Erdoğan, tüketici elektroniği ve beyaz eşya üretimi alanında
faaliyet gösteren bir şirket olarak Vestel’in portföyünde birbiri
ile iletişim halinde olan TV, akıllı telefon, tablet ve beyaz eşyanın
yanında dijital panolar ve aydınlatma ürünleri de bulunduğunu
belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bu yıl yine bağlantılı
olan, mobil cihazlarımız ve TV üzerinden kontrol edilebilen
ve izlenilebilen bir “Elektrikli Araba Şarj Cihazı” sunuyoruz.
Vestel olarak hâlihazırda yatırım yaptığımız yeni iş modelleri ve iş sahalarını içerisine alan bu yeni alanda daha gidecek çok yol olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden akıllı şehirler, akıllı ev, akıllı ulaşım olmak üzere nesnelerin internetinin
yer alacağı her alanda çözüm üreten bu konsepti geliştirdik.”
Vestel standında kurulan “Akıllı Şehir” platformunda ziyaretçilere,
kapı kilidinden perdelere, aydınlatma sistemlerinden elektronik ve
beyaz eşyalara kadar her şeyi kontrol edebilen bir sistemi deneyimleme fırsatı sundu. Ziyaretçileri geleceğin akıllı şehirlerine
götüren bu platform, trafik durumundan, ofislerin durumuna,
dışarıdayken evlerin enerji tüketim miktarına kadar her şeyin
yönetilebileceği bir dünya hayalini gerçeğe dönüştürüyor.
8K TV ile 4K’dan 4 Kat Daha Gerçek Görüntü
Vestel teknoloji harikası 8K Televizyonlarını da ilk kez IFA’da tanıttı. Bilinen en yüksek yayın çözünürlüğü olan 7680 X 4320 piksel
çözünürlüğe sahip Vestel 8K televizyonlar standardın çok üstünde bir seyir keyfi sunuyor. 4K Televizyonlardan 4 kat daha canlı
ve gerçeğe yakın deneyim sunan bu televizyonlar ayrıca, Vestel
Smart teknolojisi ile standart televizyonun ötesinde, birbirinden
farklı içerik alternatiflerine erişime imkan sağlıyor.
Vestel standında öne çıkan ürünler
Android TV
Vestel inovasyon alanındaki yeni adımlarından biri olan Android
TV™* platformunu destekleyen UHD televizyonlarını ve setüstü
cihazları fuarda katılımcıların beğenisine sundu. Android TV ile
çalışan ürünler, içeriğe erişim sağlamanın yanı sıra tüketicilere
evlerinin salonunda en güzel deneyimlerden birini yaşatıyor. Bu
ürünler Vestel’in zengin çeşitliliğe sahip dijital TV çözümlerinde
yeni bir kilometre taşı oluşturacak.
Profesyonel Ekranlar
Vestel’in yüksek büyüme potansiyeli gördüğü profesyonel ekranlar da Vestel standında ilgi gören ürünler arasında yer aldı.
Bu ürünlerden biri olan Vestel’in ürettiği eğitimde çığır açan Akıllı
Tahta, sınıf içerisinde öğrencilerde bulunan tabletler ile etkileşimli
çalışarak, eğitim kalitesini artırmayı hedefliyor.
Vestel’in dijital reklam ve bilgilendirme sektörü için sunduğu
ürünler de IFA’da sergilendi. Havaalanı, restoranlar, alışveriş
merkezleri gibi halka açık iç ve dış mekanlarda bilgilendirme ve
reklam amaçlı kullanılan Super İnce Bezelli Dijital Bilgilendirme
Ekranları, Videowall, TOTEM bu kategoride sergilendi.
Otel sektörü için özel olarak tasarlanan Deluxe+ ve IPTV modelleri
de IFA’da sergilenen ürünler arasında yer aldı.
LED Aydınlatma Ürünleri
Vestel LED Aydınlatma’nın LED sokak aydınlatması, ampul, spot,
tube, panel aydınlatma, rayspot ve lineer aydınlatma ürünleri de
fuardaki yerini aldı. “A Design Awards” yarışmasından 2 ödülle
dönen, Vestel LED aydınlatma tasarım ekibi tarafından tasarlanan, yeni park ve bahçe ürünleri de Vestel standında ziyaretçilerle
buluştu.
Dünya rekortmeni Vestel ürünleri de IFA’da
Tasarım ve teknoloji kadar enerji verimliliğine de önem veren
Vestel, IFA’da verimlilik rekoru kıran çamaşır ve bulaşık makinelerini de sergiledi. Bu ürünlerden biri olan “Vestel Pyrojet çamaşır
makinesi, A+++ enerji verimliliği sınıfında yer alıyor. A+++ enerji
sınıfındaki 8 kg kapasiteli ürünlerden yüzde 70, 9 kg kapasiteli
ürünlerden yüzde 60 daha az enerji tüketerek dünya rekorunu
elinde bulunduruyor. Bir diğer ürün Auto door ve water box
teknolojisine sahip Vestel Nora bulaşık makinesi ise A+++ enerji
sınıfı bulaşık makinelerine göre yüzde 20 daha az enerji harcıyor.
