10 - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği

Transkript

10 - TED Ankara Koleji Mezunları Derneği
indeks
S
2
10
Bahçeflehir
Üniversitesi Rektörü
Deniz Ülke Ar›bo¤an’82
K
7
8
Konuk Yazar
Nur Batur’70
12
Ayd›ner ‹nflaat:
Aktüalite
Ömer Ayd›ner’85
20
E
Emel Tümel Cantürk’44
16
22
Türk Mucit
Yar›flmas› Birincisi
Özel Nisan Kavakl›dere
Kad›n Sa¤l›¤› ve Tüp
Bebek Merkezi
N
Küba Büyükelçisi
fian›var K›z›ldeli’72
Küba
Uzman Odyolog
‹
N
Nur Baykal’81
‹
K O L E J L ‹ L E R
Las Chicas
Gökhan Erden
D
26 28 30
32
34
Ted Okullar›nda Yeni
Döneme Bafllarken
E
K
D
S
‹skender Aruoba’62
indeks
3
Yay›n Kurulu
36
Suzan B‹LGEN ÖZGÜN (’81)
(BAfiKAN)
fienol SARISOY (’82)
(BAfiKAN YARDIMCISI)
Yaflam Kalitesi
Can ÇI⁄IRGAN (’80)
Aydan ERCAN (’82)
Bo¤aç ÇEK‹NMEZ (’99)
Burak TURGUT (’99)
38
40
Moda
Yaz› ‹flleri Müdürü
Razaman’da Tatl› Bir
Seda
Ece Sülkan’94
M. Kutluhan OLCAY (’93)
Yap›m
(Grafik Tasar›m ve ‹çerik)
46
Danajans
Duygu ONAY
Emre Fidel AKTAfi
Mihriban TEZCAN
Renk Ayr›m›
Detay Repro
Bask›
‹maj A.fi.
O¤uz Atay
44
42
Beren Saat’02
Okur önerileri ve yorumlar› için
e-mail: [email protected]
Bizim Dünyam›z
70
Reklam ve ‹rtibat
TED ANKARA KOLEJ‹
MEZUNLARI DERNE⁄‹
K›z›l›rmak Cad. No:8
06640 Akay - ANKARA
Tel: 0312 424 03 06-07
418 74 30 • Faks:418 74 41
50
Kültür-Sanat
Leyla Topalo¤lu
Çolako¤lu’73
Kültür-Sanat
Türk E¤itim Derne¤i
48
KOLEJL‹LER
Binicilik
Hulki Karagülle’83
‹mtiyaz Sahibi
79
Ankara Kolejliler
LTD.fiT‹. ad›na
Kemal Ziya SAVRAN ’79
6000 adet bas›lm›flt›r.
Dernek üyelerine ücretsiz
da¤›t›lmaktad›r.
Yaz›lar›n hukuki mesuliyeti röportaj sahiplerine ve yazarlar›na aittir.
Issn: 1305-5283
Kaybettiklerimiz
72
Kampüs
76
Torch
K O L E J L ‹ L E R
www.kolej.org
baflkandan mesaj
5
Sevgili Kolejliler,
90. say›m›zda sizlerle buluflman›n gurur ve heyecan›yla hepinize merhaba
diyorum.
“Kolejliler”in sizlere ulaflmas›nda, Yay›n Kurulu Baflkan›m›z Say›n Suzan Özgün
nezdinde eme¤i geçen tüm arkadafllar›m› kutluyor ve teflekkürlerimi ifade etmek
istiyorum.
Dergimizde yine birbirinden seçkin konuklar›m›z yer al›yor.
Öncelikle ilk Kolejli kad›n rektörümüz Say›n Deniz Ülke Ar›bo¤an’› kutluyor,
baflar›lar›n›n devam›n› diliyorum.
Ayn› flekilde çok uzaklardan bizlere seslenen Küba Büyükelçimiz Say›n fian›var
K›z›ldeli’ye yeni görevinde kolayl›klar diliyorum.
Sadece güzelli¤i de¤il, zarafeti ve kiflili¤i ile de gururumuz olan Say›n Ece Sükan ve
flöhret dünyas›na yeni ad›m atan genç ve baflar›l› mezunumuz Say›n Beren Saat’i
TED Ankara Koleji Mezunlar› Derne¤i
B a fl k a n ›
Ve ifl dünyam›z›n genç temsilcilerinden, ayn› camiada olmaktan gurur duydu¤um
Sevgili Ömer Ayd›ner’e, tesisimize yapt›¤› katk›lardan dolay› tekrar flükranlar›m›
sunmak istiyorum.
Bas›n dünyas›n›n güçlü kalemi Say›n Nur Batur’a konuk yazar köflesinde bizlere,
okul zamanlar›m›zda belki k›ymetini tam olarak bilemedi¤imiz edebiyat›n doyumsuz güzelli¤ini tekrar hat›rlatt›¤› için teflekkür ediyorum.
Son olarak tüm de¤erli konuklar›m›za dergimize katk›lar›ndan dolay› gönülden
teflekkür ediyoruz.
De¤erli Mezunlar›m›z,
90. say›m›zla beraber bugün bir büyük mutlulu¤u daha yafl›yoruz.
Camiam›z›n yeni buluflma yeri olarak Kolej-‹N'in temeli at›lm›fl olup, inflaat iflleri
bafllam›fl bulunmaktad›r. Resmi temel atma törenimiz ise 20 Ekim Cumartesi günü
yap›lacakt›r.
Bu vesile ile say›s› 900'ü aflan katk› pay› vermifl üyelerimize teflekkür ediyorum.
Gerçekten hem kendileri hem de camiam›z için çok güzel bir fley yapt›lar. Her
f›rsatta belirtti¤im gibi Kolej-‹N'i di¤erlerinden üstün k›lan fiziki flartlar› yan›nda en
önemli avantaj›, tesisin bizlere ait olacak olmas›. Kolej-‹N sadece bizler‹N.
Bu çerçevede Kolej-‹N'e, dolay›s›yla camiaya sahip ç›kmak ad›na çevrenizdeki
Kolejlileri bize yönlendirmenizi, referans olman›z› özellikle rica edece¤im…
Al›nacak katk› pay› bir defaya mahsus ve ömür boyu olup 1. derece yak›nlar›n›z da
bu haklardan faydalanabileceklerdir. Beklenmedik bir sorun ç›kmad›¤› takdirde
2009'un ilk aylar›nda Kolej-‹N hizmete girecektir.
2007-2008 ö¤retim y›l›n›n tüm ö¤renci, ö¤retmen, veli ve yöneticilerimize hay›rl›
olmas›n› diliyor, hepinize sayg› ve sevgilerimi sunuyorum. 20 Ekim'de Resmi Temel Atma Töreninde görüflmek ve daha nice say›larda buluflmak dile¤iyle...
Kemal Ziya Savran
Genel Baflkan
K O L E J L ‹ L E R
Kemal Ziya Savran
G e n e l
kutluyor, baflar›lar diliyorum.
konuk yazar
7
Shakespeare’in Gözlü¤üyle Türkler
W
illiam Shakespeare'in Macbeth'ini ilk okudu¤um zaman kaç yafl›ndayd›m acaba?
Spor çantam› kap›p antrenmana koflmak için, son ders zilinin çalmas›n› zor bekledi¤im y›llard›. O zaman
Kolej'in kapal› spor salonu, Ankara'daki ender salonlardan biriydi. Ve ben, Türkiye flampiyonu olan bir
tak›mda voleybol oynuyordum. Akl›m flampiyonadayken, ‹ngiliz Edebiyat› hocam›z Mr. Greenway,
Shakespeare'in dizelerini saatler ve saatlerce anlat›r, bizden de her dizeyi yorumlamam›z› isterdi. ‹tiraf etmeliyim ki,
o y›llarda, Türkiye flampiyonas›nda birinci olmak, William Shakespeare'in Macbeth'inden daha cazip geliyordu
bana. Daha sonraki y›llarda ise duygu ve düflünce dünyamda yeni ufuklar açan felsefe ve fliirin ilk tohumlar›n›n,
asl›nda, Ankara Koleji'nde at›ld›¤›n› anlad›m. Montaigne'den Bertrand Russell'a, Dalai Lama'dan Nietzsche'ye,
Naz›m Hikmet'ten Özdemir Asaf'a dünyam› zenginlefltiren filozoflar ve flairlerle birlikte William Shakespeare'i de
keflfetmeye bafllad›m. Shakespeare'in dizeleri muhteflemdi do¤rusu.
‹nsan karakterini ne kadar da güzel anlatm›flt› ünlü ‹ngiliz yazar...
Y›llar içinde onun çok sevdi¤im dizeleriyle dünyay› ve insanlar› anlamaya çal›flt›m.
Neler mi diyordu William Shakespeare?
‹nsanlar›n ço¤u kaybetmekten korktu¤u için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye lay›k görmedi¤i için.
Düflünmekten korkuyor, sorumluluk getirece¤i için.
Konuflmaktan korkuyor, elefltirilmekten korktu¤u için.
William Shakespeare bütün bunlar› neredeyse 400 sene önce söylemiflti. Ve yaratt›¤›
karakterlerde, insan do¤as›n›n en de¤iflmez özelliklerini benzersiz bir fliir diliyle yans›t›yordu.
Zaten onu ölümsüz yapan da bu de¤il miydi?
Bana dünyan›n ve Türkiye'nin kap›lar›n› açan gazetecilik hayat›mda da hem Türklere hem de di¤er milletlerin hayat
felsefelerine ve yaflamlar›na Shakespeare'in dizeleriyle bakmaya çal›flt›m.
Biz Türkler ne kadar sevebiliyor ve seviliyorduk?
Duygular›m›z› rahatl›kla ifade edebiliyor muyduk?
Konuflabiliyor muyduk?
Ya düflünmek? Yeterince düflünüyor muyduk?
Ne yaz›k ki bizim dünyam›zda korkular›n daha a¤›r bast›¤›n› gördüm.
Sevmekten, konuflmaktan, duygular›m›z› göstermekten ve en önemlisi de düflünmekten korkuyoruz sanki?
Bir türlü korkular›m›z› aflam›yoruz.
Hâlbuki d›flardan bak›nca, Türkiye'nin dev bir ülke oldu¤unu görüyorsunuz.
Yeter ki;
Daha fazla sevmekten;
Daha özgürce konuflmaktan;
Ve daha fazla düflünmekten;
Korkmayal›m.
NUR BATUR '70 - Sabah Gazetesi Yazar›
K O L E J L ‹ L E R
Daha neler mi diyordu?
Duygular›n› ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktu¤u için.
Yafllanmaktan korkuyor, gençli¤inin k›ymetini bilmedi¤i için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir fley vermedi¤i için.
Ve ölmekten korkuyor, asl›nda yaflamay› bilmedi¤i için...
portre
8
Türk ‹nflaat Sektöründe Uluslararas› Bir fiirket
A y d › n e r ‹ n fl a a t
Ömer Ali Ayd›ner’85
Aydıner İnşaat için “yetmişli yıllarda Türkiye'nin öncü, kurucu
firmalarından bir tanesidir” diyebiliriz. Bugüne kadar geçen
süreçte, Aydıner İnşaat A.Ş.'nin girdiği pek çok sektör oldu ama
her zaman ana çalışma alanımız inşaattı. İnşaat konusunda
Türkiye'de Samsun İçme Suyu Arıtma Tesisi, Manavgat Projesi
gibi pek çok projeye imza attık. Bunların içerisinde su ile ilgili
olmayan çok az projemiz var. Biz genel itibariyle su ağırlıklı
çalışan bir firmayız. İçme suyu arıtma tesisleri, su boru hatları,
barajlar, hidroelektrik santraller, hatta şişe suları. Su ile ilgili ne
varsa onu yapıyoruz, onu üretiyoruz.
K O L E J L ‹ L E R
‹nflaat sektörü için hep ülke ekonomisinin lokomotifi yorumu
getirilir. Bu konu hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir? Sektörün
ülkemizdeki gelece¤i, ekonomiye olan katk›lar› nelerdir?
Hiç şüphesiz inşaat sektörü, gerçekten öncü sektörlerden bir
tanesi. İnşaat sektörü yaklaşık 250-300 tane sektörü beraberinde
götürmektedir. Onun dışında sektörde yurt içinde çok fazla
bir şey görmüyoruz. Bizlerin, özellikle belli kapasiteye gelmiş
olan firmaların Türkiye içerisinde, bana göre, çok fazla
hareket alanı yok.
1970'li y›llardan beri Türk inflaat sektöründe su ve altyap›
a¤›rl›kl› pek çok projeye imza atm›fl olan Ayd›ner ‹nflaat
A.fi.'nin genç yöneticisi Ömer Ali Ayd›ner ile Türk inflaat
sektörü ve ülke ekonomisi üzerine güzel bir söylefli
gerçeklefltirdik.
Bize kendinizden, e¤itiminizden bahseder misiniz?
1968 yılında İstanbul'da doğdum. Koleje 3. sınıftan girdim. Ondan sonra da Kolejli olarak devam ettim eğitimime. Kolej'de çok
kaliteli bir eğitim alırken, bir yandan da gayet keyifli ve eğlenceli günler geçirdim. 1985 yılında liseyi bitirdim. 1990 yılında da
Orta Doğu Teknik Üniversitesinden inşaat mühendisi olarak
mezun oldum.
Ayd›ner ‹nflaat A.fi., 1970'lerden beri inflaat sektöründe faaliyet
gösteren bir firma, bize bu süreçte yaflan›lan tecrübelerinizden,
k›saca flirketinizin mazisinden söz eder misiniz?
Sektöre irili ufaklı çok firma girdi. Dünyada her iş kolunda bir
takım büyük firmalar, o firmaları destekleyen biraz daha küçük
firmalar, yine o firmaları destekleyen daha da küçük firmalar
şeklinde bir oluşum vardır. Yani bugün Almanya'ya baktığınız
zaman çok fazla büyük firma yok. Ama bizde durum böyle
değil. Bizde herkes müteahhit, herkes inşaat yapıyor. Her işin bir
uzmanı var. Niçin dişçilik okuyorsun? Dişçi olmak için. Niye
gidiyorsun eczacılık okuyorsun? Eczacı olmak için okuyorsun.
Herkesin yapacağı iş belli. Herkes yapacağı iş çerçevesi içinde
kalmalı. Ayrıca, uzmanlaşma çok önemli. “Biz, arıtma da
yaparız, boru hattı da çekeriz, bina da, yol da yaparız, yeraltına
kablo da döşeriz, yer üstünden tayyare de uçururuz” olmaz. Bu
güne kadar portföyümüze bakarsanız bizim su ve altyapı ağırlıklı projeler dışında proje üstlenmediğimizi görürsünüz. “Özellik”
isteyen bir ihaleye 50 tane firma başvuruyor. Bir proje özellikli bir
projeyse eğer; o kadar firma başvuramaz, başvurmamalı. O
kadar firma yeterlilik alıp da o ihaleye girmemeli.
Ayd›ner ‹nflaat çok önemli projelere imza atm›fl bir firma. Bu
alandaki faaliyetleriniz ve Türk firmalar›n›n yurt d›fl›ndaki
portre
9
Türkiye seksen sonras›nda liberal ekonomide önemli at›l›mlar
yapt›. Bu at›l›mlar zaman zaman kesintiye u¤rasa da hâlâ devam
etmekte. Ülkemizdeki siyasi dengeleri göz önünde
bulundurdu¤unuzda ülke ekonomisini, ülkemizin gelece¤ini bir
ifladam› olarak nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Türkiye gerçekten ekonomisinin değerlendirilmesinin çok zor
olduğu bir ülke. Türkiye'de iyi, oturmuş bir ekonomi yok. Hâlâ
dengeler yerine oturmadığı gibi, her an çok ciddi sarsıntılar
olabilir. Türkiye bence bıçak sırtında duruyor. Sizin hiç manasız
şekilde döviziniz bir günde 1,20'den 1,30'a çıkıyorsa bunlar iyi
göstergeler değildir. Ekonomimiz iyi değil. Çok basit bir örnekle,
geçen sene ekmeği, sütü, suyu, benzini kaça aldığınıza bakın ve
bugün kaça aldığınıza bakın. Enflasyonun söylenen rakamlarda
olmadığını göreceksiniz.
Türkiye ekonomisi yatırımlarla beraber
ilerliyor. Yatırımların getirdiği güvence
yeni yatırımları çekiyor. Bunu sağlamak
başarıdır. Bu zaten istikrarın devam ettirilmesi ile sağlandı. Siyasi manada
bakarsan hiçbir partinin başarısı değildir bu durum. Belirlenmiş sistemi
devam ettirme başarısıdır.
Bunu yapan siyasi grupların hepsi başarılıdır. İnşallah bundan sonraki siyasi
gruplar da bu yaklaşımı iyi değerlendirip, iyi okuyup devam
ederler diyorum. Türkiye'nin bu manada bir nefes almaya ihtiyacı var. Düze çıkmadık daha…
Ülkemizde son y›llarda gerçeklefltirilen özellefltirme politikalar›
hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir? Bu özellefltirmelerin ülkemize
gelecekte ne tür getirileri olacak?
Özelleştirme muhakkak lazım. Her işi devlet yapamaz. Kamudaki belli alanları, havaalanını özelleştireceksin. Dünyanın her
yerinde havaalanları özeldir. Enerjiyi özelleştirirsiniz, başka
türlü bütçe ayırıp da enerji santrali yapamazsınız. Evet, özelleşecek, serbest piyasa oluşacak, serbest piyasa içerisinde de herkes
satabildiğini satacak. Bu sistem böyle oluşmak zorunda ama
özelleştirmeden önce, özelleştirenlerin, Türkiye'nin stratejik
değerlerini ortaya koymaları gerekli. Her şey satılmaz. Bunun
listesini çıkartmak lazım. Türkiye için stratejik olanların dışında
düzgün şekilde özelleştirme yapılsın. Sonuçta özelleştirme düzgün şekilde yapıldığı sürece doğrudur.
KolejIN tesisinin Kolejlilere ve mezunlara ne
gibi faydalar› olabilir? Bu konudaki
görüflleriniz nelerdir?
KolejIN, Koleje katkı sağladığı ölçüde
üyelerine de katkı sağlayacak demektir.
KolejIN tesisinin en önemli esprisi Kolejlileri bir araya getirmesidir. Bana göre
bugünkü Kolejlileri daha fazla birbirlerine
bağlayacak, biz mezunları bir şekilde bir
araya toplayacaktır. Kolejli dostlarımızla,
daha nezih bir ortamda daha sık
görüşeceğiz bu sayede.
K O L E J L ‹ L E R
baflar›lar›, imajlar› hakk›ndaki görüflleriniz nelerdir?
Aydıner İnşaat uluslararası alanda ve Türkiye'de birçok iyi işler
yaptı. Samsun İçme Suyu Arıtma Tesislerini yaptı. O güne kadar
Türkiye'de tamamı Türkler tarafından yapılmış bir arıtma tesisi
yoktu. İlk defa biz Samsun'da yaptık. Projesini de, içinde kullanılan malzemelerin imalatını da tamamen yerli olarak yaptık.
Manavgat Projesi gibi gerçekten dev bir projeye imza attık.
Manavgat suyu Türkiye'de denize kadar bozulmadan gelen belki de tek sudur. Rahmetli Özal'ın projesiydi. Güzel bir projeydi,
bitti, anahtarını teslim ettik. Ancak, hala kullanılamadı. Onun
dışında yurt dışında irili ufaklı aktivitelerimiz oldu. Rusya'da,
Afganistan'da, Ürdün'de çalıştık. Şu anda yeni yeni ilgilendiğimiz bölgeler de var. Oralarda farklı projeler yapmayı düşünüyoruz. Türkiye için uluslararası başarının devamını istiyorsak eğer,
inşaat dünyasının kendi arasında anlaşıp bölgeselleşmesi gerekiyor. Her bölgeye herkesin gitmemesi gerekiyor. Bir dönem, çok
ciddi anlamda “kalitesiz” imajımız vardı. Herkes yurt dışındaki
imajımızın çok iyi olduğunu zannediyor. Ruslar, Türklere iş yaptırmaktansa iki misli fiyata İtalyan'a iş yaptırmayı tercih ediyordu. 1998 yılında Rusya, Türk müteahhidi kaynıyordu ama Türk'e
iş yaptırmıyordu. Biz, Türkiye'de Müteahhitler Birliği olarak
üzerimize düşen görevi elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalışıyoruz.
kariyer
10
Kendisini ve Bahçeflehir Üniversitesini Dünya Düzleminde Tan›mlayan Bir Rektör
Deniz Ülke Ar›bo¤an ’82
K O L E J L ‹ L E R
Say›n Prof. Dr. Deniz Ülke Ar›bo¤an, bizlere kendinizden bahseder
misiniz?
1965 yılında İstanbul'da doğdum. Orta ve lise öğrenimimi TED
Ankara Koleji'nde tamamladım. Kolej'in basketbol ve atletizm
takımlarında Türkiye çapında dereceler aldım. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden
1986 yılında mezun oldum. Daha sonra, İstanbul Üniversitesinde
Uluslararası İlişkiler üzerine yüksek lisans ve doktora yaptım.
1996 yılında St. Andrews Üniversitesinin Uluslararası Güvenlik
okulunu bitirdim. 1998'de doçent, 2003'te profesör oldum. 2006
yılında Dünya Sanat ve Bilimler Akademisi üyeliğine kabul
edildim. Halen Bahçeşehir Üniversitesi rektörüyüm. İki çocuğum
var ve Futbol Federasyonu Genel Sekreteri Lutfi Arıboğan ile
evliyim.
Akademik e¤itimdeki amac›n› dünya standartlar›nda,
ça¤dafl bireylerin yetifltirildi¤i dinamik bir
üniversite ve ülke yaratmak olarak aç›klayan
Bahçeflehir Üniversitesi rektörü Deniz Ülke
Ar›bo¤an ile üniversite e¤itimi ve Türkiye
üzerine güzel bir sohbet gerçeklefltirdik.
Ülkemizdeki az say›da kad›n rektörden biri olan Deniz
Ülke Ar›bo¤an, Bahçeflehir Üniversitesindeki e¤itim
hedeflerinde; her bireyin e¤itim almaya hakk›
oldu¤unu, üniversite olarak nitelikli e¤itim gücünü sonuna kadar ça¤dafl bir ülke olma yolunda
kararl› ad›mlarla kullanacaklar›n› belirti.
Güçlü akademik kadrosu, uluslararas› düzeyde e¤itim-ö¤retim
programlar›, yurt d›fl› e¤itim olanaklar› ile evrensel bir bilgi
kurumu olan Türkiye'nin en büyük üniversitelerinden Bahçeflehir
Üniversitesine rektör oldunuz. Bizlere okulunuzdan, uygulamak
istedi¤iniz yeni projelerinizden söz eder misiniz?
Okulumuz İstanbul'un tam merkezinde Beşiktaş'ta yer alıyor. Bu
yıl kuruluşunun 10. yılı olmasına rağmen, sanki yüzyıllık bir
kurummuşçasına gelenekleri, aidiyetleri olan bir yapımız var.
Öğrenci merkezli bir okuluz ve öğrencilerimiz okulun tüm yönetim kademelerinde temsil yetkisine sahipler. Öğrenci ile en iyi
ilişkiyi kuran, en çok sevilen ve en iyi öğreten insanları bünyemizde toplamaya çalışıyoruz. Yaklaşık 7000 öğrencimiz var ve
her yıl katlanarak büyüyoruz. En büyük projemiz hayata geçirmeye başladığımız 'business school'umuz. Özellikle ekonomi,
işletme ve finans alanında Türkiye'nin en iyisi olduğumuzu
düşünüyoruz. Bu yıl Galatasaray Üniversitesinden Seyfettin
Gürsel'i, Boğaziçi'nden Deniz Gökçe ve Yılmaz Esmer'i transfer
ettik. Geçen yıl da Taner Berksoy, Selime Sezgin ve Niyazi Berk
gibi bu alanın dev isimlerini kadromuza katmıştık.
Mühendislik fakültemize ise ayrı bir önem veriyoruz. Öğrenci
kalitesini artırmak için burs oranlarımızı yükselteceğiz. Bilkent
Elektrik-Elektronik Bölümünden Erol Sezer'i ve ODTÜ Mühendislik Fakültesinin 6 yıl dekanlığını yapmış olan Yıldırım Üçtuğ'u
aramıza kattık. Bütün hocalarımız yurt dışında doktora ve
master yapmış öğretim üyelerinden oluşuyor.
kariyer
11
Özel üniversiteler son y›llarda ülkemizde ciddi at›l›mlar yapt›lar.
Size göre özel okullar›n e¤itim ve ö¤retime katk›lar› ne boyutta?
Devlet okullar›na göre farkl›l›klar› neler? Bahçeflehir Üniversitesinin di¤er özel ve devlet okullar›ndan farklar› neler?
Bahçeşehir Üniversitesi kâr amaçlı olmayan, eğitimden kazandığını eğitime yatıran bir kurum. Bütün amacımız ülkemizin
gelişimine katkı sağlayacak insan gücünü yetiştirebilmek.
Öğretim üyelerimizin geldikleri ana kaynak, zaten devlet üniversiteleri. Hepimiz oralarda yetiştik ve birçok hocamız hâlâ devlet
üniversitelerinde ders vermeye gidiyorlar. Çok sembolik bir
ücretle bu işi yapmalarının tek sebebi ülkemizin her yerindeki,
her kurumundaki öğrenciye aynı mantıkla bakıyor olmamız.
Bizim için her birey eğitimi
hak eder. Elimizdeki kaynağı ve bilgi gücünü herkesle
paylaşmaya hazırız. Hocalarımızın devlet üniversitelerindeki öğrencilere de
ulaşabilmesi için onları
destekliyoruz.
oluyor. Düşünme biçiminiz, çalışma temponuz, çevreniz hep aynı entelektüel çerçeve içerisinde gelişiyor. Bu da hem kolaylaştırıcı hem de teşvik edici bir şey. Ben şanslıydım ve birçok insanın kitaplardan okuduğu olayların, insanların içerisinde yaşadım. Herkes öğrenmeye çalışırken ben zaten biliyordum.
Ülkemizin yetifltirdi¤i en önemli uluslararas› iliflkiler uzmanlar›ndan
birisiniz. 'Terör Korku Hali' adl› kitab›n›zda terör üzerine ciddi
çal›flmalar yapt›n›z. Kitab›n›zda Moskova Tiyatrosu, ‹kiz Kuleler ve
Filistin'deki terör üzerine ayr›nt›l› incelemeler var. Bu ba¤lamda
kitab›n›z 'Terör Korku Hali'nden bahseder misiniz? Ülkemizdeki
terör sorunu hakk›ndaki düflünceleriniz nelerdir?
Bahçeflehir Üniversitesine 2007 y›l›nda rektör oldunuz. Ülkemizde
maalesef özel ve kamu kurulufllar›nda kad›n yöneticilerin say›s› çok
az. Bu konudaki görüfllerinizi merak ediyoruz...
Kadın yöneticilerin sayısının artması ülkenin gelişmişliğinin de
bir göstergesi. Benden önceki kadın rektörler de çok başarılı performans gösterdiler. Kadın olmanın sağladığı bazı duyarlılıkları
iyi kullanarak, mükemmel yöneticilik sergilediler, sergiliyorlar.
Ülkemizde yönetici olmaya layık ne kadar erkek varsa, o kadar
da kadın var. Sayıca artacak, arttıkça toplumsal gelişmeyi zirveye
çıkaracağız.
Baban›z akademisyen-yazar Mahir Kaynak, anneniz ise bir ressam.
Akademisyen bir aileden geliyorsunuz. Bu durum akademik
kariyer yapman›zda sizi yüreklendirdi mi?
Elbette. Akademisyenlik bir geleneğin devamı olunca daha kolay
Terör yalnızca bizim değil, tüm dünyanın sorunu. Artık ağır
silahlı orduların birbirleri ile çarpışması, tahrip güçleri nedeniyle
neredeyse imkânsız. Bu nedenle, bu tip küçük silahlı birimlerin
yarattığı hasarlar tolere edilebilir durumda. Terör, verdiği zarardan daha çok etki yaratan bir eylem türü. 5 kişi öldürüp 5000
kişiyi terörize edebiliyorsunuz. Bunu sağlayan da medya gücü.
Medya sorumlu davranırsa terörün etkisi azalır.
TED Ankara Koleji mezunusunuz. Kolej'den arkadafllar›n›zla
görüflme imkân› bulabiliyor musunuz?
Elbette görüşüyoruz. Bir “yahoo” grubumuz var, 200 kişiyi aşkın
da üyesi. Düzenli toplanıyoruz ve okuldayken birbimizi çok iyi
tanımadığımız arkadaşlarımızla yeniden dost olabilme fırsatı
buluyoruz. Yakın zamanda mezuniyetimizin 25. yılını kutladık.
Müthiş bir buluşma idi. Hepimiz hâlâ etkisindeyiz.
K O L E J L ‹ L E R
Bizi farklı kılan; yerimizi
dünya düzleminde tanımlamamız ve dünya üniversiteleri arasında bir yer
kapmaya
çalışmamız.
Üniversitemizin duvarlarını sanal hale getirerek bilgi
kaynağımızı ulaşmaya çalışan herkese açmak istiyoruz. Biz Türkiye'nin üniversitesiyiz ama dünyalıyız.
aktüalite
12
20 Kas›m 2007 Spacey Kent Caz Konseri
İş Sanat etkinlikleri kapsamında 20 Kasım 2007 tarihinde caz severleri enfes bir
caz resitali bekliyor. Dünyanın en önemli caz vokalistlerinden biri olarak kabul
edilen Spacey Kent, İş Sanat'ın güz dönemi kültür sanat etkinliklerinde çok önemli bir yer tutuyor. Spacey Kent, caz gibi
avangart bir sanat dalında 6 adet
albümüyle çok satanlar listelerini zorlamış, batı kültürünün çok önemsenen caz
vokalistlerinden bir tanesi. 2001 İngiliz
Caz Ödülü, 2002 yılı BBC Caz Ödülleri
En İyi Vokalist Ödülü, 2004 Backstage
Bistro Ödülü ve 2006 Yılın Albümü Ödülünün de içinde bulunduğu birçok değerli ödüle layık görülen sanatçı; şarkılarında
ağırlıklı olarak aşk hikâyelerini, karmaşık anlatıları ve çok kültürlülüğü ifade eden,
entelektüel düzeyi çok yukarılarda bir müzik tarzını yansıtıyor.
Spacey Kent, müzik kariyeri boyunca örnek aldığı caz müzisyenlerine adadığı son albümü
“The Boy Next Door”un dünya turnesi kapsamında, İstanbul'da İş Sanat'ın misafiri olarak
bulunmakta.
Orhan Pamuk’un Yeni Roman› “Masumiyet Müzesi”
Nobel ödüllü romancımız Orhan Pamuk 10 yıldır üzerinde
çalıştığı son romanını Ocak 2008 tarihinde okurla buluşturmayı düşünüyor. “Masumiyet Müzesi” adını verdiği romanının
son düzeltmelerini yapmak için İtalya'nın Portofino kasabasında inzivaya çekilen yazar, Nobel Ödülü sonrası ilk defa okurun
karşısına çıkacak.
