İndir - Adnan Menderes Üniversitesi
Transkript
İndir - Adnan Menderes Üniversitesi
Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 2012; 9(2) : 25 - 38 Journal of Adnan Menderes University Agricultural Faculty 2012; 9(2) : 25 - 38 Derleme / Reviews SERA GAZI SALINIMLARINDA TARIMIN ROLÜ Hüseyin Hüsnü KAYIKÇIOÐLU1, Nur OKUR1 ÖZET Atmosferdeki sera gazlarýndaki (SG) artýþ ve neticesinde gerçekleþen iklim deðiþikliðinin 21.yy da önemli etkileri olacaktýr. Tarýmsal faaliyetler; üç ana sera gazý olan karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve nitroz oksit (N2O) için bir kaynak konumundadýr. Tarým topraklarý ise tutulan C' un biyokütle ürünlerine ve toprak organik maddesine dönüþtürülmesiyle, CO2 açýsýndan bir havuz durumunda bulunmaktadýr. Bu çalýþmada, tarým topraklarýndan sera gazlarýnýn salýnýmý ve C tutulumuyla ilgili bilimsel çalýþmalar derlendi ve tarýmýn nasýl kendi SG yükünü azaltabileceði ile koruma tedbirleri aracýlýðýyla nasýl sera gazý salýnýmlarýnýn azaltýlabileceði üzerine bakýþ açýsý oluþturmaya çalýþýldý. Bunun yanýnda tarýmsal uygulamalarýn ve sistemlerin sera gazlarý salýnýmý üzerine etkisi incelendi. Tarým alanlarýnýn CO2, N2O ve CH4 salýnýmlarýnýn azaltýlmasý yönüyle potansiyelleri yeterince iyi tanýmlanamamýþtýr. Ayrýca, öne çýkarýlmasý gereken birçok eksiklikler de bulunmaktadýr. Bunlar arasýnda küresel iklimin gelecekte nasýl deðiþeceðine dair belirsizlikler, toprak kullanýmý ve bitki örtüsü, kurak iklimlerde ve düþük kaliteli topraklarda yetiþen tek ve çok yýllýk bitkilerin verim düþüklükleri ile kimyasal gübre etkinliði sayýlabilir. Bütün bunlara ek olarak, tarýmýn atmosfer üzerine olan net yararlarýný saptayabilmek için, N2O ve CH4 gazlarýnýn dengesi ile yaklaþýk C stoðunu tahminleme metotlarýnýn geliþtirilmesi gereklidir. Anahtar Kelimeler: Sera gazý, azotlu gübreler, tarýmsal yönetim uygulamalarý, küresel ýsýnma, toprak C tutulumu The Role of Agriculture in Greenhouse Gas Emissions ABSTRACT The increase of greenhouse gases (GHG) in the atmosphere and the resulting climatic change will have important effects in the 21st century. Agricultural activity is a source for three primary GHG: carbon dioxide (CO2), methane (CH4) and nitrous oxide (N2O). Agricultural soils can also be a sink for CO2 through C sequestration into biomass products and soil organic matter. In this paper; it was summarized the literature on GHG emissions and C sequestration, provided a perspective on how agriculture can reduce its GHG burden and how it can help to mitigate GHG emissions through conservation measures. Impacts of agricultural practices and systems on GHG emission were reviewed. The potential of agricultural lands for CO2, N2O and CH4 mitigation is not well recognized. Besides, there are a number of shortcomings that need to be emphasized. These include the uncertainties related to future shifts in global climate, land-use and plant cover, the poor yields of trees and crops on low fertile soils and under arid climate conditions, mineral fertilizers efficiency. In addition, more efforts are needed to improve methods for estimating C stocks and gas balances such as nitrous oxide (N2O) and methane (CH4) to determine net benefits of agriculture on the atmosphere. Key Words: Greenhouse gas, N-fertilizers, agricultural management practice, global warming, soil carbon sequestration GÝRÝÞ Dünyanýn oluþumundan itibaren doðanýn þekillenmesi, bugüne kadar geçen ve durmaksýzýn devam eden kesintisiz bir süreç olsa bile; bilim insanlarý bu süreç dizinini jeolojik devirler adý verilen çeþitli dönemlere ayýrarak incelemektedirler. Her jeolojik dönem, kendine özgü doða olaylarýný barýndýran doðal bir süreçtir. Ancak, insanoðlunun süreç içinde aktif rol almasýyla birlikte bu doðal dengeler geri dönüþümü zor bir þekilde bozulmaya baþlamýþtýr. Fosil yakýtlarýn aþýrý kullanýmý, ormanlarýn tahrip edilmesi, yanlýþ arazi kullanýmý, doðal kaynaklarýn bilinçsizce tüketimi, atmosfere salýnan gazlar ile hýzlý nüfus artýþýnýn yarattýðý ek sorunlar ile birlikte atmosferin bileþimi deðiþmektedir. Bunun sonucunda ise günümüzde Küresel Ýklim Deðiþikliði olarak adlandýrýlan normal olmayan hava koþullarý ile karþýlaþmaktayýz. Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi' nde “Ýklim Deðiþikliði”, karþýlaþtýrýlabilir bir zaman periyodunda gözlenen doðal iklim deðiþkenlikleri ile doðrudan ya da dolaylý olarak küresel atmosferin doðal yapýsýný bozan insan etkinlikleri sonucunda, iklimde oluþan deðiþikliklerin bütünü olarak tanýmlanmaktadýr. Bu deðiþikliðin en büyük sebebi ise çeþitli insan etkinlikleri sonucunda atmosferdeki birikimleri hýzlý bir artýþ gösteren sera gazlarýnýn, Yerkürenin radyasyon (ýþýným) dengesini bozmasý ve sonuçta doðal sera etkisinin kuvvetlendirilerek, þehirleþmenin de katkýsýyla dünyanýn yüzey sýcaklýklarýný arttýrma eðilimi göstermeleridir. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleþmiþ 1 Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, ÝZMÝR. 25 Sera Gazý Salýnýmlarýnda Tarýmýn Rolü Milletler Çevre Programý (UNEP) tarafýndan kurulan Hükümetlerarasý Ýklim Deðiþikliði Panelinin (IPCC), küresel ýsýnmanýn 2 ºC ile sýnýrlý tutulmasýný hedefleyen, atmosferdeki sera gazý (SG) miktarýnýn 450 ppm düzeyinde sýnýrlandýrýlmasý senaryosunda geliþmiþ ve geliþmekte olan ülkelerin sera gazý salýnýmlarýný sýnýrlamasý ve tespit edilen baz yýlýna göre azaltmasý gerekmektedir. SERA GAZLARI Atmosferdeki kýzýl ötesi ýþýnlarý absorbe eden SG, ýsýyý hapsetmekte ve dünya yüzeyinin ýsýnmasýna neden olmaktadýr. Tarýmsal faaliyetlerle atmosferdeki salýnýmlarý iliþkilendirilebilecek 3 sera gazý bulunmaktadýr: CO2, CH4 ve N2O. Buna karþýlýk, su buharý ve birçok halokarbon bileþiklerini de içeren diðer önemli sera gazlarýnýn salýnýmlarý üzerine tarýmsal faaliyetlerin etkili olduðu kabul edilmemektedir (Snyder ve ark., 2009). Ýnsan kaynaklý CO2 salýnýmlarýnýn % 75' inden daha fazlasý, fosil yakýtlarýn kullanýlmasýyla gerçekleþmektedir. Geriye kalan miktarý ise özellikle ormanlarýn tahrip edilmesini de kapsayan arazi kullanýmý deðiþikleri nedeniyle meydana gelmektedir. Metan salýnýmlarýnýn son 25 yýlda iki katýna çýkmasýnýn antropojenik etkilerle olduðu düþünülmektedir (Denman ve ark., 2007). Atmosferik N2O konsantrasyonunun sanayileþme öncesi dönemde (1800' lü yýllarýn öncesinde) yaklaþýk 270 ppb düzeyinden 2005 yýlýnda 319 ppb düzeyine yükseldiði rapor edilmektedir (Snyder ve ark., 2009). Hirsch ve ark. (2006) ile UNESCO ve SCOPE (2007)' ye göre; dünya yüzeyinden salýnan N2O miktarý, insan SG emisyonlarý, milyon ton CO2 eþdeðeri Enerji aktivitelerinin bir sonucu olarak sanayi devrimi öncesi döneme göre % 40 -50 oranýnda artýþ göstermiþtir. TARIMIN KÜRESEL ISINMAYA KATKISI Hükümetlerarasý Ýklim Deðiþikliði Paneli (IPCC, 1996) Rehberi kullanýlarak Türkiye Ýstatistik Kurumu Baþkanlýðý (TÜÝK; 2012) tarafýndan 2010 yýlý için hesaplanan toplam SG salýnýmýnýn (401.9 Tg (1015g)-CO2 eþdeðeri) % 7' si tarýmsal faaliyetler sonucu olmuþtur. SG bazýnda deðerlendirmeye alýndýðýnda ise, 2010 yýlý toplam CO2 salýnýmýnýn % 4' ü, CH4' ün % 30' u ve N2O' nun ise % 74' ü tarýmsal kaynaklý olarak gerçekleþmiþtir. Geçmiþ yýllara göre toplam salýným miktarlarýnda bir artýþ gözlense de, ayný artýþ tarýmsal kaynaklý salýnýmlarda gözlenmemiþtir (Þekil 1). A.B.D.' nde tarýmsal kaynaklý SG salýným deðerleri, toplam sera gazý salýným içerisindeki yeri bakýmýndan bizdeki deðere paralellik göstermektedir. ABD Çevre Koruma Ajansý' nýn raporuna göre 2010 yýlý salýným envanterinin % 7' si tarýmsal kaynaklý olarak gerçekleþmiþtir. Sektörel bazda en önemli SG sorununu CO2 oluþturuyorken; tarým için en önemli SG hayvansal üretim dikkate alýndýðýnda CH4 ve bitkisel üretim dikkate alýndýðýnda ise N2O dur. Özellikle çiftlik hayvanlarýnýn metan salýnýmýna katkýlarý önemli düzeydedir. Bununla birlikte bitki ve toprak sistemlerine azot giriþlerinden kaynaklanan N2O salýným deðerleri, ülkemizdeki genel salýným payýnýn % 74' ünü oluþturur ki tarýmsal faaliyetler özellikle de toprak yönetimi ve gübre kullanýmý en çok bu SG' nýn oluþmasýnda etkilidir. TÜÝK tarafýndan tahmin edilen 2010 yýlý SG Endüstriyel Ýþlemler Atýk Tarýmsal Faaliyetler 450 400 350 300 250 200 150 100 50 0 1990 1995 2000 2005 2010 Yýllar Þekil 1. Ekonomik sektörler bazýnda ülkemizden gerçekleþen sera gazý salýnýmlarý (milyon ton CO2 eþdeðeri) (TÜÝK, 2012 verileri kullanýlarak hesaplanmýþtýr). 