A1 Capital Menkul Degerler AS

Transkript

A1 Capital Menkul Degerler AS
A1 Capital Menkul Değerler A.Ş.
Forex Piyasası ve Analiz Uygulamaları
2013
İÇİNDEKİLER
FOREX- KALDIRAÇLI ALIM SATIM İŞLEMLERİ NEDİR?
2
HİSSE, VOB, FOREX KARŞILAŞTIRMASI
3
İŞLEM SÖZLÜĞÜ
4
LOT BÜYÜKLÜKLERİ
5
MARJ HESAPLAMA
6
PIP VE POİNT DEĞERLERİ
6
BAKİYE VARLIK SERBEST MAR KAR ZARAR
7
MAR YÜZDESİ HESAPLAMA
8
STOP OUT ÖRNEĞİ
8
HED E
9
S AP HESAPLAMA
9
FOREX’TE NASIL BAŞARILI OLUNUR?
10
TEKNİK ANALİZ
12
TEKNİK ANALİZİN ELEŞTİRİLDİĞİ NOKTALAR
12
TEMEL KAVRAMLAR
14
GRAFiKLER
16
RAFİK ÇEŞİTLERİ
16
TRENDLER
18
TREND KANALLARI
21
FORMASYONLAR
22
BOŞLUKLAR (
27
AP )
TAKOZ FORMASYONLARI
31
BAYRAK VE FLAMA FORMASYONLARI
32
GÖSTERGELER
34
HAREKETLİ ORTALAMALAR
34
RELATIVE STRENGTH INDEX(RSI)
38
BOLLINGER BANTLARI
41
MACD (Moving Average Convergence/Divergence)
42
FOREX FİBONACCİ ANALİZ YÖNTEMLERİ
44
ALTIN ORAN
44
FIBONACCI DÜZELTME SEVİYELERİ (FIBONACCI RETRACEMENT)
45
FIBONACCI YAYLARI
46
1
FOREX
FOREX (Kaldıraçlı Alım Satım işlemleri) Nedir?
Esas itibariyle forex, bir ülkenin para birimi karşılığında başka bir ülke parasının alımı ya da satımı
olarak tanımlanmaktadır. Forex, yani döviz alım satım işlemleri ticari, yatırım, riskten korunma ya
da spekülatif amaçlarla dövize duyulan ihtiyaçtan dolayı yıllardır uluslararası kambiyo piyasalarında
gerçekleştirilmektedir. En basit ifadesiyle, 1 ABD Doları=1.50 TL kurundan 150 TL karşılığı 100
ABD Doları alınması bir forex işlemidir. Son yıllarda geleneksel kullanımından farklı bir şekilde
yatırım amaçlı yapılan döviz işlemleri tüm dünyaya yayılmış ve yatırımcılar tarafından büyük rağbet
görmüştür. Forex olarak adlandırılan bu işlemlerde iki ülke parasının birbirine ya da petrol, altın gibi
emtia ve kıymetli madenlerin bir ülke parasına göre değeri alım satıma konu olmakta ve yatırımcılara
yatırdıkları teminatın belirli bir katına kadar işlem yapma olanağı verilmektedir.
Kaldıraç oranı olarak adlandırılan bu oran, bazen 1’e 50, 1’e 100 kadar ulaşabilmektedir.
Peki kaldıraç oranı yatırımcılara ne sağlar? Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse;
Kaldıracın söz konusu olmadığı bir forex işleminde 1 ABD Doları=1,50 TL ise, elinizdeki 100 TL
yaklaşık olarak 67dolar alırsınız. Dolardan kar elde etme düşüncesiyle bu işlemi yaparsanız,
beklentiniz doların TL karşısında değer kazanmasıdır. Dolar 1.70 olursa, o zaman elinizdeki 67
dolarla 67*1.70=114 TL almanız mümkün hale gelir. Yani 14 TL kar elde etmiş olursunuz.
Kaldıracın varlığı halinde ise; 1’e 100 kaldıraç oranıyla forex işlemi yaptıran kuruluş yatırımcısına
şöyle bir teklifte bulunur:
1.000 TL karşılığında ben sana 100.000 TL’lik işlem yaptıracağım ve döviz satacağım. Ama dövizi
banknot olarak vermeyeceğim. İşlemi yaptığın kur üzerinde meydana gelen değişiklikler neticesinde
bir kar oluşursa onu ödeyeceğim. Yani 100.000 TL’yi vermiş ve karşılığında 1 ABD Doları=1.50 TL
den 66.667 dolar almış gibi olacaksın. Kur 1,60 olursa o zaman, 66.667 Dolar karşılığında 106.667
TL alacaksınız. Yani, 1.000 TL’lik teminatla 6.667 TL kar elde etmiş olacaksınız.
Forex işlemlerini tüm dünyada cazip kılan da, yukarıda açıklandığı üzere, az miktardaki yatırımla
yüksek kar elde etme ümididir. Birçok yatırımcı, sürekli kar elde edildiği gibi gerçeğe aykırı reklam,
ilan ve duyurulardan etkilenerek, ellerindeki sınırlı tasarrufları bu alana yönlendirmekte, ancak kar
elde edemedikleri gibi, tasarruflarını tümüyle kaybedebilmektedirler.
Çünkü kurların, yatırımcıların beklentilerinin aksine hareket etmesi durumunda, büyük zararlarla
karşılaşılması kaçınılmazdır. Yukarıda yer verdiğimiz örnekten hareket edersek, 1.000 TL teminat
yatırarak, 1’e 100 kaldıraç oranıyla, 1 ABD Doları =1.50 TL’den yapılan 100.000 TL’lik bir dolar
alım işleminde, fiyatın 1.40 seviyesine düşmesi durumunda, 6.667 TL zararla karşılaşılacaktır.
Kurdaki düşüşün birden değil de, kademe kademe olduğunu göz önünde bulundurursak, yatırımcının
pozisyonu fiyat 1.40’a dahi ulaşmadan 1.000 TL’lik teminatının tükendiği seviyede kapatılacak,
yatırımcı yatırımının tümünü kaybedecektir. Döviz piyasasının, dünya üzerindeki birçok gelişmeden
etkilendiği ve fiyatların değişkenliğinin oldukça yüksek olduğu göz önüne alındığında, fiyatların
yatırımcıların beklentilerinin aksi yönde değişmesi ve yatırımcıların bu piyasalarda para kaybetmesi
sıklıkla yaşanmaktadır. Bu nedenle, tasarruflarını kaldıraçlı alım satım işlemlerine yönlendirmeyi
düşünen yatırımcıların, bu işlemlerin yüksek oranda risk içerdiğini, döviz piyasaları ile ilgili bilgi ve
tecrübe sahibi olmayı gerektirdiğini ve yatırımlarının tümünü kaybetme olasılığı ile karşı karşıya
kalabileceklerini dikkate alarak karar vermeleri gereklidir.
2
HİSSE, VOB, FOREX KARŞILAŞTIRMASI
3
İŞLEM SÖZLÜĞÜ
Emir: Varlık alım veya satımı için elektronik işlem platformuna iletilen talimatlardır.
Taşıma Maliyeti Kazancı (Swap): Alım satım işlemlerinde pozisyon alınan para birimlerine
uygulanan faiz oranları neticesinde yatırımcının faiz geliri elde ettiği ya da faiz giderine katlandığı
tutardır.
Ters İşlem: Uzun pozisyon karşısında kısa pozisyon, kısa pozisyon karşısında uzun pozisyon
alınmasıdır.
Kaldıraç: İşlem yapmak için yatırılan teminat tutarı karşılığında alınabilecek pozisyon tutarını
gösterir.
Kaldıraç Oranı: İşlem yapmak için yatırılan teminat tutarı karşılığında alınabilecek pozisyon
tutarını gösteren orandır.
Kaldıraçlı Alım Satım İşlemi: Yatırılan teminat tutarı karşılığında döviz, emtia, kıymetli maden ve
diğer varlıkların belirli bir kaldıraç oranı üzerinden ve fiziki teslimat yapılmaksızın elektronik
ortamda alım veya satım işlemidir.
Spread: Alış fiyatı ile satış fiyatı arasındaki farktır.
Baz Döviz: İşlem yapılan döviz paritesindeki ilk para birimidir.
Karşıt Döviz: İşlem yapılan döviz paritesindeki ikinci para birimidir.
Uzun Pozisyon: Baz dövizin alımı ile oluşan pozisyondur. Bu pozisyonda yatırımcı baz para
biriminin fiyat yükselişinden kar elde edecektir.
Kısa Pozisyon: Baz dövizin satımı ile oluşan pozisyondur. Bu pozisyonda yatırımcı baz para
biriminin fiyat düşüşünden kar elde edecektir.
Açık Pozisyon: Kar veya zararı realize edilmemiş, hali hazırda kapatılmamış pozisyondur.
Kapalı Pozisyon: Yatırımcının işlem yaptığı döviz biriminde, o andaki kar ve zararını kabul ederek
ters işlem ile kapamasıdır. Oluşan kar ve zarar yatırımcının bakiyesine işlenmiş olur.
Teminat: Yatırımcının alım satım işlemi yapabilmesi için gerekli olan öz kaynaktır.
Başlangıç Teminatı: Yatırımcının yeni pozisyon açabilmesi için gereken minimum öz kaynak
tutarıdır.
Sürdürme Teminatı: Yatırımcının açık pozisyonunu devam ettirebilmesi için sağlaması gereken
asgari özkaynak tutarıdır.
Demo Hesap: Yatırımcıya sanal parayla gerçek fiyatlar ile işlem yapabilme imkanı sunan hesap.
Pip: Herhangi bir dövizin kotasyonunda kullanılan en küçük fiyat adımıdır. Spread “pip” cinsinden
ifade edilir. Genelde 1/10.000’dir, ancak JPY gibi para birimlerinde 1/100 olarak kabul edilir.
Zarar Durdur Emri (Stop Loss): Zararı belli bir seviyede tutmak için, açılan pozisyondan daha da
fazla zarar edilmemesi için açık pozisyonu kapatmak için verilen emirdir.
4
Piyasa Emri (Market Order): Aktif piyasa fiyatından almak ya da satmak için verilen emirdir.
Limit Emir (Limit Order): Aktif fiyat seviyesi dışında belli bir fiyat seviyesinden almak ya da
satmak için girilen alış ya da satış emridir.
Buy Limit: Piyasa fiyatından daha alt seviyede alım yapabilmek için girilen emirdir.
Sell Limit: Piyasa fiyatından daha üst seviyede satım yapabilmek için girilen emirdir.
Buy Stop: Piyasa belirli fiyata yükseldikten sonra daha da fazla yükseleceği öngörüldüğü zaman
seçilir. Piyasa fiyatından daha üst seviyeden alım yapabilmek için girilen şartlı emir türüdür.
Sell Stop: Piyasa belirli bir fiyata düştükten sonra daha da fazla düşeceği öngörüldüğü zaman seçilir.
Piyasa fiyatından daha alt seviyede satım yapabilmek için girilen şartlı emir türüdür.
Marjin Çağrısı (Margin Call): Marjının tümünü kullanarak işlem yapan bir yatırımcı, zarar etmesi
durumunda sahip olduğu pozisyonunu sürdürmesi için gereken minimum marjın altına düşer. Marjin
çağrısı bu durumda aracı kurumun bu marjı artırması için yatırımcıya yaptığı uyarıdır.
Scalping: Çok kısa bir zaman aralığında, sık ve çok küçük fiyat aralıklarında işlem yapmaktır.
Bakiye: Hesabınızda teminat olarak tuttuğunuz nakit tutardır.
Varlık: Bakiye tutarından kar ya da zarar tutarının çıkarılması sonucunda bulunan hesap değeridir.
Marjin: Pozisyon açmak için kullandığınız tutar.
Serbest Marjin: Mevcut pozisyonlarınız haricinde yeni bir pozisyon açmak için kullanabileceğiniz
tutar.
Marjin Seviyesi: Varlığın marjine bölünüp %100 ile çarpılması ile bulunur.
