Mecit Hun(1952)

Transkript

Mecit Hun(1952)
“DİL” GAZETESĠ
DĠL gazetesi Mecit Hun’un ilk, Iğdır’ın da üçüncü gazetesidir
(IĞDIR ve ARAS’tan sonra). 9 Temmuz 1952 yılında yayın hayatına giren
DĠL gazetesi teksirde tek sayfa olarak basılır. Eldeki en son sayı (Sayı: 130)
17 Nisan 1953 tarihini taĢır. Mecit Hun’un 16 Mayıs 1953 tarihinde
ġARKIN DĠLĠ gazetesini pedal makinesinde yayınladığı dikkate alınırsa,
DĠL gazetesinin Nisan 1953 yılı içerisinde yayın hayatına son verdiği
anlaĢılır.
DĠL gazetesinin yayın yüzü görmüĢ 130 sayısının eldeki toplam 57
nüshasının birer kopyasını değerli abim Nizamettin Onk kendi eliyle, cömert
ve kadirĢinas bir davranıĢla bana teslim etmiĢtir. Yarım asra yakın özel
arĢivinde bulundurduğu, baĢka hiçbir yerde bir kopyası olmayan, bir
dönemin Iğdır’ına ıĢık tutan bu kıymetli belgeleri eksiksiz olarak siz
okuyucularıma kavuĢturmayı görev bildim.
DĠL gazetesi 14 sayı boyunca ÇarĢamba ve Cumartesi günleri
olmak üzere haftada iki gün yayınlanır. 17 Ekim 1952’den itibaren de
günlük siyasi gazete olarak okuyucusuyla buluĢur.
Mecit Hun, DĠL gazetesini çıkardığında Millet Partisi Iğdır Ġlçe
BaĢkanıdır. 27 Mayıs 1950 seçimlerinde büyük bir darbe alan CHP, âdeta
siyaset sahnesinden silinmiĢ gibidir. DP iktidarına karĢı en etkin muhalefeti
de Millet Partisi organize etmektedir. Bu dönem aynı zamanda DP Ġlçe
BaĢkanı Nurettin Kirman ile Millet Parti Ġlçe BaĢkanı Mecit Hun’un siyasi
görüĢ nedeniyle karĢı karĢıya geldikleri, aralarında sert polemiklerin
yaĢandığı bir süreçtir.
DĠL gazetesi siyasi görüĢ ayrımı yapmadan sayfalarını kalem
severlere açar. Böylece Hamza Mızrak, Turgut Sungar, Eczacı Cengiz
Sümer gibi isimler gazetenin yazı ailesine dahil olurlar.
Sahip ve Mes‟ul Md.
9 Temmuz 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 1
Adliye Cad. No:8
Iğdır
Günlük Siyasi Gazete
Ağrı Yasak Bölgesindeki Köyler ĠĢi Ele Alındı
DĠL (Mecit Hun)
12 Temmuz 1952
Yıl: 1 Sayı: 2
Memnuniyetle haber aldığımıza göre Ağrı yasak bölgesinde
yasaklığı kaldırılan köylerin idari Ģekilde teĢekkül edebilmesi için yapılan
tetkik ve muhabereler neticelenmiĢ ve pek yakında Tarım, Bayındırlık ve
Sağlık bakanlıklarıyla Toprak ve Ġskan iĢleri genel müdürlüğünden birer
kiĢinin iĢtirakiyle teĢekkül edecek heyet ilçemize gelerek son tetkiklerini
yapacaklardır. Bu heyet marifetiyle köy kurulmasına karar verilecek yerlerin
yol, toprak ve sıhhi durumları tespit edildikten sonra sayısı bir hayli kabarık
olan meskun yerler birleĢtirilerek mahdut miktarda ve idari mevzuata uygun
köy kurulması temin edilecektir.
Vilayet adına gelecek heyete katılması tensip edilen il iskan
memurlarından sayın Ahmet Tekirdağ da birkaç gün evvel ilçeye gelerek
tetkiklerine ve gerekli hazırlıklara baĢlamıĢ bulunmaktadır.
Gelecek heyete muvaffakiyetler temenni eder çok yerinde olan bu
teĢebbüsten dolayı yakın ilgi göstererek bu mühim davayı halleden sayın
valimiz Niyazi Akı‟yı tebrik ederiz.
Hazım ve Tahammül Meselesi
DĠL (Mecit Hun)
12 Temmuz 1952
Yıl: 1 Sayı: 2
Kudretimiz dahilinde IĞDIR‟a hizmet gayesiyle teksir ettiğimiz DĠL
gazetesinin intiĢarını öfkelenmiĢ ve canı sıkılmıĢ olacak ki muhterem DP
baĢkanı sayın Nurettin Kirman resmi makamlara ihbar ve müracaatla gazete
çıkarmaya ehliyetli ve gerekli müsaadeyi de istihsal etmediğimize beyan
buyurmuĢlar.
BaĢvurduğu yerden kendisini tatmin edebilecek cevap aldığı
muhakkaktır.
Fakat merak ettiğimiz birkaç husus var:
Evvela bizim gazete çıkarmaya ehliyetli olmadığımızı iddia ederken
kendisinin malum vaziyeti dolayısıyla Ģu anda partisini temsil edebilecek
ehliyete haiz olduğuna ve DP baĢkanlığı yapabileceğine kanaati var mıydı?
Saniyen müsaade babında mütalaa beyan buyurmadan evvel iki
sayfacık basın kanununu gözden geçirmeye lüzum gördüler mi?
Tabiidir ki iki suale de verilecek cevap “Hayır”dır.
Zaten Nurettinciğimin böyle hareket edeceğini önceden tahmin
ettiğimiz için hayret etmedik sadece üzüldük. Çünkü gazetemize gelen
tebrik mektuplarının yanı baĢında bu satırları neĢretmek hiçte hoĢa
gitmeyecektir.
Tahammül ve itidal tavsiye ederiz....
DĠL’den DĠL’den
DĠL (Mecit Hun)
12 Temmuz 1952
Yıl: 1 Sayı: 2
Tuhafınıza gitmesin.
Haber aldığımıza göre sevimli kaymakamımız Hakkı Albayrakoğlu
tamim buyurdukları bir emirle iskan iĢlerini durdurmak suretiyle ilgili
memurları bu hususla alakalı kanunları tatbikten alıkoymuĢtur:
Tuhafınıza gitmesin...
Gerçi kanunun hakim olduğu bir memlekette veya bizim gibi hukuk
devletlerinde böyle Ģey olmaz ama, madem ki demokrasi var ve madem ki
kanunları çıkaranlarda nihayet bizim gibi insandır.
O halde bir kaymakamında 6000‟e yakın kanun içinden birkaç
tanesini yürürlükten kaldırması mümkün ve tabii olmalıdır.
Hem Iğdır gibi iskan iĢlerinin yolunda gittiği bir yerde iskân
kanunlarını tatbike ne lüzum var ki...
Ġlahi kaymakam bey...
VEFAT
Teessürle haber aldığımıza göre kasabamızın maruf tüccarlarından
Hacı Hüseyin Vural, 10 Temmuz 1952 ÇarĢamba günü hayata gözlerini
yummuĢtur. Kendisine Allah‟tan rahmet ve ailesine baĢsağlığı dileriz.
DĠL mıntıkası açılıyor
12 Temmuz 1952
Mecit Hun
Sayı: 2
Birçok köyleri içine alan ilçenin BaĢköy bucağına bağlı DĠL
mıntıkasında bir üretme çiftliği açılması hususunda ki tetkikler sona ermiĢ
ve keyfiyet Bakanlar Kuruluna arz edilmiĢtir. Kararın çıkmasını müteakip
derhal faaliyete baĢlanacağını memnuniyetle haber almıĢ bulunmaktayız.
Iğdır‟ın zirai inkiĢafında çok büyük rolü muhakkak addedilen DĠL
üretme çiftliğinin açılmasıyla Iğdır‟ın her sahada inkiĢaf edeceği ümit
edilmektedir.
Bitmeyen Cami ĠnĢaatı
Mecit Hun
12 Temmuz 1952
Sayı:2
ġarkın incisi diye vasıflandırılan Iğdır‟ımız gavur idaresinden
kurtulduktan sonra bu yana bir Müslüman diyarı olduğunu ispat edebilmek
için maalesef arzu edilir Ģekilde bir camiye kavuĢmadı.
Yıllardan beri Iğdır‟da bir cami inĢası için teĢekkül etmiĢ dernekler,
Ģahsi teĢebbüs veya rehberlikle yapılmıĢ toplantılar hatırlıyorum. Fakat
bütün faaliyetlerin vücuda getirdiği yegâne eser yıkılan bir kilisenin
temelleri üzerinde inĢa edilen bir metrelik temel duvarı ve dosyasında
hıfzedilen bir projeden baĢka bir Ģey değildir.
Bilhassa Iğdır gibi zengin bir yerde ve daha doğrusu bir Müslüman
diyarında bu vaziyet affedilemez ve halkımızla yakıĢık almaz hallerdendir.
Ferdi teĢebbüsle muazzam fabrika ve tesislerin yapıldığı Iğdır‟da
cami inĢaatımız çoktan bitmeli ve baĢka yerlere örnek olmalıydık.
Temennimiz bu iĢle ilgili arkadaĢların gayret ve mesai ve sayın
halkımızın da kıymetli himmetlerini esirgemeden elbirliğiyle bu iĢi
neticelendirmesidir.
Sayın Çiftçilerimize
12 Temmuz 1952
DĠL
Sayı: 2
Çift ile ziraat devri çoktan kapanmıĢtır. Makineli ziraat seni
yükseltecektir.
Traktör almak istersen Normak ve Schüluter markalarını tercih et.
Gayet ihtisaslı ve elveriĢli ola bu malları Iğdır‟da KADĠR PARLAK
acentesinde bulabilirsin.
Ayrıca 3 tonluk VĠDAL römorklarıyla her cinste su motorları ve
tulumbalar emrinize amadedir.
FIRILDAK KÖġESĠ
Fırıldakçı (Mecit Hun’un kaleminden)
12 Temmuz 1952
Sayı: 2
KEġĠġOĞLU BAĞINDA
Birkaç gün evvel Ģöyle bir dinlenmek için KeĢiĢoğlu bağına doğru
dalgın giderken elektrik santralı önünde çalıĢan ameleleri sıkı bir kontrol
altında bulunduran muhterem reisimize rastladım. Ahbaplık ediyordum. Bu
sırada çarĢı istikametinden avaz avaz reisi çağırarak arayan bir belediye
mensubu geldi. Reis heyecanlanmıĢtı:
“Ne var balam.. ne oldu?”
“Ne olacağ... bir kamyonçu kamyonunu ılığtır direğine vurup direk
eğilipti”
Reis geniĢ bir nefes alarak:
“Men de dedim gör ne yeke iĢ olup! Kanan adamsan balam... bele
Ģeyin üstüne vurmazlar. Bir baĢkasına da tapĢırarığ o da kamyonuynan dalın
dalın geler daldan vurar direk özözüne düzeler. Bele Ģey içinde adam reise
geler mi? Ay sarsağ kozmel, çığ get iĢine, görürsen ki iĢler kaydasıncağ
yeriyir...” diyerek adamını savdıktan sonra bana döndü:
“Eledimmi ay fırılllağçı?”
“Beli eledi reis”
Reis yaptığından ve kendisine hak vermemden memnun olacak ki,
“tevekkül Allah‟a” deyip vedalaĢtı.
Millet Partisi Ġlçe BaĢkanlığından
12 Temmuz 1952
DĠL
Sayı: 2
Partimize üye kaydı iĢine her gün saat 14‟ten 17‟ye kadar parti
binasında devam edilmektedir. DıĢarıda müracaat eden arkadaĢların Adliye
caddesi 8 numaralı parti binasına teĢrifleri rica ve ilan olunur.
Sporcularımız Ağrı’da
12 Temmuz 1952
DĠL
Sayı: 2
Vaki anlaĢma üzerine ilçemiz Sürmeli Spor Kulübü, Ağrı gençlik
kulübü ile futbol ve voleybol karĢılaĢmaları yapmak üzere dün saat 6 da 23
kiĢilik bir kafile halinde Ağrı‟ya hareket etmiĢlerdir.
Kendilerine muvaffakiyetler temenni ederiz.
ĠLÂN:
Pek yakında Aras Sinemasında “Dağların Kızı” filmi oynayacaktır. Açık
sinemamız emrinize açılmıĢtır.
Millet Partisinin Söğütlü Ocağı AçılıĢı
12 Temmuz 1952
Mecit Hun
Sayı: 2 (Sayfa 3-4)
Millet Partisi Iğdır ilçe yürütme kurulu Söğütlü mahallesi ocağının
açılması münasebetiyle 9 Temmuz 1952 ÇarĢamba günü saat 17‟de belediye
önündeki meydanda açık bir toplantı ve konuĢma tertip etmiĢtir.
Toplantı Iğdır‟ın yaz mevsimi hususiyetleri nazarı alınarak günün en
hareketsiz saatine isabet ettirildiği halde büyük bir dinleyici kitlesi
tarafından sonuna kadar takip edildi.
Ġlk konuĢmayı yapan Millet Partisi ilçe idare kurulu baĢkanı
Mecit Hun, Millet Partisi gayeleriyle muhalefetteki çalıĢmalarının müspet
neticelerini izah ettikten sonra, DP iktidarının samimi hareket etmediğini
belirtmiĢ ve sözlerine Ģöyle devam etmiĢtir:
“Memleketimizde tek parti yerine çok parti idaresinin kaim
olmasıyla millet ve memleket hesabına daha hayırlı neticeler umulurken,
Demokrat Partinin bugün tesis ettiği idare ile takip ettiği siyaset bizi
ümitsizliğe sevk etmiĢtir. Mütereddit siyasi partiler arasından iktidara
gelenler çok parti siyasetinin icap ettirdiği Ģeklide hareket etmediği
müddetçe teessüs eden idare tek parti rejiminden daha kötü neticeler
doğurur.
Maalesef, DP takip ettiği hattı hareketle muhalefeti ezmek ve hatta
bertaraf etmek emelindedir.
Muhalif partilerle halk huzur ve teminat altında faaliyetten mahrum
bulunmaktadır.
Parti kademeleri, memurları daimi surette baskı altında tutmak ve
onları partinin memuru olarak arzusuna göre harekete mecbur etmek
suretiyle partizan bir idarenin temellerini atmakla memurlarımızın huzur
içinde çalıĢmalarına mani olmaktan baĢka bir netice istihsal
edemeyeceklerdir.”
Bundan sonra Mecit Hun sözü Iğdır DP teĢkilatına intikal ettirerek
DP idarecilerini kendi partilileriyle alelumum halk arasına nifak sokmakla
itham etmiĢ ve.
“Muhterem halkımızın müzaheretine istinat eden partimiz daime
milletin emrinde çalıĢacaktır” dedikten sonra kürsüden inmiĢ ve Ģimdiye
kadar DP‟de olduğu zannedilen ve DP‟nin BaĢköy bucağı kurucularından
Gödekli kürsüye çıkınca, evvela neye uğradıklarını ĢaĢıran DP‟liler
hadisenin ehemmiyetini derhal kavrayamamıĢ fakat iĢin ciddiyetine kanaat
getirince nahoĢ hadiseler çıkarmaya teĢebbüs ederek zaman zaman hatibin
sözlerini kesmeye çalıĢmıĢlarsa da alkıĢlar ve halkın tezahüratı arasında
nutkunu sonuna kadar tam bir ciddiyetle okumuĢ ve toplantı sona ermiĢtir.
Ġsmail Gödekli konuĢmasının metni aĢağıdadır:
“Sayın hemĢehrilerim; bugün Millet Partisinin Söğütlü ocağının
açılıĢ törenine Ģeref verdiğinizden dolayı hepinize partim adına candan
teĢekkür ederim.
ArkadaĢlar, 1947 yılında BaĢköy bucağında DP‟yi saffet ve
samimiyetle, sarsılmayan azim ve iradelerine ve medeni cesaretlerine çok iyi
güvendiğim ve itimat ettiğim aziz BaĢköylü kardeĢlerimle el ele vererek
bütün hürriyet cesaretinin karargahı olan DĠL mıntıkasında kurduk.
Kurduğumuz günden 1952 kongresine kadar bu partide gayet samimi ve
ahenkaver bir Ģekilde çalıĢtık. Hakikaten DP‟nin ana akidelerine, tüzük ve
programına hayranım. Gerek Halk Partisi gerek DP ve gerekse Millet
Partileri benim için mukaddestir. Bu partilerin üçüne de, kurucularına da
hürmetim vardır. Madem ki memleketimizde bugünkü bünyemize göre bir
parti hızı ve havası yaĢamakta ve yükselmektedir. Binaenaleyh bu hız
muhakkaktır ki çok kuvvetli temellere dayanarak yurdumuzda milletimizin
selamet ve inkiĢafı yolunda göğüs gererek yürümelerini icap ettiriyor. ġu
halde en kutsi hizmeti partiler yapmıĢ oluyor demektir. Fakat, maalesef yeni
iktidar bu zihniyet ve gayeyi taĢımadı, bu varlığı göstermedi. Tüzük ve
programındaki vaatleri yerine getiremedi. Yaldızlı sözlerle bizi aldattı.
Memlekete irtica, iftira, nifak ve huzursuzluk soktu. Bugün millet
büyük bir hayal kırıklığı içinde ümitsiz yaĢamaktadır. Bu merhametsizlik ve
haksızlığı yapan yeni iktidarın kademe teĢkilatı baĢında olan nâ ehil (ehil
olmayan) insanları memleket ve millet menfaatlerini gasp emek sevdasını
güden kimseler ve hiçlerdir.
Bu hiçler ki, tüzük ahkamına uymayarak o güzelim bakire tüzüğün
bikriyle oynayıp lekelediler.
1952 ilçe kongresinde bir bozbaĢa oy aldılar.
O hiçler ki, Nasrettin Hocanın yeminini bölemedikleri halde
Ankara‟yı su yolu yaparak iktidardan pay ve hisse davasında bulundular ve
bulunmaktadırlar.
O hiçler ki Ankara‟ya yaranmak sevdasıyla gazetelerde bir çok
hercailik ettiler ve iktidarı bu Ģekilde oynattılar.
O hiçler ki 1950 seçimlerinde iki kardeĢi birbirine saldırdılar,
particiliği ortadan kaldırarak partizanlık ve mahalli particilik yaptırıp bu
temiz milletten bu suretle istifade ederek mevki kazandılar. Ve bu milletin
emeklerini sonradan heder ederek iktidarın murassa koltuklarına imrenerek
itimadımızı suiistimal ettiler.
Ġktidar partisi 14 Mayıs‟ta yapmıĢ olduğu konuĢmalarında, ben ve
benimle birlikte Millet Partisine intisap eden arkadaĢlar güya DP‟den ihraç
edilen kimseler imiĢiz. Bu cümleyi dudakları arasına alarak efkarı
umumiyeye yayan ve yakıĢtıranlar hakikaten Ģerefsiz ve karaktersiz
kimselerdir. Benim ve arkadaĢlarımın partiden ihraçlarına dair hangi
kararları mevcuttur ve sebep nedir, lütfen açıklasınlar. Ben, ne fabrika
satmıĢ ve bu masum milletin günahına girmiĢ ve ne de iktidarı kandırarak
baskı ile fabrika almıĢım. Ve ne de iktidarlarına güvenerek hükümet
koridorlarında vasıtacılık yaparak iktidar sayesinde milleti soymuĢumdur.
Ben bu davayı Ģerefli bir dava bilerek girdim. Bu davanın baĢında bulunan
kimseler ve hiçleri gördüğüm içindir ki yeni iktidardaki bu haksızlıklara
tahammül edemeyerek 6 sene bilafasıla çalıĢtığım partiden ayrılır,
huzurunuzda Millet Partisine intisap ediyorum. Memlekette bu ana davaları
baĢarmak için muhakkak mücadele Ģarttır. Millet Partisinin tüzüğünü bir
defa gözden geçirirseniz eminim ki siz de benim gibi iktidarın hareketlerine
nefret edip memlekette kuvvetli bir muhalefet yaratmak için Millet Partisine
geçmeyi vicdani bir borç bileceksiniz.
Sizlerinde Millet Partisine geçmesini candan dilerim.”
Ġsmail Gödekli‟nin bu konuĢması sırasında o sırada dinleyiciler
meyanında bulunan DP Ġç Bucak Ġdare Heyetinden Mehmet Gülten hatip
için hakaret ve isnatta bulunmuĢsa da Ģahsi Ģikayete taalluk ettiğinden
taraflar mahkemeye müracaat etmeden hadise kapanmıĢtır.
Fakat Millet Partisinin gördüğü alaka ve müzaheretle Ġsmail
Gödekli‟nin konuĢmasından sinirlenerek kendilerini savcılığa müracaatla
Gödekli tarafından hükümet ve partinin Ģahsiyeti maneviyesine hakarette
bulunulduğu iddiasıyla takibat icrasını talep etmiĢlerdir.
Hükümet tarafından toplantıda bulundurulan siyasi mümessilin de
teyit ve beyan ettiği gibi böyle bir hal varit olmadığı halde Demokratlar
uğradıkları hezimetten ne yapacaklarını ĢaĢırarak sümme tedarik temin
ettikleri birkaç DP‟li Ģahitle tertip ve isnatlara baĢvurmuĢsa da bizzat sayın
savcı ve emniyet amirimiz tarafından yapılan inceleme neticesinde iddia
varit görülmeyerek takipsizlik kararı verilmiĢtir.
Ġyi düĢünen DP‟lilerle bitaraf halk ve CHP‟liler, Demokrat Partinin
uğradığı bu vaziyeti hezimet telakki etmekte ve zaten sayısı pek az ola
Demokrat Partililerin bu hadiselerden sonra Iğdır muhitinde asla
tutunamayacağını beyan etmektedirler.
Toplantı günü akĢam saati 21 sıralarında DP idarecilerinden Latif
Polat‟la CHP müfritlerinden hamallıkla geçinen Ahmet Kumtepe arasında
Fazıl Baykal gazinosu önünde bir kavga olmuĢ ve kahvenin camları
kırılmıĢsa da hadise mahkemeye intikal etmeden yatıĢtırılmıĢtır.
DĠL‟e gelen tebrik mektupları:
DĠL Gazetesi yazı iĢleri Md.
DĠL‟in intiĢarını gayet müsait karĢıladım, sizi ve yazı ailenizi tebrik eder,
feyizli baĢarılar temennisiyle, gazetenizin uzun ömürlü olmasını yürekten
dilerim.
Kredi Kooperatifi Muhasibi
TURGUT SUNGAR
DĠL Gazetesi Müdürlüğüne
Bugün intiĢar eden DĠL gazetesinin feyizli ve hayırlı olmasını temenni eder,
muvaffakiyetler dileğiyle candan tebrik ederim.
KARS Gazetesi Muhabiri
M. Ali Kutlay
Meyveciliğimiz
16 Temmuz 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 3
Her türlü zirai mahsul yetiĢtirmeye müsait olan Iğdır ovasının
pamukçuluk, hububat, sebzecilik ve hatta hayvancılığı kadar meyve
yetiĢtiriciliğinin de ön planda gelen bir dava olduğunu bilmeyen
kalmamıĢtır.
Fakat, meyvecilik ve bağcılığımızın bugüne kadar Ģahsi teĢebbüsten
baĢka bir teĢvik ve himaye görmemesi bu önemli davanın esaslı bir Ģekilde
tahakkukuna engel olmuĢtur.
Kars, Ağrı ve Erzurum illerinin meyve ve sebze ihtiyacını temin gibi
avantajlı bir durum taĢıyan Iğdırımız, meyveciliği ve sebzeciliği teĢvik
yönünden bir parça himmet ve yardıma layık görüldüğü andan itibaren
geçecek çok kısa bir müddet içerisinde geniĢ ölçüde geliĢmelere sahne
olacaktır.
Iğdır‟ın müsait durumunu göz önünde tutan hükümetimiz, hükümet
eli ile yapılması lüzumlu olan yardımların nelerden ibaret olacağını tespit
etmek ve mahallinde incelemeler yapmak üzere meyvecilik sahasında
değerli ve geniĢ bilgiye sahip bir eleman olan Erzincan fidanlık müdürü ve
meyvecilik mütehassısı Bay Kemal‟i Iğdır‟a göndermiĢtir.
Adı geçen zatın yaptığı incelemeler müspet neticeler vermiĢtir.
Ayrıca öğrendiğimize göre mütehassıs tarafından düzenlenip
bakanlığa sunulacak raporda Iğdır‟da Iğdır çiftçisinin fidan ihtiyacını
mahallinde ve geniĢ ölçüde karĢılayabilmek üzere bir meyve fidanlığının
çok lüzumlu olacağı hususu da belirtilecektir. Pek yakında Iğdır‟da bir
fidanlık kurmak, geniĢ ölçüde bağ ve bahçe kredisi tahsis edilmek suretiyle
bağcılığın, meyvecilik ve sebzeciliğin geniĢ ölçüde inkiĢafına imkan
verileceğini ümit ediyoruz.
Arama Tarama
16 Temmuz 1952
DĠL
Yıl: 1 Sayı: 3
Iğdır emniyet makamları tarafından 1 ve 12 Temmuz günleri saat 20
sıralarında yapılan umumi bir arama neticesinde iki tabanca ile iki bıçak elde
edilmiĢ ve savcılığa teslim edilmiĢtir.
IĞDIR-KARAKÖSE SPOR KARġILAġMASI
16 Temmuz 1952
ArkadaĢımız HAMZA MIZRAK maçların kritiğini veriyor
Yıl: 1 Sayı: 3
Hakemin haksız hareketi futbol maçını neticesiz bıraktı.
Voleybol Maçı: Takımımız tam bir itimat havası içinde idi. SAHĠRTURGUT-PAġA-ERDOĞAN-CENGĠZ-AYDIN Ģeklindeki kadromuz,
sahada yer alınca hayli alkıĢ topladı. Birinci devreyi kolaylıkla 15-5 kazanan
takımımız ikinci devrede gevĢedi. Bu devreyi de Cengiz‟in güzel bir vuruĢu
ile 15-11 sona erdirdi. Sürmeli Spor voleybolcuları güzel bir oyun çıkardı.
Bunun için galibiyet hakları idi ve Karaköselilere çok faiktiler.
Futbol: Karaköseliler bu maç için oldukça hazırlanmıĢlardı. Bu maksatla
Erzurum karmasında rakipsiz solaçık Erdoğan ile sağ açık Erdinç‟i ve bek
Muammer‟i; Askeri Güçten de oyuncu alan Ağrı Gençlik Kulübü maçı en az
4-5 sayı farkla kazanacaklarını iddia ediyorlardı.
Bu durum karĢısında baĢta Kâmil Taner olmak üzere bazı arkadaĢlar,
takımımızı ezdirmemek amacıyla bu oyunculara itiraz ettiler. Hatta,
Karaköselileri ayak diremesi karĢısında maçtan sarfınazar edilmek üzere
iken, kafileyle beraber gelen bazı arkadaĢların ısrarı ve bütün oyuncuların
isteği üzerine maçın yapılmasına karar verildi.
Saat 16.45 de evvela Sürmeli Sporlular sahaya çıktılar. Arkasından
Ağrılı gençler sahada yer aldılar. Mutat seremoni yapıldı. Bu arada sayın
Ağrı valisi teker teker bütün oyuncuların elini sıkmak suretiyle iltifatta
bulundular. Kurada takımımız rüzgar altına düĢtü. Ve takımlar Ģu tertipte
sıralandı.
Iğdır Sürmeli Spor: Fikret, Cengiz, PaĢa, Ali Rıza, Sahir, Turgut, Mecit,
Aydın, Erdoğan, Fikret, Hayri
Ağırlı Gençler: Nuri, Ġhsan, Muammer, Yavuz, Nihat, Yıldırım, Melih,
Mehmet, Erdinç, Erdoğan, Hüsamettin
Ġlk vuruĢu bizim takım yaptı. Topu kapan Ağrılılar neticesiz bir akın
yaptılar. BaĢlangıçta, kalemizi Erdinç ve Erdoğan vasıtasıyla hayli tehdit
eden Ağrılılar nihayet oyunun 8nci dakikasında Erdinç‟in yakın mesafeden
çektiği Ģutla bir gol kazandılar. Orta yapıldıktan sonra sol açık Hayri nefis
bir ilerleyiĢten sonra topu Fikret‟e geçirdi. Bu oyuncumuz da dokuzuncu
dakikada bizim beraberliğimizi sağladı.
Maçın mütebaki kısmı tamamen baskımız altında geçti. Hatta Fikret,
esaslı bir fırsatı toyluğu yüzünden heba etti. Aydın‟ın nefis bir Ģutu da
soldan direği yalayarak geçti.
Oyunun devamı esnasında Erdinç‟in bahane dalıĢlarına ve
kalecimizin mukabil kurtarıĢlarına Ģahit oldum.
Karaköseliler, ferden iyi ve Ģöhretli olmalarına rağmen
antrenmansızdılar. Asla anlaĢamıyorlardı.
Çok zevkli bir oyun seyrettiğimiz bu maçta hakemin idaresi
fevkalade idi. Ancak 44ncü dakikada aleyhimize verdiği penaltı haksızdı.
Topun PaĢa‟nın eline çarptığını kabul dahi etsek, bu Ģerait altında
penaltı verilemezdi. BaĢka bir ceza tatbik edilmeli idi.
Oyun berabere idi. Kasti hareket yoktu. Bunun için penaltılık bir
durum mevcut değildi. Bu suretle gerilen sinirler maalesef hiç arzu
edilmediği halde oyunun devamına mani oldu.
Takımımız iyi anlaĢılıyordu. Erdoğan ve Fikret deplasman yaparak
Nihad‟ı aĢmakta güçlük çekmiyorlardı. Maçın cereyanı bir galibiyetle
dönmemizi mümkün kılmıĢtı. Oyunun yarıda kalmasından dolayı
duyduğumuz teessür pek büyüktür.
Maçtan önce ve maçtan sonra gördüğümüz sıcak alakayı Ģükranla
karĢılarız. Ağrılıarın misafirperverlikleri hepimizi teshir etti. Bu kardeĢ
temasların daha iyi Ģartlar altında devam etmesi yegane arzumuzdur.
Kendilerini Iğdır‟da bekler, saygı ve muhabbetle selamlarız.
AÇIK TEġEKKÜR
Asil ve yiğit Ağrılılarla beraber bulunduğumuz günler, bizim için
zevkle anılacak birer hatıra olmuĢtur. Ağrılı kardeĢlerimizin canlı alaka ve
unutulmaz samimiyetleri her türlü taktirin fevkinde idi. Kendilerini Iğdır
Gençliği ve Kulübün namına selamlar teĢekkürlerimi saygılarımı sunarım.