26 Kayýkçýoðlu ve Okur N2O; 13 Diðer; 5 CH4; 58 N2O; 9.65 CO2; 13.14 CH4; 17.48 (a) (b) CO2; 326 Þekil 2. 2010 yýlýnda gerçekleþen tarýmsal kaynaklý SG salýnýmlarýnýn daðýlýmý (a) ve Ülke genelindeki toplam sera gazý salýnýmý (b) (milyon ton CO2 eþdeðeri) (TÜÝK, 2012 verileri kullanýlarak hesaplanmýþtýr). salýným deðerleri Þekil 1 ve 2' de gösterilmektedir (TÜÝK, 2012). Bu deðerlere arazi kullanýmý ve arazi kullaným deðiþikliðinden kaynaklanan salýnýmlar ile yutaklar olarak sayabileceðimiz tarým topraklarý ve ormanlarýn olumlu etkisi dâhil deðildir. TARIMSAL FAALÝYETLERDEN KAYNAKLANAN GAZLAR Tarýmsal faaliyetlerle iliþkili sera gazlarý olan CO2, CH4 ve N2O, atmosferdeki sýcaklýðý tutmalarý ve yenilenme oranlarý bakýmýndan birbirinden farklýdýr. Dolayýsýyla bu gazlarýn küresel ýsýnma potansiyeline katkýlarýnýn hesaplanmasýnda bir zaman aralýðý dikkate alýnmalýdýr. Günümüzde kullanýlan en güncel deðerler olan ve Küresel Ýklim Deðiþikliði Paneli 4. raporunda belirtilen 100 yýllýk bir zaman dilimi için, CH4 ve N2O gazlarý birim kütlelerinin CO2 gazý birim kütlesi olarak sýrasýyla 25 ve 298 kez küresel ýsýnma potansiyeline katkýsý olduðu kabul edilir (IPCC, 2007). Küresel Ýklim Deðiþikliði Paneli 2. raporunda bu deðerler sýrasýyla 21 ve 310 iken (IPCC, 1996), 3. raporda ise 23 ve 296 deðerlerine revize edilmiþtir (IPCC, 2001). CH4 ve N2O ile karþýlaþtýrýldýðýnda, yüksek miktarda CO2, tarýmsal faaliyetler aracýlýðýyla bir döngüye uðratýlýr. Bitkiler, fotosentez yoluyla yüksek miktarlarda CO2' i tüketirlerken gýda, yem, lif ve yakýt olarak kullanýlan tüm bitkisel ürünler en sonunda çürümeyle veya tüketilmeyle tekrar CO2' e geri çevrilirler. Tarýmdaki C-döngüsünün büyüklüðü düþünüldüðünde; tarýmsal faaliyetler sonucu oluþan net CO2 salýnýmý miktarý düþüktür ve bu salýnýmýn ana kaynaðý tarýmsal faaliyetler ile tarým ürünlerinin iþlenmesi ile nakliyesi sýrasýndaki enerji kullanýmýdýr. Metan, büyük oranda çeltik tarýmý ile hayvancýlýktan kaynaklanan bir SG' dýr. Organik gübrelerin anaerobik ayrýþmasýndan ortaya çýkan metan yakalanabilir ve böylece metan salýnýmý azaltýlabilir. Çeltik tarýmý yapýlmayan tarým topraklarý atmosferik metan havuzu olarak görülebilse de, CH4 doðal durumda iþlenmeyen topraklarda daha az oranlarda bulunmaktadýr. Tarým topraklarýndan gerçekleþen N2O salýnýmý iki mikrobiyal süreç olan nitrifikasyon ve denitrifikasyon sonucu meydana gelir (Bange, 2000). Tarým topraklarýna uygulanan N miktarý düþünüldüðünde, her iki mikrobiyal olayda üretilen N2O miktarýnýn daha az olduðu görülmektedir. Doðada gerçekleþen azot döngüsü (Þekil 3) incelendiðinde nitrifikasyon ve denitrifikasyon süreçlerini kontrol eden faktörler arasýnda karmaþýk bir iliþki olduðu görülmektedir. Çünkü oluþan N2O miktarý, topraktaki O2 konsantrasyonuna, reaksiyon yönü ise sýcaklýða baðlýdýr. Düþük sýcaklýklarla N bileþenlerinin dönüþümü de yavaþlamakta, sýcaklýðýn yükselmesiyle birlikte bu dönüþüm hýzlanmaktadýr. Topraktaki O 2 konsantrasyonu, toprak nem düzeyinden oldukça etkilenmektedir. Topraklarda suyla dolu boþluk hacminin (SDBH) artýþýna baðlý olarak O2 konsantrasyonu azalmaktadýr. Tarým topraklarýndan N2O salýnýmýný etkileyen diðer faktörler ise; toprak bünyesi, nitrifikasyon için kullanýlabilecek amonyum (NH 4 + ) miktarý ile denitrifikasyon için kullanýlabilecek nitrit (NO2-) konsantrasyonudur (Granli ve Bøckman, 1994; Firestone, 1982). Topraklardaki nitrifikasyon olayý Nitrosomonas sp. gibi NH4+-oksitleyici bakteriler tarafýndan NH4+' un katabolize edilerek NO2-' e dönüþtürülmesi; NO2-' in de nitrat bakterileri olan Nitrobacter sp. ve Nitrospira sp. tarafýndan NO3-' a oksitlenmesidir (Norton, 2008). Nitrifikantlar son elektron alýcýsý olarak nitriti kullandýklarýnda, kýsýtlý oksijen koþullarý altýnda nitrit dönüþümünün yan ürünü olarak az miktarlarda N2O ile nitrik oksit (NO) oluþur (IFA/FAO, 2001). Yaklaþýk 27 Sera Gazý Salýnýmlarýnda Tarýmýn Rolü otuz yýl önce, Bremner ve Blackmer (1978), % 0.04 – 0.45 oranýnda N ilave edilmesiyle aerobik koþullar altýnda nitrifikasyondan kaynaklanan N2O salýnýmý olduðunu rapor etmiþtir. Azotun doðadaki bulunuþ formunu belirleyen nitrifikasyon olayý sonucunda azot formlarý doðada absorbe edilmekte, kullanýlmakta ve daðýlým göstermektedir. Nitrifikasyon sürecinde toprak kolloidleri tarafýndan adsorbe edilen ve bu nedenle duraðan olan NH4+, toprak kolloidleri tarafýndan çok az tutulabilen ve bu nedenle de çok hareketli olan NO3-' a dönüþmektedir. Bu dönüþüm, bitkilerin N kullanýmlarýný yakýndan ilgilendirmektedir. Çünkü oluþan NO 3 - , her ne kadar yýkanma veya denitrifikasyon ile rizosfer bölgesinden uzaklaþmaya karþý çok hassas olsa bile (Subbarao ve ark., 2006), bitkilerin en çok yararlandýðý azot formudur. Firestone ve Davidson (1989) ile Robertson ve Groffman (2007) tarafýndan da tanýmlandýðý gibi Nitroz oksit (N2O) denitrifikasyon; NO 3 - ' ýn diazot (N 2 ) gazýna dönüþümüyle meydana gelir. Süreç þu þekilde meydana gelmektedir: Nitratýn diazota dönüþüm süreci genelde tamamlanabilmesine raðmen, küçük ve deðiþken bir miktar N formu ise genellikle N2O gazý halinde atmosfere salýnmaktadýr. Salýnýmlar bitki vejetasyon periyodunun baþýnda, süreç boyunca ve sonunda görülebilmektedir. Nitroz oksidin çýkýþý, öncelikle iyi havalanan topraklarýn yaðýþlar ve sulama ile nemli ya da doygun hale gelmesiyle veya donmuþ topraklarýn çözülmeleriyle (örneðin kar erimesi) meydana gelebilir. Bedard-Haughn ve ark. (2006), topraklardaki mikrobiyal popülasyonun çeþitliðinin, salýnýmlar üzerinde baskýn bir rol oynadýðýný buna karþýlýk geçici veya kalýcý çeþitli çevresel faktörler (NO3-konsantrasyonu, sýcaklýk, SDBH, yararlanýlabilir-C vs.) arasýndaki etkileþimlerin de nitroz oksit salýným miktarýný etkilediðini rapor etmiþlerdir. Diazot (N2) Hasat Amonyak (NH3) Amonyum ve nitratlý gübreler Amonyak volatilizasyon Yaðýþ Nitroz oksit (N2O) Hayvancýlýk Topraküstü kalýntýlarý Biyolojik azot fiksasyonu Nitrik oksit (NO) Hayvan gübresi Üre Yüzey akýþ, erozyon Bitkinin kullanýmý Toprak organik maddesi Ýmmobilizasyon Mineralizasyon Kök kalýntýlarý Denitrifikasyon Nitrat (NO3) Nitrifikasyon Bitkinin Kullanýmý Yýkanma Amonyum (NH4+) Þekil 3. Doðadaki azot döngüsü (OECD, 2001' den deðiþtirilerek). Not: Açýk renkli oklar azot (N) giriþini, koyu renkli oklar ise azot çýkýþýný göstermektedir. Farklý N formlarý koyu renkli yazýlarla, azot dönüþüm süreçleri ise italik olarak gösterilmektedir. 28 Kayýkçýoðlu ve Okur Tarým alanlarýndan nitroz oksit (N2O) salýnýmlarý N2O, gözlemlenen küresel ýsýnmanýn % 6' sýný gerçekleþtirmektedir (Dalal ve ark., 2003). En çok N2O salýnýmý azotlu gübre kullanýmýndan ve toprak bozunumundan ileri gelmektedir. Toprakta oksijen azlýðýnda veya sýnýrlý oksijen varlýðýnda ya da topraklardaki organik karbonun fazlalýðý nedeniyle yüksek oksijen talebi olduðunda, mikroorganizmalar oksijen yerine NO3- ve NO2-' i kullanmaktalardýr. Bu substratýn kullanýldýðý denitrifikasyon süreci sonunda, uygulanan azotlu gübreler, N2O olarak atmosfere salýnmaktadýrlar (Dalal ve ark., 2003). Uluslararasý Gübre Endüstrisi Birliði ile Birleþmiþ Milletler Gýda ve Tarým Örgütü tarafýndan yapýlan tahminleme modeline göre; dünya çapýnda 1436 milyon ha büyüklüðündeki tarým arazilerinden 1995 yýlý için tarýmsal alanlardan gerçekleþen yýllýk küresel N2O-N salýným miktarý yaklaþýk 3.2 milyon tondur. Bu salýnýmýn % 34' ü geliþmiþ ülkelerden, % 66' ý ise geliþmekte olan ülkelerden kaynaklanmaktadýr. Bununla birlikte gübre kullanýmý ile salýným arasýndaki iliþkiyi ortaya koymak istersek; tarým alanlarýna giren mineral azotlu gübre miktarýnýn % 3.3' ü, ekili alanlardan salýnan küresel N2O miktarýdýr. Geliþmekte olan ülkeler göz önüne alýndýðýnda bu oran % 3.4 olarak gerçekleþmektedir (IFA/FAO, 2001). 