LOT BÜYÜKLÜKLERİ
•
EURUSD
– 100’000 EUR
•
USDJPY
– 100’000 USD
•
GBPJPY
– 100’000 GBP
•
USDTRY
– 100’000 USD
•
NZDJPY
– 100’000 NZD
•
XAUUSD
– 100 ONS
•
XAGUSD
– 5000 ONS
5
MARJ HESAPLAMA
LOT BOYUTU x KALDIRAÇ x MARJ YÜZDELİĞİ = MARJ
EURUSD:
100’000 EUR x 1:100 X 1 = 1000 EUR (EURO hesabı)
GBPUSD:
100’000 GBP x 1:200 X 1 = 500 GBP (USD Hesabı; 500 x Pozisyon açılış anındaki GBPUSD fiyati)
USDTRY:
100’000 USD X 1:500 X 1.515= 303 USD (JPY Hesabı; 303 x Pozisyon açılış anındaki USDJPY
fiyati)
XAUUSD:
100 ONS X 1:100 X 2.5 = 2.5 ONS (USD Hesabi; 2.5 x Pozisyon Açılış anındaki XAUUSD fiyatı)
XAGUSD:
5000 ons X 1:200 X 5= 125 ONS (EUR Hesabi; 125 * Pozisyon açılış anındaki XAUEUR fiyatı)
PIP VE POİNT DEĞERLERİ
*EURUSD: 1.34608
Lot Boyutu: 100’000 EUR
Pip değerine kadar virgülden sonra 4 basamak
100’000/10’000= 10 USD
Point değerine kadar virgülden sonra 5 basamak
100’000/100000= 1 USD
* USDJPY: 79.985
Lot Boyutu: 100’000 USD
Pip değerine kadar virgülden sonra 2 basamak
100’000/100= 1000 JPY
Point değerine kadar virgülden sonra 3 basamak
100’000/1000= 100 JPY
* EURCAD: 1.3825
6
Lot Boyutu: 100’000 EUR
Pip değerine kadar virgülden sonra 4 basamak
100’000/10’000= 10 CAD
*XAUUSD: 1746.35
Lot Boyutu: 100 ONS
Pip değerine kadar virgülden sonra 1 basamak
100/10= 10 USD
Point değerine kadar virgülden sonra 2 basamak
100/100= 1 USD
*XAGUSD: 33.0225
Lot Boyutu: 5000 ONS
Pip değerine kadar virgülden sonra 3 basamak
5000/1000= 5 USD
Point değerine kadar virgülden sonra 4 basamak
5000/10’000= 0.5 USD
BAKİYE VARLIK SERBEST MAR KAR ZARAR
HESAP USD VE 1:100 KALDIRACLI
VARLIK = BAKIYE + KAR/ZARAR
= 5000 -15
= 4985
MARJ = LOT BOYUTU x KALDIRAC x MARJ YUZDELIGI
100’000EUR x 1:100 x 1 = 1000EUR
Pozisyon açılış anındaki EURUSD fiyatı(1.35100)= 1000 x 1.35100 =1351USD
7
Pip Değeri: 10USD ; Point değeri: 1USD
Açılış fiyatı ve Piyasa Fiyatı arasındaki point farkı: 1.35100 – 1.35085=15points
Kâr/Zarar = 15points x 1 lot x 1 usd(point değeri) = -15usd
MAR YÜZDESİ HESAPLAMA
HESAP USD VE 1:100 KALDIRAÇLI
Marj %
= (Varlık/Toplam Marj) * 100
Marj%
= (4985/1351)*100= 368.99%
Serbest Marj = Varlık – Toplam Marj
= 4985 – 1351
= 3634usd
HESAP USD VE 1:200 KALDIRAÇLI OLSA İDİ
1351 / 2= 675.5 usd
STOP OUT ÖRNEĞİ
Marj %
2
= (Varlık/Toplam Marj)*100
= ( X /4811.50)*100
8
0.02
= X / 4811.50
X
= 96.23USD
Varlık 96.23USD olduğunda hesap stop out olacaktır.
Stop out olunması için 4793.88 – 96.23=4697.65USD daha zarar edilmelidir.
HED E
Aynı para ikilisinden farklı yönlerde işlem açılmasına hedge adı verilir.
•Eğer işlem hacimleri alış ve satış için eşit ise kullanılan marj sıfırdır.
•Realize edilmemiş kâr/zarar spread azaldıkça azalır, spread arttıkça artar.
S
AP HESAPLAMA
ÜLKE
ÜLKE
A
B
PARA İKİLİSİ
AB
A ülkesi merkez bankası faiz oranı : 2
B ülkesi merkez bankası faiz oranı: 3
Satış AB: %2lik bölgeden %3lük bölgeye geçiş ------------->Swap Rate +
Alış AB: %3lük bölgeden %2lik bölgeye geçiş--------------->Swap Rate –
SWAP = Lot Adedi x Point(Pip) Değeri x Gün Sayısı x SWAP Rate
Pazartesi
1
Salı
Çarşamba
1
Perşembe
3
Cuma
1
9
Pazartesi
Forex’te Nasıl Başarılı Olunur?
1-Hafta Sonu Hazırlıkları:
Forex piyasasında başarılı olmanız için hazırlık yapmanız gerekiyor. Piyasanın kapalı olduğu hafta
sonlarında analiz yapmak ve planı hazırlamak başarı için çok önemlidir. Bir önceki haftanın
haberlerini okuyup piyasanın hareketlerini inceleyerek yeni hafta için kararlarınızı alın. Hafta sonu
bir önceki haftayı değerlendirmeniz önceki hafta yaptığınız hataları ya da doğruları daha iyi analiz
etmenizi sağlar.
2-Analiz Yapılması:
Yatırımcıların başarılı olabilmesi için hem teknik analiz hem de temel analiz yapması gerekir.
ABD ve Euro bölgesinden gelecek haberler dikkatlice analiz edilmesi gerekir. Hafta içinde gelecek
olan veriler piyasaların yönünün değişmesine ve trendin bozulmasına neden olabilir. Hafta sonu
gelen haberler ve hafta için açıklanacak veriler takip edilmelidir.
Teknik Analiz için kullanılacak grafikte zaman dilimine göre uzun vadeli ya da kısa vadeli stratejiler
oluşturulabilir. Piyasanın yönünü görmek için daha uzun vadeli grafikleri, işlem açmak için ise daha
kısa zaman dilimini gösteren grafikler kullanılabilir. Kullanılan göstergeler ve trendler birbirini
destekliyorsa yapacağınız işlemlerden kar etme ihtimaliniz daha yüksektir.
Teknik analiz verilerinin temel analiz verileri ile desteklenmesi gerekir. Böylelikle trend dönüşleri
yakalanabilir.
Yatırımcıların birçoğu işlem yaparken piyasadaki verilere ya da trende bakmadan duygularına göre
işlem yapar. Yatırımcılar sürekli olarak pozisyonu olması gerektiği hissine kapılır. Her zaman işleme
girilmesi şeklinde bir zorunluluk yoktur. Eğer duygularınızı kontrol edemiyorsanız ve hatalı ve zarar
getiren işlemleriniz yoğunlaşmışsa işlemlere bir süre ara vermeniz yararlı olabilir.
3-Planın olması:
Yatırımcıların iyi bir işlem planı yapması, karlı işlemler yapmasını sağlayabilir. Her pozisyon için
belirlenen risk tutarı, ne kadar kar için pozisyona girildiği, varlığın ne kadarının pozisyon açmak için
kullanılacağı, trendin ne olduğuna dair teknik analiz yapıldıktan sonra hangi yönde pozisyon
alınacağı, piyasalara gelen verilere göre nasıl hareket edileceği planda bulunmalıdır. Planı olan
yatırımcı küçük kar için yüksek risk almaz, girmiş olduğu pozisyondan yeteri kadar kar elde eder,
gereksiz işlemler yapmaz, varlığını doğru yönetir ve işlemin zaman içinde hatalı olup olmadığını
kontrol eder.
i) Stop Loss (zarar durdur) emrinin kullanılması: Bir pozisyon alındığında ya da emir
girildiğinde stop emri girilmelidir. Her bir pozisyon için ne kadar tutarın riske atılacağının önceden
belirtilmesi gerekir. Stop loss girilirken dikkat edilmesi gereken riske atılan tutarın kar al
seviyesinden düşük olmasıdır. Yatırımcıların en büyük hatası açtığı pozisyon kara geçtiğinde küçük
10
bir kar da olsa pozisyonunu kapatmasıdır. Zararda iken ise yatırımcıların piyasanın geri dönecek
umuduyla beklemesi hatta girilen stop loss seviyelerinin sürekli değiştirilmesidir ya da
kaldırılmasıdır. Bazı durumlarda yatırımcılar stop loss seviyesi gelmeden panik yapıp pozisyonlarını
erken kapatırlar. Eğer yatırımcı stop loss girerse ve bu seviyeleri değiştirmezse hem zarar tutarı
küçük kalacaktır hem de piyasa geri döndüğünde kara geçebilir. Stop loss kullanan yatırımcı
yatırdığı teminatın yalnızca bir kısmını kaybedeceği için tekrar pozisyona girme fırsatı olur.
ii)İlave pozisyon açılmaması: Yatırımcılar genellikle zarardaki pozisyonlarını kapatmazlar ve
zararda olan pozisyon yönünde işlem açmaya devam eder. Müşterilerin böyle bir durumda trendin
tersi yönünde işlem yapmamaları ve pozisyonlarına stop loss koymaları gerekir. Her ek pozisyon
riski artırır ve hesaptaki bütün varlığın kaybedilmesine yol açabilir.
iii)Disiplinli olunması: Yatırımcılar işlemlerine başlamadan önce plan yapmış bile olsa planlarını
uygulamakta sorun yaşıyor. Yatırımcılar başlangıçta belirlemiş olduğu plana sadık kalmalıdır.
Dikkatsiz ve sabırsızca işlem yapılmamalı, pozisyon zarara girse bile stop loss seviyesi beklenmeli,
yeterli sermaye ile işleme girilmeli, piyasa ile ilgili yeterli bilgiye sahip olunmalı ve güncel bilgilerle
işlem yapılmalıdır. Yaptığınız her işlemi nedeniyle birlikte kaydedin. Bu sizin kendinizi
değerlendirirken objektif olmanızı sağlayacaktır.
11
TEKNİK ANALİZ
Teknik analiz, fiyat, hacim ve indikatör gibi göstergelerden yararlanılarak, geçmiş dönemde
gerçekleşen piyasa hareketleri incelenerek geleceğe yönelik olarak fiyat öngörülerinin yapıldığı
analiz yöntemidir. Teknik analiz, ekonomi biliminden bağımsızdır ve daha çok psikoloji, matematik,
istatistik ve fizik gibi bilim dalları ile ilişki içerisindedir.
Teknik analizin temel mantığına göre, paritenin fiyat hareketlerine etki edebilecek her faktör
fiyatlara yansımıştır. Yani fiyatlar bir nevi barometre özelliği taşımaktadır. Teknik analizde,
geçmişte yaşanan piyasa hareketleri referans niteliği taşımaktadır. Teknik analizin mantığına göre
geçmişte meydana gelen bir fiyat hareketi, gelecekte tekrar meydana gelecektir. Bu nedenle teknik
analiz, paritelerin dinamiğini anlayabilmek açısından yararlı olmaktadır.
Derinliğin oldukça düşük olduğu ve bu nedenle yapay hareketlerin sıkça meydana geldiği İMKB’de
teknik analiz yöntemleri özellikle küçük şirket hisselerinde çoğu zaman başarısız olmaktadır. Bu
nedenle İMKB ve benzeri derin olmayan piyasalarda, küçük yatırımcı için büyük ancak piyasa
mekanizması için oldukça küçük bir fonla, özellikle küçük şirket hisselerinde yapay hareketler
yaratmak mümkündür. Borsa jargonunda grafik çizmek ya da tahta yapmak olarak nitelendirilen bu
hareketlerin, günlük ortalama işlem hacmi 2 trilyon doları bulan forex piyasalarında oluşturulmasının
neredeyse imkânsız olması, bu piyasada teknik analizin başarı oranını önemli ölçüde artırmaktadır.
Çoğunlukla makroekonomik verilerin gündemde olduğu forex piyasalarında diğer piyasalarda
olduğu gibi bireysel ve kitlesel olarak, psikoloji faktörü büyük rol oynamaktadır. Forex piyasalarına
ilk bakıldığında verilerin arz ve talebi oluşturarak fiyatları yönlendirdiği söylenebilir. Ancak fiyatları
oluşturan temel dayanak, veriden ziyade, piyasaların veriye ilişkin beklenti ve algılamalarıdır.
Örneğin düşüş trendinde olan bir paritede olumlu bir verinin açıklanması, kalıcı yükselişten ziyade
genellikle tepki yükselişine neden olmaktadır. Yükselen trend içerisindeki paritelerde ise olumsuz
veriler, genellikle sınırlı düşüşlere neden olabilmektedir. Verilerin beklentilerden aşırı derecede
olumlu gerçekleşmesi de sert yükseliş hareketlerine neden olabilmektedir. Beklentilerin ötesindeki
gerçekleşmeler, kitle psikolojisi üzerinde aşırı iyimserlik veya panik etkisi yaratabilmektedir.