14 kişilik bulaşığın sadece 5,5 lt su ile yıkanabildiği Vestel Bulaşık
Makinesi fiyat/performans oranı en yüksek bulaşık makinesi
olarak tüketiciyle buluşuyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
137
Haberler
TAYVANLI DEV FİRMALARDAN TÜRKİYE’YE “GÜVENLİK” ÇIKARMASI
teknoloji köprüsü kuruldu”
dedi.
Tayvan güvenlik firmaları, 17-20 Eylül tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 19. kez düzenlenen ISAF
2015’te dünya standartlarındaki ürünlerini üretici ve
tüketiciler ile buluştu.
Asya’nın teknoloji merkezi, zeka destekli akıllı güvenlik
çözümleri üretiminde dünya lideri olan Tayvan’ın güvenlik
firmaları, 19. kez düzenlenen ISAF Fuarı’na çıkarma yaptı.
Kapsadığı sektörlerin yurt içindeki tek organizasyonu ve
bölgenin en büyük etkinliği olan ISAF, 17-20 Eylül tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenleniyor.
Tayvan’ın güvenlik sektörünün önde gelen şirketleri,
“Toplam Güvenlik Çözümü ve Konfor” konsepti ile düzenlenecek olan ISAF Güvenlik Ticaret Fuarı’nda, dünya standardındaki ödüllü son teknoloji ürün gruplarını görücüye
çıkardı. Tayvan güvenlik sektörünün önde gelen firmaları
olan Advantech, Plustek, Planet Technology ve Engenius
gibi markalar, ISAF’ta, en gelişmiş ürünlerini Türkiye pazarına tanıtıyor olacaklar. Fuarda sergilenen ürünler arasında
PLANET Technology Corporation’ın ürettiği istenilen yer
ve zamanda akıllı telefonlarınızdan veya tabletlerinizden
evinizi izleyebilmenize imkan veren Z-Wave Ev Kontrol
Otomasyonu ürünü de tanıtıyor.
“TAYVAN-TÜRKİYE TEKNOLOJİ KÖPRÜSÜ KURULDU”
Toplantının açılış konuşmasını yapan Taipei Ekonomik
ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi Yaser T. H. Cheng,
“Tayvan ve Türkiye arasındaki ilişkiler ve ticaret hızla
gelişiyor. Tayvan’dan Türkiye’ye güvenlik teknolojisi ürünleri, sentetik fiber, demir- çelik, makine ve parçaları ithal
ediliyor. Türkiye’den bu yıl 31 Mart’ta Tayvan’a ilk kez
direk uçuş gerçekleşti. Türk Hava Yolları, Taipei’ye direkt
uçuş yapan Avrupa’nın ikinci hava yolu şirketi oldu. Bu yıl
Mart ayında , Türk makine üreticileri ve Türkiye İş Adamları
Derneği (TUİAD) yöneticileri,Tayvan Uluslararası Makine
Parçaları fuarını ziyaret ederek Tayvan-Türkiye arasında ikili
anlaşma ve mutabakat için görüştüler. İki ülke arasında bir
138
“148 ÜLKE ARASINDA EN
HIZLISI TAYVAN”
Yaser T. H. Cheng ,
“Tayvan bir teknoloji
adası. Dünya Ekonomik
Forumu tarafından hazırlanan 2014-2015 Küresel
Rekabet Raporu’na göre
144 ülke arasında Tayvan
14’üncü sıraya yükseldi.
Yenilikçilik sıralamasında
ise 10. Sırada yer alıyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun bilgi ve iletişim teknolojilerini
araştırdığı, ‘’2015 Küresel Bilgi Teknolojileri Raporu’’na
göre ise Tayvan bu alanda 148 ülke arasında en hızlı ülke
oldu. Tüm bu araştırmalar da gösteriyor ki bilgi ve iletişim
teknoloji bazında çok güçlüyüz. Tüm bu alt yapılar Tayvan
güvenlik endüstrisini güçlendiriyor. Tayvan’ın gücü oldukça
iyi kurulmuş altyapılarından, tecrübeli mühendislerinden,
güçlü çalışmalarından ve stratejik konumundan geliyor.
Ada, ABD, Japonya ve Çin üçgeninde yer alıyor. Bu durum
Tayvan’ı Asya ve Batı arasında bir köprü haline getirdi.
Farklı ülke ve pazarları daha iyi anlayabilmek ve ilişkiler
kurmak için yıllardır çalışıyoruz” diye konuştu.
Taipei Ekonomik ve Kültürel Misyon Ankara Temsilcisi
Yaser T. H. Cheng, “Tayvan, yenilik merkezi olma yolunda
yüksek teknoloji ürünleri ve tedarik zincirindeki üretim merkezi rolüne sahiptir. Tayvan’ın İŞ ve inovasyon çevrelerinin
gelişmeye devam etmesi girişimcilikte gelişiyor olmamız
övündüğümüz bir noktadır. Aynı zamanda, Tayvan güvenlik
firmalarının pazara kendi markalarını kazandırmaları için
teşviklerde bulunuyoruz. Bugün, Tayvan’ın önde gelen 4
güvenlik firmasından bu olağanüstü ürünleri deneyimleme
ve dinleme fırsatı bulacaksınız” diye ekledi.
