132. Sayı

Transkript

132. Sayı
KASIM - OCAK 2015
132
BUS‹AD’›n 2015 y›l› bütçesi 1 milyon 62 bin TL
Para politikas›, faizler ve TCMB’nin ba¤›ms›zl›¤›
BUS‹AD YDK ekonominin gelece¤ine ›fl›k tuttu
Çin’de yat›r›m yapman›n püf noktalar› KÜS‹,
BUS‹AD ile örnek projelere imza atmak istiyor
L‹⁄‹
K
‹
fi
‹
⁄
E
D
‹KL‹M
M‹Z‹
‹
⁄
E
C
E
GEL
OR!
Y
‹
D
E
T
‹
D
TEH
Kas›m-Ocak 2015 Say›: 132
Günal Baylan (Baflkan)
Selim Tar›k Tezel (Baflkan Yard›mc›s›)
Tuncer Hatuno¤lu (Baflkan Yard›mc›s›)
Halit Cem Çak›r (Baflkan Yard›mc›s›)
Ali ‹hsan Türkmen (Sayman)
Ahmet Özkayan (Üye)
Ali Türkün (Üye)
Erdal Elbay (Üye)
Ergun Hadi Türkay (Üye)
Hakan Oktar (Üye)
Nefle Y›ld›r›m (Üye)
fiükrü Erdem (Üye)
Zeki Erdal fiimflek (Üye)
26 BAfiKAN YARDIMCISINDAN
Tar›k Tezel
28 MAKALE
Celal Beysel
32 MAKALE
Prof. Dr. Ali Ceylan
34 SÖYLEfi‹
Adnan Türkay
38 MAKALE
Yrd. Doç. Dr. Cem Okan Tuncel
14
Günal Baylan
Oya Yöney
Halit Cem Çak›r
Seyit Ersöz
04 BAfiKAN’IN MEKTUBU
Günal Baylan
06 Mali Genel Kurul’da 2015 bütçesi
1 milyon 62 bin TL olarak kabul
edildi
08 MAKALE
Doç. Dr. Metin Özdemir
14 Gündemde ‘Sosyal ‹novasyon’
var
20 BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu
ekonominin gelece¤ine ›fl›k tuttu
Günal Baylan
Selim Tar›k Tezel
Tuncer Hatuno¤lu
Halit Cem Çak›r
Ali ‹hsan Türkmen
Ergun Hadi Türkay
Yap›m / Bas›m
Matbaac›l›k ve Tan›t›m
Hizmetleri A.fi.
46
Bar›flç› Ajans ve Rota Ofset
Rota Bar›flç› A.fi.’nin markalar›d›r.
20
42 BAfiKAN YARDIMCISINDAN
Tuncer Hatuno¤lu
44 MAKALE
Bahad›r Kalea¤as›
46 “Demokrasi ve ekonomik
büyüme birlikte geliflirse anlam
ifade eder”
50 KOB‹’ler AB ekonomisinin
omurgas›
54 MAKALE
fierif Ar›
65 Do¤an Ersöz ölümünün 20.
y›l›nda Emirsultan’daki mezar›
bafl›nda an›ld›
66 ‹klim de¤iflikli¤i ve küresel
›s›nma dünyan›n gelece¤ini
tehdit ediyor
71 “De¤erlerimiz mutlaka
korunmal›”
74 “Kimlik siyasetinden
kurtulabilirsek iflte o zaman
yeniden ‘biz’ olabiliriz”
76
90 Bosna Hersek’teki yat›r›m iklimi
BUS‹AD üyelerine anlat›lacak
Baylan’dan Yenilikçilik-Yarat›c›l›k
Uzmanl›k Grubu üyelerine teflekkür
92 SÖYLEfi‹
Mehmet Fikri Ünal
96 Do¤ru iletiflim için; bakan de¤il
gören, susan de¤il dinleyen olun
97 Ö¤renci topluluklar›na tam destek
98 ‹letiflim kazalar›n› önlemenin yolu;
‘bol bilgi’ ve ‘az yorum’dan geçiyor
62
56 MAKALE
Ahmet Altekin
58 M‹ZAH
Ahmet Altekin
60 “Transatlantik Ticaret ve
Yat›r›m Ortakl›¤›’na Türkiye de
al›nmal›”
62 Cem Kozlu’dan ifl hayat›nda
liderlik ve baflar›l› olmak için
önemli ipuçlar›
64 BAfiKAN YARDIMCISINDAN
Cem Çak›r
65
71
76 Türkiye ekonomisinin geliflimi
için üniversite-sanayi iflbirli¤i
kaç›n›lmaz
80 Çin’de yat›r›m yapman›n püf
noktalar› BUS‹AD’da anlat›ld›
82 ‹fl sa¤l›¤› ve güvenli¤i
kurallar›na uyan iflletmelerin
verimlili¤i artar
84 “BORG‹P ile hem ekonomide
hem de refahta çarpan etkisi
yarat›lacak”
85 KÜS‹, gelecek ad›na BUS‹AD
ile örnek projelere imza atmak
istiyor
86 2014 Bursa Kalite Ödülü ile
Kalite ve Baflar›
Sempozyumu’nda geri say›m
88 ‘Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik’
e¤itimi ikinci kufla¤›n geliflimine
katk› sa¤lad›
89 Gökhan Karagöl’den ikinci
kuflak yöneticilere alt›n de¤erinde
ö¤ütler
82
88
99 ‹fl kazalar› yüzde 99 insan
kaynakl›. Alt› dakikada bir ifl kazas›
yaflan›yor
100 Cumhuriyet Baflsavc›s› fiahin
ile Emniyet Müdürü Y›ld›z’a ziyaret
BUS‹AD’dan EKOHABER’e ziyaret
101 ÜYELERDEN HABERLER
121 KÜLTÜR/SANAT
Baflkan’›n
Mektubu
Günal Baylan
Yönetim Kurulu Baflkan›
De¤erli Bak›fl okurlar›;
Son y›llarda gözlemlerimiz, ülke
içinde kutuplaflman›n artt›¤›
yönündedir.
Bu ayki Çekirge Toplant›m›zda
a¤›rlad›¤›m›z, KONDA Araflt›rma ve
Dan›flmanl›k firmas›n›n Genel Müdürü
Bekir A¤›rd›r’›n tespitlerinden de
faydalanarak konunun önemini
dikkatinize sunmak istiyorum.
Siyasi olarak taraflar aras›ndaki genel
kan›; kendisinin akl›selim ve
tarafs›zl›kla meselelere bakt›¤›
yönünde… Ve taraflar konuyu
savunurken, karfl›s›ndakilerin öneri
ve yaklafl›mlar›n› dinlemiyorlar,
diyaloga girmek bile istemiyorlar. Bu
durumda yaln›zca tart›fl›lan veya
hararetle savunulan bu üslup bile
ülkede kutuplaflmaya neden
olabiliyor.
Sade vatandafl ise kendisine yer
bulamad›¤› bu ortamda siyasete ve
partilere karfl› bir güvensizlik üretiyor.
Partilerin ifllevlerini yerine
getirmedi¤ine, yaln›zca partiye yak›n
kiflilerin ç›karlar›n› savunarak ifl takibi
yapt›¤›na ve halk› temsil etmedi¤ine
inanarak siyasetten umudunu kesiyor.
04 Bak›fl 132
Sorunlar›n› çözmek için bir gruba
mensup olmak zorunda kal›yor.
Bundan sonraki yaflam›nda, bu
grubun partisine oy veriyor ve
yaflam›n› bu gruba göre yönlendiriyor.
Bu durum, zihnen birbirine de¤meyen
topluluklar›n artmas›na neden oluyor.
Her dönemde iktidarda olan kesimin
kutuplaflma konusu olan sorunu,
sadece kendi aç›s›ndan görmekte
›srar etmesi ve soruna uzlaflmaya
dayal› bir çözüm bulmaya gayret
etmemesinden ötürü; kutuplaflma,
çözümleri zorlaflt›r›rken; çözümsüzlük,
kutuplaflmay› kuvvetlendiriyor.
Burada esas kay›p, ça¤dafl
demokrasi ile yönetilen, iktisadi
kalk›nmas›n› yapm›fl bir ülkede bireyin
kaliteli yaflama kavuflma arzusudur.
Ülkede yaflayan tüm fertlerin amac›
bu hedef do¤rultusunda olmal›d›r.
Bunun sa¤lanmas› ise, baflta
siyasilerimizin uzlaflmas› ile
oluflturulacak toplumsal kaynaflmad›r.
Mali Genel Kurul
Mali Genel Kurul’da 2015 bütçesi
1 milyon 62 bin TL olarak kabul edildi
BUS‹AD’›n Ola¤an Mali Genel
Kurulu yap›ld›. Günal Baylan
baflkanl›¤›ndaki Yönetim
Kurulu’nun bir y›l boyunca
gerçeklefltirdi¤i etkinlik ve
projelerin Dernek üyeleriyle
paylafl›ld›¤› genel kurulda, 2015
y›l› bütçesi 1 milyon 62 bin lira
olarak karara ba¤land›.
BUS‹AD’›n; ilkeli duruflu, giriflimci
kimli¤i, fikir, proje ve yapt›¤› çal›flmalarla
ekonomik ve sosyal sorumluluk
platformlar›nda 37 senedir örnek ve
baflar›l› bir sivil toplum kuruluflu olarak
yerini ald›¤›n› söyleyen BUS‹AD
Baflkan› Günal Baylan, “Yönetim
Kurulumuz da, göreve geldi¤i günden
beri bu anlay›flla sizlerin sevgi ve
güvenine lay›k olabilmeyi arzulam›flt›r”
dedi.
ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar›
Derne¤i’nin (BUS‹AD), Ola¤an
Mali Genel Kurul Toplant›s› yap›ld›.
Kültürpark içindeki BUS‹AD Evi’nde
gerçeklefltirilen genel kurulda; Ocak
2014’te yönetime gelen Günal Baylan
baflkanl›¤›ndaki Yönetim Kurulu’nun
bir y›l boyunca yapt›¤› etkinlik ve
faaliyetler ile denetim kurulu raporu,
Dernek üyelerine detayl› biçimde
aktar›ld›.
‹fl dünyas›n›n siyasi ve ekonomik
konularda çal›flaca¤› daha çok dersin
oldu¤unu belirten Baylan, tek
üzüntülerinin; heves edilen çal›flmalar›n,
eski al›flkanl›klar ile devam ettirilmek
istenmesi oldu¤unu vurgulad›.
B
Divan Baflkanl›¤›n› ‹brahim Yaflar’›n
yapt›¤› Genel Kurul’da, BUS‹AD’›n 2015
y›l› bütçesi 1 milyon 62 bin lira, y›ll›k
üye aidat› 2 bin 750 lira, yeni üye girifl
aidat› da 10 bin lira olarak karara
ba¤land›.
H›zla de¤iflen dünyada mahalli
idarelerden bafllayarak, yap›lacak tüm
çal›flmalar›, ifl dünyas›n› gelece¤e
tafl›yacak vizyon do¤rultusunda, ortak
ak›l ve bilimsel çal›flmalar›n, kurumlar
aras›ndaki koordinasyon deste¤i ile
bölgenin de¤erleri de göz önüne
al›narak kontrollü, ölçülebilir ve
denetlenebilir bir yap›da geliflmesini
arzulad›klar›n› anlatan Baylan, flöyle
devam etti:
37 y›ld›r örnek ve baflar›l›…
Yönetim Kurulu ile Denetim Kurulu’nun
ayr› ayr› ibra edildi¤i Genel Kurulun
aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada;
Gelecek hedefi…
Kazançlar›n› yat›r›ma dönüfltürmüfl,
geliflmifl teknolojik sanayisi ile ihracat
hedeflerini kat kat aflm›fl, iktisadi
06 Bak›fl 132
kalk›nmas›n›, bölgeleraras› gelir fark›n›
azaltarak gerçekleflmifl,
demokratikleflme, temel hak ve
özgürlüklerde yapt›¤› uygulamalar ile
evrensel hukuk devleti olmufl, e¤itimde
yap›lan baflar›l› reformlarla bizi
gelece¤e tafl›yabilecek ayd›n gençleri
yetifltirmifl, ulusal geliflmifllik düzeyi
artm›fl, siyasi tercihlerini sorgulayan
insan yap›s› ile Avrupa Birli¤i’ne tam
üye olmufl güzel bir Türkiye’de gelecek
kuflaklar›n sanayicili¤in keyfini
ç›karmalar›n› diliyorum.”
Kapsaml› faaliyet raporu sunuldu
Günal Baylan’›n aç›l›fl konuflmas›n›n
ard›ndan kürsüye ç›kan Baflkan
Yard›mc›s› Tuncer Hatuno¤lu, Yönetim
Kurulu’nun bir y›l boyunca hayata
geçirdi¤i etkinlikler ile çal›flmalar›
devam eden yeni projeler hakk›nda
Genel Kurul kat›l›mc›lar›na kapsaml›
bir faaliyet raporu sundu..
Doç. Dr. Metin Özdemir
Uluda¤ Üniversitesi ‹ktisat Bölümü Ö¤retim Üyesi
Para politikas›, faizler ve TCMB’nin ba¤›ms›zl›¤›:
Tart›flmay› do¤ru zemine tafl›mak
G‹R‹fi
KR‹Z ÖNCES‹…
Türkiye ekonomisinin, 2012-2014
dönemi itibariyle gösterdi¤i
performans, Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankas›’n›n (TCMB) para
politikas›na yönelik elefltiri ve
tart›flmalar› beraberinde getirdi.
Küresel finansal kriz öncesi dönemin
iktisat politikas› çerçevesi üç temel
unsurdan olufluyordu. Para
politikas›n›n yürütülmesi için enflasyon
hedeflemesi, ekonominin d›fl floklara
karfl› dayan›kl›l›¤›n› art›rmak için esnek
(dalgal›) kur rejimi ve fiyat istikrar›
amac› ile görevlendirilmifl merkez
bankas›. Maliye politikas› ise kamu
maliyesini disipline edecek ve orta
vadede makroekonomik istikrara
katk›da bulunacak flekilde
hükümetlerin alan› olarak b›rak›ld›.
Elefltiriler önemli ölçüde, küresel
finansal krizin ard›ndan ortaya ç›kan
sorunlar ve para politikas› ve merkez
bankas› ba¤›ms›zl›¤› üzerine yap›lan
sorgulamalar› yans›tan bir içeri¤e
sahip. Bununla birlikte tart›flman›n,
Türkiye ekonomisinin temel
sorunlar›na iliflkin do¤ru zemin
üzerinden yürümedi¤i görülüyor.
Bu yaz›da, söz konusu elefltiri ve
tart›flmalar›n, küresel kriz ile olan
iliflkisi ve geliflmifl ülke merkez
bankalar›n›n para politikalar›
üzerindeki etkisi öncelikle ele al›n›yor.
Ard›ndan, konunun Türkiye
ekonomisine olan yans›malar›,
TCMB’nin kriz sonras› uygulad›¤› para
politikas› üzerinden de¤erlendirilerek
tart›flman›n do¤ru zemininin ne olmas›
gerekti¤i üzerinde duruluyor (‹ktisat
yaz›lar›n›n s›k›c›l›¤›n› bilenler ve
konunun Türkiye ekonomisine ait
boyutlar› ile ilgilenenler, do¤rudan
yaz›n›n ilgili k›sm›na geçebilirler).
Son k›s›mda tekrar edece¤imi burada
bafltan belirtmeliyim. Bu tart›flma özü
itibariyle son derece yararl›, ancak
mevcut haliyle de¤il…
08 Bak›fl 132
Merkez bankalar›n›n fiyat istikrar›
amac›na ulaflmalar› için istedikleri
enstrüman› (faiz oran›) seçmeleri
konusunda yasal düzenlemeler ile
ba¤›ms›zl›klar› sa¤lan›rken, hedeflerini
belirleme konusunda hükümetlerle
ortak hareket etmeleri benimsendi.
Yasal-kurumsal düzenlemelerin içine,
fleffafl›k ve hesap verebilirlik gibi her
ülkeye göre farkl› çal›flan
mekanizmalar yerlefltirilerek merkez
bankas› ba¤›ms›zl›¤›n›n özünde var
olan demokrasi a盤›n› gidermeye
de imkân sa¤land›¤› düflünülüyordu.
Esas olarak merkez bankas›
ba¤›ms›zl›¤›na yönelik iki temel
argümandan bahsetmek
mümkündür: Öncelikle, merkez
bankas› as›l ifline odaklanarak fiyat
istikrar› amac› do¤rultusunda hareket
etti¤inde büyüme ve istihdam için
gerekli makroekonomik ortam›
sa¤layacak ve enflasyon rahatl›kla
kontrol alt›na al›nabilecekti. ‹kinci
olarak ise, para politikas›n›n faiz
oran›n› istedi¤i yönde kullanmas› ve
kamu maliyesinin bask›s›ndan
kurtulmas› yan›nda siyasetçilerin
özellikle seçim dönemlerinde para
politikas›n› manipüle ederek
enflasyona neden olmalar›n›n önünü
kesmek mümkün hale gelecekti. Bu
argümanlar, özellikle geliflmekte olan
ülkeler aç›s›ndan önem kazan›yordu,
zira söz konusu ülkelerin yaflad›¤›
yüksek enflasyon, krizler ve
makroekonomik istikrars›zl›klar›n
kökeninde k›r›lgan kurumsal
yap›lar›n›n ve d›fl floklara karfl›
dayan›ks›z olmalar›n›n önemli rolü
oldu¤u üzerinde genifl bir uzlaflma
söz konusuydu.
Enflasyon hedeflemesi, esnek kur
rejimi ve fiyat istikrar› amac›na odakl›
ba¤›ms›z merkez bankas›ndan
oluflan politika çerçevesi, Great
Moderation (Büyük Sakinlik) olarak
an›lan ve küresel düzeyde fiyat
istikrar› ve büyümenin yafland›¤›,
Ekonomik Bak›fl
üretim-enflasyon de¤iflkenliklerinin
azald›¤›, faiz oranlar›n›n düfltü¤ü ve
finansal istikrar›n oldu¤u bir dönemi
beraberinde getirdi. Türkiye
ekonomisi aç›s›ndan özellikle 20032007 aras›n› kapsayan bu dönem,
enflasyon düflerken yüksek büyüme
performans›n›n sergilendi¤i, kifli
bafl›na gelirin h›zla artt›¤›, mali
disiplinin sa¤land›¤› ve para
politikas›n›n normalleflti¤i bir sürece
karfl›l›k geldi. Bu dönemde TCMB’nin,
hem makroekonomik istikrar›n
sa¤lanmas› hem de ekonominin
floklara dayan›kl›l›¤› ve kurumsal
kapasitesinin güçlenmesinde önemli
katk›lar› oldu.
KR‹Z SONRASI…
Krizin ard›ndan, kriz öncesi döneme
ait temel politika çerçevesinin
dayand›¤› unsurlar›n sorguland›¤›
görüldü. Krizin nedenleri ve
dinamikleri etraf›mda yap›lan
tart›flmalardan ç›kar›lan temel
derslerden biri, sadece fiyat istikrar›na
odakl› ve enflasyon hedeflemesi ile
gerçeklefltirilen politikalar›n
makroekonomik istikrar için yeterli
olmayaca¤›n›n anlafl›ld›¤›na dairdi
(Borio, 2012). Bu ba¤lamda, fiyat
istikrar› alt›nda bile özellikle konut
piyasalar› ve emtia ve varl›k
piyasalar›nda oluflabilecek
dengesizliklere ba¤l› olarak
ekonomilerin finansal istikrars›zl›k
kökenli krizler yaflayabilece¤i görüldü.
Kriz sonras› oluflan politika çerçevesi,
enflasyon hedeflemesinin önemli
ölçüde esnetilmesini ve merkez
bankalar›n›n amaç ve enstrüman
setlerinin geniflledi¤i yeni bir alet
çantas›na sahip olmalar›n›
beraberinde getirdi. Bu anlamda,
merkez bankalar› fiyat istikrar›
yan›nda, finansal istikrar, büyüme ve
istihdam gibi amaçlar› da gözetmek
durumunda kald›lar. Fiyat istikrar›
d›fl›nda amaçlar›n belirlenmesi, söz
konusu amaçlara yönelik yeni
araçlar›n da gelifltirilmesini zorunlu
k›ld›. Baflta Amerikan Merkez Bankas›
Federal Reserve (FED) olmak üzere,
‹ngiltere Merkez Bankas› (BoE) ve
Japonya Merkez Bankas› (BoJ),
finansal piyasalarda yaflanan
sorunlar›n giderilmesi ve iktisadi
faaliyetin canland›r›lmas›na yönelik
olarak kredi ve parasal geniflleme
(credit and quantitative easing)
politikalar›na baflvurdular. Ard›ndan
s›f›r ya da s›f›ra yak›n faiz politikas›
izleyerek (zero interest rate policy)
ve sözlü yönlendirme (forward
guidance) arac›l›¤›yla faiz oranlar›n›
yeni amaçlar› ile iliflkili hale getirdiler
(Özdemir, 2014).
Bu tip bir politika çerçevesine örnek
olarak FED, “politika faiz oran›n›n,
iflsizlik oran› %6.5 düzeyine
inmedikçe 0 ile 0.25 aras›nda
tutulaca¤›” yönünde davranaca¤›n›
ilan etmiflti. Benzer flekilde BoE,
“politika faiz oran›n›n, iflsizlik oran›
%7 düzeyine inmedikçe, %0.5
düzeyinin üzerine yükseltilmeyece¤i”
fleklinde bir politika benimsemiflti.
KR‹Z ve MERKEZ BANKASI
BA⁄IMSIZLI⁄ININ EROZYONU…
Yukar›da bahsetti¤imiz haliyle,
merkez bankalar›n›n fiyat istikrar›
yan›nda büyüme, istihdam gibi
amaçlar› da içerecek flekilde para
politikas› izlemeleri, merkez
bankalar›n›n ba¤›ms›zl›¤›n›n da
erozyona u¤ramas›n› beraberinde
getirdi. Burada, bizim için de önemli
olan iki nedene dikkat çekmek
gerekiyor:
‹lk olarak, yukar›da fiyat istikrar› amac›
için merkez bankas›n›n ba¤›ms›zl›¤›
lehine ortaya konulan argüman
geçerlili¤ini yitiriyor (Blejer, 2013).
Zira finansal istikrar, büyüme ve
istihdam gibi amaçlar benimsenince,
söz konusu amaçlar hem politik karar
alma sürecini ilgilendiriyor hem de
ilgili amaçlarda do¤abilecek
baflar›s›zl›¤›n politik maliyetleri
bulunuyor. Bu nedenle, zaten özünde
demokrasi a盤› sorunu olan
ba¤›ms›zl›¤›n erozyona u¤ramas› ve
siyasetçilerin para politikas›n›n
yürütülme sürecine dahil olmalar›
kabul edilebilir bir temele oturuyor.
‹kinci olarak, fiyat istikrar› d›fl›nda
farkl› amaçlar›n da benimsenmesi
hem kaynak tahsisi aç›s›ndan hem
de gelir da¤›l›m› aç›s›ndan politika
sonuçlar› do¤uruyor (Özdemir, 2014).
Asl›nda ilginç olan bu tür dönemlerde
merkez bankas›n›n sadece fiyat
istikrar› amac›na odaklanmas›n›n da
benzer politika sonuçlar›
do¤urabilece¤i gerçe¤i. Bu haliyle,
örne¤in banka-finans kesimine
yönelik likidite enjeksiyonlar› ve çeflitli
kurtarma (bail-out) operasyonlar›n›n
önemli tahsis ve gelir etkilerinin
bulunmas›, hem politik karar almay›
gerektiriyor hem de bürokratlar›n
elindeki merkez bankalar› karfl›s›nda
seçilmifllerin katlanaca¤› maliyetlerin
daha yüksek olmas›na yol aç›yor.
Tabii, geliflmifl ülkelerde merkez
bankas› ba¤›ms›zl›¤›n›n erozyona
u¤ramas›n›n nedenleri üzerine ileri
sürülen iki argüman›n, para
politikas›n›n yürütülmesinde köklü bir
de¤iflikli¤i içermedi¤ini, kurumlar›
tahrip edecek ve para politikas›n›n
kredibilitesini sarsacak bir içerik
üzerinden ele al›nmad›¤›n› burada
belirtme gere¤i duymuyorum.
SORUN PARA POL‹T‹KASI DE⁄‹L
DÜZENL‹ DURGUNLUK…
Kriz sonras› itibariyle as›l sorun,
krizden ç›k›fl›n neden yavafl oldu¤u
ve para (ve maliye) politikas›n›n
etkinli¤i etraf›nda dü¤ümleniyor.
Geliflmifl ülke merkez bankalar›n›n
uygulad›¤› para politikas›na iliflkin
birkaç örnek içinde bulundu¤umuz
dünyay› daha iyi kavramam›za
yard›mc› olabilir:
Euro alan›, bankac›l›k sektöründeki
yap›sal sorunlar, yüksek kamu
borçlar›, yüksek iflsizlik ile karfl›
karfl›ya. Azalan talep, fiyatlar›n daha
da düflece¤i beklentilerini
güçlendiriyor ve ciddi bir biçimde
deflasyon sorunu var. Avrupa Merkez
Bankas› (ECB), FED’e nazaran krize
daha geç tepki verdi ve önce faiz
oranlar›n› uzun süre düflük tutaca¤›na
dair sözlü yönlendirmede bulundu.
Ard›ndan s›f›ra yak›n faiz oran›
politikas›na geçifl yapt› ve daha sonra
negatif faiz oran› uygulamas›na
bafllad›. Ocak 2015’te ise parasal
geniflleme karar› ald› ve son
politikan›n ne kadar etkili olaca¤›
belirsizli¤ini koruyor.
09 Bak›fl 132
fiekil:1, Kaynak: TCMB
sveç Merkez Bankas› (Riksbank),
krizin ilk aflamalar›nda hane halk›
borçlulu¤unun yüksek seyri nedeniyle
faizleri h›zla düflürmedi ve kendi
bünyesinde bir deprem yaflad›.
Faizlerin yüksek düzeyi nedeniyle
büyüme ve istihdamda ciddi kay›p
olufltu¤unu ileri süren Baflkan
Yard›mc›s› L.E.O.Svensson, Baflkan
S.Ingves ile ters düflerek May›s
2013’te görevinden ayr›ld›.
Halihaz›rda hakl› ç›kt›¤› görülüyor zira
Riksbank politika faizini s›f›r düzeyine
indirmifl durumda ve 2016 y›l› ortas›na
kadar da bu düzeyi koruyaca¤›
görülüyor (Özdemir, 2014). ‹sviçre
Merkez Bankas› (SNB) ise, kendi
ulusal paras›n›n daha fazla
de¤erlenmesini engellemek için önce
1_=1.20 Frank üzerinden kuru
sabitlemiflti. Ocak ay› içinde -sürpriz
bir biçimde- sabitledi¤i kuru
kald›rarak mevduatlara uygulad›¤›
faizi %-0.75 düzeyine indirerek
negatif faiz uygulamas›na geçti.
Tüm bu örnekler, konvansiyonel
merkez bankac›l›¤›n›n ötesinde
uygulamalara karfl›l›k geliyor ve
merkez bankac›l›¤›n›n bildi¤imiz
do¤as›n› da farkl›laflt›racak özelliklere
sahip. Bu durum, küresel ekonominin
gelece¤i için önemli bir gündem
maddesini de beraberinde getirdi:
Uzunca bir süre (buraya dikkat)
düflük faizlerin ve düflük büyümenin
hüküm sürece¤i düzenli bir durgunluk
(secular stagnation) süreci
(Summers, 2014) ile karfl› karfl›ya
olundu¤u gerçe¤i…
TÜRK‹YE EKONOM‹S‹’NDE NE OLDU:
KR‹Z‹N ARDINDAN PARA POL‹T‹KASI
Krizin erken aflamalar›nda,
geliflmekte olan ülke merkez
bankalar› ve TCMB’nin politika faiz
oranlar›nda yüksek indirimlere
giderek ve maliye politikalar›n› krizden
ç›k›fl için destekleyici bir biçimde
kullanarak baflar›l› bir kriz yönetimi
uygulad›klar› görüldü. Bununla
birlikte, kriz sonras› oluflan küresel
politika ortam›, geliflmifl ülkelerde
uygulanan parasal geniflleme
politikalar›na ba¤l› olarak sermaye
ak›mlar›n›n geliflmekte olan ülkelere
yöneldi¤i bir görünümü ortaya ç›kard›.
Bu durum, öncelikle geliflmifl ve
geliflmekte olan ülkeler aras›nda
büyüme performans›n›n ikinciler
lehine ayr›flmas›n› beraberinde
getirdi.
2010-2011: YÜKSEK BÜYÜME-YÜKSEK
CAR‹ AÇIK
Geliflmekte olan ülkelerde ve Türkiye
ekonomisinde büyüme performans›
yükselse de önemli bir sorun kendisini
hissettirmeye bafllad›: sermaye
girifllerinin özellikle kredi genifllemesi
ve cari aç›k üzerinden do¤urabilece¤i
makro finansal risklere ba¤l› olarak
do¤abilecek bir finansal kriz…
Bu durum, yukar›da ortaya konulan
çerçeve ve geliflmifl ülkelere benzer
flekilde, TCMB’nin fiyat istikrar› amac›
ötesinde cari a盤›n kontrolü ve
finansal istikrar amac›n› da
benimsedi¤i ve araç setini yeni
amaçlar›na yönelik olarak geniflletti¤i
bir alet çantas› oluflturmas›n› da
beraberinde getirdi. Dilerseniz
mevcut tart›flmalar ve konumuz
aç›s›ndan bu durumu, merkez
bankas› ba¤›ms›zl›¤›n›n erozyona
u¤ramas›n›n bafllang›c› olarak ta
alabilirsiniz…
Bu dönemde, sermaye girifllerine
ba¤l› olarak iç talepteki art›fl ile
beraber yüksek büyümenin
sa¤land›¤› görülüyor. TCMB’nin reel
politika faiz oran› negatif düzeyde ve
yat›r›mlarda ciddi bir art›fl söz konusu.
K›sa vadeli sermaye giriflleri, bir
yandan krediye eriflimi kolaylaflt›rarak
(tasarruf düzeyinden de anlafl›ld›¤›
gibi) tüketimi h›zland›r›rken di¤er
yandan TL’nin de¤erlenmesine yol
açarak cari a盤› % 9.7 düzeyine
yükseltiyor.
Krizin ard›ndan günümüze kadar olan
dönemi, TCMB’nin para politikas› ve
ekonominin büyüme performans›
aç›s›ndan iki alt dönemde incelemek
daha yararl› olabilir. Tablo 1, söz
konusu iki alt dönemin temel
makroekonomik büyüklüklerini bir
araya getiriyor.
Tablo 1: Temel Makroekonomik Büyüklükler (2009-2014)
Reel GSY‹H Büyüme (%)
Enflasyon (TÜFE, %)
Cari aç›k (GSY‹H,%)
Reel politika faiz oran› (%)
Tasarruflar (GSY‹H,%)
Yat›r›mlar (GSY‹H,%)
Reel Döviz Kuru (TÜFE bazl›)
* Tahmin. Kaynak: TCMB, IMF
10 Bak›fl 132
TCMB’yi tedirgin eden sorun ise,
kredi büyümesi ve cari a盤›n
GSY‹H’ya oran› aras›nda gözlenen
güçlü iliflki ve cari dengenin h›zla
bozulmas› ve finansman›nda k›sa
vadeli sermaye giriflleri ile portföy
yat›r›mlar›n›n pay›n›n artmas› (fiekil
1). Nitekim Türkiye ekonomisi için
kredi art›fl› 2002-2009 ortalamas›
itibariyle %30’lar düzeyindeyken
sadece 2010 y›l› için bu oran %40
düzeylerine ulaflm›flt›. Bu nedenle,
sermaye girifllerinde ani durufl
(sudden stop) riskine ba¤l› olarak
oluflan makroekonomik ve finansal
istikrara iliflkin kayg›lar, TCMB’nin,
geliflmifl ülkeler gibi, farkl› bir para
2009
-4.8
6.5
-2.0
2.4
13
14.9
116.6
2010
9.2
6.4
-6.2
-1.6
13.2
19.5
125.5
2011
8.8
10.4
-9.7
-0.4
13.9
23.8
109.3
2012
2.1
6.2
-6.1
-2.9
13.3
20.6
117.9
2013
4.1
7.4
-7.9
-2.5
13.4
20.9
106.7
2014
3.0*
8.2
-5.8*
-0.3
14.9*
21.9*
113.1
Ekonomik Bak›fl
politikas› tasarlamas›n› gerekli
k›l›yordu (Özdemir, 2013).
Kas›m 2010’dan itibaren uygulamaya
konan ve çerçeve olarak halen
uygulanan yeni para politikas›n›n
içeri¤i ise flöyle: Fiyat istikrar› ve
finansal istikrar (ve cari a盤›n
kontrolü) amaçlar›n›
gerçeklefltirebilmek için bildi¤imiz
politika faiz oran› yine var. Ona ek
olarak zorunlu karfl›l›k oranlar› ve faiz
koridoru (borç verme-borç alma faiz
oran›) olmak üzere iki araç daha
TCMB’nin alet çantas›na giriyor.
Burada çeflitli (kredi genifllemesini
yavafllatmak gibi) ara hedefler ve
(kredi büyümesi gibi) gösterge
de¤iflkenlerde var. Bu arada
TCMB’nin, 2011 y›l›n›n sonlar›ndan
itibaren sermaye girifllerindeki
oynakl›klar›n ekonomiye olumsuz
etkilerini s›n›rlamak amac›yla Rezerv
Opsiyonu Mekanizmas› (ROM)
tasarlayarak yeni politika çerçevesine
ekledi¤ini de unutmayal›m.
Evet, karmafl›k oldu¤unun
fark›nday›m (ayn› durum pek çok
iktisatç›, analist ve Türkiye ekonomisi
ö¤rencileri için de geçerli…), zaten
bu politikaya yönelik (baflta IMF) en
önemli elefltirilerden birisi para
politikas›n› afl›r› sofistike hale getirerek
fleffafl›¤› azaltmas› (IMF, 2014). Bu
dönemde TCMB’nin para
politikas›n›n, bildi¤imiz uygulamalar›
ötesinde bir sorumluluk alt›na girdi¤i
çok aç›k. Örne¤in, finansal istikrara
iliflkin daralt›c› mikro-ihtiyati önlemler
ile BDDK taraf›ndan
desteklenmedi¤ini belirtmek gerek.
Bu deste¤in para politikas›n›n fiyat
istikrar› amaçlar› d›fl›nda yeni amaçlar
edindi¤inde politik karar almay›
gerektiren durumlar ile karfl› karfl›ya
kalabilece¤ine iliflkin yukar›da ele
al›nan sorunlara bir örnek teflkil etti¤ini
söylemek mümkün. Zira dönem
itibariyle politik karar al›c›lar›n, Haziran
2011 genel seçimlerine ekonominin
büyüdü¤ü bir konjonktürde girmeyi
arzulamalar› do¤al…
2012-2014: DÜfiÜK BÜYÜME
(KONTROLLÜ CAR‹ AÇIK)-YÜKSEK
ENFLASYON
Yapt›¤›m›z çal›flmalar, Kas›m 2010Haziran 2011 aras›nda, TCMB’nin
yeni para politikas›n›n cari a盤›n
kontrolü ve kredi büyümesinin
yavafllat›lmas› aç›s›ndan baflar›l›
oldu¤unu ortaya koymufltu (Özdemir
ve Arabac›, 2012). Ancak finansal
istikrar amac› aç›s›ndan sa¤lanan
baflar›, 2012-2014 dönemi itibariyle
enflasyonun önemli ölçüde yükseldi¤i
ve büyümenin potansiyelin alt›na
do¤ru geriledi¤i bir konjonktürü
ortaya ç›kard›.
Tablo 1 verileri üzerinden gidersek,
iç talebin darald›¤›, büyümenin
özellikle 2013 y›l›ndan itibaren ihracat
ile desteklenmeye çal›fl›ld›¤› bir
görünüm söz konusu.2010-2011
döneminden farkl›laflan yönler çok
önemli. Bu dönemde TCMB’nin reel
politika faiz oran› yine negatif
düzeyde ancak yat›r›mlar yerinde
say›yor. Peki de¤iflen nedir? May›s
2013’te FED’in parasal genifllemeyi
sonland›rabilece¤ine dair
aç›klamas›na ba¤l› olarak sermaye
girifllerindeki yavafllama elbette.
May›s 2013’ten sonra toplum ve
siyaset sahnesinde olanlar bir yana,
TCMB’nin sermaye girifllerindeki
azalma karfl›s›nda gösterdi¤i politika
davran›fl› üzerinde durmak gerekiyor.
TCMB, bu dönemde, döviz kurundaki
de¤er kay›plar›n›n do¤urdu¤u
enflasyonist etkileri s›n›rlamak için
politika faiz oran›na baflvurmad›.
A¤›rl›kl› olarak faiz koridorunun
geniflli¤i ile oynayarak ve likidite
operasyonlar› ile faiz oranlar›n›
belirlemeye çal›fl›rken büyüme kayg›s›
ile hareket etti¤i görüldü. Bu tür bir
politika davran›fl›nda politik karar
al›c›lar›n faiz konusundaki
fiekil: 2
hassasiyetlerinin rolü oldu¤u ise
bilinen bir gerçek…
Ancak 2013 y›l›n›n ikinci yar›s›na
damga vuran önemli bir durum söz
konusuydu: TCMB Baflkan› A¤ustos
2013’te y›lsonu döviz kuru için 1.92
seviyesini güçlü bir taahhüt ile dile
getirdi. Bu taahhütün ard›ndan, döviz
kurundaki art›fllar ve fiyatlama
davran›fllar›ndaki bozulmaya ba¤l›
olarak oluflan enflasyon dinamikleri
karfl›s›nda TCMB, Ocak 2014
sonunda sert bir faiz art›r›m› yapmak
zorunda kald› (fiekil 2). Politika faiz
oran›, %4.5’ten %10’a yükseltilirken
faiz koridoru %8-12 band›na tafl›nd›.
fiöyle de diyebiliriz, TCMB as›l
amac›na odaklanma yönünde -geç
kald›¤› için dozu yüksek olan- bir
ad›m att›. TCMB’nin bu davran›fl›,
2014 y›l› bafl›nda özel tüketimi kontrol
alt›na almaya ve cari a盤› azaltmaya
yönelik BDDK ve di¤er aktörler
taraf›ndan al›nan makro-ihtiyati
önlemler ile de desteklendi.
TCMB’N‹N 4 fiUBAT
SENDROMU…
TCMB, Ocak 2014-Ocak 2015
aras›nda, politika faiz oran›n› %10’dan
%7.75’e indirirken faiz koridorunu da
%11.25-%7.5 band›na tafl›d›. Bu
dönem TCMB’nin para politikas› ve
faiz kararlar›na yönelik elefltirilerin
yo¤unlaflt›¤› ve politik karar al›c›lar
taraf›ndan yüksek sesle dile getirildi¤i
bir süreci de içermektedir. Baflta
Cumhurbaflkan› olmak üzere,
ekonomi yönetiminin bir k›sm› ve
dan›flman düzeyinde kifliler,
TCMB’nin önemli ölçüde faiz
indirmesi gerekti¤ini savunurken
yüksek enflasyonun kökeninde
mevcut faiz düzeyinin aranmas›
gerekti¤i üzerinde durdu. Buna
11 Bak›fl 132
karfl›n, ekonomi yönetiminin di¤er
kanad› ve TCMB’nin de içinde oldu¤u
ekonomi bürokrasisi, faiz
indirimlerinde temkinli gitmeyi ve
enflasyondaki düflüfle paralel olarak
faizlerin de inece¤i görüflündeydi.
Ancak son Para Politikas› Kurulu
(PPK) toplant›s› ile al›nan faiz karar›n›
yeterli bulmayan ilk görüfl
mensuplar›n›n elefltiri dozlar›n› daha
da yükselttikleri görüldü.
Asl›nda TCMB, gerileyen petrol
fiyatlar› ve g›da fiyatlar›n›n geçmifl
y›llar ortalamas›na dönmesine ba¤l›
olarak 2015 y›l›n›n ilk yar›s›nda
enflasyonun kayda de¤er bir düflüfl
sürecine girece¤ini ve bu süreci faiz
indirimleri için bir f›rsat olarak
de¤erlendirebilece¤ini dile getirmiflti.
Nitekim TCMB Baflkan› y›l›n ilk
Enflasyon Raporu toplant›s›nda bu
durumu teyit etmifl ve enflasyonun
%70 olas›l›kla, 2015 y›l› sonunda %4,1
ile yüzde %6,9 aral›¤›nda (orta noktas›
yüzde 5,5) gerçekleflebilece¤i
tahmininde bulunmufltu (Baflç›,
2015).
Bununla birlikte faiz indirimlerine
yönelik olarak temkinli durufl vurgusu
ile bafllayan toplant›n›n sonunda
TCMB Baflkan›, “e¤er Ocak ay›
enflasyon oran› %1’in alt›nda gerilerse
PPK’n›n acil bir toplant› yaparak faiz
indirimini gündemine alabilece¤ini”
belirtti.
Bu toplant›n›n ard›ndan döviz kuru
üzerinde oluflan bask› neticesinde
kur 2.40 düzeylerini aflt›. Ocak ay›
TÜFE düzeyi ise %1.10 olarak art›fl
yönünde gerçekleflirken y›ll›k
enflasyonun %8.17’den %7.24’e
geriledi¤i ve gerilemenin %1’in alt›nda
oldu¤u görüldü. TCMB ise, Baflkan›n
demeci tazeli¤ini henüz korurken 30
Ocak’ta kendi oluflturdu¤u kur
dalgalanmas›na aç›klama getirmek
zorunda kald› ve “kurda oluflan
art›fllar›n temkinli faiz indirim süreci
ile uyumlu olmad›¤›” gerekçesiyle 4
fiubat için yapabilece¤ini duyurdu¤u
faiz indirim amaçl› toplant›dan
vazgeçti¤i sinyalini verdi ve söz
konusu toplant› gerçekleflmedi.
fiimdi, 2013 y›l›n›n ikinci yar›s›nda
döviz kuru için verilen taahhüde
benzer flekilde, faiz indirimi için
yap›lan aç›klaman›n döviz kurunda
önemli bir s›çrama yaratt›¤› görülüyor.
Bu durumun, bir yandan olas› faiz
indirimlerinin zamanlama ve düzeyi
üzerinde olumsuz etkide bulunmas›
di¤er yandan maliyetler kanal›yla
enflasyonist dinamik do¤urmas› ve
fiyatlama davran›fllar›n› bozmas›
mümkün. Benzer flekilde, ihracat›m›z
aç›s›ndan -Euro alan› ve Rusya’daki
geliflmeler de ortadayken- maliyetleri
art›rarak kurdaki yükselifllerin ihracat
için olumlu fiyat etkisini s›n›rland›rabilir
ve flirketler kesiminde döviz borçlular›
olumsuz bilanço etkilerine maruz
kalabilir.
Ancak sorunun daha temel oldu¤unu
görmemiz ve tart›flmay› do¤ru zemine
tafl›mam›z gerek…
fiekil: 3
12 Bak›fl 132
SORUN FA‹Z DE⁄‹L, SORUN
POTANS‹YEL‹N ALTINDA BÜYÜME…
Özünde faiz tart›flmas› suni bir nitelik
tafl›yor. Zira TCMB, politika faiz oran›n›
indirse de likidite yönetimi ile faizlerin
koridorun üst band› olan %11.25
düzeyine yak›n gerçekleflmesini
sa¤layabiliyor. Koridorun üst band›
de¤iflmedikçe, temkinli durufl
sa¤lanabiliyor zira bankalar mevduat
ve kredi faizlerini belirlerken söz
konusu üst band› referans al›yorlar.
fiöyle de diyebiliriz: TCMB piyasa
için koridorun üst band›n› dikkate
al›rken politik karar al›c›lar için temel
politika faiz oran› üzerinden hareket
ediyor.
Böyle bir politika uygulamas›na
yönelik olarak pek çok elefltiri dile
getirildi daha önce (Gürses, 2014)
ve flimdi konumuz de¤il. Zira -yaz›n›n
ilk k›s›mlar›nda geliflmifl ülkeler için
aç›klad›¤›m çerçeveyi hat›rlay›nTCMB art›k fiyat istikrar› yan›nda
finansal istikrar› (cari a盤›) ve hatta
büyümeyi de gözetmek durumunda
kald›¤› bir politika ortam› ile karfl›
karfl›ya.
Sorun (ve vaveylan›n nedeni);
Baflbakan Yard›mc›s› Ali Babacan
taraf›ndan da dile getirilen, geliflmifl
ülkelerdeki düzenli durgunluk
sürecine ba¤l› olarak Türkiye
ekonomisinin uzun süre potansiyelin
alt›nda büyümesi riski…
Tablo 1’in verileri 2012-2014 dönemi
için söz konusu riski aç›k bir biçimde
gözler önüne seriyor: Türkiye
ekonomisi, tasarruf düzeyi düflük ve
cari aç›k veren bir ekonomi. Döviz
kuru de¤erlendi¤inde, enflasyon
düflerken cari aç›k art›yor (ya da tersi)
ve bu durum para politikas›n› teslim
alm›fl durumda… Daha önemli bir
soru(n), faiz oranlar›nda göreli
indirimler olmas›na ra¤men
yat›r›mlar›n bir türlü artm›yor oluflu…
Acaba neden?..
Kuflkusuz, gerek politik karar al›c›lar›n
gerekse iktisat politikalar›n›n temel
amac› toplumsal refah› art›rmak.
Nitekim para politikas›na yönelik
elefltiriler ve h›zl› faiz indirimlerine
yönelik taleplerin temel kayg›s›n›n da
büyüme oldu¤u çok aç›k… Ancak
üretim kapasitesine katk›da
bulunacak yat›r›mlar sadece faiz
Ekonomik Bak›fl
indirimlerinden etkilenmiyor. O halde
arzulanan ne olabilir: K›sa vadede
faiz indirimlerinin, 2010-2011 dönemi
konjonktürüne benzer dinamikler
ortaya ç›kararak kredi genifllemesi
arac›l›¤›yla büyümeye ivme vermesi…
Bu noktada tekrar tart›flman›n özüne
dönmek durumunday›z. TCMB, ya
da merkez bankalar›, fiyat istikrar› (ve
k›smen finansal istikrar) d›fl›nda
amaçlar benimsediklerinde, söz
konusu amaçlar›n politik karar alma
süreci ile yak›n ilgisi ve do¤al olarak
olas› politik maliyetleri, ba¤›ms›zl›¤›n
özünde var olan demokrasi a盤›
sorununu a¤›rlaflt›r›yor. Ülkemiz
aç›s›ndan faiz indirimlerinin belirli bir
sektöre yönelik yat›r›mlara ivme
verece¤i yönündeki beklenti ise, hem
kaynaklar›n tahsisi hem de
büyümenin kapsay›c› (inclusive)
olmas› aç›s›ndan tart›flmaya de¤er
bir içeri¤e sahip…
TCMB’N‹N BA⁄IMSIZLI⁄I ÜZER‹NE…
Geliflmifl ülkeler için yukar›da ele
ald›¤›m›z tart›flma; merkez bankalar›
ile politik karar al›c›lar aras›ndaki
iliflkiler aç›s›ndan para politikas›n›n
yürütülmesi ile ilgili de¤il. Sorun,
kurumsal yap›larda köklü bir
dönüflümden ziyade uygun
politikalar›n benimsenmesi ve
koordinasyonu ile ilgili bir içeri¤e
sahip. Bu arada, geliflmifl ülkelerin,
faizi s›f›r ve s›f›ra yak›n düzeylerde
belirlemelerine ra¤men büyüme ilgili
sorunlar› oldu¤unu tekrar belirtmeye
gerek görmüyoruz…
Ülkemiz aç›s›ndan sorun ise, iktisat
politikas›n›n önemli bir unsuru olan
para politikas›n›n belirli bir egemenlik
alan› olarak görülmesi ve elefltirilerin
bu yönde yap›lmas›na ba¤l› olarak
ortaya ç›k›yor. Yukar›da belirtti¤im
nedenlerle konuya demokrasi a盤›
sorunu üzerinden yaklafl›rsak bu
do¤al. Örne¤in, enflasyon hedefini,
hükümet ve TCMB birlikte belirliyorlar
ve hükümetlerin TCMB’yi enflasyon
hedefine ulafl›lamad›¤› dönemlerde
elefltirmesi beklenir. Zaten TCMB,
enflasyon hedefine ulaflamad›¤›nda
hükümete kamuoyuna da ilan edilen
bir mektupla durumu aç›klamak
zorunda…
Bu durumda, politik karar al›c›lar›n
önünde; TCMB yönetimini
de¤ifltirmekten, para politikas›n› fiyat
istikrar› ve finansal istikrar d›fl›nda
farkl› amaçlara göre yürütmekle
yükümlü k›lacak yeni bir yasal
düzenleme yap›lmas› ve TCMB’nin
ba¤›ms›zl›¤›n›n farkl› bir içerik
üzerinden ele al›nmas›na uzanan
alternatifler mevcut (Özatay, 2014).
Hatta mevcut yasal düzenleme ve
kurumsal çerçeve geçerliyken bile
do¤rudan GSY‹H art›fl›n› hedefleyen
bir strateji de benimsenebilir. Tabii
olas› riskleri de hesaba katmak
kayd›yla…
SONUÇ: TARTIfiMAYI DO⁄RU ZEM‹NE
TAfiIMAK…
Para politikas›, faizler ve TCMB’nin
ba¤›ms›zl›¤› üzerine süregiden
mevcut tart›flma, son derece yararl›
bir laboratuar sunuyor. Elefltirilerin
temel kayg›s›n›n da mevcut büyüme
performans›m›z›n yetersizli¤i oldu¤u
görülüyor. Peki, tart›flman›n mevcut
hali, hem kurumsal kalite ve
politikalar›n koordinasyonu hem de
yat›r›mlar› art›racak ve büyüme
performans›m›z› yükseltecek uygun
bir politika iklimi oluflmas›na katk›da
bulunuyor mu? Daha somut haliyle,
yat›r›mlar sadece para politikas›n›n
mevcut davran›fl› nedeniyle mi
artm›yor?
fiimdi, yukar›da ortaya konulan
çerçeve ve aç›klamalardan elde
etti¤imiz ilki içinde bulundu¤umuz
dünyaya iliflkin de facto geçerliolgusal, ikincisi ise kuramsal, iki
gerçe¤i ortaya koyabilecek aflamaya
gelmifl bulunuyoruz: Kriz sonras›
merkez bankac›l›¤› için, amaçlar›
sadece fiyat istikrar› ile s›n›rlamak
mümkün de¤il… Ancak farkl› amaçlar
söz konusu oldu¤unda, söz konusu
amaçlara ulaflabilmek için gerekli faiz
oran›n›n düzeyi de ayn› de¤il…
Bu iki gerçe¤i kabul ettikten sonra,
tart›flman›n do¤ru zemini için gerekli
sorular› sormak mümkün: ‹çinde
bulundu¤umuz küresel politika
ortam›nda, Türkiye ekonomisi için
fiyat istikrar› alt›nda potansiyelin
üzerinde bir büyüme performans›n›
nas›l sa¤layabiliriz? Bunun için TCMB’nin mevcut çerçevesi dahilnas›l bir kurumsal çerçeve ortaya
koymal›y›z? Sanayimizi güçlendirecek
ve ihracat›m›z› art›racak ne tür politika
tasar›mlar› gelifltirmeliyiz? En önemlisi
tüm bunlar için gerekli insan
kayna¤›n› yetifltirmek için neler
yapmal›y›z?
‹ktisat bilimi, tek bafl›na para
politikas›n›n bu sorunlara çözüm
üretemeyece¤ini söylüyor…
KAYNAKLAR
BAfiÇI, E. (2015), Enflasyon raporu 2015-I’in Tan›t›m›na ‹liflkin Bas›n Toplant›s›nda Yapt›¤› Konuflma, TCMB,
27 Ocak.
BLEJER, M.I. (2013), “Central Banks’Outdated Independence”, Project Syndicate, April 17.
BORIO, C. (2012), “The financial cycle and macroeconomics: What have we learnt?”, BIS Working Paper
No. 395.
GÜRSES, U. (2014), “Merkez Faizi %10’dan %9.5’e ‹ndirdi-Mesaj Kayg›l› Merkez Bankas›na Dönüfl”, Radikal,
23 May›s.
IMF (2014), Country Report No.14/330.
ÖZATAY, F. (2014), “Merkez Bankas› Ba¤›ms›zl›¤›”, Radikal, 29 May›s.
ÖZDEM‹R, M. ve Ö.ARABACI (2012), “Kredi Kullan›m› ve Cari Aç›k ‹liflkisi: Türkiye Örne¤i”, Para, Kur, Maliye
Politikalar› ve Reel Ekonomi, F.Öztürk ve T.Göksel (Ed.), Ankara: ‹maj Yay›nevi, 15-29.
ÖZDEM‹R, M. (2013), “Enflasyon Hedeflemesinden Finansal ‹stikrara: Kriz Sonras› TCMB’nin Para Politikas›
Aray›fllar›”, Prof. Dr. Cihan Dura’ya Arma¤an 2000’li Y›llarda Türkiye Ekonomisi: Yap›sal Dönüflümler,
Ana Sorunlar ve Çözüme Dönük Politika Önerileri, H. Atik (Ed.), Ankara: Nobel Yay., 127-170.
ÖZDEM‹R, M. (2014), “Krizin Ard›ndan Makroiktisat ve Enflasyon Hedeflemesi: Quo Vadis?”, Prof. Dr. ‹lker
Paras›z’a Arma¤an-Bir Duayen ile ‹ktisat ve Finans› Çok Boyutlu Düflünmek, A.Ar› (Der.), Ankara: Efil
Yay., 187-236.
SUMMERS, L.H. (2014), “Reflections on the new Secular Stagnation Hypothesis”, VoxEu, October 30.
13 Bak›fl 132
Gündemde ‘Sosyal ‹novasyon’ var
‘Sosyal ‹novasyon’ ana temas›yla
düzenlenen ‘5. Bursa Yenilikçilik
ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’, bu
alanda çarp›c› baflar›lar›n hayata
geçirilebildi¤ini gösteren
örneklerin toplumda
tan›t›lmas›n›n yan› s›ra,
sürdürülebilir baflar›n›n; do¤ru
iflleyen bir sürecin tan›mlanmas›
ve iflletilmesiyle garanti
edilebilece¤ini de ortaya koydu.
B
US‹AD Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k
Uzmanl›k Grubu ile Uluda¤
Üniversitesi iflbirli¤inde
düzenlenen ‘5. Bursa Yenilikçilik ve
Yarat›c›l›k Sempozyumu’ bu y›l da
yo¤un bir kat›l›ma sahne oldu.
‹lki, 2010 y›l›nda ‘Bilgi Üret Yenilik
Yap Ayakta Kal’, ikincisi 2011’de
‘Gelece¤in Anahtar›: Yenileflim”,
üçüncüsü 2012’de ‘Bir Süreç Olarak
Yenileflim’, dördüncüsü ise 2013’te
‘Yenileflim ve Giriflim’ ana temalar›yla
düzenlenen sempozyumun, bu y›lki
ana temas› ‘Sosyal ‹novasyon’ oldu.
14 Bak›fl 132
Amaç; yenilikçilik ve yarat›c›l›k
hareketini desteklemek
Sempozyumun amac›; Türk sanayi
ve hizmet iflletmelerinin küresel
boyutta sürdürülebilir rekabet gücü
elde etmesi için ulusal düzeyde,
iflletme düzeyinde ve kiflisel olarak
yenilikçi ve yarat›c› yaklafl›mlar› ve
uygulamalar› ele almak, tan›tmak,
önemini vurgulamak, teflvik etmek,
yayg›nlaflt›rmak ve sürdürülebilirli¤ini
sa¤lamaya yönelik olarak bölgesel
yenilikçilik ve yarat›c›l›k hareketini
desteklemektir.
Ermaksan Makine’nin ana
sponsorlu¤unda düzenlenen ‘5.
Bursa Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k
Sempozyumu’ da, çarp›c› baflar›lar›n
hayata geçirilebildi¤ini gösteren
örneklerin toplumda tan›t›lmas›n›n
yan› s›ra, sürdürülebilir baflar›n›n
do¤ru iflleyen bir sürecin
tan›mlanmas› ve iflletilmesiyle garanti
edilebilece¤ini de ortaya koymay›
hedefledi.
Sürdürülebilir büyüme çok önemli
Sempozyumun aç›l›fl konuflmas›n›
Yenileflim
Zirvesi
becerilere sahip ve s›ra d›fl› ürün
üreten ülkelerle rekabet etmeye
çabalamas› sürdürülemez boyuttad›r.
Dolay›s›yla bulundu¤umuz noktada
iktisadi kalk›nmam›z›n içeri¤inde
rekabetçilik ve inovasyon ön plana
ç›k›yor. ‹novasyon kavram›, teknolojik
ve katma de¤erli ürünlerin
sanayimizde yer almas›n› amaçlad›¤›
gibi organizasyon ve kurumsall›k gibi
teknolojik olmayan alanlar› da
kaps›yor” dedi.
yapan BUS‹AD Yönetim Kurulu
Baflkan› Günal Baylan da,
sürdürülebilir büyümeye dikkat çekti.
“Sürdürülebilir büyüme; gelir
seviyesinin, geliflmifl ekonomilerin
seviyesine ç›kmas›, bu hareketin ülke
genelinde kabul görmesi ve yay›lmas›
ile mümkün olacakt›r” diyen Baylan,
özellikle enerji ve hammaddede d›fla
ba¤›ml› olan Türkiye’nin, cari a盤›n›n
finansman›n› da yurtd›fl›ndan gelecek
s›cak paran›n deste¤iyle sürdürmeye
çal›flt›¤›n› vurgulad›.
‘Ben niye düflünemedim?’
Toplumsal bir yenileflmeyi hedefleyen
çal›flmalar›n ‘sosyal inovasyon’ olarak
adland›r›ld›¤›n› belirten Baylan, bu
durumun genellikle; zihinsel bir çaba,
yarat›c›l›k disiplinleri gibi genifl bir
yelpazede ak›c›l›k ve esneklik
gerektirdi¤ini kaydetti. Baylan, “Ço¤u
zaman ‘Ben niye düflünemedim’ gibi
tatl› bir k›skançl›k veya ‘Ben bunu
nas›l gelifltirerek daha iyisini yapar›m’
düflüncesi; ülke ve bireylerin
kalk›nmas›nda anahtar olacak” diye
konufltu.
Üniversitede yenilikçilik bilinci
yükseliyor
Uluda¤ Üniversitesi Rektör Yard›mc›s›
Prof. Dr. Müfit Parlak da, giriflimcilik
ve yenilikçilik özelinde baz›
bölümlerde yan dallar açt›klar›n›,
buralarda e¤itim alan ö¤rencilerin
bunun faydas›n› mezun olduktan
sonra fazlas›yla görece¤ini anlatt›.
Üniversiteler aras› giriflimcilik ve
yenilikçilik s›ralamas›nda 19.’luktan
10.’lu¤a yükselen Uluda¤ Üniversitesi
için bunun yeterli olmad›¤›n› söyleyen
Parlak, “2015’te 40. kurulufl y›l›n›
kutlayacak olan Üniversitemiz yak›n
zamanda bu s›ralamada ilk befli
hedefliyor” dedi.
Baylan, “Bu durum; durgunluk, siyasi
ve politik risklerin etkileri ile birlikte
ekonomimizin k›r›lgan halde
seyretmesine sebep oluyor. Özellikle
bizim gibi geliflmekte olan, düflük
gelir-düflük ücret yap›s›ndaki
ülkelerin, teknoloji yo¤un, yüksek
15 Bak›fl 132
Su ve enerjide verimlilik çok önemli
Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan
‘Sosyal ‹novasyon’ konulu ana
oturumda, Coca-Cola Türkiye,
Kafkasya ve Orta Asya Bölgesi
Baflkan› Galya Frayman Molinas,
kat›l›mc›lara çok de¤erli bilgiler
aktard›. Dünyan›n pek çok bölgesinde
ve Türkiye’de gerçeklefltirdikleri s›ra
d›fl› sosyal inovasyon projelerinden
bahseden Molinas, temel
hedeflerinin; günden güne azalan su
ve enerji gibi kaynaklar›n daha çok
geri kazan›m› oldu¤unu vurgulad›.
Gelinen noktada ‘De¤iflen dünyay›
takip etmenin’, ‘Paydafllar›
dinlemenin’ ve ‘De¤er yaratman›n’
çok önemli hale geldi¤ini belirten
Molinas, “De¤iflim ve dönüflüm
noktalar›n› iflimizin bir parças› haline
getirmek zorunday›z. Önceden
sadece kazanç odakl› çal›flan ifl
dünyas› varken, bugün çok farkl› bir
noktaya gelindi. Art›k flirketlerimizin,
sadece hisse senetlerinin de¤erini
yükseltmekten ziyade uzun vadede
sürdürülebilir, insan ve do¤a odakl›
de¤er yaratmalar› flart” diye konufltu.
Sosyal inovasyonu Bursa yapamazsa
hiçbir kent yapamaz
Bursa’y› “Gerek ifl dünyas›nda,
gerekse kültür ve sanatta pek çok
lider yetifltiren kent” olarak tan›mlayan
Molinas, bu durumun art›k bir flekilde
sosyal inovasyona da ilham kayna¤›
olmas›n› diledi. Molinas, “Teknolojiyi
de sosyal inovasyonun içinde
düflünmelisiniz. Bunu Bursa
yapamazsa hiçbir kent yapamaz”
dedi.
Geliflen teknoloji ile birlikte sosyal
hayat›n de¤iflti¤ini, içinden geçilen
dinamiklerin ise çok ciddi endifleleri
beraberinde getirdi¤ini anlatan
Molinas, sürdürülebilir büyümede
devletlerden çok özel sektöre görev
düfltü¤ünü ifade etti. Ekonomik
faaliyetlerin, kaynaklar yok olmadan
sürdürülebilir k›l›nmas› gerekti¤ini
vurgulayan Molinas, bunu en baflta
tüketicilerin bekledi¤ini anlatt›.
Sosyal projelerimiz dünyada bize itibar
kazand›r›yor.
Dünyada 200’den fazla ülkede
operasyon yürüten Coca Cola için
sosyal inovasyonun, ‘Dünya çap›nda
iyi fikirlerin hayata geçirilmesi, sosyal
16 Bak›fl 132
ve çevresel sorunlar›n çözümüne
katk› sa¤lamak’ anlam›na geldi¤ini
belirten Molinas konuflmas›n›, bu
çerçevede yapt›klar› çok çarp›c›
örnekleri aktararak sürdürdü.
Molinas, “Büyük bir depremle sars›lan
ve sosyal bir çöküntü yaflayan
Haiti’de en az›ndan mango
üreticilerini aya¤a kald›rabilmek için
Adwalla markas›yla Haiti Hope ismini
verdi¤imiz bir meyve suyu ç›kard›k.
Bu flekilde en az 25 bin mango
üreticisine destek verdi¤imizi
söyleyebilirim.
yerlere ulaflmak için de kullan›yoruz.
Bu tarz sosyal projeler bizim
toplumda itibar kazanmam›z› sa¤l›yor.
Yine, her alanda enerjiye ihtiyaç
duyan Hindistan’da çok önemli bir
sosyal inovasyon projesini hayata
geçirdik. Oradaki bilim adamlar› ve
kendi Ar-Ge ekibimizle birlikte günefl
enerjisiyle çal›flan so¤utucu dizayn
ettik ve kullan›ma sunduk. Ço¤u insan
bu sistemi evlerine de kurmaya
bafllad›. Dolay›s›yla ayd›nlatma,
yemek piflirme ve so¤utucu için
gerekli olan enerji güneflten elde
edilmeye bafllad›.
Coca Cola olarak dünyada en yayg›n
da¤›t›m a¤›na sahip flirketiz. Biz bu
da¤›t›m a¤›m›z›, 2009 y›l›ndan bu
yana birlikte çal›flt›¤›m›z vak›fla birlikte
özellikle Afrika’da ilaç bekleyen
Afrika’n›n baz› bölgelerinde ise
arsenikli suyu bile içilebilecek kadar
temizleyen teknolojiler gelifltiriyoruz.
Kenya, Ruanda, Tanzanya, Etiyopya
ve Gana’da hayata geçirdi¤imiz ve
Yenileflim
Zirvesi
Ekocenter ad›n› verdi¤imiz sosyal
merkezlerde de bu projelerimizi
birlefltiriyoruz. Yani so¤utucumuzu
kullanan, ilaç ve temiz su da¤›tan
kanallar oluflturuyoruz. Buralarda da
ço¤unlukla kad›nlar çal›fl›yor. 2020
y›l›na kadar 5 milyon kad›n› ifl hayat›na
kazand›rmak hedefimiz de var. Bu
y›lsonu itibariyle 700 bin kad›na
ulaflm›fl olaca¤›z. Dolay›s›yla Coca
Cola olarak global gücümüzü bu
flekilde dünya geneline yaymay›
uygun görüyoruz” dedi.
Kulland›¤›m›z suya eflde¤er suyu do¤aya
geri kazand›r›yoruz
Türkiye genelinde de birçok sosyal
inovasyon projesini hayata
geçirdiklerini belirten Molinas,
özellikle Hayata Art› program› ile
500’den fazla genci sivil toplum
dünyas›na kazand›rd›klar›n› ifade etti.
Özellikle su verimlili¤ine çok büyük
önem verdiklerinin alt›n› çizen
Molinas, 2020 y›l›na kadar,
ürünlerinde kulland›klar› suya
eflde¤er miktar suyu do¤aya geri
kazand›rma sözü verdiklerini kaydetti.
Molinas, “Ç›k D›flar›ya Oynayal›m
projemizle de, oyunu müfredat›n bir
parças› yapt›k. Okul bahçelerini oyun
sahas› haline getirerek bir milyon
çocu¤umuzun daha fazla hareket
etmesini sa¤l›yoruz” diye konufltu.
içinde, Pisa E¤itim Testi’nde ne yaz›k
ki çok gerilerde kald›¤›na iflaret etti.
Ifl›klar Askeri Hava Lisesi’nin hedefi
büyük
Sunumunda, kendilerine, “Dünyan›n
en iyi lisesi olmak” vizyonunu
belirlediklerini anlatan Rahim Sar› ise,
çal›flmalar›n› ve projelerini bu misyon
çerçevesinde flekillendirdiklerini
kaydetti. Sar›, “Süreç odakl› yaklafl›m
kapsam›nda ö¤renci ve
personelimize; inisiyatif verme, zaman
yönetimi, kat›l›m, içtenlik-aç›kl›k ve
kararl›l›k ile baflar›y› elde etti¤imizi
söyleyebilirim. ‘‹fl olsun’ diye bir fley
yapmad›k, yapmay›z. E¤itimde elde
etti¤imiz baflar›da en önemli
‘E¤itimde ezber bozmak’
Molinas’›n sunumunun ard›ndan,
Neriman Bale Okulu Ö¤retmeni
Canan fiahin’in, ‘Türk Motifleriyle Bale
Gösterisi’ kat›l›mc›lar›n büyük
be¤enisini kazand›. Sempozyumun
ikinci oturumunda ise, ‘E¤itimde
Ezber Bozmak’ konusu masaya
yat›r›ld›. Tofafl Stratejik Yönetim ve ‹fl
Gelifltirme Direktörü Ahmet Altekin’in
moderatörlü¤ünü yapt›¤› oturumda,
Sabanc› Üniversitesi E¤itim Reformu
Giriflimi Direktörü Batuhan Aydagül,
Ifl›klar Askeri Hava Lisesi Yabanc› Dil
Bölüm Baflkan› Dr. Hava Ö¤retmen
Albay Rahim Sar› ile Tofafl ‹nsan
Kaynaklar› Direktörü Burhan Çak›r
birer sunum yapt›lar.
Türkiye’de herkesin ve her kesimin
flikayet etti¤i temel sorunlardan
birisinin ‘ezberci e¤itim sistemi’
oldu¤unu söyleyen Ahmet Altekin,
2023 y›l›nda dünyan›n en büyük 10
ekonomisi içinde yer alma hedefi
bulunan Türkiye’nin, OECD ülkeleri
17 Bak›fl 132
unsurlardan birisi de kararl›l›kt›r.
Bundan ve temel ahlaki
de¤erlerimizden ise kesinlikle taviz
vermeyiz” dedi.
Etkili bir e¤itim için, ‘Bire bir e¤itim,
akademik koçluk-mentorluk,
gözetmensiz s›nav uygulamalar› ile
mikro ö¤retim uygulamas›’n›n
önemine iflaret eden Sar›, üniversite
s›nav› stresi olmayan bir okulda e¤itim
yapman›n kendilerine daha fazla
sorumluluk yükledi¤ini kaydetti.
Ö¤rencilerinin ulusal ve uluslararas›
pek çok projede baflar›lar elde etti¤ini
belirten Sar›, “Ülkemizi dört y›ld›r
uluslararas› bilim fuarlar›nda temsil
ediyoruz, fliir ve spor yar›flmalar›na
kat›l›yoruz. Felsefe Olimpiyatlar›’nda
da ülkemizi yine bizim ö¤rencimiz
temsil edecek. Ayr›ca Robot Kulübü
kurduk ve bu alanda da dereceler
elde ettik” diye konufltu.
Tofafl Akademi çok özel bir e¤itim
sistemi…
2010 y›l›nda kurulan ve insan
kaynaklar› sistemini yeniden ele al›p,
bütünsel bir model uygulayan Tofafl
Akademi ile ilgili detayl› bilgi veren
Burhan Çak›r da, ezber bozan e¤itim
sistemlerinden çarp›c› bölümler
aktard›. E¤itimlerini düz anlat›mdan
ç›kar›p, ifl sonuçlar›na etki edecek,
uzun süreli olarak ak›lda kalacak,
ö¤retilenleri al›flkanl›k haline getirecek
ve uluslararas› standartlarda
geçerlili¤i olacak flekilde
planlad›klar›n›n alt›n› çizen Çak›r,
“Örne¤in iç e¤itmenlik modeli ile
Tofafl ve çal›flanlar›m›z ne kazand›?
Kaybedeni olmayan bu süreçte,
Tofafl’›n bilgili birikimiyle oluflmufl
konular›n› kurumsal haf›zaya
kazand›rd›k. Daha Tofafl’a özel, daha
kaliteli ve daha fazla e¤itim içerikleri
oluflturduk. Maliyet tasarrufu ile
çal›flanlar›m›z›n manevi tatmini
geliflimini sa¤lad›k. Tofafl Akademi;
çal›flanlar›, bayileri, tedarikçileri,
ö¤renciler, aileler, sektörel iflbirlikleri
ve üniversite iflbirlikleri
gerçeklefltiriyor” dedi.
