economıc agenda - T-Bank

Transkript

economıc agenda - T-Bank
29 Ağustos 2013
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...
Dış ticaret açığı Temmuz'da enerji, otomotive ve altın ithalatındaki artış sonucu
ithalatın tahminlerin üzerinde gelmesine paralel yüzde 22.5 artarak 9.81 milyar
dolar oldu. Dış ticaret açığı yılın ilk yedi ayında ise yüzde 18.3 artarak 60.46
milyar dolar oldu. İhracat Temmuz ayında yüzde 2.2 artarak 13.11 milyar dolar,
ithalat yüzde 10 artarak 22.92 milyar dolar olarak gerçekleşti. Mevsim ve
takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2013 Temmuz ayında bir önceki
aya göre ihracat yüzde 2.1 artarken, ithalat yüzde 2.4 azaldı. Takvim
etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2013 yılı Temmuz ayında önceki yılın
aynı ayına göre ihracat yüzde 0.9 azaldı ithalat yüzde 6.1 arttı. Enerji ithalatı
Temmuz'da geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4.9 artarak 4.7 milyar dolar
olurken, Ocak-Temmuz döneminde ise yüzde 6.5 azalarak, 31.86 milyar dolar
seviyesinde gerçekleşti. Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller,
inciler, taklit mücevherci eşyası ithalatı Temmuz'da geçen yılın aynı ayına
göre yüzde 13.5 azalışla 1.72 milyar dolar, ilk yedi ayda ise yüzde 90.8 artışla
11.69 milyar dolar oldu. Avrupa Birliği'nin (AB) ihracattaki payı 2012 Temmuz
ayında yüzde 34.6 iken, 2013 Temmuz ayında yüzde 41.5'e yükseldi. AB'ye
yapılan ihracat, 2012 yılının aynı ayına göre yüzde 22.7 artarak 5.45 milyar dolar
olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2012 Temmuz ayında yüzde
61.6 iken, 2013 Temmuz ayında yüzde 57.2'ye geriledi.
Merkez Bankası, imalat sanayinde kapasite kullanım oranının (KKO) Ağustos
ayında, geçen yılın aynı ayına göre 1.2 puan artarak yüzde 75.5 seviyesinde
gerçekleştiğini açıkladı. KKO, Temmuz ayında da aynı seviyede gerçekleşmişti.
Merkez Bankası reel kesim güven endeksi Ağustos ayında bir önceki aya göre
1.2 puan azalarak 107.5 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsellikten arındırılmış
reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre 0.6 puan artarak 105.7 seviyesinde
gerçekleşti.
Tüketici güven endeksi Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1.6 azalarak
77.2 değerine geriledi. Endeksin alt kalemlerinden gelecek 12 aylık dönemde
tasarruf etme ihtimali endeksi bir önceki aya göre yüzde 10.4 azaldı. Temmuz'da
105.1 olan genel ekonomik durum beklentisi endeksi bir önceki aya göre yüzde 2
azalırken, hanenin gelecek 12 aylık döneme ilişkin maddi durum beklentisi
endeksi bir önceki aya göre yüzde 1.3 azaldı.
TCMB
Başkanı
Başçı faiz artışı
yapılmayacağını
söyledi...
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, piyasanın TCMB'den faiz artışı beklentisine
girmemesi gerektiğini, TL'deki değer kaybını döviz tarafında yapacakları "enteresan
manevralar" ile durduracaklarını belirterek; dolar/TL kurunun yıl sonunda 1.92'ye
gerilemesinin sürpriz olmaması gerektiğini söyledi. Başçı, Anadolu Ajansı servislerinden
AA Finans'a yaptığı açıklamada, piyasada oluşan faizin yıl sonuna kadar yüzde 6.75'in
altına düşmeyeceğini belirtti. Başçı, reel efektif döviz kuru endeksinin (REK) 110
çizgisinin altında olduğunu belirterek, REK'in aşırı değerli seviyesini geçmiş olmasının
bankayı rahatlattığını, bundan sonraki değer kayıplarının hepsinin geçici olacağını
kaydetti. TL'nin bu kadar zayıf olmasını gerektirecek temel bir sebep olmadığını
söyleyen Başçı, döviz kuru ile ilgili bu yükselişin geçici olduğunu, döviz pozisyonu
kapatmak için yanlış bir zaman olduğunu ve acele edilmemesi gerektiğini söyledi. Fed'in
tahvil alımlarını azaltacağı açıklamasının gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarına
neden olmasıyla Türkiye'de faizlerin ve döviz kurunun olması gerekenden daha fazla
1
artış kaydettiğini belirten Başçı, faiz tarafını rahatlattıktan sonra döviz kuru nereye
giderse gitsin; yanlışı görünce geri döneceğini ifade etti. Başçı, Türkiye'de yanlış
yaptığını anlayan yabancı yatırımcıların bunu fark ederek birkaç günde yeniden
pozisyon almaya başlayacağını da belirterek, bundan sonra TCMB'den gelen her
açıklamanın döviz kuru ve faiz üzerinde düşürücü etki yapacağını söyledi. Enflasyonun
TCMB'nin yıl sonu hedefi olan yüzde 6.2'ye düşene kadar piyasadaki faizin yüzde
6.75'in altına inmeyeceğini ancak faiz koridorunun üst bandı olan yüzde 7.75'in üstüne
de çıkmayacağını söyleyen Başçı ve faizle ilgili geri adım atmayacaklarını faizle ilgili
belirsizliği bitirdiklerini söyledi.
Dövize defansif ve ofansif olmak üzere iki tür müdahale yapılabildiğini belirten Başçı,
ofansif aracın dövize değer kazandırıcı yönde müdahale türü olduğunu ve dünyada çok
örneği bulunmadığını, bu nedenle piyasa oyuncularının bunu idrak edemediğini söyledi.
Başçı, bankanın döviz kurundaki değer kaybı trendini kırıp tekrar değer kazancı trendini
başlatabilecek çok kuvvetli mekanizmalarının var olduğunu belirtti ve strateji zamanı
geldikçe bunları devreye sokacaklarını ve çok rezerv kaybetmeden dövizin belini
kıracaklarını kaydetti. Başçı, TCMB'nin elindeki politika araçlarının çokluğuna dikkat
çekerek Pazartesi günü için açıkladıkları ek parasal sıkılaştırmanın önümüzdeki
dönemdeki döviz satışları için de bir örnek olacağını belirtti. Başçı, "Pazartesi tek gün ek
sıkılaştırma olacak. Orada en az 100 milyon dolar satıyoruz. Normal günde ise 50
milyon dolar. Burada yukarı yönlü esnekliğimiz var ancak bunu nadiren kullanırız.
