Bab Aziz

Transkript

Bab Aziz
Bab Aziz
Yazar Bülent Özdaman
Çarşamba, 17 Eylül 2014 12:50
"Dünyadaki ruhlar kadar Allah'a giden yol vardır."
Çöl, arayış. Toz bulutlarıyla raks. Kendi müpheminde boğulma gayesi. Zahirî olan çöle inmez,
batınî olan görünmez. Çöl, ruhların kemâle erme girdabındaki son durak, son öğreti. Çöl,
sonsuzluğun sonu, sonsuzluktaki zaman… Çöl, ‘ Bir ben var, benden içerû ! ‘ Çöl, şiirin son hali,
girift, muğlak, namütenahi… Çöl, ruhun özünü doya doya yaşadığı yer, her şey namevcut; kum,
güneş, ‘ben’ hariç… Çöl ve çöle inen hakikat avcısı; yol ve yolsuzluk… Çöl Şark… Çöl, Masal…
1/7
Bab Aziz
Yazar Bülent Özdaman
Çarşamba, 17 Eylül 2014 12:50
Sokrates’in talebesi, Aristo’nun hocası olan Eflatun(Platon) Batı felsefesinin ilk noktası ve
kurucusu sayılır. Bu düşünce ustası talebeleriyle oturmuş ‘ gerçeğe’ dair sohbet ederken,
gerçek olmayan her şeyin yalan olmak zorunda olmadığını anlatır. Eflatun’un bu tespitine enfes
bir örnek vardır: Şark Masalları. Gerçek değiller ama yalan olduğunu da kimse iddia edemez.
İşte Bab’ Aziz böyle bir film. Yönetmen koltuğunda NacerKhemir var. NacerKhemir,
Tunus-Kurba’lı bir sinemacı. 60’ını geçmiş bu Derviş sanatçının yönetmenlik geçmişinde çektiği
film sayısı sadece 3’tür. ‘’Çöl İşaretçileri’’ , ‘’ Kayıp Güvercinin Gerdanlığı’’ ve ‘’ Bab’ Aziz’’
filmlerinden oluşan Çöl Üçlemesi… Bab’ Aziz’in dilimizde tam karşılığı yok ama belki ‘ Bilge
Dede’ demek doğru olabilir. Yani İrfan, yani hikmet bir anlamda Doğu…
2006 yılında İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilen filmin gösterimi sırasında kendi filmi
hakkında bir de konuşma yapan Khemir şunları söyler : ‘’Bu film bir sorudan çıktı aslında:
Babanız, yanınızda yere düşse ve yüzü çamurlansa ne yaparsınız?Ben olamasam bile
benim babam tam bir Müslüman’dı ve şu sıralar onun yüzüne(dinine) çamur çalınıyor
durmadan. Ben bu filmle babamın yüzünü silmeye, temizlemeye çalıştım. İslam’ın Batı
tarafından sunulan yüzünü değil, bilinmeyen, es geçilen ve unutturulan yüzünü
göstermeye çalıştım.’’ Muazzam bir
duruş, görkemli bir mantık ve saygı duyulacak bir yaklaşım… Bu yaklaşım filme de aksetmiş,
nitekim Bab’ Aziz filmi ilk karesinden finaline kadar her zerresinde İslam’ın, imanın ve irfanın
inceliklerini görsel bir şölenle önümüze seriyor… İbret aynasında hayretle seyrediyoruz kendimizi.
