Kılavuz No. 1 Biyoetik Kurulların Kurulması UNESCO

Transkript

Kılavuz No. 1 Biyoetik Kurulların Kurulması UNESCO
1
Kılavuz No. 1
Biyoetik Kurulların Kurulması
UNESCO
1
2
Kılavuz No. 1
Biyoetik Kurulların Kurulması
UNESCO
BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu
Bilim ve Teknoloji Etiği Birimi
2
3
Kapak Tasarımı ve düzenleme: Jérôme Lo Monaco
2005 yılında BirleĢmiĢ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu tarafından yayınlanmĢtır.
1, rue Miollis
75732 Paris Cedex 15
Fransa
© UNESCO 2005
Fransa‟da basılmıĢtır.
SHS/B10-2005/01
3
4
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖNSÖZ…………………………………………………….…………………………………5
GĠRĠġ ………………………………………………………………….…………………....7
BÖLÜM I BĠYOETĠK KURULLARININ ÜSTÜNLÜKLERĠ VE GÖREVLERĠ ..…..…..9
1. Ġnsan
Onuru
ve
AydınlatılmıĢ
Onam
Öğretisi………………………………….....…….10
2. Sağlık
Mesleklerinde
Yeni
Uygulamalı
Biyoetik.............................................................11
3. Biyoetik
Kurullar
Nedir?............................................................................................12
4. Biyoetik
Kurullar
Kurma
Nedenleri……………………..……………………..……..13
5. Biyoetik
Kuruların
Amaç
ve
ĠĢlevlerine
ĠliĢkin
Olası
YanlıĢ
Anlamalar….…..……….……15
BÖLÜM II HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE
BĠYOETĠK KURULLAR OLUġTURULMASI …………………………………………... 17
1. Ulusal
Düzey…………………………….…………………………………………….17
2. Bölgesel
Düzey…………………………..…………………………………………….18
3. Yerel
Düzey…………………………………………………………………………....19
BÖLÜM III HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE OLUġTURULACAK ÇEġĠTLĠ
BĠYOETĠK KURULLAR ………………………………………………………………….20
1. Ulusal Düzeyde Politika Belirleme ve/veya DanıĢman Biyoetik Kurullar (PBD)
…………..………………………………………………..………..21
Arka
Plan………...………..…………………………………………………………......21
Amaçlar........................................................................................................................2
2
ĠĢlevler…….…………………………………………………………………………2
2
Kurulun
Büyüklüğü………………….………………………………………………23
BaĢkan
ve
Üyelerin
Belirlenmesi
....................................................................................................23
Maddi
Kaynak
Sağlamak
................................................................................................................ 25
Biyoetik
Ġkilemler:
PBD
Kurullar
için
Olgular
……………...……………………………...... 25
2. Sağlık ÇalıĢanı Birliği (SÇB) Biyoetik Kurulları……………………………….28
4
5
Arka
Plan…...……………………………...……………………………………...…28
Amaçlar…………………...…………………………………………………………29
ĠĢlevler…………………...………………………………………………………….30
Kurulun
Büyüklüğü……………………………………...…………………………….31
BaĢkan
ve
Üyelerin
Belirlenmesi
………………………………………………………………… 31
Kaynak
Sağlama……………………...……………………………………………….31
Biyoetik
Ġkilemler:
SÇB
Kurulları
Ġçin
Bir
Örnek
Olgu
……………………………...…..32
3. Sağlık Hizmetleri/Hastane Etik Kurulları (HEK)………….………..…………...…………33
Arka
Plan…………………………………...………………………....………………33
Amaçlar…………………...………..……………………………...….………………3
4
ĠĢlevler…………………...…………...…………………………...………………….3
4
Kurulun
Büyüklüğü………..……...…………………...……...…………………….36
BaĢkan
ve
Üyelerin
Belirlenmesi
…………….………………..….…………………. 36
Maddi Kaynaklar ……. ..…………...……………………….….………………….
37
Biyoetik
Ġkilemler:
HEK
Ġçin
Bir
Örnek
Olgu……………………………...……………….…38
4. AraĢtırma Etik Kurulları (AEK) ..………………………………...………………………….40
Arka
Plan……………………...………………………………………………………40
(i) Biyolojik, Biyomedikal ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarında Hayvan Denek
Kullanımı .. 40
(ii) Biyolojik, Biyomedikal AraĢtırmalar ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarına
Katılan
Bireylerin
Korunmasına
iliĢkin
Yönerge
…………….………………………………………...40
(iii)
AraĢtırma
Etiğinde
Temel
Ġkilemler…………………….………...……………….42
(iv) Biyoetik ve Devletlerüstü AraĢtırmalar: DıĢ Devletler ve Ev Sahibi
Devletler....… 43
Amaçlar……..…………...……………………………………..…………………4
6
ĠĢlevler..………………...……………………………………..………………….4
7
Kurulun
Büyüklüğü……..………………………...………..…………………….49
BaĢkan
ve
Üyelerin
Belirlenmesi
….…...……………………….……..…………….50
5
6
Maddi
…….……………...……………………………...…………….50
Biyoetik
Ġkilemler:
HEK
Ġçin
Bir
…….…………..………...…...……………...51
Kaynaklar
Örnek
Olgu
BÖLÜM IV
PROSEDÜRLER VE UYGULAMALAR……………………...…………...53
BÖLÜM V
BĠYOETĠK KURULLARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ …...……………....56
BÖLÜM VI ÖNERĠLEN OKUMALAR………………………………...………………..58
EK I ………..………………...………… ………………………………………………...62
ULUSAL HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ BĠYOETĠK KURULLAR ...….....................62
EK II ……………………..…...………………………………………………………......66
ULUSAL HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ BĠYOETĠK KURUL TÜZÜK ÖRNEKLERĠ
.…66
6
7
ÖNSÖZ
Bu Kılavuz tam olarak baĢlığında belirtileni ele almayı amaçlamaktadır: Rehberlik. Bu
kılavuz ne sağlık politikalarında etik ilkeleri anlatmak, ne de UNESCO Üye Devletlerinin herhangi
birine özel tutum geliĢtirmeyi savunmak için yazılmıĢtır. Sadece ulusal, bölgesel ve yerel
düzeylerde biyoetik kurul kurmuĢ pek çok üye devletin çabalarını inceledikten sonra, birkaç öneri
sunmak için hazırlanmıĢtır. Dünyanın pek çok yerinde halk sağlığını geliĢtirme isteğinin yanı sıra,
bilim ve teknolojideki geliĢmelerin ahlaki boyutu üzerinde düĢünme ihtiyacı, içlerinden dört
tanesinin bu kılavuzda tanımlandığı ve tartıĢıldığı çeĢitli Biyoetik Kurulların kurulmasına, sebep
olmuĢtur.
Bu kurullar çeĢitli baĢlıklar altında toplanır: (1) ulusal ve bölgesel düzeyde „etik
kurullar‟,„etik ya da biyoetik kurullar‟ ve „biyoetik konseyler‟; (2) genellikle yerel düzeyde kurulan
„sağlık çalıĢanları birliği biyoetik kurulları; (3) çeĢitli üye devletlerde değiĢik düzeylerde kurulan
„sağlık hizmetleri/hastane etik kurulları‟ ve (4) „araĢtırma etik kurulları‟.
Kılavuz sadece devlet yetkililerinin kullanımı için değil, ayrıca ulusal, bölgesel ve yerel
düzeyde danıĢmanlar ve profesyonel ve bilimsel araĢtırma dernekleri baĢkanları, üyeleri ve diğer
mensupları için de hazırlanmıĢtır. Doğal olarak, her bir kuruluĢ, amaçlarını dile getirme, iĢlevlerini
geliĢtirme ve kendi iĢleyiĢ yöntemlerini düzenleme özgürlüğüne sahiptir.
Elbette, bu kılavuzdaki öneriler, zaman içerisinde, örneğin, yeni elde edilmiĢ biyolojik ve
tıbbi bilgilerin ve biyoteknolojinin doğru ya da yanlıĢ kullanımının nasıl kontrol edilebileceği
hakkındaki anlaĢmalar ve uygulamalar ile bütünleĢtirilebilir. Ancak günümüzde, biyolojik,
moleküler ve genetik disiplinlerinde ve biyoteknolojideki yeni buluĢlar ve uygulamalar yaĢam ve
sağlık bilimlerine yavaĢ yavaĢ o denli geniĢ ve kapsamlı olarak nüfuz etmektedir ki, bu alanlarda
karar verebilmek ve değerlendirme yapabilmek için, en azından, eleĢtirel bir çerçeve ve değerler
sistemi geliĢtirmeliyiz.
Biyoetik kurullar, UNESCO tarafından, özellikle Ġnsan Genomu ve Ġnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi (1997) ve Ġnsan Genetik Bilgileri Uluslararası Bildirgesi (2003)‟nden alınan
çeĢitli belirleyici ölçütleri uyarlamak için ideal platformlardır. UNESCO, biyoetik alanında
uluslararası çapta önde gelen bir kurum olarak, üye ülkelerde, etik eğitimi programları, yönergeler,
tüzükler, yönetmelikler, yasal düzenlemeler ve biyoetik kurullar oluĢturulması yoluyla, biyoetik
altyapının kurulmasını ve geliĢtirilmesini destekler.
YaĢam ve sağlık bilimlerinde ve biyoteknolojide geniĢ kapsamlı geliĢmelere iliĢkin üye
ülkelerde ortaya çıkan etik sorunları ele alma konusunda UNESCO Bilim ve Teknoloji Bölümü,
yıllar içinde ciddi tecrübe ve uzmanlık kazanmıĢtır. Bu kılavuz, biyoetik kurul kurmayı ya da
desteklemeyi düĢünen Üye Devletlere uygulama kolaylığı sağlayacak bir dizi kitabın ilkidir.
“Hastane Etik Kurulları Forumu” dergisinin kurucusu ve baĢ editörü, emekli Profesör Stuart F.
Spicker‟a bu kılavuzu hazırlarken verdiği destek ve uzmanlık bilgisi için teĢekkürlerimizi sunarız.
YaĢam bilimleri ve biyoteknolojideki yeni geliĢmelerin, Üye Ülkelerde mevcut ya da
yeni kurulmuĢ ulusal, bölgesel veya yerel biyoetik kurullar aracılığı ve iĢbirliği ile, sadece- insanlar
üzerinde araĢtırma ve deneylere katılan hastalar, sağlıklı gönüllüler gibi- bireylere değil, aynı
zamanda tüm toplumlara ve dünya kamuoyuna yarar getirecek bilgi akıĢını sağlayacağını ümit
ediyoruz. Etik konuları tartıĢma, analiz etme ve bu konularda politikalar üretme platformu
oluĢturmada etik kurullar ilk adım olabilir.
7
8
Biyolojik bilimler ve biyoteknoloji dallarındaki geliĢmelerin ortaya çıkardığı biyoetik
meseleleri üzerinde devamlı düĢünmek, geleceği, UNESCO Üyesi Ülke yurttaĢlarının yararına
Ģekillendirme Ģansını bize verecektir.
Henk ten Have
Direktör
Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü
UNESCO
8
9
GĠRĠġ
Ġnsanların hayatları boyunca pek çok role bürünmeleri gayet doğaldır. Shakespeare As
You Like It’ de der ki:
Tüm Dünya bir sahnedir
Ve bütün erkekler ve kadınlar da birer oyuncu.
Dünyaya gelirler ve giderler
Ve her kişi zamanı geldiğinde kendi rolünü oynar.
Biyoetik açısından bakarsak, her birimizin ömrümüzde değiĢik zaman dilimlerinde bir
ya da iki rol oynama ihtimalimiz vardır; ya hasta olup, ya da yaralanıp hastanede birer hasta
konumunda oluruz veya kendimizi “biyomedikal”, “davranıĢsal” yahut “epidemiyolojik”
araĢtırmaların içinde buluruz ve araĢtırma veya vaka incelemelerinde aktif birer katılımcı
oluruveririz.
Son kırk yıl boyunca, birçok ülkede, hasta olmuĢ veya klinik deneylerde yer almayı
kabul etmiĢ bireylerin tutum ve davranıĢlarında ciddi anlamda değiĢiklikler gözlenmiĢtir. Bu
değiĢiklik, nesiller boyu etkili olmuĢ edilgin rolün tersine, hastaların ve araĢtırma
gönüllülerinin sergiledikleri, çok daha etkin ve katılımcı tutum ve davranıĢlarında kendini
göstermiĢtir.
Bu tutum değiĢikliği meydana gelirken, bir yandan da hastaların ve araĢtırma
katılımcılarının haklarını ve selametini korumak için resmi giriĢimler yapılmıĢtır.
AydınlatılmıĢ onam öğretisi pek çok sayıda ülkede çoktan kurumsallaĢmıĢtır. Bu öğreti,
özellikle II. Dünya SavaĢı‟ndan hemen sonra Nüremberg Askeri Mahkemesi‟nin çalıĢmaları
sonunda -özellikle Hekimler Davası‟nda- ve Nüremberg Kodu‟nun (1947) benimsenmesi ve
yaygınlaĢmasında vurgulanmıĢtır. Bu Bildirge, Naziler tarafından tıp bilimi adı altında
insanlar ve kısıtlılar üzerinde izinleri alınmadan yapılan dehĢet verici ve barbarca araĢtırma ve
deneylere geliĢmiĢ toplumların verdiği tepkinin somut ifadesidir ve ardından BirleĢmiĢ
Milletler Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi‟nde de yankılanmıĢtır.
Demokrasiler, yönetilenlerin rızası kuralına dayanarak iĢler ve aydınlatılmıĢ onam
öğretisi bu ilkenin tıp ve diğer yaĢam bilimlerine uygulanmasını simgeler. Bu öğreti,
deneylerin yapısı, neden olabileceği muhtemel yarar ve risklerini, önceden açıklayarak
hastayı/deneği bilgilendirmeyi gerektirir. AraĢtırmalara katılmayı kabul eden hasta ve/veya
deneklerin tam ve doğru biçimde aydınlatılmıĢ onamlarının alınmasını içerir. Bireylerin hasta
olarak ikincil plandaki rollerinin gözardı edilmesi eğilimine karĢın, Nüremberg Kodu, tıbbi
hizmet bağlamında, hekim ve/veya araĢtırmacı liderliğinde yürütülen klinik araĢtırma ve
deneylerde hasta ve deneklerin iĢlevlerine dikkat çekmektedir.
Ancak kodlar ve bildirgeler sadece kağıt üzerinde kalan sözlerdir. Kulağa ne kadar hoĢ
gelirlerse gelsinler kiĢiyi zorlayıcı özellikte değildirler. Onları boĢ hitabet sözleri olmaktan
kurtarmak için, onları halka tanıtacak, benimsetecek, savunacak, kamuoyunu yönlendirecek
destekçilere ihtiyaç vardır. idaresini düzenleyecek, uygulayacak ve gözlemleyecek avukatlar
gerektirir. Örneğin, her ikisi de ulusal düzeyde politika belirleyici ve danıĢman (PBD)
biyoetik kurullar olan Fransız YaĢam ve Sağlık Bilimleri Etiği Ulusal DanıĢma Kurulu
(CCNE) ve Amerika BirleĢik Devletleri BaĢkanı Biyoetik Kurulu bu tür platformlar olarak
hizmet verirler. Ülkelerindeki politikacılara ve hükümetlerine ulusal düzeyde kılavuzluk
yaparak, önerilerde bulunurlar (Bkz. Ek 1). Sonunda, hükümetler ve hükümetler düzeyinde
9
10
nüfuzlu çevreler, biyoetik kurulların hayat hakkını ya reddederler ya da kabul ederler. Burada
ayrıca bazı devletlerin biyoetik kurulları, yasal düzenlemeler çerçevesi içine aldıklarına ve bu
Ģekilde tüzel kimlik kazandırma yolunu seçtiklerine dikkat çekmek gerekir. Böylece onları
devlet sistemine eklemlemiĢ ve kalıcı hale getirmiĢlerdir. (Bkz. Ek 2: „Danimarka Etik Kurul
Yasası‟, „Zambiya Hükümeti Etik Kurul Tüzüğü‟ ve „Özbekistan Cumhuriyeti Ulusal
Biyoetik Kurul Tüzüğü‟).
UNESCO, tek tek politikacıların yanı sıra, hükümet, bakanlar ve uzmanlar gibi Üye
Devletlerde öneriler geliĢtiren herkese hitap eder. Bu yüzden, UNESCO‟nun sürekli olarak
değerlendirmesinin zorunlu olduğu bir bilim politikası boyutu vardır. Bunu sadece Üye
Devletlerin hükümetlerine bilim politikaları geliĢtirmeleri ve uygulamalarında yardım etmek
için değil, aynı zamanda bu politikaların özellikle etik boyutlarına da hitap etmek için yapar.
Bu zorunluluğu ayrıntılı bir biçimde ele almak için, bu kılavuzda dört temel hedeften
ve hükümetler düzeyinde kurulan üç çeĢit biyoetik kuruldan bahsedilmiĢtir. Bu hedefler a)
bilim ve teknolojinin halk için yararını, ulusal düzeydeki bilim politikalarını ahlaki açıdan
kabul edilebilir bir biçimde uygulayarak geliĢtirmek, b)bütün sağlık kurumlarında hasta
merkezli tedaviyi geliĢtirmek, c)biyolojik/biyomedikal, davranıĢ bilimleri ve epidemiyolojik
araĢtırma ve deneylere katılanları korumak, d) biyolojik, davranıĢ bilimleri ve epidemiyolojik
bilgi kazanımı ve kullanımını kolaylaĢtırmak.
10
11
BÖLÜM I

BĠYOETĠK KURULLARIN KARġILAġTIKLARI ZORLUKLAR VE GÖREVLER
Toplumsal bir hareket olarak, biyoetik, sanayileĢmiĢ ülkelerde yirminci yüzyıl
ortalarında baĢladı ve klinik ve uygulamalı etik alanında pratik konulara temas ederek,
hekimlerin ve hemĢirelerin meslek etiği ile bütünlük sağladı.
Biyoteknolojik yeniliklerin yanı sıra, yaĢam ve sağlık bilimlerindeki hızlı ve büyük
geliĢmeler karĢısında, ahlaki yönden seçim yapmada zorlukların yaĢanacağı açıktı. Ulusal
düzeyde hükümet yetkilileri ve siyasetçiler ile birlikte, sağlık hizmetleri ve sağlık
politikalarının büyük bir hızla değiĢen dinamiği içindeki yerel sağlık kurumları, ahlaki olarak
sorumlu veya değer yüklü problemleri çözmek için çalıĢan daha resmi yapıların gereğini
anladılar. En azından, çeĢitli bilimsel toplulukların önderleri, günümüzde öne çıkan bir çok
biyoetik soruna iliĢkin tartıĢmaların baĢlatılması için biyoetik kuruların oluĢturulmasının
önemli bir adım olacağını düĢündüler.
Biyoetik kurul; a) sağlık bilimlerinin b) yaĢam bilimlerinin ve c) yeni sağlık
politikalarının ahlaki boyutlarını sistemli ve sürekli bir biçimde ele alan bir kuruldur. Biyoetik
kurul farklı disiplinlerden uzmanlardan oluĢan, çeĢitli ahlaki ve biyoetik sorunların ve
ikilemlerin farklı bakıĢ açılarından değerlendirilerek çözümler üretildiği bir yapıdır. Bundan
baĢka, bu kurulların üyeleri, sadece biyoetik ikilemlere karĢı daha duyarlı olmakla kalmaz,
ayrıca zamanla onlarla daha etkili biçimde baĢ edebilmek için bilgi ve becerilerini geliĢtirirler.
BaĢlangıçta içinden çıkılmaz bir ikilem gibi görünen sorunları çözmek için yollar bularak
yaparlar.
“Ġkilem” sözcüğü teknik bir terimdir. Biyoetik ikilem iki öncülün genellikle tercihi zor
seçenekler sunduğu bir tartıĢma türüdür. Bu seçenekler, kimi zaman, açık biçimde, kabul
edilemez belki de etik olmayan bir seçimler sunabilir. KiĢi ya da tüm kurul üyeleri ikilemin
ortasında kalabilirler. Bu tercihi zor seçenekler karĢısında seçim yapmak üzere kurul
üyelerinin düĢünüp tartıĢarak, görüĢmeleri ve nihayet karar vermeleri gerekir. Bir kurul bazen
ikilemin ortasında kilitlenip kalmamak bir yol bulur., arzu edilmeyen zorlayıcı ikilemlere
takılmadan gerekli önerileri ortaya koyarak çözüm üretir. Örneğin, kurula gelen bir vakada,
hastaya daha önce ya uzun ağrılı bir yaĢamı, ya da acısız daha kısa bir yaĢamı seçmesi
gerektiği söylenmiĢ olabilir. Bu hasta nasıl karar verecektir? Sağlık uzmanları ve seçimi
yapan hasta neye karar vermesi gerektiğini nasıl bilecektir? Kurulda, hastaya, salt kronik
ağrılı ve uzun yaĢam ile acısız daha kısa bir yaĢam arasında bir seçim ikilemine düĢmeden bir
çıkar yol önerilebilir mi? Sadece hastaların değil, klinik araĢtırma ve deneylere katılan
deneklerin karĢılaĢtıkları ikilemlerin de çözümü için, sağlık uzmanları belli birtakım öğreti ve
kuramlardan yardım almak ihtiyacını duymuĢlardır. Bu öğretilerin en baĢta geleni, insan
onuruna, bireyin bedensel ve ruhsal bütünlüğüne saygı duymayı gerektiren, aydınlatılmıĢ
onam mekanizmasına dayanır.
1) BĠREYE SAYGI VE AYDINLATILMIġ ONAM ÖĞRETĠSĠ
10 Aralık 1948‟de, Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan üç yıl sonra, BirleĢmiĢ Milletler Genel
Kurulu Uluslararası Ġnsan Hakları Bildirgesi‟ni onayladı. Bildirge, „dünya üzerindeki tüm
insanların ve toplumların saygın ve değerli olduğunu‟ kabul etmiĢtir. 27. Madde, “Herkes
bilimsel geliĢmeleri ve bu geliĢmelerin yararlarını özgürce paylaĢma hakkına sahiptir”
demektedir. Bu ifade, hekimlerin ve sağlık uzmanlarının bilimsel ve biyoteknolojik
11
12
ilerlemeleri bütün dünya halkının bilgisine sunmak zorunda oldukları anlamına gelir. Bildirge,
yaĢam ve sağlık bilimleri uzmanı biliminsanlarının, hekimlerin etik sorumluluklarının ve etik
davranıĢ ve tutumlarını çerçevesini çizer.
Birçok ülkede, bir bilim insanı ve/veya araĢtırmacı hekimin, insanlar üzerinde klinik
araĢtırma ve deneylere baĢlarken, araĢtırma baĢkanı ya da araĢtırma grubundaki diğer
üyelerinde biri tarafından, hasta ya da sağlıklı denek adayının tam aydınlatılmıĢ onamının
alması zorunludur.
AraĢtırma ve deneylere katılan hasta ya da sağlıklı deneklerin gönüllü aydınlatılmıĢ
onamının alınması için uygulanan ölçütler Ģöyledir:
1a. Hekim ya da araĢtırmacı, araĢtırmanın getireceği yararları ve muhtemel riskleri hasta ya da
sağlıklı araĢtırma deneklerine ayrıntılı olarak açıklayarak, katılımcıyı yeterli derecede
aydınlatıp, bilgilendirmelidir.
1b. AraĢtırma ve deneylere katılması düĢünülen hasta ya da sağlıklı denekler, kendi klinik
durumlarını, araĢtırma protokolünün amacını, bazen de tedavi seçeneklerini, minimum ölçüyü
aĢabilecek risk ihtimalini tam olarak anlamalı ve, onlara, bunlar üzerinde düĢünmek için
yeterli zaman tanınmalıdır.
AYDINLATILMIġ ONAMIN ÖLÇÜTLERĠ
Birey;
1a.yeteri kadar aydınlatılmalıdır.
1b.klinik araĢtırmanın iĢleyiĢini ve yöntemini yeteri kadar anlamalıdır.
2.araĢtırmaya gönüllü olarak katılır ve zorlanmaz.
3.yeterli zihinsel kapasiteye sahiptir.
4. kanunen reĢit yaĢa eriĢmiĢtir.
Son yıllarda üye ülkelerde, hekimlerin ve/veya araĢtırmacıların, hastalardan ve diğer
katılımcılardan kısmi aydınlatılmıĢ onam alınıp alınmamasına karar verebilmeleri için gerekli
ölçütler geliĢtirilmiĢtir. Bazı araĢtırmacılar hastanelerin sadece acil birimlerinde
uygulanabilen araĢtırmaları üstlenmiĢlerdir. Bu birimlerin yapıları gereği, aydınlatılmıĢ onamı
alırken, tıp etiğinin dört temel ilkesini uygulamak çok sınırlı ölçüde gerçekleĢebilmektedir.
Açıkçası, acil vakalarda, hekimin ya da araĢtırmacının, bilinci kapalı veya kısıtlı, zihinsel
özürlü ya da kanunen reĢit yaĢın altında olması muhtemel hastaya tedavinin ayrıntılarını
anlatmak, araĢtırma protokolü hakkında bilgiler vermek için yeterli zamanı yoktur. Ayrıca
bireyin o anda zihinsel yeterliliği yoktur ve hatta yaĢça küçük olabilir ve bu nedenle kanuni
yetki kriterini kullanamayacaktır.
2) SAĞLIK ALANINDA YENĠ UYGULAMALI ETĠK
Son yıllarda, en azından geliĢmiĢ birkaç ülkede tıbbi hizmet ve sağlık kurumları
bağlamında gündelik uygulamaları felsefi bakıĢ açısıyla ele alma ve değerlendirme yaklaĢımı
etkili olmaya baĢlamıĢ; uygulamalı biyoetik kendi baĢına bir kurum olarak ortaya çıkmıĢ ya
da en azından kurumsallaĢmıĢtır.
12
13
Pek çok felsefeci tıp fakültelerinde derslere devam etmiĢ, hastane yönetim kurullarında
görev almıĢ, hem sağlık birimlerinde hem de hükümetin ulusal, bölgesel, yerel organlarında
danıĢman olarak hizmet vermeye baĢlamıĢlardır. Birçoğu üniversitelerde kalarak, uygulamalı
etik alanında yarı-zamanlı görevler almıĢlar, bir vaka hakkında görüĢ sorulduğunda
danıĢmanlık yapmaya, yerel hastanelerin HEK (Hastane Etik Kurulu)‟nda üye olarak hizmet
vermeğe, yerel, bölgesel, ulusal düzeylerde AraĢtırma Etik Kurullarında görev almaya
baĢlamıĢlardır.
Biyoetikçiler ayrıca devletin politika belirleyen, siyasa üreten kurullarında
çalıĢmaktadırlar. BeĢeri bilimler, Felsefe, Teoloji (Ġlahiyat), Sağlık Hukuku alanlarında eğitim
görmüĢ bu uzmanlar, sadece ulusal değil, bölgesel ve yerel düzeyde de, sağlık politikaları
üretenlerin dikkatini çekmeyi baĢarmıĢlardır. Aynı zamanda pek çok politikacı, biyoetik
kaygıların önemini fark etmiĢlerdir ve etik konusunda bilgilenmek, mevcut tıp etiği
literatürünü takip etmek üzere zaman ayırmaya ve çaba göstermeye baĢlamıĢlardır. (Bkz.
Bölüm VI: Önerilen Okuma). Bu etkileĢim sonucu, felsefeciler/biyoetikçiler ve politikacılar
bazen ortak çıkarları ve benzer söylemi paylaĢtıklarını anlamıĢlardır.
Üstelik, sağlık çalıĢanlarını ve temel bilimcileri etkileyen yasal düzenlemeleri çıkaran
ve uygulatan bu nüfuzlu politikacılar, çoğunlukla da resmi tanıklık yoluyla, bu uzmanların
bilgilerinden ve önerilerinden yararlanabileceklerini keĢfetmiĢlerdir.
Biyoetik hareket –aslında felsefecilerin/biyoetikçilerin ve siyasetçilerin çeĢitli sağlık
hizmetleri ve sağlık politikaları çerçevesinde ortaya çıkan etik ikilemler ele almak üzere
ulusal ve kültürel sınırları aĢarak, birçok ülkenin ilgisini çekmiĢlerdir. Sınırların aĢılması söz
konusu olduğunda, bazı yüzleĢmelerin ve çatıĢmaların ortaya çıkması doğaldır. Zira geliĢmiĢ
ülkelerde geçerli olan değerler ile geliĢmekte olan ülkelerde yaygın olarak kabul gören
değerler bazen birbirlerine taban tabana zıt olabilmektedir. Son zamanlarda, biyoetik
açısından bu kültürlerarası etkileĢimin, geliĢmiĢ ülkelerin uzmanlık birikimi ve geniĢ
kaynakları ile geliĢmekte olan ülkeler üzerinde yeni bir tür kültür emperyalizmi yaratacağı
uyarıları yapılmaktadır. Bu da önemli bir sorundur. Bazıları, geliĢmiĢ ülkelerin
savunduklarından farklı olan diğer seçeneğin yavan ve verimsiz bir görecelikten ibaret
olmasından korkmaktadırlar. Ancak herkes, dünya ülkelerini birçok bakımdan birbirine
bağlayan küreselleĢmenin, sağlık sorunları söz konusu olduğunda kendine özgü yerel
özellikler barındırdığı konusunda hemfikir görünmektedir.
Sonunda, neredeyse herkes, toplumun yalnızca tek bir boyutu olan sağlık hizmetinin,
sadece geliĢmiĢ değil, geliĢmekte olan ülkeler tarafından da kavranan, kozmopolit, küresel bir
giriĢim olmaya baĢladığında birleĢmektedir. Bizler, kuĢkusuz, biyoetik yapının kendisinin
hangi radikal dönüĢümlerden geçebileceğini önceden tahmin edebiliriz; zaten çevre ve uzay
etiği meselelerinde olagelen değiĢiklikler ve dönüĢümler buna örnektir.
3) BĠYOETĠK KURUL NEDĠR?
Yukarıda tanımlandığı gibi, bir „biyoetik kurul‟; a) sağlık bilimleri b) yaĢam bilimleri
ve c) yeni sağlık politikalarının etik boyutlarını sistemli ve sürekli bir biçimde ele alan bir
kuruldur. „Biyoetik kurul‟ terimi, baĢkan ile üyelerden oluĢan ve sadece gerçek olgulara
dayanmakla kalmayıp, bir o kadar da derin normatif konulara temas eden bir grubu simgeler.
Bir baĢka deyiĢle grup sadece bazı ilgi alanlarına iliĢkin durumları incelemek için toplanmaz.
Kurulun esas iĢi, amprik (görgül) verilerin ortaya çıkardığı gerçeklikten öteye gider. Kurul
yalnızca “Nasıl karar vermeliyim ve hareket etmeliyim?”sorusunu değil; daha kapsamlı ve
derinlikli olan “Nasıl karar vermeliyiz ve nasıl hareket etmeliyiz?” sorusuna cevap arar.
13
14
Bundan olarak, Bu bizi felsefenin geleneksel bir dalı olan etikten alıp, siyasete yöneltir: “Bir
hükümet nasıl hareket etmelidir?”
Bu yüzden biyoetik kurullar “sorularını” normatif terimlerle ifade ederler. Bir baĢka
deyiĢle, belli bireysel ve toplumsal değerler hakkında ayrıntılı olarak düĢünce üreten ve
tartıĢan bir gruptur ve bu çalıĢma biçimi, kiĢinin sadece kendi davranıĢlarını değil diğerlerinin
davranıĢlarını da incelemesini gerektirir.
Biyoetik kurul üyeleri genellikle, vurgulu harflerle “Biyoetik” baĢlığı altında basılmıĢ
temel eserlere baĢvururlar. Bu kitaplar ve makaleler topluluğu okuyucuyu felsefi olanların
yanı sıra teolojik yazılara da götürebilir. Öte yandan, çoğu insan, uzun yıllardır içinde
yaĢamakta oldukları kendi çevrelerinin ve kültürlerinin değerleri, normları ve tutumları içinde
davranmaya eğilimlidirler. Bunlar, çevrelerinde genel olarak kabul gören veya reddedilen
nosyonlardır. Örneğin, neredeyse bütün toplumlarda cinayet ve hırsızlık sadece kabul
görmemekle kalmaz, aynı zamanda ahlaka aykırı görülür. Hastalık ve erken ölüme karĢı,
yaĢamı ve sağlıktan yana olma tercih etme gibi çok eski ve köklü değerler, etik, hukuki, hatta
ekonomik tartıĢma ve değerlendirmelerin temelini oluĢturur.
Biyoetik kurullar, belirli ve bazen de içinden çıkılmaz ahlaki çatıĢmalarda, hekimlere
ve sağlık çalıĢanlarına nasıl davranmaları gerektiği yönünde çözüm önerileri getirmek üzere
kurulmuĢ olmalarına karĢın, aynı kurullardan, yalnızca yaĢam bilimlerindeki hekim ve sağlık
uzmanlarına değil, politika üretenlere, siyasetçilere, hukukçulara yol göstermeleri de beklenir.
Bu kurulların üyeleri, sağlık hizmetleri ortamında sağlık çalıĢanlarının (ve bazen de
hastaların) tutum ve davranıĢlarından kaynaklanan, dikkatle incelenmesi ve irdelenmesi
gereken çatıĢmaları ve sorunları, ilkeler, normlar ve değerler ıĢığında ele alırlar. Biyoetikçiler,
etik uzmanları, sağlık hizmetleri ve politikaları hakkında bilgisi olanlar, son yıllarda,
akademik çevreler dıĢında da tartıĢılmakta olan, gündelik hayatın ve uygulamalı biyoetiğin
sorunları ile ilgilenmeye baĢlamıĢlardır.
Biyoetikçiler, herhangi bir etik probleme tek ve en doğru cevabı bulma iddiasında
değildirler. Çünkü böyle hazır ve kolay cevaplar zaten yoktur. Biyoetik her probleme tek
çözüm bulabilen matematik disiplini gibi bir çalıĢma alanı değildir. Her Ģeye rağmen,
biyoetikçiler siyasetçilere yol gösterebilirler ve biyoetik kurullar problemleri bilgili bir
yöntemle analiz edebilirler. Bu Ģekilde, çalıĢmaları ve çabaları, bu konuların onlar dıĢında
baĢka Ģekilde ele alınmasına kıyasla çok daha fazla yarar getirebilir.
4) BĠYOETĠK KURULLAR KURMA NEDENLERĠ
Yeni bir özdeyiĢ diyor ki:” Hiçbirimiz hepimiz kadar iyi değiliz.” Bu cümle modern
bir kamera gibi, neredeyse otomatik olarak, merceklerini, odağı bireyden alarak, belki de
sadece iki kiĢiden oluĢan, fakat genellikle tek bir gayenin yanı sıra, ortak bir amaç için birlikte
çalıĢan ikiden fazla katılımcının oluĢturduğu gruba çevirir.
Bu özdeyiĢ, birey olarak her birimizin baĢından geçen sıkıntıların baĢkaları ile
beraber çalıĢtığımızda üstesinden gelinebileceğini gösterir Üstelik sorunları sadece kendi
açımızdan görerek, kendimizi dar olanaklarımız içine hapsetmek yerine, dünyaya daha geniĢ
bir ufuktan bakma perspektifi verir. Kurullar, birlikte çalıĢmak için gerekli verimli ortam
sağlarlar. Bilim adamı, hekim, hemĢire, sağlık hukukunda uzman bir avukat, bir yönetici, bir
sosyal ve davranıĢ bilimleri uzmanı, bir biyoetikçi ve benzerlerinden oluĢan bir biyoetik
kurul, üyelerin birbirleriyle iletiĢim içinde, birinin kuvvetli yanından destek alarak, diğerinin
zayıf yönlerini telafi ederek, karĢılıklı etkileĢim içinde çalıĢır. Bu ideal bir durum olmayabilir.
Çünkü bazen Kurulların yanlıĢ veya aptalca davrandığı durumlar olabilir. Ancak mükemmel
olana eriĢmek zordur ve kurul çalıĢmasının avantajları ve yararları apaçıktır.
14
15
Ayrıca, bireyler kendi baĢlarına hareket ettikleri zaman, kibrin çirkin yüzünü
göstermesi gayet muhtemeldir. Kibirli insanlar, baĢarılı olduklarında, sosyal bir boĢlukta elde
edilmiĢ baĢarılarına abartmaya eğilimlidirler ve bunu diğerlerinin çabalarını göz ardı ederek
yaparlar. Yine de bu duruma nadir rastlanır.
Bizi kibir konusunda uyaran Thomas Hobbes‟un 1651‟de yayınlanan kitabı
Leviathan‟daki düĢüncelerini hatırlayalım: Ġnsanın öyle bir doğası vardır ki bazı insanların
daha etkileyici, daha zeki, daha eğitimli olabileceğini kabul eder, ancak en az kendisi kadar
akıllı pek çok baĢkaları olabileceğine hiç inanmak istemez. Kendilerinden fazlasıyla
emindirler, diğerlerine uzaktan bakarlar. Hobbes‟un düĢüncelerini dikkate aldığımızda,
günümüz, özellikle sağlık çalıĢanlarının ölmekte olan veya acı çeken hastalarla karĢılaĢtığı
biyoteknolojik ve bilimsel sağlık hizmetleri koĢullarında, tek tek bireylerin uzmanlar ekibi
olarak birlikte çalıĢmaya daha fazla yöneldiklerini görürüz. Öğretim üyeleri ve asistanlar
arasında da beraber çalıĢma yürüterek, iĢbirliği yapma ve çalıĢmanın sonuçlarını ortak yayın
olarak yayınlama eğilimi gözlenmektedir. Günümüzde uzmanlar, gerek kendi kurumlarında
gerekse yerel topluluklarda, bölgesel ve ulusal düzeyde çeĢitli kurullarda danıĢmanlık hizmeti
vermektedirler. Bu faaliyetler önce uygulamada grup çalıĢmaları olarak baĢlar, giderek
resmileĢip komite, komisyon, kurul, konsey halini alırlar.
Bir ilahiyat uzmanı olan Richard A. Mc Cormick, biyoetik kurullar kurmayı
desteklemek ve ilgiyi koruyabilmek gereken sekiz yapısal değiĢken tanımlamıĢtır:
1. Sorunların Karmaşıklığı. AraĢtırmacılar ve sağlık uzmanları etik olarak kabul
edilebilir kararlar almayı ister, fakat biyoetik ikilem ve sorunların kendisi zaten
belirsiz, karmaĢık ve anlaĢılması zor olabilir. Ayrıca önerilen çözümler yalnızca
gerçekleĢtirmesi güç seçenekler olmakla kalmayıp, iĢleri daha da zorlaĢtırıp,
anlaĢmazlıklara yol açabilirler. Kurul üyeleri uzmanlık bilgilerini kullanarak, sorunları
kavrayabilir, ikilemleri açıkça ifade edebilirler.
2. Seçenek Sıralaması. Bu sıralama genellikle tek bir araĢtırmacı veya sağlık uzmanının
bakıĢ açısını aĢabilir. Ancak, kurullar, çok yönlü perspektifler geliĢtirerek, daha çok
seçenekler ortaya koyabilirler.
3. Araştırma ve Sağlık Hizmetleri Kurumlarının Korunması. Giderek artan ölçüde açık
ve eleĢtiriye eğilimli hale gelen bir toplumda, kurumlar kamudaki imajlarına gittikçe
daha fazla önem vermeye baĢlamıĢlardır. Onlar için dürüstlük ve güvenirlik giderek
daha çok önem kazanmaktadır. Bazı ülkelerde bu durum dava edilme ihtimalini
düĢüren etki yaratmaktadır. Kurulların varlığı, bilim adamlarının ve sağlık
çalıĢanlarının taĢıdıkları sorumluluğu paylaĢmak için uzman gruplardan rehberlik ve
tavsiye beklediklerinin göstergesidir.
4. Klinik Kararlarda Hükmün Niteliği. AraĢtırma yapmada uzmanlaĢmıĢ tıbbi bakım
vermek için eğitilmiĢ araĢtırmacılar ve sağlık çalıĢanları, iĢ bir hasta vakasında tüm
bileĢenleri içeren sağlam biyoetik kararlar almaya gelince yeterli olamayabilirler. Çok
disiplinli özellikte olan Biyoetik Kurullar, her zaman ideal kararlar önermeseler de
veya bütün biyoetik ikilemleri çözmeseler bile, daha sağlam ve güvenilir rehberlik
fırsatı yaratırlar.
5. Hasta Özerkliğinin İfadesi ve Önemi. Hastaların, araĢtırma deneklerinin ve
araĢtırmacıların temel değerleri arasındaki çatıĢmalar üzerinde düĢünmeye değer
niteliktedir. Bu durumda bir biyoetik kurul, her bir hastanın bedensel ve ruhsal
bütünlüğüne ve özerkliğine saygı duyan fikri zemini sunar.
6. Ekonomik Kaygıların Ortaya Çıkışı. AraĢtırma desteklerinin ve sağlık hizmeti
kaynaklarının sınırlı olduğu ve bunlara taleplerin yoğunlaĢtığı günümüz koĢullarında,
araĢtırma, hastane, ilaç harcamaları eĢit ve adil paylaĢım ölçütleriyle yapılmalıdır.
15
16
Ancak zaman ve emek maliyetlerinin devamlı yükselmesi, çalıĢanları çıkar endiĢesi ve
ekonomik kaygılar duymaya yöneltmektedir.
7. Bazı Grupların Dini İnançları. AraĢtırma ve sağlık kurumları bilimsel ve tıbbi
uygulamalarda zaman zaman biyoetik ve dini kuralların tartıĢılabildiği platformlara
ihtiyaç duyabilirler. Bu tür kurumlarda bazen biyoetik meseleleri üzerinde farklı
yorumlar veya görüĢler geliĢtirildiği de olur. Günümüzde kurumlar düzeyinde
geliĢtirilen dini politikalar, bilimsel ve tıbbi uzmanlığın ötesinde yer alırlar.
8. Kamuoyundan Etkilenen Bireysel Kararlar. Bilimsel kararlar alma artık basit bireysel
bir mesele değildir. AraĢtırmacılar ve sağlık hizmeti verenler halkın çok esliliğine
duyarlı olmalıdırlar. Biyoetik çatıĢmalar ortaya çıktığı zaman, yalnız bilimsel ve tıbbi
kararlara dikkat çekerek çözüm getirilemez. Politika kararları, tek bir araĢtırmacı ya da
hekimin uzmanlığını aĢan bir biçimde alınmalıdır.
McCormick bu değiĢkenleri çok isabetli biçimde tanımlamıĢtı. Biyoetik kurullar,
özellikle bilimsel ve tıbbi uygulamalarda bulunan belirsizlik göz önüne alınırsa bireysel karar
mercilerinin sahip olmadığı avantajlara sahiptir. Kısacası, bu belirsizlik Mc Cormick‟in
biyoetik kurul kurmak için gereken iklim dediği olguyu yaratmıĢtır.
Bu sekiz temel koĢul, ister ulusal ister bölgesel isterse yerel düzeyde olsunlar nerede
kurulurlarsa kurulsunlar, biyoetik kurulların önemli üstünlüklerini ve görevlerini belirlerler.
Ayrıca, biyoetik kurul kurmak için en az beĢ neden vardır: Tüm ülkelerde biyoetik
kurulların en önemli hedefleri, a) Biyoloji, tıp ve yaĢam bilimlerinde ortaya çıkan biyoetik
meseleleriyle ilgili farklı görüĢ açıları üretmek ve bu konularda uzmanlık hizmeti vermek; b)
Halkın yararını arttırmak; c) Hasta merkezli tıp hizmeti geliĢtirmek; d) Fiziki, biyolojik,
davranıĢ bilimleri veya epidemolojik araĢtırma ve deneylere katılan hastaları ve sağlıklı
gönüllüleri korumak ve e) Sağlığı ve sağlık hizmeti vermeyi geliĢtirmeye yönelik yeni
bilgilerin kazanımını ve kullanımını kolaylaĢtırmak.
Eğer bu beĢ amaç gerçekleĢtirilirse, bu baĢarı, bir bakıma, farklı tipte, belki iki ya da üç
kiĢilik grupların belli konular üzerinde çalıĢtığı biyoetik kurulların, bu hedeflerden bir veya
ikisine eriĢmiĢ olmasına bağlı olacaktır.
5)
BĠYOETĠK
KURULLARIN
ANLAġILABĠLMESĠ
AMAÇ
VE
ĠġLEVLERĠNĠN
YANLIġ
Neredeyse bütün bilim adamları ve sağlık uzmanları üniversite ve mezuniyet
sonrasında yoğun eğitim almıĢlar, ardından hükümetler ve kamu yetkilileri tarafından, halk ile
temas ve hasta ve sağlıklı gönüllüler üzerinde araĢtırma ve deneyler yapmayı gerektiren
mesleklerini özgürce uygulamak için yetkilendirilmiĢlerdir.
Ancak, bu tür yetki, bilim adamları ve sağlık uzmanlarıyla temas halinde olanlar için
çeĢitli koruma yöntemlerini de gerektirir. Bu korunma toplumsal kontrolün yanı sıra hukukun
teminatı altında olmalıdır. Bilim ve sağlık hizmetleri bağlamında hukuk, çeĢitli tüzükler, yasal
kararlar ve özellikle hükümet düzenlemelerinde ifadesini bulur. Bu yüzden, bilimsel ve
mesleki uzmanlığın değeri kadar, araĢtırma özgürlüğünün, insan haklarının korunması ve
kamu yararıyla dengelenmesi gerekir. Biyoetik kurullar, bilimin yararını, insan hakları ve
halkın çıkarları ile dengeleyen platformlardır.
ÇeĢitli biyoetik kurullar kurmuĢ ülkeler, bu kurumlardan, amaçlarını ve hedeflerini
saptamalarını ve klinik ve hastane ortamlarında ortaya çıkan biyoetik ikilemleri çözmek için
uğraĢ vermelerini isterler. AraĢtırmacılar ve sağlık çalıĢanları, biyoetik kurulları, çalıĢmalarını
denetleyecek dıĢ kontrol unsurları Ģeklinde, bilim adamı ve sağlıkçı olmayanlardan oluĢan
gruplar gibi görerek, bu kurulların amaçlarını ve iĢlevlerini yanlıĢ değerlendirebilirler.
Özellikle biyoetik kurullarda hizmet vermemiĢ olan bir çok araĢtırmacı veya sağlık çalıĢanının
16
17
bu kurulların faaliyetlerinden kuĢku duyarak, onlara direnç gösterdikleri görülür. Zira kurul
üyelerinin politikacılar üzerindeki güç ve nüfuzuna güvensizlik duyabilirler. Bu kiĢiler, ayrıca
halkın bilime ve teknolojiye olan güvensizliğinin, biyoetik kurulların yasal düzenlemeleri
aracılığıyla, kendi araĢtırma yapma özgürlüklerini engelleyebileceğinden endiĢe ediyor
olabilirler.
Hükümetlerin yasaları ve tüzüklerine olduğu kadar kadar, biyoetik kurulların
muhtemel gücü ile ilgili kaygılar, bu kurulların amaç ve iĢlevlerinin nasıl yanlıĢ anlaĢıldığını
gösteren tek iĢaret değildir. Bazen biyoetik kurulların ifade edilen hedefleri pek net değildir.
Kurul, klinik araĢtırmalarda yer alan hastalara, sağlıklı gönüllülere, bazı dogmatik seçenekleri
zorla kabul ettirmek isteyen yapılarmıĢ gibi tehdit olarak algılanabilmektedir. Bu yüzden
bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının halk üzerindeki itibarı zedelenebilir, hastalar ile
ortaya çıkan bazı anlaĢmazlıklar tamamen olumsuz biçimde algılanabilir.
Kurul üyelerini etkileyen bir diğer zorluk da sorumluluktur. Eğer kurul bazı sorunlar
üzerinde tartıĢır ve politikacılara tavsiyelerde bulunursa, bilim insanları ya da uzmanlar,
sorumluluğu, en uç noktaya kadar alabildiğine dağıtacak mıdır?
Neyse ki, politikacılar, sonunda, araĢtırmalar üzerinde en azından ortalama bir
kontrol sağlamada, deneyleri izlemesi kolay yönetmelikler ile yürütmede biyoetik kurulların,
mahkemeler veya yarı yasal diğer yapılardan daha iyi iĢleyen mekanizmalar olduklarını kabul
etmiĢlerdir. Modern devletler içinde, bilimde ve teknolojide meydana gelen hızlı ilerlemeler
ile ortaya çıkan yeniliklerin yarattığı ahlaki meseleleri ele alıp tartıĢmak üzere zemin sağlayan
en iyi platformlar biyoetik kurullardır. Biyoetik kurullar, insan hakları ve toplum yararıyla
ilgili araĢtırma özgürlüğü ile bilimsel ve profesyonel uzmanlığı bağdaĢtırmak için çeĢitli bakıĢ
açıları ve değiĢik disiplinleri içeren demokratik yapılardır.
BÖLÜM II
HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE BĠYOETĠK KURULLAR OLUġTURULMASI
UNESCO üye devletleri, ulusal, bölgesel ve yerel düzeylerde biyoetik kurul kurma
seçeneğine sahiptirler. Bu, zamanla, sadece tüm halkın ihtiyaçlarına cevap vermekle kalmaz,
bölgesel ve hatta yerel topluluklardaki daha küçük nüfusa da hizmet etmek üzere biyoetik
kurullar arasında bir iletiĢim ağının oluĢturulmasına da yarar. Bundan da öte, ulusal düzeyde
kurulmuĢ biyoetik kurullar, hedeflerini kısıtlamaya karar verseler bile, genellikle bölgesel ve
yerel düzeylerde organize olmuĢ kurulların sorunlarını içeren pek çok iĢlev arasından
istediğini seçme olanağına sahiptirler. Aynı zamanda, biyoetik kurullar ulusal düzeyden yola
çıkmak zorunda da değildirler.
DEVLETĠN
1. ULUSAL
2. BÖLGESEL
3. YEREL
DÜZEYLERĠNDE BĠYOETĠK KURULLAR
1. ULUSAL DÜZEY
Avustralya, Avusturya, Kanada, Almanya, Malezya, Ġsviçre, ABD ve Venezüella
gibi federal sistemlerde, hem ulusal hem de bölgesel hükümetler, kendi alanlarında otorite ve
özerkliğe sahiptir. Yöresel yapılar, örneğin eyaletler, bir yandan kendi özerk yönetimleri
vardır, bir yandan da ulusal devletlerinkini aĢan güce sahiptirler. Bölgesel biyoetik kurullar da
böyledir. Yine de yerel kurullar gibi ulusal kurulların altında yer alırlar.
17
18
Üniter sistemlerde, mesela Danimarka, Fransa ve Filipinler-sadece ulusal hükümet
yetki ve özerkliğe sahiptir. Bölgesel hükümetler görevlerini, iĢlevlerini ve varlıklarını
belirleyen ulusal hükümetin otoritesinin emri altındadır. Bir hükümetin ister federal ister
üniter olsun, biyoetik kurul kurulmasında etkisi vardır. Ulusal düzeyde kurulun nasıl
kurulduğuna bağlı olarak pek çok kurul türü olabilir.
1.TÜR: Çoğunlukla, meclis veya sağlık, adalet, bilim vb. konuyla ilgili bakanlıklar gibi
hükümete bağlı bir organ tarafından kurulur. Bazı durumlarda, ülkenin, baĢkanı,
cumhurbaĢkanı ya da baĢbakanı tarafından kurulabilir. Bu tür kurullar genellikle otoriter
yapıdadır, çünkü ulusal bir kurula sahip olmak için verilen politik bir kararın sonucu
kurulmuĢlardır. Danimarka Etik Kurulu bu türe bir örnektir. (Bkz. Ek 2).
2.TÜR: Hükümet dıĢı organlarca kurulmuĢ biyoetik kurullar. Bunlar, tıp akademisi, bilim
akademisi gibi mesleki bir kurul olabilir; sağlık konseyi, tıbbi araĢtırma konseyi gibi sağlık
politikaları üreten organlarca kurulmuĢ olabilir; Özbekistan‟da Ibn Sina Vakfı‟na bağlı
danıĢma organı olarak kurulan Özbekistan Ulusal Biyoetik Kurulu gibi olabilirler. (Bkz. Ek
2). Bu tür kurullar ayrıca çeĢitli organların birleĢik hareketi olarak ta ortaya çıkabilirler. (Bkz.
Ek 2). Tıbbi AraĢtırma Meclisi ve Sağlık Bölümü tarafından kurulmuĢ olan Zambiya
Hükümeti Etik Kurulu bu türün bir örneğidir (Bkz. Ek 2).
3.TÜR: UNESCO Ulusal Komisyon tarafından oluĢturulmuĢ kurullar. Bu türün örnekleri Ek
1‟de gösterilen Ekvator ve Mısır‟dır.
Bu tipoloji de bütün kurullar ulusal düzeyde iĢlemektedir. Ancak, kurulun etkisi ve
rolü, onu kuran kurumun türüne ve kurulun uyguladığı politikaya göre değiĢebilir. 1.Tür
kurullar genellikle ülkenin politik sisteminde en çok etkiye ve en yüksek nüfuza sahiptirler
Ulusal düzeyde kurulmuĢ Biyoetik kurulların daha baĢka özellikleri de vardır. Örneğin,
Fransa ve Ġngiltere‟deki gibi bağımsız veya örneğin, Japonya, Yeni Zelanda‟daki gibi
hükümete eklemlenmiĢ olabilirler. Bağımsız kurullar tarafsız ortamlarda bulunma ve politik
sorumluluğu sağlama avantajına sahiptirler. Bu kurullar, örneğin Ġngiltere‟deki ve Fransa‟daki
gibi danıĢma veya Fransa‟daki gibi politika üretme iĢlevlerine sahip olabilirler. Ayrıca daimi,
ya da geçici, süreli olarak görevlendirilmiĢ olabilirler.
Mesela, Fransa‟da Ulusal Etik DanıĢma Kurulu (CCNE), cumhurbaĢkanın imzaladığı
bir kararnameyle kurulmuĢtur ve 29 Temmuz 1994‟te yasal statü kazanmıĢtır. Kurul yasama
süreci üzerinde etkilidir. Diğer ülkelerde biyoetik kurullar, aynı düzeyde kurulmuĢ olsalar
bile, farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösterebilmektedirler. Örneğin, Japonya
Hükümeti‟nde, ulusal bir alt kurul geçici olarak toplanıp, biyoetiğin belli bir konusu hakkında
bilimsel rapor hazırlayabilmektedir.
Daimi kurullar, istikrar ve süreklilik avantajına sahiptirler. Çok çeĢitli konuları uzun
bir süre boyunca ele alıp iĢleme olanağına sahiptirler. Ancak, üyeleri sık sık değiĢmez ve bu
durum hep aynı bakıĢ açsıyla meseleleri ele alma eğilimini doğurur. Teamüle göre davranırlar
ve yasalara harfiyen uyarlar. Öte yandan belli bir konuyu ele almak üzere geçici süreyle
oluĢturulmuĢ kurullar, özgül alanlarda uzmanlaĢmıĢ kiĢilerden oluĢurlar. Kısa ömürlü
oldukları için teamül ve süreklilik uyumunu sağlama yükünü hissetmezler.
2.BÖLGESEL DÜZEY
Bölgesel biyoetik kurulların üniterden ziyade federal hükümetlerin bulunduğu ABD
gibi ülkelerde kurulma olasılığı daha yüksektir. Çünkü federal hükümetlerin bu tür kurulları
oluĢturma ve destekleme olasılığı daha yüksektir. Örneğin ABD‟de federal hükümetler
AraĢtırma Etik Kurulları (AEK) (Bkz. Bölüm II, Kısım 4) ve kurumsal inceleme kurulları
(Institutional Review Board-IRB) kurmuĢlardır ve bu yapılar yıllardır tıp fakültelerinde,
üniversitelerde, hastanelerde faaliyet göstermektedirler. Üyelerinin çoğu, yaĢam ve sağlık
bilimleri dallarından birinde yetiĢmiĢlerdir ve bu kurumlarda görevlendirilmiĢlerdir.
18
19
Ancak, kısa bir süre önce, AraĢtırma Etiği Kurulları bu ana kurumların dıĢında
sorumluluklarının askıda kaldığını öne sürerek, ayrıca bölgesel olarak ta yapılanmıĢlardır. Bu
bölgesel- araĢtırma inceleme kurulları, kurum dıĢı, yerel olmayan, coğrafi, mesleki, dıĢ,
bağımsız, anlaĢmalı, kâr amaçlı, ticari inceleme kurulları gibi pek çok isimle anılırlar. Bu
kurullar ayrıca bilim adamlarının insanlar üzerinde deney ve araĢtırma protokollerini de
incelerler. Fakat inceledikleri bu protokollerin çoğu, eğer onaylanırsa, birden fazla coğrafi
bölgede uygulanır ve bunlar çok merkezli klinik araĢtırmalar olarak kaydedilir.
