132. Sayı
Transkript
132. Sayı
KASIM - OCAK 2015 132 BUS‹AD’›n 2015 y›l› bütçesi 1 milyon 62 bin TL Para politikas›, faizler ve TCMB’nin ba¤›ms›zl›¤› BUS‹AD YDK ekonominin gelece¤ine ›fl›k tuttu Çin’de yat›r›m yapman›n püf noktalar› KÜS‹, BUS‹AD ile örnek projelere imza atmak istiyor L‹⁄‹ K ‹ fi ‹ ⁄ E D ‹KL‹M M‹Z‹ ‹ ⁄ E C E GEL OR! Y ‹ D E T ‹ D TEH Kas›m-Ocak 2015 Say›: 132 Günal Baylan (Baflkan) Selim Tar›k Tezel (Baflkan Yard›mc›s›) Tuncer Hatuno¤lu (Baflkan Yard›mc›s›) Halit Cem Çak›r (Baflkan Yard›mc›s›) Ali ‹hsan Türkmen (Sayman) Ahmet Özkayan (Üye) Ali Türkün (Üye) Erdal Elbay (Üye) Ergun Hadi Türkay (Üye) Hakan Oktar (Üye) Nefle Y›ld›r›m (Üye) fiükrü Erdem (Üye) Zeki Erdal fiimflek (Üye) 26 BAfiKAN YARDIMCISINDAN Tar›k Tezel 28 MAKALE Celal Beysel 32 MAKALE Prof. Dr. Ali Ceylan 34 SÖYLEfi‹ Adnan Türkay 38 MAKALE Yrd. Doç. Dr. Cem Okan Tuncel 14 Günal Baylan Oya Yöney Halit Cem Çak›r Seyit Ersöz 04 BAfiKAN’IN MEKTUBU Günal Baylan 06 Mali Genel Kurul’da 2015 bütçesi 1 milyon 62 bin TL olarak kabul edildi 08 MAKALE Doç. Dr. Metin Özdemir 14 Gündemde ‘Sosyal ‹novasyon’ var 20 BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu ekonominin gelece¤ine ›fl›k tuttu Günal Baylan Selim Tar›k Tezel Tuncer Hatuno¤lu Halit Cem Çak›r Ali ‹hsan Türkmen Ergun Hadi Türkay Yap›m / Bas›m Matbaac›l›k ve Tan›t›m Hizmetleri A.fi. 46 Bar›flç› Ajans ve Rota Ofset Rota Bar›flç› A.fi.’nin markalar›d›r. 20 42 BAfiKAN YARDIMCISINDAN Tuncer Hatuno¤lu 44 MAKALE Bahad›r Kalea¤as› 46 “Demokrasi ve ekonomik büyüme birlikte geliflirse anlam ifade eder” 50 KOB‹’ler AB ekonomisinin omurgas› 54 MAKALE fierif Ar› 65 Do¤an Ersöz ölümünün 20. y›l›nda Emirsultan’daki mezar› bafl›nda an›ld› 66 ‹klim de¤iflikli¤i ve küresel ›s›nma dünyan›n gelece¤ini tehdit ediyor 71 “De¤erlerimiz mutlaka korunmal›” 74 “Kimlik siyasetinden kurtulabilirsek iflte o zaman yeniden ‘biz’ olabiliriz” 76 90 Bosna Hersek’teki yat›r›m iklimi BUS‹AD üyelerine anlat›lacak Baylan’dan Yenilikçilik-Yarat›c›l›k Uzmanl›k Grubu üyelerine teflekkür 92 SÖYLEfi‹ Mehmet Fikri Ünal 96 Do¤ru iletiflim için; bakan de¤il gören, susan de¤il dinleyen olun 97 Ö¤renci topluluklar›na tam destek 98 ‹letiflim kazalar›n› önlemenin yolu; ‘bol bilgi’ ve ‘az yorum’dan geçiyor 62 56 MAKALE Ahmet Altekin 58 M‹ZAH Ahmet Altekin 60 “Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤›’na Türkiye de al›nmal›” 62 Cem Kozlu’dan ifl hayat›nda liderlik ve baflar›l› olmak için önemli ipuçlar› 64 BAfiKAN YARDIMCISINDAN Cem Çak›r 65 71 76 Türkiye ekonomisinin geliflimi için üniversite-sanayi iflbirli¤i kaç›n›lmaz 80 Çin’de yat›r›m yapman›n püf noktalar› BUS‹AD’da anlat›ld› 82 ‹fl sa¤l›¤› ve güvenli¤i kurallar›na uyan iflletmelerin verimlili¤i artar 84 “BORG‹P ile hem ekonomide hem de refahta çarpan etkisi yarat›lacak” 85 KÜS‹, gelecek ad›na BUS‹AD ile örnek projelere imza atmak istiyor 86 2014 Bursa Kalite Ödülü ile Kalite ve Baflar› Sempozyumu’nda geri say›m 88 ‘Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik’ e¤itimi ikinci kufla¤›n geliflimine katk› sa¤lad› 89 Gökhan Karagöl’den ikinci kuflak yöneticilere alt›n de¤erinde ö¤ütler 82 88 99 ‹fl kazalar› yüzde 99 insan kaynakl›. Alt› dakikada bir ifl kazas› yaflan›yor 100 Cumhuriyet Baflsavc›s› fiahin ile Emniyet Müdürü Y›ld›z’a ziyaret BUS‹AD’dan EKOHABER’e ziyaret 101 ÜYELERDEN HABERLER 121 KÜLTÜR/SANAT Baflkan’›n Mektubu Günal Baylan Yönetim Kurulu Baflkan› De¤erli Bak›fl okurlar›; Son y›llarda gözlemlerimiz, ülke içinde kutuplaflman›n artt›¤› yönündedir. Bu ayki Çekirge Toplant›m›zda a¤›rlad›¤›m›z, KONDA Araflt›rma ve Dan›flmanl›k firmas›n›n Genel Müdürü Bekir A¤›rd›r’›n tespitlerinden de faydalanarak konunun önemini dikkatinize sunmak istiyorum. Siyasi olarak taraflar aras›ndaki genel kan›; kendisinin akl›selim ve tarafs›zl›kla meselelere bakt›¤› yönünde… Ve taraflar konuyu savunurken, karfl›s›ndakilerin öneri ve yaklafl›mlar›n› dinlemiyorlar, diyaloga girmek bile istemiyorlar. Bu durumda yaln›zca tart›fl›lan veya hararetle savunulan bu üslup bile ülkede kutuplaflmaya neden olabiliyor. Sade vatandafl ise kendisine yer bulamad›¤› bu ortamda siyasete ve partilere karfl› bir güvensizlik üretiyor. Partilerin ifllevlerini yerine getirmedi¤ine, yaln›zca partiye yak›n kiflilerin ç›karlar›n› savunarak ifl takibi yapt›¤›na ve halk› temsil etmedi¤ine inanarak siyasetten umudunu kesiyor. 04 Bak›fl 132 Sorunlar›n› çözmek için bir gruba mensup olmak zorunda kal›yor. Bundan sonraki yaflam›nda, bu grubun partisine oy veriyor ve yaflam›n› bu gruba göre yönlendiriyor. Bu durum, zihnen birbirine de¤meyen topluluklar›n artmas›na neden oluyor. Her dönemde iktidarda olan kesimin kutuplaflma konusu olan sorunu, sadece kendi aç›s›ndan görmekte ›srar etmesi ve soruna uzlaflmaya dayal› bir çözüm bulmaya gayret etmemesinden ötürü; kutuplaflma, çözümleri zorlaflt›r›rken; çözümsüzlük, kutuplaflmay› kuvvetlendiriyor. Burada esas kay›p, ça¤dafl demokrasi ile yönetilen, iktisadi kalk›nmas›n› yapm›fl bir ülkede bireyin kaliteli yaflama kavuflma arzusudur. Ülkede yaflayan tüm fertlerin amac› bu hedef do¤rultusunda olmal›d›r. Bunun sa¤lanmas› ise, baflta siyasilerimizin uzlaflmas› ile oluflturulacak toplumsal kaynaflmad›r. Mali Genel Kurul Mali Genel Kurul’da 2015 bütçesi 1 milyon 62 bin TL olarak kabul edildi BUS‹AD’›n Ola¤an Mali Genel Kurulu yap›ld›. Günal Baylan baflkanl›¤›ndaki Yönetim Kurulu’nun bir y›l boyunca gerçeklefltirdi¤i etkinlik ve projelerin Dernek üyeleriyle paylafl›ld›¤› genel kurulda, 2015 y›l› bütçesi 1 milyon 62 bin lira olarak karara ba¤land›. BUS‹AD’›n; ilkeli duruflu, giriflimci kimli¤i, fikir, proje ve yapt›¤› çal›flmalarla ekonomik ve sosyal sorumluluk platformlar›nda 37 senedir örnek ve baflar›l› bir sivil toplum kuruluflu olarak yerini ald›¤›n› söyleyen BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, “Yönetim Kurulumuz da, göreve geldi¤i günden beri bu anlay›flla sizlerin sevgi ve güvenine lay›k olabilmeyi arzulam›flt›r” dedi. ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i’nin (BUS‹AD), Ola¤an Mali Genel Kurul Toplant›s› yap›ld›. Kültürpark içindeki BUS‹AD Evi’nde gerçeklefltirilen genel kurulda; Ocak 2014’te yönetime gelen Günal Baylan baflkanl›¤›ndaki Yönetim Kurulu’nun bir y›l boyunca yapt›¤› etkinlik ve faaliyetler ile denetim kurulu raporu, Dernek üyelerine detayl› biçimde aktar›ld›. ‹fl dünyas›n›n siyasi ve ekonomik konularda çal›flaca¤› daha çok dersin oldu¤unu belirten Baylan, tek üzüntülerinin; heves edilen çal›flmalar›n, eski al›flkanl›klar ile devam ettirilmek istenmesi oldu¤unu vurgulad›. B Divan Baflkanl›¤›n› ‹brahim Yaflar’›n yapt›¤› Genel Kurul’da, BUS‹AD’›n 2015 y›l› bütçesi 1 milyon 62 bin lira, y›ll›k üye aidat› 2 bin 750 lira, yeni üye girifl aidat› da 10 bin lira olarak karara ba¤land›. H›zla de¤iflen dünyada mahalli idarelerden bafllayarak, yap›lacak tüm çal›flmalar›, ifl dünyas›n› gelece¤e tafl›yacak vizyon do¤rultusunda, ortak ak›l ve bilimsel çal›flmalar›n, kurumlar aras›ndaki koordinasyon deste¤i ile bölgenin de¤erleri de göz önüne al›narak kontrollü, ölçülebilir ve denetlenebilir bir yap›da geliflmesini arzulad›klar›n› anlatan Baylan, flöyle devam etti: 37 y›ld›r örnek ve baflar›l›… Yönetim Kurulu ile Denetim Kurulu’nun ayr› ayr› ibra edildi¤i Genel Kurulun aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada; Gelecek hedefi… Kazançlar›n› yat›r›ma dönüfltürmüfl, geliflmifl teknolojik sanayisi ile ihracat hedeflerini kat kat aflm›fl, iktisadi 06 Bak›fl 132 kalk›nmas›n›, bölgeleraras› gelir fark›n› azaltarak gerçekleflmifl, demokratikleflme, temel hak ve özgürlüklerde yapt›¤› uygulamalar ile evrensel hukuk devleti olmufl, e¤itimde yap›lan baflar›l› reformlarla bizi gelece¤e tafl›yabilecek ayd›n gençleri yetifltirmifl, ulusal geliflmifllik düzeyi artm›fl, siyasi tercihlerini sorgulayan insan yap›s› ile Avrupa Birli¤i’ne tam üye olmufl güzel bir Türkiye’de gelecek kuflaklar›n sanayicili¤in keyfini ç›karmalar›n› diliyorum.” Kapsaml› faaliyet raporu sunuldu Günal Baylan’›n aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan kürsüye ç›kan Baflkan Yard›mc›s› Tuncer Hatuno¤lu, Yönetim Kurulu’nun bir y›l boyunca hayata geçirdi¤i etkinlikler ile çal›flmalar› devam eden yeni projeler hakk›nda Genel Kurul kat›l›mc›lar›na kapsaml› bir faaliyet raporu sundu.. Doç. Dr. Metin Özdemir Uluda¤ Üniversitesi ‹ktisat Bölümü Ö¤retim Üyesi Para politikas›, faizler ve TCMB’nin ba¤›ms›zl›¤›: Tart›flmay› do¤ru zemine tafl›mak G‹R‹fi KR‹Z ÖNCES‹… Türkiye ekonomisinin, 2012-2014 dönemi itibariyle gösterdi¤i performans, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas›’n›n (TCMB) para politikas›na yönelik elefltiri ve tart›flmalar› beraberinde getirdi. Küresel finansal kriz öncesi dönemin iktisat politikas› çerçevesi üç temel unsurdan olufluyordu. Para politikas›n›n yürütülmesi için enflasyon hedeflemesi, ekonominin d›fl floklara karfl› dayan›kl›l›¤›n› art›rmak için esnek (dalgal›) kur rejimi ve fiyat istikrar› amac› ile görevlendirilmifl merkez bankas›. Maliye politikas› ise kamu maliyesini disipline edecek ve orta vadede makroekonomik istikrara katk›da bulunacak flekilde hükümetlerin alan› olarak b›rak›ld›. Elefltiriler önemli ölçüde, küresel finansal krizin ard›ndan ortaya ç›kan sorunlar ve para politikas› ve merkez bankas› ba¤›ms›zl›¤› üzerine yap›lan sorgulamalar› yans›tan bir içeri¤e sahip. Bununla birlikte tart›flman›n, Türkiye ekonomisinin temel sorunlar›na iliflkin do¤ru zemin üzerinden yürümedi¤i görülüyor. Bu yaz›da, söz konusu elefltiri ve tart›flmalar›n, küresel kriz ile olan iliflkisi ve geliflmifl ülke merkez bankalar›n›n para politikalar› üzerindeki etkisi öncelikle ele al›n›yor. Ard›ndan, konunun Türkiye ekonomisine olan yans›malar›, TCMB’nin kriz sonras› uygulad›¤› para politikas› üzerinden de¤erlendirilerek tart›flman›n do¤ru zemininin ne olmas› gerekti¤i üzerinde duruluyor (‹ktisat yaz›lar›n›n s›k›c›l›¤›n› bilenler ve konunun Türkiye ekonomisine ait boyutlar› ile ilgilenenler, do¤rudan yaz›n›n ilgili k›sm›na geçebilirler). Son k›s›mda tekrar edece¤imi burada bafltan belirtmeliyim. Bu tart›flma özü itibariyle son derece yararl›, ancak mevcut haliyle de¤il… 08 Bak›fl 132 Merkez bankalar›n›n fiyat istikrar› amac›na ulaflmalar› için istedikleri enstrüman› (faiz oran›) seçmeleri konusunda yasal düzenlemeler ile ba¤›ms›zl›klar› sa¤lan›rken, hedeflerini belirleme konusunda hükümetlerle ortak hareket etmeleri benimsendi. Yasal-kurumsal düzenlemelerin içine, fleffafl›k ve hesap verebilirlik gibi her ülkeye göre farkl› çal›flan mekanizmalar yerlefltirilerek merkez bankas› ba¤›ms›zl›¤›n›n özünde var olan demokrasi a盤›n› gidermeye de imkân sa¤land›¤› düflünülüyordu. Esas olarak merkez bankas› ba¤›ms›zl›¤›na yönelik iki temel argümandan bahsetmek mümkündür: Öncelikle, merkez bankas› as›l ifline odaklanarak fiyat istikrar› amac› do¤rultusunda hareket etti¤inde büyüme ve istihdam için gerekli makroekonomik ortam› sa¤layacak ve enflasyon rahatl›kla kontrol alt›na al›nabilecekti. ‹kinci olarak ise, para politikas›n›n faiz oran›n› istedi¤i yönde kullanmas› ve kamu maliyesinin bask›s›ndan kurtulmas› yan›nda siyasetçilerin özellikle seçim dönemlerinde para politikas›n› manipüle ederek enflasyona neden olmalar›n›n önünü kesmek mümkün hale gelecekti. Bu argümanlar, özellikle geliflmekte olan ülkeler aç›s›ndan önem kazan›yordu, zira söz konusu ülkelerin yaflad›¤› yüksek enflasyon, krizler ve makroekonomik istikrars›zl›klar›n kökeninde k›r›lgan kurumsal yap›lar›n›n ve d›fl floklara karfl› dayan›ks›z olmalar›n›n önemli rolü oldu¤u üzerinde genifl bir uzlaflma söz konusuydu. Enflasyon hedeflemesi, esnek kur rejimi ve fiyat istikrar› amac›na odakl› ba¤›ms›z merkez bankas›ndan oluflan politika çerçevesi, Great Moderation (Büyük Sakinlik) olarak an›lan ve küresel düzeyde fiyat istikrar› ve büyümenin yafland›¤›, Ekonomik Bak›fl üretim-enflasyon de¤iflkenliklerinin azald›¤›, faiz oranlar›n›n düfltü¤ü ve finansal istikrar›n oldu¤u bir dönemi beraberinde getirdi. Türkiye ekonomisi aç›s›ndan özellikle 20032007 aras›n› kapsayan bu dönem, enflasyon düflerken yüksek büyüme performans›n›n sergilendi¤i, kifli bafl›na gelirin h›zla artt›¤›, mali disiplinin sa¤land›¤› ve para politikas›n›n normalleflti¤i bir sürece karfl›l›k geldi. Bu dönemde TCMB’nin, hem makroekonomik istikrar›n sa¤lanmas› hem de ekonominin floklara dayan›kl›l›¤› ve kurumsal kapasitesinin güçlenmesinde önemli katk›lar› oldu. KR‹Z SONRASI… Krizin ard›ndan, kriz öncesi döneme ait temel politika çerçevesinin dayand›¤› unsurlar›n sorguland›¤› görüldü. Krizin nedenleri ve dinamikleri etraf›mda yap›lan tart›flmalardan ç›kar›lan temel derslerden biri, sadece fiyat istikrar›na odakl› ve enflasyon hedeflemesi ile gerçeklefltirilen politikalar›n makroekonomik istikrar için yeterli olmayaca¤›n›n anlafl›ld›¤›na dairdi (Borio, 2012). Bu ba¤lamda, fiyat istikrar› alt›nda bile özellikle konut piyasalar› ve emtia ve varl›k piyasalar›nda oluflabilecek dengesizliklere ba¤l› olarak ekonomilerin finansal istikrars›zl›k kökenli krizler yaflayabilece¤i görüldü. Kriz sonras› oluflan politika çerçevesi, enflasyon hedeflemesinin önemli ölçüde esnetilmesini ve merkez bankalar›n›n amaç ve enstrüman setlerinin geniflledi¤i yeni bir alet çantas›na sahip olmalar›n› beraberinde getirdi. Bu anlamda, merkez bankalar› fiyat istikrar› yan›nda, finansal istikrar, büyüme ve istihdam gibi amaçlar› da gözetmek durumunda kald›lar. Fiyat istikrar› d›fl›nda amaçlar›n belirlenmesi, söz konusu amaçlara yönelik yeni araçlar›n da gelifltirilmesini zorunlu k›ld›. Baflta Amerikan Merkez Bankas› Federal Reserve (FED) olmak üzere, ‹ngiltere Merkez Bankas› (BoE) ve Japonya Merkez Bankas› (BoJ), finansal piyasalarda yaflanan sorunlar›n giderilmesi ve iktisadi faaliyetin canland›r›lmas›na yönelik olarak kredi ve parasal geniflleme (credit and quantitative easing) politikalar›na baflvurdular. Ard›ndan s›f›r ya da s›f›ra yak›n faiz politikas› izleyerek (zero interest rate policy) ve sözlü yönlendirme (forward guidance) arac›l›¤›yla faiz oranlar›n› yeni amaçlar› ile iliflkili hale getirdiler (Özdemir, 2014). Bu tip bir politika çerçevesine örnek olarak FED, “politika faiz oran›n›n, iflsizlik oran› %6.5 düzeyine inmedikçe 0 ile 0.25 aras›nda tutulaca¤›” yönünde davranaca¤›n› ilan etmiflti. Benzer flekilde BoE, “politika faiz oran›n›n, iflsizlik oran› %7 düzeyine inmedikçe, %0.5 düzeyinin üzerine yükseltilmeyece¤i” fleklinde bir politika benimsemiflti. KR‹Z ve MERKEZ BANKASI BA⁄IMSIZLI⁄ININ EROZYONU… Yukar›da bahsetti¤imiz haliyle, merkez bankalar›n›n fiyat istikrar› yan›nda büyüme, istihdam gibi amaçlar› da içerecek flekilde para politikas› izlemeleri, merkez bankalar›n›n ba¤›ms›zl›¤›n›n da erozyona u¤ramas›n› beraberinde getirdi. Burada, bizim için de önemli olan iki nedene dikkat çekmek gerekiyor: ‹lk olarak, yukar›da fiyat istikrar› amac› için merkez bankas›n›n ba¤›ms›zl›¤› lehine ortaya konulan argüman geçerlili¤ini yitiriyor (Blejer, 2013). Zira finansal istikrar, büyüme ve istihdam gibi amaçlar benimsenince, söz konusu amaçlar hem politik karar alma sürecini ilgilendiriyor hem de ilgili amaçlarda do¤abilecek baflar›s›zl›¤›n politik maliyetleri bulunuyor. Bu nedenle, zaten özünde demokrasi a盤› sorunu olan ba¤›ms›zl›¤›n erozyona u¤ramas› ve siyasetçilerin para politikas›n›n yürütülme sürecine dahil olmalar› kabul edilebilir bir temele oturuyor. ‹kinci olarak, fiyat istikrar› d›fl›nda farkl› amaçlar›n da benimsenmesi hem kaynak tahsisi aç›s›ndan hem de gelir da¤›l›m› aç›s›ndan politika sonuçlar› do¤uruyor (Özdemir, 2014). Asl›nda ilginç olan bu tür dönemlerde merkez bankas›n›n sadece fiyat istikrar› amac›na odaklanmas›n›n da benzer politika sonuçlar› do¤urabilece¤i gerçe¤i. Bu haliyle, örne¤in banka-finans kesimine yönelik likidite enjeksiyonlar› ve çeflitli kurtarma (bail-out) operasyonlar›n›n önemli tahsis ve gelir etkilerinin bulunmas›, hem politik karar almay› gerektiriyor hem de bürokratlar›n elindeki merkez bankalar› karfl›s›nda seçilmifllerin katlanaca¤› maliyetlerin daha yüksek olmas›na yol aç›yor. Tabii, geliflmifl ülkelerde merkez bankas› ba¤›ms›zl›¤›n›n erozyona u¤ramas›n›n nedenleri üzerine ileri sürülen iki argüman›n, para politikas›n›n yürütülmesinde köklü bir de¤iflikli¤i içermedi¤ini, kurumlar› tahrip edecek ve para politikas›n›n kredibilitesini sarsacak bir içerik üzerinden ele al›nmad›¤›n› burada belirtme gere¤i duymuyorum. SORUN PARA POL‹T‹KASI DE⁄‹L DÜZENL‹ DURGUNLUK… Kriz sonras› itibariyle as›l sorun, krizden ç›k›fl›n neden yavafl oldu¤u ve para (ve maliye) politikas›n›n etkinli¤i etraf›nda dü¤ümleniyor. Geliflmifl ülke merkez bankalar›n›n uygulad›¤› para politikas›na iliflkin birkaç örnek içinde bulundu¤umuz dünyay› daha iyi kavramam›za yard›mc› olabilir: Euro alan›, bankac›l›k sektöründeki yap›sal sorunlar, yüksek kamu borçlar›, yüksek iflsizlik ile karfl› karfl›ya. Azalan talep, fiyatlar›n daha da düflece¤i beklentilerini güçlendiriyor ve ciddi bir biçimde deflasyon sorunu var. Avrupa Merkez Bankas› (ECB), FED’e nazaran krize daha geç tepki verdi ve önce faiz oranlar›n› uzun süre düflük tutaca¤›na dair sözlü yönlendirmede bulundu. Ard›ndan s›f›ra yak›n faiz oran› politikas›na geçifl yapt› ve daha sonra negatif faiz oran› uygulamas›na bafllad›. Ocak 2015’te ise parasal geniflleme karar› ald› ve son politikan›n ne kadar etkili olaca¤› belirsizli¤ini koruyor. 09 Bak›fl 132 fiekil:1, Kaynak: TCMB sveç Merkez Bankas› (Riksbank), krizin ilk aflamalar›nda hane halk› borçlulu¤unun yüksek seyri nedeniyle faizleri h›zla düflürmedi ve kendi bünyesinde bir deprem yaflad›. Faizlerin yüksek düzeyi nedeniyle büyüme ve istihdamda ciddi kay›p olufltu¤unu ileri süren Baflkan Yard›mc›s› L.E.O.Svensson, Baflkan S.Ingves ile ters düflerek May›s 2013’te görevinden ayr›ld›. Halihaz›rda hakl› ç›kt›¤› görülüyor zira Riksbank politika faizini s›f›r düzeyine indirmifl durumda ve 2016 y›l› ortas›na kadar da bu düzeyi koruyaca¤› görülüyor (Özdemir, 2014). ‹sviçre Merkez Bankas› (SNB) ise, kendi ulusal paras›n›n daha fazla de¤erlenmesini engellemek için önce 1_=1.20 Frank üzerinden kuru sabitlemiflti. Ocak ay› içinde -sürpriz bir biçimde- sabitledi¤i kuru kald›rarak mevduatlara uygulad›¤› faizi %-0.75 düzeyine indirerek negatif faiz uygulamas›na geçti. Tüm bu örnekler, konvansiyonel merkez bankac›l›¤›n›n ötesinde uygulamalara karfl›l›k geliyor ve merkez bankac›l›¤›n›n bildi¤imiz do¤as›n› da farkl›laflt›racak özelliklere sahip. Bu durum, küresel ekonominin gelece¤i için önemli bir gündem maddesini de beraberinde getirdi: Uzunca bir süre (buraya dikkat) düflük faizlerin ve düflük büyümenin hüküm sürece¤i düzenli bir durgunluk (secular stagnation) süreci (Summers, 2014) ile karfl› karfl›ya olundu¤u gerçe¤i… TÜRK‹YE EKONOM‹S‹’NDE NE OLDU: KR‹Z‹N ARDINDAN PARA POL‹T‹KASI Krizin erken aflamalar›nda, geliflmekte olan ülke merkez bankalar› ve TCMB’nin politika faiz oranlar›nda yüksek indirimlere giderek ve maliye politikalar›n› krizden ç›k›fl için destekleyici bir biçimde kullanarak baflar›l› bir kriz yönetimi uygulad›klar› görüldü. Bununla birlikte, kriz sonras› oluflan küresel politika ortam›, geliflmifl ülkelerde uygulanan parasal geniflleme politikalar›na ba¤l› olarak sermaye ak›mlar›n›n geliflmekte olan ülkelere yöneldi¤i bir görünümü ortaya ç›kard›. Bu durum, öncelikle geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler aras›nda büyüme performans›n›n ikinciler lehine ayr›flmas›n› beraberinde getirdi. 2010-2011: YÜKSEK BÜYÜME-YÜKSEK CAR‹ AÇIK Geliflmekte olan ülkelerde ve Türkiye ekonomisinde büyüme performans› yükselse de önemli bir sorun kendisini hissettirmeye bafllad›: sermaye girifllerinin özellikle kredi genifllemesi ve cari aç›k üzerinden do¤urabilece¤i makro finansal risklere ba¤l› olarak do¤abilecek bir finansal kriz… Bu durum, yukar›da ortaya konulan çerçeve ve geliflmifl ülkelere benzer flekilde, TCMB’nin fiyat istikrar› amac› ötesinde cari a盤›n kontrolü ve finansal istikrar amac›n› da benimsedi¤i ve araç setini yeni amaçlar›na yönelik olarak geniflletti¤i bir alet çantas› oluflturmas›n› da beraberinde getirdi. Dilerseniz mevcut tart›flmalar ve konumuz aç›s›ndan bu durumu, merkez bankas› ba¤›ms›zl›¤›n›n erozyona u¤ramas›n›n bafllang›c› olarak ta alabilirsiniz… Bu dönemde, sermaye girifllerine ba¤l› olarak iç talepteki art›fl ile beraber yüksek büyümenin sa¤land›¤› görülüyor. TCMB’nin reel politika faiz oran› negatif düzeyde ve yat›r›mlarda ciddi bir art›fl söz konusu. K›sa vadeli sermaye giriflleri, bir yandan krediye eriflimi kolaylaflt›rarak (tasarruf düzeyinden de anlafl›ld›¤› gibi) tüketimi h›zland›r›rken di¤er yandan TL’nin de¤erlenmesine yol açarak cari a盤› % 9.7 düzeyine yükseltiyor. Krizin ard›ndan günümüze kadar olan dönemi, TCMB’nin para politikas› ve ekonominin büyüme performans› aç›s›ndan iki alt dönemde incelemek daha yararl› olabilir. Tablo 1, söz konusu iki alt dönemin temel makroekonomik büyüklüklerini bir araya getiriyor. Tablo 1: Temel Makroekonomik Büyüklükler (2009-2014) Reel GSY‹H Büyüme (%) Enflasyon (TÜFE, %) Cari aç›k (GSY‹H,%) Reel politika faiz oran› (%) Tasarruflar (GSY‹H,%) Yat›r›mlar (GSY‹H,%) Reel Döviz Kuru (TÜFE bazl›) * Tahmin. Kaynak: TCMB, IMF 10 Bak›fl 132 TCMB’yi tedirgin eden sorun ise, kredi büyümesi ve cari a盤›n GSY‹H’ya oran› aras›nda gözlenen güçlü iliflki ve cari dengenin h›zla bozulmas› ve finansman›nda k›sa vadeli sermaye giriflleri ile portföy yat›r›mlar›n›n pay›n›n artmas› (fiekil 1). Nitekim Türkiye ekonomisi için kredi art›fl› 2002-2009 ortalamas› itibariyle %30’lar düzeyindeyken sadece 2010 y›l› için bu oran %40 düzeylerine ulaflm›flt›. Bu nedenle, sermaye girifllerinde ani durufl (sudden stop) riskine ba¤l› olarak oluflan makroekonomik ve finansal istikrara iliflkin kayg›lar, TCMB’nin, geliflmifl ülkeler gibi, farkl› bir para 2009 -4.8 6.5 -2.0 2.4 13 14.9 116.6 2010 9.2 6.4 -6.2 -1.6 13.2 19.5 125.5 2011 8.8 10.4 -9.7 -0.4 13.9 23.8 109.3 2012 2.1 6.2 -6.1 -2.9 13.3 20.6 117.9 2013 4.1 7.4 -7.9 -2.5 13.4 20.9 106.7 2014 3.0* 8.2 -5.8* -0.3 14.9* 21.9* 113.1 Ekonomik Bak›fl politikas› tasarlamas›n› gerekli k›l›yordu (Özdemir, 2013). Kas›m 2010’dan itibaren uygulamaya konan ve çerçeve olarak halen uygulanan yeni para politikas›n›n içeri¤i ise flöyle: Fiyat istikrar› ve finansal istikrar (ve cari a盤›n kontrolü) amaçlar›n› gerçeklefltirebilmek için bildi¤imiz politika faiz oran› yine var. Ona ek olarak zorunlu karfl›l›k oranlar› ve faiz koridoru (borç verme-borç alma faiz oran›) olmak üzere iki araç daha TCMB’nin alet çantas›na giriyor. Burada çeflitli (kredi genifllemesini yavafllatmak gibi) ara hedefler ve (kredi büyümesi gibi) gösterge de¤iflkenlerde var. Bu arada TCMB’nin, 2011 y›l›n›n sonlar›ndan itibaren sermaye girifllerindeki oynakl›klar›n ekonomiye olumsuz etkilerini s›n›rlamak amac›yla Rezerv Opsiyonu Mekanizmas› (ROM) tasarlayarak yeni politika çerçevesine ekledi¤ini de unutmayal›m. Evet, karmafl›k oldu¤unun fark›nday›m (ayn› durum pek çok iktisatç›, analist ve Türkiye ekonomisi ö¤rencileri için de geçerli…), zaten bu politikaya yönelik (baflta IMF) en önemli elefltirilerden birisi para politikas›n› afl›r› sofistike hale getirerek fleffafl›¤› azaltmas› (IMF, 2014). Bu dönemde TCMB’nin para politikas›n›n, bildi¤imiz uygulamalar› ötesinde bir sorumluluk alt›na girdi¤i çok aç›k. Örne¤in, finansal istikrara iliflkin daralt›c› mikro-ihtiyati önlemler ile BDDK taraf›ndan desteklenmedi¤ini belirtmek gerek. Bu deste¤in para politikas›n›n fiyat istikrar› amaçlar› d›fl›nda yeni amaçlar edindi¤inde politik karar almay› gerektiren durumlar ile karfl› karfl›ya kalabilece¤ine iliflkin yukar›da ele al›nan sorunlara bir örnek teflkil etti¤ini söylemek mümkün. Zira dönem itibariyle politik karar al›c›lar›n, Haziran 2011 genel seçimlerine ekonominin büyüdü¤ü bir konjonktürde girmeyi arzulamalar› do¤al… 2012-2014: DÜfiÜK BÜYÜME (KONTROLLÜ CAR‹ AÇIK)-YÜKSEK ENFLASYON Yapt›¤›m›z çal›flmalar, Kas›m 2010Haziran 2011 aras›nda, TCMB’nin yeni para politikas›n›n cari a盤›n kontrolü ve kredi büyümesinin yavafllat›lmas› aç›s›ndan baflar›l› oldu¤unu ortaya koymufltu (Özdemir ve Arabac›, 2012). Ancak finansal istikrar amac› aç›s›ndan sa¤lanan baflar›, 2012-2014 dönemi itibariyle enflasyonun önemli ölçüde yükseldi¤i ve büyümenin potansiyelin alt›na do¤ru geriledi¤i bir konjonktürü ortaya ç›kard›. Tablo 1 verileri üzerinden gidersek, iç talebin darald›¤›, büyümenin özellikle 2013 y›l›ndan itibaren ihracat ile desteklenmeye çal›fl›ld›¤› bir görünüm söz konusu.2010-2011 döneminden farkl›laflan yönler çok önemli. Bu dönemde TCMB’nin reel politika faiz oran› yine negatif düzeyde ancak yat›r›mlar yerinde say›yor. Peki de¤iflen nedir? May›s 2013’te FED’in parasal genifllemeyi sonland›rabilece¤ine dair aç›klamas›na ba¤l› olarak sermaye girifllerindeki yavafllama elbette. May›s 2013’ten sonra toplum ve siyaset sahnesinde olanlar bir yana, TCMB’nin sermaye girifllerindeki azalma karfl›s›nda gösterdi¤i politika davran›fl› üzerinde durmak gerekiyor. TCMB, bu dönemde, döviz kurundaki de¤er kay›plar›n›n do¤urdu¤u enflasyonist etkileri s›n›rlamak için politika faiz oran›na baflvurmad›. A¤›rl›kl› olarak faiz koridorunun geniflli¤i ile oynayarak ve likidite operasyonlar› ile faiz oranlar›n› belirlemeye çal›fl›rken büyüme kayg›s› ile hareket etti¤i görüldü. Bu tür bir politika davran›fl›nda politik karar al›c›lar›n faiz konusundaki fiekil: 2 hassasiyetlerinin rolü oldu¤u ise bilinen bir gerçek… Ancak 2013 y›l›n›n ikinci yar›s›na damga vuran önemli bir durum söz konusuydu: TCMB Baflkan› A¤ustos 2013’te y›lsonu döviz kuru için 1.92 seviyesini güçlü bir taahhüt ile dile getirdi. Bu taahhütün ard›ndan, döviz kurundaki art›fllar ve fiyatlama davran›fllar›ndaki bozulmaya ba¤l› olarak oluflan enflasyon dinamikleri karfl›s›nda TCMB, Ocak 2014 sonunda sert bir faiz art›r›m› yapmak zorunda kald› (fiekil 2). Politika faiz oran›, %4.5’ten %10’a yükseltilirken faiz koridoru %8-12 band›na tafl›nd›. fiöyle de diyebiliriz, TCMB as›l amac›na odaklanma yönünde -geç kald›¤› için dozu yüksek olan- bir ad›m att›. TCMB’nin bu davran›fl›, 2014 y›l› bafl›nda özel tüketimi kontrol alt›na almaya ve cari a盤› azaltmaya yönelik BDDK ve di¤er aktörler taraf›ndan al›nan makro-ihtiyati önlemler ile de desteklendi. TCMB’N‹N 4 fiUBAT SENDROMU… TCMB, Ocak 2014-Ocak 2015 aras›nda, politika faiz oran›n› %10’dan %7.75’e indirirken faiz koridorunu da %11.25-%7.5 band›na tafl›d›. Bu dönem TCMB’nin para politikas› ve faiz kararlar›na yönelik elefltirilerin yo¤unlaflt›¤› ve politik karar al›c›lar taraf›ndan yüksek sesle dile getirildi¤i bir süreci de içermektedir. Baflta Cumhurbaflkan› olmak üzere, ekonomi yönetiminin bir k›sm› ve dan›flman düzeyinde kifliler, TCMB’nin önemli ölçüde faiz indirmesi gerekti¤ini savunurken yüksek enflasyonun kökeninde mevcut faiz düzeyinin aranmas› gerekti¤i üzerinde durdu. Buna 11 Bak›fl 132 karfl›n, ekonomi yönetiminin di¤er kanad› ve TCMB’nin de içinde oldu¤u ekonomi bürokrasisi, faiz indirimlerinde temkinli gitmeyi ve enflasyondaki düflüfle paralel olarak faizlerin de inece¤i görüflündeydi. Ancak son Para Politikas› Kurulu (PPK) toplant›s› ile al›nan faiz karar›n› yeterli bulmayan ilk görüfl mensuplar›n›n elefltiri dozlar›n› daha da yükselttikleri görüldü. Asl›nda TCMB, gerileyen petrol fiyatlar› ve g›da fiyatlar›n›n geçmifl y›llar ortalamas›na dönmesine ba¤l› olarak 2015 y›l›n›n ilk yar›s›nda enflasyonun kayda de¤er bir düflüfl sürecine girece¤ini ve bu süreci faiz indirimleri için bir f›rsat olarak de¤erlendirebilece¤ini dile getirmiflti. Nitekim TCMB Baflkan› y›l›n ilk Enflasyon Raporu toplant›s›nda bu durumu teyit etmifl ve enflasyonun %70 olas›l›kla, 2015 y›l› sonunda %4,1 ile yüzde %6,9 aral›¤›nda (orta noktas› yüzde 5,5) gerçekleflebilece¤i tahmininde bulunmufltu (Baflç›, 2015). Bununla birlikte faiz indirimlerine yönelik olarak temkinli durufl vurgusu ile bafllayan toplant›n›n sonunda TCMB Baflkan›, “e¤er Ocak ay› enflasyon oran› %1’in alt›nda gerilerse PPK’n›n acil bir toplant› yaparak faiz indirimini gündemine alabilece¤ini” belirtti. Bu toplant›n›n ard›ndan döviz kuru üzerinde oluflan bask› neticesinde kur 2.40 düzeylerini aflt›. Ocak ay› TÜFE düzeyi ise %1.10 olarak art›fl yönünde gerçekleflirken y›ll›k enflasyonun %8.17’den %7.24’e geriledi¤i ve gerilemenin %1’in alt›nda oldu¤u görüldü. TCMB ise, Baflkan›n demeci tazeli¤ini henüz korurken 30 Ocak’ta kendi oluflturdu¤u kur dalgalanmas›na aç›klama getirmek zorunda kald› ve “kurda oluflan art›fllar›n temkinli faiz indirim süreci ile uyumlu olmad›¤›” gerekçesiyle 4 fiubat için yapabilece¤ini duyurdu¤u faiz indirim amaçl› toplant›dan vazgeçti¤i sinyalini verdi ve söz konusu toplant› gerçekleflmedi. fiimdi, 2013 y›l›n›n ikinci yar›s›nda döviz kuru için verilen taahhüde benzer flekilde, faiz indirimi için yap›lan aç›klaman›n döviz kurunda önemli bir s›çrama yaratt›¤› görülüyor. Bu durumun, bir yandan olas› faiz indirimlerinin zamanlama ve düzeyi üzerinde olumsuz etkide bulunmas› di¤er yandan maliyetler kanal›yla enflasyonist dinamik do¤urmas› ve fiyatlama davran›fllar›n› bozmas› mümkün. Benzer flekilde, ihracat›m›z aç›s›ndan -Euro alan› ve Rusya’daki geliflmeler de ortadayken- maliyetleri art›rarak kurdaki yükselifllerin ihracat için olumlu fiyat etkisini s›n›rland›rabilir ve flirketler kesiminde döviz borçlular› olumsuz bilanço etkilerine maruz kalabilir. Ancak sorunun daha temel oldu¤unu görmemiz ve tart›flmay› do¤ru zemine tafl›mam›z gerek… fiekil: 3 12 Bak›fl 132 SORUN FA‹Z DE⁄‹L, SORUN POTANS‹YEL‹N ALTINDA BÜYÜME… Özünde faiz tart›flmas› suni bir nitelik tafl›yor. Zira TCMB, politika faiz oran›n› indirse de likidite yönetimi ile faizlerin koridorun üst band› olan %11.25 düzeyine yak›n gerçekleflmesini sa¤layabiliyor. Koridorun üst band› de¤iflmedikçe, temkinli durufl sa¤lanabiliyor zira bankalar mevduat ve kredi faizlerini belirlerken söz konusu üst band› referans al›yorlar. fiöyle de diyebiliriz: TCMB piyasa için koridorun üst band›n› dikkate al›rken politik karar al›c›lar için temel politika faiz oran› üzerinden hareket ediyor. Böyle bir politika uygulamas›na yönelik olarak pek çok elefltiri dile getirildi daha önce (Gürses, 2014) ve flimdi konumuz de¤il. Zira -yaz›n›n ilk k›s›mlar›nda geliflmifl ülkeler için aç›klad›¤›m çerçeveyi hat›rlay›nTCMB art›k fiyat istikrar› yan›nda finansal istikrar› (cari a盤›) ve hatta büyümeyi de gözetmek durumunda kald›¤› bir politika ortam› ile karfl› karfl›ya. Sorun (ve vaveylan›n nedeni); Baflbakan Yard›mc›s› Ali Babacan taraf›ndan da dile getirilen, geliflmifl ülkelerdeki düzenli durgunluk sürecine ba¤l› olarak Türkiye ekonomisinin uzun süre potansiyelin alt›nda büyümesi riski… Tablo 1’in verileri 2012-2014 dönemi için söz konusu riski aç›k bir biçimde gözler önüne seriyor: Türkiye ekonomisi, tasarruf düzeyi düflük ve cari aç›k veren bir ekonomi. Döviz kuru de¤erlendi¤inde, enflasyon düflerken cari aç›k art›yor (ya da tersi) ve bu durum para politikas›n› teslim alm›fl durumda… Daha önemli bir soru(n), faiz oranlar›nda göreli indirimler olmas›na ra¤men yat›r›mlar›n bir türlü artm›yor oluflu… Acaba neden?.. Kuflkusuz, gerek politik karar al›c›lar›n gerekse iktisat politikalar›n›n temel amac› toplumsal refah› art›rmak. Nitekim para politikas›na yönelik elefltiriler ve h›zl› faiz indirimlerine yönelik taleplerin temel kayg›s›n›n da büyüme oldu¤u çok aç›k… Ancak üretim kapasitesine katk›da bulunacak yat›r›mlar sadece faiz Ekonomik Bak›fl indirimlerinden etkilenmiyor. O halde arzulanan ne olabilir: K›sa vadede faiz indirimlerinin, 2010-2011 dönemi konjonktürüne benzer dinamikler ortaya ç›kararak kredi genifllemesi arac›l›¤›yla büyümeye ivme vermesi… Bu noktada tekrar tart›flman›n özüne dönmek durumunday›z. TCMB, ya da merkez bankalar›, fiyat istikrar› (ve k›smen finansal istikrar) d›fl›nda amaçlar benimsediklerinde, söz konusu amaçlar›n politik karar alma süreci ile yak›n ilgisi ve do¤al olarak olas› politik maliyetleri, ba¤›ms›zl›¤›n özünde var olan demokrasi a盤› sorununu a¤›rlaflt›r›yor. Ülkemiz aç›s›ndan faiz indirimlerinin belirli bir sektöre yönelik yat›r›mlara ivme verece¤i yönündeki beklenti ise, hem kaynaklar›n tahsisi hem de büyümenin kapsay›c› (inclusive) olmas› aç›s›ndan tart›flmaya de¤er bir içeri¤e sahip… TCMB’N‹N BA⁄IMSIZLI⁄I ÜZER‹NE… Geliflmifl ülkeler için yukar›da ele ald›¤›m›z tart›flma; merkez bankalar› ile politik karar al›c›lar aras›ndaki iliflkiler aç›s›ndan para politikas›n›n yürütülmesi ile ilgili de¤il. Sorun, kurumsal yap›larda köklü bir dönüflümden ziyade uygun politikalar›n benimsenmesi ve koordinasyonu ile ilgili bir içeri¤e sahip. Bu arada, geliflmifl ülkelerin, faizi s›f›r ve s›f›ra yak›n düzeylerde belirlemelerine ra¤men büyüme ilgili sorunlar› oldu¤unu tekrar belirtmeye gerek görmüyoruz… Ülkemiz aç›s›ndan sorun ise, iktisat politikas›n›n önemli bir unsuru olan para politikas›n›n belirli bir egemenlik alan› olarak görülmesi ve elefltirilerin bu yönde yap›lmas›na ba¤l› olarak ortaya ç›k›yor. Yukar›da belirtti¤im nedenlerle konuya demokrasi a盤› sorunu üzerinden yaklafl›rsak bu do¤al. Örne¤in, enflasyon hedefini, hükümet ve TCMB birlikte belirliyorlar ve hükümetlerin TCMB’yi enflasyon hedefine ulafl›lamad›¤› dönemlerde elefltirmesi beklenir. Zaten TCMB, enflasyon hedefine ulaflamad›¤›nda hükümete kamuoyuna da ilan edilen bir mektupla durumu aç›klamak zorunda… Bu durumda, politik karar al›c›lar›n önünde; TCMB yönetimini de¤ifltirmekten, para politikas›n› fiyat istikrar› ve finansal istikrar d›fl›nda farkl› amaçlara göre yürütmekle yükümlü k›lacak yeni bir yasal düzenleme yap›lmas› ve TCMB’nin ba¤›ms›zl›¤›n›n farkl› bir içerik üzerinden ele al›nmas›na uzanan alternatifler mevcut (Özatay, 2014). Hatta mevcut yasal düzenleme ve kurumsal çerçeve geçerliyken bile do¤rudan GSY‹H art›fl›n› hedefleyen bir strateji de benimsenebilir. Tabii olas› riskleri de hesaba katmak kayd›yla… SONUÇ: TARTIfiMAYI DO⁄RU ZEM‹NE TAfiIMAK… Para politikas›, faizler ve TCMB’nin ba¤›ms›zl›¤› üzerine süregiden mevcut tart›flma, son derece yararl› bir laboratuar sunuyor. Elefltirilerin temel kayg›s›n›n da mevcut büyüme performans›m›z›n yetersizli¤i oldu¤u görülüyor. Peki, tart›flman›n mevcut hali, hem kurumsal kalite ve politikalar›n koordinasyonu hem de yat›r›mlar› art›racak ve büyüme performans›m›z› yükseltecek uygun bir politika iklimi oluflmas›na katk›da bulunuyor mu? Daha somut haliyle, yat›r›mlar sadece para politikas›n›n mevcut davran›fl› nedeniyle mi artm›yor? fiimdi, yukar›da ortaya konulan çerçeve ve aç›klamalardan elde etti¤imiz ilki içinde bulundu¤umuz dünyaya iliflkin de facto geçerliolgusal, ikincisi ise kuramsal, iki gerçe¤i ortaya koyabilecek aflamaya gelmifl bulunuyoruz: Kriz sonras› merkez bankac›l›¤› için, amaçlar› sadece fiyat istikrar› ile s›n›rlamak mümkün de¤il… Ancak farkl› amaçlar söz konusu oldu¤unda, söz konusu amaçlara ulaflabilmek için gerekli faiz oran›n›n düzeyi de ayn› de¤il… Bu iki gerçe¤i kabul ettikten sonra, tart›flman›n do¤ru zemini için gerekli sorular› sormak mümkün: ‹çinde bulundu¤umuz küresel politika ortam›nda, Türkiye ekonomisi için fiyat istikrar› alt›nda potansiyelin üzerinde bir büyüme performans›n› nas›l sa¤layabiliriz? Bunun için TCMB’nin mevcut çerçevesi dahilnas›l bir kurumsal çerçeve ortaya koymal›y›z? Sanayimizi güçlendirecek ve ihracat›m›z› art›racak ne tür politika tasar›mlar› gelifltirmeliyiz? En önemlisi tüm bunlar için gerekli insan kayna¤›n› yetifltirmek için neler yapmal›y›z? ‹ktisat bilimi, tek bafl›na para politikas›n›n bu sorunlara çözüm üretemeyece¤ini söylüyor… KAYNAKLAR BAfiÇI, E. (2015), Enflasyon raporu 2015-I’in Tan›t›m›na ‹liflkin Bas›n Toplant›s›nda Yapt›¤› Konuflma, TCMB, 27 Ocak. BLEJER, M.I. (2013), “Central Banks’Outdated Independence”, Project Syndicate, April 17. BORIO, C. (2012), “The financial cycle and macroeconomics: What have we learnt?”, BIS Working Paper No. 395. GÜRSES, U. (2014), “Merkez Faizi %10’dan %9.5’e ‹ndirdi-Mesaj Kayg›l› Merkez Bankas›na Dönüfl”, Radikal, 23 May›s. IMF (2014), Country Report No.14/330. ÖZATAY, F. (2014), “Merkez Bankas› Ba¤›ms›zl›¤›”, Radikal, 29 May›s. ÖZDEM‹R, M. ve Ö.ARABACI (2012), “Kredi Kullan›m› ve Cari Aç›k ‹liflkisi: Türkiye Örne¤i”, Para, Kur, Maliye Politikalar› ve Reel Ekonomi, F.Öztürk ve T.Göksel (Ed.), Ankara: ‹maj Yay›nevi, 15-29. ÖZDEM‹R, M. (2013), “Enflasyon Hedeflemesinden Finansal ‹stikrara: Kriz Sonras› TCMB’nin Para Politikas› Aray›fllar›”, Prof. Dr. Cihan Dura’ya Arma¤an 2000’li Y›llarda Türkiye Ekonomisi: Yap›sal Dönüflümler, Ana Sorunlar ve Çözüme Dönük Politika Önerileri, H. Atik (Ed.), Ankara: Nobel Yay., 127-170. ÖZDEM‹R, M. (2014), “Krizin Ard›ndan Makroiktisat ve Enflasyon Hedeflemesi: Quo Vadis?”, Prof. Dr. ‹lker Paras›z’a Arma¤an-Bir Duayen ile ‹ktisat ve Finans› Çok Boyutlu Düflünmek, A.Ar› (Der.), Ankara: Efil Yay., 187-236. SUMMERS, L.H. (2014), “Reflections on the new Secular Stagnation Hypothesis”, VoxEu, October 30. 13 Bak›fl 132 Gündemde ‘Sosyal ‹novasyon’ var ‘Sosyal ‹novasyon’ ana temas›yla düzenlenen ‘5. Bursa Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’, bu alanda çarp›c› baflar›lar›n hayata geçirilebildi¤ini gösteren örneklerin toplumda tan›t›lmas›n›n yan› s›ra, sürdürülebilir baflar›n›n; do¤ru iflleyen bir sürecin tan›mlanmas› ve iflletilmesiyle garanti edilebilece¤ini de ortaya koydu. B US‹AD Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Uzmanl›k Grubu ile Uluda¤ Üniversitesi iflbirli¤inde düzenlenen ‘5. Bursa Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’ bu y›l da yo¤un bir kat›l›ma sahne oldu. ‹lki, 2010 y›l›nda ‘Bilgi Üret Yenilik Yap Ayakta Kal’, ikincisi 2011’de ‘Gelece¤in Anahtar›: Yenileflim”, üçüncüsü 2012’de ‘Bir Süreç Olarak Yenileflim’, dördüncüsü ise 2013’te ‘Yenileflim ve Giriflim’ ana temalar›yla düzenlenen sempozyumun, bu y›lki ana temas› ‘Sosyal ‹novasyon’ oldu. 14 Bak›fl 132 Amaç; yenilikçilik ve yarat›c›l›k hareketini desteklemek Sempozyumun amac›; Türk sanayi ve hizmet iflletmelerinin küresel boyutta sürdürülebilir rekabet gücü elde etmesi için ulusal düzeyde, iflletme düzeyinde ve kiflisel olarak yenilikçi ve yarat›c› yaklafl›mlar› ve uygulamalar› ele almak, tan›tmak, önemini vurgulamak, teflvik etmek, yayg›nlaflt›rmak ve sürdürülebilirli¤ini sa¤lamaya yönelik olarak bölgesel yenilikçilik ve yarat›c›l›k hareketini desteklemektir. Ermaksan Makine’nin ana sponsorlu¤unda düzenlenen ‘5. Bursa Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’ da, çarp›c› baflar›lar›n hayata geçirilebildi¤ini gösteren örneklerin toplumda tan›t›lmas›n›n yan› s›ra, sürdürülebilir baflar›n›n do¤ru iflleyen bir sürecin tan›mlanmas› ve iflletilmesiyle garanti edilebilece¤ini de ortaya koymay› hedefledi. Sürdürülebilir büyüme çok önemli Sempozyumun aç›l›fl konuflmas›n› Yenileflim Zirvesi becerilere sahip ve s›ra d›fl› ürün üreten ülkelerle rekabet etmeye çabalamas› sürdürülemez boyuttad›r. Dolay›s›yla bulundu¤umuz noktada iktisadi kalk›nmam›z›n içeri¤inde rekabetçilik ve inovasyon ön plana ç›k›yor. ‹novasyon kavram›, teknolojik ve katma de¤erli ürünlerin sanayimizde yer almas›n› amaçlad›¤› gibi organizasyon ve kurumsall›k gibi teknolojik olmayan alanlar› da kaps›yor” dedi. yapan BUS‹AD Yönetim Kurulu Baflkan› Günal Baylan da, sürdürülebilir büyümeye dikkat çekti. “Sürdürülebilir büyüme; gelir seviyesinin, geliflmifl ekonomilerin seviyesine ç›kmas›, bu hareketin ülke genelinde kabul görmesi ve yay›lmas› ile mümkün olacakt›r” diyen Baylan, özellikle enerji ve hammaddede d›fla ba¤›ml› olan Türkiye’nin, cari a盤›n›n finansman›n› da yurtd›fl›ndan gelecek s›cak paran›n deste¤iyle sürdürmeye çal›flt›¤›n› vurgulad›. ‘Ben niye düflünemedim?’ Toplumsal bir yenileflmeyi hedefleyen çal›flmalar›n ‘sosyal inovasyon’ olarak adland›r›ld›¤›n› belirten Baylan, bu durumun genellikle; zihinsel bir çaba, yarat›c›l›k disiplinleri gibi genifl bir yelpazede ak›c›l›k ve esneklik gerektirdi¤ini kaydetti. Baylan, “Ço¤u zaman ‘Ben niye düflünemedim’ gibi tatl› bir k›skançl›k veya ‘Ben bunu nas›l gelifltirerek daha iyisini yapar›m’ düflüncesi; ülke ve bireylerin kalk›nmas›nda anahtar olacak” diye konufltu. Üniversitede yenilikçilik bilinci yükseliyor Uluda¤ Üniversitesi Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr. Müfit Parlak da, giriflimcilik ve yenilikçilik özelinde baz› bölümlerde yan dallar açt›klar›n›, buralarda e¤itim alan ö¤rencilerin bunun faydas›n› mezun olduktan sonra fazlas›yla görece¤ini anlatt›. Üniversiteler aras› giriflimcilik ve yenilikçilik s›ralamas›nda 19.’luktan 10.’lu¤a yükselen Uluda¤ Üniversitesi için bunun yeterli olmad›¤›n› söyleyen Parlak, “2015’te 40. kurulufl y›l›n› kutlayacak olan Üniversitemiz yak›n zamanda bu s›ralamada ilk befli hedefliyor” dedi. Baylan, “Bu durum; durgunluk, siyasi ve politik risklerin etkileri ile birlikte ekonomimizin k›r›lgan halde seyretmesine sebep oluyor. Özellikle bizim gibi geliflmekte olan, düflük gelir-düflük ücret yap›s›ndaki ülkelerin, teknoloji yo¤un, yüksek 15 Bak›fl 132 Su ve enerjide verimlilik çok önemli Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan ‘Sosyal ‹novasyon’ konulu ana oturumda, Coca-Cola Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölgesi Baflkan› Galya Frayman Molinas, kat›l›mc›lara çok de¤erli bilgiler aktard›. Dünyan›n pek çok bölgesinde ve Türkiye’de gerçeklefltirdikleri s›ra d›fl› sosyal inovasyon projelerinden bahseden Molinas, temel hedeflerinin; günden güne azalan su ve enerji gibi kaynaklar›n daha çok geri kazan›m› oldu¤unu vurgulad›. Gelinen noktada ‘De¤iflen dünyay› takip etmenin’, ‘Paydafllar› dinlemenin’ ve ‘De¤er yaratman›n’ çok önemli hale geldi¤ini belirten Molinas, “De¤iflim ve dönüflüm noktalar›n› iflimizin bir parças› haline getirmek zorunday›z. Önceden sadece kazanç odakl› çal›flan ifl dünyas› varken, bugün çok farkl› bir noktaya gelindi. Art›k flirketlerimizin, sadece hisse senetlerinin de¤erini yükseltmekten ziyade uzun vadede sürdürülebilir, insan ve do¤a odakl› de¤er yaratmalar› flart” diye konufltu. Sosyal inovasyonu Bursa yapamazsa hiçbir kent yapamaz Bursa’y› “Gerek ifl dünyas›nda, gerekse kültür ve sanatta pek çok lider yetifltiren kent” olarak tan›mlayan Molinas, bu durumun art›k bir flekilde sosyal inovasyona da ilham kayna¤› olmas›n› diledi. Molinas, “Teknolojiyi de sosyal inovasyonun içinde düflünmelisiniz. Bunu Bursa yapamazsa hiçbir kent yapamaz” dedi. Geliflen teknoloji ile birlikte sosyal hayat›n de¤iflti¤ini, içinden geçilen dinamiklerin ise çok ciddi endifleleri beraberinde getirdi¤ini anlatan Molinas, sürdürülebilir büyümede devletlerden çok özel sektöre görev düfltü¤ünü ifade etti. Ekonomik faaliyetlerin, kaynaklar yok olmadan sürdürülebilir k›l›nmas› gerekti¤ini vurgulayan Molinas, bunu en baflta tüketicilerin bekledi¤ini anlatt›. Sosyal projelerimiz dünyada bize itibar kazand›r›yor. Dünyada 200’den fazla ülkede operasyon yürüten Coca Cola için sosyal inovasyonun, ‘Dünya çap›nda iyi fikirlerin hayata geçirilmesi, sosyal 16 Bak›fl 132 ve çevresel sorunlar›n çözümüne katk› sa¤lamak’ anlam›na geldi¤ini belirten Molinas konuflmas›n›, bu çerçevede yapt›klar› çok çarp›c› örnekleri aktararak sürdürdü. Molinas, “Büyük bir depremle sars›lan ve sosyal bir çöküntü yaflayan Haiti’de en az›ndan mango üreticilerini aya¤a kald›rabilmek için Adwalla markas›yla Haiti Hope ismini verdi¤imiz bir meyve suyu ç›kard›k. Bu flekilde en az 25 bin mango üreticisine destek verdi¤imizi söyleyebilirim. yerlere ulaflmak için de kullan›yoruz. Bu tarz sosyal projeler bizim toplumda itibar kazanmam›z› sa¤l›yor. Yine, her alanda enerjiye ihtiyaç duyan Hindistan’da çok önemli bir sosyal inovasyon projesini hayata geçirdik. Oradaki bilim adamlar› ve kendi Ar-Ge ekibimizle birlikte günefl enerjisiyle çal›flan so¤utucu dizayn ettik ve kullan›ma sunduk. Ço¤u insan bu sistemi evlerine de kurmaya bafllad›. Dolay›s›yla ayd›nlatma, yemek piflirme ve so¤utucu için gerekli olan enerji güneflten elde edilmeye bafllad›. Coca Cola olarak dünyada en yayg›n da¤›t›m a¤›na sahip flirketiz. Biz bu da¤›t›m a¤›m›z›, 2009 y›l›ndan bu yana birlikte çal›flt›¤›m›z vak›fla birlikte özellikle Afrika’da ilaç bekleyen Afrika’n›n baz› bölgelerinde ise arsenikli suyu bile içilebilecek kadar temizleyen teknolojiler gelifltiriyoruz. Kenya, Ruanda, Tanzanya, Etiyopya ve Gana’da hayata geçirdi¤imiz ve Yenileflim Zirvesi Ekocenter ad›n› verdi¤imiz sosyal merkezlerde de bu projelerimizi birlefltiriyoruz. Yani so¤utucumuzu kullanan, ilaç ve temiz su da¤›tan kanallar oluflturuyoruz. Buralarda da ço¤unlukla kad›nlar çal›fl›yor. 2020 y›l›na kadar 5 milyon kad›n› ifl hayat›na kazand›rmak hedefimiz de var. Bu y›lsonu itibariyle 700 bin kad›na ulaflm›fl olaca¤›z. Dolay›s›yla Coca Cola olarak global gücümüzü bu flekilde dünya geneline yaymay› uygun görüyoruz” dedi. Kulland›¤›m›z suya eflde¤er suyu do¤aya geri kazand›r›yoruz Türkiye genelinde de birçok sosyal inovasyon projesini hayata geçirdiklerini belirten Molinas, özellikle Hayata Art› program› ile 500’den fazla genci sivil toplum dünyas›na kazand›rd›klar›n› ifade etti. Özellikle su verimlili¤ine çok büyük önem verdiklerinin alt›n› çizen Molinas, 2020 y›l›na kadar, ürünlerinde kulland›klar› suya eflde¤er miktar suyu do¤aya geri kazand›rma sözü verdiklerini kaydetti. Molinas, “Ç›k D›flar›ya Oynayal›m projemizle de, oyunu müfredat›n bir parças› yapt›k. Okul bahçelerini oyun sahas› haline getirerek bir milyon çocu¤umuzun daha fazla hareket etmesini sa¤l›yoruz” diye konufltu. içinde, Pisa E¤itim Testi’nde ne yaz›k ki çok gerilerde kald›¤›na iflaret etti. Ifl›klar Askeri Hava Lisesi’nin hedefi büyük Sunumunda, kendilerine, “Dünyan›n en iyi lisesi olmak” vizyonunu belirlediklerini anlatan Rahim Sar› ise, çal›flmalar›n› ve projelerini bu misyon çerçevesinde flekillendirdiklerini kaydetti. Sar›, “Süreç odakl› yaklafl›m kapsam›nda ö¤renci ve personelimize; inisiyatif verme, zaman yönetimi, kat›l›m, içtenlik-aç›kl›k ve kararl›l›k ile baflar›y› elde etti¤imizi söyleyebilirim. ‘‹fl olsun’ diye bir fley yapmad›k, yapmay›z. E¤itimde elde etti¤imiz baflar›da en önemli ‘E¤itimde ezber bozmak’ Molinas’›n sunumunun ard›ndan, Neriman Bale Okulu Ö¤retmeni Canan fiahin’in, ‘Türk Motifleriyle Bale Gösterisi’ kat›l›mc›lar›n büyük be¤enisini kazand›. Sempozyumun ikinci oturumunda ise, ‘E¤itimde Ezber Bozmak’ konusu masaya yat›r›ld›. Tofafl Stratejik Yönetim ve ‹fl Gelifltirme Direktörü Ahmet Altekin’in moderatörlü¤ünü yapt›¤› oturumda, Sabanc› Üniversitesi E¤itim Reformu Giriflimi Direktörü Batuhan Aydagül, Ifl›klar Askeri Hava Lisesi Yabanc› Dil Bölüm Baflkan› Dr. Hava Ö¤retmen Albay Rahim Sar› ile Tofafl ‹nsan Kaynaklar› Direktörü Burhan Çak›r birer sunum yapt›lar. Türkiye’de herkesin ve her kesimin flikayet etti¤i temel sorunlardan birisinin ‘ezberci e¤itim sistemi’ oldu¤unu söyleyen Ahmet Altekin, 2023 y›l›nda dünyan›n en büyük 10 ekonomisi içinde yer alma hedefi bulunan Türkiye’nin, OECD ülkeleri 17 Bak›fl 132 unsurlardan birisi de kararl›l›kt›r. Bundan ve temel ahlaki de¤erlerimizden ise kesinlikle taviz vermeyiz” dedi. Etkili bir e¤itim için, ‘Bire bir e¤itim, akademik koçluk-mentorluk, gözetmensiz s›nav uygulamalar› ile mikro ö¤retim uygulamas›’n›n önemine iflaret eden Sar›, üniversite s›nav› stresi olmayan bir okulda e¤itim yapman›n kendilerine daha fazla sorumluluk yükledi¤ini kaydetti. Ö¤rencilerinin ulusal ve uluslararas› pek çok projede baflar›lar elde etti¤ini belirten Sar›, “Ülkemizi dört y›ld›r uluslararas› bilim fuarlar›nda temsil ediyoruz, fliir ve spor yar›flmalar›na kat›l›yoruz. Felsefe Olimpiyatlar›’nda da ülkemizi yine bizim ö¤rencimiz temsil edecek. Ayr›ca Robot Kulübü kurduk ve bu alanda da dereceler elde ettik” diye konufltu. Tofafl Akademi çok özel bir e¤itim sistemi… 2010 y›l›nda kurulan ve insan kaynaklar› sistemini yeniden ele al›p, bütünsel bir model uygulayan Tofafl Akademi ile ilgili detayl› bilgi veren Burhan Çak›r da, ezber bozan e¤itim sistemlerinden çarp›c› bölümler aktard›. E¤itimlerini düz anlat›mdan ç›kar›p, ifl sonuçlar›na etki edecek, uzun süreli olarak ak›lda kalacak, ö¤retilenleri al›flkanl›k haline getirecek ve uluslararas› standartlarda geçerlili¤i olacak flekilde planlad›klar›n›n alt›n› çizen Çak›r, “Örne¤in iç e¤itmenlik modeli ile Tofafl ve çal›flanlar›m›z ne kazand›? Kaybedeni olmayan bu süreçte, Tofafl’›n bilgili birikimiyle oluflmufl konular›n› kurumsal haf›zaya kazand›rd›k. Daha Tofafl’a özel, daha kaliteli ve daha fazla e¤itim içerikleri oluflturduk. Maliyet tasarrufu ile çal›flanlar›m›z›n manevi tatmini geliflimini sa¤lad›k. Tofafl Akademi; çal›flanlar›, bayileri, tedarikçileri, ö¤renciler, aileler, sektörel iflbirlikleri ve üniversite iflbirlikleri gerçeklefltiriyor” dedi. 2010 y›l›ndan bu yana Tofafl Akademi sayesinde; 160 iç e¤itmen yetifltirdiklerini, 178 konu uzman›n›n 126 kitap, 100 bilgilendirme doküman› yazd›¤›n› ve kütüphanelerinde 2 bin 500’den fazla 18 Bak›fl 132 kaynak yer ald›¤›n› da vurgulayan Çak›r, Çal›flan Ba¤l›l›¤› anketine yans›yan memnuniyet oran›n›n da yüzde 90’a ulaflt›¤›n› kaydetti. Çak›r, “Akademi’ye kat›l›mc›l›¤› bütün tedarik zinciri ve paydafllar›m›zla sa¤lad›k ve bunu gönüllülük esas›yla yapt›k. Gönüllü olanlar› da takdir ettik. Akademi ile Tofafl’›n kurumsal haf›zas›n› oluflturmak üzere uzmanl›k konular›nda bilgi ve deneyimleri kal›c› hale getiren gönüllü bir yap›y› baflar›yla devam ettiriyoruz” diye konufltu. ‘Okul flart m›?’ Gençlere hep baflar›lar› anlatmaktan ziyade, baflar›s›zl›klardan baflar›ya giden yolu anlatman›n çok daha önemli fikirler verebilece¤ine de¤inen Batuhan Aydagül ise, 20. yüzy›lda ekonomik ve siyasi gerçekler üzerine kurulu bir e¤itim sistemi oldu¤unu belirtti. Bugün okullarda verilen e¤itimin, insanlar›n de¤iflim h›z›na ayak uyduramad›¤›n› anlatan Aydagül, dolay›s›yla akla ‘Okul flart m›?’ sorusunun geldi¤ini vurgulad›. Dünyada geliflen teknolojiyle birlikte kitlelere aç›k ve çok da verimli kurslar›n meydana geldi¤ini belirten Aydagül flöyle devam etti: “Ayr›ca e¤itimde hibrid modeller de var. Lisedeki yüz yüze e¤itim ile internetteki e¤itimlerin birlefltirilmesiyle farkl› baflar› modelleri oluflabilir. Son dönemde okulunu terk ederek ifl hayat›nda baflar›l› olan pek çok insan›n öyküsünü dinliyoruz. Liseden itibaren okula gitmeyerek Yenileflim Zirvesi hayattan elde edileceklerin çekicili¤i, okulun çekicili¤i azald›¤› için art›yor. Öte yandan, yeni meslek liseleri kurmaktan ziyade, mesleki beceri e¤itimini nas›l daha iyi yapabiliriz bunu sorgulamal›y›z. Sanayinin yüzde 30, hizmet sektörünün ise yüzde 70 istihdam sa¤lad›¤› bir ortamda sanayi ile ilgili meslek liselerine ne kadar çok ihtiyaç oldu¤u düflünülmeli. Mevcut durumda hizmet sektörüne yönelik becerilerin her okulda verilebildi¤ini görüyoruz. Okul flart, ancak hiçbir zaman tekel olmayacak. Ülkemizde mesleki e¤itim ne kadar iyi olursa olsun, o kurumlarda yetiflen insanlar›m›z sanayide kaynakç› olmak yerine AVM’de güvenlik eleman› olmay› tercih ediyorsa bu iflin sonu yok demektir.” Hata yapma lüksümüz de olmal› “Bizim yar›n›m›z olacaksa mutlaka e¤itimde yenilikçilik yapmal›y›z” diyen Aydagül, bunun için de Ar-Ge’nin önemine dikkat çekti. Aydagül, “ArGe yapmadan inovasyon yapma gelece¤ine inanan bir toplum olmaya gidiyoruz. Fakat bize, denemeyan›lma ö¤retir. Buradan ö¤rendiklerimizle daha iyiye gidebiliriz. Bizde baflar›s›zl›¤a prim verilmiyor ancak baflar›s›zl›k da çok de¤erlidir. Ar-Ge ve inovasyonda çok ileri giden ülkelerde flöyle söylenir: ‘Bu iflte baflar›s›z olmama, hata yapmama lüksümüz yok.’ Dolay›s›yla Ar-Ge kültüründe baflar›s›zl›¤› da baflar› kadar de¤erlendirebilmeliyiz” dedi. 19 Bak›fl 132 BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu ekonominin gelece¤ine ›fl›k tuttu BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu, Aral›k 2014’te yay›nlad›¤› bildiride, Türkiye ekonomisinin 2015 y›l›nda istenen seviyeye ulaflabilmesi için yap›lmas› gerekenleri ortaya koydu. Söz konusu bildiride; mevcut durum analizinin yan› s›ra, lokomotif sektörlere de genel bir bak›fl yap›ld›. ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i’nin (BUS‹AD) Oya Yöney Baflkanl›¤›ndaki Yüksek Dan›flma Kurulu, makroekonomi ile lokomotif sektörlere yönelik mevcut durum analizi yapt›. B 2014 y›l›n›n de¤erlendirmesi ve 2015 y›l›ndan beklentileri de içeren BUS‹AD YDK Bildirisi’nde; Türkiye, dünya ve bölgedeki siyasi-ekonomik geliflmeler paralelinde yap›lmas› gerekenler ifade edildi. Gerek sosyal, gerekse ekonomik hayatta refah seviyesinin yükseltilmesi için yap›sal reformlar baflta olmak üzere mesleki e¤itim, tasarruf oranlar›n›n yükseltilmesi, do¤rudan 20 Bak›fl 132 yabanc› sermayenin çekilebilmesi gibi önemli konularda hayata geçirilmesi gereken önlemlerin yan› s›ra öneriler de bildiride yer ald›. ‹flte BUS‹AD YDK Bildirisi’nin tam metni… BUS‹AD YÜKSEK DANIfiMA KURULU B‹LD‹R‹S‹… DÜNYA EKONOM‹S‹ 15-16 Kas›m 2014 tarihlerinde Avustralya’da toplanan G-20 Liderler Zirvesi, küresel ekonomik büyümenin zay›fl›¤› ile ülkeler aras›nda gelirin dengesiz da¤›ld›¤› üzerinde durdu. Bu durum, geliflmifl ülkelerde uzun sürebilecek bir ‘düzenli durgunluk’ (secular stagnation) ve düflük büyüme dönemini iflaret etmekte, geliflmekte olan ülkelerin de potansiyelin alt›nda büyüme ile karfl› karfl›ya olduklar›n› ortaya koymaktad›r. ABD ekonomisinde gözlenen iyileflme karfl›s›nda FED’in Ekim 2014’te parasal genifllemeyi sonland›rd›¤› ve 2015 y›l›nda para politikas›n› normallefltirece¤i (faiz art›r›m›na gidece¤i) görülmektedir. Euro alan›nda ise parasal genifllemeye yönelik at›lan ad›mlara ra¤men, bankac›l›k sektöründeki sorunlar›n sürmesi, yüksek kamu borçlar› ve yüksek iflsizlik deflasyonist e¤ilimleri güçlendirerek iktisadi faaliyetteki toparlanmay› olumsuz etkilemektedir. Geliflmekte olan ülkeler aç›s›ndan yap›labilecek en önemli tespit, önümüzdeki süreçte büyüme performans›n›n geçmiflteki gibi yüksek düzeylerde olmayaca¤›n›n BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu anlafl›lmas›d›r. Bu ba¤lamda, söz konusu ülkeler aras›nda küresel dengelenme sürecine yönelik uygun politika bileflimlerini tasarlayan ve yap›sal sorunlar›na iliflkin politikalar üreten ülkelerin pozitif olarak ayr›flabilece¤ini belirtmek gerekmektedir. TÜRK‹YE EKONOM‹S‹ Türkiye ekonomisi için 2014 y›l›, iç talebin zay›fl›¤› karfl›s›nda büyümenin ihracat›n deste¤iyle gerçekleflti¤i bir y›l olarak sonlanmaktad›r. Dünya ekonomisinin düzenli durgunluk sürecine girdi¤i bir konjonktürde, Türkiye ekonomisinin önündeki en temel sorun, potansiyelin alt›nda bir büyüme trendi ile karfl› karfl›ya bulunulmas› olarak görülmektedir. Büyüme ve ‹stihdam Türkiye ekonomisi, 2014 y›l›n›n üçüncü çeyre¤inde tar›m sektöründeki olumsuz performans›n da etkisiyle bir önceki y›l›n ayn› dönemine göre yüzde 1.7 ile beklentilerin oldukça alt›nda bir büyüme performans› sergilemifltir. Bu çerçevede 2014 y›lsonu büyümesinin yüzde 3 düzeyini aflmayaca¤› görülmektedir. Mevsim etkilerinden ar›nd›r›lm›fl iflgücü verilerine göre ise; tar›m d›fl› iflsizlik, Eylül 2014 döneminde bir önceki döneme k›yasla yüzde 0,3 puan artarak 12,8 seviyesine yükselmifltir. Temmuz 2014 itibariyle yüksek ö¤retim mezunu gençlerin iflsizlik oran› yüzde 29.3, lise ve dengi okul mezunu gençlerin iflsizlik oran› ise yüzde 20.2 olarak gerçekleflti. Bu sebeple, e¤itim sistemiyle ilgili reformlara ihtiyac›m›z var. Teknik, ça¤dafl ve araflt›rmac› e¤itimin yolu aç›lmal›. Toplumsal refah› art›rman›n ilk koflulu ise iflsizli¤i düflürmekten geçiyor. Enflasyon ve Para Politikas› Kas›m 2014 itibariyle TÜFE yüzde 0.18 olarak gerçekleflmifl ve y›ll›k enflasyon yüzde 9.15 düzeyine ulaflm›flt›r. 2014 y›l› sonunda yüzde 9 civar›nda gerçekleflmesi beklenen enflasyonun, yüzde 5 olan 2014 y›l› hedefinin oldukça üzerinde gerçekleflece¤i görülmektedir. Enflasyonun uzun süredir yüzde 5 olarak benimsenen hedefe bir türlü yak›nlaflamamas›, sorunun yap›sal bir niteli¤e büründü¤ünü, ekonominin rekabetçili¤i ve verimlilik düzeyi ile iliflkili oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Geliflmifl ülke merkez bankalar›n›n zay›f küresel talep karfl›s›nda gevflek para politikas› uygulamalar›n› belirli bir süre daha sürdürmesinin de etkisiyle, Merkez Bankas›’n›n 2015 y›l› için faiz indirimine yönelik manevra imkân› oldu¤u görülmektedir. Fakat piyasa koflullar›nda belirlenmesi gereken faizin, hiçbir zaman siyasete alet edilmemesi gerekiyor. D›fl Ticaret ve Cari Denge T‹M’in aç›klad›¤› Kas›m ay›na ait ihracat verileri, geçen y›l›n ayn› ay›na göre ihracatta yüzde 6.4 düzeyinde bir azal›fl›n oldu¤unu ve toplam olarak Ekim ay›na ait 12.9 milyar dolarl›k düzey korunsa da Ekim 2013’ten bu yana ihracat›n ilk kez düfltü¤ünü gösteriyor. Cari aç›k ise y›l›n ilk 10 ayl›k dönemi itibariyle yüzde 36,8 oran›nda azalarak 33,1 milyar dolara gerilerken, 12 ayl›k kümülatif cari aç›k son 4 y›l›n en düflük seviyesi olan 45,7 milyar dolar düzeyine inmifltir. Kurdaki de¤er kayb›n›n do¤urdu¤u fiyat rekabeti avantaj›n›n 2014 y›l›n›n ikinci yar›s›ndan itibaren azalmas› ve Euro alan›ndaki deflasyonist e¤ilimlerin güçlenmesi, Rusya pazar›nda y›l›n sonuna do¤ru meydana gelen türbülans ve Ortado¤u pazar›nda varl›¤›n› sürdüren jeopolitik riskler 2015 y›l›nda, 2014 y›l› ihracat performans›n›n alt›nda kal›naca¤›na iflaret etmektedir. 21 Bak›fl 132 2015 YILINA ‹L‹fiK‹N BEKLENT‹LER Türkiye ekonomisinin 2014 y›l› makroekonomik performans›, sermaye giriflleri arac›l›¤›yla s›cak paraya dayal› büyüme modelinin s›n›ra dayand›¤›n› göstermektedir. Burada as›l sorunun, sanayinin üretim yap›s› ve mevcut tasarruf düzeylerinin düflüklü¤ü oldu¤unu belirtmek gerekir. Bu nedenle, dünya ekonomisinin düflük büyüyece¤i ve FED’in faiz art›r›mlar›n›n global likiditeyi daraltaca¤› bir konjonktürde, Türkiye ekonomisi için 10. Kalk›nma Plan›’nda yer alan yap›sal önlemlerin uygulamaya konulmas› ve ülke içi tasarruf düzeyinin art›r›lmas›na yönelik politikalar›n önem kazand›¤› görüflündeyiz. Türkiye ekonomisinin makroekonomik performans› aç›s›ndan 2015 y›l›n›n kolay bir y›l olmayaca¤› görülmektedir. Bafll›ca ihracat pazarlar›ndaki geliflmelerin ihracat performans›n› olumsuz etkilemesi karfl›s›nda petrol fiyatlar›ndaki gerilemenin cari a盤› ve enflasyonu olumlu etkileyece¤ini söylemek mümkündür. Bununla birlikte, FED faiz art›r›m›n› 2015 ortas›ndan itibaren düflük dozda ve zamana yayarak gerçeklefltirece¤ini belirtse de faiz art›r›m›na ba¤l› olarak d›fl finansman koflullar›nda daralma ve kur de¤iflmelerini dikkate almak gerekmektedir. Dünya ekonomisinin ve geliflmifl ülke merkez bankalar›n›n yukar›da çizilen çerçeve dahilinde hareket edece¤i ve Türkiye’ye yönelik risk alg›lamas›n›n mevcut görünümünü korudu¤u varsay›m›yla, temel makroekonomik büyüklüklere iliflkin 2015 tahminleri yandaki tabloda sunulmaktad›r: 22 Bak›fl 132 % Büyüme Enflasyon ‹flsizlik Cari denge 2009 -4.8 6.5 13.1 -2.0 2010 9.2 6.4 11.1 -6.2 2011 8.8 10.4 9.1 -9.7 2012 2.1 6.2 8.4 -6.1 2013 4.1 7.4 9.0 -7.9 2014* 2.8 9.0 10.5 -5.8 2015* 2.5- 3.0 7.5- 8.0 1 0.5 -4.5- 5.0 * Tahmin SEKTÖREL DE⁄ERLEND‹RME OTOMOT‹V Otomobile bak›ld›¤›nda Kas›m 2014 itibariyle üretim bir önceki y›la göre yüzde 1 artarak 1,049,852 adet oldu. Üretilen araçlar›n yüzde 76’s› ihraç edilmifl olup, iç pazar sat›fllar› ise ikinci yar›da toparlanmas›na ra¤men bir önceki y›la göre yüzde 14 düfltü. Sat›lan otomobil say›s› 656,493 adettir ve bunun yüzde 66’s› ithaldir. Aral›k ay›nda yo¤un kampanyalarla sat›fllar›n biraz daha artmas› beklenmektedir. Uluda¤ Otomotiv Endüstrisi ‹hracatç›lar› Birli¤i verilerine göre, sektör ihracat› y›l›n 11 ayl›k döneminde, bir önceki y›la k›yasla sadece yüzde 2,62 art›flla 17 milyar 968.9 milyon dolar olarak gerçekleflmifl, 11 ayl›k araç ihracat›m›z ise bir önceki y›la göre adetsel olarak yüzde 5 artm›flt›r. Otomotiv sektörü aç›s›ndan Türkiye, önemli bir üretim üssü ve ihracat›n yüzde 80’i AB pazar›na yap›l›yor. 2015 y›l› için AB pazar›ndaki daralma, mevcut ihracat görünümünü olumsuz etkileyebilir. 2014 y›l›nda AB otomobil pazar› 2013’e göre yüzde 6, ticari araç pazar› ise yüzde 10 büyümüfltür. Türkiye’nin gerek Uzakdo¤u pazar›ndan Avrupa’ya girmeyi düflünenler, gerekse BRIC ülkelerinin AB pazar›na girmeleri için önemli bir girifl kap›s› oldu¤unu ve üretim üssü olarak bir f›rsat penceresine sahip oldu¤unu belirtmek gerekir. 2014 y›l›n›n 11 ayl›k rakamlar› ile ifade etmek gerekirse; Türkiye ekonomisine 18 milyar dolar civar›nda ihracat geliri sa¤layan otomotiv sektörünün iç talepten de beslenmesi, global ekonominin yarataca¤› olas› riskleri minimuma indirecektir. ‹ç pazardaki sat›fllar›n ivmelenmesi için sektörün üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi gereklili¤i ortadad›r. Ayn› zamanda kamu kurumlar›nda kullan›lan araçlar›n iç piyasada üretilen araçlar olmas› da sektöre canl›l›k getirecektir. Ülkemizdeki üreticilerin yeni model yat›r›mlar› ile AR-GE harcamalar›n›n artt›¤›n› göz önüne ald›¤›m›zda, ortakl›klar›n ‘stratejik ortakl›¤a’ geçifl sürecinde oldu¤unu, komflu co¤rafyalarda yaflanan siyasi ve ekonomik s›k›nt›lar›n ise tehdit oluflturdu¤unu görmekteyiz. BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu Tekstil sektöründe moda ve markaya yönelerek, daha yüksek katma de¤erli üretim yap›lmas›n› önemli bir ad›m olarak görmekteyiz. Bu nedenle teknik tekstile a¤›rl›k verilmesinin alt›n› bir kez daha çiziyoruz. planlad›klar› büyük konut projeleri nedeniyle 2013 y›l› itibariyle kentimiz de inflaat sektöründe h›zl› bir büyüme içine girdi. Bu büyümeden hem yap› malzeme sektörü hem de müteahhit firmalar olumlu yönde etkilendi. Sektördeki büyüme beklentisi, hem yap› malzeme markalar› hem de ulusal boyutlu inflaat firmalar› için Bursa’y› hedef pazar haline getirdi. ‹NfiAAT MAK‹NE zemine oturtulmas› halinde bu sektör, ülke ekonomisine daha uzun y›llar hizmet edecektir. TEKST‹L- KONFEKS‹YON- HAZIR G‹Y‹M AB ülkeleri halen Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün ana pazar› olmaya devam ediyor. Tekstil ihracat›n›n yüzde 50’si, konfeksiyon ihracat›n›n ise yüzde 82’si AB ülkelerine yap›l›yor. 2013 y›l›na göre tekstil ihracat›m›z yüzde 8, konfeksiyon ihracat›m›z ise yüzde 14 artt›. Sa¤lanan art›fllar konfeksiyonda; Almanya, Birleflik Krall›k, ‹spanya ve Ortado¤u ülkelerinde, tekstilde ise Bulgaristan, Polonya, Hollanda ve ‹spanya’da gerçekleflti. AB ülkelerindeki finansal, Rusya ve Ortado¤u’da ise politik istikrars›zl›klar maalesef Türkiye’nin ana ihracat pazar› olan bu bölgelerde sat›fl kayb› yaflanmas›na sebep oluyor. Sadece Rusya’da; Avrupa’ya uygulad›klar› önleyici tedbirlerden dolay›, f›rsat› Türk tekstilcisi de¤erlendirebilir. ‹ç piyasa ise, düflük büyüme rakamlardan dolay›, önümüzdeki y›l da çok pozitif görünmüyor. Tekstil ve konfeksiyon hala, Türkiye’nin en büyük ihracatç› sektörü olma konumunu sürdürüyor. Sektörün en temel sorunu; küçük ve orta ölçekli iflletme a¤›rl›kl› olundu¤undan, kurumsal yönetime geçilememesi… Bunun sonucunda, yüksek kay›t d›fl›l›k, haks›z rekabeti körüklüyor. Ayn› zamanda AR-GE yat›r›mlar›n›n geliflimi de bu flekilde engellenmifl oluyor. Konfeksiyon sektörü için son dönemde ciddi bir iflsizlikten bahsedebiliriz. Sektörde ciddi oranda bilgi ve deneyim birikimi olmas›na karfl›n kay›t d›fl›l›k; genç neslin bu ifl dal›nda kariyer planlamas› yapmas›n›n da önünde engel… ‹stihdam flartlar› ile çal›flma hukukunun daha olumlu bir Türkiye ekonomisi 2014 y›l›n›n ilk yar›s›nda yüzde 3,3 büyürken, Türk Yap› Sektörü Raporu’na göre, ekonominin lokomotiflerinden inflaat sektörü söz konusu dönemde yüzde 3,8 büyüdü. Y›l›n tamam›nda inflaat sektörünün yüzde 3,5-4,0, yap› malzemeleri sanayi üretiminin yüzde 5,0, yap› malzemeleri iç pazar›n›n ise yüzde 10-12 aras›nda büyümesi öngörülüyor. Son dönemde art›fl e¤ilimine giren konut kredisi faizleri, konut sat›fllar›ndaki oran› bir önceki y›la göre geriletse de, yeni projelere bafllama ifltah› sürdü ve alt› ayl›k süreçte al›nan yeni konut yap› ruhsat› say›s› art›fl gösterdi. Otel, ofis, ticaret binalar› ile sanayi-depo binalar›n›n tamam›nda, al›nan yap› ruhsatlar›ndaki önemli art›fl oran› da dikkat çekti. 2013 y›l›nda ülke genelinde yüzde 10 büyüyen haz›r beton sektörü ile ilgili olarak, 2014 y›l›nda da yüzde 10 büyüme hedefledi. Bu büyüme beklentisinde en önemli etken, hükümetin hayata geçirdi¤i kentsel dönüflüm hareketi oldu. Öte yandan; otoban, h›zl› tren, teleferik, BursaRay, turistik tesis yat›r›mlar›, stadyum ve ulusal boyutlu inflaat firmalar›n›n Bursa için Türkiye’nin genel makine sektör ihracat›n›n 2014 y›lsonu itibariyle 13.1 milyar dolar, 2015 y›l›nda ise 14.3 milyar dolar olmas› bekleniyor. Sektörün, genel ülke ihracat›ndaki pay›n›n da 2014’te yüzde 7.52, gelecek y›l ise yüzde 8.21 olmas› öngörülüyor. Makine sektörü aç›s›ndan önemli bir sorun, ikinci el makine ithalat›n›n yerli makine üreticisinin büyümesine engel oluflturmas› olarak karfl›m›za ç›k›yor. 5-10 y›ll›k makinelerin yeni teknolojiye karfl› yurtd›fl›nda fiyat›n›n çok düflmesi ve kullan›lmayan makinelerin özellikle Avrupa’da birikmesi, yerli al›c› için bir f›rsat gibi gözükse de, eski teknolojinin getirdi¤i dezavantajlar ve yedek parça, servis hizmetleri için d›fla ba¤›ml›l›¤›n devam etmesi, karl› görünen bu al›flverifli, ülke ve sanayicimiz için kal›c› zarar veren bir yat›r›ma dönüfltürebiliyor. Bu nedenle, yerli makine üretimini teflvik etmek aç›s›ndan ikinci el makine ithalat›n›n önüne geçilmesi, sektörün en önemli beklentisi olarak de¤erlendiriliyor. Ayr›ca, makine yat›r›mlar›n›n bölge fark› gözetmeksizin yat›r›m teflvik program›na al›nmas› ve teflvikten yararland›r›lmas›n›n gerek katma de¤er üretimine gerekse ileri teknoloji üretimi için önemli bir ivme etkisi yarataca¤›n› düflünüyoruz 23 Bak›fl 132 azal›fl› ifade ediyor. Bu y›l yabanc› turist art›fl›nda istedi¤i performans› yakalayamayan Bursa, 2014 y›l›nda yerli turist say›s›nda da yüzde 10’luk bir düflüfl yaflad›. 2015 y›l› için Ortado¤u’dan Bursa’ya gelen turist say›s›nda bir art›fl olaca¤› da öngörülüyor. TARIM Bursa’dan yap›lan yafl meyve sebze ihracat›ndaki azal›flla birlikte, yaflanan dönemsel geliflmelerin de ihracatç›y› olumsuz etkilemeye bafllad›¤› görülüyor. AB üyesi ülkeler ve ABD’nin Rusya’ya uygulad›¤› yapt›r›mlar›n ard›ndan rublenin önemli ölçüde de¤er kaybetmesinin ihracat›m›z üzerinde ciddi olumsuz etkileri olaca¤›n› öngörüyoruz. Tar›ma dayal› sanayi, özellikle Bursa gibi verimli topraklara sahip bir kentte, bu ifl kolunda faaliyet gösteren büyük ihracatç› kurulufllarla birlikte önemini her geçen gün art›r›yor. Sektör olarak yüzde 100 döviz girdisi sa¤layan tar›ma dayal› sanayinin, Türkiye’nin cari a盤›n› azaltmak için önemli potansiyele sahip bir f›rsat penceresi oldu¤unu düflünüyoruz. TUR‹ZM TÜ‹K verilerine göre, 2014 y›l›n›n ilk 8 ayl›k döneminde elde edilen turizm geliri, bir önceki y›la oranla yüzde 10 artarak 28 milyar dolara ulaflt›. Y›lsonu itibariyle 36 milyon ziyaretçi ve 34 milyar dolar turizm geliri bekleniyor. Bölgedeki jeopolitik geliflmelere ra¤men talepte afl›r› bir daralma yaflanmad›¤›, buna karfl›n Ruble’deki de¤er kayb›n›n sürmesi halinde Rus turist say›s›n›n önümüzdeki dönem azalaca¤› görülüyor. Turizm sektöründe yat›r›mlar›n durdu¤unu, özellikle bu alanda ‘merkez’ konumunda olan Antalya’da, önceki dönemlerde yüzde 80’lerde olan rezervasyonlar›n mevcut durumda yüzde 20’lerde kald›¤›n› da vurgulamak isteriz. Bursa’n›n daha fazla turizm girdisi sa¤layabilmesi için oda ve yatak kapasitesini geniflletmenin yan›nda kente önemli kongrelerin tafl›nmas›, uluslararas› bilgi paylafl›m›na imkan verecek organizasyonlar›n yap›lmas›, yine uluslararas› boyutta fuarlar›n yenilenmifl bir fuar alan›nda gerçeklefltirilmesi h›zla hayata geçirilebilecek önemli ad›mlard›r. Sa¤l›k turizminin de bu çerçevede yeniden yap›land›r›lmas›na ihtiyaç vard›r. Yurt d›fl› örneklerde de oldu¤u gibi sigorta sektörü ile sa¤l›k turizminin ortak payda yaratabilece¤i alanlar bulunmaktad›r. B‹L‹fi‹M Öte yandan, ‹l Kültür Turizm Müdürlü¤ü verilerine göre, 2013’te 670 bin ziyaretçi a¤›rlayan Bursa için Ekim ay› verileri, yaklafl›k 40 bin kiflilik Biliflim sektörüne ve ifl hayat›na 2014 y›l›nda, devlet taraf›ndan zorunlu olarak e-Fatura ve e-Defter uygulamalar› dahil edildi. 2015 y›l›nda bu alanlardaki sektörel ve cirosal k›s›tlar geniflletilerek daha fazla mükellefin bu uygulamalar› kullanmas› sa¤lanacak. Ayn› flekilde e-Arfliv de zorunlu olarak ifl hayat›na girecek. Öte yandan, e-‹mza’n›n da, yaflant›m›za daha fazla girece¤ini ve baz› yerlerde kullan›m›n›n zorunlu hale getirilece¤ini söyleyebiliriz. Sektör aç›s›ndan, Kalk›nma Bakanl›¤›’n›n aç›klad›¤› ‘2014-2018 Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Plan›’n› da olumlu de¤erlendirmek gerekiyor. 10 Bak›fl Bak›fl 132 131 24 BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu BEKLENT‹LER… Türkiye’de yüzde 12 gibi çok düflük tasarruf oran›yla yeni yat›r›mlar› hayata geçirmek zor. Dolay›s›yla özellikle do¤rudan yabanc› yat›r›mlar›n önünü açmak için hukuki düzenlemelerin AB standartlar›nda ele al›nmas› ve yat›r›mc›lara yüzde 100 güven veren bir boyuta tafl›nmas› gerekiyor. Yat›r›m ikliminin iyilefltirilebilmesi için endüstriyel tasar›m, fikri mülkiyet ve patent ihlallerinde k›sa sürede sonuç almaya imkan verecek hukuki çerçevenin oluflturulmas› da önemli bir gereklilik. Avrupa Birli¤i, Türkiye ekonomisinin gelece¤i aç›s›ndan çok önemli. AB ile iliflkilerimizin normal ve oldu¤u dönemlerde ülkemizin do¤rudan yabanc› yat›r›mlar› çekti¤ini görüyoruz. Öte yandan, ilk etab› 15 milyon Euro’yu bulmas› planlanan uluslararas› bir yat›r›m›n, Gümrük Birli¤i’nden ç›k›lmas› yönünde yap›lan tart›flmalar ve görüfllere ba¤l› olarak oluflan belirsizlik nedeniyle durduruldu¤unun aç›klanmas› da üzerinde dikkatle durulmas› gereken bir konu… Ülkemizin ekonomiden ziyade, acil çözüm bekleyen sosyal sorunlar› var. Öte yandan, Türkiye ekonomisinin potansiyel büyümesini yukar› çekebilmek aç›s›ndan da sektörlere yönelik politikalar büyük önem tafl›maktad›r. Di¤er bir aç›dan, sürdürülebilirli¤in sa¤lanmas› kaynaklar›n etkin kullan›m› ile de do¤rudan ilintilidir. Bunun için sanayi envanterinin süratle ç›kar›lmas› gerekiyor. Böylelikle yat›r›mlar sektörlerin arz-talep dengesi gözetilerek planlanabilecek, kapasitesinin do¤ru planlanmas›yla da kaynaklar›m›z›n çok daha isabetli kullan›lmas› mümkün olacakt›r. Sektörlerin dinamikleri yak›ndan takip edilmeli ve de¤iflimlere hassasiyetleri art›r›larak riskler dengelenmelidir. Sanayimizin geliflmesi, daha fazla katma de¤er yaratmas› ve rekabet gücünün artmas› için AR-GE, yenilikçilik ve yarat›c›l›k (inovasyon) kapasitesinin art›r›lmas› daha çok teflvik edilmelidir. Buna karfl›n, ARGE teflviklerinde son dönemde baz› s›k›nt›lar›n yaflan›yor olmas›, bu alanda da yeniden bir düzenlemeye gidilmesi gerekti¤ini ortaya koyuyor. Yap›sal sorunumuz olan cari a盤›n azalt›lmas›n›n yan›nda, büyümenin sürdürülebilir olmas›na katk›da bulunacak 10. Kalk›nma Plan› çerçevesinde tasarlanan politikalar›n uygulamaya konulmas›n›n gereklili¤ine de inan›yoruz. Bununla birlikte, Aral›k ay›nda 19. Milli E¤itim fiuras›’nda yap›lan tart›flmalar ve ortaya konulan perspektiflerin, iktisadi ve toplumsal aç›dan rekabet gücü yüksek ekonomi hedeflerine uygun bir çerçeve sunmad›¤› ve sanayinin ihtiyaçlar›yla örtüflmedi¤i görülüyor. Sanayinin katma de¤er üretebilmesi için öncelikle kalifiye eleman temini son derece önemli. Bu konuda, Bursa’da uzun süredir yeni bir meslek okulunun aç›lmamas›n›n önemli bir eksiklik oldu¤unu görüyoruz. ‹ktisat politikalar›n›n do¤ru tasarlanmas› ve uygulanmas› yan›nda, ülkenin gelece¤i için e¤itime yönelik ça¤dafl politikalar›n tasarlanmas›n›n, yap›sal sorunlar›m›z ve Türkiye ekonomisi için var olan orta gelir tuza¤›na saplanmamam›z aç›s›ndan kritik bir öneme sahip oldu¤u gerçe¤inin en ön planda tutulmas›n›n gere¤ine inan›yoruz. Öte yandan, 2023 y›l› hedeflerine ulaflabilmemiz aç›s›ndan OECD’nin yapt›¤› Pisa E¤itim Testi s›ralamam›z maalesef iç aç›c› gözükmüyor. Bu nedenle e¤itim sistemimizin, baflta Temel Bilimler olmak üzere Pisa testinde ülkemizi daha yukar›lara tafl›yacak bir çerçevede düzenlenmesini de bekliyoruz. 25 Bak›fl 132 Baflkan Yard›mc›s›ndan Selim Tar›k Tezel Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s› E¤itim ve araflt›rmada üniversite-sanayi iflbirli¤inin önemi niversiteler; hizmet ettikleri insanlar›n ve kurumlar›n taleplerine göre bilgi ve teknoloji üretmeyi görev edinen kurumlard›r. Geliflen teknoloji, küreselleflme ve bilgi toplumunun sürekli farkl›laflan gereksinimleri bilgi üretimi ve teknolojide de bugüne dek hiç olmad›¤› ölçüde yenilenmeyi gerekli k›l›yor. Teknolojik geliflme, disiplinler aras› iflbirli¤i, artan e¤itim ve araflt›rma maliyetleri ve nihayet küresel rekabet bir ülkedeki üniversitesanayi iflbirli¤ini zorunlu k›lan ana etmenlerdir. U Özellikle 1990’lardan sonra üniversite-sanayi iflbirli¤i üzerindeki çal›flmalar yo¤unlaflarak artt›. Teknolojik geliflimi yakalamak ve rekabette avantajlar elde edebilmek için çeflitli mekanizmalar gelifltiriliyor. Bu mekanizmalar do¤rudan ve dolayl› olarak üniversite-sanayi iflbirli¤inin geliflmesine ortam haz›rl›yor. Üniversite-sanayi iflbirli¤ini oluflturmada etkili bafll›ca mekanizmalar befl bafll›k alt›nda s›n›fland›r›labilir; • Proje Odakl› ve Kamu Destekli ‹flbirli¤i Programlar› • Kamu Programlar›’nca Biçimlenen Kurumsal ‹flbirli¤i Yap›lar› • Üniversitelerce Yürütülen E¤itim Programlar› ve Sözleflme Bazl› Projeler • Üniversitelerdeki ‹flbirli¤i Amaçl› Hizmet Merkezleri 26 Bak›fl 132 • ‹flbirli¤i A¤lar› (bölgesel, ülkesel ve küresel) programl› bir üniversite-sanayi iflbirli¤i ile mümkündür. Ekonomi baflta olmak üzere birçok alanda ülkeler aras›ndaki s›n›rlar›n kalkt›¤› dünyam›zda, bilgi üreten ve üretti¤i bilgiyi teknolojik ve sürdürülebilir kalk›nma ilkeleri çerçevesinde ürüne dönüfltüren toplumlar, müreffeh ve güçlü ülkeler haline gelmifltir. Bu küresel yar›flta, ülkeleri ‘Teknolojiyi üreten ülkeler’ ve ‘Teknolojiyi sat›n alan ülkeler’ olarak ikiye ay›rmak mümkün. Her y›l büyük mebla¤lar ödeyerek, teknolojiyi transfer eden ve Ar-Ge faaliyetlerine yeterince önem vermeyen ülkeler, geliflmifl ülkeler s›n›f›na bir türlü geçemiyor ve küresel rekabette de asla söz sahibi olam›yor. Bilim ve teknolojiye verilen önemin ölçüsü olarak, Ar-Ge harcamalar›n›n GSY‹H içindeki oran› esas al›n›yor. Bu oran geliflmifl ülkelerde yüzde 2’nin üzerindeyken, Türkiye’de yüzde 0.84 seviyelerindedir. Üniversite-sanayi iflbirli¤i sayesinde; - Üniversiteler, endüstrinin gereksinim duydu¤u know how’› üretebilecek. Üniversite-sanayi aras›nda alt alanlarda faaliyet gösteren alt çal›flma gruplar› istekli iflbirli¤ini sa¤layacak periyodik toplant›larla, belirlenen konularda araflt›rma faaliyetleri desteklenecek; üniversitelerde üretilen bilginin ve araflt›rman›n kalitesi artarken, sanayiye de çok daha ucuza knowhow temin edilecek. - Endüstriye nitelikli iflgücü temini mümkün olabilecek. - Üniversitelerin sanayideki uygulama imkanlar› artacak, uygulamaya dayal› e¤itim modeli daha etkinleflecek. Yetiflmifl meslek eleman› ancak uygulamaya dayal› e¤itim modellerinin ifllevsel olmas›yla mümkün. Teori a¤›rl›kl› e¤itim modelleri ülkemizde oldu¤u gibi, bir ülkeye ancak s›n›rl› bir ivme kazand›rabilir ve maalesef geliflmifl global ölçekte yer almaya imkan vermez. Üniversite stajlar› geliflmifl ülkelerdeki gibi sanayinin içinde ve bizzat üretim zincirinde yer alacak flekilde düzenlenmeli. Bu nedenlerle acilen üniversitesanayi alt kurullar› oluflturularak, ortak e¤itim ve araflt›rma faaliyetlerinin derinli¤i ve geniflli¤i art›r›lmal›. Teknolojinin geliflmesinde bilimsel araflt›rmalar önemli bir yer tutuyor. Bir ülkede devletin kurdu¤u araflt›rma merkezleri ve özel sektörün kendi Ar-Ge birimleri d›fl›nda, bilimsel araflt›rmalar›n yap›ld›¤› yerler üniversitelerdir. Teknolojisi geliflmifl ülkeler ayn› zamanda bilimsel araflt›rmalarda da öndedir. Bu nedenle, bilgiye sahip olmak, bu bilgiyi teknolojik ürüne dönüfltürmek ve inovasyon yapabilmek ancak etkin ve Celal Beysel TÜRKONFED Dan›flma Kurulu Baflkan› Orta gelir tuza¤›n›n afl›lmas›nda Arge, inovasyon ve aktörlerinin önemi Bir an›… Brüksel’de, 7. Çerçeve Program›’n›n e¤itim toplant›s›nday›z… Salonda Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinden gelmifl pek ço¤u giriflimci ya da KOB‹ çal›flan› 100 kadar genç insan oturumu takip ediyor. Salonda 2 Türk vatandafl› var. Salonun yafl ortalamas› 30 iken, Türk vatandafllar›n›n ikisi de 60’›n üzerinde, biri ben... Düflünüyorum, bizim gençler neden buralarda de¤iller? AB fonlar›ndan yararlanma çabas› içinde olmuyorlar? Bizimkilerin ARGE, ‹novasyon ifltahlar› neden yok, neden gençlerimizin büyük bölümü giriflimci olma peflinde de¤iller, devlet memuru olmay› ya da bir büyük firmada çal›flmay› ye¤ tutuyorlar? Gençlerimiz ARGE ve ‹novasyon peflinde olmayacaksa, katma de¤erli üretim yapmam›z hayal de¤il mi? Orta gelir tuza¤›ndan kurtulma, 2023’te 500 milyar dolar ihracat yapma hayallerimizi zengin ülkelerin fason üreticisi olarak m› gerçeklefltirece¤iz? Durum Tespiti ARGE ve inovasyonu kim yapar, baflroldeki aktörler kimlerdir bilmecesi, geliflmifl-geliflmemifl tüm ülkelerin politika belirleyicilerini meflgul etmifltir. Bu sorunun yan›t›, devletlerin bu konuya ay›rd›klar› büyük fonlar›n ak›fl istikametini de¤ifltirebilece¤i için, üniversiteler, araflt›rma kurulufllar›, büyük firmalar ve KOB‹’ler aras›nda bir menfaat çat›flmas› söz konusudur. Aç›kça 28 Bak›fl 132 konuflulup tart›fl›lm›yor olsa da bu durum, ülkemizdeki ARGE çal›flmalar›n›n - hükümetlerin görüntüdeki tüm çabalar›na ra¤menyeterli h›zla artam›yor olmas›n›n sebeplerinden biridir. Bu yads›namaz gerçek, ülkemize has bir sorun de¤ildir; tüm dünyada, hatta ARGE ve inovasyon seviyesi en üst düzeyde olan ülkelerde dahi benzer güçlükler ve menfaat çat›flma ortam› vard›r. Bu çat›flmaya tarafs›z bir gözlükle bakarak, detaylar› inceleyerek objektif kurallar, kanunlar koyabilen, yap›lan hatalar› görüp fikri mülki haklar›n› ve çal›flan - iflveren iliflkisini düzenleyen kanunlar› ve ARGE teflvik usullerini de¤ifltirme becerisi olan ülkeler uzun süre önce orta gelir tuza¤›n› aflm›flt›r. Onlar bu sayede fason üretim yap›p uluslararas› firmalar›n ucuz iflçilik nedeniyle gittikleri, bu nedenle kol gücüyle refah yaratmaya çal›flan ülkeler kategorisinden; katma de¤er yaratan, bilgisini, tasar›m›n› yüksek fiyatla satan ülkeler kategorisine geçmifllerdir. ABD’nin büyük firmalar›n›n fason üretimini yapmakla ifle bafllayan Japonya ve Güney Kore’nin bugün erifltikleri katma de¤erli üretim seviyesine ve benzer ülkelerin ortak sorunu olan orta gelir tuza¤›n› nas›l aflt›klar›na bu aç›dan bakmak flartt›r. Çin’in ve Hindistan’›n refah seviyelerini art›rma yolunda h›zla ilerliyor olmalar›na, bizim hayalimizin çok üzerinde geliflme h›zlar›na eriflmelerine ra¤men ülkemizin fason üretim ile katma de¤erli üretim aras›ndaki yüksek duvar› neden bir türlü aflamad›¤›n›n, neden orta gelir tuza¤›nda k›vranan ülkelerin bafl›nda oldu¤unun yan›t›n›n bir bölümü, özellikle imalatç› KOB‹’lerin gerekti¤i gibi ve yeterince desteklenmiyor, karlar›n› art›ram›yor, büyüyemiyor olmalar›nda, hiç de küçümsenemeyecek boyutta olan ARGE ve ‹novasyon fonlar›m›z›n adil ve do¤ru paylafl›lm›yor olmas›nda, ARGE ve inovasyonun KOB‹’ler seviyesine indirememifl olmam›zda gizlidir. AB ülkeleri ne yap›yor? AB ülkeleri son 20 y›lda giderek düflen büyüme h›zlar›n› yeniden yükseltmek için bir at›l›m yapmalar› gerekti¤ine karar verip sistemlerini bu yönde güçlendirme çabas›na girmifllerdir. Bu geliflme çabas›n›n en önemli ayaklar›ndan biri, “‹lk önce küçük olan› düflün” felsefesi etraf›nda oluflturulan ve KOB‹’lerin Makale korunup büyütülmesi, daha fazla katma de¤erli üretim yapabilmesi yönünde desteklenmeleri için 2008 y›l›nda “Avrupa ‹çin KOB‹ Direktifi”nin (Small Business Act for Europe) ç›kar›lmas› olmufltur. Özetle KOB‹’lere kamunun bak›fl aç›s›n› ve davran›fl tarz›n› de¤ifltirmeye, devletin verdi¤i inovasyon ve ARGE desteklerinden pay alabilmelerine, finansman sorunlar›n› aflmalar›na, Avrupa tek pazar›n›n avantajlar›ndan daha iyi yararlanabilmelerine, çevre konular›ndaki geliflimlerde katma de¤er yaratan oyuncu olabilmelerine yönelik çal›flmalar›n desteklenmesi ilkeleri çerçevesinde toplanan bu yaklafl›m sonucunda ç›kart›lan her yeni kanun ve direktifte AB KOB‹’lerine verilen destekler ifadesini bulmaktad›r. AB desteklerinde KOB‹’lerin ARGE yapabilmelerine ayr›lan fonlar, önemli bir yer tutmaktad›r. Bugünlerde sona eren Avrupa Birli¤i F7 program› çerçevesindeki desteklerden birinin felsefesi, genelde “zay›f” KOB‹’lerin araflt›rma kurumlar› ve üniversitelerle iflbirli¤i yapabilmelerini kolaylaflt›rmakt›r. Bu destek çerçevesinde KOB‹’lerin ürün gelifltirmeleri için gereken ARGE çal›flmalar› bu kurumlarca yap›lmaktayd› ve fonlardan aslan pay›, bu kurulufllara gitmekteydi. Bu yaklafl›m, KOB‹’lerin kendi ARGE ve inovasyonlar›n› kendilerinin yapabilece¤i yönünde yeterli inanc› olmayan, bürokratik, ARGE’yi büyük araflt›rma kurumlar›na ve üniversitelere ihale etmekteydi. Burada KOB‹’leri koruyan ve ARGE ç›kt›lar›ndan koflulsuz faydalanmalar›n› sa¤layan önemli kural, araflt›rma sonucu ortaya ç›kabilecek know how, lisans, patent ve sair fikri mülki haklar›n her durumda KOB‹’lere ait olaca¤› idi. Tüm çabalara ve ayr›lan büyük fonlara ra¤men KOB‹’lerin ARGE kapasitesinin artmas› hedefine eriflme aç›s›ndan sonucun pek de verimli olmad›¤›n› gören AB yetkilileri, F7 destek program›n›n yerine 2014’te bafllayan Horizon 2020 destek program›nda araflt›rman›n KOB‹ ortam›nda yap›lmas›n› destekleyen önlemler alm›fl durumdalar. Böylece yeni dönemde bu program ile as›l güçlendirilen, KOB‹’lerin bizatihi, kendi laboratuarlar›nda ARGE yapma becerileri olacakt›r. Önemli detay, bizim uygulamalar›m›zda unutulmufl olan ve özellikle vak›f üniversiteleriyle KOB‹’lerin ortak proje yapmas›n›n önünde engel teflkil eden - AB teflviki ile ve üniversite-sanayi iflbirli¤i çerçevesindeki projelerde ortaya ç›kan her türlü fikri mülki hakk›n yine proje orta¤› KOB‹’lerde kalaca¤› flart›n›n aynen korunmufl olmas›d›r. Ülkemizde ARGE destekleri ve sorunlar Ülkemizde politika belirleyicilerin 1980’lerden sonra ARGE çal›flmalar›n›n ve katma de¤erli üretimin önemini giderek daha fazla vurgulamaya ve destekleri bu yöne kayd›rmaya bafllad›klar› görülmektedir. ‹lk zamanlar bu konudaki desteklerde TTGV’nin mütevaz›, -KOB‹’lere gerçek destek olamasa da- yol gösterici çabalar›n›n öne ç›kt›¤› da söylenebilir. “ARGE’yi üniversiteler yapar” fleklinde özetlenebilecek önyarg›, ARGE’nin üniversite kampüslerinde kurulan Teknoparklarda yap›lmas›n›n zorlanmas›n›n ifle yaramad›¤› ortaya ç›k›nca, gerekli kurs de¤iflikli¤i yap›lm›flt›r. 50 tam zamanl› ARGE personeli çal›flt›ran firmalar›n teknoparklarda faydalan›lan ARGE desteklerinden faydalanmalar›n›n sa¤lanmas›, önemli bir ad›m idi. Böylece daha çok teorik çal›flmalara yönelen üniversitelere akan fonlar, sanayiciler taraf›ndan da paylafl›lmaya ve daha etkin inovatif çal›flmalar yap›lmaya baflland›. Destek almak için gerekli ARGE personel say›s›n›n 30’a indirilmesinin pozitif etkisi de zamanla görülecektir. Bu düzenlemeler firmalar›n ARGE harcamalar›n› ve GSMH içinde ARGE’nin pay›n› art›rmaktad›r. Ancak gerçek fludur ki bu iyilefltirmelerin KOB‹’lerin ifline yeterince yaramad›¤› görülmezse çok uzun zaman daha ARGE seviyemizin geliflmifl ülkeler seviyesine ulaflmas› içi bofl bir temenni olarak kalacakt›r. % 3 ARGE hedefine nas›l ulaflaca¤›z? ARGE‘nin yayg›nlaflt›r›lmas›, özellikle genç giriflimcilerin ARGE’ye yönlenmelerinin sa¤lanmas› ile mümkündür. ARGE desteklerimiz daha çok üniversiteler, araflt›rma kurulufllar› ve büyük firmalar veya onlar›n kurduklar› küçük ba¤›ml› firmalar aras›nda paylafl›lmakta, ülkedeki katma de¤erin % 50’sini sa¤layan KOB‹’ler ve genç giriflimciler ‹novasyon oyununa yeterince kat›lmamaktad›rlar. Bu durum, ARGE harcamalar›n›n GSMH’n›n % 3’üne yükseltilmesi hedefine ulaflamayaca¤›m›z›n göstergesidir. E¤er GSMH’n›n % 50’sinden fazlas›n› yaratan KOB‹’leri yeterince desteklemez, ARGE desteklerine eriflmelerini kolaylaflt›r›lmazsa, ortalama %3 hedefine ulaflmak için büyük firmalar›n ARGE harcamalar›n› % 6’ya ç›kartmalar› gerekir ki bu yükün büyük firmalarca tafl›nmas› mümkün de¤ildir. Politika belirleyiciler asl›nda özellikle 2000 y›l›ndan sonra “KOB‹’ler konusunda bilinçlenme ve kamu 29 Bak›fl 132 Makale deste¤i” gere¤ini vurgulamaya ve önlemler almaya bafllam›fllard›r. Bu konuda kurumlar peydahlanm›fl, çal›flmalara bafllanm›fl, mevcut baz› destek kurumlar›n›n çeflitli KOB‹ destekleri vermesi sa¤lanm›flt›r. Desteklerin 2000 y›l›na kadar yeterli verimlili¤e varmad›¤› ve ancak 2000 y›l›ndan sonra KOB‹’ler aç›s›ndan difle dokunur hale geldi¤ini söylemek do¤ru olur. KOSGEB, TÜB‹TAK, Sanayi Bakanl›¤›, Ekonomi Bakanl›¤› özellikle 2000 y›l›ndan sonra çeflitli yol ve yöntemlerle KOB‹’lerin desteklenmesi konusuna e¤ilmifllerdir. Son y›llarda hükümetler katma de¤erli üretimin, ARGE ve inovasyonun önemini vurgulamakta, yak›n gelecekte ARGE harcamalar›n›n GSMH’n›n % 3’ü seviyesine yükseltilmesi gere¤inin alt›n› çizmekte ve bu yönde çeflitli çal›flmalar yapmaktad›rlar. Tüm bu çabalara ve mevcut desteklere ra¤men GSMH’da ARGE’nin pay›n›n artmamas›na herkes –nedense- hayretle bakmakta ve bunun nedenini anlayamamakta, birbirlerini suçlamaktad›rlar. Gün geçmiyor ki bir politikac› ç›k›p “bu kadar ARGE deste¤i veriyoruz, sanayici yeterince kullanm›yor” argüman› ile bas›nda manflet olmas›n. Oysa konu, do¤al, hatta do¤ru kullan›ld›¤› takdirde geliflmeyi h›zland›rabilecek menfaat çat›flmalar›n›n yol açt›¤› paylaflma telafl›n›n toz ve duman› içerisinde olaya tarafs›z bakmas›n› bir türlü baflaramayan ve kendi bildikleri yol konusunda yap›lan tüm tenkitleri birer tehdit olarak alg›lay›p sürekli savunma mekanizmas›na baflvuran, konuyu taraflarla aç›k yüreklilikle tart›flmaktan çekinen politika belirleyicilerinde ve “kral ç›plak” diyebilenlerin sindirilmelerinde, b›kt›r›lmalar›nda, 30 Bak›fl 132 korkutulmaya çal›fl›lmas›nda dü¤ümlenmektedir. Buna bir de destek kurumlar›n›n zaman zaman desteklerini politik ve ideolojik yandafllar›na yönelttikleri gibi, “fluyuu vukuundan beter” dedikodulardan nasiplerini alm›fl olmalar› eklenince, hedef daha da uzaklaflm›flt›r. Tabii, “Bize vermezler, kendi taraftarlar›na verirler” fleklindeki –do¤ru ya da yanl›fl oldu¤unun ispatlanmas› güçhay›flanmalar›n özellikle KOB‹’ler aras›nda konufluldu¤unun duyulmas› ve araflt›r›lmas› gerekir. politika yap›c›lar›n›n varl›¤› da önemlidir. Bu tart›flmalar›n kimsenin flahs›n›n ya da firmas›n›n ya da STK’n›n varolufluna tehdit oluflturmadan yürütülmesi, geliflmifl demokratik ve hukuk devletlerinde günlük olaylardand›r. Oysa bizdeki karalama, çamur atma, diz çöktürme, hatta kelle alma gelene¤i, “müsademe- i efkârdan barikai i hakikat do¤ar”, yani “fikirlerin çat›flmas›ndan hakikat günefli do¤ar” demifl olan flairin miras›n› de¤erlendiremedi¤imizin göstergesidir ve demokratik bir hukuk devletine yak›flan pozitif enerjinin do¤mas›na engeldir. Bu konuda AB KOB‹’lerinin kendi ülkelerinde üye olduklar› çeflitli STK’lar›n AB’deki temsilcisi olan UEAPME’nin (Avrupa Esnaf Sanatkar ve KOB‹’ler Birli¤i) KOB‹’lerin Brüksel’deki sesi olup onlar› korumaya yönelik çal›flmalar›ndan Türkiye ve Türk KOB‹’leri de faydalanmal›d›r. Çözüm nerede? Asl›nda konu, cesur, sözünü sak›nmayan Don Kiflot’lar›n bireysel çabalar›, tenkitleri ve yol göstermeleri ile çözülemeyecek kadar karmafl›kt›r. Bireyler yorulabilir, y›prat›labilir, b›kt›r›labilir, güç kavgas›na kurban gidebilir, bu psikolojiyle sonuçta “bana ne”cili¤e kap›labilir, sahneden çekilebilirler. Bu konunun çözümü için, taraflar›n örgütlenmifl STK’lar›n›n kah birlikte, kah rekabet içerisinde, hatta zaman zaman menfaatlerin paylafl›lmas› konusunda yapacaklar› bilimsel, medeni tart›flmalar gereklidir. Bu do¤al çat›flmay› tarafs›z gözlükle etkin bir flekilde izleyip ülke menfaatleri do¤rultusunda do¤ru kararlar› verebilecek, tüm STK’lara eflit uzakl›kta durabilen tarafs›z Türkiye’de genelde KOB‹’lerin oluflturduklar› S‹AD’lar›n (Sanayici ve ‹fladamlar› Dernekleri) en büyük gönüllü ve ba¤›ms›z çat› örgütü TÜRKONFED (Türk Giriflim ve ‹fl Dünyas› Konfederasyonu), geçen sene bu kurulufla üye olarak bu yolda önemli bir ad›m atm›flt›r. Makale Prof. Dr. Ali Ceylan UIuslararas› Rekabet ve Teknoloji Birli¤i Baflkan› Rekabetin korunmas› ve haks›z rekabetin nedenleri Bilindi¤i gibi haks›z rekabet, rekabetin aldat›c› hareket veya dürüstlük kurallar›na ayk›r› bir flekilde yap›lmas›d›r. Baflka bir deyiflle haks›z rekabet, ekonomik rekabetin kötüye kullan›lmas›d›r. Rekabet, kapitalist ekonomiler için çok önemli oldu¤undan, haks›z rekabet nedenlerinin bilinmesinde yarar vard›r. O halde haks›z rekabetin belli bafll› nedenleri nelerdir? Ekonomik Rekabet: Ekonomik anlamda rekabet, iflletmeler aras›nda müflteri çekmek, ciro art›rmak veya daha fazla kar elde etmek için yap›lan bir yar›flt›r. Ekonomik rekabetin ilk flart›, iflletmeler aras›nda ekonomik etkinli¤in olmas›d›r. Çünkü ekonomik etkinlik olmadan, rekabet söz konusu olamaz. Aldat›c› Hareket ve Dürüstlük Kurallar›na Ayk›r› Davran›fllar: Bilindi¤i gibi rekabet bir hakt›r. Kifliler veya kurumlar bu hakk› kullan›rken ve borçlar›n› öderken, dürüstlük kurallar›na uymakla yükümlüdürler. Rekabet Hakk›n›n Kötüye Kullan›lmas›: Kapitalist sistemin sa¤l›kl› çal›flabilmesi için haks›z rekabetin önlenmesi ve haks›z rekabete maruz kalanlar›n korunmas› gerekir. Haks›z rekabete maruz kalanlar›n korunmas›yla anlat›lmak istenen, söz konusu kifliler veya kurumlar de¤ildir. Esas olarak korunmak istenen, kifliler ve kurumlar›n rekabet haklar›n›n korunmas›d›r. Ülkemizde Ticaret Hukuku’na haks›z rekabet say›labilecek fiillerin eklenmesi, Ticaret Hukuku ve dürüst rekabetin süreklili¤i aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Haks›z rekabete karfl› dava açma hakk› olanlar, Ticaret Kanunu madde 56’da “Haks›z rekabet sebebiyle müflterileri, kredisi, mesleki itibar›, ticari faaliyetleri veya di¤er ekonomik faaliyetleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karfl›laflabilecek olan 32 Bak›fl 132 kimse” olarak tan›mlanm›flt›r. Kay›td›fl›l›k: Kay›td›fl› çal›flan iflletmeler haks›z rekabete neden olurlar. Ülkemizde kay›td›fl›l›¤›n önlenememesi nedeniyle, ekonomik geliflmenin önüne çok büyük bir engel konulmaktad›r. Uluslararas› rekabet aç›s›ndan sübvansiyonlar ve damping uygulamalar› da haks›z rekabetin nedenleri aras›nda say›lmaktad›r. UYGULAMADA HAKSIZ REKABET NASIL YAPILMAKTADIR? Haks›z rekabet belli bafll› afla¤›daki flekillerde yap›lmaktad›r. Kötüleme: Baflkalar›n›n flahs›n›, mal›n›, faaliyetlerini veya ticari ifllerini, yanl›fl, yan›lt›c›, lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötüleme, haks›z rekabettir. Gerçe¤e Ayk›r› Bilgi Verme: Elektronik ortam dahil her türlü ortamda baflkas›n›n ahlaki ve mali gücü hakk›nda gerçe¤e ayk›r› bilgi vermek haks›z rekabettir. Yanl›fl, Yan›lt›c› Bilgi Verme: Gerçe¤e ayk›r› bilgi verme kapsam›na özellikle yanl›fl veya yan›lt›c› reklamlar da girer. Aldat›c› Ad ve ‹flaretler Kullanma: Bir kimsenin unvan, ödül almad›¤› halde ödül alm›fl gibi davranarak müstesna bir yetene¤e sahip oldu¤u izlenimi uyand›rmaya çal›flmas› haks›z rekabeti oluflturmaktad›r. ‹ltibas: ‹ltibas, uygulamada en çok kullan›lan rekabet hallerinden birisidir. Baflkas›n›n isim, unvan, marka, iflaret gibi tan›t›m araçlar›n› kullanmak haks›z rekabettir. ‹ltibas, aynen veya benzerini kullanma fleklinde gerçekleflebilir. Baflkalar›n›n Ticari S›rlar›ndan Faydalanma ve Yayma: Her türlü araçtan yararlanarak iyi niyet kurallar›na ayk›r› bir flekilde elde edilen ve veya ö¤renilen imalat veya ticari s›rlardan haks›z yere faydalanmak ve baflkalar›na yaymak da haks›z rekabettir. Gerçe¤e Ayk›r› Belge Verme: Elektronik vas›talar dahil her türlü araçlar› kullanarak iyi niyet sahibi kiflileri aldatabilecek flekilde gerçe¤e ayk›r›, iyi hal ve iktidar flahadetnameleri verilmesi haks›z rekabettir. ‹fl Hayat› fiartlar›na Uymama: Bilindi¤i gibi, ticari hayatta geçerli olan kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik veya gelenek gibi kurallara uymayarak, ifl hayat› koflullar›n› elektronik araçlar kullanarak ihlal etmek haks›z rekabettir. DEVLET‹N GÖREV‹ REKABET‹N KORUNMASIDIR Rekabetin korunmas› esas olarak devletin görevi oldu¤u için kapitalist sistemde bütün ülkeler gerekli önlemleri alarak rekabeti korumaya çal›flmaktad›rlar. Örne¤in ABD’de, anti tröst yasalar› ile AB’de ise mal ve hizmetlerin serbest dolafl›m› ve monopol düzenlemeleri ile rekabet korunmaya çal›fl›lmaktad›r. Genel olarak, rekabet, bir yandan kanuni düzenlemelerle, öte yandan rekabetin kötüye kullan›lmamas› için yap›lan yasal ve idari düzenlemelerle korunmaya çal›fl›lmaktad›r. Sonuç olarak; Haks›z rekabet, bir ülkenin geliflmesi önündeki en önemli engellerden birisidir. Bu nedenle haks›z rekabeti önlemek devletin görevidir. Ancak gerçek ve tüzel kiflilerin de devlete yard›mc› olmalar› flartt›r. Uluslararas› Rekabet ve Teknoloji Birli¤i -URTEB- gibi sivil toplum kurulufllar›, rekabetin korunmas› konusunda devlete yard›mc› olmaya çal›flan gönüllü kurulufllard›r. URTEB ve benzeri sivil örgütlerin güçlenmesi, rekabetin korunmas› aç›s›ndan çok önemlidir. Bursa sanayisinin her zaman örnek al›nan duayen ismi: Adnan Türkay Bursa’n›n duayen sanayicilerinden Adnan Türkay, ifl hayat›nda baflar›y›; çal›flkanl›¤›, azmi ve dürüstlü¤ü sayesinde yakalam›fl bir isim… Aile mesle¤i çiftçilik ile bafllayan ifl hayat›, giriflimcili¤i sayesinde ticaret ve sanayicili¤in farkl› alanlar›nda devam eden Adnan Türkay, ilerleyen yafl›na ra¤men, kendi ifadesiyle ‘yar› emekli- yar› çal›flarak’ çocuklar›na ve çal›flanlar›na tecrübelerini aktarmay› sürdürüyor. 34 Bak›fl 132 Bursa’n›n duayen sanayicilerinden, Türkay Tekstil Yönetim Kurulu Baflkan› Adnan Türkay’›n ifl hayat›; yeni giriflimcilere ilham verecek, yol gösterecek baflar› öyküleriyle dolu… ‹fl yaflam›ndaki azmi, çal›flkanl›¤› ve dürüstlü¤ü ile baflar› ç›tas›n› uzun y›llar boyunca her yukar›ya tafl›yan Adnan Türkay, sosyal ve cemiyet hayat›nda da hep takdir edilen bir kifli oldu. Gençli¤inde avukat olmak isteyen, fakat babas›n›n arzusunu k›ramayarak ziraat meslek lisesine giden Adnan Türkay, askerlik görevinin ard›ndan Hamitler’deki çiftlikte ifl hayat›na at›l›r. Üç y›ll›k çiftçilik tecrübesinin ard›ndan ticarete Söylefli giren Türkay, mesle¤iyle alakal› olarak traktör, zirai ekipman ve yem sat›flpazarlamas› yapar. ‹fllerini hep büyütmek ve farkl› farkl› alanlarda do¤du¤u kente, ülkesine katk› vermek isteyen Adnan Türkay, bir ara flarap sektöründe de bulunur. Sonras›nda hafriyat sektörüne ad›m atan, 1972 y›l›nda Kemal Coflkunöz ile Coflkunöz Oto Cam’› kuran ve otomotiv sanayine giren Türkay, giriflimcili¤i dolay›s›yla tu¤la sektöründe de baflar›l› ifllere imza atar. 1981 y›l›nda çocuklar›yla birlikte tekstil sektörüne girerek Türkay Tekstil’i kuran Adnan Türkay, halen tecrübesiyle, ifllerin sorunsuz biçimde devam etmesi için mesai harcamay› sürdürüyor. Kendi ifadesiyle, ‘yar› emekli, yar› çal›flarak’ ifl hayat›n› devam ettiriyor. Babalar› gibi giriflimci olan ve farkl› alanlarda ülke ekonomisine katk› koyan çocuklar› ise, son dönemde tekstilin yan›na enerji sektörünü de eklediler. Öncelikle Bak›fl okurlar› için k›saca kendinizden bahseder misiniz? Bursa’n›n Reyhan Mahallesi’nde 12 odal› haremlik ve selaml›¤› olan bir evde dünyaya geldim. O zamanlar Bursa’n›n tek özel anaokulu olan Abdal Mahallesi’ndeki Rehber Tahsil isimli anaokuluna gittim. Hocam›z, meflhur Fatma Zehra han›md›. ‹lkokulu flimdi ‘Atatürk’ ad›n› alan Hoca Alizade Okulu’nda bitirdim. Ortaokulu ise Tahtakale’deki 2. Ortaokulu’nda tamamlad›m. Avukat olmak istedi¤imden dolay› düz liseye gitmeyi arzuluyordum. Fakat Toprak Kanunu dolay›s›yla çiftli¤imizin taksim edilme ihtimali oldu¤undan babam›n zorlamas›yla Ziraat Meslek Lisesi’ne gittim. 1957 y›l›nda eflim Leyla Türkay ile evlendim ve dört çocu¤umuz oldu. En büyük o¤lum ‹ngiltere’de, k›z›m ‹sviçre’de, ortanca o¤lum Türkiye’de, en küçük o¤lum ise Amerika’da tahsilini tamamlad›. ‹fl hayat›na ne zaman ve nas›l bafllad›n›z? Mezuniyetimin arkas›ndan hemen askere gittim ve 30. Dönem Yedek Subay Okulu’ndan Topçu Subay› olarak mezun oldum. Askerli¤imi önce Manisa’da, sonras›nda ise A¤r›’da Da¤ Topçu Te¤meni olarak yapt›m. 1950 y›l›nda terhis olduktan sonra flimdi mahalle olan Hamitler’deki çiftli¤imizde ifle bafllad›m. Bölgenin ilk traktörünü alarak üç sene çiftçilik yapt›m. Çiftli¤imiz; Türkiye’nin ilk merinos koyununu yetifltiren bir iflletmeydi. Hayvanlara çok merakl› olan, zaman›n Cumhurbaflkan› ‹smet ‹nönü 1942 y›l›nda bizzat çiftli¤imize geldi. Bu ziyarete iliflkin foto¤raflar fabrikam›zda hala teflhir edilmektedir. Sonraki süreçte ifl hayat›n›za nas›l bir yön verdiniz? 