2010 y›l›ndan bu yana Tofafl Akademi
sayesinde; 160 iç e¤itmen
yetifltirdiklerini, 178 konu uzman›n›n
126 kitap, 100 bilgilendirme
doküman› yazd›¤›n› ve
kütüphanelerinde 2 bin 500’den fazla
18 Bak›fl 132
kaynak yer ald›¤›n› da vurgulayan
Çak›r, Çal›flan Ba¤l›l›¤› anketine
yans›yan memnuniyet oran›n›n da
yüzde 90’a ulaflt›¤›n› kaydetti.
Çak›r, “Akademi’ye kat›l›mc›l›¤› bütün
tedarik zinciri ve paydafllar›m›zla
sa¤lad›k ve bunu gönüllülük esas›yla
yapt›k. Gönüllü olanlar› da takdir ettik.
Akademi ile Tofafl’›n kurumsal
haf›zas›n› oluflturmak üzere uzmanl›k
konular›nda bilgi ve deneyimleri kal›c›
hale getiren gönüllü bir yap›y›
baflar›yla devam ettiriyoruz” diye
konufltu.
‘Okul flart m›?’
Gençlere hep baflar›lar› anlatmaktan
ziyade, baflar›s›zl›klardan baflar›ya
giden yolu anlatman›n çok daha
önemli fikirler verebilece¤ine de¤inen
Batuhan Aydagül ise, 20. yüzy›lda
ekonomik ve siyasi gerçekler üzerine
kurulu bir e¤itim sistemi oldu¤unu
belirtti. Bugün okullarda verilen
e¤itimin, insanlar›n de¤iflim h›z›na
ayak uyduramad›¤›n› anlatan
Aydagül, dolay›s›yla akla ‘Okul flart
m›?’ sorusunun geldi¤ini vurgulad›.
Dünyada geliflen teknolojiyle birlikte
kitlelere aç›k ve çok da verimli
kurslar›n meydana geldi¤ini belirten
Aydagül flöyle devam etti: “Ayr›ca
e¤itimde hibrid modeller de var.
Lisedeki yüz yüze e¤itim ile
internetteki e¤itimlerin
birlefltirilmesiyle farkl› baflar› modelleri
oluflabilir. Son dönemde okulunu terk
ederek ifl hayat›nda baflar›l› olan pek
çok insan›n öyküsünü dinliyoruz.
Liseden itibaren okula gitmeyerek
Yenileflim
Zirvesi
hayattan elde edileceklerin çekicili¤i,
okulun çekicili¤i azald›¤› için art›yor.
Öte yandan, yeni meslek liseleri
kurmaktan ziyade, mesleki beceri
e¤itimini nas›l daha iyi yapabiliriz
bunu sorgulamal›y›z. Sanayinin yüzde
30, hizmet sektörünün ise yüzde 70
istihdam sa¤lad›¤› bir ortamda sanayi
ile ilgili meslek liselerine ne kadar
çok ihtiyaç oldu¤u düflünülmeli.
Mevcut durumda hizmet sektörüne
yönelik becerilerin her okulda
verilebildi¤ini görüyoruz. Okul flart,
ancak hiçbir zaman tekel olmayacak.
Ülkemizde mesleki e¤itim ne kadar
iyi olursa olsun, o kurumlarda yetiflen
insanlar›m›z sanayide kaynakç› olmak
yerine AVM’de güvenlik eleman›
olmay› tercih ediyorsa bu iflin sonu
yok demektir.”
Hata yapma lüksümüz de olmal›
“Bizim yar›n›m›z olacaksa mutlaka
e¤itimde yenilikçilik yapmal›y›z” diyen
Aydagül, bunun için de Ar-Ge’nin
önemine dikkat çekti. Aydagül, “ArGe yapmadan inovasyon yapma
gelece¤ine inanan bir toplum olmaya
gidiyoruz. Fakat bize, denemeyan›lma ö¤retir. Buradan
ö¤rendiklerimizle daha iyiye
gidebiliriz. Bizde baflar›s›zl›¤a prim
verilmiyor ancak baflar›s›zl›k da çok
de¤erlidir. Ar-Ge ve inovasyonda çok
ileri giden ülkelerde flöyle söylenir:
‘Bu iflte baflar›s›z olmama, hata
yapmama lüksümüz yok.’ Dolay›s›yla
Ar-Ge kültüründe baflar›s›zl›¤› da
baflar› kadar de¤erlendirebilmeliyiz”
dedi.
19 Bak›fl 132
BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu
ekonominin gelece¤ine ›fl›k tuttu
BUS‹AD Yüksek Dan›flma Kurulu,
Aral›k 2014’te yay›nlad›¤›
bildiride, Türkiye ekonomisinin
2015 y›l›nda istenen seviyeye
ulaflabilmesi için yap›lmas›
gerekenleri ortaya koydu. Söz
konusu bildiride; mevcut durum
analizinin yan› s›ra, lokomotif
sektörlere de genel bir bak›fl
yap›ld›.
ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar›
Derne¤i’nin (BUS‹AD) Oya Yöney
Baflkanl›¤›ndaki Yüksek Dan›flma
Kurulu, makroekonomi ile lokomotif
sektörlere yönelik mevcut durum
analizi yapt›.
B
2014 y›l›n›n de¤erlendirmesi ve 2015
y›l›ndan beklentileri de içeren BUS‹AD
YDK Bildirisi’nde; Türkiye, dünya ve
bölgedeki siyasi-ekonomik geliflmeler
paralelinde yap›lmas› gerekenler
ifade edildi.
Gerek sosyal, gerekse ekonomik
hayatta refah seviyesinin yükseltilmesi
için yap›sal reformlar baflta olmak
üzere mesleki e¤itim, tasarruf
oranlar›n›n yükseltilmesi, do¤rudan
20 Bak›fl 132
yabanc› sermayenin çekilebilmesi
gibi önemli konularda hayata
geçirilmesi gereken önlemlerin yan›
s›ra öneriler de bildiride yer ald›. ‹flte
BUS‹AD YDK Bildirisi’nin tam metni…
BUS‹AD YÜKSEK DANIfiMA
KURULU B‹LD‹R‹S‹…
DÜNYA EKONOM‹S‹
15-16 Kas›m 2014 tarihlerinde
Avustralya’da toplanan G-20 Liderler
Zirvesi, küresel ekonomik büyümenin
zay›fl›¤› ile ülkeler aras›nda gelirin
dengesiz da¤›ld›¤› üzerinde durdu.
Bu durum, geliflmifl ülkelerde uzun
sürebilecek bir ‘düzenli durgunluk’
(secular stagnation) ve düflük
büyüme dönemini iflaret etmekte,
geliflmekte olan ülkelerin de
potansiyelin alt›nda büyüme ile karfl›
karfl›ya olduklar›n› ortaya
koymaktad›r.
ABD ekonomisinde gözlenen iyileflme
karfl›s›nda FED’in Ekim 2014’te
parasal genifllemeyi sonland›rd›¤› ve
2015 y›l›nda para politikas›n›
normallefltirece¤i (faiz art›r›m›na
gidece¤i) görülmektedir. Euro
alan›nda ise parasal genifllemeye
yönelik at›lan ad›mlara ra¤men,
bankac›l›k sektöründeki sorunlar›n
sürmesi, yüksek kamu borçlar› ve
yüksek iflsizlik deflasyonist e¤ilimleri
güçlendirerek iktisadi faaliyetteki
toparlanmay› olumsuz etkilemektedir.
Geliflmekte olan ülkeler aç›s›ndan
yap›labilecek en önemli tespit,
önümüzdeki süreçte büyüme
performans›n›n geçmiflteki gibi
yüksek düzeylerde olmayaca¤›n›n
BUS‹AD Yüksek
Dan›flma Kurulu
anlafl›lmas›d›r. Bu ba¤lamda, söz
konusu ülkeler aras›nda küresel
dengelenme sürecine yönelik uygun
politika bileflimlerini tasarlayan ve
yap›sal sorunlar›na iliflkin politikalar
üreten ülkelerin pozitif olarak
ayr›flabilece¤ini belirtmek
gerekmektedir.
TÜRK‹YE EKONOM‹S‹
Türkiye ekonomisi için 2014 y›l›, iç
talebin zay›fl›¤› karfl›s›nda büyümenin
ihracat›n deste¤iyle gerçekleflti¤i bir
y›l olarak sonlanmaktad›r. Dünya
ekonomisinin düzenli durgunluk
sürecine girdi¤i bir konjonktürde,
Türkiye ekonomisinin önündeki en
temel sorun, potansiyelin alt›nda bir
büyüme trendi ile karfl› karfl›ya
bulunulmas› olarak görülmektedir.
Büyüme ve ‹stihdam
Türkiye ekonomisi, 2014 y›l›n›n
üçüncü çeyre¤inde tar›m
sektöründeki olumsuz performans›n
da etkisiyle bir önceki y›l›n ayn›
dönemine göre yüzde 1.7 ile
beklentilerin oldukça alt›nda bir
büyüme performans› sergilemifltir.
Bu çerçevede 2014 y›lsonu
büyümesinin yüzde 3 düzeyini
aflmayaca¤› görülmektedir.
Mevsim etkilerinden ar›nd›r›lm›fl
iflgücü verilerine göre ise; tar›m d›fl›
iflsizlik, Eylül 2014 döneminde bir
önceki döneme k›yasla yüzde 0,3
puan artarak 12,8 seviyesine
yükselmifltir. Temmuz 2014 itibariyle
yüksek ö¤retim mezunu gençlerin
iflsizlik oran› yüzde 29.3, lise ve dengi
okul mezunu gençlerin iflsizlik oran›
ise yüzde 20.2 olarak gerçekleflti. Bu
sebeple, e¤itim sistemiyle ilgili
reformlara ihtiyac›m›z var. Teknik,
ça¤dafl ve araflt›rmac› e¤itimin yolu
aç›lmal›. Toplumsal refah› art›rman›n
ilk koflulu ise iflsizli¤i düflürmekten
geçiyor.
Enflasyon ve Para Politikas›
Kas›m 2014 itibariyle TÜFE yüzde
0.18 olarak gerçekleflmifl ve y›ll›k
enflasyon yüzde 9.15 düzeyine
ulaflm›flt›r. 2014 y›l› sonunda yüzde
9 civar›nda gerçekleflmesi beklenen
enflasyonun, yüzde 5 olan 2014 y›l›
hedefinin oldukça üzerinde
gerçekleflece¤i görülmektedir.
Enflasyonun uzun süredir yüzde 5
olarak benimsenen hedefe bir türlü
yak›nlaflamamas›, sorunun yap›sal
bir niteli¤e büründü¤ünü, ekonominin
rekabetçili¤i ve verimlilik düzeyi ile
iliflkili oldu¤unu ortaya koymaktad›r.
Geliflmifl ülke merkez bankalar›n›n
zay›f küresel talep karfl›s›nda gevflek
para politikas› uygulamalar›n› belirli
bir süre daha sürdürmesinin de
etkisiyle, Merkez Bankas›’n›n 2015
y›l› için faiz indirimine yönelik manevra
imkân› oldu¤u görülmektedir. Fakat
piyasa koflullar›nda belirlenmesi
gereken faizin, hiçbir zaman siyasete
alet edilmemesi gerekiyor.
D›fl Ticaret ve Cari Denge
T‹M’in aç›klad›¤› Kas›m ay›na ait
ihracat verileri, geçen y›l›n ayn› ay›na
göre ihracatta yüzde 6.4 düzeyinde
bir azal›fl›n oldu¤unu ve toplam olarak
Ekim ay›na ait 12.9 milyar dolarl›k
düzey korunsa da Ekim 2013’ten bu
yana ihracat›n ilk kez düfltü¤ünü
gösteriyor.
Cari aç›k ise y›l›n ilk 10 ayl›k dönemi
itibariyle yüzde 36,8 oran›nda
azalarak 33,1 milyar dolara
gerilerken, 12 ayl›k kümülatif cari aç›k
son 4 y›l›n en düflük seviyesi olan
45,7 milyar dolar düzeyine inmifltir.
Kurdaki de¤er kayb›n›n do¤urdu¤u
fiyat rekabeti avantaj›n›n 2014 y›l›n›n
ikinci yar›s›ndan itibaren azalmas› ve
Euro alan›ndaki deflasyonist
e¤ilimlerin güçlenmesi, Rusya
pazar›nda y›l›n sonuna do¤ru
meydana gelen türbülans ve
Ortado¤u pazar›nda varl›¤›n›
sürdüren jeopolitik riskler 2015
y›l›nda, 2014 y›l› ihracat
performans›n›n alt›nda kal›naca¤›na
iflaret etmektedir.
21 Bak›fl 132
2015 YILINA ‹L‹fiK‹N BEKLENT‹LER
Türkiye ekonomisinin 2014 y›l›
makroekonomik performans›,
sermaye giriflleri arac›l›¤›yla s›cak
paraya dayal› büyüme modelinin
s›n›ra dayand›¤›n› göstermektedir.
Burada as›l sorunun, sanayinin üretim
yap›s› ve mevcut tasarruf düzeylerinin
düflüklü¤ü oldu¤unu belirtmek
gerekir. Bu nedenle, dünya
ekonomisinin düflük büyüyece¤i ve
FED’in faiz art›r›mlar›n›n global
likiditeyi daraltaca¤› bir konjonktürde,
Türkiye ekonomisi için 10. Kalk›nma
Plan›’nda yer alan yap›sal önlemlerin
uygulamaya konulmas› ve ülke içi
tasarruf düzeyinin art›r›lmas›na yönelik
politikalar›n önem kazand›¤›
görüflündeyiz.
Türkiye ekonomisinin makroekonomik
performans› aç›s›ndan 2015 y›l›n›n
kolay bir y›l olmayaca¤›
görülmektedir. Bafll›ca ihracat
pazarlar›ndaki geliflmelerin ihracat
performans›n› olumsuz etkilemesi
karfl›s›nda petrol fiyatlar›ndaki
gerilemenin cari a盤› ve enflasyonu
olumlu etkileyece¤ini söylemek
mümkündür. Bununla birlikte, FED
faiz art›r›m›n› 2015 ortas›ndan itibaren
düflük dozda ve zamana yayarak
gerçeklefltirece¤ini belirtse de faiz
art›r›m›na ba¤l› olarak d›fl finansman
koflullar›nda daralma ve kur
de¤iflmelerini dikkate almak
gerekmektedir.
Dünya ekonomisinin ve geliflmifl ülke
merkez bankalar›n›n yukar›da çizilen
çerçeve dahilinde hareket edece¤i
ve Türkiye’ye yönelik risk
alg›lamas›n›n mevcut görünümünü
korudu¤u varsay›m›yla, temel
makroekonomik büyüklüklere iliflkin
2015 tahminleri yandaki tabloda
sunulmaktad›r:
22 Bak›fl 132
%
Büyüme
Enflasyon
‹flsizlik
Cari denge
2009
-4.8
6.5
13.1
-2.0
2010
9.2
6.4
11.1
-6.2
2011
8.8
10.4
9.1
-9.7
2012
2.1
6.2
8.4
-6.1
2013
4.1
7.4
9.0
-7.9
2014*
2.8
9.0
10.5
-5.8
2015*
2.5- 3.0
7.5- 8.0
1 0.5
-4.5- 5.0
* Tahmin
SEKTÖREL DE⁄ERLEND‹RME
OTOMOT‹V
Otomobile bak›ld›¤›nda Kas›m 2014
itibariyle üretim bir önceki y›la göre
yüzde 1 artarak 1,049,852 adet oldu.
Üretilen araçlar›n yüzde 76’s› ihraç
edilmifl olup, iç pazar sat›fllar› ise
ikinci yar›da toparlanmas›na ra¤men
bir önceki y›la göre yüzde 14 düfltü.
Sat›lan otomobil say›s› 656,493 adettir
ve bunun yüzde 66’s› ithaldir. Aral›k
ay›nda yo¤un kampanyalarla
sat›fllar›n biraz daha artmas›
beklenmektedir.
Uluda¤ Otomotiv Endüstrisi
‹hracatç›lar› Birli¤i verilerine göre,
sektör ihracat› y›l›n 11 ayl›k
döneminde, bir önceki y›la k›yasla
sadece yüzde 2,62 art›flla 17 milyar
968.9 milyon dolar olarak
gerçekleflmifl, 11 ayl›k araç
ihracat›m›z ise bir önceki y›la göre
adetsel olarak yüzde 5 artm›flt›r.
Otomotiv sektörü aç›s›ndan Türkiye,
önemli bir üretim üssü ve ihracat›n
yüzde 80’i AB pazar›na yap›l›yor.
2015 y›l› için AB pazar›ndaki daralma,
mevcut ihracat görünümünü olumsuz
etkileyebilir. 2014 y›l›nda AB otomobil
pazar› 2013’e göre yüzde 6, ticari
araç pazar› ise yüzde 10 büyümüfltür.
Türkiye’nin gerek Uzakdo¤u
pazar›ndan Avrupa’ya girmeyi
düflünenler, gerekse BRIC ülkelerinin
AB pazar›na girmeleri için önemli bir
girifl kap›s› oldu¤unu ve üretim üssü
olarak bir f›rsat penceresine sahip
oldu¤unu belirtmek gerekir.
2014 y›l›n›n 11 ayl›k rakamlar› ile ifade
etmek gerekirse; Türkiye ekonomisine
18 milyar dolar civar›nda ihracat geliri
sa¤layan otomotiv sektörünün iç
talepten de beslenmesi, global
ekonominin yarataca¤› olas› riskleri
minimuma indirecektir. ‹ç pazardaki
sat›fllar›n ivmelenmesi için sektörün
üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi
gereklili¤i ortadad›r. Ayn› zamanda
kamu kurumlar›nda kullan›lan
araçlar›n iç piyasada üretilen araçlar
olmas› da sektöre canl›l›k getirecektir.
Ülkemizdeki üreticilerin yeni model
yat›r›mlar› ile AR-GE harcamalar›n›n
artt›¤›n› göz önüne ald›¤›m›zda,
ortakl›klar›n ‘stratejik ortakl›¤a’ geçifl
sürecinde oldu¤unu, komflu
co¤rafyalarda yaflanan siyasi ve
ekonomik s›k›nt›lar›n ise tehdit
oluflturdu¤unu görmekteyiz.
BUS‹AD Yüksek
Dan›flma Kurulu
Tekstil sektöründe moda ve markaya
yönelerek, daha yüksek katma de¤erli
üretim yap›lmas›n› önemli bir ad›m
olarak görmekteyiz. Bu nedenle
teknik tekstile a¤›rl›k verilmesinin alt›n›
bir kez daha çiziyoruz.
planlad›klar› büyük konut projeleri
nedeniyle 2013 y›l› itibariyle kentimiz
de inflaat sektöründe h›zl› bir büyüme
içine girdi. Bu büyümeden hem yap›
malzeme sektörü hem de müteahhit
firmalar olumlu yönde etkilendi.
Sektördeki büyüme beklentisi, hem
yap› malzeme markalar› hem de
ulusal boyutlu inflaat firmalar› için
Bursa’y› hedef pazar haline getirdi.
‹NfiAAT
MAK‹NE
zemine oturtulmas› halinde bu sektör,
ülke ekonomisine daha uzun y›llar
hizmet edecektir.
TEKST‹L- KONFEKS‹YON- HAZIR G‹Y‹M
AB ülkeleri halen Türk tekstil ve
konfeksiyon sektörünün ana pazar›
olmaya devam ediyor. Tekstil
ihracat›n›n yüzde 50’si, konfeksiyon
ihracat›n›n ise yüzde 82’si AB
ülkelerine yap›l›yor. 2013 y›l›na göre
tekstil ihracat›m›z yüzde 8,
konfeksiyon ihracat›m›z ise yüzde 14
artt›. Sa¤lanan art›fllar konfeksiyonda;
Almanya, Birleflik Krall›k, ‹spanya ve
Ortado¤u ülkelerinde, tekstilde ise
Bulgaristan, Polonya, Hollanda ve
‹spanya’da gerçekleflti.
AB ülkelerindeki finansal, Rusya ve
Ortado¤u’da ise politik istikrars›zl›klar
maalesef Türkiye’nin ana ihracat
pazar› olan bu bölgelerde sat›fl kayb›
yaflanmas›na sebep oluyor. Sadece
Rusya’da; Avrupa’ya uygulad›klar›
önleyici tedbirlerden dolay›, f›rsat›
Türk tekstilcisi de¤erlendirebilir. ‹ç
piyasa ise, düflük büyüme
rakamlardan dolay›, önümüzdeki y›l
da çok pozitif görünmüyor.
Tekstil ve konfeksiyon hala,
Türkiye’nin en büyük ihracatç›
sektörü olma konumunu sürdürüyor.
Sektörün en temel sorunu; küçük ve
orta ölçekli iflletme a¤›rl›kl›
olundu¤undan, kurumsal yönetime
geçilememesi… Bunun sonucunda,
yüksek kay›t d›fl›l›k, haks›z rekabeti
körüklüyor. Ayn› zamanda AR-GE
yat›r›mlar›n›n geliflimi de bu flekilde
engellenmifl oluyor. Konfeksiyon
sektörü için son dönemde ciddi bir
iflsizlikten bahsedebiliriz.
Sektörde ciddi oranda bilgi ve
deneyim birikimi olmas›na karfl›n kay›t
d›fl›l›k; genç neslin bu ifl dal›nda
kariyer planlamas› yapmas›n›n da
önünde engel… ‹stihdam flartlar› ile
çal›flma hukukunun daha olumlu bir
Türkiye ekonomisi 2014 y›l›n›n ilk
yar›s›nda yüzde 3,3 büyürken, Türk
Yap› Sektörü Raporu’na göre,
ekonominin lokomotiflerinden inflaat
sektörü söz konusu dönemde yüzde
3,8 büyüdü. Y›l›n tamam›nda inflaat
sektörünün yüzde 3,5-4,0, yap›
malzemeleri sanayi üretiminin yüzde
5,0, yap› malzemeleri iç pazar›n›n ise
yüzde 10-12 aras›nda büyümesi
öngörülüyor.
Son dönemde art›fl e¤ilimine giren
konut kredisi faizleri, konut
sat›fllar›ndaki oran› bir önceki y›la
göre geriletse de, yeni projelere
bafllama ifltah› sürdü ve alt› ayl›k
süreçte al›nan yeni konut yap› ruhsat›
say›s› art›fl gösterdi. Otel, ofis, ticaret
binalar› ile sanayi-depo binalar›n›n
tamam›nda, al›nan yap›
ruhsatlar›ndaki önemli art›fl oran› da
dikkat çekti.
2013 y›l›nda ülke genelinde yüzde
10 büyüyen haz›r beton sektörü ile
ilgili olarak, 2014 y›l›nda da yüzde
10 büyüme hedefledi. Bu büyüme
beklentisinde en önemli etken,
hükümetin hayata geçirdi¤i kentsel
dönüflüm hareketi oldu.
Öte yandan; otoban, h›zl› tren,
teleferik, BursaRay, turistik tesis
yat›r›mlar›, stadyum ve ulusal boyutlu
inflaat firmalar›n›n Bursa için
Türkiye’nin genel makine sektör
ihracat›n›n 2014 y›lsonu itibariyle 13.1
milyar dolar, 2015 y›l›nda ise 14.3
milyar dolar olmas› bekleniyor.
Sektörün, genel ülke ihracat›ndaki
pay›n›n da 2014’te yüzde 7.52,
gelecek y›l ise yüzde 8.21 olmas›
öngörülüyor.
Makine sektörü aç›s›ndan önemli bir
sorun, ikinci el makine ithalat›n›n yerli
makine üreticisinin büyümesine engel
oluflturmas› olarak karfl›m›za ç›k›yor.
5-10 y›ll›k makinelerin yeni teknolojiye
karfl› yurtd›fl›nda fiyat›n›n çok düflmesi
ve kullan›lmayan makinelerin özellikle
Avrupa’da birikmesi, yerli al›c› için
bir f›rsat gibi gözükse de, eski
teknolojinin getirdi¤i dezavantajlar
ve yedek parça, servis hizmetleri için
d›fla ba¤›ml›l›¤›n devam etmesi, karl›
görünen bu al›flverifli, ülke ve
sanayicimiz için kal›c› zarar veren
bir yat›r›ma dönüfltürebiliyor.
Bu nedenle, yerli makine üretimini
teflvik etmek aç›s›ndan ikinci el
makine ithalat›n›n önüne geçilmesi,
sektörün en önemli beklentisi olarak
de¤erlendiriliyor. Ayr›ca, makine
yat›r›mlar›n›n bölge fark›
gözetmeksizin yat›r›m teflvik
program›na al›nmas› ve teflvikten
yararland›r›lmas›n›n gerek katma
de¤er üretimine gerekse ileri teknoloji
üretimi için önemli bir ivme etkisi
yarataca¤›n› düflünüyoruz
23 Bak›fl 132
azal›fl› ifade ediyor. Bu y›l yabanc›
turist art›fl›nda istedi¤i performans›
yakalayamayan Bursa, 2014 y›l›nda
yerli turist say›s›nda da yüzde 10’luk
bir düflüfl yaflad›. 2015 y›l› için
Ortado¤u’dan Bursa’ya gelen turist
say›s›nda bir art›fl olaca¤› da
öngörülüyor.
TARIM
Bursa’dan yap›lan yafl meyve sebze
ihracat›ndaki azal›flla birlikte, yaflanan
dönemsel geliflmelerin de ihracatç›y›
olumsuz etkilemeye bafllad›¤›
görülüyor. AB üyesi ülkeler ve
ABD’nin Rusya’ya uygulad›¤›
yapt›r›mlar›n ard›ndan rublenin önemli
ölçüde de¤er kaybetmesinin
ihracat›m›z üzerinde ciddi olumsuz
etkileri olaca¤›n› öngörüyoruz.
Tar›ma dayal› sanayi, özellikle Bursa
gibi verimli topraklara sahip bir kentte,
bu ifl kolunda faaliyet gösteren büyük
ihracatç› kurulufllarla birlikte önemini
her geçen gün art›r›yor. Sektör olarak
yüzde 100 döviz girdisi sa¤layan
tar›ma dayal› sanayinin, Türkiye’nin
cari a盤›n› azaltmak için önemli
potansiyele sahip bir f›rsat penceresi
oldu¤unu düflünüyoruz.
TUR‹ZM
TÜ‹K verilerine göre, 2014 y›l›n›n ilk
8 ayl›k döneminde elde edilen turizm
geliri, bir önceki y›la oranla yüzde 10
artarak 28 milyar dolara ulaflt›. Y›lsonu
itibariyle 36 milyon ziyaretçi ve 34
milyar dolar turizm geliri bekleniyor.
Bölgedeki jeopolitik geliflmelere
ra¤men talepte afl›r› bir daralma
yaflanmad›¤›, buna karfl›n Ruble’deki
de¤er kayb›n›n sürmesi halinde Rus
turist say›s›n›n önümüzdeki dönem
azalaca¤› görülüyor. Turizm
sektöründe yat›r›mlar›n durdu¤unu,
özellikle bu alanda ‘merkez’
konumunda olan Antalya’da, önceki
dönemlerde yüzde 80’lerde olan
rezervasyonlar›n mevcut durumda
yüzde 20’lerde kald›¤›n› da
vurgulamak isteriz.
Bursa’n›n daha fazla turizm girdisi
sa¤layabilmesi için oda ve yatak
kapasitesini geniflletmenin yan›nda
kente önemli kongrelerin tafl›nmas›,
uluslararas› bilgi paylafl›m›na imkan
verecek organizasyonlar›n yap›lmas›,
yine uluslararas› boyutta fuarlar›n
yenilenmifl bir fuar alan›nda
gerçeklefltirilmesi h›zla hayata
geçirilebilecek önemli ad›mlard›r.
Sa¤l›k turizminin de bu çerçevede
yeniden yap›land›r›lmas›na ihtiyaç
vard›r. Yurt d›fl› örneklerde de oldu¤u
gibi sigorta sektörü ile sa¤l›k
turizminin ortak payda yaratabilece¤i
alanlar bulunmaktad›r.
B‹L‹fi‹M
Öte yandan, ‹l Kültür Turizm
Müdürlü¤ü verilerine göre, 2013’te
670 bin ziyaretçi a¤›rlayan Bursa için
Ekim ay› verileri, yaklafl›k 40 bin kiflilik
Biliflim sektörüne ve ifl hayat›na 2014
y›l›nda, devlet taraf›ndan zorunlu
olarak e-Fatura ve e-Defter
uygulamalar› dahil edildi. 2015 y›l›nda
bu alanlardaki sektörel ve cirosal
k›s›tlar geniflletilerek daha fazla
mükellefin bu uygulamalar› kullanmas›
sa¤lanacak. Ayn› flekilde e-Arfliv de
zorunlu olarak ifl hayat›na girecek.
Öte yandan, e-‹mza’n›n da,
yaflant›m›za daha fazla girece¤ini ve
baz› yerlerde kullan›m›n›n zorunlu
hale getirilece¤ini söyleyebiliriz.
Sektör aç›s›ndan, Kalk›nma
Bakanl›¤›’n›n aç›klad›¤› ‘2014-2018
Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem
Plan›’n› da olumlu de¤erlendirmek
gerekiyor.
10 Bak›fl
Bak›fl 132
131
24
BUS‹AD Yüksek
Dan›flma Kurulu
BEKLENT‹LER…
Türkiye’de yüzde 12 gibi çok düflük
tasarruf oran›yla yeni yat›r›mlar›
hayata geçirmek zor. Dolay›s›yla
özellikle do¤rudan yabanc›
yat›r›mlar›n önünü açmak için hukuki
düzenlemelerin AB standartlar›nda
ele al›nmas› ve yat›r›mc›lara yüzde
100 güven veren bir boyuta tafl›nmas›
gerekiyor. Yat›r›m ikliminin
iyilefltirilebilmesi için endüstriyel
tasar›m, fikri mülkiyet ve patent
ihlallerinde k›sa sürede sonuç almaya
imkan verecek hukuki çerçevenin
oluflturulmas› da önemli bir gereklilik.
Avrupa Birli¤i, Türkiye ekonomisinin
gelece¤i aç›s›ndan çok önemli. AB
ile iliflkilerimizin normal ve oldu¤u
dönemlerde ülkemizin do¤rudan
yabanc› yat›r›mlar› çekti¤ini
görüyoruz. Öte yandan, ilk etab› 15
milyon Euro’yu bulmas› planlanan
uluslararas› bir yat›r›m›n, Gümrük
Birli¤i’nden ç›k›lmas› yönünde yap›lan
tart›flmalar ve görüfllere ba¤l› olarak
oluflan belirsizlik nedeniyle
durduruldu¤unun aç›klanmas› da
üzerinde dikkatle durulmas› gereken
bir konu…
Ülkemizin ekonomiden ziyade, acil
çözüm bekleyen sosyal sorunlar› var.
Öte yandan, Türkiye ekonomisinin
potansiyel büyümesini yukar›
çekebilmek aç›s›ndan da sektörlere
yönelik politikalar büyük önem
tafl›maktad›r. Di¤er bir aç›dan,
sürdürülebilirli¤in sa¤lanmas›
kaynaklar›n etkin kullan›m› ile de
do¤rudan ilintilidir. Bunun için sanayi
envanterinin süratle ç›kar›lmas›
gerekiyor. Böylelikle yat›r›mlar
sektörlerin arz-talep dengesi
gözetilerek planlanabilecek,
kapasitesinin do¤ru planlanmas›yla
da kaynaklar›m›z›n çok daha isabetli
kullan›lmas› mümkün olacakt›r.
Sektörlerin dinamikleri yak›ndan takip
edilmeli ve de¤iflimlere hassasiyetleri
art›r›larak riskler dengelenmelidir.
Sanayimizin geliflmesi, daha fazla
katma de¤er yaratmas› ve rekabet
gücünün artmas› için AR-GE,
yenilikçilik ve yarat›c›l›k (inovasyon)
kapasitesinin art›r›lmas› daha çok
teflvik edilmelidir. Buna karfl›n, ARGE teflviklerinde son dönemde baz›
s›k›nt›lar›n yaflan›yor olmas›, bu
alanda da yeniden bir düzenlemeye
gidilmesi gerekti¤ini ortaya koyuyor.
Yap›sal sorunumuz olan cari a盤›n
azalt›lmas›n›n yan›nda, büyümenin
sürdürülebilir olmas›na katk›da
bulunacak 10. Kalk›nma Plan›
çerçevesinde tasarlanan politikalar›n
uygulamaya konulmas›n›n
gereklili¤ine de inan›yoruz. Bununla
birlikte, Aral›k ay›nda 19. Milli E¤itim
fiuras›’nda yap›lan tart›flmalar ve
ortaya konulan perspektiflerin, iktisadi
ve toplumsal aç›dan rekabet gücü
yüksek ekonomi hedeflerine uygun
bir çerçeve sunmad›¤› ve sanayinin
ihtiyaçlar›yla örtüflmedi¤i görülüyor.
Sanayinin katma de¤er üretebilmesi
için öncelikle kalifiye eleman temini
son derece önemli. Bu konuda,
Bursa’da uzun süredir yeni bir meslek
okulunun aç›lmamas›n›n önemli bir
eksiklik oldu¤unu görüyoruz.
‹ktisat politikalar›n›n do¤ru
tasarlanmas› ve uygulanmas›
yan›nda, ülkenin gelece¤i için e¤itime
yönelik ça¤dafl politikalar›n
tasarlanmas›n›n, yap›sal sorunlar›m›z
ve Türkiye ekonomisi için var olan
orta gelir tuza¤›na saplanmamam›z
aç›s›ndan kritik bir öneme sahip
oldu¤u gerçe¤inin en ön planda
tutulmas›n›n gere¤ine inan›yoruz.
Öte yandan, 2023 y›l› hedeflerine
ulaflabilmemiz aç›s›ndan OECD’nin
yapt›¤› Pisa E¤itim Testi s›ralamam›z
maalesef iç aç›c› gözükmüyor. Bu
nedenle e¤itim sistemimizin, baflta
Temel Bilimler olmak üzere Pisa
testinde ülkemizi daha yukar›lara
tafl›yacak bir çerçevede
düzenlenmesini de bekliyoruz.
25 Bak›fl 132
Baflkan
Yard›mc›s›ndan
Selim Tar›k Tezel
Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s›
E¤itim ve araflt›rmada
üniversite-sanayi iflbirli¤inin önemi
niversiteler; hizmet ettikleri
insanlar›n ve kurumlar›n
taleplerine göre bilgi ve
teknoloji üretmeyi görev edinen
kurumlard›r. Geliflen teknoloji,
küreselleflme ve bilgi toplumunun
sürekli farkl›laflan gereksinimleri
bilgi üretimi ve teknolojide de
bugüne dek hiç olmad›¤› ölçüde
yenilenmeyi gerekli k›l›yor.
Teknolojik geliflme, disiplinler aras›
iflbirli¤i, artan e¤itim ve araflt›rma
maliyetleri ve nihayet küresel
rekabet bir ülkedeki üniversitesanayi iflbirli¤ini zorunlu k›lan ana
etmenlerdir.
U
Özellikle 1990’lardan sonra
üniversite-sanayi iflbirli¤i üzerindeki
çal›flmalar yo¤unlaflarak artt›.
Teknolojik geliflimi yakalamak ve
rekabette avantajlar elde edebilmek
için çeflitli mekanizmalar
gelifltiriliyor. Bu mekanizmalar
do¤rudan ve dolayl› olarak
üniversite-sanayi iflbirli¤inin
geliflmesine ortam haz›rl›yor.
Üniversite-sanayi iflbirli¤ini
oluflturmada etkili bafll›ca
mekanizmalar befl bafll›k alt›nda
s›n›fland›r›labilir;
• Proje Odakl› ve Kamu Destekli
‹flbirli¤i Programlar›
• Kamu Programlar›’nca Biçimlenen
Kurumsal ‹flbirli¤i Yap›lar›
• Üniversitelerce Yürütülen E¤itim
Programlar› ve Sözleflme Bazl›
Projeler
• Üniversitelerdeki ‹flbirli¤i Amaçl›
Hizmet Merkezleri
26 Bak›fl 132
• ‹flbirli¤i A¤lar› (bölgesel, ülkesel
ve küresel)
programl› bir üniversite-sanayi
iflbirli¤i ile mümkündür.
Ekonomi baflta olmak üzere birçok
alanda ülkeler aras›ndaki s›n›rlar›n
kalkt›¤› dünyam›zda, bilgi üreten
ve üretti¤i bilgiyi teknolojik ve
sürdürülebilir kalk›nma ilkeleri
çerçevesinde ürüne dönüfltüren
toplumlar, müreffeh ve güçlü ülkeler
haline gelmifltir. Bu küresel yar›flta,
ülkeleri ‘Teknolojiyi üreten ülkeler’
ve ‘Teknolojiyi sat›n alan ülkeler’
olarak ikiye ay›rmak mümkün. Her
y›l büyük mebla¤lar ödeyerek,
teknolojiyi transfer eden ve Ar-Ge
faaliyetlerine yeterince önem
vermeyen ülkeler, geliflmifl ülkeler
s›n›f›na bir türlü geçemiyor ve
küresel rekabette de asla söz sahibi
olam›yor. Bilim ve teknolojiye verilen
önemin ölçüsü olarak, Ar-Ge
harcamalar›n›n GSY‹H içindeki oran›
esas al›n›yor. Bu oran geliflmifl
ülkelerde yüzde 2’nin üzerindeyken,
Türkiye’de yüzde 0.84
seviyelerindedir.
Üniversite-sanayi iflbirli¤i
sayesinde;
- Üniversiteler, endüstrinin
gereksinim duydu¤u know how’›
üretebilecek. Üniversite-sanayi
aras›nda alt alanlarda faaliyet
gösteren alt çal›flma gruplar› istekli
iflbirli¤ini sa¤layacak periyodik
toplant›larla, belirlenen konularda
araflt›rma faaliyetleri desteklenecek;
üniversitelerde üretilen bilginin ve
araflt›rman›n kalitesi artarken,
sanayiye de çok daha ucuza knowhow temin edilecek.
- Endüstriye nitelikli iflgücü temini
mümkün olabilecek.
- Üniversitelerin sanayideki
uygulama imkanlar› artacak,
uygulamaya dayal› e¤itim modeli
daha etkinleflecek. Yetiflmifl meslek
eleman› ancak uygulamaya dayal›
e¤itim modellerinin ifllevsel
olmas›yla mümkün. Teori a¤›rl›kl›
e¤itim modelleri ülkemizde oldu¤u
gibi, bir ülkeye ancak s›n›rl› bir ivme
kazand›rabilir ve maalesef geliflmifl
global ölçekte yer almaya imkan
vermez. Üniversite stajlar› geliflmifl
ülkelerdeki gibi sanayinin içinde ve
bizzat üretim zincirinde yer alacak
flekilde düzenlenmeli.
Bu nedenlerle acilen üniversitesanayi alt kurullar› oluflturularak,
ortak e¤itim ve araflt›rma
faaliyetlerinin derinli¤i ve geniflli¤i
art›r›lmal›.
Teknolojinin geliflmesinde bilimsel
araflt›rmalar önemli bir yer tutuyor.
Bir ülkede devletin kurdu¤u
araflt›rma merkezleri ve özel
sektörün kendi Ar-Ge birimleri
d›fl›nda, bilimsel araflt›rmalar›n
yap›ld›¤› yerler üniversitelerdir.
Teknolojisi geliflmifl ülkeler ayn›
zamanda bilimsel araflt›rmalarda
da öndedir. Bu nedenle, bilgiye
sahip olmak, bu bilgiyi teknolojik
ürüne dönüfltürmek ve inovasyon
yapabilmek ancak etkin ve
Celal Beysel
TÜRKONFED Dan›flma Kurulu Baflkan›
Orta gelir tuza¤›n›n afl›lmas›nda
Arge, inovasyon ve aktörlerinin önemi
Bir an›…
Brüksel’de, 7. Çerçeve Program›’n›n
e¤itim toplant›s›nday›z… Salonda
Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinden gelmifl
pek ço¤u giriflimci ya da KOB‹
çal›flan› 100 kadar genç insan
oturumu takip ediyor. Salonda 2 Türk
vatandafl› var. Salonun yafl ortalamas›
30 iken, Türk vatandafllar›n›n ikisi de
60’›n üzerinde, biri ben...
Düflünüyorum, bizim gençler neden
buralarda de¤iller? AB fonlar›ndan
yararlanma çabas› içinde olmuyorlar?
Bizimkilerin ARGE, ‹novasyon ifltahlar›
neden yok, neden gençlerimizin
büyük bölümü giriflimci olma peflinde
de¤iller, devlet memuru olmay› ya da
bir büyük firmada çal›flmay› ye¤
tutuyorlar? Gençlerimiz ARGE ve
‹novasyon peflinde olmayacaksa,
katma de¤erli üretim yapmam›z hayal
de¤il mi? Orta gelir tuza¤›ndan
kurtulma, 2023’te 500 milyar dolar
ihracat yapma hayallerimizi zengin
ülkelerin fason üreticisi olarak m›
gerçeklefltirece¤iz?
Durum Tespiti
ARGE ve inovasyonu kim yapar,
baflroldeki aktörler kimlerdir
bilmecesi, geliflmifl-geliflmemifl tüm
ülkelerin politika belirleyicilerini
meflgul etmifltir. Bu sorunun yan›t›,
devletlerin bu konuya ay›rd›klar›
büyük fonlar›n ak›fl istikametini
de¤ifltirebilece¤i için, üniversiteler,
araflt›rma kurulufllar›, büyük firmalar
ve KOB‹’ler aras›nda bir menfaat
çat›flmas› söz konusudur. Aç›kça
28 Bak›fl 132
konuflulup tart›fl›lm›yor olsa da bu
durum, ülkemizdeki ARGE
çal›flmalar›n›n - hükümetlerin
görüntüdeki tüm çabalar›na ra¤menyeterli h›zla artam›yor olmas›n›n
sebeplerinden biridir. Bu yads›namaz
gerçek, ülkemize has bir sorun
de¤ildir; tüm dünyada, hatta ARGE
ve inovasyon seviyesi en üst düzeyde
olan ülkelerde dahi benzer güçlükler
ve menfaat çat›flma ortam› vard›r.
Bu çat›flmaya tarafs›z bir gözlükle
bakarak, detaylar› inceleyerek objektif
kurallar, kanunlar koyabilen, yap›lan
hatalar› görüp fikri mülki haklar›n› ve
çal›flan - iflveren iliflkisini düzenleyen
kanunlar› ve ARGE teflvik usullerini
de¤ifltirme becerisi olan ülkeler uzun
süre önce orta gelir tuza¤›n› aflm›flt›r.
Onlar bu sayede fason üretim yap›p
uluslararas› firmalar›n ucuz iflçilik
nedeniyle gittikleri, bu nedenle kol
gücüyle refah yaratmaya çal›flan
ülkeler kategorisinden; katma de¤er
yaratan, bilgisini, tasar›m›n› yüksek
fiyatla satan ülkeler kategorisine
geçmifllerdir.
ABD’nin büyük firmalar›n›n fason
üretimini yapmakla ifle bafllayan
Japonya ve Güney Kore’nin bugün
erifltikleri katma de¤erli üretim
seviyesine ve benzer ülkelerin ortak
sorunu olan orta gelir tuza¤›n› nas›l
aflt›klar›na bu aç›dan bakmak flartt›r.
Çin’in ve Hindistan’›n refah
seviyelerini art›rma yolunda h›zla
ilerliyor olmalar›na, bizim hayalimizin
çok üzerinde geliflme h›zlar›na
eriflmelerine ra¤men ülkemizin fason
üretim ile katma de¤erli üretim
aras›ndaki yüksek duvar› neden bir
türlü aflamad›¤›n›n, neden orta gelir
tuza¤›nda k›vranan ülkelerin bafl›nda
oldu¤unun yan›t›n›n bir bölümü,
özellikle imalatç› KOB‹’lerin gerekti¤i
gibi ve yeterince desteklenmiyor,
karlar›n› art›ram›yor, büyüyemiyor
olmalar›nda, hiç de
küçümsenemeyecek boyutta olan
ARGE ve ‹novasyon fonlar›m›z›n adil
ve do¤ru paylafl›lm›yor olmas›nda,
ARGE ve inovasyonun KOB‹’ler
seviyesine indirememifl olmam›zda
gizlidir.
AB ülkeleri ne yap›yor?
AB ülkeleri son 20 y›lda giderek
düflen büyüme h›zlar›n› yeniden
yükseltmek için bir at›l›m yapmalar›
gerekti¤ine karar verip sistemlerini
bu yönde güçlendirme çabas›na
girmifllerdir. Bu geliflme çabas›n›n
en önemli ayaklar›ndan biri, “‹lk önce
küçük olan› düflün” felsefesi
etraf›nda oluflturulan ve KOB‹’lerin
Makale
korunup büyütülmesi, daha fazla
katma de¤erli üretim yapabilmesi
yönünde desteklenmeleri için 2008
y›l›nda “Avrupa ‹çin KOB‹ Direktifi”nin
(Small Business Act for Europe)
ç›kar›lmas› olmufltur.
Özetle KOB‹’lere kamunun bak›fl
aç›s›n› ve davran›fl tarz›n›
de¤ifltirmeye, devletin verdi¤i
inovasyon ve ARGE desteklerinden
pay alabilmelerine, finansman
sorunlar›n› aflmalar›na, Avrupa tek
pazar›n›n avantajlar›ndan daha iyi
yararlanabilmelerine, çevre
konular›ndaki geliflimlerde katma
de¤er yaratan oyuncu olabilmelerine
yönelik çal›flmalar›n desteklenmesi
ilkeleri çerçevesinde toplanan bu
yaklafl›m sonucunda ç›kart›lan her
yeni kanun ve direktifte AB
KOB‹’lerine verilen destekler ifadesini
bulmaktad›r.
AB desteklerinde KOB‹’lerin ARGE
yapabilmelerine ayr›lan fonlar, önemli
bir yer tutmaktad›r. Bugünlerde sona
eren Avrupa Birli¤i F7 program›
çerçevesindeki desteklerden birinin
felsefesi, genelde “zay›f” KOB‹’lerin
araflt›rma kurumlar› ve üniversitelerle
iflbirli¤i yapabilmelerini
kolaylaflt›rmakt›r. Bu destek
çerçevesinde KOB‹’lerin ürün
gelifltirmeleri için gereken ARGE
çal›flmalar› bu kurumlarca
yap›lmaktayd› ve fonlardan aslan
pay›, bu kurulufllara gitmekteydi. Bu
yaklafl›m, KOB‹’lerin kendi ARGE ve
inovasyonlar›n› kendilerinin
yapabilece¤i yönünde yeterli inanc›
olmayan, bürokratik, ARGE’yi büyük
araflt›rma kurumlar›na ve
üniversitelere ihale etmekteydi.
Burada KOB‹’leri koruyan ve ARGE
ç›kt›lar›ndan koflulsuz
faydalanmalar›n› sa¤layan önemli
kural, araflt›rma sonucu ortaya
ç›kabilecek know how, lisans, patent
ve sair fikri mülki haklar›n her
durumda KOB‹’lere ait olaca¤› idi.
Tüm çabalara ve ayr›lan büyük
fonlara ra¤men KOB‹’lerin ARGE
kapasitesinin artmas› hedefine eriflme
aç›s›ndan sonucun pek de verimli
olmad›¤›n› gören AB yetkilileri, F7
destek program›n›n yerine 2014’te
bafllayan Horizon 2020 destek
program›nda araflt›rman›n KOB‹
ortam›nda yap›lmas›n› destekleyen
önlemler alm›fl durumdalar. Böylece
yeni dönemde bu program ile as›l
güçlendirilen, KOB‹’lerin bizatihi,
kendi laboratuarlar›nda ARGE yapma
becerileri olacakt›r. Önemli detay, bizim uygulamalar›m›zda unutulmufl
olan ve özellikle vak›f üniversiteleriyle
KOB‹’lerin ortak proje yapmas›n›n
önünde engel teflkil eden - AB teflviki
ile ve üniversite-sanayi iflbirli¤i
çerçevesindeki projelerde ortaya
ç›kan her türlü fikri mülki hakk›n yine
proje orta¤› KOB‹’lerde kalaca¤›
flart›n›n aynen korunmufl olmas›d›r.
Ülkemizde ARGE destekleri ve sorunlar
Ülkemizde politika belirleyicilerin
1980’lerden sonra ARGE
çal›flmalar›n›n ve katma de¤erli
üretimin önemini giderek daha fazla
vurgulamaya ve destekleri bu yöne
kayd›rmaya bafllad›klar›
görülmektedir.
‹lk zamanlar bu konudaki desteklerde
TTGV’nin mütevaz›, -KOB‹’lere gerçek
destek olamasa da- yol gösterici
çabalar›n›n öne ç›kt›¤› da söylenebilir.
“ARGE’yi üniversiteler yapar” fleklinde
özetlenebilecek önyarg›, ARGE’nin
üniversite kampüslerinde kurulan
Teknoparklarda yap›lmas›n›n
zorlanmas›n›n ifle yaramad›¤› ortaya
ç›k›nca, gerekli kurs de¤iflikli¤i
yap›lm›flt›r. 50 tam zamanl› ARGE
personeli çal›flt›ran firmalar›n
teknoparklarda faydalan›lan ARGE
desteklerinden faydalanmalar›n›n
sa¤lanmas›, önemli bir ad›m idi.
Böylece daha çok teorik çal›flmalara
yönelen üniversitelere akan fonlar,
sanayiciler taraf›ndan da
paylafl›lmaya ve daha etkin inovatif
çal›flmalar yap›lmaya baflland›.
Destek almak için gerekli ARGE
personel say›s›n›n 30’a indirilmesinin
pozitif etkisi de zamanla görülecektir.
Bu düzenlemeler firmalar›n ARGE
harcamalar›n› ve GSMH içinde
ARGE’nin pay›n› art›rmaktad›r. Ancak
gerçek fludur ki bu iyilefltirmelerin
KOB‹’lerin ifline yeterince yaramad›¤›
görülmezse çok uzun zaman daha
ARGE seviyemizin geliflmifl ülkeler
seviyesine ulaflmas› içi bofl bir
temenni olarak kalacakt›r.
% 3 ARGE hedefine nas›l ulaflaca¤›z?
ARGE‘nin yayg›nlaflt›r›lmas›, özellikle
genç giriflimcilerin ARGE’ye
yönlenmelerinin sa¤lanmas› ile
mümkündür. ARGE desteklerimiz
daha çok üniversiteler, araflt›rma
kurulufllar› ve büyük firmalar veya
onlar›n kurduklar› küçük ba¤›ml›
firmalar aras›nda paylafl›lmakta,
ülkedeki katma de¤erin % 50’sini
sa¤layan KOB‹’ler ve genç
giriflimciler ‹novasyon oyununa
yeterince kat›lmamaktad›rlar. Bu
durum, ARGE harcamalar›n›n
GSMH’n›n % 3’üne yükseltilmesi
hedefine ulaflamayaca¤›m›z›n
göstergesidir. E¤er GSMH’n›n %
50’sinden fazlas›n› yaratan KOB‹’leri
yeterince desteklemez, ARGE
desteklerine eriflmelerini
kolaylaflt›r›lmazsa, ortalama %3
hedefine ulaflmak için büyük
firmalar›n ARGE harcamalar›n› % 6’ya
ç›kartmalar› gerekir ki bu yükün büyük
firmalarca tafl›nmas› mümkün
de¤ildir.
Politika belirleyiciler asl›nda özellikle
2000 y›l›ndan sonra “KOB‹’ler
konusunda bilinçlenme ve kamu
29 Bak›fl 132
Makale
deste¤i” gere¤ini vurgulamaya ve
önlemler almaya bafllam›fllard›r. Bu
konuda kurumlar peydahlanm›fl,
çal›flmalara bafllanm›fl, mevcut baz›
destek kurumlar›n›n çeflitli KOB‹
destekleri vermesi sa¤lanm›flt›r.
Desteklerin 2000 y›l›na kadar yeterli
verimlili¤e varmad›¤› ve ancak 2000
y›l›ndan sonra KOB‹’ler aç›s›ndan
difle dokunur hale geldi¤ini söylemek
do¤ru olur. KOSGEB, TÜB‹TAK,
Sanayi Bakanl›¤›, Ekonomi Bakanl›¤›
özellikle 2000 y›l›ndan sonra çeflitli
yol ve yöntemlerle KOB‹’lerin
desteklenmesi konusuna
e¤ilmifllerdir.
Son y›llarda hükümetler katma de¤erli
üretimin, ARGE ve inovasyonun
önemini vurgulamakta, yak›n
gelecekte ARGE harcamalar›n›n
GSMH’n›n % 3’ü seviyesine
yükseltilmesi gere¤inin alt›n› çizmekte
ve bu yönde çeflitli çal›flmalar
yapmaktad›rlar. Tüm bu çabalara ve
mevcut desteklere ra¤men GSMH’da
ARGE’nin pay›n›n artmamas›na
herkes –nedense- hayretle bakmakta
ve bunun nedenini anlayamamakta,
birbirlerini suçlamaktad›rlar. Gün
geçmiyor ki bir politikac› ç›k›p “bu
kadar ARGE deste¤i veriyoruz,
sanayici yeterince kullanm›yor”
argüman› ile bas›nda manflet olmas›n.
Oysa konu, do¤al, hatta do¤ru
kullan›ld›¤› takdirde geliflmeyi
h›zland›rabilecek menfaat
çat›flmalar›n›n yol açt›¤› paylaflma
telafl›n›n toz ve duman› içerisinde
olaya tarafs›z bakmas›n› bir türlü
baflaramayan ve kendi bildikleri yol
konusunda yap›lan tüm tenkitleri birer
tehdit olarak alg›lay›p sürekli savunma
mekanizmas›na baflvuran, konuyu
taraflarla aç›k yüreklilikle tart›flmaktan
çekinen politika belirleyicilerinde ve
“kral ç›plak” diyebilenlerin
sindirilmelerinde, b›kt›r›lmalar›nda,
30 Bak›fl 132
korkutulmaya çal›fl›lmas›nda
dü¤ümlenmektedir. Buna bir de
destek kurumlar›n›n zaman zaman
desteklerini politik ve ideolojik
yandafllar›na yönelttikleri gibi, “fluyuu
vukuundan beter” dedikodulardan
nasiplerini alm›fl olmalar› eklenince,
hedef daha da uzaklaflm›flt›r. Tabii,
“Bize vermezler, kendi taraftarlar›na
verirler” fleklindeki –do¤ru ya da
yanl›fl oldu¤unun ispatlanmas› güçhay›flanmalar›n özellikle KOB‹’ler
aras›nda konufluldu¤unun duyulmas›
ve araflt›r›lmas› gerekir.
politika yap›c›lar›n›n varl›¤› da
önemlidir. Bu tart›flmalar›n kimsenin
flahs›n›n ya da firmas›n›n ya da
STK’n›n varolufluna tehdit
oluflturmadan yürütülmesi, geliflmifl
demokratik ve hukuk devletlerinde
günlük olaylardand›r. Oysa bizdeki
karalama, çamur atma, diz çöktürme,
hatta kelle alma gelene¤i,
“müsademe- i efkârdan barikai i
hakikat do¤ar”, yani “fikirlerin
çat›flmas›ndan hakikat günefli do¤ar”
demifl olan flairin miras›n›
de¤erlendiremedi¤imizin
göstergesidir ve demokratik bir hukuk
devletine yak›flan pozitif enerjinin
do¤mas›na engeldir.
Bu konuda AB KOB‹’lerinin kendi
ülkelerinde üye olduklar› çeflitli
STK’lar›n AB’deki temsilcisi olan
UEAPME’nin (Avrupa Esnaf Sanatkar
ve KOB‹’ler Birli¤i) KOB‹’lerin
Brüksel’deki sesi olup onlar›
korumaya yönelik çal›flmalar›ndan
Türkiye ve Türk KOB‹’leri de
faydalanmal›d›r.
Çözüm nerede?
Asl›nda konu, cesur, sözünü
sak›nmayan Don Kiflot’lar›n bireysel
çabalar›, tenkitleri ve yol göstermeleri
ile çözülemeyecek kadar karmafl›kt›r.
Bireyler yorulabilir, y›prat›labilir,
b›kt›r›labilir, güç kavgas›na kurban
gidebilir, bu psikolojiyle sonuçta
“bana ne”cili¤e kap›labilir, sahneden
çekilebilirler. Bu konunun çözümü
için, taraflar›n örgütlenmifl STK’lar›n›n
kah birlikte, kah rekabet içerisinde,
hatta zaman zaman menfaatlerin
paylafl›lmas› konusunda yapacaklar›
bilimsel, medeni tart›flmalar gereklidir.
Bu do¤al çat›flmay› tarafs›z gözlükle
etkin bir flekilde izleyip ülke
menfaatleri do¤rultusunda do¤ru
kararlar› verebilecek, tüm STK’lara
eflit uzakl›kta durabilen tarafs›z
Türkiye’de genelde KOB‹’lerin
oluflturduklar› S‹AD’lar›n (Sanayici ve
‹fladamlar› Dernekleri) en büyük
gönüllü ve ba¤›ms›z çat› örgütü
TÜRKONFED (Türk Giriflim ve ‹fl
Dünyas› Konfederasyonu), geçen
sene bu kurulufla üye olarak bu yolda
önemli bir ad›m atm›flt›r.
Makale
Prof. Dr. Ali Ceylan
UIuslararas› Rekabet ve Teknoloji Birli¤i Baflkan›
Rekabetin korunmas› ve
haks›z rekabetin nedenleri
Bilindi¤i gibi haks›z rekabet, rekabetin
aldat›c› hareket veya dürüstlük kurallar›na
ayk›r› bir flekilde yap›lmas›d›r. Baflka bir
deyiflle haks›z rekabet, ekonomik
rekabetin kötüye kullan›lmas›d›r. Rekabet,
kapitalist ekonomiler için çok önemli
oldu¤undan, haks›z rekabet nedenlerinin
bilinmesinde yarar vard›r.
O halde haks›z rekabetin belli bafll›
nedenleri nelerdir?
Ekonomik Rekabet: Ekonomik anlamda
rekabet, iflletmeler aras›nda müflteri
çekmek, ciro art›rmak veya daha fazla
kar elde etmek için yap›lan bir yar›flt›r.
Ekonomik rekabetin ilk flart›, iflletmeler
aras›nda ekonomik etkinli¤in olmas›d›r.
Çünkü ekonomik etkinlik olmadan,
rekabet söz konusu olamaz.
Aldat›c› Hareket ve Dürüstlük Kurallar›na
Ayk›r› Davran›fllar: Bilindi¤i gibi rekabet
bir hakt›r. Kifliler veya kurumlar bu hakk›
kullan›rken ve borçlar›n› öderken,
dürüstlük kurallar›na uymakla
yükümlüdürler.
Rekabet Hakk›n›n Kötüye Kullan›lmas›:
Kapitalist sistemin sa¤l›kl› çal›flabilmesi
için haks›z rekabetin önlenmesi ve haks›z
rekabete maruz kalanlar›n korunmas›
gerekir. Haks›z rekabete maruz kalanlar›n
korunmas›yla anlat›lmak istenen, söz
konusu kifliler veya kurumlar de¤ildir.
Esas olarak korunmak istenen, kifliler ve
kurumlar›n rekabet haklar›n›n
korunmas›d›r. Ülkemizde Ticaret
Hukuku’na haks›z rekabet say›labilecek
fiillerin eklenmesi, Ticaret Hukuku ve
dürüst rekabetin süreklili¤i aç›s›ndan
büyük önem tafl›maktad›r. Haks›z
rekabete karfl› dava açma hakk› olanlar,
Ticaret Kanunu madde 56’da “Haks›z
rekabet sebebiyle müflterileri, kredisi,
mesleki itibar›, ticari faaliyetleri veya di¤er
ekonomik faaliyetleri zarar gören veya
böyle bir tehlikeyle karfl›laflabilecek olan
32 Bak›fl 132
kimse” olarak tan›mlanm›flt›r.
Kay›td›fl›l›k: Kay›td›fl› çal›flan iflletmeler
haks›z rekabete neden olurlar. Ülkemizde
kay›td›fl›l›¤›n önlenememesi nedeniyle,
ekonomik geliflmenin önüne çok büyük
bir engel konulmaktad›r. Uluslararas›
rekabet aç›s›ndan sübvansiyonlar ve
damping uygulamalar› da haks›z
rekabetin nedenleri aras›nda
say›lmaktad›r.
UYGULAMADA HAKSIZ REKABET NASIL
YAPILMAKTADIR?
Haks›z rekabet belli bafll› afla¤›daki
flekillerde yap›lmaktad›r.
Kötüleme: Baflkalar›n›n flahs›n›, mal›n›,
faaliyetlerini veya ticari ifllerini, yanl›fl,
yan›lt›c›, lüzumsuz yere incitici
beyanlarla kötüleme, haks›z rekabettir.
Gerçe¤e Ayk›r› Bilgi Verme: Elektronik ortam
dahil her türlü ortamda baflkas›n›n ahlaki
ve mali gücü hakk›nda gerçe¤e ayk›r›
bilgi vermek haks›z rekabettir.
Yanl›fl, Yan›lt›c› Bilgi Verme: Gerçe¤e ayk›r›
bilgi verme kapsam›na özellikle yanl›fl
veya yan›lt›c› reklamlar da girer.
Aldat›c› Ad ve ‹flaretler Kullanma: Bir
kimsenin unvan, ödül almad›¤› halde
ödül alm›fl gibi davranarak müstesna bir
yetene¤e sahip oldu¤u izlenimi
uyand›rmaya çal›flmas› haks›z rekabeti
oluflturmaktad›r.
‹ltibas: ‹ltibas, uygulamada en çok
kullan›lan rekabet hallerinden birisidir.
Baflkas›n›n isim, unvan, marka, iflaret
gibi tan›t›m araçlar›n› kullanmak haks›z
rekabettir. ‹ltibas, aynen veya benzerini
kullanma fleklinde gerçekleflebilir.
Baflkalar›n›n Ticari S›rlar›ndan Faydalanma
ve Yayma: Her türlü araçtan yararlanarak
iyi niyet kurallar›na ayk›r› bir flekilde elde
edilen ve veya ö¤renilen imalat veya
ticari s›rlardan haks›z yere faydalanmak
ve baflkalar›na yaymak da haks›z
rekabettir.
Gerçe¤e Ayk›r› Belge Verme: Elektronik
vas›talar dahil her türlü araçlar› kullanarak
iyi niyet sahibi kiflileri aldatabilecek
flekilde gerçe¤e ayk›r›, iyi hal ve iktidar
flahadetnameleri verilmesi haks›z
rekabettir.
‹fl Hayat› fiartlar›na Uymama: Bilindi¤i gibi,
ticari hayatta geçerli olan kanun, kanun
hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik
veya gelenek gibi kurallara uymayarak,
ifl hayat› koflullar›n› elektronik araçlar
kullanarak ihlal etmek haks›z rekabettir.
DEVLET‹N GÖREV‹ REKABET‹N
KORUNMASIDIR
Rekabetin korunmas› esas olarak devletin
görevi oldu¤u için kapitalist sistemde
bütün ülkeler gerekli önlemleri alarak
rekabeti korumaya çal›flmaktad›rlar.
Örne¤in ABD’de, anti tröst yasalar› ile
AB’de ise mal ve hizmetlerin serbest
dolafl›m› ve monopol düzenlemeleri ile
rekabet korunmaya çal›fl›lmaktad›r.
Genel olarak, rekabet, bir yandan kanuni
düzenlemelerle, öte yandan rekabetin
kötüye kullan›lmamas› için yap›lan yasal
ve idari düzenlemelerle korunmaya
çal›fl›lmaktad›r.
Sonuç olarak; Haks›z rekabet, bir ülkenin
geliflmesi önündeki en önemli
engellerden birisidir. Bu nedenle haks›z
rekabeti önlemek devletin görevidir.
Ancak gerçek ve tüzel kiflilerin de devlete
yard›mc› olmalar› flartt›r. Uluslararas›
Rekabet ve Teknoloji Birli¤i -URTEB- gibi
sivil toplum kurulufllar›, rekabetin
korunmas› konusunda devlete yard›mc›
olmaya çal›flan gönüllü kurulufllard›r.
URTEB ve benzeri sivil örgütlerin
güçlenmesi, rekabetin korunmas›
aç›s›ndan çok önemlidir.
Bursa sanayisinin her zaman örnek
al›nan duayen ismi: Adnan Türkay
Bursa’n›n duayen
sanayicilerinden Adnan Türkay,
ifl hayat›nda baflar›y›;
çal›flkanl›¤›, azmi ve dürüstlü¤ü
sayesinde yakalam›fl bir isim…
Aile mesle¤i çiftçilik ile
bafllayan ifl hayat›, giriflimcili¤i
sayesinde ticaret ve
sanayicili¤in farkl› alanlar›nda
devam eden Adnan Türkay,
ilerleyen yafl›na ra¤men, kendi
ifadesiyle ‘yar› emekli- yar›
çal›flarak’ çocuklar›na ve
çal›flanlar›na tecrübelerini
aktarmay› sürdürüyor.
34 Bak›fl 132
Bursa’n›n duayen sanayicilerinden,
Türkay Tekstil Yönetim Kurulu
Baflkan› Adnan Türkay’›n ifl hayat›;
yeni giriflimcilere ilham verecek, yol
gösterecek baflar› öyküleriyle dolu…
‹fl yaflam›ndaki azmi, çal›flkanl›¤› ve
dürüstlü¤ü ile baflar› ç›tas›n› uzun
y›llar boyunca her yukar›ya tafl›yan
Adnan Türkay, sosyal ve cemiyet
hayat›nda da hep takdir edilen bir
kifli oldu.
Gençli¤inde avukat olmak isteyen,
fakat babas›n›n arzusunu
k›ramayarak ziraat meslek lisesine
giden Adnan Türkay, askerlik
görevinin ard›ndan Hamitler’deki
çiftlikte ifl hayat›na at›l›r. Üç y›ll›k
çiftçilik tecrübesinin ard›ndan ticarete
Söylefli
giren Türkay, mesle¤iyle alakal› olarak
traktör, zirai ekipman ve yem sat›flpazarlamas› yapar. ‹fllerini hep
büyütmek ve farkl› farkl› alanlarda
do¤du¤u kente, ülkesine katk› vermek
isteyen Adnan Türkay, bir ara flarap
sektöründe de bulunur. Sonras›nda
hafriyat sektörüne ad›m atan, 1972
y›l›nda Kemal Coflkunöz ile Coflkunöz
Oto Cam’› kuran ve otomotiv sanayine
giren Türkay, giriflimcili¤i dolay›s›yla
tu¤la sektöründe de baflar›l› ifllere
imza atar.
1981 y›l›nda çocuklar›yla birlikte tekstil
sektörüne girerek Türkay Tekstil’i
kuran Adnan Türkay, halen
tecrübesiyle, ifllerin sorunsuz biçimde
devam etmesi için mesai harcamay›
sürdürüyor. Kendi ifadesiyle, ‘yar›
emekli, yar› çal›flarak’ ifl hayat›n›
devam ettiriyor. Babalar› gibi giriflimci
olan ve farkl› alanlarda ülke
ekonomisine katk› koyan çocuklar›
ise, son dönemde tekstilin yan›na
enerji sektörünü de eklediler.
Öncelikle Bak›fl okurlar› için k›saca
kendinizden bahseder misiniz?
Bursa’n›n Reyhan Mahallesi’nde 12
odal› haremlik ve selaml›¤› olan bir
evde dünyaya geldim. O zamanlar
Bursa’n›n tek özel anaokulu olan
Abdal Mahallesi’ndeki Rehber Tahsil
isimli anaokuluna gittim. Hocam›z,
meflhur Fatma Zehra han›md›.
‹lkokulu flimdi ‘Atatürk’ ad›n› alan
Hoca Alizade Okulu’nda bitirdim.
Ortaokulu ise Tahtakale’deki 2.
Ortaokulu’nda tamamlad›m. Avukat
olmak istedi¤imden dolay› düz liseye
gitmeyi arzuluyordum. Fakat Toprak
Kanunu dolay›s›yla çiftli¤imizin taksim
edilme ihtimali oldu¤undan babam›n
zorlamas›yla Ziraat Meslek Lisesi’ne
gittim.
1957 y›l›nda eflim Leyla Türkay ile
evlendim ve dört çocu¤umuz oldu.
En büyük o¤lum ‹ngiltere’de, k›z›m
‹sviçre’de, ortanca o¤lum Türkiye’de,
en küçük o¤lum ise Amerika’da
tahsilini tamamlad›.
‹fl hayat›na ne zaman ve nas›l bafllad›n›z?
Mezuniyetimin arkas›ndan hemen
askere gittim ve 30. Dönem Yedek
Subay Okulu’ndan Topçu Subay›
olarak mezun oldum. Askerli¤imi
önce Manisa’da, sonras›nda ise
A¤r›’da Da¤ Topçu Te¤meni olarak
yapt›m. 1950 y›l›nda terhis olduktan
sonra flimdi mahalle olan
Hamitler’deki çiftli¤imizde ifle
bafllad›m. Bölgenin ilk traktörünü
alarak üç sene çiftçilik yapt›m.
Çiftli¤imiz; Türkiye’nin ilk merinos
koyununu yetifltiren bir iflletmeydi.
Hayvanlara çok merakl› olan, zaman›n
Cumhurbaflkan› ‹smet ‹nönü 1942
y›l›nda bizzat çiftli¤imize geldi. Bu
ziyarete iliflkin foto¤raflar
fabrikam›zda hala teflhir edilmektedir.
Sonraki süreçte ifl hayat›n›za nas›l bir
yön verdiniz?
1953 y›l›n›n sonbahar›nda ticarete
at›ld›m. Mesle¤imle alakal› olarak
zaman›n en iyi traktör ve zirai
ekipmanlar› olan Mc. Cormick Formall
International firmas›n›n Bursa Bölge
Acenteli¤i’ne bafllad›m. Daha sonra
ifllerimi geniflleterek zirai yem ifllerine
de girdim. Hep ifllerimi biraz daha
büyütmek dile¤iyle flarap ifline el
att›m. Talebeli¤imde ziraat
sanatlar›nda çok hevesli oldu¤umdan
1956 y›l›nda sabun ifline girmeyi
arzulad›m. Fakat döviz yoklu¤undan
kostik s›k›nt›s› dolay›s›yla hükümet
ayn› zamanda zeytinya¤› ve ayçiçek
ya¤›ndan sabun yapmay› yasaklad›¤›
için don ya¤› ithalat› da dövizsizlikten
çok zordu. Ben de flarap ifli için
35 Bak›fl 132
araflt›rma yapt›m. Tekel’in Tekirda¤
ve ‹zmir fabrikalar›n› gezdim. Özel
sektörün fiarköy mürefte Eskiflehir
tesislerinde inceleme yapt›m.
