pedodonti bölümü - Yeditepe Üniversitesi Diş Hastanesi

Transkript

pedodonti bölümü - Yeditepe Üniversitesi Diş Hastanesi
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ VE DİŞ HASTANESİ
OCAK 2013 - YIL: 2 - SAYI: 5
esTeTik Dolgular
ve bonDıng
ProTez Dişlerle
gelen muTluluk
CAN GÜRZAP:
“Dişlerimin sihirbazı
Prof. Dr. Türker sanDallı”
buraDa her şeY ÇoCuklarımızın muTlu gülüşü iÇin
PeDoDonTi bÖlümü
BAŞLARKEN
ERSİTESİ
İMLİĞİ
DİŞ HEK
İ VE DİŞ
FAKÜLTES
ESİ
HASTAN
E ÜNİV
YEDİTEP
OCAK
2013 - YIL:
:5
2 - SAYI
Joint Commision International
Acreditation
HAMİLELİk DÖNEMİMDE,
DİŞ SAĞLIĞIM İÇİN
JCI’A
GÜVENİYORUM
Çünkü; JCI sağlık hizmetleri
kalite standartlarını
belirleyen ve denetleyen
bağımsız bir Amerikan
akreditasyon kuruluşudur.
Kâr amacı gütmez, belirli
aralıklarla yenilenir ve kalite
standartlarından, hasta
haklarından asla taviz vermez.
Yeditepe Üniversitesi Diş
Hekimliği Fakültesi ve Diş
Hastanesi, Türkiye’de ve Dünyada
bu akreditasyonu alan ilk diş
hastanesidir. Hastanemiz JCI
tarafından halen düzenli olarak
denetlenmektedir.
ar
Dolgul
esTeTik
ıng
ve bonD
Dişlerle
ProTez
k
lu
Tlu
gelen mu
AP:
CAN GÜRZ in sihirbazı
lı”
im
er
işl
sanDal
“D
. Türker
Prof. Dr
ü
i bÖlüm
nT
PeDoDo
Yayın Adı
7TEPEDİŞ
İmtiyaz Sahibi
Prof. Dr. Türker Sandallı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Belgin Aras
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Türker Sandallı
Dekan/Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Selçuk Yılmaz
Periodontoloji Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Mübin Soyman
Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Nüket Sandallı
Pedodonti Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Ender Kazazoğlu
Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Kemal Şençift
Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Dilhan İlgüy
Ağız Diş Çene Radyolojisi Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Figen Kaptan
Endodonti Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Özkan Cem Dilek
Oral İmplantoloji Anabilim Dalı Başkanı
Yayın Türü
Yerel süreli / 2 ayda bir
Yönetim Yeri
Bağdat Cad. No: 238/3/A
34728 Kadıköy-İstanbul
T: 0216 363 60 44 F: 0216 363 62 11
Baskı
Fabrika Basım
Tel: 0212 2943800
YAPIM:
www.viraistanbul.com
Tel: (0546) 746 01 94
2
7 TEPEDİŞ 2013
şü iÇin
Tlu gülü
ımızın mu
Cuklar
r şeY Ço
he
buraDa
Prof. Dr. Türker Sandallı
Dekan
Mutlu yıllar...
Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ve Diş Hastanesi olarak dopdolu geçen
bir yılı daha geride bıraktık. Dopdolu diyoruz; çünkü 2012 bizler için mutlulukların,
büyük gururların, başarıların yılı oldu...
Geçtiğimiz yıl boyunca, ağız ve diş sağlığı konusunda yürüttüğümüz bilinçlendirme
çalışmalarımızda hız kesmedik. Çünkü her zaman altını çizdiğimiz gibi, eğitime
verdiğimiz büyük değerin altında, “sağlıklı bir toplum yaratma çabası” yatıyor. Bu
düşünce doğrultusunda, ağız ve diş sağlığının bir yaşam kültürü olarak benimsenmesi
için yıl boyunca ailelere dair çalışmalar yürüttük. Hastalarımıza diş fırçalama tekniğini
öğretirken, sağlıklı olmayı teşvik etmek amacıyla her hastamıza ücretsiz diş fırçası
ve macunu vermeyi sürdürdük. Bu çalışmamız sayesinde 2012 yılında 50 bin kişiye
ulaşmanın büyük mutluluğunu yaşadık… Yurtdışından hasta kabulüne başlayarak
vizyonumuzu daha da geliştirdik ve başarılarımızı sınır ötesine taşıdık. Şüphesiz
bu denli büyük bir başarının altında, bilimsellikten ödün vermeyen bir disiplin
ve yaklaşım var. 2012 yılında yurtiçi ve yurtdışında 130 bilimsel sunumumuz,
uluslararası yayın olarak kabul edilen 32 bilimsel yayınımız kabul oldu.
2012 yılında yaşadığımız bir gurur da JCI sertifikasını bir kez daha almamızdı.
2012 yılında da kalite ve hizmet standartlarımızı koruyup geliştirerek ikinci kez JCI
sertifikasını almaya hak kazandık. Hatırlayacağınız gibi fakültemiz ve hastanemiz
2009 yılında, “dünyada JCI sertifikası alan ilk diş hastanesi” unvanına sahip olmuştu.
Uluslararası standartlarda hizmet veren bir hastane olarak bir diğer önemli çalışmamız,
her biri kendi alanında uluslararası başarılarıyla dikkat çeken güçlü kadrosu ve
tek seanslık tedavi planıyla tüm branşlarda aktif çalışan Profesörler Kliniğimizin
popülaritesi arttı. Yeditepe Diş dergimiz ise, geçtiğimiz yılın bir diğer önemli projesi
olarak, aramızdaki bağı daha da güçlendirdi. Desteğiniz ve gösterdiğiniz ilgi için bir
kez daha teşekkürler...
Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ve Diş Hastanesi olarak, hedeflerimizin
daha da büyüdüğü yeni bir yılda, hep birlikte büyük başarılara imza atarak öncü
kimliğimizi sürdüreceğiz.
Yeni yılın hepimize sağlıklı günler, sağlıklı gülüşler getirmesi dileğiyle...
7 TEPEDİŞ 2013
3
TEDAVİ
Doç. Dr. Haktan Yurdagüven
Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi
Diş çürüğü nedir, nasıl oluşur?
Genel ağız ve diş sağlığını
olumsuz etkileyen diş çürükleri,
dişlerimizdeki sert dokuların
(mine ve dentin) bakterilerin
ürettiği asitlerin etkisiyle
yıkılması ve dişlerde kavitelerin
(boşlukların) oluşması sonucu
ortaya çıkmaktadır. Bu istenmeyen
durumun en büyük sebebi ise,
yediğimiz-içtiğimiz gıdaların ağız
içerisinde bulunan bakteriler
tarafından kullanılarak asit
üretmeleridir. Bu nedenle söz
konusu asit oranının fazlasıyla
artması diş sert dokularında
erimeleri de beraberinde getirir.
Bakteriler özellikle başta şekerli
ve unlu gıdalar olmak üzere
tüm gıdalarla asit üretirler. Bu
yüzden ağza alınan besinlerin ve
ağızda bulunan bakterilerin diş
fırçalama ve diş ipi kullanılarak
uzaklaştırılması çok önemlidir.
Dişlerde görülen her renkleşme
çürük müdür?
Renkleşme sadece diş çürüğüne
bağlı bir durum değildir, pek çok
farklı sebebi olabilir. Annenin
hamilelik döneminde ve çocukların
büyüme döneminde kullandığı
bazı ilaçlar, aşırı flor kullanımı,
bazı kalıtsal hastalıklar, gıdaların ve
ilaçların etkileri, sigara gibi tütün
ürünlerinin kullanılması, boyayıcı
özelliği olan çay, kahve, kırmızı
şarap gibi içecekler, darbe (travma)
sonucu dişlerde oluşan renk
değişiklikleri ve bazı hatalı hekim
uygulamaları sonucunda dişlerde
renkleşmeler oluşabilir.
Her çürük dolguyla tedavi
edilebilir mi?
Çürük sonucu diş dokularında
meydana gelen madde kayıplarının
oranlarına göre; direkt dolgular,
indirekt dolgular ya da kronlarla
tedavi etmek mümkün olmaktadır.
Diş dolgusu nedir, kaç çeşit dolgu
vardır?
Dolgu; dişlerde çürük, travma ya da
gelişim bozukluklarına bağlı olarak
meydana gelen madde kayıplarının
Estetik Dolgular
Özellikle dişlerdeki çürükler, renkleşmeler ve aralıklar için uygulanan
dolgular sayesinde, çok kısa sürelerde sağlıklı ve estetik gülüşler elde etmek
mümkün.
4
7 TEPEDİŞ 2013
7 TEPEDİŞ 2013
5
TEDAVİ
özel maddelerle restore edilmesidir.
