Hazır Beton Sektörü İle Yükselen İnşaatlar

Transkript

Hazır Beton Sektörü İle Yükselen İnşaatlar
İş Makinaları Mühendisleri Birliği Derneği
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERGİSİ
İş Makinaları Mühendisleri Birliği Derneği yayın organıdır.
Üç ayda bir yayınlanır.
4
12
ISSN 1306-6943
2012 Ağustos Sayı: 39
İMMB Adına Sahibi
18
Duran KARAÇAY
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Bayramali KÖSA
Yayın Komisyonu
Duran KARAÇAY
Mustafa SİLPAĞAR
Bayramali KÖSA
Murtaza BURGAZ
Halil OLKAN
Halide RASİM
Engin Murat BAHAR
Faik SOYLU
Turgay KARGIN
Tuğba DEMİRBAĞ
Gülderen ÖÇMEN
Yazışma Adresi
Uzayçağı Caddesi No: 62/7 Ostim / ANKARA
Tel: 0.312 385 78 94 • Faks: 0.312 385 78 95
www.ismakinaları.org.tr
e-posta: [email protected]
Grup-e-posta: [email protected]
Grup e-posta üyelik adresi:
[email protected]
Tasarım ve Baskı
Bizim Grup Basımevi
Mithatpaşa Cad. 62/11 Kızılay / ANKARA
Tel: 0.312 418 18 03 - 0.312 418 18 63 - 0.312 418 10 89
Faks: 0.312 418 10 69
e-posta: [email protected] - [email protected]
www.bizimgrup.com.tr
Grafik Tasarım
Hasan ERKAN
Yayının Türü: Yerel
Basım Tarihi: 31 Ağustos 2012
Bu dergi üyelerine ilgili kurum ve kuruluşlara
ücretsiz olarak dağıtılır.
Yayınlanan yazılardaki sorumluluk yazarlarına, ilanlardaki
sorumluluk ilan veren kurum ve kişilere aittir.
Yayınlanan yazılara ücret ödenmez.
Yayınlanmayan yazılar geri iade edilmez.
26
30
36
40
48
70
76
80
88
ÖNSÖZ
Hazır Beton Sektörü İle Yükselen İnşaatlar
İş Makinalarının Satış Sonrası Hizmetlerinde Yetkili Servis Yapısının Kurulması
Hidrolik Sistemlerde Hararet
Problemlerinin Giderilmesi
Konveyör Bantları
Sıcak Havada Beton
Kaynak Hortumlarındaki
Oksijen-Asetilen Geri
Tepmeleri
Yeni 6331 Sayılı İSG
Yasası Üzerine Teknik
Değerlendirmeler
İkinci El Makina Alırken...
Şantiyecilikte Göz Sağlığı
Güneşin Yararları ve Zararları
Etkinliklerimiz ve Haberler
Reklam İndeksi
ALİMAR
ALPEM (Arka Kapak İçi Karşısı)
ANADOLU ELEKTRİK
ANADOLU FLYGT
ANİŞMAK (Önsöz Karşısı)
BOZDAĞ
BP CASTROL
BSP MAKİNA
CEREN MAKİNA
ECE
ECE
HAKMAK
HİDROMEK (İçindekiler Karşısı)
İMER L&T
İMMB HİDROLİK EĞİTİMİ
İMMB İLANI
KASTAŞ
KOZMAKSAN
METSO
OKUR MAKİNA
ORJİN YAZILIM
ÖZBEKOĞLU
ÖZÇELİKLER
ÖZKARDİŞLİ
PENA
PETLAS
PİMMAKSAN
PMS
SANDVIK (Ön Kapak İçi Karşısı)
SANKO (Ön Kapak İçi)
SEDA MAK.
TATKO (Arka Kapak İçi)
TEKFALT
TEKNO ASFALT
TEKNO VİNÇ
TEMSA
TETA MÜH.
TÜNEL MAKİNA VOLVO (Arka Kapak)
39
84
17
47
83
72
25
74
75
61
87
46
86
15
85
29
57
45
23
63
59
67
33
65
79
35
73
11
43
69
19
93
Önsöz
Önsöz
Duran KARAÇAY
İMMB Yönetim Kurulu Başkanı
Sevgili Okurlar,
İMMB’ nin kuruluşunun on dördüncü yılındayız. Üyelerimiz ve sektörümüzün desteği ile gerçekleştirilen
çalışmalarda emeği geçen,başta kurucu yöneticilerimiz olmak üzere, geçmiş dönemlerde görev alan arkadaşlarımıza ve desteğini esirgemeyen sektör temsilcilerimize şükranlarımızı sunarız.
Bölgemizde ve ülkemizde gündem oldukça yoğun ve yaşadığımız yaz sıcaklarına paralel olarak sıcak gelişmelerle dolu. Bu gelişmelere sektörel açıdan baktığımızda sektörün etkilenmediğini söylemek mümkün değil.
Ülke içerisinde inşaat sektöründe enerji,köprü ,hızlı tren demiryolu , otoyol ve kentsel dönüşüm gibi büyük alt yapı projelerinin hayata geçiriliyor olması ile inşaat sektörünün ve dolayısı ile iş makinaları sektörünün bu yılki hedeflere uygun canlılıkta olduğu gözlemlenmektedir.
Ortadoğu ve Afrika bölgelerindeki olayların Türk müteahhitlik sektörünü büyük oranda etkilediği konusuna değinmeden geçemeyiz. Başta Libya’da olmak üzere bu yıl Suriye’de yaşanan “Arap Baharı” adı verilen gelişmeler sonucu bölgedeki projelerin kesintiye uğraması ile Müteahhitlerimizin bu bölgede iş hacimlerinde azalmalar meydana gelmiştir.
Asya bölgesinde inşaat sektörü hamle yaparak canlanmıştır ve bu bölgeden Müteahhitlerimiz yurtdışında yeni projelere başlamışlardır. Ancak müteahhitlerimizin “yurt dışı inşaat işi” hacminde bu bölgelerdeki paylarında bir düşüş olduğu tespit edilmektedir.
İMMB Nedir?
İMMB; İş makinaları konusunda uzmanlaşmış makina
mühendisleri tarafıdan 1998 yılı Ağustos ayında kuruldu.
Farklı sektörlerden (inşaat firmaları, maden firmaları, iş makinası üreticileri, iş makinası temsilcileri ve servisler) gelen profesyonellerin ortak amaçla toplandığı bir dernektir.
İMMB’nin Amacı Nedir?
İMMB’nin amacı; çoğunluğu ithal ürünler olan iş makinalarının tanınmasını, ulusal servetimiz olan bu üretim
makinalarının iyi işletilmesini ve ekonomik ömürlerinin verimli bir şekilde sürdürülmesini sağlamaktır.
Amacımız; verimliliği sağlayacak bilgi kaynaklarına
en kısa sürede ulaşmak, bu kaynaklara ihtiyaç duyacak
nitelikli insan potansiyelinin güç birliğini oluşturmaktır. Bu
bilgilerin teknik alt kadrolara ulaştırılmasıyla da en yaygın
şekilde paylaşımını sağlamaktır.
İMMB; Üyelerine her yıl düzenli seminerler vermek suretiyle, üyelerinin bilgi düzeyinin yükseltilmesini sağlamaktadır. Bu seminerler aynı zamanda sektördeki insanların bir araya gelerek tanışmalarını sağlamaktadır ki bu da gelişimi ivmelendirmektedir.
İMMB’nin internet ortamındaki grup mailinde üyeler ihtiyaçlarını gruba duyurmak suretiyle yardımlaşmayı sürdürmektedir.
Derneğin her üç ayda yayınladığı İMMB dergisi ilgili kurumlar, şirketler ve bireylere ücretsiz olarak gönderilmektedir.
Bu yıl da “Yurtdışı Müteahhitlik” sıralamasında ilk 225 firma arasında yeralan 33 Türk firması ile firma sayısı bakımından Çin’den sonra ikinci sırayı koruyoruz. Bu kutladığımız büyük bir başarıdır.Bununla birlikte iş hacmindeki payımız %3.5
dur. Birinci sıradaki bir Alman firmasının payının % 7’lerde olduğunu düşünürsek , firma sayısının yanında iş hacmini büyütmemiz için daha fazla çaba harcamamız ,tanıtım faaliyetinde
bulunmamız ,daha hızlı ve verimli çalışma teknikleri araştırmamız gerekmektedir.
Türk Müteahhitlik sektörü, yeni yapım yöntemlerindeki teknolojik gelişmeleri, lojistik alandaki gelişmeleri ,uluslararası projelerin finans ve insan kaynakları yönetimi konularında
bölgelere göre ortaya çıkan farklılıkların çözümlerini çok kısa
sürede bünyesine katarak , geçmiş tecrübelerini güncelleyerek , yeni yapım tekniklerine uygun iş gücünü hızla oluşturarak uluslararası projelerde rekabet gücünü ve payını artırmalıdır. Bu payın arttırılması için sektör ve kamu kurumlarının bütün tarafları sürekli olarak ortak çalışmalara dahil olmalıdır. İş
hacminin artması İş makinaları sektörünün payının da artmasını sağlayacaktır.
Önümüzdeki ay gençlerimiz ve çocuklarımız ders başı yapacaklar. Eğitim sistemimizde bu yıl da büyük değişiklikler yapıldı. Eğitim sistemi, ilgili sektörlere ve ülkemizin geleceğine
topyekun olumlu katkı sağlamadığı sürece kısır bir döngü ile
her yıl değişiklik yapmak zorunda kalınıyor.
Ana temelinin ülkemiz ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenmiş ,dünyadaki bilimsel gelişmeleri kolaylıkla ve kısa zamanda kapsayacak, bu gelişmelerin içinde yer alacak, yalnızca
belge(diploma) sahibi olmayı değil, bilgiyi , beceriyi, araştırmayı ve yaratıcılığı öne çıkaracak bir eğitim sistemine daha
fazla ihtiyacımız bulunmaktadır.
Saygılarımızla
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Hazır Beton Sektörü İle
Yükselen İnşaatlar
Ali GÖKCAN / ERAS İNŞAAT VE TİC.LTD.ŞTİ.
Dünyada ve ülkemizde her geçen
gün nitelikli arsa fiyatları yükselmektedir.
Yükselen arsa fiyatlarına paralel bu
arsalar üzerinde yapılmak istenen
binaların birim maliyetleri içerisindeki arsa
payının da oranı artmaktadır. Bu durumu
tersine çevirmenin en kolay yolu daha dar
alanlarda daha yüksek yapılar yapmaktan
geçer. Mühendislik hesaplarının
daha dikkatli yapılmasını gerektiren
çok katlı bina projelerinin en önemli
konularından bir tanesi kullanılacak olan
beton ve bu betonun kalitesi yanında
istenen yüksekliklere betonun nasıl
aktarılacağıdır.
Büyük şehirlerde 22 katlı konut sitelerinden sonra şimdilerde 33 katlı konut siteleri, alışveriş merkezi sosyal alanlarını da içinde barındıracak şekilde projelendirilerek yapılmaya başlanmıştır. 100 metrenin üzerinde yere dik açıda hazır betonun aktarılmasını gerektiren bu projelerde en
önemli konu; uygun sabit beton pompası, doğru tasarlanmış beton sevk hattı ve en tepede uygun seçilmiş mekanik
ya da hidrolik beton dağıtıcılardır. Hazır beton sektöründe
yer alan tüm üreticiler ellerindeki formüllerle oynayarak her
yükseklik için ayrı dayanım ve ayrı akışkanlığa sahip beton
üretebilecek teknolojiye sahiptir. Özellikle sektörde çimento üreticisi konumunda olan firmaların yan kuruluşu gibi hareket eden hazır beton tesisleri için bu konu çok daha profesyonelce yapılmaktadır.
Hazır beton üretildikten belli bir süre sonra ( genel uygulamada 2 saat ) nihai noktada tüketilmesi gereken bir
üründür. Bu nedenle üreten, taşıyan ve kullanan adeta zamanla yarışmak zorundadır. Üretildiği noktadan tüketildiği
noktaya kadar geçen süreçte zaman kaybına yol açabilecek en ufak bir aksama üreten, taşıyan, pompalamayı yapan ve tüketen tarafta strese ve gerilmelere yol açar. Üre-
12
tim – tüketim sürecinde aksama istenmez. Büyük şehirlerde özellikle belirsiz önceden kestirilemeyen trafik yoğunlukları hazır betonun taşınması sırasında sık karşılaşılan sorunlardandır. Bir diğer etken de olumsuz hava şartlarıdır.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Yüksek katlı bina yapmanın zorunlu olduğu hallerde proje sahipleri, hazır
beton üretenler, bu betonu projenin en
yüksek katlarına pompalamadan işlerinin bitmeyeceğini bilen çalışanlar yani
sürecin ortakları tercihlerini dünyada
gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında kullanıcının güvenini kazanmış, kendini kanıtlamış yer pompalarından yana
kullanır. Ortalama 12. Kat ya da + 36
metre seviyelerinden sonra sevk hatları
kullanılması ekonomi ve verimlilik açısından zorunluluktur. Pek çok adı ünlü firma
çok yüksek fiyatlara satılan 47+3, 52+3,
57+3, 62+3 diye devam eden serilerde kamyon üzeri hazır beton pompaları üreterek piyasaya sunmaktadır. Ancak
bu pompaları yüksek katlı binalarda beton pompalamak amacıyla 36 metrenin
üzerindeki katlardan sevk hatlarına bağlayarak çalıştırmak kelimenin tam anlamıyla hovardalıktır. Silkeleme ve sarsma
ile her sevk silindiri vuruşunda darbe
alan boru tutucu bom kolları bir süre sonra çatlayacak ve nihayetinde kırılacaktır. Kırılan boru kolların onarımı sırasında uygulanacak kaynaklı montaj sistemi taşıyıcı bomların homojenliğine zarar verecektir. Bomlar
üzerindeki dirsekler pompalama sırasında direnç oluşturur.
Ana hidrolik pompa ve yardımcı pompaların zorlanması nedeniyle birbirinden farklı pek çok mekanik, hidrolik, elektrik ve elektronik hasar bu nedenle meydana gelebilecektir.
22 kat ya da 70 metre sınırını geçen tüm binalarda yer
pompası, sevk hattı, beton dağıtıcı üçlüsünün kullanılması
kaçınılmazdır. Yer pompası üreticilerinin profesyonel danışmanlığına başvurularak yapılması düşünülen projeye uygun yer pompası seçmek en doğru hareket olacaktır. Elbette hazır beton sektöründe hizmet üreten firmalar da bu
konuda proje yöneticilerine önerilerde bulunabilir. Aynı durum projenin yapısına göre hidrolik dağıtıcı bom, yarı mekanik dağıtıcı bom veya mekanik dağıtıcı bom seçimi için
de geçerlidir. Yüksek katlı projemizin yer pompası ve beton
dağıtıcısı konusunu hallettiğimize göre şimdi geriye kalan
en önemli konu bu iki sistemi birbirine bağlamaktır.
Yüksek Basınç Altında Çalışan Yatay ve
Dikey Hazır Beton Sevk Hatları.
İdeal bir hazır beton sevk hattı için kullanılan malzemeleri öncelikle tanımamızda fayda var. Aşağıda sıralanan
maddeler sevk hatlarında sıkça kullanılan malzemelerdir.
Hazır beton pompası çıkışında kullanılmak üzere pantolon boru tabir edilen redüksiyon boru. Her marka yer pompası için farklılık gösterse de temelde görevi aynıdır.
Temizleme topu koyma amaçlı ‘’T’’ boru.
Hidrolik ya da mekanik devre kesici.
3 metre boyunda sevk hattı borusu. Çift cidarlı yada tek
cidarlı. Yapılması düşünülen projenin yüksekliğine göre tercih edilir.
Geniş çaplı 90 derece döküm dirsek
Geniş çaplı 45 derece döküm dirsek
Geniş çaplı 15 derece döküm dirsek
Sevk hattı borusu bağlantı kelepçesi.
Sevk hattı borusu bağlantı kelepçesi sızdırmazlık contası
Uygun büyüklükte (kopilya) gupilya
Yer ve duvar bağlantı ayakları (Genellikle 40 cm uzunluğunda NPU100 malzemeden üretilir)
Yer ve duvar bağlantı ayak kelepçesi (U bağlantı)
Ankraj dübeli (M16 Çekme tip dübel)
Hazır beton sevk hatlarının en önemli özelliklerinden bir
tanesi aşırı derecede vibrasyonlu çalışan sistemler olmasıdır. Hazır betonu sevk hattına basacak olan yer pompası bulunduğu zemine ne kadar sabitlenirse sabitlensin çalışması esnasında beton sevk silindirleri darbeli bir çalışma sergiler. Bu yüksek basınçlı darbeli çalışma ile pantolon boru içerisine sıkışmaya zorlanan hazır beton önündeki bir önceki harekette pompalanan betona darbeyi aktararak sevk hattı boyunca itmeye çalışır. Böylece saatte 60 m3
civarında hazır beton sevk hattı içerisinden geçmeye zorlanır. Sevk pistonlarının her strok hareketi tüm sevk hattı boyunca ses ve titreşim olarak hissedilir.
13
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Sevk hatlarında standart uygulama 3 metrelik sevk hattı borusu kullanılması yönündedir. Bu borular proje özelliğine göre tek yada çift cidarlı seçilebilir. Ancak bina girişinde yer alan ve projenin en üst notasındaki son metreküp
beton çıkana kadar da orada durması gerekecek olan yatay boruların çift cidarlı seçilmesi az işçilik ve daha uygun
işletme maliyeti yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği açısından
da faydalı ve doğru bir seçim olacaktır. Aksi halde projenin
yarısında yatay borular inceldiği için değiştirilmek zorunda kalınabilir. Yatay boruların kullanımındaki en önemli konulardan biri ortalama ayda 1 kez alt kısımlarının 45 derece
açı ile çevrilmesi konusudur. Bu çevirme işlemi yer çekimi
etkisi ile daire şeklinde olan borunun tüm çeperlerinin eşit
aşınması ve kullanım ömrünün uzamasına neden olacaktır.
Basit ama faydalı bir uygulamadır.
Hazır beton yer pompası çıkışında pantolon borudan
hemen sonra temizleme topu ile sevk hattının temizliğini
yapabilmek için ‘’T’’ Şeklinde hazırlanmış basit bir düzenek kullanılır. Bu basit düzenek sevk hattının her kullanımından sonra içerisine sünger top konularak dolum ağzı güvenli bir biçimde kapatılır. Pompa ile sevk hattına temiz su
basılarak suyun sevk hattının diğer ucundan çıkması sağlanır. Bu safhada birkaç kez arka arkaya top konarak sevk
hattı temizlenebilir. Sevk hatlarında günlük iş bitimi sonrası
hat temizliği son derece önemlidir. Bazı çok özel projelerde temizleme topu en yüksek noktadan kompresör tarafından üretilen basınçlı hava aracılığı ile kuru olarak sevk hattına basılır ve hattın kuru olarak temizlenmesi sağlanır. An-
14
cak çok zorunlu olmadıkça bu yöntem tercih edilmemelidir.
Sevk hatlarından geçen betonun yüksek vasıflı ve aşırı yapışkan olması nedeni ile kuru yöntemde çoğunlukla istenen
temizlik verimi elde edilemez.
Hazır beton sevk hattında ‘’T’’ parçasından sonra hidrolik yada mekanik kesici adı verilen devre elemanı kullanılır.
Bu elemanın görevi adından da anlaşılacağı gibi sevk hattı
içerisinde bulunan betonun yer pompasında bir arıza oluşması yada geçen ölü zamanda dik eksende oluşturduğu
yük nedeni ile geri boşalmasını önlemektir. Hidrolik kesiciler pompadan kumanda aldıkları için daha çok tercih edilen güvenilir sistemlerdir.
