10 - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği
Transkript
10 - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği
indeks S 2 10 Bahçeflehir Üniversitesi Rektörü Deniz Ülke Ar›bo¤an’82 K 7 8 Konuk Yazar Nur Batur’70 12 Ayd›ner ‹nflaat: Aktüalite Ömer Ayd›ner’85 20 E Emel Tümel Cantürk’44 16 22 Türk Mucit Yar›flmas› Birincisi Özel Nisan Kavakl›dere Kad›n Sa¤l›¤› ve Tüp Bebek Merkezi N Küba Büyükelçisi fian›var K›z›ldeli’72 Küba Uzman Odyolog ‹ N Nur Baykal’81 ‹ K O L E J L ‹ L E R Las Chicas Gökhan Erden D 26 28 30 32 34 Ted Okullar›nda Yeni Döneme Bafllarken E K D S ‹skender Aruoba’62 indeks 3 Yay›n Kurulu 36 Suzan B‹LGEN ÖZGÜN (’81) (BAfiKAN) fienol SARISOY (’82) (BAfiKAN YARDIMCISI) Yaflam Kalitesi Can ÇI⁄IRGAN (’80) Aydan ERCAN (’82) Bo¤aç ÇEK‹NMEZ (’99) Burak TURGUT (’99) 38 40 Moda Yaz› ‹flleri Müdürü Razaman’da Tatl› Bir Seda Ece Sülkan’94 M. Kutluhan OLCAY (’93) Yap›m (Grafik Tasar›m ve ‹çerik) 46 Danajans Duygu ONAY Emre Fidel AKTAfi Mihriban TEZCAN Renk Ayr›m› Detay Repro Bask› ‹maj A.fi. O¤uz Atay 44 42 Beren Saat’02 Okur önerileri ve yorumlar› için e-mail: [email protected] Bizim Dünyam›z 70 Reklam ve ‹rtibat TED ANKARA KOLEJ‹ MEZUNLARI DERNE⁄‹ K›z›l›rmak Cad. No:8 06640 Akay - ANKARA Tel: 0312 424 03 06-07 418 74 30 • Faks:418 74 41 50 Kültür-Sanat Leyla Topalo¤lu Çolako¤lu’73 Kültür-Sanat Türk E¤itim Derne¤i 48 KOLEJL‹LER Binicilik Hulki Karagülle’83 ‹mtiyaz Sahibi 79 Ankara Kolejliler LTD.fiT‹. ad›na Kemal Ziya SAVRAN ’79 6000 adet bas›lm›flt›r. Dernek üyelerine ücretsiz da¤›t›lmaktad›r. Yaz›lar›n hukuki mesuliyeti röportaj sahiplerine ve yazarlar›na aittir. Issn: 1305-5283 Kaybettiklerimiz 72 Kampüs 76 Torch K O L E J L ‹ L E R www.kolej.org baflkandan mesaj 5 Sevgili Kolejliler, 90. say›m›zda sizlerle buluflman›n gurur ve heyecan›yla hepinize merhaba diyorum. “Kolejliler”in sizlere ulaflmas›nda, Yay›n Kurulu Baflkan›m›z Say›n Suzan Özgün nezdinde eme¤i geçen tüm arkadafllar›m› kutluyor ve teflekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Dergimizde yine birbirinden seçkin konuklar›m›z yer al›yor. Öncelikle ilk Kolejli kad›n rektörümüz Say›n Deniz Ülke Ar›bo¤an’› kutluyor, baflar›lar›n›n devam›n› diliyorum. Ayn› flekilde çok uzaklardan bizlere seslenen Küba Büyükelçimiz Say›n fian›var K›z›ldeli’ye yeni görevinde kolayl›klar diliyorum. Sadece güzelli¤i de¤il, zarafeti ve kiflili¤i ile de gururumuz olan Say›n Ece Sükan ve flöhret dünyas›na yeni ad›m atan genç ve baflar›l› mezunumuz Say›n Beren Saat’i TED Ankara Koleji Mezunlar› Derne¤i B a fl k a n › Ve ifl dünyam›z›n genç temsilcilerinden, ayn› camiada olmaktan gurur duydu¤um Sevgili Ömer Ayd›ner’e, tesisimize yapt›¤› katk›lardan dolay› tekrar flükranlar›m› sunmak istiyorum. Bas›n dünyas›n›n güçlü kalemi Say›n Nur Batur’a konuk yazar köflesinde bizlere, okul zamanlar›m›zda belki k›ymetini tam olarak bilemedi¤imiz edebiyat›n doyumsuz güzelli¤ini tekrar hat›rlatt›¤› için teflekkür ediyorum. Son olarak tüm de¤erli konuklar›m›za dergimize katk›lar›ndan dolay› gönülden teflekkür ediyoruz. De¤erli Mezunlar›m›z, 90. say›m›zla beraber bugün bir büyük mutlulu¤u daha yafl›yoruz. Camiam›z›n yeni buluflma yeri olarak Kolej-‹N'in temeli at›lm›fl olup, inflaat iflleri bafllam›fl bulunmaktad›r. Resmi temel atma törenimiz ise 20 Ekim Cumartesi günü yap›lacakt›r. Bu vesile ile say›s› 900'ü aflan katk› pay› vermifl üyelerimize teflekkür ediyorum. Gerçekten hem kendileri hem de camiam›z için çok güzel bir fley yapt›lar. Her f›rsatta belirtti¤im gibi Kolej-‹N'i di¤erlerinden üstün k›lan fiziki flartlar› yan›nda en önemli avantaj›, tesisin bizlere ait olacak olmas›. Kolej-‹N sadece bizler‹N. Bu çerçevede Kolej-‹N'e, dolay›s›yla camiaya sahip ç›kmak ad›na çevrenizdeki Kolejlileri bize yönlendirmenizi, referans olman›z› özellikle rica edece¤im… Al›nacak katk› pay› bir defaya mahsus ve ömür boyu olup 1. derece yak›nlar›n›z da bu haklardan faydalanabileceklerdir. Beklenmedik bir sorun ç›kmad›¤› takdirde 2009'un ilk aylar›nda Kolej-‹N hizmete girecektir. 2007-2008 ö¤retim y›l›n›n tüm ö¤renci, ö¤retmen, veli ve yöneticilerimize hay›rl› olmas›n› diliyor, hepinize sayg› ve sevgilerimi sunuyorum. 20 Ekim'de Resmi Temel Atma Töreninde görüflmek ve daha nice say›larda buluflmak dile¤iyle... Kemal Ziya Savran Genel Baflkan K O L E J L ‹ L E R Kemal Ziya Savran G e n e l kutluyor, baflar›lar diliyorum. konuk yazar 7 Shakespeare’in Gözlü¤üyle Türkler W illiam Shakespeare'in Macbeth'ini ilk okudu¤um zaman kaç yafl›ndayd›m acaba? Spor çantam› kap›p antrenmana koflmak için, son ders zilinin çalmas›n› zor bekledi¤im y›llard›. O zaman Kolej'in kapal› spor salonu, Ankara'daki ender salonlardan biriydi. Ve ben, Türkiye flampiyonu olan bir tak›mda voleybol oynuyordum. Akl›m flampiyonadayken, ‹ngiliz Edebiyat› hocam›z Mr. Greenway, Shakespeare'in dizelerini saatler ve saatlerce anlat›r, bizden de her dizeyi yorumlamam›z› isterdi. ‹tiraf etmeliyim ki, o y›llarda, Türkiye flampiyonas›nda birinci olmak, William Shakespeare'in Macbeth'inden daha cazip geliyordu bana. Daha sonraki y›llarda ise duygu ve düflünce dünyamda yeni ufuklar açan felsefe ve fliirin ilk tohumlar›n›n, asl›nda, Ankara Koleji'nde at›ld›¤›n› anlad›m. Montaigne'den Bertrand Russell'a, Dalai Lama'dan Nietzsche'ye, Naz›m Hikmet'ten Özdemir Asaf'a dünyam› zenginlefltiren filozoflar ve flairlerle birlikte William Shakespeare'i de keflfetmeye bafllad›m. Shakespeare'in dizeleri muhteflemdi do¤rusu. ‹nsan karakterini ne kadar da güzel anlatm›flt› ünlü ‹ngiliz yazar... Y›llar içinde onun çok sevdi¤im dizeleriyle dünyay› ve insanlar› anlamaya çal›flt›m. Neler mi diyordu William Shakespeare? ‹nsanlar›n ço¤u kaybetmekten korktu¤u için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye lay›k görmedi¤i için. Düflünmekten korkuyor, sorumluluk getirece¤i için. Konuflmaktan korkuyor, elefltirilmekten korktu¤u için. William Shakespeare bütün bunlar› neredeyse 400 sene önce söylemiflti. Ve yaratt›¤› karakterlerde, insan do¤as›n›n en de¤iflmez özelliklerini benzersiz bir fliir diliyle yans›t›yordu. Zaten onu ölümsüz yapan da bu de¤il miydi? Bana dünyan›n ve Türkiye'nin kap›lar›n› açan gazetecilik hayat›mda da hem Türklere hem de di¤er milletlerin hayat felsefelerine ve yaflamlar›na Shakespeare'in dizeleriyle bakmaya çal›flt›m. Biz Türkler ne kadar sevebiliyor ve seviliyorduk? Duygular›m›z› rahatl›kla ifade edebiliyor muyduk? Konuflabiliyor muyduk? Ya düflünmek? Yeterince düflünüyor muyduk? Ne yaz›k ki bizim dünyam›zda korkular›n daha a¤›r bast›¤›n› gördüm. Sevmekten, konuflmaktan, duygular›m›z› göstermekten ve en önemlisi de düflünmekten korkuyoruz sanki? Bir türlü korkular›m›z› aflam›yoruz. Hâlbuki d›flardan bak›nca, Türkiye'nin dev bir ülke oldu¤unu görüyorsunuz. Yeter ki; Daha fazla sevmekten; Daha özgürce konuflmaktan; Ve daha fazla düflünmekten; Korkmayal›m. NUR BATUR '70 - Sabah Gazetesi Yazar› K O L E J L ‹ L E R Daha neler mi diyordu? Duygular›n› ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktu¤u için. Yafllanmaktan korkuyor, gençli¤inin k›ymetini bilmedi¤i için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir fley vermedi¤i için. Ve ölmekten korkuyor, asl›nda yaflamay› bilmedi¤i için... portre 8 Türk ‹nflaat Sektöründe Uluslararas› Bir fiirket A y d › n e r ‹ n fl a a t Ömer Ali Ayd›ner’85 Aydıner İnşaat için “yetmişli yıllarda Türkiye'nin öncü, kurucu firmalarından bir tanesidir” diyebiliriz. Bugüne kadar geçen süreçte, Aydıner İnşaat A.Ş.'nin girdiği pek çok sektör oldu ama her zaman ana çalışma alanımız inşaattı. İnşaat konusunda Türkiye'de Samsun İçme Suyu Arıtma Tesisi, Manavgat Projesi gibi pek çok projeye imza attık. Bunların içerisinde su ile ilgili olmayan çok az projemiz var. Biz genel itibariyle su ağırlıklı çalışan bir firmayız. İçme suyu arıtma tesisleri, su boru hatları, barajlar, hidroelektrik santraller, hatta şişe suları. Su ile ilgili ne varsa onu yapıyoruz, onu üretiyoruz. K O L E J L ‹ L E R ‹nflaat sektörü için hep ülke ekonomisinin lokomotifi yorumu getirilir. Bu konu hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir? Sektörün ülkemizdeki gelece¤i, ekonomiye olan katk›lar› nelerdir? Hiç şüphesiz inşaat sektörü, gerçekten öncü sektörlerden bir tanesi. İnşaat sektörü yaklaşık 250-300 tane sektörü beraberinde götürmektedir. Onun dışında sektörde yurt içinde çok fazla bir şey görmüyoruz. Bizlerin, özellikle belli kapasiteye gelmiş olan firmaların Türkiye içerisinde, bana göre, çok fazla hareket alanı yok. 1970'li y›llardan beri Türk inflaat sektöründe su ve altyap› a¤›rl›kl› pek çok projeye imza atm›fl olan Ayd›ner ‹nflaat A.fi.'nin genç yöneticisi Ömer Ali Ayd›ner ile Türk inflaat sektörü ve ülke ekonomisi üzerine güzel bir söylefli gerçeklefltirdik. Bize kendinizden, e¤itiminizden bahseder misiniz? 1968 yılında İstanbul'da doğdum. Koleje 3. sınıftan girdim. Ondan sonra da Kolejli olarak devam ettim eğitimime. Kolej'de çok kaliteli bir eğitim alırken, bir yandan da gayet keyifli ve eğlenceli günler geçirdim. 1985 yılında liseyi bitirdim. 1990 yılında da Orta Doğu Teknik Üniversitesinden inşaat mühendisi olarak mezun oldum. Ayd›ner ‹nflaat A.fi., 1970'lerden beri inflaat sektöründe faaliyet gösteren bir firma, bize bu süreçte yaflan›lan tecrübelerinizden, k›saca flirketinizin mazisinden söz eder misiniz? Sektöre irili ufaklı çok firma girdi. Dünyada her iş kolunda bir takım büyük firmalar, o firmaları destekleyen biraz daha küçük firmalar, yine o firmaları destekleyen daha da küçük firmalar şeklinde bir oluşum vardır. Yani bugün Almanya'ya baktığınız zaman çok fazla büyük firma yok. Ama bizde durum böyle değil. Bizde herkes müteahhit, herkes inşaat yapıyor. Her işin bir uzmanı var. Niçin dişçilik okuyorsun? Dişçi olmak için. Niye gidiyorsun eczacılık okuyorsun? Eczacı olmak için okuyorsun. Herkesin yapacağı iş belli. Herkes yapacağı iş çerçevesi içinde kalmalı. Ayrıca, uzmanlaşma çok önemli. “Biz, arıtma da yaparız, boru hattı da çekeriz, bina da, yol da yaparız, yeraltına kablo da döşeriz, yer üstünden tayyare de uçururuz” olmaz. Bu güne kadar portföyümüze bakarsanız bizim su ve altyapı ağırlıklı projeler dışında proje üstlenmediğimizi görürsünüz. “Özellik” isteyen bir ihaleye 50 tane firma başvuruyor. Bir proje özellikli bir projeyse eğer; o kadar firma başvuramaz, başvurmamalı. O kadar firma yeterlilik alıp da o ihaleye girmemeli. Ayd›ner ‹nflaat çok önemli projelere imza atm›fl bir firma. Bu alandaki faaliyetleriniz ve Türk firmalar›n›n yurt d›fl›ndaki portre 9 Türkiye seksen sonras›nda liberal ekonomide önemli at›l›mlar yapt›. Bu at›l›mlar zaman zaman kesintiye u¤rasa da hâlâ devam etmekte. Ülkemizdeki siyasi dengeleri göz önünde bulundurdu¤unuzda ülke ekonomisini, ülkemizin gelece¤ini bir ifladam› olarak nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Türkiye gerçekten ekonomisinin değerlendirilmesinin çok zor olduğu bir ülke. Türkiye'de iyi, oturmuş bir ekonomi yok. Hâlâ dengeler yerine oturmadığı gibi, her an çok ciddi sarsıntılar olabilir. Türkiye bence bıçak sırtında duruyor. Sizin hiç manasız şekilde döviziniz bir günde 1,20'den 1,30'a çıkıyorsa bunlar iyi göstergeler değildir. Ekonomimiz iyi değil. Çok basit bir örnekle, geçen sene ekmeği, sütü, suyu, benzini kaça aldığınıza bakın ve bugün kaça aldığınıza bakın. Enflasyonun söylenen rakamlarda olmadığını göreceksiniz. Türkiye ekonomisi yatırımlarla beraber ilerliyor. Yatırımların getirdiği güvence yeni yatırımları çekiyor. Bunu sağlamak başarıdır. Bu zaten istikrarın devam ettirilmesi ile sağlandı. Siyasi manada bakarsan hiçbir partinin başarısı değildir bu durum. Belirlenmiş sistemi devam ettirme başarısıdır. Bunu yapan siyasi grupların hepsi başarılıdır. İnşallah bundan sonraki siyasi gruplar da bu yaklaşımı iyi değerlendirip, iyi okuyup devam ederler diyorum. Türkiye'nin bu manada bir nefes almaya ihtiyacı var. Düze çıkmadık daha… Ülkemizde son y›llarda gerçeklefltirilen özellefltirme politikalar› hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir? Bu özellefltirmelerin ülkemize gelecekte ne tür getirileri olacak? Özelleştirme muhakkak lazım. Her işi devlet yapamaz. Kamudaki belli alanları, havaalanını özelleştireceksin. Dünyanın her yerinde havaalanları özeldir. Enerjiyi özelleştirirsiniz, başka türlü bütçe ayırıp da enerji santrali yapamazsınız. Evet, özelleşecek, serbest piyasa oluşacak, serbest piyasa içerisinde de herkes satabildiğini satacak. Bu sistem böyle oluşmak zorunda ama özelleştirmeden önce, özelleştirenlerin, Türkiye'nin stratejik değerlerini ortaya koymaları gerekli. Her şey satılmaz. Bunun listesini çıkartmak lazım. Türkiye için stratejik olanların dışında düzgün şekilde özelleştirme yapılsın. Sonuçta özelleştirme düzgün şekilde yapıldığı sürece doğrudur. KolejIN tesisinin Kolejlilere ve mezunlara ne gibi faydalar› olabilir? Bu konudaki görüflleriniz nelerdir? KolejIN, Koleje katkı sağladığı ölçüde üyelerine de katkı sağlayacak demektir. KolejIN tesisinin en önemli esprisi Kolejlileri bir araya getirmesidir. Bana göre bugünkü Kolejlileri daha fazla birbirlerine bağlayacak, biz mezunları bir şekilde bir araya toplayacaktır. Kolejli dostlarımızla, daha nezih bir ortamda daha sık görüşeceğiz bu sayede. K O L E J L ‹ L E R baflar›lar›, imajlar› hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir? Aydıner İnşaat uluslararası alanda ve Türkiye'de birçok iyi işler yaptı. Samsun İçme Suyu Arıtma Tesislerini yaptı. O güne kadar Türkiye'de tamamı Türkler tarafından yapılmış bir arıtma tesisi yoktu. İlk defa biz Samsun'da yaptık. Projesini de, içinde kullanılan malzemelerin imalatını da tamamen yerli olarak yaptık. Manavgat Projesi gibi gerçekten dev bir projeye imza attık. Manavgat suyu Türkiye'de denize kadar bozulmadan gelen belki de tek sudur. Rahmetli Özal'ın projesiydi. Güzel bir projeydi, bitti, anahtarını teslim ettik. Ancak, hala kullanılamadı. Onun dışında yurt dışında irili ufaklı aktivitelerimiz oldu. Rusya'da, Afganistan'da, Ürdün'de çalıştık. Şu anda yeni yeni ilgilendiğimiz bölgeler de var. Oralarda farklı projeler yapmayı düşünüyoruz. Türkiye için uluslararası başarının devamını istiyorsak eğer, inşaat dünyasının kendi arasında anlaşıp bölgeselleşmesi gerekiyor. Her bölgeye herkesin gitmemesi gerekiyor. Bir dönem, çok ciddi anlamda “kalitesiz” imajımız vardı. Herkes yurt dışındaki imajımızın çok iyi olduğunu zannediyor. Ruslar, Türklere iş yaptırmaktansa iki misli fiyata İtalyan'a iş yaptırmayı tercih ediyordu. 1998 yılında Rusya, Türk müteahhidi kaynıyordu ama Türk'e iş yaptırmıyordu. Biz, Türkiye'de Müteahhitler Birliği olarak üzerimize düşen görevi elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışıyoruz. kariyer 10 Kendisini ve Bahçeflehir Üniversitesini Dünya Düzleminde Tan›mlayan Bir Rektör Deniz Ülke Ar›bo¤an ’82 K O L E J L ‹ L E R Say›n Prof. Dr. Deniz Ülke Ar›bo¤an, bizlere kendinizden bahseder misiniz? 1965 yılında İstanbul'da doğdum. Orta ve lise öğrenimimi TED Ankara Koleji'nde tamamladım. Kolej'in basketbol ve atletizm takımlarında Türkiye çapında dereceler aldım. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden 1986 yılında mezun oldum. Daha sonra, İstanbul Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler üzerine yüksek lisans ve doktora yaptım. 1996 yılında St. Andrews Üniversitesinin Uluslararası Güvenlik okulunu bitirdim. 1998'de doçent, 2003'te profesör oldum. 2006 yılında Dünya Sanat ve Bilimler Akademisi üyeliğine kabul edildim. Halen Bahçeşehir Üniversitesi rektörüyüm. İki çocuğum var ve Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Lutfi Arıboğan ile evliyim. Akademik e¤itimdeki amac›n› dünya standartlar›nda, ça¤dafl bireylerin yetifltirildi¤i dinamik bir üniversite ve ülke yaratmak olarak aç›klayan Bahçeflehir Üniversitesi rektörü Deniz Ülke Ar›bo¤an ile üniversite e¤itimi ve Türkiye üzerine güzel bir sohbet gerçeklefltirdik. Ülkemizdeki az say›da kad›n rektörden biri olan Deniz Ülke Ar›bo¤an, Bahçeflehir Üniversitesindeki e¤itim hedeflerinde; her bireyin e¤itim almaya hakk› oldu¤unu, üniversite olarak nitelikli e¤itim gücünü sonuna kadar ça¤dafl bir ülke olma yolunda kararl› ad›mlarla kullanacaklar›n› belirti. Güçlü akademik kadrosu, uluslararas› düzeyde e¤itim-ö¤retim programlar›, yurt d›fl› e¤itim olanaklar› ile evrensel bir bilgi kurumu olan Türkiye'nin en büyük üniversitelerinden Bahçeflehir Üniversitesine rektör oldunuz. Bizlere okulunuzdan, uygulamak istedi¤iniz yeni projelerinizden söz eder misiniz? Okulumuz İstanbul'un tam merkezinde Beşiktaş'ta yer alıyor. Bu yıl kuruluşunun 10. yılı olmasına rağmen, sanki yüzyıllık bir kurummuşçasına gelenekleri, aidiyetleri olan bir yapımız var. Öğrenci merkezli bir okuluz ve öğrencilerimiz okulun tüm yönetim kademelerinde temsil yetkisine sahipler. Öğrenci ile en iyi ilişkiyi kuran, en çok sevilen ve en iyi öğreten insanları bünyemizde toplamaya çalışıyoruz. Yaklaşık 7000 öğrencimiz var ve her yıl katlanarak büyüyoruz. En büyük projemiz hayata geçirmeye başladığımız 'business school'umuz. Özellikle ekonomi, işletme ve finans alanında Türkiye'nin en iyisi olduğumuzu düşünüyoruz. Bu yıl Galatasaray Üniversitesinden Seyfettin Gürsel'i, Boğaziçi'nden Deniz Gökçe ve Yılmaz Esmer'i transfer ettik. Geçen yıl da Taner Berksoy, Selime Sezgin ve Niyazi Berk gibi bu alanın dev isimlerini kadromuza katmıştık. Mühendislik fakültemize ise ayrı bir önem veriyoruz. Öğrenci kalitesini artırmak için burs oranlarımızı yükselteceğiz. Bilkent Elektrik-Elektronik Bölümünden Erol Sezer'i ve ODTÜ Mühendislik Fakültesinin 6 yıl dekanlığını yapmış olan Yıldırım Üçtuğ'u aramıza kattık. Bütün hocalarımız yurt dışında doktora ve master yapmış öğretim üyelerinden oluşuyor. kariyer 11 Özel üniversiteler son y›llarda ülkemizde ciddi at›l›mlar yapt›lar. Size göre özel okullar›n e¤itim ve ö¤retime katk›lar› ne boyutta? Devlet okullar›na göre farkl›l›klar› neler? Bahçeflehir Üniversitesinin di¤er özel ve devlet okullar›ndan farklar› neler? Bahçeşehir Üniversitesi kâr amaçlı olmayan, eğitimden kazandığını eğitime yatıran bir kurum. Bütün amacımız ülkemizin gelişimine katkı sağlayacak insan gücünü yetiştirebilmek. Öğretim üyelerimizin geldikleri ana kaynak, zaten devlet üniversiteleri. Hepimiz oralarda yetiştik ve birçok hocamız hâlâ devlet üniversitelerinde ders vermeye gidiyorlar. Çok sembolik bir ücretle bu işi yapmalarının tek sebebi ülkemizin her yerindeki, her kurumundaki öğrenciye aynı mantıkla bakıyor olmamız. Bizim için her birey eğitimi hak eder. Elimizdeki kaynağı ve bilgi gücünü herkesle paylaşmaya hazırız. Hocalarımızın devlet üniversitelerindeki öğrencilere de ulaşabilmesi için onları destekliyoruz. oluyor. Düşünme biçiminiz, çalışma temponuz, çevreniz hep aynı entelektüel çerçeve içerisinde gelişiyor. Bu da hem kolaylaştırıcı hem de teşvik edici bir şey. Ben şanslıydım ve birçok insanın kitaplardan okuduğu olayların, insanların içerisinde yaşadım. Herkes öğrenmeye çalışırken ben zaten biliyordum. Ülkemizin yetifltirdi¤i en önemli uluslararas› iliflkiler uzmanlar›ndan birisiniz. 'Terör Korku Hali' adl› kitab›n›zda terör üzerine ciddi çal›flmalar yapt›n›z. Kitab›n›zda Moskova Tiyatrosu, ‹kiz Kuleler ve Filistin'deki terör üzerine ayr›nt›l› incelemeler var. Bu ba¤lamda kitab›n›z 'Terör Korku Hali'nden bahseder misiniz? Ülkemizdeki terör sorunu hakk›ndaki düflünceleriniz nelerdir? Bahçeflehir Üniversitesine 2007 y›l›nda rektör oldunuz. Ülkemizde maalesef özel ve kamu kurulufllar›nda kad›n yöneticilerin say›s› çok az. Bu konudaki görüfllerinizi merak ediyoruz... Kadın yöneticilerin sayısının artması ülkenin gelişmişliğinin de bir göstergesi. Benden önceki kadın rektörler de çok başarılı performans gösterdiler. Kadın olmanın sağladığı bazı duyarlılıkları iyi kullanarak, mükemmel yöneticilik sergilediler, sergiliyorlar. Ülkemizde yönetici olmaya layık ne kadar erkek varsa, o kadar da kadın var. Sayıca artacak, arttıkça toplumsal gelişmeyi zirveye çıkaracağız. Baban›z akademisyen-yazar Mahir Kaynak, anneniz ise bir ressam. Akademisyen bir aileden geliyorsunuz. Bu durum akademik kariyer yapman›zda sizi yüreklendirdi mi? Elbette. Akademisyenlik bir geleneğin devamı olunca daha kolay Terör yalnızca bizim değil, tüm dünyanın sorunu. Artık ağır silahlı orduların birbirleri ile çarpışması, tahrip güçleri nedeniyle neredeyse imkânsız. Bu nedenle, bu tip küçük silahlı birimlerin yarattığı hasarlar tolere edilebilir durumda. Terör, verdiği zarardan daha çok etki yaratan bir eylem türü. 5 kişi öldürüp 5000 kişiyi terörize edebiliyorsunuz. Bunu sağlayan da medya gücü. Medya sorumlu davranırsa terörün etkisi azalır. TED Ankara Koleji mezunusunuz. Kolej'den arkadafllar›n›zla görüflme imkân› bulabiliyor musunuz? Elbette görüşüyoruz. Bir “yahoo” grubumuz var, 200 kişiyi aşkın da üyesi. Düzenli toplanıyoruz ve okuldayken birbimizi çok iyi tanımadığımız arkadaşlarımızla yeniden dost olabilme fırsatı buluyoruz. Yakın zamanda mezuniyetimizin 25. yılını kutladık. Müthiş bir buluşma idi. Hepimiz hâlâ etkisindeyiz. K O L E J L ‹ L E R Bizi farklı kılan; yerimizi dünya düzleminde tanımlamamız ve dünya üniversiteleri arasında bir yer kapmaya çalışmamız. Üniversitemizin duvarlarını sanal hale getirerek bilgi kaynağımızı ulaşmaya çalışan herkese açmak istiyoruz. Biz Türkiye'nin üniversitesiyiz ama dünyalıyız. aktüalite 12 20 Kas›m 2007 Spacey Kent Caz Konseri İş Sanat etkinlikleri kapsamında 20 Kasım 2007 tarihinde caz severleri enfes bir caz resitali bekliyor. Dünyanın en önemli caz vokalistlerinden biri olarak kabul edilen Spacey Kent, İş Sanat'ın güz dönemi kültür sanat etkinliklerinde çok önemli bir yer tutuyor. Spacey Kent, caz gibi avangart bir sanat dalında 6 adet albümüyle çok satanlar listelerini zorlamış, batı kültürünün çok önemsenen caz vokalistlerinden bir tanesi. 