Pazartesi günü uygulama dikkatle izlenmeli. Örnek olarak koyduk" dedi. Cari açıkta
öngörülenden daha iyi bir seviyede kalınabileceğini hatta aşağı yönde revizyonun da
mümkün olduğunu belirten Başçı, büyümede ise yıl sonunda yüzde 3-4 arasında
kalınabileceğini söyledi. Başçı konuşmasında, piyasadaki yıl sonu enflasyon
beklentilerinin TCMB beklentisinden daha yukarıda olmasının temel nedeninin döviz
kuru olduğunu söyledi. Ağustos'ta enflasyonun büyük ihtimalle beklentilerden iyi
geleceğini de belirten Başçı, uzun vadeli tahvil faizlerinin de yıl sonunda tek haneye
düşeceğini tahmin ettiğini söyledi.
Öte yandan, Merkez Bankası (TCMB) 2 Eylül'de bir günlük ek parasal sıkılaştırma (EPS)
uygulayacağını ve en az 100 milyon dolar tutarında döviz satım ihalesi açacağını
açıkladı. Güniçi döviz satım ihalelerini 1630'da gerçekleştiren TCMB, normal günde
minimum tutarı 50 milyon dolar, EPS günlerinde ise 100 milyon dolar olarak belirledi.
TCMB EPS dönemi ve minimum tutarı 1030'da duyurarak, bir defa artırılabiliyor. Ayrıca
EPS'de en son duyurulan minimum tutar EPS'yi takip eden ilk normal günde de geçerli
olacak.
Enerji
Bakanı,
BAE'li
TAQA'nın
Afşin-Elbistan'daki
yatırımla
ilgili
kararının tek taraflı
olduğunu söyledi...
Enerji Bakanı Taner Yıldız, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) enerji şirketi TAQA'nın AfşinElbistan Kömür Havzası'ndaki 12 milyar dolarlık projeden çıkmayı planlamasıyla ilgili
kararın tek taraflı ve tartışılır olduğunu belirterek, bunun siyasi gerekçelere
dayanmamasını ümit ettiğini söyledi. Elektrik Üretim AŞ ile TAQA arasındaki AfşinElbistan kömür havzasında 8,000 MW kapasiteli elektrik santrali yapımını içeren 12
milyar dolarlık hükümetlerarası anlaşma Ocak'ta imzalanmıştı. TAQA sözcüsü bu hafta
yaptığı açıklamada, Afşin-Elbistan'daki yatırım kararının 2014'e kadar ertelendiğini
belirtmiş, enerji sektöründen bir kaynak ise TAQA’nın bu projeden çıkmayı düşündüğünü
söylemişti. Anlaşma, Afşin-Elbistan Kömür Havzası'nda B, C, D, E ile G sahalarında yeni
santrallerin inşa edilmesi, işletilmesi, rehabilitasyonu, modernizasyonu ve yeni kömür
sahalarının geliştirilmesini içeriyor. Taner Yıldız, Afşin-Elbistan Kömür Havzası'yla ilgili
kararlılıklarından vazgeçmeyeceklerini, diğer ülkelerle görüşmeye başladıklarını
vurguladı.
2
Bankacılık
sektöründe krediler
16
Ağustos
itibarıyla
955.55
milyar TL oldu -
Bankacılık sektörü kredileri 16 Ağustos itibarıyla 955.55 milyar lira olurken; yıllık bazda
artış yaklaşık yüzde 27 olarak gerçekleşti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
(BDDK) verilerine göre, kredilerde geçen yıl sonuna göre artış ise yüzde 18.6 oldu.
Bankacılık sektöründe kredi toplamı, en son açıklanan 7 Ağustos'ta 951.7 milyar lira,
geçen yıl sonunda da 805.7 milyar lira seviyesindeydi. Krediler 7 Ağustos haftasından
16 Ağustos'a yüzde 0.40 artış kaydetti.
DÜNYA’DA BU HAFTA
Dünya ekonomisi...
ABD Başkanı Barack Obama, Suriye'de yapılan kimyasal silah saldırısı
nedeniyle bu ülkeye karşı hazırlanan askeri harekatın nedenlerini açıkladı
ancak müttefiki İngiltere ve ABD Kongresi'ndeki bazı engeller nedeniyle
operasyon gecikebilir. Obama, Suriye'deki iç savaşa müdahale etmenin
gerekçesini insani nedenlerden çok ABD'nin ulusal çıkarları zeminine oturttu ve
henüz karar vermediğini söylemesine rağmen yapılacak seçimin sadece
harekatın zamanı konusunda olduğunu ifade etti. Obama, Irak'ta yıllar süren
askeri angajman gibi olmayan ancak "amacı belli ve sınırlı" bir saldırının
kimyasal silah kullanımına izin verilmeyeceği mesajını yeterince ileteceğini
savundu. ABD yetkilileri en olası seçeneğin, Akdeniz'deki Amerikan savaş
gemilerinden fırlatılacak füzelerle birkaç gün sürecek sınırlı bir saldırı olduğunu
söylediler. İngiltere, Güvenlik Konseyi'ndeki diğer dört daimi üyeyle dün yaptığı
resmi olmayan toplantıda Suriyeli sivillerin korunması için Esad yönetimine karşı
askeri operasyona onay verilmesini istedi ancak toplantıdan bir karar çıkmadı.