Sonunda modern bir fabrika yapmaya
karar verdim. O zaman yaln›z
Tekel’de ve Kavakl›dere’de olan Kav
sistemini tercih ederek ‘Yekta’ ismini
tescil ettirerek piyasaya girdim. 1962
y›l›ndan sonra fabrikam›n istimlak
edilmesiyle bu iflten ç›kmak zorunda
kald›m.
Farkl› alanlarda ifl hayat›n›z› devam
ettirmiflsiniz. Fabrikan›z›n istimlak
edilmesinden sonra neler yapt›n›z?
Sonras›nda hafriyat ifllerini ele ald›m.
Okan Hafriyat isimli flirketi faaliyete
geçirdim. 1972’de Kemal Coflkunöz
ile Coflkunöz Oto Cam’› kurduk ve
otomotiv sektörüne yönelik cam
üretmeye bafllad›k. 1973 y›l›nda
Özlüce Köyü’nde Has Tu¤la
fabrikas›n› ortak olarak kurduk. fiimdi
olsa bu ifller flirket olarak ve neticede
Holding olarak idare edilirdi.
Tekstil sektörüne nas›l ad›m att›n›z?
1981 senesinde çocuklar›mla ortak
olarak Türkay Tekstil flirketini faaliyete
geçirdik. Bu iflimiz halen devam
ediyor. Bu arada çocuklar›m enerji
sektörüne de girdi. Biyogaz enerji ile
rüzgar enerjisini faaliyete geçirdiler.
En küçük o¤lum ‹zmir Alia¤a’da,
36 Bak›fl 132
Adana ve Samsun’da kömür, kereste,
bu¤day ve hayvan yemi ithalat› ile
u¤rafl›yor. fiimdi yar› emekli yar›
çal›flarak ifl hayat›m› devam
ettiriyorum.
Siz sanayicili¤inizin yan› s›ra cemiyet
hayat›nda da çok tan›nan bir isimsiniz.
Biraz da bu çal›flmalar›n›zdan bahseder
misiniz?
1956 y›l›nda Bursa Vilayeti Ziraat
Odas› Baflkanl›¤›’na seçildim.
1962’de Bursa Ticaret ve Sanayi
Odas› Meclis üyeli¤i ve ayn› y›l Türk
Hava Kurumu ‹dare Heyeti üyeli¤ine
seçildim. 1971’de bafllad›¤›m Türk
Hava Kurumu Baflkanl›¤›’n› 1992
y›l›na kadar sürdürdüm. 1978 y›l›nda
Bursa Ticaret ve Sanayi Odas› Meclis
Baflkanl›¤›’na seçildim. Yine halk
dilinde Fak Fuk Fon olarak bilinen
Vilayet Sosyal Yard›m ve Dayan›flma
heyetine, zaman›n Valisi Zekai
Gümüfldifl taraf›ndan Bursa halk›n›
temsil eden üç kifliden birisi olarak
seçildim. Bu arada yine vilayette,
Türk E¤itim Vak›f üyeli¤inin yan› s›ra,
15 sene de Polis Yard›m Derne¤i’nde
‹kinci Baflkan olarak vazifede
bulundum. Bunlar›n hepsini fahri
olarak yapt›m. Bursa Rotary
üyeli¤inde de 15 sene flerefle
bulundum.
Hayat›mda tekstil iflinde bana çok
yard›mc› olan Cavit Ça¤lar ve rahmetli
fiükrü fiankaya ile bana yaflam
felsefesini ö¤reten a¤abeyim,
rahmetli Nuri Erbak ve Bursa Ticaret
ve Sanayi Odas›’nda 16 sene beraber
çal›flt›¤›m rahmetli Ali Osman
Sönmez’i buradan rahmet ve sayg›yla
an›yorum.
Yrd. Doç. Dr. Cem Okan Tuncel
Uluda¤ Üniversitesi ‹ktisat Bölümü Ö¤retim Üyesi
Yeniden sanayileflme tart›flmalar› ve
Türkiye ekonomisinde sanayisizleflme
1. Dünyada Yeniden Sanayileflme
Tart›flmalar›:
ABD konut piyasas›n›n çökmesiyle
bafllayan 2008 küresel krizi hem
geliflmifl hem de geliflmekte olan
ülkeler için ekonomik büyüme ile
sanayileflme aras›ndaki iliflkinin
yeniden tart›flma gündemine
girmesine yol açm›flt›r. Güçlü imalat
sanayiye sahip olan ülkelerin krizden
daha h›zl› ç›kmas› birçok ülkenin
yeniden sanayileflme taleplerini dile
getirmesine neden olmufltur.
Sanayinin yeniden canland›r›lmas› ve
kal›c› büyümenin yeniden
yakalanmas› amac›yla ülkeler yeni
sanayi politikalar› aray›fl› içine
girmifllerdir. Özellikle geliflmifl
ülkelerin imalat sanayiinin
sürdürülebilir büyüme, istihdam
yaratma, teknolojik ilerleme gibi
konular›n iktisadi tart›flmalar›n
gündemine oturmas›nda 2008-2009
küresel krizinin bir rolünün belirleyici
olmufltur. Bu tart›flmalar ba¤l› olarak
‹malat sanayii önemine yap›lan
vurgular artarken, 1980’lerin ikinci
yar›s›nda gözden düflmeye bafllayan
sanayi politikas› da benzer flekilde
küresel krizden sonra yeniden politika
yap›c›lar›n ilgi oda¤› haline gelmifltir.
Birçok ülkede yeniden sanayileflmeyi
teflvik edecek politika metinleri
oluflmaya bafllam›flt›r. ABD Rekabet
Gücü Konseyi 2012 y›l› bafl›nda ABD
sanayinin uluslararas› rekabet gücünü
ve ihracat pazar pay›n› art›rmak için
“Amerikan Sanayi Hareketi” adl› bir
ulusal program› devreye sokmufltur.
Bu program bürokrasinin ve
38 Bak›fl 132
maliyetlerin azalt›lmas›n›, yeni
teknolojilerin ve Ar-Ge’nin
ticarilefltirilmesinde baflar›n›n
art›r›lmas›n›, verimlili¤in yükseltilmesini
öngörmektedir. ‹leri teknoloji
gerektiren, yüksek katma de¤erli
imalat sanayi alanlar›nda rekabet
gücünü yükseltmek isteyen ABD, bu
flekilde teknolojik olarak karmafl›k
üretim süreçleri tasarlayarak imalat
sanayiinde sürdürülebilir bir üstünlük
kurmay› hedeflemektedir. Di¤er
taraftan da Avrupa Komisyonu 2011
y›l›nda Avrupa Birli¤i’nde GSYH’da
giderek gerileyen imalat sanayinin
pay›n› art›rabilmek için “yeniden
sanayileflmeye” yönelik bir program
aç›klam›flt›r. Ard›ndan 2013 y›l›
bafl›nda Avrupa Birli¤i Ülkelerindeki
tüm iflverenleri temsil eden “Business
Europe” esnek çal›flma, Ar-Ge ve
istihdam teflviklerinin yeniden
düzenlenmesini içeren “Yeniden
Sanayileflme” talebini Avrupa
Komisyonu’na ve üye devletlerin
hükümetlerine iletmifltir. Avrupa Birli¤i
içinde özellikle Almanya yeni dönem
sanayileflme hareketinin en önemli
aktörleri konumundad›r. Almanya
makine imalat, otomotiv, kimya
geleneksel sanayi sektörlerinde
küresel bir liderdir. Almanya, Avrupa
Birli¤i ülkeleri içinde sahip oldu¤u
sanayi alt yap›s› sayesinde krize en
çok direnç gösteren ve en h›zl›
toparlanan ülke olmufltur. ‹nternete
dair her fleyin üretimde daha fazla
kullan›m›n› içeren trend ve bunun
endüstriyel proseslere etkisi, geliflmifl
ülkeleri yeni yönelimlere itmifltir.
Almanya, internetin üretimde
kullan›lmas›n›n yarataca¤› yeniliklerin
bir devrim niteli¤inde olaca¤› vurgusu
yaparak gelecek dönem senaryosunu
Endüstri 4.0 bafll›¤› alt›nda
tan›mlamaktad›r. Bu kapsamda “4.
Endüstri Devrimi” kavram› ilk olarak
2011’de Almanya’daki Hannover
Fuar›’nda kullan›lm›flt›r (Ege, 2014).
Almanya bütün olarak tüm imalat
sanayini özelde ise makine imalat
sanayini etkileyecek olan Endüstri
4.0 konseptinin bafl›n› çeken ülke
konumundad›r.
‹malat sanayi tüm dünyada sanayi
devriminden bu yana büyümenin,
üretimin, verimlili¤in, teknolojik
geliflmenin ve inovasyonun itici gücü
olmufl, toplumsal anlamda refah›n ve
istihdam›n da en büyük kayna¤›
olarak önemini korumufltur.
Geliflmekte olan ülkeler de ‹kinci
Dünya Savafl› sonras› dönemden
itibaren geliflmifl ülkelere yetiflmenin
yolunun sanayileflmeden geçti¤inin
fark›nda olarak imalat sanayinin
kurulup gelifltirilmesine büyük önem
vermifllerdir.1970’lerin ortalar›na
kadar istikrarl› bir büyüme h›z›
yakalayan Brezilya, G. Kore, Türkiye
gibi geliflen ülkeler bu dönem içinde
imalat sanayi yat›r›mlar›n› yüksek
tutmaya büyük çaba
harcam›fllard›r.1980’li y›llarla birlikte
dünyada imalat sanayinin mekansal
da¤›l›m› de¤iflikli¤e u¤ram›fl imalat
faaliyetleri daha çok yeni sanayileflen
ülkeler taraf›ndan üstlenilmeye
bafllam›flt›r. Di¤er taraftan 1980’li
y›llardan itibaren tüm dünya ülkeleri
Makale
için hizmetlerin öneminin artt›¤›
finansal liberalizasyonla desteklenmifl
bir finansal sistem odakl› büyüme
sürecinin giderek daha fazla egemen
oldu¤u gözlenmektedir. Finansal
sistem kökenli 2008 krizi ise unutulan
bir amaç olan sanayileflmenin
yeniden gündeme gelmesi için bir
vesile olmufltur. Art›k geliflmifl olsun
geliflmekte olsun daha fazla ülkede
dünyada sanayinin göreceli olarak
önemini yitirmesi ve rekabetçili¤ini
kaybetmesiyle birlikte yaflanan
sanayisizleflme süreci sorgulanmakta
yeniden sanayileflme tart›fl›lmaktad›r
(Eser,2014:27). Yeniden sanayileflme
tart›flmalar› sanayi politikas›nda da
farkl› yaklafl›mlar› gündeme
tafl›maktad›r. Yeni sanayi politikas›
çerçevesinde; üretim teflvikleri ile ArGe ve yat›r›m teflvikleri, finansmana
eriflimin kolaylaflt›r›lmas›, ifl yapma
ortam›n›n iyilefltirilmesi gibi geleneksel
politika araçlar›na ek olarak, üretim
ekosistemi oluflturma ve iflleyiflini
iyilefltirme, firmalar aras›, özel sektör,
üniversiteler ve kamu kurumlar›
aras›nda ba¤lant›lar› kuvvetlendirme,
üretim ekosisteminin geliflmesine
yard›mc› olacak kurumlar› oluflturma
gibi yöntemler de kullan›lmaya
bafllanm›flt›r (Aslankurt, 2013).
2. Türkiye Ekonomisinde
Sanayisizleflme: Nedenleri ve Sonuçlar›
Türkiye ekonomisi 1980’li y›llar›n
bafl›na kadar uygulanan ithal ikameci
sanayileflme politikalar› ile belirli
ölçüde bir imalat sanayi birikimi
oluflturmay› baflarm›flt›r. 1980 y›l›ndan
itibaren izlenen ihracata yönelik
sanayileflme politikas› sonucu ülke
sanayi d›fl rekabete aç›lm›flt›r. 1980’li
y›llar boyunca sa¤lanan ihracat art›fl›
imalat sanayinin yeterli rekabet
gücüne sahip olmamas› nedeniyle
devlet taraf›ndan verilen teflviklerle
sürdürülmeye çal›fl›lm›flt›r. 1980’li
y›llar›n sonunda yaflanan d›fl
finansman ihtiyac› ise ekonomide
sermaye ak›mlar›n›n serbest
b›rak›lmas›na olanak sa¤layan d›fl
finansal liberalizasyonu zorunlu
k›lm›flt›r.
1990’l› y›llar›n ikinci yar›s›ndan itibaren
günümüze Türkiye ekonomisinde
imalat sanayinin konumu ticarete
konu olan sektörler ile ticarete konu
olmayan sektörlerin göreli fiyatlar›
efldeyiflle iç ticaret hadleri yard›m›yla
fiekil 1: Türkiye Ekonomisinde ‹ç Ticaret Hadleri (1998=100) kullan›larak çizilmifltir.
Kaynak: Aydo¤ufl, 2014:11’deki Ek Tablo verileri kullan›larak çizilmifltir.
incelenecektir. Ticarete konu olan
mal üreten sektörler genel olarak
imalat sanayi, tar›m ve madencilik
olarak kabul edilirken ticarete konu
olmaya mal üreten sektörler ise inflaat
ve hizmetler olarak kabul
edilmektedir. ‹ç ticaret haddi kavram›,
ise ayn› ülkedeki farkl› sektörlerin
(tar›m, sanayi, hizmetler gibi) fiyat
endeksleri oranlar›n› tan›mlamaktad›r.
Fiyat politikalar› ve dolay›s›yla
sektörlerde yaflanan farkl› fiyat art›fllar›
sektörel gelir da¤›l›m› üzerinde, iç
ticaret hadlerini de¤ifltirmek suretiyle,
önemli etkiler yaratabilmektedir
(Uysal, 2007:30). Bu nedenle yaz›da
sektörler aras›nda kaynak transferinin
yönünün ortaya konulmas›nda iç
ticaret hadleri kullan›lm›flt›r.
fiekil 1’de imalat sanayi ile inflaat ve
hizmetler sektörleri aras›ndaki iç
ticaret hadlerinin geliflimi yer
almaktad›r.1998-2013 y›llar› aras›nda
imalat sanayi/hizmetler iç ticaret
haddi kesintisiz imalat sanayi aleyhine
seyretmifltir. Ayn› dönemde imalat
sanayi/ inflaat iç ticaret haddi 20012003 aras›nda k›sa süreli olarak imalat
sanayi lehine geliflse bile 2004
sonras› dönemde yine kesintisiz
olarak ve giderek artan oranda imalat
sanayi aleyhine geliflmifltir. Özet
olarak 1990’l› y›llar›n ikinci yar›s›ndan
itibaren yaflanan sanayisizleflme
sürecinin esas belirleyicisi imalat
sanayicinin göreli olarak gerilemesi
olmufltur; imalat sanayinin
gerilemesinin ard›nda yatan temel
nedenlerden birisi ise iç ticaret
haddinin imalat sanayi aleyhine,
hizmetler ve inflaat lehine geliflmifl
olmas›d›r (Aydo¤ufl, 2014). Türkiye
ekonomisinde yaflanan bu
sanayisizleflme sürecinin nedeni
hizmetler ve inflaat sektörlerindeki
karl›l›¤›n imalat sanayine göre yüksek
seyretmesine olanak sa¤layan
makroekonomik koflullarda
aranmal›d›r. Efldeyiflle Türkiye
ekonomisinde finans› ekonominin
oda¤›na koyan politikalar sonucu
kaynaklar ticarete konu olmayan
sektörler lehine yeniden da¤›t›lm›flt›r.
(fiekil 1)
Türkiye’de 1989 y›l›nda 32 Say›l›
kararname ile serbest b›rak›lan k›sa
vadeli sermaye giriflleri arz ve talep
kanallar› yoluyla ekonomi üzerinde
etkili olmufltur. Arz kanal› yat›r›m
davran›fllar›n› belirlerken, talep kanal›
ise tüketim davran›fllar›n›
belirlemektedir (Cimeno¤lu ve
Yentürk 2005). Sermaye giriflleri arz
kanal› yoluyla yat›r›m davran›fllar›n›
belirlemektedir. Sermaye girifllerinde
yaflanan art›fla ba¤l› olarak, Türkiye
ekonomisinde ticari olmayan mal
üreten sektörler fiyatlar› (PNT) ile ticari
mal üreten sektör fiyatlar› (PT)
aras›ndaki göreli iliflki de¤iflmifltir.
PNT/ PT oran›n›n artmas›na ba¤l›
olarak yat›r›mlar ticari olmayan
sektörlerde yo¤unlaflmaktad›r.
Yat›r›mlar›n bu sektöre yönelmesi,
d›fla aç›lma ile oluflan göreli fiyat
yap›s›n›n ticari olmayan mal üretimini
kârl› hale getirmesi ile aç›klanabilir.
Sektörlerdeki kârl›l›k farklar›n›n temel
nedeni, yat›r›m mal› fiyatlar›nda ortaya
ç›kan art›fllar›n ürün fiyatlar›na
yans›t›labilmesi sorunudur. Yat›r›m
mal› fiyatlar›nda ortaya ç›kan art›fllar›
ürün fiyatlar›na yans›tabilen
sektörlerdeki kâr oran› artmakta,
yans›tamayan sektörlerde ise kâr
oranlar› düflmektedir (Yentürk
1997:18-19). Ticari mal fiyatlar›,
39 Bak›fl 132
fiyatlar›n uluslararas› düzeyde
eflitlenmesi gere¤i, benzer mal üreten
di¤er ülke fiyatlar›ndan daha yüksek
olamamaktad›r. Bu nedenle bu
sektörlerde üretim maliyet art›fllar›
tam olarak nihai fiyatlara
yans›t›lamamaktad›r. Ticari olmayan
mal üreten sektörlerde eksik rekabetçi
piyasa yap›s›n›n yaratt›¤› mark-up tipi
fiyatlama davran›fllar› maliyetlerin
nihai fiyatlara kolayca
yans›tabilmesine olanak tan›maktad›r.
(Yeldan vd¤. 2000:31). Bu nedenle
Türkiye ekonomisinde göreli fiyatlar
ticarete konu olmayan sektörler lehine
geliflmifl ve bu sektörlerde kârl›l›k ve
yat›r›mlar yükselmifltir. Özellikle imalat
sanayi inflaat iç ticaret hadlerinde
2000’li y›llar›n ikinci yar›s›ndan itibaren
bafllayan gerilemenin nedenleri ise
toplu konut yap›m›n›n h›zlanmas›,
konut kredilerindeki art›fllar, artan
kentleflme ile kentsel dönüflüm gibi
uygulamalar sonucunda oluflan kent
rantlar›n›n sektörün fiyatlar›n›
yükseltmesi olarak kabul edilebilir.
‹ç ticaret hadlerinin imalat sanayi
aleyhine geliflmesi Türkiye
ekonomisinin hizmetler ve inflaat
sektörü oda¤›nda büyüdü¤ünü
göstermektedir. Böyle bir büyüme
süreci Türkiye ekonomisinde d›fl
finansman ba¤›ml›l›¤›n› artt›rm›fl ve
cari aç›k gibi yap›sal sorun alanlar›n›n
oluflmas›na katk› sa¤lam›flt›r.
Tablo 1: Cari ‹fllemeler Dengesi
(GSYH’n›n Yüzdesi)
Geliflen Ekonomiler
Arjantin
Brezilya
Malezya
Meksika
Hindistan
Tayland
Çin
Tayvan
G Kore
Geliflmifl Ülkeler
Fransa
Almanya
‹talya
Japonya
Birleflik Krall›k
‹spanya
ABD
Türkiye
2005
2.1
1.5
14.4
-1.0
-1.1
-4.3
5.7
4.8
1.4
2006
2.7
1.2
16.0
-0.8
-1.0
1.1
8.3
6.9
0.3
2007
2.0
0.1
15.3
-1.4
-1.2
6.3
10.0
8.9
1.0
2008
1.4
-1.7
17.0
-1.8
-2.2
0.7
9.2
6.8
0.3
2009
2.0
-1.4
15.5
-0.9
-2.7
8.3
4.7
11.3
3.7
2010
-0.2
-2.2
10.9
-0.3
-2.6
3.1
3.9
9.3
2.6
2011
-0.7
-2.1
11.5
-1.0
-4.1
2.5
1.8
8.9
1.5
2012
-0.2
-2.4
5.7
-1.2
-4.7
-0.4
2.5
10.6
4.1
2013
-0.8
-3.6
3.9
-2.0
-1.7
-0.6
1.9
11.7
6.1
2014*
-0.8
-3.5
4.3
-1.9
-2.0
2.8
1.7
11.8
5.8
-0.4
4.8
-0.8
3.7
-1.8
-7.3
-5.6
-4.4
-0.5
5.9
-1.4
4.0
-2.8
-8.9
-5.8
-6.0
-0.9
7.1
-1.2
4.8
-2.1
-9.9
-4.9
-5.8
-1.6
5.9
-2.8
2.9
-0.9
-9.6
-4.6
-5.5
-1.2
6.0
-1.9
2.8
-1.4
-4.8
-2.6
-1.9
-1.2
5.8
-3.4
3.9
-2.6
-4.4
-2.9
-6.2
-1.7
6.2
-2.9
2.1
-1.4
-3.7
-2.9
-9.6
-2.1
7.3
-0.2
0.9
-3.8
-1.2
-2.8
-6.1
-1.3
7.0
0.9
0.6
-4.5
0.7
-2.3
-7.9
-1.4
6.2
1.1
0.9
-4.2
0.1
-2.4
-5.8
Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database *Tahmin
40 Bak›fl 132
Ticari olmayan mal üreten sektörlerde
yat›r›mlar›n artmas› ekonominin uzun
dönemde ihracat kapasitesini
düflürerek, döviz kazanma olana¤›n›
azaltmaktad›r. Döviz geliri azalan bir
ekonomi için cari ifllemler a盤›n›n
sürdürülebilirli¤i merkezi bir sorun
haline gelmektedir. Tablo’1 deki
veriler ›fl›¤›nda Türkiye ekonomisinin
cari ifllemler dengesi incelendi¤inde
yaklafl›k son on y›ll›k dönemde birçok
geliflmekte olan piyasa ekonomisine
göre sürekli olarak daha kötü bir
performans gösterdi¤i
gözlenmektedir. Cari ifllemler
a盤›ndaki kötüleflmeye Türk liras›n›n
reel anlamda de¤er kazanmas›,
ithalattaki h›zl› art›fl, önemli ölçüde
sermaye girifli ve a¤›rl›kl› oranda iç
talebe ba¤l› büyüme efllik etmifltir
(Aytaç, 2014:385). Türkiye
ekonomisinin d›fl ticaretinin teknolojik
yap›s› ekonominin d›fl finansa ba¤›ml›
olmas›n›n arkas›ndaki en önemli
nedendir. Ülkelerin d›fl ticarette
uzmanlaflt›klar› ürünler ile büyüme
performans› aras›nda güçlü bir iliflki
bulunmaktad›r. Bu nedenle d›fl
ticarette teknolojik düzeyi ve
karmafl›kl›¤› daha yüksek ürünlerde
uzanmalaflan ülkelerin uzun
dönemde daha yüksek kifli bafl› gelir
düzeyine ulaflma olas›l›klar›
artmaktad›r (Atiyas ve Bak›rtafl,2012).
Türkiye ekonomisinde d›fl ticaretin
teknolojik yap›s›na iliflkin veriler ise
fiekil 2’de yer almaktad›r. Bu veriler
incelendi¤inde Türkiye imalat
sanayinin hem ihracatta hem de
ithalatta orta ve düflük teknolojilere
dayal› bir d›fl ticaret yap›s›na sahip
oldu¤u gözlenmektedir. Özellikle orta
teknolojili sektörler aras›nda endüstri
içi ticaret yo¤un olarak
gerçekleflmektedir. ‹malat sanayi
ithalat›nda düflük teknolojili sektörlerin
pay›n›n ihracata oranla göreli olarak
düflük olmas›n›n temel nedeni düflük
teknolojili sektörlerin belirli bir üretim
yetenek düzeyine ulaflm›fl olmas›
neticesinde bu sektörler için ithalat
ba¤›ml›l›¤›n›n düflük kalmas›d›r
(Efliyok, 2015). Türkiye’de otomotiv
ve makine imalat sanayilerinde
yaflanan ihracat art›fllar›na ba¤l›
olarak son on y›ll›k dönemde ihracat
portföyünde orta yüksek teknolojili
sektörlerin a¤›rl›¤› artmaya
bafllam›flt›r. Ancak bu yap›sal
dönüflüm yüksek büyüme h›z›na
Makale
sahip di¤er geliflmekte olan ülkelerle
karfl›laflt›r›ld›¤›nda oldukça yavafl
geliflmifltir (Aytaç,2014:389). Türkiye
imalat sanayi yeterince teknolojik
yo¤un üretim yapamad›¤› için hem
yüksek teknolojili ürün ihracat› hem
de ithalat› toplam d›fl ticaretinde
düflük bir paya sahip bulunmaktad›r
(Efliyok, 2013). Ülke ihracat›nda
yüksek teknolojili sektörlerin pay› %4
seviyesinin üzerine ç›kma baflar›s›
gösterememifltir Yüksek teknolojili
sektörlerde d›fl ticaret hacminin düflük
seyretmesi sanayi üretim yap›s›n›n
düflük ve orta teknolojilere dayal›
olarak geliflmesi nedeniyle sanayinin
ileri teknoloji talebinin s›n›rl›
olmas›ndan kaynaklanmaktad›r.
fiekil 2: Türkiye’nin D›fl Ticaretin
Teknolojik Yap›s› (Toplam ‹hracat ve
‹thalat›n Yüzdesi Olarak Sektörlerin
Teknolojik Düzeyi)
sürecinde sanayi politikalar›n›n rolüne
yap›lan vurgunun artt›¤›
gözlenmektedir. Türkiye
ekonomisinde artan d›fl finansman
bask›s› ve finans odakl› büyüme
stratejisi sektörler aras›ndaki göreli
fiyat yap›s›n›n imalat sanayi aleyhine
bozulmas›na neden olmufltur. Bu
nedenle kaynaklar imalat sanayinden
inflaat ve hizmetler sektörüne do¤ru
yeniden da¤›t›lmaktad›r. Bu kaynak
aktar›m süreci imalat sanayinin daha
teknoloji yo¤un üretim ve ihracat
olana¤›na sahip olmas› için gerekli
olan yat›r›mlar›n yap›lamamas›na
neden olmaktad›r. Türkiye
ekonomisinin daha yüksek bir
büyüme performans› göstermesinin
üretimde verimlili¤in artmas›na ve
ihracat›n›n çeflitlenerek teknolojik
olarak daha karmafl›k ürünlerden
oluflmas›na ba¤l› oldu¤u çok aç›kt›r.
Ülke ihracat›nda ve üretiminde
teknolojik derinleflmenin sa¤lanmas›
yeniden sanayileflmeyi dikkate alan
bir sanayi politikas› ile olanakl›
olacakt›r. Türkiye imalat sanayi düflük
ve orta teknolojili ürünlerin üretiminde
uzmanlaflm›fl ithalat ba¤›ml›l›¤›
yüksek bir yap›ya sahiptir. Bu nedenle
Türkiye için sanayi politikas›n›n ana
stratejik hedefleri yurt içi katma de¤eri
artt›r›lmas› ile yerli aramal› ve
hammadde üretiminin gelifltirilmesine
paralel sanayinin ithalat ba¤›ml›l›¤›n›n
düflürülmesi olmal›d›r. Kapsay›c› ve
sürdürülebilir bir büyümenin öneminin
artt›¤› kriz sonras› dönemde politika
yap›c›lar için Türkiye ekonomisinin
as›l gündemini yerli teknoloji üretimine
odaklanan ve beceri düzeyi yüksek
iflgücünü yetifltirmeyi hedefleyen
uzun vadeli yeniden sanayileflme
politikas› oluflturmal›d›r. Ancak bu
sanayi politikas› çerçevesi
oluflturulurken kaynak da¤›l›m›nda
sadece piyasan›n görünmez eline
güvenildi¤inde ekonomide teknolojik
ilerleme ve sürdürülebilir iktisadi
büyüme sa¤lanamayaca¤› gerçe¤i
mutlaka dikkate al›nmal›d›r.
KAYNAKLAR
Aslankurt B. (2013) “Türkiye, ABD Ve Hindistan’da
Sanayi Politikas›: Onuncu Kalk›nma Plan›
Kapsam›nda Bir De¤erlendirme” TEPAV
Atiyas ‹. Bak›rtafl O. (2012) “Türkiye’de Büyümenin
K›s›tlar›: Bir Önceliklendirme Çal›flmas›” TÜS‹AD
Aydo¤ufl O. (2014) “Türkiye Ekonomisi Nas›l
Sanayisizleflti?” ‹ktisat ve Toplum, Say›:50
Kaynak: TÜ‹K verileri
OECD sektörleri Ar-Ge yo¤unlu¤una
göre dört ana s›n›fa ay›rmaktad›r:
Düflük teknoloji yo¤un sektörler (G›da,
‹çki ve Tütün, Tekstil, A¤aç ve Mantar
Ürünleri vb.),orta düflük teknoloji
yo¤un sektörler (Ana Metal Sanayi,
Plastik ve Kauçuk Ürünleri vb.) orta
yüksek teknoloji yo¤un sektörler (
Makine ve Teçhizat, Motorlu Kara
Tafl›t›, Elektrikli Makine ve Cihazlar
vb.) ve yüksek teknoloji yo¤un
sektörler (Büro, Muhasebe ve Bilgi
‹fllem Makineleri, T›bbi Aletler, Hassas
ve Optik Aletler, ‹laç vb.)
3. Sonuç:
Kriz sonras› dönemde artan yeniden
sanayileflme tart›flmalar›
de¤erlendirildi¤inde özellikle
geliflmekte olan ülkeler için büyüme
teknolojik düzeyin yükselmesi
teknolojik geliflmenin motoru
konumunda bulunan imalat sanayinin
ihtiyaçlar›na uygun fiziki ve befleri
sermaye yat›r›mlar› ile olanakl›d›r.
Ülke kaynaklar›n›n imalat sanayi
yerine verimlili¤in göreli olarak düflük
oldu¤u hizmetler ve inflaat
sektörlerine kaymas› Türkiye
ekonomisinin teknolojik yetenek
düzeyinin yükselmesi önünde bir
engel olmaktad›r. Türkiye’nin de
mevcut büyüme ve sanayi
stratejisinde de¤iflim gereksinimi
oldu¤u aç›kt›r. Teknolojik geliflmenin
dolay›s›yla e¤itim ve teknoloji
politikalar›n›n sürdürülebilir iktisadi
büyümenin temel flart› oldu¤u
unutulmamal›d›r. Bu nedenle
üretimde teknik bilgi ve beceri
düzeyini yükselterek sanayinde
Aytaç E. (2013) “Türkiye: Dengeli ve Sürdürülebilir
Yüksek Büyüme Peflinde”, fienses, F, Z. Önifl ve
C. Bak›r (der.) (2013) Ülke Deneyimleri Ifl›¤›nda
Küresel Kriz ve Yeni Ekonomik Düzen, ‹letiflim
yay›nlar›, ‹stanbul
Çimeno¤lu, A. Yentürk, N. (2005). "Impacts of
International Capital Inflows on The Turkish
Economy", Emerging Markets Finance and Trade,
41(1)
Ege B. (2014) “Endüstri 4.0 Devrimi Kap›da m›?”
Bilim ve Teknik, May›s 2014
Eser U. (2014) “Dünya Yeniden Sanayiye Dönerken
Türkiye Dünya Sanayinin Neresinde” ‹ktisat ve
Toplum, Say›:45
Efliyok A. (2013) “Türkiye ‹malat Sanayinin
Teknolojik Yap›s›: Sürdürülebilir mi?” ‹ktisat ve
Toplum, Say›:31-32
Efliyok A. (2015) “Düflük Teknolojilere Dayal› Üretim
ve ‹hracat?” Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji,
Say›:1455 6 fiubat
Uysal Y. (2007) “Türkiye’de Enflasyon: Sektörel
Kaynaklar› ve ‹ç Ticaret Hadleri” Finans Politik&
Ekonomik Yorumlar,Cilt: 44 Say›:508 21-34
Yeldan, E. Voyvoda E. Özcan K. (2000) “1980
Sonras› Türk ‹malat Sanayinin Geliflme Dinamikleri
Üzerine Gözlemler” ‹ktisat ‹flletme Finans Dergisi,
Kas›m s:23-37.
Yentürk, N. (1997) Türk ‹malat Sanayiinde Ücretler
‹stihdam ve Birikim, Fredrich Ebert Vakf› Yay.,
‹stanbul.
41 Bak›fl 132
Baflkan
Yard›mc›s›ndan
Tuncer Hatuno¤lu
Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s›
Yenilikçi Liderlik ve Motivasyon
H›zla artan nüfus, daralan
kaynaklar, insanlar›n daha iyiye
en ekonomik biçimde eriflme
istekleri ifl dünyas›nda rekabeti
giderek artt›r›yor.
H
Üretim yöntemleri, pazarlama
stratejileri, yönetim biçimleri sonucu
do¤rudan etkiliyor.
Dolay›s›yla kurumlar yenilikçili¤e
eskisinden çok daha fazla ihtiyaç
duyuyorlar.
Peki iflletmeler daha yenilikçi nas›l
olabilecek?
Yeni ürünler gelifltirmek, en ekonomik
yöntemlerle üretmek ve pazarlama
stratejileri araflt›rmak kuflkusuz
liderlerin ana görevi.
Ancak liderlikle ilgili tüm e¤itimlerde
ve yay›nlarda vurgulanan ise
çal›flanlar›n sesine kulak vermektir.
Çünkü en iyi fikirler iflgören taraf›ndan
yarat›l›r. Bu gerçek genel kabul
gördü¤ü için de de¤iflik yöntemler
gelifltirilir, öneri sistemleri kurulur.
Gerçek k›v›lc›m› çakacak, üretim
sürecinde büyük heyecanlar
yaratacak yeni fikirlerin çok zor ç›kt›¤›
hatta ç›kmad›¤› için bu çabalar ve
giriflimler bir müddet sonra kan›ksan›r
ve s›radanlafl›r.
Çal›flanlar ise belki de hakl› olarak
düflünmek için vakitleri olmad›¤›ndan,
çok yo¤un olduklar›ndan, angarya
birçok iflle u¤raflt›klar›ndan yeni fikirler
üretmek için f›rsatlar› olmad›¤›n›
söylemektedirler.
42 Bak›fl 132
Gerçe¤i vurgulamak gerekirse haks›z
da say›lmazlar. Üretim s›ras›nda yeni
fikirler yaratmak çok da kolay de¤ildir.
Asl›nda çözüm insan›n tabiat›nda
sakl›.
‹nsanl›k tarihine bak›ld›¤›nda büyük
düflüncelerin, büyük fikirlerin bir
hedefe inanan insanlar taraf›ndan
yarat›ld›¤›, onlar› sürekli düflünmeye
iten gücün varmak istedikleri hedefe
olan tutkular› oldu¤u görülüyor
Bana göre çözüm, kurum-çal›flan
ikilisinin hedef birlikteli¤ini
sa¤lamaktan geçiyor.
Ortak hedefe odaklan›ld›¤›nda, fikir
üretmek için çal›flma saatleri ile s›n›rl›
kal›nmayacak ifl saatleri d›fl›na da
tafl›lacakt›r.
Günümüzde iflletmeler stratejik
yönetim felsefesine uygun olarak
vizyon ve misyonlar›n› belirlemekteler
ve üst yönetim kademeleri de buna
odaklanmaktad›r. Ancak bu tabana
yay›lamad›¤› için çal›flanlar›n bireysel
hedefleri ile kurumsal vizyon aras›nda
paralellik sa¤lanamamakta,
dolay›s›yla ortak hedefler
oluflturulamamaktad›r.
Burada bireylerin hayat görüfllerinin,
beklentilerinin farkl›l›¤› bu paralelli¤i
kurmak için bir engel olarak
görülebilir. Herkesi motive edecek
unsur gerçekten farkl›d›r. Bu
nedenledir ki her çal›fl›na uyacak bir
isteklendirme sistemi gelifltirme
çabas› yerine, kiflilerin deneyimleri
ve beklentileri aras›ndaki farklar›
bilerek her birine özgü farkl›
motivasyon araçlar› gelifltirilmelidir.
Bir dönem ABD’de en çok satan
kitaplar aras›nda yer alan ve dilimize
çevrilen, Kenneth Blanchard’›n
‘Liderlik ve Bir Dakika Yöneticisi’
kitab›nda söz etti¤i gibi, “Eflit olmayan
insanlara eflitlermifl gibi
davranmaktan daha büyük bir
eflitsizlik olamaz.”
Sonuç olarak; e¤er bir lider, daha
fazla çal›flan›n› iflletmenin hedefleri
do¤rultusunda daha fazla düflünce
üretmeye sevk etmek istiyorsa,
çal›flanlar›n bireysel hedefleri ile
iflletmenin hedeflerini paralel hale
getirmelidir. Böylelikle çal›flanlar
iflletmelerinin hedeflerinin
gerçekleflmesine yönelik daha fazla
fikir üreteceklerdir. Kendilerini
sistemin bir parças› olarak görecekler
ve daha fazla kat›l›mc›, daha fazla
üretken olacaklard›r.
Asl›nda bu sonucu çok daha
genelleyebiliriz. Nas›l ki flirketlerimizin
baflar›s› ekibimizle ortak hedeflere
kilitlenmekten geçiyorsa, benzer
fleklide gerek kamuda gerekse sivil
toplum kurulufllar›nda da baflar›,
hizmet edenleri kurumun hedefleri
do¤rultusunda ortak hedefe
kilitlemekten, onlar› bireysel olarak
motive edecek hedefleri ile kurumun
hedeflerini paralel hale getirmekten
geçiyor. .
Son söz: Liderlik zor zanaat.
Dr. Bahad›r Kalea¤as›
TÜS‹AD Uluslararas› Koordinatörü Bosphorus Enstitüsü Baflkan›
Businesseurope Türkiye’yi
TTIP’de destekliyor
K
uantum fizi¤i mekanikleri
Türkiye’nin uluslararas›
iliflkilerinde de geçerli. ‹lk
bak›flta farkl› atomlar›n etraf›nda
dönen protonlar gibi görünen,
birçok ekonomik alan›n içinde
geliflen olaylar di¤er alanlarla
do¤rudan ve ait olduklar› alandan
ba¤›ms›z olarak etkileflim içinde
olabilmekteler. Ulusal ekonomiler,
uluslararas› anlaflmalar, siyasal
sistemler, flirketler, ifl dünyas› temsil
kurulufllar›, lobiler, sivil toplum,
ihaleler, krediler, tedarik zincirleri,
iflaslar, borsalar, yerel yönetimler…
Ekonominin matematiksel çerçevesi
ötesinde, siyaset, teknoloji, sosyal
psikoloji, güvenlik sorunlar›, askeri
çat›flmalar, çevre sorunlar› gibi
alanlarda manyetik dalgalar
birbirine kar›flan bir sarmal
oluflturuyor. fiirket, kamu veya
bireysel yaflam yönetimimizde
eflzamanl› veya vadeli olarak her
olay›n etkileri ço¤al›yor. Günlük
ekonomik yaflam›m›z bu galaksinin
içinde bir yörüngede ilerliyor.
BUSINESSEUROPE
Bu diyalektik karfl›l›kl› etkileflim
içinde Avrupa ekonomisi ve ifl
dünyas›n›n ortak ç›karlar›n›
tan›mlayarak bu ekonomiye yön
vermeye çal›flan
BUSINESSEUROPE da Türkiye
aç›s›ndan daha fazla dikkat
gerektiriyor. BUSINESSEUROPE,
Avrupa Özel Sektör
Konfederasyonu olarak AB üyesi
ve aday ülkelerden özel sektör
44 Bak›fl 132
temsil kurulufllar›n› bünyesinde
topluyor. Avrupa ifl dünyas›n›n ortak
sesi olarak AB kurumlar› ve
hükümetleri taraf›ndan resmen
Avrupa özel sektörünün temsil
kuruluflu olarak tan›n›yor. Uzman
komiteleri, ihtisas komisyonlar› ve
en üst düzey siyasal ve ekonomik
giriflimleriyle BUSINESSEUROPE
AB siyaset oluflturma ve karar alma
sürecinin temel direklerinden biri.
Türkiye'den TÜS‹AD ve T‹SK
BUSINESSEUROPE'un tam üyesi.
Bu çal›flmalara kat›larak ulaflt›¤›m›z
her bilgiyi paylaflmam›z mümkün
olmasa da, birçok aç›dan Avrupa
ifl dünyas› gündemini Türkiye
kamuoyunun dikkatine sunmakta
yarar görüyoruz.
BUSINESSEUROPE’a göre, TTIP
anlaflmas›nda KOB‹’ler ve ifl
dünyas›n›n geneline olan faydalar›
listesi “gümrük vergilerinin
kald›r›lmas› ve ifllemlerinin
kolaylaflt›r›lmas›” ile bafll›yor.
Dünyan›n en önemli iki ticari partneri
olan AB ile ABD aras›nda bu
sorunun çözümü flirket dünyas› için
hala heyecanla beklenen bir
geliflme. Buna ek olarak tarife d›fl›
engellerin azalt›lmas›, hizmetler
alan›nda ticaretin serbestlefltirilmesi,
kamu ihaleleri konusunda engellerin
azalt›lmas›, standartlar›n uyumu ve
fikri mülkiyet haklar› ile öncelikler
listesi tamamlan›yor.
Transatlantik ekonomi
Avrupa Birli¤i’ndeki ABD yat›r›mlar›,
Asya’dakilerden üç kat› fazla.
Belçika gibi küçük bir Avrupa
ülkesinde bile Çin’deki daha fazla
ABD yat›r›m› var. Ayn› flekilde,
ABD’deki AB yat›r›mlar› da
muazzam: Çin ve Hindistan’daki
AB yat›r›mlar›n›n sekiz kat›. Bu
yat›r›mlar›n toplam› 3.3 trilyon dolar.
‹ki taraf aras›ndaki y›ll›k 5 trilyon
dolarl›k ticaretin de üçte biri flirket
içi transferler. Bu ticaret ortakl›¤›n›n
yüzde 98’sinde önemli bir ihtilaf
yok. Ayr›ca Transatlantik ekonomik
alan onbefl milyonu aflk›n istihdam›n
da sorumlusu. Bu verilerin küresel
izdüflümü ise konunun önemini
daha da iyi vurguluyor. Dünya
ekonomisi ölçe¤inde, ABD art› AB
eflittir:
• Küresel toplam GS‹H’nin yaklafl›k
yar›s›, ticaretinin üçte biri
• Araflt›rma-gelifltirmenin yüzde
58’si
• Y›lda 120 miyar dolar ile
kalk›nmakta olan ülkelere en önemli
yard›m kayna¤›.
Dünyan›n di¤er ülkeleri bu derin
ortakl›ktan do¤rudan etkileniyor.
Hemen hemen tüm ülkelerin en
önemli ticaret veya yat›r›m orta¤›
ya AB, ya da ABD. Bu nedenle
uluslararas› ticaret kurallar› ve
standartlar› esas olarak
Washington-Brüksel ekseninde
belirleniyor. Bu ortakl›¤› daha ileriye
tafl›yacak olan TTIP, AB
Komisyonu’nun yapt›rtt›¤›
araflt›rmaya göre AB’ye y›lda 120
milyar euro, ABD’ye de 100 milyar
Makale
Euro ek kazanç getirecek. Dünyan›n
geri kalan› içinde bu artan ticaret
ve yat›r›mlar›n art› kazanc› 100
milyar Euro olarak tahmin ediliyor.
Eflzamanl› olarak AB’nin Japonya,
G.Kore, Kanada, Hindistan, Güney
Amerika gibi farkl› eksenlerde
geliflen serbest ticaret anlaflmalar›,
ABD’nin Çin d›fl›nda kalan bölge
ülkeleri ile Transa Pasifik Ortakl›k
anlaflmas› müzakerelerinin
h›zlanmas›, Dünya Ticaret Örgütü
ve G20 gibi farkl› ekonomik enerji
kaynaklar›n›n birbirleriyle
etkileflimleri karmafl›k bir kozmos
oluflturuyor.
Türkiye için önemi
TTIP anlaflmas› -ayr›nt›l› bir metin
ile veya olabildi¤i kadar› ile- yak›n
bir gelecekte zorlu siyasal onay
süreçlerinde geçerek yürürlü¤e
girebilir. Zaten AB ile ABD aras›nda
1990’l› y›llarda beri devem eden bir
Transatlantik Ortakl›k süreci söz
konusu. Birçok alanda tarife
indirimlerinden mevzuat uyumuna
kat edilmifl uzun bir yol var geride.
O zamanlardan, 1990’lardan beri
bu konun Türkiye için önem ve
etkisinin dikkate al›nmas›n›
savunuyoruz. Sonunda, çok geç
olarak Türkiye konuya vak›f oldu.
ABD ile serbest ticaret anlaflmas›
için giriflimler var. Bu olabilir ama
as›l önemli olan Türkiye’nin
uluslararas› marka de¤eridir: Ticaret
ve yat›r›m konular›ndaki ulusal
ç›karlar› ad›na oluflmakta olan
Transatlantik ekonominin içinde yer
almas›d›r.
Bu konu çok boyutlu:
1 - ‹kili ticaret: AB, ABD ve bu
ülkelerin üçüncü ülke ortaklar› ile
Türkiye aras›ndaki ticaretin sektörel
etkileri Türkiye aç›s›ndan
olumsuzluklar içeriyor. Türkiye AB
ile gümrük birli¤i uyar›nca AB’nin
d›fl ticaret politikas›na uyumlu olmak
zorunda. Ayr›ca AB ile ekonomik
mevzuat uyumunda da ileri bir
noktada. Bu aç›dan Meksika ve
Kanada’n›n ABD ile NAFTA
ortakl›¤›na simetrik bir durum söz
konusu de¤il.
2 - Dünya ticareti: TTIP ve TPP
(Trans Pasifik Anlaflma) ikili ticaret
eksenlerini geliflirken, DTÖ
nezdindeki çok tarafl› süreci bir
süre geri plana düflecektir. Bu iki
anlaflma ile art›k dünya ticaret ve
yat›r›m standartlar› daha h›zl›
geliflebilir. Bunun Türkiye’nin
uluslararas› ekonomideki konumuna
yans›malar› önemli.
3 - Türkiye’nin ekonomik çekim
gücü, marka de¤eri TTIP'in bir
flekilde içinde yer almas›ndan
olumlu etkilenir:
• Uzun vadeli ihracat ba¤lant›lar›
ve kar pay›
• Yabanc› sermaye yat›r›mlar› için
istikrar ve çekim gücü
• fiirketlerin uluslararas› finansa
eriflim kolayl›¤›
• Borsa ‹stanbul’un uluslararas›
çekim gücü
• Turizm sektöründe ürün olarak
markas›, pazarlama gücü,
fiyatland›rma paylar›
• Uluslararas› flirketlerin teknoloji
a¤›rl›kl› üretim ve ar-ge birimleri için
ülke seçimlerinde avantaj.
• Vize kolayl›¤›
• Olimpiyatlar› ve Expo gibi
uluslararas› giriflimler.
TTIP +
Bunun için mevcut müzakerelerde
AB taraf›nda gözlemci olmak bir ilk
ad›m. En önemlisi ise, son anlaflma
metninde TTIP’in Türkiye, Norveç
ve ‹sviçre gibi Avrupa tek pazar›na
ileri derecede entegre ülkelere aç›k
olmas›n› sa¤layan bir madde yer
almas›d›r. Bu yönde bir siyasi irade
de Brüksel taraf›ndan flimdiden ilan
edilmelidir.
Denklemler kar›fl›k fakat AB
kurumlar› ve hükümetlerine bu
yönde bir talep bizzat kendi özel
sektöründen yap›l›yor.
BUSINESSEUROPE resmi tutum
belgesinde Türkiye’nin Transatlantik
ifl dünyas›n›n ortak ç›karlar› için
önemli bir f›rsat niteli¤i tafl›d›¤›
belirtiliyor. 1996’dan beri AB ile
Gümrük Birli¤i içinde olan
Türkiye’nin Transatlantik ekonominin
bir parças› oldu¤u vurgulan›rken,
Gümrük birli¤inin yasalar ve d›fl
ticaret politikas›nda da uyum
getirdi¤inin alt› çiziliyor. ABD’nin de
resmi olarak destekledi¤i AB’ye
kat›l›m süreci sayesinde AB tek
pazar› ile uyumunun yüksek
derecede bulundu¤u belirtiliyor.
H›zla büyüyen giriflimci bir Avrupa
ekonomisi olan Türkiye’nin
Transatlantik Serbest Ticaret ve
Yat›r›m Ortakl›¤›’na kat›l›m›n›n
Atlantik’in her iki taraf›nda bulunan
ifl dünyas›na katma de¤er
sa¤layaca¤› vurgulan›yor.
Avrupa özel sektörü Türkiye’yi
TTIP’e dâhil olmas› için destekliyor.
Kuantum boyutunun ötesinde
önemli bir güç kayna¤› bu tutum.
Türkiye AB ile müzakerelerde
Avrupa ifl dünyas› kaynakl› bu gücü
siyasal enerjiye dönüfltürmeyi
baflarmal›.
45 Bak›fl 132
“Demokrasi ve ekonomik büyüme
birlikte geliflirse anlam ifade eder”
TÜRKONFED 10. Kurulufl Y›l›
Zirvesi’nde konuflan Baflkan
Süleyman Onatça, AB standartlar›n›
yakalam›fl, demokrasiyi iliklerine
kadar hisseden ve gelecek kayg›s›
yaflamayan bir ülkede üretmeye,
koflmaya ve terlemeye devam
etmek istediklerini söyledi.
ünyesinde 23 federasyon, 155
dernek, 13 bin ifl insan› ile 35 bin
flirketi bar›nd›ran Türk Giriflim ve
‹fl Dünyas› Konfederasyonu’nun
(TÜRKONFED) Sabanc› Center’da
düzenlenen 10. Kurulufl Y›l› Zirvesi,
ifl dünyas›n›n önde gelen temsilcilerini
bir araya getirdi.
B
BUS‹AD Yönetim Kurulu Baflkan›
Günal Baylan’›n yan› s›ra baz›
Yönetim Kurulu ile Dernek üyelerinin
de kat›ld›¤› ve onur konu¤u Baflbakan
Yard›mc›s› Ali Babacan olan Zirve’de,
Türk ifl dünyas› temsilcileri 2014 y›l›n›
de¤erlendirdi, 2015 y›l›ndan
beklentilerini dile getirdi.
2015 y›l› zor geçecek
Zirvenin aç›l›fl›nda yapt›¤›
konuflmada, dünya ve Türkiye
ekonomisi için 2015 y›l›n›n zor
geçece¤ini, fakat yine de global
çerçevede yüzde 3.5 oran›nda
büyümenin mümkün olabilece¤ini
söyleyen TÜS‹AD Baflkan› Haluk
Dinçer, geliflen ülkelerin de bu
büyümenin yar›s›n› karfl›layaca¤›n›
anlatt›.
2014 y›l›n›n üçüncü çeyre¤iyle ilgili
aç›klanan ve beklentilerin yine alt›nda
kalan büyüme oran›na at›fta
bulunarak, Türkiye’nin ilk defa ‘düflük
büyüme band›na’ girdi¤ini kaydeden
Dinçer, “Geçmiflte böyle bir durum,
‘özel dönem vaka’ olarak görülürken
flimdi, giderek düflük büyüme
oranlar›n› kabul etmifl gözüküyoruz”
dedi.
46 Bak›fl 132
Çözüm sürecinin büyümeye katk›s› yüzde
1 olur
TÜS‹AD Baflkan› Haluk Dinçer flöyle
devam etti: “Kifli bafl› milli gelirimiz
en az 15 bin dolara ç›km›fl, yani orta
gelir tuza¤›n› aflm›fl olsayd›k, düflük
büyüme oran›n›n getirdi¤i s›k›nt›lar
basit önlemlerle giderilebilirdi. Öte
yandan biz, çözüm sürecinin baflar›l›
olmas› halinde bunun büyümeye
yans›mas›n›n da yüzde 1 olaca¤›n›
hesapl›yoruz.”
Daha güçlü bir Türkiye için çabal›yoruz
TÜRKONFED Baflkan› Süleyman
Onatça ise, Konfederasyon’da
‘Türkiye’nin zenginli¤i ve sinerjisi’
oldu¤unu, sadece kendi flirketlerinde
de¤il, üye olarak görev ald›klar› sivil
toplum örgütlerinde de ‘daha güçlü
bir Türkiye’ için çaba gösterdiklerini
vurgulad›. Onatça, “‹lk günden
itibaren ortak akl› hep önde tuttuk”
diye konufltu.
‘Üç farkl› Türkiye’ gerçe¤i
Türkiye’nin son dönemde orta gelir
tuza¤› ile karfl› karfl›ya kald›¤›n›n alt›n›
bir kez daha çizen Onatça, kifli bafl›
milli gelirin 10 bin dolar›n üzerine
ç›kar›lamad›¤›n›, sorunun çözümüne
katk›da bulunmak için yapt›klar›
araflt›rmalarda ise, gelir da¤›l›m›nda
‘üç farkl› Türkiye’ gerçe¤iyle
karfl›laflt›klar›n› ifade etti.
Üç ‹stanbul daha laz›m
Süleyman Onatça flöyle devam etti:
“Yapt›¤›m›z araflt›rmalarda ortaya
ç›kan sonuç flu: ‹stanbul ve
civar›ndaki 14 il, orta gelir tuza¤›
yaflam›yor. 40 kentimiz orta gelir
tuza¤›na düflme riski tafl›rken, 27
kentimiz ise b›rak›n orta gelir tuza¤›n›
TÜRKONFED’den
fakirlik fasit dairesinde yer al›yor.
Bölgesel gelir farkl›l›klar› ülkemizde
bar›fl ve refah ortam›n› korumam›z›
zorlaflt›r›yor. Biz ‘Türkiye’ye üç
‹stanbul daha laz›m’ diyoruz. Orta
gelir tuza¤›n› aflam›yor olmam›z›n en
önemli nedenlerinden birisi; e¤itimde
yaflad›¤›m›z s›k›nt›lard›r. Dolay›s›yla
öncelikle e¤itimde ilerlememiz
gerekiyor. Marka yaratam›yor, katma
de¤er üretemiyor ve potansiyelimize
yak›flan d›fl ticareti yapam›yor
olmam›zda, e¤itim düzeyimizin
düflüklü¤ü önemli pay sahibi. Nitelikli
eleman yetifltirmek ve e¤itimde
kaliteyi art›rmak için radikal ad›mlar
atmaya ihtiyac›m›z var.”
AB, Türkiye’ye dinamizm kat›yor
AB ile sa¤l›kl› iliflkilerin Türkiye’ye her
zaman dinamizm kazand›rd›¤›n› da
anlatan Onatça, “Bunu ihmal edersek
rekabet aç›s›ndan zafiyet do¤aca¤›n›
düflünüyoruz. Dolay›s›yla yarg› ve
temel haklar ile adalet, güven ve
özgürlük bafll›kl› fas›llar›n aç›lmas›
için de önemli gayretlere ihtiyac›m›z
var. AB standartlar›n› yakalam›fl,
demokrasiyi iliklerine kadar hisseden
ve gelecek kayg›s› yaflamayan bir
ülkede üretmeye, koflmaya ve
terlemeye devam etmek istiyoruz.
Demokrasi ve ekonomik büyüme
birlikte geliflmedi¤i sürece anlam
ifade etmez” dedi.
‘Ekonomide Dönüflüm Program›’
Türkiye’nin 1 Aral›k 2014’ten itibaren;
üyelerinin dünyadaki ekonomik
a¤›rl›¤› yüzde 85, nüfus yo¤unlu¤u
ise üçte iki olan G20’nin Dönem
Baflkanl›¤›’n› üstlendi¤ini an›msatarak
sözlerine bafllayan Baflbakan
Yard›mc›s› Ali Babacan da,
TÜRKONFED ile temsil etti¤i büyük
ekonomik kitlenin önemine vurgu
yapt›. “Türkiye’de istihdam, üretim ve
ihracat›n büyük k›sm›n› KOB‹’ler
gerçeklefltiriyor” diyen Babacan,
yak›n zaman önce aç›klad›klar›,
ekonomide dönüflüm program›n›n,
Türkiye’nin daha da ileri gitmesi için
çok önemli oldu¤unu kaydetti.
harcamalar›n›n rasyonellefltirilmesi.
‹fl ve yat›r›m ortam›n›n iyilefltirilmesi.
‹flgücü verimlili¤inin art›r›lmas›. Kay›t
d›fl› ekonominin azalt›lmas›. Enerji
verimlili¤i ve suyun tar›mda etkin
biçimde kullan›lmas›. Maalesef
Türkiye, küresel ›s›nmadan en
olumsuz etkilenecek ülkelerden birisi.
Suyun daha verimli kullan›lmas› için
bugünden önlemimizi almal›y›z” dedi.
rakamlara yaklaflmakta oldu¤umuzu
ifade ediyor. Bankalar üretime,
yat›r›ma ne kadar çok kredi verirse,
biz de onlara yönelik teflvik
mekanizmalar›n› hayata geçirece¤iz.
Bu alana daha çok yönelsinler diye.
Özel sektörümüzün daha çok yat›r›m
ve üretimi tercih etmesi için finans
kanallar›m›z› o yöne kanalize
ediyoruz” diye konufltu.
Bankac›l›k kurallar›m›z BASEL’den de
kat›
Türkiye’de bankac›l›k sisteminin
BASEL standartlar›ndan da kat›
kurallarla yönetildi¤inin alt›n› çizen
Babacan, son dönemde bankalar›n
özellikle ticari ve KOB‹ kredisi verme
ifltah›n›n yükseldi¤ini anlatt›. Son bir
y›lda KOB‹ kredilerinin art›fl h›z›n›
yüzde 25, tüketici kredilerinin art›fl
h›z›n› ise yüzde 8 olarak aç›klayan
Babacan, “Bu, tam da istedi¤imiz
KOB‹’lerin de¤eri art›k anlafl›lmal›
Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan
yap›lan ve TÜRKONFED’in kurulufl
öyküsü ile bugünlere nas›l
gelindi¤inin anlat›ld›¤› özel oturuma,
kurucu ve geçmifl dönem baflkanlar›
ile TÜS‹AD’›n baz› eski baflkanlar›
kat›ld›.
Yapt›¤› konuflmada, TÜS‹AD’›n
deste¤ine teflekkür eden
TÜRKONFED Yüksek Dan›flma
Babacan, “Ekonomide 25 dönüflüm
program›yla ilgili olarak eylem
planlar›n› aç›kl›yoruz. Bu bafll›klardan
baz›lar› flöyle: Üretimde verimlili¤in
art›r›lmas›. ‹thalatta d›fla ba¤›ml›l›¤›n
azalt›lmas›. Tasarruf oran›n›n
yükseltilip, israf›n azalt›lmas›. Kamu
47 Bak›fl 132
TÜRKONFED’den
Kurulu Baflkan› Celal Beysel,
“Türkiye’nin birçok yerinde yapt›¤›m›z
zirvelerin büyük faydas›n› gördük.
Ülkemizde KOB‹’lerin önemi ve
de¤eri henüz tam manas›yla
anlafl›labilmifl de¤il. Dünyada ise
KOB‹’lere büyük önem veriliyor.
Hükümet umar›z, bundan sonraki
süreçte art›k KOB‹’leri de düflünür”
dedi.
TÜRKONFED’e harcad›¤›m mesai helal
olsun
TÜRKONFED’in gönüllü ve ba¤›ms›z
bir ifl örgütü oldu¤unu söyleyen
TÜS‹AD eski Baflkan› Muharrem
Y›lmaz ise, “Gönüllülük kocaman bir
gönül, ba¤›ms›zl›k da cesaret ister.
‹laveten, temsil örgütü oldu¤umuz
için temsil etme iradesi ise özgüven
ve liderlik ister. TÜRKONFED’i
oluflturanlar› büyük gönülleri,
cesaretleri ve özgüvenleri nedeniyle
tebrik ediyorum. Buraya harcad›¤›m
mesai helal olsun. Burada çok fley
ö¤rendim ve çok güzel fleyler
paylaflt›k” diye konufltu.
‹fl dünyas›n›; “Memleketin kaynaklar›n›
kullanma yetkisini elinde
bulunduranlar” olarak tan›mlayan
Y›lmaz, bunun getirdi¤i büyük
sorumlulu¤un bilincinde olduklar›n›
ve kaynaklar›n en verimli sonuçlar
ç›karaca¤› ortam›n da demokrasi
oldu¤unu vurgulad›.
48 Bak›fl 132
Bize emanet edilen kaynaklar›n de¤erini
biliyoruz
Muharrem Y›lmaz flöyle devam etti:
“E¤er kat›l›mc› ve demokratik bir
ortamda kararlar alamazsak, o
kararlar yanl›fl oluyor, sonuçta
kaynaklar›m›z israf edilebiliyor. Biz,
bize emanet edilen kaynaklar›n
de¤erini çok iyi biliriz. Demokrasimizin
ad›m ad›m iflleyifli S‹AD’larla bafllad›.
S‹AD’lar hep birlikte ‘Biz nas›l ortak
bir güç olufltururuz’ diye bir araya
geldi ve TÜRKONFED do¤du. ‹flte
bu çat›, hakikaten büyük bir vizyonun,
demokrasi ve kat›l›mc›l›k iradesinin
sonucudur.”
KOB‹’ler AB ekonomisinin omurgas›
“AB içinde 250’den az çal›flana
sahip 20 milyon flirket
bulunuyor. Bu rakam ile
KOB‹’ler, AB flirketlerinin yüzde
98’ini temsil ediyor. AB’de özel
sektörde istihdam edilen
nüfusun üçte ikisini istihdam
eden KOB‹’ler, 2002-2010 y›llar›
aras›nda yüzde 85’lik oran ile
ekonominin di¤er tüm
aktörlerinden daha fazla yeni ifl
yaratt›…”
ÜRKONFED ad›na Dilek Ayd›n
taraf›ndan haz›rlanan ‘Avrupa
Birli¤i KOB‹ Politikalar› 20152019’ raporunda; Küçük ‹flletmeler
Yasas›, AB Yat›r›m Plan›, Transatlantik
Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› ile AB
Sanayi Rekabetçili¤i Yol Haritas›
konusunda çarp›c› bilgiler yer al›yor.
Söz konusu rapordan öne ç›kan
bafll›klar› sizler için derledik:
T
AB flirketlerinin yüzde 98’i KOB‹
AB içinde 250’den az çal›flana sahip
20 milyon flirket bulunuyor. Bu rakam
ile KOB‹’ler, AB flirketlerinin yüzde
98’ini temsil ediyor. KOB‹’lerin AB’de
özel sektörde istihdam edilen nüfusun
üçte ikisini istihdam etti¤i ve 20022010 y›llar› aras›nda yüzde 85’lik oran
ile ekonominin di¤er tüm
aktörlerinden daha fazla yeni ifl
yaratt›¤› vurgulan›yor. Bu nedenle
KOB‹’ler AB ekonomisin omurgas›
olarak tan›mlan›yor.
Giriflimcilik kültürü güçlendirilmeli
AB’yi derinden etkileyen ekonomik
kriz sürecinin ard›ndan yavafl
seyreden ekonomik büyüme trendinin
güçlendirilmesi, küresel düzeyde
yenilikçilik ve rekabetçilik
göstergelerinde AB’nin ABD ve
Japonya gibi güçlü rakipleriyle
aras›ndaki fark›n kapat›lmas› ve
AB’nin flekillenmekte olan yeni dünya
düzeninde etki alan›n› art›rmas› için
geçirmesi gereken dönüflümde
50 Bak›fl 132
giriflimcilik kültürünün güçlendirilmesi
ana unsurlar aras›nda yer al›yor.
KOB‹’lere destek, AB’nin önceli¤i olmal›
Konu genifl bir perspektiften ele
al›nd›¤›nda giriflimciler ve KOB‹’lerin
AB içinde önemi sadece ekonomik
faydalar›yla de¤il, sosyal uyum ve
bütünleflme anlam›nda da
önemseniyor. KOB‹’lerin ekonomideki
genifl etki alan› düflünüldü¤ünde
sürdürülebilir ifl modelleri ve
teknolojilerin benimsenmesi,
toplumsal ek de¤er yaratacak ürün
ve hizmetler ile yeni iflbirli¤i modelleri,
sosyal yenilikçilik ve sosyal
sorumluluk alan›nda yarat›c›
uygulamalar gibi pek çok alanda
KOB‹’lerin mevcut faaliyetleri ve
gelecek potansiyellerine destek
sa¤lamak AB politikalar›n›n öncelikleri
aras›nda tan›mlan›yor.
Bu ba¤lamda AB Komisyonu,
KOB‹’lerin özel ifl yapma modeli ve
ihtiyaçlar›na çözüm gelifltirerek
ekonomik ve toplumsal
potansiyellerini tam olarak hayata
geçirebilme hedefini tafl›yan politika
ve eylemlere bir çerçeve
oluflturulmas› amac›yla 2008 y›l›nda
Küçük ‹flletmeler Yasas›’n› kabul etti.
Küçük ‹flletmeler Yasas›; KOB‹
politikalar› için ana çat›y› oluflturmakla
birlikte, KOB‹’lerin özellikle kriz
sonras› dönemde karfl›laflt›¤› temel
engellere odaklanan farkl› alanlarda
eylemler de bu çerçevede belirlenen
ilkeler temelinde tamamlay›c› olarak
de¤erlendiriliyor. 2015-2019 dönemi
için yetki alan yeni AB Komisyonu da
KOB‹’lere özel bir vurgu yapmaya
devam ediyor.
KOB‹’lere yönelik AB politikalar›…
Önümüzdeki dönemde AB
kurumlar›n›n KOB‹’lere yönelik AB
politikalar›n› içerecek temel alan ve
eylemler flu flekilde belirleniyor:
I. Küçük ‹flletmeler Yasas›’n›n
güncellenmesi
II. AB Yat›r›m Plan›’n›n KOB‹
boyutunun ifllerlik kazanmas›
III. KOB‹’lerin uluslararas› ticarete
kat›l›mlar›n› k›s›tlayan engellerin
kald›r›lmas› ve bu yönde Transatlantik
Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤›
Anlaflmas›’n›n KOB‹’ler üzerindeki
olumlu etkilerinin en üst düzeye
getirilmesi
IV. AB Sanayi Rekabetçili¤i Yol
Haritas›’n›n haz›rlanmas›
Küçük ‹flletmeler Yasas›
AB Komisyonu taraf›ndan KOB‹’lere
yönelik kapsaml› bir politika çerçevesi
Kobi Raporu
belirlenmesi amac›yla haz›rlanan
Küçük ‹flletmeler Yasas› (Small
Business Act -SBA) 2008 y›l›nda
onayland›. SBA; 250’den az çal›flana
sahip olan tüm flirketleri kaps›yor.
SBA kapsam›nda AB ve üye ülkeler
düzeyinde tasarlan›p, uygulanacak
yasalar›n benimsemesi gereken 10
temel ilke belirleniyor:
- Giriflimcilerin ve aile iflletmelerinin
teflvik edildi¤i bir ifl ortam›
oluflturulmas›
- ‹flas tehdidiyle karfl›laflan dürüst
giriflimcilere ikinci bir flans tan›nmas›
- “Önce Küçük Düflün” ilkesine uygun
kurallar gelifltirilmesi
- Kamu kurum ve kurulufllar›n›n
KOB‹’lerin ihtiyaçlar›na duyarl› hale
getirilmesi
- Kamu politika araçlar›n›n KOB‹
ihtiyaçlar›na uyumlaflt›r›lmas›:
KOB‹’lerin kamu al›mlar›na kat›l›m›n›n
kolaylaflt›r›lmas› ve devlet yard›m›
imkânlar›n›n KOB‹’ler taraf›ndan daha
iyi kullan›lmas›n›n sa¤lanmas›
- KOB‹’lerin finansmana eriflimlerinin
kolaylaflt›r›lmas› ve ticari ifllemlerde
ödemelerin zaman›nda yap›lmas›n›
destekleyici düzenlemelerin ve ifl
ortam›n›n gelifltirilmesi
- KOB‹’lerin Tek Pazar’›n sa¤lad›¤›
f›rsatlardan daha fazla
yararlanmas›n›n sa¤lanmas›
- KOB‹’lerin sahip oldu¤u vas›flar›n
ve her türlü yenilikçilik faaliyetinin
gelifltirilmesinin teflviki
- KOB‹’lerin çevresel sorunlar› f›rsata
dönüfltürmesine imkân sa¤lanmas›
- KOB‹’lerin büyüyen pazarlardan
yararlanmas›n›n desteklenmesi ve
teflvik edilmesi.
finansman›n çarpan etkisinin 15 kat
olaca¤› ve böylece çekece¤i ek özel
yat›r›mlarla birlikte 315 milyar _’luk
ek yat›r›m sa¤layaca¤› hesaplan›yor.
Avrupa Stratejik Yat›r›m Fonu
(European Fund for Strategic
Investments - EFSI) olarak
adland›r›lan yeni fonun yönetimi AYB
taraf›ndan yürütülecek. EFSI’nin iki
temel ifllevi bulunuyor:
- Uzun vadeli yat›r›mlar: Fonun 16
milyar _’su ile stratejik öneme sahip
büyük altyap› projelerinin finanse
edilmesi planlan›yor.
- KOB‹’ler ve orta ölçekli sermaye
flirketlerine yat›r›m deste¤i: Fonun 5
milyar _’su AYB bünyesinde
oluflturulan Avrupa Yat›r›m Fonu
(European Investment Fund - EIF)
arac›l›¤›yla KOB‹’ler ve orta ölçekli
sermaye flirketlerinin yat›r›mlar›n›
desteklemek üzere kullan›lacak.
Böylece çarpan etkisiyle birlikte 75
milyar _’luk ek finansman yarat›lmas›
hedefleniyor.