Yer pompası yüksek hidrolik basınçlar üreterek bu basıncın önce dairesel harekete ve sonrada doğrusal hareket çevrilmesi sistemi ile çalışan makinelerdir. Doğrusal hareket sırasında oransal olarak ciddi miktarlardaki betonu
strok boyunca ileri sürerler. Bu hareket darbeli bir harekettir ve bu darbeli hareket sevk hatlarına da etki eder. Bu darbe hareketini minimize edebilmek amacıyla sevk hattında
kullanılan birinci yatay borudan önce iki metrelik çift flanşlı
yüksek basınca mukavim kauçuk hortum kullanılır. Kauçuk
hortum sevk hattına bir miktar boşluklu bağlanır. Bu boşluk
darbe sırasında hortumda esnemeye neden olur ve sevk
hattı borularına iletilen darbeleme gücünün büyük bir bölümünü absorbe eder.
Hazır beton sevk hatlarının en önemli düşmanı çalışma prensibinden kaynaklanan darbeli çalışma şeklidir. Bir
önceki paragrafta belirtildiği gibi yüksek basınca dayanık-
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
lı çift flanşlı kauçuk hortum bir önlemdir. Bir diğer önlem
de kauçuk hortumdan hemen sonraki birinci yatay borunun
150 cm X 150 cm X 100 cm ölçüsünde ortalama 2,25 m3
beton blok içerisine hapsedilmesidir. Proje yüksekliği arttıkça bu önlemin faydası çok daha fazla anlaşılacaktır. Yatay
hattın bu şekilde sabitlenmesi dikeydeki boru hattının son
derece güvenli çalışmasını sağlayacaktır.
Yatayda ve dikeyde çalışan tüm boruların yere ve duvara sabitlemesi M16’lık dübeller kullanılarak ve NPU100 den
imal edilmiş konsollar üzerine doğru tip ayaklı kelepçelerin
montajı ile mümkündür. Kesinlikle boruların flanşlı birleşim
noktalarını birleştiren kelepçeler ve yer – duvar bağlantı
konsollarına montajlanan kelepçeler aynı anda aynı amaçla kullanılmaz. Boruların yere ve duvarlara bağlandığı yerlerde kullanılan ayaklı kelepçeler tamamen boru bağlantı noktalarından bağımsız olmalıdır. Boru bağlantı flanşlarının bu aşamada farklı kelepçelerle bağlanması uygundur.
Beton sevk hatlarında boruların alın alına bağlandığı
flanş yerlerinde mutlaka kauçuk conta kullanılmalı ve uygun tip kelepçe ile bağlantı sağlandıktan sonra kelepçenin darbeden ya da her hangi bir nedenle açılmasını önlemek için üzerindeki kilit deliklerinden gupilyalanması gereklidir. Bu tip bir uygulamada genelde şantiyelerde 1o’luk
tabir edilen çivi kullanımı hatalı olmakla birlikte yaygındır.
Kelepçe içerisine konan kauçuk conta sevk hattının çalışması sırasında şerbet, su, hava gibi akışkanların kontrolsüz olarak devreyi terk etmesini önlediği için son derece
önemlidir. Kullanılmaması durumunda sevk hattında oluşacak hava, şerbet ve su kaçakları nedeni ile yeterli basınç
elde edilemeyecek, yeterli akışkanlık sağlanamayacak, gerekli temizlik layıki ile yapılamayacak, presleme, sıkışma,
kirli kalma, aşırı yakıt tüketimi gibi istenmeyen sonuçlara
neden olacaktır.
Hazır beton sevk hatlarında kullanılan bir diğer önemli parça geniş çaplı 90 derece, 45 derece ve 15 derece
dirseklerdir. Bu dirsekler sürtünme yüzeylerinin ufak çaplı dirseklere göre daha az direnç göstermesi nedeni ile tercih edilmelidirler. Sevk hatlarında hazır betona kazandırılan
yüksek basınçlı akışın en son nihai noktaya kadar en az direnci görerek gitmesi gerekir. Bu nedenle de en az sayıda
ve en geniş çapta dirsek tercih etmek çalışma ekonomisi
ve güvenliği açısından tercih edilmelidir.
Hazır beton sevk hatları konusunda unutulmaması gereken konulardan biri de canlı olduklarıdır. Sevk hatları kurulurken adeta gençtirler, içlerinden beton geçtikçe yaşlanmaya ve incelmeye başlarlar. Bu nedenle de özen isterler.
Her hafta belirlenen bir günde sevk hattının sabitlenmesini
sağlayan dübeller gözle ve elle kontrol edilmelidir. Gevşeyenler varsa sıkılmalı, montaj yapıldığı beton zemini patlatarak deforme edenler varsa uygun olan başka bir yüzeye
yenisi ile değiştirilerek yeniden konsolların montajı sağlan-
16
malıdır. Sevk hatlarını oluşturan boruların tamamı 15 günlük
periyotlarda darbesiz ultrasonik kalınlık ölçme cihazı ile ölçülmelidir. Bu cihazın olmadığı yerlerde 250 gr ağırlığında
bir çekiçle tıklanarak çıkan ses dinlenmeli ve varsa incelen
yada teneke benzeri ses çıkaran borular derhal değiştirilmelidir. Sevk hatlarında yatayda bulunan boruların yere bakan kısımları yukarı bakan kısımlarına göre daha önce aşınır, dikeyde çalışan borularda bu tür bir ayrım olmaz. Yatayda ve dikeyde çalışan tüm sevk hattı borularının en hassas noktası iki borunun birleştirilmesi amacı ile flanş kaynatılan kısımlarıdır. Usta bir kaynakçının elinden çıkmayan
sevk hattı borusu her an ısısal uygulamadan dolayı kaybettiği direnç nedeni ile basınç altında çalışırken boruda yarılmanın başlangıç noktası olmaya adaydır. Bu nedenle ham
boru üzerine flanş kaynatılırken kaynak elektrotunun boruyu değil boruya kaynatılacak olan flanşı eriterek birleştirilmesi sağlanmalıdır.
Hazır beton sevk hattının geçeceği kat betonlarındaki delikler proje yetkilileri ile görüşülerek tespit edilmeli
ve proje sorumluları tarafından hazırlatılacak 30cmX30cm
kare kalıplar kat betonu kalıplarını hazırlayan taşeron firmaya teslim edilmeli ve mutlaka beton dökümü öncesi projeye uygun yerde sevk hattı geçiş boşluğunun bırakılması
sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki sağlıklı ve kesintisiz beton dökümü yapabilmek için sevk hattının katları arasında
Es’ler çizmesi değil eksenine dik olarak yükselmesi gereklidir.
Hazır beton sevk hatlarında çalışma başlangıcında aynı
araç üzeri mobil pompalarda olduğu gibi iç kayganlığın
sağlanabilmesi amacıyla kullanım öncesi şerbet çıkartılması ardından beton basılması genel standart uygulamadır.
Kuralına ve yukarıda bahsedilen özellikler uymadan acemice hazırlanan sevk hatlarında şerbet basarken bile tıkanma ve sorunlar yaşanabilmektedir.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Hazır Beton Sevk Hatlarında Yaşanan
Sorunlardan Bazılarını Aktarmak Gerekirse;
Sevk hattının yeterince hassas ve doğru şekilde kullanım sonrası temizlenmemesi, özellikle dirseklerde beton birikmesinden dolayı tıkanma
Kalınlığı kontrol altında tutulmayan dirsek ve borularla
çalışma sonucu dirsek ve boruların yarılması. Genel olarak
2,2 mm et kalınlığının altına düşen sevk boruları ve 3mm et
kalınlığının altına düşen geniş çaplı dirsekler güvenli çalışma sınırları dışına çıkmış kabul edilmelidir.
Kontrol edilmeyen yer ve duvar bağlantıları, gevşemiş
dübeller ve kelepçeler basınç altında çalışma sırasında
sevk hattının en zayıf noktadan dağılmasına, kelepçe fırlatmasına neden olur.
Yere sabitlenmeyen yer pompası çalışma esnasında
sevk hattına fazla darbe gücü iletir. Dikeye çıkan ilk geniş
çaplı dirsek her seferinde geriye doğru esneme hareketi
yapmak zorunda kalır. Böylece dikeydeki boruların tamamı
kendilerini sabitleyen ankraj dübellerine bu zorlanmayı ileterek hattın zarar görmesine neden olur.
Pompanın ve sevk hattı ile birlikte dağıtıcının temizliği
esnasında kullanılan temizlik topu sayısının unutulması. Çıkan top sayısı kullanılan top sayısından az ise ve son topun
da çıkması sağlanmadan sistem bırakılıp giderse bir sonraki kullanımda sevk hattı topun bulunduğu noktada sıkışacak, boru yada dirsek yarılması yaşanacak ve sonrasında
istenmeyen maliyetlerle karşılaşılacaktır.
Sevk hatları yer pompası ve dağıtıcılar ile birlikte çalışan bir gurubun üyesidir. Bu nedenle sevk hatları için gereken özen ve dikkatli çalışma dağıtıcı ve pompa içinde uygulanmadıkça her zaman sorun yaşanabilir.
Sevk hatlarında iş sağlığı ve güvenliği benzin iletim hatlarında olması gereken iş sağlığı ve güvenliği kadar ciddi
ve önemlidir. Kurallara uyulmaması durumunda can kaybına kadar varabilecek basınç patlamaları, parça fırlamaları
ve beton boşalmaları yaşanabilir.
Hepinize saygılarımı sunar kazasız, dertsiz çalışmalar
dilerim.
18
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
İş Makinalarının Satış Sonrası Hizmetlerinde
Yetkili Servis Yapısının Kurulması
Uğur GÜLLÜ / Satış Sonrası Hizmetler Direktörü / SANKO MAKİNA
İş Makinaları sektöründe “Satış Sonrası Hizmetler” olarak adlandırılan Yedek Parça, Teknik Servis ve Eğitim gibi
satış sonrasında müşterilere verilmesi gereken temel hizmetlerin ulaştırılmasında tercih edilen yol, ülke genelinde
Yetkili Servis Ağı kurmak şeklindedir.
Bu nedenle, bu yapının temel taşı olan Yetkili Servisler
belirlenmiş bir hedef doğrultusunda oluşturulmalı ve zamana bağlı olarak gelişip büyümelerini sağlayacak bir performans geliştirme sistemi ile izlenmelidirler.
Bu yazımızda, konunun ana başlıklarına değinerek iş
makinalarında örnek bir yetkili servis ağının yapılandırılması ve sürdürülebilir gelişimleri için kurulması gereken sistem konusunda bilgi paylaşımında bulunacağız.
Yetkili servis ağının boyutu (ulusal): iş makinaları satış sonrası hizmetlerinde verilecek hizmetin ülke çapında
7 coğrafik bölgede olma zorunluluğu olmasından dolayı ilk
20
çıkış noktası 7 ayrı coğrafik bölgede bu servis hizmetini verecek yetkili servisleri tespit etmek olmalıdır. Bir coğrafik
bölgedeki şehir sayıları da dikkate alındığında ana kriter 50
makina sayısını aşan her il için, o ilde bir yetkili servis oluşturmak olmalıdır ve bu servisler kendi sınırlarında 100 km
çaplı bir daire (zon) içinde hizmet götürebilecek şekilde seçilmelidir. Bu düşünceden hareketle ülke içinde yetkili servislerin ulaşamadığı bir alan kalmamış olmaktadır ve böyle
bir durum “yaygın ve geniş hizmet ağı” ifadesinin tam karşılığıdır. Görüldüğü gibi markanın il ve ülke genelindeki makina sayısı (satılmış ve yıl içinde satılması planlanan adetler) servis adetlerinin belirlenmesinde temel kriterdir.
Makina adetlerinin (popülasyon) düşük olduğu bazı durumlarda stratejik, pazarlama amaçlı, müşteri büyüklüğü…
gibi belli nedenlerden dolayı temel kriterlerin dışına çıkılarak herhangi bir il ya da daha küçük yerleşim bölgelerinde
(ilçe, belde) de yetkili servislik açılabilir.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
larını (e-sistem) yetkili servisin kullanımına açması gerekir. Bu konuda görev yapacaklara konu ile ilgili eğitim verilmesi ve yetkili servisle imzalanan sözleşmen tarihinin ilk haftasında ayrıca hizmet verilecek ürünlere ait teknik eğitimlerin teorik ve pratik olarak başlatılmış olmalıdır.
Bakım Aracı
Yetkili Servis Seçim Kriterleri
Tespit edilen bir yerleşim merkezinde seçilecek yetkili
serviste aranacak temel hususlar aşağıdaki gibi olmalıdır:
• Yetkili servis alanının boyutu ( kapalı alan 250-400 m2)
• Teknisyen sayısı (4-8 adet- En az %50 si meslek lisesi mezunu )
• Hizmet aracı sayısı (2-4 adet )
• Kompresör ve kaldırma aracı (1-5 ton arası tavan
vinci ya da forklift)
• Kapalı ofis (40-50 m2) ve yedek parça deposu (min.
20 m2)
Yetkili servis seçim kriterleri beklenen hizmetin büyüklüğü ya da o bölgedeki toplam makina sayısının fazlalığına
göre büyüme gösterebilir.
Bu kriterlere ilave olarak aday yetkili servisin finansal
kapasitesi, bankalarla olan mevcut ilişkisi ve teminat verebilme gücü de ayrıca irdelenmelidir.
Yetkili servis seçim ve onay süreci: Ulusal yetkili servis ağının kurulması aşamasında belirlenen her bir yetkili
servis adayı yukarıda açıklanan kriterler çerçevesinde değerlendirildikten sonra firmanın hukuk departmanı tarafından hazırlanmış "Yetkili Servis Sözleşmesi" taraflarca imzalanır. Bu sözleşme satış sonrası hizmetlerde tarafların sorumluluklarını belirleyen Sanayi Bakanlığı’nın satış sonrası hizmetler konusunda yayınlanmış kurallar çerçevesinde
hazırlanmış olmalı ve tarafların yükümlülükleri ile taahhütlerini açıkça ifade etmelidir. Sözleşme firmanın marka ve logosunun kullanılmasının kurallarını da açıkça belirtmelidir.
Belirlenen yetkili servisler TSE’nin yapılacak hizmetle
ilgili kriterlerini (TS 12510, TS13155, 12870, 12578…gibi)
yerine getirebilecek bir yapılanmada olmalıdırlar.
Yetkili servisin hizmet vermeye başlatılması: Herhangi
bir bölgede satış sonrası hizmetler vermeye başlayacak
olan yetkili servis için firmanın; garanti hizmetlerini ve yedek parça takip satış sistemini yöneten bilgisayar program-
Yetkili servise kurum kültürünü
yansıtan dış cephe tabelaları, araç
giydirme, atölye içi poster, flama ve
bayraklar gönderilir. Yeni bastırılacak kartvizit ve faturalarda yine şirketin kurum kültürünü yansıtan unsurlar ön plana çıkarılır. Yetkili servisin uyması gereken temel
kurallar ve günlük operasyonları anlatan el kitapları paylaşılır. Şirket internet web sitesinde yetkili servisin adı adresi ve
ulaşım bilgileri yayınlanır. (EK dosyalar)
Yetkili servisin performansının denetim ve ölçümü: Yetkili servislerin makinalara garanti ya da garanti dışı olarak
vermekte olduğu teknik servis hizmetleri ile yedek parça
satış performansının yıl içinde her 4 ayda sorgulandığı bir
performans denetleme sistemi kurulmalıdır. (Ek dosya)
Bu denetleme sisteminde yetkili servis için belirlenmiş
yıllık yedek parça satış ciro hedeflerini gerçekleştirme (her
4 ay için), ödeme performansını izleme, hizmet verilen mekanların fiziki görüntülerini ve temizliğini, çalışanların kıyafetlerinin kurum kimliğini yansıtıp yansıtmadığı, verilen eğitimlere katılım durumları… gibi temel kriterler sorgulanarak denetlenir.
Denetleme sonucunda alınan puanlara göre her dönem
sonu çeşitli parasal ödüller, yada yetersizlik durumlarında gereken ikazlar yapılır. Yılda 3 defa yapılacak bu denetlemeler
sonrası gelişme gösteremeyenler sistemden bertaraf edilirler.
Yukarıda sayılan hususların gerçekleştirilmesi için firmada, yetkili servislerin gelişimlerini başlangıçtan itibaren takip
eden ve bu konuda gerekli iyileştirmeler yapan bir yetkili servis geliştirme departmanı kurulmuş olmalıdır. Bu departman,
yetkili servislerde eksikliği hissedilen konulara odaklanarak
gerekli aksiyonları alıp onların firma ve müşteri beklentilerini
karşılayan bir seviyeye ulaştırılmalarını sağlar.
Günümüzde artan rekabet ve pazardaki ürünlerin teknik özelliklerinin birbirine yakın hale gelmesi nedeniyle müşterilerin beklentilerini satış sonrası hizmetlerin kalitesine yönlendirdiği bilinmektedir. Bu nedenle müşteriye en yakın cephede uğraş veren yetkili servislerin hizmet kaliteleri, o ürünün satışının devamlılığı ve pazar payının artması konusunda büyük önem taşımaktadır. Üretici ya da distribütör firmaların genel başarılarının altında satış sonrası hizmetlere verdikleri büyük önemin olduğu bilinen bir gerçektir.
21
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Makina Yetkili Servislerinde Uyulması
Gereken Temel Kurallar
Yetkili servisler kurumsal kimliği oluşturan ve yansıtan
aşağıdaki temel kurallara uymalıdırlar:
• Yetkili servis adını gösteren ve distribütör firma tarafından yaptırılmış bina dış cephe tabelası yeni, temiz ve düzgün görünüyor olmalıdır.
• Atölye içinin boya-badanası temiz ve şirketin belirlediği renklerde olmalıdır.
• Servis araçlarının logoları kurumsal kimliğe uygun,
fazladan başka bir logo eklenmemiş ve yapışkanlarından ayrılmamış bir şekilde olmalı ve araçlar sürekli temiz tutulmalıdır.
• Atölye içine hangi firmanın yetkili servisi olduğunu
belirleyen kırlangıç bayrak, flama ve posterler asılmış olmalı ve bunlar temiz görünümlü olmalıdır.
• Atölye zemini temiz, yağsız ve kir tabakasından arındırılmış bir görüntüde olmalı, binaya ait cephe ve giriş camları sürekli temiz tutulmalıdır. (Atölye zeminini
temizliğinde kesinlikle “ talaş” kullanılmamalıdır.)
• Atölye çalışanları distribütör firma tarafından yaptırılan yazlık yada kışlık iş elbiselerini giymek zorundadırlar. Farklı ürün ve markanın tanıtımının yapıldığı iş
elbiselerinin giyilmesi yasaktır.
• Distribütör firma’nın SSH vizyon-misyonunu gösteren tabela ile yetkili servis belgesi ve eğitimlerde verilen sertifikalar müşterilerin görebilecekleri bir yere
asılmış olmalıdır (tarihi geçmiş yetkili servis belgeleri iptal edilmelidir).
• Distribütör firma ile olan iletişim internet üzerinden ve
daima distribütör firma’nın yetkili servisleri için oluşturduğu ……[email protected] uzantılı mail adresi ile
yapılmalıdır.
• Yetkili servis girişlerindeki “Broşür Standı” temiz, bakımlı ve içindeki broşürler satılan makinalarla ilgili olmalıdır.
• Yetkili servislerde, distribütör firma tarafından satılan
ürünler dışındaki markalara ait resim, poster ve tanıtım broşürleri asılı olmamalıdır.
• Yedek parça depoları temiz, düzenli ve parçaları kolayca bulunan bir takip sistemine sahip olmalıdır.
• Yetkili servislere verilecek eğitimlere en az bir katılımcı ile katılmak
zorunluluğu vardır. Mazeret olduğu durumlarda bu bilgi yazılı olarak
Merkez’e bildirilmelidir.
• Müşterilere, distribütör firma tarafından yaptırılmış kartvizitler verilmeli bunun dışında oluşturulmuş marka
ve ürün ismi ihtiva eden kartvizitler
imha edilmelidir.
• Gazete ve dergilere verilecek ilanlarda distribütör firma’nın logosu kullanılacaksa Merkez’e bilgi verilmeli ve ilan ve reklamlarda başka marka ürün ve makina adı yazdırılmamalıdır.