2006 yýlýnda gerçekleþtirilen Hükümetlerarasý Ýklim Deðiþikliði Paneli' ne göre (IPCC, 2006), tarým alanlarýna giren mineral N' un %1' inin N2O-N' u olarak salýnýma uðradýðý varsayýldýðýnda, ülkemizde 2010 yýlýnda kullanýlan 1.3 milyon ton mineral N' a (FAOSTAT, 2012a) karþýlýk yaklaþýk 13.4 bin ton N2O-N' unun tarým topraklarýndan salýndýðý tahminlenebilir. Kullanýlan N kaynaðýna baðlý olarak N2O salýnýmý aslýnda bölgesel bazda geniþ farklýlýklar gösterebilmektedir. Thornton ve Valente (1996), N2O salýným miktarlarýnýn belirlenebilmesi için varyasyon katsayýlarýnýn % 100 – 300 arasýnda deðiþtiðini saptamýþlardýr. Günümüzde geçerli olan Tier 1 yöntemiyle saptanan salýným faktörü 0.003 – 0.03 arasýnda deðiþmekte olup ortalama 0.01 olarak kabul edilmektedir (IPCC, 2006). Konuya küresel ýsýnma potansiyeli açýsýndan bakýldýðýnda ise; tarým topraklarýna uygulanan her kg N giriþi, 1.4 – 14.0 kg CO2' e karþýlýk gelmekte ve ortalama olarak 4.65 kg CO2 olarak kabul edilmektedir (Snyder ve ark., 2009). McSwiney ve Robertson (2005), mineral gübre kullanýmýna baðlý olarak tarým topraklarýndan gerçekleþebilecek olan N2O gazýný tahmin edebilmek amacýyla hesaplanan salýným faktörü deðerinin ancak tarýmsal ürünlerden alýnabilecek maksimum verim için gerekli olan N miktarýnýn veya bundan daha azýnýn kullanýldýðý durumlarda geçerli olabileceðini, çünkü azotlu gübreden kaynaklanan N2O salýným miktarýnýn, topraklara yüksek miktarlarda N giriþi olmasý durumunda çok fazla deðiþkenlik göstereceðini belirtmiþlerdir. Halvorson ve ark. (2008), Del Grosso ve ark. (2008) ile Burton ve ark. (2008) ise Hükümetlerarasý Ýklim Deðiþikliði Paneli' nde (IPCC, 2006) saptanan salýným faktörü de dahil olmak üzere ayarlanan N2O salýným faktörlerinin, tahminlenen mevsimsel salýnýmlarýn üzerindeki bir deðere karþýlýk geldiðini gözlemlemiþlerdir. Eðer yapýlan azotlu gübreleme, bitkinin ve topraðýn alým kapasitesinden fazla olursa N2O için belirlenen salýným faktörü de yükselebilecektir (Grant ve ark., 2006; Halvorson ve ark., 2008). Gübrelenen alanlardan kaynaklanan N 2 O salýnýmýný etkileyen en önemli faktörler þu þekilde belirtilebilir (IFA/FAO, 2001): 1. Ýklim, topraktaki organik C içeriði, toprak bünyesi, topraðýn drenaj durumu, NO3-N' u miktarý ve toprak pH' sý ile 2. Kültürel iþlemler ile ilgili faktörler: (a) gübre tipine göre N uygulama oranlarý ve (b) üretimi yapýlan ürün cinsi. Özellikle hafif bünyeli, zayýf drenajlý ve nötr ya da hafif asit reaksiyonlu topraklarda NO3-N' unun ortamda bulunuþuyla birlikte N2O salýnýmý artýþ göstermektedir. Ayrýca, gübreleme amacýyla susuz amonyaðýn kullanýlmasý ya da mineral ve organik gübrelerin karýþtýrýlarak uygulanmasý, yine salýnýmý arttýran faktörlerdir. Azot içeriði yüksek olan azotlu gübrelerin uygulanmasý, bunun yanýnda kullanýlan gübre miktarýnýn artýþ göstermesi de N2O salýnýmýnda artýþa sebep olacaktýr. Salýným artýþýna etkili diðer bir faktör olan bitki türünde ise N2O salýnýmý çayýrçimenler < baklagil olmayan tek yýllýk bitkiler < baklagiller þeklinde artan bir sýra izlemiþtir. Bunlarla birlikte, Parkin (2008) tarafýndan da belirtildiði üzere; N2O salýnýmýn ölçüldüðü sürenin uzunluðu ve sýklýðý da yerel ya da bölgesel ölçekte önemli bir faktör olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Del Grosso ve ark. (2006)' nýn da deðindiði üzere topraktan direkt N2O salýnýmýný arttýran bir baþka faktör de, tarýmsal uygulamalara baðlý olarak amonyak buharlaþmasý ve NO 3 - yýkanmasýnýn artmasýdýr. Buharlaþan azot, N 2 O salýnýmýný etkileyebilmektedir. Çünkü bu azotun bir kýsmý tarým dýþý ve tarýmsal arazilerin üzerinde ve yüzey sularýnda kalarak N2O salýnýmýyla sonuçlanacak dönüþüm süreçlerine substrat oluþturacaktýr. Yýkanan ve drenaj sularýna karýþan NO3- ise denitrifiye olarak salýnýma katký saðlayabilecektir. Crutzen ve ark. (2008) atmosferik N2O' in küresel artýþ oranýný dikkate aldýklarýnda, doðrudan ve dolaylý olarak gerçekleþen salýným toplamýnýn, topraklara uygulanan N' un % 3 - 5' i arasýnda olduðunu ve bu deðerinde Hükümetlerarasý Ýklim Deðiþikliði Paneli' nde (IPCC, 2006) ayarlanan N2O salýným faktörü deðerinin üç ila beþ katý kadar büyüklükte olduðunu bildirmiþlerdir. Araþtýrmacýlar 29 Sera Gazý Salýnýmlarýnda Tarýmýn Rolü tarým alanlarýndaki düþük N2O deðerlerini, küresel N2O bütçesinden hesaplanan ve çok daha yüksek olan deðerlerle karþýlaþtýrdýklarýnda; aradaki bu büyük farklýlýðýn arka planýnda N2O salýnýmýnýn önemli ölçüde tarým alanlarýnýn dýþýnda; nehirler, deltalar ve kýyý bölgeleri, hayvancýlýk ve amonyak ile NOx bileþiklerinin atmosferik çökelmeleri gibi kaynaklardan oluþtuðunun anlaþýlabileceðini, ancak yine de gübre kullanýmýyla da iliþkili olduðunu belirtmiþlerdir. Buna karþýlýk Nevison ve ark. (2007) ise, küresel antropojenik N giriþi için % 2 düzeyindeki salýným faktörünün, son 150 yýlýn üzerindeki bir zaman diliminde gerçekleþen atmosferik N2O artýþýný açýkladýðýný rapor etmiþlerdir. Galloway ve ark. (2004) da benzer görüþle, 20. yüzyýlýn sonlarýnda insan aktiviteleri neticesinde gerçekleþen yaklaþýk 156 Tg N yýl-1 miktarý ile iliþkili olarak % 2.5 düzeyindeki salýným faktörünün N2O' in troposferik birikimini açýklayabileceðini belirtmiþlerdir. Tarýmsal kaynaklý N2O salýným deðerlerini tahmin etmedeki belirsizlikler; özellikle denitrifikasyonla iliþkili N2O ve N2 salýnýmlarýnýn, uygun metodoloji ve ölçümlerle belirlenmesinin önemine vurgu yapmaktadýr. Doðal ekosistemin büyüklüðüne karþýlýk, N 2 konsantrasyonunda meydana gelen küçük artýþlarý belirlemedeki zorluk nedeniyle denitrifikasyonu ölçümlemek zordur. Karasal ve sucul ortamlardaki denitrifikasyon miktarýný direkt olarak belirleyebilme üzerine bir dizi geliþmeler olsa bile, çok az sayýda bilim insaný bu yeni yaklaþýmlar üzerinde çalýþmaktadýr. Net N2O salýnýmý üzerine pek çok araþtýrmanýn odaklandýðýný belirten Chapuis-Lardy ve ark. (2007), buna karþýlýk N2O' in net negatif akýþý yani atmosferden topraklar üzerine akýþýyla ilgili olarak sayýlý araþtýrmanýn olduðuna vurgu yapmaktadýrlar. Araþtýrmacýlar, N2O tüketimini düzenleyen salýným faktörleri ile ilgili henüz yeterli bulgularýn olmadýðýný ve konu ile ilgili yapýlacak çalýþmalarýn çok deðerli olduðu sonucuna varmýþlardýr. N2O tüketiminin arttýrýlmasý açýsýndan topraklarýn ve özellikle de toprak biyolojisinin daha elveriþli hale getirilmesi ile ilgili yapýlabilecek çalýþmalar, bilim insanlarýna tarýmsal kaynaklý N2O salýnýmlarýnýn azaltýlabilmesi yönüyle deðerli bilgileri saðlayabilecektir. Kireçlemeden kaynaklanan CO2 salýnýmlarý Tarým topraklarýnýn pH deðerini yükseltebilmek için topraklara tarýmsal kireç uygulandýðýnda, içeriðinde bulunan karbonatýn bir kýsmý CO2 olarak salýnabilmektedir. Günümüzde geçerli olan IPCC Tier 1 metoduna göre, kalsit kireçtaþý (CaCO3) için 0.12 kg C kg-1, dolomit (CaMg(CO3)2) için ise 0.13 kg C kg-1 salýným faktörleri kullanýlmaktadýr (IPCC, 2006). Bununla birlikte IPCC Tier 2 metodu kullanýlarak ülke bazýnda spesifik salýným faktörleri de 30 hesaplanabilmektedir. Buna göre, A.B.D. seragazý envanteri için kalsit kireçtaþý ve dolomit için sýrasýyla 0.059 ve 0.064 kg C kg-1 salýným faktörleri kullanýlmaktadýr (West ve McBride, 2005). Bütün bunlar göz önüne alýndýðýnda kireç kullanýmýnýn küresel ýsýnma potansiyeli açýsýndan 0.22 kg CO2 kg-1 CaCO3 ortalama deðeri bulunacaktýr. Hamilton ve ark. (2007), tarýmda kireç kullanýmýnýn drenaj sularýný bikarbonat açýsýndan zenginleþtirmesi nedeniyle bir CO2 havuzu oluþturduðu sonucuna varmýþlardýr. Araþtýrýcýlar ayrýca, nitrifikasyondan kaynaklanan asidik koþullarýn bu havuzu azaltabileceðini belirmiþlerdir. Yaygýn olarak kullanýlan azotlu gübrelerin (üre, amonyum nitrat, susuz amonyak) topraklarda oluþturduðu asitliði dengeleyebilmek için kg N baþýna en çok 3.6 kg kirece ihtiyaç bulunmaktadýr (Snyder ve ark., 2009). IPCC Tier 2 yöntemi kullanýlarak, bu miktarda kireç uygulamasýnýn küresel ýsýnma potansiyeline katkýsýnýn 3.6 x 0.22 = 0.84 kg CO2 kg-1 N olacaðý hesaplanabilir ki bu da azotlu gübre uygulamasýnýn bir sonucu olan tahmini N2O salýným