Sürmeli Spor Kulübü BaĢkanı Kamil Taner
SÜRMELĠ SPOR KULÜBÜNÜN YENĠ DAVETĠ
Memnuniyetle haber aldığımıza göre Sürmeli Spor Gençlik Kulübü
ELAZIĞLILARI karĢılamak üzere Elazığ Merkez Gençlik Kulübü ile
temasa geçmiĢtir. Muvaffakiyetler dileriz.
SPORCULARIMIZ GELDĠ
Bir spor karĢılaĢması yapmak üzere Karaköse‟ye giden kafile 14
Temmuz günü Iğdır‟a avdet etmiĢtir.
DOĞUBEYAZIT’TA BĠR SPOR KULÜBÜ KURULDU
Memnuniyetle haber aldığımıza göre komĢu Doğubeyazıt ilçesinde
bir spor kulübü kurulmuĢ ve çalıĢmalarına baĢlamıĢtıri
Muvaffakiyetler dileriz.
Belediyemizin Faaliyetleri
16 Temmuz 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 3
Son günlerde hakikaten taktire değer çalıĢmalarda bulunan sayın
belediyemizin hummalı faaliyetlerini yaptığımız tetkiklerle tespit etmiĢ
bulunmaktayız.
Evvelemirde, 1nci nüshamızda iĢaret ettiğiniz yolların kumla
örtülmesi iĢini ön plana alan belediye Kars‟ta Muhittin TekbaĢ acentesinde
mübaya ettiği romorklu bir ferguson traktörle iĢe baĢlamak üzeredir.
Kasabanın intizamını temin ve çarĢı içindeki yolları muhafaza için
nakil vasıtalarının hareket caddeleri tefrik edilmiĢ ve diğer caddelerin
baĢlangıcıyla bitim noktalarına kazıklar çakılmak suretiyle nizam temin
edilmiĢtir.
Halkın sinema ihtiyacını de ele alan belediye sinema binası
arkasındaki boĢluğu duvarla çevirmek ve inĢa etmek suretiyle beldeye bir
yazlık sinema kazandırmıĢtır.
Daha bir çok hususlarda faaliyet gösteren sayın belediye
baĢkanımıza muvaffakiyetler temin ederiz.
ĠLAN: KAYNAK YAPTIRACAKLARA
Karadeniz garajı yanındaki atölyesinde Hüsnü Alacaoğlu oksijen
kaynağı iĢlerine baĢlamıĢ bulunmaktadır. Sayın traktör ve kamyon
sahiplerine duyurulur.
DUYURU: Millet Partisi ilçe yürütme kurulu parti binasında üye kayıt
iĢlerine devam etmektedir.
ĠLMĠ ġUMÂ MALUM ġÜT
M. H. (Mecit Hun)
16 Temmuz 1952
Yıl: 1 Sayı: 3
Geçen gün DP müritlerinden Latif Polat‟la bizim Kel Ahmet
arasında vuku bulan kavga ve münakaĢa bize Ģu fıkrayı hatırlattı:
Havada bulup tavada yiyenlerden birisi, bir gün fırıncıdan veresiye
aldığı ekmeği evine göndermek ister. Etrafı arar, bir hammal bulur.
“Balam bu çöreği al bizim dövlethaniye apar”
Çörek sahibinin ne mal olduğunu bilen hamal,
“Ne dövlethanesi, bari kâsıphane de! Çöreği de nisye alıpsan”
Bedavacı bu cevaptan öfkelenir.
“Ay kiĢi özüne gel, senin baĢının tüyü kadar menim pulum, dövletim
var”
Tesadüfe bakın ki hammalın baĢı kabak gibi kel, tüy arasan
bulamazsın. Derhal baĢından küllahını kaldırır ve,
“Dövlet Ģumâ Malum Ģüt” (Devletinizin derecesi malum oldu) diye
cevapta bulunur.
Sayın Latif Polat da Ahmet‟e öfkelenmiĢ olacak ki,
“Çek buradan arabanı; yoksa bizim demokratlar senin illahını
keserler”demiĢ.
Her halde Polat‟ın demokratları da Ahmet‟in baĢındaki tüy kadar
olsa gerek.
Ticari Miting
16 Temmuz 1952
DĠLSĠZ (Mecit Hun)
Yıl: 1 Sayı: 3 Sayfa:3
Millet Partisi toplantısından cesaret alan tüccarlarımızdan sayın
Hüseyin Yaycılı tarafından 12 Temmuz günü belediye meydanında ticari
mahiyet arz eden bir miting tertiplenmiĢtir.
Vedat Pınar firması adına söz alan hatip sayın Rıza Özmen, Stiyer
marka bir kürsüye çıkarak evvelemirde Zirai Donatım kurumu iktidarı ile
Kadir Parlak muhalefetini Ģiddetli bir lisanla tenkit ettikten sonra, devamla,
“30 senelik Ģoförüm. Emin olunuz ki, böyle motor görmedim.
Bizimde tuhafımıza gidiyor. Sayın Iğdır çiftçisi zengin ve kadirĢinastır,
lütfen bizden de biraz traktör alıp tecrübe edin, biz de malımızın kıymet
derecesini anlayalım”, demiĢ ve ilaveten, “744 D Masseyharris traktörleri
çok Ģerefsiz mallardır” demesi üzerine baĢlangıçtan beri mitingi takip eden
Ġsmail Gödekli dayanamayarak,
“Stiyer ve ġtayir traktörleri Ģerefsizdir”, diye müdahale etmiĢ ve
kavga derhal yatıĢtırılmıĢtır.
Not: Millet Partilileri cevaplandırmayan Demokratların YAYCILI
mitingini cevaplandıracakları istihbar edilmiĢtir.
Mitinge Demokratlar tarafından müdahale edilmemiĢtir.
FIRILDAK KÖġESĠ
16 Temmuz 1952
Fırıldakçı (Kaleme alan Mecit Hun)
Yıl: 1 Sayı: 3
Kasabada huzur ve sükunu temin ve kasaba sakinleri arasında daima
sulh tesis etmek için faaliyet gösteren hemĢehrilerinize FIRILDAKÇI
tarafından muhtelif hediyeler verilmektedir. ĠLK LĠSTEYĠ neĢrediyoruz:
ĠBRAHĠM KĠRMAN:
Sadık Tezel‟le birlikte bir Kars seyahati
BĠTLĠSLĠ MEMET:
Ġskan yoluyla bir ev
HÜSEYĠNALĠ BAġKENTLĠ:
YavaĢ yürüdüğü içini üç tekerlekli bir
bisiklet ve Halfeli caddesinde bir
pansiyon.
ġEFĠ ÖCAL:
Pristaf muavinliği
HÜSEYĠN YAYCILI:
Orgof
süvari
grubu
levazım
müdürlüğü
CEMAL TOKSÖZLÜ:
Hamit Ünver‟den muhtasar bir telgraf
PULURLU AHMET:
7 adet hasta deve
ĠSMAĠL ÖZGÜR:
Kooperatif ihaleleri için bir banka
mektubu
AZĠZ ÇĠFTLĠK:
Bir çeltik ihtisas diploması
MEġEDĠ LATĠF:
14 Mayıs günlerinde takmak üzere,
Oltu taĢından mamul 10 santim
NURETTĠN KĠRMAN:
MECĠT HUN:
HAMĠT ÇĠFTLĠK:
HASAN ÇETĠNEL:
uzunluğu, 5 santim kalınlığında ve 7.5
santimetre geniĢliğinde ortası üç
buçuk bir tırnak ayarında altına
iĢlemeli bir adet DP rozeti
Protokolde kaymakam refikliği
Hasanhan
köyünde
Nurettin
Kirman‟la muazzam bir pamuk
ortaklığı
SatıĢ
kooperatiflerinden
birisine
müdür tayin edildiğine dair ticaret
bakanlığından bir telgraf
Iğdır ovasını sulama imtiyazı
Fırıldağınız tutarsa devam edeceğiz. FIRILDAKÇI
HUSUMET
Mecit Hun
16 Temmuz 1952
Yıl: 1 Sayı: 3
Bir zamanlar Ulus gazetesinde sayın H. Cahit Yalçın, Hasankale‟nin
bilmem hangi köyünce falancadan aldıkları imzasız bir mektuba istinaden
Ağrı, Erzurum ve Kars vilayetleri halkının endiĢe verici bir Ģekilde
silahlandığını bir baĢmakale mevzuu yapmıĢtı.
Ġki gün evvel ki Kars gazetelerinden birisinde de, Karaköse hayvan
pazarında vuku bulan bir katil hadisesiyle yakalanan birkaç tüfeği mevzu
yapan sayın Fuat Araslı, durumu kendi Ģahsi görüĢüne istinaden kısaca tahlil
ettikten sonra bu iki mücerret hadiseden ġarkın silahlanmakta bulunduğu
neticesini istihraç ediyordu.
Eminim ki gerek Ulus ve gerekse Kars gazetelerinin bu neĢriyatı, sırf
iktidar partisini hedef tutarak bu kadar basit hadiselerle “sözüm ona”
muhalefet yapmaktır.
Ġktidar hükümetinin ihmalinden dolayı yalnız ġarkta değil
Türkiye‟nin her tarafında her türlü silah yasaklığının hemen hemen ortadan
kalktığını ve bu sebeple de halk arasında silaha karĢı Ģiddetli bir temayülün
mevcut bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bu durumu iktidar aleyhinde
mütalaa etmek gayretiyle milyonlarca vatandaĢı isyanla itham etmek her
halde tecrübeli gazetecilere yakıĢmayan hallerdendir.
Her gün büyük, partili veya partisiz gazetelerde bir sürü havadis
arasında bu mevzu ile ilgili haberler de okumaktayız. Falan vapurda Ģu
kadar tabanca ve mermi yakalandı, Ankara‟da silah kaçakçılığı yapan bir
Ģebeke yakayı ele verdi, Ankara‟da iki köy halkı tüfekle birbirine girdi ve bu
silahlı kavgada bilmem kaç kiĢi öldü veya yaralandı vs vs
Bütün bu hadiseler tabii karĢılanmakta olup bu muazzam vakalardan
Ġstanbul, Ankara veya herhangi bir yerin silahlanması veya ayaklanması
neticesi istihraç edilmiyor da Karaköse de vuku bulan alelade ve münferit
bir iki hadise bütün ġark vilayetlerini ağır bir itham altında bırakıyor.
Zavallı ġark, senelerden beri sana tevcih edilen husumet bitmedi mi?
Ehliyet Babından
16 Temmuz 1952
DĠL (Mecit Hun)
Yıl: 1 Sayı: 3
Gazetemizin teksir edileceği sırada fabrikatör sayın Osman
Ataman‟a ait traktörün askeri evler civarında devrildiğini üzülerek haber
aldık.
Zannedersek Iğdır‟da devrilmeyen veya bu beladan nasibini almayan
traktör hemen hemen yok gibidir.
Bu sebeple bir çok vatandaĢların hayatına kıyıldığı gibi bu
traktörlere bağlanan yüz binlerce servette heba olup gitmektedir.
Kanaatimize göre, bütün bu müessif hallerin biricik sebebi
makinelerin ehliyetsiz Ģoförler eline terk edilmesidir.
Bu hususta mal sahipleri kadar belediyemizin de kabahatli olduğu
tabiidir.
Her gün sayısı bir miktar artan traktör ve emsali zirai makineleri
kullananların ehliyetli kimseler olmasına azami dikkat ve itina
gösterilmedikçe netice daha fenaya gidecektir.
GENÇLERĠMĠZ IĞDIRDA
Yüksek tahsilde ve lisede buluna gençlerimiz tatil münasebetiyle
gelmiĢ bulunmaktadırlar.
Kendilerine Ģen günler temenni ederiz.
MĠLLETVEKĠLLERĠMĠZ
Seçildiklerinin akabinde CHP‟den istifa ederek iktidarı seçen üç
milletvekilimizin seçmenlerle yeniden yüz göz olmak üzere yakında
kasabamıza gelecekleri haber alınmıĢtır.
ZĠRAAT MÜDÜRÜ
Haberimiz olmadan iki gün evvel Iğdır‟a gelen Ziraat Müdürümüz
sayın Ziya Ayrım‟ın gazetemizi tebrik etmeden Kars‟a avdet ettiğini haber
aldık. Tebriklerini bekleriz.
AÇIK MEKTUP
Cengizciğim. (Cengiz Ekinci)
DĠL gazetelerini zatı alinize bedava göndermeye mecbur değilim. Ya
5 papelimizi veya Ekinci gazetesi için bekçi parası makbuzuyla toka
ettiğimiz abone bedellerini isteriz.
Bilirsin ki KATIĞ AġI EYĠDĠR AMMA GEH MENDE GEH
SENDE
KAYMAKAMLIK TEKZĠP EDEMĠYOR
1 Eylül 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 11
Ġdaresizlik ve beceriksizliği dolayısıyla kaymakam hakkındaki
neĢriyatımız cevapsız kaldıkça bir çok okuyucularımız bunun sebeplerini
öğrenmek maksadıyla gazetemize müracaat etmektedirler.
“Sükut ikrardan gelir” diye bir atasözü vardır. NeĢriyatımız
vesikalara istinat ettiğinden yalanlanmasına ve hatta tavzihine dahi cevaz
bulunamayacağı tabiidir.
Saniyen mes‟eke körüklendiği taktirde neĢri sıra bekleyen nice
haksız ve kanunsuz icraatının mevcut olduğunu muhatabımız bildiği içindir
ki susmayı tercih etmektedir.
Geçen gün Evci köylü bir hemĢehrimiz, bir arazi mevzuunda
kendisine yapılan haksızlıktan dolayı yanında misafirleri bulunduğu bir
sırada muhteremi makamında ziyaret etmiĢ ve kendisine Ģöyle hitapta
bulunmuĢ.
“Size kaymakam diyemeyeceğim; zira yaptığınız usulsüz ve haksız
muameleyle bu makama layık olmadığınızı gösterdiniz”
Bu köylü vatandaĢımızın iddiasının samimiyetine Ģüphemiz yoktur.
Fakat, asıl mesele sayın kaymakamında bunu idrak ederek memleket
hizmetinde faydalı olmaya çalıĢması ve kendisini ıslah etmesidir.
Gazeteciğimiz bu sebeple tekzip yerine sayın kaymakamdan içinde
bulunduğumuz kötü gidiĢin ıslahını beklemektedir.
MAZLUM ARAS GELDĠ
Birkaç seneden beri Amerika‟da tahsilini ikmal etmek üzere bulunan
kıymetli gençlerimizden Mazlum Aras ile eĢi, dost ve yakınlarını ziyaret
etmek üzere birkaç gün evvel gelmiĢlerdir.
Aras, ticaret mevzunda antant (anlaĢma sağladığı) bir firmayla temas
etmek üzere yakında Ankara‟ya gidecektir.
HACILARIMIZ GELĠYOR
Hicaza giden muhterem hacılarımız peyderpey gelmektedirler. Ġlk
teĢrif eden Hacı Mehmet Günde‟den sonra ikinci kafilede iki gün evvel
gelmiĢtir.
MĠZAH...
MĠZAH...
MĠZAH...
GEÇMĠġ OLSUN
“GeçmiĢ olsun BeĢir, baĢına ne oldu?”
“TeĢekkür ederim, baĢkan geçerken selamlamadım, baĢım kaldırım
taĢına değdi”
ġEYH HÜSEYĠNE SU VERĠLDĠ
Ġki gün evvel Hüseyin Balamir‟e kaymakamlıktan yapılan bir
tebligata göre, hapsedilmeden birkaç gün evvel Hafız‟ın dükkanı önünde
yaptığı su talebi makamca incelenmiĢ ve pamuklarıyla buğday tarlasının
susuz oluğu neticesine varıldığından kendisine ilkbahara kadar istediği
kanaldan ekinlerini sulama müsaadesi verilmiĢtir.
SOPA
“Kızım ham dolsun okulu bitirdin, ne iĢ yapacaksın?”
“Öğretmen vekili olmak istiyorum”
“Iğdır hastanesinde münhalat varmıĢ, hemĢire olsan daha iyi olur”
“Değil ki hemĢire hasta olsam dahi gitmem. Bana Ģimdiye kadar
attığın dayak yeter. Operatörden sopa yemeye vaktim yoktur.”
YILDIRIM MÜVEZZĠ
“Ağabey, seni arıyorum, iki gün evvel bir yıldırımın (telgraf) vardı.
Ġsmini bilmiyorum, dün seninle tavla oynayan arkadaĢın kardeĢine verdim,
aldın mı?
BALIKÇIL
“Reis, al kargayı ver çeyreği!”
“ Ay kozmel görürsen ki senden yekedir, belede karğa mı olar? Ağ
karğa protokola girmez, sefeklenme özüne iĢ tap”
TENEKE
“Reis Ģu köpeğin kuyruğuna teneke bağlamıĢlar, nedir bu rezalet”
“SağolmuĢ, imdi adamın kuyruğuna teneke bağliyılar. Kaldı ki it!”
FIRILDAK KÖġESĠ
1 Eylül 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 11
Kirman‟ın (Nurettin) protokol defterinde ismi olmadığı için,
pasaport kanununa muhalif ederek sayın bakanla protokol erkanının
konuĢmalarını tespit maksadıyla kaĢla göz arasında belediyeye girmiĢ ve
sofranın altında gizlenmiĢtim.
Yemek faslı sırasında iki zat konuĢuyordu:
“Galiba bakan iyi bir adamdır”
“Ġyidir amma bizim kaymakam kadar iyi olamaz. Çünkü bakan
herkese aynı muameleyi yapıyor. Halbuki kaymakamımız adamına göre icap
ederse kanun icat eder veya kanunu dahi dinlemez. Sonra ve asıl mühim
tarafı, bakan sabah saat 6‟da vazifeye çıkacak buna rağmen kaymakamımız
vazifeye her gün saat 11:30‟da gelir ve oturmadan gider. Bu kadarcık farkı
göremiyor musun?”
“Haklısın amma, bakanın Iğdır‟a, kaymakamında dairesine geliĢi ve
dönüĢü arasında zaman bakımından fark göremiyorum. Bu sebeple
birbirlerine çok benziyorlar”
“Evet, orası doğru, amma kaymakamımızın iyi bir tarafı var.
Refiksiz iĢ görmez, saniyen koltukları geniĢtir. Bir araba karpuz sığar.
YerleĢtirebilirsen iĢini yürütürsün.”
“Peki muhaliflerden kimseyi göremiyorum. Acaba davet edilmediler
mi?”
“TeĢrifatçılık yapan zatı muhterem kooperatifte çiftlik kahyası
bulunduğu sırada çırptığı taksimata uğramıĢtı. Bu defa belediyeyi kendisine
çiftlik yapmak niyetinde olduğundan ipinin ucunu baĢkasının eline
vermekten çekiniyor.”
“Peki o halde EĢref‟ten korkmuyor mu?”
“O Ģimdilik Ģahsi çiftliği ile meĢguldür”
Bu sırada yemek faslı bitmiĢ ve kahve sohbeti baĢlamıĢtı.
Merhum iskan kanunlarını bir defa da kendisi için hortlatmak
gayesiyle kaymakamı koltuklamaya ve kafeslemeye çalıĢan bir DP‟li,
“Sayın bakanım, bütün ġarkta ve bilhassa Iğdır‟da asayiĢ
berkemaldir. Gazeteler yalan söylüyor.”
DıĢarıdan sesler:
“Halimizden memnunuz. Allah‟a Ģükürler olsun ki silahı
olmayanımız yoktur. Allah kısmet ederse iktidar sayesinde polis ve
jandarmaya lüzum kalmayacaktır.
Mevzu sayın bakanın hoĢuna gitmediğinden o zamana kadar
görüĢmedikleri belediye baĢkanının kim olduğunu sordular. Cemaatten
birisi EĢref‟i takdim etti. EĢref, bakana söz sırası vermeden,
“Bey, ben Samet Bey‟in halası oğluyum. Tezer Hanım buraya
geldiği zamanlar bizde kalır. Ticaret Bakanlığında beni tanımayan yoktur.
Kooperatifçilik mütehassısıyım.”
“Sizin Iğdır‟da hangi cins hayvanlar yetiĢir?”
“Bizde her cur heyvan olar, arvana , köĢek, bızoy, balağ, kidik,
toyuğ...”
Bakan bu isimlerden bir Ģey anlamamıĢtı. Kaymakam beyin gözüne
baktı. EĢref devam ediyordu:
“Efendim, hayvanımız Allah‟a Ģükür çoğtur. Oğru, canavar bize
eziyet verir. Hammımızın tüfengi var emma hökümet bize biraz da ağır silah
verse çoğ eyi olur”
Vakit gecikiyordu. Bakanın kuĢlar uyanmadan Iğdır‟dan çıkması
lazımdı. EĢref‟e cevap verilmeden toplantıya son verildi. Ben de
teksirhanede soluğu aldım.
DĠL’den DĠL’e
DĠL (Mecit Hun)
1 Eylül 1952
Yıl: 1 Sayı: 11
BAKAN GELDĠ, BAKAN GĠTTĠ
Rüya gördüğümü veya Ģaka yaptığımızı zannetmeyiniz.
Refakatinde ki zevatla birlikte Doğu illerinde bir tetkik (!) gezisine
çıkan sayın içiĢleri bakanımız meğer iki gün evvel ilçemize de uğramıĢtı!...
Iğdırlılar muhterem bakanı görme Ģerefine nail olmadılar. Amma,
Anadolu Ajansının uçurduğu bir balona göre muhterem ilçemizde coĢkun bir
tezahürle karĢılanmıĢmıĢ....
Tahkik ettik aldığımız sahih malumata göre Mısır kralının gece
yaĢamasından mülhem olarak gece tetkiklerini prensip addeden sayın bakan
ġeyh Hüseyin‟le arkadaĢlarını uyuttuktan sonra kuĢ cıvıltılarının kesildiği
bir sırada, Kirman‟ın protokol listesine dahil üç buçuk kiĢi tarafından
yedirilip içtirildikten sonra muhteremin baĢına sihirli bir küllah geçirilerek
kasabadan çıkarılmıĢ ve yolcu edilmiĢlerdir.
Tabii Doğunun tehlikeli ve ıssız yollarında muhteremler
soyulmadığına göre, asayiĢin de berkemal olduğu neticesine varılmıĢ!..
Allah iktidara zeval vermesin.
Sureti neĢrediyoruz
1 Eylül 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 11
ĠçiĢleri Bakanının ilçemize teĢriflerinde halkla temas etmeden
ayrılmasını bazı vatandaĢlarımız efkârı umumiyeye duyurulmak üzere
Ankara ve Ġstanbul gazetelerine bildirmiĢlerdir. Gazetemize gönderilen
suretini neĢrediyoruz:
“Son zamanlarda muhtelif bakanlar ve sayın meclis baĢkanı
tarafından Doğu bölgelerine yapılan tetkik seyahatlerinde halk ile temastan
kaçınılarak birkaç kiĢiden mürekkep tertipçiler marifetiyle söylenen
methiyelerden sonra merkeze avdet edilmektedir.”
Ġlçemizde ki çaresizlik ve asayiĢ noksanlığından dolayı sayısız
Ģikayetlerimizi dün teĢrifini beklediğimiz sayın içiĢleri bakanına arz etmek
niyetiyle intizarda iken, gece yarısına doğru ilçemizi Ģereflendiren bakan
Kars‟a teĢrif etmekte bulunan sayın cumhurbaĢkanımızla görüĢmek
bahanesiyle dertlerimiz ve Ģikayetlerimizi bir tarafa bırakarak sabaha karĢı
ilçeyi terk etmiĢlerdir. Ġdaresizliğin son haddini bulduğu Iğdır‟dan
aksettirecek dertlerimiz çok fazladır. Sayın bakanla muhterem
cumhurbaĢkanımızın her an Ankara‟da görüĢmeleri mümkündür. Ġktidar
partisi mensupları halkla devlet arasına girmek suretiyle Ģikayetlerimize
mani oldukça durumumuz kötüye gitmektedir.
GÜNAHKAR BĠZLER
Mecit Hun
4 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 12
Samimiyetine hiçte güvenmediğimiz Nurettinciğim, DĠL‟imizin
intiĢarını müteakip bize amansız düĢman kesilmektedir.
Sabık dostumuz nihayet sayın ĠçiĢleri Bakanının Iğdır‟a teĢrifleri
sırasında karakteriyle tebessümlerinin sahteliğini ortaya koydu.
Her yere burun sokmaya alıĢık tavrıyla sayın belediye baĢkanının
rahatsızlığında istifade eden hazret, teĢrifatta bizimle beraber yer
almayacağını ilan etti.
Kendisinin bu küstahça hareketine layık olduğu cevabı verebilirdik.
Fakat bizler iĢlediğimiz günahın cezasını çekmekle mükellef olduğumuz için
sadece yapılanlara seyirci kalacağız.
MeĢhur bir hikaye vardır.
Ġsmini hatırlayamadığım gayet çirkin bir Arap alimi varmıĢ. Bu
adamcağız, ömründe bir defa olsun kadın türüne mahzar olamadığından
bedbaht bir hayat geçirmekte imiĢ.
Bir gün ġam parklarından birisinde istirahat etmekte olan meĢhur
alim, gayet güzel bir hanımın kendisini inceden inceye tetkik ettiğini sezince
pür ümit ve neĢe içinde hanıma hitaben,
“Her halde hoĢunuza gitmiĢ olacağım ki beni dikkatle tetkik
buyuruyorsunuz. Lütfünüze çok teĢekkür ederim. Arzu ederseniz hayat
arkadaĢı olabiliriz”, demiĢ fakat muhatabından aldığı Ģu cevap zavallı Arap
aliminin ebedi bir hayal kırıklığı ile susturmuĢ:
“Beyefendi nazarımı yanlıĢ anlamayınız. Ben gayet güzel ve
yakıĢıklı üç delikanlı ile evlendim. Fakat her üçünden de sebepsiz yere
ayrıldım. Çok büyük günah sahibiyim. Bu günahlarımı affettirmek için her
gün böylece parklara çıkara bütün zamanımı sizin gibi çirkinlere bakmakla
geçiririm”
Nurettinciğim, yalnız bizler değil bütün Iğdırlı günahkârdır.
ĠĢlediğimiz hata ancak bir müddet seni iĢ baĢında görmekle affedilecektir.
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
4 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 12
SITMA MÜCADELE
Sıtmanın sivrisinekle geçtiğini biliyoruz. Koskocaman sıtma savaĢ
teĢkilatımız bütün yıl boyunca bu ufacık hayvanla mücadele etti durdu.
Ayıp değil ya! Allah onlara da ufacık düĢman nasip etmiĢ.
Nihayet yedi sene harplerinden daha fazla devam eden bu kanlı
savaĢta sivrisinekler galibiyeti elde ettiğinden bizim Iğdır sıtma savaĢ
teĢkilatı da Ġkinci Cihan Harbinin Japonya‟sı gibi kayıtsız ve Ģartsız teslim
olmuĢ.
Bizce tabii bir neticedir.
Zira mücadele eden iki taraftan biri er geç mağlup olacaktır.
P. T. S. Kooperatifleri Genel Kurul Ġçtimaları
4 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 12
Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri genel kurul mutat toplantıları
devam etmektedir. Bu arada BaĢköy ve TaĢburun bucaklarıyla Tuzluca
ilçesinde yapılan içtimalarda yeni seçimlerde yapılmıĢ bulunmakta olup
ayrıca Birlik delegeleri de tespit edilmiĢtir.
Gazetemize birçok ortakların imzasıyla gönderilen mektuplardan
anlaĢıldığına göre TaĢburun bucağında yapılan içtimaa Ticaret Bakanlığı
komiseri sıfatıyla iĢtirak etmesi lazım gelen sayın ilçe kaymakamının
rahatsızlığı dolayısıyla tevkil edilen TaĢburun bucak müdürü Nuri
Atasever‟in taraf iltizam etmesi sebebiyle bu husus 6 köy muhtarı tarafından
tanzim edilen bir mazbata halinde kaymakamlık makamına sunulmuĢ ve
TaĢburun seçimlerine itiraz edilmiĢtir. Ayrıca bize Ģifahen verilen malumatta
bu hususu teyit ettiğinden TaĢburun seçiminin Birlik genel kurulu
toplantısından önce tekrar yapılacağını ve yeniden bu bucakta delege
seçileceğini tahmin etmekteyiz.
Diğer taraftan Iğdır merkezinde iki gün evvel yapılan genel kurul
toplantısında yeni yönetim kurulu ile Birlik delegeleri seçilmiĢtir. Aldığımız
habere göre Iğdır merkez kooperatif yönetim kurulu üyeliğine Ahmet
Armağan, Ali Rıza Bagana, Mehmet Sönmez ve Cihangir Erkut getirilmiĢ
ve Birlik genel kurulu için de delegeliği Talat Tufan, Ahmet Armağan, Esat
Ogan , Mustafa Gülmez, Timur Turan, Mehmet Sönmez, Hasan ġimal,
Mustafa ġimĢek, Ġsmail AktaĢ, Ali Kızılay, Kadir Erol, Hasan Turan, Hasan
GüneĢ, Ġsmail Ağırkaya, Kasım Turan, Sadık Tezel, Hasan Çetinel, Ali Rıza
Bagana, Hüseyin Bağcı, Muhtar Yıldırım, Necef Yıldız, Hasan Yıldız,
Mehmet Duman, Kurban Akar, Rahim Aydın, Hüseyin Turan, EĢref
BaĢaran, Ġsa Yiğit, Ġbrahim Aras, Muharrem Varol, Nağdali Turan,
Esadullah Aras, Ġbrahim Aksoy, Ġsa KarakuĢ, Bekir AkkuĢ, Abdullah
Armağan, Cevat Han, Abdulhadi KuĢ, Mehmet Ali Haçadağ, ġabap Alagöz,
Cihangir Aras, Kerem Turan, Ahmet IĢıkçelebi, Sultan Yıldız, Ziyadeli
Eroğlu, Yahya Kızılkaya, Caferkulu Sönmez, Ahmet BakıĢ, Abdullah
Yıldırım, Celil Aras, Rıza TaĢ, Celil Orhun, Ali Kum, Süleyman Demirel,
Allaverdi Gül, Ġsa KarakuĢ kazanmıĢlardır.
Gazetemizin teksir edildiği sırada Enver Sever‟in de delege seçildiği
öğrenilmiĢtir. Birlik Genel Kurlu içtima günü yakında bildirilecektir.
OT YANGINLARI
Son günlerde ilçe köylerinde ot yığınlarının meçhul Ģahıslar
tarafından yakılması günün olayları haline geldi.
Bir müddet evvel HoĢhaber köyünde Ġsa Turan‟ın, iki gün evvel de
Halfeli köyünde Enver GüneĢ‟e ait iki muazzam ot yığını yanmıĢ ve
Orgof‟ta da üçüncü bir ot yangını bunları takip etmiĢtir. Yangın hadiseleri
etrafında savcılık tetkik ve tahkiklere baĢlamıĢtır.