• Yetkili servisin kullanmakta olduğu
kendisine ait faturalar, distribütör firmanın kurumsal kimliğine uygun olmalı ve fatura üzerinde başka markalara ait isim veya resimler bulunmamalıdır. (Örnek bir fatura modeli
Merkez’den istenebilir)
• Yetkili servisin kendisine ait İnternet
web sitesi varsa bu sitede distribütör
firmanın yetkili servisliğinin dışındaki
markaların tanıtımları olmamalıdır.
22
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
24
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Hidrolik Sistemlerde
Hararet Problemlerinin Giderilmesi
Brendan CASEY / Machinery Lubrication (11/2004)
Tercüme: Hakan ÇELİKER / Düzen Makina Ltd. Şti.
Hidrolik sistemlerdeki hararet problemi, genel arızalar arasında kaçak
problemlerinin hemen arkasından 2. sırada yer alır. Kaçak sorunlarından farklı
olarak, hararetin nedeni ve çözümü bakım personeli tarafından doğru bir şekilde
uygulanmamaktadır.
Hidrolik Sistemlerde Hararet Neden Oluşur?
Hidrolik akışkanının ısınması, verim düşüklüğünden
kaynaklanır. Verim düşüklüğü ise, besleme gücünün belli bir miktarının ısıya dönüşerek kaybolmasıdır. Hidrolik sistemdeki ısı yükü, verim düşüklüğü nedeniyle kaybolan toplam güce (Power Loss: PL) eşittir ve aşağıdaki formülle
gösterilebilir:
PLtoplam = PLpompa + PLvalfler + PLtesisat + PLaktüatör
Şayet besleme gücündeki ısı nedeniyle oluşan toplam
kayıp, sistemden yayılan ısıdan fazla olursa, hararet oluşacaktır. Hidrolik sistemlerin tipine göre, genel olarak besleme gücünün yüzde 25 ile 40 oranındaki kapasitede bir soğutucunun devreye ilave edilmesi gerekir.
Hidrolik Akışkan Sıcaklığı
Ne kadar sıcaklık, hararettir? 82°C derece üzerindeki
sıcaklıklar, birçok sızdırmazlık elemanının zarar görmesine
ve yağın da bozulmasına neden olur. Hidrolik sistemlerin
26
82°C derece üzerinde çalışmasına bir şekilde engel olunsa da, şayet sistemde kullanılan yağın viskozitesi optimum
değerin altına düşüyorsa, yine hararet olacaktır.
Hidrolik Akışkan Sıcaklığını Sabit Tutmak
Akışkan sıcaklığını sabit bir değerde tutmanın yolu, o
sistemdeki ısı yükünden daha fazla ısı tüketebilecek bir çözüm yolu bulunmasından geçer. Örnek olarak, 100 kW’lık
besleme gücüne sahip ve %80 verimlilikle çalışan bir sistemin, en az 20 kW’lık bir ısı yükünü tüketebilmesi gerekir. Ya
da, soğutma kapasitesi 25 kW olan bir sistemde, ısı yükünün 25 kW’ın üzerine çıkması veya soğutma sistem kapasitesinin bir şekilde 25 kW’ın altına düşmesi, hararete neden olacaktır.
Birde şu mobil uygulama örneğini ele alalım: Sistem
dizel-hidrolik güç ünitesi tarafından beslenmekte olup, deniz altında çalışan bir boru kesme testeresini çalıştırmaktadır. Testerenin normal çalışma ihtiyacı 210 bar’da 90 litre/
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
dak’dır. Hidrolik güç ünitesinin kesintisiz güç değeri 37 kW
olup, sistem hava soğutmalıdır. Soğutma sisteminin normal
dış hava şartlarındaki kapasitesi 10 kW, başka bir deyişle
besleme gücünün %27’si (10/37 x 100 = 27) kadardır. Ancak, soğutma kapasitesi ve sistem elemanları normal çalışmasına karşın, hararet oluşmaktadır. Neden? Şurası kesinki
hararet, aşırı ısı yükünden oluşmaktadır. Burada uygulama
şekline dikkat edilmesi gerekir. Şöyle ki, testereyi besleyen
hortumdaki basınç kaybı hesap edilmemiştir: Teorik olarak,
200 m’lik ve 20 mm çapındaki bir basınç hattı hortumundan
geçen 90 litre/dak’lık debi akışındaki basınç kaybı yaklaşık 55 bar’dır. Aynı uzunluktaki ve yaklaşık 25 mm çapındaki geri dönüş hattında ise 14 bar’dır. Bu durumda, basınç
kayıplarından dolayı sistemde oluşan teorik ısı yükü ise 69
bar (55 + 14), buda yaklaşık olarak 10.35 kW’dır. Yani, soğutma kapasitesinin 0.35 kW üzerinde bir ısı oluşmakta ve
bu normal ısı yükü ile birleşerek, sistemin hararet yapmasına neden olmaktadır.
Hararete Engel Olmak
Hidrolik sistemlerdeki hararet problemlerine engel olmanın iki yolu vardır: Isı yükünü azaltmak ya da ısı tüketimini çoğaltmak.
Hidrolik sistemlerde ısı tüketiminin başlıca kaynağı depodur. Bu nedenle, ilk olarak yapılması gereken iş, tanktaki
yağ seviyesini kontrol etmek ve şayet düşükse doğru seviyeye tamamlamaktır. Ayrıca, tankın çevresindeki hava akışına engel olabilecek atık birikmesi veya kirlilik olmamasına dikkat edilmelidir.
Soğutma sistemine dikkat edilmeli ve peteklerde tıkanıklık olmamasına özen gösterilmelidir. Soğutma sisteminin
kapasitesi, soğutma sıvısı ile soğutan havanın ya da suyun, akış miktarı ile sıcaklığına bağlı olduğu için, devredeki tüm elemanların performansı incelenmeli, gerekirse değiştirilmelidir.
Bir soğutma sisteminin performansı, kızılötesi sıcaklık termometresi kullanılarak kolayca test edilebilir. Bunun
için, soğutucuya giriş – çıkış sıcaklıkları ölçülmeli ve aşağıda verilen formülde değerler yerine konulmalıdır:
kW = L/min x ΔT °C
34.5
Bu formülde;
kW = soğutucunun ısı düşürme kapasitesi (Kilowatt olarak)
L/min = soğutucudan bir dakikada geçen debi miktarı (Litre olarak)
T ºC = soğutucuya giriş – çıkış sıcaklık farkı (Santigrad
derece olarak)
Hidrolik sistemlerde ısı tüketiminin başlıca kaynağı depodur. Bu nedenle,
ilk olarak yapılması gereken iş, tanktaki yağ seviyesini kontrol etmek ve şayet
düşükse doğru seviyeye tamamlamaktır.
27
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Örnek: Giriş – çıkış sıcaklık farkı 4ºC derece ve debisi 90 Litre/dak. olan bir soğutucunun 10 kW’lık ısı düşürme
kapasitesi vardır. Bu sistemin besleme gücünün 100 kW
olduğu düşünülürse, soğutucu bu besleme gücünün %10
kadarını tüketecektir. Şayet sistemde hararet oluşuyorsa,
ya soğutma devresinde sorun vardır ya da dış hava ortam
sıcaklığına göre yetersiz kapasitede bir soğutucu seçilmiş
demektir.
Yine aynı sistemi ele alalım ve soğutucu giriş – çıkış sıcaklık farkının 10ºC derece olduğunu farz edelim. Aynı debi
ile (90 Litre/dak.) soğutucunun tüketeceği güç 26 kW olacaktır. Bu durumda, 100 kW’lık besleme gücünün %26’sını
soğutucuda kaybolacaktır. Şayet sistemde hararet problemi oluşuyorsa, bu sistem verimliliğinin %74’ün altına düştüğünü gösterir.
Sistemdeki basınç kayıpları, kendini ısı
olarak gösterir. Herhangi bir elemanda
normalden daha fazla iç kaçak oluşursa,
bu sistemdeki ısı yükünü artıracak ve
hararete neden olacaktır.
Basınç Kaybı = Isı
Sistemdeki basınç kayıpları, kendini ısı olarak gösterir.
Herhangi bir elemanda normalden daha fazla iç kaçak oluşursa, bu sistemdeki ısı yükünü artıracak ve hararete neden olacaktır. Bu gibi durumlarda, örneğin hidrolik silindirdeki basınç altındaki yağın piston keçelerinden sızması ya
da yanlış değere ayarlanmış relif valfi gibi ısıya neden olan
etkenin bulunması gerekir.
Kapalı devre hidrolik sistemlerdeki hararetin en yaygın
nedeni, relif valflerin düşük değerlere ayarlanmış olmasıdır.
Bir diğer neden ise, değişken debili hidrolik pompanın basınç kompansatör valfinin ayarlanmış olduğu değere çok
yakın bir değere relif valfinin set edilmesidir ki, buda pompa açısının sıfıra düşmeden yağı basmaya devam etmesi
ve relifden geçerek ısı üretmesi anlamına gelir. Bunun çözümü içinse, kapalı merkezli hidrolik sistemlerdeki relifin,
kompansatör ayar değerinin 250 PSI (17 bar) üzerindeki
bir değere set edilmesidir.
Örnek: Bir kapalı merkez hidrolik devre şeması
Relif valf (RV), değişken debili hidrolik pompanın (PV)
basınç kompansetör valfinden (PC) 250 PSI daha yüksek
bir değere ayarlanmıştır.
Hidrolik sistemin yüksek hararetle çalıştırılmaya devam
edilmesi, içten yanmalı motorun hararetli bir şekilde çalıştırılması ile aynı sonucu doğuracaktır: Hasar kaçınılmazdır! Bu nedenle, bir hidrolik sistem hararet yapmaya başlamışsa, derhal çalışma durdurulmalı, hararetin nedeni tespit
edilmeli ve giderilmelidir.
28
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Konveyör Bantları
Ali Rıza SOYLU / Tema Lastik End. A.Ş.
Günümüzde yaygın bir kullanım alanı
olan konveyör sistemlerinin sağlıklı
çalışabilmesi için bakım, onarım ve
kontrolün doğru yapılması çok önemlidir.
30
Öncelikle yeni sistem kurulma aşamasında bazı detaylara dikkat etmek ileride karşımıza çıkacak sorunları asgaride tutabilmek açısından dikkat edilmesi gereken önemli
bir konudur. Sistem belirlendiğinde, seçilecek ekipmanın
kalitesi ve aksamlarının birbirine uyumlu olmaları işletme
masraflarını asgariye indirecektir. Bant seçimi de en önemli unsurlardan birisidir. Yapılan hesaplamalar sonucu tespit
edilen bant cinsinden sonra tambur çaplarının belirlenmesi
çok önemlidir. Bant hesabı yapıldıktan sonra seçilen banta
göre tambur çapları belirlenmeli ve hız hesabı yapılmalıdır.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Örnek
EP 800 4 Kat Bant
Tahrik Tambur Çapı (A) Dönüş Tambur Çapı (B)
: 630 mm.
: 500 mm.
Baskı (saptırma) Tambur Çapı (C)
: 400 mm.
EP 800 5 Kat Bant
Tahrik Tambur Çapı (A)
: 800 mm.
Dönüş Tambur Çapı (B)
: 630 mm.
Baskı (saptırma) Tambur Çapı (C)
: 500 mm.
Özellikle tekstil katlı bantlarda tambur çapları çok
önemlidir, küçük tamburlarda çalıştırılan bantlarda kat ayrışmaları kaçınılmazdır. Bantın içi görülemeyeceğinden arıza ancak bant hizmet dışı kaldığında görülebilir. Bantın geniş veya dar olması tambur çaplarında değişikliğe neden
oluşturmaz.
Sağlıklı bir bant kullanımı için kademeli ekleme (sıcak
veya soğuk ekleme) uygulaması çok önemlidir. Sağlıklı bir
ekleme yapıldığında bantın temizlenebilmesi için kullanılacak sıyırıcı ekipmanlarının işlevleri ve alternatifleri çoğalacaktır. Perçin, klips gibi eklemelerde temizleme asgariye
iner ve bant ömrü kısalır, bu aynı zamanda iş kaybı demektir. Kademeli ekleme yapmanın mümkün olmadığı yerlerde
bu tip ekleme tercih edilebilir, diğer koşullarda geçici çözüm olduğu unutulmamalıdır.
31
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Seçilecek bantın kaliteli olması çok önemlidir, ancak
bantın kullanım yerine göre tespit edilmesi gerekmektedir,
kullanım şartlarına göre aşınma, ısı ve yağ gibi sistemde taşınan malzemeye göre bant seçilmelidir.
Sistemin çalışması esnasında bantta meydana gelebilecek hasarları iki ana guruba ayırmak gereklidir. Birincisi
sitem geometrisinin düzgün olmayışı; bu durumda bant kenarları hasar görecektir.
Bantın orta kısımları hasar gördüğünde ise sistem kirliliği meydana gelmiştir veya dışarıdan sistemin üzerine yabancı malzeme düşmüştür. Ölçüler dahilinde bu tip hasarların tamiri de mümkündür. Düzgün yapılmayan ek yeri hasarları bu konunun dışında tutulmalıdır.
32
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Sitemin düzenli çalışabilmesi için tamburların kaplanması gereklidir, tahrik tamburları genelde “baklava” desen
tabir edilen kauçukla kaplanmalı, diğer tüm tamburlar düz
tip kauçukla kaplanmalıdır. Kaplanmış tamburlarla çalışan
bir sistemde patinaj oluşmaz. Kaplama, aynı zamanda
hem elektrik tasarrufu sağlayacağı gibi patinaj sonucunda
istenmeyen bant aşınmalarını da engeller. Patinajın çok sorun olabileceği yerlerde tahrik tamburlarının seramikli kauçukla kaplanması önemlidir.
34
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Sıcak
Havada Beton
Erol AKCAN / Genel Müdür Yardımcısı / Meka Beton Santralleri
Globalleşen Dünya’da Afrika’daki ve Arap Yarımadası’ndaki
ülkelerin giderek önem kazanması, dünyadaki önemli inşaat firmalarının dikkatini bu bölgelere çekmiştir. Artan inşaat faaliyetlerinde belli bir beton kalite standardını yakalamak için, firmaların özellikle bölgedeki sıcak hava koşullarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Sıcak hava koşulları kısaca; 3 günlük hava sıcaklığı ortalamasının 30°C’nin üzerinde olması, düşük bağıl nem yüzdesi, hızlı esen rüzgârlar ve güneş
radyasyonu ortamlarının biri ya da birkaçının bir arada bulunduğu durumlar olarak tanımlanabilir. Sözkonusu koşulların betonun üretimini, yerleştirilmesini ve betonun tüm özelliklerini olumsuz etkilediği bilinmektedir.
36
Sıcak Hava Koşullarının Betonun
Özelliklerine Etkileri
Hava sıcaklığının fazla olması beton içindeki suyun buharlaşmasına, betonun kıvamının ve işlenebilirliğinin azalmasına, reaksiyon için gerekli şartların sağlanamamasından dolayı dayanım kaybına, betonun dökümünde, yerleştirilmesinde, vibrasyonunda ve bitirilmesinde zorluklara,
beton yüzeyinde daha fazla çatlaklar oluşup betonun geçirimsiz olmasına neden olur.
Suyun buharlaşmasını yüksek sıcaklık, rüzgâr ve bağıl
nem etkiler.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Hava sıcaklığı arttıkça;
• Su ihtiyacı artar.
• Kıvam düşer.
• Erken dayanım artar. 28. gün dayanımı düşer.
• Akışkanlaştırıcı ve priz geciktirici kimyasal katkılar
kullanılmalıdır.
• Agreganın su emmesi doğru tespit edilip karışım dizaynı buna göre hazırlanmalıdır.
• Beton yüzeyinde rötre (plastik büzülme) çatlakları
daha çok oluşur. Bu da betonu geçirimsiz yapar.
Sıcak Hava Koşullarında Beton Taşınırken
Alınması Gereken Önlemler
• Beton yüzeyindeki su hemen buharlaşacağı için hızlı priz alır ve dayanımsız olur.
• Hazır beton gitmesi gereken yere zamanında gitmelidir.
Şantiyede taze betona, kıvamını artırmak için su eklendiğinde;
• Su/çimento oranı artar ve beton dayanımı düşer.
• Geçirgenlik artar.
• Transmikser devri yüksek olmamalıdır.
• Teslim yerine en kısa mesafeden gidilmelidir.
• Kuru sistem tercih edilebilir.
• Dayanıklılık düşer.
Sıcak Hava Koşullarında Beton Dökülmeden
Önce Alınması Gereken Önlemler
Sıcak Hava Koşullarında Beton Yapımı ve Yerleştirilmesi için Uygun Olan Beton Sıcaklığı
• Beton dökülecek zemin ıslatılıp suya doygun hale
getirilir. Bu sayede taze betondaki suyun zemince
emilmesi engellenir.
• Beton yüzey görüntüsü bozulur.
Betonda bulunması gereken sıcaklığın üst sınırı olarak
kabul edilebilecek bir değer, yapının tipine ve çevre koşullarına bağlı olarak değişebilmektedir. Üst sınır sayılabilecek bir sıcaklığa sahip olarak yapılan ve yerleştirilen bir
beton herhangi bir uygulama için ideal sonuçlar verirken,
bir başka uygulama için farklı sonuçlar verebilmektedir. Bu
nedenle betonda bulunması gereken sıcaklığın üst sınırını
kesin olarak belirtmek doğru değildir.
Hava sıcaklığının +5°C ’nin üstünde olduğu ortamlarda
beton sıcaklığının 10°C-20°C arasında olması ideal olarak kabul edilir; ama bunu her zaman sağlayabilmek mümkün değildir. Beton sıcaklığı TS EN 206-1 standardına göre en düşük
+5°C olmalıdır. Beton sıcaklığının bu standartta üst limiti olmasa da 32 °C’ nin (ASTM C 94) üstünde olmaması tercih edilir.
• Kalıplar ve donatılar nemlendirilir.
• Aşırı rüzgar var ise döküm yeri etrafına rüzgar kırıcı
yerlestirilebilir.
• Gölgelik kullanılarak beton güneş ışığından korunabilir.
• Tüm isçiler ve gerekli ekipmanlar beton dökümü için
hazır olmalıdır.
• Gün içinde sıcaklığın azaldığı saatlerde beton dökümü yapılmalıdır.
Sıcak Hava Koşullarında Alınması
Gereken Önlemler
Sıcak hava koşullarının olumsuz etkilerini azaltabilmek
amacıyla, bu koşullarda üretilecek betonlar için alınması
gereken önlemler şöyledir;
• Agrega gölgede stoklanmalıdır.
• Agregalara, düzenli olarak su püskürtülerek sıcaklıkları düşürülmelidir.
Resim 1: Zeminin nemlendirilmesi
• Su yalıtımı olan beyaz renkli tanklarda ve mümkün
ise yer altında saklanmalıdır.
• Beton karışım suyuna buz parçaları eklenmeli ya da
su sıvı nitrojen ile soğutulmalıdır.
• Çimento stoktan kullanılmalıdır.
• Hidratasyon ısısı düşük çimento kullanılmalıdır.
• Çimento dozajı kontrollü olarak dayanım ve dayanıklılık kriterlerini sağlayacak şekilde bir miktar azaltılmalıdır.
• Taşıma esnasında kaybolacak olan su hesaplanıp
reçete ona göre revize edilmelidir.
Resim 2: Sislendirme(fogging) ile hem hava sogutulur
hem de bağıl nem artar.
37
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Resim 3: Katar’daki bir MEKA Beton Santrali’nden buz sistemi uygulaması
Sıcak Hava Koşullarında Beton Dökümünde
Alınması Gereken Önlemler
• Su geçirmeyen(naylon-polietilen) bir tabaka ile beton yüzeyi kapatılır
• Beton sıcaklığı sürekli olarak kontrol edilmelidir.
• Sürekli olarak betonun yüzeyinin nemli kalması sağlanır. Genelde hortum yada mekanik spreyleme sistemi ile su dökülür ya da su göleti oluşturulur.
• Aşırı vibrasyon yapılmamalıdır.
• Döküm en kısa sürede gerçekleştirilmelidir.
• Bitirme işlemi yüzeyde terleyen su kalmayınca hemen yapılmalıdır.