deðeri ile karþýlaþtýrýldýðýnda küçük bir miktardýr. Bu faktör sadece düþük pH ve düþük tamponlama kapasitesine sahip topraklarda kullanýlan azot ile i l i þ k i l i o l a c a k t ý r. K i r e ç l i t o p r a k l a r b a z ý asidifikasyonlardan yarar da saðlayabilirler. Zira bu topraklar pH açýsýndan daha nötr bir hale gelebilirler ki, bu da bazý bitki besin elementlerinin yarayýþlýlýðýný arttýrabilir. Topraklarýn asidifikasyonu neticesinde beliren kireç ihtiyacý sadece azotlu gübre kullanýmýnýn bir sonucu olarak meydana gelmemektedir. Topraklarýn asitleþmesi, ayrýca, bitki kök proton atýmýyla (örneðin H+ iyonu eksudasyonu) (Marschner, 1991), ürün hasatýyla birlikte alkali katyonlarýn ortamdan uzaklaþmasýyla (Jackson ve Reisenauer, 1984) ve asidik yaðýþlarla da meydana gelebilir veya artabilir. Kireçleme kaynaklý salýnýmýn azaltýlmasý için tek uygun yol, karbonatlý materyallerin yerine sönmemiþ kireç (CaO) veya sönmüþ kireç (Ca(OH)2) gibi oksitlerin uygulanmasýdýr. Üre gübresi kullanýmýndan kaynaklanan CO2 salýnýmlarý Topraklara üre gübresi uygulanmasý, endüstriyel üretim sürecinde ürenin oluþumuna katýlan CO2' in kaybýna yol açar. Üre (CO(NH2)2) toprakta, su ve üreaz enzimi varlýðýnda; NH4+, hidroksil iyonu (OH-) ve b i k a r b o n a t a ( H C O 3 - ) d ö n ü þ t ü r ü l ü r. K i r e ç uygulamasýný takiben toprakta gerçekleþen reaksiyona benzer þekilde bikarbonat; kendisini oluþturan CO2 ve suya ayrýlýr. Tier 1 metoduna göre üre gübresi kullanýmýna baðlý olarak CO2 salýným faktörü 0.20 olarak hesaplanmýþtýr (IPCC, 2006). Kirece benzer þekilde, üre içindeki tüm C' un, CO2 olarak yayýlmasý da mümkündür. Fakat kimyasal Kayýkçýoðlu ve Okur karakteristik açýsýndan tahminlemedeki hatalarý ortadan kaldýrmak adýna kullanýlan belirsizlik faktörü maksimum - % 50 olarak kullanýlabilir. Üre, her 28 g N için 12 g C içerdiðinden; küresel ýsýnma potansiyeli açýsýndan uygulanan her kg üre-N için 1.6 kg CO2 deðeri hesaplanabileceði gibi, belirsizlik faktörünün uygulanmasý ile de bu deðer 0.8 kg CO2 deðerine düþmektedir. Bu küresel ýsýnma potansiyel deðeri, azotlu gübre uygulamalarýnýn ortaya çýkardýðý kireç ihtiyacýna karþýlýk gelen deðere benzer olsa bile, hala daha azotlu gübre uygulamalarý sonucu meydana gelebilecek N2O salýným deðeri ile kýyaslandýðýnda düþük düzeydedir. Çeltik tarýmýndan kaynaklanan CH4 salýnýmlarý Göllenmiþ alanlarda yapýlan çeltik (Oryza sativa L.) tarýmý, CH4 salýnýmlarýnýn büyük antropojenik kaynaklarýndan birisidir. 2010 yýlýnda dünyada 159 milyon ha alanda çeltik tarýmý gerçekleþtirilmiþ olup, buðday (1.) ve mýsýr (2.) tarým alanlarýndan sonra en büyük 3. alanda tarýmý yapýlan üründür. (FAOSTAT, 2012b). Bufogle ve ark. (1998) yaptýklarý çalýþmalarýnda, çeltik tarýmýnda azotlu gübre olarak üre yerine amonyum sülfat kullanýlmasý durumunda CH4 salýnýmýnýn daha düþük olduðunu saptamýþlardýr. Su altýnda kalan topraklar daha indirgen hale geldiklerinden, sülfat indirgeyici bakteriler metanogenik bakteriler ile etkili bir þekilde rekabete girebilmektedirler. Jugsujinda ve ark. (1995) tarafýndan yapýlan bir çalýþmada, çeltik tarýmýnda NO3-N kullanýlmasýyla topraðýn redoks potansiyelinin arttýðý ve bu nedenle de CH4 salýnýmýnýn azaldýðý ortaya koyulmuþtur. Çin' de çeltik bitkisi ile yapýlan ve N kaynaðý olarak hayvan gübresi ile ürenin kullanýldýðý bir baþka araþtýrmada N2O salýnýmlarýna (> + 200 mV) göre CH4 salýnýmlarý düþük redoks (daha indirgen) potansiyelde (< - 100 mV) ortaya çýkmýþ ve bu iki SG salýnýmý arasýnda istatistiki olarak önemli düzeyde ters iliþki saptanmýþtýr (Hou ve ark., 2000). Bu sonuçlar, su altýndaki çeltik topraklarýnýn drene edilmesiyle N2O salýnýmlarýnýn teþvik edilme riskinin olacaðýnýn göstergesidir. Hou ve ark. (2000) topraktan - 100 ila + 200 mV arasýnda oluþturulacak redoks potansiyeli ile CH4 oluþumunun önleneceði ve ayrýca N2O' in N2' a indirgenmesinin de az olacaðýný belirtilmektedir. Lindau ve ark. (1990) ekili olmayan üre uygulanmýþ alanlara karþýn, üre uygulanan çeltik alanlarýndan daha fazla CH 4 salýnýmlarýnýn gerçekleþtiðini rapor etmiþlerdir. Araþtýrýcýlar ayrýca, azotlu gübre uygulamasýna baðlý olarak N2O salýnýmlarýnýn düþük ve üre uygulamalarýndan sonra N2O salýnýmlarýnýn kontrol parselindekinden daha yüksek olmadýðýný belirtmektedirler. Toprakta çeltik bitkisinin bulunmasý ve uygulanan azotlu gübrenin tipi; N2, N2O ve CH4 salýnýmlarýna etki etmektedir. Üre ya da amonyum bazlý azotlu gübrelerin kullanýmýndan sonra topraklarýn ani ýslanmalarý ve sürekli su altýnda kalmalarý nitrifikasyonun ve N2O salýnýmlarýnýn azaltýlmasý için etkili bir önlemdir (Hutsch ve ark., 1999). Toprak organik maddesinin yönetiminden kaynaklanan CO2 salýnýmlarý Topraðýn organik madde havuzlarý Organik madde, toprak içinde bulunan ve birbirinden az çok farklý olan havuzlarda yerleþmiþ durumdadýr. Karbonun en aktif olan ve hýzlý dönüþümlere uðrayan havuzunda mikrobiyal biyokütle ile kolay ayrýþabilir bitki kalýntýlarý bulunmaktadýr. Bu materyaller hýzlý bir þekilde dönüþüme uðradýklarýndan, toplam toprak organik maddesinin % 3-5 gibi küçük bir kýsmýný oluþtururlar. Topraktaki C' un, gerek fiziksel gerekse de biyokimyasal olarak ayrýþmaya karþý dayanýklý olan diðer büyük havuzu ise, toprakta uzun bir süre kalmýþ olan ve yaþlý karbon olarak tarif edilebilen kýsýmdan oluþmaktadýr. Bu karbon havuzu, kil mineralleri tarafýndan sýký bir þekilde çevrelenmesi ve mikroorganizmalar ile onlarýn substratý arasýnda fiziksel bariyer oluþturan toprak agregatlarýnýn aralarýnda bulunmasý sebebiyle hýzla bozunuma uðramadan korunabilmektedir. Bunun yanýnda, örneðin lignin ve polifenoller gibi organik substratlar ile toprak tanecikleri arasýnda kimyasal kompleks reaksiyonlarý neticesinde ayrýþmaya dayanýklý ürünler ortaya çýkmaktadýr. Toprak makroagregatlarý (> 200 µm) içinde bulunan C, mikroagregatlar (50 - 200 µm) içinde bulunana göre, daha hýzlý dönüþüme uðrayacak ve bu yüzden de toprakta kalýþ süresi kýsalacaktýr (Jones ve Donnelly 2004). Topraklardaki en dayanýklý C, kil mineralleri ile kompleks halinde bulunan ya da biyokimyasal olarak korunabilen organik materyallerdir. Toprakta C tutulumu Karbon tutulumu; atmosferik CO2' in güvenli bir þekilde depolanabileceði yani kýsa zamanda tekrar salýnýmýnýn yapýlmayacaðý, uzun-yaþamlý toprak organik C havuzlarý içerisine transferi anlamýna gelmektedir (Lal, 2004). Bu olgu, bilimsel ve politik alanda büyük bir ilgiye sahiptir. Zira bu alanlarda ilgi çekmesinin nedeni, doðal ve kullanýma açýk karasal ekosistemin bir C havuzu olarak iþlev görebileceði ve bunun insan kaynaklý atmosferik CO2 yükseliþini azaltmaya yardýmcý olabileceði gerçeðidir. Gerçekten de karasal havuzlar, sera gazý salýnýmlarýný azaltma hedefleri içerisinde Kyoto Protokolü' nde yer almýþtýr. Ýklimsel deðiþiklikler altýnda doðal ekosistemlerin bir C kaynaðý olarak mý yoksa C havuzu olarak mý davranacaðý konusu çok belirgin deðildir. Çünkü bu durum, topraklarýn sahip olduklarý C içeriklerindeki 31 Sera Gazý Salýnýmlarýnda Tarýmýn Rolü dengelerini; yani ayrýþmayla C' un kaybý ile birincil üretimden saðlanan C kazancý arasýndaki dengeyi etkileyebilecek olan birçok faktöre baðlýdýr (Þekil 4). Bu faktörler arasýnda toprak verimliliði (besin elementleri yarayýþlýlýðý vb.), sulama yönetimi, vejetasyon tipi ve ekstrem iklim olaylarýna karþý hassasiyet (donma-çözülme vb.) sayýlabilir. Birincil üretimin artýþ saðlanmasý sonucunda artan CO2, topraktaki C tutulumunu arttýrabilecekken (Post ve ark., 1982), konu ile ilgili yeterince destekleyici bilimsel araþtýrma gerçekleþtirilmemiþtir. Artan CO2' e baðlý olarak bitkilerin göstereceði olumlu tepkiler, ortamda bulunan besin elementlerinin azlýðý nedeniyle sýnýrlandýrýlabilecektir. Dolayýsýyla doðal ekosistemlerin C tutma kabiliyetleri de sýnýrlandýrýlmýþ olacaktýr. Ayrýca topraktaki bulunan hareketli C fraksiyonundaki CO2-odaklý yükseliþler, ormanlardaki ince kök sisteminin çoðalmasýný ve bunun bir sonucu olarak da toprak mikrobiyal aktivitesi ve solunumunu teþvik edecektir. Böylece topraklara artan C giriþi, mikrobiyal aktivite sayesinde