3.YEREL DÜZEY
Yerel biyoetik kurullar, daha çok, esas amacı hasta-merkezli sağlık hizmeti vermek
olan cemaat ve din bağlantılı sağlık birimlerinde veya araĢtırmaların etik yönden incelenmesi
gereken araĢtırma kurumlarında kurulurlar. Bu kurullar, sıklıkla Hastane Etiği Kurullarıdır
(Bkz. Bölüm III, Kısım 3).
Pek çok ülkede, yerel düzeydeki biyoetik kurullar, genellikle, biyomedikal, davranıĢ
bilimleri ve epidemiyolojik araĢtırmalarda insan katılımcıların kullanılmasıyla ortaya çıkan
etik meselelerin incelenmesi için kurulmuĢtur. AraĢtırmacılar, çoğunlukla, tıp fakülteleri,
hemĢirelik ve ilgili sağlık yüksek okullarını içeren üniversite çalıĢanları arasından atanırlar.
Bunlar muhtemelen AraĢtırma Etik Kurulları özelliğini taĢırlar ( Bkz. Bölüm III, Kısım 4).
19
20
BÖLÜM III
HÜKÜMETĠN FARKLI DÜZEYLERĠNDE OLUġTURULACAK ÇEġĠTLĠ
BĠYOETĠK KURULLAR
Biyoetik kurullar hükümetin farklı düzeylerinde farklı biçim ve iĢlevlere sahip olabilir. Birçok
kurul kendi kendine çalıĢmayı tercih etse de, kurullar arasında iĢbirliği ender değildir.
DıĢarıdan bakıldığında bir standardın olmayıĢı ĢaĢkınlık yaratabilir ve düzenlemeler karmaĢık
görünebilir; ancak, kendileri için neyin iĢlevsel olduğunu bilen kurullar, örgütlenme
Ģemalarına pek aldırıĢ etmezler. Kısaca, dört kurul biçiminin her biri, kendi amaçlarını,
iĢlevlerini, çalıĢma süreçleri ve eylem planlarını belirleyerek, diğer kurul biçimleriyle
birleĢmekte bir yarar olmadığı sonucuna varmıĢ olabilir. Uygulamada ve birçok devlette,
kurullar çeĢitli biçimlerde olabilir.
BĠYOETĠK KURULLARIN DÖRT BĠÇĠMĠ
1.
2.
3.
4.
Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar (PBD)
Sağlık ÇalıĢanı Birliği Kurulları (SÇB)
Sağlık hizmeti / Hastane Etik Kurulları (HEK)
AraĢtırma Etik Kurulları (AEK)
Bu kılavuzun sonraki bölümlerinin daha iyi anlaĢılmasında okuyucuya yardımcı olmak
için, aĢağıdaki tabloya yer verilmiĢtir. Tablo, biyoetik kurulların kurulması için öncelikle (a)
hangi hükümet düzeyinde ve (b) hangi biçimde kurulacağına karar vermek gerektiğini açıkça
göstermektedir.
BĠYOETĠK KURUL BĠÇĠMLERĠ ĠÇĠN UYGUN OLAN HÜKÜMET DÜZEYLERĠ
BĠÇĠMLER
1.
2.
3.
4.
+
+/-
PBD
SÇB
HEK
AEK
ULUSAL
BÖLGESEL
YEREL
+
+
+/-
+
+
+
+/+
+
Çok uygun
Uygun olabilir
Uygun değil
Bir biyoetik kurulunu kurmadan önce, ilk toplantılarda baĢkan ve üyeler kurulun, en
azından ilk yıl ya da daha uzun bir süre odaklanılacak olan etkinliklerini yürütmek için yol
gösterici olacak temel bir amaç belirleyeceklerdir. Temel amaç genellikle kurulun hangi
biçimde kurulduğuna bağlıdır.
20
21
21
22
ÇEġĠTLĠ BĠÇĠMLERDEKĠ BĠYOETĠK KURULLARIN TEMEL AMAÇLARI
1. PBD: Üye ülkelerin yurttaĢları için gereksinime denk düĢen bilim ve sağlık politikaları
üretmek
2. SÇB: Hastaya hizmet sunumunda doğru mesleksel uygulamaları belirlemek (hekim
birlikleri, hemĢire birlikleri)
3. HEK: Hasta-merkezli hizmet sunumunu geliĢtirmek (hastaneler, ayaktan tedavi
klinikleri, uzun-dönem bakım hizmetleri sunan kurumlar, yaĢamının son
dönemindekilere hizmet sunan merkezler)
4. AEK: Genellenebilir biyolojik, biyomedikal ve epidemiyolojik bilgi üretirken
araĢtırmalara katılan insanları korumak (ilaçlar, aĢılar, tıbbi aygıtlar)
1. ULUSAL DÜZEYDE, POLĠTĠKA-BELĠRLEYEN ve/veya DANIġMAN KURULLAR
(PBD)
Arkaplan
Kurulların tartıĢmaları sırasında biyoetiğe iliĢkin konuların politika-belirlemeye iliĢkin
konulardan keskin biçimde ayrılabileceği varsayımı yaygın, ancak yanlıĢtır. Bu varsayım basit
bir gerçeği göz ardı eder: Sağlık hizmetleri bağlamında, özellikle ulusal düzeyde ortaya çıkan
sağlık politikaları sorunları ne kadar ayrıntılı araĢtırılırsa, söz etmek gereken biyoetik
bileĢenler de o kadar çok keĢfedilir. Elbette sağlık politikalarını çözümleyenler bunu hemen
göremeyebilir; genellikle ahlak uslamlamasının çözümlenmesi alanında eğitim almamıĢlardır
ve yanlıĢ biçimde, kendi yöntemlerinin –genellikle istatistiksel yetkinlikten oluĢur- değer
yüksüz olduğuna inanırlar. Ancak örneğin araĢtırma etiğinde, araĢtırmaya katılan hastaların
yaĢam ve sağlıkları anlamında ödedikleri bedel bir biçimde dengeleniyor olsa da, araĢtırmaya
katılanların zarar görme riskini toplumun diğer üyelerinin edineceği olası yararlarla
kıyaslayarak tahmin etmek, etik açıdan ne yansız ne de değer yüksüzdür. Biyoetik, gündelik,
gerçek yaĢamda önemlidir.
Bu nedenle etik konular kolayca gözden kaçırılabilir. Bu, kısmen, Ģu anda ulusal
düzeyde neden sadece birkaç tane yasal ve bu nedenle de kalıcı PBD olduğunu ve ulusal
düzeydeki PBD‟lerin belli aralıklarla yeniden kurulması gerektiğini açıklar (Ek 1 ve 2‟ye
bakınız). Devlet yönetiminin baĢında bulunan kiĢi, bir PBD kurulup kurulmayacağını ve
bunun politik açıdan yararına olup olmayacağını belirleyen tek yetke olabilir. Kamu yararını
dikkate alan ortak ve aydınlatılmıĢ bir ulusal bilim politikası oluĢturma bağlamında
uygulamalı etik, daha önce söz edildiği gibi, gelecekteki politikalara iliĢkin tartıĢmalarda hatta
görüĢmelerde ortaya çıkan biyoetik konularının çözümünde doğru ve uygun bir çalıĢma
yaklaĢımı sağlar. Gerçekten de, biyoetik konularına ve yaklaĢımlarına odaklanmayan kimi
düĢünürler, etik alanındaki geleneksel ve çağdaĢ yaklaĢımların, sadece bireylerle değil
kurumlarla da iliĢkili biyoetik konularının araĢtırılmasıyla zenginleĢtirilebileceği gerçeğini
kabul etmiĢlerdir.
Ayrıca, değiĢik düzeylerde biyoetik kurullar kurmuĢ bulunan devletler, özellikle ulusal
düzeyde daha kapsayıcı bir yönetim benimsenmesini destekleyebilir ve böylece, zamanla belli
biyoetik sorunları ve konuları üzerine özel raporlar oluĢturulması ve hatta yeni sağlık
22
23
politikaları ve yasal düzenlemelerinin biçimlendirilmesi ve kabul edilmesine yol açacak çok
sayıda iĢlevin yerine getirilmesi ve birçok biyoetik konusunun gündeme alınmasını
sağlayabilir.
Amaçlar
1. Sağlık hizmetleri, biyoloji, biyomedikal bilimler ve biyoteknoloji alanlarındaki
ilerlemeyle birlikte ortaya çıkan biyoetik konuları ve sorunları hakkında hükümetler,
parlamento ve diğer hükümet kurumlarına öneride bulunmak
2. Biyoetik konularına iliĢkin görüĢ ve öneriler yayımlamak ve böylece politika
belirleyenleri etkilemek ve toplum duyarlığı ve katılımını artırmak. Biyoteknoloji
alanında olduğu gibi temel ve davranıĢsal bilimlerdeki ilerlemelere iliĢkin yanıt
üretilmesi gerektiğinde, bu türden görüĢ ve öneriler yeni yasal düzenlemelerin
biçimlenmesine etki etmek ve toplum duyarlığının artırılması ve konunun
tartıĢılmasına katkı sağlamak anlamında yardımcı olabilir.
3. Basın konferansları, yayınlar, televizyon ve internet gibi araçlar yoluyla yaygın
biçimde medyada yer alarak, toplumun gündemindeki biyoetik konuları, sorunları ve
özel olaylara iliĢkin olarak ulusal düzeyde bir tartıĢma forumu oluĢturmak.
ĠĢlevler
1. PBD‟nin üyeleri saygın kiĢiler olabilir; ancak içlerinden sadece birkaçı kurulun iĢlev
görmeyi planladığı tüm alanları kapsayan bir uzmanlığa sahiptir ve daha da azı
biyoetik açıdan sorgulamayı öğrenmiĢtir. Öyleyse, üyelerin temel görevlerinden
birinin kendilerini eğitmek olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu eğitimin büyük kısmı resmi
olmayan yoldan olur; üyeler birbirlerinden öğrenirler, bilgili kiĢilerle konuĢurlar,
literatürü araĢtırırlar. Bunun yanısıra, eğitimin bir kısmı da seminerler, dağıtılan
okuma metinleri ve çağrılı konuĢmacılar aracılığıyla resmi biçimde olur. ĠliĢkilerin
güçlenmesi için yüz yüze iletiĢimin eĢsiz üstünlükleri bulunduğundan, coğrafi yakınlık
sürecin iĢlemesi açısından önemli bir yarar sağlar. Yine de bu özellik, internet ve eposta çağında eskisine göre daha az öneme sahiptir.
2. Biyoetik kurulların önemli bir iĢlevi, biyolojik ve davranıĢsal bilimler ile
biyoteknolojideki geliĢmelerin insani ve ahlaki anlamını sorgulamak ve klinik
araĢtırmalara katılan yetiĢkin ve çocukları korumaya yönelik yasal düzenlemeler
yakından izlemektir.
3. Kurul ayrıca, insanların katıldığı biyolojik ve davranıĢsal araĢtırmaları düzenlemenin,
sınırlamanın ya da yasaklamanın (örneğin geçici bir genelge yayımlanması ile)
sonuçlarını değerlendirmelidir.
4. Kurul biyolojik ve biyomedikal teknolojilerin uygun kullanımının tartıĢıldığı bir ortam
sağlamalıdır.
5. Kurul, yeni biyolojik teknolojilerin ulusal düzeyde yeni kurallar ve düzenlemeler
oluĢturulması ve uygulanmasını gerektirip gerektirmediğini belirlemek için, bu
teknolojilerin ahlaki ve kültürel anlamlarının yansıtılacağı yerdir.
6. Kurul, yukarıda sözü edilen geliĢmelerle iliĢkili özgün biyoetik sorunlarını
araĢtırmalıdır.
7. Diğer bir görev, biyoetik sorunlarının ve ikilemlerin sadece çeĢitli sağlık çalıĢanları ve
bilim çevrelerinin üyelerince değil, aynı zamanda medya çalıĢanları ve toplum
tarafından daha iyi anlaĢılmasını kolaylaĢtırmaktır.
8. Kurul sadece belli teknolojilerle bağıntılı konuları değil, daha geniĢ anlamda biyoetik
sorunları ele almalıdır
23
24
9. Son olarak kurul, özgün biyoetik sorunlar, ikilemler ve olgular söz konusu olduğunda,
üye ülkeler arasında üretici bir iĢbirliği sağlanmasının olanaklarını araĢtırmalıdır.
Kurulun büyüklüğü
PBD‟lerdeki üyeler, 40 üye gibi çok sayıda olabildiği gibi (örneğin Fransa‟daki Ulusal Etik
Danışma Kurulu), 18 üye gibi az sayıda da olabilir (örneğin ABD‟deki Başkanlık Biyoetik
Konseyi). Ulusal düzeydeki birçok kurul, komisyon ve konseyde olduğu gibi, nazik bir denge
kurulmalıdır: Ne az ne de çok üye. Kurul küçük çapta olduğunda etkinlik artar ve ortak karara
varmak kolaylaĢır. Büyük olduğunda ise çeĢitli görüĢlerin dile getirilme olanağı ve dolayısıyla
kararın temsil gücü artar, ancak etkinlik ve iç tutarlılık azalır.
BaĢkan ve üyelerin belirlenmesi
Eğer ulusal düzeyde bir PBD sadece hükümet baĢkanına danıĢmanlık veriyorsa, PBD baĢkanı
ve üyelerinin atanması ve görevlerinin sonlandırılması konusunda tek yetkili hükümet
baĢkanıdır. Bununla birlikte, kurul oldukça teknik bir alana iliĢkin olarak çalıĢıyorsa, bu yetki
hemen hemen her zaman resmi yetkililer, uzmanlar, hatta güvenilen arkadaĢlara danıĢılarak
kullanılır.
PBD politika-belirleyen bir kuruluĢ ise, hükümet baĢkanı baĢkan ve üyeleri atama
yetkisine yine sahip olacaktır; ancak büyük olasılıkla yasama organının bu atamaları
onaylaması gerekecektir. Yetkinin bu biçimde paylaĢılması, sıklıkla devletin yasama
organının, hükümet baĢkanının kimi adayları destekleme ve kimilerini de veto etme
kararlarını anlamlı ölçüde etkilemesi anlamına gelir.
Ġster danıĢmanlık versin, ister politika belirlesin ya da her iki iĢleve de sahip olsun,
ulusal düzeyde PBD üyelerinin belirlenmesi söz konusu olduğunda iki konu önem kazanır:
Biri, sınırlı da olsa, baĢkanın üyeleri belirlemekteki rolüdür. Önemli hükümet yetkilileri,
örneğin sağlık bakanı veya bakanlık çalıĢanları saygın ve bilgili bir kiĢiyi baĢkanlığa aday
göstererek ulusal düzeydeki bir biyoetik kurul için isim önererek süreci baĢlatabilir. Birimsel
devletlerde, daha önce sözü edildiği gibi, bölgesel ve yerel yönetimlerin bu tür bir kurul
oluĢturmaya yetkisi olmadığından, bu uygulama tek gerçekçi seçenek olabilir.
Kurul baĢkanları, kendisinin atanma sürecine bir biçimde katılmıĢ olabilen ve
bürokrasinin çıkarlarına hizmet etmeye eğilimli olan yerel politika danıĢmanları ile kurulun
örgütlenme yapısını tartıĢmıĢ olabilir. Gerçekten de, bu danıĢmanlar değiĢik disiplinlerin
temsilcileri olarak belli bazı kiĢileri kurul üyeliğine önermiĢ olabilir. Biyoetik kurullar söz
konusu olduğunda, seçilen üyelerin bir kısmının bir sağlık mesleğine iliĢkin eğitim almıĢ
olması, ayrıca bilimsel eğitime de sahip olması önemlidir.
BaĢkanlar, kurulun etkili biçimde iĢleyebilmesi için gerekli olduğunu ileri sürerek
üyelerin seçimindeki etkilerini mümkün olduğunca artırmaya eğilimlidirler. BaĢkan, ancak
kendisine belli ölçüt ve süreçlere göre kurul üyelerini seçme yetkisi verildiğinde tam
anlamıyla verimli çalıĢabileceğini ileri sürebilir. BaĢkan kiĢisel olarak süreci baĢlatabilir ve
birçok nitelikli kiĢiyle iletiĢim kurarak kurul üyeliğine davet edebilir. Bu zorlu bir iĢtir ve
uzun zaman gerektirir. BaĢkan ayrıca baĢkalarının önerdiği adayları da kabul edebilir; kısaca
baĢkan, ulusal düzeyde yeni kurulacak bir PBD‟de hizmet edecek saygın ve nitelikli adayları
geniĢ bir yelpaze içinden belirleyebilir.
24
25
Bir baĢkanın, hangi konuların ele alınacağı ve hangi sırayla gündeme getirileceği de
dahil olmak üzere, kurulun gündemini belirleme yetkisine sahip olduğunda ısrar etmesi ender
görülen bir durum değildir. Ancak baĢkana kurul üyeliği ve gündemini etkileme yetkisi
verilmesi kimilerince ciddi bir hata olarak nitelendirilmektedir. Bu görüĢe göre, böylesi bir
uygulama, baĢkanın baskın olmasına yol açacak ve bir kurul oluĢturma gerekçesini
anlamsızlaĢtıracaktır.
Üyeleri kimin seçtiğinden bağımsız olarak, soru, hangi ölçütün kullanılacağıdır. Açık
bir ölçüt, uzmanlıktır; gündemdeki konunun amatörler için genellikle fazla karmaĢık olduğu
ve bu nedenle sadece bilgili olduklarını belgeleyenlerin seçilmesi gerektiği söylenebilir.
Ancak hangi konuda bilgili? Temel bilimler ya da yaĢam bilimlerinden birinde mi? Klinik tıp
mı? Biyoetik mi? Politika üretmek mi? Her uzmanlık kendisini en önemli saymaya ve diğer
uzmanlıkların rollerini küçümsemeye eğilimlidir.
Ġkinci bir ölçüt, temsil edebilirliktir. Örneğin demokrasiler bir seçkinin, hatta uzman
bir seçkinin iktidarı ilkesini benimsemez. Herkes sonuca etki edebilecek bir konuma sahip
olmalıdır. Sistem, belli bir zümrenin egemenliğine karĢı ancak bu yaklaĢım sayesinde bir
güvence sağlayabilir. Bu görüĢe göre, ilgili topluluğun tüm bileĢenleri kurulda yer alma
hakkına sahiptir. Ancak bu görüĢün karĢısında olanlar temsil edilebilirlik görüĢünü, liyâkata
değer verilmemesi ve politik pazarlığa davetiye çıkarılması olarak görürler.
Diğer bir ölçüt, deneyimdir. Kurulların görevleri uygulamaya iliĢkindir ve bu anlamda
deneyimin yeri doldurulamaz. En önemli ölçütlerden biri, karakterdir: Güvenilirlik, iĢbirliğine
yatkınlık, çalıĢkanlık ve diğer özellikler, üyelerin birlikte çalıĢması gerektiği için ve çatıĢma
zamanlarında kurulun ayakta kalabilmesi için vazgeçilmezdir.
Politika üreten ya da hükümet liderlerine danıĢmanlık veren biyoetik kurulları
kurarken ve yapılandırırken, profesyonel biyoetikçileri (felsefeciler ve/veya teologlar) üyeliğe
seçmek önemlidir. Ayrıca, birkaç alanın uzmanı davet etmek hem yarar sağlar hem de akıllıca
olur. Bu kiĢiler sağlık politikası üreten bir konumda çalıĢmıĢ bir bilim adamı, bir hükümet
üyesi, bir milletvekili, sağlık bakanı ya da hükümet için üst düzeyde danıĢmanlık yapan bir
kurulun üyesi olabilir.
Ayrıca bu danıĢmanlık veren ya da politika üreten kurullar biyoetik üzerine kurullar
olmalıdır, biyoetikçi kurulları değil. Kısacası, kurullar heterojen yapıda olmalıdır.
Son olarak, baĢlangıcından itibaren güvenilirliğini sağlamaya çalıĢmalıdır; “tek akıl”,
hükümetin bir aracı ya da çıkarların çarpıĢtığı bir ortam olarak görülmemelidir. Kısacası,
kurul üyeleri arasında ortak görüĢ sağlama zorunluluğu olmamalıdır. Bu durum, karĢıt
görüĢleri içermesi gereken kurul raporlarının yayımlanmasıyla herkesçe görünür hale
getirilebilir.
Maddi kaynak sağlamak
PBD kurulunun temel maddi kaynaklarının ne olacağı, danıĢman, politika üreten ya da her
ikisi birden, kalıcı, geçici ve bunların bir biçimde birleĢimi olup olmamasına göre değiĢir.
Bazı devletlerde PBD kurullar hükümetle birleĢiktir ve maddi açıdan vergi verenler tarafından
desteklenir. Diğer devletlerde ise maddi gelirler çok çeĢitli kaynaklardan sağlanabilir. Örneğin
PBD Kurulda bir ya da daha fazla temsilcisi olan bir örgüt, sadece kendi üyelerini
desteklemeyi kabul edebilir ve bu sadece temsil edilen örgüt ve çıkar gruplarının kendi
25
26
temsilcilerini desteklemeye devam ettikleri sürece yeterli olur. Temsilciler normal olarak
sadece kendilerini destekleyenlerin çıkarlarını gözetecekleri için bu kötü bir uygulamadır.
Biyoetik Ġkilemler: PBD Kurullar Ġçin Olgular
Olgu 1
Amaç: Bir devlet, sadece vatandaĢları değil, ülkeye yeni gelen göçmenlerin de dahil olduğu
çaresiz durumdaki hastaların giderek artan istemlerini karĢılamak için canlı organ sağlanma
oranını anlamlı düzeyde artırmak istemektedir. Hastalar, yaĢamlarını büyük olasılıkla
uzatacak olan kadavra-dıĢı kaynaklı canlı organları beklemektedir ve aktarım yapılmazsa
yaĢamları erken sonlanacaktır.
Olgu: Devlet, X organ bağıĢlayanların resmi olarak isteklerini kayıt altına aldırmalarını
gerektiren bir bağıĢ politikası uygulamakta, bunun sonucunda ise bağıĢlanan organ sayısı
yetersiz kalmaktadır. Bu duruma yanıt olarak devletin varsayılan onam politikası izlemesi
önerilmiĢtir; yaĢamını yitiren kiĢinin organları, kiĢi aksi yönde isteğini resmi bir açıklama ile
belirtmemiĢse bağıĢlanmıĢ kabul edilecektir.
Ġkilem:
Öncül 1-A Eğer var olan politika uygulanmaya devam ederse, diğer deyiĢle vatandaĢlar
öldüklerinde organlarını bağıĢladıkları varsayılmazsa ve baĢkalarının yaĢamlarını kurtarmak
için organlarını bağıĢladıklarını ölmeden önce aydınlatılmıĢ onam vererek resmi biçimde
belgelemezlerse, var olan canlı organ sayısındaki yetersizlik sürmekle kalmayacak, giderek
kötüleĢecek ve birçok çaresiz durumdaki insanın yaĢamı erken sonlanacaktır.
Öncül 1-B Eğer var olan politika, varsayılan onam politikasıyla değiĢtirilirse, bu uygulamaya
karĢı olanların onurları zedelenecek ve organlarını bağıĢlamadıklarına iliĢkin kararlarını bir
takım rahatsızlık verici aĢamalardan geçerek kayıt altına aldırmaları gerekecektir.
Öncül 2 Devletin vatandaĢları öldüklerinde ya organlarını bağıĢladıkları kabul edilmeyecek
(“seçme politikası”), ya da organlarını bağıĢladıkları varsayılacaktır (“seçmeme politikası”).
Sonuç: Ya yeterli sayıda vericiden aydınlatılmıĢ onam alınamayacağı düĢünülen “seçme
politikası”na bağlı olarak, kadavra-dıĢı kaynaklı canlı organ yetersizliği sürecek ve organ
aktarımından yararlanabilecek olası alıcıların yaĢamı erken sonlanacak. Ya da devlet
“seçmeme politikası”nı benimseyecek, ancak bu kez de vatandaĢlarının onurları,
kendiliğinden organ bağıĢlayıcısı oldukları ve organ bağıĢlamayı istemediklerini kayıt altına
aldırmak için belli adımlar atmaları gerekeceği için zedelenecektir. Ayrıca, “seçmeme
politikası”nı uygulayarak devlet, kurumsallaĢtığında organ bağıĢlama hızını önemli derecede
ve olumlu biçimde etkileyecek olan varsayılan onam politikasına rağmen, önemli bir
toplumsal değer olan birlik duygusunu göz ardı etmektedir. Bu ikilem göz önüne alındığında
PBD hangi politikayı önermelidir? Etik açıdan kabul edilebilir seçenekler var mıdır?
Olgu 2
Amaç: Koruyucu önlemlerin, uygun olmayan yaĢam koĢulları, sağlıksız içme suları ve benzeri
ekonomik ve toplumsal etmenler nedeniyle büyük oranda baĢarısız olduğu geliĢmekte olan
ülkelerde, Ģiddetli ishalli hastalıklar dünya çapında en önemli çocukluk çağı hastalık ve ölüm
26
27
nedenleri arasındadır. Son zamanlarda bebek ve çocuklarda rota virüse bağlı ishalli hastalık
salgınları yaĢayan geliĢmekte olan ülkelerin hükümet liderleri, ülkelerindeki hastalık ve erken
ölüm oranlarının dramatik biçimde artmasının kabul edilemez olmasının yanısıra, aynı
zamanda Ģiddetli ishal, sıvı kaybı, kronik (süreğen) hastalıklar ve erken ölümlere yol açan bu
enfeksiyonların yayılmasını kontrol altına almak zorunda olduklarından etkili siyasi,
ekonomik ve sağlık-politikaları eylemleri gerektiği üzerinde anlaĢma sağlamıĢlardır. ġu
andaki rakamlar yılda 1 milyona yaklaĢmaktadır ve geliĢmekte olan ülkeler için 2025 yılında
5 milyona yükseleceği öngörülmektedir.
Rota virüse bağlı ishaller, Ģiddetli sıvı kaybının sağaltılabildiği geliĢmiĢ ülkelerde
ciddi sonuçlara yol açmamasına rağmen, geliĢmekte olan ülkelerde bebek ve çocuk
ölümlerinde giderek artan oranlarda pay sahibi olmaktadır. Her durumda, politik, ekonomik,
toplum sağlığı, sağlık politikası ve tıbbi açıdan sorunlar içinde bulunan geliĢmekte olan
ülkeler bu sorunla zaman yitirmeden uğraĢmaya baĢlamalıdır.
Olgu: Hastalığın patojenik mekanizmaları henüz pek anlaĢılamamıĢ olsa da, biyomedikal
bilim adamları ve hekimler, barsaklarda immün sistemi etkileyen ve patojenik enfeksiyonlara
yol açan „çok becerikli mekanizmaların sorumlu olduğunu biliyorlar. ġu ana dek üretilen
ilaçlar, kronik ishalli hastalıklardan koruma veya hastalık etkilerini azaltmada etkin değil.
Ancak birçok ana baba hekimin çocuklarına uygun olmayan ilaçlar vermesini isteyebilir.
1998‟den önce birkaç ilaç Ģirketi, gerçekten güvenli, etkin, kâr sağlayacak ve aĢının klinik
denemelerine katılan birçok kiĢide geliĢenler de dahil olmak üzere ishalli hastalıklardan çok
daha kötü sağlık sorunlarına yol açan yan etkilere sahip olmayan bir rota virüs aĢısı üretmek
umuduyla araĢtırma ve geliĢtirme için yatırım yaptı. Ġlaç Ģirketlerinin, hisse senedi sahipleri
gibi, etkin ve güvenli bir ilaç ya da aygıt keĢfettiklerinde büyük kârlar elde etmeyi
beklediklerini söylemeye gerek yok.
Birkaç geliĢmiĢ ülkede bir rota virüs aĢısı çocuklara yaygın biçimde uygulandı ve ilk
bakıĢta Ģiddetli ishalden koruduğu düĢünüldü. Ancak tüm dünyada uygulanacak bir aĢılamayı
savunanlar çok geçmeden aĢının bebeklere uygulandığında pek etkin olmadığını fark ettiler.
Bu nedenle halk sağlığı kurumları ishalli hastalıkların yayılımını denetim altına almak ve
bebek ve çocuk ölümlerini önlemek için dünya çapında bağıĢıklamayı önermemeye karar
verdiler. Orjinal aĢıya karĢı ilgi sürse de, tıp dünyası açık biçimde düĢ kırıklığına uğradı. AĢı,
1999 sonlarında üretici Ģirket tarafından piyasadan geri çekilmesinden sonra (belki de güvenli
olmadığından değil, kârlı olmadığından), kötü bir üne sahip oldu. Bazıları, aĢının geliĢmekte
olan ülkelerde bulunmadığını, halbuki güvenli tek alternatifinin temiz içme suyu, sağlıklı
yaĢam koĢulları ve temiz besin sağlamaya yönelik büyük çaplı halk sağlığı düzenlemeleri
olması nedeniyle bu ülkelerde oldukça etkin olacağını ileri sürerek aĢının tekrar piyasaya
çıkarılmasını savundu.
Ayrıca, örgütlü aĢı-karĢıtı grupların varlığı da göz önünde bulundurulmalı. Bu gruplar
rota virüs aĢısının ilk uygulamalarını, aĢıların aslında çocuklara nasıl zarar verdiğinin yeni bir
örneği olarak gördüler; örneğin, geliĢmiĢ ülkelerde bile aĢının uygulanmasından sonra bazı
çocuklarda kirli içme suyu, besin ya da „yabancı cisimler‟, barsak dokusuna girerek Ģiddetli
barsak tıkanmalarına yol açtı. Durumu daha da karmaĢıklaĢtıran, “yeni nesil” aĢı denemeleri
sırasında edinilen bilgilerin, ilk aĢının 1999 sonlarında piyasadan çekilmesinden sonra
geliĢmekte olan ülkelerdeki bebek ve çocukların hastalık ve etkilerinin oluĢturduğu sonuçlarla
yüz yüze kaldığını göstermesiydi. Gerçekten de, aĢıyı savunanlar, rota virüsün geliĢmekte
olan ülkelerde günde binden fazla çocuğun yaĢamını yitirmesine neden olduğunu, bu riskin
barsak tıkanmasına yol açan yan etkiden çok daha büyük olduğunu ileri sürdüler (2,500‟de bir
27
28
olgu, hatta kimilerine göre 4,500‟de 1 olgu). Yeni nesil aĢı denemelerinden elde edilen sonuç,
sosyoekonomik eĢitsizlikler sürmeye devam ettiği sürece, geliĢmiĢ ülkelerde üretilen aĢıyı
geliĢmekte olan ülkelerdeki çocuklara ulaĢtırmanın uzun zaman alacağı açık olduğundan,
aĢının (hatta ilk üretilen aĢının) geliĢmekte olan ülkelerdeki çocuklar için elde bulundurulması
ve eriĢilebilir olmasıdır. Son olarak, aĢının geliĢmekte olan ülkelerde rota virüse bağlı
ölümleri azaltmak yönünde sağladığı yararın, barsak tıkanması riskine bağlı zarardan çok
daha fazla olduğu ileri sürülmektedir.
Ġkilem:
Öncül 1-A Eğer kuzey yarımkürede geliĢtirilen orjinal rota virus aĢısı güvenli ve etkin olduğu
halde geliĢmekte olan ülkelerin bebek ve çocukları tarafından elde edilemezse; geliĢmiĢ
ülkeler, kendi çocukları aĢı uygulanmadan da uygun sağaltım alabildikleri halde, bazı barsak
tıkanması olguları olmasına rağmen geliĢmekte olan ülkelerin bebek ve çocuklarını yaĢam
kurtarıcı bir aĢıdan yoksun bıraktıkları için adil davranmamıĢ olurlar.
Öncül 1-B Eğer kuzey yarımkürede geliĢtirilen orjinal rota virus aĢısı tekrar üretilirse (kötü
ününe rağmen) ve Ģiddetli ishallerden korunmaları için geliĢmiĢ ülkelerin bebek ve
çocuklarına uygulanırsa, dünyadaki çocuklar arasında rota virüse bağlı ishalden korunma ve
sağaltımı anlamında etik açıdan bir çifte standart var demektir.
Öncül 2 Ya 1999‟da piyasadan kaldırılan rota virüs aĢısı güney yarımkürenin çocukları için
elde edilemez kalacak ya da bu ülkelere tekrar verilecektir.
Sonuç Ya kuzeydeki geliĢmiĢ ülkeler güneydeki geliĢmekte olan ülkelerin çocuklarına adil
olmayan biçimde davranacak, ya da, kendi çocukları aĢılamaya gerek kalmadan baĢarılı bir
biçimde sağaltılabildiği için çifte standart uygulayacaktır.
Uluslararası adalet, tüm ülkelerin aynı etik standartlarını benimsemesini gerektirir mi? Bebek
ve çocuklarda rota virüse bağlı ishallerden korunma ve sağaltımla ilgili olarak, PBD hükümet
liderlerine ne önermelidir?
2. SAĞLIK ÇALIġANI BĠRLĠĞĠ BĠYOETĠK KURULLARI (SÇBK)
Arkaplan
M.Ö. 5. yüzyıldan beri –Batı tıbbının Hipokratik geleneğinin baĢladığı zamanlar- hekimler
hastanın sağlığından sorumlu tutuldular. Ancak tıbbi bilgilerin katlanarak arttığı son yüzyılda,
hekimler ve hastalar bu sorumluluğu birlikte paylaĢtıklarına giderek artan biçimde
inanmaktalar. Ayrıca, günümüzde geçerli standartlara göre ne kadar uygunsuz ve yanlıĢ
olsalar da, geçmiĢte hekimlerin tanı ve sağaltım yöntemleri üzerine yargıları dokunulmaz
kabul ediliyordu.
Hipokrat Andı, sadece hekimlerin hastalarına karĢı ödevlerinden değil, günümüzde
sağlık çalıĢanları olarak adlandırdığımız lonca üyelerine karĢı da nasıl davranmaları
gerektiğinden söz ederek, Hint, Çin ve Arap tıbbındaki benzer meslek ahlakı kuralları gibi,
antik çağda o ya da bu biçimde hekimlere kılavuzluk etmiĢtir.
ÇağdaĢ SÇB‟ler sağlık çalıĢanlarının –hekimler, hemĢireler ve sağlık hizmeti sunan
ekibin diğer üyeleri- oluĢturduğu bağımsız grupların sesidir ve onları birleĢtirmeyi amaçlar.
28
29
SÇB kurulu üyelerinin ve ikincil olarak da hizmet ettikleri hastaların çıkarlarını savunmak
için örgütlenmiĢtir. Bu amaçlara eriĢmek için, SÇB kurulları, belli bir sağlık mesleğine iliĢkin
kural ve düzenlemeleri hükümetin kural ve düzenlemeleri ile bağlantılandıran yasaların
oluĢturulması sürecine katılırlar. Zamanla bu düzenlemelerin gözden geçirilip güncellenmesi
gerekebilir. Bunun yanısıra SÇB sadece ulusal düzeyde politika üretenlerin bilgilendirilmesi,
eğitimi ve etkilenmesi ile uğraĢmaz, bireysel olarak sağlık çalıĢanına da odaklanır.
Yirminci yüzyılın sonlarına gelindiğinde, yıllardır çalıĢmakta olan sağlık çalıĢanları,
kendilerini sağlık hizmeti sunmanın yeni ahlaki gereklilikleriyle karĢı karĢıya buldular.
Uluslar arasındaki farklılıktan öte gerçek ve ciddi değer çatıĢmaları anlamına gelen kültürel
ve etnik çeĢitlilikleri kabul etmekten baĢka çareleri yoktu. Birçok sağlık çalıĢanı bir evrensel
değerler Ģemasını kabullenmek ya da verili kavramlar almak durumunda kaldı. ġimdilerde ise,
değerlerin çeĢitliliğini tanımak zorunda kalarak, bazılarını kabul ediyor, bazılarını reddediyor
ya da değiĢtiriyorlar. Yine de, evrensel bir biyoetik arayıĢı sürüyor. UNESCO‟ya 2003‟teki
Genel Kongre‟de verilen görev de tam olarak bununla ilgiliydi: Biyoetik için evrensel
geçerliliği olan normlara iliĢkin bir bildirge taslağı hazırlamak.
Öyleyse, birçok ülkenin hastaları ve hekimleri için en iyi yaklaĢım, diğer sağlık
çalıĢanları için de olduğu gibi, bu ikili iliĢkide paylaĢımda bulunduklarının farkına varmaktır;
her ikisi de hastanın sağlığından sorumludur. Böylece çoğu, sağlık çalıĢanları ve hastaları
arasında karĢılıklı saygıya dayanan bir iliĢki kurmanın gereği üzerinde anlaĢacaktır. Böylece
SÇB‟ler, sadece, hasta hakları ihlali iddiaları ile olduğu kadar hastaların iĢlemler hakkındaki
yakınmalarıyla da karĢı karĢıya kalan üyelerine yardım etmek ve öneride bulunmakla kalmaz.
Aynı zamanda hastaların hakları ve sorumluluklarını belirtmek ve anımsatmak için bu tür
konularda toplantı ve seminerler düzenlemeye yönelik somut adımlar da atmıĢ olur.
Amaçlar
Gönüllü sağlık çalıĢanı örgütleri olarak SÇB kurulları, genellikle üye ülke ya da bölgedeki
çalıĢanların çoğunluğunu temsil eder ve belli amaçları elde etmeye çalıĢır. SÇB kurullarının
genellikle kendi ürettiği, üyeleri arasında iyi tanıtılmıĢ ve yayılmıĢ ve benzer kuralların dili ile
örgütün kendine özgü özelliklerini yansıtan kısa bir meslek ahlakı kuralları belgesi vardır. Ek
olarak, SÇB kurullarının baĢka amaçları da bulunur: etik açıdan uygun araĢtırmalar
yürütmeleri için üyelerine yönelik uygulama kılavuzları geliĢtirmek, üyelerinin eğitim
düzeyini geliĢtirmek, ve toplumu üyelerinin hatalı uygulamalarından korumaya çalıĢmak.
ĠĢlevler
1. SÇB kurulları çok çeĢitli iĢlevleri yerine getirir: Gelirler, yetke ve üyelerinin durumu için
destek arar, hizmet sundukları hastaların gönencini artırmaya çalıĢır ve bu amaçlara ulaĢmak
için kamu politikalarını etkilemeye çaba gösterir. Bu iĢlevler bazen birbirini güçlendirir,
bazen de çatıĢır. ÇatıĢtıklarında hemen hemen daima göz önünde tutulan, SÇB üyelerinin
çıkarıdır. Bu çıkarın ne olduğunun belirlenmesi, doğal olarak SÇB yönetiminin ellerindedir.
Örgüt ve ona iliĢkin konuları herkesten daha iyi bilir ve daha çok değer verirler. Görevleri
sadece toplumdan üyeleri için olası en iyi anlaĢmayı koparmak değildir. Ayrıca bu en iyi
anlaĢmanın ne olduğu konusunda üyelerini eğiterek, ne gerçekçi olmayan bir cesaret
sergilediklerini, ne de gereksiz yere çekingen davrandıklarını göstermektir.
SÇB, üyelerinin eğitimini, yayımladıkları metinler ve raporlarla, internet, e-posta vs.
kullanarak ve genellikle alt komisyonlar oluĢturarak yürütür.
29
30
2. BaĢkan ve üyeler genellikle klinik tıp alanında uzman olduklarından, bir SÇB için özel
eğitim programları düzenleyerek üyelerinin klinik bilgilerinin güncel kalmasını sağlamaya
çalıĢmak gereksizdir. Ancak amacı üyelerinin konumu ve yetkesini geliĢtirmek olan bir
örgütün, ulusal ve olasılıkla bölgesel politikaları biliyor olması zorunludur. Bir sağlık çalıĢanı
birliğinin, üyelerinin çalıĢma yükünü, gelirini ve sorumluluklarını doğrudan etkileyen ulusal
ve/veya bölgesel düzeydeki bir yasal düzenleme kabul edildiğinde hazırlıksız yakalanması
ender değildir. Belli bir sağlık mesleğini temsil edenler ilgili yasama oturumlarını düzenli
olarak izlemezlerse, üyeleri önemsenmediklerini ve aldatıldıklarını duyumsayacaktır.
3. SÇB‟ler genellikle birçok iĢlev görür: Sağlığın geliĢtirilmesi ve kaza ve hastalıklardan
korunmayı savunmak, ulusal ya da bölgesel yasal düzenlemelere evrilecek politikalar
önermek (örneğin, biyoetik konularına iliĢkin kısa metinler ve raporlar hazırlayarak sağlık
politikalarıyla ilgili önerileri değerlendiren hükümet kurullarını etkilemek) ve üyelerinin yer
değiĢimlerini kolaylaĢtıracak stratejiler geliĢtirmek. Ek olarak SÇB‟ler sıklıkla üyelerine,
sağlık hizmeti sunumundaki büyük değiĢikliklere uyum sağlamaları için kılavuzluk
sağlayarak yardımcı olur. Giderek artan sayıda SÇB, “etik kurullar” ya da “biyoetik kurullar”
gibi isimler taĢıyan ve biyoetik konularını yönelik yapılanan kurullar oluĢturmaktadır.
4. SÇB‟ler iĢlerini nasıl yürüteceklerine kendileri karar verir. Amaçlarını gerçekleĢtirmek ve
iĢlevlerini yerine getirmek için, SÇB‟lerin uygun sayı ve nitelikte profesyonel çalıĢana
gereksinimi vardır. Profesyonel çalıĢanlar genellikle eğitim etkinliklerini düzenler, kısa
kursları yürütür, konferanslar için çağrıda bulunur, seyahat etmeye hazır ve seçilmiĢ
dinleyicilere sunum yapabilecek üyelerin listesini hazırlar, belge ve metinlerin
yayımlanmasını sağlar ve örgüt politikalarının yaygın biçimde bilinmesi için internet sayfaları
hazırlar. SÇB‟ler belli bir çalıĢma düzenini oturttuktan sonra diğer SÇB‟ler ile iĢbirliği
kurmanın yollarını ararlar; bu belki de meslek ahlakına iliĢkin konularda birlikte program
düzenlemek olabilir. Sağlık çalıĢanlarının oluĢturduğu bir yapı olarak SÇB ayrıca, ulusal
düzeydeki hükümet PBD‟ler ile iĢbirliği yapabilir.
Kurulun büyüklüğü
SÇB kurul üyeleri, 40 ya da 50 gibi yüksek bir sayıda olabilir. Büyük bir kurul
oluĢturulduğunda, kurul içinde alt komiteler oluĢturulabilir. Ancak büyük kurullar, üyeleri
temsil etme gücü daha fazla olmasına rağmen, hantaldır ve iç politik hesaplar, toplantılar bir
yana kurulun amaçlarına dahi kolaylıkla zarar verebilir.
SÇB kurulunun üyelerini seçmek için kullanılacak ölçütler diğer kurullardan farklı
değildir: Uzmanlık, deneyim, kiĢinin politik iliĢkileri, iliĢkili beceriler ve iĢbirliğine yatkınlık.
ĠĢin çoğu toplumun gözünden uzaktadır (örneğin, politik ağlar), ya da zevkli değildir (örneğin,
üye listelerini oluĢturmak). Bu nedenlerle yöneticiler, çoğu zaman, az sayıda sadık üyeyi
tekrar tekrar çağırmak durumunda kalır.
BaĢkanlar sık sık, belli uzmanlıklara sahip alt komisyonları çeĢitli iç görevleri
üstlenmeye çağırabilir. Örneğin, kurulun gelir ve harcamalarının denetlenmesi için hesapların
gözden geçirilip belgelenmesi gibi. Buna ek olarak bir SÇB kurul baĢkanı, mesleki baĢarıların
yaygın biçimde duyurulması ve yasal düzenlemeleri etkileyebilmek için hükümet
yetkililerinin kimi zaman desteklenmesi kimi zaman baskı altına alınması için üyelerinin
yardımcı olmasını bekler.
30
31
BaĢkan ve üyelerin belirlenmesi
SÇB kurullarının, son zamanlarda çalıĢtıkları ortamda ciddi bir etik sorunla karĢı karĢıya
kalmıĢ birkaç sağlık çalıĢanı tarafından oluĢturulması ender değildir. Örneğin büyük bir sağlık
projesinde çalıĢırken, politika belirleyenlerin sadece yüksek teknoloji gerektiren projelerle
ilgilendiklerini fark etmiĢ olabilirler. Politika belirleyenler içtenlikle davranıyor olabilir (karar
vericilerden biri, bir yakınını teknolojik eksiklikler nedeniyle yitirmiĢ olabilir). Ancak sağlık
çalıĢanları çok az kiĢiye yarar sağlayacağı için bu politikanın akıllıca ve ahlaki olmadığını
düĢünürler. Sağlık çalıĢanları, geleceğin politika belirleyenlerini ve geleceğin SÇB üyelerini
etkilemeye yönelik olarak, olası tekrarları önlemek için SÇB kurulları aracılığıyla
çalıĢabilirler.
Maddi Kaynaklar
SÇB‟ler hemen her zaman üyelerinden yıllık ödenti toplarlar ve bu da genellikle en büyük
gelir kaynaklarını oluĢturur. SÇB‟ler ayrıca sık sık, hükümetten, kâr amacı gütmeyen ve özel
kaynaklardan dıĢ gelir elde ederler. SÇB‟nin yıllık ödentilerini ödemeye gücü yeten ve üye
olma ölçütlerini yerine getiren birçok sağlık çalıĢanının, çok çeĢitli nedenlerle kendi uzmanlık
alanlarındaki SÇB‟ye katılmamayı seçmesi ender değildir.
Biyoetik Ġkilemler: SÇB Kurulları için Bir Olgu
Amaç: Bir ülkenin ulusal düzeydeki hekim birliği (SÇB), hem uzun zamandır var olan,
ayrıcalıklı hekim-hasta iliĢkisi çerçevesinde AIDS hastalarının gizlilik hakkına saygı
göstermeyi, hem de yaygın bir bulaĢ korkusu olduğunda toplum sağlığını korumayı
amaçlayan yeni bir politikayı değerlendirmektedir. Birliğin yürürlükteki politikası, HIVpozitif tüm hastane hastalarını ya da AIDS‟li kiĢilerin isimlerini açıklamak biçimindedir.
Olgu: Hekim birliğinin yönetim kurulu, hekim üyelerinden, HIV-pozitif ya da AIDS‟li
hastalarının isimlerini ve mesleki gizlilik ilkesi çerçevesinde saklamaları gereken diğer
bilgileri devletin sağlık yetkililerine açıklamaları için üçüncü tarafların kendileriyle iletiĢim
kurduklarına iliĢkin çok sayıda yakınma almıĢtır.
SÇB‟nin yönetim kurulu, biyoetik kuruluyla iletiĢime geçer. Yönetim kurulunun duruĢu,
hekimlerin hastalarının çıkarlarını öncelemeleri gerektiği noktasındadır. Ancak bu politika,
hastalık etkeniyle karĢılaĢan hastaları korumayı mı gerektirir mi? Hekimler hastalarının
çıkarlarını savunmaya devam etmeli mi, yoksa ayrıcalıklı hekim-hasta iliĢkisini çiğneyerek
HIV pozitif ya da AIDS‟li hastaların kimliklerini ve tıbbi bilgilerini devletin sağlık
yetkililerine açıklamalı mıdır?
Ġkilem
Öncül 1-A: Eğer SÇB‟nin biyoetik kurulu var olan politikayı sürdürmeye devam ederek HIV
pozitif ya da AIDS‟li hastaların kimliklerini açıklarsa, hekim-hasta iliĢkisinin ayrıcalıklı
niteliklerini ileri sürerek uzun zamandır var olan meslek ahlakı kurallarına uyulmasını isteyen
hekim üyelerinin çoğunluğunca dıĢlanmasının yanısıra, aynı zamanda mesleki gizlilik ilkesini
bilerek çiğneyecektir. (Var olan politikanın devletin sağlık yetkililerini tatmin etmesine
rağmen).
31
32
Öncül 1-B: Biyoetik kurulu, hekimlerin savunduğu ve özellikle HIV pozitif ya da AIDS‟li
hastaların kimliklerini açıklamamayı öngören sürekli geçerli olacak bir politika benimserse,
büyük olasılıkla devletin toplum sağlığı yetkilileri hekim birliğine düĢman olacaktır.
Öncül 2: Ya hekim birliği Ģimdiki politikasını sürdürecek ve HIV pozitif ya da AIDS‟li
hastalarının isimlerini ve tıbbi kayıtlarını devlet yetkililerine açıklamalarını gerekli kılacak.
Ya da var olan politikasını değiĢtirecek ve hekim-hasta iliĢkisinin kendine özgü niteliklerine
dayanarak, üyelerine hastalarının sağlık durumları ve tıbbi kayıtlarına iliĢkin bilgileri devlet
yetkililerine açıklamama zorunluluğu getirecek.
Sonuç: Hekim birliğinin biyoetik kurulu ya HIV pozitif ve AIDS‟li hastalar bağlamında
hekim-hasta iliĢkisinin ayrıcalıklı konumunu savunmakta baĢarısız olduğu için üyelerince
dıĢlanacak, onlara zarar verecek ve böylece hastaların çıkarlarını savunma rolünü terk edecek.
Ayrıca HIV pozitif ve AIDS‟li hastaların sağlık hizmeti almak için baĢvurmasını güçleĢtirmek
bulaĢ oranını artıracak, ya da devletin sağlık yetkilileri tarafından bir misilleme riski
oluĢturacak, fakat aynı zamanda hastalarının meslek ahlakına uygun davranma beklentilerini
karĢılamıĢ olacak.
SÇB‟nin biyoetik kurulu hangi politikayı önermeli? Ahlaki açıdan kabul edilebilir baĢka
seçenekler var mı? Biyoetik kurulu, kabul edilebilir olmasa da uç olmaktan kaçınan bir
politika önerebilir mi?
3. SAĞLIK HĠZMETĠ / HASTANE ETĠK KURULLARI (HEK)
Arkaplan
HEK‟ler sağlık çalıĢanları ve hastaların modern, teknolojik tıbbın yarattığı labirentte yollarını
bulmalarına yardımcı olmak için kurulmuĢtur; temel olarak, hasta–hekim iliĢkisine
karıĢmadan, sağlık hizmetlerine iliĢkin karar süreçlerinin iyileĢtirilmesini sağlamak ve
hastalara yardımcı olmak üzere yapılandırılmıĢlardır. Bu ve diğer amaçlara eriĢebilmek için,
kendilerini eğitmeli, kendi kurumlarının uygulama kılavuzu ve politika geliĢtirme süreçlerine
katılmalı ve en önemlisi, bireysel olarak olguları sadece hastaların tıbbi sorunları açısından
değil biyoetik açısından da değerlendirmelidir.
Üye ülkeler arasında, giderek artan bir ilgiyle yerel düzeyde, genellikle hastaneler,
uzun-dönem bakım kurumları ve bazı örneklerde ev-sağlık hizmeti kurumlarında HEK‟ler
oluĢturulmaya baĢlanmıĢtır.
HEK‟ler genellikle çok-disiplinli üyeliğe sahiptir ve sadece hastaların değil sağlık
çalıĢanlarının da çıkarlarını dikkate almak üzere yapılandırılmıĢtır. Bu nokta, sağlık
kurumunda hasta merkezli sağlık hizmeti sunumunu geliĢtirmek için yaĢamsal öneme sahiptir.
Günümüzün sağlık çalıĢanları, özellikle etik açıdan sorunlu olgularda görüĢ almayı tercih
etmektedirler. (Öneri ya da karar alması gerekmez).
Bir sağlık kurumu HEK kurduğunda, genellikle bürokratik düzenlemelerden uzak
olur; ancak bu uzaklık baĢkalarına karĢı sorumlu olmayı gerektirir. Bu sorumluluğun yerine
getirilmesi, genellikle kurallar ve düzenlemelerle güvence altına alınır. HEK
biçimlendirilmeden önce, hastalara, kurumunu ve yerel topluma en iyi hizmeti nasıl
sunabileceği değerlendirilmelidir. Bir HEK genellikle hangi biyoetik konularını ve sağlığa
iliĢkin yasal düzenlemeleri ele alacağını belirler ve sürekli mekanizmalar ve adım adım
32
33
ilerleyecek süreçler kurgulaması gerekir. Ayrıca, enerjisini hastalarının sorunlarına ve sağlık
kurumunun günlük çalıĢma yaĢamında ortaya çıkan olgulara yoğunlaĢtırmaya eğilimlidir.
Sonuç olarak HEK‟in temel iĢi, sağlık kurumunda hasta-merkezli hizmet sunumunu
geliĢtirmek için hastalara iliĢkin olguları, biyoetik konularını ve sağlığa iliĢkin yasal
düzenlemeleri ele almaktır; yanısıra, aĢağıda ele alınan diğer iĢlevlere de sahiptir.
Bununla birlikte, HEK‟in kendi gündemini denetim altında tutmadığına dikkat etmek
önemlidir; bazı sağlık kurumlarında herhangi bir sağlık çalıĢanı, bir hasta, bir hasta yakını ya
da herhangi bir çalıĢan HEK baĢkanı ya da üyesiyle iletiĢime geçerek kendi biyoetik
meselesine iliĢkin bir tartıĢma baĢlatabilir. Bu yöntem, genellikle baĢvuru sırasında hastaya ve
yakınlarına verilen kurum tanıtım broĢüründe belirtilir.
Amaçlar
1. Yeterli hastanın kararlarını –örneğin, tıbbi sağaltımı kabul ya da reddetmek- korumak ve
karar verme yeterliği olan ve olmayan hastaların esenliklerini güvenceye almak (karar verme
yeterliği olmayan hastalar için genellikle yasal olarak belirlenmiĢ bir vekilin katılımı ve
yardımı gerekir).
2. Sağlık kurumunu ve kurum çalıĢanlarını yasal sorumluluktan korumak. Bu amaç bir
tehlikeye iĢaret eder: Sağlık kurumunu, hekimleri ve diğer çalıĢanlarını yasal açıdan korumak,
HEK için kolayca birincil amaca dönüĢebilir. HEK baĢkanı, HEK‟in zamanla kendi
bileĢenleri ve kurumun çıkarlarını hastalarınkinden daha fazla koruma kaygısına
düĢebileceğini her zaman aklında tutmalıdır: HEK gibi bağımsız kurumlar, düzenlemek
iddiasında oldukları çıkarların egemenliğine girebilirler.
ĠĢlevler
HEK‟lerin kuruluĢu, kurulda görev alan sağlık çalıĢanlarının klinik biyoetik ve sağlık hukuku
alanındaki eğitim yetersizliği sorununu kötüleĢtirmeye eğilimlidir; bu çalıĢanlar HEK
toplantılarında gündeme getirilecek kaygı ve sorunlarla en iliĢkili disiplinlerdendir. Sağlık
kurumları HEK üyelerine biyoetik ve sağlık hukuku eğitimi sağlayacak mekanizmalara ender
olarak yer verirler. Bu nedenle, yeni kurulan bir HEK‟in baĢkanı için (ve belki bir alt
komisyon için) üyelerin kendilerini eğitmeleri için mekanizmalar oluĢturmak önemlidir.
Gerçekten de, baĢkanlar yerel toplumdan ilgili uzmanları katılmaları ve hatta eğitimi
yürütmeleri için belli aralıklarla davet ederler.
HEK‟e yönelen çok sayıda ve çeĢitli istemler göz önüne alındığında, baĢlarda birçok
kurul üyesinin bu karmaĢık görevlerden gözlerinin korkması ĢaĢırtıcı değildir. Özellikle
HEK‟ler, genellikle ulusal veya bölgesel düzenlemeler olmadığı için yerel çapta geliĢen
süreçlerle oluĢtuklarından, HEK‟in üyelerinin çoğu gönüllü olduğundan, yüksek nitelikli ve
kolay uygulanabilen eğitim programlarının ücretsiz ve uygun biçimde kendilerine sunulması
gerekir.
Genel olarak, HEK‟ler ilk amaçlarına sadık kalırlar: Hasta-merkezli sağlık
hizmetlerinin geliĢtirilmesi. Daha geniĢ bir iĢlev tanımını gerçekleĢtirmek güçtür; kısmen
üyelerin bu iĢlere ayıracakları zaman kısıtlı olduğundan, kısmen de kurulun hastanede
potansiyel bir tehdit olarak görülebilmesinden. HEK üyeliği, hastanelerdeki katı tıbbi
kurullardan farklı olarak, çok-disiplinlidir. Birçok sağlık kurumunda HEK, biliminsanı
hekimler (örneğin genetikçiler), hemĢireler, hastane yöneticileri (ya da risk yöneticileri gibi
onları temsil edenler), sağlık hukukçuları, biyoetikçiler, sosyal hizmet uzmanları, toplumsal
33
34
bilimlerle uğraĢanlar ve din adamlarının biraraya gelerek önlerine getirilen hasta olgularındaki
biyoetik konularını ele aldıkları tek kurumsal yerdir. Bu görev, büyük olasılıkla yönetime
sadece kılavuzluk sağlaması değil, ahlaki olarak doğru eylemin ne olduğuna iliĢkin öneride
bulunması anlamına gelecektir. Kısacası HEK, sağlık hizmeti sunumu, kurum çalıĢanlarının
eğitimi ve yeni sağlık politikalarının üretilmesi üzerine anlamlı ve ölçülebilir bir etkiye
sahiptir. Yanısıra, tıbbı HEK‟ler uygulayamaz; bu iĢ daima hekimlerin sorumluluğundadır.