Teknik Analizin Eleştirildiği Noktalar
Teknik analiz, birçok profesyonel yatırımcı tarafından başarıyla uygulanırken, bazı yatırımcı ve
analistler, bilimselliği tartışılan bu analiz yöntemi yerine, ekonomi ve finans bilimine dayanan temel
analizi tercih etmektedirler. Hatta, yatırımcı ve analistler arasında teknik analizin falcılık ya da
modern simyacılık olduğuna yönelik oldukça yaygın önyargılar da söz konusudur. Teknik analizin,
temel analize göre oldukça yeni bir analiz yöntemi olması nedeniyle akademik çevrelerde
bilimselliği hala tartışma konusudur. Ancak teknik analiz, psikoloji, istatistik ve matematik gibi
bilimleri referans almaktadır. Örneğin kitabımızın ilerleyen sayfalarında okuyacağınız Fibonacci
analizleri, geçerliliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemdir ve temeli matematik bilimine
dayanmaktadır. Ayrıca bilişim teknolojisinde son yıllarda meydan gelen hızlı gelişmeler nedeniyle,
teknik analizin uygulanmasındaki kolaylığın artması, teknik analizin bazı akademik çevrelerde kabul
12
edilmesine ve medyada daha fazla yer bulmasına neden olmaktadır.
Birçok yatırımcı ve analist, sadece teknik analiz veya sadece temel analizden yararlanmaktadır.
Temel analiz, ekonomi, politika ve finans konularında bilgi ve tecrübe birikimi isteyen bir
yöntemdir. Bu yöntemden yararlanılarak, herhangi bir paritenin gelecekte yapabileceği hareketleri
öngörmek mümkündür. Ancak piyasa hareketleri çoğu zaman öngörünen zaman ve koşullarda
gerçekleşmez. Bu nedenle sadece temel analize bakarak yatırım yapmak zaman zaman yanıltıcı
olmaktadır. Teknik analiz ise ekonomi, politika ve finans konularının uzağındadır ve referans noktası
fiyat hareketleridir. Bu nedenle oldukça güçlü gözüken trend ve formasyonlar, sadece teknik analizi
düşünen yatırımcılar için cazip olabilir. Ancak verilerde meydana gelen, beklentilerden farklı
gerçekleşmelerin ve 11 Eylül vb. olağanüstü gelişmelerin olduğu dönemlerde teknik analizin yanılma
payı temel analize göre çok daha yüksektir.
Her iki analiz yönteminde var olan bu ve buna benzer risk faktörlerinden dolayı her iki analiz
yöntemini sentezleyerek yatırım yapmak, forex gibi kısa vadeli yatırımların ön planda olduğu
piyasalarda daha isabetli sonuçlar verebilmektedir. Örneğin, temel analiz ile yönü tahmin edilebilen
bir paritenin teknik analizi yapılarak çok daha isabetli sonuçlar doğuran işlemler yapılabilir. Bu ve
bunun gibi örneklerden anlaşılabileceği gibi temel analizle alınan bir yatırım kararının
zamanlamasının teknik analize bırakılması, genellikle isabetli sonuçlar vermektedir.
Sadece temel analize dayanarak yatırım yapan bir yatırımcıyı, EKG grafiklerine bakmadan by pass
ameliyatı kararı alan bir kardiyoloğa benzetebiliriz. Kardiyoloğun, uzun yıllar boyunca aldığı
akademik eğitim süreci sonucunda elde ettiği bilgi ve tecrübe, hastanın kalbinin ritimlerinin
incelenmemesi halinde hiçbir işe yaramayabilir. Benzer bir şekilde sadece temel analize dayanarak
alınan yatırım kararı, piyasa hareketleri incelenmeden alındığında, beklentilerden oldukça olumsuz
sonuçlar doğurabilir. Sonuç olarak, hastanın kalbinin ritimlerini incelemeden ameliyat kararı almak
ne kadar büyük bir risk ise piyasa hareketlerini incelemeden yatırım kararı almak da o kadar büyük
bir risktir.
13
TEMEL KAVRAMLAR
Destek ve Direnç
Destek ve dirençler, fiyat hareketlerinin yön değişimlerinin tespiti ve zamanlamada yararlanılan,
teknik analizin en önemli temel kavramlarıdır. Hatta çoğu teknik analiz çalışması destek ve direnç
seviyelerinin tespiti ve buna bağlı olarak işlem yapılması amacıyla hazırlanmaktadır.
Destek seviyesi, düşüşte olan fiyatların belli bir seviyede dengelenerek daha fazla düşmemesi ve o
seviyede taleple karşılaşmasıdır. Direnç seviyesi ise yükselen bir fiyatların belli bir seviyede
dengelenerek daha fazla yükselmemesi ve o seviyede arz ile karşılaşmasıdır.
EUR / USD paritesinde, 2002 yılında meydana gelen orta vadeli yatay harekette, fiyatların 1,0160 seviyesinin üzerine
çıkmakta zorlandığı görülmekteydi. Bu seviyede meydana gelen arz artışı sonucu fiyatlar hızla gerilemekteydi. Düşüş
hareketlerinde ise fiyatlar zaman zaman altına sarksa da 0,9675 seviyesinde dengelenmekteydi. Ancak fiyatların 2002
aralık ayında 1,0160 seviyesinin üzerine kararlı bir şekilde çıkması, yeni bir yükseliş eğiliminin(trend) başlamasına
neden olmuştu.
Destek ve direnç seviyelerinin belirlenmesinde trend hareketli ortalama formasyonları, Bollinger
bandı vb. teknik analiz kavramlarından yararlanılabilir.
Destek ve direnç seviyeleri incelendiğinde, fiyatların genellikle yuvarlak rakamlarda dengelendiği
görülebilir. Bunun temel nedeni, teorik olarak insan beyninin yuvarlak rakamları daha fazla algılama
eğiliminde olmasıdır. Fiyatların yuvarlak rakamları gelmesi genellikle daha fazla yatırımcının
14
yükseliş veya düşüş hareketini algılamasına ve dolayısıyla daha sert hareketlerin meydana gelmesine
neden olmaktadır. Hatta EUR/USD paritesi, petrol, altın ve borsa endeksleri gibi makroekonomiyi
etkileyebilecek finansal verilerde yuvarlak rakamların görülmesi, medyanın ve finans piyasaları ile
ilgisi olmayan bireylerin de ilgisini çekmektedir.
İnsan beyninin teorik olarak yuvarlak rakamları daha fazla algılama eğiliminde olmasına gündelik
hayattan da örnek vermek mümkün. Örneğin marketlerde herhangi bir ürünün fiyatına bakıldığında,
ürün etiketlerini yuvarlak rakam olmadığı göze çarpar. Bu pazarlama stratejisinde amaç, ürünün
olduğundan daha düşük olarak algılanabilecek bir fiyattan satmaktır.
Destek ve dirençlerin, başarı ile tespit edilmesi durumunda, deneyimli yatırımcılar için güvenilir bir
rehber olduğu söylenebilir. Ancak özellikle deneyimsiz yatırımcıların, destek ve dirençler konusunda
çok sık rastlanılan yanılgıları olabilmektedir. Bu yanılgıların başında en dipten alıp en tepeden
satmak saplantısı gelmektedir. Bu sebeple özellikle deneyimsiz yatırımcılar, güçlü görülen
desteklerden alım yapmaktadır. İlk bakışta mantıklı olarak değerlendirilebilecek bu yaklaşım,
fiyatların daha fazla düşme riskini görmezden gelmektedir. Bir paritede en tepede açığa satış yapmak
ise bir başka büyük yanılgıdır. Fiyatların daha fazla yükselme ihtimali her zaman vardır. Ünlü İngiliz
ekonomist ve borsa yatırımcısı John Maynard Keynes’in de belirttiği gibi ‘'Kırılamayacak destek ve
direnç yoktur.’’ Başarı oranı daha yüksek olan yaklaşım ise fiyatların genel yönü yani trend belli
olduktan sonra işlem yapmaktır.
Destek ve dirençlerin üçüncü denemede kırılması sık rastlanılan bir durumdur. Bu nedenle iki kez
test edilmiş destek ve dirençler için daha dikkatli olmak gerekir. Bu noktada teknik göstergelerden ve
oluşabilecek tepe ve dip formasyonlarından yararlanılabilir.
Destek ve dirençlerde, bir diğer önemli konu ise vadedir. Uzun vadeli destek ve dirençler, çoğu
zaman kısa ve orta vadeli destek ve dirençlere oranla daha güçlü olmaktadır. Aynı zamanda uzun
vadeli destek ve dirençlerde meydana gelen tepki hareketleri de daha sert olmaktadır.
15
GRAFiKLER
Teknik analizin temel amacı, geçmişte meydana gelen fiyat hareketleri incelenerek, gelecekte
meydana gelebilecek fiyat hareketlerini öngörebilmektir. Bu nedenle verilerin daha net görülebilmesi
ve istatistiki çalışmaların daha kolay yapılabilmesi amacıyla grafiklerden yararlanılır.
RAFİK ÇEŞİTLERİ
Grafik çizimi için piyasada oluşan belirli fiyatlardan faydalanılır. Bu fiyatlar, açılış fiyatı, belirli bir
zaman diliminde oluşan en yüksek fiyat, belirli bir zaman diliminde oluşan en düşük fiyat ve de
kapanış fiyatıdır. Forex piyasasının yirmi dört saat açık olmasından dolayı günlük grafiklerde
genellikle C (Close) harfi ile ifade edilen kapanış fiyatı saat 23:00’da görülen fiyat seviyesidir. Yine
forex piyasasının yirmi dört saat açık olması nedeniyle günlük grafiklerde görülen açılış fiyatı ise
gece 00:00 da görülen piyasa fiyatı olarak kabul edilmektedir.
Çizgisel GBP / USD grafiği. Yalınlığı nedeniyle özellikle uzun vadeli hareketleri açık bir şekilde görmek
mümkün. Ancak gün içerisinde yaşanan dalgalanmaları tespit edebilmek oldukça zor
Çizgisel Grafik: Paritelerin sadece kapanış fiyatları baz alınarak çizilen grafiklerdir. Teknik analizde
en çok itibar gören fiyat türü kapanış fiyatlarıdır. Bu nedenle yalınlığı nedeniyle birçok analist
tarafından tercih edilir. Ancak çizgisel grafikler, gün içerisinde piyasada oluşan hareketleri tam
anlamıyla yansıtmadığından, kısa vadeli teknik analizin ön planda olduğu forex piyasası için yetersiz
kalabilir. Bu grafik türünün bir diğer eksik noktası ise kaotik piyasa mekanizmasına lineer(doğrusal)
mantıkla yaklaşmasıdır.
16
Çubuk grafik: Teknik analizde en çok kullanılan ve bilinen grafik türüdür. Belirli zaman dilimi
içerisinde açılış en düşük, en yüksek ve kapanış fiyatlarını net bir şekilde göstermesi bu popülerliğin
en önemli nedenidir. Dikey çubuğun en üst noktası ise fiyatın belirli bir zaman dilimi içerisinde
ulaştığı en yüksek seviyedir. Kapanış fiyatı, çubuk üzerinde sağa doğru kısa yatay çizgi ile ifade
edilir. Ancak hisse senedi piyasalarından farklı olarak forex piyasalarının yirmi dört saat açık olması
nedeniyle grafiklerde genellikle C (Close) harfi ile ifade edilen kapanış fiyatı saat 23:59’da görülen
fiyat seviyesidir. Grafiğin üzerinde sola doğru kısa yatay çizgi ile de açılış fiyatı ifade edilir. Açılış
fiyatı ise 00:00’da görülen fiyat seviyesidir.
Çubuk grafiğin önemi, GBP/JPY gibi volatilite(dalgalanma)nin ve dolayısıyla riskin yüksek olduğu
paritelerde daha iyi anlaşılmaktadır. Forex piyasalarının en volatil paritesi olan GBP/JPY’nin çubuklarının
uzunluğu, karakteristik özelliklerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Çubuğun boyunun uzaması dalgalanmanın ( volatilite) yüksek olduğunu gösterir. Çubuğun boyunun
kısa olması ise seçilen periyot içerisinde dalgalanmanın düşük olduğunu yani sıkışık bir seyrin
izlendiğini gösterir.
Mum Grafik: Modern teknik analizin ilk örneğini Dow teorisi olduğu kabul edilmektedir. Ancak
Dow teorisinin ortaya atılmasından yaklaşık üç yüz yıl önce, 17. Yüzyılda Japonya’da yaşayan
tüccarlar, pirinç kontratlarındaki fiyatlar için kendilerine özgü bir teknik analiz yöntemi
geliştirmişlerdi. Bu analiz yöntemlerinde ise, tüm dünyadan farklı olarak, çok fazla parametreden
yararlanılan, kendi geliştirdikleri mum grafiklerden yararlanmaktaydılar.