1953 y›l›n›n sonbahar›nda ticarete at›ld›m. Mesle¤imle alakal› olarak zaman›n en iyi traktör ve zirai ekipmanlar› olan Mc. Cormick Formall International firmas›n›n Bursa Bölge Acenteli¤i’ne bafllad›m. Daha sonra ifllerimi geniflleterek zirai yem ifllerine de girdim. Hep ifllerimi biraz daha büyütmek dile¤iyle flarap ifline el att›m. Talebeli¤imde ziraat sanatlar›nda çok hevesli oldu¤umdan 1956 y›l›nda sabun ifline girmeyi arzulad›m. Fakat döviz yoklu¤undan kostik s›k›nt›s› dolay›s›yla hükümet ayn› zamanda zeytinya¤› ve ayçiçek ya¤›ndan sabun yapmay› yasaklad›¤› için don ya¤› ithalat› da dövizsizlikten çok zordu. Ben de flarap ifli için 35 Bak›fl 132 araflt›rma yapt›m. Tekel’in Tekirda¤ ve ‹zmir fabrikalar›n› gezdim. Özel sektörün fiarköy mürefte Eskiflehir tesislerinde inceleme yapt›m. Sonunda modern bir fabrika yapmaya karar verdim. O zaman yaln›z Tekel’de ve Kavakl›dere’de olan Kav sistemini tercih ederek ‘Yekta’ ismini tescil ettirerek piyasaya girdim. 1962 y›l›ndan sonra fabrikam›n istimlak edilmesiyle bu iflten ç›kmak zorunda kald›m. Farkl› alanlarda ifl hayat›n›z› devam ettirmiflsiniz. Fabrikan›z›n istimlak edilmesinden sonra neler yapt›n›z? Sonras›nda hafriyat ifllerini ele ald›m. Okan Hafriyat isimli flirketi faaliyete geçirdim. 1972’de Kemal Coflkunöz ile Coflkunöz Oto Cam’› kurduk ve otomotiv sektörüne yönelik cam üretmeye bafllad›k. 1973 y›l›nda Özlüce Köyü’nde Has Tu¤la fabrikas›n› ortak olarak kurduk. fiimdi olsa bu ifller flirket olarak ve neticede Holding olarak idare edilirdi. Tekstil sektörüne nas›l ad›m att›n›z? 1981 senesinde çocuklar›mla ortak olarak Türkay Tekstil flirketini faaliyete geçirdik. Bu iflimiz halen devam ediyor. Bu arada çocuklar›m enerji sektörüne de girdi. Biyogaz enerji ile rüzgar enerjisini faaliyete geçirdiler. En küçük o¤lum ‹zmir Alia¤a’da, 36 Bak›fl 132 Adana ve Samsun’da kömür, kereste, bu¤day ve hayvan yemi ithalat› ile u¤rafl›yor. fiimdi yar› emekli yar› çal›flarak ifl hayat›m› devam ettiriyorum. Siz sanayicili¤inizin yan› s›ra cemiyet hayat›nda da çok tan›nan bir isimsiniz. Biraz da bu çal›flmalar›n›zdan bahseder misiniz? 1956 y›l›nda Bursa Vilayeti Ziraat Odas› Baflkanl›¤›’na seçildim. 1962’de Bursa Ticaret ve Sanayi Odas› Meclis üyeli¤i ve ayn› y›l Türk Hava Kurumu ‹dare Heyeti üyeli¤ine seçildim. 1971’de bafllad›¤›m Türk Hava Kurumu Baflkanl›¤›’n› 1992 y›l›na kadar sürdürdüm. 1978 y›l›nda Bursa Ticaret ve Sanayi Odas› Meclis Baflkanl›¤›’na seçildim. Yine halk dilinde Fak Fuk Fon olarak bilinen Vilayet Sosyal Yard›m ve Dayan›flma heyetine, zaman›n Valisi Zekai Gümüfldifl taraf›ndan Bursa halk›n› temsil eden üç kifliden birisi olarak seçildim. Bu arada yine vilayette, Türk E¤itim Vak›f üyeli¤inin yan› s›ra, 15 sene de Polis Yard›m Derne¤i’nde ‹kinci Baflkan olarak vazifede bulundum. Bunlar›n hepsini fahri olarak yapt›m. Bursa Rotary üyeli¤inde de 15 sene flerefle bulundum. Hayat›mda tekstil iflinde bana çok yard›mc› olan Cavit Ça¤lar ve rahmetli fiükrü fiankaya ile bana yaflam felsefesini ö¤reten a¤abeyim, rahmetli Nuri Erbak ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odas›’nda 16 sene beraber çal›flt›¤›m rahmetli Ali Osman Sönmez’i buradan rahmet ve sayg›yla an›yorum. Yrd. Doç. Dr. Cem Okan Tuncel Uluda¤ Üniversitesi ‹ktisat Bölümü Ö¤retim Üyesi Yeniden sanayileflme tart›flmalar› ve Türkiye ekonomisinde sanayisizleflme 1. Dünyada Yeniden Sanayileflme Tart›flmalar›: ABD konut piyasas›n›n çökmesiyle bafllayan 2008 küresel krizi hem geliflmifl hem de geliflmekte olan ülkeler için ekonomik büyüme ile sanayileflme aras›ndaki iliflkinin yeniden tart›flma gündemine girmesine yol açm›flt›r. Güçlü imalat sanayiye sahip olan ülkelerin krizden daha h›zl› ç›kmas› birçok ülkenin yeniden sanayileflme taleplerini dile getirmesine neden olmufltur. Sanayinin yeniden canland›r›lmas› ve kal›c› büyümenin yeniden yakalanmas› amac›yla ülkeler yeni sanayi politikalar› aray›fl› içine girmifllerdir. Özellikle geliflmifl ülkelerin imalat sanayiinin sürdürülebilir büyüme, istihdam yaratma, teknolojik ilerleme gibi konular›n iktisadi tart›flmalar›n gündemine oturmas›nda 2008-2009 küresel krizinin bir rolünün belirleyici olmufltur. Bu tart›flmalar ba¤l› olarak ‹malat sanayii önemine yap›lan vurgular artarken, 1980’lerin ikinci yar›s›nda gözden düflmeye bafllayan sanayi politikas› da benzer flekilde küresel krizden sonra yeniden politika yap›c›lar›n ilgi oda¤› haline gelmifltir. Birçok ülkede yeniden sanayileflmeyi teflvik edecek politika metinleri oluflmaya bafllam›flt›r. ABD Rekabet Gücü Konseyi 2012 y›l› bafl›nda ABD sanayinin uluslararas› rekabet gücünü ve ihracat pazar pay›n› art›rmak için “Amerikan Sanayi Hareketi” adl› bir ulusal program› devreye sokmufltur. Bu program bürokrasinin ve 38 Bak›fl 132 maliyetlerin azalt›lmas›n›, yeni teknolojilerin ve Ar-Ge’nin ticarilefltirilmesinde baflar›n›n art›r›lmas›n›, verimlili¤in yükseltilmesini öngörmektedir. ‹leri teknoloji gerektiren, yüksek katma de¤erli imalat sanayi alanlar›nda rekabet gücünü yükseltmek isteyen ABD, bu flekilde teknolojik olarak karmafl›k üretim süreçleri tasarlayarak imalat sanayiinde sürdürülebilir bir üstünlük kurmay› hedeflemektedir. Di¤er taraftan da Avrupa Komisyonu 2011 y›l›nda Avrupa Birli¤i’nde GSYH’da giderek gerileyen imalat sanayinin pay›n› art›rabilmek için “yeniden sanayileflmeye” yönelik bir program aç›klam›flt›r. Ard›ndan 2013 y›l› bafl›nda Avrupa Birli¤i Ülkelerindeki tüm iflverenleri temsil eden “Business Europe” esnek çal›flma, Ar-Ge ve istihdam teflviklerinin yeniden düzenlenmesini içeren “Yeniden Sanayileflme” talebini Avrupa Komisyonu’na ve üye devletlerin hükümetlerine iletmifltir. Avrupa Birli¤i içinde özellikle Almanya yeni dönem sanayileflme hareketinin en önemli aktörleri konumundad›r. Almanya makine imalat, otomotiv, kimya geleneksel sanayi sektörlerinde küresel bir liderdir. Almanya, Avrupa Birli¤i ülkeleri içinde sahip oldu¤u sanayi alt yap›s› sayesinde krize en çok direnç gösteren ve en h›zl› toparlanan ülke olmufltur. ‹nternete dair her fleyin üretimde daha fazla kullan›m›n› içeren trend ve bunun endüstriyel proseslere etkisi, geliflmifl ülkeleri yeni yönelimlere itmifltir. Almanya, internetin üretimde kullan›lmas›n›n yarataca¤› yeniliklerin bir devrim niteli¤inde olaca¤› vurgusu yaparak gelecek dönem senaryosunu Endüstri 4.0 bafll›¤› alt›nda tan›mlamaktad›r. Bu kapsamda “4. Endüstri Devrimi” kavram› ilk olarak 2011’de Almanya’daki Hannover Fuar›’nda kullan›lm›flt›r (Ege, 2014). Almanya bütün olarak tüm imalat sanayini özelde ise makine imalat sanayini etkileyecek olan Endüstri 4.0 konseptinin bafl›n› çeken ülke konumundad›r. ‹malat sanayi tüm dünyada sanayi devriminden bu yana büyümenin, üretimin, verimlili¤in, teknolojik geliflmenin ve inovasyonun itici gücü olmufl, toplumsal anlamda refah›n ve istihdam›n da en büyük kayna¤› olarak önemini korumufltur. Geliflmekte olan ülkeler de ‹kinci Dünya Savafl› sonras› dönemden itibaren geliflmifl ülkelere yetiflmenin yolunun sanayileflmeden geçti¤inin fark›nda olarak imalat sanayinin kurulup gelifltirilmesine büyük önem vermifllerdir.1970’lerin ortalar›na kadar istikrarl› bir büyüme h›z› yakalayan Brezilya, G. Kore, Türkiye gibi geliflen ülkeler bu dönem içinde imalat sanayi yat›r›mlar›n› yüksek tutmaya büyük çaba harcam›fllard›r.1980’li y›llarla birlikte dünyada imalat sanayinin mekansal da¤›l›m› de¤iflikli¤e u¤ram›fl imalat faaliyetleri daha çok yeni sanayileflen ülkeler taraf›ndan üstlenilmeye bafllam›flt›r. Di¤er taraftan 1980’li y›llardan itibaren tüm dünya ülkeleri Makale için hizmetlerin öneminin artt›¤› finansal liberalizasyonla desteklenmifl bir finansal sistem odakl› büyüme sürecinin giderek daha fazla egemen oldu¤u gözlenmektedir. Finansal sistem kökenli 2008 krizi ise unutulan bir amaç olan sanayileflmenin yeniden gündeme gelmesi için bir vesile olmufltur. Art›k geliflmifl olsun geliflmekte olsun daha fazla ülkede dünyada sanayinin göreceli olarak önemini yitirmesi ve rekabetçili¤ini kaybetmesiyle birlikte yaflanan sanayisizleflme süreci sorgulanmakta yeniden sanayileflme tart›fl›lmaktad›r (Eser,2014:27). Yeniden sanayileflme tart›flmalar› sanayi politikas›nda da farkl› yaklafl›mlar› gündeme tafl›maktad›r. Yeni sanayi politikas› çerçevesinde; üretim teflvikleri ile ArGe ve yat›r›m teflvikleri, finansmana eriflimin kolaylaflt›r›lmas›, ifl yapma ortam›n›n iyilefltirilmesi gibi geleneksel politika araçlar›na ek olarak, üretim ekosistemi oluflturma ve iflleyiflini iyilefltirme, firmalar aras›, özel sektör, üniversiteler ve kamu kurumlar› aras›nda ba¤lant›lar› kuvvetlendirme, üretim ekosisteminin geliflmesine yard›mc› olacak kurumlar› oluflturma gibi yöntemler de kullan›lmaya bafllanm›flt›r (Aslankurt, 2013). 2. Türkiye Ekonomisinde Sanayisizleflme: Nedenleri ve Sonuçlar› Türkiye ekonomisi 1980’li y›llar›n bafl›na kadar uygulanan ithal ikameci sanayileflme politikalar› ile belirli ölçüde bir imalat sanayi birikimi oluflturmay› baflarm›flt›r. 1980 y›l›ndan itibaren izlenen ihracata yönelik sanayileflme politikas› sonucu ülke sanayi d›fl rekabete aç›lm›flt›r. 1980’li y›llar boyunca sa¤lanan ihracat art›fl› imalat sanayinin yeterli rekabet gücüne sahip olmamas› nedeniyle devlet taraf›ndan verilen teflviklerle sürdürülmeye çal›fl›lm›flt›r. 1980’li y›llar›n sonunda yaflanan d›fl finansman ihtiyac› ise ekonomide sermaye ak›mlar›n›n serbest b›rak›lmas›na olanak sa¤layan d›fl finansal liberalizasyonu zorunlu k›lm›flt›r. 1990’l› y›llar›n ikinci yar›s›ndan itibaren günümüze Türkiye ekonomisinde imalat sanayinin konumu ticarete konu olan sektörler ile ticarete konu olmayan sektörlerin göreli fiyatlar› efldeyiflle iç ticaret hadleri yard›m›yla fiekil 1: Türkiye Ekonomisinde ‹ç Ticaret Hadleri (1998=100) kullan›larak çizilmifltir. Kaynak: Aydo¤ufl, 2014:11’deki Ek Tablo verileri kullan›larak çizilmifltir. incelenecektir. Ticarete konu olan mal üreten sektörler genel olarak imalat sanayi, tar›m ve madencilik olarak kabul edilirken ticarete konu olmaya mal üreten sektörler ise inflaat ve hizmetler olarak kabul edilmektedir. ‹ç ticaret haddi kavram›, ise ayn› ülkedeki farkl› sektörlerin (tar›m, sanayi, hizmetler gibi) fiyat endeksleri oranlar›n› tan›mlamaktad›r. Fiyat politikalar› ve dolay›s›yla sektörlerde yaflanan farkl› fiyat art›fllar› sektörel gelir da¤›l›m› üzerinde, iç ticaret hadlerini de¤ifltirmek suretiyle, önemli etkiler yaratabilmektedir (Uysal, 2007:30). Bu nedenle yaz›da sektörler aras›nda kaynak transferinin yönünün ortaya konulmas›nda iç ticaret hadleri kullan›lm›flt›r. fiekil 1’de imalat sanayi ile inflaat ve hizmetler sektörleri aras›ndaki iç ticaret hadlerinin geliflimi yer almaktad›r.1998-2013 y›llar› aras›nda imalat sanayi/hizmetler iç ticaret haddi kesintisiz imalat sanayi aleyhine seyretmifltir. Ayn› dönemde imalat sanayi/ inflaat iç ticaret haddi 20012003 aras›nda k›sa süreli olarak imalat sanayi lehine geliflse bile 2004 sonras› dönemde yine kesintisiz olarak ve giderek artan oranda imalat sanayi aleyhine geliflmifltir. Özet olarak 1990’l› y›llar›n ikinci yar›s›ndan itibaren yaflanan sanayisizleflme sürecinin esas belirleyicisi imalat sanayicinin göreli olarak gerilemesi olmufltur; imalat sanayinin gerilemesinin ard›nda yatan temel nedenlerden birisi ise iç ticaret haddinin imalat sanayi aleyhine, hizmetler ve inflaat lehine geliflmifl olmas›d›r (Aydo¤ufl, 2014). Türkiye ekonomisinde yaflanan bu sanayisizleflme sürecinin nedeni hizmetler ve inflaat sektörlerindeki karl›l›¤›n imalat sanayine göre yüksek seyretmesine olanak sa¤layan makroekonomik koflullarda aranmal›d›r. Efldeyiflle Türkiye ekonomisinde finans› ekonominin oda¤›na koyan politikalar sonucu kaynaklar ticarete konu olmayan sektörler lehine yeniden da¤›t›lm›flt›r. (fiekil 1) Türkiye’de 1989 y›l›nda 32 Say›l› kararname ile serbest b›rak›lan k›sa vadeli sermaye giriflleri arz ve talep kanallar› yoluyla ekonomi üzerinde etkili olmufltur. Arz kanal› yat›r›m davran›fllar›n› belirlerken, talep kanal› ise tüketim davran›fllar›n› belirlemektedir (Cimeno¤lu ve Yentürk 2005). Sermaye giriflleri arz kanal› yoluyla yat›r›m davran›fllar›n› belirlemektedir. Sermaye girifllerinde yaflanan art›fla ba¤l› olarak, Türkiye ekonomisinde ticari olmayan mal üreten sektörler fiyatlar› (PNT) ile ticari mal üreten sektör fiyatlar› (PT) aras›ndaki göreli iliflki de¤iflmifltir. PNT/ PT oran›n›n artmas›na ba¤l› olarak yat›r›mlar ticari olmayan sektörlerde yo¤unlaflmaktad›r. Yat›r›mlar›n bu sektöre yönelmesi, d›fla aç›lma ile oluflan göreli fiyat yap›s›n›n ticari olmayan mal üretimini kârl› hale getirmesi ile aç›klanabilir. Sektörlerdeki kârl›l›k farklar›n›n temel nedeni, yat›r›m mal› fiyatlar›nda ortaya ç›kan art›fllar›n ürün fiyatlar›na yans›t›labilmesi sorunudur. Yat›r›m mal› fiyatlar›nda ortaya ç›kan art›fllar› ürün fiyatlar›na yans›tabilen sektörlerdeki kâr oran› artmakta, yans›tamayan sektörlerde ise kâr oranlar› düflmektedir (Yentürk 1997:18-19). Ticari mal fiyatlar›, 39 Bak›fl 132 fiyatlar›n uluslararas› düzeyde eflitlenmesi gere¤i, benzer mal üreten di¤er ülke fiyatlar›ndan daha yüksek olamamaktad›r. Bu nedenle bu sektörlerde üretim maliyet art›fllar› tam olarak nihai fiyatlara yans›t›lamamaktad›r. Ticari olmayan mal üreten sektörlerde eksik rekabetçi piyasa yap›s›n›n yaratt›¤› mark-up tipi fiyatlama davran›fllar› maliyetlerin nihai fiyatlara kolayca yans›tabilmesine olanak tan›maktad›r. (Yeldan vd¤. 2000:31). Bu nedenle Türkiye ekonomisinde göreli fiyatlar ticarete konu olmayan sektörler lehine geliflmifl ve bu sektörlerde kârl›l›k ve yat›r›mlar yükselmifltir. Özellikle imalat sanayi inflaat iç ticaret hadlerinde 2000’li y›llar›n ikinci yar›s›ndan itibaren bafllayan gerilemenin nedenleri ise toplu konut yap›m›n›n h›zlanmas›, konut kredilerindeki art›fllar, artan kentleflme ile kentsel dönüflüm gibi uygulamalar sonucunda oluflan kent rantlar›n›n sektörün fiyatlar›n› yükseltmesi olarak kabul edilebilir. ‹ç ticaret hadlerinin imalat sanayi aleyhine geliflmesi Türkiye ekonomisinin hizmetler ve inflaat sektörü oda¤›nda büyüdü¤ünü göstermektedir. Böyle bir büyüme süreci Türkiye ekonomisinde d›fl finansman ba¤›ml›l›¤›n› artt›rm›fl ve cari aç›k gibi yap›sal sorun alanlar›n›n oluflmas›na katk› sa¤lam›flt›r. Tablo 1: Cari ‹fllemeler Dengesi (GSYH’n›n Yüzdesi) Geliflen Ekonomiler Arjantin Brezilya Malezya Meksika Hindistan Tayland Çin Tayvan G Kore Geliflmifl Ülkeler Fransa Almanya ‹talya Japonya Birleflik Krall›k ‹spanya ABD Türkiye 2005 2.1 1.5 14.4 -1.0 -1.1 -4.3 5.7 4.8 1.4 2006 2.7 1.2 16.0 -0.8 -1.0 1.1 8.3 6.9 0.3 2007 2.0 0.1 15.3 -1.4 -1.2 6.3 10.0 8.9 1.0 2008 1.4 -1.7 17.0 -1.8 -2.2 0.7 9.2 6.8 0.3 2009 2.0 -1.4 15.5 -0.9 -2.7 8.3 4.7 11.3 3.7 2010 -0.2 -2.2 10.9 -0.3 -2.6 3.1 3.9 9.3 2.6 2011 -0.7 -2.1 11.5 -1.0 -4.1 2.5 1.8 8.9 1.5 2012 -0.2 -2.4 5.7 -1.2 -4.7 -0.4 2.5 10.6 4.1 2013 -0.8 -3.6 3.9 -2.0 -1.7 -0.6 1.9 11.7 6.1 2014* -0.8 -3.5 4.3 -1.9 -2.0 2.8 1.7 11.8 5.8 -0.4 4.8 -0.8 3.7 -1.8 -7.3 -5.6 -4.4 -0.5 5.9 -1.4 4.0 -2.8 -8.9 -5.8 -6.0 -0.9 7.1 -1.2 4.8 -2.1 -9.9 -4.9 -5.8 -1.6 5.9 -2.8 2.9 -0.9 -9.6 -4.6 -5.5 -1.2 6.0 -1.9 2.8 -1.4 -4.8 -2.6 -1.9 -1.2 5.8 -3.4 3.9 -2.6 -4.4 -2.9 -6.2 -1.7 6.2 -2.9 2.1 -1.4 -3.7 -2.9 -9.6 -2.1 7.3 -0.2 0.9 -3.8 -1.2 -2.8 -6.1 -1.3 7.0 0.9 0.6 -4.5 0.7 -2.3 -7.9 -1.4 6.2 1.1 0.9 -4.2 0.1 -2.4 -5.8 Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database *Tahmin 40 Bak›fl 132 Ticari olmayan mal üreten sektörlerde yat›r›mlar›n artmas› ekonominin uzun dönemde ihracat kapasitesini düflürerek, döviz kazanma olana¤›n› azaltmaktad›r. Döviz geliri azalan bir ekonomi için cari ifllemler a盤›n›n sürdürülebilirli¤i merkezi bir sorun haline gelmektedir. Tablo’1 deki veriler ›fl›¤›nda Türkiye ekonomisinin cari ifllemler dengesi incelendi¤inde yaklafl›k son on y›ll›k dönemde birçok geliflmekte olan piyasa ekonomisine göre sürekli olarak daha kötü bir performans gösterdi¤i gözlenmektedir. Cari ifllemler a盤›ndaki kötüleflmeye Türk liras›n›n reel anlamda de¤er kazanmas›, ithalattaki h›zl› art›fl, önemli ölçüde sermaye girifli ve a¤›rl›kl› oranda iç talebe ba¤l› büyüme efllik etmifltir (Aytaç, 2014:385). Türkiye ekonomisinin d›fl ticaretinin teknolojik yap›s› ekonominin d›fl finansa ba¤›ml› olmas›n›n arkas›ndaki en önemli nedendir. Ülkelerin d›fl ticarette uzmanlaflt›klar› ürünler ile büyüme performans› aras›nda güçlü bir iliflki bulunmaktad›r. Bu nedenle d›fl ticarette teknolojik düzeyi ve karmafl›kl›¤› daha yüksek ürünlerde uzanmalaflan ülkelerin uzun dönemde daha yüksek kifli bafl› gelir düzeyine ulaflma olas›l›klar› artmaktad›r (Atiyas ve Bak›rtafl,2012). Türkiye ekonomisinde d›fl ticaretin teknolojik yap›s›na iliflkin veriler ise fiekil 2’de yer almaktad›r. Bu veriler incelendi¤inde Türkiye imalat sanayinin hem ihracatta hem de ithalatta orta ve düflük teknolojilere dayal› bir d›fl ticaret yap›s›na sahip oldu¤u gözlenmektedir. Özellikle orta teknolojili sektörler aras›nda endüstri içi ticaret yo¤un olarak gerçekleflmektedir. ‹malat sanayi ithalat›nda düflük teknolojili sektörlerin pay›n›n ihracata oranla göreli olarak düflük olmas›n›n temel nedeni düflük teknolojili sektörlerin belirli bir üretim yetenek düzeyine ulaflm›fl olmas› neticesinde bu sektörler için ithalat ba¤›ml›l›¤›n›n düflük kalmas›d›r (Efliyok, 2015). Türkiye’de otomotiv ve makine imalat sanayilerinde yaflanan ihracat art›fllar›na ba¤l› olarak son on y›ll›k dönemde ihracat portföyünde orta yüksek teknolojili sektörlerin a¤›rl›¤› artmaya bafllam›flt›r. Ancak bu yap›sal dönüflüm yüksek büyüme h›z›na Makale sahip di¤er geliflmekte olan ülkelerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda oldukça yavafl geliflmifltir (Aytaç,2014:389). Türkiye imalat sanayi yeterince teknolojik yo¤un üretim yapamad›¤› için hem yüksek teknolojili ürün ihracat› hem de ithalat› toplam d›fl ticaretinde düflük bir paya sahip bulunmaktad›r (Efliyok, 2013). Ülke ihracat›nda yüksek teknolojili sektörlerin pay› %4 seviyesinin üzerine ç›kma baflar›s› gösterememifltir Yüksek teknolojili sektörlerde d›fl ticaret hacminin düflük seyretmesi sanayi üretim yap›s›n›n düflük ve orta teknolojilere dayal› olarak geliflmesi nedeniyle sanayinin ileri teknoloji talebinin s›n›rl› olmas›ndan kaynaklanmaktad›r. fiekil 2: Türkiye’nin D›fl Ticaretin Teknolojik Yap›s› (Toplam ‹hracat ve ‹thalat›n Yüzdesi Olarak Sektörlerin Teknolojik Düzeyi) sürecinde sanayi politikalar›n›n rolüne yap›lan vurgunun artt›¤› gözlenmektedir. Türkiye ekonomisinde artan d›fl finansman bask›s› ve finans odakl› büyüme stratejisi sektörler aras›ndaki göreli fiyat yap›s›n›n imalat sanayi aleyhine bozulmas›na neden olmufltur. Bu nedenle kaynaklar imalat sanayinden inflaat ve hizmetler sektörüne do¤ru yeniden da¤›t›lmaktad›r. Bu kaynak aktar›m süreci imalat sanayinin daha teknoloji yo¤un üretim ve ihracat olana¤›na sahip olmas› için gerekli olan yat›r›mlar›n yap›lamamas›na neden olmaktad›r. Türkiye ekonomisinin daha yüksek bir büyüme performans› göstermesinin üretimde verimlili¤in artmas›na ve ihracat›n›n çeflitlenerek teknolojik olarak daha karmafl›k ürünlerden oluflmas›na ba¤l› oldu¤u çok aç›kt›r. Ülke ihracat›nda ve üretiminde teknolojik derinleflmenin sa¤lanmas› yeniden sanayileflmeyi dikkate alan bir sanayi politikas› ile olanakl› olacakt›r. Türkiye imalat sanayi düflük ve orta teknolojili ürünlerin üretiminde uzmanlaflm›fl ithalat ba¤›ml›l›¤› yüksek bir yap›ya sahiptir. Bu nedenle Türkiye için sanayi politikas›n›n ana stratejik hedefleri yurt içi katma de¤eri artt›r›lmas› ile yerli aramal› ve hammadde üretiminin gelifltirilmesine paralel sanayinin ithalat ba¤›ml›l›¤›n›n düflürülmesi olmal›d›r. Kapsay›c› ve sürdürülebilir bir büyümenin öneminin artt›¤› kriz sonras› dönemde politika yap›c›lar için Türkiye ekonomisinin as›l gündemini yerli teknoloji üretimine odaklanan ve beceri düzeyi yüksek iflgücünü yetifltirmeyi hedefleyen uzun vadeli yeniden sanayileflme politikas› oluflturmal›d›r. Ancak bu sanayi politikas› çerçevesi oluflturulurken kaynak da¤›l›m›nda sadece piyasan›n görünmez eline güvenildi¤inde ekonomide teknolojik ilerleme ve sürdürülebilir iktisadi büyüme sa¤lanamayaca¤› gerçe¤i mutlaka dikkate al›nmal›d›r. KAYNAKLAR Aslankurt B. (2013) “Türkiye, ABD Ve Hindistan’da Sanayi Politikas›: Onuncu Kalk›nma Plan› Kapsam›nda Bir De¤erlendirme” TEPAV Atiyas ‹. Bak›rtafl O. (2012) “Türkiye’de Büyümenin K›s›tlar›: Bir Önceliklendirme Çal›flmas›” TÜS‹AD Aydo¤ufl O. (2014) “Türkiye Ekonomisi Nas›l Sanayisizleflti?” ‹ktisat ve Toplum, Say›:50 Kaynak: TÜ‹K verileri OECD sektörleri Ar-Ge yo¤unlu¤una göre dört ana s›n›fa ay›rmaktad›r: Düflük teknoloji yo¤un sektörler (G›da, ‹çki ve Tütün, Tekstil, A¤aç ve Mantar Ürünleri vb.),orta düflük teknoloji yo¤un sektörler (Ana Metal Sanayi, Plastik ve Kauçuk Ürünleri vb.) orta yüksek teknoloji yo¤un sektörler ( Makine ve Teçhizat, Motorlu Kara Tafl›t›, Elektrikli Makine ve Cihazlar vb.) ve yüksek teknoloji yo¤un sektörler (Büro, Muhasebe ve Bilgi ‹fllem Makineleri, T›bbi Aletler, Hassas ve Optik Aletler, ‹laç vb.) 3. Sonuç: Kriz sonras› dönemde artan yeniden sanayileflme tart›flmalar› de¤erlendirildi¤inde özellikle geliflmekte olan ülkeler için büyüme teknolojik düzeyin yükselmesi teknolojik geliflmenin motoru konumunda bulunan imalat sanayinin ihtiyaçlar›na uygun fiziki ve befleri sermaye yat›r›mlar› ile olanakl›d›r. Ülke kaynaklar›n›n imalat sanayi yerine verimlili¤in göreli olarak düflük oldu¤u hizmetler ve inflaat sektörlerine kaymas› Türkiye ekonomisinin teknolojik yetenek düzeyinin yükselmesi önünde bir engel olmaktad›r. Türkiye’nin de mevcut büyüme ve sanayi stratejisinde de¤iflim gereksinimi oldu¤u aç›kt›r. Teknolojik geliflmenin dolay›s›yla e¤itim ve teknoloji politikalar›n›n sürdürülebilir iktisadi büyümenin temel flart› oldu¤u unutulmamal›d›r. Bu nedenle üretimde teknik bilgi ve beceri düzeyini yükselterek sanayinde Aytaç E. (2013) “Türkiye: Dengeli ve Sürdürülebilir Yüksek Büyüme Peflinde”, fienses, F, Z. Önifl ve C. Bak›r (der.) (2013) Ülke Deneyimleri Ifl›¤›nda Küresel Kriz ve Yeni Ekonomik Düzen, ‹letiflim yay›nlar›, ‹stanbul Çimeno¤lu, A. Yentürk, N. (2005). "Impacts of International Capital Inflows on The Turkish Economy", Emerging Markets Finance and Trade, 41(1) Ege B. (2014) “Endüstri 4.0 Devrimi Kap›da m›?” Bilim ve Teknik, May›s 2014 Eser U. (2014) “Dünya Yeniden Sanayiye Dönerken Türkiye Dünya Sanayinin Neresinde” ‹ktisat ve Toplum, Say›:45 Efliyok A. (2013) “Türkiye ‹malat Sanayinin Teknolojik Yap›s›: Sürdürülebilir mi?” ‹ktisat ve Toplum, Say›:31-32 Efliyok A. (2015) “Düflük Teknolojilere Dayal› Üretim ve ‹hracat?” Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, Say›:1455 6 fiubat Uysal Y. (2007) “Türkiye’de Enflasyon: Sektörel Kaynaklar› ve ‹ç Ticaret Hadleri” Finans Politik& Ekonomik Yorumlar,Cilt: 44 Say›:508 21-34 Yeldan, E. Voyvoda E. Özcan K. (2000) “1980 Sonras› Türk ‹malat Sanayinin Geliflme Dinamikleri Üzerine Gözlemler” ‹ktisat ‹flletme Finans Dergisi, Kas›m s:23-37. Yentürk, N. (1997) Türk ‹malat Sanayiinde Ücretler ‹stihdam ve Birikim, Fredrich Ebert Vakf› Yay., ‹stanbul. 41 Bak›fl 132 Baflkan Yard›mc›s›ndan Tuncer Hatuno¤lu Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s› Yenilikçi Liderlik ve Motivasyon H›zla artan nüfus, daralan kaynaklar, insanlar›n daha iyiye en ekonomik biçimde eriflme istekleri ifl dünyas›nda rekabeti giderek artt›r›yor. H Üretim yöntemleri, pazarlama stratejileri, yönetim biçimleri sonucu do¤rudan etkiliyor. Dolay›s›yla kurumlar yenilikçili¤e eskisinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Peki iflletmeler daha yenilikçi nas›l olabilecek? Yeni ürünler gelifltirmek, en ekonomik yöntemlerle üretmek ve pazarlama stratejileri araflt›rmak kuflkusuz liderlerin ana görevi. Ancak liderlikle ilgili tüm e¤itimlerde ve yay›nlarda vurgulanan ise çal›flanlar›n sesine kulak vermektir. Çünkü en iyi fikirler iflgören taraf›ndan yarat›l›r. Bu gerçek genel kabul gördü¤ü için de de¤iflik yöntemler gelifltirilir, öneri sistemleri kurulur. Gerçek k›v›lc›m› çakacak, üretim sürecinde büyük heyecanlar yaratacak yeni fikirlerin çok zor ç›kt›¤› hatta ç›kmad›¤› için bu çabalar ve giriflimler bir müddet sonra kan›ksan›r ve s›radanlafl›r. Çal›flanlar ise belki de hakl› olarak düflünmek için vakitleri olmad›¤›ndan, çok yo¤un olduklar›ndan, angarya birçok iflle u¤raflt›klar›ndan yeni fikirler üretmek için f›rsatlar› olmad›¤›n› söylemektedirler. 42 Bak›fl 132 Gerçe¤i vurgulamak gerekirse haks›z da say›lmazlar. Üretim s›ras›nda yeni fikirler yaratmak çok da kolay de¤ildir. Asl›nda çözüm insan›n tabiat›nda sakl›. ‹nsanl›k tarihine bak›ld›¤›nda büyük düflüncelerin, büyük fikirlerin bir hedefe inanan insanlar taraf›ndan yarat›ld›¤›, onlar› sürekli düflünmeye iten gücün varmak istedikleri hedefe olan tutkular› oldu¤u görülüyor Bana göre çözüm, kurum-çal›flan ikilisinin hedef birlikteli¤ini sa¤lamaktan geçiyor. Ortak hedefe odaklan›ld›¤›nda, fikir üretmek için çal›flma saatleri ile s›n›rl› kal›nmayacak ifl saatleri d›fl›na da tafl›lacakt›r. Günümüzde iflletmeler stratejik yönetim felsefesine uygun olarak vizyon ve misyonlar›n› belirlemekteler ve üst yönetim kademeleri de buna odaklanmaktad›r. Ancak bu tabana yay›lamad›¤› için çal›flanlar›n bireysel hedefleri ile kurumsal vizyon aras›nda paralellik sa¤lanamamakta, dolay›s›yla ortak hedefler oluflturulamamaktad›r. Burada bireylerin hayat görüfllerinin, beklentilerinin farkl›l›¤› bu paralelli¤i kurmak için bir engel olarak görülebilir. Herkesi motive edecek unsur gerçekten farkl›d›r. Bu nedenledir ki her çal›fl›na uyacak bir isteklendirme sistemi gelifltirme çabas› yerine, kiflilerin deneyimleri ve beklentileri aras›ndaki farklar› bilerek her birine özgü farkl› motivasyon araçlar› gelifltirilmelidir. Bir dönem ABD’de en çok satan kitaplar aras›nda yer alan ve dilimize çevrilen, Kenneth Blanchard’›n ‘Liderlik ve Bir Dakika Yöneticisi’ kitab›nda söz etti¤i gibi, “Eflit olmayan insanlara eflitlermifl gibi davranmaktan daha büyük bir eflitsizlik olamaz.” Sonuç olarak; e¤er bir lider, daha fazla çal›flan›n› iflletmenin hedefleri do¤rultusunda daha fazla düflünce üretmeye sevk etmek istiyorsa, çal›flanlar›n bireysel hedefleri ile iflletmenin hedeflerini paralel hale getirmelidir. Böylelikle çal›flanlar iflletmelerinin hedeflerinin gerçekleflmesine yönelik daha fazla fikir üreteceklerdir. Kendilerini sistemin bir parças› olarak görecekler ve daha fazla kat›l›mc›, daha fazla üretken olacaklard›r. Asl›nda bu sonucu çok daha genelleyebiliriz. Nas›l ki flirketlerimizin baflar›s› ekibimizle ortak hedeflere kilitlenmekten geçiyorsa, benzer fleklide gerek kamuda gerekse sivil toplum kurulufllar›nda da baflar›, hizmet edenleri kurumun hedefleri do¤rultusunda ortak hedefe kilitlemekten, onlar› bireysel olarak motive edecek hedefleri ile kurumun hedeflerini paralel hale getirmekten geçiyor. . Son söz: Liderlik zor zanaat. Dr. Bahad›r Kalea¤as› TÜS‹AD Uluslararas› Koordinatörü Bosphorus Enstitüsü Baflkan› Businesseurope Türkiye’yi TTIP’de destekliyor K uantum fizi¤i mekanikleri Türkiye’nin uluslararas› iliflkilerinde de geçerli. ‹lk bak›flta farkl› atomlar›n etraf›nda dönen protonlar gibi görünen, birçok ekonomik alan›n içinde geliflen olaylar di¤er alanlarla do¤rudan ve ait olduklar› alandan ba¤›ms›z olarak etkileflim içinde olabilmekteler. Ulusal ekonomiler, uluslararas› anlaflmalar, siyasal sistemler, flirketler, ifl dünyas› temsil kurulufllar›, lobiler, sivil toplum, ihaleler, krediler, tedarik zincirleri, iflaslar, borsalar, yerel yönetimler… Ekonominin matematiksel çerçevesi ötesinde, siyaset, teknoloji, sosyal psikoloji, güvenlik sorunlar›, askeri çat›flmalar, çevre sorunlar› gibi alanlarda manyetik dalgalar birbirine kar›flan bir sarmal oluflturuyor. fiirket, kamu veya bireysel yaflam yönetimimizde eflzamanl› veya vadeli olarak her olay›n etkileri ço¤al›yor. Günlük ekonomik yaflam›m›z bu galaksinin içinde bir yörüngede ilerliyor. BUSINESSEUROPE Bu diyalektik karfl›l›kl› etkileflim içinde Avrupa ekonomisi ve ifl dünyas›n›n ortak ç›karlar›n› tan›mlayarak bu ekonomiye yön vermeye çal›flan BUSINESSEUROPE da Türkiye aç›s›ndan daha fazla dikkat gerektiriyor. BUSINESSEUROPE, Avrupa Özel Sektör Konfederasyonu olarak AB üyesi ve aday ülkelerden özel sektör 44 Bak›fl 132 temsil kurulufllar›n› bünyesinde topluyor. Avrupa ifl dünyas›n›n ortak sesi olarak AB kurumlar› ve hükümetleri taraf›ndan resmen Avrupa özel sektörünün temsil kuruluflu olarak tan›n›yor. Uzman komiteleri, ihtisas komisyonlar› ve en üst düzey siyasal ve ekonomik giriflimleriyle BUSINESSEUROPE AB siyaset oluflturma ve karar alma sürecinin temel direklerinden biri. Türkiye'den TÜS‹AD ve T‹SK BUSINESSEUROPE'un tam üyesi. Bu çal›flmalara kat›larak ulaflt›¤›m›z her bilgiyi paylaflmam›z mümkün olmasa da, birçok aç›dan Avrupa ifl dünyas› gündemini Türkiye kamuoyunun dikkatine sunmakta yarar görüyoruz. BUSINESSEUROPE’a göre, TTIP anlaflmas›nda KOB‹’ler ve ifl dünyas›n›n geneline olan faydalar› listesi “gümrük vergilerinin kald›r›lmas› ve ifllemlerinin kolaylaflt›r›lmas›” ile bafll›yor. Dünyan›n en önemli iki ticari partneri olan AB ile ABD aras›nda bu sorunun çözümü flirket dünyas› için hala heyecanla beklenen bir geliflme. Buna ek olarak tarife d›fl› engellerin azalt›lmas›, hizmetler alan›nda ticaretin serbestlefltirilmesi, kamu ihaleleri konusunda engellerin azalt›lmas›, standartlar›n uyumu ve fikri mülkiyet haklar› ile öncelikler listesi tamamlan›yor. Transatlantik ekonomi Avrupa Birli¤i’ndeki ABD yat›r›mlar›, Asya’dakilerden üç kat› fazla. Belçika gibi küçük bir Avrupa ülkesinde bile Çin’deki daha fazla ABD yat›r›m› var. Ayn› flekilde, ABD’deki AB yat›r›mlar› da muazzam: Çin ve Hindistan’daki AB yat›r›mlar›n›n sekiz kat›. Bu yat›r›mlar›n toplam› 3.3 trilyon dolar. ‹ki taraf aras›ndaki y›ll›k 5 trilyon dolarl›k ticaretin de üçte biri flirket içi transferler. Bu ticaret ortakl›¤›n›n yüzde 98’sinde önemli bir ihtilaf yok. Ayr›ca Transatlantik ekonomik alan onbefl milyonu aflk›n istihdam›n da sorumlusu. Bu verilerin küresel izdüflümü ise konunun önemini daha da iyi vurguluyor. Dünya ekonomisi ölçe¤inde, ABD art› AB eflittir: • Küresel toplam GS‹H’nin yaklafl›k yar›s›, ticaretinin üçte biri • Araflt›rma-gelifltirmenin yüzde 58’si • Y›lda 120 miyar dolar ile kalk›nmakta olan ülkelere en önemli yard›m kayna¤›. Dünyan›n di¤er ülkeleri bu derin ortakl›ktan do¤rudan etkileniyor. Hemen hemen tüm ülkelerin en önemli ticaret veya yat›r›m orta¤› ya AB, ya da ABD. Bu nedenle uluslararas› ticaret kurallar› ve standartlar› esas olarak Washington-Brüksel ekseninde belirleniyor. Bu ortakl›¤› daha ileriye tafl›yacak olan TTIP, AB Komisyonu’nun yapt›rtt›¤› araflt›rmaya göre AB’ye y›lda 120 milyar euro, ABD’ye de 100 milyar Makale Euro ek kazanç getirecek. Dünyan›n geri kalan› içinde bu artan ticaret ve yat›r›mlar›n art› kazanc› 100 milyar Euro olarak tahmin ediliyor. Eflzamanl› olarak AB’nin Japonya, G.Kore, Kanada, Hindistan, Güney Amerika gibi farkl› eksenlerde geliflen serbest ticaret anlaflmalar›, ABD’nin Çin d›fl›nda kalan bölge ülkeleri ile Transa Pasifik Ortakl›k anlaflmas› müzakerelerinin h›zlanmas›, Dünya Ticaret Örgütü ve G20 gibi farkl› ekonomik enerji kaynaklar›n›n birbirleriyle etkileflimleri karmafl›k bir kozmos oluflturuyor. Türkiye için önemi TTIP anlaflmas› -ayr›nt›l› bir metin ile veya olabildi¤i kadar› ile- yak›n bir gelecekte zorlu siyasal onay süreçlerinde geçerek yürürlü¤e girebilir. Zaten AB ile ABD aras›nda 1990’l› y›llarda beri devem eden bir Transatlantik Ortakl›k süreci söz konusu. Birçok alanda tarife indirimlerinden mevzuat uyumuna kat edilmifl uzun bir yol var geride. O zamanlardan, 1990’lardan beri bu konun Türkiye için önem ve etkisinin dikkate al›nmas›n› savunuyoruz. Sonunda, çok geç olarak Türkiye konuya vak›f oldu. ABD ile serbest ticaret anlaflmas› için giriflimler var. Bu olabilir ama as›l önemli olan Türkiye’nin uluslararas› marka de¤eridir: Ticaret ve yat›r›m konular›ndaki ulusal ç›karlar› ad›na oluflmakta olan Transatlantik ekonominin içinde yer almas›d›r. Bu konu çok boyutlu: 1 - ‹kili ticaret: AB, ABD ve bu ülkelerin üçüncü ülke ortaklar› ile Türkiye aras›ndaki ticaretin sektörel etkileri Türkiye aç›s›ndan olumsuzluklar içeriyor. Türkiye AB ile gümrük birli¤i uyar›nca AB’nin d›fl ticaret politikas›na uyumlu olmak zorunda. Ayr›ca AB ile ekonomik mevzuat uyumunda da ileri bir noktada. Bu aç›dan Meksika ve Kanada’n›n ABD ile NAFTA ortakl›¤›na simetrik bir durum söz konusu de¤il. 2 - Dünya ticareti: TTIP ve TPP (Trans Pasifik Anlaflma) ikili ticaret eksenlerini geliflirken, DTÖ nezdindeki çok tarafl› süreci bir süre geri plana düflecektir. Bu iki anlaflma ile art›k dünya ticaret ve yat›r›m standartlar› daha h›zl› geliflebilir. Bunun Türkiye’nin uluslararas› ekonomideki konumuna yans›malar› önemli. 3 - Türkiye’nin ekonomik çekim gücü, marka de¤eri TTIP'in bir flekilde içinde yer almas›ndan olumlu etkilenir: • Uzun vadeli ihracat ba¤lant›lar› ve kar pay› • Yabanc› sermaye yat›r›mlar› için istikrar ve çekim gücü • fiirketlerin uluslararas› finansa eriflim kolayl›¤› • Borsa ‹stanbul’un uluslararas› çekim gücü • Turizm sektöründe ürün olarak markas›, pazarlama gücü, fiyatland›rma paylar› • Uluslararas› flirketlerin teknoloji a¤›rl›kl› üretim ve ar-ge birimleri için ülke seçimlerinde avantaj. • Vize kolayl›¤› • Olimpiyatlar› ve Expo gibi uluslararas› giriflimler. TTIP + Bunun için mevcut müzakerelerde AB taraf›nda gözlemci olmak bir ilk ad›m. En önemlisi ise, son anlaflma metninde TTIP’in Türkiye, Norveç ve ‹sviçre gibi Avrupa tek pazar›na ileri derecede entegre ülkelere aç›k olmas›n› sa¤layan bir madde yer almas›d›r. Bu yönde bir siyasi irade de Brüksel taraf›ndan flimdiden ilan edilmelidir. Denklemler kar›fl›k fakat AB kurumlar› ve hükümetlerine bu yönde bir talep bizzat kendi özel sektöründen yap›l›yor. BUSINESSEUROPE resmi tutum belgesinde Türkiye’nin Transatlantik ifl dünyas›n›n ortak ç›karlar› için önemli bir f›rsat niteli¤i tafl›d›¤› belirtiliyor. 1996’dan beri AB ile Gümrük Birli¤i içinde olan Türkiye’nin Transatlantik ekonominin bir parças› oldu¤u vurgulan›rken, Gümrük birli¤inin yasalar ve d›fl ticaret politikas›nda da uyum getirdi¤inin alt› çiziliyor. ABD’nin de resmi olarak destekledi¤i AB’ye kat›l›m süreci sayesinde AB tek pazar› ile uyumunun yüksek derecede bulundu¤u belirtiliyor. H›zla büyüyen giriflimci bir Avrupa ekonomisi olan Türkiye’nin Transatlantik Serbest Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤›’na kat›l›m›n›n Atlantik’in her iki taraf›nda bulunan ifl dünyas›na katma de¤er sa¤layaca¤› vurgulan›yor. Avrupa özel sektörü Türkiye’yi TTIP’e dâhil olmas› için destekliyor. Kuantum boyutunun ötesinde önemli bir güç kayna¤› bu tutum. Türkiye AB ile müzakerelerde Avrupa ifl dünyas› kaynakl› bu gücü siyasal enerjiye dönüfltürmeyi baflarmal›. 45 Bak›fl 132 “Demokrasi ve ekonomik büyüme birlikte geliflirse anlam ifade eder” TÜRKONFED 10. Kurulufl Y›l› Zirvesi’nde konuflan Baflkan Süleyman Onatça, AB standartlar›n› yakalam›fl, demokrasiyi iliklerine kadar hisseden ve gelecek kayg›s› yaflamayan bir ülkede üretmeye, koflmaya ve terlemeye devam etmek istediklerini söyledi. ünyesinde 23 federasyon, 155 dernek, 13 bin ifl insan› ile 35 bin flirketi bar›nd›ran Türk Giriflim ve ‹fl Dünyas› Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Sabanc› Center’da düzenlenen 10. Kurulufl Y›l› Zirvesi, ifl dünyas›n›n önde gelen temsilcilerini bir araya getirdi. B BUS‹AD Yönetim Kurulu Baflkan› Günal Baylan’›n yan› s›ra baz› Yönetim Kurulu ile Dernek üyelerinin de kat›ld›¤› ve onur konu¤u Baflbakan Yard›mc›s› Ali Babacan olan Zirve’de, Türk ifl dünyas› temsilcileri 2014 y›l›n› de¤erlendirdi, 2015 y›l›ndan beklentilerini dile getirdi. 2015 y›l› zor geçecek Zirvenin aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada, dünya ve Türkiye ekonomisi için 2015 y›l›n›n zor geçece¤ini, fakat yine de global çerçevede yüzde 3.5 oran›nda büyümenin mümkün olabilece¤ini söyleyen TÜS‹AD Baflkan› Haluk Dinçer, geliflen ülkelerin de bu büyümenin yar›s›n› karfl›layaca¤›n› anlatt›. 2014 y›l›n›n üçüncü çeyre¤iyle ilgili aç›klanan ve beklentilerin yine alt›nda kalan büyüme oran›na at›fta bulunarak, Türkiye’nin ilk defa ‘düflük büyüme band›na’ girdi¤ini kaydeden Dinçer, “Geçmiflte böyle bir durum, ‘özel dönem vaka’ olarak görülürken flimdi, giderek düflük büyüme oranlar›n› kabul etmifl gözüküyoruz” dedi. 46 Bak›fl 132 Çözüm sürecinin büyümeye katk›s› yüzde 1 olur TÜS‹AD Baflkan› Haluk Dinçer flöyle devam etti: “Kifli bafl› milli gelirimiz en az 15 bin dolara ç›km›fl, yani orta gelir tuza¤›n› aflm›fl olsayd›k, düflük büyüme oran›n›n getirdi¤i s›k›nt›lar basit önlemlerle giderilebilirdi. Öte yandan biz, çözüm sürecinin baflar›l› olmas› halinde bunun büyümeye yans›mas›n›n da yüzde 1 olaca¤›n› hesapl›yoruz.” Daha güçlü bir Türkiye için çabal›yoruz TÜRKONFED Baflkan› Süleyman Onatça ise, Konfederasyon’da ‘Türkiye’nin zenginli¤i ve sinerjisi’ oldu¤unu, sadece kendi flirketlerinde de¤il, üye olarak görev ald›klar› sivil toplum örgütlerinde de ‘daha güçlü bir Türkiye’ için çaba gösterdiklerini vurgulad›. Onatça, “‹lk günden itibaren ortak akl› hep önde tuttuk” diye konufltu. ‘Üç farkl› Türkiye’ gerçe¤i Türkiye’nin son dönemde orta gelir tuza¤› ile karfl› karfl›ya kald›¤›n›n alt›n› bir kez daha çizen Onatça, kifli bafl› milli gelirin 10 bin dolar›n üzerine ç›kar›lamad›¤›n›, sorunun çözümüne katk›da bulunmak için yapt›klar› araflt›rmalarda ise, gelir da¤›l›m›nda ‘üç farkl› Türkiye’ gerçe¤iyle karfl›laflt›klar›n› ifade etti. Üç ‹stanbul daha laz›m Süleyman Onatça flöyle devam etti: “Yapt›¤›m›z araflt›rmalarda ortaya ç›kan sonuç flu: ‹stanbul ve civar›ndaki 14 il, orta gelir tuza¤› yaflam›yor. 40 kentimiz orta gelir tuza¤›na düflme riski tafl›rken, 27 kentimiz ise b›rak›n orta gelir tuza¤›n› TÜRKONFED’den fakirlik fasit dairesinde yer al›yor. Bölgesel gelir farkl›l›klar› ülkemizde bar›fl ve refah ortam›n› korumam›z› zorlaflt›r›yor. Biz ‘Türkiye’ye üç ‹stanbul daha laz›m’ diyoruz. Orta gelir tuza¤›n› aflam›yor olmam›z›n en önemli nedenlerinden birisi; e¤itimde yaflad›¤›m›z s›k›nt›lard›r. Dolay›s›yla öncelikle e¤itimde ilerlememiz gerekiyor. Marka yaratam›yor, katma de¤er üretemiyor ve potansiyelimize yak›flan d›fl ticareti yapam›yor olmam›zda, e¤itim düzeyimizin düflüklü¤ü önemli pay sahibi. Nitelikli eleman yetifltirmek ve e¤itimde kaliteyi art›rmak için radikal ad›mlar atmaya ihtiyac›m›z var.” AB, Türkiye’ye dinamizm kat›yor AB ile sa¤l›kl› iliflkilerin Türkiye’ye her zaman dinamizm kazand›rd›¤›n› da anlatan Onatça, “Bunu ihmal edersek rekabet aç›s›ndan zafiyet do¤aca¤›n› düflünüyoruz. Dolay›s›yla yarg› ve temel haklar ile adalet, güven ve özgürlük bafll›kl› fas›llar›n aç›lmas› için de önemli gayretlere ihtiyac›m›z var. AB standartlar›n› yakalam›fl, demokrasiyi iliklerine kadar hisseden ve gelecek kayg›s› yaflamayan bir ülkede üretmeye, koflmaya ve terlemeye devam etmek istiyoruz. Demokrasi ve ekonomik büyüme birlikte geliflmedi¤i sürece anlam ifade etmez” dedi. ‘Ekonomide Dönüflüm Program›’ Türkiye’nin 1 Aral›k 2014’ten itibaren; üyelerinin dünyadaki ekonomik a¤›rl›¤› yüzde 85, nüfus yo¤unlu¤u ise üçte iki olan G20’nin Dönem Baflkanl›¤›’n› üstlendi¤ini an›msatarak sözlerine bafllayan Baflbakan Yard›mc›s› Ali Babacan da, TÜRKONFED ile temsil etti¤i büyük ekonomik kitlenin önemine vurgu yapt›. “Türkiye’de istihdam, üretim ve ihracat›n büyük k›sm›n› KOB‹’ler gerçeklefltiriyor” diyen Babacan, yak›n zaman önce aç›klad›klar›, ekonomide dönüflüm program›n›n, Türkiye’nin daha da ileri gitmesi için çok önemli oldu¤unu kaydetti. harcamalar›n›n rasyonellefltirilmesi. ‹fl ve yat›r›m ortam›n›n iyilefltirilmesi. ‹flgücü verimlili¤inin art›r›lmas›. Kay›t d›fl› ekonominin azalt›lmas›. Enerji verimlili¤i ve suyun tar›mda etkin biçimde kullan›lmas›. Maalesef Türkiye, küresel ›s›nmadan en olumsuz etkilenecek ülkelerden birisi. Suyun daha verimli kullan›lmas› için bugünden önlemimizi almal›y›z” dedi. rakamlara yaklaflmakta oldu¤umuzu ifade ediyor. Bankalar üretime, yat›r›ma ne kadar çok kredi verirse, biz de onlara yönelik teflvik mekanizmalar›n› hayata geçirece¤iz. Bu alana daha çok yönelsinler diye. Özel sektörümüzün daha çok yat›r›m ve üretimi tercih etmesi için finans kanallar›m›z› o yöne kanalize ediyoruz” diye konufltu. Bankac›l›k kurallar›m›z BASEL’den de kat› Türkiye’de bankac›l›k sisteminin BASEL standartlar›ndan da kat› kurallarla yönetildi¤inin alt›n› çizen Babacan, son dönemde bankalar›n özellikle ticari ve KOB‹ kredisi verme ifltah›n›n yükseldi¤ini anlatt›. Son bir y›lda KOB‹ kredilerinin art›fl h›z›n› yüzde 25, tüketici kredilerinin art›fl h›z›n› ise yüzde 8 olarak aç›klayan Babacan, “Bu, tam da istedi¤imiz KOB‹’lerin de¤eri art›k anlafl›lmal› Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan yap›lan ve TÜRKONFED’in kurulufl öyküsü ile bugünlere nas›l gelindi¤inin anlat›ld›¤› özel oturuma, kurucu ve geçmifl dönem baflkanlar› ile TÜS‹AD’›n baz› eski baflkanlar› kat›ld›. Yapt›¤› konuflmada, TÜS‹AD’›n deste¤ine teflekkür eden TÜRKONFED Yüksek Dan›flma Babacan, “Ekonomide 25 dönüflüm program›yla ilgili olarak eylem planlar›n› aç›kl›yoruz. Bu bafll›klardan baz›lar› flöyle: Üretimde verimlili¤in art›r›lmas›. ‹thalatta d›fla ba¤›ml›l›¤›n azalt›lmas›. Tasarruf oran›n›n yükseltilip, israf›n azalt›lmas›. Kamu 47 Bak›fl 132 TÜRKONFED’den Kurulu Baflkan› Celal Beysel, “Türkiye’nin birçok yerinde yapt›¤›m›z zirvelerin büyük faydas›n› gördük. Ülkemizde KOB‹’lerin önemi ve de¤eri henüz tam manas›yla anlafl›labilmifl de¤il. Dünyada ise KOB‹’lere büyük önem veriliyor. Hükümet umar›z, bundan sonraki süreçte art›k KOB‹’leri de düflünür” dedi. TÜRKONFED’e harcad›¤›m mesai helal olsun TÜRKONFED’in gönüllü ve ba¤›ms›z bir ifl örgütü oldu¤unu söyleyen TÜS‹AD eski Baflkan› Muharrem Y›lmaz ise, “Gönüllülük kocaman bir gönül, ba¤›ms›zl›k da cesaret ister. ‹laveten, temsil örgütü oldu¤umuz için temsil etme iradesi ise özgüven ve liderlik ister. TÜRKONFED’i oluflturanlar› büyük gönülleri, cesaretleri ve özgüvenleri nedeniyle tebrik ediyorum. Buraya harcad›¤›m mesai helal olsun. Burada çok fley ö¤rendim ve çok güzel fleyler paylaflt›k” diye konufltu. ‹fl dünyas›n›; “Memleketin kaynaklar›n› kullanma yetkisini elinde bulunduranlar” olarak tan›mlayan Y›lmaz, bunun getirdi¤i büyük sorumlulu¤un bilincinde olduklar›n› ve kaynaklar›n en verimli sonuçlar ç›karaca¤› ortam›n da demokrasi oldu¤unu vurgulad›. 48 Bak›fl 132 Bize emanet edilen kaynaklar›n de¤erini biliyoruz Muharrem Y›lmaz flöyle devam etti: “E¤er kat›l›mc› ve demokratik bir ortamda kararlar alamazsak, o kararlar yanl›fl oluyor, sonuçta kaynaklar›m›z israf edilebiliyor. Biz, bize emanet edilen kaynaklar›n de¤erini çok iyi biliriz. Demokrasimizin ad›m ad›m iflleyifli S‹AD’larla bafllad›. S‹AD’lar hep birlikte ‘Biz nas›l ortak bir güç olufltururuz’ diye bir araya geldi ve TÜRKONFED do¤du. ‹flte bu çat›, hakikaten büyük bir vizyonun, demokrasi ve kat›l›mc›l›k iradesinin sonucudur.” KOB‹’ler AB ekonomisinin omurgas› “AB içinde 250’den az çal›flana sahip 20 milyon flirket bulunuyor. Bu rakam ile KOB‹’ler, AB flirketlerinin yüzde 98’ini temsil ediyor. AB’de özel sektörde istihdam edilen nüfusun üçte ikisini istihdam eden KOB‹’ler, 2002-2010 y›llar› aras›nda yüzde 85’lik oran ile ekonominin di¤er tüm aktörlerinden daha fazla yeni ifl yaratt›…” ÜRKONFED ad›na Dilek Ayd›n taraf›ndan haz›rlanan ‘Avrupa Birli¤i KOB‹ Politikalar› 20152019’ raporunda; Küçük ‹flletmeler Yasas›, AB Yat›r›m Plan›, Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› ile AB Sanayi Rekabetçili¤i Yol Haritas› konusunda çarp›c› bilgiler yer al›yor. Söz konusu rapordan öne ç›kan bafll›klar› sizler için derledik: T AB flirketlerinin yüzde 98’i KOB‹ AB içinde 250’den az çal›flana sahip 20 milyon flirket bulunuyor. Bu rakam ile KOB‹’ler, AB flirketlerinin yüzde 98’ini temsil ediyor. KOB‹’lerin AB’de özel sektörde istihdam edilen nüfusun üçte ikisini istihdam etti¤i ve 20022010 y›llar› aras›nda yüzde 85’lik oran ile ekonominin di¤er tüm aktörlerinden daha fazla yeni ifl yaratt›¤› vurgulan›yor. Bu nedenle KOB‹’ler AB ekonomisin omurgas› olarak tan›mlan›yor. Giriflimcilik kültürü güçlendirilmeli AB’yi derinden etkileyen ekonomik kriz sürecinin ard›ndan yavafl seyreden ekonomik büyüme trendinin güçlendirilmesi, küresel düzeyde yenilikçilik ve rekabetçilik göstergelerinde AB’nin ABD ve Japonya gibi güçlü rakipleriyle aras›ndaki fark›n kapat›lmas› ve AB’nin flekillenmekte olan yeni dünya düzeninde etki alan›n› art›rmas› için geçirmesi gereken dönüflümde 50 Bak›fl 132 giriflimcilik kültürünün güçlendirilmesi ana unsurlar aras›nda yer al›yor. KOB‹’lere destek, AB’nin önceli¤i olmal› Konu genifl bir perspektiften ele al›nd›¤›nda giriflimciler ve KOB‹’lerin AB içinde önemi sadece ekonomik faydalar›yla de¤il, sosyal uyum ve bütünleflme anlam›nda da önemseniyor. KOB‹’lerin ekonomideki genifl etki alan› düflünüldü¤ünde sürdürülebilir ifl modelleri ve teknolojilerin benimsenmesi, toplumsal ek de¤er yaratacak ürün ve hizmetler ile yeni iflbirli¤i modelleri, sosyal yenilikçilik ve sosyal sorumluluk alan›nda yarat›c› uygulamalar gibi pek çok alanda KOB‹’lerin mevcut faaliyetleri ve gelecek potansiyellerine destek sa¤lamak AB politikalar›n›n öncelikleri aras›nda tan›mlan›yor. Bu ba¤lamda AB Komisyonu, KOB‹’lerin özel ifl yapma modeli ve ihtiyaçlar›na çözüm gelifltirerek ekonomik ve toplumsal potansiyellerini tam olarak hayata geçirebilme hedefini tafl›yan politika ve eylemlere bir çerçeve oluflturulmas› amac›yla 2008 y›l›nda Küçük ‹flletmeler Yasas›’n› kabul etti. Küçük ‹flletmeler Yasas›; KOB‹ politikalar› için ana çat›y› oluflturmakla birlikte, KOB‹’lerin özellikle kriz sonras› dönemde karfl›laflt›¤› temel engellere odaklanan farkl› alanlarda eylemler de bu çerçevede belirlenen ilkeler temelinde tamamlay›c› olarak de¤erlendiriliyor. 