uzun dönem saklanabilen C havuzuna hiçbir net etkisi olmamasý ile dengelenecektir (Schlesinger ve Lichter 2001). Topraktaki C' un artan miktarý, ayrýca, mikrobiyal aktiviteyi topraktaki mevcut karbonun da ayrýþtýrýlmasýný arttýrýcý bir þekilde teþvik edebilir. “Priming effect” olarak adlandýrýlan bu durum nedeniyle, topraktan CO2 çýkýþý artacak ve böylece toprak C deposunda azalýþ olacaktýr (Körner ve Arnone 1992; Hungate ve ark. 1997; Fontaine ve ark. 2004). Bu CO2 artýþýnýn da, bir çok doðal ekosistemde gerçekleþen C tutulmasýndaki artýþa süreklilik kazandýrmasýna sebep olacaðý pek olasý görünmemektedir (Beedlow ve ark. 2004). C tutulmasý amacýyla topraklarýn yönetilmesi; akýlcý bir toprak idaresi ile C havuzu olarak rol oynama potansiyeli sunan tarýmsal ve degrade topraklar açýsýndan çok uygundur (Lal, 2004; Smith, 2004). Lal ve Bruce (1999) tarafýndan yapýlan bir çalýþmada akýlcý yaklaþýmlar ile dünya çapýndaki tarýmsal alanlar tarafýndan gerçekleþtirilebilecek karbon tutulum potansiyeli ortaya koyulmuþtur. Araþtýrmacýlara göre, erozyon kontrolü ile 0.08 – 012 Pg yýl-1; bozulmuþ topraklarýn geri kazanýmý ile 0.02 – 0.04 Pg yýl-1; tuzlu topraklarýn ýslahý ile 0.15 – 0.175 Pg yýl-1; koruyucu toprak iþleme ve bitki artýklarý yönetiminin yaygýnlaþtýrýlmasý ile 0.18 – 0.24 Pg yýl-1; bitki yetiþtirme yöntemlerinin iyileþtirilmesi ile 0.30 – 0.40 Pg yýl-1; biyoyakýt üretimi sonucu mevcut C' un dengelenmesiyle de 0.30 – 0.40 Pg yýl-1 miktarlarýnda C tutulumu saðlanacaktýr. Küresel ölçekte bakýldýðýnda dünyadaki tarýmsal alanlarýn C tutma potansiyelleri yaklaþýk olarak 0.75 – 1.0 Pg yýl-1 ya da ormanlýk alanlarýnýn kaybý ve diðer tarýmsal faaliyetler sonucu oluþan 1.6 – 1.8 Pg yýl-1 düzeyindeki salýnýmýn yaklaþýk % 50' sidir. Doðal alanlarýn, tarýmsal alan olarak ilk 32 dönüþümlerinde ve sonrasýnda gerçekleþtirilen sürekli yetiþtiricilik faaliyetlerinde kullanýlmalarý ile toprak C stoðunu sistematik bir þekilde bozunuma uðratan otlatmadan dolayý, topraklar çok büyük bir C kaybýna maruz kalmýþlardýr. Tarýmsal ve degrade topraklarýn C havuzlarýný uzun dönemde arttýrýcý örneðin, sýfýr toprak iþlemenin yaygýnlaþtýrýlmasý, örtü bitkilerinin kullanýlmasý, düþük yoðunluklu otlatma sistemlerinin benimsenmesi gibi bir dizi stratejiler önerilmektedir (Lal, 2004). Toprak yönetim deðiþikliklerinin toprak C deposunu nasýl teþvik edebileceðine dair bir örnek Fransa' dan verilebilir. Bu ülkede 1970' lerden beri büyük miktarlarda çayýr ve mera arazilerinin tarýmsal arazilere dönüþtürülmesi sonucu topraktaki C miktarýnda önemli bir düþüþ olmuþtur. Bu iþlenen arazilerinin yarýsýnýn (≈ 90000 ha) kalýcý çayýr mera arazilerine geri döndürülmesi sonucu toprak organik C miktarýnda yaklaþýk 16 milyon ton düzeyinde bir artýþýn olabileceði, bu miktarýn da Fransa' daki fosil yakýtlardan kaynaklanan CO2 salýnýmýnýn % 10' a eþit olduðu tahmin edilmektedir (Soussana ve ark. 2004). En önemli CO2 yutaklarý olarak kabul edilen orman alanlarýnýn tarýma açýlmasý sonucunda 260 - 590 ton CO2 ha-1, su altýndaki alanlarýn dönüþümünden ise 2210 ton CO2 ha-1 salýnýma uðrayacaktýr (IPCC, 2000). Topraktaki C birikiminde büyük ölçüde artýþ saðlayabilecek olan toprak yönetimindeki diðer deðiþiklikler içinde toprak iþlemesiz tarýmýn geniþ çaplý yaygýnlaþtýrýlmasý sayýlabilir. Örneðin Brezilya' da, toprak iþlemesiz tarýma devam eden dönüþümlerin sonucunda 9 milyon ton C yýl-1 düzeyindeki miktarýn topraklarda biriktiði saptanmýþ (Cerri ve ark., 2004); A.B.D.' nde, toprak iþlemesiz tarýmýn yaygýnlaþtýrýlmasý sayesinde toprak C deposunun 337 kg C ha-1 yýl-1 düzeyinde arttýðý (West ve Marland, 2002) ve tropikal bir ülke olan Nijerya' da ise geleneksel toprak iþleme faaliyetleri yerine toprak iþlemesiz mýsýr üretiminin yerleþmesiyle toprak C' nunda 0.17 t C ha-1 yýl-1 düzeyinde bir artýþýn olduðu belirlenmiþtir (Lal, 1997). Arazi kullaným deðiþikliklerinin sadece C tutulumu üzerindeki yararlý etkileri deðil ayný zamanda bu deðiþikliklerin metan (CH4) ve nitroz oksit (N2O) gibi diðer sera gazlarýnýn net salýnýmlarý üzerine etkilerini de dikkate almak çok önemlidir. Özellikle de toprak iþlemesiz tarýmý bu açýdan daha iyi irdelemek gereklidir. Topraklarýn C deposunu teþvik ederken, bu uygulama ile ayrýca düþük poroziteli, sýkýþmýþ topraklardaki denitrifikasyonun artmasýndan dolayý N2O' in atmosfere salýnýmýn potansiyelini de arttýrmaktayýz (Smith ve Conen 2004). Çünkü bu sistemde heterotrof denitrifikasyon bakterilerine daha çok daha fazla karbon ve enerji kaynaðý olarak kullanabilecekleri bitki materyalinin sunulmasýyla salýnýmýn artmasý yanýnda (Dorland ve Beauchamp, 1991; Iqbal, 1992; Dalal ve ark., 2003), yabancý otlarýn da artýþý teþvik edilecek dolayýsýyla onlarý kontrol edebilmek için; diðer tarýmsal girdilerden daha yüksek Kayýkçýoðlu ve Okur küresel ýsýnma potansiyeline sahip olan herbisitlerin yüksek miktarda kullanýmý gerekecektir (Lal, 2004; Maraseni ve ark., 2007). N2O salýnýmýndaki bu artýþ ise sistemdeki sera gazý dengesini etkileyebilecektir ki bu da artan C depolamadan elde edilen faydalarý azaltma potansiyeline sahiptir. Bu durum, Six ve ark. (2004) tarafýndan ortaya koyulmuþtur. Araþtýrýcýlar, toprak iþlemesiz tarým ve geleneksel iþleme yöntemleri uygulanan sistemlerdeki toprak kaynaklý sera gazý salýnýmlarý (CO2, N2O, and CH4) hakkýndaki küresel verileri deðerlendirmiþlerdir. Toprak iþlemesiz tarýma yeni döndürülen sistemlerin geleneksel sistemlere oranla, N2O salýnýmýndaki artýþ nedeniyle daha büyük küresel ýsýnma potansiyeline sahip olduklarýný ortaya koymuþlardýr. Bunun yanýnda araþtýrýcýlar, sýfýr toprak iþlemenin küresel ýsýnma potansiyelini sadece uzun dönemde ( > 20 yýl) ve nemli iklim bölgelerinde azaltacaðýný belirtmiþlerdir. Kurak bölgelerde de, çok kesin olmamakla birlikte küresel iklim potansiyelindeki azalma 20 yýldan sonra kendini gösterebilecektir. Bu baðlamda, sýfýr toprak iþlemenin teþvik edilmesinin ve C tutulmasý amacýyla yapýlan diðer tarýmsal uygulamalarýn her zaman çok geçerli olmadýðý, çünkü bunlarýn net sera gazý dengeleri üzerine etkisinin yüksek deðiþkenlik gösterdiði, birçok faktörün etkisi altýnda ve zamana baðlý olduðu belirtilmelidir (Six ve ark. 2004; Smith ve Conen 2004). bazlý materyal teknolojilerinin ortaya çýkmasý, 4. Tarýmsal kalkýnmanýn gerçekleþebilmesi amacýyla baþka yeni arazileri tarýma açmak için gerekli olan ihtiyacýn karþýlanabilmesi adýna tahýl, hayvancýlýk ve diðer tarýmsal ürünlerdeki üretim veya verim etkinliklerinde sürekli kazanç saðlanmasý. Ýyileþtirilmiþ gübre yönetimi; yukarýdaki dört stratejinin her birisi için geçerli olan önemli bir konudur. Ýyileþtirilmiþ bir gübre yönetimi için aþaðýdaki konular önemlidir: 1. 2. 3. Tarýmsal kaynaklý CO2 salýnýmýnýn azaltýlmasý Karbon, tarýmsal üretimimiz içerisinde büyük miktarlarda bir döngüye sahip olduðundan, C tutulmasýndaki küçük artýþlar ve solunumdaki (C salýnýmý) küçük azalýþlar ile birlikte; salýným ile tutulum arasýndaki net denge bazýnda büyük deðiþikliklere yol açabilirler. Aslýnda, bitkiler (çayýr ve meralar dâhil); CO2' i toprakta depolanabilen organik C formuna dönüþtürmek suretiyle yakalayabilirler. Dolayýsýyla yapýlan tarýmsal uygulamalar ile toprak organik maddesi artýþ gösterdiðinde, bahsedilen yolla CO2' de uzun dönemde atmosferden uzaklaþabileceði belirtilebilir (Lal ve ark., 2003; Follett ve ark., 2001). Robertson (2004) tarafýndan bildirilen 4 strateji ile tarýmsal kaynaklý net CO2 salýnýmý azaltýlabilecektir. Bunlar: 1. Tarým makinalarýnýn, sulama zamaný planlamasýnýn ve yakýt tüketen diðer çiftlik faaliyetlerinin yakýt verimliliðindeki iyileþtirmeler sonucu enerji verimliliðindeki kazanýmlar, 2. Toprak iþlemedeki, bitkisel kalýntýlar ile hayvansal atýklarýn idaresindeki ve örtü bitkilerinin, nadas dönemlerinin ve diðer münavebe yöntemlerinin kullanýlmasýndaki deðiþiklikler sonucu toprakta C tutulumu, 3. Enerji üretimi ve endüstriyel hammaddeler için fosil yakýtlarýn kullanýmýnýn azaltýlmasý amacýyla biyoyakýtlarýn üretimi ve biyolojik 4. Ürün verimliliði arttýrmak için gübre kullanýmý ayný zamanda üretim