ŞENCEL, Sertan (5.Kyu) stanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri

Transkript

ŞENCEL, Sertan (5.Kyu) stanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
ŞENCEL, Sertan (5.Kyu)
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖLMEĞİ ÖĞRETEN MEKAN:DOJO
16 Ocak 2006
Dojo sözcüğünü “yol mekânı” olarak tercüme edebiliriz. Sözcük, öğrencinin, seçtiği sanatın nihai gerçeğine
ulaşmaya çalıştığı mekân olarak da tanımlanabilir 1.
Aslında çoğu insanın bu tanımlardan sonra dojo olarak ilk aklına getirdikleri öğrencilerin öğrenmek için
bulundukları bir öğretim mekânıdır. Bu tanıma uygun olarak jimnastik salonu, spor salonu, stüdyo veya sınıf gibi
ortamlarda da eğitim yapılabildiğine göre Dojo’yu bu mekânlardan ayıranın ne olduğu sorusu önem kazanır.
Uzakdoğu sporlarının eğitimleri yukarıdaki anlatıldığı gibi birçok mekânda yapılabilmektedir. Fakat bu sporların
çok az bir kısmında dojo olarak isim verilen mekânlarda eğitim yapılabilmektedir. Genelde kişiler, bu eğitimleri
alırken insanlara zarar vermek, kendilerini zor bir durumdan kurtarmak, savaşmak ya da görünüşlerini
değiştirmek gibi amaçlarla eğitime devam ederler. Öğrencilerin amacı genelde yeni bir şeyler öğrenmek, yeni
teknikler ve bunlar sayesinde nasıl öldüreceğini öğrenmektir ve bu amaçlar için bu mekânlara gitmektedirler.
Dojo aslında dışarıdan bakıldığında teknikleri öğreten ve bu tekniklerde ustalaşılmasını sağlayan bir mekândır.
Ancak Dojo’da bu tekniklerin öğretilmesi amaç değildir. Bu sadece bir başlangıçtır. Dojo’da esas olan
öğrencinin kişisel gelişimidir. Diğer sanatlarda derinlemesine bir öğretim olmaz ama Dojo’da ise sanatın kalbine
inilir.
Öğrenci Dojo’da tüm dış faktörlerden korunmalı bir ortamdadırlar. Dışarıda olmuş bitmiş herşeyi kafalarından
atarak aldıkları eğitime yoğunlaşmak zorundadırlar. Günlük hayattaki tüm sorunlardan uzaklaşılmalı ve sadece
eğitime konsantre olunmalıdır. Diğer sanatlarda savaşmak, kavga etmek öğretilir ama Dojo’da ise savaşın özü
kavranmaya çalışılır. Bir okulda kişiye yeni bir şeyler öğretmek amaçlanır, dojo’daki amaç ise kişiyi yeni bir
şeye dönüştürmektir.
Dojo’da öğrencilerin meslekleri, eğitim düzeyleri, sosyal statüleri, ırk, din ve dilleri ne olursa olsun herkes
eşittir. Öğrencilerin seviyeleri o sanatla ne kadar uğraştıkları ve ne kadar uzmanlaştıkları dışında hiç bir şey ile
ölçülmez. Esas olan sanatı ne kadar anlayabilmiş olmaktır. Öğrenci dojo’da mutlaka bu seviye farkına uymak
zorundadır. Öğrenci mutlaka Dojo’ya ve Sensei’ye saygı göstermeli, tam bir teslimiyet içerisinde sanatı
öğrenmelidir. Bu yüzden de öğrencinin eğitime kabul edilebilmesi için en önemli şart öğrencinin eğitilebilir
olduğunun saptanmasıdır. Eğitim için Dojo’ya gelen her öğrenci kayıtsız şartsız sensei’ye saygı göstermeli,
senseinin tüm söylediklerine harfiyen uymalıdır. Sensei kişinin ruhsal gelişiminde, sanatta derinleşmesinde
öğrenciye yol gösterecektir. Öğrenci her zaman Sensei rehberliğinde olacaktır, senseiye hiç bir zaman gelişigüzel
ve saygısız hareket edilemez bunu sensei açık olarak söylemese de öğrencinin saygılı olması her zaman uymak
zorunda olduğu bir kuraldır.
Son olarak Dojoyu diğer sınıflardan ayıran en önemli özelliği belirtmek istiyorum. Okulda öğrencilere tüm
teknikler, tüm yenilikler, tüm disiplinler savaşı öğretmek içindir, dojo’da ise alınan tüm disiplinler, tüm
çalışmalar, kişinin sanatında derinleşmesine, bu sayede kişiliğinin değişmesine ve sonuç olarak savaşmak yerine
ölmeyi öğrenmesini sağlamaktadır.
1
Frederick J.Lovret - Japon Gücünün ve Stratejisinin Sırları