Anneler Günü hediyesi!

Transkript

Anneler Günü hediyesi!
Anneler Günü hediyesi!
- Anneler Günü’ne gölgesi düşen AKP’li milletvekilinden başlayacağız. Ve, yine A
KP
’li yöneticilerle sürdüreceğiz. Meclis Başkanı Arınç
’'ın “one night stand”
tarifiyle kadın algısına
bakacağız. - Deniz Seki'’nin çalışmadığı yerden gelen soruya verdiği yanıtı...
- Siyaset-spor ilişkilerini irdeleyen Ecevit Kılıç’ın gelecek yılın şampiyonunu şimdiden
tahmini... RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı
***
AKP'li milletvekili Halil Ürün'ün eşi Esma Ürün'ün kriminal raporundan üç beş cümle
ile başlıyoruz olay yeri kaza raporumuza…
"Kafanın üst kısmında iki santimlik morarma. Sağ şakağın üstünde 2x3 santimlik çürüme. Sağ el kemiğinin ortasında ezilme."
Esma Ürün'e çarpan "şey"in tarifi ise AKP'li vekil Halil Ürün'e tıpatıp uyuyor. Geçen hafta gazetelerin manşetinde bir milletvekilinin eşini dövmesi, eşin şikayeti
ve aldığı rapor yer alıyordu. Buraya kadar her şey utanç verici aile içi şiddet olayından fazlası değil...
Ama asıl zihinlerde yer eden, bunun iktidardaki bir partinin -kadın milletvekilleri de dahilhiçbirinin çıkıp, kınamaması oldu…
Olayın üzerinden bir hafta geçtikten sonra, yani Esma Ürün şikayetini çektikten sonraz
evahiri kurtarma adına
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu
,
AKP
'li vekil Halil Ürün
1/7
Anneler Günü hediyesi!
'ü arayıp, kınadığını
açıkladı… Açıklamakla kalmayıp, bir de manşetlere yerleşmeyi başardı ama vicdanlarda AKP'nin
açtığı medya kazasının yarası
hep kanayacak gibi görünüyor.
SONUÇ:
AKP ve AKP'li vekilin Anneler Günü hediyesi, yüzde ve gözde açılan güller oldu
kısacası… Dahası, AKP'li vekil, belli ki dokunulmazlık zırhına sığınıyor… Ama, biz şöyle bir dokunalım dedik...
ARINÇ'TAN "ONE NİGHT STAND" TARİFİ…
ÖRNEK OLAY 1: OLAY YERİ: Resmi ziyaret için bulunduğu İsveç…
OLAY:
Bu hafta AKP'den gidiyor gibi görünüyoruz ama niyetimiz işin siyaset tarafını deşip,
muhalefet yapmak değil, o iş başkalarının… Biz, daha çok AKP'nin kadınları algılamasını
ele veren medya kazalarıyla ilgiliyiz. İşte, AKP cephesinden bir başka "dişi" yorumu…
Anlaşılan, Meclis Başkanı Arınç, seri medya kazacısı olmaya aday… Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un önümüzdeki günlerde tahtı tehlikede… Niye derseniz, Arınç resmi ziyaret için gittiği İsveç'te AB ile ilişkilerin "bir gecelik"olm
adığını anlatmaya çalışırken, bakın neler dedi;
"AB bizim için herhangi bir cafede tanıştığımız güzel bir bayanla ilişki kurmaya
benzemez. Biz bir kara sevda içinde değiliz. AB ile ilişkimiz akılcıdır ve karşılıklı çıkarı
içinde barındırmaktadır."
SONUÇ:
Bir kadınla cafede buluşmuş olmanın "gizli" niyetini de böylece onlardan öğrenmiş
oluyoruz… PEPE'NİN ABS'Sİ İYİ ÇALIŞTI!
ÖRNEK OLAY 2: OLAY YERİ: Zehirli variller meselesi ile ilgili 2/7
Anneler Günü hediyesi!
Haftalık Dergisi'nden Selin Ongun'un karşısında…
OLAY:
Tuzla'daki zehirli variller konusunda üst üste yaptığı açıklamalarla medya kazaları
yapan ve danışmanlarını hayli zor durumda bırakan Çevre ve Orman Bakanı Os
man Pepe
, bu kez
ABS
ve erken uyarı
sistemini çalıştırmayı başardı. Başaramadığı zamanlar da olmadı değil ama başarıları daha çarpıcı…
Selin Ongun, Osman Pepe'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. "Ben tipik bir 'laz'ım demiştiniz." Osman Pepe ise "laz" lafını es geçiyor ve "Tipik bir Karadenizliyim, demiştim"diyer
ek O
ngun
'un yola açtığı çukura
düşmüyor.