Mum grafikler, çubuk grafikler gibi açılış, en yüksek, en düşük ve kapanış değerlerini gösterirler.
Ancak çubuk grafikler bu verileri sadece gösterirken, mum grafikler bu veriler arasında mantıklı bir
bağ kurmaya çalışır. Bu analiz yöntemi daha çok kısa vade için kullanılmaktadır. Bu nedenle forex
piyasalarında popülaritesi yüksektir.
17
Mum grafiklerde, açılış ve kapanış fiyatı arasında oluşan fark, mumun boyunun uzunluğunu belirler.
İçi boş veya dolu, kısa veya uzun gövdeli mumların, bir araya gelmesi sonucu, belli formasyonlar
oluşur. Güvenilirliği yüksek olan belli başlı mum grafik formasyonlarını, kitabımızın formasyonlar
bölümünde ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz.
Trendler
Piyasalarda oluşan fiyat hareketleri arz ve talep kaynaklıdır. Ancak bu fiyat hareketlerinin oluşumu
rastlantısal değildir. Tüm bu fiyat hareketlerinde belirgin bir yön vardır. Modern teknik analizin
kurucusu ve Dow Jones endeksinin isim babalarından olan Charles Dow, piyasa hareketlerinin
belirgin bir yönü olduğunu saptayarak trend kavramını ortaya atmıştır.
Modern teknik analizin kurucusu Charles Dow’un, The Wall Street Journal gazetesinde 1900 1902
yılları arasında yayınlanan makalelerinden derlenerek ortaya çıkarılan Dow Teorisi, günümüzde
kullanılan teknik analiz yöntemlerinin temelini oluşturmaktadır.
Teorinin amacı, hisse senedi piyasasının trendini tahmin etmek ve söz konusu olan trende sadık
kalarak yatırım yapabilmek yani başka bir deyimle akıntıya karşı kürek çekmemektir.
Dow teorisine göre trend türleri üçe ayrılmaktadır:
1)Ana (Primary) Trend (Uzun vadeli trend) : Bir yıl ile birkaç yıl arası süreyi kapsayan
trendlerdir. İlk bakışta bu trendlerin, kısa vadeli işlemlerin ön planda olduğu forex piyasası için cazip
olmadığı düşünülebilir. Ancak parite piyasalarında oluşan ana trendler, ekonominin barometresi
olarak değerlendirilebilir. Parite grafiklerinde, ülkelerin uzun süren refah ve buhran dönemleri, uzun
vadeli trendlere direkt yansımaktadır.
18
Grafikte altında halen devam etmekte olan uzun vadeli yükselen trend açıkça görülmektedir.
Grafiğin son aylarda artan momentum trendin önümüzdeki yıllarda da devam edebileceği şeklinde
yorumlanabilir. Ana trend destekleri aynı zamanda çok önemli psikolojik desteklerdir.2007 yılının
yaz aylarında ana trend desteği birçok kez test edilmesine hatta desteğin altına sarkılmış olmasına
karşın kitle psikolojisinin talep yaratması sonucu trend devam etmiştir.
Uzun vadeli düşüş trendlerinin teknik analizinde uzun vadeli destekten ziyade uzun vadeli direnç
daha büyük önem taşır. Çünkü direncin kırılması ve üzerinde güçlenilmesi trendin sonu anlamına
gelir.2001 ilkbaharından 2005 ilkbaharına kadar düşüş trendi içerisinde hareket eden USD/CHF
19
paritesi bu tarihte uzun vadeli düşüş trendi direncini kırarak, kısa vadeli yükselen trende girmişti.
Arz ve talebin sıkışması yön arayışına ve dolayısıyla yatay trend hareketlerine neden olabilmektedir.
EUR /CHF 2001- 2003 yılları arasında uzun vadeli yatay trend içerisinde hareketini sürdürdü. Yatay
trendleri fay hattına benzetebiliriz. Sıkışmış enerjinin patlaması sonucu kırılan fay hatları gibi
sıkışmış arz ve talebin bir noktadan sonra yönünü bulması sert hareketlere neden olmaktadır. Bu
nedenle yatay trendin destek ve dirençlerinin kırılması halinde oluşan hareketler oldukça serttir ve
çoğu zaman yeni bir trendin habercisidir.
2 -İkincil (Secondary) Trend (Orta Vadeli Trend): Fiyatlar uzun vadeli trend içerisinde hareketini
sürdürürken zaman zaman trendin aksi yönünde hareket edebilirler. Bu hareketler çoğu zaman kısa
vadeli dalgalanmalar olarak değerlendirilebilir. Ancak bu hareketlerin belirgin bir yönü olması ve bir
aydan birkaç aya kadar sürmesi ikincil trend ve daha çok bilinen adıyla orta vadeli trend olarak
nitelendirilir.
20
EUR USD paritesindeki uzun vadeli yükselen trend içerisinde zaman zaman orta vadeli düşüş
trendleri meydana gelmişti.2005 yılı içerisindeki orta vadeli düşüş trendi sonrasında ana trend
desteğine gerileyen parite, bu destekten tekrar yükselişine devam etmişti. Orta vadeli düşüş trendleri
genellikle uzun vadeli trendin momentumu aşırı yükseldiğinde gündeme gelir. Fiyatlardaki aşırı
şişme birçok büyük oyuncu için kar realizasyonu olarak değerlendirebilir. Ancak düzeltme sonucu
düşen fiyatlar talebin ve dolayısıyla fiyatların tekrar yükselmesine neden olmaktadır.
3-)Kısa Vadeli (Minor) Trend: Bir gün ile üç haftalık süre içerisinde meydana gelen trendlerdir.
Kısa vadeli yatırımın ön planda olduğu forex piyasalarındaki ağırlığı diğer piyasalara oranla daha
fazladır. Ancak kısa vadeli trendler, anlık gelişmelerden çok fazla etkilenmesi nedeniyle yanıltıcı
olabilmektedir. Bu nedenle yatırımcıların uzun ve orta vadeli grafikleri inceleyerek genel yönü tespit
etmeleri daha yararlı olacaktır.
Saatlik ve daha da kısa süreli grafikler, Forex piyasalarında teknik analiz için yaygın olarak
kullanılmaktadır. Ancak grafiklerde vadenin küçülmesi yanılma payını artırdığından minimum dört
saatlik grafiklerden yararlanmak daha uygun bir seçenektir. Yukarıdaki saatlik USD/CAD grafiğinde
gördüğünüz kısa vadeli yükselen trend hareketi, trend desteğinin üçüncü kez test edilmesi ve
sonrasında kırılması sonucu sona ermişti.
Trend Kanalları
Trend çizgileri, yükselen trendlerde düşüş dipleri, düşüş trendlerindeyse yükseliş zirveleri referans
alınarak çizilmektedir. Ancak trendlerde destek ve direnç arasında bir korelasyon söz konusudur.
Örneğin, yükselen trendlerde düşüş dipleri yükseliş eğilimindeyken, yükseliş zirveleri de yükseliş
eğilimindedir. Benzer ilişki, düşüş trendleri için de geçerlidir. Düşüş trendlerinde yükseliş zirveleri
düşüş eğilimindeyken, düşüş dipleri de düşüş eğiliminde olmaktadır.
21
Trend kanalına giren pariteler, kısa vadeli işlemlerde kolaylık sağlamaktadırlar. Genellikle kanal
çizgisinin test edilmesi satış, trend desteğinin test edilmesi ise alım fırsatı olarak
değerlendirilmektedir. Ancak bu yaklaşımın fazlasıyla doğrusal olması başlı başına bir risk
unsurudur. Örneğin, yükselen bir trend kanalında çalışması beklenen trend desteği çalışmayabilir.
Desteğin altına sarkılması durumunda da fiyatların yeniden yükselmeye başlaması yatırımcıları
yanıltabilir. Bu nedenle trend kanalları incelenirken kitabımızın ilerleyen sayfalarında
inceleyebileceğiniz formasyon ve indikatörlerden yararlanmak hata oranını düşürmek açısından
tavsiye edilebilir.
Formasyonlar
Finans piyasalarında fiyat hareketleri trendler halinde meydana gelmektedir. Ancak, finans
piyasalarının kaotik yapısı nedeniyle bu trend hareketleri doğrusal değildir. Bu nedenle grafiklerde
karakteristik şekiller meydana gelmektedir. Formasyon adı verilen bu şekiller kimi zaman trend
dönüşleri, kimi zamansa trendin devamlılığını göstermektedir.
Formasyonlar başlıca iki gruba ayrılırlar;
Trend Dönüş Formasyonları:
Trend sonlarında görülen bu formasyonlar, oluşum sürecindeyken trend dönüş sinyali verirler.
Trendin dönmesi ile birlikte ise formasyon tamamlanmış olur. Bu formasyonların gerçekleşme
süresi, trendin süresine göre değişmektedir. Örneğin uzun vadeli trendlerin dönüş formasyonları, bir
aydan daha uzun süreli olabilmektedir.
Trend dönüş formasyonları, yatırımcılar için isabetli sinyaller üretmekle beraber ayı ve boğa
tuzakları olarak adlandırılan dönüş görünümleri yatırımcıları yanıltabilir. Bu nedenle grafiklere
bakıldığında bu formasyonları zamanında algılayabilmek için bilgi ve tecrübeye gereksinim
duyulmaktadır.
22
Omuz-Baş-Omuz Formasyonu
Teknik analizde en çok bilinen formasyonlardandır. Bu formasyon sık rastlanılan ve güvenilirlik
oranı yüksek olan bir formasyondur. Bu formasyon orta vadeli yükselen trendlerin zirve noktalarında
oluşurlar. Formasyonun oluşum süresi ortalama olarak bir ay ile üç ay arasında değişmektedir. Çok
ciddi bir düşüş sinyalidir.
Bu formasyonu grafikte algılayabilmenin kolay olması, popüler olmasının nedenlerindendir. Hızlı
yükseliş sonrası gelen sert satışlar, yatırımcıların paniğe kapılmasına ve düşüş trendinin başladığı
algılamasına yol açar. Bu noktada yeni bir talebin gelmesi sonucunda fiyatların yükselmeye
başlaması yükseliş trendinin hala devam ettiği şeklinde algılanabilir.
Yeni yükselişin, daha önce çalışarak sert düşüşe neden olan direnci de kırması halinde, yükseliş daha
da hızlanır. Bu durumda yatırımcı kitlesi, yükselişin devamına inanmaya başlar. Ancak bu noktada
çalışan yeni direncin kırılamaması ise sert düşüşe neden olur. Kar satışları sonucu yaşanan
gerilemenin daha önce tepki alımlarının meydana geldiği seviyeye gelmesi ve bu desteğin çalışması
halinde, yatırımcılarda omuz ve başın oluştuğu algılaması oluşmaya başlar.
Destekten tepki alımları gelmesi halinde, ikinci bir omuzun oluşup oluşmayacağına bakılması
gerekir. Sert satışların geldiği ilk direnç bu noktada önem kazanır. Bu seviyeden gelen satışlar ikinci
omuzun oluşmaya başladığı anlamına gelebilir. Bu noktada birinci omuz desteğinin çalışmaması
halinde formasyon teyit edilir.
Bu formasyonun sonunda genellikle kısa vadeli düşüş trendi oluşmaktadır. Formasyon sonrası
oluşabilecek yatay trendlerde dahi satış baskısı yüksektir. Bu nedenle, bu formasyonun görüldüğü
grafiklerde yükseliş beklentisi ile işlem yapmak, çoğu zaman riskli olmaktadır.
Forex piyasalarında oluşan omuz baş omuz formasyonları sonrası yaşanan düşüş trendleri, hisse
senedi piyasalarına oranla daha kısa sürmektedir. Bunun en önemli nedeni forex piyasalarının daha
derin bir piyasa olmasıdır. Diğer bir nedeni ise para piyasalarının hisse senedi piyasalarına oranla
daha sık müdahale edilen bir piyasa olmasıdır.
23
Ters Omuz-Baş-Omuz Formasyonu
Tıpkı yükselen trendin sonunda oluşan omuz baş omuz formasyonları gibi, düşüş trendinin sonunda
da ters omuz baş omuz formasyonları görülebilir. Adından da anlaşılabileceği gibi, bu formasyon
omuz baş omuz formasyonunun ters dönmüş şeklidir. Yani omuz baş omuz formasyonunda oluşan
üç tepenin aksine üç dip söz konusudur.