Dolgular yapılış şekillerine göre,
direkt olarak ağızda tek seansta
yapılan dolgular veya ağız içinde
kavite hazırlandıktan sonra bu
kaviteye uygun biçimde ağız
dışında hazırlanarak (inlay, onlay)
yapıştırılan dolgular olarak iki ana
gruba ayrılır. Bu restorasyonlar
amalgam, kompozit, porselen gibi
materyallerden yapılmaktadır.
Amalgam dolgular halen
kullanılıyor mu? Yenilenmesi
gerekir mi?
Amalgam dolgular uzun yıllar
önce kullanılmaya başlanan, klinik
ömürleri başarılı ve uzun olan
civa-metal alaşımlarıdır. Yapısında
bulunan civa ve metaller nedeniyle
kullanımı gitgide azalmakta ve
Ön ve arka grup dişler için estetik dolgu restorasyonları,
kompozit dolgu maddeleri veya seramik materyallerle
yapılabilmektedir.
Bonding dediğimiz ışıklı kompozit dolgular, ön bölge
dişlerinde bulunan çürükler ve madde kayıplarının
restorasyonunda, dişler arasında bulunan aralıkların
(diastemaların) kapatılmasında ve dişlerdeki şekil
bozukluklarının düzeltilmesinde kullanılırlar. Arka bölge
dişlerin restorasyonunda ise, direkt kompozit dolgu
materyallerinin kullanılmasının yanı sıra, indirekt kompozit
ve indirekt seramik inlay, overlay adlı restorayonlar da
yapılabilmektedir.
İndirekt restorasyonlar, ağızdan alınan ölçü üzerinde
hazırlanabildiği gibi; CAD-CAM sistemler dediğimiz,
dişten bir optik okuyucuyla taranarak alınan kayıtlara göre
bilgisayar destekli olarak milling makinelerinde seramikten
hazırlanabilen estetik dolgulardır. Bu tip indirekt dolgular,
özellikle kanal tedavisi sonrası aşırı madde kaybı sebebiyle
zayıflamış ve estetiği bozulmuş dişlerde tercih edilirler. Bu
teknoloji sayesinde tek seansta porselen dolgu, kron ve köprüler
yapılabilmektedir.
7 TEPEDİŞ 2013
SORU
Çürüklerin ağrısız olarak temizlenmesinde lazer
kullanılabilir mi?
Dolgular ne kadar sürede
değiştirilmelidir?
Dolguların değişimi için
belirlenmiş bir süre yoktur.
Hastaların 6 ayda bir diş
hekimlerine rutin kontrole
giderek yaptırdıkları diş ve dişeti
muayenesi sırasında dolguların
kullanılmaması gerektiği tespit
edilirse, değiştirilmesine karar
verilir. Normal şartlarda diş
dolgularının kullanım süresi
ortalama 5-7 yıldır ve başarılı
sayılır, ancak çok daha uzun yıllar
sağlıklı olarak da kullanılabilirler.
ÖN VE ARKA DİŞLER İÇİN
ESTETİK DOLGULAR
6
Sorun cevaplayalım
hatta bazı Avrupa ülkelerinde
hiç kullanılmaktadır. Ağzımızda
bulunan amalgam dolgular eğer
klinik olarak sağlıklıysa çıkarılması
zorunlu değildir.
CEVAP Lazer uygulaması, işlem bölgelerinde bulunan bakterileri
ortadan kaldırarak dolgu yapımı sonrasında oluşan hassasiyeti azaltabilir.
Lazer kullanılan bölgelerde dezenfeksiyon sağlandığı için tekrar enfeksiyon
oluşması ve çürük başlaması gibi riskler ortadan kalkmaktadır.
SORU Sağlıklı dişeti görüntüsü nasıldır?
CEVAP Sağlıklı dişeti genellikle açık pembe renkli, mat, yüzeyi
portakal kabuğu görünümünde, sert kıvamlı (kanaması olmayan) ve diş
yüzeyinde kalınlaşmadan bıçak sırtı gibi sonlanan özelliklere sahiptir.
Ön/arka
dişlerle
ilgili
estetik
sorunlar
Ön dişler Çürükler, renkleşme,
şekil bozuklukları,
dişler arasında
bulunan aralıklar
(diastemalar),
dişeti estetiğindeki
bozukluklar
Arka dişler
Çürükler, metal
dolgular ve kötü
yapılmış kronlar.
SORU Diş hekimi ziyaretleri neden 6 ayda bir olmalıdır?
CEVAP Düzenli kontroller sırasında diş çürükleri ve dişeti sağlığı açısından kontroller yapılır ve ağızda
oluşmaya başlayan hastalıkların ilerlemesine fırsat verilmeden kontrol altına alınmış olur. Böylelikle hastalarımız
ağrı, hassasiyet ve ağız kokusu gibi yaşamı olumsuz etkileyecek rahatsız edici durumlarla karşılaşmadan ağız
sağlığını korumuş olurlar. Ayrıca tüm ağız boşluğu ağız kanserleri açısından da uzman gözler tarafından
değerlendirilmelidir. Ağız kanserlerinin erken teşhisi hayati önem taşımaktadır.
SORU Ağız içi cerrahi işlemler nasıl yapılır?
CEVAP Ağız cerrahisi, ameliyathane koşullarında ve steril
bir ortamda, konuyla ilgili uzman kişiler tarafından yapılmaktadır.
Çoğunlukla lokal anestezinin, yani ilgili bölgenin iğne yapılarak
uyuşturulmasıyla gerçekleştirilen ağız içi cerrahi müdahaleler, kimi
zaman da hastalara genel anestezi (narkoz) veya sedasyon yöntemiyle
uygulanabilmektedir.
SORU Organ nakli bekleyen hastalarda ağız ve diş sağlığı neden çok önemlidir?
CEVAP Bu tip hastaların operasyon öncesi mutlaka ağız bakımları ve fokal enfeksiyon tetkikleri
yapılmalıdır. Fokal enfeksiyona sebep olabilecek tüm etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Bu hastalar organ nakli
sırasında bağışıklık sistemini (immün) duraklatan ilaçlar kullanmak zorundadırlar. Bu sırada gelişebilecek
herhangi bir enfeksiyon; organ reddine, hatta hayat kaybına sebep olabilecek reaksiyonları beraberinde getirebilir.
7 TEPEDİŞ 2013
7
BÖLÜMLERİMİZ
BURADA HER ŞEY ÇOCUKLARIMIZIN “MUTLU GÜLÜŞÜ İÇİN
PEDODONTİ BÖLÜMÜ
Anne ve babalar için diş hekimliğinin en önemli alanlarından biri
olan Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği); bebeklerin, çocukların,
ergenlerin ve engellilerin ağız ve diş tedavileriyle ilgilenen bir
uzmanlık alanı. Bu sayımızda Pedodonti Bölümümüzü tanıtırken,
aynı zamanda çocuklarda ağız ve diş sağlığının en çok merak edilen
konularını da sizlerle paylaşmak istedik...
8
7 TEPEDİŞ 2013
Çocuk Diş Hekimliği (Pedodonti)
nedir?
Çocuk Diş Hekimliği, doğumdan
ergenlik çağının sonuna kadar
geçen dönemde çocukların ağız ve
diş sağlığını inceleyen; koruyucu,
önleyici ve tedavi edici tüm
yöntemleri uygulayan Anabilim
Dalı’dır.
Çocuklar ne zaman diş hekimiyle
tanıştırılmalıdır?
Çocuklar dişleri çürümeden ve
herhangi bir ağız-diş sağlığı sorunu
yaşamadan önce diş hekimiyle
tanıştırılmalıdır. Bu da ilk süt
dişinin sürmeye başlamasından
sonra ve en geç bir yaşına kadar
geçen dönemde olmalıdır. Böylece
diş hekimi, yanlış alışkanlıklar
yerleşmeden önce yaşa uygun
ağız hijyeni uygulamaları, doğru
ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları
gibi konularda çocuğun
ailesini bilgilendirebilir. Çocuk
sağlıklıyken diş hekimiyle tanışır
ve düzenli olarak kontrolü altında
olursa, hem diş hekimi korkusu
gelişmez hem de yaşam boyu
sürecek bir ağız diş sağlığına sahip
olabilir.
Prof. Dr. Nüket Sandallı kimdir?
Pedodonti Anabilim Dalı Başkanı
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 1971 yılında
aynı fakültenin Diş Hastalıkları ve Konservatif Diş Tedavisi Anabilim Dalı’nda asistan oldu.
Çocuk Diş Hekimliği bölümünün Diş Hastalıkları ve Konservatif Diş Tedavisi bölümünden
ayrılması ile görevini Çocuk Diş Hekimliği bölümünde
sürdürmeye devam etti. 1975 yılında doktora
çalışmalarını tamamlayarak “Dr. Med. Dent.” ünvanını
kazandı. 1981 yılında Doçent, 1988 yılında Profesör
oldu. 1996 yılında Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi’nin kurulmasından sonra 1998 yılında bu
fakültenin Pedodonti Anabilim Dalı’nı kurdu ve
Anabilim Dalı Başkanı olarak göreve başladı. Halen aynı
Anabilim Dalı’nda görevini sürdürmektedir. Ulusal ve
uluslararası çeşitli kongrelerde birçok değerli sunumları
ve dergilerde yayınları bulunmaktadır.