Pamuk'un “Masumiyet Müzesi” adlı romanı mekân olarak geleneksel olduğu üzere yine İstanbul'da geçiyor. Masumiyet
K O L E J L ‹ L E R
Müzesi'nde, 1970'lerden günümüze geçen süreçte aşk konusu
ekseninde; kadın, erkek ve aile konuları işleniyor. Roman, aşk
üzerine geniş anlamda bir sorgulama ve aşk nedir sorusu üzerine derin düşünceler ortaya koyuyor. Yazar, aşk denen, çağlar
boyu insanoğlunu ve özellikle erkekleri meşgul etmiş, basit gibi görülen ama alt yapısında çok derin bir felsefenin olduğu
konuyu anlamlı katmanlar, farklı bir kurgu ve üslup ile anlatıyor. Orhan Pamuk'un, roman tekniği açısından her romanında farklı bir
tarz denediği düşünülürse, bu romanında da farklı bir anlatım tarzıyla okuru şaşırtması bekleniyor.
Pamuk, “Masumiyet Müzesi” romanında aşk kavramıyla müze kavramını ilişkilendirmeye, odak noktalar oluşturmaya çalışıyor.
Romanda, tarihsel bir kavram olarak aşk ile eski eserlerin ve tarihin buluşma noktası olan müzelerin düşünsel anlamda aşk ekseninde anlatımı ifade ediliyor.
Kitabın konusunu; zengin ve iyi eğitim almış bir adamın, kendisi gibi iyi eğitimli, zengin bir eş yerine fakir bir akrabasına âşık
olması ile gelişen olaylar belirliyor.
aktüalite
13
10. Uluslararas› ‹stanbul Bienali
İstanbul, son yıllarda büyük etkinliklere ev sahipliği yapmasıyla, önemli bir sanat, kültür ve festival ayrıcalığı yaşayan - yaşatan kentler
arasına girdi. Bu yıl 10. su düzenlenecek olan İstanbul Bienali 8 Eylül - 4 Kasım 2007 tarihleri arasında İstanbullu sanatseverleri, farklı
disiplinlerden yabancı konukları, sanatçıların performans gösterilerinden örnekler ile buluşturmaya hazırlanıyor. 10. Uluslararası
İstanbul Bienali, gün geçtikçe kurumsallaşmaya, İstanbul kentinin tarihsel ve kültürel dokusu ile bütünleşmeye devam ediyor.
Bienalde; farklı, tarihi mekanlarda, alternatif etkinliklere yer verilmesi düşünülüyor. 10. İstanbul Bienali’nin bu yılki küratörlüğünü San
Francisco Art Institute'ta “Sergiler ve Kamusal Programlar Yönetmenliği” gibi önemli görevleri de yürüten Hou Hanru üstlenecek.
Bienalin sanatsal anlamda ana temasını ve yönelimlerini Hou Hanru belirleyecek. Festivaldeki küratörün belirlediği ana tema:
‹mkans›z De¤il, Üstelik Gerekli; Küresel Savafl Ça¤›nda ‹yimserlik.
Bienalde, teknolojinin ürkütücü boyutu karşısında insanoğlunun
bireyselliğini, kendine olan özgüvenini iyimserlik boyutuyla
işlenecek. Bienal kapsamında, bu temaya uygun sergiler, performans gösterileri, İstanbul'un farklı mimari yapısı içerisinde
sergilenecek. Festival yönetimi ve küratör, bu tema ışığında, etkinliklerin kapsamına uygun alternatif mekanları seçmeye özen göstermişler. İstanbul Denizcilik İşletmelerine ait 3 numaralı antrepo,
İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, İstanbul Bilgi Üniversitesi,
AKM'nin ortak organizasyonuyla yaratılan Santralistanbul ve
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi gibi mekânlar 10. İstanbul Bienali için
özel olarak seçilmiş. İstanbul şehri, sonbaharın hüznünü, yurt
dışından ve içinden gelen sanatçı ve sanat severlerle; coşkuyla, keyifle yaşamaya devam edecek...
Bienal Mekan Adresleri
Santralistanbul
Eski Silahtara¤a Elektrik Santrali
Kaz›m Karabekir Caddesi No.1
Silahtar Mahallesi Sütlüce- Eyüp
‹stanbul Manifaturac›lar Çarfl›s›
Atatürk Bulvar›, 1-6 Blok,
Unkapan›
Antrepo No.3
Meclis-i Mebusan Cad.
AKM - Atatürk Kültür Merkezi
Taksim Meydan› - Beyo¤lu
Liman ‹flletmeleri Sahas›, Karaköy
Kad›köy Halk E¤itimi Merkezi
Bahariye Cad. No:39 Kad›köy
“Gitar Eflli¤inde Aflk fiark›lar›”
Mezunlarımızdan Leyla Topaloğlu Çolakoğlu’73 muhteşem sesi ile büyülemeye devam ediyor. Atilla Demircioğlu ile birlikte 18 Ekim
2007 tarihinde, saat 20.00’de Türk Japon Vakfında ‘Gitar Eşliğinde Aşk Şarkıları’ adlı muhteşem bir performans sergileyecekler. Bu
unutulmaz dinletiyi kaçırmamanızı tavsiye ediyoruz...
6 Eylül'den itibaren başkentimizde etkinliklerine başlayan Eylül Kültür Sanat
Ortamı-Konur Sokak 35/6 (Megapol Sineması bitişiği), resim, fotoğraf, ebru gibi alanlarda sergiler açılabilecek şekilde düzenlendi. Mekânda tango dersleri,
şiir dinletisi, söyleşi, panel, imza günü gibi etkinliklere de ağırlık verilecek. Eylül, büyük salonunda sık aralıklarla ücretsiz olarak yapacağı kısa film (deneysel kurmaca, animasyon), belgesel film ve dünya sinemasının seçkin örneklerinin gösterimleriyle Ankara’daki sinemaseverleri de bir araya getirecek.
27 Eylül'de Konuşmacı Av. Berna Özpınar'ın sunacağı “Hasta Hakları ve Tıbbi
Müdahaleden Doğan Hukuki ve Cezai Sorumluluk” konulu söyleşi düzenlenecek.
Ebru sanatının yayılması ve tanınması amacıyla Eylül'de bir de atölye oluşturulacak. 1 Ekim'de açılacak olan ilk sergisiyle Ceren Alptürkan Erdil, Ebru sanatına ait eserlerini izleyicisiyle buluşturacak.
Eylül Kültür Sanat Ortamının etkinlikleri konusunda duyuru e-postası almak için [email protected] adresinden davetiye
istenebilir.
K O L E J L ‹ L E R
Eylül Kültür Sanat Ortam› Etkinlikleri
aktüalite
14
“Ankara Devlet Tiyatrosu 2007-2008 Sezonu” 1 Ekim'de Bafll›yor
Cumhuriyetimizin en güzide sanat kurumlarından olan Devlet Tiyatroları, yeni tiyatro sezonunu 1 Ekim 2007 itibariyle açıyor. 1936 yılında Devlet Konservatuvarının açılmasıyla başlayan genç Cumhuriyetin tiyatro macerası, 1949 yılında Devlet
Tiyatro ve Operası adını aldı ve günümüze kadar da devam etti.
2007-2008 tiyatro sezonunda kurumsal anlamda 72. yılını kutlayan Devlet Tiyatroları, birbirinden nitelikli, klasikleşmiş, yerli ve yabancı oyun yazarlarının oyunlarını Ankara seyircisi ile buluşturacak. 2007-2008 yılının ilk periyodunda Ankara
Devlet Tiyatrosu, 7'si yerli, 10'u yabancı yazarın olmak üzere toplam 17 yeni oyunun prömiyerini gerçekleştirecek. Birbirinden nitelikli klasik ve modern eserlerden seçilen oyunlar, yeni sezonda Ankaralı izleyicilere çok iyi alternatifler sunacak.
Yeni sezonda yerli oyunlarda Halid Ziya Uşaklıgil'in Aflk-› Memnu,
Ahmet Kutsi Tecer'in Köfle Bafl› ve Behiç Ak'ın Tek Kiflilik fiehir adlı
oyunları en dikkat çekenler arasında. Çeviri eserlerde ise farklı tarih
ve dönemlere ait oyun yazarlarından, dünya tiyatro yazınının artık
kültleşmiş oyunlarını bulabiliyoruz. Klasik oyunlarda W. Shakespeare'in K›sasa K›sas ve Gogol'un Bir Delinin Hat›ra Defteri dikkat çeken oyunlardan. Bunun dışında Henrik İbsen'in Bir Halk Düflman›,
Ariel Dorfman'ın Dullar ve Georg Büchner'in Danton'un Ölümü
oyunları ise politik oyunlar kategorisine sokabileceğimiz, dönemsel
açıdan seyircide ve tiyatro dünyasında sarsıcı etkiler bırakmış çok
önemli oyunlar. Ankara Devlet Tiyatrosu 2007-2008 yılı repertuvarında biri yerli, biri yabancı olmak üzere iki çocuk oyunu da yerini almakta. Bunlar: Ulviye Bursa'nın Küçük Bir Mucize ve Aurand
Haris'in Androkles ve Aslan. İyi seyirler.
K O L E J L ‹ L E R
Bütün
Dünyada
Mevlana
Mevlana'nın doğumunun 800'üncü yılı, ülkemizde ve bütün dünyada çok önemli etkinliklerle kutlanıyor. UNESCO'nun 2007 yılını Mevlana yılı ilan etmesi sebebiyle bütün dünya başkentlerinde uluslararası düzeyde etkinlikler gerçekleştiriliyor. Kültür bakanlığı, UNESCO ve birçok kamu kurum ve kuruluşlarının destekleriyle organize
edilen kültürel etkinliklerde sema gösterileri, tasavvuf müziği konserleri; bilim, sanat
ve kültür alanında uzmanların katıldığı
Mevlana üzerine konferanslar gerçekleştiriliyor.
Mevlana'nın felsefesini, dünya görüşünü ve
tasavvuf kültürünü anlatan aktiviteler
2007 yılı içerisinde New York, Paris,
Hamburg gibi şehirlerde; Hollanda, Meksika, Belçika ve Güney
Kore gibi ülkelerde de birçok
kentte geniş katılımlar sağlanarak
gerçekleştiriliyor.
Mevlana etkinliklerinin son halkasını ise İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin büyük organizasyonu oluşturu-
Etkinlikleri
yor. Haziran ayında başlayan etkinlikler Aralık ayının sonuna kadar devam edecek.
“Mevlana’dan Esintiler” Karma Resim Sergisi: Taksim Sanat
Galerisi (28 Eylül- 14 Ekim)
“Çak›l Tafllar› ile Hoflgörü” Sergisi:
Taksim Metro Sergi Salonu
(20 - 30 Ekim 2007)
“Uluslararas› Neyzenler Buluflmas›” Cemal
Reflit Rey Konser Salonu
(27 Ekim 2007 Cumartesi, Saat: 20:00)
“Hoflgörünün Ad›: Mevlâna” Konferans›: Cemal Reflit
Rey Konser Salonu
(03 Kas›m 2007 Cumartesi, 10:00 - 17:00 ; 4 Oturum)
“Sevgiyi Aray›fl” Tezhib Sergisi: ‹slam Eserleri
Müzesi
(01 - 30 Kas›m 2007)
“‹stanbul Mevlevîhâne Gezileri” Prof. Dr.
Mahmut Erol K›l›ç'›n Anlat›m›yla
(20 Ekim- 8 Aral›k 2007 tarihleri aras› her
Cumartesi saat: 12:00)
“Dünya Enstrümanlar›yla fieb-i Arus” Abdi
‹pekçi Spor Salonu
(17 Aral›k 2007, saat:19:00)
duyurular›m›z
16
Türk Mucit Yar›flmas›nda 'Bol Bal›k' Projesi ile
Birincili¤i Elde Eden Mezunumuz:
‹skender Aruoba'62
‹skender Aruoba kimdir, anlat›r m›s›n›z?
Kolej'den sonra bir yıl tıp fakültesinde okudum. Ancak, hasta yakınlarının ağlaşmasına dayanamayacağımı anlayıp ayrıldım. Ankara Üniversitesinde hem ziraat mühendisliği hem teknoloji mühendisliği tahsili
yaptım. Daha sonra, başta Birleşmiş Milletler Üniversitesi olmak üzere, çeşitli eğitim kurumlarında Industrial Management ve Otomotiv konusunda doktora,
master ve seminer seviyesinde onlarca çalışma yaptım. 1968 yılından beri temel olarak otomotiv endüstrisinde çalışıyorum. 3 defa “çizim masasına hâkim”
bir tarzda “yerli otomobil” yapmaya teşebbüs ettim.
Ya karar noktasında olan Türkler -kendilerine güvenmedikleri için- ya da uluslararası karteller -görünebilir
sebepler ile!- engellediler.
Temel hobim otomobil yarışçılığı (ülkemizde en çok
yurt dışı başarısı olan birkaç pilottan biriyim), dalgıçlık, yelken (hem eski olimpik tekneler, hem yat) ve aslında tüm deniz sporlarıdır. Futbolu sevmem. Türkiye Şampiyonu Kolej Lise
takımında basketbol oynadım. Genç takım seviyesine de çıktım ama sebat etmedim. Mekanik sporlar daha cazip geldi. Bir ara boks
bile yaptım. Onu da sevmedim.
Kolej’den sonra bir Amerikan Üniversitesi ile “Oşinografi” tahsili konusunda yazıştım. Fakülte Dekanı Prof. J.W., benimle -Türküm
K O L E J L ‹ L E R
diye- özel ilgilendi. Herşeyi yazışma ile hallettik. Hatta bana evinin tavan arasındaki odayı verdi. 'Çimleri biçer harçlık kazanırsın' dedi. Gitmeye birkaç ay kala, hocanın JFK Havaalanında kalp krizinden öldüğünü yazan telgraf geldi. Tüm Amerika dosyasını attım.
Adamcağızın yüzünü görmeden çok sevmiştim.
Daha sonra, 1962 yazında Tübitak'ın burs imtihanına girdim. İngilizceyi, yazılı bilim sınavını çok iyi derece ile geçtim. Mülakatta “Ne
okuyacaksın?” dediler. Oşinografi veya Akvakültür dedim. Dönünce denizde bir koyun ağzını ağ ile kapatıp balık çiftliği kuracağım,
deniz kenarında da domuz çiftliği kuracağım. Domuzun yenmeyen kısımlarını balıklara yedireceğim dedim. “Yeterince bilimsel değil” dediler; hatta bir jüri üyesi “bu oğlan serseri!” demiş. Bugün olsa, yine aynı şeyleri söylerim.
1968 yılında Anadol ile Asya, Afrika, Avrupa turu yaptım. O günden beri otomotiv endüstrisinde çalışıyorum. Emekliliğim için balık
çiftçiliği yapacaktım. Ancak devlet “balık denizi kirletiyor” diye çiftliğimi kapattı. Turizm sektörünün “sahil kapma” yarışında balık
çiftçileri yenildi. Yoksa aptallar bile kirli denizde önce balıkların öldüğünü bilirler!
duyurular›m›z
17
Türk Mucit yar›flmas›nda 'Bol
Bal›k' projeniz ile birinci seçildiniz. Oldukça onurland›r›c›
bir ödül. Bize projenizden söz
eder misiniz?
Proje oldukça basit: Yüzer kafesin altına, kafesten ayrı daha
geniş bir huni yerleştiriyorsunuz. Balıkların kakaları hunide toplanıyor ve ortasındaki
bir hortum ile deniz yüzeyine
çekiliyor. Filtre ediliyor. Temizlenmiş deniz suyu denize,
atık karaya taşınıyor. Bu icatta,
Kolej'de edindiğimiz Anglo
Saxon eğitim tarzı ile “İki nokta arasındaki en yakın mesafe
düz çizgidir.”
düşüncesinin
büyük payı var. Aslına bakarsanız; bu tarz yüzünden kendi
ülkemizde genellikle yabancılık yaşıyoruz!
Bu yar›flma teknoloji ve icatlarla ilgilenen insanlar için yeteneklerini gösterebilecekleri bir alan oldu. Siz yar›flma hakk›nda neler
düflünüyorsunuz? Türkiye'de bunun gibi baflka organizasyonlar var m›?
NTV'yi kutlarım. İyi bir yarışma oldu. Ben daha çok “bilimsel” mucitler görmek isterdim. Belki TV'de gösterildiği için “medyatik”
projeler ağırlık kazandı. Türkiye'de bir de Kanal D yaptı. Özel olarak bu konu ile ilgili bir organizasyon duymadım.
Var olan projenizi gelifltirmeyi düflünüyor musunuz?
Proje şu anda uygulama safhasında. Eylül başında kamuoyuna çalışan sistemi sunacağım.
Siz ayr›ca, Türk otomobil sektöründe ve otomobil sporlar›nda çok önemli görevlerde bulunmufl bir yönetici ve spor adam›s›n›z. TürkiTOSFED Başkanı Mümtaz Tahincioğlu, otomobil sporunu bilmediği için son 15 yıldır hiçbir gelişme yok. Zaten dünyada seyirci de,
sporcu da azalıyor. Ancak Türkiye gibi insanların evden çok arabaya düşkün olduğu bir ülkede sporun bu halde olması içler acısı.
‹stanbul'daki derne¤in kurucular›ndans›n›z. Ankara'da mezunlar derne¤i oldukça faal. ‹stanbul'da da ayn› flekilde organizasyonlar ve
toplant›lar düzenleniyor mu? Kolejliler ‹stanbul'da buluflabiliyor mu?
İstanbul Derneğinin “001” numaralı üyesiyim. Soyadım A ile başladığı için! Derneği, 1982 yılında yedi kişi ile kurduk. Temel
gayemiz, Ankara'dan İstanbul'a çalışmaya gelen Kolejliler arasında dayanışma sağlamaktı. Şimdilerde ise lokal daha önem kazanmış gibi görünüyor.
K O L E J L ‹ L E R
ye'nin geldi¤i noktada otomobil sektörünü ve otomobil sporlar›n› de¤erlendirebilir misiniz?
duyurular›m›z
18
TED ANKARA KOLEJ‹ MEZUNLARI DERNE⁄‹ YÖNET‹M KURULU ÜYELER‹
ESK‹ BAfiKAN
S U N U L L A H S A L I R L I ’YI
TED ANKARA KOLEJ‹ VAKIF BAfiKANI OLMASI NEDEN‹YLE Z‹YARET ETT‹.
TED Ankara Koleji Mezunlar› Derne¤i Eski Baflkan› olan ve Vak›f Baflkan› olarak yeni görevine bafllayan Sunullah Sal›rl›'y› makam›nda ziyaret
ederek yeni görevinde baflar›lar diledik.
K O L E J L ‹ L E R
TED ANKARA KOLEJ‹ VAKFI OKULLARI Ö⁄RENC‹ SAYILARI
TED Ankara Koleji Vakf›
Özel Anaokulu
6 yafl grubu 150 ö¤renci
5 yafl grubu 151 ö¤renci
TED Ankara Koleji Vakf› Özel
‹lkö¤retim Okulu
TED Ankara Koleji Vakf›
Özel Lisesi
1558 ö¤renci
1-5. s›n›flar 2182 ö¤renci
6-8. s›n›flar 2114 ö¤renci
duyurular›m›z
19
Mezunlar›m›zdan
Begüm Yazgan'91,
ODTÜ Taraf›ndan
“Y›l›n Tezi Ödülü”ne Lay›k Görüldü.
Mezunlar›m›zdan Mimar Begüm Yazgan, haz›rlad›¤› doktora tezi ile Orta Do¤u Teknik Üniversitesi taraf›ndan '2005-2006 Ö¤retim Y›l› Y›l›n Tezi Ödülü'ne
lay›k görüldü. 1991 y›l›nda TED Ankara Koleji'nden mezun olan Yazgan, 1995
y›l›nda ‹TÜ Mimarl›k Fakültesini baflar›yla tamamlad›. ODTÜ Mimarl›k Fakültesinde yüksek lisans e¤itiminin ard›ndan ayn› okulda doktora e¤itimine
devam eden Yazgan, 1974 do¤umlu. Yazgan Mimarl›k ve Tasar›m Ltd. fiti.'nde
flirket müdürü ve mimar olarak çal›flmalar›na devam eden baflar›l› mimar, daha önce de çeflitli ödüllere lay›k görülmüfltü. Mimarl›k alan›nda birçok dereceye ve ödüle sahip olan mezunumuzu kutluyor, baflar›lar›n›n devam›n› diliyoruz.
TED Ankara Koleji Mezunlar› Derne¤i
Taraf›ndan Düzenlenen Tenis Turnuvas›nda
“Centilmenlik Kupas›” Sahiplerini Buldu...
TED Ankara Koleji Mezunlar›
Derne¤inin
Bilkent
Sports'un katk›lar› ile gerçeklefltirdi¤i Tenis TurnuNefle Ulusoy’78 ve Ahmet
Dicle’75 “Centilmenlik Kupas›”n›n sahibi oldu. Mezunlar Derne¤i olarak kendilerini tebrik ediyor, turnuvam›za verdikleri destekten dolay› Bora Serto¤lu’93 ve Sports International Tenis Koordinatörü
Silvan Niculescu'ya teflekkür ediyoruz.
K O L E J L ‹ L E R
vas›nda mezunlar›m›zdan
maariften yetiflenler
20
“Türk Maarif Cemiyeti Yeniflehir Lisesini Bitirenler Derne¤i”nin Kurucular›ndan:
Emel Tümel Cantürk '44
Ankara'da herkesin birbirini tan›d›¤›, K›z›lay'›n en nezih
semtlerden biri oldu¤u y›llar. ‹kinci Dünya Savafl› y›llar›.
Ekmek karneyle al›n›yor, karartma uygulan›yor. Ancak
genç Cumhuriyet p›r›l p›r›l ö¤renciler yetifltirmeye devam
ediyor. Türk Maarif Cemiyeti Yeniflehir Lisesinde e¤itim
tüm h›z›yla sürüyor.
1926 doğumlu olan Emel Tümel Cantürk, Kolej'e 1938 yılında
girer. Talebe sayısının az olduğu Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesinde kızlarla erkekler ayrı binalarda ders görmektedirler. Arada tel örgü bulunmaktadır. İkinci Dünya Savaşı
yılları olduğu için bu ayrılmış bölgeye “majino hattı” adını
koyarlar. Savaş yıllarını Kolej'de yaşarlar. Simsiyah önlükleri,
sımsıkı bağlı saçları ve özel günler için hazırlanmış lacivert
formalarının içine giydikleri beyaz önlükleri ile dönemin
Kolejlileridir onlar.
Zarafeti ve hanımefendiliği ile tanınır Emel o yıllarda. Ancak
yakın arkadaşları bilirler ki Emel aynı zamanda çok zeki ve
muziptir. Sınıfta, zekice yapılmış güzel esprileri dillere destandır. Tatlı dili ve cana yakınlığı ile güzel dostluklar kurar.
K O L E J L ‹ L E R
O yıllarda yaşadıkları arkadaşlıkları, birbirlerine olan
bağlıklarını hiçbir zaman unutamayacaklardır. Emel,
Türkiye'deki tüm okulların sınıf birincilerinin yer aldığı İftihar
Kitaplarına beş yıl üst üste girecek, bu başarısı ile dönemin MEB Bakanı olan Hasan Ali Yücel'den
ödül alacaktır.
Emel Tümel Cantürk, 1943-44 eğitim ve öğretim yılında Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesinden mezun olur. Aslında ideali mimar olmaktır ancak henüz ODTÜ kurulmamıştır. Ailenin tek
çocuğu olmasından ötürü onu İstanbul'a da göndermezler. Bunun üzerine Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesine girer. Üç yılda fakülteyi iyi derece ile bitirir. Hemen okuluna döner öğretmenlik
yapmaya. O sene iki sınıfı ve birbirinden güzel öğrencileri vardır.
Fakat yeni kurulan Karayolları Genel Müdürlüğünde Amerikan Yardım Heyeti ile çalışacak tercüman
arandığını duyunca oraya geçer ve üç sene çalışır. 1952'de evlenir. Eşinin staj için Brüksel'e gitmesi gerekince, o da işini bırakarak eşiyle birlikte gider. İki sene yurt dışında kalmasının ardından yine döner ülkesine. Bir kızı olur. 1960 yılında ise bu kez Fransa'ya gider.
Dört sene Paris'te kalır. 1966'da döndüğünde Ankara Üniversitesinde okutman olarak çalışmaya başlar. 20 sene İngilizce okutmanı olarak çalışır. 1986 yılında emekli olur.
maariften yetiflenler
21
Yurt dışında olduğu dönemde Kolejli arkadaşları ile de görüşme imkânı bulamaz. Ancak 30 yıl sonra tekrar bir araya gelirler.
Liseden mezun olduktan bir yıl sonra, Ümran Ertem, Ferhan Tarhan, Emel Say ve bir süre önce kaybettikleri Nezahat Kiymir'le birlikte “Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesini Bitirenler Derneği”ni kurarlar. Amaç, mezunları bir araya toplamaktır. Bu dernek sonra dağılacaktır ancak şimdiki derneğin temellerini oluşturması açısından çok önemli görevler üstlenecektir.
“Çok sert bir hocam›z vard›. Miss Nosser. Sadece sinirlendi¤i zaman Türkçe konuflur, farkl› ve güzel flivesi ile “Jocuk ne yaporsun?”
diye ba¤›r›rd›. Bir gün erkekler taraf›na bakan bir s›n›fta ders yaparken, Semra ad›nda bir k›z arkadafl›m›z› derse kald›rd›. Semra'n›n
sorular› bilememesi üzerine çok sinirlendi ve “fiimdi sana karfl›daki o¤lanlar› sorsam bilirsin ama dersini bilmiyorsun” dedi.
Emel Tümel Cantürk için Kolej sadece gençlik yıllarının geçtiği bir okul değil, bir yaşam biçimidir. Kızını ve torununu da Kolej'de
okutur. Artık İncek Kampüsünde gerçekleştirilen Kuru Fasulye'ye gidemese de kalbi hep onlarladır.
K O L E J L ‹ L E R
“Hayatta bu kadar baflar›l› olmam›n en önemli nedenlerinden biridir Kolej. Ö¤rendi¤im ‹ngilizce sayesinde hayat›m› sürdürdüm.
Birçok sanatç›n›n, ifl adam›n›n, siyaset adam›n›n, bürokrat›n yetiflti¤i bir okulda okumaktan her zaman gurur duydum. Kolej’de ö¤renci oldu¤um y›llar hayat›m›n en mutlu y›llar›yd›. Arkadafll›klar›m› hiçbir zaman unutamam. Kolej’in daima baflar›l› olmas›n› istiyorum. “
sa¤l›k
22
Tüp Bebek ve Kad›n Sa¤l›¤› Konusunda Ülkemizin Öncü T›p Merkezlerinden:
Özel Nisan Kavakl›dere Kad›n Sa¤l›¤› ve Tüp Bebek Merkezi
Özel Nisan Kavakl›dere Kad›n Sa¤l›¤› ve Tüp Bebek Merkezi Kolej ruhunun
ayr›cal›¤›yla beslenen, çal›flan hekimlerin birço¤unun Kolej mezunu oldu¤u (Genel
Müdür Op. Dr. Cüneyt ‹lcayto '73, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr.
Levent Alaybeyo¤lu '82, Klinik fiefi Doç. Dr. Ömer Çobano¤lu '74.), çocuklar›n›
Kolej’de okutman›n ayr›cal›¤›n› yaflad›¤› (Tüp Bebek Direktörü Op. Dr. Gurur Polat), ülkemizde son 10 y›ld›r kad›n sa¤l›¤› ve tüp bebek konusunda büyük at›l›mlar
yapm›fl öncü bir sa¤l›k merkezi.
Op. Dr. Levent Alaybeyo¤lu kimdir?
1965 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi TED Ankara Koleji'nde
tamamladıktan sonra 1982 yılında mezun oldum. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesinin İngilizce Bölümüne girdim. 1988 yılında mezun olduktan sonra
Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Hastanesinde kadın hastalıkları ve doğum ihtisasımı
tamamladım. 1996-1997 yılları arasında Sevgi Hastanesi, 1997 - 2005 arasında ise
City Hospital Kadın Hastalıkları Bölümünde görev yaptım. 2005 yılından beri Özel
Nisan Kavaklıdere Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezinde çalışmalarımı sürdürmekteyim.
Gebelik öncesi de¤erlendirmenin önemi ve amac› nedir?
Gebelik öncesi değerlendirmenin amacı, gerekli önlemlerin gebelik oluşmadan önce alınarak ebeveynlerin sağlıklı bir çocuk sahibi olmasını sağlamak ve bu arada annenin de sağlığını korumaktır. Anne olmayı isteyen bir kadının gebe kalmadan önceki sağlık durumu, onun ve doğacak bebeğinin sağlığının esas belirleyicisidir. Buna göre, gebelik öncesi değerlendirme ile anne ya
da bebeği riske sokabilecek problemlerin varlığı araştırılarak bunların giderilmesine çalışılır. Anne karnındaki bebekte organogenez
olarak bilinen en önemli oluşum evresi, döllenmeden sonraki 17-56. günler arasıdır. Gebe kalan pekçok hasta ilk kontrolüne gebeliğin
2. ayından sonra gitmektedir. Dolayısı ile anne adayı önceden bilgilenmediği için, bu önemli dönem kaçırılabilmekte ve bebeğin gelişimini etkileyebilecek çeşitli faktörlerle karşı karşıya kalabilmektedir. Sağlıklı bir gebelik için gerekli ilk şart gebeliğin önceden planlanmasıdır. Bu nedenle gebelik oluşmadan önce yapılacak bir değerlendirme anne ve bebek sağlığı açısından çok önemlidir.
K O L E J L ‹ L E R
Gebelik öncesi de¤erlendirme ne zaman yap›lmal›d›r?
Yıllık olağan kontrollerini düzenli yaptırdığını varsaydığımız bir kadın, bebek sahibi olmayı planladığı zamandan en az 3 ay önce doktora başvurmalıdır.
Gebelik öncesi de¤erlendirmede neler yap›l›r?
Anne adayının yaşı, kilosu, sistemik ya da kalıtsal bir hastalığının olup olmaması, işi, kullandığı ilaçlar, karşı karşıya kaldığı çevre faktörleri oluşacak gebelikteki anne ve bebek sağlığı üzerinde etkilidir. Anne adayının genel muayenesi ile birlikte jinekolojik muayenesi de gerçekleştirilir. Gebe kalmayı zorlaştırabilecek ya da düşük ve erken doğum gibi gebeliğin sürdürülebilmesini olumsuz yönde
etkileyebilecek rahim ya da yumurtalık kaynaklı problemler araştırılır. Anne karnında edinilen enfeksiyonlardan önlenebilecek olan
kızamıkçık enfeksiyonuna karşı hastanın bağışıklık durumu sorgulanır ve emin olmak için kan alınarak test yapılır. Eğer bağışıklık
yoksa aşı önerilir.