EFSI yasa tasar›s›n›n, AB kurumlar›
aras›ndaki müzakerelerin h›zla
sonuca ulaflt›r›lmas› ve Temmuz
2015’te onaylanarak, en geç Eylül
2015’te fona ifllerlik kazand›r›lmas›
hedefleniyor. Ancak EFSI’nin Avrupa
Yat›r›m Fonu kapsam›nda yerel ve
bölgesel yönetimler arac›l›¤›yla
KOB‹’lere ve orta ölçekli sermaye
flirketlerine ulaflt›r›lacak bölümü ile
ilgili olarak 18 fiubat tarihinde AYB
Yönetim Kurulu toplant›s›nda al›nan
karara göre, Yat›r›m Plan›
çerçevesinde KOB‹ projelerine ön
finansman Temmuz ay›ndan önce
sa¤lanabilecek. KOB‹’lerin
finansmana eriflimi konusunda yeni
fonun faydal› olaca¤›, ancak tek
bafl›na yeterli olmayaca¤› belirtiliyor.
Alternatif finansman yöntemlerinin
yarat›lmas› ve teflvik edilmesi,
sermaye piyasalar› birli¤inin
oluflturulmas› gibi ad›mlarla bu
çerçevenin desteklenmesi gerekti¤i
kabul ediliyor.
AB Yat›r›m Plan›
AB Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan
ve 2015-2017 aras›nda toplam 315
milyar _’luk ek yat›r›m sa¤layaca¤›
tahmin edilen Yat›r›m Plan›, KOB‹’lerin
finansmana erifliminde iyilefltirme
sa¤lanmas› için belirlenen en somut
ad›mlar aras›nda…
Plan›n di¤er programlardan önemli
fark›n›n AB bütçesinden ve Avrupa
Yat›r›m Bankas› (AYB) taraf›ndan
sa¤lanacak olan ek finansman›n risk
tafl›ma kapasitesi sayesinde mevcut
likiditenin reel ekonomiye ulaflmas›n›n
sa¤lanmas› olarak de¤erlendiriliyor.
Plan kapsam›nda AB Komisyonu ve
AYB’nin sa¤layaca¤› kaynak 21
milyar _… Risk tafl›ma kapasitesi
nedeniyle 21 milyar _’luk ek
51 Bak›fl 132
Kobi Raporu
Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤›
AB-ABD aras›nda müzakereleri süren
Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m
Ortakl›¤› Anlaflmas› (Transatlantic
Trade and Investment PartnershipTTIP) ile KOB‹’lerin ithalat-ihracat
faaliyetlerine kat›l›m›n›n
kolaylaflt›r›lmas› ve böylece TTIP ile
KOB‹’lere sa¤lanacak ekonomik
faydan›n en üst düzeye ç›kar›lmas›
hedefleniyor. Bu sebeple anlaflma
kapsam›nda KOB‹’ler özel bir bafll›k
alt›nda ele al›n›yor. Öte yandan di¤er
tüm bafll›klar›n KOB‹’ler üzerindeki
etkileriyle de¤erlendirilmesi gerekti¤i
vurgulan›yor.
TTIP’in özellikle KOB‹’lere
sa¤layaca¤› ek faydalar flu flekilde
listeleniyor:
- Gümrük vergilerinin kald›r›lmas›
- Gümrük ifllemlerinin kolaylaflt›r›lmas›
- AB-ABD aras›nda farkl›l›k gösteren
standartlardan kaynaklanan
maliyetlerin azalt›lmas›
- Hizmetler ticaretinin
serbestlefltirilmesi
- Yat›r›m flartlar›n›n geniflletilmesi
- Kamu al›mlar› önündeki engellerin
azalt›lmas›
- Yasal düzenleme alan›nda iflbirli¤i
ile gelecekte yasalar sebebiyle
do¤abilecek ek maliyetlerin
engellenmesi
- Fikri mülkiyet hakk› korumas›n›n
güçlendirilmesi
AB Sanayi Rekabetçili¤i Yol Haritas›
Ekonomik kriz öncesi döneme k›yasla
AB sanayi üretimindeki gerileme
AB’nin yavafl seyreden büyüme
trendinin önemli nedenlerinden biri
olarak de¤erlendiriliyor. 2008 y›l›nda
%15,4 oran›nda olan imalat sanayinin
AB GSYH’sindeki pay› 2013 y›l›na
gelindi¤inde %15,1’e geriledi. Sanayi
üretimi ise %12,4 oran›nda geriledi
ve imalat sanayinde 3,8 milyon ifl
kaybedildi. Ancak sanayinin önemi
GSYH içerisindeki pay›n›n ötesinde
tan›mlan›yor.
‹malat sanayinin istihdamda yaratt›¤›
çarpan etkisi de önemseniyor. AB
Komisyonu imalat sanayinde yarat›lan
her yeni iflin di¤er sektörlerde yaklafl›k
0.5-2 aras›nda yeni ifl anlam›na
geldi¤ini not ediyor. Sanayi ürünleri
AB ihracatlar›n›n %80’ini olufltururken,
sektör ayn› zamanda özel araflt›rma
ve yenilikçilik faaliyetlerinin %80’inin
52 Bak›fl 132
kayna¤›n› oluflturuyor. Dolay›s›yla AB
sanayinin yeniden güçlendirilmesi
de¤iflen dünya flartlar› ve ekonomik
krizin etkileri ›fl›¤›nda AB’nin küresel
rekabetçili¤i, küresel de¤er
zincirlerindeki konumu, ça¤a uygun
yenilikçilik odakl› bir ekonomi
yarat›lmas› ve kriz sonras› tarihi
yüksek seviyelere ulaflan iflsizlik
sorununa cevap oluflturulmas›
aç›s›ndan kilit öneme sahip. Bu
temelde AB Komisyonu Ocak 2014’te
yay›mlad›¤› AB’de Sanayi Rönesans›
adl› tebli¤de bütünleflik bir
AB sanayi politikas› yaklafl›m›na
ihtiyaç duyuldu¤unu belirterek, bu
yaklafl›m›n ana unsurlar›n› flu flekilde
belirliyor.
- Sanayi rekabetçili¤inin di¤er tüm
politika alanlar›nda göz önünde
bulundurulmas›
- Gerekli alt yap›lar›n tamamlanmas›,
giriflimcilik ve yenilikçili¤i
destekleyecek istikrarl›, sade ve
öngörülebilir bir yasal düzenleme
ortam› yarat›lmas›, sermaye
piyasalar›n›n bütünleflmesi,
vatandafllar›n e¤itim olanaklar›n›n ve
hareketlili¤inin gelifltirilmesi, hizmetler
için tek pazar›n tamamlanmas› ile Tek
Pazar’›n potansiyelinin tam olarak
hayata geçirilmesi
- Yenilikçilik, vas›flar›n geliflimi ve
giriflimcili¤i destekleyen ulusal
düzeyde ve AB düzeyinde mevcut
bölgesel kalk›nma araçlar›n›n etkin
olarak kullan›m›
- Yat›r›mlar›n teflviki için flirketlerin
enerji ve hammaddeler baflta olmak
üzere kritik kaynaklara eriflim
flartlar›n›n iyilefltirilmesi, efl zamanl›
olarak enerji ve kaynak verimlili¤inin
art›r›lmas›n›n yan› s›ra at›klar›n
azalt›lmas›
- AB flirketlerinin küresel de¤er
zincirlerine kat›l›m› için destek
sa¤lanmas›
- AB Komisyonu taraf›ndan belirlenen
2020 y›l›nda AB sanayinin GSYH’deki
pay›n›n %20’ye ulaflt›r›lmas› hedefi
için sanayinin yeniden
güçlendirilmesine yönelik çal›flmalar›n
tüm paydafllar taraf›ndan
desteklenmesi.
UEAPME Görüfl Belgesi
AB Komisyonu Küçük ‹flletmeler
Yasas› Dan›flma Süreci ve 2015-2020
Döneminde KOB‹’lerin ve
Giriflimcilerin Desteklenmesi için AB
Politikalar› Küçük ‹flletmeler Yasas›’n›n
(Small Business Act -SBA)
güncellenmesi konusunun AB
Komisyonu 2015 Çal›flma Program›
kapsam›nda öncelik olarak
belirlenmemesi elefltirilmektedir.
2008 y›l›nda kabul edilen SBA
kapsam›nda belirlenen dört önceli¤e
vas›fl› çal›flan eksikli¤i konusunun ele
al›nmas› eklenerek oluflturulan öncelik
listesi:
1. ‹dari yüklerin azalt›lmas›
2. KOB‹’lerin finansmana erifliminin
kolaylaflt›r›lmas›
3. KOB‹’lerin pazara erifliminin
desteklenmesi
4. Giriflimcili¤in ve yenilikçilik
potansiyelinin desteklenmesi
5. Vas›flar›n gelifliminin
desteklenmesi.
Yasal düzenleme çerçevesinin
sadelefltirilmesi konusunda say›sal
hedefler veya somut
de¤erlendirmeler bulunmamakta.
Önemli alanlarda sunulan yasa
tasar›lar›nda “önce küçük düflün”
ilkesinin uygulanmad›¤› SBA
çerçevesinde benimsenen temel
hedef büyüme olmakla birlikte, bu
kavram sadece niteliksel olarak de¤il
(örn. çal›flan say›s›), ayn› zamanda
niceliksel olarak da anlafl›lmal›d›r.
SBA çerçevesinde tan›mlanan önce
küçük düflün, etki de¤erlendirmeleri
ve orant›l›l›k ilkelerinin tam olarak
uygulanmas› için kurumlar aras›
anlaflma imzalanmas› talep
edilmektedir.
KOB‹ Elçileri A¤› (SME Envoy
Network) SBA’n›n uygulanmas› için
önemli bir unsurdur. Ulusal düzeyde
KOB‹ temsil kurulufllar›n›n dan›flma
ve uygulama süreçlerine kat›l›m›
art›r›lmal›d›r. SBA’n›n uygulanmas›
iyilefltirilmeli ve k›smi olarak yasal
ba¤lay›c›l›k getirilmelidir.
Makale
fierif Ar›
Yeminli Mali Müflavir
Torba Kanun uyar›nca
ev hizmetlerinde çal›flanlar için
yeni düzenlemeler
‹fl Kanunu ile baz› kanun ve kanun
hükmünde kararnamelerde de¤ifliklik
yap›lmas› ile baz› alacaklar›n yeniden
yap›land›r›lmas›na dair kanun
11.09.2014 tarih ve 29116 (Mükerrer)
say›l› Resmi Gazete’de yay›nlanm›flt›r.
Ev hizmetlerinde çal›flanlar›n
sigortal›l›¤› ile Kanunun 55.
maddesiyle 5510 say›l› Kanuna “Ek
Madde 9” eklenmifl olup, detay›
afla¤›daki gibidir.
1-) 10 gün ve daha fazla olan sigortal›lar
için;
Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla
gerçek kifli taraf›ndan çal›flt›r›lan ve
çal›flt›klar› kifli yan›nda ay içinde
çal›flma saati süresine göre
hesaplanan çal›flma gün say›s› 10
gün ve daha fazla olan sigortal›lar
hakk›nda Kanunun 4. maddesinin
birinci f›kras›n›n (a) (ücretle çal›flanlar)
bendi kapsam›ndaki sigortal›lara
iliflkin hükümler uygulanacakt›r.
Bunlar›n bildirimi, iflverenler
taraf›ndan örne¤i Kurumca haz›rlanan
belgeyle en geç çal›flman›n geçti¤i
ay›n sonuna kadar yap›lmal›d›r.
2-) 10 günden az olan sigortal›lar için;
Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla
gerçek kifli taraf›ndan çal›flt›r›lan ve
54 Bak›fl 132
çal›flt›klar› kifli yan›nda ay içinde
çal›flma saati süresine göre
hesaplanan çal›flma gün say›s› 10
günden az olanlar için ise,
a) Çal›flt›r›ld›klar› süreyle orant›l› olarak
çal›flt›ranlarca prime esas günlük
kazanç alt s›n›r›n›n yüzde 2’si
oran›nda ifl kazas› ve meslek hastal›¤›
sigortas› primi ödenecektir.
b) Bu flekilde çal›flanlar›n sigortal›l›k
tescili, çal›flan ve çal›flt›ran imzalar›n›
da ihtiva eden ve en geç çal›flman›n
geçti¤i ay›n sonuna kadar Kuruma
verilmesi gereken örne¤i Kurumca
haz›rlanacak belgenin Kuruma
verilmesi ile sa¤lanacakt›r. Sigorta
bafllang›c›nda bu belge üzerinde
çal›flma bafllang›c›na dair en eski
tarih al›nmal›d›r.
c) Kapsam›na girenler, adlar›na
ödenen priminin ait oldu¤u ay› takip
eden ay›n sonuna kadar ayn›
kazanc›n otuz kat›n›n yüzde 32,5
oran›nda prim ödeyebileceklerdir. Bu
süre içinde ödenmeyen primin
ödenme hakk› düflecektir.
d) Ödenen primler 4. maddenin
birinci f›kras›n›n (a) (ücretle çal›flanlar)
bendi kapsam›nda sigortal›l›k
say›lacakt›r.
e) Bunlar hakk›nda hastal›k sigortas›
hükümleri uygulanmayacakt›r.
f) Bu kapsamda ev hizmetlisi
çal›flt›ranlar bu Kanun uygulamas›nda
iflveren say›lmayacakt›r.
Yukar›daki hükümler 11.04.2015
tarihinde yürürlü¤e girecek olup,
Kanun uygulamas›nda tereddüt
edilen hususlarla ilgili Kurum
taraf›ndan genelge yay›nlanacakt›r.
Ancak, bu tarihe kadar evlerde
çal›flanlar için ayl›k k›sa sürede
çal›flma olsa da her ay devam etti¤i
için süreklilik arz etti¤inden sigortal›
yap›lmas› gerekmektedir.
Denetimlerde ve flikayet halinde
geriye do¤ru 10 y›la kadar yüksek
tutarda prim ve cezalar geldi¤ini
hat›rlat›r›m.
Ahmet Altekin
TOFAfi Teknolojik Arafltırmalar ve ‹novasyon Direktörü
Bizim için lüks olmayan fleyler
Ortak De¤er Yaratmak ve Yenileflim
Yenileflim, Ama Ne Yöne?
Ülkemizde kötü adam rolünü oynayan
aktörler, soka¤a ç›kt›klar›nda
yuhalan›rlar. ‹yi adam› oynayan aktör,
bir sonraki filminde kötü karakteri
canland›rd›¤›nda kalbimiz k›r›l›r.
Hacivat ve Karagöz gibi kal›plaflm›fl
örnekler üzerinden düflünmeyi
severiz.
Birkaç y›ld›r, yenilikçilik ve yenileflim
(inovasyon) herkesin a¤z›nda
pelesenk oldu ve art›k hep iyi adam›
oynuyor. Tüm gelece¤imizi ona
ba¤lad›k. Hep birlikte nas›l yenilikçi
olundu¤unu anlamaya çal›fl›yoruz.
Öyle ki “iyi” adam, her zaman iyi kalpli
olmasa bile ço¤umuzun bunu a盤a
vurmaya cesaretimiz yok. Ama
gecelerimizi ayd›nlatan ay›n, bir
yüzünün karanl›k oldu¤unu da
hat›rlamak gerek.
Finansal Yenileflim ve Etkileri
Finansal yenilikler, kolay ve çok h›zl›
zenginleflme arac› olarak, 2008
buhran›yla birlikte yayg›n olarak bilinir
hale geldiler. Özellikle, gayrimenkul
yat›r›m kredisi risklerinin, farkl›
flekillerde birlefltirilerek, denetim d›fl›
alanlarda pazarlanmas›, ortaya ç›kan
kredi balonunun patlamas›yla
meydana gelen felaketin, en önde
gelen nedeni oldu. Finansal yenilikler,
ekonominin liberallefltirilmesi
iddias›yla bankac›l›k ve finans
sektöründeki denetim
mekanizmalar›n›n zay›flat›lmas›
sayesinde, h›zla büyüdüler. Yeni
finansal araçlarla oluflan saadet
56 Bak›fl 132
zincirinin çöküflü, önce geliflmifl
ekonomilerde, arkas›ndan da
geliflmekte olan ekonomilerde, etkileri
hala süren krizi tetikledi.
Paul Volcker 1970’li y›llarda petrol
fiyatlar›ndaki devasa art›fllar ve afl›r›
enflasyonla kendini gösteren krizden,
s›k› para politikalar› ile ç›k›lmas›na
önayak olan eski FED Baflkan›d›r.
2009 y›l›nda bir söyleflide flöyle der:
“Bir kongrede espri yapt›m ve son
20 y›lda gördü¤üm en önemli finansal
yenili¤in otomatik vezne makinas›
(ATM) oldu¤unu söyledim. ATM’ler
insanlara gerçekten yard›mc› olur ve
bankaya gitmelerine gerek b›rakmaz;
bu gerçekten rahatl›kt›r. Bana bireyler
aç›s›ndan otomatik vezne
makinas›ndan daha önemli olan kaç
tane finansal yenilik söyleyebilirsiniz
ki? Kald› ki bu da, asl›nda finansal
olmaktan çok, mekanik bir yeniliktir.”1
Paul Volcker, finansal yenilikler
konusundaki görüflünde yaln›z de¤il.
‹ngiltere’de 2001-2013 y›llar›
aras›nda, finans kurumlar›n›n
uygulamalar›n› gözetlemekle yükümlü
olan Finansal Hizmetler Dairesi’nin
Baflkan› Lord Turner da benzeri
düflüncelere sahip. 2015 y›l›nda Ocak
ay›n›n sonunda Hindistan’da yapt›¤›
bir konuflmada, 2008 kredi bata¤› ile
1997 Asya krizi aras›ndaki
paralelliklere dikkat çekerek, ‹ngiliz
diline has i¤neleyici vurgusuyla, flöyle
der: “Son 30 y›ld›r artm›fl olan finansal
yeniliklerin, geliflmifl ekonomilerde
verimlili¤in artmas›na yönelik yararl›
etkileri oldu¤unu gösterecek ikna
edici kan›tlar bulunmamaktad›r”.2
Elefltirel yaklaflanlardan biri de,
2008’deki finansal krizin geliflini bir
kaç y›l önceden öngörmüfl olmas›yla
ünlenen iktisatç› N. Roubini. Çeflitli
dönemlerde yaflanm›fl olan küresel
finans krizlerin alt›nda yatan
mekanizmalar›n benzerliklerini ortaya
koyduktan sonra, der ki: “Birçok
balon, bir yenilik dalgas› veya
teknolojik ilerleme, yeni ekonominin
do¤uflunu müjdeledi¤inde bafllar.” 3
Elefltiri kervan›na kat›lanlar›n bir k›sm›,
iktidarda olduklar› dönemde, hakl›
elefltirilere kulaklar›n› t›kayan yetkililer
olsa da, y›llarca yeni ekonominin
baflar›lar›n› müjdeleyenlerin
kehanetlerinin tutmad›¤› aflikârd›r.
Daha önce krize girdi¤i için,
bankac›l›k sektörünü daha derli toplu
tutabilen ve “zehirli” fon piyasalar›na
fazlaca bulaflmayan Türk
ekonomisinin, krizdeki daha baflar›l›
performans› da bu elefltirel görüflü
destekler nitelikte. Sonuçta riskleri
alanlarla, faturalar›n› ödeyenlerin farkl›
kifliler ve toplumlar olmalar› da iflin
di¤er bir boyutu.
Yenileflim, Yal›nl›k ve Toplumsal Yarar
Geçmiflte yaflananlar› ne kadar kolay
hat›rlarsak, göreceli olarak daha fazla
önem veririz. Üzerimizdeki etkileri
yüksek olan olaylar, nadiren
gerçekleflseler bile, e¤ilimin nas›l
alg›land›¤› konusunda daha etkin
olurlar. K›sa vadede ve yeterli say›da
Makale
kan›t olmad›¤› durumlarda, zihin az
say›daki k›s›tl› kan›ta dayanarak,
genel ortalamay› ve genel resmi
yans›tmayabilen, sonuçlara var›r.
Sezgisel karar verme süreci öne ç›kar.
Anl›k ihtiraslar u¤runa tüm
birikimlerimizi, hatta hayat›m›z› riske
atar; ama küçük riskler karfl›s›nda
elde edilebilecek, düflük olas›l›kl›
yüksek getiri f›rsatlar›n› kategorik
olarak reddederiz. Hatal› kararlar›n
birço¤unda sezgisel karar verme
sürecinin güvenilir olmay›fl› yatar.4
Türk toplumu özellikle 80’li y›llarda
s›radan insanlar›n birikimlerini yok
etmeyi birden çok kez baflaran
düzenleri asl›nda iyi bilir; ama kolay
elde edilen büyülü kazançlar›n
cazibesinden kurtulamaz; birden çok
kez ayn› tuza¤a düfler. Ama bu tür
aldanmalarda yaln›z de¤ildir. Saadet
zincirleri, tüm dünyada par›lt›l›
kazançlar dünyas›n› hayranl›kla
seyreden s›radan insanlar›n ilgisini
çekmeyi her daim ama farkl›
senaryolarla, baflar›r. Toplumsal
çapta oynanan saadet zinciri veya
balon yaratma oyunu, toplumun
“sayg›de¤er” kurumlar› ve kiflileri
taraf›ndan bazen gaflet, bazen kiflisel
ç›kar nedeniyle destek görür. Tuza¤a
düflenler, yüksek kazanç umuduyla,
birbirlerini ikna ederek zincirin devam
etmesini sa¤larlar.
Gelifltirilen finansal yenilikler, s›radan
insanlar ve hatta uzmanlar taraf›ndan,
geleneksel yöntem ve günlük bak›fl
aç›lar›yla de¤erlendirmeye izin
vermeyecek derecede karmafl›k ve
kendine özgü hale geldi¤inde riskler
de büyür. Bafllang›çta reklam› çokça
yap›lan k›sa vadeli kazançlar,
insanlar›n yeni sistemin çal›flt›¤›na
dair inançlar›n› pekifltirir. Gerçek
Pazar mekanizmalar› taraf›ndan
desteklenmese de, “uzmanlar”
taraf›ndan pohpohlanan karl›l›k
öngörüleri, s›radan insanlar›n
aldanmalar›n› kolaylaflt›r›rlar. Sistemin
girift yap›s›, riskleri yeterince dikkate
almayan varsay›mlar› görünmez ya
da anlafl›lmaz hale getirir. S›radan
insanlar, kolay ve yüksek kazanç
beklentileriyle, fleffaf olmayan, nas›l
çal›flt›¤› tam olarak anlafl›lamayan ve
bir kez tepetaklak gitmeye
bafllad›¤›nda, önü al›namaz bir
toplumsal pani¤e yol açan düzenin
çarklar› içine düflerler. Siyasal
sistemin içinde bizi temsil etmesini
bekledi¤imiz kifli ve kurumlar›n
destekleyici söylem ve önlemleri
tuza¤a düflmeyi kolaylaflt›r›r. Saadet
zinciri, herkesin birbirini tuza¤a çekti¤i
toplumsal bir oyun haline dönüflür.
Sonuç Yerine
Yal›nl›ktan uzaklaflan ve kolay kazanç
vaat eden yenilikleri benimsemeden
önce, görmedi¤imiz karanl›k yüzlerini
anlamaya çal›flmak; yüzeysel
mant›¤›n destekledi¤i toplumsal
ak›m›n ça¤›r›s›na uymadan önce,
kazanç risk dengesinin
sürdürülebilirli¤ini de¤erlendirmek
en do¤rusu olacakt›r. Ne yaz›k ki,
toplumsal kurumlar taraf›ndan
desteklenen bu düzenlerin gerçek
yüzleri, kiflisel düzenbazlar›n
oyunlar›na göre çok daha uzun
sürede ortaya ç›kmakta; etkileri de
çok daha a¤›r olmaktad›r.
Yenileflim yal›n bir sistematik içinde
ortak yarar yaratt›¤›nda, sürdürülebilir
hale gelir. Bu temel kurala ba¤l›
olmayan düzenler, k›sa vadeli,
istismara dayal› saadet zincirleri
olmaktan öte geçemezler.
(1) http://www.wsj.com / articles /
SB100014240527487048255045745863309
60597134
(2) http://www.telegraph.co.uk / finance /
newsbysector/banksandfinance/7245784/Fin
ancial-innovation-can-be-harmful-says-FSAsLord-Turner.html
(3) Ekonomik krizlerin ayr›nt›l› de¤erlendirmesi
için Nouriel Roubini and Stephen Mihm’in
“Crises Economics” adl› kitab›na
baflvurabilirsiniz.
(4) Karar verme süreçleri hakk›nda daha fazla
bilgiyi Daniel Kahneman’›n “Thinking Fast and
Thinking Slow” adl› kitab›nda bulabilirsiniz.
57 Bak›fl 132
Mizah
Ahmet Altekin’in kaleminden
Kazanma Stratejisi, Kazanma Hayali
Playing To Win adl› kitapta P&G’nin eski CEO’su AG Lafley ve Rotman ‹dari Bilimler Fakültesi eski Dekan› Roger
Martin, stratejinin nas›l çal›flt›¤›n› anlatt›klar› kitapta yaln›zca sahada kalmak yerine gerçekten kazanmay› düfllemenin
öneminden söz ederler:
“‹lk soru, kazanmam›z›n önünü açacak olan hayalimizin ne oldu¤udur? Bu sorunun yan›t› di¤er seçimlerimizin nas›l
yap›laca¤›na dair çerçeveyi çizer. Bir flirket belirli bir alanda ve belirli bir yolla kazanmay› hedeflemelidir.
E¤er kazanmay› hedeflemiyorsa, çal›flanlar›n›n vaktini ve sermayedarlar›n yat›r›mlar›n› bofluna harcam›fl olur.
Soyut kazanma kavram›n›, tan›mlanm›fl hayallere tercüme etmek en fazla yarar sa¤layand›r. Hayaller, ideal bir
gelece¤i ifade eder. Sürecin daha sonraki bir aflamas›nda, flirket bu hayalleri, ona ne kadar yaklaflmakta oldu¤umuzu
ölçen, baz› özel k›yaslama de¤erlerine ba¤lar.”
58 Bak›fl 132
“Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m
Ortakl›¤›’na Türkiye de al›nmal›”
Avrupa Parlamentosu
Uluslararas› Ticaret Komisyonu
Baflkan› Lange, Transatlantik
Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤›
(TTIP) üzerine verdi¤i bir
röportajda, Türkiye ve Meksika
gibi AB veya ABD ile aras›nda
serbest ticaret anlaflmalar›
bulunan üçüncü ülkelerin de
ç›karlar›n›n göz önünde
bulundurulmas› ve anlaflma
kapsam›na dahil edilmesi
gerekti¤ini dile getirdi.
T
ÜRKONFED’in üyeleriyle
paylaflt›¤›, ‘Avrupa Birli¤i ve
UEAPME Temsilcili¤i Ayl›k
Bülteni’nde, Ocak ay›nda
gerçekleflen ve Türkiye’yi de
do¤rudan ilgilendiren pek çok
geliflmeye yer verildi.
Bilindi¤i gibi TÜRKONFED; Avrupa
Esnaf Sanatkar ve KOB‹ Birli¤i
(UEAPME) üyesi olarak Türk
ekonomisindeki geliflmeleri Avrupa
gündemine de tafl›yarak sorunlar›n
çözümü konusunda aktif rol oynuyor.
Gündemde öne ç›kan geliflmeler…
- UEAPME, Küçük fiirketler Yasas›’n›n
(SBA) de¤erlendirilmesi üzerine
görüflünü yay›mlad›. SBA
kapsam›nda flirketlere yönelik
bürokratik külfetlerin azalt›lmas›,
pazara ve finansmana eriflimin
iyilefltirilmesi baflta olmak üzere ifl
yapma ortam›n›n iyilefltirilmesinin
sa¤lanmas› gerekti¤i ana mesaj
olarak öne ç›k›yor.
konusunda bafllatt›¤› kamu dan›flma
süreci kapsam›nda görüflünü
yay›mlad›. Yeni bir yasal
düzenlemeyle KOB‹’ler için maliyeti
yüksek olan yeni kurallar belirlenmesi
yerine, ulusal düzeyde mevcut
kurallar›n uygulamas›n›n iyilefltirilmesi
ve AB düzeyinde yap›lan çal›flmalar›n
üye ülkeler düzeyinde yasal
düzenlemelerin uyumlu hale
getirilmesine odaklanarak, haks›z
rekabetin engellenmesine katk›
sa¤lamas› gerekti¤i vurgulan›yor.
- UEAPME AB Komisyonu’nun turizm
konaklama hizmetlerinin güvenli¤i
- UEAPME Sa¤l›k ve G›da
Güvenli¤inden Sorumlu AB Komiseri
60 Bak›fl 132
Vytenis Andriukaitis’e bir mektup
göndererek biyosidler üzerine yasal
düzenlemelerin KOB‹’ler üzerindeki
etkilerine dikkat çekti. Söz konusu
düzenlemeye göre tüm aktif madde
tedarikçilerinin 1 Eylül 2015 tarihine
kadar kapsaml› bir raporlama
gerçeklefltirmesi gerekiyor.
Raporlaman›n, kapsam ve maliyet
göz önünde bulundurularak pek çok
KOB‹ için güçlük yarataca¤›na dikkat
çeken UEAPME, KOB‹’ler için
alternatif takvim belirlenmesini ve
karmafl›k bir yap›ya sahip olan yasal
düzenlemeye iliflkin fark›ndal›k
TÜRKONFED’den
yaratmak için iletiflim kampanyas›
bafllat›lmas›n› önerdi.
- UEAPME taraf›ndan düzenlenen
Kozmetik Forumu’na Belçika,
Avusturya, Almanya ve ‹talya’da
faaliyet gösteren kozmetik flirketlerinin
temsilcileri kat›ld›. Kozmetik
Forumu’nun 2015 y›l› için belirlenen
öncelikleri flu flekilde: Güvenlik
de¤erlendirmelerinin KOB‹’ler için
sadelefltirilmesi, Kozmetik ürünler
düzenlemelerinde belirli maddelerin
düzeltilmesi ve de¤ifltirilmesi,
Sektörde kullan›lan koruyucu
maddeler, Mesleki düzenlemeler,
Kozmetikler üzerine yönetmelik
kapsam›ndaki kurallara göre ürün
s›n›fland›r›lmas›nda belirli ürünler
temelinde yaflanan belirsizliklerin ele
al›nmas›.
AB ve Brüksel’den Haberler
- AB Komisyonu Baflkan› JeanClaude Juncker ve AB Konseyi
Baflkan› Donald Tusk ile görüflmek
üzere Brüksel'e gelen Baflbakan
Davuto¤lu Friends of Europe adl›
düflünce kuruluflunun düzenledi¤i
etkinlikte konuflma yapt›. Baflbakan,
Türkiye'nin Avrupa'dan ayr›
düflünülemeyece¤inin alt›n› çizdi¤i
konuflmas›nda, AB ve Türkiye'nin
yüzleflti¤i sorunlar› 'sosyo-kültürel,
ekonomik, siyasi ve güvenlik' olmak
üzere dört ana bafll›kta inceledi.
- 9 Ocak’ta Brüksel’i ziyaret eden
Ekonomi Bakan› Nihat Zeybekçi,
Komflu Ülkeler Politikas› ve
Geniflleme Müzakerelerinden
Sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn
ve Ticaretten Sorumlu AB Komiseri
Cecilia Malmström ile bir araya geldi.
Zeybekçi, Türkiye’nin AB-ABD
aras›nda müzakereleri sürmekte olan
Transatlantik Ticaret ve Yat›r›m
Ortakl›¤› baflta olmak üzere AB’nin
üçüncü ülkelerle sürdürmekte oldu¤u
serbest ticaret anlaflmalar›na iliflkin
endiflelerini dile getirdi. Bu ba¤lamda
Gümrük Birli¤i’nin modernize edilmesi
ve kapsam›n›n geniflletilmesi
konusuna iliflkin fikir al›flveriflinde
bulunuldu. Zeybekçi ayn› zamanda
Türkiye’nin özellikle enerji projeleri
baflta olmak üzere AB Yat›r›m Plan›
kapsam›nda ele al›nacak çal›flmalara
katk› sa¤lama arzusunu AB
temsilcilerine iletti.
- Avrupa Parlamentosu (AP)
Uluslararas› Ticaret Komisyonu
Baflkan› Bernd Lange Transatlantik
Ticaret ve Yat›r›m Ortakl›¤› (TTIP)
üzerine verdi¤i bir röportajda, Türkiye
ve Meksika gibi AB veya ABD ile
aras›nda serbest ticaret anlaflmalar›
bulunan üçüncü ülkelerin TTIP’in
kendileri üzerinde yarataca¤› olumsuz
etkilere iliflkin endiflelerini ele alan
soruyu cevapland›rd›. Lange, bu
ülkelerin ç›karlar›n›n göz önünde
bulundurulmas› ve anlaflma
kapsam›na dâhil edilmesi gerekti¤ini
dile getirdi.
- 2004’te AB üyesi olan Litvanya, 1
Ocak 2015 tarihinde Euro Alan›’na
kat›ld›. Böylece ayn› para birimini
kullanan ülke say›s› 19’a, kifli say›s›
ise 337 milyona ulaflt›.
- AB Say›fltay’›n›n yay›nlad›¤› rapora
göre; AB Bölgesel Kalk›nma Fonu
(ERDF) taraf›ndan KOB‹'lere e-ticaret
alan›nda verilen destek, dijital ifl
hizmetlerinin yayg›nlaflmas›n› ve daha
kolay ulafl›labilir olmas›n› sa¤lad›.
- Akdeniz ‹çin Birlik sekretaryas› ve
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi,
istihdam, kad›nlar›n sosyo-ekonomik
konumunun güçlenmesi, giriflimcilik,
sosyal ekonomi, g›da güvenli¤i ve
iklim de¤iflikli¤i gibi alanlarda
çal›flmak ve Akdeniz’de bölgesel
iflbirli¤i gelifltirmek amac›yla bir
mutabakat belgesi imzalad›.
- AB Komisyonu ve Avrupa Yat›r›m
Bankas› “fi-compass” olarak
adland›r›lan Avrupa Yap›sal ve Yat›r›m
Fonlar› kapsam›ndaki finansal araçlar
üzerine yeni bir dan›flma hizmeti
oluflturuyor.
61 Bak›fl 132
Cem Kozlu’dan ifl hayat›nda liderlik ve
baflar›l› olmak için önemli ipuçlar›
BUS‹AD’›n Çekirge Toplant›s›’na
kat›lan THY Yönetim Kurulu eski
Baflkan› ve Genel Müdürü Cem
Kozlu, liderlik ve baflar› üzerine
önemli ipuçlar› verdi. Kozlu,
piyasa flartlar›nda zaman›nda,
cesur ve h›zl› karar veremeyen
firmalar›n batma noktas›na
gelebilece¤ine dikkat çekti.
ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar›
Derne¤i’nin (BUS‹AD) Aral›k ay›
Çekirge Toplant›s›n›n konu¤u,
Türk Hava Yollar› Yönetim Kurulu eski
Baflkan› ve Genel Müdürü, ayn›
zamanda Anadolu Grubu Yönetim
Kurulu Üyesi Cem Kozlu oldu. Liderlik
ve baflar› üzerine önemli ipuçlar›
veren Kozlu, hedefe odaklanan ve
buna uygun strateji gelifltiren bir
ekibin istedi¤i her fleyi yapabilece¤ini
söyledi.
B
Öte yandan, Hilton Oteli’nde
gerçeklefltirilen toplant›da, BUS‹AD’›n
yeni üyeleri Alper Özalp, Emsal
Çoban, Livza Y›lbirlik Y›lmaz ile U¤ur
Urkut’a Baflkan Günal Baylan
taraf›ndan Dernek rozeti tak›ld›.
2015, 2014’ten daha alt seviyede olacak
Toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan,
Türkiye ekonomisinin, küresel risk
ifltah›ndaki art›fl ve petrol fiyatlar›ndaki
62 Bak›fl 132
gerilemeye paralel, geliflmekte olan
di¤er ülkelerden pozitif yönde
ayr›flabilece¤ini belirtti.
“Kamu maliyesinin -göreli olarakgeçmifle göre sa¤laml›¤›, bankac›l›k
sektörünün geliflmiflli¤i ve duyulan
güven olumlu sayabilece¤imiz
özelliklerimiz aras›ndad›r” diyen
Baylan, her türlü zorlu¤a ra¤men
ihracattaki art›fl›n da sevindirici
oldu¤unu kaydetti.
Cari a盤›n oluflturdu¤u risk,
finansman ve girdiler konusundaki
d›fla ba¤›ml›l›k, enflasyonun göreli
yüksekli¤i, düflük tasarruf oran›, siyasi
ve jeopolitik riskler ile orta gelir tuza¤›
riskinin belirginleflmesini ise ülkenin
olumsuz say›lacak özellikleri aras›nda
s›ralayan Baylan, “Yapt›¤›m›z
analizden bir sonuç ç›karmak
istersek, yap›sal sorunlar›m›zla birlikte
FED’in faiz art›r›m› riskini göz önüne
ald›¤›m›zda 2015 y›l› beklentimiz;
2014 y›l› göstergelerinden daha alt
seviyede olaca¤› do¤rultusundad›r”
dedi.
Sanayi yat›r›mlar› azal›yor
Sanayi yat›r›mlar›n›n, gayrisafi yurtiçi
has›la ile istihdam içindeki pay›nda
görülen azalmaya dikkat çeken
Baylan, 1990’l› y›llarda yüzde 32 olan
sanayi üretimi oran›n›n, günümüzde
yüzde 19’a kadar geriledi¤ini
vurgulad›.
Baylan, “Geliflmifl ekonomilerin de,
bugünkü sorunlar›n›n temelinde
büyük ölçüde sanayinin ihmal
edilmesi yat›yor. Ekonomik ve sosyal
sorunlar›n çözümü; özellikle ülkemiz
için, yeniden sanayileflme yüzdesinin
art›fl›yla mümkün olacak. Sanayide
gelece¤e yönelik strateji ve
oluflumlara a¤›rl›k vermek
önceliklerimiz aras›nda olmal›. Hizmet
sektörüne dayal› büyüme modelinin;
istihdam ve gelir art›fl› sa¤lamadaki
baflar›s›zl›¤› aç›kça görülüyor.
Sanayileflmesini tamamlamadan,
hizmet sektörüne geçifl bizim gibi
geliflmekte olan ülkeler için gelecekte
büyük sorun teflkil edecek” diye
konufltu.
Çekirge
Toplant›lar›
Sanayi, üretim ve yat›r›m ortam›n›
iyilefltirmek için yap›lmas› gerekenleri
de anlatan Baylan, düflük kur
politikas›nda ›srarc› olunmamas›,
dünya ve bölge eksenli ekonomik,
askeri, politik geliflmelerle ilgili
al›nacak kararlar›n, ekonomide
yarataca¤› bask›yla, içeride-d›flar›da
ülkeye karfl› güvensizlik yarat›lmamas›
gerekti¤inin alt›n› çizdi.
Bilgi ekonomisine dönüflüm sa¤lanmal›
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan flöyle
devam etti: “Hukuk alan›nda; ça¤dafl
bir anlay›flla, güven yaratan yap›da
ve toplumun tüm kesimini
kapsayacak bir Anayasa,
sayg›nl›¤›m›z› art›racak. Türkiye’nin
ihracat dengesini sa¤lamas› ve
ekonomisini bir üst seviyeye
tafl›mas›n›n yolunun ‘bilgi
ekonomisine’ dönüflümden geçece¤i
öngörülüyor. Bu hedef ise; iyi e¤itim
alm›fl gençlerimiz ve onlar›n sanayide
yapacaklar› at›l›mlarla sa¤lanabilir.
Baflar›ya, e¤itim alan›nda yap›lacak
köklü bir de¤ifliklikle ulafl›laca¤›na
inan›yoruz. Öte yandan, geçti¤imiz
günlerde yap›lan E¤itim fiuras›’ndan
bas›na yans›yan konular›n kalk›nma
için gerekli olan inovasyon, katma
de¤er gibi kavramlarla örtüflmedi¤ini
de söyleyebiliriz. Gençlerimize;
sanayi ve üretimin ülke gelece¤i için
milli bir duygu oldu¤unu anlat›p, onlar›
e¤itim süreçlerinde sanayiye
özendirme ve kazand›rma gayretinde
olmal›y›z.
Uluda¤ Üniversitesi ile yapt›¤›m›z
çal›flmalar da bu do¤rultudad›r.
Gençlerimizin sanayide
karfl›laflabilece¤i zorluklar› telafi
etmek amac›yla staj, proje yetkinli¤i,
Ar-Ge sertifikasyonu, Teknoloji
Transfer Ofisi ile proje çözümü gibi
iflbirlikleriyle sanayicilerimize destek
olmaya çal›fl›yoruz.”
Cem Kozlu’dan önemli ipuçlar›
1997-2003 y›llar› aras›nda Türk Hava
Yollar› Yönetim Kurulu Baflkanl›¤›
yapan ve halen The Coca Cola
Company’de Avrasya ve Afrika Grup
Dan›flman› olarak çal›flan Cem Kozlu
da yapt›¤› sunumda, baflar›l› bir
gelecek için izlenmesi gereken yol
haritas›n› çarp›c› tespitlerle aktard›.
“‹nsan kendisini ve potansiyelini
gelifltirmeye çal›fl›rsa bazen bir f›rsat,
tehdit ve engel o potansiyeli
sergilemesine imkan sa¤lar “diyen
Kozlu, hedefe odaklanan ve do¤ru
stratejiyi oluflturan kifli, kurum ve
firmalar›n yapamayaca¤› hiçbir fley
olmad›¤›n› kaydetti.
cesur ve h›zl› karar verememenin,
firmalar› batma noktas›na
getirebilece¤ine dikkat çeken Kozlu,
gücünü, kapasitesini bilmeyen,
kendini tan›mayanlar›n da baflar›s›z
olma ihtimalinin yüksek oldu¤unu
savundu.
Kozlu, “‹fl konusu ne olursa olsun bir
kurum hüküm ve kararlar üreten bir
fabrikad›r. Hatalardan kaç›nmak söz
konusu oldu¤unda kurumlar
bireylerden daha iyidir. Çünkü do¤al
olarak daha yavafl düflünürler ve
nizami süreçleri, uygulama süreçleri
vard›r. Fakat flunu da unutmamal›y›z,
Ö¤rendi¤imiz her fley geçici. Dün
ö¤rendi¤im, belki bugün bile geçersiz
hale gelebilir. Teknoloji bu kadar
geliflmemiflken ö¤rendiklerimizle 1520 y›l idare ettik. Fakat bugün
ö¤renilenler çok çabuk demode
oluyor” dedi.
2014 y›l›n›n flirketler aç›s›ndan
genelde olumlu geçti¤ini, fakat 2015
y›l›na ise dikkatli ve oldukça tedirgin
yaklafl›ld›¤›n› belirten Kozlu, “2015
y›l› için bir art›, bir de eksi tespitim
var. Art› olan; petrol ve enerji
fiyatlar›ndaki düflüfl, sadece bizim
de¤il ihraç pazar›m›z olan ülkelerin
de faturalar›n› düflürecek. Eksi olan
ise; birçok flirketin yat›r›m karar›n›
erteledi¤ini görmek… 2015 seçim y›l›
ve etraf›m›zda pek çok olumsuzluk
yaflan›yor. Dolay›s›yla ‘bekle-gör’
politikas› izleyenlerin say›s› fazla…
Ülkeler ne zaman zenginleflir? Bar›fl
ortam›nda… Oysa bölgemiz, bar›fltan
en uzak oldu¤u günleri yafl›yor.”
Zaman›nda, h›zl› ve cesur karar vermek
gerekiyor
Bazen, piyasa flartlar›nda zaman›nda,
Ülkeler bar›fl ortam›nda zenginleflir
Türkiye’nin en önemli sorunlar›ndan
birisinin; üretim ekonomisi için gerekli
olan e¤itimin sa¤lanamamas›ndan
dolay› imalattan giderek uzaklaflmak
oldu¤una dikkat çeken Kozlu,
konuflmas›n›n son bölümünde 2014
y›l›n› de¤erlendirdi 2015 y›l›
beklentilerini anlatt›.
63 Bak›fl 132
Baflkan
Yard›mc›s›ndan
Halit Cem Çak›r
Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s›
Gelece¤e haz›rlanmak için
nas›l bir e¤itim ortam›?
merika’da gençler aras›nda
yap›lan bir ankete göre; en
popüler meslekler
s›ralamas›ndaki ilk 20 mesle¤in
yar›s›ndan fazlas›n›n 20 y›l önce var
olmad›klar› ortaya ç›kt›. Yani 20 y›l
önce anaokuluna bafllayan bir
çocu¤un ailesine sorsan›z
çocu¤unun bugün yapt›¤› mesle¤i
bilme flans› hemen hemen yoktu.
Bugün de 20 y›l sonras› için ayn›
durumun geçerli olaca¤› söylenebilir.
Bu demektir ki biz çocuklar›m›z›
tahmin bile edemeyece¤imiz bir
ortama haz›rlayaca¤›z. Bu noktada
‘Bu çocuklar nas›l bir e¤itim almal›?’
sorusu daha da derinlik kazan›yor.
Bu çocuklar sizin, hatta annebabalar›n›z›n e¤itim sürecinden mi,
yoksa belirsiz gelece¤e do¤ru
haz›rlay›c› bir e¤itim sürecinden mi
geçmeli?
A
Bu sorunun cevab› tüm ö¤renme
ortam› yap›land›rmas›n› belirlemeli.
Çünkü 20 y›l sonra dünya nas›l olursa
olsun, bireylerin üretken, topluma ve
kendilerine faydal› ve mutlu
olabilmeleri için flu özelliklerinin
güçlendirilmesi gerekir:
Sosyal ve iletiflim becerileri; çünkü
insanlar birbirlerine daha yak›n
olacaklar. ‹letiflimimiz ve birlikte
çal›flmam›z artacak. Bu beceriler
anaokulundan itibaren desteklenmeli,
gelifltirilmeli.
Araflt›rma ve düflünme becerileri;
çünkü bugün ne ö¤renirseniz
ö¤renin 20 y›l sonra hiçbir ifle
yaramayacak. Ama herhangi bir
64 Bak›fl 132
konuyu ö¤renmek için gerekli
araflt›rma ve düflünme becerilerini
edinirsek, yeni dünyaya uyum
sa¤lamak kolaylaflacak.
Kuvvetle muhtemeldir ki, dünya 20
y›l sonra insanlar›n daha az
güdüldü¤ü; kendi bedeni, zaman›
ve seçimleri konusunda daha fazla
kontrol kazand›¤› bir yer olacak.
‹nsanlar›n küçük yafltan itibaren
organize olmay›, zaman› verimli
kullanmay› ve seçimler yaparken
bunlar›n sonuçlar› konusunda tecrübe
kazanmas› gerek. Okullarda zil yerine
ö¤renciler kendi zamanlar›n› kendileri
kontrol etmeli. Kendi ö¤renme,
beslenme, zaman yönetimi
süreçlerinde daha çok kontrolleri
olmal›.
Dünya, her ›rk ve milletin birbiriyle
etkileflimde oldu¤u bir yer olacak ve
yabanc› dil özellikle ‹ngilizce,
dünyaya aç›lan penceremiz olacak.
‹ngilizcenin sizlerin ve büyüklerinizin
ö¤rendi¤i gibi formüllerle de¤il,
anlaml› ve gerçekçi ortamlarda
iletiflim kurarken ö¤renilmesi önemli
olacak.
Biz ve bizden önceki kuflaklar
döneminde bilgi kurumsal olarak
ayr›flt›r›ld›. Mühendislikler, temel
bilimler, sosyal bilimler hep
departmanlara bölündü. 20 y›l sonra
bu anlay›fl de¤iflecek ve ayr›flt›r›lan
bölümler birlefltirilecek. Elektronik ve
makinadan anlayan doktorlara ihtiyaç
olacak. Bilgisayar, elektronik ve
kimyadan anlayan müzisyen ve
sanatç›lara ihtiyaç olacak. Proje ve
araflt›rmalar, flirketlerin faaliyet alanlar›
her alan› kapsayacak. Her alanda
temel bilgi sahibi insanlara ihtiyaç
daha da artacak. 20 y›l sonraki dünya
için küçük yafllardan itibaren müzik,
sanat, fen, matematik, sosyal bilimler,
edebiyat, t›p, biliflim vs. gibi her
alanda temel e¤itimden geçmifl
donan›ml› bireyler yetifltirmek için
e¤itim ortamlar›n›n tasarlanmas›
gerekecek.
Ülkemizde ortalama e¤itim süresi
6-7 y›l civar›nda. Nüfus yaflland›kça
ortalama e¤itim süremiz artacak.
Daha çok çocuk ve genç gittikçe
daha uzun sürelerde ve daha yüksek
kat›l›m oranlar› ile e¤itim sisteminin
içinde yer alacak. Bu yönde iyiye
do¤ru bir geliflim kaydetmemiz
beklense de, e¤itimin niteli¤i ve içeri¤i
maalesef çocuklar›m›z› gelece¤e
haz›rlamaktan çok uzakta. fiu anda
çocuklar›m›z›n büyük k›sm› okulda
sadece fiziksel olarak vakit geçiriyor
ama bir fley ö¤renmiyor. Bunu en
büyük göstergesi uluslararas›
s›navlarda ö¤rencilerimizin
baflar›s›zl›klar›, üniversite s›nav
sonuçlar›ndaki ortalama net say›lar›.
Art›k gelece¤i hedefleyen bir e¤itim
sistemini nas›l yap›land›r›r›z sorusuna
cevap bulma ve uygulama zaman›
geldi geçiyor.
Hepimiz için hedef yar›nlarda olmal›.
Unutmayal›m, bugün yar›n›n
geçmiflidir. Çocuklar›m›z› geçmifle
haz›rlamayal›m. Geçmifli hat›rlay›p,
gelece¤e haz›rlanal›m.
Anma:
Do¤an Ersöz
Do¤an Ersöz ölümünün 20. y›l›nda
Emirsultan’daki mezar› bafl›nda an›ld›
BUS‹AD’›n Efsane Baflkan›
Do¤an Ersöz, ölümünün 20.
y›ldönümünde Emirsultan
Mezarl›¤›’ndaki kabri bafl›nda
an›ld›. BUS‹AD Yönetimi,
Dernek üyeleri ve dostlar› bu
anlaml› günde Ersöz Ailesi’ni
yaln›z b›rakmad›.
B
BUS‹AD’›n Kurucu Baflkan›
merhum Do¤an Ersöz, vefat›n›n
20. y›l› olan 19 Aral›k 2014
tarihinde Emirsultan Mezarl›¤›’ndaki
kabri bafl›nda an›ld›. Baflta BUS‹AD
Baflkan› Günal Baylan ve Yönetim
Kurulu olmak üzere Dernek üyeleri
ve dostlar› da Ersöz Ailesi’ni bu
önemli günde yaln›z b›rakmad›.
ekonomisi ile sanayisine yapt›¤›
katk›dan ve ileri görüfllülü¤ünden
övgüyle bahsedildi.
‹leri görüfllü bir lider…
Bursa ifl dünyas› Ersöz’e çok fley borçlu
Anma töreninde, Do¤an Ersöz’ün
mezar› bafl›nda dualar okundu,
yap›lan konuflmalarda ise, O’nun
gerek BUS‹AD’a, gerekse Bursa
36 y›l önce Do¤an Ersöz’ün
liderli¤inde, kapal› ekonomilerdeki
sorunlar› demokratik bir anlay›fl ve
ortak ak›lla çözmek için kurulan
BUS‹AD’›n, gelinen noktada
Türkiye’de de büyük kabul
gördü¤ünü anlatan Günal Baylan,
“BUS‹AD kendi de¤erleri üzerinde
duran bir sivil toplum örgütü. Kurucu
Baflkan›m›z Do¤an Ersöz’den
ö¤rendiklerimiz çok fazla.
Donan›ml›, bilgili, kültürlü bir insand›.
Bursa ifl dünyas› da O’na çok fley
borçlu” dedi.
65 Bak›fl 132
‹klim de¤iflikli¤i ve küresel ›s›nma
dünyan›n gelece¤ini tehdit ediyor
BUS‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi
iflbirli¤inde düzenlenen
panelde; küresel ›s›nman›n
çevre, tar›msal ve sanayi
üretimi üzerinde yaratt›¤›yarataca¤› etkiler ve sonuçlar›
tart›fl›ld›. Panelde; ‘Küresel
›s›nmaya ba¤l› iklim
de¤iflikli¤inin tüm canl›lar›n
yaflam›n› tehlikeye soktu¤u,
baflta tar›m ve tar›ma dayal›
sanayi olmak üzere birçok
sektörün de bu durumdan
olumsuz etkilendi¤i’ fikri ön
plana ç›kt›.
ursa Sanayicileri ve ‹fladamlar›
Derne¤i (BUS‹AD) ile Uluda¤
Üniversitesi iflbirli¤inde; küresel
›s›nma sonucu önümüzdeki y›llarda
bölgemizde meydana gelecek olas›
de¤iflikliklerin çevre, tar›msal üretim
ve sanayi üretimi üzerinde yarataca¤›
etkileri ve sonuçlar› hakk›nda
toplumda fark›ndal›k yaratabilmek,
konunun ciddiyetine flimdiden dikkat
B
66 Bak›fl 132
çekebilmek ve iklim de¤iflikli¤inin
olumsuz etkilerinden korunmak için
al›nabilecek önlemler konusunda bilgi
al›flveriflinde bulunmak amac›yla
BUS‹AD Evi’nde ‘‹klim De¤iflikli¤inin
Çevre, Tar›msal Üretim ve Sanayi
Üzerine Etkileri’ konulu kapsaml› bir
panel düzenlendi.
Sürdürülebilirlik, temel kavram ve hedef
olmal›
Panelin aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada,
dünya nüfusunun yüzde 20’sinin
henüz enerjiye kavuflamad›¤›n›,
Türkiye dahil olmak üzere pek çok
ülkenin gündeminde enerji ihtiyac›n›n
yer ald›¤›n› belirten BUS‹AD Baflkan
Yard›mc›s› Tar›k Tezel, yaflam›n
devam› için sürdürülebilir çevre-tar›m
ve üretimin ön planda geldi¤ini
vurgulad›. Tezel, “Sürdürülebilirlik,
günümüz ça¤dafl insan›n›n temel
kavram› ve hedefi olmal›d›r” dedi.
Dünyadaki canl› yaflam›n› tüm
olumsuz d›fl etkilere karfl› koruyan
atmosferdeki bütün hareketlerin
s›cakl›k farklar›ndan kaynakland›¤›n›
belirten Tezel, “Ayr›ca dünyadaki
iklim desenlerinin
gerçekleflmesindeki as›l etken;
okyanus suyu s›cakl›klar›ndaki
de¤iflimlerdir. ‹klim desenlerinin
belirlenmesindeki etkisi nedeniyle
atmosferik termal denge oldukça
önemli… Bu dengenin oluflmas›n›
sa¤layan buzul alanlar›ndaki erime
nedeniyle okyanus ak›nt›lar›n›n
kuvvetindeki etkili zay›flamalar,
tropikal bölgedeki okyanus yüzey
s›cakl›klar›n›n artmas›na neden oluyor.
Bu durum, tropikal kas›rgalar›n
kuvvetini ve say›s›n› büyük oranda
art›r›yor. Ayr›ca muson ya¤›fllar›n›
alan sahalarda daha y›k›c› etkiler
oluflturuyor” diye konufltu.
Panel:
‹klim De¤iflikli¤i
H›zl› de¤iflime sanayileflmenin de etkisi
oldu
Oluflumundan bu yana dünyan›n
co¤rafi özellikleri ve do¤al dengesinin
çeflitli nedenlerle bozulmas›na ba¤l›
olarak, iklimde de büyük de¤iflmeler
oldu¤unu vurgulayan Tezel, insanl›k
tarihinin bafllad›¤› dönemden
günümüze kadar olan bu do¤al
süreçte, yeryüzünün buzullarla
kapland›¤› dönemler veya
kurakl›klar›n yafland›¤›n›, tüm canl›
yaflam›n›n bu de¤iflimlerden
etkilendi¤ini, do¤al etkenlerle iliflkili
olan bu de¤iflmelere, 19. yüzy›l›n
ortalar›ndan itibaren h›zla artan insan
nüfusu ve sanayileflmenin de etkide
bulunmaya bafllad›¤›n› kaydetti.
Tar›k Tezel flöyle devam etti: “Fosil
yak›tlar›n kullan›m›, ormans›zlaflma,
maden sahalar›n›n aç›lmas› ve
sanayileflme ile atmosfere sal›nan
sera gazlar›n›n atmosferdeki
birikimleri, sanayi devriminden beri
h›zla art›yor. Bu ise, do¤al sera etkisini
kuvvetlendirerek, flehirleflmenin de
katk›s›yla, dünyan›n yüzey s›cakl›¤›n›n
artmas›na neden oluyor. Bugün
hemen bütün iklim bilimciler, dünya
iklim sisteminde bir bozulman›n
oldu¤unu kabul ediyor.
Do¤al dengenin bozulmas›na neden
olan insanlar›n, gerekli önlemleri
almad›¤› takdirde, iklimdeki bu
bozulmalar›n artarak devam edece¤i,
küresel ›s›nmaya ba¤l› iklim
de¤iflikliklerinin tüm canl›lar›n
yaflam›n› tehlikeye sokaca¤› kesin
bir dille ifade ediliyor. Çünkü insan›n
neden oldu¤u atmosferdeki sera gaz›
birikimlerinde ve partiküllerde
meydana gelen art›fl, do¤al çevrenin
bozulmas›na, ozon tabakas›ndaki
incelmeye ve küresel boyutta s›cakl›k
art›fl›na neden oluyor.”
En fazla etkilenen sektör tar›m
Türkiye’nin, bulundu¤u co¤rafya
nedeniyle küresel ›s›nmaya ba¤l›
olarak görülebilecek iklim
de¤iflikli¤inden en fazla etkilenecek
ülkelerden birisi oldu¤unu anlatan
Tezel, yeni durumun; tar›msal
faaliyetler ile hayvan ve bitkilerin
do¤al yaflam alanlar›nda de¤iflikli¤e
yol açaca¤›na dikkat çekti.
Gelecekte iklim de¤ifliminden en fazla
etkilenecek sektörün tar›m oldu¤unu
söyleyen Tezel, bu nedenle, tar›msal
üretimde al›nacak önlemlerin, g›da
güvenli¤inin sa¤lanmas›n›n yan›nda
ekonominin olumsuz yönde
etkilenmemesi aç›s›ndan da önemli
oldu¤unu kaydetti.
Uluslararas› platformdaki geliflmelerin
yak›ndan takip edilmesi, bu konuya
ulusal düzeyde önem verilmesi ve
politikalar›n belirlenmesi, yap›lan
araflt›rmalara destek verilmesi ve
özendirilmesinin; gelecekte
yaflanacak iklim de¤iflikli¤inin
olumsuz sonuçlar›ndan daha az
etkilenmeye neden olaca¤›n› anlatan
Tar›k Tezel, konuyu Bursa aç›s›ndan
ise flöyle de¤erlendirdi.
“Bursa, sanayi kenti olmas›n›n
yan›nda Türkiye’nin en önemli tar›msal
üretim merkezlerinden birisi...
Otomotiv ve tekstil baflta olmak üzere
önemli sanayi kurulufllar›yla birlikte
tar›ma dayal› sanayi de kentimizde
yo¤un… Gerek sanayi, gerekse tar›m
ürünlerinde ülkenin ihtiyac›n›
karfl›lamadaki önemli katk›s›yla Bursa,
ihracatta lokomotif bir il olarak ülke
ekonomisine büyük katk› sa¤l›yor.
‹klim de¤iflikli¤i; baflta çevre ve su
kaynaklar› olmak üzere tar›msal
üretim, ihracat, sanayi ve ekonomiyi
önemli düzeyde etkileyecek. Bu
nedenle, son derece önemli ve
güncel bir konu olan iklim
de¤iflikli¤inin; çevre, bitkisel ve
hayvansal üretim ile sanayi üzerine
etkilerini irdelemek, gelece¤e yönelik
olarak bu konuda al›nabilecek
önlemleri tart›flmak üzere BUS‹AD ve
Uluda¤ Üniversitesi olarak böyle bir
etkinli¤in düzenlenmesine karar
verdik.”
Do¤an›n mesaj›n› iyi okumal›y›z
Uluda¤ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kamil Dilek de, iklim de¤iflikli¤inin
insan sa¤l›¤› üzerine çok ciddi
olumsuz etkileri oldu¤unu, “bitti”
denilen baz› hastal›klar›n bile yeniden
görülmeye bafllad›¤›n› vurgulad›.
“‹nsan sa¤l›¤› aç›s›ndan gerçekten
felaket bir durumla karfl› karfl›yay›z”
diyen Dilek, yap›lan uluslararas›
araflt›rmalara göre; hava
s›cakl›¤›ndaki bir derecelik art›fl›n bile
dünyada 100 bin kiflinin ölümüne
neden oldu¤unu ifade etti.
‹klim de¤iflikli¤ine ba¤l› s›cakl›k
art›fl›n›n son y›llarda ülkemizde kene
›s›rmas›na ba¤l› sa¤l›k sorunlar›na
(K›r›m-Kongo Kanamal› Atefli) ve
ölümlere neden oldu¤unu vurgulayan
Dilek, “Ultraviyole ›fl›nlar›n yaratt›¤›
radyasyon etkisini de göz ard›
etmemek laz›m. Radyasyon
dedi¤imizde en baflta insanlar›n
ba¤›fl›kl›k sisteminin etkilenece¤ini
bilmeliyiz. Bu ›fl›nlar, insanlar›n
günümüzde daha fazla hasta
olmas›na neden oluyor. Do¤an›n bize
verdi¤i mesaj› okuyam›yoruz. Do¤a,
盤l›k 盤l›k ‘denge ve düzenimi
67 Bak›fl 132
bozma’ diyor. Bu mesaj› gerekti¤i
gibi alg›lamal›y›z. Do¤a ve çevre
bilincinin yükselmesi için her kesimin
bundan sonra üzerine düflen
sorumlulu¤u yerine getirmesini
diliyorum” diye konufltu.
‘Sürdürülebilir Kalk›nma Hedefleri…’
Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan
SUSTINEO CEO’su Dilek Bil,
‘Sürdürülebilir Gelecek’ konulu bir
sunum yapt›. Dünyada 7.2 milyar
insan›n yaflad›¤›n› ve bunun, 1950
sanayi devriminden bu yana dokuz
katl›k bir art›fl› ifade etti¤ini anlatan
Bil, dünya nüfusunun 2020 y›l›nda 9
milyar olaca¤›n›n öngörüldü¤ünü
aktard›.
Nüfus art›fl›n›n sürdürülebilir bir durum
olmad›¤›n› ve h›zla büyüyen dünyada
insanl›¤› tehdit eden pek çok sosyal
ve ekonomik sorunun yafland›¤›n›
kaydeden Bil, “7.2 milyar nüfuslu
dünyada ekonomik büyüme nas›l
sa¤lanacak? Sürdürülebilir kalk›nma
için; ekonomik geliflmenin
yayg›nlaflt›¤›, açl›¤›n azald›¤›,
çevresel sorunlar›n insanlar›n
verece¤i keyfi kararlarla olmas›n›n
engellenece¤i bir dünya kurulmal›”
dedi.
Bil, ‘Sürdürülebilir Kalk›nma
Hedefleri’ni ise flöyle özetledi:
Dünyada açl›k ve fakirli¤i bitirmek,
Cinsiyet eflitli¤i ve kad›n›n
güçlenmesi, Çocuk ölümlerini
azaltmak, Anne sa¤l›¤›, Salg›nlarla
mücadele, Kalk›nma için global
iflbirli¤i, Çevre ve sürdürebilirlik.
‘‹klim De¤iflikli¤i ve Çevre Üzerine
Etkileri’
Dilek Bil’in sunumunun ard›ndan
panelin, ‘‹klim De¤iflikli¤i ve Çevre
Üzerine Etkileri’ konulu ilk oturumuna
geçildi. UÜ Çevre Sorunlar›
Uygulama ve Araflt›rma Müdürü Prof.
Dr. Hüseyin Baflkaya’n›n
moderatörlü¤ünde gerçeklefltirilen
oturumda; Yeniflehir Meteoroloji ‹l
Müdürlü¤ü’nden Dr. Hüseyin ‹lhan,
DS‹ Bursa Bölge Müdürlü¤ü’nden
Ziraat Mühendisi Talat Usta, UÜ
Mühendislik Mimarl›k Fakültesi Çevre
Mühendisli¤i Bölümü’nden Prof. Dr.
Feza Karaer ile TMMOB Ziraat
Mühendisleri Odas› Bursa fiube
68 Bak›fl 132
Baflkan› Doç. Dr. Ertu¤rul Aksoy birer
sunum yapt›lar.
Yaklafl›k 4.5 milyar yafl›nda olan
dünyada, günümüze kadar pek çok
iklim de¤iflikli¤inin yafland›¤›n›
belirten Hüseyin Baflkaya, son bir
milyon y›l içinde dört tane buzul ça¤›
ve dört büyük s›cak ara dönem
olufltu¤unu kaydetti.
Baflkaya, dünyan›n kendi ekseni
etraf›nda dönerken ki sal›n›m hareketi,
Neptün ve Satürn gezegenlerinin
çekim gücü nedeniyle her 70-80 bin
veya 200-250 bin y›lda bir do¤al
nedenlerle meydana gelen iklim
de¤iflikli¤ine herhangi bir müdahale
mümkün olmad›¤› halde, insan
kaynakl› sera gaz› etkisinin ve do¤ay›,
çevreyi kötü kullanmaya ba¤l›
zararlar›n ise azalt›labilece¤i üzerinde
durdu. Baflkaya, aksi takdirde iklim
de¤iflikli¤inden tüm canl›lar›n
etkilenece¤ini ifade etti.
etkilenece¤inin öngörüldü¤ünü
söyleyen Talat Usta, “Ülkemiz ne
yaz›k ki, daha da hissedilir biçimde
olmak üzere su fakiri ülkeler aras›na
girecek. Bursa’n›n da içinde yer ald›¤›
bölgede su potansiyelinin k›s›tl›
seviyeye inece¤i öngörülüyor. Buna
ba¤l› olarak, tar›m hasatlar›nda
azalma ve ürün deseninde ise
de¤iflimler meydana gelecek” diye
konufltu.
Gelecekte iklim de¤iflikli¤ine ba¤l›
düzensiz ve afl›r› ya¤›fllar nedeniyle
taflk›nlar›n yaflanabilece¤ini, küresel
›s›nma ve kurakl›¤a ba¤l› su k›tl›¤›n›n
yaflanmamas› için daha fazla su
depolama alanlar›na ihtiyaç oldu¤unu
belirten Usta, suyun en fazla
kullan›ld›¤› tar›msal alanlarda mutlaka
salma veya ya¤murlama sulama
sistemleri yerine damla sulama
sistemlerine geçilmesi gerekti¤ini
iletti.
Su, en önemli savafl nedeni olacak
Deniz suyu seviyesi yükseliyor
‹klim de¤iflikli¤i ile küresel ›s›nman›n;
dünyan›n gelece¤i ve insan hayat›n›n
devam› için en önemli tehditlerden
oldu¤unu söyleyen Hüseyin ‹lhan,
insan kaynakl› sera gaz› sal›n›m›n›n,
tarihin en yüksek seviyesine ç›kt›¤›na
dikkat çekti. ‹lhan, “Hava s›cakl›¤›n›n
artmas› ve buzullar›n erimesi
nedeniyle deniz suyu seviyesi her y›l
3 mm, yükseliyor” dedi.
Artan hava s›cakl›¤›n›n, Bursa’daki
k›fl turizmini olumsuz etkiledi¤ine
iflaret eden ‹lhan, “Is›nma;
Uluda¤’daki kar örtüsünü azaltacak,
kar erimesi h›zlanmas› nedeniyle
yüzey su ak›fl› artacak, yer alt› su
rezervleri azalacak, ya¤›fl rejiminin
düzensizleflmesi, k›fl›n az, yaz›n ise
afl›r› ya¤mur nedeniyle seller ve su
bask›nlar› yaflanacak, s›cakl›k art›fl›
nedeniyle buharlaflmayla olan su
kay›plar› artacak, kurakl›k nedeniyle
tar›m alanlar› olumsuz etkilenecek,
dolu ya¤›fllar›nda ve k›sa süreli
f›rt›nalarda art›fl yaflanacak. Ayr›ca
orman yang›nlar› artacak, s›cak hava
dalgas› toplum sa¤l›¤›n› olumsuz
etkileyecek. Öte yandan, biyolojik
çeflitlilik ve ekosistem de küresel
›s›nmadan olumsuz etkilenecek” dedi.
Türkiye’nin 2040 y›l›ndan sonra
küresel ›s›nmadan daha da olumsuz
‘Sürdürülebilirlik’ kavram›n›n, su
kaynaklar› aç›s›ndan da çok önemli
hale geldi¤ini anlatan Feza Karaer,
suyun daha planl› ve ekonomik
kullan›lmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi.
Su ve suya ba¤l› ekosistemin
korunmas› gerekti¤ini anlatan Karaer,
“Gelecekte suya hakimiyet, çok
önemli bir savafl unsuru olacak.
Birçok kesim taraf›ndan su
savafllar›n›n ç›kaca¤› belirtiliyor.
Geliflmifl ülkeler art›k entegre su
kaynaklar› yönetimini uyguluyor. Su,
ekonomik kalk›nma aç›s›ndan çok
önemli… Bir de ‘su ayak izi’ var.
Ülkenin yan› s›ra sanayinin de su
ayak izi belirlenmeli. Su ayak izi;
yaln›zca hacim olarak ele al›nm›yor.
Suyun hangi zamanda, nerede ve ne
kadar kullan›ld›¤› da çok önemli…
Dolay›s›yla sanayiciler de art›k su
ayak izi hesab›n› iyi yapmal›.
Türkiye’deki su üretim ve tüketiminin
yüzde 80’i iç kaynaklara dayan›yor.
Dolay›s›yla ülkemizdeki tatl› su
kaynaklar›, sürdürülebilir ülke
ekonomisi için de do¤rudan etkili
hale geliyor” dedi.
“Ekosistemlerin dengesini dikkate
almayan sistemler art›k de¤iflmeli”
diyen Ertu¤rul Aksoy ise, bir derece
artan hava s›cakl›¤›n›n bile tar›msal
üretim üzerinde çok ciddi olumsuz
etki yaratt›¤›n› kaydetti. Örne¤in,
Panel:
‹klim De¤iflikli¤i
normalin üzerindeki hava s›cakl›¤›n›n,
m›s›rdaki döllenmeyi olumsuz
etkiledi¤i için verimin önemli
derecede düfltü¤ünü anlatan Aksoy,
iklim de¤iflikli¤i ve küresel ›s›nma ile
mücadele noktas›nda zaman›n h›zla
geçti¤ine dikkat çekti.