Sıcak Hava Koşullarında Beton Bakımı
Betonun bakımı bir başka deyişle betonun kürü, beton
yerleştirildikten sonra veya beton ürünlerinin imalatından
sonra oluşabilecek su kaybını engellemek ve hidratasyon
reaksiyonlarının uygun şekilde ve zamanda gerçekleşmesini sağlamaktır. Çimento hidratasyonu günlerce, haftalarca hatta aylarca sürer. Hidratasyon reaksiyonunun devamı
için yeterli miktarda su ve sıcaklık gerekmektedir. Bu koşullar sağlanamadığı takdirde betondan beklenen dayanım
ve dayanıklılık (durabilite) elde edilemez.
Betonun terlemesi ile kaybolan suyun betona geriden
kazandırılması ya da terlemenin olabildiğince düşük seviyede gerçekleşmesi için üç yol izlenir:
• Kimyasal kür katkıları kullanılır.
Sıcak Hava Koşullarında MEKA Beton
Santralleri’nin Uygulamaları
MEKA, sıcak hava koşullarının egemen olduğu bölgelerde yıllardan beri süregelen tecrübesiyle en kaliteli ve verimli üretimi yapmak adına santrallerine buz santrali ve su
soğutma sistemi entegrasyonu imkanı sunmaktadır. Buz
santrali entegrasyonu sayesinde reçetede kullanılması öngörülen su miktarının bir kısmı buz ile karşılanabilir. Su soğutma sistemlerinde ise +4°C dereceye kadar soğuk su
karışıma ilave edilebilmektedir.
MEKA, her iki sistem için de otomasyon sistemini başarıyla adapte edebilmektedir. Buz santrallerinde üretilen
buz, MEKA helezonlarıyla buz tartım ünitesine taşınır. Betonun sağlıklı şekilde soğutulması için tartım ünitesine aktarma bandına kademeli olarak boşaltılmakta, agrega aktarma bandında ilerlerken soğutma başlamaktadır.
Kaynaklar:
• ACI Committee 305, Hot-Weather Concerting, ACI 305R-99
American Concrete Instute, Farmington Hills, Michigan, 1999
• Cooling Ready Mixed Concrete, Publication No:106 trc.
TÜRKİYE HAZIR BETON BİRLİĞİ –Teknik Ofis İnş.Yük.Müh,
Tümer AKAKIN – İnş.Müh. Yasin ENGİN,(1998).
• Erdoğan, Turhan Y., Beton, ODTÜ Yayıncılık, Ankara 2010.
• ACI Committee 308, Standart Specification for Curing
Concrate, ACI 308.1-98, American Concrate Institute, Farmington Hills, Michigan, 1998
Şekil 1:Kür Uygulamalarında Nem ve Sıcaklığın Etkisi
38
• Sıcak Havada Beton, Hazır Beton Dergisi 69. Sayı, 65. Sayfa
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Kaynak
Hortumlarındaki
Oksijen-Asetilen
Geri Tepmeleri
Newton, BE; Pryor, D; Chiffoleau, GJA; Beeson, H
Victor Ekipmanları Şirketi 1913 de L. W. Stettner tarafından kuruldu. Aslen kaynakçı olan Stettner,
bir kaynak kazasında bir gözünü kaybetti ve ondan sonra daha güvenli kaynak ekipmanları tasarlamak
için çalışmalara girdi. Tasarladığı kaynak ve kesme torçları ve gaz regülatörleri kısa zamanda kabul gördü ve Victor Oksi-Asetilen Kaynak Ekipmanları Şirketi süratle büyüdü. Victor mühendisleri bu makaleyi
Stettner’in vurgulamış olduğu güvenlik ruhu ile kaleme aldılar.
VICTOR, Türkiye'de ÖZENSAN A.Ş. Tarafından temsil edilmektedir.
Kaynak sektöründe hakim kaygılardan biri, bir
oksijen-asetilen (oksiasetilen) geri tepme tepkisinin bir kaynak hortumunun içine yayılarak oksijenasetilen parlamasına ve hızlı toplanma basıncından dolayı patlamaya neden olmasıdır. Tanık olunan bir kaynak hortumu yangını hangi şartlar altında kaynak hortumlarının içerisinde patlamaların olacağını ve hangi kaynak hortumlarının bu durumlara maruz kaldığında patlayacağını gösteren testle sonuçlanmıştır. Bu yazı kaynak hortumu
yangını gözlemini, geri tepme tepkilerini oluşturan şartları ve kazanın yeniden yapılması sırasında
sıradan kaynak hortumlarının içindeki parlamapatlama geçişinin özelliklerini görmek amacıyla ortaya konan analitik çalışmaları bildirmektedir.
Bu yazı aynı zamanda geri tepme patlamalarından
kaynaklanan hortum yarılmalarına özgün fiziksel
ve kimyasal kriterleri sunmaktadır.
40
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Yazarlar bir operatörün ciddi şekilde yanmasıyla sonuçlanan
bir oksiasetilen kaynak hortumu patlamasını araştırmışlardır. Kaynak hortumu ticari bir kaynak torçuyla ve ısıtma uçlu bir karıştırma
ekipmanıyla kullanıldığı sırada meydana gelmiştir. Yangın, operatör
hem oksijen hem de asetilen regülatörünü 15 psig değerine ayarlayıp torçu yakmaya çalıştığı esnada meydana gelmiştir. Kendi ifadesine göre asetilen akışını başlatmak için torç sapının üzerindeki asetilen iğne valfini açmış ve asetilen akışını normal olarak torçun ucunda yakmıştır. Torç üzerindeki oksijen iğne valfini açmaya başladığında bir “pop” sesi duymuş ve alev çıktığını görmüş, bunun üzerine iki
iğne valfini de kapatmıştır. Daha sonra asetilen iğne valfini tekrar açmış ve asetilen akışını torçun ucunda tekrar yakmıştır. Oksijen iğne
valfini ikinci kez açmaya başladığında ateş büyük bir gürültüyle yeniden torç ucundan içeri girmiştir. Asetilen kaynağı hortumu anında
yarılarak operatörün ciddi ölçüde yaralanmasına sebep olan açık
asetilen ateşi başlamıştır.
Kaynak hortumunun ve patlayan asetilen hortumunun (Şekil 1 ve
2) incelenmesi sonucunda asetilen kaynağı hortumunun torç sapı
bağlantısına doğru yaklaşık 48.3 cm (19 inç) yarıldığını görülmüştür. Araştırmaya göre hortum yarıldıktan sonra bir asetilen-hava alevi
hortumun yarılmış olan kısmından başlayarak hortumun torça, asetilen akışının olduğu tarafa doğru olan kısmını kesmiştir. Şekil 2’de
gösterilen fotoğrafta kaynak hortumunun üzerindeki yarık yakından
görülmektedir. Hortumun yarılmış kısmı ile ilk yarılmadan sonra yanan kısmı arasında gözle görülür bir fark vardır.
Bu yazı forensik yeniden yapmanın detaylarını tartışmaktan kaçınırken, kaynak hortumları içindeki geri tepme tepkilerini değerlendirmek için gerçekleştirilen test ve tutuşma olayının karakteristik özellikleri oksiasetilen geri tepmesi sonucu oluşan kaynak hortumu yarıklarının daya iyi anlaşılması için sunulmuştur.
1. Newton, BE; Başkan Yardımcısı, R&D, Wendell Hull and Associates INC, 1020 S. Main, Las Cruces, NM 88005.
2. Pryor, D; Baş Mühendis, Victor Equipment Company, Denton, TX.
3. Chiffoleau, GJA; Test Tesisi Müdürü, Wendell Hull and Associates INC, 1020 S. Main, Las Cruces, NM 88005.
4. Beeson, H; NASA-WSTF,Laboratuar Şef Yardımcısı, Las Cruces, NM.
Şekil 1. Torçun ve kaynak hortumunun fotoğrafı (yarılan yer belirtilmiştir).
41
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Şekil 2. İlk yarılmanın ve hortumun devam eden yanığının yakından görünümü
Arka Plan
Araştırmacılar bir kaynak hortumu burada bahsedilenle
(Şekil 1 ve 2) benzer bir biçimde yarıldığında oluşan hatayı açıklamak için geri tepme tepkisi denilen bir olaya dikkat
çekmektedirler. Tutulan geri tepme olarak da bilinen geri
tepme torçun ucundaki alevin torçun içine girerek torçun
gaz karıştırıcısında yanmaya devam etmesini anlatmak için
kullanılmaktadır. Ancak, geri tepme aynı zamanda alevin
torçtan tamamen içeri girerek gaz tedarik hortumlarının birinin içine girmesini anlatmak için de kullanılmaktadır. Geri
tepme teriminin bu kafa karıştırıcı kullanımları ve ateş tepmesi ve tutulan ateş tepmesi gibi diğer terimlerle bir arada
kullanılması yüzünden bu terimlerle neyin anlatıldığına karar vermek çoğunlukla zordur.
Anlatımın anlaşılabilir olması için bu yazıda yazar oksiasetilen ekipman içinde ortaya çıkabilecek bu üç çeşit olayı
birbirinden ayıran Broden et al [1] içinde yer alan tanımları
tercih etmiştir. Bu tanımlar aşağıdaki gibidir:
Ateş tepmesi - “Ateş tepmesi torçun içine keskin bir
patlamayla (pop) dönen alevi anlatmaktadır. Alev söndürülür ya da nozul ucunda yeniden yakılır.” Bu durum Şekil
3’te gösterilmiştir.
42
Tutulan ateş tepmesi – “Tutulan ateş tepmesinde alev
torçtan içeri girerek karıştırıcının içinde, genelde karışım
noktasında yanmaya devam eder.”
Tablo 1. Fazla basınç hesapları
Tepkenler
%Yakıt
Yanma
kPa (psia)
CJ Patlama
kPa (psia)
Oksijen-asetilen 24.56
3024,9 (438,7) 5985 (867.8)
Oksijen-asetilen 44.83
4098.9 (594.3) 8115 (1176.7)
Tutulan ateş tepmesinin özelliği bir ilk patlama (ateş
tepmesi) ve ardından devam eden yanmadan gelen ıslığa
benzer sestir. Bu durum Şekil 4’te gösterilmiştir.
Geri tepme – “Geri tepme alevin yanarak torçun içinden gaz kaynağına (hortuma) geri dönmesidir. Geri tepmenin temel nedeni geri akış, yani oksijenin asetilen hortumunun içinde girerek orada patlayıcı bir karışım oluşmasıdır. Bu karışım daha sonra torç yakıldığında oluşan ateş
tepmesiyle yanabilir. Normalde, bir kaynak hortumuna geri
tepme sadece çok istisnai durumlarda olur. Tecrübeler sonunda anlaşılmıştır ki, aşağıdakiler dahil birçok gerekli koşul oluşmalıdır:
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Ateş tepmesi
1. Oksijen hortumunun içine asetilen ya da asetilen hortumunun içine oksijen girmesi gibi bir geri gaz
akışı olmalıdır.
2. Bir geri akış oluşması için, gaz basınçlarından birinin diğerinden
daha yüksek olması gerekir. Basınçlar arasındaki fark ne kadar
büyük olursa, diğer uygun koşullar
da sağlandığında geri akış o kadar
muhtemel olur.
Şekil 3. Torç ateş tepmesinin grafik çizimi
Tutulan Ateş tepmesi
3. Torçta geri basınç oluşturup ters
akışa sebep olmak için karıştırıcı
birim yönünde gaz akışında bir bozulma olmalıdır (yani torç ucunu tıkayan bir cüruf, çalışılan malzemeye bastırılması sonucu torç ucundan akışın kısıtlanması, vs.).
4. İki iğne valf de açık olmalı ve torç
kontrol valfleri bulunmamalı ya da
bozuk olmalıdır ki diğer koşullar
oluşmuşsa gazların biri diğer hortumdan içeri girebilsin.
Şekil 4. Torç tutulan ateş tepmesinin grafik çizimi
Ters Akış
Geri Tepme
5. Yakıt ve oksijen gazları yeterli ölçüde karışmalıdır, böylece torçtan
hortumun içine giren alevi yönlendirmek için gerekli alev alan gaz
oluşur. Bir alevin torçtan hortumların birinin içine doğru yayılması için bir geri tepme tutucusunun
olmaması gerekir yoksa alev yayılması gerçekleşmez.
6. Yanmadan patlamaya geçiş hortumun içinde olursa hortum alevin
hızlanmasından dolayı oluşan şok
dalgası yüzünden yarılabilir. Yoksa tecrübeler gösteriyor ki kaynak
hortumları bir yanmayı emebilecek
kadar kuvvetlidir ancak patlamayla ortaya çıkan enerji salınımı yüksekse (yüksek basınçla başlamışsa) hortum yarılabilir. Patlama, çok
özel bir yanma olayıdır ve sadece
belli şartlar altında gerçekleşir.
Geri tepme tepkisinin önemli safhaları Şekil 5 ile gösterilmiştir.
Şekil 5. Geri tepme parçaları
44
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Yeni 6331 Sayılı İSG Yasası Üzerine
Teknik Değerlendirmeler
Erkin GÜLER / Makina Mühendisi, ISO 9001-ISO14001-OHSAS18001-TURQUM Baş Denetçisi
Açıkçası bu yasa üzerinde epeyce bir yazı ve görüş yazıldı şimdiye kadar, ancak meslek odaları ve tabipler birliği ile devlet ayrışmış durumdadır… 6331
sayılı yasa Türkiye’de yaklaşık 22 milyon insanı yani,
özel sektör ve kamu işyerlerinin tamamını, dolayısıyla işçi-memur herkes (basın ve deniz çalışanları dahil) yasa kapsamındadır, kamu kurumlarında İSG kapsamında çalışanları doğrudan ilgilendirmektedir (sadece güvenlik güçleri, afet ve acil durum birimleri, ev
hizmetleriyle esnaf işyerleri yasa dışında kalacak, ancak yanında işçi çalıştıran esnaf da yasa kapsamında
sayılacaktır…). Dolayısıyla, yasa metninin her bir madde ve fıkraları oldukça detaylı anlam içermektedir. Bu
açıdan baktığımızda da, önümüzdeki günlerde çıkacak olan yasa ile ilgili yönetmelikler ve yönergeler sonucu, kanun yapıcı neler düşündüğünü daha açık ve
net bir şekilde ortaya koyacaktır.
48
Türkiye olarak yılda ortalama 80 bin iş kazasında yaklaşık 1000 vatandaşımızı kaybetmekteyiz ve yeni İSG yasası, ile AB üyelik sürecinde de bir engel bu yasayla aşılmış
olacaktır. Böylece, işyerleri, yapılan işin tehlike derecesine
göre Çok Tehlikeli, Tehlikeli ve Az Tehlikeli olarak üç sınıfa
ayrılıyor. Çok tehlikeli işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli işyerlerinde (B) sınıfı, az tehlikeli işyerlerinde (C) sınıfı belgeye
sahip iş güvenliği uzmanı çalıştırılacak. Ayrıca bütün tehlike sınıflarındaki işyerleri işyeri hekimi istihdam edecektir.
Şu anki uygulamada, sanayiden sayılan ve 50'den fazla işçi çalıştıran işverenler iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırmak zorunda. İsteyen işveren bu hizmetleri dışarıdan da alabiliyor. Fakat yeni İSG yasasına göre, 50 işçi
sınırı kaldırılmakta ve bütün işyerleri için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi zorunlu hale gelmektedir. Yani üç işçi çalıştıran bir işyeri dahi bir iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekiminden hizmet alacaktır.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma ya da dışarıdan hizmet alma şartı; çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinden 10 çalışandan az kişinin istihdam edildiği işyerlerinde yasanın yayım tarihinden iki yıl sonra, 10 kişiden az
çalışanın olduğu tehlikeli ve az tehlikeli işyerleri için yasanın yayım tarihinden üç yıl sonra, 10 ve daha fazla çalışanı
olan işyerlerinden tüm tehlike sınıfları için yasanın yayım tarihinden bir yıl sonra başlayacak. Bu geçiş sürecinde, tüm
işyerleri için ihtiyaç duyulacak iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimleri belgelendirilecek olduğu ifade edilmesine karşın, işverenler, bütün işyerlerine yetecek kadar iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin sağlanamayacağı konusunda
endişe etmektedir…
Diğer taraftan, yeni İSG yasasıyla birlikte, mesleki eğitim gerektiren işlerde, eğitim belgesi olmayan kişiler çalıştırılamayacak ve işverenlerin bu konuda sıkıntı yaşamaması
için, önümüzdeki süreçte mesleki eğitim ve yetiştirme kurslarının hız kazanması gerekmektedir.
Ancak, şu konu da çok önemlidir, yasa ihlalleri cezalandırılırken tedbirli olan işverenlerin ise ödüllendirilmemekte
olması oldukça çarpıcıdır.
Evet, yeni 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
üzerine konuşmaya, eleştirmeye ve öneri getirmeye devam
edeceğimiz şimdiden görülmektedir. Bu nedenden dolayı,
orijinal yasa metnini şu şekilde sunmak istemekteyim, dergimizin devam eden bir sonraki sayısında da, yasanın karakteristik olarak çalışandan ve işverenden neler beklediği
üzerine daha detaylı duracağım…
a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk
kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının
faaliyetleri.
b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.
c) Ev hizmetleri.
ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına
mal ve hizmet üretimi yapanlar.
d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri.
Tanımlar
MADDE 3- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
b) Çalışan: Kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi,
c)Çalışan temsilcisi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda
çalışanları temsil etmeye yetkili çalışanı,
ç)Destek elemanı: Asli görevinin yanında iş sağlığı ve
güvenliği ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla
mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip kişiyi,
Birinci Bölüm
d)Eğitim kurumu: İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve
diğer sağlık personelinin eğitimlerini vermek üzere
Bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversiteleri ve Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından kurulan müesseseleri,
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
e)Genç çalışan: Onbeş yaşını bitirmiş ancak onsekiz
yaşını doldurmamış çalışanı,
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
Kanun No: 6331
Kabul Tarihi: 20/6/2012
Amaç
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik
şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev,
yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.
Kapsam ve istisnalar
MADDE 2- (1) Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm
çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
(2) Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz:
f) İş güvenliği uzmanı: İş sağlığı ve güvenliği alanında
görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş
güvenliği uzmanlığı belgesine sahip mühendis, mimar veya teknik elemanı,
g)İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle
meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut
bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan olayı,
ğ)İşveren: Çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel
kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,
h) İşyeri: Mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi
olan ve olmayan unsurlar ile çalışanın birlikte örgüt-
49
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
lendiği, işverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet
ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim yerleri ve
avlu gibi diğer eklentiler ve araçları da içeren organizasyonu,
ı) İşyeri hekimi: İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi,
ifade eder.
(2) İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılır.
i) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi: İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan,
gerekli donanım ve personele sahip olan birimi,
İkinci Bölüm
j) Konsey: Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyini,
İşveren ile Çalışanların Görev, Yetki ve
Yükümlülükleri
k) Kurul: İş sağlığı ve güvenliği kurulunu,
1) Meslek hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu
ortaya çıkan hastalığı,
m) Ortak sağlık ve güvenlik birimi: Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret
Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini
sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimi,
n) Önleme: İşyerinde yürütülen işlerin bütün safhalarında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskleri ortadan
kaldırmak veya azaltmak için planlanan ve alınan
tedbirlerin tümünü,
o) Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma
ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini,
ö) Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu
tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile
tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek
derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları,
p) Tehlike: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar
veya hasar verme potansiyelini,
r) Tehlike sınıfı: İş sağlığı ve güvenliği açısından, yapılan işin özelliği, işin her safhasında kullanılan veya
ortaya çıkan maddeler, iş ekipmanı, üretim yöntem
ve şekilleri, çalışma ortam ve şartları ile ilgili diğer
hususlar dikkate alınarak işyeri için belirlenen tehlike grubunu,
s) Teknik eleman: Teknik öğretmen, fizikçi ve kimyager unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği programı mezunlarını,
50
ş) İşyeri hemşiresi: 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini
icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında
görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memurunu,
İşverenin genel yükümlülüğü
MADDE 4- (1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve
güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi
dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun
hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi
için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine
uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik
yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
d)Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların
hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için
gerekli tedbirleri alır.