TAVZĠH
Geçen nüshamızın mizah sütununda “Yıldırım Müvezzi” baĢlığı
altında neĢrettiğimiz bir fıkrayı sayın posta idaremiz ciddiye hamlederek çok
sevdiğimiz ġevket‟i muaheze etmiĢtir. NeĢriyatımızın bununla ilgili
olmadığını tavzih ederiz.
MĠZAH KÖġESĠ
DÖRT NAL
“Reis bak Ģuna cadde ortasında dört nala geçiyor. Ceza verseniz
olmaz mı?”
“Haklısın kaymakam bey, tutamırığ, sen yakala biz ceza keselim”
PROTOKOL
Geçenlerde sayın Koraltan‟ın ilçeye teĢrifi sırasında misafirlere
takdim edilen yumurtalardan birisinde tüysüz bir civ civ çıkmıĢ.
Adamcağız göz altından bizim reise bakarak, keyfiyeti ima eder bir
ifadeyle:
“Reis bey bu da ne oluyor ki?”
“Bey o da protokole dahildir” cevabını almıĢ.
CAMĠ ĠNġAATI ĠLERLĠYOR
Halkın teberru ve yardımlarıyla cami inĢaatımız ilerlemektedir.
Birkaç gün evvel sayın kasaba halkı tarafından yeniden bir miktar nakdi
yardım toplanarak derneğe verilmiĢtir.
P.T.S.K.
Mecit Hun
8 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 13
Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Birliğine bağlı kooperatiflerin mutat
içtimalara baĢladığını geçen sayımızda bildirmiĢtik.
TaĢburun bucağımızda yapılan yönetim ve kontrol kurulu ile birlik
delegeliği seçimine bucağın ekseriyetini teĢkil eden 6 köy ortakları
tarafından itiraz edilmiĢ ve itiraz dilekçesinin bir sureti de gazetemize
gönderilmiĢtir.
Geçen sayımızda da belirttiğimiz gibi TaĢburun bucak müdürünün
taraf iltizam etmesi ve kendisine tevdi edilen vazifeyi layıkıyla yapmaması,
bucak halkının ve bilhassa kooperatif ortaklarının birbirine girmesine sebep
olmuĢtur.
Ġtiraz dilekçesinde bilhassa kayda değer Ģu hususlar meĢru bir seçim
yapılmadığını göstermektedir.
1. Kongre katipliğine seçilen Mirze Ali Aydın adındaki ortağın adam
öldürmekten ağır cezalı ve ayrıca memuru dövmek ve hakaret
suçundan ayrıca bir yıl mahkumiyetinin mevcut olduğu nazara
alınmamıĢtır.
2. Bucak müdürü Nurti Atasever tarafından ortaklıkla alakası
bulunmayan Ģahısların oya iĢtirak ettirilmiĢ ve alenen tefrika ve
zümrecilik yapılarak toplantının ahengi bozdurulduktan sonra
muhtelif Ģekillerde seçime hile ve fesat karıĢtırılmıĢtır. Bu hususta
bilgisine müracaat ettiğimiz Birlik kontrolörü Hamit Çiftlik ile
Ticaret Bakanlığı murakıbı Hüseyin Talınlı da itiraz sebeplerini teyit
etmiĢlerdir.
Aldığımız son bir habere göre Ticaret Bakanlığı komiserliği
vazifesine haiz bulunan sayın kaymakamımız yetkisine istinat ederek
yolsuzluk yapılan bu seçimin iptaliyle yeniden bu bucağımızda gerekli
kongrenin yapılması cihetine gitmiĢtir.
Bu vaziyete göre Birlik seçimlerinin yapılabilmesi için yeninden
yapılması düĢünülen ve hatta kararlaĢtırılmıĢ bulunan TaĢburun seçimi
neticesinin alınması lazımdır.
Ayrıca, kaymakamlık makamınca TaĢburun bucağına bağlı 6 köy
muhtarının zabtına istinaden bucak müdürü Nuri Atasever hakkında
tahkikata tevessül edildiği öğrenilmiĢtir.
Yine Röntgen Meselesi
Mecit Hun
8 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 13
Geçen nüshalarımızdan birisinde sıtma mücadele tabibi tarafından
ruhsatsız röntgen çalıĢtırıldığı iddia edilmiĢ ve bu neĢriyatımıza istinat eden
sayın hükümet tabibimiz Uluhan el altından faaliyete geçirilen bu cihazı
resmen kapatmak suretiyle kanuni vazifesini yapmıĢtı.
Esasen, fırıldakçımızın mevzuuna girmesi lazım gelen bu röntgen
hikayesi dahiliye mütehassısı Ahmet Atacı‟ın Iğdır‟a avdet etmesiyle
yeniden dillere düĢtü.
Haber aldığımıza göre bir iki ay evvel ilçemizden ayrılan Atacık
birkaç gün evvel Iğdır‟a avdet buyurarak mahiyetini bilmediğimiz bir
sertifika ile hükümet tabipliğine müracaata bulunmuĢ ve bir müddet evvel
faaliyetten men edilen bu cihazı çalıĢtıracağına dair bir beyanname vermek
istemiĢtir. Ġlgililerin ne cevap vereceğini bilmemekle beraber bizler Ģu
kanaatteyiz ki, Iğdır da röntgen çalıĢtırmak isteyenler ammeden ziyade
kendi menfaatlerini düĢünmektedirler.
Zira, bir müddet evvel bu cihazla bir filmin 25 milyara çekildiğini ve
çekilen bu filmlerden de her hangi bir fayda temin edilmediğini hatırlıyoruz.
Bizim bildiğimize göre bir sertifika 6 aylık staj devresinden sonra
verilir. Sayın Atacık bir buçuk ay evvel Iğdır‟dan ayrıldığına göre, bu stajı
nasıl ve nerede yaptı?
Gaye, sümme tedarik elde edilen bir vesikaya istinaden Iğdır‟ı
sömürmek ve röntgen maskesi altında hastalarımızı birbirlerine havale
ederek kese doldurmaktır.
Muhterem sıhhat müdürümüzle hükümet tabibimizin bu mevzuda
hassasiyetle hareket edecekleri tabii olduğundan, neticeden endiĢe
etmiyoruz.
CAMĠ
ĠLANI
ĠnĢaatı ilerleyen camimize yardım etmeyi unutmayalım. Hamiyet
sever vatandaĢlarımızın camit yaptırma derneğine müracaat etmeli ve
yapacakları yardımı makbuz mukabilinde yatırmaları rica ve ila olunur.
FIRILDAK KÖġESĠ
8 Ekim 1952
Fırıldakçı (Mecit Hun’un kaleminden)
Yıl: 1 Sayı: 13
Gayet kübik ve galiba 1952 model iki taksinin belediye önünde
durduğunu gören bizim Feyzullah (Zengi) semaverin borusunu indirdikten
sonra, Yaveroğlu ile birlikte pür telaĢ masa ve sandalyeleri topluyordu.
Merak ettim, yanaĢtım ve sinema megafonu ile kulağına eğilerek:
“Ne o, Feyzullah misafir geldiğini görmedin mi?” neden kahveyi
kapatıyorsun.
“Ah!.. ġu Demirkıratların (DP‟liler) derdi meni mezere aparacağ.
Çay, Ģeker pulunu hesret ettiler, gene de el çeken yoğtur. Men çalıĢıram
onlar dağıdır”
“Demokratlar iyi adamdır, sana ne yaptılar ki?”
“Men ölüm, de bir görüm, Yay‟dan bu yana Ġdir‟e kaç yeke adam
gelip?”
“Hatırladığıma göre Tarım Bakanı, Milli Eğitim Bakanı Koraltan ve
cemaati, ĠçiĢleri Bakanı, Demokrat milletvekilleri, Kars Valisi ve daha
birçokları...”
“Allah‟a andolsun ki her biri yirmice pangnot soğup, idareden
düĢmüĢem Allah belke bayısın evini yığsın. Konağa içerdekileri yetmir,
birkaç neverim demirkırat var, onlar lap paz olup bakan bir içende onların
heresi on içir, menim kahvemi kopratife çevirdiler”
“Peki sen niye çayını para almadan veriyorsun?”
“Kopratif seçiminde günde mince çay içilir, pulunu EĢref kimin bir
ağa peĢin cebinden verirdi. Men sarsağ buna kandım”
“Merak etme daldan verecekler”
“EĢi, imdi fırıllağın sırası değil, kabağdan vermeyen daldan da
vermez”
Bu sırada park müsteciri Cabbar arkadaĢı PaĢa‟ya seslenerek:
“Eye, dedemizin evi yığıldı, gene bakan gelip, tez oraları yığıĢtır.
Müftebazlar paz olmasın. Feyzullah kapamıĢ”
“Vaziyetten haberdar olan Aği Feridun‟a doğru koĢarak,
“Geldi bakan, geldi bakan, geldi bakan, kilitle kilitle, talaksız tez
ol!”
Bu telaĢ içinde Aği kahveyi kitlemiĢ ve müĢterilerin yarısı içerde
kalmıĢtı.
Bütün kahvelerin kapanmasına rağmen Baykal heykel gibi dikilerek,
“ne ġam‟ın Ģekeri, ne Arabın yüzü” kabilinden çay vermeyerek
meslektaĢlarıyla istihza ediyordu.
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
8 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 13
ÇALAR SAAT
Beldenin bütün ihtiyaçlarını muvaffakiyetle temin eden (!)
belediyemiz, su kulesi üzerine bir çalar saat ilavesine karar vermiĢ.
VazifeĢinas memurlarımızın mesailerini kontrol bakımından önemli
addedilen bu teĢebbüsün muvaffakiyetle neticelendirilmesi Ģayanı arzudur.
Ancak bu kararı verirken sayın belediye meclisi acaba bir noktayı
düĢündüler mi?
Olur ya günün birinde güreĢçilerimizden birisi Iğdır‟a geliverir ve
Allah korusun bu muazzam saate gözü iliĢirse saat on birlere kadar yatak
sefası süren memnun kalacak amma belediyemiz ikinci bir saat temin
edebilecek mi?
BOZBAġ
“Bir bozbaĢ yedim, al Ģu yetmiĢ beĢini”
“On beĢ daha ver”
Duvardaki rayiç listesine bakarak:
“Burada yetmiĢ beĢ yazılıdır”
“O belediye encümeni içindir. Sen kentlisen ver pulumu uzun
danıĢma”
PUDRA
“Kızım sana az pudra sür demedim mi?
“Vallahi sürmedim, belediyenin yeni yaptırdığı caddeden geçtim
de...”
ZÜMRECĠLĠK
Bizler dilimizin döndüğü kadar ve kudretimiz dahilinde zümrecilikle
mücadele ederken, diğer taraftan TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever
gibi sözüm ona münevverlerin zümrecilik yaptığını duyup öğrendikçe
böylelerini iĢ baĢında hem de idareci olarak tutanlara teessüf etmekten
kendimizi alamayacağız.
Tefrika ve zümreciliğin milli bünyemizde açtığı yara çok büyüktür.
Kanı beĢ para etmeyenlerin dillerini keseceğimize onları bağrımıza
basmakla memleket ve millet namına büyük günah iĢliyoruz.
Bilmem ki sayın ilgililerde bizim gibi düĢünüyor mu?
BELEDĠYEDE
Haber aldığımıza göre son belediye meclisi içtimaında encümen
üyeleri arasında ufak bir tebedülat olmuĢ ve faal gençlerimizden Ali IĢık
encümen üyeliğine seçilmiĢtir.
VALĠMĠZ IĞDIR’DA
17 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 14
Kars Valisi sayın Niyazi Akı beraberlerinde il daimi komisyon üyesi
Musa Doğan, Ziraat Müdürü Ziya Ayrım ve Bayındırlık Müdürü oldukları
halde iki gün evvel ilçemize teĢrif ederek bazı tetkiklerde bulunmuĢlardır.
Iğdır‟ın iktisadi ve ticari durumuyla yakından ilgilenen sayın valimiz
evvela Tuzluca yoluyla Balıklı göl mevkiindeki araziye çıkarak Iğdır
ovasının bu gölden alınacak sularla sulanması imkanlarını tetkik buyurmuĢ
ve buradan avdetini müteakipte ticaret ve sanayi odasında yaptıkları bir
toplantıda Iğdır‟da iplik fabrikası açılması mevzuunda tüccarlarımızla
hasbıhal etmiĢlerdir.
Valimiz, bu toplantıda tetkik ettikleri her iki mevzununda yakında
tahakkuk edeceğini belirtmiĢ ve Iğdır‟a karĢı hususi bir alakasının mevcut
bulunduğunu ifade etmiĢtir.
Kurulması tasarlanan iplik fabrikası sermayedar tüccarlarımızın
yapacakları bir ortaklıkla vücuda getirileceğinden bu mevzuda bilhassa
tüccarlarımızın fikrine müracaat edilmiĢ ve müspet bir neticeyle
varılabileceği kanaatine varılmıĢtır.
Bu arada tüccarlarımızdan fabrikatör Ömer ġark‟ın isabetli bir teklifi
münakaĢa edilmiĢ ve bu teĢebbüsün azami derecede muvaffak olabilmesi
için Iğdır PTS Kooperatifleri Birliğinin de bu ortaklığa dahil olmasının
mecburiyeti kabul edilmiĢtir.
KonuĢma sırasında Iğdır‟ın meyvecilik ve konserve vaziyeti de
münakaĢa edilerek halkın konserveciliğe teĢviki için kredi sağlanmasına
teĢebbüs edileceği ifade edilmiĢtir.
Sayın valimiz dün bazı tetkiklerde bulunmak üzere BaĢköy bucağına
gitmiĢlerdir.
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
17 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 14
SOPALI MĠLLETVEKĠLĠ
Ġki yıl evvel Ġstanbul ve Ankara gazetelerinde Ģöyle bir haber
okumuĢtuk.
“Hatay ili milletvekili seçimlerine vaki itiraz dolayısıyla Büyük
Millet Meclisince tahkike memur edilen komisyon azalarından Kars CHP‟li
milletvekili Lâtif Aküzüm komisyon arkadaĢlarından DP‟li Kemal
Özçoban‟ı tokatlamıĢ”
Birkaç gün evvel Kars‟tan gelen bir habere göre de sayın
cumhurbaĢkanı Celâl Bayar Ģerefine tertiplenen bir balodan çıkılırken
Kars‟ın DP‟li milletvekili Latif Aküzüm CHP‟li gazeteci Fuat Araslı‟yı
sokak ortasında tokatlamıĢ ve hadise çıkarmıĢtır.
Gömlek değiĢtirir gibi parti değiĢtirmeyi ityad edinen bu
milletvekilimizin 1954 seçimlerinde CHP safına geçerek DP milletvekili
aday listesinde yer alacağından emin bulunduğumuz Cengiz Ekinci ile
yumruklaĢmasından endiĢe ediyoruz.
DEMOKRATLARIN BĠR MARĠFETĠ
Üç gün evvel Kiti köyü DP elebaĢılarından on bir kiĢilik grup bu
köyde parasıyla mülk edinerek yerleĢen Abdi Cantepe adındaki bir vatandaĢı
köyden çıkarmak niyetlerini zorbalıkla tahakkuk ettirmek maksadıyla
döverlerken canını kurtarma gayesiyle Kiti jandarma karakoluna sığınan
mağduru takiben karakola girmiĢ ve jandarmanın muhalefetine aldırmayarak
ellerindeki silahlarla karakolu basmıĢlardır.
Bir aralık kasabaya kaçarak durumu kaymakamlığa Ģikayet ve ihbar
eden mağdurun ifadesine istinaden hadise mahalline giden jandarma
komutanının yaptığı tahkikatta keyfiyeti teyit ettiğinden savcılığa teslim
edilen on bir suçlu derhal tevkif edilmiĢtir.
AsayiĢin berkemal olduğunu iddia edenlerin yüzü kızarmalıdır.
DĠL Günlük Çıkıyor
Mecit Hun
17 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 14
Bir müddetten beri mahrumiyet içinde çıkarmaya çabaladığımız DĠL
gazetesi okuyucularımızın devamlı ısrarı ve Iğdır‟ın bir gazeteye olan hakiki
ihtiyacı dolayısıyla bugünden itibaren günlük çıkmaya karar vermiĢ
bulunmaktadır. Muhakkak olan bir nokta vardır ki o da gazetenin
okuyucuları yardımıyla yaĢaması ve terakkisi meselesidir.
Gazeteye ara vermemiz için lüzumlu malzemeyi fazlasıyla hazır
bulundurmak mecburiyetinde olduğumuzdan bundan sonra abone adedine
göre baskı yapacağımız tabiidir. Bu sebeple sayın okuyucuların birinci
nüshamızdan itibaren 6 veya 3 aylık abonelerini yatırmaları özür dilenerek
rica olunur.
ÖZÜR
Sayın KadıkıĢlak hakimi tarafından seyyar lastik satıcısı Ali
ÇavuĢ‟un ahvali dolayısıyla kaleme alınarak idarehanemize atılan mektup
okunamadığından neĢri mümkün olamamıĢtır. Özür dileriz.
BIÇIKLAMA
Ġki gün evvel belediye önündeki meydanda bir yaralama hadisesi
olmuĢ ve faili halen yakalanmamıĢtır. Hadise etrafında yaptığımız
soruĢturmaya göre ilçenin söğütlü mahallesinde ikamet eden Timur Turan
amcazadesi Mehmet Turan‟la bir ev mevzuunda ihtilaf halinde
bulunduğundan kendisini takip ederek belediye önünde yakalamıĢ ve üç
yerinden ağırca bıçaklamıĢtır. Yaralı hastaneye kaldırılmıĢ olup fail zabıtaca
aranmaktadır.
MUSA DOĞAN MP‟ni ZĠYARET ETTĠ
Ġl daimi encümen üyesi ve genç arkadaĢlarımızdan Musa Doğan
bugün Millet Partisini ziyaret ederek muvaffakiyet temennisinde
bulunmuĢtur.
Particilikte samimiyetiyle temayüz eden Musa Doğan‟a bu
ziyaretinden dolayı teĢekkürlerimizi sunar bütün partici arkadaĢların Doğan
gibi hareket etmesini temenni ederiz.
YENĠ BĠR GAZETE
Tuzluca‟da belediye baĢkanı tarafından TUZLUCA adlı siyasi bir
gazetenin çıkmakta olduğunu memnuniyetle haber aldık. Sayın Hüseyin
Bayram‟ın bu teĢebbüsünü tebrik ederiz.
NURĠ ATASEVER DĠL‟imizi CEVAPLANDIRIYOR
Geçen nüshamızda TaĢburun kooperatif seçimleri ve zümrecilik
baĢlıkları altında yazdığımız iki yazıda ismi bahis mevzuu olduğundan
TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever basın kanununa göre bize bir cevap
mektubu göndermiĢtir. NeĢrine baĢlayacağımız bu mektubu, yazımıza cevap
teĢkil etmediği ve basın kanunu gereğince yazımızdan uzun olduğu için
sütunlarımıza geçirmekten imtina edebilirdik. Amma hazretin ne mal
olduğunu ve sözüm ona bucak müdürlüğü yapan bu memur müsveddesinin
nasıl yüzüne gözüne bulaĢtırdığını kendi mektubu ile ortaya koymak için
neĢrine karar verdik. Bu mektubun neĢrini müteakip iddiamızın doğruluğunu
hadiselerle izah ederek kendisine birkaç sual tevcih edeceğiz.
Nuri Atasever’in Cevabı:
Gazetenizin 8 Ekim 1952 tarih ve 13 sayılı nüshasında PTSK
TaĢburun seçimi baĢlığı altında birinci sayfada ve zümrecilik baĢlığı altında
ikinci sayfada intiĢar eden yazıyı okudum. Cevabım aĢağıdadır:
1. TaĢburun PTSK genel kurulu tarafından ortak olmayan kimseler oya
iĢtirak ettirildiği ve bunun da Birlik kontrolörü Hamit Çiftlik ve
Ticaret Bakanlığı murakıbı Hüseyin Talınlı tarafından teyit edildiği
yazıldığına göre seçimi yalnız benim idare ettiğim oradaki ne
yukarıda adı geçen temsilcileri ve ne de halktan seçilen temsilcileri
hesaba katmadığım manasına gelir ki bu da makaleyi yazanın acaba
kendisi samimiyetle inanır mı? O halde TaĢburun‟da hiçbir kimse ve
makamı ve hatta kanunu (ki orada kanunen heyet seçilmiĢti ve bu
heyetinde kanuni hakları vardı) tanımayan bir diktatör mü
zannediyor beni?
2. Kaymakamlık yüksek makamına altı köy muhtarının zabıtla
müracaatına gelince köy muhtarlarını köy iĢlerinde köy kanunu
köyün temsilcisi tanımıĢ olduğunu ve bu gibi seçim iĢlerinde köy
kanunu köyün temsilcisi tanınmıĢ olduğunu ve muhtarın da bir
ortaktan baĢka bir Ģahıs olmadığını makaleyi yazanın –eğer
biliyorsa- kanunları karıĢtırıp öğrenmesini tavsiye ederiz.
3. Ġkinci sayfada ki zümrecilik meselesine gelince biz memlekette Türk
milletinin bir bütün olduğunu ve bu millet içinde zümrenin
bulunmadığını anladığımıza bakılırsa makaleyi yazanın acaba bu
kelimenin manasını bilerek mi ve sözünü tartarak mı yazdığını yoksa
gazetesinin sürümünü arttırmak için ağzına sözü makaleye geçtiğini
mi soralım. Yoksa makaleyi yazan seçime iĢtirak eden tarafların her
birini bir zümre mi addediyor?
Kaldı ki gazetenizin seçimde hiçbir müĢahit ve muhabiri
bulunmadığı halde hadiseye orada imiĢ gibi kati Ģekilde bakması gazetenizin
haberinin ne kadar hakikate uygun neĢrettiğine bir delil teĢkil etmez mi?
Herhangi bir davası olan varsa benimle adalet huzurunda karĢılaĢması Ģayanı
arzudur. DĠL gazetesinin henüz çocuk denecek yaĢa bile gelmemiĢ
olduğundan orta yaĢlı çocukların yaptığını taklit ederek önüne gelene dilini
çıkarıp eğlenmesini de hoĢ görürüm. Fakat, fazla dili uzunluk etmesine de
gazetenin tutunması bakımından tavsiyeye Ģayan görürüm. Bundan sonraki
yazılarınıza kulağımı kapayarak cevap vereceğim zira küçük çocuklarla baĢ
koĢmak niyetinde değilim. Biraz kelime ve cümleyi öğrenin de ondan sonra
konuĢalım . Haydi hoĢça kal.
8 Ekim 1952 TaĢburun Bucak Müdürü Nuri Atasever
DĠL’den yorum (Mecit Hun):
MaĢallah, okudunuz değil mi! Okuyucuları bilmem ama biz bir Ģey
anlayamadık. Sanki TaĢburun‟da nokta ve virgül kıtlığı varmıĢ.
Kendisi muhtacı himmet bir dede
Nerde kaldı gayriye himmet ede, kabilinden efendi yazdığını Türkçe
bilen birisine tashih ettirmeden bize kelime ve cümle dersi vermeye
çalıĢıyor.
Doğrusu seni bucak müdürü tayin eden vilayet makamı yerine bizler
mahcup olduk. Bu kadar aciz olduğunuzu bilse idik neĢriyatımızdan
sarfınazar ederdik.
Sizinle gelecek sayımızda açık konuĢacağımızdan fazla teĢhir
(Ģöhret) etmek arzusunda değiliz, güle güle...
VALĠMĠZ KARS’A AVDET ETTĠ
Mecit Hun
18 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 15
Dün BaĢköy bucağımızdaki tetkiklerini bitiren valimiz sayın Niyazi
Akı Kars‟a müteveccihen Iğdır‟dan ayrılmıĢlardır.
Balıklı göl suyu, iplik fabrikası ve konservecilik mevzularından
sonra felaketinden zarar gören vatandaĢlarımıza yapılacak yardım ve IğdırBaĢköy yolu hakkında müspet neticelenen tetkiklerde bulunulmuĢ ve
kasabanın diğer ihtiyaçları ilgililerle birlikte gözden geçirilmiĢtir.
EġREF KAYA GELDĠ
Bir müddet evvel Ankara‟ya giden Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatif
müdürü EĢref Kaya birkaç gün evvel Iğdır‟a avdet etmiĢtir.
Kaya, bu seyahatinde geçen kampanya pamuklarının zararsız satıĢını
temin etmiĢ ve yeni yıl mubayaası için de gerekli krediyi almıĢtır.
Kooperatif 1 Kasım‟dan itibaren pamuk alımında baĢlayacaktır.
BENDEMURAT‟TA HADĠSE OLDU
Ġki gün evvel ilçeye bağlı ÖrüĢmüĢ köyünde yapılmakta olan su
tesisini görmeye giden Bayındırlık Müdürü beraberinde Mehmet Gülten
olduğu halde yaptıkları tetkik sırasında, Bendemurat köyüne düğün
maksadıyla gelen 30 kadar Muça köylülerinin ÖrüĢmüĢ köyü bekçisi Ġsa
YücebaĢ‟ı dövdüklerini görüp müdahale etmek istemiĢ iseler de, bu defa
mütecavizler aracılık yapan Mehmet Gülten‟e hücum etmiĢ ve tabancasını
almıĢlardır. Nafıa (Bayındır) Müdürü Kundo köyüne yayan kaçmak suretiyle
sopadan kurtulmuĢtur.
Keyfiyet adliyeye intikal etmiĢtir.
ASAYĠġĠN BERKEMAL OLDUĞUNU SÖYLEYEN MEHMET GÜLTEN
KULAĞIN ÇINLASIN
Geçenlerde sayın ĠçiĢleri Bakanına, “AsayiĢten Ģikayetçi değiliz”
diyen Mehmet Gülten Bendemurat seyahatinden sonra keyfin yerinde midir?
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
18 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 15
ĠCMALI ASAYĠġ
Merak ettik ve Ģu son günlerde Iğdır‟da vuku bulan asayiĢle ilgili
hadiseleri tespit ettik.
Gazetemiz sütunlarının alamayacağı kadar çok olan bu olaylardan
birkaç tanesini sıralıyoruz:
1. Çamurlu köyünde bir kiĢinin yaralanmasına sebep olan silahlı kavga
2. BulakbaĢı köyünde iki kiĢinin yaralanmasıyla neticelenen silahlı
hadise
3. Belediye meydanında ki bıçaklama ameliyesi
4. Kiti köyündeki altı tabancalı karakol baskını
5. Kars Gazetesinin buyurduğu gibi ileri gelenlerimizden bazısının da
isminin karıĢtığı ırz ve soygunculuk dalaveresi
6. Orgof, Halfeli ve HoĢhaber köylerindeki ot yangını
7. Ve nihayet Kars‟tan teĢrif ederek Bendemurat‟ta dayak yiyen nafıa
müdürü meselesi vs vs
Bu sayın Ethem Menderes‟in seyahatinden sonra vuku bulan
hadislerin bilançosudur.
Demokratlarımız da, “AsayiĢ berkemaldir” diye bağırmaktan
gırtlaklarını yırta dursunlar.
Bize göre ya demokratlarımız yalan konuĢuyor veya sayın bakanın
ayağında uğursuzluk varmıĢ.
Meselenin her iki tarafı da aleyhlerinde...
KOOPERATĠF VE TÜCCAR
Binlerce ortaktan müteĢekkil Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ
Kooperatifleriyle Iğdır tüccarı pamuk mubayaası
iĢinde üç senedir
mücadele edip durmaktadır.
Kooperatifin pamuk borsalarını takip etmeden kararsız barem tatbiki
geçen yıllar içinde tüccarın yüz binlerce lira zararını mucip olduğundan yeni
yıl baremi de titiz hareket edileceği sanılmaktadır.
MĠLLETVEKĠLLERĠ GELDĠ
Ġlimiz bağımsız milletvekillerinden Tezer TaĢkıran‟la Latif Aküzüm
dün ilçemize gelerek seçmenleriyle temasa geçmiĢlerdir.
Son aldığımız habere göre sayın Veyis Koçulu da bu meyanda
kasabamıza teĢrif etmiĢlerdir.
Kıymetli gençlerimizden doktor Abbas Çöllü de milletvekillerine
refakat etmektedir.
KÖY YOLLARIMIZ PERĠġAN VAZĠYETTE
TaĢburun ve BaĢköy bucaklarımızla merkez köylerini kasabaya bağlayan
yollar tamamen bozulmuĢ ve köprüler geçilmez bir hal almıĢtır.
BaĢköy yolu üzerindeki köprülerin hemen hepsi her türlü nakil
vasıtalarının geçmesine imkan vermeyecek derecede harap olduğundan bu
bucağımızla yol irtibatı kesilmiĢ vaziyettedir.
Gerek 1950 seçimleri arifesindeki vaitler ve gerekse her yıl bütçe
müzakerelerinde hükümetin okunan programı gereğince hususi bir
ehemmiyetle ele alınacağı tebarüz ettirilen siyaseti galiba Iğdır‟a teĢmil
ettirilmeyecektir.
Bazı hayırsever vatandaĢların köprü yapmaları için talep ettikleri büz
kalıplarının verilip verilmeyeceği hakkında da kendilerine bir cevap
verilmemiĢ olduğundan köylü mahsullerinin kasabaya nakil iĢinin hayli
güçleĢeceği muhakkaktır.
Köylerimizi kasabaya bağlayan yol ve köprülerin bir an evvel ve
süratle inĢası veya ihtiyacı giderecek derecede tamiri elzem olduğundan
ilgililerin dikkatini çekeriz.
RAHMĠ ULUHAN GELDĠ
Bir hafta evvel izinle ayrılan hükümet tabibimiz sayın Rahmi Uluhan
dün avdet ederek vazifesine baĢlamıĢtır.
DĠL ĠLAN ALMAYA BAġLAMIġTIR
Dünden beri günlük siyasi gazete olarak intiĢar eden DĠL resmi ve
hususi ilan almaya baĢlamıĢtır.
Kars gazetelerinde ilan bedelleri için santimi 200 kuruĢtan para
alınmasına rağmen, gazetemiz santimini 150 kuruĢtan kabul ederek daha
ucuz bir tarife tatbik edecektir.
BALIKLIGÖL SUYU
20 Ekim 1952
DĠL (Mecit Hun)
Yıl: 1 Sayı: 17
Birkaç gün evvel sayın valimizin Iğdır‟a teĢriflerinde Balıklıgöl suyu
hakkında bazı tetkiklerde bulunduklarını haber vermiĢtik.
Iğdır ovası sulama iĢinin Karakale barajı ihtilafından sonra hayli
ehemmiyet kesbettiği malumdur.
Ruslarla herhangi bir anlaĢma yolu bulunamadığı taktirde, yer altı
veya civar sulardan istifade imkanlarının araĢtırılacağı tabiidir.
Ġlçeye yakın en kuvvetli su membaı Balıklıgöl olduğuna göre
hükümetimiz ön planda bütün tetkiklerini buraya teksif etmiĢ ve galiba
müspet bir kanaat hasıl etmiĢlerdir.