7 TEPEDİŞ 2013
9
BÖLÜMLERİMİZ
Çocuklarımızı neden kendi diş
hekimimize değil de Pedodonti
Bölümü’ne, çocuk diş hekimine
götürmeliyiz?
Çocuk diş hekimleri büyüme ve
gelişim döneminde olan ağız-diş
sistemi için en uygun koruyucu,
önleyici ve tedavi edici uygulama
yöntemleri konusunda özel bir
eğitim alırlar. Buna ek olarak
çocukların diş tedavisi sırasında
uyumlu davranış gösterebilmeleri
için gerekli olan davranış
yönlendirme tekniklerini bilirler.
Bu sayede çocuk, diş hekimliği
uygulamalarıyla ilgili kaygı
ya da korku yaşamadan, ağrı
duymadan doğru yöntemlerle
tedavi edilir. Bunların dışında,
çocuk diş hekimleri kronik sistemik
hastalıklar, fiziksel veya zihinsel
engeller nedeniyle özel gereksinimi
olan bireyler grubunda yer alan
çocuklara da ihtiyaçlarına uygun
yaklaşım gösterebilirler.
Süt dişlerinin önemi nedir, sürme
yaşı ne zamandır?
Süt dişleri sıvı beslenmeden katı
ve çeşitli tipteki beslenmeye
geçişle birlikte çiğnemeyi
sağlayarak, çocuğun büyüme
ve gelişimine önemli katkıda
bulunurlar. Sürmelerinden sonra,
düşüp yerlerini sürekli dişlere
bırakana kadar, çenelerin ve çevre
dokuların gelişimini sağlarlar.
Konuşmayı yeni öğrenen çocuğun
sesleri doğru şekilde çıkarmasını
yani fonasyonunu etkilerler.
Çocuğun dış görüntüsünü belirler
ve psikolojik gelişimine katkıda
bulunurlar. Süt dişlerinin eksikliği
ya da hastalığı durumunda tüm
bu fonksiyonlarda bozulma
görülür. Bu nedenle süt dişleri
toplumda yaygın olarak kabul
gören “nasıl olsa düşecek ve
yerine yenileri gelecek” dişler
değil, çocuğun sağlıklı büyüme
ve gelişimi için son derece gerekli
organlardır.
Çocuklar çürükten korunabilir mi?
Evet, korunabilirler. Tıbbın
birçok alanında olduğu gibi diş
hekimliğinde de hastalıkların
önlenmesi esastır. Bunun
mümkün olabilmesi için çocuğun
herhangi bir sorun yaşamadan
önce diş hekimine getirilmesi;
ağız hijyeni uygulamaları, doğru
ve sağlıklı beslenme prensipleri
hakkında bilgilendirilmesi, diş
hekiminin yapacağı koruyucuönleyici uygulamalardan
faydalanması ve periyodik olarak
kontrol altında tutulmasıyla diş
çürükleri önlenebilir. Yaşam boyu
sürecek ağız-diş sağlığı çocukluk
döneminde gerçekleştirilen
koruyucu uygulamalarla başlar.
Koruyucu tedaviler nelerdir?
En etkili ve basit koruyucu
tedavi, dişlerin her gün iki kez
fırçalanmasıdır. İlk süt dişinin
sürmesinden itibaren dişler
fırçalanmaya başlanmalıdır.
Çocuğun yutma refleksinin geliştiği
3 yaşına kadar, diş hekimi başka bir
öneride bulunmadıkça, florürsüz
diş macunuyla; 3 yaşından sonra
ise yaşa uygun florür içeren diş
macunuyla dişler fırçalanmalıdır.
Koruyucu uygulamalarda
yaş aralıkları
3-6
3-6 yaş arasındaki çocuklarda florürlü vernik uygulaması ve
fissür örtücüler
6-12
6-12 yaş arasındaki çocuklarda florürlü vernik veya jel
uygulaması ve fissür örtücüler
12+
12 yaşından sonra, özellikle de sabit ortodontik tedavi gören
ergenlerde yine florürlü vernik veya jel uygulaması ve fissür
örtücüler yapılmalıdır.
10
7 TEPEDİŞ 2013
6 yaşından küçük çocukların
dişlerini ebeveynler fırçalamalı, 6
yaşından sonra ise dişler gözetim
altında fırçalanmalıdır. 6 yaşından
büyük çocuklar, özellikle de sabit
ortodontik tedavi görenler, diş
fırçalamanın yanı sıra florür içeren
ağız gargaralarını düzenli olarak
kullanarak da diş çürüklerinden
korunabilirler.
Evdeki uygulamalara destek olarak,
özellikle de diş çürüğü oluşturma
riski yüksek olan çocuklarda diş
hekimi tarafından hem süt hem
de sürekli dişleri çürüğe karşı
güçlendiren florür uygulamaları,
süt ve sürekli azı dişlerinin çiğneyici
yüzeylerini koruyan fissür örtücü
(diş ojesi) uygulamaları başlıca
koruyucu uygulamalar arasındadır.
Çocukların beslenmesi ile diş
sağlığı arasında bir ilişki var
mıdır? Beslenme alışkanlıkları
nasıl olmalıdır?
Çocukların beslenmesi ile diş
çürükleri arasında doğrudan bir
ilişki vardır. Altı yaşından küçük
çocuklarda, anne sütünün dişler
sürdükten sonra isteğe bağlı ve
çok uzun süre verilmesi, çocuğun
biberonla yatağa yatırılması,
biberonun içine şeker içeren
içecekler konulması, gün içinde
şeker içeren yiyecek ve içeceklerin
sık tüketimi, diş çürüklerinin
başlamasına katkıda bulunan yanlış
beslenme alışkanlıklarıdır. Özellikle
bu dönemde eğer çocuğun dişleri
düzenli olarak fırçalanmıyor ve ağız
hijyeni yeterince sağlanamıyorsa,
bu beslenme bozuklukları çok
küçük yaştaki çocuklarda bile diş
çürüklerine neden olabilmektedir.
Okul dönemindeki çocuklarda
ve ergenlerde ise ara öğünlerde
şeker ve karbonhidrattan zengin
atıştırmaların sık yapılması, asitli
ve karbonatlı, şekerli içeceklerin
tüketilmesi, yine yetersiz ağız
hijyeniyle birlikte diş çürükleri için
uygun zemin hazırlamaktadır.
Genel sağlık için uygun olan
beslenme şekli ağız ve diş sağlığı
için de uygundur. Çocukların
büyüme ve gelişim döneminde
gereksinimi olan enerjiyi doğal
besinlerden alması, proteinden
zengin ve dengeli beslenme yapması
gereklidir.
Özet olarak; tahıllar, sebzeler, meyveler,
süt ve süt ürünleri ile endüstriyel
olarak işlenmemiş karbonhidratlar
(pirinç, ekmek, makarna gibi)
çocukların beslenme piramidinin
ana öğeleridir. Şeker bu besinlerin
çoğunda az miktarda doğal olarak
bulunur. Paketlenmiş, raf ömrü uzun
ve işlenmiş gıdalar çocukların ağız ve
diş sağlığı için uygun değildir.
Tedavide sedasyon ve genel
anestezinin kararı nasıl
verilmelidir? Anesteziden korkan
ailelere önerileriniz neler?
Sedasyon verilen ilaçlarla bilincin
baskılandığı birey, yardım almadan
kendi solunumunu yapar ve hekim
tarafından verilen komutları
uygulayabilir. Verilen ilacın
cinsine, veriliş yoluna ve dozuna
göre bilinçli veya derin sedasyon
olarak ikiye ayrılır. Genel anestezi
ise bilincin tamamen kapalı
olduğu, solunumun genel anestezi
cihazıyla desteklendiği, ağrının
ortadan kaldırıldığı bir durumdur.
Çocuk hastaların diş tedavileri
için, sedasyon ve genel anestezi
kararının verilmesinde pek çok
kriter göz önüne alınır. Sedasyon;
çok kısa süreli işlemlerde ve genel
anestezi verilmesi öncesinde
çocuğun uyumunun sağlanması
için tercih edilmelidir.
Genel anestezi ise; diş tedavi
gereksinimi bulunan zihinsel
ve/veya fiziksel engeli bulunan
çocuklar, yaygın diş çürüğü
olan ve tedavi işlemlerine uyum
sağlayamayan çok küçük yaştaki
çocukların tedavileri için tercih
edilen bir yöntemdir. Anesteziden
korkan ailelerin bu konuda uzman
olan hekimlerden bilgi alması
gerekir.