(2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet
alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.
(3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.
(4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.
Risklerden korunma ilkeleri
MADDE 5- (1) İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur:
a) Risklerden kaçınmak.
b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek.
c) Risklerle kaynağında mücadele etmek.
ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma
ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek.
d) Teknik gelişmelere uyum sağlamak.
e) Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek.
f) Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal
ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini
kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek.
g) Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek.
ğ) Çalışanlara uygun talimatlar vermek.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri
MADDE 6- (1) Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak,
iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren;
a) Çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir
kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet
alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere
ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir.
b) Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve
kuruluşların görevlerini yerine getirmeleri amacıyla
araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılar.
c) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler
arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlar.
ç) Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve
kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirir.
d) Çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen
veya etkilemesi muhtemel konular hakkında; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşları, başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine gelen çalışanları ve bunların işverenlerini bilgilendirir.
(2) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu
kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini, Sağlık Bakanlığına ait döner sermayeli
kuruluşlardan doğrudan alabileceği gibi 4734 sayılı Kanun
hükümleri çerçevesinde de alabilir.
(3) Tam süreli işyeri hekimi görevlendirilen işyerlerinde,
diğer sağlık personeli görevlendirilmesi zorunlu değildir.
İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi
MADDE 7- (1) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi için, Bakanlıkça aşağıdaki şartlarla destek
sağlanabilir:
a) Kamu kurum ve kuruluşları hariç ondan az çalışanı bulunanlardan, çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer
alan işyerleri faydalanabilir. Ancak, Bakanlar Kurulu,
ondan az çalışanı bulunanlardan az tehlikeli sınıfta yer
alan işyerlerinin de faydalanmasına karar verebilir.
b) Giderler, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından
kısa vadeli sigorta kolları için toplanan primlerden
kaynak aktarılmak suretiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finanse edilir.
c) Uygulamada, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas
alınır.
ç) Bu Kanun ve diğer mevzuat gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde; istihdam ettiği kişilerin sigortalılık bildiriminde bulunmadığı tespit edilen işverenlerden, tespit tarihine kadar yapılan ödemeler yasal faizi ile birlikte Sosyal Güvenlik Kurumunca tahsil edilir
ve bu durumdaki işverenler, sağlanan destekten üç
yıl süreyle faydalanamaz.
d) Uygulamaya ilişkin olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye, uygulamayı yönlendirmeye ve
doğabilecek sorunları çözmeye Bakanlık yetkilidir.
(2) Aşağıdaki konular ile bunlara ilişkin usul ve esaslar,
Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir:
a) İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yerine getirilmesi
için sağlanacak desteğin uygulanması.
b) Destek sağlanacak ondan az çalışanı bulunan işyerlerinin özellikleri göz önünde bulundurularak; Sosyal
Güvenlik Kurumu tarafından ödenecek iş sağlığı ve
güvenliği hizmet bedellerinin tespiti, destek olunacak kısmı ve ödenme şekli.
c) Destekten faydalanabilecek işyerlerinin taşıması gereken şartlar.
ç) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti verecek kuruluşların
özellikleri.
(3) Etkinlik ve sürekliliğin sağlanması amacıyla; Bakanlık tarafından Sağlık Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve ilgili meslek kuruluşlarıyla iş birliği yapılabilir.
İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları
MADDE 8- (1) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının
hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik
ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür.
51
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
(2) İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen
hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından
yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir.
(3) Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur.
(4) Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak
şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali
tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesi askıya alınır.
(5) İş güvenliği uzmanlarının görev alabilmeleri için; çok
tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli sınıfta
yer alan işyerlerinde en az (B) sınıfı, az tehlikeli sınıfta yer
alan işyerlerinde ise en az (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı
belgesine sahip olmaları şartı aranır. Bakanlık, iş güvenliği
uzmanlarının ve işyeri hekimlerinin görevlendirilmesi konusunda sektörel alanda özel düzenleme yapabilir.
(6) Belirlenen çalışma süresi nedeniyle işyeri hekimi ve
iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gereken
durumlarda; işveren, işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurar.
Bu durumda, çalışanların tabi olduğu kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresi dikkate alınır.
(7) Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre
çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200)
gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme, hizmet alan kurum tarafından yapılır. Bu
ödemeden damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde, günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam seksen saatten fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz.
(8) Kamu sağlık hizmetlerinde tam süreli çalışmaya ilişkin mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işyeri hekimlerinin ve diğer sağlık personelinin işyeri sağlık ve güvenlik
birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görevlendirilmelerinde ve hizmet verilen işyerlerinde çalışanlarla sınırlı olmak üzere görevlerini yerine getirmelerinde, diğer kanunların kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz.
52
Tehlike sınıfının belirlenmesi
MADDE 9- (1) İşyeri tehlike sınıfları; 31/5/2006 tarihli ve
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 83 üncü maddesine göre belirlenen kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi de dikkate alınarak, İş Sağlığı ve
Güvenliği Genel Müdürünün Başkanlığında ilgili taraflarca
oluşturulan komisyonun görüşleri doğrultusunda, Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile tespit edilir.
(2) İşyeri tehlike sınıflarının tespitinde, o işyerinde yapılan asıl iş dikkate alınır.
Risk değerlendirmesi, kontrol, ölçüm ve araştırma
MADDE 10- (1) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. Risk değerlendirmesi yapılırken aşağıdaki hususlar dikkate alınır:
a) Belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu.
b) Kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal madde ve müstahzarların seçimi.
c) İşyerinin tertip ve düzeni.
ç) Genç, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar
gibi özel politika gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu.
(2) İşveren, yapılacak risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı belirler.
(3) İşyerinde uygulanacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri, çalışma şekilleri ve üretim yöntemleri; çalışanların sağlık ve güvenlik yönünden korunma düzeyini yükseltecek ve
işyerinin idari yapılanmasının her kademesinde uygulanabilir nitelikte olmalıdır.
(4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma
ortamına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldığı risklerin
belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve
araştırmaların yapılmasını sağlar.
Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım
MADDE 11- (1) İşveren;
a) Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile
çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek
acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları
ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır.
b) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeleri yapar, acil durum planlarını hazırlar.
c) Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan
sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişileri dikkate alarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk
yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip
ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar.
ç) Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve
yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapar.
maksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.
(4) İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen
gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır.
(5) Bu Kanunun 25 inci maddesine göre işyerinde işin
durdurulması hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz.
İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi
Tahliye
MADDE 12- (1) Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin
meydana gelmesi durumunda işveren;
a) Çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden
ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden
gerekli düzenlemeleri yapar ve çalışanlara gerekli
talimatları verir.
b) Durumun devam etmesi hâlinde, zorunluluk olmadıkça, gerekli donanıma sahip ve özel olarak görevlendirilenler dışındaki çalışanlardan işlerine devam
etmelerini isteyemez.
(2) İşveren, çalışanların kendileri veya diğer kişilerin
güvenliği için ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıkları ve
amirine hemen haber veremedikleri durumlarda; istenmeyen sonuçların önlenmesi için, bilgileri ve mevcut teknik
donanımları çerçevesinde müdahale edebilmelerine imkân
sağlar. Böyle bir durumda çalışanlar, ihmal veya dikkatsiz
davranışları olmadıkça yaptıkları müdahaleden dolayı sorumlu tutulamaz.
Çalışmaktan kaçınma hakkı
MADDE 13- (1) Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit
edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.
(2) Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar
vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar
çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden
doğan diğer hakları saklıdır.
(3) Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda ol-
MADDE 14- (1) İşveren;
a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.
b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya
ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının
zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş
ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.
(2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal
Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:
a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.
b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde.
(3) İşyeri hekimi veya sağlık hizmeti sunucuları; meslek hastalığı ön tanısı koydukları vakaları, Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına sevk eder.
(4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş
kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde
Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.
(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça
belirlenir.
Sağlık gözetimi
MADDE 15- (1) İşveren;
a) Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve
güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine
tabi tutulmalarını sağlar.
b) Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır:
53
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
1) İşe girişlerinde.
2) İş değişikliğinde.
3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde
talep etmeleri hâlinde.
4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla.
(2) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde
çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatılamaz.
(3) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri
hekiminden alınır. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir.
(4) Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.
(5) Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel hayatı ve
itibarının korunması açısından sağlık bilgileri gizli tutulur.
Çalışanların bilgilendirilmesi
MADDE 16- (1) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla işveren, çalışanları
ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağıdaki konularda bilgilendirir:
a) İşyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler.
b) Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorumluluklar.
54
Çalışanların eğitimi
MADDE 17- (1) İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe
başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş
ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan
yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır.
(2) Çalışan temsilcileri özel olarak eğitilir.
(3) Mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan tehlikeli ve
çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, yapacağı işle ilgili mesleki eğitim aldığını belgeleyemeyenler çalıştırılamaz.
(4) İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan
çalışana işe başlamadan önce, söz konusu kazanın veya
meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir. Ayrıca, herhangi
bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir.
(5) Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde;
yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri
ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına
dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere
gelen çalışanlar işe başlatılamaz.
(6) Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, iş sağlığı ve güvenliği risklerine karşı çalışana gerekli eğitimin verilmesini sağlar.
(7) Bu madde kapsamında verilecek eğitimin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz. Eğitimlerde geçen süre çalışma
süresinden sayılır. Eğitim sürelerinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilir.
c) İlk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri konusunda görevlendirilen kişiler.
Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının
sağlanması
(2) İşveren;
a) 12 nci maddede belirtilen ciddi ve yakın tehlikeye maruz kalan veya kalma riski olan bütün çalışanları, tehlikeler ile bunlardan doğan risklere karşı alınmış ve alınacak tedbirler hakkında derhal bilgilendirir.
MADDE 18- (1) İşveren, görüş alma ve katılımın sağlanması konusunda, çalışanlara veya iki ve daha fazla çalışan temsilcisinin bulunduğu işyerlerinde varsa işyeri yetkili sendika temsilcilerine yoksa çalışan temsilcilerine aşağıdaki imkânları sağlar:
b) Başka işyerlerinden çalışmak üzere kendi işyerine
gelen çalışanların birinci fıkrada belirtilen bilgileri almalarını sağlamak üzere, söz konusu çalışanların işverenlerine gerekli bilgileri verir.
a) İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda görüşlerinin alınması, teklif getirme hakkının tanınması ve bu
konulardaki görüşmelerde yer alma ve katılımlarının
sağlanması.
c) Risk değerlendirmesi, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili koruyucu ve önleyici tedbirler, ölçüm, analiz, teknik kontrol, kayıtlar, raporlar ve teftişten elde edilen
bilgilere, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin
ulaşmasını sağlar.
b)Yeni teknolojilerin uygulanması, seçilecek iş ekipmanı, çalışma ortamı ve şartlarının çalışanların sağlık ve
güvenliğine etkisi konularında görüşlerinin alınması.
(2) İşveren, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin
aşağıdaki konularda önceden görüşlerinin alınmasını sağlar:
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
a) İşyerinden görevlendirilecek veya işyeri dışından
hizmet alınacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve
diğer personel ile ilk yardım, yangınla mücadele ve
tahliye işleri için kişilerin görevlendirilmesi.
sında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, aşağıda belirtilen sayılarda çalışan
temsilcisini görevlendirir:
b) Risk değerlendirmesi yapılarak, alınması gereken
koruyucu ve önleyici tedbirlerin ve kullanılması gereken koruyucu donanım ve ekipmanın belirlenmesi.
b) Ellibir ile yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde
iki.
c) Sağlık ve güvenlik risklerinin önlenmesi ve koruyucu
hizmetlerin yürütülmesi.
ç) Çalışanların bilgilendirilmesi.
d) Çalışanlara verilecek eğitimin planlanması.
(3) Çalışanların veya çalışan temsilcilerinin, işyerinde iş
sağlığı ve güvenliği için alınan önlemlerin yetersiz olduğu
durumlarda veya teftiş sırasında, yetkili makama başvurmalarından dolayı hakları kısıtlanamaz.
Çalışanların yükümlülükleri
MADDE 19- (1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini
tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
(2) Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır:
a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.
b)Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı
doğru kullanmak ve korumak.
c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın
bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan
temsilcisine derhal haber vermek.
ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi
konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
a) İki ile elli arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir.
c) Yüzbir ile beşyüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç.
ç) Beşyüzbir ile bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört.
d) Binbir ile ikibin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş.
e) İkibinbir ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı.
(2) Birden fazla çalışan temsilcisinin bulunması durumunda baş temsilci, çalışan temsilcileri arasında yapılacak
seçimle belirlenir.
(3) Çalışan temsilcileri, tehlike kaynağının yok edilmesi
veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkına sahiptir.
(4) Görevlerini yürütmeleri nedeniyle, çalışan temsilcileri ve destek elemanlarının hakları kısıtlanamaz ve görevlerini yerine getirebilmeleri için işveren tarafından gerekli
imkânlar sağlanır.
(5) İşyerinde yetkili sendika bulunması hâlinde, işyeri
sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak da görev yapar.
Üçüncü Bölüm
Konsey, Kurul ve Koordinasyon
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi
MADDE 21- (1) Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği
ile ilgili politika ve stratejilerin belirlenmesi için tavsiyelerde
bulunmak üzere Konsey kurulmuştur.
(2) Konsey, Bakanlık Müsteşarının başkanlığında aşağıda belirtilen üyelerden oluşur:
a) Bakanlık İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü, Çalışma Genel Müdürü, İş Teftiş Kurulu Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından bir genel müdür.
d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
b) Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Kalkınma, Millî Eğitim ile Sağlık bakanlıklarından ilgili birer genel müdür.
Çalışan temsilcisi
c)Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından bir yürütme
kurulu üyesi, Devlet Personel Başkanlığından bir
başkan yardımcısı.
MADDE 20- (1) İşveren; işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarını göz önünde bulundurarak
dengeli dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar ara-
55
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
ç) İşveren, işçi ve kamu görevlileri sendikaları üst kuruluşlarının en fazla üyeye sahip ilk üçünden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden, Türkiye Esnaf
ve Sanatkârları Konfederasyonundan, Türk Tabipleri Birliğinden, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinden ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden konuyla
ilgili veya görevli birer yönetim kurulu üyesi.
d) İhtiyaç duyulması hâlinde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürünün teklifi ve Konseyin kararı ile belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda faaliyet gösteren kurum veya kuruluşlardan en fazla iki temsilci.
(3) İkinci fıkranın (d) bendi kapsamında belirlenen Konsey üyeleri, iki yıl için seçilir ve üst üste iki olağan toplantıya katılmaz ise ilgili kurum veya kuruluşun üyeliği sona erer.
(4) Konseyin sekretaryası, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel
Müdürlüğünce yürütülür.
(5) Konsey, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir. Oyların eşitliği hâlinde başkanın oyu kararı belirler.
Çekimser oy kullanılamaz.
(6) Konsey yılda iki defa olağan toplanır. Başkanın veya
üyelerin üçte birinin teklifi ile olağanüstü olarak da toplanabilir.
(7) Konseyin çalışma usul ve esasları Bakanlık tarafından belirlenir.
İş sağlığı ve güvenliği kurulu
MADDE 22- (1) Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu
ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular.
(2) Altı aydan fazla süren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hallerde;
a) Asıl işveren ve alt işveren tarafından ayrı ayrı kurul
oluşturulmuş ise, faaliyetlerin yürütülmesi ve kararların uygulanması konusunda iş birliği ve koordinasyon asıl işverence sağlanır.
b) Asıl işveren tarafından kurul oluşturulmuş ise, kurul
oluşturması gerekmeyen alt işveren, koordinasyonu
sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.
c) İşyerinde kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren, alt
işverenin oluşturduğu kurula iş birliği ve koordinasyonu
sağlamak üzere vekâleten yetkili bir temsilci atar.
ç) Kurul oluşturması gerekmeyen asıl işveren ve alt işverenin toplam çalışan sayısı elliden fazla ise, koordinasyonu asıl işverence yapılmak kaydıyla, asıl işveren ve alt işveren tarafından birlikte bir kurul oluşturulur.
56
(3) Aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması hâlinde işverenler, birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirir.
İş sağlığı ve güvenliğinin koordinasyonu
MADDE 23- (1) Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda işverenler; iş hijyeni ile iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanmasında iş birliği yapar, yapılan işin yapısı göz önüne alınarak mesleki risklerin
önlenmesi ve bu risklerden korunulması çalışmalarını koordinasyon içinde yapar, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini
bu riskler konusunda bilgilendirir.
(2) Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş
hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Yönetim, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği
yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir.
Dördüncü Bölüm
Teftiş ve İdari Yaptırımlar
Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu
MADDE 24- (1) Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden
teftiş yapmaya yetkili Bakanlık iş müfettişlerince yapılır.
Bu Kanun kapsamında yapılacak teftiş ve incelemelerde,
4857 sayılı Kanunun 92, 93, 96, 97 ve 107 nci maddeleri uygulanır.
(2) Bakanlık, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında ölçüm, inceleme ve araştırma yapmaya, bu amaçla numune almaya ve eğitim kurumları ile ortak sağlık ve
güvenlik birimlerinde kontrol ve denetim yapmaya yetkilidir. Bu konularda yetkilendirilenler mümkün olduğu kadar
işi aksatmamak, işverenin ve işyerinin meslek sırları ile gördükleri ve öğrendikleri hususları tamamen gizli tutmakla yükümlüdür. Kontrol ve denetimin usul ve esasları Bakanlıkça düzenlenir.
(3) Askeri işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim ve teftişi konusu ve sonuçlarına ait işlemler, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlıkça
birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.
İşin durdurulması
MADDE 25- (1) İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğin-
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
de; bu tehlike giderilinceye kadar, hayati tehlikenin niteliği
ve bu tehlikeden doğabilecek riskin etkileyebileceği alan
ile çalışanlar dikkate alınarak, işyerinin bir bölümünde veya
tamamında iş durdurulur. Ayrıca çok tehlikeli sınıfta yer alan
maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda iş durdurulur.
(2) İş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili üç iş
müfettişinden oluşan heyet, iş sağlığı ve güvenliği bakımından teftişe yetkili iş müfettişinin tespiti üzerine gerekli incelemeleri yaparak, tespit tarihinden itibaren iki gün içerisinde işin durdurulmasına karar verebilir. Ancak tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi hâlinde; tespiti
yapan iş müfettişi, heyet tarafından karar alınıncaya kadar
geçerli olmak kaydıyla işi durdurur.
(3) İşin durdurulması kararı, ilgili mülki idare amirine ve
işyeri dosyasının bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bir gün içinde gönderilir. İşin durdurulması kararı, mülki idare amiri tarafından yirmidört saat içinde yerine
getirilir. Ancak, tespit edilen hususun acil müdahaleyi gerektirmesi nedeniyle verilen işin durdurulması kararı, mülki
idare amiri tarafından aynı gün yerine getirilir.
(4) İşveren, yerine getirildiği tarihten itibaren altı iş günü
içinde, yetkili iş mahkemesinde işin durdurulması kararına
itiraz edebilir. İtiraz, işin durdurulması kararının uygulanmasını etkilemez. Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş
günü içinde karara bağlar. Mahkeme kararı kesindir.
(5) İşverenin işin durdurulmasını gerektiren hususların
giderildiğini Bakanlığa yazılı olarak bildirmesi hâlinde, en
geç yedi gün içinde işyerinde inceleme yapılarak işverenin
talebi sonuçlandırılır.
(6) İşveren, işin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük
olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş
vermekle yükümlüdür.