HEK‟ler sıklıkla yaĢamın son döneminde sunulan sağlık hizmetlerine iliĢkin konuları
ele almak ve ödeme sistemlerinin biyoetik boyutları ve sonuçlarını değerlendirmek
durumunda kalırlar. Bu türden tartıĢmalar, biyoetik, ekonomi ve sağlık hukukunu biraraya
getirerek, o ülkedeki sağlık sisteminin giderek karmaĢıklaĢan ekonomik konularını kapsamaya
baĢlamıĢtır. Bir sağlık kurumunun HEK‟ine, genellikle hastalarına iliĢkin belli bir biyoetik
ve/veya sağlık hukuku sorununu ele almalarını isteyen sağlık çalıĢanları baĢvurur. Bu
sorunlar, anansefalik bebeklere uygulanacak iĢlemlerden terminal dönemdeki hastaların ölüm
sürecinde istedikleri yardıma dek, „yaĢamın uçları‟na iliĢkin çok çeĢitli biyoetik konularını
içerebilir. Hastane politikalarına iliĢkin öneriler de değerlendirilmelidir; örneğin, hastanenin
satın alınması, baĢka bir Ģirketle birleĢmesi, ya da yeni finansal düzenlemelerin etik boyutları
gibi.
Uygulamada, HEK aĢağıdaki iĢlevlere sahiptir:
1. AĢağıdaki yollar aracılığıyla biyoetik eğitimi:
(a) üyeleri için eğitim programları
(b) zaman içinde HEK‟te görev alacak adayların ve gönüllülerin eğitimi için programlar
2. HEK‟in tümü tarafından olguların biyoetik açısından değerlendirilmesi ve çözümlenmesi
(a) aktif olgular (hastalar)
(b) geriye dönük olgular (taburcu edilmiĢ ya da yaĢamını yitirmiĢ hastalar) ve
(c) varsayımsal olgular (genellikle biyoetik literatüründe tanımlanmıĢ olanlar)
3. AĢağıdaki kiĢilerce olgulara biyoetik açısından danıĢmanlık vermek
(a) bir biyoetik danıĢmanı (örneğin, hekim, hemĢire, hasta hakları savunucusu, biyoetikçi
/düĢünür)
(b) bir yol gösterici / bilirkiĢi ekibi (iki ya da daha fazla sayıda HEK üyesi) ve
(c) bir HEK alt komisyonu (üç ya da daha fazla sayıda HEK üyesi)
4. Kurumsal uygulama kılavuzları ve politikalar geliĢtirilmesi, yoğun bakım birimindeki
yatakların hangi hastalara verileceği, canlandırma uygulamama ya da yeniden entübe etmeme
kararlarını verme ölçütlerinin geliĢtirilmesi gibi hastaların hakları ve gönençleriyle ilgili
kurum politikalarının biyoetik boyutlarının çözümlenmesi
5. Sağlık hizmetleri kaynaklarının dağılımı için, kaynakların sağlanmasını ve dağıtımını
etkileyen din dıĢı ve dini etmenleri dikkate alan adil bir çözüm bulmak
6. Toplum projeleri baĢlatmak: Örneğin yerel topluluklar içinde bir biyoetik forumu
oluĢturmak ya da acil sağlık hizmetlerine iliĢkin sorunları çözmek için aynı kent ve bölgede
HEK‟ler arası ağlar kurmak,
7. Hastaların istenç bildirimi konusunda eğitiminin sağlanması için kuruma önerilerde
bulunmak (yaĢama isteklerini belirtmelerini sağlamak, karar verme yeterliklerini
34
35
yitirdiklerinde kendileri yerine karar verme yetkisini devredebilecekleri bir avukatla ve
hastanın çıkarlarını savunacak bir vekil kiĢi ile görüĢtürmek). Eğer HEK iyi yapılandırılmıĢsa,
iĢlevleri giderek daha geniĢ bir kapsama evrilebilir. Bu iĢlevler Ģunları içerebilir:
8. Çıkar çatıĢmaları, haklar ve görevlerin belirlenmesi, ender bulunan ya da sınırlı sağlık
hizmeti kaynaklarının dağıtımı ve kullanımı gibi birbiriyle yarıĢan kurumsal hedeflerin
uzlaĢtırılması sürecinde yardım sağlama.
9. ÇalıĢanlar arasındaki ve çalıĢanlarla hastalar ve hasta yakınları arasında, uygulanacak
iĢlemlere bağlı olan ya da olmayan tartıĢmaların çözülmesi
10. Sağlık kurumları ve biyoetik bir bileĢen içeren politikalara destek sağlamak (olasılıkla,
aynı kurum içindeki AEK ile birlikte çalıĢarak)
11. Kurum içinde biyoetikle iliĢkili araĢtırma yürütmek
12. Sağlık ocaklarındaki acil birimi gibi hastane öncesi basamaklara biyoetiği tanıtmak
13. Örneğin sağlık hizmetlerinin finansman ve ödeme iĢlemlerinde baĢka bir sisteme geçiĢ
sürecinde, biyoetikle iliĢkili tartıĢmalar için bir forum iĢlevi görmek
14. Toplum sağlığıyla iliĢkili konularda düzenlenen ve katılıma açık yerel, bölgesel ya da
ulusal yasama oturumlarına katılmak
15. Ġnsan ya da hayvandan organ aktarımının biyoetik boyutlarıyla ilgili olanlar gibi
politikaların biçimlendirilmesine yardımcı olmak
Kurulun büyüklüğü
HEK üyelerini sayısı için tam bir büyüklük yoktur. Ancak genel olarak, hastane ya da sağlık
kurumunun hizmet sunduğu toplumun temsil edilmesi gerekir. Birçok HEK, baĢkana ek
olarak 15-25 üyeden oluĢur. Eğer daha az üye olursa, büyük olasılıkla daha etkin çalıĢabilecek
olmasına rağmen, kendi bölgelerini temsil etmiyor olurlar. Bazı HEK‟ler toplantılara tüm
üyelerini çağırır, bazıları ise belli bir hastanın olgusunu değerlendirmek için alt komisyonlar
kurar.
BaĢkan ve üyelerin belirlenmesi
BaĢkan seçildikten ve görevine baĢladıktan sonra, yapıcı konuĢmalarla kurul üyeleri arasında
iĢbirliğini güçlendirmelidir. Enine boyuna düĢünme ve tartıĢma kesinlikle yaĢamsal
önemdedir. Gerçekten de bunlar yaratıcı etkinliklerdir.
1. BaĢkan konuĢmaları kolaylaĢtırmalı, ancak üyeler üzerinde baskı kurmamalıdır.
2. BaĢkan üyeleri, soru sormaları ve biyoetik okuma metinlerinde ve olgu kayıtlarında
yeterince
açıklanmayan
noktalar
üzerine
kaygılarını
belirtmeleri
konusunda
cesaretlendirmelidir. Böylece her HEK biyoetiği bir tartıĢma süreci olarak almalı, içten ve
enine boyuna düĢünme süreçleri geliĢtirmelidir;
3. Varılan ortak kararlar sıklıkla kimseyi fazla memnun etmeyen uzlaĢmalar olduğundan,
baĢkan herkesi uzlaĢtırmaya çabalamamalıdır. GörüĢlerin çatıĢması yarar sağlayabilir ve
kaybedenler gelecekte kazanabilir.
35
36
Kurul üyeleri kurula davet üzerine katılabilirler (genellikle baĢkan, bir hastane yöneticisi ya
da klinik Ģefi tarafından) ve sıklıkla biyoetik ve sağlık hukuku konularına kiĢisel ilgi duyan
kiĢilerdir.
Hizmet sunulan toplumun içindeki dini kurumlar yakın iliĢkileri olan hastane çalıĢanlarının
HEK‟te gönüllü olarak çalıĢmaları ender değildir. Üyelerin resmi eğitimi ve uzmanlıkları
HEK üyeliği için en anlamlı ölçütü oluĢturmayabilir. ġu sorulabilir: Üye adayının karakter
yapısı, tutumları, eleĢtirel düĢünme için kapasitesi nedir? Üye, hastaya iliĢkin biyoetik
konularını tartıĢırken ortaya çıkan belirsizlik durumuna ne kadar katlanabilir ve bu etik açıdan
gri alanlara iliĢkin tartıĢmalara katkıda bulunmaya ne kadar devam edebilir?
HEK üyeliği için bir standart olmamakla birlikte, genellikle ye yapısı Ģöyledir:








Bir biyoetikçi
Hekimler
HemĢireler
Bir risk yöneticisi
Bir sağlık hukukçusu (kurumda çalıĢmayan bir avukat olabilir)
Bir sosyal hizmet uzmanı (belki bir davranıĢ bilimci ya da toplumsal bilimlerle uğraĢan
biri)
Din görevlileri (Avrupa ülkelerinde genellikle kurumun Manevi Hizmetler Bürosu‟ndan
biri)
Yerel toplumdan hasta temsilcileri
Alt komisyonlar, özellikle de iki ya da üç üyesi diğer HEK üyeleriyle birkaç ayda bir
dönüĢümlü çalıĢan küçük danıĢmanlık ya da bilirkiĢilik alt komisyonları daha sık toplanabilse
de, HEK‟ler genellikle ayda bir toplanırlar. Toplantı çağrısı, hastane çalıĢanları bir hasta
ve/veya yakınını ilgilendiren bir etik soruna iliĢkin kurulla iletiĢim kurduğunda yapılabilir.
Maddi kaynaklar
HEK oluĢturmak çok güç olmasa da, kurumun ilk andaki desteğini bulmak zaman zaman
oldukça zor olabilir. Üyeler zamanlarını ayırırlar, ancak sıklıkla katkıları için ücret almazlar.
Yine de, onların görüĢ açısından, basitçe, kurum için aylık ya da haftalık bir görevi yerine
getirdiklerini düĢünürler. HEK‟e ayrılan zaman için fazladan ödeme yapmaya gerek yoktur;
kurumun normal çalıĢma yaĢamının bir parçası olarak görülmelidir.
HEK‟in doğrudan harcamaları, normal olarak oldukça az miktardadır. Genellikle
toplantılar için boĢ bir odanın dıĢında çok az Ģey gerektirir. HEK‟e önemli çapta iĢ gündemi
öneren büyük sağlık kurumları bir sekretere gereksinim duyabilir ve zaman zaman bir
biyoetikçi eĢ-baĢkan olarak hizmet sunabilir. Yine de, destek hizmetlerine iliĢkin konular –
temel olarak çok yoğun kiĢiler için toplantılar ayarlamak- uygulamada oldukça ciddi sorunlar
ortaya çıkarabilir. HEK için bir miktar destek kaynağı olmalıdır (örneğin üyelerin eğitimi
için). BaĢkan sık sık, özellikle kurum yönetimi HEK‟in katkılarının sağlık hizmeti üzerine
anlamlı ve olumlu bir etkide bulunduğunu takdir etmeye baĢladığında, kurum yönetimi
üzerinde olumlu etki bırakacak süreçler baĢlatmalıdır.
36
37
Biyoetik Ġkilemler: HEK için Bir Olgu
Amaç: Çok sayıda tıbbi sorun ve yaĢamın getirdiği yükten ötürü bunalmıĢ bir yaĢlı bir hasta,
kronik bel fıtığı ağrısına riskli bir ameliyatla çare aramaktadır. Özerk kararına, yani ameliyat
sırasında ya da sonrasında ölme riskini alma kararına saygı duyulmasını istemektedir.
Olgu: 65 yaĢındaki Bayan XX, yıllardır sigara içiyor olması sonucunda geliĢen amfizem ve
buna bağlı kalp rahatsızlıkların sahiptir. Bir bankadan emekli olduktan sonra, neredeyse
tamamen yatağa bağlı durumdadır. Yataktan kimsenin yardımı olmadan kalkabilmekte ve bir
saat kadar evin içinde dolaĢabilmekte, ancak yemek yeme, tuvalete girme ve diğer günlük
iĢler kendisini yormaktadır. Hekimi ve onu sürekli ziyaret eden hemĢiresi yakın akrabalarının
Bayan XX‟in istemlerinden gocunmadığına inansalar da, Bayan XX her karĢılaĢtığı kiĢiye,
yaĢamaktan yorulduğunu ve yakınında yaĢayan sevgili kız kardeĢi ve eĢine yük olduğuna
inandığını söylemektedir. Hekimi ve hemĢiresine göre, hastanın kız kardeĢi ve eĢi, ona günlük
bakım sağlamaya isteklidirler.
Hastanın prognozu açık değildir; ancak yine de, Ģu anki koĢullar ve sınırlılıklarda,
uzun yıllar yaĢayabilir. Ancak benzer birçok durumda olduğu gibi, hasta sürekli olarak
“ölmek istiyorum” demektedir.
Cerrahi bir muayene sırasında –fıtık ağrısı çok Ģiddetli iken- cerrah fıtığının ameliyatla
düzeltilebileceğini, ancak ameliyat sırasında yaĢamını büyük olasılıkla yitirebileceğini söyler.
Cerrah, diğer bulguların yanısıra, hastanın kronik amfizemi ve kalbinin Ģu anki durumuna
bakarak, bu prognozu öngörmektedir. Bayan XX, “Ölmek istiyorum, kararım kesin” der ve
biyoetik ikilemine bir çözüm olarak Ģöyle devam eder: “Ölürsem sorunlarım sona erer. Eğer
baĢarırsam, en azından ağrıdan kurtulurum!”
Muayenesi bittiğinde ve hiçbir cerrahın onu ameliyat etmeyeceği sonucuna
varıldığında, hekiminden kendisini hastaneye yatırmasını ister. Orada, o anda bir strateji
belirler: Ameliyat edilmezse, nasıl verilirse verilsin, yapay beslenme için serum verilmesi
dahil her türlü sıvı alımını reddedeceğini açıklar. Sıvı alımını reddetmenin ölümüne yol
açacağını anlamaktadır, ancak sürekli olarak hayatının yaĢamaya değmediğini söylemektedir.
Hastaneye yattığında hemĢirelerin kendisine uygun bir tedavisi uygulayacakları için ağrısının
dineceğini varsaymıĢtır. Bir yerlerde sıvı almayı reddeden hastaların bir hafta içinde öleceğini
okumuĢtur.
HEK ne önermeli?
Ġki biyoetik ikilem
1. Cerrahın ikilemi
Öncül 1-A Eğer cerrah Bayan XX‟i bel fıtığı için ameliyat ederse, büyük olasılıkla ameliyat
masasında ölecektir. Bu ise cerrahın önce zarar vermeme ödeviyle (primum non nocere)
çatıĢacak, aynı zamanda örneğin hasta yakınları –kız kardeĢi ve eĢi- kendisine karĢı bir
malpraktis davası açabilecektir.
Öncül 1-B Eğer cerrah fıtık ameliyatını yapmayı reddederse, Bayan XX süresiz bir zaman
için, belki de yıllarca ağrı çekmeye devam etmekle kalmayacak, yaĢamı üzerindeki denetimi
37
38
yitirecek, ayrıca hem hekim ve cerraha, hem de kız kardeĢi ve eĢine hekimlerle anlaĢmadıkları
için kızacaktır.
Öncül 2 Fıtık ameliyatı ya yapılacak ya da yapılmayacaktır.
Sonuç Ya Bayan XX ölecek ve sonuçta cerraha karĢı büyük olasılıkla bir dava açılacaktır, ya
da, belki de yıllarca ağrı çekmeye devam edecek ve hekimlerle anlaĢmayan kız kardeĢi ve
eĢine kızacaktır.
2. Hasta yakınlarının ikilemi
Öncül 1-A Eğer Bayan XX fıtık ameliyatı olur ve ameliyat masasında ölürse, hekimlerle
anlaĢtıkları, yargı ve eylemlerine yeterince güçlü karĢı çıkmadıkları için kendilerini çok suçlu
hissedeceklerdir.
Öncül 1-B Eğer cerrah Bayan XX‟i bel fıtığı için ameliyat etmeyi reddederse, Bayan XX,
özerk olduğunu ileri sürdüğü ameliyat olma kararına karıĢtıkları için kız kardeĢi ve eĢini
suçlayacaktır.
Öncül 2 Fıtık ameliyatı ya yapılacak ya da yapılmayacaktır.
Sonuç Ya hastanın yakınları uzun sürecek bir suçluluk yaĢayacak, ya da hasta, riski ne olursa
olsun ameliyat olmaya iliĢkin özerk kararını saymadıkları için kendilerini asla
bağıĢlamayacaktır.
Hastanın aile üyeleri ya da cerrahın –hastane çalıĢanlarından biri olan- HEK‟e
baĢvurduğunu varsayarsak, kurul kendilerine nasıl yardımcı olabilir? Bazıları, Bayan XX sıvı
almayı reddederse, bunun intihar (özkıyım) anlamına geleceğini ileri sürebilir, ki bu da
hastane politikasıyla çatıĢan bir eylemdir. Eğer hekim hastanı kararını desteklemeye karar
verirse, bazıları bu durumda hekimin, „hekim-yardımlı özkıyım‟, ya da „hekim-yardımlı
ölme‟ sayılacağını söyleyebilir. Eğer hastanın hekimi Bayan XX‟in planını kabul eder ve bu
planı uygulamak için iĢbirliği yaparsa, kimileri hastayı hastaneye yatırarak hata ettiğini söyler.
Eğer cerrah, hasta açık kararını kendisine ve diğer hekime bildirmeden önce hastayı ameliyat
etseydi, yine bazıları, cerrahın hem klinik yetilerinin hem de etik açısından yargılama
yetisinin zayıf olduğunu söyleyebilirdi.
38
39
4. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI (AEK)
Arkaplan
(i) Biyolojik, Biyomedikal AraĢtırmalar ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarında
Hayvanların Denek olarak Kullanımı
Hayvanların araĢtırmalarda denek olarak kullanımı ahlaki açıdan tartıĢmalı bir konu olmuĢtur
ve olmaya devam etmektedir. Biyoetik tartıĢmalar temelde hayvanların ve özellikle
primatların acı çekmesine ve erken ölümlerine odaklanmaktadır. Çoğu etik tartıĢmada olduğu
gibi bu konuda da uç görüĢler ile birlikte ortak bir görüĢ de bulunmaktadır. Önemli ölçüde
hasar veya erken ölüm riski taĢıyan araĢtırmalarda hayvanların kullanımına iliĢkin olarak iki
uç görüĢ bulunmaktadır: (A) Devletler hayvanların araĢtırmalarda kullanımını tamamen
yasaklamalıdır, çünkü hayvanların rahatı, esenliği (hatta bazılarına göre hayvan “hakları”)
önemli bir değerdir ve insanların diğer hayvanlar üzerinde mutlak hakimiyeti
bulunmamaktadır; (B) Devletler araĢtırmacılar tarafından hayvanların klinik deneylerde
kullanımına iliĢkin herhangi bir düzenleme getirmek zorunda değildir, çünkü insanoğlunun
çıkarları hayvanların esenliğinden önce gelmektedir. Ortak görüĢ ise: (C) Deney sorumluları,
hayvanların acı ve ölümden korunması ile araĢtırmanın yararı arasında en uygun dengeyi
kuracak Ģekilde tasarlanan düzenlemelere uyumlu olarak araĢtırmaların yürütülmelerini
sağlamalarıdır. Hayvanların kullanımına iliĢkin iddiaları geçerli varsayan yani hayvanlara
yapılan uygulamaların insanoğlunun yararına olduğu sonucuna varan ortak görüĢ “Üç R” Replacement, Reduction and Refinement- (Yerine koyma, Azaltma ve Arıtma) ile
özetlenmiĢtir.
Hayvanlar üzerinde yapılacak araĢtırma hazırlıklarında baĢ araĢtırmacılar uygun olan yerlerde
(a-1) hayvanların yerine matematiksel modeller, bilgisayar simülasyonları, in vitro biyolojik
sistemler gibi hayvanların kullanılmadığı diğer yöntemleri koymalı; (a-2) uygun olduğunda
omurgalılardan daha az acı hisseden türleri kullanmalı; (b) her araĢtırma protokolünde
kullanılan hayvanların sayısını azaltacak araĢtırma ve istatistik modelleri geliĢtirmeli; (c)
hayvanların günlük yaĢamlarında normalde maruz kaldıkları düzeyi temel alarak, araĢtırmalar
esnasında maruz kaldıkları acı, sıkıntı, rahatsızlık ve eziyetin azaltılması için deneysel
tekniklerde gerekli düzeltmeleri yapmalıdırlar. Son olarak, tüm devletler biyomedikal
araĢtırmalar ile biyolojik bilimler ve davranıĢ bilimleri araĢtırmalarında hayvanların
kullanımına iliĢkin düzenlemeler yapmakta özgür kılınmıĢtır.
(ii) Biyolojik, Biyomedikal AraĢtırmalar ve DavranıĢ Bilimleri AraĢtırmalarına Katılan
Bireylerin Korunmasına iliĢkin Yönerge
Ġnsanların fizyoloji ve davranıĢ bilimlerine iliĢkin klinik deneylere katılımı, bilimsel veri elde
edilmesi, bilimsel ve tıbbi geliĢime katkı sağlanması açısından çok önemlidir. Klinik
deneylerde insanların, tıbbi giriĢimlere maruz kalmaları veya fizyolojik giriĢimler ile bu
giriĢimlerin sağlıkla ilgili sonuçları arasındaki neden-sonuç iliĢkisinin, klinik araĢtırmacılar
tarafından araĢtırıldığı karĢılaĢtırma gruplarının üyeleri olmaları beklenmektedir.
Ġnsan katılımcıların kullanıldığı klinik araĢtırmalara iliĢkin ilk yasal düzenlemelerin
1960‟ların ortalarında birkaç devlet tarafından yapılmıĢ olmasına rağmen, deneylerde
hayvanların kullanımı konusunda araĢtırmacılar, günümüze kadar çok az kontrol ve yasal
düzenlemeye tabi tutulmuĢlardır. Ġnsanlar üzerinde araĢtırmalar konusunda kapsamlı
kontrollerin, yaratıcılığı ve yenilikleri engelleyeceğinden mantık dıĢı olduğuna inanılmıĢ ve
hasta katılımcıların menfaatlerini her Ģeyden önde tutan eski bir geleneğin mirasçıları olarak
araĢtırmacılara güvenilebileceği varsayılarak, kontroller gereksiz görülmüĢtür. Bu inanıĢın
destekleyicisi, araĢtırmacıların kendilerini araĢtırma denekleri (katılımcıları) olarak
kullandıkları deney uygulamaları olmuĢtur.
39
40
Bir araĢtırmacının gösterdiği özen ve dürüstlüğü, kendisini riske atmasından daha açık ne
gösterebilir? Ancak günümüzde araĢtırmacılar sayısız yasal düzenlemelere tabidirler ve kendi
üzerlerinde yapılan deneyler artık geçmiĢte kalmıĢtır. Aynı zamanda günümüz söylemi
araĢtırmacıya güvenilip güvenilmeyeceğine değil, bunun yerine araĢtırmaya katılanların hangi
riskleri aldığı konusuna odaklanmaktadır.
Ayrıca, araĢtırmacılar katılımcılarının - normalde hastalara bakan hekimlerin izin vermediği değiĢikliklere maruz kalmalarına izin vermektedirler. Ġnsanların maruz kaldıkları riskler
arasında, olasılıklara dayalı görüĢlerden dolayı Ģans faktörü de yer almaktadır. Olası zarar
riskleri kesin olarak bilinmemekte ve araĢtırmalardaki Ģans faktörü ortadan
kaldırılamamaktadır. ġair Stéphane Mallarmé Ģöyle söylemiĢtir: “Toute pensée émet un coup
de dés”
[DüĢünmek zar atmaya benzer]. AraĢtırmacılar muhtemelen araĢtırma
katılımcılarından bazılarının zarar görebileceğini bilmektedirler, fakat bunların kimler
olacağını bilemezler. Kısacası, kiĢilerin klinik araĢtırmalara katılmaya karar vermeden önce
kendilerine zarar gelebileceği ihtimali konusunda bilgi sahibi olma hakları bulunmaktadır.
Elbette araĢtırmacılardan beklenen hastalarını ve araĢtırmaya katılanları korumak ve durumu
kendi çıkarları doğrultusunda kullanmamaktır. Bu ahlaki zorunluluk araĢtırmacıların mesleki
kimliklerinin temelinde yer edinmelidir. Kötüye kullanmaya karĢı içten gelen bu koruma
güdüsü elbette ki temel bir duygudur. Bu güdünün yokluğunda yapılacak tüm çabalar
baĢarısız olmaya mahkumdur. Gerekli olmasına rağmen bu içsel koruma duygusu tek baĢına
yeterli olmamaktadır. Hem resmi (yasalar ve resmi düzenlemeler) hem de gayri resmi
(araĢtırmacılar ile hastalardan gelen baskılar) dıĢtan gelen bazı koruma önlemleriyle
desteklenmelidir.
AraĢtırmacıların araĢtırmalara katılanları, özellikle savunmasız olanları (yoksullar, devlet
yardımıyla geçinenler, iĢsizler, bazı etnik azınlık grupları, evsizler, mülteciler, acil servisteki
hastalar, bakım evlerinde uzun süreli kalan ve özellikle tedavisi olmayan hastalıklara
yakalanmıĢ hastalar) korumakla yükümlü olmaları, bu savunmasız bireylerin istismara açık
oldukları gerçeğini değiĢtirmez. Ayrıca araĢtırmacılar hataları bakımından insanlığın geri
kalanından farklı değildirler. Özellikle klinik deneylere sponsorluk yapan ilaç firmalarının
neden olduğu bu biyoetik kaygıların kısmi çözüm yolu, biyomedikal araĢtırmalar ve davranıĢ
bilimleri deneylerine katılan tüm insanlar için dünya çapında geçerli evrensel standartların
belirlenmesidir. Yakın bir tarihte birkaç üye devlette önemli bir politika değiĢikliği önerisinde
bulunulmuĢtur. Bu öneriyle tüm araĢtırma deneylerinin hedef, amaç ve beklenen süreleri ile
sadece olumlu sonuçlar değil, beklenen tüm sonuçlarının kamuya açık bir veritabanına
kaydedilmesi öne sürülmüĢtür. Verilerin kamuya açık hale getirilmesinin nedeni Ģeffaflığın
arttırılması ve olumsuz, zararlı veya bir sonuca varmayan etkileri hekimler, hastalar ve
denetimcilerden saklamayı hedefleyen, sözde “seçici raporlama” ve “taraflı yayın”ların önüne
geçmektir. Bu durumun olası ekonomik sonuçları da bulunmaktadır. Önemli ilaç
çalıĢmalarının tümünün kayıt altına alınmaması çok daha pahalı tıbbi ürünler, aĢılar ve
aygıtların üretilmesine yol açabilir. Kimileri insan katılımcıların kullanılacağı tüm önemli ilaç
çalıĢmalarına iliĢkin Ģeffaflığın sağlanması için yasal düzenleme önerisini getirirken, bazıları
da çalıĢma baĢlatıldığında kayda girilmeyen klinik deneylerin sonuçlarının dergi editörleri
tarafından yayınlanmaması gerektiğini öne sürmektedirler.
Resmi düzenlemelere karĢı olanlar, özellikle yaĢam bilimleri alanında yürütülen araĢtırmalara
sponsor olanlar, ilaç deneylerinin ilk aĢamalarında yer alan özel bilgilerin ifĢa edilmesine
karĢı yazılı olarak itirazda bulunmuĢlardır. Bu durumun ekonomik sonuçları da
bulunmaktadır. Kamu sağlığının korunmasını amaçlayan ek bir önlem olarak klinik
deneylerin ilerde daha yakın incelemeye alınması muhtemeldir.
(iii) AraĢtırma Etiğinde Temel Ġkilemler
40
41
Ġkilem iddiasının örneklenmesi amacıyla birbirinden oldukça farklı iki senaryodan iki uç
sonuç ortaya çıkarılmıĢtır: (a) Devlet her türlü biyolojik, biyomedikal araĢtırma ve davranıĢ
araĢtırmasının yapılmasına ve hiçbir resmi düzenlemeye tabi olmaksızın bireylerin araĢtırma
deneylerinde yer almalarına sorumluluk kabul etmeksizin izin verir. Ya da (b) Devlet hiçbir
biyomedikal araĢtırma ve davranıĢ bilimleri araĢtırmasına izin vermez ve böylelikle
araĢtırmaya ev sahipliği yapan devlete mensup olan veya dıĢardan gelen araĢtırma Ģefi
tarafından yürütülen hiç bir araĢtırmada insan katılımcıların kullanılmasına izin verilmez.
Ġlk ikilem
Öncül 1-A AraĢtırmacılardan fizyolojik, biyomedikal araĢtırmalar veya davranıĢ bilimleri
araĢtırmalarını tamamen durdurmaları istenirse veya insan katılımcıların sadece küçük riskler
aldıkları araĢtırmalara bile izin verilmezse ve araĢtırmacılar “genellenebilir bilgi”ye eriĢme
çabalarını yarıda bırakmak zorunda kalırlarsa, bilgiye ulaĢılamayacak ve klinik ilerleme zarar
görecektir.
Öncül 1-B AraĢtırmacılara her türlü fizyolojik, biyomedikal araĢtırma veya davranıĢ bilimleri
araĢtırmalarını yürütme konusunda izin verilir ve genellenebilir bilgiye ulaĢma çabalarına
devam etmelerine izin verilirse, bu durumda bazıları “küçük risklerden daha fazlasına”, ciddi
ve kalıcı sakatlanmalar ve hatta ölüm olasılığı da bulunan bazı risklere maruz kalacaklardır.
Öncül 2 AraĢtırmacıların araĢtırma deneyleri yapmaları yasaklanacak veya bu araĢtırmaları
yasal düzenlemelerden bağımsız bir Ģekilde yürütmelerine izin verilecektir.
Sonuç Klinik araĢtırma sonuçları toplumdan saklanacak veya araĢtırmaya katılanlar “küçük
risklerden daha fazlasına”, ciddi ve kalıcı sakatlanmalar ve hatta ölüm olasılığı da bulunan
bazı aĢırı risklere maruz kalacaklardır. Bu ikilemin çözüm yolu insan katılımcıların
kullanıldığı araĢtırmalara iliĢkin araĢtırmacıların uyması gereken yasal düzenleme ve
kuralların benimsenmesidir.
Ġkinci ikilem
Madde 1-A AraĢtırmacılardan fizyolojik, biyomedikal araĢtırmalar veya davranıĢ bilimleri
araĢtırmalarını tamamen durdurmaları istenirse veya genel olarak sadece “küçük riskler” alan
insan katılımcıların kullanıldığı bu araĢtırmalara bile izin verilmezse ve araĢtırmacılar
“genellenebilir bilgi”ye ulaĢma çabalarını yarıda bırakmak zorunda kalırlarsa, halk bu durumu
protesto edecektir. Etik olmayan eylemlere halkın tepkisi geliĢecek, halk biyomedikal
bilimlerde yeni geliĢmelerin olmayacağını düĢünecektir. Böylece Alzheimer, Parkinson gibi
hastalıklar ile diğer beyin ve merkezi sinir sistemi hastalıklarına yeni tedaviler bulma olasılığı
engellenecek ve bu durum aynı zamanda son dönemde “rejeneratif tıp” diye adlandırılan yeni
geliĢmelerin de önünü kesecektir.
Madde 1-B AraĢtırmacıların bilimsel araĢtırma veya deneylerde insanların katılımıyla
gerçekleĢen fizyolojik, biyomedikal araĢtırmalar veya davranıĢ bilimleri araĢtırmalarını
gerçekleĢtirmeleri için gerekli yeni “genellenebilir bilgi” araĢtırmalarına gayretli bir Ģekilde
devam etmelerine izin verilir ve araĢtırmacılar bu yönde teĢvik edilirlerse, toplum değerleri
kısa süre içerisinde yozlaĢaacak ve insanoğlu insanlığını yitirecektir. Fakat bu durum,
hükümet tarafından değil bireylerin mevcut yeni biyoteknolojilerden yararlanma isteğinden
kaynaklanacaktır. Örneğin farklı amaçlarla dikkatle değiĢtirilmiĢ embriyolar üretilmesi, belli
bazı genetik özelliklerin embriyoların içinden “elenmesi” için hekimlerin giriĢimde
bulunmasına izin verirken, sözde “mükemmel bebeğin” oluĢumu için gerekli özelliklerin
seçilmesi konusunda ebeveyn adaylarına izin verilmesi, yeni doğanda boy, kilo, zeka, hafıza
gibi özelliklerin “geliĢtirilmesine” iliĢkin yolların aranması, kısacası “mükemmel,
yaĢlanmayan bedenler” yaratılması.
Madde 2 AraĢtırmacıların araĢtırma deneyleri yapmaları yasaklanacak veya araĢtırmacılar bu
araĢtırmaları yürütmeleri için teĢvik edilip finanse edilecektir.
41
42
Sonuç Klinik prosedürler hiç baĢlatılmayacak veya hasta adaylarının sağlık durumlarının
iyileĢtirilmesi önerilmeyecektir. Aksi takdirde toplum değerleri kısa süre içersinde yozlaĢacak
ve insanoğlu insanlığını yitirecektir. Etik konusuna değinenlerin sayısı oldukça azdır: Bu
“ilerleme” veya geliĢmeler bu tarz giriĢimlere maddi gücü yetmeyecek toplum üyeleri için ne
kadar adil veya ahlaklıdır? Son olarak, hasta adaylarının yararına olabilecek ümit verici
vaatlerde bulunmasına rağmen, biyolojik, biyomedikal araĢtırmalar ve davranıĢ araĢtırmaları,
araĢtırmalara katılan hastalara veya sağlıklı bireylere zarar verebilir. Sonuçta, özellikle
AEK‟ların kurulmasının acilen gerekli olduğu geliĢmekte olan devletler ile diğer tüm
devletlerin, insan katılımcıların kullanıldığı klinik ve bilimsel araĢtırmaları ne kadar
destekleyeceklerine ve bu uygulamalara ne kadar göz yumacaklarına karar vermeleri
gerekmektedir.
(iv) Biyoetik ve Devletlerüstü AraĢtırmalar: DıĢ Devletler ve Ev Sahibi Devletler
Kuzeyli ülkelerinden gelen araĢtırmacıların insanları biyomedikal araĢtırmalar ve davranıĢ
araĢtırmalarına katılmaya davet ederek Güneyli ülkelerinde bu tür araĢtırmalar yürütmeleri ve
bu araĢtırmalara sponsor olmaları genel bir uygulama haline gelmiĢtir. Burada amaç yeni,
güvenilir ve faydalı ilaç, aĢı ve aygıtların üretimine yardımcı olacak genellenebilir bilgi
edinmektir. Bu uygulamanın temel nedeni, deneyleri geliĢmiĢ devletlerde yapmaktan çok
daha az maliyetli olmasıdır. DıĢ sponsor desteğiyle yürütülen devletlerüstü araĢtırmalar,
özellikle HIV virüsünün yayılımının ve anneden çocuğa bulaĢmasının önlenmesi ve aynı
zamanda AIDS‟in azaltılması için yeni ilaçlara duyulan ihtiyaçtan dolayı son zamanlarda daha
belirgin hale gelmiĢtir.
Devletlerüstü araĢtırmaların daha yaygın hale gelmesiyle birlikte iki etik sorun oldukça
tartıĢmalı bir hal almıĢtır. Bunlardan ilki, aydınlatılmıĢ onamla ilgilidir. Potansiyel
katılımcılar, düĢük okuma yazma oranlarına sahip ve karar verme süreçlerine bireylerin dahil
edilmediği ülkelerde yaĢadıklarından aydınlatılmıĢ onam verme konusunda her zaman karar
verebilecek durumda olmayabilirler. Ġkinci sorun ise geliĢmekte olan devletlerdeki hastaların
deneylerle elde edilen ilaçları makul fiyattan edinip edinemeyecekleridir. Ġlaç firmaları,
yardım dernekleri değil kar güdüsüyle hareket eden Ģirketlerdir. Fakat geliĢmekte olan
devletler kendi insanlarının aldığı riskler sonucunda sağlanan faydalardan herhangi bir yarar
sağlayamamanın memnuniyetsizliğini taĢıyacaklardır.
GeliĢmekte olan ülkelerden gelen katılımcıların kullanıldığı araĢtırma denemelerinin genelde
geliĢmekte olan ülkeler açısından oldukça önemsiz klinik sorunlarla ilgili olması dikkat
çekicidir. Örneğin, migren için yeni ilaçların denenmesi gibi. Böylesi bir durumlarda dıĢ
araĢtırmacılara iliĢkin yeni bir talepler getirilmesi gerekmektedir. AraĢtırma katılımcıları
geliĢmekte olan devletlerden alındığında, araĢtırmanın temel odak noktasının geliĢmekte olan
devletlerde yaygın olan hastalık ve Ģikayetlere yönelik olmalıdır.
Bu sorunlar sadece biyoetik kapsamına giren bazı soruları öne çıkarmakla kalmaz, aynı
zamanda devletlerüstü araĢtırmaların devamlılığını tehdit eden olası politik sorunlar ile sağlık
politikasına iliĢkin sorunları da beraberinde getirir. DıĢ geliĢmiĢ devletlerden gelen
araĢtırmacıların kendi araĢtırmaları için katılımcı bulma zorunluluğu ve geliĢmekte olan ev
sahibi ülkelerin de kendi insanları için yeni tedavi yöntemleri bulunmasında araĢtırmacılara
ihtiyaç duyması sonucunda araĢtırmaların devam etmesine iliĢkin düzenlemeler doğrudan
yapılabilmektedir. KarĢılıklı bağlayıcılık uzlaĢmayı da beraberinde getirmektedir.
ÇeĢitli devletlerde farklı yerlerde bir dizi ilaç halen test edilmektedir. Fakat bu klinik
deneylerin bazıları halkın muhalefetiyle karĢı karĢıyadır. Bundan dolayı geliĢmiĢ
devletlerdeki araĢtırmacılar sürekli olarak bazı sosyo-politik sorunlarla yüzleĢmek zorunda
kalmaktadır. Özellikle geliĢmekte olan devletlerde yürütülen biyolojik, biyomedikal
42
43
araĢtırmalar ve davranıĢ bilimleri araĢtırmalarına gösterilen muhalefet çok yaygınlaĢmıĢtır.
Enfekte bireylerin enfekte olmayanlarla birlikte araĢtırma deneylerine katıldığı
öğrenildiğinde, hükümetler ve sivil toplum örgütlerinin muhalefeti kendini göstermektedir.
Bunun nedeni randomize (rastlantısal) klinik deneylerde araĢtırmacıların, test edilen yeni
ilacın kimlere uygulanacağını, kimlerin plasebo alacağını, kimlerin ise piyasada bulunan ve
reçete ile verilen fakat çok etkin olmayan standart aktif madde içeren ilaçları alacağını
önceden bilmemeleridir. Ayrıca, geliĢmekte olan devletlerdeki insanlar sadece kendi
kültürlerinin geleneksel ahlak kavramlarını değil, aynı zamanda diğer kültürlerin ve özellikle
daha geliĢmiĢ devlet kültürlerinin geleneksel ahlak kurallarını da sorgulamaktadırlar.
GeliĢmekte olan devletlere göre geliĢmiĢ devletlerin eskiden var olan ayrıcalıklı konumları
artık bulunmamaktadır. Ahlaki deneyimlerin fazlalığı neyin biyoetik problem veya ikilem
olduğu konusunda dikkatli değerlendirmeler yapılmasını sağlamaktadır. Deneysel tedavilere
katılan sağlıklı bireylerin yapılan anlaĢma ile katılımlarının sağlanmasının, hayat kurtaracak
tedavilerin denenmesi için insanların klinik araĢtırma deneylerine alınmalarının etik olup
olmadığı Ģüphesiz insanlar tarafından sorgulanmaktadır. Ġnsanların araĢtırmalara katılımının
ardından deney sonrası hangi tedaviler verilebilecektir? GeliĢmekte olan üye devletler, ilaç
firmaları ile geliĢmiĢ dıĢ üye devlet hükümetleri için gözde mekânlar halini alırken,
muhtemelen, biyoetik sorunlar tartıĢma konusu olmaya devam edecektir.
Güney devletlerinin, vatandaĢlarını, Kuzey ülkeleri araĢtırmacıları tarafından yürütülen klinik
araĢtırma ve deneylere katılarak risk almalarına izin vermeleri meselesi tartıĢılmaktadır. Zira,
etkili ve güvenilir ilaçlar bulunduğunda, bu yeni keĢfedilen ilaç ve aĢıların sadece ev sahibi
devlet vatandaĢlarına değil, Güney ülkeleri vatandaĢlarına da makul fiyattan verilmesinin,
ancak bu takdirde mümkün olacağı savunulmaktadır. Bunda araĢtırma öncesinde tarafların
karĢılıklı anlaĢmıĢ olması koĢulu aranmaktadır. Böylece yeni ilaçlar araĢtırma konusu hastalık
veya hastalıkların önlenmesi, ilerlemelerinin yavaĢlatılması veya tedavisi konusunda Güney
ülkeleri vatandaĢlarının yararına açılmıĢ olacaktır.
Bu tartıĢmanın ikinci bir boyutu da vardır. Klinik araĢtırmaları destekleyen ve bu
araĢtırmalara izin veren geliĢmekte olan üye devletler, en azından prensipte, deneylerle
birlikte laboratuar, ekipman ve eğitimlerden de yararlandıkları varsayılır. GeliĢmiĢ
devletlerdeki araĢtırmacılardan uzun süreyle ucuz ilaç tedariki gibi oldukça sıkı taleplerde
bulunan geliĢmekte olan devlet temsilcilerinin aldıkları risk sadece, yeni, güvenilir ve etkili
ilaç ve aĢı edinme konusunda değildir. Katılıma izin verilen bu klinik araĢtırmalardaki ilaç ve
aĢıların henüz deneme safhasında oldukları unutulmamalıdır.
Bundan dolayı, klinik araĢtırma deneyleri öncesinde çeĢitli milletlerüstü anlaĢmalar yapılmalı
ve geliĢmiĢ devletlerdeki araĢtırmacılar ile araĢtırmaların yürütüldüğü geliĢmekte olan
devletlerdeki liderler, bilim adamları ve sağlık uzmanları arasındaki bu anlaĢmalara, uzlaĢma
ve değiĢ tokuĢa iliĢkin maddeler konulması gereklidir.
Bu etik anlaĢmazlıklarla karĢılaĢıldığında birbirinden farklı iki aĢama dikkat çekmektedir: (a)
her protokolün dıĢ araĢtırmacının ülkesindeki AEK tarafından incelenmesi ve onaylanması ve
(b) önerilen aynı deneyin biyoetik ve bilimsel tasarımının deneyin yapılacağı ev sahibi
ülkedeki uzmanlar tarafından benzer Ģekilde incelenmesi. Bu iki aĢamalı sürecin baĢarıya
ulaĢabilmesi için araĢtırma protokolünün dıĢ devletler ve ev sahibi devletler tarafından
ortaklaĢa onaylanması gerekmektedir.
Ev sahibi devletlerin biyomedikal bilimler ve davranıĢ bilimleri ile biyoetik ve sağlık hukuku
alanlarında eğitim görmüĢ kiĢilerin üye olduğu AEK‟ları kurmaları yararlarına olacaktır.
Böylece yeni bir politika oluĢturulabilir; ev sahibi ülkelerde geliĢmiĢ devletlerdekilere benzer
AEK‟lar bulunmaması durumunda dıĢ devletlerdeki araĢtırmacılar bu ülkelerde klinik
deneyler yapamazlar. En azından bu mevcut model tek taraflıdır. Deyim yerindeyse “oyun
sahasını eĢit düzeye getirmenin” tek akılcı yolu, AEK‟ları bulunmayan ev sahibi devletlerin
özellikle milletlerüstü araĢtırma deneylerinin sayısının arttığı bu dönemde kendi ülkelerinde
43
44
AEK kurmalarıdır. Son olarak, hem sponsor devlet hem de ev sahibi devletin araĢtırmacılarını
etkileyen en az iki etik yükümlülük daha bulunmaktadır:
1. Ev sahibi devlette yürütülen fizyolojik, biyomedikal araĢtırma veya davranıĢ bilimleri
araĢtırmasına sponsorluk yapan dıĢ kurum, sponsor devlet kurumlarının etik standartlarına ve
yasal düzenlemelerine uymalıdır. Bazı devletler, ev sahibi devletlerde insan katılımlı
araĢtırmalar yürüten araĢtırmacılarının kendi ülkelerinde biyomedikal araĢtırma yapılırken
uyulması gereken etik standartların aynısını ev sahibi devletlerde yaptıkları araĢtırmalarda da
uygulamalarına iliĢkin bazı kural ve düzenlemeleri kabul etmiĢlerdir. Bu standartların,
araĢtırmacının kendi ülkesinde geçerli olanlar kadar kesin ve titizlikle hazırlanmıĢ olması
gerekmektedir.
2. AraĢtırma protokollerinin, araĢtırmacının kendi devletinde yürütülecek bilimsel ve etik
inceleme aĢamaları tamamlandığında – muhtemelen ulusal, bölgesel veya yerel bir AEK
tarafından yapılan incelemenin ardından – ev sahibi devlet yetkilileri dıĢ sponsor devletin öne
sürdüğü protokollerin kendi etik standartlarına uygun olduğunu onaylamalıdır.
Amaçlar
1. (a) AEK baĢkanlarının ve üyelerinin, (b) yaĢam bilimleri, davranıĢ bilimleri, epidemiyoloji
araĢtırmacıları ile biyomedikal araĢtırmacıların, (c) medya uzmanlarının desteklenmesi ve (d)
insanların katıldığı ve hayvanların dahil olduğu araĢtırmalara iliĢkin ilke ve düzenlemelerin
altında yatan politikalar ile biyoetik kavramların halk tarafından anlaĢılmasının sağlanması.
2. Bilimsel araĢtırmalara katılanların sorunlarından haberdar olunması gerektiğinin
vurgulanması.
3. Ġnsan katılımcıların yer aldığı tüm araĢtırma önerilerinin sadece bilimsel boyutunun değil
aynı zamanda biyoetik ve düzenleyici boyutlarının da dikkate alınması. Ulusal düzeyde
devletlerin araĢtırma merkezlerinde, bölgesel ve yerel tıp kurumlarında, üniversitelerde, özel
ve bağımsız araĢtırma kuruluĢlarında AEK‟lar kurulmuĢtur. Hükümet ve özel kaynaklar
(örneğin ilaç firmaları) tarafından araĢtırmacılar arasında farklı düzeylerde fon dağıtımı
sağlanabilirse, yine araĢtırmacılar arasında bir çeĢit rekabet sistemi oluĢturulacaktır. Bu
durum araĢtırmacıları, hem bilimsel hem de biyoetik inceleme kuruluna sunulması gereken
önerilerle gelmeye zorlayacaktır.
Yeni ilaç, aĢı ve aygıtların geliĢtirilmesine yönelik araĢtırmaların yürütülebilmesi amacıyla
bilim adamlarının önerileri ile araĢtırmacılar tarafından hazırlanan protokollerin incelenmesi
için yetkili araĢtırmacıların hazır bulunması ve genelde ek bir karĢılık beklemeden bu
inceleme çalıĢmalarına katılmaları gerekmektedir. Fakat böylesi bir inceleme sistemi
beraberinde bazı tehlikeleri de getirmektedir. Önerilerinin AEK‟daki araĢtırmacılar tarafından
onaylanmasını bekleyen araĢtırmacılar daha sonraki bir tarihte kendileri AEK üyesi olup
böylece çıkar çatıĢması fırsatı yaratabilirler mi? “Siz benim projeme onay verin, ben de sizin
projenizi onaylayayım.” Ġnceleme yapanlar baĢvuru sahiplerini tanımasalar da kendi araĢtırma
önerilerinin kabulünü sağlamak için daha sıradan standartlar belirleyebilirler mi?
AraĢtırmacılar, sadece ticari ve finansal çıkarlar değil aynı zamanda kariyer, hizmet karĢılığı,
itibar, danıĢmanlık ücretleri, telif hakları, kârlar, hisse opsiyonları ve ilaç firmalarından gelen
hediyeler ile bilimsel merak ve fedakârlığın getirdiği tatmin gibi daha az endiĢe verici
menfaatler konularında çıkar çatıĢması yaĢarlar mı? AEK‟ların temel görevi olan biyoetik
gözetim iĢlevi AEK toplantılarındaki teknik ve bilimsel tartıĢmaların gölgesinde kalır mı? Her
öneriyi dikkatle inceleme konusunda ve bilimsel, biyomedikal araĢtırma ve davranıĢ bilimleri
araĢtırmasına katılan bireylerin güvenlik, refah ve haklarının korunması konusunda baĢarısız
olacak Ģekilde AEK‟daki iĢ yükü üyelere ağır gelir mi?
ĠĢlevler
44
45
ĠĢlevlerini yerine getirebilmesi için AEK‟lardan beklenen, incelenmekte olan araĢtırma
önerilerinin geçerli yasa ve düzenlemeler, mesleki uygulama standartları ve yerel toplum
değerleri açısından kabul edilebilir olup olmadığını belirlemeleridir. GeniĢ kurul üyeliğiyle
AEK‟lar bilgili ve ilgili sağlık uzmanları ile biyoetikçiler, sağlık avukatları, din adamı ve
halktan kiĢilerin katılımını gerektirmektedir.
1. AEK üyelerinin araĢtırma ile tedaviyi birleĢtirmeleri olağan bir uygulamadır. Ġki kavram
arasındaki ayrım çok önemlidir ve filozof Stephen Toulmin‟in sözleriyle açıklanabilir:
Hekimimin genel olarak ilgilendiği benim karaciğerimdir, fakat bir araĢtırmacı genel anlamda
karaciğerle ilgilenir. AEK‟ları, HEK‟ları ile aynı üyelerin dahil olduğu tek bir biyoetik kurulu
altında birleĢtirilmediğinde, özellikle amaçları birbiriyle uyuĢmadığından, bu ayrım daha da
belirgin bir hale gelecektir. HEK‟lar temelde hastalar ile hastane politikalarından dolayı
ortaya çıkan biyoetik sorunlarla ilgili iken, AEK‟lar onaylama (düzeltme ve yeniden sunu
isteme) veya reddetme öncesinde inceledikleri protokollerin bilimsel ve etik tasarımlarıyla
ilgilenmektedir. Ayrıca, herhangi baĢka bir ilaç mevcut değilken umutsuz bir hastanın
tedavisinde “deneysel” veya henüz kullanımı onaylanmamıĢ bir ilacın kullanımı için, nadiren
de olsa, hekimin AEK ile bağlantı kurması gibi bir durumda bile, AEK‟lar hastalarla veya
hastaların aileleriyle ilgilenmezler. Bununla birlikte, her kurul, HEK veya AEK, üyelerinin
seçimlere katılımına iliĢkin olarak çeĢitliliği teĢvik etmenin yollarını aramalıdır. Bu aynı
zamanda daha objektif olmalarına yardımcı olabilir. Daha da önemlisi aynı kurum içersinde
yer alan bir AEK ile bir HEK‟nin birbirinden ayrı amaç ve iĢlevlerinin bulunması kurumlar
arası gereksiz gerginlik ve anlaĢmazlıkların önlenmesine yardımcı olacaktır. Bu durum ortak
üyelikler ve AEK ile HEK arasında yapılacak iĢbirliğini tamamıyla engellememelidir, fakat
iki kurulun birleĢtirilmesi çabaları genelde baĢarısızlıkla sonuçlanmıĢtır.
Son olarak, kurulların birbirinden ayrı tutulmasına iliĢkin alınacak kurumsal karar, kurumlar
arası iletiĢim, anlayıĢ ve iĢbirliğinin geliĢtirilmesi, olumsuz eleĢtiri, gerçekdıĢı öneriler ve
sağlık kurumu politikalarının fazla düĢünülmeden belirlenmesi durumlarının tam olarak
önlenmese de azaltılmasına yarayabilir. Ayrıca birleĢtirilmiĢ tek bir kurulun getireceği aĢırı iĢ
yükünün önüne geçilmesi gibi konularda avantajlar sağlayabilir.
2. Temelde önerilen araĢtırmaların güvenliği ve faydaları konularıyla ilgilenen her AEK,
biyoetik konuların incelenmesi konusu da dahil olmak üzere dıĢ danıĢmanların görüĢlerinden
yararlanabilir.
3. DıĢ destek alan her AEK, özellikle araĢtırma esnasında karar verme yeterlikleri tehlike
altında olan veya olabilen savunmasız bireyler baĢta olmak üzere, araĢtırmalara katılım, davet
ve kayıtları incelemelidir.
4. Her AEK kendi kurumuyla iliĢkili olası çıkar çatıĢmaları konusunda, örneğin baĢ
araĢtırmacı ile kendi kurumu veya araĢtırma katılımcıları arasında ortaya çıkabilecek
anlaĢmazlıklar konusunda dikkatli olmalıdır. Bu anlaĢmazlıkların önlenmesi için dıĢardan bir
danıĢmanın görüĢleri çok yardımcı olabilir.
5. AEK‟ların bilim adamı-üyelerinin çoğu biyoteknoloji ve yaĢam bilimleri alanında eğitimli
kimselerdir. Birçoğu laboratuarlarda karĢılaĢtırmalı araĢtırmaları yürütmekte, birçoğu da
katılımcıların periyodik olarak gelip kontrollü dozlarda çeĢitli ilaç ve aĢı uygulamalarına
katıldığı veya vücuda elektrot, kalp atıĢını ayarlayan cihazlar, yapay eklemler ve diğer
bedensel parçaların takıldığı klinik deneyler yapmaktadırlar.
6. AraĢtırma etiğinde kendi kendine eğitime iliĢkin sayıca çok az devlet AEK baĢkanları ve
üyeleri için resmi olarak eğitim programları düzenlemektedir. AraĢtırma etiğinde AEK
baĢkanları ve üyelerine yeterli eğitimi sağlayacak programların temelde iki boyutu
bulunmaktadır: (a) bilim adamları ve hekimlerin etik davranıĢları ile sağlam klinik
uygulamalar için gerekli ölçütler konusunda yürütülen çalıĢmalar ve (b) katılımcıların çeĢitli
zarar ve hatta erken ölüm risklerini göze alarak katıldıkları inceleme ve klinik araĢtırmaları
45
46
yürüten bilim adamlarının faaliyetlerini düzenlemekle görevli çeĢitli kurumların ilgili
belgelerinde yer alan belli baĢlı kavram ve konular üzerine yapılan çalıĢmalar.
AraĢtırmalarda insan katılımcıların korunmasına verilen önem göz önüne alındığında AEK‟lar
tarafından düzenlenen aylık toplantılardaki meslek içi eğitim tek baĢına oldukça yetersizdir.
DavranıĢ veya yaĢam bilimleri ile tıp alanlarında çeĢitli diplomalara sahip bireyler olmalarına
karĢın, AEK üyelerinin, iyi klinik uygulamaların yürütülmesi veya devletlerin yasa ve
düzenlemelerinde yer alan ve klinik araĢtırmacıların uygulaması gereken önemli kavramların
analitik olarak tartıĢılmasına iliĢkin hedeflerle ilgili çok az deneyimleri bulunmaktadır. ÇeĢitli
devletlerde ulusal, bölgesel ve hatta yerel düzeylerde AEK‟ların kurulması gerektiği açıkça
ortadadır. Dahası, konuya iliĢkin eğitim programlarının hazırlanması ve AEK baĢkanları ile
üyelerine bu eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. AEK‟ların biyoetik ve aynı zamanda
bilimsel değerler açısından araĢtırma önerilerinin hekimler ve bilim adamları tarafından
incelenmesine iliĢkin gerçek ve resmi iĢinin yanı sıra bu program oturumlarının düzenli olarak
organize edilmesi gerekmektedir. Fakat ne yazık ki, bazı devletlerde bilim adamı olmayan
kiĢilerin bu amaç için eğitimi yetersizdir ve bu yetersizlik nedeniyle bu bireylerin etkileri de
azalmaktadır. Örneğin, bazı durumlarda sağlık uzmanları konunun karmaĢıklığını
vurgulayarak bilim adamı olmayan kiĢilerin tartıĢmayı sessizce dinlemelerinin daha iyi
olacağını belirtmektedirler. Fakat AEK‟ların tam performansla çalıĢabilmeleri için bilim
adamı olmayan bireylerin de katkı yapmak üzere iyi hazırlanmıĢ olmaları gerekmektedir. Aksi
takdirde, bu bireylerin kurulda yer almaları bilim adamları ile sağlık uzmanlarının açık
hakimiyetini gizleme amaçlı olacaktır.
Son olarak, insan katılımcıların yer aldığı araĢtırmaların politikaya iliĢkin sorunları geniĢ
kapsamlı ise ve AEK‟ların bilim adamı olmayan üyelerinin de katılımıyla çözülmeleri
gerekiyorsa, bu sorun ve politikaların karmaĢık yapısı AEK‟ların çabalarını en iyi ihtimalle
etkisiz ve en kötü ihtimalle de kendi kendini baltalayıcı kılacaktır.