2/7
Bab Aziz
Yazar Bülent Özdaman
Çarşamba, 17 Eylül 2014 12:50
Besmele ile açılıyor film ve ardından muhteşem bir tilavetle bizi büyülü bir çöl atmosferine
götüren Âliİmrân suresinin 33, 34, 35, 36. ayetleri:
‘’ Gerçek şu ki Allah, Âdem’i ve Nûh’u, İbrahim soyunu ve İmrân soyunu bütün insanlığın
üzerinde bir konuma çıkardı, tek bir soy zinciri halinde. Allah her şeyi işiten, her şeyi
bilendir. Bir vakit İmrân ailesinden bir kadın, ‘’ Ey Rabbim! Rahmimdeki çocuğumu senin
hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul et: Doğrusu, yalnız Sen, her
şeyi duyan, her şeyi bilensin! ‘’ diye Rabbine yakarmıştı. Fakat, çocuğu doğurunca, ‘’ Ey
Rabbim! dedi, ‘’ Bak, bir kız çocuk doğurdum.’’ Halbuki Allah, neyi doğuracağını ve
onun aslında istediği erkek çocuğun hiçbir zaman bu kız çocuk gibi olmayacağını
bilmekteydi; ‘’ve ona Meryem ismini verdim. Lânetlenmiş Şeytana karşı onu ve soyunu
korumanı diliyorum.’’
Hemen ardından şu epigraf ile zihnimize bir çivi daha çakılıyor: ‘’Dünyadaki ruhlar adedince
Allah’a giden yol vardır!’’
Yöne
tmen diyaloglarını Mevlânâ, Feridüddin-i Attar, Muhyiddinİbn Arabi, İbn-i Ferid, Gazali, İmam-ı
Rabbani, Bediüzzaman Said Nursi’den aldığını ve hikmetli sözleri 1001 Gece Masalları’yla
süslediğini söylüyor.
Filmin konusu hakkında bir şeyler söylemek lazım : Bab’ Aziz metaforlarla işlenmiş , çölde
geçen, bir yol filmi. Gecenin karanlığında çölde bir silüet belirir; bir çoban silüetidir bu ve
ardından bir kız topraktan çıkar diri diri. Kız çocuklarını toprağa diri diri gömen cahiliye devrine
yapılan alegorik bir atıftır bu. Başlangıç ve son… İslamiyet ve Cahiliye… Sonra secde hâlinde
kum altında kalan ‘bilge dede’ de çıkınca karşılıklı konuşmalarla filmin o muhteşem atmosferine
gireriz. ‘’ Dedeciğim tek başımıza bu çölde yolumuzu nasıl bulacağız, ya kaybolursak?’’ –
‘’ İnancı olan kişi asla kaybolmaz, küçük meleğim!’’ Ve yürür Bab’ Aziz, ‘’ Yürümek yeterli, davet edilenler yolu bulacaktır.’’ deyip yoluna
devam eder, görmeyen ama hep gökleri süzen gözleriyle. ‘’Herkes yolunu bulmak için en değerli hediyesini kullanır, senin ki sesindir.’’ dedi Zeyd’e. Belki de Bab’ Aziz’n de Rabb’ine giden yolda hediyesi küçük torunu Ishtar’dı.
Filmin başında okunan ayetlerin sırrı da buydu belki de. Rabb’e armağan olarak sunulan
Meryem gibi. Film tarihten telmihlerle ve eleştirilerle ilerler. Bu sırada çölün ortasından külüstür
bir otobüs geçer tozu dumana katarak, Ishtar arkasından koşar yetişemez, düşer yere… Yüzü
gözü toz içinde kalır. Külüstür otobüs Batı’dır. Masumiyet olan Ishtar, yani Doğu. Sonra
Masumiyet ve Hikmet el ele devam ederler yola, başlangıç ve son, hayat ve ölüm… Ishtar ve
Bab’ Aziz.
3/7
Bab Aziz
Yazar Bülent Özdaman
Çarşamba, 17 Eylül 2014 12:50
Sonra masallar başlar bize dair. Unuttuğumuz, kaybettiğimiz masallar. Filmin içinde birbirinden
farklı ama birbirine bağlı altı hikaye anlatılır.