İdari para cezaları ve uygulanması
MADDE 26- (1) Bu Kanunun;
a) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı ikibin Türk Lirası,
b) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince belirlenen
nitelikte iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi görevlendirmeyen işverene görevlendirmediği her bir
kişi için beşbin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği
her ay için aynı miktar, diğer sağlık personeli görevlendirmeyen işverene ikibinbeşyüz Türk Lirası, aykı-
58
rılığın devam ettiği her ay için aynı miktar, aynı fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir ihlal için ayrı
ayrı binbeşyüz Türk Lirası, (ç) bendine aykırı hareket
eden işverene yerine getirilmeyen her bir tedbir için
ayrı ayrı bin Türk Lirası,
c) 8 inci maddesinin birinci ve altıncı fıkralarına aykırı
hareket eden işverene her bir ihlal için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası,
ç) 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işverene
üçbin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için
dörtbinbeşyüz Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene binbeşyüz Türk Lirası,
d) 11 ve 12 nci maddeleri hükümlerine aykırı hareket
eden işverene, uyulmayan her bir yükümlülük için
bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için
aynı miktar,
e) 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası, ikinci
fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen
işverene ikibin Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına ikibin Türk Lirası,
f) 15 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene, sağlık gözetimine tabi tutulmayan veya sağlık raporu
alınmayan her çalışan için bin Türk Lirası,
g) 16 ncı maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine
getirmeyen işverene, bilgilendirilmeyen her bir çalışan için bin Türk Lirası,
ğ) 17 nci maddesinin bir ila yedinci fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir
çalışan için bin Türk Lirası,
h) 18 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine
getirmeyen işverene, her bir aykırılık için ayrı ayrı bin
Türk Lirası,
ı) 20 nci maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında
belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene bin
Türk Lirası, üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene binbeşyüz Türk Lirası,
i) 22 nci maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine
getirmeyen işverene her bir aykırılık için ayrı ayrı ikibin Türk Lirası,
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
j) 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeyen yönetimlere
beşbin Türk Lirası,
Beşinci Bölüm
k) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen iş
sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına
veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetiminin yapılmasına engel
olan işverene beşbin Türk Lirası,
Bağımlılık yapan maddeleri kullanma yasağı
l) 25 inci maddesinde belirtilen yükümlülüklere göre
işyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işi yönetmelikte belirtilen şartları yerine getirmeden devam ettiren işverene fiil başka bir suç oluştursa dahi onbin
Türk Lirası, altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülükleri
yerine getirmeyen işverene ihlale uğrayan her bir çalışan için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her
ay için aynı miktar,
m) 29 uncu maddesinde belirtilen; büyük kaza önleme
politika belgesi hazırlamayan işverene ellibin Türk Lirası, güvenlik raporunu hazırlayıp Bakanlığın değerlendirmesine sunmadan işyerini faaliyete geçiren, işletilmesine Bakanlıkça izin verilmeyen işyerini açan
veya durdurulan işyerinde faaliyete devam eden işverene seksenbin Türk Lirası,
n) 30 uncu maddesinde öngörülen yönetmeliklerde
belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene,
uyulmayan her hüküm için tespit edildiği tarihten itibaren aylık olarak bin Türk Lirası,
idari para cezası verilir.
(2) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları gerekçesi
belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. Verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün
içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan
kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir.
Hüküm bulunmayan haller ve muafiyet
MADDE 27- (1) Çalışanların tabi oldukları kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4857 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
(2) Bu Kanuna göre düzenlenen kağıtlar damga vergisinden, işlemler harçtan müstesnadır.
(3) Bakanlık, bu Kanuna göre yapılacak iş ve işlemlere
ait her türlü belge veya bilgiyi, elektronik ve benzeri ortamlar üzerinden isteyebilir, arşivleyebilir, bu ortamlar üzerinden onay, yetki, bilgi ve belge verebilir.
60
Çeşitli ve Geçici Hükümler
MADDE 28- (1) İşyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır.
(2) İşveren; işyeri eklentilerinden sayılan kısımlarda, ne
gibi hallerde, hangi zamanda ve hangi şartlarla alkollü içki
içilebileceğini belirleme yetkisine sahiptir.
(3) Aşağıdaki çalışanlar için alkollü içki kullanma yasağı uygulanmaz:
a) Alkollü içki yapılan işyerlerinde çalışan ve işin gereği
olarak üretileni denetlemekle görevlendirilenler.
b) Kapalı kaplarda veya açık olarak alkollü içki satılan
veya içilen işyerlerinde işin gereği alkollü içki içmek
zorunda olanlar.
c) İşinin niteliği gereği müşterilerle birlikte alkollü içki içmek zorunda olanlar.
Güvenlik raporu veya büyük kaza önleme politika belgesi
MADDE 29- (1) İşletmeye başlanmadan önce, büyük
endüstriyel kaza oluşabilecek işyerleri için, işyerlerinin büyüklüğüne göre büyük kaza önleme politika belgesi veya
güvenlik raporu işveren tarafından hazırlanır.
(2) Güvenlik raporu hazırlama yükümlülüğü bulunan işveren, hazırladıkları güvenlik raporlarının içerik ve yeterlilikleri Bakanlıkça incelenmesini müteakip işyerlerini işletmeye açabilir.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çeşitli yönetmelikler
MADDE 30- (1) Aşağıdaki konular ile bunlara ilişkin
usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir:
a) İlgili bakanlıkların görüşü alınarak, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, sürdürülmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi amacıyla; işyeri bina ve eklentileri, iş ekipmanı, işin her safhasında kullanılan ve ortaya çıkan maddeler, çalışma ortam ve şartları, özel
risk taşıyan iş ekipmanı ve işler ile işyerleri, özel politika gerektiren grupların çalıştırılması, işin özelliğine
göre gece çalışmaları ve postalar hâlinde çalışmalar,
sağlık kuralları bakımından daha az çalışılması gereken işler, gebe ve emziren kadınların çalışma şartları, emzirme odaları ve çocuk bakım yurtlarının kurulması veya dışarıdan hizmet alınması ve benzeri özel
düzenleme gerektirebilecek konular ve bunlara bağlı
bildirim ve izinler ile bu Kanunun uygulanmasına yönelik diğer hususlar.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
b) İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili olarak;
d) Yapılan işin niteliği, çalışan sayısı, işyerinin büyük-
1) Çalışan sayısı ve tehlike sınıfı göz önünde bulundurularak hangi işyerlerinde işyeri sağlık ve güvenlik biriminin
kurulacağı, bu birimlerin fiziki şartları ile birimlerde bulundurulacak donanım.
lüğü, kullanılan, depolanan ve üretilen maddeler, iş
2) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik biriminde görev alacak işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin nitelikleri, işe alınmaları,
görevlendirilmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, görevlerini nasıl yürütecekleri, işyerinde çalışan sayısı ve işyerinin
yer aldığı tehlike sınıfı göz önünde bulundurularak asgari
çalışma süreleri, işyerlerindeki tehlikeli hususları nasıl bildirecekleri, sahip oldukları belgelere göre hangi işyerlerinde
görev alabilecekleri.
konularda görevlendirilecek kişiler.
3) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunacak kişi, kurum
ve kuruluşların; görev, yetki ve yükümlülükleri, belgelendirilmeleri ve yetkilendirilmeleri ile sunulacak hizmetler kapsamında yer alan sağlık gözetimi ve sağlık raporları, kuruluşların fiziki şartları ile kuruluşlarda bulundurulacak personel ve donanım.
4) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan kişi, kurum ve
kuruluşlardan işyeri tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre;
hangi şartlarda hizmet alınacağı, görevlendirilecek veya istihdam edilecek kişilerin sayısı, işyerinde verilecek hizmet
süresi ve belirlenen görevleri hangi hallerde işverenin kendisinin üstlenebileceği.
5) İşyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin eğitimleri ve belgelendirilmeleri, unvanlarına göre
kimlerin hangi sınıf belge alabilecekleri, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli eğitimi verecek kurumların belgelendirilmeleri, yetkilendirilmeleri ile eğitim
programlarının ve bu programlarda görev alacak eğiticilerin niteliklerinin belirlenmesi ve belgelendirilmeleri, eğitimlerin sonunda yapılacak sınavlar ve düzenlenecek belgeler.
c) Risk değerlendirmesi ile ilgili olarak; risk değerlendirmesinin hangi işyerlerinde ne şekilde yapılacağı,
değerlendirme yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli izinlerin verilmesi ve izinlerin iptal edilmesi.
ç) Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak, işverenlerin işyerlerinde bu Kanun kapsamında yapmakla yükümlü oldukları kişisel maruziyete ve çalışma ortamına
yönelik gerekli kontrol, inceleme ve araştırmalar ile
fiziksel, kimyasal ve biyolojik etmenlerle ilgili ölçüm
ve laboratuvar analizlerinin usul ve esasları ile bu ölçüm ve analizleri yapacak kişi ve kuruluşların niteliklerinin belirlenmesi, gerekli yetkilerin verilmesi ve verilen yetkilerin iptali ile yetkilendirme ve belgelendirme bedelleri.
62
ekipmanı ve işyerinin konumu gibi hususlar dikkate
alınarak acil durum planlarının hazırlanması, önleme,
koruma, tahliye, ilk yardım ve benzeri konular ile bu
e) Çalışanlara ve temsilcilerine verilecek eğitimler, bu
eğitimlerin belgelendirilmesi, iş sağlığı ve güvenliği
eğitimi verecek kişi ve kuruluşlarda aranacak nitelikler ile mesleki eğitim alma zorunluluğu bulunan işler.
f) Kurulun oluşumu, görev ve yetkileri, çalışma usul ve
esasları, birden çok kurul bulunması hâlinde bu kurullar arasındaki koordinasyon ve iş birliği.
g) İçişleri Bakanlığı ile müştereken, işyerlerinde işin
durdurulması, hangi işlerde risk değerlendirmesi yapılmamış olması durumunda işin durdurulacağı, durdurma sebeplerini gidermek için mühürlerin geçici
olarak kaldırılması, yeniden çalışmaya izin verilme
şartları, acil hallerde işin durdurulmasına karar verilinceye kadar geçecek sürede alınacak tedbirlerin
uygulanması.
ğ) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile müştereken, büyük
endüstriyel kazaların önlenmesi ve etkilerinin azaltılması için alınacak tedbirler, büyük endüstriyel kaza
oluşabilecek işyerlerinin belirlenmesi ve sınıflandırılması, büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporunun hazırlanması ve uygulanması, güvenlik raporunun olmaması, incelenmek üzere Bakanlığa gönderilmemesi veya Bakanlıkça yetersiz
bulunması durumunda işin durdurulması ve işin devamına izin verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (b) bendine göre işyeri hekimi ve diğer sağlık personeline dair çıkarılan yönetmelikte yer alan
işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin eğitim programları, çalışma süreleri, görev ve yetkilerine ilişkin hususlarda
Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınır.
Belgelendirme, ihtar ve iptaller
MADDE 31- (1) İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan,
ölçüm ve analizleri yapan kişi, kurum, kuruluşlar ve eğitim kurumları ile ilgili olarak yetkilendirme ve belgelendirme bedelleri, bu kişi ve kurumlara getirilen kuralların ihlali
hâlinde hafif, orta ve ağır ihtar olarak kayda alınması ile yetki belgelerinin geçerliliğinin doğrudan veya ihtar puanları
esas alınarak askıya alınması ve iptaline dair usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Değiştirilen hükümler
MADDE 32- 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun;
a) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Geçici iş ilişkisi kurulan
işveren işçiye talimat verme hakkına sahiptir.”
b) 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinin (d) alt bendinde yer alan “veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi” ibaresi “, işyerine sarhoş
yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da
işyerinde bu maddeleri kullanması” şeklinde değiştirilmiştir.
c) 71 inci maddesinin üçüncü fıkrasında geçen “hafif işler” ibaresinden sonra gelmek üzere “, onaltı yaşını
doldurmuş fakat onsekiz yaşını bitirmemiş genç işçilerin hangi çeşit işlerde çalıştırılabilecekleri” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 33- 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki
(I) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına
ait bölümünde yer alan “Baş İş Müfettişi” unvanlı kadrolar
“İş Başmüfettişi” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 34- Ekli (I), (II) ve (III) sayılı listelerde yer alan
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığına ait bölümüne eklenmiş, ekli (IV) sayılı listede
yer alan kadrolar iptal edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ait bölümünden çıkarılmıştır.
MADDE 35- 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli (II) sayılı cetvelin “4. Başbakanlık ve
Bakanlıklarda” bölümünde yer alan “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Ens. Müd.” ibaresi “İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitü
Müdürü” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 36- 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“Yayın zorunluluğu
EK MADDE 2- Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile
ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar; ayda en az altmış dakika iş sağlığı
ve güvenliği, çalışma hayatında kayıt dışılığın önlenmesi,
sosyal güvenlik, işçi ve işveren ilişkileri konularında uyarıcı
ve eğitici mahiyette yayınlar yapmak zorundadır. Bu yayınlar, asgari otuz dakikası 17:00-22:00 saatleri arasında olmak üzere, 08:00-22:00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst
Kuruluna teslim edilir. Bu saatler dışında yapılan yayınlar,
aylık altmış dakikalık süreye dahil edilmez. Bu programlar,
64
Bakanlık ve bağlı ve ilgili kuruluşları, Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu ile ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları ile bilimsel kuruluşlar, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları
veya sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanır veya hazırlatılır. Hazırlanan programların, Bakanlığın olumlu görüşü
alındıktan sonra Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından
radyo ve televizyonlarda yayınlanması sağlanır.
Bu madde kapsamında yapılan yayınlar için herhangi
bir bedel ödenmez. Bu yayınların ve sürelerinin denetimi
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca yapılır.”
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 37- 4857 sayılı Kanunun aşağıdaki hükümleri
yürürlükten kaldırılmıştır:
a) 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası.
b) 63 üncü maddesinin dördüncü fıkrası.
c) 69 uncu maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları.
ç) 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 95, 105
ve geçici 2 nci maddeler.
(2) 4857 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “İş sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere” ifadesi ile 98 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “85 inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni Türk Lirası,” ifadesi metinden çıkartılmıştır.
Atıflar
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Diğer mevzuatta iş sağlığı ve
güvenliği ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanuna yapılan atıflar
bu Kanuna yapılmış sayılır.
Mevcut yönetmelikler
GEÇİCİ MADDE 2- (l) 4857 sayılı Kanunun 77 nci, 78
inci, 79 uncu, 80 inci, 81 inci ve 88 inci maddelerine göre
yürürlüğe konulan yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri, bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar uygulanmaya devam olunur.
Sağlık raporları
GEÇİCİ MADDE 3- (l) Çalışanlar için, 4857 sayılı Kanun ve diğer mevzuat gereği daha önce alınmış bulunan
periyodik sağlık raporları süresi bitinceye kadar geçerlidir.
İş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü
GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bu Kanunun 8 inci maddesinde
belirtilen çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (A) sınıfı
belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren dört yıl süreyle (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi; tehlikeli sınıfta yer alan işyer-
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
lerinde ise (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır.
Mevcut sertifika ve belgeler ile ihtar puanları
GEÇİCİ MADDE 5- (1) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Bakanlıkça verilen işyeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı ve işyeri hemşiresi sertifikası veya belgesi ile Türk Tabipleri Birliği tarafından verilen işyeri hekimliği sertifikası sahiplerinden belgeleri geçersiz sayılanlar, mevcut belge veya sertifikalarını bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde Bakanlıkça düzenlenecek
belge ile değiştirmeleri şartıyla bu Kanunla verilen bütün hak ve yetkileri kullanabilirler. Aynı tarihten önce eğitim kurumlarınca verilen işyeri hekimliği ve iş güvenliği
uzmanlığı eğitimlerini tamamlayanlardan eğitimleri geçersiz sayılanlar ilgili mevzuata göre sınava girmeye hak
kazanırlar. Hak sahipliğinin tespitinde Bakanlık kayıtları esas alınır.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan eğitim kurumu ve ortak
sağlık ve güvenlik birimlerine uygulanan ihtar puanları, kayıtlarda yer alan haliyle yeni yapılacak düzenlemeye aktarılır.
İşyeri hekimliği yapan kurum tabiplerine yapılan ücret ödemeleri
GEÇİCİ MADDE 6- (1) Kamu kurum ve kuruluşları ile
mahalli idarelerde gerçekleştirilmiş olan işyeri hekimliği ücreti ödemeleri nedeniyle kamu görevlileri hakkında idari
veya mali yargılama ve takibat yapılamaz, başlatılanlar işlemden kaldırılır, bu ödemeler geriye tahsil ve tazmin konusu edilemez.
GEÇİCİ MADDE 7- (1) Bu Kanunun yayımı tarihinde
Baş İş Müfettişi kadrolarında bulunanlar, hiçbir işleme gerek kalmaksızın İş Başmüfettişi kadrolarına atanmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 8- (1) Bu Kanunun yayımlandığı tarihte İş Sağlığı ve Güvenliği Merkez Müdürlüğünde İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Enstitü Müdürü ile İşçi Sağlığı ve
İş Güvenliği Enstitü Müdür Yardımcısı unvanlı kadrolarda bulunanların görevleri, bu Kanunun yayımlandığı tarihte sona erer ve bunlar en geç bir ay içinde derece
ve kademelerine uygun diğer kadrolara atanır. Bunlar,
yeni bir kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait
aylık, ek gösterge ve her türlü zam ve tazminatlar ile diğer mali haklarını almaya devam eder. Söz konusu personelin atandıkları tarih itibarıyla eski kadrolarına ilişkin
olarak en son ayda aldıkları aylık, ek gösterge, her türlü
66
zam ve tazminatları, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ve ek ders ücreti hariç)
toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas
alınır); yeni atandıkları kadrolara ilişkin olarak yapılan aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ve ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla
olması hâlinde aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve
kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir. Atandıkları kadro unvanlarında isteğe bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla
kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara fark tazminatı ödenmesine son verilir.
(2) Bu Kanuna ekli listelerde ihdas edilen kadrolardan
boş bulunan 20 İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı, 100 İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı, 40 Memur, 40 Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni ve 10 Mühendis kadrosuna,
21/12/2011 tarihli ve 6260 sayılı 2012 yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanundaki sınırlamalara tabi olmadan 2012 yılı içinde atama yapılabilir.
Yürürlük
MADDE 38- (1) Bu Kanunun;
a) 6, 7 ve 8 inci maddeler;
1) Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren
iki yıl sonra,
2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta
yer alan işyerleri için yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra,
3) Diğer işyerleri için yayımı tarihinden itibaren altı ay
sonra,
b) 9, 31, 33, 34, 35, 36 ve 38 inci maddeleri ile geçici 4,
geçici 5, geçici 6, geçici 7 ve geçici 8 inci maddeleri yayımı tarihinde,
c) Diğer maddeleri yayımı tarihinden itibaren altı ay
sonra,
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 39- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
(I) SAYILI LİSTE
KURUMU : ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Serbest Kadro Adedi
Toplam
GİH
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı
3
120
120
GİH
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı
8
130
130
GİH
Memur
6
20
20
GİH
Memur
10
20
20
GİH
Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
6
20
20
GİH
Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
10
20
20
TH
Mühendis
5
10
10
340
340
TOPLAM
(II) SAYILI LİSTE
KURUMU : ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : TAŞRA
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Serbest KadroAdedi
Toplam
GİH
İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdürü
1
1
1
GİH
İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü Müdür Yardımcısı
1
3
3
4
4
TOPLAM
(III) SAYILI LİSTE
KURUMU: ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : DÖNER SERMAYE
İHDAS EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Serbest KadroAdedi
Toplam
GİH
Sayman
1
1
1
GİH
İşletme Müdürü
1
1
1
GİH
Şef
3
2
2
GİH
Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
4
2
2
GİH
Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
6
5
5
GİH
Veznedar
5
1
1
12
12
TOPLAM
(IV) SAYILI LİSTE
KURUMU : ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : TAŞRA
İPTAL EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı
Unvanı
Derecesi
Serbest KadroAdedi
Toplam
GİH
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Enstitü Müdürü
1
1
1
GİH
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Enstitü Müdür
Yardımcısı
1
1
1
2
2
TOPLAM
Devamı gelecek sayımızda yayınlanacaktır.
68
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
İkinci El Makina Alırken...