Güvenlik Konseyi'ne getirilecek böyle bir girişimin Rusya ve Çin tarafından veto
edilmesi kaçınılmaz görülüyor. Obama kimyasal silahların İsrail, Türkiye ve
Ürdün gibi müttefikler için olduğu kadar, bölgedeki Amerikan üslerine karşı da
tehdit oluşturduğunu, ayrıca Suriye'deki kimyasal silahların yanlış ellere
geçmesiyle ABD'nin ulusal çıkarlarının tehlikeye gireceğini belirtti. Ancak
operasyonun zamanlamasını zorlaştıran bazı engeller ortaya çıkabilir. Bunlardan
biri, kimyasal saldırı ile ilgili denetlemeleri sürdüren Birleşmiş Milletler uzmanları
heyetinin hâlâ Suriye'de bulunması. Uluslararası müttefikleriyle danışmalarını
sürdüren ABD'de, Kongre'ye daha fazla danışılması için de baskı var. Olası bir
Suriye saldırısında önde gelen bir rol oynaması beklenen İngiltere ise, önceki
tavrını değiştirerek, harekete geçmeden önce denetçi raporunun BM'ye
sunulması gerektiğine ve İngiliz parlamentosunda da iki kez oylama yapılmasına
karar verdi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, yükselen tahvil
getirilerinin ekonomik toparlanmaya gölge düşürdüğünü belirtti. Moody's'den
yapılan açıklamada, gelişmiş ekonomilerdeki artan gösterge tahvil getirileri ile
gelişmekte olan ekonomilerdeki değer kaybeden para birimleri ve sermaye
çıkışlarının, küresel ekonomik toparlanma üzerinde olumsuz etki yarattığı ifade
edildi. Küresel ekonomik büyümenin, üç ay öncesine göre biraz daha zayıf
olmasının beklendiği aktarılan açıklamada, G-20’ye dahil gelişmiş ekonomilerin,
bu yıl yaklaşık yüzde 1,3, gelecek yıl ise yüzde 2 oranında büyümesinin
beklendiği belirtildi. Moody’s, gelişmekte olan ekonomilerin bu yıl için yaklaşık
yüzde 5,25 oranında, gelecek yıl ise yüzde 5,5 oranında büyümesini beklediğini
ifade etti. Açıklamada, küresel ekonominin görünümündeki risk dengesinin, hala
aşağı yönlü seyretmesindeki nedenler, "Euro Bölgesi'ndeki durgunluğu,
3
beklenenden daha derin olan kredi daralması ve kamu borç krizindeki
yoğunlaşma, potansiyel olarak tetikledi. Ana gelişmekte olan piyasalardaki
büyüme beklenenden daha yavaş oldu. Parasal genişlemeden çıkış önlemleri
düzensiz" şeklinde sıralandı.
IMF Başkanı Christine Lagarde, parasal genişleme programından çıkışın
yaklaşmasıyla daha fazla küresel koordinasyon çağrısı yaptı. Lagarde,
Japonya Merkez Bankası ya da Fed gibi merkez bankalarının önlemlerinin etkisi
konusunda belirli bir anlaşma olmasa da, yetkililer, olası dışsallıkları daha iyi
anlamasının gerektiğini savundu. Fed'in Jackson Hole'da her yıl düzenlediği
konferansta konuşan Lagarde, teşviklerin azaltılmasının yeni bir finansal
çalkantıya neden olması hâlinde, bazı ülkelerin kendi ülkelerindeki rüzgarlara
dayanamayabileceğini ifade etti.
ABD Merkez Bankası Fed, parasal genişleme önlemlerini azaltırken gelişmekte
olan piyasalardaki çalkantı tehdidinin göz önünde bulundurulmasına yönelik
uluslararası çağrıları geri çevirdi. Fed'in tahvil alımlarını azaltmasının, nakit çıkışı
ve yüksek borçlanma maliyetleri kanalıyla Hindistan'dan Türkiye'ye gelişmekte
olan ülkelere zarar verme riski, 24 Ağustos'ta sonlanan Jackson Hole
toplantılarında öne çıkan konu oldu. Fed'in aylık 85 milyar dolarlık varlık
alımlarını azaltırken odaklandığı tek noktanın Amerikan ekonomisi olduğunu
belirten Fed yetkilileri, bu satışların kendilerini ilgilendirmediğini dile getirdi.
Fed yetkililerinin gelişmekte olan ekonomilere kendilerini korumaları tavsiyesinde
bulunmasına rağmen Uluslararası Para Fonu ve Meksika Merkez Bankası
Başkanı Agustin Carstens, küresel büyümenin korunması için niyetlerini daha
iyi ifade etmeleri konusunda baskı yaptı. "Bizlerin Kongre'nin yasal varlıkları
olduğunu ve sadece ABD'nin çıkarlarına karşı sorumluluğumuz olduğunu
hatırlamanız gerekiyor" diyen Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart, diğer
ülkelerin bunu bir gerçek olarak kabul ederek, kendi ekonomileri için ilgili kararları
vermesinin gerektiğini söyledi. St. Louis Fed Başkanı James Bullard da
yalnızca gelişen piyasalardaki volatiliteye göre politika belirlemeyeceklerini dile
getirdi.
Güney Afrika Maliye Bakanı Pravin Gordhan, dünyanın önde gelen politika
yapıcılarının, gelişen piyasalar krizinin gelişmesinin önlenmesi için daha agresif
politikalar uygulaması gerektiğini söyleyerek, küresel sermaye akışları ve kur
volatilitesi konusunda daha büyük adım çağrısında bulundu. Gordhan, başta
para birimleri, daha sonra da algıdaki volatiliteyi azaltacak dünya genelinde,
uyumlu ve birleşmiş bir çözümün bulunması konusunda bir yetersizlik olduğunu
savundu. Hindistan ve Endonezya geçtiğimiz hafta zayıflayan para birimleri ve
düşen finansal piyasalardan ötürü büyük zarar görürken, Güney Afrika randı da
dolar karşısında bu yıl dibe vurarak, dünyanın en kötü performanslı para birimi
oldu.
ABD ekonomisinde
gelişmeler...
ABD Kongresi hükümetin borçlanma sınırını yükseltmek için yakında bir
uzlaşmaya varamazsa, Obama yönetimi Ekim ayı ortasında harcama yapamaz
duruma düşebilir. Hazine Bakanı Jack Lew, Kongre'deki parti liderlerine
gönderdiği mektupta, "Kongre ABD'nin yüksek itibarını korumak için bir an önce
harekete geçmelidir" dedi. Hükümetin 16.7 trilyon dolarlık borçlanma limiti var.