Balıklıgöl‟den kadim bir su kanalının Doğubeyazıt‟a ait Çukur
nahiyesi batı ve kuzey yamaçlarından geçerek ilçemize bağlı Kucak,
Kellehemo, Asma, Kervansaray ve Kızkabir köylerine kadar geldiği
malumdur.
Ve tahmin ettiğimize göre bu su kanalıyla Kuca köyü civar arazisi de
sulanmıĢ ve bütün bu köyler vaktiyle Balıklıgöl suyundan istifade etmiĢtir.
Ferhat kanalı adıyla halk arasında anılan bu su mecrasının az
denecek bir masrafla yeniden onarılması mümkündür. Bu vaziyet mümkün
kılındığı taktirde Iğdır ovasının sulanma avantajından baĢka yüz binlerce
dekar arazi de kazanılmıĢ olacaktır.
Diğer taraftan Beyazıt ovasının hemen büyük bir kısmı da Balıklıgöl
suyundan istifade ettiğine göre bu mevzu da Kars ve Ağrı vilayetleri
arasında bir anlaĢma temini Ģarttır.
Kanaatimizce Balıklıgöl suyu mevzuu pamuk ipliği ile bağlanmadığı
taktirde Iğdır ovası için hayırlı bir teĢebbüs ve nimet olacaktır.
TAVZĠH
Dünkü sayımızda “Milletvekillerimiz gidiyor” baĢlığı altında
verdiğimiz haberde milletvekillerinin bazı tetkiklerden sonra Iğdır‟dan
ayrılacağını belirtmiĢtik.
AkĢam ziyafetinin hadiseli geçmesi ve halkın ilgisizliği dolayısıyla
sayın milletvekillerimiz geceleyin ayrılmak mecburiyetinde kaldıklarından
keyfiyeti tavzih ederiz.
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
20 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 17
MEKTEBĠ SĠYASET
Allah zeval vermesin hükümetimiz milli eğitim mevzuunda basiret
ve titizlikle çalıĢmaya devam ediyormuĢ.
Hakikaten Ģose güzergâhındaki köylerimizde, hocasız olsa da beyaz
bir okul binası gördükçe hükümetimizin icraatını taktir etmemek kabil
değil...
Milletvekili Latif Aküzüm‟ün söylediğine göre, Halk Partisi
devrindeki üvey evlatlık artık bahis konusu değilmiĢ...
Belki de Ģimdiye kadar doğru konuĢtuğunu görüp iĢitmediğimiz
Latif Aküzüm‟ün bu iddiası doğru olabilir.
Fakat, bir noktada tereddüt ediyoruz.
Doğubeyazıt hududundaki Çilli köyünden Tuzluca hududundaki
TaĢlıca köyüne kadar parmak yumup sayabildiğimiz 17 köyün birisinde
olsun, bize bir mektep gösterebilirler mi?....
Olabilir ki Nurettinciğimin DP sözcüsü sıfatıyla tabir ettiği
hayvancılar için hükümet okul ihtiyacı görmüyor...
Zaten bu köylerdeki çocukları Türkçe konuĢmaya alıĢtırmak bir
külfet olduğuna göre, hükümet bununla mı uğraĢacak...
Dikkatimizi çeken bir husus daha var; acaba, sayın Mili Eğitim
Bakanı da TaĢburun bucak müdürü ile hemfikir olmasın mı?...
BĠÇKĠ DĠKĠġ YURDU
Haber aldığımıza göre bölgede bir biçki dikiĢ yurdu açılması
hususundaki hazırlıklar sonra ermiĢ ve yurda devam edecek kızlarımıza
biçki dikiĢ dersi verecek olan öğretmen ilçeye gelerek vazifesine baĢlamıĢtır.
MEHMET ALĠ KUTLAY‟IN CEVABI
Geçen sayımızda Aziz Çağlar imzasıyla alıp neĢrettiğimiz tavzih
mektubuna cevaben Kars gazetesi muhabiri Mehmet Ali Kutlay‟dan bir
cevap mektubu aldık, basın kanunu gereğince neĢrediyoruz.
DĠL Gazetesi NeĢriyat Müdürlüğü
Iğdır
16 sayılı gazetenizde, Kars gazetesine verdiğim bir haberin nüfus
memuru Aziz Çağlar tarafından tekzip edildiğini okudum ve öğrendim. Kars
gazetemiz bu yazımızın mealini dahi değiĢtirmek suretiyle neĢretmiĢtir ki
zaten ben de böyle bir fırsat arıyordum. Kars Gazetesine gönderdiğim
haberin sureti eklidir. Basın kanunu gereğince Aziz Çağlar‟a cevaben neĢrini
arz ederim.
Hürmetler
Iğdır‟da Kars Gazetesi Muhabiri
Mehmet Ali Kutlay
Haberin Sureti ġöyledir:
Kars Gazetesi NeĢriyat Md.
Doğubeyazıt‟ın
Azap köyünden KeĢan kızı tahminen 14-15
yaĢlarındaki halime adındaki bir kızın Iğdır‟da faytoncu Abdülali‟nin evinde
birkaç gün kaldıktan sonra bunun nüfus cüzdanı olmadığından kendisine
nüfus cüzdanı temini için Iğdır‟da merhum Naki Odoğlu‟nun damadı
muhteremi bulunan Recep Gökgöl tarafından nüfus memurumuz sayın Aziz
Bağlar ile teĢriki mesai ederek, neticede geceleyin bu kızcağızı almak üzere
hükümet konağı yanında evi bulunan eski maliye tahsildarı Mehdi Aydın
adındaki Ģahsın yedi eminliğine verildiğini ve hadise akĢamı ve Arpaçay‟da
kırdığı kırkı geçen ve eski bohçaları bende mevcut bulunana ve geçmiĢ
ahvallarını iyice bildiğim nüfusçumuz Aziz Çağlar daha dairesinde iken
Halime‟ye, “Yarın sana cüzdan veririm, senin kimsen olmadığına göre seni
birisine misafir verelim, yarın sana cüzdan verir ve hem de madem ki
Doğubeyazıt‟a gitmek istiyorsun, Doğubeyazıt‟a yolcu ederiz” diye
kandırarak bu suretle Mehdi Aydın‟ın evine Mehdi‟nin kendisine teslim
edilmiĢtir.
8.9.1952 gecesi Recep ile kahraman nüfusçumuz lokantada
kafaları dumanladıktan sonra ve ala keyif olarak Mehdi‟nin evine giderek
orada gitmekte ısrar eden Halime‟yi Mehdi ile birlikte alıp tenha bulunan
Hamam Sokağındaki mülkiyeti Naki Odoğlu‟na ait bulunan bahçenin
ahuruna götürülmüĢ ve orada kızcağızın ırzına geçilmeye tam uğraĢırlarken
o civardan geçen Kasım Çetinel, Talat Tekin, Cafer Alkan ve ġakir adındaki
Ģahıslar kızın yaptığı feryadı duyarak ahura gitmiĢle, kızı ellerinden almak
isterlerken yedi emin olarak Mehdi Aydın tarafından karanlıktan bilistifade
alınıp kaçırılmıĢtır.
Ve taraflar arasında münakaĢa devam edilerek neticede Recep
Gökgöl‟ün kafasından
ve Aziz‟in de muhtelif yerlerinden bıçakla
yaralanmıĢlardır. Ve hadise yerine giden ve bu iĢle alakası olmayan Naki
Odoğlu‟nun kardeĢi terzi Amcabey‟le güya Cafer Alkan tarafından cebinden
70 lira parası alınmıĢtır. ġimdi ise muhterem nüfusçumuzun hastanede
yattığı ve Recep‟in de bağında olduğu ve kızcağızın da burada olup
tahkikatın devam edilmekte bulunduğu ve Halime‟nin 9.10.52 günlü bir
dilekçe ile hadiseyi C.Savcılığına aynen anlatmakla beraber Kasım ve
arkadaĢları olmamıĢ olsa idiler Ģehvet düĢkünü Recep ile nüfusçumuz Aziz
Çağlar tarafından ırzına geçilecekti diye müracaatta bulunduğunu ve
nüfusçumuz hakkında kati rapor alınmadığı için hadisenin daha mahkemeye
intikal etmediğini ve bunun da bizzat Halime ve Halime‟nin babalığı
Yusuf‟un ifadesine atfen olduğunu, iĢbu yazımızın ilk çıkacak nüshasında
dercini rica ederim. Mehmet Ali Kutlay
DĠL Gazetesinin Notu:
Basın kanunu gereğince neĢrettiğimiz bu mektuptan anlaĢıldığına
göre Kars Gazetesi muhabiri Mehmet Ali Kutlay‟ın hadiseyi etraflıca tahkik
ve tetkik etmeden yalnız Halime ismindeki kızın ifadesine istinaden
gazetesine malumat vermiĢ ve bu suretle de hadisenin noksan veya yanlıĢ bir
Ģekilde umumi efkara duyurulmasına sebep olmuĢtur.
Diğer taraftan muhabirinin vermiĢ olduğu malumatı Kars Gazetesi
tahrif ve kısmen tebdil ederek neĢretmesi de celbi dikkat görülmüĢtür.
Henüz adli safahatını bilemediğimiz bu mesele etrafında fikir beyan
etmekten çekinmekle beraber bizler Ģu kanaatteyiz ki refikimiz bulunan Kars
Gazetesi muhabirinin verdiği malumat hilafına hadiseye Ģahit sıfatıyla ismi
karıĢan Ģahıslar da Ģayet bir suç mevzubahis ise kabahatsiz değillerdir.
Keyfiyetin adli makamlarca yapılacak tahkikattan sonra tavazzuh edeceği
tabiidir.
GÖÇMEN MAHALLELERĠ
20 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 17
Elektrik tesisleri (...)
yapılmasından sonra
hükümetçe
göçmenlerimize yapılan mahallelerin ıĢığa olan ihtiyaçları bugüne kadar
giderilmemiĢtir.i
Hatırladığımıza göre bu civarda gerekli tetkikat zamanında yapılmıĢ
ve elektrik Ģebekesinin her dört tarafta uzatılması için gerekli parada
belediyemiz emrine getirtilmiĢtir.
Gerek bu hemĢehrilerimizin haklı ihtiyacını gidermek ve gerekse
kasabayı güzelleĢtirmek bakımından belediyemizin bu teĢebbüsü biran evvel
kuvveden fiile çıkarması hepimizce arzu edilmektedir.
Sayın belediye meclisinin dikkatini çekeriz.
YASAK BÖLGE ĠġĠ HALLEDĠLĠYOR
20 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 17
Son bakanlar kurulu kararnamesi ve 5826 sayılı kanun gereğince
yasaklığı kaldırılan Ağrı bölgesinde yeniden köy kurulması ve bu bölge
halkının aynı yerlerde iskân edilmesi hususundaki hazırlıklar sona ermiĢtir.
Müstahak kimseler tarafından verilen beyannameler tetkik edildikten
sonra il makamınca tensip edilen heyet gerekli kararları verecek ve
müstahak olanlar bu yerlerde iskan edileceklerdir.
Ayrıca iskan kanunu hükümlerine göre bu ailelere 800 liraya yakın
maddi yardım da bulunulacağından ilgili dairece tahsis edilen 200.000 liralık
ödenekte komisyonun emrine gelmiĢ bulunmaktadır.
Bilhassa sayın Ahmet Tekirdağ‟ın bu husustaki geceli ve gündüzlü
çalıĢmaları taktire değer.
Bu suretle Iğdır‟da toprak davasının kısmen halledileceği tahmin
edilmektedir.
FUHUġ VE MÜCADELE
21 Ekim 1952
DĠL (Mecit Hun)
Yıl: 1 Sayı: 18
Nüfusu henüz 8-10 bini bulmayan ilçemizde birer ahlaksızlık yuvası
haline gelmiĢ yüzlerce fuhuĢ evinin hali faaliyette bulunduğu teessüfle
bilinen bir hakikattir.
Halfeli ve Melekli caddeleri ile, kısmen diğer mahallelerde aleni bir
Ģekilde yapılan bu iffet ticaretinin mücadelesiz kalması her an namuslu
aileler için bir tehlike halini almakta ve diğer tarafta bir hastalık yuvası
halinde devam edip gitmektedir.
Bilhassa henüz yetiĢen gençlerimizin ahlaki durumlarının inkiĢafı
üzerinde menfi bir rol oynayan bu halin devamı gözden kaçmamakla beraber
ilgililerin alakadar olmayıĢı da adeta bu ahlaksızlığı teĢvik etmekte
berdevamdır.
Zannedersek zabıta vakalarının çoğu da buranın mahsulüdür.
Vazifesi bu hususlarla ilgili, ilçede bir de fuhuĢla mücadele
komisyonumuz var. Mevcudiyetini bugüne kadar hissettirmeyen bu
komisyon ya olan bitenden haberdar değil veya vakalara göz yummaktadır.
Ġlçe için ciddi bir tehlike ve rezalet halini alan bu vaziyetin
önlenmesi artık hepimiz için ciddi bir vazife halini almıĢtır.
SOPALI KAVGA
21 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 18
Dün Karadeniz Oteli karĢısındaki meydanda iki sopalı kavga olmuĢ
ve birkaç kiĢi muhtelif yerlerinden yara almıĢtır.
Birinci kavga Tuzluca‟nın Sinek köylüleriyle Erhacılılar arasında
olmuĢ ve otuza yakın sopalının iĢtirak ettiği bu kavga zabıtanın müdahalesin
rağmen bir müddet devam etmiĢ ve kavgacılar kendi istekleriyle
aralanmıĢlardır.
Ġkinci kavga da Rutto ile Tecirli köylüleri arasında bir at mübadelesi
ihtilafından çıkmıĢ ve aralanarak baĢ göz kırılmasına mani olunmuĢtur.
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
21 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 18
MUHALEFET VE DP
Ġktidara geçtiğinden beri DP‟nin muhalefet için takip ettiği siyaset
hepimizce malum olan bir keyfiyettir.
Ġnönü heykellerinin yıkılması Ġzmir belediye baĢkanı Raif Onursal
gibi kendisini bilmeyen bazı yandan çıkmaların ağzıyla Ġnönü‟nün sabık
Osmanlı halifeleri gibi memleket dıĢına sürülmesi, Halk Partisi mallarının
müsadere edilerek bu partinin feshi cihetine gidilmesi, Ulus gazetesi ve
yazarlarını susturmak için akla gelmeyen çarelere baĢ vurulması, Millet
Partisinin yegâne neĢir organı olan Kudret gazetesinin kapanması ve
muhalefetin susması için resmi ilanların ismini bile duymadığımız besleme
gazetelere verilmesi Ģimdiye kadar olup biten hadiselerdir.
Bütün bu haksızlık ve baskıya rağmen, muhalefetin her gün daha
ziyade kuvvetlendiğinden endiĢe etmiĢ olacak ki DP‟liler yeni marifetler
göstermeye baĢladılar.
CHP genel baĢkanın Trakya‟daki karĢılanmasından kuĢkulanarak adi
bir tertiple Balıkesir‟e gitmesine mani olundu.
Millet Partisinin Trabzon‟da yaptığı büyük mitingde hoparlörlerin
çalıĢmasın mani olunmak için belediyece Ģehrin elektrik cereyanı kesildi ve
mitingin hitamında sayın Ertuğrul Akça‟nın belediye baĢkanına,
“Mitingimiz bitmiĢtir, Ģehre cereyan verebilirsiniz” Ģeklinde telefonla
yaptığı konuĢmadan hicap duyulmadı.
DP‟nin 14 Mayıs 1950‟den bugüne kadar 29 aylık icraatının hülasası
bundan ibarettir.
Nerde kaldı siyasi partilerin teminat altında bulundurulması...
Ġġ BANKASI
Haber aldığımıza göre Iğdır‟ın ticari durumunun müsait oluĢu
sebebiyle ĠĢ Bankası Ģubesi açılmasına teĢebbüs edildiğinden durumu tetkik
etmek üzere Erzurum ĠĢ Bankası müdürü memur edilmiĢ ve incelemelerine
baĢlamıĢtır.
ĠPLĠK FABRĠKASI
Pamuk istihsali ile Türkiye‟de önemli bir yer iĢgal eden Iğdır
ovasında bir iplik fabrikasının açılması öteden beri düĢünülen bir mevzudur.
CHP iktidarı sırasında da ele alınan bu mesele incelenmiĢ ve bazı
sebeplerle fabrikanın Iğdır‟da değil Erzincan‟a açılmasına karar verilmiĢti.
Bilhassa çalıĢkanlığı ile taktir edilen valimiz sayın Niyazi Akı‟nın
teĢebbüsleriyle bu mevzu yeniden ele alınarak Iğdır‟da iplik fabrikası
açılması hususunda mütemmimi ve yeni tetkiklere baĢlanmıĢ bulunmaktadır.
Bu sebeple birkaç gün evvel Iğdır‟a yaptıkları bir seyahat sırasında
sayın Niyazi Akı ticaret odasında tüccarlarımızla bununla ilgili hasbıhallerde
bulunmuĢ ve ticari bir ortaklığın tesisine çalıĢmıĢlardır.
Bu konuĢmada kooperatifin de tesisi düĢünülen ortaklığa iĢtiraki tezi
ileri sürülmüĢ ve muvafık görülmüĢtür.
Bu teĢebbüsün Iğdır ve civarı için hayli hayırlı olacağı muhakkaktır.
Evvela Iğdır‟da istihsal edilip çırçırlanan Iğdır ve civarı pamukları
için satıĢ piyasası aranmayacak ve bu pamukların doğrudan doğruya iplik
fabrikasına devri mümkün olacaktır.
Saniyen, bir kilo iplik imalıyla yüzde yüz temin edilen kar Iğdır
müstahsili eline geçecek ve binlerce iĢsiz vatandaĢımız bu müessesede
çalıĢma imkanlarına malik olabilecektir.
Iğdır için çok hayırlı olan bu teĢebbüs muvaffak olduğu taktirde
sayın Niyazi Akı kendisini ebediyen unutturmayacak bir eser sahibi
olacaktır. Muvaffakiyetler temenni ederiz.
EMNĠYET KADROMUZ
Iğdır gibi çeĢitli vakaların her an zuhur ettiği bir yerde mevcut polis
kadrosunun kifayetsiz olduğu müteaddit defalar ve birçok vesilelerle
ilgililere duyurulmuĢtur.
Bilhassa sayın Koraltan‟ın seyahatleri sırasında da bu husus
kendilerine arz edilmiĢ kendilerine arz edilmiĢ ve emniyet kadromuzun
takviyesi lazım geldiği kendilerine izah edilmiĢtir.
Birçok hadiselerde kabahati polislerimizde görmekle haksızlık
yaptığımız muhakkaktır.
Iğdır‟ın asayiĢi bakımından elzem olan bu isteğin bir an evvel isafı
Ģayanı arzudur.
Kıymetli Tüccarımız Hasan Dedeyi Vefat Etti
20 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 17
Üç gün evvel ticaret maksadıyla Ġstanbul‟a gitmekte bulunan
manifaturacı tüccarlarımızdan Hasan Dedeyi, Çobanköprüsü‟nü geçtikten
sonra Köprüköy mevkiinde bindiği otomobilin devrilmesiyle ağır yaralanmıĢ
ve kaldırıldığı Erzurum Hastanesinde vefat etmiĢtir.
Yaptığımız soruĢturmaya göre otomobilin Ģoför mahallinde ve
kenarda seyahat eden Dedeyi, bir aralık uyumuĢ ve biraz sonra yaralı bir
vaziyette kendisini yerde bulmuĢtur.
Üzerindeki parasını Hasankale kaymakamlığına teslim eden Dedeyi
ifadesinde hiçbir Ģeyin farkında olmadığını, kendisine geldiği sırada ağır
yaralı olduğunun farkına vardığın bildirmiĢ ve kimseden davacı olmadığını
da ilave etmiĢtir.
Kaldırıldığı Erzurum memleket hastanesinde vefat eden merhumun
cenazesi bugün Iğdır‟a getirilerek defnedilmiĢtir.
Kendisine mağfiret, ailesi ve yakınlarıyla tüccar arkadaĢlarına baĢ
sağlığı dileriz.
ERZURUM YOLUNDA BĠR KAZA
18 Ekim cumartesi günü Erzurum yakınındaki PaĢabahçe mevkiinde
bir yük otomobili ile askeri bir cip çarpıĢmıĢ ve ikisi asker olmak üzere 4
kiĢinin ölmesine sebep olmuĢtur.
YAZI AĠLEMĠZE BĠR ARKADAġ DAHA KATILDI
Bundan sonra cumartesi, ÇarĢamba ve pazartesi günleri çıkacak olan
sayılarımızda arkadaĢımız Hamza Mızrak‟ın içtimai mevzularda kaleme
alınmıĢ yazılarını zevkle okuyacağınızı müjdeleriz.
ġĠĠR
Hevesli ve istidat sahibi okuyucularımızı teĢvik maksadıyla
gazetemiz bugünden itibaren bir Ģiir köĢesi açacaktır. Ġsteyenlerin bu
mevzudaki eserlerini göndermeleri rica olunur.
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
22 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 19
MERKEZĠ ĠDARE VE FLORYA
2 Eylül 1952 tarihli seyahatleri sırasında sayın meclis baĢkanımız
Koraltan‟a takdim edilen bir dilekçeyi cevaben bu vatandaĢımıza gönderilen
cevabi mektup elimize geçti.
Hususi kalem müdürü Bedri Akyüz imzalı ve TBMM baĢkanlığa
hususi kalem müdürlüğü sayısını hamil bulunan bu mektubun Florya‟dan
gönderildiği sağ üst köĢesindeki kayıttan anlaĢılmaktadır.
Bizler bugüne kadar merkezi idaremizin Ankara olduğunu ve
hükümet erkanının mutada Florya sefalarında istirahat bakımından tabii
karĢılıyorduk.
ġu vaziyete göre muhteremlerin yanı baĢında bütün teferruatları da
istirahata çekilmiĢ ve plaj keyfi yapmaktadır.
DP‟nin iĢine akıl erdirilemez. Belki de merkezi idareyi Florya‟ya
naklettiler.
TRAKTÖR VE KÖYLÜMÜZ
Ziraata azami değer verildiği Ģu son yıllar içinde Iğdır baĢ döndürücü
bir hızla makineleĢmekte ve her gün traktör sayısı artmaktadır.
Zirai inkiĢafımız için memnuniyetle karĢılanan traktör ve zirai
makine temayülü bir çok firmaların muhitimize sokulmasına sebep olmuĢ ve
traktör sayısına muvazi olarak traktör çeĢitleri de artmıĢtır.
Bugün için Iğdır‟da Ġngilizlerin gazlı Fordson‟undan tutun,
Almanların tam dizellerine kadar her cins traktör mevcuttur. Fakat, muhtelif
firmalara ait bulunan bu traktörlerin Tarım Bakanlığınca kabul edilen esaslar
dahilinde muayenelerinin yapıldığını veya yedek parçalarının emre hazır bir
vaziyette bulundurulduğunu göremiyoruz. Ufak bir arıza çiftçinin aylarca eli
kolu bağlı kalmasına sebep olmaktadır. Bu taktirde traktör müstahsil için
faydadan ziyade zararlı olacaktır.
Iğdır‟ın makineleĢmede büyük emekleri bulunan sayın ziraat
öğretmenimizin bu mevzuda titizlikle çalıĢacağını umuyoruz.
KARAAĞAÇ MAHALLESĠ MERASI EDEN GĠDĠYOR
Hazineyi maliyeye ait olup bilahare Iğdır belediyesine Karaağaç
mahallesi için mera ve otlakiye olarak tahsis ve temlik edilen çimen
mevkiindeki binlerce dekar arazi, müdahale ve mukavemet görmediğinden
Ģahıslar tarafından füzulen iĢgal edilmekte ve traktörle sürülmektedir.
Kısmi azami sürülmüĢ bulunan bu yerlerin önümüzdeki ekim
mevsiminde mezru arazi haline getirileceği tabiidir.
Vaziyet bir taraftan Iğdır‟da ziraata gösterilen alakayı izah etmekle
sevindirici olduğu gibi diğer taraftan da Karakuyu, Halfeli, HoĢhaber gibi
tamamen hayvancılıkla iĢtigal eden köyler arasında bu ziraatın muhafazası
bakımından da düĢündürücüdür. Hele yaylacıların ilkbahar ve sonbahar
mevsiminde bu civarda bir müddet tevakkuf etmeleri mecburiyeti de hayli
emek verilen bu yerlerden beklenilen istifadenin temin edilemeyeceğini ve
çiftçi malları korumasına iĢ çıkaracağını göstermektedir.
Meselenin ikinci tarafı da var.
Bu yerler mera olarak Karaağaç mahallesine tahsis edildiğine göre
buralarda ziraat yapılabilmesi ve tarla haline getirilebilmesi için ziraat
öğretmenliğince ziraata elveriĢli olduğu tespit edildikten sonra, tekrar
belediyece hazineyi maliyeye iade edilerek topraksızlara tevzii icap
etmektedir
Bakalım bir netice alınabilecek mi?
TELEFON DERDĠMĠZ
YaĢadığımız asırda bütün muhabere vasıtaları meyanında
telefonunda en elzem ve su götürmez bir ihtiyaç olduğu inkar edilemez.
Birkaç defa Kars veya Karaköse ile muhabere etmek üzere bizim
postaneye uğradık. Doğrusunu söylemek lazım gelirse muhabere
memurunun saatlerce ter dökerek istediğim mahreci çıkarmaya çalıĢması
hem piĢman olmamıza sebep oldu ve hem de bizi haklı olarak düĢündürdü.
Medeni dünyanın telsiz ve radar gibi vasıtalarla muhabere ettiği Ģu
devirde bizler en yakın bir yerle telefon muhaberesinden mahrum
bulunmaktayız.
ÇalıĢkan ve sebatkâr muhabere memurlarımızın mevcudiyetine
rağmen Nuh nebiden kalma tesislerimizden istifadeye artık imkan
kalmamıĢtır.
Sayın valimizde birçok seyahatlerinde bu noksanlığı yakından
hissetmiĢ ve lüzumu kadar malzeme göndermeyi vaat etmiĢtir.
Iğdır gibi her bakımdan mühim bir ilçe merkezinin her an telefon
muhaberesine muhtaç olacağı tabii olduğuna göre ilgililerin biraz ilgi
göstermesi galiba meseleyi kısmen de olsa halledebilecektir.
ANKET
Kooperatiflerimizin idareci yokluğundan kıvrandıkları Ģu sırada
yapılması için hazırlıkları ikmal edilen Birlik yönetim kurulu baĢkanı ve
üyeliklerine parti parti adaylık konmaktadır.
Diyebiliriz ki hafif bir mübalağa ile bütün ortaklar bu bedava
vazifeye birçok fedakârlıklar pahasına taliptir. Hele bizim EĢref BaĢaran‟ın
yeniden iĢtahlanması meseleye hususi bir ehemmiyet vermektedir.
Bu sebeple gazetemiz bir anket tertip ederek ortakların fikrine
müracaat etmek suretiyle Birlik yönetim kurulu baĢkan ve üyeliklerine layık
kimseleri tespite çalıĢmaya karar vermiĢtir.
Sayın okuyucularımız kooperatif ortakları arasından layık gördükleri
dört ismi yazarak kapalı bir zarf içinde idarehanemize gönderecek ve bu
suretle ufak bir anket yapılması mümkün olacaktır.
Bu hususla ilgili mektupların gönderilmesinde acele edilmesi rica
olunur.
BĠR CEVAP
Eczacı Cengiz Sümer
DĠL Gazetesi Yazı ĠĢleri Md. IĞDIR
24 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 21
23 Ekim 1952 tarih ve 20 sayılı gazetenizin birinci sahifesinde bir
Ģikayet baĢlıklı yazıda eczanemizde penisilin bulunmadığından
bahsedilmektedir. Eczanemizdeki penisilin miktarı mübalağa etmeden
söyleyebilirim ki Kars‟taki bütün eczanelerin stoklarından daha fazladır. Bu
durum muhterem gazetenizin ilk çıkacak sayısında efkarı umumiyeye
bildirilmesini diler gazetenize neĢir hayatında muvaffakiyetler temenni
ederim.
Emek Eczanesi Mesul Md Eczacı Cengiz Sümer
DĠL: Bahis mevzuu Ģikayet ile bu husustaki neĢriyatımız sayın Emek
Eczanesi ile ilgili olmayıp hastanede baĢ tabibi alakadar etmektedir.
Penisilin mevzuunda tekrar malumatına müracaat ettiğimiz Ģikayetçi Hakkı
ġengül ise “yağlı penisilin” mevcudu bulunmadığını tavzih etmiĢ
olduğundan gerek Ģikayetçi ve gerekse sayın eczanemizin haklı oldukları
anlaĢılmaktadır.
Esas alakalı zat hala susmakta devam etmektedir.
BELEDĠYEMĠZLE TĠCARET ODASI KÜLAHLARI DEĞĠġTĠ
Aldığımız malumata göre belediyemiz, belde iĢleri ile bazı
maddelerin fiyatını tasnif maksadıyla Iğdır Ticaret ve Sanayi odasının
malumatına baĢvurmuĢ.
Hüseyin Ali BaĢkentli‟yi çileden çıkaran bu hal bizim de tuhafımıza
gitti.
Zira her yerde rayiç ve belde hakkındaki malumat mahalli
belediyeden öğrenilir. Bazı hallerde de belediyeler ticaret borsalarının
malumatına müracaat ederler.
Bizde borsa olmadığına göre galiba reisin, Hüseyin Ali‟yi kendisine
halef yapma niyeti var.
Bakalım stajyer reis ve cevap verecek. Merak ediyoruz...
DĠL’den DĠL’e
Mecit Hun
24 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 21
KUDUZ
Geçenlerde TaĢburun‟dan Iğdır‟a gelirken, sayın Bucak Müdürü
Atasever‟i ziyaret maksadıyla dairesine uğramak istedik.
Tam Bucak Müdürlüğü binasının önünde alaca bir bez üzerine yazılı,
“Burada kuduz var” ibaresi bizi korkuttuğundan ne olur ne olmaz kabilinden
tasarladığımız ziyaretten tehir etmek mecburiyetinde kaldık.
Biraz sonra uğradığımız köy kahvesinde Nuri Atasever‟in köylü
çocuklara poker hocalığı yaptığını görünce doğrusu hayret ettik.
Acaba, kuduran kim?....
ġĠĠR KÖġEMĠZ
Iğdır Adı Dilimdedir
Ramiz Özler
Ġndim Sürmeli çukura,
Gözlerim boyandı nura,
Gönül bağladım Iğdır‟a,
Meyve dolu bağlar gördüm.
Burda çarpar Türk‟ün bağrı,
Sinek, Zor, Köroğlu, Ağrı,
YeĢil tepeler ve sağrı
Karlı, yüce dağlar gördüm.
Iğdır‟ın toprağı inci,
Doldur pamuğu, pirinci,
Kalbime verdi sevinci,
Aras suyun çağlar gördüm.