Turgay YILMAZ / Makina Mühendisi / VLV Otomotiv
İkinci el makina alırken mümkün olduğunca dikkatli olmak, makinayı aldıktan sonra kötü sürprizlerle karşılaşmamak için çok önemlidir.
• Makina boyanmışsa bu birçok şeyi örtmek için en iyi
yöntem olabilir. Boyalı olmayan makina daha net fikir
verebilir.
Günümüzün rekabetçi ve tabiri uygunsa acımasız ekonomik koşulları bizleri attığımız her adımda bir kez daha
düşünmeye zorluyor.
• Kovanın durumu, kaynağa ihtiyacı var mı? Tırnakların durumu
Hatalı yaptığımız veya yapmak zorunda olduğumuz
ve ihmal ettiğimiz işlerin faturası umduğumuzdan yüksek
çıkabiliyor.Bu sebeple işi yapmadan once maliyetini bilmek
is sonundaki fayda için olmazsa olmazdır.
• Lastikli makina ise, lastiklerin aşınma durumu, kaplama yapılabilirlik kontrolü
Yeni alınan makinalarda bile zaman zaman problemler
yaşanırken , ikinci el makina alırken çok daha fazla özen
gösterilmelidir.Küçük bir yağ kaçağınının bile maliyeti çok
büyük revizyonlara mal olabilir ve hatta bazen mal bedelinin yarısına kadar çıkabilir.Aşağıda ikinci el makina alırken temel olarak nelere dikkat edilmesi gerektiğini bulacaksınız.Umuyoruz ki faydalı olacaktır.
Öncelikle dıştan kontrol;
• Makina dış aksamında özellikle alt şase ve bom aksamında çatlak oulp olmadığı ve onarım görüp görmediği
• Kabin kapı ve yan kapıların kolay açılıp açılmadığı – üst taraftan motor kaputunun açılıp açılmadığı
• Makina kırıcı hattına sahip mi? (Daha
sonra kırıcı gerekebilir. Extra maliyet)
• Kırıcı hattı varsa makina kırıcılı ne
kadar çalışmış. (Kırıcı ile çalışmak
makina ömrünü yarıya düşürür)
• Yağ kaçakları kontrolü ( hortum
değişimleri 5000 usd gibi maliyetleri bulabiliyor)
• Makina hangi işte çalışmış ( taş ocağı, kum harfiyat v.s.) (ne kadar yıprandığı konusunda bilgi verebilir)
70
• Paslı ve boyalı bölgelerin tespiti • Yürüyüş takımları ;zincir - pabuçlar - lastikler
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Alt takım;
• Zincir ve pabuçların durumu – Pabuçlar üzerindeki lamalar civataların seviyesine inmişse pabuçların değiştirilmesi gerekli
• Zincir baklalarında boşluk ve çatlaklar var mı?
• Makaralarda yağ kaçağı var mı? Aşıntı ve kırık var mı?
• İstikamet tekeri kırık çatlak kontrolü
• Kabin içinin durumu, levye yağ kaçakları gösterge
ve uyarı sistemlerinin çalışıp çalışmadığı
• Varsa klima çalışıyor mu?
• Hidrolik pompa,kule şanzumanı, ana şanzuman, kule
hidromotoru ve ana valf grubu üzerindeki civatalardan
bu kompepenentlerin daha once sökülüp sökülmediği
anlaşılabilir.Civatalara dikkatlice bakılırsa anlaşılabilir.
• Zincir gerginliği normal mi?
Mümkünse makina çalıştırılıp;
• Lastikli makinalar için lastik aşınma yüzdeleri
• Motor tek marşta kolayca çalışıyor mu?
• Lastik kaplama yapılabilirlik kontrolü
• Çalıştıktan sonra göstergeler ve ikaz sistemleri normal mi?
• Porya direksiyon bağlantı rodları ve rod bağlantıları kırık ,çatlak ,aşıntı kontrolü,
• Arka ve varsa ön beşiklerin aşıntılarının kontrolü
Motor şanzuman ve hidrolik aksam;
• Daha once hangi kompenenetleri revizyon görmüş
ve revizyonu kimle nerede yapmış (söylenirse) • Yağ kaçakları var mı?
• Hidrolik silindirlerin boğaz kısımlarından yağ kaçağı
var mI?
• Şanzuman üzerinde yağ kaçakları var mı ve net olarak hangi kısımda
İç kısımlar
• Makina çalışma saati ( makinanın revizyon zamanları için ne kadar sure kaldığını öğrenmek için )
• Motor, rölanti devri ve tam gaz devrinde sorunsuz
çalışıyor mu ? Rölanti devrinde titreme veya devir
gezme ,tam gaz devrinde anormal ses var mı?
• Makinanın herhangi bir yerinden anormal ses hissediliyor mu?
• Motorda aşırı siyah duman var mı?
• Makina hidrolik hareketleri normal mi ? Yürüyüş ve
kule dönüş normal mi?
• Bom arm ve kova havadayken çalışırken ve stopta
kendi haline bırakıldığında kaçırma var mı?
• Makina yürütüldükten sonra zincir gerginlikleri aynı
mı kalıyor (gergi silindiri kontrolü?)
• Kule dişli boşluğu nasıl ? • Kule dönerken anormal ses var mı?
• Makina ileri – geri bütün viteslerde hareket ediyor mu?
• Makina yüke girerken motor devir kaybı nedir? Motor
yüke girerken bayılıyor mu ?
71
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Şantiyecilikte Göz Sağlığı
Mustafa SİLPAĞAR / Mak.Yük.Müh. / Limak İnşaat, San. ve Tic.AŞ
Kanuni Sultan Süleyman’ın muhibbi mahlası ile yazdığı şiirinin başlangıç kıtasındaki “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" ifadesi sağlığın önemini ifade eden veciz sözlerden biridir. Sağlığımızın muhafazasında GÖZ ardı
edilemeyecek ve beş duyumuzun bizler açısından en önemlisi ise
GÖZ’ümüzdür.
76
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Günümüz insanların edindiği bilginin % 80’ini görme
ile sağlandığı düşünüldüğünde gözün önemi anlaşılacaktır. Görme duyusunun gelişimi ve değişimi doğumdan ölüme kadar sürer. Görmeye tesir eden ve onu değiştiren şartlar, bireyin davranış, genetik yapısı ve çevresel faktörlerden oluşur. Görme sistematiğinin algılanmasını ve çevresel
etkilerin görme üzerinde tesirlerinin bilinirliğinin artmasını
takiben korunması için alınması gereken tedbirlerde ilerlemektedir.
Şantiye işlerinde çalışan her kesin bilmesi ve uyması istenen KKD kişisel koruyucu donanımların kullanılması
insan sağlığını korumayı amaçlayan bir yasal gerekliliktir.
KKD kullanımına itina edilmesi ve çalışma şartlarına uygun
olanın seçilmesi de ayrı bir bilgilenme alanıdır. Görme organı olan göz için şantiyelerde oluşacak tehlikeleri fiziksel,
kimyasal tesirler ile ışıma (radyasyon) zararları olarak sınıflayabiliriz. Kişilerin istihdam maksadına uygun olarak doğru göz koruyucusu olarak kullanılacak malzemeler için belirlenen standartlar aşağıdadır.
EN 166 : Teknik performans standartı.
EN 167 : Optik testler için yöntemler.
EN 168 : Optik testlerin dışındaki testler için yöntemler.
EN 169 : Kaynak filtreleri.
EN 170 : Ultraviyole filtreleri.
EN 171 : Kızılötesi ışın filtreleri.
EN 172 : Sanayi kullanımı için parlaklık filtreleri.
EN 175 : Kaynak işlemlerinde yüz koruma ekipmanı.
EN 207 : Lazere karşı koruyucu ürün.
EN 208 : Lazer ışın ayarlamasına dair koruyucular.
İmalat sürecinde kullanılan kimyasal maddeler ve bunların buharlarının sebep olduğu tahrişler genel itibarı endüstriyel tesisler için geçerlidir. Şantiyelerde en sık görülen
risk uçucu, fırlayıcı ve sıçrayan parçalardan fiziksel yaralanmalar ile kaynak ışığından oluşan ışınım dolaysı ile gözdeki yanma ve batma şikayetleridir. Bu tip etkilenmelere
karşı şantiyelerde KKD kullanma alışkanlığı gerek iş sağlığı kontrolleri gerekse çalışanlarda bilinç oluşması nedeni ile genelde uyulmaktadır. Fırlayan parçacık hasarları göz
çevresindeki kemik ve deri dokularında yaralanmalar meydana getirebilir. Atölyelerde taşlama veya bileme cihazları
kullanacak personele işine uygun gözlük veya şeffaf siperlik temin edilmelidir.
Güneş ışığının ışıma (radyasyon) tesiri, lazerli seviye ayarlayıcı ve ölçüm cihazlarının şantiye uygulamalarına başlanmasına karşılık; bu şartlarda koruma sağlayacak
göz KKD’larının kullanımında ise henüz gereken ihtimamın olduğunu söyleyemeyiz. Güneş ışığına doğrudan veya
yansıma ile karşı karşıya kalacak personelinde muhakkak
suretle uygun koruyucu gözlük kullanmaları sağlanmalıdır.
Güneş ışığının görülebilen ışığının yanı sıra ultraviole (mor
ötesi) ve infrared (kızıl) ötesi ışımalar yaptığı bilinmektedir.
UltraViole ışınlar dalga boylarına göre UVA, UVB ve UVC
olarak üç sınıfa ayrılırlar. Dalga boyu kısaltıkça ışığın enerjisi ve bağlı olarak verdiği zararlar artacaktır.
• UVA ışınları en yüksek dalga boyuna sahip UV ışınlarıdır; bronzlaşmaya ve erken cilt yaşlanmasına sebep olurlar. Yeryüzüne ulaşan morötesi ışınların ekseriyetini oluşturur.
• UVB ışınları güneş yanıklarına sebep olurlar. Aynı zamanda, genellikle cilt kanseri ve katarakt gibi görme bozukluklarına yol açarlar. Dünyaya ulaşan miktarı UVA ya göre azdır.
• UVC ışınları en kısa dalga boyuna sahiptirler ve en
tehlikeli UV ışınlarıdırlar. Neyse ki, atmosferdeki ozon
tabakası tarafından engellenmekte ve yeryüzüne
ulaşmamaktadırlar.
Güneşten gelen mor ötesi bu ışımaları ozon tabakası
tarafından büyük oranda ve bulutlar tarafından kısmen tutulmaktadır. Küresel ısınma tesiri ile ozon tabakasındaki incelme günümüzde mor ötesi ışımaların zararlarının artmasına sebep olmuştur. Mor ötesi ışımaların düştüğü yüzeylerden yansımaları söz konusu olmaktadır. Bu yansımalar
zemine ve hava şartlarına bağlı olarak farklı değerler göstermektedir.
77
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
UV ışınlarından korunmanın en iyi
usulü olarak bu ışınların en fazla olduğu 10-14 saatleri arasında kapalı mekanda bulunulması, bunun mümkün
olmaması halinde geniş kenarlı şapha
ve gözlük kullanılmasıdır. Kullanılan
gözlüğün yan kısımlarından ışık yansımamalıdır. Asfalt ve beton hazırlama tesisleri, konkasörlerin, kule vinçlerin operatör kabinlerinin dizaynında
güneş tesirleri en aza indirecek mimari düzenlemeler yapılmalı, güneş kesici filmler ile camlar kapatılmalıdır.
• UV ışınlarının %90’ından fazlası bulutların içinden
geçer.
• UV ışınları her 1000 m’de irtifa yükselmesinde %10%12 oranında artar.
• Temiz kar ışınların %88’e kadarını yansıtır.
• Çimen ve topraktaki yansımalar % 1 - % 5 kadar olmaktadır. Beyaz mermer ve kalker ocaklarındaki
yansımalar ise daha yüksektir.
• Kuru plaj kumu ışınların %15-%20’ye kadarını yansıtabilir.
1. İlerleyen yaş (40 yaş sonrası),
• Deniz dalgası ışınların %10-%30’a kadarını yansıtabilir.
3. Sigara kullanımı ,
Açık havada çalışan personelin güneşli havalarda muhakkak suretle göz korumalarının sağlamaları için gerekli
koruyucu donanımı kullanmaları konusunda eğitilmelidirler. KKD ların kullanılmamasının nedenlerinden birisi bu konuda eğitilmemiş olmalarıdır. Eğitimlerin görsel maddelerle desteklenmesi önemlidir. İnsanların yazın güneş gözlüğü kullanma alışkanları vardır. Kış şartlarında karda çalışacak personel için gözlük kullanma alışkanlıkları geliştirilmelidir. Göze ulaşan UV ışınlar kornea (şeffaf tabaka) ve lens
(göz bebeğinde) bir kısmı soğurulur belirli miktarı arka kısımda bulunan retine (ağ tabakaya) ulaşır. Normalde ışığa
maruz kalmada göz bebeği küçülürek bu fazla ışığın tesiri azaltılmaya çalışılır. Ancak ışık fazla geldiğinde bu mekanizma yetersiz olabilir ve göz merceğinde katarakt gelişmesine ve retina tabakasının zarar görmesine neden olabilir. Ayrıca, gözün ön kısmında kornea dediğimiz şeffaf tabakada yüzeysel hasarlar oluşturabilir, 6 saatı aşan süre karlı
yerlerde çalışan ve güneş ışığına maruz kalan personelde
geçici körlük oluşabilir. Bu durum 8 – 12 saat süren bir süreç sonrasında sona erer.
78
Doğrudan şantiyecilikle ilişkisi olmamasına rağmen göz sağlığı açısından bilinmesi ve takip edilmesi gereken bir olguda Glakom (Göz tansiyon)
un 40 yaşını aşan personelde takip
edilmesidir. Glokom (Göz Tansiyonu)
Göz içindeki Sıvı Basıncının görme sinirine zarar verebilecek düzeyde yükselmesi olarak tanımlanabilir. Glokom (göz tansiyonu), görme sinirlerine hasar vererek, zamanla görmenin yitirilmesine yol açar. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, körlüğe yol açan hastalıklar listesinde glokom (göz tansiyonu), üçüncü sırada yer alıyor.
Sinsi ilerleyen ve belirti vermeden ortaya çıkan bir rahatsızlık olan glakomun risk faktörleri aşağıda verilmektedir.
2. Genetik (ailede glokom hastası bulunması),
4. şeker hastalığı,
5. Yüksek tansiyon
6. Yoğun süreli kortizonlu ilaç kullanımı,
7. Miyopi ve göz yaralanmaları.
Şantiyelerdeki personelin normal göz kontrollerinin yanı
sıra göz tansiyonlarının da yılda en azından bir sefer yapılmasında fayda vardır. Bir diğer önlemde dengeli beslenme ile gözlerinizi korumaya yardımcı olabilir. Ispanak, brokoli ve çok sayıda turuncu - sarı meyve ve sebzelerde bulunan Lütein, hücrelerin korunması açısından kullanılan bir
antioksidandır.
Kaynaklar:
1. http://www.memorial.com.tr
2. http://www.isikgoz.com.tr
3. http://www.acuvue.com.tr
4. http://www.izdemir.com.tr
5. Mühendis ve makine sayı 567
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Güneşin Yararları ve
Zararları
Uzm. Dr. Işık ERDOĞAN / Kardiyoloji Uzmanı
Güneşin Yararları
Dünyadaki tüm varlıklar için güneş bir hayat kaynağı.
Güneşin insanlar üzerinde yarattığı en temel faydalar arasında, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan antibakteriyel etkisi yer alıyor. Aynı zamanda vücudun D vitamini sentezlemesini gerçekleştirdiği için özellikle çocukların kemik
gelişiminde temel bir rol üstleniyor. Sağladığı bronzluk etkisi ile estetik bir öneme sahip olan güneş, akne ve sivilce
tedavisinde de çok işe yarayabiliyor. Ancak, tüm bu faydaları içeren temel hayat kaynağımız güneş, ozon tabakasının incelmesiyle birlikte artık insanlar için bir tehlike unsuru haline gelmeye başladı. Ozon tabakasının incelmesiyle
birlikte, yer yüzüne ulaşan ultraviyole radyasyonu miktarında büyük bir artış oldu. Eskiden, yeryüzüne sadece A ve B
ultraviyole radyasyonu ulaşırken artık C ultraviyole radyasyonu da ulaşmaya başladı. A ultraviyole radyasyonu cildin
erken yaşlanması ve kırışmasına neden olurken, B ve C ultraviyole radyasyonları ise deri kanserleri riskini artırıyor. Bu
yüzden de sadece deniz ya da havuz kenarında güneşlenirken değil, günün her saatinde güneşten korunmamız
büyük bir önem taşıyor.
80
Güneşin Zararları
Normal şartlarda metabolizma denilen, vucuttaki kimyasal olaylar sonucu gelişen enerji ile vucut ısısı oluşur. Metabolizma ise vucudun beden hareketleri ile orantılı olarak
artar. Vucut, solunum ve terleme gibi faaliyetlerle bu ısıyı 36
santigrad derece dolaylarında tutmaya çalışır. Sıcak havada artan terleme ile vucut ısısı normale düşürülmeye çalışılır. Havaların çok ısındığı dönemlerde artan terlemeye rağmen vucudun ısı kaybı yeterli olamamaktadır. Hava sıcaklığı yanında rutubetin artması, terin buharlaşmasını engellediğinden ısı kaybını daha da azaltır. Yani sıcaklığın artması ile birlikte havanın nem oranının artması vucutta ısı
birikimine, bu da ısı artışına bağlı hastalıkların gelişmesine neden olur. Bu arada terle su ve tuz gibi bazı maddelerin kaybı ve bunların yerine koyulamaması hastalık tablosunu ağırlaştırır.
Cilt yanıkları, cilt kanserleri, katarakt, sıcak bunalımı (sıcak yorgunluğu, sıcak bitkinliği) ve sıcak çarpması güneşin ultraviyole ışınları, sıcak ve artmış nem oranı nedeniyle
gelişen en önemli hastalıklardır.
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Güneşe ve ultraviyole ışınlarına bağlı
cilt yanıkları sık olarak görülmektedir. Beyaz tenli ve cildi ince kişilerde, esmer ve
kalın ciltli kişilere göre güneşin zararları daha fazla olur. Ciddi yanıklar için mutlaka bir sağlık yardımı alınmalıdır. Bunun
dışında ultraviyole ışınlarına bağlı olararak cilt kanseri, ve katarakt gibi ciddi
hastalıklar da gelişebilir.
Sıcak bunalımı (yorgunluğu, bitkinliği) sıcak ve nem oranı yüksek ortamda
uzun süre kalan veya egzersiz yapan kişilerde görülür. Belirtileri halsizlik, bitkinlik, baş dönmesi, bulantı, bazen kusma, cildin nemli, soğuk ve soluk olması, alın ve yüzde terleme, solunum sayısında artma şeklindedir. Sıcak yorgunluğu olan hasta serin bir yere alınmalı, kusması yoksa ve içebiliyorsa birkaç yudum
soğuk su içirilmeli, üzerindeki elbisleri çıkarılıp başı ve vucudu ıslak bir süngerle veya bezle ıslatılmalıdır. Hasta düzelmiyor ve durumu kötüye gidiyorsa bir sağlık merkezine
götürülmelidir.
Sıcak çarpması da sıcak ve rutubetli ortamda uzun süre
kalındığında veya ağır iş veya spor yapıldığında oluşur fakat, sıcak bunalımı kadar çok sık görülmez. Belirtileri yüksek ateş, çarpıntı, sık ve yüzeyel solunum, ciltte sıcaklık,
kuruluk ve kırmızılık, hastanın hareketlerinde azalma veya
garip davranışlar, şiddetli başağrısı yakınması, bulantı ,
kusma ve tedavi edilmeyen hastalarda şuur kaybı şeklindedir. Nadir de olsa ölüm görülebilir. Sıcak çarpması düşünülen bir hasta serin bir yere yatırılmalı, bütün giysileri çıkarılmalı, başı ve vucuduna (özellikle vucudun koltuk altı, kasıklar gibi kıvrım yerlerine) buzlu su ile ıslatılmış kompresler koyulmalı ve bunlar sık sık değiştirilmeli, varsa, hasta bir
ventilatör veya bir yelpaze ile havalandırılmalı, kusması yok
ve içebiliyorsa soğuk su içirilmeli ve en kısa zamanda bir
sağlık merkezine götürülmelidir.