Ama, Ongun kararlı. "Sizin gözünüzden tipik bir 'laz' nasıl olur açıklar mısınız?"… Pepe'nin cevabı kararlı ve bir Karadenizli kadar uyanık.
"Tipik bir Karadenizli nasıl oluyorsa ben de öyle oluyorum."
Ongun, ısrarcı ve vazgeçecek gibi değil.
"Evinizde çöpleri kim döküyor, öyle bir görev tanımınız var mı?"
Pepe, politikacıların en çok kullandığı "gerekirse" sözcüğüne başvuruyor.
"Gerekirse ben de yaparım."
Ongun, sürdürüyor soruyu.
"En son ne zaman yaptınız?"
diyor…
Pepe, "2006'nın en başarılı çöpçüsü ilan edeceğim kendimi" cevabıyla, yeter artık
SONUÇ:
Her ne kadar bu röportajda "Çevreyi zehirleyenleri cezalandırıyoruz, ama onları
Taksim Meydanı'nda asacak halimiz yok ya"
veya "MFÖ
'orma
n değiliz, artık milli parkız' diye bir şarkı yapmış. Orman ile milli park arasında pek bir fark yok, ikisini de biz
3/7
Anneler Günü hediyesi!
koruyoruz"
, sözleriyle medya kazası sinyali de veren Pepe
, geçmişteki kazalarından ders almış
görünüyor…
Bunda gazeteci kardeşi Ahmet Can Pepe'nin de katkısı var mı diye merak ettik. DENİZ SEKİ BEYAZ TÜRK MÜ?
ÖRNEK OLAY 3: OLAY YERİ: Aktüel Dergisi'nden Özsel Tortop'un karşısında… Vakit gece yarısı…
OLAY:
Star Avı adlı televizyon programında jüri üyeleriyle aleni tartışmayla yeniden gündeme
gelen şarkıcı Deniz Seki, Aktüel Dergisi'nin bu haftaki kapak konusuydu… Deniz Seki, bildiği konularda, çalıştığı yerlerden sorulan her soruya son derece net ve
açık
cevaplar verdi. Ama, iş sosyolojik kavram tanımlaması içeren bir soruya gelince çuvalladı. Özsel Tortop, "Deniz Seki, Beyaz Türk mü?" diye soruyor…. Deniz Seki, "Evet" diyor ama neye evet dediğinin aslında farkında olmadığını
cevabın devamından anlıyoruz. "Anne tarafı Selanik, baba tarafı Akdenizli" diyerek, sosyolojik bir kavramı coğrafi
bir açıklamayla zenginleştirmeye çalışıyor.
Ama, cevap doğru değil. Gazeteci düzelterek, üsteliyor.
"Yanlış anladınız sanırım" diyerek, Beyaz Türk'ü kendince tanımlıyor.
"İyi eğitim almış, zengin, steril bir hayat sürdüren, halka biraz uzak anlamındaki
Beyaz Türk kavramından bahsediyorum"
Seki, medya kazası yaptığının o anda farkına varıyor...
"Öyle mi? Bu anlamını bilmiyordum. İnsanım, hem beyazım hem siyah. Böyle bir
ayrımı kabul etmiyorum."
Seki'nin nazik olduğu sorulardan biri ise silikon göğüsleriyle ilgili. Estetikçi Nazım Durak'ın silikonlarını acilen değiştirmesi gereken ünlüler arasında
saymasını hatırlatınca, "Çok saçma, nereden görmüş ki
4/7
Anneler Günü hediyesi!
Nazım Durak?" diyor.
SONUÇ:
Seki, çalıştığı yerden gelen soruları kaçırmıyor.
Belli ki dikkatli bir öğrenci. Cevabı oturtuyor. Röportajlara girmeden önce birkaç köşe yazarına göz atmasında yarar var…
Kısa… Kısa… MEDYA KAZALARI
KOLA-TURKA DÖNEMİ…
ATO Başkanı Sinan Aygün, Aktüel Dergisi'nden Tuba Atav'a verdiği röportajda, eski
dönemlerle şimdiki AKP dönemi uçak gezilerini karşılaştırıyor.
"Uçaktaki isimler hep aynı, değişmedi. Yani, Demirel'in, Tansu Hanım'ın, Mesut
Bey'in uçağındaki hep aynı kişiler. Değişen ne oldu biliyor musun? Eskiden viskiler sek
içilirdi, şimdi kolayla içiliyor. Viski-kola içiliyor. Eskiden viski şişeleri elden ele dolaşırdı,
şimdi viski şişeleri koltukların altına girdi."