Yönetim Mayıs ayından bu yana nakit varlığını bazı olağanüstü önlemlerle
destekleyerek, kendisini ödemelerini yapamaz duruma düşmekten koruyor. Lew,
hükümetin borçlanma kapasitesini Ekim ayı ortasında dolduracağını ve bu tarihte
elinde harcayacak sadece 50 milyar dolar gibi, gerektiğinde bir günde bitebilecek
bir meblağ kalacağını söyledi. Lew, bu durumda hükümetin iflas konumuna
girmesinin kaçınılmaz olacağını ve bunun da yatırımcıların ABD'ye olan güvenini
4
sarsacağını belirtti. Borçlanma tavanı konusunda Kongre'de sert geçen
tartışmalar, 2011 yılında Obama yönetimini iflasın ucuna kadar getirmişti.
Cumhuriyetçi Parti, bu yıl harcama limitini artırma konusunu, Başkan Barack
Obama'nın halk sağlığı programını zayıflatacak bazı değişiklikleri zorlamak için
baskı aracı olarak kullanmak istiyor. Obama ise borç tavanının yükseltilmesini,
başka siyasi nedenler için pazarlık konusu yapmak istemiyor.
San Francisco Fed Başkanı John Williams, tahvil alımlarının azaltılması
sürecinde, küresel çapta koordinasyonlu bir iletişime ihtiyaç olduğunu
söyledi. Williams, "Ekonomiyi yeniden maksimum istihdam ve yüzde 2'ye yakın
enflasyon hedefine ulaştırmaya odaklanmalıyız" dedi. Aynı zamanda dünya
genelinde, ABD'nin para politikasını anlaşılır hâle getirmek için diğer merkez
bankalarıyla etkin bir şekilde iletişim kurulması gerektiğini savunan Williams, "Bu,
piyasalarda büyük çalkantıların olmasını önlemeye bir miktar yardımcı olabilir
dedi. Fed Açık Piyasa Komitesi 17-18 Eylül'de bir araya gelecek.
ABD'de dayanıklı mal siparişleri Temmuz'da yüzde 7.3 ile beklentilerin
üzerinde düşüş kaydetti. Dayanıklı mal siparişlerinin Temmuz'da yüzde 4
azalması bekleniyordu.
ABD'de tüketici güven endeksi Ağustos'ta 81.5 ile beklentilerin üzerinde
açıklandı. Endeksin 79 değerini alacağı tahmin ediliyordu. Daha önce endeksin
Temmuz ayı için 80.3 olarak açıklanan seviyesi ise 81'e revize edildi.
ABD'de konut fiyatları Haziran ayında neredeyse son 7 yılın en hızlı seviyesinde
yükseldi. Yirmi şehirdeki konut fiyatlarını takip eden S&P/Case-Shiller Endeksi
Haziran ayında bir önceki yıla göre yüzde 12.1 yükselirken, Mayıs ayında bu
rakam yüzde 12.2 olmuştu.
ABD'de sözleşmeleri imzalanan ve bekleyen konut satışları endeksi
Temmuz'da bir önceki aya göre yüzde 1.3 ile beklentilerin üzerinde düşüş
kaydetti. Satışlarda yüzde 0.5 düşüş olacağı tahmin ediliyordu.
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 24 Ağustos'ta sona eren haftada 331,000'e
geriledi ve beklentilerin hafif altında açıklandı. İşsizlik maaşı başvurularının
332,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 336,000 olarak açıklanan işsizlik
maaşı başvuruları 337,000'e revize edildi.
ABD'de gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) bu yılın ikinci çeyreğinde kaydettiği
büyüme, daha önce açıklanan yüzde 1.7 seviyesinden yüzde 2.5'e revize edildi
ve beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Aynı dönemde çekirdek PCE'deki artış
yüzde 0.8 ile beklentiler seviyesinde açıklandı. İkinci çeyrekte GSYH'deki
büyümenin yüzde 2.2'ye revize edilmesi, çekirdek PCE'deki artışın ise yüzde 0.8
olması bekleniyordu.
AB ekonomilerinde Almanya:
gelişmeler...
Ekonomik araştırma kuruluşu Ifo'nun verilerine göre, Alman iş dünyası eğilim
endeksi Ağustos'ta son 16 ayın en yüksek değeri olan 107.5'e çıkarak
beklentilerin üzerinde yükseldi. İş dünyası eğilim endeksinin Ağustos'ta 107
değerini alması bekleniyordu.
Almanya'da mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı Ağustos'ta yüzde
6.8 ile beklentiler seviyesinde açıklandı. Ülkedeki toplam işsiz sayısı ise 7,000
artarak 2.943 milyona yükseldi.
Almanya'da öncü veriye göre, Ağustos ayı enflasyonu yıllık bazda yüzde 1.5 ile
beklentilerin altında açıklandı. Enflasyonun Ağustos'ta yıllık bazda yüzde 1.7
olarak açıklanmasını bekleniyordu.
5
İtalya:
İtalya'nın iki yıllık borçlanma maliyeti, ülkede hükümet krizi çıkması olasılığına dair
endişelerle hafif yükseldi. İtalya'nın toplam 3.984 milyar euro borçlandığı ihalelerde iki
yıllık tahvilin getirisi, bir ay önceki ihaleye göre artarak yüzde 1.87 seviyesine yükseldi.
İtalya'da merkez solun lideri Guglielmo Epifani, eski başbakan Silvio Berlusconi'nin
partisi PDL'nin, Başbakan Enrico Letti'nin hükümetini düşürme tehdidinde bulunmasının
ardından, merkez sağın şantajlarına boyun eğmeyeceğini söyledi. PDL, Berlusconi'nin
parlamentodan çıkarılması halinde hükümeti düşürme tehdidinde bulunmuştu.
Macaristan:
Macaristan Merkez Bankası faiz oranlarını 20 baz puan düşürerek yüzde 3.8'e indirdi.
Faiz indiriminin 10 baz puan olması bekleniyordu.
Yunanistan:
Borç krizindeki Yunanistan'ın Maliye Bakanı Stournaras, ülkesinin mevcut kurtarma
paketinin şartlarını yeniden müzakere ederek borç yükünü hafifletmeye çalışabileceğini
söyledi. Stournaras, bunun faiz ödemelerinin indirilmesi ve 240 milyar euroluk
kredinin vadesinin uzatılması gibi değişiklikleri içerebileceğini belirtti. Yeni öneriler,
Yunan maliye bakanının Yunanistan'ın 10 milyar euroya daha ihtiyacının olabileceğini
söylemesinin ardından geldi.
Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble ay
başlarında ilk kez Yunanistan'ın fonlama açığını kapaması için yeni bir kurtarma
paketine daha ihtiyaç duyabileceğini söylemişti.
Diğer ekonomilerde Rusya:
gelişmeler...
Rusya Ekonomi Bakanlığı, ekonominin 2009'dan bu yana görülen en düşük büyümeyi
kaydetmesinin ardından 2013-2014 büyüme beklentilerini bu yıl ikinci kez düşürdü.
Ekonomi Bakanlığı 2013 büyüme beklentisini yüzde 2.4'ten yüzde 1.8'e, 2014 büyüme
beklentisini ise yüzde 3.7'den yüzde 2.8-3.2 aralığına düşürdü. Rusya ekonomisi
2012'de yüzde 3.4'lük büyüme kaydetti. Bu yıla ilişkin enflasyon beklentisini yüzde 5-6
seviyesinde tutan Rusya, 2014 enflasyon beklentisini ise yüzde 4-5'ten yüzde 4.5-5.5
aralığına yükseltti.
Brezilya:
Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega, ülke ekonomisinin ABD Merkez
Bankası'ndan gelen akıl karıştırıcı açıklamalarla daha da kötüleşen küresel
piyasalardaki dalgalanmaya bağlı olarak bir "mini kriz" içinde olduğunu söyledi.
Mantega Sao Paulo'da katıldığı bir toplantıda yaptığı açıklamada, rekor yüksek
seviyedeki döviz rezervi ve kamu borçlarının düşük seviyelerde olmasının para
biriminin değerinde sert bir düşüşün önüne geçeceğini de belirtti. Mantega, "Mini
bir kriz yaşıyoruz, ancak örneğin 2011 ve 2012'de Avrupa'da yaşanan krizden
çok daha küçük etkileri olacak" dedi. Brezilya Merkez Bankası, dolar karşısında
beş yılın en düşük seviyesine yaklaşan para birimi reali güçlendirmek amacıyla
geçen hafta yıl sonuna kadar sürecek 60 milyar dolarlık dövize müdahale
programı açıklamıştı.
Brezilya merkez bankası, enflasyonla mücadele etmek için parasal
sıkılaştırmanın korunması ve yatırımcıların güveninin kazanılması amacıyla
politika faizini 50 baz puan artırarak yüzde 9'a yükseltti. Merkez bankasının
para politikası kurulunun, Selic adı verilen politika faizi hakkındaki kararı piyasa
beklentileri doğrultusundaydı. Banka daha fazla faiz artırımı için de kapıyı açık
bıraktı.
6
Hindistan:
Hindistan'da yayın yapan Bloomberg TV ve CNBC-TV 18, üst düzey hükümet
yetkilisine dayanarak verdikleri haberlerde hükümetin diğer ülkelerle döviz
swap ihaleleri düzenlenmesi üzerinde çalıştığını duyurdu. Bloomberg TV Ticaret
Bakanı Anand Sharma'ya dayandırdığı haberde, döviz swap ihaleleri üzerinde
çalışacak bir ekip kurulacağını bildirdi. CNBC-TV 18, Ticaret Bakanlığı yetkilisi S.
R. Rao'nun swap ihalelerinin ticaret ortağı ülkelerle gerçekleştirileceğini
söylediğini duyurdu. Parlamentonun yoksullara ucuz tahıl sağlanmasını öngören
20 milyar dolarlık planı onaylamasının ardından Hindistan para birimi rupi dolar
rekor düşük seviyeye gerilerken, borsada da önemli düşüş gözlendi. Plan,
gelecek yıl yapılacak seçim öncesinde hükümetin harcamalarını kontrol altında
tutabilmesi konusunda şüphelere yol açtı.
Hindistan para birimi rupi Çarşamba günü dolar karşısında rekor düşük seviye
olan 68.85'e kadar geriledi. Rupi yüzde 3.7 kayıpla Ekim 1995'ten bu yana
görülen en büyük bir günlük düşüşü kaydetti.
Hindistan Merkez Bankası, çarşamba günü rekor düşüğe gerileyen rupide
istikrar sağlamak için, ülkenin devlet kontrolündeki 3 petrol şirketinin günlük
dolar ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla döviz swap pencereleri açmaya
karar verdi. RBI, banka kanalıyla, Indian Oil Corp., Hindustan Petroleum ve
Bharat Petroleum şirketlerine swap yoluyla dolar satacak. Merkez bankası, swap
aracının hemen uygulamaya konulayacağını ve bir sonraki açıklamaya kadar
devam edeceğini söyledi. Doların en büyük alıcısı olan PSU petrol şirketlerinin,
her ay ortalama 7.5 milyon ton ham petrol ithal etmek için 8 milyar doların
üzerinde bir miktara ihtiyacı oluyor. Döviz swapları, 2 farklı değeri olan bir para
karşılığında bir parayı eşzamanlı olarak alıp-satma işlemlerini öngörüyor.
Filipinler:
Filipin ekonomisi, ülkenin Başkanı Benigno Aquino'nun yatırımları artırmasıyla 4.
çeyreğinde de yüzde 7'nin üzerinde büyüme yakalayarak, bölgedeki yavaşlamaya
rağmen, Güneydoğu Asya'nın en iyi performanslı ekonomisi olma statüsünü korudu.
Filipin ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.7 genişlemesinin ardından Haziran'da
sonlanan 3 aylık dönemde yüzde 7.5 büyüdü.
BU HAFTA PİYASALAR
Fed
endişeleri,
Suriye’ye
askeri
müdahale olasılığı
ve
Başçı’nın
demeçleriyle
TL
yeni tarihi zirvede...
Hafta başında ABD Merkez Bankası'nın tahvil alım programını azaltacağı endişelerinin
Türkiye piyasalarına etkilerinin TCMB politikaları ile azaltılamaması ve artan Suriye
gerginliği ile kur lan 2 TL'ye yaklaşırken faiz 19 ay sonra ilk kez çift haneye yükseldi.