2015-2019 dönemi için yetki alan yeni AB Komisyonu da KOB‹’lere özel bir vurgu yapmaya devam ediyor. KOB‹’lere yönelik AB politikalar›… Önümüzdeki dönemde AB kurumlar›n›n KOB‹’lere yönelik AB politikalar›n› içerecek temel alan ve eylemler flu flekilde belirleniyor: I. Küçük ‹flletmeler Yasas›’n›n güncellenmesi II. AB Yat›r›m Plan›’n›n KOB‹ boyutunun ifllerlik kazanmas› III. KOB‹’lerin uluslararas› ticarete kat›l›mlar›n› k›s›tlayan engellerin kald›r›lmas› ve bu yönde Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› Anlaflmas›’n›n KOB‹’ler üzerindeki olumlu etkilerinin en üst düzeye getirilmesi IV. AB Sanayi Rekabetçili¤i Yol Haritas›’n›n haz›rlanmas› Küçük ‹flletmeler Yasas› AB Komisyonu taraf›ndan KOB‹’lere yönelik kapsaml› bir politika çerçevesi Kobi Raporu belirlenmesi amac›yla haz›rlanan Küçük ‹flletmeler Yasas› (Small Business Act -SBA) 2008 y›l›nda onayland›. SBA; 250’den az çal›flana sahip olan tüm flirketleri kaps›yor. SBA kapsam›nda AB ve üye ülkeler düzeyinde tasarlan›p, uygulanacak yasalar›n benimsemesi gereken 10 temel ilke belirleniyor: - Giriflimcilerin ve aile iflletmelerinin teflvik edildi¤i bir ifl ortam› oluflturulmas› - ‹flas tehdidiyle karfl›laflan dürüst giriflimcilere ikinci bir flans tan›nmas› - “Önce Küçük Düflün” ilkesine uygun kurallar gelifltirilmesi - Kamu kurum ve kurulufllar›n›n KOB‹’lerin ihtiyaçlar›na duyarl› hale getirilmesi - Kamu politika araçlar›n›n KOB‹ ihtiyaçlar›na uyumlaflt›r›lmas›: KOB‹’lerin kamu al›mlar›na kat›l›m›n›n kolaylaflt›r›lmas› ve devlet yard›m› imkânlar›n›n KOB‹’ler taraf›ndan daha iyi kullan›lmas›n›n sa¤lanmas› - KOB‹’lerin finansmana eriflimlerinin kolaylaflt›r›lmas› ve ticari ifllemlerde ödemelerin zaman›nda yap›lmas›n› destekleyici düzenlemelerin ve ifl ortam›n›n gelifltirilmesi - KOB‹’lerin Tek Pazar’›n sa¤lad›¤› f›rsatlardan daha fazla yararlanmas›n›n sa¤lanmas› - KOB‹’lerin sahip oldu¤u vas›flar›n ve her türlü yenilikçilik faaliyetinin gelifltirilmesinin teflviki - KOB‹’lerin çevresel sorunlar› f›rsata dönüfltürmesine imkân sa¤lanmas› - KOB‹’lerin büyüyen pazarlardan yararlanmas›n›n desteklenmesi ve teflvik edilmesi. finansman›n çarpan etkisinin 15 kat olaca¤› ve böylece çekece¤i ek özel yat›r›mlarla birlikte 315 milyar _’luk ek yat›r›m sa¤layaca¤› hesaplan›yor. Avrupa Stratejik Yat›r›m Fonu (European Fund for Strategic Investments - EFSI) olarak adland›r›lan yeni fonun yönetimi AYB taraf›ndan yürütülecek. EFSI’nin iki temel ifllevi bulunuyor: - Uzun vadeli yat›r›mlar: Fonun 16 milyar _’su ile stratejik öneme sahip büyük altyap› projelerinin finanse edilmesi planlan›yor. - KOB‹’ler ve orta ölçekli sermaye flirketlerine yat›r›m deste¤i: Fonun 5 milyar _’su AYB bünyesinde oluflturulan Avrupa Yat›r›m Fonu (European Investment Fund - EIF) arac›l›¤›yla KOB‹’ler ve orta ölçekli sermaye flirketlerinin yat›r›mlar›n› desteklemek üzere kullan›lacak. Böylece çarpan etkisiyle birlikte 75 milyar _’luk ek finansman yarat›lmas› hedefleniyor. EFSI yasa tasar›s›n›n, AB kurumlar› aras›ndaki müzakerelerin h›zla sonuca ulaflt›r›lmas› ve Temmuz 2015’te onaylanarak, en geç Eylül 2015’te fona ifllerlik kazand›r›lmas› hedefleniyor. Ancak EFSI’nin Avrupa Yat›r›m Fonu kapsam›nda yerel ve bölgesel yönetimler arac›l›¤›yla KOB‹’lere ve orta ölçekli sermaye flirketlerine ulaflt›r›lacak bölümü ile ilgili olarak 18 fiubat tarihinde AYB Yönetim Kurulu toplant›s›nda al›nan karara göre, Yat›r›m Plan› çerçevesinde KOB‹ projelerine ön finansman Temmuz ay›ndan önce sa¤lanabilecek. KOB‹’lerin finansmana eriflimi konusunda yeni fonun faydal› olaca¤›, ancak tek bafl›na yeterli olmayaca¤› belirtiliyor. Alternatif finansman yöntemlerinin yarat›lmas› ve teflvik edilmesi, sermaye piyasalar› birli¤inin oluflturulmas› gibi ad›mlarla bu çerçevenin desteklenmesi gerekti¤i kabul ediliyor. AB Yat›r›m Plan› AB Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan ve 2015-2017 aras›nda toplam 315 milyar _’luk ek yat›r›m sa¤layaca¤› tahmin edilen Yat›r›m Plan›, KOB‹’lerin finansmana erifliminde iyilefltirme sa¤lanmas› için belirlenen en somut ad›mlar aras›nda… Plan›n di¤er programlardan önemli fark›n›n AB bütçesinden ve Avrupa Yat›r›m Bankas› (AYB) taraf›ndan sa¤lanacak olan ek finansman›n risk tafl›ma kapasitesi sayesinde mevcut likiditenin reel ekonomiye ulaflmas›n›n sa¤lanmas› olarak de¤erlendiriliyor. Plan kapsam›nda AB Komisyonu ve AYB’nin sa¤layaca¤› kaynak 21 milyar _… Risk tafl›ma kapasitesi nedeniyle 21 milyar _’luk ek 51 Bak›fl 132 Kobi Raporu Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› AB-ABD aras›nda müzakereleri süren Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› Anlaflmas› (Transatlantic Trade and Investment PartnershipTTIP) ile KOB‹’lerin ithalat-ihracat faaliyetlerine kat›l›m›n›n kolaylaflt›r›lmas› ve böylece TTIP ile KOB‹’lere sa¤lanacak ekonomik faydan›n en üst düzeye ç›kar›lmas› hedefleniyor. Bu sebeple anlaflma kapsam›nda KOB‹’ler özel bir bafll›k alt›nda ele al›n›yor. Öte yandan di¤er tüm bafll›klar›n KOB‹’ler üzerindeki etkileriyle de¤erlendirilmesi gerekti¤i vurgulan›yor. TTIP’in özellikle KOB‹’lere sa¤layaca¤› ek faydalar flu flekilde listeleniyor: - Gümrük vergilerinin kald›r›lmas› - Gümrük ifllemlerinin kolaylaflt›r›lmas› - AB-ABD aras›nda farkl›l›k gösteren standartlardan kaynaklanan maliyetlerin azalt›lmas› - Hizmetler ticaretinin serbestlefltirilmesi - Yat›r›m flartlar›n›n geniflletilmesi - Kamu al›mlar› önündeki engellerin azalt›lmas› - Yasal düzenleme alan›nda iflbirli¤i ile gelecekte yasalar sebebiyle do¤abilecek ek maliyetlerin engellenmesi - Fikri mülkiyet hakk› korumas›n›n güçlendirilmesi AB Sanayi Rekabetçili¤i Yol Haritas› Ekonomik kriz öncesi döneme k›yasla AB sanayi üretimindeki gerileme AB’nin yavafl seyreden büyüme trendinin önemli nedenlerinden biri olarak de¤erlendiriliyor. 2008 y›l›nda %15,4 oran›nda olan imalat sanayinin AB GSYH’sindeki pay› 2013 y›l›na gelindi¤inde %15,1’e geriledi. Sanayi üretimi ise %12,4 oran›nda geriledi ve imalat sanayinde 3,8 milyon ifl kaybedildi. Ancak sanayinin önemi GSYH içerisindeki pay›n›n ötesinde tan›mlan›yor. ‹malat sanayinin istihdamda yaratt›¤› çarpan etkisi de önemseniyor. AB Komisyonu imalat sanayinde yarat›lan her yeni iflin di¤er sektörlerde yaklafl›k 0.5-2 aras›nda yeni ifl anlam›na geldi¤ini not ediyor. Sanayi ürünleri AB ihracatlar›n›n %80’ini olufltururken, sektör ayn› zamanda özel araflt›rma ve yenilikçilik faaliyetlerinin %80’inin 52 Bak›fl 132 kayna¤›n› oluflturuyor. Dolay›s›yla AB sanayinin yeniden güçlendirilmesi de¤iflen dünya flartlar› ve ekonomik krizin etkileri ›fl›¤›nda AB’nin küresel rekabetçili¤i, küresel de¤er zincirlerindeki konumu, ça¤a uygun yenilikçilik odakl› bir ekonomi yarat›lmas› ve kriz sonras› tarihi yüksek seviyelere ulaflan iflsizlik sorununa cevap oluflturulmas› aç›s›ndan kilit öneme sahip. Bu temelde AB Komisyonu Ocak 2014’te yay›mlad›¤› AB’de Sanayi Rönesans› adl› tebli¤de bütünleflik bir AB sanayi politikas› yaklafl›m›na ihtiyaç duyuldu¤unu belirterek, bu yaklafl›m›n ana unsurlar›n› flu flekilde belirliyor. - Sanayi rekabetçili¤inin di¤er tüm politika alanlar›nda göz önünde bulundurulmas› - Gerekli alt yap›lar›n tamamlanmas›, giriflimcilik ve yenilikçili¤i destekleyecek istikrarl›, sade ve öngörülebilir bir yasal düzenleme ortam› yarat›lmas›, sermaye piyasalar›n›n bütünleflmesi, vatandafllar›n e¤itim olanaklar›n›n ve hareketlili¤inin gelifltirilmesi, hizmetler için tek pazar›n tamamlanmas› ile Tek Pazar’›n potansiyelinin tam olarak hayata geçirilmesi - Yenilikçilik, vas›flar›n geliflimi ve giriflimcili¤i destekleyen ulusal düzeyde ve AB düzeyinde mevcut bölgesel kalk›nma araçlar›n›n etkin olarak kullan›m› - Yat›r›mlar›n teflviki için flirketlerin enerji ve hammaddeler baflta olmak üzere kritik kaynaklara eriflim flartlar›n›n iyilefltirilmesi, efl zamanl› olarak enerji ve kaynak verimlili¤inin art›r›lmas›n›n yan› s›ra at›klar›n azalt›lmas› - AB flirketlerinin küresel de¤er zincirlerine kat›l›m› için destek sa¤lanmas› - AB Komisyonu taraf›ndan belirlenen 2020 y›l›nda AB sanayinin GSYH’deki pay›n›n %20’ye ulaflt›r›lmas› hedefi için sanayinin yeniden güçlendirilmesine yönelik çal›flmalar›n tüm paydafllar taraf›ndan desteklenmesi. UEAPME Görüfl Belgesi AB Komisyonu Küçük ‹flletmeler Yasas› Dan›flma Süreci ve 2015-2020 Döneminde KOB‹’lerin ve Giriflimcilerin Desteklenmesi için AB Politikalar› Küçük ‹flletmeler Yasas›’n›n (Small Business Act -SBA) güncellenmesi konusunun AB Komisyonu 2015 Çal›flma Program› kapsam›nda öncelik olarak belirlenmemesi elefltirilmektedir. 2008 y›l›nda kabul edilen SBA kapsam›nda belirlenen dört önceli¤e vas›fl› çal›flan eksikli¤i konusunun ele al›nmas› eklenerek oluflturulan öncelik listesi: 1. ‹dari yüklerin azalt›lmas› 2. KOB‹’lerin finansmana erifliminin kolaylaflt›r›lmas› 3. KOB‹’lerin pazara erifliminin desteklenmesi 4. Giriflimcili¤in ve yenilikçilik potansiyelinin desteklenmesi 5. Vas›flar›n gelifliminin desteklenmesi. Yasal düzenleme çerçevesinin sadelefltirilmesi konusunda say›sal hedefler veya somut de¤erlendirmeler bulunmamakta. Önemli alanlarda sunulan yasa tasar›lar›nda “önce küçük düflün” ilkesinin uygulanmad›¤› SBA çerçevesinde benimsenen temel hedef büyüme olmakla birlikte, bu kavram sadece niteliksel olarak de¤il (örn. çal›flan say›s›), ayn› zamanda niceliksel olarak da anlafl›lmal›d›r. SBA çerçevesinde tan›mlanan önce küçük düflün, etki de¤erlendirmeleri ve orant›l›l›k ilkelerinin tam olarak uygulanmas› için kurumlar aras› anlaflma imzalanmas› talep edilmektedir. KOB‹ Elçileri A¤› (SME Envoy Network) SBA’n›n uygulanmas› için önemli bir unsurdur. Ulusal düzeyde KOB‹ temsil kurulufllar›n›n dan›flma ve uygulama süreçlerine kat›l›m› art›r›lmal›d›r. SBA’n›n uygulanmas› iyilefltirilmeli ve k›smi olarak yasal ba¤lay›c›l›k getirilmelidir. Makale fierif Ar› Yeminli Mali Müflavir Torba Kanun uyar›nca ev hizmetlerinde çal›flanlar için yeni düzenlemeler ‹fl Kanunu ile baz› kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde de¤ifliklik yap›lmas› ile baz› alacaklar›n yeniden yap›land›r›lmas›na dair kanun 11.09.2014 tarih ve 29116 (Mükerrer) say›l› Resmi Gazete’de yay›nlanm›flt›r. Ev hizmetlerinde çal›flanlar›n sigortal›l›¤› ile Kanunun 55. maddesiyle 5510 say›l› Kanuna “Ek Madde 9” eklenmifl olup, detay› afla¤›daki gibidir. 1-) 10 gün ve daha fazla olan sigortal›lar için; Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kifli taraf›ndan çal›flt›r›lan ve çal›flt›klar› kifli yan›nda ay içinde çal›flma saati süresine göre hesaplanan çal›flma gün say›s› 10 gün ve daha fazla olan sigortal›lar hakk›nda Kanunun 4. maddesinin birinci f›kras›n›n (a) (ücretle çal›flanlar) bendi kapsam›ndaki sigortal›lara iliflkin hükümler uygulanacakt›r. Bunlar›n bildirimi, iflverenler taraf›ndan örne¤i Kurumca haz›rlanan belgeyle en geç çal›flman›n geçti¤i ay›n sonuna kadar yap›lmal›d›r. 2-) 10 günden az olan sigortal›lar için; Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla gerçek kifli taraf›ndan çal›flt›r›lan ve 54 Bak›fl 132 çal›flt›klar› kifli yan›nda ay içinde çal›flma saati süresine göre hesaplanan çal›flma gün say›s› 10 günden az olanlar için ise, a) Çal›flt›r›ld›klar› süreyle orant›l› olarak çal›flt›ranlarca prime esas günlük kazanç alt s›n›r›n›n yüzde 2’si oran›nda ifl kazas› ve meslek hastal›¤› sigortas› primi ödenecektir. b) Bu flekilde çal›flanlar›n sigortal›l›k tescili, çal›flan ve çal›flt›ran imzalar›n› da ihtiva eden ve en geç çal›flman›n geçti¤i ay›n sonuna kadar Kuruma verilmesi gereken örne¤i Kurumca haz›rlanacak belgenin Kuruma verilmesi ile sa¤lanacakt›r. Sigorta bafllang›c›nda bu belge üzerinde çal›flma bafllang›c›na dair en eski tarih al›nmal›d›r. c) Kapsam›na girenler, adlar›na ödenen priminin ait oldu¤u ay› takip eden ay›n sonuna kadar ayn› kazanc›n otuz kat›n›n yüzde 32,5 oran›nda prim ödeyebileceklerdir. Bu süre içinde ödenmeyen primin ödenme hakk› düflecektir. d) Ödenen primler 4. maddenin birinci f›kras›n›n (a) (ücretle çal›flanlar) bendi kapsam›nda sigortal›l›k say›lacakt›r. e) Bunlar hakk›nda hastal›k sigortas› hükümleri uygulanmayacakt›r. f) Bu kapsamda ev hizmetlisi çal›flt›ranlar bu Kanun uygulamas›nda iflveren say›lmayacakt›r. Yukar›daki hükümler 11.04.2015 tarihinde yürürlü¤e girecek olup, Kanun uygulamas›nda tereddüt edilen hususlarla ilgili Kurum taraf›ndan genelge yay›nlanacakt›r. Ancak, bu tarihe kadar evlerde çal›flanlar için ayl›k k›sa sürede çal›flma olsa da her ay devam etti¤i için süreklilik arz etti¤inden sigortal› yap›lmas› gerekmektedir. Denetimlerde ve flikayet halinde geriye do¤ru 10 y›la kadar yüksek tutarda prim ve cezalar geldi¤ini hat›rlat›r›m. Ahmet Altekin TOFAfi Teknolojik Arafltırmalar ve ‹novasyon Direktörü Bizim için lüks olmayan fleyler Ortak De¤er Yaratmak ve Yenileflim Yenileflim, Ama Ne Yöne? Ülkemizde kötü adam rolünü oynayan aktörler, soka¤a ç›kt›klar›nda yuhalan›rlar. ‹yi adam› oynayan aktör, bir sonraki filminde kötü karakteri canland›rd›¤›nda kalbimiz k›r›l›r. Hacivat ve Karagöz gibi kal›plaflm›fl örnekler üzerinden düflünmeyi severiz. Birkaç y›ld›r, yenilikçilik ve yenileflim (inovasyon) herkesin a¤z›nda pelesenk oldu ve art›k hep iyi adam› oynuyor. Tüm gelece¤imizi ona ba¤lad›k. Hep birlikte nas›l yenilikçi olundu¤unu anlamaya çal›fl›yoruz. Öyle ki “iyi” adam, her zaman iyi kalpli olmasa bile ço¤umuzun bunu a盤a vurmaya cesaretimiz yok. Ama gecelerimizi ayd›nlatan ay›n, bir yüzünün karanl›k oldu¤unu da hat›rlamak gerek. Finansal Yenileflim ve Etkileri Finansal yenilikler, kolay ve çok h›zl› zenginleflme arac› olarak, 2008 buhran›yla birlikte yayg›n olarak bilinir hale geldiler. Özellikle, gayrimenkul yat›r›m kredisi risklerinin, farkl› flekillerde birlefltirilerek, denetim d›fl› alanlarda pazarlanmas›, ortaya ç›kan kredi balonunun patlamas›yla meydana gelen felaketin, en önde gelen nedeni oldu. Finansal yenilikler, ekonominin liberallefltirilmesi iddias›yla bankac›l›k ve finans sektöründeki denetim mekanizmalar›n›n zay›flat›lmas› sayesinde, h›zla büyüdüler. Yeni finansal araçlarla oluflan saadet 56 Bak›fl 132 zincirinin çöküflü, önce geliflmifl ekonomilerde, arkas›ndan da geliflmekte olan ekonomilerde, etkileri hala süren krizi tetikledi. Paul Volcker 1970’li y›llarda petrol fiyatlar›ndaki devasa art›fllar ve afl›r› enflasyonla kendini gösteren krizden, s›k› para politikalar› ile ç›k›lmas›na önayak olan eski FED Baflkan›d›r. 2009 y›l›nda bir söyleflide flöyle der: “Bir kongrede espri yapt›m ve son 20 y›lda gördü¤üm en önemli finansal yenili¤in otomatik vezne makinas› (ATM) oldu¤unu söyledim. ATM’ler insanlara gerçekten yard›mc› olur ve bankaya gitmelerine gerek b›rakmaz; bu gerçekten rahatl›kt›r. Bana bireyler aç›s›ndan otomatik vezne makinas›ndan daha önemli olan kaç tane finansal yenilik söyleyebilirsiniz ki? Kald› ki bu da, asl›nda finansal olmaktan çok, mekanik bir yeniliktir.”1 Paul Volcker, finansal yenilikler konusundaki görüflünde yaln›z de¤il. ‹ngiltere’de 2001-2013 y›llar› aras›nda, finans kurumlar›n›n uygulamalar›n› gözetlemekle yükümlü olan Finansal Hizmetler Dairesi’nin Baflkan› Lord Turner da benzeri düflüncelere sahip. 2015 y›l›nda Ocak ay›n›n sonunda Hindistan’da yapt›¤› bir konuflmada, 2008 kredi bata¤› ile 1997 Asya krizi aras›ndaki paralelliklere dikkat çekerek, ‹ngiliz diline has i¤neleyici vurgusuyla, flöyle der: “Son 30 y›ld›r artm›fl olan finansal yeniliklerin, geliflmifl ekonomilerde verimlili¤in artmas›na yönelik yararl› etkileri oldu¤unu gösterecek ikna edici kan›tlar bulunmamaktad›r”.2 Elefltirel yaklaflanlardan biri de, 2008’deki finansal krizin geliflini bir kaç y›l önceden öngörmüfl olmas›yla ünlenen iktisatç› N. Roubini. Çeflitli dönemlerde yaflanm›fl olan küresel finans krizlerin alt›nda yatan mekanizmalar›n benzerliklerini ortaya koyduktan sonra, der ki: “Birçok balon, bir yenilik dalgas› veya teknolojik ilerleme, yeni ekonominin do¤uflunu müjdeledi¤inde bafllar.” 3 Elefltiri kervan›na kat›lanlar›n bir k›sm›, iktidarda olduklar› dönemde, hakl› elefltirilere kulaklar›n› t›kayan yetkililer olsa da, y›llarca yeni ekonominin baflar›lar›n› müjdeleyenlerin kehanetlerinin tutmad›¤› aflikârd›r. Daha önce krize girdi¤i için, bankac›l›k sektörünü daha derli toplu tutabilen ve “zehirli” fon piyasalar›na fazlaca bulaflmayan Türk ekonomisinin, krizdeki daha baflar›l› performans› da bu elefltirel görüflü destekler nitelikte. Sonuçta riskleri alanlarla, faturalar›n› ödeyenlerin farkl› kifliler ve toplumlar olmalar› da iflin di¤er bir boyutu. Yenileflim, Yal›nl›k ve Toplumsal Yarar Geçmiflte yaflananlar› ne kadar kolay hat›rlarsak, göreceli olarak daha fazla önem veririz. Üzerimizdeki etkileri yüksek olan olaylar, nadiren gerçekleflseler bile, e¤ilimin nas›l alg›land›¤› konusunda daha etkin olurlar. K›sa vadede ve yeterli say›da Makale kan›t olmad›¤› durumlarda, zihin az say›daki k›s›tl› kan›ta dayanarak, genel ortalamay› ve genel resmi yans›tmayabilen, sonuçlara var›r. Sezgisel karar verme süreci öne ç›kar. Anl›k ihtiraslar u¤runa tüm birikimlerimizi, hatta hayat›m›z› riske atar; ama küçük riskler karfl›s›nda elde edilebilecek, düflük olas›l›kl› yüksek getiri f›rsatlar›n› kategorik olarak reddederiz. Hatal› kararlar›n birço¤unda sezgisel karar verme sürecinin güvenilir olmay›fl› yatar.4 Türk toplumu özellikle 80’li y›llarda s›radan insanlar›n birikimlerini yok etmeyi birden çok kez baflaran düzenleri asl›nda iyi bilir; ama kolay elde edilen büyülü kazançlar›n cazibesinden kurtulamaz; birden çok kez ayn› tuza¤a düfler. Ama bu tür aldanmalarda yaln›z de¤ildir. Saadet zincirleri, tüm dünyada par›lt›l› kazançlar dünyas›n› hayranl›kla seyreden s›radan insanlar›n ilgisini çekmeyi her daim ama farkl› senaryolarla, baflar›r. Toplumsal çapta oynanan saadet zinciri veya balon yaratma oyunu, toplumun “sayg›de¤er” kurumlar› ve kiflileri taraf›ndan bazen gaflet, bazen kiflisel ç›kar nedeniyle destek görür. Tuza¤a düflenler, yüksek kazanç umuduyla, birbirlerini ikna ederek zincirin devam etmesini sa¤larlar. Gelifltirilen finansal yenilikler, s›radan insanlar ve hatta uzmanlar taraf›ndan, geleneksel yöntem ve günlük bak›fl aç›lar›yla de¤erlendirmeye izin vermeyecek derecede karmafl›k ve kendine özgü hale geldi¤inde riskler de büyür. Bafllang›çta reklam› çokça yap›lan k›sa vadeli kazançlar, insanlar›n yeni sistemin çal›flt›¤›na dair inançlar›n› pekifltirir. Gerçek Pazar mekanizmalar› taraf›ndan desteklenmese de, “uzmanlar” taraf›ndan pohpohlanan karl›l›k öngörüleri, s›radan insanlar›n aldanmalar›n› kolaylaflt›r›rlar. Sistemin girift yap›s›, riskleri yeterince dikkate almayan varsay›mlar› görünmez ya da anlafl›lmaz hale getirir. S›radan insanlar, kolay ve yüksek kazanç beklentileriyle, fleffaf olmayan, nas›l çal›flt›¤› tam olarak anlafl›lamayan ve bir kez tepetaklak gitmeye bafllad›¤›nda, önü al›namaz bir toplumsal pani¤e yol açan düzenin çarklar› içine düflerler. Siyasal sistemin içinde bizi temsil etmesini bekledi¤imiz kifli ve kurumlar›n destekleyici söylem ve önlemleri tuza¤a düflmeyi kolaylaflt›r›r. Saadet zinciri, herkesin birbirini tuza¤a çekti¤i toplumsal bir oyun haline dönüflür. Sonuç Yerine Yal›nl›ktan uzaklaflan ve kolay kazanç vaat eden yenilikleri benimsemeden önce, görmedi¤imiz karanl›k yüzlerini anlamaya çal›flmak; yüzeysel mant›¤›n destekledi¤i toplumsal ak›m›n ça¤›r›s›na uymadan önce, kazanç risk dengesinin sürdürülebilirli¤ini de¤erlendirmek en do¤rusu olacakt›r. Ne yaz›k ki, toplumsal kurumlar taraf›ndan desteklenen bu düzenlerin gerçek yüzleri, kiflisel düzenbazlar›n oyunlar›na göre çok daha uzun sürede ortaya ç›kmakta; etkileri de çok daha a¤›r olmaktad›r. Yenileflim yal›n bir sistematik içinde ortak yarar yaratt›¤›nda, sürdürülebilir hale gelir. Bu temel kurala ba¤l› olmayan düzenler, k›sa vadeli, istismara dayal› saadet zincirleri olmaktan öte geçemezler. (1) http://www.wsj.com / articles / SB100014240527487048255045745863309 60597134 (2) http://www.telegraph.co.uk / finance / newsbysector/banksandfinance/7245784/Fin ancial-innovation-can-be-harmful-says-FSAsLord-Turner.html (3) Ekonomik krizlerin ayr›nt›l› de¤erlendirmesi için Nouriel Roubini and Stephen Mihm’in “Crises Economics” adl› kitab›na baflvurabilirsiniz. (4) Karar verme süreçleri hakk›nda daha fazla bilgiyi Daniel Kahneman’›n “Thinking Fast and Thinking Slow” adl› kitab›nda bulabilirsiniz. 57 Bak›fl 132 Mizah Ahmet Altekin’in kaleminden Kazanma Stratejisi, Kazanma Hayali Playing To Win adl› kitapta P&G’nin eski CEO’su AG Lafley ve Rotman ‹dari Bilimler Fakültesi eski Dekan› Roger Martin, stratejinin nas›l çal›flt›¤›n› anlatt›klar› kitapta yaln›zca sahada kalmak yerine gerçekten kazanmay› düfllemenin öneminden söz ederler: “‹lk soru, kazanmam›z›n önünü açacak olan hayalimizin ne oldu¤udur? Bu sorunun yan›t› di¤er seçimlerimizin nas›l yap›laca¤›na dair çerçeveyi çizer. Bir flirket belirli bir alanda ve belirli bir yolla kazanmay› hedeflemelidir. E¤er kazanmay› hedeflemiyorsa, çal›flanlar›n›n vaktini ve sermayedarlar›n yat›r›mlar›n› bofluna harcam›fl olur. Soyut kazanma kavram›n›, tan›mlanm›fl hayallere tercüme etmek en fazla yarar sa¤layand›r. Hayaller, ideal bir gelece¤i ifade eder. Sürecin daha sonraki bir aflamas›nda, flirket bu hayalleri, ona ne kadar yaklaflmakta oldu¤umuzu ölçen, baz› özel k›yaslama de¤erlerine ba¤lar.” 58 Bak›fl 132 “Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤›’na Türkiye de al›nmal›” Avrupa Parlamentosu Uluslararas› Ticaret Komisyonu Baflkan› Lange, Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› (TTIP) üzerine verdi¤i bir röportajda, Türkiye ve Meksika gibi AB veya ABD ile aras›nda serbest ticaret anlaflmalar› bulunan üçüncü ülkelerin de ç›karlar›n›n göz önünde bulundurulmas› ve anlaflma kapsam›na dahil edilmesi gerekti¤ini dile getirdi. T ÜRKONFED’in üyeleriyle paylaflt›¤›, ‘Avrupa Birli¤i ve UEAPME Temsilcili¤i Ayl›k Bülteni’nde, Ocak ay›nda gerçekleflen ve Türkiye’yi de do¤rudan ilgilendiren pek çok geliflmeye yer verildi. Bilindi¤i gibi TÜRKONFED; Avrupa Esnaf Sanatkar ve KOB‹ Birli¤i (UEAPME) üyesi olarak Türk ekonomisindeki geliflmeleri Avrupa gündemine de tafl›yarak sorunlar›n çözümü konusunda aktif rol oynuyor. Gündemde öne ç›kan geliflmeler… - UEAPME, Küçük fiirketler Yasas›’n›n (SBA) de¤erlendirilmesi üzerine görüflünü yay›mlad›. SBA kapsam›nda flirketlere yönelik bürokratik külfetlerin azalt›lmas›, pazara ve finansmana eriflimin iyilefltirilmesi baflta olmak üzere ifl yapma ortam›n›n iyilefltirilmesinin sa¤lanmas› gerekti¤i ana mesaj olarak öne ç›k›yor. konusunda bafllatt›¤› kamu dan›flma süreci kapsam›nda görüflünü yay›mlad›. Yeni bir yasal düzenlemeyle KOB‹’ler için maliyeti yüksek olan yeni kurallar belirlenmesi yerine, ulusal düzeyde mevcut kurallar›n uygulamas›n›n iyilefltirilmesi ve AB düzeyinde yap›lan çal›flmalar›n üye ülkeler düzeyinde yasal düzenlemelerin uyumlu hale getirilmesine odaklanarak, haks›z rekabetin engellenmesine katk› sa¤lamas› gerekti¤i vurgulan›yor. - UEAPME AB Komisyonu’nun turizm konaklama hizmetlerinin güvenli¤i - UEAPME Sa¤l›k ve G›da Güvenli¤inden Sorumlu AB Komiseri 60 Bak›fl 132 Vytenis Andriukaitis’e bir mektup göndererek biyosidler üzerine yasal düzenlemelerin KOB‹’ler üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Söz konusu düzenlemeye göre tüm aktif madde tedarikçilerinin 1 Eylül 2015 tarihine kadar kapsaml› bir raporlama gerçeklefltirmesi gerekiyor. Raporlaman›n, kapsam ve maliyet göz önünde bulundurularak pek çok KOB‹ için güçlük yarataca¤›na dikkat çeken UEAPME, KOB‹’ler için alternatif takvim belirlenmesini ve karmafl›k bir yap›ya sahip olan yasal düzenlemeye iliflkin fark›ndal›k TÜRKONFED’den yaratmak için iletiflim kampanyas› bafllat›lmas›n› önerdi. - UEAPME taraf›ndan düzenlenen Kozmetik Forumu’na Belçika, Avusturya, Almanya ve ‹talya’da faaliyet gösteren kozmetik flirketlerinin temsilcileri kat›ld›. Kozmetik Forumu’nun 2015 y›l› için belirlenen öncelikleri flu flekilde: Güvenlik de¤erlendirmelerinin KOB‹’ler için sadelefltirilmesi, Kozmetik ürünler düzenlemelerinde belirli maddelerin düzeltilmesi ve de¤ifltirilmesi, Sektörde kullan›lan koruyucu maddeler, Mesleki düzenlemeler, Kozmetikler üzerine yönetmelik kapsam›ndaki kurallara göre ürün s›n›fland›r›lmas›nda belirli ürünler temelinde yaflanan belirsizliklerin ele al›nmas›. AB ve Brüksel’den Haberler - AB Komisyonu Baflkan› JeanClaude Juncker ve AB Konseyi Baflkan› Donald Tusk ile görüflmek üzere Brüksel'e gelen Baflbakan Davuto¤lu Friends of Europe adl› düflünce kuruluflunun düzenledi¤i etkinlikte konuflma yapt›. Baflbakan, Türkiye'nin Avrupa'dan ayr› düflünülemeyece¤inin alt›n› çizdi¤i konuflmas›nda, AB ve Türkiye'nin yüzleflti¤i sorunlar› 'sosyo-kültürel, ekonomik, siyasi ve güvenlik' olmak üzere dört ana bafll›kta inceledi. - 9 Ocak’ta Brüksel’i ziyaret eden Ekonomi Bakan› Nihat Zeybekçi, Komflu Ülkeler Politikas› ve Geniflleme Müzakerelerinden Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn ve Ticaretten Sorumlu AB Komiseri Cecilia Malmström ile bir araya geldi. Zeybekçi, Türkiye’nin AB-ABD aras›nda müzakereleri sürmekte olan Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› baflta olmak üzere AB’nin üçüncü ülkelerle sürdürmekte oldu¤u serbest ticaret anlaflmalar›na iliflkin endiflelerini dile getirdi. Bu ba¤lamda Gümrük Birli¤i’nin modernize edilmesi ve kapsam›n›n geniflletilmesi konusuna iliflkin fikir al›flveriflinde bulunuldu. Zeybekçi ayn› zamanda Türkiye’nin özellikle enerji projeleri baflta olmak üzere AB Yat›r›m Plan› kapsam›nda ele al›nacak çal›flmalara katk› sa¤lama arzusunu AB temsilcilerine iletti. - Avrupa Parlamentosu (AP) Uluslararas› Ticaret Komisyonu Baflkan› Bernd Lange Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› (TTIP) üzerine verdi¤i bir röportajda, Türkiye ve Meksika gibi AB veya ABD ile aras›nda serbest ticaret anlaflmalar› bulunan üçüncü ülkelerin TTIP’in kendileri üzerinde yarataca¤› olumsuz etkilere iliflkin endiflelerini ele alan soruyu cevapland›rd›. Lange, bu ülkelerin ç›karlar›n›n göz önünde bulundurulmas› ve anlaflma kapsam›na dâhil edilmesi gerekti¤ini dile getirdi. - 2004’te AB üyesi olan Litvanya, 1 Ocak 2015 tarihinde Euro Alan›’na kat›ld›. Böylece ayn› para birimini kullanan ülke say›s› 19’a, kifli say›s› ise 337 milyona ulaflt›. - AB Say›fltay’›n›n yay›nlad›¤› rapora göre; AB Bölgesel Kalk›nma Fonu (ERDF) taraf›ndan KOB‹'lere e-ticaret alan›nda verilen destek, dijital ifl hizmetlerinin yayg›nlaflmas›n› ve daha kolay ulafl›labilir olmas›n› sa¤lad›. - Akdeniz ‹çin Birlik sekretaryas› ve Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi, istihdam, kad›nlar›n sosyo-ekonomik konumunun güçlenmesi, giriflimcilik, sosyal ekonomi, g›da güvenli¤i ve iklim de¤iflikli¤i gibi alanlarda çal›flmak ve Akdeniz’de bölgesel iflbirli¤i gelifltirmek amac›yla bir mutabakat belgesi imzalad›. - AB Komisyonu ve Avrupa Yat›r›m Bankas› “fi-compass” olarak adland›r›lan Avrupa Yap›sal ve Yat›r›m Fonlar› kapsam›ndaki finansal araçlar üzerine yeni bir dan›flma hizmeti oluflturuyor. 61 Bak›fl 132 Cem Kozlu’dan ifl hayat›nda liderlik ve baflar›l› olmak için önemli ipuçlar› BUS‹AD’›n Çekirge Toplant›s›’na kat›lan THY Yönetim Kurulu eski Baflkan› ve Genel Müdürü Cem Kozlu, liderlik ve baflar› üzerine önemli ipuçlar› verdi. Kozlu, piyasa flartlar›nda zaman›nda, cesur ve h›zl› karar veremeyen firmalar›n batma noktas›na gelebilece¤ine dikkat çekti. ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i’nin (BUS‹AD) Aral›k ay› Çekirge Toplant›s›n›n konu¤u, Türk Hava Yollar› Yönetim Kurulu eski Baflkan› ve Genel Müdürü, ayn› zamanda Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Cem Kozlu oldu. Liderlik ve baflar› üzerine önemli ipuçlar› veren Kozlu, hedefe odaklanan ve buna uygun strateji gelifltiren bir ekibin istedi¤i her fleyi yapabilece¤ini söyledi. B Öte yandan, Hilton Oteli’nde gerçeklefltirilen toplant›da, BUS‹AD’›n yeni üyeleri Alper Özalp, Emsal Çoban, Livza Y›lbirlik Y›lmaz ile U¤ur Urkut’a Baflkan Günal Baylan taraf›ndan Dernek rozeti tak›ld›. 2015, 2014’ten daha alt seviyede olacak Toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, Türkiye ekonomisinin, küresel risk ifltah›ndaki art›fl ve petrol fiyatlar›ndaki 62 Bak›fl 132 gerilemeye paralel, geliflmekte olan di¤er ülkelerden pozitif yönde ayr›flabilece¤ini belirtti. “Kamu maliyesinin -göreli olarakgeçmifle göre sa¤laml›¤›, bankac›l›k sektörünün geliflmiflli¤i ve duyulan güven olumlu sayabilece¤imiz özelliklerimiz aras›ndad›r” diyen Baylan, her türlü zorlu¤a ra¤men ihracattaki art›fl›n da sevindirici oldu¤unu kaydetti. Cari a盤›n oluflturdu¤u risk, finansman ve girdiler konusundaki d›fla ba¤›ml›l›k, enflasyonun göreli yüksekli¤i, düflük tasarruf oran›, siyasi ve jeopolitik riskler ile orta gelir tuza¤› riskinin belirginleflmesini ise ülkenin olumsuz say›lacak özellikleri aras›nda s›ralayan Baylan, “Yapt›¤›m›z analizden bir sonuç ç›karmak istersek, yap›sal sorunlar›m›zla birlikte FED’in faiz art›r›m› riskini göz önüne ald›¤›m›zda 2015 y›l› beklentimiz; 2014 y›l› göstergelerinden daha alt seviyede olaca¤› do¤rultusundad›r” dedi. Sanayi yat›r›mlar› azal›yor Sanayi yat›r›mlar›n›n, gayrisafi yurtiçi has›la ile istihdam içindeki pay›nda görülen azalmaya dikkat çeken Baylan, 1990’l› y›llarda yüzde 32 olan sanayi üretimi oran›n›n, günümüzde yüzde 19’a kadar geriledi¤ini vurgulad›. Baylan, “Geliflmifl ekonomilerin de, bugünkü sorunlar›n›n temelinde büyük ölçüde sanayinin ihmal edilmesi yat›yor. Ekonomik ve sosyal sorunlar›n çözümü; özellikle ülkemiz için, yeniden sanayileflme yüzdesinin art›fl›yla mümkün olacak. Sanayide gelece¤e yönelik strateji ve oluflumlara a¤›rl›k vermek önceliklerimiz aras›nda olmal›. Hizmet sektörüne dayal› büyüme modelinin; istihdam ve gelir art›fl› sa¤lamadaki baflar›s›zl›¤› aç›kça görülüyor. Sanayileflmesini tamamlamadan, hizmet sektörüne geçifl bizim gibi geliflmekte olan ülkeler için gelecekte büyük sorun teflkil edecek” diye konufltu. Çekirge Toplant›lar› Sanayi, üretim ve yat›r›m ortam›n› iyilefltirmek için yap›lmas› gerekenleri de anlatan Baylan, düflük kur politikas›nda ›srarc› olunmamas›, dünya ve bölge eksenli ekonomik, askeri, politik geliflmelerle ilgili al›nacak kararlar›n, ekonomide yarataca¤› bask›yla, içeride-d›flar›da ülkeye karfl› güvensizlik yarat›lmamas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. Bilgi ekonomisine dönüflüm sa¤lanmal› BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan flöyle devam etti: “Hukuk alan›nda; ça¤dafl bir anlay›flla, güven yaratan yap›da ve toplumun tüm kesimini kapsayacak bir Anayasa, sayg›nl›¤›m›z› art›racak. Türkiye’nin ihracat dengesini sa¤lamas› ve ekonomisini bir üst seviyeye tafl›mas›n›n yolunun ‘bilgi ekonomisine’ dönüflümden geçece¤i öngörülüyor. Bu hedef ise; iyi e¤itim alm›fl gençlerimiz ve onlar›n sanayide yapacaklar› at›l›mlarla sa¤lanabilir. Baflar›ya, e¤itim alan›nda yap›lacak köklü bir de¤ifliklikle ulafl›laca¤›na inan›yoruz. Öte yandan, geçti¤imiz günlerde yap›lan E¤itim fiuras›’ndan bas›na yans›yan konular›n kalk›nma için gerekli olan inovasyon, katma de¤er gibi kavramlarla örtüflmedi¤ini de söyleyebiliriz. Gençlerimize; sanayi ve üretimin ülke gelece¤i için milli bir duygu oldu¤unu anlat›p, onlar› e¤itim süreçlerinde sanayiye özendirme ve kazand›rma gayretinde olmal›y›z. Uluda¤ Üniversitesi ile yapt›¤›m›z çal›flmalar da bu do¤rultudad›r. Gençlerimizin sanayide karfl›laflabilece¤i zorluklar› telafi etmek amac›yla staj, proje yetkinli¤i, Ar-Ge sertifikasyonu, Teknoloji Transfer Ofisi ile proje çözümü gibi iflbirlikleriyle sanayicilerimize destek olmaya çal›fl›yoruz.” Cem Kozlu’dan önemli ipuçlar› 1997-2003 y›llar› aras›nda Türk Hava Yollar› Yönetim Kurulu Baflkanl›¤› yapan ve halen The Coca Cola Company’de Avrasya ve Afrika Grup Dan›flman› olarak çal›flan Cem Kozlu da yapt›¤› sunumda, baflar›l› bir gelecek için izlenmesi gereken yol haritas›n› çarp›c› tespitlerle aktard›. “‹nsan kendisini ve potansiyelini gelifltirmeye çal›fl›rsa bazen bir f›rsat, tehdit ve engel o potansiyeli sergilemesine imkan sa¤lar “diyen Kozlu, hedefe odaklanan ve do¤ru stratejiyi oluflturan kifli, kurum ve firmalar›n yapamayaca¤› hiçbir fley olmad›¤›n› kaydetti. cesur ve h›zl› karar verememenin, firmalar› batma noktas›na getirebilece¤ine dikkat çeken Kozlu, gücünü, kapasitesini bilmeyen, kendini tan›mayanlar›n da baflar›s›z olma ihtimalinin yüksek oldu¤unu savundu. Kozlu, “‹fl konusu ne olursa olsun bir kurum hüküm ve kararlar üreten bir fabrikad›r. Hatalardan kaç›nmak söz konusu oldu¤unda kurumlar bireylerden daha iyidir. Çünkü do¤al olarak daha yavafl düflünürler ve nizami süreçleri, uygulama süreçleri vard›r. Fakat flunu da unutmamal›y›z, Ö¤rendi¤imiz her fley geçici. Dün ö¤rendi¤im, belki bugün bile geçersiz hale gelebilir. Teknoloji bu kadar geliflmemiflken ö¤rendiklerimizle 1520 y›l idare ettik. Fakat bugün ö¤renilenler çok çabuk demode oluyor” dedi. 2014 y›l›n›n flirketler aç›s›ndan genelde olumlu geçti¤ini, fakat 2015 y›l›na ise dikkatli ve oldukça tedirgin yaklafl›ld›¤›n› belirten Kozlu, “2015 y›l› için bir art›, bir de eksi tespitim var. Art› olan; petrol ve enerji fiyatlar›ndaki düflüfl, sadece bizim de¤il ihraç pazar›m›z olan ülkelerin de faturalar›n› düflürecek. Eksi olan ise; birçok flirketin yat›r›m karar›n› erteledi¤ini görmek… 2015 seçim y›l› ve etraf›m›zda pek çok olumsuzluk yaflan›yor. Dolay›s›yla ‘bekle-gör’ politikas› izleyenlerin say›s› fazla… Ülkeler ne zaman zenginleflir? Bar›fl ortam›nda… Oysa bölgemiz, bar›fltan en uzak oldu¤u günleri yafl›yor.” Zaman›nda, h›zl› ve cesur karar vermek gerekiyor Bazen, piyasa flartlar›nda zaman›nda, Ülkeler bar›fl ortam›nda zenginleflir Türkiye’nin en önemli sorunlar›ndan birisinin; üretim ekonomisi için gerekli olan e¤itimin sa¤lanamamas›ndan dolay› imalattan giderek uzaklaflmak oldu¤una dikkat çeken Kozlu, konuflmas›n›n son bölümünde 2014 y›l›n› de¤erlendirdi 2015 y›l› beklentilerini anlatt›. 63 Bak›fl 132 Baflkan Yard›mc›s›ndan Halit Cem Çak›r Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s› Gelece¤e haz›rlanmak için nas›l bir e¤itim ortam›? merika’da gençler aras›nda yap›lan bir ankete göre; en popüler meslekler s›ralamas›ndaki ilk 20 mesle¤in yar›s›ndan fazlas›n›n 20 y›l önce var olmad›klar› ortaya ç›kt›. Yani 20 y›l önce anaokuluna bafllayan bir çocu¤un ailesine sorsan›z çocu¤unun bugün yapt›¤› mesle¤i bilme flans› hemen hemen yoktu. Bugün de 20 y›l sonras› için ayn› durumun geçerli olaca¤› söylenebilir. Bu demektir ki biz çocuklar›m›z› tahmin bile edemeyece¤imiz bir ortama haz›rlayaca¤›z. Bu noktada ‘Bu çocuklar nas›l bir e¤itim almal›?’ sorusu daha da derinlik kazan›yor. Bu çocuklar sizin, hatta annebabalar›n›z›n e¤itim sürecinden mi, yoksa belirsiz gelece¤e do¤ru haz›rlay›c› bir e¤itim sürecinden mi geçmeli? A Bu sorunun cevab› tüm ö¤renme ortam› yap›land›rmas›n› belirlemeli. Çünkü 20 y›l sonra dünya nas›l olursa olsun, bireylerin üretken, topluma ve kendilerine faydal› ve mutlu olabilmeleri için flu özelliklerinin güçlendirilmesi gerekir: Sosyal ve iletiflim becerileri; çünkü insanlar birbirlerine daha yak›n olacaklar. ‹letiflimimiz ve birlikte çal›flmam›z artacak. Bu beceriler anaokulundan itibaren desteklenmeli, gelifltirilmeli. Araflt›rma ve düflünme becerileri; çünkü bugün ne ö¤renirseniz ö¤renin 20 y›l sonra hiçbir ifle yaramayacak. Ama herhangi bir 64 Bak›fl 132 konuyu ö¤renmek için gerekli araflt›rma ve düflünme becerilerini edinirsek, yeni dünyaya uyum sa¤lamak kolaylaflacak. Kuvvetle muhtemeldir ki, dünya 20 y›l sonra insanlar›n daha az güdüldü¤ü; kendi bedeni, zaman› ve seçimleri konusunda daha fazla kontrol kazand›¤› bir yer olacak. ‹nsanlar›n küçük yafltan itibaren organize olmay›, zaman› verimli kullanmay› ve seçimler yaparken bunlar›n sonuçlar› konusunda tecrübe kazanmas› gerek. Okullarda zil yerine ö¤renciler kendi zamanlar›n› kendileri kontrol etmeli. Kendi ö¤renme, beslenme, zaman yönetimi süreçlerinde daha çok kontrolleri olmal›. Dünya, her ›rk ve milletin birbiriyle etkileflimde oldu¤u bir yer olacak ve yabanc› dil özellikle ‹ngilizce, dünyaya aç›lan penceremiz olacak. ‹ngilizcenin sizlerin ve büyüklerinizin ö¤rendi¤i gibi formüllerle de¤il, anlaml› ve gerçekçi ortamlarda iletiflim kurarken ö¤renilmesi önemli olacak. Biz ve bizden önceki kuflaklar döneminde bilgi kurumsal olarak ayr›flt›r›ld›. Mühendislikler, temel bilimler, sosyal bilimler hep departmanlara bölündü. 20 y›l sonra bu anlay›fl de¤iflecek ve ayr›flt›r›lan bölümler birlefltirilecek. Elektronik ve makinadan anlayan doktorlara ihtiyaç olacak. Bilgisayar, elektronik ve kimyadan anlayan müzisyen ve sanatç›lara ihtiyaç olacak. Proje ve araflt›rmalar, flirketlerin faaliyet alanlar› her alan› kapsayacak. Her alanda temel bilgi sahibi insanlara ihtiyaç daha da artacak. 20 y›l sonraki dünya için küçük yafllardan itibaren müzik, sanat, fen, matematik, sosyal bilimler, edebiyat, t›p, biliflim vs. gibi her alanda temel e¤itimden geçmifl donan›ml› bireyler yetifltirmek için e¤itim ortamlar›n›n tasarlanmas› gerekecek. Ülkemizde ortalama e¤itim süresi 6-7 y›l civar›nda. Nüfus yaflland›kça ortalama e¤itim süremiz artacak. Daha çok çocuk ve genç gittikçe daha uzun sürelerde ve daha yüksek kat›l›m oranlar› ile e¤itim sisteminin içinde yer alacak. Bu yönde iyiye do¤ru bir geliflim kaydetmemiz beklense de, e¤itimin niteli¤i ve içeri¤i maalesef çocuklar›m›z› gelece¤e haz›rlamaktan çok uzakta. fiu anda çocuklar›m›z›n büyük k›sm› okulda sadece fiziksel olarak vakit geçiriyor ama bir fley ö¤renmiyor. Bunu en büyük göstergesi uluslararas› s›navlarda ö¤rencilerimizin baflar›s›zl›klar›, üniversite s›nav sonuçlar›ndaki ortalama net say›lar›. Art›k gelece¤i hedefleyen bir e¤itim sistemini nas›l yap›land›r›r›z sorusuna cevap bulma ve uygulama zaman› geldi geçiyor. Hepimiz için hedef yar›nlarda olmal›. Unutmayal›m, bugün yar›n›n geçmiflidir. Çocuklar›m›z› geçmifle haz›rlamayal›m. Geçmifli hat›rlay›p, gelece¤e haz›rlanal›m. Anma: Do¤an Ersöz Do¤an Ersöz ölümünün 20. y›l›nda Emirsultan’daki mezar› bafl›nda an›ld› BUS‹AD’›n Efsane Baflkan› Do¤an Ersöz, ölümünün 20. y›ldönümünde Emirsultan Mezarl›¤›’ndaki kabri bafl›nda an›ld›. BUS‹AD Yönetimi, Dernek üyeleri ve dostlar› bu anlaml› günde Ersöz Ailesi’ni yaln›z b›rakmad›. B BUS‹AD’›n Kurucu Baflkan› merhum Do¤an Ersöz, vefat›n›n 20. y›l› olan 19 Aral›k 2014 tarihinde Emirsultan Mezarl›¤›’ndaki kabri bafl›nda an›ld›. Baflta BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan ve Yönetim Kurulu olmak üzere Dernek üyeleri ve dostlar› da Ersöz Ailesi’ni bu önemli günde yaln›z b›rakmad›. ekonomisi ile sanayisine yapt›¤› katk›dan ve ileri görüfllülü¤ünden övgüyle bahsedildi. ‹leri görüfllü bir lider… Bursa ifl dünyas› Ersöz’e çok fley borçlu Anma töreninde, Do¤an Ersöz’ün mezar› bafl›nda dualar okundu, yap›lan konuflmalarda ise, O’nun gerek BUS‹AD’a, gerekse Bursa 36 y›l önce Do¤an Ersöz’ün liderli¤inde, kapal› ekonomilerdeki sorunlar› demokratik bir anlay›fl ve ortak ak›lla çözmek için kurulan BUS‹AD’›n, gelinen noktada Türkiye’de de büyük kabul gördü¤ünü anlatan Günal Baylan, “BUS‹AD kendi de¤erleri üzerinde duran bir sivil toplum örgütü. Kurucu Baflkan›m›z Do¤an Ersöz’den ö¤rendiklerimiz çok fazla. Donan›ml›, bilgili, kültürlü bir insand›. Bursa ifl dünyas› da O’na çok fley borçlu” dedi. 65 Bak›fl 132 ‹klim de¤iflikli¤i ve küresel ›s›nma dünyan›n gelece¤ini tehdit ediyor BUS‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi iflbirli¤inde düzenlenen panelde; küresel ›s›nman›n çevre, tar›msal ve sanayi üretimi üzerinde yaratt›¤›yarataca¤› etkiler ve sonuçlar› tart›fl›ld›. Panelde; ‘Küresel ›s›nmaya ba¤l› iklim de¤iflikli¤inin tüm canl›lar›n yaflam›n› tehlikeye soktu¤u, baflta tar›m ve tar›ma dayal› sanayi olmak üzere birçok sektörün de bu durumdan olumsuz etkilendi¤i’ fikri ön plana ç›kt›. ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i (BUS‹AD) ile Uluda¤ Üniversitesi iflbirli¤inde; küresel ›s›nma sonucu önümüzdeki y›llarda bölgemizde meydana gelecek olas› de¤iflikliklerin çevre, tar›msal üretim ve sanayi üretimi üzerinde yarataca¤› etkileri ve sonuçlar› hakk›nda toplumda fark›ndal›k yaratabilmek, konunun ciddiyetine flimdiden dikkat B 66 Bak›fl 132 çekebilmek ve iklim de¤iflikli¤inin olumsuz etkilerinden korunmak için al›nabilecek önlemler konusunda bilgi al›flveriflinde bulunmak amac›yla BUS‹AD Evi’nde ‘‹klim De¤iflikli¤inin Çevre, Tar›msal Üretim ve Sanayi Üzerine Etkileri’ konulu kapsaml› bir panel düzenlendi. Sürdürülebilirlik, temel kavram ve hedef olmal› Panelin aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada, dünya nüfusunun yüzde 20’sinin henüz enerjiye kavuflamad›¤›n›, Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkenin gündeminde enerji ihtiyac›n›n yer ald›¤›n› belirten BUS‹AD Baflkan Yard›mc›s› Tar›k Tezel, yaflam›n devam› için sürdürülebilir çevre-tar›m ve üretimin ön planda geldi¤ini vurgulad›. Tezel, “Sürdürülebilirlik, günümüz ça¤dafl insan›n›n temel kavram› ve hedefi olmal›d›r” dedi. Dünyadaki canl› yaflam›n› tüm olumsuz d›fl etkilere karfl› koruyan atmosferdeki bütün hareketlerin s›cakl›k farklar›ndan kaynakland›¤›n› belirten Tezel, “Ayr›ca dünyadaki iklim desenlerinin gerçekleflmesindeki as›l etken; okyanus suyu s›cakl›klar›ndaki de¤iflimlerdir. ‹klim desenlerinin belirlenmesindeki etkisi nedeniyle atmosferik termal denge oldukça önemli… Bu dengenin oluflmas›n› sa¤layan buzul alanlar›ndaki erime nedeniyle okyanus ak›nt›lar›n›n kuvvetindeki etkili zay›flamalar, tropikal bölgedeki okyanus yüzey s›cakl›klar›n›n artmas›na neden oluyor. Bu durum, tropikal kas›rgalar›n kuvvetini ve say›s›n› büyük oranda art›r›yor. Ayr›ca muson ya¤›fllar›n› alan sahalarda daha y›k›c› etkiler oluflturuyor” diye konufltu. Panel: ‹klim De¤iflikli¤i H›zl› de¤iflime sanayileflmenin de etkisi oldu Oluflumundan bu yana dünyan›n co¤rafi özellikleri ve do¤al dengesinin çeflitli nedenlerle bozulmas›na ba¤l› olarak, iklimde de büyük de¤iflmeler oldu¤unu vurgulayan Tezel, insanl›k tarihinin bafllad›¤› dönemden günümüze kadar olan bu do¤al süreçte, yeryüzünün buzullarla kapland›¤› dönemler veya kurakl›klar›n yafland›¤›n›, tüm canl› yaflam›n›n bu de¤iflimlerden etkilendi¤ini, do¤al etkenlerle iliflkili olan bu de¤iflmelere, 19. yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren h›zla artan insan nüfusu ve sanayileflmenin de etkide bulunmaya bafllad›¤›n› kaydetti. Tar›k Tezel flöyle devam etti: “Fosil yak›tlar›n kullan›m›, ormans›zlaflma, maden sahalar›n›n aç›lmas› ve sanayileflme ile atmosfere sal›nan sera gazlar›n›n atmosferdeki birikimleri, sanayi devriminden beri h›zla art›yor. Bu ise, do¤al sera etkisini kuvvetlendirerek, flehirleflmenin de katk›s›yla, dünyan›n yüzey s›cakl›¤›n›n artmas›na neden oluyor. Bugün hemen bütün iklim bilimciler, dünya iklim sisteminde bir bozulman›n oldu¤unu kabul ediyor. Do¤al dengenin bozulmas›na neden olan insanlar›n, gerekli önlemleri almad›¤› takdirde, iklimdeki bu bozulmalar›n artarak devam edece¤i, küresel ›s›nmaya ba¤l› iklim de¤iflikliklerinin tüm canl›lar›n yaflam›n› tehlikeye sokaca¤› kesin bir dille ifade ediliyor. Çünkü insan›n neden oldu¤u atmosferdeki sera gaz› birikimlerinde ve partiküllerde meydana gelen art›fl, do¤al çevrenin bozulmas›na, ozon tabakas›ndaki incelmeye ve küresel boyutta s›cakl›k art›fl›na neden oluyor.” En fazla etkilenen sektör tar›m Türkiye’nin, bulundu¤u co¤rafya nedeniyle küresel ›s›nmaya ba¤l› olarak görülebilecek iklim de¤iflikli¤inden en fazla etkilenecek ülkelerden birisi oldu¤unu anlatan Tezel, yeni durumun; tar›msal faaliyetler ile hayvan ve bitkilerin do¤al yaflam alanlar›nda de¤iflikli¤e yol açaca¤›na dikkat çekti. Gelecekte iklim de¤ifliminden en fazla etkilenecek sektörün tar›m oldu¤unu söyleyen Tezel, bu nedenle, tar›msal üretimde al›nacak önlemlerin, g›da güvenli¤inin sa¤lanmas›n›n yan›nda ekonominin olumsuz yönde etkilenmemesi aç›s›ndan da önemli oldu¤unu kaydetti. Uluslararas› platformdaki geliflmelerin yak›ndan takip edilmesi, bu konuya ulusal düzeyde önem verilmesi ve politikalar›n belirlenmesi, yap›lan araflt›rmalara destek verilmesi ve özendirilmesinin; gelecekte yaflanacak iklim de¤iflikli¤inin olumsuz sonuçlar›ndan daha az etkilenmeye neden olaca¤›n› anlatan Tar›k Tezel, konuyu Bursa aç›s›ndan ise flöyle de¤erlendirdi. “Bursa, sanayi kenti olmas›n›n yan›nda Türkiye’nin en önemli tar›msal üretim merkezlerinden birisi... Otomotiv ve tekstil baflta olmak üzere önemli sanayi kurulufllar›yla birlikte tar›ma dayal› sanayi de kentimizde yo¤un… Gerek sanayi, gerekse tar›m ürünlerinde ülkenin ihtiyac›n› karfl›lamadaki önemli katk›s›yla Bursa, ihracatta lokomotif bir il olarak ülke ekonomisine büyük katk› sa¤l›yor. ‹klim de¤iflikli¤i; baflta çevre ve su kaynaklar› olmak üzere tar›msal üretim, ihracat, sanayi ve ekonomiyi önemli düzeyde etkileyecek. Bu nedenle, son derece önemli ve güncel bir konu olan iklim de¤iflikli¤inin; çevre, bitkisel ve hayvansal üretim ile sanayi üzerine etkilerini irdelemek, gelece¤e yönelik olarak bu konuda al›nabilecek önlemleri tart›flmak üzere BUS‹AD ve Uluda¤ Üniversitesi olarak böyle bir etkinli¤in düzenlenmesine karar verdik.” Do¤an›n mesaj›n› iyi okumal›y›z Uluda¤ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek de, iklim de¤iflikli¤inin insan sa¤l›¤› üzerine çok ciddi olumsuz etkileri oldu¤unu, “bitti” denilen baz› hastal›klar›n bile yeniden görülmeye bafllad›¤›n› vurgulad›. “‹nsan sa¤l›¤› aç›s›ndan gerçekten felaket bir durumla karfl› karfl›yay›z” diyen Dilek, yap›lan uluslararas› araflt›rmalara göre; hava s›cakl›¤›ndaki bir derecelik art›fl›n bile dünyada 100 bin kiflinin ölümüne neden oldu¤unu ifade etti. ‹klim de¤iflikli¤ine ba¤l› s›cakl›k art›fl›n›n son y›llarda ülkemizde kene ›s›rmas›na ba¤l› sa¤l›k sorunlar›na (K›r›m-Kongo Kanamal› Atefli) ve ölümlere neden oldu¤unu vurgulayan Dilek, “Ultraviyole ›fl›nlar›n yaratt›¤› radyasyon etkisini de göz ard› etmemek laz›m. Radyasyon dedi¤imizde en baflta insanlar›n ba¤›fl›kl›k sisteminin etkilenece¤ini bilmeliyiz. Bu ›fl›nlar, insanlar›n günümüzde daha fazla hasta olmas›na neden oluyor. Do¤an›n bize verdi¤i mesaj› okuyam›yoruz. Do¤a, 盤l›k 盤l›k ‘denge ve düzenimi 67 Bak›fl 132 bozma’ diyor. Bu mesaj› gerekti¤i gibi alg›lamal›y›z. Do¤a ve çevre bilincinin yükselmesi için her kesimin bundan sonra üzerine düflen sorumlulu¤u yerine getirmesini diliyorum” diye konufltu. ‘Sürdürülebilir Kalk›nma Hedefleri…’ Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan SUSTINEO CEO’su Dilek Bil, ‘Sürdürülebilir Gelecek’ konulu bir sunum yapt›. Dünyada 7.2 milyar insan›n yaflad›¤›n› ve bunun, 1950 sanayi devriminden bu yana dokuz katl›k bir art›fl› ifade etti¤ini anlatan Bil, dünya nüfusunun 2020 y›l›nda 9 milyar olaca¤›n›n öngörüldü¤ünü aktard›. Nüfus art›fl›n›n sürdürülebilir bir durum olmad›¤›n› ve h›zla büyüyen dünyada insanl›¤› tehdit eden pek çok sosyal ve ekonomik sorunun yafland›¤›n› kaydeden Bil, “7.2 milyar nüfuslu dünyada ekonomik büyüme nas›l sa¤lanacak? Sürdürülebilir kalk›nma için; ekonomik geliflmenin yayg›nlaflt›¤›, açl›¤›n azald›¤›, çevresel sorunlar›n insanlar›n verece¤i keyfi kararlarla olmas›n›n engellenece¤i bir dünya kurulmal›” dedi. Bil, ‘Sürdürülebilir Kalk›nma Hedefleri’ni ise flöyle özetledi: Dünyada açl›k ve fakirli¤i bitirmek, Cinsiyet eflitli¤i ve kad›n›n güçlenmesi, Çocuk ölümlerini azaltmak, Anne sa¤l›¤›, Salg›nlarla mücadele, Kalk›nma için global iflbirli¤i, Çevre ve sürdürebilirlik. ‘‹klim De¤iflikli¤i ve Çevre Üzerine Etkileri’ Dilek Bil’in sunumunun ard›ndan panelin, ‘‹klim De¤iflikli¤i ve Çevre Üzerine Etkileri’ konulu ilk oturumuna geçildi. UÜ Çevre Sorunlar› Uygulama ve Araflt›rma Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Baflkaya’n›n moderatörlü¤ünde gerçeklefltirilen oturumda; Yeniflehir Meteoroloji ‹l Müdürlü¤ü’nden Dr. Hüseyin ‹lhan, DS‹ Bursa Bölge Müdürlü¤ü’nden Ziraat Mühendisi Talat Usta, UÜ Mühendislik Mimarl›k Fakültesi Çevre Mühendisli¤i Bölümü’nden Prof. Dr. Feza Karaer ile TMMOB Ziraat Mühendisleri Odas› Bursa fiube 68 Bak›fl 132 Baflkan› Doç. Dr. Ertu¤rul Aksoy birer sunum yapt›lar. Yaklafl›k 4.5 milyar yafl›nda olan dünyada, günümüze kadar pek çok iklim de¤iflikli¤inin yafland›¤›n› belirten Hüseyin Baflkaya, son bir milyon y›l içinde dört tane buzul ça¤› ve dört büyük s›cak ara dönem olufltu¤unu kaydetti. Baflkaya, dünyan›n kendi ekseni etraf›nda dönerken ki sal›n›m hareketi, Neptün ve Satürn gezegenlerinin çekim gücü nedeniyle her 70-80 bin veya 200-250 bin y›lda bir do¤al nedenlerle meydana gelen iklim de¤iflikli¤ine herhangi bir müdahale mümkün olmad›¤› halde, insan kaynakl› sera gaz› etkisinin ve do¤ay›, çevreyi kötü kullanmaya ba¤l› zararlar›n ise azalt›labilece¤i üzerinde durdu. Baflkaya, aksi takdirde iklim de¤iflikli¤inden tüm canl›lar›n etkilenece¤ini ifade etti. etkilenece¤inin öngörüldü¤ünü söyleyen Talat Usta, “Ülkemiz ne yaz›k ki, daha da hissedilir biçimde olmak üzere su fakiri ülkeler aras›na girecek. Bursa’n›n da içinde yer ald›¤› bölgede su potansiyelinin k›s›tl› seviyeye inece¤i öngörülüyor. Buna ba¤l› olarak, tar›m hasatlar›nda azalma ve ürün deseninde ise de¤iflimler meydana gelecek” diye konufltu. Gelecekte iklim de¤iflikli¤ine ba¤l› düzensiz ve afl›r› ya¤›fllar nedeniyle taflk›nlar›n yaflanabilece¤ini, küresel ›s›nma ve kurakl›¤a ba¤l› su k›tl›¤›n›n yaflanmamas› için daha fazla su depolama alanlar›na ihtiyaç oldu¤unu belirten Usta, suyun en fazla kullan›ld›¤› tar›msal alanlarda mutlaka salma veya ya¤murlama sulama sistemleri yerine damla sulama sistemlerine geçilmesi gerekti¤ini iletti. Su, en önemli savafl nedeni olacak Deniz suyu seviyesi yükseliyor ‹klim de¤iflikli¤i ile küresel ›s›nman›n; dünyan›n gelece¤i ve insan hayat›n›n devam› için en önemli tehditlerden oldu¤unu söyleyen Hüseyin ‹lhan, insan kaynakl› sera gaz› sal›n›m›n›n, tarihin en yüksek seviyesine ç›kt›¤›na dikkat çekti. ‹lhan, “Hava s›cakl›¤›n›n artmas› ve buzullar›n erimesi nedeniyle deniz suyu seviyesi her y›l 3 mm, yükseliyor” dedi. Artan hava s›cakl›¤›n›n, Bursa’daki k›fl turizmini olumsuz etkiledi¤ine iflaret eden ‹lhan, “Is›nma; Uluda¤’daki kar örtüsünü azaltacak, kar erimesi h›zlanmas› nedeniyle yüzey su ak›fl› artacak, yer alt› su rezervleri azalacak, ya¤›fl rejiminin düzensizleflmesi, k›fl›n az, yaz›n ise afl›r› ya¤mur nedeniyle seller ve su bask›nlar› yaflanacak, s›cakl›k art›fl› nedeniyle buharlaflmayla olan su kay›plar› artacak, kurakl›k nedeniyle tar›m alanlar› olumsuz etkilenecek, dolu ya¤›fllar›nda ve k›sa süreli f›rt›nalarda art›fl yaflanacak. Ayr›ca orman yang›nlar› artacak, s›cak hava dalgas› toplum sa¤l›¤›n› olumsuz etkileyecek. Öte yandan, biyolojik çeflitlilik ve ekosistem de küresel ›s›nmadan olumsuz etkilenecek” dedi. Türkiye’nin 2040 y›l›ndan sonra küresel ›s›nmadan daha da olumsuz ‘Sürdürülebilirlik’ kavram›n›n, su kaynaklar› aç›s›ndan da çok önemli hale geldi¤ini anlatan Feza Karaer, suyun daha planl› ve ekonomik kullan›lmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. Su ve suya ba¤l› ekosistemin korunmas› gerekti¤ini anlatan Karaer, “Gelecekte suya hakimiyet, çok önemli bir savafl unsuru olacak. Birçok kesim taraf›ndan su savafllar›n›n ç›kaca¤› belirtiliyor. Geliflmifl ülkeler art›k entegre su kaynaklar› yönetimini uyguluyor. Su, ekonomik kalk›nma aç›s›ndan çok önemli… Bir de ‘su ayak izi’ var. Ülkenin yan› s›ra sanayinin de su ayak izi belirlenmeli. Su ayak izi; yaln›zca hacim olarak ele al›nm›yor. Suyun hangi zamanda, nerede ve ne kadar kullan›ld›¤› da çok önemli… Dolay›s›yla sanayiciler de art›k su ayak izi hesab›n› iyi yapmal›. Türkiye’deki su üretim ve tüketiminin yüzde 80’i iç kaynaklara dayan›yor. Dolay›s›yla ülkemizdeki tatl› su kaynaklar›, sürdürülebilir ülke ekonomisi için de do¤rudan etkili hale geliyor” dedi. “Ekosistemlerin dengesini dikkate almayan sistemler art›k de¤iflmeli” diyen Ertu¤rul Aksoy ise, bir derece artan hava s›cakl›¤›n›n bile tar›msal üretim üzerinde çok ciddi olumsuz etki yaratt›¤›n› kaydetti. Örne¤in, Panel: ‹klim De¤iflikli¤i normalin üzerindeki hava s›cakl›¤›n›n, m›s›rdaki döllenmeyi olumsuz etkiledi¤i için verimin önemli derecede düfltü¤ünü anlatan Aksoy, iklim de¤iflikli¤i ve küresel ›s›nma ile mücadele noktas›nda zaman›n h›zla geçti¤ine dikkat çekti. ‘‹klim De¤iflikli¤inin Tar›msal Üretim Üzerine Etkileri’ Panelin ikinci oturumunda ise, ‘‹klim De¤iflikli¤inin Tar›msal Üretim Üzerine Etkileri’ konufluldu. Moderatörlü¤ünü; UÜ Ziraat Fakültesi eski Dekan› ve emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahim Korukçu’nun yapt›¤› oturumda; UÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Baflkan› Prof. Dr. Mehmet Koyuncu, Uluda¤ Yafl Meyve Sebze ‹hracatç›lar› Birli¤i Baflkan› Dr. Salih Çal› ile UÜ Tar›m Ekonomisi Bölümü Baflkan› Prof. Dr. Hasan Vural birer konuflma yapt›lar. “Küresel ›s›nman›n etkilemedi¤i ortam yok” diyen Abdurrahim Korukçu, 20. yüzy›lda nüfusun üç kat, su kullan›m›n›n ise 6 kat artt›¤›na iflaret etti. Önlem al›nmas› gereken ilk noktan›n, tar›mdaki su kullan›m›n› azaltmak oldu¤unu anlatan Korukçu, mevcut flartlar›n devam› halinde, gelecek 30 y›lda daha çok alan›n, daha çok su ihtiyac› hissedece¤ini vurgulad›. Topra¤› ve suyu israf etmeden, kirletmeden, bozmadan kullanman›n önemine dikkat çeken Korukçu, “Suyu iyi yönetmeli ve az su kullanan teknolojilere geçmeliyiz. Her bir su damlas›ndan daha fazla tar›msal ürün elde etmeliyiz. Suyun nereye, ne zaman ve hangi miktarda verilmesine olanak sa¤layan etkin su kullan›m›yla ça¤dafl sulama teknolojileri uygulanmal›d›r” diye konufltu. ‹klim de¤iflikli¤inin yüzde 60’dan fazlas› insan kaynakl›… Son 50 y›ldaki iklim de¤iflikli¤inin yüzde 60’dan fazlas›n›n insan kaynakl› nedenlerden meydana geldi¤ini anlatan Mehmet Koyuncu, iklim de¤iflikli¤inin; en baflta kurakl›k olarak kendini gösterdi¤ini vurgulad›. Kurakl›k ile birlikte, ya¤›fl rejiminin ve mevsimlerin de¤iflece¤ini, deniz suyu s›cakl›¤›n›n yükselece¤ini anlatan Koyuncu, fosil yak›t kullan›m›n›n artmas›, orman alanlar›n›n azalmas›, h›zl› nüfus art›fl› ve yükselen tüketimin de son 50 y›lda yaflanan iklim de¤iflikli¤inin belli bafll› nedenleri aras›nda geldi¤ini ifade etti. Dünyan›n, iklim de¤iflikli¤inin etkilerini en aza indirmek için farkl› farkl› çal›flmalar yapt›¤›n› belirten Koyuncu, “Türkiye, Akdeniz kufla¤›nda yer al›yor. S›cakl›k iki-üç derece artt›¤›nda su kaynaklar›n›n yüzde 30, dört derece artt›¤›nda ise yüzde 40 azalaca¤› öngörülüyor. Bu, korkutucu bir durum... Kurakl›k, otuza yak›n do¤al afet içinde birinci s›rada yer al›yor” dedi. Kurakl›ktan etkilenen alanlar›n en bafl›nda tar›m ve g›da güvenli¤inin geldi¤ini, bu noktada ciddi politikalar üretilmezse durumun daha da kötüye gidece¤ini ifade eden Koyuncu, yeni ya¤›fl rejimine ba¤l› olarak mevcut su kaynaklar›n› iyi yönetmekten baflka çare olmad›¤›n›n alt›n› çizdi. Koyuncu, “Elimizdeki suyu iyi yönetmeliyiz. 