2001 İngiliz Caz Ödülü, 2002 yılı BBC Caz Ödülleri En İyi Vokalist Ödülü, 2004 Backstage Bistro Ödülü ve 2006 Yılın Albümü Ödülünün de içinde bulunduğu birçok değerli ödüle layık görülen sanatçı; şarkılarında ağırlıklı olarak aşk hikâyelerini, karmaşık anlatıları ve çok kültürlülüğü ifade eden, entelektüel düzeyi çok yukarılarda bir müzik tarzını yansıtıyor. Spacey Kent, müzik kariyeri boyunca örnek aldığı caz müzisyenlerine adadığı son albümü “The Boy Next Door”un dünya turnesi kapsamında, İstanbul'da İş Sanat'ın misafiri olarak bulunmakta. Orhan Pamuk’un Yeni Roman› “Masumiyet Müzesi” Nobel ödüllü romancımız Orhan Pamuk 10 yıldır üzerinde çalıştığı son romanını Ocak 2008 tarihinde okurla buluşturmayı düşünüyor. “Masumiyet Müzesi” adını verdiği romanının son düzeltmelerini yapmak için İtalya'nın Portofino kasabasında inzivaya çekilen yazar, Nobel Ödülü sonrası ilk defa okurun karşısına çıkacak. Pamuk'un “Masumiyet Müzesi” adlı romanı mekân olarak geleneksel olduğu üzere yine İstanbul'da geçiyor. Masumiyet K O L E J L ‹ L E R Müzesi'nde, 1970'lerden günümüze geçen süreçte aşk konusu ekseninde; kadın, erkek ve aile konuları işleniyor. Roman, aşk üzerine geniş anlamda bir sorgulama ve aşk nedir sorusu üzerine derin düşünceler ortaya koyuyor. Yazar, aşk denen, çağlar boyu insanoğlunu ve özellikle erkekleri meşgul etmiş, basit gibi görülen ama alt yapısında çok derin bir felsefenin olduğu konuyu anlamlı katmanlar, farklı bir kurgu ve üslup ile anlatıyor. Orhan Pamuk'un, roman tekniği açısından her romanında farklı bir tarz denediği düşünülürse, bu romanında da farklı bir anlatım tarzıyla okuru şaşırtması bekleniyor. Pamuk, “Masumiyet Müzesi” romanında aşk kavramıyla müze kavramını ilişkilendirmeye, odak noktalar oluşturmaya çalışıyor. Romanda, tarihsel bir kavram olarak aşk ile eski eserlerin ve tarihin buluşma noktası olan müzelerin düşünsel anlamda aşk ekseninde anlatımı ifade ediliyor. Kitabın konusunu; zengin ve iyi eğitim almış bir adamın, kendisi gibi iyi eğitimli, zengin bir eş yerine fakir bir akrabasına âşık olması ile gelişen olaylar belirliyor. aktüalite 13 10. Uluslararas› ‹stanbul Bienali İstanbul, son yıllarda büyük etkinliklere ev sahipliği yapmasıyla, önemli bir sanat, kültür ve festival ayrıcalığı yaşayan - yaşatan kentler arasına girdi. Bu yıl 10. su düzenlenecek olan İstanbul Bienali 8 Eylül - 4 Kasım 2007 tarihleri arasında İstanbullu sanatseverleri, farklı disiplinlerden yabancı konukları, sanatçıların performans gösterilerinden örnekler ile buluşturmaya hazırlanıyor. 10. Uluslararası İstanbul Bienali, gün geçtikçe kurumsallaşmaya, İstanbul kentinin tarihsel ve kültürel dokusu ile bütünleşmeye devam ediyor. Bienalde; farklı, tarihi mekanlarda, alternatif etkinliklere yer verilmesi düşünülüyor. 10. İstanbul Bienali’nin bu yılki küratörlüğünü San Francisco Art Institute'ta “Sergiler ve Kamusal Programlar Yönetmenliği” gibi önemli görevleri de yürüten Hou Hanru üstlenecek. Bienalin sanatsal anlamda ana temasını ve yönelimlerini Hou Hanru belirleyecek. Festivaldeki küratörün belirlediği ana tema: ‹mkans›z De¤il, Üstelik Gerekli; Küresel Savafl Ça¤›nda ‹yimserlik. Bienalde, teknolojinin ürkütücü boyutu karşısında insanoğlunun bireyselliğini, kendine olan özgüvenini iyimserlik boyutuyla işlenecek. Bienal kapsamında, bu temaya uygun sergiler, performans gösterileri, İstanbul'un farklı mimari yapısı içerisinde sergilenecek. Festival yönetimi ve küratör, bu tema ışığında, etkinliklerin kapsamına uygun alternatif mekanları seçmeye özen göstermişler. İstanbul Denizcilik İşletmelerine ait 3 numaralı antrepo, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AKM'nin ortak organizasyonuyla yaratılan Santralistanbul ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi gibi mekânlar 10. İstanbul Bienali için özel olarak seçilmiş. İstanbul şehri, sonbaharın hüznünü, yurt dışından ve içinden gelen sanatçı ve sanat severlerle; coşkuyla, keyifle yaşamaya devam edecek... Bienal Mekan Adresleri Santralistanbul Eski Silahtara¤a Elektrik Santrali Kaz›m Karabekir Caddesi No.1 Silahtar Mahallesi Sütlüce- Eyüp ‹stanbul Manifaturac›lar Çarfl›s› Atatürk Bulvar›, 1-6 Blok, Unkapan› Antrepo No.3 Meclis-i Mebusan Cad. AKM - Atatürk Kültür Merkezi Taksim Meydan› - Beyo¤lu Liman ‹flletmeleri Sahas›, Karaköy Kad›köy Halk E¤itimi Merkezi Bahariye Cad. No:39 Kad›köy “Gitar Eflli¤inde Aflk fiark›lar›” Mezunlarımızdan Leyla Topaloğlu Çolakoğlu’73 muhteşem sesi ile büyülemeye devam ediyor. Atilla Demircioğlu ile birlikte 18 Ekim 2007 tarihinde, saat 20.00’de Türk Japon Vakfında ‘Gitar Eşliğinde Aşk Şarkıları’ adlı muhteşem bir performans sergileyecekler. Bu unutulmaz dinletiyi kaçırmamanızı tavsiye ediyoruz... 6 Eylül'den itibaren başkentimizde etkinliklerine başlayan Eylül Kültür Sanat Ortamı-Konur Sokak 35/6 (Megapol Sineması bitişiği), resim, fotoğraf, ebru gibi alanlarda sergiler açılabilecek şekilde düzenlendi. Mekânda tango dersleri, şiir dinletisi, söyleşi, panel, imza günü gibi etkinliklere de ağırlık verilecek. Eylül, büyük salonunda sık aralıklarla ücretsiz olarak yapacağı kısa film (deneysel kurmaca, animasyon), belgesel film ve dünya sinemasının seçkin örneklerinin gösterimleriyle Ankara’daki sinemaseverleri de bir araya getirecek. 27 Eylül'de Konuşmacı Av. Berna Özpınar'ın sunacağı “Hasta Hakları ve Tıbbi Müdahaleden Doğan Hukuki ve Cezai Sorumluluk” konulu söyleşi düzenlenecek. Ebru sanatının yayılması ve tanınması amacıyla Eylül'de bir de atölye oluşturulacak. 1 Ekim'de açılacak olan ilk sergisiyle Ceren Alptürkan Erdil, Ebru sanatına ait eserlerini izleyicisiyle buluşturacak. Eylül Kültür Sanat Ortamının etkinlikleri konusunda duyuru e-postası almak için [email protected] adresinden davetiye istenebilir. K O L E J L ‹ L E R Eylül Kültür Sanat Ortam› Etkinlikleri aktüalite 14 “Ankara Devlet Tiyatrosu 2007-2008 Sezonu” 1 Ekim'de Bafll›yor Cumhuriyetimizin en güzide sanat kurumlarından olan Devlet Tiyatroları, yeni tiyatro sezonunu 1 Ekim 2007 itibariyle açıyor. 1936 yılında Devlet Konservatuvarının açılmasıyla başlayan genç Cumhuriyetin tiyatro macerası, 1949 yılında Devlet Tiyatro ve Operası adını aldı ve günümüze kadar da devam etti. 2007-2008 tiyatro sezonunda kurumsal anlamda 72. yılını kutlayan Devlet Tiyatroları, birbirinden nitelikli, klasikleşmiş, yerli ve yabancı oyun yazarlarının oyunlarını Ankara seyircisi ile buluşturacak. 2007-2008 yılının ilk periyodunda Ankara Devlet Tiyatrosu, 7'si yerli, 10'u yabancı yazarın olmak üzere toplam 17 yeni oyunun prömiyerini gerçekleştirecek. Birbirinden nitelikli klasik ve modern eserlerden seçilen oyunlar, yeni sezonda Ankaralı izleyicilere çok iyi alternatifler sunacak. Yeni sezonda yerli oyunlarda Halid Ziya Uşaklıgil'in Aflk-› Memnu, Ahmet Kutsi Tecer'in Köfle Bafl› ve Behiç Ak'ın Tek Kiflilik fiehir adlı oyunları en dikkat çekenler arasında. Çeviri eserlerde ise farklı tarih ve dönemlere ait oyun yazarlarından, dünya tiyatro yazınının artık kültleşmiş oyunlarını bulabiliyoruz. Klasik oyunlarda W. Shakespeare'in K›sasa K›sas ve Gogol'un Bir Delinin Hat›ra Defteri dikkat çeken oyunlardan. Bunun dışında Henrik İbsen'in Bir Halk Düflman›, Ariel Dorfman'ın Dullar ve Georg Büchner'in Danton'un Ölümü oyunları ise politik oyunlar kategorisine sokabileceğimiz, dönemsel açıdan seyircide ve tiyatro dünyasında sarsıcı etkiler bırakmış çok önemli oyunlar. Ankara Devlet Tiyatrosu 2007-2008 yılı repertuvarında biri yerli, biri yabancı olmak üzere iki çocuk oyunu da yerini almakta. Bunlar: Ulviye Bursa'nın Küçük Bir Mucize ve Aurand Haris'in Androkles ve Aslan. İyi seyirler. K O L E J L ‹ L E R Bütün Dünyada Mevlana Mevlana'nın doğumunun 800'üncü yılı, ülkemizde ve bütün dünyada çok önemli etkinliklerle kutlanıyor. UNESCO'nun 2007 yılını Mevlana yılı ilan etmesi sebebiyle bütün dünya başkentlerinde uluslararası düzeyde etkinlikler gerçekleştiriliyor. Kültür bakanlığı, UNESCO ve birçok kamu kurum ve kuruluşlarının destekleriyle organize edilen kültürel etkinliklerde sema gösterileri, tasavvuf müziği konserleri; bilim, sanat ve kültür alanında uzmanların katıldığı Mevlana üzerine konferanslar gerçekleştiriliyor. Mevlana'nın felsefesini, dünya görüşünü ve tasavvuf kültürünü anlatan aktiviteler 2007 yılı içerisinde New York, Paris, Hamburg gibi şehirlerde; Hollanda, Meksika, Belçika ve Güney Kore gibi ülkelerde de birçok kentte geniş katılımlar sağlanarak gerçekleştiriliyor. Mevlana etkinliklerinin son halkasını ise İstanbul Büyükşehir Belediyesinin büyük organizasyonu oluşturu- Etkinlikleri yor. Haziran ayında başlayan etkinlikler Aralık ayının sonuna kadar devam edecek. “Mevlana’dan Esintiler” Karma Resim Sergisi: Taksim Sanat Galerisi (28 Eylül- 14 Ekim) “Çak›l Tafllar› ile Hoflgörü” Sergisi: Taksim Metro Sergi Salonu (20 - 30 Ekim 2007) “Uluslararas› Neyzenler Buluflmas›” Cemal Reflit Rey Konser Salonu (27 Ekim 2007 Cumartesi, Saat: 20:00) “Hoflgörünün Ad›: Mevlâna” Konferans›: Cemal Reflit Rey Konser Salonu (03 Kas›m 2007 Cumartesi, 10:00 - 17:00 ; 4 Oturum) “Sevgiyi Aray›fl” Tezhib Sergisi: ‹slam Eserleri Müzesi (01 - 30 Kas›m 2007) “‹stanbul Mevlevîhâne Gezileri” Prof. Dr. Mahmut Erol K›l›ç'›n Anlat›m›yla (20 Ekim- 8 Aral›k 2007 tarihleri aras› her Cumartesi saat: 12:00) “Dünya Enstrümanlar›yla fieb-i Arus” Abdi ‹pekçi Spor Salonu (17 Aral›k 2007, saat:19:00) duyurular›m›z 16 Türk Mucit Yar›flmas›nda 'Bol Bal›k' Projesi ile Birincili¤i Elde Eden Mezunumuz: ‹skender Aruoba'62 ‹skender Aruoba kimdir, anlat›r m›s›n›z? Kolej'den sonra bir yıl tıp fakültesinde okudum. Ancak, hasta yakınlarının ağlaşmasına dayanamayacağımı anlayıp ayrıldım. Ankara Üniversitesinde hem ziraat mühendisliği hem teknoloji mühendisliği tahsili yaptım. Daha sonra, başta Birleşmiş Milletler Üniversitesi olmak üzere, çeşitli eğitim kurumlarında Industrial Management ve Otomotiv konusunda doktora, master ve seminer seviyesinde onlarca çalışma yaptım. 1968 yılından beri temel olarak otomotiv endüstrisinde çalışıyorum. 3 defa “çizim masasına hâkim” bir tarzda “yerli otomobil” yapmaya teşebbüs ettim. Ya karar noktasında olan Türkler -kendilerine güvenmedikleri için- ya da uluslararası karteller -görünebilir sebepler ile!- engellediler. Temel hobim otomobil yarışçılığı (ülkemizde en çok yurt dışı başarısı olan birkaç pilottan biriyim), dalgıçlık, yelken (hem eski olimpik tekneler, hem yat) ve aslında tüm deniz sporlarıdır. Futbolu sevmem. Türkiye Şampiyonu Kolej Lise takımında basketbol oynadım. Genç takım seviyesine de çıktım ama sebat etmedim. Mekanik sporlar daha cazip geldi. Bir ara boks bile yaptım. Onu da sevmedim. Kolej’den sonra bir Amerikan Üniversitesi ile “Oşinografi” tahsili konusunda yazıştım. Fakülte Dekanı Prof. J.W., benimle -Türküm K O L E J L ‹ L E R diye- özel ilgilendi. Herşeyi yazışma ile hallettik. Hatta bana evinin tavan arasındaki odayı verdi. 'Çimleri biçer harçlık kazanırsın' dedi. Gitmeye birkaç ay kala, hocanın JFK Havaalanında kalp krizinden öldüğünü yazan telgraf geldi. Tüm Amerika dosyasını attım. Adamcağızın yüzünü görmeden çok sevmiştim. Daha sonra, 1962 yazında Tübitak'ın burs imtihanına girdim. İngilizceyi, yazılı bilim sınavını çok iyi derece ile geçtim. Mülakatta “Ne okuyacaksın?” dediler. Oşinografi veya Akvakültür dedim. Dönünce denizde bir koyun ağzını ağ ile kapatıp balık çiftliği kuracağım, deniz kenarında da domuz çiftliği kuracağım. Domuzun yenmeyen kısımlarını balıklara yedireceğim dedim. “Yeterince bilimsel değil” dediler; hatta bir jüri üyesi “bu oğlan serseri!” demiş. Bugün olsa, yine aynı şeyleri söylerim. 1968 yılında Anadol ile Asya, Afrika, Avrupa turu yaptım. O günden beri otomotiv endüstrisinde çalışıyorum. Emekliliğim için balık çiftçiliği yapacaktım. Ancak devlet “balık denizi kirletiyor” diye çiftliğimi kapattı. Turizm sektörünün “sahil kapma” yarışında balık çiftçileri yenildi. Yoksa aptallar bile kirli denizde önce balıkların öldüğünü bilirler! duyurular›m›z 17 Türk Mucit yar›flmas›nda 'Bol Bal›k' projeniz ile birinci seçildiniz. Oldukça onurland›r›c› bir ödül. Bize projenizden söz eder misiniz? Proje oldukça basit: Yüzer kafesin altına, kafesten ayrı daha geniş bir huni yerleştiriyorsunuz. Balıkların kakaları hunide toplanıyor ve ortasındaki bir hortum ile deniz yüzeyine çekiliyor. Filtre ediliyor. Temizlenmiş deniz suyu denize, atık karaya taşınıyor. Bu icatta, Kolej'de edindiğimiz Anglo Saxon eğitim tarzı ile “İki nokta arasındaki en yakın mesafe düz çizgidir.” düşüncesinin büyük payı var. Aslına bakarsanız; bu tarz yüzünden kendi ülkemizde genellikle yabancılık yaşıyoruz! Bu yar›flma teknoloji ve icatlarla ilgilenen insanlar için yeteneklerini gösterebilecekleri bir alan oldu. Siz yar›flma hakk›nda neler düflünüyorsunuz? Türkiye'de bunun gibi baflka organizasyonlar var m›? NTV'yi kutlarım. İyi bir yarışma oldu. Ben daha çok “bilimsel” mucitler görmek isterdim. Belki TV'de gösterildiği için “medyatik” projeler ağırlık kazandı. Türkiye'de bir de Kanal D yaptı. Özel olarak bu konu ile ilgili bir organizasyon duymadım. Var olan projenizi gelifltirmeyi düflünüyor musunuz? Proje şu anda uygulama safhasında. Eylül başında kamuoyuna çalışan sistemi sunacağım. Siz ayr›ca, Türk otomobil sektöründe ve otomobil sporlar›nda çok önemli görevlerde bulunmufl bir yönetici ve spor adam›s›n›z. TürkiTOSFED Başkanı Mümtaz Tahincioğlu, otomobil sporunu bilmediği için son 15 yıldır hiçbir gelişme yok. Zaten dünyada seyirci de, sporcu da azalıyor. Ancak Türkiye gibi insanların evden çok arabaya düşkün olduğu bir ülkede sporun bu halde olması içler acısı. ‹stanbul'daki derne¤in kurucular›ndans›n›z. Ankara'da mezunlar derne¤i oldukça faal. ‹stanbul'da da ayn› flekilde organizasyonlar ve toplant›lar düzenleniyor mu? Kolejliler ‹stanbul'da buluflabiliyor mu? İstanbul Derneğinin “001” numaralı üyesiyim. Soyadım A ile başladığı için! Derneği, 1982 yılında yedi kişi ile kurduk. Temel gayemiz, Ankara'dan İstanbul'a çalışmaya gelen Kolejliler arasında dayanışma sağlamaktı. Şimdilerde ise lokal daha önem kazanmış gibi görünüyor. K O L E J L ‹ L E R ye'nin geldi¤i noktada otomobil sektörünü ve otomobil sporlar›n› de¤erlendirebilir misiniz? duyurular›m›z 18 TED ANKARA KOLEJ‹ MEZUNLARI DERNE⁄‹ YÖNET‹M KURULU ÜYELER‹ ESK‹ BAfiKAN S U N U L L A H S A L I R L I ’YI TED ANKARA KOLEJ‹ VAKIF BAfiKANI OLMASI NEDEN‹YLE Z‹YARET ETT‹. TED Ankara Koleji Mezunlar› Derne¤i Eski Baflkan› olan ve Vak›f Baflkan› olarak yeni görevine bafllayan Sunullah Sal›rl›'y› makam›nda ziyaret ederek yeni görevinde baflar›lar diledik. K O L E J L ‹ L E R TED ANKARA KOLEJ‹ VAKFI OKULLARI Ö⁄RENC‹ SAYILARI TED Ankara Koleji Vakf› Özel Anaokulu 6 yafl grubu 150 ö¤renci 5 yafl grubu 151 ö¤renci TED Ankara Koleji Vakf› Özel ‹lkö¤retim Okulu TED Ankara Koleji Vakf› Özel Lisesi 1558 ö¤renci 1-5. s›n›flar 2182 ö¤renci 6-8. s›n›flar 2114 ö¤renci duyurular›m›z 19 Mezunlar›m›zdan Begüm Yazgan'91, ODTÜ Taraf›ndan “Y›l›n Tezi Ödülü”ne Lay›k Görüldü. Mezunlar›m›zdan Mimar Begüm Yazgan, haz›rlad›¤› doktora tezi ile Orta Do¤u Teknik Üniversitesi taraf›ndan '2005-2006 Ö¤retim Y›l› Y›l›n Tezi Ödülü'ne lay›k görüldü. 1991 y›l›nda TED Ankara Koleji'nden mezun olan Yazgan, 1995 y›l›nda ‹TÜ Mimarl›k Fakültesini baflar›yla tamamlad›. ODTÜ Mimarl›k Fakültesinde yüksek lisans e¤itiminin ard›ndan ayn› okulda doktora e¤itimine devam eden Yazgan, 1974 do¤umlu. Yazgan Mimarl›k ve Tasar›m Ltd. fiti.'nde flirket müdürü ve mimar olarak çal›flmalar›na devam eden baflar›l› mimar, daha önce de çeflitli ödüllere lay›k görülmüfltü. Mimarl›k alan›nda birçok dereceye ve ödüle sahip olan mezunumuzu kutluyor, baflar›lar›n›n devam›n› diliyoruz. TED Ankara Koleji Mezunlar› Derne¤i Taraf›ndan Düzenlenen Tenis Turnuvas›nda “Centilmenlik Kupas›” Sahiplerini Buldu... TED Ankara Koleji Mezunlar› Derne¤inin Bilkent Sports'un katk›lar› ile gerçeklefltirdi¤i Tenis TurnuNefle Ulusoy’78 ve Ahmet Dicle’75 “Centilmenlik Kupas›”n›n sahibi oldu. Mezunlar Derne¤i olarak kendilerini tebrik ediyor, turnuvam›za verdikleri destekten dolay› Bora Serto¤lu’93 ve Sports International Tenis Koordinatörü Silvan Niculescu'ya teflekkür ediyoruz. K O L E J L ‹ L E R vas›nda mezunlar›m›zdan maariften yetiflenler 20 “Türk Maarif Cemiyeti Yeniflehir Lisesini Bitirenler Derne¤i”nin Kurucular›ndan: Emel Tümel Cantürk '44 Ankara'da herkesin birbirini tan›d›¤›, K›z›lay'›n en nezih semtlerden biri oldu¤u y›llar. ‹kinci Dünya Savafl› y›llar›. Ekmek karneyle al›n›yor, karartma uygulan›yor. Ancak genç Cumhuriyet p›r›l p›r›l ö¤renciler yetifltirmeye devam ediyor. Türk Maarif Cemiyeti Yeniflehir Lisesinde e¤itim tüm h›z›yla sürüyor. 1926 doğumlu olan Emel Tümel Cantürk, Kolej'e 1938 yılında girer. Talebe sayısının az olduğu Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesinde kızlarla erkekler ayrı binalarda ders görmektedirler. Arada tel örgü bulunmaktadır. İkinci Dünya Savaşı yılları olduğu için bu ayrılmış bölgeye “majino hattı” adını koyarlar. Savaş yıllarını Kolej'de yaşarlar. Simsiyah önlükleri, sımsıkı bağlı saçları ve özel günler için hazırlanmış lacivert formalarının içine giydikleri beyaz önlükleri ile dönemin Kolejlileridir onlar. Zarafeti ve hanımefendiliği ile tanınır Emel o yıllarda. Ancak yakın arkadaşları bilirler ki Emel aynı zamanda çok zeki ve muziptir. Sınıfta, zekice yapılmış güzel esprileri dillere destandır. Tatlı dili ve cana yakınlığı ile güzel dostluklar kurar. K O L E J L ‹ L E R O yıllarda yaşadıkları arkadaşlıkları, birbirlerine olan bağlıklarını hiçbir zaman unutamayacaklardır. Emel, Türkiye'deki tüm okulların sınıf birincilerinin yer aldığı İftihar Kitaplarına beş yıl üst üste girecek, bu başarısı ile dönemin MEB Bakanı olan Hasan Ali Yücel'den ödül alacaktır. Emel Tümel Cantürk, 1943-44 eğitim ve öğretim yılında Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesinden mezun olur. Aslında ideali mimar olmaktır ancak henüz ODTÜ kurulmamıştır. Ailenin tek çocuğu olmasından ötürü onu İstanbul'a da göndermezler. Bunun üzerine Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesine girer. Üç yılda fakülteyi iyi derece ile bitirir. Hemen okuluna döner öğretmenlik yapmaya. O sene iki sınıfı ve birbirinden güzel öğrencileri vardır. Fakat yeni kurulan Karayolları Genel Müdürlüğünde Amerikan Yardım Heyeti ile çalışacak tercüman arandığını duyunca oraya geçer ve üç sene çalışır. 1952'de evlenir. Eşinin staj için Brüksel'e gitmesi gerekince, o da işini bırakarak eşiyle birlikte gider. İki sene yurt dışında kalmasının ardından yine döner ülkesine. Bir kızı olur. 1960 yılında ise bu kez Fransa'ya gider. Dört sene Paris'te kalır. 1966'da döndüğünde Ankara Üniversitesinde okutman olarak çalışmaya başlar. 20 sene İngilizce okutmanı olarak çalışır. 1986 yılında emekli olur. maariften yetiflenler 21 Yurt dışında olduğu dönemde Kolejli arkadaşları ile de görüşme imkânı bulamaz. Ancak 30 yıl sonra tekrar bir araya gelirler. Liseden mezun olduktan bir yıl sonra, Ümran Ertem, Ferhan Tarhan, Emel Say ve bir süre önce kaybettikleri Nezahat Kiymir'le birlikte “Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesini Bitirenler Derneği”ni kurarlar. Amaç, mezunları bir araya toplamaktır. Bu dernek sonra dağılacaktır ancak şimdiki derneğin temellerini oluşturması açısından çok önemli görevler üstlenecektir. “Çok sert bir hocam›z vard›. Miss Nosser. Sadece sinirlendi¤i zaman Türkçe konuflur, farkl› ve güzel flivesi ile “Jocuk ne yaporsun?” diye ba¤›r›rd›. Bir gün erkekler taraf›na bakan bir s›n›fta ders yaparken, Semra ad›nda bir k›z arkadafl›m›z› derse kald›rd›. Semra'n›n sorular› bilememesi üzerine çok sinirlendi ve “fiimdi sana karfl›daki o¤lanlar› sorsam bilirsin ama dersini bilmiyorsun” dedi. Emel Tümel Cantürk için Kolej sadece gençlik yıllarının geçtiği bir okul değil, bir yaşam biçimidir. Kızını ve torununu da Kolej'de okutur. Artık İncek Kampüsünde gerçekleştirilen Kuru Fasulye'ye gidemese de kalbi hep onlarladır. K O L E J L ‹ L E R “Hayatta bu kadar baflar›l› olmam›n en önemli nedenlerinden biridir Kolej. Ö¤rendi¤im ‹ngilizce sayesinde hayat›m› sürdürdüm. Birçok sanatç›n›n, ifl adam›n›n, siyaset adam›n›n, bürokrat›n yetiflti¤i bir okulda okumaktan her zaman gurur duydum. Kolej’de ö¤renci oldu¤um y›llar hayat›m›n en mutlu y›llar›yd›. Arkadafll›klar›m› hiçbir zaman unutamam. Kolej’in daima baflar›l› olmas›n› istiyorum. “ sa¤l›k 22 Tüp Bebek ve Kad›n Sa¤l›¤› Konusunda Ülkemizin Öncü T›p Merkezlerinden: Özel Nisan Kavakl›dere Kad›n Sa¤l›¤› ve Tüp Bebek Merkezi Özel Nisan Kavakl›dere Kad›n Sa¤l›¤› ve Tüp Bebek Merkezi Kolej ruhunun ayr›cal›¤›yla beslenen, çal›flan hekimlerin birço¤unun Kolej mezunu oldu¤u (Genel Müdür Op. Dr. Cüneyt ‹lcayto '73, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr. Levent Alaybeyo¤lu '82, Klinik fiefi Doç. Dr. Ömer Çobano¤lu '74.), çocuklar›n› Kolej’de okutman›n ayr›cal›¤›n› yaflad›¤› (Tüp Bebek Direktörü Op. Dr. Gurur Polat), ülkemizde son 10 y›ld›r kad›n sa¤l›¤› ve tüp bebek konusunda büyük at›l›mlar yapm›fl öncü bir sa¤l›k merkezi. Op. Dr. Levent Alaybeyo¤lu kimdir? 