SÜT DİŞLERİNİN SÜRME ZAMANI
7-9 ay
10-12 ay
12-16 ay
16-20 ay
24-30 ay
UZMAN GÖZÜYLE
PROTEZ
DİŞLERLE
GELEN
MUTLULUK
Hareketli protezler;
diş hekimliğinin
uzmanlık alanları
içinde, hasta
açısından alışması
sabır ve zaman
isteyen, kullanımı
ise özen gerektiren
bir uygulamadır.
Bu nedenle mutlu
sonuçlar için,
tedaviye uyum
gösterilmeli ve diş
hekiminin tavsiyeleri
dikkate alınmalıdır.
şeklinde de olabilmektedir. Bu tip
protezler, ana dişlere bağlanan ve
“kroşe”(halk arasında çengel olarak
bilinir) adı verilen tellerle tutuculuk
sağlarlar. Bu tel tutucuların
göründüğünü ve estetik olmadığını
düşünen hastalar için uygunsa,
hassas bağlantılı estetik protezler de
uygulanabilmektedir.
Prof. Dr. Ender Kazazoğlu
Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı
Dekan Yardımcısı
Hasta tarafından takılıp
çıkartılabilen ve eksik dişlerin
yerini tutan hareketli protezler,
kişinin estetik ve fonksiyonel
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
kullanılmaktadır. Her ne
kadar alışma süreci zor olsa da,
kullanımına dikkat edildiğinde
başarılı sonuçlar veren bir
uygulamadır. Peki bu süreçte nelere
dikkat etmek gerekir, kimler hangi
tür protezleri kullanabilir, kaç
seanslık bir tedavidir, bakımında
dikkat edilecek hususlar nelerdir?..
Konuyla ilgili en çok merak
ettiğiniz yanıtları bu yazımızda
sizler için hazırladık…
HANGİ TÜR PROTEZLER,
KİMLERE UYGULANIR?
Total Protez: Doğal dişlerin
tamamının olmadığı vakalarda
yapılan protezlerdir. Halk arasında
“takma veya damak diş olarak” da
bilinir.
Parsiyel Protez: Bazı ana dişlerin
var olduğu, bazılarının da çekilmiş
olduğu durumlarda yapılan
hareketli protezlerdir. Parsiyel
protezler, klasik akrilik protezler
şeklinde olabileceği gibi, tek parça
dökümden yapılan iskelet protez
12
7 TEPEDİŞ 2013
İmmediat Protez: Ana dişlerin
tümünün çekilmesinin gerektiği
durumlarda, hasta dişsiz kalmak
istemezse, immediat protez
dediğimiz ve doğal dişler
çekilir çekilmez hemen takılan
protez türüdür. Ancak iyileşme
tamamlanıp dokular büzülünce
bu protez uyumsuz hale gelir ve
hastanın daimi protezleri yapılır.
Dişüstü Protez: Ağızda var olan
birkaç doğal diş veya kök üzerine,
diş hekiminin yapacağı bazı özel
hazırlıkları takiben uygulanan
protezlerdir. Bu uygulamada doğal
diş veya kökler, proteze tutuculuk
ve stabilite sağlamaktadır.
PROTEZ
BAKIMI İÇİN
5 ÖNERİ
1
2
3
İmplant üstü hareketli protezler:
Tamamen dişsiz ağızlarda
yapılacak olan 2 veya 4 implant ile
hareketli protezlerin tutuculuğu
arttırılabilmektedir.
PROTEZLERİMİN YAPILMASI
NE KADAR SÜRECEK?
Hareketli protezlerin yapımı ölçü
alınmasından itibaren normal
koşullarda beş seanstır. Ancak
gerekli durumlarda seans sayısı
artabilir. Protez takıldıktan
sonra da, ağza alıştırılması
açısından hastaların birkaç seans
daha tedaviye devam etmeleri
gerekebilir. Bu durumda bir
hareketli protezin tamamen
bitmesi ve hastanın protezini
kullanabilir hale gelmesi genel
olarak 1-1,5 ay sürebilir.
4
5
Temizleme
işleminde
yumuşak bir fırça
sıvı sabun veya
sabun kullanın.
Günlük temizliğe
ek olarak haftada
bir kez temizleme
tabletleri
kullanın.
Protezin düşüp
kırılmaması
için, temizleme
işlemini lavaboya
yakın tutarak
veya su dolu bir
kabın üzerinde
yapın.
Protezinizi
temizlerken
her yerini hafif
bir kuvvetle
fırçalayın.
Protezinizi
asla sıcak suya
koymayın.
7 TEPEDİŞ 2013
13
UZMAN GÖZÜYLE
kaide maddesinin tümden
değiştirilmesi ya da yeni bir protez
yapılması gerekir. Bu konudaki
kararı diş hekiminiz verecektir.
PROTEZ YAPIŞTIRICILARINI
KULLANMALI MIYIM?
Protez yapıştırıcılarının devamlı
kullanılması, istenen bir şey
değildir. Fakat, gerektiğinde kısa
süreli olmak üzere kullanılmasında
bir sakınca yoktur. İhtiyaç
olduğunda bu yapıştırıcıların nasıl
kullanılacağını diş hekiminiz size
açıklayacaktır.
TÜKÜRÜK MİKTARInda
ARTış olacak mı?
İlk günlerde salgı bezlerinin
uyarılması sonucu tükürük
miktarı artabilir. Bu artış
protezlerin tutuculuğunu
olumsuz yönde etkilese de kısa
sürede geçecektir.
PROTEZLERİMİ 24 SAAT
KULLANMAK ZORUNDA
MIYIM?
Hastaların protezlerine bir
an önce alışabilmeleri için ilk
günlerde devamlı kullanmaları
gerekir. Fakat alıştıktan sonra
geceleri çıkarılarak ıslak bir
havlu kağıdın içine konması
önerilir. Bu durum yumuşak
dokuların dinlenmesini
sağlayacaktır. Protezlerin geceleri
çıkarılamayacağı özel durumlarda
ise, hastaların yalnız kaldıkları
zaman protezlerini çıkararak
ağız dokularını dinlendirmeleri
gerekmektedir.
14
7 TEPEDİŞ 2013
PROTEZLERİM
YEME-İÇMEMİ NASIL
ETKİLEYECEK?
Protezlere alışmak, zaman
isteyen bir konudur. Çok iyi
yapılmış protezlerde bile bu
durum kişiden kişiye değişen bir
süreçtir. Bu süreçte hastaların
ağızlarına ufak lokmalar alması,
dudaklarını açmadan yemesi,
yavaş yavaş çiğnemeleri önerilir.
Başlangıçta ağızlarının her iki
tarafına da lokmayı koyarak iki
taraflı çiğnemelerinde yarar vardır.
Protezlerin takıldığı ilk günlerde
yumuşak yiyecekler yenmesi daha
doğrudur. Bu aşamada parça et,
fındık, çiğ sebze ve taze ekmek
gibi yemesi güç yiyeceklerin
denenmesi doğru değildir. Özellikle
ilk haftalarda ön dişlerle kesinlikle
ısırılmamalıdır. Bu durum protezin
hareket etmesine neden olabilir.
Protez, su içerken de yerinden
oynayabilir. Ancak zamanla bu his
kaybolacaktır. Protezlerin vuran
yerleri varsa bu bölgeler hekim
tarafından düzeltilecektir. Total
protezlerle normal ve rahat bir
şekilde gıda tüketmek için, genel
olarak 4-6 haftalık bir zamana
ihtiyaç vardır. Hastaların bu süreyi
hekimlerinin önerilerini dikkate
alarak geçirmeleri, en önemlisi
de protezlerini kullanacaklarına
dair “kararlı” olmaları beklenir.
Özellikle eski protezleri olan
hastalar, en ufak bir vurukta hemen
yenilerini çıkartıp eski protezlerini
takma eğilimi göstermektedirler. Bu
da maalesef, yeni protezlere alışma
sürecini uzatmaktadır.
PROTEZLERİMİ HAYAT BOYU
KULLANABİLECEK MİYİM?
Protezlerin hayat boyu kullanılması
söz konusu değildir. Bunun
nedeni ise, canlı dokulardaki
değişikliklerdir. Yıllar içinde
protezlerin dokularla olan uyumu
bozulur. Protezler bollaşır, düşmeye
başlar, bir şeyler yemek zorlaşır.
Bu durumda protezlerin içinin
doldurulması, uyumu bozulan
PROTEZLERİME ALIŞTIKTAN
SONRA DİŞ HEKİMİNE
GİTMEM GEREKİR Mİ?
Normal koşullarda kontrol için “6
ayda bir” diş hekimine gidilmesi
gerekir. Çünkü hekimin protezleri
ve ağız dokularını muayene etmesi,
olası patolojik değişiklikleri görmesi
ve bir değişiklik varsa uygun
gördüğü işlemleri yapması gerekir.