GÜVENLİK SEKTÖRÜNÜN DEĞERİ 25 MİLYAR DOLAR
Araştırma şirketi Memoori’ye göre güvenlik ve emniyet
sektörünün küresel değeri, 2014 yılına kıyasla yüzde 7.5’lik
bir artışla 25 milyar ABD doları’na yükseldi. IP video ağları
ve Asya’dan gelen daha yüksek talep önemli büyüme faktörleri olurken, Tayvan markalarının önemli avantajlara sahip
olduğu ulaşım, perakendecilik, sağlık hizmetleri ve eğitim
alanlarında da önemli fırsatlar bulunuyor.
ZEKA DESTEKLİ GÜVENLİK ÜRÜNLERİNDE LİDER
Taiwan Excellence ödüllü şirketleri, Tayvan’ın zeka destekli
güvenlik ürünlerinde bir dünya lideri haline gelmesine
önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. Taiwan Excellence,
Tayvan Ekonomi İşleri Bakanlığı’nın Dış Ticaret Bürosu
(BOFT) aracılığıyla oluşturduğu ve Tayvan Dış Ticaret
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Geliştirme Kurulu (TAITRA) tarafından yürütülen bir girişim
olan Taiwan Excellence’ta, AR-Ge, tasarım, kalite alanlarında istisnai sayılan ve “Tayvan’da üretilen” ürünler Tayvan
Excellence ödülünü alır ve Tayvan Ekonomi İşleri Bakanlığı
bu ürünlere Tayvan Excellence işaretini taşıma yetkisi veriliyor. Beş gösterge eşit önem taşımaktadır ve her biri, bütün
standartların en önemlisi olan yenilik değeri üzerinden
değerlendiriliyor.
“Tayvan, kalite olarak üst düzey çözümlerin uygun fiyatlara
sunulduğu önemli bir üretici pazarına sahip”
Taiwan Excellence basın toplantısı ardından EnGenius
firmasının Türkiye partneri olan Tesan İletişim’in yetkililerinden Caner Aydın ile yaptığımız görüşmede Aydın,
sorularımızı yanıtladı.
“Tesan İletişim olarak sunduğumuz çözümler arasında
güvenlik sektörü oldukça önemli bir yer arz etmekte.
Güvenlik noktasında kendi markamız olan Ttec analog /
IP kamera sistemleri ve Ttec DVR / NVR kayıt çözümleri
ile iş ortaklarımızın güvenlik sistemleri ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışıyoruz. Ayrıca Lilin markalı IP kameralar
ve Honeywell fiziksel güvenlik / alarm sistemleri ile temel
ihtiyaçlardan, ileri seviye fiziksel güvenlik ihtiyaçlarına kadar
geniş yelpazede çözümler sunmaktayız. IP kamera görüntülerinin uzak mesafelere aktarılması için ise EnGenius
kablosuz aktarıcı markası ile ilerliyoruz. Bu çözümlerimiz,
fiziksel güvenliğin önemli olduğu tüm sektörlerde başa-
rıyla uygulandı ve halen uygulanıyor” diyerek güvenlik
çözümlerine yönelik çalışmalarını anlatan Aydın, akabinde
Türkiye’deki güvenlik çalışmalarını değerlendirdi: “Büyük
şehirlerin göç alması ve metropollerin daha karmaşık bir
nüfus yapısına sahip olmasıyla birlikte halkımızda fiziksel
güvenliğe dair tedirginlikler oluştu. Bu korkuyu gidermek
üzere elektronik çözümlere başvurulduğunda, ilk alternatif
Analog CCTV güvenlik kameraları oldu. Analog kameraların ardından piyasa IP bazlı, uzaktan izlenebilen kamera
sistemleri ve Internet tabanlı alarm sistemlerine yöneldi.
Şu anda geldiğimiz noktada dünyanın neresinde olursanız
olun, evinizdeki kamera görüntülerine ulaşabiliyor, herhangi bir hareket algılanması halinde cep telefonunuza canlı
video görüntüsü iletilmesini sağlayabiliyorsunuz. Hatta,
ev içerisinde hareket tespit edildiğinde direkt olarak polisi
arayabilen alarm sistemleri dahi mevcut. Bu da çok ciddi
bir teknik ilerlemenin söz konusu olduğunu gösteriyor”.
Son olarak Tayvan’ın Türkiye’deki yatırımlarına yönelik
görüşlerini sorduk; “Tayvan, kalite olarak üst düzey çözümlerin uygun fiyatlara sunulduğu önemli bir üretici pazarına
sahip. Ellerindeki araştırma-geliştirme bilgisi ve ticari başarıları, bizlere çok ciddi bir avantaj sağlıyor. Ayrıca ülkemiz
ve kültürümüzle olan sıcak ilişkileri sayesinde, pozitif bir
çerçevede kolayca işbirlikleri geliştirebiliyoruz. Tayvan’ın
Türkiye pazarındaki çalışmalarını takdir ediyor ve onları
saygıyla karşılıyoruz”.