2012’den itibaren kurakl›k periyoduna girdik. Bu noktada tar›msal kurakl›k kendini Anadolu’da iyice hissettiriyor. Gelece¤imizin, sadece bizim elimizde olmad›¤›n› art›k bilmeliyiz” diye konufltu. Koyun ve keçi gibi hayvanlar›n küresel ›s›nma nedeniyle artan s›cakl›¤a karfl› daha dayan›kl› oldu¤unu, çay›r-mera gibi do¤al alanlarda otlayan, gevifl getiren hayvanlar›n ise küresel ›s›nmadan do¤rudan ve daha fazla etkilenebilece¤ini belirten Koyuncu, özellikle kurakl›¤a ba¤l› olarak do¤al otlama alanlar›ndaki verimin düflmesinin beslenme nedeniyle hayvanlar›n yaflamlar›n› olumsuz etkileyece¤ini, m›s›r ve yonca gibi suya ihtiyaç duyulan yem bitkileri üretiminin düflüp, yem fiyatlar›n›n artaca¤›n› kaydetti. Koyuncu, bu nedenle gelecekte s›ca¤a dayan›kl› tür ve ›rklar›n yetifltiricilikte daha fazla önem kazanaca¤›n› vurgulad›. ‹klim de¤iflikli¤i ihracat› da olumsuz etkiliyor ‹klim de¤iflikli¤inin yafl meyve sebze ihracat›na etkilerini anlatan Salih Çal›, k›fl aylar›n›n kurak geçmesinin yan› s›ra ilkbahardaki afl›r› ya¤›fl, don ve dolu olaylar›n›n da tar›m alanlar›nda çok büyük zarara yol açt›¤›n› belirtti. Bu sebeplere ba¤l› olarak birçok üründe rekolte kayb› ve kalite düflüflünün yafland›¤›n› vurgulayan Çal›, iklim de¤iflikli¤ine ba¤l› s›cakl›k art›fl›n›n, tar›msal üretimde böcek zararlar›n›n artmas›na, nem oran›n düflmesi nedeniyle mantari hastal›klarda ise azalmaya neden olabilece¤ini belirti. Çal›, “Küresel iklim de¤iflikli¤i nedeniyle Bursa Ovas›’nda k›fl aylar›n›n kurak geçmesi, ilkbaharda dolu, don ve afl›r› ya¤›fl nedeniyle tar›m alanlar›nda büyük kay›plar yafland›. Üretilen fleftali, deveci armudu, zeytin ve kirazda yüzde 100’lere varan kay›p meydana geldi. Sektöre destek verecek politika ve programlar›n hayata geçirilmesi gerekiyor. Dolay›s›yla sigorta kapsam›na, ya¤mur ya¤›fl› nedeniyle meydana gelen ürün kay›plar› da girmeli” dedi. Olumsuz iklim koflullar› nedeniyle üretimde verim ve kalitenin azald›¤›n›, fiyatlar›n afl›r› yükseldi¤ini, ihracat›n ise düfltü¤ünü belirten Çal›, geçen 69 Bak›fl 132 Panel: ‹klim De¤iflikli¤i y›lki afl›r› ya¤›fllar›n kirazda çatlamaya neden oldu¤unu, en büyük kiraz ihracatç›s› olan Türkiye’nin ihracat için kiraz bulmada büyük s›k›nt› yaflad›¤›n›, taahhütlerin yerine getirebilmesi için düflük miktardaki kiraza yüksek bedeller ödenmesi nedeniyle iç pazarda fiyatlar›n afl›r› yükseldi¤ini vurgulad›. Çal›, afl›r› ya¤›fl›n bitkilerdeki pas ve külleme hastal›klar›nda art›fla neden oldu¤unu da aktard›. Tar›msal sigorta kapsam› geniflletilmeli Çal› flöyle devam etti: “Malatya’da beklenmeyen don, kay›s› üretiminde yüzde 95’e varan kay›plara neden oldu. S›cakl›k art›fl› kirazda ikilenme nedeniyle kalite bozuklu¤u yaratt›. Dolu nedeniyle zedelenen fleftali, so¤uk hava depolar›nda daha k›sa sürede bozuldu. ‹klim de¤iflikli¤i, tar›msal üretimde baz› ürünleri olumsuz etkilerken baz› ürünleri ise olumlu etkiliyor. ‹klim de¤iflikli¤inin etkilerinden üreticinin olumsuz etkilenmemesi için tar›msal sigorta kapsam›n›n geniflletilmesi gerekiyor.” K›rsal alanda çevreyi, köylerde yaflayan ve tar›mla u¤raflan çiftçilerin koruyabilece¤ini belirten Hasan Vural, bu noktada köyden kente göçün önlenmesi gerekti¤inin alt›n› çizdi. Vural, mevcut ekonomik koflullarda bu göçün ne yaz›k ki durmayaca¤›n› da aç›klad›. Vural, “Bütün üretim kaynaklar›m›z› tam kapasite kullanmal› ve çevreyi de dikkate alarak sürdürülebilir kalk›nmay› sa¤lamal›y›z. Kurakl›¤a karfl› sulama birlikleri desteklenmeli ve üretim deseni kurakl›¤a uygun hale getirilmeli. Bu manada; göl kaynaklar›n› korumal› ve birinci s›n›f tar›m arazilerine bir tek çivi bile çak›lmamal›” diye konufltu. ‘‹klim De¤iflikli¤inin Bursa Sanayisi Üzerine Etkileri’ Üçüncü ve son oturumda ise; ‘‹klim De¤iflikli¤inin Bursa Sanayisi Üzerine Etkileri’ tart›fl›ld›. Oturum baflkanl›¤›n› ÜS‹GEM Baflkan› Prof. Dr. Sedat Ülkü’nün yapt›¤› bu bölümde, UÜ Tekstil Mühendisli¤i Bölümü’nden Prof. Dr. R›fat Alpay, BUS‹AD Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkay Tekstil Genel Müdürü Ergun Türkay ile TOFAfi’tan 70 Bak›fl 132 Tamer Atalay birer konuflma yapt›lar. “Her alanda kaynaklar›m›z›n devaml›l›¤›n› sa¤lamal›y›z ve verdi¤imiz her kararda iklim de¤iflikli¤ini göz önünde bulundurmal›y›z” diyen Ergun Türkay, yaflanan geliflmelerin tekstil sektöründe yeniden dönüflümü gündeme getirdi¤ini vurgulad›. Tabi elyaf üretiminin iklim de¤iflikli¤iyle bire-bir ba¤lant›l› oldu¤unu anlatan Türkay, “Pamuk üretiminde ya¤mur ve topra¤›n direkt etkisi var. Sulamada, pamu¤un kalitesini art›rmak önemli hale geliyor. ‹klim de¤iflikli¤i nedeniyle do¤al elyaf üretiminde meydana gelen azalma, sentetik elyaflara yönlendirici oluyor. Bu durumda, sentetik elyaflar›n do¤al elyaflara benzetilmesi konusu da gündeme geliyor. Son y›llarda bununla ilgili ciddi çal›flmalar yap›l›yor” dedi. Artan hava s›cakl›¤› nedeniyle giysilerde daha az kumafl kullan›ld›¤›n›, terletmeyen ve teri alan, güneflin zararl› ›fl›nlar›ndan koruyan k›yafetlerin daha ön plana ç›kt›¤›n› söyleyen Türkay, firma olarak üretimde su kullan›m›n› azalt›c› yönde yapt›klar› verimlilik çal›flmalar›ndan önemli kazan›mlar elde ettiklerini de vurgulad›. Artan hava s›cakl›¤› ölümleri de beraberinde getiriyor Dünyan›n baz› bölgelerinde su savafllar›n›n bafllad›¤›n› ve yükselen hava s›cakl›¤›ndan dolay› insan ölümlerinin artt›¤›n› söyleyen R›fat Alpay, iklim de¤iflikli¤inin art›k geciktirilemeyecek ve ertelenemeyecek bir hal almaya bafllad›¤›n›n alt›n› çizdi. ‹klim de¤iflikli¤inin sanayiye yans›yacak do¤rudan etkilerini; üretim koflullar›n›n zorlaflmas›-de¤iflmesi, lojistik sektöründe artacak sorunlar ve güçleflecek da¤›t›m kanallar› olarak s›ralayan Alpay, bu noktada sigorta sektörünün de çok ciddi sorunlar ç›karmaya bafllayaca¤›n› savundu. Sanayicinin mevcut durumda bir yol ayr›m›nda oldu¤unu belirten Alpay, “Elbette birtak›m stratejiler gelifltirilmesi gerekiyor. ‹klim de¤iflikli¤inden etkilenmemek için teknik ve hukuk gibi alanlarda uzman bir ekiple çal›fl›lmal›. Fakat envanterin olmad›¤› yerde de¤iflimlerden nas›l etkilenilece¤i de net de¤il. Bu manada Türkiye’nin ihtiyac› olan sanayi envanterinin yap›lmas› çok büyük önem tafl›yor” diye konufltu. ‹flletmeler için tehdit ve f›rsatlar içeriyor Dünyada son 50 y›lda sera gaz› kullan›m›n›n yüzde 50 artt›¤›na iflaret eden Tamer Atalay ise; tar›m, ormanc›l›k, enerji ve turizmin, iklim de¤iflikli¤inden en çok etkilenen sektörler aras›nda yer ald›¤›n› kaydetti. Endüstriyel iflletmeler için iklim de¤iflikli¤inin tehdit ve f›rsatlar içerdi¤ini belirten Atalay, f›rsatlar› iyi de¤erlendirip, de¤iflime uyum sa¤layabilenlerin yeni düzende ayakta kalaca¤›n› vurgulad›. 20152021 y›llar› aras›nda otomobillerdeki karbondioksit sal›n›m›n›n azalt›lmas›n›n mecburi oldu¤unu söyleyen Atalay, “Dolay›s›yla tüm flirketler motor ve emisyon ayarlamalar›n› buna göre yapmak zorunda” dedi. Panel: Yat›r›m ‹klimi “De¤erlerimiz mutlaka korunmal›” ‘Yat›r›m ‹klimi Aç›s›ndan Bursa’n›n Gelece¤i’ konulu panelde yapt›¤› konuflmada; tar›msal alanlara önem verilmesi gerekti¤ini söyleyen BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, kentin vazgeçilemeyecek de¤erlerinin, gelen yat›r›m talepleri do¤rultusunda do¤ru yönetilerek korunmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. ürkiye Cumhuriyeti Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanl›¤› verilerine göre; Bursa ve ilçelerinde Türkiye’nin ilk OSB’sinin de içinde oldu¤u 14 Organize Sanayi Bölgesi bulunuyor. Yat›r›m iklimi aç›s›ndan Bursa için büyük bir avantaj olarak gözüken bu say›, gerçekten ihtiyac› karfl›l›yor mu? ‹stanbul- ‹zmir otoyolunun da yap›lmas›yla Bursa, sanayideki cazibesini nereye kadar sürdürecek? T ‹flte bu sorular›n, Bursa’n›n gelece¤ini planlayanlar taraf›ndan analitik bir bak›fl aç›s›yla de¤erlendirilmesi ve kamuoyunun ayd›nlat›lmas› amac›yla BUS‹AD Yönetim Kurulu taraf›ndan BUS‹AD Evi’nde “Yat›r›m ‹klimi Aç›s›ndan Bursa’n›n Gelece¤i” konulu bir panel düzenlendi. H›zl› büyümenin art› ve eksileri oldu BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, panelin aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada, 6 bin y›ld›r çeflitli uygarl›klara ev sahipli¤i yapan Bursa’n›n, 7 yüzy›ld›r, önce Osmanl› ard›ndan da Türkiye Cumhuriyeti ile de¤iflerek ve geliflerek günümüze kadar gelen bir kent oldu¤unu an›msatt›. Yeflil Bursa’n›n, tabiat›n verdi¤i tüm do¤al güzelliklerle geçmiflten bu yana ilgi ve göç kayna¤› oldu¤unu anlatan Baylan, söz konusu ilginin, daha sonraki y›llarda sanayinin de geliflmesiyle artt›¤›n› vurgulad›. 1960 sonras› büyümenin; kente sa¤lad›¤› olumlu katk›lar›n yan›nda, yeflil doku ile özgün mimaride olumsuzluk yaratt›¤›n› belirten Baylan, bugün de¤erleri ile cazibe merkezi haline gelen Bursa’n›n büyümesinin önlenemeyece¤ini vurgulad›. Gelecekle ilgili kayg›lar›m›z var Baylan, “Belediye baflkanlar›m›z›n baflar›l› çal›flmalar› bu ilgiyi kontrol alt›na alsa da; ifl dünyas› olarak gelecekle ilgili baz› kayg›lar›m›z var. Bursa; tar›m alanlar› ve ihracattaki performans›yla öne ç›kan bir flehir. H›zla büyüyen dünya ve ülke nüfusu, gelecekte tar›m› ve tar›ma dayal› sanayiyi ön plana ç›karacak. Dolay›s›yla tar›msal alanlar kesinlikle korunmal›. Bursa; kaliteli üretimi ve yüksek ihracat›yla Türkiye ekonomisinin lokomotif flehri… Her sektörde kümelenmeye de müsait. Yat›r›mc›lar›n ilgi oda¤› olan Bursa, gelecekteki büyük projelere de aç›k ve haz›rl›kl› olmal›. Görüldü¤ü gibi Bursa’n›n vazgeçilemeyecek de¤erleri var. Bu de¤erler; gelen talepler do¤rultusunda do¤ru yönetilerek korunmal›. Toplant›m›z, 1/100.000 ölçekli plan›n mimarlar› taraf›ndan kamuoyunun ayd›nlat›lmas›, bununla birlikte Bursa’n›n gelece¤inin flekillendirilmesi ve Bursal›lar›n bilinçlendirilmesine katk›da bulunmak amac›yla organize edildi. Plan uzun çal›flmalar neticesinde, kurum ve kurulufllar›n katk›lar›yla yap›ld›. Projelendirmeye dönüflürken muhakkak ki farkl› düflünceler ortaya ç›kabilir. Ben, Büyükflehir Belediye Baflkan›m›z›n bu konuda yapaca¤› liderlikle flehrimizi gelece¤e en iyi flekilde haz›rlayaca¤›na inan›yorum. Gelece¤i flekillendiren çal›flmalar ortak ak›lla yönlendirilmeli ve yap›lacak projeler halka tan›t›lmal›. Projelerin ask›da geçen süreleri esnas›nda gelen katk›lar da de¤erlendirilmeli. Küresel ›s›nma, çevre ve di¤er konulardaki gelece¤e yönelik projeler; kaliteli yaflam› ön plana ç›kararak, bilimsel yol haritas›yla kurumlar aras› koordinasyon sa¤lanarak gerçeklefltirilmeli. Bu do¤rultuda yap›lacak çal›flmalar; Büyükflehir Belediye Baflkan›m›z›n liderli¤inde, ülkemiz için rol model olacakt›r. 71 Bak›fl 132 BUS‹AD olarak toplant› sonras› ç›kan sonuçlardan, araflt›rmaya aç›k alanlarda her zaman destek verece¤imizi bildiririz” dedi. Derdimiz Bursa… Bursa Büyükflehir Belediyesi Genel Sekreter Yard›mc›s› Bayram Vardar da yapt›¤› konuflmada, kentte hayata geçirdikleri çevre temal› çal›flmalar hakk›nda bilgiler verdi. Bursa’n›n gelece¤ini flekillendirecek 1/100.000 ölçekli çevre plan› çal›flmalar›n› da anlatan Vardar, söz konusu plan›n çal›flmalar›n›n yo¤un kat›l›mla yap›ld›¤›n› hat›rlatt›. Vardar, “Derdimiz Bursa. fiehrimize dair vizyonu ortak ak›lla ortaya koymaya çal›fl›yoruz. Bu planda da farkl› mesleklerden ve akademisyenlerden çok say›da kat›l›mla çal›flmalar yap›ld›” diye konufltu. vurgulad›. Türko¤lu, “Ortak bir yol bulunmal› ve bütün de¤erlerimiz korunmal›” dedi. Plan çok genifl kat›l›mla haz›rland› Prof. Dr. Mehmet Ocakç› ise, Bursa 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Plan›’n›n, Nisan 2011-Temmuz 2012 tarihleri aras›nda yürütüldü¤ünü, planlama sürecine 150’ye yak›n üst düzey yerel ve merkezi yönetici, 150’ye yak›n sivil toplum ve meslek odalar› üst düzey yöneticileri, 250’den fazla merkezi/yerel yönetim, STK/meslek odas›, uzman, medya ve üniversite temsilcisi ile 50’den fazla uzman ve akademisyenin sistematik olarak kat›ld›¤›n› anlatt›. da¤›l›m›nda tekstil ve otomotiv sektörlerinin a¤›rl›kta oldu¤u görülüyor. Bunlar›; g›da, mobilya, makine ve metal eflya sektörleri izliyor. Sanayi alanlar› da¤›l›m›nda ise organize sanayi alanlar› yüzde 41 ile en yüksek paya sahip. Nilüfer, yüzde 31 ile sanayi alanlar›n›n en yo¤un oldu¤u ilçe konumunda. Osmangazi, Y›ld›r›m, ‹negöl, Kestel, Gürsu, Gemlik, Orhangazi, Yeniflehir, Karacabey ve Mustafakemalpafla da sanayi gelifliminin oldu¤u di¤er ilçeler” dedi. OSB’lerin üçte ikisi bofl Bursa’daki OSB’lerde doluluk oran›n›n üçte iki oldu¤unu vurgulayan Ocakç›, Plan›n hukuki aflamada oldu¤unu ifade eden Vardar, halka ra¤men de¤il halkla birlikte hareket ettiklerine iflaret ederek, Bursa’n›n daha yaflanabilir, daha sa¤l›kl›, daha yeflil bir flehir olmas› ad›na çal›flmalar yap›ld›¤›n› vurgulad›. ‘Yat›r›m ‹klimi Aç›s›ndan Bursa’n›n Gelece¤i…’ Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan, Bursa 1/100.000 ölçekli plan çal›flmas›n› yapan akademisyenlerden, ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi fiehir ve Bölge Planlamas› Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Handan Türko¤lu’nun moderatörlü¤ünde gerçeklefltirilen oturumda, yine söz konusu plan çal›flmas›na katk› koyan ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi fiehir ve Bölge Planlamas› Bölümü fiehircilik Ana Bilim Dal› Baflkan› Prof. Dr. Mehmet Ocakç›, Bursa fiehir Planc›lar› Odas› Yönetim Kurulu Baflkan› Hakan Karademir, Çevre ve fiehircilik ‹l Müdürlü¤ü Temsilcisi Ali Ekinci ile Ünver Grup Yönetim Kurulu Baflkan›, sanayici Ayhan Korgavufl görüfllerini aç›klad›lar. Tar›m ile sanayi dengeli gitmeli Türkiye’de gelinen noktada art›k sanayi ile tar›m›n dengeli gitmesi gerekti¤ini belirten Handan Türko¤lu, global ekonomik flartlarda sadece sanayiden para kazan›lmad›¤›n›, verimli tar›m alanlar› ile ormanlar›n da titizlikle korunmas› gerekti¤ini 72 Bak›fl 132 Çevre Düzeni Plan›’n›n vizyonu… Bursa 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Plan›’n›n vizyonunu; “Do¤al ve kültürel zenginli¤ini koruyan ve yaflatan, sektörel çeflitlili¤ini insan, çevre ve bilgi odakl› gelifltiren ve yöneten, rekabet gücüne sahip, yenilikçi, yaflam kalitesi yüksek, güvenli ve bölgesinde öncü Bursa” olarak özetleyen Ocakç›, Bursa’n›n OSB’ler aç›s›ndan Türkiye’nin en zengin kentlerinden birisi oldu¤unu, halen 12’si faal 13 OSB ile 15 küçük sanayi sitesinin kurulu bulundu¤unu anlatt›. En yo¤un sanayileflme Nilüfer’de Bursa’da sanayi alanlar›n›n toplamda 8 bin 50 hektar› buldu¤unu söyleyen Ocakç›, “Bursa’da mikro, küçük, orta ve büyük ölçekli olarak s›n›fland›r›lan 6.000 imalat sanayi kuruluflu bulunmakta olup, toplam sanayi çal›flan› say›s› yaklafl›k 350.000 kiflidir. Bursa’da imalat sanayi alt sektörleri sanayi bölgelerinin yar›s›n›n, küçük sanayi sitelerinin ise yüzde 15’inin bofl oldu¤unu kaydetti. Ocakç›; Karacabey, Yeniflehir, Kestel, Cerrah, Yenice, Kurflunlu, Kayapa ve Görükle’deki sanayi bölgelerinde doluluk oran›n›n daha da düflük oldu¤unu belirtti. 1/5.000 ve 1/25.000 ölçekli naz›m imar planlar›nda, ‘sanayi alan›’ olarak planlanan, ancak uygulama imar plan› yap›lmayan sanayi alanlar› bulundu¤una da iflaret eden Ocakç›, Orhangazi’de 106 hektar, Nilüfer‹rfaniye bölgesinde ise imar plan› bulunmayan 153 hektar sanayi alan› oldu¤unu dile getirdi. Bursa’daki sanayi firmalar›n›n yüzde 84’ünü mikro ve küçük ölçekli iflletmelerin oluflturdu¤unu, ancak bu firmalardaki çal›flanlar›n, toplam çal›flan içindeki oran›n›n yüzde 32’de kald›¤›n› anlatan Ocakç›, tekstil ve Panel: Yat›r›m ‹klimi otomotiv sektöründeki firma say›s›n›n, toplam firmalar›n yüzde 40’›n›, bu sektörlerde çal›flan say›s›n›n ise toplam çal›flan say›s›n›n yüzde 60’›n› oluflturdu¤unu söyledi. Eylem planlar› tan›mland› Prof. Dr. Mehmet Ocakç› flu bilgileri de paylaflt›: Bursa 1/100.000 Ölçekli ‹l Çevre Düzeni Plan›’nda, zengin çeflitlilik ve güçlü sosyo-ekonomik birikim sunmakta olan imalat sanayinin üretti¤i de¤erlerin sürdürülmesinin sa¤lanmas› yan› s›ra, do¤al çevre ve kentsel ifllev alanlar› ile olumlu etkileflim kurmas›na yönelik hedef ve stratejiler gelifltirildi, bu do¤rultuda eylem planlar› tan›mland›. Tüm kentsel kullan›m alanlar›; (kentleflme/sanayileflme), su havzalar›n›, su kaynaklar›n›, ormanlar›, tar›m alanlar›n›, meralar›, k›y›lar›, ekolojik yönden önemli di¤er alanlar›, enerji kaynak alanlar›n›, kültür ve tabiat varl›klar›n› koruyacak biçimde gelifltirilmelidir. Sanayinin düzenli ve sa¤l›kl› yerleflim gösterdi¤i alanlarda, fiziksel koflullar›n›n iyilefltirilmesi, üretim sürecinde rekabet gücü ve teknoloji düzeyini yükselterek ifllevini sürdürmesi öngörülüyor. Sanayinin do¤al ve yap›laflm›fl çevre ile kurdu¤u iliflkilerin olumsuzluklara yol açt›¤› yerleflmelerde ise, sanayinin bulundu¤u yeri de¤ifltirmesi öngörülüyor. Do¤al koruma ve tar›m alanlar›nda, konut ve merkezi ifl alan›nda, konut d›fl› kentsel çal›flma alanlar›nda yerleflmifl olan ve eylem planlar› ile nitelikleri saptanacak sanayi tesislerinin kapasitesi dolmam›fl olan planl› sanayi alanlar›na tafl›nmalar› öneriliyor. Bursa’n›n nüfusu 2030’da 3 milyon 400 bin kifli olacak ‹ktisadi senaryolar temelinde yap›lan ‘Bursa ‹li Uzun Dönemli Nüfus Kestirimi’ne göre, kentin nüfusu 2020 y›l›nda 3 milyon, 2030’da ise 3 milyon 400 bin kifliye eriflecek ve ekonomik aktif nüfusun (+15 yafl) günümüzde yüzde 33.5 olan toplam nüfus içindeki pay›, 2030’da yüzde 38.9’a yükselecek. Sanayinin istihdamdaki pay› düflecek Yine ayn› kestirime göre; sanayi sektörünün istihdam aç›s›ndan ekonomik aktif nüfus içinde yüzde 40 olan pay›, 2020’de yüzde 35, 2030’da ise yüzde 29 düzeyine inecek. Böylece 355.000 kifli (2012 y›l›) olan sanayi istihdam› 2030 y›l›nda 385.000 kifliye yükselecek. Ancak bu yükselifl tar›m-sanayi-hizmetler sektörel da¤›l›m›nda, sanayinin pay›nda düflüfl olarak gerçekleflecek. Ayn› flekilde; tar›m›n 2012’de yüzde 12.5 olan sektörel da¤›l›m içindeki istihdam pay›, 2020’de yüzde 11, 2030’da ise yüzde 9 düzeyinde seyredecek. Hizmetler sektörünün 2012’de yüzde 47.5 olan sektörel da¤›l›m içindeki istihdam pay› ise 2020’de yüzde 54’e, 2030 y›l›nda ise yüzde 62’ye ç›kacak. Bu de¤iflim sürecinin, Bursa’da do¤al çevre de¤erlerinin korunmas›, ekonomik canl›l›¤›n sürmesi, ifllev alanlar› aras› sa¤l›kl› etkileflim sa¤lanmas› ve uyumlu mekan organizasyonunun gerçekleflmesine olumlu katk›lar sa¤lamas› bekleniyor ve öngörülüyor. Tar›msal alanlar sanayi u¤runa heba edilmemeli Bursa’n›n bat›s›nda kurulmas› planlanan KOT‹YAK’›n hukuk engeline tak›ld›¤›n›, bin 270 hektarl›k Bat› OSB’ye de Bursa’n›n gelece¤i için karfl› ç›k›lmas› gerekti¤ini belirten Hakan Karademir, özellikle tar›msal alanlar›n sanayi u¤runa heba edilmemesi gerekti¤inin alt›n› çizdi. Karademir, “Özellikle sulama ve toplulaflt›rma yap›lan alanlar›n mutlaka korunmas› gerekiyor. Bu manada yeni OSB’lere gerek yok. Bütün gücümüzle, mevcut tar›m alanlar›n› korumaya çal›flmal›y›z” dedi. Ali Ekinci de, Bursa’da yeni sanayi alan› gereksinimi ortaya ç›karsa, daha önceki planlarda da oldu¤u gibi bunun; flehrin tarih, do¤a ve turistik yap›s›na zarar vermeyecek flekilde düzenlenmesi gerekti¤ine dikkat çekti. Sanayi bir kent için dezavantaj de¤ildir Panele özel sektörü temsilen kat›lan Ayhan Korgavufl ise, özellikle otomotiv ana sanayinin geliflimine paralel olarak h›zl› bir büyüme içine giren Bursa’da sanayinin gelece¤ini de düflünmek gerekti¤ini vurgulad›. “Sanayici olmak, günümüzde maalesef kötü bir izlenim yarat›yor” diyen Korgavufl, Türkiye’nin sanayi olmadan geliflemeyece¤ini ifade etti. Korgavufl, “Sanayiciler gerçekten çok büyük s›k›nt›lardan geçerek bu noktalara geldi. Söz konusu çevre planlar› dahilinde sanayi nerede olacak? Art›k ok yaydan ç›km›flt›r. Dolay›s›yla Bursa’da sanayi olmak zorunda. Sanayinin olmas› bir kent için dezavantaj de¤il. Almanya ekonomisi di¤er AB üyesi ülkelere göre hala ayakta ise bunu sanayisine borçludur. ‹talya ve ‹spanya gibi sanayiye fazla önem vermemeye bafllayan ülkelerin durumu da ortada. Sanayici olarak topra¤a büyük sayg› duyuyoruz. Bursa bizim için de çok önemli. Ancak bu saatten sonra bunlar› konuflmak çok do¤ru de¤il. Bir kentte üç tane OEM varsa, o kentte sanayi mutlaka geliflecektir. OSB’ler lojistik aç›dan fayda sa¤layacak yerlerde olmal›. Bursa d›fl›nda baflka bir yere gidersek kalifiye eleman bulmakta da zorluk çekeriz” diye konufltu. 73 Bak›fl 132 “Kimlik siyasetinden kurtulabilirsek iflte o zaman yeniden ‘biz’ olabiliriz” Türkiye’de siyasi kutuplaflman›n, toplumsal kutuplaflmaya do¤ru gitti¤ini ve halk›n ortak yaflama iradesinin günden güne zay›flad›¤›n› savunan Bekir A¤›rd›r, Haziran’daki seçimleri bu nedenle ‘kritik eflik’ olarak gördü¤ünü söyledi. US‹AD’›n marka etkinliklerinden Çekirge Toplant›s›’n›n fiubat ay› konu¤u, isabetli siyasi ve toplumsal içerikli anketleriyle kamuoyunda büyük sayg›nl›¤› olan KONDA’n›n Genel Müdürü Bekir A¤›rd›r oldu. A¤›rd›r, BUS‹AD üyelerine, ‘Türkiye Seçmeninin Genel Seçim Davran›fl› ve Siyaset Sosyolojisi Aç›s›ndan Önümüzdeki Seçimlerin De¤erlendirilmesi’ konulu çarp›c› bir sunum yapt›. B Her toplum iyi yönetimin peflinde Hilton Otel’de gerçeklefltirilen toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, demokrasi için en önemli gereçlerden birisinin; serbest, eflit ve genel oy prensibine dayanan seçimler oldu¤unu vurgulad›. 74 Bak›fl 132 “Sadece seçimler, bir ülkeyi demokratik yapmasa da, seçimlerin olmamas› o ülkenin demokratik olmad›¤›n› bizlere gösterir” diyen Baylan, her toplumun peflinde oldu¤u iyi yönetimin; zaman zaman gerçekleflti¤ini, zaman zaman da kabusa dönüfltü¤ünü ifade etti. E¤itim, her alanda belirleyici bir etmen Baylan, “Halk kendini yönetmek için liderini seçerken; kendisi için en yetenekli, en güven duydu¤u, en sevdi¤i veya beklentilerini karfl›layacak olan› tercih eder. Dünya genelinde yaln›zca bir lidere ba¤l› kalmadan, yetkin tak›mlar taraf›ndan yönetilmek isteyen, bilinçli seçmenlere sahip ülkelerdeki demokrasinin daha baflar›l›, ekonomisi; e¤itim ve giriflimcilikle güçlenmeyen, bilhassa seçmenlerinin bilgili ve bilinçli olmad›¤› ülkelerde ise daha sorunlu oldu¤u görülüyor. Tüm bu alanlar›n temelinde ise e¤itimin belirleyici etken oldu¤u bir gerçek olarak karfl›m›za ç›k›yor” dedi. Ekonomik büyümenin, istihdam›n ve küresel rekabet gücünün temelinde insan sermayesinin yatt›¤›n› ifade eden Baylan, iyi e¤itimli genç nüfusun ise; niteliksel bir art› de¤ere dönüflürse anlam kazanaca¤›n› vurgulad›. Tart›flmalar büyüme iklimini zedelememeli BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan flöyle devam etti: “Yüksek verimlilik ve iflgücünü sa¤layacak e¤itim sistemi; yap›sal sorunlar›m›z›n çözümünü de h›zland›racakt›r. Siyaset kurumunun temel amac›; do¤al olarak toplumsal refah› art›rmakt›r. Her siyasal iktidar, elindeki politika araçlar›n› bu amaca göre kullan›r ve gerekli yönlendirmeleri yapar. Ancak son dönemlerde özellikle Merkez Bankas› Çekirge Toplant›lar› ve para politikas› üzerinden yap›lan tart›flmalar›n düzey ve içeri¤i; özel sektör, piyasalar ve politikalar›n koordinasyonu aç›s›ndan sorunlar do¤uruyor. Tart›flman›n mevcut hali, para politikas›n›n kendisinden beklenen ifllevi yerine getirememesine ve kurumsal kredibilitenin zay›flamas›na neden oluyor. Küresel ekonomi için uzun süreli bir durgunlu¤un geçerli olabilece¤inin konufluldu¤u bugünlerde, sanayimiz ve ihracat›m›z aç›s›ndan sorunlar do¤uruyorsa, burada önemli olan, tart›flmalar›n büyüme iklimini -ki son dönemlerde eksik oldu¤unu düflünüyoruzzedelemeden diyaloglar üzerinden yap›lmas›n› arzuluyoruz.” Meclis’teki parti say›s› dörtten befle ç›kmaz Son 12 y›lda gerçeklefltirilen 6 seçimin sonuçlar›n› toplumsal ve sosyolojik aç›dan de¤erlendiren Bekir A¤›rd›r ise, Meclis’te dört olan mevcut siyasi parti say›s›n›n k›sa ve orta vadede ‘befl’ olamayaca¤›n› belirtti. “Türkiye’de dört partiye kilitlenmifl bir siyasi hayat var” diyen A¤›rd›r, asl›nda bu dört partinin, toplumda var olan dört kültürel kimli¤i yans›tt›¤›n› vurgulad›. Mevcut siyasi tabloyu hiç de sa¤l›kl› bulmad›¤›n› söyleyen A¤›rd›r, kimliklere dayal› siyasetten gelecek üretilemeyece¤ini anlatt›. A¤›rd›r, “Türkiye’de seçimlere kat›l›m oran›n›n yüksek olmas›n›n en büyük nedeni; cezai yapt›r›mlar›n ötesinde, halk›n yönetime müdahale edebildi¤i tek ortam›n sand›k olmas›d›r” diye konufltu. Oy da¤›l›m› da kolay kolay de¤iflmez Son dönem seçimlerinde kullan›lan oylar›n, partilere göre da¤›l›m›n› grafiklerle de anlatan A¤›rd›r, da¤›l›m›n, ekonomik geliflmifllik endeksiyle bire-bir paralel oldu¤unun alt›n› çizdi. A¤›rd›r, “Oy da¤›l›m›, 200 y›lda baflard›klar›m›z›, ya da baflaramad›klar›m›z› ortaya koyuyor. Bu nedenle k›sa vadede oy da¤›l›m›n›n de¤iflmesi de beklenmemeli. Çünkü verilen bu oylar›n köklü bir geçmifli var” diye konufltu. Türkiye’de kutuplaflman›n, siyasetin çok ötesinde toplumsal kutuplaflmaya do¤ru gitti¤ini ve halk›n ortak yaflama iradesinin günden güne zay›flad›¤›n› savunan A¤›rd›r, siyasette rekabet eksikli¤i oldu¤unu da vurgulad›. Hedeflerimiz art›k de¤iflmeli Cumhuriyet kuruldu¤unda kendine ‘kalk›nma ve modernleflme’ hedefi seçen Türkiye’nin, ne yaz›k ki aradan geçen zaman zarf›nda bu hedefini, küreselleflen dünya ekseninde de¤ifltiremedi¤ini ifade eden Bekir A¤›rd›r flöyle devam etti: “Bugün toplumun yüzde 40’› siyasete, yüzde 25’i hiçbir devlet ve toplumsal kuruma, yüzde 50’si ise yarg›ya güvenmiyor. Türkiye’de de¤iflim; karars›z ve ikircikli. Umutlardan ço¤ulculu¤a, korkulardan ise garanticili¤e geçifl yapmak isteniyor. Dolay›s›yla iki ileri, bir geri yap›lan Mehteran yürüyüflünün bu topraklardan ç›kmas› gayet normal. Gelecek as›l flimdi bafll›yor. Bu nedenle Haziran’daki seçimi ‘kritik eflik’ olarak görüyorum. Toplumda yeniden ‘biz’ olmaya ihtiyac›m›z var. Bu seçimden sonra ya yeniden bar›fl›p, biz olaca¤›z, ya da daha fazla kutuplaflaca¤›z. ‘Biz’ olman›n yolu da kimlik siyasetinden kurtulmaktan geçiyor.” 75 Bak›fl 132 TÜRK‹YE ekonomisinin geliflimi için üniversite-sanayi iflbirli¤i kaç›n›lmaz BUS‹AD ile UÜ iflbirli¤inde düzenlenen ‘Günümüzde Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤inin Paydafllara Sundu¤u F›rsatlar’ konulu panelde; yeni yeni geliflmeye bafllayan söz konusu iflbirli¤inin önümüzdeki süreçte daha da ivmelenmesi için iki taraf›n birbirine yak›n durmas› ve güvenmesi gerekti¤i ifade edildi. US‹AD ve Uluda¤ Üniversitesi birlikteli¤inde, üniversite-sanayi aras›ndaki iflbirli¤inin ele al›narak daha inovatif çal›flmalarla gelifliminin ve sürdürülebilirli¤inin sa¤lanmas› amac›yla, ‘Günümüzde ÜniversiteSanayi ‹flbirli¤inin Paydafllara Sundu¤u F›rsatlar’ konulu bir panel düzenlendi. B Panelde; yeni yeni geliflmeye bafllayan söz konusu iflbirli¤inin önümüzdeki süreçte daha da ivmelenmesi için iki taraf›n birbirine yak›n durmas›, güvenmesi ve ihtiyaçlar paralelinde akademik imkan 76 Bak›fl 132 ve kadrolar›n en iyi flekilde de¤erlendirilmesi gerekti¤i ortaya konuldu. Taraflar birbirinden ne istiyor? Bursa’da üniversite-sanayi iflbirli¤inin geldi¤i noktay› ve eksikleri durum tespitiyle ortaya koyan BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, iflbirli¤inin sa¤lam bir zemine oturtulabilmesi için gerekli altyap›n›n haz›rlanmas› gerekti¤ini ifade etti. “Sanayicimiz, ihtiyaç oldu¤u takdirde üniversite ile iflbirli¤i yap›yor” diyen Baylan, ifl dünyas›ndan kimlere hitap edilebilece¤inin net biçimde tespit edilmesi gerekti¤inin alt›n› çizdi. Baylan, “Söz konusu iflbirli¤i için belki kapsaml› bir anket yap›labilir veya üniversiteyi tan›t›c› geziler düzenlenebilir. Soru flu: ‹ki taraf da birbirinden ne istiyor? Bunun cevab› somut biçimde ortaya konulmal›. Sonraki süreçte, üniversite de sanayi de kendini yenileyecek, hangi alanda eksiklikleri varsa bunlar giderilecek. Örne¤in, bir proje tespit edilebilir ve bu alanda gerekirse uluslararas› çapta kümelenme yap›labilir. Söz konusu iflbirli¤inin sa¤lam bir yasal dayana¤›n›n da olmas›, sürecin sa¤l›kl› ifllemesi için gerekli” dedi. Üniversite ‘ulafl›lamaz’ de¤il Panelin aç›l›fl›nda bir konuflma yapan Uluda¤ Üniversitesi Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr. ‹rfan Karagöz ise, üniversitesanayi iflbirli¤inin önümüzdeki süreçte arzu edilen seviyeye ulaflabilmesi için üzerlerine düflen görevi yerine getirmeye haz›r olduklar›n› vurgulad›. Üniversitenin ‘ulafl›lamaz’ olmad›¤›n›, tam tersine her türlü iflbirli¤ine aç›k oldu¤unu anlatan Karagöz, üniversite taraf›ndan haz›rlanacak tezlerin ve Ar-Ge Üniversite Sanayi ‹flbirli¤i faaliyetlerinin sanayiye de fayda sa¤lamas› için gerekli teflviklerin yap›laca¤›n› kaydetti. Hizmete giren Merkez Laboratuar›’n›n sanayiye yönelik çeflitli test ve analizler yapaca¤›n› da anlatan Karagöz, “Teknoloji Transfer Ofisi’nin (TTO) sanayi ile olan iflbirli¤ini gelifltirmek için de çaba harc›yoruz. Üniversite olarak her zaman ifl dünyas›n›n yan›nday›z. Sanayicilerin ‘bilgi gizlili¤i’ konusundaki endiflelerini ortadan kald›rmak için TTO’nun verdi¤i güvenceler var. Dolay›s›yla bu konuda hiçbir endifleye gerek yok. Öte yandan, sanayicilerimiz Ar-Ge’nin önemini biliyor, fakat yeterince bu konuya e¤ilmiyor. K›sa sürede sonuç al›namayaca¤› için pek de ilgi görmeyen Ar-Ge faaliyetlerine mümkün oldu¤unca fazla ilgi gösterilmeli” diye konufltu. ‹flbirli¤ini zorunlu k›lan etmenler… BUS‹AD Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s› Tar›k Tezel de; teknolojik geliflme, disiplinler aras› iflbirli¤i, artan e¤itim ve araflt›rma maliyetleri ile küresel rekabeti, bir ülkedeki üniversite-sanayi iflbirli¤ini zorunlu k›lan ana etmenler olarak s›ralad›. Özellikle 1990’lardan sonra üniversitesanayi iflbirli¤i üzerindeki çal›flmalar›n yo¤unlaflarak artt›¤›n› belirten Tezel, teknolojik geliflimi yakalamak ve rekabette avantaj elde edebilmek için gelifltirilen mekanizmalar›n do¤rudan ve dolayl› olarak üniversite-sanayi iflbirli¤inin geliflmesine ortam haz›rlad›¤›n› kaydetti. Üniversite-sanayi iflbirli¤ini oluflturmada etkili mekanizmalar›; Proje Odakl› ve Kamu Destekli ‹flbirli¤i Programlar›, Kamu Programlar›nca Biçimlenen Kurumsal ‹flbirli¤i Yap›lar›, Üniversitelerce Yürütülen E¤itim Programlar› ve Sözleflme Bazl› Projeler, Üniversitelerdeki ‹flbirli¤i Amaçl› Hizmet Merkezleri, ‹flbirli¤i A¤lar› (bölgesel, ülkesel ve küresel) bafll›klar› alt›nda toplayan Tar›k Tezel, flöyle devam etti: Küresel rekabette söz sahibi olamay›z “Günümüzde uluslararas› ticaret ve küreselleflmenin büyük bir h›zla artmas›; Rekabet, Giriflimcilik, Teknolojik Geliflim ve Ar-Ge gibi kavramlar› daha önemli hale getiriyor. Ekonomi baflta olmak üzere birçok alanda ülkeler aras›ndaki s›n›rlar›n kalkt›¤› dünyam›zda, bilgi üreten ve üretti¤i bilgiyi teknolojik ve sürdürülebilir kalk›nma ilkeleri çerçevesinde ürüne dönüfltüren toplumlar, müreffeh ve güçlü ülkeler haline gelmifltir. Bu küresel yar›flta ülkeleri ‘Teknolojiyi üreten ülkeler’ ve ‘Teknolojiyi sat›n alan ülkeler’ olarak ikiye ay›rmak mümkün. Her y›l büyük mebla¤lar ödeyerek teknoloji transfer eden ve Ar-Ge faaliyetlerine yeterince önem vermeyen ülkeler, geliflmifl ülkeler s›n›f›na bir türlü geçemiyor ve küresel rekabette asla söz sahibi olam›yor.” Günümüzde bilim ve teknolojiye verilen önemin ölçüsü olarak, Ar-Ge harcamalar›n›n Gayri Safi Yurt ‹çi Has›las› içindeki oran›n›n esas al›nd›¤›n› ifade eden Tezel, bu oran›n geliflmifl ülkelerde yüzde 2’nin üzerinde seyretti¤ini, Türkiye’de ise yüzde 0.84 seviyesinde oldu¤unu vurgulad›. Teknolojinin geliflmesinde bilimsel araflt›rmalar›n önemli bir yer tuttu¤unu da anlatan Tezel, bir ülkede devletin kurdu¤u araflt›rma merkezleri ve özel sektörün kendi Ar-Ge birimleri d›fl›nda, bilimsel araflt›rmalar›n yap›ld›¤› yerlerin üniversiteler oldu¤unu kaydetti. Geliflmifl ülkeler bilimsel araflt›rmalarda da önde Tezel, “Teknolojisi geliflmifl ülkeler ayn› zamanda bilimsel araflt›rmalarda da önde… Bu nedenle bilgiye sahip olmak, bu bilgiyi teknolojik ürüne dönüfltürmek ve inovasyon yapabilmek ancak etkin ve programl› bir üniversite-sanayi iflbirli¤i ile mümkün. Bir ülkedeki sanayi, hangi alanda olursa olsun kendi teknolojisini yerli kaynaklardan temin edebiliyorsa, rekabet koflullar›n›n giderek artt›¤› küreselleflen dünyam›zda varl›¤›n› sürdürebilme flans› da o ölçüde yüksek olacakt›r. Bu da ancak güçlü bir üniversite-sanayi iflbirli¤iyle mümkündür. Maalesef günümüzde, ülkemizde güçlü bir üniversite-sanayi iflbirli¤inin bulundu¤u söylemek mümkün de¤il. Üniversiteler içinde oluflturulmaya bafllayan Teknokentler bu çal›flmalar içinde baflar›l› örnekler olarak say›labilir. Ancak bilimsel iflbirli¤i oluflturma sadece teknokent oluflturma ile s›n›rl› kalmamal›. Teknokentler d›fl›nda oluflturulan çabalar›n ço¤u, giriflim baz›nda kal›yor. Bu nedenle, öncelikle mevcut Ar-Ge kaynaklar›m›z›n daha etkin ve verimli kullan›lmas›na yönelik mekanizmalar›n oluflturulmas›ndan bafllayarak, Ar-Ge’ye ayr›lan bütçeyi geliflmifl ülkelerin alt seviyesi olan en az yüzde 2’ye ç›kararak, üniversitesanayi iflbirli¤i çerçevesinde gerekli ad›mlar›n at›lmas› zorunlu hale geldi” diye konufltu. ‹flbirli¤inden iki taraf da kazançl› ç›kacak Tar›k Tezel, konuflmas›n›n son bölümünde; yap›lmas› gerekenler ile üniversite-sanayi iflbirli¤i sayesinde iki taraf›n elde edece¤i kazan›mlar› da flöyle s›ralad›: Üniversiteler endüstrinin gereksinim duydu¤u know how’› üretebilecek. Üniversitelerde üretilen bilginin ve araflt›rman›n kalitesi artarken, sanayiye de çok daha ucuza knowhow temin edilecek. Endüstriye nitelikli iflgücü temini mümkün olabilecek. Üniversitelerin sanayideki uygulama imkanlar› artacak, uygulamaya dayal› e¤itim modeli daha etkinleflecek. Yetiflmifl meslek eleman› ancak uygulamaya dayal› e¤itim modellerinin ifllevsel olmas›yla mümkün. Teori a¤›rl›kl› e¤itim modelleri ülkemizde oldu¤u gibi bir ülkeye ancak s›n›rl› bir ivme kazand›rabilir ve maalesef geliflmifl global ölçekte yer almaya imkan vermiyor. Üniversite stajlar› geliflmifl ülkelerdeki gibi sanayinin içinde ve bizzat üretim zincirinde yer alacak flekilde düzenlenmeli. Bu nedenle acilen üniversite-sanayi alt kurullar› oluflturularak, ortak e¤itim ve araflt›rma faaliyetlerinin derinli¤i ve geniflli¤i art›r›lmal›. Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan, oturum baflkanl›¤›n› ÜS‹GEM Baflkan› Prof. Dr. Sedat Ülkü’nün yapt›¤› oturuma geçildi. Oturumda; Uluda¤ Üniversitesi Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤inden Sorumlu Rektör Dan›flman› Prof. Dr. Zeynep Kahveci, ULUTEK Teknoloji Gelifltirme Bölgesi Genel Müdürü Prof. Dr. R›dvan Aslan, Uluda¤ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yard›mc›s› Prof. Dr. Ak›n Burak Etemo¤lu ile BUS‹AD 77 Bak›fl 132 Üniversite Sanayi ‹flbirli¤i Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s› Tuncer Hatuno¤lu kat›l›mc›lara üniversite-sanayi iflbirli¤i konusundaki görüfllerini aktard›. 2023 y›l› hedeflerine ulaflamay›z Türkiye’nin 2023 y›l› hedeflerine ulaflabilmesi için üniversite-sanayi iflbirli¤inin mutlaka en iyi biçimde hayata geçirilmesi gerekti¤inin alt›n› çizen Tuncer Hatuno¤lu, Ar-Ge, tasar›m ve inovasyonu da iflin içine katarak pazar pay›n› geniflletmek isteyen sanayicilerin üniversite ile çal›flmas›n›n kaç›n›lmaz oldu¤unu anlatt›. Hatuno¤lu, “Günümüzde hiçbir konu tek disiplin ile çözülemiyor. Bu sebeple multidisipliner çal›flma için uygun zemin yarat›lmal›. Do¤ru süreçler, otomasyon, ak›ll› üretim, ak›ll› fabrikalar, bunlar›n hepsi akademik iflbirli¤i ile olur. Türkiye, dünyadaki en büyük 10 ekonomi aras›na girecekse, mutlaka üniversitesanayi iflbirli¤ini gelifltirmeli. Türk sanayicisi mevcut yap›s›yla, dünya ile rekabet etmeye çal›fl›yor. Bu çok zor. Mevcut durum ile bu ifli sürdürmeye çal›fl›rsan›z rekabette yenik düflersiniz. Geliflim eylem planlar›, sektörel stratejik eylem planlar›ndan yararlanarak revize edilmeli. Üniversiteler içinde de sanayiye yönelik de¤er yaratan projelere öncelik verilmeli” dedi. Uzaklara gitmenize gerek yok “E¤itimde ‹flbirli¤ine Sanayici ve Üniversite Taraf›ndan Bak›fl” konulu 78 Bak›fl 132 sunumunda, iki taraf›n da iflbirli¤i noktas›nda baz› çekincelerinin oldu¤unu söyleyen Zeynep Kahveci, “Üniversitenin; E¤itim ile bafllayan iflbirli¤ini araflt›rma iflbirli¤ine dönüfltürmek, Lisans e¤itimi için gerekli uygulama alanlar›na ulafl›m, ‹flbirli¤i baflar›yla sonuçlan›rsa bunun paylafl›m› ve Prestij gibi baz› beklentileri var. fiunu vurgulamak istiyorum: E¤itimle donanm›fl ciddi bir akademik kadromuz var. Dolay›s›yla faydal› iflbirlikleri için uza¤a gitmeye gerek yok” dedi. ‹flbirli¤inden sanayinin de; Rekabet üstünlü¤ü yaratacak bilgiye eriflim, Teknolojik bilgiye sahip kiflilerle iflbirli¤i kurmak ve gelifltirmek, Sonuç almaya yönelik araflt›rma, Fikri ve s›nai mülkiyet haklar›n›n korunmas›, E¤itime yap›lan yat›r›mlar›n geri dönüflünün sa¤lanmas› gibi baz› beklenti ve isteklerinin oldu¤unu ifade eden Kahveci, baflar›l› sonuçlar için karfl›l›kl› güven ve koordinasyonun önemine de vurgulad›. Mevcut durum çok da kötü de¤il Üniversite-sanayi iflbirli¤inde gelinen noktan›n çok da kötü olmad›¤›n› belirten R›dvan Aslan, özellikle uluslararas› literatürlere giren ciddi iflbirliklerinin gelifltirildi¤ine dikkat çekti. Son befl y›lda sanayiye yönelik befl bine yak›n sertifikasyon e¤itimi yap›ld›¤›n› anlatan Aslan, 22 AB projesinde toplamda 700’ü bulan iflletme, kamu ve üniversite kat›l›mc›s›n›n, asl›nda karfl›l›kl› iflbirli¤inin yap›ld›¤›n› gösterdi¤ini ifade etti. Aslan, “ULUTEK’te 1300’ü bulan projede ise akademisyen kat›l›mc› say›s› 300 civar›nda… Teknoparklarda üretilen tüm projelerde akademisyenlerin varl›¤› de¤erlendirmeye tabi tutuluyor. Sonuç itibariyle; iflbirli¤i için iki taraf›n da ihtiyaç hissetmesi ve bu ihtiyac› gidermeye yönelik ad›m atmas› gerekiyor. Suçlamak ise en kolay yol. fiu ana kadar belli bir noktaya ulaflt›k, fakat bundan sonra nas›l daha ileri gidebiliriz konusunu araflt›rmal›y›z. Sanayinin, akademisyenlere ‘bizden biri’ gibi davranmas› da çok önemli bir konu” diye konufltu. Bir sonraki nesil bizden daha iyi olmal› ‘Uygulama(l›)s›z e¤itim’ konulu sunumunda, üniversite ile sanayinin e¤itimde mutlaka birlikte olmak durumunda oldu¤unu anlatan Ak›n Burak Etemo¤lu, Bursa ifl dünyas›n›n Uluda¤ Üniversitesi’ne çok önemli destekler verdi¤ini ve bu deste¤in sürekli olmas›n› arzu ettiklerini kaydetti. Üniversitenin BUS‹AD ile ortaklafla hayata geçirdi¤i projelerden de memnuniyetle bahseden Etemo¤lu; staj programlar›, seminerler, e¤itim programlar›n›n revizyonu, ö¤renci projelerinin sanayinin katk›s›yla yürütülmesi ve ortak etkinliklerin iki tarafa da büyük katk›s› oldu¤unu vurgulad›. Etemo¤lu, “fiu anda 193 ö¤rencimiz 133 projeyi sanayinin içinde yürütüyor. ‹fl odakl› e¤itim unsurlar› e¤itim sistemi içine kal›c› bir flekilde enjekte edilmeli. Bunu yapamazsak baflar›l› olamay›z. Bir sonraki nesil bizden iyi olmal›” dedi. Çin’de yat›r›m yapman›n püf noktalar› BUS‹AD’da anlat›ld› BUS‹AD Yönetim Kurulu’nun organize etti¤i, “Çin’de Yat›r›m Yapmak” konulu yuvarlak masa toplant›s›nda; dünyan›n h›zla geliflen iki ülkesi aras›ndaki ortak iflbirli¤inin daha fazla art›r›lmas› için yap›lmas› gerekenler ele al›nd›. Toplant›da BUS‹AD üyeleri, Çin ile ilgili sorular›n› en yetkili isimlere iletme f›rsat› da buldu. B US‹AD Yönetim Kurulu, “Çin’de Yat›r›m Yapmak” konulu bir yuvarlak masa toplant›s› düzenledi. Çin Bursa Fahri Konsolosu Nejat Yahya’n›n giriflimleri ve BUS‹AD Baflkan Yard›mc›s› Cem Çak›r’›n ev sahipli¤inde gerçeklefltirilen toplant›ya; Çin’de üretimi olan, 80 Bak›fl 132 ihracat yapan veya iflbirli¤i planlayan, a¤›rl›kla mermer, otomotiv yan sanayi ve tekstil sektörlerindeki Dernek üyeleri kat›ld›, merak edilen sorular›n yan›tlar›, Çin Halk Cumhuriyeti’ni temsilen ‹stanbul Baflkonsolos Yard›mc›s› Ding Xiaohong, Ticari Konsolos Huang Songfeng ve Ticari Konsolos Yard›mc›s› Mao Jin’den al›nd›. Toplant›da ayr›ca; enerji ve inflaat sektörlerinde faaliyet gösteren, dünyan›n en büyük 16. müteahhitlik firmas› olan Sinohydro’dan Zhang Xiaowei ve Qifen Zhang da kat›l›mc›lara bir sunum yapt›lar. Yat›r›mc›lara vize konusunda kolayl›k sa¤lanmal› Yapt›klar› de¤erlendirmede; Çin’in rekabet avantaj› sa¤layan bir üretim modeli oldu¤unu ve yerel yönetimlerin, yabanc› sermayenin önünü açmak için ciddi gayret gösterdi¤ini belirten Bursal› ifladamlar›, özellikle vize konusundaki sorunlar›n›n giderilmesini ve yat›r›mc›lara özel koflullar uygulanmas› gerekti¤ine dikkat çekti. Kat›l›mc›lar, iki ülke aras›ndaki d›fl ticaret a盤›n›n oldukça dengesiz seyretti¤ini, dolay›s›yla Çin’e yap›lacak ihracat›n art›r›lmas› için çal›flmalar yap›lmas› iste¤ini de Çinli yetkililere ilettiler. Ortak sermayeli iflbirli¤i daha uzun süreli olur Dünyan›n h›zla geliflen iki ülkesi olan Çin ile Türkiye aras›ndaki ekonomik iliflkilerin önümüzdeki dönemde daha da artaca¤›na olan inanc›n dile getirildi¤i toplant›da, ‘kazan-kazan’ ilkesi do¤rultusunda, ortak sermayeli iflbirli¤inin daha Yuvarlak Masa Toplant›s› uzun süreli ve kazançl› olaca¤›na iflaret edildi. Her türlü deste¤i vermeye haz›r›z Çin ‹stanbul Baflkonsolos Yard›mc›s› Ding Xiaohong, yapt›¤› de¤erlendirmede, Bursa’n›n tekstil, otomotiv ve turizm sektörleri aç›s›ndan çok önemli bir flehir oldu¤unu söyledi. Birçok küresel flirketin Bursa’da yat›r›m yapt›¤›n› belirten Xiaohong, önemli olan›n; iki ülkenin birlikte geliflmesi ve kalk›nmas› oldu¤una dikkat çekti. Xiaohong, Baflkonsoloslu¤un, Çin ile Bursa aras›ndaki ekonomik ve ticari iliflkilerin geliflmesi için her türlü deste¤i vermeye haz›r oldu¤unu da kaydetti. Ekonomik iliflkiler son 10 y›lda h›zla geliflti Ticari Konsolos Huang Songfeng ise, Çin ile Türkiye aras›ndaki ekonomik iliflkileri gelifltirmek için yo¤un biçimde çal›flt›klar›n› ifade etti. ‹ki ülke aras›ndaki ekonomik iliflkilerin, hükümetlerin de çabas›yla son 10 y›lda h›zla geliflti¤ine dikkat çeken Songfeng, Çin’in; Kas›m 2014 sonu itibariyle Türkiye’deki toplam yat›r›m miktar›n›n 900 milyon dolar oldu¤unu, söz konusu döneme kadar Türkiye’nin de Çin’de 554 tane proje yürüttü¤ünü ve bunlar›n toplam de¤erinin 200 milyon dolar› buldu¤unu vurgulad›. 2014 Ocak-Kas›m itibariyle iki ülke aras›ndaki toplam ticaret hacminin 20 milyar 900 milyon dolara ulaflt›¤›n› anlatan Songfeng, “Bu dönemde Türkiye’ye yapt›¤›m›z ihracat miktar› 17 milyar 500 milyon dolar, ithalat›m›z ise 3 milyar 400 milyon dolar oldu. Rakamlar birkaç y›l önce daha h›zl› gelifliyorken, geçen y›l biraz azald›. Fakat yine de yüzde 4’lük bir art›fltan söz edebiliriz” dedi. Çin’e ihracatta Bursa, çok önemli bir kent Çin’den ithalat›n dönem dönem elefltiri konusu oldu¤unu, fakat bu durumun serbest piyasa ekonomisi içinde arz-talep dengesine göre flekillendi¤ini anlatan Songfeng, ihracat›n daha çok elektronik ve makine, ithalat›n ise a¤›rl›¤› Bursa’dan olmak üzere mermer, krom ve boraks üzerinde yo¤unlaflt›¤›n› kaydetti. Songfeng, “Bursa; mermer ve krom aç›s›ndan çok önemli bir kent. Türkiye’nin bize olan ihracat›nda Bursa’n›n pay› yüzde 80’den fazla” diye konufltu. Çin’deki üretim yap›s›n›n son dönemde de¤iflmeye bafllad›¤›n› anlatan Songfeng, ‘ucuz üretimle rekabet avantaj› kazanan’ bir ülke olmaktan ç›k›p, baflka ülkelerin yapamad›¤› ifllere odakland›klar›n›n da alt›n› çizdi. 