sürecinde diðer enerji tüketen girdilerin kullaným etkinliðini arttýrýr. Bununla birlikte zaten gübreleme faaliyeti bile bir enerji tüketimi gerektirdiðinden, optimum miktarda gübre kullanýmýnýn önemi vurgulanmalýdýr. Gübreler, ekili alanlardaki net birincil üretimin artmasýyla birlikte, bitkisel atýklardaki organik C' un topraða dönüþünü arttýrabilir. Biyoyakýtlar için artan talebi karþýlayabilmek amacýyla birim alanda daha fazla biyokütle üretimine ihtiyaç olduðundan, gübre kullanýmýnda artýþ olacaktýr. Eðer hedeflenen amaç net enerji üretimini ya da fosil yakýtlarýn kullanýmýný azaltmak ise, bu gübre kullanýmý mutlaka en etkin ve verimli þekilde olmalýdýr. Gübre kullanýmýnýn amacý ürün verimindeki artýþ ise, orman alanlarý ile diðer doðal alanlarýn tarým arazilerine dönüþümü engellenmelidir. TARIM TOPRAKLARINDAN GERÇEKLEÞEN SERA GAZI SALINIMLARINI ETKÝLEYEN FAKTÖRLER Toprak özellikleri Mosquera ve ark. (2007)' na göre; topraklarda hem N2O' in hem de CH4' ýn oluþumu ve kullanýlmasý, farklý mikrobiyal süreçlerin bir sonucu olarak gerçekleþmektedir ki bu mikrobiyal süreçler mikroorganizmalarýn geliþimini etkileyen bazý faktörler tarafýndan kontrol edilmektedir. Bu faktörler arasýnda, topraðýn O2 içeriði, toprak sýcaklýðý, mineral N içeriði ve toprak pH' sý sayýlabilir. Bu faktörler üzerine, toprak yönetimi ile ilgili uygulamalarýn (toprak kullanýmý, hayvan gübresi ve kimyasal gübreler aracýlýðýyla besin maddesi uygulamalarý, bitkilerin ya da bitki artýklarýnýn topraklara karýþtýrýlmalarý, toprak iþleme, kompaksiyonun azaltýlmasý) etkisi, dolaylý olarak salýným düzeylerini etkileyebilir. Deðiþen ýslanma ve kuruma döngüsü nitrifikasyon sürecinin gerçekleþmesine izin vermekte ve su ile dolu boþluk hacmi (SDBH) yaklaþýk % 60 düzeyinin üzerinde ama doygunluk düzeyinin altýnda 33 Sera Gazý Salýnýmlarýnda Tarýmýn Rolü olmaktadýr. Bu koþullar N2O salýnýmlarý için en uygun þartlarýn oluþmasýna katkýda bulunmaktadýr (Granli ve Bøckman, 1994). Topraklarda gerçekleþen N kaybýnýn büyüklüðü, toprak nemi ve N yarayýþlýlýðý, özellikle de NO3- yarayýþlýlýðý arasýndaki interaksiyon tarafýndan kontrol edilmektedir (McSwiney ve Robertson, 2005). Su kullaným etkinliðini geliþtirmek ve aþýrý nemli koþullar ile iliþkili olarak hava ile dolu boþluklardaki indirgenme olaylarýný önlemek amacýyla uygun sulama yöntemlerinin kullanýlmasý, N2O salýnýmlarý potansiyelini düþük seviyede tutmaya yardýmcý olabilir. Toprak nem düzeyinin, SDBH' nin % 60' ýna kadar yükselmesi ile nitrifikasyon ve CO2 oluþumu teþvik edilmektedir (Linn ve Doran, 1984; Granli ve Bøckman, 1994). Linn ve Doran (1984) tarafýndan yapýlan bir çalýþmada; sýfýr toprak iþleme yapýlan ve pullukla iþlenen topraklar arasýnda CO2 oluþumda % 90 düzeyinde bir farklýlýk N' lu gübre uygulamalarýndan baðýmsýz olarak, SDBH' leri arasýndaki farklýlýk nedeniyle meydana gelmiþtir. CO2 Benzer þekilde, Kanada' da yapýlan bir çalýþmada topraklarda gerçekleþen denitrifikasyon miktarý öncelikli olarak topraðýn O2 miktarýndan, daha sonra ise SDBH' nden ve yarayýþlý C içeriðinden etkilendiði belirtilmiþtir. Yine ayný çalýþmada, fazlaca nemin bulunduðu ama doygun olmayan koþullar altýnda N2O:(N2O+N2) oranýnýn genellikle yüksek olduðu görülmüþtür (Gillam ve ark., 2008). Topoðrafya da tarým topraklardaki N 2 O salýnýmlarýný etkileyen bir faktördür. Izaurralde ve ark. (2004) suyun toplanma eðiliminde olduðu örneðin çukur alanlarda, eðimli alanlara göre N2O salýnýmlarýn daha fazla olduðunu rapor etmektedirler. Eðimli arazilerin üst bölümleri ile karþýlaþtýrýldýklarýnda çukur alanlarda daha yüksek su ile dolu boþluk hacmi ve toprak organik maddesi bulunmaktadýr. Bu nedenle kýyaslanan iki pozisyon arasýnda mikrobiyal aktivite, yarayýþlý azotun dönüþümü ve bitkilerin besin elementlerini alýnýmlarý açýsýndan farklýlýklar bulunacaktýr. CO2 C’ un kalma süreleri Yapraklar RuBisCo Yaprak döküntüsü Odunsu doku Yapraklar Yaprak dökenler = 1 yýl Ýðne yapraklýlar = 2-8 yýl Dal ve gövde döküntüsü Odunsu doku Dallar = 1-10 yýl Gövde = 10-100 yýl Ýnce köklerin ölümü Ýnce kökler Bir kaç günden bir kaç yýla kadar Döküntü tabakasý ve toprak N CHO C ve N Döküntülerin ayrýþmasý Yapraklar = > 1 yýl, < 10 yýl Dallar = > 1 yýl, < 100 yýl Ýnce kökler = > 1 yýl, < 10 yýl Gövde = > 100 yýl Toprak organik maddesi Toprak organik maddesi Aktif havuz = < 1 yýl Ara havuz = > 10 yýl, < 100 yýl Pasif havuz = > 100 yýl Þekil 4. Orman ekosistemindeki C alýnýmý, salýnýmý ve saklamasýnýn þematik diyagramý. CHO; bitkiler, toprak ve atmosfer arasýndaki fotosentez ürünlerinin hareketini temsil etmektedir. (Bardgett, 2005' ten deðiþtirilerek). 34 Kayýkçýoðlu ve Okur Toprak sýkýþmasý (kompaksiyon) Fragipan horizonu bulunuþuyla iliþkili olarak yüksek hacim aðýrlýk deðerleri, bununla birlikte toprak iþleme uygulamalarý ile biçerdöverler, traktörler ve römorklar gibi tarým alet ve makinalarý tarafýndan gerçekleþen toprak sýkýþmasýyla iliþkili olarak yüksek hacim aðýrlýk deðerleri, nemli toprak koþullarý altýnda havalanmanýn azalmasýna neden olabilirler. Toprak yüzeyinin bitki artýklarý tarafýndan saðlanan bir örtü tarafýndan korunurken kompaksiyonun azaltýlmasý ya da ortadan kaldýrýlmasý; denitrifikasyonun ve bu baðlamda N2O salýnýmlarýnýn düþük oranlarda, CH4 salýnýmlarýnýn ise yüksek oranlarda gerçekleþmesine yol açabilir. Yapýlan bir çok çalýþmada toprak sýkýþmasý sonrasýnda topraklardan daha yüksek N2O salýnýmlarý gerçekleþtiði belirtilmektedir (Thomas ve ark., 2004; Teepe ve ark., 2004). Mosquera ve ark. (2007) kompaksiyonun, topraklarýn atmosferik CH4' ý kullanma ve okside etme yeteneklerinde % 30 – 90 arasýnda bir azalma saðlayabileceðini bildirmiþlerdir. Yine ayný çalýþmada topraklarýn hafif düzeydeki kompaksiyonu N2O salýnýmýný % 20 oranýnda azaltýrken, þiddetli sýkýþmanýn N2O salýnýmýný iki katýna çýkardýðý belirtilmiþtir. Kuvvetli bir sýkýþma sonrasý topraklarýn gevþemesi sýrasýnda; kompaksiyon kuvveti azaltmakta ve N2O salýnýmý % 20 oranýnda artýþ göstermektedir. Toprak sýkýþmasýnýn N2O salýnýmýný arttýrmasý yönüyle etkisi genel olarak killi topraklarda yüksek, kumlu topraklarda ise düþük düzeydedir. Kompaksiyonun, bitkinin kök geliþimi ile rizosfer bölgesi mikrobiyal süreçlerini azaltmasýyla iliþkili olarak bitki geliþimini olumsuz yönde etkilediði gözlenmektedir. SONUÇ Topraklarýn biyolojik özelliklerini ve iþlevlerini etkileyen tarýmsal aktiviteler, sera gazlarýnýn atmosfere salýnýmlarýnýn potansiyel kaynaðýdýr. Toprak ekosisteminin sera gazlarýnýn tutulmasý, deposu ve yayýlmasý rollerinden hangisini üstlenebileceði, sisteme girenlerin ve çýkanlarýn dengesine baðlýdýr. Bu denge, toprak solunumu ve nitrifikasyon oraný gibi biyolojik süreçler ile toprak erozyonu ve arazi kullaným deðiþikliði gibi diðer süreçlerin etkisi altýndadýr. Net sera gazý salýnýmýný azaltýcý tedbirler arasýnda, azaltýlmýþ toprak iþleme ile toprak C tutulumunun arttýrýlmasý, bitki münavebelerinin yaygýnlaþtýrýlmasý, azotlu gübrelerden bitkilerin yararlanma düzeylerinin arttýrýlmasý ile nitrifikasyonu azaltýcý kimyasal ya da doðal inhibitörlerin kullanýlmasý sayýlabilir. Topraklarýn ve ürün deseninin uygun yönetimi sonucunda, atmosferik-C' un organik madde olarak topraklarda depolanmasýyla sera gazlarý salýnýmý da azalacaktýr. Tarýmsal kaynaklý sera gazlarý salýnýmýn eðilimi ana hatlarýyla; sosyo-ekonomik geliþme düzeyi ve oranýna, nüfus artýþý ve beslenme alýþkanlýklarýna, uygun teknolojilerin tarýmda kullanýlmalarýna, iklim deðiþikliði ile ilgili ülke politikalarýna ve gelecekte karþýlaþacaðýmýz iklim deðiþikliklerine baðlýdýr. Sonuç olarak, tarýmsal sektörün sera gazlarýný azaltma potansiyelinin çok kesin olmamasý, bir görüþ birliði saðlanmasýný güçleþtirmekle birlikte saðlýklý politika yapýlmasýný da engellemektedir. Fakat bu, tarýmsal kaynaklý sera gazý salýnýmýnýn önemini azaltmamaktadýr. Genel bakýþ açýsýyla, sera gazlarýnýn tarýmda azaltýlmasýyla ilgili yapýlacak uygulamalar çok önemlidir. Son yapýlan çalýþmalarýn ýþýðý altýnda; ülkelerin iklim deðiþikliði politikalarý arasýnda bir sinerjinin oluþmasý, sürdürülebilir kalkýnmanýn saðlanmasý ve doðal ekosistemin iyileþtirilmesi, tarým sektöründeki sera gazý salýnýmlarý azaltma potansiyelinin küresel bazda arttýrýlabilmesi adýna yol göstereceði söylenebilir. KAYNAKLAR Bange, H.W. 2000. Global change: it's not a gas. Nature, 408: 301–302. Bardgett, R.D. 2005. The biology of soil: a community and ecosystem approach. In: Biology of Habitats (Crawley, M.J., C. Little, T.R.E. Southwood and S. Ulfstrand, eds.) Oxford University Press Inc., New York, USA. 242 p. Bedard-Haughn, A., A.L. Matson, D.J. Pennock. 