1965 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi TED Ankara Koleji'nde tamamladıktan sonra 1982 yılında mezun oldum. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinin İngilizce Bölümüne girdim. 1988 yılında mezun olduktan sonra Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum ihtisasımı tamamladım. 1996-1997 yılları arasında Sevgi Hastanesi, 1997 - 2005 arasında ise City Hospital Kadın Hastalıkları Bölümünde görev yaptım. 2005 yılından beri Özel Nisan Kavaklıdere Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezinde çalışmalarımı sürdürmekteyim. Gebelik öncesi de¤erlendirmenin önemi ve amac› nedir? Gebelik öncesi değerlendirmenin amacı, gerekli önlemlerin gebelik oluşmadan önce alınarak ebeveynlerin sağlıklı bir çocuk sahibi olmasını sağlamak ve bu arada annenin de sağlığını korumaktır. Anne olmayı isteyen bir kadının gebe kalmadan önceki sağlık durumu, onun ve doğacak bebeğinin sağlığının esas belirleyicisidir. Buna göre, gebelik öncesi değerlendirme ile anne ya da bebeği riske sokabilecek problemlerin varlığı araştırılarak bunların giderilmesine çalışılır. Anne karnındaki bebekte organogenez olarak bilinen en önemli oluşum evresi, döllenmeden sonraki 17-56. günler arasıdır. Gebe kalan pekçok hasta ilk kontrolüne gebeliğin 2. ayından sonra gitmektedir. Dolayısı ile anne adayı önceden bilgilenmediği için, bu önemli dönem kaçırılabilmekte ve bebeğin gelişimini etkileyebilecek çeşitli faktörlerle karşı karşıya kalabilmektedir. Sağlıklı bir gebelik için gerekli ilk şart gebeliğin önceden planlanmasıdır. Bu nedenle gebelik oluşmadan önce yapılacak bir değerlendirme anne ve bebek sağlığı açısından çok önemlidir. K O L E J L ‹ L E R Gebelik öncesi de¤erlendirme ne zaman yap›lmal›d›r? Yıllık olağan kontrollerini düzenli yaptırdığını varsaydığımız bir kadın, bebek sahibi olmayı planladığı zamandan en az 3 ay önce doktora başvurmalıdır. Gebelik öncesi de¤erlendirmede neler yap›l›r? Anne adayının yaşı, kilosu, sistemik ya da kalıtsal bir hastalığının olup olmaması, işi, kullandığı ilaçlar, karşı karşıya kaldığı çevre faktörleri oluşacak gebelikteki anne ve bebek sağlığı üzerinde etkilidir. Anne adayının genel muayenesi ile birlikte jinekolojik muayenesi de gerçekleştirilir. Gebe kalmayı zorlaştırabilecek ya da düşük ve erken doğum gibi gebeliğin sürdürülebilmesini olumsuz yönde etkileyebilecek rahim ya da yumurtalık kaynaklı problemler araştırılır. Anne karnında edinilen enfeksiyonlardan önlenebilecek olan kızamıkçık enfeksiyonuna karşı hastanın bağışıklık durumu sorgulanır ve emin olmak için kan alınarak test yapılır. Eğer bağışıklık yoksa aşı önerilir. Yine önemli bir enfeksiyon olan toksoplazmozisden sakınmak için çiğ ve iyi pişmemiş etlerin yenilmemesi ve çiğ etle uğraşırken eldiven kullanılması ve ellerin iyice yıkanması konusunda hasta uyarılır. Toplum sağlığı açısından da büyük önemi olan Hepatit B'ye karşı hastanın bağışıklık durumu incelenir ve gerektiğinde aşı yapılır. Gebelik döneminde artan ihtiyacı karşılamak ve bazı anomalilerin oluşma ihtimalini azaltmak amacı ile planlanan gebelik tarihinden 3 ay önce folik asite başlanır. Yine bu dönemde mümkün oldukça ilaç kullanımının sınırlandırılması, özellikle adet döneminin ikinci yarısından sonra ilaç kullanılmaması, gerektiğinde ilaçların gebelik üzerindeki etkileri konusunda kadın-doğum hekimine danışılması sağlanır. Sigara, alkol ve benzeri zararlı maddelerin kullanımından uzak durulması önerilir. Özetlersek, tıbbın her dalında olduğu gibi kadın hastalıkları ve doğum konusunda da tedaviden daha çok “Koruyucu Hekimlik“ hiz- sa¤l›k 23 metleri öne çıkmaktadır. Gebelik öncesi değerlendirme ile tedavisi çok zor hatta mümkün olmayan pekçok sorun daha oluşmadan engellenebilir. Basit önlemler sayesinde gerek tıbbi gerekse sosyoekonomik açıdan büyük yüklerden kurtulmak mümkün olabilir. Op. Dr. Gurur Polat kimdir? 1965 yılında doğdum. 1982 yılında Ankara Fen Lisesinden mezun oldum. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini takiben Erciyes Üniversitesinde eğitim gördüm. 18 yıldır hekimim. Kadın doğum ve Tüp-Bebek ile ilgili olarak University of Oxford, University College London, Cornell Medical Center, Brussel Free University, Genk Institute' de bulundum. Kök hücre çalışmaları ile ilgili olarak Utah USU Biotechnology Center, Wisconsin Wicell Tec, Hopital Saint Louis, Royan Institute ve Johns Hopkins University de kurslar aldım. Şu an Özel Nisan Kavaklıdere Tüp Bebek Merkez Direktörlüğü görevini yürütüyorum. Bize Tüp Bebek ve Mikroenjeksiyon çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz? Tüp bebek ve mikroenjeksiyon tedavilerinin son yıllarda yaygınlık kazanması ile beraber, bebek özlemi çeken ailelerin çocuk sahibi olma şansı arttı. Tüp bebek öyle bir konu ki devamlı bir yenilik, yeni bir buluş, yeni bir tedavi metodu veya uygulama çeşidi gündeme gelir. Bugün 1996 yılından 2006 yılına kadar yani 10 yıllık bir süre zarfında gebelik oranları yılda ortalama yüzde 3 civarında artmış. Detaya baktığımızda bu ilerlemeyi tek bir yeniliğin değil, küçük küçük yeniliklerin bir araya gelerek oluşturduğunu görüyoruz. Tüp Bebek ve Mikroenjeksiyon nas›l uygulan›r? Öncelikle hanımda yumurta büyütmeye başlarız. Kendi halinde yumurtalıkta bekleyen küçük yumurtaları verdiğimiz ilaçlar yardımıyla büyütürüz. Bu büyütme 10 ile 12 gün sürer. Daha sonrada ultrason altındaki bir iğne yardımıyla yumurtaları toplarız. Tüp bebek mikroenjeksiyon işlemlerinin bir avantajı, yumurtanın ve spermin gözümüzün önünde olması sebebiyle hangisinin ne kadar fonksiyon gördüğü veya görmediğini anlayabilmemizdir. Yumurta toplama işlemiyle aynı günde spermi erkekten alırız. Bunun içerisinden çeşitli yöntemlerle en iyi, en başarılı olan spermleri seçeriz, seçtikten sonra yumurta başına bir tane olmak üzere yumurtanın içine enjekte ederiz. Böylece yumurtanın döllenmesini sağlamış oluruz. Daha sonra döllenen yumurta her gün ilerlemeye devam eder. Bunu yapıp yapmadığına göre embryonun derecelendirmesini yaparız. Örneğin embryo beşinci günde top gibi olur ve içini boşaltır. Bu embryolardan genç bir hanıma üç tane verdiğimiz zaman o hanımın gebelik şansı çok yukarılardadır. Eğer elimizde fazla embryo var ise bunların da bir kısmını dondurup ilerleyen zamanda kardeş olması veya sonraki denemede gebelik olması için saklarız. Bu embryoları üç yıla kadar rahatlıkla saklayabiliyoruz. Gebelik durumu ile han›mlar›n yafl› aras›ndaki iliflkiden bahseder misiniz? Her zaman yeni bir şey bulunmasına rağmen, bizim açımızdan hala en önemli konu hanımların yaşı. Hanımın yaşı ne kadar genç ise gebelik şansımız o kadar fazladır. O nedenle biz diyoruz ki; bundan on yıl öncesine göre tüp bebekte gebelik şansı üç kat fazla. Fakat çocuk sorunu olan ailelerde önemli olan mümkün olduğunca erken bir zamanda, bize başvurmaları. Özel Nisan Kavakl›dere Kad›n Sa¤l›¤›&Tüp Bebek Merkezi Tunal› Hilmi Cad. Büklüm Sokak No: 53 Kavakl›dere Tel: 0.312 466 33 66 Tüp Bebek Direktörü Op. Dr. Gurur Polat, Genel Müdür Op. Dr. Cüneyt ‹lcayto '73, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr. Levent Alaybeyo¤lu '82 K O L E J L ‹ L E R Tüp Bebek ve Mikroenjeksiyon kimlere uygulan›r? Tüp bebeği; tüpleri tıkalı olan ya da aşılama dediğimiz daha basit tedavilere cevap vermeyenlere, yumurta rezervi azalmış olan hanımlara, tanısı koyulabilen genetik hastalık varlığında sağlam bebek seçimi için uygulayabiliyoruz. Mikroenjeksiyon uygulaması ise, asıl olarak spermi yetersiz olan, sperminde bozukluk olan erkeklere uygulanıyor. Fakat halk arasında her ikisine de tüp-bebek dendiği için biz doktorlar da genellikle tüp-bebek adını kullanıyoruz sa¤l›k 24 Kilo Vermek Art›k Çok Daha Kolay ve Güvenli: Türkiye’ye Yeni Bir Balon Geldi... Çağdaş tıp, zayıflamada en kolay ve güvenli yol olarak mide balonunun vazgeçilmez olduğu görüşünde. Kullanım kolaylığını artırmak için de AR-GE laboratuvarlarında her gün yeni bir balon modeli geliştirilmektedir. Bu balonlar sayesinde hasta 6 ay gibi kısa bir süre içinde diyet yapmadan 30 kg'a yakın kilo vermektedir. Gastrık balonlarda diğer bütün tedavilerde olduğu gibi bazı sorunlar ortaya çıkabilmekteydi. Yeni geliştirilen bu balonlarla bu sorunlar ortadan kalkmış görünmektedir. Amerika kıtasından ithal edilen bu balon sayesinde eski zayıflama balonlarına bağlı zahmetler tamamen ortadan kaldırıldı. K O L E J L ‹ L E R Eski zay›flama balonlar›nda bafll›ca sorunlar neydi? 1- Balon hastaya yerleştirilirken hasta tam olarak uyutulmuyordu. Dolayısıyla, hasta bu konforsuz işlemden rahatsız oluyordu. 2- Balon çıkarılacağında daha büyük sorunlar ortaya çıkıyordu. Nerdeyse bu işlem 2-3 seansta sonlandırılıyor, hasta sağlık kuruluşuna gelip gitmekten ve olayları hissetmesine bağlı konforsuzluktan çok yakınıyordu. 3- Hasta, balon takıldıktan sonra 10-15 gün balona adaptasyon süreci yaşıyor ve şiddetli kusmalara maruz kaldığından, ne iş hayatını ne de sosyal hayatını tam olarak yerine getiremiyordu. Yeni balonla neler oldu? 1- Artık balonu takmak beş dakika çıkarmaksa üç dakika. 2- Hasta işlem sırasında tamamen uyuduğundan hiç bir şey hatırlamıyor. 3- Hasta işlem sonrası iki gün bulantı hissine sahip oluyor. Bu da ilaçlarla rahatlıkla kontrol altına alınabiliyor. Doç. Dr. Burçak Kayhan'84 ENDO-CLUB www.endo-club.com kiflisel geliflim 26 TED Okullar›nda Yeni Dönem Bafllarken TED Ankara Koleji okullarında yeni bir dönem başladı. Geçen yıl TED öğrencileri ve öğretmenleri, medyanın sorumluluktan uzak biçimde verdiği bir haber ile yıprandı. Medyaya yansıtılan görüntüler bir grup öğrencinin tuvalette soğutucu sprey ile “kafa bulduğunu” gösterince, TED öğrencilerinin tümü olumsuz ön yargılarla karşı karşıya kaldılar. Prof. Dr. Emine Zinnur K›l›ç, 1959 Ankara do¤umlu. ‹lkokulu Mimar Kemal ‹lkokulunda, ortaokulu TED Ankara Kolejinde, liseyi Ankara Fen Lisesinde okuduktan sonra Hacettepe T›p Fakültesinden 1983 y›l›nda mezun oldu. K O L E J L ‹ L E R ‹ki y›l pratisyen hekim olarak mecburi hizmet yapt›ktan sonra 1985-1990 y›llar› aras›nda SSK Ankara Hastanesinde Psikiyatri alan›nda uzmanl›k e¤itimini tamamlad›. 1992-1993 y›llar› aras›nda bir y›l süreyle Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsünde Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi alan›nda e¤itimini tamamlad›. Ayn› dönemde Enstitünün Psikoterapi departman›nda Aile Terapisi E¤itimi ald›. 1993-1996 y›llar› aras›nda SSK Ankara Hastanesinin Gençlik Ünitesinde Uzman olarak çal›flt›. 1994 y›l›nda Psikiyatri Doçenti oldu. 1996 y›l›nda Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dal›nda ö¤retim üyesi olarak çal›flmaya bafllad›. 2002 y›l›nda Profesör oldu. 2006 y›l›nda Anabilim Dal› Baflkanl›¤›na atand›. Halen bu görevine devam etmekte ve ayn› zamanda Madalyon Psikiyatri Merkezinde Psikiyatri Uzman› olarak çal›flmaktad›r. Evlidir ve TED Ankara Kolejinde okuyan bir o¤lu vard›r. Bağımlılık yapıcı maddelerle ilgili yayınlar söz konusu olduğunda, TED ile ilgili bu haberin televizyonlarımızın ilk yanlışı olmadığı söylenebilir. Maalesef TV programcıları gençlerin medyadan nasıl etkilendiği konusunda yeterince bilgi sahibi değiller ya da bunu pek umursamıyorlar. Bütün dünyada yapılan çalışmalar, özellikle uçucu maddeler söz konusu olduğunda, TV'de yapılan yayınların, içerik ne olursa olsun caydırıcı bir işlev görmediğini, tam tersine gençlerin ilgisini arttırdığını ve konuyla ilgili bilgi sahibi olmayanlara da yöntem öğrettiğini gösteriyor. Bu durum ülkemiz için de geçerli… Uçucu madde kullanan bir grup ergenle 1990'larda, Ankara'da yaptığımız bir çalışma, kullananların yarısından fazlasının ilk kez yine TV'de aynı programcının bir haberiyle uçucu maddelerden haberdar olduğunu göstermişti. Bu tür yayınlar, bilimsel yaklaşımla değil magazinsel yaklaşımla konuyu gündeme getirince, bazı gençlerin merak ya da deneme amaçlı kullanmaları çok sık görülen bir durum. Uçucular sanayide kullanılan ve piyasada bulunan birçok malzemenin içeriğinde yer alan petrol türevleridir. Bu nedenle de kolay ulaşılabilen maddelerdir. Tekrarlayan kullanımlarda beyin ve karaciğerde hasar yaptıkları biliniyor. Bağımlılık düzeyine gelmeyen durumlarda gençler çoğunlukla zararlarını öğrendiklerinde kullanmayı bırakıyorlar. Ancak bağımlılık durumlarında tedavi son derece zor oluyor. Uçucu maddelerin zararlı etkilerinden haberdar olmayan bir grup gencin bu denemeyi yapması bana şaşırtıcı gelmedi. Denemeler yaparak öğrenmek zaten ergenlik döneminin bir özelliğidir. Ancak bu denemelerin bazıları gerçekten riskli olabilir. Peki, hangi davranışların riskli, hangilerinin güvenli olduğunu gençler nasıl öğrenirler? Kendilerine zarar vermeme bilinci nasıl gelişir? Bunun yolu kendi değerlerini, yani yaşamlarının, bedenlerinin ve beyinlerinin değerini bilmelerinden geçer. Anne-babası, öğretmenleri, arkadaşları tarafından değer verilen genç, kendi değerinin farkına varır. Davranışlarıyla kendine ve çevresine zarar vermemeye özen gösterir. Bütün bunlara rağmen bazen gençler kendi davranışlarının sonucunu iyi hesaplayamayabilirler; riskli davranışlar içine girebilirler. Çünkü ne de olsa bu dönemin bir adı da “delikanlılık”tır. Arkadaşlara uyma isteği çok ön plandadır. Yaşam tecrübesi henüz gelişmemiştir. İşte böyle durumlarda biz erişkinlerin görevi onlara denemeler yaparak yaşamı öğrenmeleri için güvenli ortamlar hazırlamak, yeterince bilgilenmelerini sağlamak ve başlarını derde soktuklarında yardımcı olmaya hazır olmaktır. Suçlamalar ve eleştiriler gençlerin kendilerini daha da olumsuz algılamalarına neden olmaktan başka işe yaramayacaktır. Kendisini olumsuz ve değersiz bir birey olarak algılayan gençlerde ise riskli davranışlar daha da sık görülür. İzleyebildiğim kadarıyla medyada yapılan olumsuz propagandaya karşı TED Okulları Yönetimi başarılı bir mücadele yürüttü. Okullarına ve öğrencilerine sahip çıktılar. Yayın yoluyla yapılan bu saldırıya karşı durdular. Bu yaklaşımlarını kutluyorum. Öğrencisi, velisi ve öğretmeni ile tüm TED'lilere iyi bir eğitim yılı diliyorum. Prof. Dr. Emine Zinnur K›l›ç Özel Madalyon Psikiyatri Merkezi gurme 28 Ankara'da Bir Meksikal›: Las Chicas Gökhan Erden Ankara'da Arjantin Caddesi'nde Meksika mutfa¤›n›n otantik, ac›l› yemeklerini tad›p, farkl› lezzetlerle hofl vakitler geçirebilece¤iniz Las Chicas'›n iflletmecisi Gökhan Erden ile Meksika yemekleri ve iflletmecilik üzerine güzel bir sohbet gerçeklefltirdik. K O L E J L ‹ L E R Bize kendinizden bahseder misiniz? Ortaokul ve lise eğitimimi TED Ankara Koleji'nde tamamladım. Kolej eğitimimden sonra iki yıl Kıbrıs'ta işletme eğitimi aldım. Daha sonra Türkiye'ye dönmeye karar vererek Bilkent Üniversitesinde Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümünü bitirdim. Okul esnasında da restoran işletmeciliği işine girmeye karar verdim. Yaklaşık 2001 yılından beri Las Chicas'ı işletiyorum. Bize Las Chicas ve Meksika mutfa¤›n›n genel özellikleri hakk›nda bilgi verir misiniz? Las Chicas Ankara'nın açıldığı dönemdeki en iyi Meksika restoranıdır. Bu restoranın açılmasında da bu yönünün çok büyük etkisi olmuştur. Ankara'da Meksika restoranı olmadığı için Las Chicas'ı işletmeye karar verdik. 6 yıldır da bu şekilde devam ediyoruz. Ankara'da daha önce işletilen bir Meksika restoranının mutfak ekibi iş arıyordu, biz de böyle iyi eğitilmiş bir mutfak ekibi yakalayınca Meksika yemeklerine karar verdik. Meksika yemeklerinin Türk damak tadına biraz daha yatkın olduğunu düşündüğümüz için de böyle bir tercih doğdu. Las Chicas müflterilerine özellikle tavsiye edebilece¤iniz spesiyal yemeklerinizden, k›saca menünüzdeki özel Meksika yemeklerinden bahseder misiniz? Aslında biz menümüzü her altı ayda bir müşterilerimizin talepleri doğrultusunda yeniliyoruz. Her altı ayda bir menümüze yeni yemekler, yeni tatlar ekliyoruz. Genel anlamda kalıplaşmış bir tarzımız yok. Ama belli başlı yemeklerimiz dışında her zaman farklı yemek alternatiflerimiz var. Ben kişisel olarak yemeklerimizin çok güzel olduğunu düşünüyorum. Meksika yemeği denince akla; Fajita, Burritto ve Tacolar geliyor. Bunların hepsini tabii ki tavsiye ederim. Meksika mutfağı biraz acılı bir mutfaktır. Yemek servislerimizin temel özelliği içecekleri ile beraber servis yapılmasıdır. Bu içecekler Meksika damak tadını ve zevklerini yansıtan Frosen Margaritalar, Long Island Ice Tea ve Mojitolar gibi alternatif içkilerdir. Las Chicas'›n müflteri portföyünde kimler var, kimlere hitap ediyorsunuz? Ankara'da Meksika restoran› iflletmek zor mu? Ankara'da genel anlamda restoran işletmeciliği çok zor. Ama şunu da belirtmeliyim ki bir Meksika restoranını işletmek daha gurme 29 Las Chicas'›n müflteri kitlesi ço¤unlukla Kolejlilerden olufluyor. Di¤er restoranlardan ayr›lan böyle farkl› bir yan›m›z var. Dostlar›m›zla bir arada oluyoruz. Müflterilerimiz buraya “Kolej kantini” diyorlar. Biz müflterilerimizle bir aile gibiyiz. Las Chicas'a gelen genelde 22 yafl üstü bir müflteri kitlemiz var. 22 yafl›ndan 77 yafl›na kadar genifl bir yelpazede nitelikli bir müflteri yap›s›na hizmet ediyoruz. Yabanc› müflterilere de hizmet sunuyoruz. Müflterilerimizin yüzde 40'a yak›n› yabanc›. Elçiliklerden çok önemli, üst düzey müflterilerimiz geliyor. Las Chicas oteller bölgesinde oldu¤u için otellerden gelen yabanc› müflterilerimiz çok fazla oluyor. da zor. Meksika restoranının ülkemizde bazı dezavantajları var. Meksika mutfağı, Türkiye'de çok fazla tercih edilen, popüler bir mutfak değil. Sadece siz iyi bir işletmeciyseniz restoranınızın mutfağını kişisel çabalarınızla popüler hale getirebiliyorsunuz. Bir İtalyan restoranı olsaydık popülerlik açısından daha fazla şansımız olurdu ama çok da kalıcı olmazdık, diye düşünüyorum. Meksika mutfağının, Türk damak tadına yatkın olduğunu söyleyebilirim. Güzel bir işletmecilik anlayışıyla 6 yıldır kalıcı olduğumuzu düşünüyorum. Tabii ki her işletmede avantajlar-dezavantajlar olabilir. Ama biz bunları aştık. Ankara bu anlamda bizi sevdi, benimsedi. Las Chicas'›n iç ve d›fl dekorasyonunu neye göre yapt›n›z? Meksika'ya özgü mimari bir tercih mi? Mekânda özel bir müzik tercihiniz var m›? Aslında restoranın genel mimari yapısına bakıldığında dizayn olarak çok fazla Meksika havasını andırdığını söyleyemeyiz. Müşterinin talepleri doğrultusunda, daha çok rahatlığı ön planda tutarak yaratılmış bir mimari yapı var Las Chicas'da. Ama tabii ki konsept açısından kullanılan görsellerle Meksika kültürünü müşteriye bir şekilde yansıtmak istiyoruz. Biz, müziği profesyonel ve geniş boyutlu düşünüyoruz. Müşterimizin talebi doğrultusunda her türlü müzikle hizmet vermeye çalışıyoruz. Canlı müzik çok fazla olmamakla birlikte özel günlerde perküsyon, saksafon ya da insanların dikkatini çekebilecek aktiviteleri uygulamaya çalışıyoruz. Çok fazla canlı müziğe girmek istemiyoruz. Özel günler olursa tabii ki canlı müzik performansları gerçekleştiriyoruz. Las Chicas'›n baflka kentlerde flubeleri var m›? Açmay› düflünüyor musunuz? Las Chicas'ın bu altıncı senesi. Tabii ki büyümek istiyoruz. Ama bunu kurumsal bir yapıda düzenli bir şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Bu aşamada bir kurumsallaşma çalışmamız var. Başka şehirlerde şu an için yeni mekânlar açmayı düşünmüyoruz ama Ankara'da genişlemek istiyoruz. Ankara'ya yeni bir şube açmak istiyoruz. Ankara'da belli noktalara geldikten sonra da başka şehirlere açılmak istiyoruz. Başka şehirlerden bu konuda talepler var. Ama biz şu geldiğimiz noktada buna çok fazla sıcak bakmıyoruz. Ancak tabii ki zamanı geldiğinde dışa açılmaya sıcak bakacağız. Kolejlilere yönelik indiriminiz var m›? Standart bir uygulamamız yok. Ama bütün Kolejliler tanıdık olduğu için onlara belli indirimler yapıyoruz. Bunu standart hale getirmek için Kolejlilerle beraber ortak bir organizasyon düşünüyoruz. Las Chicas'a bütün Kolejli dostları her zaman bekliyoruz. Arjantin Caddesi No: 17/a Gaziosmanpafla Tel:0312-466 43 26-27 Fax:0312-467 21 65 K O L E J L ‹ L E R Müzik için Latin melodilerini tercih ediyoruz. Ama onun dışında popüler kültürü yansıtan çok geniş bir müzik yelpazemiz olduğunu söyleyebilirim. Çünkü haftada 7 gün DJ geliyor. Saat 5'ten gece kapanma saatine kadar DJ devam ediyor. mesaj kutusu 30 Küba Büyükelçimiz fian›var K›z›ldeli’72 ile egzotik ada “Küba” üzerine keyifli bir sohbet gerçeklefltirdik K O L E J L ‹ L E R Kendinizden söz eder misiniz? TED Ankara Koleji'nden 1972 yılında mezun oldum. Simdi hâlâ aynı mı bilmiyorum, o yıllarda benim de şubem olan “P” şubesi bile vardı…1977'de Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdim ve Dışişleri Bakanlığına girdim. Çeşitli ülkelerde farklı konumlarda görev yaptım. Şu anda Havana'da Türk Büyükelçisi olarak görev yapıyorum. Biz Küba'y› hayat›n keyfe dönüfltü¤ü, dans›n puroyla bulufltu¤u, insanlar›n keyifle yaflamay› bildi¤i bir ülke olarak tan›yoruz. Gerçekte Küba'da hayat nas›l ak›yor? Evet, Küba turistler için hayatın keyfe dönüştüğü bir ülke. Ancak burada yasayanlar için aynı şey ne ölçüde geçerli bilemiyorum. Devrimin tüm kazanımlarına rağmen Küba henüz ekonomik bakımdan kendine yeterli olacak kaynakları yaratabilmiş değil. Bunda ABD'nin ülkeye karşı uyguladığı ambargonun da etkisi var. Bu nedenle Kübalıların birincil kaygısı günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek. Buna ” resolviendo” diyorlar. Yani bizdeki “Benim memurum işini bilir” ile “Napalım abi ekmek parası” kavramlarının bir bileşimi. Hayat “resolviendo” olarak akıyor. Ellerinde kâğıt şemsiyeli, renkli kokteyllerle palmiyeli kumsallarda yatanlar, sıcak Havana gecelerinde tropikal kulüplerde salsa yapanlar daha çok turistler. Zaten Kübalıların bu tür turistik tesislere girişini de rejim uygun görmüyor. Tüm dünyadan farkl› bir ekonomik sisteme sahip bu sevimli ada ülkesinde e¤itim ve sa¤l›k hizmetlerinin bedava oldu¤unu biliyoruz. Di¤er ülkelere göre e¤itim ve sa¤l›k sisteminin içinde bulundu¤u durum nedir? Karfl›laflt›rma yap›ld›¤›nda neler söyleyebilirsiniz? Küba devriminin en büyük kazanımlarından ikisi eğitim ve sağlık alanında gerçekten. Ülkede çok yaygın şekilde en uzak yerleşim birimlerine dahi bu hizmetleri götürebilmişler. Küba'nın eğitim ve sağlık verileri gelişmiş ülkelerle karşılaştırılabilir düzeyde. Latin Amerika'daki en yüksek okuryazarlık oranı ve eğitim düzeyi Küba'da. Tüm eğitim süreci ücretsiz. Küba rakamlarına göre eğitime ayrılan kaynaklar GSMH'nin %11'ine (2006) ulaşıyor. Halk sağlığı alanında da gayet iyi durumdalar. Küba nüfusa göre doktor sayısında dünyada birinci ülke. 2005 yılında her 100.000 kişiye 628 doktor düşüyormuş. Aile hekimliğinden yararlanabilen nüfusun oranı % 99,4'e ulaşmış durumda, sağlığa ayrılan para ise GSMH'nin % 7.3’ü (2006). Küba'nın önemli gelir kaynaklarından birisi sağlık ve eğitim uzmanı ihracatı. Dışişleri'nin verdiği bilgilere göre 102 ülkeye bu dallarda hizmet sağlanıyor ve 71 Latin Amerika, Karayip ve Afrika ülkesinde Kübalı 30.000 doktor ve sağlık personeli çalışıyor. 