Bununla birlikte, bilim adamı olmayan üyelerin teknik konular, katılımcıların aldıkları risk
düzeyleri, hasta adaylarına olası yararları, araĢtırma protokollerinin bilimsel ve biyoetik
yönleri, baĢ araĢtırmacıların yeterlikleri, araĢtırmalar esnasında alınacak güvenlik önlemleri
vb konularda bilimsel protokol incelemelerine tam katılımları gerekmektedir. Kısacası,
AEK‟ların bilim adamı olmayan üyeleri ve ziyaretçi danıĢmanları ne kadar yeterli ise, baĢ
araĢtırmacılar ve bilim adamı-üyelerin, bilim adamı olmayan üyeleri her iĢe karıĢan
yabancılar olarak görme olasılığı o kadar azalacaktır.
Kurulun Büyüklüğü
HEK‟larda olduğu gibi AEK‟ların boyutları da iĢlevlerine göre değiĢmektedir. BaĢkan da
dahil olmak üzere AEK‟lar genelde on ila yirmi üyeden oluĢur. Bazı devletlerde ortalama
rakam dokuzdur. Yine tıpkı HEK‟nın ideal bir boyutu olmadığı gibi AEK‟nın da ideal bir
boyutu yoktur. AEK için uygun bir boyut belirlenirken kurulun kurulma aĢamasında zaman
ayırıp en azından ilk yıl için kurulun yürütmeyi planladığı olası iĢlevlerin türünü ve sayısını
mümkün olduğunca doğru belirlemeye çalıĢmak yardımcı olacaktır. AEK üyelerinin çoğu
yaĢam bilimleri alanında eğitimli kiĢilerdir; birkaçı sosyal bilimler ve davranıĢ bilimlerinde
uzmandırlar (bir kültürel antropolog, bir psikolog ve bir tıbbi sosyolog gibi). Belirtildiği üzere
AEK‟ların temel iĢlevi, zaman içerisinde pazarlanabilir ilaç, aĢı ve aygıtlar haline gelebilecek
yeni maddelerin etki ve güvenliklerinin araĢtırılmasını tasarlayan bilim adamları tarafından
sunulan protokollerin bilimsel ve etik amaçlarını incelemektir. Bundan dolayı AEK‟nın üye
sayısının belirlenmesi için herhangi bir toplantıda AEK‟ya sunulması ve AEK tarafından
incelenmesi beklenen bilimsel protokol ve öneri sayısının baĢkan tarafından makul bir Ģekilde
tahmin edilebilmesi gerekmektedir.
46
47
Kuzeyli devletlerde AEK toplantılarının sayısı genelde ayda biri geçmektedir. Güneyli
devletlerde ise AEK toplantıları yılda en az üç kere yapılmakta, fakat bazı durumlarda yılda
dört defayı da geçmektedir. GeliĢmiĢ devletlerde AEK‟ların genel Ģikayeti önerilerin fazlalığı
ve bunun sonucunda fazladan çalıĢmak zorunda kalmalarıdır. Özellikle Batıdaki tıp
merkezlerinde bulunan neredeyse tüm AEK‟lar gönüllülerden oluĢtuğundan, üyelerin kendi
araĢtırma önerilerine finansman sağlamak için eğitim verme ve yazıĢmaları gerçekleĢtirme,
kendi kurumlarının veya yerel topluluğun diğer kurullarında hizmet verme ve bazıları içinse
ulusal hükümet düzeyinde geçici AEK‟larda hizmet verme konusunda tam zamanlı
yükümlülükleri bulunmaktadır.
BaĢkanların ve Üyelerin Belirlenmesi
AEK‟ların iĢlevleri, bilgili ve konu ile ilgili sağlık uzmanları ile bilim adamı olmayan
kiĢilerin – örneğin biyoetikçiler, sağlık avukatları, din adamları ve halktan kiĢilerin – ve
özellikle biyoetik alanında uzman olan ve periyodik ziyaretlerde bulunan danıĢmanların
katılımını gerektirmektedir.
HEK‟lerin tersine üyelik açısından AEK‟lar arasında büyük bir benzerlik bulunmaktadır.
AEK‟ların çoğu aĢağıdaki meslek gruplarından oluĢmaktadır: (A) hekimler (genelde araĢtırma
Ģefleri hekimlerden oluĢmaktadır ve sağlık uzmanlarının oluĢturduğu bir grup olarak AEK
üyeliklerinin yüzde ellisinden fazlasını bu grup oluĢturmaktadır). (B) bilim adamları
(bazılarının tıp doktorluğu diploması mevcuttur, fakat henüz tıbbi ihtisaslarını
tamamlamamıĢlardır). (C) bir hemĢire. (D) bir sağlık avukatı. (E) bir sosyal bilimci veya
davranıĢ bilimci (tıbbi antropolog, tıbbi psikolog, tıbbi sosyolog). (F) bir din adamı (geliĢmiĢ
devletlerde genelde papazlık makamından bir görevli) ve (G) halkı temsilen en az bir (veya
daha fazla) kiĢi.
Maddi Kaynaklar
Pek çok geliĢmiĢ devlette biyomedikal araĢtırmalar ile davranıĢ bilimleri araĢtırmalarının
finansmanı önemli bir finansal giriĢim halindedir. Klinik araĢtırmalar için sağlanan kamu
fonları ve özel fonlar katlanarak artmıĢtır ve bu her iki fon genelde araĢtırma kurumlarına
verilmektedir. Kamu fonları temelde vergi gelirlerinden finanse edilmektedir ve klinik
araĢtırma kurumları için temel destek kaynağını oluĢturmaktadır. Özel fonlar ise temelde
sürekli geliĢen ilaç sanayi ve ayrıca yardım kuruluĢları ile bireysel yardımlarla finanse
edilmektedir. Güney ülkelerinde AEK‟lara bir miktar destek verilmektedir. Örneğin, Arjantin,
Brezilya, ġili, Kolombiya, Küba, Guatemala, Meksika, Panama, Peru ve Venezuela‟da
AEK‟lar kurulmuĢtur. Özellikle Kuzey devletlerindeki binlerce kurumsal tabanlı AEK‟lar
birkaç yıl boyunca kendi kurumlarından çok az miktarda finansal yardım almıĢlardır. BaĢkan
ve üyeler fazladan iĢ yükünü kendi kurumlarına sundukları hizmet olarak kabul etmiĢlerdir.
Son zamanlarda, AEK‟lar kendi kurumları içersindeki sekreteryalardan daha fazla yardım ve
yıllık bütçe talep edip almıĢlardır. Çok fazla iĢin hazırlanması, incelenmesi ve son olarak
onaylanmıĢ protokoller ile büyük bir bölümü inceleme için tekrar sunulan onaylanmamıĢ
protokollerin takip edilmesi gerekmektedir. ġaĢırtıcı bir Ģekilde, birkaç devlette kurumsal
olmayan, yerel, coğrafi, kâr amaçlı ve ticari birtakım AEK‟lar (farklı coğrafi bölgelerde)
kurulmuĢtur. Bu kurumlar genelde tek bir araĢtırmacının bilimsel protokolünün incelemesi
için oldukça fazla ücret talep etmektedirler. Bu uygulama, özellikle kurumsal olmayan
AEK‟ların herhangi bir sorumluluğu bulunmaması konusunda eleĢtirilmiĢ ve sorgulanmıĢtır.
Fakat, her AEK yönetimle ilgili bir merkez oluĢturmak, kurumsal olmayan AEK üyelerinin
toplanıp protokol incelemelerini gerçekleĢtirebileceği bir konferans salonu kurmak ve bilimsel
ve biyoetik incelemelerin yürütülmesi için sekreterya ile ilgili diğer hizmetleri sağlamak
zorundadır.
47
48
Biyoetik Ġkilemler: AEK’lar için bir Örnek Olgu
Hedef: AydınlatılmıĢ onam düĢüncesinin Batıya ait yorumlarını farklı ve hatta karĢıt
değerlere sahip bir topluluğa dayatmadan, hastaların Güney toplumlarında ve kültürler ötesi
bir ortamda araĢtırmaya katılmaları için aydınlatılmıĢ onamının alınması.
Vaka: Güney Devletlerinden bir hükümet, X hastalığının kendi insanları için bir tehlike
yaratıp yaratmadığının belirlenmesi ve eğer tehlike yaratıyorsa X hastalığının önlenmesi veya
tedavi edilmesine iliĢkin araĢtırmalara baĢlanması için Kuzey ülkelerinden bir biyomedikal
araĢtırmacıyı ve araĢtırma ekibini davet etmiĢtir. Ölmek üzere olan bu hastalara verilecek
güvenilir ve etkili bir ilaç veya aĢı bulunmamaktadır. Fakat, X hastalığının doğuĢtan gelen bir
parazit vasıtasıyla bulaĢtığına dair kanıtlar bulunmaktadır. O ülkede nüfusun büyük bir
bölümü bu parazitle temas etmiĢtir, fakat paraziti yok etme çabaları boĢa çıkmıĢtır. Çevreye
kimyasal sprey püskürtülmesi (aynı zamanda çevresel etik ikilemler yaratan bir yöntem)
yoluyla parazitlerin yayılımının kontrol altına alınması Devlete oldukça pahalı ve aĢırı bir yük
getirecektir. Yeterli finansman bulunmamaktadır. DıĢ araĢtırmacılar ile ev sahibi
araĢtırmacılar, X hastalığının yaygınlığının doğru değerlendirilebilmesi için ilk araĢtırmanın
invazif, düĢük risk testi Ģeklinde olacağı konusunda anlaĢırlar. Ortak araĢtırmacı ekibi,
haftalık 1,000‟den fazla hastanın geldiği Devletin birkaç kamu kliniğinde “test ekipleri”
kurmayı planlarlar. Bu Devlet halkının, Kuzeyli doktorların bazı hastalıkları tedavi
edemeseler de hastalık semptomlarını iyileĢtirebileceklerini çok iyi bilmelerine rağmen,
hastalığın önlenmesi, nedenleri ve tedavisi konularında Batılı ekibin anlayıĢını paylaĢmadığı
kısa sürede ortaya çıkar. Kamu kliniğine gelen hastalar tedavi görmeyi ummakta, buna karĢın
X hastalığının semptomlarından kurtulmanın veya tedavi olmanın vaat edilmediği bir
araĢtırmaya katılmayı istemektedirler. Hastalar araĢtırmaya katılmayı kabul ya da ret
durumunda olmadıklarına inanacaklar mıdır? Hastalığın tedavisinin onların araĢtırmaya
katılmaları Ģartına bağlı olduğundan kuĢku duyacaklar mıdır? Katılma konusunda ister
istemez zorlanacak veya baskı altında kalacaklar mıdır? Yapılacak enjeksiyonun doğrudan
katılımcıların yararına değil de, gelecekte baĢkalarına yardımcı olarak, o andaki tedaviye
değil, ileride bilimsel geliĢmelere katkı getireceğini anlayacaklar mıdır?
Kuzeyli baĢ araĢtırmacı ve araĢtırma ekibi, klinik araĢtırma deneyine katılmalarını istedikleri
hastaların aydınlatılmıĢ onamlarının alınması gerektiği gerçeğinin farkındadırlar. Bunun
sonucunda araĢtırma ekibi ciddi bir etik ikilemle karĢı karĢıya kalır.
Ġkilem
Öncül 1-A AraĢtırma ekibi üyeleri kamu kliniklerindeki hastaların aydınlatılmıĢ onamını
açıkça almak istediklerinde gerekli minimum sayıda deneğe ulaĢamayacaklardır. Bu durumda
araĢtırma projesi baĢarısızlıkla sonuçlanacak ve hastalar (ve diğerleri) X hastalığını önleyecek
veya tedavi edecek ilaç veya aĢının yararlarından mahrum kalacaklardır.
Madde 1-B AraĢtırma ekibi üyeleri potansiyel hasta katılımcıların aydınlatılmıĢ onamını alma
giriĢiminde bulunmazlarsa, onurları zedelenen hastaların haklarını ihlal etmiĢ olacaklardır.
Madde 2 AraĢtırma ekibi araĢtırma deneyine katılmaları istenen klinik hastalarının tam
aydınlatılmıĢ onamını almak için etkin biçimde çaba gösterir veya bir giriĢimde bulunmaz.
Sonuç X hastalığının kontrol altına alınması amacıyla yeni ilaç veya aĢı üretiminde gerekli
olan biyomedikal ve bilimsel veriler konusunda hiçbir geliĢme olmaz veya araĢtırmaya
katılmaları rica edilen hastaların onuru zedelenir. DıĢ ülkedeki ve ev sahibi ülkedeki AEK‟lar
bahsedilen ikilemin yansıttığı olumsuzlukların engellenmesi için ne tavsiye etmelidirler?
Halen araĢtırma deneği yerine hasta konumunda bulunan potansiyel araĢtırma katılımcılarının
özerklik ve onurlarını zedelemeden, araĢtırma ekibi tarafından etik açıdan kabul edilebilir bir
araĢtırma yürütülmesi mümkün müdür?
48
49
Bölüm IV5
PROSEDÜRLER VE UYGULAMALAR
Biyoetik kurulun (herhangi bir idare düzeyinde) kurulmasına iliĢkin karar verildikten sonra,
kurulmasından sorumlu olanların baĢlangıçta kurulum için yapılacakları sıraya koymaları
gerekir. Bu aĢamaların açıkça belirlenmesi ve düzen içersinde takip edilmesi gerekir, fakat
programda ufak değiĢiklikler de yapılabilir.
AĢamalar
1. Biyoetik kurulun Ģekli belirlenmelidir: (a) PBD (Politika Belirleyici ve/veya DanıĢman
Kurul), (b) SÇB (Sağlık ÇalıĢanları Birliği Kurulları), (c) HEK (Hastane Etik Kurulu), (d)
AEK (AraĢtırma Etik Kurulu), veya bu kurullardan oluĢturulacak herhangi bir kombinasyon.
2. Biyoetik Kurulun yasal bir otorite tarafından tanınması için kurul tüzüğü oluĢturulmalıdır.
Belli sınırları olmamakla birlikte Tüzük aĢağıdaki unsurları kapsamalıdır: (a) üyeler
tarafından temsil edilecek çeĢitli disiplinler, (b) baĢkan ile üyelerin görevde bulunma süreleri
(daimi, yenilenebilir, dönüĢümlü, örneğin 1 yıl veya daha fazla süreyle) ve (c) biyoetik
kurulun resmi toplantılarında yeterli çoğunluğun sağlanması için gerekli üye sayısı.
3. Biyoetik kurulun baĢkanı seçilmeli ve göreve atanmalıdır.
4. Biyoetik kurulun üyeleri seçilmeli ve göreve atanmalıdır. Seçim süreci aĢamalarıyla birlikte
belirlenmelidir. Bu süreç dahilinde biyoetikçiler, felsefeciler, yaĢam bilimciler, sağlık
uzmanları, davranıĢ ve sosyal bilimciler, beĢeri bilimler alanında çalıĢanlar, din bilimciler,
sağlık hukuku uzmanları, hasta avukatları, kamu görevlileri ve yerel topluluktan mesleğin
yabancısı kiĢiler bulunabilir.
5. Yasal çerçeve kurul üyelerinin bağımsızlığının sağlanmasına hizmet ettiğinden, biyoetik
kurulun baĢkanı ve üyeleri yasal çerçeveyi iyi bilmelidirler. Örneğin, kurum yönetiminden
baĢkana ve üyelere gelen resmi mektuplar, her üyenin ayrı ayrı veya baĢkan ile tüm üyelerin
birlikte yükümlülüklerinin koruma altına alındığının teminatıdır. Dava açılma olasılığı
oldukça düĢük olsa da, kurul adına veya üyelerinden herhangi birine karĢı açılacak bir dava
durumunda dava ve diğer masraflardan hangi makamın sorumlu olduğu konusunda tüm üyeler
aydınlatılmalıdır.
6. BaĢkan ve kurul veya alt komitelerinden biri yıllık bütçe hazırlamalı ve bütçe önerisi
getirmelidir. Ardından bu fonların sağlanması için kurumun sorumlulukları belirlenmelidir.
7. Biyoetik kurul, bazı toplantıların veya tüm toplantıların kamuya açık olacağına veya tüm
toplantıların kamuya kapalı yapılacağına ve bu konuya iliĢkin kararın kim tarafından
belirleneceğine karar vermelidir.4
8. Biyoetik kurul baĢkanının kime karĢı sorumlu olduğunun belirlenmesi gerekir.
9. Ġlk toplantılarda kurulun çalıĢma prosedürlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu
prosedürler arasında resmi belgeler ile diğer belgelerin hazırlanması ile toplantılarda alınan
tüm kararlar ve yapılan tartıĢmaların tutanaklarının tutulması ve kaydedilmesi yer almaktadır.
10. Biyoetik kurulun idari gereksinimlerinin karĢılanması ve idare ile kurul iliĢkilerinin
düzenlenmesi için daimi ve tam personelli bir sekreterya kurulmalıdır. Sekreterya olmadan
kurulun istikrarı sağlanamaz ve faaliyetleri ile daimi varlığı tehlikeye düĢer. Sekreterya
kurulmalı ve kurumsal çizelgede belirtilmelidir. Kurum uzmanları ve çalıĢanları sekreteryanın
varlığı ve misyonu konusunda bilgilendirilmelidir.
Sekreterya, özellikle kurulun Ģeffaflığı için gerekli olan çalıĢmaların belgelenmesi ve
bilgilerin dağıtımı konularında ve biyoetik kurulun günlük iĢlerinin yürütülmesinde yardımcı
olmak üzere hazır, istekli ve yeterli olmalıdır. Örneğin, kurul politikası olarak sekreterya
kendi kendine yıllık değerlendirmeler ile dıĢ performans değerlendirmeleri konusunda
hazırlıklı olmalıdır (bakınız Bölüm V). Fransa‟daki Comité Consultatif National d’Ethique‟i
49
50
(Ulusal Etik DanıĢma Kurulu‟nu) örnek olarak alalım: Medyanın bilgilendirilmesi ile
medyayla etkileĢimler ve belgeleme ile bilgilerin dağıtımını içeren diğer iĢlevlerin yerine
getirilmesi konularıyla Institut National de la Santé et de la Recherche Médicale (Ulusal
Sağlık ve Tıbbi AraĢtırmalar Enstitüsü) (INSERM/Paris) ilgilenmektedir. Bu kurumun Centre
de Documentation et d’Information sur les Problèmes d’Ethique dans le Domaine des
Sciences de la Vie et de la Santé (YaĢam ve Sağlık Bilimleri Alanındaki Etik Problemlerle
ilgili Bilgi ve Belge Merkezi) yoluyla istikrarının sağlanması ve Comité Consultatif National
d’Ethique‟e teknik ve idari destek sağlanmasına iliĢkin yükümlülükleri bulunmaktadır.
11. Biyoetik konusunda eğitimler verilmeli ve tüm biyoetik kurullar için hizmet içi eğitim
programları hazırlanmalıdır. (Kurulun mevcut üyeleri ile üye adaylarına biyoetik konusunda
temel eğitim sağlanması için bazı kurumlar yerel üniversite ve kolejlere finansman
sağlamaktadır).
BĠYOETĠK KURUL NASIL KURULUR?
Sonraki aĢamalar için kontrol listesi
1. Düzeyi belirleyin
a. Ulusal
b. Bölgesel
c. Yerel
2. Hedefe bağlı olarak kurulun Ģeklini belirleyin
a. Politika - PBD
b. AraĢtırma - AEK
c. Mesleki ilkeler - SÇB
d. Vaka danıĢma - HEK
3. Tüzüğü belirleyin
4. BaĢkanı seçin
5. Üyeleri seçin
6. Yasal çerçeveyi belirleyin
7. Bütçeyi belirleyin
8. Toplantıların açık veya kapalı yapılacağına karar verin
9. BaĢkanın kime karĢı sorumlu olacağını belirleyin
10. ÇalıĢma prosedürlerini belirleyin
a. Toplantıların sıklığı
b. Toplantıların resmi raporları
• i. Tutanaklar
• ii. Kararlar
c. Raporların dağıtımı
d. Belgelerin sağlanması
e. Toplantıların hazırlanması
11. Sekreteryayı kurun
12. Üyelere etik konusunda eğitimler verin
a. Üyelerin eğitim gereksinimlerini belirleyin
b. Üyeler için bir eğitim programı düzenleyin ..............................
50
51
Bölüm V
BĠYOETĠK KURUL
KENDĠ KENDĠNĠ DEĞERLENDĠRME PERFORMANSI
ĠÇ VE DIġ DEĞERLENDĠRMELER
GAYRĠ RESMĠ
RESMĠ
1. TOPLANTILAR
1. ANKETLER
2. MEDYA ĠLE ETKĠLEġĠMLER
2. MÜLAKATLAR
3. KAMUYA AÇIK GÖRÜġMELER
3.
GÖZLEMLER
DOĞRUDAN
BĠYOETĠK KURULLARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
1. KENDĠ KENDĠNĠ DEĞERLENDĠRME
Tüm programlar gerçekte ne kadar baĢarılı oldukları sorusuyla yüzleĢmek zorundadırlar. Bu
durum ilgili kararın kim tarafından verileceği sorusunu gündeme getirmektedir. Kendi
kendine değerlendirme bu soruya yanıt olabilir. Bu değerlendirme resmi veya gayri resmi
olabilir. Resmi değerlendirmeler kurum dıĢı bireyler tarafından uygulanacak anket, mülakat
ve doğrudan gözlemler olabilirken, gayri resmi değerlendirmeler ise genelde üyelerin plansız
tartıĢmalarını kapsamaktadır. Üyeler yüksek standartlar konusunda ısrarcı olmalı ve ilgili tüm
bireylerin iĢlerini iyi yapmaları için baskı oluĢturmalıdır. Üyeler kendileri, meslektaĢları,
kurulun amaçları, iĢlevleri, yöntemleri ve çalıĢmaları hakkında daha fazla bilgi sahibi
olduklarından değerlendirme faaliyeti kendi baĢına değerli bir eğitim deneyimi olabilir.
Dahası, kurum içindekiler pratik deneyimin ve kendilerine özgü bakıĢ açısının sağladığı
avantajları da birlikte getirmektedirler. Fakat, yalnızca kendi kendine değerlendirme yeterli
olmamaktadır. Ġnsanın kendini fazla iyi niyetli yargılaması veya diğerlerini yargılarken ilgisiz
unsurlardan etkilenmesi gibi eğilimleri bulunmaktadır. Ayrıca kararlar taraflıdır. Her koĢulda,
kurul çalıĢmalarının dıĢ dünya için önemli etkileri olduğundan, normal olarak dıĢ dünya da bu
duruma dahil olmaktadır.
2. DIġ DEĞERLENDĠRME
DıĢ değerlendirme de gayri resmi nitelikte olabilir. Kurulun çalıĢmaları medya tarafından ele
alınabilir veya bir kamu görevlisi açık bir duruĢmada veya mülâkat esnasında kurul
çalıĢmalarına değinebilir. Bu değerlendirmelerin, politika veya personel değiĢikliği
konusunda kamuoyu oluĢturmak gibi bazı önemli sonuçları olabilir.
Çoğu kurulun faaliyetleri diğer görevlilere, medyaya ve halka açık değildir ve bu durum
konunun takibi açısından bilgi ve ilgi eksikliği yaratmaktadır. Öte yandan, özellikle bu amaç
için davet edilen uzmanlar ciddi değerlendirmeler yapmaya hazır, istekli ve yeterlidirler.
Uzman olduğunu iddia eden herkesin gerçekte uzman olmayabileceğinin ve önyargıyla kiĢisel
unsurların raporu tamamen bozmasa da çarpıtabileceğinin farkında olmak gerekmektedir.
Fakat, sağlam bir dıĢ değerlendirme fevkalade yararlı olabilir. Bu değerlendirme,
sürdürülebilir güçlü yönleri, düzeltilmesi gereken zayıflıkları, gözden kaçan politika
konularını ve kurulun ele alamadığı personel sorunları ile diğer hassas konuları
tanımlamalıdır. Fakat değerlendirmenin önem taĢıması için kurulun ve daha üst konumdaki
kurumsal yapıların değerlendirmeyi ciddiye almaları gerekmektedir. Aksi takdirde, ne kadar
51
52
akılcı olursa olsun elde edilen bulgular ve öneriler kısa sürede unutulacaktır. Kurullar
değerlendirmeleri dile getirme konusunda baĢarısız olurlarsa, kurumsal açıdan yalnız kalma,
güvenilirliklerini yitirme ve uzun vadede varlıklarını sürdürme yeteneğini kaybetme
tehlikesiyle karĢılaĢırlar. Önemli bireyler sundukları hizmetten vazgeçecek ve tavsiyeler
gittikçe daha fazla göz ardı edilecektir. BaĢarılı olmanın en önemli yolu eleĢtiriye (resmi ve
gayri resmi, periyodik ve düzenli değerlendirmeler yoluyla) ve değiĢime açık olmak ve Ģeffaf
olmaktır.
Değerlendirmeye iliĢkin ikinci soru ise baĢarının nasıl tanımlanacağıyla ilgilidir. En basit
yanıtı baĢarının kurul hedeflerinin bir iĢlevi olarak görülmesidir. Fakat bunun ölçümü kolay
olmayabilir. Örneğin, HEK‟lar hasta bakımını ne kadar iyileĢtirebilirler veya AEK‟lar
araĢtırma deneylerine katılanları ne kadar koruyabilirler? Ayrıca hedef konusunun
vurgulanması kurulun ulaĢılması kolay hedefleri seçmesiyle sonuçlanabilir. BaĢka bir
yaklaĢım da baĢarının tatmin açısından tanımlanmasıdır: Kurul seçmenleri (ve kurulun kendi
üyeleri) yapılan iĢlerden ne kadar memnundur? Burada karĢımıza çıkan sorunlar tatminin
kiĢisel unsurlardan kaynaklanabilmesi (örneğin arkadaĢlıktan) ve farklı gözlemcilerin
memnuniyet düzeylerini ölçerken farklı ölçütlere göre değerlendirme yapma olasılıklarıdır.
Değerlendirme önemli olduğu kadar yürütülmesi de bir o kadar zor bir süreçtir. Yine de,
önemli olan biyoetik kurulların değerlendirmeyi zaman alan gereksiz bir iĢ veya yaptıkları iyi
iĢlerin karĢısında bir tehdit unsuru olarak değil, daha iyi iĢler ortaya çıkarabilmelerine
yardımcı olacak bir bakıĢ açısıyla yaptıkları iĢleri derinlemesine ve dikkatlice düĢünme fırsatı
olarak değerlendirmeleridir. Kurullar kendi değerlendirmelerini ifade etme konusunda
baĢarısız olurlarsa, kendi otorite ve yararlıklarını riske atmıĢ olacaklardır.
DEVLET KURUMLARI BĠR BĠYOETĠK KURULUN PERFORMANSINI RESMĠ
OLARAK DEĞERLENDĠRĠRKEN, KURULUN:
1. Tarafsız uzmanlar davet etmesi,
2. Güçlü ve zayıf yönlerin kaydını tutması ve değiĢim konusunda istekli olması,
3. Güvenirliğin devamı için politika değiĢikliklerini ilan etmesi gerekmektedir.
BÖLÜM VI
ÖNERĠLEN KAYNAKLAR
Editörün notu
DĠKKAT! BURAYA “BÖLÜM VI ÖNERĠLEN KAYNAKLAR” BAġLIĞI ĠLE
VERĠLEN 3.5. SAYFA KAYNAKÇA pdf DOSYADAN AYNEN EKLENECEK
Pdf DOSYAYA GĠREMEDĠĞĠM ĠÇĠN EKLEYEMEDĠM. (YeĢim IĢıl Ülman. E-mail:
[email protected])
52
53
Ek-1
ULUSLARARASI BĠYOETĠK KURUL (UBK) TÜZÜĞÜ
1. ÜYELĠK
Kural 1 UNESCO Uluslararası Biyoetik Kurulu, aĢağıda belirtilen tüzüğünün 3.
maddesi uyarınca 36 üyeden oluĢan bir kuruldur.
2. TOPLANTILAR
Kural 2 Düzenli ve olağanüstü toplantılar
2.1
Kurul normalde yılda en az bir kere düzenli toplantıda bir araya gelir.
2.2
Kurul gerekli olanakların sağlanması durumunda, genel müdürün ya da
Kurul üyelerinin üçte ikisinin isteği üzerine yapılacak çağrı ile olağanüstü
toplanır.
Kural 3 Kurulun toplantıya çağırılması ( UBK tüzüğünün 5. maddesi )
3.1
Kurulun toplantıları için çağrı UNESCO genel müdürü tarafından yapılır.
3.2
Genel müdür Kurul üyelerini toplantı tarihi, yeri ve geçici gündemi
konusunda düzenli toplantılar için toplantı açılıĢ tarihinden en az 60 gün
önce, olağanüstü toplantı gerekmesi durumunda ise mümkünse toplantı
açılıĢ tarihinden en az 30 gün önce bilgilendirecektir.
3.3
Genel müdür aynı zamanda Kurul tüzüğünün 4. maddesinde belirtilen devlet
ve organizasyonları da her toplantının tarih yer ve gündemi hakkında
bilgilendirecektir.
Kural 4 Toplantıların tarih ve gündemi
4.1
Genel müdür Kurul üyelerine danıĢarak her toplantının yer ve gündemini
belirler.
4.2
UNESCO üyesi herhangi bir ülke genel müdürü Kurulun bir toplantısının
kendi topraklarında yapılması için çağrı yapmaya davet edebilir.
3. KATILIMCILAR VE GÖZLEMCĠLER
Kural 5 UNESCO genel müdürü tarafından kural 3‟e uygun olarak davet edilen
Kurul üyeleri Kurul çalıĢmalarına katılırlar.
Kural 6 Gözlemciler (UBK tüzüğünün 4. maddesi)
Kurul tüzüğünün 4. maddesinde belirtilen devlet ve organizasyonlar, genel
müdürün daveti üzerine Kurul toplantılarına gözlemci olarak katılabilirler.
Kural 7 Dinletiler (UBK tüzüğünün 4. maddesi)
Genel müdür Kurul tarafından seçilen uzman ve güzide kiĢileri Kurul
toplantıları sırasında organize edilen dinletilere katılmak üzere davet eder.
4. ÇALIġMA PROGRAMI
Kural 8 ÇalıĢma programı
8.1
Kurul tüzüğünün 2. maddesine uygun olarak her düzenli toplantıda gözden
geçirilecek olan çalıĢma programını belirler.
8.2
Kurul, genel müdürün isteğine bağlı olarak Kurul ve sekreterliğe bazı Kurul
aktivitelerine öncelik tanınmasını önerir.
53
54
5. GÜNDEM
Kural 9 Gündem
9.1
Kurul toplantılarının gündemi Kurul üyelerinin danıĢmanlığında genel
müdür tarafından hazırlanır.
9.2
Kurulun düzenli toplantılarının gündeminin içeriği:
(i)
Önceki toplantılarında Kurul tarafından kararlaĢtırılan tüm maddeler ve
çalıĢma konularının dahil edilmesi;
(ii)
Kurul üyelerine danıĢılması sonrasında ele almak üzere, Kurul
çalıĢanlarının önerdiği tüm maddeler;
(iii)
Genel müdürün ele almaya karar verdiği tüm maddeler.
9.3
Olağanüstü toplantıların gündemi, olağanüstü toplantı neyi incelemek için
toplanıyor ise sadece bununla ilgili maddeleri içerir.
9.4
Düzenli toplantıda göz önüne alınacak gündem maddelerine iliĢkin belgeler
mümkünse Kurulun bir toplantısından önce Kurul üyelerine dağıtılacaktır.
Kural 10 Yeni maddelerin eklenmesi
Kurul hazır bulunan üyelerin üçte iki çoğunluğu ile karar alınması Ģartıyla
oluĢturulmuĢ bulunan gündeme yeni maddeler ekleyebilir.
6. KURUL ÜYELERĠ (BÜRO)
Kural 11 Seçimler
11.1
Kurul, bir baĢkan, dört baĢkan yardımcısı ve Kurul genel sekreterinin
yardımcı olacağı bir raportör seçer. Bu kiĢiler, Kurul üyesi olarak
kalmaları koĢuluyla, ikinci düzenli toplantı sonuna kadar ofiste kalacak
olan Kurul bürosunu teĢkil ederler.
11.2
BaĢkan, baĢkan yardımcıları ve raportör izleyen dönemde sadece bir kez
tekrar seçilebilirler.
Kural 12 Büronun iĢlevleri
Büro Kurul iĢlerinin düzenlenmesinden, toplantıların tarih, zaman ve
gündeminin belirlenmesinden sorumludur. Büro Kurul tarafından görevlendirileceği
diğer iĢlevleri de yerine getirecektir.
Kural 13 BaĢkanın görevleri
13.1
BaĢkan toplantıların açılıĢ ve kapanıĢını ilan edecek, tartıĢmaları
yönetecek, kurallara riayet edilmesini ve konuĢma hakkına uyulmmsını
sağlayacaktır. Kurul tarafından kendisine verilecek diğer görevleri de
yerine getirecektir.
13.2
Mevcut kurallardan, kural 14 uyarınca, baĢkan olarak hareket eden baĢkan
yardımcısı baĢkan ile aynı yetki ve görevlere sahip olacaktır.
Kural 14 BaĢkanın değiĢimi ve vekâlet
14.1
Eğer baĢkan bir Kurul toplantısının bütünü veya bir kısmı boyunca
görevlerini yerine getiremeyecek durumda olursa, onun görevleri baĢkan
yardımcıları tarafından Fransızca alfabetik sıraya göre dönüĢümlü olarak
yerine getirilir.
14.2
Eğer baĢkan Kurul üyeliğinden vazgeçerse veya herhangi bir sebeple
çalıĢma dönemini tamamlayamayacak durumda olursa, bir baĢkan
54
55
14.3
yardımcısıyla, Fransızca alfabe sırasına göre ve takip eden düzenli Kurul
toplantısına kadar olmak üzere değiĢtirilir. Bu durumda yeni baĢkan büro
üyeleri arasından bir yılın çalıĢma dönemi için seçilir.
Kural 14.2‟nin uygulanması durumunda, boĢalan konuma yeni bir büro
üyesi bir yıllık çalıĢma dönemi için seçilir.
Kural 15 BaĢkan yardımcılarının değiĢimi ve vekâlet
Kural 14.3 ün hükümleri dört baĢkan yardımcısının değiĢikliklerinde de
aynen uygulanır.
Kural 16 Raportöre vekâlet
16.1
Eğer raportör bir Kurul toplantısının bütünü veya bir kısmı boyunca
görevini yerine getiremeyecek durumda olursa, onun görevleri baĢkan
yardımcıları tarafından Fransızca alfabetik sıraya göre dönüĢümlü olarak
yerine getirilir.
16.2
Eğer raportör Kurul üyeliğinden vazgeçerse veya herhangi bir sebeple
çalıĢma dönemini tamamlayamayacak durumda olursa, kalan süre için,
çalıĢma dönemi devam etmekte olan ve ismi Fransızca alfabe sırasına göre
belirlenen bir baĢkan yardımcısı üye ile değiĢtirilir.
7. YARDIMCI KURULLAR
Kural 17 Yardımcı kurullar
17.1
Kurul, Genel Müdür ile mutabakat halinde, iĢlerinin idaresi için gerekli
görmesi durumunda ve sağlanabilen finansal, teknik kaynakların sınırları
içinde olmak Ģartıyla yardımcı kurullar kurabilir.
17.2
Kurul mevcut kuralların her yardımcı kurula ne ölçüde uygulanacağını
tanımlar.
8. GÖRÜġMELERĠN YÖNETĠMĠ
Kural 18 Yeter çoğunluk
18.1
Genel toplantıda Kurulun devlet temsilcilerinin çoğunluğunun
oturumda bulunması yeter çoğunluk teĢkil eder.
18.2
Yardımcı kurulların toplantılarında o toplantıdaki soruyla ilgili kurul
üyelerinin çoğunluğunun bulunması yeter çoğunluk teĢkil eder.
18.3
Kurul ve yardımcı kurullar yeter çoğunluk olmaksızın hiçbir konuda
herhangi bir karar alamazlar.
Kural 19 YazıĢma ile özel danıĢma
Büroya acil ve önemli önlemler hakkında sekreterlik tarafından yazılı
danıĢmanlık verilir.
Kural 20 KonuĢma sırası
20.1
Toplantı baĢkanı konuĢmacılara konuĢma isteklerini belirtme sıralarına
göre söz hakkı verir.
20.2
Toplantı baĢkanı koĢulların gerektirmesi durumunda her konuĢmacıya
tanınan süreye sınırlama getirebilir.
20.3
Bu tüzüğün 6. Kuralında söz edilen gözlemciler toplantı baĢkanının izni
ile toplantı sırasında söz hakkı alabilirler.
55
56
Kural 21 Oylama
21.1
Kurul kararlarına oybirliği ile varmak için çaba gösterir. Bir oylama
durumunun oluĢması halinde karar mevcut olan ve oy kullanan üyelerin
basit çoğunluğu ile alınır. Her Kurul üyesi bir oya sahiptir.
21.2
UNESCO Genel Müdürüne bildiride olası değiĢikliklerle iliĢkili tavsiye
ve öneri durumunda, genel konferansa sunulması için karar, mevcut
olan ve oy kullanan üyelerin 2/3 çoğunluğu ile alınır.
21.3
“Mevcut olan ve oy kullanan üyeler” cümleciği, olumlu veya olumsuz
oy atan üyeler anlamındadır. Oylamada çekimser olan üyeler oylamaya
katılmıyor sayılacaktır.
Kural 22 El kaldırma ve yoklama ile oylama
Oylama normalde üyelerden herhangi birinin oylama baĢlamadan evvel
yoklama istemesi durumu haricinde el kaldırma ile yapılır. Yoklamada oylamaya
katılan her üyenin oy veya çekimserliği kayda geçirilecektir..
Kural 23 DeğiĢiklikler konusunda oylama
Bir planda değiĢiklik önerildiğinde, öncelikle öneri oylanır. Bir planda iki
ya da daha fazla değiĢiklik önerildiğinde, oylama UNESCO‟da yürürlükteki
uygulama ile uyumlu olarak yapılır.
Kural 24 Gizli oy pusulası ile oylama
Tüm seçimler üyelerinin hiç biri tarafından bir itiraz olmaması durumunda
ve kurulun baĢka yönde bir karar almaması halinde gizli oy pusulası ile yapılır.
Kural 25 EĢit bölünmüĢ oylar
Eğer oylamada oylar eĢit olarak bölünmüĢ ise, öneri reddedilmiĢ sayılır.
Kural 26 Toplantıların halka açık doğası
Toplantılar Kurulun baĢka yönde karar alması haricinde halka açık olarak
yapılır.
Kural 27 ÇalıĢma dilleri
27.1
Kurulun çalıĢma dilleri Ġngilizce ve Fransızca olacaktır. Kurul
toplantılarında bu dillerden herhangi birinde yapılacak beyanlar diğerine
tercüme edilecektir.
27.2
Kurula ait belgeler Ġngilizce ve Fransızca olarak yayınlanacaktır.
9. KOMĠTE SEKRETERLĠĞĠ
Kural 28 Sekreterlik (UBK tüzüğünün 8. Maddesi)
28.1
Üyeleri Genel Müdür tarafından atanan tarafından atanan sekreterlik
Kurula yardımcı olur.
28.2
Genel Müdür veya vekili, Kurulun danıĢma ve yardımcı alt kurullarının
çalıĢmalarına katılır. Herhangi bir zamanda görüĢülen konuya dair
sözlü veya yazılı beyanda bulunabilir.
28.3
Sekreterlik, Kurulun tüm resmi belgelerinin hazırlanması, çevirisi ve
dağıtımından sorumlu olacaktır. Sekreterlik tartıĢmaların çevirisini bu
tüzğün 27. Kuralına uygun olacak Ģekilde düzenleyecektir.
56
57
28.4
Bunların yanında sekreterlik, Kurulun iĢleri ile bağlantılı tüm özel
görevleri, Kurul çalıĢması sırasında tüm belgelerin dağıtımını da
içerecek Ģekilde yerine getirecektir.
10. USULE ĠLġĠKĠN KURALLARIN KABUL, DEĞĠġTĠRĠLME VE
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASI BAġVUSU
Kural 29 Usule iliĢkin kuralların kabulü (UBK tüzüğünün 8. Maddesi) 8.1.
Usule iliĢkin kurallar, Kurul üyelerinin mevcut olan ve oy kullanan
üyelerinin 2/3 çoğunluğunun kararı ile kabul eder. Kurallar Genel Müdürün onayına
sunulur.
Kural 30 Usule iliĢkin kuralların değiĢtirilmesi
Usule iliĢkin bu kurallar, UNESCO Uluslararası Biyoetik Kurul (UBK)
tüzüğünün kesin hükümlerini üreten kurallar hariç olmak üzere, mevcut bulunan ve
oy kullanan Kurul üyelerinin 2/3 çoğunluğu kararı ile değiĢtirilebilir. DeğiĢiklik
önerisinin bu kuralların 9. ve 10. kuralları uyarınca dönem gündeminde yer alması
koĢulu sağlanmalıdır. DeğiĢiklik Genel Müdürün onayına sunulur.
Kural 31 Usule iliĢkin kuralların yürürlükten kaldırılması baĢvurusu
Bu kurallardan belirli kurallara iliĢkin baĢvuru, UNESCO Uluslararası
Biyoetik Kurulu tüzüğünün kesin hükümlerini üreten kurallar hariç olmak üzere,
mevcut bulunan ve oy kullanan Kurul üyelerinin 2/3 çoğunluğunu kararı ile
yürürlükten kaldırılabilir.
* UBK’nin beşinci döneminde 2.Aralık.1998 tarihinde kabul edildi ve Genel Müdür
tarafından 21.Aralık.1998’de onaylandı. UBK’nin 7. döneminde 6.Kasım.2000
tarihinde değiştirildi ve 30.Kasım.2000 tarihinde Genel Müdür tarafından onaylandı.
UBK’nin 8. döneminde 14.Eylül.2001 tarihinde değiştirildi ve 23.Kasım.2001
tarihinde Genel Müdür tarafından onaylandı.
EK-2
ĠġLEM VE YÖNTEM ÖRNEKLERĠ
1. ĠNSANLAR ÜZERĠNDE ARAġTIRMALAR MERKEZ KURULU
(ĠAMK) : HOLLANDA (CENTRAL COMMITTEE ON RESEARCH
INVOLVING HUMAN SUBJECTS (ĠAMK): HOLLANDA)
GiriĢ
Bu tüzük oluĢturulurken, 26 ġubat 1998 tarihli insanlar üzerinde araĢtırma ve
deneylere dair yasanın 14.9 maddesindeki hükümler göz önüne alınmıĢtır (Tebliğ tarih
ve sayısı: 1998, 161, 22588). AĢağıda kanun metni kısaca „Yasa‟ olarak, “Ġnsanlar
üzerinde AraĢtırmalar Merkezi Kurulu” da, kısaca “ĠAMK” olarak ifade edilecektir.
Madde 1
Merkezi Kurulun insanlar üzerinde araĢtırmalara iliĢkin sorumluluklarının
belirlenmesi
Yasanın belirlemiĢ olduğu sorumluluklarına ek olarak, ĠAMK‟nun 20 Haziran 2002
tarihli Embriyo Kanunu‟nda düzenlenmiĢ doğrudan sorumlulukları vardır. Kanun,
tüzük ve kararnamelerin tebliği tarih ve sayısı: 2002 338,27423 (AĢağıda “Embriyolar
Kanunu” olarak ifade edilmektedir).
57
58
Madde 2
Üyelik
BaĢkan, diğer üyeler ve vekil üyeler ĠAMK‟da kendi özel görev alanlarında faaliyet
göstereceklerdir.
Madde 3
Toplantılar ve tutanak tutulması
1. Bir kural olarak ĠAMK ayda bir kez yıllık olarak düzenlenecek programa uygun
olarak toplanır.
2. BaĢkan bir önceki paragrafta bahsedilen toplantıların sıklığı ve hazırlanmıĢ olan
program hakkında değiĢikliğe karar verebilir.
3. Vekil üyeler, vekil olarak çağırılmamıĢ olsalar bile ĠAMK toplantılarına giriĢ
iznine sahiptir.
4. BaĢkan toplantı için çağrıyı yapar ve gündemi belirler. Sekreterlik belgelerin
gönderilmesini temin eder.
5. BaĢkan bununun değiĢikliğini gerektiren nedenlerin varlığına kanat etmediği
sürece, ĠAMK toplantıları halka kapalıdır.
6. ĠAMK sekreterliği ĠAMK toplantı tutanaklarının düzenlenmesini temin eder.
Madde 4
Karar alma
1. Alınan kararların geçerli olabilmesi için, toplantıya, üye ya da vekil üyelerin en az
10‟unun katılmıĢ olması gereklidir. Bu toplantılarda Yasa‟nın 14.2 maddesinde
belirtilmiĢ tüm disiplinlerin mensupları hazır bulunuyor olmalıdır.
2. Bir önceki paragraftan ayrı olarak, BaĢkan toplantıda bulunmayan bir üye ya da
vekil üyeden gelecek yazılı katkının yeterli olabilmesi gibi özel durumlar hakkında
karar verir. Toplantıda bulunmayan alan temsilcisi tartıĢma için gerekli ise, kararın
alınması bir sonraki toplantıya kadar ertelenir.
3. Vekil olarak çağırılmadığı halde toplantıya katılan vekil üyelerin oy kullanma
yetkisi yoktur.
4. Kararların oybirliği ile alınmasını sağlamak için gerekli her türlü çaba
gösterilecektir. Geçerli kararlar basit oy çoğunluğu ile Kuruldan geçirilebilir.
Oyların eĢitliği durumunda baĢkanın oyu sonucu belirler.
5. Kararlar sözlü olarak alınır. Bunun dıĢında bir ya da daha fazla üyenin isteği
olması durumunda baĢkan oy pusulası ile oylamaya karar verir.
6. Madde 10.6 da belirtilen durumla iliĢkili olarak ya da baĢka Ģekilde, Yasa‟nın
14.2. maddesinde belirtilen tüm disiplinlerin karar alma sürecinde bulunmaları
gerçekten olanaksız olduğunda, karar eksik olan disiplinden bir uzmanın Kurul
tarafından dinlenmesine kadar alınmaz.
Madde 5
ĠAMK’nın temsil edilmesi
BaĢkanlığı temsil eden kiĢi ĠAMK‟yı da oturum içinde ve dıĢında temsil eder ve bu
görev için bir baĢkasını yetkilendirebilir.
Madde 6
Oturumlar
58
59
1. Sözlü beyanlar ĠAMK tarafından en az 2 üye ya da vekil üyenin hazır bulunduğu
oturumlarda alınır.
2. Ġlgili bir grup için istek olması durumunda ya da istek olmasa bile, baĢkan
oturumda bir ya da daha fazla uzmanın bulunmasına karar verebilir.
3. Bir kararın açık ve kesin bir biçimde ifade edilmesi için gerekli bulunması halinde,
ĠAMK, genel idare hukuku kanunu (General Administrative Law Act) altında ele
alınacak durumlar yanında baĢka haller için de oturum çağrısı yapabilir.
Madde 7
DıĢarıdan uzman kiĢilerden tavsiye alınması
1. Kurul kendi üyeleri ve vekil üyeler dıĢında baĢka uzmanlardan da tavsiye alabilir.
2. Eğer ĠAMK‟da, belirli bir protokole iliĢkin karar alınması sürecinde uzmanlardan
yardım alınılıyorsa, BaĢkan, bu uzmanların söz konusu araĢtırma ile doğrudan
ilgileri olmadığını kesin olarak ortaya koymalıdır.
3. Yukarıdaki paragrafta sözü geçen durumu netlik kazanan uzman protokol ile ilgili
tartıĢmalara katılabilir.
Madde 8
ĠĢlemler
1. Yetkilendirme
a. Bir tıbbi etik inceleme kurulu yetkilendirme baĢvurusu yapabilmek için baĢvuru
formu doldurmalıdır.
b. Yetkilendirme dilekçesi ĠAMK tarafından resmi iĢleme konmalıdır. Ġlgili: Genel
Sekreterdir.
c. ĠAMK baĢvurunun iĢleme alındığını genel sekretere bildirir.
2. AraĢtırma tutanaklarına iliĢkin kararlar
a. Bir araĢtırma protokolünün değerlendirilmesi talebi, protokolün tamamının teslimi,
genel değerlendirme formu ve kayıt formunun tamamlanması ile yapılır.
b. Ġstek ĠAMK ile resmi iĢleme konmalıdır, Ġlgili: Genel Sekreterdir.
c. ĠAMK genel sekreteri baĢvurunun iĢleme alındığını bildirir.
Madde 9
Sekreterlik
1. Sekreterlik ĠAMK‟ya iĢlerinde destek vermelidir. Hollanda Sağlık Meclisi Genel
Sekreteri ĠAMK sekreterliğinin baĢında olacaktır.
2. ĠAMK‟nun, sekreterliğin günlük iĢlerinin yönetiminden sorumlu bir Genel
Sekreteri olacaktır. Genel Sekreter ĠAMK üyelerinden olamaz.
3. Sağlık Meclisi Genel Sekreteri kendi finansal ve kiĢisel yetkileriyle uyumlu
görevler kapsamında ĠAMK genel sekreterine yetkilendirir.
4. ĠAMK Genel Sekreteri, görevlerin baĢarılmasında ĠAMK BaĢkanına; hukuksal
yönden ise Sağlık Meclisi Genel Sekreterine karĢı sorumludur.
Madde 10
Gizlilik ve bağımsızlık
1. BaĢkan, üyeler ve vekil üyeler Kurulun görevlerini yerine getirirken elde ettiği
bilgilerin gizliliğini sağlamak zorundadır. Bu bilgiler apaçık gösterilmiĢ ya da
bilginin yapısı gereği dolaylı olarak ortaya konmuĢ olabilir.
2. Üyelerin, gizliliğin korunması hakkındaki görevleri, ĠAMK üyeliğinin sona
ermesinden sonra da devam eder.
59
60
3. Gizliliğin korunması görevi, yukarıdaki paragrafta bahsedilen kiĢiler dıĢında diğer
ĠAMK çalıĢanlarını da kapsar.
4. ĠAMK üyeliğinin sona ermesinden sonra, üyeler ĠAMK‟un iĢleri ile ilgili sahip
oldukları belgeleri yok edecekler ya da onları yok etmesi için Genel Sekretere
teslim edeceklerdir.
5. ĠAMK üyeleri, vekil üyeler ve devamlı uzmanlar BaĢkana, ek ödeme gerektiren ya
da gerektirmeyen iĢler ya da durumlar hakkında yazılı beyanda bulunacaklardır.
6. Eğer BaĢkan, bir üye veya bir vekil üye değerlendirme için sunulmuĢ bir protokole
konu olan araĢtırmada kiĢisel olarak yer alıyorsa, o kiĢi belirtilen protokolle ilgili
iç ve dıĢ toplantılar, tartıĢmalar ve karar verme sürecine katılamaz.
Madde 11
Tutanak tutulması ve belgelerin saklanması
1. ĠAMK tarafından yetkilendirilmiĢ Etik Kurullar ve ĠAMK tarafından yapılmıĢ olan
değerlendirmelerin tüm tutanaklarının bir özetini, bu bağlamda Kurul tarafından
sağlanan karar ve ileri kararların birer kopyasını da içerecek Ģekilde
hazırlayacaktır.
2. ĠAMK bu bilgilerin koruyucusu olacaktır.
3. Sekreterlik Kurul belgelerinin sistematik olarak saklanmasını temin edecektir.
Madde 12
Yıllık Rapor
Kurul her takvim yılında 1 Nisan‟dan evvel, önceki yıl ele alınan iĢlerle ilgili bir
rapor düzenler. Bu yıllık rapor ücreti karĢılığında herkese açık olacaktır.
Madde 13
Bütçe
1. ĠAMK Sekreterliği her yıl takip eden yıl için bir bütçe hazırlar.
2. Bütçe Sağlık Meclisi Genel Sekreterince onaylanır.
3. ĠAMK Sekreterliği geçen yıl ki harcamalar konusunda Sağlık Meclisi Genel
Sekreterine karĢı sorumludur.
Madde 14
Son hükümler
1. Ġç tüzük kuralları Kurul üyelerinin basit oy çoğunluğu ile değiĢtirilebilir.
2. BaĢkan, üyeler, vekil üyeler ve Genel Sekreter değiĢiklik önerisi verebilir.
3. Ġç tüzük kuralları her yıl yeniden değerlendirir.
4. Ġç tüzük kurallarında belirtilmemiĢ durumlar hakkında BaĢkan karar verir.
3. NUFFIELD BĠYOETĠK KOMĠSYONU, BĠRLEġĠK KRALLIK ĠNGĠLTERE
Nuffield Komisyonı, Nuffield Vakfı tarafından 1991‟de, BirleĢik Krallık‟ta
(Ġngiltere‟de) tıp ve biyoteknolojideki geliĢmeleri izleyen hiçbir devlet destekli ulusal
kuruluĢ bulunmamasından doğan ihtiyaca cevaben kurulmuĢtur. Ülkede
araĢtırmalardaki geliĢmeleri gözden geçirerek, etik sorunları tanımlayacak, yöntem
önerilerinde bulunacak, toplumsal tartıĢmalar baĢlatacak bağımsız bir kuruluĢa ihtiyaç
vardı.
2000 yılında biyoteknoloji alanını düzenleyen iskeletin gözden geçirilmesinin
ardından, Ġngiliz hükümeti, baĢka ülkelerdeki gibi resmi, ulusal biyoetik danıĢman
kuruluĢu oluĢturmama kararı aldı. Bunun yerine iki yeni komisyon kuruldu: Ġnsan
60
61
Genetiği Komisyonu (Human Genetics Commission) ve Tarım ve Çevre Biyoteknoloji
Komisyonu (Agriculture and Environment Biotechnology Commission). Her iki
komisyon da biyoetik alanını da içeren geniĢ danıĢmanlık rollerine sahiptir. Nuffield
Komisyonu, gerek resmi gerekse gayri resmi yoldan, bu tür devlet ve sivil toplum
kuruluĢlarıyla ve Sağlık Bakanlığı ile iĢbirliği yapmaktadır. Kurulun hükümetten
bağımsızlığı, tıp ve biyoteknolojinin bazı yönleriyle ilgili toplumda artan
rahatsızlıklara bağlı olarak giderek önem kazanmaktadır. Meclis, yaptığı iĢlere
kamuoyunun gösterdiği güveninin devamını sağlamak açısından bağımsızlık özelliğini
kritik önemde görmektedir.
Nuffield Komisyonu üyeleri üç ayda bir toplanır. Meclis bu toplantılar sırasında
etik sorunlar yaratan güncel tıbbi ve biyolojik ilerlemeleri gözden geçirir ve ileri
araĢtırma için konular belirler. Üç ayda bir yapılan toplantılara ek olarak, Meclis yıllık
“Öngörü” toplantısında daha geniĢ temaları ele alır. ÇalıĢma yöntemleri, davetli
konuĢmacıların uzman raporlarının incelenmesi hakkında meclis üyeleri arasında
tartıĢma olanağı verir. Kurulun, finans, geleceğe yönelik çalıĢmalar, üyelik, eğitim, dıĢ
iliĢkiler gibi alt kurulları belirli konuları daha ayrıntılı görüĢmek için ayrıca
toplanabilir.
Meclis önemli bir etik sorun belirlediğinde, meseleyi gözden geçirmek ve
beyanatta bulunmak üzere atölye çalıĢmaları, yuvarlak masa ya da çalıĢma grupları
kurar. Meclis ayrıca bildirilerinde ele alınan sorunlar hakkında toplumsal farkındalığı
arttırmayı da amaçlamaktadır. Meclis bugünlerde ülke içinde ve dıĢında
organizasyonlarla kapsamını geliĢtirmektedir.
EK III
HASTANE ETĠK KURULU, VAKA KONSÜLTASYON FORMU
BĠR HASTA VAKASININ BĠYOETĠK AÇIDAN ĠNCELENME YÖNTEMĠ
Hastane Etik Kurul toplantısı için kontrol listesi:
1. Vakadaki klinik ve psikolojik gerçekleri belirleme.
a. Hastanın tanısı ve Ģikayetlerinin listesi.
b. Hastanın prognozu.
c. Tedavi seçenekleri.
d. Hastane Etik Kurulu‟nun vaka ile iliĢkili iĢlemleri, uygulamaları,
düzenlemeleri.
e. Daha önceki benzer vakalardan ne yönde söz edildiği.
2. Ġlgili tarafların yaklaĢımlarının belirlenmesi.
a. Zorlama olup olmadığının saptanması.
b. Hastanın değer ve tercihlerini vakaya özel tıbbi bakım bağlamında
belirlenmesi.
c. Kanunen tespit edilmiĢ karar vericilerin katkısının netleĢmesi.
d. Bakım ekibinin organize edilmesi ve hastanın durumu hakkında
tartıĢma açılması.
3. Biyoetik sorun ve ikilemlerin açık bir Ģekilde ifade edilmesi.
4. Hastanın kısa ve uzun vadede yararların, olası zarar risklerin listelenmesi.
5. Tam oybirliği sağlanamasa bile oybirliği yönünde uzlaĢma vasıtası ile çaba
gösterilmesi.