81 Bak›fl 132 ‹fl sa¤l›¤› ve güvenli¤i kurallar›na uyan iflletmelerin verimlili¤i artar “‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Ortam Ölçümlerinin Yönetimi” konulu panelde; çal›flma koflullar›n›n her aç›dan iyi oldu¤u iflyerlerinde, verimlili¤in h›zla artaca¤›, dolay›s›yla çal›flanlar›n ma¤dur edilmemesi ad›na iflverenin, gerekli bütün ölçüm ve testleri yapt›rmas› gerekti¤i ön plana ç›kt›. ‹flyeri ortam ölçümleri ile ilgili de kanunun yay›nlanmas›ndan yaklafl›k bir y›l sonra, 20 A¤ustos 2013 tarihinde “‹fl Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuarlar Hakk›nda Yönetmelik” yay›nland›¤›n› belirten Hatuno¤lu, bu yönetmeli¤in, iflyerinde ortam ölçümü yapt›rmak isteyen firmalara k›lavuz oldu¤unu kaydetti. US‹AD Çevre ve ‹fl Sa¤l›¤› Güvenli¤i Uzmanl›k Grubu taraf›ndan düzenlenen “‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Ortam Ölçümlerinin Yönetimi” konulu panel yo¤un bir kat›l›ma sahne oldu. BUS‹AD Evi’nde düzenlenen panelin aç›l›fl konuflmas›n› yapan BUS‹AD Baflkan Yard›mc›s› Tuncer Hatuno¤lu, 2014 y›l›nda maden ve inflaat sektöründe toplu ölümlerle sonuçlanan ifl kazalar› yafland›¤›n›, ifl kazalar› ve meslek hastal›klar› s›ralamas›nda Türkiye’nin ne yaz›k ki ‘güvensiz çal›flan bir ülke’ olarak nitelendirildi¤ini, özellikle ifl kazas› bildirimi, meslek hastal›klar›n›n teflhis edilmesi ve tan› konulmas› süreçlerinin de etkin olarak iflletilmedi¤ini vurgulad›. Hatuno¤lu flöyle devam etti: “Kalite yönetim sistemi yaklafl›m› olan ‘ölçemedi¤iniz fleyi iyilefltiremezsiniz’ mant›¤›yla iflyerinde meslek hastal›klar› için gürültü, titreflim, toz, kimyasal, ifl kazalar› için de iflyeri ayd›nlatma yeterlili¤i ölçümleri mutlaka yap›lmal› ve ölçüm sonuçlar›n›n yer ald›¤› rapora göre gerekli iyilefltirmeler sa¤lanmal›. ‹flyerinin ‘sa¤l›kl› bir ortam’ olmas› demek, çal›flanlar›n da iflini verimli biçimde yapmas› demektir. ‹fl güvenli¤i ortam ölçümleri bu noktada çok önemli bir yer tutar ve yap›l›pyap›lmamas›ndan iflveren sorumludur. ‹fladamlar› olarak sa¤l›¤›n her fleyden önce geldi¤ini göz önünde bulundurup, B Kanunla birlikte çal›flmalar h›z kazand› 6331 say›l› ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Kanunu’nun yürürlü¤e girmesiyle birlikte sa¤l›k ve güvenlik konular›nda çal›flmalar›n hareket kazand›¤›na dikkat çeken Hatuno¤lu, “30 Haziran 2012 tarihinde ‹SG Kanunu‘nun yay›nlanmas›yla birlikte mevcut yönetmelikler, kanunun daha aktif uygulanmas› amac›yla revizyon gördü ve güncellendi. Güncellenen mevzuat›n h›zl› bir flekilde iflyerlerinde uygulanmas›, iflyeri hekimi ve ifl güvenli¤i uzman› görevlendirmelerinin zorunlu tutulmas›yla kay›t sistemi de günden güne iyilefliyor” dedi. 82 Bak›fl 132 Sa¤l›kl› bir iflyeri ortam›, daha fazla verimlilik demektir çal›flanlar›m›z› ma¤dur etmemek için ölçümleri zaman›nda yapt›r›p, gerekiyorsa iyilefltirmeleri sa¤lamal›y›z.” “‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Ortam Ölçümlerinin Yönetimi” Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, MARS‹FED Baflkan› ‹hsan Karademirler’in oturum baflkanl›¤›n› yapt›¤› panelde; Doç. Dr. Tülin Gündüz Cengiz, “Gürültü ve Panel: ‹fl Sa¤l›¤› Titreflimin ‹nsan Üzerindeki Etkisi”, ÇSGB ‹SGGM Laboratuar Yetkilendirme Birimi Sorumlusu Vekili Ka¤an Yücel, “‹flyeri Denetimlerinde Karfl›lafl›lan Durumlar ve Yasal Beklentiler”, ÇEDFEM Genel Müdürü Hüsamettin Çoban, “Ölçüm Yöntemleri, Ölçüm Sonuçlar›n›n De¤erlendirilmesi” ve TOFAfi-‹fl Güvenli¤i Uzman› Ömer fiimflek ise, “Ortam Ölçümleri Yönetiminin TOFAfi Uygulamas›” konular›nda kat›l›mc›lara bilgi verdiler. Gürültü ile mücadele etmeliyiz Tüberküloz basilinin kaflifi olan Robert Koch’un bundan bir as›r önce söyledi¤i, “‹nsanl›k yak›n zamana kadar veba ve kolera ile nas›l mücadele ediyorsa, günün birinde gürültü ile de mücadele etmek zorunda kalacak” sözüne at›fta bulunan Tülin Gündüz Cengiz, “‹flte o gün bugün...” dedi. Yüksek ve kronik gürültünün; günümüzde tedavisi olmayan sa¤›rl›¤a neden oldu¤unu ifade eden Cengiz, “Görmek istemedi¤imiz zaman gözümüzü kapatabiliriz, ancak böyle bir olanak duymak için yoktur. Gürültü etki süresi artt›kça sürekli duyma kayb› meydana geliyor. Bu durumda insanlar, normal günlük konuflmalarda bile duyamama sorunu yaflayabiliyor” dedi. Ölçümler yetkili laboratuarlarda yapt›r›lmal› ‹flyeri hijyeninin; ifl yerinde var olan bütün fiziksel-kimyasal-biyolojik faktörlerin tespit edilmesini ve insan sa¤l›¤›n› etkilemeyecek flekilde kontrol alt›na al›nmas›n› gerekli k›ld›¤›n› söyleyen Ka¤an Yücel, Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’n›n 20 A¤ustos 2015 tarihinden itibaren, iflyeri hijyen ölçümü ve test analizi konusunda yetkilendirilen laboratuarlardan hizmet al›nmas›n› mecburi k›ld›¤›n› vurgulad›. Laboratuar sonuçlar›n›n her zaman yüzde 100 kesin olamad›¤›n› belirten Yücel, bu manada zaman ve maddi kay›p yaflanmamas› için Bakanl›¤›n internet sitesinde yay›nlad›¤› laboratuarlarla çal›fl›lmas›n› da tavsiye etti. “Ölçmeden yönetemezsiniz…” Bakanl›k taraf›ndan yetkilendirilmifl bir laboratuar olan ÇEDFEM’in Genel Müdürü Hüsamettin Çoban, ölçüm ve analiz yapt›r›lmas›n›n kanunla mecburi tutuldu¤unu anlatt›. 20 A¤ustos 2015 tarihinden sonra, ölçüm ve analizlerin yetkili laboratuarlara yapt›r›lmas›n›n gerekti¤ini belirten Çoban, ileride s›k›nt› yaflanmamas› için, yapt›r›lmak istenen ölçümün, söz konusu laboratuar›n yetki belgesi kapsam›nda olup-olmad›¤›na bak›lmas›n› da önerdi. Tekstil kenti olan Bursa’da ‘pamuk tozu ölçümünün’ 7-8 ay önce gündeme geldi¤ini ve bugüne kadar hiç ölçüm yap›lmayan baz› spesifik alanlar bile olabildi¤ini kaydeden Çoban, çal›flan personelin de bu manada sorumlulu¤u oldu¤unu dile getirdi. Çoban, “E¤er iflyerinizde bir meslek hastal›¤›na veya ifl kazas›na sebebiyet vermek istemiyorsan›z, en iyi sizin bildi¤iniz proseslerinizi tekrar bu gözle de¤erlendirin. Ölçmeden yönetemezsiniz” diye konufltu. 22 farkl› test ve ölçüm gerekiyor ‹flverenlerin yasalar gere¤i; toz, gürültü, titreflim, kimyasal, ayd›nlatma, termal konfor, elektro manyetik alan ve asbest olarak belirlenen ana gruplarda 22 farkl› test ve ölçüm yapt›rmak zorunda oldu¤unu belirten Ömer fiimflek ise, TOFAfi’taki ifl sa¤l›¤› güvenli¤i uygulamalar›ndan bahsetti. fiimflek, TOFAfi olarak 2014 y›l›nda; bin 32 adet gürültü, 26 adet toz, 987 adet ayd›nlatma, 5 adet asbest, 145 adet kimyasal, 8 adet titreflim ve 22 adet elektromanyetik alan olmak üzere, ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i alan›nda yapt›rd›klar› toplam 2 bin 225 adet ölçüm ve analiz oldu¤unu da ifade etti. 83 Bak›fl 132 ‘BORG‹P’ ile hem ekonomide hem de refahta çarpan etkisi yarat›lacak TÜRKONFED ve TÜS‹AD iflbirli¤inde yürütülen ‘BORG‹P’i Bursal› ifl insanlar›na tan›tan TÜRKONFED YK Üyesi fiükrü Ünlütürk, projeyle; çözüm sürecine destek olmay› ve temelde Do¤u ile Bat› bölgelerinin birlikte kalk›nmas›n› amaçlad›klar›n› vurgulad›. Benzer projelerden çok farkl› Projede nihai amac›n; üye firmalar›n büyümesi ve karl›l›klar›n›n art›r›lmas› oldu¤unu anlatan Ünlütürk, “Benzer amaçla yap›lm›fl çal›flmalardan ve projelerden temel fark; Do¤u ve Güneydo¤u illerimizdeki mevcut yat›r›mc›lar›n ve giriflimcilerin, gerek giriflim önerilerinin gelifltirilmesi veya mevcut iflletmelerinin büyütülmesi, gerekse yeni yat›r›mlar› için ihtiyaç T ÜRKONFED ve TÜS‹AD iflbirli¤inde yürütülen ‘Bölgeleraras› Ortak Giriflim Projesi’nin (BORG‹P)’ tan›t›m› amac›yla BUS‹AD ve MARS‹FED’in ev sahipli¤inde bir toplant› düzenlendi. BUS‹AD Evi’nde yap›lan toplant›da TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi fiükrü Ünlütürk, BORG‹P’in ç›k›fl noktas›n› ve hedeflerini anlatt›. Do¤u ile Bat› birlikte kalk›nacak Hükümetin bafllatt›¤› çözüm sürecine destek olmay› ve temelde Do¤u ile Bat› bölgelerinin birlikte kalk›nmas›n› arzu ettiklerini söyleyen Ünlütürk, “Bu, heyecan ve katk› projesi… Do¤u’da milli gelir düzeyi ortalama 4 bin dolar iken bizim Bat›’da ortalama 17 bin dolarda olmam›z pek bir fley ifade etmiyor. Bölgeler aras› bu kadar büyük gelir uçurumu olan bir ülkede huzur içinde yaflaman›n da imkan› yok. Biz çok say›da üyemiz ve ifl insanlar›n›n katk›s›yla önemli ifller baflaraca¤›z. Kendi imkanlar›m›zla, bilgi ve becerimizle o bölgenin kalk›nmas›na katk›m›z olsun istiyoruz” dedi. TÜRKONFED Yönetimi ile TÜS‹AD’›n iflbirli¤inde yürütülen söz konusu proje ile ileriki süreçlerde KOB‹ niteli¤indeki tüm iflletmelerin faydalanabilece¤i bir destek sistemi kurmay› öngördüklerini anlatan Ünlütürk, bu inisiyatifin özellikle; flirket yönetim bilgi ve becerilerinin art›r›lmas›, hukuki-mali konularda destek hizmetlerinin sa¤lanmas›, pazarlama ve teknoloji kullan›m› gibi alanlarda deste¤e ihtiyaç duyan firmalara ulaflmay› hedefledi¤i vurgulad›. 84 Bak›fl 132 duyduklar› her türlü deste¤in ifl dünyas›n›n inisiyatifiyle sa¤lanmas› amaçlan›yor. Bir di¤er ifadeyle, söz konusu bölgelerdeki ekonomik geliflmenin ve istihdam yarat›lmas›n›n merkezine bölgenin yerel ifl insanlar› konulacak” diye konufltu. Çapraz refah etkisi de yaratacak “Ülkemizin Do¤u ve Bat›s›ndaki ifl insanlar›n› bir araya getirerek sinerji yaratmak ve baflar›l› uygulamalar›n art›r›lmas› yoluyla çarpan etkisi oluflturmak istiyoruz” diyen Ünlütürk, Do¤udaki kalk›nman›n, Türkiye’nin potansiyel büyümesine yüzde 1 civar›nda katk› sa¤lamas›n›n mümkün oldu¤unu dile getirdi. Ünlütürk, dolay›s›yla bu ekonomik büyümenin çapraz refah etkisi yarataca¤›n› ve sosyal kalk›nmay› olumlu etkileyece¤ini de ifade etti. BORG‹P’e nas›l dahil olunabilir? fiükrü Ünlütürk, BORG‹P’e nas›l dahil olunabilece¤i konusunda da flu bilgileri aktard›: “Do¤u veya Güneydo¤u Anadolu’da yat›r›m yapmak veya bu bölgelerdeki firmalarla iflbirli¤i olanaklar›n› araflt›rmak arzusundaki tüm firmalar›m›z, üye olduklar› derneklerin yönetimlerine baflvurarak proje içinde yer alabilir. Ayr›ca projede dan›flman veya mentor olarak yer almak isteyen; ifl hayat›nda deneyimli, benzer ifl kollar›ndaki di¤er firmalara yard›mc› olabilece¤ini düflünen üyelerimizin baflvurular›n› da bekliyoruz.” Bursal› ifladamlar›ndan tam destek fiükrü Ünlütürk’ün aç›klamalar›ndan oldukça memnun olan BUS‹AD ve MARS‹FED üyeleri, sunum sonras› yapt›klar› de¤erlendirmelerde, Türkiye’nin topyekun kalk›nmas›na ciddi katk› yapaca¤›n› düflündükleri BORG‹P’e her türlü deste¤i vermeye haz›r olduklar›n› ifade ettiler. BUS‹AD’dan KÜS‹, gelecek ad›na BUS‹AD ile örnek projelere imza atmak istiyor KÜS‹ Türkiye Çal›flma Grubu Baflkan› Prof. Dr. Zeynep Kahveci, üniversite-sanayi iflbirli¤inde örnek projelere imza atan BUS‹AD ile yeni dönemde de ortak çal›flmalar yapmak istediklerini belirtirken, BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, ülkenin gelece¤i ad›na her türlü projede yer alabileceklerini vurgulad›. sa¤layaca¤›n› vurgulad›. Kahveci, bu konuya Bakanl›¤›n da büyük önem verdi¤ini kaydetti. ilim Sanayi ve Teknoloji Bakanl›¤› Kamu Üniversite Sanayi ‹flbirli¤i (KÜS‹) Türkiye Çal›flma Grubu Baflkan›, Uluda¤ Üniversitesi Rektör Dan›flman› Prof. Dr. Zeynep Kahveci, iflbirli¤i projelerini görüflmek üzere BUS‹AD Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti. BUS‹AD ile ortakl›¤›m›z büyük övgü ald› Kahveci, “Üniversite sanayi iflbirli¤i konusunda y›llard›r baflar›l› ve örnek çal›flmalar yapt›¤›m›z BUS‹AD ile KÜS‹ Baflkanl›¤›m süresince de yine fark›ndal›k yaratan projelere imza atmak istiyoruz. BUS‹AD ile yapaca¤›m›z her çal›flman›n ülke genelinde örnek olmas›n› amaçl›yorum. Hatta ortaklafla gerçeklefltirdi¤imiz projeleri Bakanl›k’ta yapt›¤›m›z toplant›larda da s›kça dile getirdim ve büyük övgü ald›k. Fakat bu dönemde yapaca¤›m›z çal›flmalar›, kent d›fl›nda biraz daha bölgesele tafl›mam›z gerekiyor” dedi. Ara mal› üretiminin ‘yerlilefltirilmesi’ KÜS‹’nin ülke genelindeki toplam 26 çal›flma bölgesinin temsilcilerinden oluflan Çal›flma Grubu’nun Baflkanl›¤›n› yürüten Kahveci, ziyarette yapt›¤› de¤erlendirmede, özellikle ara mal› üretiminin “yerlilefltirilmesi” konusunu çok önemsediklerini ve bu alanda at›lacak ad›mlar›n Türkiye ekonomisine gelecek için çok büyük katk› Yan sanayilere yeni ufuklar açaca¤›z Y›llard›r oldu¤u gibi yeni dönemde de üniversite-sanayi iflbirli¤inin gelifltirilmesi noktas›nda her türlü katk›y› yapmaya haz›r olduklar›n›n alt›n› çizen BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan ise, özellikle Bursa’n›n gelece¤ine yönelik, sektörel bazda de¤er zinciri oluflturulmas› için kapsaml› bir çal›flman›n haz›rl›¤›n› yapt›klar›na dikkat çekti. “Bu projemizi B de en baflta Uluda¤ Üniversitemiz ile gelifltirmek istiyoruz” diyen Baylan, söz konusu projenin, KÜS‹’nin hedefinde de oldu¤u gibi özellikle yan sanayilere yeni ufuklar açaca¤›n› kaydetti. Projelerimizin temelinde ‘ö¤renci’ var Baylan, “Amac›m›z; sektörlere yeni dönem için yeni hedefler verebilmek ve onlara yol haritas› çizmek. Öte yandan; firmalar›n Ar-Ge bölümlerinde çal›flabilecek arkadafllar›n yetkinli¤ini art›rmak, belki bir sertifikasyon program› haz›rlamak için de çal›flmalar›m›z var. Bizim tüm çal›flmalar›m›zda; sanayi ve üniversite iflin temelinde yer al›yor. ‹flin oda¤›nda ise ö¤renciler var. Yapt›¤›m›z ve yapaca¤›m›z projeler, Türkiye’nin gelece¤ine yön verecek boyuttad›r” diye konufltu. Toplant›da; BUS‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi ortakl›¤›nda devam eden, staj program› ile doktora ve lisans üstü tez konular›n›n sanayinin içinden seçilmesi projelerinin de KÜS‹’nin faaliyet alanlar› içinde de¤erlendirilmesi gerekti¤i önerisi kabul gördü. 85 Bak›fl 132 2014 Bursa Kalite Ödülü ile Kalite ve Baflar› Sempozyumu’nda geri say›m Özel Kurumlar kategorisinde Bürosit ve Yazaki Otomotiv, Kamu Kurumlar› kategorisinde ise Gemlik As›m Kocab›y›k MYO ile Gemlik Anadolu ‹mam Hatip Lisesi, ‘2014 Bursa Kalite Ödülü’ sürecinde yer ald›. 13. Kalite ve Baflar› Sempozyumu’nun ana temas› da ‘Mükemmelli¤e Yolculuk’ olarak belirlendi. a¤dafl kalite anlay›fl›n›n yayg›nlaflmas›, kalite çal›flmalar›n›n teflvik edilmesi ve ödüllendirilmesi amac›yla 1998 y›l›ndan bu yana KalDer Bursa fiubesi ve Bursa Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i (BUS‹AD) iflbirli¤i ile yürütülen Bursa Kalite Ödül süreci, Eylül 2014’te yap›lan Bursa Kalite Ödülü Bas›n Toplant›s› ile kurumlara duyuruldu ve ard›ndan baflvurular al›nd›. Ç BUS‹AD Yönetim Kurulu Baflkan› Günal Baylan, KalDer Bursa fiubesi Yönetim Kurulu Baflkan› Erdal Elbay ile Bursa Kalite Ödülü Yürütme Kurulu (BKÖYK) Baflkan› Sadettin Çiçek detayl› bilgi verdi. Sempozyumda konunun uzmanlar› ile yeni ve farkl› yaklafl›mlar› mükemmellik anlay›fl› içinde ele alaca¤›z. Kurulufl baflvurular›n›n al›nmas›n›n ard›ndan kurum ve kurulufllar›n e¤itimleri gerçekleflti ve kurulufllar baflvuru dokümanlar›n› haz›rlamaya bafllad›. Bursa Kalite Ödülü Jürisi’nin nihai karar›yla sonuçlar 18 Nisan 2015 Cumartesi akflam› Bursa Kalite Ödülü töreninde aç›klanacak. Bizler ve Bursa için gurur kayna¤› Ça¤dafl kalite anlay›fl›n›n ve mükemmellik kültürünün Bursa ve çevresinde yayg›nlaflmas› için BUS‹AD ve KalDer’in ortak ak›lla bafllatt›¤› bu örnek çal›flman›n y›llard›r kente önemli katk› koydu¤una inand›klar›n› söyleyen Günal Baylan, “‹ki etkinli¤imize ilgi ve deste¤in her geçen y›l artmas› bizleri gururland›r›yor. Bu güzel organizasyonun ikinci günü ise; EFQM Mükemmellik Modeli ile sürekli mükemmelli¤i yakalamak için kalite yolculu¤una kat›lan firma ve kurumlar›m›z› Kalite Ödülü ile taçland›rd›¤›m›z Bursa Kalite Ödülü törenimiz var. Bu etkinli¤imiz de bizler ve Bursa için bir gurur kayna¤›. Ödül sürecine kat›lan kurum ve kurulufllara Bursa’ya örnek olduklar› için teflekkür ediyor, mükemmellik yolculu¤unda baflar›lar›n›n devam›n› diliyorum” dedi. Süreçte dört kurum yer al›yor Özel Kurumlar kategorisinde; Bürosit ve Yazaki Otomotiv, Kamu Kurumlar› kategorisinde ise UÜ Gemlik As›m Kocab›y›k Meslek Yüksek Okulu ile Gemlik Anadolu ‹mam Hatip Lisesi… Bursa Kalite Ödülü süreci ile 13. Kalite ve Baflar› Sempozyumu hakk›nda düzenlenen bas›n toplant›s›nda, Dünya h›zla geliflerek flekilleniyor. Birçok sektör için toplam kalite yönetimi her zamankinden daha önemli bir hale geldi. Kurumlar ve özel sektör, geliflmek ve ilerlemek için hangi baflar›l› örneklerden, hangi yeni ifl modellerinden faydalan›yor? Hem bireysel hem de toplumsal kalk›nma için neler yap›lmal›? Süreç 18 Nisan’da sona erecek “Bu y›l sürece dört kurum daha kat›larak kalite yolculu¤unda biz de var›z dedi” diyen Erdal Elbay ise, “‹fl mükemmelli¤ini hedefleyen bu kurumlar›m›z, ald›klar› sonuçlarla sadece kendi kurumlar›na de¤il, kentimize katk› sa¤l›yor, di¤er kurulufllara mükemmellik 86 Bak›fl 132 Sempozyum Kalite Ödülü yolculu¤unda örnek oluyor ve Bursa’n›n ad›n› ulusalda duyuruyor” diye konufltu. Sadettin Çiçek de, “Ödül sürecine her y›l alt yap›s› haz›r, EFQM Mükemmellik Modeli’ni benimsemifl belli say›da kurumu dahil ediyoruz. Bu y›l 2 kamu, 2 özel olmak üzere süreçte 4 kurumumuz yer al›yor. Kurumlar baflvurular›n›n ard›ndan haz›rl›klar›n› yo¤un bir flekilde sürdürüyor. Daha önce aç›klad›¤›m›z takvim do¤rultusunda planlama ve ifl ak›fl›m›z› gerçeklefltirece¤iz. Bu süreçte kurumlar EFQM Mükemmellik Modeli’ni benimseyerek liderden, çal›flanlara, müflteri memnuniyetine kadar süreçlerinde iyilefltirmeler yapacak ve performans› art›fl› yaflayamaya bafllayacaklar. Süreç, 18 Nisan 2015’te ödül alan kurulufllar›n aç›klanmas›yla sona erecek” dedi. Mükemmelli¤e Yolculuk… Kalite ve Baflar› Sempozyumu; ça¤dafl kalite anlay›fl›n›n, mükemmellik kültürünün Bursa ve çevresinde yayg›nlaflmas› amac›yla 2003 y›l›ndan bu yana her y›l KalDer Bursa fiubesi ve BUS‹AD iflbirli¤inde, Bursa Valili¤i, Uluda¤ Üniversitesi, Uluda¤ ‹hracatç› Birlikleri ve AIESEC Bursa fiubesi’nin deste¤iyle düzenleniyor. 17-18 Nisan 2015 tarihlerinde gerçeklefltirilecek olan 13. Kalite ve Baflar› Sempozyumu, ”Mükemmelli¤e Yolculuk” temas›yla yap›lacak. Neden Mükemmelli¤e Yolculuk? Baflka bir dünyada yafl›yoruz art›k. Dünün flartlar› bugünün flartlar›na hiç benzemiyor. Mükemmelli¤i aray›fl kaç›n›lmaz… Ekonomide, teknolojide, sosyal yaflamda, kültürler aras› diyaloglardaki geliflmeler ve ilerlemeler, h›zl› tüketim al›flkanl›klar›, her an karfl›m›za ç›kabilen riskler, krizler, do¤al kaynaklar›n h›zla azalmas›; bize uzun zamand›r hayata farkl› aç›lardan bakmam›z›, yaflam ve ifl flekillerimizi zaman zaman de¤ifltirmemizi ve sürekli ilerlememiz gerekti¤ini belirtiyor. ‹flte bu bafll›klardan yola ç›karak; fark›ndal›k yaratman›n, rekabette öne geçmenin kurumsal formülleri, kat›l›mc› yönetim stratejileri, s›n›rl› kaynaklar›n verimli kullan›lmas›n›n yöntemleri, yetenek yönetimi, toplumun dezavantajl› kesimlerinin sosyal hayata kat›lmas› için sunulan f›rsatlar, eksiklikler, kurumsal mükemmellik için sürdürülebilirlik, Sempozyumda uzman konuklar›n kat›l›m›yla ele al›nacak. Sempozyumda yer alacak paralel oturumlar Marka De¤erler, fiirketlerde De¤iflim Yönetimi, Mükemmeli Arayanlar, E¤itimde Baflar›, Yenileflim ile Mükemmeli Aramak, Stratejik Planlama ve EFQM… Sempozyumda iki gün boyunca farkl› etkinlikler de olacak: Bursa Kalite Ödül Töreni, Yaflam Kalitesi Paneli, Kalite ve Baflar› Fuar›, Karikatür Sergisi, ‘Saklam›yorum, Paylafl›yorum’ Oyuncak ve Kitap Kumbaras›, Uzmanl›k Gruplar› Poster Sunumlar›, Sempozyum An› Foto¤raf› Köflesi, Kitap ‹mza Saati… 87 Bak›fl 132 Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik e¤itimi ikinci kufla¤›n geliflimine katk› sa¤lad› BUS‹AD Kurumsal Yönetim Uzmanl›k Grubu’nun 2. kuflak temsilcilerine yönelik düzenledi¤i ‘Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik’ e¤itimlerinde; liderin rolünün büyük ölçüde de¤iflti¤i, eskiden daha çok ‘patron’ olarak görülen liderin art›k, çal›flanlar›yla birer ortak olmas› gerekti¤i üzerinde duruldu. B US‹AD Kurumsal Yönetim Uzmanl›k Grubu; Dernek üyelerinin ifl hayat›na yeni at›lm›fl veya at›lacak olan genç kuflaklar›n›n kiflisel geliflimine katk›da bulunmak amac›yla ‘Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik’ e¤itimleri düzenledi. Bu do¤rultuda, e¤itimlerin birincisi BUS‹AD Evi’nde, ABD merkezli e¤itim firmas› Blanchard International’›n, 2007 y›l›ndan bu yana liderlik, sat›fl, müzakere, iletiflim, insan iliflkileri, topluluk önünde etkili konuflma ve sunum becerileri gibi çeflitli alanlar›nda faaliyet gösteren E¤itim Uzman› ve Dan›flman› Aksel Karaflahin taraf›ndan ‘Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik’ e¤itimi verildi. Liderin temelde üç becerisi var Çok boyutlu liderin; ‘Teflhis, Esneklik ve Performans ‹çin-Ortakl›k’ olmak üzere üç becerisi oldu¤unu söyleyen Aksel Karaflahin, “Çok boyutlu liderlik, zaman içinde belirli bir amaç ya da görevde en üst performans düzeyine ulaflmalar› için, insanlar› gelifltirmeye yönelik bir modeldir. ‹nsanlar›n kendi kendilerini motive eden ve kendi kendilerini yönlendiren kifliler haline gelmelerine yard›mc› olan bir süreçtir. Çok boyutlu liderlik; kiflinin belli bir amaç ya da görevdeki yeterlilik ve ba¤l›l›k düzeyiyle liderin sa¤lad›¤› direktif ve destek miktar› aras›ndaki iliflkiye dayan›r. Etkili liderlik; kiflinin geliflim düzeyiyle 88 Bak›fl 132 uyumlu bir liderlik stili kullanmakt›r” dedi. Geliflim düzeyinin, ‘yeterlilik’ ve ‘ba¤l›l›k’ olmak üzere iki yönü oldu¤unu kaydeden Karaflahin, “Yeterlilik; kiflinin belli bir amaç ya da göreve getirdi¤i kan›tlanm›fl görev bilgi ve becerileri, Ba¤l›l›k ise, kiflinin bu amaç ya da görevdeki motivasyon ve özgüvenidir” diye konufltu. Son dönemde liderin rolü de¤iflti Son y›llarda liderin rolünün büyük ölçüde de¤iflti¤ini, eskiden liderin daha çok ‘patron’ olarak görüldü¤ünü belirten Karaflahin, bugün ise, liderlerin çal›flanlar›yla birer ortak olmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi. Karaflahin, “Liderler art›k yaln›zca mevkilerinden ald›klar› güçle öncülük edemiyorlar. Liderler, yarg›lay›c› ve de¤erlendirici, ‘emret ve kontrol et’ rolünden uzaklafl›p destekleme, koçluk etme ve flevklendirme vas›tas›yla insanlar›n sorumluluk almas›n› sa¤lamal›d›r. Çok boyutlu liderlik; insanlar› yönetip motive etme yaklafl›m› olarak kal›c›l›k kazand›, Çünkü lider ve liderin destekleyip güvendi¤i insanlar aras›nda bir ortakl›k olmas›n› savunuyor. Bir baflka deyiflle, çok boyutlu liderlik; insanlara yapt›¤›n›z bir fley de¤ildir. Onlarla birlikte yapt›¤›n›z bir fleydir. Çok boyutlu liderli¤in amac›, iletiflimi bafllat›p performans ve geliflim hakk›ndaki görüflmelerin kalite ve s›kl›¤›n› art›rmakt›r” dedi. “En iyi olarak tan›mlanabilecek bir liderlik stili yoktur, duruma göre de¤iflir” diyen Karaflahin, bunun; ‘Geliflim düzeyi kifliden kifliye, amaçtan amaca, görevden göreve de¤iflti¤i için ‘en iyi’ olarak tan›mlanabilecek bir liderlik stili yoktur’ anlam›na geldi¤ini de kaydetti. Yo¤un talep nedeniyle ikincisi düzenlenen e¤itimi, yine ayn› firmadan Yeflim Ustao¤lu verdi. Kurumsal Yönetim Uzmanl›k Grubu Gökhan Karagöl’den ikinci kuflak yöneticilere alt›n de¤erinde ö¤ütler Kurumsal Yönetim Uzmanl›k Grubu taraf›ndan düzenlenen toplant›da, genç ifl insanlar›na tecrübelerini aktaran BOSCH Sanayi ve Ticaret Afi Ticari Genel Müdürü Karagöl, alt›n de¤erinde ö¤ütler verdi. Karagöl gençlere, “Önemli olan; sürekliliktir. Bizim baflar›m›z›n temelinde yatan da budur” dedi. B US‹AD Kurumsal Yönetim Uzmanl›k Grubu taraf›ndan organize edilen ‘Kurumsal Yönetim Tecrübe Paylafl›m Toplant›s›’, BOSCH Sanayi ve Ticaret Afi Ticari Genel Müdürü Gökhan Karagöl’ün ev sahipli¤i ve ‘Profesyonel Gözüyle Kurumsal Yönetim’ ana temas›yla gerçeklefltirildi. BOSCH Evi’nde yap›lan ve BUS‹AD’› gelece¤e tafl›yacak genç ifl insanlar›n›n kat›l›m gösterdi¤i toplant›da Karagöl; ifl hayat› ve kurum kültürü konular›ndaki tecrübelerini paylaflt›. Stajyerlikten Genel Müdürlü¤e… Uzmanl›k grubu üyelerine, 1994 y›l›nda stajyer olarak girdi¤i BOSCH’ta Genel Müdürlü¤e kadar uzanan öyküsünü anlatan Karagöl, kurumsall›k kültüründe dünyaya örnek olan firman›n üretim ve baflar› kriterlerini de aktard›. 129 y›l önce kurulan BOSCH’un Türkiye’de de 105 y›ll›k geçmifli oldu¤unu söyleyen Karagöl, ‘mobilite çözümleri, endüstriyel teknoloji, enerji-bina teknolojileri ve tüketim ürünleri’ ile ‘yaflam›n her alan›nda’ olan kurumun, dünya genelinde 300 bine yak›n çal›flan› ve y›ll›k 50 milyar Euro sat›fl hacmi oldu¤unu vurgulad›. Türkiye ihracat›n›n yüzde 1’i BOSCH’tan BOSCH Türkiye hakk›nda da bilgiler veren Karagöl, “Türkiye’den 5 k›tada 40’tan fazla ülkeye ihracat yap›yoruz. Türkiye’nin y›ll›k ihracat›n›n yüzde 1’ini biz gerçeklefltiriyoruz. Bursa’da ise 6 bin 243 çal›flan›m›zla dizel ve benzinli araçlar için enjektör üretiyoruz. Dünyadaki her befl dizel araçtan birinin enjektörü Bursa’da üretiliyor. Biz asl›nda dizel ve benzinli araçlar için enjektör üretiminin temelini sa¤l›yoruz. Avrupa merkezli bir flirketiz. Fakat dünyan›n her yerinde var›z. Dünyada neresi büyüyorsa oraday›z. Dolay›s›yla Afrika k›tas›yla ilgili de ciddi çal›flmalar›m›z var. Önümüzdeki uzun süreçte, dizel ve benzinli araçlar için enjektör üretmeye devam edece¤imizi belirtmeliyim. Fakat bunun yan› s›ra her y›l elektrikli araçlara yönelik yat›r›mlar da yap›yoruz” diye konufltu. ‘Kusursuz kalite’ çok önemli BOSCH’un küresel üretim anlay›fl›n›; ‘Partnerlerimizin bize ihtiyac› olan her yerdeyiz ve böylelikle müflterilerimizi, pazar› anl›yoruz’ fleklinde özetleyen Karagöl, firman›n baflar› faktörlerini ise, ‘Ba¤›ms›zl›k ve finansal güç, Küresel mevcudiyet, Kalite ve güvenilirlik, ‹novasyon gücü, Stratejik ileri-görüfl yetene¤i, Etkin süreçler ve ‹leriye yönelik insan kayna¤› yetifltirme’ olarak s›ralad›. Karagöl, ‘kusursuz kalitenin’ küreselleflme için çok önemli oldu¤unu da ifade etti. Alt›n de¤erinde tavsiyeler Karagöl, Uzmanl›k Grubu üyesi genç ifladamlar›na alt›n de¤erinde ö¤ütler de verdi. ‹flten kazan›lan paran›n, firman›n ve ülkenin gelece¤i için yine ifle aktar›lmas› gerekti¤inin alt›n› çizen Karagöl flöyle devam etti: “Baflar›; ancak çal›flanlar›n›zla mümkündür. Onlara güvenin. Çal›flma arkadafllar›n›zdan gelen geri bildirimlere aç›k olun ve onlar› dinleyin. Yönetim tarz›n›z aç›k ve fleffaf olsun. Önemli olan, sürekliliktir. Bizim baflar›m›z›n temelinde yatan da budur.” Toplant› sonunda, BUS‹AD Kurumsal Yönetim Uzmanl›k Grubu Baflkan› Onur Oral taraf›ndan Gökhan Karagöl’e plaket takdim edildi. 89 Bak›fl 132 BUS‹AD’dan Bosna Hersek’teki yat›r›m iklimi BUS‹AD üyelerine anlat›lacak Bosna Hersek Fahri Konsolosu Muzaffer Çilek’in, BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan’› ziyaretinde, Türk ifladamlar›na uygun yat›r›m koflullar› sunan ülkedeki f›rsatlar›n, BUS‹AD üyelerine anlat›lmas› için yak›n zamanda bilgilendirme toplant›s› yap›lmas› kararlaflt›r›ld›. osna Hersek Fahri Konsolosu Muzaffer Çilek ve beraberindeki heyet, Bursa Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i Yönetim Kurulu Baflkan› Günal Baylan’› Dernek merkezinde ziyaret ederek, yapt›klar› faaliyetler hakk›nda bilgilendirmede bulundu. B Ziyarette; yak›n zamanda, Bosna Hersek’teki yat›r›m ikliminin BUS‹AD üyelerine anlat›lmas› için ortak bir bilgilendirme etkinli¤i yap›lmas› ve Muzaffer Çilek’in de bu etkinlikte konuflmac› olarak yer almas› kararlaflt›r›ld›. Bosna Hersek’in Türk ifladamlar› için pek çok konuda uygun yat›r›m koflullar› sundu¤unu belirten Muzaffer Çilek, umut vaat eden bu ülkede yat›r›m için geç kal›nmamas› gerekti¤ini vurgulad›. BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan ise, tarihi ve milli ba¤lar›m›z bulunan Balkan ülkelerinin, global rekabette Türk ifladamlar› için f›rsatlar sundu¤unu bildiklerini anlatt›. Baylan, Bosna Hersek’in de bu manada Türk ifladamlar› için pek çok ülkeye girifl kap›s› olarak de¤erlendirilmesi gerekti¤ini kaydetti. Baylan’dan Yenilikçilik-Yarat›c›l›k Uzmanl›k Grubu üyelerine teflekkür BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Uzmanl›k Grubu üyelerine, gerçeklefltirdikleri baflar›l› organizasyonlardan dolay› teflekkür etti. US‹AD Baflkan› Günal Baylan, Dernek etkinlik ve faaliyet ç›tas›n›n yükselmesinde büyük eme¤i geçen uzmanl›k gruplar›ndan, ‘Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Uzmanl›k Grubu’ üyeleriyle bir araya geldi. B Bademli Anadolu Et Lokantas›’nda Grup üyelerine bir yemek veren Baflkan Baylan, BUS‹AD’›n bütün uzmanl›k grubu üyelerine, gösterdikleri azami gayret ve çal›flma hevesi nedeniyle teflekkür etti. 90 Bak›fl 132 Grubun yeni Baflkan› Yeflim Akal›n Geçti¤imiz aylarda baflar›yla gerçeklefltirilen ‘5. Bursa Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’nun ard›ndan, iki y›lda bir yap›lan ‘Yenileflim Ödülleri’ne flimdiden haz›rlanan Grup üyeleri, ayn› akflam ola¤an baflkanl›k devir-teslimi de yapt›. Mevcut Baflkan Duygu Ispalar Güneri’nin önerdi¤i Yeflim Akal›n, üyelerin onay›yla Grubu, ‘6. Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’ ile ‘2. Bursa Yenileflim Ödül Töreni’ne haz›rlayacak isim oldu. Vizyon Söyleflileri ‘Vizyon Söyleflileri’ ifl dünyas›na yeni ufuklar açmay› hedefliyor… BUS‹AD’›n deste¤iyle gerçeklefltirilen ‘Vizyon Söyleflileri’nin ilkinde; Bursal› üreticilerin dünya çap›nda marka olabilmesinin yan› s›ra, kurumlar›n varl›¤›n› sürdürmesi ve ‘itibarl›’ hale gelebilmesi için yap›lmas› gerekenler de anlat›ld›. B US‹AD, Erguvan Tan›t›m ve ‹tibar Atölyesi iflbirli¤iyle gerçeklefltirilen ‘Vizyon Söyleflileri’ BUS‹AD Evi’nde yap›ld›. Erguvan Tan›t›m Ajans Baflkan› Serdar Ömero¤ullar›’n›n moderatörlü¤ünü yapt›¤› etkinlikte, Destek Patent A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Kemal Yamankaradeniz, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derne¤i Baflkan› Serdar Dinler ile ‹tibar Atölyesi Baflkan› Ertan Acar konuflmac› olarak yer ald›. Bursa için yeni bir döneme girmenin zaman›… Ömero¤ullar› aç›l›fl konuflmas›nda; sanayi ve ticarette geliflmifl bir flehir olan Bursa için art›k yeni bir döneme girmenin zaman›n›n geldi¤ini söyledi. Ömero¤ullar›, “Son y›llarda s›kl›kla telaffuz edilen markalaflma, Ar-Ge, inovasyon, patent gibi kavramlar konusunda art›k ifladamlar›m›z›n daha cesur olmas› ve kararl› ad›mlar atmas› gerekiyor. Vizyon Söyleflileri bafll›¤› alt›nda bafllatm›fl oldu¤umuz bu etkinlikler dizisi ile Bursa ifl dünyas›n›n vizyonuna katk› sa¤lamak ve bilgi anbarlar›n› geniflletmek yegane amac›m›z… Her ay yeni konu ve konuklarla bu etkinlik dizisini sürdürece¤iz” dedi. Marka için detayl› araflt›rma yap›lmal› Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan oturuma geçildi. ‹lk olarak söz alan ve markapatent konular›nda önemli bilgiler aktaran Destek Patent YKB Kemal Yamankaradeniz, Türk firmalar›n›n marka tespitinde eksiklikleri oldu¤unu, iyi bir marka için çok detayl› araflt›rma yap›lmas› gerekti¤ini anlatt›. Marka olufltururken ‘isim’ noktas›nda farkl› dillerdeki anlama bak›lmas›n›n önemine dikkat çeken Yamankaradeniz, dünya için ürünün nas›l sat›lmas› konusunun iyi düflünülmesi ve markalaflmak için teknolojinin de üretilmesi gerekti¤ini ifade etti. “Teknoloji üretmek iklim meselesidir” diyen Yamankaradeniz, Türk firmalar›n›n dünyada henüz ‘ac›mas›z rekabet’ ortam›na girmedi¤ini kaydetti. Yamankaradeniz, 30 y›l önce Türkiye'de 1000 olan patent say›s›n›n günümüzde 15 bine ç›kt›¤›n›, ancak örne¤in, Japonya'da bu rakam›n 400 bin düzeyinde seyretti¤ini de kaydetti Gençleri anlamak çok önemli Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derne¤i Baflkan› Serdar Dinler ise, varl›¤›n› sürdürmek isteyen kurumlar›n yapmas› gerekenleri anlatt›. Geçmiflten günümüze, günümüzden gelece¤e olan de¤iflikliklerin önemine dikkat çeken Dinler, kurumlar›n ‘de¤iflime ayak uyduramama’ lüksüne sahip olmad›¤›n› vurgulad›. Dinler, yeni dünya düzeninde özellikle gençleri anlaman›n önemine iflaret etti. ‹tibarl› flirket her zaman kazan›r ‹tibar Atölyesi Baflkan› Ertan Acar da, son y›llar›n en önemli gündem maddelerinden biri olan itibar yönetiminin püf noktalar›n› dinleyicilerle paylaflt›. Yap›lan araflt›rmalar›n; itibarl› flirketlerin yeni bir ürün ya da hizmet gelifltirmese de rakiplerine oranla borsada yüzde 15 daha yüksek fiyatla ifllem gördü¤ünü belirten Acar, 1990'dan sonra kaliteli üretimle birlikte markalaflman›n bafllad›¤›n›, 2000’li y›llarda etik ve kurumsal vatandafll›k kavramlar›n›n geliflti¤ini, sonras›nda da itibarl› olma döneminin bafllad›¤›n› kaydetti. ‹tibar yönetiminin; ‘gündem yönetimi’, ‘paydafll›k yaklafl›m›’ ve ‘bir menk›be yaratmak’ olmak üzere üç temel ekseni oldu¤unu anlatan Acar, ‹tibar Atölyesi olarak ‘Türkiye ‹tibar Endeksi’ araflt›rmas›n› sürdürdüklerini, yak›nda ‘Katma De¤er Endeksi’, ‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘‹stikrar Endeksi’ araflt›rmalar›n› bafllatacaklar›n› da müjdeledi. 91 Bak›fl 132 Meslek lisesi insan›n ufkunu aç›yor ifl hayat›nda özgüven kazand›r›yor Panel ve radyatör sektörünün Türkiye’deki önde gelen üreticilerinden MASTAfi’›n Yönetim Kurulu Baflkan› Mehmet Fikri Ünal, baflar›s›n›n temelinde; hem meslek lisesi mezunu olmas›n›n, hem de bu iflin en alt kademesinden gelmesinin yatt›¤›n› söylüyor. Ünal, firma olarak yeni dönemde özellikle, elektrikli ürünlerle ilgili farkl› projeler ortaya koyacaklar›n› ve böylelikle piyasadaki marka imajlar›n› kuvvetlendireceklerini de vurguluyor. 92 Bak›fl 132 Panel ve radyatör sektörünün Türkiye’deki önde gelen üreticilerinden MASTAfi, yeni dönemde özellikle elektrikli ürünlerle ilgili farkl› projelere imza atmay› planl›yor. Piyasada ‘V‹GO’ markas›yla bilinen MASTAfi’›n Yönetim Kurulu Baflkan› Mehmet Fikri Ünal, “Hedefimiz; elektrikli ürünlerde piyasa de¤erimizi art›rmak. Her y›l 2-3 farkl› ürünü piyasaya ç›karmay› planl›yoruz” dedi. Üretimlerinin ciddi bir bölümünü çok farkl› ülkelere ihraç ettiklerini, elektrikli grupta markalar›n›n her geçen gün daha fazla tan›nd›¤›n› anlatan Ünal, baflar›s›n›n s›rr›n› ise flöyle özetledi: “Bu iflin en alt kademesinden, tabiri caizse oca¤›ndan yetiflti¤imiz için ürünlerimiz oldukça kaliteli… Meslek lisesinde okuman›n da çok yarar›n› gördüm. ‹flimi gelifltirme anlam›nda bana çok büyük etkisi oldu. Sanat okullar› insan›n ufkunu aç›yor. Elinizi tezgaha, saca, demire bulaflt›r›yorsunuz. Bu da size özgüven kazand›r›yor.” Öncelikle BAKIfi okurlar› için k›saca kendinizden bahseder misiniz? 1942-Gemlik do¤umluyum. ‹lk ve orta ö¤renimimi Gemlik’te tamamlad›m, liseyi ise Bursa’da Tophane Endüstri Meslek Lisesi’nde okudum. Üniversite e¤itimimi Y›ld›z Teknik Üniversitesi Makine Mühendisli¤i Bölümü’nde tamamlad›m. Babam uzun y›llar Söylefli bal›kç›l›k ve denizcilik yapt›, Gemlik’te çiftçilik ve zeytincilikle u¤raflt›, daha sonra da SSK’dan emekli oldu. ‹fl hayat›na nas›l at›ld›n›z? 10-11 yafllar›nda ç›rakl›kla ifl hayat›na at›ld›m. ‹lkokulu bitirdikten sonra üniversiteye bafllayana kadar yaz aylar›nda sürekli tu¤la ocaklar›nda çal›flt›m. Gemlik’te oturdu¤umuz evde, uzun y›llar elektri¤imiz yoktu. Gaz lambas› alt›nda ders çal›fl›rd›k. Elektrik ortaokul ikinci s›n›fa bafllad›¤›mda ba¤land›. Meslek lisesinde okuman›n ileriki y›llarda çok yarar›n› gördüm, iflimi gelifltirme anlam›nda bana çok büyük etkileri oldu. Sanat okullar›; insan›n ufkunu aç›yor. Elinizi tezgaha, saca, demire bulaflt›r›yorsunuz. Bu da size özgüven kazand›r›yor. Mühendis olduktan sonra ifl hayat›ndaki hayaliniz neydi? Mühendis olduktan sonra elbette kendime olan güvenim daha da artm›flt› E¤itimimi tamamlad›¤›m andan itibaren hep kendi iflimi kurma hayalim vard›. Üniversiteyi bitirdikten sonra bir y›l kadar Zonguldak’ta maden ocaklar›nda makine mühendisi olarak görev yapt›m. Mesle¤imle alakal› ilk ifl deneyimimi burada yaflad›m. ‹ki y›l askerlik sonras›nda yine Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisans e¤itimi ald›m. Bursa’daki ifl tecrübeniz nas›l bafllad›, nas›l devam etti? Bursa’ya geldikten sonra, 1968 y›l›nda, makine mühendisi olarak Coflkunöz Holding’de ifle bafllad›m. Coflkunöz’ün ilk mühendislerinden biriyim. Coflkunöz o zamanlar yeni yeni geliflmekte olan bir flirketti. Kal›pç›l›k sektöründe faaliyet gösteren ‹ngiltere, ‹talya ve Belçika’da yap›lan çal›flmalar› yerinde gördüm, gözlemlerimi Coflkunöz’de uygulad›m. MASTAfi’›n ilk dönemlerini de anlat›r m›s›n›z? Coflkunöz’de 9 y›l çal›flt›ktan sonra baz› arkadafllarla birlikte 1976’da Mastafl’› kurduk. Fiilen 1977’de üretime bafllad›k. O günün paras›yla 1 milyon TL’lik sermayeyle kurulan bir firmayd›k. Coflkunöz’de yan›mda 360 kifli çal›fl›rken, Mastafl’ta 6 kiflinin bafl›na geçtim. Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde 120 metrekarelik bir yer kiralayarak çal›flmaya bafllad›k. Faaliyetimize Türk Traktör’e traktör parçalar› üretmekle bafllad›k. Daha sonra Tofafl ve Renault’ya ifl yapt›k. Müflteri portföyümüz ve ifl gücümüz artarak devam etti. Büyük çapta kal›p sipariflleri al›yorduk. Ard›ndan, kaporta parça üretimine yöneldik. Konya’daki Tümosan’dan büyük ifller ald›k. Ancak o dönem iktidar de¤iflikli¤iyle birlikte yapt›¤›m›z ifller yar›m kald› ve Konya Tümosan’da beklentiler de¤iflti, ifli durdurdular. Biz de, 2-3 y›l çal›flt›ktan sonra durma noktas›na geldik. 1980 öncesi Renault ve Tofafl’a yapt›¤›m›z ifller de 12 Eylül olaylar› dolay›s›yla sekteye u¤ram›flt›. fians›m›za, biz otomotive yüklendikçe kriz ç›km›flt›. Dolay›s›yla “Kendimize has bir ifl de yapal›m” dedik. Otomotive çal›fl›rken dilimli çelik radyatör imalat›na da bafllad›k. Daha sonra elektrikli ya¤l› radyatör üretimine girdik. 1993 y›l› itibariyle ürün gam›m›za panel radyatörü de dahil ettik. 2009’da otomotiv yan sanayiye olan üretimimizi bitirdik. 2009’dan itibaren elektrikli ürünlerin üretimine yeniden yöneldik. Karoseri otobüs imalat›n›n a¤açtan yap›ld›¤› o dönemde, Bursa’da Kemal Coflkunöz, bu karoserlerin sac profilden üretilmesi becerisini göstermiflti. 1969’dan itibaren de Türk Traktör’e sac kaportalar›n› vermeye bafllad›k. O zamanlar otomotiv yan sanayi sektörü bugünkü manada geliflmifl de¤ildi. Coflkunöz’de kal›pç›l›k ve tezgah üretimi de yap›yorduk. Traktör parçalar› ile alakal› imalat yaparken yurt d›fl›na gitme imkan›m oldu. 93 Bak›fl 132 Elektrikli ürünlerde V‹GO markan›zla bilinirli¤inizi nas›l art›rd›n›z? Üç y›l süren baflvuru sürecinin ard›ndan Vigo markam›z› tescil ettirmeyi baflard›k. Elektrikli ürünlerimizi bu marka ad› alt›nda sat›yoruz. Panel ve radyatörde yaklafl›k 15 ülkeye ihracat›m›z var. Radyatör üretimimizin yüzde 40’›n› ihraç ediyoruz. Elektrikli ürünlerimizi de bugüne kadar 8-10 ülkeye satt›k. Bafll›ca ihracat pazarlar›m›z› Almanya, Belçika, Arap ülkeleri, Yunanistan, Özbekistan, ‹ran fleklinde s›ralayabilirim. Elektrikli grupta markam›z›n bilinirli¤i her geçen gün art›yor. Bu iflin en alt kademesinden, tabiri caizse, oca¤›ndan yetiflti¤imiz için ürünlerimiz oldukça kaliteli. Müflterilerimizden olumlu geri dönüfller oluyor. Üretim yelpazemizde, radyatör ve elektrikli ürünlerin yan› s›ra TÜB‹TAK ile birlikte yürüttü¤ümüz ve Türkiye’de ilk üretimini gerçeklefltirdi¤imiz plakal› ›s› eflanjörleri de var. Öte yandan sac ve plastik kal›pç›l›¤›na da devam ediyoruz. Ancak bu üretimi son y›llarda yal›zca kendimiz için kulland›k, baflka firmalar için flu s›ralar çal›flm›yoruz, ancak ileride düflünüyoruz. Piyasadaki di¤er ürünlerle k›yasland›¤›nda sizin ürünlerinizin fark› nedir? Yurt içinde kullan›lan infrared ›s›t›c›lar var. Bunlar radyasyon yayd›¤› ve düfltü¤ü zaman yang›n ç›karma riski bulundu¤u için tehlike arz ediyor. Bizim ürünlerimiz ise, bu tür ›s›t›c›larla k›yaslanmayacak ölçüde güvenli. Çok fl›k tasarlanm›fl ürünler… Piyasadaki birçok elektrikli ürün yurt d›fl›ndan getirildi¤i için ço¤u yaln›zca CE Belgesi al›yor. TSE Belgesi almak zor ve meflakkatli oldu¤undan iflin kolay›na kaç›yorlar. Bizim ürünlerimizde hem TSE ve CE belgeleri, hem de TÜV Belgesi var. Ayr›ca Rusya ve Ukrayna’n›n kalite belgeleri… Di¤er yandan, CB belgesini de alma aflamas›nday›z. Kalite kontrol ve güvenlik anlam›nda son derece iyiyiz. Çok k›sa zamanda, markam›z› dünya genelinde tan›taca¤›m›za da inan›yoruz. 94 Bak›fl 132 Elektrikli ürünlerde baflka farkl› projeleriniz de olacak m›? Elektrikli ürünlerle alakal› gelecekte farkl› projelere de imza ataca¤›z. Öncelikle ürünlerimizde çeflitlili¤e gidip fark›m›z› ortaya koyaca¤›z. Hedefimiz; elektrikli ürünlerde piyasa de¤erimizi art›rmak. Bu y›l bu ürün grubunda 5. y›l›m›z. Her sene 2-3 farkl› ürünü piyasaya ç›karmay› hedefliyoruz. Bu hedef do¤rultusunda afl›r› s›çrama yapabiliriz. Ürünlerimizi büyük ma¤azalarda satm›yoruz. Buna ra¤men sat›fllar›m›z sürekli art›yor. Çünkü e-ticaret bizim gibi üreticiler için bulunmaz nimet. Kendi internet sitemizin d›fl›nda pek çok online sat›fl kanallar›nda var›z. Fakat büyük ma¤azalarda a¤›r flartlar nedeniyle sat›fl flans›m›z olmuyor. Elektrikli ürünlerde, mevcut ürünlerimizin özelli¤inden ötürü yurt içinden önemli bir rakibimiz yok. Genel çerçevede Türkiye’deki radyatör sektörünün mevcut durumunu da de¤erlendirir misiniz? Radyatör sektöründe karl›l›k bafllang›çta, birçok sektör gibi fena de¤ildi. Fakat günümüzde hem talep hem de rekabetin yo¤un oldu¤u bir alan haline geldi. Türkiye radyatörde önemli bir üretici... Yurt d›fl›na yüksek oranda ihracat yapan firmalar›m›z var. Rekabet yo¤un olunca, Türk firmalar› olarak bir bak›ma yurt d›fl›ndaki fiyatlar› da kendi kendimize k›rm›fl oluyoruz. Karl›l›k önceki senelere göre süratle düflüyor. Elektrikli ürünlerde ürün çeflidimizi art›r›p daha genifl bir yelpazeye ulaflmaya çal›fl›yoruz. Söylefli Gençlere, genç giriflimcilere tavsiyeleriniz nelerdir? ‘Her yi¤idin farkl› bir yo¤urt yiyifli var’ derler. Herkesin baflar›ya ulaflmas› çok farkl› flekillerde olabilir. Bugün memlekete bakt›¤›m›zda çok çeflitli yollardan baflar›ya ulaflma yöntemleri görüyoruz. Ama biz flunu yapt›k: Her fleye ra¤men yapt›¤›m›z ifl nitelikli olsun, insanlar be¤ensin, do¤ru ve dürüst olal›m... Lafta de¤il de özde örnek olal›m dedik. Biz ilke olarak yapt›¤›m›z iflin en iyisini yapmaya çal›fl›yoruz. Tabi her fleyin bedeli oldu¤u gibi do¤ru olman›n da bedeli var. Ancak biliyoruz ki yapt›¤›m›z ifl karakterimizin aynas›d›r. O¤lum Altu¤, elektronik mühendisi, k›z›m Aytül, iflletme mezunu, damad›m Bayram Y›lmaz da makine mühendisi… Sizden sonraki nesil, yani çocuklar›n›z da bu ifli devam ettirmeyi düflünüyor mu? Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde (NOSAB) konumlanan iki ayr› fabrikada üretim yap›yoruz. Yaklafl›k 13 bin metrekare kapal› alanda 250 civar›nda elemanla çal›fl›yoruz. Yavafl yavafl sektöre adapte olup, ikinci kuflak olarak yetifliyorlar. O¤lumun elektronik mühendisi olmas›, elektrikli ürünlere daha fazla yönelmemize neden oldu. Buna ba¤l› olarak da radyatördeki kapasitemizi koruyup, elektrikli ürün grubunda büyümeye çal›fl›yoruz. fiirketi orta¤›m Muzaffer Aksu ile yönetiyoruz. Ayr›ca o¤lum, k›z›m ve damad›m da yan›m›zda çal›fl›yor. Son olarak, cemiyet hayat›n›zdan bahseder misiniz? NOSAB’›n kurucular› aras›nda yer almakla beraber, kuruluflundan bu yana geçen 10-12 senedir de Müteflebbis Kurul Baflkanl›¤› görevini yürütüyorum. Ayn› zamanda BUS‹AD’da 25 y›l› aflk›n bir üyeli¤im var. Ayr›ca uzun y›llar Y›ld›z Teknik Üniversitesi Vakf› Bursa fiube Baflkanl›¤› yapt›m. Halen de vak›f üyesiyim. Çeflitli sivil toplum kurulufllar›nda üyelik ve yöneticilik de yapt›m. 95 Bak›fl 132 Seminer Do¤ru iletiflim için; bakan de¤il gören, susan de¤il dinleyen olun BUS‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi iflbirli¤inde düzenlenen seminerler program› kapsam›nda ö¤rencilere NLP konusunda bilgiler aktaran Gülderen Uzunefe, “Karfl›m›zdaki kiflinin ne söyledi¤ine yo¤unlaflarak, alg›lamay› daha iyi yaparsak, mükemmel bir iletiflim kurmufl oluruz” dedi. bilgisi var. Ancak bilinçalt›ndaki bu bilginin d›fla vurumu s›ras›nda fark›ndal›k oluflursa baflar›l› sonuçlar elde edilir. Zihin her zaman bedende iz ve iflaret b›rak›r. Beden dilimiz ve tüm hareketlerimiz birer mesajd›r. Hareketlerimiz, konuflmalar›m›z ve dokunsal aktar›mlar›m›z çok önemli. Görsel, iflitsel ve dokunsal aktar›mlar›m›z› gelifltirmek bizi baflar›l› birey hale getirir” diye konufltu. US‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi iflbirli¤inde dördüncü y›l›na giren seminer programlar› devam ediyor. Endüstri Mühendisli¤i’nde gerçeklefltirilen son seminer program›nda, Parlam›fl Tekstil Genel Koordinatörü Gülderen Uzunefe, NLP konusunda ö¤rencileri bilgilendirdi. ‘Bakan’ de¤il ‘gören’ olmal›y›z “Karfl›m›zdaki kiflinin ne söyledi¤ine yo¤unlaflarak, alg›lamay› daha iyi yaparsak, mükemmel bir iletiflim kurmufl oluruz” diyen Uzunefe, NLP’ye göre, ifle al›mlarda bilginin ön planda gelmedi¤ini anlatt›. Uzunefe, tercih sebebinin daha çok; konuflma, alg› ve hareketler oldu¤unu vurgulad›. B En önemli konu; iletiflim Teknoloji ne kadar geliflmifl olsa da hayatta en önemli konunun “iletiflim” oldu¤unu söyleyen Uzunefe, yaflam›n ana hatlar›n›; alg›, buna ba¤l› olarak düflünce ve sonuçta da davran›fllar›n oluflturdu¤unu kaydetti. “Bu üç kavram ço¤u kez otomatik olarak biçimlenir. Ancak bunlar› irademizi kullanarak daha tutarl› ve daha bilinçli hale getirebilirsek yaflam›m›zda büyük farkl›l›klar olacakt›r. ‹flte NLP de bu sürece katk›da bulunmas› için kullan›lan yöntemlerden birisidir” diyen Uzunefe, insanlar›n alg›lama flekilleri ve etkileniflleri, buna karfl›l›k gösterdikleri tepkiler ile tepkilerinin biçimleri ve kurduklar› iletiflim tarz›n›n çeflitlilik gösterdi¤ini kaydetti. Uzunefe, bütün bunlar› incelemenin, yöntemler gelifltirmenin ve kiflisel bazda uygulanabilirlik kazand›rman›n, NLP’nin ilgi alan›na girdi¤ini vurgulad›. 