25 ülkede de Küba'ya özgü bir okuma yazma öğretme metodu ile eğitim veriliyor. Küba, y›llard›r ekonomik ambargo alt›nda tutulan bir ülke. Küba'n›n küreselleflen dünyadaki gelece¤i hakk›nda neler düflünüyorsunuz? Küreselleflme ile birlikte, Çin de dâhil olmak üzere birçok sosyalist ülke kendini liberal sisteme ayak uydurma yönünde de¤ifltirmeye bafllad›. Küba'n›n bu anlamda bir çabas› var m›? Küreselleşen dünyada sosyalist ekonomik model yürüten nadir ülkelerden birisi Küba. Ekonominin liberalleştirilip, yabancı sermayeye ve özel teşebbüse açılması beklentisi, Fidel Castro'nun rahatsızlığı ve yönetimi kardeşi Raul Castro'ya devretmesinden sonra Batı'da sıkça dile getirilmekte ve Küba'nın Çin veya Vietnam modellerini uygulayabileceği yorumları yapılmaktadır. Kübalı yetkililerin son zamanlardaki ifadeleri bu beklentinin yönetim kadrolarınca ne öl- mesaj kutusu 31 çüde paylaşıldığına ışık tutabilir. Fidel Castro 3 Eylül 2007 tarihinde Grandma gazetesinde çıkan bir makalesinde Küba'ya liberalleşme konusunda tavsiyelerde bulunan yabancı, solcu siyasetçileri eleştirmekte ve Küba Devrimine yaptıkları bu tavsiyeleri “saf zehir” olarak tanımlamaktadır. Diğer taraftan Başbakan konumundaki Carlos Lage ise 29 Ağustos 2007 tarihinde işletme yöneticilerine yaptığı bir konuşmada, sosyalizmi uygulayan ülkelerin Küba'dan çok farklı ekonomik ve siyasi koşulları olduğuna değinerek, onların doğru ve yanlışlarının Küba'yı da aydınlatabileceğini, ancak, Küba'da sosyalizmin inşasının ancak kendi deneyimleriyle gerçekleşebileceğini vurgulamaktadır. Sosyalist bir sisteme sahip olan Küba'da ekonomik yap› kendini nas›l ayakta tutuyor? Gelir kaynaklar›, tar›m ve ticareti hakk›nda bize bilgi verebilir misiniz? Adan›n son y›llarda özellikle turizm alan›nda d›fla aç›lmaya bafllad›¤›n› görüyoruz. Türkiye'nin turizm baflta olmak üzere siyasi ve ticari anlamda iliflkileri ne boyutta? Küba'da ekonomik yapının kendi işleyiş mantığı içinde belli bir gidişi vardır. Son yıllarda nikel, turizm ve hizmet ihracatı yoluyla sağlanan döviz kazanımları, Venezuela'dan avantajlı koşularda sağlanan petrol, Çin ve Venezuela'dan alınan uzun vadeli, düşük faizli kredilerle; ekonomi Sovyetlerin çökmesi ve buradan sağlanan desteğin ortadan kalkmasıyla 1990'larda girdiği darboğazdan çıkmaya başlamıştır. Son yıllarda yakalanan yüksek büyüme hızlarıyla ekonomide genişleme gözlenmektedir. Küba'nın başlıca dış ticaret ortakları Kanada, Venezuela, Hollanda, İspanya ve Çin'dir. Küba yurtdışına şeker, nikel, tütün ve balık mamulleri satmakta, makine, ekipman, gıda, yakıt ve kimyasallar ithal etmektedir. 2005'de toplam ihracatı 2,1 milyar dolar, ithalatı ise 7,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Küba, ABD'den de gıda ve ilaç almaktadır. Ancak ambargo nedeniyle Küba mallarının ABD' ye girmesi yasaktır. Küba ayrıca farmasotik ve biyoteknoloji alanında önemli gelişmeler kaydeden bir ülkedir. Bu sektördeki üretiminin önemli bir bölümünü ihraç etmektedir. Türkiye ile son bir kaç yıldır EXİMBANK'ın sağladığı krediler sayesinde belli bir ticari artış gerçekleştirilmiştir. Ancak rakamlar potansiyel ticaretimizi yansıtmaktan çok uzaktır. Küba, Türk mallarını daha çok finansman olanağı sağlayan aracı şirketler vasıtasıyla üçüncü ülkelerden almaktadır. Doğrudan ticaretin artışı için iş çevrelerinin karşılıklı olarak birbirlerini tanıması önemlidir. Büyükelçilik olarak bu temasları teşvik etmeye ve yürütmeye önem veriyoruz. Sistem farklılıklarına rağmen Küba ve Türkiye birbirinin rejimlerine saygı içinde dostça ilişkiler yürütmektedirler. Kübal›lar genel olarak hangi meslek dallar›nda çal›fl›yorlar? Geçim kaynaklar› neler? Adada Türk nüfus bulunuyor mu? Küba'nın nüfusu 11,2 milyon (2006)'dur. Devlet ülkedeki en büyük işverendir ve toplam istihdamın % 75'ini sağlamaktadır. Resmi sektör dışında istihdam tarımda ve çok cüzi miktarda servis sektöründedir. Resmi sektörde çalışanların geçim kaynakları Küba Pesosu olarak aldıkları maaşlarıyla sınırlıdır. Tarım dışında özel girişime çok kısıtlı hizmet alanlarında izin verilmektedir (pansiyonculuk, lokantacılık, taksicilik vb). Adada Türk nüfusu yoktur. Bir süre önce, Papa Küba'y› ziyaret ederek, kiliseleri açt›. Küba ile Vatikan aras›nda diplomatik iliflkiler geliflti. Bu gerek ada halk›, gerekse d›fl dünyada nas›l karfl›land›? Bir özgürleflme hareketi olarak yorumlanabilir mi? Papa'nın 1998'deki ziyaretini izleyen dönemde kiliselerin faaliyetlerinde bir serbestleşme olduğu genelde kabul gören bir husustur. Ancak rejimin merkeziyetçi niteliği dolayısıyla kilisenin faaliyetlerinin de belli bir ölçüde sistemle uyumlu olmasının gözetildiği ve bunun gerçekleştiği gözlenmektedir. Küba'da Katolik Kilisesi'nin yanı sıra Afrika kaynaklı Santeria dini de yaygındır. Küba turizm aç›s›ndan oldukça gözde bir ada. Buray› ziyaret etmek isteyen Kolejlilere özellikle görmelerini önerdi¤iniz yerler var m›? Küba'ya gelmek isteyen Kolejli arkadaşlarıma, Türkiye kış aylarında iken Küba'da yaz yaşandığını hatırlatarak, bu ülkeyi Temmuz, Ağustos ayları dışındaki dönemlerde ziyaret etmelerini tavsiye ederim. K O L E J L ‹ L E R Küba mutlaka görülmeye de¤er bir ülke. Görevim gere¤i zaman zaman di¤er Karayip adalar›na da gidiyorum. Günefl, deniz, plaj hepsinde var. Ancak, Küba'n›n di¤erlerinde olmayan do¤al güzelliklerdeki çeflitlili¤i, derin kültürel hayat› ve zengin miras› onu farkl› k›lmaktad›r. Özellikle Havana'n›n mutlaka görülmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Küba'ya geleceklerin deniz turizmi ile kültürel turizmi birlefltiren düzenlemeleri tercih etmelerini öneririm. Tüm Kolejlileri Küba'ya bekliyoruz… Castro ve Che. Küba Devriminin iki kahraman› olarak halktan büyük sayg› ve sevgi görmektedirler. gezi 32 Latin melodileri, dans, tarih ve devrim, dünya üzerindeki en iyi puro, en iyi rom ve en iyi kahve K O L E J L ‹ L E R Küba Altmışların gençliği için hiç sönmeyen bir efsane olan Che Guevara'nın, Fidel Castro'nun ve devrimin ülkesi Küba. Yolsuzlukların, isyanların, ABD'nin adayı işgalinin, baskıcı Batista yönetiminin ardından sosyalizmin gelişiyle birlikte çehresi tamamen değişen bir ülke. Bugün sokaklarında dansın ve puronun eksik olmadığı, mimarisiyle, sıcak kanlı insanlarıyla bambaşka bir dünyanın yansıyan yüzü Küba. gezi 33 Hayat›n Merkezi Küba 24 saat yaşayan bir ülke. Havana'da insanları hemen her saat sokaklarda, kafelerde, barlarda, otellerde, küçük müzik gruplarının çaldığı parçalar eşliğinde dans ederken görebilirsiniz. Nerelerde kal›nabilir? Küba'da otellerin çoğu devletin, bir kısmı ise yabancı yatırımcıların. Tercih edenler için özel evler de var. Küba'nın tarih kokan sokaklarını gezerken yanınıza yaklaşacak Kübalılar sizlere evlerinden odalar kiralamak isteyecekler. Bu Küiçin büyük bir fırsat. Küba'ya gidip de 'churro' yemeden olmaz. Üzerine toz şeker dökülmüş kalem şeklindeki lokmalardan oluşan bu özel tatlı, Latin Amerika'daki birçok ülkede çok popüler. Ancak Küba'da son yıllarda un zor bulunduğu için bu tatlıyı patatesten yapıyorlar. 3-4 yıldızlı restoranlarda kıravat ve ceket giyilmesi gerekiyor. Bir dolar kadar bahşiş vermeniz ise yeterli. Para birimi, Peso. Turistler, Amerikan Dolarını kullanıyor. Ne Yenir? Küba'da restoranların da birçoğu devlete ait. Ancak otellerde olduğu gibi restoranlarda da alternatifler söz konusu. Kübalılar size kendi mutfaklarında yemek pişirmeyi ve birlikte yemeği önerebilirler. Böylece onlarla uzun sohbet fırsatı yakalamış olursunuz. Ancak Küba'nın mutfağı çok zengin değil. Genellikle, dana biftek, tava balık, tavuk ızgara, salam dilimi ızgara ve domuz tercih ediyorlar. Yemeklerde özellikle siyah fasulye ile birlikte pişirilmiş pilav, haşlanmış patates veye kızarmış muz, yanında da salata niyetine doğranmış lahana servis ediliyor. Sokaklarda küçük traktörlerin arkasına takılmış su tankerinden bira satışı yapıldığını görebilirsiniz. Bu biralar ev yapımı olduğundan fiyatları oldukça ucuz. Küba'ya Mayıs-Ekim ayında gitmek isteyenler ise dikkatli olmalı. Çünkü bu mevsimde oldukça yağış alıyor. Bu nedenle yağmurluğunuzu ve şemsiyenizi almayı unutmayın. Yazın ortalama sıcaklık 28 derece. Ülkede genel bir hastalık söz konusu değil ancak çeşme suları içilmiyor. Ankara-Küba Büyükelçiliğinden vize alabilirsiniz. İyi yolculuklar… K O L E J L ‹ L E R ba kültürünü daha yakından tanımak çocuk 34 Uzman Odyolog Nur Baykal’81 “Çocu¤un konuflmas›nda bozukluk saptand›¤› takdirde aile kesinlikle uyar›da bulunmamal›, bir uzmana baflvurmal›d›r. Unutulmamal›d›r ki; önemli olan çocu¤un nas›l söyledi¤i de¤il, ne söyledi¤idir” Uzman Odyolog Nur Baykal'dan çocuklarda iflitme, ses ve konuflma bozukluklar› hakk›nda bilgi ald›k. Konuflma bozuklu¤u ve kekemelik nedir? Konuşma bozukluğu, konuşmanın ritminde meydana gelen bozulma, takılma, duraksama, seslerin doğru ve net olarak çıkmamasıdır. Bu rahatsızlık, halk dilinde “kekemelik” olarak kabul edilir. Konuşmaya başlarken duraksamalar ya da konuşma sırasında tekrarlamalar ve heceleri uzatma şeklinde kendini gösterir. İşitme, konuşma ve ses bozukluklarının teşhis ve tedavisi ile ilgilenen bilim dalı ise Odyoloji'dir. K O L E J L ‹ L E R Konuflma bozukluklar›n›n sebepleri nelerdir? Eğer, çocuklarda konuşmanın başladığı dönemde bir problem yoksa, konuşma bozuklukları sonradan başlamışsa, bunun psikolojik olduğunu, çevresel faktörlerden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Yetişkinlerin farkına varamadığı, ufak tefek olaylar çocuğun duygusal hayatında sarsıntılar yaratabilir. Örneğin; evin başka bir yere taşınması, yeni bir kardeşin aileye katılması, anneanne veya babaannenin uzun süre aile ile birlikte kalması ya da aileden ayrılması, anne - baba ayrılığı, korkutmalar, kötü rüyalar vs. pek çok neden çocukların psikolojik travma yaşamasına neden olabilir. Bunun sonucunda da nefes alma ritminin bozularak kasların kasılmasına, kekemeliğin ortaya çıkmasına yol açabilir. Son yapılan araştırmalar, genetik faktörlerin de konuşma bozukluklarında rol oynadığını göstermiştir. Konuflma bozuklu¤u yaflayan çocuklar, belirli harfleri kullanmaktan kaç›n›rlar. “b, d, t, k” ile bafllayan kelimelerde özellikle tak›lma meydana gelebilmektedir. Bunlar›n yerine baflka kelimeler seçerler. Örne¤in, “dede” yerine “annemin babas›” diyebilirler. ‹flte aile, bu davran›fl tarz›n› fark etti¤i zaman ›srarc› olmamal›, bir uzmana baflvurmal›d›r. NUR BAYKAL '81 1963 do¤umlu olan Nur Baykal, 1981 y›l›nda TED Ankara Koleji'nden mezun oldu. ODTÜ Psikoloji Bölümünü bitiren Baykal, Hacettepe Üniversitesi Odyoloji Bölümünde '‹flitme-Konuflma Bozukluklar›' üzerine yüksek lisans yapt›. Çeflitli üniversitelerde ö¤retim görevlisi olarak çal›flan Baykal, çal›flmalar›n› doktora seviyesinde Biliflsel ve Davran›flç› Psikoterapist olarak sürdürmektedir. Son yedi y›ld›r da Ankara Güven Hastanesinde Odyoloji Uzman› ve Psikolog olarak çal›flmaktad›r. ‹nsanlar aras› iletiflimin konuflma, duyma ve lisan ile direkt ba¤lant›l› oldu¤u düflünüldü¤ünde, bunlardan biri ya da bir kaç›nda aksama oldu¤unda, özellikle çocuklarda psikolojik olarak ne tür farkl›l›klar meydana gelebilmektedir? Çocuk kendisini özellikle içe çekebiliyor ve içine kapanıyor. Performansını ortaya koyamıyor; kendisini ifade edemiyor. Yeni insanlarla tanışmaktan kaçınıyor. Yazılılarda oldukça başarılı olurken, sözlüde aynı performansı gösteremiyor. Arkadaşları tarafından alay konusu olduğu takdirde depresif davranışlar sergileyebiliyor. Bazı çocuklarda da agresif bir ruh hali gözleniyor. Özellikle anneye karşı bir isyan söz konusu olabiliyor. çocuk 35 Konuflma bozukluklar›n›n tedavisinde ne tür teknikler kullan›lmaktad›r? Tedavi süreci kaç yafl›ndan itibaren bafllar? Genellikle konuşma bozukluğuna yönelik terapileri dört yaşından sonra ele alıyoruz. Ancak konuşma bozuklukları daha önce ortaya çıkabiliyor. Çocuklara öncelikle nefes egzersizleriyle, oyunlarla, balon şişirme, aynaya “hoh” yaptırma, mum üfletme ya da, “bab bab bab, lal lal lal” gibi heceleri uzatma, şarkı söyletme, tekerlemeyle nefes kontrolünü öğretiyoruz. Daha sonra da o takılmaları ritmik hale getirip, rahatlatıyoruz. Dikkat edilirse, konuşma bozukluğu yaşayan çocukların şarkı söylerken ve şiir okurken takılmadıkları görülür. Çünkü bu olaylar ritmiktir. Ancak heyecanla bir şey anlatırken, sinirlendiğinde ya da yeni bir kişi ile tanıştığında heyecanlanıp konuşma ritmi bozulur, nefes alışverişi değişir ve takılmalar başlar. Konuflma bozuklu¤u erkek çocuklarda daha yo¤un görülmekle birlikte, erkek çocuklar›n terapiye adaptasyonu k›zlara oranla daha zor olmaktad›r. Konuflma bozuklu¤u e¤er psikolojik etmenlere ba¤l› ise, psikoterapik yaklafl›mlarla, anne baban›n da e¤itimi bir arada sa¤lan›rsa iyileflme yüzde doksana var›r. Çocuk heyecanland›¤›nda tekrar ortaya ç›kabilir. Ancak, nefes alma egzersizlerini bilmesi ve heyecan›na hakim olabilmesi sayesinde rahatlar. Ancak organik olan, do¤ufltan gelen faktörlerin etkili oldu¤u durumlarda rahatlamalar gerçekleflebilmekle birlikte yüzde yüz iyileflme daha az gözlenmektedir. Biz tedavi sürecini oyunla başlatıyoruz. Daha sonra da terapötik yaklaşımlarla sürdürüyoruz. Çocuklarda kekemeli¤in yan›nda “artikülasyon bozuklu¤u” da görülebilir. Bu, harfleri do¤ru söyleyememe durumudur. Bu durumda çocuk, “R, F, fi, C, Ç” seslerini do¤ru söyleyemez. Dil, difl yap›s›ndan kaynaklanan bir durum söz konusudur. Özellikle “r” sesleri beyinde ayr› bir bölgeden uyar›l›r. Yine artikülasyon tedavisi ile “r” seslerinin düzelmesi ve “p” ile “fl” harflerinin daha rahat söylenmesi sa¤lanabilir. Konuflma bozukluklar›nda psikoterapi'nin önemi nedir? Tüm konuşma problemlerinin altında psikolojik rahatsızlık yatar. Mutlaka bir psikoterapi gereklidir. Unutulmamalıdır ki, çocuğun nasıl söyleyeceği değil, ne söyleyeceği önemlidir. Biz, çocuğun gerginliğini ortadan kaldırıp belirli bir ritim çerçevesinde konuşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Oldukça ilerleme kaydediyoruz. Tamamen ortadan kalkması söz konusu olmasa da heyecanlandığı zaman bunu kontrol altına almayı başarabiliyor. Konuflma bozuklu¤unu fark eden aileler nerelere baflvurabilirler? Ankara'da Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinin “İşitme, Konuşma ve Ses Bozuklukları” Ünitesi vardır. Bunlar Kulak - Burun Boğaz Bölümüne bağlı Odyoloji Ünitesi olarak geçer. Konuşma bozuklukları ile ilgili çalışan özel merkezler de bulunmaktadır. Ancak bunların hiçbirine ulaşma şansı bulunmuyorsa, çocuk psikologları ve psikiyatristlerine başvurulabilir. Konuflma bozuklu¤u fark edildikten sonra yap›lmas› gereken en önemli fley, çocukla alay etmemek, ona gülmemektir. Bununla birlikte çocu¤un yafl›n›n büyümesine karfl›n aile bebeksi konuflmalar› desteklememelidir. Örne¤in “adda, mama” gibi kelimeler yerine gezmek, yemek yemek gibi do¤ru kelimeler kullan›lmal›d›r. Aile bilinçli oldu¤u ölçüde henüz bafllama aflamas›nda olan problemler düzelebilirken, ailenin bilinçsiz olmas› s›n›rdaki problemlerin daha da artmas›na sebep olur. K O L E J L ‹ L E R Konuflma bozukluklar›n›n iyileflme olas›l›¤› nedir? Aile iyileflme sürecine nas›l katk›da bulunabilir? Doğuştan gelen bir durum söz konusu ise, iyileşme olasılığı daha az oluyor. Çok daha uzun süreli terapilere ihtiyaç duyulabiliyor. Biz çocuğu terapiye almadan önce, hangi yaşta olduğunu, konuşma bozukluğunun hangi düzeyde olduğunu, hangi sıklıkta konuşma bozukluğu yaşadığını belirliyoruz. Çocuktan önce aile ile görüşüyoruz. Bu noktada önemli olan, ailenin çocuğun konuşmasında bir bozukluk saptadığı anda hiçbir şekilde uyarıda bulunmaması. Genellikle 'dur, iyice düşün ondan sonra konuş' gibi tepkiler gösteriyor aileler. İşte biz bunu doğru bulmuyoruz. Önemli olan çocuğun nasıl söyleyeceği değil, ne söyleyeceğidir. Böyle bir tepkiyle karşılanan çocuk şunu düşünmeye başlıyor: “Ben konuşurken takılırsam alay ederler, müdahale ederler.” Bu düşünce kalıbıyla birlikte kaygı düzeyi de artıyor, çocuk büsbütün takılmaya başlıyor. Ailelerin bunun üstünde durmaması, sakince karşılamaları gerekiyor. Özellikle leb demeden leblebiyi anlayarak hemen müdahale eden, çocuğu işarete yönlendiren ailelerin bu tepkiden vazgeçmeleri gerekiyor. Çocuğun istediği şeyi işaret ile belirtmesi yerine ses çıkarması, ifadelerini rahat ve doğal vermesi gerekiyor. Ailelerin bu durumlar karşısında doğal ve normal davranışlar geliştirmeleri, çocuğun takıldığı noktalarda dikkatini başka şeylere yönlendirmeye çalışmaları gerekiyor. yaflam kalitesi 36 Ö l ç ü l ü t ü k e t i l d i ¤ i n d e s a ¤ l › ¤ a y a r a r l › o l a b i l e n, yüksek dozda al›nd›¤›nda büyük tehlikelere yol açabilen içecek: K O L E J L ‹ L E R Alkol Peki, sa¤l›kl› bir yaflam için ne kadar tüketilmeli? Alkol hem bir besin, hem de bir ilaçtır. Alkol bir besindir, çünkü karbonhidratlardan yapılır ve vücut alkolü kullanarak enerji sağlar. Özellikle kırmızı şarap, antioxidant olduğu düşünülen bazı fenolik bileşikler için iyi bir kaynaktır. Alkol bir ilaçtır, çünkü bazı vücut fonksiyonlarının değişmesine neden olur. İnsanların içeceklerle tükettikleri alkol çeşidi etanoldür, bilinen ve sözü edilen alkol budur. Alkol fermantasyon süreci ile tahıllardan, meyvelerden ve başka yiyeceklerden elde edilir. Şarap ve tahıllardan elde edilen alkollü içecekler birçok toplumun kültüründe geleneksel besin kaynağıdır. Bununla beraber büyük miktarda tüketilen alkol; beslenme, sosyal ve fiziksel sağlık sorunlarına neden olarak vücuda zarar verir. 