6. Bir uygulama planı geliĢtirilmesi.
61
62
a. Atılması gerekli adımlar.
b. Öneri, tavsiye ve kararların bildirim usulleri.
c. Öneri, tavsiye ve kararların belgelenmesindeki usuller. (Hastanın tıbbi
kayıt ve dosyası)
7. Planın hasta üzerindeki etkisini kontrol edilmesi ve gerekirse tekrar gözden
geçirilmesi.
8. Vaka gözden geçirme usulünü değerlendirilmesi.
a. Gözden geçirilmesi gereken usul ve politikaları listelenmesi.
b. Vakanın personelin sürekli biyoetik eğitiminin bir parçası olarak
sunulacak Ģekilde hazırlanması.
c. Taraflardan inceleme sürecini değerlendirmelerini isteme.
9. Gelecekte danıĢmak üzere vaka incelemelerini içeren bir arĢiv geliĢtirmek.
EK-4
ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ PROTOKOL ĠNCELEME FORMU
KLĠNĠK ARAġTIRMALARIN BĠYOETĠK YÖNDEN ĠNCELENMESĠ ĠÇĠN
STANDART ÇALIġMA YÖNTEMĠ
AraĢtırma Etik Kurulu toplantılarındaki kontrol listesi:
1. BaĢkan konukları tanıtır. (Konuklar toplantı sırasında tartıĢmalara
katılmazlar veya soru soramazlar)
2. BaĢkan tutanağı incelemeleri ve yorumlamaları için birincil sorumluluk
verilen üyeleri hatırlatır. (Toplantıda tartıĢılacak tüm tutanakların bir
kopyası çağrı öncesi tüm üyelerin eline geçmiĢ olmalıdır.)
3. Üyeler inceleme sürecine katılırlar
a. Bilimsel gözden geçirme
i.
Bilimsel model
ii. Bilimsel hipotez (Eğer varsa)
iii. Bilimsel metodoloji
iv.
ÇalıĢmanın yapılabilirliği
v.
ÇalıĢmaya katılanların sayısının istatistiksel olarak haklı
gösterilmesi.(Kontrolleri içerir)
b. Gerekirse yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi
c. Biyoetik yönden inceleme
i.
AydınlatılmıĢ onam formunun dikkatle incelenmesi.
ii.
AraĢtırmaya katılanların refahının detaylı tartıĢılması.
iii.
BaĢ araĢtırmacı potansiyel çıkar çatıĢmalarının tespiti.
iv.
BaĢkan ve üyeler, baĢ araĢtırmacının protokolün önemli
yönlerine, özellikle biyoetik açıdan, araĢtırmaya katılanların
korunmasına
yarayacak
proje
yöntemlerini
açıklığa
kavuĢturmak üzere toplantıya katılması için davet edilmesine
hususunu netleĢtirir.
4. BaĢkan üyeleri endiĢelerini ifade etmeye çağırır.
a. Teknik bilimsel terimlerin açıklanması.
b. Özellikle protokolle ilgili düzenlemelerin açıklığa kavuĢturulması.
c. Denemenin biyoetik tasarımının çizilmesi.
d. Eğer gözen geçirmeler gerekli ise baĢkanın yüksek sesle okuması.
5. Harekete geçme
62
63
a. Genellikle oybirliği aranır, oybirliği ortaya çıkmazsa oylama gerekir.
b. BaĢkan oylama sonucunu duyurulur.
6. Onaylanma olasılığı olan, önceden onaylanmamıĢ olan protokoller gözden
geçirilir.
7. Daha önce gündeme alınmıĢ protokollerin gözden geçirilmesi.
8. AraĢtırma Etik Kurullarına yeni üyeler alınmalı mıdır? Yönteme iliĢkin
olarak değiĢmesi ya da yürürlükten kaldırılması gereken bir kural var
mıdır? Tüm üye grupları (tüm bilim adamları) bir oya sahiptir, her üye bir
oy hakkına sahip olmalı mıdır? Bu tür sorulara iliĢkin yeni yöntem, iĢlem
ve düzenlemelerin planlanması.
9. Onaylama, yeniden protokol sunumuna imkân veren belirli değiĢiklikler
talep eden ön onay, sonraki Kurul toplantısına erteleme, reddetme Ģeklindeki
Kurul kararları baĢkan tarafından baĢ araĢtırmacıya iletilir.
(Birinci Kitabın Sonu) Editörün Notu
63
64
Kılavuz No: 2
BĠYOETĠK KURULLAR Ġġ BAġINDA: ÇALIġMA BĠÇĠMLERĠ ve POLĠTĠKALAR
64
65
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖNSÖZ
GĠRĠġ
BÖLÜM I TARTIġMA VE YOL HARĠTASI ÇĠZME PLATFORMLARI OLARAK
BĠYOETĠK KURULLARI
1. DÖRT TĠP BĠYOETĠK KURULUN ĠNCELENMESĠ
1.1 Politika Belirleme ve DanıĢma Kurulları
1.2 Sağlık ÇalıĢanları Meslek Örgütlerinde Biyoetik Kurullar
1.3 Sağlık Hizmetleri Etik Kurulları
1.4 AraĢtırma Etik Kurulları
2. GÜVENĠLĠRLĠK SAĞLAMAK
3. SAĞLIK HĠZMETLERĠ BĠYOETĠK KURULLARININ HASTA ODAKLI HĠZMETĠ
GELĠġTĠRME AMAÇLI BĠYOTEKNOLOJĠK DEĞĠġĠMLERDEKĠ ROLÜ
4. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ BĠLĠMSEL VE KLĠNĠK ARAġTIRMALAR
SONUCU GELĠġTĠRĠLEN BĠYOTEKNOLOJĠK ĠLERLEMELER ĠÇĠN ÖNERĠLERĠ
BÖLÜM II BĠYOETĠK KOMĠTELERĠN GENEL VE ÖZGÜN ÇALIġMA BĠÇĠMĠ VE
POLĠTĠKALARI
1. Genel çalıĢma biçimi ve politikalar
1.1 BaĢkan ve Üyelerin rolleri
1.2 Yeni üyeler
1.3 Toplantı Hazırlığı
1.4 Sonraki Gündem
1.5 Toplantı tutanaklarını kaydı
1.6 Alt kurulların kurulması
1.7 Tamamlayıcı ve geçici etkinlikler
1.8 Kuruların birbirleriyle bağlantısı
2. Özgün çalıĢma biçimi ve politikalar
2.1 Politika oluĢturma ve/veya öneri kurulları
2.2 Sağlık ÇalıĢanları Meslek Örgütü Kurulları
2.3 Sağlık Hizmetleri Etik Kurulları
2.4 AraĢtırma Etik Kurulları
65
66
Bölüm III BĠYOETĠK KURULLARIN ÇALIġMA BĠÇĠMĠ VE POLĠTĠKALARININ,
BELGELEME
YÖNTEMLERĠNĠN
VE
SEKRETERYA
ĠLE
YÖNETĠMSEL
ĠġBĠRLĠĞĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
1. Biyoetik kurulların Resmi ve gayri resmi çalıĢma biçimi ve politikaların değerlendirilmesi
2. Kurumsal Sekreterya Ġle Kurulların Sürekliliğini Sağlamak Ġçin ĠĢbirliği Yapmak
Bölüm IV BĠYOETĠK KURULLARIN ETKĠLERĠNĠN SÜRDÜRÜLMESĠ VE BĠYOETĠK
EĞĠTĠMĠNĠN DEVAMI ĠÇĠN PROGRAM OLUġTURMA
EĞĠTĠM
1. Öneriler ve seçilmiĢ ve atanmıĢ yöneticilerle iliĢkiler
2.Bilim insanı ve sağlık çalıĢanları ile iliĢki
3. Toplum ve medya ile iliĢki
4. Biyoetik Kurullarının Bilmesi Gereken: Gelecekteki BaĢkan ve Üyeleri Hazırlamak
4.1 Biyoetik Kurul üyelikleri için genel konular
4.2 Dört Tip Biyoetik Kurul için Özgün Konular
BÖLÜM V ÖNERİLEN OKUMALAR
EK I
ULUSLARARASI BĠYOETĠK KURULUN ÇALIġMA BĠÇĠMĠ KURALLARI
EK II
ÇALIġMA BĠÇĠMĠ VE POLĠTĠKA ÖRNEKLERĠ
1. Ġnsan Materyalleri Üzerinde AraĢtırma Merkez Kurulu, Hollanda
2. Nuffield Biyoetik Komisyonu, Ġngiltere
EK III.
SAĞLIK HĠZMETLERĠ ETĠK KURULLARI – OLGU KONSÜLTASYON FORMU
EK IV
ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI - PROTOKOL ĠNCELEME FORMU
66
67
ÖNSÖZ
Bu ikinci kılavuz, birinci kılavuzla birlikte isminden de anlaĢılacağı gibi sadece yol göstermek
amacıyla hazırlanmıĢtır. Ġkinci kılavuzun amacı ne iç politikaları ve çalıĢma biçimlerini
belirlemek, ne de Biyoetik Kurullara toplantılarında yapmaları gerekenleri özetlemek değildir.
Ġkinci kılavuzun amacı günümüzde 4 değiĢik tipte kurulmuĢ olan Biyoetik Kurulun üye ve
baĢkanlarının görevlerini yerine getirmeleri için belirli çalıĢma biçimi ve politikaları gözden
geçirmeleridir. Gereğinde UNESCO‟nun Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü çeĢitli biyoetik
kurulların uygulamaya koymuĢ oldukları çalıĢma biçimi ve politikaları inceleyip amaçlarına
yararlı olup olmadıklarına bakabilir ve önerilerde bulunabilir.
Birinci Kılavuz biyoetik kurulların amaçlarını aĢağıdaki sırayla gözden geçirmiĢti:
1.
2.
3.
4.
Üye ülkelerin vatandaĢları için uygun bilim ve sağlık politikaları geliĢtirmek
Sağlık hizmeti sunumu için uygun mesleki yöntemler geliĢtirmek
Hasta odaklı hizmete ağırlık verilmesini sağlamak
Bütün topluma uygulanabilecek biyolojik/biyomedikal, epidemiyolojik ve davranıĢsal
bilgilerimizi ilerletmeye katkısı olan araĢtırmalardaki gönüllüleri korumak
Biyoetik kurulların baĢarılı olmasını sağlayan birkaç özellikleri daha vardır. Bu kurullar
toplumda insan saygınlığına değer verilmesi için somut çalıĢmalar yapmıĢlardır. Adalet ve
hak için doğrudan katkıda bulunmuĢlar ve üye ülkeler arasındaki farklılıkları da göz önüne
alarak insanların değerini artırmayı baĢarmıĢlardır. Üstelik bu kurulların kurulması biyoetik
konularında fikir alıĢveriĢinin geliĢmesine yardımcı olmuĢtur. Örneğin günümüzde klinik bir
araĢtırmada verilen kararlar sadece bir araĢtırmacı veya bilim adamının yetkisinde değildir.
Aynı zamanda, biyoetik kurulların baĢkanları ve üyeleri, diğer sağlık çalıĢanları, biyologlar
ve davranıĢ bilimleri uzmanları ile biyoetik sorunları görüĢtüklerinde kendi bakıĢ açılarını da
vererek katkıda bulunmaktadırlar.
1991‟de UNESCO‟nun Ġnsan Hakları, Demokrasi, BarıĢ ve HoĢgörü Bölümü biyomedikal
deneylerin biyoetik ve sosyal sonuçlarıyla ilgili uluslararası bir toplantı düzenledi. Bu
toplantının basılmamıĢ son önerilerini içeren rapordaki izlenimlerden birine göre, raportör
“hastane etik kurulları biyoetik açıdan eğitim, konsültasyon ve politika geliĢtirilmesi için en
yaygın yöntemdir” biçiminde not aldı. Bu izlenimde sözü geçen kurulların çoğu Hastane
(Ģimdiki adıyla daha çok “Sağlık”) Etik Kurulları ile uzun süre bakım enstitüleri, bakımevleri
gibi diğer sağlık merkezlerinde görülen benzeri kurullardı. Bu toplantıda üye ülkelerin
birçoğunda hükümet düzeyinde politika /öneri geliĢtirme çapında yürürlükte olan biyoetik
kurullar veya sağlık çalıĢanları meslek örgütlerine bağlı biyoetik kurullardan söz edilmemiĢti.
Toplantının gündeminde sözü geçen konulardan birisi sağlık etik kurullarıyla araĢtırma etik
kurulları arasındaki bağdı. Örneğin, önemli biyoetik konulardan biri olan organ nakli ile ilgili
birçok sunum vardı. Bu sunumlarda yaĢayan veya kadavra organ bağıĢçılarından nakil
bekleyen hastaları seçmekte kullanılan yöntemlerden biyoetik açıdan oldukça kaygılandırıcı
olan organ satıĢlarına değin birçok konu ortaya kondu. Toplantının son raporunda ortaya
çıkan bir nokta Ģu çalıĢma biçimlerine yönelik görüĢ birliği olmadığıydı: 1. Kurullar kime
yönelik olmalıdır? 2. Kurulların üyeleri kimlerden seçilmelidir? 3. Hangi konular gündeme
alınmalıdır? 4. Ne düzeyde yetkileri olmalıdır? Sonuç ise Ģu oldu: “Bu noktaların bir an evvel
çözümlenmesi gerekmektedir; aksi takdirde bu kurullar baĢarısız kalacaktır”.
Birinci kılavuz kısaca da olsa bu dört noktayı aydınlatmaya çalıĢmıĢtı. Bu ikinci kılavuzda
diğer birçok nokta ortaya konmaktadır. Bu kılavuzun hazırlanması için emeği geçenler
67
68
arasında özellikle fahri profesör Stuart F. Spicker‟e teĢekkür ediyoruz; kendisi aynı zamanda
“Felsefe ve Tıp” kitaplarının yardımcı editörlüğünü yapmaktadır. Son olarak UNESCO‟nun
Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü‟nün üye ülkeler arasında dayanıĢmaya yardımcı olacağını
belirtmeliyiz. Biyoetik kurulların etkili ve uzun süreli olmaları için iç politikalarının ve
çalıĢma biçimlerinin çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu ikinci kılavuzun baĢlığı: Biyoetik
Kurullar ĠĢ BaĢında: ÇalıĢma Biçimleri ve Politikalar.
Henk ten Have
BaĢkan
Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü
UNESCO
GĠRĠġ
Biyoetik kurulları hükümete yasal olarak bağlı olduklarında daha etkindirler; çünkü bu onların
önemini pekiĢtirir ve saygınlığını artırır. (Kılavuz 1, ek 2, sayfa 66-72). Kurulların bu amaca
eriĢebilmeleri için üye ülkelerin üç koĢulu karĢılamaları gerekir. Birincisi, insan haklarına
saygı duymaları ve özellikle hastalarla, araĢtırmalara katılan örselenebilir gönüllüler baĢta
olmak üzere tüm bireylerin özgürlüğünü desteklemeleri. Ġkincisi, hastaların - gerek sağlam,
gerek hasta - biyolojik/biyomedikal, epidemiyolojik ve davranıĢ bilimleri konularına iliĢkin
araĢtırmalarda saygınlığını korumaları. Üçüncüsü de hem Ģimdi, hem ileride biyoetik
kurullarda görevli üye ve kurul baĢkanlarının eğitimleri için gereken programları
sürdürmeleridir (aĢağıda sıralanan ön koĢullara bakınız).
BĠYOETĠK KURULLARI ĠÇĠN GEREKEN ÖN KOġULLAR
Biyoetik Kurulları
 Ġnsan haklarına saygı duymalıdır
 Bireylerin saygınlığını korumalıdır
 Biyoetik konulardaki eğitim programlarını desteklemelidir.
Biyoetik kurullarının ileri toplumlarda görülen dört tipi Ģu düĢünce üstüne kurulmuĢtur: aklı
baĢında olan bütün bireyler dürüst ve ahlaklıdırlar; hem kurul üyeleri, hem de kurul
baĢkanları ahlaki yönden günlük etkinliklerde gerek hastanelerde, gerek sağlık meslek
örgütlerinde, gerek deney yürüten kliniklerde ve laboratuarlarda, gerekse hükümet düzeyinde
ortaya çıkan tüm biyoetik çeliĢkileri ve sorunları irdelemek zorundadırlar.
BĠYOETĠK KURULLARININ DÖRT TĠPĠ




Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar
Sağlık ÇalıĢanı Birliği Etik Kurulları
Sağlık hizmeti / Hastane Etik Kurulları
AraĢtırma Etik Kurulları
Yukarıda sıralanan kurulların ilk ikisi genellikle karıĢıklığa neden olmaz. Politika oluĢturma
ve/veya öneri kurulları hükümete öneri vererek katkıda bulunur ve ülke çapındaki sağlık ve
bilim politikalarına yardımcı olmaya çalıĢır. Sağlık çalıĢanları meslek örgütlerine bağlı
kurullar çeĢitli sağlık çalıĢanlarını (hekimler, hemĢireler, eczacılar gibi) etkileyen biyoetik
68
69
konulara bakarlar. Ancak hastaların günlük bakımını üstlenen sağlık merkezi/hastane kurulları
ve hasta ve sağlam gönüllüleri kullanan deneyleri gözden geçiren araĢtırma etik kurulları
bazen iĢbirliği yapmak durumunda kalabilirler. Bu iĢbirliği bazen yararlı olsa da bazen ayrı
ayrı bakılması gereken konuların birlikte incelenmesine neden olur. Böyle durumlarda
Hastane etik kurullarının doğrudan sağlık hizmeti sunumuyla ilgili sorunlara, araĢtırma etik
kurullarının da bilimsel açıdan yapılan deneylerin risk ve yararlarına, ve hastaları nasıl
etkilediğine bakmaları daha uygun olur. Bazı kurullar iki görevi bir arada yapmaya çalıĢsalar
da Ģimdiye kadar görülen, bunun pek baĢarılı olmadığıdır.
Yeni kurulların kurulması birkaç etmenden kaynaklanmıĢtır. Bilim adamlarının ve sağlık
çalıĢanlarının izlenimi, karmaĢık biyoetik sorunların ortaya konulup sadece meslektaĢlarla
değil, hem basınla, hem de toplumla doğrudan tartıĢılmasının herkes için daha yararlı
olduğudur. 1960‟lı yıllardan bu yana olan değiĢimlerden birisi biyoetik sorunların ve
ikilemlerin en karmaĢık olanlarının bile artık sadece biyoetikçiler tarafından değil, ilgilenen
herkesçe tartıĢıldığıdır. Yukarıda sözü geçen dört tip kurulun içinde bazen sadece bir veya iki
“biyoetikçi” bulunabilir. Kısacası, günümüzde görülen biyoetik kurulların konusu biyoetik
sorunlar olduğu halde kurullardaki biyoetikçiler azınlıktadır.
1974 yılında UNESCO üye ülkelerce kabul edilen “Bilim araĢtırmacılarının toplumdaki yeri
için öneriler” baĢlıklı bir belge yayınladı. Bu belgenin ana görüĢü, bilim adamları, sağlık
çalıĢanları ve araĢtırmacıların, hasta ve sağlıklı gönüllülerin haklarına saygı duymaları ve
onları korumak için üstlerine düĢen görevi yerine getirmelerinin gerekli olduğuydu. Her ne
kadar bu belge yasal değildiyse de dünya çapındaki tüm hükümetlerin bu görüĢe katıldığını
varsayıyordu. UNESCO‟nun görüĢüne göre sadece biyoteknik değil, biyoetik değerler de ön
planda olmalıdır; insanlık, biyoteknik ve bilimsel konulardaki en parlak ilerlemelerden her
zaman daha önemlidir. Bunun bir delili birçok üye ülkenin Ģimdiden hükümet düzeyinde
biyoetik politika/öneri kurulu kurmuĢ olduğudur. (Bkz: Kılavuz 1- Biyoetik Kurullarının
Kurulması, Ek 1, sayfa 62-65).
YanlıĢ anlaĢılmasın; özellikle ileri toplumlardaki biyoetik kurullar her görüĢme ve
tartıĢmalarında bir çözüme varamayabilirler. Bazı biyoetikçiler daha deneyimli de olsa
kurullardaki her üyenin alçak gönüllü olması gerekir. Hem günümüzde, hem ileride birçok
sorunun tartıĢılması için en uygun yer bu kurullar olabilir. Her kurulun kendi amaçlarına
yönelik görüĢmeleri ve analizleri olmalıdır (bunlar aĢağıda özetlenmektedir).
DEĞĠġĠK BĠYOETĠK KURULLARININ AMAÇLARI
1. Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar: Üye ülkelerin vatandaĢları için sağlık
ve bilim politikaları düzenlemek (toplum sağlığı, refah ve insan hakları)
2. Sağlık ÇalıĢanı Birliği Etik Kurulları: Sağlık hizmeti sunumu için uygun mesleki
yöntemler geliĢtirmek (hekimler, hemĢireler, eczacılar ve diğer sağlık çalıĢanları
meslek örgütleri)
3. Sağlık hizmeti / Hastane Etik Kurulları: “hasta-odaklı” hizmet sunumuna ağırlık
vermek (hastane, klinik, uzun süreçli bakımevleri, sağlık yurtları)
4. AraĢtırma etik kurulları: Topluma uygulanabilecek biyomedikal/biyolojik,
epidemiyolojik ve davranıĢ bilimlerine ait (ilaç, aĢı ve tıbbi aletler gibi) bilgi düzeyini
artırmak için yapılan araĢtırmalarda kullanılan gönüllüleri korumak.
Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar ülke çapındaki bilim ve sağlık politikalarına
ağırlık vermelidir. Meslek örgütlerinin etik kurulları (Sağlık ÇalıĢanı Birliği Etik Kurulları),
temsil ettikleri mesleklerin standartlarını korumayı üstleneceklerdir. Hastane Etik Kurulları
69
70
doğrudan sağlık hizmetini etkileyen konulara bakacaktır. AraĢtırma Etik Kurulları klinik
araĢtırmalara katılan gönüllülerin haklarını koruyacaklardır. Böylece kurullar kendi
iĢlevlerinde uzmanlaĢacak ve aralarında iĢbölümü yapmayı baĢaracaklardır.
BÖLÜM I
BĠYOETĠK KURULLARIN POLĠTĠKA GÖRÜġMELERĠ VE ÖNERĠLERĠNDE
OYNADIĞI ROL
1. DÖRT FARKLI BĠYOETĠK KURULUN ĠNCELENMESĠ
POLĠTĠKA-BELĠRLEYEN VE/VEYA DANIġMAN KURULLAR:
Genellikle bu kurulun siyasi gücü yoktur; daha çok hükümeti ve toplumu bilgilendirip
yönlendirme çapında iĢ görür. Üye bir ülkede böyle bir kurul kurulduğunda çoğunlukla
devlet baĢkanı ve sağlık ve teknoloji bakanlıkları baĢta olmak üzere diğer hükümet
görevlilerine danıĢma hizmeti vermeyi, önerilerde bulunmayı üstlenir. Bu öneriler, yeni
biyoetik politikalar için kullanılır. Kurulların görevi sadece günlük biyoetik konularda
değil, son biyoteknolojik ve biyomedikal geliĢmelerden dolayı çeliĢki ve sorunlara yol
açan karmaĢık durumlara da çözüm getirmeye çalıĢmaktır. Özellikle hem toplumu, hem
basını ilgilendiren güncel biyoetik konulara ağırlık verilmesi gerekir. Bazı ulusal
biyoetik kurullar ülke çapında iĢlev görse de yerel yönetimlere bağlıdırlar. Ülke
çapındaki kurullara çeĢitli isimler verilebilir: Ulusal AraĢtırma Etik Öneri Grubu, Klinik
AraĢtırmalar için Ulusal Etik Kurul, Biyoetik Kurul - Ulusal Bilim ve Teknolojik
AraĢtırma Grubu, Tıbbi AraĢtırma için Ulusal Etik Kurul, Tıbbi AraĢtırma Konseyi Etik
Kurulu, ve Sağlık AraĢtırma Etik Kurulu (Kılavuz 1- Biyoetik Kurulların Kurulması, Ek.
1, sayfa 62-65).
SAĞLIK ÇALIġANI BĠRLĠĞĠ ETĠK KURULLARI
Üye ülkelerin çoğunda sağlık çalıĢanları ve bilim adamları tarafından üyelerini
ilerletmek ve meslek standartlarını korumak amacıyla kurulmuĢ olan birlikler veya
meslek örgütleri vardır. Bu ulusal meslek örgütlerinin baĢkanları yeni üye kabulü için
çoğunlukla önceden beri kullanılan kuralları uygularlar. Hekim, hemĢire, eczacı ve
benzeri sağlık çalıĢanlarını içeren bu sağlık meslek örgütlerinin biyoetik kurulları son
yıllarda üyelerinin toplumun da ilgisini çeken biyoetik konulara yönelmeleri gerektiğini
görmektedirler. Ġnternet ve televizyonun da etkisiyle gitgide küreselleĢmekte olan
dünyamızda üye ülkelerden birinde ortaya çıkan bir biyoetik sorun-bir tek hastayı bile
içerse- birkaç gün, hatta saat içinde tüm dünyada tartıĢmalara neden olabilir. Bu yüzden,
çoğu sağlık çalıĢanlarının meslek örgütlerindeki kurullar kendi içlerinde belli biyoetik
konuları tartıĢıp rapor hazırlayarak tüm kurula sunan küçük gruplar oluĢturmaktadır.
Daha sonra bu raporlar onaylanır ve üyelere dağıtılır. Bu tip grupların üye sayısı 5-12
arasında olup meslek örgütü kurulu baĢkanınca Ģahsen atanırlar. Birçok biyoetik kurul
üyesi bu konularda uzun süreli eğitimden geçmemiĢtir, ama kendileri özel ilgi duydukları
alanlara yönelirler. Üyelik süresi kuruldan kurula değiĢir; çoğu üye dört sene görev
yapar. Birçok biyoetik kurul gibi meslek örgütü kurulları da belli sürelerde, ortalama
ayda 1-2 kez toplanır; ayrıca senelik konferanslar ve eğitim toplantıları da ayarlanır.
Bazen dıĢarıdan davetli olarak getirtilen uzmanlar bu tip toplantılarda kendi görüĢlerini
de sunarlar. Ayrıca meslek örgütü kurulları biyoetik konularda araĢtırma raporları, özetler
ve yayınlar hazırlayıp üyelere dağıtırlar.
Son olarak, kurul üyelerinin hepsine etik standartları kapsayan raporlar dağıtılır.
Mesleklerin etik standartları bütün üyeleri etkilediği için bu oldukça önemli ve karmaĢık
70
71
bir rapor olabilir; böyle durumlarda bazen dıĢarıdan etik konu uzmanları getirtilmesi
gerekebilir. Meslek örgütü etik kurulları genelde aynı mesleğin üyelerinden oluĢtuğu için
bu kurulların tartıĢmaları ve ağırlık verdikleri biyoetik konular dıĢarıya yansıtılmaz.
Ayrıca bu kurulların üyelerini ne kadar etkilediği de her zaman belirlenemez. Meslek
örgütü etik kurullarının çalıĢmalarının daha ayrıntıyla araĢtırılması gerekmektedir.
Bunlara rağmen meslek örgütü kurulları, üyelerini biyoetik konuları ele almaya teĢvik
etme çabasındadır. Bunun baĢarılı olması için sadece biyoetik konulara değil,
organizasyon içi politika ve yöntemlere de bakılması gerekir.
HASTANE ETĠK KURULLARI
Çoğu üye ülkede hastane etik kurulları kurulduğu halde, henüz bu her üye ülkede
baĢarılamamıĢtır. Yeni kurullar kuruldukça “ hasta-odaklı hizmet sunumu” –güncel bir
terim- daha ilgi çekici olacaktır. Bu terim hekimlerin hastalarına ve araĢtırmalara katılan
gönüllülere karĢı bakıĢ açılarının değiĢmekte olduğunu gösteren bir terimdir.
Hastane etik kurulları toplandığında çoğunlukla hastanın veya hasta ailesinin sesini
duyurup duyuramadığını araĢtırırlar. Sağlık çalıĢanları her zaman hastanın veya ailesinin
her istediğini yapmak zorunda değildir. Ancak üye ülkelerde hastanın ve ailesinin, sağlık
hizmetini kabul veya reddetme hakkı eskiye göre daha ön plandadır. Bu yüzden “hastaodaklı hizmet sunumu” hastanın haklarına saygı göstermek demektir - karar verme
yeterliği olan her hastanın kendi bakımı için verilen kararlara katılma ve tedavi
yönteminin seçiminde kabul veya reddetme hakkı vardır. Ġnsan özerkliği bireysel
özgürlük demektir; her birey sağlık çalıĢanlarıyla birlikte kendi bakımına karar
verebileceği gibi özellikle uzun sürecek veya etkinliği az olan tedavi yöntemlerini yine
kendi kararıyla seçebilecektir.
Hasta-odaklı hizmet sunumuna geçiĢin yavaĢ olması hem sağlık hizmetleri etik
kurullarının kurulmasını doğrudan etkilemiĢtir, hem de bu kurulların kural ve
politikalarının geliĢmesini yavaĢlatmıĢtır. Bu politikalar geliĢtirildikten sonra onaylanmak
için temsil ettikleri sağlık merkezinin yönetim grubuna sunulmalıdır. Örneğin birçok
sağlık merkezinde kullanılan “DNR” (do not resuscitate - tekrar canlandırma
yapmayınız!) protokolü, hastane etik kurulu tarafından gözden geçirilip yenilenir. Bu
konudaki politikalar yapılmadan önce sözü geçen hastane etik kurulunun bulunduğu
sağlık merkeziyle olan iliĢkisini incelemesi gerekir. Bu iliĢki her zaman hastane etik
kurulunun içinde bulunduğu sağlık merkezi üstündeki etkisinin tam göstergesi değildir.
Bazen kurul yeni bir politika kabul edilmesini önerir, bazen birkaç değiĢiklik yapabilir,
bazen de aynı politikanın sürdürülmesini önerebilir. Birçok hastane etik kurulu, kullanılan
canladırma (DNR) protokollerini değiĢtirmeden onaylamanın yeterli olduğunu görmüĢtür.
Ama bazen yapılan değiĢiklikler sağlık merkezleri için bir soruna neden olmadığı gibi,
birçok yönden olumlu geliĢmelere yol açmıĢtır.
Hastane etik kurulunun onayladığı politika ve kurallara bakılması bazen bu kurulların
performans ve yararlılığını olduğundan fazla gösterebilir. Bu kurullar üstünde yapılan
araĢtırmalara göre ise yararlılıklarının göstergeleri Ģunlardır: 1) Kurulların ve üyelerinin
ne kadar uzun zamandır görev yaptığı ve 2) Kurulların en az ayda bir kez olmak üzere ne
kadar sık toplandığı.
Yukarda sözü geçen noktaların hiçbiri bu kurulların yararlı mı zararlı mı olduğunu
göstermez. Bu kurullar, temsil ettikleri sağlık merkezinin yanlıĢ bir politika geliĢtirip iĢe
71
72
yaramayan hatta etik açıdan kötü Ģekilde sonuçlanabilecek bir etkinlik yapmasına neden
olabilirler. Bunu bilmek ve kabullenmek, sağlık etik kurullarının daha alçak gönüllü
olup, yanlıĢ yapabileceklerini idrak etmelerini sağlar. Zekâ, tecrübe, çalıĢkanlık veya
geçmiĢe bağlılık, dar görüĢlülüğe, hatalı iĢbirliklerine veya belli bir konunun artık
kapanmıĢ olduğunu varsayıp bir daha ileri görüĢlülükle incelenmemesine neden
olmamalıdır. GeçmiĢ konuları geride bırakmak daha kolay ve daha hızlı da olsa kurulun
ve özellikle kurul baĢkanının buna her zaman dikkat etmesi gerekir. Kısacası, hastane etik
kurulunun politika önerileri, sağlık hizmetini klinik uygulamada nasıl etkilediğine
bakarak yapılmalıdır. Kurulların çabaları sıklıkla sadece kağıt üstünde kalır ve
okunmadan, iĢleme bile konmadan ve sağlık hizmetini etkilemeden kaybolur gider.
Sağlık hizmetleri etik kurullarının yararlılığını inceleyen bir çalıĢma yapıldığında bu
kolayca ortaya çıkacaktır. Böyle bir sonucu önlemenin en iyi yolu, sağlık etik kurulunun
her yeni siyasa ve önerileri açıklandığında doğrudan sağlık merkezinde çalıĢan herkesi
ayrıntısıyla eğitmesidir.
Bu noktada bir uyarı yapalım: En açık yapılan öneri bile tüm hastalara aynı açıdan
yaklaĢılmasını veya aynı hizmetin sunulmasını sağlayamaz. Sağlık hizmetleri etik kurulu
bir baĢka yöntem de deneyebilir: O sağlık merkezinde çalıĢanları kurulun daha önceki
kararlarını kanun gibi kabul etmemeye yönlendirmek. DıĢardan bakıldığında her önerinin
her konuya uygulanamayacağını görebiliriz.
ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI
1946‟daki Nuremberg Mahkemeleri‟nde insanlar üstüne yapılan deneylerden doğan
biyoetik sorunlara gösterilen uluslararası ilgi sayesinde, o zamana kadar sorgusuz sualsiz
araĢtırma yapan hekim ve bilim adamlarının özgürlüğüyle, bu araĢtırmalara katılan
gönüllülerin korunması arasında bir denge kurulması gerektiği ortaya çıktı. Günümüzde
bu gönüllülere „denek‟ denemez çünkü böyle bir kelime kullanmak insanları aĢağılayıp
deneylerde kullanılan bir nesne haline getirir. ġimdiki araĢtırmalarda gönüllülere
„katılımcılar‟ denilmektedir.
Etik kurallarda veya açıklamalarda, araĢtırmacıların
deneylerine katılan her bireyin saygınlığını ve özerkliğini korumaya zorunlu olduğu
belirtilir. AraĢtırma etik kurulları sadece yerel yönetimlerde değil, ülke çapında
geliĢtirilmektedir. Bu kurullar, değiĢik araĢtırma merkezlerinde yapılan deneyleri
yürütenler için genel kurallar ve politikalar hazırlar, onaylar, uygulamaya koyar, hatta
yeteri kadar imkânları varsa, denetlerler. Her araĢtırma etik kurulu kurulduğunda ilgili
hükümet bürosuna garanti belgesi hazırlayıp göndermek zorundadır. Böylece kurul
baĢkanı bulunduğu sağlık merkezinin yönetim grubuyla iĢbirliği yaparak araĢtırmacıların
“korunmasız” kabul edilen gönüllüleri deneylerinde devlet kurallarına uyacak Ģekilde
kullanabilmelerini sağlar. Yeni kurulan araĢtırma etik kurul, gönüllülerin mahremliğini
koruyacak kurallar geliĢtirir ve bunun için hem gönüllüler için eğitim toplantıları
düzenler, hem de çoğunlukla bilgisayarlar tarafından hazırlanan Ģifreleri kullanır.
Son olarak, araĢtırma etik kurullarının onayladığı ve kurallara uygun kabul edilen
deneyler için bir kayıt sistemi üstüne çalıĢmalar yapılmaktadır. Buna hem araĢtırmacılar,
hem de araĢtırmaları parasal açıdan destekleyen gruplar davet edilmiĢtir. Bazı üye
ülkelerde yaĢamı tehdit eden hastalıklar için uygulanan yeni tedavi yöntemi araĢtırmaları
topluma internet ile açık olacak Ģekilde kayıtlanmaktadır.
2. GÜVENĠLĠRLĠK SAĞLAMAK
72
73
Güvenilirlik verilmez, kazanılır. Kazanılması için kurulun topluma yaptığı iĢlerin yasal ve
mantıklı olduğunu ve kabullenilmiĢ yöntem ve geleneklere uyduğunun kanıtlaması
gerekir. Kurullar sürekli olarak güvenilir olduklarını göstermelidirler; bunun için toplum
tarafından saygı görecek iĢler yapmaları gerektiğini göz önünde tutmalıdırlar. Kurullar
sorumluluklarını baĢkalarına vermemelidir, çünkü bireyler kendi çıkarlarını gözetebilirler.
Güvenilirlik elden gittiğinde yeniden kazanmak çok daha zor olur; ilk baĢta bu fark
edilmeyebilir. Kendi yerinden emin olan kurul üyelerine bazen toplum aldırmaz görünür;
zamanla davetiyeler azalır, mesajlar yanıtsız bırakılır ve bütçedeki gelirler düĢmeye
baslar. Bu noktaya gelindiğinde ancak kurul üyelerinin ve hatta baĢkanın değiĢmesi
durumu düzeltebilir; ayrıca hem iç politikaların, hem de dıĢla iliĢkilerin yeniden gözden
geçirilmesi gerekebilir. Bu zor ve üzücü olduğu gibi sonucu da iyi olmayabilir. Bu
yüzden kurul üyeleri her zaman güvenilir olmaya ve toplumca öyle algılanmaya önem
vermelidir. Kurulların güvenilirliği gittiğinde etkinlikleri düĢer; etkinlikleri azaldıkça
güvenilirlikleri de iyice azalır. Yeni kurulan biyoetik kurullarının üyelerinin ve
baĢkanlarının toplumun saygısına ve desteğine ihtiyacı vardır. Toplum tarafından
güvenilir, dürüst ve iĢ görür olarak algılanmaları için kurulların politika ve çalıĢma
biçimlerini açık olarak belirtmeleri ve yaymaları gerekir. Güvenilirlik sorunu özellikle
araĢtırma ve hastane etik kurulları için çok önemlidir çünkü bu kurullar topluma diğer etik
kurullardan daha yakındır. Hastane etik kurulları belli süreçlerde kendi sağlık
merkezlerinde çalıĢanlarca sayılıp sayılmadıklarına bakmalıdırlar. Kurullarda
organizasyon iyi olmalıdır, yöneticiler tarafından açık destek verilmelidir ve senelik belli
bir bütçeleri olmalıdır. Ayrıca üyelerin hem güncel biyoetik konulara ilgi göstermeleri,
hem de kendi eğitim düzeylerini artırmayı sürdürmeleri gerekir. Bunu yapmayan kurul
üyeleri zamanla toplantılara gitmekten vazgeçerler ve bulundukları merkez içindeki
güvenilirlikleri azalır. BaĢka bir örnek, araĢtırma etik kurullarıdır. Bu kurulların bir görevi
deneylere katılan gönüllüleri psikolojik ve fiziksel zarardan korumak ve saygınlıklarını ön
planda tutmaktır. Ayrıca, onay için sunulan araĢtırma protokollerini bilimsel açıdan
gözden geçirip, biyoetik yönlerini incelemeleri gerekir. Bunu baĢaramazlarsa güvenilirlik
kazanamaz, hatta kaybedebilirler.
3. SAĞLIK HĠZMETLERĠ BĠYOETIK KURULLARININ HASTA ODAKLI HĠZMET
SUNUMUNU GELĠġTĠRME AMAÇLI BĠYOTEKNOLOJĠK DEĞĠġĠMLERDEKĠ
ROLÜ
Ġnsan nerede yaĢarsa yaĢasın kendisine ülkesinde bulunan en iyi sağlık hizmetinin
sağlanmasını bekler. Bazen bunun için olağanüstü teknik ilerlemeler gerekse de
çoğunlukla sağlık hizmeti temel birkaç ilkeye dayanır. Hastalar değiĢmeleri ürkerek
karĢılarlar; geçmiĢe göre daha iyi sonuç umarken, aynı zamanda yeni tedavi
yöntemlerinin yürümemesinden korkarlar.
Burada önemli olan nokta tıbbın
uygulanmasının toplumun teknolojik geliĢmelere tepkisine ve tedavi yöntemlerini nasıl
algıladığına bağlı olduğudur. Örneğin, üye ülkelerde sağlık hizmetleri etik kurullarının
kurulmasının bir nedeni travma sonrası senelerce komada kalan birkaç hastanın sürekli
basında yer almasıdır. Gerçekte kurulların zamanını alan bu birkaç üzücü vaka değil,
günlük olağan vakalardır. Hastane etik kurullarının bir görevi topluma insanları tehlikeli
veya zararlı olabilecek teknolojik değiĢimlerden korumak için tarafsız bir uzman grubu
olduğunu göstermektir.
4.ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ BĠLĠMSEL VE KLĠNĠK ARAġTIRMALAR
SONUCU GELĠġTĠRĠLEN BĠYOTEKNOLOJĠK ĠLERLEMELER ĠÇĠN ÖNERĠLERĠ
73
74
Teknolojik geliĢmeler nereden doğar?
KiĢisel düĢüncelerle baĢlayan fikirler bu
geliĢmelerin oluĢmasına yol açabilir. Ama topluma sunulmadan önce hem güvenlik
açısından, hem de yararlı olup olmadıklarını görmek için denemelerden geçmeleri gerekir.
Önce bu denemeler hayvanlar üzerinde yapılır. Eğer bunlar baĢarılı olursa sıra, kontrollü
koĢullarda gönüllü insanları kullanarak denemeye gelir. AraĢtırmacıların ana amacı
katılımcıları kullanarak projenin geçerli olduğunu kanıtlamaktır.
Bu teknolojiyi
ilerletmek isteminden kaynaklanır.
Ama aynı zamanda araĢtırmacılar kullandıkları gönüllüleri deneyleri için gereken bir öğe
değil, saygı duyulacak insanlar olarak görmeye dikkat etmelidirler. AraĢtırmalar
katılımcılara olan riskleri azaltmaya çalıĢmalı ve gönüllüler deneylere katılmayı kabul
etmeden önce hem kendileri hem toplum için olabilecek yarar ve zararları
anlayabilmelidirler.
Birçok ülkede kanunlar, mahkemeler ve toplumun aydınlatılmıĢ onam kavramını bilmesi
sayesinde araĢtırmalara katılan gönüllülerin hakları korunmaktadır. Ama bazı ülkelerde
araĢtırmacılar köylüleri veya eğitimsiz toplumu kullanabilir veya ağalar, kafile baĢkanları
gibi yerel yöneticilerin onayının o toplumda yaĢayan bireylerin onayı ile aynı anlama
geldiğini varsayabilirler. Bu durumlarda araĢtırma etik kurullarının oynadığı rol çok
önemlidir.
AraĢtırmaları denetlerken tıbbın geliĢmesi için Ģart olan deneylerin
yapılmasına yardım etmeleri gerekir. Ama aynı zamanda kendisini korumayı tam
baĢaramayan toplumu da bu kurullar korumalıdırlar. AraĢtırma etik kurulları bu rolü
sadece gönüllüleri değil, bütün toplumu korumak için üstlenmiĢtir. Eğer araĢtırmalara
duyulan güven ve saygı tamamen ortadan kalkarsa bütün insanlık zarar görür. Birçok üye
ülke araĢtırma etik kurullarını özellikle biyomedikal ve davranıĢ bilimleriyle
biyoteknolojide çok hızlı süren geliĢmeler yüzünden oluĢturmuĢlardır.
AraĢtırma etik kurulları aynı zamanda toplum sağlığı ve epidemiyolojideki deney
protokollerini de incelemelidirler. Bu yüzden çeĢitli toplumları potansiyel veya gizli
genetik hastalıklar için elemeden geçiren protokoller de araĢtırma etik kurulları tarafından
denetlenmelidir. AraĢtırma protokollerinin bu kurula sunulmasının en büyük nedeni yerel
suistimalleri önlemektir.
BÖLÜM II
BĠYOETĠK KURULLARININ GENEL VE ÖZGÜN YÖNTEM VE POLĠTĠKALARI
1. GENEL YÖNTEM VE POLĠTĠKALAR
Yöntemlerin fazla karmaĢık olmasını hiç bir kurul istemez. Fazla karmaĢık yöntem ve
politikalar toplantıları yavaĢlatır, üyeler arasında yanlıĢ anlamalara ve tartıĢmalara yol
açar ve kurulların iĢlevlerini sınırlar. Açık olmak yanlıĢ anlamaları önler; çeliĢkiye neden
olabilecek konularsa büyük sorunlara neden olmadan önce konuĢarak halledilmelidir. Bu
nedenlerle biyoetik kurulları kuran yöneticiler, kurulların politika ve yöntemlerini baĢtan
kararlaĢtırmalıdırlar. Her kurula amaçlarını özetleyen bir “görev tanımı” verilmelidir; her
kurulun yönetimi diğer kurulların ve kurumların yönetimlerinden ayrı olmalıdır. Kurul
üyelerinin seçimi için kullanılan yöntemler belirlenmelidir. Üyelik adayları gayri resmi
olarak araĢtırılsa bile üye ve kurul baĢkanlarının atanması için kullanılan yöntemler resmi
ve topluma açık olmalıdır. Üyelik için belli koĢullar aranmalıdır. Kurullar birden fazla
grubu temsil edecekse her grup için belli sayıda üye seçilmelidir. Örneğin üyeler arasında
74
75
temel bilimciler, hekimler, hemĢireler, araĢtırmacılar, eczacılar, biyoetikçiler, din
adamları, avukatlar, davranıĢ bilimcileri, sosyologlar, hasta temsilcileri, yöneticiler ve
toplum içinden birer üye olabilir. Ayrıca üyelerin görev süreci, kendilerini atayanlar
tarafından mı belirlenecektir, yoksa her üye için aynı süreç mi kullanılacaktır –bu da
baĢtan kararlaĢtırılmalıdır. Üyelik süreci belirlenmemiĢse bunun ne kadar zaman olacağı
ve üyelerin aynı zamanda mı yoksa aralıklı olarak mı değiĢeceği belirlenmelidir. Üyeliğin
ne zaman sona erdirileceği de önemlidir. Atayan kurum bir üyeyi belli nedenlerden
(beceriksizlik, göreve ilgisizlik veya bile bile zararlı iĢ yapmak gibi) mi uzaklaĢtırmalıdır,
yoksa bu kurumun politika ve siyasi nedenler de dahil olmak üzere kendi istediği gibi
karar verme yetkisi olmalı mıdır? Ġki yöntem de uygun olabilir, ama sonuçta kararlar
kurulun içinde bulunduğu toplumun yapısını yansıtır. Bunun bir örneği, kurulun yönetimi
altında olduğu kiĢiden ne kadar bağımsız olduğudur. Bu kiĢi ki kendisi seçilmiĢ veya
atanmıĢ olabilir, kurulun kendi düĢüncelerini yansıtan politikaları izlemesini isteyebilir.
Bu durumda kurul üyeleri doğrudan bu kiĢiye bağlı kalırlar. Üyeler, örneğin mahkemeler
gibi, kiĢisel baskıların dıĢında olmaları gerektiğini düĢünebilirler. Böyle olursa kurul
üzerindeki baskılar daha az olur. Ġkinci bir nokta, kurulun yerine oturmuĢ olmasıdır.
Gerek kurulların, gerek toplumun çok hızlı değiĢen biyoteknolojiye uyum sağlaması için
zaman tanınması gerekir. DeğiĢim yararlı olacaksa kurulların bu değiĢimi ve dolayısıyla
getireceği yararları yavaĢlatması doğru değildir. Üyelik süreci kurulların yenilikleri ne
kadar kolayca kabulleneceğini etkileyebilir. Üçüncü bir nokta kurulların temsilcilik
görevinin ne derece önemli olduğudur. Temsilcilik “ benzemek” demekse kurul toplumu
herhangi bir grup gibi temsil etmeli ve her daldan üye olmasına dikkat edilmelidir. Ama
temsilcilik “vekâlet” olarak algılanıyorsa, kurul toplumu bir avukatın vekili olduğu kiĢiyi
temsil ettiği gibi temsil etmeli ve bu durumda uzmanlığa önem vermelidir. Kurulun
gündeminin nasıl kararlaĢtırılacağı da belirlenmelidir. Kurula getirilen sorunlar baĢka
kiĢilerce mi belirlenmelidir, yoksa kurul kendi gündemini kendisi mi seçmelidir?
Mahkemeler gibi önüne getirilen sorunlara bağımlı mıdır? Bu sorunlar içinden uygun
gördüklerini seçebilmeli midir? Yoksa sorulan her soruya yanıt vermeye zorunlu mudur?
Bu konular kurulun nasıl ve ne kadar önemli iĢ yapabileceğini etkiler. Kurulun ne Ģekilde
görüĢme yapacağı da kararlaĢtırılmalıdır. Birçok sorun gözden uzak kapalı kapılar
arkasında tartıĢılabilir. Kurulun topluma açık toplantı yapması, kararlarını yayınlaması
veya bu kararlar için kullandığı gerekçeleri yazılı olarak belirtmesi gerekmeli midir?
Kurulunn iĢi toplumun iĢidir ve toplum (veya temsilcileri, memurlar ve basın) sorumlu iĢ
yapıldığını görmek için açıklık isteyebilir. Kurulun tartıĢılan konularda karar verebilmesi
için üyelerin dürüst olması, birbirileriyle pazarlık yapabilmeleri ve alçak gönüllü olmaları
gerekir. Bu özellikler toplantılar toplum katılımına açık olursa daha zor ortaya konabilir.
Kurul toplantıları topluma kapalı bile olsa görüĢmelerin nasıl yürütüleceği önceden
belirlenmelidir. Bunun bir yolu, UNESCO‟nun uluslararası biyoetik kurullar için önerdiği
kurallara uymaktır (Ek 1). Bu kurallar baĢtan tüm üyelere açıklanmalıdır. Belli konular
sırayla tartıĢılmalı ve taraftarların da, karĢıt olanların da sayısı oyla belirlenmelidir. Bir
baĢka yöntem, daha gayri resmi olarak görüĢüp tüm üyeler arasında ortak nokta bulmaya
çalıĢmaktır. Bu yöntem, kurul baĢkanının gücünü pekiĢtirir, çünkü karĢı çıkanlar
kendilerini sessiz kalmak zorunda hissederlerse oy veremeyebilirler, ama ortak nokta
bulmaya çalıĢmak daha dostça bir yöntem olduğu için bir dizi kuralı izlemekten daha
kolay olabilir.
Hangi yöntem seçilirse seçilsin, kurul belgeleri güvenli bir yerde bulundurulmalıdır. Bir
baĢka önemli nokta bu belgelerin kime hangi koĢullarda açık olacağıdır. Bu nokta,
kuruldakilerin görüĢmelerinde rol oynayabilir. GörüĢme raporlarının baĢkalarınca
okunması, kuruldakilerin ne söylediğini ve nasıl oy verdiğini etkileyebilir. Topluma kapalı
75
76
bir toplantıda popüler olmayan bir düĢünce sahibi rahatça konuĢurken bunun topluma
açıklanacağını öğrenince düĢüncesini söylemekten vazgeçebilir. Ayrıca kurulun elindeki
bilgilerin gizliliği ve insanların özel yaĢamının gizliliği de önemli bir konudur. Gerek
ahlaki, gerek yasal yönden gizlilik ve özel yaĢamına saygı gösterilmesi beklenir. Ama bir
soru da her Ģey sırmıĢ gibi gizlenirse bekçileri kimin gözettiğidir. AĢırı gizlilik, suistimale
yol açabilir.
Aydınlık kiĢilerin özel yaĢamlarının gizliliğini tamamen ortalığa
dökmemelidir, ama öte yandan beceriksizlik ve yanlıĢlıklar karanlıkta bırakılırsa
düzeltilemezler. Daha da önemlisi, fazla gizlilik sorumluluk kabul edilmesini engeller.
Kurullar sadece kendilerine karĢı değil, temsil ettikleri topluma karĢı sorumludurlar.
Özellikle yarar ve zarar verme güçleri oldukça fazla olduğu için eylemlerinden mesul
olmaları Ģarttır. Eylemleri yeteri kadar açıkta olmazsa kurulları yaptıklarından sorumlu
tutma olanağı azalır. Aynı zamanda, kurul dıĢında olup açıklık isteyenlerin bir kısmı bunu
kendi mesleklerinde ilerlemek, kurul üyelerini küçük düĢürmek veya toplumdaki korku ve
ön yargıları kullanmak için yapıyor olabilirler. Böyle bir durumda basının oynadığı rol
önem kazanır. Biyomedikal grupların küçük bir bölümü dıĢında bir çok kiĢi böyle
kurullar olduğunu ve ne iĢ yaptıklarını bilmeyebilirler; çoğunlukla kurulları topluma
tanıtan ve hem baĢarılarını hem baĢarısızlıklarını açıklayan basındır. Bu yüzden kurullar
en baĢtan basınla iliĢkilerine dikkat edip, iyi bir haberleĢme yolu kurması önerilir. Toplum
kurula karĢı harekete geçerse bu kurulun önemini, üyelik durumunu ve parasal desteğini
etkiler. Toplumla iliĢkilere önem vermeyen bir kurul kendini ileride zor duruma
düĢürebilir.
Yerinde ve uygun yöntemler geliĢtirilmeden önce kurulların üye ve baĢkanlarının
yanıtlaması gereken birçok soru vardır:
a.
Biyoetik kurul kurulmadan önce bütün üyeler seçilmedi veya atanmadıysa açık
kalan üyelikler hangi yöntemle doldurulacaktır?
b.
Kurulda yeterli sayıda temel bilimci, hekim, hemĢire, diğer sağlık çalıĢanları,
eczacı, biyoetikçi/filozof, din adamı, sosyolog, hasta temsilcisi, avukat, yönetici veya
toplumdan birileri var mıdır? Belli konularda bilirkiĢi gerekli midir?
c.
Her üyenin üyelik süreci belirlenmiĢ midir? Üyelik sürekli midir yoksa aralıklı
mıdır?
d.
Biyoetik kurulunun amacı, iĢlevleri ve politikaları dahil, yapacağı görevi
kararlaĢtırmıĢ mıdır? Bu, kurulun tipine bağlıdır.
e.
Kurul, iĢlevleri için ne kadar parasal yardım gerekeceğini belirlemiĢ midir?
Senelik bir bütçe ayarlanmalı ve tüm gelir- giderler ayrıntısıyla açığa konmalıdır.
f.
Biyoetik kurul, kendisine kimin biyoetik sorun ve çeliĢkileri getireceğini, biyoetik
konuları açacağını ve çıkmazlara bakacağını kararlaĢtırmıĢ mıdır? Bazen kurulun
hangi tip sorunlara bakacağını önceden belirlemesi ve örneğin ne çeĢit araĢtırma
protokollerini gözden geçirebileceğini seçmesi gerekebilir.
g.
Kurul toplantıları topluma açık mı kapalı mı olacaktır? Bu her zaman mı, ara sıra
mı yoksa çok seyrek olarak mı böyle devam edecektir? Aynı zamanda buna kimin
karar verdiği ve kurulun bu konudaki politikasının ne olduğu açıklanmalıdır.
h.
Kurul elindeki gizli dosya ve belgeleri korumak için nasıl yöntem ve politika
kullanacağını kararlaĢtırmıĢ mıdır? Bu dosyaları kimin açabileceği önceden
belirlendiği gibi dosyaların içeriklerinin ne kadarının ve ne süreyle tutulacağı da
açıklanmalıdır.
i.
Hem yazılı ve sözlü belgelerde yer alan bilginin hem de kurulla görüĢen kiĢilerin
özel yaĢamlarının gizliliğini korumak için hangi yöntem ve politikalar seçilmiĢtir?
j.
Bir tür kurulun görevi diğer bir tür kurulun görevlerini de kapsamına almak üzere
geliĢtirilebilecek midir? Böyle bir durum ortaya çıkarsa her kurul bunu üstlenip
üstlenemeyeceğine önceden karar vermelidir.
76
77
Kurul kendi içinde kurulun görüĢlerine göre verdiği kararları topluma ve basına
nasıl açıklayacağını belirlemiĢ midir?
l.
Kurul kendisini biyoetik dalında eğitmeyi nasıl sürdüreceğini kararlaĢtırmıĢ mıdır?
Bu tür eğitim programlarının açıklaması ileride üyelik ve baĢkanlık yapacak bireylerin
tam üye olmadan biyoetik konularda nasıl eğitileceğini de içermelidir.
k.
Biyoetik Kurullar kurarken dikkate alınması gereken on iki nokta aĢağıdaki özetlenmiĢtir.
BĠYOETĠK KURULLAR ĠÇĠN ĠġLEMLER VE YÖNTEMLERĠ BELĠRLEMEK
1. BaĢkan ve tüm üyeleri atayın.
2. Farklı özellik ve uzmanlıklara sahip olan üyeleri görevlendirin.
3. Bütün atamaların ayrıcalık ve koĢullarını belirleyin.
Kurulun yapısını gözden geçirin, örneğin, yükümlülüğü, amacı, iĢlevleri.
4. Yıllık bir bütçe oluĢturun.
5. Kurula kimlerin ulaĢabileceğini ve belirli konuların incelemeye alınıp alınmayacağını
belirleyen bir yöntem oluĢturun.
6. Halktan kiĢiler dâhil, üye olamayanların varlığı ve katılımlarına iliĢkin bir yöntem
oluĢturun.
7. Kurulun gizli dosya ve kayıtlarını belgeleme, güvenliğin sağlanması ve bunlara eriĢim
yöntemlerini belirleyin.
8. KiĢilerin mahremiyetini korumak ve onlara ait gizli bilgilerin devamlılığı ve
güvenliğini sağlamak için mekanizmalar oluĢturun.