Pazartesi öğleden sonra açıklanan ABD dayanıklı mal siparişleri verisindeki sert düşüş
gelişmekte olan ülke para birimlerinde ve dolayısıyla TL'de kayıpların bir miktar
azalmasını sağladı. Dolar/TL paritesi 1.9920 seviyesine çıkarken, sepet bazında TL
2.33’ün hemen altındaydı. Gösterge tahvilin bileşik faizi Ocak 2012'den bu yana ilk kez
%10 seviyesini aştı. Tahvil-bono piyasasında 13 Mayıs 2015 itfalı gösterge tahvilin
bileşik faizi %10.16 seviyesine yükseldi. Öte yandan 8 Mart 2023 itfalı 10 yıllık tahvilin
bileşik faizi de %10.18 düzeyine çıktı. Geçen hafta 21-23 Ağustos tarihleri arasında üç
gün boyunca miktar yöntemiyle repo ihalesi açmayarak ek parasal sıkılaştırma
uygulayan TCMB Pazartesi günü normal gün uygulamasına döndü.
7
Salı günü TCMB Başkanı Erdem
Başçı'nın
piyasanın
faiz
artış
beklentisine
girmemesi
ve
TL'deki
değer
%
25
kaybının
döviz
müdahaleleri
ile
22
durdurulacağı
yönündeki
19
açıklamalarının ardından dolar/TL ve
16
sepet bazında TL sert bir biçimde
13
yükseldi. Başçı'nın açıklamaları öncesi
10
saat 1030'da 2.0060 seviyesinde olan
7
dolar/TL, kademeli olarak 2.0372'ye,
4
sepet bazında TL ise açıklamalar
öncesindeki 2.3435'ten 2.3763'e kadar
yükseldi. Açıklamalar öncesi %10.43
seviyelerinde olan 8 Mart 2023 itfalı 10
yıllık tahvilin bileşik faizi %10.83'e kadar yükseldikten sonra %10.27 seviyesine geriledi.
Yüzde 10.24 seviyesinde olan gösterge tahvilin bileşik faizi ise %9.60'a kadar
geriledikten sonra %9.82 seviyesine yükseldi. Çarşamba günü ise Merkez Bankası'nın
mevcut politikaları ile gelişmekte olan ülke para birimlerinde sert satışlara neden olan
Fed kaynaklı endişeleri gideremeyeceği beklentisi ve Suriye'ye kısa sürede askeri
müdahale endişeleriyle kur tekrar yükseldi ve TL tarihi zirvelerini yeniledi. Çarşamba
sabahı 2.07'ye kadar yükselen dolar TL güni çinde dalgalı bir seyir izledikten sonra
zirveyi 2.0730'a taşıdı. Sepet bazında TL ise aynı şekilde sabah test ettiği 2.4174
zirvesini gün içinde yenileyerek en yüksek 2.4194 seviyesinden işlem gördü. Tahvil bono
piyasasında ise yeni bir faiz artışı olmayacağı açıklamalarıyla kısa vadeli tahvil faizleri
geriledi. Gösterge tahvilin bileşik faizi ortalamada %9.85’e geriledi. 08 Mart 2023 itfalı 10
yıllık tahvilde ise ortalama bileşik faiz %10.30 oldu. 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle
Perşembe günü bu haftanın son günü oldu. Bugün itibariyle ABD öncülüğündeki
kuvvetlerin kısa süre içinde Suriye'ye bir askeri müdahalede bulunacağı yönündeki
endişelerin azalması ve bir müdahale ihtimalinde ABD Merkez Bankası'nın da tahvil
alımlarını azaltmak için acele etmeyebileceği beklentileriyle TL hafif değer kazandı.
Dolar/TL paritesi 2.03’lere indi. Brezilya’nın faiz artırımı da gelişmekte olan para
birimlerini biraz destekledi. Ancak olumsuz gelen dış ticaret verileri TL’deki bu kazancı
biraz sınırladı. Faizler ise hafif geriledi.
02.01.2006
03.03.2006
28.04.2006
26.06.2006
21.08.2006
17.10.2006
15.12.2006
14.02.2007
11.04.2007
08.06.2007
03.08.2007
01.10.2007
28.11.2007
28.01.2008
24.03.2008
21.05.2008
16.07.2008
10.09.2008
11.11.2008
13.01.2009
10.03.2009
07.05.2009
03.07.2009
28.08.2009
27.10.2009
25.12.2009
19.02.2010
14.04.2010
11.06.2010
05.08.2010
05.10.2010
07.12.2010
01.02.2011
28.03.2011
23.05.2011
18.07.2011
15.09.2011
15.11.2011
10.01.2012
06.03.2012
03.05.2012
28.06.2012
27.08.2012
23.10.2012
21.12.2012
18.02.2013
15.04.2013
13.06.2013
13.08.2013
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(13.05.15 tahvili, % bileşik)
Öte yandan, Hazine'nin 19 Kasım 2014 itfalı kuponsuz tahvilin ilk ihracında bileşik faiz
yüzde 9.98, 11 Mart 2020 itfalı 6 ayda bir kupon ödemeli değişken faizli (FRN) tahvilin
yeniden ihracında ortalama fiyat 95.664 TL oldu. Hazine bu hafta gerçekleştirdiği iki
ihale ile Ağustos ayı borçlanma programını tamamladı. Kuponsuz tahvilde ihale öncesi
PY'lere ROT'ta 260.5 milyon TL, ihalede net satış ise 443.9 milyon TL olurken, böylece
Hazine piyasadan 704.4 milyon TL borçlandı. ROT'ta kamulara satış 500 milyon TL,
toplam satış ise 1,204.4 milyon TL oldu. FRN'de ise ihale öncesi PY'lere ROT'ta 654.8
milyon TL, ihalede net satış ise 495.3 milyon TL olurken, Hazine FRN'de piyasadan
1,150.1 milyon TL borçlandı. ROT'ta kamulara satış 1,053 milyon TL, toplam satış ise
2,203.1 milyon TL oldu. Ağustos ayında toplam 16.5 milyar TL'lik iç borç servisine
karşılık, toplam 14 milyar TL'lik iç borçlanma gerçekleştirmeyi planlayan Hazine,
Ağustos'ta piyasadan 9.5 milyar TL borçlanma hedeflemekteydi. Bu verilere göre
Hazine'nin bu ay açıkladığı hedeflere paralel borçlanması için bu hafta düzenlenecek
ihalelerle piyasadan yaklaşık 2 milyar TL borçlanması gerekiyordu.