1 gram alkol 7 kalori sağlar, bu da alkol içeren içeceklerin daha fazla enerji içermesine neden olur. Birçok alkollü içecek çok fazla kalori içermesine karşın çok az veya hiç besin öğesi içermemesi nedeniyle "Boş Enerji Kaynağı" olarak tanımlanır. Alkollü içeceklerin tüketilmesiyle sağlanan enerji ile diyetin kalori içeriği artarken kalite içeriği azalır. Aşırı alkol organizmanın bütün hücrelerine zarar verdiğinden, yeterli bir diyet bile organizmayı, alkolün bütün zararlı etkilerinden koruyamaz. Alkol, mideden ve ince bağırsaktan kolayca ve hızla emilir. Tüketiminden çok kısa bir süre sonra alkol dolaşım sistemine katılarak ken- di yolundan karaciğere, beyine ve vücudun diğer dokularına ulaşır. Küçük miktarda alkol tokluğu uyarır, ancak yüksek miktarda alkol tokluk hissini azaltır. Fazla alınan enerji obezite oluşumunu hızlandırır veya fazla alınan alkol besin alımını engelleyerek ya da besin öğelerinin emilimini değiştirerek yetersizliklere neden olabilir. Eğer alkol kullanımı sonucunda pankreatit gelişirse, yağ emiliminin bozulmasına bağlı olarak yağda eriyen vitaminlerin emiliminde de bozulmalar olur. Kronik pankreatitin şiddetlenmesiyle pankreas hücrelerinin harabiyeti sonucu diabetes mellitus gelişir. Karaciğer sirozuna ciddi beslenme sorunları eşlik eder. Karaciğerdeki birçok metabolik süreç bozulur. Protein sentezinin bozulması sonucu düşen albumin seviyesi ile ödem, koruma faktörlerinin sentezinin bozulmasıyla kılcal damar kanamaları, glikojen deposunun azalmasıyla hipoglisemi ve yine protein sentezinin bozulması ile doku yenileme hızının düşmesi sonucu beyin fonksiyonlarında da bozulmalar görülür. Alkol kullanımı sonucu karaciğer sirozu gelişen bireylerde karaciğerde D vitamini formasyonunun azalmasına bağlı olarak vücudun D vitamini gereksinimi karşılanamaz, sistemde alkol idrarla kalsiyum atımını arttırır, kalsiyum metabolizması problemleri de ortaya çıkar, kemikte azalmalar olur. Sindirim sistemlerinde K vitamini sentezinin azalmasıyla, K vitamini gerektiren korunma faktörleri sentezi de baskılanır. yaflam kalitesi 37 Yüksek miktarda alkol kullanımından suda eriyen vitaminler (B Alkolün intoksikasyon etkileri, kan alkol seviyesi ile ilgilidir. Bir grubu ve C) de etkilenir. Alkol alımıyla beraber suda eriyen vitaminlerin bol bulunduğu sebze ve meyve tüketim miktarı azalabi- veya iki içecek ortalama 75 kg'lık bir bireyde kanda %0.03 düzeyine ulaşır. Kanda bu düzeydeki alkol miktarı hafif intoksikasyo- lir veya emiliminde bozulmalar olabilir. na karşılıktır. sındaki ağır etkileri görülür. Bağırsaktan emilimin bozulmasıyla Kan alkol seviyesinin %0.06 düzeyine ç›kmas›yla trafik kazalar›nda önemli bir art›fl izlenir. veya sindirim kanalı kanamaları sonucu bazı minerallerin de anemisi görülür. Gebelikleri sırasında yüksek miktarda veya düzen- Bu alkol düzeyinde, bazı kaslar kontrollerini kaybederek, süreçlere yavaş tepkiler verebilirler. Kişilerin otomobil kullanmaları ve- li olarak alkol tüketen kadınların gebeliklerinde görülen Fetal Al- ya bir alet kullanmaları bu alkol seviyesinde algılamayı azaltaca- cohol Syndromu, uzun dönemde büyüme ve mental gerilikle kendini gösterir. Her ne kadar küçük miktarda alkol tüketiminin ğından tehlikeli bir duruma dönüşebilir. Kan alkol düzeyi %0.13'e ulaştığında konuşma bozulur, çift görme oluşur, refleksler do- tehlikeli sonuçları görülmese de, gebe veya gebe olma olasılığı nuklaşır ve vücut hareketleri düzensizleşir. Eğer kan alkol düzeyi olan kadınların alkol tüketiminden kaçınmaları önerilmelidir. Alkolün zararlı etkisi tüketilen miktarla ilişkilidir. Gebe olmayan artmaya devam ederse kişinin huzursuzluğu artarak saldırgan tavırlar görülebilir. Kan alkol düzeyi %0,6'ya ulaştığında bu ve sağlıklı yetişkin bireylerin uygun düzeyde tükettikleri alkol düzey özellikle alkol toleransı zayıf olan bireylerde ölüme neden zararlı olmayabilir. Bunun yanında uygun miktarda tüketilen alkol kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki sağlar. Orta düzeyde alkol tüketimi günde 1-2 standardize edilmiş içki olarak kabul olabilir. Aynı miktarda alkol kadınlarda, erkeklerden daha hızlı ve yüksek kan düzeyine ulaşır. Bunun nedeni kadınların vücut ağırlığı ile ilişkili olarak alkol intoksikasyon mekanizmasının er- edilmektedir. Standardize edilmiş içki bir bardağı ya da servis birimi 8-10 g. alkol içeren miktardır. Alkol vücutta iyi kolesterol ola- keklere oranla daha düşük düzeyde olmasıdır. Rom veya cin gibi alkol oranı yüksek içkilerin çok miktarda ve rak tanımlanır ve kolesterolün (HDL) sentezini arttırır. Günde 5 veya daha fazla içecek olarak tanımlanan yüksek düzeyde alkol tüketimi beraberinde birçok sağlık problemini getirir. kısa sürede tüketimi sonucu alkol akut alkol intoksikasyonu oluşur. Yüksek dozda alkol alanlarda huzursuzluk, hızlı nabız, düşük kan basıncı ve büyümüş pupiller görülür. Bu kişiler için Düzenli ve yüksek dozda alkol tüketimi sağlığı olumsuz olarak etkilerken, hastalık olarak alkolizm daha da yüksek dozlarda alkol tüketiminde görülür. acil tıbbi yardım gereklidir. Alkol alımına bağlı birçok sorun alkol alma disipliniyle azaltılabilir veya önlenebilir. Öncelikle alkol intoksikasyonunu hız- Alkol, yıkılıp enerji veya vücut yağ depoları olarak kullanım için, yıkılana kadar kanda ve vücut dokularında kalır. Alkolün vücutta enerjiye dönüşüm süreci ve bu sürecin tamamlanması saatler landırmaya neden olacak boş mide ile alkol tüketilmemelidir. İkinci önemli adım ise alkolün etkisi altındayken özellikle kazalara neden olacağı olasılığı ile, otomobil veya kesici alet kul- sürer ve bu da tüketilen alkol miktarıyla yakından ilgilidir. Bu nedenle alınan alkol vücutta tamamen kullanılana kadar, alkol alımı devam ediyormuş gibi kan düzeyi yüksek kalır. lanımı gibi tehlike yaratacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. Not: Alkollü içeceklerin etiketlerine göre enerji içeriği değerlendirilmelidir. Kaynaklar farklılık gösteriyor !!! Dr. Dyt. Aydan Ercan’82 K O L E J L ‹ L E R Alkol kullanımıyla beraber vücudun elektrolit dengesindeki bozulma sonucu potasyum ve magnezyumun azalmasının kalp ka- moda 38 Vintage Ak›m›n›n Türkiye'deki En Önemli Temsilcilerinden Ece Sükan'94 Siz mankenlik mesle¤inde genelin d›fl›nda tutarl›, profesyonel bir çizgi ortaya koyuyorsunuz. Bu yaklafl›mla, mankenlik mesle¤inde tutunmak zor mu? Çok fazla s›k›nt› yaflad›n›z m›? Bu işin başka türlü de yapılabileceğini gösterebildiğim için mutluyum. Evet, birçok sıkıntı yaşadım, gerek kendi içimde gerekse insanlarla… Birçok zaman kendimi sorguladım; ortamı sorguladım. Sonra da anladım ki önemli olan insanın elinden gelenin en iyisini yapıp sabırla beklemesi. Altyapısız, kısa yollardan hızla gelen başarılar ve şöhretler, yeterince hazmedilemiyor ve kalıcı olamıyor. K O L E J L ‹ L E R Ted Ankara Koleji'nden, ard›ndan da ODTÜ Psikoloji Bölümünden baflar›yla mezun olan, durufluyla, tarz›yla dikkat çekerek kaliteli ifllere imza atan mezunumuz Ece Sükan '94 ile Türkiye'ye tan›tt›¤› vintage'›, moday› ve stilini konufltuk… ODTÜ Psikoloji Bölümü mezunusunuz. Genelde mankenlik mesle¤ini seçen insanlar›n ilk yapt›¤› fley okullar›n› yar›m b›rakmak oluyor. Siz ise e¤itime büyük önem vererek, Türkiye'nin en iyi e¤itim veren okullar›ndan mezun oldunuz. E¤itim size ne ifade ediyor? Neden bu kadar önemli? Bence kişi hangi mesleği seçerse seçsin, önemli olan ileride bir üniversiteyi bitirmiş olmasıdır. Çünkü önemli olan, sadece üniversitede öğretilen dersler değildir. O yıllar kişiliğin geliştiği, bağımsız düşüncelerin oluştuğu, yaşam için birçok alanda öndeneyimler yaşandığı zamanlardır. Benim için de özellikle bir 'Ankaralı' olarak üniversite eğitimimi bitirmemem söz konusu bile olamazdı diye düşünüyorum. Ece Sükan'›n ad› Vintage ile an›lmakta. Bilmeyenler için Vintage nedir? Vintage 1980’lerden sonra dünyada önemli bir trend haline geldi. Vintage'nin ülkemizdeki geliflim çizgisini, durdu¤u noktay› anlat›r m›s›n›z? Vintage “en az 20 senelik ve belli bir döneme ait olan, önemli bir tasarımcının veya akımın temsilcisi olan” kıyafetlere deniyor. Her 2. el kıyafet tabii ki vintage statüsüne giremiyor. Bu aslında bir trend değil, hem bir yaşam tarzı, hem de oldukça kişisel bir duruş. Modanın dikte ediciliğine karşı oldukça yaratıcı ve cesur bir tavır. Türkiye’de bu kavram yeni oturuyor ve zamanla daha da değerini bulacak diye düşünüyorum. Moda editörlü¤ü de yap›yorsunuz. Dünya modas›yla, ülkemiz modas›n› karfl›laflt›rd›¤›n›zda ne tür farkl›l›klar var. Moda sektörü aç›s›ndan dünyan›n neresindeyiz? Henüz bir moda şehri olduk diyemeyiz. Ancak tabii ki sevindirici gelişmeler de var bu alanda… Henüz markaların egemenliğinden çıkamamış, onlara doyamamış bir moda anlayışına sahip bir toplumuz genelde. Kişisel stil ve tarz sahibi olmak az rastlanır bir durum. Bu şehrin sokaklarından doğan ve sanatı, müziği etkileyen bir moda akımı yok maalesef. Toplum olarak hâlâ markalar›n egemenli¤inden ç›kamad›k. Kiflisel stil ve tarz sahibi olamad›k. Kendi kültürümüzden do¤an ve sanat›, müzi¤i etkileyen bir moda ak›m› yaratamad›k. moda 39 Mankenlik d›fl›nda dizi oyunculu¤u da yap›yorsunuz, oyunculuk hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir? Sinemay› düflünüyor musunuz? Oyunculuk müthiş tutkuyla bağlanılmasını isteyen bir kulvar. Annemin tiyatro sanatçısı olması sebebiyle küçüklüğümden beri bu dünyanın içinde oldum. Kişinin kendini ifade edebildiği bir alan ve hoşuma gidiyor açıkçası. Uygun bir proje olursa sinema da isterim tabii. Son olarak Kolejli olman›z›n kariyerinizdeki olumlu etkileri nelerdir? Kolej'in etkinliklerine kat›l›yor musunuz, Kolej’den arkadafllar›n›zla görüflüyor musunuz? Kolejli olmak her zaman gurur duyduğum bir durum. O yıllarda ve o çatı altında aldığım eğitim, terbiye ve Kolejli olma kültürü, hayatım boyunca kişiliğimin ve mesleki anlamdaki prensiplerimin temelini oluşturmuştur. 10. yıl baloma maalesef katılamadım, 15’inci yılımı bekliyorum. İstanbul'da Kolej'den eski arkadaşlarım var ve hep beraberiz. K O L E J L ‹ L E R Vintage, modan›n dikte edici tavr›na karfl› yarat›c› ve cesur bir durufltur. Bir yaflam tarz›n› ve kiflisel tavr› yans›t›r. keyif 40 Seda ve Güllaç Seda Pasta & Bistro bir düşün büyüyüp gelişmesi ve gerçeğe dönüşmesidir. Seda Pasta & Bistro, Ankara'da kurumsal anlamda büyüyerek bu gelişimi geleneksel lezzetlerle, dünya mutfağından farklı tatları bir arada sunarak taçlandırdı. Kuşaktan kuşağa pastacı bir ailenin hikâyesidir SEDA. Güllaç Ankara'da 1980 yılında Recep Yumşakdemir'in hayallerinden ve geleneksel Ramazan lezzetlerinin Ankaralıya daha iyi ulaştırılması fikrinden doğmuştur. Ankara'da ilk defa Seda'da yapılmaya başlanmıştır. Ankara'daki güllaç geleneğinin yaratıcısı Seda'dır. 1995 yılında markalaşarak daha da büyüyen Seda Pasta, Murat Yumşakdemir'in kurucusu olduğu Seda Pasta & Bistro ile Ankara'nın vazgeçilmez bir mekânıdır. Bugün, Ankara'da şubeleşme yolunda çalışmalarını sürdüren Seda Pasta & Bistro yakında Çayyolu şubesi, gelecekte de birçok alışveriş merkezinde 34 yıllık birikimini yansıtan tatlarıyla daha da büyümeyi hedefliyor. K O L E J L ‹ L E R • Pazar günleri brunch; hafta içi 20.00- 23.00 saatleri arası canlı müzik. • Çocuklar için oyun odası ve palyaço. • Sanat günleri, özel organizasyonlar ve catering hizmeti sunan SEDA Ankara'nın her yerine istediğiniz lezzeti getiriyor. Malzemeler: 4 kg süt 1 kg şeker 1 tatlı kaşığı gül suyu Yarım çay kaşığı vanilya 400 gr ceviz Yarım kilogram muz Süsleme İçin: Kivi Nar Muz Hindistan cevizi Yapılışı: Süt ocakta kaynatılır. Şeker, gül suyu, vanilya sütün içerisine eklenir. Güllaç yaprakları büyük bir tepsi içerisine tek tek yerleştirilir. Her kata hazırlanan süt dökülür. 4 katın üzerine dilim muz ve ceviz serpilir. Tekrar 4 kat güllaç yaprağı konulur. Bu işlem bittikten sonra güllaç soğumaya bırakılır (Buzdolabına konulabilir). Servis yapılacağı zaman üzeri Hindistan cevizi ve meyvelerle süslenir. Afiyet Olsun... • Seda Pasta & Bistro 4600 m2 lik alanıyla Türkiye'nin en büyük pasta & bistrosudur. • Türkiye Pastacılar Yarışmasında birincilik ödülü. • Dünya mutfağından çok ayrıcalıklı, özel menüler ve spesiyaller. Seda & Bistro 444 0 217 www.sedapastabistro.com kültür - sanat 42 Beren Saat '02: “Hep Sezgilerimi Dinleyerek Yaflad›m. Beni Hiç Yan›ltmad›lar” K O L E J L ‹ L E R Güzelli¤i, masumiyeti ve yetene¤i ile son dönemin en gözde isimlerinden biri Beren Saat. Kolej y›llar›nda müzikallerde baflrol oynayarak yetene¤ini keflfeden; seçici davrand›¤› televizyon projeleri ile kaliteli ifllere imza atan; son dönemin en çok ses getiren dönem dizilerinden 'Hat›rla Sevgili'deki Yasemin karakteri ile herkesin gönlünü bir kez daha kazanan Beren'le Kolej'den, Türkiye'nin en sevilen sanatç›lar›ndan biri olmas›na uzanan sürecini konufltuk. Önce Ankara'n›n en köklü okullar›ndan TED Ankara Koleji'ni bitirdiniz, ard›ndan da Baflkent Üniversitesi ‹flletme Bölümü'ne girdiniz. Bize Türkiye'nin Y›ld›zlar› Yar›flmas›na uzanan bu süreçten söz eder misiniz? "Hayatımın yanlış yöne gittiğini fark ettim" diye özetliyorum ben bu durumu. İşletme okuyordum ama aslında oynamak istiyordum. Hep sezgilerimi dinleyerek yaşadım ve beni hiç yanıltmadılar. Bu yönde yeteneğim olduğuna inanıyordum ve üzerine gittim. Biraz da şans yardım etti ve süreç hızlandı. Herkes kendi kaderini şekillendirebiliyor bana kalırsa; bu sebepten insanın mutsuz olacağı hayata razı olmaması gerekli. “Türkiye'nin Y›ld›zlar›” yar›flmas›yla sanat hayat›na kat›ld›n›z. Sanat kariyeriniz aç›s›ndan bu yar›flma nerede duruyor? Bu yar›flmalar›n sanata ve kültür hayat›m›za katk›lar› nelerdir? Ben bir televizyon yıldızı yarışmasına katıldım ve bu yönde ilerliyorum şimdilik. O yüzden kendimi “sanat kariyeri yapıyorum” cümlesiyle hiç kandırmadım. Ama hedeflediğim bir sanatsal kariyer planı var tabii ki. Sinemada kariyer yapmayı hedefliyorum. Üç senedir, gelen pek çok teklife rağmen, sinemaya adım atmayışım doğru zamanı, doğru rolü ve doğru yönetmeni bekleyişimdendir. Bu süreçte televizyonda da mümkün olduğunca en doğru projelerde yer almaya çalışarak pratik yapıyor ve kendimi hazırlıyorum. “Türkiye'nin Yıldızları” yeni yaşamımın başlangıcı olduğundan önemli bir kırılma noktasıdır ve değeri yadsınamaz şüphesiz. Bundan sonraki planlar›n›z neler? Oyunculu¤u bir ömür boyu devam ettirmeyi düflünüyor musunuz? Bir ömür bu mesleği yapabilmeyi tüm kalbimle diliyorum her gün ve bu yüzden acele etmiyorum artık. Daha gencim, çok başındayım ve umarım kendimi hayal kırıklığına uğratmam. Dizilerde ve sinemada örnek ald›¤›n›z oyuncular var m›? Dizi ve televizyon sektörü hakk›nda düflünceleriniz neler? Dizileri takip ediyor musunuz? Ben daha ziyade erkek oyuncuları izleyerek besliyorum kendimi ve en hayran olarak izlediğim isim Sean Penn diyebilirim. Dizilere gelince; binlerce insanın madalya takılmayı hak edecek kadar yüksek, yer yer insanüstü bir gayretle çalıştığı sektör demeliyim kültür - sanat 43 “Hat›rla Sevgili” dizisindeki “Yasemin” karakteriyle Beren aras›nda benzer yanlar var m›? “Yasemin” olarak an›lmaktan memnun musunuz? “Hayır yok” diyemem çünkü Yasemin, Beren'in bir parçası; ufak bir parçası. Yasemin'i o kadar çok seviyorum ki hiç olamadığım kadar şımarık, bencil ve pervasız olabiliyor bazen en çok o sahnelerde tadını çıkarıyorum. Dizi 1960'lar› anlatan bir süreçle bafllad› ve devam ediyor. Yafl›n›z sebebiyle yetiflemedi¤iniz bu dönemde yaflayan bir karakteri canland›r›yorsunuz. Bu süreç ve yaflananlar üzerine ne düflünüyorsunuz? Darbeler, idamlar... İyi ki yaşamadım bunları. “Hatırla Sevgili” kendi içimde demokrasi kelimesini anlamlandırmamı ve defalarca yeniden tartmamı sağladı. Özal'ın çocukları ve apolitik nesil olarak suçlanan bizlerin vurdumduymaz değil aslında yakın tarihinden haberdar olma hakkı elinden alınmış mağdurlar olduğumuzu anlamamı sağladı. Keşke müfredat bize üç yüz yıl önceki savaşların sebep ve sonuçlarını ezberletmek yerine, son elli yılda idam ettiğimiz başbakanımızı, maşa olarak kullanılıp ipe gitmiş toy üniversiteli gençleri, 12 Eylül'deki kıyımı anlatsaymış. Demokrasiyi anlatsaymış en başta! Belki de bugün demokrasi, elastikiyeti çıkarlara göre ayarlanan, emelleri antidemokratik olduğuna adımız gibi emin olduğumuz bir grubun sırtını dayadığı olgu haline gelmezdi. Oynad›¤›n›z TV dizileri sayesinde milyonlarca insan›n gözü önünde yafl›yorsunuz, tan›n›yorsunuz. Çok fazla göz önünde olmak rahats›zl›k veriyor mu? Medyan›n özel hayata çok fazla müdahale etti¤ini düflünüyor musunuz? Bazen bunalıyorum ve yalan haberlerde ne durumlara düştüğümü görünce kalbim kırılıyor ama oynamaktan sağladığım manevi tatminin yanında küçük bir pürüz yalnızca. Kolej'in dünyaya olan bak›fl aç›n›za, sanat kariyerinize olumlu katk›lar› oldu mu? Okulum hayatta durduğum yeri belirlemiş, tüm fikirlerimi şekillendirmiş. Yıllar geçtikçe görüyorum bunu. Kıymetini daha çok anlıyorum Kolejli olmanın. Aslında hayatımın yönünü değiştirmeme en büyük neden de okulumun bana sunduğu fırsatlarla yeteneklerimi keşfetmemdi. Ben o kadar verimli zamanlarında okudum ki TED'in. On dört yaşımda, Büyük Tiyatro Sahnesinde bir müzikalde başrol oynamamın; dansa yetenekli olduğumu keşfetmemin; koroda aldığım ilk şan eğitimimin; 75. yıl kutlamalarında Samsun Gemisini dolduran Devlet Sanatçılarıyla turneye çıkabilmemin yegâne nedenidir Kolejli olmak. Yıllar geçtikçe ne kadar steril ve güven dolu bir ortamda büyüdüğümüzü ve ne kadar sağlam dostluklar kurduğumuzu görüyorum bir de gurur duyuyorum. DAN DAN DANANAN DANANANAN KOLEJ!!! Geçmifle dönük diziler, izleyici taraf›ndan çok seviliyor. Siz bunu neye ba¤l›yorsunuz? Dönem dizileri bir tür rüya aslında izleyici için. Zaman makinesine binmek gibi bir rüya. Herkes bir neden buluyor diziye tutunmak için; bazen tarih, bazen kostümler, bazen saçlar, çok zaman müzik, zamanında (bir başka) yaşanan aşk; hatta bazen çocukluk anılarından kaçıveren bir buz kabı. Y›llar geçtikçe Kolej'li olman›n k›ymetini daha fazla anl›yorum. Okulum, hayatta durdu¤um yeri belirlemifl, tüm fikirlerimi flekillendirmifl, hayat›m›n yönünü de¤ifltirmeme neden olmufl, yeteneklerimi keflfetmemi sa¤lam›flt›r. K O L E J L ‹ L E R önce. Diziler hiç de öyle tüketildiği gibi rahatlıkta üretilmiyor. Bir haftada bir sinema filmi uzunluğunda bölümler yetiştirmeye çalışmak, günlük uyku saatinin üçün üzerine çıkamadığı aylar ya da bazen uykusuz yetmiş iki saat anlamına geliyor. Tüm bu fiziksel caydırıcılığına karşı, hâlâ tüm kalbimle bir ömür çalışmak istiyorsam, yalnız değilsem, hatta çok kalabalıksak ve hızlı dönen bu dişliler eş zamanlı gelişimi de sağlıyorsa bu ülkede dizi sektöründe umut vaat eden bir takım durumlar var demektir. Eleştiren herkese karşı bunu gururla söyleyebilirim. Biz çalışma ritmimiz gereği kendi dizilerimizi bile her hafta takip edemiyoruz ama sektörel bilgi sahibi olmak açısından hepsini bir bölüm izlemeye gayret ediyorum. kültür - sanat 44 Operan›n S›n›rlar›n› Zorlayan Sanatç›: Leyla Topalo¤lu Çolako¤lu’73 Cumhuriyetimizin önemli sanat kurumlar›ndan Devlet Opera ve Balesinin de¤erli sanatç›s› Leyla Topalo¤lu Çolako¤lu ile opera sanat›n›n genifl ufku ve sanat›n evrenselli¤i üzerine güzel bir söylefli gerçeklefltirdik. Bize kendinizden söz eder misiniz? Müzikle, 7 yaşında iken ünlü piyanist Mithat Fenmen'den piyano dersleri almaya başladığımda tanıştım. Fakat piyano o yıllarda beni hiç cezbetmedi. Gönlüm hep şarkı söylemekteydi. İlkokul yıllarında gösterilerin ve 23 Nisan balolarının vazgeçilmez solistiydim. Orta öğrenimimi TED Ankara Koleji'nde yaptım. Bu süreçte hobim olan şarkı söylemeyi, şan dersleri almaya başlayarak, daha bilinçli bir konuma getirmeye çalıştım. Dünyaca ünlü bariton Afro Poli'yle lise 1'de okurken tanıştım. Onun destek ve önerisiyle şan eğitimi dersleri almaya başladım. Lise yıllarında da artık sevgili müzik hocam Nevzat Özgül'ün desteğiyle müzik gecelerinde konserler vermeye başlamıştım. Ankara Koleji'nden 1973 yılında mezun olduktan sonra konservatuvar sınavlarını birincilikle kazandım. Ailem iyi bir opera seyircisi ve klasik müzik dinleyicisi olmasına karşın benim profesyonel sanatçı olmama karşı çıktı. Fakat lise 2. ve 3. sınıf yıllarında çok sevdiğim ve saydığım edebiyat hocam Rükzan Günaysu'nun çağdaş, aydın ve pedagojik yaklaşımlarının, ailemin ikna olmasına çok yardımları olmuştur. Bu sayede opera şarkıcılığı mesleğini seçmem kolaylaştı. Be¤endi¤iniz sanatç›lar ya da eserlerini seslendirmekten keyif duydu¤unuz besteciler kimler? Her türlü kaliteli müziği dinliyor ve seviyorum, yalnız operayla kısıtlı kalmıyorum. Jazz, folklorik müzikler de dinliyorum. Doğal olarak divamız Leyla Gencer en beğendiğim sopranolardan biridir. Fransız bestecilerinin eserlerini seslendirmekten büyük keyif alıyorum. Eric Satie, Francis Poulenc bunlardan bazıları. Ayrıca konserlerimde tür- K O L E J L ‹ L E R külerimize özellikle yer veriyorum. Sanat, toplumlar› birbirine Opera oldukça derin, bilgi birikimi ve kültür gerektiren bir sanat dal›. Ülkemizde yak›nlaflt›ran, din, dil, ›rk ayr›m› yeterince bilinmiyor. Siz operan›n genifl kitlelere ulaflmamas› konusunda ne düflünüyorsu- olmaks›z›n insanlarla iletiflim nuz? Sizce bugüne kadar yeterince tan›nmamas›n›n suçlusu kim? Operanın sınırlarını zorlamak gerektiğine inanıyorum. Daha popüler müzik türleri- kuran, ruh birli¤i sa¤layan bir dal. ni eğitimli ve donanımlı sanatçıların seslendirmesi dinleyiciyi etkileyecektir. Konser- Sanats›z bir yaflam, kurumufl bir lerde klasik repertuvarın yanında halkın bildiği ve sevdiği ezgilere de yer vermek se- a¤aç gibidir. yircinin daha çok ilgisini çekecektir. Opera seyircisinde büyük bir artış var. Gençler çok ilgili, ancak yeterli değil tabii. Opera popüler bir kültür olmadığı için dünyada da popüler müzik kadar yaygın değil. Bu müziği anlamak ve sevmek için belli bir birikim gerekiyor. Büyük Ata'mıza sanatçılar olarak çok şey borçluyuz. Onun döneminde başlatılan kültür ve sanat reformu ne yazık ki daha sonraki dönemlerde aynı hızla devam ettirilemedi. Opera seyircisi olabilmek için belli bir kültür ve birikime gereksinim var. Bu- kültür - sanat 45 nun da ilkokul çağlarında eğitimle başlaması gerektiğine inanıyorum. Okullarda müzik öğretmenlerine büyük görev düşüyor. Biz Devlet Operası olarak, valilikler, il kültür müdürlükleri ile ortaklaşa etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca Devlet Operası, çocuklara yönelik opera ve baleleri repertuvarına alarak bestecilerine de bu yönde destek vererek, her yıl birçok çocuk oyununu sahneliyor. Yalnız medyamıza da büyük görevler düşüyor. Kaliteli sanata daha çok destek verilmesi, özel tv'lerde bu gibi programlara yer verilmesi gerekiyor... Siz bir opera sanatç›s› olarak oynad›¤›n›z eserlere haz›rlan›rken, bir eseri proje aflamas›ndan prati¤e dökerken neler hissediyorsunuz, nas›l bir haz›rl›k aflamas› geçiriyorsunuz? Bir opera sanatçısı için yeni bir projeye veya esere hazırlanmak en heyecanlı ve en Opera flark›c›l›¤›, kiflinin tüm yaflam›n› kapsayan bir meslek. Sürekli yenilikleri izlemek, repertuvar yapmak ve araflt›rmak gerektir. Benim mesle¤im ayn› zamanda da hobimdir. Her alanda oldu¤u gibi operada da de¤iflik müzik türlerini denemek, s›n›rlar› zorlamak ve operaya ça¤dafl bir bak›fl aç›s› getirmek taraftar›y›m. güzel evredir. Tüm duygu yoğunlukları bu dönemde yaşanır. Gerilim artar, sanatçı gösteriye kadar başka bir boyutta yaşar. En sonunda da başarıya ulaşılırsa, dünyada en mutlu insan odur. Son dönemde gerçeklefltirdi¤iniz dinletiler ve konserler hakk›nda bilgi verir misiniz? 