Schneıder Electrıc
Data Center Türkiye Konferansı’na katılıyor
Enerji yönetimi alanında dünya çapında uzman
Schneider Electric, Türkiye’deki Data Center profesyonellerini bir araya getiren önemli bir platform olan Data
Center Türkiye Konferansı’na katılıyor
■
Schneider Electric, şirketlerin bilgi işlem yöneticilerini
bir araya getirerek, edinilen tecrübelerin, son teknolojik
gelişmelerin ve başarı hikayelerinin paylaşıldığı bir platform
yaratan Data Center Türkiye Konferansı’na üçüncü kez katılıyor. 20 Ekim’de Haliç Kongre Merkezinde düzenlenecek
olan fuarda Schneider Electric son kullanıcılar ve sistem
entegratörleri ile bir araya gelecek.
Schneider Electric Veri Merkezi Segment Müdürü Alphan
Erdem ve Eco Expert Partner Satış Müdürü Serkan Şakarcan
konferansa konuşmacı olarak katılacak ve StruxureWare,
Bina yönetim sistemi (BMS) ve veri merkezi alt yapı yönetim sistemleri (DCIM) ile ilgili detaylı bilgileri aktaracak.
Fuar alanında ise Schneider Electric’in bina yönetim sistemi ve veri merkezi alt yapı yönetim yazılım sistemleri
ile ilgili çözümlerine son kullanıcı ve sistem entegratörleri
ulaşabilecek.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
139
Haberler
Türkiye İMSAD’ın Sektörel Gelişim Toplantısı’nda konuşan Wilo Özel Müşteri Müdürü Gökhan Uzuner:
“SANTRİFÜJ POMPALARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ KONUSUNDA ÖNEMLİ
GELİŞMELER KAYDEDİLDİ”
■ Türkiye İMSAD’ın Adana’da gerçekleştirdiği
Sektörel Gelişim Toplantısı’nda “Binalarda Enerji
Verimliliği ve Finansmanı” konusu ele alındı.
Toplantıda konuşma yapan Wilo Özel Müşteri
Müdürü Gökhan Uzuner, tesisat grubu yapı elemanlarının içerisinde en fazla elektrik tüketiminin
pompa motorlarından kaynaklandığına dikkat çekti.
Uzuner, “Enerji verimliliği konusunda santrifüj
pompalarda önemli gelişmeler kaydedildi” dedi.
Türkiye İMSAD, Anadolu Buluşmaları kapsamında düzenlediği “Sektörel Gelişim Toplantıları”na 3
Eylül 2015 tarihinde Adana Ticaret Odası Meclis
Salonu’nda gerçekleştirdiği toplantıyla devam etti.
Türkiye İMSAD ve Adana Ticaret Odası işbirliğiyle
düzenlenen toplantıda “Binalarda Enerji Verimliliği ve
Finansmanı” konusu ele alındı. Sanayici, müteahhit,
mimar, mühendis ve müşavirlerden oluşan sektör
temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılış
konuşmasını Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar
gerçekleştirirken, Wilo Özel Müşteri Müdürü Gökhan
Uzuner de katılımcılara bir sunum yaptı.
Uzuner, “Santrifüj Pompalarda Enerji Verimliliği
ve Önemi” konulu sunumunda, tesisat grubu yapı
elemanlarının içerisinde en fazla elektrik tüketiminin pompa motorlarından kaynaklandığına dikkat
140
çekti. Pompalarda enerji verimliliğinin büyük önem
taşıdığını belirten Gökhan Uzuner, enerji verimliliği
konusunda son yıllarda santrifüj pompalarda önemli
gelişmeler kaydedildiğini, sektörde önde gelen üretici firmalar tarafından tasarımları geliştirilmiş motor
teknolojisi ile yüksek verimli pompalar üretildiğini
ifade etti. Uzuner konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Avrupa ve Türkiye’de yürürlükte olan ERP yönetmelikleri ile yeni düzenlemeler getirildi ve enerji tasarrufu binaların vazgeçilmez ekipmanlarından santrifüj
pompalar için de üreticilerinin en önemli önceliği
oldu. Mevcut sistemler için enerji verimliliği çalışmaları ve pompa değişim projeleri ile iyileştirmeler
yapılarak yüksek enerji tasarrufları sağlanıyor.”
Türkiye İMSAD Başkanı Fethi Hinginar ile Wilo Özel
Müşteri Müdürü Gökhan Uzuner’in konuşmalarının
yanı sıra toplantıda ayrıca; Adana Ticaret Odası
Meclis Başkanı Tarkan Kulak, Türkiye İMSAD Başkan
Vekili ve İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut ile
Şişecam Düzcam İş Ortakları Gelişim Müdürü Gül
Pekışık, Demirdöküm Teknik ve Eğitim Müdürü
Mustafa Balkan ve Tureeff Kurumsal İletişim ve
Pazarlama Yöneticisi Arif Ergin de konuşmaları ile
yer aldılar.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
MACARİSTAN’DA SÜRDÜRÜLEBİLİR SU YÖNETİMİ SAĞLAYAN
İKİSİ BİR ARADA TÜRBİN POMPASI GELİŞTİRİLDİ
olan projenin 580
Bin Euro’luk kısmı
Macar hükümetinin
desteği ile karşılandı.