96 Bak›fl 132 Biz ne anlat›rsak anlatal›m… NLP’nin ilkesine göre iletiflimi; “Bizim ne anlatt›¤›m›z de¤il, karfl›m›zdakinin ne anlad›¤›d›r” fleklinde özetleyen Uzunefe, bu nedenle, insanlar›n d›fl dünyaya verdi¤i mesajlar›n çok önemli oldu¤unu belirtti. Uzunefe, “H›zl› düflünen ve teknolojiyi yo¤un kullanan kiflilerin de bilinçalt›nda çok Uzunefe, “Bakan de¤il gören, susan de¤il dinleyen olmal›y›z. Bildiklerimiz, bakt›klar›m›z, gördüklerimiz, duyduklar›m›z, iflittiklerimiz de¤il fark ettiklerimiz önemlidir” diye konufltu. Ziyaret Ö¤renci topluluklar›na tam destek Uluda¤ Üniversitesi ile Bursa Teknik Üniversitesi’nden ö¤renci topluluklar›n› kabul eden BUS‹AD Yönetim Kurulu, yeni dönemde üniversite-sanayi iflbirli¤i projelerini daha da gelifltirmek istiyor. luda¤ Üniversitesi bünyesindeki 100’e yak›n ö¤renci toplulu¤u ad›na 9 temsilci ile Bursa Teknik Üniversitesi Makine Teknolojileri Robot ve Otomasyon Sistemleri Toplulu¤u üyeleri BUS‹AD Yönetim Kurulu’nu ziyaret ederek, önümüzdeki süreçte ortaklafla yap›labilecek etkinlik ve projeler konusunda görüfl al›flveriflinde bulundu. U Ziyaretlerde; ö¤rencilerin ifl dünyas› ile mezun olmadan yak›n iliflkiler kurabilmesinin önünü açan BUS‹AD’›n Dönem ‹çi Staj Program› ve yönetici yetifltirme e¤itimleri ön plana ç›karken, sosyal sorumluluk anlam›nda da ortak projeler gelifltirilmesi fikri kabul gördü. mezunlar olabilmek için pratik ile teorik bilginin harmanlanmas› noktas›nda da iflbirli¤i arad›klar›na dikkat çekti. yapmay› planl›yoruz. Bu ve buna benzer projelerde BUS‹AD’›n deste¤ini istiyoruz” dedi. BTÜ, Bursa’n›n ad›n› dünyada duyurmay› amaçl›yor BUS‹AD’›, ABD’de düzenlenen bir yar›flmada ikincilik ödülü alan insans›z hava araçlar›yla ziyaret eden Bursa Teknik Üniversitesi Makine Teknolojileri Robot ve Otomasyon Sistemleri Toplulu¤u üyeleri de, daha özellikli projeler gelifltirebilmek için destek arad›. BUS‹AD olarak e¤itime büyük önem veriyoruz Bursa’da bulunan üniversitelere büyük önem verdiklerini, ö¤rencilerin mesleki ve kiflisel geliflimine de, gerek Dönem ‹çi Staj Program›, gerek seminerler ve gerekse lisans üstü- doktora tez konular›n›n sanayiden seçilmesi gibi alanlarda ortaya koyduklar› etkin çal›flmalarla destek verdiklerini anlatan BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan ise, reel sektörün nitelikli eleman sorununa bu flekilde, bir nebze olsun çare olduklar›n› vurgulad›. Projeleri hakk›nda detayl› bilgi veren Yrd. Doç Dr. Hüseyin Lekesiz, uluslar aras› yar›flmalara kat›larak hem Bursa hem de Teknik Üniversite’nin ad›n› duyurmak istediklerini vurgulad›. Lekesiz, “2015 y›l›nda çok yeni projeler gelifltirece¤iz. Örne¤in, alternatif enerjili otomobil üretme projemiz var. Yine, ‘Scubacopter’ ismini verdi¤imiz ve Türkiye’nin ilk denizalt› multikopteri olacak yeni nesil insans›z gemi de “Yönetici yetifltirme konusunda sertifikasyon programlar› düzenleyebiliriz” diyen Baylan, ö¤rencilerle ortak projeler gelifltirebilme noktas›nda, BUS‹AD bünyesinde çal›flacak bir uzmanl›k grubu oluflturabileceklerinin de alt›n› çizdi. Ö¤renciler, teori ile prati¤i harmanlamak istiyor Uluda¤ Üniversitesi Ö¤renci Topluluklar›n› temsilen konuflan ve BUS‹AD üyesi ifladam›-sanayicilerle daha yak›n temas kurarak, yapt›klar› ve önümüzdeki dönem için planlad›klar› teknik-sosyal projelere destek almak istediklerini söyleyen Robot Toplulu¤u Baflkan› Ömer Faruk Çak›r, ifl dünyas›n›n arad›¤› özelliklere sahip 97 Bak›fl 132 ‹letiflim kazalar›n› önlemenin yolu; ‘bol bilgi’ ve ‘az yorum’dan geçiyor “‹letiflim kazalar›n›n önüne geçebilmek için bol data, bol bilgi ve az yorum olmal›” diyen Müge Özdemir, çok önemli bir eksinin de ‘flartlanmalar’ oldu¤unu ifade etti. Özdemir, “Günlük hayat›m›zda olaylara çok farkl› aç›lardan bakabilmeliyiz” dedi. US‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi Mühendislik Mimarl›k Fakültesi iflbirli¤inde dört y›ld›r düzenlenen ve ö¤rencilerin mesleki-kiflisel geliflimine yönelik haz›rlanan seminer programlar› devam ediyor. B UÜ Endüstri Mühendisli¤i Bölümü salonunda yap›lan seminerde; Tofafl Akademi D›fl ‹flbirliklerini Gelifltirme Birimi’nden Müge Özdemir ö¤rencilere ‘‹letiflim Sanat›’ konulu bir sunum yapt›. ‹nsanlar›n günlük hayatta iletiflimi ister iyi, ister kötü kullanabilece¤ini, kolay oldu¤u zannedilen iletiflim sanat›n›n asl›nda ‘kazalar’ nedeniyle çok da basit olmad›¤›n› anlatan Özdemir, “Kolay olsa dünyada kavgalar, boflanmalar ve savafllar olmazd›” dedi. ‹letiflim kazalar›nda baflrolü oynayan etmenleri; ‘Yorumlamalar, 98 Bak›fl 132 önyarg›lar, etkin dinlememe ve soru sormama’ olarak s›ralayan Özdemir, insanlar›n günlük hayatta çok fazla önyarg› ve etiketleme yapt›¤›n› kaydetti. ‹letiflim kazalar›n› önlemenin yollar›… “‹letiflim kazalar›n›n önüne geçebilmek için bol data, bol bilgi ve az yorum olmal›” diyen Özdemir, çok önemli bir eksinin de ‘flartlanmalar’ oldu¤unu ifade etti. Özdemir, “Günlük hayat›m›zda olaylara çok farkl› aç›lardan bakabilmeliyiz. Seçici dinleme yap›p iletiflimi çok zor hale getirmek yine insan›n elinde… Ses tonunun düzeyi, ifade ve beden dili de iletiflimde çok önemli. Konuflurken ses tonumuzu iyi ayarlamal›y›z. Ne k›s›k sesle ne de çok yüksek sesle konuflmamal›y›z. Dinleyiciyi küçümseyici tav›r tak›nmamal› ve karfl›m›zdakilere sayg› duymal›y›z. ‹fadelerimizin de aç›k, net ve yal›n olmas› gerekiyor. Beden dilini yanl›fl, yeteriz ya da abart›l› kullanmamak gerekiyor. ‹letiflimde beden hareketlerinin önemi yüzde 55, ses tonunun yüzde 38, sözcüklerin ise yüzde 7’dir” diye konufltu. Söz a¤›zdan ç›kt›ktan sonra telafisi yok Özellikle ifle almada ilk karfl›laflman›n, daha do¤rusu insan kaynaklar› departman› için ilk 5 saniyenin çok önemli oldu¤unu anlatan Özdemir, bu noktada; d›fl görünüfl, tokalaflma, tav›r, davran›fllar, konuflma, dinleme tarz› ile etkinli¤in belirleyicili¤ine dikkat çekti. ‹letiflimin en önemli ayaklar›ndan olan ‘etkin dinleme’ ile ilgili de çarp›c› bilgiler aktaran Müge Özdemir flöyle devam etti: “Karfl›n›zdakini dinlerken baflka bir fley ile u¤raflmay›n. Etkin bir iletiflimde dinleyen, konuflandan daha fazla enerji harcar. Etkin dinleme al›flkanl›¤› kazanmak için de flunlar› yapmal›y›z: Konuflmay› b›rakaca¤›z. Karfl› taraf› dinleyece¤iz. Dinleme iste¤imizi belli edece¤iz. Önyarg›l› yaklaflmayacak, hemen sonuç almaktan kaç›naca¤›z. Unutulmamal›d›r ki; tafl at›ld›ktan, söz a¤›zdan ç›kt›ktan, f›rsat kaçt›ktan ve zaman geçtikten sonra telafisi imkans›zd›r.” Seminer ‹fl kazalar› yüzde 99 insan kaynakl› Alt› dakikada bir ifl kazas› yaflan›yor ‹fl kazalar›n›n genelde; ‘Bana bir fley olmaz’, ‘Güvenli görünüyordu’ tarz›nda düflünüldü¤ü için yafland›¤›n› söyleyen Mehmet Sezer, “‹fl kazalar› yüzde 99 insan hatas›ndan kaynaklan›yor. Türkiye’de 6 dakikada bir ifl kazas› oluyor, 6 saatte ise bir kifli hayat›n› kaybediyor” dedi. yükümlü olup bu çerçevede; Mesleki risklerin önlenmesi, e¤itim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin al›nmas›, organizasyonun yap›lmas›, gerekli araç ve gereçlerin sa¤lanmas›, sa¤l›k ve güvenlik tedbirlerinin de¤iflen flartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyilefltirilmesi için çal›flmalar yapar. ‹flyerinde al›nan ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i tedbirlerine uyulup uyulmad›¤›n› izler, denetler ve B US‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi iflbirli¤inde dördüncü y›l›na giren seminer programlar› tüm h›z›yla devam ediyor. ‘‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i’ konusunun ifllendi¤i son seminer program› Endüstri Mühendisli¤i Fakültesi salonunda yo¤un bir kat›l›mla yap›ld›. ‹fl Sa¤l›¤› Güvenli¤i Uzman› Mehmet Sezer taraf›ndan verilen seminerde; Türkiye’nin ifl kazalar›nda hangi durumda bulundu¤u ve bu kazalar›n önlenmesi için iflveren ile iflçilere düflen sorumluluklar irdelendi. Alt› dakikada bir ifl kazas› meydana geliyor Türkiye’de her 6 dakikada bir ifl kazas› meydana geldi¤ini, 180 dakikada bir kiflinin bu kazalarda sakat kald›¤›n›, 6 saatte bir kiflinin ise hayat›n› kaybetti¤ini anlatan Sezer, 2012 y›l›nda 74 bin 871 kiflinin ifl kazas› geçirdi¤ini, bunun 744’ünün ölümle sonuçland›¤›n›, 2 bin 36’s›nda ise ömür boyu sakat kalma durumunun yafland›¤›n› kaydetti. Sezer, “Türkiye’de her gün 210 ifl kazas› meydana geliyor. Dört kifli ifl kazas› sonucu hayat›n› kaybediyor, alt› kifli ise ifl göremez hale geliyor” dedi. ‹flveren her türlü tedbiri almakla yükümlü 6331 say›l› ‹fl Sa¤l›¤› Güvenli¤i Kanunu’nun iflveren ve iflçileri ilgilendiren baz› önemli bölümlerini ö¤rencilerle paylaflan Sezer, ‹flverenin genel yükümlülü¤ünü flöyle anlatt›: “‹flveren, çal›flanlar›n iflle ilgili sa¤l›k ve güvenli¤ini sa¤lamakla uygunsuzluklar›n giderilmesini sa¤lar. Risk de¤erlendirmesi yapar veya yapt›r›r. Çal›flana görev verirken, çal›flan›n sa¤l›k ve güvenlik yönünden ifle uygunlu¤unu göz önüne al›r. Yeterli bilgi ve talimat verilenler d›fl›ndaki çal›flanlar›n hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri al›r.” Tedbirlerin maliyeti çal›flana yans›t›lamaz ‹flyeri d›fl›ndaki uzman kifli ve kurulufllardan hizmet al›nmas›n›n, iflverenin sorumlulu¤unu ortadan kald›rmayaca¤›n› belirten Sezer, çal›flanlar›n ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i alan›ndaki yükümlülüklerinin, iflverenin sorumlulu¤unu etkilemeyece¤ini ve iflverenin; ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i tedbirlerinin maliyetini çal›flanlara yans›tamayaca¤›n› kaydetti. Çal›flanlar›n yükümlülü¤ünden de bahseden Mehmet Sezer, “Çal›flanlar, ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i ile ilgili ald›klar› e¤itim ve iflverenin bu konudaki talimatlar› do¤rultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yapt›klar› iflten etkilenen di¤er çal›flanlar›n sa¤l›k ve güvenli¤ini tehlikeye düflürmemekle yükümlüdür” diye konufltu. Yüzde 99 insan hatas›, yüzde 1 flans ‹fl kazalar›n›n genelde; “Bana bir fley olmaz”, “Güvenli görünüyordu”, “fiimdiye kadar hep böyle yapt›k” ve “Böyle olaca¤› akl›ma gelmemiflti” fleklinde düflünüldü¤ü için yafland›¤›n› söyleyen Sezer, Uluslararas› Çal›flma Teflkilat›’n›n 199 ülkede yapt›¤› istatistiklere göre, ifl kazalar›n›n üç grupta topland›¤›n› aktard›. Sezer, “Söz konusu verilere göre; ‹fl kazalar› yüzde 79.5 oran›nda ‘güvensiz davran›fllardan’, yüzde 19.5 oran›nda ‘güvensiz flartlardan’ ve yüzde 1 oran›nda ise ‘bilinmeyen’ nedenlerden kaynaklan›yor. Yani yüzde 99 insan hatas›, yüzde bir ise flans… ‹flyerlerinde yaralanmalar; kazalardan, kazalar; güvensiz davran›fl ve flartlardan, güvensiz davran›fl ve flartlar; insan kusurlar› ve ihmallerden, insan kusurlar› ve ihmaller ise; yanl›fl kültür ve e¤itim eksikliklerinden meydana geliyor” dedi. 99 Bak›fl 132 Ziyaretler Cumhuriyet Baflsavc›s› fiahin ile Emniyet Müdürü Y›ld›z’a ziyaret Bursa Sanayicileri ve ‹fladamlar› Derne¤i (BUS‹AD) Yönetim Kurulu, Cumhuriyet Baflsavc›s› Abdülkadir fiahin ile Emniyet Müdürü Selami Y›ld›z’a nezaket ziyaretinde bulundu. dliye Saray›’nda gerçekleflen ziyarette, bir önceki görev yeri olan Konya’dan Bursa’ya yak›n zamanda tayin edilen Cumhuriyet Baflsavc›s› Abdülkadir fiahin’e baflar›lar dileyen ve ortaklafla yap›labilecek organizasyonlarda gerekli deste¤i vermeye haz›r olduklar›n› söyleyen BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, Bursa’n›n ekonomik ve sektörel yap›s› hakk›nda da bilgiler aktard›. A En önemli konu; üretim Türkiye’de üzerinde hassasiyetle durulmas› gereken konular›n bafl›nda ‘üretimin’ geldi¤ini ve bu nedenle sanayicilerin çok önemli bir görevi yerine getirdi¤ini anlatan Baflsavc› fiahin ise, kifli bafl› milli gelirin 10 bin dolardan daha yukar›ya tafl›nmas› halinde pek çok sorunun çözümlenece¤ine dikkat çekti. BUS‹AD heyetine, kamuoyunun merakla bekledi¤i, Türkiye’nin en büyük Adliye Saray› olacak Bursa’daki kompleksle ilgili detayl› bilgiler de aktaran fiahin, gerekli ödene¤in ç›kmas› durumunda inflaat›n üç y›lda bitirilebilece¤ini kaydetti. Güvenli flehir; Bursa BUS‹AD heyeti, k›sa süre önce ‹stanbul Emniyet Müdür Yard›mc›l›¤› görevinden Bursa’ya atanan Selami Y›ld›z’› da makam›nda ziyaret ederek baflar›lar diledi. Ziyarette; Bursa’n›n ekonomik ve ticari yap›s› ile güvenlik konusu ön plana ç›kt›. Emniyet Müdürü Y›ld›z’a, BUS‹AD’›n üye yap›s› ile faaliyetleri hakk›nda bilgiler veren Günal Baylan, Emniyet teflkilat›n›n örnek çal›flmalar› sayesinde Türkiye’nin en güvenli flehirlerinden birisinde üretim yapman›n mutlulu¤unu yaflad›klar›n› vurgulad›. Sivil toplum örgütleri bizim için çok önemli ‘Emniyet Müdürü’ s›fat›yla ilk görev yeri olan Bursa’y› oldukça be¤endi¤ini söyleyen Selami Y›ld›z ise, çok önemsedi¤i sivil toplum örgütlerinin, kendilerini kamuoyuna anlatma noktas›nda köprü konumunda bulundu¤unu belirtti. BUS‹AD’›n faaliyetlerini bundan sonra yak›ndan takip edece¤ini anlatan Y›ld›z, ziyaretlerinden dolay› Baflkan Günal Baylan’a teflekkür etti. BUS‹AD’dan Ekohaber’e ziyaret BUS‹AD Yönetim Kurulu; Dernek üyesi, EKOhaber Gazetesi ‹mtiyaz Sahibi Tahsin Ard›ç’a, ‹zmir Yolu üzerindeki yeni idari binalar›na tafl›nmalar› nedeniyle ‘hay›rl› olsun’ ziyaretinde bulundu. 20 y›ld›r Bursa ifl dünyas›n›n nabz›n› tutan, haftal›k ekonomi gazetesi EKOhaber, uzun bir süre Tophane Meydan›’ndaki binas›nda faaliyet göstermiflti. Ziyarette yapt›¤› de¤erlendirmede; EKOhaber Gazetesi’nin Bursa ifl dünyas› için vazgeçilmez önemde oldu¤unu belirten BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan, Tahsin Ard›ç ve ekibine, bundan sonraki çal›flmalar›nda baflar›lar diledi. 100 Bak›fl 132 Üyelerden Haberler Alüminyumun gelece¤ine flekil veren Yeflilova Holding 40. y›l›n› kutluyor 1975’te Can Alüminyum ile temelleri at›lan Yeflilova Holding, 2015 y›l›nda kuruluflunun 40. y›l›n› kutluyor. 40 y›lda tüm flirketleriyle sektörün en sayg›n gruplar›ndan biri haline gelen Yeflilova Holding, yeni projelerle gelece¤e haz›rlan›yor. lüminyumun gelece¤ini flekillendiren Yeflilova Holding flirketleri baflta otomotiv olmak üzere endüstri, inflaat, solar, mobilya ve turizm sektörlerindeki en önemli çözüm orta¤› olma misyonunu sürdürüyor. A 40 y›ll›k süreçte ulusal ve uluslararas› sektörel geliflmeleri yak›ndan takip ederek yoluna devam eden Yeflilova Holding, Ar-Ge ve yenilik odakl› yat›r›mlar›n› da sürdürüyor. Uzman mühendislerden oluflan 50 kiflilik Ar-Ge ekibiyle Yeflilova Holding, çal›flmalar›na TÜB‹TAK ortakl›¤›nda devam ediyor. Gelece¤in inflas› için ortak hareket etmeliyiz Yeflilova Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Ali ‹hsan Yeflilova, “40. y›l›m›zda ilk günkü heyecan ve azmimizi koruyoruz” diyerek çal›flmalar›na ayn› istekle devam edeceklerini belirtti. Yeflilova, “Bugün geldi¤imiz noktada 40. y›l›m›z› kutluyoruz. Bizi bugünlere getiren temel ilke ve prensiplerimizden ödün vermeden yolumuza devam ederken gelecek y›llar için parolam›z› ‘‹flbirli¤i ve Sinerji’ olarak belirledik. Çünkü gelece¤in inflas›n›, ortak hareket etmenin gücüyle hep birlikte baflaraca¤›m›za inan›yoruz” dedi. Müflteri memnuniyeti her zaman önceli¤imizdir Yeflilova flöyle devam etti: “Kuruldu¤umuz ilk günden itibaren tüm paydafllar›m›zla birlikte ortak hareket ediyoruz. Gelecekte müflterilerimize daha iyi hizmet sunmak amac›yla dünyay› yak›ndan takip ediyoruz. Gelece¤e dönük bak›fl aç›s›yla Ar-Ge faaliyetlerine yat›r›mlar yaparak yeni ürünler ve markalarla müflterilerimize destek veriyoruz.” Sosyal sorumluluk projelerimizi art›r›yoruz Yeflilova Holding flirketleri olarak temel prensiplerinin; çevreye, kamuya ve yasalara sayg› oldu¤unu söyleyen Ali ‹hsan Yeflilova, 40. y›l etkinlikleri kapsam›nda birçok sosyal sorumluluk projesini de hayata geçireceklerini ifade etti. Yeflilova, “Bursa’da oluflturaca¤›m›z Yeflilova Orman› ile do¤am›za, üniversitelerde gerçeklefltirece¤imiz yar›flmalarla da gelecek nesillerimize katk› yapaca¤›z” diye konufltu. 101 Bak›fl 132 Kalite, güven ve baflar›; Sinta’n›n ayr›lmaz bir parças› haline geldi… Ulusal ve uluslararas› arenada zirvede yer alan otomotiv, makine, tekstil, g›da ve enerji sektör firmalar›yla yap›lan yüksek bütçeli ve baflar›l› çal›flmalar›n alt›nda S‹NTA imzas› var. Bu; kalite, güven ve baflar›y›, S‹NTA’n›n ayr›lmaz bir parças› haline getiriyor. inta Sanayi ‹nflaat Taahhüt ve Ticaret Afi’den yap›lan aç›klamada; gerek inflaat sektörünün ülke ekonomisi için önemine ve gerekse firman›n bitendevam eden sanayi inflaat› projelerine yer verildi: S “Dünyada geliflimin temelini inflaat oluflturuyor. Ülke ekonomisinin her alan›n›n inflaat sektörü ile kesiflti¤i bir gerçek. Büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanan inflaat sektörü, yüzlerce meslek dal›n› ilgilendirmesi nedeniyle istihdam ve üretim sürecini de önemli ölçüde etkiliyor. Küresel ve bölgesel tüm olumsuzluklara ra¤men ülkemizin yakalad›¤› büyüme trendinde inflaat sektörünün katk›s› yads›namaz. ‹nflaat sektörü büyüdükçe Türkiye de büyümeye devam edecek. Sektöre girdi sa¤layan ve faaliyetlerini bu sektördeki geliflmelere ba¤l› olarak devam ettiren di¤er sektörlerin katk›s› da dikkate al›nd›¤›nda inflaat sektörünün GSMH içindeki pay› yaklafl›k yüzde 30 seviyesindedir. ‹stikrarl› büyümeye ve beraberinde istihdam yaratmaya her zaman ihtiyac› olan Türkiye ekonomisi için inflaat sektörü her zaman önemli bir sektör oldu. Sanayi inflaatlar› devam ediyor 2015 y›l›n›n ilk çeyre¤ini yaflad›¤›m›z flu günlerde firmam›zca yap›m›na bafllanan ve yap›m› devam eden inflaat projelerinden baz›lar› hakk›nda da afla¤›daki bilgileri verebiliriz: 102 Bak›fl 132 - Bosch San. ve Tic. A.fi.’nin Organize Sanayi Bölgesi’ndeki mevcut tesislerine TVC Oda Yap›m› inflaat›na baflland›. - Bosch’un Organize Sanayi Bölgesi’ndeki mevcut tesislerinde bulunan Bu 401 Personel Binas›n›n Geniflletme inflaat› devam ediyor. - Tofafl Türk Otomobil Fabrikas› A.fi.’nin mevcut tesislerine Spor Salonu kaba inflaat›n›n yap›m›na baflland›. - Tofafl’›n mevcut tesislerinde bulunan CBU Park› Çevre Duvar ve Çit Yap›m› inflaat› devam ediyor. - Nestle Türkiye G›da San. A.fi.’nin Karacabey’de bulunan mevcut tesislerine Nescafe Üretim Binas› inflaat› devam ediyor. - Bayrak Lastik San. ve Tic. A.fi.’nin Nilüfer-Minareliçavufl Mahallesi’nde bulunan arsalar›na fabrika bina kaba inflaat›n›n yap›m›na baflland›. - Güngör Zeytincilik’in Orhangazi’de bulunan mevcut arsalar›na Prefabrik Betonarme Fabrika Binas› inflaat› devam ediyor. - ‹skender Rekkal›’ya ait DOSAB’da bulunan mevcut fabrika s›n›rlar› içine muhtelif inflaat ifllerinin yap›m› devam ediyor. - Elsi Elektrik Sistemleri San. ve Tic. Ltd.fiti.’nin HOSAB’daki mevcut fabrika sahas› s›n›rlar› içine Betonarme ‹dari Bina Karkas ve Prefabrik Betonarme Karkas + Çelik Çat›l› Fabrika Binas› inflaat› devam ediyor. - Asil Çelik San. ve Tic. A.fi.’nin Orhangazi-Gemiç Köyü’nde 600.000 ton/y›l üretim kapasiteli Yeni Sürekli Döküm Tesisi Betonarme ve Çelik Konstrüksiyon inflaat›n›n yap›m› büyük bir h›zla sürüyor. - Bursa Tekstil Boyahaneleri ‹htisas OSB’nin Bad›rga Köyü s›n›rlar›nda yer alan arazisine 1. K›s›m Altyap› inflaat›n›n yap›m›na güçlü ekipmanlar›m›zla ve makine park›m›zla devam ediliyor. - Nuri Körüstan Makine Metal San. Tic. A.fi.’ne ait NOSAB’da yer alan mevcut arsalar›na Prefabrik Fabrika Binas›n›n inflaat› devam ediyor. - Ulusal ve uluslararas› arenada sektörlerinde zirvede yer alan; Otomotiv ana ve yan sanayi, makine ana ve yan sanayi, tekstil sanayi, g›da sanayi ve enerji firmalar›yla yap›lan yüksek bütçeli ve baflar›l› çal›flmalar›n alt›na at›lan S‹NTA imzas› sektörde çok önemli bir paya sahip oldu¤umuzun göstergesidir. Bu projelerimiz sonucunda kalite, güven ve baflar› unsurlar› unvan›m›z›n ayr›lmaz birer parças› haline geldi.” Üyelerden Haberler Coflkunöz Savunma Havac›l›k yoluna %100 Türk sermayeli devam ediyor Coflkunöz Holding; Coflkunöz Savunma Havac›l›k flirketinin yabanc› orta¤› KMWE’nin hisselerinin tamam›n› sat›n ald›. fiirket bu y›l, ilave bina ve tezgah kapasitesini art›rma yönündeki yat›r›mlar›n› süratle devreye almay› planl›yor. oflkunöz Holding ve KMWE flirketlerinin, havac›l›k ve hassas iflleme alan›nda befl y›ld›r devam eden ortakl›¤›nda, karfl›l›kl› al›nan karar ile Coflkunöz Savunma ve Havac›l›k flirketindeki hisselerin tamam› 13 Ocak 2015 tarihinde Coflkunöz Holding’e devredildi. C montaj iflleri d›fl›nda de¤iflik alanlarda özel tak›m, sac parça birlefltirme ve savunma sanayisine yönelik ifller Coflkunöz Savunma Havac›l›k cirosunda önemli bir yer tutmaya bafllad›. Coflkunöz Savunma Havac›l›k’taki ortakl›k yap›s›n›n de¤iflmesi ile birlikte KMWE ile ticari iliflkilerini sürdürecek olan Coflkunöz Savunma Havac›l›k, KMWE için üretim yapmaya ve ürettiklerini Hollanda’ya ihracat etmeye devam edecek. Yeni yat›r›mlar süratle devreye al›nacak Coflkunöz Savunma Havac›l›k, 2015 y›l›nda 5 bin metrekare ilave bina ve tezgah kapasitesini art›rma yönündeki yat›r›mlar›n› süratle devreye alarak, Türkiye’nin önemli bir ihtiyac› olan havac›l›k ve savunma sanayisine yönelik faaliyetlerini etkin bir flekilde sürdürmeyi ve bu alanda Türkiye’ye uzun y›llar hizmet etmeyi hedefliyor. Ortakl›k yap›s›nda yabanc› kalmad› Coflkunöz Holding’in özellikle Türkiye pazar›nda havac›l›k ve savunma alan›nda h›zl› büyümeye paralel geliflim politikalar› ve milli projelerde daha aktif yer alma noktas›ndaki hedefleri do¤rultusunda gerçekleflen devir ile yeni durumda Coflkunöz Holding, Coflkunöz Savunma Havac›l›k’taki yüzde 50 ortakl›¤›n› yüzde 100’e ç›kard› ve ortakl›k yap›s›nda yabanc› ortak kalmad›. KMWE ile ticari iliflkiler devam edecek Havac›l›k ile ilgili hassas iflleme ve 103 Bak›fl 132 Erkurt Holding 36. yafl›n› kutlad› Otomotiv yan sanayinin öncü kurulufllar›ndan Erkurt Holding, 36. kurulufl y›l›n› görkemli bir törenle kutlad›. Erkurt Holding YKB Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, 36 y›lda büyük zorluklar› aflarak, küresel bir grup haline gelmeyi baflard›klar›n› vurgulad›. O tomotiv yan sanayinin lider kurulufllar›ndan Erkurt Holding, kuruluflunun 36. y›ldönümünü düzenlenen görkemli bir törenle kutlad›. Hilton Bursa’da düzenlenen ve Holdinge ba¤l› flirketlerde çal›flan beyaz ve mavi yakal› toplam 900 personelin kat›ld›¤› kutlama töreninde konuflan Erkurt Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, 36 y›l önce çok k›s›tl› imkanlarla idealist dört genç arkadafl›n kurdu¤u küçük bir flirketin bugün otomotiv yan sanayinde küresel bir grup haline geldi¤ini söyledi. Erkurt Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, “36 y›ld›r hedeflerimiz ve prensiplerimiz do¤rultusunda var gücümüzle çal›flt›k. Bugün geldi¤imiz noktaya çok zorluklar› aflarak ulaflt›k. Erkurt Holding’in bugünkü konumuna gelmesinde en büyük etken bu zorlu yolda bizimle birlikte olan, ac›y› da sevinci de bizimle paylaflan çal›flanlar›m›zd›r” dedi. “Holdingimizi, çal›flanlar›m›z bu noktaya getirdi” 36 y›l gibi uzun bir dönemde zaman zaman karfl›laflt›klar› çeflitli güçlüklerin üstesinden gelerek Türkiye ekonomisine hem milli gelir hem de istihdam konular›nda önemli ölçüde katk›da bulunduklar›n› kaydeden “Zor bir y›lda sorunlar›n üstesinden gelmeyi baflard›k” Erkurt Holding Yönetim Kurulu Üyesi A. Kerem Alptemoçin de, 2014 y›l›n›n otomotiv sektörü için çok zor bir y›l oldu¤unu vurgulayarak, planl› ve programl› çal›flarak sorunlar›n üstesinden gelmesini bildiklerini 104 Bak›fl 132 söyledi. Günümüzde baflar›y› yakalamak için de¤iflimin flart oldu¤unu kaydeden Kerem Alptemoçin, tüm çal›flanlar›na gösterdikleri üstün baflar›dan dolay› teflekkür etti. ‘De¤iflim ve Liderlik’ Konuflmalar›n ard›ndan, ‹zgören Akademi Yönetim Kurulu Baflkan› Ahmet fierif ‹zgören, toplant›ya kat›lanlara, “De¤iflim ve Liderlik ile Gelece¤in Organizasyonunu Yaratmak” konulu bir konferans verdi. Öte yandan törende, Erkurt Holding bünyesinde bulunan fabrikalarda 15, 20 ve 25. y›l›n› dolduran çal›flanlara çeflitli hediyeler verildi. Üyelerden Haberler Bosch Bursa Fabrikas›, Kagider’den ‘F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›’ ald› Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler Bursa Fabrikas›, KAG‹DER’in Dünya Bankas› deste¤i ile hayata geçirdi¤i ve kad›n istihdam›n›n art›r›lmas›n› hedefleyen proje kapsam›nda “F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›”n› almaya hak kazand›. osch Dizel ve Benzinli Sistemler Bursa Fabrikas›, KAG‹DER’in Dünya Bankas› iflbirli¤i ile gerçeklefltirdi¤i proje çerçevesinde, ifl yaflam›nda kad›n-erkek eflitli¤ine gösterdi¤i hassasiyet ve kad›n çal›flanlar›na sundu¤u imkanlarla “F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›” almaya hak kazand›. B Cinsiyet eflitli¤ine duyarl› flirketlere, bu alanda belirlenmifl standartlara uygunluklar› incelendikten sonra verilen sertifikay›, Bosch Sanayi ve Ticaret A.fi. Ticari Genel Müdürü Gökhan Karagöl ve Teknik Genel Müdürü Marc Weller, KAG‹DER Baflkan› Gülden Türktan’›n elinden ald›. “F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›” ile Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler Bursa Fabrikas›’n›n kad›n istihdam›na verdi¤i önem ve f›rsat eflitli¤ine yönelik insan kaynaklar› uygulamalar›n›n etkinli¤i onaylanm›fl oldu. Gökhan Karagöl sertifika töreninde yapt›¤› konuflmada “Bosch global olarak iflyerinde çeflitlili¤i; cinsiyet, kuflak, çok ulusluluk ve çal›flma modelleri gibi boyutlarda ele al›yor ve f›rsat eflitli¤i anlay›fl›n› benimsiyoruz. Bu anlamda, kad›nlar›n ifl yaflam›nda var olmalar› ve üst düzey pozisyonlara ulaflmalar› için bir çok uygulama gerçeklefltiriyoruz. Kad›n çal›flanlar›m›za yönelik e¤itim, seminer, mentorluk çal›flmalar›m›z›n yan› s›ra, ifl hayat›nda hamilelik gibi özel dönemlerini daha rahat geçirebilmeleri için hassasiyet gösteriyoruz. Tüm bunlar›n yan› s›ra, Bosch olarak bir di¤er önemli amac›m›z teknik alanlarda çal›flan kad›n say›s›n› art›rmak” dedi. Metal sektöründe de ilk… Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler Bursa Fabrikas›, yönetimin f›rsat eflitli¤ine bak›fl›, istihdamda, e¤itimde, kariyer deste¤inde, performans ölçümü ve terfide f›rsat eflitli¤i uygulamalar› göz önünde bulundurularak verilen “F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›”na hem Bursa’da, hem de Türk metal sektöründe lay›k görülen ilk flirket oldu. Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler Bursa Fabrikas› Teknik Genel Müdürü Marc Weller ise, konuflmas›nda cinsiyet ay›r›m›n› ortadan kald›rmak için sorumlulu¤un yönetimden çal›flana kadar, kad›n ve erkek, herkese düfltü¤ünü söyleyerek liderlerin bu anlay›fl› kurum kültüründe yaflatmada rol model olmalar› gereklili¤inin alt›n› çizdi. Amac›m›z; teknik alanlarda çal›flan kad›n say›s›n› art›rmak Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler Bursa Fabrikas› Ticari Genel Müdürü Yetenek geliflimi için pek çok e¤itim düzenleniyor Bosch Bursa Fabrikalar›’nda, kad›n çal›flanlar›n yeteneklerini gelifltirmesi amac›yla, mentorluk program›, e¤itimler, kad›n liderlerle tecrübe paylafl›m toplant›lar› düzenleniyor. Yuvarlak masa toplant›lar›nda, üst yönetimle bir araya gelen kad›n liderler, say›lar› az olan kad›n çal›flanlar›n önündeki engelleri ve çözüm yollar›n› tart›fl›yor. Hamilelik ve emzirme dönemindeki kad›n çal›flanlar, fabrika içinde dinlenme odalar›n›n yan› s›ra, do¤um sonras› yar› zamanl› veya evden çal›flma imkanlar›ndan da faydalan›yor. 8 Mart Dünya Kad›nlar Günü’ne yönelik düzenlenen organizasyonlarda tüm kad›n çal›flanlar, yönetim ekipleri ve d›flar›dan konuflmac›larla bir araya geliyor. Esnek çal›flma modelleri ile hem kad›n hem erkek çal›flanlar›n, ifl yaflam dengesini destekleyici çözümler sunuluyor. Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler Bursa Fabrikas›’nda, özellikle say›lar›n›n az oldu¤u teknik alanda kad›n istihdam›n›n art›r›lmas›na yönelik pilot uygulamalar özel önem tafl›yor. Ö¤renci programlar›nda ve ifle al›mda cinsiyet eflitli¤ini desteklemenin yan› s›ra, Bosch taraf›ndan gelifltirilen “Teknik Alanda Kad›n Olmak” program› kad›nlar›n teknik alanda çal›flmas›n›n önünü aç›yor. 105 Bak›fl 132 ‹noksan liderli¤ini gelece¤e tafl›yor Endüstriyel mutfak sektörünün önder ve yenilikçi firmas› ‹noksan; 2015 y›l›na, ‘Yurtd›fl›na daha çok aç›lmak, uluslararas› platformlarda ‹noksan ve Türk markas›n› tan›tmak ve pazarlamak’ hedefiyle girdi. I noksan, kuruluflundan bugüne 34 y›l› geride b›rakt› ve 34 y›ld›r verdi¤i emek, sundu¤u kalite, teknoloji ve güvenle birlikte sektörün lokomotifi ve lider kuruluflu oldu. 2014 y›l›n›n de¤erlendirmesini yapan ve 2015 hedeflerini anlatan ‹noksan Yönetim Kurulu Baflkan› Vehbi Varl›k, 2014 y›l›n›n ‹noksan için 34 y›l›n en baflar›l› y›l› oldu¤unu söyledi. Varl›k, “‹noksan olarak 2014 y›l›nda, bütçe hedeflerimizin üzerinde bir performans sergiledik. Ciro ve karl›l›k hedeflerimizi aflt›k, bilanço ve finansal yap› hedeflerimizin tamam›n› gerçeklefltirdik” dedi. ‹noksan, sektöre yön veren bir marka oldu “‹noksan kuruldu¤u günden bu yana pazar pay›n› sürükleyen, sektöre yön veren ve uluslararas› pazarda yer 106 Bak›fl 132 alarak ihracat yapan lider birkaç firmadan biri olmay› baflard›” diyen Varl›k, bu noktada Türkiye ve sektöre katma de¤er sa¤layarak, örnek bir marka olduklar›n› belirtti. artan mücadelesi de sektörel bir ay›klanmaya, kötü ve niteliksiz ürünlerin piyasadan at›lmas›na ve nitelikli ürünler sunan üreticilerin daha fazla siparifl almas›na yol açmaktad›r. Varl›k, “2014 y›l›nda ‹noksan; mimari, görsellik ve kullan›m alanlar›n›n profesyonelli¤i konusunda yine oldukça baflar›l› projelere imza att›. Sektör genelinde ise 2014 y›l›nda genel ekonomik görünüme paralel bir seyir hakim oldu. Turizm, g›da (restoran-cafe-pastane vb.) sa¤l›k yat›r›mlar›, AVM yat›r›mlar› h›z›n› azaltsa da devam etti” diye konufltu. 2015’te öne ç›kacak küresel riskler… 2015’te izleyece¤imiz küresel riskler; Euro Bölgesi’ndeki ekonomik yavafllama, Çin’de büyümenin ivme kaybetmesi, temel metaller ve enerjiye olan talebin düflmesi, Amerikan Merkez Bankas› FED’in faiz art›rma zamanlamas›, Ukrayna’dan kaynaklanacak riskler (ve Rusya’ya sat›fl f›rsatlar›), Irak ve Suriye’deki istikrars›zl›klar›n yans›malar› olacakt›r. Ülke içinde ise yaklaflan bir genel seçim olmas›na ra¤men, risk (istikrars›zl›k aç›s›ndan) alg›s›nda bir art›fl olmad›¤› gözlenmektedir. Temel göstergelerden olan ve Türkiye’nin yat›r›m notunu etkileyen cari a盤›n da, enerji (petrol) fiyatlar›nda düflüfl ile birlikte azalmaya devam edece¤ini görüyoruz. ‹ç talebin seyrini sürdürece¤ini, yurtiçi yat›r›mlar›n devam edece¤ini öngörmekteyiz. Enflasyon verilerinin petrol fiyatlar›na ba¤l› olarak son yüksek de¤erlerini izledi¤imizi ve g›da fiyatlar›ndaki spekülasyonlar›n da kontrol edilmesiyle birlikte önemli düflüfller gösterece¤ini tahmin ediyoruz. Dövize ba¤l› risklerde Dolar yönünden dikkatli olaca¤›z.” Yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz 2015 y›l› bütçelerinde haz›rl›klar›n ve yo¤un çal›flmalar›n devam etti¤ini vurgulayan Varl›k flöyle devam etti: “2015’te büyüme hedeflerimizi genel büyüme hedeflerinin çok üzerinde belirledik. 2015’te yo¤un çal›flmalarla yüzde 20 oran›nda büyümeyi gerçeklefltirmek istiyoruz. Öncelikle yurtd›fl› pazar çeflitlendirme ve riskli pazarlara ikame pazarlar ekleme baflta olmak üzere, yeni teknolojik ürün lansmanlar›, sa¤l›k pazar›nda pay›m›z› art›rma gibi çeflitli göstergelerle hareket ediyoruz. Bu arada kamu yönetiminin kay›t d›fl› ile sigortas›z veya düflük sigortal› iflçi çal›flt›ran iflyerleri ve ifl güvenli¤i hükümlerine uymayan iflyerleriyle Üyelerden Haberler “Yumurtada alternatif ürünler ile Uzakdo¤u pazar›na da girebiliriz” ‘Burdan’ markas›yla yumurta sektöründe de söz sahibi hale gelen Matl› Afi’nin Yönetim Kurulu Baflkan› Özer Matl›, 2014 y›l› sektör de¤erlendirmesinde önemli ayr›nt›lara dikkat çekti. urdan markas›yla Türkiye’deki yumurta sektörünün önemli üreticilerinden birisi olan Matl› A.fi.’nin Yönetim Kurulu Baflkan› Özer Matl›, sektörün 2014 y›l›n› de¤erlendirdi. 2014 y›l›nda yumurta üretiminin 17,5 milyar adedi aflt›¤›n›, 9 farkl› kategoride ihracat gerçeklefltiren sektörün miktar baz›nda ihracat›n›n 282 bin 581 tondan 290 bin 585 tona yükseldi¤ini belirten Matl›, ihracat tutar›n›n ise 406 milyon 711 bin dolardan 404 milyon 94 dolara düfltü¤ünü vurgulad›. B ‹hracat miktar olarak artt›, tutar olarak geriledi 2014 y›l›nda yumurta ihracat›n›n miktar olarak yüzde 3 artmas›na ra¤men tutar baz›nda geriledi¤ini söyleyen Matl›, “2013 y›l›nda 1 kg. yumurta 1.44 dolara ihraç edilirken 2014 y›l›nda bu rakam 1.39 dolar olmufltur. Bir baflka deyiflle 2014 y›l›nda yumurtay› geçen y›la oranla yüzde 3.5 daha ucuza satm›fl durumday›z” dedi. istikrar› sa¤lanamamaktad›r. Bu anlamda yumurta ihracat›m›z farkl› pazarlara yap›labiliyor olsayd› yumurta ihracatç›lar› Irak’taki geliflmelerden böylesine olumsuz etkilenmeyecekti” diye konufltu. Yumurtada alternatif ürünler üretilebilir De¤erlendirmesinde, yumurtayla ilgili pastörize yumurta, yumurta tozu gibi alternatif ürünler üretme imkan›n›n bulundu¤unu belirten Matl› A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Özer Matl›, “Yumurta üreticileri pastörize ve yumurta tozu gibi alternatif ürünleri yapabildi¤i zaman, Uzakdo¤u'da ciddi tüketimi olan ülkelere mal sat›labilir. Özel sektör bu anlamda kendisini gelifltirir ve Ekonomi Bakanl›¤›’ndan da yeni ürünler için uzak pazar deste¤i al›nabilirse, hem yurt içi piyasa düzelir hem de yurt d›fl› piyasalarda Türkiye güçlü bir oyuncu olur” dedi. D›fl sat›m›n yüzde 80’i tek bir ülkeye yap›ld› Türkiye’nin 2014 y›l›ndaki toplam yumurta ihracat›n›n yüzde 81’ine karfl›l›k gelen 326 milyon 664 bin dolarl›k k›sm› Irak’a gerçeklefltirildi. Bu ihracatla ilgili görüfllerini de aç›klayan Özer Matl›, “Yumurta ihracat›n›n yüzde 80 gibi çok yüksek bir oran›n›n tek bir pazara yap›l›yor olmas›, bir baflka ifadeyle yumurta ihracat›nda alternatif yeni pazarlar oluflturulamamas›, zaman zaman s›k›nt›lara sebep olabiliyor. Türkiye'nin yak›n komflular›nda siyasi ve ekonomik bunal›mlar ortaya ç›kt›¤›nda raf ömrü s›n›rl› olan yumurtada fiyat 107 Bak›fl 132 Nizamettin Aypak Çetin Elektrik A.fi. Enerji Dan›flman› Türkiye enerji tarihi Günümüzde tüm dünyada oldu¤u gibi, enerji konular›, ülke gündeminde en ön s›ralar› oluflturmakta ve buna ba¤l› olarak da, çok bileflenli olarak çal›flmalar yap›lmakta ve fikirler üretilmektedir. Bütün bunlara ra¤men enerji konular› gerek makro gerekse mikro boyutta ülkenin en önde gelen sorunlar› aras›nda yer almaya, gittikçe de önem kazanarak devam etmektedir. Ülkemizin enerji ve özellikle teknolojik boyutu olan elektrik enerjisi konusunda bugüne dek izlenen politika ve sosyo-ekonomik yap›sal de¤erlendirmelerin incelenmesi önemlidir. Bu bak›fl aç›s›yla de¤erlendirildi¤inde problemlerin kökenleri ve olas› çözümler için yap›labilecekler konusunda ipuçlar› elde etme ihtimali bulunmaktad›r. Ülkemizde enerji alan›ndaki geliflmeler; Osmanl› son dönemi (1900-1920) ile Cumhuriyet dönemi de ilk ve planl› kalk›nma dönemi olmak üzere ikiye ayr›larak incelenebilir. Osmanl› Dönemi 1878 y›l›nda Thomas Edison taraf›ndan akkor ampulun icat edilmesinin ard›ndan, 1882’de ABD Wisconsin, 1891’de de Londra’da elektrik sistemlerinin kurulmas›na bafllanm›flt›r. Di¤er teknolojik geliflmeler ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda, elektrik çal›flmalar› Osmanl›’ya nispeten daha h›zl› ulaflm›flt›r. Enerji ile ilgili ilk çal›flma, 1902 y›l›nda, ‹talyan ve ‹sviçre firmas› taraf›ndan Tarsus’ta kurulmufl olan 108 Bak›fl 132 2 kw gücünde hidro-elektrik jenaratördür. ‹lginçtir ki bu jeneratör ile ayd›nlat›lan evlerde açma-kapama imkanlar› olmad›¤› için enerjinin yönetimi santralda bulunan flalterler üzerinden yap›lmaktaym›fl. Bu dönemde asl›nda birçok teflebbüs olmas›na ra¤men, ‹stanbul’da elektrik sistemi kurulmas› Sultan II. Abdülhamid döneminde gerek flehrin havagaz› ile ayd›nlat›lma imtiyaz›n› alan flirketlerin etkisi, gerekse o günün flartlar›nda ahflap yap›lar›n bol oldu¤u flehirde muhtemel büyük yang›n korkusuyla gerçeklefltirilememifltir. Bunun yerine, 1905 y›l›nda Siemens & Halske flirketi taraf›ndan Selanik ve ‹zmir’de, 1906 y›l›nda Halep’te, 1907 y›l›nda ise fiam’da yabanc› flirket imtiyazlar›yla elektrik sistemleri kurulmufltur. Teknolojik ilerleme ve geliflen yat›r›mlar, yasal alt yap›n›n haz›rlanmas›n› gerektirmifl ve 1910 y›l›nda “Kamu yarar›na imtiyazlar” mevzuat› haz›rlanm›flt›r. Buna ba¤l› olarak ‹stanbul’un elektik sistemi imtiyaz› Macar Ganz flirketine 50 y›l süre ile verilmifltir. fiirket, Brüksel Bankas› (Banque de Bruxelles) ve Macar Kredi Bankalar›ndan (Banque Generale de Credit Hongrois) sa¤lanan finansal destek ile Osmanl› Anonim Elektrik fiirketi’ni kurarak çal›flmalar›n› bafllatm›fl ve 1914 y›l›nda Silahtara¤a Santral›’n› devreye alm›flt›r. 1913-1915 y›llar› için yap›lan bir çal›flmada, ülkenin toplam makine gücü 20.977 HP olarak tespit edilmifl olup bunun sadece 1.342 HP’lik k›sm› elektrik makineleri, geri kalan a¤›rl›kl› olarak buhar makineleridir. Cumhuriyet Dönemi 1923 y›l›nda genç Cumhuriyetin miras›, 33 MW kurulu güç, 45 GWh y›ll›k üretim ve kifli bafl› 3,3 kwh tüketim ile tüm yabanc› imtiyazlard›r. Türkiye s›n›rlar› içinde kalan iller içinde sadece Tarsus, Adapazar› ve ‹stanbul elektrik enerjisinden faydalanmakta olup, bu faaliyetler Alman, Belçika, ‹talya ve Macaristan’›n imtiyazl› flirketlerinin kontrolündedir. 1923 y›l›nda gerçeklefltirilen ‹zmir ‹ktisat Kongresi’nde çeflitli konular Silahtara¤a Santral›: 1914 y›l›nda ‹stanbul’da kurulan ülkenin ilk kömürlü santral›d›r. Kömür Zonguldak madenlerinden sa¤lanmak üzerine planlanm›fl ve lojisti¤i kolaylaflt›rmak amac›yla Haliç k›y›s›nda kurulmufltur. Santral 3 X 6.700 HP’lik turbo jeneratör ihtiva etmektedir.1915 y›l›nda Rus Donanmas› kömür tafl›yan fiirket-i Hayriye gemilerini bat›rd›¤› içinhem güvenli¤i sa¤lamak; hem de iflleyifli h›zland›rmak amac›yla ‹stanbul’un kuzeyindeki linyit ocaklar›yla santral›n bulundu¤u yer aras›nda dekovil tren hatt› kuruldu. 1952 y›l›na kadar flehrin elektri¤ini tek bafl›na karfl›layan santral 1983 y›l›nda devreden ç›kart›lm›flt›r. Üyelerden Makale üzerinde görüflmeler yap›lmas›na ra¤men enerji konusunda net bir politika belirlenmemifltir. Genel olarak ülke ekonomisinin kendi kaynak ve gelirleriyle geliflmesi gerekti¤i belirtilmifl ve elektrik flebekelerine önem verilmesinin alt› çizilmifltir. 1925 y›l›nda Alman Man ve AEG firmalar›n›n ortakl›¤›yla kurulan bir dizel jeneratör ile Ankara’ya elektrik verilmifltir. Yine ayn› y›l Adana, Artvin, ‹nebolu, Akflehir, Mersin ve Trabzon elektri¤e kavuflan iller olmufltur. Bir y›l sonra ise Aksaray, Ayval›k, Bursa, ‹zmit, Konya, Kütahya, Malatya ve Sivas’ta elektrik da¤›t›m sistemleri kurulmufltur. ‹ktisat Kongresi karar› olan liberal ekonomi sisteminin yerlefltirilmesi amac›yla maden ve tafl kömürü iflletmecili¤i alan›nda Frans›z sermayeli Ere¤li fiirketinin yan› s›ra yerli özel sermaye olarak Türkiye ‹fl Bankas› da maden iflletmecili¤ine girmifltir. 1926 y›l›nda ç›kart›lan bir yasa ile petrol arama, ç›karma ve iflleme gibi yetkilerin tamam›n› hükümet sorumlulu¤u alt›na girmifltir. Yine ayn› y›l Tarsus ve Civar› Elektrik A.fi. ad›yla ilk kez bir Türk Elektrik fiirketi kurulmufl, bunu Kayseri ve Civar› Elektrik Ticaret A.fi. takip etmifltir. 1928 y›l›nda ‹zmir ilinin ihtiyac›n› karfl›lamak üzere ülkenin üçüncü, 5 MW güç ile ikinci büyük kapasiteye sahip termik santral› Alsancak’ta kurulmufltur. Kanunu ile belediyelere elektrik üretim yetkisi verilmifltir. 1933 y›l›nda 1. Befl Y›ll›k Sanayi Plan› haz›rlanm›fl ve burada devletin do¤rudan elektrik üretimine girmesi karar› verilmifltir. Buna ba¤l› olarak takip eden y›llarda Etibank, Maden Tetkik Arama ve Elektrik ‹flleri Etüd ‹dareleri kurulmufltur. Yine 1935 y›l›nda belediyelerin çal›flmalar›na finansal ve proje deste¤i için Belediyeler Bankas› kurulmufltur. 1935 y›l›nda art›k ülke çap›nda 43 ilde elektrikten faydalan›lmaya bafllanm›flt›r. Kurulu güç 126 MW ve toplam üretim 223 GWh olarak gerçekleflmifltir. Kifli bafl›na tüketim ise yaklafl›k %50 artarak 12,4 KWh ulaflm›flt›r. Devletçilik politikalar›na paralel olarak 1938-44 y›llar› aras›nda yabanc› sermaye yat›r›mlar› sat›n al›narak ve imtiyazlar kald›r›larak, elektrik sektörü komple devletlefltirilmifltir. 1940-45 y›llar› aras›nda II. Dünya Savafl›, süregelen geliflmeleri olumsuz etkilemifl, d›fl ülkeler ile ticaret ciddi flekilde aksam›flt›r. Bu dönemde petrol ürünleri bulmak çok zor duruma geldi¤i için elektrik santrallar› ve motorlu araçlar bu yüzden zaman zaman çal›flamaz duruma gelmifltir. 1948 y›l›nda yap›m›na 7 y›l önce bafllan›lm›fl olan Çatala¤z› Termik Santrali ilk defa flehir de¤il bölge santral› olarak devreye al›nm›flt›r. 1930 y›l›na gelindi¤inde kurulu güç 78 MW, toplam üretim 106 GWh ve kifli bafl› tüketim iki kat artarak 7 KWh’e ulaflm›flt›r. Santral say›s› da; 3 termik, 11 hidrolik, 27 ad. dizel ve 7 ad. buhar ve gaz motorlu olmak üzere 48 olmufltur. 50’li y›llara gelindi¤inde art›k çok partili demokrasiye geçilmifl ve karma ekonomi politikalar› gündemdedir. Enerji sektöründe de devletin yan›nda özel sektöre yer aç›lm›fl ve yap-ifllet modelleri devreye girmifltir. 1929 y›l›nda ABD’de bafllayarak bütün dünyay› saran ekonomik buhran ile birlikte ülkede genel hava da de¤iflmifl, ‹ktisat Kongresi ile bafllayan liberal düflünce tarz› devletçili¤e dönmüfltür. Buna ba¤l› olarak 1930 y›l›nda Belediyeler Yine bu dönemde ulusal elektrik iletim hatt› sistem çal›flmalar› bafllam›fl, 154 KW’l›k bir iletim a¤›yla Çatala¤z› Termik Santral› ‹stanbul elektrik sistemini destekler duruma getirilmifltir. Bu dönemde kurulu güç 400 MW ve toplam üretim 790 GWh’a ç›km›flt›r. Kifli bafl›na tüketim ise 1935 y›l›na göre 3 kat artarak 33 KWh’a ulaflm›flt›r. 1952-56 y›llar› aras›nda yerli sermayeli 4 flirketin kurulmas›na karar verilmifltir. Bunlar; - Adana ve ‹çel bölgesi için Çukurova Elektrik A.fi. - Antalya bölgesi için Kepez Elektrik A.fi. - Kuzeybat› Anadolu bölgesi için Kuzeybat› Anadolu Elektriklendirme A.fi. - Ege Bölgesi için Ege Elektrik T.A.fi. (Daha sonra bu flirket baflar›l› olamad›¤› için kapanm›flt›r) 1953 y›l›nda Ankara’da “Birinci ‹stiflari Enerji Kongresi” düzenlenmifltir. Bu kongrede a¤›rl›kl› olarak elektrik enerjisi üzerinde görüflülmüfl ve kapsaml› bir durum raporu ç›kart›lm›flt›r. Yine kongrede hidroelektrik santrallar› yap›lmas› karar› al›nm›fl ve bunu desteklemek için ayn› y›l Devlet Su ‹flleri kurulmufltur. 1956 y›l›nda Sar›yar Baraj› 160 MW, 1959 da ise Hirfanl› Baraj› 128 MW güç ile devreye al›nm›fllard›r. 60’l› y›llara gelindi¤inde kamu ve özel sektör yat›r›mlar› ile kurulu güç 1.275 MW, üretim 2.815 MWh’a ç›karken kifli bafl› tüketimde 87 KWh’e ulaflm›flt›r. Bu y›llar (1963-19687) ayn› zamanda 5 y›ll›k kalk›nma planlar›n›n bafllad›¤› y›llard›r. 1. Befl Y›ll›k Kalk›nma Plan›’nda madencilik sektörünün hukuki ve idari problemlerinin çözümlenebilmesi için öneriler bulunmaktad›r. Plan›n “Elektrik” bafll›kl› k›sm›nda ise hidrolik enerji kaynaklar›na a¤›rl›k verilmesi ve elektrik tesislerinin ekonomik iflletmesi için üretim, iletim ve da¤›t›m›n tek elden yürütülmesi kabul edilmifltir. 1963 y›l›nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl›¤› kurulmufl, elektrik ile ilgili birçok iflletme toplanarak Etibank Elektrik ‹flletmeleri Müessesi olarak de¤ifltirilen yap›n›n içinde toplanm›flt›r. DS‹’nin iflletmekte oldu¤u hidro-elektrik santrallar› Etibank’a devredilmifltir. 1970 y›l›nda ise iletim ve da¤›t›m hatlar›ndaki 109 Bak›fl 132 1923-1950 Y›llar› Aras›nda Elektrik De¤erleri De¤iflimi art›fllar nedeniyle Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmufl kamunun elindeki tüm santrallar TEK’e devredilmifltir. 1970’li y›llarda ülkenin kurulu gücü 2.235 MW, toplam üretim 8.620 Gwh, ve kifli bafl›na tüketim 207 KWh olmufltur. 70’li y›llar dünya genelinde yaflanan enerji krizine ba¤l› olarak termik santrallardaki ithal yak›tlar›n temin edilememesine ba¤l› olarak çok ciddi enerji dar bo¤azlar›n›n yafland›¤› y›llard›r. Bundan ders al›narak hidroelektrik santrallar›n›n yap›m› önem ve h›z kazanm›flt›r. 1972 y›l›nda Gökçekaya Baraj› (278 MW) hizmete girmifltir. 1975 y›l›nda ise Türkiye’nin en büyük yat›r›mlar›ndan biri olan Keban Baraj› ilk 4 ünitesi devreye al›nm›flt›r. ‹kinci 4 ünitenin 1981 y›l›nda devreye al›nmas›yla ulafl›lan toplam kapasite 1.330 MW ile o günkü toplam gücün %20’sini oluflturmaktayd›. 70’li y›llar enerji s›k›nt›s› sonucunda h›zlanan yat›r›mlar ile kapasite 5.120 MW, üretim 23.275 GWh ve kifli bafl› tüketim ise 459 KWh ç›km›flt›r. 1980 y›llar› ise ekonomik liberalleflme politikalar›n›n sonucu olarak elektrik sektöründe ciddi özellefltirme çal›flmalar›n›n bafllad›¤› dönemdir. Bu kapsamda; - 1982 y›l›nda Belediyeler ile TEK aras›ndaki iletim ve da¤›t›m karmaflas›n›n çözümü için tüm elektrik tesis alt yap›s› TEK’e devredilmifltir. - 1984 y›l›nda ise “TEK D›fl›ndaki 110 Bak›fl 132 Çatala¤z› Termik Santral› Kurulufllar›n, Elektrik Üretim, ‹letim, Da¤›t›m› ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakk›ndaki Kanun” yürürlü¤e girerek TEK Kamu ‹ktisadi Kurulufl (K‹T) haline getirilmifltir. Bu flekilde hizmetlerin tek elden yürütülmesi ilkesinden vazgeçilmifltir. - Ayn› kanunda “yap-ifllet-devret” ve “iflletme hakk›n›n devri” konular›nda düzenlemeler yap›larak özel sektörün elektrik üretim, iletim ve da¤›t›m›nda yer almas›n›n önü aç›lm›flt›r. Di¤er taraftan 80’li y›llar Türkiye’nin do¤algaz ile tan›flt›¤› dönemdir. 1984 y›l›nda Rusya ile imzalanan do¤algaz sevkiyat› anlaflmas›n›n ard›ndan flehir içi evsel ve ticari kullan›m 1988’de Ankara’da bafllad›. Do¤algaz›n elektrik üretiminde ilk kullan›m› ise 1986 y›l›nda devreye al›nan 6X100 MW kapasiteli Trakya Do¤algaz Çevrim Santral› ile bafllad›. 90’l› y›llara ulafl›ld›¤›nda, ülke elektrik potansiyeli 16.135 MW, toplam y›ll›k üretim 57.543 GWh ve kifli bafl› tüketim 855 KWh seviyelerine ulaflm›flt›. Bu on y›lda öncelik, özellefltirme ve özel sektörün enerji yat›r›mlar›na kat›lmas› için gerekli olan yap›sal ve yasal de¤iflikliklerin haz›rlanmas› çal›flmalar›na verilmifltir. Bu kapsamda 1993 y›l›nda TEK üretim, iletim ve da¤›t›m olmak üzere ayr›larak, iki ayr› “‹ktisadi Devlet Teflekkülü” olarak yap›land›r›lm›flt›r. 1994 y›l›nda ayr›ca özel ve yabanc› sermayeli flirketlerin yap-ifllet-devret modeli çerçevesinde, özel hukuk hükümlerine tabi olarak, elektrik üretim, iletim ve da¤›t›m›nda yer almalar›n›n önü aç›lm›flt›r. 1992 y›l›nda Türkiye Cumhuriyet tarihinin o zamana kadarki en büyük yat›r›m› olan ve yap›m›na 1983 y›l›nda bafllanm›fl, Atatürk Baraj› devreye girmifltir. Avrupa’n›n en büyük ve dünyan›n 6. Büyü¤ü olan Atatürk Baraj› 2.400 MW kurulu güç ile y›ll›k 8.900 GWh üretim kapasitesine sahiptir. Bu kapasite Türkiye’deki kurulu hidrolik gücün %20 sine denk gelmektedir. 2000’li y›llara ulafl›ld›¤›nda, Türkiye’nin elektrik potansiyeli 27.264 MW, üretim 124.920 GWH, kifli bafl›na düflen tüketim ise 1.457 KWh’e ulaflm›flt›r. Bu y›llar 90’l› y›llarda bafllayan özellefltirme sürecinin yeniden de¤iflen flartlara göre yap›land›r›lmas› ve mevzuat›n yenilenmesi çal›flmalar›yla geçmifltir. 2001 y›l›nda elektrik enerjisi piyasas›n›n oluflturulmas› ve bu piyasada ba¤›ms›z bir düzenleme ve denetimin sa¤lanmas› amac› ile “Elektrik Piyasas› Kanunu” yürürlü¤e girmifltir. Bu kanun ile birlikte piyasalar› düzenleme ve denetleme yeni kurulan Enerji Piyasas› Düzenleme Kurumu’na (EPDK) verilmifltir. Ayr›ca yine ayn› y›l TEAfi da¤›t›larak Üretim, ‹letim ve Ticaret alan›nda faaliyet gösterecek üç ayr› ‹ktisadi Devlet Teflekkülü kurulmufltur. (EÜAfi, TE‹Afi, TETAfi) 2004 y›l›nda ise TEDAfi bünyesinde bulunan elektrik da¤›t›m› 21 bölgeye ayr›larak özellefltirme kapsam›na al›nm›fl ve özellefltirmeler bafllat›lm›flt›r. Üyelerden Makale 1923-1950 Y›llar› Aras›nda Elektrik De¤erleri De¤iflimi Yine bu y›llarda gündemimize Yenilenebilir Enerji kavram› girmifl ve 2005 y›l›nda bu giriflimleri düzenlemek ve desteklemek için mevzuat alt yap›s› tamamlanm›flt›r. Günümüzde de en çok tart›fl›lan konular›n bafl›nda Yenilenebilir Enerji kaynaklar›n›n kullan›m› gelmekte ve toplam üretim içindeki pay› her geçen gün artmaktad›r. Elektrik üretiminin kaynaklara göre da¤›l›m› fiEK‹L 1’de verilmifltir. Keban Baraj› Yeni enerji kaynaklar›n›n devreye girmesi ve özel sektörün de kat›l›m›yla h›zlanan yat›r›mlar sayesinde 2014 y›l› sonu itibar›yla Türkiye’nin kurulu gücü 69.500 MW, toplam y›ll›k üretimi 250.400 GWh ve kifli bafl› tüketimde 3.000 KWh’›n üzerinde gerçekleflmifltir. edecektir. Bu kadar de¤iflken ve uluslararas› ticari, ekonomik karakteri bulunan, hiçbir zaman güncelli¤ini kaybetmeyecek olan, ayn› zamanda tüm dünya ülkelerinin yeni teknolojiler ile çözüm üretmeye çal›flt›¤› bir alanda al›nacak kararlar ve uygulamalar ülke kaderinde de etkili olabilecek önemdedir. Sonuç olarak, 1902 y›l›nda Tarsus Çay› k›y›s›nda bafllayan enerji tarihimiz gittikçe geliflip, co¤rafi durumumuz da dikkate al›nd›¤›nda, global platformda geliflmeye devam fiEK‹L 1: Elektrik Üretimi Kaynaklara Göre Da¤›l›m› Atatürk Baraj› 111 Bak›fl 132 Gökçelik yeni yat›r›mlar›yla 2015 y›l›nda da büyümeye devam edecek Dünyada 50’den fazla ülkeye ‘Türk mal›’ damgal› raf sistemleri ihraç eden Gökçelik, bu y›l da büyümeye devam edecek. fiirketi, sektörün ‘sac büküm merkezi’ haline getirecek yeni yat›r›m yak›n zamanda devreye al›nacak, ekonomik konjonktür uygun oldu¤u takdirde ise yeni fabrika inflaat›na bafllanacak. af sektörünün köklü ve güçlü kuruluflu Gökçelik, yönetim kadrosuyla birlikte Bursa Crowne Plaza’da gerçeklefltirdi¤i toplant›da 2015 y›l› hedeflerini ve 2014 y›l› faaliyetlerini de¤erlendirdi. 2014 y›l›na iliflkin bilgiler veren Gökçelik A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Yalç›n Aras, y›l› genel anlamda verimli ve hareketli geçirdiklerini belirterek, flirket olarak bir önceki y›la göre hedeflenenin üzerinde büyüme gerçeklefltirdiklerini aç›klad›. R ‹hracatta yakalanan baflar› grafi¤ini 2014’de de sürdürdüklerini söyleyen Aras, y›l içerisinde mevcut ülkeler ile ticaretin devam etti¤ini vurgulayarak, portföye yeni ülkeler katmay› baflard›klar›n› belirtti. Aras, böylelikle Gökçelik olarak bugün dünyan›n 50’den fazla ülkesine Türk mal› damgal› raf sistemleri ihraç etmenin gururunu yaflad›klar›n› ifade etti. Yat›r›mlar devam ediyor… 2012 y›l›nda bafllatt›¤› yat›r›m hamlesine 112 Bak›fl 132 son üç y›ld›r aral›ks›z devam eden Gökçelik, temkini elden b›rakmamakla beraber 2015 y›l›nda da büyüme stratejisine devam etme karar› ald›. 2014 y›l›nda yat›r›m›na start verilen sac büküm makinesi Nisan ay› sonunda faaliyete geçirilecek. Kapasitesi ve büyüklü¤ü ile Gökçelik’in üretim ihtiyaçlar›n› karfl›laman›n yan s›ra sektöre de hizmet verebilecek yap›s›yla adeta flirketin bir sac büküm merkezi haline gelmesini sa¤layacak yeni yat›r›m, ciddi manada katma de¤er oluflturacak. fiirket büyümesi, ülke ortalamas›n›n üzerinde… Öte yandan; büyüyen ve geliflen kapasite ihtiyac›n› karfl›lamak amac›yla, NOSAB’da bulunan mevcut arsalar üzerine yap›lmas› planlanan yeni fabrikalar›n fizibilite çal›flmalar›na 2015 y›l›nda devam edilecek ve dünya ekonomik konjonktürü uygun olursa inflaata bafllanacak. 2014 y›l›n› Türkiye büyüme ortalamas›n›n üzerinde kapamay› baflaran Gökçelik, 2015 y›l›nda da benzer bir performans sergilemeyi hedefliyor. Sektörde 40 y›ll›k tecrübe Gökçelik; süpermarket ekipmanlar› ve depolama sistemleri üretmek üzere 1976 y›l›nda Bursa’da kuruldu. Kuruluflundan bu yana perakende sektörüne yönelik üretim yapan flirket, devaml› artan katk›lar› ve yaklafl›k 40 y›ll›k tecrübesi ile sektörün öncülerinden oldu. Temel felsefesi ‘sürekli geliflim’ olan Gökçelik, üretimde kalitenin ve pazarda rekabetin en güçlü silahlar›n›n ileri teknoloji, nitelikli ifl gücü ve AR-GE faaliyetleri oldu¤una inan›yor. Gökçelik, bu inanc› gere¤i y›llard›r yapt›¤› yat›r›mlara sürekli yenilerini ekliyor. Bugün 3 fabrikas›nda, ileri teknolojiye sahip seri üretim yapan entegre üretim hatlar›, özel ve esnek üretimlere uygun genifl makine park› ve bu yüksek üretim kapasitesine cevap verecek boya tesisleri ile çevreye duyarl› üretim yapan firma, 50’den fazla ülkedeki müflterileriyle pazar pay›n› her geçen gün art›r›yor. Üyelerden Haberler EMKO, flirket içi ve flirket d›fl›ndaki e¤itimleriyle baflar›n›n ipucunu veriyor EMKO Elektronik, flirket içi e¤itimlerinin yan› s›ra özellikle meslek lisesi ö¤retmenlerine yönelik haz›rlad›¤› e¤itimlerle de baflar›n›n temel tafllar›n›n ipuçlar›n› veriyor. üflteri odakl› yaklafl›m ile ürün fonksiyonelli¤ine ve kalitesine birinci derecede önem veren EMKO Elektronik, daha iyi hizmet verebilmek için teknolojiyi yak›ndan takip ederek kendini sürekli yeniliyor. M Bu kapsamda, flirket içindeki sürekli e¤itimlerle kalifiye personel yetifltiren ve kaliteli hizmetini gelifltiren EMKO, flirket d›fl› e¤itimlerle de sorumluluk projelerini gerçeklefltirip, geliflime verdi¤i desteklerle örnek bir firma niteli¤i tafl›yor. Meslek lisesi ö¤retmenlerine C Programlama e¤itimi… EMKO Ar-Ge mühendisleri; Hürriyet EML, Demirtafl EML, Tophane EML, Coflkunöz EML ve Ovaakça fiar›k Tara EML ö¤retmenlerine geçti¤imiz y›l›n Aral›k ay›nda C ile PIC Programlama Dili E¤itimi verdi. E¤itime kat›lan ö¤retmenlerin okullar›na EMKO’nun tasarlad›¤› PIC GEL‹fiT‹RME K‹T'lerinden verildi. Bu yaz›l›m çal›flmas›nda, butonlar›n okunmas›, analog girifllerin okunmas›, LED’lerin sürülmesi, Seven Segment Display sürülmesi, RS232 Uart haberleflmesi ile ilgili e¤itimler yer ald›. Bunun d›fl›nda; veri türleri, tür dönüflümleri, Switch-Goto deyimleri bafll›klar›n›n yer ald›¤› programda PIC Gelifltirme Kiti Üzerinde Uygulamal› Yaz›l›m çal›flmalar› e¤itimi verimli bir flekilde gerçeklefltirilirken flirket içinde süreklili¤i sa¤lanan kiflisel e¤itimler temelini her zaman sa¤lam tutan EMKO’nun baflar›s›n› da kaç›n›lmaz k›l›yor. fiirket içi e¤itimler fark›ndal›¤› art›r›yor Baflar›y› sabitlemek için yap›lan iç e¤itimlerden biri olan Swot Analizi e¤itiminde de kat›l›mc›larla birlikte yap›lan beyin f›rt›nas›yla içsel ve çevresel faktörlerin belirlenmesi EMKO’nun gelece¤i aç›s›ndan önemli bir çal›flma oldu. Bunun yan› s›ra Müflteri ‹liflkileri Yönetimi adl› e¤itimde, müflteri memnuniyetini her zaman ilk s›rada tutan EMKO için 'daha ne katabiliriz' sorusunun cevaplar› arand›. EMKO; Kiflisel Geliflim Düzeyi Tespiti ve Geliflim Düzeylerine Göre ‹letiflim adl› e¤itimler de bireyin kiflisel geliflimi ve iletiflim aç›s›ndan önemli olan bir çok e¤itimle baflar›s›n› pekifltirmeye devam ediyor. 