2006-2007 sezonu çok yoğun geçti. T.C. Dışişleri Bakanlığının görevlendirmesiyle tenor Hakan Aysev'le birlikte 2006 Eylül'de Chicago'da konserler verdik. Daha sonra ODTÜ ve Türk Japon Vakfında yine Hakan Aysev'le birlikte jazz konserleri gerçekleştirdik. Operada ise F. Lehar'ın “Şen Dul” operetinde Ankara ve Eskişehir'de oynadım. 2007'nin Haziran ayında gitarist ve yorumcu Attila Demircioğlu ile birlikte yine T.C. Dışişleri Bakanlığının görevlendirmesi sonucu, Strasbourg'da iki konser gerçekleştirdik. Birinci konser Belfort'da (Strasbourg yakınlarında), ikinci konser ise Avrupa Konseyi Parlamenter Sarayı Genel Kurul Salonunda oldu. 46 ülkeden Parlamenter ve Bakanların katılımıyla 300 kişilik bir seyirci kitlesine ulaşmak bizi çok mutlu etti. Bu etkinliklerin yanı sıra gençlerle çalışmak beni çok mutlu ediyor. Sevgili okulumun bana sağladığı olanaklar sonucu 2006 Mayıs (Hayal Gecesi), 2007 Mayıs (Mevlana'dan Verdi'ye) Ankara Koleji Lise Kısmı Çok Sesli Korosu ve Dansçıları ve değerli müzik hocası Serdar Dilekcan ile birlikte iki sahne gösterisi gerçekleştirdik. Operalar, müzikaller, türkülerden ilahilere kadar geniş bir yelpaze içeren bu kolajların, sahne düzeni ve rejisini ben; koreografisini Nilgün Bilsel; müzikal çalışmalarını ise Serdar Dilekcan hazırladı. Bu sanatsal faaliyetlerin, gençlerin vizyonlarını genişleteceğine, çok kara Koleji yöneticilerini, Kolej farkını ve ayrıcalığını yaşattıkları, Türkiye'ye çağdaş ve aydın gençler yetiştirilmesindeki büyük katkıları nedeniyle tebrik ediyor ve saygılar sunuyorum. Siyaset- sanat iliflkisi ba¤lam›nda devlet sanatç›s› olman›n zorluklar› var m›? ‹çinde bulundu¤unuz sanat kurumunu sanat politikalar› ba¤lam›nda gelecekte nas›l bir noktada görmek istiyorsunuz? Sanata politika karıştırılmamasından ve kültür politikalarında süreklilik olmasından yanayım. Sanatçı özgürce sanatını sergileyebilmeli, kısıtlamayla karşılaşmamalıdır. Kolejli dostlar›n›zla görüflebiliyor musunuz? Kolej'in aktivitelerine kat›l›yor musunuz? Kolejli dostlarımı, özellikle '73 grubumu yıllar sonra buldum. Birlikte çok hoş organizasyonlar yapıyor, belli zamanlarda buluşuyoruz. Seneler sonra okul yıllarına dönmek, anıları paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Bana verdikleri desteklerden ötürü buradan kendilerine sonsuz teşekkürler. K O L E J L ‹ L E R sesli müzik seven ve dinleyen bireyler olarak topluma katkı sağlayacaklarına inanıyorum. Bu tür etkinliklere destek veren TED An- kültür - sanat 46 Ölümünün 30. Y›l›nda Türk Edebiyat›n›n De¤erli ‹smi K O L E J L ‹ L E R O¤uz Atay’› Sayg›yla An›yoruz... Oğuz Atay (1934-1977), Kastamonu ilinin İnebolu ilçesinde dünyaya gelir. Cumhuriyetin önemli eğitim kurumlarından olan Ankara Maarif Kolejini başarı ile bitirerek İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesine girer. Oğuz Atay, Maarif Kolejinden ve İTÜ'deki başarılı öğrencilik hayatından sonra öğretim üyesi olmaya karar verir. Bu dönemde Maarif Kolejinde ve İTÜ'de, aralarında Prof. Mustafa İnan'ın da olduğu çok değerli hocalardan ve bilim insanlarından dersler alır. Oğuz Atay'ın akademisyenlik ve yazarlık kariyerini belirleyen temel altyapıda Maarif Kolejindeki nitelikli eğitimin de büyük katkısı olduğunu söylememiz hiç de yanlış olmaz. Oğuz Atay 1960 yılında İDMMA İnşaat Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaya başlar. Akademik kariyerinin başlamasıyla beraber yazı hayatına, edebiyata yönelimleri de artar Oğuz Atay'ın. Bu dönemde “Tutunamayanlar” romanını yazmaya başlar. 1970 yılına doğru tamamlanan roman TRT'nin açtığı roman yarışmasını kazanır. Oğuz Atay 1970'li yıllarda edebi anlamda ciddi tartışmaların odağında yer alır. Edebiyat anlayışıyla, Türk edebiyatının süre gelen edebi geleneğini sarsmış ya da toptan değiştirmiştir. Atay, “Tutunamayanlar” romanıyla edebi anlamda bir devrime imza atmıştır. Oğuz Atay, 1973 yılında “Tehlikeli Oyunlar” adlı ikinci romanını yayımlamıştır. Daha sonra hikâyelerini “Korkuyu Beklerken” adı altında kitaplaştırmıştır. Cumhuriyetin önemli bilim adamlarından Oğuz Atay'ın hocası Prof Mustafa İnan'ın hayatını romanlaştırdığı kitabı, “Bir Bilim Adamının Romanı” adı altında yayımlanır. Yazarın, “Oyunlarla Yaşayanlar” adını taşıyan tiyatro oyunu, yazılmasından günümüze kadar geçen süreçte özel ve ödenekli tiyatrolarda binlerce kez oynamıştır. “Oyunlarla Yaşayanlar” adlı tiyatro oyunu, Türk oyun yazarlığının temel taşlarından olup, tiyatro edebiyatının gelişmesinde önemli katkıları olmuştur. Oğuz Atay çok önemsediği, büyük kitap projesi “Türkiye'nin Ruhu”nu yazamadan çok genç yaşta hayata gözlerini yummuştur. 43 yıllık kısacık yaşamına dünyaca ünlü, çok önemli edebi eserleri sığdırabilmeyi başarmıştır Atay. Türk romancılığını çağdaş dünya edebiyatı seviyesine çıkarmıştır. kitap 47 Tutunamayanlar Tutunamayanlar romanı, yapı itibariyle baktığımızda Türk aydın tipine, düşünce yapısına derin eleştiriler getiren bir romandır. Roman tutunamayan insanların küçük dünyaları üzerine kurgulanmıştır. Hayatın dallarına bir türlü tutunamayan ama bu duruma çare de bulamayan küçük burjuva insanlarının bilinç yapısına yönelik derinlemesine bir çözümleme, irdeleme anlayışı Oğuz Atay'ın genel üslup yapısını oluşturmaktadır. Kitabın başkarakterlerini oluşturan Selim ve Turgut, hayata tutunamayan, aynı zamanda ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizlerden en fazla etkilenen, ezilen karakter tipolojisi ortaya koyarlar. Okur, romanın içinde üslup girdabına sokulmaktadır. Yazar, roman dilini kurgularken, roman kahramanlarının zihinsel süreçlerini farklı üsluplarla ifade etmekte, daldan dala atlayarak okura kaygan bir zemin sunmaktadır. Romanın anlatıcısı dilden dile, zihinden zihne dolaşarak okuru sarsar. Roman okuru Turgut ve Selim karakteri gibi roman ilerledikçe tutunamayan küçük burjuva bireyi durumuna düşmektedir. Bu kurgu yapısıyla klasik anlamda muhafazakar Türk roman anlayışını sarsmıştır Atay. Oğuz Atay tutunamayan insan tipiyle ortaya koyduğu hayata dair değerleri derinden sorgulamaktadır. Ülkede yaşanan hızlı değişimi farklı bir kurgu anlayışı ile ortaya koymaktadır. Turgut ve Selim karakterlerinin kayıp metinler üzerine girdikleri derinlikli arkeolojik çalışma belki de hala sürmektedir. Tutunamayanlar romanı yapı itibariyle hayatın içinde devam etmektedir. Romanı Türk roman geleneği içinde bu yapısı tam bir klasik haline getirmiştir. Roman daha başlangıçta farklı anlatılarla okuru şaşırtmıştır. Bu şaşırtmaca romanın sonuna kadar devam etmiştir. Okura öznel bir bakış açısı kazandıran özgürleştirici bir roman özelliği taşımaktadır. Tutunamayanlar romanı editör ve gazetecinin ön sözüyle başlar. Olay yirminci yüzyılın ortalarında Turgut'un evinde devam eder. Anlatı gece ile ifade edilmektedir. Çünkü gündelik olan klişelerden gece ile kopmaktadır roman. O gece Selim'in ölüm haberi gelir ama Selim karakteri romanın içinden hiç çıkmaz. Daha sonra da romana yabancı bir karakter yani Olriç eklenecektir. Türk edebiyatında pek rastlanmayan bir durum olarak yabancı isimli bir karakter romana dahil olacaktır. Oğuz Atay Türk edebiyatında hep hatırlanacak farklı bir eser ortaya koymuştur. Tutunamayanlar romanı hiçbir zaman bitmeyen bir romandır. Turgut ve Selim karakterleri bu ülkede bir yerlerde tutunamayarak küçük hayatlarını devam ettirmektedirler. K O L E J L ‹ L E R Oğuz Atay'ın “Tutunamayanlar” romanı Türk edebiyatının en önemli ve en farklı romanlarından bir tanesidir. Atay daha yazdığı ilk romanla birlikte Türk edebiyatında devrim niteliğinde değişimlere neden olmuştur. Tutunamayanlar romanı hem romanın anlattıklarıyla hem de biçemi, yani üslubuyla Türk edebiyat geleneğine farklı bir boyut katmıştır. Atay'ın romanı basıldıktan ve TRT tarafından düzenlenen roman yarışmasında birincilik ödülünü kazandıktan sonra, romanın üslubu ve anlatım tarzı üzerinde edebiyat mecralarında ciddi tartışmalara neden olmuştur. Oğuz Atay küçük burjuva değerlerini alaya alarak toplumsal yapıya yönelik hem çok zekice göndermelerde bulunmakta hem de Türk romanını batılı tarzda yazılan roman anlayışına yaklaştırmaktadır. Bu bağlamda yazarın edebiyata katkılarının altını önemle çizmek yanlış olmaz. hobi 48 Do¤a ve hayvan sevgisinin, paylafl›m›n ve güvenin temel oldu¤u, her yaflta yap›labilecek, fazla kondisyon gerektirmeyen asil bir spor: Binicilik İki canlının birlikte yaptığı nadide sporlardan binicilik. İyi iletişim kurmayı, birbirini tanımayı, etkili bir diyaloğu, karşılıklı olarak iki canlının da birbirini anlamasını ve sonuna kadar güvenmesini gerektiriyor. Atın, binicisine güvenmesi, ona zarar vermeyeceğine, doğru yöne yönlendireceğine inanması gerekiyor. Binici gerçekten çok iyi bir binici olabilir. At da aynı şekilde çok iyi bir at olabilir. Ancak eğer uyum sağlanamaz ve ortak nokta bulunamazsa başarı şansı çok azalıyor. Binicilik herkesin her yaşta yapabileceği bir spor. Ankara Atlı Spor Kulübü herkese açık. Yaş sınırı olmadığı gibi, üyelik de aranmıyor. Önce bir kot pantolon ve spor ayakkabı ile başlayan bu süreç, zamanla binicilik pantolonu ve ayakkabısı edinilerek devam ediyor. Cüzi bir ücret karşılığında, hoca eşliğinde ata binmek mümkün. Hatta bazen öyle çok binen oluyor ki profesyonel binicilere çalışma sahası kalmıyor. Binicilikte belirli bir seviyeye gelmek oldukça kolay. Örneğin, ilk birkaç ders sonunda atın üzerinde dengede kalmayı öğrenebiliyorsunuz. Hobi olarak yapılabilecek çok asil bir spor. Ankara'da biniciliği hobi olarak yapmak ya da çocuklarını bu güzel spora yönlendirmek isteyenler için başvurulabilecek yerler var. Bunlar: Ankara Atlı Spor Kulübü, Binicilik İhtisas Kulübü, Başkent Binicilik Tesisleri. K O L E J L ‹ L E R Hulki Karagülle'83 Milli binici Hulki Karagülle, 1963 y›l›nda Ankara'da do¤du. Orta ve lise e¤itimini Ankara Koleji’nde tamamlad›. Gazi Üniversitesi Çal›flma Ekonomisi ve Endüstri ‹liflkileri Bölümünden mezun oldu. Yedi yafl›ndan beri ata binen Karagülle, henüz on alt› yafl›nda, lise birinci s›n›fta iken Balkan fiampiyonu oldu. Uluslararas› dereceleri olan Hulki Karagülle, Ankara Atl› Spor Kulübü ve Binicilik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesidir. hobi 49 İlk başlayanlar için önemli olan denge. Bunu sağlamak için ilk birkaç derste hocalar yardımcı oluyor. Sonra sürat ve dörtnala geçiliyor. Bu hareketler on beş - yirmi günü alıyor. İki ay içinde de rahatlıkla kendi başınıza durmak mümkün oluyor. Ancak amaç çocukları profesyonel biniciliğe yöneltmek ise, önemli olan pony çağında başlatmak. Bu 7 - 8 - 9 yaşlarına denk gelen dönem. Bu sporda kabiliyetten daha önemli olan heves. Çünkü çocuk bunu istemiyorsa, yeteneğin bir önemi kalmıyor. Çocuğun atı sevmesi ve at binmeyi istemesinin ardından, daha ileri aşamalarda yetenek gerekli oluyor. Çocuk hayvanları, onlarla iletişim kurmayı seviyorsa biniciliğe devam edebiliyor. 14 yaşından sonra da büyük atlara geçiyor. Binicilik, Türkiye'de yeterince tanınan ve uygulanan bir spor değil ne yazık ki. Çünkü ülkemizde spor denildiğinde akla futbol geliyor. Bu nedenle binicilik de diğer sporların makus talihi gibi kitlelere ulaşamıyor. İnsanlar da bilmedikleri şeye heves duyamayacaklarından binicilik yeterince yaygınlaşamıyor. Aslında bu işin merkezi İstanbul. Ancak orada da kapalı kulüpler içinde yapılan binicilik nedeniyle, bu sporun tabana yayılması mümkün olmuyor. Bugün arazi olarak oldukça müsait olmasına karşın, Kolej'de binicilik eğitimi verilmiyor. Böyle bir tesis kurulması ve öncülük edecek kişilerin olmasıyla bu spor Kolej'de öğretilebilir. Biniciliğin en büyük avantajı uzun bir spor yaşantısı olanağı vermesi. Bitirmek için belirli bir yaş yok. Aynı zamanda basketbol ya da voleybol gibi çok ağır bir kondisyon da gerektirmiyor. Çağımızda, yormadan yapılan sporların çok daha sağlıklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Artık doktorlar fazla efor sarf etmeden spor yapmayı öneriyorlar. İşte bu nedenlerle binicilik gerçekten çok sağlıklı bir spor. Tabii bir de duygusal yönü var. Gerek atla gerekse doğa ile baş başa yapılan, paylaşım gerektiren bir spor olması nedeniyle herkese tavsiye edebiliriz. Ayrıca biniciliğin yaşı yok. Altmış yaşında da olsa, binicilik hobi olarak benimsenip büyük bir Türkiye'de genel olacak binicilik sporuna bakt›¤›m›zda, “Do¤u Ligi”nde (Romanya, Bulgaristan, Yunanistan) iyi oldu¤umuzu söyleyebiliyoruz. Ancak Avrupa'da (Belçika, Hollanda, ‹ngiltere, Almanya) ayn› fleyi söylememiz mümkün olmuyor. Çünkü Avrupa'da bu ifl bir sanayi haline gelmifl. Asl›nda at kültürü bize ait. Ancak flimdi köylerimizde attan faydalanmak yerine traktörlerle ifl görülüyor. Oysa Avrupa'da atlar›n yetifltirilip sat›ld›¤› bacas›z bir fabrika var. K O L E J L ‹ L E R keyifle yapılabilir. hobi 50 briçk a r n a v a l › Sülo'nun keyfi hepten kaçmıştı; “Amma da şanslı bugün Kamil, a- Abartmanın alemi yok, dönüşe de körleri gösteririm. ne yapsa kazanıyor” diye düşünürken o tüyler ürpertici el, b-Piki keser, minörlerden yaparım bu 3 sanzatuyu. herkes zondayken geldi. c-Tüh gösteremeyiz artık körleri bu seviyede. “Pik ruası belli ki Olcay'da, nerden el tutar ki bizim ortak? Trefl 65 ruasını mı yoksa kör valesini mi arasam?” Kamil epey terleyip, A87632 sıkıntılı bir şekilde düşündükten sonra küçük bir kör atak etti. Yer açılıp da kör valeyi görünce de epey canı sıkıldı. Olcay hiç renk 432 vermeden yerden valeyi koydu. Cengo'nun koyduğu kör asına 75 inanamayarak baktı Kamil. Ortak da bir kör valeye razıyken as V4 K VT V765 B D G ARVT9 R2 bulmuştu! Şimdi dönecek pikini ortak ve 1 batıracağız “Sıfır 9 Hata” yı diye keyifle arkasına yaslanan Kamil'i bir sürpriz daha ARD98 D8432 ADT9873 bekliyordu; ortak pik değil kör dönmüştü. Rua, dam körü alıp, dördüncü körünü oynadı Kamil. Cengo iki kör daha çekip, şimdi pikini döndü ve Kamil kalan tüm löveleri aldı. Üç sanzatu - 9: 900 sayı Kuzey Güneye! RD54 K O L E J L ‹ L E R T 6 “İnanamıyorum, kör dışındaki tüm ataklara fazla yapıyormuş Olcay” diye ürpererek düşündü Kamil. Sülo: “Teşekkürler arkadaşlar bugün sizle başa çıkmak mümkün değil, anlaşıldı. Yarın erken gelin.” diyerek hesabı ödüyordu. Güney Batı Kuzey Doğu (Acaba Kamil) (Berbat Sülo) (Sağlamcı Cengo) (Sıfır Hata Olcay) 1 karo a- 1 pik 2 trefl pas b- 3 NT c- pas pas pas Dr. Vedat Yetener’75 bizim dünyam›z 52 TED Ankara Koleji Birincisi; 2007 ÖSS Eflit A¤›rl›k II Türkiye 27. si Yi¤it Onay’07 zırlandım. Bu program çerçevesinde dershaneye gitme gereği duymadım. Kendi okulumuzun bünyesinde, kendi hocalar›m›zla, bir program do¤rultusunda çal›flarak üniversiteye en iyi flekilde haz›rland›¤›m›z› düflünüyorum. ÇAGEP program›n›n d›fl›nda bana kendi ö¤retmenlerim bofl zamanlar›mda hiçbir zorunluluk alt›nda olmadan ders verdiler. Yard›m ettiler. Onlara da ayr›ca teflekkür ediyorum. Aileniz ve çevreniz s›nava haz›rland›¤›n›z süreçte sizi nas›l destekledi? Ailemle kolektif bir çalışma yaptık diyebilirim. Uyum içinde geçen bu süreci başarı ile atlattık. Bu başarılarım beni mutlu ettiği kadar çevremdeki insanları da mutlu etti. Bu süreçte çevremden çok güzel tepkiler aldım. Bu çabalarımın boşa gitmediğini insanların değerlendirmelerinden gördüm. Üniversite seçiminizi hangi kriterlere göre belirlediniz? Bo¤aziçi Üniversitesini isteyerek mi tercih ettiniz? Türkiye'de 5 - 6 üniversitenin iyi eğitim verdiğini düşünüyorum. K O L E J L ‹ L E R Geçti¤imiz e¤itim y›l›n›n TED Koleji'ndeki en baflar›l› ö¤rencisi, TED Ankara Koleji'nin en büyük gurur kaynaklar›ndan biri Yi¤it Onay'd›. Ona kariyer planlar›n›, gelecek ile ilgili düflüncelerini sorduk. Yi¤it Onay bize kendinizden bahseder misiniz? 26 Mart 1990 Ankara doğumluyum. Ankara'da Pakistan Büyükelçiliğinde okul öncesi eğitimime başladım. Beytepe İlköğretim okulunda 3 yıl okudum. Üçüncü sınıfta sınavla TED Ankara Koleji'ne girdim. Lise eğitimimi de burada tamamladım. Onun dışında Kolejle birlikte Mülkiye ve Fenerbahçe gibi çeşitli kulüplerde basketbol oynadım. Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisiyim. TED Ankara Koleji'ni okul birincisi olarak bitirdiniz. Bize bu büyük baflar›y› nas›l kazand›¤›n›z› anlat›r m›s›n›z? İlk üç sınıfı Beytepe İlköğretim okulunda okudum. Küçük yaşta olmama rağmen Kolej ile aradaki uçurumu görebildim. TED Ankara Koleji'nde okumanın bir ayrıcalık olduğuna inanıyorum. Derslerime ve üniversiteye ÇAGEP programı çerçevesinde ha- O kadar yakın imkânlar sunuyorlar ki sizlere, bunlar arasından seçim yapmak işinizi çok zorlaştırıyor. Ama ailemin beni yönlendirmesiyle Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümünü tercih ettim. Ayrıca kalbimde Boğaziçi'nin ayrı bir yeri vardı. Gelecek için neler planl›yorsunuz? Üniversite sonrası için öncelikle yüksek lisans planlarım var. Ekonomi anlamında uzmanlaştıktan sonra önemli yerlere gelmek istiyorum. Uluslararası arenada başarılarımı sürdürmek istiyorum. Sadece ülkemizde bir yerlere gelmek yeterli gelmiyor. Dünya arenasında da ülkemizi temsil etmek, bir şeyler yapabilmek çok önemli diye düşünüyorum. Okulda çok güzel günlerim geçti. Ortaokuldayd›m, futbol turnuvas›nda flampiyon olmufltuk. Kendi s›n›f›n›zla bir baflar› kazanman›z çok önemliydi. Bireysel baflar›dan öte bir tak›m çal›flmas› ile bir yerlere gelmek çok ayr›cal›kl› bir durum. Hiç unutamad›¤›m bir an›md›r. bizim dünyam›z 53 TED Ankara Koleji ‹kincisi; 2007 ÖSS Say›sal II Türkiye 174. sü Do¤a Can Gülhan'07 TED Ankara Koleji 2006 - 2007 ö¤retim y›l›n›n en baflar›l› ö¤rencilerinden Do¤a Can Gülhan ile okulu ve gelece¤i üzerine çok güzel bir söylefli gerçeklefltirdik. Do¤a Can Gülhan, bize kendinizden bahseder misiniz? 1990 yılı Ankara doğumluyum. Ankara'da yaşıyorum. TED Ankara Koleji'ni ikincilikle bitirdim. Bu yıl üniversiteye başlayacağım. İkinci sınıftan beri TED Ankara Koleji'nde eğitim görüyorum. Bizlere TED Ankara Koleji'nin e¤itim anlay›fl›ndan, ders çal›flma yöntemlerinizden, s›nava nas›l haz›rland›¤›n›zdan bahseder misiniz? Okulumuzun eğitim anlayışı ilerlemeye dönüktür. Atatürk ilke ve inkılâplarını benimseyen bir düşüncededir. Benim çalışmalarıma gelince, çok özel bir ders çalışma yöntemim olmadı. Dersi derste dinlemenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sınavlara çok çalıştım. Ödevleri yaptım. Bu yeterli oluyor sanırım. ÖSS'ye haz›rlanmak için okulumuzun e¤itim program› ÇAGEP'e gittim. TED Ankara Koleji bizleri üniversiteye haz›rlad›. Baflar›mda bunun da önemli bir pay› oldu¤unu düflünüyorum. Bu baflar›y› bekliyor muydunuz? Ailenizin bu baflar›n›zda deste¤i, katk›lar› oldu mu? Bu baflar›lar›n›z aileniz ve sosyal çevrenizde nas›l karfl›land›? 174. olmayı beklemiyordum ama kazanmak istediğim bölümü kazanacağımı düşünüyordum. Zaten girdiğim üniversite çok yüksek puanla öğrenci alan bir okul değil. Bu sınava yönelik büyük hedefler belirlemedim sadece en iyisini yapmaya çalıştım. Ailem ve çevremdeki insanlar çok mutlu oldular, gurur duydular. Beni her zaman desteklediler. Böyle bir başarı kazanacağımı bekliyorlardı. Üniversite seçiminizi hangi kriterlere göre belirlediniz? Bilkent Üniversitesini özellikle mi tercih ettiniz? Evet, Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü ÖSS'ye girmeden önce düşündüğüm bir bölümdü. Bilerek tercih ettim. İleride akademisyen olmak istiyorum. Özellikle fizi¤in konusunu, dünya görüflünü sevdi¤im için bu bölümü tercih ettim. Bilkent'i tercih etmemim nedeni de orada daha akademik bir e¤itim alaca¤›m› düflünmemdir. Kolej'deki en güzel an›lar›n›zdan bahseder misiniz? Kolej'de çok uzun yıllarımı geçirdim. O yüzden pek çok ve güzel anılarım oldu. İlkokul ve ortaokulda basket takımındaydım, oradaki arkadaşlarımla çok keyifli zamanlar geçirdik. K O L E J L ‹ L E R ÖSS'de Türkiye 174. sü oldunuz. Bu gerçekten önemli bir baflar›. Neler hissediyorsunuz? Bu baflar› sizde büyük de¤iflikliklere yol açt› m›? Bu başarı hayatımda çok büyük bir değişikliğe yol açmadı. Ama ÖSS'de başarılı olduğum için çok mutluyum. Öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın büyük destekleri oldu. bizim dünyam›z 54 TED Ankara Koleji Üçüncüsü Gözde Özönder’07 TED Ankara Koleji'ni okul 3. sü olarak bitirdiniz. Bu büyük baflar› için neler söylemek istersiniz? Tabii ki bu çok gurur verici bir başarı. Ben her zaman okuldaki başarılarıma öncelik verdim. Derecelerimi çok önemsedim. O sebeple de ÖSS'ye çok fazla yönelmedim. Okulda başarılı olmak benim için çok daha öncelikliydi. Aileniz ve arkadafllar›n›z bu stresli dönemde sizi nas›l destekledi? Etrafımdaki herkesin, ailemin ve arkadaşlarımın başarımdaki etkisi çok büyüktür. Ailem her zaman en iyi olanakları sağlayarak ve beni iyi yetiştirerek büyük ölçüde başarımın zeminini oluşturdular. Arkadaşlarım da hiçbir zaman desteklerini esirgemedi. Hepsi her zaman yanımda oldu ve benimle gurur duydu. Benim için derslerim her fleyden önce geldi; ama hiçbir flekilde sosyal hayat›m bundan etkilenmedi. Derslerimi yapmam gerekiyor diye hiçbir flekilde kendimi k›s›tla- K O L E J L ‹ L E R mad›m. Ama tabii ki s›navlar›m ve ald›¤›m notlar benim için çok önemliydi. TED Ankara Koleji'ni üçüncülükle bitirmifl olan Gözde Özönder ile kariyer planlar› üzerine güzel bir sohbet gerçeklefltirdik. Üniversite seçiminizi neye göre yapt›n›z? Üniversite tercihinde, okulun verdiği diplomanın dünya standartlarında geçerliliğine öncelik veriyorum. O yüzden ODTÜ'yü düşünüyorum. ODTÜ kaliteli ve köklü bir okul. Beni geliştirmesi ve sosyal olanaklarının çok fazla olmasını da önemsiyorum. Gözde Özönder bize kendinizden bahseder misiniz? 