Prototip ekipmanın,
Ganz EEM fabrikasında başarılı bir şekilde
test edilmesiyle mini
hidroelektrik
santralinin ihracatı için
Rusya, Ermenistan,
K a z a k i s t a n ,
Özbekistan, Pakistan,
İran, Gana ve Zambiya
ile müzakerelere başlandı.
■ Rosatom’un Macaristan iştiraki Ganz Engineering
and Energetics Machinery Co. (Ganz EEM), Macar
Yenilikçi Kalkınma ve Teknoloji Vakfı’nın finansman desteğiyle konteyner içi mini hidroelektrik
santrallerine yönelik, iklim değişikliklerine karşı
sürdürülebilir su yönetimi sağlayan ikisi bir arada
türbin geliştirdi.
Rosatom’un Macaristan iştiraki Ganz EEM, konteyner içinde yer alan mini hidroelektrik santrallerine
yönelik iklim değişikliklerine karşı sürdürülebilir su
yönetimi sağlayan ikisi bir arada türbin pompası
geliştirdi. İnovatif türbin pompası modeli, şehir merkezi dışında kalan alanlara şebeke bağlantısı yoluyla
elektrik sağlamanın beraberinde getirdiği zaman ve
finansal maliyet sorunlarına basit, hızlı ve ekonomik
çözümler sunuyor.
Ganz EEM’in geliştirdiği yeni türbin pompaları, şehir
merkezine uzak bölgelerdeki nüfusun ve sanayinin
ihtiyaçlarını şebeke bağlantısına gerek duymadan
karşılıyor. İnovatif ürün, dizel jeneratörlerin kullanımı sayesinde mevcut enerji kaynağı sistemini
değiştirme özelliğiyle de hizmet verebiliyor. Yeni
türbinlere sahip mini hidroelektrik santrallerinin
faaliyete geçmesi için türbin kanatlarına su yükünü
sağlayacak ve elektrik üretmek için jeneratöre güç
verecek olan dağ nehirlerinin olması yeterli.
Toplam geliştirme maliyeti miktarı 2.32 Milyon Euro
142
Yenilikçi bu teknoloji
ile mini hidroelektrik
santralleri
elektrik
enerji üretimine yaklaşık 1 ay gibi çok
kısa bir süre içinde başlayabiliyor. Mini hidroelektrik
santralinin çalışması, yönetimi ve kontrol edilmesi
için gerekli tüm cihazlar kompakt ekipmanın içerisinde yer alıyor. Türbinin arızalanması durumunda,
dâhili batarya, yönetim amaçları için güç kaynağı
sağlıyor ve uydu bağlantısı yoluyla kontrol merkezine veri transferi imkânı veriyor. Dizel jeneratör, güç
şebekesi bağlı olmasa bile sistemi çalıştırmak için
gerekli güç kaynağını temin ediyor.
Sistem, ortalama güç yatay mil Francis-tipi türbin,
jeneratör ve yönetim sistemini içeriyor. Jeneratör
üç-fazlı 400 V/50 Hz akımı sağlıyor. Mini hidroelektrik santralinin sağlıklı bir şekilde çalışması için, su
yükünün 60 ila 65 m arasında, hızının da 1 m3/sn.
olması gerekiyor. Bu durumda, sistemin tabela derecesi 500 kW oluyor. Eğer su yükü 120 m ve hızı da
1 m3/sn ise sistemin tabela derecesi 1 MW oluyor.
Su yükünün konteyner boyutuyla sınırlı olmasıyla
beraber daha fazla su yüküne ve güce ihtiyaç duyulması durumunda, birden fazla karşılıklı bağımsız
türbinler monte edilebiliyor. Konteyner içerisindeki
mini hidroelektrik santrali güç adası biçiminde çalışabiliyor. Ekipman parçaları 2 standart konteynere
yerleştirilebiliyor. Birincisinde su besleme sistemi ve
turbo alternatörü bulunurken, ikincisinde kablo bağlantısı ve yönetim sistemi yer alıyor. Mini hidroelektrik santralini kurmak için zemin, giriş, vana, basınç
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Ganz EEM yöneticisi Attila
Szitár-Csanádi
şirket
hakkında şunları söyledi: “Geçtiğimiz sene Ganz
EEM 170’inci yılını doldurdu. Ganz her zaman yenilikçi ürünleri ile ön planda
olmuştur. Mühendislerimiz
ayarlanabilir paletlere sahip
pervane tipli türbinler ve
faz-evirici elektrikle çalışan
lokomotifler ve bunun gibi
ürünlerin mirasçıları olarak
dünyanın ilk trafosunu, güncel elektrik dağıtım ünitesini, turbo alternatörleri ve
pompalarını geliştirmiştir.
Ganz mühendisleri ve çalışanları, öncü ruhu ve yüksek
üretim faaliyetleri sayesinde
dünya çapında meşhurdur.
borusu ve yerel ağ bağlantısı gereklilik arz ediyor.