Yine önemli bir enfeksiyon olan toksoplazmozisden sakınmak için çiğ ve iyi pişmemiş etlerin yenilmemesi ve çiğ etle uğraşırken eldiven kullanılması ve ellerin iyice yıkanması konusunda hasta uyarılır. Toplum sağlığı açısından da büyük önemi olan Hepatit B'ye karşı hastanın bağışıklık durumu incelenir ve gerektiğinde aşı yapılır. Gebelik döneminde artan ihtiyacı karşılamak ve bazı anomalilerin
oluşma ihtimalini azaltmak amacı ile planlanan gebelik tarihinden 3 ay önce folik asite başlanır. Yine bu dönemde mümkün oldukça
ilaç kullanımının sınırlandırılması, özellikle adet döneminin ikinci yarısından sonra ilaç kullanılmaması, gerektiğinde ilaçların gebelik üzerindeki etkileri konusunda kadın-doğum hekimine danışılması sağlanır. Sigara, alkol ve benzeri zararlı maddelerin kullanımından uzak durulması önerilir.
Özetlersek, tıbbın her dalında olduğu gibi kadın hastalıkları ve doğum konusunda da tedaviden daha çok “Koruyucu Hekimlik“ hiz-
sa¤l›k
23
metleri öne çıkmaktadır. Gebelik öncesi değerlendirme ile tedavisi çok zor hatta
mümkün olmayan pekçok sorun daha oluşmadan engellenebilir. Basit önlemler sayesinde gerek tıbbi gerekse sosyoekonomik açıdan büyük yüklerden kurtulmak
mümkün olabilir.
Op. Dr. Gurur Polat kimdir?
1965 yılında doğdum. 1982 yılında Ankara Fen Lisesinden mezun oldum.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini takiben Erciyes Üniversitesinde eğitim
gördüm. 18 yıldır hekimim. Kadın doğum ve Tüp-Bebek ile ilgili olarak
University of Oxford, University College London, Cornell Medical Center, Brussel
Free University, Genk Institute' de bulundum. Kök hücre çalışmaları ile ilgili olarak
Utah USU Biotechnology Center, Wisconsin Wicell Tec, Hopital Saint Louis, Royan
Institute ve Johns Hopkins University de kurslar aldım. Şu an Özel Nisan
Kavaklıdere Tüp Bebek Merkez Direktörlüğü görevini yürütüyorum.
Bize Tüp Bebek ve Mikroenjeksiyon çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz?
Tüp bebek ve mikroenjeksiyon tedavilerinin son yıllarda yaygınlık kazanması ile
beraber, bebek özlemi çeken ailelerin çocuk sahibi olma şansı arttı. Tüp bebek öyle
bir konu ki devamlı bir yenilik, yeni bir buluş, yeni bir tedavi metodu veya uygulama çeşidi gündeme gelir. Bugün 1996 yılından 2006
yılına kadar yani 10 yıllık bir süre zarfında gebelik oranları yılda ortalama yüzde 3 civarında artmış. Detaya baktığımızda bu ilerlemeyi tek bir yeniliğin değil, küçük küçük yeniliklerin bir araya gelerek oluşturduğunu görüyoruz.
Tüp Bebek ve Mikroenjeksiyon nas›l uygulan›r?
Öncelikle hanımda yumurta büyütmeye başlarız. Kendi halinde yumurtalıkta bekleyen küçük yumurtaları verdiğimiz ilaçlar yardımıyla büyütürüz. Bu büyütme 10 ile 12 gün sürer. Daha sonrada ultrason altındaki bir iğne yardımıyla yumurtaları toplarız. Tüp
bebek mikroenjeksiyon işlemlerinin bir avantajı, yumurtanın ve spermin gözümüzün önünde olması sebebiyle hangisinin ne kadar
fonksiyon gördüğü veya görmediğini anlayabilmemizdir. Yumurta toplama işlemiyle aynı günde spermi erkekten alırız. Bunun
içerisinden çeşitli yöntemlerle en iyi, en başarılı olan spermleri seçeriz, seçtikten sonra yumurta başına bir tane olmak üzere yumurtanın içine enjekte ederiz. Böylece yumurtanın döllenmesini sağlamış oluruz. Daha sonra döllenen yumurta her gün ilerlemeye devam
eder. Bunu yapıp yapmadığına göre embryonun derecelendirmesini yaparız. Örneğin embryo beşinci günde top gibi olur ve içini
boşaltır. Bu embryolardan genç bir hanıma üç tane verdiğimiz zaman o hanımın gebelik şansı çok yukarılardadır.
Eğer elimizde fazla embryo var ise bunların da bir kısmını
dondurup ilerleyen zamanda kardeş olması veya sonraki
denemede gebelik olması için saklarız. Bu embryoları üç
yıla kadar rahatlıkla saklayabiliyoruz.
Gebelik durumu ile han›mlar›n yafl› aras›ndaki iliflkiden
bahseder misiniz?
Her zaman yeni bir şey bulunmasına rağmen, bizim
açımızdan hala en önemli konu hanımların yaşı. Hanımın
yaşı ne kadar genç ise gebelik şansımız o kadar fazladır. O
nedenle biz diyoruz ki; bundan on yıl öncesine göre tüp
bebekte gebelik şansı üç kat fazla. Fakat çocuk sorunu olan
ailelerde önemli olan mümkün olduğunca erken bir
zamanda, bize başvurmaları.
Özel Nisan Kavakl›dere Kad›n Sa¤l›¤›&Tüp Bebek Merkezi
Tunal› Hilmi Cad. Büklüm Sokak No: 53 Kavakl›dere
Tel: 0.312 466 33 66
Tüp Bebek Direktörü Op. Dr. Gurur Polat, Genel Müdür Op. Dr. Cüneyt ‹lcayto
'73, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Op. Dr. Levent Alaybeyo¤lu '82
K O L E J L ‹ L E R
Tüp Bebek ve Mikroenjeksiyon kimlere uygulan›r?
Tüp bebeği; tüpleri tıkalı olan ya da aşılama dediğimiz daha basit tedavilere cevap vermeyenlere, yumurta rezervi azalmış olan hanımlara, tanısı koyulabilen genetik hastalık varlığında sağlam bebek seçimi için uygulayabiliyoruz. Mikroenjeksiyon uygulaması ise,
asıl olarak spermi yetersiz olan, sperminde bozukluk olan erkeklere uygulanıyor. Fakat halk arasında her ikisine de tüp-bebek dendiği için biz doktorlar da genellikle tüp-bebek adını kullanıyoruz
sa¤l›k
24
Kilo Vermek Art›k Çok Daha Kolay ve Güvenli:
Türkiye’ye Yeni Bir Balon Geldi...
Çağdaş tıp, zayıflamada en kolay ve güvenli yol olarak mide balonunun vazgeçilmez olduğu görüşünde. Kullanım kolaylığını artırmak için de AR-GE laboratuvarlarında her gün yeni bir balon modeli geliştirilmektedir. Bu balonlar sayesinde hasta 6 ay gibi kısa bir
süre içinde diyet yapmadan 30 kg'a yakın kilo vermektedir. Gastrık balonlarda diğer bütün tedavilerde olduğu gibi bazı sorunlar ortaya çıkabilmekteydi. Yeni geliştirilen bu balonlarla bu sorunlar ortadan kalkmış görünmektedir.
Amerika kıtasından ithal edilen bu balon sayesinde eski zayıflama balonlarına bağlı zahmetler tamamen ortadan kaldırıldı.
K O L E J L ‹ L E R
Eski zay›flama balonlar›nda bafll›ca sorunlar neydi?
1- Balon hastaya yerleştirilirken hasta tam olarak uyutulmuyordu. Dolayısıyla, hasta bu konforsuz işlemden rahatsız oluyordu.
2- Balon çıkarılacağında daha büyük sorunlar ortaya çıkıyordu. Nerdeyse bu işlem 2-3 seansta sonlandırılıyor, hasta sağlık kuruluşuna gelip gitmekten ve olayları hissetmesine bağlı konforsuzluktan çok yakınıyordu.
3- Hasta, balon takıldıktan sonra 10-15 gün balona adaptasyon süreci yaşıyor ve şiddetli kusmalara maruz kaldığından, ne iş hayatını ne de sosyal hayatını tam olarak yerine getiremiyordu.
Yeni balonla neler oldu?
1- Artık balonu takmak beş dakika çıkarmaksa üç dakika.
2- Hasta işlem sırasında tamamen uyuduğundan hiç bir şey hatırlamıyor.
3- Hasta işlem sonrası iki gün bulantı hissine sahip oluyor. Bu da ilaçlarla rahatlıkla kontrol altına alınabiliyor.
Doç. Dr. Burçak Kayhan'84
ENDO-CLUB
www.endo-club.com
kiflisel geliflim
26
TED Okullar›nda Yeni Dönem Bafllarken
TED Ankara Koleji okullarında yeni bir dönem başladı. Geçen yıl TED
öğrencileri ve öğretmenleri, medyanın sorumluluktan uzak biçimde verdiği
bir haber ile yıprandı. Medyaya yansıtılan görüntüler bir grup öğrencinin
tuvalette soğutucu sprey ile “kafa bulduğunu” gösterince, TED öğrencilerinin tümü olumsuz ön yargılarla karşı karşıya kaldılar.
Prof. Dr. Emine Zinnur K›l›ç, 1959 Ankara do¤umlu.
‹lkokulu Mimar Kemal ‹lkokulunda, ortaokulu TED
Ankara Kolejinde, liseyi Ankara Fen Lisesinde okuduktan sonra Hacettepe T›p Fakültesinden 1983 y›l›nda mezun oldu.
K O L E J L ‹ L E R
‹ki y›l pratisyen hekim olarak mecburi hizmet yapt›ktan sonra 1985-1990 y›llar› aras›nda SSK Ankara
Hastanesinde Psikiyatri alan›nda uzmanl›k e¤itimini
tamamlad›. 1992-1993 y›llar› aras›nda bir y›l süreyle
Londra Üniversitesi Psikiyatri Enstitüsünde Çocuk
ve Ergen Psikiyatrisi alan›nda e¤itimini tamamlad›.
Ayn› dönemde Enstitünün Psikoterapi departman›nda Aile Terapisi E¤itimi ald›.
1993-1996 y›llar› aras›nda SSK Ankara Hastanesinin
Gençlik Ünitesinde Uzman olarak çal›flt›. 1994 y›l›nda Psikiyatri Doçenti oldu. 1996 y›l›nda Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim
Dal›nda ö¤retim üyesi olarak çal›flmaya bafllad›.
2002 y›l›nda Profesör oldu. 2006 y›l›nda Anabilim Dal› Baflkanl›¤›na atand›. Halen bu görevine devam etmekte ve ayn› zamanda Madalyon Psikiyatri Merkezinde Psikiyatri Uzman› olarak çal›flmaktad›r. Evlidir
ve TED Ankara Kolejinde okuyan bir o¤lu vard›r.
Bağımlılık yapıcı maddelerle ilgili yayınlar söz konusu olduğunda, TED ile
ilgili bu haberin televizyonlarımızın ilk yanlışı olmadığı söylenebilir. Maalesef TV programcıları gençlerin medyadan nasıl etkilendiği konusunda
yeterince bilgi sahibi değiller ya da bunu pek umursamıyorlar. Bütün dünyada yapılan çalışmalar, özellikle uçucu maddeler söz konusu olduğunda,
TV'de yapılan yayınların, içerik ne olursa olsun caydırıcı bir işlev görmediğini, tam tersine gençlerin ilgisini arttırdığını ve konuyla ilgili bilgi sahibi
olmayanlara da yöntem öğrettiğini gösteriyor. Bu durum ülkemiz için de
geçerli… Uçucu madde kullanan bir grup ergenle 1990'larda, Ankara'da
yaptığımız bir çalışma, kullananların yarısından fazlasının ilk kez yine TV'de
aynı programcının bir haberiyle uçucu maddelerden haberdar olduğunu
göstermişti. Bu tür yayınlar, bilimsel yaklaşımla değil magazinsel yaklaşımla
konuyu gündeme getirince, bazı gençlerin merak ya da deneme amaçlı kullanmaları çok sık görülen bir durum.
Uçucular sanayide kullanılan ve piyasada bulunan birçok malzemenin içeriğinde yer alan petrol türevleridir. Bu nedenle de kolay ulaşılabilen maddelerdir. Tekrarlayan kullanımlarda beyin ve karaciğerde hasar yaptıkları biliniyor. Bağımlılık düzeyine gelmeyen durumlarda gençler çoğunlukla zararlarını öğrendiklerinde kullanmayı bırakıyorlar. Ancak bağımlılık durumlarında
tedavi son derece zor oluyor.
Uçucu maddelerin zararlı etkilerinden haberdar olmayan bir grup gencin bu
denemeyi yapması bana şaşırtıcı gelmedi. Denemeler yaparak öğrenmek zaten ergenlik döneminin bir özelliğidir. Ancak bu denemelerin bazıları gerçekten riskli olabilir. Peki, hangi davranışların riskli, hangilerinin güvenli olduğunu gençler nasıl öğrenirler? Kendilerine zarar vermeme bilinci nasıl gelişir? Bunun yolu kendi değerlerini, yani yaşamlarının, bedenlerinin ve beyinlerinin değerini bilmelerinden geçer. Anne-babası, öğretmenleri, arkadaşları tarafından değer verilen genç, kendi değerinin farkına varır. Davranışlarıyla kendine ve çevresine zarar vermemeye özen gösterir.
Bütün bunlara rağmen bazen gençler kendi davranışlarının sonucunu iyi hesaplayamayabilirler; riskli davranışlar içine girebilirler. Çünkü ne de olsa bu
dönemin bir adı da “delikanlılık”tır. Arkadaşlara uyma isteği çok ön plandadır. Yaşam tecrübesi henüz gelişmemiştir. İşte böyle durumlarda biz erişkinlerin görevi onlara denemeler yaparak yaşamı öğrenmeleri için güvenli ortamlar hazırlamak, yeterince bilgilenmelerini sağlamak ve başlarını derde
soktuklarında yardımcı olmaya hazır olmaktır. Suçlamalar ve eleştiriler gençlerin kendilerini daha da olumsuz algılamalarına neden
olmaktan başka işe yaramayacaktır. Kendisini olumsuz ve değersiz bir birey olarak algılayan gençlerde ise riskli davranışlar daha da
sık görülür.
İzleyebildiğim kadarıyla medyada yapılan olumsuz propagandaya karşı TED Okulları Yönetimi başarılı bir mücadele yürüttü. Okullarına ve öğrencilerine sahip çıktılar. Yayın yoluyla yapılan bu saldırıya karşı durdular. Bu yaklaşımlarını kutluyorum. Öğrencisi, velisi ve öğretmeni ile tüm TED'lilere iyi bir eğitim yılı diliyorum.
Prof. Dr. Emine Zinnur K›l›ç
Özel Madalyon Psikiyatri Merkezi
gurme
28
Ankara'da Bir Meksikal›:
Las Chicas
Gökhan Erden
Ankara'da Arjantin Caddesi'nde Meksika mutfa¤›n›n
otantik, ac›l› yemeklerini tad›p, farkl› lezzetlerle hofl
vakitler geçirebilece¤iniz Las Chicas'›n iflletmecisi Gökhan
Erden ile Meksika yemekleri ve iflletmecilik üzerine güzel
bir sohbet gerçeklefltirdik.
K O L E J L ‹ L E R
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Ortaokul ve lise eğitimimi TED Ankara Koleji'nde tamamladım.
Kolej eğitimimden sonra iki yıl Kıbrıs'ta işletme eğitimi aldım.
Daha sonra Türkiye'ye dönmeye karar vererek Bilkent Üniversitesinde Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümünü
bitirdim. Okul esnasında da restoran işletmeciliği işine girmeye
karar verdim. Yaklaşık 2001 yılından beri Las Chicas'ı
işletiyorum.
Bize Las Chicas ve Meksika mutfa¤›n›n genel özellikleri hakk›nda
bilgi verir misiniz?
Las Chicas Ankara'nın açıldığı dönemdeki en iyi Meksika restoranıdır. Bu restoranın açılmasında da bu yönünün çok büyük etkisi olmuştur. Ankara'da Meksika restoranı olmadığı için Las
Chicas'ı işletmeye karar verdik. 6 yıldır da bu şekilde devam
ediyoruz. Ankara'da daha önce işletilen bir Meksika restoranının
mutfak ekibi iş arıyordu, biz de böyle iyi eğitilmiş bir mutfak ekibi yakalayınca Meksika yemeklerine karar verdik. Meksika
yemeklerinin Türk damak tadına biraz daha yatkın olduğunu
düşündüğümüz için de böyle bir tercih doğdu.
Las Chicas müflterilerine özellikle tavsiye edebilece¤iniz spesiyal
yemeklerinizden, k›saca menünüzdeki özel Meksika yemeklerinden
bahseder misiniz?
Aslında biz menümüzü her altı ayda bir müşterilerimizin talepleri doğrultusunda yeniliyoruz. Her altı ayda bir menümüze yeni yemekler, yeni tatlar ekliyoruz. Genel anlamda kalıplaşmış bir
tarzımız yok. Ama belli başlı yemeklerimiz dışında her zaman
farklı yemek alternatiflerimiz var. Ben kişisel olarak yemeklerimizin çok güzel olduğunu düşünüyorum. Meksika yemeği
denince akla; Fajita, Burritto ve Tacolar geliyor. Bunların hepsini
tabii ki tavsiye ederim. Meksika mutfağı biraz acılı bir mutfaktır.
Yemek servislerimizin temel özelliği içecekleri ile beraber servis
yapılmasıdır. Bu içecekler Meksika damak tadını ve zevklerini
yansıtan Frosen Margaritalar, Long Island Ice Tea ve Mojitolar
gibi alternatif içkilerdir.
Las Chicas'›n müflteri portföyünde kimler var, kimlere hitap
ediyorsunuz? Ankara'da Meksika restoran› iflletmek zor mu?
Ankara'da genel anlamda restoran işletmeciliği çok zor. Ama
şunu da belirtmeliyim ki bir Meksika restoranını işletmek daha
gurme
29
Las Chicas'›n müflteri kitlesi ço¤unlukla Kolejlilerden
olufluyor. Di¤er restoranlardan ayr›lan böyle farkl›
bir yan›m›z var. Dostlar›m›zla bir arada oluyoruz.
Müflterilerimiz buraya “Kolej kantini” diyorlar. Biz
müflterilerimizle bir aile gibiyiz. Las Chicas'a gelen
genelde 22 yafl üstü bir müflteri kitlemiz var. 22
yafl›ndan 77 yafl›na kadar genifl bir yelpazede
nitelikli bir müflteri yap›s›na hizmet ediyoruz.
Yabanc› müflterilere de hizmet sunuyoruz.
Müflterilerimizin yüzde 40'a yak›n› yabanc›.
Elçiliklerden çok önemli, üst düzey müflterilerimiz
geliyor. Las Chicas oteller bölgesinde oldu¤u için
otellerden gelen yabanc› müflterilerimiz çok fazla
oluyor.
da zor. Meksika restoranının ülkemizde bazı dezavantajları var.
Meksika mutfağı, Türkiye'de çok fazla tercih edilen, popüler bir
mutfak değil. Sadece siz iyi bir işletmeciyseniz restoranınızın mutfağını kişisel çabalarınızla popüler hale getirebiliyorsunuz. Bir
İtalyan restoranı olsaydık popülerlik açısından daha fazla şansımız
olurdu ama çok da kalıcı olmazdık, diye düşünüyorum. Meksika
mutfağının, Türk damak tadına yatkın olduğunu söyleyebilirim.
Güzel bir işletmecilik anlayışıyla 6 yıldır kalıcı olduğumuzu
düşünüyorum. Tabii ki her işletmede avantajlar-dezavantajlar
olabilir. Ama biz bunları aştık. Ankara bu anlamda bizi sevdi,
benimsedi.
Las Chicas'›n iç ve d›fl dekorasyonunu neye göre yapt›n›z?
Meksika'ya özgü mimari bir tercih mi? Mekânda özel bir müzik tercihiniz var m›?
Aslında restoranın genel mimari yapısına bakıldığında dizayn olarak çok fazla Meksika havasını andırdığını söyleyemeyiz. Müşterinin talepleri doğrultusunda, daha çok rahatlığı ön planda tutarak
yaratılmış bir mimari yapı var Las Chicas'da. Ama tabii ki konsept açısından kullanılan görsellerle Meksika kültürünü müşteriye bir
şekilde yansıtmak istiyoruz.
Biz, müziği profesyonel ve geniş boyutlu düşünüyoruz. Müşterimizin talebi doğrultusunda her türlü müzikle hizmet vermeye
çalışıyoruz. Canlı müzik çok fazla olmamakla birlikte özel günlerde perküsyon, saksafon ya da insanların dikkatini çekebilecek
aktiviteleri uygulamaya çalışıyoruz. Çok fazla canlı müziğe girmek istemiyoruz. Özel günler olursa tabii ki canlı müzik performansları
gerçekleştiriyoruz.
Las Chicas'›n baflka kentlerde flubeleri var m›? Açmay› düflünüyor musunuz?
Las Chicas'ın bu altıncı senesi. Tabii ki büyümek istiyoruz. Ama bunu kurumsal bir yapıda düzenli bir şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Bu aşamada bir kurumsallaşma çalışmamız var. Başka şehirlerde şu an için yeni mekânlar açmayı düşünmüyoruz ama Ankara'da genişlemek istiyoruz. Ankara'ya yeni bir şube açmak istiyoruz. Ankara'da belli noktalara geldikten sonra da başka şehirlere
açılmak istiyoruz. Başka şehirlerden bu konuda talepler var. Ama biz şu geldiğimiz noktada buna çok fazla sıcak bakmıyoruz. Ancak
tabii ki zamanı geldiğinde dışa açılmaya sıcak bakacağız.
Kolejlilere yönelik indiriminiz var m›?
Standart bir uygulamamız yok. Ama bütün Kolejliler tanıdık olduğu için onlara belli indirimler yapıyoruz. Bunu standart hale
getirmek için Kolejlilerle beraber ortak bir organizasyon düşünüyoruz. Las Chicas'a bütün Kolejli dostları her zaman bekliyoruz.
Arjantin Caddesi No: 17/a Gaziosmanpafla
Tel:0312-466 43 26-27 Fax:0312-467 21 65
K O L E J L ‹ L E R
Müzik için Latin melodilerini tercih ediyoruz. Ama onun dışında popüler kültürü yansıtan çok geniş bir müzik yelpazemiz olduğunu söyleyebilirim. Çünkü haftada 7 gün DJ geliyor. Saat 5'ten gece kapanma saatine kadar DJ devam ediyor.
mesaj kutusu
30
Küba Büyükelçimiz fian›var K›z›ldeli’72 ile egzotik ada
“Küba” üzerine keyifli bir sohbet gerçeklefltirdik
K O L E J L ‹ L E R
Kendinizden söz eder misiniz?
TED Ankara Koleji'nden 1972 yılında mezun oldum. Simdi hâlâ aynı mı bilmiyorum, o yıllarda benim de şubem olan “P” şubesi bile
vardı…1977'de Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdim ve Dışişleri Bakanlığına girdim. Çeşitli ülkelerde
farklı konumlarda görev yaptım. Şu anda Havana'da Türk
Büyükelçisi olarak görev yapıyorum.
Biz Küba'y› hayat›n keyfe dönüfltü¤ü, dans›n puroyla bulufltu¤u, insanlar›n keyifle yaflamay› bildi¤i bir ülke olarak tan›yoruz. Gerçekte
Küba'da hayat nas›l ak›yor?
Evet, Küba turistler için hayatın keyfe dönüştüğü bir ülke. Ancak
burada yasayanlar için aynı şey ne ölçüde geçerli bilemiyorum.
Devrimin tüm kazanımlarına rağmen Küba henüz ekonomik bakımdan kendine yeterli olacak kaynakları yaratabilmiş değil. Bunda ABD'nin ülkeye karşı uyguladığı ambargonun da etkisi var. Bu
nedenle Kübalıların birincil kaygısı günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek. Buna ” resolviendo” diyorlar. Yani bizdeki “Benim memurum işini bilir” ile “Napalım abi ekmek parası” kavramlarının bir
bileşimi. Hayat “resolviendo” olarak akıyor. Ellerinde kâğıt şemsiyeli, renkli kokteyllerle palmiyeli kumsallarda yatanlar, sıcak Havana gecelerinde tropikal kulüplerde salsa yapanlar daha çok turistler.
Zaten Kübalıların bu tür turistik tesislere girişini de rejim uygun
görmüyor.
Tüm dünyadan farkl› bir ekonomik sisteme sahip bu sevimli ada ülkesinde e¤itim ve sa¤l›k hizmetlerinin bedava oldu¤unu biliyoruz. Di¤er
ülkelere göre e¤itim ve sa¤l›k sisteminin içinde bulundu¤u durum nedir? Karfl›laflt›rma yap›ld›¤›nda neler söyleyebilirsiniz?
Küba devriminin en büyük kazanımlarından ikisi eğitim ve sağlık
alanında gerçekten. Ülkede çok yaygın şekilde en uzak yerleşim birimlerine dahi bu hizmetleri götürebilmişler. Küba'nın eğitim ve
sağlık verileri gelişmiş ülkelerle karşılaştırılabilir düzeyde. Latin
Amerika'daki en yüksek okuryazarlık oranı ve eğitim düzeyi Küba'da. Tüm eğitim süreci ücretsiz. Küba rakamlarına göre eğitime
ayrılan kaynaklar GSMH'nin %11'ine (2006) ulaşıyor.
Halk sağlığı alanında da gayet iyi durumdalar. Küba nüfusa göre
doktor sayısında dünyada birinci ülke. 2005 yılında her 100.000 kişiye 628 doktor düşüyormuş.
Aile hekimliğinden yararlanabilen nüfusun oranı % 99,4'e ulaşmış
durumda, sağlığa ayrılan para ise GSMH'nin % 7.3’ü (2006).
Küba'nın önemli gelir kaynaklarından birisi sağlık ve eğitim uzmanı
ihracatı. Dışişleri'nin verdiği bilgilere göre 102 ülkeye bu dallarda
hizmet sağlanıyor ve 71 Latin Amerika, Karayip ve Afrika ülkesinde
Kübalı 30.000 doktor ve sağlık personeli çalışıyor. 25 ülkede de Küba'ya özgü bir okuma yazma öğretme metodu ile eğitim veriliyor.
Küba, y›llard›r ekonomik ambargo alt›nda tutulan bir ülke. Küba'n›n
küreselleflen dünyadaki gelece¤i hakk›nda neler düflünüyorsunuz?
Küreselleflme ile birlikte, Çin de dâhil olmak üzere birçok sosyalist ülke kendini liberal sisteme ayak uydurma yönünde de¤ifltirmeye bafllad›. Küba'n›n bu anlamda bir çabas› var m›?
Küreselleşen dünyada sosyalist ekonomik model yürüten nadir ülkelerden birisi Küba. Ekonominin liberalleştirilip, yabancı sermayeye ve özel teşebbüse açılması beklentisi, Fidel Castro'nun rahatsızlığı ve yönetimi kardeşi Raul Castro'ya devretmesinden sonra Batı'da
sıkça dile getirilmekte ve Küba'nın Çin veya Vietnam modellerini
uygulayabileceği yorumları yapılmaktadır. Kübalı yetkililerin son
zamanlardaki ifadeleri bu beklentinin yönetim kadrolarınca ne öl-
mesaj kutusu
31
çüde paylaşıldığına ışık tutabilir. Fidel Castro 3 Eylül 2007 tarihinde
Grandma gazetesinde çıkan bir makalesinde Küba'ya liberalleşme
konusunda tavsiyelerde bulunan yabancı, solcu siyasetçileri eleştirmekte ve Küba Devrimine yaptıkları bu tavsiyeleri “saf zehir” olarak
tanımlamaktadır. Diğer taraftan Başbakan konumundaki Carlos Lage ise 29 Ağustos 2007 tarihinde işletme yöneticilerine yaptığı bir konuşmada, sosyalizmi uygulayan ülkelerin Küba'dan çok farklı ekonomik ve siyasi koşulları olduğuna değinerek, onların doğru ve yanlışlarının Küba'yı da aydınlatabileceğini, ancak, Küba'da sosyalizmin
inşasının ancak kendi deneyimleriyle gerçekleşebileceğini vurgulamaktadır.
Sosyalist bir sisteme sahip olan Küba'da ekonomik yap› kendini nas›l
ayakta tutuyor? Gelir kaynaklar›, tar›m ve ticareti hakk›nda bize bilgi
verebilir misiniz? Adan›n son y›llarda özellikle turizm alan›nda d›fla
aç›lmaya bafllad›¤›n› görüyoruz. Türkiye'nin turizm baflta olmak üzere
siyasi ve ticari anlamda iliflkileri ne boyutta?
Küba'da ekonomik yapının kendi işleyiş mantığı içinde belli bir gidişi vardır. Son yıllarda nikel, turizm ve hizmet ihracatı yoluyla sağlanan döviz kazanımları, Venezuela'dan avantajlı koşularda sağlanan
petrol, Çin ve Venezuela'dan alınan uzun vadeli, düşük faizli kredilerle; ekonomi Sovyetlerin çökmesi ve buradan sağlanan desteğin ortadan kalkmasıyla 1990'larda girdiği darboğazdan çıkmaya başlamıştır. Son yıllarda yakalanan yüksek büyüme hızlarıyla ekonomide
genişleme gözlenmektedir. Küba'nın başlıca dış ticaret ortakları Kanada, Venezuela, Hollanda, İspanya ve Çin'dir. Küba yurtdışına şeker, nikel, tütün ve balık mamulleri satmakta, makine, ekipman, gıda, yakıt ve kimyasallar ithal etmektedir. 2005'de toplam ihracatı 2,1
milyar dolar, ithalatı ise 7,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Küba, ABD'den de gıda ve ilaç almaktadır. Ancak ambargo nedeniyle
Küba mallarının ABD' ye girmesi yasaktır. Küba ayrıca farmasotik ve
biyoteknoloji alanında önemli gelişmeler kaydeden bir ülkedir. Bu
sektördeki üretiminin önemli bir bölümünü ihraç etmektedir.
Türkiye ile son bir kaç yıldır EXİMBANK'ın sağladığı krediler sayesinde belli bir ticari artış gerçekleştirilmiştir. Ancak rakamlar potansiyel ticaretimizi yansıtmaktan çok uzaktır. Küba, Türk mallarını daha çok finansman olanağı sağlayan aracı şirketler vasıtasıyla üçüncü
ülkelerden almaktadır. Doğrudan ticaretin artışı için iş çevrelerinin
karşılıklı olarak birbirlerini tanıması önemlidir. Büyükelçilik olarak
bu temasları teşvik etmeye ve yürütmeye önem veriyoruz. Sistem
farklılıklarına rağmen Küba ve Türkiye birbirinin rejimlerine saygı
içinde dostça ilişkiler yürütmektedirler.
Kübal›lar genel olarak hangi meslek dallar›nda çal›fl›yorlar? Geçim
kaynaklar› neler? Adada Türk nüfus bulunuyor mu?