4 Şubat 1990 yılında Ankara'da doğdum. Üçüncü sınıftan beri TED Ankara Koleji'nde okuyorum. TED Ankara Koleji'nden bu yıl mezun oldum. Okumayı hedeflediğim bölüm, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliğidir. O bölümü okumak istiyorum. Bu yıl hedefime ulaşamadım. Ama gelecek yıl başaracağıma eminim. Gelecekte kendinizi nerede görmeyi umut ediyorsunuz? Benim için birinci hedef şu noktada eğitim. Üniversite diplomamı aldıktan sonra master ve doktora programlarını tamamlamak istiyorum. Bunları da TED Ankara Koleji'nde olduğu gibi başarılı bir şekilde bitirmek istiyorum. Birkaç dil daha öğrenmek istiyorum. Bu şekilde kendimi geliştirerek iyi yerlere geleceğime inanıyorum. Bizlere TED Ankara Koleji’nin e¤itim anlay›fl›ndan söz eder misiniz? Kolej'in bu noktada size ne gibi katk›lar› oldu? TED Ankara Koleji'nin Ankara'daki, hatta Türkiye'deki en iyi eğitim veren birkaç okuldan biri olduğunu düşünüyorum. Çünkü çok disiplinli, kaliteli öğretmenleri var. Nitelikli, çağdaş bir eğitim sistemine sahipler. Bizi başarıya ulaştırmak için ellerinden geleni yaptıklarını düşünüyorum. Ayrıca yabancı dille eğitim verdikleri için de çok ayrıcalıklı bir okul olduğuna inanıyorum. Peki bizlerle Kolej'e ait bir an›n›z› paylaflabilir misiniz? Seve seve! Kolej'de geçirilen günlerin her biri bütün öğrenciler için ayrı bir anıdır, anlatmakla bitmez. Hoş bir hatıra olarak şuna değinebilirim, derslerde gerçekten iyi not tutardım ve defterlerim hep çok değerliydi, sınav zamanı geldi mi bir bakardım, defterlerim ortadan kaybolmuş, fotokopiye gitmiş. Kızardım bunu yapanlara ama benim yazdıklarımla sınavlara hazırlanmaları hoşuma da giderdi doğrusu, bunu onlara hiç söylemedim, şimdi öğrenmiş oldular. bizim dünyam›z 55 TED Ankara Koleji’nde Çal›flmaktan Her Zaman Gurur Duymufl Emektar Bir Kolejli: Sebahattin Keskin Kolejliler dergisinin bu say›s›nda; y›llarca Kolej’e emek vermifl bir çal›flan›n hikâyesini, an›lar›n›; keyifli bir söylefliyle sizlere sunuyoruz... Bize kendinizden bahseder misiniz? Kaç y›llar› aras›nda Kolej’de görev yapt›n›z? Hangi görevlerde bulundunuz? Ben 1961 Sivas ili Divriği ilçesi doğumluyum. 1980 yılı Ankara İncesu Lisesi mezunuyum. 1983 yılında TED Ankara Koleji'nde memur olarak işe başladım. Benim işe başladığım yıl müdür sekreterliğine bakan arkadaşımız emekli oldu. O dönem şimdi rahmetli olan müdür yardımcımız Hüseyin Aytaç Bey, müdür vekilliği görevini yürütüyordu. Bana müdür sekreterliği görevini verdi. Bir dönem sekreterlik görevini başarı ile devam ettirdim. TED Ankara Koleji gibi kurumsal yapılarda yetişmiş insan çok önemlidir. Bu doğrultuda okul idaresi TED Koleji mezunu bir arkadaşımızı sekreterlik görevine aldı. Bir süre beraber çalıştık. İki, üç ay sonra okul idaresi bu arkadaşımızı başka bir bölümde görevlendirdi. Ben de emekli olana kadar sekreterlik görevime devam ettim. Üniversite sınavlarında Anadolu Üniversitesi İş İdaresi Bölümünü tercih ettim. 1992 yılında mezun olunca tecrübelerim daha da arttı. Bunu iş hayatına yaymaya çalıştım, bunda da başarılı olduğuma inanıyorum. TED Ankara Koleji gibi bir kurumda sekreter olarak görev yapmak çok zor bir ifl. Bundan dolay› kendimi gelifltirebilmek, TED Ankara Koleji’ne lay›k bir çal›flan olabilmek için üniversite s›navlar›na girdim. Bize TED Koleji’ndeki yöneticilerinizden bahseder misiniz? İlk müdürüm İsmail Dal Bey, bana iş hayatım boyunca unutamayacağım idarecilik örnekleri sergilemiştir. İsmail Dal Bey, kendinden ve koltuğundan önce kurumun politikasını öne çıkaran, altında çalışan insanlara inisiyatif vererek başarıyı arttıran bir yöneticiydi. Konuşurken karşısındaki kişinin ne söyleyeceğini bilse dahi onu dinleyip değer verir, insanların hatalarından daha çok gayretlerini görerek onları motive etmeye çalışırdı. Adının kampüste bir yere verilmesini çok isterim. TED Ankara Koleji gibi bir kurumda görev yapmak nas›l o okuldaki ö¤renciler, idareciler için bir ayr›cal›ksa benim için de bir ayr›cal›k oldu her zaman. Kolej e¤itimi size ne ifade ediyor? 1928 yılında Atatürk'ün öncülüğünde kurulan Türk Eğitim Derneğinin birinci misyonu okul açmaktır. Atatürk o yıllarda Türk insanının gelişmesi, kalkınması ve daha ileriye gitmesi için eğitimi birinci görev olarak görmüştür. İkincisi, yardıma muhtaç, çocuklarını okutma imkânı olmayan ailelere destek vermektedir. Üçüncü misyonu ise sivil inisiyatif kullanan bir kuruluş olmasıdır. Bu çok önemlidir. Eğitimiyle, yetiştirdiği öğrencileriyle çok büyük bir misyonu yerine getirmektedir. Türkiye'deki eğitimin öncülüğünü TED Ankara Koleji’nin yaptığına inanıyorum. K O L E J L ‹ L E R Bize Kolej an›lar›n›zdan bahseder misiniz? Emekli olmadan bir kaç sene önceydi. Bir beyefendi geldi, yöneticilerimizden Nilüfer Demirel ile görüşeceğim, dedi. O zaman yapmamam gereken bir davranışta bulundum. Gelen kişiye yeri tarif ettim ve gönderdim. Adını sormadım, ilgilenemedim. Gelen kişi de teşekkür etti, gitti. Sonra aşağıdan bana telefon ettiler. Yukarıya bir beyefendi geldi mi, diye? Kimse gelmedi, dedim. Bir veli geldi, Nilüfer Hanımı sordu, ona gönderdim, dedim. Gelen kişi Selçuk Pehlivanoğlu imiş. Türk Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı. Telefonla Nilüfer Demirel'i aradım. Misafiriniz geldi mi, diye sordum? Geldi, oturuyor, dedi. O zaman rahatladım. Bu, yöneticinin mütevazılığını gösteriyor. Olgunluğunu ve protokolden uzak yaşam tarzını gösteriyor. Başka biri olsa böyle davranmazdı. Koskoca TED Başkanının mütevazılığı Kolejli ruhundan gelmektedir. bizim dünyam›z 56 ‘in K O L E J L ‹ L E R 20.07.2007 tarihinde Gazi Üniversitesi akademisyenlerine düzenlenen tan›t›m gecesindeki kokteylde biraraya geldik. K O L E J L ‹ L E R bizim dünyam›z 57 bizim dünyam›z 58 K O L E J L ‹ L E R 20.08. 2007 tarihi itibariyle sosyal tesisimize katk› pay› verenlerin say›s› 900’ü geçti... Teflekkür ederiz. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 A. GAZANFER BAL A. KUMRU T‹MURO⁄LU A. M‹THAT OZANÖZGÜ A. MUHTAR GÜROL A. NEH‹R ÖZDEN A. N‹YAZ‹ SALOR A. REYHAN ÇEL‹KER A. YASEM‹N GÖZEN A. ZUHAL EREN A.S‹NAN KARA A.ULU⁄ ATAY ABDULHAL‹M ATEfi ABDULLAH ERTAfi AB‹D‹N KORKMAZ ADEM AYDIN ADNAN fiAHSUVAR ADNAN TUNÇ KAYALAR AF‹FE ÖNCÜ AFfi‹N AKKERMAN AHMET ATALAY AHMET CEM BALTALI AHMET CEM fiEN AHMET ÇÖRTO⁄LU AHMET EMRE ARPACI AHMET GÜVEN AHMET HAKAN BOZKURT AHMET HAfiMET KASAPO⁄LU AHMET ‹SFEND‹YAR AHMET ‹STEM‹ AHMET SERHAN SOLAK AHMET SÜHA SEYHUN AHMET TANYELO⁄LU AHMET TURAN D‹NÇER AHMET YILDIRIM D‹CLE AKIN ÖNGÖR ALEV ALAÇAM ALEV ‹LBASMIfi YAMAN ALEV ‹LBASMIfi YAMAN ALEV KÖKSAL AL‹ BENER AL‹ BORA AÇIKALIN AL‹ EfiREF EKER AL‹ F‹KR‹ BAKIR AL‹ HAKAN TAfiELMAS AL‹ ‹HSAN ÇAVDARLI AL‹ KARTAL USLUEL AL‹ M. DALBAY AL‹ MERT SUNAR AL‹ ÖZLEM GÜVEN‹R AL‹ RIZA OKTAY 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 AL‹ RIZA YE⁄ENO⁄LU AL‹ SA‹T GÜLLÜ AL‹ SEZG‹N GAFURO⁄LU AL‹ UTKAN ALP SA⁄NAK ALP YOLO⁄LU ALPASLAN PAK ALPER AKMAN ALPER fiAH‹N ALTAN D‹ZDAR ALTAY DO⁄AN ALTU⁄ EKN‹ ARDA ÖZER ARDIÇ GÜRSEL ARINÇ BEYAZIT AR‹F B‹ROL EKEN AR‹F HAKAN TANRIB‹L‹R AR‹F fiAHLAN ARZU ÇAGATAY ARZU KÖSERE‹SO⁄LU ARZU GED‹KO⁄LU ARZU SUNU GÖK ASLI ARTUÇ SÜMER ASLI MEÇO ASLI ZORO⁄LU DÖNMEZ ATA SA‹T BEKT‹MUR ATEfi fiENOL AT‹LLA BAYINDIR AT‹LLA MET‹N AT‹LLA SELÇUK AKÇAY AVN‹ OKÇUER AYÇ‹N AKYILDIZ AYDAN ERCAN AYDAN ERG‹N SOY AYDAN ÖZKAZANÇ AYDIN ALEV KUTGÜN AYHAN EVC‹MEN AYHAN GÜLSOY AYKUT ‹K‹NC‹O⁄ULLARI AYL‹N BAYRAKÇEKEN AYL‹N ÜRÜNLÜ AYM‹L DO⁄AN AYSU KUTLU KUB‹LAY AYSU YAVUZ AYfiE ANIL KARABULUT AYfiE AZADE GÖKAYDIN AYfiE BATURALP AYfiE BUCAK AYfiE DALARAN AYfiE DEM‹RTAfi bizim dünyam›z 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 AYfiE DURU AYfiE ESRA AKINCI AYfiE HERSEK AYfiE JALE D‹KER AYfiE KARAKEÇ‹L‹ AYfiE KARAO⁄UZ AYfiE KOCABAfi AYfiE NURDAN BARÇA AYfiE SARAY AYfiE SEVAL ERD‹NÇ AYfiE SEVGÖR AYfiE SOYDAM UNCULAR AYfiE VEL‹DEDEO⁄LU AYfiE YEfi‹M TEM‹Z AYfiEGÜL LAT‹FO⁄LU AYfiEGÜL SARER AYfiEGÜL U⁄UREL AYfiEM B‹T‹KO⁄LU AYfiEN ÖZYILMAZER AZ‹Z SIDAR BAHADIR NALBANTO⁄LU BAHAR ÇEL‹K BAHR‹ TÜRKMEN BANU DO⁄AÇ BANU SULTANO⁄LU BARBAROS ASLANO⁄LU BARIfi ARSLAN BARIfi ERG‹N BARIfi MEHMET fi‹MfiEK BARKIN YALÇIN BARTU DÖNMEZ BAfiAK B‹LLUR BAfiAR SEÇK‹N BEH‹CE SABUNCU BEHZAT AKSARAY BELG‹N BELMA KAYA BENAN YALÇIN BENGÜ Ç‹⁄DEM BAYDUR BEN‹N HANANEL BERAT‹ ARISOY BERFU AKGÜN BERFU KAYA BER‹L ECERAL BERK ALPAY BERNA GÜNER BERRAK KANTARCI BERR‹N OKTAR BESTE ERTEK‹N BEZEN TUNÇOK B‹LGE FETH‹YE M‹RKELAM 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 B‹ROL AKMAN B‹ROL ALTINAY B‹ROL ÖNGÖR BLEDA DAfi BO⁄AÇ ÇEK‹NMEZ BORA SERTO⁄LU BURAK ADIYAMAN BURAK ERDEN‹R BURAK GERÇEK BURAK MENGÜ BURAK SONSOY BURAK ÜNAL BURCU BALAM YAVUZ BURCU BALOfi TUNCER BURCU ÖZTAN BURCU TUNCER BURÇAK ARMAN BURÇ‹N KIZILDA⁄ BURHAN KARAGÜLLE BURKAY TEZ BÜLENT ALANYA BÜLENT ARSLAN BÜLENT BA⁄DATLI BÜLENT ECEM‹fi BÜLENT ERDO⁄AN BÜLENT KAPTAN BÜLENT ÖZER BÜLENT SEYREK BÜLENT SIR BÜLENT TÜFEKÇ‹O⁄LU BÜLENT YILDIZ C. CENK ALKAN CAFER AKSOY CAN ÇI⁄IRGAN CAN KARADO⁄AN CAN KELLEC‹O⁄LU CAN SAVUN CAN ULUSOY CANA KARLI CANAN DEM‹RDAMAR CANSIN KAYA CANSU ALPASLAN CAV‹T BAfiARAN CELAL GÖLE CEM ARGUN CEM B‹LG‹Ç CEM ÇAMUR CEM ERDEN CEM GÜNGÖR CEM KAZMAZ BOZKIRDA YEN‹ B‹R YUVA K O L E J L ‹ L E R 59 bizim dünyam›z 60 K O L E J L ‹ L E R KATKILARINIZLA VE S‹ZLERLE BÜYÜYECEK. 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 CEM MEÇO CEMAL CEM ÇEL‹K CEMAL ÇA⁄RI D‹KER CEMAL FER‹T CEMAL REfiAT ATALAY CEM‹L DEREL‹O⁄LU CENG‹Z BAfiARAN CENG‹Z KORKMAZ CENK HASAN KEYLAN CENK SEYHAN DURAL CEREN G‹ZEM SEREN CEVDET ERS‹N ÇANGA CEYHAN AS‹L CEYLAN ECE USLUEL C‹HAN UYGURER C‹HAT B‹LG‹Ç CUMHUR AKAY CUMHUR fiENER CÜNEYT ‹LÇAYTO CÜNEYT ÖZKAPTAN CÜNEYT SAZER ÇA⁄DAfi UTKU TONBUL ÇET‹N EVL‹YAO⁄LU ÇET‹N KARADUMAN Ç‹⁄DEM AYRANCIO⁄LU Ç‹⁄DEM ERTÜZÜN Ç‹⁄DEM ES‹N Ç‹⁄DEM PAYZA Ç‹⁄DEM SAYIN Ç‹⁄DEM URAL Ç‹⁄DEM ÜNER DA⁄HAN KARAGÜLLE DE⁄ERHAN USLUEL DEMET ERKOVAN DEMET NACAR fiAH‹NO⁄LU DEMET NASLI DEN‹Z AKIN DEN‹Z AYTEM‹Z M‹T DEN‹Z BAYRAKTARO⁄LU DEN‹Z COfiKUNSU DEN‹Z ERG‹N DEN‹Z GÖZLÜKLÜ SUMAN DEN‹Z KUMBASAR DEN‹Z ÖZÜTÜRK DEREL‹O⁄LU DEN‹Z ÜLGEN DEN‹Z YURTER‹ DEN‹ZHAN SUNGUR DERYA M‹REL‹ D‹DE AYSÜN D‹DEM K‹R‹fiÇ‹O⁄LU 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 D‹DEM ÖNEY D‹LEK NURAY GÜNAL D‹LfiAD YÜKSEL D‹NÇER ERON DOLUN ÖKSOY DORUK ALTAN DORUK COfiKUNSU DORUK SEKMEN DURMUfi TEMEL SAKAO⁄LU DUYGU BEYDÜZ E. DEMET KONUK E. EL‹F AKTAY E.GÜL SAVCI EBRU AUF EBRU ÇANGA EBRU GÜLfiEN YURDAKUL ECE BÖREKÇ‹ ECEM ALTUNTAfi EFTALETT‹N KOYUNCU EGEMEN ÜM‹T KAPLAN EK‹N ‹LHAN ELÇ‹N ALABEYO⁄LU EL‹F BAfiMAN EL‹F KANSU EL‹F KARAGÖZ EL‹F NARLI EL‹F ÖZGE BEK EL‹F PEKKAN EL‹F SALICI YÜCEL EL‹F TOPKAYA SEV‹NÇ EL‹F YA⁄MUR BÖLÜK EM‹N CANER EM‹N GAL‹P GENEL‹O⁄LU EM‹N H‹SARCIKLIO⁄LU EM‹N ÖZGÜR USLUEL EM‹NE NEYLAN BAfiARTAN EM‹NE NURDAL YILMAZ EM‹RE AYDAN D‹R‹M EMRE DÖKMEC‹ EMRE ERDEM ENG‹N AKSU ENG‹N ‹NANÇ ENG‹N TURGUT EN‹S ÖZYAR EN‹S S‹DAR ENVER OKAN HAMAMCI ERCAN KARACAN ERCAN ÖZKAZANÇ ERCÜMENT N. TEK‹N ERCÜMENT SUNTER bizim dünyam›z 61 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 ERÇ‹N MESÇ‹ ERDAL AYGÜNEfi ERDAL EREN ERDAL GÜL ERDAL HELVACIO⁄LU ERDAL SAYINER ERDAL ÜNVER ERDEM TULGAR EREN MÖREL T‹MOÇ‹N ERGUN KARAA⁄AO⁄LU ERGUN ÖZEN ERGÜN ALKAN ERHAN TURGUT ILGIT ERHAN YALÇIN ERHAN YEN‹GÜN ERKAN ATAMAN ERKAN ÇA⁄LAR ERMAN ILICAK EROL ÇEL‹K EROL KARADO⁄AN EROL fiANSAL EROL ULUYÜCE ERS‹N ERO⁄LU ERS‹N SUSANTEZ ERTU⁄RUL AYDIN ESMA HANDE PEKER ESMAHAN TAMTUNALI ESRA BÜYÜKBAfi ESRA ÇEKEN ESRA ERDEML‹ ESRA GÜNAL ESRA SAATÇ‹ ETHEM SECK‹N F. FEYZA ARIBAfi F. GÜNEfi MA⁄AT F.RANA OLGUNTÜRK FA‹K GÜRANO⁄LU FA‹K MAH‹R TU⁄UTLU FARUK KÖYLÜO⁄LU FAT‹H ESEN FAT‹H GÜRBÜZ FAT‹H ‹BRAH‹M PEST‹LC‹ FAT‹H MEHMET COfiAN FAT‹H YILDIRIM FATMA AKYAZI ÇÖLAfiAN FATMA ERDEM FATMA GÜRCAN ERGUN FATMA NEfiE ÖKTEM FATMA NUR OKUYAN FATMA ÖZDO⁄AN AK 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 FATMA ÖZDO⁄AN AK FATMA REfi‹DE ÖNALAN FATMA TUBA GÜNAY FATOfi ASLAN FAZIL AYDIN FAZ‹LET K‹R‹fiÇ‹O⁄LU FERDA OKUTAN FERHAT ÜN FERHAT YÜZBAfiIO⁄LU FER‹T MAH‹R ELHAKAN FER‹ZET CLARK FEY‹Z ERDO⁄AN FEYZA KARAVEL‹O⁄LU FIRAT MENGÜ F‹GEN KAYMAZ F‹GEN SÖYLEMEZO⁄LU F‹GEN TUNÇKANAT F‹KRET YEN‹GÜN F‹L‹Z F. YANIK F‹L‹Z TURANAL FUL ERSAY FUNDA BACINO⁄LU FÜGEN EKfi‹O⁄LU FÜSUN ESEN GÜNAYDIN GAL‹P ÇAPCI GAYE KARAB‹BER G‹ZEM BERK GÖKÇEN DEN‹Z GÜLPINAR GÖKHAN B‹RB‹L GÖKHAN ÇAPO⁄LU GÖKHAN ERDEN GÖKHAN OLCAY GÖKHAN OLUKULU GÜL BAYSAN GÜL SÜRMEN GÜLB‹N BEK‹T GÜLB‹Z AKIÇA⁄LARG‹L GÜLENGÜL TEMEL GÜLER BERK‹N GÜLER SABANCI GÜLFEM ERSÖZ GÜLRU ÖZMEN GÜLSUN ÖZYURT GÜLSÜM fiENTÜRK GÜLSÜN UYSAL GÜLSÜN GÜL DURA GÜLTEN U⁄URLU GÜNDEN PEKER ÇINAR GÜNEfi DURMUfi GÜN‹Z SIDAR K O L E J L ‹ L E R HEP‹M‹Z‹N bizim dünyam›z 62 K O L E J L ‹ L E R HEP‹M‹Z‹N ESER‹ OLACAK. 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 GÜNOL RIDVAN DA⁄ISTANLI GÜRHAN ÖZDORA H. BÜLENT fiENER H. NAZLI TAfiPINAR H. ÖZLEM BAYRAKTAR H.YASEM‹N ÇAYIRLIO⁄LU HACI KÖYSÜREN HAC‹M S. KOSAO⁄LU HAKAN ALP HAKAN BEZG‹NL‹ HAKAN B‹RB‹L HAKAN ÇINAR HAKAN DEM‹REL HAKAN KIVANÇ HAKAN ÖZÇEL‹K HAKAN SOYGÜR HAKAN U⁄UR HAKAN YARALI HAKKI ZAFER GÜNEY HAL‹L TACAL HALUK DEKEL‹ HALUK DEM‹RYÜREK HALUK EGEMEN HALUK SAF‹ HAMD‹ AKAN HANDAN AYGEN HANDAN UNGAN HANDE PEKER KUYUMCU HASAN HÜSEY‹N ELALDI HASAN NUR‹ ‹LDO⁄AN HAfi‹M ATA MADEN HAT‹CE ÖZGE UYSAL HAYR‹ BEYGÜ SOLMAZ HÜLYA ATEfi HÜLYA ‹NANÇ HÜR‹YE IfiIL ERSU HÜSAMETT‹N AKYIL HÜSET‹N ALTINKAYA HÜSEY‹N ÇEL‹K HÜSEY‹N GÜNGÖR HÜSEY‹N ‹LKER ERfiAN HÜSEY‹N KAYA HÜSEY‹N NEFTÇ‹ HÜSEY‹N SA‹T SARGIN HÜSEY‹N SAM‹ ENDER IfiIK CONKBAYIR IfiIL B‹LG‹N ERD‹NÇ ‹.EROL AKKÖK ‹.fi‹NAS‹ ÇET‹NKALE ‹BRAH‹M AKSOY 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 478 477 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 ‹BRAH‹M ERFÜS ÇAVUfiO⁄LU ‹BRAH‹M HIZAL ‹BRAH‹M fiENGÜNLÜ ‹CLAL S‹NCER ‹D‹L YEN‹CESU ‹LHAM‹ ÖZTÜRK ‹LHAN ARAÇ ‹LHAN KOÇAK ‹LKER GÜLÜM ‹LKER KEREMO⁄LU ‹LK‹N AYfiE SARI ‹LK‹Z ALTINO⁄LU D‹KMEER ‹LTER CAMBAZO⁄LU ‹NC‹ fi‹MfiEK ‹NC‹ YAZICI ‹PEK AKBAY ‹PEK ULAfi ‹REM AfiÇILI ‹REM EZG‹ GÖKTAfi ‹RFAN OKTAY ‹RFAN TANJU ERKUL ‹SKENDER CELEBC‹O⁄LU ‹SMA‹L ÇAKMAK ‹SMA‹L ERK‹N SEZER ‹SMA‹L H. UZUNKAYA ‹SMA‹L H.ATAÇ ‹SMA‹L HAKKI Y‹⁄‹T ‹SM‹HAN Z. ARTAN K. AYDAN ‹K‹NC‹O⁄ULLARI K. NAM‹ YAfiAR HATIRLI KAAN CEBESOY EMREGÜL KAAN DUMAN KAAN KARAYALÇIN KAD‹R GÜNDO⁄AN KAD‹R KA⁄AN USLUEL KADR‹ YAMAÇ KADR‹YE ERDEM‹R KAM‹L KANCO⁄LU KAYA M‹LASLI KEMAL ARAZ KEMAL BASR‹ YÜCE KEMAL ÇAKIRO⁄LU KEMAL ERGÜN KEMAL M‹LASLI KEMAL M‹T KEMAL YARDIMCI KEMAL Z‹YA SAVRAN KENAN CAN NERG‹Z KENAN DARKAT KENAN TUZCU bizim dünyam›z 63 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 KENAN UYSALEL KEREM BAÇ KEREM MA⁄DENL‹ KER‹M TACETT‹N KIVANÇ BAYYURT KIVANÇ ÖZER KIVANÇ SÜSOY KIVILCIM EDA MEYVEC‹ KORAY KURTAY KORKUT KÖKER KUMRU ARAP K‹RL‹O⁄LU KUMRU SARIMANO⁄LU KUTAY BATUR KUTAY GÜRTÜRK KUTLU KARAVEL‹O⁄LU KUTLU KÜSMENO⁄LU KUTLUHAN OLCAY KÜBRA ÇAMUR LALE YAZIRLI LEVENT ACAR LEVENT ÇOLAK LEVENT DEVR‹M ÜSTÜN LEVENT KORKMAZ LEVENT ÖZEL LEVENT PEKER LEVENT RIZA C‹LSAL LEVENT TANIN LEVENT YILDIRIM M. AL‹ ÖZÇEL‹K M. FAT‹H NEMUTLU M. HAKAN TÜRKÇAPAR M. KORAY ERYILMAZ M. LEVENT ACAR M. fiERAFETT‹N MEND‹ M. TUNÇ ARICAN M.S‹NAN AKER MEHMET AL‹ ERTU⁄RUL MEHMET AL‹ KÖSTEM MEHMET AL‹ TOKGÖZ MEHMET AYRANCIO⁄LU MEHMET BURAK TUNCER MEHMET ÇÖRTO⁄LU MEHMET ERHAN ÖZER MEHMET GAZANFER SADIKO⁄LU MEHMET HALUK TANSU MEHMET ‹RFAN YÜCESOY MEHMET KOÇLAR MEHMET KONYALI MEHMET KORHAN PEREK MEHMET MURAT AKANAY 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 MEHMET MURAT BÖREKÇ‹ MEHMET NAZM‹ ER‹MER MEHMET OKTAY KALL‹O⁄LU MEHMET SERHAN ÖZDEM‹R MEHMET SERKAN BABACAN MEHMET fiÜKÜRO⁄LU MEHMET TEVF‹K ULAfiAN MEHMET TOPSAKAL MEHMET TÜMER MEHMET TÜRKER OKYAY MEHMET ÜNAL MEHMET YARAMANO⁄LU MEKAN BEZ MELDE AKALIN GENCE MELEK BANU IfiIK MEL‹H AKINCI MEL‹H ÖZBAYRAM MEL‹H ZA‹M MEL‹KE MENEMENL‹ M‹T MEL‹S EROL MEL‹S ULUSOY MELTEM ARAS DALYAN MER‹Ç DIRAZ MER‹Ç GÜLCÜ MER‹H ÖZBAY MER‹H TÖRÜNER MER‹H YEfi‹M ARGUN MERT DÜNDER MERT LÜTF‹ D‹ZDARO⁄LU MERT S‹PAH‹ MESUT EKN‹ MET‹N TOPRAK MET‹N Z‹YA TANSU M‹NE SAKARYA M‹RGÜN ÜNAL MUALLA ÇEL‹K HIDIRO⁄LU MURAT ALAGÜR MURAT BOZKURT MURAT ÇAKMAK MURAT DEDEMAN MURAT DEM‹RC‹ MURAT D‹KMEN MURAT ENG‹N ‹NANÇ MURAT GÖKALP MURAT KABALAK MURAT KARALAR MURAT O⁄UZ MURAT TÖRÜNER MURAT TÜFEKÇ‹O⁄LU MURAT TÜMER K O L E J L ‹ L E R S‹Z‹N KATKILARINIZLA GERÇEKLEfiECEK. bizim dünyam›z 64 K O L E J L ‹ L E R S‹Z HÂL KATKI PAYI VERMED‹N‹Z M‹? 601 602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 615 616 617 618 619 620 621 622 623 624 625 626 627 628 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 MURAT ÜKE MUSTAFA AL‹ SU MUSTAFA GÜRAY GÜRKAN MUSTAFA KEMAL ÖZTÜRK MUSTAFA KORHAN ALPAY MUSTAFA LÜTF‹ GÜNDEfi MUSTAFA SAFFET BAYKAL MUSTAFA SEÇK‹N MUTLU AKMAN MUTLUHAN KARAGÖZO⁄LU MÜBERRA ALTINKAYA MÜJDAT TOHUMCU MÜLK‹YE AYTAR GÜLLÜ MÜMTAZ KONYALIO⁄LU MÜMTAZ TU⁄UT MÜN‹P GÖKALP MÜN‹R MERT ULU⁄ MÜfiV‹K YAMANTÜRK N. AYL‹N AT‹LLA N. ÖMER KANDEM‹R N. TARKAN RESULO⁄LU N. VEHB‹ GENÇAY NAD‹R AKALIN NAF‹Z KURT NAG‹HAN ‹NC‹ NA‹L TOKCAN NA‹L Y‹⁄‹T USLUEL NA‹LE EL‹F ÖZKEFEL‹ NAZ BALKAN GÜRSES NAZ GÜRLER - SERHAT GÜRLER NAZIM DEM‹R NAZLI B‹LG‹N NAZM‹ TOMAK NECLA GÜNEfi ÖZÇEL‹K NEJAT MURAT ULU⁄ NESL‹HAN AKYÜREK NESL‹HAN H. D‹KMENO⁄LU NESL‹HAN SABUNCU NESR‹N BAfiGÜN NESR‹N SARI NEfiE COfiKUNSU NEfiE ÖZDEM‹R NEY‹R GÜNSEL‹ KARAGÜLLE N‹GAR ERTU⁄RUL N‹HAT O⁄UZ N‹L KORKUT N‹LGÜN ARISAN N‹LGÜN ÇELT‹KO⁄LU N‹LSELEN KOÇ /‹BRAH‹M KOÇ N‹LÜFER fiENSÖZ 651 652 653 654 655 656 657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 677 678 679 680 681 682 683 684 685 686 687 688 689 690 691 692 693 694 695 696 697 698 699 700 N‹LÜFER fi‹RVAN N‹YAZ‹ ‹SMET ERTEN N‹ZAMETT‹N ‹REN NOYAN ERGEÇG‹L NUR ÖNSOY NUR YURDAKUL NURDAN YALMAN NURHAN TUNCER NUR‹ ÇEL‹K NUR‹YE ÖZKAN NURSEL‹ CEZAY‹RL‹O⁄LU NURTEN ÜNLÜ NÜKHET EYÜBO⁄LU NÜV‹T fiENER OGÜN KEMAL ÇET‹NKAYA O⁄UZ BAYAZIT O⁄UZ ÇALIfiAN O⁄UZHAN ACER O⁄UZHAN SUNGUR OKAN B‹LBAY OKAN ERTAfi OKAN OKYAY OLAY TU⁄BA USLUEL ONUR AKMAN ONUR ALKAN ONUR BAYAR ONUR ÖZCAN ONUR TOLA ORHAN AYBERS ORHAN GEL‹fiEN ORHAN YILMAZ OSMAN ‹MAMO⁄LU OSMAN MÜF‹T MET‹N OSMAN ÖZER ÖZKAN OSMAN S‹NAN SÜTÇÜO⁄LU OSMAN fiENOL OYA ÇET‹N ÖMER AYDINER ÖMER BOZER ÖMER ÇET‹NKAYA ÖMER GÜNEfi ÖMER HAYR‹ GÖNEN ÖMER N‹CAT ÇOBANO⁄LU ÖMER SARAÇ ÖMER SELÇUK PALAO⁄LU ÖMÜR TERZ‹O⁄LU ÖNDER BÜLBÜLO⁄LU ÖNDER SÜRENKÖK ÖVGÜ ARDA ÖZCAN ERTEM bizim dünyam›z 65 701 702 703 704 705 706 707 708 709 710 711 712 713 714 715 716 717 718 719 720 721 722 723 724 725 726 727 728 729 730 731 732 733 734 735 736 737 738 739 740 741 742 743 744 745 746 747 748 749 750 ÖZCAN UYGUR ÖZGE KALAYCIO⁄LU ÖZGE USLUEL ÖZLEM GÖCEK ÖZLEM K‹NG‹R ÖZLEM KOÇ fiAH‹N ÖZLEM MENEKfiE ÖZLEM TÜFEKÇ‹ ÖZNUR YILDIRIM PEL‹N ÖZCAN PEMRA ÖZTÜRKMEN PER‹N ÜNAL PINAR AfiAN PINAR EK‹N PINAR GÜLER PIRIL fiAH‹N R.KUB‹LAY KÖSE RAFET GÜRKAYNAK RANA KÜÇÜK REF‹K ÇÖLAfiAN REHA K‹fiN‹fiÇ‹ REHA YAVUZER REM‹ME KARABA⁄ REYHAN ÇEL‹KER RIFAT BÖREKÇ‹ R‹FAT H‹SARCIKLIO⁄LU S. BURÇAK ÇEHREL‹ S. HAMD‹ AYDINLI S. SÜHA KOPARAL SAADET YAZICIO⁄LU SAB‹RE AKIN SADULLAH ÜÇTAfiLI SA‹ME AYfiE ERSAN SA‹T BAYRAMLI SA‹T SÖZEN SA‹T TOLGA OKTAY SAL‹H SALALI SAL‹H TUNA fiAH‹N SAMET GÜRSU ÇILDIR SANEM ÖZ SARA YEfi‹M YÖRÜKO⁄LU SEÇ‹L SOYLU SEÇ‹M BAYSAL SEDAT KASAN SEDEF SENA HELVACI SELÇUK KAAN SALTIK SELÇUK KILIÇ SELÇUK PEHL‹VANO⁄LU SELDA BÜLBÜL SELDA SEÇK‹N 751 752 753 754 755 756 757 758 759 760 761 762 763 764 765 766 767 768 769 770 771 772 773 774 775 776 777 778 779 780 781 782 783 784 785 786 787 788 789 790 791 792 793 794 795 796 797 798 799 800 SEL‹M ONAT SEL‹M SEVEN SEL‹N BÜYÜKTAfiÇI SEL‹N KALE VARLIK SEMA KUTUN SEMA ÖZD‹L SEM‹H APA SEMRA MUTAFO⁄LU SERDAR ENG‹NDEN‹Z SERE TAMKAN SERP‹L MEM‹O⁄LU SERRA ÇORUH SERRA ERARSLAN KALEL‹ SERTAÇ KARAN SERTAÇ TARIM SEVDA F.MÜFTÜO⁄LU SEVG‹ ALTU⁄ SEV‹L GÜRGAN SEV‹L KÜÇÜKO⁄LU SEV‹NÇ ATABAY SEYFETT‹N UNCULAR SEYYAL ROTA SEZG‹ TÖRÜNER S‹BEL ALAÇAM S‹BEL Ç‹FT S‹BEL EL‹F GÜLTEK‹N S‹BEL ERASLAN S‹BEL RONA S‹M KARAMAN S‹M‹N ROTA S‹NAN EKfi‹O⁄LU S‹NAN ERER S‹NAN ONAT S‹NAN fiENOL S‹NAN YÜRÜKEL S‹VEN ÜMMÜGÜLSÜM ETEKE SUAT BAfiAR SUNULLAH SALIRLI SUPH‹ KABADAYI SUZAN ÖZGÜN SÜHA GÜNEL SÜHAN TAfiKIN fi. CENAP HAMAV‹O⁄LU fiAH‹N MENGÜ fiEBNEM AK‹PEK fiEBNEM B‹RCE KÖSTEM fiEBNEM DEM‹RYÜREK fiEBNEM ‹NCESU fiEBNEM YÖRÜKO⁄LU fiEHSUVAR B‹NERBAY K O L E J L ‹ L E R KATKILARINIZLA VE S‹ZLERLE BÜYÜYECEK. bizim dünyam›z 66 K O L E J L ‹ L E R CAM‹AMIZA ÖZEL 801 802 803 804 805 806 807 808 809 810 811 812 813 814 815 816 817 818 819 820 821 822 823 824 825 826 827 828 829 830 831 832 833 834 835 836 837 838 839 840 841 842 843 844 845 846 847 848 849 850 851 852 fiENOL SARISOY fiENOL TUNÇ fiEREF TOPKAYA fiEVK‹ ONUR ÖZ fiULE ALTABAN KARABEY4 T.UFUK TOYGAR MEM‹KO⁄LU TAHA TÜRKKAN TAH‹R ERHAN GÜÇSAVAfi TAH‹R MESUT YALÇIN TAK‹ DO⁄AN TAMER ERKUL TAMER TANRIKULU TANER ZEYBEK TAYFUN TAMER TAYLAN ARIHAN TAYY‹BE NUR ÇA⁄LAR TEVF‹K BAfiAR TEVF‹K ÇET‹N ÜNSAL TEVF‹K S‹NAN SÖZEN T‹MUR KILIÇ TOLGA PEKPERDAHÇI TOLGA ÜLKEALAN TOLGAHAN KOZBAY TOMRUL AYTEM‹Z TUBA TORTOP TU⁄ÇE ALTUNTAfi TU⁄HAN URCAN TULU⁄ Z‹YA ERGUN TUNCA EK‹N TUNCER fiAH‹N TURGUT ÖZTEK‹N TÜLGÜN BIÇAKÇIO⁄LU TÜL‹N AKAN U⁄UR ALPER GENÇ U⁄UR BENG‹SUN U⁄UR BOZ U⁄UR KOCALMIfi U⁄UR YAVUZ UMUR TEZCAN UMUT AFfiAR ÜLGEN CEZAY‹RL‹O⁄LU ÜLKER KOÇAK ÜLKÜ KAYA OZANÖZGÜ ÜM‹T EKfi‹O⁄LU ÜM‹T ERCÜMENT ÖKTEM VASF‹ ÖZALP VEDAT DEM‹RC‹ VEDAT YETMEER VED‹‹ GÜL VOLKAN IfiILTAfi VOLKAN KURTARA VOLKAN SERAN 853 854 855 856 857 858 859 860 861 862 863 864 865 866 867 868 869 870 