Bu formasyonun şekli gibi işleyiş mantığı ve sonuçları da omuz baş omuz formasyonunun tersi
konumundadır. Ancak bu formasyon, çoğunlukla omuz baş omuz formasyonuna göre daha uzun
süreye yayılmaktadır
EUR/GBP paritesinde görülen ters omuz baş omuz formasyonu. Baş bölgesinin oldukça uzun olması,
geri dönüşünde sert olmasına neden olmuştu. Omuz baş omuz ve ters omuz baş omuz formasyonları,
güvenilirliği yüksek trend dönüş sinyali vermektedir. Ancak uygulamada deneyim gerekmektedir.
Örneğin, birinci omuzun ve başın tamamlandığı algılamasına yol açabilecek grafik şekilleri, birçok
deneyimsiz yatırımcıda, ikinci omuzun oluşumu sürdüğü halde formasyonun tamamlandığı
biçiminde bir yanılmaya neden olabilmektedir.
İkili Tepe Formasyonu
Fiyatların hızlı yükselişlerden sonra ulaştığı zirve seviyesinde oluşan düzeltme hareketinden sonra
tekrar zirveye doğru yükseliş hareketinin gerçekleşmesi ile oluşan formasyondur.
İkili tepe formasyonunda, sol taraftaki yükselişte işlem miktarı yüksektir. Ancak düzeltme ile birlikte
işlem miktarı azalır. İkinci yükselişte, ilk yükselişe oranla daha düşük miktarda işlem yapıldığı
görülür. İ ki tepe aşağı yukarı aynı yükseklikte oluşur. İkinci tepeden gelen yeni düzeltme
hareketinin ardından ilk düzeltme hareketindeki desteğin kırılması ile formasyon tamamlanmış olur.
Formasyonun şekline ilk bakıldığında zirvede oluşmuş bir ‘’M’’ harfine benzetilebilir. Ancak, çoğu
zaman iki tepe arasında seviye farkı oluşabilir. Bu durumda, iki tepe arasındaki farkın yüzde 3’ten
fazla olmamasına dikkat edilmelidir. Farkın yüzde 3 ten yüksek olması durumunda farklı bir
formasyonun oluşma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.
24
İkili tepe formasyonunun güvenilirliği yüksektir. Genellikle boğa piyasalarının sonunda görülen bu
formasyon, çok ciddi bir düzeltmeyi beraberinde getirir. Bu nedenle zirve direncinden düşmeye
başlayan ve ardından tekrar yükselişe geçen paritelerde bu formasyonun oluşup oluşmayacağına
dikkat etmekte yarar var.
USD/CHF paritesinde peşi sıra görülen ikili tepe formasyonları. Genellikle formasyon
tamamlandıktan sonra gerçekleşen düşüş trendinin gücü, formasyon öncesindeki yükselen trendin
gücüne yakın olmaktadır.
İkili Dip Formasyonu
Bu formasyon ikili tepe formasyonunun tersi niteliğindedir. Düşüş trendinin sonunda görülen bu
formasyonda işlem miktarı, birinci dip oluşurken yüksektir. Birinci dipten gelen tepki alımlarında ise
işlem miktarı düşüktür. İkinci dipten dönüşten itibaren işlem miktarı da fiyatla birlikte artar.
Bu formasyon grafiklerde, ikili tepe formasyonu şekline benzetilen M harfinin tersi olan W harfine
benzemektedir. Tıpkı ikili tepe formasyonu gibi bu formasyonda genellikle bir aydan daha uzun
sürmektedir.
25
USD/CAD paritesinde görülen ikili dip formasyonu. Gerek ikili dip formasyonunda gerekse ikili
tepe formasyonunda, genellikle formasyonun sol tarafı ile sağ tarafı arasında bir simetri söz
konusudur. Grafikte de görüldüğü paritenin ikili dip formasyonunun sol tarafındaki düşüş trendinin
momentumuyla, sağ tarafındaki yükseliş trendinin momentumu oldukça yakındır.
Üçlü Tepe ve Dip Formasyonları
Sık olmamakla birlikte ikili tepe ve dip formasyonlarında dönüş hareketi başlamadan önce trend
yönünde hareketler meydana gelebilir. Örneğin, ikili tepe formasyonunun görüldüğü paritelerde
formasyon için çizilen dönüş çizgisinden tepki alımları gerçekleşerek üçüncü bir tepe oluşabilir.
Benzer bir şekilde ikili dip formasyonunun dönüş çizgisinden gelen satış dalgası üçüncü bir dibin
oluşumuna neden olabilir.
USD / CAD paritesinde görülen üçlü tepe formasyonu. Üçlü tepe formasyonu sonrası hızla düşen
fiyatın toparlanması yaklaşık beş ay sürmüştü. Bu formasyon, zaman zaman omuz baş omuz
formasyonu ile karıştırılabilir. Ancak zirvelerin hemen hemen aynı seviyede olması ile omuz baş
omuz formasyonundan ayırt edilir.
V Formasyonları
Dalgalanmanın yüksek olduğu trendlerde, kimi zaman dönüş hareketleri sinyal üretmeksizin
gerçekleşebilir. Bu formasyonda fiyat hızla aşağıya düşerken aniden sert bir biçimde yükselişe geçer.
Ters V formasyonunda ise yükseliş trendinde olan bir paritenin aniden düşüşe geçmesi gerekir.
Bu formasyonda hareketlerin ani oluşu ve genellikle volatilitenin yükseldiği piyasa koşullarında
meydana gelmesi nedeniyle, yatırımcıların bu formasyonu dikkate alarak işlem yapmaları oldukça
zordur. Bu formasyonu izlerken ana trendi takip etmek, daha isabetli öngörülerde bulunabilmeyi
sağlar.
formasyonları genellikle sert trendlerin sonunda görülür. Trendin sertliği, dönüş hareketlerinin de
ani ve sert olmasına neden olabilmektedir.
V
26
V Formasyonları EUR/JPY gibi volatilitenin olduğu paritelerde sıkça görülebilir. Yatırımcıya nokta
atış yapma şansı tanımayan bir formasyon olması nedeniyle, yatırımcıların genel trendi izleyerek
karar vermeleri daha isabetli olur.
Boşluklar ( ap )
Alım veya satım işleminin gerçekleşmediği fiyat seviyelerinin grafik üzerinde gösterildiği
bölgelerdir.
Forex piyasalarının, yirmi dört saat açık ve likiditesinin yüksek olması nedeniyle boşluklara hisse
senedi piyasasına göre çok daha az rastlanır. Ancak Pazartesi açılış ve Cuma kapanış değerleri bazen
boşluk oluşturabilmektedir. Ayrıca, birçok platformda yirmi dört saat açık olmayan YTL
paritelerinde, diğer paritelere oranla daha sık rastlanılır.
Boşluklar kaçış, kopma ve bitkinlik olmak üzere üçe ayrılır;
Kopma Boşlukları
Sıkışma formasyonları sonrasında oluşan boşluk türüdür. Genellikle dip arayışından olan paritelerde
görülür. Kopma boşlukları trendin yön değiştirebileceğine yönelik önemli bir sinyaldir.
Kaçış Boşlukları
Genellikle trend sürecinin ortasında meydana gelmesi nedeniyle trendin zaman bakımından
uzunluğunun ölçülmesi amacıyla kullanılırlar. Bu nedenle bu boşluk türüne ölçme boşlukları da
denir.
Bitkinlik Boşlukları
Trend zirvelerinde oluşan ve trendin zayıfladığı ve dönüşün yaklaştığı sinyalini veren boşluklardır.
27
Ada Dönüş Formasyonu
Hem yükseliş trendinde hem de düşüş trendinde oluşan boşluklar arasında kalan dönüş
formasyonlarıdır. Bu formasyon oldukça nadir görülür ancak isabet oranı yüksek bir formasyondur.
Bu nedenle hızlı yükseliş trendlerinde zirve yakınında boşluk oluşması ciddi bir dönüş uyarısıdır.
Aynı mantıkla düşüş trendlerinde taban oluşumu sırasında oluşan boşluklar, trend dönüş sinyali
olarak değerlendirilebilir.
,
Sıkışma ( Konsolidasyon ) Formasyonları
Trendler daha önce de belirttiğimiz gibi doğrusal(lineer) değil kaotiktir. Bu nedenle trendler
içerisinde zaman zaman yön arayışları ve kararsız hareketler meydana gelebilir. Güçlenen destek ve
dirençlerin istikrarlı bir biçimde çalışması, sıkışma formasyonlarının oluşumuna neden olmaktadır.
Bu formasyonların tamamlanması sert yükseliş veya sert düşüşleri beraberinde getirir.
Sıkışma formasyonlarının mantığını anlayabilmek için doğa bilimlerinden yararlanılabilir. Fizikte
enerjinin sıkışmış olması sert reaksiyonlara neden olabilmektedir. Örneğin fay hatlarında enerjinin
uzun yıllar boyunca birikmesi, şiddetli depremlere neden olabilmektedir. Sıkışma formasyonlarında
ise arzın ve talebin dengelenmesi, fiyatı sıkıştırmaktadır. Arz ve talebin dengesinin bozulması
durumunda alım ve satım konusunda temkinli davranan yatırımcıların sürü psikolojisi halinde işlem
yapmaları sert hareketlere neden olmaktadır.
Belli başlı sıkışma formasyonları türleri şunlardır:
Üçgen Formasyonları
Takoz ve Kama Formasyonları
Bayrak ve Flama formasyonları
Üçgen Formasyonları
28
Trendler, zaman zaman üçgene benzer şekiller üretirler. Üçgen formasyonlar, trend için
yavaşlama olarak nitelendirilebilmekle birlikte, zaman zaman trend dönüşlerine neden olması
nedeniyle dönüş formasyonu olarak da nitelendirilebilir. Her ne kadar bu formasyon türündeki
şekiller, çoğunlukla birebir üçgen olmasa da, doğadaki üçgen şekilli cisimlerin yuvarlak hatlı ve dört
kenarlı cisimlere göre daha kırılgan olduğu göz önünde bulundurulursa, üçgen formasyonların sert
hareketler öncesinde ürettiği sinyalin güvenilirliği daha iyi anlaşılabilir.
Üçgen formasyonlar üç gurupta kategorize edilir:
a-)Simetrik üçgen formasyonu
b-)Alçalan üçgen formasyonu
c-)Yükselen üçgen formasyonu

Simetri Üçgen Formasyonu
Her yükseliş zirvesinin, bir önceki zirvenin altında olması ve her düşüş hareketinin dip noktasının bir
önceki dip noktasının üzerinde olması sonucu oluşan formasyondur.
Formasyonun ortasından çekilen çizginin üst kısmı ile alt çizgisi arasında oluşan simetri şekli,
formasyonun bu ismi almasının nedenidir. Simetrik üçgen formasyonları güvenilir olmasına karşın
formasyon süresince fiyatın gideceği yönü belli etmemek gibi bir dezavantaj taşırlar. Trendin yönünü
bulabilmek için formasyonun sona ermesi beklenmelidir. Genellikle, çizgilerden birinin yüksek
hacimle kırılması durumunda formasyonun sona erdiği ve kırılışın yönünde bir trendin oluşması
beklenir. Ancak, çizginin düşük hacimle kırılması durumunda, trendin yönünü bulabilmek için üç
günlük teyit süresi beklenmelidir. Üç gün boyunca, çizginin kırıldığı yönde bir fiyat hareketi olması
durumunda trendin yönü belli olmuş olur.
AUD USD paritesinde 2000 yılında görülen simetrik üçgen formasyonu.Fiyat yaklaşık üç ay
simetrik üçgen formasyonu içerisinde sıkışmıştı .Alt çizginin kırılması sonucu artan satış baskısı
düşüş trendinin devamlılığını sağladı.
29

Alçalan üçgen formasyonu:
Düşüş hareketlerinin dip noktalarının düz bir çizgi oluşturduğu, buna karşın her yükselişin zirve
noktasının bir önceki yükselişten daha aşağıda bir seviyede olduğu üçgen formasyonlarıdır.
Bir paritede alçalan üçgen formasyonunun görülmesi, talebin ve dolayısıyla fiyatın düşme eğiliminde
olduğunu gösterir. Bu nedenle genellikle formasyon sonunda düşüş gözlenir.
Alçalan üçgen formasyonunun bitiminden sonra gerçekleşen düşüş trendinde, üçgenin yüksekliği
kadar mesafe aşağıda çoğu zaman güçlü destekler oluşur. Genellikle momentumun aşırı düşük
olmadığı düşüşlerde bu desteğin çalışması ve tepki alımlarının gelmesi beklenebilir.