Uygun gördüğü zaman hekiminiz
bu süreyi değiştirebilir.
KLASİK HAREKETLİ
PROTEZLERİN ALTERNATİFİ
VAR MI?
İmplant işlemi ile sabit veya
hareketli protezler de tedavide
tercih edilebilir.Klasik hareketli
protezlerin en çağdaş alternatifi
implant-destekli protezlerdir.
Bu durum özellikle alt-total
protezler için söz konusudur.
İmplant işlemiyle protezlerin gerek
tutuculuğu gerekse stabilitesi artar.
Maliyet açısından daha yüksek
olan bu protezlerin yapılabilmesi
için lokal ve sistemik tüm
koşulların da uygun olması gerekir.
Protetik diş tedavisi hekimi, sizi
muayene ettikten sonra gerekli
bilgilendirmeyi yapacaktır.
BAŞLANGIÇTA KARŞILAŞILACAK
ÜÇ TEMEL SORUN
Dolgunluk hissi
Yeni protezinizi ağzınızda yabancı ve büyük bir cisim
olarak algılayacak; dudak ve yanaklarınızda dolgunluk
hissi duyacaksınız. Ancak protezlere alışınca bu his
kaybolacaktır.
Konuşma
Protezler ağız ortamında az da olsa bazı seslerin
telaffuzunda zorluklara sebep olabilir. Bu durumda
yüksek sesle ve ayna karşısında okuma çalışması yapılmalı
ve doğru telaffuz edilemeyen kelimeler tekrar edilerek
normal hale getirilmeye çalışılmalıdır.
Protez ilk kullanıldığı dönemde gülme ve öksürme gibi
ani hareketler sonucu yerinden oynayabilir. Tekrar yerine
oturması için yavaşça dişleri sıkıp yutkunmak gerekir.
Vuruklar
Protezler yapılırken ne kadar özen gösterilirse gösterilsin
protezlerin kullanım sırasında hareket etmesi sonucunda
vuruklar olabilir. Vuran yerler mutlaka doktorunuz
tarafından düzeltilmelidir.
Unutmayın! Protezlerin hasta tarafından törpülenmesi
yanlıştır ve çok daha büyük problemlere neden olabilir.
Vuran yerlerin alınması için doktorunuza gelmeden
önce protezlerinizi en az 4 saat kullanmış ve bir öğün
yemek yemiş olmalısınız. Bu süre vuruk yerlerinin
görülebilmesini sağlar.
7 TEPEDİŞ 2013
15
ÇÖZÜM
Diş hekimliğinde tedavi planlaması her zaman sadece ağız içi
klinik muayenesiyle mümkün olamamaktadır.İşte, yardımcı
teşhis yöntemleri diş hekimlerine bu noktada önemli bir yol
göstermektedir.Yardımcı teşhis araçlarının en önemlisi ise,
“radyografik tetkikler”dir.
el-bilek radyografisi ve sefalometrik
radyografi; temporomandibuler
eklem hareketleri ve buna
bağlı sorunlar için TME
radyografisi; çenelerdeki patolojik
oluşumların ve anomalilerin
yatay yöndeki pozisyonlarının
tespiti için ise oklüzal radyografi
çekilebilmektedir. Ayrıca ağız dışı
çeşitli baş-boyun radyografileri de
alınabilmektedir.
Doç. Dr. Mehmet İlgüy
Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi
Doğru tedavi
planlamasında
“radyolojik
tetkiklerin” önemi
16
7 TEPEDİŞ 2013
Diş hekimliğinde kullanılan
radyografiler bizlere, diş ve dişi
çevreleyen sert dokuların patolojik
durumlarını gösteren ve böylece
tedavi planlarının daha açıklayıcı
bilgiler ışığında yürütülmesini
sağlayan yöntemlerdir. Bu
tetkikler, vakanın durumuna göre
farklı tiplerde olabilir.
Radyoloji Kliniğimizde üstalt çenelerin, komşu doku ve
oluşumların tek bir film üzerinde
görüntülendiği panoramik
radyografi; ağız içinden çekilen
ilgili dişlerin birebir boyutta en
yakın ve detaylı görüntüsünü
veren periapikal radyografi;
çürüklerin tespiti için bite-wing
radyografi (ısırtma radyografisi);
ortodontik tedavi planlamasında
Hastanemizde baş-boyun
bölgesinin 3 boyutlu olarak
görüntülenmesi için dental
volumetrik tomografi (DVT)
cihazı kullanılmaktadır.
Radyografi çekiminde
dikkat edilecek
noktalar!
Radyografi, her şeyden önce
mutlaka gerekirse alınmalıdır.
Ayrıca doğru radyografi metodu
seçmek de hastayı gereksiz
radyasyondan koruyacaktır.
Bunun yanı sıra hastadan
radyografi alınırken radyasyondan
korunma kurallarına
uyulması gerekir. Bunun için
kliniklerimizde kurşun önlük
ve tiroit koruyucu gibi özel
malzemeler kullanmaktayız.
Bunlar; radyografi alırken
hastalarımıza giydirdiğimiz,
tiroit ve gonatlar gibi radyasyona
daha hassas organlar başta olmak
üzere; diğer organları, yansıyan
ışınların etkisinden korumak için
kullandığımız malzemelerdir.
3 boyutlu bir uygulama;
Dental Volumetrik
Tomografi
Bazı vakalarımızda aldığımız
2 boyutlu radyografiler bizlere
ilgili bölgedeki patolojilerin ve
anatomik oluşumların gerçek
hacimlerini, boyutlarını ve
durumlarını tespit etmekte,
doğru teşhisi koymakta
zorlamaktadır. Neyse ki bu
noktada yardımımıza 3 boyutlu
tomografiler yetişmiş durumda.
Bu görüntüleme metotları, yani
tomografik görüntüler sayesinde
artık, ilgilendiğimiz yapıların 3.
Boyutunu; yani derinliğini ve
hacmini görmek, tedavi planlarını
bu bilgiler ışığında yapmak
mümkün. Hatta 3 boyutlu
bilgisayar simülasyonlarıyla
tedavi planlaması yapabilmekte,
tedavinin sürecini önceden ortaya
koyabilmekteyiz.
Tomografi cihazı hastanın başının
etrafında 30 saniye kadar bir tur
atıp tüm kafanın radyografilerini
kesitsel olarak bilgisayar programına
kaydedebilmektedir. Daha sonrasında
radyoloji hekimi tarafından istenen
bölge incelenip 3 boyutlu görüntüler
çıkartılabilmektedir.
7 TEPEDİŞ 2012
17
HASTA-HEKİM
ÇÖZÜM
3 BOYUTLU
TOMOGRAFİ HANGİ
HASTALARDA
KULLANILIYOR?
“Hastanenizin web sitesi beni
hekimimle tanıştırdı”
Dental Volumetrik Tomografi
(DVT) dediğimiz 3 boyutlu
görüntülemeler, öncelikle çeneyüz travmalarında ve kırıklarında,
büyük çene kistlerinde ve gömülü
dişlerde kullanılan bir tetkik
yöntemi.
Son yıllarda özellikle implant
cerrahisinden önce implantların
3 boyutlu simülasyonlarının
yapılıp implantın en uygun
bölgeye yerleştirilmesi açısından
artık önemli veriler alabiliyoruz.
Bu sayede doğru bölgelere
yerleştirdiğimiz implantların
başarısı artarken, üstüne yapılacak
protezlerin estetik başarısı da yüz
güldürüyor.
Bu cihazlardan aldığımız verileri
bazı programlara aktararak,
ortodontik analizlerde ve hastanın
iskelet sistemindeki olacak gelişimi
önceden tahmin edebiliyoruz.
Sonuç olarak; iki boyutlu
görüntülemenin yetersiz kaldığı
vakalarda 3 boyutlu görüntülerle
daha iyi teşhis ve tedavi
sonuçlarına ulaşabiliyoruz.
Radyasyon oranları
Diş hekimliğinde kullanılan radyoloji cihazlarının verdiği X- ışını miktarı, tıbbın diğer
alanlarında kullanılan cihazlardan çok daha düşüktür. Özellikle dijital görüntüleme
yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte, verilen ışın miktarı iyice azaltılmıştır. Örneğin,
son zamanlarda diş hekimliği ve KBB için geliştirilen Volumetrik Tomografik cihazlar
normal tomografilerden çok daha az radyasyon vermektedir.
18
7 TEPEDİŞ 2013
Aynaya ilk baktığımda yüzümdeki değişime
inanamadım. Beni en çok mutlu eden ise,
“Dişlerin ne güzel yapılmış” yerine, “Ne güzel
dişlerin var” denmesiydi...