9. Belirli aralıklarla kurulun yükümlülüklerini gözden geçirin ve ek iĢlevler eklenip
geniĢletilmesinin gerekli olup olmadığını belirleyin.
10. Basın ve halkın kurul etkinliklerinden nasıl haberdar olacağına karar verin: Tavsiye
sunmak, önerilerde bulunmak veya karar vermek gibi.
11. Bugünün ve geleceğin baĢkan ve üyeleri için bir biyoetik iç eğitim programı oluĢturun.
1.1 BAġKAN VE ÜYELERĠN ĠġLEVLERĠ
BaĢkanlar, kendi yetkilerini açıklamak, görevlerini yerine getirmek ve kurulların toplantılarını
yönetmekten sorumludurlar. Kurulların yetkilerinin çok geniĢ olduğu durumlarda, ise,
uygulanabilir öneri ve tavsiyeler ortaya koymalarında güçlükler yaĢanabilir. Yalnızca bu bile,
baĢkanın bir plan Ģekillendirmesini gerektirir: Tutarlı bir gündem hazırlamalı, püf noktaları
üyeler ile önceden tartıĢmalı, tarafsız bir Ģekilde ve süratle toplantıları yürütmeli ve
toplantıların sona ermesinden sonra iĢ takibi yapmalıdır. BaĢkanlar, özellikle, kurulun ele
alması gereken belirli baĢlıklar hakkında üyeleri sunum yapmak üzere görevlendirirken veya
onlardan bu baĢlıklara iliĢkin yazılı raporlar isterken, gündemin belirlenmesinde, önceliklerin
saptanmasında ve iĢ yükünün paylaĢtırılmasında oldukça etkili olabilirler. Çoğu zaman
baĢkanlar, toplantı öncesinde, ana tartıĢma konularını üyelerden alırken, daha geniĢ, daha
ayrıntılı bir gündem ve çok sayıda gayri resmi görüĢ alıĢveriĢinde bulunmayı tercih ederler.
Bu süreç, baĢkanın üyelerden gelebilecek her hangi bir ciddi itirazı teĢhis etmesine yardımcı
olabilir; dolayısıyla kurul toplanmadan en az bir hafta önce bu süreç baĢlatılmalıdır.
77
78
Kurul üyeleri bütün toplantılara katılmayı hedeflemeli ve kendi olağan, aylık iĢlerini
buna göre planlamalıdırlar; kurulun alt komisyonlarının üyesi olsalar dahi, aynı kural
geçerlidir. BaĢkan gibi, her üye de, toplantının gündemini önceden edinmiĢ olacağından, o
toplantı için hazırlanmalı ve gündemde yer alan konuların doğasını kavramalıdır. Bu, her
üyenin etkin katılımına ve belki de kurulun amaçlarına ulaĢması yolunda çok önemli bilgileri
sağlamasına yol açacaktır. Toplantıların her birinde, baĢkan gündemi ilerletirken, her üye
teklifte bulunabilecek bir konumda olmalıdır.
Kurul toplantıları, özde, her biri bazı umut ve endiĢelere, amaç ve engellere, kendi
yandaĢ ve muhaliflerine, farklı huy ve alıĢkanlıklara sahip olan bireylerin arasındaki
etkileĢimlerdir; kimi zaman böylesi etkileĢimler davetli misafirler arasında da yaĢanabilir.
Genellikle kolayca fark edilmeyen bu boyutlar toplantılara yansırlar ve deneyimli üyeler
kurulun resmi görevlerine eĢlik eden ve hatta zaman zaman onun yerini geçen bu dinamiklere
dair ipuçlarını yakalamaya çalıĢırlar.
Gruplar, uzlaĢma uğruna, kimi zaman yetersiz ya da tam olarak yeterli sayılamayacak
çözümler üretebilir ve bazen (olasılıkla her bir üye tekil olarak kendisinin hiçbir kiĢisel
sorumluluk taĢımadığına inandığı için) çok riskli bir çalıĢma yöntemi izlemeyi tercih edebilir.
Bununla birlikte, sadece „grup düĢüncesi‟ ile değil, grup dinamikleri çalıĢan sosyal
psikologlar, birkaç yıldan beri, bir kurulun tartıĢmalarının, özellikle de bunların kararlarının,
genellikle her hangi bir „ortalama‟ üyenin fikirlerinden üstün ve en azından sıklıkla en iyi
üyelerinkine eĢit olduğunu biliyorlar. Buna ek olarak, gruplar her zaman olmasa da sıklıkla,
bireylere göre, daha yararlı tavsiyeler, daha kapsamlı öneriler ve kararlar sunabilirler. Ne var
ki, Biyoetik Kurullar, bu genel bulgulardan yararlanmaya giriĢirken ve kurullarının
tartıĢmalarını, önerilerini ve gerektiğinde kararlarını geliĢtirmek için çalıĢırken dikkatli
olmalıdırlar.
Sonuç olarak, deneyimli baĢkanların ilk elden öğrendikleri gibi, güçlük çıkaran iĢlemler
ve yardımcı olmaktan uzak yöntemlerin yarattığı sorunlar çoğu zaman üyelerin en fazla
dikkatini çeken noktalardır. Dolayısıyla, baĢkanlar için, belirli zaman aralıkları ile üyelere,
yaptıkları iĢlerin takdir edildiğini bildirmek önemlidir. Bu durum, üyeleri ve alt komisyonları
ek yükümlülükleri gönüllü olarak üstlenmek için cesaretlendirecektir.
1.2 YENĠ ÜYELERĠN KABULÜ
Rolü bir kez belirlendikten sonra, kurulun iĢlev görmesi için doldurulması gerekir. Açıkçası,
üyeliğin niteliği kurulun baĢarısını belirlemede çok önemlidir. Ġyi seçilmiĢ üyeler, çoğu
zaman, kötü yapılandırılmıĢ kurumların bile çalıĢmasını sağlayabilirken; tersine, kötü seçilmiĢ
üyeler en iyi Ģekilde tasarlanmıĢ yapıları bile bozabilir. Biyoetik Kurullar ortak bir sorunla
karĢı karĢıyadır: Birçok niteliksiz kiĢi hizmete talip olmakta, ama pek çok nitelikli kiĢi bunu
yapmayı istememektedir. Niteliksiz değil, nitelikli olan nasıl üye yapılabilir?
BaĢkanlar, kurul üyeleri ve kurumsal yetkililer için en açık yaklaĢım, öncü olmak ve
nitelikli kiĢileri hizmet etmeleri için cesaretlendirmek olacaktır. Kullanılabilecek pek çok
teknik arasında, resmi olmayan toplantılar, seminer ve konferanslara davetler sayılabilir. Bu
yaklaĢımın avantajı, tecrübe ve bilgi sahibi olanlara insiyatif verilmesidir. Aynı zamanda,
herkesin katılacağı bir iletiĢim ağının pratik kullanım yollarından yararlanır. Ancak sorun, bu
yaklaĢımın değiĢmeyi ve istismarı bertaraf etmeyi engellemesidir. Yeni alınan üyeler doğal
olarak kendileri ile anlaĢabilecek olanların peĢindedir. Yeni üyeler de daha eski üyelere karĢı
bir minnet borcu hissedebilirler.
78
79
Bu sürecin, dolayısıyla, her zaman ilgili seçmenlerin kendi adaylarını çıkardıkları
ikinci bir süreç ile tamamlanması talihli bir durumdur. Her iki süreç de aynı kusurlara sahiptir
ancak çoğunlukla iki yaklaĢım birbirini denetleyecek ve dengeleyecektir.
Bütün baĢkanlar, sahip oldukları saygınlık, önem ve ayrıcalıkları vurgulayarak ve
yüklerinin farkında olarak (zaman, enerji ve değerli kiĢilerin yabancılaĢma riski), her
durumda, kurul üyeliğinin mümkün olabildiğince cazip görünmesini sağlamayı
kavramıĢlardır. Bu yapılırken, özgeci ve insanlara karĢı sorumlu davranılmalıdır.„Etik polisi‟
rolünü tam olarak bir kenara bırakmalıdır.
Ne var ki, Biyoetik Kurullarda hizmet vermeye gönüllü olma konusunda insanların cesaretini
kıracak etkenler de vardır:
1.Kimi yetki sahipleri bu kurulların varlığına basitçe karĢı ya da kayıtsız olabilir. Hizmet
sırasında verilecek sürekli kurum içi eğitim programları bu tutumun üstesinden gelinmesine
yardımcı olabilir.
2.Uzmanlar, genellikle yanlıĢlıkla, aslında bu kurulların devamlı gündemlerini oluĢturacak
çok az biyoetik konusunun bulunduğunu varsayabilirler. Kurullar, bu varsayımla mücadele
etmek için kendi gündemlerini yayınlayabilir ve yaygın dağıtımını yapabilir.
3. Profesyoneller ve bilim insanları kendi resmi görevlerini yürütmekle o kadar meĢgul
olabilirler ki, gerçekte kurul çalıĢmalarına ayıracak zamanlarının olmadığını düĢünebilirler.
Bu durumda baĢkanlar, yöneticilerle ve diğerleriyle bağlantıya geçebilir. Profesyonellerin
Biyoetik Kurulda çalıĢacak zamanı kendilerine ayırabilmeleri için, yoğun iĢ programlarını
yeniden düzenlemek konusunda amirlerinin desteğini arayabilir.
4. Ġnsanlar, kurulun davetiye çıkardığını düĢündükleri çekiĢmelerden uzak durmak
isteyebilirler.
5. Çoğu uzman profesyoneller ve çalıĢanlar, aslında, kurulun amaç ve iĢlevlerinin ne
olduğunu bilmemektedir. Yöneticiler, kendi kurumları kapsamında kurulların amaç ve
iĢlevlerini açıklayan demeçleri yayınlayarak baĢkanları destekleyebilir. Üye olmayan birkaç
kiĢinin, belirli aralarla kurul toplantılarına katılmaya davet edilmesi yönünde bir tutum
geliĢtirilmesi, kurulun amaç ve iĢlevlerini açıklığa kavuĢturabilir ve hatta üye olmayanların
desteğini kazanmak için bir yol olabilir.
Diğer bir konu, Biyoetik Kurulların konuk üyelere açık olup olmamasıdır. Konuk üyelere
sahip olmanın bir üstünlüğü, katılımlarının yararı olabileceği düĢünülen belirli grupların
temsil edilmesini garanti altına almaktır. Örneğin, Politika Üreten ve/veya DanıĢman bir
kurulun Sağlık Bakanlığı‟ndan bir temsilci, bir AraĢtırma Etiği Kurulu‟nun, bağlı bulunduğu
kurumundan bir biyoistatistikçi içermesi beklenebilir. Ne var ki, konuk üyeler her zaman
büyük bir istekle çalıĢmazlar ve kurullarının diğer üyeleri konuk üyelerin hak edilmemiĢ bir
etki gücüne sahip olduklarını düĢünebilirler. Konuk üyelerin Biyoetik Kurullara dâhil
edilmesi, kurulların kendi idari otoritelerini devre dıĢı bırakmaya giriĢtikleri görüntüsünü
vermekten kaçınmak amacıyla dikkatle yürütülmelidir. Deneyimler göstermiĢtir ki, üye
olmayanların Biyoetik Kurullarda temsil edilmesi, yalnızca belirli aralıklarla raporlar
yayınlamaktan çok daha etkilidir. Biyoetik Kurulların baĢkanları, uzman kiĢiler ve resmi
makamlar ile yararlı iliĢkiler kurmalıdırlar. Bu durum, bir yandan, ister geçmiĢte isterse de
gelecekte olsun, çözümü güç olaylarla ilgili fikir alıĢ veriĢinde bulunmayı, yeni ortaya atılan
araĢtırma önerileri veya yeni bilim ve sağlık projeleri üzerine tartıĢırken kurul toplantılarının
daha verimli geçmesini sağlayacaktır.
1.3 TOPLANTILARA HAZIRLIK
79
80
Harcanan emeğe değecek toplantılar yürütmeyi ümit eden baĢkanlar, gündem oluĢturmak için
bilgi edinmekten fazlasını yapmak durumundadır. Bir kurul, oluĢumunun baĢında, ne kadar
sıklıkla toplanacağı ve devamlı üyeler katılamadıklarında yedeklerin ve temsilcilerin bu
toplantılarda yer alıp almayacakları konusunda izlenecek yolları önceden belirlemiĢ olmalıdır.
Kurul sadece gözden geçirilmeye ihtiyaç duyan bir olay veya bir baĢvuru ortaya çıktığı zaman
mı bir araya gelecektir? Zaman zaman kurulun zorunlu gözden geçirmeler yapması gerekecek
midir? Karar yeter sayısı Ģart mıdır? Öyleyse, ölçütler nelerdir? Karar yeter sayısı, -baĢkan
dâhil- kurul toplantılarına katılması (ve burada özellikle oy vermesi) beklenen en az üye
sayısıdır. Aslında bazı toplantılar, belirli bir klinik alt uzmanlık dalında bilimsel yeterliğe ya
da eğitime sahip en az bir üyenin bulunmasına ihtiyaç gösterebilir.
Kimler, örneğin hastanede yatan bir hasta vakası veya bir araĢtırma protokolünün
geriye dönük incelemesini talep edebilir? Kimler ilgili vakanın veya protokolün inceleme için
uygun olup olmadığına karar verir? Eğer baĢkan tek baĢına inceleme için uygun olmadığı
yargısına varırsa, bu durumu tüm üyelere iletir mi? Biyoetik Kurullar söz konusu olduğunda,
bu soruların cevapları, seçilmiĢ ya da atanmıĢ üst kademe devlet görevlilerinin, sağlık
kurumları yöneticilerinin talimatları veya çeĢitli sağlık çalıĢanlarının talepleri üzerinden
Ģekillenir.
Talepler kendi içlerinde, ne var ki, bir kurulun ilgisini ve konuyu müzakere etmesini
garantilemek için yeterli değildir. Özenli ve dikkatli bir tartıĢma süreci ile bir çare veya
çözümün ortaya konmasına ihtiyaç gösteren bir sorun ya da sorunlar dizisi söz konusu
olmalıdır.
Toplantılara hazırlık, hem kurul üyeleri hem de baĢkanlar açısından saydam bir yöntem
gerektirir. Bütün kurul toplantılarının biyoetikle ilgili ikilemleri çözüme kavuĢturması
beklenmez. Çoğunlukla kurulun özel yapılanması dâhilinde ya da ondan bağımsız herhangi
bir yerde alınan kararları içerebilen önemli olguları yaymak veya henüz kurulun ilgi alanına
girmemiĢ, ancak kurul baĢkanlarının yakın bir gelecekte gündem maddesi haline geleceğini
tahmin ettikleri sorunları tartıĢmak üzere göreve çağrılır.
1.4 GÜNDEMĠ TAKĠP ETMEK
Gündem, toplantı sırasında ele alınacak konu baĢlıklarının bir listesi olduğuna göre, bir
Ģekilde açık uçlu olabilir. Genellikle, üyelerin kendilerini ilgilendiren bir konuyu gündeme
getirmek için kullandıkları ve yürütülecek iĢ açısından bir kılavuz iĢlevi gören „diğer iĢler‟
adında baĢka bir madde daha vardır.
Bazen gündem fazlaca dolu olabilir. Örneğin, belki bir madde tahmin edildiğinden daha
çok tartıĢmaya neden olur ve toplantı bütün maddeler ele alınmadan sona erer. Bu durumda,
ele alınmayan maddeler doğal olarak bir sonraki toplantıya aktarılır. Bunun yanısıra, bir
gündem maddesi üyelere her hangi bir Ģey ifade etmiyorsa, baĢkan, her toplantının öncesinde
ya da sırasında, ilgili maddenin elenip elenmeyeceğini kendilerine sorabilir. Aynı zamanda,
kurul raporlarının hazırlanması için ayrıntılı zaman çizelgeleri ortaya konabilir. Son olarak,
toplantıdan önce, üyelere, tartıĢmayı gündemde bulunmayan bireysel ve daha acil konulara
çekmek isteyip istemedikleri sorulabilir.
1.5 TOPLANTI TUTANAKLARINI KAYDETMEK
80
81
Tutanaklar, bir toplantıda meydana gelenlerin kaydıdır. TartıĢmaların özetlerini ortaya
koyacak Ģekilde ayrıntılı veya sadece eylemleri belirtecek biçimde sınırlı olabilir. Tutanaklar,
yetkili kiĢi ve kurumları ya da kamuoyunu bilgilendirmek veya sonra faydalanmak üzere
öncelikleri ve gerekçeleri kaydetmek için kullanıldığından, tutulan notların Ģekli uygulamada
önemli sonuçlar doğurabilir.
Kurullar bazen, profesyonel tutanak tutma servisleriyle çalıĢırlar. Bu yola
baĢvurulduğunda, kaydı ses ile sınırlandırmak, video çekimi yapmamak en iyisidir. Ġlk
müsveddeler genellikle fazlaca „kabataslak‟tır. Önemli olan, toplantı sonlandıktan sonra üç ya
da dört gün içinde ortaya „temiz‟ bir belge çıkarmaktır. Düzgün metin tamamlandıktan sonra,
notlar gözden geçirmeleri için bütün üyelere gönderilebilir. Bir hafta içinde, kurul
toplantısının son hali kullanım için hazır ve olasılıkla kurulun internet sayfasına konulmuĢ
olur. Bazı kurullar, standart iĢ olarak ilk metnin „konuĢmacı hataları” açısından değil, „yazım
hataları‟ açısından temizlenmesini öngören bir yöntem benimsemiĢlerdir. Bu yöntemin
üstünlüğü, üyeleri, sonradan kendi sözlerini gözden geçirme ve geniĢletme varsayımından
caydırmasıdır.
Tutanaklar doğal olarak, genellikle baĢkan tarafından atanmıĢ olan kurul sekreteri
tarafından alıkonur. Sekreter, tutanak notlarını derler, doğru ve tam olup olmaması açısından
incelebilmesi amacıyla sonraki toplantıdan en az bir hafta önce üyeler arasında dolaĢtırır.
Gündemin onaylanmasından sonra, üyelerden bir önceki toplantının tutanaklarını
onaylamaları istenir. Bu iĢlem sonrasında ilgili tutanaklar kurulun resmi kayıtlarının bir
parçası haline gelir.
Bazı üyeler, adli ve cezai sorumluluk oluĢmasına yol açacak yasal süreçlerde, tutanakların
kendileri aleyhine kullanılabileceği kaygısını ifade etmiĢlerdir. Ne var ki bugüne kadar
yaĢanan tecrübeler, ne bir bütün olarak Biyoetik Kurulların, ne de tek tek üyelerinin, iyi
niyetle yaptıkları öneri ve tavsiyeler yüzünden adli veya cezai kovuĢturma ile karĢı karĢıya
kaldıklarını göstermektedir. Gerçekte, yargıçlar, genellikle, resmi kayıtların göz ardı edilmesi
ya da atılmasındansa alıkonmasını takdir etmektedirler. Aslında, bazı üye ülkelerde Biyoetik
Kurullara ve üyelerine, kendi kurumları ya da baĢka organlar tarafından, tüm adli ve cezai
yükümlüklere karĢı dokunulmazlık sağlanabilir.
1.6 ALT KURULLAR KURMAK
Her biri tam katılımlı, bazen ayda birden fazla toplanan, kökleĢmiĢ biyoetik kurullar için artık,
amaçlarına ulaĢmak, iĢlevlerini yerine getirmek ve özelleĢmiĢ hedeflerini gerçekleĢtirmek
mesele değildir. Neredeyse bütün kurul üyeleri kendi rutin görevlerine ek olarak görev
aldıkları kurullarda hizmet verdikleri için, birçok durumda kurulların iĢ yükü ciddi bir külfet
haline gelebilir.
Buna bir çözüm, uzmanlık ve ilgiye temelli çalıĢmaya dayanan bir bölüm kurmak için,
mevcut biyoetik kurul içinde alt kurulların oluĢturulmasıdır. Genellikle küçük ve çevik olan
böylesi alt kurullar, çoğu zaman geniĢ ve hantal kalan büyük kurula göre daha hızlı ve etkili
hareket edebilir. Kurumlar, yöneticileri ve kurul baĢkanları, genellikle, tam katılımlı
toplantıların arasında birkaç kez bir araya gelebilen, her kurula birkaç kiĢi daha ekleyerek
oluĢturulan alt kurullara güvenmeyi tercih ederler. Bazen de, özellikle Politika-Belirleyen
ve/veya DanıĢman Kurulların etkinlik gösterdiği ulusal hükümetler düzeyinde, alt kurulların
oluĢumu, yararlı olmalarına da karĢın, kolay organize edilemez. Bir Üye Ülke „açık toplantı‟
81
82
Ģartlarını benimsemiĢ olabilir ve bu durum, kurul iĢlerinin belirli sayıda alt kurul yoluyla
sonuca vardırılması sürecini ağırlaĢtırabilir.
Ancak, öz-eğitim, Biyoetik Kurullar açısından son derece önemli ve sürekli bir
etkinliktir. Bunun için, neredeyse her Biyoetik Kurul, sadece kurulun bugünkü üyeleri için
değil, gelecekteki üyeleri için de öz-eğitim çalıĢmalarını yürütmek amacıyla eninde sonunda
bir alt kurul oluĢturmak durumundadır. Ek olarak, özellikle her kurumun sınırlı camiasında
yer alan insanlar için, halkı biyoetik kavramı ve konuları temelinde eğitmeyi amaçlayan
programlar düzenleme iĢi alt kurula verilebilir.
Bazı Biyoetik Kurullar aĢağıdaki görevlere sahip alt kurullar kurmuĢlardır:
1. BaĢkanlar ve üyeleri seçmek için politikalar geliĢtirmek;
2. Klinik araĢtırma deneylerinde yer alan hastalar ve katılımcılar için aydınlatılmıĢ onam
formlarını hazırlamak ve gözden geçirmek;
3. Ağır vakaları doğrudan ilgilendiren önemli biyoetik konuları ele almak;
4. Ev sahibi ülke ve diğer ülkeler arasında çok merkezli klinik çalıĢmalar için biyoetik
konularını incelemek;
5. Kurulun etkinliklerinin parasal olarak desteklenmesi için planlar oluĢturmak;
6. Kurumun personeli ve bölgede yaĢayan vatandaĢlar için biyoetik eğitimini desteklemek ve
geliĢtirmek;
7. ÇeĢitli biyoetik konularında yayınlar yapmak.
1.7 ĠZLEM ÇALIġMASI VE ARA DÖNEM ETKĠNLĠKLERĠ
Bir toplantı sonlandıktan sonra, kurul kararlarının uygulanmakta olduğunu garanti etmek
açısından izlem çalıĢması gerekli olabilir. BaĢkanın, belki ilgili kurul üyeleri ile beraber,
öncülük etmesi beklenir. Kararlı, iradeli bir izlem çalıĢması güvenilirlik ve özsaygıyı
geliĢtirmekle kalmaz, etkililiğe iliĢkin elle tutulur kanıtlar da sağlamıĢ olur. Bir izlem
çalıĢması yöntemi, aynı zamanda, etkin uygulamaları da teĢvik eder.
Ne var ki, izlem çalıĢması, emeği entelektüel uğraĢtan çok idari ayrıntılara
yönelttiğinden genellikle zaman alıcı ve yorucudur. Bundan dolayı baĢkanlar, bu temel görevi
çoğunlukla gönülsüz bir Ģekilde üstlenirler. BaĢkan adına görev yapan güvenilir çalıĢanlar
çoğu zaman daha yapıcıdır.
Bir sonraki toplantının öncesinde, bütün toplantıların tutanaklarının tutulması ve
dağıtılması istemine ek olarak, baĢkanlar, üyelere daha önce üzerinde anlaĢtıkları noktaları
anımsatan hatırlatma notlarını uygulamasını kıllanabilirler. Benzer yöntemler, alt kurullar
tarafından da benimsenmeli ve izlenmelidir. Çoğu zaman bütün üyelere gönderilen bu tür
hatırlatma notları, henüz görevlerini tamamlamamıĢ olan üyeler için anımsatma iĢlevi
görebilir ve belki onları bu konuda motive eder.
1.8 KURUL AĞLARI
Biyoetik Kurullar yerel düzeyde hükümetlerle, sınırlı da olsa, kaynaklarını birleĢtirebilir,
Genel iĢlem ve yöntemleri biçimlendirmek ve benimsemek kadar sistemle ilgili sorunları da
beraberce ele alabilirler. Benzer özellikte biyoetik kurullar, sağlık hizmeti veren baĢka
kurullarla temasta baĢarısızlıklar yaĢayabilir. Örneğin Sağlık Hizmetleri Etik Kurulu ve
AraĢtırma Etik Kurulu‟nun klinik araĢtırmacılarla kendi deneyimlerini paylaĢma fırsatını
bulamaması gibi. Farklı çevrelerde uygulamalar yapan farklı sağlık çalıĢanları arasındaki
82
83
karĢılıklı paylaĢım, sadece tekil hasta anlamında değil, aynı zamanda sağlık hizmet sunumu
anlamında da gereklidir ve biyoetik konularının ele alınma biçimini geliĢtirecek disiplinler
arasında etkileĢime ihtiyaç vardır. PaylaĢım süreci aynı zamanda, yerel ve bölgesel sağlık
politikalarına yeni yaklaĢımlar getirilmesine ve geliĢmesine katkı sağlayabilir. Kısacası, farklı
ortamlardan, disiplinlerden ve kurumlardan gelen temsilciler arasındaki iĢbirliği, ağ içindeki
sağlık hizmet sunumu zeminlerinden beslenerek, genel ve kapsamlı biyoetik meselelerine
iliĢkin daha geniĢ bir kavrayıĢ yaratmaya yardımcı olabilir.
Biyoetik Kurullar bölgesel veya yerel bir ağ oluĢturmakta anlaĢtıktan sonra, bir
tartıĢma forum oluĢturmak ve tüm katılımcıları önerilerini sunmaya çağırarak özel konular
belirlemek için esnek bir gündem saptayabilirler. Örneğin, Ġtalya‟nın Veneto bölgesinde,
yetkili makamlar, yerel bir Biyoetik Kurulu ve onun altında, araĢtırma merkezleri ve
üniversite hastanelerinde AraĢtırma Etik Kurulları ve ek olarak, büyük hastanelerde Sağlık
Bakımı Etik Kurulları sistemi kurmuĢlardır. Farklı evrelerdeki bu kurullar etkinliklerinde
eĢgüdüm sağlamaya çalıĢmaktadır. Ġtalya‟nın 1988‟den beri ulusal düzeyde bir Biyoetik
Kurulu vardır.
Kurul ağları oluĢturma iĢlemi konferanslar yoluyla kolaylaĢtırılabilir. Bu konferansları
verimli hale getirmek amacıyla, aĢağıdaki özgül adımlar faydalı olabilir:
1. Olasılıkla ortak bir kurumsal ya da örgütsel yakın iliĢki veya coğrafi ortam nedeniyle bir
arada olan küçük katılımcı toplulukları, kendi özgül ilgilerini tartıĢmak için toplanabilirler.
2. Küçük topluluklar, önem derecelerine göre, bir ölçüde bağlı oldukları kurumların türüne
(hastane, yerel klinik ya da dispanser veya uzun süreli bakım kurumu) göre 5 ya da 6 kalem
faaliyet alanı saptayabilirler.
3. Küçük topluluklar belirli bir oturumda hangi ana konunun tartıĢılacağına karar verebilir.
4. Bütün üyelerin hazır bulunduğu bir oturumda her topluluktan tek tek kiĢiler tartıĢma
konusu hakkında yorumda bulunabilir.
Son oturumda tüm toplulukların çalıĢmalarından bir özet damıtılabilir ve grup için önemli
olan özgül, iyi çerçevelenmiĢ görevler ana hatlarıyla çıkarılır.
Bu tartıĢma alanları sadece özel sorunları karara bağlamaya katkıda bulunmaz, aynı
zamanda, her bir topluluğun üyeleri diğer toplulukların üyeleri ile etkileĢim içine girdikçe ve
onlardan bazı Ģeyler öğrendikçe topluluklar arası bilgi ve kavrayıĢı da geliĢtirir. Bu sürecin bir
sonucu, kurumlarının olduğu kadar kendi yerel ve bölgesel ortamlarının da farklılığına karĢın
genellikle sorunların ne kadar benzer olduğunu görerek, katılımcıların, baĢkalarının
karĢılaĢtıkları sorun tiplerinin ayırdına varmalarıdır.
Takip eden gözden geçirme süreciyle, üyelerin gelecekte bilgi ve görüĢleri bir araya
getirmek için baĢvuracakları bir kaynak meydana getirilebilir. Böylesi bir yeniden düĢünmeyi
kolaylaĢtırmak için, tartıĢma alanları çok fazla resmi zorunluluklarla boğulmamalıdır. Gayri
resmi tartıĢmalar ve soru-cevap oturumları için geniĢ zaman ayrılmalıdır. Zaman darlığının
birçok konferans ve kurul toplantısının ortak kusuru olduğu yeterince vurgulanamamıĢtır.
Çoğunlukla katılımcılar, eskiden beri boĢa kürek çekilen ve gelecek vaat etmeyen
programlara sessizce tahammül etmiĢ olmaktan dolayı piĢmanlık içindedirler. Bu sorun,
toplantı düzenleyicilerinin dikkatini, yönteme iliĢkin bu ciddi sorunu halletmek için yeni bir iç
iĢleyiĢ politikasına duyulan ihtiyaca çekerek gündeme getirilebilir.
Kurul ağlarının iĢleyiĢ yöntemleri tek baĢına deneyim paylaĢımının yerini
tutamayacağı için, bu özgül adımlar elbette kendi içlerinde amaç değildir; bunlar sadece iyi
düzenlenmiĢ bir konferans ya da tartıĢma alanında gerçekleĢebilir.
83
84
2. ÖZGÜL YÖNTEM VE POLĠTĠKALAR
2.1 POLĠTĠKA-BELĠRLEYEN VE/VEYA DANIġMAN KURULLAR
Hükümetin gündemine yanıt vermek
Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulları sadece hükümet baĢkanı tarafından verilen
talimatları yerine getirmez. Bu kurullar, yeni bilim politikaları oluĢtururken tavsiye ve yardım
almak için hükümet organlarından gelen taleplere yanıt vermeye de hemen her zaman
hazırlıklı olmalıdır. Kurul bir araya geldiğinde, bazen lobi faaliyeti yürütenler, belirli bir
konuyu ele almasını teklif etmek üzere kurul baĢkanı ya da kurul üyelerinden biriyle
bağlantıya geçmenin bir yolunu bulabilse da, çoğu zaman hükümet dıĢındaki kiĢiler bu
kurullara ulaĢamazlar.
Birkaç üye ülkede bulunan Politika Belirleyen Kurullar ve/veya DanıĢmanlık
Kurulları, kendi öznel zorunluluklarına koĢut olarak, ulusal düzeyde sağlık politikalarını
geliĢtirmek üzere hükümet baĢkanı ya da diğer hükümet yetkililerine tavsiyelerde bulunmak
amacıyla kimi yordamlar benimsemiĢlerdir (Bkz. Ek II.2).
Çalışanlar ve çalışma ilkeleri
Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurul üyeleri, genellikle toplantılarını yaptıkları yerden
uzakta ikamet ederler. Ne var ki bu durum, çoğu zaman yerel ya da belki bölgesel bir çevrede
toplanan AraĢtırma Etik Kurulları veya Sağlık Etiği Kurulları‟nın üyeleri için geçerli değildir.
Buna karĢın, bazı üye ülkelerin Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar gerçekte
AraĢtırma Etik Kurullarıdır ve onların üyeleri de toplanmak amacıyla ülke içinde seyahat
etmek durumundadırlar. Öte yandan, tam zamanlı çalıĢan Politika-Belirleyen ve/veya
DanıĢman Kurul üyeleri, sürekli olarak kurul tartıĢmalarına, özellikle de izleme çalıĢmalarına
ihtiyaç gösteren oldukça uzun tutanaklarla sonuçlanan toplantılara katıldıkları için kurul
toplantılarının yapıldığı mekâna yakın bir yerde oturmak zorundadırlar. Kendilerinden, kimi
zaman, devasa bir görev olan, kurul üyelerinin çalıĢmalarını birleĢtirme, sentezleme,
yayınlama ve yaygınlaĢtırılmasına yardımcı olma iĢleri beklendiğinden, çalıĢanlar yerel
sakinlerden kimseler olmalıdır.
Ek bir sorun, ulusal düzeyde Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulların ya da
Konseylerin bildiri ve raporlarını hazırlamanın çalıĢanlar için belirli bir yolunun olmamasıdır.
Yine de aĢağıdakileri yapmakla yükümlüdürler:
1. Her bir toplantının „kaba‟ notlarının gözden geçirmek;
2. Üyelerin görüĢlerinin çeĢitliliğini hatasız Ģekilde özetlemek;
3. Bunları daha önce verilen çalıĢma belgeleri ile bütünleĢtirmek; ve
4. Hatta belki „düzgün‟, birleĢtirilmiĢ ve düzenlenmiĢ belgenin bir kopyasını çıkarıp, eriĢebilir
olması için kurulun mevcut internet sayfasına koymak.
Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar kurum içi kılavuzlar ve iĢleyiĢ
politikaları geliĢtirme ihtiyacını gözardı etmemelidir. Bunlar, (adı geçen kurulların)
danıĢmanlık iĢlevini etkili bir biçimde yerine getirmesi için gereklidir. Bu iĢleyiĢ yöntemleri
ve ilgili kılavuzlar, ele alınan konu ile ilgili tanımları, kurulların hazırlamakta oldukları
açıklama ve raporlara dair ölçütleri, gerektiğinde danıĢmanların katılımını rica etme sürecinin
tarifini ve tam zamanlı çalıĢan üyelerin ayrıntılı birer meslek tanımını içermelidir.
Kurulların kendilerine karĢı sorumlu oldukları hükümet yetkilileri için raporlar
hazırlaması beklendiğinden, bu kurullar, güven ve karĢılıklı saygı ortamında toplanmaya
ihtiyaç duyarlar. Üyeler, biyoetik kapsamındaki belirli bir konu veya sorunu tartıĢmak üzere
84
85
bir araya geldiklerinde, seslerini duyurmak ve görüĢ alıĢveriĢinde bulunmak için kendilerine
fırsat tanınması gerekir.
Rapor üretmek ve üye ülkelerin ulusal arşivleri
Bir kurul için en zor görevlerden biri, hükümet baĢkanının meclis üyelerine ve belki de
bakanlar dâhil diğer seçilmiĢ ya da atanmıĢ hükümet yetkililerine ileteceği Ģeffaf, kapsamlı ve
anlaĢılır tavsiye raporları oluĢturmaktır. Bu bildirgeler aynı zamanda eğitici olmalıdır. Kısa
vadede politikayı etkileyemeyecek olsa bile, daha sonra anlamlı bir etkide bulunabilir. Bu
nedenle Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulların, tavsiye raporları ve bildirgeleri bir
gün kabul görecek ve yeni politikaların öncüsü olacakmıĢ gibi, detaylı kurum içi kılavuzlar
geliĢtirmesi beklenmektedir. Daha aĢağı seviyelerde değilse, hükümetin ulusal düzeyinde bir
Biyoetik Kurulun üretimine dayanan tüm belgeler Üye devletlerin ulusal arĢivlerinde
saklanmalıdır. Gelecek kuĢaklar geçmiĢten dersler çıkarmayı umduğu sürece, zamanla bu
belgeler, tarihçiler, politika belirleyenler ve diğerleri için çok değerli hale gelebilir.
Bir kaç üye ülkede, sayısız sağlık politikası üyelerin tavsiyede bulunduğu ya da rapor
sunduğu kiĢiler tarafından tartıĢılmakta olabileceği için, buralarda kurulların iĢleyiĢ yöntemi
güç iĢleyebilir. Sonunda bu raporlar, halkın iyiliğini artıracak ulusal politikaların kaleme
alınması ve benimsenmesi yönünde bir etkide bulunacaksa, ne âlâ.
2.2 SAĞLIK ÇALIġANI BĠRLĠĞĠ BĠYOETĠK KURULLARI
Sağlık Çalışanlarının biyoetikle ilgili kaygılarına yanıt vermek
Bir hükümetin Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurulların baĢkanı ve üyelerini, Sağlık
ÇalıĢanı Birliklerinin Biyoetik Kurulları üzerinde nüfuzu olabilir. Örneğin ulusal düzeyde bir
hükümet kurulu, ileri sürülen bir taslak ya da yeni bir yasal düzenlemeden etkilenebilecekleri
için, bir üye ülkenin hekim, hemĢire veya eczacılar birlikleriyle bağlantıya geçebilir. Bu tür
bir hükümet kurulu durumla ilgili bir bileĢen olarak, gerek kendiliğinden konuyla alakalı
olduğu için gerekse sahip olduğu bilgi ve deneyim ile düzenlemeyi geliĢtirebileceğine iliĢkin
kanaatine dayanarak, ilgili yasal düzenlemenin kaleme alınması ve uygulanmasına etki etme
hakkını doğal olarak kendinde görebilir. Çoğunlukla, sunulan yeni bir yasal düzenleme önerisi
birkaç farklı kurulu ilgilendirebilir. Ortak çıkarlara sahiplerse, yanıtlarının eĢgüdümünü
sağlayabilirler; çıkarları ayrıĢıyorsa, yanıtları bunu yansıtacaktır ve sonuçta ortaya çıkacak bir
anlaĢmazlık bütün çabalarını geçersiz kılabilir.
Sağlık ÇalıĢanı Birliklerinin Biyoetik Kurulları geniĢ değildir. Henüz eğitimini
sürdüren ve sahada çalıĢmaya baĢlamamıĢ tıp, hemĢirelik ya da eczacılık asistanlarını
içebilmekle beraber, bir kurulun çoğu zaman, hemen hepsi aynı sağlık uğraĢını uygulamak
üzere eğitim almıĢ yaklaĢık on kadar üyesi vardır. Birliğin liderleri tarafından ya da daha
resmi bir adaylık ve oylama süreci ile halktan bir kimse de kurula katılmaya davet edilebilir.
Kurul üyelerinin çalıĢma dönemi yedi yıl gibi uzun bir süre olabileceği gibi iki veya üç yıl
kadar kısa da olabilir. Uzun dönemler için görevlendirilen üyelere, çalıĢma sürelerinin
yenilenebilir olmadığı çoğu zaman bildirilir.
Kısacası, küçük boyutlu olmaları, bu Kurulların üyeleri arasındaki kiĢisel iliĢkiler
alınan cevapları belirlemede etkilidir.
Gözden geçirilen veya gelişmekte olan kurum için politikalar
Biyoetik Kurulların yeni ileri sürülen sağlık politikalarına dair rapor ve bildirgelerinin
taslakları genellikle birliğin konuyla ilgili kurullarına aktarılır. Ek olarak, bu taslaklar
yorumlarına baĢvurmak için baĢka Biyoetik Kurullara ve ilgili diğer taraflara iletilebilir. Bu
85
86
yöntem, kendi genel kurul toplantılarında onay için politikalar önerdiklerinde bu kurulların
üyeleri arasında bir görüĢ birliğinin oluĢmasına, bu vesileyle de ikincil önemdeki konular
üzerinde tartıĢmalarla zaman kaybının önlenmesine yardımcı olabilir.
Bir birlik, gözden geçirme sürecini denetlemesi için bir çalıĢma grubu ya da o iĢe özgü
bir ekip tayin edebilir. Kurul sekreteryası, kurulun yorumlarını sıralayıp, biyoetik kurulunun
tamamı tarafından bir kez daha gözden geçirilecek tek bir belge ya da bildirgeye dönüĢtürme
iĢini düzenlemekle sorumludur. Bu noktada, kurul, birlik yönetimine önerdiği politikanın
kabul edilmesini tavsiye edebilir. Yönetim, cevaben, kuruldan ilgili belgenin düzeltilmek
üzere yeniden incelenmesini isteyebilir veya biyoetik kurula raporu onaylamadığını
bildirebilir. Bununla beraber, bir rapor -birlik içinde nihai yetkeye sahip olan- yönetim
tarafından onaylandığında, bu rapor birliğin politikası haline gelir. Kendisinden birliğinin
mevcut dıĢ politika bildirgelerini iyileĢtirmesi talep edildiğinde, herhangi bir Sağlık ÇalıĢanı
Birliği Kurulu tarafından, aynı yöntem gayet iyi bir Ģekilde izlenebilir.
Sonuç olarak, kurullara, beĢ ila yedi yıldan uzun olmamak kaydıyla düzenli aralıklarla
kendi iç iĢleyiĢ politikalarını ve kılavuzlarını gözden geçirme çağrısı yapmalarını salık
vermek uygun olacaktır. Bu kurum içi çalıĢma yöntemleri ve iĢleyiĢ politikaları, (1) küçük
değiĢikliklerle veya hiç değiĢiklik yapılmadan yeniden teyit edilebilir; (2) büyük gözden
geçirme çalıĢmalarına tabi tutulabilir; ya da (3) (baĢka bir düzenleme ile) değiĢtirilebilir veya
iptal edilebilir. Belirli aralıklarla gözden geçirme, iç iĢleyiĢ politikaları ve kılavuzlarının
zaman içinde iĢlevini kaybetmemesi garantilenir. Her durumda, bir birliğin yönetimi, kurul
baĢkanına nihai onayını vermeden önce yönteme dair önerilmiĢ değiĢiklikleri inceleyebileceği
için, bunları birliğin biyoetik kurulundan resmi olarak teslim almayı isteyebilir.
Birliğin Genel Kurulu’na ya da Delege Meclisi’ne rapor sunmak
Sağlık ÇalıĢanı Birliklerine ya da Odalarına bağlı Biyoetik Kurullar, bu kurumların hekim,
hemĢire, eczacı gruplarının ve benzerlerinin birçok farklı kurulundan sadece biridir. Bu
birliklerin tüm kurulları, örgütün Genel Kurulu‟na senede bir ya da iki kez kurul
tartıĢmalarının raporunu sunmak dâhil, aynı çalıĢma yöntemini izlemek durumundadır.
Bazen Temsilciler Meclisi olarak ta adlandırılan Genel Kurul, tüm üyelerin
temsilcilerinden oluĢur. Sağlık çalıĢanı odaları genellikle, nihayetinde Temsilciler Meclisi ya
da Genel Kurul tarafından yapılandırılan birlik tüzüğü ile kapsanan iĢleyiĢ kurallarıyla
yönetilirler. Üyeleri çoğu zaman birlik yönetimi tarafından seçilen birlik alt kurullarından biri
olan DanıĢman Kuruluna, Biyoetik Kurulun yıllık raporunu kabul etmek, raporu ve içerdiği
tavsiyeleri ele almak üzere Genel Kurul‟un yıllık toplantısı öncesinde ya da sırasında kurul
üyelerinin bir bölümüyle bir araya gelme sorumluluğu yüklenebilir. DanıĢma Kurulu,
Biyoetik Kurulun raporunu kabul ya da reddedebilir veya raporda değiĢiklik talep edebilir.
Rapor kabul edildiğinde ki bu süreç birkaç ay sürebilir, birlik yönetimine ve sonunda
onay için Genel Kurula iletilir. DanıĢman Kurulu beĢ ila on kiĢiden oluĢur. Bütün kurullarda
olduğu gibi, DanıĢman Kurulu da çoğu zaman, birlik yönetimi tarafından dağıtılan birliğin
genel gelirinden parasal destek alır.
Görevleri, hükümetin ulusal düzeyde Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullar
mensuplarının görevlerine oldukça benzeyen Sağlık ÇalıĢanı Biyoetik Kurulu üyeleri,
çoğunlukla beĢ ya da altıdan fazla üyeden değildir. Bazı araĢtırmalar, bunun Sağlık ÇalıĢanı
Odaları Biyoetik Kurulu‟nca talep edilen ağır iĢ yükünün üstesinden gelmek için genellikle
yeterli sayıda üyeden oluĢmadığını göstermiĢtir.
86
87
Etik kurallar: Davranış biçimleri, zorlayıcılık ve yaptırımlara ilişkin profesyonel kurallar
Bir Sağlık ÇalıĢanı Odası Biyoetik Kurulu yalnızca çeĢitli kurullardan biridir ve çoğu zaman
birlik içindeki üyeliğe baĢvuruların kabul ya da reddedilmesi süreçlerine müdahil olmaz.
Üyeleri genellikle birliğin Temsilciler Meclisi‟nin bir kurulu tarafından atanmasına rağmen,
Biyoetik Kurul çoğunlukla tamamen bağımsızdır ve Temsilciler Meclisi‟ne karĢı sadece
kerhen sorumludur. Bazı odaların iç tüzükleri, beĢ ya da yedi yıllık görev süreleri için
atandıklarında veya seçildiklerinde birliğin Biyoetik Kurulunun üyeleri için de geçerli olur.
Bu uzun dönemler, devamlılığın geliĢimine katkıda bulunma ve üyelerin biyoetik alanında
kendi eğitimlerini artırarak bilirkiĢilik durumunun teminatına olanak sağlama üstünlüğüne
sahiptir. Bazıları, kurul üyelerinden, özellikle de Genel Kurulda delege olarak görev
yapanlardan, en genel anlamda birlik içinde çıkar çatıĢması görüntüsü vermekten kaçınmak
için, birlik içindeki tüm görevlerinden istifa etmelerinin gerektiğine inanmaktadırlar.
Sağlık ÇalıĢanı Birliği Biyoetik Kurulu üyelerinden, birliğin etik kurallarını (veya
ilkelerini) destekleme taahhüdü vermeleri istenebilir. Bu standartlar tipik olarak birliğin etik
kuralları kapsamındadır.
Örneğin, Dünya Hekimler Birliği tarafından resmi olarak ilan edilmiĢ olan aĢağıdaki
Uluslararası Tıp Etiği Kurallarını ele alalım:
GENEL OLARAK HEKĠMLERĠN GÖREVLERĠ
Hekim, her zaman en yüksek mesleki davranıĢ standartlarını sağlayacaktır.
Hekim, hastalardan yana özgür ve bağımsız muhakemeyi etkileyen kazanç sağlama
dürtülerine izin vermeyecektir.
Tıp uğraĢının bütün biçimleri kapsamında hekim, insanın değeri ve onuruna sevgi ve saygıyla,
tam bir mesleki ve ahlaki bağımsızlık içinde, yeterli tıbbi hizmeti sağlamaya kendini
adamıĢtır.
Hekim, hastalara ve iĢ arkadaĢlarına dürüst davranacak, kiĢilik veya beceri kusurları olan ya
da sahtekârlık ve dolandırıcılıkla uğraĢan hekimleri ifĢa etmeye çalıĢacaktır.
AĢağıdaki eylemleri gerçekleĢtirmek ahlaka aykırıdır:
A. Ülkenin yasaları ve Tabip Odalarının Etik Kuralları izin vermediği halde kendi
reklâmını yapan hekimler.
B. Yalnızca bir hastanın sevkini sağlamak ya da hastayı herhangi bir sağlık
birimine göndermek ya da bunu reçete etmek için herhangi bir ücret veya
baĢka bir bedel ödemek ya da almak.
Hekim, hastaların, iĢ arkadaĢlarının ve diğer sağlık çalıĢanlarının haklarına saygı gösterecek
ve hastanın mahremiyetini koruyacaktır.
Hekim, hastanın fiziksel ve ruhsal durumunu zayıflatıcı etkide bulunabilecek tıbbi bakımı
sunarken sadece hastanın yararı doğrultusunda davranacaktır.
Hekim, yeni buluĢ, teknik ya da tedavileri meslek harici yollarla açıklarken azami dikkat
gösterecektir.
Hekim, ancak bizzat baktığı vaka hakkında onay verebilir.
HEKĠMLERĠN HASTAYA KARġI ÖDEVLERĠ
Hekim insan hayatını koruma zorunluluğunu her zaman akılda tutacaktır.
Hekim, hastalarına tam bağlılıkla ve bilimin mevcut tüm olanaklarıyla bakacaktır.
87
88
Hekim bir muayene veya tedavi sürecinde yetersiz kalıyorsa, vaka için yeterliği olan bir
baĢka hekime baĢvurmalıdır.
Hekim, hastası hakkında bildiği her Ģeyi, hasta öldükten sonra dahi, mutlak bir gizlilik içinde
koruyacaktır.
BaĢka imkân bulunmadığı takdirde, hekim, insani bir ödev olarak acil müdahale hizmeti
verecektir.
HEKĠMLERĠN BĠRBĠRLERĠNE KARġI ÖDEVLERĠ
Hekim, meslektaĢına, onun kendisine davranmasını istediği Ģekilde davranacaktır.
Hekim, meslektaĢlarının hastalarını kapmaya çalıĢmayacaktır.
Hekim, Dünya Hekimler Birliği tarafından kabul edilen “Cenevre Bildirgesi”nin ilkelerine
uyacaktır.
Bunlara ek olarak, etik davranıĢ kuralları Ģunları kapsayabilir: Profesyonellik, mali
destek sağlayan kurumlara ve halka karĢı sorumluluklar ve araĢtırma sonuçlarını hazırlama ve
yayınlama konularında suistimal. Ne var ki, suistimal, bilimsel yanıltma, uydurma, aĢırma ve
intihalin (plajerizmin) ötesindedir. Örneğin, psikolojik ve sosyolojik temelli araĢtırmalardaki
istatistiksel modellerin karmaĢıklığını kavramaya ihtiyaç gösteren klinik deneylerdeki hassas,
korunmasız deneklere karĢı yükümlülüklerin ihmali anlamına gelir. Bir araĢtırmada,
istatistikçilerin etik yükümlülükleri arasında, örneğin, deneylerin devamında, deneklerin
sağlığına ve hayatına kabul edilemez zararların ortaya çıkabileceğine dair somut kanıtlar
varsa, araĢtırmacıyı deneyin durdurulması yönünde uyarma sorumluluğu vardır.
Bu mesleki birlikler veya odalar, genellikle, bilimsel intihal ithamları ya da etik sorunlar
hakkında hakemlik etme veya karar verme yetkisine sahip değildir. Genellikle araĢtırmacıları
bilimsel intihal yönünden incelemeye almayı ya da bu konuda onları yargılamayı veya
herhangi bir Ģekilde hakemlik yapmayı kabul etmezler. Bu iĢi araĢtırmacının bağlı olduğu
kurumlara, araĢtırmaları finansal olarak destekleyen devlet ya da devlet harici kurumların
ilgili teĢekküllerine bırakırlar. Bununla beraber, bazı bilim kurumları, bilimsel yanıltma
iddialarını ele almak üzere resmi yöntemler geliĢtirmiĢlerdir. Neredeyse bütün bu kurumlar,
her hangi bir suçlama vukuunda, talep üzerine, etiğe iliĢkin konularda üyelerine yol
gösterecek kılavuzlar oluĢturmuĢlardır.
Ne var ki, özellikle profesyonel yönetim mekanizmalarında, etik ikilemleri çözüme
kavuĢturmak ve geçerli tavsiye ve önerilerde bulunmak için, mevcut idari kurallar her zaman
yeterli değildir. Böylesi hallerde kurallar genellikle temenni düzeyinde kalır ve birliğin
üyelerini hedeflediğinden, mesele ile ilgili diğer tarafları fazla dikkate almazlar.
Ancak, bu etik kurallara uyma taahhüdü zorlayıcı nitelikte değildir. Bir Biyoetik
Kurul, özellikle biyoetikle ilgili konuların yanısıra yasa benzeri konuları da ele alma yetkisine
sahipse, birliğin bir üyesinin ihraç edilme tehlikesiyle karĢı karĢıya olduğu hallerde önemli rol
88
89
oynayabilir. Birliğin yetkili bir kurulu, Biyoetik Kurul‟dan, bazen, bir üyelerinin mesleki
kurallara aykırı eylemleri dolayısıyla soruĢturulması gerektiği iddialarını değerlendirmesini
isteyebilir. Bununla beraber bu kurumlar, genellikle soruĢturma kurulları değildirler. Birçok
kurul, üyelerinin davranıĢları mesleki suistimal açısından değerlendirilmesi konusunda, baĢka
yetkili kurumların görüĢlerine güvenirler. Biyoetik Kurullar, mesleği kötüye kullanma
iddiasını değerlendirme iĢini o birliğin ya da odanın yetkili kurullarına bırakma
eğilimindedirler. Suçlama kanıtlanırsa, kurul ilgili üyeyi birlikten ihraç etme ve istifa etmesini
„rica etme‟ yetkisine sahip olabilir. Sonunda, kurul birlik üyelerinin herhangi biri üzerinde,
üyeliğin feshinden ya da üyelik imtiyazlarının hükümsüz kılınmasından, yalnızca gözetim
altında tutmaya veya sansür, kınama ya da uyarı cezasına kadar değiĢen çeĢitli yaptırımlar
uygulayabilir. Çoğu zaman yaptırımlar, suçlanan profesyonelin, birliğin ilgili organından önce
kendisine bir savunma oturumu hakkı tanınması dâhil, uzun bir sürecin ardından sonuçlanır.
Sonuç olarak, Biyoetik Kurulların, bir hastanın, sağlık çalıĢanını, mesleği kötüye
kullanma suçlamasına yanıt olarak, mahkeme tarafından davet edilmiĢ olsun veya olmasın,
bilirkiĢi dosyası hazırlayarak fikrini beyan etmesi kabul edilir. Özellikle de dava, sağlık
çalıĢanı örgütü veya örgütün üyeleri açısından önemli açılımlara sahipse.
Halkın erişimi ve yayınlar
Sağlık ÇalıĢanı Birliklerinin Biyoetik Kurulları, üyeleri için bültenler de yayınlarlar. Abonelik
ücretleri yıllık üye aidatlarının içindedir. Üyeleri haberdar etmek amacıyla yazılan bültenler,
kurum hakkında yazıları ve kurumun etkinlikleri hakkında bilgiler içerir. Bültenler gün
geçtikçe artan, aynı iĢlevi gören ancak daha kolay güncelleĢtirilen internet sitelerine
eklenmektedir. Buna karĢılık dergiler, hakemli bilimsel yayınlardır. Bültenler ve dergiler ara
sıra biyoetikle ilgili konulara eğilebilirler. Ancak Kurullar bilgi ve malumat edinmek için,
genellikle, uzmanlaĢmıĢ dergi ve kitaplara, davetli yazarlara ya da konu ile ilgili konferans
metinlerine baĢvurmak durumunda kalacaklardır.
Halk için hükümet düzeyindeki Politika-Belirleyen ve/veya DanıĢman Kurullara
eriĢmek zor olsa da, bu durum Sağlık ÇalıĢanı Birlikleri ya da odalarına bağlı Biyoetik
Kurullar için geçerli değildir. Belirli bir yıl boyunca, bu kurullar, insanlardan yüzlerce
baĢvuru, mektup, e-posta, telefon alabilir. Örneğin, medya tarafından yaygın bir Ģekilde
iĢlenen bir hastanın durumu bağlamında Oda‟nın görüĢünü merak eden kiĢilerden: „Neden bu
karar alınıyor?‟ „Gerçekte ne yapılıyor?‟ „Ben Ģuna inanıyorum…‟ vb. mesajlar alabilir.
Biyoetik Kurullar bu bilgi taleplerine eğlenceli ya da sıkıntı verici Ģeyler gözüyle bakabilir.
Ancak bunlar iĢlevsel bir halkla iliĢkiler örgüsü kurmak için iyi bir fırsattır ve bu yüzden
baĢvurular gerektiği gibi cevaplanmalıdır.
2.3 SAĞLIK HĠZMETĠ / HASTANE ETĠK KURULLARI (HEK)
Kurula erişmek için yöntem ve işlemler
Öncelikle, Hastane Etik Kurulları (HEK), kime karĢı sorumlu olduğuna göre değiĢiklik
yapılanma gösterirler. Kurulduktan sonra, sağlık kurumlarının tıbbi çalıĢanlarına, idari
personeline, tıbbi ve idari çalıĢanlardan oluĢan birleĢik bir kurula ya da kırsal kesim
hizmetleri, sosyal hizmetler bölümü, hemĢirelik kurulları ve hatta kurumların amirleri gibi
diğer yapılara karĢı sorumlu olabilirler.
89
90
Ġkinci olarak, Hastane Etik Kurulları (HEK), baĢvuruların kaynağına göre farklı
yöntemler kullanabilir. Örneğin: (1) Hasta yakınları veya konu ile ilgili olup sağlık çalıĢanı
olmayan diğer meslek mensupları gibi geniĢ bir baĢvuru yelpazesindeki kiĢiler kurul baĢkanı
ya da herhangi bir kurul üyesi ile bağlantıya geçebilir; (2) sadece yatan hasta takibi yapan
kurum hekimleri kurula baĢvurabilir.
Birinci yöntemde, yeni kabul edilen hastaların Hastane Etik Kurulu‟nun varlığından
haberdar olduğu varsayılır. Bunun için, hastalar ve yakınlarına broĢürler, el kitapları ya da
bültenler verilmelidir. Aynı Ģekilde, kırsal kesimden gelenler, hastaların avukatları ya da
hukuki temsilcileri kurulun varlığı hakkında bilgilendirmelidir. Yalnızca tıp çalıĢanlarının
kurula ulaĢmasını sağlayan ikinci yöntemde, sağlık birimlerinin amirlerinin kurulun varlığını
çalıĢanlara duyurmasını gerekecektir. Bu yöntemler, sağlık çalıĢanlarını çeĢitli
uyuĢmazlıklardan ayrı tutmayı amaçlamaktadır. Çünkü hastaların, hasta yakınlarının, konuyla
ilgili halktan diğer kiĢilerin biyoetiğin temel meseleleri hakkında ivedilikle sorup danıĢmak
istedikleri konularda yardımcı olmaya çalıĢır.