Yükselen üçgen formasyonu:
Yükseliş zirvelerinin, hemen hemen aynı seviyede kaldığı, buna karşın düşüş diplerinin sürekli
yükseldiği üçgen formasyonudur. Bu formasyonda, zirvelerdeki dirençlerin kırılamamış olmasına
karşın, düşüş hareketlerinin her geçen gün zayıflıyor olması alıcıların çoğaldığı, satıcıların azaldığı
anlamına gelmektedir.
Bu formasyonda, diğer üçgen formasyonlarının aksine üçgenin tabanı, grafiğin sol tarafına
bakmaktadır
ve yine diğer üçgen formasyonlarında olduğu gibi çizgilerden birinin kırılması, formasyonun sona
erdiği anlamına gelir.
Yükselen üçgen formasyonları, talebin arttığı sinyalini verdiğinden dolayı, formasyon sonrası
genellikle yükselen trend meydana gelir. Üçgenin yüksekliği kadar mesafe asgari hedeftir ve tam bu
seviyelerde ciddi dirençler oluşabilir
Grafikte, üçgenlerin yükseklikleri kadar yukarı mesafede ciddi direnç oluşumları görülebilir. Zaten
güvenilir bir yükseliş sinyali olan bu formasyonun üst üste görülmesi talepte meydana gelen ciddi
artışı ortaya koymaktaydı.
30
TAKOZ FORMASYONLARI
Sıkışma formasyonunda, yükseliş zirveleri için çizilen çizgi ile düşüş dipleri için çizilen çizgilerin
aynı yönde olması ve daralması sonucu oluşan ve simetrik üçgen formasyonunu andıran
formasyonlardır. Bu formasyonun simetrik üçgen formasyondan en büyük farkı ise yatay bir
seyirden ziyade belirgin bir yönün olduğu koşullarda oluşmasıdır. Takoz formasyonları genellikle üç
aylık sürede oluşurlar. Takoz formasyonları alçalan takoz ve yükselen takoz olarak sınıflandırılırlar.

Yükselen takoz formasyonu:
Yükselen takoz formasyonları, yükselen trendlerde görülürler. Görünümü nedeniyle yükseliş sinyali
olarak yorumlanabilirler. Ancak bu formasyon çok ciddi bir düşüş sinyalidir. Çünkü alıcıların sürekli
daha yüksek fiyattan alım yapmaları sonucu fiyatın aşırı yükselmesi, bir noktadan sonra alıcıların
cesaretini kırarak talebin düşmesine ve dolayısıyla fiyatın düşmesine neden olmaktadır.
Formasyonun tamamlanması ve düşüş trendinin başlayabilmesi için alt çizgi mutlaka kırılmalıdır.
EUR /USD paritesinde görülen yükselen takoz formasyonu sonrası oluşan uzun vadeli düşüş
trendi.Takoz formasyonları, sıkışma formasyonu olarak nitelendirilmelerine karşın zirveye yakın
yerlerde görüldüklerinde trend dönüsüne neden olabilmektedir.

Alçalan takoz formasyonu:
Yükselen takoz formasyonlarının tam tersidir. Satıcıların sürekli daha düşük fiyattan satış yapmaları
sonucu fiyatın aşırı düşmesi, satıcıların cesaretini kırarak arzın düşmesine ve dolayısıyla fiyatın
yükselmesine neden olmaktadır. Formasyonun tamamlanması ve yükseliş trendinin başlayabilmesi
için üst çizgi mutlaka kırılmalıdır.
31
BAYRAK VE FLAMA FORMASYONLARI:
Bayrak formasyonları
Genellikle bir ile üç hafta arasında bir sürede meydana gelen, isminden de anlaşılacağı üzere şekil
bakımından bayrağı andıran formasyonlardır. Bu formasyon türü genellikle trendlerin ortalarında
görülür. Bu formasyon türü trendin yavaşladığı ancak tekrar aynı hız da devam edeceği şeklinde
yorumlanır.
Bayrak formasyonları genellikle devam formasyonu olarak görülür ancak çok nadir de olsa trend
dönüşlerinde de meydana gelmektedir.
Diğer dönüş formasyonları gibi bayrak formasyonlarında da işlem hacmi izlenmelidir. Formasyon
başlamadan önce işlem hacmi oldukça yüksektir. Ancak formasyonun başlamasıyla işlem hacmi
belirgin şekilde düşer. Yükselen trendlerde görülen bayrak formasyonlarında, üst çizginin yüksek
işlem hacmiyle birlikte kırılması durumunda yükselen trendin devam etmesi beklenir. Düşüş
trendlerinde görülen bayrak formasyonları ise genellikle daha kısa süre içerisinde oluşmaktadır.
Düşüş trendlerinde oluşan bayrak formasyonlarında da alt çizgi kırılırken işlem hacmi yükselir.
Ancak düşüş trendlerinin yapısı gereği formasyon sonrasında genellikle hacim düşüktür.
EUR/USD paritesinde düşüş trendi içerisinde görülen bayrak formasyonu. Hızlı düşüş sonrası
32
meydana gelen tepki alımlarında işlem hacminin yeterince yükselememesi, düşüş trendinin devam
etmesine neden olmuştu. Forex piyasalarında bayrak formasyonu öncesi ve sonrasında piyasada
meydana gelen hareketler, hisse senedi piyasalarındaki kadar sert olmamaktadır. Bu nedenle gönder
olarak adlandırılan formasyon öncesi trend ile formasyon sonrası meydana gelen trend kısa
olmaktadır.
Flama formasyonları
Oluşum, gelişim ve sonuç bakımından bayrak formasyonlarına çok benzeyen bir formasyon türüdür.
İki formasyon arasındaki en önemli farklılık, isimlerinden de anlaşıldığı gibi
şekilleridir. Bayrak formasyonu bayrağı andıran bir paralelkenar şeklindeyken flama formasyonu,
flamayı andıran bir üçgen şeklindedir.
Flama formasyonları şekil bakımından simetrik üçgen formasyonlarına benzemektedir. Bu nedenle
de sıkça karıştırılmaktadır. İki formasyon orasındaki temel fark flama formasyonu öncesinde sert bir
hareketin meydana gelmesidir. Zaten bu sert hareketin oluşturduğu göndere benzeyen şekil
kolaylıkla fark edilebilir.
2002 İlkbaharında hızlı bir yükselişin meydana geldiği paritede 1,000 seviyesindeki psikolojik direnç
çalışmıştı. Ancak artan satış baskısına rağmen fiyatların yeterince düşmemesi sonucu oluşan flama
formasyonu yükselişin devam edeceğine yönelik ciddi bir işaretti. Nitekim formasyonun sona
ermesiyle birlikte yükseliş tüm hızıyla devam etmişti.
33
GÖSTERGELER
Teknik analizde grafik formasyonları ve trend analizi kadar önemli olan bir başka konu ise
geçmişteki fiyat hareketlerinden yararlanarak oluşturulan göstergelerdir. Grafiklerde oluşan
formasyonlardan yararlanılarak hazırlanan stratejiler genellikle orta ve uzun vadeyi kapsar. Ancak
kısa vadeli yatırımcı hedeflerinin söz konusu olduğu forex piyasalarında göstergelerin popülaritesi
diğer teknik analiz yöntemlerine göre daha yüksektir
Göstergelerin bir başka önemli avantajı ise değerlendirilmelerinin diğer teknik analiz yöntemlerine
göre daha objektif ve mekanik olabilmesidir. Bilişim sektöründeki ilerlemeler sonucu tasarlanan
Metatrader gibi profesyonel analiz yöntemlerine yatkın platformlar, yatırımcılara teknik göstergeler
yardımıyla alım ve satım sistemleri tasarlama olanağı vermektedir.
Göstergelerin bu avantajlarına karşın diğer teknik analiz yöntemlerinden bağımsız olarak
kullanılması, isabetsiz sonuçlar alınmasına neden olabilmektedir. Farklı formasyonlarda teknik
göstergelerin isabet oranı değişebilmektedir. Bu nedenle teknik göstergelerin diğer teknik analiz
yöntemleri ile birlikte kullanılması daha isabetli sonuçlar üretmektedir.
Teknik analizde kullanılan göstergelerin, teknik analiz programları ve Metatrader gibi platformlar ile
kullanımı oldukça kolaydır. Bu nedenle göstergelerin hesaplanma yöntemi bilinmeden de başarılı
analizler yapılabilir. Ancak kitabımızda göstergelerin hesaplanışındaki mantığın daha iyi ifade
edilebilmesi için göstergelerin hesaplanışına da ayrıntılı olarak yer verilmektedir
HAREKETLİ ORTALAMALAR:
Belirli bir zaman dilimindeki ortalama fiyatı sembolize eden bu göstergenin güvenilirliği yüksektir.
Hareketli ortalamalar, belirli bir zaman diliminde fiyatın olması gerektiği seviye olarak yorumlanır.
Aynı zamanda hareketli ortalama seviyeleri, oldukça önemli destek ve direnç seviyeleridir. Örneğin,
fiyatın hareketli ortalamanın altında olması durumunda, hareketli ortalama direnç konumundadır.
Fiyatın hareketli ortalamanın üstünde olması durumundaysa hareketli ortalama seviyesi destek
konumundadır.
Hareketli ortalamalar, trend çizgilerine göre destek ve direnç noktası tespitinde çok daha güvenilir
sonuçlar vermektedir. Trend çizgilerinin doğrusallığı yanılma payını artırmaktadır. Ayrıca trend
çizgilerinin çizimi subjektiftir,aynı grafiği inceleyen bir çok analist farklı noktalardan geçen trend
çizgileri çizebilirler. Buna karşın, hareketli ortalamalar matematik biliminin ışığında mekanik olarak
hesaplandığından, disiplin dahilinde işlem yapabilme olanağı sunmaktadır.
Hareketli ortalamalar üç başlıkta gruplandırılır
a)Basit hareketli ortalama
b)Ağırlıklı hareketli ortalama
c)Üssel hareketli ortalama

Basit Hareketli Ortalama (Simple Moving Average):
Tercih edilen zaman dilimi içindeki tüm kapanış fiyatlarının, gün sayısına bölünmesi ile oluşturulan
34
hareketli ortalamadır. Hesaplanırken, bütün kapanışların aynı önem derecesinde kabul edilmesi
nedeniyle, aylar öncesinde fiyatı etkileyen kısa vadeli gelişmelerin ortalamayı etkilemesi nedeniyle
güvenilirliği ağırlıklı ve üsse hareketli ortalamaya göre düşüktür. Bu nedenle, basit hareketli
ortalamaları mümkün olduğu kadar kısa vade için kullanmak, daha isabetli sonuçlar doğurmaktadır.
Ancak, kısa vade için dahi isabet oranı diğer hareketli ortalamalara göre düşüktür.
EUR / USD paritesinde beş günlük hareketli ortalama, kısa vadeli destek ve dirençlerin tespit
edilmesinde başarılıydı. Kısa vadeli hareketli ortalamalar kullanılarak tespit edilen destek ve
dirençlerin kırılması halinde, orta ve uzun vadeli hareketli ortalamalardan yararlanılmalıdır.

Ağırlıklı Hareketli Ortalama (
eighted Moving Average):
Basit hareketli ortalamada bütün günlerin ağırlığının eşit olması, uzun dönem için hesaplanan
hareketli ortalamaların güvenilirliğini azaltmaktadır. Bu nedenle geliştirilen bu ortalamanın
hesaplanmasında geçmişten günümüze azalan ağırlıklar kullanılır.
Örneğin, 15 günlük ağırlıklı hareketli ortalama hesaplanırken bugünün kapanış fiyatı 15 ile çarpılır.
Dün gerçekleşen kapanış fiyatı 14,bir önceki gün 13,on beş gün önceki başlangıç günü ise sabit
bırakılır. Yani bugünden on dört gün öncesine kadar bu ağırlık birer basamak azaltılır. Bu ağırlıklar,
kapanış fiyatı ile çarpılır ve ağırlıklı kapanış fiyatları toplamı değeri elde edilir. Daha sonra
kullanılan ağırlıklar toplanarak toplam ağırlık değeri elde edilir. En son olarak ağırlıklı kapanış
fiyatları toplamı, toplam ağırlık değerine bölünür ve böylece ağırlıklı hareketli ortalama hesaplanmış
olur.