Daha önce yaptırdığı dişlerinin
durumundan memnun olmayan
Fulya Hanım kaygılıydı... Kötü
görünen ve doğallıktan uzak
dişleri, kendisini kötü hissetmesine
yetiyordu. Ancak kararlıydı; hayal
ettiği gülümsemeye kavuşmak
için harekete geçti. Bu yöndeki
beklentilerini, konusunda
uzmanlaşmış bir diş hekiminden
alma isteğiyle Yeditepe Üniversitesi
Diş Hastanesi’nin web sitesine girdi.
Artık, estetik diş hekimi Yrd. Doç.
Dr. Kağan Gökçe’nin hastalarından
biriydi...
Hekimimizin kendi alanındaki
tecrübesiyle hastamızla kurduğu
sağlıklı iletişim bizi mutlu etmişti.
Fakat bir diğer mutluluğumuz ise,
hastamızın bize dijital medya kanalı
üzerinden, yani güçlü bir iletişim
platformu olarak yayınladığımız web
sitemiz aracılığıyla ulaşması olmuştu.
“Dişlerimden estetik görüntü
açısından memnun değildim” diyen
Fulya Hanım, hikayesini bakın
nasıl anlatıyor: “Daha güzel dişlere
sahip olmak için hastanenizin
Estetik Diş Hekimliği bölümüne
müracat ettim. Fonksiyonel açıdan
herhangi bir şikayetim yoktu;
ancak dişlerimin estetik görüntüsü
beni uzun zamandır rahatsız
ediyordu. Tedavi olmaya karar
verdiğimde detaylı bir internet
araştırması yaptım, belirlediğim
hastanelerdeki diş hekimleriyle
yüz yüze görüştüm, isteklerimi
anlattım. Tedaviyi yapacak hekim
dışında, tedavilerimin güvenilir,
hijyenik ve steril klinik şartlarında
olması kararımı olumlu yönde
etkiledi. Doktorum Kağan Bey’i
daha önce hiç tanımıyordum.
Kendisine tedavi olan, görüş
alabileceğim bir hasta tanıdığım da
yoktu. Web sitenizden estetik diş
hekimliğiyle ilgili bölümü okudum.
Yrd. Doç. Dr. Kağan Gökçe’nin
özgeçmişini ve bilimsel çalışmalarını
inceledim, kendisiyle tanıştığımda
dişlerimle ilgili sıkıntı ve isteklerimi
anlattım. Ne istediğimi gerçekten
anladığını hissettim ve Kağan
Bey’in tedavilerimi gerçekleştirecek
doğru hekim olduğuna karar
verdim. Benim için önemli olan
güzel dişlere sahip olurken; kendi
dişlerimde de en az kaybı yaşamak
ve çok doğal bir görünüme sahip
olmaktı. Bunun için en uygun
yöntem olan porselen lamina ve
ön iki dişime daha önce kaplama
yaptırdığım için zirkon kaplamayla
tedaviyi sürdürmeye karar verdik.
Doktorum bana porselen laminanın
ne olduğunu, neden zirkon kaplama
yapılması gerektiğini uzun uzun
anlattı. Bir sonraki ziyaretimde
porselen lamina için dişlerimin
minimum aşındırılması suretiyle
zemin hazırlandı. Bir hafta sonra da
prova yapıldı ve laminalarım takıldı.
Ön iki dişim zirkon kaplamayla son
derece estetik ve doğal bir görüntüye
kavuştu. Aynaya ilk baktığımda
yüzümdeki değişime inanamadım.
Dişlerim gerçekten muhteşem
görünüyordu. Yeni görüntüm
özgüvenimi artırdı. Hatta dişlerimle
ilgili çok güzel iltifatlar almaya
başladım. Beni en çok mutlu eden
ise, “Dişlerin ne güzel yapılmış”
yerine, “Ne güzel dişlerin var”
denmesiydi...”
Dr. Kağan Gökçe, hastasının
son derece uyumlu ve iletişime
açık olduğunu söylüyor. Tedaviyi
yönlendirmesi açısından Fulya
Hanım’ın uyumunun sonuca
olumlu yansıdığına dikkat çekiyor:
“Hastaların ne istediğini bilmesi,
bizim tedavi planımızın yönünü
belirler. Bu nedenle zirkon kaplama
ve lamina porselen, Fulya Hanım’ın
istekleri doğrultusunda birlikte
aldığımız bir karardı. Kendileri,
istediğimiz her şeyi son derece
disiplinli bir şekilde uyguladı. Fulya
Hanım gibi, tedavisinden mutlu
olan hastaları görmek, biz hekimleri
de son derece gururlandırıyor ve
çalışma şevkini artırıyor.”
7 TEPEDİŞ 2013
19
KONUK
Sanatla nefes alan bir yaşam
CAN GÜRZAP
Yıllar önce başlayan bir tutku... Tiyatro sanatçısı babası Reşit
Gürzap’ın, kendisini tiyatroyla tanıştırdığı günden bu yana adeta
sanatla nefes alan bir yaşam. Oyuncu, yönetmen, aktör, çevirmen,
yazar, eğitmen... Yeni yıl sayımızın özel konuğu, başarılı sanatçı Can
Gürzap ile, hem tiyatro ve televizyonu hem de diş sağlığını konuştuk...
20
7 TEPEDİŞ 2013
Yıllarca tiyatronun içinde
oldunuz... Dünden bugüne
baktığınızda tiyatroya bakışta,
seyirci profilinde ne gibi
değişimler gözlemlediniz?
Açıkçası bugün 1950’li, 1960’lı
hatta 1970’li yılların tiyatro
atmosferini arıyorum. O nedenle,
bugünkü tablo beni üzüyor.
Şu anda tiyatrodaki en büyük
sorunun salon yetersizliği olduğunu
düşünüyorum. Pek çok özel
tiyatro ve ciddi çaba gösteren
genç arkadaşlar var. Ancak salon
bulamıyorlar. Oysa tiyatro, seyirci
açısından süreklilik isteyen bir
sanat dalıdır. Bir oyununuz varsa
bunu haftanın en az üç günü aynı
salonda temsil etmeniz gerekir.
Maalesef bu yöndeki imkanlarımız
yetersiz. Tiyatro biraz da bu yüzden
seyirci kaybediyor. Tabii bu kayıpta
televizyonun da rolü büyük oldu.
Bunu televizyonu kötülemek
anlamında söylemiyorum; çünkü
televizyon doğru kullanıldığında
aynı zamanda çok iyi bir eğitim
aracı. Fakat Türkiye’de televizyon
yayınları başladığında ve içerik
olarak da çeşitlendiğinde seyirci
tarafında büyük bir değişime tanık
olduk. Cam ekran evlere girdiği
anda dünyayı insanların ayağına
getirdi. Dolayısıyla sadece bizde
değil, Batı ülkelerinde ve ABD’de
dahi seyirci daha ekonomik, kolay
ulaşılabilir bir eğlence aracı olarak
televizyonu tercih etmeye başladı.
Fakat gelişmiş ülkeler bu konuda
önlemlerini alarak daha sağlıklı
ilerlemeyi başardılar.
Biz neden arzu ettiğimiz bir
noktaya ulaşamadık?
Her şeyden önce televizyon
kanallarında sanatsal yapımlara
daha fazla yer vermeliydik. Bunun
için halen geç değil bence. Tabii işin
tiyatro tarafında da sınıfta kaldık.
Tiyatro, sahnede canlı anlatımın
sunulduğu bir okuldur. Tiyatro
bilincinin çok küçük yaşlarda, okul
yıllarında insanların içine işlemesi
gerekiyor. Çünkü tiyatro seyircisi
olmak bunu gerektirir. Dolayısıyla
en önemli nedenlerden biri bu;
tiyatro seyircisi yetiştirmek için
gereken çabayı gösteremiyoruz.
Oysa her türlü malzemeye sahibiz;
iyi bir oyuncu, rejisör hatta
yönetmen potansiyelimiz var.
Birkaç yıldır tiyatrodan uzak
kaldınız... Yıllardır sahnede olan
bir sanatçı için bu ayrılık zor
değil mi?
Benim için gerçekten çok zor.
İki yıl öncesine kadar neredeyse
haftanın her günü bir oyun
sergiliyordum. O tempoyu, sahneyi,
o heyecanı ve seyirciyi özlüyorum.
Tabii mümkün olduğunca, bir
seyirci olarak tiyatroya gitmeye
devam ediyorum.
Tiyatrodan uzak kaldığınız bir
dönemde sizi motive eden bir
yer de var aslında... Sanatsal
çalışmalarınızı sürdürdüğünüz
ve tecrübelerinizi gençlerle
paylaştığınız bir okul; Dialog...
Dialog, 22 yıldır var olan bir
okul... Bugüne dek 100’ün
üstünde kuruma, 15 binden
fazla katılımcıya etkili konuşma;
1000’den fazla katılımcıya spikerlik
ve yüzlerce kişiye seslendirme ve
oyunculuk alanlarında eğitimler
verdik. Benim de kurucu
ortaklarından biri olduğum
Dialog’da çok sık olmasa da ders
veriyorum. Çünkü bu benim
için çok anlamlı. Genç yaşlarda
hoca oldum; 26 yaşındayken... O
günden bu yana da eğitim vermeyi
hiç bırakmadım.