Küba'nın nüfusu 11,2 milyon (2006)'dur. Devlet ülkedeki en büyük
işverendir ve toplam istihdamın % 75'ini sağlamaktadır. Resmi sektör dışında istihdam tarımda ve çok cüzi miktarda servis sektöründedir. Resmi sektörde çalışanların geçim kaynakları Küba Pesosu
olarak aldıkları maaşlarıyla sınırlıdır. Tarım dışında özel girişime çok
kısıtlı hizmet alanlarında izin verilmektedir (pansiyonculuk, lokantacılık, taksicilik vb). Adada Türk nüfusu yoktur.
Bir süre önce, Papa Küba'y› ziyaret ederek, kiliseleri açt›. Küba ile Vatikan aras›nda diplomatik iliflkiler geliflti. Bu gerek ada halk›, gerekse
d›fl dünyada nas›l karfl›land›? Bir özgürleflme hareketi olarak yorumlanabilir mi?
Papa'nın 1998'deki ziyaretini izleyen dönemde kiliselerin faaliyetlerinde bir serbestleşme olduğu genelde kabul gören bir husustur. Ancak rejimin merkeziyetçi niteliği dolayısıyla kilisenin faaliyetlerinin
de belli bir ölçüde sistemle uyumlu olmasının gözetildiği ve bunun
gerçekleştiği gözlenmektedir. Küba'da Katolik Kilisesi'nin yanı sıra
Afrika kaynaklı Santeria dini de yaygındır.
Küba turizm aç›s›ndan oldukça gözde bir ada. Buray› ziyaret etmek isteyen Kolejlilere özellikle görmelerini önerdi¤iniz yerler var m›?
Küba'ya gelmek isteyen Kolejli arkadaşlarıma, Türkiye kış aylarında
iken Küba'da yaz yaşandığını hatırlatarak, bu ülkeyi Temmuz, Ağustos ayları dışındaki dönemlerde ziyaret etmelerini tavsiye ederim.
K O L E J L ‹ L E R
Küba mutlaka görülmeye de¤er bir ülke. Görevim gere¤i zaman zaman di¤er Karayip adalar›na da gidiyorum. Günefl, deniz, plaj hepsinde var. Ancak, Küba'n›n di¤erlerinde olmayan do¤al güzelliklerdeki çeflitlili¤i, derin kültürel hayat› ve zengin miras› onu farkl› k›lmaktad›r. Özellikle Havana'n›n mutlaka görülmesi gerekti¤ini
düflünüyorum. Küba'ya geleceklerin deniz turizmi ile kültürel turizmi birlefltiren düzenlemeleri tercih etmelerini öneririm. Tüm Kolejlileri Küba'ya bekliyoruz…
Castro ve Che. Küba Devriminin iki kahraman› olarak halktan büyük sayg›
ve sevgi görmektedirler.
gezi
32
Latin melodileri, dans, tarih ve devrim,
dünya üzerindeki en iyi puro, en iyi rom ve en iyi kahve
K O L E J L ‹ L E R
Küba
Altmışların gençliği için hiç sönmeyen bir efsane olan Che Guevara'nın,
Fidel Castro'nun ve devrimin ülkesi Küba. Yolsuzlukların, isyanların,
ABD'nin adayı işgalinin, baskıcı Batista yönetiminin ardından
sosyalizmin gelişiyle birlikte çehresi tamamen değişen bir ülke. Bugün
sokaklarında dansın ve puronun eksik olmadığı, mimarisiyle, sıcak
kanlı insanlarıyla bambaşka bir dünyanın yansıyan yüzü Küba.
gezi
33
Hayat›n Merkezi
Küba 24 saat yaşayan bir ülke. Havana'da
insanları hemen her saat sokaklarda, kafelerde, barlarda, otellerde, küçük müzik
gruplarının çaldığı parçalar eşliğinde dans
ederken görebilirsiniz.
Nerelerde kal›nabilir?
Küba'da otellerin çoğu devletin, bir kısmı ise yabancı yatırımcıların. Tercih
edenler için özel evler de var. Küba'nın
tarih kokan sokaklarını gezerken yanınıza yaklaşacak Kübalılar sizlere evlerinden odalar kiralamak isteyecekler. Bu Küiçin büyük bir fırsat.
Küba'ya gidip de 'churro' yemeden olmaz. Üzerine toz şeker dökülmüş kalem
şeklindeki lokmalardan oluşan bu özel
tatlı, Latin Amerika'daki birçok ülkede
çok popüler. Ancak Küba'da son yıllarda un zor bulunduğu için bu tatlıyı patatesten yapıyorlar.
3-4 yıldızlı restoranlarda kıravat ve
ceket giyilmesi gerekiyor. Bir dolar
kadar bahşiş vermeniz ise yeterli.
Para birimi, Peso. Turistler, Amerikan
Dolarını kullanıyor.
Ne Yenir?
Küba'da restoranların da birçoğu devlete
ait. Ancak otellerde olduğu gibi restoranlarda
da alternatifler söz konusu. Kübalılar size
kendi mutfaklarında yemek pişirmeyi ve
birlikte yemeği önerebilirler. Böylece onlarla
uzun sohbet fırsatı yakalamış olursunuz.
Ancak Küba'nın mutfağı çok zengin değil.
Genellikle, dana biftek, tava balık, tavuk
ızgara, salam dilimi ızgara ve domuz tercih
ediyorlar. Yemeklerde özellikle siyah
fasulye ile birlikte pişirilmiş pilav,
haşlanmış patates veye kızarmış muz,
yanında da salata niyetine doğranmış
lahana servis ediliyor. Sokaklarda küçük
traktörlerin arkasına takılmış su tankerinden
bira satışı yapıldığını görebilirsiniz.
Bu biralar ev yapımı olduğundan
fiyatları oldukça ucuz.
Küba'ya Mayıs-Ekim ayında gitmek isteyenler ise dikkatli olmalı. Çünkü bu mevsimde oldukça yağış alıyor. Bu nedenle
yağmurluğunuzu ve şemsiyenizi almayı
unutmayın. Yazın ortalama sıcaklık 28
derece. Ülkede genel bir hastalık söz
konusu değil ancak çeşme suları içilmiyor.
Ankara-Küba Büyükelçiliğinden vize
alabilirsiniz. İyi yolculuklar…
K O L E J L ‹ L E R
ba kültürünü daha yakından tanımak
çocuk
34
Uzman Odyolog Nur Baykal’81
“Çocu¤un konuflmas›nda bozukluk saptand›¤› takdirde aile kesinlikle uyar›da bulunmamal›, bir
uzmana baflvurmal›d›r. Unutulmamal›d›r ki; önemli olan çocu¤un nas›l söyledi¤i de¤il, ne söyledi¤idir”
Uzman Odyolog Nur Baykal'dan çocuklarda iflitme, ses ve konuflma bozukluklar› hakk›nda bilgi ald›k.
Konuflma bozuklu¤u ve kekemelik nedir?
Konuşma bozukluğu, konuşmanın ritminde meydana gelen bozulma, takılma, duraksama, seslerin doğru ve net olarak çıkmamasıdır. Bu rahatsızlık, halk dilinde “kekemelik” olarak kabul
edilir. Konuşmaya başlarken duraksamalar ya da konuşma sırasında tekrarlamalar ve heceleri uzatma şeklinde kendini gösterir.
İşitme, konuşma ve ses bozukluklarının teşhis ve tedavisi ile ilgilenen bilim dalı ise Odyoloji'dir.
K O L E J L ‹ L E R
Konuflma bozukluklar›n›n sebepleri nelerdir?
Eğer, çocuklarda konuşmanın başladığı dönemde bir problem
yoksa, konuşma bozuklukları sonradan başlamışsa, bunun psikolojik olduğunu, çevresel faktörlerden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Yetişkinlerin farkına varamadığı, ufak tefek olaylar çocuğun duygusal hayatında sarsıntılar yaratabilir. Örneğin; evin başka bir yere taşınması, yeni bir kardeşin aileye katılması, anneanne veya babaannenin uzun süre aile ile birlikte kalması ya da aileden ayrılması, anne - baba ayrılığı, korkutmalar, kötü rüyalar
vs. pek çok neden çocukların psikolojik travma yaşamasına neden olabilir. Bunun sonucunda da nefes alma ritminin bozularak
kasların kasılmasına, kekemeliğin ortaya çıkmasına yol açabilir.
Son yapılan araştırmalar, genetik faktörlerin de konuşma bozukluklarında rol oynadığını göstermiştir.
Konuflma bozuklu¤u yaflayan çocuklar, belirli harfleri kullanmaktan kaç›n›rlar. “b, d, t, k” ile bafllayan kelimelerde
özellikle tak›lma meydana gelebilmektedir. Bunlar›n yerine
baflka kelimeler seçerler. Örne¤in, “dede” yerine “annemin babas›” diyebilirler. ‹flte aile, bu davran›fl tarz›n› fark etti¤i zaman ›srarc› olmamal›, bir uzmana baflvurmal›d›r.
NUR BAYKAL '81
1963 do¤umlu olan Nur Baykal, 1981 y›l›nda TED Ankara
Koleji'nden mezun oldu. ODTÜ Psikoloji Bölümünü bitiren
Baykal, Hacettepe Üniversitesi Odyoloji Bölümünde '‹flitme-Konuflma Bozukluklar›' üzerine yüksek lisans yapt›. Çeflitli üniversitelerde ö¤retim görevlisi olarak çal›flan Baykal,
çal›flmalar›n› doktora seviyesinde Biliflsel ve Davran›flç› Psikoterapist olarak sürdürmektedir. Son yedi y›ld›r da Ankara
Güven Hastanesinde Odyoloji Uzman› ve Psikolog olarak
çal›flmaktad›r.
‹nsanlar aras› iletiflimin konuflma, duyma ve lisan ile direkt ba¤lant›l› oldu¤u düflünüldü¤ünde, bunlardan biri ya da bir kaç›nda aksama oldu¤unda, özellikle çocuklarda psikolojik olarak ne tür farkl›l›klar meydana gelebilmektedir?
Çocuk kendisini özellikle içe çekebiliyor ve içine kapanıyor. Performansını ortaya koyamıyor; kendisini ifade edemiyor. Yeni insanlarla tanışmaktan kaçınıyor. Yazılılarda oldukça başarılı olurken, sözlüde aynı performansı gösteremiyor. Arkadaşları tarafından alay konusu olduğu takdirde depresif davranışlar sergileyebiliyor. Bazı çocuklarda da agresif bir ruh hali gözleniyor. Özellikle anneye karşı bir isyan söz konusu olabiliyor.
çocuk
35
Konuflma bozukluklar›n›n tedavisinde ne tür teknikler kullan›lmaktad›r? Tedavi süreci kaç yafl›ndan itibaren bafllar?
Genellikle konuşma bozukluğuna yönelik terapileri dört yaşından sonra ele alıyoruz. Ancak konuşma bozuklukları daha önce
ortaya çıkabiliyor.
Çocuklara öncelikle nefes egzersizleriyle, oyunlarla, balon şişirme,
aynaya “hoh” yaptırma, mum üfletme ya da, “bab bab bab, lal lal
lal” gibi heceleri uzatma, şarkı söyletme, tekerlemeyle nefes kontrolünü öğretiyoruz. Daha sonra da o takılmaları ritmik hale getirip, rahatlatıyoruz. Dikkat edilirse, konuşma bozukluğu yaşayan
çocukların şarkı söylerken ve şiir okurken takılmadıkları görülür.
Çünkü bu olaylar ritmiktir. Ancak heyecanla bir şey anlatırken, sinirlendiğinde ya da yeni bir kişi ile tanıştığında heyecanlanıp konuşma ritmi bozulur, nefes alışverişi değişir ve takılmalar başlar.
Konuflma bozuklu¤u erkek çocuklarda daha yo¤un görülmekle birlikte, erkek çocuklar›n terapiye adaptasyonu k›zlara
oranla daha zor olmaktad›r. Konuflma bozuklu¤u e¤er psikolojik etmenlere ba¤l› ise, psikoterapik yaklafl›mlarla, anne baban›n da e¤itimi bir arada sa¤lan›rsa iyileflme yüzde doksana var›r. Çocuk heyecanland›¤›nda tekrar ortaya ç›kabilir. Ancak, nefes alma egzersizlerini bilmesi ve heyecan›na hakim
olabilmesi sayesinde rahatlar. Ancak organik olan, do¤ufltan
gelen faktörlerin etkili oldu¤u durumlarda rahatlamalar gerçekleflebilmekle birlikte yüzde yüz iyileflme daha az gözlenmektedir.
Biz tedavi sürecini oyunla başlatıyoruz. Daha sonra da terapötik
yaklaşımlarla sürdürüyoruz.
Çocuklarda kekemeli¤in yan›nda “artikülasyon bozuklu¤u” da
görülebilir. Bu, harfleri do¤ru söyleyememe durumudur. Bu
durumda çocuk, “R, F, fi, C, Ç” seslerini do¤ru söyleyemez.
Dil, difl yap›s›ndan kaynaklanan bir durum söz konusudur.
Özellikle “r” sesleri beyinde ayr› bir bölgeden uyar›l›r. Yine artikülasyon tedavisi ile “r” seslerinin düzelmesi ve “p” ile “fl”
harflerinin daha rahat söylenmesi sa¤lanabilir.
Konuflma bozukluklar›nda psikoterapi'nin önemi nedir?
Tüm konuşma problemlerinin altında psikolojik rahatsızlık yatar.
Mutlaka bir psikoterapi gereklidir. Unutulmamalıdır ki, çocuğun
nasıl söyleyeceği değil, ne söyleyeceği önemlidir. Biz, çocuğun
gerginliğini ortadan kaldırıp belirli bir ritim çerçevesinde konuşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Oldukça ilerleme kaydediyoruz.
Tamamen ortadan kalkması söz konusu olmasa da heyecanlandığı zaman bunu kontrol altına almayı başarabiliyor.
Konuflma bozuklu¤unu fark eden aileler nerelere baflvurabilirler?
Ankara'da Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinin “İşitme, Konuşma ve Ses Bozuklukları” Ünitesi vardır. Bunlar Kulak - Burun Boğaz Bölümüne bağlı Odyoloji Ünitesi olarak geçer. Konuşma
bozuklukları ile ilgili çalışan özel merkezler de bulunmaktadır.
Ancak bunların hiçbirine ulaşma şansı bulunmuyorsa, çocuk psikologları ve psikiyatristlerine başvurulabilir.
Konuflma bozuklu¤u fark edildikten sonra yap›lmas› gereken
en önemli fley, çocukla alay etmemek, ona gülmemektir. Bununla birlikte çocu¤un yafl›n›n büyümesine karfl›n aile bebeksi
konuflmalar› desteklememelidir. Örne¤in “adda, mama” gibi
kelimeler yerine gezmek, yemek yemek gibi do¤ru kelimeler
kullan›lmal›d›r. Aile bilinçli oldu¤u ölçüde henüz bafllama
aflamas›nda olan problemler düzelebilirken, ailenin bilinçsiz olmas› s›n›rdaki problemlerin daha da artmas›na sebep olur.
K O L E J L ‹ L E R
Konuflma bozukluklar›n›n iyileflme olas›l›¤› nedir? Aile iyileflme sürecine nas›l katk›da bulunabilir?
Doğuştan gelen bir durum söz konusu ise, iyileşme olasılığı daha
az oluyor. Çok daha uzun süreli terapilere ihtiyaç duyulabiliyor.
Biz çocuğu terapiye almadan önce, hangi yaşta olduğunu, konuşma bozukluğunun hangi düzeyde olduğunu, hangi sıklıkta konuşma bozukluğu yaşadığını belirliyoruz. Çocuktan önce aile ile
görüşüyoruz. Bu noktada önemli olan, ailenin çocuğun konuşmasında bir bozukluk saptadığı anda hiçbir şekilde uyarıda bulunmaması. Genellikle 'dur, iyice düşün ondan sonra konuş' gibi
tepkiler gösteriyor aileler. İşte biz bunu doğru bulmuyoruz.
Önemli olan çocuğun nasıl söyleyeceği değil, ne söyleyeceğidir.
Böyle bir tepkiyle karşılanan çocuk şunu düşünmeye başlıyor:
“Ben konuşurken takılırsam alay ederler, müdahale ederler.” Bu
düşünce kalıbıyla birlikte kaygı düzeyi de artıyor, çocuk büsbütün takılmaya başlıyor. Ailelerin bunun üstünde durmaması, sakince karşılamaları gerekiyor. Özellikle leb demeden leblebiyi anlayarak hemen müdahale eden, çocuğu işarete yönlendiren ailelerin bu tepkiden vazgeçmeleri gerekiyor. Çocuğun istediği şeyi
işaret ile belirtmesi yerine ses çıkarması, ifadelerini rahat ve doğal
vermesi gerekiyor. Ailelerin bu durumlar karşısında doğal ve
normal davranışlar geliştirmeleri, çocuğun takıldığı noktalarda
dikkatini başka şeylere yönlendirmeye çalışmaları gerekiyor.
yaflam kalitesi
36
Ö l ç ü l ü t ü k e t i l d i ¤ i n d e s a ¤ l › ¤ a y a r a r l › o l a b i l e n,
yüksek dozda al›nd›¤›nda büyük tehlikelere yol açabilen içecek:
K O L E J L ‹ L E R
Alkol
Peki, sa¤l›kl› bir yaflam için ne kadar tüketilmeli?
Alkol hem bir besin, hem de bir ilaçtır. Alkol bir besindir, çünkü
karbonhidratlardan yapılır ve vücut alkolü kullanarak enerji sağlar. Özellikle kırmızı şarap, antioxidant olduğu düşünülen bazı
fenolik bileşikler için iyi bir kaynaktır. Alkol bir ilaçtır, çünkü bazı vücut fonksiyonlarının değişmesine neden olur. İnsanların içeceklerle tükettikleri alkol çeşidi etanoldür, bilinen ve sözü edilen
alkol budur.
Alkol fermantasyon süreci ile tahıllardan, meyvelerden ve başka
yiyeceklerden elde edilir. Şarap ve tahıllardan elde edilen alkollü
içecekler birçok toplumun kültüründe geleneksel besin kaynağıdır. Bununla beraber büyük miktarda tüketilen alkol; beslenme,
sosyal ve fiziksel sağlık sorunlarına neden olarak vücuda zarar
verir.
1 gram alkol 7 kalori sağlar, bu da alkol içeren içeceklerin daha
fazla enerji içermesine neden olur. Birçok alkollü içecek çok fazla
kalori içermesine karşın çok az veya hiç besin öğesi içermemesi
nedeniyle "Boş Enerji Kaynağı" olarak tanımlanır. Alkollü içeceklerin tüketilmesiyle sağlanan enerji ile diyetin kalori içeriği artarken kalite içeriği azalır. Aşırı alkol organizmanın bütün hücrelerine zarar verdiğinden, yeterli bir diyet bile organizmayı, alkolün
bütün zararlı etkilerinden koruyamaz.
Alkol, mideden ve ince bağırsaktan kolayca ve hızla emilir. Tüketiminden çok kısa bir süre sonra alkol dolaşım sistemine katılarak ken-
di yolundan karaciğere, beyine ve vücudun diğer dokularına ulaşır.
Küçük miktarda alkol tokluğu uyarır, ancak yüksek miktarda alkol tokluk hissini azaltır. Fazla alınan enerji obezite oluşumunu
hızlandırır veya fazla alınan alkol besin alımını engelleyerek ya
da besin öğelerinin emilimini değiştirerek yetersizliklere neden
olabilir. Eğer alkol kullanımı sonucunda pankreatit gelişirse, yağ
emiliminin bozulmasına bağlı olarak yağda eriyen vitaminlerin
emiliminde de bozulmalar olur. Kronik pankreatitin şiddetlenmesiyle pankreas hücrelerinin harabiyeti sonucu diabetes mellitus gelişir. Karaciğer sirozuna ciddi beslenme sorunları eşlik eder.
Karaciğerdeki birçok metabolik süreç bozulur. Protein sentezinin
bozulması sonucu düşen albumin seviyesi ile ödem, koruma faktörlerinin sentezinin bozulmasıyla kılcal damar kanamaları, glikojen deposunun azalmasıyla hipoglisemi ve yine protein sentezinin bozulması ile doku yenileme hızının düşmesi sonucu beyin
fonksiyonlarında da bozulmalar görülür.
Alkol kullanımı sonucu karaciğer sirozu gelişen bireylerde karaciğerde D vitamini formasyonunun azalmasına bağlı olarak vücudun D vitamini gereksinimi karşılanamaz, sistemde alkol idrarla kalsiyum atımını arttırır, kalsiyum metabolizması problemleri de ortaya çıkar, kemikte azalmalar olur. Sindirim sistemlerinde K vitamini sentezinin azalmasıyla, K vitamini gerektiren korunma faktörleri sentezi de baskılanır.
yaflam kalitesi
37
Yüksek miktarda alkol kullanımından suda eriyen vitaminler (B
Alkolün intoksikasyon etkileri, kan alkol seviyesi ile ilgilidir. Bir
grubu ve C) de etkilenir. Alkol alımıyla beraber suda eriyen vitaminlerin bol bulunduğu sebze ve meyve tüketim miktarı azalabi-
veya iki içecek ortalama 75 kg'lık bir bireyde kanda %0.03 düzeyine ulaşır. Kanda bu düzeydeki alkol miktarı hafif intoksikasyo-
lir veya emiliminde bozulmalar olabilir.
na karşılıktır.
sındaki ağır etkileri görülür. Bağırsaktan emilimin bozulmasıyla
Kan alkol seviyesinin %0.06 düzeyine ç›kmas›yla trafik
kazalar›nda önemli bir art›fl izlenir.
veya sindirim kanalı kanamaları sonucu bazı minerallerin de anemisi görülür. Gebelikleri sırasında yüksek miktarda veya düzen-
Bu alkol düzeyinde, bazı kaslar kontrollerini kaybederek, süreçlere yavaş tepkiler verebilirler. Kişilerin otomobil kullanmaları ve-
li olarak alkol tüketen kadınların gebeliklerinde görülen Fetal Al-
ya bir alet kullanmaları bu alkol seviyesinde algılamayı azaltaca-
cohol Syndromu, uzun dönemde büyüme ve mental gerilikle
kendini gösterir. Her ne kadar küçük miktarda alkol tüketiminin
ğından tehlikeli bir duruma dönüşebilir. Kan alkol düzeyi %0.13'e
ulaştığında konuşma bozulur, çift görme oluşur, refleksler do-
tehlikeli sonuçları görülmese de, gebe veya gebe olma olasılığı
nuklaşır ve vücut hareketleri düzensizleşir. Eğer kan alkol düzeyi
olan kadınların alkol tüketiminden kaçınmaları önerilmelidir.
Alkolün zararlı etkisi tüketilen miktarla ilişkilidir. Gebe olmayan
artmaya devam ederse kişinin huzursuzluğu artarak saldırgan
tavırlar görülebilir. Kan alkol düzeyi %0,6'ya ulaştığında bu
ve sağlıklı yetişkin bireylerin uygun düzeyde tükettikleri alkol
düzey özellikle alkol toleransı zayıf olan bireylerde ölüme neden
zararlı olmayabilir. Bunun yanında uygun miktarda tüketilen alkol kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki sağlar. Orta düzeyde
alkol tüketimi günde 1-2 standardize edilmiş içki olarak kabul
olabilir. Aynı miktarda alkol kadınlarda, erkeklerden daha hızlı
ve yüksek kan düzeyine ulaşır. Bunun nedeni kadınların vücut
ağırlığı ile ilişkili olarak alkol intoksikasyon mekanizmasının er-
edilmektedir. Standardize edilmiş içki bir bardağı ya da servis birimi 8-10 g. alkol içeren miktardır. Alkol vücutta iyi kolesterol ola-
keklere oranla daha düşük düzeyde olmasıdır.
Rom veya cin gibi alkol oranı yüksek içkilerin çok miktarda ve
rak tanımlanır ve kolesterolün (HDL) sentezini arttırır.
Günde 5 veya daha fazla içecek olarak tanımlanan yüksek düzeyde alkol tüketimi beraberinde birçok sağlık problemini getirir.
kısa sürede tüketimi sonucu alkol akut alkol intoksikasyonu
oluşur. Yüksek dozda alkol alanlarda huzursuzluk, hızlı nabız,
düşük kan basıncı ve büyümüş pupiller görülür. Bu kişiler için
Düzenli ve yüksek dozda alkol tüketimi sağlığı olumsuz olarak
etkilerken, hastalık olarak alkolizm daha da yüksek dozlarda alkol tüketiminde görülür.
acil tıbbi yardım gereklidir.
Alkol alımına bağlı birçok sorun alkol alma disipliniyle azaltılabilir veya önlenebilir. Öncelikle alkol intoksikasyonunu hız-
Alkol, yıkılıp enerji veya vücut yağ depoları olarak kullanım için,
yıkılana kadar kanda ve vücut dokularında kalır. Alkolün vücutta enerjiye dönüşüm süreci ve bu sürecin tamamlanması saatler
landırmaya neden olacak boş mide ile alkol tüketilmemelidir.
İkinci önemli adım ise alkolün etkisi altındayken özellikle
kazalara neden olacağı olasılığı ile, otomobil veya kesici alet kul-
sürer ve bu da tüketilen alkol miktarıyla yakından ilgilidir. Bu nedenle alınan alkol vücutta tamamen kullanılana kadar, alkol alımı devam ediyormuş gibi kan düzeyi yüksek kalır.
lanımı gibi tehlike yaratacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Not: Alkollü içeceklerin etiketlerine göre enerji içeriği değerlendirilmelidir. Kaynaklar farklılık gösteriyor !!!
Dr. Dyt. Aydan Ercan’82
K O L E J L ‹ L E R
Alkol kullanımıyla beraber vücudun elektrolit dengesindeki bozulma sonucu potasyum ve magnezyumun azalmasının kalp ka-
moda
38
Vintage Ak›m›n›n Türkiye'deki En Önemli Temsilcilerinden
Ece Sükan'94
Siz mankenlik mesle¤inde genelin d›fl›nda tutarl›, profesyonel bir
çizgi ortaya koyuyorsunuz. Bu yaklafl›mla, mankenlik mesle¤inde
tutunmak zor mu? Çok fazla s›k›nt› yaflad›n›z m›?
Bu işin başka türlü de yapılabileceğini gösterebildiğim için mutluyum. Evet, birçok sıkıntı yaşadım, gerek kendi içimde gerekse
insanlarla…
Birçok zaman kendimi sorguladım; ortamı sorguladım. Sonra da
anladım ki önemli olan insanın elinden gelenin en iyisini yapıp
sabırla beklemesi. Altyapısız, kısa yollardan hızla gelen başarılar
ve şöhretler, yeterince hazmedilemiyor ve kalıcı olamıyor.
K O L E J L ‹ L E R
Ted Ankara Koleji'nden, ard›ndan da ODTÜ Psikoloji Bölümünden
baflar›yla mezun olan, durufluyla, tarz›yla dikkat çekerek kaliteli
ifllere imza atan mezunumuz Ece Sükan '94 ile Türkiye'ye tan›tt›¤›
vintage'›, moday› ve stilini konufltuk…
ODTÜ Psikoloji Bölümü mezunusunuz. Genelde mankenlik
mesle¤ini seçen insanlar›n ilk yapt›¤› fley okullar›n› yar›m b›rakmak
oluyor. Siz ise e¤itime büyük önem vererek, Türkiye'nin en iyi
e¤itim veren okullar›ndan mezun oldunuz. E¤itim size ne ifade
ediyor? Neden bu kadar önemli?
Bence kişi hangi mesleği seçerse seçsin, önemli olan ileride bir
üniversiteyi bitirmiş olmasıdır. Çünkü önemli olan, sadece
üniversitede öğretilen dersler değildir. O yıllar kişiliğin geliştiği,
bağımsız düşüncelerin oluştuğu, yaşam için birçok alanda öndeneyimler yaşandığı zamanlardır. Benim için de özellikle bir
'Ankaralı' olarak üniversite eğitimimi bitirmemem söz konusu
bile olamazdı diye düşünüyorum.
Ece Sükan'›n ad› Vintage ile an›lmakta. Bilmeyenler için Vintage
nedir? Vintage 1980’lerden sonra dünyada önemli bir trend haline
geldi. Vintage'nin ülkemizdeki geliflim çizgisini, durdu¤u noktay›
anlat›r m›s›n›z?
Vintage “en az 20 senelik ve belli bir döneme ait olan, önemli bir
tasarımcının veya akımın temsilcisi olan” kıyafetlere deniyor. Her
2. el kıyafet tabii ki vintage statüsüne giremiyor. Bu aslında bir
trend değil, hem bir yaşam tarzı, hem de oldukça kişisel bir duruş. Modanın dikte ediciliğine karşı oldukça yaratıcı ve cesur bir
tavır. Türkiye’de bu kavram yeni oturuyor ve zamanla daha da
değerini bulacak diye düşünüyorum.
Moda editörlü¤ü de yap›yorsunuz. Dünya modas›yla, ülkemiz
modas›n› karfl›laflt›rd›¤›n›zda ne tür farkl›l›klar var. Moda sektörü
aç›s›ndan dünyan›n neresindeyiz?
Henüz bir moda şehri olduk diyemeyiz. Ancak tabii ki sevindirici gelişmeler de var bu alanda… Henüz markaların egemenliğinden çıkamamış, onlara doyamamış bir moda anlayışına sahip bir
toplumuz genelde. Kişisel stil ve tarz sahibi olmak az rastlanır bir
durum. Bu şehrin sokaklarından doğan ve sanatı, müziği etkileyen bir moda akımı yok maalesef.
Toplum olarak hâlâ markalar›n egemenli¤inden
ç›kamad›k. Kiflisel stil ve tarz sahibi olamad›k. Kendi
kültürümüzden do¤an ve sanat›, müzi¤i etkileyen bir
moda ak›m› yaratamad›k.
moda
39
Mankenlik d›fl›nda dizi oyunculu¤u da yap›yorsunuz, oyunculuk hakk›ndaki
görüflleriniz nelerdir? Sinemay› düflünüyor musunuz?
Oyunculuk müthiş tutkuyla bağlanılmasını isteyen bir kulvar. Annemin tiyatro
sanatçısı olması sebebiyle küçüklüğümden beri bu dünyanın içinde oldum.
Kişinin kendini ifade edebildiği bir alan ve hoşuma gidiyor açıkçası. Uygun bir
proje olursa sinema da isterim tabii.
Son olarak Kolejli olman›z›n kariyerinizdeki olumlu etkileri nelerdir? Kolej'in
etkinliklerine kat›l›yor musunuz, Kolej’den arkadafllar›n›zla görüflüyor musunuz?
Kolejli olmak her zaman gurur duyduğum bir durum. O yıllarda ve o çatı altında
aldığım eğitim, terbiye ve Kolejli olma kültürü, hayatım boyunca kişiliğimin ve
mesleki anlamdaki prensiplerimin temelini oluşturmuştur. 10. yıl baloma maalesef katılamadım, 15’inci yılımı bekliyorum. İstanbul'da Kolej'den eski arkadaşlarım var ve hep beraberiz.