871 872 873 874 875 876 877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 887 888 889 890 891 892 893 894 895 896 897 898 899 900 901 902 903 904 VOLKAN SERTTAfi VURAL POLAT Y. ÇA⁄LAR SA⁄LAM YA⁄MUR GÜNEfi VARLIK YALÇIN MENGÜ YALIM ATEfi YASEM‹N AHIPAfiAO⁄LU YASEM‹N ÇET‹NEL YASEM‹N ERSOY YASEM‹N NACAR ERO⁄LU YASEM‹N POLAT YAVUZ ÇET‹NKAYA YAVUZ ENG‹Z YAVUZ SUAT BENGÜR YENAL KOÇAK YEfi‹M ERDEM‹R DALYAN YEfi‹M EREM A⁄IRBAfi YEfi‹M ÖZSUCA YEfi‹M YEfi‹LO⁄LU YILDIRIM TU⁄RUL TÜRKEfi YILMAZ KARAÇALIK Y‹⁄‹T COfiKUN YUSUF ADNAN YÜCEL YUSUF BEYAZPINAR YUSUF HAKAN TURAN YUSUF YILMAZ YUSUF Z‹YA YETK‹N YÜCEL TEPEKÖY YÜKSEL KARABURÇAK ZAFER CAN B‹LG‹N ZEHRA ODYAKMAZ ZEL‹HA AYfiEN TELEMEZ ZEL‹HA BALCIO⁄LU ZEYNEP AYfi‹N BARIfiTA ZEYNEP B‹RCE ERGÖR ZEYNEP BÖREKÇ‹O⁄LU ZEYNEP GÖKMEN ULUDA⁄ ZEYNEP GÖLE ZEYNEP KAZAZ ZEYNEP ORANÇ ZEYNEP ÖRF ZEYNEP ÖZSUCA ZEYNEP YA⁄CIO⁄LU Z‹HN‹ MURAT ORHON Z‹YA KEMAL GAZ‹O⁄LU Z‹YA OHR‹ ZUHAL D‹NÇER ZUHAL ÖZER‹ ZÜBEYDE DERYA GÜRKAN ZÜBEYDE K‹REM‹TÇ‹ ZÜMRÜT SAKAR ZÜMRÜT fiENKAYA ’DEN HABERLER Sevgili Kolejliler bildi¤iniz gibi ’in yap›m ihalesi sonuçland›, müteahhitle anlaflma yap›ld›, ruhsatlar al›nd› ve ‹fi BAfiLADI. K O L E J L ‹ L E R SOSYAL TES‹S‹M‹Z Türk E¤itim Derne¤i 70 TED Genel Baflkan› Selçuk Pehlivano¤lu Cenevre'de Düzenlenen Liderler Zirvesi'ne Kat›ld›. Türk Eğitim Derneği, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni (Global Compact Network), evrensel ilkelere uyarak sürekli rekabet içindeki iş dünyasına ortak bir kalkınma kültürünün oluşmasına katkıda bulunmak amacıyla Kofi Annan'a gönderdiği mektubun ardından 11.07.2006 tarihinde imzalamıştır. Global Compact, yasal zorunluluğu olmayan bir sözleşme niteliğine sahiptir. TED, kurumsal sosyal sorumluluk bilinci çerçevesinde imzaladığı bu sözleşme ile küresel kurallara uyacağına dair ilgili çevrelere ve topluma karşı söz vermiştir. Bu çerçevede, 5-6 Temmuz 2007 tarihinde Cenevre'de Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen ve 90 ülkeden çeşitli sektörlerden ve sivil toplum örgütlerinden 1000'in üzerinde liderin katılımı ile gerçekleşen Global Compact Liderler Zirvesi'ne TED Genel Başkanı Sel- K O L E J L ‹ L E R çuk Pehlivanoğlu da katıldı. Türkiye'den Ali Y. Koç, Emin Sazak, Gül Elpek, Hansın Doğan, Hasan Yalınkaya, Hüsnü Akhan, Işık Elpek, Kadri Özen, Oya Ünlü Kızıl, Samih Yedievli, Semra Feriha Aşcigil, Settar Dinler, Ulrika Richardson Golinski ve Yılmaz Argüden'in de katıldığı Liderler Zirvesinde Selçuk Pehlivanoğlu eğitim alanında tek sivil toplum lideri olarak yer aldı. Küresel İlkeler Sözleşmesi; insan haklarının korunması, geliştirilmesi, desteklenmesi ve insan hakları ihlallerine karşı durulması, istihdam ve iş yaşamında evrensel değerlerin uygulanması, çevre bilincinin ve sorumluluğunun geliştirilmesine yönelik girişimlerle çevresel güçlüklerin üstesinden gelinmesi ve yolsuzluğun her tür ve biçimi ile mücadele edilmesi ilkeleri üzerine kurulmuştur. Cenevre'de gerçekleştirilen Zirvede, liderler uluslararası toplumun ve iş dünyasının işbirliği içinde insan haklarını geliştirerek, çevreyi koruyarak ve yolsuzluklarla mücadele ederek sürdürülebilir bir refahın nasıl oluşturulabileceğini ve evrensel değerlerin toplum ve iş yaşamı ile nasıl bütünleştirilebileceğini değerlendirerek Global Compact Cenevre Deklarasyonu'nu yayınlamışlardır. (www.ted.org.tr/duyurular) kampüs 71 2007-2008 E¤itim Ö¤retim Y›l›n›n Tüm TED Ankara Koleji Ö¤rencilerine Sa¤l›k, Mutluluk ve Baflar› Getirmesini Diliyoruz… TED Ankara Koleji ‹lkö¤retim Okulu 1. S›n›flar ve Lise K›sm›, E¤itim Ö¤retime Bir Hafta Erken Bafllad› Okula uyum programı çerçevesinde TED Ankara Koleji İlköğretim Okulu 1. sınıf öğrencileri için ders zili 10 Eylül Pazartesi günü çaldı. 10-14 Eylül tarihleri arasında okula yarım gün devam eden minik Kolejliler, gün içinde drama, müzik ve oyunlar eşliğinde çeşitli faaliyetlere katılarak okul kurallarını öğrendiler, hem okulu hem de sınıf arkadaşlarını tanıma fırsatı buldular. ‹lkö¤retim Okulu 17 Eylül'de Ders Bafl› Yapt› TED Ankara Koleji'nde İlköğretim 1. sınıf ve Lise öğrencilerinin ardından, İlköğretim Okulu 2.-8. sınıf öğrencileri de 17 Eylül Pazartesi günü ders başı yaptılar. 2007-2008 eğitim öğretim yılının açılış töreni için İlköğretim Okulu I. Kademe bahçesinde toplanan binlerce öğrenci, velileri ve öğretmenleri ile birlikte, çoşku ve heyecanla İstiklal Marşını okudular. İlköğretim Okulu Müdürü Merih Törüner, yaptığı açılış konuşmasında öğrencilere seslenerek: "Bugünün küçükleri, yarının büyükleri olacak sizler laik Türkiye Cumhuriyeti'nin emanetçileri olacaksınız. Hepinize sağlıklı ve başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum." dedi. K O L E J L ‹ L E R TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi de eğitim öğretime bu yıl bir hafta erken başladı. 10 Eylül tarihinde Lise kısmında gerçekleştirilen açılış töreninde Lise Müdürü Melike Toklucu, yeni eğitim ve öğretim yılına başlamanın heyecan ve sevinci içinde olan öğrenci ve velilere sağlıklı, başarılı bir ders yılı diledi. Toklucu, öğretim yılı açış konuşmasında; globalleşen dünyada katıldığı yarışta, milli benliğini unutmayan, hep ileri ve çağdaş, saygılı, terbiyeli, herşeyden önce insan olduğunun bilincinde olan, farklı olabilen ama aynı zamanda bu farklılıklarının bütünü bozmamasına dikkat eden bireylerin eninde sonunda mutlaka başarıyı yakalayacağına olan inancını dile getirdi. kampüs 72 Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti Milli E¤itim Bakan› ve T.C. D›fliflleri Bakanl›¤› Heyeti TED Ankara Koleji'ni Ziyaret Etti. K O L E J L ‹ L E R Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Canan Öztoprak, T.C. Başbakanlık ve T.C. Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle birlikte 2 Temmuz 2007 Pazartesi günü TED Ankara Koleji'ne bir ziyaret gerçekleştirdi. Bakan Canan Öztoprak'ın yanı sıra KKTC Ankara Büyükelçisi Dr. Tamer Gazioğlu, T.C. Başbakanlık Kıbrıs İşleri Başkomiseri Büyükelçi Murat Oğuz, T.C. Dışişleri Bakanlığı Havacılık ve Denizcilik, İkili Siyasi İşler Genel Müdürü Büyükelçi Berki Dibek'in hazır bulunduğu ziyarette konuklar, Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Ertuğrul Dokuzoğlu, TED Ankara Koleji Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sunullah Salırlı ve Genel Müdür Sevinç Atabay tarafından ağırlandılar. KKTC Milli Eğitim Bakanı Canan Öztoprak ve beraberindeki heyet okulu gezerek, kampüs ve eğitim-öğretim programları hakkında detaylı bilgi edindiler. Dünyanın en büyük ilk ve orta öğretim kampüsü olma özelliğini taşıyan İncek Kampüsü hakkındaki brifingin verildiği öğle yemeğinde ağırlanan konuklar, okulumuzdan son derece olumlu izlenimlerle ayrıldılar. kampüs 73 2007 Mezunlar›m›z ‹ncek Kampüsü Stadyumunda Düzenlenen Muhteflem Törenlerde Kep Giydiler. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törenlerde Lise Müdürü Melike Toklucu ve İlköğretim Okulu Müdürü Merih Törüner öğrencilere ve velilere hitaben konuşmalarını yaptılar. Melike Toklucu, mezunlarımızın; TED Ankara Kolejli olma kimliğinin getirdiği sevgi, bilgi ve inançları, değer kaybı olmadan bir ömür boyu hatırlamalarını, yeni ufuklara yelken açarken sevgi dolu eğitim yuvalarını hiç unutmamalarını diledi. Öğrencilerini Lise öğrenimlerine uğurlayan Merih Törüner ise “Sekiz yıl boyunca Atatürkçü düşünce çerçevesinde en yeni metod ve tekniklerle, sizleri en iyi ve en güzel bilgilerle donattık. Sizlere emeği geçen öğretmen, idareci ve velilerinizi yürekten kutluyorum. Sizlere inanıyor, sizlere güveniyorum." diyerek duygularını ifade etti. K O L E J L ‹ L E R TED Ankara Koleji Vakfı Okulları 24 ve 25 Haziran 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen törenlerle yüzlerce öğrencisini öğrenim hayatlarının bir sonraki basamağına uğurladı. TED Ankara Koleji tarihinde ilk kez Kolejimizin yeni yuvasında, İncek Kampüsü bünyesinde yer alan stadyumda, havai fişek gösterileri eşliğinde gerçekleştirilen törende öğrenciler ve velileri yaşam boyu hatırlayacakları güzel bir gece geçirdiler. 2006-2007 öğretim yılında TED Ankara Koleji Özel Lisesinden 431, İlköğretim Okulundan 653 ve Anaokulundan 150 öğrencimiz mezun oldu. kampüs 74 Törenlerde okul düzeyinde ilk üçe giren öğrencilerin isimleri açıklandı. Lise kısmı okul birincisi Yiğit Onay (11/S), okul ikincisi Doğa Can Gülhan (11/D), okul üçüncüsü Gözde Özönder (11/İ) ve İlköğretim Okulunda okul birincisi Sanem Pınar UYSAL (8/V), okul ikincisi Abdullah Alp Kaan ÇELİK (8/S), okul üçüncüsü Ayşe Selin ÇAKMAK (8/L) oldu. Başarılı öğrenciler, Türk Eğitim Derneği, TED Ankara Koleji Vakfı Yönetim Kurulu ve TED Ankara Koleji Mezunları Derneği adına verilen ödüllerini ve beratlarını yönetim kurulu üyelerinin ellerinden aldılar. İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği ve Koruma Derneği de öğrencilere çeşitli hediyeler sundular. 2006-2007 öğretim yılı boyunca spor branşlarında dereceye giren takımlar, milli olan sporcular ve çeşitli ulusal ve uluslararası platformlarda gerçekleştirilen yarışma ve etkinliklerde okulumuzu başarıyla temsil eden öğrenciler de ödüllerini yöneticilerin ellerinden aldılar. K O L E J L ‹ L E R Başarılı öğrenciler törende duygu dolu konuşmalar yaptılar ve onları bugünlere taşıyan öğretmenlerine şükranlarını sundular. Öğretmenlerinin ve idarecilerin ellerinden diplomalarını alan öğrenciler, alkışlarla ve coşkuyla keplerini havaya fırlattılar. Birbirlerine sarılarak havai fişek gösterisini izleyen öğrencilerin arasına, sahaya inen veliler de çocuklarını kucaklayarak onların sevinçlerine ortak oldular. kampüs 75 Onurluyuz, Gururluyuz! TED Ankara Koleji 2006-2007 Mezunlar›n›n ÖSS Baflar›s› TED Ankara Koleji Vakf› Özel Lisesinden ÖSS s›nav›na giren 431 ö¤renciden 424'ü üniversitelerin 4 y›ll›k bölümlerine, 7 ö¤renci ise 2 y›ll›k bölümlere yerlefltirilme hakk› elde ederek %100'lük bir baflar› sa¤lad›lar. ‹lk 1000'lik dilimde ise çeflitli puan türlerinde 15 ö¤renci yer ald›. ÖSS 2007'DE TED ANKARA KOLEJ‹ VAKFI ÖZEL L‹SES‹NDEN ‹LK 1000'E G‹REN Ö⁄RENC‹LER‹M‹Z 2. DO⁄A CAN GÜLHAN (FB) OKUL ‹K‹NC‹M‹Z SAY 1 TÜRK‹YE 17.S‹ EA1 TÜRK‹YE 19.SU SÖZ1 TÜRK‹YE 27.S‹ SAY2 TÜRK‹YE 174.SÜ 3. ECE BORAN (FB) SAY2 TÜRK‹YE 133.SÜ SAY1 TÜRK‹YE 135.S‹ EA1 TÜRK‹YE 143.SÜ SÖZ1 TÜRK‹YE 213.SÜ 4. CEM fi‹MfiEK (FB) SAY2 TÜRK‹YE 142.S‹ SÖZ1 TÜRK‹YE 815.S‹ 5. TOYGAR BAKKALO⁄LU (FB) SAY1 TÜRK‹YE 295.S‹ EA1 TÜRK‹YE 295.S‹ SAY2 TÜRK‹YE 371.S‹ SÖZ1 TÜRK‹YE 522.S‹ 6. GÖKÇE NAZ KÜÇÜKBAfi (FB) SÖZ1 TÜRK‹YE 373.SÜ SAY1 TÜRK‹YE 815.S‹ EA1 TÜRK‹YE 819.SU 7. MERVE SARIIfiIK (TM) EA2 TÜRK‹YE 429.SU 8. BER‹L ERK‹N (FB) SAY1 TÜRK‹YE 524.SÜ EA1 TÜRK‹YE 528.S‹ SAY2 TÜRK‹YE 791.S‹ 9. BEGÜM ÖKTEM (FB) SÖZ1 TÜRK‹YE 662.S‹ 10. Y‹⁄‹T K‹PMAN (FB) SAY2 TÜRK‹YE 710.SU 11. O⁄UZHAN GENÇO⁄LU (FB) SAY2 TÜRK‹YE 713.SÜ 12. ÇA⁄LA ERDO⁄AN (TM) EA2 TÜRK‹YE 794.SÜ 13. ES‹N AKSOY (YD) D‹L TÜRK‹YE 824.SÜ 14. GÖKSU SARIGÖL (TM) EA2 TÜRK‹YE 901.S‹ 15. CANSU RÜZGAR (TM) EA2 TÜRK‹YE 926.SI Ö⁄RENC‹LER‹M‹Z‹ YÜREKTEN KUTLUYOR, BAfiARILARININ DEVAMINI D‹L‹YORUZ. K O L E J L ‹ L E R 1. Y‹⁄‹T ONAY (TM) OKUL B‹R‹NC‹M‹Z SÖZ 2 TÜRK‹YE 13.SÜ EA2 TÜRK‹YE 27.S‹ Ulaflamad›¤›m›z ve yay›nlayamad›¤›m›z kay›plar›m›za Allah’tan rahmet, sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz. Bu sayfan›n hep bofl kalmas› dile¤iyle… TED Çelenk Ba¤›fllar›n›z için; 444 0 TED 444 0 833 kaybettiklerimiz 77 Kaybettiklerimiz CEYDA ÇOLAKOGLU '95 (1977-2007) Uzman Psikolog Ceyda Çolaklo¤lu 1995 y›l›nda TED Ankara Koleji'nden mezun olduktan sonra 2001 y›l›nda Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünü baflar›yla bitirdi. Hüfam Finansal Araflt›rmalar Merkezinde ‹nsan Kaynaklar› Sertifika Program›na kat›lan Çolako¤lu, 2003-2005 y›llar› aras›nda da ‹stanbul Ticaret Üniversitesinde Uygulamal› Psikoloji Yüksek Lisans›'n› tamamlad›. Önce, Bar›fl Çocuk Sa¤l›¤› ve Hizmetleri'nde ard›ndan da Türk E¤itim Derne¤i Genel Merkezinde uzman psikolog olarak hizmet verdi. Madalyon Psikiyatri Merkezinde uzman psikolog olarak çal›flan Ceyda Çolako¤lunu'nun ailesine ve sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz. CEM‹LE AYTAÇ 27 Temmuz 2007 Cumhuriyetimizin ilk ö¤retmenlerinden olan Cemile Aytaç'a Allah'tan rahmet, sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz. BEDR‹YE GÜDÜLLÜO⁄LU ‘42 SEM‹RAM‹S YAZICI 26 Haziran 2007 Emekli Edebiyat Ö¤retmenlerimizden Semiramis Yaz›c› 26 Temmuz 2007 günü aram›zdan ayr›ld›. Ailesine ve sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz. Kaybettiklerimize Allahtan Rahmet, Baflta Yak›nlar› Olmak Üzere Tüm Kolej Camias›na Baflsa¤l›¤› Diliyoruz. K O L E J L ‹ L E R Bedriye Güdüllüo¤lu’42 aram›zdan ayr›lm›flt›r. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz. indirimli kurulufllar 78 indirimli kurulufllar SA⁄LIK Z‹YABEY CADDES‹ 3. SOKAK NO:15 BALGAT/ANKARA TEL: 0.312 207 90 00 www.akpoltipmerkezi.com AKPOL TIP MERKEZ‹ 25 % FAKÜLTELER MAH. KUTLUGÜN SOK. NO:6 CEBEC‹/ANKARA www.cebecitipmerkezi.com.tr TEL: 0312 562 20 00 CEBEC‹ TIP MERKEZ‹ 80 %60 TETK‹KLERDE % TIP MERKEZ‹M‹Z‹N SSK-BA⁄KUR-EMEKL‹ SANDI⁄I ‹LE ANLAfiMASI MEVCUTTUR. ÖZEL MUAYENEDE DENTAL‹UM A⁄IZ VE D‹fi SA⁄LI⁄I MERKEZ‹ TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN C‹NNAH CAD.12/3 KAVAKLIDERE/ANKARA TEL: 0312/4686811 • FAX: 0312/ 4686815 • www.dentalium.com.tr Bu¤day sok. 2/10 Kavakl›dere/ANKARA LA V‹E LAZER GÜZELL‹K MERKEZ‹ Tel: 0312 467 12 48-49 MEDLAB ‹ran Caddesi N:13/13 Kavakl›dere ANKARA Tel:467 19 54 MED-LAB Aile Doktorlu¤u Tan› ve Check-Up Merkezi TUNUS CAD. 79/3 KAT:1 ÇANKAYA/ ANKARA www.mylab.com.tr TEL: 0312 468 68 95 MYLAB DR. GÜLLÜ SERDARO⁄LU (PER‹ODONT‹ST) D‹fi HEK‹M‹ VE D‹fiET‹ HASTALIKLARI UZMANI S‹MON BOL‹VAR CADDES‹ NO:9/5ÇANKAYA ANKARA Tel:0 312 439 61 11 TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN DENTALAND A⁄IZ VE D‹fi SA⁄LI⁄I POL‹KL‹N‹⁄‹ DR. MED‹HA ELDEM SOKAK NO:81/28 KAT:4 KOCATEPE/ANKARA TEL:312- 4193344 TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN Arjantin cad. 15/7 Gaziosmanpafla/ANKARA TEL:0312 428 65 66 EP‹DERM CLINIC Lazer, epilasyon ve Güzellik Merkezi Op. Dr. CAN ÖZTEK‹N Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzman› Tunal›hilmi Cad.54/2 Kavakl›dere TEL: 418 44 46 ESTET‹K PLAST‹K CERRAH‹ KL‹N‹⁄‹ ARJANT‹N CADDES‹ 17/8 G.O.P. 06700 ANKARA TEL: 0.312 467 26 26 • FAX: 0.312 467 26 44 www.estelazerankara.com ESTELAZER K O L E J L ‹ L E R GEN-ART 25 %20 %20 %10 % C‹NNAH CAD. 47/A ÇANKAYA/ANKARA www.genart.com.tr TEL: 0312 442 68 84 25 %25 LAB.RAD KOZA SOK.47/6-8 GOP/ANK TEL:0312-4421300 ‹LG‹ SA⁄LIK KURULUfiLARI ‹NTEGRA TIBB‹ GÖRÜNTÜLEME MERKEZ‹ IQS S‹GARA BIRAKMA MERKEZ‹ Tahran Cad. No: 38 Kavakl›dere/ANKARA TEL: 466 59 61 KENNDY CAD. 13/7 06680 KAVAKLIDERE/ANKARA www.iqsturkey.com TUNALI H‹LM‹ CAD. BÜKLÜM SOK. NO:53 KAT:1/2 KAVAKLIDERE KADIN SA⁄LI⁄I KAVAKLIDERE/ANKARA VE TÜP BEBEK MERKEZ‹ www.kavaklideresaglik.com % MAMM 30 %20 %20 % NOVARA MED‹KAL ESTET‹K VE LAZER EP‹LASYON KL‹N‹⁄‹ F‹L‹ST‹N SOKAK NO:51/2 GOP./ANK www.novaraturkiye.com.tr BA⁄DAT CAD.NOTER SOK.SEMA APT.NO:53 DA‹RE:1 fiAfiKINBAKKAL/‹ST TEL: 02163960002 ERSA SA⁄LIKLI YAfiAM TEKNOLOJ‹LER‹ www.oxymate.com OXYMATE OKS‹JEN BARLARI PARKMED A‹LE DOKTORLU⁄U TANI VE CHECK-UP MERKEZ‹ PRIMER TIBB‹ GÖRÜNTÜLEME MERKEZ‹ Cinnah Cad. No:1/1 Kavakl›dere/ANKARA TEL: 0.312 428 22 00 FAX: 0.312 428 22 02 BESTEKÂR SOK. NO:45-47A ÇANKAYA/ ANKARA TEL: 0312 467 33 55 20 %20 %30 %25 %10 %25 %30 % PROF.DR.ALTAN DO⁄AN D‹fi HEK‹M‹ TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN TUNUS CADDES‹ 79/6 KAVAKLIDERE/ANK • Tel: 0312/ 4689407 PROF. DR. ESAT ORHON'UN MUAYENEHANES‹ TÜRK TAB‹BLER B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN BÜKLÜM SOK. NO:53 KAT:3 KAVAKLIDERE/ANKARA TEL: 0312 426 30 00 PROF. DR. YUSUF PEKER (GENEL CERRAH‹ UZMANI) TÜRK TAB‹BLER B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN 2. SELAN‹K CAD. NO:66/7 KIZILAY/ANKARA TEL: 0312 418 09 42 SVM KL‹N‹K U⁄UR MUMCU SOK.3/3-2 GOP/ANKARA TEL: 0312 436 76 76 TUNALI H‹LM‹ CAD. BÜKLÜM SOK. NO:53 KAVAKLIDERE/ANKARA YAfiAM BANKASI www.kordonkanibankasi.com KORDON KANI BANKASI TEL: 0312 467 22 88 20 %15 % indirimli kurulufllar 79 KONAKLAMA HOTEL CAP‹TAL PLAZA FORA APART OTEL AL‹ OSMAN ÇET‹NER CAD. NO:11 KUMLUK PLAJI DATÇA/MU⁄LA TEL: 0252 7124800 • FAX: 0252 712 0540 FORA APART OTEL (DATÇA) www.otelfora.com GMK BULVARI NO:135 TANDO⁄AN/ANK www.ilciresidence.com MEGA RESIDENCE HOTELS TAHRAN CAD. NO:5 KAVAKLIDERE ANKARA TEL: 468 54 00 EYTAM CAD. NO:33 TEfiV‹K‹YE ‹STANBUL Tel: 0 212 231 31 61 AFYON-KÜTAHYA KARAYOLU 14.KM. AFYONKARAH‹SAR TEL: 0272 251 50 11 www.omerthermal..com.tr ÖMER THERMAL TAT‹L KÖYÜ/AFYON ‹.KAM‹L ÖNER CAD.220 SOK. MARMAR‹S TEL: 0252-4124050 - 0252-4122583 FAX:0252-4139704 YEN‹ OTEL TEL:0312/ 3104720 • 0312/ 3246111 ULUS SANAY‹ CAD. NO:5/B 06050 www.hotelyeni.com RESTAURANT&CAFE CITY RESIDENCE HOTEL VE TERRASSE RESTAURANT CAFE KAHVE SHAKESBEER&WINE Oyak 2. Cad. 16 sok. No:8 Çankaya/ANKARA TEL: 495 01 02 - FAX: 495 48 44 U¤ur Mumcu cad. No:12 Gaziosmanpafla/ANKARA TEL:446 20 51 - 446 20 13 FENER KALAMIfi CAD.NO:77/A FENERBAHÇE/‹STANBUL AL‹YE- ALINEWEDDING BOUTIQUE BAfiAK F‹L‹ST‹N CAD. 19/4 GOP./ANK. TEL:0312 437 20 70 www.aliye.com.tr www.alinewedding.com VAKANA BEACH HOTEL GÖZTEPE ‹fi MERKEZ‹ NO:110/24 ‹STASYON CAD. GÖZTEPE/‹STANBUL www.butikbasak.com TEL: 0216 360 18 83 ABAY KUNANBAY CAD.NO:6/B KAVAKLIDERE/ANKARA Tel:0312 426 46 520312 428 12 02 YES‹M TEKS LTD. fiT‹ FOTO⁄RAF FOTO⁄RAF BASKI H‹ZMETLER‹ VE TUR‹ZM LTD. fiT‹. FOND‹ COLOR FOTO⁄RAF VE V‹DEO SERV‹S‹ 15%10 % Kavac›k Cumhuriyet Cad.Oman›ml› Ç›kmaz Sk. Altay Han Apt. 8/2 Beykoz/‹STANBUL Tel: 0216 5371684 www.e-cicek.net • www.fotograf.com SELAN‹K CAD.65/1 KOCATEPE-ANKARA TEL:0312-4185261 MÜZ‹K 20 %10 %10 %10 %25 %5 %25 %20 %15 % +2 DERS ÜCRETS‹Z Arjantin Cad. No: 17/7 Kavakl›dere/ANKARA Tel: 0.312 468 91 31 pbx • Fax: 0.312 468 91 42 SUNA KORAT ACADEM‹ www.sunakorat.com • [email protected] ÖZEL DÖNEMLER HAR‹Ç ARJANT‹N CAD.ATTAR SOK.NO:10 GOP/ANK www.sushico.com.tr Yeflim Sitesi 14. Blok Daire: 4 G‹NZA BY SUSHICO CHINESE IN TOWN Ataflehir/‹STANBUL VE SUSHICO CHINESE IN TOWN TEL: 0.216 455 44 95 TEKST‹L fiAFAK PERDE - ÇEY‹Z, EV TEKST‹L‹ KAPI F‹YATLARI ÜZER‹NDEN KONYA YOLU NO:84 BALGAT/‹ST TEL: 0312/2876065 FAX: 0312/2844434 ‹LC‹ RESIDENCE HOTEL 30 %50 %10 %50 %50 %10 %50 %50 %40 %10 %10 %10 %10 % REfi‹T GAL‹P CAD. 53/A GOP.-ANK TEL:0312-4373979 FAX: 0312-4373981 www.safakperde.com SOLOMUS‹C BAYINDIR 1.SOK.27/40 AKSOY ÇARfiISI KIZILAY/ANK TEL: 0312/4333876 • FAX: 0312/4333876 www.solomusicankara.com M‹MARLIK KENEDY CAD. 18/10 KAVAKLIDERE/ANK TEL:0312/4689313 FAX:0312/4689312 www.acmimarlik.com AC PROJE TASARIM M‹MARLIK LTD.fiT‹. DANIfiMANLIK CUMHUR‹YET CAD. ENG‹N APT. NO:283 CND E⁄‹T‹M VE DANIfiMANLIK KAT: 7 HARB‹YE/ ‹STANBUL www.cnd.gen.tr MODA EV‹ DIfiAVURUM HAUTE COUTURE MODA EV‹ VE ORGAN‹ZASYON SÖ⁄ÜTLEfiME CAD. KARATEK‹N ‹fi MERKEZ‹ NO:65 KAT:2 KADIKÖY/‹STANBUL www.gelinlikcim.net OTOMOT‹V 10 OR‹J‹NAL PARÇADA ESK‹ H‹SAR SATIfi VE SERV‹S A.fi. HAVAALANI YOLU 7. KM. YUNUS EMRE CAD. NO:1 PURSAKLAR/ANKARA % YA⁄DA 25 %25 ‹fiÇ‹L‹KTE % ‹NfiAAT 21.CD.617.SK.NO:1/49 ‹VOGSAN-OST‹M/ANKARA TEL: 0312/3942158 FAX: 03123942159 KALL‹MAK LTD.fiT‹. www.kallimak.com.tr (OKB H‹DROL‹K KAYA KIRICILARI) S‹GORTA KOCATEPE OLGUNLAR SOKAK 36/5 KAVAKLIDERE/ANKARA TEL NO: 0312 4251383 KAVAKLIDERE UMUT S‹GORTA ARACILIK FAX: 0312 4185791 H‹ZMETLER‹ SANAY‹ VE T‹CARET L‹M‹TED fi‹RKET‹ 2 %10 % TUR‹ZM KULEL‹ SOK. NO:22/1 GOP./ANK TEL: 0312/4465446 FAX: 0312/4468096 TURMEK EMEK TURZ.SEY.ACENTASI VE www.turmak.com.tr TUR‹ZM ‹fiLETMELER‹ A.fi. Uçak Bileti Sat›fllar› Di¤er Hizmetler 5 % 3 % K O L E J L ‹ L E R ANKARA O⁄ULTÜRK HOTEL RÜZGARLI Efi DOST SOKAK NO:6 ULUS/ANK TEL:0312-3092900 • FAX:0312-3118321 www.ogulturk.com torch 80 Günün yorgunlu¤unu s›cak sohbetler eflli¤inde atmak isteyen Kolejlilerin buluflma noktas› olan Torch, mezunlar›m›z› a¤›rlamaya devam ediyor... Torch PAZARTES‹ Torch art›k pazartesi günleri de hizmetinizde. Üstelik tüm gün %30 HAPPY DAY indirimi ile... K O L E J L ‹ L E R ÇARfiAMBA SENIORS & JUNIORS Orkestras› eflli¤inde jazz ve hafif müzik dinletisi eflli¤inde hafta ortas› e¤lencesi... CUMA, CUMARTES‹ SENIORS & JUNIORS Orkestras› ile jazz ve dans geceleri, 1950-60 ve 70'lerin en sevilen dans parçalar›n›n yan› s›ra, Latin müzi¤inin ve günümüz Türkçe parçalar›ndan sevilen örnekler... Cuma ve Cumartesi akflamlar› Torch misafirlerine unutulmaz anlar yaflatacak olan SENIORS & JUNIORS Orkestras› ad›ndan da anlafl›laca¤› gibi k›demlilerden ve gençlerden olufluyor. Senyörlerin bir bölümünün müzik yaflant›lar› 1960’lar›n ortalar›na giderken, zaman içerisinde kaydedilen geliflmeler ve orkestraya kat›lan gençlerle birlikte repertuarlar› oldukça zenginleflmifl. Piyano ve Ork fiefi Trompet Trombon Tenor Sax Davul : Taner AKANSEL : Mustafa ÇINAR : Fahrettin BIYIK : Zeki YILMAZ : Do¤u NEB‹O⁄LU Torch, mezunlar›m›z›n özel günlerinde de yanlar›nda olmaya devam ediyor. 2007 ilkbahar - yaz sezonunda mezunlar›m›z mutluluklar›na ilk ''EVET'' demenin keyfini TORCH'ta yaflad›lar. Bu özel günlerinde TORCH'u seçen mezunlar›m›z flefin özel olarak haz›rlam›fl oldu¤u zengin mönüler ve kendileri için haz›rlanan dü¤ün organizasyonlar› eflli¤inde mutluluklar›n› özel gecede kutlad›lar. Flüt Bass Gitar Orkestran›n Solisti : Bolkan fi‹MfiEK : Can AKANSEL : ‹zzet END‹ K›z›l›rmak Sokak No:8 Kocatepe/ANKARA Tel: 0.312 417 50 57