KefĢene vardım göreyim,
Yarın saçını öreyim,
Ġsterse canım vereyim,
Yarı pambuğ kâğlar gördüm.
Iğdır adı dilimdedir,
Ramiz der Ģiirimdedir,
YeĢilliği gülümdedir,
Gönülcüğüm ağlar gördüm.
ArkadaĢımız Ramiz Özler‟den aldığımız ilk Ģiiri bu suretle neĢretmiĢ
bulunuyoruz. Ġstidatlı ve heves sahibi kalemlerden bu köĢemizi boĢ
bırakmamaları rica olunur.
ĠLÂN
Alicanlar köyü muhtarlık resmi mührünü kaybettim. Yenisini
alacağımdan eski mührün kıymeti olmadığı ilan olunur.
Alicanlar Muhtarı Ġsa YoĢ (Serhat)
ÇĠFTLĠKTE BĠR CESET BULUNDU
Haber aldığımıza göre BaĢköy bucağımıza bağlı Çiftlik Köyünde bir
ceset bulunmuĢtur.
Bir kurĢun yarası bulunan bu ceset Aras nehrindeki akıntı ile bu
civara getirilmiĢ ve burada bulunmuĢtur.
Cesedin mahiyetiyle kime ait olduğunu tespit için C. Savcısı ve
hükümet tabibi mahalline hareket etmiĢlerdir. Yapılacak tahkikatı müteakip
keyfiyet tevazuu edecektir.
SARIÇOBAN‟DA BĠR YARALANMA
Ġki gün evvel ilçeye bağlı Sarıçoban köyünce bir kuĢunla yaralama
hadisesi olmuĢtur.
Ġddiaya göre ReĢit adında ki Ģahıs pamuk tarlası içinde bulunduğu
bir sırada pamuk hırsızlığına gelen ve Ģahsen tanımaya muvaffak olduğu iki
kiĢinin silahlı tecavüzüne uğramıĢ ve bir kurĢunla yaralanmıĢtır.
Midesinden ağırca yaralı bulunan ReĢit hastaneye kaldırılmıĢ olup
tahkikata devam edilmektedir.
PAMUK BAREMĠ TESBĠT EDĠLMEK ÜZERE
Kooperatifin kararsız mubayaası sebebiyle iki yıldan beri
pamukçuluktan zarar gören tüccarlarımız Birliğin fiyat tespitini müteakip
alıma baĢlayacaklarından bütün müstahsil bu hususta verilecek kararı
sabırsızlıkla beklemektedir.
Tarım SatıĢ Kooperatifleri mevzuatına göre, kâr ve zarar ortağa ait
olduğuna nazaran tatbik edilecek baremin pamuk borsasıyla hiçbir ilgisi
yoktur.
Ancak tüccar da pamuk alımından kooperatifin ortağa verdiği avansa
göre hareket ettiğinden kooperatif idarecilerinin bu hususu nazara alarak
bugünkü borsaya intibak edip fiyat tespit etmesi müstahsil için faydalı
olacaktır.
DolaĢan Ģayialara göre Birlik birinci pamuk için 60, ikinciye 50,
üçüncüye 40 kuruĢ avans vermeyi kararlaĢtırmak niyetindedir. Bu durum
hakikat olduğu taktirde yağmur görmemiĢ ve yüksek randımanlı bu yılki
Iğdır pamuğu ucuz bir fiyatla tüccarın eline geçecek ve bu defada müstahsil
zarar edecektir.
Kooperatifçilik esas gayesiyle muhitteki piyasaya hakim bir
vaziyette müstahsilin malını en yüksek fiyatla değerlendirmeye mecbur
olduğuna göre böyle bir karar vermesi Iğdır‟ın ticari durumunu tamamen
sarsacaktır.
Kanaatimizce barem tespitinde tüccarında durumu tetkik edildikten
sonra borsadaki fiyatla intibak etmek daha faydalı olacaktır.
ZĠRAĠ DONATIM SEYYAR TAMĠR ARABASI GELDĠ
Iğdır‟da sattığı traktör ve emsali zirai makineleri muayene etmek
maksadıyla Zirai Donatım kurumuna ait tamir arabası gelmiĢ ve
muayenelerine baĢlamıĢtır.
Bu suretle arızaya uğramıĢ bulunan makinelerin tamiri mümkün
olabilecektir.
CUMHURĠYETĠN 29 NCU YILDÖNÜMÜ KUTLANDI 30 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 27
Cumhuriyetimizin 29 ncu yıldönümü münasebetiyle dün belediye
meydanında toplanan 5000‟e yakın bir halk kitlesi tarafından
kaymakamlıkta yapılan program gereğince bu milli bayramımız tesit
edilmiĢtir.
Saat 10‟da merasime baĢlanmıĢ ve Ġstiklâl marĢımızdan sonra
kıymetli gençlerimizden Turgut Sungar tarafından kısa ve veciz bir hitabede
bulunulmuĢtur. Sungar, günün ehemmiyetiyle o zamanki durumu belirten
konuĢmasını Ģöyle belirtmiĢtir.
“Bugün dünya devletleri arasında çok Ģerefli bir mevkiimiz vardır.
Milli kültürümüz muasır medeniyetlerin seviyesindedir. En kuvvetli
memleket halkla hükümetin el ele verdiği memleketlerdir. ĠĢte biz bu milli
birliğin mesut neticesi içindeyiz. ġöyle ki Ģu anda bütün dünya devletleri
General Richway‟in tepkili uçaklarının gölgesine sığınırken biz, ayakta
dipdiri ve canlı duruyoruz. Sevinciniz payidar olsun!”
Sungar‟dan sonra kürsüye Orgof Süvari grubundan Asteğmen de
irticalen ve heyecanla dolu bir konuĢmada bulunduktan sonra öğrenciler
tarafından da bazı milli mevzuuyla ilgili Ģiirler söylenmiĢ ve resmi geçici
müteakip merasime son verilmiĢtir. Gece bir fener alayı tertip edildiği gibi
belediye tarafından da mahalli oyunlar oynatılarak bu milli günün neĢe
içinde geçmesi temin edilmiĢtir.
ARKADAġIMIZ AYDINLININ MUVAFFAKĠYETĠ
22 Ekim 1952 tarihli Cumhuriyet gazetesinde iftihar edilecek bir
haber okuduk.
Haber Ģudur: Yedek subay süvari okulunda bulunan arkadaĢımız
Ġsmet Aydınlı‟nın devre birinciliğini kazanarak mükafat almıĢ ve bizzat
tebrik edilmiĢtir.
Bütün Iğdırlı gençlerin Aydınlı gibi baĢarı göstermesini temenni
eder, kendisini tebrik ederiz.
ARKADAġIMIZ MIZRAK‟IN ÖZLER‟E CEVABI
1. Orgof suyu tesisatı tahsisat mevcut olduğu halde iller bankasının
para vermek durumda olmaması dolayısıyla 1953 yılı içinde
tamamlanacaktır.
2. Kırmızı rengi severim.
3. Sorunuza cevap vermekten mazurum, DĠL‟in sütunları kıymetlidir.
Harcamaya gönlü razı olmaz.
4. Cevap bulamadım. Ankara radyosu hazır cevap adama havale ettim.
Hürmetler.
KARS SPORCULARI ARASINDA NAHOġ HADĠSELER
26 Ekim Pazar günü Kars spor kulübünden Doğufener ile 30 Ekim
kulüpleri arasında yapılan bir futbol maçında kavgayla biten nahoĢ hadiseler
cereyan etmiĢtir.
Birinci devrede bir gol atan Doğufener ikinci devrede 30 Ekim
kulübü oyuncularının kendi kalecilerine yaptıkları Ģahsi tariz ve hücum
üzerine kavga çıkarmıĢ ve oyun neticelenmeden saha terkedilmiĢtir.
Spor terbiyemizin noksanlığından doğan bu hareketler gençlerimiz
arasında spor hevesini kırmaktadır. Ġdarecilerin basiretle hareket etmesi
lazım gelen bu mevzuda bizce bölge baĢkanlığı mesuldür.
AZĠZ OKUYUCULARIMIZA
Iğdır ve muhitinin bir gazeteye olan ihtiyacını nazara alarak
çıkardığımız DĠL‟i bütün imkansızlıklara rağmen intiĢara devam ediyoruz.
Malum bulunduğu gibi, bir gazete ilan ve abone ile yaĢar, teksir gibi
çok malzeme ve masraf götüren baskı iĢinde gösterdiğimiz Ģahsi say ve
gayretten maada maddi fedakarlığımız da çoktur. Bu sebeple aziz
okuyucuların abone olmak suretiyle verecekleri peĢin meblağ gazetemizin
ara vermeden devamın sağlayabilecektir.
IĞDIR’IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE (4)
Mecit Hun
30 Ekim 1952
Yıl: 1 Sayı: 27
Ordumuz 30 Nisan akĢamına kadar Arpaçay hududuna değin ele
geçirmiĢ ve 15 Mayıs‟ta Gümrü, 26 Mayıs‟ta Panbek Karakilisesi‟ni ve 20
Temmuzda da Nahcıvan‟ı iĢgal ederek Ermenileri geri atmıĢtı.
1918 Mayıs‟ında ise MAVEREYĠ KAFKAS HÜKÜMETĠ
KONFEDERASYONU dağılmıĢ ve bu milletler ayrı ayrı istiklallerini ilan
etmiĢlerdi. Kuzey Azerbaycan da bu meyanda müstakil bir duruma geçtikten
sonra 4 Haziran 1918‟de Batum‟da Osmanlıların imza ettiği bir ahitnameye
göre Azerbaycan emniyet ve asayiĢini iade etmek maksadıyla Türkiye‟den
askeri muavenet talep etmek hakkını haiz bulunuacaktı.
Osmanlı Ġmparatorluğu müttefikleriyle birlikte Birinci Cihan Harbi
mağlubiyetini kabul ettiğinden 30 Ekim 1918 tarihinde MONDROS
mütarekesi imzalandı.
Bu mütareke gereğince ordumuz Kars, Ardahan, SarıkamıĢ, Batum
ve Sürmeli çukurunu iade etmek suretiyle 1914 sınırı gerisine çekilmek
mecburiyetinde bırakılmĢtır. Ayrıca bir müddet evvel Bakü‟yü iĢgal eden
Nuri PaĢa kumandasındaki Türk kuvvetleri de çekilmek mecburiyetinde idi.
Mütareke gereğince ve Ġstanbul‟dan alınan talimat üzerine bütün cepheden
ordumuz çekildiyse de Yakup ġevki PaĢa idaresindeki Kolordumuz 2 ay
daha Kars‟ta kalarak ancak, 1918 yılı sonunda çekilmeye baĢladı. Baku ve
Azerbaycan, General Tomson idaresindeki Ġngiliz askerleri tarafından iĢgal
edilmiĢti. Her üç sancakla sakinlerinin çoğu Türk olan Kamerli, Sürmeli
Çukuru ve Nahcıvan‟ın yeniden Ermenilere terk edileceği anlaĢılıyordu. ĠĢte
bu sebepledir ki Kars‟ın yerli halkı arasında bir cereyan baĢ gösterdi.
VĠSON prensiplerine göre her millet kendi mukadderatını tayin
edebilirdi. Fahrettin Bey‟in teĢebbüsüyle 15 Kasım 1918 tarihinde Kars‟ta 8
kiĢiden mürekkep KARS MĠLLĠ ġURASI HÜKÜMETĠ kuruldu. Muvakkat
reis Fahrettin Bey baĢkanlığında hükümet azaları SarıkamıĢ, Yedikilise
köyünden Hayrullah Ġravanlı, ahund oğlu Taki Karaçantalı, Hacıoğlu
Ahmet, Ali, Afzal Ġsrafil, Behçet ve Rumlar adına Vafyadin idi.
15 gün içinde diğer yerlerden gelen murahhaslarla kurultay açıldı.
Yeni hükümet Ģu Ģekilde kurulmuĢtu:
Hükümet reisi Cihagiroğlu Ġbrahim; hükümet azaları Cihangiroğlu
Hasan Bey, Dr. Esat Bey, Akbabalı Kelbay Mehmet, Karaçantalı Ahmet
Bey, Kağızmanlı Ali Rıza Bey (Ali Ataman), Ġravanlı Taki Bey SarıkamıĢlı
Fahrettin Bey, Iğdırlı Ali Bey oğlu Mehmet Bey, Oltulu Molla Bilal,
Borçalılı Emin, Camaldinanlı aĢiret reislerinden Maksut Ağa oğlu Hasan
Ağa, Gümrülü Yusuf Beylerden müteĢekkildi. Gerekli maddi yardımı
Ahundoğlu yapıyordu.
Kaymakamlıklara PaĢa Han oğlu Hüseyin Han (Hüseyin Talınlı),
HemĢioğlu Rasim, ġakir oğlu Ahmet, Kadı oğlu Aslan, SarıkamıĢ‟ta Bekir
tayin edilmiĢlerdi.
Karas Milli Ġslam ġurası bu suretle faaliyetine baĢladıktan sonra
Sürmeli çukurunda da faaliyet baĢladı. AĢiret halkı kendisini müdafaa ve
Ermenilerle mücadele etmek üzere silahlanmaya baĢlamıĢtı. Evvelce Hasan
Bey Vezirof, Ali Mirza ve Meleklili Mazanoğullarından Ali Ekber‟in
Bakü‟dan silah getirtme teĢebbüsleri, Vezirof‟un yolda vefat ve
Ermenilerinde müsaderesiyle akim kaldı. Kars ve civarından yeter miktarda
silah temin edilerek resmi olmayan fakat derli toplu çeteler teĢekkül etmeye
baĢladı. Celâli aĢireti (1000 kiĢi kadar yaya ve atlı) Ali Mirza, Zilan aĢireti
(800 kiĢi yaya ve atlı) ġemsettinoğullarından Hamit Beyler idaresinde
toplanmaya baĢladı.
Ermeniler taarruz hazırlıklarını bitirerek kuzeyden Milli ġura
bölgesine taarruz etti. O zaman pek genç fakat cesur olan Talınlı Hüseyin
Bey, Kızılçakçak mevkiinde Ermeni kuvvetlerini sokmadığı gibi, Arpaçay‟ı
da gönderdiği süvari kuvvetleriyle müdafaa ediyordu. Fakat Milli ġuranın
yanlıĢ siyaseti Gürcülerle Ermenileri de birleĢtirmiĢti. Talınlı Hüseyin
Han‟ın vaziyeti iyi mütalaa etmesine rağmen hükümet reisi de dahil bir çok
hükümet erkânının Gürcülerle de harbe giriĢmeyi kararlaĢtırması ilk
muvaffakiyetsizlik sayılıyordu. Hüseyin Han idaresindeki Akbaba ve
ġuregel‟li askerler ciddi bir Ģekilde mücadele ediyordu. Fakat Harbiye
Nezareti vazifesini yapan Hasan Han‟ın cahilce hareketleri Hüseyin Han‟ın
faaliyetlerini darbeliyordu. Hüseyin Han Ġngilizlerden mühim miktarda
cephane ve silah çaldırarak kuvvetlerini tamamen silahlandırmıĢtı
Ermeni ve Gürcülerin mütteniden Milli ġura hudutlarına yaptıkları
taarruzlar bir taraftan yerli ve silahlı halkın mukavemeti ile semeresiz
kalırken, diğer taraftan da Ardahan civarında Türkler taarruza geçerek 1918
sonuna doğru Gürcüleri Ahıskadan temizlemiĢlerdi. Bu sırada Ġngiliz askeri
mümessili, Milli ġura adıyla bir hükümet olamayacağını, eğer mahalli bir
hükümet ise bunun daha da ıslahı lazım geldiğini dayatmıĢ ve bu mülahaza
ile Milli ġura 1 Ocak 1919 akĢamı bir toplantı yaparak Nahcıvan ve
Batum‟u da içine alarak ismini CENUBĠ GARBĠ KAFKAS HÜKÜMETĠ
MUVAKKATAĠ MĠLLĠYESĠ Ģeklinde değiĢtirmiĢ ve hükümet reisliğine
yine Ġbrahim Bey Cihangiroğlu seçilmiĢtir.
Dahiliye mümessilliğine Ġbrahim Bey uhdesinde kalmak üzere;
Hariciyeye Fahrettin Bey; Harbiyeye Hasan Han Bey; Adliyeye Abbasali
Bey; Maarife Rumlardan Mikhail Andyanof; Maliyeye Hududad oğlu
Mehmet Bey; Nafıaya mühendis Mahmut Bey; Ziraata Aliekber Bey; Posta
ve PTT mümessilliğine Rumlardan Arior seçilmiĢlerdi.
Bu isimler derhal Kars‟taki Ġngiliz askeri mümessili Albay
Tamperli‟ye bildirildi.
Bilahare de PTT mümessili Rum kızı Arior yerine Muhlis Bey tayin
edilmiĢ ve Ġbrahim Bey izlerindeki Dahiliye mümessilliğinde (Ali Rıza
Beyle) tevdi edilmiĢti. Bu sırada General Tomson malum Ġngiliz siyaseti ile
hareket ederek sözünden caymıĢ ve 1914 sınırında yani Aras boyuna kadar
Ermenilere verildiğini ve bu suretle Büyük Ermenistan‟ın resmen teĢekkül
ettiğini ilan etti. Nihayet, her taraftan Ermeni akını baĢladı. Ardahan ve
Kızılçakçak hudutları muhkem bir vaziyette idi. Ġngilizler muharebe yerine
baĢka tabya kullanmaya karar vererek 19 Nisan‟da hükümete (Milli ġuraya)
müracaatla hükümet erkanıyla tanıĢmak arzusunda bulundular. ĠĢin nereye
varacağını idrak edemeyen hükümet azaları da bu hareketten hem memnun
olmuĢ ve hem de muvafakat etmiĢlerdi.
Nihayet aynı günü parlamento binasında bir tanıĢma zemini
hazırlanarak bütün hükümet erkanı celp edilmiĢ ve gelecek Ġngiliz
mümessiline intizar edilmiĢtir. Biraz sonra içeride tanıĢma baĢlayınca
dıĢarıdan da parlamento muhasara altında alınmıĢ ve bu suretle bütün Milli
ġura erkanı tevkif edilerek bu mahalli idareye son verimiĢti.
Tevkif edilen hükümet erkanı Malta‟ya sürülmüĢtü. Kağızmanlı Ali
Rıza Bey Malta‟ya gitmeden Batum‟dan kaçma fırsatın bularak Kağızman‟a
gelip yine Ermenilerle çarpıĢmaya baĢlamıĢtı.
KARAKÖSE’DE DP ÇÖKTÜ
31 Ekim 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 28
Haber aldığımıza göre Karaköse DP teĢkilatında kuvvetli bir çözüntü
baĢgöstermiĢ ve parti ileri gelenlerinden bir çok Ģahsiyetler ayrılarak Millet
Partisine kaydolmuĢlardır.
Burada da parti içinde diktatörlük yapmak isteyen bir grubun bir
zümreyi iltizam etmesi neticesi olarak durumun ve parti faaliyetlerinin
vahim neticesinden endiĢe eden ileri görüĢlü kimseler istifa etmek zorunda
kalmıĢlardı.
1950 seçimlerinde fazlasıyla tutunan Kasım Küfrevi ve Celal
Yardımcı gibi seçim bölgeleriyle asla ilgi göstermeyen kimseler yerinde
daha kuvvetli Ģahıslarla temsile muhtaç bulunan Karaköseliler durumu
kavrayarak DP‟nin kötü gidiĢini sezmiĢ ve kuvvetli bir muhalefet kurmaya
muvaffak olmuĢlardır. Ġstifa edenler arasında Patnoslu Hüseyin PaĢa zade
Mehmet Bey gibi nüfuzlu Ģahısların da bulunuĢu DP genel idare merkezini
endiĢelendirmiĢtir.
Karaköse gibi DP‟nin en kuvvetli bulunduğu bir yerde vuku bulan
bu ani çöküntüden sonra Doğu illerinde bu partinin tutunması imkansız
görünmektedir.
ÇELTĠK KANUNU GELĠYOR
Kars Gazetesinden öğrendiğimize göre 15 seneden beri tatbikatta
bulunan 3039 sayılı çeltik kanunu kifayetli ve müstahsil için fayda
sağlayacak mahiyette görülmediğinden yeni bir kanun tasarısı hazırlanmıĢ
bulunmaktadır.
Yakında kanunlaĢacak olan bu tasarı ilk çeltik sahalarının daha
ziyade geniĢlemesi ve sıhhi Ģartların ilgili bakanlıkça yerine getirilmesi
mümkün olabilecektir.
Ayrıca bu kanunla çeltik sahaları tespit edilecek ve müstahsilin her
yıl için yeni bir müsaade alması külfeti bertaraf edilecektir.
KOOPERATĠFNAME
Çeteler kuruluyor talan baĢladı yine
Ġkin binlik inĢaat veriliyor on bine
Aktör gibi sahneye çıktı EĢref BaĢaran
Ortağın parasıyla zıkkımlanmakta yaran
Biçare fakir köylü inek gibi sağıldı
Üç yüzü cebe koyan bıyık burup dağıldı
Evvelce yüz elliydi Ģimdi üç yüze çıktı
Hükümette nihayet mücadeleden bıktı
Öyle bir soyulduk ki çıkmayacak acısı
Buna ne çare bulsun hocası ya hacısı
Aldı Ortaklar:
Bizleri taladılar pullar bitti ayhavar
EĢref çığtı ortaya neler etti ayhavar
Bir erize verende yüzde onbeĢ noğsana
Kirman da üçyüz vurdu aldı getti ayhavar
Meğer sahabı yoğmuĢ kağçının çenekçinin
Kimi seçtik oraya bizi sattı ayhavar
Alan gedir ayhavar
Talan gedir ayhavar
Evvel geden beĢ değil
Kalan gedir ayhavar
Aldı EĢref BaĢaran:
Bayramdı cebim boĢtu günahkâram neyniyim
Koy desinler hilleynen aram yoğtu neyniyim
Men yığmıĢtım buğçaynan ölmüĢ gede dağıttı
Meherrem dükkan kurup getti param neyniyim
Ölsem de el çekmenem kopratif kapısından
Men ölüĢem ay balam budu çare neyniyim
Kazığı attım neyniyim
Mala kattım neyniyim
Özgeden ağaç aldım
Size sattım neyniyim
Hep bir ağızdan:
Yeni ağmağ (ahmak) tapalım
Bize ortağ yapalım
Belke onlar kazanar
Biz de hisse kapalım
ĠLAN
TC Ziraat Bankası Iğdır ġubesinden
Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri birliğine ait mevcut pamukların
nakliyesi aĢağıda yazılı Ģartlar dahilinde 4 Kasım 1952 Salı günü Iğdır Ziraat
Bankasında yapılacaktır.
1. Iğdır‟dan Malatya‟ya 250 ton
2. Iğdır‟dan Erzurum‟a 150 ton
3. Erzurum‟dan Malatya‟ya 500 ton sevk edilecektir.
Teminat 20.000 (yirmi bin) liradır.
ġartnamesi her gün bankamızda görülebilir.
VAHAP AKAR‟A
ArkadaĢımız Hamza Mızrak‟ın haftada üç söz sütunumuzda,
“Otoriter Devlet BaĢlığı” altında yazdığı yazıdan dolayı gönderdiğiniz
mektubun neĢri basın kanunu Ģümulüne girmemektedir. Ancak isteğiniz
gereğince Ģu noktayı tavzih ediyoruz:
(Artık cumhuriyetin yerini anarĢi almıĢtır) cümlesini baĢlı baĢına
mütalaa etmeniz sizi bir zahmete ihtiyar etmiĢtir. Bu cümlenin manasını
daha iyi anlayabilmeniz için yazıyı baĢtan sonuna kadar dikkatle okumanız
tavsiye olunur.
HAFTADA ÜÇ SÖZ
1 Kasım 1952
Hamza Mızrak
Yıl: 1 Sayı: 29
Demokratik idarelerin temel vasfı çok partilerin mevcudiyetidir.
Bütün siyasi partiler memleketi yükseltmeyi hedef bilirler. Ve bu hedefe
varmak için bir yol seçerler. KararlaĢtırılan bu yol (parti programı) adını alır.
Bu programı benimseyenler partinin kadrosu içinde yer alırlar. Herhangi bir
siyasi partinin kadrosuna inanmadan girenler fena vatandaĢlardır.
Siyasi partiler safının inanmayanlarla dolması hem parti ve hem de o
memleket için bir felaket olduğu muhakkaktır. Ġktidara yaklaĢan veya geçen
partilerin bu noktaya dikkat etmesi bilhassa elzemdir.
Peki müsait iddialarla sahneye çıkan parti, geniĢ halk kütleleri içinde
nasıl tutunabilir?
Bu soruyu profesyonel politikacılar daha iyi cevaplandırırlar. Ben
bunu üç Ģarta bağlı görüyorum:
1. Partinin baĢkanı efkarı umumiyece tutulan ve itimat telkin eden bir
zat olmalıdır.
2. Parti umdelerini yaymak ve lüzumlu yerlerde sarf edilmek üzere
parası bulunmalıdır.
3. Programı müdafaa ve muhtelif hadiselere karĢı partinin fikirlerini
halk topluluklarına aksettirecek bir gazeteci bulunmalıdır.
Memleketteki basının sempatisini ve teveccühünü kazanmak da
bilhassa mühimdir.
Arz edilen üç noktanın ıĢığı altında siyasi partilerimizin durumunu
mütalaa etmeyi sayın okuyuculara bırakıyorum.
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan aldığım nüfuz cüzdanımı zayi ettim. Yenisini
alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Karakuyu köyünden Han oğlu Ġbrahim Aksa
YĠNE ÇAMUR ATIYOR
1 Kasım 1952
ġerafettin Kirman (ġoför)
Yıl: 1 Sayı: 29
26 Ekim 1952 tarihli gazetenizde “Ġltimas” baĢlığı altındaki yazınıza
verdiğim cevabın matbuat kanuna göre neĢrini rica ederim:
Söylediğiniz gibi baĢkanlık Ģoförünü çıkarmamıĢ isteği üzerine istifa
etmiĢ. BaĢkanlık beni DP baĢkanının kardeĢi olduğum için değil, efkârı
umumiyenin bildiği gibi 5 seneden beri ehliyeti dürüst bir Ģoför olduğum
için kabul etmiĢtir. Çamur atma!
ġoför ġerafettin Kirman
DĠL Gazetesi: Yukarıda zevkle (!) okuduğunuz mektup sahibini tanırsınız.
Bugünkü idarenin prensiplerine sadık kalınarak bir hafta içinde tayin ve azli
yapılan Ģoför ġerafettin‟dir. Muhatabımız olmadığı halde bu mektubu
yazması cayı sualdir.
KAZANCILAR ġĠKAYET EDĠYOR
Kazancı ve civar köyleri halkından bir grup gazetemize müracaatla
köy yollarından Ģikayet etmektedirler. Söylendiğine göre bu köy yolları
Hakveyis ve Pulur sularıyla dolmuĢ ve geçilmez hale gelmiĢtir. Panik köyü
içindeki köprülerin de bozukluğu irtibatı tamamen kesmiĢ bulunmaktadır.
Bu hal devam ettiği taktirde köylümüz mahsulünü pazara
getiremeyeceği gibi kasabayla da tamamen alakasını kesmiĢ olacaktır.
Bu vaziyete göre sayın kaymakamımız köylülerimizle siyasi
münasebeti kesmiĢ olmasın?
BĠR KARĠKATÜR
(Bu sayfada bir karikatür var. Genç bir adam sol eliyle kendi
boğazına yapıĢmıĢ, dili dıĢarıda can çekiĢmektedir, yani kendi kendin
boğmaktadır. Karikatürün altına da “Günün kahramanı DiĢçi Bülend” ibaresi
düĢülmüĢ. Mücahit)
DĠL: Dilin kurusun Dağlı! Dağlar baĢına çöksün! Bir dilsiz için
yaptığınızı beğendiniz mi?
TEġEKKÜR
27 sayılı muhterem gazetenizin ikinci sahifesinde, “ArkadaĢımız
Aydınlı‟nın muvaffakiyeti” baĢlıklı yazınızı okudum.
Hakkımda gösterdiğiniz yakın alaka ve bahĢettiğiniz iltifattan dolayı
teĢekkürlerimin kabulünü istirham ederim.
Saygılarımla.
Süvari Asteğmeni Ġsmet Aydınlı
BAY NEVZAT GÜNDÜZ ġÖLLÜ
Göndermek nezaketinde bulunduğunuz Ģiiriniz tetkik edilmiĢ ve
kafiyelerde düĢüklük görüldüğünden neĢredilememiĢtir. ġiir mevzuu üzerine
daha çok çalıĢıp malumat edindikten sonra yazmaya heves etmeniz Ģayanı
tavsiyedir.
Yeni ve olgun eserlerinizi bekler baĢarılar dileriz
DĠL Gazetesi
ĠTĠZAR
Kooperatif inĢaatında vuku bulduğu iddiasıyla gazetemize
gönderilen Ģikayet mektuplarını yazı çokluğundan neĢredemediğimiz gibi bu
hususta lazım gelen malumatı da topladıktan sonra ilk fırsatta sütunlarımıza
geçeceğiz.
ġĠĠR KÖġEMĠZ
Bu Zamane
Fazıl ġıktaĢ
Ġhtiras kaplamıĢtır bütün kalpleri hemen
Ele geçer emanet sıvıĢır kırar dümen
Allah‟ı unutarak Ģeytana uymuĢ millet,
Umumhane, meyhane demir oluptur zillet
Bilmirem hara kaçım, huyluyurlar ğeddimi
Alay etme ey millet çağıraram ceddimi
ġimdi üç kısım millet biri Allah adamı
Biri zora düĢende olar Allah adamı
Biri ġeytan adamı fitne verir kıĢkırtır
Fitneyi desiseyle birbirine kırdırır
Büyükler duran yerde çocukları danıĢır
Kendi sözlerini yeritmeğe çalıĢır
BaĢınıza kül olsun zemâne kiĢileri
KiĢiler arvat olup erkektir diĢileri
Dikkat ettin mi dadaĢ çarĢav örten arvada?
Eliynen yüzün açar, göz kaĢ eder merhaba
Bir Ģise su demleyip ona buna söz atan
Yohmudur bu soysuzun ağzın burnuna katan
ArkadaĢın malını gizlice atara cebe
Görürsen Ģaka olur, görmezsen iner dibe
Adım meĢedi kelbayı her iĢin üstadıyam
Üç bin mesarif koydum dindirmeyin hacıyam.
ġAKACI KÖġESĠ – MĠZAH
Siz ne dersiniz? (Niyet kutusundan neler çıktı)
Dilsiz Dul:
DiĢçi Bülend:
Kaymakam:
Dr. Mesut:
DĠL Gazetesi:
ġakacı:
Bu hamur çok su götürecek
Ġt el çekti motal el çekmedi
TaĢ attım, ĢaĢ attım
Buna bak buna, gökten nem kapıyor
Bizimle Kerbelâ vadisine hem dert olan gelsin
Zor, zeyrekten bezir çıkarır.