35
Yirmi iki günlük hareketli ortalamalar, kısa ve orta vade için güvenilir sinyaller verirler. USD /CHF
paritesi grafiğinde görüldüğü gibi yirmi iki günlük ağırlıklı hareketli ortalama, orta vadeli trend
içerisinde yatırımcılara başarıyla rehberlik etmekte. Düşüşlerin hareketli ortalama seviyesinden
dönmüş.
olması, hareketli ortalamanın orta vadeli trend desteği konumunda olduğunu göstermekteydi. Son
olarak hareketli ortalama desteğinin kırılmasıyla orta vadeli trend sona ermişti.

Üssel hareketli ortalama(Exponential Moving Avarage):
En isabetli sonuçları veren hareketli ortalamadır. Bu ortalamanın basit ve ağırlıklı hareketli
ortalamaların sentezi olduğu söylenebilir. Üssel hareketli ortalama, ağırlıklı hareketli ortalama gibi
son günleri ön plana çıkarırken, basit hareketli ortalama gibi ilk günleri ihmal etmez.
Üssel hareketli ortalama hesaplanırken, öncelikle otalaması alınacak gün sayısı tespit edilir. Daha
sonra üssel faktörün bulunabilmesi için 2 rakamı seçilen gün sayısına bölünür. Bir sonraki aşamada
seçilen gün sayısı için basit hareketli ortalama alınır .Daha sonra seçilen gün sayısının son günü
kapanış değerinden, basit hareketli ortalama çıkarılır. Bulunan sonuç üssel faktör ile çarpılır. Elde
edilen sonuç pozitif ise basit ortalamaya eklenir. Eğer sonuç negatif ise basit ortalamadan çıkarılır.
36
EUR/USD paritesinde 2002 yılında yaşanan uzun vadeli yükselen trend için 50 günlük üssel
hareketli ortalama, destek seviyelerini yüzde yüze yakın bir isabet oranıyla tespit etmişti.
Forex piyasalarında güvenilirliği daha düşük olmakla birlikte, kısa vadeli hareketleri yakalayabilmek
adına, 22 ve 50 günlük hareketli ortalamalardan ziyade,5 günlük hareketli ortalamalardan daha sık
yararlanılmaktadır. USD JPY grafiğinde görüldüğü üzere,5 günlük üssel hareketli ortalama, kısa
vadeli destek ve dirençleri başarılı bir şekilde tespit etmektedir. Ancak,5 günlük hareketli
ortalamaların altında gün sayısında hesaplanan hareketli ortalamalar, fiyat ile bütünleştiği için
güvenilir sinyaller üretmemektedir
37
Üssel hareketli ortalamalar,200 gün için seçildiğinde, uzun vadeli destek ve dirençleri mükemmele
yakın bir isabetle ortaya koyar. Uzun vadeli bir yaklaşım olması nedeniyle forex piyasaları için çok
uygun olmasa da, uzun vadeli yönün bilinmesi kısa vadeli yatırımlarda isabet oranını
yükseltmektedir.
RELATIVE STRENGTH INDEX(RSI)
Hisse senedi piyasalarında olduğu gibi forex piyasalarında da yaygın olarak kullanılan bir
indikatördür. Amerikalı analist J. Welles Wilder tarafından geliştirilen bu indikatör, özellikle
trendlerin gücünü ölçmekte başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır.
RSI indikatörü, paritenin incelenen periyot içerisindeki kapanış değerlerinin, bir önceki güne göre
değişiminden hareketle hesaplanan bir göstergedir.
38
RSI indikatörü, daha çok kısa ve orta vadeli analizlerde kullanılmaktadır. Ancak analistlere bir ile
dört yüz günlük periyotlar arasında seçim yapma olanağı tanımaktadır. Otuz günden küçük tarih
aralıkları kısa vade için uygundur. J.Welles Wilder’ a göre on dört günlük periyot kısa vadeli
analizler için en iyi seçenektir. Göstergenin yaratıcısının bu önerisine uygun olarak popüler teknik
analiz yazılımları ve işlem platformlarında standart periyot on dört gündür. Orta vadeli analizlerde
ise bir buçuk ay ile altı ay, uzun vade için ise on aydan büyük değerler kullanılmalıdır. RSI
indikatöründe periyodun uzun tutulması, trendlerin gücünün ölçülmesi açısından daha yararlıdır.
Ancak, uzun periyotların seçilmesi, al-sat sinyalleri tespit edilirken ,kısa periyotlara oranla çok daha
fazla zamanlama hatası yapmaktadır.
RSI indikatörünün hesaplanması, diğer bir çok indikatöre göre daha kolaydır. Öncelikle seçilecek
periyottaki gün sayısından bir fazla sayıda kapanış değeri elde edilir. Daha sonra seçilen gün sayısına
bir eklenerek bulunan zaman diliminde, bir önceki güne göre yükselen kapanış verilerinin aritmetik
ortalaması alınarak, ortalama yukarı hareket değeri bulunur. Bu aşamadan sonra, seçilen gün sayısına
bir eklenerek bulunan zaman diliminde, bir önceki güne göre düşen kapanış verilerinin aritmetik
ortalaması alınarak ortalama alçalan hareket değeri elde edilir. Ortalama yükselen hareketin,
ortalama alçalan harekete bölümünden, RSI indikatörünün çekirdeği denebilecek göreceli güç (RS)
değeri elde edilir. Son olarak endeks formülüne RS değeri yazılarak RSI elde edilir. Bütün bu
aşamaları formülle ifade etmek gerekirse:
RS= Ortalama yükselen hareket / Ortalama alçalan hareket RSI=100 - (100 / 1+ RS)
RSI indikatörü yaygın olarak iki biçimde kullanılır. Bunlardan ilki ve en yaygını 30 seviyesi ve
altının aşırı satım,70 seviyesi ve üzerinin aşırı alım bölgesi olarak değerlendirilmesidir. Bu yaklaşıma
göre,30 seviyesinden aşağı düşen RSI eğrisinin yeniden bu seviyenin üstüne çıkması al sinyali,70
seviyesinin üstüne çıkan RSI eğrisinin yeniden bu seviyeden aşağı inmesi ise sat sinyali olarak
yorumlanır. Diğer yaklaşım ise fiyat ile RSI indikatörünün arasındaki uyumsuzluktan yararlanmaktır.
Genellikle RSI indikatörü, fiyat grafiği ile birlikte hareket etmektedir. Ancak zaman zaman fiyat
grafiğinde görülen trendin aksi yönünde hareket edebilir Örneğin, yükselen trend içerisinde RSI
indikatörünün düşüş eğilimine girmesi satış, alçalan trend içerisinde RSI indikatörünün yükseliş
eğilimine girmesi al sinyali olarak yorumlanabilir
RSI indikatörü, çok fazla sayıda al sat sinyali veren bir indikatör değildir. Ancak EUR/JPY
grafiğinde de görüldüğü üzere, indikatörün verdiği trend dönüş sinyalleri yatırımcılar için güvenilir
bir rehber niteliğindedir.
39
Pound paritesi grafiğinde görüldüğü üzere, RSI indikatörünün trend dönüşlerindeki başarısına karşın,
zaman zaman piyasadaki kararsızlığın da etkisiyle, erken sinyal verdiği görülmektedir. RSI
indikatörünün ürettiği al sat sinyallerinin diğer indikatörlerle teyit edilmesi buna benzer zamanlama
hatalarını çözebilir
RSI indikatörünün farklı bir kullanım yöntemi de fiyatla uyumsuzluk ya da ıraksama olarak ifade
edilen hareketlerin tespitidir. Genellikle fiyatla beraber hareket eden RSI indikatörünün fiyatla
uyumsuz hareketi, trend dönüşü olarak yorumlanmaktadır.2008 yılının Ağustos ayında orta vadeli
düşüş trendinde hareket eden GBP/JPY paritesinde, RSI indikatörünün yükselişe geçmesi, rendin
zayıfladığı anlamına gelmekteydi. Nitekim bu uyumsuzluk sonrasında trend dönüşü gerçekleşerek
orta vadeli yükselen trend başlamıştı.
40
BOLLINGER BANTLARI
Hareketli ortalamaların yukarı ve aşağı yönde standart sapma değeri kadar kaydırılması ile elde
edilen göstergedir. Zaten oldukça güvenilir olan hareketli ortalamaların, standart sapma ile olası
hatalarının daha da azaltılması sonucu özellikle kısa vadeli dönüşlerin yakalanmasında yüksek isabet
sağlanmaktadır. Bollinger bantlarını icat eden ünlü analist ve trader John Bollinger’ a göre, bant
çizilirken hareketli ortalama için varsayılan periyod değeri için 20 ve standart sapma değeri için 2
değeri seçilir. Periyodun daha uzun seçilmesi halinde standart sapma oranı daha yüksek olacağından,
standart sapma değeri mutlaka artırılmalıdır.
Bollinger bantları, trend içerisindeki kısa vadeli zirve, dip ve sıkışmaların önceden tespit edilmesinde
oldukça başarılıdır. Bandın daralması çoğu zaman yön değişikliği sinyalidir. Özellikle alt bant ile üst
bant, çok önemli destek ve direnç seviyeleri konumundadır. Üst band yakınlarında yükseliş
hareketlerinin zorlanması satış baskısının oluşabileceği şeklinde yorumlanır. Üst bandın kırılması
halindeyse, yükseliş hareketinin daha da hızlanabileceği şeklinde yorumlanır. Tersini düşünürsek, alt
banda yakın seviyelerde düşüş hareketinin durulması, tepki alımlarının gelebileceği şeklinde
yorumlanırken, bandın aşağısına sarkılması ise düşüşün devam edeceği şeklinde yorumlanır.
Bollinger bantları, kullanımındaki basitliğe ek olarak hesaplanış bakımından da basittir. Standart bir
bollinger bandı analizinde orta bollinger eğrisi, yirmi günlük hareketli ortalamadır. Üst Bollinger
bandı ise orta bollinger bandına 2 değeri eklenip 20 günlük standart sapma değerinin çarpılması ile
elde edilir.Son olarak alt bollinger bandının hesaplanışında, orta bollinger bandından 2 değeri
çıkartılır ve 20 günlük standart sapma değeri ile çarpılır.
USD / JPY paritesinde gerçekleşen uzun vadeli alçalan trend ve sonrasında bu trende tepki olarak
doğan orta vadeli yükselen trendde oluşan kısa vadeli dalgalanmaların zirve ve diplerinin tespitinde
oldukça başarılıydı. Grafikte de görüldüğü gibi özellikle alt ve üst bollinger bantlarının kırılması
sonrasında piyasada ters yönde sert hareketler meydana gelmektedir.2008 yılının Şubat ayında
gerçekleşen kısa vadeli düşüş trendi, bu tez için anti tez konumundadır. Ancak, gecikmeli de olsa
piyasanın bu kısa vadeli aşırı düşüşe tepkisi, orta vadeli yükselen trendin başlaması yönünde
olmuştu. Bu grafikte de görüldüğü gibi, gerçekleşmesi geciken tepki hareketleri beklenilenden daha
sert olmaktadır.
41
EUR /USD paritesinde gerçekleşen uzun vadeli yükselen trend içerisinde, bollinger bandı, destek ve
dirençlerin tespitinde başarılıydı. Bollinger bantlarında üst ve alt bant yakınlarında momentumun
düşmesi, dönüş sinyali olarak yorumlanmalıdır.
MACD (Moving Average Convergence/Divergence)
Tıpkı bollinger bandı gibi hareketli ortalamalardan türetilmiş bir indikatördür. Ünlü analist ve trader
Gerald Appel tarafından geliştirilen bu indikatör, iki hareketli ortalama arasındaki uyum veya
uyumsuzluğun tespit edilmesinde kullanılır. MACD, hem trend takip edici, hem de osilatör olarak
kullanılabilen, güvenilir bir indikatördür.
MACD indikatörü hesaplanış bakımından basittir. Kısa vadeli hareketli ortalamadan daha uzun
vadeli ortalamanın çıkartılması ve farkın üssel hareketli ortalamasının alınmasıyla hesaplanır. Ancak
söz konusu olan hareketli ortalamaların periyotları sistematik bir çalışma sonrası seçilmelidir.
Göstergenin yaratıcısı Gerard Appel’e göre 12 günlük üssel hareketli ortalamadan, 26 günlük üssel
hareketli ortalamanın çıkarılması ile elde edilir. Daha sonra, dönüş hareketleri ve uyumsuzluğun
tespitinde yararlanılan sinyal eğrisi, MACD değerinin 9 günlük üssel hareketli ortalaması alınarak
hesaplanır. Formüle dökersek:
MACD= EMA(12) - EMA(26)
Sinyal = EMA(MACD,9)
Teknik analiz programları ve işlem platformlarında MACD indikatörü çizgi ya da histogram olarak
gösterilmektedir. Sinyal eğrisi ise çoğunlukla mavi renkli olup, noktalı eğri olarak gösterilmektedir.