(Not: Yazının Bundan Sonraki Kısmını Filmi İzledikten Sonra Okursanız Daha Makbul Ve
Muteber Olur. Tılsımını Hissetmeden Okumuş Olursunuz, Sonra Bana Kızmanızı İstemem
Doğrusu!)
4/7
Bab Aziz
Yazar Bülent Özdaman
Çarşamba, 17 Eylül 2014 12:50
İlk hikaye: Prens Eğlence ve rehavetin içinde iken çadırından atının gittiğini fark eder, düşer peşine, o esnada
gözleri bir ceylana değer ve başlar yolculuk gizin peşine doğru. Kaybolur Prens çölün
gizeminde. Halkı kandillerle aramaya koyulur bir çöl gecesinde. Aranan bulunur ama bulunan
kaybolan değildir. Zahiren
O’dur ama batınen O değildir. Leylâ’sını yitirmiş bir Mecnûn misali dalmış gözleri suya. Ahu
gözleriyle suya bakar derin derin… ‘’ Sence suyun dibindeki tezahürünü mü seyrediyor?’’ – ‘’Belki de gördüğü tezahürü değildir. Yalnızca âşık olmayan kendi tezahürünü görür
orada.’’ – ‘’ Öyleyse ne görüyor?’’ – ‘’ O şimdi kendi canını seyretmede.’’ Terk eder herkes Prens’i -yaşlı derviş hariç- Terk eder Prens’i Dünya, Ukbâ hariç. Ve uyanır
Prens, geride sadece dervişin hırkası ve asası kalmıştır. Manevi dünya için maddi dünyadan
vazgeçen Prens, giyer dervişin kıyafetlerini ve kaybettiğini aramaya başlar. Mavlânâ’nın
deyişiyle , ‘Şeb-i Aruz’ vaktine kadar sürecek bir arayış. Hikayeler iç içe geçer, zaman algısı
bambaşkadır, kronolojik ilerlemez. Şarkın masalına atıf vardır, Batı’nın zaman algısına da
eleştiri gelir. Bab’ Aziz torunuyla oturup Prens’i anlatırken kucağında bir ceylanı sever. Ishtar’a
‘Biz uzun zamandır tanıyoruz birbirimizi’ der. Prens aslında Bab’ Aziz’in gençliğidir, -İbrahim Ethem gibi gözleri bambaşka bir âleme açmanın simgesidirbir ceylanı takiple başlayan, maddi âleme kapanırken manevi âleme açılan gözlerin sahibi bir
yolcudur o. Âmâdır Bab’ Aziz, maddeye kapalı, manaya açık gözleriyle…
5/7
Bab Aziz
Yazar Bülent Özdaman
Çarşamba, 17 Eylül 2014 12:50
İkinci
hikaye:
Osman suyun
artık
müşterisi
vardır
düşer
çölde
şey
Kum
göremez.
bu
taşıyıcılığı
yanan
ve
mektubun
peşindedir,
işi
farklı
olan
bırakmak
ateşe
Durmadan
Katip’in
bir
ulaştığı
âleme
Bab’
bakmaya
ve
mektubunu
kumsuz
geçer.
kadının
arar
baba
onu
gönderdiğinde
ama
mesleğini
Bir
bir
nehre
yanındayken.
götürmesi
saraydadır
bir
ülkeye
de
davet
devam
bakar
gitmek
orada
gerekir.
eder. ‘’
ve
Kadının
ki
ettiren
âşık
için
ne
sadece
Zehra
Yasak
para
olduğu
kocasının
Osman
yanan
biriktirir.
kalmıştır
aşkın
Zehra’yı
babasının
bir
gelmesiyle
elçisidir,
Ayrılmadan
palmiye
ne
görür
debir
ölümünden
gözlerinde
saray.
orada.
görür,
kaçarken
önce,
Bir
başka
Zehra
damla
en
sonra
şehvet
kuyuya
iyi
hiçbir
onu
Anlat
evladım,
kalbin
rahatlar!’’Ancak
filmin
nehre
sonunda,
mi
vardığını
Osman’ın
bilemeyiz.
hikayesine
değinilmez
ve
onun
bir
damla
suda
mı
kaldığını
yoksa
Üçüncü
hikaye:
Zeyd
–Aziz
Nur muhabbet
dinleyen.