Bugün, yeni kabul edilen hastaları, hasta yakınlarını ve diğer kimseleri Hastane Etik
Kurulunun varlığı hakkında bilgilendirmek ve kurula ulaĢmaları için cesaretlendirmek üzere
hatırı sayılır miktarda zaman ve enerji sarf edilmektedir. Bir sağlık kuruluĢunda yeni iĢe
baĢlayanlar da kurulun varlığı hakkında bilgilendirilir. Kurulun amacı ve iĢlevleri genellikle,
belli aralıklarla yapılan personel toplantıları boyunca ayrıntılarıyla tartıĢılır. Bu yolla, kurulun,
yerel halka da uzanacak Ģekilde, iletiĢim ağında yer alması sağlanır. Serbest eriĢim yöntemini
izlemek devamlılığı olan bir süreçtir. Bununla beraber, her Etik Kurul kendi kurumuna ve
çalıĢanlarına en uygun yöntemleri benimsemekte ve izlemekte özgürdür. Bu yaklaĢım,
genellikle hastaların ve hasta yakınlarının çıkarlarına da hizmet eder.
Hasta vakalarını biyoetik yönünden incelemesi için yöntem ve işlemler
Etik Kurullar, karĢılaĢtıkları acil, karmaĢık ve etkileyici konulara iĢaret etmeye hevesli
olabilirler. Üyelerin aynı zamanda baĢka birçok görevinin de olması sabırsızlıklarını
artırabilir. Ancak, bazı etkenlerin büyütülebileceği, diğerlerini ihmal edilebileceği ve verimsiz
sonuçlar doğurabileceği için bu güdüyü frenlemek gerekir. Belirli bir yöntemle ve düzenli bir
yoldan ilerlemek ve dolayısıyla, her konuya yeterli sürenin tanındığından emin olmak çok
daha iyidir (aĢağıya bakınız).
BĠR HASTA VAKASININ BĠYOETĠK ĠNCELEMESĠ ĠÇĠN TEMEL YÖNTEMLER
Hasta:
• dinlenme, sesini duyurma fırsatına sahip olmalıdır.
• vakasının tartıĢılacağı kurul toplantısına bir avukat getirmesi için yüreklendirilmelidir.
• kurulun tavsiye, öneri ve kararlarının bir dökümünü alabilmelidir.
Hastane Etik Kurulu belirli vakaları (vaka konsültasyon formu örneği için Bkz. Ek III)
incelemeye baĢladığında, genellikle ilk yapmak istediği Ģey, tek tek biyoetik konular üzerinde
yorumlar getirmektir. Kurulun hevesi önceden saptanan iç iĢleyiĢ yöntemlerini gözden
90
91
kaçırmasına neden olabilir. Yine de iyi yöntemler iyi sonuçlara ulaĢmayı kolaylaĢtırır. Bu
yöntemler konuların belirli bir sırayla ele alınmasını, farklı bakıĢ açılarının ifade edilmesini ve
nezaketin yerine getirilmesini sağlar.
Kurullara, ister doğrudan isterse temsilcileri kanalıyla olsun, her zaman hastanın
fikrini, bakıĢ açısını öğrenme yolunu takip etmeleri konusunda daha baĢka ne tavsiye
edilebilir? Her bir hastanın değerine ve onuruna saygı göstermek gerektiğine dair çok Ģey
söylendi ve yazıldı. Ancak bazen bu durum o kadar yüzeysel kalıyor ki, tedavi, hastanın
doğrudan kendisini ilgilendiren bir süreç olmasına karĢın onun görüĢünü almak tamamen
ihmal edilebiliyor.
Hastane Etik Kurulları, bağımsız mahkemelerin tersine, yasal hüküm veren merciler
değildirler. Daha ziyade, akademik nitelikte olmakla övünürler. Yine de, sağlık hizmeti
sunanların çıkarları bazen hastalarınkiyle çatıĢabilir ve de tarafların birbirlerini yanlıĢ anlama
olasılığı hep vardır. Özellikle Etik Kurullarının, hâlihazırda, sağlık kurumlarının ilkesel olarak
varlık sebebi olan bakım ve iyileĢtirme sürecinde rol oynayabildikleri görüldüğünden beri, iyi
saptanmıĢ iĢleyiĢ kuralları, sağlık kurumlarını olumlu yönde etkileyebilir (Bkz. Ek III).
Hasta vakaları hakkında kurula danışmak için yöntemler
Vakaları özelliklerine göre sınıflandırma konusunda tereddütler yaĢanabilir. Bir yandan da,
Etik Kurullar iĢlevlerini etik öneriler geliĢtirmek Ģeklinde niteleyebilirler. BaĢkalarının teknik
ve tıbbi iĢlerde uzmanlaĢtığı bir sağlık kurumunda, etik boyutun her zaman tam ve geliĢkin
anlamda ses getirmeyebileceğinin farkındadırlar. Diğer taraftan, kurullar kendilerini çatıĢma
çözme iĢiyle uğraĢan yapılar olarak da değerlendirebilirler. KarĢılarındaki taraflar, her biri iyi
niyetli kiĢiler olmakla birlikte, temel konularda derin anlaĢmazlıklara düĢmüĢ kiĢiler olabilir.
Bu durumda Kurul üyeleri arabuluculuk ve uzlaĢtırma rolünü benimseyerek, ilgili tüm
tarafların taleplerinin kısmen karĢılanması ile çözüm sağlayabilirler.
Hastalar ve aileleri Etik Kurullara ulaĢtıklarında ve kurul da konunun kendilerini
ilgilendirdiğini saptadığında, artık ilgili taraflara kendi iĢleyiĢ yöntem ve iĢlemlerini
anlatmakla yükümlüdür. Sonrasında Hastane Etik Kurulu arabuluculuk yöntemi iĢlemeye
baĢlar ve sırasıyla aĢağıda belirtilen soruların yanıtlamaya çalıĢır:
1. Aracı kim aracı olacak – tüm bir kurul mu, bir alt kurul mu?
2. Hasta ve/veya hasta yakınından baĢka, toplantılarda kim ya da kimler bulunacak? Kaç kurul
üyesi bulunacak?
3. Toplantıda bulunanlar bu kimseler hangi sıra ile konuĢacak?
4. TartıĢma kaydedilecek mi? Kim tarafından? Kayıt nasıl belgelenecek, nasıl dosyalanacak
ve depolanacak?
5. Toplantını sonucunda Kurulun ortak görüĢü ne kadar önemli olacak?
6. Kurul önerileri bağlayıcı olacak mı? Öneriler kime iletilecek?
7. Kim önerilerin hayata geçirilip geçirilmediğini takip edecek ve bunu saptayacak?
DanıĢma oturumunun sona ermesinin ardından, kurul üyeleri yeniden bir araya gelmeli
ve toplantı sonuçlarını gözden geçirmelidirler. Birkaç ek soru ortaya atabilirler: Aracılık etkili
miydi? Uygun muydu, öncelikli olarak aracılık yapmayı gerektiren gerçek bir çatıĢma durumu
var mıydı? Sonucu bir tarafa bırakılırsa, taraflara adil ve saygılı bir Ģekilde davranıldı mı?
Kullanılan aracılık yönteminin, ilerideki toplantılarda hesaba katmak açısından her hangi bir
91
92
sakıncalı yönü var mıydı? Muhtemelen, farklı vakaları farklı yöntemlerle ele almak gerektiği
sonucu ortaya çıkacaktır.
Özetle, özgül yöntemler izlemek her zaman tekil biyoetik konuları ele almak kadar
ilginç olmasa da, Hastane Etik Kurulları bu farklılıkları küçümsememelidir. Vakaya özgü
yöntemler göz ardı edilirse, sonuç, paradoksal olarak, sadece izlenen yöntemler bağlamında
yargılanabilir. Böyle bir durum ise, danıĢma fonksiyonunun açıkça baĢarısızlığa uğraması
anlamına gelir.
Bu süreçte, hasta kayıtları merkezi öneme sahiptir. Bu kayıtlar tıbbi geçmiĢi, tanıları,
tedavileri ve vaka değerlendirmelerini içerir. Sağlık kurumlarının, tüm hastaların tıbbi
kayıtlarına karĢı idari sorumluluk bağlamında tıbbi kayıt bölümleri vardır. Bu kayıtlar
genellikle gizlidir ve değerlendirmelerinde büyük ölçüde onlara dayanan Hastane Etik Kurulu
dâhil yalnızca yetkili görevliler bu kayıtlara ulaĢabilir. Oysa vaka ile ilgili kayıtlar kurul
tutanaklarında apaçık göz önündedirler.
BaĢkanlar kurullarının sekretaryasından genellikle iki gizli belge grubu hazırlamasını
ve bunları saklamasını talep ederler: Biri bütün kurul toplantılarının tutanaklarını içerir.
Ancak, belirli üyelerin isimleri tutanaklarda belirtilebilir ya da belirtilmeyebilir. Ġkinci belge
grubu kurulun vaka incelemelerine iliĢkin değerlendirmelerini ve önerileri içerir. Bu dosyalar,
çoğu zaman baĢkan ya da onun rapor verdiği birim tarafından saklanır. Genellikle hastalara
veya hasta yakınlarına açık değildir. Tıbbi konsültasyon kayıtları genellikle hastanın tıbbi
kayıt dosyaları veya hasta tabelasının içinde saklanmasına rağmen, bu yöntem, sağlık
kurumlarında tıbbi konsültasyonları takip eden hekimlerce benimsenen uzun vadeli politika
ile benzerlik gösterir. Tabelaya bir göz atanın hastaya ait özel bilgilere kolayca eriĢiminin
önüne geçecek bir uygulama olarak, bu bilgilere özel rica ile ulaĢılabilmesi kuralı getirilebilir.
Bu konuda bir engel, klinik sekreteryasının ayrı kayıt tutması durumunda ortaya çıkar: Bu
dosyalara ulaĢmak için ayrı iĢlem yapılması gereklidir. Dolayısıyla, iki ayrı dosyanın
tutulduğu kaydedilmelidir. Bu noktada baĢkanlar, kayıtlarla ilgili bilgi sahibi olmak
isteyenleri, bu bilgilere hangi kaynaktan ulaĢılabilecekleri konusunda yönlendirirken
yanılabilirler. Zira aĢırı karmaĢık iĢlemler de, Kurul dosyalarında kayıtlı hasta bilgilerinin
mahremiyetini kolayca tehlikeye düĢürebilir.
Kurul tarafından incelenen hasta vakalarına ait tüm tartıĢma ve önerilerin kurul
kayıtlarına geçirilip geçirilmemesi konusunda, öyle görülüyor ki, bir fikir birliği yoktur.
Bazıları bütün vaka değerlendirmelerinin hastaların tıbbi kayıtlarına girilmesinin daha fazla
sorun yaratacağını ve her bir olayı kendi özel durumuna göre ele almanın daha pratik
olduğunu savunur. Yeni kurulan bir Sağlık Etiği Kurulu kurumsal güvenilirlik kazanmaya
ihtiyaç duyduğundan, „etik polisi‟, nihai „etik hükümler‟ beyan eden bir mahkeme gibi
algılanmamalıdır. Bir kurulun, sadece vaka değerlendirmelerinde özgül ölçütleri karĢılayan
bilgileri kaydederek dosyalaması gerektiği önerilmiĢtir. Vaka değerlendirmelerini tümüyle
kaydetme gayretkeĢliğinin ne amacı olabilir? Ayrıca, hastaların dosya ve tabelaları kolayca
elektronik ortama aktarılabildiği ve artık çok sıklıkla internette eriĢilebilir hale geldiği için,
tıbbi kayıtların gizliliğini sağlama konusunda günümüzde büyük bir endiĢe vardır. Hasta
bilgilerinin tamamını içeren dosyaları talep etmenin, basmakalıp bir görüntü verdiği ve Sağlık
Etiği Kurulu‟nun iĢlevlerinin yanlıĢ anlaĢılmasına yol açabileceği savunulmaktadır. Bu
Ģekilde, sadece biyoetikle ilgili meselelerde değil, tıbbi konularda da fikir beyan etmeye
kalkıĢarak, yetkilerini aĢacakları ve böylece yapıcı bir tartıĢma platformu olma özelliğini
yitirebilecekleri ifade edilmektedir.
Hassas ya da kritik bir bilginin yanlıĢ ellere düĢmemesi için, kurul baĢkanı, bu tür bir
bilginin ifĢası hastaya zarar verme ihtimali taĢıyorsa, en azından müdavi hekimi haberdar
92
93
etmeden açıklamada bulunmayabilir. Peki, biyoetik konularına iliĢkin baĢvuruların
incelenmesinde de Kurul aynı yöntemi mi benimseyecektir? Eğer vaka aile bireyleri, hastane
çalıĢanları veya diğerleri arasındaki kiĢiler arası iliĢkilere odaklanmıĢsa, Ģikâyetlerin türüne
göre olayın bir dava konusu olması ihtimali vardır. Sonuçta, vaka değerlendirmeleri onların
tıbbi öyküsünün bir parçasıdır ve sadece hukuken meĢru kiĢilerin eriĢimine açık olmalıdır.
HASTALARIN
TIBBĠ
KAYITLARINA
VAKA
DEĞERLENDĠRMELERĠ
EKLENDĠĞĠNDE
HASTANE
ETĠK
KURULUNUN
GÖZ
ÖNÜNDE
BULUNDURMASI GEREKEN YÖNTEMLER
Hasta vakalarının değerlenmesi:
• Tam olarak doğru, açıklayıcı ve irdeleyici olmalıdır.
• YanlıĢ anlamalara yol açmamak için net bir ifadeyle kaleme alınmıĢ olmalıdır.
• Duygusal yargı terminolojisinden kaçınmalıdır.
2.4. ARAġTIRMA ETĠK KURULLARI
Kurula başvururken yapılacak işlemler ve izlenecek yöntemler
Sağlık Hizmetleri Etik Kurullarından farklı olarak, insan üzerinde araĢtırma yapan sağlık
kurumlarında ve araĢtırma merkezlerinde çalıĢan klinisyen-biliminsanları benzer özgeçmiĢlere
sahip, iyi tanımlanmıĢ bir grup oluĢtururlar. Bu araĢtırmacılar çalıĢtıkları kurumların ve
araĢtırma merkezlerinin AraĢtırma Etik Kurullarına sık sık baĢvururlar. Oysa temel
sorumluluğu hasta bakımı olan hekimler ve öteki sağlık personeli genellikle bir AraĢtırma
Etik Kuruluna ulaĢma çabasında olmazlar. Bu durumun bir istisnası, bütün öteki tedavi
seçeneklerinin denendiği ve baĢarısız olduğu ağır hastaların tedavisinden sorumlu hekimlerin,
henüz Üye Devletin yetkili kurumunca genel kullanım için onaylanmamıĢ deneysel bir ilacı,
aĢıyı ya da yeni bir cerrahi yöntemi uygulamak için bir AraĢtırma Etik Kurulunun onayına
baĢvurduğu durumlardır.
Önerilen bilimsel ve klinik araştırmanın etik açıdan değerlendirilmesi için uygulanacak
çalışma biçimleri ve politikalar
AraĢtırma Etik Kurullarının baĢkanları genellikle aylık toplantılar yaparlar, ancak geliĢmiĢ
ülkelerde insan araĢtırmalarının dramatik biçimde artması nedeniyle, Kurulların daha sık
toplanmaları artık alıĢılmadık bir durum olmaktan çıkmıĢtır. Öteki Biyoetik Kurullarda
olduğu gibi burada da kurul baĢkanı, genellikle her toplantıdan iki ya da daha fazla hafta önce
gündemi hazırlar ve üyelere dağıtır. AraĢtırma Etik Kurulu üyeleri önerdikleri klinik
araĢtırmaları son derece ayrıntılı biçimde tanımlayan ve sayıları giderek artan araĢtırma
protokollerini dikkatle değerlendirmekle yükümlüdürler. Genellikle araĢtırmacılardan
destekleyici ek belgeler ve malzemeler sağlamaları da istenmektedir.
Özellikle bugünün araĢtırma ortamı göz önüne alındığında, araĢtırmacıların görüĢleri
göz ardı edilmemelidir. AraĢtırmacıların karĢılaĢtıkları en ciddi sorunlardan biri, ki bazıları
bunu kriz olarak düĢünmektedirler, bir AraĢtırma Etik Kurulunun değerlendirme iĢleminin ne
kadar zaman alacağıdır. Kurul elbette ki dikkatli ve titiz olma eğilimindedir ve tam bir
değerlendirme zaman ister. Öte yandan araĢtırmacılar, gecikmeleri tüm çalıĢmayı engelleyen,
finansal desteği tehlikeye sokan, rakip araĢtırmacılara avantaj sağlayan ve yeni ilacın, aĢının,
cerrahi yöntemin veya gerecin onaylanmasını beklemek zorunda olan hasta-katılımcılarda
ıztıraba ya da ölüme neden olan etkenler olarak görmektedirler. Gerçekten de çoğu zaman,
“Acaba bu gecikme gerçekte, projemi engelleme çabası mı?” kuĢkularına ya da akademisyenler, klinisyenler arasındaki kiĢisel düĢmanlıkların etkisiyle- “Bütün araĢtırma
93
94
önerileri benimki kadar ayrıntılı sorgulanıyor mu?” Ģeklinde endiĢelerine yol açar. Bu durum,
olumsuz bir hava yaratır. Ne de biliminsanları normal insan tepkilerine bağıĢıklık gösteren
robotlar değildirler.
ġu ana dek araĢtırmacıların destek için baĢvurma süresini anlamlı ölçüde kısaltan tek
yeni uygulama, projelerin önce bilimsel incelemeye, sonra da etik değerlendirmeye sunulması
olmuĢtur. Bunun nedeni genellikle bilimsel değerlendirme iĢleminin birçok protokolü
elemesidir. Biyoetik değerlendirme gerektiren daha az protokolün olması, değerlendirmelerin
daha hızlı bildirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca araĢtırmacılar, değerlendirilmesi daha basit
öneriler oluĢturarak ta süreci çabuklaĢtırabilirler. Öneriler sunulmadan önce gereksiz
karmaĢıklıklar ve olası çıkar çatıĢmaları (conflict of interests) ortadan kaldırılmalıdır.
Ġnsan denekleri içeren her araĢtırma protokolünde araĢtırmacının denemeler
baĢlamadan önce katılanların aydınlatılmıĢ onamını alması gerektiğinden, büyük olasılıkla
insanlar üzerinde araĢtırmalarının AraĢtırma Etik Kurulları tarafından en yakından incelenen
yönü aydınlatılmıĢ onamın alınıp alınmadığıdır. AraĢtırma Etik Kurullarının aydınlatılmıĢ
onamla ilgili olarak kullandıkları çalıĢma biçimi ve uyguladıkları politikalar bazen ulusal,
bölgesel, ya da yerel yasal düzenlemelerden veya kendi sağlık kurumlarınınkinden
kaynaklanmaktadır.
Örneğin, UNESCO’nun Biyoetik ve Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Taslağı
(Madde 6 – Onam) der ki:
a) Her koruyucu, tanıya ve tedaviye yönelik tıbbi giriĢim, yalnızca ilgili kiĢinin
önceden alınan, yeterli düzeyde bilgilendirilmesine dayanan, özgür ve aydınlatılmıĢ
onamına dayanılarak gerçekleĢtirilebilir. Onam, uygun olan her durumda açıkça
ifade edilmiĢ olmalıdır; ilgili kiĢi, bir dezavantaja ya da önyargıya uğramaksızın,
herhangi bir zamanda veya herhangi bir nedenle onamını çekebilir.
b) Bilimsel araĢtırma, yalnızca ilgili kiĢinin önceden alınan, özgür, açıkça ifade edilmiĢ
ve aydınlatılmıĢ onamına dayanılarak gerçekleĢtirilebilir. Verilen bilgi yeterli,
kavranabilir bir yapıda olmalı ve onamı çekme biçimlerini içermelidir.
Ġlgili kiĢi, bir olumsuzluğa ya da önyargıya uğramaksızın, herhangi bir zamanda
veya herhangi bir nedenle onamını çekebilir. Bu ilke açısından istisnalar yalnızca
devletlerin bu Bildirgede, özellikle madde 27‟de, ortaya konulan ilkeler ve koĢullarla
ve uluslararası insan hakları yasası ile uyumlu olarak benimsedikleri etik ve yasal
standartlara uygun olmak kaydıyla yapılabilir.
c) Bir topluluk ya da bir grup insan üzerinde gerçekleĢtirilen araĢtırmalarda, uygun
durumlarda, ilgili topluluğun ya da grubun yasal temsilcilerinin ek onayı aranabilir.
Bir topluluğun ortak onayı ya da bir topluluk liderinin veya baĢka bir otoritenin
onamı, hiçbir Ģekilde, bireyin aydınlatılmıĢ onamının yerine geçemez.
Yerel düzeyde olmayan AraĢtırma Etik Kuruluna örnek olarak Hollanda‟nın Hague kentinde
kurulmuĢ bulunan Ġnsan Denek Ġçeren AraĢtırmalar Merkez Kurulu [The Central Committee
on Research involving Human Subjects (CCMO)] verilebilir. (Bakınız Ek II A).
Ulusal, bölgesel, ya da yerel hangi otorite olursa olsun, ön planda olan ve üzerine
odaklanılan nokta onam belgelerinin içeriğidir. AraĢtırma Etik Kurulları araĢtırmaya
katılanların onamlarının alınması iĢlemini geliĢtirmek konusunda ne yazık ki her zaman etkili
olamamaktadırlar. Onam belgelerinin içeriğinin belirli aralıklarla gözden geçirilmesi için
belirlenen iĢlemler, uygulandıkları zaman bile, en basit deyiĢle, yetersiz kalmaktadırlar. Olası
katılımcıların, örneğin, kiĢinin minimal riskten daha fazla bir riske maruz kalmayacakları
(katılımcıların zarar açısından minimal riskten fazlasını kabul etmelerini etik açıdan haklı
94
95
temellere dayandırabilen belirli protokollere katılmak hariç) gibi yararlarını korumakta
baĢarısız görünen onam belgelerinden kaçınmalıdır. Bunun için sorumlu araĢtırmacıların
belirli iĢlemleri izlemeleri gerekir.
AraĢtırma Etik Kurullarına kendi kurumlarındaki araĢtırmacıların kullandıkları onam
belgelerine yönelik olarak iç denetim yapma yetkisi vermek yararlı olabilir. Kurullar, klinik
araĢtırmaları değerlendirmek konusunda yeterli kiĢilere yetki vererek, onların araĢtırmacıların
katılımcıları araĢtırmaya nasıl davet ettiklerini doğrudan izlemelerini sağlayacak bir düzenek
oluĢturmalı mıdır? Bu düzenek çok kısıtlayıcı ya da yakıĢıksız olarak mı değerlendirilir, yoksa
az da olsa bir müdahale olarak mı görülür? Ġnsan araĢtırmalarına iliĢkin kayıtların belirli
aralıklarla gözden geçirilmesine izin verilmeli midir? AraĢtırmalara katılan kiĢilerin
korunmasına yönelik bir düzenek olarak görülen aydınlatılmıĢ onamın etkisini arttırmak
amacını güden hangi yönerge ya da denetleme yöntemi kabul edilirse edilsin, araĢtırmacılara
ve/veya onlarla birlikte çalıĢan ekibin üyelerine belirli sorular yöneltilecektir.
KLĠNĠK ARAġTIRMALARDAN ÖNCE KATILIMCILARIN AYDINLATILMIġ
ONAMINI ALMANIN ETKĠSĠNĠ ARTTIRMAK ĠÇĠN SORULAR
1. Olası katılımcıları kim belirledi? Nasıl belirlendiler? Hangi ölçütler kullanıldı?
2. AydınlatılmıĢ onamlarını kim aldı? Nasıl alındı?
3. Onam nerede ve ne zaman alındı? Katılımcı, oluĢabilecek zararlar ve olası yararlar
konusunda anlayabileceği terimlerle, tam olarak bilgilendirilmiĢ miydi?
4. Onam formu olası katılımcı tarafından mı imzalanmıĢtı?
5. Katılımcı onam formunu okuyup imzalarken bir tanık hazır bulunuyor muydu?
Bulunduysa, bu kimdi?
6. Tanık yetkin miydi? AraĢtırmanın yapılmasına iliĢkin önceden bir çıkar beklentisi ya da daha da beteri- çıkarı var mıydı?
7. AraĢtırma protokollerinin biyoetik açıdan yapısını onaylamakla görevli
değerlendirme kurumu ile araĢtırma ekibi arasında tampon görevi görecek, iyi
eğitimli ve deneyimli araĢtırma ortaklarının bulunması ve görevlendirilmesi,
katılımcıların ters etkilerden daha fazla korunmasını sağlayabilir mi?
8. Kurulların değerlendirmelerinin görünür ve gizli bedelleri nelerdir? Bunlar tüm ilgili
taraflara bildirilmiĢ midir?
Kısacası, bu karmaĢık, çok katmanlı süreç yalnızca insan katılımcılar içeren tüm araĢtırma
önerilerinin yalnızca (1) bilimsel ve (2) yasal değerlendirmesini değil, aynı zamanda (3)
biyoetik yapılarının da (onam formu dahil olmak üzere) değerlendirilmesini içerir. (Ek IV‟e
bakınız.)
Araştırma yapılan (evsahibi) Üye Devletlerde ortak bilimsel ve klinik araştırmalar yapmak
için yöntem ve yönergeler
Bugün Üye Devletlerin çoğunda, AraĢtırma Etik Kurullarının saptadıkları ve üzerinde
durdukları biyoetik konular tek tek bilinse de bilinmese de, bu kurulların yöntemleri,
iĢleyiĢleri ve iç tüzükleri konusunda pek çok Ģey bilinmektedir. Ancak AraĢtırma Etik
Kurullarının henüz kurulmadığı çok sayıdaki Devlette durum böyle değildir. Bu Devletler,
henüz çok kısa zaman önce iç tüzük oluĢturma ve baĢka Devletlerden gelen araĢtırmacılarla
iĢbirliği yapmak için yönergeler kabul etme çabalarını yoğunlaĢtırmıĢlardır. Öteki Devletler,
her ne kadar genellikle araĢtırmanın evsahibi olan Devletlerin vatandaĢlarının katılımına
gerek duysalar da, bu Devletlerde klinik araĢtırma yapmak için gerekli deneyime ve geniĢ
kaynaklara çoktan sahip olmuĢlardır. Birçok Üye Devlet hükümeti de biyolojik/biyomedikal,
davranıĢsal ve epidemiyolojik araĢtırmalara destek sağlamakla birlikte, son yıllarda dikkatler
95
96
uluslararası insan araĢtırmalarının baĢlıca destekleyicisi olan farmasötik endüstrisi üzerinde
yoğunlaĢmıĢtır.
Eğer uluslararası araĢtırmalar sürecekse, tüm ilgili Devletlerde yalnızca evsahibi
Devletlerdeki katılımcıların çeĢitli istismar biçimlerinden korunması için biyoetik
değerlendirme yöntemlerinin oluĢturulmasının yeterli olmayacağı; aynı zamanda yeni, güvenli
ve etkili ilaçların, cerrahi yöntemlerin, aĢıların ve aygıtların bu Devletlerin ve baĢka ülkelerin
insanları için satın alınabilir ve ulaĢılabilir duruma getirilmesi için yollar oluĢturulması
gerektiği konusunda artan bir uzlaĢı bulunmaktadır. Bu amacı gündeme koymak için, bazı
Devlet hükümetleri, klinik araĢtırmacıları ve insan üzerinde araĢtırmaları destekleyen
kurumları, tüm Üye Devletlerdeki AraĢtırma Etik Kurullarının bütün ortak uluslararası
araĢtırmalarda yalnızca araĢtırma protokollerinin bilimsel ve yasal değerlendirmesini değil,
biyoetik değerlendirmesini de yapma kapasitelerinin arttırılmasında rol almaya
yönlendirmektedirler.
Ayrıca, pek çok Devlet yönetimi ulusal düzeydeki yönergelerini benimsemiĢtir. Bu
yönergeler evsahibi Devlette araĢtırma yapmanın yöntemlerini olduğu kadar, Kurul üyelerinin
oluĢturduğu çeĢitlilik içeren grubun etik standartlarının da yönetimin değerlendirmesinden
geçmesini gerektirmektedir. AraĢtırma yapmanın yöntemleri en azından araĢtırmanın
baĢladığı Devlette geçerli olanlara eĢdeğer olmalıdır. Öyleyse Ģu anda, herhangi bir yeni
uluslararası araĢtırma protokolüne baĢlamadan önce, evsahibi Devletin AraĢtırma Etik
Kurullarını (ya da baĢka bir biyoetik değerlendirme mekanizmasını) kurmuĢ olması gerekir.
Günümüzde sürmekte olan tartıĢma Ģudur: Tek bir Devlet tarafından önerilen protokoller, tüm
Devletlerin ahlaki ilkeleri için belirleyici olabilir mi olamaz mi? Bu açıdan kabul edilemez
bulunan ilkelerin yeniden ele alınması talep edilebilir mi edilemez mi?
Konu üzerinde var olan belgeleri gözden geçiren bir çalıĢma, en azından aĢağıdaki iç
yönerge maddelerinin en kısa zamanda bütün Devletlerdeki araĢtırma değerlendirme Kurulları
tarafından benimsenmesinin gerektiğini ortaya koymaktadır:
1. AraĢtırmacıların, evsahibi Devletteki katılımcıların yerel kültürel normlarına ve
ahlaksal geleneklerine yalnızca aĢina olmakla kalmayıp, bunları tam olarak
anlamalarını sağlayınız.
2. AraĢtırma protokolünün evsahibi Devlette yapılmasının olanaklı olduğundan emin
olunuz.
3. Olası katılımcıların hakça araĢtırmaya alınıp alınmadığını (örneğin cinsiyet eĢitliği ve
ırksal dağılım) değerlendirecek bir yöntem oluĢturunuz.
4. Tüm Devletlerin araĢtırmacılarının katılımının bir sonucu olarak, olası katılımcıların,
bilgi yüklenmesi ve aĢırı açıklamalara yol açmaksızın, çalıĢmayla ilgili olası zarar ve
yararlar konusunda bilgi sahibi olmasını güvence altına alacak uygun ölçütleri
belirleyiniz.
5. Olası katılımcıların çalıĢmanın risk ve yararlarını anladıklarına iliĢkin iddialarını
değerlendiriniz.
6. Katılımcıların baskı altında olmadıklarından ve kendilerini araĢtırmaya katılıp
katılmamakta özgür birer gönüllü olarak gördüklerinden emin olunuz.
7. Katılımcıların baĢarılı araĢtırmalardan sağlanabilecek olumlu sonuçları ve varsa
yararları anladığından emin olunuz.
8. Bugünlerde bazılarının “kapasite oluĢturma” dedikleri durumu –ileri eğitimin bir
sonucu olarak zaman içinde iki yönlü iĢbirliğinin sağlanması- evsahibi Devlette
geliĢtirmeye çalıĢınız.
96
97
Bütün Devletlerin AraĢtırma Etik Kurulları araĢtırma protokollerini değerlendirme
konusundaki kendi iç uygulamalarının eĢit olduğuna karar verdiklerinde, yalnızca bu bile
evsahibi Ülkelerin halklarında güven dugusu yaratacaktır. Özellikle de henüz insan üzerindeki
araĢtırma çalıĢmalarına katılmak üzere çağrıda bulunulmamıĢ ya da böyle bir çalıĢmaya
alınmamıĢ ülkeler için bu anlamlı bir geliĢme olacaktır. Bu bakımdan, hasta-deneklerin tıbbi
kayıtlarının tehlikeye atılmaması çok önemlidir. Kayıtların gizliliğinin sağlanmalıdır. Eğer bu
gizlilik basit bir yarar ya da kiĢisel çıkar nedeniyle bozulursa, çok ciddi güvenilirlik sorunları
ortaya çıkar. (Bakınız aĢağıdaki metin)
HASTA-DENEKLERĠN TIBBĠ KAYITLARININ TEHLĠKEYE ATILMAMASINI
GÜVENCEYE ALAN UYGULAMA VE YÖNERGELER
1. Sağlık çalıĢanlarının (a) araĢtırma amacıyla tıbbi kayıtlarına ulaĢılan tüm hastaların
gizliliğini sağlama, (b) özellikle araĢtırmacılar sonuçlarını yayınlamayı
düĢünüyorlarsa, hastaların anonimliğinin korunmasını garantiye alma ödevleri
olduğunu belirtiniz.
2. Hastaların ulaĢılmasında sınırlamalar bulunan tıbbi kayıtlarına eriĢmeyi planlayan
araĢtırmacılar için özgün iĢlemler oluĢturulmasını talep ediniz; örneğin
araĢtırmacılar, baĢlangıçta kayıtlar ve bilgiler toplanırken söz konusu olan
uygulamaları çiğnememelidirler.
3. Epidemiyologlardan, belirli bir bilgiye eriĢmek için kayıtlarına ulaĢmaya çalıĢtıkları
hastalara yönelik olarak ortaya çıkabilecek zararların değerlendirilmesine
katılmalarını talep ediniz.
4. Hastaların tıbbi kayıtlarının gizliliğini korumak ve muhafaza etmek için bir dizi
iĢlem belirleyin. Örneğin, hasta isimleriyle bağlantılandırılamayan kodların ve öteki
tanımlayıcıların kullanılması.
5. Hastaların kimlikleriyle iliĢkilendirilebilecek bütün bağlantıları ortadan kaldıran
iĢlemleri yapınız.
6. Mümkün olan her durumda, epidemiyologlardan ve araĢtırmalarında yer alan öteki
çalıĢanlardan, gerçekleĢtirmeyi düĢündükleri epidemiyolojik çalıĢma için hastaların
tıbbi kayıtlarına ve öteki gizli belgelere eriĢmeden önce, hastalardan onamlarını
almak için iyi belgelenmiĢ bir uygulama oluĢturmalarını talep ediniz.
AraĢtırma Etik Kurulları, etnik, kültürel, dinsel, yasal ve bilimsel yönden farklı yaklaĢımları
olan katılımcılardan oluĢan odak gruplar oluĢturmayı düĢünebilirler. Odak gruplara
katılanların, baĢta araĢtırma protokollerini değerlendirenlerin bu görevlerini yaparken
tuttukları yollara iliĢkin olanlar olmak üzere, dikkati çeken pek çok sorunu fark etmeleri
gerekir. Birçok araĢtırmacının araĢtırmalara evsahipliği yapan Devletlerden birini bile ziyaret
etmemiĢ olduğunu, dolayısıyla da bu ülkelerin insanlarına, onların geleneklerine,
göreneklerine ve kültürlerine yabancı olduklarını keĢfetmek hâlâ hiç te ĢaĢırtıcı değildir.
Böylesi koĢullarda yeterli iletiĢim kurulması konusunda sorunlar yaĢanabilir. Bu da araĢtırma
katılımcılarından onam alınırken yapılan bilgilendirmelerde gerçekçilik açısından kuĢkulu
sonuçlar doğurabilir.
97
98
Ayrıca, evsahibi ülkedeki bir AraĢtırma Etik Kurulu üyelerinin, baĢka bir Devlette
bulunan bir AraĢtırma Etik Kurulunda hiç te önemsenmeyecek sorunları gündeme getirmeleri
mümkündür. Bu tür bir araĢtırma baĢarılı olsa bile, o ülkenin insanlarına ne yararı olacaktır?
Bu araĢtırmalara dayalı olarak üretilen tedaviler o ülkede kimlere, hangi Ģekilde yarar
sağlayabilir? Bu hizmetlerin bedeli o ülkenin insanlarınca ödenebilecek midir?
İnsanlar üzerinde araştırma yapan biliminsanı-klinisyenler tarafından yapılan
araştırmalarda araştırmanın dürüstlüğünü arttırmak ve desteklemek, kötü uygulamalara
engel olmak için uygulamalar ve yönergeler
(a) İnsanlar üzerinde araştırma yapan biliminsanı-klinisyenlerin neden oldukları çıkar
çatışmalarının önlenmesi için uygulamalar ve yönergeler
Bir çok Üye Devlette biyoetik yazını, araĢtırmacılarının çıkar çatıĢmasına düĢmekten
kurtulamadıklarını vurgulayan ve kamuoyunda bu yöndeki kaygıların attığını gösteren
yayınlarla dolmuĢtur.
Günümüzde insaların çoğunun “çıkar çatıĢması” deyimini gördüklerinde deyimin
anlamını az çok kestirmekle beraber, tam olarak ne anlatıldığını bilmedikleri gözlenmektedir.
Bu kısmen kiĢinin, özellikle de bir araĢtırmacının, bu tür bir çatıĢma içinde olması için, en az
iki çıkarının çatıĢtığı Ģeklinde anlaĢılmaktadır? Deyimin Ġngilizcede “çıkarlar” Ģeklinde çoğul
olarak kullanılması yalnızca bir dilbilgisi sorunu değildir; aynı zamanda kavramın daha iyi
anlaĢılmasına da olanak verir.
Eğer çıkarların çatıĢmasında ne anladığımıza önem verirsek, iki çıkarı birbirinden net
olarak ayırabilmemiz gerektiğini görürüz, daha sonra bireyin; örneğin baĢkalarının
güvenliğini, sağlığını veya esenliğini tehlikeye atan, bir çatıĢma içinde olup olmadığına karar
veririz. Çıkar çatıĢmalarının çoğu paraya; bazıları prestij ve ünün artmasına; bir kısmı ise
profesyonel geliĢmeye iliĢkindir.
AĢağıdaki durumu düĢünün:
Bir ilaç firması temsilcisi kendi firmasının daha etkili ve güvenli ilaçlar bulmak için
yaptığı klinik araĢtırma çalıĢmalarına hastalarını denek olarak dahil etmesi için bir hekimi
davet eder. Hekimin çabalarını dikkate alan satıĢ temsilcisi, araĢtırmaya dahil ettiği her hastadenek için, ileride dahil edecekleri için ve onu araĢtırma ekibinin bir üyesi yapmak için
hekime, ödeme yapmayı önerir. Satıcı ayrıca, hekimin sonradan hastalarına satabileceği
ilaçları ona indirimli fiyattan sağlamaya söz verir.
Burada hangi çıkarlar çatıĢma halindedir?
1. Hekimin, kendi hastalarının çıkarlarını korumak gibi bir çıkarı vardır.
2. Hekimin, kendi gelirini arttırmak gibi bir çıkarı vardır.
3. Hekimin, yararlı ve prestijli bir araĢtırmada yer almak gibi bir çıkarı vardır.
Burada çıkarların çatıĢması açısından ortaya çıkabilecek tehlike, hekime hastalarının
esenliğinden çok, prestijin ve vaad edilen ek gelirin çekici gelmesidir. Bu teĢvikler, hekimin
reçete yazma ve araĢtırmaya dahil etme açısından davranıĢ modellerini, hastasının iyileĢmek
ve sağlıklı kalmak gibi en yüksek çıkarları pahasına etkiler mi? Çıkar çatıĢmasına yakın
durumlar bile zararlı olabilir. Çünkü bunlar hekimin güvenilirliğini zedeleyebilir.
AraĢtırma Etik Kurulları, araĢtırmacıların ve klinik hekimlerin çıkar çatıĢması içinde
oldukları görüntüsünü bile vermelerini engelleyecek ve iç yönergeler haline dönüĢebilecek
uygulamaları baĢlatabilecek konumdadırlar.
1. Kurullar, araĢtırmacılara eylemlerinde yol gösterecek açık ve kesin kurallar
belirleyebilirler.
98
99
2. Kurullar bu kuralları yayınlayabilir ve önemli olanlar konusunda araĢtırmacıları
eğitebilirler. Konferanslar, toplantılar ve çalıĢma grupları düzenleyebilir ve bazı
durumlarda araĢtırmacılar, klinik hekimler, asistanlar ve diğerleri gibi anahtar
aktörlerin katılımını dayatabilirler. Ek olarak, Kurulların üyeleri, dağıtılmak ve
tartıĢılmak üzere, çıkar çatıĢması konusunda kısa görüĢ metinleri hazırlayabilirler.
3. Kurullar çıkar çatıĢması iddialarını soruĢturabilir ve tavsiye kararları oluĢturabilirler.
4. Kurullardaki hekimler, yerel toplumda çalıĢan hekimlerle iĢbirliği yaparak, özel
birleĢik oturumlar düzenleyebilirler. Bu hekimlerden klinik araĢtırmaya katılabilecek,
dolayısıyla da araĢtırma etiği ve araĢtırmaların dürüstlüğü konularında formel eğitim
programlarına katılması gerekebilecek olanlara etik açısından yol gösterebilecek
yetkin danıĢmanları ve yerel akademisyenleri davet edebilirler. Zaman içinde bu
hekimler, belki de yeni rolleri ile ilgili olarak belgelendirilebilirler.
Günümüzde yaygın ve güçlü farmasötik endüstrisinin kararlarına ve etkinliklerine oldukça
fazla dikkat edildiğinden, bu varsayımsal örnek bugünün sağlık hizmetleri ortamı için
özellikle geçerlidir. Bununla birlikte, eğer bu sorun yakın zamanda endüstri ve sağlık
çalıĢanları tarafından ele alınmazsa, kamuoyunun güveni erozyona uğramaya devam
edecektir.
(b) Klinik araştırma sözleşmelerinde önleyici şartlar ve araştırmalarda destekleyici ile
araştırmacılar arasında hukuki-etik standartların gerekliliği
Günümüzde genellikle biyolojik/biyomedikal, davranıĢsal ve epidemiyolojij araĢtırmaları
cömertçe destekleyen kamuoyunun, kamusal ve özel destekleyiciler tarafından desteklenen
araĢtırmalardan önemli yararlar sağlamadığını öne sürebilecek çok az insan vardır. Ancak
kamuoyu, medya ya da pazarlamacılar tarafından bilgilendirilmezse, klinik araĢtırmaların
sonuçlarının farkında olmaz, dolayısıyla çıkarlarının korunması konusunda baĢkalarına
bağımlıdır. Bu baĢkaları akademisyenlerden, yönetsel kurumlardan, biliminsanlarından,
klinisyen ve gazetecilerden oluĢur. Söz konusu iĢlevi ancak kendilerine uygun bilgiye eriĢme
olanağı verilirse yerine getirebilirler. Ancak satıĢları en üst düzeyde gerçekleĢtirmek, patent
sırlarını korumak ve rekabeti en alt düzeye indirmek çabasında olan destekleyicilerin, bu
bilgilerin bir bölümünü kendilerine saklama yönünde güçlü güdülenmeleri olabilir. Bu durum
endüstriden destekleyiciler ile bilimsel ve klinik araĢtırmacılar arasında yapılan araĢtırma
sözleĢmelerinde önleyici Ģartların ortaya çıkmasına neden olmuĢtur.
Önleyici Ģart, araĢtırmacıların belirli tür bilgileri ifĢa etmesine sınırlamalar getirmek
amacıyla yasal klinik araĢtırma sözleĢmelerine dahil edilen sınırlayıcı, sözleĢmeden doğan
hükümdür. EleĢtirmenler bu tür sözleĢmelerin bazı yaĢamsal bilgilerin, destekleyici tarafından
güvenlilik veya etkililik gibi konularda istenmeyen yansımaları olduğu için olumsuz
bulunması gibi nedenlerle, baskılanması biçiminde istismarlara davetiye çıkarmasından endiĢe
etmektedirler. Bu, destekleyicinin parasal çıkarının, ürünlerine gereksinim duyanların
esenliğine iliĢkin çıkarlarının önüne geçtiği çıkar çatıĢması durumunu ortaya koyan önleyici
Ģartın klasik bir örneğidir. Yukarıda sözü edilen eleĢtirmenler, bilgilerin açıklanmasını
denetleyecek ve tüm ilgili tarafların uzlaĢmalarını zorunlu kılacak hukuki-etik standartların
oluĢturulması için görüĢler ileri sürmektedirler.
Fakat bu standartlar neler olmalıdır? Destekleyiciler bilgiyi kendi malları olarak
görmekte, yayılmasını denetleme hakları olduğu konusunda ısrar etmektedirler.Eğer zaman,
para ve çaba açısından yaptıkları yatırım kendilerine bu hakkı sağlamıyorsa, tüm insanlığa
yarar sağlayabilecek araĢtırmaları üstlenmek konusundaki güdülenmeleri ciddi biçimde
sarsılabilecektir. Patent ve telif yasaları düĢünsel fikri mülkiyetin güvenliğini garanti altına
almaktadır ve denildiğine göre önleyici Ģartlar bu listedendir.
EleĢtirmenler, önleyici Ģartların istismar açısından yarattığı olanakların kamu yararına
olmadığı ve bu Ģartların, bir istismar gerçekleĢmese bile, istismardan kuĢkulanılmasına neden
99
100
olacağı, bunun da kamuoyunun destekleyicilere ve onların ürünlerine duyduğu güveni
erozyona uğratacağı yanıtını vermektedirler. Halkın güvenindeki bu erozyon, yönetimlerin
araĢtırmalara verdiği desteğin azalmasına, araĢtırmacıların daha sık olarak soruĢturulmasına
ve yönetimlerin baĢka verimsiz davranıĢ biçimlerini benimsemeye baĢlamalarına yol
açabilecektir.
Bu aĢamada önemli birtakım sorular ortaya çıkmıĢtır. Destekleyicilerin, akademik tıp
kurumlarında, özel sektörde çalıĢan araĢtırmacıların ve devlet-destekli biliminsanlarının
gereksinim duyduğu veri tabanlarını ve bilgileri (örneğin fikri ürünler) denetleme, depolama
ve sahiplenme yetkileri olmalı mıdır? Destekleyicilerin, yayından önce kendi istatistiksel
analizlerini araĢtırmacıların taslağına ekleme yetkisi olmalı mıdır? Destekleyiciler, çok ümit
verici bile olsa, araĢtırma kurumları arasındaki bilgi paylaĢımını kısıtlama hakkını ellerinde
bulundurmalı mıdırlar? Hem araĢtırmacılar hem de destekleyiciler kamuoyuna karĢı sorumlu
değil midirler? Son olarak, destekleyicilerin önleyici Ģartlar koymaları, –ki bu, en azından
Ģeffaflığı azaltıcıdır- klinik çalıĢma sonuçları kamuya mal olduğu zaman, kamuoyunun
farmasötik firmalarına, hatta kamusal destekçilere yönelik güvensizlik geliĢtirmelerine ve
onlara olan itimatlarını kaybetmelerine yol açmaz mı?
Bu sorular yanıt beklemektedir. Bir kez daha AraĢtırma Etik Kurulları, önleyici
Ģartların olumsuz sonuçlarını konu alan, yeni iç yönergeler oluĢturarak ve yeni uygulamalar
benimseyerek, önderlik etmek durumunda kalabilirler. AĢağıda, benimsenebilecek yeni
uygulamalara iliĢkin beĢ öneri bulunmaktadır.
1. Kurullar çoğunlukla yerel yönetim düzeyinde (ancak bazı Üye Devletlerde ulusal
düzeyde de) kurulduklarından, araĢtırmacıların destek alacakları araĢtırmalarda,
protokolün yalnızca bilimsel yapısını değil, biyoetik yapısını da onaylamalıdırlar. Bu
Kurullar eğer iĢbirliği yapabilirlerse, araĢtırmacıların yalnız araĢtırmanın sonunda
değil, veri elde etme aĢamalarında da, araĢtırmanın veri tabanlarına tam eriĢimini
zorunlu tutabilirler. Bu durum veri tabanlarını kendi çıkarı için kullanmak isteyen özel
ve kamusal destekleyicilerin yetkilerini kısıtlanmasına hizmet edebilir; aynı zamanda
bu eylem, araĢtırmacılara, klinik araĢtırmalardan elde edilmiĢ veri tabanlarını
yaygınlaĢtırmalarında (hatta bazen paylaĢmalarında) yardımcı olabilir.
2. Kurulların baĢkanları, ortak hareket ederek, klinik araĢtırmalardan sorumlu olan
araĢtırmacıların, bu araĢtırmaların uygulanmasına iliĢkin tüm sorumluluğu resmi
olarak kabul etmelerini zorunlu tutmaları için bilim ve tıp dergilerinin yayın
yönetmenlerini etkileyebilirler. Ek olarak, araĢtırmacılar ve destekleyicilerle okurlar
arasında tampon iĢlevi gören bu etkili yayın yönetmenleri, yazarları ya da
destekleyicileri hukuki-etik standartlara ve yönergelere sıkı sıkıya uymayan
araĢtırmaların sonuçlarını yayınlamayı reddedebilecekleri için güçlü bir konuma
sahiptirler.
3. Kurullar, biyolojik/biyomedikal, davranıĢsal ve epidemiyolojik araĢtırmaların
destekleyicilerinin araĢtırmacılara, araĢtırmalarının sonuçlarını taslak halinde ve
mesleki dergilerde ve öteki medya ortamlarında yayın halinde sunmaları konusunda,
koĢullar ve sınırlamalar koymalarını yasaklayabilir. Destekleyicilerin, Kurulların
önceden alınmıĢ onaylarının bulunduğu nadir olaylar dıĢında, yayını sansürden
geçirmelerine, geciktirmelerine, sınırlamalarına veya yasaklamalarına izin verilmez.
4. Kurullar, sürmekte olan çok-merkezli araĢtırmalardan elde edilen veritabanlarının ve
bilgilerin paylaĢılmasını garanti altına almak için çalıĢmalar yapabilir.
5. Kurullar, destekleyicilerle araĢtırmacılar arasında, hem destekleyicileri hem de
biliminsanı-klinisyen araĢtırmacıları etkileyen klinik araĢtırma sözleĢmelerine
katılmaya ve uygulamaya iliĢkin hukuki-etik standartların oluĢturulması konusunda
taraflara yardımcı olmak için, arabulucu olarak iĢlev görmeyi seçebilirler.
100
101
(c) İnsanlar üzerinde araştırma yapan biliminsanı-klinisyenlerin bilimsel yanıltma, uydurma
ve aşırmacılık (intihal, plagiarizm) yapmasını engellemek için uygulama ve yönergeler:
AraĢtırma Etik Kurullarından bilimsel yanıltma, uydurma ve aĢırmacılık (intihal)
suçlamalarını ele alması da istenebilir. AraĢtırmaları hazırlarken, önerirken, yürütürken veya
uygularken, sonuçlarını sunarken, gözden geçirirken, bildirirken ve belgelerken, bilim
çevreleri tarafından uzun zamandır kabul edilmiĢ olan etik normlardan sapmalar
olabilmektedir. Temel bilimlerde ve klinik disiplinlerde kariyer arayan öğrenciler gibi, temel
bilim ve klinik araĢtırmacıların ileri gelenleri de, öteki görevlerinin yanında, araĢtırmacıların
güvenilirliğine iliĢkin sorunları içeren araĢtırma çalıĢmalarını ve hasta-deneklerle ilgili
vakaları da değerlendirirler.
Bu tür suçlamalar hem kurumlar hem de suçlananlar için çok ciddi sonuçlara neden
olur. Bu yüzden Kurulların uygulamalarının çok iyi anlaĢılmasını ve eĢitliğin genel kabul
gören yasalarına uyulmasını temin etmek için büyük özen gösterilmelidir. Dolayısıyla
uygulamaların tek olay bazında ya da eğreti olmaması, herhangi bir sorunun olmadığı, sakin
bir dönemde, yetkin yasal danıĢmanlık alınarak, ayrıntılı biçimde oluĢturulması zorunludur.
AraĢtırmacıların haklarını ve ödevlerini anlayabilmeleri için, bu suçların tanımlanması
gerekir; ayrıca soruĢturma oturumu sırasında takip edilen iĢlemler açık ve izlenmesi kolay
olmalıdır. ĠĢlemlerin tartıĢılırlığı ve yanlı anlamalar olabildiğince giderilmelidir; böylece
tümüyle olayın özüne odaklanılabilir.
AraĢtırma Etik Kurulları tanıkların ifadelerine baĢvurmak, belgesel materyal toplamak
ve uzman danıĢmanlar davet etmek konusunda yetkilendirilmelidirler. Suçlanan kiĢiye
kendisini suçlayanla yüzleĢme ve hakkındaki suçlamaları çürütebilme olanağı tanınmalıdır.
Bütün bunlar sırasında, taraflardan bazıları bilgilerin açıklanmasından doğacak sonuçlardan
çekinseler bile, Ģeffaflık mutlak olarak zorunludur.
Sürecin en hızlı bir biçimde tamamlanması da yaĢamsaldır. Ġnsanın adı bir kez
zedelendiğinde hiçbir zaman onarılamayabilir. Sanığın ismini temizleyebilmek için derhal
harekete geçmeye hakkı vardır. Bununla koĢut olarak, eğer gerçekten kötü bir davranıĢ
olmuĢsa, bu da hızla cezalandırılmalıdır. Bu davranıĢtan zarar görenler özür dilenmesi ve
tazminat için gereksiz yere bekletilmemelidir.
Amaç, yanlıĢ davranıĢı ortaya çıkarmak, suçlanana aklanma olanağı tanımak ve zarar
görene telafi olanakları sağlayacak yöntemleri tasarlamaktır.
ARAġTIRMACILARIN
KÖTÜ
UYGULAMALARINA
ĠLĠġKĠN
ĠDDĠLAR
GENELLĠKLE DÖRT GRUBU ĠÇERĠR.
1. Klinisyen-bilimadamları ve yanlarında çalıĢanlar
2. Kötü uygulamayı bildiren ya da açığa çıkaranlar, bir baĢka deyiĢle ifĢacılar
3. Üzerlerinde yapılmıĢ uygulamanın kötü olup olmadığı tartıĢılan denekler
4. Ġddiaların geçerliliğine karar verecek olanlar
Bazı gözlemciler AraĢtırma Etik Kurullarının bilimsel yanıltma ve aĢırma konularında
cezalandırma yapmak için uygun bir yer olmadığı kanısındadırlar. Bu kiĢiler, söz konusu
kurulların, kötü uygulama iddialarını değerlendirmek için gereken zaman ve becerilerden
yoksun oldukları kanısındadırlar. AraĢtırma Etik Kurulları öteki Biyoetik Kurullar gibi
bünyesinde halktan insanlar, bir baĢka deyiĢle “dıĢardan insanlar” da bulundurduğu için,
cezaların gizliliğini korunamayacağından ve kurumun ününün yara alacağından
çekinmektedirler.
Ancak, görevli araĢtırmacıların bu tür durumlarda sorumlu tutulması ve AraĢtırma Etik
Kurullarının ya da bu konuları ele almak üzere özel olarak kurulmuĢ Kurulların bu görevi
üstlenmeleri gerektiği konusunda artan bir fikir birliği vardır. Tecrübeli araĢtırmacıların ve
biyolojik bilimler uzmanlarının mesleki çalıĢmalarını düzenleyen temel kuralları zaten tam
101
102
olarak özümsediklerini varsayalım. Yine de araĢtırmacının bilimsel yanıltma ya da uydurma
kastıyla hastaların veya deneklerin verileriyle oynamasının önüne geçmek için anahtar,
kiĢinin kendisini bu konuda eğitmesidir.
ARAġTIRMACILARIN SORUMLULUK VE YÜKÜMLÜLÜKLERĠ
AraĢtırmacı:
1. AraĢtırma ekibinin üyelerini seçerken uygun yöntemler izlemiĢ midir?
2. Bu ekip üyelerinin klinik araĢtırmaya katılmadan önce araĢtırma etiği ve araĢtırmanın
güvenilirliği konularında, hizmet içi eğitim programlarının ölçütleri doğrultusunda,
donanımlı olup olmalarına dikkat etmiĢ midir?
3. AraĢtırma protokolünü düzgün biçimde uygulamıĢ, örneğin olası katılımcılardan
aydınlatılmıĢ onam almak için yeterli yöntemleri oluĢturmuĢ mudur?
4. AraĢtırma sırasında elde edilen verilerin kaydedilmesinde ve araĢtırma ekibi üyeleri
tarafından yapılan yayınların içeriğinde yükümlülüklerini yerine getirebilmek için bir
denetleme düzeneği kurmuĢ mudur? Listelenen tüm yazarlar gerçekten yazar mıdır?
5. Protokolün çeĢitli evrelerini izlemek açısından güncellemeleri yapmıĢ mıdır?
6. AraĢtırma esnasında deneklerin selametinin izlenmesi açısından, yokluğunda görev
yapmak üzere ekip içinden (ya da dıĢından) bir vekil görevlendirmiĢ midir?
Sorumlu araĢtırmacı idari olarak projeden sorumludur ve projenin kusurları nedeniyle mesul
tutulabilir. Mesul tutulabileceğini önceden bilmesi, kuĢkusuz araĢtırmacıyı olası kusurları
önceden saptamaya yönelik olarak yüreklendirecektir. Ancak aynı zamanda, farklı araĢtırma
merkezlerinde pek çok alt birimden oluĢan geniĢ projelerde ayrıntılı danıĢmanlık vermek
imkansızdır. Bu yüzden suistimalleri saptamaya yönelik en ciddi çabalar bile baĢarısızlığa
uğrayabilmektedir.