Güneşten Korunma
Sıcak, rutubet ve ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için güneş altında özellikle sıcağın yoğun
olduğu dönemlerde (saat 11.00 - 16.00 arası) uzun süre
kalmamalı, gölge tercih edilmelidir. Güneş şemsiyesi gibi
gölgeliklerin altında otururken de kum ve denizden yansıyan ultraviyole ışıkları önemli miktarda zarar verebileceği için dikkatli olmalıdır. Baş, şapka ile kapatılmalı, pamuklu (sentetik karışık giysiler su kaybını engeller) beyaz veya
açık renkli, ince ve hafif giysiler giyilmeli, gözlerin korunması için güneş gözlüğü takılmalıdır. İnce, pamuklu kumaşlar,
tişörtler ve suni ipekten yapılmış ürünler ışığı daha fazla geçirir. Bu giysiler giyilmeden önce güneş koruyucular kulla-
nılmalıdır. Vücudunuzu mümkün olduğu kadar çok örtebilen bol ve açık renkli, uzun kollu tişört, pantolon ve elbiseleri tercih edin. Güneş ışınlarının yüzde 99-100’ünü engelleyebilen ultroviyole koruyuculu güneş gözlüklerini kullanın.
Çünkü bu tür güneş gözlükleri katarakta ve gözde hasara
neden olan zararlı ışınları azaltır.
Koruyucu yağlar ve kremler güneşe çıkmadan yarım
saat kadar önce sürülmeli ve her 2 saatte bir ve yüzdükten
sonra tekrarlanmalıdır. Fakat bilinmelidir ki, giysilerin yararı koruyucu yağlardan çok daha fazladır. Sıcak ve rutubetin yoğun olduğu saatlerde ağır işler ve sporlar yapılmamalı, bu gibi faaliyetler serin saatlere alınmalıdır. Mutlaka ihtiyacın üzerinde sıvı içilmelidir. İdrarın azalması ve koyulaşması su ihtiyacı olduğunun belirtisidir. Bu gibi ortamlarda herkesin yanında içecek su mutlaka bulunmalıdır. Alkol
ve kafein idrar artışı ve sıvı kaybı yaptığı için sıcak saatlerde içilmemelidir
Güneşe karşı nasıl korunmamız gerektiğini belirlemede
cilt tipiniz büyük bir önem taşıyor. Güneşin zararları açısından en fazla riski, beyaz tenliler, kızıllar ve hiç bronzlaşamayan ya da güneşe çıktıkça deri yanıklarıyla sonuçlanan
cilt tipleri taşıyor. Cildin rengi koyulaştıkça yanma riski de o
oranda azalıyor. Ancak, esmer tenlilerde de ozon tabakasının incelmesiyle birlikte güneş yanığı oluşması hiç de az
rastlanır bir durum değil.
Yapılan araştırmalar, güneşlenme için en ideal saatlerin sabahları saat 11.00’a kadar, öğleden sonraları ise saat
16.00’dan sonra olduğunu ortaya koyuyor. Bu saatlerin dışında ise, kesinlikle ve kesinlikle gölge yerlere çekilme ve
dinlenme öneriliyor. Bu arada, beton zeminlerin ve deniz
suyunun ultraviyole ışınlarını çok iyi yansıttığını da aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden de gölgede de yanabileceğinizi asla unutmayın!
81
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Çalışan kişiler ise, eğer serin bir ortamda çalışıyorsa, koyu renkli giysileri tercih edebilirler. Zira, koyu renkler, ultraviyole ışınlarını
yansıttığı için güneşin etkilerini azaltıyor. Ama
buna karşılık sıcağı absorbe ediyor. Bu yüzden de serin yerlerde çalışan kişiler, koyu renkli giysileri tercih ederek güneşe karşı daha fazla koruma sağlayabilir.
Özel Risk Grupları
Özellikle yaşlılar ile kalp ve tansiyon hastaları, çocuklar, hamileler, aşırı kilolu kişiler, kanser hastaları ile kemoterapi görenlerin güneşten korunma yöntemleri konusunda çok diikkatli olmaları gerekmektedir. Ağır efor harcamaktan kaçınmalı, kapalı ve havasız yerlerde de uzun süre kalınmamalıdır. Güneş ışınlarının etkisinin güçlü olduğu 11.00-16.00 saatleri arasında güneş ışınlarından kaçınılmalı ve bu saatlerde
uzun süre güneş altında kalınmamalı. Sık sık ılık suyla duş
yapılmalı. Açık, renkli bol giysiler giyilmeli ve geniş kenarlı şapka takılmalıdır. Güneşlenmeden veya güneşe çıkmadan önce cilde uygun koruyucu bir güneş kremi sürülmeli. Güneşlenme sonrasında oluşabilecek güneş yanıklarında kesinlikle yoğurt ve benzeri maddeler sürülmemeli, bu
durumda soğuk kompres uygulaması yapılmalı. Gözlerde
ağrılı kızarıklıklar olması durumunda soğuk kompres yapılmalı ve bir hekime başvurulmalı. Sıcak çarpmalarında kişiler önce serin ve gölge bir yere alınmalı, vücudundaki sıkı
giysiler çıkarılarak başı ve vücudu ıslatılmak suretiyle serinletilmelidir. Bilinç bulanıklığı olan hastalar hemen en yakın
sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
Beslenme Önerileri
Yaz aylarında az az ve sık aralıklarla besin tüketilmesi gerekir. Bol su içilmeli, bol sebze ve meyve tüketilmelidir. En güçlü nemlendirici sudur. Su, cildiniz için de en etkili nemlendiricidir. Bu yüzden su içme alışkanlığı edinerek, günde en az iki litre su tüketmelisiniz. Alkollü ve asitli
içeceklerden uzak durulmalı. Tatlı olarak daha çok sütlü ve
meyveli tatlılar tüketilmelidir.
• Giysiler: İnce, pamuklu kumaşlar, tişörtler ve suni
ipekten yapılmış ürünler ışığı daha fazla geçirir. Bu
giysiler giyilmeden önce güneş koruyucular kullanılmalıdır. Vücudunuzu mümkün olduğu kadar çok örtebilen bol ve açık renkli, uzun kollu tişört, pantolon ve elbiseleri tercih edin. Güneş ışınlarının yüzde 99-100’ünü engelleyebilen ultroviyole koruyuculu
güneş gözlüklerini kullanın. Çünkü bu tür güneş gözlükleri katarakta ve gözde hasara neden olan zararlı ışınları azaltır. Güneş gözlüğü alırken etiketini mutlaka okuyun.
• Zaman: Sabah 11 öğleden sonra 16 arası güneşe çıkılmamalıdır. Gölgede durmak güneşten korunmanın
en iyi yoludur.
• Güneş koruyucular: Kolay uygulanmalı, uzun süre
etkinliğini devam ettirmeli, UvA ve UvB' ye karşı korumalı, yan etki riski az olmalıdır. Güneş koruyucunun etkisini gösterebilmesi için güneşe çıkmadan
30-60 dk. önce sürülmelidir. 2-3 Saatte bir tekrarlamalıdır. Terleme, yıkanma, yüzme sonrasında yenilemek gerekir.
Güneşten korunmayı sadece tatilde güneşlenirken değil, yaz ve kış aylarında da günlük alışkanlık haline getirmeli ve özellikle çocuklarımıza da öğretmeliyiz. Sağlıklı beslenme gibi tüm yaşam boyunca uygulanılacak bir kural olarak hayatımıza yerleştirmeliyiz.
82
Etkinliklerimiz ve Haberler
“İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB) Bilgi Paylaşımı İçin Değişik Seminer Organizasyonları
İle Üyelerini ve Sektör Temsilcilerini Biraraya Getirmeye Devam Ediyor”
ANKOMAK Fuarında Standımızla Yer Aldık
ANKOMAK Uluslararası İş Makineleri, Yapı Elemanları ve İnşaat Teknolojileri Fuarı, 19. kez 06–10 Haziran 2012
tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi
/ Cnrexpo’da sektörü bir araya getirdi.
ITE Group Plc.’nin Türkiye Ofisi E
Uluslararası Fuarcılık - EUF tarafından
düzenlenen fuarda 5 gün süresince
350’ye yakın katılımcı firmayı 80 farklı ülkeden 20.000’in üzerinde uluslararası ziyaretçiyle buluşturdu. En çok yabancı ziyaretçi gelen ülkelerin başında
İran, İtalya, Irak, Bulgaristan, Rusya ve
Almanya oldu.
Açılışta Konuşan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış
yılda 5,5 milyar dolarlık bir ekonomik hacme sahip iş makineleri sektörünün Türk ekonomisindeki payı ve önemine dikkat
çekerek sektörün toplam 14.000 kişiye istihdam sağladığını belirtti.
Derneğimizin standıyla yer aldığı fuarda standımızı ziyaret eden tüm üyelerimize ve sektör ilgililerimize teşekkür ederiz.
88
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
89
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
2. Araçüstü Ekipman Fuar’ına Katıldık
Araç, Araç Üstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜS-DER) tarafından bu yıl düzenlenen İkinci Araçüstü Ekipman Fuarı 30 Mayıs – 2 Haziran 2012 tarihleri arasında İstanbul CNR Expo Fuar Alanı’nda gerçekleşti.
ARÜSDER ’12 fuarı; Araç ve Araçüstü Ekipman ve İş Makinaları Üreticileri Birliği Derneği (ARÜSDER), İstif Makinaları
Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İSDER), Türk Standartları Enstitüsü (TSE), İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB) ve
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) desteğiyle düzenlendi. Bu yılki
fuarın ana sponsorluğunu ise Allison Transmission firması üstlendi.
Araç, araçüstü ekipman ve iş makinaları üreticilerini bir araya getirerek sektörün güçlenmesine önemli katkılar sağlayan ARÜSDER ’12 Fuarı’na bu yıl, 104 katılımcı firma konuk oldu. Derneğimiz de Arüsder’in standında kendine ayrılan bölümde tüm tanıtıcı dokümanları ve eğitim broşürleri ile yerini aldı.
ARÜSDER ’12 Fuarı’na katılan firmaların büyük çoğunluğunu, üretici-ihracatçı üstyapı sektörü temsilcileri oluşturdu.
Katılımcı firmaların ilk kez ürettikleri ya da ithal ettikleri birçok ürünün tanıtımını gerçekleştirme fırsatı bulduğu fuarda,
elektrikli hidrolik sıkıştırmalı çöp kamyonu, yol süpürmeli hidrolik sıkıştırmalı çöp kamyonu, itfaiye araçları, vinçler, yükseltici platformlar, hidrostatik yol süpürme araçları, damperli kamyonlar, özel dizaynlı araçlar, treylerlar vb. birçok ekipman
stantlardaki yerini aldı.
90
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
Vizyon 2023 Kamu ve İş ve İstif Makinaları Sektör Buluşması
Derneğimizin de kendisine ayrılan stantta tüm eğitim broşürleri ve eğitim dokümanları ile yer aldığı Vizyon
2023 Kamu ve İş ve İstif Makinaları Sektör Buluşması
27 Haziran 2012 tarihinde 650 kişinin katılımı ile Ankara
Bilkent Otel’de gerçekleşti.
Türkiye’de yatırım fırsatları ve kamu destekleri başlıklarında gerçekleştirilen Vizyon 2023 Kamu ve İş/İnşaat Makinaları Sektör Buluşması, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın himayesinde, Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makinalari Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği’nin (İSDER)
desteği ile yapıldı
Bakan Ergün, burada yaptığı konuşmada, 2011 yılının ülke sanayisi için oldukça kritik bir yıl olduğunu,
sektörel strateji belgelerinin hayata geçirildiğini, bunlardan Makine Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile ilgili izleme ve değerlendirme toplantılarını da gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bakan Ergün ayrıca, iş makinelerinin tescili, ruhsatlandırılması konusunu sektör açısından çok önemsediklerini, yeni
makinelerin yanında, kullanımında olan diğer makinelere de benzer bir tescil sistemini kurarak envanter tespiti yapılacağını belirtertek; daha nitelikli yatırımlar, daha kaliteli üretim ve daha fazla katma değer oluşturacak hamleler yapmaları konusunda üreticilere tavsiyelerde bulundu.
İMDER Başkanı Cüneyt Divriş ve İSDER Başkanı Rızanur Meral de yaptıkları konuşmalarda
kamu ve özel sektörün, hep birlikte Türkiye’de üretim yapan firmaları desteklemesi gerektiğine dikkati çektiler.
Konuşmaların ardından Bakan Ergün Bilkent Otel’in bahçesinde sergilenen iş makinalarını inceledi.
91
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
SEKTÖRDEN HABERLER
Eğitimlerimiz
Operatör Eğitimleri
30.06.2012-14.07.2012 tarihleri arasında Özel İMMB Meslek
Kurs’umuzda Forklift Operatörlüğü Kursu açılmış ve kurs sonunda başarılı
olan kursiyerlere MEB onaylı belgeleri verilmiştir.
Hidrolik Eğitimleri
22-26.06.2012 tarihleri arasında Temel ve Mobil Hidrolik Kursu açılarak
kurs sonunda kursiyerlere katılımcı belgeleri dağıtılmıştır.
‘’ Akedi Ltd. Şirketi yerine sığamıyor....’’
1997 den beri İş Makinaları Sektöründe “Delici Makina Parca ve Servisi, Makina
Kiralaması” işi ile son yıllarda atılım yapan
Akedi Ltd.Şti., 1273. sokaktaki Şirket Binası ve Atelyesine ek olarak 1 Yeni Atelye Binası ve 2 Yeni Makina Park Sahası ekliyerek
Topam 2500m2 lik çalışma alanıyla müşterilerine daha iyi imkan sunmak üzere faaliyetlerini arttırdı..
Servis verdiği makina grubundaki markalar sırası ile şöyle...
Atlas Copco Jumbo ve Rocklar
Tamrock Jumbo ve Rocklar Deliciler
Kiralık Makina Parkı
Komatsu Dozer,Komatsu Ekskavatorler,
Bomag silindirler, A.Copco Deliciler,
Ural Boru Tasıma Tırları (6x6), Mack su
tankerleri, JLG-Grove Manlift.
Akedi Ltd.Şti. İletişim Bilgileri
Adres
:1273. Sok. (eski 902. Sok.) No.11
Tel
:0312 385 9818 (pbx)
Faks
: 0312 385 9819
e. posta : [email protected]
Etkinliklerinizi Derneğimizle paylaşarak dergimizin “Sektör Haberleri”nde yer alabilirsiniz.
92
Basında İMMB
İnşaat Sanayi / Mart - Nisan 2012 / 130’ da yayınlanmıştır.
DOSYA
Duran KARAÇAY
İş Makinaları Mühendisleri Birliği Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
İş Makinalarında
Teknolojik Gelişmeler
Son yıllarda iş makinaları alanında
gözlenen teknolojik gelişmeler özetle
dört başlık altında toplanabilir.
1. Yakıt Sistemi Değişiklikleri ve
Düşük Egzoz Emisyonlu Motorların
iş Makinalarında Kullanılması:
Günümüzde çevre kanunlarındaki
düzenlemeler dizel yakıt üreticilerini
22
94
ve makina üreticilerini daha temiz bir
4 Final" motorlar kullanılmaya
gelecek için düşük egzoz emisyonuna
başlanmıştır. Bu motorlar elektronik
zorlamaktadır. Bu düzenlemeler
kontrollü basınçlı ateşleme sistemleri
ile yakıtlarda kükürt oranı
düşürülmüştür. Yapılan mühendislik
çalışmaları sonucu motorların yakıt
ile düşük sülfürlü yakıtla daha az
egzoz emisyonu oluşturur.
ve egzoz sistemlerinde yapılan
Bundan sonraki aşamalarda iş
değişikliklerle iş makinalarında
makinalarında hibrit (elektrik
günümüzde son kategori olan "Tier
motorlu) sistemlerin kullanılması
İŞ MAKİNALARI MÜHENDİSLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ
imalatı yapılabilmekte aynı zamanda
yakıt tasarrufu da sağlanmaktadır.
Yukarıda dört başlık altında
saydığımız gelişmelerle birlikte
kullanıcının konforunu arttıran ve iş
yapmasını kolaylaştıran gelişmeler
yeni model her makinada karşımıza
çıkmaktadır.
Ülkemizde henüz kullanılmasa da iş
makinalarının teknolojik gelişimlerinin
yanında, robot teknolojisinin de
inşaat sektöründe kullanılmaya
başlandığını bilmekteyiz. Tuğla duvar
ören robotlar bu konuya örnek
olarak gösterilebilir.
Yeni teknoloji ile üretilen makinaların
kullanılması işlerin hızını ve kalitesini
arttırmaktadır.
beklenmektedir. Bu sistemlere sahip
makinalara çevreci makinalar da
denilmektedir.
3- Bakım Aralıklarının Uzaması:
2- Makina Kontrol ve Takip
Sistemlerindeki Gelişmeler:
kontrol sistemlerinin gelişmesi, bakım
Makinaların güç sistemleri kontrolü
elektrik, elektronik, hidrolik ve
bilgisayarlı sistemlerle yapılmakta
olup, makinaların verimliliğini
arttırmaktadır. Ancak bu sistemleri
verimli kullanacak eğitimli eleman
sıkıntısı vardır.
İş makinalarında elektronik
sistemler, kontrol kolaylığının
yanı sıra emniyet sistemlerinin
güvenliğini de arttırmıştır.
Makinaların çalışma lokasyonlarını,
çalışma hızlarını, bakım durumlarını
ve arıza kodlarını uzaktan merkezi
olarak takip edebilmek mümkün
olmaktadır. Makinaların üzerinde
bulunan bilgisayarlarla istenilen
zaman aralığında raporlama
yapılabilmektedir. Bütün bunlar
makinaya ve yapılan işe hâkimiyeti
arttırmaktadır.
Yakıt kalitesinin artması, kullanılan
yağ kalitesinin artması, kirlilik
takip sistemlerinin kullanılması,
bakım aralıklarının uzamasını
ve makinaların bakım için duruş
sürelerinin azalmasını dolayısıyla
çalışma verimlerinin artmasını
sağlamaktadır. Örneğin 20-25 yıl
önce 125 saat çalışma ardından
değiştirilen motor yağı, 250-500
saat ve üstü zaman aralıklarında
değiştirilmeye başlanmıştır.
4- Daha Hafif Makine ile Daha
Büyük işler Yapmak
Malzeme kalitesinin ve kompozit
malzemelerin sürekli gelişmesi, aynı
işi yapabilen ağırlıkça daha hafif
makina imalatını mümkün kılmıştır.
Ülkemizde kullanılan iş makinalarının
% 80’i çeşitli ülkelerden ithal
edilmektedir. Belirttiğimiz bu
gelişmeler son yıllarda ülkemize gelen
makinaların sahip olduğu teknolojik
gelişmelerdir. Aynı zamanda yerli
üreticiler de bu gelişmelere paralel
üretim yapmaktadır.
Yeni teknoloji ile üretilen makinaların
kullanılması, işlerin hızını ve
kalitesini arttırmaktadır. Bu
makinaları istenilen performansta
kullanmak için sektör çalışanlarının
gereklere uygun olarak eğitilmesi
şarttır.
Makina teknolojilerinde yapılan yeni
buluşlar önceki yıllarda 10 ila 20 yıl
sonra uygulamaya aktarılırken son
yıllarda bu süre 1 ila 3 yıla inmiştir.
Bu nedenle iş makinaları ile beklenen
verimde çalışma yapılabilmesi için
sektörün yeni teknolojileri yakından
takip etmesi ve uygun personelin
yetiştirilmesi önem taşımaktadır.
Örneğin, özellikle kaldırma makinaları
olarak bildiğimiz mobil vinçlerde
makinanın ağırlığının azaltılması ile
aynı aks sayısında daha uzun bomlu
ve daha yüksek kapasiteli vinç
23
95

Benzer belgeler