Sonuçta 23 Ağustos’da Merkez Bankası kurlarıyla 1.9885 olan dolar/TL paritesi, 29
Ağustos’ta 2.0348 TL’ye yükseldi; 2.6556 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi 2.6978
TL’ye çıktı. 23 Ağustos’da %9.64 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu
8
haftanın son günü %9.58’e indi.
Döviz, petrol
altın fiyatları...
ve Döviz:
ABD doları, hafta başında Euro karşısında Cuma günkü kapanış öncesine göre önemli
bir değişim göstermedi, euro/dolar paritesi 1.3380 düzeyinde haftaya başladı. Dolar/yen
paritesi ise 98.60 düzeyindeydi. Japon yeni, ABD'nin Suriye'ye karşı olası bir askeri
girişime yaklaşıyor olabileceği endişeleriyle risk algısının zarar görmesinin ardından
hafta içinde yükseldi ve dolar/yen paritesi 98 yenin altına geriledi. Jeopolitik gerginliğin
artmasıyla birlikte güvenli liman olarak kabul edilen Japon yeni dolar karşısında iki
haftanın en yüksek seviyesini gördü. Euro ise dolar karşısında hafif geriledi. Haftanın
son gününde ise Japon yeni son günlerde elde ettiği kazanımların bir bölümünü geri
verdi ve dolar karşısında bulunduğu üç haftanın en yüksek seviyesinden geriledi.
Brezilya merkez bankasının faizi 50 baz puan artırarak %9'a yükseltmesinin ardından
para birimi realde görülen yükseliş bazı gelişmekte olan ülke para birimleri için de umut
verdi. Öte yandan, ABD ekonomisinin ilk tahminlerin üzerinde büyüdüğüne işaret ederek
Fed'in teşvikleri azaltma planına destek vermesi beklenen verinin öncesinde dolar, euro
karşısında yükselmeye devam etti. Verinin beklentilerden daha iyi gelmesi de dolardaki
değer kazancını artırdı. Euro ise dolar karşısında 1.33’ün altına düştü. Cuma günü
itibariyle Euro/dolar paritesi 1.3250; Dolar/yen paritesi 98.30 düzeyindedir.
Petrol:
Brent ham petrolünün varil fiyatı, Suriye'de kimyasal silah kullanımına ilişkin gerginlik ve
Ortadoğu'daki huzursuzluğun arzı etkileyeceği kaygısıyla kazanımlarını artırarak hafta
başında 111 doların üzerine yükseldi. ABD'de Cuma günü açıklanan zayıf konut
verisinin ardından Fed'in ekonomiye sağladığı destekleri kısa süre içinde azaltmaya
başlayacağı beklentisinin zayıflaması da petroldeki yükselişe katkı sağladı. ABD hafif
petrolü ise hafta başına 106.85 dolar düzeyinde başladı. Petrol fiyatları hafta içinde de
Suriye’ye bir askeri operasyon yapılması olasılığının artmasıyla yükselişini sürdürdü.
ABD'de açıklanan zayıf dayanıklı mal siparişleri verisi Fed'in tahvil alımlarını azaltmaya
başlayacağı beklentisini zayıflattı. Petrolün varil fiyatı olası Suriye saldırısına dair
endişelerle değer kazanırken, Brent ham petrolü 117 dolar seviyesinin üzerinde işlem
gördü. ABD ham petrolünün varili ise 112 dolarla iki yıldan uzun sürenin en yükseğini
gördü. ABD'de açıklanan veriye göre ham petrol stokları geçen hafta yükseldi. Haftanın
son gününde ise Brent ham petrolünün varil fiyatı Ocak 2012'den bu yana en büyük iki
günlük yükselişini kaydetmesinin ardından 116 doların altına geriledi, sonratekrar bu
düzeye çıktı. Washington ve müttefikleri Suriye'ye önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi
mümkün bir saldırıya hazırlanırken, ABD Başkanı Barack Obama'nın karşılaştığı bazı
güçlükler nedeniyle gecikme yaşanabileceği belirtiliyor. ABD hafif petrolü de 110 doların
altına geriledi. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 116.10 dolar
düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 109.35 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın hafta başında daha önce elde ettiği kazanımları geri vererek Fed'in tahvil alımlarını
ne zaman azaltacağı konusundaki belirsizlikle düştü ve altının ons fiyatı 1400 doların
altına geriledi. Ancak altın fiyatları, Suriye nedeniyle jeopolitik gerginliğin artmasıyla
gelen güvenli liman alımlarıyla hafta içinde üç aydan uzun sürenin en yüksek seviyesine
ulaştı. Altının ons fiyatı 1428 dolara kadar çıktı. Haftanın son gününde ise altın Mayıs
ortasından bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşmasının ardından, kısa süre içinde
Suriye'ye bir askeri müdahalede bulunulacağı yönündeki beklentinin azalmasıyla gelen
kâr satışlarıyla geriledi. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1413 dolar
civarındadır.
9
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
31.12.12
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
paritesi
(2)
31.07.13
(3)
29.08.13
2,0348
2,6978
2,3663
(2)/(1)
%
değişim
8,3
8,9
8,6
(2)/(1)
reel %
değişim
3,8
4,4
4,1
(3)/(2)
%
değişim
5,2
5,2
5,2
1,7862
2,3565
2,0714
1,9343
2,5654
2,2499
1,3193
1,3263
1,3258
0,5
-
0,0
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
PARA PİYASALARINDA GELECEK HAFTA
Suriye
ve
Fed
endişeleri
devam
ediyor; enflasyon
ve
TCMB’nin
tepkileri önemli...
Bu hafta küresel piyasalar Fed’in kısa zaman içinde tahvil alım programını azaltma
endişeleri ve Suriye’ye askeri bir operasyon yapılması yönünde artan olasılıkla sarsıldı.
Suriye endişeleri tüm ülkelerde borsaları olumsuz etkiledi. Petrol ve altın fiyatları arttı.