‘‹klim De¤iflikli¤inin Tar›msal Üretim
Üzerine Etkileri’
Panelin ikinci oturumunda ise, ‘‹klim
De¤iflikli¤inin Tar›msal Üretim Üzerine
Etkileri’ konufluldu. Moderatörlü¤ünü;
UÜ Ziraat Fakültesi eski Dekan› ve
emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr.
Abdurrahim Korukçu’nun yapt›¤›
oturumda; UÜ Ziraat Fakültesi
Zootekni Bölümü Baflkan› Prof. Dr.
Mehmet Koyuncu, Uluda¤ Yafl Meyve
Sebze ‹hracatç›lar› Birli¤i Baflkan› Dr.
Salih Çal› ile UÜ Tar›m Ekonomisi
Bölümü Baflkan› Prof. Dr. Hasan Vural
birer konuflma yapt›lar.
“Küresel ›s›nman›n etkilemedi¤i ortam
yok” diyen Abdurrahim Korukçu, 20.
yüzy›lda nüfusun üç kat, su
kullan›m›n›n ise 6 kat artt›¤›na iflaret
etti. Önlem al›nmas› gereken ilk
noktan›n, tar›mdaki su kullan›m›n›
azaltmak oldu¤unu anlatan Korukçu,
mevcut flartlar›n devam› halinde,
gelecek 30 y›lda daha çok alan›n,
daha çok su ihtiyac› hissedece¤ini
vurgulad›.
Topra¤› ve suyu israf etmeden,
kirletmeden, bozmadan kullanman›n
önemine dikkat çeken Korukçu,
“Suyu iyi yönetmeli ve az su kullanan
teknolojilere geçmeliyiz. Her bir su
damlas›ndan daha fazla tar›msal ürün
elde etmeliyiz. Suyun nereye, ne
zaman ve hangi miktarda verilmesine
olanak sa¤layan etkin su kullan›m›yla
ça¤dafl sulama teknolojileri
uygulanmal›d›r” diye konufltu.
‹klim de¤iflikli¤inin yüzde 60’dan fazlas›
insan kaynakl›…
Son 50 y›ldaki iklim de¤iflikli¤inin
yüzde 60’dan fazlas›n›n insan
kaynakl› nedenlerden meydana
geldi¤ini anlatan Mehmet Koyuncu,
iklim de¤iflikli¤inin; en baflta kurakl›k
olarak kendini gösterdi¤ini vurgulad›.
Kurakl›k ile birlikte, ya¤›fl rejiminin ve
mevsimlerin de¤iflece¤ini, deniz suyu
s›cakl›¤›n›n yükselece¤ini anlatan
Koyuncu, fosil yak›t kullan›m›n›n
artmas›, orman alanlar›n›n azalmas›,
h›zl› nüfus art›fl› ve yükselen tüketimin
de son 50 y›lda yaflanan iklim
de¤iflikli¤inin belli bafll› nedenleri
aras›nda geldi¤ini ifade etti.
Dünyan›n, iklim de¤iflikli¤inin etkilerini
en aza indirmek için farkl› farkl›
çal›flmalar yapt›¤›n› belirten Koyuncu,
“Türkiye, Akdeniz kufla¤›nda yer
al›yor. S›cakl›k iki-üç derece artt›¤›nda
su kaynaklar›n›n yüzde 30, dört
derece artt›¤›nda ise yüzde 40
azalaca¤› öngörülüyor. Bu, korkutucu
bir durum... Kurakl›k, otuza yak›n
do¤al afet içinde birinci s›rada yer
al›yor” dedi.
Kurakl›ktan etkilenen alanlar›n en
bafl›nda tar›m ve g›da güvenli¤inin
geldi¤ini, bu noktada ciddi politikalar
üretilmezse durumun daha da kötüye
gidece¤ini ifade eden Koyuncu, yeni
ya¤›fl rejimine ba¤l› olarak mevcut
su kaynaklar›n› iyi yönetmekten baflka
çare olmad›¤›n›n alt›n› çizdi. Koyuncu,
“Elimizdeki suyu iyi yönetmeliyiz.
2012’den itibaren kurakl›k periyoduna
girdik. Bu noktada tar›msal kurakl›k
kendini Anadolu’da iyice hissettiriyor.
Gelece¤imizin, sadece bizim
elimizde olmad›¤›n› art›k bilmeliyiz”
diye konufltu.
Koyun ve keçi gibi hayvanlar›n
küresel ›s›nma nedeniyle artan
s›cakl›¤a karfl› daha dayan›kl›
oldu¤unu, çay›r-mera gibi do¤al
alanlarda otlayan, gevifl getiren
hayvanlar›n ise küresel ›s›nmadan
do¤rudan ve daha fazla
etkilenebilece¤ini belirten Koyuncu,
özellikle kurakl›¤a ba¤l› olarak do¤al
otlama alanlar›ndaki verimin
düflmesinin beslenme nedeniyle
hayvanlar›n yaflamlar›n› olumsuz
etkileyece¤ini, m›s›r ve yonca gibi
suya ihtiyaç duyulan yem bitkileri
üretiminin düflüp, yem fiyatlar›n›n
artaca¤›n› kaydetti. Koyuncu, bu
nedenle gelecekte s›ca¤a dayan›kl›
tür ve ›rklar›n yetifltiricilikte daha fazla
önem kazanaca¤›n› vurgulad›.
‹klim de¤iflikli¤i ihracat› da olumsuz
etkiliyor
‹klim de¤iflikli¤inin yafl meyve sebze
ihracat›na etkilerini anlatan Salih Çal›,
k›fl aylar›n›n kurak geçmesinin yan›
s›ra ilkbahardaki afl›r› ya¤›fl, don ve
dolu olaylar›n›n da tar›m alanlar›nda
çok büyük zarara yol açt›¤›n› belirtti.
Bu sebeplere ba¤l› olarak birçok
üründe rekolte kayb› ve kalite
düflüflünün yafland›¤›n› vurgulayan
Çal›, iklim de¤iflikli¤ine ba¤l› s›cakl›k
art›fl›n›n, tar›msal üretimde böcek
zararlar›n›n artmas›na, nem oran›n
düflmesi nedeniyle mantari
hastal›klarda ise azalmaya neden
olabilece¤ini belirti.
Çal›, “Küresel iklim de¤iflikli¤i
nedeniyle Bursa Ovas›’nda k›fl
aylar›n›n kurak geçmesi, ilkbaharda
dolu, don ve afl›r› ya¤›fl nedeniyle
tar›m alanlar›nda büyük kay›plar
yafland›. Üretilen fleftali, deveci
armudu, zeytin ve kirazda yüzde
100’lere varan kay›p meydana geldi.
Sektöre destek verecek politika ve
programlar›n hayata geçirilmesi
gerekiyor. Dolay›s›yla sigorta
kapsam›na, ya¤mur ya¤›fl› nedeniyle
meydana gelen ürün kay›plar› da
girmeli” dedi.
Olumsuz iklim koflullar› nedeniyle
üretimde verim ve kalitenin azald›¤›n›,
fiyatlar›n afl›r› yükseldi¤ini, ihracat›n
ise düfltü¤ünü belirten Çal›, geçen
69 Bak›fl 132
Panel:
‹klim De¤iflikli¤i
y›lki afl›r› ya¤›fllar›n kirazda çatlamaya
neden oldu¤unu, en büyük kiraz
ihracatç›s› olan Türkiye’nin ihracat
için kiraz bulmada büyük s›k›nt›
yaflad›¤›n›, taahhütlerin yerine
getirebilmesi için düflük miktardaki
kiraza yüksek bedeller ödenmesi
nedeniyle iç pazarda fiyatlar›n afl›r›
yükseldi¤ini vurgulad›. Çal›, afl›r›
ya¤›fl›n bitkilerdeki pas ve külleme
hastal›klar›nda art›fla neden oldu¤unu
da aktard›.
Tar›msal sigorta kapsam› geniflletilmeli
Çal› flöyle devam etti: “Malatya’da
beklenmeyen don, kay›s› üretiminde
yüzde 95’e varan kay›plara neden
oldu. S›cakl›k art›fl› kirazda ikilenme
nedeniyle kalite bozuklu¤u yaratt›.
Dolu nedeniyle zedelenen fleftali,
so¤uk hava depolar›nda daha k›sa
sürede bozuldu. ‹klim de¤iflikli¤i,
tar›msal üretimde baz› ürünleri
olumsuz etkilerken baz› ürünleri ise
olumlu etkiliyor. ‹klim de¤iflikli¤inin
etkilerinden üreticinin olumsuz
etkilenmemesi için tar›msal sigorta
kapsam›n›n geniflletilmesi gerekiyor.”
K›rsal alanda çevreyi, köylerde
yaflayan ve tar›mla u¤raflan çiftçilerin
koruyabilece¤ini belirten Hasan Vural,
bu noktada köyden kente göçün
önlenmesi gerekti¤inin alt›n› çizdi.
Vural, mevcut ekonomik koflullarda
bu göçün ne yaz›k ki durmayaca¤›n›
da aç›klad›.
Vural, “Bütün üretim kaynaklar›m›z›
tam kapasite kullanmal› ve çevreyi
de dikkate alarak sürdürülebilir
kalk›nmay› sa¤lamal›y›z. Kurakl›¤a
karfl› sulama birlikleri desteklenmeli
ve üretim deseni kurakl›¤a uygun
hale getirilmeli. Bu manada; göl
kaynaklar›n› korumal› ve birinci s›n›f
tar›m arazilerine bir tek çivi bile
çak›lmamal›” diye konufltu.
‘‹klim De¤iflikli¤inin Bursa Sanayisi
Üzerine Etkileri’
Üçüncü ve son oturumda ise; ‘‹klim
De¤iflikli¤inin Bursa Sanayisi Üzerine
Etkileri’ tart›fl›ld›. Oturum baflkanl›¤›n›
ÜS‹GEM Baflkan› Prof. Dr. Sedat
Ülkü’nün yapt›¤› bu bölümde, UÜ
Tekstil Mühendisli¤i Bölümü’nden
Prof. Dr. R›fat Alpay, BUS‹AD Yönetim
Kurulu Üyesi ve Türkay Tekstil Genel
Müdürü Ergun Türkay ile TOFAfi’tan
70 Bak›fl 132
Tamer Atalay birer konuflma yapt›lar.
“Her alanda kaynaklar›m›z›n
devaml›l›¤›n› sa¤lamal›y›z ve
verdi¤imiz her kararda iklim
de¤iflikli¤ini göz önünde
bulundurmal›y›z” diyen Ergun Türkay,
yaflanan geliflmelerin tekstil
sektöründe yeniden dönüflümü
gündeme getirdi¤ini vurgulad›.
Tabi elyaf üretiminin iklim
de¤iflikli¤iyle bire-bir ba¤lant›l›
oldu¤unu anlatan Türkay, “Pamuk
üretiminde ya¤mur ve topra¤›n direkt
etkisi var. Sulamada, pamu¤un
kalitesini art›rmak önemli hale geliyor.
‹klim de¤iflikli¤i nedeniyle do¤al elyaf
üretiminde meydana gelen azalma,
sentetik elyaflara yönlendirici oluyor.
Bu durumda, sentetik elyaflar›n do¤al
elyaflara benzetilmesi konusu da
gündeme geliyor. Son y›llarda
bununla ilgili ciddi çal›flmalar
yap›l›yor” dedi.
Artan hava s›cakl›¤› nedeniyle
giysilerde daha az kumafl
kullan›ld›¤›n›, terletmeyen ve teri alan,
güneflin zararl› ›fl›nlar›ndan koruyan
k›yafetlerin daha ön plana ç›kt›¤›n›
söyleyen Türkay, firma olarak
üretimde su kullan›m›n› azalt›c› yönde
yapt›klar› verimlilik çal›flmalar›ndan
önemli kazan›mlar elde ettiklerini de
vurgulad›.
Artan hava s›cakl›¤› ölümleri de
beraberinde getiriyor
Dünyan›n baz› bölgelerinde su
savafllar›n›n bafllad›¤›n› ve yükselen
hava s›cakl›¤›ndan dolay› insan
ölümlerinin artt›¤›n› söyleyen R›fat
Alpay, iklim de¤iflikli¤inin art›k
geciktirilemeyecek ve
ertelenemeyecek bir hal almaya
bafllad›¤›n›n alt›n› çizdi.
‹klim de¤iflikli¤inin sanayiye
yans›yacak do¤rudan etkilerini; üretim
koflullar›n›n zorlaflmas›-de¤iflmesi,
lojistik sektöründe artacak sorunlar
ve güçleflecek da¤›t›m kanallar›
olarak s›ralayan Alpay, bu noktada
sigorta sektörünün de çok ciddi
sorunlar ç›karmaya bafllayaca¤›n›
savundu.
Sanayicinin mevcut durumda bir yol
ayr›m›nda oldu¤unu belirten Alpay,
“Elbette birtak›m stratejiler
gelifltirilmesi gerekiyor. ‹klim
de¤iflikli¤inden etkilenmemek için
teknik ve hukuk gibi alanlarda uzman
bir ekiple çal›fl›lmal›. Fakat envanterin
olmad›¤› yerde de¤iflimlerden nas›l
etkilenilece¤i de net de¤il. Bu
manada Türkiye’nin ihtiyac› olan
sanayi envanterinin yap›lmas› çok
büyük önem tafl›yor” diye konufltu.
‹flletmeler için tehdit ve f›rsatlar içeriyor
Dünyada son 50 y›lda sera gaz›
kullan›m›n›n yüzde 50 artt›¤›na iflaret
eden Tamer Atalay ise; tar›m,
ormanc›l›k, enerji ve turizmin, iklim
de¤iflikli¤inden en çok etkilenen
sektörler aras›nda yer ald›¤›n›
kaydetti. Endüstriyel iflletmeler için
iklim de¤iflikli¤inin tehdit ve f›rsatlar
içerdi¤ini belirten Atalay, f›rsatlar› iyi
de¤erlendirip, de¤iflime uyum
sa¤layabilenlerin yeni düzende
ayakta kalaca¤›n› vurgulad›. 20152021 y›llar› aras›nda otomobillerdeki
karbondioksit sal›n›m›n›n
azalt›lmas›n›n mecburi oldu¤unu
söyleyen Atalay, “Dolay›s›yla tüm
flirketler motor ve emisyon
ayarlamalar›n› buna göre yapmak
zorunda” dedi.
Panel:
Yat›r›m ‹klimi
“De¤erlerimiz mutlaka korunmal›”
‘Yat›r›m ‹klimi Aç›s›ndan
Bursa’n›n Gelece¤i’ konulu
panelde yapt›¤› konuflmada;
tar›msal alanlara önem verilmesi
gerekti¤ini söyleyen BUS‹AD
Baflkan› Günal Baylan, kentin
vazgeçilemeyecek de¤erlerinin,
gelen yat›r›m talepleri
do¤rultusunda do¤ru yönetilerek
korunmas› gerekti¤inin alt›n›
çizdi.
ürkiye Cumhuriyeti Bilim Sanayi
ve Teknoloji Bakanl›¤› verilerine
göre; Bursa ve ilçelerinde
Türkiye’nin ilk OSB’sinin de içinde
oldu¤u 14 Organize Sanayi Bölgesi
bulunuyor. Yat›r›m iklimi aç›s›ndan
Bursa için büyük bir avantaj olarak
gözüken bu say›, gerçekten ihtiyac›
karfl›l›yor mu? ‹stanbul- ‹zmir
otoyolunun da yap›lmas›yla Bursa,
sanayideki cazibesini nereye kadar
sürdürecek?
T
‹flte bu sorular›n, Bursa’n›n gelece¤ini
planlayanlar taraf›ndan analitik bir
bak›fl aç›s›yla de¤erlendirilmesi ve
kamuoyunun ayd›nlat›lmas› amac›yla
BUS‹AD Yönetim Kurulu taraf›ndan
BUS‹AD Evi’nde “Yat›r›m ‹klimi
Aç›s›ndan Bursa’n›n Gelece¤i” konulu
bir panel düzenlendi.
H›zl› büyümenin art› ve eksileri oldu
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan,
panelin aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada,
6 bin y›ld›r çeflitli uygarl›klara ev
sahipli¤i yapan Bursa’n›n, 7 yüzy›ld›r,
önce Osmanl› ard›ndan da Türkiye
Cumhuriyeti ile de¤iflerek ve geliflerek
günümüze kadar gelen bir kent
oldu¤unu an›msatt›.
Yeflil Bursa’n›n, tabiat›n verdi¤i tüm
do¤al güzelliklerle geçmiflten bu yana
ilgi ve göç kayna¤› oldu¤unu anlatan
Baylan, söz konusu ilginin, daha
sonraki y›llarda sanayinin de
geliflmesiyle artt›¤›n› vurgulad›.
1960 sonras› büyümenin; kente
sa¤lad›¤› olumlu katk›lar›n yan›nda,
yeflil doku ile özgün mimaride
olumsuzluk yaratt›¤›n› belirten Baylan,
bugün de¤erleri ile cazibe merkezi
haline gelen Bursa’n›n büyümesinin
önlenemeyece¤ini vurgulad›.
Gelecekle ilgili kayg›lar›m›z var
Baylan, “Belediye baflkanlar›m›z›n
baflar›l› çal›flmalar› bu ilgiyi kontrol
alt›na alsa da; ifl dünyas› olarak
gelecekle ilgili baz› kayg›lar›m›z var.
Bursa; tar›m alanlar› ve ihracattaki
performans›yla öne ç›kan bir flehir.
H›zla büyüyen dünya ve ülke nüfusu,
gelecekte tar›m› ve tar›ma dayal›
sanayiyi ön plana ç›karacak.
Dolay›s›yla tar›msal alanlar kesinlikle
korunmal›. Bursa; kaliteli üretimi ve
yüksek ihracat›yla Türkiye
ekonomisinin lokomotif flehri… Her
sektörde kümelenmeye de müsait.
Yat›r›mc›lar›n ilgi oda¤› olan Bursa,
gelecekteki büyük projelere de aç›k
ve haz›rl›kl› olmal›. Görüldü¤ü gibi
Bursa’n›n vazgeçilemeyecek
de¤erleri var. Bu de¤erler; gelen
talepler do¤rultusunda do¤ru
yönetilerek korunmal›. Toplant›m›z,
1/100.000 ölçekli plan›n mimarlar›
taraf›ndan kamuoyunun
ayd›nlat›lmas›, bununla birlikte
Bursa’n›n gelece¤inin
flekillendirilmesi ve Bursal›lar›n
bilinçlendirilmesine katk›da bulunmak
amac›yla organize edildi. Plan uzun
çal›flmalar neticesinde, kurum ve
kurulufllar›n katk›lar›yla yap›ld›.
Projelendirmeye dönüflürken
muhakkak ki farkl› düflünceler ortaya
ç›kabilir. Ben, Büyükflehir Belediye
Baflkan›m›z›n bu konuda yapaca¤›
liderlikle flehrimizi gelece¤e en iyi
flekilde haz›rlayaca¤›na inan›yorum.
Gelece¤i flekillendiren çal›flmalar
ortak ak›lla yönlendirilmeli ve
yap›lacak projeler halka tan›t›lmal›.
Projelerin ask›da geçen süreleri
esnas›nda gelen katk›lar da
de¤erlendirilmeli. Küresel ›s›nma,
çevre ve di¤er konulardaki gelece¤e
yönelik projeler; kaliteli yaflam› ön
plana ç›kararak, bilimsel yol
haritas›yla kurumlar aras›
koordinasyon sa¤lanarak
gerçeklefltirilmeli. Bu do¤rultuda
yap›lacak çal›flmalar; Büyükflehir
Belediye Baflkan›m›z›n liderli¤inde,
ülkemiz için rol model olacakt›r.
71 Bak›fl 132
BUS‹AD olarak toplant› sonras› ç›kan
sonuçlardan, araflt›rmaya aç›k
alanlarda her zaman destek
verece¤imizi bildiririz” dedi.
Derdimiz Bursa…
Bursa Büyükflehir Belediyesi Genel
Sekreter Yard›mc›s› Bayram Vardar
da yapt›¤› konuflmada, kentte hayata
geçirdikleri çevre temal› çal›flmalar
hakk›nda bilgiler verdi. Bursa’n›n
gelece¤ini flekillendirecek 1/100.000
ölçekli çevre plan› çal›flmalar›n› da
anlatan Vardar, söz konusu plan›n
çal›flmalar›n›n yo¤un kat›l›mla
yap›ld›¤›n› hat›rlatt›. Vardar, “Derdimiz
Bursa. fiehrimize dair vizyonu ortak
ak›lla ortaya koymaya çal›fl›yoruz. Bu
planda da farkl› mesleklerden ve
akademisyenlerden çok say›da
kat›l›mla çal›flmalar yap›ld›” diye
konufltu.
vurgulad›. Türko¤lu, “Ortak bir yol
bulunmal› ve bütün de¤erlerimiz
korunmal›” dedi.
Plan çok genifl kat›l›mla haz›rland›
Prof. Dr. Mehmet Ocakç› ise, Bursa
1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni
Plan›’n›n, Nisan 2011-Temmuz 2012
tarihleri aras›nda yürütüldü¤ünü,
planlama sürecine 150’ye yak›n üst
düzey yerel ve merkezi yönetici,
150’ye yak›n sivil toplum ve meslek
odalar› üst düzey yöneticileri, 250’den
fazla merkezi/yerel yönetim,
STK/meslek odas›, uzman, medya
ve üniversite temsilcisi ile 50’den
fazla uzman ve akademisyenin
sistematik olarak kat›ld›¤›n› anlatt›.
da¤›l›m›nda tekstil ve otomotiv
sektörlerinin a¤›rl›kta oldu¤u
görülüyor. Bunlar›; g›da, mobilya,
makine ve metal eflya sektörleri
izliyor. Sanayi alanlar› da¤›l›m›nda
ise organize sanayi alanlar› yüzde
41 ile en yüksek paya sahip. Nilüfer,
yüzde 31 ile sanayi alanlar›n›n en
yo¤un oldu¤u ilçe konumunda.
Osmangazi, Y›ld›r›m, ‹negöl, Kestel,
Gürsu, Gemlik, Orhangazi, Yeniflehir,
Karacabey ve Mustafakemalpafla da
sanayi gelifliminin oldu¤u di¤er
ilçeler” dedi.
OSB’lerin üçte ikisi bofl
Bursa’daki OSB’lerde doluluk oran›n›n
üçte iki oldu¤unu vurgulayan Ocakç›,
Plan›n hukuki aflamada oldu¤unu
ifade eden Vardar, halka ra¤men
de¤il halkla birlikte hareket ettiklerine
iflaret ederek, Bursa’n›n daha
yaflanabilir, daha sa¤l›kl›, daha yeflil
bir flehir olmas› ad›na çal›flmalar
yap›ld›¤›n› vurgulad›.
‘Yat›r›m ‹klimi Aç›s›ndan Bursa’n›n
Gelece¤i…’
Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan, Bursa
1/100.000 ölçekli plan çal›flmas›n›
yapan akademisyenlerden, ‹TÜ
Mimarl›k Fakültesi fiehir ve Bölge
Planlamas› Bölüm Baflkan› Prof. Dr.
Handan Türko¤lu’nun
moderatörlü¤ünde gerçeklefltirilen
oturumda, yine söz konusu plan
çal›flmas›na katk› koyan ‹TÜ Mimarl›k
Fakültesi fiehir ve Bölge Planlamas›
Bölümü fiehircilik Ana Bilim Dal›
Baflkan› Prof. Dr. Mehmet Ocakç›,
Bursa fiehir Planc›lar› Odas› Yönetim
Kurulu Baflkan› Hakan Karademir,
Çevre ve fiehircilik ‹l Müdürlü¤ü
Temsilcisi Ali Ekinci ile Ünver Grup
Yönetim Kurulu Baflkan›, sanayici
Ayhan Korgavufl görüfllerini
aç›klad›lar.
Tar›m ile sanayi dengeli gitmeli
Türkiye’de gelinen noktada art›k
sanayi ile tar›m›n dengeli gitmesi
gerekti¤ini belirten Handan Türko¤lu,
global ekonomik flartlarda sadece
sanayiden para kazan›lmad›¤›n›,
verimli tar›m alanlar› ile ormanlar›n
da titizlikle korunmas› gerekti¤ini
72 Bak›fl 132
Çevre Düzeni Plan›’n›n vizyonu…
Bursa 1/100.000 Ölçekli Çevre
Düzeni Plan›’n›n vizyonunu; “Do¤al
ve kültürel zenginli¤ini koruyan ve
yaflatan, sektörel çeflitlili¤ini insan,
çevre ve bilgi odakl› gelifltiren ve
yöneten, rekabet gücüne sahip,
yenilikçi, yaflam kalitesi yüksek,
güvenli ve bölgesinde öncü Bursa”
olarak özetleyen Ocakç›, Bursa’n›n
OSB’ler aç›s›ndan Türkiye’nin en
zengin kentlerinden birisi oldu¤unu,
halen 12’si faal 13 OSB ile 15 küçük
sanayi sitesinin kurulu bulundu¤unu
anlatt›.
En yo¤un sanayileflme Nilüfer’de
Bursa’da sanayi alanlar›n›n toplamda
8 bin 50 hektar› buldu¤unu söyleyen
Ocakç›, “Bursa’da mikro, küçük, orta
ve büyük ölçekli olarak s›n›fland›r›lan
6.000 imalat sanayi kuruluflu
bulunmakta olup, toplam sanayi
çal›flan› say›s› yaklafl›k 350.000 kiflidir.
Bursa’da imalat sanayi alt sektörleri
sanayi bölgelerinin yar›s›n›n, küçük
sanayi sitelerinin ise yüzde 15’inin
bofl oldu¤unu kaydetti. Ocakç›;
Karacabey, Yeniflehir, Kestel, Cerrah,
Yenice, Kurflunlu, Kayapa ve
Görükle’deki sanayi bölgelerinde
doluluk oran›n›n daha da düflük
oldu¤unu belirtti.
1/5.000 ve 1/25.000 ölçekli naz›m
imar planlar›nda, ‘sanayi alan›’ olarak
planlanan, ancak uygulama imar
plan› yap›lmayan sanayi alanlar›
bulundu¤una da iflaret eden Ocakç›,
Orhangazi’de 106 hektar, Nilüfer‹rfaniye bölgesinde ise imar plan›
bulunmayan 153 hektar sanayi alan›
oldu¤unu dile getirdi.
Bursa’daki sanayi firmalar›n›n yüzde
84’ünü mikro ve küçük ölçekli
iflletmelerin oluflturdu¤unu, ancak bu
firmalardaki çal›flanlar›n, toplam
çal›flan içindeki oran›n›n yüzde 32’de
kald›¤›n› anlatan Ocakç›, tekstil ve
Panel:
Yat›r›m ‹klimi
otomotiv sektöründeki firma say›s›n›n,
toplam firmalar›n yüzde 40’›n›, bu
sektörlerde çal›flan say›s›n›n ise
toplam çal›flan say›s›n›n yüzde 60’›n›
oluflturdu¤unu söyledi.
Eylem planlar› tan›mland›
Prof. Dr. Mehmet Ocakç› flu bilgileri
de paylaflt›: Bursa 1/100.000 Ölçekli
‹l Çevre Düzeni Plan›’nda, zengin
çeflitlilik ve güçlü sosyo-ekonomik
birikim sunmakta olan imalat
sanayinin üretti¤i de¤erlerin
sürdürülmesinin sa¤lanmas› yan› s›ra,
do¤al çevre ve kentsel ifllev alanlar›
ile olumlu etkileflim kurmas›na yönelik
hedef ve stratejiler gelifltirildi, bu
do¤rultuda eylem planlar› tan›mland›.
Tüm kentsel kullan›m alanlar›;
(kentleflme/sanayileflme), su
havzalar›n›, su kaynaklar›n›, ormanlar›,
tar›m alanlar›n›, meralar›, k›y›lar›,
ekolojik yönden önemli di¤er alanlar›,
enerji kaynak alanlar›n›, kültür ve
tabiat varl›klar›n› koruyacak biçimde
gelifltirilmelidir. Sanayinin düzenli ve
sa¤l›kl› yerleflim gösterdi¤i alanlarda,
fiziksel koflullar›n›n iyilefltirilmesi,
üretim sürecinde rekabet gücü ve
teknoloji düzeyini yükselterek ifllevini
sürdürmesi öngörülüyor.
Sanayinin do¤al ve yap›laflm›fl çevre
ile kurdu¤u iliflkilerin olumsuzluklara
yol açt›¤› yerleflmelerde ise, sanayinin
bulundu¤u yeri de¤ifltirmesi
öngörülüyor. Do¤al koruma ve tar›m
alanlar›nda, konut ve merkezi ifl
alan›nda, konut d›fl› kentsel çal›flma
alanlar›nda yerleflmifl olan ve eylem
planlar› ile nitelikleri saptanacak
sanayi tesislerinin kapasitesi
dolmam›fl olan planl› sanayi alanlar›na
tafl›nmalar› öneriliyor.
Bursa’n›n nüfusu 2030’da 3 milyon 400
bin kifli olacak
‹ktisadi senaryolar temelinde yap›lan
‘Bursa ‹li Uzun Dönemli Nüfus
Kestirimi’ne göre, kentin nüfusu 2020
y›l›nda 3 milyon, 2030’da ise 3 milyon
400 bin kifliye eriflecek ve ekonomik
aktif nüfusun (+15 yafl) günümüzde
yüzde 33.5 olan toplam nüfus içindeki
pay›, 2030’da yüzde 38.9’a
yükselecek.
Sanayinin istihdamdaki pay› düflecek
Yine ayn› kestirime göre; sanayi
sektörünün istihdam aç›s›ndan
ekonomik aktif nüfus içinde yüzde
40 olan pay›, 2020’de yüzde 35,
2030’da ise yüzde 29 düzeyine
inecek. Böylece 355.000 kifli (2012
y›l›) olan sanayi istihdam› 2030 y›l›nda
385.000 kifliye yükselecek. Ancak bu
yükselifl tar›m-sanayi-hizmetler
sektörel da¤›l›m›nda, sanayinin
pay›nda düflüfl olarak gerçekleflecek.
Ayn› flekilde; tar›m›n 2012’de yüzde
12.5 olan sektörel da¤›l›m içindeki
istihdam pay›, 2020’de yüzde 11,
2030’da ise yüzde 9 düzeyinde
seyredecek. Hizmetler sektörünün
2012’de yüzde 47.5 olan sektörel
da¤›l›m içindeki istihdam pay› ise
2020’de yüzde 54’e, 2030 y›l›nda ise
yüzde 62’ye ç›kacak.
Bu de¤iflim sürecinin, Bursa’da do¤al
çevre de¤erlerinin korunmas›,
ekonomik canl›l›¤›n sürmesi, ifllev
alanlar› aras› sa¤l›kl› etkileflim
sa¤lanmas› ve uyumlu mekan
organizasyonunun gerçekleflmesine
olumlu katk›lar sa¤lamas› bekleniyor
ve öngörülüyor.
Tar›msal alanlar sanayi u¤runa heba
edilmemeli
Bursa’n›n bat›s›nda kurulmas›
planlanan KOT‹YAK’›n hukuk
engeline tak›ld›¤›n›, bin 270 hektarl›k
Bat› OSB’ye de Bursa’n›n gelece¤i
için karfl› ç›k›lmas› gerekti¤ini belirten
Hakan Karademir, özellikle tar›msal
alanlar›n sanayi u¤runa heba
edilmemesi gerekti¤inin alt›n› çizdi.
Karademir, “Özellikle sulama ve
toplulaflt›rma yap›lan alanlar›n
mutlaka korunmas› gerekiyor. Bu
manada yeni OSB’lere gerek yok.
Bütün gücümüzle, mevcut tar›m
alanlar›n› korumaya çal›flmal›y›z” dedi.
Ali Ekinci de, Bursa’da yeni sanayi
alan› gereksinimi ortaya ç›karsa, daha
önceki planlarda da oldu¤u gibi
bunun; flehrin tarih, do¤a ve turistik
yap›s›na zarar vermeyecek flekilde
düzenlenmesi gerekti¤ine dikkat
çekti.
Sanayi bir kent için dezavantaj de¤ildir
Panele özel sektörü temsilen kat›lan
Ayhan Korgavufl ise, özellikle
otomotiv ana sanayinin geliflimine
paralel olarak h›zl› bir büyüme içine
giren Bursa’da sanayinin gelece¤ini
de düflünmek gerekti¤ini vurgulad›.
“Sanayici olmak, günümüzde
maalesef kötü bir izlenim yarat›yor”
diyen Korgavufl, Türkiye’nin sanayi
olmadan geliflemeyece¤ini ifade etti.
Korgavufl, “Sanayiciler gerçekten çok
büyük s›k›nt›lardan geçerek bu
noktalara geldi. Söz konusu çevre
planlar› dahilinde sanayi nerede
olacak? Art›k ok yaydan ç›km›flt›r.
Dolay›s›yla Bursa’da sanayi olmak
zorunda. Sanayinin olmas› bir kent
için dezavantaj de¤il. Almanya
ekonomisi di¤er AB üyesi ülkelere
göre hala ayakta ise bunu sanayisine
borçludur. ‹talya ve ‹spanya gibi
sanayiye fazla önem vermemeye
bafllayan ülkelerin durumu da ortada.
Sanayici olarak topra¤a büyük sayg›
duyuyoruz. Bursa bizim için de çok
önemli. Ancak bu saatten sonra
bunlar› konuflmak çok do¤ru de¤il.
Bir kentte üç tane OEM varsa, o
kentte sanayi mutlaka geliflecektir.
OSB’ler lojistik aç›dan fayda
sa¤layacak yerlerde olmal›. Bursa
d›fl›nda baflka bir yere gidersek
kalifiye eleman bulmakta da zorluk
çekeriz” diye konufltu.
73 Bak›fl 132
“Kimlik siyasetinden kurtulabilirsek
iflte o zaman yeniden ‘biz’ olabiliriz”
Türkiye’de siyasi kutuplaflman›n,
toplumsal kutuplaflmaya do¤ru
gitti¤ini ve halk›n ortak yaflama
iradesinin günden güne
zay›flad›¤›n› savunan Bekir
A¤›rd›r, Haziran’daki seçimleri
bu nedenle ‘kritik eflik’ olarak
gördü¤ünü söyledi.
US‹AD’›n marka etkinliklerinden
Çekirge Toplant›s›’n›n fiubat ay›
konu¤u, isabetli siyasi ve
toplumsal içerikli anketleriyle
kamuoyunda büyük sayg›nl›¤› olan
KONDA’n›n Genel Müdürü Bekir
A¤›rd›r oldu. A¤›rd›r, BUS‹AD
üyelerine, ‘Türkiye Seçmeninin Genel
Seçim Davran›fl› ve Siyaset Sosyolojisi
Aç›s›ndan Önümüzdeki Seçimlerin
De¤erlendirilmesi’ konulu çarp›c› bir
sunum yapt›.
B
Her toplum iyi yönetimin peflinde
Hilton Otel’de gerçeklefltirilen
toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan,
demokrasi için en önemli gereçlerden
birisinin; serbest, eflit ve genel oy
prensibine dayanan seçimler
oldu¤unu vurgulad›.
74 Bak›fl 132
“Sadece seçimler, bir ülkeyi
demokratik yapmasa da, seçimlerin
olmamas› o ülkenin demokratik
olmad›¤›n› bizlere gösterir” diyen
Baylan, her toplumun peflinde oldu¤u
iyi yönetimin; zaman zaman
gerçekleflti¤ini, zaman zaman da
kabusa dönüfltü¤ünü ifade etti.
E¤itim, her alanda belirleyici bir etmen
Baylan, “Halk kendini yönetmek için
liderini seçerken; kendisi için en
yetenekli, en güven duydu¤u, en
sevdi¤i veya beklentilerini
karfl›layacak olan› tercih eder. Dünya
genelinde yaln›zca bir lidere ba¤l›
kalmadan, yetkin tak›mlar taraf›ndan
yönetilmek isteyen, bilinçli
seçmenlere sahip ülkelerdeki
demokrasinin daha baflar›l›,
ekonomisi; e¤itim ve giriflimcilikle
güçlenmeyen, bilhassa seçmenlerinin
bilgili ve bilinçli olmad›¤› ülkelerde
ise daha sorunlu oldu¤u görülüyor.
Tüm bu alanlar›n temelinde ise
e¤itimin belirleyici etken oldu¤u bir
gerçek olarak karfl›m›za ç›k›yor” dedi.
Ekonomik büyümenin, istihdam›n ve
küresel rekabet gücünün temelinde
insan sermayesinin yatt›¤›n› ifade
eden Baylan, iyi e¤itimli genç nüfusun
ise; niteliksel bir art› de¤ere
dönüflürse anlam kazanaca¤›n›
vurgulad›.
Tart›flmalar büyüme iklimini
zedelememeli
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan flöyle
devam etti: “Yüksek verimlilik ve
iflgücünü sa¤layacak e¤itim sistemi;
yap›sal sorunlar›m›z›n çözümünü de
h›zland›racakt›r. Siyaset kurumunun
temel amac›; do¤al olarak toplumsal
refah› art›rmakt›r. Her siyasal iktidar,
elindeki politika araçlar›n› bu amaca
göre kullan›r ve gerekli
yönlendirmeleri yapar. Ancak son
dönemlerde özellikle Merkez Bankas›
Çekirge
Toplant›lar›
ve para politikas› üzerinden yap›lan
tart›flmalar›n düzey ve içeri¤i; özel
sektör, piyasalar ve politikalar›n
koordinasyonu aç›s›ndan sorunlar
do¤uruyor. Tart›flman›n mevcut hali,
para politikas›n›n kendisinden
beklenen ifllevi yerine
getirememesine ve kurumsal
kredibilitenin zay›flamas›na neden
oluyor. Küresel ekonomi için uzun
süreli bir durgunlu¤un geçerli
olabilece¤inin konufluldu¤u
bugünlerde, sanayimiz ve ihracat›m›z
aç›s›ndan sorunlar do¤uruyorsa,
burada önemli olan, tart›flmalar›n
büyüme iklimini -ki son dönemlerde
eksik oldu¤unu düflünüyoruzzedelemeden diyaloglar üzerinden
yap›lmas›n› arzuluyoruz.”
Meclis’teki parti say›s› dörtten befle
ç›kmaz
Son 12 y›lda gerçeklefltirilen 6
seçimin sonuçlar›n› toplumsal ve
sosyolojik aç›dan de¤erlendiren Bekir
A¤›rd›r ise, Meclis’te dört olan mevcut
siyasi parti say›s›n›n k›sa ve orta
vadede ‘befl’ olamayaca¤›n› belirtti.
“Türkiye’de dört partiye kilitlenmifl bir
siyasi hayat var” diyen A¤›rd›r, asl›nda
bu dört partinin, toplumda var olan
dört kültürel kimli¤i yans›tt›¤›n›
vurgulad›.
Mevcut siyasi tabloyu hiç de sa¤l›kl›
bulmad›¤›n› söyleyen A¤›rd›r,
kimliklere dayal› siyasetten gelecek
üretilemeyece¤ini anlatt›. A¤›rd›r,
“Türkiye’de seçimlere kat›l›m oran›n›n
yüksek olmas›n›n en büyük nedeni;
cezai yapt›r›mlar›n ötesinde, halk›n
yönetime müdahale edebildi¤i tek
ortam›n sand›k olmas›d›r” diye
konufltu.
Oy da¤›l›m› da kolay kolay de¤iflmez
Son dönem seçimlerinde kullan›lan
oylar›n, partilere göre da¤›l›m›n›
grafiklerle de anlatan A¤›rd›r,
da¤›l›m›n, ekonomik geliflmifllik
endeksiyle bire-bir paralel oldu¤unun
alt›n› çizdi. A¤›rd›r, “Oy da¤›l›m›, 200
y›lda baflard›klar›m›z›, ya da
baflaramad›klar›m›z› ortaya koyuyor.
Bu nedenle k›sa vadede oy
da¤›l›m›n›n de¤iflmesi de
beklenmemeli. Çünkü verilen bu
oylar›n köklü bir geçmifli var” diye
konufltu.
Türkiye’de kutuplaflman›n, siyasetin
çok ötesinde toplumsal kutuplaflmaya
do¤ru gitti¤ini ve halk›n ortak yaflama
iradesinin günden güne zay›flad›¤›n›
savunan A¤›rd›r, siyasette rekabet
eksikli¤i oldu¤unu da vurgulad›.
Hedeflerimiz art›k de¤iflmeli
Cumhuriyet kuruldu¤unda kendine
‘kalk›nma ve modernleflme’ hedefi
seçen Türkiye’nin, ne yaz›k ki aradan
geçen zaman zarf›nda bu hedefini,
küreselleflen dünya ekseninde
de¤ifltiremedi¤ini ifade eden Bekir
A¤›rd›r flöyle devam etti:
“Bugün toplumun yüzde 40’› siyasete,
yüzde 25’i hiçbir devlet ve toplumsal
kuruma, yüzde 50’si ise yarg›ya
güvenmiyor. Türkiye’de de¤iflim;
karars›z ve ikircikli. Umutlardan
ço¤ulculu¤a, korkulardan ise
garanticili¤e geçifl yapmak isteniyor.
Dolay›s›yla iki ileri, bir geri yap›lan
Mehteran yürüyüflünün bu
topraklardan ç›kmas› gayet normal.
Gelecek as›l flimdi bafll›yor. Bu
nedenle Haziran’daki seçimi ‘kritik
eflik’ olarak görüyorum. Toplumda
yeniden ‘biz’ olmaya ihtiyac›m›z var.
Bu seçimden sonra ya yeniden
bar›fl›p, biz olaca¤›z, ya da daha
fazla kutuplaflaca¤›z. ‘Biz’ olman›n
yolu da kimlik siyasetinden
kurtulmaktan geçiyor.”
75 Bak›fl 132
TÜRK‹YE ekonomisinin geliflimi için
üniversite-sanayi iflbirli¤i kaç›n›lmaz
BUS‹AD ile UÜ iflbirli¤inde
düzenlenen ‘Günümüzde
Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤inin
Paydafllara Sundu¤u F›rsatlar’
konulu panelde; yeni yeni
geliflmeye bafllayan söz konusu
iflbirli¤inin önümüzdeki süreçte
daha da ivmelenmesi için iki
taraf›n birbirine yak›n durmas›
ve güvenmesi gerekti¤i ifade
edildi.
US‹AD ve Uluda¤ Üniversitesi
birlikteli¤inde, üniversite-sanayi
aras›ndaki iflbirli¤inin ele al›narak
daha inovatif çal›flmalarla gelifliminin
ve sürdürülebilirli¤inin sa¤lanmas›
amac›yla, ‘Günümüzde ÜniversiteSanayi ‹flbirli¤inin Paydafllara
Sundu¤u F›rsatlar’ konulu bir panel
düzenlendi.
B
Panelde; yeni yeni geliflmeye
bafllayan söz konusu iflbirli¤inin
önümüzdeki süreçte daha da
ivmelenmesi için iki taraf›n birbirine
yak›n durmas›, güvenmesi ve
ihtiyaçlar paralelinde akademik imkan
76 Bak›fl 132
ve kadrolar›n en iyi flekilde
de¤erlendirilmesi gerekti¤i ortaya
konuldu.
Taraflar birbirinden ne istiyor?
Bursa’da üniversite-sanayi iflbirli¤inin
geldi¤i noktay› ve eksikleri durum
tespitiyle ortaya koyan BUS‹AD
Baflkan› Günal Baylan, iflbirli¤inin
sa¤lam bir zemine oturtulabilmesi
için gerekli altyap›n›n haz›rlanmas›
gerekti¤ini ifade etti.
“Sanayicimiz, ihtiyaç oldu¤u takdirde
üniversite ile iflbirli¤i yap›yor” diyen
Baylan, ifl dünyas›ndan kimlere hitap
edilebilece¤inin net biçimde tespit
edilmesi gerekti¤inin alt›n› çizdi.
Baylan, “Söz konusu iflbirli¤i için belki
kapsaml› bir anket yap›labilir veya
üniversiteyi tan›t›c› geziler
düzenlenebilir. Soru flu: ‹ki taraf da
birbirinden ne istiyor? Bunun cevab›
somut biçimde ortaya konulmal›.
Sonraki süreçte, üniversite de sanayi
de kendini yenileyecek, hangi alanda
eksiklikleri varsa bunlar giderilecek.
Örne¤in, bir proje tespit edilebilir ve
bu alanda gerekirse uluslararas›
çapta kümelenme yap›labilir. Söz
konusu iflbirli¤inin sa¤lam bir yasal
dayana¤›n›n da olmas›, sürecin
sa¤l›kl› ifllemesi için gerekli” dedi.
Üniversite ‘ulafl›lamaz’ de¤il
Panelin aç›l›fl›nda bir konuflma yapan
Uluda¤ Üniversitesi Rektör Yard›mc›s›
Prof. Dr. ‹rfan Karagöz ise, üniversitesanayi iflbirli¤inin önümüzdeki
süreçte arzu edilen seviyeye
ulaflabilmesi için üzerlerine düflen
görevi yerine getirmeye haz›r
olduklar›n› vurgulad›. Üniversitenin
‘ulafl›lamaz’ olmad›¤›n›, tam tersine
her türlü iflbirli¤ine aç›k oldu¤unu
anlatan Karagöz, üniversite taraf›ndan
haz›rlanacak tezlerin ve Ar-Ge
Üniversite
Sanayi ‹flbirli¤i
faaliyetlerinin sanayiye de fayda
sa¤lamas› için gerekli teflviklerin
yap›laca¤›n› kaydetti.
Hizmete giren Merkez Laboratuar›’n›n
sanayiye yönelik çeflitli test ve
analizler yapaca¤›n› da anlatan
Karagöz, “Teknoloji Transfer Ofisi’nin
(TTO) sanayi ile olan iflbirli¤ini
gelifltirmek için de çaba harc›yoruz.
Üniversite olarak her zaman ifl
dünyas›n›n yan›nday›z. Sanayicilerin
‘bilgi gizlili¤i’ konusundaki endiflelerini
ortadan kald›rmak için TTO’nun
verdi¤i güvenceler var. Dolay›s›yla
bu konuda hiçbir endifleye gerek yok.
Öte yandan, sanayicilerimiz Ar-Ge’nin
önemini biliyor, fakat yeterince bu
konuya e¤ilmiyor. K›sa sürede sonuç
al›namayaca¤› için pek de ilgi
görmeyen Ar-Ge faaliyetlerine
mümkün oldu¤unca fazla ilgi
gösterilmeli” diye konufltu.
‹flbirli¤ini zorunlu k›lan etmenler…
BUS‹AD Yönetim Kurulu Baflkan
Yard›mc›s› Tar›k Tezel de; teknolojik
geliflme, disiplinler aras› iflbirli¤i, artan
e¤itim ve araflt›rma maliyetleri ile
küresel rekabeti, bir ülkedeki
üniversite-sanayi iflbirli¤ini zorunlu
k›lan ana etmenler olarak s›ralad›.
Özellikle 1990’lardan sonra üniversitesanayi iflbirli¤i üzerindeki çal›flmalar›n
yo¤unlaflarak artt›¤›n› belirten Tezel,
teknolojik geliflimi yakalamak ve
rekabette avantaj elde edebilmek için
gelifltirilen mekanizmalar›n do¤rudan
ve dolayl› olarak üniversite-sanayi
iflbirli¤inin geliflmesine ortam
haz›rlad›¤›n› kaydetti.
Üniversite-sanayi iflbirli¤ini
oluflturmada etkili mekanizmalar›;
Proje Odakl› ve Kamu Destekli ‹flbirli¤i
Programlar›, Kamu Programlar›nca
Biçimlenen Kurumsal ‹flbirli¤i Yap›lar›,
Üniversitelerce Yürütülen E¤itim
Programlar› ve Sözleflme Bazl›
Projeler, Üniversitelerdeki ‹flbirli¤i
Amaçl› Hizmet Merkezleri, ‹flbirli¤i
A¤lar› (bölgesel, ülkesel ve küresel)
bafll›klar› alt›nda toplayan Tar›k Tezel,
flöyle devam etti:
Küresel rekabette söz sahibi olamay›z
“Günümüzde uluslararas› ticaret ve
küreselleflmenin büyük bir h›zla
artmas›; Rekabet, Giriflimcilik,
Teknolojik Geliflim ve Ar-Ge gibi
kavramlar› daha önemli hale getiriyor.
Ekonomi baflta olmak üzere birçok
alanda ülkeler aras›ndaki s›n›rlar›n
kalkt›¤› dünyam›zda, bilgi üreten ve
üretti¤i bilgiyi teknolojik ve
sürdürülebilir kalk›nma ilkeleri
çerçevesinde ürüne dönüfltüren
toplumlar, müreffeh ve güçlü ülkeler
haline gelmifltir. Bu küresel yar›flta
ülkeleri ‘Teknolojiyi üreten ülkeler’ ve
‘Teknolojiyi sat›n alan ülkeler’ olarak
ikiye ay›rmak mümkün. Her y›l büyük
mebla¤lar ödeyerek teknoloji transfer
eden ve Ar-Ge faaliyetlerine yeterince
önem vermeyen ülkeler, geliflmifl
ülkeler s›n›f›na bir türlü geçemiyor ve
küresel rekabette asla söz sahibi
olam›yor.”
Günümüzde bilim ve teknolojiye
verilen önemin ölçüsü olarak, Ar-Ge
harcamalar›n›n Gayri Safi Yurt ‹çi
Has›las› içindeki oran›n›n esas
al›nd›¤›n› ifade eden Tezel, bu oran›n
geliflmifl ülkelerde yüzde 2’nin
üzerinde seyretti¤ini, Türkiye’de ise
yüzde 0.84 seviyesinde oldu¤unu
vurgulad›.
Teknolojinin geliflmesinde bilimsel
araflt›rmalar›n önemli bir yer tuttu¤unu
da anlatan Tezel, bir ülkede devletin
kurdu¤u araflt›rma merkezleri ve özel
sektörün kendi Ar-Ge birimleri
d›fl›nda, bilimsel araflt›rmalar›n
yap›ld›¤› yerlerin üniversiteler
oldu¤unu kaydetti.
Geliflmifl ülkeler bilimsel araflt›rmalarda
da önde
Tezel, “Teknolojisi geliflmifl ülkeler
ayn› zamanda bilimsel araflt›rmalarda
da önde… Bu nedenle bilgiye sahip
olmak, bu bilgiyi teknolojik ürüne
dönüfltürmek ve inovasyon
yapabilmek ancak etkin ve programl›
bir üniversite-sanayi iflbirli¤i ile
mümkün. Bir ülkedeki sanayi, hangi
alanda olursa olsun kendi teknolojisini
yerli kaynaklardan temin edebiliyorsa,
rekabet koflullar›n›n giderek artt›¤›
küreselleflen dünyam›zda varl›¤›n›
sürdürebilme flans› da o ölçüde
yüksek olacakt›r. Bu da ancak güçlü
bir üniversite-sanayi iflbirli¤iyle
mümkündür. Maalesef günümüzde,
ülkemizde güçlü bir üniversite-sanayi
iflbirli¤inin bulundu¤u söylemek
mümkün de¤il. Üniversiteler içinde
oluflturulmaya bafllayan Teknokentler
bu çal›flmalar içinde baflar›l› örnekler
olarak say›labilir. Ancak bilimsel
iflbirli¤i oluflturma sadece teknokent
oluflturma ile s›n›rl› kalmamal›.
Teknokentler d›fl›nda oluflturulan
çabalar›n ço¤u, giriflim baz›nda
kal›yor. Bu nedenle, öncelikle mevcut
Ar-Ge kaynaklar›m›z›n daha etkin ve
verimli kullan›lmas›na yönelik
mekanizmalar›n oluflturulmas›ndan
bafllayarak, Ar-Ge’ye ayr›lan bütçeyi
geliflmifl ülkelerin alt seviyesi olan en
az yüzde 2’ye ç›kararak, üniversitesanayi iflbirli¤i çerçevesinde gerekli
ad›mlar›n at›lmas› zorunlu hale geldi”
diye konufltu.
‹flbirli¤inden iki taraf da kazançl› ç›kacak
Tar›k Tezel, konuflmas›n›n son
bölümünde; yap›lmas› gerekenler ile
üniversite-sanayi iflbirli¤i sayesinde
iki taraf›n elde edece¤i kazan›mlar›
da flöyle s›ralad›: Üniversiteler
endüstrinin gereksinim duydu¤u
know how’› üretebilecek.
Üniversitelerde üretilen bilginin ve
araflt›rman›n kalitesi artarken,
sanayiye de çok daha ucuza knowhow temin edilecek. Endüstriye
nitelikli iflgücü temini mümkün
olabilecek. Üniversitelerin sanayideki
uygulama imkanlar› artacak,
uygulamaya dayal› e¤itim modeli
daha etkinleflecek. Yetiflmifl meslek
eleman› ancak uygulamaya dayal›
e¤itim modellerinin ifllevsel olmas›yla
mümkün. Teori a¤›rl›kl› e¤itim
modelleri ülkemizde oldu¤u gibi bir
ülkeye ancak s›n›rl› bir ivme
kazand›rabilir ve maalesef geliflmifl
global ölçekte yer almaya imkan
vermiyor. Üniversite stajlar› geliflmifl
ülkelerdeki gibi sanayinin içinde ve
bizzat üretim zincirinde yer alacak
flekilde düzenlenmeli. Bu nedenle
acilen üniversite-sanayi alt kurullar›
oluflturularak, ortak e¤itim ve
araflt›rma faaliyetlerinin derinli¤i ve
geniflli¤i art›r›lmal›.
Aç›l›fl konuflmalar›n›n ard›ndan,
oturum baflkanl›¤›n› ÜS‹GEM Baflkan›
Prof. Dr. Sedat Ülkü’nün yapt›¤›
oturuma geçildi. Oturumda; Uluda¤
Üniversitesi Üniversite-Sanayi
‹flbirli¤inden Sorumlu Rektör
Dan›flman› Prof. Dr. Zeynep Kahveci,
ULUTEK Teknoloji Gelifltirme Bölgesi
Genel Müdürü Prof. Dr. R›dvan Aslan,
Uluda¤ Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Dekan Yard›mc›s› Prof. Dr.
Ak›n Burak Etemo¤lu ile BUS‹AD
77 Bak›fl 132
Üniversite
Sanayi ‹flbirli¤i
Yönetim Kurulu Baflkan Yard›mc›s›
Tuncer Hatuno¤lu kat›l›mc›lara
üniversite-sanayi iflbirli¤i konusundaki
görüfllerini aktard›.
2023 y›l› hedeflerine ulaflamay›z
Türkiye’nin 2023 y›l› hedeflerine
ulaflabilmesi için üniversite-sanayi
iflbirli¤inin mutlaka en iyi biçimde
hayata geçirilmesi gerekti¤inin alt›n›
çizen Tuncer Hatuno¤lu, Ar-Ge,
tasar›m ve inovasyonu da iflin içine
katarak pazar pay›n› geniflletmek
isteyen sanayicilerin üniversite ile
çal›flmas›n›n kaç›n›lmaz oldu¤unu
anlatt›.
Hatuno¤lu, “Günümüzde hiçbir konu
tek disiplin ile çözülemiyor. Bu
sebeple multidisipliner çal›flma için
uygun zemin yarat›lmal›. Do¤ru
süreçler, otomasyon, ak›ll› üretim,
ak›ll› fabrikalar, bunlar›n hepsi
akademik iflbirli¤i ile olur. Türkiye,
dünyadaki en büyük 10 ekonomi
aras›na girecekse, mutlaka üniversitesanayi iflbirli¤ini gelifltirmeli. Türk
sanayicisi mevcut yap›s›yla, dünya
ile rekabet etmeye çal›fl›yor. Bu çok
zor. Mevcut durum ile bu ifli
sürdürmeye çal›fl›rsan›z rekabette
yenik düflersiniz. Geliflim eylem
planlar›, sektörel stratejik eylem
planlar›ndan yararlanarak revize
edilmeli. Üniversiteler içinde de
sanayiye yönelik de¤er yaratan
projelere öncelik verilmeli” dedi.
Uzaklara gitmenize gerek yok
“E¤itimde ‹flbirli¤ine Sanayici ve
Üniversite Taraf›ndan Bak›fl” konulu
78 Bak›fl 132
sunumunda, iki taraf›n da iflbirli¤i
noktas›nda baz› çekincelerinin
oldu¤unu söyleyen Zeynep Kahveci,
“Üniversitenin; E¤itim ile bafllayan
iflbirli¤ini araflt›rma iflbirli¤ine
dönüfltürmek, Lisans e¤itimi için
gerekli uygulama alanlar›na ulafl›m,
‹flbirli¤i baflar›yla sonuçlan›rsa bunun
paylafl›m› ve Prestij gibi baz›
beklentileri var. fiunu vurgulamak
istiyorum: E¤itimle donanm›fl ciddi
bir akademik kadromuz var.
Dolay›s›yla faydal› iflbirlikleri için
uza¤a gitmeye gerek yok” dedi.
‹flbirli¤inden sanayinin de; Rekabet
üstünlü¤ü yaratacak bilgiye eriflim,
Teknolojik bilgiye sahip kiflilerle
iflbirli¤i kurmak ve gelifltirmek, Sonuç
almaya yönelik araflt›rma, Fikri ve
s›nai mülkiyet haklar›n›n korunmas›,
E¤itime yap›lan yat›r›mlar›n geri
dönüflünün sa¤lanmas› gibi baz›
beklenti ve isteklerinin oldu¤unu ifade
eden Kahveci, baflar›l› sonuçlar için
karfl›l›kl› güven ve koordinasyonun
önemine de vurgulad›.
Mevcut durum çok da kötü de¤il
Üniversite-sanayi iflbirli¤inde gelinen
noktan›n çok da kötü olmad›¤›n›
belirten R›dvan Aslan, özellikle
uluslararas› literatürlere giren ciddi
iflbirliklerinin gelifltirildi¤ine dikkat
çekti. Son befl y›lda sanayiye yönelik
befl bine yak›n sertifikasyon e¤itimi
yap›ld›¤›n› anlatan Aslan, 22 AB
projesinde toplamda 700’ü bulan
iflletme, kamu ve üniversite
kat›l›mc›s›n›n, asl›nda karfl›l›kl›
iflbirli¤inin yap›ld›¤›n› gösterdi¤ini
ifade etti. Aslan, “ULUTEK’te 1300’ü
bulan projede ise akademisyen
kat›l›mc› say›s› 300 civar›nda…
Teknoparklarda üretilen tüm
projelerde akademisyenlerin varl›¤›
de¤erlendirmeye tabi tutuluyor.
Sonuç itibariyle; iflbirli¤i için iki taraf›n
da ihtiyaç hissetmesi ve bu ihtiyac›
gidermeye yönelik ad›m atmas›
gerekiyor. Suçlamak ise en kolay yol.
fiu ana kadar belli bir noktaya ulaflt›k,
fakat bundan sonra nas›l daha ileri
gidebiliriz konusunu araflt›rmal›y›z.
Sanayinin, akademisyenlere ‘bizden
biri’ gibi davranmas› da çok önemli
bir konu” diye konufltu.
Bir sonraki nesil bizden daha iyi olmal›
‘Uygulama(l›)s›z e¤itim’ konulu
sunumunda, üniversite ile sanayinin
e¤itimde mutlaka birlikte olmak
durumunda oldu¤unu anlatan Ak›n
Burak Etemo¤lu, Bursa ifl dünyas›n›n
Uluda¤ Üniversitesi’ne çok önemli
destekler verdi¤ini ve bu deste¤in
sürekli olmas›n› arzu ettiklerini
kaydetti. Üniversitenin BUS‹AD ile
ortaklafla hayata geçirdi¤i projelerden
de memnuniyetle bahseden
Etemo¤lu; staj programlar›,
seminerler, e¤itim programlar›n›n
revizyonu, ö¤renci projelerinin
sanayinin katk›s›yla yürütülmesi ve
ortak etkinliklerin iki tarafa da büyük
katk›s› oldu¤unu vurgulad›. Etemo¤lu,
“fiu anda 193 ö¤rencimiz 133 projeyi
sanayinin içinde yürütüyor. ‹fl odakl›
e¤itim unsurlar› e¤itim sistemi içine
kal›c› bir flekilde enjekte edilmeli.
Bunu yapamazsak baflar›l› olamay›z.
Bir sonraki nesil bizden iyi olmal›”
dedi.
Çin’de yat›r›m yapman›n püf noktalar›
BUS‹AD’da anlat›ld›
BUS‹AD Yönetim Kurulu’nun
organize etti¤i, “Çin’de Yat›r›m
Yapmak” konulu yuvarlak masa
toplant›s›nda; dünyan›n h›zla
geliflen iki ülkesi aras›ndaki
ortak iflbirli¤inin daha fazla
art›r›lmas› için yap›lmas›
gerekenler ele al›nd›.
Toplant›da BUS‹AD üyeleri, Çin
ile ilgili sorular›n› en yetkili
isimlere iletme f›rsat› da buldu.
B
US‹AD Yönetim Kurulu, “Çin’de
Yat›r›m Yapmak” konulu bir
yuvarlak masa toplant›s›
düzenledi. Çin Bursa Fahri
Konsolosu Nejat Yahya’n›n
giriflimleri ve BUS‹AD Baflkan
Yard›mc›s› Cem Çak›r’›n ev
sahipli¤inde gerçeklefltirilen
toplant›ya; Çin’de üretimi olan,
80 Bak›fl 132
ihracat yapan veya iflbirli¤i
planlayan, a¤›rl›kla mermer,
otomotiv yan sanayi ve tekstil
sektörlerindeki Dernek üyeleri
kat›ld›, merak edilen sorular›n
yan›tlar›, Çin Halk Cumhuriyeti’ni
temsilen ‹stanbul Baflkonsolos
Yard›mc›s› Ding Xiaohong, Ticari
Konsolos Huang Songfeng ve Ticari
Konsolos Yard›mc›s› Mao Jin’den
al›nd›.
Toplant›da ayr›ca; enerji ve inflaat
sektörlerinde faaliyet gösteren,
dünyan›n en büyük 16. müteahhitlik
firmas› olan Sinohydro’dan Zhang
Xiaowei ve Qifen Zhang da
kat›l›mc›lara bir sunum yapt›lar.
Yat›r›mc›lara vize konusunda kolayl›k
sa¤lanmal›
Yapt›klar› de¤erlendirmede; Çin’in
rekabet avantaj› sa¤layan bir üretim
modeli oldu¤unu ve yerel
yönetimlerin, yabanc› sermayenin
önünü açmak için ciddi gayret
gösterdi¤ini belirten Bursal›
ifladamlar›, özellikle vize
konusundaki sorunlar›n›n
giderilmesini ve yat›r›mc›lara özel
koflullar uygulanmas› gerekti¤ine
dikkat çekti.
Kat›l›mc›lar, iki ülke aras›ndaki d›fl
ticaret a盤›n›n oldukça dengesiz
seyretti¤ini, dolay›s›yla Çin’e
yap›lacak ihracat›n art›r›lmas› için
çal›flmalar yap›lmas› iste¤ini de Çinli
yetkililere ilettiler.
Ortak sermayeli iflbirli¤i daha uzun
süreli olur
Dünyan›n h›zla geliflen iki ülkesi
olan Çin ile Türkiye aras›ndaki
ekonomik iliflkilerin önümüzdeki
dönemde daha da artaca¤›na olan
inanc›n dile getirildi¤i toplant›da,
‘kazan-kazan’ ilkesi do¤rultusunda,
ortak sermayeli iflbirli¤inin daha
Yuvarlak Masa
Toplant›s›
uzun süreli ve kazançl› olaca¤›na
iflaret edildi.
Her türlü deste¤i vermeye haz›r›z
Çin ‹stanbul Baflkonsolos
Yard›mc›s› Ding Xiaohong, yapt›¤›
de¤erlendirmede, Bursa’n›n tekstil,
otomotiv ve turizm sektörleri
aç›s›ndan çok önemli bir flehir
oldu¤unu söyledi. Birçok küresel
flirketin Bursa’da yat›r›m yapt›¤›n›
belirten Xiaohong, önemli olan›n;
iki ülkenin birlikte geliflmesi ve
kalk›nmas› oldu¤una dikkat çekti.
Xiaohong, Baflkonsoloslu¤un, Çin
ile Bursa aras›ndaki ekonomik ve
ticari iliflkilerin geliflmesi için her
türlü deste¤i vermeye haz›r
oldu¤unu da kaydetti.
Ekonomik iliflkiler son 10 y›lda h›zla
geliflti
Ticari Konsolos Huang Songfeng
ise, Çin ile Türkiye aras›ndaki
ekonomik iliflkileri gelifltirmek için
yo¤un biçimde çal›flt›klar›n› ifade
etti.
‹ki ülke aras›ndaki ekonomik
iliflkilerin, hükümetlerin de çabas›yla
son 10 y›lda h›zla geliflti¤ine dikkat
çeken Songfeng, Çin’in; Kas›m
2014 sonu itibariyle Türkiye’deki
toplam yat›r›m miktar›n›n 900 milyon
dolar oldu¤unu, söz konusu
döneme kadar Türkiye’nin de
Çin’de 554 tane proje yürüttü¤ünü
ve bunlar›n toplam de¤erinin 200
milyon dolar› buldu¤unu vurgulad›.
2014 Ocak-Kas›m itibariyle iki ülke
aras›ndaki toplam ticaret hacminin
20 milyar 900 milyon dolara
ulaflt›¤›n› anlatan Songfeng, “Bu
dönemde Türkiye’ye yapt›¤›m›z
ihracat miktar› 17 milyar 500 milyon
dolar, ithalat›m›z ise 3 milyar 400
milyon dolar oldu. Rakamlar birkaç
y›l önce daha h›zl› gelifliyorken,
geçen y›l biraz azald›. Fakat yine
de yüzde 4’lük bir art›fltan söz
edebiliriz” dedi.
Çin’e ihracatta Bursa, çok önemli bir
kent
Çin’den ithalat›n dönem dönem
elefltiri konusu oldu¤unu, fakat bu
durumun serbest piyasa ekonomisi
içinde arz-talep dengesine göre
flekillendi¤ini anlatan Songfeng,
ihracat›n daha çok elektronik ve
makine, ithalat›n ise a¤›rl›¤›
Bursa’dan olmak üzere mermer,
krom ve boraks üzerinde
yo¤unlaflt›¤›n› kaydetti. Songfeng,
“Bursa; mermer ve krom aç›s›ndan
çok önemli bir kent. Türkiye’nin bize
olan ihracat›nda Bursa’n›n pay›
yüzde 80’den fazla” diye konufltu.
Çin’deki üretim yap›s›n›n son
dönemde de¤iflmeye bafllad›¤›n›
anlatan Songfeng, ‘ucuz üretimle
rekabet avantaj› kazanan’ bir ülke
olmaktan ç›k›p, baflka ülkelerin
yapamad›¤› ifllere odakland›klar›n›n
da alt›n› çizdi.
81 Bak›fl 132
‹fl sa¤l›¤› ve güvenli¤i kurallar›na uyan
iflletmelerin verimlili¤i artar
“‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Ortam
Ölçümlerinin Yönetimi” konulu
panelde; çal›flma koflullar›n›n
her aç›dan iyi oldu¤u
iflyerlerinde, verimlili¤in h›zla
artaca¤›, dolay›s›yla çal›flanlar›n
ma¤dur edilmemesi ad›na
iflverenin, gerekli bütün ölçüm
ve testleri yapt›rmas› gerekti¤i
ön plana ç›kt›.
‹flyeri ortam ölçümleri ile ilgili de
kanunun yay›nlanmas›ndan yaklafl›k
bir y›l sonra, 20 A¤ustos 2013
tarihinde “‹fl Hijyeni Ölçüm, Test ve
Analizi Yapan Laboratuarlar Hakk›nda
Yönetmelik” yay›nland›¤›n› belirten
Hatuno¤lu, bu yönetmeli¤in, iflyerinde
ortam ölçümü yapt›rmak isteyen
firmalara k›lavuz oldu¤unu kaydetti.
US‹AD Çevre ve ‹fl Sa¤l›¤›
Güvenli¤i Uzmanl›k Grubu
taraf›ndan düzenlenen “‹fl Sa¤l›¤›
ve Güvenli¤i Ortam Ölçümlerinin
Yönetimi” konulu panel yo¤un bir
kat›l›ma sahne oldu.
BUS‹AD Evi’nde düzenlenen panelin
aç›l›fl konuflmas›n› yapan BUS‹AD
Baflkan Yard›mc›s› Tuncer Hatuno¤lu,
2014 y›l›nda maden ve inflaat
sektöründe toplu ölümlerle
sonuçlanan ifl kazalar› yafland›¤›n›,
ifl kazalar› ve meslek hastal›klar›
s›ralamas›nda Türkiye’nin ne yaz›k ki
‘güvensiz çal›flan bir ülke’ olarak
nitelendirildi¤ini, özellikle ifl kazas›
bildirimi, meslek hastal›klar›n›n teflhis
edilmesi ve tan› konulmas›
süreçlerinin de etkin olarak
iflletilmedi¤ini vurgulad›.
Hatuno¤lu flöyle devam etti: “Kalite
yönetim sistemi yaklafl›m› olan
‘ölçemedi¤iniz fleyi iyilefltiremezsiniz’
mant›¤›yla iflyerinde meslek
hastal›klar› için gürültü, titreflim, toz,
kimyasal, ifl kazalar› için de iflyeri
ayd›nlatma yeterlili¤i ölçümleri
mutlaka yap›lmal› ve ölçüm
sonuçlar›n›n yer ald›¤› rapora göre
gerekli iyilefltirmeler sa¤lanmal›.
‹flyerinin ‘sa¤l›kl› bir ortam’ olmas›
demek, çal›flanlar›n da iflini verimli
biçimde yapmas› demektir. ‹fl
güvenli¤i ortam ölçümleri bu noktada
çok önemli bir yer tutar ve yap›l›pyap›lmamas›ndan iflveren
sorumludur. ‹fladamlar› olarak
sa¤l›¤›n her fleyden önce geldi¤ini
göz önünde bulundurup,
B
Kanunla birlikte çal›flmalar h›z kazand›
6331 say›l› ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i
Kanunu’nun yürürlü¤e girmesiyle
birlikte sa¤l›k ve güvenlik konular›nda
çal›flmalar›n hareket kazand›¤›na
dikkat çeken Hatuno¤lu, “30 Haziran
2012 tarihinde ‹SG Kanunu‘nun
yay›nlanmas›yla birlikte mevcut
yönetmelikler, kanunun daha aktif
uygulanmas› amac›yla revizyon gördü
ve güncellendi. Güncellenen
mevzuat›n h›zl› bir flekilde iflyerlerinde
uygulanmas›, iflyeri hekimi ve ifl
güvenli¤i uzman› görevlendirmelerinin
zorunlu tutulmas›yla kay›t sistemi de
günden güne iyilefliyor” dedi.