Mini hidroelektrik santralinin diğer bir avantajı ise
çalışana ihtiyaç duymadan uzaktan kontrol edilebilmesi. Ekipman hücresel ağ, veya Internet yoluyla
yönetiliyor. Yönetim sistemi sayesinde, ekipman
sahibi bir PC, tablet veya cep telefonu yoluyla mini
hidroelektrik santralini kontrol edebiliyor ve üretilen
güçle ilgili verileri görebiliyor.
Hedefimiz, pazar talebine yanıt olarak kalıcı bir
biçimde sürekli gelişmektir”
Ganz EEM tarafından geliştirilen türbin pompası
modeli baraj gölünü doldurmak veya baraj gölünün
drenajı sırasında güç üretmek için de kullanılabiliyor.
Birçok ülkedeki iklim değişikliği nedeniyle, bu ekipmana gelecek talebin yoğun olması bekleniyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
143
Haberler
TOK 2015’E ULUSLARARASI DESTEK, CLPA TURKEY’DEN GELDİ!
■ Bu günlerde yaptığı bölge seminerleriyle adından
çokça söz ettiren CLPA Turkey, Otomatik Kontrol Türk
Milli Komitesi Kongresi - TOK 2015’e sponsor oldu.
4. Endüstri Devrimi’ne (Industry 4.0) geçişte, son
derece önemli bir rolü olan CC-LINK IE’nin çatı yapısı
CLPA TURKEY’nin de uluslar arası sponsor olduğu TOK 2015 kongresi, bu yıl 17’incisi, Pamukkale
Üniversitesi ev sahipliğinde SPA Colossae Thermal
Hotel’de, 10 - 12 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Etkinliğe adının veren TOK; her yıl Türkiye’den ve
dünyadan çok değerli akademisyenlerin, bilim insanlarının ve endüstrinin buluştuğu çok önemli bir kongre.
Kongrenin düzenleyicisi olan Otomatik Kontrol Türk
Milli Komitesi-TOK ise, International Federation of
Automatic Control-IFAC’ın ülkemizdeki Ulusal Üye
Kuruluşu (NationalMemberOrganization-NMO).
TOK’un amacı, otomatik kontrol bilim ve teknolojisinin
bütün sistemlerde, kuramsal ve uygulamalı olarak
ilerlemesini teşvik etmek, otomatik kontrolün kuram
ve uygulamaları ile uğraşanlara yardımcı olmak, ulusal
ve uluslararası ilgili kuruluşlarla ortak çalışmalar yapmak.
10 Eylül Perşembe günü açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlik, Denizli’nin tanıtım videosu sonrası TOK
2015 Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serdar
İplikçi’nin konuşmasıyla devam etti. Sonrasında ise
TOK Başkanı Prof. Dr. İbrahim Eksin’in ve diğer konuş-
144
macıların konuşmaları ve sunumlarıyla devam eden
açılış töreni, öğleden sonra yerini bildiri sunumlarına
bıraktı. Akşam düzenlenen gala yemeğinin ardından,
11 ve 12 Eylül’de de gerçekleştirilen bildiri sunumları
sonrası, Otomatik Kontrol Türk Milli Komitesi (TOK)
2015 Ulusal Toplantısı sonlandırıldı.
Toplantının ilk günündeki açılış konuşmacılarından birisi de, Mitsubishi Electric Türkiye OEM İş
Geliştirme Yöneticisi ve etkinliğin sponsorlarından
CLPA TURKEY’nin Ülke Müdürü Tolga Bizel’di. Yoğun
katılımın sağlandığı açılış töreninde bir sunum gerçekleştirilen Tolga Bizel, otomasyonun, sanayinin,
endüstrinin bugününden ve yarınından söz ederek,
CC-LINK IE’nin bu zaman akışındaki rolünden ve
etkisinden bahsetti. Öncelikle kendini ve mesleki birikimlerini aktaran Bizel, sonrasında “CC Link Partner
Association (CLPA)” ve CC-LINK IE’nin detaylarını
anlattı. Yeni geliştirilen ve özellikle endüstriyel haberleşmenin göz bebeği olan CC-LINK IE’nin Marmaray
projesindeki kritik görevlerini dinleyicilere aktardı.
Endüstride Zaman Akışı, Sanayi Devrimleri, Endüstri
4.0 ve e-F@ctory
Tolga Bizel, sunumunda öncelikli olarak, endüstri
devriminin aşamalarından, şu an içinde bulunduğumuz 4. Sanayi Devrimi ve bundan sonra gelmesinin
öngörüldüğü yeni bilgi teknolojilerinden bahsetti. Bu
4. Sanayi Devrimi Aşaması’nda, akıllı objeler, akıllı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
binalar, akıllı fabrikalar ve özellikle tüm bunların
internet yönetimi konusuna değinen Bizel, Internet
IE iletişim platformunun yüksek hızına sıkça vurgu
yaptı. Saniyede 1 gigabit iletim ve gerçek zamanlı
protokol, uzak G/Ç saha cihazlarının kontrolünü
gerçek anlamda hiçbir iletim gecikmesi olmadan
sağladığını belirten Bizel, bu iletim hızının mevcut
Endüstriyel Ethernet tabanlı network’lerden en az 10
kat daha hızlı olduğunun altını çizdi.