ĠBRET
Ayırmadı kalemimi
ġu Türk ile Acemi
Ne koydular yazayım
Ne kırdılar kalemi
Hüseyinzade Ali Bey
IĞDIR’DA DEMĠRCĠLĠK KURSU AÇILDI
2 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 30
Dün güzel Iğdırımızın yeni bir irfan yuvasına daha kavuĢtuğunu
iftiharla öğrendik. Teknik iĢ yerlerinin kifayetsizliğini göz önüne alan
hükümet eski Halkevi binasını sanat kursuna tahsis etmiĢti. Bu maksatla
ilçemize gelen ilgili öğretmenler 30 öğrenci kaydederek dün bilfiil uğurlu
olmasını temenni ettiğimiz çalıĢmalarına baĢladılar. Bu münasebetle yapılan
törende sayın kaymakamımız, kursun Iğdır‟a ve Iğdırlılara hayırlı olması
dileğiyle kordelayı kesti.
Davetlilere hoĢ geldiniz diyen demircilik öğretmeni Ali Ġhsan
Özdemir ilgi ile takip edilen bir konuĢma yaptı. AnlaĢıldığına göre kurs iki
sene süreli olacak. Demircilik atölyesinde sıcak demircilik, soğuk
demircilik, oksijen kaynakçılığı, tenekecilik ve kalaycılık branĢlarında iĢ
yapılacaktır. Bu arada, iĢin nazarı kısmı da ihmal edilmeyecektir.
Marangozluk öğretmeni Ġlyas Muhacir‟in riyaset edeceği atölye ise
mobilyacılık, doğramacılık, oymacılık ve kaplamacılık öğretilecektir.
Kurs binası gezilip gerekli izahat alındıktan sonra, davetliler
memnuniyetlerini belirterek muvaffakiyet temennileriyle öğretmenlerin elini
sıktılar.
DĠL: Kursun devamlı olması ve icabında bir sanat okulu haline
getirilmesi temennisiyle baĢarılar dileriz.
KARAKÖSE DP TAMAMEN ÇÖKTÜ
Bu gün aldığımız kati habere göre, 28 Ekimde 127; 29 Ekimde 218;
30 Ekimde 345 Karaköseli Demokrat Partiden istifa ederek muhalefete
geçmiĢtir.
Ġstifalar ilçe ve bucaklara da sirayet etmiĢ ve bütün Ģiddetiyle devam
etmektedir.
Karaköse durumu bütün Doğu illerine örnek olacaktır.
POLĠS MEMURU NECMĠ TÜREDĠ‟NĠN BEYANI
DiĢ tabibi Bülend‟in zabıtaya hakaret davasında polis memuru
Necmi Türedi dikkate değer beyan ve ifadede bulundu.
Kaymakamın dilsiz hizmetçisi Simüzer‟in ırzına geçtiği iddiasıyla
diĢ tabibi Bülend‟in muayenesi yapılmak üzere hastaneye götürüldüğü
sırada zabıtaya hakarette bulunduğunu ve savcılıkça mahkemeye sevk
edildiğini geçen sayımızda bildrimiĢtik.
Dün yapılan ikinci duruĢmada, hadise gecesi Bülend‟i ziyarete giden
kaymakam Hakkı Albayrakoğlu‟nun da tanık sıfatıyla ifadesine müracaat
edilmiĢtir. Kaymakam ifadesinde, “AsayiĢ amiri olması hasebiyle teftiĢ için
karakola gittiğini ve Bülend‟i burada tesadüfen görüp teskin ettiğini,
haddizatında suçlunun o anda ki durumunun periĢan ve acınacak bir halde
olduğunu” belirtmiĢ ve ilaveten sanık Bülend‟e polis tarafından hakarette
bulunulduğu kanaatinde olduğunu da söylemiĢtir.
Davacı ve müĢteki Necmi ise, kaymakamın o akĢamki hareketlerini
mufassal bir Ģekilde izah etmiĢ ve Ģu celbi dikkat beyanda bulunmuĢtur:
“Kaymakam o akĢam bir asayiĢ amiri olmaktan çok uzak bir
vaziyette sırf suçlu Bülend‟in hatırı için karakola teĢrif etmiĢtir. Zira, sayın
kaymakamımızın asayiĢ amiri sıfatıyla hareket edebilmesi için o sırada
cesaret alarak karakolun mesai masasına müteaddit yumruklar atarak resmi
bir yerin huzur ve sükununu ihlal eden sanık hakkında gerekli kanuni
muamele yaptırması icap ederdi. Kaymakam bahusus Bülend‟i korumak için
hareket etmiĢtir.”
Bazı hususların tespit ve tahkiki için mahkeme Pazardan sonraya
talik edilmiĢtir.
Bizler de kaymakamın o akĢam için karakola teftiĢ maksadıyla
gittiğine kanaat getiremiyoruz. Zira muhteremin bugüne kadar bir defa olsun
bu gibi yerleri teftiĢ ettiğine Ģahit olmadık. Saniyen, Bülend‟in o akĢamki
durumuna acıyan kaymakam kendi hizmetçisinin feci durumuna niçin üzül
(...)
ĠLAN
TC Ziraat Bankasından Iğdır ġubesi
Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğine ait mevcut
pamukların nakliyesi aĢağıda yazılı Ģartlar dahilinde 4 Kasım 1952 Salı günü
Iğdır Ziraat Bankasında yapılacaktır.
1. Iğdır‟dan Malatya‟ya 250 ton
2. Iğdır‟dan Erzurum‟a 150 ton
3. Erzurum‟dan Malatya‟ya 500 ton sevk edilecektir.
Teminat 20.000 (yirmi bin) liradır.
ġartnamesi her gün bankamızda görülebilir.
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim.
Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Yukarı Arapkir Kerem Kılıç
ĠLAN
Sürmeli Spor Kulübünce tertip edilen eĢya piyangosu en son olarak
29 Ekim 1952 tarihinde çekilmesi karar altına alındığı halde, mezkur tarihte
çekilmediğinden keyfiyetin tahkiki için umumi heyetin 8.11. 1952
Cumartesi günü saat 14:30‟da sinema salonunda toplanması ve sayın
azaların teĢrifi rica ve ilan olunur.
Kontrolörler: Ahmet Tekin Orhan Çiftlik
YENĠ BĠR GAZETE MĠ?
Aldığımız bir habere göre sayın arkadaĢımız eczacı Cengiz Sümer
tarafından ikinci bir gazete çıkarılmak üzere gerekli teĢebbüse geçilmiĢ ve
hazırlıkları ikmal edilmiĢtir.
Gazeteye ihtiyaç duyan Iğdır gibi münevver bir muhitte ikinci bir
gazetenin çıkması bizim de en iyi arzumuzdur.
ArkadaĢımıza baĢarılar diler refikimizi Ģimdiden tebrik ederiz.
DELĠGÖNÜL
(Muhtemelen Turgut Sungar’dan gelen bir mektup. Mücahit)
DĠL gazetesi yazı iĢleri md.
Adliye Caddesi No: 8 Iğdır
Bir okuyucu olmakla müftehir bulunduğum muhterem gazetenizde
bazen, “DĠLSĠZ” imzasıyla yazılar intiĢar etmektedir. Son günlerde vuku
bulan hadise dolayısıyla “DĠLSĠZ” arkadaĢın affına mağruren bir istirhamda
bulunacağım. Bu günlerde peyda olan “DĠLSĠZ-PEREST” diĢçimiz,
gazetenizde ki “DĠLSĠZ”in kim olduğunu hararetle soruĢturmakta imiĢ.
Durumu, “DĠLSĠZ” yazarına bildirip, bu müstear ismini değiĢtirmesini namı
hesabıma lütfen rica eder misiniz?
Gazetenize bütün bağlılığımla
(Deligönül)
DĠL Gazetesi: Ġkazınıza teĢekkür ederiz. Tehlikeyi gazeteciğimiz de sezdiği
için, Ģimdilikbu müstear lakabı kullanma cesaretini gösteremiyoruz. DiĢçinin
akıbeti belli olduktan sonra belki de bu isimle tekrar ortaya çıkabiliriz.
REġAT ÖZERKAN GĠDĠYOR
Ġzinli bulunan emniyet amirimiz yerine vilayetten muvakkaten
gönderilen komiser ReĢat Özerkan‟ın, emniyet amirimizin vazifesi baĢına
avdet etmesi üzerine tekrar Kars‟a avdet edeceğini teessürle haber aldık.
Iğdır için mevcudiyeti bir nimet olan sayın Özerkan‟ın gidiĢi mesai
arkadaĢları kadar bizi de müteessir etmektedir. Zira, enerji ve bilgisinden
fayda umduğumuz bu arkadaĢın ayrılması bize Iğdır‟da bulunduğu günleri
hakikaten hatırlatacaktır. GeniĢ bir polis kadrosuna muhtaç olan Iğdır‟ın bu
arzusu uyarınca sayın Özerkan‟ın Ģimdiki vazifesinde ipkası Ģayanı arzudur.
SĠNGER NAKIġ VE DĠKĠġ YURDU
Haber aldığımıza göre bugünden itibaren ilçede Singer kumpanyası
tarafından bir biçki dikiĢ ve nakıĢ yurdu açılacaktır. Bu suretle kızlarımızın
dikiĢ mevzuunda yetiĢtirilmesi mümkün olacaktır.
SAYIN OKUYUCULARA
Bugünden itibaren gazetemiz abone
kaydına baĢlamıĢ
bulunmaktadır. Gazetemizi abone adedine göre çıkarma zorunda
bulunduğumuzdan sayın okuyucuların kayıtlarını yaptırtmakta acele
etmelerini rica ederiz.
Memur ve Politika (Haftada Üç Söz Köşesi)
3 Kasım 1952
Hamza Mızrak
Yıl: 1 Sayı: 31
Kendimden bahsetmek mecburiyetinde kaldığım için özür dilerim.
Otoriter Devlet ve Siyasi Partiler adlı yazılarımdan dolayı bazı ithamlara
hedef oldum.
Efendim, bazı bilgiçlerimiz, “Hamza politika mevzularıyla iĢtigal
ediyor. DĠL muhalefet organıdır. Sonra Haftada Üç Söz yazarı memurdur”
iĢaretinde bulunmuĢlar.
Arzı malumat edeyim: Sıfatı ne olursa olsun, her vatandaĢın
memleket davalarıyla ilgilenmesi hem haktır ve hem de vazife. Kaldı ki
memur sınıfı, ekseriyetle entelektüel zümredir. Yurt meseleleriyle daha
ziyade ünsiyet peyda etmelidirler. Bu memurun politika yapması manasına
alınamaz. Politika yapmak demek Ģu veya bu partiyi alenen tutmak ve siyasi
partilerin propagandasını yapmak demektir.
Memleketimiz henüz çok partili rejime girmiĢtir. Siyasi partiler
hakkında genel olarak bilgi vermeyi vazife bilirim. Bir siyasi parti Ģöyle
kurulur, böyle yaĢar demek, politika yapmak değildir. Biz öğretmenler bu
bahisleri ilkokulların beĢinci sınıfında tetkik ederiz. Memleketteki siyasi
partilere karıĢmamak Ģartıyla bu bahisleri incelemek, vatandaĢları
aydınlatmak politika ise insan hakları ve partiler mevzuunda yurtta
konferanslar vermek üzere seyahatte çıkan üniversitelerimizi acaba ne
yapmalıyız?
Büyük Atatürk cumhuriyetin onuncu yıldönümünde gözleri
yaĢararak cumhuriyeti bize emanet etmiĢti. Rica ederim cumhuriyet
meseleleri üzerinde yazı yazmak politika mıdır?
DĠL, muhalefet organı imiĢ. BaĢkan Ruzvelt‟in basın hakkındaki
fikirlerini bilirsiniz. Ben de Ģekli ve siyasi kanaatleri ne olursa olsun
matbuatın faydalı olduğunun inanırım. Ġngiliz hükümeti ister muhafazakâr
olsun ister iĢçi veya liberal olsun, muhalif Times‟i susturmayı akından bile
geçirmemiĢtir. DĠL muhaliftir diye memleket meseleleri hakkında yazı
yazmayalım mı sayın diplomalı cahillerimiz?
Yazılarımın makes bulması benim için teĢvik edicidir. ġunu da ilave
etmeliyim, Iğdır‟da teĢkilat kurmuĢ, üç siyasi partinin ilçe baĢkanları samimi
dostlarımdır. Bu muhterem zevat arasındaki siyasi tartıĢmaları kötülemek
veya desteklemek hiçbir zaman hatırımdan geçmemiĢtir. Kendilerine ve
siyasi kanaatlerine hürmetim vardır. Fırsat buldukça bu çok muhterem
dostlarımı siyasi makamlarında ziyaret ederim. Bu durum benim için bir
nakise midir? Bu memlekette engizisyon ve Neron tahakkümü olamaz.
Kitaplarım arasında mevcut siyasi partilerin programları vardır.
Vakit buldukça okurum. Çünkü bir yıl sonra oy kullanacağımı biliyorum.
Büyük Atatürk‟ün bahsettiği milli musibetlere yeninden duçar olmamak için
uyanık bulunmayı vazife bilirim.
Evet sayın okuyucularım, ben bir Atatürkçü olarak bir milliyetperver
olarak sosyal davalar üzerinde yazı yazmakta devam edeceğim. Çünkü yurt
davalarına bigane kalmayı, yurttaĢlık yapmamak manasında alanlardanım.
Aziz bilgiçlerimizden de istirham ediyorum; yazmasında fayda
gördüğüm hususlar bütün vatandaĢlarca kavrandığı gün, bu nevi yazıları
politika sayınız. Acaba sadet dıĢı mı oldu? Belki de diplomalı cahillerimiz
böyle düĢüneceklerdir.
3 Kasım 1952
Yıl:1 Sayı: 31
Kaymakam ve Reis Mireli
Mecit Hun
(Belediye baĢkanı Mireli Ağa, ilçeye musallat olmuĢ karga
sürüleriyle baĢ etmek için öldürülen veya yakalanan karga baĢına ödül
koyar. Turgut Sungar’ın kaleminden çıkan karikatürde kaymakam, karga
yerine elinde bir balıkçı kuĢu ile Mireli Ağa’ya gelmiĢtir. KonuĢmada geçen
“DĠLSĠZ” sözü DĠL gazetesini ve Mecit Hun’u, beĢ para da gazetenin
fiyatını imalı Ģekilde ifade eder. Mücahit)
“Reis, bugün kısmetim açıkmıĢ. Karga getiremedim amma Ģu acayip
hayvanı avladım. Buna kaç kuruĢ vereceksiniz?
“Ay kozmel, görürsen ki bu hayvan senden yekedir. Belesine belediye
pul vermez. Git özüne iĢ tap. Bu dilsiz hayvandan ne istiyirsen, sen ki
bir (DĠLSĠZ)e beĢ para kiymet vermirsen, men nice pul verim”
3 Kasım 1952
Sayı: 31
SAZLI SOHBET
Dağlı
Aldı Dilsiz:
Ben öksüzem dilim yok
Dindirmeyin derdim çok
PeriĢan ettin beni
Evde yatak kilim yok
Aldı Doktorlar:
Et tırnaktan ayrılmaz
Ġltimas lazım biraz
Bülend‟i kayırmasak
Bu beladan sıyrılmaz
Aldı Kaymakam: Ben buranın reisi
Yoktur bunun beisi
Dilsiz nemize gerek
Kapatmaktır iyisi
Aldı DiĢçi: Gazete polis takmam
Ardan hayadan çakmam
Albayrak bana yeter
BaĢka kimseden korkmam
Aldı “DĠL”
DiĢçi ettiğin etti
Iğdır‟dan vurdu getti
Biz dedik, utanmadı
Dilimizde tüy bitti
Aldı Dağlı: Dağlı, sözün boĢuna
Gitmez elin hoĢuna
Durup durup taĢ atma
Virane baykuĢuna
NOT: Bazı kimseler diĢçi mevzuunda yaptığımız neĢriyatı
aleyhimizde istismar ediyorlar. DĠL, yüz kızartıcı hadiseler karĢısında asla
susmayacak ve efkarı umumiye arzusuna göre hareket edecektir. DAĞLI
(Mecit Hun)
CABBAR YEġĠLYURT VEFAT ETTĠ (3 Kasım 1952)
Iğdır muhitinde herkesten sevgi ve hürmet gören tüccarlarımızdan
muhterem Cabbar YeĢilyurt dün vefat etmiĢtir.
Merhum, doğruluğu ve ağırbaĢlılığı ile bütün hemĢehrilerinin
taktirine mahzar olmuĢ bir zatı muhteremdi. Vefatı dolayısıyla ailesi ve
yakınları kadar her Iğdırlı müteessir olmuĢtur.
Kendisine Allah‟tan mağfiret, sayın Cengiz YeĢilyurt, HaĢim,
Hüseyin YeĢilyurt ve yakınlarına baĢsağlığı dileriz
Kars Gazetesi muhabiri Mehmet Ali Kutlay, CHP adına, merhuma
mağfiret ve ailesine baĢsağlığı temennisinde bulunmaktadır.
IĞDIR BAġKÖY YOLU
Gerek
gazeteciğimiz
ve
gerekse
BaĢköy
bucağındaki
hemĢehrilerimiz Iğdır-BaĢköy yolunun feci durumunu fırsat buldukça
ilgililere duyurmaya çalıĢırken, bugün aldığımız habere göre bu yolun
yapılması tehir edilmek suretiyle Ģimdilik Iğdır-Markara Ģosesinin ihalesi
yapılarak DP kahramanlarından bizim MeĢhedi Latif Polat‟a verilmiĢ.
Doğrusunu söylemek lazımsa bizler hükümetin vatandaĢ istekleriyle
alay ettiği kanaatine varıyoruz. Zira, Iğdır-BaĢköy gibi en iĢlek bir cadde
yerine Markara Ģosesinin öne alınmasına mana veremiyoruz. Zaten BaĢköy
yolu yapıldığı taktirde Markara Ģosesinin büyük bir kısmı onarılmıĢ
olacaktır. Hükümetin böyle bir karara varmasındaki sebepleri de
bilemiyoruz.
Her halde müteahhit DP‟li olduğu için para kazandırma gayesi var.
Amma, BaĢköy‟de de DP‟li yok mudur sanki?
KOOPERATĠF PAMUK ALAMIYOR
Birlik umum müdürü ve Ziraat Bankası Iğdır Ģubesi müdürünün
Ankara‟dan avdet etmemesi hasebiyle, Ziraat Bankasıyla Birlik arasında
gerekli ticari formaliteler ikmal edilemediğinden pamuk kampanyasını
açamamaktadırlar. Diğer taraftan tüccar da kooperatifin mubayaa için
vereceği kararı beklemekte olduğundan müstahsil elindeki malı satamaz hale
gelmiĢtir.
Renk Üzerine (Haftada Üç Söz Köşesi)
Hamza Mızrak
5 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 33
RENK ÜZERĠNE
Her milletin bilhassa gönlünü kaptırdığı bir renk vardır.
“Al yeĢil giymiĢ allanır
Çermik yolunda sallanır”
nevi halk türkülerinden tutunuz da,
“Ey göklerin kızıl ve beyaz süsü,
Kız kardeĢimin gelinliği Ģehidimin son örtüsü” gibi övgü
deyiĢlerimize kadar biz hep bayrağımızın azizi rengine metfunuzdur.
Meftunuz çünkü al sancağımızın rengidir. Meftunuz çünkü, yurt için
dökülen kanın rengidir ve nihayet meftunuz çünkü baĢımızda al sancak
damarlarımızda vatan uğrunda dökülmeye hazır asil kan var. Bu ruh bu
düĢüĢledir ki mavi fistanlıları kordon boyundan silip süpürmüĢtük.
Bizi bekleyen Türk ellerine Ziya Gökalp, “Kızıl Elma” demiĢti. Kızıl
Elma ki bizim idealimizdir.
Son yıllarda vahĢet ve dehĢet yuvasına da “Kızıl” ismi verildi. Haber
verelim ki Ruslara verilen bu isim ateĢten ve alevden alınmadır. Çünkü,
Rusların ve rejimlerinin girdiği her yer bir cehennem olmuĢtur. Rus rejimine
takılan renk iĢte bu cehennem ateĢinin rengidir. Rusların ölüm fırınlarına
girmemelerini temin için, “Yorgi‟nin düğününü yap öyle gel” diye mektup
yazan Yahudi hikayesini elbette duymuĢsunuzdur. Ruslara a olmak
bedbahtlığına uğradığından dolayı bu latif renge ne kadar acısak yeridir.
Murat Hüdavendigar‟ın acaba ruhu ne kadar muazzeptir.
Ne yapmalı? Ġnsanlığın asırlardır uğrunda emek harcadığı maddi ve
manevi kıymetler bu kuzguni rengin tehdidi altındadır. Ben, Ģuna
inanıyorum: Bütün medeni alem ve bilhassa kırmızı-beyaz sancağımız
mutlaka zaferi kazanacaktır.
O zaman hep beraber, “Vur dehr-i küfrün üstüne reke-i hilâl için”
diye Ģevk ve heyecanla koĢacağız.
KARĠKATÜR
Aziz Okuyuculara
DĠL bugünden itibaren hiçbir sui maksat olmaksızın samimiyetlerine
inanıp hürmet ettiğimiz arkadaĢları çizgi ile tanıtmaya baĢlayacaktır.
Muhterem okuyucularımızdan aldığımız cesaretle bugün ilk tipi çiziyoruz:
(Bu kısımda; gözlüklü, elinde tespih Ġsrafil Gökçe’nin portresi karikatürize
edilmiĢ. Mücahit)
Kimse bilmez bu fendi
ĠĢte size BaĢefendi
Çizdiğimiz portreyi
Kendisi de beğendi
MANZUM TARTIġMA
DP Ġlçe BaĢkanı sayın Nurettin Kirman ile gazetemiz sahibi Mecit
Hun arasında vaki manzum bir tartıĢmayı aziz okuyucularımıza sunuyoruz.
Kirman:
Birce ili dolmadı bu yazığın geliĢi,
Lelik olup töhmetten, rahat eylesin kiĢi,
Ay “Dil” dilin keserem, abır heyayı dökme
Derdimiz bestir bize yeniden maraz sökme
Hunoğlu:
Ay kırıĢmal vurupsan otuz somar iskânı
Kölgeye bağliyipsan sizin olup her yanı
DĠLSĠZ olduğ ezdiniz dillenende kesirsiz
Kaydasıncağ yeriyen iĢler olmur tesirsiz
Kirman:
Akıl dolu baĢımızda
Tuz bulunmaz aĢımızda
Diplomat olduk çıktık
Bu körpe yaĢımızda
Hunoğlu:
Yeter döktün etimi
BaĢkan olmaz sen kimi
Vurup senden alacağ
Ennağının yetimi
TeĢekkür Mektubu
ReĢat Özerkan (Komiser)
5 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 33
Dil Gazetesi sayın Md.
Kıymetli gazeteniz sütunlarında hakkımda gösterilen derin alakaya
teĢekkür ederim. Belirttiğiniz gibi bugün iliĢkimi keserek çok sevdiğim
Iğdır‟dan maalesef ayrılıyorum. Burada bulunduğum bu kısa müddet içinde
halkın zabıtaya karĢı gösterdiği itimada layık olmak için sar ettiği gayreti
müĢahede etmekle müsterih ve bahtiyarım. On bini mütecaviz bir kazada
mevcut dört polisin asayiĢ üzerinde müessir olmasında kıymetli gazetenizde
çok büyük bir rolü bulunduğuna katiyen kainiyim. Daha tecrübeli bulunan
kıymetli emniyet amirimizin iĢe baĢlaması ile zabıta kuvvetlerimizin sayın
Iğdır halkında daha nafi ve onların daha müessir bir hadimi olacağını emin
bulunmaktayım. Bütün Iğdır halkına arzu veda eder, sizlere ve sizler
vasıtasıyla sayın halkımıza teĢekkürlerimi sunarım. Saygılarımla. Komiser
ReĢat Özerkan
KÖYE GĠDERKEN EZĠLEN KIZ
Dün Cennetabat köyüne giden bir arabadaki 7 yaĢlarında Gülter
ırmak ismindeki kız bir aralık arabanın arkaya doğru meyletmesi neticesinde
düĢmüĢ ve araba tekerleri arasında ezilerek ölmüĢtür. Gülten‟in arabadan
düĢmesinden yolcuların hiçbirisi haberdar olamadığından hadisenin bir kaza
eseri olduğu anlaĢılmıĢtır.
ĠLAN
Iğdır Belediyesinden
1. Belediye mezbahasının açık eksiltme ile onarımı yapılacaktır. Ġhale
7.11.1952 günü saat 14‟de yapılacaktır. KeĢif bedeli 1876 lira 51
kuruĢtur.
2. ġartname her gün belediyede görülebilir.
ABONELERĠMĠZ
1. Hasan Çetinel
2. Hüseyin Çınar
3. Ġbrahim Aksoy Çiftçi
4. Hüdai Ilgaz
5. Rahmi Uluhan
6. Mir Hüseyin Genç
7. Ali Yıldırım
8. Abdullah Alibaco
9. Hüseyin Balamir
(devam edecek)
Tüccar
Tüccar
Hükümet Tabipliğinde görevli
Hükümet tabibi
Çiftçi
Acenteci
Bakkal
Çiftçi
EMNĠYET BĠTARAF HAREKET ETMĠYOR
DiĢçi Bülend‟i dövmekten sanık hakkında alınan fevkalade
tedbirlerin sebebini soruyoruz:
Dün öğle yemeği sıralarında DiĢçi Bülend‟in tanınmayan bir Ģahıs
tarafından sopa ile dövüldüğü iddiası üzerine bir anda Iğdır polis ve
jandarmasının seferber oluĢu kasabada Ģu ana kadar devam eden bir heyecan
tevlit etmiĢ ve alelade bir zabıta vakasına verilen bu önemin sebebi
anlaĢılamamıĢtır.
Haddizatında zan altında bulunduğu ağır ithamın tesiriyle vicdan
azabı içinde kıvranan DiĢçinin cadde ortasında sopa ile dövülmesi herkes
tarafında nefretle karĢılanmıĢtır. Fakat, mahiyeti bakımından 5 günlük bir
rapor ve suçüstü olmadığı taktirde Ģahsi Ģikayete bağlı bulunan bu basit
hadiseden dolayı Iğdır zabıta kuvvetlerinin seferber edilerek sanığı araması
ve mağdur tarafından tanınmadığı halde, hususi gayret sarf edilerek olaya ne
olursa olsun birisini sanık yapma lüzumu hissedilmesi ve nihayet fail olduğu
kati olarak tespit edilemeyen Abdülkerim Öztürk‟ün bir ağır suçluya
yapılmayan muameleyle Ģu ana kadar çarĢı karakolunda nezaret altına
alınarak emniyet amirliğinin resmi eserleriyle kefaletle tahliyesine dahi mani
olunması zabıtanın ve bahusus emniyet amirliğinin tesir ile hareket ettiğini
göstermiĢ bulunmaktadır.
Iğdırlıların gazetemiz vasıtasıyla sorduğu Ģudur: Irza geçmekten
sanık Bülent kaymakamın kefaletiyle serbest bırakıldığı halde beĢ günlük
rapora müstenit bir suçla maznun bulunan Abdülkerim‟in kefaletle veya
teminata merbut dahi olsun tahliye edilmemesi hususunda emniyet amirimiz
niçin lüzum hissetmiĢtir.
Abdülkerim ağır cezalı bir suçla sanık değildir. Abdülkerim siyasi
bir suçun faili olmadığına göre emniyet amiri hangi sebeple ve kimin
tesiriyle bu emri veriyor. Ve bu emri verdiği sırada Türkiye‟de keyfi
idarenin maziye karıĢtığını bilmiyor mu idi? Kanunların tatbiki tanında DiĢçi
ile Abdülkerim hakkında hatır için ayrı muamele tatbikatına cevaz var
mıdır?
Biraz sonra adliyeye intikal edecek bu hadisede Bülent‟le
Abdülkerim yan yana duracaklardır. Emniyette aynı kanunlar tatbik
edilmiyor mu?
Böyle hadiselere Ģahit oldukça kati kararın bitaraf ve sayın
adliyemize ait olduğunu bildiğimiz için teselli buluyoruz.
Askerlerin Yıldızı (Haftada Üç Söz Köşesi)
Hamza Mızrak
8 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 36
“Otoriter Devlet” baĢlıklı yazımızda, General Eisenhower‟in iktidar
yolunda olduğunu yazmıĢtık. Tahminimizde yanılmamıĢız. 20 yıl süren bir
iktidarın bıraktığı psikolojik tesire, ikenin popüler Ģahsiyeti katılınca
seçimleri Cumhuriyetçilerin kazanacağı kanaati umumi idi.
Kore‟de binlerce kurban veren Amerikan halkı bu iĢi askerlerin daha
iyi halledeceğine kanidir. Amerika‟da kuvvetli bir liderin etrafında
birleĢmek lüzumunu çoktan hissediyordu. Bu liderin vali Stevenson‟dan
ziyade bir asker olması matluba daha muvafıktı.
ĠĢte bunun içindir ki Cumhuriyetçi partinin halk efkarını tatmin
etmeyen programına rağmen Eisenhower‟in kuvveti Cumhuriyetçileri zafere
ulaĢtırdı.
Askerler disiplin ve irade sahibi olarak tanınırlar. Dünyanın bu
buhranlı zamanlarında askerlerin yıldızı parlaktır. Çünkü anarĢi görülen her
yerde, çare-i halat askerlerin etrafında toplanmaktadır.(1)
Bugün yer yüzünde milletleri kimin idare ettiğine Ģöyle bir göz
atalım. Franco, De Gaulle, Papagos, Tito, Stalin, Mac ÇankayĢek, Necip,
Fuat ġahap, Çiçekli ve nihayet Ridwey.
.Bunların hepsi birer askerdir. Bütün cihan üçüncü dünya harbinin
hazırlıkları içindedir. Bu hazırlıklar bu iĢin erbabı olan askerlerin daha iyi
baĢaracakları muhakkaktır.
Hani bir kaide var: “Ordu politikanın emrinde olmalıdır” derler.
ġimdi iĢler değiĢti. Politikacıların askerlerin arzusuna göre hareket ettiğini
görüyoruz. Bunun sebebi ise Sovyetlerin tehditkar ve tecavüzkar
politikasıdır. Rus rejiminin kötülüğünü Ģu hadise ne kadar açıkça ortaya
koyuyor değil mi?
Askerleri politikaya hakim yapan saik, Rus politikası olduğu halde,
onları seven asker pek enderdir.
Not: (1) ile iĢretli cümle umumidir. Sayın Vahap Akar dostum, Nuri
Yamut‟u baĢa geçirmek istediğimi anlamasın. Geçen defa beni örfi idare
komutanı imiĢ gibi sorguya çekti.