82 Bak›fl 132
Sa¤l›kl› bir iflyeri ortam›, daha fazla
verimlilik demektir
çal›flanlar›m›z› ma¤dur etmemek için
ölçümleri zaman›nda yapt›r›p,
gerekiyorsa iyilefltirmeleri
sa¤lamal›y›z.”
“‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Ortam
Ölçümlerinin Yönetimi”
Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan,
MARS‹FED Baflkan› ‹hsan
Karademirler’in oturum baflkanl›¤›n›
yapt›¤› panelde; Doç. Dr. Tülin
Gündüz Cengiz, “Gürültü ve
Panel:
‹fl Sa¤l›¤›
Titreflimin ‹nsan Üzerindeki Etkisi”,
ÇSGB ‹SGGM Laboratuar
Yetkilendirme Birimi Sorumlusu Vekili
Ka¤an Yücel, “‹flyeri Denetimlerinde
Karfl›lafl›lan Durumlar ve Yasal
Beklentiler”, ÇEDFEM Genel Müdürü
Hüsamettin Çoban, “Ölçüm
Yöntemleri, Ölçüm Sonuçlar›n›n
De¤erlendirilmesi” ve TOFAfi-‹fl
Güvenli¤i Uzman› Ömer fiimflek ise,
“Ortam Ölçümleri Yönetiminin TOFAfi
Uygulamas›” konular›nda kat›l›mc›lara
bilgi verdiler.
Gürültü ile mücadele etmeliyiz
Tüberküloz basilinin kaflifi olan Robert
Koch’un bundan bir as›r önce
söyledi¤i, “‹nsanl›k yak›n zamana
kadar veba ve kolera ile nas›l
mücadele ediyorsa, günün birinde
gürültü ile de mücadele etmek
zorunda kalacak” sözüne at›fta
bulunan Tülin Gündüz Cengiz, “‹flte
o gün bugün...” dedi.
Yüksek ve kronik gürültünün;
günümüzde tedavisi olmayan
sa¤›rl›¤a neden oldu¤unu ifade eden
Cengiz, “Görmek istemedi¤imiz
zaman gözümüzü kapatabiliriz, ancak
böyle bir olanak duymak için yoktur.
Gürültü etki süresi artt›kça sürekli
duyma kayb› meydana geliyor. Bu
durumda insanlar, normal günlük
konuflmalarda bile duyamama sorunu
yaflayabiliyor” dedi.
Ölçümler yetkili laboratuarlarda
yapt›r›lmal›
‹flyeri hijyeninin; ifl yerinde var olan
bütün fiziksel-kimyasal-biyolojik
faktörlerin tespit edilmesini ve insan
sa¤l›¤›n› etkilemeyecek flekilde
kontrol alt›na al›nmas›n› gerekli
k›ld›¤›n› söyleyen Ka¤an Yücel,
Çal›flma ve Sosyal Güvenlik
Bakanl›¤›’n›n 20 A¤ustos 2015
tarihinden itibaren, iflyeri hijyen
ölçümü ve test analizi konusunda
yetkilendirilen laboratuarlardan
hizmet al›nmas›n› mecburi k›ld›¤›n›
vurgulad›.
Laboratuar sonuçlar›n›n her zaman
yüzde 100 kesin olamad›¤›n› belirten
Yücel, bu manada zaman ve maddi
kay›p yaflanmamas› için Bakanl›¤›n
internet sitesinde yay›nlad›¤›
laboratuarlarla çal›fl›lmas›n› da tavsiye
etti.
“Ölçmeden yönetemezsiniz…”
Bakanl›k taraf›ndan yetkilendirilmifl
bir laboratuar olan ÇEDFEM’in Genel
Müdürü Hüsamettin Çoban, ölçüm
ve analiz yapt›r›lmas›n›n kanunla
mecburi tutuldu¤unu anlatt›. 20
A¤ustos 2015 tarihinden sonra, ölçüm
ve analizlerin yetkili laboratuarlara
yapt›r›lmas›n›n gerekti¤ini belirten
Çoban, ileride s›k›nt› yaflanmamas›
için, yapt›r›lmak istenen ölçümün, söz
konusu laboratuar›n yetki belgesi
kapsam›nda olup-olmad›¤›na
bak›lmas›n› da önerdi.
Tekstil kenti olan Bursa’da ‘pamuk
tozu ölçümünün’ 7-8 ay önce
gündeme geldi¤ini ve bugüne kadar
hiç ölçüm yap›lmayan baz› spesifik
alanlar bile olabildi¤ini kaydeden
Çoban, çal›flan personelin de bu
manada sorumlulu¤u oldu¤unu dile
getirdi. Çoban, “E¤er iflyerinizde bir
meslek hastal›¤›na veya ifl kazas›na
sebebiyet vermek istemiyorsan›z, en
iyi sizin bildi¤iniz proseslerinizi tekrar
bu gözle de¤erlendirin. Ölçmeden
yönetemezsiniz” diye konufltu.
22 farkl› test ve ölçüm gerekiyor
‹flverenlerin yasalar gere¤i; toz,
gürültü, titreflim, kimyasal,
ayd›nlatma, termal konfor, elektro
manyetik alan ve asbest olarak
belirlenen ana gruplarda 22 farkl› test
ve ölçüm yapt›rmak zorunda
oldu¤unu belirten Ömer fiimflek ise,
TOFAfi’taki ifl sa¤l›¤› güvenli¤i
uygulamalar›ndan bahsetti.
fiimflek, TOFAfi olarak 2014 y›l›nda;
bin 32 adet gürültü, 26 adet toz, 987
adet ayd›nlatma, 5 adet asbest, 145
adet kimyasal, 8 adet titreflim ve 22
adet elektromanyetik alan olmak
üzere, ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i alan›nda
yapt›rd›klar› toplam 2 bin 225 adet
ölçüm ve analiz oldu¤unu da ifade
etti.
83 Bak›fl 132
‘BORG‹P’ ile hem ekonomide hem de
refahta çarpan etkisi yarat›lacak
TÜRKONFED ve TÜS‹AD
iflbirli¤inde yürütülen ‘BORG‹P’i
Bursal› ifl insanlar›na tan›tan
TÜRKONFED YK Üyesi fiükrü
Ünlütürk, projeyle; çözüm
sürecine destek olmay› ve
temelde Do¤u ile Bat›
bölgelerinin birlikte kalk›nmas›n›
amaçlad›klar›n› vurgulad›.
Benzer projelerden çok farkl›
Projede nihai amac›n; üye firmalar›n
büyümesi ve karl›l›klar›n›n art›r›lmas›
oldu¤unu anlatan Ünlütürk, “Benzer
amaçla yap›lm›fl çal›flmalardan ve
projelerden temel fark; Do¤u ve
Güneydo¤u illerimizdeki mevcut
yat›r›mc›lar›n ve giriflimcilerin, gerek
giriflim önerilerinin gelifltirilmesi veya
mevcut iflletmelerinin büyütülmesi,
gerekse yeni yat›r›mlar› için ihtiyaç
T
ÜRKONFED ve TÜS‹AD
iflbirli¤inde yürütülen
‘Bölgeleraras› Ortak Giriflim
Projesi’nin (BORG‹P)’ tan›t›m› amac›yla
BUS‹AD ve MARS‹FED’in ev
sahipli¤inde bir toplant› düzenlendi.
BUS‹AD Evi’nde yap›lan toplant›da
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi
fiükrü Ünlütürk, BORG‹P’in ç›k›fl
noktas›n› ve hedeflerini anlatt›.
Do¤u ile Bat› birlikte kalk›nacak
Hükümetin bafllatt›¤› çözüm sürecine
destek olmay› ve temelde Do¤u ile Bat›
bölgelerinin birlikte kalk›nmas›n› arzu
ettiklerini söyleyen Ünlütürk, “Bu,
heyecan ve katk› projesi… Do¤u’da
milli gelir düzeyi ortalama 4 bin dolar
iken bizim Bat›’da ortalama 17 bin
dolarda olmam›z pek bir fley ifade
etmiyor. Bölgeler aras› bu kadar büyük
gelir uçurumu olan bir ülkede huzur
içinde yaflaman›n da imkan› yok. Biz
çok say›da üyemiz ve ifl insanlar›n›n
katk›s›yla önemli ifller baflaraca¤›z.
Kendi imkanlar›m›zla, bilgi ve
becerimizle o bölgenin kalk›nmas›na
katk›m›z olsun istiyoruz” dedi.
TÜRKONFED Yönetimi ile TÜS‹AD’›n
iflbirli¤inde yürütülen söz konusu proje
ile ileriki süreçlerde KOB‹ niteli¤indeki
tüm iflletmelerin faydalanabilece¤i bir
destek sistemi kurmay› öngördüklerini
anlatan Ünlütürk, bu inisiyatifin özellikle;
flirket yönetim bilgi ve becerilerinin
art›r›lmas›, hukuki-mali konularda
destek hizmetlerinin sa¤lanmas›,
pazarlama ve teknoloji kullan›m› gibi
alanlarda deste¤e ihtiyaç duyan
firmalara ulaflmay› hedefledi¤i
vurgulad›.
84 Bak›fl 132
duyduklar› her türlü deste¤in ifl
dünyas›n›n inisiyatifiyle sa¤lanmas›
amaçlan›yor. Bir di¤er ifadeyle, söz
konusu bölgelerdeki ekonomik
geliflmenin ve istihdam yarat›lmas›n›n
merkezine bölgenin yerel ifl insanlar›
konulacak” diye konufltu.
Çapraz refah etkisi de yaratacak
“Ülkemizin Do¤u ve Bat›s›ndaki ifl
insanlar›n› bir araya getirerek sinerji
yaratmak ve baflar›l› uygulamalar›n
art›r›lmas› yoluyla çarpan etkisi
oluflturmak istiyoruz” diyen Ünlütürk,
Do¤udaki kalk›nman›n, Türkiye’nin
potansiyel büyümesine yüzde 1
civar›nda katk› sa¤lamas›n›n mümkün
oldu¤unu dile getirdi. Ünlütürk,
dolay›s›yla bu ekonomik büyümenin
çapraz refah etkisi yarataca¤›n› ve
sosyal kalk›nmay› olumlu etkileyece¤ini
de ifade etti.
BORG‹P’e nas›l dahil olunabilir?
fiükrü Ünlütürk, BORG‹P’e nas›l dahil
olunabilece¤i konusunda da flu bilgileri
aktard›: “Do¤u veya Güneydo¤u
Anadolu’da yat›r›m yapmak veya bu
bölgelerdeki firmalarla iflbirli¤i
olanaklar›n› araflt›rmak arzusundaki
tüm firmalar›m›z, üye olduklar›
derneklerin yönetimlerine baflvurarak
proje içinde yer alabilir. Ayr›ca projede
dan›flman veya mentor olarak yer
almak isteyen; ifl hayat›nda deneyimli,
benzer ifl kollar›ndaki di¤er firmalara
yard›mc› olabilece¤ini düflünen
üyelerimizin baflvurular›n› da
bekliyoruz.”
Bursal› ifladamlar›ndan tam destek
fiükrü Ünlütürk’ün aç›klamalar›ndan
oldukça memnun olan BUS‹AD ve
MARS‹FED üyeleri, sunum sonras›
yapt›klar› de¤erlendirmelerde,
Türkiye’nin topyekun kalk›nmas›na ciddi
katk› yapaca¤›n› düflündükleri
BORG‹P’e her türlü deste¤i vermeye
haz›r olduklar›n› ifade ettiler.
BUS‹AD’dan
KÜS‹, gelecek ad›na BUS‹AD ile örnek
projelere imza atmak istiyor
KÜS‹ Türkiye Çal›flma Grubu
Baflkan› Prof. Dr. Zeynep
Kahveci, üniversite-sanayi
iflbirli¤inde örnek projelere imza
atan BUS‹AD ile yeni dönemde
de ortak çal›flmalar yapmak
istediklerini belirtirken, BUS‹AD
Baflkan› Günal Baylan, ülkenin
gelece¤i ad›na her türlü projede
yer alabileceklerini vurgulad›.
sa¤layaca¤›n› vurgulad›. Kahveci, bu
konuya Bakanl›¤›n da büyük önem
verdi¤ini kaydetti.
ilim Sanayi ve Teknoloji Bakanl›¤›
Kamu Üniversite Sanayi ‹flbirli¤i
(KÜS‹) Türkiye Çal›flma Grubu
Baflkan›, Uluda¤ Üniversitesi Rektör
Dan›flman› Prof. Dr. Zeynep Kahveci,
iflbirli¤i projelerini görüflmek üzere
BUS‹AD Yönetim Kurulu’nu ziyaret
etti.
BUS‹AD ile ortakl›¤›m›z büyük övgü ald›
Kahveci, “Üniversite sanayi iflbirli¤i
konusunda y›llard›r baflar›l› ve örnek
çal›flmalar yapt›¤›m›z BUS‹AD ile
KÜS‹ Baflkanl›¤›m süresince de yine
fark›ndal›k yaratan projelere imza
atmak istiyoruz. BUS‹AD ile
yapaca¤›m›z her çal›flman›n ülke
genelinde örnek olmas›n›
amaçl›yorum. Hatta ortaklafla
gerçeklefltirdi¤imiz projeleri
Bakanl›k’ta yapt›¤›m›z toplant›larda
da s›kça dile getirdim ve büyük övgü
ald›k. Fakat bu dönemde
yapaca¤›m›z çal›flmalar›, kent d›fl›nda
biraz daha bölgesele tafl›mam›z
gerekiyor” dedi.
Ara mal› üretiminin ‘yerlilefltirilmesi’
KÜS‹’nin ülke genelindeki toplam 26
çal›flma bölgesinin temsilcilerinden
oluflan Çal›flma Grubu’nun
Baflkanl›¤›n› yürüten Kahveci,
ziyarette yapt›¤› de¤erlendirmede,
özellikle ara mal› üretiminin
“yerlilefltirilmesi” konusunu çok
önemsediklerini ve bu alanda at›lacak
ad›mlar›n Türkiye ekonomisine
gelecek için çok büyük katk›
Yan sanayilere yeni ufuklar açaca¤›z
Y›llard›r oldu¤u gibi yeni dönemde
de üniversite-sanayi iflbirli¤inin
gelifltirilmesi noktas›nda her türlü
katk›y› yapmaya haz›r olduklar›n›n
alt›n› çizen BUS‹AD Baflkan› Günal
Baylan ise, özellikle Bursa’n›n
gelece¤ine yönelik, sektörel bazda
de¤er zinciri oluflturulmas› için
kapsaml› bir çal›flman›n haz›rl›¤›n›
yapt›klar›na dikkat çekti. “Bu projemizi
B
de en baflta Uluda¤ Üniversitemiz ile
gelifltirmek istiyoruz” diyen Baylan,
söz konusu projenin, KÜS‹’nin
hedefinde de oldu¤u gibi özellikle
yan sanayilere yeni ufuklar açaca¤›n›
kaydetti.
Projelerimizin temelinde ‘ö¤renci’ var
Baylan, “Amac›m›z; sektörlere yeni
dönem için yeni hedefler verebilmek
ve onlara yol haritas› çizmek. Öte
yandan; firmalar›n Ar-Ge
bölümlerinde çal›flabilecek
arkadafllar›n yetkinli¤ini art›rmak, belki
bir sertifikasyon program› haz›rlamak
için de çal›flmalar›m›z var. Bizim tüm
çal›flmalar›m›zda; sanayi ve üniversite
iflin temelinde yer al›yor. ‹flin
oda¤›nda ise ö¤renciler var.
Yapt›¤›m›z ve yapaca¤›m›z projeler,
Türkiye’nin gelece¤ine yön verecek
boyuttad›r” diye konufltu.
Toplant›da; BUS‹AD ile Uluda¤
Üniversitesi ortakl›¤›nda devam eden,
staj program› ile doktora ve lisans
üstü tez konular›n›n sanayinin içinden
seçilmesi projelerinin de KÜS‹’nin
faaliyet alanlar› içinde
de¤erlendirilmesi gerekti¤i önerisi
kabul gördü.
85 Bak›fl 132
2014 Bursa Kalite Ödülü ile Kalite ve
Baflar› Sempozyumu’nda geri say›m
Özel Kurumlar kategorisinde
Bürosit ve Yazaki Otomotiv,
Kamu Kurumlar› kategorisinde
ise Gemlik As›m Kocab›y›k MYO
ile Gemlik Anadolu ‹mam Hatip
Lisesi, ‘2014 Bursa Kalite
Ödülü’ sürecinde yer ald›.
13. Kalite ve Baflar›
Sempozyumu’nun ana temas›
da ‘Mükemmelli¤e Yolculuk’
olarak belirlendi.
a¤dafl kalite anlay›fl›n›n
yayg›nlaflmas›, kalite
çal›flmalar›n›n teflvik edilmesi ve
ödüllendirilmesi amac›yla 1998
y›l›ndan bu yana KalDer Bursa fiubesi
ve Bursa Sanayicileri ve ‹fladamlar›
Derne¤i (BUS‹AD) iflbirli¤i ile
yürütülen Bursa Kalite Ödül süreci,
Eylül 2014’te yap›lan Bursa Kalite
Ödülü Bas›n Toplant›s› ile kurumlara
duyuruldu ve ard›ndan baflvurular
al›nd›.
Ç
BUS‹AD Yönetim Kurulu Baflkan›
Günal Baylan, KalDer Bursa fiubesi
Yönetim Kurulu Baflkan› Erdal Elbay
ile Bursa Kalite Ödülü Yürütme Kurulu
(BKÖYK) Baflkan› Sadettin Çiçek
detayl› bilgi verdi.
Sempozyumda konunun uzmanlar›
ile yeni ve farkl› yaklafl›mlar›
mükemmellik anlay›fl› içinde ele
alaca¤›z.
Kurulufl baflvurular›n›n al›nmas›n›n
ard›ndan kurum ve kurulufllar›n
e¤itimleri gerçekleflti ve kurulufllar
baflvuru dokümanlar›n› haz›rlamaya
bafllad›. Bursa Kalite Ödülü Jürisi’nin
nihai karar›yla sonuçlar 18 Nisan 2015
Cumartesi akflam› Bursa Kalite Ödülü
töreninde aç›klanacak.
Bizler ve Bursa için gurur kayna¤›
Ça¤dafl kalite anlay›fl›n›n ve
mükemmellik kültürünün Bursa ve
çevresinde yayg›nlaflmas› için
BUS‹AD ve KalDer’in ortak ak›lla
bafllatt›¤› bu örnek çal›flman›n y›llard›r
kente önemli katk› koydu¤una
inand›klar›n› söyleyen Günal Baylan,
“‹ki etkinli¤imize ilgi ve deste¤in her
geçen y›l artmas› bizleri
gururland›r›yor.
Bu güzel organizasyonun ikinci günü
ise; EFQM Mükemmellik Modeli ile
sürekli mükemmelli¤i yakalamak için
kalite yolculu¤una kat›lan firma ve
kurumlar›m›z› Kalite Ödülü ile
taçland›rd›¤›m›z Bursa Kalite Ödülü
törenimiz var. Bu etkinli¤imiz de bizler
ve Bursa için bir gurur kayna¤›. Ödül
sürecine kat›lan kurum ve kurulufllara
Bursa’ya örnek olduklar› için teflekkür
ediyor, mükemmellik yolculu¤unda
baflar›lar›n›n devam›n› diliyorum”
dedi.
Süreçte dört kurum yer al›yor
Özel Kurumlar kategorisinde; Bürosit
ve Yazaki Otomotiv, Kamu Kurumlar›
kategorisinde ise UÜ Gemlik As›m
Kocab›y›k Meslek Yüksek Okulu ile
Gemlik Anadolu ‹mam Hatip Lisesi…
Bursa Kalite Ödülü süreci ile 13. Kalite
ve Baflar› Sempozyumu hakk›nda
düzenlenen bas›n toplant›s›nda,
Dünya h›zla geliflerek flekilleniyor.
Birçok sektör için toplam kalite
yönetimi her zamankinden daha
önemli bir hale geldi. Kurumlar ve
özel sektör, geliflmek ve ilerlemek
için hangi baflar›l› örneklerden, hangi
yeni ifl modellerinden faydalan›yor?
Hem bireysel hem de toplumsal
kalk›nma için neler yap›lmal›?
Süreç 18 Nisan’da sona erecek
“Bu y›l sürece dört kurum daha
kat›larak kalite yolculu¤unda biz de
var›z dedi” diyen Erdal Elbay ise, “‹fl
mükemmelli¤ini hedefleyen bu
kurumlar›m›z, ald›klar› sonuçlarla
sadece kendi kurumlar›na de¤il,
kentimize katk› sa¤l›yor, di¤er
kurulufllara mükemmellik
86 Bak›fl 132
Sempozyum
Kalite Ödülü
yolculu¤unda örnek oluyor ve
Bursa’n›n ad›n› ulusalda duyuruyor”
diye konufltu.
Sadettin Çiçek de, “Ödül sürecine
her y›l alt yap›s› haz›r, EFQM
Mükemmellik Modeli’ni benimsemifl
belli say›da kurumu dahil ediyoruz.
Bu y›l 2 kamu, 2 özel olmak üzere
süreçte 4 kurumumuz yer al›yor.
Kurumlar baflvurular›n›n ard›ndan
haz›rl›klar›n› yo¤un bir flekilde
sürdürüyor. Daha önce aç›klad›¤›m›z
takvim do¤rultusunda planlama ve
ifl ak›fl›m›z› gerçeklefltirece¤iz.
Bu süreçte kurumlar EFQM
Mükemmellik Modeli’ni benimseyerek
liderden, çal›flanlara, müflteri
memnuniyetine kadar süreçlerinde
iyilefltirmeler yapacak ve performans›
art›fl› yaflayamaya bafllayacaklar.
Süreç, 18 Nisan 2015’te ödül alan
kurulufllar›n aç›klanmas›yla sona
erecek” dedi.
Mükemmelli¤e Yolculuk…
Kalite ve Baflar› Sempozyumu;
ça¤dafl kalite anlay›fl›n›n,
mükemmellik kültürünün Bursa ve
çevresinde yayg›nlaflmas› amac›yla
2003 y›l›ndan bu yana her y›l KalDer
Bursa fiubesi ve BUS‹AD iflbirli¤inde,
Bursa Valili¤i, Uluda¤ Üniversitesi,
Uluda¤ ‹hracatç› Birlikleri ve AIESEC
Bursa fiubesi’nin deste¤iyle
düzenleniyor.
17-18 Nisan 2015 tarihlerinde
gerçeklefltirilecek olan 13. Kalite ve
Baflar› Sempozyumu, ”Mükemmelli¤e
Yolculuk” temas›yla yap›lacak.
Neden Mükemmelli¤e Yolculuk?
Baflka bir dünyada yafl›yoruz art›k.
Dünün flartlar› bugünün flartlar›na hiç
benzemiyor. Mükemmelli¤i aray›fl
kaç›n›lmaz… Ekonomide, teknolojide,
sosyal yaflamda, kültürler aras›
diyaloglardaki geliflmeler ve
ilerlemeler, h›zl› tüketim al›flkanl›klar›,
her an karfl›m›za ç›kabilen riskler,
krizler, do¤al kaynaklar›n h›zla
azalmas›; bize uzun zamand›r hayata
farkl› aç›lardan bakmam›z›, yaflam
ve ifl flekillerimizi zaman zaman
de¤ifltirmemizi ve sürekli ilerlememiz
gerekti¤ini belirtiyor.
‹flte bu bafll›klardan yola ç›karak;
fark›ndal›k yaratman›n, rekabette öne
geçmenin kurumsal formülleri,
kat›l›mc› yönetim stratejileri, s›n›rl›
kaynaklar›n verimli kullan›lmas›n›n
yöntemleri, yetenek yönetimi,
toplumun dezavantajl› kesimlerinin
sosyal hayata kat›lmas› için sunulan
f›rsatlar, eksiklikler, kurumsal
mükemmellik için sürdürülebilirlik,
Sempozyumda uzman konuklar›n
kat›l›m›yla ele al›nacak.
Sempozyumda yer alacak paralel
oturumlar
Marka De¤erler, fiirketlerde De¤iflim
Yönetimi, Mükemmeli Arayanlar,
E¤itimde Baflar›, Yenileflim ile
Mükemmeli Aramak, Stratejik
Planlama ve EFQM…
Sempozyumda iki gün boyunca farkl›
etkinlikler de olacak: Bursa Kalite
Ödül Töreni, Yaflam Kalitesi Paneli,
Kalite ve Baflar› Fuar›, Karikatür
Sergisi, ‘Saklam›yorum, Paylafl›yorum’
Oyuncak ve Kitap Kumbaras›,
Uzmanl›k Gruplar› Poster Sunumlar›,
Sempozyum An› Foto¤raf› Köflesi,
Kitap ‹mza Saati…
87 Bak›fl 132
Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik e¤itimi
ikinci kufla¤›n geliflimine katk› sa¤lad›
BUS‹AD Kurumsal Yönetim
Uzmanl›k Grubu’nun 2. kuflak
temsilcilerine yönelik
düzenledi¤i ‘Çok Boyutlu Kiflisel
Liderlik’ e¤itimlerinde; liderin
rolünün büyük ölçüde de¤iflti¤i,
eskiden daha çok ‘patron’ olarak
görülen liderin art›k,
çal›flanlar›yla birer ortak olmas›
gerekti¤i üzerinde duruldu.
B
US‹AD Kurumsal Yönetim
Uzmanl›k Grubu; Dernek
üyelerinin ifl hayat›na yeni at›lm›fl
veya at›lacak olan genç kuflaklar›n›n
kiflisel geliflimine katk›da bulunmak
amac›yla ‘Çok Boyutlu Kiflisel Liderlik’
e¤itimleri düzenledi.
Bu do¤rultuda, e¤itimlerin birincisi
BUS‹AD Evi’nde, ABD merkezli
e¤itim firmas› Blanchard
International’›n, 2007 y›l›ndan bu yana
liderlik, sat›fl, müzakere, iletiflim, insan
iliflkileri, topluluk önünde etkili
konuflma ve sunum becerileri gibi
çeflitli alanlar›nda faaliyet gösteren
E¤itim Uzman› ve Dan›flman› Aksel
Karaflahin taraf›ndan ‘Çok Boyutlu
Kiflisel Liderlik’ e¤itimi verildi.
Liderin temelde üç becerisi var
Çok boyutlu liderin; ‘Teflhis, Esneklik
ve Performans ‹çin-Ortakl›k’ olmak
üzere üç becerisi oldu¤unu söyleyen
Aksel Karaflahin, “Çok boyutlu liderlik,
zaman içinde belirli bir amaç ya da
görevde en üst performans düzeyine
ulaflmalar› için, insanlar› gelifltirmeye
yönelik bir modeldir. ‹nsanlar›n kendi
kendilerini motive eden ve kendi
kendilerini yönlendiren kifliler haline
gelmelerine yard›mc› olan bir süreçtir.
Çok boyutlu liderlik; kiflinin belli bir
amaç ya da görevdeki yeterlilik ve
ba¤l›l›k düzeyiyle liderin sa¤lad›¤›
direktif ve destek miktar› aras›ndaki
iliflkiye dayan›r.
Etkili liderlik; kiflinin geliflim düzeyiyle
88 Bak›fl 132
uyumlu bir liderlik stili kullanmakt›r”
dedi. Geliflim düzeyinin, ‘yeterlilik’ ve
‘ba¤l›l›k’ olmak üzere iki yönü
oldu¤unu kaydeden Karaflahin,
“Yeterlilik; kiflinin belli bir amaç ya
da göreve getirdi¤i kan›tlanm›fl görev
bilgi ve becerileri, Ba¤l›l›k ise, kiflinin
bu amaç ya da görevdeki motivasyon
ve özgüvenidir” diye konufltu.
Son dönemde liderin rolü de¤iflti
Son y›llarda liderin rolünün büyük
ölçüde de¤iflti¤ini, eskiden liderin
daha çok ‘patron’ olarak görüldü¤ünü
belirten Karaflahin, bugün ise,
liderlerin çal›flanlar›yla birer ortak
olmas› gerekti¤inin alt›n› çizdi.
Karaflahin, “Liderler art›k yaln›zca
mevkilerinden ald›klar› güçle öncülük
edemiyorlar. Liderler, yarg›lay›c› ve
de¤erlendirici, ‘emret ve kontrol et’
rolünden uzaklafl›p destekleme,
koçluk etme ve flevklendirme
vas›tas›yla insanlar›n sorumluluk
almas›n› sa¤lamal›d›r.
Çok boyutlu liderlik; insanlar› yönetip
motive etme yaklafl›m› olarak kal›c›l›k
kazand›, Çünkü lider ve liderin
destekleyip güvendi¤i insanlar
aras›nda bir ortakl›k olmas›n›
savunuyor. Bir baflka deyiflle, çok
boyutlu liderlik; insanlara yapt›¤›n›z
bir fley de¤ildir. Onlarla birlikte
yapt›¤›n›z bir fleydir. Çok boyutlu
liderli¤in amac›, iletiflimi bafllat›p
performans ve geliflim hakk›ndaki
görüflmelerin kalite ve s›kl›¤›n›
art›rmakt›r” dedi.
“En iyi olarak tan›mlanabilecek bir
liderlik stili yoktur, duruma göre
de¤iflir” diyen Karaflahin, bunun;
‘Geliflim düzeyi kifliden kifliye,
amaçtan amaca, görevden göreve
de¤iflti¤i için ‘en iyi’ olarak
tan›mlanabilecek bir liderlik stili yoktur’
anlam›na geldi¤ini de kaydetti.
Yo¤un talep nedeniyle ikincisi
düzenlenen e¤itimi, yine ayn›
firmadan Yeflim Ustao¤lu verdi.
Kurumsal Yönetim
Uzmanl›k Grubu
Gökhan Karagöl’den ikinci kuflak
yöneticilere alt›n de¤erinde ö¤ütler
Kurumsal Yönetim Uzmanl›k
Grubu taraf›ndan düzenlenen
toplant›da, genç ifl insanlar›na
tecrübelerini aktaran BOSCH
Sanayi ve Ticaret Afi Ticari
Genel Müdürü Karagöl, alt›n
de¤erinde ö¤ütler verdi. Karagöl
gençlere, “Önemli olan;
sürekliliktir. Bizim baflar›m›z›n
temelinde yatan da budur” dedi.
B
US‹AD Kurumsal Yönetim
Uzmanl›k Grubu taraf›ndan
organize edilen ‘Kurumsal
Yönetim Tecrübe Paylafl›m
Toplant›s›’, BOSCH Sanayi ve
Ticaret Afi Ticari Genel Müdürü
Gökhan Karagöl’ün ev sahipli¤i ve
‘Profesyonel Gözüyle Kurumsal
Yönetim’ ana temas›yla
gerçeklefltirildi.
BOSCH Evi’nde yap›lan ve
BUS‹AD’› gelece¤e tafl›yacak genç
ifl insanlar›n›n kat›l›m gösterdi¤i
toplant›da Karagöl; ifl hayat› ve
kurum kültürü konular›ndaki
tecrübelerini paylaflt›.
Stajyerlikten Genel Müdürlü¤e…
Uzmanl›k grubu üyelerine, 1994
y›l›nda stajyer olarak girdi¤i
BOSCH’ta Genel Müdürlü¤e kadar
uzanan öyküsünü anlatan Karagöl,
kurumsall›k kültüründe dünyaya
örnek olan firman›n üretim ve baflar›
kriterlerini de aktard›.
129 y›l önce kurulan BOSCH’un
Türkiye’de de 105 y›ll›k geçmifli
oldu¤unu söyleyen Karagöl,
‘mobilite çözümleri, endüstriyel
teknoloji, enerji-bina teknolojileri ve
tüketim ürünleri’ ile ‘yaflam›n her
alan›nda’ olan kurumun, dünya
genelinde 300 bine yak›n çal›flan›
ve y›ll›k 50 milyar Euro sat›fl hacmi
oldu¤unu vurgulad›.
Türkiye ihracat›n›n yüzde 1’i
BOSCH’tan
BOSCH Türkiye hakk›nda da bilgiler
veren Karagöl, “Türkiye’den 5
k›tada 40’tan fazla ülkeye ihracat
yap›yoruz. Türkiye’nin y›ll›k
ihracat›n›n yüzde 1’ini biz
gerçeklefltiriyoruz. Bursa’da ise 6
bin 243 çal›flan›m›zla dizel ve
benzinli araçlar için enjektör
üretiyoruz. Dünyadaki her befl dizel
araçtan birinin enjektörü Bursa’da
üretiliyor. Biz asl›nda dizel ve
benzinli araçlar için enjektör
üretiminin temelini sa¤l›yoruz.
Avrupa merkezli bir flirketiz. Fakat
dünyan›n her yerinde var›z.
Dünyada neresi büyüyorsa
oraday›z. Dolay›s›yla Afrika k›tas›yla
ilgili de ciddi çal›flmalar›m›z var.
Önümüzdeki uzun süreçte, dizel ve
benzinli araçlar için enjektör
üretmeye devam edece¤imizi
belirtmeliyim. Fakat bunun yan› s›ra
her y›l elektrikli araçlara yönelik
yat›r›mlar da yap›yoruz” diye
konufltu.
‘Kusursuz kalite’ çok önemli
BOSCH’un küresel üretim anlay›fl›n›;
‘Partnerlerimizin bize ihtiyac› olan
her yerdeyiz ve böylelikle
müflterilerimizi, pazar› anl›yoruz’
fleklinde özetleyen Karagöl,
firman›n baflar› faktörlerini ise,
‘Ba¤›ms›zl›k ve finansal güç,
Küresel mevcudiyet, Kalite ve
güvenilirlik, ‹novasyon gücü,
Stratejik ileri-görüfl yetene¤i, Etkin
süreçler ve ‹leriye yönelik insan
kayna¤› yetifltirme’ olarak s›ralad›.
Karagöl, ‘kusursuz kalitenin’
küreselleflme için çok önemli
oldu¤unu da ifade etti.
Alt›n de¤erinde tavsiyeler
Karagöl, Uzmanl›k Grubu üyesi
genç ifladamlar›na alt›n de¤erinde
ö¤ütler de verdi. ‹flten kazan›lan
paran›n, firman›n ve ülkenin
gelece¤i için yine ifle aktar›lmas›
gerekti¤inin alt›n› çizen Karagöl
flöyle devam etti: “Baflar›; ancak
çal›flanlar›n›zla mümkündür. Onlara
güvenin.
Çal›flma arkadafllar›n›zdan gelen
geri bildirimlere aç›k olun ve onlar›
dinleyin. Yönetim tarz›n›z aç›k ve
fleffaf olsun. Önemli olan,
sürekliliktir. Bizim baflar›m›z›n
temelinde yatan da budur.”
Toplant› sonunda, BUS‹AD
Kurumsal Yönetim Uzmanl›k Grubu
Baflkan› Onur Oral taraf›ndan
Gökhan Karagöl’e plaket takdim
edildi.
89 Bak›fl 132
BUS‹AD’dan
Bosna Hersek’teki yat›r›m iklimi
BUS‹AD üyelerine anlat›lacak
Bosna Hersek Fahri Konsolosu
Muzaffer Çilek’in, BUS‹AD
Baflkan› Günal Baylan’›
ziyaretinde, Türk ifladamlar›na
uygun yat›r›m koflullar› sunan
ülkedeki f›rsatlar›n, BUS‹AD
üyelerine anlat›lmas› için yak›n
zamanda bilgilendirme toplant›s›
yap›lmas› kararlaflt›r›ld›.
osna Hersek Fahri Konsolosu
Muzaffer Çilek ve beraberindeki
heyet, Bursa Sanayicileri ve
‹fladamlar› Derne¤i Yönetim Kurulu
Baflkan› Günal Baylan’› Dernek
merkezinde ziyaret ederek, yapt›klar›
faaliyetler hakk›nda bilgilendirmede
bulundu.
B
Ziyarette; yak›n zamanda, Bosna
Hersek’teki yat›r›m ikliminin BUS‹AD
üyelerine anlat›lmas› için ortak bir
bilgilendirme etkinli¤i yap›lmas› ve Muzaffer
Çilek’in de bu etkinlikte konuflmac› olarak
yer almas› kararlaflt›r›ld›.
Bosna Hersek’in Türk ifladamlar› için pek
çok konuda uygun yat›r›m koflullar›
sundu¤unu belirten Muzaffer Çilek, umut
vaat eden bu ülkede yat›r›m için geç
kal›nmamas› gerekti¤ini vurgulad›.
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan ise, tarihi
ve milli ba¤lar›m›z bulunan Balkan
ülkelerinin, global rekabette Türk ifladamlar›
için f›rsatlar sundu¤unu bildiklerini anlatt›.
Baylan, Bosna Hersek’in de bu manada
Türk ifladamlar› için pek çok ülkeye girifl
kap›s› olarak de¤erlendirilmesi gerekti¤ini
kaydetti.
Baylan’dan Yenilikçilik-Yarat›c›l›k
Uzmanl›k Grubu üyelerine teflekkür
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan,
Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k
Uzmanl›k Grubu üyelerine,
gerçeklefltirdikleri baflar›l›
organizasyonlardan dolay›
teflekkür etti.
US‹AD Baflkan› Günal Baylan,
Dernek etkinlik ve faaliyet
ç›tas›n›n yükselmesinde büyük
eme¤i geçen uzmanl›k gruplar›ndan,
‘Yenilikçilik ve Yarat›c›l›k Uzmanl›k
Grubu’ üyeleriyle bir araya geldi.
B
Bademli Anadolu Et Lokantas›’nda
Grup üyelerine bir yemek veren
Baflkan Baylan, BUS‹AD’›n bütün
uzmanl›k grubu üyelerine,
gösterdikleri azami gayret ve çal›flma
hevesi nedeniyle teflekkür etti.
90 Bak›fl 132
Grubun yeni Baflkan› Yeflim Akal›n
Geçti¤imiz aylarda baflar›yla
gerçeklefltirilen ‘5. Bursa Yenilikçilik
ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’nun
ard›ndan, iki y›lda bir yap›lan
‘Yenileflim Ödülleri’ne flimdiden
haz›rlanan Grup üyeleri, ayn› akflam
ola¤an baflkanl›k devir-teslimi de
yapt›.
Mevcut Baflkan Duygu Ispalar
Güneri’nin önerdi¤i Yeflim Akal›n,
üyelerin onay›yla Grubu, ‘6. Yenilikçilik
ve Yarat›c›l›k Sempozyumu’ ile
‘2. Bursa Yenileflim Ödül Töreni’ne
haz›rlayacak isim oldu.
Vizyon
Söyleflileri
‘Vizyon Söyleflileri’ ifl dünyas›na yeni
ufuklar açmay› hedefliyor…
BUS‹AD’›n deste¤iyle
gerçeklefltirilen ‘Vizyon
Söyleflileri’nin ilkinde; Bursal›
üreticilerin dünya çap›nda
marka olabilmesinin yan› s›ra,
kurumlar›n varl›¤›n› sürdürmesi
ve ‘itibarl›’ hale gelebilmesi
için yap›lmas› gerekenler de
anlat›ld›.
B
US‹AD, Erguvan Tan›t›m ve ‹tibar
Atölyesi iflbirli¤iyle gerçeklefltirilen
‘Vizyon Söyleflileri’ BUS‹AD
Evi’nde yap›ld›. Erguvan Tan›t›m Ajans
Baflkan› Serdar Ömero¤ullar›’n›n
moderatörlü¤ünü yapt›¤› etkinlikte,
Destek Patent A.fi. Yönetim Kurulu
Baflkan› Kemal Yamankaradeniz,
Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derne¤i Baflkan› Serdar Dinler ile ‹tibar
Atölyesi Baflkan› Ertan Acar konuflmac›
olarak yer ald›.
Bursa için yeni bir döneme girmenin
zaman›…
Ömero¤ullar› aç›l›fl konuflmas›nda;
sanayi ve ticarette geliflmifl bir flehir
olan Bursa için art›k yeni bir döneme
girmenin zaman›n›n geldi¤ini söyledi.
Ömero¤ullar›, “Son y›llarda s›kl›kla
telaffuz edilen markalaflma, Ar-Ge,
inovasyon, patent gibi kavramlar
konusunda art›k ifladamlar›m›z›n daha
cesur olmas› ve kararl› ad›mlar atmas›
gerekiyor. Vizyon Söyleflileri bafll›¤›
alt›nda bafllatm›fl oldu¤umuz bu
etkinlikler dizisi ile Bursa ifl dünyas›n›n
vizyonuna katk› sa¤lamak ve bilgi
anbarlar›n› geniflletmek yegane
amac›m›z… Her ay yeni konu ve
konuklarla bu etkinlik dizisini
sürdürece¤iz” dedi.
Marka için detayl› araflt›rma yap›lmal›
Aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan oturuma
geçildi. ‹lk olarak söz alan ve markapatent konular›nda önemli bilgiler
aktaran Destek Patent YKB Kemal
Yamankaradeniz, Türk firmalar›n›n
marka tespitinde eksiklikleri oldu¤unu,
iyi bir marka için çok detayl› araflt›rma
yap›lmas› gerekti¤ini anlatt›.
Marka olufltururken ‘isim’ noktas›nda
farkl› dillerdeki anlama bak›lmas›n›n
önemine dikkat çeken
Yamankaradeniz, dünya için ürünün
nas›l sat›lmas› konusunun iyi
düflünülmesi ve markalaflmak için
teknolojinin de üretilmesi gerekti¤ini
ifade etti.
“Teknoloji üretmek iklim meselesidir”
diyen Yamankaradeniz, Türk
firmalar›n›n dünyada henüz ‘ac›mas›z
rekabet’ ortam›na girmedi¤ini kaydetti.
Yamankaradeniz, 30 y›l önce
Türkiye'de 1000 olan patent say›s›n›n
günümüzde 15 bine ç›kt›¤›n›, ancak
örne¤in, Japonya'da bu rakam›n 400
bin düzeyinde seyretti¤ini de kaydetti
Gençleri anlamak çok önemli
Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derne¤i Baflkan› Serdar Dinler ise,
varl›¤›n› sürdürmek isteyen kurumlar›n
yapmas› gerekenleri anlatt›. Geçmiflten
günümüze, günümüzden gelece¤e
olan de¤iflikliklerin önemine dikkat
çeken Dinler, kurumlar›n ‘de¤iflime
ayak uyduramama’ lüksüne sahip
olmad›¤›n› vurgulad›. Dinler, yeni dünya
düzeninde özellikle gençleri anlaman›n
önemine iflaret etti.
‹tibarl› flirket her zaman kazan›r
‹tibar Atölyesi Baflkan› Ertan Acar da,
son y›llar›n en önemli gündem
maddelerinden biri olan itibar
yönetiminin püf noktalar›n› dinleyicilerle
paylaflt›. Yap›lan araflt›rmalar›n; itibarl›
flirketlerin yeni bir ürün ya da hizmet
gelifltirmese de rakiplerine oranla
borsada yüzde 15 daha yüksek fiyatla
ifllem gördü¤ünü belirten Acar,
1990'dan sonra kaliteli üretimle birlikte
markalaflman›n bafllad›¤›n›, 2000’li
y›llarda etik ve kurumsal vatandafll›k
kavramlar›n›n geliflti¤ini, sonras›nda
da itibarl› olma döneminin bafllad›¤›n›
kaydetti.
‹tibar yönetiminin; ‘gündem yönetimi’,
‘paydafll›k yaklafl›m›’ ve ‘bir menk›be
yaratmak’ olmak üzere üç temel ekseni
oldu¤unu anlatan Acar, ‹tibar Atölyesi
olarak ‘Türkiye ‹tibar Endeksi’
araflt›rmas›n› sürdürdüklerini, yak›nda
‘Katma De¤er Endeksi’,
‘Sürdürülebilirlik’ ve ‘‹stikrar Endeksi’
araflt›rmalar›n› bafllatacaklar›n› da
müjdeledi.
91 Bak›fl 132
Meslek lisesi insan›n ufkunu aç›yor
ifl hayat›nda özgüven kazand›r›yor
Panel ve radyatör sektörünün
Türkiye’deki önde gelen
üreticilerinden MASTAfi’›n
Yönetim Kurulu Baflkan›
Mehmet Fikri Ünal, baflar›s›n›n
temelinde; hem meslek lisesi
mezunu olmas›n›n, hem de bu
iflin en alt kademesinden
gelmesinin yatt›¤›n› söylüyor.
Ünal, firma olarak yeni
dönemde özellikle, elektrikli
ürünlerle ilgili farkl› projeler
ortaya koyacaklar›n› ve
böylelikle piyasadaki marka
imajlar›n› kuvvetlendireceklerini
de vurguluyor.
92 Bak›fl 132
Panel ve radyatör sektörünün
Türkiye’deki önde gelen
üreticilerinden MASTAfi, yeni
dönemde özellikle elektrikli ürünlerle
ilgili farkl› projelere imza atmay›
planl›yor. Piyasada ‘V‹GO’ markas›yla
bilinen MASTAfi’›n Yönetim Kurulu
Baflkan› Mehmet Fikri Ünal,
“Hedefimiz; elektrikli ürünlerde piyasa
de¤erimizi art›rmak. Her y›l 2-3 farkl›
ürünü piyasaya ç›karmay› planl›yoruz”
dedi.
Üretimlerinin ciddi bir bölümünü çok
farkl› ülkelere ihraç ettiklerini, elektrikli
grupta markalar›n›n her geçen gün
daha fazla tan›nd›¤›n› anlatan Ünal,
baflar›s›n›n s›rr›n› ise flöyle özetledi:
“Bu iflin en alt kademesinden, tabiri
caizse oca¤›ndan yetiflti¤imiz için
ürünlerimiz oldukça kaliteli… Meslek
lisesinde okuman›n da çok yarar›n›
gördüm. ‹flimi gelifltirme anlam›nda
bana çok büyük etkisi oldu. Sanat
okullar› insan›n ufkunu aç›yor. Elinizi
tezgaha, saca, demire
bulaflt›r›yorsunuz. Bu da size özgüven
kazand›r›yor.”
Öncelikle BAKIfi okurlar› için k›saca
kendinizden bahseder misiniz?
1942-Gemlik do¤umluyum. ‹lk ve orta
ö¤renimimi Gemlik’te tamamlad›m,
liseyi ise Bursa’da Tophane Endüstri
Meslek Lisesi’nde okudum. Üniversite
e¤itimimi Y›ld›z Teknik Üniversitesi
Makine Mühendisli¤i Bölümü’nde
tamamlad›m. Babam uzun y›llar
Söylefli
bal›kç›l›k ve denizcilik yapt›, Gemlik’te
çiftçilik ve zeytincilikle u¤raflt›, daha
sonra da SSK’dan emekli oldu.
‹fl hayat›na nas›l at›ld›n›z?
10-11 yafllar›nda ç›rakl›kla ifl hayat›na
at›ld›m. ‹lkokulu bitirdikten sonra
üniversiteye bafllayana kadar yaz
aylar›nda sürekli tu¤la ocaklar›nda
çal›flt›m. Gemlik’te oturdu¤umuz
evde, uzun y›llar elektri¤imiz yoktu.
Gaz lambas› alt›nda ders çal›fl›rd›k.
Elektrik ortaokul ikinci s›n›fa
bafllad›¤›mda ba¤land›. Meslek
lisesinde okuman›n ileriki y›llarda çok
yarar›n› gördüm, iflimi gelifltirme
anlam›nda bana çok büyük etkileri
oldu. Sanat okullar›; insan›n ufkunu
aç›yor. Elinizi tezgaha, saca, demire
bulaflt›r›yorsunuz. Bu da size özgüven
kazand›r›yor.
Mühendis olduktan sonra ifl hayat›ndaki
hayaliniz neydi?
Mühendis olduktan sonra elbette
kendime olan güvenim daha da
artm›flt› E¤itimimi tamamlad›¤›m
andan itibaren hep kendi iflimi kurma
hayalim vard›. Üniversiteyi bitirdikten
sonra bir y›l kadar Zonguldak’ta
maden ocaklar›nda makine
mühendisi olarak görev yapt›m.
Mesle¤imle alakal› ilk ifl deneyimimi
burada yaflad›m. ‹ki y›l askerlik
sonras›nda yine Y›ld›z Teknik
Üniversitesi’nde yüksek lisans e¤itimi
ald›m.
Bursa’daki ifl tecrübeniz nas›l bafllad›,
nas›l devam etti?
Bursa’ya geldikten sonra, 1968
y›l›nda, makine mühendisi olarak
Coflkunöz Holding’de ifle bafllad›m.
Coflkunöz’ün ilk mühendislerinden
biriyim. Coflkunöz o zamanlar yeni
yeni geliflmekte olan bir flirketti.
Kal›pç›l›k sektöründe faaliyet gösteren
‹ngiltere, ‹talya ve Belçika’da yap›lan
çal›flmalar› yerinde gördüm,
gözlemlerimi Coflkunöz’de
uygulad›m.
MASTAfi’›n ilk dönemlerini de anlat›r
m›s›n›z?
Coflkunöz’de 9 y›l çal›flt›ktan sonra
baz› arkadafllarla birlikte 1976’da
Mastafl’› kurduk. Fiilen 1977’de
üretime bafllad›k. O günün paras›yla
1 milyon TL’lik sermayeyle kurulan
bir firmayd›k. Coflkunöz’de yan›mda
360 kifli çal›fl›rken, Mastafl’ta 6 kiflinin
bafl›na geçtim. Bursa Organize
Sanayi Bölgesi’nde 120 metrekarelik
bir yer kiralayarak çal›flmaya
bafllad›k.
Faaliyetimize Türk Traktör’e traktör
parçalar› üretmekle bafllad›k. Daha
sonra Tofafl ve Renault’ya ifl yapt›k.
Müflteri portföyümüz ve ifl gücümüz
artarak devam etti. Büyük çapta kal›p
sipariflleri al›yorduk. Ard›ndan,
kaporta parça üretimine yöneldik.
Konya’daki Tümosan’dan büyük ifller
ald›k. Ancak o dönem iktidar
de¤iflikli¤iyle birlikte yapt›¤›m›z ifller
yar›m kald› ve Konya Tümosan’da
beklentiler de¤iflti, ifli durdurdular.
Biz de, 2-3 y›l çal›flt›ktan sonra durma
noktas›na geldik. 1980 öncesi Renault
ve Tofafl’a yapt›¤›m›z ifller de 12 Eylül
olaylar› dolay›s›yla sekteye u¤ram›flt›.
fians›m›za, biz otomotive yüklendikçe
kriz ç›km›flt›. Dolay›s›yla “Kendimize
has bir ifl de yapal›m” dedik.
Otomotive çal›fl›rken dilimli çelik
radyatör imalat›na da bafllad›k. Daha
sonra elektrikli ya¤l› radyatör
üretimine girdik. 1993 y›l› itibariyle
ürün gam›m›za panel radyatörü de
dahil ettik. 2009’da otomotiv yan
sanayiye olan üretimimizi bitirdik.
2009’dan itibaren elektrikli ürünlerin
üretimine yeniden yöneldik.
Karoseri otobüs imalat›n›n a¤açtan
yap›ld›¤› o dönemde, Bursa’da Kemal
Coflkunöz, bu karoserlerin sac
profilden üretilmesi becerisini
göstermiflti. 1969’dan itibaren de Türk
Traktör’e sac kaportalar›n› vermeye
bafllad›k. O zamanlar otomotiv yan
sanayi sektörü bugünkü manada
geliflmifl de¤ildi.
Coflkunöz’de kal›pç›l›k ve tezgah
üretimi de yap›yorduk. Traktör
parçalar› ile alakal› imalat yaparken
yurt d›fl›na gitme imkan›m oldu.
93 Bak›fl 132
Elektrikli ürünlerde V‹GO markan›zla
bilinirli¤inizi nas›l art›rd›n›z?
Üç y›l süren baflvuru sürecinin
ard›ndan Vigo markam›z› tescil
ettirmeyi baflard›k. Elektrikli
ürünlerimizi bu marka ad› alt›nda
sat›yoruz. Panel ve radyatörde
yaklafl›k 15 ülkeye ihracat›m›z var.
Radyatör üretimimizin yüzde 40’›n›
ihraç ediyoruz. Elektrikli ürünlerimizi
de bugüne kadar 8-10 ülkeye satt›k.
Bafll›ca ihracat pazarlar›m›z›
Almanya, Belçika, Arap ülkeleri,
Yunanistan, Özbekistan, ‹ran fleklinde
s›ralayabilirim. Elektrikli grupta
markam›z›n bilinirli¤i her geçen gün
art›yor. Bu iflin en alt kademesinden,
tabiri caizse, oca¤›ndan yetiflti¤imiz
için ürünlerimiz oldukça kaliteli.
Müflterilerimizden olumlu geri
dönüfller oluyor.
Üretim yelpazemizde, radyatör ve
elektrikli ürünlerin yan› s›ra TÜB‹TAK
ile birlikte yürüttü¤ümüz ve Türkiye’de
ilk üretimini gerçeklefltirdi¤imiz plakal›
›s› eflanjörleri de var. Öte yandan sac
ve plastik kal›pç›l›¤›na da devam
ediyoruz. Ancak bu üretimi son
y›llarda yal›zca kendimiz için
kulland›k, baflka firmalar için flu s›ralar
çal›flm›yoruz, ancak ileride
düflünüyoruz.
Piyasadaki di¤er ürünlerle
k›yasland›¤›nda sizin ürünlerinizin fark›
nedir?
Yurt içinde kullan›lan infrared ›s›t›c›lar
var. Bunlar radyasyon yayd›¤› ve
düfltü¤ü zaman yang›n ç›karma riski
bulundu¤u için tehlike arz ediyor.
Bizim ürünlerimiz ise, bu tür ›s›t›c›larla
k›yaslanmayacak ölçüde güvenli. Çok
fl›k tasarlanm›fl ürünler…
Piyasadaki birçok elektrikli ürün yurt
d›fl›ndan getirildi¤i için ço¤u yaln›zca
CE Belgesi al›yor. TSE Belgesi almak
zor ve meflakkatli oldu¤undan iflin
kolay›na kaç›yorlar. Bizim
ürünlerimizde hem TSE ve CE
belgeleri, hem de TÜV Belgesi var.
Ayr›ca Rusya ve Ukrayna’n›n kalite
belgeleri… Di¤er yandan, CB
belgesini de alma aflamas›nday›z.
Kalite kontrol ve güvenlik anlam›nda
son derece iyiyiz. Çok k›sa zamanda,
markam›z› dünya genelinde
tan›taca¤›m›za da inan›yoruz.
94 Bak›fl 132
Elektrikli ürünlerde baflka farkl›
projeleriniz de olacak m›?
Elektrikli ürünlerle alakal› gelecekte
farkl› projelere de imza ataca¤›z.
Öncelikle ürünlerimizde çeflitlili¤e
gidip fark›m›z› ortaya koyaca¤›z.
Hedefimiz; elektrikli ürünlerde piyasa
de¤erimizi art›rmak. Bu y›l bu ürün
grubunda 5. y›l›m›z. Her sene 2-3
farkl› ürünü piyasaya ç›karmay›
hedefliyoruz. Bu hedef do¤rultusunda
afl›r› s›çrama yapabiliriz.
Ürünlerimizi büyük ma¤azalarda
satm›yoruz. Buna ra¤men sat›fllar›m›z
sürekli art›yor. Çünkü e-ticaret bizim
gibi üreticiler için bulunmaz nimet.
Kendi internet sitemizin d›fl›nda pek
çok online sat›fl kanallar›nda var›z.
Fakat büyük ma¤azalarda a¤›r flartlar
nedeniyle sat›fl flans›m›z olmuyor.
Elektrikli ürünlerde, mevcut
ürünlerimizin özelli¤inden ötürü yurt
içinden önemli bir rakibimiz yok.
Genel çerçevede Türkiye’deki radyatör
sektörünün mevcut durumunu da
de¤erlendirir misiniz?
Radyatör sektöründe karl›l›k
bafllang›çta, birçok sektör gibi fena
de¤ildi. Fakat günümüzde hem talep
hem de rekabetin yo¤un oldu¤u bir
alan haline geldi. Türkiye radyatörde
önemli bir üretici... Yurt d›fl›na yüksek
oranda ihracat yapan firmalar›m›z
var. Rekabet yo¤un olunca, Türk
firmalar› olarak bir bak›ma yurt
d›fl›ndaki fiyatlar› da kendi kendimize
k›rm›fl oluyoruz. Karl›l›k önceki
senelere göre süratle düflüyor.
Elektrikli ürünlerde ürün çeflidimizi
art›r›p daha genifl bir yelpazeye
ulaflmaya çal›fl›yoruz.
Söylefli
Gençlere, genç giriflimcilere
tavsiyeleriniz nelerdir?
‘Her yi¤idin farkl› bir yo¤urt yiyifli var’
derler. Herkesin baflar›ya ulaflmas›
çok farkl› flekillerde olabilir. Bugün
memlekete bakt›¤›m›zda çok çeflitli
yollardan baflar›ya ulaflma yöntemleri
görüyoruz. Ama biz flunu yapt›k: Her
fleye ra¤men yapt›¤›m›z ifl nitelikli
olsun, insanlar be¤ensin, do¤ru ve
dürüst olal›m... Lafta de¤il de özde
örnek olal›m dedik.
Biz ilke olarak yapt›¤›m›z iflin en iyisini
yapmaya çal›fl›yoruz. Tabi her fleyin
bedeli oldu¤u gibi do¤ru olman›n da
bedeli var. Ancak biliyoruz ki
yapt›¤›m›z ifl karakterimizin aynas›d›r.
O¤lum Altu¤, elektronik mühendisi,
k›z›m Aytül, iflletme mezunu,
damad›m Bayram Y›lmaz da makine
mühendisi…
Sizden sonraki nesil, yani çocuklar›n›z
da bu ifli devam ettirmeyi düflünüyor
mu?
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde
(NOSAB) konumlanan iki ayr›
fabrikada üretim yap›yoruz. Yaklafl›k
13 bin metrekare kapal› alanda 250
civar›nda elemanla çal›fl›yoruz.
Yavafl yavafl sektöre adapte olup,
ikinci kuflak olarak yetifliyorlar.
O¤lumun elektronik mühendisi
olmas›, elektrikli ürünlere daha fazla
yönelmemize neden oldu. Buna ba¤l›
olarak da radyatördeki kapasitemizi
koruyup, elektrikli ürün grubunda
büyümeye çal›fl›yoruz.
fiirketi orta¤›m Muzaffer Aksu ile
yönetiyoruz. Ayr›ca o¤lum, k›z›m ve
damad›m da yan›m›zda çal›fl›yor.
Son olarak, cemiyet hayat›n›zdan
bahseder misiniz?
NOSAB’›n kurucular› aras›nda yer
almakla beraber, kuruluflundan bu
yana geçen 10-12 senedir de
Müteflebbis Kurul Baflkanl›¤› görevini
yürütüyorum. Ayn› zamanda
BUS‹AD’da 25 y›l› aflk›n bir üyeli¤im
var. Ayr›ca uzun y›llar Y›ld›z Teknik
Üniversitesi Vakf› Bursa fiube
Baflkanl›¤› yapt›m. Halen de vak›f
üyesiyim. Çeflitli sivil toplum
kurulufllar›nda üyelik ve yöneticilik
de yapt›m.
95 Bak›fl 132
Seminer
Do¤ru iletiflim için; bakan de¤il gören,
susan de¤il dinleyen olun
BUS‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi
iflbirli¤inde düzenlenen
seminerler program› kapsam›nda
ö¤rencilere NLP konusunda
bilgiler aktaran Gülderen
Uzunefe, “Karfl›m›zdaki kiflinin
ne söyledi¤ine yo¤unlaflarak,
alg›lamay› daha iyi yaparsak,
mükemmel bir iletiflim kurmufl
oluruz” dedi.
bilgisi var. Ancak bilinçalt›ndaki bu
bilginin d›fla vurumu s›ras›nda
fark›ndal›k oluflursa baflar›l› sonuçlar
elde edilir. Zihin her zaman bedende
iz ve iflaret b›rak›r. Beden dilimiz ve
tüm hareketlerimiz birer mesajd›r.
Hareketlerimiz, konuflmalar›m›z ve
dokunsal aktar›mlar›m›z çok önemli.
Görsel, iflitsel ve dokunsal
aktar›mlar›m›z› gelifltirmek bizi baflar›l›
birey hale getirir” diye konufltu.
US‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi iflbirli¤inde
dördüncü y›l›na giren seminer
programlar› devam ediyor. Endüstri
Mühendisli¤i’nde gerçeklefltirilen son
seminer program›nda, Parlam›fl
Tekstil Genel Koordinatörü Gülderen
Uzunefe, NLP konusunda ö¤rencileri
bilgilendirdi.
‘Bakan’ de¤il ‘gören’ olmal›y›z
“Karfl›m›zdaki kiflinin ne söyledi¤ine
yo¤unlaflarak, alg›lamay› daha iyi
yaparsak, mükemmel bir iletiflim
kurmufl oluruz” diyen Uzunefe,
NLP’ye göre, ifle al›mlarda bilginin
ön planda gelmedi¤ini anlatt›.
Uzunefe, tercih sebebinin daha çok;
konuflma, alg› ve hareketler oldu¤unu
vurgulad›.
B
En önemli konu; iletiflim
Teknoloji ne kadar geliflmifl olsa da
hayatta en önemli konunun “iletiflim”
oldu¤unu söyleyen Uzunefe, yaflam›n
ana hatlar›n›; alg›, buna ba¤l› olarak
düflünce ve sonuçta da davran›fllar›n
oluflturdu¤unu kaydetti.
“Bu üç kavram ço¤u kez otomatik
olarak biçimlenir. Ancak bunlar›
irademizi kullanarak daha tutarl› ve
daha bilinçli hale getirebilirsek
yaflam›m›zda büyük farkl›l›klar
olacakt›r. ‹flte NLP de bu sürece
katk›da bulunmas› için kullan›lan
yöntemlerden birisidir” diyen
Uzunefe, insanlar›n alg›lama flekilleri
ve etkileniflleri, buna karfl›l›k
gösterdikleri tepkiler ile tepkilerinin
biçimleri ve kurduklar› iletiflim tarz›n›n
çeflitlilik gösterdi¤ini kaydetti.
Uzunefe, bütün bunlar› incelemenin,
yöntemler gelifltirmenin ve kiflisel
bazda uygulanabilirlik kazand›rman›n,
NLP’nin ilgi alan›na girdi¤ini
vurgulad›.
96 Bak›fl 132
Biz ne anlat›rsak anlatal›m…
NLP’nin ilkesine göre iletiflimi; “Bizim
ne anlatt›¤›m›z de¤il, karfl›m›zdakinin
ne anlad›¤›d›r” fleklinde özetleyen
Uzunefe, bu nedenle, insanlar›n d›fl
dünyaya verdi¤i mesajlar›n çok
önemli oldu¤unu belirtti. Uzunefe,
“H›zl› düflünen ve teknolojiyi yo¤un
kullanan kiflilerin de bilinçalt›nda çok
Uzunefe, “Bakan de¤il gören, susan
de¤il dinleyen olmal›y›z. Bildiklerimiz,
bakt›klar›m›z, gördüklerimiz,
duyduklar›m›z, iflittiklerimiz de¤il fark
ettiklerimiz önemlidir” diye konufltu.
Ziyaret
Ö¤renci topluluklar›na tam destek
Uluda¤ Üniversitesi ile Bursa
Teknik Üniversitesi’nden ö¤renci
topluluklar›n› kabul eden
BUS‹AD Yönetim Kurulu, yeni
dönemde üniversite-sanayi
iflbirli¤i projelerini daha da
gelifltirmek istiyor.
luda¤ Üniversitesi bünyesindeki
100’e yak›n ö¤renci toplulu¤u
ad›na 9 temsilci ile Bursa Teknik
Üniversitesi Makine Teknolojileri Robot
ve Otomasyon Sistemleri Toplulu¤u
üyeleri BUS‹AD Yönetim Kurulu’nu
ziyaret ederek, önümüzdeki süreçte
ortaklafla yap›labilecek etkinlik ve
projeler konusunda görüfl al›flveriflinde
bulundu.
U
Ziyaretlerde; ö¤rencilerin ifl dünyas› ile
mezun olmadan yak›n iliflkiler
kurabilmesinin önünü açan BUS‹AD’›n
Dönem ‹çi Staj Program› ve yönetici
yetifltirme e¤itimleri ön plana ç›karken,
sosyal sorumluluk anlam›nda da ortak
projeler gelifltirilmesi fikri kabul gördü.
mezunlar olabilmek için pratik ile teorik
bilginin harmanlanmas› noktas›nda da
iflbirli¤i arad›klar›na dikkat çekti.
yapmay› planl›yoruz. Bu ve buna
benzer projelerde BUS‹AD’›n deste¤ini
istiyoruz” dedi.
BTÜ, Bursa’n›n ad›n› dünyada duyurmay›
amaçl›yor
BUS‹AD’›, ABD’de düzenlenen bir
yar›flmada ikincilik ödülü alan insans›z
hava araçlar›yla ziyaret eden Bursa
Teknik Üniversitesi Makine Teknolojileri
Robot ve Otomasyon Sistemleri
Toplulu¤u üyeleri de, daha özellikli
projeler gelifltirebilmek için destek
arad›.
BUS‹AD olarak e¤itime büyük önem
veriyoruz
Bursa’da bulunan üniversitelere büyük
önem verdiklerini, ö¤rencilerin mesleki
ve kiflisel geliflimine de, gerek Dönem
‹çi Staj Program›, gerek seminerler ve
gerekse lisans üstü- doktora tez
konular›n›n sanayiden seçilmesi gibi
alanlarda ortaya koyduklar› etkin
çal›flmalarla destek verdiklerini anlatan
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan ise,
reel sektörün nitelikli eleman sorununa
bu flekilde, bir nebze olsun çare
olduklar›n› vurgulad›.
Projeleri hakk›nda detayl› bilgi veren
Yrd. Doç Dr. Hüseyin Lekesiz, uluslar
aras› yar›flmalara kat›larak hem Bursa
hem de Teknik Üniversite’nin ad›n›
duyurmak istediklerini vurgulad›.
Lekesiz, “2015 y›l›nda çok yeni projeler
gelifltirece¤iz. Örne¤in, alternatif enerjili
otomobil üretme projemiz var. Yine,
‘Scubacopter’ ismini verdi¤imiz ve
Türkiye’nin ilk denizalt› multikopteri
olacak yeni nesil insans›z gemi de
“Yönetici yetifltirme konusunda
sertifikasyon programlar›
düzenleyebiliriz” diyen Baylan,
ö¤rencilerle ortak projeler gelifltirebilme
noktas›nda, BUS‹AD bünyesinde
çal›flacak bir uzmanl›k grubu
oluflturabileceklerinin de alt›n› çizdi.
Ö¤renciler, teori ile prati¤i harmanlamak
istiyor
Uluda¤ Üniversitesi Ö¤renci
Topluluklar›n› temsilen konuflan ve
BUS‹AD üyesi ifladam›-sanayicilerle
daha yak›n temas kurarak, yapt›klar›
ve önümüzdeki dönem için planlad›klar›
teknik-sosyal projelere destek almak
istediklerini söyleyen Robot Toplulu¤u
Baflkan› Ömer Faruk Çak›r, ifl
dünyas›n›n arad›¤› özelliklere sahip
97 Bak›fl 132
‹letiflim kazalar›n› önlemenin yolu; ‘bol
bilgi’ ve ‘az yorum’dan geçiyor
“‹letiflim kazalar›n›n önüne
geçebilmek için bol data, bol bilgi
ve az yorum olmal›” diyen Müge
Özdemir, çok önemli bir eksinin
de ‘flartlanmalar’ oldu¤unu ifade
etti. Özdemir, “Günlük
hayat›m›zda olaylara çok farkl›
aç›lardan bakabilmeliyiz” dedi.
US‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi
Mühendislik Mimarl›k Fakültesi
iflbirli¤inde dört y›ld›r düzenlenen
ve ö¤rencilerin mesleki-kiflisel
geliflimine yönelik haz›rlanan seminer
programlar› devam ediyor.
B
UÜ Endüstri Mühendisli¤i Bölümü
salonunda yap›lan seminerde; Tofafl
Akademi D›fl ‹flbirliklerini Gelifltirme
Birimi’nden Müge Özdemir
ö¤rencilere ‘‹letiflim Sanat›’ konulu
bir sunum yapt›.
‹nsanlar›n günlük hayatta iletiflimi ister
iyi, ister kötü kullanabilece¤ini, kolay
oldu¤u zannedilen iletiflim sanat›n›n
asl›nda ‘kazalar’ nedeniyle çok da
basit olmad›¤›n› anlatan Özdemir,
“Kolay olsa dünyada kavgalar,
boflanmalar ve savafllar olmazd›”
dedi. ‹letiflim kazalar›nda baflrolü
oynayan etmenleri; ‘Yorumlamalar,
98 Bak›fl 132
önyarg›lar, etkin dinlememe ve soru
sormama’ olarak s›ralayan Özdemir,
insanlar›n günlük hayatta çok fazla
önyarg› ve etiketleme yapt›¤›n›
kaydetti.
‹letiflim kazalar›n› önlemenin yollar›…
“‹letiflim kazalar›n›n önüne
geçebilmek için bol data, bol bilgi ve
az yorum olmal›” diyen Özdemir, çok
önemli bir eksinin de ‘flartlanmalar’
oldu¤unu ifade etti. Özdemir, “Günlük
hayat›m›zda olaylara çok farkl›
aç›lardan bakabilmeliyiz. Seçici
dinleme yap›p iletiflimi çok zor hale
getirmek yine insan›n elinde… Ses
tonunun düzeyi, ifade ve beden dili
de iletiflimde çok önemli. Konuflurken
ses tonumuzu iyi ayarlamal›y›z. Ne
k›s›k sesle ne de çok yüksek sesle
konuflmamal›y›z.
Dinleyiciyi küçümseyici tav›r
tak›nmamal› ve karfl›m›zdakilere sayg›
duymal›y›z. ‹fadelerimizin de aç›k,
net ve yal›n olmas› gerekiyor. Beden
dilini yanl›fl, yeteriz ya da abart›l›
kullanmamak gerekiyor. ‹letiflimde
beden hareketlerinin önemi yüzde
55, ses tonunun yüzde 38,
sözcüklerin ise yüzde 7’dir” diye
konufltu.