Sizi son olarak televizyonda
Kurtlar Vadisi’nde izledik.
Tiyatro kökenli bir sanatçı
DİALOG
Devlet Tiyatrosu Sanatçıları
Can Gürzap ve Arsen Gürzap’ın
kurduğu Dialog, Türkiye›de
etkili iletişim, güzel konuşma,
spikerlik, spor spikerliği,
seslendirme ve dublaj gibi
alanlarda eğitim veren ilk
özel kurum unvanına sahip.
Kadrosunda hepsi alanında
uzmanlaşmış 30’a yakın ünlü
ismin eğitmen olarak hizmet
verdiği Dialog’un sunduğu
bireysel eğitimlerde doğru ve
etkileyici konuşmadan spikerlik
ve seslendirmeye; yaratıcı
drama ve oyunculuktan iş
görüşmelerinde fark yaratmaya
kadar pek çok önemli başlık var.
Kurumlara yönelik çalışmaların
da olduğu eğitim biriminde;
drama tekniğiyle takım olmak,
medyayla doğru iletişim,
doğru nefes yöntemiyle stres
yönetimi, etkili konuşma ve
hitabet sanatı gibi iş dünyasını
yakından ilgilendiren eğitimler
de veriliyor.
Dialog / Taksim
0212 249 46 00
Dialog / Kalamış
0216 405 11 15
www.dialog.com.tr
7 TEPEDİŞ 2013
21
HASTA HAKLARINDAN...
KONUK
olarak televizyondaki işlere nasıl
bakıyorsunuz?
Türkiye’de özellikle dizi sektörünün
artık sınırları aştığını görüyorum.
Bugün televizyona yapılan işlerde
çok ciddi bir emek ve maharet
var. Bir hafta içinde, sinema filmi
uzunluğunda diziler çekiliyor.
Büyük bir ekibin gece gündüz
verdiği bir emek söz konusu.
Ekranda şu anda güzel ve kaliteli
çekilen diziler var ve seyirci
sevdiği diziyi izleyerek destekliyor.
Ancak tehlike çanları da çalıyor.
Son aylarda 30 civarında dizinin
yayından kaldırıldığını duydum.
Bu çok ciddi bir rakam. Geçimini
çalıştığı diziyle sağlayan oyuncular,
rejisörler, asistanlar var. Bir dizinin
yayından kalkması, aynı zamanda o
ekibin işsiz kalması demek.
Sanat hayatınız dışında özel
hayatınızda sağlığınıza yeterince
dikkat ediyor musunuz?
Beslenmeme özen gösterme
gayretim var fakat yüzde yüz
dikkat ettiğimi söyleyemem.
Öğünlerimde mümkün olduğunca
az porsiyonlar tüketmeye, çok
sevmeme rağmen kızartma
türü gıdalardan uzak durmaya
çalışıyorum. Sanırım bir tek etten
kurtulamıyorum...
Hayatınızda spora yer var mı?
Gençlik yıllarımda uzun süre spor
yaptım fakat son birkaç yıldır salon
Diş sağlığınız için
neler yapıyorsunuz?
Benim dişlerimle ilgili hep sorunlarım olmuştur.
Tabii bunda, genetik açıdan baktığımızda anne ve
babamın genç yaşlarda dişlerini kaybetmelerinin
de rolü var. Ancak ben kendimi şanslı görüyorum;
çünkü çok doğru isimlerle dişlerimi yeniden
kazandım diyebilirim. Aynı zamanda sınıf arkadaşım
olan Prof. Dr. Türker Sandallı’ya, Prof. Dr. Selçuk
Yılmaz ve Prof. Dr. Peker Sandallı’ya bu nedenle
çok teşekkür ediyorum. Türker kardeşimin son
yaptığı köprü beni gerçekten çok mutlu etti.
Mesleğindeki bu başarısından dolayı kendisine
“diş sihirbazı” diyorum. Onlar sayesinde aynaya
baktığımda beni mutlu eden, yüzümü gülümseten
dişlere sahibim. Her şeyden önce biz oyuncular
için bu gerçekten çok önemli. Yılar önce Ankara
Devlet Konservatuarı’ndan mezun olduktan sonra
Londra’ya gitmiş ve orada konuşma üzerine eğitim
almıştım. Diş sağlığınıza özen göstermediğinizde,
aldığınız bu eğitimin hiçbir anlamı kalmıyor.
Çünkü bir oyuncu için sağlıklı bir ağız yapısı ve
güzel dişler, hem görüntüsüne hem de konuşmasına
pozitif olarak yansır. Dolayısıyla sağlıklı bir ağız
ve diş yapısı, aldığınız o eğitimi en kaliteli şekilde
paylaşabilmeniz için size elverişli bir ortam sunuyor.
22
7 TEPEDİŞ 2013
sporunu da ihmal ediyorum. Yine
de kilomu korumaya çalışıyorum.
Fırsat buldukça yürüyüş yapmayı
çok seviyorum.
Diş fırçası ya da diş macunu
alırken seçim yapar mısınız? Bu
konuda dikkat ettiğiniz noktalar
neler?
Bu konuda doktorlarımın
önerilerini dikkate alarak hareket
ediyorum. Ağız ve diş temizliğine
muhakkak özen gösteriyorum.
Özellikle seyahatlere çıkarken
daha da özenli oluyorum. Seyahat
dönemlerinde çantama ilk
koyduğum şey de diş fırçam ve diş
macunudur.
sağlığınız hakkında
bilgi talep etmek bir haktır
Sağlık Durumu İle İlgİlİ Bİlgİ Alma Hakkı
• Hastalarımıza uygulanacak her tür işlem, uygulama ve tedavi konusunda bilgi verilir, eğitim gerçekleştirilir.
• Hastalarımızın, tanı ve tedavileri ile ilgili tüm süreçlere ve hastalığın olası gidişatına ilişkin tam ve yeni bilgi
edinme, tıbbı evrakların bir kopyasını alma hakkı vardır.
• Resmi dili anlamayan bir hastanın hastalığı ile ilgili bilgiler, temin edilebildiği taktirde yabancı dil bilen bir
kişi aracılığı ile verilir.
• Bilgileri anlama konusunda sıkıntı duyulur ise okuma, şekille gösterme, yakınına gösterme gibi alternatif
yollar denenir.
Hastalarımızın Sorumlulukları
• Resmi dili anlamakta sıkıntı yaşıyorsanız, yeni yöntemler oluşturulabilmesi için bunu ifade etmelisiniz.
Kayıtları İnceleme Hakkı
• Hastalarımız, dosyasını ve kayıtlarını inceleyebilir ve bir suretini alabilir. Bu kayıtlar sadece hastanın tedavisi
ile doğrudan ilgili olan kişiler tarafından görülebilir.
Hastalarımızın Sorumlulukları
• Yasal yetkileriniz çerçevesinde kurumumuzdan aldığınız tıbbi evrakları sadece ilgili alanlarda kullanmalı ve
muhafaza etmelisiniz.
7 TEPEDİŞ 2013
23
YAŞAM
Şadi Aydın
Harley Davidson Motorsiklet Sahipleri
Derneği Başkanı
Tutku dolu
bir yaşam tarzı
HARLEY DAVIDSON
Motorsiklet bir tutkudur ancak Harley Davidson bir
yaşam tarzıdır... Bir motorsiklet sürücüsü yerine bir Harley
sürücüsü haline geldiğinizde, artık dünyada 1.250.000’den
fazla üyesi olan büyük bir aileniz var demektir.
24
7 TEPEDİŞ 2013
Kimileri klasik otomobil
tutkunuyken kimileri arazi
araçlarına ya da spor otomobillere
tutkundur... Motorlu taşıt
denince akla ilk gelen araçlar
otomobiller olunca, haliyle son
teknolojilerin kullanıldığı bir
endüstri var karşımızda. Bu nedenle
otomobillerle ilgili sayısız kaynak,
pek çok süreli yayın, makale ve
kitap mevcut. Ancak motorsiklet
tutkunları sayıca az olduğundan ne
yazık ki endüstri de kaynak da bu
oranda azdır. Bu yazıda sizlere bir
motorsiklet tutkununun gözünden;
neden motorsiklete binilmesi, hatta
daha da ileri giderek neden Harley
Davidson’a binilmesi gerektiğini
anlatmaya çalışacağım. Pek
çoğunuzun, “İyi de motorsiklet çok
tehlikeli. Büyük şehirlerdeki yoğun
trafikle daha da tehlikeli değil mi”
dediğini duyar gibiyim. Tehlikeli,
güvenli gibi kavramlar görecelidir.