2006. Land use effects on gross nitrogen mineralization, nitrification, and N2O emissions in ephemeral wetlands. Soil Biology & . Biochemistry, 38: 3398–3406. Beedlow, P.A., D.T. Tingey, D.L. Phillips, W. Hogsett, D.M. Olszyk. 2004. Rising atmospheric CO2 and carbon sequestration in forests. Frontiers in Ecology and the Environment, 2: 315–322. Bremner, J.M., A.M. Blackmer. 1978. Nitrous oxide: emission from soils during nitrification of fertilizer nitrogen. Science, 199: 295–296. Bufogle Jr., A., P.K. Bollich, J.L. Kovar, C.W. Lindau, R.E. Macchiavellid. 1998. Comparison of ammonium sulfate and urea as nitrogen sources in rice production. Journal of Plant Nutrition, 21(8): 1601–1614. Burton, D.L., X. Li, C.A. Grant. 2008. Influence of fertilizer nitrogen source and management practice on N2O emissions from two Black Chernozemic soils. Canadian Journal of Soil Science, 88: 219–227. Cerri, C.C., M. Bernous, C.E.P. Cerri, C. Feller. 2004. Carbon cycling and sequestration opportunities in South America: the case of Brazil. Soil Use and Management, 20: 248–254. Chapuis-Lardy, L., N. Wrage, A. Metay, J.-J. Chotte, M. Bernoux. 2007. Soils, a sink for N2O? A review. Global Change Biology, 13: 1–17. Crutzen, P.J., A.R. Mosier, K.A. Smith, W. Winiwarter. 2008. N2O release from agrobiofuel production negates global warming reduction by replacing fossil fuels. Atmospheric Chemistry and Physics, 8: 389–395. Dalal, R.C., W. Wang, P. Robertson, W.J. Parton. 2003. Nitrous oxide emission from Australian agriculture 35 Sera Gazý Salýnýmlarýnda Tarýmýn Rolü lands and mitigation options: a review. Australian Journal of Soil Research, 41: 165–195. Del Grosso, S.J., A.D. Halvorson, W.J. Parton. 2008. Testing DAYCENT model simulations of corn yields and nitrous oxide emissions in irrigated tillage systems in Colorado. Journal of Environmental Quality, 37: 1383–1389. Del Grosso, S.J., W.J. Parton, A.R. Mosier, M.K. Walsh, D.S. Ojima, P.E. Thornton. 2006. DAYCENT National-scale simulations of nitrous oxide emissions from cropped soils in the United States. Journal of Environmental Quality, 35: 1451–1460. Denman, K.L., G. Brasseur, A. Chidthaisong, P. Ciais, P.M. Cox, R.E. Dickinson, D. Hauglustaine, C. Heinze, E. Holland, D. Jacob, U. Lohmann, S. Ramachandran, P.L. da Silva Dias, S.C. Wofsy, X. Zhang. 2007. Couplings between changes in the climate system and biogeochemistry. In: Climate Change 2007: The Physical Science Basis. Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (Solomon, S., D. Qin, M. Manning, Z. Chen, M. Marquis, K.B. Averyt, M. Tignor and H.L. Miller, eds.). Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom. pp. 499 – 587. Dorland, S., E.G. Beauchamp. 1991. De-nitrification and ammonification at low soil temperatures. Canadian Journal of Soil Science, 71: 293–303. FAOSTAT, 2012a. Besin maddesi tüketimi: Azotlu gübreler, 2010. (Consumption in nutrients (tonnes of nutrients): Nitrogen Fertilizers (N total nutrients), in 2010. FAOSTAT, 2012b. Hasat edilen alan: Pirinç ve çeltik, 2010. (Area Harvested) (ha): Rice, paddy in 2010. Firestone, M.K. 1982. Soil nitrogen budgets. In: Nitrogen in Agricultural Soils (Stevenson, F.J., ed.). Agron. Monogr. 22. American Society of Agronomy, Crop Science Society of America, Soil Science Society of America, Madison, Wisconsin, pp. 289–326. Firestone, M.K., Davidson, E.A. 1989. Microbiological basis of NO and N2O production and consumption in soil. In: Trace Gas Exchange between Terrestrial Ecosystems and the Atmosphere (Andreae, M.D. and D.S. Schimel, eds.). Wiley, Berlin, pp. 7–22. Follett, R.F., Kimble, J.M., Lal, R. 2001. The Potential of U.S. Grazing Lands to Sequester Carbon and Mitigate the Greenhouse Effect (Follett, R.F., J.M. Kimble and R. Lal, eds.) Lewis Publishers, A CRC Company, Boca Raton, FL, 472 p. Fontaine, S., G. Bardoux, L. Abbadie, A. Mariotti. 2004. Carbon input to soil may decrease soil carbon content. Ecology Letters, 7: 314–320. Galloway, J.N., F.J. Denter, D.G. Capone, E.W. Boyer, R.W. Howarth, S.P. Seitzinger, G.P. Asner, C.C. Cleveland, P.A. Green, E.A. Holland, D.M. Karl, A.F. Michaels, J.H. Porter, A.R. Townsend, C.J. Vorosmarty. 2004. Nitrogen cycles: past, present, and future. Biogeochemistry, 70: 153–226. Gillam, K.M., B.J. Zebarth, D.L. Burton. 2008. Nitrous oxide emissions from denitrification and the partitioning of gaseous losses as affected by nitrate and carbon addition and soil aeration. Canadian Journal of Soil Science, 88(2): 133–143. Granli, T., O.C. Bøckman. 1994. Nitrous oxide from agriculture. Norwegian Journal of Agricultural Sciences, Supplement 12. 128 p. Grant, R.F., E. Pattey, T.W. Goddard, L.M. Kryzanowski, H. 36 Puurveen. 2006. Modeling the effects of fertilizer application rate on nitrous oxide emissions. Soil Science Society of America Journal, 70: 235–248. Halvorson, A.D., S.J. Del Grosso, C.A. Reule. 2008. Nitrogen, tillage, and crop otation effects on nitrous oxide emissions from irrigated cropping systems. Journal of Environmental Quality, 37: 1337–1344. Hamilton, S.K., A.L. Kurzman, C. Arango, L. Jin, G.P. Robertson. 2007. Evidence for carbon sequestration by agricultural liming. Global Biogeochemical Cycles, 21: GB2021, doi:10.1029/2006GB002738. Hirsch, A.I., A.M. Michalak, L.M. Bruhwiler, W. Peters, E.J. Dlugokencky, P.P. Tans. 2006. Inverse modeling estimates of the global nitrous oxide surface flux from 1998–2001, Global Biogeochemical Cycles, 20: GB1008, doi:10.1029/2004GB002443. 17 p. Hou, A.X., G.X. Chen, Z.P. Wang, O. Van Cleemput, W.H. Patrick Jr. 2000. Methane and nitrous oxide emissions form a rice field in relation to soil redox and microbiological processes. Soil Science Society of America Journal, 64: 2180–2186. Hungate, B.A., E.A. Holland, R.B. Jackson, F.S. Chapin, H.A. Mooney, C.B. Field. 1997. The fate of carbon in grasslands under carbon dioxide enrichment. Nature, 388: 576–579. Hutsch, B.W., X. Wang, K. Feng, F. Yan, S. Schubert. 1999. Nitrous oxide emission as affected by changes in soil water content and nitrogen fertilization. Journal of Plant Nutrition and Soil Science, 162: 607–613. IFA/FAO, 2001. Global Estimates of Gaseous Emissions of NH 3 , NO, and N 2 O from Agricultural Land. International Fertilizer Industry Association and the Food and Agriculture Organization of the United Nations, Rome, Italy. p. 106. ftp://ftp.fao.org/agl/agll/docs/globest.pdf (eriþim 14 Kasým 2012). IPCC, 1996. Climate Change 1995. In: The Science of Climate Change. Contribution of Working Group I to the Second Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (Houghton, J.T., L.G. Meira Filho, B.A. Callander, N. Harris, A. Kattenberg and K. Maskell, eds.). Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom. 588 p. IPCC, 2000. The Special Report on Land Use, Land-Use Change, and Forestry (Watson, R.T., I.R. Noble, B. Bolin, N.H. Ravindranath, D. J. Verardo and D.J. Dokken, eds.). Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom. 375 p. IPCC, 2001. Climate Change 2001. In: The Scientific Basis. Contribution of Working Group I to the Third Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (Houghton, J.T., Y. Ding, D.J. Griggs, M. Noguer, P.J. van der Linden, X. Dai, K. Maskell, C.A. Johnson, eds.). Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom. 881 p. IPCC, 2003. Good Practice Guidance for Land Use, LandUse Change and Forestry (Penman, J., M. Gytarsky, T. Hiraishi, T. Krug, D. Kruger, R. Pipatti, L. Buendia, K. M., T. Ngara, K. Tanabe and F. Wagner, eds.). IPCC National Greenhouse Gas Inventories Programme Technical Support Unit. Japan. 