Söz a¤›zdan ç›kt›ktan sonra telafisi yok
Özellikle ifle almada ilk karfl›laflman›n,
daha do¤rusu insan kaynaklar›
departman› için ilk 5 saniyenin çok
önemli oldu¤unu anlatan Özdemir,
bu noktada; d›fl görünüfl, tokalaflma,
tav›r, davran›fllar, konuflma, dinleme
tarz› ile etkinli¤in belirleyicili¤ine
dikkat çekti.
‹letiflimin en önemli ayaklar›ndan olan
‘etkin dinleme’ ile ilgili de çarp›c›
bilgiler aktaran Müge Özdemir flöyle
devam etti: “Karfl›n›zdakini dinlerken
baflka bir fley ile u¤raflmay›n. Etkin
bir iletiflimde dinleyen, konuflandan
daha fazla enerji harcar.
Etkin dinleme al›flkanl›¤› kazanmak
için de flunlar› yapmal›y›z: Konuflmay›
b›rakaca¤›z. Karfl› taraf› dinleyece¤iz.
Dinleme iste¤imizi belli edece¤iz.
Önyarg›l› yaklaflmayacak, hemen
sonuç almaktan kaç›naca¤›z.
Unutulmamal›d›r ki; tafl at›ld›ktan, söz
a¤›zdan ç›kt›ktan, f›rsat kaçt›ktan ve
zaman geçtikten sonra telafisi
imkans›zd›r.”
Seminer
‹fl kazalar› yüzde 99 insan kaynakl›
Alt› dakikada bir ifl kazas› yaflan›yor
‹fl kazalar›n›n genelde; ‘Bana
bir fley olmaz’, ‘Güvenli
görünüyordu’ tarz›nda
düflünüldü¤ü için yafland›¤›n›
söyleyen Mehmet Sezer, “‹fl
kazalar› yüzde 99 insan
hatas›ndan kaynaklan›yor.
Türkiye’de 6 dakikada bir ifl
kazas› oluyor, 6 saatte ise bir
kifli hayat›n› kaybediyor” dedi.
yükümlü olup bu çerçevede; Mesleki
risklerin önlenmesi, e¤itim ve bilgi
verilmesi dahil her türlü tedbirin
al›nmas›, organizasyonun yap›lmas›,
gerekli araç ve gereçlerin
sa¤lanmas›, sa¤l›k ve güvenlik
tedbirlerinin de¤iflen flartlara uygun
hale getirilmesi ve mevcut durumun
iyilefltirilmesi için çal›flmalar yapar.
‹flyerinde al›nan ifl sa¤l›¤› ve
güvenli¤i tedbirlerine uyulup
uyulmad›¤›n› izler, denetler ve
B
US‹AD ile Uluda¤ Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi
iflbirli¤inde dördüncü y›l›na giren
seminer programlar› tüm h›z›yla
devam ediyor. ‘‹fl Sa¤l›¤› ve
Güvenli¤i’ konusunun ifllendi¤i son
seminer program› Endüstri
Mühendisli¤i Fakültesi salonunda
yo¤un bir kat›l›mla yap›ld›. ‹fl Sa¤l›¤›
Güvenli¤i Uzman› Mehmet Sezer
taraf›ndan verilen seminerde;
Türkiye’nin ifl kazalar›nda hangi
durumda bulundu¤u ve bu kazalar›n
önlenmesi için iflveren ile iflçilere
düflen sorumluluklar irdelendi.
Alt› dakikada bir ifl kazas› meydana
geliyor
Türkiye’de her 6 dakikada bir ifl
kazas› meydana geldi¤ini, 180
dakikada bir kiflinin bu kazalarda
sakat kald›¤›n›, 6 saatte bir kiflinin ise
hayat›n› kaybetti¤ini anlatan Sezer,
2012 y›l›nda 74 bin 871 kiflinin ifl
kazas› geçirdi¤ini, bunun 744’ünün
ölümle sonuçland›¤›n›, 2 bin 36’s›nda
ise ömür boyu sakat kalma
durumunun yafland›¤›n› kaydetti.
Sezer, “Türkiye’de her gün 210 ifl
kazas› meydana geliyor. Dört kifli ifl
kazas› sonucu hayat›n› kaybediyor,
alt› kifli ise ifl göremez hale geliyor”
dedi.
‹flveren her türlü tedbiri almakla yükümlü
6331 say›l› ‹fl Sa¤l›¤› Güvenli¤i
Kanunu’nun iflveren ve iflçileri
ilgilendiren baz› önemli bölümlerini
ö¤rencilerle paylaflan Sezer,
‹flverenin genel yükümlülü¤ünü flöyle
anlatt›: “‹flveren, çal›flanlar›n iflle ilgili
sa¤l›k ve güvenli¤ini sa¤lamakla
uygunsuzluklar›n giderilmesini sa¤lar.
Risk de¤erlendirmesi yapar veya
yapt›r›r. Çal›flana görev verirken,
çal›flan›n sa¤l›k ve güvenlik yönünden
ifle uygunlu¤unu göz önüne al›r.
Yeterli bilgi ve talimat verilenler
d›fl›ndaki çal›flanlar›n hayati ve özel
tehlike bulunan yerlere girmemesi
için gerekli tedbirleri al›r.”
Tedbirlerin maliyeti çal›flana
yans›t›lamaz
‹flyeri d›fl›ndaki uzman kifli ve
kurulufllardan hizmet al›nmas›n›n,
iflverenin sorumlulu¤unu ortadan
kald›rmayaca¤›n› belirten Sezer,
çal›flanlar›n ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i
alan›ndaki yükümlülüklerinin,
iflverenin sorumlulu¤unu
etkilemeyece¤ini ve iflverenin; ifl
sa¤l›¤› ve güvenli¤i tedbirlerinin
maliyetini çal›flanlara
yans›tamayaca¤›n› kaydetti.
Çal›flanlar›n yükümlülü¤ünden de
bahseden Mehmet Sezer,
“Çal›flanlar, ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i ile
ilgili ald›klar› e¤itim ve iflverenin bu
konudaki talimatlar› do¤rultusunda,
kendilerinin ve hareketlerinden veya
yapt›klar› iflten etkilenen di¤er
çal›flanlar›n sa¤l›k ve güvenli¤ini
tehlikeye düflürmemekle yükümlüdür”
diye konufltu.
Yüzde 99 insan hatas›, yüzde 1 flans
‹fl kazalar›n›n genelde; “Bana bir fley
olmaz”, “Güvenli görünüyordu”,
“fiimdiye kadar hep böyle yapt›k” ve
“Böyle olaca¤› akl›ma gelmemiflti”
fleklinde düflünüldü¤ü için
yafland›¤›n› söyleyen Sezer,
Uluslararas› Çal›flma Teflkilat›’n›n 199
ülkede yapt›¤› istatistiklere göre, ifl
kazalar›n›n üç grupta topland›¤›n›
aktard›.
Sezer, “Söz konusu verilere göre; ‹fl
kazalar› yüzde 79.5 oran›nda
‘güvensiz davran›fllardan’, yüzde 19.5
oran›nda ‘güvensiz flartlardan’ ve
yüzde 1 oran›nda ise ‘bilinmeyen’
nedenlerden kaynaklan›yor. Yani
yüzde 99 insan hatas›, yüzde bir ise
flans… ‹flyerlerinde yaralanmalar;
kazalardan, kazalar; güvensiz
davran›fl ve flartlardan, güvensiz
davran›fl ve flartlar; insan kusurlar›
ve ihmallerden, insan kusurlar› ve
ihmaller ise; yanl›fl kültür ve e¤itim
eksikliklerinden meydana geliyor”
dedi.
99 Bak›fl 132
Ziyaretler
Cumhuriyet Baflsavc›s› fiahin ile
Emniyet Müdürü Y›ld›z’a ziyaret
Bursa Sanayicileri ve ‹fladamlar›
Derne¤i (BUS‹AD) Yönetim Kurulu,
Cumhuriyet Baflsavc›s› Abdülkadir
fiahin ile Emniyet Müdürü Selami
Y›ld›z’a nezaket ziyaretinde
bulundu.
dliye Saray›’nda gerçekleflen
ziyarette, bir önceki görev yeri
olan Konya’dan Bursa’ya yak›n
zamanda tayin edilen Cumhuriyet
Baflsavc›s› Abdülkadir fiahin’e baflar›lar
dileyen ve ortaklafla yap›labilecek
organizasyonlarda gerekli deste¤i
vermeye haz›r olduklar›n› söyleyen
BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan,
Bursa’n›n ekonomik ve sektörel yap›s›
hakk›nda da bilgiler aktard›.
A
En önemli konu; üretim
Türkiye’de üzerinde hassasiyetle
durulmas› gereken konular›n bafl›nda
‘üretimin’ geldi¤ini ve bu nedenle
sanayicilerin çok önemli bir görevi yerine
getirdi¤ini anlatan Baflsavc› fiahin ise,
kifli bafl› milli gelirin 10 bin dolardan
daha yukar›ya tafl›nmas› halinde pek
çok sorunun çözümlenece¤ine dikkat
çekti. BUS‹AD heyetine, kamuoyunun
merakla bekledi¤i, Türkiye’nin en büyük
Adliye Saray› olacak Bursa’daki
kompleksle ilgili detayl› bilgiler de
aktaran fiahin, gerekli ödene¤in ç›kmas›
durumunda inflaat›n üç y›lda
bitirilebilece¤ini kaydetti.
Güvenli flehir; Bursa
BUS‹AD heyeti, k›sa süre önce ‹stanbul
Emniyet Müdür Yard›mc›l›¤› görevinden
Bursa’ya atanan Selami Y›ld›z’› da
makam›nda ziyaret ederek baflar›lar
diledi. Ziyarette; Bursa’n›n ekonomik ve
ticari yap›s› ile güvenlik konusu ön plana
ç›kt›.
Emniyet Müdürü Y›ld›z’a, BUS‹AD’›n üye
yap›s› ile faaliyetleri hakk›nda bilgiler
veren Günal Baylan, Emniyet teflkilat›n›n
örnek çal›flmalar› sayesinde Türkiye’nin
en güvenli flehirlerinden birisinde üretim
yapman›n mutlulu¤unu yaflad›klar›n›
vurgulad›.
Sivil toplum örgütleri bizim için çok önemli
‘Emniyet Müdürü’ s›fat›yla ilk görev yeri
olan Bursa’y› oldukça be¤endi¤ini
söyleyen Selami Y›ld›z ise, çok
önemsedi¤i sivil toplum örgütlerinin,
kendilerini kamuoyuna anlatma
noktas›nda köprü konumunda
bulundu¤unu belirtti. BUS‹AD’›n
faaliyetlerini bundan sonra yak›ndan
takip edece¤ini anlatan Y›ld›z,
ziyaretlerinden dolay› Baflkan Günal
Baylan’a teflekkür etti.
BUS‹AD’dan Ekohaber’e ziyaret
BUS‹AD Yönetim Kurulu; Dernek üyesi,
EKOhaber Gazetesi ‹mtiyaz Sahibi
Tahsin Ard›ç’a, ‹zmir Yolu üzerindeki
yeni idari binalar›na tafl›nmalar›
nedeniyle ‘hay›rl› olsun’ ziyaretinde
bulundu. 20 y›ld›r Bursa ifl dünyas›n›n
nabz›n› tutan, haftal›k ekonomi gazetesi
EKOhaber, uzun bir süre Tophane
Meydan›’ndaki binas›nda faaliyet
göstermiflti.
Ziyarette yapt›¤› de¤erlendirmede;
EKOhaber Gazetesi’nin Bursa ifl dünyas›
için vazgeçilmez önemde oldu¤unu
belirten BUS‹AD Baflkan› Günal Baylan,
Tahsin Ardݍ ve ekibine, bundan sonraki
çal›flmalar›nda baflar›lar diledi.
100 Bak›fl 132
Üyelerden
Haberler
Alüminyumun gelece¤ine flekil veren
Yeflilova Holding 40. y›l›n› kutluyor
1975’te Can Alüminyum ile
temelleri at›lan Yeflilova
Holding, 2015 y›l›nda
kuruluflunun 40. y›l›n› kutluyor.
40 y›lda tüm flirketleriyle
sektörün en sayg›n gruplar›ndan
biri haline gelen Yeflilova
Holding, yeni projelerle
gelece¤e haz›rlan›yor.
lüminyumun gelece¤ini
flekillendiren Yeflilova Holding
flirketleri baflta otomotiv olmak
üzere endüstri, inflaat, solar, mobilya
ve turizm sektörlerindeki en önemli
çözüm orta¤› olma misyonunu
sürdürüyor.
A
40 y›ll›k süreçte ulusal ve uluslararas›
sektörel geliflmeleri yak›ndan takip
ederek yoluna devam eden Yeflilova
Holding, Ar-Ge ve yenilik odakl›
yat›r›mlar›n› da sürdürüyor.
Uzman mühendislerden oluflan 50
kiflilik Ar-Ge ekibiyle Yeflilova Holding,
çal›flmalar›na TÜB‹TAK ortakl›¤›nda
devam ediyor.
Gelece¤in inflas› için ortak hareket
etmeliyiz
Yeflilova Holding Yönetim Kurulu
Baflkan› Ali ‹hsan Yeflilova, “40.
y›l›m›zda ilk günkü heyecan ve
azmimizi koruyoruz” diyerek
çal›flmalar›na ayn› istekle devam
edeceklerini belirtti.
Yeflilova, “Bugün geldi¤imiz noktada
40. y›l›m›z› kutluyoruz. Bizi bugünlere
getiren temel ilke ve
prensiplerimizden ödün vermeden
yolumuza devam ederken gelecek
y›llar için parolam›z› ‘‹flbirli¤i ve Sinerji’
olarak belirledik. Çünkü gelece¤in
inflas›n›, ortak hareket etmenin
gücüyle hep birlikte baflaraca¤›m›za
inan›yoruz” dedi.
Müflteri memnuniyeti her zaman
önceli¤imizdir
Yeflilova flöyle devam etti:
“Kuruldu¤umuz ilk günden itibaren
tüm paydafllar›m›zla birlikte ortak
hareket ediyoruz. Gelecekte
müflterilerimize daha iyi hizmet
sunmak amac›yla dünyay› yak›ndan
takip ediyoruz. Gelece¤e dönük bak›fl
aç›s›yla Ar-Ge faaliyetlerine yat›r›mlar
yaparak yeni ürünler ve markalarla
müflterilerimize destek veriyoruz.”
Sosyal sorumluluk projelerimizi
art›r›yoruz
Yeflilova Holding flirketleri olarak
temel prensiplerinin; çevreye,
kamuya ve yasalara sayg› oldu¤unu
söyleyen Ali ‹hsan Yeflilova, 40. y›l
etkinlikleri kapsam›nda birçok sosyal
sorumluluk projesini de hayata
geçireceklerini ifade etti.
Yeflilova, “Bursa’da oluflturaca¤›m›z
Yeflilova Orman› ile do¤am›za,
üniversitelerde gerçeklefltirece¤imiz
yar›flmalarla da gelecek nesillerimize
katk› yapaca¤›z” diye konufltu.
101 Bak›fl 132
Kalite, güven ve baflar›; Sinta’n›n
ayr›lmaz bir parças› haline geldi…
Ulusal ve uluslararas› arenada
zirvede yer alan otomotiv,
makine, tekstil, g›da ve enerji
sektör firmalar›yla yap›lan
yüksek bütçeli ve baflar›l›
çal›flmalar›n alt›nda S‹NTA
imzas› var. Bu; kalite, güven ve
baflar›y›, S‹NTA’n›n ayr›lmaz bir
parças› haline getiriyor.
inta Sanayi ‹nflaat Taahhüt ve
Ticaret Afi’den yap›lan
aç›klamada; gerek inflaat
sektörünün ülke ekonomisi için
önemine ve gerekse firman›n bitendevam eden sanayi inflaat› projelerine
yer verildi:
S
“Dünyada geliflimin temelini inflaat
oluflturuyor. Ülke ekonomisinin her
alan›n›n inflaat sektörü ile kesiflti¤i
bir gerçek. Büyük ölçüde ulusal
sermayeye dayanan inflaat sektörü,
yüzlerce meslek dal›n› ilgilendirmesi
nedeniyle istihdam ve üretim sürecini
de önemli ölçüde etkiliyor. Küresel
ve bölgesel tüm olumsuzluklara
ra¤men ülkemizin yakalad›¤› büyüme
trendinde inflaat sektörünün katk›s›
yads›namaz. ‹nflaat sektörü
büyüdükçe Türkiye de büyümeye
devam edecek. Sektöre girdi
sa¤layan ve faaliyetlerini bu
sektördeki geliflmelere ba¤l› olarak
devam ettiren di¤er sektörlerin katk›s›
da dikkate al›nd›¤›nda inflaat
sektörünün GSMH içindeki pay›
yaklafl›k yüzde 30 seviyesindedir.
‹stikrarl› büyümeye ve beraberinde
istihdam yaratmaya her zaman
ihtiyac› olan Türkiye ekonomisi için
inflaat sektörü her zaman önemli bir
sektör oldu.
Sanayi inflaatlar› devam ediyor
2015 y›l›n›n ilk çeyre¤ini yaflad›¤›m›z
flu günlerde firmam›zca yap›m›na
bafllanan ve yap›m› devam eden
inflaat projelerinden baz›lar› hakk›nda
da afla¤›daki bilgileri verebiliriz:
102 Bak›fl 132
- Bosch San. ve Tic. A.fi.’nin Organize
Sanayi Bölgesi’ndeki mevcut
tesislerine TVC Oda Yap›m› inflaat›na
baflland›.
- Bosch’un Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki mevcut tesislerinde
bulunan Bu 401 Personel Binas›n›n
Geniflletme inflaat› devam ediyor.
- Tofafl Türk Otomobil Fabrikas›
A.fi.’nin mevcut tesislerine Spor
Salonu kaba inflaat›n›n yap›m›na
baflland›.
- Tofafl’›n mevcut tesislerinde bulunan
CBU Park› Çevre Duvar ve Çit Yap›m›
inflaat› devam ediyor.
- Nestle Türkiye G›da San. A.fi.’nin
Karacabey’de bulunan mevcut
tesislerine Nescafe Üretim Binas›
inflaat› devam ediyor.
- Bayrak Lastik San. ve Tic. A.fi.’nin
Nilüfer-Minareliçavufl Mahallesi’nde
bulunan arsalar›na fabrika bina kaba
inflaat›n›n yap›m›na baflland›.
- Güngör Zeytincilik’in Orhangazi’de
bulunan mevcut arsalar›na Prefabrik
Betonarme Fabrika Binas› inflaat›
devam ediyor.
- ‹skender Rekkal›’ya ait DOSAB’da
bulunan mevcut fabrika s›n›rlar› içine
muhtelif inflaat ifllerinin yap›m› devam
ediyor.
- Elsi Elektrik Sistemleri San. ve Tic.
Ltd.fiti.’nin HOSAB’daki mevcut
fabrika sahas› s›n›rlar› içine
Betonarme ‹dari Bina Karkas ve
Prefabrik Betonarme Karkas + Çelik
Çat›l› Fabrika Binas› inflaat› devam
ediyor.
- Asil Çelik San. ve Tic. A.fi.’nin
Orhangazi-Gemiç Köyü’nde 600.000
ton/y›l üretim kapasiteli Yeni Sürekli
Döküm Tesisi Betonarme ve Çelik
Konstrüksiyon inflaat›n›n yap›m›
büyük bir h›zla sürüyor.
- Bursa Tekstil Boyahaneleri ‹htisas
OSB’nin Bad›rga Köyü s›n›rlar›nda
yer alan arazisine 1. K›s›m Altyap›
inflaat›n›n yap›m›na güçlü
ekipmanlar›m›zla ve makine
park›m›zla devam ediliyor.
- Nuri Körüstan Makine Metal San.
Tic. A.fi.’ne ait NOSAB’da yer alan
mevcut arsalar›na Prefabrik Fabrika
Binas›n›n inflaat› devam ediyor.
- Ulusal ve uluslararas› arenada
sektörlerinde zirvede yer alan;
Otomotiv ana ve yan sanayi, makine
ana ve yan sanayi, tekstil sanayi, g›da
sanayi ve enerji firmalar›yla yap›lan
yüksek bütçeli ve baflar›l› çal›flmalar›n
alt›na at›lan S‹NTA imzas› sektörde
çok önemli bir paya sahip
oldu¤umuzun göstergesidir. Bu
projelerimiz sonucunda kalite, güven
ve baflar› unsurlar› unvan›m›z›n
ayr›lmaz birer parças› haline geldi.”
Üyelerden
Haberler
Coflkunöz Savunma Havac›l›k yoluna
%100 Türk sermayeli devam ediyor
Coflkunöz Holding; Coflkunöz
Savunma Havac›l›k flirketinin
yabanc› orta¤› KMWE’nin
hisselerinin tamam›n› sat›n ald›.
fiirket bu y›l, ilave bina ve
tezgah kapasitesini art›rma
yönündeki yat›r›mlar›n› süratle
devreye almay› planl›yor.
oflkunöz Holding ve KMWE
flirketlerinin, havac›l›k ve hassas
iflleme alan›nda befl y›ld›r devam
eden ortakl›¤›nda, karfl›l›kl› al›nan
karar ile Coflkunöz Savunma ve
Havac›l›k flirketindeki hisselerin
tamam› 13 Ocak 2015 tarihinde
Coflkunöz Holding’e devredildi.
C
montaj iflleri d›fl›nda de¤iflik alanlarda
özel tak›m, sac parça birlefltirme ve
savunma sanayisine yönelik ifller
Coflkunöz Savunma Havac›l›k
cirosunda önemli bir yer tutmaya
bafllad›.
Coflkunöz Savunma Havac›l›k’taki
ortakl›k yap›s›n›n de¤iflmesi ile birlikte
KMWE ile ticari iliflkilerini sürdürecek
olan Coflkunöz Savunma Havac›l›k,
KMWE için üretim yapmaya ve
ürettiklerini Hollanda’ya ihracat
etmeye devam edecek.
Yeni yat›r›mlar süratle devreye al›nacak
Coflkunöz Savunma Havac›l›k, 2015
y›l›nda 5 bin metrekare ilave bina ve
tezgah kapasitesini art›rma yönündeki
yat›r›mlar›n› süratle devreye alarak,
Türkiye’nin önemli bir ihtiyac› olan
havac›l›k ve savunma sanayisine
yönelik faaliyetlerini etkin bir flekilde
sürdürmeyi ve bu alanda Türkiye’ye
uzun y›llar hizmet etmeyi hedefliyor.
Ortakl›k yap›s›nda yabanc› kalmad›
Coflkunöz Holding’in özellikle Türkiye
pazar›nda havac›l›k ve savunma
alan›nda h›zl› büyümeye paralel
geliflim politikalar› ve milli projelerde
daha aktif yer alma noktas›ndaki
hedefleri do¤rultusunda gerçekleflen
devir ile yeni durumda Coflkunöz
Holding, Coflkunöz Savunma
Havac›l›k’taki yüzde 50 ortakl›¤›n›
yüzde 100’e ç›kard› ve ortakl›k
yap›s›nda yabanc› ortak kalmad›.
KMWE ile ticari iliflkiler devam edecek
Havac›l›k ile ilgili hassas iflleme ve
103 Bak›fl 132
Erkurt Holding 36. yafl›n› kutlad›
Otomotiv yan sanayinin öncü
kurulufllar›ndan Erkurt Holding,
36. kurulufl y›l›n› görkemli bir
törenle kutlad›. Erkurt Holding
YKB Ahmet Kurtcebe
Alptemoçin, 36 y›lda büyük
zorluklar› aflarak, küresel bir
grup haline gelmeyi
baflard›klar›n› vurgulad›.
O
tomotiv yan sanayinin lider
kurulufllar›ndan Erkurt Holding,
kuruluflunun 36. y›ldönümünü
düzenlenen görkemli bir törenle
kutlad›. Hilton Bursa’da düzenlenen
ve Holdinge ba¤l› flirketlerde çal›flan
beyaz ve mavi yakal› toplam 900
personelin kat›ld›¤› kutlama töreninde
konuflan Erkurt Holding Yönetim
Kurulu Baflkan› Ahmet Kurtcebe
Alptemoçin, 36 y›l önce çok k›s›tl›
imkanlarla idealist dört genç
arkadafl›n kurdu¤u küçük bir flirketin
bugün otomotiv yan sanayinde
küresel bir grup haline geldi¤ini
söyledi.
Erkurt Holding Yönetim Kurulu
Baflkan› Ahmet Kurtcebe Alptemoçin,
“36 y›ld›r hedeflerimiz ve
prensiplerimiz do¤rultusunda var
gücümüzle çal›flt›k. Bugün geldi¤imiz
noktaya çok zorluklar› aflarak ulaflt›k.
Erkurt Holding’in bugünkü konumuna
gelmesinde en büyük etken bu zorlu
yolda bizimle birlikte olan, ac›y› da
sevinci de bizimle paylaflan
çal›flanlar›m›zd›r” dedi.
“Holdingimizi, çal›flanlar›m›z bu noktaya
getirdi”
36 y›l gibi uzun bir dönemde zaman
zaman karfl›laflt›klar› çeflitli güçlüklerin
üstesinden gelerek Türkiye
ekonomisine hem milli gelir hem de
istihdam konular›nda önemli ölçüde
katk›da bulunduklar›n› kaydeden
“Zor bir y›lda sorunlar›n üstesinden
gelmeyi baflard›k”
Erkurt Holding Yönetim Kurulu Üyesi
A. Kerem Alptemoçin de, 2014 y›l›n›n
otomotiv sektörü için çok zor bir y›l
oldu¤unu vurgulayarak, planl› ve
programl› çal›flarak sorunlar›n
üstesinden gelmesini bildiklerini
104 Bak›fl 132
söyledi. Günümüzde baflar›y›
yakalamak için de¤iflimin flart
oldu¤unu kaydeden Kerem
Alptemoçin, tüm çal›flanlar›na
gösterdikleri üstün baflar›dan dolay›
teflekkür etti.
‘De¤iflim ve Liderlik’
Konuflmalar›n ard›ndan, ‹zgören
Akademi Yönetim Kurulu Baflkan›
Ahmet fierif ‹zgören, toplant›ya
kat›lanlara, “De¤iflim ve Liderlik ile
Gelece¤in Organizasyonunu
Yaratmak” konulu bir konferans verdi.
Öte yandan törende, Erkurt Holding
bünyesinde bulunan fabrikalarda 15,
20 ve 25. y›l›n› dolduran çal›flanlara
çeflitli hediyeler verildi.
Üyelerden
Haberler
Bosch Bursa Fabrikas›, Kagider’den
‘F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›’ ald›
Bosch Dizel ve Benzinli
Sistemler Bursa Fabrikas›,
KAG‹DER’in Dünya Bankas›
deste¤i ile hayata geçirdi¤i ve
kad›n istihdam›n›n art›r›lmas›n›
hedefleyen proje kapsam›nda
“F›rsat Eflitli¤i Modeli
Sertifikas›”n› almaya hak
kazand›.
osch Dizel ve Benzinli Sistemler
Bursa Fabrikas›, KAG‹DER’in
Dünya Bankas› iflbirli¤i ile
gerçeklefltirdi¤i proje çerçevesinde,
ifl yaflam›nda kad›n-erkek eflitli¤ine
gösterdi¤i hassasiyet ve kad›n
çal›flanlar›na sundu¤u imkanlarla
“F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›”
almaya hak kazand›.
B
Cinsiyet eflitli¤ine duyarl› flirketlere,
bu alanda belirlenmifl standartlara
uygunluklar› incelendikten sonra
verilen sertifikay›, Bosch Sanayi ve
Ticaret A.fi. Ticari Genel Müdürü
Gökhan Karagöl ve Teknik Genel
Müdürü Marc Weller, KAG‹DER
Baflkan› Gülden Türktan’›n elinden
ald›. “F›rsat Eflitli¤i Modeli Sertifikas›”
ile Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler
Bursa Fabrikas›’n›n kad›n istihdam›na
verdi¤i önem ve f›rsat eflitli¤ine
yönelik insan kaynaklar›
uygulamalar›n›n etkinli¤i onaylanm›fl
oldu.
Gökhan Karagöl sertifika töreninde
yapt›¤› konuflmada “Bosch global
olarak iflyerinde çeflitlili¤i; cinsiyet,
kuflak, çok ulusluluk ve çal›flma
modelleri gibi boyutlarda ele al›yor
ve f›rsat eflitli¤i anlay›fl›n›
benimsiyoruz. Bu anlamda, kad›nlar›n
ifl yaflam›nda var olmalar› ve üst
düzey pozisyonlara ulaflmalar› için
bir çok uygulama gerçeklefltiriyoruz.
Kad›n çal›flanlar›m›za yönelik e¤itim,
seminer, mentorluk çal›flmalar›m›z›n
yan› s›ra, ifl hayat›nda hamilelik gibi
özel dönemlerini daha rahat
geçirebilmeleri için hassasiyet
gösteriyoruz. Tüm bunlar›n yan› s›ra,
Bosch olarak bir di¤er önemli
amac›m›z teknik alanlarda çal›flan
kad›n say›s›n› art›rmak” dedi.
Metal sektöründe de ilk…
Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler
Bursa Fabrikas›, yönetimin f›rsat
eflitli¤ine bak›fl›, istihdamda,
e¤itimde, kariyer deste¤inde,
performans ölçümü ve terfide f›rsat
eflitli¤i uygulamalar› göz önünde
bulundurularak verilen “F›rsat Eflitli¤i
Modeli Sertifikas›”na hem Bursa’da,
hem de Türk metal sektöründe lay›k
görülen ilk flirket oldu.
Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler
Bursa Fabrikas› Teknik Genel Müdürü
Marc Weller ise, konuflmas›nda
cinsiyet ay›r›m›n› ortadan kald›rmak
için sorumlulu¤un yönetimden
çal›flana kadar, kad›n ve erkek,
herkese düfltü¤ünü söyleyerek
liderlerin bu anlay›fl› kurum kültüründe
yaflatmada rol model olmalar›
gereklili¤inin alt›n› çizdi.
Amac›m›z; teknik alanlarda çal›flan kad›n
say›s›n› art›rmak
Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler
Bursa Fabrikas› Ticari Genel Müdürü
Yetenek geliflimi için pek çok e¤itim
düzenleniyor
Bosch Bursa Fabrikalar›’nda, kad›n
çal›flanlar›n yeteneklerini gelifltirmesi
amac›yla, mentorluk program›,
e¤itimler, kad›n liderlerle tecrübe
paylafl›m toplant›lar› düzenleniyor.
Yuvarlak masa toplant›lar›nda, üst
yönetimle bir araya gelen kad›n
liderler, say›lar› az olan kad›n
çal›flanlar›n önündeki engelleri ve
çözüm yollar›n› tart›fl›yor. Hamilelik
ve emzirme dönemindeki kad›n
çal›flanlar, fabrika içinde dinlenme
odalar›n›n yan› s›ra, do¤um sonras›
yar› zamanl› veya evden çal›flma
imkanlar›ndan da faydalan›yor. 8 Mart
Dünya Kad›nlar Günü’ne yönelik
düzenlenen organizasyonlarda tüm
kad›n çal›flanlar, yönetim ekipleri ve
d›flar›dan konuflmac›larla bir araya
geliyor. Esnek çal›flma modelleri ile
hem kad›n hem erkek çal›flanlar›n, ifl
yaflam dengesini destekleyici
çözümler sunuluyor.
Bosch Dizel ve Benzinli Sistemler
Bursa Fabrikas›’nda, özellikle
say›lar›n›n az oldu¤u teknik alanda
kad›n istihdam›n›n art›r›lmas›na
yönelik pilot uygulamalar özel önem
tafl›yor. Ö¤renci programlar›nda ve
ifle al›mda cinsiyet eflitli¤ini
desteklemenin yan› s›ra, Bosch
taraf›ndan gelifltirilen “Teknik Alanda
Kad›n Olmak” program› kad›nlar›n
teknik alanda çal›flmas›n›n önünü
aç›yor.
105 Bak›fl 132
‹noksan liderli¤ini gelece¤e tafl›yor
Endüstriyel mutfak sektörünün
önder ve yenilikçi firmas›
‹noksan; 2015 y›l›na, ‘Yurtd›fl›na
daha çok aç›lmak, uluslararas›
platformlarda ‹noksan ve Türk
markas›n› tan›tmak ve
pazarlamak’ hedefiyle girdi.
I
noksan, kuruluflundan bugüne 34
y›l› geride b›rakt› ve 34 y›ld›r verdi¤i
emek, sundu¤u kalite, teknoloji ve
güvenle birlikte sektörün lokomotifi
ve lider kuruluflu oldu. 2014 y›l›n›n
de¤erlendirmesini yapan ve 2015
hedeflerini anlatan ‹noksan Yönetim
Kurulu Baflkan› Vehbi Varl›k, 2014
y›l›n›n ‹noksan için 34 y›l›n en baflar›l›
y›l› oldu¤unu söyledi. Varl›k, “‹noksan
olarak 2014 y›l›nda, bütçe
hedeflerimizin üzerinde bir
performans sergiledik. Ciro ve karl›l›k
hedeflerimizi aflt›k, bilanço ve finansal
yap› hedeflerimizin tamam›n›
gerçeklefltirdik” dedi.
‹noksan, sektöre yön veren bir marka
oldu
“‹noksan kuruldu¤u günden bu yana
pazar pay›n› sürükleyen, sektöre yön
veren ve uluslararas› pazarda yer
106 Bak›fl 132
alarak ihracat yapan lider birkaç
firmadan biri olmay› baflard›” diyen
Varl›k, bu noktada Türkiye ve sektöre
katma de¤er sa¤layarak, örnek bir
marka olduklar›n› belirtti.
artan mücadelesi de sektörel bir
ay›klanmaya, kötü ve niteliksiz
ürünlerin piyasadan at›lmas›na ve
nitelikli ürünler sunan üreticilerin daha
fazla siparifl almas›na yol açmaktad›r.
Varl›k, “2014 y›l›nda ‹noksan; mimari,
görsellik ve kullan›m alanlar›n›n
profesyonelli¤i konusunda yine
oldukça baflar›l› projelere imza att›.
Sektör genelinde ise 2014 y›l›nda
genel ekonomik görünüme paralel
bir seyir hakim oldu. Turizm, g›da
(restoran-cafe-pastane vb.) sa¤l›k
yat›r›mlar›, AVM yat›r›mlar› h›z›n›
azaltsa da devam etti” diye konufltu.
2015’te öne ç›kacak küresel riskler…
2015’te izleyece¤imiz küresel riskler;
Euro Bölgesi’ndeki ekonomik
yavafllama, Çin’de büyümenin ivme
kaybetmesi, temel metaller ve
enerjiye olan talebin düflmesi,
Amerikan Merkez Bankas› FED’in faiz
art›rma zamanlamas›, Ukrayna’dan
kaynaklanacak riskler (ve Rusya’ya
sat›fl f›rsatlar›), Irak ve Suriye’deki
istikrars›zl›klar›n yans›malar› olacakt›r.
Ülke içinde ise yaklaflan bir genel
seçim olmas›na ra¤men, risk
(istikrars›zl›k aç›s›ndan) alg›s›nda bir
art›fl olmad›¤› gözlenmektedir. Temel
göstergelerden olan ve Türkiye’nin
yat›r›m notunu etkileyen cari a盤›n
da, enerji (petrol) fiyatlar›nda düflüfl
ile birlikte azalmaya devam edece¤ini
görüyoruz. ‹ç talebin seyrini
sürdürece¤ini, yurtiçi yat›r›mlar›n
devam edece¤ini öngörmekteyiz.
Enflasyon verilerinin petrol fiyatlar›na
ba¤l› olarak son yüksek de¤erlerini
izledi¤imizi ve g›da fiyatlar›ndaki
spekülasyonlar›n da kontrol
edilmesiyle birlikte önemli düflüfller
gösterece¤ini tahmin ediyoruz.
Dövize ba¤l› risklerde Dolar
yönünden dikkatli olaca¤›z.”
Yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz
2015 y›l› bütçelerinde haz›rl›klar›n ve
yo¤un çal›flmalar›n devam etti¤ini
vurgulayan Varl›k flöyle devam etti:
“2015’te büyüme hedeflerimizi genel
büyüme hedeflerinin çok üzerinde
belirledik. 2015’te yo¤un çal›flmalarla
yüzde 20 oran›nda büyümeyi
gerçeklefltirmek istiyoruz. Öncelikle
yurtd›fl› pazar çeflitlendirme ve riskli
pazarlara ikame pazarlar ekleme
baflta olmak üzere, yeni teknolojik
ürün lansmanlar›, sa¤l›k pazar›nda
pay›m›z› art›rma gibi çeflitli
göstergelerle hareket ediyoruz. Bu
arada kamu yönetiminin kay›t d›fl› ile
sigortas›z veya düflük sigortal› iflçi
çal›flt›ran iflyerleri ve ifl güvenli¤i
hükümlerine uymayan iflyerleriyle
Üyelerden
Haberler
“Yumurtada alternatif ürünler ile
Uzakdo¤u pazar›na da girebiliriz”
‘Burdan’ markas›yla yumurta
sektöründe de söz sahibi hale
gelen Matl› Afi’nin Yönetim
Kurulu Baflkan› Özer Matl›, 2014
y›l› sektör de¤erlendirmesinde
önemli ayr›nt›lara dikkat çekti.
urdan markas›yla Türkiye’deki
yumurta sektörünün önemli
üreticilerinden birisi olan Matl›
A.fi.’nin Yönetim Kurulu Baflkan› Özer
Matl›, sektörün 2014 y›l›n›
de¤erlendirdi. 2014 y›l›nda yumurta
üretiminin 17,5 milyar adedi aflt›¤›n›,
9 farkl› kategoride ihracat
gerçeklefltiren sektörün miktar
baz›nda ihracat›n›n 282 bin 581
tondan 290 bin 585 tona yükseldi¤ini
belirten Matl›, ihracat tutar›n›n ise 406
milyon 711 bin dolardan 404 milyon
94 dolara düfltü¤ünü vurgulad›.
B
‹hracat miktar olarak artt›, tutar olarak
geriledi
2014 y›l›nda yumurta ihracat›n›n
miktar olarak yüzde 3 artmas›na
ra¤men tutar baz›nda geriledi¤ini
söyleyen Matl›, “2013 y›l›nda 1 kg.
yumurta 1.44 dolara ihraç edilirken
2014 y›l›nda bu rakam 1.39 dolar
olmufltur. Bir baflka deyiflle 2014
y›l›nda yumurtay› geçen y›la oranla
yüzde 3.5 daha ucuza satm›fl
durumday›z” dedi.
istikrar› sa¤lanamamaktad›r. Bu
anlamda yumurta ihracat›m›z farkl›
pazarlara yap›labiliyor olsayd›
yumurta ihracatç›lar› Irak’taki
geliflmelerden böylesine olumsuz
etkilenmeyecekti” diye konufltu.
Yumurtada alternatif ürünler üretilebilir
De¤erlendirmesinde, yumurtayla ilgili
pastörize yumurta, yumurta tozu gibi
alternatif ürünler üretme imkan›n›n
bulundu¤unu belirten Matl› A.fi.
Yönetim Kurulu Baflkan› Özer Matl›,
“Yumurta üreticileri pastörize ve
yumurta tozu gibi alternatif ürünleri
yapabildi¤i zaman, Uzakdo¤u'da
ciddi tüketimi olan ülkelere mal
sat›labilir. Özel sektör bu anlamda
kendisini gelifltirir ve Ekonomi
Bakanl›¤›’ndan da yeni ürünler için
uzak pazar deste¤i al›nabilirse, hem
yurt içi piyasa düzelir hem de yurt
d›fl› piyasalarda Türkiye güçlü bir
oyuncu olur” dedi.
D›fl sat›m›n yüzde 80’i tek bir ülkeye
yap›ld›
Türkiye’nin 2014 y›l›ndaki toplam
yumurta ihracat›n›n yüzde 81’ine
karfl›l›k gelen 326 milyon 664 bin
dolarl›k k›sm› Irak’a gerçeklefltirildi.
Bu ihracatla ilgili görüfllerini de
aç›klayan Özer Matl›, “Yumurta
ihracat›n›n yüzde 80 gibi çok yüksek
bir oran›n›n tek bir pazara yap›l›yor
olmas›, bir baflka ifadeyle yumurta
ihracat›nda alternatif yeni pazarlar
oluflturulamamas›, zaman zaman
s›k›nt›lara sebep olabiliyor. Türkiye'nin
yak›n komflular›nda siyasi ve
ekonomik bunal›mlar ortaya ç›kt›¤›nda
raf ömrü s›n›rl› olan yumurtada fiyat
107 Bak›fl 132
Nizamettin Aypak
Çetin Elektrik A.fi. Enerji Dan›flman›
Türkiye enerji tarihi
Günümüzde tüm dünyada oldu¤u
gibi, enerji konular›, ülke gündeminde
en ön s›ralar› oluflturmakta ve buna
ba¤l› olarak da, çok bileflenli olarak
çal›flmalar yap›lmakta ve fikirler
üretilmektedir. Bütün bunlara ra¤men
enerji konular› gerek makro gerekse
mikro boyutta ülkenin en önde gelen
sorunlar› aras›nda yer almaya, gittikçe
de önem kazanarak devam
etmektedir.
Ülkemizin enerji ve özellikle teknolojik
boyutu olan elektrik enerjisi
konusunda bugüne dek izlenen
politika ve sosyo-ekonomik yap›sal
de¤erlendirmelerin incelenmesi
önemlidir. Bu bak›fl aç›s›yla
de¤erlendirildi¤inde problemlerin
kökenleri ve olas› çözümler için
yap›labilecekler konusunda ipuçlar›
elde etme ihtimali bulunmaktad›r.
Ülkemizde enerji alan›ndaki
geliflmeler; Osmanl› son dönemi
(1900-1920) ile Cumhuriyet dönemi
de ilk ve planl› kalk›nma dönemi
olmak üzere ikiye ayr›larak
incelenebilir.
Osmanl› Dönemi
1878 y›l›nda Thomas Edison
taraf›ndan akkor ampulun icat
edilmesinin ard›ndan, 1882’de ABD
Wisconsin, 1891’de de Londra’da
elektrik sistemlerinin kurulmas›na
bafllanm›flt›r.
Di¤er teknolojik geliflmeler ile
karfl›laflt›r›ld›¤›nda, elektrik çal›flmalar›
Osmanl›’ya nispeten daha h›zl›
ulaflm›flt›r. Enerji ile ilgili ilk çal›flma,
1902 y›l›nda, ‹talyan ve ‹sviçre firmas›
taraf›ndan Tarsus’ta kurulmufl olan
108 Bak›fl 132
2 kw gücünde hidro-elektrik
jenaratördür. ‹lginçtir ki bu jeneratör
ile ayd›nlat›lan evlerde açma-kapama
imkanlar› olmad›¤› için enerjinin
yönetimi santralda bulunan flalterler
üzerinden yap›lmaktaym›fl.
Bu dönemde asl›nda birçok teflebbüs
olmas›na ra¤men, ‹stanbul’da elektrik
sistemi kurulmas› Sultan II.
Abdülhamid döneminde gerek flehrin
havagaz› ile ayd›nlat›lma imtiyaz›n›
alan flirketlerin etkisi, gerekse o
günün flartlar›nda ahflap yap›lar›n bol
oldu¤u flehirde muhtemel büyük
yang›n korkusuyla
gerçeklefltirilememifltir.
Bunun yerine, 1905 y›l›nda Siemens
& Halske flirketi taraf›ndan Selanik
ve ‹zmir’de, 1906 y›l›nda Halep’te,
1907 y›l›nda ise fiam’da yabanc›
flirket imtiyazlar›yla elektrik sistemleri
kurulmufltur.
Teknolojik ilerleme ve geliflen
yat›r›mlar, yasal alt yap›n›n
haz›rlanmas›n› gerektirmifl ve 1910
y›l›nda “Kamu yarar›na imtiyazlar”
mevzuat› haz›rlanm›flt›r. Buna ba¤l›
olarak ‹stanbul’un elektik sistemi
imtiyaz› Macar Ganz flirketine 50 y›l
süre ile verilmifltir. fiirket, Brüksel
Bankas› (Banque de Bruxelles) ve
Macar Kredi Bankalar›ndan (Banque
Generale de Credit Hongrois)
sa¤lanan finansal destek ile Osmanl›
Anonim Elektrik fiirketi’ni kurarak
çal›flmalar›n› bafllatm›fl ve 1914
y›l›nda Silahtara¤a Santral›’n› devreye
alm›flt›r.
1913-1915 y›llar› için yap›lan bir
çal›flmada, ülkenin toplam makine
gücü 20.977 HP olarak tespit edilmifl
olup bunun sadece 1.342 HP’lik k›sm›
elektrik makineleri, geri kalan a¤›rl›kl›
olarak buhar makineleridir.
Cumhuriyet Dönemi
1923 y›l›nda genç Cumhuriyetin
miras›, 33 MW kurulu güç, 45 GWh
y›ll›k üretim ve kifli bafl› 3,3 kwh
tüketim ile tüm yabanc› imtiyazlard›r.
Türkiye s›n›rlar› içinde kalan iller içinde
sadece Tarsus, Adapazar› ve ‹stanbul
elektrik enerjisinden faydalanmakta
olup, bu faaliyetler Alman, Belçika,
‹talya ve Macaristan’›n imtiyazl›
flirketlerinin kontrolündedir.
1923 y›l›nda gerçeklefltirilen ‹zmir
‹ktisat Kongresi’nde çeflitli konular
Silahtara¤a Santral›: 1914 y›l›nda ‹stanbul’da kurulan
ülkenin ilk kömürlü santral›d›r. Kömür Zonguldak
madenlerinden sa¤lanmak üzerine planlanm›fl ve
lojisti¤i kolaylaflt›rmak amac›yla Haliç k›y›s›nda
kurulmufltur. Santral 3 X 6.700 HP’lik turbo jeneratör
ihtiva etmektedir.1915 y›l›nda Rus Donanmas›
kömür tafl›yan fiirket-i Hayriye gemilerini bat›rd›¤›
içinhem güvenli¤i sa¤lamak; hem de iflleyifli
h›zland›rmak amac›yla ‹stanbul’un kuzeyindeki linyit
ocaklar›yla santral›n bulundu¤u yer aras›nda dekovil
tren hatt› kuruldu. 1952 y›l›na kadar flehrin elektri¤ini
tek bafl›na karfl›layan santral 1983 y›l›nda devreden
ç›kart›lm›flt›r.
Üyelerden
Makale
üzerinde görüflmeler yap›lmas›na
ra¤men enerji konusunda net bir
politika belirlenmemifltir. Genel olarak
ülke ekonomisinin kendi kaynak ve
gelirleriyle geliflmesi gerekti¤i
belirtilmifl ve elektrik flebekelerine
önem verilmesinin alt› çizilmifltir.
1925 y›l›nda Alman Man ve AEG
firmalar›n›n ortakl›¤›yla kurulan bir
dizel jeneratör ile Ankara’ya elektrik
verilmifltir.
Yine ayn› y›l Adana, Artvin, ‹nebolu,
Akflehir, Mersin ve Trabzon elektri¤e
kavuflan iller olmufltur. Bir y›l sonra
ise Aksaray, Ayval›k, Bursa, ‹zmit,
Konya, Kütahya, Malatya ve Sivas’ta
elektrik da¤›t›m sistemleri
kurulmufltur.
‹ktisat Kongresi karar› olan liberal
ekonomi sisteminin yerlefltirilmesi
amac›yla maden ve tafl kömürü
iflletmecili¤i alan›nda Frans›z
sermayeli Ere¤li fiirketinin yan› s›ra
yerli özel sermaye olarak Türkiye ‹fl
Bankas› da maden iflletmecili¤ine
girmifltir. 1926 y›l›nda ç›kart›lan bir
yasa ile petrol arama, ç›karma ve
iflleme gibi yetkilerin tamam›n›
hükümet sorumlulu¤u alt›na girmifltir.
Yine ayn› y›l Tarsus ve Civar› Elektrik
A.fi. ad›yla ilk kez bir Türk Elektrik
fiirketi kurulmufl, bunu Kayseri ve
Civar› Elektrik Ticaret A.fi. takip
etmifltir.
1928 y›l›nda ‹zmir ilinin ihtiyac›n›
karfl›lamak üzere ülkenin üçüncü, 5
MW güç ile ikinci büyük kapasiteye
sahip termik santral› Alsancak’ta
kurulmufltur.
Kanunu ile belediyelere elektrik üretim
yetkisi verilmifltir.
1933 y›l›nda 1. Befl Y›ll›k Sanayi Plan›
haz›rlanm›fl ve burada devletin
do¤rudan elektrik üretimine girmesi
karar› verilmifltir. Buna ba¤l› olarak
takip eden y›llarda Etibank, Maden
Tetkik Arama ve Elektrik ‹flleri Etüd
‹dareleri kurulmufltur.
Yine 1935 y›l›nda belediyelerin
çal›flmalar›na finansal ve proje
deste¤i için Belediyeler Bankas›
kurulmufltur.
1935 y›l›nda art›k ülke çap›nda 43
ilde elektrikten faydalan›lmaya
bafllanm›flt›r. Kurulu güç 126 MW ve
toplam üretim 223 GWh olarak
gerçekleflmifltir. Kifli bafl›na tüketim
ise yaklafl›k %50 artarak 12,4 KWh
ulaflm›flt›r.
Devletçilik politikalar›na paralel olarak
1938-44 y›llar› aras›nda yabanc›
sermaye yat›r›mlar› sat›n al›narak ve
imtiyazlar kald›r›larak, elektrik sektörü
komple devletlefltirilmifltir.
1940-45 y›llar› aras›nda II. Dünya
Savafl›, süregelen geliflmeleri
olumsuz etkilemifl, d›fl ülkeler ile
ticaret ciddi flekilde aksam›flt›r. Bu
dönemde petrol ürünleri bulmak çok
zor duruma geldi¤i için elektrik
santrallar› ve motorlu araçlar bu
yüzden zaman zaman çal›flamaz
duruma gelmifltir.
1948 y›l›nda yap›m›na 7 y›l önce
bafllan›lm›fl olan Çatala¤z› Termik
Santrali ilk defa flehir de¤il bölge
santral› olarak devreye al›nm›flt›r.
1930 y›l›na gelindi¤inde kurulu güç
78 MW, toplam üretim 106 GWh ve
kifli bafl› tüketim iki kat artarak 7
KWh’e ulaflm›flt›r. Santral say›s› da;
3 termik, 11 hidrolik, 27 ad. dizel ve
7 ad. buhar ve gaz motorlu olmak
üzere 48 olmufltur.
50’li y›llara gelindi¤inde art›k çok
partili demokrasiye geçilmifl ve karma
ekonomi politikalar› gündemdedir.
Enerji sektöründe de devletin yan›nda
özel sektöre yer aç›lm›fl ve yap-ifllet
modelleri devreye girmifltir.
1929 y›l›nda ABD’de bafllayarak
bütün dünyay› saran ekonomik
buhran ile birlikte ülkede genel hava
da de¤iflmifl, ‹ktisat Kongresi ile
bafllayan liberal düflünce tarz›
devletçili¤e dönmüfltür. Buna ba¤l›
olarak 1930 y›l›nda Belediyeler
Yine bu dönemde ulusal elektrik iletim
hatt› sistem çal›flmalar› bafllam›fl, 154
KW’l›k bir iletim a¤›yla Çatala¤z›
Termik Santral› ‹stanbul elektrik
sistemini destekler duruma
getirilmifltir. Bu dönemde kurulu güç
400 MW ve toplam üretim 790 GWh’a
ç›km›flt›r. Kifli bafl›na tüketim ise 1935
y›l›na göre 3 kat artarak 33 KWh’a
ulaflm›flt›r.
1952-56 y›llar› aras›nda yerli sermayeli
4 flirketin kurulmas›na karar verilmifltir.
Bunlar;
- Adana ve ‹çel bölgesi için Çukurova
Elektrik A.fi.
- Antalya bölgesi için Kepez Elektrik
A.fi.
- Kuzeybat› Anadolu bölgesi için
Kuzeybat› Anadolu Elektriklendirme
A.fi.
- Ege Bölgesi için Ege Elektrik T.A.fi.
(Daha sonra bu flirket baflar›l›
olamad›¤› için kapanm›flt›r)
1953 y›l›nda Ankara’da “Birinci ‹stiflari
Enerji Kongresi” düzenlenmifltir. Bu
kongrede a¤›rl›kl› olarak elektrik
enerjisi üzerinde görüflülmüfl ve
kapsaml› bir durum raporu
ç›kart›lm›flt›r. Yine kongrede hidroelektrik santrallar› yap›lmas› karar›
al›nm›fl ve bunu desteklemek için
ayn› y›l Devlet Su ‹flleri kurulmufltur.
1956 y›l›nda Sar›yar Baraj› 160 MW,
1959 da ise Hirfanl› Baraj› 128 MW
güç ile devreye al›nm›fllard›r.
60’l› y›llara gelindi¤inde kamu ve özel
sektör yat›r›mlar› ile kurulu güç 1.275
MW, üretim 2.815 MWh’a ç›karken
kifli bafl› tüketimde 87 KWh’e
ulaflm›flt›r. Bu y›llar (1963-19687) ayn›
zamanda 5 y›ll›k kalk›nma planlar›n›n
bafllad›¤› y›llard›r.
1. Befl Y›ll›k Kalk›nma Plan›’nda
madencilik sektörünün hukuki ve idari
problemlerinin çözümlenebilmesi için
öneriler bulunmaktad›r. Plan›n
“Elektrik” bafll›kl› k›sm›nda ise hidrolik
enerji kaynaklar›na a¤›rl›k verilmesi
ve elektrik tesislerinin ekonomik
iflletmesi için üretim, iletim ve
da¤›t›m›n tek elden yürütülmesi kabul
edilmifltir.
1963 y›l›nda Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanl›¤› kurulmufl, elektrik ile ilgili
birçok iflletme toplanarak Etibank
Elektrik ‹flletmeleri Müessesi olarak
de¤ifltirilen yap›n›n içinde
toplanm›flt›r. DS‹’nin iflletmekte
oldu¤u hidro-elektrik santrallar›
Etibank’a devredilmifltir. 1970 y›l›nda
ise iletim ve da¤›t›m hatlar›ndaki
109 Bak›fl 132
1923-1950 Y›llar› Aras›nda Elektrik De¤erleri De¤iflimi
art›fllar nedeniyle Türkiye Elektrik
Kurumu (TEK) kurulmufl kamunun
elindeki tüm santrallar TEK’e
devredilmifltir.
1970’li y›llarda ülkenin kurulu gücü
2.235 MW, toplam üretim 8.620 Gwh,
ve kifli bafl›na tüketim 207 KWh
olmufltur.
70’li y›llar dünya genelinde yaflanan
enerji krizine ba¤l› olarak termik
santrallardaki ithal yak›tlar›n temin
edilememesine ba¤l› olarak çok ciddi
enerji dar bo¤azlar›n›n yafland›¤›
y›llard›r. Bundan ders al›narak hidroelektrik santrallar›n›n yap›m› önem ve
h›z kazanm›flt›r.
1972 y›l›nda Gökçekaya Baraj› (278
MW) hizmete girmifltir. 1975 y›l›nda
ise Türkiye’nin en büyük
yat›r›mlar›ndan biri olan Keban Baraj›
ilk 4 ünitesi devreye al›nm›flt›r. ‹kinci
4 ünitenin 1981 y›l›nda devreye
al›nmas›yla ulafl›lan toplam kapasite
1.330 MW ile o günkü toplam gücün
%20’sini oluflturmaktayd›.
70’li y›llar enerji s›k›nt›s› sonucunda
h›zlanan yat›r›mlar ile kapasite 5.120
MW, üretim 23.275 GWh ve kifli bafl›
tüketim ise 459 KWh ç›km›flt›r.
1980 y›llar› ise ekonomik liberalleflme
politikalar›n›n sonucu olarak elektrik
sektöründe ciddi özellefltirme
çal›flmalar›n›n bafllad›¤› dönemdir.
Bu kapsamda;
- 1982 y›l›nda Belediyeler ile TEK
aras›ndaki iletim ve da¤›t›m
karmaflas›n›n çözümü için tüm elektrik
tesis alt yap›s› TEK’e devredilmifltir.
- 1984 y›l›nda ise “TEK D›fl›ndaki
110 Bak›fl 132
Çatala¤z› Termik Santral›
Kurulufllar›n, Elektrik Üretim, ‹letim,
Da¤›t›m› ve Ticareti ile
Görevlendirilmesi Hakk›ndaki Kanun”
yürürlü¤e girerek TEK Kamu ‹ktisadi
Kurulufl (K‹T) haline getirilmifltir. Bu
flekilde hizmetlerin tek elden
yürütülmesi ilkesinden vazgeçilmifltir.
- Ayn› kanunda “yap-ifllet-devret” ve
“iflletme hakk›n›n devri” konular›nda
düzenlemeler yap›larak özel sektörün
elektrik üretim, iletim ve da¤›t›m›nda
yer almas›n›n önü aç›lm›flt›r.
Di¤er taraftan 80’li y›llar Türkiye’nin
do¤algaz ile tan›flt›¤› dönemdir. 1984
y›l›nda Rusya ile imzalanan do¤algaz
sevkiyat› anlaflmas›n›n ard›ndan flehir
içi evsel ve ticari kullan›m 1988’de
Ankara’da bafllad›. Do¤algaz›n
elektrik üretiminde ilk kullan›m› ise
1986 y›l›nda devreye al›nan 6X100
MW kapasiteli Trakya Do¤algaz
Çevrim Santral› ile bafllad›.
90’l› y›llara ulafl›ld›¤›nda, ülke elektrik
potansiyeli 16.135 MW, toplam y›ll›k
üretim 57.543 GWh ve kifli bafl›
tüketim 855 KWh seviyelerine
ulaflm›flt›.
Bu on y›lda öncelik, özellefltirme ve
özel sektörün enerji yat›r›mlar›na
kat›lmas› için gerekli olan yap›sal ve
yasal de¤iflikliklerin haz›rlanmas›
çal›flmalar›na verilmifltir. Bu
kapsamda 1993 y›l›nda TEK üretim,
iletim ve da¤›t›m olmak üzere
ayr›larak, iki ayr› “‹ktisadi Devlet
Teflekkülü” olarak yap›land›r›lm›flt›r.
1994 y›l›nda ayr›ca özel ve yabanc›
sermayeli flirketlerin yap-ifllet-devret
modeli çerçevesinde, özel hukuk
hükümlerine tabi olarak, elektrik
üretim, iletim ve da¤›t›m›nda yer
almalar›n›n önü aç›lm›flt›r.
1992 y›l›nda Türkiye Cumhuriyet
tarihinin o zamana kadarki en büyük
yat›r›m› olan ve yap›m›na 1983 y›l›nda
bafllanm›fl, Atatürk Baraj› devreye
girmifltir. Avrupa’n›n en büyük ve
dünyan›n 6. Büyü¤ü olan Atatürk
Baraj› 2.400 MW kurulu güç ile y›ll›k
8.900 GWh üretim kapasitesine
sahiptir. Bu kapasite Türkiye’deki
kurulu hidrolik gücün %20 sine denk
gelmektedir.
2000’li y›llara ulafl›ld›¤›nda, Türkiye’nin
elektrik potansiyeli 27.264 MW, üretim
124.920 GWH, kifli bafl›na düflen
tüketim ise 1.457 KWh’e ulaflm›flt›r.
Bu y›llar 90’l› y›llarda bafllayan
özellefltirme sürecinin yeniden
de¤iflen flartlara göre yap›land›r›lmas›
ve mevzuat›n yenilenmesi
çal›flmalar›yla geçmifltir. 2001 y›l›nda
elektrik enerjisi piyasas›n›n
oluflturulmas› ve bu piyasada
ba¤›ms›z bir düzenleme ve denetimin
sa¤lanmas› amac› ile “Elektrik
Piyasas› Kanunu” yürürlü¤e girmifltir.
Bu kanun ile birlikte piyasalar›
düzenleme ve denetleme yeni
kurulan Enerji Piyasas› Düzenleme
Kurumu’na (EPDK) verilmifltir. Ayr›ca
yine ayn› y›l TEAfi da¤›t›larak Üretim,
‹letim ve Ticaret alan›nda faaliyet
gösterecek üç ayr› ‹ktisadi Devlet
Teflekkülü kurulmufltur.
(EÜAfi, TE‹Afi, TETAfi) 2004 y›l›nda
ise TEDAfi bünyesinde bulunan
elektrik da¤›t›m› 21 bölgeye ayr›larak
özellefltirme kapsam›na al›nm›fl ve
özellefltirmeler bafllat›lm›flt›r.
Üyelerden
Makale
1923-1950 Y›llar› Aras›nda Elektrik De¤erleri De¤iflimi
Yine bu y›llarda gündemimize
Yenilenebilir Enerji kavram› girmifl ve
2005 y›l›nda bu giriflimleri
düzenlemek ve desteklemek için
mevzuat alt yap›s› tamamlanm›flt›r.
Günümüzde de en çok tart›fl›lan
konular›n bafl›nda Yenilenebilir Enerji
kaynaklar›n›n kullan›m› gelmekte ve
toplam üretim içindeki pay› her geçen
gün artmaktad›r.
Elektrik üretiminin kaynaklara göre
da¤›l›m› fiEK‹L 1’de verilmifltir.
Keban Baraj›
Yeni enerji kaynaklar›n›n devreye
girmesi ve özel sektörün de kat›l›m›yla
h›zlanan yat›r›mlar sayesinde 2014
y›l› sonu itibar›yla Türkiye’nin kurulu
gücü 69.500 MW, toplam y›ll›k üretimi
250.400 GWh ve kifli bafl› tüketimde
3.000 KWh’›n üzerinde
gerçekleflmifltir.
edecektir. Bu kadar de¤iflken ve
uluslararas› ticari, ekonomik karakteri
bulunan, hiçbir zaman güncelli¤ini
kaybetmeyecek olan, ayn› zamanda
tüm dünya ülkelerinin yeni teknolojiler
ile çözüm üretmeye çal›flt›¤› bir
alanda al›nacak kararlar ve
uygulamalar ülke kaderinde de etkili
olabilecek önemdedir.
Sonuç olarak, 1902 y›l›nda Tarsus
Çay› k›y›s›nda bafllayan enerji
tarihimiz gittikçe geliflip, co¤rafi
durumumuz da dikkate al›nd›¤›nda,
global platformda geliflmeye devam
fiEK‹L 1:
Elektrik Üretimi Kaynaklara Göre
Da¤›l›m›
Atatürk Baraj›
111 Bak›fl 132
Gökçelik yeni yat›r›mlar›yla 2015
y›l›nda da büyümeye devam edecek
Dünyada 50’den fazla ülkeye
‘Türk mal›’ damgal› raf sistemleri
ihraç eden Gökçelik, bu y›l da
büyümeye devam edecek.
fiirketi, sektörün ‘sac büküm
merkezi’ haline getirecek yeni
yat›r›m yak›n zamanda devreye
al›nacak, ekonomik konjonktür
uygun oldu¤u takdirde ise yeni
fabrika inflaat›na bafllanacak.
af sektörünün köklü ve güçlü
kuruluflu Gökçelik, yönetim
kadrosuyla birlikte Bursa Crowne
Plaza’da gerçeklefltirdi¤i toplant›da
2015 y›l› hedeflerini ve 2014 y›l›
faaliyetlerini de¤erlendirdi. 2014 y›l›na
iliflkin bilgiler veren Gökçelik A.fi.
Yönetim Kurulu Baflkan› Yalç›n Aras,
y›l› genel anlamda verimli ve hareketli
geçirdiklerini belirterek, flirket olarak
bir önceki y›la göre hedeflenenin
üzerinde büyüme gerçeklefltirdiklerini
aç›klad›.
R
‹hracatta yakalanan baflar› grafi¤ini
2014’de de sürdürdüklerini söyleyen
Aras, y›l içerisinde mevcut ülkeler ile
ticaretin devam etti¤ini vurgulayarak,
portföye yeni ülkeler katmay›
baflard›klar›n› belirtti. Aras, böylelikle
Gökçelik olarak bugün dünyan›n
50’den fazla ülkesine Türk mal› damgal›
raf sistemleri ihraç etmenin gururunu
yaflad›klar›n› ifade etti.
Yat›r›mlar devam ediyor…
2012 y›l›nda bafllatt›¤› yat›r›m hamlesine
112 Bak›fl 132
son üç y›ld›r aral›ks›z devam eden
Gökçelik, temkini elden b›rakmamakla
beraber 2015 y›l›nda da büyüme
stratejisine devam etme karar› ald›.
2014 y›l›nda yat›r›m›na start verilen sac
büküm makinesi Nisan ay› sonunda
faaliyete geçirilecek. Kapasitesi ve
büyüklü¤ü ile Gökçelik’in üretim
ihtiyaçlar›n› karfl›laman›n yan s›ra
sektöre de hizmet verebilecek yap›s›yla
adeta flirketin bir sac büküm merkezi
haline gelmesini sa¤layacak yeni
yat›r›m, ciddi manada katma de¤er
oluflturacak.
fiirket büyümesi, ülke ortalamas›n›n
üzerinde…
Öte yandan; büyüyen ve geliflen
kapasite ihtiyac›n› karfl›lamak amac›yla,
NOSAB’da bulunan mevcut arsalar
üzerine yap›lmas› planlanan yeni
fabrikalar›n fizibilite çal›flmalar›na 2015
y›l›nda devam edilecek ve dünya
ekonomik konjonktürü uygun olursa
inflaata bafllanacak. 2014 y›l›n› Türkiye
büyüme ortalamas›n›n üzerinde
kapamay› baflaran Gökçelik, 2015
y›l›nda da benzer bir performans
sergilemeyi hedefliyor.
Sektörde 40 y›ll›k tecrübe
Gökçelik; süpermarket ekipmanlar› ve
depolama sistemleri üretmek üzere
1976 y›l›nda Bursa’da kuruldu.
Kuruluflundan bu yana perakende
sektörüne yönelik üretim yapan flirket,
devaml› artan katk›lar› ve yaklafl›k 40
y›ll›k tecrübesi ile sektörün öncülerinden
oldu.
Temel felsefesi ‘sürekli geliflim’ olan
Gökçelik, üretimde kalitenin ve pazarda
rekabetin en güçlü silahlar›n›n ileri
teknoloji, nitelikli ifl gücü ve AR-GE
faaliyetleri oldu¤una inan›yor. Gökçelik,
bu inanc› gere¤i y›llard›r yapt›¤›
yat›r›mlara sürekli yenilerini ekliyor.
Bugün 3 fabrikas›nda, ileri teknolojiye
sahip seri üretim yapan entegre üretim
hatlar›, özel ve esnek üretimlere uygun
genifl makine park› ve bu yüksek üretim
kapasitesine cevap verecek boya
tesisleri ile çevreye duyarl› üretim yapan
firma, 50’den fazla ülkedeki
müflterileriyle pazar pay›n› her geçen
gün art›r›yor.
Üyelerden
Haberler
EMKO, flirket içi ve flirket d›fl›ndaki
e¤itimleriyle baflar›n›n ipucunu veriyor
EMKO Elektronik, flirket içi
e¤itimlerinin yan› s›ra özellikle
meslek lisesi ö¤retmenlerine
yönelik haz›rlad›¤› e¤itimlerle
de baflar›n›n temel tafllar›n›n
ipuçlar›n› veriyor.
üflteri odakl› yaklafl›m ile ürün
fonksiyonelli¤ine ve kalitesine
birinci derecede önem veren
EMKO Elektronik, daha iyi hizmet
verebilmek için teknolojiyi yak›ndan
takip ederek kendini sürekli yeniliyor.
M
Bu kapsamda, flirket içindeki sürekli
e¤itimlerle kalifiye personel yetifltiren
ve kaliteli hizmetini gelifltiren EMKO,
flirket d›fl› e¤itimlerle de sorumluluk
projelerini gerçeklefltirip, geliflime
verdi¤i desteklerle örnek bir firma
niteli¤i tafl›yor.
Meslek lisesi ö¤retmenlerine C
Programlama e¤itimi…
EMKO Ar-Ge mühendisleri; Hürriyet
EML, Demirtafl EML, Tophane EML,
Coflkunöz EML ve Ovaakça fiar›k
Tara EML ö¤retmenlerine geçti¤imiz
y›l›n Aral›k ay›nda C ile PIC
Programlama Dili E¤itimi verdi.
E¤itime kat›lan ö¤retmenlerin
okullar›na EMKO’nun tasarlad›¤› PIC
GEL‹fiT‹RME K‹T'lerinden verildi.
Bu yaz›l›m çal›flmas›nda, butonlar›n
okunmas›, analog girifllerin okunmas›,
LED’lerin sürülmesi, Seven Segment
Display sürülmesi, RS232 Uart
haberleflmesi ile ilgili e¤itimler yer
ald›. Bunun d›fl›nda; veri türleri, tür
dönüflümleri, Switch-Goto deyimleri
bafll›klar›n›n yer ald›¤› programda
PIC Gelifltirme Kiti Üzerinde
Uygulamal› Yaz›l›m çal›flmalar› e¤itimi
verimli bir flekilde gerçeklefltirilirken
flirket içinde süreklili¤i sa¤lanan
kiflisel e¤itimler temelini her zaman
sa¤lam tutan EMKO’nun baflar›s›n›
da kaç›n›lmaz k›l›yor.
fiirket içi e¤itimler fark›ndal›¤› art›r›yor
Baflar›y› sabitlemek için yap›lan iç
e¤itimlerden biri olan Swot Analizi
e¤itiminde de kat›l›mc›larla birlikte
yap›lan beyin f›rt›nas›yla içsel ve
çevresel faktörlerin belirlenmesi
EMKO’nun gelece¤i aç›s›ndan önemli
bir çal›flma oldu. Bunun yan› s›ra
Müflteri ‹liflkileri Yönetimi adl›
e¤itimde, müflteri memnuniyetini her
zaman ilk s›rada tutan EMKO için
'daha ne katabiliriz' sorusunun
cevaplar› arand›.
EMKO; Kiflisel Geliflim Düzeyi Tespiti
ve Geliflim Düzeylerine Göre ‹letiflim
adl› e¤itimler de bireyin kiflisel geliflimi
ve iletiflim aç›s›ndan önemli olan bir
çok e¤itimle baflar›s›n› pekifltirmeye
devam ediyor.