Evet, motorsiklet tehlikeli; fakat
eğer hiçbir koruma önlemi almadan
çok yüksek süratlerle umarsızca
sürüyorsanız. Eğer sıkışık trafikte
zikzaklar çizerek seyahat ediyorsanız
ya da ıslak bir zeminin koşullarına
uygun süratte seyahat etmiyorsanız.
Tıpkı bir otomobilde olduğu gibi...
Neden motorsiklet?
Bir motorsiklete binmek için
güvenliğin yanı sıra pek çok
neden sıralanabilir elbette.
Öncelikle hepimizin ortak
sıkıntısı olan trafik yoğunluğu
derdini ortadan kaldırmanın en
kolay yolu motorsiklettir. Bir
başka neden ise yakıt tüketimi ve
karbon emisyonları meselesidir.
Motorsiklet bireysel ulaşım aracı
olarak bir otomobile oranla çok
daha çevreci ve verimli bir araçtır.
Özellikle büyük şehirlerde park
sorunu için de iyi bir çözümdür.
Bir otomobile oranla 4 kat ve
daha fazla hafif olan motorsiklet
elbette yolların, köprülerin de
daha az aşınmasına sebep olur.
Bireysel ulaşımda motorsikletin
kullanılması, otomobile yatırılan
bedeller düşünüldüğünde gayri
safi milli hasılanın korunması
açısından da faydalıdır.
üretilmeli; ancak üretildiği amaca
da uygun kullanılmalıdırlar.
Eğer bir yarış motorsikletini
pistlerde değil de şehirde ve
sıkışık trafikte kullanırsanız, bu
hem motorsiklete hem size hem
de trafikteki diğer sürücülere
yazık olacağı manasına gelir.
Dolayısıyla “hangi motorsiklet?”
sorusunun cevabı biraz da ne için
kullanacağınızla ilişkilidir.
Hangi motorsiklet?
İşe öncelikle, “hangi motorsiklet
olmamalı” sorusundan başlamak
daha doğrudur. Tıpkı otomobil
endüstrisinde olduğu gibi
motorsiklet endüstrisinde de
farklı amaçlar için farklı tipte
motorsikletler üretilmektedir.
Pistlerde kullanılsın diye
yarış motorsikletleri, arazi
koşullarında kullanılması için
buna uygun motorsikletler, şehir
içi kullanıma yönelik uzun yol
seyahatleri için ayrı modeller...
Bu motorsikletler elbette
Motorsiklet kullanım tecrübeniz
de seçmeniz gereken motorsiklet
konusunda sizi kısıtlayan bir
faktördür. Bu konuda danışacağınız
tüm motorsiklet sürücüleri gibi
ben de yüksek hacimli ve büyük
motorsikletleri yeni başlayanlar için
tavsiye etmem. Otomobilden farklı
dinamikleri olduğu için mutlaka
başlarken hızlanma değerleri
daha düşük motorsikletleri tercih
etmelisiniz. Çünkü motorsiklet
şakaya gelmez. Ancak şu da
bir gerçek ki, motorsiklet fizik
kurallarının otomobile oranla
H.O.G. Bosphorus Chapter
Toplam 60’dan fazla ülkede bulunan Harley Owners Group (H.O.G), Türkiye’deki
faaliyetlerine 1998 yılından itibaren başladı. Önce sadece İstanbul’da faaliyet gösterirken şimdi
İzmir ve Ankara’da da faaliyette. Çok yakında ise Antalya’da olacak. H.O.G. Bosphorus Chapter,
halihazırda 300’den fazla aktif üyeye sahip ve bu üyeler arasında Reha Özkaya, Ahmet Faik Bitlis
gibi ünlü işadamlarının yanı sıra Tamer Karadağlı ve İlhan Mansız gibi ünlü isimler de yer alıyor.
7 TEPEDİŞ 2013
25
YAŞAM
çok daha fazla etkili olduğu bir
motorlu taşıttır. 100 kilo ve 190
cm boyundaysanız, yeni başlasanız
bile 100 kilo ve 100cc bir motorla
başlamanız doğru olmaz. Öncelikle
eylemsizlik kanunu yüzünden sizi
taşıyan aracın sizden en az 3 kat
daha ağır olması gerekir, yoksa
motorsiklet durur ama siz üstünde
duramazsınız. Ya da bunun tam
tersi olur. Mutlaka üzerinde rahat
edeceğiniz ve amacınıza uygun bir
motorsiklet almalısınız.
Motorsiklet aldık!
Sırada ne var?
Şunu başta söylememiz gerekir; önce
motorsiklet alınmaz, hatta önce
ehliyet dahi alınmaz. Her şeyden önce
eğitim alınır. Motorsiklet almaya
karar verdiğinizde motorsikletinizi
almadan mutlaka önce trafiğe kapalı
ortamlarda profesyonel eğitmenlerce
verilen başlangıç sürüş eğitimlerini
almalısınız. Eğitim arayışı içine
MotoRsiklet
bireysel ulaşım
aracı olarak
bir otomobile
oranla çok daha
çevreci ve verimli
bir araçtır.
girince, “İleri Sürüş Teknikleri” gibi
eğitimler de duyacaksınız ama ilk
aşamada bunlardan uzak durmanızda
fayda var. İleri sürüş teknikleri
eğitimleri için en az 2 yıl ve 10 bin
km sürüş yapmanız gerekir.
Harley DavIdson:
Ayrıcalıklı bir
dünyanın kapıları
açılıyor...
Motorsiklet bir tutkudur ancak
Harley Davidson bir yaşam
tarzıdır... Bir motorsiklet sürücüsü
yerine bir Harley sürücüsü haline
geldiğinizde, artık dünyada
1.250.000’den fazla üyesi olan
büyük bir aileniz var demektir...
110 yıldır motorsiklet üreten Harley
Davidson, diğer markalardan farklı
olarak sattığı motorsikletlerin
sahiplerini kendi hallerine bırakmaz.
Pek çok bilimsel araştırmaya
konu olmuş bir bağlılığın içine
doğru çeker sizi. Bir Harley
Davidson sahibi olduğunuzda,
uluslararası Harley Owners
Group (H.O.G)’un üyesi olur ve
hemen ayrıcalıklı imkânlardan
faydalanmaya başlarsınız. Dünyanın
her yerinde düzenlenen festival
ve gezilere katılma hakkınız
olur. Birçok önemli indirimli
alışverişten, konaklama imkânından
faydalanırsınız. Daha da önemlisi,
artık grup sürüş ayrıcalığınız
vardır...
MİNİ SÖZLÜK
F
G
K
P
R
Fluorosis
Çok fazla florür kullanılması nedeniyle diş minesinin renginin bozulması.
Gevşek Bakteri Plağı
Diş etlerinin üstünde ve altında bulunan, büyük oranda diş eti hastalıklarına sebep olan bakterileri
içeren, ağız duşu gibi yöntemlerle ağızdan kolayca yıkanabilen bakteri plağı.
kalkulus
rengi sarı ile kahverengi arasında değişen, oral hijyenin yetersiz ya da
uygunsuz olması durumunda dişler üzerinde oluşan sert kalıntı.
PalyatiF teDavi
esas olarak ağrıyı azaltmak ya da ortadan kaldırmak için tasarlanmış tedavi.
ruBBer Dam
Bir ya da daha fazla dişi nemden korumak ve boğazın gerisine bir şey gitmesini
engellemek amacıyla kullanılan yumuşak lateks örtü.
26
7 TEPEDİŞ 2013
7 TEPEDİŞ 2013
27
BAŞLARKEN
TÜRKİYE’NİN JCI AKREDİTASYONU ALAN İLK DİŞ HASTANESİ
UZMAN KADROSUYLA 15 YILDIR HİZMETİNİZDE
BÖLÜMLERİMİZ
Çene Cerrahisi-İmplantoloji
Çocuk Diş Hekimliği (Pedodonti)
Dişeti Hastalıkları ve Tedavisi (Periodontoloji)
Diş Hekimliği Radyolojisi
Diş ve İmplant Protezleri
Kanal Tedavisi (Endodonti)
Oral Diagnoz (İlk Muayene ve Tedavi Planlaması)
Ortodonti
Restoratif ve Estetik Diş Hekimliği
Yüz Ağrıları ve Çene Eklemi Rahatsızlıkları
28
7 TEPEDİŞ 2013
www.7tepedishastanesi.com
0216 363 60 44
Bağdat Cd. No: 238 34728 Göztepe İstanbul

Benzer belgeler

Haziran – Temmuz 2015 Bültenini incelemek için tıklayın…

Haziran – Temmuz 2015 Bültenini incelemek için tıklayın… protezler diş yapınızın özelliğine göre değişebilir. Kolay bir şekilde temizlenmesi için hasta tarafından çıkartılabilecek bir şekilde olabilenler gibi sadece diş hekiminiz tarafından çıkarılabilen...

Detaylı