Fed’den kaynaklanan riskler ise gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkilemeye devam
ediyor. Bu durumdan en çok sarsılan ülkeler Hindistan ve Türkiye oldu. Brezilya
açıkladığı yeni müdahale programı ve faiz artırımından sonra biraz rahatlamış
görünüyor. Hindistan ise çeşitli swap çalışmaları üzerinde duruyor. Güney Afrika,
Tayland gibi ülkeler de durumdan olumsuz etkilenmekte. Türkiye ise hem Fed
gelişmeleri, hem de Suriye olaylarından doğrudan etkilenmekte. Bugün itibariyle
Suriye’ye askeri operasyon konusunda gecikmeler yaşanacağının ortaya çıkması
piyasaları biraz rahatlatmış durumda. Borsalar yükselirken, gelişmekte olan para
birimleri de biraz nefes almakta. ABD’den gelen haberler ise Suriye’ye olası bir
müdahale durumunda Fed’in parasal genişleme programının azaltılmasını Aralık ayına
doğru kaydırabileceği yönünde. Ayrıca ABD’de borç limiti sorunu tekrar kapıya dayanmış
durumda bu da erteleme için bir gerekçe oluşturabilir. Ancak şu durumda tahvil alım
programının azaltılmasının Eylül ayında da açıklanabileceği seçeneği halen geçerli; son
ABD büyüme verisi de bu durumu destekliyor. Haftaya ABD’den gelecek tarım dışı
istihdam ve işsizlik verileri Fed’in Eylül kararında etkili olabilir. Tüm bu gelişmeler
dolayısıyla bu hafta petrol ve altın fiyatlarının sert bir şekilde yükseldiğini görmekteyiz.
Japon yeni hafta başında güvenli liman yatırımları nedeniyle değer kazandı ancak daha
sonra tekrar değer kaybına uğradı. Euroda ise dolara karşı hafif bir geri çekilme var.
Euro/dolar paritesi 1.3250 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi 98.30 dolaylarında.
Altının onsu 1413 dolar düzeyinde. Brent ham petrolünün varili 116.10 dolar; ABD hafif
ham petrolünün varili ise 109.35 dolar civarında.
Türkiye ise Fed ve Suriye gelişmelerinden en olumsuz etkilenen ülkelerin başında.Ayrıca
Merkez Bankası Başkanı’ndan gelen belirsiz açıklamalar nedeniyle Türk Lirası tarihsel
olarak en zayıf düzeye geldi. Başkan Başçı çok iddialı bir konuşma yaptı ve Pazartesi
günü açıklayacağı önlemlerle döviz kurunu düşüreceklerini söyledi. Ancak faiz silahını
tamamen devreden dışı bırakan bankanın, Suriye gelişmelerinin de olumsuz etkilediği
bir ortamda TL’yi nasıl savunabileceği merak konusu. Bankanın döviz satım
müdahalelerini artırması beklenebilir ancak bunun için rezervleri oldukça sınırlı. Öte
yandan piyasada swap ve türev ürünlere ilişkin bazı operasyonlar yapılabileceği
konuşuluyor. Ancak tüm bunların Türk Lirası’nın değerini yükseltmesi bu koşullar altında
düşük olasılık. Merkez Bankası’nın yılsonuna kadar faizleri sabitlemesi ise Türk Lirası
konusunda bankanın elini bağlamakta ve ayrı bir dezavantaj yaratmakta. TL’deki bu aşırı
10
değer kaybının başta enflasyon, kısa vadeli borçlar, borçlu şirket ve kurumlar ve
tüketiciler üzerinde kısa ve orta vadede olumsuz sonuçları olması beklenmekte. Ayrıca
azalacak olan iç tüketim ve talebin de büyüme hızı yılın son aylarında olumsuz
etkilemesi beklenebilir. TL’deki değer kaybının olumlu sonucu ise ihracat artışını
desteklemesi, ithalatı ise sınırlandırıcı etkisi olabilir. Ancak artacak olan enerji ithalatı
faturası ise ek bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Her ne kadar Enerji Bakanı doğal
gazda Eylül’de bir zam gelmeyeceğinden söz etse de, bunun diğer aylarda yapılması bir
zorunluluk olacaktır. Diğer taraftan artan döviz kurunun önümüzdeki aylarda enflasyon
üzerinde ek artışlara yol açması kaçınılmazdır. Bu arada açıklanan Temmuz ayı dış
ticaret verileri ithalatın daha hızlı artması sonucunda dış ticaret açığında yükselme
olduğuna işaret etmekte. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi döviz kurundaki son
yükselme ve tüketimin azalacak olması önümüzdeki aylarda dış ticaret açığındaki artış
eğiliminin sınırlanmasına neden olabilecektir. Öte yandan, haftaya Ağustos ayı
enflasyon verileri açıklanacaktır. Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın son açıklamaları
enflasyonda aylık bazda bir düşüş olabileceğine işaret etmekte. Ancak Eylül ayıyla
birlikte enflasyonun hız kazanması ise yüksek bir olasılık.
Önümüzdeki hafta Suriye konusundaki gelişmeler ve Fed’e yönelik endişeler piyasaları
etkilemeye devam edecektir. ABD’den gelecek tarım dışı istihdam ve işsizlik verileri
Fed’in Eylül ayında alacağı kararları etkileyebilir. Türkiye’de ise Ağustos ayı enflasyon
verileri önemli olacak. Suriye’ye yapılabilecek olan bir askeri harekat ve Türkiye’nin buna
katılması kur ve faizleri tekrar yükseltebilir. Harekatın ertelenmesi veya yapılmaması ise
piyasaları olumlu etkileyebilir. Bu arada 2 Eylül’de Merkez Bankası’nın TL’yi korumak
için yapacağı “sürpriz hareketler” piyasada merakla beklenmekte. Bu konuda Merkez
Bankası Başkanı’nın iddialı bir şekilde konuşması bankanın yeni uygulamalar
yapabileceğini akla getirmekte. Tüm bu gelişmeler ışığında kur ve faizin mevcut
seviyelerde dalganabileceğini düşünmekteyiz.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler
kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye
veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin doğru ve tam olması konusunda
herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına
sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk
kabul etmemektedir.
11

Benzer belgeler

Dolar kurunda yeni çıta 2,35 TL. Piyasa TCMB`nin piyasanın hep bir

Dolar kurunda yeni çıta 2,35 TL. Piyasa TCMB`nin piyasanın hep bir olan piyasalardaki çalkantı tehdidinin göz önünde bulundurulmasına yönelik uluslararası çağrıları geri çevirdi. Fed'in tahvil alımlarını azaltmasının, nakit çıkışı ve yüksek borçlanma maliyetleri k...

Detaylı