şiiridir.
kedisiyle
almıştır
insana
açıklar.
arar,
Uluslar
ama
Bunu
duyulan
Çünkü
yani
arası
Zeyd’i
Nur’la
herkesin
meclisine
kimliğini,
babasından
ilahi
herkesin
aşktır,
terk
oyaparak
geceyi
söyleme
kaybettiği
eder,
davet
yani
Bab’
payına
birlikte
işaret
babasını
benliğini.
edilir.
yarışmasına Aziz
farklı
düşen
olarak
geçirirler,
bunu,
Meclisin
farklıdır.
bulmak
Zeyd’de
algılayan
aşk,
herkesin
katılanZeyd,
başında
çünkü
ilahi
için
Pervane
onu
yollara
aşk
yerine
Nur,
okuduğu
bulmak
birbiz
değildir.
olmak
sabah
genç
birinci
düşer.
getirmesi
için
şiir,
kız/Nur
herkesin
kestiği
Herkes
olur
yollara
Nur,
Nur’un
gereken
ve
Zeyd’inpasaportunuda
vardır,
saçları
yarışmacılar
dünya
düşer.
payına
kaybettiği
okunan
ve
çölünde
Zeyd’in
düşmez.
görevi
geride
babasının
tarafından
şiirleri
vardır,
aşkı,
kaybettiğini
bıraktığı
bir
diye
Dördüncü
hikaye:
HüseyinHasan evvel
anlamak
izleyici:
Camiiden
ölmeyi
için,
çıkmayan
tercih
görüntü
edenlerdendir.
Hüseyin’in,
kadar
arka
meyhaneden
planda
Kızıl
saçlı
çalan
dervişten
müziği
ve
bunu
ikiz
içinde
ister.
kardeşi
geçen
Neden
Hasan.
dizeleri
ölmeyi Hüseyin
de
tercih
görmelidir
ölmeden
ettiğini
Zaman
Sen
ve
neşelidir/
ben
/filmin
sen
ve
Biz
benden
ikimiz
vuslata
kayıtsız/
erince/
Aynı
neşenin
Sen
ve
ben/
sevinci.
İki
ayrı
suretiz/Fakat
tek
bir
can/
olamayacağını.
Sonra
ve
hayatından
ölümünün
gibidir.
dünya
diğerinin
çırılçıplak
Hasan
çölünde
Ruhun
neşeden
kardeşinin
vazgeçmişken,
kalmışken
çöllere
yokluğunda,
yapayalnız
Sonuçta
yoksun
düşer,
tercihi
çölde,
ruh
kaldığını
intikam
nefis
kardeşini
olduğunu
ve
kaybolmuş
derdin,
nefis,
payına
almak
ve
öldüren
tek
öğrenir. kederin,
kaybettiğini
düşenin
bir
bir
istediği
şekilde
can
Kızıl
intikam
Aslında
ölüm
değil
derviş
bulamadan
saçlı
amaçsız
korkusu
midir?
ateşinin
burada,
tarafından
dervişi
dolaştığını
ove
ve
içinde
aramak
Hasan
neşeye
çaresizlik
kurtarılır
kaybolmuşken,
ve
için,
bir
hissederiz;
Hüseyin,
daha
olduğunu; ve
kendinden
kardeşinin
asla
ruh
biri
sahip
ve
nefsin,
geçmiş
olmadan
nefis
Beşinci
hikaye:
Kızıl
Saçlı
Derviş
süpür
vazgeçen
Sevgilinin
Her
hâlin
Filmin
yerdedir
aktarımıdır
cananın
başında
kapısında
bir
ama
derviştir.