K O L E J L ‹ L E R
Vintage, modan›n dikte edici tavr›na
karfl› yarat›c› ve cesur bir durufltur. Bir
yaflam tarz›n› ve kiflisel tavr› yans›t›r.
keyif
40
Seda ve Güllaç
Seda Pasta & Bistro bir düşün büyüyüp gelişmesi ve gerçeğe dönüşmesidir. Seda Pasta & Bistro, Ankara'da kurumsal anlamda büyüyerek bu gelişimi geleneksel lezzetlerle, dünya mutfağından farklı tatları bir arada sunarak taçlandırdı. Kuşaktan kuşağa pastacı
bir ailenin hikâyesidir SEDA.
Güllaç Ankara'da 1980 yılında Recep Yumşakdemir'in hayallerinden ve geleneksel Ramazan lezzetlerinin Ankaralıya daha iyi ulaştırılması fikrinden doğmuştur. Ankara'da ilk defa Seda'da yapılmaya başlanmıştır. Ankara'daki güllaç geleneğinin yaratıcısı Seda'dır.
1995 yılında markalaşarak daha da büyüyen Seda Pasta, Murat Yumşakdemir'in kurucusu olduğu Seda Pasta & Bistro ile Ankara'nın vazgeçilmez bir mekânıdır. Bugün, Ankara'da şubeleşme yolunda çalışmalarını sürdüren Seda Pasta & Bistro yakında Çayyolu şubesi, gelecekte de birçok alışveriş merkezinde 34 yıllık birikimini yansıtan tatlarıyla daha da büyümeyi hedefliyor.
K O L E J L ‹ L E R
• Pazar günleri brunch;
hafta içi 20.00- 23.00 saatleri arası canlı müzik.
• Çocuklar için oyun odası
ve palyaço.
• Sanat günleri, özel organizasyonlar ve catering
hizmeti sunan SEDA Ankara'nın her yerine istediğiniz lezzeti getiriyor.
Malzemeler:
4 kg süt
1 kg şeker
1 tatlı kaşığı gül suyu
Yarım çay kaşığı vanilya
400 gr ceviz
Yarım kilogram muz
Süsleme İçin:
Kivi
Nar
Muz
Hindistan cevizi
Yapılışı: Süt ocakta kaynatılır. Şeker, gül suyu, vanilya sütün içerisine
eklenir. Güllaç yaprakları büyük bir tepsi içerisine tek tek yerleştirilir.
Her kata hazırlanan süt dökülür. 4 katın üzerine dilim muz ve ceviz
serpilir. Tekrar 4 kat güllaç yaprağı konulur. Bu işlem bittikten sonra
güllaç soğumaya bırakılır (Buzdolabına konulabilir). Servis yapılacağı
zaman üzeri Hindistan cevizi ve meyvelerle süslenir.
Afiyet Olsun...
• Seda Pasta & Bistro 4600
m2 lik alanıyla Türkiye'nin
en büyük pasta & bistrosudur.
• Türkiye Pastacılar Yarışmasında birincilik ödülü.
• Dünya mutfağından çok
ayrıcalıklı, özel menüler ve
spesiyaller.
Seda & Bistro
444 0 217
www.sedapastabistro.com
kültür - sanat
42
Beren Saat '02:
“Hep Sezgilerimi Dinleyerek Yaflad›m. Beni Hiç Yan›ltmad›lar”
K O L E J L ‹ L E R
Güzelli¤i, masumiyeti ve yetene¤i ile son dönemin en
gözde isimlerinden biri Beren Saat. Kolej y›llar›nda müzikallerde
baflrol oynayarak yetene¤ini keflfeden; seçici davrand›¤›
televizyon projeleri ile kaliteli ifllere imza atan; son dönemin
en çok ses getiren dönem dizilerinden 'Hat›rla Sevgili'deki
Yasemin karakteri ile herkesin gönlünü bir kez daha
kazanan Beren'le Kolej'den, Türkiye'nin en sevilen
sanatç›lar›ndan biri olmas›na uzanan sürecini konufltuk.
Önce Ankara'n›n en köklü okullar›ndan TED Ankara Koleji'ni
bitirdiniz, ard›ndan da Baflkent Üniversitesi ‹flletme Bölümü'ne
girdiniz. Bize Türkiye'nin Y›ld›zlar› Yar›flmas›na uzanan bu
süreçten söz eder misiniz?
"Hayatımın yanlış yöne gittiğini fark ettim" diye özetliyorum ben
bu durumu. İşletme okuyordum ama aslında oynamak istiyordum. Hep sezgilerimi dinleyerek yaşadım ve beni hiç yanıltmadılar. Bu yönde yeteneğim olduğuna inanıyordum ve üzerine gittim. Biraz da şans yardım etti ve süreç hızlandı. Herkes kendi kaderini şekillendirebiliyor bana kalırsa; bu sebepten insanın mutsuz olacağı hayata razı olmaması gerekli.
“Türkiye'nin Y›ld›zlar›” yar›flmas›yla sanat hayat›na kat›ld›n›z.
Sanat kariyeriniz aç›s›ndan bu yar›flma nerede duruyor? Bu
yar›flmalar›n sanata ve kültür hayat›m›za katk›lar› nelerdir?
Ben bir televizyon yıldızı yarışmasına katıldım ve bu yönde ilerliyorum şimdilik. O yüzden kendimi “sanat kariyeri yapıyorum”
cümlesiyle hiç kandırmadım. Ama hedeflediğim bir sanatsal kariyer planı var tabii ki. Sinemada kariyer yapmayı hedefliyorum.
Üç senedir, gelen pek çok teklife rağmen, sinemaya adım atmayışım doğru zamanı, doğru rolü ve doğru yönetmeni bekleyişimdendir. Bu süreçte televizyonda da mümkün olduğunca en doğru projelerde yer almaya çalışarak pratik yapıyor ve kendimi hazırlıyorum. “Türkiye'nin Yıldızları” yeni yaşamımın başlangıcı
olduğundan önemli bir kırılma noktasıdır ve değeri yadsınamaz
şüphesiz.
Bundan sonraki planlar›n›z neler? Oyunculu¤u bir ömür boyu
devam ettirmeyi düflünüyor musunuz?
Bir ömür bu mesleği yapabilmeyi tüm kalbimle diliyorum her
gün ve bu yüzden acele etmiyorum artık. Daha gencim, çok başındayım ve umarım kendimi hayal kırıklığına uğratmam.
Dizilerde ve sinemada örnek ald›¤›n›z oyuncular var m›? Dizi ve
televizyon sektörü hakk›nda düflünceleriniz neler? Dizileri takip
ediyor musunuz?
Ben daha ziyade erkek oyuncuları izleyerek besliyorum kendimi
ve en hayran olarak izlediğim isim Sean Penn diyebilirim. Dizilere gelince; binlerce insanın madalya takılmayı hak edecek kadar
yüksek, yer yer insanüstü bir gayretle çalıştığı sektör demeliyim
kültür - sanat
43
“Hat›rla Sevgili” dizisindeki “Yasemin” karakteriyle Beren aras›nda benzer yanlar var m›? “Yasemin” olarak an›lmaktan memnun
musunuz?
“Hayır yok” diyemem çünkü Yasemin, Beren'in bir parçası; ufak
bir parçası. Yasemin'i o kadar çok seviyorum ki hiç olamadığım
kadar şımarık, bencil ve pervasız olabiliyor bazen en çok o sahnelerde tadını çıkarıyorum.
Dizi 1960'lar› anlatan bir süreçle bafllad› ve devam ediyor. Yafl›n›z
sebebiyle yetiflemedi¤iniz bu dönemde yaflayan bir karakteri
canland›r›yorsunuz. Bu süreç ve yaflananlar üzerine ne
düflünüyorsunuz?
Darbeler, idamlar... İyi ki yaşamadım bunları. “Hatırla Sevgili”
kendi içimde demokrasi kelimesini anlamlandırmamı ve defalarca yeniden tartmamı sağladı. Özal'ın çocukları ve apolitik nesil
olarak suçlanan bizlerin vurdumduymaz değil aslında yakın tarihinden haberdar olma hakkı elinden alınmış mağdurlar olduğumuzu anlamamı sağladı. Keşke müfredat bize üç yüz yıl önceki
savaşların sebep ve sonuçlarını ezberletmek yerine, son elli yılda
idam ettiğimiz başbakanımızı, maşa olarak kullanılıp ipe gitmiş
toy üniversiteli gençleri, 12 Eylül'deki kıyımı anlatsaymış. Demokrasiyi anlatsaymış en başta! Belki de bugün demokrasi, elastikiyeti çıkarlara göre ayarlanan, emelleri antidemokratik olduğuna adımız gibi emin olduğumuz bir grubun sırtını dayadığı olgu haline gelmezdi.
Oynad›¤›n›z TV dizileri sayesinde milyonlarca insan›n gözü önünde
yafl›yorsunuz, tan›n›yorsunuz. Çok fazla göz önünde olmak
rahats›zl›k veriyor mu? Medyan›n özel hayata çok fazla müdahale
etti¤ini düflünüyor musunuz?
Bazen bunalıyorum ve yalan haberlerde ne durumlara düştüğümü görünce kalbim kırılıyor ama oynamaktan sağladığım manevi tatminin yanında küçük bir pürüz yalnızca.
Kolej'in dünyaya olan bak›fl aç›n›za, sanat kariyerinize olumlu
katk›lar› oldu mu?
Okulum hayatta durduğum yeri belirlemiş, tüm fikirlerimi
şekillendirmiş. Yıllar geçtikçe görüyorum bunu. Kıymetini daha
çok anlıyorum Kolejli olmanın. Aslında hayatımın yönünü değiştirmeme en büyük neden de okulumun bana sunduğu fırsatlarla
yeteneklerimi keşfetmemdi. Ben o kadar verimli zamanlarında
okudum ki TED'in. On dört yaşımda, Büyük Tiyatro Sahnesinde
bir müzikalde başrol oynamamın; dansa yetenekli olduğumu
keşfetmemin; koroda aldığım ilk şan eğitimimin; 75. yıl kutlamalarında Samsun Gemisini dolduran Devlet Sanatçılarıyla turneye
çıkabilmemin yegâne nedenidir Kolejli olmak. Yıllar geçtikçe ne
kadar steril ve güven dolu bir ortamda büyüdüğümüzü ve ne kadar sağlam dostluklar kurduğumuzu görüyorum bir de gurur
duyuyorum. DAN DAN DANANAN DANANANAN KOLEJ!!!
Geçmifle dönük diziler, izleyici taraf›ndan çok seviliyor. Siz bunu
neye ba¤l›yorsunuz?
Dönem dizileri bir tür rüya aslında izleyici için. Zaman makinesine binmek gibi bir rüya. Herkes bir neden buluyor diziye tutunmak için; bazen tarih, bazen kostümler, bazen saçlar, çok zaman
müzik, zamanında (bir başka) yaşanan aşk; hatta bazen çocukluk
anılarından kaçıveren bir buz kabı.
Y›llar geçtikçe Kolej'li olman›n k›ymetini daha fazla anl›yorum. Okulum,
hayatta durdu¤um yeri belirlemifl, tüm fikirlerimi flekillendirmifl,
hayat›m›n yönünü de¤ifltirmeme neden olmufl, yeteneklerimi
keflfetmemi sa¤lam›flt›r.
K O L E J L ‹ L E R
önce. Diziler hiç de öyle tüketildiği gibi rahatlıkta üretilmiyor. Bir
haftada bir sinema filmi uzunluğunda bölümler yetiştirmeye çalışmak, günlük uyku saatinin üçün üzerine çıkamadığı aylar ya
da bazen uykusuz yetmiş iki saat anlamına geliyor. Tüm bu fiziksel caydırıcılığına karşı, hâlâ tüm kalbimle bir ömür çalışmak istiyorsam, yalnız değilsem, hatta çok kalabalıksak ve hızlı dönen bu
dişliler eş zamanlı gelişimi de sağlıyorsa bu ülkede dizi sektöründe umut vaat eden bir takım durumlar var demektir. Eleştiren
herkese karşı bunu gururla söyleyebilirim. Biz çalışma ritmimiz
gereği kendi dizilerimizi bile her hafta takip edemiyoruz ama
sektörel bilgi sahibi olmak açısından hepsini bir bölüm izlemeye
gayret ediyorum.
kültür - sanat
44
Operan›n S›n›rlar›n› Zorlayan Sanatç›:
Leyla Topalo¤lu Çolako¤lu’73
Cumhuriyetimizin önemli sanat kurumlar›ndan Devlet Opera ve Balesinin
de¤erli sanatç›s› Leyla Topalo¤lu Çolako¤lu ile opera sanat›n›n genifl ufku
ve sanat›n evrenselli¤i üzerine güzel bir söylefli gerçeklefltirdik.
Bize kendinizden söz eder misiniz?
Müzikle, 7 yaşında iken ünlü piyanist Mithat Fenmen'den piyano
dersleri almaya başladığımda tanıştım. Fakat piyano o yıllarda beni
hiç cezbetmedi. Gönlüm hep şarkı söylemekteydi. İlkokul yıllarında
gösterilerin ve 23 Nisan balolarının vazgeçilmez solistiydim.
Orta öğrenimimi TED Ankara Koleji'nde yaptım. Bu süreçte hobim
olan şarkı söylemeyi, şan dersleri almaya başlayarak, daha bilinçli bir
konuma getirmeye çalıştım. Dünyaca ünlü bariton Afro Poli'yle lise
1'de okurken tanıştım. Onun destek ve önerisiyle şan eğitimi dersleri
almaya başladım. Lise yıllarında da artık sevgili müzik hocam Nevzat
Özgül'ün desteğiyle müzik gecelerinde konserler vermeye başlamıştım.
Ankara Koleji'nden 1973 yılında mezun olduktan sonra konservatuvar sınavlarını birincilikle kazandım. Ailem iyi bir opera seyircisi ve
klasik müzik dinleyicisi olmasına karşın benim profesyonel sanatçı
olmama karşı çıktı. Fakat lise 2. ve 3. sınıf yıllarında çok sevdiğim ve saydığım edebiyat hocam Rükzan Günaysu'nun çağdaş, aydın ve
pedagojik yaklaşımlarının, ailemin ikna olmasına çok yardımları olmuştur. Bu sayede opera şarkıcılığı mesleğini seçmem kolaylaştı.
Be¤endi¤iniz sanatç›lar ya da eserlerini seslendirmekten keyif duydu¤unuz besteciler kimler?
Her türlü kaliteli müziği dinliyor ve seviyorum, yalnız operayla kısıtlı kalmıyorum. Jazz, folklorik müzikler de dinliyorum. Doğal
olarak divamız Leyla Gencer en beğendiğim sopranolardan biridir. Fransız bestecilerinin eserlerini seslendirmekten büyük keyif
alıyorum. Eric Satie, Francis Poulenc bunlardan bazıları. Ayrıca konserlerimde tür-
K O L E J L ‹ L E R
külerimize özellikle yer veriyorum.
Sanat, toplumlar› birbirine
Opera oldukça derin, bilgi birikimi ve kültür gerektiren bir sanat dal›. Ülkemizde
yak›nlaflt›ran, din, dil, ›rk ayr›m›
yeterince bilinmiyor. Siz operan›n genifl kitlelere ulaflmamas› konusunda ne düflünüyorsu-
olmaks›z›n insanlarla iletiflim
nuz? Sizce bugüne kadar yeterince tan›nmamas›n›n suçlusu kim?
Operanın sınırlarını zorlamak gerektiğine inanıyorum. Daha popüler müzik türleri-
kuran, ruh birli¤i sa¤layan bir dal.
ni eğitimli ve donanımlı sanatçıların seslendirmesi dinleyiciyi etkileyecektir. Konser-
Sanats›z bir yaflam, kurumufl bir
lerde klasik repertuvarın yanında halkın bildiği ve sevdiği ezgilere de yer vermek se-
a¤aç gibidir.
yircinin daha çok ilgisini çekecektir.
Opera seyircisinde büyük bir artış var. Gençler çok ilgili, ancak yeterli değil tabii.
Opera popüler bir kültür olmadığı için dünyada da popüler müzik kadar yaygın değil. Bu müziği anlamak ve sevmek için belli bir birikim gerekiyor. Büyük Ata'mıza sanatçılar olarak çok şey borçluyuz. Onun döneminde başlatılan kültür ve sanat reformu ne yazık ki
daha sonraki dönemlerde aynı hızla devam ettirilemedi. Opera seyircisi olabilmek için belli bir kültür ve birikime gereksinim var. Bu-
kültür - sanat
45
nun da ilkokul çağlarında eğitimle başlaması gerektiğine inanıyorum. Okullarda
müzik öğretmenlerine büyük görev düşüyor. Biz Devlet Operası olarak, valilikler, il kültür müdürlükleri ile ortaklaşa etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca Devlet Operası, çocuklara yönelik opera ve baleleri repertuvarına alarak bestecilerine
de bu yönde destek vererek, her yıl birçok çocuk oyununu sahneliyor. Yalnız medyamıza da büyük görevler düşüyor. Kaliteli sanata daha çok destek verilmesi, özel
tv'lerde bu gibi programlara yer verilmesi gerekiyor...
Siz bir opera sanatç›s› olarak oynad›¤›n›z eserlere haz›rlan›rken, bir eseri proje
aflamas›ndan prati¤e dökerken neler hissediyorsunuz, nas›l bir haz›rl›k aflamas›
geçiriyorsunuz?
Bir opera sanatçısı için yeni bir projeye veya esere hazırlanmak en heyecanlı ve en
Opera flark›c›l›¤›, kiflinin tüm
yaflam›n› kapsayan bir meslek.
Sürekli yenilikleri izlemek, repertuvar
yapmak ve araflt›rmak gerektir.
Benim mesle¤im ayn› zamanda da
hobimdir. Her alanda oldu¤u gibi
operada da de¤iflik müzik türlerini
denemek, s›n›rlar› zorlamak ve
operaya ça¤dafl bir bak›fl aç›s›
getirmek taraftar›y›m.
güzel evredir. Tüm duygu yoğunlukları bu dönemde yaşanır. Gerilim artar, sanatçı gösteriye kadar başka bir boyutta yaşar. En sonunda da başarıya ulaşılırsa, dünyada en mutlu insan odur.
Son dönemde gerçeklefltirdi¤iniz dinletiler ve konserler hakk›nda bilgi verir misiniz?
2006-2007 sezonu çok yoğun geçti. T.C. Dışişleri Bakanlığının görevlendirmesiyle
tenor Hakan Aysev'le birlikte 2006 Eylül'de Chicago'da konserler verdik. Daha
sonra ODTÜ ve Türk Japon Vakfında yine Hakan Aysev'le birlikte jazz konserleri
gerçekleştirdik. Operada ise F. Lehar'ın “Şen Dul” operetinde Ankara ve Eskişehir'de oynadım. 2007'nin Haziran ayında gitarist ve yorumcu Attila Demircioğlu
ile birlikte yine T.C. Dışişleri Bakanlığının görevlendirmesi sonucu, Strasbourg'da
iki konser gerçekleştirdik. Birinci konser Belfort'da (Strasbourg yakınlarında), ikinci konser ise Avrupa Konseyi Parlamenter Sarayı Genel Kurul Salonunda oldu. 46
ülkeden Parlamenter ve Bakanların katılımıyla 300 kişilik bir seyirci kitlesine ulaşmak bizi çok mutlu etti.
Bu etkinliklerin yanı sıra gençlerle çalışmak beni çok mutlu ediyor. Sevgili okulumun bana sağladığı olanaklar sonucu 2006 Mayıs (Hayal Gecesi), 2007 Mayıs
(Mevlana'dan Verdi'ye) Ankara Koleji Lise Kısmı Çok Sesli Korosu ve Dansçıları
ve değerli müzik hocası Serdar Dilekcan ile birlikte iki sahne gösterisi gerçekleştirdik. Operalar, müzikaller, türkülerden ilahilere kadar geniş bir yelpaze içeren bu kolajların, sahne düzeni ve rejisini ben; koreografisini
Nilgün Bilsel; müzikal çalışmalarını ise Serdar Dilekcan hazırladı. Bu sanatsal faaliyetlerin, gençlerin vizyonlarını genişleteceğine, çok
kara Koleji yöneticilerini, Kolej farkını ve ayrıcalığını yaşattıkları, Türkiye'ye çağdaş ve aydın gençler yetiştirilmesindeki büyük katkıları nedeniyle tebrik ediyor ve saygılar sunuyorum.
Siyaset- sanat iliflkisi ba¤lam›nda devlet sanatç›s› olman›n zorluklar› var m›? ‹çinde bulundu¤unuz sanat kurumunu sanat politikalar›
ba¤lam›nda gelecekte nas›l bir noktada görmek istiyorsunuz?
Sanata politika karıştırılmamasından ve kültür politikalarında süreklilik olmasından yanayım. Sanatçı özgürce sanatını sergileyebilmeli, kısıtlamayla karşılaşmamalıdır.
Kolejli dostlar›n›zla görüflebiliyor musunuz? Kolej'in aktivitelerine kat›l›yor musunuz?
Kolejli dostlarımı, özellikle '73 grubumu yıllar sonra buldum. Birlikte çok hoş organizasyonlar yapıyor, belli zamanlarda buluşuyoruz.
Seneler sonra okul yıllarına dönmek, anıları paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Bana verdikleri desteklerden ötürü buradan kendilerine
sonsuz teşekkürler.
K O L E J L ‹ L E R
sesli müzik seven ve dinleyen bireyler olarak topluma katkı sağlayacaklarına inanıyorum. Bu tür etkinliklere destek veren TED An-
kültür - sanat
46
Ölümünün 30. Y›l›nda Türk Edebiyat›n›n De¤erli ‹smi
K O L E J L ‹ L E R
O¤uz Atay’› Sayg›yla An›yoruz...
Oğuz Atay (1934-1977), Kastamonu ilinin
İnebolu ilçesinde dünyaya gelir. Cumhuriyetin önemli eğitim kurumlarından olan Ankara
Maarif Kolejini başarı ile bitirerek İstanbul
Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesine girer.
Oğuz Atay, Maarif Kolejinden ve İTÜ'deki başarılı öğrencilik hayatından sonra öğretim
üyesi olmaya karar verir. Bu dönemde Maarif
Kolejinde ve İTÜ'de, aralarında Prof. Mustafa
İnan'ın da olduğu çok değerli hocalardan ve
bilim insanlarından dersler alır. Oğuz Atay'ın
akademisyenlik ve yazarlık kariyerini belirleyen temel altyapıda Maarif Kolejindeki nitelikli eğitimin de büyük katkısı olduğunu söylememiz hiç de yanlış olmaz. Oğuz Atay 1960
yılında İDMMA İnşaat Bölümünde öğretim
üyesi olarak çalışmaya başlar. Akademik kariyerinin başlamasıyla beraber yazı hayatına,
edebiyata yönelimleri de artar Oğuz Atay'ın.
Bu dönemde “Tutunamayanlar” romanını
yazmaya başlar. 1970 yılına doğru tamamlanan roman TRT'nin açtığı roman yarışmasını
kazanır. Oğuz Atay 1970'li yıllarda edebi anlamda ciddi tartışmaların odağında yer alır.
Edebiyat anlayışıyla, Türk edebiyatının süre
gelen edebi geleneğini sarsmış ya da toptan
değiştirmiştir. Atay, “Tutunamayanlar” romanıyla edebi anlamda bir devrime imza atmıştır. Oğuz Atay, 1973 yılında “Tehlikeli Oyunlar” adlı ikinci romanını yayımlamıştır. Daha
sonra hikâyelerini “Korkuyu Beklerken” adı
altında kitaplaştırmıştır. Cumhuriyetin önemli bilim adamlarından Oğuz Atay'ın hocası
Prof Mustafa İnan'ın hayatını romanlaştırdığı
kitabı, “Bir Bilim Adamının Romanı” adı altında yayımlanır. Yazarın, “Oyunlarla Yaşayanlar” adını taşıyan tiyatro oyunu, yazılmasından günümüze kadar geçen süreçte özel ve ödenekli tiyatrolarda binlerce kez oynamıştır. “Oyunlarla Yaşayanlar” adlı tiyatro oyunu,
Türk oyun yazarlığının temel taşlarından olup, tiyatro edebiyatının gelişmesinde önemli katkıları olmuştur. Oğuz Atay çok önemsediği, büyük kitap projesi “Türkiye'nin Ruhu”nu yazamadan çok genç yaşta hayata gözlerini yummuştur. 43 yıllık kısacık yaşamına
dünyaca ünlü, çok önemli edebi eserleri sığdırabilmeyi başarmıştır Atay. Türk romancılığını çağdaş dünya edebiyatı seviyesine çıkarmıştır.
kitap
47
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar romanı, yapı itibariyle baktığımızda Türk
aydın tipine, düşünce yapısına derin eleştiriler getiren bir
romandır. Roman tutunamayan insanların küçük dünyaları üzerine kurgulanmıştır. Hayatın dallarına bir türlü tutunamayan ama bu duruma çare de bulamayan küçük burjuva insanlarının bilinç yapısına yönelik derinlemesine bir çözümleme, irdeleme anlayışı Oğuz Atay'ın genel üslup yapısını oluşturmaktadır. Kitabın başkarakterlerini oluşturan Selim ve Turgut, hayata tutunamayan, aynı zamanda ülkenin
içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizlerden en fazla etkilenen, ezilen karakter tipolojisi ortaya koyarlar. Okur, romanın içinde üslup girdabına sokulmaktadır. Yazar, roman
dilini kurgularken, roman kahramanlarının zihinsel süreçlerini farklı üsluplarla ifade etmekte, daldan dala atlayarak
okura kaygan bir zemin sunmaktadır. Romanın anlatıcısı
dilden dile, zihinden zihne dolaşarak okuru sarsar. Roman
okuru Turgut ve Selim karakteri gibi roman ilerledikçe tutunamayan küçük burjuva bireyi durumuna düşmektedir. Bu kurgu yapısıyla klasik anlamda muhafazakar Türk roman anlayışını sarsmıştır Atay. Oğuz Atay tutunamayan insan tipiyle ortaya koyduğu hayata dair değerleri derinden sorgulamaktadır. Ülkede yaşanan
hızlı değişimi farklı bir kurgu anlayışı ile ortaya koymaktadır. Turgut ve Selim karakterlerinin kayıp metinler üzerine girdikleri derinlikli arkeolojik çalışma belki de hala sürmektedir. Tutunamayanlar romanı yapı itibariyle hayatın içinde devam etmektedir. Romanı
Türk roman geleneği içinde bu yapısı tam bir klasik haline getirmiştir.
Roman daha başlangıçta farklı anlatılarla okuru şaşırtmıştır. Bu şaşırtmaca romanın sonuna kadar devam etmiştir. Okura öznel bir
bakış açısı kazandıran özgürleştirici bir roman özelliği taşımaktadır. Tutunamayanlar romanı editör ve gazetecinin ön sözüyle başlar.
Olay yirminci yüzyılın ortalarında Turgut'un evinde devam eder. Anlatı gece ile ifade edilmektedir. Çünkü gündelik olan klişelerden
gece ile kopmaktadır roman. O gece Selim'in ölüm haberi gelir ama Selim karakteri romanın içinden hiç çıkmaz. Daha sonra da
romana yabancı bir karakter yani Olriç eklenecektir. Türk edebiyatında pek rastlanmayan bir durum olarak yabancı isimli bir karakter romana dahil olacaktır. Oğuz Atay Türk edebiyatında hep hatırlanacak farklı bir eser ortaya koymuştur. Tutunamayanlar romanı
hiçbir zaman bitmeyen bir romandır. Turgut ve Selim karakterleri bu ülkede bir yerlerde tutunamayarak küçük hayatlarını devam ettirmektedirler.
K O L E J L ‹ L E R
Oğuz Atay'ın “Tutunamayanlar” romanı Türk edebiyatının
en önemli ve en farklı romanlarından bir tanesidir. Atay daha yazdığı ilk romanla birlikte Türk edebiyatında devrim niteliğinde değişimlere neden olmuştur. Tutunamayanlar romanı hem romanın anlattıklarıyla hem de biçemi, yani üslubuyla Türk edebiyat geleneğine farklı bir boyut katmıştır.
Atay'ın romanı basıldıktan ve TRT tarafından düzenlenen
roman yarışmasında birincilik ödülünü kazandıktan sonra,
romanın üslubu ve anlatım tarzı üzerinde edebiyat mecralarında ciddi tartışmalara neden olmuştur. Oğuz Atay küçük
burjuva değerlerini alaya alarak toplumsal yapıya yönelik
hem çok zekice göndermelerde bulunmakta hem de Türk
romanını batılı tarzda yazılan roman anlayışına yaklaştırmaktadır. Bu bağlamda yazarın edebiyata katkılarının altını
önemle çizmek yanlış olmaz.
hobi
48
Do¤a ve hayvan sevgisinin, paylafl›m›n ve güvenin temel oldu¤u,
her yaflta yap›labilecek, fazla kondisyon gerektirmeyen asil bir spor:
Binicilik
İki canlının birlikte yaptığı nadide sporlardan binicilik. İyi
iletişim kurmayı, birbirini tanımayı, etkili bir diyaloğu,
karşılıklı olarak iki canlının da birbirini anlamasını ve
sonuna kadar güvenmesini gerektiriyor. Atın, binicisine
güvenmesi, ona zarar vermeyeceğine, doğru yöne yönlendireceğine inanması gerekiyor. Binici gerçekten çok iyi bir binici olabilir. At da aynı şekilde çok iyi bir at olabilir. Ancak eğer
uyum sağlanamaz ve ortak nokta bulunamazsa başarı şansı
çok azalıyor.
Binicilik herkesin her yaşta yapabileceği bir spor. Ankara
Atlı Spor Kulübü herkese açık. Yaş sınırı olmadığı gibi, üyelik de aranmıyor. Önce bir kot pantolon ve spor ayakkabı ile
başlayan bu süreç, zamanla binicilik pantolonu ve
ayakkabısı edinilerek devam ediyor. Cüzi bir ücret
karşılığında, hoca eşliğinde ata binmek mümkün. Hatta bazen öyle çok binen oluyor ki profesyonel binicilere çalışma sahası
kalmıyor. Binicilikte belirli bir seviyeye gelmek oldukça kolay. Örneğin, ilk birkaç ders sonunda atın üzerinde dengede kalmayı
öğrenebiliyorsunuz. Hobi olarak yapılabilecek çok asil bir spor.
Ankara'da biniciliği hobi olarak yapmak ya da çocuklarını bu güzel spora yönlendirmek isteyenler için başvurulabilecek yerler var.
Bunlar: Ankara Atlı Spor Kulübü, Binicilik İhtisas Kulübü, Başkent Binicilik Tesisleri.