Millet Partisi Doğubeyazıt Seçimlerini Kazanıyor
Mecit Hun
8 Kasım 1952
Sayı: 36
Doğubeyazıt MP ilçe idare kurulu asbaĢkanı Selahattin Temuçin‟den
aldığımız bir habere göre ilçenin Çiftepınar köyü (mahallesi) muhtar
seçimlerini Millet Partisi büyük bir ekseriyetle kazanmıĢ ve diğer köylerde
de kazanmaları katileĢmiĢtir.
Çok kısa bir zamanda her tarafta olduğu gibi Doğubeyazıt ve
Karaköse ilçelerinde tutulan Millet Partisinin yapılacak bütün seçimlerde
kazanacağı da kuvvetle umulmaktadır.
Karaköse Demokrat Parti teĢkilatında vuku bulan çözüntüden sonra
Doğubeyazıt‟taki baĢarı iktidarın kati bir hezimeti ve Karaköse‟de Millet
Partisinin muvaffakiyetidir.
Doğubeyazıt teĢkilatını ve Millet Partilileri candan tebrik ederiz.
BELEDĠYENĠN FAALĠYETLERĠ GELĠġĠYOR
Belediyemiz son günlerde her sahada faaliyetlerini geliĢtirmektedir.
Bilhassa kasaba içinde fazla süratle geçen nakliye vasıtalarının
cezalandırılması taktir edilmiĢtir.
DOĞUBEYAZIT VĠLAYET MĠ OLUYOR
Dün Doğubeyazıt‟ın vilayet olacağı hususunda bazı Ģayialar
dolaĢmıĢsa da yaptığımız soruĢturma neticesinde bu sözlerin hiçbir resmi
habere istinat etmediği anlaĢılmıĢtır.
KARĠKATÜR
(Turgut Sungar’ın kaleminden çıkan bu karikatürde genç adam
Ekber Yücel, koltuğunun altına bir deste “DĠL” gazetesini koymuĢ
yürümektedir. Mücahit)
Avukattan pazım var
Bir gözü kör kazım var
Muhabirlik babında
Sesi çıkmaz sazım var
ĠLAN
Iğdır PTT Müdürlüğünden
1. Belediye karĢısında bulunan eski postane binası arsasıyla birlikte ve
tahliyesi anında bina yıktırılarak enkazının idareye teslimi ve
tesviye-i turabiyesinin yapılması kiracıya ait olmak Ģartıyla senelik
120 lira muhammen bedelle açık artırma suretiyle icara verilecektir.
2. Arttırma 21.11.1952 PerĢembe günü saat 14‟de Iğdır PTT
müdürlüğüne yapılacaktır.
3. Teminat 18 liradır
4. ġartname her gün PTT müdürlüğünde görülebilir.
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğunda aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim.
Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Pulur köyünden Necef Ekber Göl
YENĠ SĠNEMA MAKĠNESĠ GELDĠ
Yeni bir sinema makinesi getirmek üzere Ġstanbul‟a giden Aziz
Güney ve Ali Baburhan (Orkun) iki gün evvel yeni aldıkları makine ve
teçhizatını da beraberlerinde getirmek suretiyle Iğdır‟a avdet etmiĢlerdir.
Sinema binasında belediyece yaptırılmakta bulunan tamirat bittikten
sonra sinemanın faaliyete geçeceği öğrenilmiĢtir.
Sinemacılarımızla birlikte manifaturacı tüccar arkadaĢlarımızdan
sayın Cemalettin GüneĢ de Ġstanbul‟dan avdet etmiĢtir.
DĠL‟ĠN NEġRĠYATI ALAKA ÇEKMEYE BAġLADI
AsayiĢ mevzuunda gazetemiz tarafından yapılan neĢriyat Ankara
basınıyla ilgililerin dikkatini çekmiĢ olduğundan , “Ġcmal-ı asayiĢ” baĢlıklı
yazımız 1 Kasım 1952 tarihli Ulus gazetesi tarafından aynen iktibas edilmiĢ
ve ĠçiĢleri Bakanlığınca da bu hususta ilgililerin malumatına baĢvurulduğu
öğrenilmiĢtir.
Tarafsız bir görüĢle hadiseleri hakikate en uygun Ģekilde halk
efkarına tercüman olarak nakleden gazetemiz, gayesinde muvaffak olmuĢ
demektir.
IĞDIR‟IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE
Iğdır‟ın kurtuluĢu ve yakın tarihçesi hakkında okuyucularımıza kısa
bir malumat vermek gayesiyle geçmiĢ sayılarımızda baĢladığımız yazıya
bazı sebeplerle ara vermek mecburiyetinde kalmıĢtık.
Elde mevcut notlar ve bu tarihi olayları bizzat görmüĢ kıymetli
hemĢehrilerimizin malumatları bize bu muhtasar etüdü elde etmek
imkanlarını bahĢetti.
Geçen sayılarımızda Iğdır‟ın kurtuluĢunda tekabül eden günlerde
Kars ve havalisinin durumunu izaha çalıĢmıĢtık.
Esas maksadımız bugüne kadar etüd edilmeyen Iğdır‟ın yakın
tarihini dile getirmek olduğuna göre yarın ki sayımızdan itibaren 12 Kasım‟a
kadar Sürmeli durumunu okuyucularımıza arz etmeye çalıĢacağız.
Her hangi hususi bir maksadı olmayan bu neĢriyatımızın Iğdır
tarihçesi içinde faydalı olabileceğini ümit ediyoruz.
PARLAYAN ASKERĠ ARABA BĠR ĠHTĠYARI DA EZMĠġ
Geçen sayımızda Orgof yolunda parlayan bir askeri arabanın kasaba
içinde bir kız çocuğunu ezdiğini haber vermiĢtik. Bu gün aldığımız habere
göre, aynı araba fakir bir ihtiyarı da ezmiĢ ve hastaneye kaldırılan ihtiyar
yaralı vefat etmiĢtir.
Kazanın arabacı erin ihtiyarı haricinde vuku bulduğu tespit
edilmiĢtir.
Tahkikat devam etmektedir.
BÜYÜK MATEM (Haftada Üç Söz)
8 Kasım 1952
Hamza Mızrak
Yıl: 1 Sayı: 36
Bugün Kemal Atatürk‟ün 14ncü ölüm yıldönümüdür. Acı günü
anmanın teessürü, eserini devam ettirmenin vakarı içindeyiz.
“Canım cananıma eğer isterse minnet canıma,
Bir can nedir ki onu kurban etmeyim cananıma”
ĠĢte, Atatürk‟ün en çok sevdiği mısra ve Türk ferdi olarak inandığı
düstur. Bütün hayatı boyunca da bu düstura inandı, onun biraz da Hatay
Ģehidi olduğunu, Hatay meselesini hatırlayanlar elbette bilirler. Evet,
Atatürk canını canan saydığı vatanına kurban etmiĢtir.
Türk milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için
baĢardığı inkılaplardan birisine teĢebbüs dahi bir faniyi tarihe geçirmek için
kafi sebeptir.
Biz ki mütemadi felaketlerden bir futbol takımı kadar kudretli devlet
adamı kurtaramamıĢ bir millet idik. O, bütün namüsait sağlam dayanak
saydı. Gayeye varmak için yaptığı devrimler, bütün cihanda hayretle karıĢık
hayranlık uyandırdı.
Bunun içindir ki, bugün bile büyük iddialarla meydan çıkan devlet
liderleri, O‟nu bilakaytdüĢart örnek bilmektedirler.
Kemal Atatürk, ideal ve hareket adamı olarak tarihte ve bütün
terakkiperver gönüllerde en mutena yeri almıĢtır.
O‟nun izinde ve manevi liderliğinde yükselmek için çalıĢmak gaziyi
ebedi uykusunda rahat ettirmenin temel Ģartıdır. ĠĢte biz bu yoldayız. Ruhu
Ģad olsun!
Karaköse Çevresinde Muhalefet Faaliyete Geçti
Mecit Hun
8 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 36
Karaköse vilayet muhitinde Demokrat Partiden vukubulan istifalarla
Millet partisinin seçimlerde ki baĢarısından geçen nüshamızda bahsetmiĢtik.
Dün Doğubeyazıt‟tan aldığımız haberlere göre, son günlerde DP‟den
istifa ederek CHP‟ne geçen Karaköseliler her tarafta mitingler tertiplemeye
baĢlamıĢ ve bu meyanda dün Doğubeyazıt‟ta bir açık hava konuĢması
yapmıĢlardır.
Doğubeyazıt‟a gelen grupta, Hüseyin PaĢazade Mehmet Suphandağ
(il genel meclisi üyesi), Tutaklı Kadri Bey oğlu Bedri Bey, il genel meclis
üyesi Abdülkadir Bey‟in kardeĢi Rıza Bey gibi nüfuzlu ve hatırı sayılır
Ģahsiyetlerin bulunması, Karaköse‟de DP‟nin iflas ettiğini kati surette
göstermektedir.
1950 seçimlerinde bazı sebeplerle oylarını DP lehine kullanan bu
zevat, Ģimdi duydukları nedameti her tarafta izhar etmeye çalıĢmaktadırlar.
Mitingde birçok hatipler söz almıĢ ve Doğubeyazıtlılara hitap
etmiĢtir. Doğubeyazıt halkının bilaistisna davul ve çalgılarla karĢıladıkları
eski DP‟liler iktidar partisinden istifa etmeleri sebeplerini açıkça izah etmiĢ
ve hemĢehrilerini de muhalefete davet etmiĢlerdir. Bitaraf Ģahıslardan
yaptığımız tahkikata göre bu gün için Karaköse il muhitinde Demokrat
Partinin tutunmasına artık imkan kalmamıĢtır.
Bahusus, Doğubeyazıt tüccarlarından olup halen Karaköse‟de ikamet
eden Kamil Bey‟in oğlu alaka çeken ve sık sık alkıĢlarla tasvip edilen bir
hitabede bulunmuĢtur.
KonuĢmanın özetini veriyoruz:
“Aziz Beyazıtlılar
1950 seçimleri sırasında hepimiz DP safında idik. O zamanlar
bağrımıza bastığımız Ģimdiki milletvekillerimiz Celal Yardımcı, yaptığı bir
konuĢmada, “Cumhuriyet Halk Partisi ölmüĢtür. Onun cenazesini
kaldırmaya geldik” diyordu.
ĠĢte bu günde DP ölmüĢ fakat öyle bir ölüm ki cenazesine dahi
rastlamak imkanı yoktur. Ölüsünün bile mevcudiyeti kalmayan bu parti
1950 seçimlerinde ellerimiz üzerinde en yüksek irtifaya kaldırılan Demokrat
Parti iĢte bu Ģekilde düĢmeyi hak etmiĢtir”
KonuĢmasından bir parçasını aldığımız hatip bu suretle bütün
Karaköseliler‟in hislerine ve siyasi fikirlerine tercüman olduktan sonra,
tekrar Karaköse‟ye avdet etmiĢlerdir.
DP‟nin can çekiĢtiği Ģu sırada yani dün akĢam sayın DP il idare
kurulu baĢkanı Zeki Aras beraberinde sayın arkadaĢı olduğu halde partisiyle
ilgili bazı tetkiklerde bulunmak üzere ilçemize teĢrif buyurdular. Iğdır‟da
Demokrat Partinin Karaköse‟deki durumdan daha acı bir Ģekilde can
verdiğini bilmiyorlarmıĢ gibi parti binasını arayıp bulmaya çalıĢmaları
tuhafımıza gitti. Halen yatakhane haline getirilen parti binası önünde biraz
gezip tozduktan sonra, partilerinden eser kalmadığına kani olan sayın Aras
ile maiyeti Kars‟a avdet ededursun.
Bizim Fazıl Baykal‟ın durumuna akıl erdiremiyoruz. Bir müddet
evvel istifa ederek istifası kabul edilen sayın Baykal‟ın Iğdır ve köylerindeki
nüfuzuna rağmen hala Demokrat Partiye karĢı cephe almak istememesi bu
partiden bir Ģeyler umduğu kanaatini tevlit etmektedir.
Zannedersek DP il teĢkilatı da durumu tam manasıyla kavramıĢ ve
partilerinin içinde bulunduğu feci manzarayı müĢahede etmiĢleridir. Bizce,
Demokrat Parti için Kars‟ta tutunma
imkanı kalmamıĢtır. BoĢuna
yorulmasınlar.
ĠÇĠġLERĠ BAKANI KARS‟TA
ĠçiĢleri Bakanı sayın Ethem Menderes dün uçakla Erzurum‟dan
Kars‟a gelmiĢlerdir. Bakanın Kars çevresinde bazı mühim tetkiklerde
bulunacağı tahmin edilmektedir.
Bilhassa kısa bir fasıla ile sayın bakanın Kars‟a ikinci seyahatte
bulunmalarına hususi bir önem verilmektedir.
Adnan Menderes hükümetinin yeni elemanlarla takviyeye çalıĢıldığı
bu günlerde içiĢleri bakanının Doğu seyahati Kars için önemlidir.
Neticenin hayırlı olmasın temenni ederiz.
KAYMAKAMIMIZ KARS‟TAN GELDĠ
Üç gün evvel vilayetle temaslarda bulunmak üzere Kars‟a giden
kaymakamımız sayın Albayrakoğlu dün akĢam Iğdır‟a avdet etmiĢlerdir.
DP ĠLÇE ĠDARE KURULU YAZGANĠ HÜSEYĠN AYDIN‟IN BĠR
TEMENNĠSĠ
Sayın DĠL Gazetesine,
Iğdır merkezi ile Kızılzakir köyü arasındaki köy yolu tamamen harap
olmuĢ bir durumdadır. Ayrıca su ile dolan bu yoldan değil nakliye vasıtaları
yaya yolcuların da geçmesine imkan kalmamıĢtır. Civar köy kanallarından
gelen bu suları kestirip yolu geçebilecek hale sokmak üzere sayın
kaymakamlığın dikkatini çekmenizi istirham ederim.
Hüseyin Aydın
ASAYĠġ
11 Kasım 1952
Eczacı Cengiz Sümer
Yıl: 1 Sayı: 39
Memleketimizde hangi idare hakim bulunursa bulunsun iktidarla
muhalefet arasında daimi bir münakaĢa mevzuu olarak kalan bir husus
varsa, o da asayiĢ meselesidir. Ġktidar ve mensupları nasıl ki bu mevzuda
kendilerine tevcih olunan tenkitlere bir papağan üslubuyla daima, “AsayiĢ
berkemaldir” demekte haksızsa, cemiyet halinde yaĢamanın icabatından
olarak ufak tefek adli vakaları büyüterek umumi bir asayiĢ bozukluğundan
bahsetmekte muhalefet için o derece haksız bir harekettir. Hele bizim gibi
demokrat idareyi yeni benimsemiĢ cemiyetlerde adli vakaların eskisine
nazaran biraz olsun artmıĢ bulunmasını tabii karĢılamak lazımdır. Zira,
otoriter zihniyetle idare edilerek sindirilen ruhların insan haklarına hürmet
eden bir idareye kavuĢmanın coĢkunluğu içinde baĢka fertlerin ve cemiyetin
hürriyetine tecavüze yeltenecek kadar aĢırı hareketlere tevessül etmesi,
kaçınılmaz bir harekettir.Memleketimizin bu intikal devresini
muvaffakiyetle atlatarak Ġsviçre ayarında bir demokrasi ruhuna pek yakın bir
zamanda kavuĢacağına büyük bir imanla inanıyoruz.
Eskiden asayiĢ bozguncularının karĢısına bir heyula gibi dikilen
dayak ve iĢkence, bu gün yerini kanuni hükümlere bırakmıĢtır. Kanunlarımız
ise bir çok antidemokratik müeyyideleri ihtiva etmelerine rağmen yine de
ileri bir demokrasi ruhu ve görüĢü ile kaleme alınmıĢ veyahutta demokrat
memleketlerin kanunlarından adapte edilmiĢtir. ĠĢte, efkarı umumiyenin
Ģiddetle cezalandırılmasını arzu ettiği bir sanığın adli makamlarca arzu
edilen Ģiddette cezalandırılmasının sebebi hikmeti budur. O halde iki mesele
ile karĢı karĢıyayız:
1. Ceza kanunumuzu bünyemize uyacak Ģekilde yeniden tadil etmek
lüzumu
2. VatandaĢların kanuni mesuliyetlerinden korkmalarını hakim kılacak
bir idare sisteminin tatbiki lüzumu
Birinci mevzu memleketimizin hukuk otoritelerini ilgilendirir. Biz
üç buçuk hukuk bilgimizle bu mevzuda fikir serdetmeyi gülünç kabul
ediyoruz. Fakat, temas ettiğimiz ikinci husus üzerinde az çok bir görüĢümüz
olabilir. Ve biz bu mevzuda mahalli kalacak, Iğdır‟da asayiĢin bozulmaması
için ne gibi bir tedbire baĢvurulması lazım geldiğine temas edeceğiz.
Mevzuya girerken kaza teĢkilatında asayiĢ konusunda, sahibi salahiyet
olanları okurlarımıza hatırlatmak isteriz.
1. Kaymakam
2. Emniyet amiri
3. Jandarma Komutanı
4. Savcı
Kanaatimizce bu dört zevat bir saatin dört çarkına benzer. Birinin
vazifesini layıkıyla yapamaması halinde bütün mekanizma sukuta
mahkumdur. Biz bu teĢbihimizle yukarıdaki zevattan hiç birisine telmihte
bulunmayı aklımızdan dahi geçirmiyoruz. Ġnanç ve temennimiz bu dört
zevatın devamlı bir teĢriki mesai neticesi hakikatten hoĢ bir seyir takip
etmeyen Iğdır asayiĢini düzeltecek kudrette olduklarıdır.
TaĢburun Bucak Müdürünün Yeni Marifeti
11 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 39
TaĢburun bucağından Hasan Aksu imzasıyla aldığımız bir mektupta,
TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever‟in bucak müdürlüğü binası
bahçesinden üç ağaç keserek köylülere bedeli mukabilinde sattığından
Ģikayet edilmektedir. Mektupta aynen Ģöyle yazılıdır:
“Bucak müdürlerinin idari iĢlerden baĢka, bucağının kalkınması ve
güzelleĢmesi için bağ ve bahçe yetiĢtirmesi iktiza ederken hiçbir sebep
mevcut olmaksızın yalnız Ģahsi menfaati için taze ağaçları kesmesi
görevinde suiistimal ettiğine açık bir delildir”
DĠL Gazetesi: Nuri Atasever‟in durumunu vilayet ve kaymakamlık
bizden daha iyi biliyor fakat...
Anlayana sivrisinek saz
Anlamayana davul zurna az
ABDÜLKERĠM ÖZTÜRK MAHKUM OLDU
DiĢ tabibi Bülent Yalım‟ı sopa ile yaralamaktan sanık olarak
yargılanan Abdülkerim Öztürk dün sulh ceza yargıçlığına iki ay süre ile
hapis cezasına mahkum edilmiĢ ve hükmün temyizinden sonra cezasının
infazına karar verildiğinden Abdülkerim tahliye edilmiĢtir.
DOKTOR MESUT ÖZBAġARAN DAVA EDĠLDĠ
Aldığımız habere göre diĢ tabibi Bülent‟le Abdülkerim Öztürk
mahkemesinin devam ettiği sırada doktor Mesut ÖzbaĢaran tarafından
kendisine küfredilmek suretiyle hakarette bulunulduğunu iddia eden ġehir
Kulübü müsteciri Cabbar Akar zabıtaya müracaatla davacı olduğundan sanık
ÖbaĢaran hakkında suçüstü muamelesi yapılmıĢtır.
Sanık bu gün adliyeye teslim edilecektir.
PTS KOOPERATĠFLERĠ TAġBURUN SEÇĠMĠ BOZULDU
Bir müddet evvel TaĢburun Bucak müdürü Nurti Atasever‟in
himmetiyle Arap saçına dönen TaĢburun Tarım SatıĢ Kooperatifi
seçimlerine vaki itiraz ilgililerce incelenmiĢ ve varit görüldüğünden
kanunsuz yapılan TaĢburun seçimi bozularak alakalı kooperatife tebliğ
edilmiĢtir.
Seçimin kanunsuz yapıldığı sıralarda vaki neĢriyatımızı büyük bir
maharetle (!) cevaplandıran Atasever, acaba hala bitaraf hareket ettiğinden
dem vuruyor mu?
DP ĠL HEYETĠ GĠTTĠ
Ne vazifeyle geldikleri anlaĢılamayan DP Kars Ġl Ġdare Kurulu
BaĢkanı Zeki Aras‟la maiyeti dün, bütün aramalara rağmen Iğdır‟da DP‟li
veya teĢkilatını bulamadıklarından , kör piĢman Kars‟a avdet etmiĢlerdir.
IĞDIR’IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE
Mecit Hun
11 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 39
1336 yani 1920 yılı yazında cephede durum Ģöyledir:
Kuvvetlerimiz Doğubeyazıt hattına kadar olan kesimi ellerinde
tutmakta, buna rağmen Sürmeli Çukuru Ermenilerin elinde bulunmaktadır.
AĢiret halkı yazın yaylada ve yerli halkta muhacerette bulunduğundan,
Ermenilerle o yaz herhangi bir hadise çıkmamıĢtır. Fakat Milli Mücadele her
tarafta devam etmektedir. Ayrım, Zilan ve Celali çete alayları Ağustos ayı
sonlarına doğu ve bilhassa Eylül ayında kati mücadeleye baĢlamak üzere
Sürmeli ovasına doğru inmeye baĢladılar. Mücadele ve taarruz Ģöyle tespit
edilmiĢti:
1. Tuzluca-Küllük hattı Ayrım alayı
2. Küllük-Erhacılar hattı Zilan alayı
3. Yarmalar-Hasanhan hattı Celali alayı
Bu suretle yapılan cephe taksimatından sonra bütün kuvvetler kendi
istikametlerinde taarruza baĢlayacaktı. Halkın mücadele azmini gören civar
askeri birliklerde iltihak etmekte gecikmediler. Tuzluca‟daki Liva bakiyesi
topçu komutanı Abdülkerim Bey kuvvetleriyle birlikte Ayrım alayına,
Doğubeyazıt‟taki askeri birliklerden Firuz Bey Celali alayına ve Cavit Bey
de Zilan alayına iltihak ettiler.
Mahalli ve askeri kuvvetlerden baĢka Karaköse ve civarındaki
Hamidiye alayları da Sürmeli‟yi kurtarmak için harekete geçmiĢlerdi. Resul
Bey (ġemseddin oğlu- Fabrikatör Ali Bey‟in babası) idaresindeki 9 ncu
Hamidiye Alayına; Celali Hamidiye Alayı Kotanlı merhum Ġsa Bey
idaresinde; Zilan çetesine Mehmet Bey (Mehmet Beyazıt) ve ġeyh
Abdülkadir idaresindeki iki Hamidiye Alayı Celali çetesine; keza
Diyadin‟de TaĢkesenli Mehmet Bey idaresindeki Haydaranlı Hamidiye
Alayı Ayrım çetesine iltihak ederek kati mücadeleye hazırlanmıĢlardı.
Orgof‟taki fırka bakiyesi de Zilan çetesini destekleyecekti. Karaköse‟deki
Karapapak Hamidiye alayı da Gilesorlu Veli ve Hüseyin Beyler idaresinde
Sürmeli‟ye gelmiĢ bulunuyordu.
Ekim ayı içinde bütün cephede hareket baĢlamıĢtı.
Evvela, TaĢkesenli Mehmet Bey idaresindeki Alay KamıĢlı hattını
tutmuĢ ve Resul Bey idaresindeki kuvvetler Hayırbeyli ve ġivarutk
civarından Aras‟ı geçmiĢlerdi. Bu kuvvetler Ermenileri arkadan kuĢatmaya
çalıĢırken, Ayrım çetesi de Karakale ve Küllük arasındaki hattan taarruza
geçti.
Orgof‟taki askeri kuvvetler takviye kalmak suretiyle Zilan çetesiyle
Ġsa Bey kuvvetleri Halfeli ve Erhacılar arasından taarruza geçti.
1000 kiĢilik Ali Mirza çetesi ile Mehmet Beyazıt ve ġeyh
Abdülkadir kuvvetleri de Hasanhan ile Yarmalar arasından taarruza geçtiler.
Bütün cephe boyunca Ermenilerle kati ve nihai mücadele baĢlamıĢtı.
Hamidiye Alaylarının bir kısmı da Kars ve Tuzluca cephesindeki milli
kuvvetlere iltihak etmiĢti.
Kör Hüseyin PaĢa Hamidiye Alayı civarında Karaköseli Mustafa
Bey kuvvetleriyle birleĢerek Kars istikametinde ve Abdülmecit Bey‟le oğlu
Halis Bey (Ģimdiki Ağrı Milletvekili Halis Öztürk) idaresindeki Hamidiye
Alayı Pernavut istikametinde taarruza geçmiĢlerdi.
Hasanhan-Yarmalar hattını tutan kuvvetlerimiz ilk fırsatta Kacar
köyü yakınlarında Ģiddetli bir savaĢtan sonra Ermeni kuvvetlerini periĢan
ederek iki top müsadere ettiler.
Orgof ve Erhacılar istikametinden gelen kuvvetlerimiz, daha faal bir
hareketle Ermenileri sıkıĢtırmaya baĢlayınca, Ermeniler anlaĢacaklarını
beyanla mütareke talebinde bulundular. Esasen diğer kesimlerde de Ermeni
kuvvetleri periĢan bir durumda cepheyi terk ederek çekildiğinden
Sürmeli‟deki Ermeniler mütareke lüzumunu hissetmiĢlerdi. Üç gün devam
eden mütarekeden elde edilen netice Ģu idi. Ermeniler Aras hattına kadar
çekilecek ve Sürmeli ovasını kuvvetlerimize muharebesiz terk edecekti.
AnlaĢmaya göre münferit Ermeni kuvvetleri mukavemet ettiği
taktirde, silahla mukabele edilecekti. ĠĢte bu anlaĢma üzerinedir ki 12 Kasım
1920 günü bütün kuvvetlerimiz Aras‟a doğru ilerlemeye koyuldu. Celali
alayı kendi istikametinde Markara köprüsüne yürüdü.
Hayırbeyli‟den Aras‟ı geçen 9 ncu Hamidiye Alayı Karakale ve
Küllük mevkiinde tekrar Aras‟ı bu tarafa geçerek Ayrım alayıyla birleĢti.
Kerem Bey idaresindeki kuvvetler Cavit Beyle birlikte Iğdır üzerine
yürüyordu. Bu suretle mütarekeden bihaber Ermeni kuvvetleriyle yapılan
kısa bir mücadeleden sonra Iğdır‟a girilmiĢti. Bu Iğdır‟ın 1293‟ten sonra ilk
ve son kurtuluĢu oldu.
BĠTTĠ
Aziz okuyucular:
ĠĢte kara günlerimizde bu millet, bu tesanüt ve imanla müĢtereken
dövüĢtü. Azeri ve Kürt diye tesmiye edilen ve birbirlerinden ayrılması
mümkün olmayan Iğdırlı bu kısa etüdümüzde izah ettiğimiz müĢterek
mazinin sahibidir. Ġkisinin de müĢterek bir düĢmanı vardı: ERMENĠ...
Ġkisinin de müĢterek bir arzusu vardı: KURTULUġ...
Rus istilasında binlerce aĢiret muhaciri, Azeri kardeĢlerinin ve
merhum Takizade Hacı Zeynel Abidin‟in milyonları aĢan yardımıyla
beslendi. Ermeni kırğınında binlerce Azeri, AĢirete mensup kardeĢlerinin
bağrında barındı. O zaman yalnız bir realite vardı. Türk-Ermeni mücadelesi.
Temenni edelim ki bu gün aramıza Kürtlük, Acemlik tefrikasını
sokan zehirli unsur bu tarihi gerçekten utansın. Mecit Hun.
IĞDIR‟IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYLE
Iğdır‟ın kurtuluĢu münasebetiyle belediye baĢkanımız sayın Ali Ural
tarafından, Kars‟ta bulunan ĠçiĢleri Bakanı ile Kars Valisi, Kars belediye
baĢkanı, Tuzluca ve Doğubeyazıt belediye baĢkanları davet edilmiĢlerdir.
Yarın kutlanacak olan KurtuluĢ günü için, Türk Milliyetçiler
Derneğinin teĢebbüsüyle kaymakamlıkça özel bir program hazırlanmıĢtır.
Ayrıca Milliyetçiler Derneği tarafından bir gece hazırlanmıĢtır.
HAFTADA ÜÇ SÖZ KÖġESĠ
Hamza Mızrak
12 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 40
KURTULUġUMUZ
Bugün Iğdırımızın kurtuluĢunun 32nci yıldönümüdür. Gururumuz
yüksek, sevincimiz sonsuzdur. Çünkü bugünün manası derin ve kutsidir.
93 Harbi diye adlandırdığımız 1878 savaĢlarının en büyük
kurbanlarından birisi de Iğdır olmuĢtur. O tarihten itibaren saldatlar, Iğdır
sokaklarında bir nefret mümessili halinde dolaĢırken vatanseverler
kurtuluĢun ümidi ile tutuĢuyorlar.
Ruslar, Türklere Ermenileri musallat etmiĢlerdir. Ermeniler ise, hatta
Ruslardan daha ziyade milli düĢmanımız olmaya iĢte bu sırada hak
kazanmıĢlardı. Türk olan her gönül kurtuluĢ çarelerini arıyordu. Bunun
içindir ki Kazım Karabekir ve ordusunun adı esaret altındaki Iğdır‟da bir
bayrak halinde dalgalanıyordu.
Allah ve hak bizimle beraberdi. Iğdırlılar Allah ve hakka
güveniyorlardı.
Bu güven, Türk ırkına mahsus olan hasletlerle birleĢince Iğdır‟ın
kurtarılması bir gün meselesi olmuĢtur. Nitekim öyle oldu.
12 Kasım günü halk ve ordu birlikleri, bugünkü belediye binasına
Ģanlı bayrağımızı çekerken istilacılar Ģuursuz bir sürü gibi geldikleri yere
doğru kaçıyorlardı.
Iğdırlı dememiĢ miydi ki:
“Ermeni Urus’a Ģüven salacam,
Ġdirliyem öz yurdumda kalacam,
Bayrağımı Sürmeli’ye sancacam,
Din yolunda kanım helaldir billah”
Yüzümüz Ģen, ruhumuz Ģen bayramınız kutlu olsun.
DEMOKRAT PARĠ KARS’TA ÇÖKÜYÜR
12 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 40
Dün aldığımız kati bir habere göre gazeteci Cengiz Ekinci Demokrat
Partinin içinde bulunduğu kötü gidiĢi beğenmeyerek istifa etmiĢtir.
Ekinci, 14 Mayıs 1950‟den önce DP‟ye intisap etmiĢ ve partinin
Kars muhitinde tutunmasına birinci derecede amil olmuĢ nüfuzlu bir
elamandır. Son kongrede baĢkanlığa getirilmiĢse de DP‟nin güttüğü garip
zihniyet dolayısıyla il baĢkanlığından çekilmek mecburiyetinde kalmıĢtı.