113 Bak›fl 132
Eser Mimarl›k, Sunrise Court Bursa
ile ‘En ‹yi Az Katl› Yap›’ ödülü ald›
Türkiye’deki inflaat ve
gayrimenkul projelerinin en
iyilerinin ödüllendirildi¤i ‘Sign
of The City Awards’ töreninde,
Eser Mimarl›k A.fi., Sunrise
Court Bursa projesiyle ‘En ‹yi Az
Katl› Yap›’ ödülüne lay›k
görüldü.
n iyi inflaat ve gayrimenkul
projelerinin ödüllendirildi¤i S›gn
of the City Awards’a 142 seçkin
proje 199 farkl› baflvuru ile kat›ld›.
E
Finalde rakiplerini geride b›rakan,
Eser Mimarl›k projesi Sunrise Court
Bursa, ‘Türkiye’nin En ‹yi Az Katl›
Konut’ ödülünü ald›. Eser Mimarl›k
A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Yüksek
Mimar Eser Ceyhan, ald›klar› ödülün,
projenin baflar›s›n›n bir tescili
oldu¤unu söyledi.
Ceyhan, Sunrise Court Bursa’da daire
sahiplerinin yeni ve fark yaratan bu
özel çevre dostu projede yer
almaktan dolay› oldukça mutlu
oldu¤unu da kaydetti.
Eflsiz bir manzara sunuyor…
Az katl› ve çevre dostu bir proje olan
Sunrise Court Bursa; kentin yeni
cazibe merkezi Nilüfer’de yer al›yor.
E¤itimciler Caddesi üzerinde ve
Orhaneli yoluna sadece 100 metre
mesafede olan projenin lokasyonu
kolay ulafl›labilirlik sa¤lad›¤› gibi site
sakinlerine, kot fark›ndan dolay› eflsiz
bir manzara sunuyor.
47 dairelik butik bir proje…
Bursa ovas› ile Uluda¤ yamaçlar›n›n,
tüm dairelerin görüfl alan›nda oldu¤u
Sunrise Court Bursa; 7 bin 500
metrekarelik arsada 1+1’den 5+1’e
farkl› büyüklüklerde 47 daireden
oluflan butik bir proje…
60 araçl›k kapal› otopark›, otoparktan
dairelere asansörle ulafl›m imkan›,
200 metrekare yüzme havuzu,
114 Bak›fl 132
günefllenme teraslar›, terrace clup
cafe, oyun salonu, fitness, sauna,
buhar odalar›, çocuk oyun alan›,
yürüyüfl yollar› ile sitedeki sosyal
yaflam da oldukça zengin…
Özel ›fl›k tasar›m› peyzaj ile
havuzlar›n, flelalenin, renkli panolar›n
geceleri farkl› etkiler ve ortamlar
yaratmas› da sa¤lan›yor.
Üyelerden
Haberler
‘Evke Flex Office’ ile s›ra d›fl› ofisler
S›ra d›fl› plazalar›yla Mudanya
ve Ankara Yolu’nda ofis
anlay›fl›n› de¤ifltiren Evke; Eylül
2016’da teslim edilecek Evke
Flex Office ile Yalova Yolu’na da
yeni bir soluk getirmeyi
hedefliyor.
ral›k 2014’te temeli at›lan ve
Yalova Yolu’nda ofis anlay›fl›n›
de¤ifltirmeyi hedefleyen Evke
Flex Office, Eylül 2016’da teslim
edilecek. Yalova Yolu 4. km.’de
Orman Bölge Müdürlü¤ü karfl›s›nda
yer alan Evke Flex Office, 17 dükkan
ve 77 ofisten olufluyor.
A
Evke Flex Office’de; 50 ile 250
metrekare aras›nda, proje ad›nda yer
alan ‘Flex’ ofis rahatl›¤› ile 800
metrekareye kadar istenilen ölçüde
ofislere sahip olunabilecek.
Mudanya Yolu’nda Evke Plaza Geçit,
Evke Onyx Office, Evke MediLoft 12, Ankara Yolu’nda Evke Trade
Tower’dan sonra kapal› otopark›,
tapulu depo alanlar›, yüksek tavanl›
ferah ofisleri, sosyal alanlar›, TSE
Güvenli Yeflil Bina belgesi adayl›¤›
ile birlikte Evke Flex Office, Yalova
Yolu’nda da ofis anlay›fl›na yeni bir
soluk getirecek.
115 Bak›fl 132
‹nternet teknolojileri sayesinde pek
çok ifl modeli bafltan tasarlanacak
ekonominin önemini, ifllerimize
getirdi¤i f›rsatlar› ve tehditleri
anlatmak için bazen üniversitelerde
dersler veriyorum, STK’lara çok
s›kl›kla konuflmac› olarak davet
ediliyorum. Ayr›ca baz› ekonomi
dergilerinde yaz›yorum.”
Son y›llarda tamamen internet
odakl› projelere yönelen Hasan
Aslanoba, ifladamlar›na, dijital
dünyadan geri kalmamalar› için
çok önemli mesajlar verdi.
Aslanoba, “‹nternetten korkma,
geç kalmaktan kork. ‹nternet
teknolojileri sayesinde pek çok
ifl modeli yeni bafltan
tasarlanmak zorunda” dedi.
on y›llarda tamamen internet
odakl› projelere yönelen
Aslanoba Grubu’nun Yönetim
Kurulu Baflkan› Hasan Aslanoba,
bunun nedenini flöyle aç›kl›yor:
“Asl›nda çok basit bir nedeni var.
Dünyada büyük bir dijital devrim
yaflan›yor. Ancak biz Türkiye’de
henüz buz da¤›n›n ucunu görüyoruz
ve bu devrim giderek daha da etkili
olacak. Tüm ifl süreçlerimiz her geçen
gün daha fazla dijitalleflecek. ‹nternet
teknolojileri sayesinde pek çok ifl
modeli yeni bafltan tasarlanmak
zorunda… Çünkü internet,
verimsizlikten ve gereksiz arac›lardan
hiç hofllanm›yor, al›c› ve sat›c›y› dijital
bir platformda direkt buluflturmay›
seviyor. Al›c› ve sat›c›, internet
sayesinde do¤ru bilgiye do¤ru
zamanda ulaflt›¤›nda arz ve talep de
çok etkili ve verimli bir ortamda
buluflmufl oluyor.”
S
Türkiye’nin aç›k ara en büyük melek
yat›r›mc›s›…
Ayn› zamanda Türkiye’nin ‘aç›k ara’
en büyük ‘melek yat›r›mc›s›’ olan
Aslanoba, bugüne kadar sadece
internet odakl› 53 farkl› flirkete -4 fon
ve 9 yabanc› flirket dahil- toplamda
46 milyon dolarl›k yat›r›m yapt›¤›n›
ifade etti.
Yat›r›mlar› aras›nda; tafl›ma ihtiyac›
olan firmalar›, mobil internet teknolojisi
sayesinde nakliyecilerle buluflturan
Webnak ile buna pek çok yönüyle
benzeyen Bitaksi de bulunan
Aslanoba, Bitaksi mobil uygulamas›n›
116 Bak›fl 132
kullanarak, bulunulan yere en yak›n
taksinin bir t›kla ça¤›rabildi¤ini
kaydetti. Hasan Aslanoba’n›n internet
odakl› di¤er projeleri aras›nda; ‹ninal,
Modanisa, ‹ncir, Dü¤ün,
BuldumBuldum, Tafl›t, Vivense,
Webrazzi, Mealbox, Hemenkiral›k ve
Hotelrunner öne ç›k›yor.
Dijital ekonomi çok önemli
“Tam anlam›yla internet afl›¤› bir
ifladam›y›m” diyen Aslanoba, ifl
alemine flu mesaj› veriyor: “‹nternetten
korkma, geç kalmaktan kork. Dijital
Büyümemizi üç ana ifl üzerine
düflünüyoruz
Hasan Aslanoba flu bilgileri de
paylaflt›: “Tabi ki, Aslanoba
Grubu’nun kendi giriflimleri de bu
temel yönelimden pay›n› al›yor.
Aslanoba Grubu’nda biz gelecek
büyümemizi 3 ana ifl üzerine
düflünüyoruz. Yak›n zaman önce
bafllad›¤›m›z Webnak bunlardan
sadece birisiydi. Ayr›ca, Bursa’da
pilot denemeleri tamamlad›ktan sonra
Aral›k 2014’te ‹stanbul’da bafllayan
Tazedirekt projemiz var. Henüz
aç›klamaya haz›r olmad›¤›m›z 3. proje
daha olacak. Bu 3 projenin ortak
paydas›; internet ve mobil teknolojileri
kullan›yor olmas›. Öte yandan; iyi bir
fikir, ancak iyi bir ekip taraf›ndan
yönetildi¤inde bir de¤er yaratabilir.
Bu anlamda, biz Aslanoba Grubu
olarak iflimizi flansa b›rakmad›k ve
bu iflleri yapabilmek için Türkiye’nin
en iyi ekiplerinden birisini kurduk.
Özellikle teknoloji iflindeyseniz,
ekibinizin kalitesi gerçekten de çok
önemli.”
Üyelerden
Haberler
Plaza Turizm
anahtar teslimi
projeler
üretmeye
devam ediyor
Plaza Turizm; sektördeki 30 y›ll›k
tecrübesi ve günümüzün
teknolojik imkanlar›ndan
faydalanarak müflterilerine,
anahtar teslim projeler üretmeye
bu y›l da devam ediyor.
laza Turizm bu y›l da; geçmifl
y›llardaki tecrübelerinden ve
günümüzün teknolojik
imkanlar›ndan yararlanarak, yenilikçi
ve yarat›c› çözümler sunan
profesyonel ekibiyle, bayi toplant›lar›,
kapal› grup organizasyonlar›, e¤itim
toplant›lar›, kutlama-lansmanlar,
kurumsal toplant›lar, ulusal ve
uluslararas› kongreler gibi
organizasyonlara anahtar teslim
projeler üretmeye devam ediyor.
P
çal›flmalar› ve üretti¤imiz hizmetlerle
tüm kurumlara, her alanda tam hizmet
sa¤layacak bir altyap› ve donan›ma
sahiptir.
Online rezervasyon sistemi son derece
efektif…
Özel yaz›l›mlar ile gerçeklefltirdi¤imiz
online rezervasyon sistemimiz aktif
olarak bu y›l da kurumsal
firmalar›m›za hizmet sunmaya devam
edecektir.
tutulmas›n› sa¤lamaktad›r.
Plaza Turizm olarak 2015 y›l›ndaki
hedefimiz; Sektörümüzdeki de¤erli
markam›z›n güvenirlili¤ini sa¤lamak
ve verimlili¤imizi sürdürmek
olacakt›r.”
Müflterilerimizin seyahat ihtiyaçlar›n›
kendilerinin düzenlemesine imkan
veren ‘Plaza Kurumsal Portal’ online
sistemimiz son derece efektif olup
ayr›ca, flirketlerin seyahat
harcamalar›n› kontrol alt›nda
Çözüm orta¤› olman›n çok ötesinde…
Firmadan yap›lan aç›klamada flu
ifadelere yer verildi: “Plazatur;
organizasyon ve etkinliklerinizde size
bir çözüm orta¤› olarak hizmet
vermekle yetinmeyip, firmam›z ile
çal›flman›n tüm avantajlar›n› da siz
kurumsal müflterilerimize etkin bir
flekilde sunmaya devam ediyor.
Çal›flt›¤›m›z firmalar›m›z›; sektörde
30 y›ll›k deneyimi ile profesyonel proje
yönetimi, h›zl› geri dönüfller, yüksek
müflteri memnuniyeti, özel çözümler
sunabilme yetene¤i ve anahtar teslim
çözümlerin bulundu¤u
hizmetlerimizden yararland›r›yoruz.
Önemle vurgulamak isteriz ki;
firmam›z y›llard›r turizmin tüm
alanlar›nda yürüttü¤ü baflar›l›
117 Bak›fl 132
Küçük detaylar ile
gerçek farkl›l›klar: vote
®
Uluslararas› lider büro koltu¤u
firmalar›ndan TCC-The Chair
Company’nin Grammer Office
markal› ürün portföyünün yeni
üyesi; vote®
K
üçük detaylar ile gerçek farkl›l›klar
yaratman›n mümkün oldu¤unu,
ürünün tasar›mc›s› Daniel
Figueroa, vote® ürün ailesini
tasarlarken etkin bir flekilde kan›tl›yor.
Uluslararas› lider büro koltu¤u
firmalar›ndan TCC-The Chair
Company’nin Grammer Office markal›
ürün portföyünün yeni üyesi; vote®
Gelifltirilmifl senkron mekanizma
üzerine infla edilen vote® ailesi,
ayarlanabilir bel destek sistemi,
bireysel a¤›rl›k ayar›, oturak e¤im ve
derinlik ayar› gibi fonksiyonel
özelliklerinin yan›nda, çarp›c› ve
dinamik tasar›m›yla da öne ç›k›yor.
118 Bak›fl 132
vote® frame
vote® frame'in en çarp›c› özelli¤i;
yenilikçi arkal›k formunun özel mesh
kumafllar ile gelifltirilmifl olmas›.
vote® frame, entegre bel deste¤i ve
mesh arkal›¤› ile oturma s›ras›nda
dikkat çekici bir s›rt deste¤i
performans›n› garanti ederken
kullan›c›ya iyi bir oturma deneyimi ve
fleffaf bir stil deste¤i sa¤l›yor.
vote® frame+
fi›kl›¤› ve konforu vote® frame+'›n
önemli bir art›s›. Dinamik arkal›k
formunun özellikleri korunurken,
uygun kumafllar ile arkal›k döflemesi
tamamlanan vote® frame+, konfor
ve teknolojiyi bir arada yaflama f›rsat›
sunuyor.
Üyelerden
Haberler
Laspar için
2015
de¤iflim y›l›
Birçok endüstriyel sektör için
s›zd›rmazl›k ve titreflim önleyici
parçalar üreten Türk-‹sviçre
ortakl› Laspar, 2015 y›l›n›
‘de¤iflim y›l›’ ilan etti.
aflta otomotiv olmak üzere birçok
endüstriyel sektör için
s›zd›rmazl›k ve titreflim önleyici
parçalar üreten ‹sviçre-Türk ortakl›
Laspar Angst ve Pfister Geliflmifl
Endüstriyel Çözümler A.fi. çal›flanlar›
2015 y›l›n› hep birlikte karfl›lad›.
B
Firman›n Yönetim Kurulu üyeleri Saim
Tosun, Levent Celepci ve Genel
Müdür Eray Ulugül ile birlikte toplam
400 kiflinin kat›ld›¤› yemekte çal›flanlar
e¤lenceli dakikalar geçirdi.
verildi¤i yemekte, Genel Müdür Eray
Ulugül, yeni y›l›n de¤iflim y›l› olaca¤›n›
belirterek, 2014’teki desteklerinden
dolay› çal›flanlara teflekkür etti.
2015 y›l›na dair olumlu mesajlar›n
TNT Sabiha Gökçen’de rakipsiz
TNT, 1988 y›l›ndan beri faaliyet
gösterdi¤i Türkiye'de, hem
KOB‹'lerin hem de büyük ölçekli
flirketlerin ithalat ve ihracat
ihtiyaçlar›na genifl ve esnek
hizmet seçenekleri sunuyor
A
na faaliyet alan› uluslararas› h›zl›
hava tafl›mac›l›¤› olan TNT’nin
kendi iflletimindeki Avrupa
karayolu a¤› da rakipsiz… 2014
içerisinde, TNT hava kargo a¤› ile
TNT karayolu a¤›n›n entegrasyonu
sayesinde, bir günde tafl›nan
doküman, paket ve kargo say›s› bir
milyonu buldu.
TNT, Türkiye’ye ait uçakta kapasite
art›fl›na giderken, Avrupa'n›n 40'tan
fazla ülkesine tarifeli t›r seferlerini de
haftada befl güne ç›kard›.
Ekspres, Hava Kargo ve Karayolu
hizmetlerini tek çat› alt›nda sunuyor
olmas› TNT'nin fiyatlar›na olumlu
yans›rken, ayn› zamanda Avrupa
karayolunda parsiyel tafl›mada
kap›dan-kap›ya hizmet her zamanki
gibi yüksek kalitede sürüyor.
2014 y›l›nda Sabiha Gökçen
Havaliman›’ndaki Operasyon
Merkezi'ne Otomatik Tasnif Sistemi'ni
kuran TNT, Türkiye’de bu sistemi
kullanan ilk uluslararas› ekspres kargo
flirketi oldu. Bu modern sistemle
kargolar daha uçaktayken gümrük
ifllemleri tamamlanarak gönderi teslim
sürelerinin daha da k›salt›lmas›
sa¤land›. Bu sayede TNT, özellikle
yurt d›fl›ndan gönderi getirip ayn› gün
içerisinde teslim almak isteyen
müflteriler için ilk s›rada tercih edilir
oldu.
119 Bak›fl 132
Üyelerden
Haberler
UPS Türkiye, Worldwide Express
Freight servisinin kapsam›n› geniflletti
UPS Türkiye, Worldwide
Express Freight ile acil paletli
gönderiler için 1 ila 3 gün içinde
kap›dan kap›ya teslimat
garantisi sunuyor. Böylece
flirketler için küresel ölçekte
rekabet imkan›n›n önü aç›l›yor.
U
PS® (NYSE:UPS), acil, zamana
duyarl› ve yüksek de¤erli
uluslararas› a¤›r gönderiler için
geçen y›l müflterilerinin hizmetine
sundu¤u UPS Worldwide Express
Freight™ servisinin kapsam alan›n›
geniflletti¤ini duyurdu.
UPS; ürün lansmanlar›, stok
eksiklikleri ve ekipman ar›zalar›ndaki
parça de¤iflimleri için uygun bu
servisi ile flimdi de hem ithalat hem
de ihracat gönderileri için 50’den
fazla ülke ve bölgeye garantili hizmet
sunuyor.
Avrupa’ya teslimat ertesi günü…
Söz konusu servis, di¤er tafl›ma
flirketlerinden farkl› olarak 70 kg. ve
120 Bak›fl 132
üzeri paletli gönderilerin daha fazla
ülke ve bölgeye, h›zl› ve para iade
garantili olarak gönderilmesini
sa¤l›yor.
Gümrükleme hizmeti de dâhil olmak
üzere kap›dan kap›ya ve günü belirli
teslimat hizmeti sunuyor. Worldwide
Express Freight servisi, Avrupa’daki
ço¤u ülkeye ertesi ifl gününde, ABD
ve Kanada’daki ço¤u adrese iki ifl
günü içinde ve Asya’ya iki ila üç ifl
günü içinde teslimat garantisi
sunuyor. Belirli ABD ve Kanada
bölgelerine Cumartesi günü teslimat
hizmeti de sunuluyor.
Pek çok yenilikçi çözümü hayata geçirdik
Müflterilerinin d›fl ticaret ifllemlerini
desteklemek ve uluslararas› arenada
rekabet avantaj› sa¤lamalar›na
yard›mc› olmak ad›na pek çok
yenilikçi çözümü hayata geçirdiklerini
ifade eden UPS Türkiye Ülke Müdürü
Ufku Akaltan, Türk flirketlerinin küresel
pazarlara daha h›zl› ulaflmas›na ve
faaliyet hacimlerini art›rmalar›na
yard›mc› olmak için çal›flt›klar›n›
belirtti.
Akaltan, “Müflteri odakl› bir flirket
olarak, müflterilerimizin ihtiyaçlar›na
göre çözümler sunuyoruz. Söz
konusu hizmetin geniflletilmesiyle,
özellikle endüstriyel üretim, otomotiv,
ileri teknoloji ve perakende
sektörlerinde farkl› ölçekteki tüm
flirketler Türkiye’den birçok ülkeye
art›k çok daha kolay ulaflabilecek”
dedi.
Küresel ölçekte rekabet imkan›…
UPS Uluslararas› Pazarlama Baflkan
Yard›mc›s› Nick Basford ise, “UPS,
bu tür h›zl› havayolu tafl›mac›l›k
hizmetleriyle flirketlerin dünya
çap›nda kolayca büyümesine
yard›mc› oluyor.
Worldwide Express Freight, tüm
flirketlerin küresel ölçekte daha iyi
rekabet etmesine imkân tan›yarak,
müflterilerimizin ürün parçalar›ndan
bitmifl ürünlere kadar tüm
gönderilerinin daha fazla bölgeye
h›zl› bir flekilde ulaflmas›n› sa¤l›yor”
diye konufltu.
Kültür / Sanat
Yrd. Doç. Dr. ‹brahim ‹. Öztahtal› *
Uluda¤ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatlar› Bölümü Dramatik Yazarl›k
Bursa’da çocuklar için ç›kar›lan
ilk süreli yay›n: Fevâ’id
Fevâ’id kapak sayfas›.
Bursa bas›n tarihinin Hüdâvendigâr ve
Nilüfer’den sonra üçüncü süreli yay›n›
olan Fevâ’id, okuyucu kitlesi olarak
ö¤rencileri hedef alm›flt›r. Bursa’n›n
çocuklar için ç›kar›lan edebî ve ilmî
içeri¤e sahip ilk dergisidir. Derginin
imtiyaz sahibi Murad Emrî Efendi,
1882’de Bursa’ya, bugün Yunanistan’›n
Larissa bölgesinde kalan Yeniflehir
Fenâr’›n T›rnova kasabas›ndan
göçmüfltür. Müteflebbis Murad Emrî
Efendi, divan flairi, kitapç›, kütüphaneci,
matbaac›, editör ve gazeteci kimli¤iyle
XIX. Yüzy›l Bursa kültür hayat›n›n dikkat
çekici kifliliklerinden biridir. Emrî Efendi,
Fevâ’id’in yan›nda Bursa’n›n resmi
olmayan ilk gazetesi Bursa’y› ve yine
Bursa’n›n ilk ekonomi dergisi olan
Sanayi’i yay›mlamaktad›r.
‹stanbul’da ilk resmi devlet bas›mevinin
kuruluflundan tam 141 y›l sonra 1868
sonlar›nda Bursa’da ilk bask› makineleri
Matbaa-i Vilâyet ad›yla kurulan
iflletmede çal›flmaya bafllam›flt›r.1
Matbaan›n ilk yöneticisi müderris Saip
Efendi olmufl, sonraki y›llarda Mustafa
Efendi ve 1872-1898 y›llar› aras›nda
da Ahmet Vefik Pafla’n›n Hudâvendigâr
valili¤i s›ras›nda Bursa’n›n yetifltirdi¤i
ilk tiyatro yazarlar›m›zdan Ferâizcizâde
Mehmet fiakir Efendi, bas›mevinin
yönetimini üstlenmifltir. Ferâizcizâde’nin
ard›ndan vilâyet mektupçusu Rifat
Efendi 2 görevi devralm›flt›r. 1897’de
Bursa’ya sürgün edilen tan›nm›fl ozan,
edebiyatç› ve siyaset adam› Süleyman
Nazif Matbaa-i Vilâyet’in sorumlulu¤unu
üstlenmifl ve bu görevini Diyarbak›r’a
vali olarak atan›ncaya kadar
sürdürmüfltür.
Bursa’da ilk özel süreli yay›n, 1869’da
Hüdâvendigâr’›n yay›mlanmas›ndan
yaklafl›k on yedi y›l sonra, Ferâizcizâde
Mehmet fiakir Efendi taraf›ndan,
‹stanbul’daki örneklerinden esinlenerek
yay›mlanm›flt›r.
Emrî Efendi’nin Bursa’ya gelifliyle hem
onun hem de XIX. Yüzy›l Bursa’s›nda
farkl› bir dönem bafllam›flt›r. Murad Emrî
Efendi Hüdavendigâr Matbaas›’nda
bast›rmaya bafllad›¤› ve çocuklar için
ç›kar›ld›¤› ifade edilen Fevâ’id’le
gazetecilik mesle¤ine ilk ad›m›n›
atm›flt›r. Bu ad›m, Murad Emrî Efendi’ye
Bursa’n›n ilk sivil gazetecisi unvan›n›
da kazand›rm›flt›r. Murad Emrî
Efendi’nin as›l önemli ata¤› ise 1883’te
kurdu¤u Matbaa-i Emrî olmufltur.
Ferâizcizade Matbaas›’ndan sonra
Bursa’n›n ikinci özel matbaas›n› Murad
Emrî Efendi Kurmufltur. Daha sonra
Bursa’n›n ilk sivil gazetesi olan Bursa
gazetesini ve ilk ekonomi dergisi olan
Sanayi risalesini de kendi matbaas›nda
basarak Bursa kültür hayat›na
kazand›rm›flt›r.
Fevâ’id dergisi, Murad Emrî Efendi’nin
maarif yolunda hizmete talip oldu¤unda
att›¤› en önemli ad›m olmufltur.3
1. sene 1. say› 17 Kas›m 1887
Perflembe günü yay›mlam›flt›r.
Gazetenin kapak sayfas› bir çerçeve
içine al›nm›fl bu çerçevenin sa¤ üst
köflesine “Birinci sene”, “Pencflembe”,
“Nüsòa 1” ibareleri yaz›lm›flt›r. Çerçeve
içinde: “fi 1 rebièi’l-evvel sene 1305”
(17 Kas›m 1887) tarihi yer almaktad›r.
Ortada bir daire içine “Fevâ’id”, kapak
sayfas›n›n sa¤ taraf›na derginin
çocuklar için ç›kar›ld›¤›n› da vurgulayan,
Hüseyin Haflim’in bir manzumesi
yaz›lm›fl:
Küçükdür hacmi ammâ pür-fevâ’id
Ç›kar etfâl içün hofl bir eserdir
Eder tullâb elbet istifâde
Fevâ’id bir debistân-› hünerdir
Bu dörtlü¤ün tam karfl›s›nda Mahmud
Kemâleddin Fenarî’nin :
Kesb-i feyz et kalma her bî-behrenin
Uluda¤ Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne Sanatlar› Bölümü,
[email protected]. Makale metni daha önce fiehrengiz’de yay›mlanan
makalemizden yararlan›larak yaz›lm›flt›r.
1 Raif KAPLANO⁄LU, Meflrutiyet’ten Cumhuriyet’e Bursa (1876-1926),
Avrasya Etnografya Yay›nlar›, ‹stanbul 2006, s.93.
2 Bu kiflinin daha sonra Fevâ’id’in yaz› iflleri sorumlusu olarak görev
alacak olan Mehmed Rif’at Efendi oldu¤u düflünülmektedir.
3 Fevâ’id’e ait birkaç ciltlik bir koleksiyon Bursa Yazma ve Eski Basma
Eserler Kütüphanesi’nde numara: 4571’de ve ‹stanbul Beyaz›t Devlet
Kütüphanesi, Hakk› Tar›k Us Koleksiyonu 0580, 0234 numaralarda kay›tl›d›r.
121 Bak›fl 132
Fevâ’id kapak sayfalar›.
ihsân›na
Merd içün düflmân›n ölümdür düflersen
dâm›na
Ver cilâ-y› i’tilâ cür’et-i istikbâline
Bakma halk-› âlemin tazyîk u istihsân›na
dörtlü¤ü yer almaktad›r.
Ortadaki dairenin alt›nda: “Ay ibtidâs›
ile onbeflinde neflr olunur bu risâle-i
müstecmi Fevâ’iddir. Mübâhas›
edebiyât, fünûn ve sâ’iredir. Fevâ’idi
bütün etfâl-i flehre â’iddir.” metnin
alt›nda, “Hey’et-i tahrîriye, mu’allimîn”
ibaresi yer al›r. Buradan da anlafl›ld›¤›
gibi gazetenin hedef kitlesi çocuklard›r.
Emrî’nin bu ifadesinden hareketle daha
önce yay›mlanmaya bafllayan süreli
yay›nlar, Hüdâvendigâr ve Nilüfer’in
içeri¤i düflünüldü¤ünde Fevâ’id’in
Bursa’n›n ilk çocuk dergisi oldu¤u
söylenebilir. Dergi “Edebiyat” ve
“Fünûn” olmak üzere iki bölümden
oluflmufltur. Edebiyat ve fen konular›nda
faydal› bilgilerin toplanaca¤› derginin
yazar kadrosunu da muallimler
oluflturmaktad›r. Bunu alt›nda: “Bir
senelik abone bedeli 6 gurufldur.
Hâricden abone olanlar içün posta
ücreti 3 gurufldur. Posta ücreti
verilmeyen mektuplar kabul olunmaz.”
denilerek abonelik koflullar›n› da ifade
etmifllerdir. Bu metnin alt›nda: “Merkezi
Burusa’da câmi-i kebîr karfl›s›nda
Kitabhâne-i Emrî’dir. Evrâk hey’et-i
tahrîriye nâm›na olarak oraya
gönderilmelidir.” yazmaktad›r. Bu
metnin sa¤›nda: “Bir nüshas› 10
parad›r.”, solunda ise: “Birinci nüshas›
meccânen” diyerek birinci nüshas›n›n
ücretsiz da¤›t›ld›¤›n› bildirmektedir.
Sayfan›n alt k›sm›nda ise: “Ma’ârif
nezâret-i celîlesinin ruhsat›ylad›r.”
yazmakta, bunun alt›nda da:
“Hudâvendigâr Vilâyet-i Celîlesi
Matba’as›nda tab olunmakdad›r.”
yaz›lm›flt›r. Bu ifadeden de anlafl›ld›¤›
üzere Matbaa-i Emrî henüz faaliyete
geçmemifltir. Derginin ilk 21 nüshas›
resmî Vilâyet Matbaas›’nda bas›lm›flt›r.
‹lk say›n›n ilk yaz›s› “Mukaddime”
bafll›¤›yla Murad Emrî imzas›n› tafl›r.
Gençlere seslenen Emrî Efendi, maarifi
tan›mlad›ktan sonra, içinde bulunduklar›
asr›n tahsile ne kadar elveriflli oldu¤unu,
bu f›rsat› iyi de¤erlendirerek vatana
olan hizmet borçlar›n› ödemeleri için
sadece çal›flmalar›n› ö¤ütler: “Ma’ârif
dedigimiz flems-i âlem-firûzun ferdi
olan ma’rifet bir nûr-› dâ’imîü’l-lem’ân-›
cihân-k›ymetdir ki her hangi bir vücûda
122 Bak›fl 132
tecellî eylese o vücûdu her nerede
olursa olsun maflr›kü’l-kemâlât eder.
O iklîl-i ibtihâc-› girân-behâ her hangi
bir re’s-i mes’ûda mukârin olsa sahibini
mâ-dâmü’l-hayât ser-tâc-› âlemiyân
eder. ‹flte nûr-› mübîn, asr-› güzîn irfân› karîni g›bta-bahflâ-y› i’sâr olan flehriyâr› ma’ârif-perver ve flehinflâh-› sütûdeseyr efendimiz hazretlerinin sâye-i
ma’âlîvâye-i cenâb-› z›llullahîlerinde
mülkümüzde dahi fla’fla’a-nümâ
olma¤a bafllam›fld›r.” Âdetâ
Osmanl›’n›n son dönemindeki e¤itim
problemleri ve bunlarla ilgili aç›l›mlarla
yeni bir bafllang›ç yap›larak bu
konudaki geri kalm›fll›k çözümlenmeye
bafllar. Emrî Efendi, bu çözüme katk›s›n›
coflkusuyla dile getirir: “Memâlik-i
mahrûsatü’l-mesâlik-i flâhânenin eser-i
sa’y ve himmeti olmak üzre muntazam
mektublar küflâd olundu. Memâlik-i
Osmâniyenin her k›t’as›n› bir dârü’lme’ârif fleklinde görmek ârzû-y›
samîmîsinde bulunan efkâr-› âliye
erbâb›n›n vicdânlar›na hayât tâze
sereyân etme¤e bafllad›. Mes’ûddur o
evlâd-› vatan ki böyle bir asr-› âliyede
bulunmak fleref-i cân-k›ymetini ihrâz ile
›flrâk etmeye bafllam›fl olan envâr-›
ma’ârifden müstenîr olmakdad›r!
Bahtiyârd›r o flebâb-› zemân ki böyle
bir devr-i âliyyü’l-ala yetiflerek rûz u fleb
nimet-i uzmâ-y› ma’rifetden istifâde ile
tenvîr-i ezhân ve tahliye-i vicdân
etmekdedir.”
Emrî Efendi daha sonra gençlerin
durumuyla kendi gençli¤ini mukâyese
eder, kendi neslinin talihsizli¤ini dile
getirerek Fevâ’id’i ç›kar›fl nedenini
söyler: “Sizin gibi müntesib ma’ârif
genclere âcizâne bir hidmetde
bulunmak içün bu defa da iflte böyle
bir risâle neflrine mübâfleret eyledim.”
Murad Emrî Efendi, Fevâ’id’i niçin
çocuklar›n hizmetine vakfetti¤ini,
derginin ç›kar›l›fl nedenini ilk say›n›n
sonunda da flöyle ifade eder:
“Maksad›m›z mekâtip-i idâdiye ve
rüfldiye hattâ ibtidâiye flâkirdân›n›n
tahsîl-i ulûm ve fünûna sa’y u gayretlerini
tezyîd ile me’âric-i insâniyenin tâ evci bâlâs›na terfi ve iflbu fushat-› âlem-i
medeniyetde esb-i himmet ve sa’ylar›yla
gûy-› âdemiyyeti çevgân-› gayretlerine
rabt edip nâ’il-i maksûd olmalar›na
âcizâne bir hidmet oldu¤undan
yazd›¤›m›z ibâreler gâyet aç›k ve sâde
ve tekellüfât-› bedî’iyyeden âzâde vâk›
oldu¤u erbâb-› fezâ’il ve udebâ-› zîflemâ’il taraf›ndan i’tirâz olunmayaca¤›
ümîdi pek kavidir çünki kelîmu’n-nâsi
alâ kadri avfin lehum 4 ve efdâlu’lkelâm mâ kâle ve delle 5 cümleleri
ma’lûm-› zarâfetleridir.”6 Emrî Efendi
Fevâ’id’i ç›kar›fl amac› do¤rultusunda
hedefine ulaflmaya çal›fl›r. Bunu
yaparken de ç›kard›klar› çocuk
dergisinin dilinin de çocuklara uygun
flekilde tertip edildi¤ini vurgular.
‹lerleyen zamanda çok say›da teflekkür
mektubu alarak kutlan›r. Bu
mektuplardan biri de Bursa Mekteb-i
‹dâdiye-i Mülkiye üçüncü s›n›f ö¤rencisi
Devrekli Ahmed Hayri’ye aittir. Mektupta
Ahmed Hayri Fevâ’id’in bir nüshas›n›
4 “‹nsanlar›n sözü baflkalar›na karfl› davran›fllar›na göre de¤erlendirilir.”
5 “En iyi söz k›sa ve öz oland›r.”
6 Fevâ’id, 1. sene, 1. nüsha, s.8.
Kültür / Sanat
okudu¤unu fakat birkaç kez okudukça
farkl› faydalar›n› gördü¤ünü söyleyerek
elinden düflürmedi¤ini ekler. Yedi
faydas›n› flöyle anlat›r: “Geçenlerde
mekteb-i insâniyet mekseb-i âlîmize
birçok fevâ’id risâlesi gelip birer dâne
taksîm olundu¤u s›rada hassa-i âciziye
isâbet eden fevâ’idden istifâde etmek
üzre gece derslerimin mütâla’as›ndan
sonra mezkûr fevâ’idi harfiyyen
evvelinden âhirine kadar bir kerre
okudum. Lakin bu okuyufldan
kesbettigim fâ’ideler bir daha okuma¤a
mecbûr edip tekrâr etdim. Bu
def’as›nda daha ziyâde mütelezziz
oldum, tekrâr ettim. El-hâs›l ertesi gün
mektebimin ders günü olma¤la yedi
def’a tekrâr ile iktifâ etdim. E¤er tatil
günü olayd› sabaha kadar mütâla’as›yla
kesb-i fâ’ide edecekdim. Beher def’a
mütâlaèas›nda hâs›l etdi¤im fâ’ideleri
beyân etmekli¤e mahabbet-i kalbiyem
beni mecbûr etdi. Birinci istifâde:
Fevâ’id levhas›n›ñ sol cenâh›nda
muharrer k›t’an›n verdi¤i büyük bir
nasîhatdur ki insâniyetden bî-behre ve
hasm-› cân olan düflman›n ihsân u
dâmenine düflmekle tezellül ve
meskenete dûçâr olmamak içün kesbi kemâl ve tahsîl-i hüner ve ma’ârif ile
tezyîn-i zât ü safâ etmekdir. ‹kinci
istifâde: mukaddimenin verdigi fâ’idedür
ki vaktiyle kazan›lamay›p zâyi olan
ma’ârif içün ne kadar çok te’essüf
edilmifl. Hattâ (leyyetü’l-flebâb ya’ûdü
yevmen) ile temennî muhâl etmifl bu
bizim içün günlerimizi nâfile yere zâyi
etmeyip gece ve gündüz kesb-i
kemâlât etmekli¤imiz içün büyük bir
tâziyânedir. Üçüncü istifâde:
Mu’allimlere lâz›m olan ihtirâmât-› lây›ka
ve ta’zîmât-› fâ’ikan›n sebebini bir
derece bilirse ve ‹skender-i hakîmin
beyân›ndan ve Hârûn Reflîd’in
kelâm›ndan müte’essir olup
mu’allimlerime o kadar mahabbet hâs›l
etdim ki bu günde mâlik oldu¤um
k›ymetli bir fleyim varsa o da
vücûdumdur. ‹flte o k›ymetli vücûdumu
mu’allim efendilerimin hidmetinde fidâ
etme¤i ahd ü cezm etdim. Dördüncü
fâ’ide: ‹nsâniyete yak›flan merhamet-i
saffet fazîletidir ki bunun da derece-i
fazîletini Reflîd nâm›nda bir köylü
çocu¤u meydâna koymufldur. Beflinci
istifâde: Mahâmid-i hazret-i pâdiflâhîde
zikr olunan kasâ’iddür ki tilâvet ü
mütâla’as› vücûd-› illet-i âlûdumuzun
tâze hayât bulmas›n› mûcib olmufldur.
Alt›nc› istifâde: Rüdûs-› mekteb-i ibtidâ’î
mu’allimiyle flâkirdi beyinlerinde
cereyân eden su’âl-i cevâbd›r ki
mütâlaèas›nda bir haylî ma’lûmât-› nâfi’a
tahsîl olunur. [mâ’badi var] ibâresiyle
va’d olanlar›n da intizâr›nday›z. Yedinci
istifâde: Hesâb su’âlinin hallidir ki bu
da bizim içün pek büyük mûcib-i
istifâdedir. El-hâs›l (el-esmâ’ü tenzilü
mine’s-semâé)7 mant›kunca fevâ’id
denilme¤e sezâ bir risâle-i mergûbedir.
Heyet-i tahrîriyeye teflekkür ve
kendilerinizi tebrîk ederim. Burusa
Mekteb-i ‹dâdiye-i Mülkiye üçüncü sene
flâkirdân›ndan Divrekli Ahmed Hayri.”8
Murad Emrî Efendi, ilerleyen nüshalarda
her düzeydeki okul çocuklar›n›n hem
kiflisel geliflimlerini hem de akademik
baflar›lar›n› artt›rmak için derginin
içeri¤ini geniflletir. Okuldaki derslere
katk›s› olmas› için Fevâ’id’in son
sayfalar›nda ilgili muallimlerin
gönderdi¤i ders notlar›n› yay›mlar.
Ö¤rencilerin kiflisel geliflimleri için
hemen hemen her nüshada çeflitli
fliirler, hikâyeler, makaleler yay›mlar ve
de¤erli büyüklerin hayat serüvenlerini
anlat›r. Recep Vahyî Efendi’nin
Rusçadan tercüme etti¤i La Fontaine
masallar› da orijinal flekli Türk kültürüne
adapte edilip mütercim taraf›ndan ekler
yap›larak yay›mlanm›flt›r.
Murad Emrî Efendi gençlerin tahsile
hevesini artt›rmak için dergide kendi
yaz›lar›na da yer verece¤ini, tevazu ile
aktar›rken bu hizmetin ne derece önemli
oldu¤unu da derginin okuyucusu olan
gençlere seslenerek flöyle vurgular:
“Efendiler! Size mümkün mertebe
anlayabileceginiz ifâdeler ile ba’z›
eserler yazma¤› çokdan beridir ârzû
ediyordum: Fakat muvaffak olamad›m.
Niçün mü? Söyleyim: ‹nsân ifâdeden
ziyâde istifâdeye muhtâcd›r. Hele
bendeniz gibi tahsîli pek nâk›s olanlar,
bu noktaya çok dikkat etmelidir.
sorular›d›r. Bu sorulara, do¤ru cevap
veren ö¤rencilere ücretsiz abonelik
veya kitap hediye edilmektedir.
Murad Emrî Efendi, Fevâ’id’in ilk y›l›nda
yak›n dostu ve hemflehrisi Mahmud
Kemâleddin Fenarî’den büyük destek
alm›fl ve gazetenin baflmuharrirli¤ini
ona vermifltir. O da Fevâ’id’de bir
teflekkür ve tebrik manzumesi yazar:
Fevâ’id hey’et-i âliye-i tahrîriyesine
[Tebrîk ve Teflekkür]
Hey’et-i muhtereme! Sa’y›n›z olsun
meflkûr
Böyle bir himmet-i vâlaya teflekkür
olunur
Dîde-i mefhareti etdi fevâ’id tenvîr,
Kalbimin nûr-› mübâhât› olunmaz tasvîr
Müste’id, sürekli takdîrlere hidmetiniz
Pek çok alk›fllanacakd›r hele
cem’iyyetiniz
Müstefîd eyleyiniz nev-hevesân-› vatan›!
Sever Allah vatan nâm›na hidmet edeni;
Olal›m hâdim-i millet hepimiz sa’y
ederek,
Görünür flâhid-i ra’nâ-y› terakkî giderek;
Edebiyyât, fünûn, bir de sanâyi, bunlar;
Mukterin oldu¤u her milleti mes’ûd eyler
Bunlar›n her birisinden de fevâ’id
dolsun!
Ya’ni her nüshas› bir bâ¤-› me’ârif
olsun!!
Bakmay›n safsata-perdâzlar›n her
sözüne,
Çal›fl›n girme¤e rûflen-nazar›n gözüne
Telâfldan, gâ’ileden kurtulabildikçe
mütâla’aya dal›yordum; yaz› yazma¤a
mecbûriyet görmedikçe elime kalem
alma¤› cân›m istemiyor. Vâki’â sizin
yafl›n›zda iken bile sâhib-i âsâr
olmakdaki merâk›m fevka’l-‘âde idi.
Hattâ o hevesle yaza, çize birtak›m
saçmalar da vücûda getirdim. Ne çâre
ki bunun daha ilerisi biraz biraz de¤il
birçok okuma¤a vâbeste!:”9
Fevâ’id kapak sayfas›.
Emrî Efendi’nin çocuklar›n gayretlerini
artt›rmak için buldu¤u bir yol da nüsha
sonlar›nda sordu¤u matematik
7 “‹simler gökyüzünden iner”
8 Fevâ’id, 2. nüsha, s.13.
9 Fevâ’id, 1. Sene, 15. Nüsha, s.114-117.
123 Bak›fl 132
Birtak›m bî-haberân bunlar› efsâne bilir,
Öyle efsürde-dilân “hass-› terakkî” ne
bilir?!
Kilk-i ser-kefl sadedin hâricine ç›kd›
yine
Gelelim bahsimizin biz yine eski yerine
Tab olunmufl bir iki parçada
âsâr›mdan?
Nas›l izhâr-› mesârr eylemeyim ya, buna
ben?!
Hâmem oldukça ser-âzâde-i
meflgûliyyet,
Eder âsâr›m› takdîm-i huzûr-› heyet;
Çok zemân neflr-i fevâ’id de sebât
eyleyiniz!
Hâ’iz-i flân olarak hatm-i hayât eyleyiniz.
Burusa fi 2 Kânûn-› evvel sene 303
Mahmûd Kemâle’d-dîn-i Fenârì 10
‹lk nüshan›n bafl k›sm›nda: “Kâffe-i
husûsâtda müdîr Saffet Efendi’ye
mürâcâ’at olunur.” ibaresindan
anlafl›ld›¤› kadar›yla Fevâ’id’in ikinci
senesinde gazetenin müdürlü¤üne
Saffet Efendi getirilir.
Fevâéid’in kapa¤›nda “Sahib-i imtiyaz›
ve nafliri: Murad Emrî” kayd› da vard›r.
Bas›ld›¤› yer olarak “Bursa’da Hükümet
karfl›s›nda Matbaa-i Emrî”
gösterilmektedir. “Mahall-i tevzii:
Bursa’da Hükümet karfl›s›nda
Kitaphane-i Emrîdir” ibaresinden
anlafl›lmaklad›r ki, Murad Emrî Efendi
ilk zamanlar, flimdiki Cumhuriyet
Caddesi’nde, eski Doruk Tütün
Deposu’nun -halen Doruk ‹flhan›’n›nbulundu¤u yerdeki hükümet kona¤›n›n
karfl›s›nda, yani flimdiki Cumhuriyet
Caddesi ile Ticaret Odas› önünden
Kapal›çarfl›’ya ç›kan soka¤›n köflesinde
bir matbaa kurmufl, burada hem
Fevâ’id’i basmakla, hem de bir
bölümünü kitaphane olarak iflletti¤i
dükkân›nda, Fevâ’id’in sat›fl ve da¤›t›m
ifllerini yürütmektedir.
birden bafllar. Bu nüshada Emrî Efendi,
“arz-› merâm u mahmidet” bafll›¤›yla
yazd›¤› yaz›da Padiflaha övgü ve
duan›n ard›ndan gazetenin on befl
günde bir ç›kar›laca¤› duyurur ve
durumu flöyle anlat›r: “Bu cümleden
olarak fünûn u edebiyâtdan bahs etmek
ve on befl günde bir kerre ç›kar›lmak
üzere bin üç yüz befl senesi gurre-i
rebi’ü’l-evvelinde bir dahi fevâ’id
nâm›nda bir risâle meydân-› intiflâra
vaz etmifl idik ki mu’ahharen risâle-i
mezkûre muharrirli¤ini der’uhde iken
flâ’ir-i flîrîn-makâl Mahmûd Kemâleddîn
Efendi merhûmun irtihâli ve müte’âkiben
dehflet-nisâr zuhûr olan harîkdan
matba’a ve idâre-hânemizin vukû-›
ihtirâk› hasebiyle ancak yigirmi birinci
numeroya kadar neflrolunabilip üç yüz
alt› senesi gurre-i muharremü’lharâm›nda bi’l-mecbûriye ve bi’l-ihtiyâr
ta’tîl edilmifl idi. Fakat risâlenin devâm› intiflâr› istifâde-cûyân-› memleketin ve
bi’l-hassa flâkirdân-› mekâtibin izdiyâd› kemâlât-› ilmiyelerine hâdim olaca¤›
içün evlâd-› vatan›n böyle bir vâs›ta-i
terakkîden mahrûmiyetleri sâhib-i
risâlece hasbe’s-sadaka bir da¤-› derûn
olmakda idi. Binâen aleyh hidmet-i
mukaddese-i sâb›kas›ndan uzun
müddet mehcûriyeti revâ göremeyen
sâhib-i Matba’a-i Emrî bendeleri
Fevâ’id’in tekrâr neflrine müsâde
buyrulmas›n› istirhâm eylemesi üzerine
li-yedi’l-arz risâle-i mezkûrenin “kemâ
fi’s-sâb›k”11 intiflâr› husûsuna irâde-i
seniyye-i hazret-i hilâfet-penâhî fleref
Sat›fl flartlar›, "fierait-i ifltiras›" bafll›¤› ile
flöyle belirtilmekte: Bursa için bir seneli¤i
10, taflra için posta ücretiyle beraber
20 kurufldur. nüshas› 10 parad›r.”
Ulucami etraf›ndaki büyük yang›n ve
Kemâleddin-i Fenârî’in ölümü üzerine
gazete birinci y›l›n sonunda 21. nüsha
ç›kar›ld›ktan sonra tatil edilmek zorunda
kal›nm›flt›r. ‹kinci senenin ilk nüshas›
13 fiubat 1894’te “‹kinci sene 1. nüsha”
bafll›¤›yla ç›kar. Her y›l say› numaralar›
teselsül etmez ve nüsha numaras›
124 Bak›fl 132
Fevâ’id kapak sayfas›.
müte’all›k buyurulmufl ve bir mantûk-›
emr ü fermân kemâlât-› beyân-› cenâb› pâdiflâhî fevâ’id bu yevm-i mukaddes
ü dil-fürûzda teyemmünen tekrâr
intiflâra bafllam›fld›r ki sâye-i fuyûzât-›
sermâye-i hazret-i flehinflâhîde
ba’demâ her pencflembe günleri
muntazaman tab u tevzî’i mukarrer
bulunmufldur.”
Fevâ’id’in 3. sene 1. nüshas› 5 Eylül
1894’te ç›kar›l›r. Gazete bir önceki
senede oldu¤u gibi devam eder.
Fevâ’id’in 4. sene 1. nüshas› büyük
de¤iflikliklerle 15 Kas›m 1896’da ç›kar.
Risale art›k pazar günleri ç›kmaktad›r.
Fevâ’id’in baflmuharrirli¤ine Mehmed
Rif’at getirilir. “‹fÀde-i FevÀéid” bafll›¤›yla
yaz›lan ilk yaz›da, risalenin neflrinin
gecikece¤i vurgulanarak bunun
nedenleri anlat›l›r. Daha sonra da
baflmuharrir Mehmed R›f’at’›n “‹fÀdei Maòãÿãa” bafll›kl› yaz›s› yer al›r. Bu
yaz›da “Âlem-i matbû’atda sebk iden
fevka’l-âdesine bir zamîme-i a¤rî olmak
fikr-i hamiyetkârânesiyle Fevâ’id’in
fleklen ve mecmâen bir sûret-i
müstahsineye ifr⤛n› tasmîm eyleyen
kitâbî-i guyûr Emrî Efendi risâlenin k›sm› edebîsince de ba’z› ta’dîlât icrâ etmek
üzere fakîri (muharrir-i edebî) intihâb
eyledi.” diyerek bu görevi üstlendi¤ini
bildirir. Yaz›n›n devam›nda “Bendeniz
tarz-› atîk düflman› olmamakla berâber
edebiyât-› cedîde tarafdâr›y›m.”
cümlesiyle Fevâ’id’in bundan sonra
nas›l bir çizgide olaca¤›n›n da
iflaretlerini vermifltir. Bu ve bundan
sonraki içeri¤in Murad Emrî Efendi’nin
kontrolünden geçmemesi
düflünülemez. Bu da Murad Emrî
Efendi’nin her ne kadar klâsik bir divan
flairi olarak görünse de kiflili¤indeki
geliflmeye aç›k karakterin bir gere¤i
olarak Mehmed R›f’at’›n Fevâ’id’deki
icraat›n› destekledi¤ine iflaret eder.
Mehmed R›f’at’›n baflmuharrirli¤iyle
birlikte, eski tarzda yaz›lm›fl fliirlerin
yan›nda Edebiyât-› Cedîde taraftar›
flairlerin fliirleri Fevâ’id’de ön plâna
ç›kmaya bafllar. Bunun yan›nda fliir
yazmaya yeni bafllayanlar›n gazeteye
gönderdikleri fliirler de gazete yönetimi
taraf›ndan de¤erlendirilerek geri bildirim
verilir. Örne¤in, Hamdi Efendi’nin fliirine
flu de¤erlendirme yap›lm›flt›r: “(Fevâ’id)
Birinci k›t’an›n ikinci m›sra’›ndaki
(toplad›m) ta’bîri yanl›fld›r. Bir gül
toplad›m denilemez. Bir gül kopard›m
10 Fevâèid, 1. sene, 4. nüsha, s. 26.
11 “Daha önce geçti¤i gibi”
Kültür / Sanat
denilir. Burada toplamak fi’linin birkaç
güle flumûlü var. Hâl bu ki siz bir gül
murâd ediyorsunuz. ‹kinci k›t’an›n ikinci
m›sra’›ndaki (hîç)i çekmemiflsiniz. ‹kinci
k›t’adaki dördüncü m›sra’›n›n me’âli pek
karanl›k.”
Fevâ’id’in bu dönemden sonra dikkat
çeken bir baflka yönü de risaleye
‹stanbul’dan fliir yollayan flairlerdir.
Bunlar aras›nda Tevfik Fikret, Süleyman
Nesib, Siret Bey, Cenap fiehabettin
dikkat çekicidir. Mehmed R›f’at’›n “Tevfîk
Fikret Beg Efendi hazretlerine
yâdigâr›m›zd›r.” bafll›kl› fliiriyle ilgili flu
dipnot da ilginçtir. “Bundan bir sene
evvel iki ayr› vezinle bir manzum hikâye
yazmak istiyordum. Vezin intihab›
konusunda Tevfik Fikret Bey Efendi’ye
müracaat ettim. O da bu manzumenin
veznini tavsiye etti. Hikâyenin yar›s›na
yak›n›n› yazd›¤›m s›ralarda Cenap
fiehabettin Bey Efendi de bu vezinde
bir fliir yazd›lar. Bu veznin kâflifi Tevfik
Fikret Bey Efendi’dir. Kendi reyleriyle
evvelâ istimal eden bendenizim. Bu
sözleri buraya yazmam›n maksad›
fiehabettin Bey’i taklit etmifl gibi bir
kinayeye hedef olmamakt›r.”12 Tevfik
Fikret’in “Güzelsin”, “Bir levha”,
“Tevhid”, “K›l›ç”, “fiaire Dâir” fliirleriyle;
Cenap fiehabettin’in “Bir Da¤dan
‹nerken”, “Hayâl-i Mâder” fliirleri dikkat
çeker. Fevâ’id çok genifl bir yazar
kadrosuna sahiptir.13 ‹çlerinde o
dönemin ünlü yazar ve flairleri de
bulunmaktad›r.
Fevâid’in 4. sene, 7. nüshas›n›n
kapa¤›n›n iç k›sm›nda bir ilan yer al›r.
Bu ilanda her hafta edebi bir müsabaka
yap›laca¤› duyurulur: “Fevâ’idin gelecek
haftaki nüshas›ndan i’tibâren zemîni
taraf›m›zdan ta’yîn edilmek üzere bir
müsâbaka-i edebiye açaca¤›z. Bu
müsâbakaya dâhil olacak âsâr bazen
nesr baz› kerre de manzûm olacakd›r.
Birincili¤i kazanan zâta fevâ’idimizin
bir senelik abonesi ihdâ olunacakd›r.
Gönderilecek âsâr›n mufass›l olmamas›
flartd›r. Gelecek hafta ç›kacak nüsham›z
içün ‘Kar F›rtunnas›’ unvanl› bir
manzûme isteriz.” denilerek ilk haftan›n
yar›flma konusu da belirlenerek,
flairlerden “Kar F›rt›nas›” konulu fliir
yazmalar› istenir. Fakat daha sonraki
nüshalarda bu yar›flma ile ilgili bir ifade
yer almaz.
Fevâid’in bir risale olarak ç›kar›lan
nüshalar›n›n d›fl›nda zaman zaman özel
tefrikalar› da olmufltur. Bunlar aras›nda;
Mehmed R›f’at’›n 1 A¤ustos1310’da
Siret Bey’e yazd›¤› “Berk-i JÀle-dÀr”
isimli mektup, Saèid Bey’e yaz›lm›fl
“Enîs” bafll›kl› mektup ve M. Safâ Bey’in
“Afyon fiikâr›” bafll›kl› yaz›s› yer al›r.
okuyucularla birlikte gençler ve
yetiflkinler de girer. Muhteva aç›s›ndan
da eski tarz fliirlerden ziyade edebiyat› cedide ürünlerin a¤›rl›kl› olarak
yay›mland›¤› görülür.
Fevâid’in 1313 tarihli bir de “Nüsha-i
Güzide”si mevcuttur ki bunu daha önce
kaleme ald›¤›m›z bir yaz›da teferruatl›
biçimde tan›tm›flt›k.
Bir flair ve müteflebbis olarak Murad
Emrî Efendi, Fevâ’id’in d›fl›nda Matbaai Emrî’de çocuk ve genç okuyucular
için onlar›n zihinsel ve ahlâki geliflimlerini
olumlu etkileyecek onlarca kitap
basm›fl, Fevâ’id’in hemen her say›s›nda
yeni ç›kan kitaplar› da tan›tarak Bursal›
gençleri okumaya teflvik etmifltir. Bütün
bunlar göz önüne al›nd›¤›nda Fevâ’id
dergisi Bursa kültür hayat›n›n
flekillenmesinde önemli bir dönemeç
olmufltur.
Fevâ’id dergisi’nin ulaflabildi¤imiz son
nüshas› 5. sene 2. nüshad›r. Bu nüsha
13 Temmuz 1898’de ç›kar›lm›flt›r.
Fevâ’id, gazete kavram›n›n yeni yeni
anlafl›lmaya baflland›¤› XIX. Yüzy›l
Bursa’s›nda do¤rudan ö¤rencileri,
dolay›s›yla da çocuklar› hedef kitle
olarak belirlemifl ve bu kültürün
Bursa’da yerleflmesinde önemli bir
etken olmufltur. Her ne kadar Fevâ’id’in
muhtelif say›lar›nda ad› ile birlikte gazete
ifadesi kullan›l›yor olsa da Fevâ’id, bir
gazeteden çok edebî ve ilmî bir dergi
özellikleri göstermektedir. Bu nedenle
Fevâ’id dergisi olarak adland›r›lmas›
gerekti¤i düflünülebilir.
Murad Emrî Efendi’nin e¤itime verdi¤i
önem ve deste¤in en somut
göstergelerinden biri Fevâ’id’dir.
Dergide her ne kadar a¤›r bir dil
kullan›lm›flsa da amaç, çocuklar›n ve
gençlerin bilgi, bilinç ve tecrübelerini
artt›rmak ve onlar› e¤lendirmektir. Ayn›
zamanda Fevâ’id’in son sayfalar›nda
yay›mlanan ders notlar›yla fliire,
edebiyata heves etmifl gençlerin
çal›flmalar›na yer vererek Bursal›
ö¤rencilerin ortak bir çat› alt›nda
olmalar›n› sa¤lam›flt›r. Bursa’daki kültür,
edebiyat ve bilim hayat›n›n
flekillenmesine destek olarak Favâ’id’de
yay›mlanan ilmi ve edebi makalelerde;
tercüme ve fliirlerde gençlere yol
gösterecek tan›nm›fl birçok flair ve
edibe yer verilmifltir. Fevâ’id’e fliir ve
yaz› gönderen gençlere yine dergi
arac›l›yla dergi yönetiminin yapt›¤›
de¤erlendirme sonucundaki geri
bildirimlerle bu gençlerin yetiflmesine
de katk› sa¤lam›flt›r. Fevâ’id’i yay›m›nda
iki dönem dikkat çekicidir. ‹lk dönemde
Mahmûd Kemâleddin Fenârî
baflmuharrirdir ve hedef kitle
çocuklard›r. ‹kinci dönem ise Mehmed
R›f’at Efendi’nin baflmuharrirli¤iyle
bafllar. Bu dönemde derginin
muhtevas›nda ve üslubunda önemli
de¤ifliklikler olur. Hedef kitle içine çocuk
Fevâ’id kapak sayfas›.
12 Fevâ’id’in 4. sene, 2. nüsha s.21.
13 A. Rüfldî, Abdullah Mazhar Bey, Abdülhakim Hikmet, Abdülkerim Hâdi
Efendi, Abdürrahim Nâfiz, Ahmed Hamdi, Ahmed Mâcid Efendi, Ahmed
Reflid Bey, Ahmed, R›f’at Bey (Üsküdardan), Ali Hikmet Bey, Ali Suad,
Aziz Bey Efendi, Bahâ Bey, Bahaeddin Bey Efendi (Vali Yard›mc›s›),
Besim Bey Efendi ,Binbafl› Hilmi, Bey (Islahhane Müdürü), Burhan-zade
Nâci, Cenab fiahabettin , Çatalcal› Memduh Bey, Çiftçi Ahmed R›za
,Ebuttahir Mehmed, Ekrem Bey ,Fâik Ali Bey ,Ferâizcizade, Fâ’iz Sâlih
Efendi, Hac› Ali R›za Efendi, Hakk› Bey, Hâlid Eyüp Bey, Halil Hakk› Bey,
Halil Ziyâ Bey, Hamdi Bey, Hasan Süheyl Bey, Hasan Tahsin (Kandiye
Mutasarr›f ve Kumandan›), Hasköylü Tahsin Basri, H›fzî, Hüseyin Cemil
Efendi, ‹smâil Rüfldî, Kadirzade Hüseyin Hâflim Bey, Kadri Necib Bey,
M. Hayreddin Bey, Mehmed Behâî Bey, Mehmed Ekrem Bey, Mehmed
Necib Bey, Mehmed R›f’at, Mehmed Sami Bey, Mehmed Sermed Bey,
Mehmed fievked ,Midhat Bey, Midhat Hamdi (Dersaadet Liman
Muhasebesinden), Muallim Feyzi Efendi, Muharrem Hasbi, Muharrem
Hasbî (Bal›kesirde Muallimîn-i ‹dadiyeden) , Müstecâbizade ‹smet Bey,
N. Vecdî, Nâci Efendi, Nâdir Bey, Niyâzi Bey, Osman Fâiz, Ömer Nâci,
Pafla-zâde, Yusuf Ken’an, Recep Vahyî Bey, Refîk Bey Efendi, Remzî,
Ruflendil Bey, Sa’di, Safâ Bey, fiahabzade Fuad, fiefik Zihnî, fievked
‹lhâmi Bey, fievked Kademî, Tepedelenlizade Kâmil Bey, Tevfik Fikret,
Vefik Bey, Yeniflehir Fenarî fiükrü Bey
KAYNAKÇA
Fevâ’id, I. Y›l Nüshalar›, Hüdavendigar Matbaas›, Burusa 1305
Fevâ’id, II, III, IV ve V. Y›l Nüshalar›, Matbaa-i Emrî, Burusa 1311-1316
KÜR, ‹smet, Türkiye’de Süreli Çocuk Yay›nlar›, Atatürk Kültür Merkezi
Yay›n›, Ankara 1991.
ÖZTAHTALI, ‹brahim ‹mran, Bursal› Murad Emrî Efendi ve Divan›, Gazi
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yay›mlanmam›fl doktora tezi, Ankara
2010.
1927 Y›l› Bursa Vilayeti Salnamesi, Bursa Vilayet Matbaas›, Bursa 1927.
KAPLANO⁄LU Raif, Meflrutiyet’ten Cumhuriyet’e Bursa (1876-1926),
Avrasya Etnografya Yay›nlar›, ‹stanbul 2006.
125 Bak›fl 132
Burç Balc›
Viyolonsel Sanatç›s›, Radyo Prodüktörü
Merhaba De¤erli Bak›fl Okurlar›,
Bu say›da sizlere, senfonik müzik
alan›nda, bazen konserlerde, bazen
radyo programlar›mda, bazen
sohbetlerde, bazen de e¤itim
konserlerinde çocuklar taraf›ndan
gelen sorulara cevap verece¤im.
Zira bu sorular›n baz›lar› ak›llarda
oluflsa da, sormaya çekinen
insanlarla tan›flt›m, sanki bir alanda
bilgisi olmamak utanç kayna¤› gibi
alg›lanabiliyor. Oysa nas›l e¤itimli
olmad›¤›m bir baflka konuda bilgim
k›s›tl›ysa, alan› baflka bir dal olan bir
baflkas›n›n bu konuda bilgisi
olmamas› da gayet do¤al bir durum.
Unutmamal› ki; “Bilmemek de¤il,
ö¤renmemek ay›p” demifl
Atalar›m›z…
“fief ne ifle yarar, bir fley çalmayan bu
adam elini kolunu sallamasa orkestra
çalamaz m›?”
Bu en s›k karfl›laflt›¤›m sorulardan
biridir. Senfonik bir orkestra, 80 ila
120 sanatç›dan oluflur. Bu say›da
sanatç›lar›n en baflta ritmik olarak
ayn› anda, ayn› tempoda
çalabilmeleri, ayn› anda girifl ç›k›fl
yapabilmeleri için bir iflarete ihtiyaç
vard›r. Asl›nda tarihte ilk olarak bu
görevi baflkemanc›lar yapt›ysa da,
sonras›nda ayr› bir meslek olarak
ihtiyaç duyulmufltur. Orkestra flefli¤i,
konservatuvar›n müzik bölümünden
mezun olunduktan sonra,
günümüzde iki y›lda mezun olunan
ayr› bir e¤itimdir. Orkestra flefi temel
olarak ritmik de¤ifliklikleri, çalg›
gruplar› aras›ndaki balans› ve çalma
fliddetini yani “nüans”lar› gösterir.
Elbette buna ek pek çok önemli
sorumluluk ta tafl›maktad›r. fiefin
enstrüman› orkestrad›r, bir eseri her
flef farkl› biçimde yorumlayabilir,
dinleyiciler ve sanatç›lar bu yorumu
be¤enir veya be¤enmez, bu da
[email protected]
sanat›n sübjektifli¤idir. fief olmadan
bir orkestran›n çal›p çalamayaca¤›
çal›nan esere ve orkestran›n birlikte
çal›flma tecrübesine dayal› olarak
de¤iflir. fiefin görevlerinden biri de,
birlikte çal›flmak için gerekli provalar›
yönetmek, bunu yaparken elbette
belli bir disiplini sa¤lamak, ancak
sanatç›lar›n yapt›klar› iflten doyum
sa¤layacak iletiflimi, pozitif ortam›n›
da oluflturabilmektir. fief ile orkestra
e¤er uyumsuz, gergin, huzursuz bir
çal›flma yap›yorlarsa, bu durumda
verim ve sanatsal seviye düflük
olaca¤›ndan, baflka bir rehabilite
yöntemi yoksa son çare olarak flefin
de¤iflimi gündeme gelebilir. Zira
dünyada tüm orkestralar bir flefle
harikalar yarat›rken, bir baflka flefle
hiç umulmayan derecede düflük bir
performans gösterebilir. Bu iki taraftan
birinin kabahatli olmas› anlam›na
gelmez, sadece iyi bir kimya
oluflmam›fl olabilir. Bu ayn› çiftlerde
Gustavo Dudamel
126 Bak›fl 132
Kültür / Sanat
Alondra De La Parra
kad›n ve erkek aras›ndaki ruhsal
bedensel uyum gibidir, e¤er bu uyum
yokolmufl, ya da hiç varolmam›flsa,
her iki taraf›n huzuru ve yeni mutlu
yaflamlar› için boflanmak iyi bir
seçenek olabilir. Özünde, flef bir
liderdir, ve sanatsal yetkinli¤ine ek
olarak mutlaka insan psikolojisi ve
toplum yönetimi bilimi konusunda
bilgili olmal›d›r.
“Ülkemizdeki senfoni orkestralar› neden
Türk müzi¤i çalmazlar?”
Öncelikle s›kl›kla duydu¤umuz bu
soru, ne yaz›k ki eksik ve hatal› bir
sorudur. Zira Dede Efendi de, Itri de,
Ulvi Cemal Erkin ve Adnan Saygun
da Türk’tür. Günümüz Türk Müzi¤i
dendi¤inde içinde çok farkl› türler
bar›nd›ran bir genifl bir kavram ortaya
ç›kar. Popüler, Klasik, Caz, Halk,
Sanat müzi¤i gibi farkl› alanlarda
verimli pek çok Türk besteci vard›r.
Dolay›s›yla kastedilen soruyu flöyle
sormak laz›m belki de: “Orkestralar
neden Türk halk müzi¤i/Türk sanat
müzi¤i çalmaz?” Bunun cevab›n› bir
örnekle anlatay›m: Nas›l bir beyin
cerrah› y›llar süren e¤itimine ra¤men
bir kalp ameliyat› yapamaz ise, bir
futbolcuya da basketbol oynatmak,
o futbolcu ne kadar iyi olursa olsun
verimsiz olur. Dolay›s›yla, klasik bat›
müzi¤i e¤itimi alm›fl biri kendini
özellikle yeniden y›llarca e¤itip
gelifltirmedikçe makamsal müzi¤i
orjinaline benzeyen flekilde iyi icra
edemez. Ayn› biçimde klasik müzik
e¤itimi almam›fl ama çok büyük üstad
olan bir sanat müzi¤i yorumcusu da
klasik müzik yap›tlar›n› gerekti¤i gibi
icra edemeyecektir. Çünkü makamsal
sistem ve bat› müzi¤indeki tampere
sistem, birbirinden farkl›, uyumsuz
ses derecelendirme ölçülerine
sahiptir. Üstelik, bu tarzlar›n ayr› ayr›
muhteflem ustalar›, topluluklar› varken
birbirlerinin alan›na tecavüz etmeleri
de sayg›n bir yaklafl›m olmaz. Ancak
bu alanda klasik müzik bestecilerine
çok büyük ifl düflmektedir: Yerel
motifleri, Türk kültürünün derin tarihsel
müzikal figürlerini, dünyan›n her
yerinde her orkestran›n
seslendirebilece¤i uluslararas›
formda, klasik bat› müzi¤inde
kullanmak. Netekim, Ulvi Cemal Erkin,
Adnan Saygun, Ferit Alnar, Faz›l Say
gibi pek çok Türk bestecisi, Anadolu
topraklar›n›n eflsiz kültüründen
beslenerek yapt›klar› eserlerle, Türk
müzi¤ini baflar›yla temsil
etmektedirler. Bu da Türkiye
Cumhuriyeti kurucusu, Mustafa
Kemal Atatürk’ün iflaret etti¤i
unsurdur zaten: “Ulusal; ince
duygular›, düflünceleri anlatan;
yüksek deyiflleri, söyleyiflleri
toplamak, onlar› bir an önce, modern
müzik kurallar›na göre ifllemek
gerekir. Ancak bu düzeyde Türk
ulusal müzi¤i yükselip, evrensel
müzikte yerini alabilir.”
De¤erli Okurlar, bugün bu iki genel
soruya yan›t verdim. Ancak
sorular›n›z› ve konu önerilerinizi,
merak ettiklerinizi lütfen
[email protected] adresime
yaz›n›z, önümüzdeki yaz›larda
mutlaka sizlerin sorular›na yan›t
vermeye çal›flaca¤›m.
Sanatla kal›n, hoflçakal›n…
127 Bak›fl 132
Kültür / Sanat
Nejat Yahya’n›n objektifinden
BUS‹AD Evi “K›fl manzaras›”
Cumal›k›z›k
128 Bak›fl 132

Benzer belgeler