K O L E J L ‹ L E R
Hulki Karagülle'83
Milli binici Hulki Karagülle, 1963 y›l›nda
Ankara'da do¤du. Orta ve lise e¤itimini Ankara
Koleji’nde tamamlad›. Gazi Üniversitesi Çal›flma Ekonomisi ve Endüstri ‹liflkileri Bölümünden mezun oldu. Yedi yafl›ndan beri ata binen
Karagülle, henüz on alt› yafl›nda, lise birinci s›n›fta
iken Balkan fiampiyonu oldu. Uluslararas›
dereceleri olan Hulki Karagülle, Ankara Atl›
Spor Kulübü ve Binicilik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesidir.
hobi
49
İlk başlayanlar için önemli olan denge. Bunu sağlamak için ilk birkaç
derste hocalar yardımcı oluyor. Sonra sürat ve dörtnala geçiliyor. Bu
hareketler on beş - yirmi günü alıyor. İki ay içinde de rahatlıkla kendi
başınıza durmak mümkün oluyor. Ancak amaç çocukları profesyonel
biniciliğe yöneltmek ise, önemli olan pony çağında başlatmak. Bu 7 - 8 - 9
yaşlarına denk gelen dönem. Bu sporda kabiliyetten daha önemli olan
heves. Çünkü çocuk bunu istemiyorsa, yeteneğin bir önemi kalmıyor.
Çocuğun atı sevmesi ve at binmeyi istemesinin ardından, daha ileri
aşamalarda yetenek gerekli oluyor. Çocuk hayvanları, onlarla iletişim kurmayı seviyorsa biniciliğe devam edebiliyor. 14 yaşından sonra da büyük
atlara geçiyor.
Binicilik, Türkiye'de yeterince tanınan ve uygulanan bir spor değil ne
yazık ki. Çünkü ülkemizde spor denildiğinde akla futbol geliyor. Bu
nedenle binicilik de diğer sporların makus talihi gibi kitlelere ulaşamıyor.
İnsanlar da bilmedikleri şeye heves duyamayacaklarından binicilik
yeterince yaygınlaşamıyor. Aslında bu işin merkezi İstanbul. Ancak orada
da kapalı kulüpler içinde yapılan binicilik nedeniyle, bu sporun tabana
yayılması mümkün olmuyor.
Bugün arazi olarak oldukça müsait olmasına karşın, Kolej'de binicilik
eğitimi verilmiyor. Böyle bir tesis kurulması ve öncülük edecek kişilerin
olmasıyla bu spor Kolej'de öğretilebilir.
Biniciliğin en büyük avantajı uzun bir spor yaşantısı olanağı vermesi. Bitirmek için belirli bir yaş yok. Aynı zamanda basketbol ya
da voleybol gibi çok ağır bir kondisyon da gerektirmiyor. Çağımızda, yormadan yapılan sporların çok daha sağlıklı olduğunu
hepimiz biliyoruz. Artık doktorlar fazla efor sarf etmeden spor yapmayı öneriyorlar. İşte bu nedenlerle binicilik gerçekten çok
sağlıklı bir spor. Tabii bir de duygusal yönü var. Gerek atla gerekse doğa ile baş başa yapılan, paylaşım gerektiren bir spor olması
nedeniyle herkese tavsiye edebiliriz. Ayrıca biniciliğin yaşı yok. Altmış yaşında da olsa, binicilik hobi olarak benimsenip büyük bir
Türkiye'de genel olacak binicilik sporuna bakt›¤›m›zda, “Do¤u Ligi”nde (Romanya, Bulgaristan, Yunanistan) iyi oldu¤umuzu söyleyebiliyoruz. Ancak Avrupa'da (Belçika, Hollanda, ‹ngiltere, Almanya) ayn› fleyi söylememiz mümkün
olmuyor. Çünkü Avrupa'da bu ifl bir sanayi haline gelmifl. Asl›nda at kültürü bize ait. Ancak
flimdi köylerimizde attan faydalanmak yerine
traktörlerle ifl görülüyor. Oysa Avrupa'da atlar›n
yetifltirilip sat›ld›¤› bacas›z bir fabrika var.
K O L E J L ‹ L E R
keyifle yapılabilir.
hobi
50
briçk a r n a v a l ›
Sülo'nun keyfi hepten kaçmıştı; “Amma da şanslı bugün Kamil,
a- Abartmanın alemi yok, dönüşe de körleri gösteririm.
ne yapsa kazanıyor” diye düşünürken o tüyler ürpertici el,
b-Piki keser, minörlerden yaparım bu 3 sanzatuyu.
herkes zondayken geldi.
c-Tüh gösteremeyiz artık körleri bu seviyede.
“Pik ruası belli ki Olcay'da, nerden el tutar ki bizim ortak? Trefl
65
ruasını mı yoksa kör valesini mi arasam?” Kamil epey terleyip,
A87632
sıkıntılı bir şekilde düşündükten sonra küçük bir kör atak etti. Yer
açılıp da kör valeyi görünce de epey canı sıkıldı. Olcay hiç renk
432
vermeden yerden valeyi koydu. Cengo'nun koyduğu kör asına
75
inanamayarak baktı Kamil. Ortak da bir kör valeye razıyken as
V4
K
VT
V765
B
D
G
ARVT9
R2
bulmuştu! Şimdi dönecek pikini ortak ve 1 batıracağız “Sıfır
9
Hata” yı diye keyifle arkasına yaslanan Kamil'i bir sürpriz daha
ARD98
D8432
ADT9873
bekliyordu; ortak pik değil kör dönmüştü. Rua, dam körü alıp,
dördüncü körünü oynadı Kamil. Cengo iki kör daha çekip, şimdi
pikini döndü ve Kamil kalan tüm löveleri aldı. Üç sanzatu - 9: 900
sayı Kuzey Güneye!
RD54
K O L E J L ‹ L E R
T
6
“İnanamıyorum, kör dışındaki tüm ataklara fazla yapıyormuş
Olcay” diye ürpererek düşündü Kamil. Sülo: “Teşekkürler arkadaşlar bugün sizle başa çıkmak mümkün değil, anlaşıldı. Yarın
erken gelin.” diyerek hesabı ödüyordu.
Güney
Batı
Kuzey
Doğu
(Acaba Kamil) (Berbat Sülo) (Sağlamcı Cengo) (Sıfır Hata Olcay)
1 karo
a- 1 pik
2 trefl
pas
b- 3 NT
c- pas
pas
pas
Dr. Vedat Yetener’75
bizim dünyam›z
52
TED Ankara Koleji Birincisi; 2007 ÖSS Eflit A¤›rl›k II Türkiye 27. si
Yi¤it Onay’07
zırlandım. Bu program çerçevesinde dershaneye gitme gereği
duymadım.
Kendi okulumuzun bünyesinde, kendi hocalar›m›zla, bir program
do¤rultusunda çal›flarak üniversiteye en iyi flekilde haz›rland›¤›m›z› düflünüyorum. ÇAGEP program›n›n d›fl›nda bana kendi ö¤retmenlerim bofl zamanlar›mda hiçbir zorunluluk alt›nda olmadan
ders verdiler. Yard›m ettiler. Onlara da ayr›ca teflekkür ediyorum.
Aileniz ve çevreniz s›nava haz›rland›¤›n›z süreçte sizi nas›l destekledi?
Ailemle kolektif bir çalışma yaptık diyebilirim. Uyum içinde geçen bu süreci başarı ile atlattık. Bu başarılarım beni mutlu ettiği
kadar çevremdeki insanları da mutlu etti. Bu süreçte çevremden
çok güzel tepkiler aldım. Bu çabalarımın boşa gitmediğini insanların değerlendirmelerinden gördüm.
Üniversite seçiminizi hangi kriterlere göre belirlediniz? Bo¤aziçi
Üniversitesini isteyerek mi tercih ettiniz?
Türkiye'de 5 - 6 üniversitenin iyi eğitim verdiğini düşünüyorum.
K O L E J L ‹ L E R
Geçti¤imiz e¤itim y›l›n›n TED Koleji'ndeki en baflar›l› ö¤rencisi,
TED Ankara Koleji'nin en büyük gurur kaynaklar›ndan biri Yi¤it
Onay'd›. Ona kariyer planlar›n›, gelecek ile ilgili düflüncelerini
sorduk.
Yi¤it Onay bize kendinizden bahseder misiniz?
26 Mart 1990 Ankara doğumluyum. Ankara'da Pakistan
Büyükelçiliğinde okul öncesi eğitimime başladım. Beytepe İlköğretim okulunda 3 yıl okudum. Üçüncü sınıfta sınavla TED Ankara Koleji'ne girdim. Lise eğitimimi de burada tamamladım.
Onun dışında Kolejle birlikte Mülkiye ve Fenerbahçe gibi çeşitli
kulüplerde basketbol oynadım. Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisiyim.
TED Ankara Koleji'ni okul birincisi olarak bitirdiniz. Bize bu büyük baflar›y› nas›l kazand›¤›n›z› anlat›r m›s›n›z?
İlk üç sınıfı Beytepe İlköğretim okulunda okudum. Küçük yaşta
olmama rağmen Kolej ile aradaki uçurumu görebildim. TED Ankara Koleji'nde okumanın bir ayrıcalık olduğuna inanıyorum.
Derslerime ve üniversiteye ÇAGEP programı çerçevesinde ha-
O kadar yakın imkânlar sunuyorlar ki sizlere, bunlar arasından
seçim yapmak işinizi çok zorlaştırıyor. Ama ailemin beni yönlendirmesiyle Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümünü tercih ettim.
Ayrıca kalbimde Boğaziçi'nin ayrı bir yeri vardı.
Gelecek için neler planl›yorsunuz?
Üniversite sonrası için öncelikle yüksek lisans planlarım var.
Ekonomi anlamında uzmanlaştıktan sonra önemli yerlere gelmek istiyorum. Uluslararası arenada başarılarımı sürdürmek istiyorum. Sadece ülkemizde bir yerlere gelmek yeterli gelmiyor.
Dünya arenasında da ülkemizi temsil etmek, bir şeyler yapabilmek çok önemli diye düşünüyorum.
Okulda çok güzel günlerim geçti. Ortaokuldayd›m, futbol turnuvas›nda flampiyon olmufltuk. Kendi s›n›f›n›zla bir baflar› kazanman›z çok önemliydi. Bireysel baflar›dan öte bir tak›m çal›flmas› ile
bir yerlere gelmek çok ayr›cal›kl› bir durum. Hiç unutamad›¤›m bir
an›md›r.
bizim dünyam›z
53
TED Ankara Koleji ‹kincisi; 2007 ÖSS Say›sal II Türkiye 174. sü
Do¤a Can Gülhan'07
TED Ankara Koleji 2006 - 2007 ö¤retim y›l›n›n en baflar›l› ö¤rencilerinden Do¤a Can Gülhan ile okulu ve gelece¤i üzerine çok güzel bir
söylefli gerçeklefltirdik.
Do¤a Can Gülhan, bize kendinizden bahseder misiniz?
1990 yılı Ankara doğumluyum. Ankara'da yaşıyorum. TED
Ankara Koleji'ni ikincilikle bitirdim. Bu yıl üniversiteye başlayacağım. İkinci sınıftan beri TED Ankara Koleji'nde eğitim görüyorum.
Bizlere TED Ankara Koleji'nin e¤itim anlay›fl›ndan, ders çal›flma
yöntemlerinizden, s›nava nas›l haz›rland›¤›n›zdan bahseder
misiniz?
Okulumuzun eğitim anlayışı ilerlemeye dönüktür. Atatürk ilke
ve inkılâplarını benimseyen bir düşüncededir. Benim
çalışmalarıma gelince, çok özel bir ders çalışma yöntemim
olmadı. Dersi derste dinlemenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sınavlara çok çalıştım. Ödevleri yaptım. Bu yeterli oluyor sanırım.
ÖSS'ye haz›rlanmak için okulumuzun e¤itim program› ÇAGEP'e
gittim. TED Ankara Koleji bizleri üniversiteye haz›rlad›. Baflar›mda
bunun da önemli bir pay› oldu¤unu düflünüyorum.
Bu baflar›y› bekliyor muydunuz? Ailenizin bu baflar›n›zda deste¤i,
katk›lar› oldu mu? Bu baflar›lar›n›z aileniz ve sosyal çevrenizde
nas›l karfl›land›?
174. olmayı beklemiyordum ama kazanmak istediğim bölümü
kazanacağımı düşünüyordum. Zaten girdiğim üniversite çok
yüksek puanla öğrenci alan bir okul değil. Bu sınava yönelik
büyük hedefler belirlemedim sadece en iyisini yapmaya çalıştım.
Ailem ve çevremdeki insanlar çok mutlu oldular, gurur duydular. Beni her zaman desteklediler. Böyle bir başarı kazanacağımı
bekliyorlardı.
Üniversite seçiminizi hangi kriterlere göre belirlediniz? Bilkent
Üniversitesini özellikle mi tercih ettiniz?
Evet, Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü ÖSS'ye girmeden önce
düşündüğüm bir bölümdü. Bilerek tercih ettim. İleride
akademisyen olmak istiyorum.
Özellikle fizi¤in konusunu, dünya görüflünü sevdi¤im için bu
bölümü tercih ettim. Bilkent'i tercih etmemim nedeni de orada
daha akademik bir e¤itim alaca¤›m› düflünmemdir.
Kolej'deki en güzel an›lar›n›zdan bahseder misiniz?
Kolej'de çok uzun yıllarımı geçirdim. O yüzden pek çok ve güzel
anılarım oldu. İlkokul ve ortaokulda basket takımındaydım,
oradaki arkadaşlarımla çok keyifli zamanlar geçirdik.
K O L E J L ‹ L E R
ÖSS'de Türkiye 174. sü oldunuz. Bu gerçekten önemli bir baflar›.
Neler hissediyorsunuz? Bu baflar› sizde büyük de¤iflikliklere yol açt›
m›?
Bu başarı hayatımda çok büyük bir değişikliğe yol açmadı. Ama
ÖSS'de başarılı olduğum için çok mutluyum. Öğretmenlerimin
ve arkadaşlarımın büyük destekleri oldu.
bizim dünyam›z
54
TED Ankara Koleji Üçüncüsü
Gözde Özönder’07
TED Ankara Koleji'ni okul 3. sü olarak bitirdiniz. Bu büyük baflar›
için neler söylemek istersiniz?
Tabii ki bu çok gurur verici bir başarı. Ben her zaman okuldaki
başarılarıma öncelik verdim. Derecelerimi çok önemsedim. O
sebeple de ÖSS'ye çok fazla yönelmedim. Okulda başarılı olmak
benim için çok daha öncelikliydi.
Aileniz ve arkadafllar›n›z bu stresli dönemde sizi nas›l destekledi?
Etrafımdaki herkesin, ailemin ve arkadaşlarımın başarımdaki
etkisi çok büyüktür. Ailem her zaman en iyi olanakları sağlayarak
ve beni iyi yetiştirerek büyük ölçüde başarımın zeminini oluşturdular. Arkadaşlarım da hiçbir zaman desteklerini esirgemedi.
Hepsi her zaman yanımda oldu ve benimle gurur duydu.
Benim için derslerim her fleyden önce geldi; ama hiçbir
flekilde sosyal hayat›m bundan etkilenmedi. Derslerimi
yapmam gerekiyor diye hiçbir flekilde kendimi k›s›tla-
K O L E J L ‹ L E R
mad›m. Ama tabii ki s›navlar›m ve ald›¤›m notlar benim
için çok önemliydi.
TED Ankara Koleji'ni üçüncülükle bitirmifl olan Gözde Özönder ile
kariyer planlar› üzerine güzel bir sohbet gerçeklefltirdik.
Üniversite seçiminizi neye göre yapt›n›z?
Üniversite tercihinde, okulun verdiği diplomanın dünya standartlarında geçerliliğine öncelik veriyorum. O yüzden ODTÜ'yü
düşünüyorum. ODTÜ kaliteli ve köklü bir okul. Beni geliştirmesi ve sosyal olanaklarının çok fazla olmasını da önemsiyorum.
Gözde Özönder bize kendinizden bahseder misiniz?
4 Şubat 1990 yılında Ankara'da doğdum. Üçüncü sınıftan beri
TED Ankara Koleji'nde okuyorum. TED Ankara Koleji'nden bu
yıl mezun oldum. Okumayı hedeflediğim bölüm, ODTÜ
Elektrik Elektronik Mühendisliğidir. O bölümü okumak istiyorum. Bu yıl hedefime ulaşamadım. Ama gelecek yıl başaracağıma
eminim.
Gelecekte kendinizi nerede görmeyi umut ediyorsunuz?
Benim için birinci hedef şu noktada eğitim. Üniversite diplomamı
aldıktan sonra master ve doktora programlarını tamamlamak
istiyorum. Bunları da TED Ankara Koleji'nde olduğu gibi başarılı
bir şekilde bitirmek istiyorum. Birkaç dil daha öğrenmek istiyorum. Bu şekilde kendimi geliştirerek iyi yerlere geleceğime
inanıyorum.
Bizlere TED Ankara Koleji’nin e¤itim anlay›fl›ndan söz eder
misiniz? Kolej'in bu noktada size ne gibi katk›lar› oldu?
TED Ankara Koleji'nin Ankara'daki, hatta Türkiye'deki en iyi
eğitim veren birkaç okuldan biri olduğunu düşünüyorum.
Çünkü çok disiplinli, kaliteli öğretmenleri var. Nitelikli, çağdaş
bir eğitim sistemine sahipler. Bizi başarıya ulaştırmak için
ellerinden geleni yaptıklarını düşünüyorum. Ayrıca yabancı dille
eğitim verdikleri için de çok ayrıcalıklı bir okul olduğuna
inanıyorum.
Peki bizlerle Kolej'e ait bir an›n›z› paylaflabilir misiniz?
Seve seve! Kolej'de geçirilen günlerin her biri bütün öğrenciler
için ayrı bir anıdır, anlatmakla bitmez. Hoş bir hatıra olarak şuna
değinebilirim, derslerde gerçekten iyi not tutardım ve defterlerim
hep çok değerliydi, sınav zamanı geldi mi bir bakardım, defterlerim ortadan kaybolmuş, fotokopiye gitmiş. Kızardım bunu
yapanlara ama benim yazdıklarımla sınavlara hazırlanmaları
hoşuma da giderdi doğrusu, bunu onlara hiç söylemedim, şimdi
öğrenmiş oldular.
bizim dünyam›z
55
TED Ankara Koleji’nde Çal›flmaktan Her Zaman Gurur Duymufl
Emektar Bir Kolejli: Sebahattin Keskin
Kolejliler dergisinin bu say›s›nda; y›llarca Kolej’e emek vermifl bir çal›flan›n hikâyesini,
an›lar›n›; keyifli bir söylefliyle sizlere sunuyoruz...
Bize kendinizden bahseder misiniz? Kaç y›llar› aras›nda Kolej’de görev yapt›n›z?
Hangi görevlerde bulundunuz?
Ben 1961 Sivas ili Divriği ilçesi doğumluyum. 1980 yılı Ankara İncesu Lisesi mezunuyum. 1983 yılında TED Ankara Koleji'nde memur olarak işe başladım. Benim
işe başladığım yıl müdür sekreterliğine bakan arkadaşımız emekli oldu. O dönem
şimdi rahmetli olan müdür yardımcımız Hüseyin Aytaç Bey, müdür vekilliği görevini yürütüyordu. Bana müdür sekreterliği görevini verdi. Bir dönem sekreterlik görevini başarı ile devam ettirdim. TED Ankara Koleji gibi kurumsal yapılarda yetişmiş insan çok önemlidir. Bu doğrultuda okul idaresi TED Koleji mezunu
bir arkadaşımızı sekreterlik görevine aldı. Bir süre beraber çalıştık. İki, üç ay sonra okul idaresi bu arkadaşımızı başka bir bölümde görevlendirdi. Ben de emekli
olana kadar sekreterlik görevime devam ettim.
Üniversite sınavlarında Anadolu Üniversitesi İş İdaresi
Bölümünü tercih ettim. 1992
yılında mezun olunca tecrübelerim daha da arttı. Bunu iş hayatına yaymaya çalıştım, bunda da başarılı olduğuma inanıyorum.
TED Ankara Koleji gibi bir kurumda
sekreter olarak görev yapmak çok zor
bir ifl. Bundan dolay› kendimi
gelifltirebilmek, TED Ankara Koleji’ne
lay›k bir çal›flan olabilmek için
üniversite s›navlar›na girdim.
Bize TED Koleji’ndeki yöneticilerinizden bahseder misiniz?
İlk müdürüm İsmail Dal Bey, bana iş hayatım boyunca unutamayacağım idarecilik örnekleri sergilemiştir. İsmail Dal Bey, kendinden
ve koltuğundan önce kurumun politikasını öne çıkaran, altında çalışan insanlara inisiyatif vererek başarıyı arttıran bir yöneticiydi. Konuşurken karşısındaki kişinin ne söyleyeceğini bilse dahi onu dinleyip değer verir, insanların hatalarından daha çok gayretlerini görerek onları motive etmeye çalışırdı. Adının kampüste bir yere verilmesini çok isterim.
TED Ankara Koleji gibi bir
kurumda görev yapmak nas›l o
okuldaki ö¤renciler, idareciler için
bir ayr›cal›ksa benim için de bir
ayr›cal›k oldu her zaman.
Kolej e¤itimi size ne ifade ediyor?
1928 yılında Atatürk'ün öncülüğünde kurulan Türk Eğitim Derneğinin birinci
misyonu okul açmaktır. Atatürk o yıllarda Türk insanının gelişmesi, kalkınması ve
daha ileriye gitmesi için eğitimi birinci görev olarak görmüştür. İkincisi, yardıma
muhtaç, çocuklarını okutma imkânı olmayan ailelere destek vermektedir. Üçüncü
misyonu ise sivil inisiyatif kullanan bir kuruluş olmasıdır. Bu çok önemlidir. Eğitimiyle, yetiştirdiği öğrencileriyle çok büyük bir misyonu yerine getirmektedir.
Türkiye'deki eğitimin öncülüğünü TED Ankara Koleji’nin yaptığına inanıyorum.
K O L E J L ‹ L E R
Bize Kolej an›lar›n›zdan bahseder misiniz?
Emekli olmadan bir kaç sene önceydi. Bir beyefendi geldi, yöneticilerimizden Nilüfer Demirel ile görüşeceğim, dedi. O zaman yapmamam gereken bir davranışta bulundum. Gelen kişiye yeri tarif ettim ve gönderdim. Adını sormadım, ilgilenemedim. Gelen kişi de
teşekkür etti, gitti. Sonra aşağıdan bana telefon ettiler. Yukarıya bir beyefendi geldi mi, diye? Kimse gelmedi, dedim. Bir veli geldi,
Nilüfer Hanımı sordu, ona gönderdim, dedim. Gelen kişi Selçuk Pehlivanoğlu imiş. Türk Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı.
Telefonla Nilüfer Demirel'i aradım. Misafiriniz geldi mi, diye sordum? Geldi, oturuyor, dedi. O zaman rahatladım. Bu, yöneticinin mütevazılığını gösteriyor. Olgunluğunu ve protokolden uzak yaşam tarzını gösteriyor. Başka biri olsa böyle davranmazdı. Koskoca TED
Başkanının mütevazılığı Kolejli ruhundan gelmektedir.
bizim dünyam›z
56
‘in
K O L E J L ‹ L E R
20.07.2007 tarihinde Gazi Üniversitesi akademisyenlerine
düzenlenen tan›t›m gecesindeki kokteylde biraraya geldik.
K O L E J L ‹ L E R
bizim dünyam›z
57
bizim dünyam›z
58
K O L E J L ‹ L E R
20.08. 2007 tarihi itibariyle sosyal tesisimize katk› pay› verenlerin
say›s› 900’ü geçti... Teflekkür ederiz.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
A. GAZANFER BAL
A. KUMRU T‹MURO⁄LU
A. M‹THAT OZANÖZGÜ
A. MUHTAR GÜROL
A. NEH‹R ÖZDEN
A. N‹YAZ‹ SALOR
A. REYHAN ÇEL‹KER
A. YASEM‹N GÖZEN
A. ZUHAL EREN
A.S‹NAN KARA
A.ULU⁄ ATAY
ABDULHAL‹M ATEfi
ABDULLAH ERTAfi
AB‹D‹N KORKMAZ
ADEM AYDIN
ADNAN fiAHSUVAR
ADNAN TUNÇ KAYALAR
AF‹FE ÖNCÜ
AFfi‹N AKKERMAN
AHMET ATALAY
AHMET CEM BALTALI
AHMET CEM fiEN
AHMET ÇÖRTO⁄LU
AHMET EMRE ARPACI
AHMET GÜVEN
AHMET HAKAN BOZKURT
AHMET HAfiMET KASAPO⁄LU
AHMET ‹SFEND‹YAR
AHMET ‹STEM‹
AHMET SERHAN SOLAK
AHMET SÜHA SEYHUN
AHMET TANYELO⁄LU
AHMET TURAN D‹NÇER
AHMET YILDIRIM D‹CLE
AKIN ÖNGÖR
ALEV ALAÇAM
ALEV ‹LBASMIfi YAMAN
ALEV ‹LBASMIfi YAMAN
ALEV KÖKSAL
AL‹ BENER
AL‹ BORA AÇIKALIN
AL‹ EfiREF EKER
AL‹ F‹KR‹ BAKIR
AL‹ HAKAN TAfiELMAS
AL‹ ‹HSAN ÇAVDARLI
AL‹ KARTAL USLUEL
AL‹ M. DALBAY
AL‹ MERT SUNAR
AL‹ ÖZLEM GÜVEN‹R
AL‹ RIZA OKTAY
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
AL‹ RIZA YE⁄ENO⁄LU
AL‹ SA‹T GÜLLÜ
AL‹ SEZG‹N GAFURO⁄LU
AL‹ UTKAN
ALP SA⁄NAK
ALP YOLO⁄LU
ALPASLAN PAK
ALPER AKMAN
ALPER fiAH‹N
ALTAN D‹ZDAR
ALTAY DO⁄AN
ALTU⁄ EKN‹
ARDA ÖZER
ARDIÇ GÜRSEL
ARINÇ BEYAZIT
AR‹F B‹ROL EKEN
AR‹F HAKAN TANRIB‹L‹R
AR‹F fiAHLAN
ARZU ÇAGATAY
ARZU KÖSERE‹SO⁄LU
ARZU GED‹KO⁄LU
ARZU SUNU GÖK
ASLI ARTUÇ SÜMER
ASLI MEÇO
ASLI ZORO⁄LU DÖNMEZ
ATA SA‹T BEKT‹MUR
ATEfi fiENOL
AT‹LLA BAYINDIR
AT‹LLA MET‹N
AT‹LLA SELÇUK AKÇAY
AVN‹ OKÇUER
AYÇ‹N AKYILDIZ
AYDAN ERCAN
AYDAN ERG‹N SOY
AYDAN ÖZKAZANÇ
AYDIN ALEV KUTGÜN
AYHAN EVC‹MEN
AYHAN GÜLSOY
AYKUT ‹K‹NC‹O⁄ULLARI
AYL‹N BAYRAKÇEKEN
AYL‹N ÜRÜNLÜ
AYM‹L DO⁄AN
AYSU KUTLU KUB‹LAY
AYSU YAVUZ
AYfiE ANIL KARABULUT
AYfiE AZADE GÖKAYDIN
AYfiE BATURALP
AYfiE BUCAK
AYfiE DALARAN
AYfiE DEM‹RTAfi
bizim dünyam›z
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
AYfiE DURU
AYfiE ESRA AKINCI
AYfiE HERSEK
AYfiE JALE D‹KER
AYfiE KARAKEÇ‹L‹
AYfiE KARAO⁄UZ
AYfiE KOCABAfi
AYfiE NURDAN BARÇA
AYfiE SARAY
AYfiE SEVAL ERD‹NÇ
AYfiE SEVGÖR
AYfiE SOYDAM UNCULAR
AYfiE VEL‹DEDEO⁄LU
AYfiE YEfi‹M TEM‹Z
AYfiEGÜL LAT‹FO⁄LU
AYfiEGÜL SARER
AYfiEGÜL U⁄UREL
AYfiEM B‹T‹KO⁄LU
AYfiEN ÖZYILMAZER
AZ‹Z SIDAR
BAHADIR NALBANTO⁄LU
BAHAR ÇEL‹K
BAHR‹ TÜRKMEN
BANU DO⁄AÇ
BANU SULTANO⁄LU
BARBAROS ASLANO⁄LU
BARIfi ARSLAN
BARIfi ERG‹N
BARIfi MEHMET fi‹MfiEK
BARKIN YALÇIN
BARTU DÖNMEZ
BAfiAK B‹LLUR
BAfiAR SEÇK‹N
BEH‹CE SABUNCU
BEHZAT AKSARAY
BELG‹N BELMA KAYA
BENAN YALÇIN
BENGÜ Ç‹⁄DEM BAYDUR
BEN‹N HANANEL
BERAT‹ ARISOY
BERFU AKGÜN
BERFU KAYA
BER‹L ECERAL
BERK ALPAY
BERNA GÜNER
BERRAK KANTARCI
BERR‹N OKTAR
BESTE ERTEK‹N
BEZEN TUNÇOK
B‹LGE FETH‹YE M‹RKELAM
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
B‹ROL AKMAN
B‹ROL ALTINAY
B‹ROL ÖNGÖR
BLEDA DAfi
BO⁄AÇ ÇEK‹NMEZ
BORA SERTO⁄LU
BURAK ADIYAMAN
BURAK ERDEN‹R
BURAK GERÇEK
BURAK MENGÜ
BURAK SONSOY
BURAK ÜNAL
BURCU BALAM YAVUZ
BURCU BALOfi TUNCER
BURCU ÖZTAN
BURCU TUNCER
BURÇAK ARMAN
BURÇ‹N KIZILDA⁄
BURHAN KARAGÜLLE
BURKAY TEZ
BÜLENT ALANYA
BÜLENT ARSLAN
BÜLENT BA⁄DATLI
BÜLENT ECEM‹fi
BÜLENT ERDO⁄AN
BÜLENT KAPTAN
BÜLENT ÖZER
BÜLENT SEYREK
BÜLENT SIR
BÜLENT TÜFEKÇ‹O⁄LU
BÜLENT YILDIZ
C. CENK ALKAN
CAFER AKSOY
CAN ÇI⁄IRGAN
CAN KARADO⁄AN
CAN KELLEC‹O⁄LU
CAN SAVUN
CAN ULUSOY
CANA KARLI
CANAN DEM‹RDAMAR
CANSIN KAYA
CANSU ALPASLAN
CAV‹T BAfiARAN
CELAL GÖLE
CEM ARGUN
CEM B‹LG‹Ç
CEM ÇAMUR
CEM ERDEN
CEM GÜNGÖR
CEM KAZMAZ
BOZKIRDA YEN‹ B‹R YUVA
K O L E J L ‹ L E R
59
bizim dünyam›z
60
K O L E J L ‹ L E R
KATKILARINIZLA VE S‹ZLERLE
BÜYÜYECEK.