eşiğini,
sema
o.
hiçbir
Aşkınlığı
ederken
Sanki
ancak
kıtmir.
yerdedir.
kainatı
o
Filmin
kendinden
zaman
taşkınlığı Varlığı,
süpürüyor
içinde
gerçek
geçen,
temsil
ama
hikayeye
âşık
o
eder.
tertemiz
dışındadır/filmden
kendini
olursun’’
dayanmaz
mecnûn
kalbiyle.
diyerek
diğer
gibi
Pervanedir,
bağımsızdır
canından,
aşka
kahramanlar
adayan,
canan
aşktan
aynı
gibi.
‘’çok
zamanda.
için
yanan.
Canınla
Bir
Altıncı
hikaye:
Bab’
Aziz
–ve
Ishtar
ederek
etmektedir. bekleyen
geldiğinde
verememiş.
kıyafetlerini
elden
Tüm
bu
diğerine
kendi
hikayelerin
kabrini
Hasan’ı
giyerek
Bab’
katılmak
Düğününe,
yolculuğunu
geçer.
aramaya
Aziz’in
çağırır
ve
merkezinde
için
asasını
doğumuna,
hikayesinin
yolculuk
yanına,
yapan
çıkan
eline
derviştir
duran,
âmâ(kör) yaparken
henüz
kavuşmaya.
alarak,
bitimiyle
onlarla
o.
hamdır
derviş Kaybettiğini
kaybettiğini
aslında
Hasan’ın
yolları
Hasan,
Yeni
Bab’
o,görkemli
kesişse
bir
hayatının
hikayesi
aramaya
Aziz.
bulma
ölümden
hayata
Torunu
de,
anıdır
başlar
doğmak
en yollara
farklı
korkan,
önemli
ölüm.
Ishtar’la
filmde.
bir
düşer.
için,
hayata
yoldan
Tam
anına
Hasan
dervişlerin
dolma
Dervişlik
bu
anlam
yoluna
yolculuk
ana
vaktini
onun
bir
devam
Bu
dünyanın
insanları,
Bir
mumun
alevi
önündeki
üç
pervane(kelebek)
gibidir.
İlk
olan
yaklaştı
ve
:bir
‘uzaktır
ben
aşkı
biliyorum’
dedi.
Bu,
Osman’dır.
İkinci
biliyorum’
tüketildi.
Aziz/Prens’tir.
olan
Hakiki
dedi.
kanatlarıyla
aşkın
Bu,
Zeyd’dir.
ne
azıcık
olduğunu
aleve
Üçüncü
sadece
dokundu
olan
kendisini
oçıkmayan
ve:
bildi…
‘ben
Bu
alevin
aşk
Kızıl
ateşinin
kalbine
Saçlı
Derviş
nasıl
attı
ve
yaktığını
ve
alev
Bab’
tarafından
Filmde
oluşturduklarında
konudur
nakşedilir.
toplantısına
çöllerden
gitmelidir
görüntüler
anlatılan.
ve
geçer,
Sadelikten
ulaşmak
farklı
anlamlıdırlar.
kadar
başlarında Doğu’nun
için,
rotalar
müzikler,
herkes
Mesnevisi,
çizer.
bu
denildiği
Zor
yüzden.
kendi
kostümler,
Zaman
bir
konudur
gibi:
yolunu,
ezgisi,
Alabildiğine
zaman
şiirler,
şiiri,
kendi
anlatılmaya
kesişse
hikayeler
kelimesi,
amacını,
de
çalışılan,
geleneği,
de
yollar,
kendi
önemlidir.
ihtişamlıdır.
herkes
armağanını
aslında
sanatı,
Bir
kendi
birden
Dervişlerin
bütün
kültürü
kullanır,
yolundan
‘’Dünyadaki
ruhlar
adedince
Allah’a
giden
yol
vardır!’’