Tuba Atav, takipte… "O zaman işadamlarında iki yüzlü bir durum mu var
diyorsunuz?"
Cevap;
"Var tabii. Ben gördüm, kolalı viski içiyorlar."
Yoruma gerek yok değil mi?
FİKRİ TAKİPTEYİZ
Geçen hafta eski bakanlardan Güneş Taner'in "Babam generaldi, dedem Milli
Emniyet'ten emekliydi. Genetik yapım suç işlememe engeldir"
sözü o kadar yankı buldu ki… Mehmet Ali Kılıçbay
'ın aklına doğal olarak şu soruyu sormak geldi;
"Ya suç işlemiş generaller, milli emniyetçiler varsa ne olacak? Nitekim bir amiral
hüküm giydi."
Ve, Kılıçbay, Aktüel Dergisi'ndeki yazısında, erdemin genetik, sınıfsal, dinsel,cema
atsel
değil, çabayla ve özeğitimle
elde edilecek kişisel
bir hal olduğunu hatırlatıyor okurlarına…
5/7
Anneler Günü hediyesi!
GELECEK YIL ŞAMPİYON KİM?…
Bugünden bu sorunun cevabını veren kişi gazeteci Ecevit Kılıç. Futbol-siyaset ilişkilerini anlattığı son kitabı "Politik Goller"le ilgili Aktüel Dergisi'ne
verdiği demeçte, zamanında Başbakan Erdoğan
'ın Fenerbahçeliliği
yüzünden
Trabzon
'da yerel seçimleri CHP
'ye kaptırdığını, altını çizerek şöyle anlatıyor; "AKP Trabzon'da seçmeni yeniden kazanmak istiyorsa, takımı şampiyon yapmak
zorunda. Ve büyük ihtimalle Trabzonspor gelecek sezon, yani FB'ni 100. yılında
şampiyon olacak."
Ne dersiniz, Nostradamus'un kehanetleri gibi, değil mi?... GÖRÜCÜ USUL܅
Fantezi müziğin sempatik ismi Metin Şentürk, Kalkavanlar'ın kızıyla Tarabya'da
sürpriz bir nikahla evlendi…
Ama şarkıcı Şentürk, "Nasıl tanıştınız, birbirinizi nasıl beğendiğiniz" türünde
sorulara, her zamanki gibi âmâ
yanıyla dalga geçerek, "görücü usulüyle evlendik"
diyor…
***
Akşam Gazetesi Helin Avşar'a soruyor,
"Peki, başka yapmayı düşündüğünüz bir proje var mı?"… "Spor yaparım, günde üç saat kadar. Bir tenis turnuvası var, inşallah ona
katılacağım."
***
Teoman'a Vatan Çikolata eki soruyor;
"Sarhoş olmanıza hayranlarınızdan tepki gelmiyor mu?"
Teoman; "Yok hayır, bu konuda özendiriyor lafına hiç katılmıyorum. Mesela
çocukken Elvis Presley'ciydik. Sonra bizi "Elvis i.neymiş'e ikna ettiler. Hiçbirimiz de i.ne
olmaya çalışmadık."
6/7
Anneler Günü hediyesi!
***
Tempo Dergisi, oyuncu Nurgül Yeşilçay'a çocuğuyla ilk kez fotoğraflarını çekerken,
soruyor… "Çocuk doğunca eşler arasında ilişkinin durgunluk yaşadığı söylenir."… Yeşilçay'ın cevabı son derece "açık"… "Sadece ilk iki ay cinsel ilişkiye giremiyorsun. Hatta oradan Nejat çıktı diyorsun."
Tahmin edeceğiniz gibi "Nejat", Nurgül Yeşilçay'ın Cem Özer'den olma sevimli oğlu…
***
Bu haftaki kaza raporumuzu, Mazhar Alonson'un eksantrik kızının sözleriyle bitirelim. 31 yaşındaki Eda Alanson, Haftalık'ta konuşuyor.
"Marjinal misiniz?…"
"Nedir Marjinal" diyerek, marjinalliğini kanıtlıyor adeta. Gazeteci üstüne gidiyor, "Neden kulağınızı tırmaladı bu laf?"
"Çok kullanılan her söz kulağımı tırmalıyor, aşk da öyle…"
Ardından gelen "Neler tırmalamıyor?" sorusuna, "Az kullanılan kelimeler. Mesela
muaf, hayattan muaf olmak gibi…"
diyor.
Böyle bir cevap karşısında "işte babasının kızı" diyoruz… Tıpkı, babasının "Hindistan yavaştan kendini sevdirir" sözü gibi, kendisini yavaştan
sevmeye
başlıyoruz…
7/7