Bizel ayrıca, CC-Link IE Field network’ün, saha
cihaz seviyesine kadar genişletilmiş ilk gigabit hızlı
endüstriyel Ethernet network olduğunu; mevcut teknolojilerin en iyi yönlerini bir araya getirdiğini ve
bunları olağanüstü veri bant genişliği ve işlem hızları
sağlayan son derece güvenilir bir mimariye uyguladığını belirtti.
of Things’in önemine vurgu yaptı. Günümüzün ve
geleceğin, endüstriyel temelde en çok konuşulan
meselelerinden olan Internet of Things’i “Nesne
ve eşyaların, internete bağlanarak veri alışverişi
yapması ve bulut üzerinden hem bizimle hem de
birbirleriyle iletişim içerisinde olması” cümleleriyle
dinleyicilere aktardı.
Avrupa’nın “Endüstri 4.0” diye lanse ettiği bu son
devrim, Japonya’nın dev kuruluşlarından biri olan
Mitsubishi Electric’in vizyonuyla e-F@ctory olarak
adlandırılmış durumda.
Kimsenin Ulaşamadığı Hız! CC-LINK IE İletişim
Platformu ile 1 Gbps!
Bizel, sunumunda özellikle yeni geliştirilen CC-LINK
CC-LINK’in uzun yıllardır Asya’da rakiplerinin özelliklerine benzer niceliklerde performans sağladığı ve yaygın olduğunu ifade eden Bizel, artık
CC-LINK’in Avrupa ve
diğer pazarlarda da
bilinilirliğini ve pazar
payını
arttıracağını
söyledi. Bizel, küresel
çapta 2000’den fazla
CC-LINK kullanıcısının
olduğunu ve bunların
büyük bir kısmının
Uzakdoğu’da özellikle
Japonya’da olduğunu belirtirken, artık
daha fazla Avrupa’ya
yönelmelerini ve kendisi açısından da
Türkiye’de partner firmaların oluşması için
çalışmalar yaptıklarına
vurgu yaptı.
Gündelik Hayatta CC-LINK IE: MARMARAY!
Herkesin dolaylı yoldan CC-LINK IE kullanıcısı olduğunu belirten Bizel, Marmaray projesindeki uygulamalarına dikkat çekti: “Havalandırma,
ışıklandırma, voltaj kontrol sistemleri, CC-LINK
IE ile kontrol edilmektedir. İstasyonlar arası bir
fiber haberleşme protokolü kullanılmaktadır.
Her server da, aşağıdaki PLC’lerle ve kontrol odalarıyla CC-LINK IE sayesinde haberleşmektedir.”
CC-LINK IE, 1 yer istasyonu, 3 yer altı istasyonu,
2 jeneratör binası ve 3 havalandırma binası arasındaki bütün iletişimi ve acil uyarı sistemlerindeki veri
transferiyle kritik bir role sahip.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
145
Haberler
Metal işleme sektörünün çözüm platformu 3T Fuarı
■ Metal işleme sektörünün İzmir buluşması 3T 2016,
Uluslararası Metal İşleme, Kalıp, Otomasyon ve Kaynak
Teknolojileri Fuarı, 10-13 Mart 2016 tarihleri arasında
Türkiye’nin yeni ve modern fuar alanı olan “fuarizmir”de
14’üncü kez düzenlenecek.
146
ve makineleri teknolojik düzey ve fiyat yönünden
karşılaştırabilmektedirler.
13 yıldır yerli ve yabancı birçok firmayı bir araya
getiren 3T Fuarı, yalnızca Ege’li sanayicilerin değil,
yurtdışında ve yurt genelinde sektörle ilgili tüm sanayicilerin ihtiyaçlarına bir bütün olarak çözüm sunuyor.
Yağmur Fuarcılık, 3T Fuarı’na doğrudan yatırımcı ve
talepkar firmaları çekmek amacıyla sanayisi gelişmiş
illerden ücretsiz otobüs servisleri düzenliyor. Madeni
Eşya Odaları, Sanayi ve Ticaret Odaları ve çeşitli Meslek
Odaları ile işbirliği yapılarak düzenlenen organizasyonlarda Konya, Adapazarı, Kayseri, Adana, Gaziantep,
Eskişehir, Bilecik, Çanakkale gibi Türkiye’nin farklı
illerinden gelen alım heyetlerinin fuar katılımcıları ile
buluşması sağlanıyor.