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
CEM MEÇO
CEMAL CEM ÇEL‹K
CEMAL ÇA⁄RI D‹KER
CEMAL FER‹T
CEMAL REfiAT ATALAY
CEM‹L DEREL‹O⁄LU
CENG‹Z BAfiARAN
CENG‹Z KORKMAZ
CENK HASAN KEYLAN
CENK SEYHAN DURAL
CEREN G‹ZEM SEREN
CEVDET ERS‹N ÇANGA
CEYHAN AS‹L
CEYLAN ECE USLUEL
C‹HAN UYGURER
C‹HAT B‹LG‹Ç
CUMHUR AKAY
CUMHUR fiENER
CÜNEYT ‹LÇAYTO
CÜNEYT ÖZKAPTAN
CÜNEYT SAZER
ÇA⁄DAfi UTKU TONBUL
ÇET‹N EVL‹YAO⁄LU
ÇET‹N KARADUMAN
Ç‹⁄DEM AYRANCIO⁄LU
Ç‹⁄DEM ERTÜZÜN
Ç‹⁄DEM ES‹N
Ç‹⁄DEM PAYZA
Ç‹⁄DEM SAYIN
Ç‹⁄DEM URAL
Ç‹⁄DEM ÜNER
DA⁄HAN KARAGÜLLE
DE⁄ERHAN USLUEL
DEMET ERKOVAN
DEMET NACAR fiAH‹NO⁄LU
DEMET NASLI
DEN‹Z AKIN
DEN‹Z AYTEM‹Z M‹T
DEN‹Z BAYRAKTARO⁄LU
DEN‹Z COfiKUNSU
DEN‹Z ERG‹N
DEN‹Z GÖZLÜKLÜ SUMAN
DEN‹Z KUMBASAR
DEN‹Z ÖZÜTÜRK DEREL‹O⁄LU
DEN‹Z ÜLGEN
DEN‹Z YURTER‹
DEN‹ZHAN SUNGUR
DERYA M‹REL‹
D‹DE AYSÜN
D‹DEM K‹R‹fiÇ‹O⁄LU
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
277
278
279
280
281
282
283
284
285
286
287
288
289
290
291
292
293
294
295
296
297
298
299
300
D‹DEM ÖNEY
D‹LEK NURAY GÜNAL
D‹LfiAD YÜKSEL
D‹NÇER ERON
DOLUN ÖKSOY
DORUK ALTAN
DORUK COfiKUNSU
DORUK SEKMEN
DURMUfi TEMEL SAKAO⁄LU
DUYGU BEYDÜZ
E. DEMET KONUK
E. EL‹F AKTAY
E.GÜL SAVCI
EBRU AUF
EBRU ÇANGA
EBRU GÜLfiEN YURDAKUL
ECE BÖREKÇ‹
ECEM ALTUNTAfi
EFTALETT‹N KOYUNCU
EGEMEN ÜM‹T KAPLAN
EK‹N ‹LHAN
ELÇ‹N ALABEYO⁄LU
EL‹F BAfiMAN
EL‹F KANSU
EL‹F KARAGÖZ
EL‹F NARLI
EL‹F ÖZGE BEK
EL‹F PEKKAN
EL‹F SALICI YÜCEL
EL‹F TOPKAYA SEV‹NÇ
EL‹F YA⁄MUR BÖLÜK
EM‹N CANER
EM‹N GAL‹P GENEL‹O⁄LU
EM‹N H‹SARCIKLIO⁄LU
EM‹N ÖZGÜR USLUEL
EM‹NE NEYLAN BAfiARTAN
EM‹NE NURDAL YILMAZ
EM‹RE AYDAN D‹R‹M
EMRE DÖKMEC‹
EMRE ERDEM
ENG‹N AKSU
ENG‹N ‹NANÇ
ENG‹N TURGUT
EN‹S ÖZYAR
EN‹S S‹DAR
ENVER OKAN HAMAMCI
ERCAN KARACAN
ERCAN ÖZKAZANÇ
ERCÜMENT N. TEK‹N
ERCÜMENT SUNTER
bizim dünyam›z
61
301
302
303
304
305
306
307
308
309
310
311
312
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
ERÇ‹N MESÇ‹
ERDAL AYGÜNEfi
ERDAL EREN
ERDAL GÜL
ERDAL HELVACIO⁄LU
ERDAL SAYINER
ERDAL ÜNVER
ERDEM TULGAR
EREN MÖREL T‹MOÇ‹N
ERGUN KARAA⁄AO⁄LU
ERGUN ÖZEN
ERGÜN ALKAN
ERHAN TURGUT ILGIT
ERHAN YALÇIN
ERHAN YEN‹GÜN
ERKAN ATAMAN
ERKAN ÇA⁄LAR
ERMAN ILICAK
EROL ÇEL‹K
EROL KARADO⁄AN
EROL fiANSAL
EROL ULUYÜCE
ERS‹N ERO⁄LU
ERS‹N SUSANTEZ
ERTU⁄RUL AYDIN
ESMA HANDE PEKER
ESMAHAN TAMTUNALI
ESRA BÜYÜKBAfi
ESRA ÇEKEN
ESRA ERDEML‹
ESRA GÜNAL
ESRA SAATÇ‹
ETHEM SECK‹N
F. FEYZA ARIBAfi
F. GÜNEfi MA⁄AT
F.RANA OLGUNTÜRK
FA‹K GÜRANO⁄LU
FA‹K MAH‹R TU⁄UTLU
FARUK KÖYLÜO⁄LU
FAT‹H ESEN
FAT‹H GÜRBÜZ
FAT‹H ‹BRAH‹M PEST‹LC‹
FAT‹H MEHMET COfiAN
FAT‹H YILDIRIM
FATMA AKYAZI ÇÖLAfiAN
FATMA ERDEM
FATMA GÜRCAN ERGUN
FATMA NEfiE ÖKTEM
FATMA NUR OKUYAN
FATMA ÖZDO⁄AN AK
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
366
367
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
385
386
387
388
389
390
391
392
393
394
395
396
397
398
399
400
FATMA ÖZDO⁄AN AK
FATMA REfi‹DE ÖNALAN
FATMA TUBA GÜNAY
FATOfi ASLAN
FAZIL AYDIN
FAZ‹LET K‹R‹fiÇ‹O⁄LU
FERDA OKUTAN
FERHAT ÜN
FERHAT YÜZBAfiIO⁄LU
FER‹T MAH‹R ELHAKAN
FER‹ZET CLARK
FEY‹Z ERDO⁄AN
FEYZA KARAVEL‹O⁄LU
FIRAT MENGÜ
F‹GEN KAYMAZ
F‹GEN SÖYLEMEZO⁄LU
F‹GEN TUNÇKANAT
F‹KRET YEN‹GÜN
F‹L‹Z F. YANIK
F‹L‹Z TURANAL
FUL ERSAY
FUNDA BACINO⁄LU
FÜGEN EKfi‹O⁄LU
FÜSUN ESEN GÜNAYDIN
GAL‹P ÇAPCI
GAYE KARAB‹BER
G‹ZEM BERK
GÖKÇEN DEN‹Z GÜLPINAR
GÖKHAN B‹RB‹L
GÖKHAN ÇAPO⁄LU
GÖKHAN ERDEN
GÖKHAN OLCAY
GÖKHAN OLUKULU
GÜL BAYSAN
GÜL SÜRMEN
GÜLB‹N BEK‹T
GÜLB‹Z AKIÇA⁄LARG‹L
GÜLENGÜL TEMEL
GÜLER BERK‹N
GÜLER SABANCI
GÜLFEM ERSÖZ
GÜLRU ÖZMEN
GÜLSUN ÖZYURT
GÜLSÜM fiENTÜRK
GÜLSÜN UYSAL
GÜLSÜN GÜL DURA
GÜLTEN U⁄URLU
GÜNDEN PEKER ÇINAR
GÜNEfi DURMUfi
GÜN‹Z SIDAR
K O L E J L ‹ L E R
HEP‹M‹Z‹N
bizim dünyam›z
62
K O L E J L ‹ L E R
HEP‹M‹Z‹N ESER‹ OLACAK.
401
402
403
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413
414
415
416
417
418
419
420
421
422
423
424
425
426
427
428
429
430
431
432
433
434
435
436
437
438
439
440
441
442
443
444
445
446
447
448
449
450
GÜNOL RIDVAN DA⁄ISTANLI
GÜRHAN ÖZDORA
H. BÜLENT fiENER
H. NAZLI TAfiPINAR
H. ÖZLEM BAYRAKTAR
H.YASEM‹N ÇAYIRLIO⁄LU
HACI KÖYSÜREN
HAC‹M S. KOSAO⁄LU
HAKAN ALP
HAKAN BEZG‹NL‹
HAKAN B‹RB‹L
HAKAN ÇINAR
HAKAN DEM‹REL
HAKAN KIVANÇ
HAKAN ÖZÇEL‹K
HAKAN SOYGÜR
HAKAN U⁄UR
HAKAN YARALI
HAKKI ZAFER GÜNEY
HAL‹L TACAL
HALUK DEKEL‹
HALUK DEM‹RYÜREK
HALUK EGEMEN
HALUK SAF‹
HAMD‹ AKAN
HANDAN AYGEN
HANDAN UNGAN
HANDE PEKER KUYUMCU
HASAN HÜSEY‹N ELALDI
HASAN NUR‹ ‹LDO⁄AN
HAfi‹M ATA MADEN
HAT‹CE ÖZGE UYSAL
HAYR‹ BEYGÜ SOLMAZ
HÜLYA ATEfi
HÜLYA ‹NANÇ
HÜR‹YE IfiIL ERSU
HÜSAMETT‹N AKYIL
HÜSET‹N ALTINKAYA
HÜSEY‹N ÇEL‹K
HÜSEY‹N GÜNGÖR
HÜSEY‹N ‹LKER ERfiAN
HÜSEY‹N KAYA
HÜSEY‹N NEFTÇ‹
HÜSEY‹N SA‹T SARGIN
HÜSEY‹N SAM‹ ENDER
IfiIK CONKBAYIR
IfiIL B‹LG‹N ERD‹NÇ
‹.EROL AKKÖK
‹.fi‹NAS‹ ÇET‹NKALE
‹BRAH‹M AKSOY
451
452
453
454
455
456
457
458
459
460
461
462
463
464
465
466
467
468
469
470
471
472
473
474
475
476
478
477
479
480
481
482
483
484
485
486
487
488
489
490
491
492
493
494
495
496
497
498
499
500
‹BRAH‹M ERFÜS ÇAVUfiO⁄LU
‹BRAH‹M HIZAL
‹BRAH‹M fiENGÜNLÜ
‹CLAL S‹NCER
‹D‹L YEN‹CESU
‹LHAM‹ ÖZTÜRK
‹LHAN ARAÇ
‹LHAN KOÇAK
‹LKER GÜLÜM
‹LKER KEREMO⁄LU
‹LK‹N AYfiE SARI
‹LK‹Z ALTINO⁄LU D‹KMEER
‹LTER CAMBAZO⁄LU
‹NC‹ fi‹MfiEK
‹NC‹ YAZICI
‹PEK AKBAY
‹PEK ULAfi
‹REM AfiÇILI
‹REM EZG‹ GÖKTAfi
‹RFAN OKTAY
‹RFAN TANJU ERKUL
‹SKENDER CELEBC‹O⁄LU
‹SMA‹L ÇAKMAK
‹SMA‹L ERK‹N SEZER
‹SMA‹L H. UZUNKAYA
‹SMA‹L H.ATAÇ
‹SMA‹L HAKKI Y‹⁄‹T
‹SM‹HAN Z. ARTAN
K. AYDAN ‹K‹NC‹O⁄ULLARI
K. NAM‹ YAfiAR HATIRLI
KAAN CEBESOY EMREGÜL
KAAN DUMAN
KAAN KARAYALÇIN
KAD‹R GÜNDO⁄AN
KAD‹R KA⁄AN USLUEL
KADR‹ YAMAÇ
KADR‹YE ERDEM‹R
KAM‹L KANCO⁄LU
KAYA M‹LASLI
KEMAL ARAZ
KEMAL BASR‹ YÜCE
KEMAL ÇAKIRO⁄LU
KEMAL ERGÜN
KEMAL M‹LASLI
KEMAL M‹T
KEMAL YARDIMCI
KEMAL Z‹YA SAVRAN
KENAN CAN NERG‹Z
KENAN DARKAT
KENAN TUZCU
bizim dünyam›z
63
501
502
503
504
505
506
507
508
509
510
511
512
513
514
515
516
517
518
519
520
521
522
523
524
525
526
527
528
529
530
531
532
533
534
535
536
537
538
539
540
541
542
543
544
545
546
547
548
549
550
KENAN UYSALEL
KEREM BAÇ
KEREM MA⁄DENL‹
KER‹M TACETT‹N
KIVANÇ BAYYURT
KIVANÇ ÖZER
KIVANÇ SÜSOY
KIVILCIM EDA MEYVEC‹
KORAY KURTAY
KORKUT KÖKER
KUMRU ARAP K‹RL‹O⁄LU
KUMRU SARIMANO⁄LU
KUTAY BATUR
KUTAY GÜRTÜRK
KUTLU KARAVEL‹O⁄LU
KUTLU KÜSMENO⁄LU
KUTLUHAN OLCAY
KÜBRA ÇAMUR
LALE YAZIRLI
LEVENT ACAR
LEVENT ÇOLAK
LEVENT DEVR‹M ÜSTÜN
LEVENT KORKMAZ
LEVENT ÖZEL
LEVENT PEKER
LEVENT RIZA C‹LSAL
LEVENT TANIN
LEVENT YILDIRIM
M. AL‹ ÖZÇEL‹K
M. FAT‹H NEMUTLU
M. HAKAN TÜRKÇAPAR
M. KORAY ERYILMAZ
M. LEVENT ACAR
M. fiERAFETT‹N MEND‹
M. TUNÇ ARICAN
M.S‹NAN AKER
MEHMET AL‹ ERTU⁄RUL
MEHMET AL‹ KÖSTEM
MEHMET AL‹ TOKGÖZ
MEHMET AYRANCIO⁄LU
MEHMET BURAK TUNCER
MEHMET ÇÖRTO⁄LU
MEHMET ERHAN ÖZER
MEHMET GAZANFER SADIKO⁄LU
MEHMET HALUK TANSU
MEHMET ‹RFAN YÜCESOY
MEHMET KOÇLAR
MEHMET KONYALI
MEHMET KORHAN PEREK
MEHMET MURAT AKANAY
551
552
553
554
555
556
557
558
559
560
561
562
563
564
565
566
567
568
569
570
571
572
573
574
575
576
577
578
579
580
581
582
583
584
585
586
587
588
589
590
591
592
593
594
595
596
597
598
599
600
MEHMET MURAT BÖREKÇ‹
MEHMET NAZM‹ ER‹MER
MEHMET OKTAY KALL‹O⁄LU
MEHMET SERHAN ÖZDEM‹R
MEHMET SERKAN BABACAN
MEHMET fiÜKÜRO⁄LU
MEHMET TEVF‹K ULAfiAN
MEHMET TOPSAKAL
MEHMET TÜMER
MEHMET TÜRKER OKYAY
MEHMET ÜNAL
MEHMET YARAMANO⁄LU
MEKAN BEZ
MELDE AKALIN GENCE
MELEK BANU IfiIK
MEL‹H AKINCI
MEL‹H ÖZBAYRAM
MEL‹H ZA‹M
MEL‹KE MENEMENL‹ M‹T
MEL‹S EROL
MEL‹S ULUSOY
MELTEM ARAS DALYAN
MER‹Ç DIRAZ
MER‹Ç GÜLCÜ
MER‹H ÖZBAY
MER‹H TÖRÜNER
MER‹H YEfi‹M ARGUN
MERT DÜNDER
MERT LÜTF‹ D‹ZDARO⁄LU
MERT S‹PAH‹
MESUT EKN‹
MET‹N TOPRAK
MET‹N Z‹YA TANSU
M‹NE SAKARYA
M‹RGÜN ÜNAL
MUALLA ÇEL‹K HIDIRO⁄LU
MURAT ALAGÜR
MURAT BOZKURT
MURAT ÇAKMAK
MURAT DEDEMAN
MURAT DEM‹RC‹
MURAT D‹KMEN
MURAT ENG‹N ‹NANÇ
MURAT GÖKALP
MURAT KABALAK
MURAT KARALAR
MURAT O⁄UZ
MURAT TÖRÜNER
MURAT TÜFEKÇ‹O⁄LU
MURAT TÜMER
K O L E J L ‹ L E R
S‹Z‹N KATKILARINIZLA GERÇEKLEfiECEK.
bizim dünyam›z
64
K O L E J L ‹ L E R
S‹Z HÂLÂ KATKI PAYI VERMED‹N‹Z M‹?
601
602
603
604
605
606
607
608
609
610
611
612
613
614
615
616
617
618
619
620
621
622
623
624
625
626
627
628
629
630
631
632
633
634
635
636
637
638
639
640
641
642
643
644
645
646
647
648
649
650
MURAT ÜKE
MUSTAFA AL‹ SU
MUSTAFA GÜRAY GÜRKAN
MUSTAFA KEMAL ÖZTÜRK
MUSTAFA KORHAN ALPAY
MUSTAFA LÜTF‹ GÜNDEfi
MUSTAFA SAFFET BAYKAL
MUSTAFA SEÇK‹N
MUTLU AKMAN
MUTLUHAN KARAGÖZO⁄LU
MÜBERRA ALTINKAYA
MÜJDAT TOHUMCU
MÜLK‹YE AYTAR GÜLLÜ
MÜMTAZ KONYALIO⁄LU
MÜMTAZ TU⁄UT
MÜN‹P GÖKALP
MÜN‹R MERT ULU⁄
MÜfiV‹K YAMANTÜRK
N. AYL‹N AT‹LLA
N. ÖMER KANDEM‹R
N. TARKAN RESULO⁄LU
N. VEHB‹ GENÇAY
NAD‹R AKALIN
NAF‹Z KURT
NAG‹HAN ‹NC‹
NA‹L TOKCAN
NA‹L Y‹⁄‹T USLUEL
NA‹LE EL‹F ÖZKEFEL‹
NAZ BALKAN GÜRSES
NAZ GÜRLER - SERHAT GÜRLER
NAZIM DEM‹R
NAZLI B‹LG‹N
NAZM‹ TOMAK
NECLA GÜNEfi ÖZÇEL‹K
NEJAT MURAT ULU⁄
NESL‹HAN AKYÜREK
NESL‹HAN H. D‹KMENO⁄LU
NESL‹HAN SABUNCU
NESR‹N BAfiGÜN
NESR‹N SARI
NEfiE COfiKUNSU
NEfiE ÖZDEM‹R
NEY‹R GÜNSEL‹ KARAGÜLLE
N‹GAR ERTU⁄RUL
N‹HAT O⁄UZ
N‹L KORKUT
N‹LGÜN ARISAN
N‹LGÜN ÇELT‹KO⁄LU
N‹LSELEN KOÇ /‹BRAH‹M KOÇ
N‹LÜFER fiENSÖZ
651
652
653
654
655
656
657
658
659
660
661
662
663
664
665
666
667
668
669
670
671
672
673
674
675
676
677
678
679
680
681
682
683
684
685
686
687
688
689
690
691
692
693
694
695
696
697
698
699
700
N‹LÜFER fi‹RVAN
N‹YAZ‹ ‹SMET ERTEN
N‹ZAMETT‹N ‹REN
NOYAN ERGEÇG‹L
NUR ÖNSOY
NUR YURDAKUL
NURDAN YALMAN
NURHAN TUNCER
NUR‹ ÇEL‹K
NUR‹YE ÖZKAN
NURSEL‹ CEZAY‹RL‹O⁄LU
NURTEN ÜNLÜ
NÜKHET EYÜBO⁄LU
NÜV‹T fiENER
OGÜN KEMAL ÇET‹NKAYA
O⁄UZ BAYAZIT
O⁄UZ ÇALIfiAN
O⁄UZHAN ACER
O⁄UZHAN SUNGUR
OKAN B‹LBAY
OKAN ERTAfi
OKAN OKYAY
OLAY TU⁄BA USLUEL
ONUR AKMAN
ONUR ALKAN
ONUR BAYAR
ONUR ÖZCAN
ONUR TOLA
ORHAN AYBERS
ORHAN GEL‹fiEN
ORHAN YILMAZ
OSMAN ‹MAMO⁄LU
OSMAN MÜF‹T MET‹N
OSMAN ÖZER ÖZKAN
OSMAN S‹NAN SÜTÇÜO⁄LU
OSMAN fiENOL
OYA ÇET‹N
ÖMER AYDINER
ÖMER BOZER
ÖMER ÇET‹NKAYA
ÖMER GÜNEfi
ÖMER HAYR‹ GÖNEN
ÖMER N‹CAT ÇOBANO⁄LU
ÖMER SARAÇ
ÖMER SELÇUK PALAO⁄LU
ÖMÜR TERZ‹O⁄LU
ÖNDER BÜLBÜLO⁄LU
ÖNDER SÜRENKÖK
ÖVGÜ ARDA
ÖZCAN ERTEM
bizim dünyam›z
65
701
702
703
704
705
706
707
708
709
710
711
712
713
714
715
716
717
718
719
720
721
722
723
724
725
726
727
728
729
730
731
732
733
734
735
736
737
738
739
740
741
742
743
744
745
746
747
748
749
750
ÖZCAN UYGUR
ÖZGE KALAYCIO⁄LU
ÖZGE USLUEL
ÖZLEM GÖCEK
ÖZLEM K‹NG‹R
ÖZLEM KOÇ fiAH‹N
ÖZLEM MENEKfiE
ÖZLEM TÜFEKÇ‹
ÖZNUR YILDIRIM
PEL‹N ÖZCAN
PEMRA ÖZTÜRKMEN
PER‹N ÜNAL
PINAR AfiAN
PINAR EK‹N
PINAR GÜLER
PIRIL fiAH‹N
R.KUB‹LAY KÖSE
RAFET GÜRKAYNAK
RANA KÜÇÜK
REF‹K ÇÖLAfiAN
REHA K‹fiN‹fiÇ‹
REHA YAVUZER
REM‹ME KARABA⁄
REYHAN ÇEL‹KER
RIFAT BÖREKÇ‹
R‹FAT H‹SARCIKLIO⁄LU
S. BURÇAK ÇEHREL‹
S. HAMD‹ AYDINLI
S. SÜHA KOPARAL
SAADET YAZICIO⁄LU
SAB‹RE AKIN
SADULLAH ÜÇTAfiLI
SA‹ME AYfiE ERSAN
SA‹T BAYRAMLI
SA‹T SÖZEN
SA‹T TOLGA OKTAY
SAL‹H SALALI
SAL‹H TUNA fiAH‹N
SAMET GÜRSU ÇILDIR
SANEM ÖZ
SARA YEfi‹M YÖRÜKO⁄LU
SEÇ‹L SOYLU
SEÇ‹M BAYSAL
SEDAT KASAN
SEDEF SENA HELVACI
SELÇUK KAAN SALTIK
SELÇUK KILIÇ
SELÇUK PEHL‹VANO⁄LU
SELDA BÜLBÜL
SELDA SEÇK‹N
751
752
753
754
755
756
757
758
759
760
761
762
763
764
765
766
767
768
769
770
771
772
773
774
775
776
777
778
779
780
781
782
783
784
785
786
787
788
789
790
791
792
793
794
795
796
797
798
799
800
SEL‹M ONAT
SEL‹M SEVEN
SEL‹N BÜYÜKTAfiÇI
SEL‹N KALE VARLIK
SEMA KUTUN
SEMA ÖZD‹L
SEM‹H APA
SEMRA MUTAFO⁄LU
SERDAR ENG‹NDEN‹Z
SERE TAMKAN
SERP‹L MEM‹O⁄LU
SERRA ÇORUH
SERRA ERARSLAN KALEL‹
SERTAÇ KARAN
SERTAÇ TARIM
SEVDA F.MÜFTÜO⁄LU
SEVG‹ ALTU⁄
SEV‹L GÜRGAN
SEV‹L KÜÇÜKO⁄LU
SEV‹NÇ ATABAY
SEYFETT‹N UNCULAR
SEYYAL ROTA
SEZG‹ TÖRÜNER
S‹BEL ALAÇAM
S‹BEL Ç‹FT
S‹BEL EL‹F GÜLTEK‹N
S‹BEL ERASLAN
S‹BEL RONA
S‹M KARAMAN
S‹M‹N ROTA
S‹NAN EKfi‹O⁄LU
S‹NAN ERER
S‹NAN ONAT
S‹NAN fiENOL
S‹NAN YÜRÜKEL
S‹VEN ÜMMÜGÜLSÜM ETEKE
SUAT BAfiAR
SUNULLAH SALIRLI
SUPH‹ KABADAYI
SUZAN ÖZGÜN
SÜHA GÜNEL
SÜHAN TAfiKIN
fi. CENAP HAMAV‹O⁄LU
fiAH‹N MENGÜ
fiEBNEM AK‹PEK
fiEBNEM B‹RCE KÖSTEM
fiEBNEM DEM‹RYÜREK
fiEBNEM ‹NCESU
fiEBNEM YÖRÜKO⁄LU
fiEHSUVAR B‹NERBAY
K O L E J L ‹ L E R
KATKILARINIZLA VE S‹ZLERLE
BÜYÜYECEK.
bizim dünyam›z
66
K O L E J L ‹ L E R
CAM‹AMIZA ÖZEL
801
802
803
804
805
806
807
808
809
810
811
812
813
814
815
816
817
818
819
820
821
822
823
824
825
826
827
828
829
830
831
832
833
834
835
836
837
838
839
840
841
842
843
844
845
846
847
848
849
850
851
852
fiENOL SARISOY
fiENOL TUNÇ
fiEREF TOPKAYA
fiEVK‹ ONUR ÖZ
fiULE ALTABAN KARABEY4
T.UFUK TOYGAR MEM‹KO⁄LU
TAHA TÜRKKAN
TAH‹R ERHAN GÜÇSAVAfi
TAH‹R MESUT YALÇIN
TAK‹ DO⁄AN
TAMER ERKUL
TAMER TANRIKULU
TANER ZEYBEK
TAYFUN TAMER
TAYLAN ARIHAN
TAYY‹BE NUR ÇA⁄LAR
TEVF‹K BAfiAR
TEVF‹K ÇET‹N ÜNSAL
TEVF‹K S‹NAN SÖZEN
T‹MUR KILIÇ
TOLGA PEKPERDAHÇI
TOLGA ÜLKEALAN
TOLGAHAN KOZBAY
TOMRUL AYTEM‹Z
TUBA TORTOP
TUڂE ALTUNTAfi
TU⁄HAN URCAN
TULU⁄ Z‹YA ERGUN
TUNCA EK‹N
TUNCER fiAH‹N
TURGUT ÖZTEK‹N
TÜLGÜN BIÇAKÇIO⁄LU
TÜL‹N AKAN
U⁄UR ALPER GENÇ
U⁄UR BENG‹SUN
U⁄UR BOZ
U⁄UR KOCALMIfi
U⁄UR YAVUZ
UMUR TEZCAN
UMUT AFfiAR
ÜLGEN CEZAY‹RL‹O⁄LU
ÜLKER KOÇAK
ÜLKÜ KAYA OZANÖZGÜ
ÜM‹T EKfi‹O⁄LU
ÜM‹T ERCÜMENT ÖKTEM
VASF‹ ÖZALP
VEDAT DEM‹RC‹
VEDAT YETMEER
VED‹‹ GÜL
VOLKAN IfiILTAfi
VOLKAN KURTARA
VOLKAN SERAN
853
854
855
856
857
858
859
860
861
862
863
864
865
866
867
868
869
870
871
872
873
874
875
876
877
878
879
880
881
882
883
884
885
886
887
888
889
890
891
892
893
894
895
896
897
898
899
900
901
902
903
904
VOLKAN SERTTAfi
VURAL POLAT
Y. ÇA⁄LAR SA⁄LAM
YA⁄MUR GÜNEfi VARLIK
YALÇIN MENGÜ
YALIM ATEfi
YASEM‹N AHIPAfiAO⁄LU
YASEM‹N ÇET‹NEL
YASEM‹N ERSOY
YASEM‹N NACAR ERO⁄LU
YASEM‹N POLAT
YAVUZ ÇET‹NKAYA
YAVUZ ENG‹Z
YAVUZ SUAT BENGÜR
YENAL KOÇAK
YEfi‹M ERDEM‹R DALYAN
YEfi‹M EREM A⁄IRBAfi
YEfi‹M ÖZSUCA
YEfi‹M YEfi‹LO⁄LU
YILDIRIM TU⁄RUL TÜRKEfi
YILMAZ KARAÇALIK
Y‹⁄‹T COfiKUN
YUSUF ADNAN YÜCEL
YUSUF BEYAZPINAR
YUSUF HAKAN TURAN
YUSUF YILMAZ
YUSUF Z‹YA YETK‹N
YÜCEL TEPEKÖY
YÜKSEL KARABURÇAK
ZAFER CAN B‹LG‹N
ZEHRA ODYAKMAZ
ZEL‹HA AYfiEN TELEMEZ
ZEL‹HA BALCIO⁄LU
ZEYNEP AYfi‹N BARIfiTA
ZEYNEP B‹RCE ERGÖR
ZEYNEP BÖREKÇ‹O⁄LU
ZEYNEP GÖKMEN ULUDA⁄
ZEYNEP GÖLE
ZEYNEP KAZAZ
ZEYNEP ORANÇ
ZEYNEP ÖRF
ZEYNEP ÖZSUCA
ZEYNEP YA⁄CIO⁄LU
Z‹HN‹ MURAT ORHON
Z‹YA KEMAL GAZ‹O⁄LU
Z‹YA OHR‹
ZUHAL D‹NÇER
ZUHAL ÖZER‹
ZÜBEYDE DERYA GÜRKAN
ZÜBEYDE K‹REM‹TÇ‹
ZÜMRÜT SAKAR
ZÜMRÜT fiENKAYA
’DEN HABERLER
Sevgili Kolejliler bildi¤iniz
gibi
’in yap›m ihalesi
sonuçland›, müteahhitle
anlaflma yap›ld›, ruhsatlar
al›nd› ve ‹fi BAfiLADI.
K O L E J L ‹ L E R
SOSYAL TES‹S‹M‹Z
Türk E¤itim Derne¤i
70
TED Genel Baflkan› Selçuk Pehlivano¤lu Cenevre'de
Düzenlenen Liderler Zirvesi'ne Kat›ld›.
Türk Eğitim Derneği, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni (Global Compact Network), evrensel ilkelere uyarak sürekli rekabet içindeki iş dünyasına ortak bir kalkınma kültürünün oluşmasına katkıda bulunmak amacıyla Kofi Annan'a gönderdiği mektubun ardından 11.07.2006 tarihinde imzalamıştır. Global Compact, yasal zorunluluğu olmayan bir sözleşme niteliğine sahiptir. TED,
kurumsal sosyal sorumluluk bilinci çerçevesinde imzaladığı bu sözleşme ile küresel kurallara uyacağına dair ilgili çevrelere ve topluma karşı söz vermiştir.