MACD indikatörünün yorumlanışında üç yaklaşım ön plana çıkmaktadır. Birinci yaklaşım
,crossovers yani kesişme noktaları olarak adlandırılan seçenektir. MACD çizgisinin sinyal çizgisinin
altına sarkması sat, üstüne çıkması ise al sinyali olarak yorumlanır. Buna ek olarak 0 seviyesinin,
denge noktası kabul edilmesi nedeniyle, bu seviyenin altına sarkılması sat, üstüne çıkılması ise al
sinyali olarak kabul edilir.
İkinci yaklaşım ise aşırı alım ve aşırı satım durumunun tespit edilmesidir. MACD eğrisinin, sinyal
eğrisinden yukarı yönde, hızlı biçimde uzaklaşması aşırı bir yükselişin olduğu ve sert bir
düzeltmenin gerçekleşmesi olasılığının yükseldiği şeklinde yorumlanır. Tersi bir durumda, yani
42
MACD eğrisinin, sinyal eğrisinden aşağı yönde, hızlı biçimde uzaklaşması ise aşırı bir düşüşün
olduğu ve sert tepki yükselişlerinin gerçekleşmesi olasılığının arttığı şeklinde yorumlanır.
Üçüncü yaklaşım ise uyumsuzlukların tespit edilmesidir. Fiyat hareketiyle, MACD eğrisinin aynı
yönde hareket etmemesi durumu, var olan trendin artık sonuna gelinmekte olduğu şeklinde
yorumlanabilir. Örneğin; fiyatlar yükseliş eğilimindeyken MACD eğrisinin yükselmemesi, yükselen
trendin sona ermekte olduğu şeklinde yorumlanabilir. Yine benzer bir şekilde, fiyatlar düşüş
eğilimindeyken, MACD eğrisinin düşmemesi düşüş trendinin sona ermekte olduğu şeklinde
yorumlanabilir
EUR / JPY paritesinde MACD eğrisinin ,sinyal eğrisi ile yaptığı kesişmeler, kısa vadeli
dalgalanmaların tespit edilmesinde başarılıydı. Crossovers yani kesişme noktaları stratejisinde,
dikkat edilmesi gereken nokta tepe ve dip dönüş formasyonlarıdır. Dönüş formasyonları sırasında
MACD indikatörü kısa aralıklarla al ve sat sinyalleri vererek yatırımcıyı yanıltabilir. Bu nedenle
dönüş formasyonları sırasında diğer indikatörlerden de yararlanılması gereklidir.
43
FOREX FİBONACCİ ANALİZ YÖNTEMLERİ
FIBONACCI ANALİZ YÖNTEMLERİ
Teknik analizin, en ilginç dallarından biri de Fibonacci analizleridir. Fibonacci analizindeki temel
mantık, doğanın düzeninde görülen matematiksel yapının, finans piyasalarında da geçerli olduğudur.
Bu matematiksel yapının daha iyi anlaşılması için öncelikle Leonardo Fibonacci ve fibonacci
sayılarını irdeleyelim. 1170 yılında İtalya’nın Pisa şehrinde doğan Leonardo Fibonacci’nin
çocukluğu, babasının gümrük memurluğu nedeniyle Kuzey Afrika ‘da geçmiştir. Fibonacci, o
dönemde matematik biliminde Avrupa’dan çok daha ileride olan İslam dünyasında matematik
eğitimi aldı. 1200 yılında Pisa’ya geri döndü. Pisa’da, batı matematiğinin Arap rakamları ve
ondalıklı sayıları keşfetmesini sağlayan ‘ Liber Abaci’ yani ‘Hesap Kitabı’ adlı ünlü eserini yazdı.
Ancak, Fibonacci’nin yenilikleri sadece bu kültür alışverişinden ibaret değildi. Fibonacci, doğanın
düzeninin matematiksel yapısını ortaya çıkarmak amacıyla yaptığı çalışmalarla, ölümünden sonraki
dönemlerde bilim ve sanat dünyasında devrim sayılabilecek gelişmelere ön ayak olmuştur.
FIBONACCI SAYI DİZİLERİ
Fibonacci’nin, ortaya attığı tüm teoriler için sayı dizisi temel taşı konumundadır. Dizideki ilk sayı
0’dır. Sayı dizisinde sayılar, bir önceki sayı ile toplanarak elde edilir. Yani:
0+1=1,1+1=2,1+2=3,3+2=5 …
Bu hesap sonrasında elde edilen Fibonacci sayı dizisi ise șöyledir:
0,1,2,3,5,8,13,21,34,55,89,144,233,377…
Fibonacci dizisinin ilginç özellikleri vardır. Örneğin;
-Dizide her üçüncü sayı 2 ye, her dördüncü sayı 5 e ve her altıncı sayı 8 e bölünebilir.
-Fibonacci sayı dizisindeki herhangi bir sayının 1,618(altın oran) ile çarpımı bir sonraki sayıyı
yaklaşık olarak vermektedir. Sayılar büyüdükçe, yaklaşma oranı daha da artmaktadır.
-Herhangi bir sayının 0,618 katı bir önceki sayıyı yaklaşık olarak vermektedir. Yine sayı büyüdükçe,
yaklaşma oranı artmaktadır.
- Herhangi bir sayının 2,618 katı, iki sıra sonraki sayıyı vermektedir.
- Herhangi bir sayının 0,382 katı, iki sıra önceki sayıyı vermektedir.
- 1 ve 2 dışında tüm sayıların dört katının başka bir Fibonacci sayısı ile toplamı başka bir Fibonacci
sayısı verir,
3 x 4 = 12 + 1 = 13
5 x 4 = 20 + 1 = 21
8 x 4 = 32 + 2 = 34
13 x 4 = 52 + 3 = 55
21 x 4 = 84 + 5 = 89....
ALTIN ORAN
Altın oran, doğadaki birçok canlı ve cansız varlığın şeklinde ve yapısında bulunan özel bir orandır.
Örneğin, ayçiçeği, papatya, çam kozalağı ve tütün bitkisinin anatomisinde altın oranı Fibonacci sayı
dizisi ile birlikte görmek mümkündür. Eski Mısır ve Yunan uygarlığında bilinen bu oranın
matematik literatürüne girmesini Fibonacci sağlamıştır. Bu oran, daha sonraki dönemlerde bașta
Leonardo Da Vinci ve Mimar Sinan olmak üzere birçok sanatçı ve bilim adamı tarafından
44
kullanılmıştır. Güneş sistemindeki gezegenlerin yörüngelerinin eliptik yapısını keşfeden ünlü Alman
astronom Johannes Kepler, altın oranın önemine şu şekilde dikkat çekmiştir:
‘ Geometrinin iki büyük hazinesi vardır; biri Pisagor’un teoremi, diğeri ise bir doğrunun altın orana
bölünmesidir.’ Altın oran, irrasyonel bir sayıdır. Ondalık sistemde yazılışı 1,618033988749894…
dür. Ancak hesaplamalarda 1,6180 olarak kabul edilir.
Fibonacci sayı dizisinde, küçük sayının büyük sayıya bölümünden elde edilen 0,618 katsayısı ile
büyük sayının küçük sayıya bölünmesi ile elde edilen 1,618 sayısı arasındaki ilişkiler fibonacci
oranlarını vermektedir.
Oranlar:
0,618 / 1,618 = 0,382
1 / 1,618 = 0,618
0,618 x 1,618 = 1
1 x 1,618 = 1,618
1,618 x 1,618 = 2,618
2,618 x 1,618 = 4,236
4,236 x 1,618 = 6,853
Bu katsayılardan teknik analizde 0,382, 0,500 ve 0,618 oranları sıkça kullanılmaktadır. Bu
oranlardan, yükseliș ve düzeltme hareketlerinde hedef tespitinde yararlanılır. Fibonacci analizleri,
daha çok orta ve uzun vadeli destek ve dirençlerin tespitinde kullanılır. Ancak kısa vadeli
hareketlerin destek ve dirençlerinin belirlenmesinde de kullanılmaktadır.
Teknik analizde Fibonacci oranlarından yaygın olarak üç șekilde yararlanılmaktadır;
1-) Fibonacci düzeltme seviyeleri
2-) Fibonacci zaman aralıkları
3-) Fibonacci fanları
FIBONACCI DÜZELTME SEVİYELERİ (FIBONACCI RETRACEMENT)
Teknik analizde en çok kullanılan Fibonacci analizi yöntemidir. Bu analiz yönteminde, trendin dip
seviyesinden zirve seviyesine çekilen çizgi yardımıyla, Fibonacci destek ve direnç seviyeleri elde
edilir. Tek başına al sat sinyali üretmeyen bu yöntem özellikle orta ve uzun vadeli destek ve
dirençlerin tespitinde oldukça başarılıdır. Kısa vade için de bu yöntem kullanılabilir. Ancak başarı
oranı, orta ve uzun vadeye göre biraz daha düşüktür. Bu yöntemin temel mantığı, trendlerde dip ve
zirve arasındaki farkın, her Fibonacci katsayısı ile çarpımının ayrı bir düzeltme seviyesini başarılı bir
şekilde tespit etmesidir. Bu yöntemde genellikle 0,236, 0,382, 0,500, 0,618 katsayıları
kullanılmaktadır. Düzeltme seviyelerinin doğada bulunduğu kabul edilen oranlarla tespit edilmesi
güvenilirliği artırmaktadır. Özellikle uzun vadeye bakıldığında bu düzeltme seviyelerinin tespitindeki
başarı daha iyi anlaşılmaktadır.
45
USD / JPY paritesinde 2005 yılında görülen yükselen trendin destek ve dirençlerini Fibonacci
katsayıları ile başarıyla tespit etmek mümkündü. Grafikte de görüldüğü gibi %61,8 ve %38,2
düzeltme seviyelerinin, diğer düzeltme seviyelerine göre, destek ve dirençlerin tespitinde isabet oranı
daha yüksektir. Bu yöntemde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, referans çizgisinin trend
dibinden trend zirvesine çekilmesidir. Ara seviyeler için referans çizgi çekilmesi durumunda başarı
oranı düşmektedir.
FIBONACCI YAYLARI
Fibonacci düzeltme seviyelerinin dairesel yorumu olarak açıklanabilir. Fibonacci
yayları, trendin dip seviyesinden zirve seviyesine bir referans çizgisi çizerek, % 38.2, %50.0 ve
%61,8 seviyelerine çizilen yaylardır. Bu yayların yorumundaki mantık düzeltme seviyeleri ile
aynıdır. Yani fiyatın yaya yukarıdan yaklaşması destek, aşağıdan yaklaşması ise direnç olarak
yorumlanır.
46
EUR / JPY paritesi için yapılan uzun vadeli fibonacci yay analizi. Yükselen trendde iki kez test
edilen 61,8 yayının kırılması 2003 yılı Ağustos ayında sert satışların meydana gelmesine neden
olmuştu. Daha sonra 50,0 yayı yakınlarında dalgalanan fiyat, 38,2 yayına kadar düşmeye devam
etmişti. Buradan gelen tepki alımları ise 61,8 yayında oluşan dirençten dönmüștü. Bu seviyeden
gelen satıșlar 38,2 yayının hemen aşağısından karşılanmıştı. Bu seviyede paritenin güçlenmesi, yeni
bir orta vadeli yükselen trendin başlamasına neden olmuștu. Son olarak 38,2 desteğinin üçüncü kez
test edilmesi ve sonrasında kırılması, kısa vadeli düșüș trendinde neden olmuștu.
Fibonacci fan çizgileri, yükselen trendlerde önemli destek ve direnç seviyelerinin tespitinde
kullanılır. Yükselen trendlerde 38,2 çizgisinin üzerine çıkılması aşırı bir yükseliş anlamına gelir ve
orta vade için bir düzeltme beklenebilir. 61,8 çizgisinin aşağısına sarkılması ise düşüşün aşırı olduğu
şeklinde yorumlanır. Ancak bu seviyelerde alıcıların güçlenmemesi trend dönüşü anlamına gelebilir.
Bu noktada genellikle indikatörlerden yararlanılmaktadır.
47
A1 Capital Menkul Değerler A.Ş.
Hazırlayan
Ozan Takmaz
2013
48

Benzer belgeler

Accumulation/Distribution Ascillator (Acc

Accumulation/Distribution Ascillator (Acc Hesaplanması kolay ama oldukça oldukça uzun olan Directional Movement için öncelikle DM değerinin hesaplanması gerekmektedir. Bu değer, hareketin yönü yukarı ise pozitif aşağı ise negatif olacaktır...

Detaylı