(d) İnsan araştırmalarının öncesinde, yapılışı sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilecek
son derece ciddi etik ihlallerini engellemek için yöntem ve yönergeler
AraĢtırmanın güvenilirliği bağlamında, insan katılımlı araĢtırmaları düzenleyen yasal
gerekliliklerin veya baĢka ciddi materyallerin sağlanmasında sorunlarla da
karĢılaĢılabilmektedir. Bunların arasında, insan katılımcıları, bilim toplumunun üyelerini ve
toplumu kandırmak; hasta-deneklerin özel yaĢamına ve gizliliğine tecavüz etmek, kuralları
kasten çiğnemek ve sahtekârlık olarak kabul edilen baĢka eylemlerde bulunmak gibi etik dıĢı
biyomedikal araĢtırmalar bulunmaktadır. Ancak tümü bunlarla sınırlı değildir. Sahtekârlığın
ender olduğunu zanneden geleneksel görüĢ yerini, sahtekârlığın çoğunlukla saptanamadan
kaldığı kaygısına bırakmıĢtır. Bir araĢtırmacının da belirttiği gibi, sahtekârlık “çürük
elma”ların iĢi olarak değil, daha çok “buzdağının tepesi” gibi görülmektedir.
AraĢtırmacıların kötü uygulamalarını engellemek için yöntem ve yönergeler
oluĢturulmak suretiyle ne sağlanabilir? Ciddi iddialarla uğraĢmak için halihazırda bazı
yöntemler oluĢturulmuĢtur.
 yanıltma ve sahtekârlığı açıkça tanımlamak, bunları kaçınılmaz ya da iyi niyetli
hatalardan ayırt etmek;
102
103



bilim adamlarını ve klinik araĢtırmacıları bu yönergeler doğrultusunda eğitmek;
ifĢacılara koruma ve teĢvik sağlarken bu yönergeleri de etkin bir biçimde uygulamak;
gözetimleri altında oluĢan istismarlardan sorumlu araĢtırmacıları mesul tutmak.
ARAġTIRMA ETĠK KURULLARININ ĠKĠLĠ GÖREVĠ
Ġnsanlar üzerinde araĢtırmalarda
Denekleri Korumak
AraĢtırmada
Dürüstlüğü Sağlamak
Kurumlar suistimaller konusunda kamuoyunu ne zaman ve nasıl bilgilendirmelidirler?
Ġddiaları duyurmalı mıdırlar? Resmi duruĢmaların baĢlamasını mı beklemelidirler? Son
bulguları mı bildirmelidirler? Son bulguları, ancak sonuçta bir suç olduğunda mı
bildirmelidirler? Kurumların korumaları gereken bir ünleri vardır ve gizlilik eğilimi baskın
çıkabilir. Ancak bu kurumlar, kötü uygulamaların her zaman örtbas edilemeyeceğini ve eğer
baĢkaları bunu açığa çıkarıp, kurumun da bunu gizlemeye çalıĢtığını ortaya koyarlarsa,
sonucun bir felaket olacağını kabul etseler iyi olur. Ġddiadan çözüme dek açık ve sağduyulu
olmak çok daha iyidir. Bu tür bir yaklaĢım kurumun adil ve tedbirli olduğu izlenimini verir ki,
böyle durumlarda muhtemelen kurumun umabileceğinin en fazlası budur. Bu sonucu
sağlamak için kurumların iddia edilen suistimale iliĢkin olayları ve soruĢturmalarının
sonuçlarının açıklamaları gerekmektedir. Kamuoyundaki saygınlıkları için bundan daha azı
kabul edilemez.
Kısacası, kanıtlansın kanıtlanmasın uydurmacılığın, yanıltma ve aĢırmacılığın da öte
araĢtırmada sahtecilik iddiaları, araĢtırmaların bilimsel, yasal ve biyoetik açıdan yapılarının
rutin değerlendirmenin normal olarak gerektirdiğinden çok daha yakından sorgulanmasına
neden olur. Kurumlar araĢtırmada sahtekârlığa iliĢkin resmi ilke ve kurallar oluĢturmalıdırlar.
Bu ilke ve kuralların çiğnenmesi, araĢtırmacının ve öteki sorumluların insan deneklerde
araĢtırma yapmayı sürdürmek için gerekli fonlardan yararlanmasını engellemeyi de içeren
ağır yaptırımlara yol açmalıdır.
Son olarak, araĢtırmacıların kandırmayı deneysel çalıĢmalarının yapısal bir parçası
olarak kullanmaları, böylece araĢtırmaya katılanları kandırmaları konusu bulunmaktadır. Bu
uygulamaya yönelik hatırı sayılır eleĢtiriler söz konusudur. Bu eleĢtiriler ilkesel olarak,
konuya iliĢkin görüĢleri sorulan bir çok araĢtırmacının bilimde- özellikle de sosyal bilimlerde
– kandırmacayı etik açıdan kabul edilebilir bulurken, ötekilerin bu uygulamayı etik açısından
karĢı çıkılabilir bulmalarına dayanmaktadır. Bazıları “kandırmaca” terimini araĢtırmanın
katılımcıları veya hastaları yanıltmak için mevcut bilginin kasten verilmemesi olarak
tanımlamaktadır. Yeni ve genellenebilir bilginin arayıĢı – ki bunun biyolojik/biyomedikal,
davranıĢsal ve epidemiyolojik araĢtırmanın altın kuralı olduğu söylenmektedir- bazılarını
araĢtırma katılımcılarının onurunu çiğnemeye yöneltmektedir; buraya kadar durum oldukça
açıktır. Belirsiz kalan ise, kandırmacanın bu ikinci türünün, araĢtırmacıların kariyerlerini ve
kendi çıkarlarını geliĢtirmek için yapıldığında daha ciddi bir zarar verip vermediğidir. Aksine
daha fazla kanıtın olmadığı durumda, çoğu kiĢi bu soruya dikkatle ölçülmüĢ bir “evet, zarar
verir” yanıtı verecektir.
Ġstismarın saptanması ve cezalandırılması sırasında, bu çabaların bedelleri olacağını
hatırlamak hayati önemdedir. Bunlar, baĢka alanda çok daha verimli biçimde kullanılabilecek
zamanı, parayı ve emeği tüketirler; temel bilimcilerin, klinik araĢtırmacıların ve kurumların
külfetli bulacakları düzeyde bürokrasi yaratırlar. Mükemmel biçimde uygulanmadıklarında
bazı masumları suçlu gösterebilir ya da bazı suçluları temize çıkarabilir. Ġstismara karĢı
103
104
mücadele ne kadar Ģiddetli olursa, bedeller de o kadar yüksek olur. Bu yüzden, belirli
sorunların ve eleĢtirilerin üstünde tutulması gereken en temel soru, dengenin nasıl
korunacağıdır. Ġlgili ancak ikincil sorularla ve spesifik iddialarla uğraĢmaya baĢlamadan önce
bu sorunun açıkça ve tam olarak ele alınması zorunludur.
BÖLÜM III
BĠYOETĠK
KURULLARININ
YÖNTEM
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ,
BELGELEME
VE
YÖNETSEL EġGÜDÜM YÖNTEMLERĠ
VE
YÖNERGELERĠNĠN
SEKRETERYALAR
ARASI
1. BĠYOETĠK KURULLARININ YÖNTEM VE YÖNERGELERĠNĠN RESMĠ VE
GAYRĠ RESMĠ OLARAK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
Biyoetik Kurullar geliĢmeye devam etmektedirler; ancak bunların ulusal, bölgesel ve yerel
sağlık politikaları, klinik uygulamalar ve klinik araĢtırmalar üzerindeki etkileri ciddi biçimde
değerlendirilmemiĢtir. Bunun nedenlerinden biri, Kurul üyelerinin ve baĢkanlarının bu tür
değerlendirmeleri gereksiz bulma eğiliminde olmalarıdır. Açıktır ki, verileri toplamak,
çözümlemek ve bulguları bildirmek için tarafsız bir kiĢi gereklidir. Dahası, bazı yöntem ve
yönergeler kabul edilip uygulanmaya baĢladıktan sonra benimsenmiĢ uygulamalar haline
gelirler ki, bunları ciddi bir biçimde değerlendirme giriĢimleri birçok nedenden dolayı
reddedilir. Ancak bu tür bir değerlendirme yapılabilir hale gelene dek, kendine ait bazı olası
çıkar çatıĢmalarını içinde barındırmasına karĢın, kendi kendini değerlendirme yöntemi kural
olarak kalacaktır. Dolayısıyla Biyoetik Kurullar, ele almak üzere kurulduklarına benzer
iddiaların çoğu karĢısında zedelenebilir durumda kalacaktır.
Her dört tür Biyoetik Kurulun yöntem ve yönergelerini değerlendirmek açısından
bakıldığında, bazı kesin pratik zorlukların bulunduğuna kuĢku yoktur. Bunlar arasında
Kurulların yöntem ve yönergelerini kendi kendilerine değerlendirmelerine destek olacak
fonların olmaması sayılabilir.
Bir Kurulun yöntem ve yönergelerini kendi kendine değerlendirmesi sürecine,
gerçekte benimsenen yöntem ve yönergelerin sayı ve türlerini kabaca ortaya koymakla
baĢlanabilir. Ancak kaba tahminler çoğunlukla yanıltıcıdır. Bazı yöntem ve yönergeler Kurul
üyelerinin çok zamanını alacak kadar zor olabilir. Bir Biyoetik Kurulun yöntem ve
yönergelerinin etkililiğini değerlendirmek için yapılandırılan kendi kendini değerlendirme
modeli ideal olarak öncesini ve sonrasını karĢılaĢtıran ve ilgili değiĢkenleri sabit tutan bir
modeli içerir. Ancak bu zaman alıcı ve elde edilmesi zor bir modeldir. Ancak dürüstçe
söylemek gerekirse, ciddi bir kendi kendini değerlendirme, baĢarı için esaslı bir ön koĢuldur.
Ne yazık ki kendi kendini değerlendirme yoluyla bu Kurulların ne kadar iyi iĢlediğine
yönelik bilgi elde etmeye fazla ilgi gösterilmemektedir. Dolayısıyla da bu Kurulların iĢlem ve
yöntemlerinin nasıl geliĢtirilebileceği konusunda bu değerlendirmenin önerileri kısıtlı
kalmaktadır. Biyoetik Kurullar yapıları ve yönetsel düzeyleri açısından farklılıklar
göstermelerine karĢın, belki de ironik olarak, gerçekte standart bir yöntem ve yönergeler
topluluğunu paylaĢtıkları görülmektedir. Belki de zamanla Biyoetik Kurullar üyeleri için
yalnızca yöntem ve yönergelerinin oluĢturulmasını değil, genel olarak tüm etkililiklerini
104
105
değerlendirmekte yardımcı olacak tek bir kendi kendini değerlendirme ya da ölçme aracı
geliĢtireceklerdir.
2. KALICI VE MEġRU BĠYOETĠK KURULLARI DESTEKLEMEK ĠÇĠN
KURUMSAL SEKRETERYALARLA EġGÜDÜM SAĞLAMAK
Kalıcı sekreteryalara mükemmel bir örnek olarak, Fransa‟daki Comité Consultatif National
d’Ethique pour les sciences de la vie et de la santé (CCNE)‟ye teknik ve yönetsel destek
sağlayan ve CumhurbaĢkanı tarafından 1983 yılında kurulmuĢ olan Fransız Hükümetinin
Institut national de la santé et de la recherche médicale (INSERM)‟i verilebilir. INSERM,
yaĢam ve sağlık bilimleri etiği bilgi-belge merkezini Kurul için bir kaynak olarak
kullandırmaktadır.
Fransa‟nın resmi bir kurumu olan CCNE‟si ülkenin biyoetik konularıyla ilgili
tartıĢmalarda merkezi bir rol oynamakta, hatta zaman zaman Fransız hastanelerinde ve
mahkemelerinde ortaya çıkan gündelik biyoetik tartıĢmalarda da yer almaktadır. CCNE‟nin
resmi görüĢ ve bulguları gazete ve dergilerde de geniĢ yer bulmakta, kurumun en felsefi
görüĢlerine bile röportaj ve yorumlarda yer verilmektedir.
CCNE‟nin iç politikalarından biri, tutanaklarında sözlü görüĢ bildirenlerin kimliğinin
açıklanmamasıdır. Diğeri ise, yalnızca kendi belirlediği baĢlıklarda değil, hükümet yetkilileri,
parlamentonun iki meclisinin baĢkanları ve insan araĢtırmaları ile ilgili kamu kurumlarından
gelen sorular üzerinde de çalıĢmalar yapmasıdır. Üçüncü bir CCNE politikası ise, belirli
baĢlıklar üzerinde çalıĢmakla ve CCNE‟ye bildirimde bulunmakla görevli uzmanlaĢmıĢ alt
kurullardan oluĢan bir sisteme sahip olmaktır.
BÖLÜM IV
BĠYOETĠK KURULLARININ ETKĠSĠNĠ GENĠġLETMEK VE SÜREKLĠ BĠYOETĠK
EĞĠTĠMĠ ĠÇĠN PROGRAMLAR OLUġTURMAK
Bütün öteki yenilikler gibi Biyoetik Kurullar da ilkece destek görmekle birlikte, pratikte
kayıtsızlıkla, hatta düĢmanca tutumla karĢılanabilirler. Kurumsal sağlık hizmeti
uygulamalarını etik açıdan daha olumlu hale getirmek için gösterilen çabalara karĢı çıkmak
kuĢkusuz güçtür. Ancak bu çabaların, yerleĢik tavırları ve alıĢkanlıkları ve bunlardan çıkar
sağlayanları sorgulaması kaçınılmaz olduğu için, karĢı çıkıĢlara yol açacaktır. Bu karĢı
çıkıĢlar Kurulların sınırlandırılmasını sağlamaya çalıĢan bir biçim alabilir. Bu nedenle
Kurullardan yana olanların, onların etkinliğini nasıl arttıracaklarını düĢünmeleri yaĢamsaldır.
1. SEÇĠLMĠġ VE ATANMIġ YETKĠLĠLERLE ĠLĠġKĠLER VE DANIġMANLIK
Biyoetik Kurullar, egemenlik alanlarının ve otoritelerinin, kamuoyu önündeki görünümlerinin
ve kamuoyundan aldıkları desteğin seçilmiĢ ve kurumsal yetkilileri tarafından belirlendiği,
daha geniĢ bir yönetsel ve politik dünyada var olurlar ve iĢlev görürler. Dolayısıyla bu
Kurullar geliĢebilmek için bu nüfuzlu yetkililere ulaĢmaya karar verebilir. Bu bağlamda, ilk
önce Kurulların bağlı bulunduğu kurumdan onay almak akılcı bir davranıĢ olur. Bu izin bir
kez alındığında Kurul kararı doğrultusunda giriĢimde bulunabilir.
BaĢlangıç olarak, Kurulların varlığını ve konularını yetkililere anımsatmak amaç
edinilebilir; böylece sempatik bir anlayıĢ elde edilebilir. BaĢlangıçta bu, insani düzeyde
iliĢkilerin kurulduğu ve uzlaĢmaların sağlandığı gayrı resmi toplantılarla sağlanabilir. Ġkinci
adım, yetkililerin konferans ve seminerlere davet edildikleri daha resmi biçimlerde olabilir.
Yetkililer ve Kurul üyeleri birbirleri hakkında daha fazla bilgi edindikçe güven geliĢtirebilirler
ve belki de arkadaĢ olabilirler. Birbirleriyle etkileĢimleri artar ve kurallı bir hale gelebilir.
Sonuç olarak uyumlu ve karĢılıklı olarak avantajlı iliĢkilere ulaĢılabilir.
105
106
Ancak baĢarı hiçbir biçimde garanti edilmiĢ değildir. Kurulların gereksinimleri ve
zedelenebilirlikleri arttıkça, geliĢme yönündeki sorumlulukları da daha fazla sırtlarına biner.
ĠĢi yoğun olan yetkililer Kurulları göz ardı edebilir ya da Kurullara düĢman olanlarla önceden
kurulmuĢ iliĢkileri bulunan yetkililerin bu iliĢkileri onlarda Kurullara karĢı olma eğilimi
doğurabilir. Bu tür sorunlar Kurul baĢkanları tarafından tanınmalı ve bu sorunlara büyük
hassasiyet ve dikkatle yaklaĢılmalıdır. Eğer bu sorunların üstesinden gelinebilirse, çok önemli
ve kalıcı kazanımlar elde edilebilir.
2. BĠLĠMĠNSANLARI VE SAĞLIK ÇALIġANLARI ĠLE ĠLĠġKĠLER
Kurulları yalnızca idari yetkililere değil, bilim insanlarına ve sağlık çalıĢanlarına da ulaĢmak
isteyecektir. Biyoetik Kurullarn baskı yapma güçleri olmadığından etkileri büyük ölçüde
görünüĢlerine bağlıdır. Eğer yetkin, ciddi ve sorumlu bir görüntü sergiliyorlarsa, eğer üyeleri
akıllı, bilgili ve birlikte çalıĢılması kolay kiĢiler izlenimi veriyorsa, baĢkalarının eylemlerini
etkileme yetkisine sahip, tümüyle meĢru kurumlar olarak görülürler.
Bu görüntüyü Ģekillendiren anahtar aktörler sıklıkla bilim insanları ve sağlık
çalıĢanları olmaktadır. Çünkü Kurulların üzerinde çalıĢtığı karmaĢık ve teknik konular
üzerinde uzman olduklarını iddia edebilecek olanlar yalnızca onlardır. Eğer bir Kurul
hakkında olumlu düĢünürlerse bu, bir anlamda, ona onay mührünü vurmaları, onu kendi
mesleksel kanılarınca saygıdeğer olarak kabul etmeleri anlamına gelecektir.
Bunu bilen Kurullar, gayrı resmi toplantılar, seminer, konferans ve benzerleri yoluyla,
bilim insanları ve sağlık çalıĢanları ile iyi iliĢkiler kurmaya çalıĢacaklardır.
Ancak bu destekleri oluĢturmaya çalıĢırken, Kurulların bazı temel kaygıları gözden
kaçırmaması gerekmektedir. Ġlk olarak, bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının uzmanlığı
biyoetiğe dek uzanmamaktadır. Bu kiĢiler kendi sınırlarını bilmeyebilirler; teknik bilgilerinin
ve deneyimlerle geçen yıllarının onları etik alanında da yetkin kıldığını sanabilirler. Ġkinci
olarak, Kurullar bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının iyi görüĢlerini kazanmaya
çalıĢırken, kendi bağımsızlıklarından vazgeçmemelidirler. Eğer olumlu görüĢ kazanmak etik
kaygıların önüne geçerse, Kurullar yalnızca bilim insanlarının ve sağlık çalıĢanlarının
görüĢlerini aktaran birer yapı haline gelirler ki bu da onlarının en temel varlık nedeninin
kurban edilmesi anlamına gelir. Yetkililerle uygun iliĢkiler geliĢtirmek, bilim insanlarına ve
sağlık çalıĢanlarına ulaĢmak, amaçlara sıkı bir bağlılık ve araçlar konusunda ustaca bir
esneklik ister.
3. KAMUOYU VE MEDYA ĠLE ĠLĠġKĠLER
Biyoetik Kurullar, özellikle de ulusal hükümetler düzeyinde ve sağlık meslek örgütleri içinde
kurulanlar, sekreteryaları ile tam bir eĢgüdüm içinde yöntem ve yönergeler benimsedikleri
düĢünüldüğünde, sıklıkla medyanın ilgisine mazhar olurlar.
Ancak Kurullar ihtiyatlı olmalıdırlar. Basın biyoetik konusunda fazla bilgi sahibi
olmayabilir ya da öylesine büyük bir zaman sınırlılığı içinde olabilir ki hatalar kaçınılmaz
olur. Ayrıca basın çatıĢmayı sevdiği için, anlaĢmazlıkları olduğundan büyük gösterebilir veya
karĢı çıkıĢları arttırmak için söylemlere yeni anlam ve yorumlar katabilir. Çünkü tartıĢma
içerikten daha fazla dinleyici çeker. Kurul üyeleri, akıllı, bilgili ve saygılı olmaya alıĢık
insanlar olarak, kendilerini, çoğunlukla, deneyimli gazeteciler tarafından altedilmiĢ bulurlar.
Yine de çözüm basından uzak durmak değil, ondan kamuoyunu eğitici düzenli bir
makaleler dizisi yayınlatmak için yararlanmaktır. Bu durumda eğer bir sorun ortaya çıkarsa,
Kurula karĢı güven ve iyi niyet oluĢur ki bunun avantajlı olduğu kanıtlanmıĢtır. Bu bağlamda
Kurullar, kendilerine tavsiyede bulunmaları ve kiĢisel iliĢkilerinden yararlandırmaları için,
kendi kurumlarının sekreteryasını ve basın ofislerini kullanmalıdırlar. Basın toplantıları,
seminerler, konferanslar ve gayrı resmi toplantılar bir dostluk ve anlayıĢ havası yaratabilir.
Kamuoyunu yanıltıcı makaleler yazmamaları için, muhabirlerin eğitimine önem vermek
106
107
gerekmektedir. Biyoetik ve sağlık hizmetleri konusunda uzman olmasalar da muhabirler,
birkaç temel temayı kavrayıp kitlesel tüketime sunacak biçimde yeniden Ģekillendirmek üzere
eğitilmiĢlerdir. Bu kiĢilerle teknik terimler kullanılarak konuĢulmamalı, bilgisiz oldukları
savıyla küçük görülmemelidirler. Onlara Kurulların çalıĢmalarını kamuoyuna iletmek
açısından yaĢamsal önemde bir iĢlevi olan, belirli becerilere sahip profesyoneller olduklarını
kabul ederek yaklaĢmak gereklidir. Medyayla iyi iliĢkiler çok yararlı olabilir.
Bugünün Biyoetik Kurullarnın, kamuoyunda artan yanlıĢ anlamaları ortadan
kaldıracak yöntem ve yönergeler -özellikle de bunlarla ilgili yayınlar- oluĢturmaya
gereksinimi vardır. Bu yöntem ve yönergeler yerel ve bölgesel düzeyde oluĢturulmuĢ Sağlık
Hizmetleri Etik Kurulları ve AraĢtırma Etik Kurulları tarafından benimsenmelidir. Eğer yerel
sağlık kurumlarının Biyoetik Kurulları uygun yöntem ve yönergeler benimser ve bunları
uygulamaya koyarsa, yerel düzeyde kurulmuĢ klinik araĢtırma merkezleri ve sağlık kurumları
kullanıcıya daha dost yapılar haline gelebilir.
Örneğin bir grup Kurul, ortaklaĢa halka açık yerel konferanslar düzenleyebilir; medya
profesyonelleri sunumlara ve açık tartıĢmalara katılmak üzere davet edilebilir. Küçük
gruplarla yapılan oturumları izleyen ortak oturumlar yerel Biyoetik Kurulların üyeleriyle
medya mensuplarının doğrudan ve kamuoyunun önünde görüĢ alıĢveriĢinde bulunmalarını
sağlar. Böylece medyada haklarında çıkan haberlerin neden olabileceği yanlıĢ anlamalar ve
karıĢıklıklar azalmıĢ olur.
4. BĠYOETĠK KURULLARIN BĠLMELERĠ GEREKENLER: GELECEKTEKĠ
KURUL BAġKANLARINI VE ÜYELERĠNĠ HAZIRLAMAK
Kurullara üye alırken büyük özen gösterilmesi, üyelerin sağduyulu, dürüst ve konularında
uzman olmalarını sağlar. Ancak bu, onların biyoetik konusunda uzman olmalarını
sağlayamaz. Aslında üyelerden ancak küçük bir bölümünün biyoetik alanında formel bir
eğitim aldığını ve çoğunun özgün biyoetik ikilemleri ve sorunların biyoetik yönü konusunda
hiçbir zaman sistematik olarak düĢünmediklerini varsayabiliriz.
4.1. KURUL ÜYELERĠ ĠÇĠN BĠYOETĠKTEKĠ GENEL BAġLIKLAR
Öyleyse ilk iĢ, Kurul baĢkanını ve üyelerini önlerine gelen sorunları kendi alıĢık oldukları –
bilimsel, klinik, finansal, yönetsel- açıdan değil, biyoetik açıdan görmeleri yönünde ikna
etmektir. KuĢkusuz etik yaklaĢımlar ve kuramlar çok çeĢitlidir. Biyoetik üzerine çalıĢmalar bir
ömür boyu sürebilir. Ancak Kurul üyeleri profesyonel biyoetikçiler olmayı amaçlamadıkları
için, yapacakları hazırlığın o derecede kapsamlı olması gerekmez.
Ancak üyelerin kavraması gereken bir takım temel biyoetik kavramları vardır. Özgürlük
olarak kabul edildiği bir çok toplumda bireysel özerklik (yaygın olarak, kendi kaderini tayin
etme hakkı olarak ifade edilmektedir) en önemli esastır. Ancak sağlık hizmetlerinin verildiği
kurumlarda bireyin özerkliğinin ön koĢulu olan ayrıntılı biçimde düĢünüp taĢınma, seçme ve
bunu eyleme dönüĢtürme kapasitesi tehlikeye girebilir. Kurul genellikle bireyin özerkliğini
hangi koĢullarda ve hangi düzeyde koruduğunu sorgular. Ġkinci kavram haklardır. “Haklar”
terimi gündelik dilde, genellikle belirli bir savı desteklemeye yönelik bir retorik aracı olarak,
geliĢigüzel kullanılır. Kurul üyelerinin bu kullanımı reddedecek ve “haklar” teriminin sıklıkla
ciddi ağırlıkta yükümlülüklere yol açtığını kavrayacak biçimde eğitilmeleri zorunludur.
Üçüncü kavram, Kurul üyelerini riskleri, yükleri ve çıkarları eĢit olarak paylaĢtırma amacına
yöneltecek olan, adalettir. Son olarak, genellikle birlikte düĢünülen zarar vermeme ve yarar
sağlama kavramları, üyeleri eylemlerinin engellenebilir bir zarar ortaya çıkarmaması, buna
karĢılık gönenci arttırması konusunda dikkatli olmaları açısından uyarır.
Bu biçimde ortaya konulduğunda bu terimler basit görünebilir. Ancak üyelerin bu terimlerin
ve baĢka biyoetik kavramlarının karmaĢıklığını kavrayarak öteki üyelerin düĢünce süreçlerine
107
108
katılabilmelerini sağlamak Kurul baĢkanının görevidir. Son çözümlemede Kurulların varlığını
haklı çıkaran etik boyuttur.
4.2. BĠYOETĠK KURULLARININ DÖRT BĠÇĠMĠ ĠÇĠN ÖZEL BAġLIKLAR
KuĢkusuz Biyoetik Kurulların dört biçiminden her biri kendi özgün biyoetik sorunlarıyla
karĢılaĢır. Örneğin Politika Belirleyici ve/veya DanıĢma Kurulları, yalnızca hükümet
yetkililerine önerilerde bulunmadıkları için, tüm toplum, hatta belki de tüm insanlık için
önerilen politikaların sonuçlarını değerlendirmek açısından daha geniĢ ve avantajlı bir
noktadan hareket etmektedirler. Sağlık ÇalıĢanları Örgütleri Biyoetik Kurullar kendi sağlık
mesleklerinden doğru etik standartları ve uygulamaları ele alırlar. Sağlık Hizmetleri Etik
Kurulları hasta bakımını geliĢtirmek, yaĢamın son dönemine iliĢkin kararlar ve üremeye
iliĢkin biyoteknolojiler gibi konularla ilgili sorunlara odaklanırlar. Son olarak AraĢtırma Etik
Kurulları araĢtırmalarda dürüstlüğü ve klinik çalıĢmalara katılanları korumakla meĢgul
olurlar. Biyoetik gündemi yıldırıcıdır. Ancak Kurullar yılgınlığa düĢmemeli ve ellerindeki iĢe
kendilerini vermelidirler.
BÖLÜM V
ÖNERĠLEN KAYNAKLAR
Amdur, R.J., Bankert, E.A. IRB Management and Function. Jones and Bartlette Publishers,
Sudbury, MA, 2001.
UNESCO Report of the IBC [International Bioethics Committee] on the Possibility of
Elaborating a Universal Instrument on Bioethics. SHS/EST/02/CIB-9/5, Paris, 13 June
2003.
UNESCO Universal Draft Declaration on Bioethics and Human Rights. General Conference
33C/22, Annex, 5 August 2005.
WHO Operational Guidelines for Ethics Committees that Review Biomedical Research:
Geneva, Switzerland – Report no. TDR/PRD/ETHICS / 2000.1.
(WHO document: http://www.who.int/tdr/publications/publications/pdf/ethics.pdf)
EK-1
HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ ULUSAL ETĠK KURULLAR
Ülke
Resmi adı
Almanya
Der Nationale Ethikrat
Ulusal Etik Kurulu)
President‟s Council on Bioethics 2001
(BaĢkanlık Biyoetik Kurulu)
http://ww.ethikrat.org
Ethics Committee for Clinical 1991
Ġnvestigation (Klinik AraĢtırmalar
Etik Kurulu)
http://www.favaloro.edu 2
.ar
Amerika
BirleĢik
Devletleri
Arjantin
KuruluĢ
tarihi
(Alman 2001
Web sitesi
Ti
p
1
http://www.bioethics.go 1
v
108
109
Avusturalya Austaralian Health Ethics Committee
(Avustralya Sağlık Etiği Kurulu)
Avusturya
Bioethikkommission
(Biyoetik
Kurul)
Azerbaycan National Committee on Bioethics of
Scientific
Knowledge
and
Technology (Ulusal Bilim ve
Belçika
Comite
consultatif
de Bioethique de
Teknoloji
Biyoetik Kurulu)
Belgique/Raadgevend Comite voor
bioethiek van Belgie (Belçika
Biyoetik
BirleĢik
Nuffield DanıĢma
CouncilKurulu)
on Bioethics
Krallık(Nuffield Biyoetik Kurulu)
Ġngiltere
Bolivya
National Ethics and Bioethics
Steering
Committee,
Bolivian
Academy of Medicine (Bolivya Tıp
Akademisi
Ulusal de
EtikĠ‟Ethique
ve Biyoetik
Cezayir
Conseil National
des
ĠzlemeKurulu)
Sciences de la Sante (Sağlık Bilimleri
Çek
Centralni
Ethicka Komise Pri
Ulusal Kuruli)
Cumhuriyeti Ministerstvu Zdravotnictvi Ceske
Republiky (Çek Cumhuriyet Sağlık
Bakanlığı Merkezi Etik Kurul)
Bioeticka Komise Rada Vlady Ceske
Republiky pro Vyzkum a Vyvoj (Çek
Cumhuriyeti Hükümeti AraĢtırma ve
GeliĢtirme Kuruline bağlı Biyoetik
Kurul)
Danimarka Det Etikse Rad(Danimarka Etik
Kurulu)
Dominik
Comision Nacional de Bioetica
Cumhuriyeti (Ulusal Biyoetik Kurulu) (UNESCO
için Ulusal Kurul)
Ekvador
Comite Nacional de Bioetica del
Ecuador (Ekvator Ulusal Biyoetik
Estonya
Eesti
Kurulu,Bioeetika
UNESCONoukogu
tarafından(Estonya
baĢkent
Biyoetik
Kurulu)
Quito‟da kuruldu)
FildiĢi
Comite Consultatif National de
Sahili
Bioethique de la Republique de
FildiĢi Sahili Ulusal Biyoetik
Finlandiya Tutkimussettinen
Neuvottelukunta
DanıĢma Kurulu)
(AraĢtırma Etiği Ulusal DanıĢma
Valtakunnallinen
terveydenhuollon
Kurulu)
eettinen neuvottelukunta (Ulusal
Sağlık Etiği DanıĢma Kurulu)
Fransa
Comite
Consultatif
National
d‟Ethique pour les sciences de la vie
et de la sante (Sağlık ve YaĢam
Bilimleri Ulusal DanıĢma Etik
Gürcistan
National
Bioethics Council of
Kurulu)
Georgia (Gürcistan Ulusal Biyoetik
Hırvatistan Nacionalno
bioetieko povjerenstvo za
Kurulu)
medicinu (Ulusal Biyoetik Tıp
Kurulu)
1991
2001
1999
http://www.health
1
.gov.au/nhZEK
http://www.bka.gv.at/bi 1
oethik
2/1
1993
http://www.health.fgov. 1
be/bioeth
1991
http://www.nuffieldbioe 2
thics.org
2000
2
1990
http://www.sante.dz
1
1990
1
1997
http://www.vlada.cz/125 2
0/eng/vrk/rady/rvv/rvv.e
ng.shtml
1987
1998
http://www.etiskraad.dk 1
3
1998
3
1998
1
2002
3
1991
http://www.pro.tsv.fi/ten 1
k
http://etene.org
1
1998
1983
http://www.ccneethique.fr
1
2000
1
2001
1
109
110
Hollanda
Ġran
Ġrlanda
Ġsveç
Ġsviçre
Ġtalya
Standing Committee on medical
Ethics and Health Law. Health
Council
of
the
Netherlands
Committee
of Etiği,
Bioethics,
National
(Hollanda Tıp
Tıp Hukuku
ve
Committee
for
Ethics
in
Science
and
Sağlık Kurulu)
Technology (Sağlık ve Teknoloji
Comhairle
BitheiticeKurulu)
na hEireann
Etiği Ulusal Biyoetik
(Ġrlanda Biyoetik Kurulu)
Statens Medicinsk-etiska Rad (Ulusal
Biyoetik Kurul)
Commission nationale d‟ethique pour
la medecine humaine (Ġsviçre Ulusal
Biyoetik DanıĢma Kurulu)
Comitato Nazionale Ġtaliano di
Bioethica (Ġtalyan Ulusal Biyoetik
Visindasidanefnd
(Ġzlanda Ulusal
Kurulu)
Biyoetik Kurulu)
1977
(1987)
http://www.gr.nl
2004
1
3
2002
http://www.bioethics.ie
2
1985
http://www.smer.se
1
2001
http://www.nek-cne.ch
1
1988
http://www.palazzocihgi 1
.it/bioetica
Ġzlanda
1997
http://www.vivindasidan 1
(1999‟da efnd.is
düzeltildi
Japonya
Council of Science and Technology- )1997
http://www.mext.go.jp 1
Bioethics Committee (Bilim ve
Kamerun
Societe
Camerounasie
de 1990
2
Teknoloji Biyoetik
Kurulu)
Bioetiyoetik Cemiyeti,
yasa ile
Kıbrıs Rum Cyprus
Bioethics 2002
1
kurulmuĢtur) National
Kesimi
Committee (Kıbrıs -Rum KesimiKüba
Comite
NacionalKurulu)
Cubano de Bioetica 1996
3
Ulusal Biyoetik
(Küba Ulusal Biyoetik Kurulu)
(Küba Bilimler Akademisi BaĢkanı
ve UNESCO Küba Ulusal Kurulu
BaĢkanı tarafından oluĢturulmuĢtur)
Litvanya
Lithuanian Bioethics Committee 1995
http://www.sam.lt/bioeti 1
(Litvanya Biyoetik Kurulu)
ka
Lübnan
Comite Consultatif National Libanais 2001
1
d‟Ethiqe pour les Science de la Vie et
de la Sante (Lübnan Ulusal YaĢam ve
BilimleriEtik
Lüksemburg Sağlık
Commission
consultative DanıĢma
national 1988
1
Kurulu) pour les Sciences de la Vie
d‟Ethique
et de la Sante du Grand-Duche de
Luxembourg (Lüksemburg GrandDükü Ulusal YaĢam ve Sağlık
Macaristan Egeszsegügyi Tudomanyos Tanacs 1989
http://www.ett.hu
1
Bilimleri Etik DanıĢma Kurulu)
Tudomanyos
es
Kutatasetikai
Bizottsaga (Tıbbi AraĢtırma Kuruli
Bilimsel ve AraĢtırma Etik Kurulu)
Malta
Ministry for Social Policy, Bioethics 1989
http:/www.health.gov.m 1
Consultative committee (Sosyal
t/statutoryMeksika
Comision
de Bioetica
http://www.bioetica.salu
1
Politikalar Nacional
Bakanlığı,ve
Biyoeti 1992
bodies/bcc.htm
(Ulusal
d.gob.mx/diplomadoDanıĢmaBiyoetik
Kurulu)Kurul)
invest.html
Mısır
Egyptian National Committee for 1996
http://www.egnatcom.or 3
Bioethics (Mısır Ulusal Biyoetik
g.erg
Kurulu, UNESCO‟ya bağlı Ulusal
Norveç
Den
http://www.etikkom.no 1
Kurul) Nasjonale Forskningsetiske 1990
Kurul For Medisin (Tıbbi AraĢtırma
Etiği Ulusal Kurulu)
110
111
Den nasjonale forskningsetiske Kurul
for naturvitenskap og teknologi
(Teknoloji ve Bilimde AraĢtırma
The
National
Committee
for
Etiği Ulusal Kurulu)
Research Ethics in the Social
Sciences and the Humanities (Ġnsani
ve Sosyal Bilimler AraĢtırma Etiği
Özbekistan National
Bioethics committee of the
Ulusal Kurulu)
Republic of Uzbekistan (NGO)
(Özbekistan Cumhuriyeti Ulusal
Biyoetik Kurulu)
Portekiz
Conselho
Nacional de Etica para as
Ciencias da Vida (YaĢam Bilimleri
için Ulusal Etik Kurul)
Rusya
Russian National Committee on
Federasyonu Bioethics (Rus Ulusal Etik Kurulu)
Sırbistan ve National Committee for Bioethics
Karadağ
(Ulusal Biyoetik Kurul)
Singapur
Bioethics
Advisory
Committee
(Biyoetik DanıĢma Kurulu)
1990
http://www.etkkom.no
1
1990
http://www.etikkom.no
1
Suriye Arap
Cumhuriyeti
Suudi
Arabistan
2004
1
2001
1
1977
http://www.dms.moph.g 1
o.th
1994
1
2000
http://www.unesco.org.t 3
r
Tayland
Tunus
Türkiye
Ukrayna
Ürdün
Vatikan
Yeni
Zelanda
Comite national de bioethique syrien
(Suriye Ulusal Biyoetik Kurulu)
National Committee for Medical and
Bioethics, King Abdulaziz city for
Science and Technology (KACST)
Ministry
of Public
Health,
(Kral Abdülaziz
Bilim
Kenti Ethical
Ulusal
Review
Committee
for
Tıp ve Biyoetik Kurulu) Research in
Human Subjects (Halk Sağlığı
Bakanlığı
Ġnsanlar
Üzerinde
Comite
National
d‟Ethique
Medicale
AraĢtırmaları
Ġnceleme
Etik Kurulu)
(Tunus Tıbbi Etik Kurulu)
Biyoetik Ġhtisas Kurulu- UNESCO
Milli Kurulsi (Bioethics Ad Hoc
Committee for the Turkish National
Commission
Commission for
on UNESCO)
Bioethics under the
Cabinet of Minister of Ukraine
(Sağlık Bakanlığı Biyoetik Kurulu)
National
Bioethics
Committee
(Ulusal Biyoetik Kurul)
Pontificio Consiglio Per la Pastorale
Degli Operatori Sanitari (Papalık
Sağlık ÇalıĢanlarına Yardımı Kurulu)
National Ethics Committee on
Assisted
Human
Reproduction
(ÜremeyeHealth
National
Yardımcı
Committee
Teknikler(Ulusal
Ulusal
Etik Kurulu)
Sağlık
Kurulu)
Health Research Council of New
Zealand, Ethics Committee (Yeni
Zelanda Sağlık AraĢtırmaları Etik
Kurulu)
2002
2
1990
http://www.cnecv.gov.pt 1
1992
2
2003
3
2000
http://www.bioethicssingapora.org
1
1
1998
½
1985
http://www.vatican.va
1
1993
1992
http://www.newhealth.g 1
ovt.nz/necahr
http://www.nhc.govt.nz 1
1990
http://www.hrc.govt.nz
1
111
112
Yunanistan
Hellenic
National
Bioethics 1998
Commission (Yunan Ulusal Etik
Kurulu)
Zambiya
http://www.bioethics.gr
1
1982
Medical Research Council Ethics
Committee of Gambia Government
(Zambiya
Tıbbi
AraĢtırmalar
Konseyi Etik Kurulu)
EK-2
HÜKÜMETLER DÜZEYĠNDEKĠ ULUSAL ETĠK KURUL TÜZÜK ÖRNEKLERĠ
1 DANĠMARKA: Danimarka Etik Kurulu Hakkında Kanun
2 ZAMBĠYA: Zambiya Hükümeti Etik Kurul Tüzüğü
3 ÖZBEKĠSTAN: Özbekistan Cumhuriyeti Ulusal Biyoetik Kurul Tüzüğü
Danimarka Etik Kurulu Hakkında Kanun
Danimarka Etik Kurulu, Etik Kurul‟un OluĢmasını ve Belli Türde Biyomedikal Deneylerin
Yapılmasını düzenleyen, 353 sayılı, 3 Haziran 1987 tarihli yasası uyarınca kurulmuĢtur. Bu
yasa, kısmen, 315 sayılı 16 Mayıs 1990 tarihli Etik Kurul OluĢumunu ve Belli Türde
Biyomedikal Deneylerin Yapılmasını düzenleyen kanunla ve kısmen de, 503 sayılı 24
Haziran 1992 tarihli, Bilimsel Etik Kurul Sistemi ile Biyomedikal AraĢtırma Projelerine
YaklaĢım isimli kanunla değiĢikliğe tabi tutulmuĢtur.
Etik Kurul, 1987 yılında ĠçiĢleri Bakanlığına bağlı olarak kuruldu. Ancak ilerleyen yıllar
içinde Danimarka Sağlık Bakanlığı‟nın kurulması üzerine bu Bakanlığın yetkisi altına verildi.
Yukarıda adı geçen yasa ve takip eden değiĢiklikler gereğince Etik Kurul Tüzüğü aĢağıdaki
gibi oluĢturulmuĢtur.
1.
1.) ĠçiĢleri Bakanlığı sağlık bakım hizmetleri ve insanlar üzerinde biyomedikal
araĢtırma ve deneylerin düzenlenmesi ve gözetimi için bir Etik Kurul kurmuĢtur.
Kurul, diğer bilimsel etik kurullar ve sağlık iĢleri ile ilgili makamlara iĢbirliği
içinde çalıĢır. Kurul, çalıĢmalarını, insan yaĢamının döllenme anında baĢladığını
farz ederek yürütür.
2.
1.) Kurul Sağlık Bakanı tarafından, aĢağıda belirtilen kurallara göre atanan 17
üyeden oluĢur: Adayların Kurulun çalıĢmaları açısından önem taĢıyan etik,
kültürel ve toplumsal sorunlar hakkında bilgisini toplum düzeyinde kanıtlanmıĢ
olmalıdır. 9 üye 10. bölümde sözü edilen alt kurul tarafından atanır. Adaylar
Parlamento, Belediye Meclisi veya bir Ġl Meclisi üyesi olmamalıdır. Atama
konusunda kurul anlaĢmaya varamazsa, çoğunluk kararı uygulanır.
2.) 1.1. Bölüm uyarınca yapılan atamalarda kadın ve erkek üyeler eĢit oranda
temsil edilmelidir. 1.2 Bölüm uyarınca yapılan atamalarda bir cinsiyetten olan
üyeler diğerinden sadece bir fazla sayıda olabilir.
112
113
3.) BaĢkan, atanan üyeler arasından bu yasanın 10. maddesinde sözü edilen
kurulun tavsiyesi ile Sağlık Bakanı tarafından atanır.
4.) Üyeler ve baĢkan üç yıllık bir dönem için atanır. Yeniden seçilme bir kere
olabilir.
5.) Kurul usule iliĢkin kendi kurallarını koyar.
3.
1.) Kurul‟un daimi bir sekreteryası olmalıdır. Sekreterya elemanlarının iĢe
alınması ve iĢten çıkarılması Kurul baĢkanının tavsiyesiyle Sağlık Bakanlığınca
yapılır.
2.) Kurul çalıĢmaları için gereken ödenek yıllık bütçeden karĢılanacaktır.
4.
Kurul, Sağlık Bakanlığına döllenmiĢ insan yumurtası hücresinin, yaĢayan
embriyoların ve fetüslerin korunmasına dair kural önerilerini içeren bir metin
sunacaktır. Ġnsan eĢey hücrelerinin (gametlerinin) döllenmede kullanılmasını konu
edinen genetik deneyler için de aynı yöntem uygulanacaktır. Bu metin,
araĢtırmaların mevcut durumunu ve gelecek birkaç yıl içinde olası geliĢmelerin bir
değerlendirmesini içeren bir raporu da kapsamalıdır. Bundan baĢka sözü edilen
metin, bu geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya çıkabilecek etik
sorunların değerlendirmesini ve söz konusu kuralların çiğnenmesi durumunda
yapılması gereken yasal düzenleme önerilerini de içermelidir.
5.
Kurul, Sağlık Bakanlığına döllenmed kullanılan gametlerin, döllenmiĢ insan
yumurtası hücresi, embriyolar ve fetüsler üzerinde genetik tedavinin
gerçekleĢtirilmesi olanakları konusunda kural önerilerini sunar. Öneri metni
araĢtırmaların mevcut durumunu, bireysel iĢlemleri, bu alanda gelecek birkaç yıl
içinde olası geliĢmelerin bir değerlendirmesini içeren bir raporu da kapsamalıdır.
Ayrıca sözü edilen metin, bu geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya
çıkabilecek etik sorunların değerlendirmesini ve sorgulanan tedavi yöntemlerinin
uygulanmasını takip etmek üzere kural önerilerini de içermelidir.
6.
Kurul, Sağlık Bakanlığına, döllenmiĢ insan yumurtası hücresi, embriyolar ve
fetüslerde konjenital defektlerin saptanabilmesi için yeni tanı tekniklerinin
kullanılması konusunda kural önerilerini sunar. Öneri metni hem araĢtırmaların
mevcut durumu ile ilgili hem de bu alanda gelecek birkaç yıl içinde olası
geliĢmeler hakkında bir raporu da kapsamalıdır. Ayrıca sözü edilen metin, bu
geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya çıkabilecek ahlaki ve hukuki
sorunların değerlendirmesini ve sorgulanan tedavi yöntemlerinin uygulanmasını
takip etmek üzere kural önerilerini de içermelidir.
7.
Kurul, Sağlık Bakanlığına, döllenme için kullanılacak insan gametinin ve
döllenmiĢ insan yumurta hücresinin dondurularak saklanması konusunda kural
önerilerini sunar. Öneri metni hem araĢtırmaların mevcut durumu ile ilgili hem de
bu alanda alınmıĢ baĢarılı sonuçlar hakkında bir raporu da kapsamalıdır. Ayrıca
sözü edilen metin, bu geliĢmeler sonucunda potansiyel olarak ortaya çıkabilecek
ahlaki ve hukuki sorunların değerlendirmesini de içermelidir.
8.
Bu tüzüğün 4-7 maddeleri uyarınca Kurulun sorumluluğunda bulunan görevlerin
yanısıra, Kurul:
1) Ġnsan denekler üzerinde yapılacak biyomedikal deneyler bağlamında genel etik
sorunları bilimsel etik kurullar ile iĢbirliği içinde tartıĢabilir.
113
114
2) Sağlık makamlarına hem yeni tedavi yöntemlerinin, yeni tanı tekniklerinin ve
yeni tıbbi teknolojinin kullanılmasına iliĢkin sağlık hizmetlerindeki genel etik
sorunlar hakkında hem de o alandaki kendi insiyatiflerindeki sorunlar hakkında
önerilerde bulunabilir.
3) Tek tek bireylerin veya grupların genetik özellikleri ve kalıtsal hastalıklar ile
ilgili bilgilerin kaydedilmesi, kullanılması ve ifĢa edilmesi hakkındaki ortaya
çıkabilecek sorunların etik değerlendirmesi bağlamında, kamu otoritelerine
önerilerde bulunabilir.
9.
1) Kurul 4-7 . maddelerde söz edilen alanlardaki geliĢmeleri takip eder. Toplumu
geliĢmeler ve Kurulun çalıĢmaları konusunda bilgilendirir. Toplumda tartıĢma
konusu olan herhangi bir etik sorunun ele alınmasında Kurul insiyatif
kullanacaktır. Kurul özel problemler konusunda bildirimde bulunmak üzere
sorgulama ve çalıĢma grupları düzenleyebilir.
2) Kurul özel uzmanlardan yararlanabilir.
3) Kurul, Sağlık Bakanlığı ve parlamentoya eĢzamanlı olarak sunmak üzere yıllık
rapor hazırlar.
10.
1) Her parlamento yılı baĢlangıcında ve genel seçimler sonrası, Parlamento 9
üyeden oluĢan bir Komite atar. (Üye sayısı Parlamento mevcudu ile orantılı
olmalıdır). Aynı Ģekilde her üye için bir vekil atanır.
2) Komite, Bölüm 2‟nin, alt bölümü 1.2‟de sözü edilen üyeleri atar.
3) Komite, ortak toplantılar vb. aracılığıyla Etik Kurul‟un çalıĢmalarını takip eder.
Bundan baĢka Kurul Etik Kurul‟dan, yetki alanı içinde bulunan özel konularla
ilgilenmesini isteyebilir.
13.
Sağlık Bakanlığı, Madde 4.1‟de sözü edilen yasa tasarısını en geç 1990-91
parlamento yılı içinde takdim eder.
14.
1) Bu kanun, Danimarka Resmi Gazetesi‟nde yayımlanmasının ertesi günü
yürürlüğe girer.
2) Bölüm 10‟da sözü edilen Kurul bu yasanın yürürlüğe girmesinin ardından ilk
kez olarak kurulur.
15.
Bu Yasa, Faroe Adaları ve Grönland‟i kapsamaz, ancak, bu bölgelerin kendilerine
özgü özelliklerine uyarlanmak koĢuluyla, Krallık kararı ile, Faroe Adaları ve
Grönland‟a geniĢletilebilir.
ZAMBĠYA HÜKÜMETĠ ETĠK KURUL TÜZÜĞÜ
1.Zambiya Hükümeti Etik Kurulu (ZEK), Zambiya Sağlık Bakanlığı ilgili bölümü
ve ZEK Laboratuarları müdürüne karĢı sorumludur.
2. Kurul 11 üyeden oluĢur: Bir baĢkan, müdür tarafından atanan 4 üye (dört
üyeden biri meslekten olmayan, kurum dıĢından biri olmak üzere) ve iki müdür.
Müdür, BaĢkan ile birlikte, bir üyeyi baĢkanın bilimsel danıĢmanı ve vekili olarak
atar.
3. BaĢkan ve üyeler, müdürlerle görüĢülerek atanır. BaĢkan eğer mümkünse her iki
kuruluĢtan da bağımsız olmalıdır.
114
115
4. Üyeler ilk olarak iki yıllık bir dönem için iĢbaĢına gelirler. Bu süre bir dönem
daha uzatılabilir ve olağanüstü durumlarda daha uzun bir süre için de atanabilir.
5. Kurul üyeleri ve ona bağlı çalıĢanlar, ZEK laboratuarları desteği ile üstlenilecek
araĢtırma projelerini denetlerler. Kurul aynı zamanda, Zambiya sağlık hizmetleri
müdürlüğü, Devletin sağlık makamları veya vekilleri tarafından istenmesi halinde
Zambiya‟da gerçekleĢtirilen diğer araĢtırmaları da etik yönünden inceleyecektir.
6. Toplantı yeter çoğunluğu, BaĢkan veya vekili, biri meslek dıĢı olmak üzere üç
üye ve Sağlık Bakanlığı‟nda ilgili bölümün sorumlu müdürü tarafından atanan
üyeden oluĢur.
7. Bir proje, biri ZEK çalıĢanı olmayan 4 üyenin desteğini aldığında onaylanmıĢ
sayılır. Birden fazla üyenin güçlü itirazları olması durumunda, proje yeniden ele
alınmak üzere iade edilir veya reddedilir.
8. BaĢvurusu reddedilenler, Kurul‟a çıkarak projeyi savunma hakkına sahiptir.
9.Toplantılar ZEK laboratuarları Bilimsel Düzenleme Kurulu toplantısı sonrası
ayda bir sıklıkla yapılır.
10. ZEK Laboratuarları Müdürü ve Sağlık Hizmetleri Müdürü, Kurul‟un doğal
üyeleridir, ancak Kurul‟da ele alınan projeler üzerinde oy hakları yoktur.
Sekreterlik ZEK tarafından sağlanacaktır.
ÖZBEKĠSTAN CUMHURĠYETĠ ULUSAL BĠYOETĠK KURULU TÜZÜĞÜ
Madde 1
Özbekistan Ulusal Biyoetik Kurulu (ÖBK), Özbekistan Ġbn Sina Vakfı bünyesinde
danıĢman bir kurul olarak kurulmuĢtur.
AĢağıdaki organizasyonlar ÖBK‟nin kurucularıdır:










Özbekistan Ġbn Sina Uluslararası Vakfı
UNESCO için Özbekistan Ulusal Kurulu
Özbekistan Sağlık Bakanlığı.
Özbekistan Bilim Akademisi
Özbekistan Adalet Bakanlığı
Özbekistan Yüksek Ġhtisas Orta Öğretim Bakanlığı
Özbekistan Ulusal Eğitim Bakanlığı
Ġmam el-Buhari Uluslararası Vakfı
“Oila” Cumhuriyetci Merkezi
“Mahalla” Ulusal Vakfı
Madde 2
ÖBK‟nin ana amaçları:
 Kendisine çeĢitli resmi bürolarınca, özel kuruluĢlarca, gayri resmi
organizasyonlarca sunulan konular üzerinde tavsiyelerini açık ve anlaĢılır
biçimde ifade etmek
 Etik normların ilkelerinin incelenmesine iliĢkin çalıĢmalar yapmak.
 Tıp, biyoloji ve ilaç endüstrisinde araĢtırmalar gerçekleĢtirmek
ÖBK, resmi kurumlar ve resmi olmayan kuruluĢların aĢağıdaki alanlardaki
etkinliklerini düzenler:
 Hem araĢtırmacıların ve sağlık çalıĢanlarının etik yönden ufuklarını
geniĢletmek hem de Ġnsan Genomu ve Ġnsan Haklarına iliĢkin uluslararası
bildirgelere dayalı olarak karar alma, yasama mekanizmalarını geliĢtirmek.
115
116

Biyoetik açısından diğer bireylere saygı, toplumsal sorumluluk ve adalet
gibi ana değerleri temel alan üniversiter, orta öğretim toplumsal düzeylerde
eğitim programları geliĢtirmek.
Madde 3
ÖBK‟nin iĢlevleri:
 Özbekistan devlet kurumlarının ve sivil kuruluĢlarının, UNESCO
Uluslararası Biyoetik Kurulu ve diğer ulusal biyoetik kurullar ile iĢbirliğini
sağlamak.
 Kuramsal biyoetik ve klinik biyoetiği tanıtmayı içeren tıp etiği alanında
yeni eğitim standartlarını özenle hazırlamak ve uygulamak. Biyoetik
yaklaĢımı, tıp fakültelerinde ve kamuda toplum temelli biyoetik öğretimi
hedefiyle benimsemek.
 Öğretmen eğitim merkezleri açarak ve yeni eğitim-öğretim araç ve
gereçleri geliĢtirerek, Özbekistan‟da Ulusal Meslek Ġçi Eğitime
Programlarına katkıda bulunmak
 Gerontolojiyi de kapsayarak, yaĢlanma üzerine araĢtırmaları, nörolojik
çalıĢmaları ve insan genomu hakkındaki bilimsel çalıĢmaları desteklemek.
Madde 4
ÖBK baĢkanı Özbekistan Ġbn Sina Uluslararası Vakfı seçilmiĢ baĢkanıdır. ÖBK
kurucu organizasyonlardan 20 uzmandan oluĢmaktadır.
Madde 5
ÖBK geçen yılın faaliyetleri hakkında tutanağın sunulduğu, gelecek yıl için yeni
programların taslak projelerinin tasdik edildiği oturumlarını yılda bir kez organize
eder. ÖBK kararları oybirliği ile kabul edilir. Kabul edilen ÖBK kararları ilgili
resmi ve gayri resmi organizasyonlar arasında dağıtılır.
Madde 6
ÖBK üç kiĢiden oluĢan kendi sekreterliğine sahiptir: BaĢkan, BaĢkan Yardımcısı,
Yönetici Sekreter. ÖBK sekreterliğinin adresi: 51-A, Parkent sokağı, TaĢkent,
700007, Özbekistan Cumhuriyeti.
116
117
117

Benzer belgeler

1 Kılavuz No. 3

1 Kılavuz No. 3 Bu Kılavuzun hazırlanması ve geliĢtirilmesiyle ilgili yardımlarından dolayı Emeritus Profesör Stuart F. Spicker'a minnetlerimizi sunuyoruz. Henk ten Have Direktör Bilim ve Teknoloji Etiği Bölümü UN...

Detaylı