Bu çerçevede, 5-6 Temmuz 2007 tarihinde Cenevre'de Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen ve 90 ülkeden çeşitli sektörlerden ve
sivil toplum örgütlerinden 1000'in üzerinde liderin katılımı ile gerçekleşen Global Compact Liderler Zirvesi'ne TED Genel Başkanı Sel-
K O L E J L ‹ L E R
çuk Pehlivanoğlu da katıldı. Türkiye'den Ali Y. Koç, Emin Sazak, Gül Elpek, Hansın Doğan, Hasan Yalınkaya, Hüsnü Akhan, Işık Elpek, Kadri Özen, Oya Ünlü Kızıl, Samih Yedievli, Semra Feriha Aşcigil, Settar Dinler, Ulrika Richardson Golinski ve Yılmaz Argüden'in de katıldığı Liderler Zirvesinde Selçuk Pehlivanoğlu eğitim alanında tek sivil toplum lideri olarak yer aldı. Küresel İlkeler Sözleşmesi; insan haklarının korunması, geliştirilmesi, desteklenmesi ve insan hakları ihlallerine karşı durulması, istihdam ve iş yaşamında evrensel değerlerin uygulanması, çevre bilincinin ve sorumluluğunun geliştirilmesine yönelik girişimlerle çevresel güçlüklerin üstesinden gelinmesi ve yolsuzluğun her tür ve biçimi ile mücadele edilmesi ilkeleri üzerine kurulmuştur.
Cenevre'de gerçekleştirilen Zirvede, liderler uluslararası toplumun ve iş dünyasının işbirliği içinde insan haklarını geliştirerek, çevreyi koruyarak ve yolsuzluklarla mücadele ederek sürdürülebilir bir refahın nasıl oluşturulabileceğini ve evrensel değerlerin toplum ve
iş yaşamı ile nasıl bütünleştirilebileceğini değerlendirerek Global Compact Cenevre Deklarasyonu'nu yayınlamışlardır.
(www.ted.org.tr/duyurular)
kampüs
71
2007-2008 E¤itim Ö¤retim Y›l›n›n Tüm TED Ankara Koleji Ö¤rencilerine
Sa¤l›k, Mutluluk ve Baflar› Getirmesini Diliyoruz…
TED Ankara Koleji ‹lkö¤retim Okulu 1. S›n›flar ve Lise K›sm›, E¤itim Ö¤retime Bir Hafta Erken Bafllad›
Okula uyum programı çerçevesinde TED Ankara Koleji İlköğretim Okulu 1. sınıf öğrencileri için ders zili 10 Eylül Pazartesi günü çaldı. 10-14 Eylül tarihleri arasında okula yarım gün devam eden minik Kolejliler, gün içinde drama, müzik ve oyunlar eşliğinde çeşitli
faaliyetlere katılarak okul kurallarını öğrendiler, hem okulu hem de sınıf arkadaşlarını tanıma fırsatı buldular.
‹lkö¤retim Okulu 17 Eylül'de Ders Bafl› Yapt›
TED Ankara Koleji'nde İlköğretim 1. sınıf ve Lise öğrencilerinin ardından, İlköğretim Okulu 2.-8. sınıf öğrencileri de 17 Eylül Pazartesi günü ders başı
yaptılar. 2007-2008 eğitim öğretim yılının açılış töreni için İlköğretim Okulu
I. Kademe bahçesinde toplanan binlerce öğrenci, velileri ve öğretmenleri ile
birlikte, çoşku ve heyecanla İstiklal Marşını okudular.
İlköğretim Okulu Müdürü Merih Törüner, yaptığı açılış konuşmasında öğrencilere seslenerek: "Bugünün küçükleri, yarının büyükleri olacak sizler
laik Türkiye Cumhuriyeti'nin emanetçileri olacaksınız. Hepinize sağlıklı ve
başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum." dedi.
K O L E J L ‹ L E R
TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi de eğitim öğretime bu yıl bir
hafta erken başladı. 10 Eylül tarihinde Lise kısmında gerçekleştirilen açılış töreninde Lise Müdürü Melike Toklucu, yeni eğitim ve öğretim yılına başlamanın heyecan ve sevinci içinde olan öğrenci ve
velilere sağlıklı, başarılı bir ders yılı diledi. Toklucu, öğretim yılı
açış konuşmasında; globalleşen dünyada katıldığı yarışta, milli
benliğini unutmayan, hep ileri ve çağdaş, saygılı, terbiyeli, herşeyden önce insan olduğunun bilincinde olan, farklı olabilen ama aynı
zamanda bu farklılıklarının bütünü bozmamasına dikkat eden bireylerin eninde sonunda mutlaka başarıyı yakalayacağına olan
inancını dile getirdi.
kampüs
72
Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti Milli E¤itim Bakan› ve
T.C. D›fliflleri Bakanl›¤› Heyeti TED Ankara Koleji'ni Ziyaret Etti.
K O L E J L ‹ L E R
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Canan Öztoprak, T.C. Başbakanlık ve T.C. Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle
birlikte 2 Temmuz 2007 Pazartesi günü TED Ankara Koleji'ne bir ziyaret gerçekleştirdi.
Bakan Canan Öztoprak'ın yanı sıra KKTC Ankara Büyükelçisi Dr. Tamer Gazioğlu, T.C. Başbakanlık Kıbrıs
İşleri Başkomiseri Büyükelçi Murat Oğuz, T.C. Dışişleri Bakanlığı Havacılık ve Denizcilik, İkili Siyasi İşler
Genel Müdürü Büyükelçi Berki Dibek'in hazır bulunduğu ziyarette konuklar, Türk Eğitim Derneği Genel
Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Ertuğrul Dokuzoğlu,
TED Ankara Koleji Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sunullah Salırlı ve Genel Müdür Sevinç Atabay tarafından ağırlandılar.
KKTC Milli Eğitim Bakanı Canan Öztoprak ve beraberindeki heyet okulu gezerek, kampüs ve eğitim-öğretim programları hakkında detaylı bilgi edindiler.
Dünyanın en büyük ilk ve orta öğretim kampüsü olma
özelliğini taşıyan İncek Kampüsü hakkındaki brifingin
verildiği öğle yemeğinde ağırlanan konuklar, okulumuzdan son derece olumlu izlenimlerle ayrıldılar.
kampüs
73
2007 Mezunlar›m›z ‹ncek Kampüsü Stadyumunda Düzenlenen
Muhteflem Törenlerde Kep Giydiler.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan
törenlerde Lise Müdürü Melike Toklucu ve
İlköğretim Okulu Müdürü Merih Törüner
öğrencilere ve velilere hitaben konuşmalarını yaptılar. Melike Toklucu, mezunlarımızın;
TED Ankara Kolejli olma kimliğinin getirdiği sevgi, bilgi ve inançları, değer kaybı olmadan bir ömür boyu hatırlamalarını, yeni
ufuklara yelken açarken sevgi dolu eğitim
yuvalarını hiç unutmamalarını diledi.
Öğrencilerini Lise öğrenimlerine uğurlayan
Merih Törüner ise “Sekiz yıl boyunca Atatürkçü düşünce çerçevesinde en yeni metod
ve tekniklerle, sizleri en iyi ve en güzel bilgilerle donattık. Sizlere emeği geçen öğretmen,
idareci ve velilerinizi yürekten kutluyorum.
Sizlere inanıyor, sizlere güveniyorum." diyerek duygularını ifade etti.
K O L E J L ‹ L E R
TED Ankara Koleji Vakfı Okulları 24 ve 25 Haziran 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen törenlerle yüzlerce öğrencisini öğrenim hayatlarının bir sonraki basamağına uğurladı. TED Ankara Koleji tarihinde ilk kez Kolejimizin yeni yuvasında, İncek Kampüsü bünyesinde
yer alan stadyumda, havai fişek gösterileri eşliğinde gerçekleştirilen törende öğrenciler ve velileri yaşam boyu hatırlayacakları güzel
bir gece geçirdiler. 2006-2007 öğretim yılında TED Ankara Koleji Özel Lisesinden 431, İlköğretim Okulundan 653 ve Anaokulundan
150 öğrencimiz mezun oldu.
kampüs
74
Törenlerde okul düzeyinde ilk üçe giren öğrencilerin isimleri açıklandı. Lise kısmı okul
birincisi Yiğit Onay (11/S), okul ikincisi Doğa Can Gülhan (11/D), okul üçüncüsü Gözde Özönder (11/İ) ve İlköğretim Okulunda
okul birincisi Sanem Pınar UYSAL (8/V),
okul ikincisi Abdullah Alp Kaan ÇELİK
(8/S), okul üçüncüsü Ayşe Selin ÇAKMAK
(8/L) oldu. Başarılı öğrenciler, Türk Eğitim
Derneği, TED Ankara Koleji Vakfı Yönetim
Kurulu ve TED Ankara Koleji Mezunları
Derneği adına verilen ödüllerini ve beratlarını yönetim kurulu üyelerinin ellerinden
aldılar. İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği
ve Koruma Derneği de öğrencilere çeşitli
hediyeler sundular.
2006-2007 öğretim yılı boyunca spor branşlarında dereceye giren takımlar, milli olan
sporcular ve çeşitli ulusal ve uluslararası
platformlarda gerçekleştirilen yarışma ve etkinliklerde okulumuzu başarıyla temsil eden öğrenciler de ödüllerini yöneticilerin ellerinden aldılar.
K O L E J L ‹ L E R
Başarılı öğrenciler törende duygu dolu konuşmalar yaptılar ve onları bugünlere taşıyan öğretmenlerine şükranlarını sundular. Öğretmenlerinin ve idarecilerin ellerinden diplomalarını alan öğrenciler, alkışlarla ve coşkuyla keplerini havaya fırlattılar. Birbirlerine
sarılarak havai fişek gösterisini izleyen öğrencilerin arasına, sahaya inen veliler de çocuklarını kucaklayarak onların sevinçlerine ortak oldular.
kampüs
75
Onurluyuz, Gururluyuz!
TED Ankara Koleji 2006-2007 Mezunlar›n›n ÖSS Baflar›s›
TED Ankara Koleji Vakf› Özel Lisesinden ÖSS s›nav›na giren 431 ö¤renciden 424'ü üniversitelerin 4 y›ll›k
bölümlerine, 7 ö¤renci ise 2 y›ll›k bölümlere yerlefltirilme hakk› elde ederek %100'lük bir baflar› sa¤lad›lar. ‹lk 1000'lik dilimde ise çeflitli puan türlerinde 15 ö¤renci yer ald›.
ÖSS 2007'DE TED ANKARA KOLEJ‹ VAKFI ÖZEL L‹SES‹NDEN
‹LK 1000'E G‹REN Ö⁄RENC‹LER‹M‹Z
2. DO⁄A CAN GÜLHAN (FB) OKUL ‹K‹NC‹M‹Z
SAY 1 TÜRK‹YE 17.S‹
EA1 TÜRK‹YE 19.SU
SÖZ1 TÜRK‹YE 27.S‹
SAY2 TÜRK‹YE 174.SÜ
3. ECE BORAN (FB)
SAY2 TÜRK‹YE 133.SÜ
SAY1 TÜRK‹YE 135.S‹
EA1 TÜRK‹YE 143.SÜ
SÖZ1 TÜRK‹YE 213.SÜ
4. CEM fi‹MfiEK (FB)
SAY2 TÜRK‹YE 142.S‹
SÖZ1 TÜRK‹YE 815.S‹
5. TOYGAR BAKKALO⁄LU (FB)
SAY1 TÜRK‹YE 295.S‹
EA1 TÜRK‹YE 295.S‹
SAY2 TÜRK‹YE 371.S‹
SÖZ1 TÜRK‹YE 522.S‹
6. GÖKÇE NAZ KÜÇÜKBAfi (FB)
SÖZ1 TÜRK‹YE 373.SÜ
SAY1 TÜRK‹YE 815.S‹
EA1 TÜRK‹YE 819.SU
7. MERVE SARIIfiIK (TM)
EA2 TÜRK‹YE 429.SU
8. BER‹L ERK‹N (FB)
SAY1 TÜRK‹YE 524.SÜ
EA1 TÜRK‹YE 528.S‹
SAY2 TÜRK‹YE 791.S‹
9. BEGÜM ÖKTEM (FB)
SÖZ1 TÜRK‹YE 662.S‹
10. Y‹⁄‹T K‹PMAN (FB)
SAY2 TÜRK‹YE 710.SU
11. O⁄UZHAN GENÇO⁄LU (FB)
SAY2 TÜRK‹YE 713.SÜ
12. ÇA⁄LA ERDO⁄AN (TM)
EA2 TÜRK‹YE 794.SÜ
13. ES‹N AKSOY (YD)
D‹L TÜRK‹YE 824.SÜ
14. GÖKSU SARIGÖL (TM)
EA2 TÜRK‹YE 901.S‹
15. CANSU RÜZGAR (TM)
EA2 TÜRK‹YE 926.SI
Ö⁄RENC‹LER‹M‹Z‹ YÜREKTEN KUTLUYOR, BAfiARILARININ DEVAMINI D‹L‹YORUZ.
K O L E J L ‹ L E R
1. Y‹⁄‹T ONAY (TM) OKUL B‹R‹NC‹M‹Z
SÖZ 2 TÜRK‹YE 13.SÜ
EA2 TÜRK‹YE 27.S‹
Ulaflamad›¤›m›z ve
yay›nlayamad›¤›m›z kay›plar›m›za
Allah’tan rahmet, sevenlerine
baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Bu sayfan›n hep bofl kalmas›
dile¤iyle…
TED Çelenk Ba¤›fllar›n›z için;
444 0 TED
444 0 833
kaybettiklerimiz
77
Kaybettiklerimiz
CEYDA ÇOLAKOGLU '95
(1977-2007)
Uzman Psikolog Ceyda Çolaklo¤lu 1995 y›l›nda TED Ankara Koleji'nden mezun
olduktan sonra 2001 y›l›nda Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünü baflar›yla bitirdi. Hüfam Finansal Araflt›rmalar Merkezinde ‹nsan Kaynaklar› Sertifika
Program›na kat›lan Çolako¤lu, 2003-2005 y›llar› aras›nda da ‹stanbul Ticaret
Üniversitesinde Uygulamal› Psikoloji Yüksek Lisans›'n› tamamlad›.
Önce, Bar›fl Çocuk Sa¤l›¤› ve Hizmetleri'nde ard›ndan da Türk E¤itim Derne¤i
Genel Merkezinde uzman psikolog olarak hizmet verdi. Madalyon Psikiyatri
Merkezinde uzman psikolog olarak çal›flan Ceyda Çolako¤lunu'nun ailesine ve
sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.
CEM‹LE AYTAÇ
27 Temmuz 2007
Cumhuriyetimizin ilk ö¤retmenlerinden olan Cemile Aytaç'a Allah'tan rahmet, sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.
BEDR‹YE GÜDÜLLÜO⁄LU ‘42
SEM‹RAM‹S YAZICI
26 Haziran 2007
Emekli Edebiyat Ö¤retmenlerimizden Semiramis Yaz›c› 26 Temmuz 2007 günü aram›zdan ayr›ld›. Ailesine ve
sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Kaybettiklerimize Allahtan Rahmet, Baflta Yak›nlar› Olmak Üzere Tüm Kolej Camias›na Baflsa¤l›¤› Diliyoruz.
K O L E J L ‹ L E R
Bedriye Güdüllüo¤lu’42 aram›zdan ayr›lm›flt›r. Kendisine Allah'tan rahmet, sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.
indirimli kurulufllar
78
indirimli kurulufllar
SA⁄LIK
Z‹YABEY CADDES‹ 3. SOKAK NO:15
BALGAT/ANKARA
TEL: 0.312 207 90 00
www.akpoltipmerkezi.com
AKPOL TIP MERKEZ‹
25
%
FAKÜLTELER MAH. KUTLUGÜN SOK.
NO:6 CEBEC‹/ANKARA
www.cebecitipmerkezi.com.tr
TEL: 0312 562 20 00
CEBEC‹ TIP MERKEZ‹
80
%60
TETK‹KLERDE
%
TIP MERKEZ‹M‹Z‹N SSK-BA⁄KUR-EMEKL‹ SANDI⁄I ‹LE ANLAfiMASI MEVCUTTUR.
ÖZEL
MUAYENEDE
DENTAL‹UM A⁄IZ VE D‹fi SA⁄LI⁄I MERKEZ‹
TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN
C‹NNAH CAD.12/3 KAVAKLIDERE/ANKARA
TEL: 0312/4686811 • FAX: 0312/ 4686815 • www.dentalium.com.tr
Bu¤day sok. 2/10
Kavakl›dere/ANKARA
LA V‹E LAZER
GÜZELL‹K MERKEZ‹
Tel: 0312 467 12 48-49
MEDLAB
‹ran Caddesi N:13/13 Kavakl›dere
ANKARA Tel:467 19 54
MED-LAB Aile Doktorlu¤u
Tan› ve Check-Up Merkezi
TUNUS CAD. 79/3 KAT:1 ÇANKAYA/ ANKARA
www.mylab.com.tr
TEL: 0312 468 68 95
MYLAB
DR. GÜLLÜ SERDARO⁄LU (PER‹ODONT‹ST) D‹fi HEK‹M‹ VE D‹fiET‹ HASTALIKLARI UZMANI
S‹MON BOL‹VAR CADDES‹ NO:9/5ÇANKAYA ANKARA Tel:0 312 439 61 11
TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN
DENTALAND A⁄IZ VE D‹fi SA⁄LI⁄I POL‹KL‹N‹⁄‹
DR. MED‹HA ELDEM SOKAK NO:81/28 KAT:4 KOCATEPE/ANKARA
TEL:312- 4193344
TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN
Arjantin cad. 15/7
Gaziosmanpafla/ANKARA
TEL:0312 428 65 66
EP‹DERM CLINIC
Lazer, epilasyon ve Güzellik Merkezi
Op. Dr. CAN ÖZTEK‹N
Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzman›
Tunal›hilmi Cad.54/2 Kavakl›dere
TEL: 418 44 46
ESTET‹K PLAST‹K CERRAH‹ KL‹N‹⁄‹
ARJANT‹N CADDES‹ 17/8 G.O.P. 06700 ANKARA
TEL: 0.312 467 26 26 • FAX: 0.312 467 26 44
www.estelazerankara.com
ESTELAZER
K O L E J L ‹ L E R
GEN-ART
25
%20
%20
%10
%
C‹NNAH CAD. 47/A ÇANKAYA/ANKARA
www.genart.com.tr
TEL: 0312 442 68 84
25
%25
LAB.RAD
KOZA SOK.47/6-8 GOP/ANK
TEL:0312-4421300
‹LG‹ SA⁄LIK KURULUfiLARI
‹NTEGRA
TIBB‹ GÖRÜNTÜLEME MERKEZ‹
IQS S‹GARA BIRAKMA MERKEZ‹
Tahran Cad. No: 38
Kavakl›dere/ANKARA
TEL: 466 59 61
KENNDY CAD. 13/7 06680
KAVAKLIDERE/ANKARA
www.iqsturkey.com
TUNALI H‹LM‹ CAD. BÜKLÜM SOK.
NO:53 KAT:1/2
KAVAKLIDERE KADIN SA⁄LI⁄I
KAVAKLIDERE/ANKARA
VE TÜP BEBEK MERKEZ‹
www.kavaklideresaglik.com
%
MAMM
30
%20
%20
%
NOVARA MED‹KAL ESTET‹K
VE LAZER EP‹LASYON KL‹N‹⁄‹
F‹L‹ST‹N SOKAK NO:51/2 GOP./ANK
www.novaraturkiye.com.tr
BA⁄DAT CAD.NOTER SOK.SEMA APT.NO:53
DA‹RE:1 fiAfiKINBAKKAL/‹ST
TEL: 02163960002
ERSA SA⁄LIKLI YAfiAM TEKNOLOJ‹LER‹
www.oxymate.com
OXYMATE OKS‹JEN BARLARI
PARKMED A‹LE DOKTORLU⁄U TANI
VE CHECK-UP MERKEZ‹
PRIMER TIBB‹
GÖRÜNTÜLEME MERKEZ‹
Cinnah Cad. No:1/1
Kavakl›dere/ANKARA
TEL: 0.312 428 22 00
FAX: 0.312 428 22 02
BESTEKÂR SOK. NO:45-47A
ÇANKAYA/ ANKARA
TEL: 0312 467 33 55
20
%20
%30
%25
%10
%25
%30
%
PROF.DR.ALTAN DO⁄AN D‹fi HEK‹M‹
TÜRK D‹fiHEK‹MLER‹ B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN
TUNUS CADDES‹ 79/6 KAVAKLIDERE/ANK • Tel: 0312/ 4689407
PROF. DR. ESAT ORHON'UN MUAYENEHANES‹
TÜRK TAB‹BLER B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN
BÜKLÜM SOK. NO:53 KAT:3 KAVAKLIDERE/ANKARA
TEL: 0312 426 30 00
PROF. DR. YUSUF PEKER (GENEL CERRAH‹ UZMANI)
TÜRK TAB‹BLER B‹RL‹⁄‹ ASGAR‹ ÜCRET TAR‹FES‹ ÜZER‹NDEN
2. SELAN‹K CAD. NO:66/7 KIZILAY/ANKARA
TEL: 0312 418 09 42
SVM KL‹N‹K
U⁄UR MUMCU SOK.3/3-2
GOP/ANKARA
TEL: 0312 436 76 76
TUNALI H‹LM‹ CAD. BÜKLÜM SOK. NO:53
KAVAKLIDERE/ANKARA
YAfiAM BANKASI
www.kordonkanibankasi.com
KORDON KANI BANKASI
TEL: 0312 467 22 88
20
%15
%
indirimli kurulufllar
79
KONAKLAMA
HOTEL CAP‹TAL PLAZA
FORA APART OTEL AL‹ OSMAN ÇET‹NER CAD.
NO:11 KUMLUK PLAJI DATÇA/MU⁄LA
TEL: 0252 7124800 • FAX: 0252 712 0540
FORA APART OTEL (DATÇA)
www.otelfora.com
GMK BULVARI NO:135
TANDO⁄AN/ANK
www.ilciresidence.com
MEGA RESIDENCE HOTELS
TAHRAN CAD. NO:5 KAVAKLIDERE
ANKARA TEL: 468 54 00
EYTAM CAD. NO:33 TEfiV‹K‹YE
‹STANBUL Tel: 0 212 231 31 61
AFYON-KÜTAHYA KARAYOLU 14.KM.
AFYONKARAH‹SAR
TEL: 0272 251 50 11
www.omerthermal..com.tr
ÖMER THERMAL TAT‹L KÖYÜ/AFYON
‹.KAM‹L ÖNER CAD.220 SOK. MARMAR‹S
TEL: 0252-4124050 - 0252-4122583
FAX:0252-4139704
YEN‹ OTEL
TEL:0312/ 3104720 • 0312/ 3246111
ULUS SANAY‹ CAD. NO:5/B 06050
www.hotelyeni.com
RESTAURANT&CAFE
CITY RESIDENCE HOTEL VE
TERRASSE RESTAURANT
CAFE KAHVE
SHAKESBEER&WINE
Oyak 2. Cad. 16 sok. No:8
Çankaya/ANKARA
TEL: 495 01 02 - FAX: 495 48 44
U¤ur Mumcu cad. No:12
Gaziosmanpafla/ANKARA
TEL:446 20 51 - 446 20 13
FENER KALAMIfi CAD.NO:77/A
FENERBAHÇE/‹STANBUL
AL‹YE- ALINEWEDDING
BOUTIQUE BAfiAK
F‹L‹ST‹N CAD. 19/4 GOP./ANK.
TEL:0312 437 20 70
www.aliye.com.tr
www.alinewedding.com
VAKANA BEACH HOTEL
GÖZTEPE ‹fi MERKEZ‹ NO:110/24
‹STASYON CAD. GÖZTEPE/‹STANBUL
www.butikbasak.com
TEL: 0216 360 18 83
ABAY KUNANBAY CAD.NO:6/B
KAVAKLIDERE/ANKARA
Tel:0312 426 46 520312 428 12 02
YES‹M TEKS LTD. fiT‹
FOTO⁄RAF
FOTO⁄RAF BASKI H‹ZMETLER‹
VE TUR‹ZM LTD. fiT‹.
FOND‹ COLOR
FOTO⁄RAF VE
V‹DEO SERV‹S‹
15%10
%
Kavac›k Cumhuriyet Cad.Oman›ml›
Ǜkmaz Sk. Altay Han Apt. 8/2
Beykoz/‹STANBUL
Tel: 0216 5371684
www.e-cicek.net • www.fotograf.com
SELAN‹K CAD.65/1
KOCATEPE-ANKARA
TEL:0312-4185261
MÜZ‹K
20
%10
%10
%10
%25
%5
%25
%20
%15
%
+2 DERS ÜCRETS‹Z
Arjantin Cad. No: 17/7 Kavakl›dere/ANKARA
Tel: 0.312 468 91 31 pbx • Fax: 0.312 468 91 42
SUNA KORAT ACADEM‹
www.sunakorat.com • [email protected]
ÖZEL DÖNEMLER
HAR‹Ç
ARJANT‹N CAD.ATTAR SOK.NO:10 GOP/ANK
www.sushico.com.tr
Yeflim Sitesi 14. Blok Daire: 4
G‹NZA BY SUSHICO CHINESE IN TOWN
Ataflehir/‹STANBUL
VE SUSHICO CHINESE IN TOWN
TEL: 0.216 455 44 95
TEKST‹L
fiAFAK PERDE - ÇEY‹Z,
EV TEKST‹L‹
KAPI F‹YATLARI
ÜZER‹NDEN
KONYA YOLU NO:84 BALGAT/‹ST
TEL: 0312/2876065
FAX: 0312/2844434
‹LC‹
RESIDENCE HOTEL
30
%50
%10
%50
%50
%10
%50
%50
%40
%10
%10
%10
%10
%
REfi‹T GAL‹P CAD. 53/A GOP.-ANK
TEL:0312-4373979
FAX: 0312-4373981
www.safakperde.com
SOLOMUS‹C
BAYINDIR 1.SOK.27/40 AKSOY ÇARfiISI
KIZILAY/ANK
TEL: 0312/4333876 • FAX: 0312/4333876
www.solomusicankara.com
M‹MARLIK
KENEDY CAD. 18/10 KAVAKLIDERE/ANK
TEL:0312/4689313
FAX:0312/4689312
www.acmimarlik.com
AC PROJE TASARIM M‹MARLIK LTD.fiT‹.
DANIfiMANLIK
CUMHUR‹YET CAD. ENG‹N APT. NO:283
CND E⁄‹T‹M VE
DANIfiMANLIK
KAT: 7 HARB‹YE/ ‹STANBUL
www.cnd.gen.tr
MODA EV‹
DIfiAVURUM HAUTE COUTURE
MODA EV‹ VE ORGAN‹ZASYON
SÖ⁄ÜTLEfiME CAD. KARATEK‹N ‹fi
MERKEZ‹ NO:65 KAT:2 KADIKÖY/‹STANBUL
www.gelinlikcim.net
OTOMOT‹V
10
OR‹J‹NAL
PARÇADA
ESK‹ H‹SAR
SATIfi VE SERV‹S A.fi.
HAVAALANI YOLU 7. KM.
YUNUS EMRE CAD. NO:1
PURSAKLAR/ANKARA
%
YA⁄DA
25 %25
‹fiÇ‹L‹KTE
%
‹NfiAAT
21.CD.617.SK.NO:1/49 ‹VOGSAN-OST‹M/ANKARA
TEL: 0312/3942158
FAX: 03123942159
KALL‹MAK LTD.fiT‹.
www.kallimak.com.tr
(OKB H‹DROL‹K KAYA KIRICILARI)
S‹GORTA
KOCATEPE OLGUNLAR SOKAK 36/5
KAVAKLIDERE/ANKARA
TEL NO: 0312 4251383
KAVAKLIDERE UMUT S‹GORTA ARACILIK
FAX: 0312 4185791
H‹ZMETLER‹ SANAY‹ VE T‹CARET L‹M‹TED fi‹RKET‹
2
%10
%
TUR‹ZM
KULEL‹ SOK. NO:22/1 GOP./ANK
TEL: 0312/4465446
FAX: 0312/4468096
TURMEK EMEK TURZ.SEY.ACENTASI VE
www.turmak.com.tr
TUR‹ZM ‹fiLETMELER‹ A.fi.
Uçak Bileti Sat›fllar›
Di¤er Hizmetler
5
%
3
%
K O L E J L ‹ L E R
ANKARA O⁄ULTÜRK
HOTEL
RÜZGARLI Efi DOST SOKAK NO:6 ULUS/ANK
TEL:0312-3092900 • FAX:0312-3118321
www.ogulturk.com
torch
80
Günün yorgunlu¤unu s›cak sohbetler
eflli¤inde atmak isteyen Kolejlilerin
buluflma noktas› olan Torch,
mezunlar›m›z› a¤›rlamaya devam ediyor...
Torch
PAZARTES‹
Torch art›k pazartesi günleri de hizmetinizde. Üstelik tüm gün %30 HAPPY
DAY indirimi ile...
K O L E J L ‹ L E R
ÇARfiAMBA
SENIORS & JUNIORS Orkestras›
eflli¤inde jazz ve hafif müzik dinletisi
eflli¤inde hafta ortas› e¤lencesi...
CUMA, CUMARTES‹
SENIORS & JUNIORS Orkestras› ile
jazz ve dans geceleri, 1950-60 ve
70'lerin en sevilen dans parçalar›n›n yan›
s›ra, Latin müzi¤inin ve günümüz Türkçe
parçalar›ndan sevilen örnekler...
Cuma ve Cumartesi akflamlar› Torch misafirlerine unutulmaz anlar yaflatacak olan
SENIORS & JUNIORS Orkestras› ad›ndan da anlafl›laca¤› gibi k›demlilerden ve gençlerden olufluyor.
Senyörlerin bir bölümünün müzik yaflant›lar› 1960’lar›n ortalar›na giderken, zaman içerisinde kaydedilen geliflmeler ve orkestraya kat›lan gençlerle birlikte repertuarlar› oldukça zenginleflmifl.
Piyano ve Ork fiefi
Trompet
Trombon
Tenor Sax
Davul
: Taner AKANSEL
: Mustafa ÇINAR
: Fahrettin BIYIK
: Zeki YILMAZ
: Do¤u NEB‹O⁄LU
Torch, mezunlar›m›z›n özel günlerinde de yanlar›nda olmaya devam ediyor. 2007 ilkbahar - yaz
sezonunda mezunlar›m›z mutluluklar›na ilk ''EVET'' demenin keyfini TORCH'ta yaflad›lar.
Bu özel günlerinde TORCH'u seçen mezunlar›m›z flefin özel olarak haz›rlam›fl oldu¤u
zengin mönüler ve kendileri için haz›rlanan dü¤ün organizasyonlar› eflli¤inde mutluluklar›n›
özel gecede kutlad›lar.
Flüt
Bass Gitar
Orkestran›n Solisti
: Bolkan fi‹MfiEK
: Can AKANSEL
: ‹zzet END‹
K›z›l›rmak Sokak No:8 Kocatepe/ANKARA
Tel: 0.312 417 50 57

Benzer belgeler