6/7
Bab Aziz
Yazar Bülent Özdaman
Çarşamba, 17 Eylül 2014 12:50
Sona
olmayışı
gelinir,
da
Yunus’un ‘Cennet
sûfîlerin
müzikli
ve
danslı
buluşma
sahnesi
Cenneti
andırır,
Bab’
Aziz’in
burada
onları/ Bana
seni
gerek
seni’ cennet
dedikleri/
Birkaç
köşkle
birkaç
huri/
İsteyene
ver
anlayışıyla
açıklanabilir.
Tüm
gösteriyor
bunların
aslında:
üzerine
finalindeki
muhteşem
diyalog
nasıl
bir
karşı
karşıya
olduğumuzu
‘’
Hassan..seni
bekliyordum.’’
‘’Beni
mi
bekliyordun?’’
‘’Ölümüme
şahit
olman
için.’’
‘’Neden
ben?
Ben
ölümden
çok
korkarım..’’
‘’Biliyorum.
yüksek
bahçeleri
mucizelerle
mucizeler
bizim
gecemde
gibi.
dağlarla
olan,
mutsuz
hakkında
İşte
Anne
yüzleşmek
bu
dereleri
dolu,
karnında
olma.
yüzden
hiçbir
büyük
yerine,
olan,
Sonsuzlukla
korkarız.
şey
karanlıktaki
denizleri
yıldızlarla
bilmediği
karanlıkla
Ölüm
olan
olan,
bebeğe
dolu
için,
çevrilmiş
nasıl
evliliğimin
dalgalanan
bir
hiçbirine
olur
denseydi
gökyüzü
oturuyorsun..’’Doğmamış
da
artık
inanmayacaktır.
son
düzlükleri
ve
ki:
zamanı
olur
alevli
‘’filmle
Dışarıda
Hassan
olan,
güneşi
geldi.’’
Tıpkı
aydınlık
çiçekleri
oğlum?
olan…
ölümü
çocuk,
bir
Benim
açmış
Ve
dünya
karşılarken
sen,
bubağırıyor.
güzel
düğün
bu
var,
Sanatın
amacı
insanı
ölüme
hazırlamaktır.
“İnsan
birisine
Batı
müziğiyle
‘Ba­na
mutsuz
Kendini,
fışkırır.”(AndreyTarkovski)
uygarlıkları
Doğu
nasıl
bakın!
eğilmek
olabiliyorum!
Tanrı’nın,
Batı
uygarlığının
da
Dinleyin,
müziğini
biraz
ihtiyacı
maddi
doğanın,
durup
Ben!
hayat
hem
görüşleri
karşılaştırmak
duyuyor.
Ben!
varlığının
sevgiden
zamanın
beklentileriyle
Ben!’
bir
Doğu
sonuçtur,
anlamı
Doğu
içinde
hem
yeter
her
acıdan
zaman
Doğu’yu
ise
de
yeniden
konu­sunda
topraktaki
artar
kendisiyle
nasıl
ebedi
bile.
yutuverdi.
bulur.
da
tuzun
gerçeğe
Batı,
mevcut
ilgili
anlıyorum!
Her
tek
tuzudur,
‘işte
Bunu
şeyi
diğer
Batı’dan
bir
ben
kendi
kelime
anlamak
Nasıl
görüşlerden
gerçek
buyum!’
içinde
daha
hem
bile
için
bilgi
diye
yakındı
söylemez.
keşfetmesini
mutlu
doğu
ancak
herhangi
hem
ama
ondan
*bilir.
derinlik
zaman
Sinema
çok
yakalayan
salt
fazla
görüntü
konuşacağız.
Nacer
yahut
Khemir’ı müzik
bir
ya
gün
da
sözden
gerçek
ibaret
sinemanın
değildir.
tartışıldığı
Filmlerinde
günler
üç
gelirse
boyutlu
eğer,
bir
o
7/7