Lider markaların buluşma noktası
Türkiye’de metal işleme teknolojisi sektöründe yapılan
en büyük uluslararası fuarlardan biri olan 3T Fuarı’nın
2015 yılında gerçekleşen son organizasyonu toplam 17
ülkeden 252 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla
gerçekleşti. Alanında lider markaların bulunduğu yerli
katılımcılarla beraber A.B.D., Hollanda, İsrail, Tayvan,
Kore, Almanya, Çin, İtalya, İngiltere, İsviçre, Japonya,
Hindistan, Güney Kore, Çek Cumhuriyeti, Lüksemburg
ve Avusturya’dan firmalar yer aldı. Otomasyon eksenli
son teknoloji ve yenilikleri içeren makine, ekipman ve
cihazların eşlik ettiği fuar tam bir inovasyon etkinliğine
sahne oldu. Ziyaretçiler ise; en son teknolojileri görme,
aynı ürün grubunda farklı birçok firmanın marka ve
ürün çeşitliliğini; teknoloji, tasarım ve fiyat olarak
kıyaslayabilme fırsatı yakalamış oldular.
3T 2016 Teknoloji Zirvesi Ziyaretçileri aynı anda
dünyanın pek çok ülkesinden gelen firmaların yeni
teknolojileri ile tanışma fırsatı yakalamakta, böylece
yeni projeler, yatırımlar ve araştırmalar için zaman ve
enerji kaybı ortadan kalkmaktadır. Ayrıca tüm sistem
Sektöre yönelik yapılan birebir tanıtım ile fuar
katılımcılarına, direk bağlantı ve satış, potansiyel
satış, portföy geliştirme, mevcut müşteri ilişkilerini
pekiştirme, marka oluşturma ve yeniliklerini sunma
fırsatı verdi. Metal işleme, kalıp ve otomasyon endüs-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
trisinin giderek artan şekilde Türkiye’de düzenlenen en
önemli marka fuarlarından biri olan 3T 2015 Fuarı’nı 4
gün boyunca 23 farklı ülke, 44 il ve 32 farklı sektörden
11.828 sektör profesyoneli ziyaret etti.
ülkemizde tek fuar olma özellini taşıyan 3T, verimlilik,
enerji tasarrufu, optimize maliyet, yaratıcılık, rekabet,
sürdürülebilirlik, büyüme, pazar geliştirme konularında
sektör üreticilerine çözümler sunuyor.
“Birleştirme, Kaynak ve Kesme
Teknolojileri Özel Bölümü” ile birlikte 3T Fuarı, metal malzemenin üretim formlarındaki fiziki kullanım
süreçlerinin en üst teknolojik yöntemlerle birleştirilme uygulamalarını
kapsamına almış olacak. Yüksek
gerilimli çeliklerin kaynak ve
tasarımlarından lazer kesimin en son
yeniliklerine; tahribatsız muayeneden
kalite güvence uygulamalarına kadar
teknoloji ve yeni projelerin yer alacağı
fuar, metal işleyen üreticilerin ihtiyaç duydukları her konuya bütünsel
erişimini sağlayacak.
3T Fuarı’nda kaynak teknolojileri özel bölümü
Bu yıl 14’üncü kez düzenlenecek 3T Metal İşleme, Kalıp,
Otomasyon ve Kaynak Teknolojileri Fuarı özel Kaynak
Teknolojisi Bölümü ile, metal üretim alanındaki inovasyon ve teknoloji çıtasını bir adım daha yükseltiyor.
Metal işleme makineleri ve fabrika süreçleri içerisinde
otomasyon, kontrol, kalıp/tasarım, modelleme, yapay
zekâ alanlarının bütünsel işleyişini sunan ve bu konuda
Dünyada makine, Kalıp Otomasyon ve Kaynak alanıyla
ilgili üretilen tüm teknolojileri aynı anda sunan 3T Fuarı,
yatırımları için en doğru kararı vermek isteyen sanayiciler için çok önemli bir teknoloji platformu. Siz de metal
işleme sektörünün bu büyük buluşmasının bir parçası
olmak ve yüzlerce sektör lideri katılımcı firma arasında
yer alarak rekabetin gerisinde kalmak istemiyorsanız 3T
2016 Fuarı’nı kaçırmayın..
ENDÜSTRİ OTOMASYON
147
reklam indeks
i
Firma Adı
No
Firma Adı
No
■ ABB
3-8-45-65-75
■ MEDEL
■ ABB
ÖN İÇ KAPAK
■ MESSAGO
73
■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY
29
■ NEUGART
14
■ NETES MÜHENDİSLİK
51
■ PHOENIX CONTACT
35
■ PILZ
55
■ AKBİL
16
■ AUTOMECHANICA
111
■ BECKHOFF
1
■ BETA
4-83
■ B&R ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
5
ARKA İÇ KAPAK
■ DİYAFON
82
■ PRODUCTRONICA 2015
■ EKSEN AJANS
32
■ RUTRONIK
43
■ ELİMKO
37
■ SIEMENS
41
■ SCHNEIDER
23
■ ENOSAD
103
121
■ ENTEK
17
■ SCHUNK
■ EMKO
59
■ SMS TORK
69
■ TÜRKMEN ASANSÖR
50
15
■ ESİT
9
■ JUMO
22
■ TURCK
■ KUKA
47
■ TOK
■ LEUZE
79
■ WORLDCHEM
■ LÖSEV
131
■ MEDEL
61-151-152
■ WIN 2016
ARKA KAPAK
116-117
141
74-94

Benzer belgeler