113 Bak›fl 132 Eser Mimarl›k, Sunrise Court Bursa ile ‘En ‹yi Az Katl› Yap›’ ödülü ald› Türkiye’deki inflaat ve gayrimenkul projelerinin en iyilerinin ödüllendirildi¤i ‘Sign of The City Awards’ töreninde, Eser Mimarl›k A.fi., Sunrise Court Bursa projesiyle ‘En ‹yi Az Katl› Yap›’ ödülüne lay›k görüldü. n iyi inflaat ve gayrimenkul projelerinin ödüllendirildi¤i S›gn of the City Awards’a 142 seçkin proje 199 farkl› baflvuru ile kat›ld›. E Finalde rakiplerini geride b›rakan, Eser Mimarl›k projesi Sunrise Court Bursa, ‘Türkiye’nin En ‹yi Az Katl› Konut’ ödülünü ald›. Eser Mimarl›k A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Yüksek Mimar Eser Ceyhan, ald›klar› ödülün, projenin baflar›s›n›n bir tescili oldu¤unu söyledi. Ceyhan, Sunrise Court Bursa’da daire sahiplerinin yeni ve fark yaratan bu özel çevre dostu projede yer almaktan dolay› oldukça mutlu oldu¤unu da kaydetti. Eflsiz bir manzara sunuyor… Az katl› ve çevre dostu bir proje olan Sunrise Court Bursa; kentin yeni cazibe merkezi Nilüfer’de yer al›yor. E¤itimciler Caddesi üzerinde ve Orhaneli yoluna sadece 100 metre mesafede olan projenin lokasyonu kolay ulafl›labilirlik sa¤lad›¤› gibi site sakinlerine, kot fark›ndan dolay› eflsiz bir manzara sunuyor. 47 dairelik butik bir proje… Bursa ovas› ile Uluda¤ yamaçlar›n›n, tüm dairelerin görüfl alan›nda oldu¤u Sunrise Court Bursa; 7 bin 500 metrekarelik arsada 1+1’den 5+1’e farkl› büyüklüklerde 47 daireden oluflan butik bir proje… 60 araçl›k kapal› otopark›, otoparktan dairelere asansörle ulafl›m imkan›, 200 metrekare yüzme havuzu, 114 Bak›fl 132 günefllenme teraslar›, terrace clup cafe, oyun salonu, fitness, sauna, buhar odalar›, çocuk oyun alan›, yürüyüfl yollar› ile sitedeki sosyal yaflam da oldukça zengin… Özel ›fl›k tasar›m› peyzaj ile havuzlar›n, flelalenin, renkli panolar›n geceleri farkl› etkiler ve ortamlar yaratmas› da sa¤lan›yor. Üyelerden Haberler ‘Evke Flex Office’ ile s›ra d›fl› ofisler S›ra d›fl› plazalar›yla Mudanya ve Ankara Yolu’nda ofis anlay›fl›n› de¤ifltiren Evke; Eylül 2016’da teslim edilecek Evke Flex Office ile Yalova Yolu’na da yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. ral›k 2014’te temeli at›lan ve Yalova Yolu’nda ofis anlay›fl›n› de¤ifltirmeyi hedefleyen Evke Flex Office, Eylül 2016’da teslim edilecek. Yalova Yolu 4. km.’de Orman Bölge Müdürlü¤ü karfl›s›nda yer alan Evke Flex Office, 17 dükkan ve 77 ofisten olufluyor. A Evke Flex Office’de; 50 ile 250 metrekare aras›nda, proje ad›nda yer alan ‘Flex’ ofis rahatl›¤› ile 800 metrekareye kadar istenilen ölçüde ofislere sahip olunabilecek. Mudanya Yolu’nda Evke Plaza Geçit, Evke Onyx Office, Evke MediLoft 12, Ankara Yolu’nda Evke Trade Tower’dan sonra kapal› otopark›, tapulu depo alanlar›, yüksek tavanl› ferah ofisleri, sosyal alanlar›, TSE Güvenli Yeflil Bina belgesi adayl›¤› ile birlikte Evke Flex Office, Yalova Yolu’nda da ofis anlay›fl›na yeni bir soluk getirecek. 115 Bak›fl 132 ‹nternet teknolojileri sayesinde pek çok ifl modeli bafltan tasarlanacak ekonominin önemini, ifllerimize getirdi¤i f›rsatlar› ve tehditleri anlatmak için bazen üniversitelerde dersler veriyorum, STK’lara çok s›kl›kla konuflmac› olarak davet ediliyorum. Ayr›ca baz› ekonomi dergilerinde yaz›yorum.” Son y›llarda tamamen internet odakl› projelere yönelen Hasan Aslanoba, ifladamlar›na, dijital dünyadan geri kalmamalar› için çok önemli mesajlar verdi. Aslanoba, “‹nternetten korkma, geç kalmaktan kork. ‹nternet teknolojileri sayesinde pek çok ifl modeli yeni bafltan tasarlanmak zorunda” dedi. on y›llarda tamamen internet odakl› projelere yönelen Aslanoba Grubu’nun Yönetim Kurulu Baflkan› Hasan Aslanoba, bunun nedenini flöyle aç›kl›yor: “Asl›nda çok basit bir nedeni var. Dünyada büyük bir dijital devrim yaflan›yor. Ancak biz Türkiye’de henüz buz da¤›n›n ucunu görüyoruz ve bu devrim giderek daha da etkili olacak. Tüm ifl süreçlerimiz her geçen gün daha fazla dijitalleflecek. ‹nternet teknolojileri sayesinde pek çok ifl modeli yeni bafltan tasarlanmak zorunda… Çünkü internet, verimsizlikten ve gereksiz arac›lardan hiç hofllanm›yor, al›c› ve sat›c›y› dijital bir platformda direkt buluflturmay› seviyor. Al›c› ve sat›c›, internet sayesinde do¤ru bilgiye do¤ru zamanda ulaflt›¤›nda arz ve talep de çok etkili ve verimli bir ortamda buluflmufl oluyor.” S Türkiye’nin aç›k ara en büyük melek yat›r›mc›s›… Ayn› zamanda Türkiye’nin ‘aç›k ara’ en büyük ‘melek yat›r›mc›s›’ olan Aslanoba, bugüne kadar sadece internet odakl› 53 farkl› flirkete -4 fon ve 9 yabanc› flirket dahil- toplamda 46 milyon dolarl›k yat›r›m yapt›¤›n› ifade etti. Yat›r›mlar› aras›nda; tafl›ma ihtiyac› olan firmalar›, mobil internet teknolojisi sayesinde nakliyecilerle buluflturan Webnak ile buna pek çok yönüyle benzeyen Bitaksi de bulunan Aslanoba, Bitaksi mobil uygulamas›n› 116 Bak›fl 132 kullanarak, bulunulan yere en yak›n taksinin bir t›kla ça¤›rabildi¤ini kaydetti. Hasan Aslanoba’n›n internet odakl› di¤er projeleri aras›nda; ‹ninal, Modanisa, ‹ncir, Dü¤ün, BuldumBuldum, Tafl›t, Vivense, Webrazzi, Mealbox, Hemenkiral›k ve Hotelrunner öne ç›k›yor. Dijital ekonomi çok önemli “Tam anlam›yla internet afl›¤› bir ifladam›y›m” diyen Aslanoba, ifl alemine flu mesaj› veriyor: “‹nternetten korkma, geç kalmaktan kork. Dijital Büyümemizi üç ana ifl üzerine düflünüyoruz Hasan Aslanoba flu bilgileri de paylaflt›: “Tabi ki, Aslanoba Grubu’nun kendi giriflimleri de bu temel yönelimden pay›n› al›yor. Aslanoba Grubu’nda biz gelecek büyümemizi 3 ana ifl üzerine düflünüyoruz. Yak›n zaman önce bafllad›¤›m›z Webnak bunlardan sadece birisiydi. Ayr›ca, Bursa’da pilot denemeleri tamamlad›ktan sonra Aral›k 2014’te ‹stanbul’da bafllayan Tazedirekt projemiz var. Henüz aç›klamaya haz›r olmad›¤›m›z 3. proje daha olacak. Bu 3 projenin ortak paydas›; internet ve mobil teknolojileri kullan›yor olmas›. Öte yandan; iyi bir fikir, ancak iyi bir ekip taraf›ndan yönetildi¤inde bir de¤er yaratabilir. Bu anlamda, biz Aslanoba Grubu olarak iflimizi flansa b›rakmad›k ve bu iflleri yapabilmek için Türkiye’nin en iyi ekiplerinden birisini kurduk. Özellikle teknoloji iflindeyseniz, ekibinizin kalitesi gerçekten de çok önemli.” Üyelerden Haberler Plaza Turizm anahtar teslimi projeler üretmeye devam ediyor Plaza Turizm; sektördeki 30 y›ll›k tecrübesi ve günümüzün teknolojik imkanlar›ndan faydalanarak müflterilerine, anahtar teslim projeler üretmeye bu y›l da devam ediyor. laza Turizm bu y›l da; geçmifl y›llardaki tecrübelerinden ve günümüzün teknolojik imkanlar›ndan yararlanarak, yenilikçi ve yarat›c› çözümler sunan profesyonel ekibiyle, bayi toplant›lar›, kapal› grup organizasyonlar›, e¤itim toplant›lar›, kutlama-lansmanlar, kurumsal toplant›lar, ulusal ve uluslararas› kongreler gibi organizasyonlara anahtar teslim projeler üretmeye devam ediyor. P çal›flmalar› ve üretti¤imiz hizmetlerle tüm kurumlara, her alanda tam hizmet sa¤layacak bir altyap› ve donan›ma sahiptir. Online rezervasyon sistemi son derece efektif… Özel yaz›l›mlar ile gerçeklefltirdi¤imiz online rezervasyon sistemimiz aktif olarak bu y›l da kurumsal firmalar›m›za hizmet sunmaya devam edecektir. tutulmas›n› sa¤lamaktad›r. Plaza Turizm olarak 2015 y›l›ndaki hedefimiz; Sektörümüzdeki de¤erli markam›z›n güvenirlili¤ini sa¤lamak ve verimlili¤imizi sürdürmek olacakt›r.” Müflterilerimizin seyahat ihtiyaçlar›n› kendilerinin düzenlemesine imkan veren ‘Plaza Kurumsal Portal’ online sistemimiz son derece efektif olup ayr›ca, flirketlerin seyahat harcamalar›n› kontrol alt›nda Çözüm orta¤› olman›n çok ötesinde… Firmadan yap›lan aç›klamada flu ifadelere yer verildi: “Plazatur; organizasyon ve etkinliklerinizde size bir çözüm orta¤› olarak hizmet vermekle yetinmeyip, firmam›z ile çal›flman›n tüm avantajlar›n› da siz kurumsal müflterilerimize etkin bir flekilde sunmaya devam ediyor. Çal›flt›¤›m›z firmalar›m›z›; sektörde 30 y›ll›k deneyimi ile profesyonel proje yönetimi, h›zl› geri dönüfller, yüksek müflteri memnuniyeti, özel çözümler sunabilme yetene¤i ve anahtar teslim çözümlerin bulundu¤u hizmetlerimizden yararland›r›yoruz. Önemle vurgulamak isteriz ki; firmam›z y›llard›r turizmin tüm alanlar›nda yürüttü¤ü baflar›l› 117 Bak›fl 132 Küçük detaylar ile gerçek farkl›l›klar: vote ® Uluslararas› lider büro koltu¤u firmalar›ndan TCC-The Chair Company’nin Grammer Office markal› ürün portföyünün yeni üyesi; vote® K üçük detaylar ile gerçek farkl›l›klar yaratman›n mümkün oldu¤unu, ürünün tasar›mc›s› Daniel Figueroa, vote® ürün ailesini tasarlarken etkin bir flekilde kan›tl›yor. Uluslararas› lider büro koltu¤u firmalar›ndan TCC-The Chair Company’nin Grammer Office markal› ürün portföyünün yeni üyesi; vote® Gelifltirilmifl senkron mekanizma üzerine infla edilen vote® ailesi, ayarlanabilir bel destek sistemi, bireysel a¤›rl›k ayar›, oturak e¤im ve derinlik ayar› gibi fonksiyonel özelliklerinin yan›nda, çarp›c› ve dinamik tasar›m›yla da öne ç›k›yor. 118 Bak›fl 132 vote® frame vote® frame'in en çarp›c› özelli¤i; yenilikçi arkal›k formunun özel mesh kumafllar ile gelifltirilmifl olmas›. vote® frame, entegre bel deste¤i ve mesh arkal›¤› ile oturma s›ras›nda dikkat çekici bir s›rt deste¤i performans›n› garanti ederken kullan›c›ya iyi bir oturma deneyimi ve fleffaf bir stil deste¤i sa¤l›yor. vote® frame+ fi›kl›¤› ve konforu vote® frame+'›n önemli bir art›s›. Dinamik arkal›k formunun özellikleri korunurken, uygun kumafllar ile arkal›k döflemesi tamamlanan vote® frame+, konfor ve teknolojiyi bir arada yaflama f›rsat› sunuyor. Üyelerden Haberler Laspar için 2015 de¤iflim y›l› Birçok endüstriyel sektör için s›zd›rmazl›k ve titreflim önleyici parçalar üreten Türk-‹sviçre ortakl› Laspar, 2015 y›l›n› ‘de¤iflim y›l›’ ilan etti. aflta otomotiv olmak üzere birçok endüstriyel sektör için s›zd›rmazl›k ve titreflim önleyici parçalar üreten ‹sviçre-Türk ortakl› Laspar Angst ve Pfister Geliflmifl Endüstriyel Çözümler A.fi. çal›flanlar› 2015 y›l›n› hep birlikte karfl›lad›. B Firman›n Yönetim Kurulu üyeleri Saim Tosun, Levent Celepci ve Genel Müdür Eray Ulugül ile birlikte toplam 400 kiflinin kat›ld›¤› yemekte çal›flanlar e¤lenceli dakikalar geçirdi. verildi¤i yemekte, Genel Müdür Eray Ulugül, yeni y›l›n de¤iflim y›l› olaca¤›n› belirterek, 2014’teki desteklerinden dolay› çal›flanlara teflekkür etti. 2015 y›l›na dair olumlu mesajlar›n TNT Sabiha Gökçen’de rakipsiz TNT, 1988 y›l›ndan beri faaliyet gösterdi¤i Türkiye'de, hem KOB‹'lerin hem de büyük ölçekli flirketlerin ithalat ve ihracat ihtiyaçlar›na genifl ve esnek hizmet seçenekleri sunuyor A na faaliyet alan› uluslararas› h›zl› hava tafl›mac›l›¤› olan TNT’nin kendi iflletimindeki Avrupa karayolu a¤› da rakipsiz… 2014 içerisinde, TNT hava kargo a¤› ile TNT karayolu a¤›n›n entegrasyonu sayesinde, bir günde tafl›nan doküman, paket ve kargo say›s› bir milyonu buldu. TNT, Türkiye’ye ait uçakta kapasite art›fl›na giderken, Avrupa'n›n 40'tan fazla ülkesine tarifeli t›r seferlerini de haftada befl güne ç›kard›. Ekspres, Hava Kargo ve Karayolu hizmetlerini tek çat› alt›nda sunuyor olmas› TNT'nin fiyatlar›na olumlu yans›rken, ayn› zamanda Avrupa karayolunda parsiyel tafl›mada kap›dan-kap›ya hizmet her zamanki gibi yüksek kalitede sürüyor. 2014 y›l›nda Sabiha Gökçen Havaliman›’ndaki Operasyon Merkezi'ne Otomatik Tasnif Sistemi'ni kuran TNT, Türkiye’de bu sistemi kullanan ilk uluslararas› ekspres kargo flirketi oldu. Bu modern sistemle kargolar daha uçaktayken gümrük ifllemleri tamamlanarak gönderi teslim sürelerinin daha da k›salt›lmas› sa¤land›. Bu sayede TNT, özellikle yurt d›fl›ndan gönderi getirip ayn› gün içerisinde teslim almak isteyen müflteriler için ilk s›rada tercih edilir oldu. 119 Bak›fl 132 Üyelerden Haberler UPS Türkiye, Worldwide Express Freight servisinin kapsam›n› geniflletti UPS Türkiye, Worldwide Express Freight ile acil paletli gönderiler için 1 ila 3 gün içinde kap›dan kap›ya teslimat garantisi sunuyor. Böylece flirketler için küresel ölçekte rekabet imkan›n›n önü aç›l›yor. U PS® (NYSE:UPS), acil, zamana duyarl› ve yüksek de¤erli uluslararas› a¤›r gönderiler için geçen y›l müflterilerinin hizmetine sundu¤u UPS Worldwide Express Freight™ servisinin kapsam alan›n› geniflletti¤ini duyurdu. UPS; ürün lansmanlar›, stok eksiklikleri ve ekipman ar›zalar›ndaki parça de¤iflimleri için uygun bu servisi ile flimdi de hem ithalat hem de ihracat gönderileri için 50’den fazla ülke ve bölgeye garantili hizmet sunuyor. Avrupa’ya teslimat ertesi günü… Söz konusu servis, di¤er tafl›ma flirketlerinden farkl› olarak 70 kg. ve 120 Bak›fl 132 üzeri paletli gönderilerin daha fazla ülke ve bölgeye, h›zl› ve para iade garantili olarak gönderilmesini sa¤l›yor. Gümrükleme hizmeti de dâhil olmak üzere kap›dan kap›ya ve günü belirli teslimat hizmeti sunuyor. Worldwide Express Freight servisi, Avrupa’daki ço¤u ülkeye ertesi ifl gününde, ABD ve Kanada’daki ço¤u adrese iki ifl günü içinde ve Asya’ya iki ila üç ifl günü içinde teslimat garantisi sunuyor. Belirli ABD ve Kanada bölgelerine Cumartesi günü teslimat hizmeti de sunuluyor. Pek çok yenilikçi çözümü hayata geçirdik Müflterilerinin d›fl ticaret ifllemlerini desteklemek ve uluslararas› arenada rekabet avantaj› sa¤lamalar›na yard›mc› olmak ad›na pek çok yenilikçi çözümü hayata geçirdiklerini ifade eden UPS Türkiye Ülke Müdürü Ufku Akaltan, Türk flirketlerinin küresel pazarlara daha h›zl› ulaflmas›na ve faaliyet hacimlerini art›rmalar›na yard›mc› olmak için çal›flt›klar›n› belirtti. Akaltan, “Müflteri odakl› bir flirket olarak, müflterilerimizin ihtiyaçlar›na göre çözümler sunuyoruz. Söz konusu hizmetin geniflletilmesiyle, özellikle endüstriyel üretim, otomotiv, ileri teknoloji ve perakende sektörlerinde farkl› ölçekteki tüm flirketler Türkiye’den birçok ülkeye art›k çok daha kolay ulaflabilecek” dedi. Küresel ölçekte rekabet imkan›… UPS Uluslararas› Pazarlama Baflkan Yard›mc›s› Nick Basford ise, “UPS, bu tür h›zl› havayolu tafl›mac›l›k hizmetleriyle flirketlerin dünya çap›nda kolayca büyümesine yard›mc› oluyor. Worldwide Express Freight, tüm flirketlerin küresel ölçekte daha iyi rekabet etmesine imkân tan›yarak, müflterilerimizin ürün parçalar›ndan bitmifl ürünlere kadar tüm gönderilerinin daha fazla bölgeye h›zl› bir flekilde ulaflmas›n› sa¤l›yor” diye konufltu. Kültür / Sanat Yrd. Doç. Dr. ‹brahim ‹. Öztahtal› * Uluda¤ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatlar› Bölümü Dramatik Yazarl›k Bursa’da çocuklar için ç›kar›lan ilk süreli yay›n: Fevâ’id Fevâ’id kapak sayfas›. Bursa bas›n tarihinin Hüdâvendigâr ve Nilüfer’den sonra üçüncü süreli yay›n› olan Fevâ’id, okuyucu kitlesi olarak ö¤rencileri hedef alm›flt›r. Bursa’n›n çocuklar için ç›kar›lan edebî ve ilmî içeri¤e sahip ilk dergisidir. Derginin imtiyaz sahibi Murad Emrî Efendi, 1882’de Bursa’ya, bugün Yunanistan’›n Larissa bölgesinde kalan Yeniflehir Fenâr’›n T›rnova kasabas›ndan göçmüfltür. Müteflebbis Murad Emrî Efendi, divan flairi, kitapç›, kütüphaneci, matbaac›, editör ve gazeteci kimli¤iyle XIX. Yüzy›l Bursa kültür hayat›n›n dikkat çekici kifliliklerinden biridir. Emrî Efendi, Fevâ’id’in yan›nda Bursa’n›n resmi olmayan ilk gazetesi Bursa’y› ve yine Bursa’n›n ilk ekonomi dergisi olan Sanayi’i yay›mlamaktad›r. ‹stanbul’da ilk resmi devlet bas›mevinin kuruluflundan tam 141 y›l sonra 1868 sonlar›nda Bursa’da ilk bask› makineleri Matbaa-i Vilâyet ad›yla kurulan iflletmede çal›flmaya bafllam›flt›r.1 Matbaan›n ilk yöneticisi müderris Saip Efendi olmufl, sonraki y›llarda Mustafa Efendi ve 1872-1898 y›llar› aras›nda da Ahmet Vefik Pafla’n›n Hudâvendigâr valili¤i s›ras›nda Bursa’n›n yetifltirdi¤i ilk tiyatro yazarlar›m›zdan Ferâizcizâde Mehmet fiakir Efendi, bas›mevinin yönetimini üstlenmifltir. Ferâizcizâde’nin ard›ndan vilâyet mektupçusu Rifat Efendi 2 görevi devralm›flt›r. 1897’de Bursa’ya sürgün edilen tan›nm›fl ozan, edebiyatç› ve siyaset adam› Süleyman Nazif Matbaa-i Vilâyet’in sorumlulu¤unu üstlenmifl ve bu görevini Diyarbak›r’a vali olarak atan›ncaya kadar sürdürmüfltür. Bursa’da ilk özel süreli yay›n, 1869’da Hüdâvendigâr’›n yay›mlanmas›ndan yaklafl›k on yedi y›l sonra, Ferâizcizâde Mehmet fiakir Efendi taraf›ndan, ‹stanbul’daki örneklerinden esinlenerek yay›mlanm›flt›r. Emrî Efendi’nin Bursa’ya gelifliyle hem onun hem de XIX. Yüzy›l Bursa’s›nda farkl› bir dönem bafllam›flt›r. Murad Emrî Efendi Hüdavendigâr Matbaas›’nda bast›rmaya bafllad›¤› ve çocuklar için ç›kar›ld›¤› ifade edilen Fevâ’id’le gazetecilik mesle¤ine ilk ad›m›n› atm›flt›r. Bu ad›m, Murad Emrî Efendi’ye Bursa’n›n ilk sivil gazetecisi unvan›n› da kazand›rm›flt›r. Murad Emrî Efendi’nin as›l önemli ata¤› ise 1883’te kurdu¤u Matbaa-i Emrî olmufltur. Ferâizcizade Matbaas›’ndan sonra Bursa’n›n ikinci özel matbaas›n› Murad Emrî Efendi Kurmufltur. Daha sonra Bursa’n›n ilk sivil gazetesi olan Bursa gazetesini ve ilk ekonomi dergisi olan Sanayi risalesini de kendi matbaas›nda basarak Bursa kültür hayat›na kazand›rm›flt›r. Fevâ’id dergisi, Murad Emrî Efendi’nin maarif yolunda hizmete talip oldu¤unda att›¤› en önemli ad›m olmufltur.3 1. sene 1. say› 17 Kas›m 1887 Perflembe günü yay›mlam›flt›r. Gazetenin kapak sayfas› bir çerçeve içine al›nm›fl bu çerçevenin sa¤ üst köflesine “Birinci sene”, “Pencflembe”, “Nüsòa 1” ibareleri yaz›lm›flt›r. Çerçeve içinde: “fi 1 rebièi’l-evvel sene 1305” (17 Kas›m 1887) tarihi yer almaktad›r. Ortada bir daire içine “Fevâ’id”, kapak sayfas›n›n sa¤ taraf›na derginin çocuklar için ç›kar›ld›¤›n› da vurgulayan, Hüseyin Haflim’in bir manzumesi yaz›lm›fl: Küçükdür hacmi ammâ pür-fevâ’id Ç›kar etfâl içün hofl bir eserdir Eder tullâb elbet istifâde Fevâ’id bir debistân-› hünerdir Bu dörtlü¤ün tam karfl›s›nda Mahmud Kemâleddin Fenarî’nin : Kesb-i feyz et kalma her bî-behrenin Uluda¤ Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne Sanatlar› Bölümü, [email protected]. Makale metni daha önce fiehrengiz’de yay›mlanan makalemizden yararlan›larak yaz›lm›flt›r. 1 Raif KAPLANO⁄LU, Meflrutiyet’ten Cumhuriyet’e Bursa (1876-1926), Avrasya Etnografya Yay›nlar›, ‹stanbul 2006, s.93. 2 Bu kiflinin daha sonra Fevâ’id’in yaz› iflleri sorumlusu olarak görev alacak olan Mehmed Rif’at Efendi oldu¤u düflünülmektedir. 3 Fevâ’id’e ait birkaç ciltlik bir koleksiyon Bursa Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi’nde numara: 4571’de ve ‹stanbul Beyaz›t Devlet Kütüphanesi, Hakk› Tar›k Us Koleksiyonu 0580, 0234 numaralarda kay›tl›d›r. 121 Bak›fl 132 Fevâ’id kapak sayfalar›. ihsân›na Merd içün düflmân›n ölümdür düflersen dâm›na Ver cilâ-y› i’tilâ cür’et-i istikbâline Bakma halk-› âlemin tazyîk u istihsân›na dörtlü¤ü yer almaktad›r. Ortadaki dairenin alt›nda: “Ay ibtidâs› ile onbeflinde neflr olunur bu risâle-i müstecmi Fevâ’iddir. Mübâhas› edebiyât, fünûn ve sâ’iredir. Fevâ’idi bütün etfâl-i flehre â’iddir.” metnin alt›nda, “Hey’et-i tahrîriye, mu’allimîn” ibaresi yer al›r. Buradan da anlafl›ld›¤› gibi gazetenin hedef kitlesi çocuklard›r. Emrî’nin bu ifadesinden hareketle daha önce yay›mlanmaya bafllayan süreli yay›nlar, Hüdâvendigâr ve Nilüfer’in içeri¤i düflünüldü¤ünde Fevâ’id’in Bursa’n›n ilk çocuk dergisi oldu¤u söylenebilir. Dergi “Edebiyat” ve “Fünûn” olmak üzere iki bölümden oluflmufltur. Edebiyat ve fen konular›nda faydal› bilgilerin toplanaca¤› derginin yazar kadrosunu da muallimler oluflturmaktad›r. Bunu alt›nda: “Bir senelik abone bedeli 6 gurufldur. Hâricden abone olanlar içün posta ücreti 3 gurufldur. Posta ücreti verilmeyen mektuplar kabul olunmaz.” denilerek abonelik koflullar›n› da ifade etmifllerdir. Bu metnin alt›nda: “Merkezi Burusa’da câmi-i kebîr karfl›s›nda Kitabhâne-i Emrî’dir. Evrâk hey’et-i tahrîriye nâm›na olarak oraya gönderilmelidir.” yazmaktad›r. Bu metnin sa¤›nda: “Bir nüshas› 10 parad›r.”, solunda ise: “Birinci nüshas› meccânen” diyerek birinci nüshas›n›n ücretsiz da¤›t›ld›¤›n› bildirmektedir. Sayfan›n alt k›sm›nda ise: “Ma’ârif nezâret-i celîlesinin ruhsat›ylad›r.” yazmakta, bunun alt›nda da: “Hudâvendigâr Vilâyet-i Celîlesi Matba’as›nda tab olunmakdad›r.” yaz›lm›flt›r. Bu ifadeden de anlafl›ld›¤› üzere Matbaa-i Emrî henüz faaliyete geçmemifltir. Derginin ilk 21 nüshas› resmî Vilâyet Matbaas›’nda bas›lm›flt›r. ‹lk say›n›n ilk yaz›s› “Mukaddime” bafll›¤›yla Murad Emrî imzas›n› tafl›r. Gençlere seslenen Emrî Efendi, maarifi tan›mlad›ktan sonra, içinde bulunduklar› asr›n tahsile ne kadar elveriflli oldu¤unu, bu f›rsat› iyi de¤erlendirerek vatana olan hizmet borçlar›n› ödemeleri için sadece çal›flmalar›n› ö¤ütler: “Ma’ârif dedigimiz flems-i âlem-firûzun ferdi olan ma’rifet bir nûr-› dâ’imîü’l-lem’ân-› cihân-k›ymetdir ki her hangi bir vücûda 122 Bak›fl 132 tecellî eylese o vücûdu her nerede olursa olsun maflr›kü’l-kemâlât eder. O iklîl-i ibtihâc-› girân-behâ her hangi bir re’s-i mes’ûda mukârin olsa sahibini mâ-dâmü’l-hayât ser-tâc-› âlemiyân eder. ‹flte nûr-› mübîn, asr-› güzîn irfân› karîni g›bta-bahflâ-y› i’sâr olan flehriyâr› ma’ârif-perver ve flehinflâh-› sütûdeseyr efendimiz hazretlerinin sâye-i ma’âlîvâye-i cenâb-› z›llullahîlerinde mülkümüzde dahi fla’fla’a-nümâ olma¤a bafllam›fld›r.” Âdetâ Osmanl›’n›n son dönemindeki e¤itim problemleri ve bunlarla ilgili aç›l›mlarla yeni bir bafllang›ç yap›larak bu konudaki geri kalm›fll›k çözümlenmeye bafllar. Emrî Efendi, bu çözüme katk›s›n› coflkusuyla dile getirir: “Memâlik-i mahrûsatü’l-mesâlik-i flâhânenin eser-i sa’y ve himmeti olmak üzre muntazam mektublar küflâd olundu. Memâlik-i Osmâniyenin her k›t’as›n› bir dârü’lme’ârif fleklinde görmek ârzû-y› samîmîsinde bulunan efkâr-› âliye erbâb›n›n vicdânlar›na hayât tâze sereyân etme¤e bafllad›. Mes’ûddur o evlâd-› vatan ki böyle bir asr-› âliyede bulunmak fleref-i cân-k›ymetini ihrâz ile ›flrâk etmeye bafllam›fl olan envâr-› ma’ârifden müstenîr olmakdad›r! Bahtiyârd›r o flebâb-› zemân ki böyle bir devr-i âliyyü’l-ala yetiflerek rûz u fleb nimet-i uzmâ-y› ma’rifetden istifâde ile tenvîr-i ezhân ve tahliye-i vicdân etmekdedir.” Emrî Efendi daha sonra gençlerin durumuyla kendi gençli¤ini mukâyese eder, kendi neslinin talihsizli¤ini dile getirerek Fevâ’id’i ç›kar›fl nedenini söyler: “Sizin gibi müntesib ma’ârif genclere âcizâne bir hidmetde bulunmak içün bu defa da iflte böyle bir risâle neflrine mübâfleret eyledim.” Murad Emrî Efendi, Fevâ’id’i niçin çocuklar›n hizmetine vakfetti¤ini, derginin ç›kar›l›fl nedenini ilk say›n›n sonunda da flöyle ifade eder: “Maksad›m›z mekâtip-i idâdiye ve rüfldiye hattâ ibtidâiye flâkirdân›n›n tahsîl-i ulûm ve fünûna sa’y u gayretlerini tezyîd ile me’âric-i insâniyenin tâ evci bâlâs›na terfi ve iflbu fushat-› âlem-i medeniyetde esb-i himmet ve sa’ylar›yla gûy-› âdemiyyeti çevgân-› gayretlerine rabt edip nâ’il-i maksûd olmalar›na âcizâne bir hidmet oldu¤undan yazd›¤›m›z ibâreler gâyet aç›k ve sâde ve tekellüfât-› bedî’iyyeden âzâde vâk› oldu¤u erbâb-› fezâ’il ve udebâ-› zîflemâ’il taraf›ndan i’tirâz olunmayaca¤› ümîdi pek kavidir çünki kelîmu’n-nâsi alâ kadri avfin lehum 4 ve efdâlu’lkelâm mâ kâle ve delle 5 cümleleri ma’lûm-› zarâfetleridir.”6 Emrî Efendi Fevâ’id’i ç›kar›fl amac› do¤rultusunda hedefine ulaflmaya çal›fl›r. Bunu yaparken de ç›kard›klar› çocuk dergisinin dilinin de çocuklara uygun flekilde tertip edildi¤ini vurgular. ‹lerleyen zamanda çok say›da teflekkür mektubu alarak kutlan›r. Bu mektuplardan biri de Bursa Mekteb-i ‹dâdiye-i Mülkiye üçüncü s›n›f ö¤rencisi Devrekli Ahmed Hayri’ye aittir. Mektupta Ahmed Hayri Fevâ’id’in bir nüshas›n› 4 “‹nsanlar›n sözü baflkalar›na karfl› davran›fllar›na göre de¤erlendirilir.” 5 “En iyi söz k›sa ve öz oland›r.” 6 Fevâ’id, 1. sene, 1. nüsha, s.8. Kültür / Sanat okudu¤unu fakat birkaç kez okudukça farkl› faydalar›n› gördü¤ünü söyleyerek elinden düflürmedi¤ini ekler. Yedi faydas›n› flöyle anlat›r: “Geçenlerde mekteb-i insâniyet mekseb-i âlîmize birçok fevâ’id risâlesi gelip birer dâne taksîm olundu¤u s›rada hassa-i âciziye isâbet eden fevâ’idden istifâde etmek üzre gece derslerimin mütâla’as›ndan sonra mezkûr fevâ’idi harfiyyen evvelinden âhirine kadar bir kerre okudum. Lakin bu okuyufldan kesbettigim fâ’ideler bir daha okuma¤a mecbûr edip tekrâr etdim. Bu def’as›nda daha ziyâde mütelezziz oldum, tekrâr ettim. El-hâs›l ertesi gün mektebimin ders günü olma¤la yedi def’a tekrâr ile iktifâ etdim. E¤er tatil günü olayd› sabaha kadar mütâla’as›yla kesb-i fâ’ide edecekdim. Beher def’a mütâlaèas›nda hâs›l etdi¤im fâ’ideleri beyân etmekli¤e mahabbet-i kalbiyem beni mecbûr etdi. Birinci istifâde: Fevâ’id levhas›n›ñ sol cenâh›nda muharrer k›t’an›n verdi¤i büyük bir nasîhatdur ki insâniyetden bî-behre ve hasm-› cân olan düflman›n ihsân u dâmenine düflmekle tezellül ve meskenete dûçâr olmamak içün kesbi kemâl ve tahsîl-i hüner ve ma’ârif ile tezyîn-i zât ü safâ etmekdir. ‹kinci istifâde: mukaddimenin verdigi fâ’idedür ki vaktiyle kazan›lamay›p zâyi olan ma’ârif içün ne kadar çok te’essüf edilmifl. Hattâ (leyyetü’l-flebâb ya’ûdü yevmen) ile temennî muhâl etmifl bu bizim içün günlerimizi nâfile yere zâyi etmeyip gece ve gündüz kesb-i kemâlât etmekli¤imiz içün büyük bir tâziyânedir. Üçüncü istifâde: Mu’allimlere lâz›m olan ihtirâmât-› lây›ka ve ta’zîmât-› fâ’ikan›n sebebini bir derece bilirse ve ‹skender-i hakîmin beyân›ndan ve Hârûn Reflîd’in kelâm›ndan müte’essir olup mu’allimlerime o kadar mahabbet hâs›l etdim ki bu günde mâlik oldu¤um k›ymetli bir fleyim varsa o da vücûdumdur. ‹flte o k›ymetli vücûdumu mu’allim efendilerimin hidmetinde fidâ etme¤i ahd ü cezm etdim. Dördüncü fâ’ide: ‹nsâniyete yak›flan merhamet-i saffet fazîletidir ki bunun da derece-i fazîletini Reflîd nâm›nda bir köylü çocu¤u meydâna koymufldur. Beflinci istifâde: Mahâmid-i hazret-i pâdiflâhîde zikr olunan kasâ’iddür ki tilâvet ü mütâla’as› vücûd-› illet-i âlûdumuzun tâze hayât bulmas›n› mûcib olmufldur. Alt›nc› istifâde: Rüdûs-› mekteb-i ibtidâ’î mu’allimiyle flâkirdi beyinlerinde cereyân eden su’âl-i cevâbd›r ki mütâlaèas›nda bir haylî ma’lûmât-› nâfi’a tahsîl olunur. [mâ’badi var] ibâresiyle va’d olanlar›n da intizâr›nday›z. Yedinci istifâde: Hesâb su’âlinin hallidir ki bu da bizim içün pek büyük mûcib-i istifâdedir. El-hâs›l (el-esmâ’ü tenzilü mine’s-semâé)7 mant›kunca fevâ’id denilme¤e sezâ bir risâle-i mergûbedir. Heyet-i tahrîriyeye teflekkür ve kendilerinizi tebrîk ederim. Burusa Mekteb-i ‹dâdiye-i Mülkiye üçüncü sene flâkirdân›ndan Divrekli Ahmed Hayri.”8 Murad Emrî Efendi, ilerleyen nüshalarda her düzeydeki okul çocuklar›n›n hem kiflisel geliflimlerini hem de akademik baflar›lar›n› artt›rmak için derginin içeri¤ini geniflletir. Okuldaki derslere katk›s› olmas› için Fevâ’id’in son sayfalar›nda ilgili muallimlerin gönderdi¤i ders notlar›n› yay›mlar. Ö¤rencilerin kiflisel geliflimleri için hemen hemen her nüshada çeflitli fliirler, hikâyeler, makaleler yay›mlar ve de¤erli büyüklerin hayat serüvenlerini anlat›r. Recep Vahyî Efendi’nin Rusçadan tercüme etti¤i La Fontaine masallar› da orijinal flekli Türk kültürüne adapte edilip mütercim taraf›ndan ekler yap›larak yay›mlanm›flt›r. Murad Emrî Efendi gençlerin tahsile hevesini artt›rmak için dergide kendi yaz›lar›na da yer verece¤ini, tevazu ile aktar›rken bu hizmetin ne derece önemli oldu¤unu da derginin okuyucusu olan gençlere seslenerek flöyle vurgular: “Efendiler! Size mümkün mertebe anlayabileceginiz ifâdeler ile ba’z› eserler yazma¤› çokdan beridir ârzû ediyordum: Fakat muvaffak olamad›m. Niçün mü? Söyleyim: ‹nsân ifâdeden ziyâde istifâdeye muhtâcd›r. Hele bendeniz gibi tahsîli pek nâk›s olanlar, bu noktaya çok dikkat etmelidir. sorular›d›r. Bu sorulara, do¤ru cevap veren ö¤rencilere ücretsiz abonelik veya kitap hediye edilmektedir. Murad Emrî Efendi, Fevâ’id’in ilk y›l›nda yak›n dostu ve hemflehrisi Mahmud Kemâleddin Fenarî’den büyük destek alm›fl ve gazetenin baflmuharrirli¤ini ona vermifltir. O da Fevâ’id’de bir teflekkür ve tebrik manzumesi yazar: Fevâ’id hey’et-i âliye-i tahrîriyesine [Tebrîk ve Teflekkür] Hey’et-i muhtereme! Sa’y›n›z olsun meflkûr Böyle bir himmet-i vâlaya teflekkür olunur Dîde-i mefhareti etdi fevâ’id tenvîr, Kalbimin nûr-› mübâhât› olunmaz tasvîr Müste’id, sürekli takdîrlere hidmetiniz Pek çok alk›fllanacakd›r hele cem’iyyetiniz Müstefîd eyleyiniz nev-hevesân-› vatan›! Sever Allah vatan nâm›na hidmet edeni; Olal›m hâdim-i millet hepimiz sa’y ederek, Görünür flâhid-i ra’nâ-y› terakkî giderek; Edebiyyât, fünûn, bir de sanâyi, bunlar; Mukterin oldu¤u her milleti mes’ûd eyler Bunlar›n her birisinden de fevâ’id dolsun! Ya’ni her nüshas› bir bâ¤-› me’ârif olsun!! Bakmay›n safsata-perdâzlar›n her sözüne, Çal›fl›n girme¤e rûflen-nazar›n gözüne Telâfldan, gâ’ileden kurtulabildikçe mütâla’aya dal›yordum; yaz› yazma¤a mecbûriyet görmedikçe elime kalem alma¤› cân›m istemiyor. Vâki’â sizin yafl›n›zda iken bile sâhib-i âsâr olmakdaki merâk›m fevka’l-‘âde idi. Hattâ o hevesle yaza, çize birtak›m saçmalar da vücûda getirdim. Ne çâre ki bunun daha ilerisi biraz biraz de¤il birçok okuma¤a vâbeste!:”9 Fevâ’id kapak sayfas›. Emrî Efendi’nin çocuklar›n gayretlerini artt›rmak için buldu¤u bir yol da nüsha sonlar›nda sordu¤u matematik 7 “‹simler gökyüzünden iner” 8 Fevâ’id, 2. nüsha, s.13. 9 Fevâ’id, 1. Sene, 15. Nüsha, s.114-117. 123 Bak›fl 132 Birtak›m bî-haberân bunlar› efsâne bilir, Öyle efsürde-dilân “hass-› terakkî” ne bilir?! Kilk-i ser-kefl sadedin hâricine ç›kd› yine Gelelim bahsimizin biz yine eski yerine Tab olunmufl bir iki parçada âsâr›mdan? Nas›l izhâr-› mesârr eylemeyim ya, buna ben?! Hâmem oldukça ser-âzâde-i meflgûliyyet, Eder âsâr›m› takdîm-i huzûr-› heyet; Çok zemân neflr-i fevâ’id de sebât eyleyiniz! Hâ’iz-i flân olarak hatm-i hayât eyleyiniz. Burusa fi 2 Kânûn-› evvel sene 303 Mahmûd Kemâle’d-dîn-i Fenârì 10 ‹lk nüshan›n bafl k›sm›nda: “Kâffe-i husûsâtda müdîr Saffet Efendi’ye mürâcâ’at olunur.” ibaresindan anlafl›ld›¤› kadar›yla Fevâ’id’in ikinci senesinde gazetenin müdürlü¤üne Saffet Efendi getirilir. Fevâéid’in kapa¤›nda “Sahib-i imtiyaz› ve nafliri: Murad Emrî” kayd› da vard›r. Bas›ld›¤› yer olarak “Bursa’da Hükümet karfl›s›nda Matbaa-i Emrî” gösterilmektedir. “Mahall-i tevzii: Bursa’da Hükümet karfl›s›nda Kitaphane-i Emrîdir” ibaresinden anlafl›lmaklad›r ki, Murad Emrî Efendi ilk zamanlar, flimdiki Cumhuriyet Caddesi’nde, eski Doruk Tütün Deposu’nun -halen Doruk ‹flhan›’n›nbulundu¤u yerdeki hükümet kona¤›n›n karfl›s›nda, yani flimdiki Cumhuriyet Caddesi ile Ticaret Odas› önünden Kapal›çarfl›’ya ç›kan soka¤›n köflesinde bir matbaa kurmufl, burada hem Fevâ’id’i basmakla, hem de bir bölümünü kitaphane olarak iflletti¤i dükkân›nda, Fevâ’id’in sat›fl ve da¤›t›m ifllerini yürütmektedir. birden bafllar. Bu nüshada Emrî Efendi, “arz-› merâm u mahmidet” bafll›¤›yla yazd›¤› yaz›da Padiflaha övgü ve duan›n ard›ndan gazetenin on befl günde bir ç›kar›laca¤› duyurur ve durumu flöyle anlat›r: “Bu cümleden olarak fünûn u edebiyâtdan bahs etmek ve on befl günde bir kerre ç›kar›lmak üzere bin üç yüz befl senesi gurre-i rebi’ü’l-evvelinde bir dahi fevâ’id nâm›nda bir risâle meydân-› intiflâra vaz etmifl idik ki mu’ahharen risâle-i mezkûre muharrirli¤ini der’uhde iken flâ’ir-i flîrîn-makâl Mahmûd Kemâleddîn Efendi merhûmun irtihâli ve müte’âkiben dehflet-nisâr zuhûr olan harîkdan matba’a ve idâre-hânemizin vukû-› ihtirâk› hasebiyle ancak yigirmi birinci numeroya kadar neflrolunabilip üç yüz alt› senesi gurre-i muharremü’lharâm›nda bi’l-mecbûriye ve bi’l-ihtiyâr ta’tîl edilmifl idi. Fakat risâlenin devâm› intiflâr› istifâde-cûyân-› memleketin ve bi’l-hassa flâkirdân-› mekâtibin izdiyâd› kemâlât-› ilmiyelerine hâdim olaca¤› içün evlâd-› vatan›n böyle bir vâs›ta-i terakkîden mahrûmiyetleri sâhib-i risâlece hasbe’s-sadaka bir da¤-› derûn olmakda idi. Binâen aleyh hidmet-i mukaddese-i sâb›kas›ndan uzun müddet mehcûriyeti revâ göremeyen sâhib-i Matba’a-i Emrî bendeleri Fevâ’id’in tekrâr neflrine müsâde buyrulmas›n› istirhâm eylemesi üzerine li-yedi’l-arz risâle-i mezkûrenin “kemâ fi’s-sâb›k”11 intiflâr› husûsuna irâde-i seniyye-i hazret-i hilâfet-penâhî fleref Sat›fl flartlar›, "fierait-i ifltiras›" bafll›¤› ile flöyle belirtilmekte: Bursa için bir seneli¤i 10, taflra için posta ücretiyle beraber 20 kurufldur. nüshas› 10 parad›r.” Ulucami etraf›ndaki büyük yang›n ve Kemâleddin-i Fenârî’in ölümü üzerine gazete birinci y›l›n sonunda 21. nüsha ç›kar›ld›ktan sonra tatil edilmek zorunda kal›nm›flt›r. ‹kinci senenin ilk nüshas› 13 fiubat 1894’te “‹kinci sene 1. nüsha” bafll›¤›yla ç›kar. Her y›l say› numaralar› teselsül etmez ve nüsha numaras› 124 Bak›fl 132 Fevâ’id kapak sayfas›. müte’all›k buyurulmufl ve bir mantûk-› emr ü fermân kemâlât-› beyân-› cenâb› pâdiflâhî fevâ’id bu yevm-i mukaddes ü dil-fürûzda teyemmünen tekrâr intiflâra bafllam›fld›r ki sâye-i fuyûzât-› sermâye-i hazret-i flehinflâhîde ba’demâ her pencflembe günleri muntazaman tab u tevzî’i mukarrer bulunmufldur.” Fevâ’id’in 3. sene 1. nüshas› 5 Eylül 1894’te ç›kar›l›r. Gazete bir önceki senede oldu¤u gibi devam eder. Fevâ’id’in 4. sene 1. nüshas› büyük de¤iflikliklerle 15 Kas›m 1896’da ç›kar. Risale art›k pazar günleri ç›kmaktad›r. Fevâ’id’in baflmuharrirli¤ine Mehmed Rif’at getirilir. “‹fÀde-i FevÀéid” bafll›¤›yla yaz›lan ilk yaz›da, risalenin neflrinin gecikece¤i vurgulanarak bunun nedenleri anlat›l›r. Daha sonra da baflmuharrir Mehmed R›f’at’›n “‹fÀdei Maòãÿãa” bafll›kl› yaz›s› yer al›r. Bu yaz›da “Âlem-i matbû’atda sebk iden fevka’l-âdesine bir zamîme-i a¤rî olmak fikr-i hamiyetkârânesiyle Fevâ’id’in fleklen ve mecmâen bir sûret-i müstahsineye ifr⤛n› tasmîm eyleyen kitâbî-i guyûr Emrî Efendi risâlenin k›sm› edebîsince de ba’z› ta’dîlât icrâ etmek üzere fakîri (muharrir-i edebî) intihâb eyledi.” diyerek bu görevi üstlendi¤ini bildirir. Yaz›n›n devam›nda “Bendeniz tarz-› atîk düflman› olmamakla berâber edebiyât-› cedîde tarafdâr›y›m.” cümlesiyle Fevâ’id’in bundan sonra nas›l bir çizgide olaca¤›n›n da iflaretlerini vermifltir. Bu ve bundan sonraki içeri¤in Murad Emrî Efendi’nin kontrolünden geçmemesi düflünülemez. Bu da Murad Emrî Efendi’nin her ne kadar klâsik bir divan flairi olarak görünse de kiflili¤indeki geliflmeye aç›k karakterin bir gere¤i olarak Mehmed R›f’at’›n Fevâ’id’deki icraat›n› destekledi¤ine iflaret eder. Mehmed R›f’at’›n baflmuharrirli¤iyle birlikte, eski tarzda yaz›lm›fl fliirlerin yan›nda Edebiyât-› Cedîde taraftar› flairlerin fliirleri Fevâ’id’de ön plâna ç›kmaya bafllar. Bunun yan›nda fliir yazmaya yeni bafllayanlar›n gazeteye gönderdikleri fliirler de gazete yönetimi taraf›ndan de¤erlendirilerek geri bildirim verilir. Örne¤in, Hamdi Efendi’nin fliirine flu de¤erlendirme yap›lm›flt›r: “(Fevâ’id) Birinci k›t’an›n ikinci m›sra’›ndaki (toplad›m) ta’bîri yanl›fld›r. Bir gül toplad›m denilemez. Bir gül kopard›m 10 Fevâèid, 1. sene, 4. nüsha, s. 26. 11 “Daha önce geçti¤i gibi” Kültür / Sanat denilir. Burada toplamak fi’linin birkaç güle flumûlü var. Hâl bu ki siz bir gül murâd ediyorsunuz. ‹kinci k›t’an›n ikinci m›sra’›ndaki (hîç)i çekmemiflsiniz. ‹kinci k›t’adaki dördüncü m›sra’›n›n me’âli pek karanl›k.” Fevâ’id’in bu dönemden sonra dikkat çeken bir baflka yönü de risaleye ‹stanbul’dan fliir yollayan flairlerdir. Bunlar aras›nda Tevfik Fikret, Süleyman Nesib, Siret Bey, Cenap fiehabettin dikkat çekicidir. Mehmed R›f’at’›n “Tevfîk Fikret Beg Efendi hazretlerine yâdigâr›m›zd›r.” bafll›kl› fliiriyle ilgili flu dipnot da ilginçtir. “Bundan bir sene evvel iki ayr› vezinle bir manzum hikâye yazmak istiyordum. Vezin intihab› konusunda Tevfik Fikret Bey Efendi’ye müracaat ettim. O da bu manzumenin veznini tavsiye etti. Hikâyenin yar›s›na yak›n›n› yazd›¤›m s›ralarda Cenap fiehabettin Bey Efendi de bu vezinde bir fliir yazd›lar. Bu veznin kâflifi Tevfik Fikret Bey Efendi’dir. Kendi reyleriyle evvelâ istimal eden bendenizim. Bu sözleri buraya yazmam›n maksad› fiehabettin Bey’i taklit etmifl gibi bir kinayeye hedef olmamakt›r.”12 Tevfik Fikret’in “Güzelsin”, “Bir levha”, “Tevhid”, “K›l›ç”, “fiaire Dâir” fliirleriyle; Cenap fiehabettin’in “Bir Da¤dan ‹nerken”, “Hayâl-i Mâder” fliirleri dikkat çeker. Fevâ’id çok genifl bir yazar kadrosuna sahiptir.13 ‹çlerinde o dönemin ünlü yazar ve flairleri de bulunmaktad›r. Fevâid’in 4. sene, 7. nüshas›n›n kapa¤›n›n iç k›sm›nda bir ilan yer al›r. Bu ilanda her hafta edebi bir müsabaka yap›laca¤› duyurulur: “Fevâ’idin gelecek haftaki nüshas›ndan i’tibâren zemîni taraf›m›zdan ta’yîn edilmek üzere bir müsâbaka-i edebiye açaca¤›z. Bu müsâbakaya dâhil olacak âsâr bazen nesr baz› kerre de manzûm olacakd›r. Birincili¤i kazanan zâta fevâ’idimizin bir senelik abonesi ihdâ olunacakd›r. Gönderilecek âsâr›n mufass›l olmamas› flartd›r. Gelecek hafta ç›kacak nüsham›z içün ‘Kar F›rtunnas›’ unvanl› bir manzûme isteriz.” denilerek ilk haftan›n yar›flma konusu da belirlenerek, flairlerden “Kar F›rt›nas›” konulu fliir yazmalar› istenir. Fakat daha sonraki nüshalarda bu yar›flma ile ilgili bir ifade yer almaz. Fevâid’in bir risale olarak ç›kar›lan nüshalar›n›n d›fl›nda zaman zaman özel tefrikalar› da olmufltur. Bunlar aras›nda; Mehmed R›f’at’›n 1 A¤ustos1310’da Siret Bey’e yazd›¤› “Berk-i JÀle-dÀr” isimli mektup, Saèid Bey’e yaz›lm›fl “Enîs” bafll›kl› mektup ve M. Safâ Bey’in “Afyon fiikâr›” bafll›kl› yaz›s› yer al›r. okuyucularla birlikte gençler ve yetiflkinler de girer. Muhteva aç›s›ndan da eski tarz fliirlerden ziyade edebiyat› cedide ürünlerin a¤›rl›kl› olarak yay›mland›¤› görülür. Fevâid’in 1313 tarihli bir de “Nüsha-i Güzide”si mevcuttur ki bunu daha önce kaleme ald›¤›m›z bir yaz›da teferruatl› biçimde tan›tm›flt›k. Bir flair ve müteflebbis olarak Murad Emrî Efendi, Fevâ’id’in d›fl›nda Matbaai Emrî’de çocuk ve genç okuyucular için onlar›n zihinsel ve ahlâki geliflimlerini olumlu etkileyecek onlarca kitap basm›fl, Fevâ’id’in hemen her say›s›nda yeni ç›kan kitaplar› da tan›tarak Bursal› gençleri okumaya teflvik etmifltir. Bütün bunlar göz önüne al›nd›¤›nda Fevâ’id dergisi Bursa kültür hayat›n›n flekillenmesinde önemli bir dönemeç olmufltur. Fevâ’id dergisi’nin ulaflabildi¤imiz son nüshas› 5. sene 2. nüshad›r. Bu nüsha 13 Temmuz 1898’de ç›kar›lm›flt›r. Fevâ’id, gazete kavram›n›n yeni yeni anlafl›lmaya baflland›¤› XIX. Yüzy›l Bursa’s›nda do¤rudan ö¤rencileri, dolay›s›yla da çocuklar› hedef kitle olarak belirlemifl ve bu kültürün Bursa’da yerleflmesinde önemli bir etken olmufltur. Her ne kadar Fevâ’id’in muhtelif say›lar›nda ad› ile birlikte gazete ifadesi kullan›l›yor olsa da Fevâ’id, bir gazeteden çok edebî ve ilmî bir dergi özellikleri göstermektedir. Bu nedenle Fevâ’id dergisi olarak adland›r›lmas› gerekti¤i düflünülebilir. Murad Emrî Efendi’nin e¤itime verdi¤i önem ve deste¤in en somut göstergelerinden biri Fevâ’id’dir. Dergide her ne kadar a¤›r bir dil kullan›lm›flsa da amaç, çocuklar›n ve gençlerin bilgi, bilinç ve tecrübelerini artt›rmak ve onlar› e¤lendirmektir. Ayn› zamanda Fevâ’id’in son sayfalar›nda yay›mlanan ders notlar›yla fliire, edebiyata heves etmifl gençlerin çal›flmalar›na yer vererek Bursal› ö¤rencilerin ortak bir çat› alt›nda olmalar›n› sa¤lam›flt›r. Bursa’daki kültür, edebiyat ve bilim hayat›n›n flekillenmesine destek olarak Favâ’id’de yay›mlanan ilmi ve edebi makalelerde; tercüme ve fliirlerde gençlere yol gösterecek tan›nm›fl birçok flair ve edibe yer verilmifltir. Fevâ’id’e fliir ve yaz› gönderen gençlere yine dergi arac›l›yla dergi yönetiminin yapt›¤› de¤erlendirme sonucundaki geri bildirimlerle bu gençlerin yetiflmesine de katk› sa¤lam›flt›r. Fevâ’id’i yay›m›nda iki dönem dikkat çekicidir. ‹lk dönemde Mahmûd Kemâleddin Fenârî baflmuharrirdir ve hedef kitle çocuklard›r. ‹kinci dönem ise Mehmed R›f’at Efendi’nin baflmuharrirli¤iyle bafllar. Bu dönemde derginin muhtevas›nda ve üslubunda önemli de¤ifliklikler olur. Hedef kitle içine çocuk Fevâ’id kapak sayfas›. 12 Fevâ’id’in 4. sene, 2. nüsha s.21. 13 A. Rüfldî, Abdullah Mazhar Bey, Abdülhakim Hikmet, Abdülkerim Hâdi Efendi, Abdürrahim Nâfiz, Ahmed Hamdi, Ahmed Mâcid Efendi, Ahmed Reflid Bey, Ahmed, R›f’at Bey (Üsküdardan), Ali Hikmet Bey, Ali Suad, Aziz Bey Efendi, Bahâ Bey, Bahaeddin Bey Efendi (Vali Yard›mc›s›), Besim Bey Efendi ,Binbafl› Hilmi, Bey (Islahhane Müdürü), Burhan-zade Nâci, Cenab fiahabettin , Çatalcal› Memduh Bey, Çiftçi Ahmed R›za ,Ebuttahir Mehmed, Ekrem Bey ,Fâik Ali Bey ,Ferâizcizade, Fâ’iz Sâlih Efendi, Hac› Ali R›za Efendi, Hakk› Bey, Hâlid Eyüp Bey, Halil Hakk› Bey, Halil Ziyâ Bey, Hamdi Bey, Hasan Süheyl Bey, Hasan Tahsin (Kandiye Mutasarr›f ve Kumandan›), Hasköylü Tahsin Basri, H›fzî, Hüseyin Cemil Efendi, ‹smâil Rüfldî, Kadirzade Hüseyin Hâflim Bey, Kadri Necib Bey, M. Hayreddin Bey, Mehmed Behâî Bey, Mehmed Ekrem Bey, Mehmed Necib Bey, Mehmed R›f’at, Mehmed Sami Bey, Mehmed Sermed Bey, Mehmed fievked ,Midhat Bey, Midhat Hamdi (Dersaadet Liman Muhasebesinden), Muallim Feyzi Efendi, Muharrem Hasbi, Muharrem Hasbî (Bal›kesirde Muallimîn-i ‹dadiyeden) , Müstecâbizade ‹smet Bey, N. Vecdî, Nâci Efendi, Nâdir Bey, Niyâzi Bey, Osman Fâiz, Ömer Nâci, Pafla-zâde, Yusuf Ken’an, Recep Vahyî Bey, Refîk Bey Efendi, Remzî, Ruflendil Bey, Sa’di, Safâ Bey, fiahabzade Fuad, fiefik Zihnî, fievked ‹lhâmi Bey, fievked Kademî, Tepedelenlizade Kâmil Bey, Tevfik Fikret, Vefik Bey, Yeniflehir Fenarî fiükrü Bey KAYNAKÇA Fevâ’id, I. Y›l Nüshalar›, Hüdavendigar Matbaas›, Burusa 1305 Fevâ’id, II, III, IV ve V. Y›l Nüshalar›, Matbaa-i Emrî, Burusa 1311-1316 KÜR, ‹smet, Türkiye’de Süreli Çocuk Yay›nlar›, Atatürk Kültür Merkezi Yay›n›, Ankara 1991. ÖZTAHTALI, ‹brahim ‹mran, Bursal› Murad Emrî Efendi ve Divan›, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yay›mlanmam›fl doktora tezi, Ankara 2010. 1927 Y›l› Bursa Vilayeti Salnamesi, Bursa Vilayet Matbaas›, Bursa 1927. KAPLANO⁄LU Raif, Meflrutiyet’ten Cumhuriyet’e Bursa (1876-1926), Avrasya Etnografya Yay›nlar›, ‹stanbul 2006. 125 Bak›fl 132 Burç Balc› Viyolonsel Sanatç›s›, Radyo Prodüktörü Merhaba De¤erli Bak›fl Okurlar›, Bu say›da sizlere, senfonik müzik alan›nda, bazen konserlerde, bazen radyo programlar›mda, bazen sohbetlerde, bazen de e¤itim konserlerinde çocuklar taraf›ndan gelen sorulara cevap verece¤im. Zira bu sorular›n baz›lar› ak›llarda oluflsa da, sormaya çekinen insanlarla tan›flt›m, sanki bir alanda bilgisi olmamak utanç kayna¤› gibi alg›lanabiliyor. Oysa nas›l e¤itimli olmad›¤›m bir baflka konuda bilgim k›s›tl›ysa, alan› baflka bir dal olan bir baflkas›n›n bu konuda bilgisi olmamas› da gayet do¤al bir durum. Unutmamal› ki; “Bilmemek de¤il, ö¤renmemek ay›p” demifl Atalar›m›z… “fief ne ifle yarar, bir fley çalmayan bu adam elini kolunu sallamasa orkestra çalamaz m›?” Bu en s›k karfl›laflt›¤›m sorulardan biridir. Senfonik bir orkestra, 80 ila 120 sanatç›dan oluflur. Bu say›da sanatç›lar›n en baflta ritmik olarak ayn› anda, ayn› tempoda çalabilmeleri, ayn› anda girifl ç›k›fl yapabilmeleri için bir iflarete ihtiyaç vard›r. Asl›nda tarihte ilk olarak bu görevi baflkemanc›lar yapt›ysa da, sonras›nda ayr› bir meslek olarak ihtiyaç duyulmufltur. Orkestra flefli¤i, konservatuvar›n müzik bölümünden mezun olunduktan sonra, günümüzde iki y›lda mezun olunan ayr› bir e¤itimdir. Orkestra flefi temel olarak ritmik de¤ifliklikleri, çalg› gruplar› aras›ndaki balans› ve çalma fliddetini yani “nüans”lar› gösterir. Elbette buna ek pek çok önemli sorumluluk ta tafl›maktad›r. fiefin enstrüman› orkestrad›r, bir eseri her flef farkl› biçimde yorumlayabilir, dinleyiciler ve sanatç›lar bu yorumu be¤enir veya be¤enmez, bu da [email protected] sanat›n sübjektifli¤idir. fief olmadan bir orkestran›n çal›p çalamayaca¤› çal›nan esere ve orkestran›n birlikte çal›flma tecrübesine dayal› olarak de¤iflir. fiefin görevlerinden biri de, birlikte çal›flmak için gerekli provalar› yönetmek, bunu yaparken elbette belli bir disiplini sa¤lamak, ancak sanatç›lar›n yapt›klar› iflten doyum sa¤layacak iletiflimi, pozitif ortam›n› da oluflturabilmektir. fief ile orkestra e¤er uyumsuz, gergin, huzursuz bir çal›flma yap›yorlarsa, bu durumda verim ve sanatsal seviye düflük olaca¤›ndan, baflka bir rehabilite yöntemi yoksa son çare olarak flefin de¤iflimi gündeme gelebilir. Zira dünyada tüm orkestralar bir flefle harikalar yarat›rken, bir baflka flefle hiç umulmayan derecede düflük bir performans gösterebilir. Bu iki taraftan birinin kabahatli olmas› anlam›na gelmez, sadece iyi bir kimya oluflmam›fl olabilir. Bu ayn› çiftlerde Gustavo Dudamel 126 Bak›fl 132 Kültür / Sanat Alondra De La Parra kad›n ve erkek aras›ndaki ruhsal bedensel uyum gibidir, e¤er bu uyum yokolmufl, ya da hiç varolmam›flsa, her iki taraf›n huzuru ve yeni mutlu yaflamlar› için boflanmak iyi bir seçenek olabilir. Özünde, flef bir liderdir, ve sanatsal yetkinli¤ine ek olarak mutlaka insan psikolojisi ve toplum yönetimi bilimi konusunda bilgili olmal›d›r. “Ülkemizdeki senfoni orkestralar› neden Türk müzi¤i çalmazlar?” Öncelikle s›kl›kla duydu¤umuz bu soru, ne yaz›k ki eksik ve hatal› bir sorudur. Zira Dede Efendi de, Itri de, Ulvi Cemal Erkin ve Adnan Saygun da Türk’tür. Günümüz Türk Müzi¤i dendi¤inde içinde çok farkl› türler bar›nd›ran bir genifl bir kavram ortaya ç›kar. Popüler, Klasik, Caz, Halk, Sanat müzi¤i gibi farkl› alanlarda verimli pek çok Türk besteci vard›r. Dolay›s›yla kastedilen soruyu flöyle sormak laz›m belki de: “Orkestralar neden Türk halk müzi¤i/Türk sanat müzi¤i çalmaz?” Bunun cevab›n› bir örnekle anlatay›m: Nas›l bir beyin cerrah› y›llar süren e¤itimine ra¤men bir kalp ameliyat› yapamaz ise, bir futbolcuya da basketbol oynatmak, o futbolcu ne kadar iyi olursa olsun verimsiz olur. Dolay›s›yla, klasik bat› müzi¤i e¤itimi alm›fl biri kendini özellikle yeniden y›llarca e¤itip gelifltirmedikçe makamsal müzi¤i orjinaline benzeyen flekilde iyi icra edemez. Ayn› biçimde klasik müzik e¤itimi almam›fl ama çok büyük üstad olan bir sanat müzi¤i yorumcusu da klasik müzik yap›tlar›n› gerekti¤i gibi icra edemeyecektir. Çünkü makamsal sistem ve bat› müzi¤indeki tampere sistem, birbirinden farkl›, uyumsuz ses derecelendirme ölçülerine sahiptir. Üstelik, bu tarzlar›n ayr› ayr› muhteflem ustalar›, topluluklar› varken birbirlerinin alan›na tecavüz etmeleri de sayg›n bir yaklafl›m olmaz. Ancak bu alanda klasik müzik bestecilerine çok büyük ifl düflmektedir: Yerel motifleri, Türk kültürünün derin tarihsel müzikal figürlerini, dünyan›n her yerinde her orkestran›n seslendirebilece¤i uluslararas› formda, klasik bat› müzi¤inde kullanmak. Netekim, Ulvi Cemal Erkin, Adnan Saygun, Ferit Alnar, Faz›l Say gibi pek çok Türk bestecisi, Anadolu topraklar›n›n eflsiz kültüründen beslenerek yapt›klar› eserlerle, Türk müzi¤ini baflar›yla temsil etmektedirler. Bu da Türkiye Cumhuriyeti kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün iflaret etti¤i unsurdur zaten: “Ulusal; ince duygular›, düflünceleri anlatan; yüksek deyiflleri, söyleyiflleri toplamak, onlar› bir an önce, modern müzik kurallar›na göre ifllemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal müzi¤i yükselip, evrensel müzikte yerini alabilir.” De¤erli Okurlar, bugün bu iki genel soruya yan›t verdim. Ancak sorular›n›z› ve konu önerilerinizi, merak ettiklerinizi lütfen [email protected] adresime yaz›n›z, önümüzdeki yaz›larda mutlaka sizlerin sorular›na yan›t vermeye çal›flaca¤›m. Sanatla kal›n, hoflçakal›n… 127 Bak›fl 132 Kültür / Sanat Nejat Yahya’n›n objektifinden BUS‹AD Evi “K›fl manzaras›” Cumal›k›z›k 128 Bak›fl 132