590 p. IPCC, 2006. N2O Emissions from Managed Soils, and CO2 Emissions from Lime and Urea Application. In: Agriculture, Forestry and Other Land Use (Eggleston, Kayýkçýoðlu ve Okur S., L. Buendia, K. Miwa, T. Ngara and K. Tanabe, eds.). Intergovernmental Panel on Climate Change Guidelines for National Greenhouse Gas Inventories. 5 4 p . h t t p : / / w w w . i p c c nggip.iges.or.jp/public/2006gl/pdf/4_Volume4/V4_11 _Ch11_N2O&CO2.pdf (eriþim 14 Kasým 2012). IPCC, 2007. Climate Change 2007: The Physical Science Basis. In: Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change, 2007 (Solomon, S., D. Qin, M. Manning, Z. Chen, M. Marquis, K.B. Averyt, M. Tignor and H.L. Miller, eds.). Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom. 996 p. Iqbal, M. 1992. Potential rates of de-nitrification in 2 field soils in southern England. Journal of Agricultural Science, 118: 223–227. Izaurralde, R.C., R.L. Lemke, T.W. Goddard, B. McConkey, Z. Zhang. 2004. Nitrous oxide emissions from agricultural toposequences in Alberta and Saskatchewan. Soil Science Society of America Journal, 68: 1285–1294. Jackson, T.L., H.M. Reisenauer. 1984. Crop response to lime in the western United States. In: Soil Acidity and Liming (Adams, F., ed.). 2nd edition. American Society of Agronomy, Crop Science Society of America, Soil Science Society of America, Madison, Wisconsin, pp. 333–347. Jones, M.B., A. Donnelly. 2004. Carbon sequestration in temperate grass land ecosystems and the influence of management, climate and elevated CO2. New Phytologist, 164: 423–439. Jugsujinda, A., R.D. DeLaune, C.W. Lindau. 1995. Influence of nitrate on methane production and oxidation in flooded soil. Communications in Soil Science and Plant Analysis, 26: 2449–2459. Körner, C., J.A. Arnone. 1992. Responses to elevated carbon-dioxide in artificial tropical ecosystems. Science, 257: 1672–1675. Lal, R. 1997. Long-term tillage and maize monoculture effects on a tropical Alfisol in Western Nigeria. II. Soil chemical properties. Soil and Tillage Research, 42: 161–174. Lal, R. 2004. Soil carbon sequestration impacts on global climate change and food security. Science, 304: 1623–1627. Lal, R., J.P. Bruce. 1999. The potential of world cropland soils to sequester C and mitigate the greenhouse effect. Environmental Science & Policy, 2: 177-185. Lal, R., R.F. Follett, J.M. Kimble. 2003. Achieving soil carbon sequestration in the U.S.: a challenge to the policy makers. Soil Science, 168: 827–845. Lindau, C.W., R.D. DeLaune, W.H. Patrick Jr., P.K. Bollich. 1990. Fertilizer effects on dinitrogen, nitrous oxide, and methane emissions from lowland rice. Soil Science Society of America Journal, 54: 1789–1794. Linn, D.M., J.W. Doran. 1984. Effect of water-filled pores space on carbon dioxide and nitrous oxide production in tilled and nontilled soils. Soil Science Society of America Journal, 48: 1267–1272. Maraseni, T.N., G. Cockfield, A. Apan. 2007. A comparison of greenhouse gas emissions from inputs into farm enterprises in Southeast Queensland, Australia. Journal of Environmental Science and Health, 42: 11–19. Marschner, H. 1991. Root-induced changes in the availability of micronutrients in the rhizosphere. In: Plant Roots—the Hidden Half (Waisel, Y., A. Eshel and U. Kafkafi, eds). Marcel Dekker, Inc., New York, pp. 505–528. McSwiney, C.P., G.P. Robertson. 2005. Nonlinear response of N2O flux to incremental fertilizer addition in a continuous maize (Zea mays L.) cropping system. Global Change Biology, 11: 1712–1719. Mosquera, J., J.M.G. Hol, C. Rappoldt, J. Dolfing. 2007. Precise soil management as a tool to reduce CH4 and N2O emissions from agricultural soils. Report No: 28. W a g e n i n g e n . p . 4 2 . http://www.asg.wur.nl/NR/rdonlyres/F81D87456596-4296-A292-8553950E2B98/40310/28.pdf (eriþim 14 Kasým 2012). Nevison, C.D., N.M. Mahowald, R.F. Weiss, R.G. Prinn. 2007. Interannual and seasonal variability in atmospheric N2O. Global Biogeochemical Cycles, 21: GB3017, doi:10.1029/2006GB002755. p.13. Norton, J.M. 2008. Nitrification in agricultural soils. In: Nitrogen in Agricultural Systems (Schepers, J.S. and W.R. Raun, eds.),. Agron. Monogr. 49. American Society of Agronomy, Crop Science Society of America, Soil Science Society of America, Madison, Wisconsin. pp. 173–199. OECD, 2001. Methods and Results (Vol. 3). Environmental Indicators for Agriculture. Organisation for Economic Co-Operation and Development (OECD) Publications. France. p. 400. Parkin, T.B. 2008. Effect of sampling frequency on estimates of cumulative nitrous oxide emissions. Journal of Environmental Quality, 37: 1390–1395. Post, W.M., W.R. Emmanuel, P.J. Zinke, A.G. Stangenberger. 1982. Soil carbon pools and world life zones. Nature, 298: 156–159. Robertson, G.P. 2004. Abatement of nitrous oxide, methane, and the other non-CO2 greenhouse gases: the need for a systems approach. In: The Global Carbon Cycle (Field, C.B. and M.R. Raupach, eds.). Island Press, Washington, DC, pp. 493– 506 Robertson, G.P., Groffman, P.M., 2007. Nitrogen transformation. In: Soil Microbiology, Biochemistry, and Ecology (Paul, E.A., ed. ). Springer, New York, NY, pp. 341–364. Schlesinger, W.H., J. Lichter. 2001. Limited carbon storage in soil and litter of experimental forest plots under increased atmospheric CO2. Nature, 411: 466–469. Six, J., S.M. Ogle, F.J. Breidt, R.T. Conant, A.R. Mosier, K. Paustian. 2004. The potential to mitigate global warming with no-tillage management is only realized when practiced in the long term. Global Change Biology, 10: 155–160. Smith, K.A., F. Conen. 2004. Impacts of land management on fluxes and trace greenhouse gases. Soil Use and Management, 20: 255–263. Smith, P. 2004. Soil as carbon sinks: the global context. Soil Use and Management, 20: 212–218. Snyder, C.S., T.W. Bruulsema, T.L. Jensen, P.E. Fixen. 2009. Review of greenhouse gas emissions from crop production systems and fertilizer management effects. Agriculture, Ecosystems and Environment, 133: 247–266. Soussana, J.F., P. Loiseau, N. Vuichard, E. Ceschia, J. Balesdent, T. Chevallier. 2004. Carbon cycling and sequestration opportunities in temperate grasslands. Soil Use and Management, 20: 219–230. Subbarao, G.V., O. Ito, K.L. Sahrawat, W.L. Berry, K. 37 Sera Gazý Salýnýmlarýnda Tarýmýn Rolü Nakahara, T. Ishikawa, T. Watanabe, K. Suenaga, M. Rondon, I.M. Rao. 2006. Scope and strategies for regulation of nitrification in agricultural systems—challenges and opportunities. Critical Reviews in Plant Sciences, 25: 303–335. Teepe, R., R. Brumme, F. Beese, B. Ludwig. 2004. Nitrous oxide emission and methane consumption following compaction of forest soils. Soil Science Society of America Journal, 68: 605–611. Thomas, S., H. Barlow, G. Francis, D. Hedderley. 2004. Emission of nitrous oxide from fertilized potatoes. In: SuperSoil 2004: 3rd Australian New Zealand Soils Conference, 5–9 December 2004, University of Sidney, Australia. Thornton, F.C., R.J. Valente. 1996. Soil emissions of nitric oxide and nitrous oxide from no-till corn. Soil Science Society of America Journal, 60: 1127–1133. TÜÝK, 2012. Seragazý Emisyon Envanteri 1990 -2010. T.C. Ýstatistik Kurumu Baþkanlýðý Haber Bülteni. Yayýnlanma Tarihi: 01.06.2012, Sayý: 10829. Ankara. UNESCO ve SCOPE, 2007. Human Alteration of the Nitrogen Cycle: Threats, Benefits and Opportunities. April 2007-No. 4. UNESCO-SCOPE, Paris, France. p. 6. West, T.O., A.C. McBride. 2005. The contribution of agricultural lime to carbon dioxide emission in the United States: dissolution, transport, and net emissions. Agriculture, Ecosystems and Environment, 108: 145–154. West, T.O., G. Marland. 2002. A synthesis of carbon sequestration, carbon emissions, and net carbon flux in agriculture: comparing tillage practices in the United States. Agriculture, Ecosystems and Environment, 91: 217–232. Sorumlu Yazar Hüseyin Hüsnü KAYIKÇIOÐLU [email protected] Geliþ Tarihi Kabul Tarihi 38 : 19.08.2012 : 15.12.2012