Ekinci, durumu objektif bir görüĢle müĢahede etmiĢ ve iki buçuk
yıllık hizmetlerini hiçe sayarak DP keĢmekeĢi içinden sıyrılmak
bahtiyarlığına kavuĢmuĢtur.
Karaköse‟deki çöküntüden sonra Ekinci‟nin ayrılması hastalığın
Kars TeĢkilatına sirayet ettiğini açık bir Ģekilde göstermiĢ bulunmaktadır.
Bazı DP‟liler vaziyeti kurtarmak için Ekinci‟nin istifasını geçici
idare kurulu ile mevcut görüĢ ayrılığı ile izaha çalıĢmakta iseler de bu
iddianın asılsız olduğu öğrenilmiĢtir.
NURĠ ATASEVER HAKKINDA TAHKĠKAT AÇILDI
TaĢburun bucak müdürü Nuri Atasever‟in Ģahsi menfaat temini
gayesi ile bucak müdürlüğü binası bahçesinden yaĢ ağaç kesip sattığı ihbarı
üzerine, keyfiyet Tarım Öğretmenliğince tahkiki ve tespit edilerek savcılığa
intikal ettirilmek üzeredir.
Mahalline giden Tarım öğretmeni Ġdris Ataman ağaçların hakikaten
kesilip tezek mukabilinde köylüye satıldığını ve kesilen ağaçların henüz pek
genç olması hasebiyle keyfiyetin ayrıca zirai kanunlara göre suç olduğunu
tespit etmiĢtir.
Bir bucak müdürünün kendisine teslim edilen millet malını bu
Ģekilde suiistimal etmesi hakikaten Ģayanı teessüftür.
Sayın ilgililerin bu hususta neler düĢündüğünü bilmiyoruz. Fakat,
bütün efkarı umumiyet Ģu kanaattedir.
Muhafazasına terk edilen üç ağaca tenezzül ederek vazifesini kötüye
kullanan bir Ģahsa bir bucağın mukadderatı teslim edilemez.
Müdürün halk tarafından nefretle karĢılanan bu hareketi belki de
sayın ilgililerce hoĢ karĢılanacaktır.
MESUT ÖZBAġARAN‟LA CABBAR AKAR BARIġTIRILDI
Mahkeme salonunda kendisine hakaret ettiği iddiası ile doktor Mesut
ÖzbaĢaran‟ı dava eden Cabbar Akar davasından feragat ederek
barıĢmıĢlardır.
IĞDIR‟IN KURTULUġU MÜNASEBETĠYE DAVET EDĠLEN ETHEM
MENDERES ÖZÜR BEYAN EDĠYOR
Iğdır‟ın KurtuluĢu münasebetiyle komĢu il ve ilçe belediye
baĢkanlarının sayın Ali Ural tarafından davet edildiğini bildirmiĢtik. Bu
arada Kars civarında seyahatte bulunan ĠçiĢleri Bakanı sayın Ethem
Menderes de davet edilmiĢse de sayın Menderes özür beyan ederek Ģu
telgrafı çekmiĢlerdir:
Sayın Ali Ural
Belediye BaĢkanı
Iğdır‟ın KurtuluĢ bayramına davet eden telinizi memnuniyetle aldım.
Posof‟a gitmek mecburiyetinde olduğumdan, bu mutlu gününüzde
bulunamayacağım. Kahraman Iğdırlıların bayramlarının neĢeli geçmesini
temenni ederim.
ĠçiĢleri Bakanı
Ethem Menderes
Kars belediye baĢkanı da davete icabet edememiĢ ve yerine dün
Iğdır‟da bulunan Zeki Aras‟ı tevkil ve tensip etmiĢse de sayın Aras bu
telgrafı alamadan Kars‟a hareket etmiĢlerdir.
Diğer ilçe davetlileri de henüz gelmemiĢtir.
Türk Milliyetçiler Derneğinin teĢebbüsüyle kaymakamlıkça bir
program hazırlanmıĢtır. Bu programa göre, törene tam saat 9:45‟de
baĢlanacak ve saat 10‟da süvari grubuna mensup bir birlik Doğubeyazıt
yönünden piyade taburuna mensup bir kıta da Kars caddesinden, atlı
köylülerle birlikte KurtuluĢu sembolize edecektir. Bu arada ġehit Mehmet
ÇavuĢ türbesi ziyaret edilerek buketler ve çelenkler konulacaktır. Geceleyin
türbe ve abide, Tabur komutanlığınca meĢalelerle tenvir edilecektir.
SĠNEMA FAALĠYETE BAġLADI
Bir müddetten beri makinedeki bir arızadan dolayı faaliyetini tatil
eden sinemamız, yeni makinenin gelmesiyle dünden itibaren çalıĢmaya
baĢlamıĢtır.
Ġlk olarak “Vurun Kahpeye” filmini bize seyrettiren sinemacılarımız
daha güzel filmlerin temin edildiğini müjdelemektedirler.
Iğdır’ın 32nci KurtuluĢ Yılı Kutlandı
Mecit Hun
13 Kasım 1952
Dün, KurtuluĢun 32. yıl dönümü olması hasebiyle, hükümet konağı
karĢısındaki meydanda büyük bir kutlama töreni yapılmıĢtır.
Saat 9.45‟de kasaba adına belediye baĢkanı sayın Ali Ural tarafından
tebrikler kabul edilmiĢ, saat 10‟da baĢlaması lazım gelen törene hazırlığın
ikmal edilememesi sebebiyle saat 10.35‟de baĢlanmıĢtır. Evvela Iğdır‟ın
KurtuluĢu süvari ve piyade birlikleri tarafından sembolize edildikten sonra,
hükümet konağına bayrak çekilmiĢtir. Müteakiben Turgut Sungar ve Hamza
Mızrak tarafından heyecan dolu birer hitabede bulunulmuĢtur. Sungar
konuĢması sırasında ezcümle Ģu sözlerle milli gururumuzu okĢamıĢtır:
“Yiğit kardeĢlerim;
12 Kasım’ın kahramanları gün oldu ki silahlarını terk ettiler. Fakat,
imanlarını teslim etmediler. Ġmanlarından aldıkları kuvvetle dövüĢerek,
Iğdır’ı Ermenilerden ve Rus müstevlilerden (istilacılar) geri aldılar. 12
Kasım 1336 (1920) de Iğdır istirdat (geri alma) edildiği zaman, taĢ üstünde
taĢ yok her taraf yıkık ve haraptı. Fakat, bugün bu topraklarda, fabrika
bacaları tütmekte, kar gibi pamuklar, altın deryası tarlalar var. Iğdır bugün,
suyu,ıĢığı ve bereketiyle mükemmel bir Ģehir seviyesine yükselmiĢtir. Bunu
Iğdırlıların azminde aramalıyız.”
Hamza Mızrak da heyecan dolu hitabesinde alkıĢlar arasında
bitirdikten sonra YaĢar Yazar tarafından Hocaoğlu Selahattin Ertürk‟ün 53
koçaklaması okunmuĢ ve milli heyecan dolu bulunan bu koçaklama halk
tarafından bilafasıla alkıĢlanmıĢtır.
KurtuluĢ münasebetiyle gelen bazı telgrafların okunmasından sonra
törene son verilmiĢ ve ġehit Mehmet ÇavuĢ abidesine gidilerek çelenk
konmuĢtur.
Bilhassa Türk Milliyetçiler derneği tarafından hazırlanan gece,
Iğdır‟ın foklör ve yaĢayıĢını tam manasıyla temsil ettiğinden taktirle
neticelenmiĢtir. Iğdır ve Iğdırlı hakikaten KurtuluĢun neĢesiyle pür heyecan
içinde idiler.
Bu mutlu günümüz münasebetiyle ġehit Mehmet ÇavuĢ abidesinin
matluba uygun bir Ģekilde onarılması da ilgililerden temin edilmiĢtir.
KurtuluĢ münasebetiyle belediyemize bazı tebrik telgrafları
gelmiĢtir. Yüksek Tahsil Talebeleri derneği ve Doğubeyazıt belediye
baĢkanından gelen telgrafları neĢrediyoruz.
Sayın Ali Ural
Belediye BaĢkanı
KurtuluĢ gününüzü dernek arkadaĢlarımla kutlar, gününüzün neĢe
olmasını diler cümlenize selam ve saygı ile selamlar.
Dernek adına Latif Aküzüm
MUSA DOĞAN TEBRĠK EDĠYOR
Mecit Hun
DĠL Gazetesi
Güzel Iğdırımızın kurtuluĢu münasebetiyle bu uğurda kanlarını
döken aziz Ģehitlerimizin ruhları önünde hürmetle eğilirken bütün
hemĢehrilerimizin sevincine iĢtirak eder gözlerinden öperim.
Ankara‟dan Musa Doğan
Bu arada Türk Milliyetçiler Derneğine sayın CumhurbaĢkanımız
Celal Bayar tarafından çekildiği söylenen telgraf elimize geçmediğinden
neĢre edilmemiĢtir.
Iğdır Belediye BaĢkanlığı
KurtuluĢ bayramınıza meĢru mazeretlerle binaen
edemediğimizden özür diler, Doğu Beyazıtlılara tercüman
iĢtirak
olarak
bayramınızı candan kutlular, iyi günler temennisiyle saygılarımın kabulünü
rica ederim.
Belediye baĢkanı
Aladağ
RADYO EVĠ ÖZEL BĠR PROGRAM YAPTI
KurtuluĢumuz münasebetiyle Ankara radyo evince özel bir program
hazırlanmıĢ ve Iğdır‟a ait milli türküler zevkle dinletilmiĢtir.
GÜNDOĞDU EKĠNCĠ‟YĠ DAVA ETTĠ
Ayhavar gazetesinin birinci sayısında neĢredilen “Dıbızlaram”
Ģiirinden dolayı Navruz Göndoğdu neĢren hakaret iddiasıyla Ekinci‟yi dava
etmiĢtir.
ĠLAN
Kulüp iĢleri hakkında görüĢmek üzere 8 Kasım 1952 tarihinde
yapılması ilan edilen genel kurul toplantısında ekseriyet temin
edilemediğinden sayın üyelerin 15 Kasım 1952 günü saat 14‟te sinema
binasında toplanmaları lüzumu rica ve ilan olunur.
Sürmeli Gençlik Spor Kulübü Kontrol Kurulu
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ olduğum nüfus cüzdanımı
kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Tecirli köyünden Ġsmail oğlu Kemal Öztürk
ASAYĠġ MEVZUUNDA
Geçen nüshalarımızdan birisinde sayın Ethem Menderes‟in birinci
Doğu seyahatine tekabül eden günlerde Iğdır çevresinde vuku bulan
hadiselerin bir icmalini yapmıĢtık.
Sayın ĠçiĢleri Bakanının yine Kars civarında seyahatte bulunduğu Ģu
sırada asayiĢe temas etmek lüzumunu hissediyoruz.
Evvela, koleksiyonumuzu gözden geçirerek, her iki seyahat arasında
vuku bulan hadiseleri gözden geçirdik.
1. DiĢçi Bülend‟ni Dilsiz hadisesi
2. DiĢçi Bülend‟in sopa ile dövülmesi
3. Sarıçoban köyünden tabanca ile yaralama ve ölümle neticelenen
müessif vaka
4. Ġki gün evvel, ġiracı köyünde vuku bulan tabancayla yaralama
hadisesi
5. Baharlı Mahallesindeki pamuk hırsızlığı sırasında Pulurlu hırsızlarla
pamuk sahipleri arasındaki silahlı çatıĢma
ġu vaziyete göre yukarıdaki hadiseleri küçümseyerek asayiĢin
berkemal olduğunu iddia etmek için insaftan payımız olmaması gerekir.
Tarla münazaasında silah, pamuk hırsızlığında silah, dağda, kırda,
sokakta ve evde silah...
Buna rağmen asayiĢ yerinde olduğunu ilan edip duruyoruz. Vallahi
doğrusunu istiyorsanız, asayiĢ kelimesinin manasını bilmiyoruz.
O halde bu hadiselere birleĢip bir ad koyalım.
BĠR HALK ġĠĠRĠ
Yolcu
Kurban Akar
Sekizdir Hakkın Cenneti
Tek besmeledir kilidi
Severiz ata Ġsmet‟i
Saye-ü devranımız var
Celâl Bayar evladıyız
Türk vatanı fidanıyız
Daima Haktan yanayız
Çünkü Haktan Kuranımız var
Açar baharın gülümüz
CoĢar cephede selimiz
Hakkız ve haktır yolumuz
Tarihte unvanımız var
ġark cenneti vatanımız
Feda uğruna canımız
Hazır akmaya kanımız
Koç gibi kurbanımız var
TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ YARDIMA MUHTAÇ
Bir müddet evvel, genç ve münevver arkadaĢlar tarafından Iğdır‟da
bir Ģubesi açılan Türk Milliyetçiler Derneği, maddi ve manevi
fedakarlıklarla çalıĢmalarını hızlandırmaktadır.
Milli mevzularda hassasiyetle hareket eden Dernek, Iğdır‟ın
kurtuluĢu münasebetiyle Iğdırlılara hakikaten unutulmaz bir gece yaĢattı.
Fakat, teessüfle belirtelim ki Derneğin Iğdır gibi bir yerde icrayı
faaliyet edecek yeri mevcut olmadığından müĢkülat içinde kıvranmaktadır.
Gayeleri bakımından üzerine mukaddes bir vazife alan Türk
Milliyetçiler Derneğine bu cihetten yardım etmek, belediyemizin en mühim
bir vazifesi olmalıdır. Iğdır halkı de her bakımdan yardımlarını esirgemediği
taktirde hayırlı gayelerle kurulan dernek bizlere faydalı olma imkanlarına
malik bulunacaktır.
Derneğe çalıĢmalarında yurt için faydalı olmalarını temenni ederiz,
baĢarılar dileriz.
Ġġ BANKASI
14 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 42
Geçen nüshalarımızda temas ettiğimiz gibi sayın CumhurbaĢkanı
Celal Bayar‟ın Doğu seyahatlerinden sonra izhar buyurdukları arzu ve
temenniye istinaden 1953 yılı baĢından itibaren Iğdır‟da da Türkiye ĠĢ
Bankasının bir Ģubesinin açılması kararlaĢtırılmıĢ bulunmaktadır.
Bir beldenin ticari ve iktisadi sahalarda inkiĢafı, muhtelif bankaların
bu muhitte faaliyet sahası bulmasına tabiidir.
Iğdır‟da bugüne kadar yalnız Ziraat Bankasının bir Ģubesi vardır. Bu
banka Ģubesinin Iğdır‟ın zirai ve ticari faaliyetlerinden tutun da
kooperatifçilik mevzuuna kadar her çeĢitte kredi ihtiyacını gidermeye
imkan bulamayacağı tabiidir.
Hal böyle olunca çok zamanlar Ziraat Bankasının kendi mevzuu
haricine çıkarak ticari inkiĢafımız için gayret sarf ettiği memnuniyetle
görülmüĢtür.
ĠĢ Bankasının açılmasıyla, Ziraat Bankası zirai sahada daha geniĢ
plazmanla karĢımıza çıkacağı gibi, ĠĢ Bankası da tüccar ve iĢ adamlarımızı
tatmin edecek bir vaziyette faydalı olma imkanlarına malik bulunabilecektir.
Sayın CumhurbaĢkanımız da esasen bu durumu bizzat müĢahede
buyurduklarından böyle bir temenni de bulunmayı faydalı gördüler.
ĠĢ Bankasına Iğdır muhitinde baĢarılı iĢler temenni ederiz.
ġĠĠR
Aybalam
Dilsiz (Mecit Hun)
Demirkırat çöktü balam, Ekinci‟yi sürdüler,
Narvız beyin hatırına defterini dürdüler.
Dedik Cengiz, siyasetin hayrı yoğtur aybalam,
Özge emel tut özüne kozet çoğtur aybalam.
Herden biraz dıbızlasan, alazlasan Narvızı,
BaĢımızı düzeldersen palazlasan Narvız‟ı.
Cengiz deyir, el çekemem bir o kala men kalam
Bu diyarı haram etsin, ürküdecem vesselâm.
Besti Narvız taladığın aybalam,
Topladığın, kaladığın aybalam.
Tükürdüğün, yaladığın aybalam,
“Men ölümle” el çekersen men senden
Narvızında bu barade danıĢmağa hakkı var,
Öz puluynan Ekinci‟yi bela etti ayhavar!
Tele kurdu, çoğ yalvardı, aldı Kars‟a apardı,
Cengiz döndü, Narvız beyin ipini de kopardı.
Ġlan verdi baĢkan seçti, gerdan kırdı bir ara,
Anladı ki baĢ çığarmaz, çare kaldı ayhavara.
Paz olupsan, koymursan ki dümberçeği ĢiĢirek,
Elli dördü boylamadan, biraz iĢi piĢirek.
Aldın pulu basmarladın aybalam
Her düvelde senin adın aybalam
AYHAVAR‟ı çığardığın icadı
Bu pul ile ısmarladın aybalam
Yolluğ molluğ hesabiyle Halk Partiyi yiyenler,
Hatır için gayret edip Demokratız diyenler,
Müfte pulla geçinerek bedavadan yiyenler,
Ġmdi dönüp Cengiz ile elleĢirler ayhavar,
Bir ucdan da postu serip yerleĢirler ayhavar.
HEMġEHRĠLERĠMĠZ ULUHAN‟A TEġEKKÜR EDĠYOR
Gerek mektup ile ve gerekse bizzat idarehanemize gelmek suretiyle
Ģifahen müracaat eden bir çok hemĢehrilerimiz Doktor Rahmi Uluhan‟ın
istirahat saatlerini feda etmek suretiyle hastalarına koĢmakta ve azami
titizliği göstermekte tereddüt etmediğinden gazetemiz vasıtasıyla kendisine
teĢekkür de bulunulması temennisini izhar etmiĢlerdir. Iğdır muhitine yaptığı
hizmetlerden dolayı Uluhan‟ı tebrik ederiz.
NURĠT ATASEVER‟Ġ NĠHAYET YÜRÜTTÜLER
Bir müddetten beri TaĢburun bucağımızı Ģahsi çiftliği zannederek
meydanı boĢ bulan bucak müdürü Atasever‟i nihayet dün vilayetten gelen
bir telgrafla istinaden dehleyeceklerdir.
Bu suretle vazifesinden derhal alınarak Kars‟a yolcu edilecek olan
Atasever‟in galiba vilayette defteri dürülecek.
Di get...
PAMUK MUSTAHSĠLĠ SIZLANIYOR
Iğdır pamuk müstahsili, Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğinin
mubayaa kampanyasını halen açmamıĢ bulunmasından Ģikayet etmekte ve
sızlanmaktadır.
Bilindiği gibi tüccarın iki seneden beri Birlik veya kooperatiflerce
tatbik edilen kararsız fiyatlardan zarar görmesinin tabii bir neticesi olarak
Ģimdilik mubayaa yapmasına imkan yoktur. Birliğin de bazı sebeplerle
mubayaayı geciktirmesi müstahsili sıkıĢık vaziyette bırakmıĢtır. Köylü,
kredi ve vade ile satın aldığı zirai araçlarının bedelini ödemekte zorluk
çektiği gibi maddi imkansızlıklar içinde de kıvranmaktadır.
Birlik umum müdür vakili olan Ziraat Bankası Iğdır Ģubesi
müdürünün izinli bulunması mubayaanın yapılmasına mani olmakta imiĢ.
Zira tahsis edilen kredinin sureti istimali hakkında henüz banka ile Birlik
arasında bir anlaĢmaya varılmadığı gibi, gerekli mukavelede yapılmamıĢ
olduğundan mubayaanın daha da gecikeceği beyan edilmektedir.
ġu durum karĢısında temennimiz ilgililerin hal sureti aramasıdır.
ĠDRĠS ATAMAN VAZĠFEYLE ERZURUM‟A GĠDĠYOR
Sonbaharda yapılacak tarım sayımı için ilçe ziraat öğretmeni Ġdris
Ataman, vilayet makamında tensip edilmiĢ olup yakında Erzurum‟a
gidecektir.
Kendi branĢı dahilinde bulunan bu geçici görevinde Ataman‟a
baĢarılar temenni ederiz.
BELEDĠYE BAġKANI ALĠ URAL TEġEKKÜR EDĠYOR
Güzel Iğdırımızın kurtuluĢu münasebetiyle bu mutlu günümüzde
bulunmak suretiyle bayramımıza iĢtirak eden veya telgraf ve mektupla
tebriklerini gönderen muhterem yurttaĢlarımla, kurtuluĢ töreni sırasında
kıymetli yardım ve alakalarını esirgemeyen sayın zevata ve Türk
Milliyetçiler Derneğine belde adına teĢekkürlerimin sayın gazeteniz
vasıtasıyla iblağını rica ve istirham ederim.
Belediye BaĢkanı Ali Ural
IĞDIR‟A KIġ GELDĠ
Düne kadar güzel devam eden havalar bu gün birdenbire bozulmuĢ
ve Iğdır‟ın dağ köylerine ilk kar yağmıĢtır. Havaların iyi devam etmesi
hasebiyle köylü mahsulleri bu yıl tamamen toplanmıĢ bulunmaktadır.
BaĢköy bucağımızdan aldığımız habere göre, çeltik harmanları da
sona ermiĢ bulunmaktadır. Pamukların birinci ve ikinci toplamaları yapıldığı
için havaların yağıĢlı geçmesi bu mahsule de zarar veremeyecektir.
KÖY YOLLARI DAVASI DERHAL HALLEDĠLMELĠ
Çıktığı günden beri hemen her sayımızda köy yollarının içinde
bulunduğu feci manzarayı ilgililere duyurmaya çalıĢtık. Fakat, bizdeki idari
alakasızlık devam ettikçe bu davanın halli de zorlaĢmaktadır.
Kaymakam vilayete yazacak, muvafık görürse özel idare
müdürlüğüne emir verecek, özel idare de il daimi komisyonundan karar
istihsal ettikten sonra ödenek olursa birkaç köprü yaptırıp mütebakisini
ertesi seneye bırakacak.
Tabii, müstahsil köylüde bu ümit ile bu meĢakkatin acısını çekmek
devam edecek.
Yol ve köprü iĢini bir tarafa bıraktık. ġimdi de mevcut yollarda su
deryası altında bulunmaktadır. Kontrol edilmeyen kanallar Aras‟tan getirdiği
külliyetli suyu ovanın muhtelif yerlerine taĢıttırmakta ve kötü de olsa
mevcut yollardan bile istifade imkanı bulunamamaktadır.
Her köyün ihtiyar heyeti kendi su kanalından mesul bulunduğuna
göre, sayın kaymakamlık makamı pek ala bu iĢte ihmal gösteren kimseleri
cezalandırma yetkisini haiz olduğu gibi, bendini de Aras‟a verebilecek
mevkidedir. Bu kabil tedbirler alınmadığı taktirde köylerimizle kasaba
arasındaki irtibat pek yakında tamamen kesilecektir.
Bizzat müĢahede ettiğimiz bu durumun ıslahını sayın ilgililerden
talep etmek hakkımızdır.
Söyleyenin bir yüzü kara, yapmayanın iki yüzü.
HAFTADA ÜÇ SÖZ KÖġESĠ
Hamza Mızrak
15 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 43
DĠYORUM KĠ
Matthew‟in bir sözü vardır: “Bir kör, baĢka bir köre yol gösterirse
ikisi de çukura yuvarlanırlar”
Iğdır‟da biri birine yol gösteren birkaç kör, birden bir çukura
düĢtüler.
Hepiniz biliyorsunuz Iğdır‟ın kurtuluĢunun 32. yıldönümü
dolayısıyla bir gece hazırladık. 12 Kasım Gecesi, Aras Sinema salonu
saatlerce süren bir heyecan dalgasına sahne oldu. Edirne hudutlarımızdan,
güney hudutlarımızdan ta Iğdır hudutlarına kadar bu salonda toplanan
gönüllüler, Türklüğün büyük aĢkıyla coĢmuĢlardı. Bozkurt sanki yeniden
Türkleri tek gaye etrafında birleĢmeye çalıĢıyordu. Sanki Ergenekon yeniden
bütün haĢmetiyle ortada idi. Türk Milliyetçiler Derneği hazırladığı gecenin
vasıl olduğu ulviyetle iftihar ediyordu. Türk gençlerinin her biri bir ġıh
ġamil, bir Begüm Hanım olmuĢlardı. BaĢarı yalnız Iğdırlı bir genç olarak bu
baĢarıdan payıma düĢen iftihar hissesiyle övünüyordum. Heyhat!
BoĢ direklerin arkasını kapatmak için kullandığımız birkaç renkli
kağıt, evlerimizin aranmasına vesile oldu. Çok ciddi ihbarlar ve teĢebbüsler
neticesinde benim (Hamza Mızrak), Celal Açıkgöz, Ramiz Özler ve Hamit
Dönmez‟in evlerimiz arandı.
Savcılık ve emniyet mensupları pek haklıdırlar. Hüsnüniyetlerine
itimadımız vardır. Esasen evlerimiz her zaman için kanuna açıktır.
Sebep ne imiĢ biliyor musunuz? Meğer, direkler arasına konan
kağıtlar Azerbaycan bayrağını temsil ediyormuĢ. Ġthamlara derhal o gecenin
mesul Ģahsı olarak cevap vereyim:
Ġki direk arasında iki değil, üç değil, dört renkli kağıt vardı. Halbuki
Azerbaycan bayrağında üç renk vardır. Ayrıca, yıldız Azerbaycan
bayrağında olduğu gibi sekiz köĢeli değil beĢ köĢeli idi. ġafaklarımızda
yüzen ay yıldızı beĢ köĢeli görebilmek için ancak müfterilerin gözüne sahip
olmamak lazım gelir. Sonra bunca hakarete maruz kalan hangi bayraktır? 28
Mayıs 1928 tarihinde Moskof sürülerine karĢı göğüslerini siper eden Azeri
Türklerinin bayrağı. 23 aylık bir dalgalanıĢtan sonra Rus mezalimine kurban
giden bayrak Iğdır‟ı kurtarmak için cihat açanların ön safta taĢıdıkları
bayrak. O bayrak ki ĠslamlaĢmayı, TürkleĢmeyi ve muasırlaĢmayı sembolize
ediyor.
Haykırıyorum. Eğer o bayrağı tanısaydım, “ĠĢte Iğdırlı kardeĢler
artık Azerbaycan semalarında dalgalanmaktan mahrum kalan Türk bayrağı
budur” der ve göz yaĢı dökerdim.
1870 harplerinde, Alsas Loren‟i kaybeden Fransızlar, çocuklarının
beĢiklerine “Alsas Loren‟i unutma” diye yazarlarmıĢ. Biz ki en namüsait
Ģerait içinde Fransızların yardımına koĢmuĢ bir milletiz. Onlar kadar da mı
olamıyoruz?
Eğer böyle bir Ģey vaki ise, (Sizi temin ederim hatırımızdan
geçmemiĢtir) Azerbaycan‟ı ve milli Azerbaycan bayrağını teessürle tahattur
etmek suç mudur?
Bozkurtu niçin göğüslerde taĢıyoruz? Enver PaĢa, Türkistan‟da niçin
cihat açtı? Kemal Atatürk Hatay için niçin “Kırk asırlık Türk yurdu” dedi.
Mezalimden kaçan Çin, Bulgaristanı ve Yunanistanlı Türk kardeĢlerimizi
niçin bağrımıza bastık.
Yahudilerin yeni bir Ġsrail yarattıkları bir devirde, Azerbaycanlıları
ilgi ve tahassürle anmak niçin bizim için bir itham vesilesi olabilir?
Hangi Türk gönlü istemez? Doğuda orak çekiçli Azerbaycan yerine
sekiz köĢeli milli Azerbaycan bayrağı dalgalansın. Ki bugün Azerbaycan,
orak çekicin altında inlemektedir.
Yaptığınız teĢebbüs ve ithamdan maksadınız ne idi? Milli birlik için
çalıĢan bir derneği kötülemek mi? Azerbaycanlıları Türk olarak kabul
etmemek mi? Yoksa kendinizi bu hareketinizle meĢhur etmek mi istediniz?
Eisenhower‟in dahi Demir Perde gerisindeki esir insanları kurtarmak
için çalıĢtığı Ģu sırada, Ruslara karĢı aylarca mücadele eden milli
Azerbaycan bayrağını bu kadar hor görmelerinin sebebi ne?
Haber verelim ki evlerimizde Türklüğün, kahramanlığın ve
milliyetin sesini haykıran kitaplardan baĢka hiçbir Ģey çıkmadı.
Türk harsına yönelen tecavüzler ve milliyetçiliğe aykırı cereyanlarla
fikir yoluyla mücadele etmeyi en Ģerefli vazife bilmekte devam edeceğiz.
Gençliğin örnek Türk milliyetçileri halinde yetiĢmelerine çalıĢmak baĢlıca
gayemiz olacaktır.
Allah‟ın ve Türklük Ģuurunun bize yardımcı olacağını katiyen
eminiz.
CELAL AÇIKGÖZ’ÜN BEYANATI
15 Kasım 1952
Mecit Hun
Sayı: 43
12 Kasım gecesinde Kars‟ta bulunması hasebiyle hazır bulunamayan
Türk Milliyetçiler Derneği Iğdır ġubesi baĢkanı Yüksek Ziraat Mühendisi
Celal Açıkgöz hadise dolayısıyla bize Ģu beyanatta bulundu:
“Bu sabah yatağımda gözlerimi açtığım zaman bize heyetin evimi
aramaya geldiğini teessürle öğrendim.
Çok ulvi ve demagoji kabul etmeyen meselelerde bunakların ve toy
kimselerin itidalle hareket etmelerini bilhassa tavsiye ederim.”
Kendisine müracaat ettiğimiz Ramiz Özler de Ģu Ģiiri okumakla
yetindi:
“Pür ateĢim, açtırma benim ağzımı zinhar
Zalim, beni söyletme, derunumda neler var
Bilmez miyim ettiklerini eyleme inkâr
Zalim, beni söyletme derunumda neler var”
12 KASIM MÜNASEBETĠYLE TERTĠPLENEN GECE
Iğdır‟ın kurtuluĢu münasebetiyle 12 Kasım gecesi Türk Milliyetçiler
Derneği tarafından tertiplenen gecede sahnenin iki tarafına müstakil
Azerbaycan bayrağı yapıldığı iddiasıyla keyfiyet savcılığa intikal
ettirilmiĢtir.
Ġddianın mahiyeti Ģöyledir:
O akĢam sahnenin iki tarafına kağıttan yapılan Türk bayrağının alt
ve üstüne tahta aksamı kapatmak veya sahneyi tezyin etmek maksadı ile
yeĢil ve mavi krepon kağıtları yapıĢtırılmıĢ bulunduğundan, bu renk diziĢi
bazı kimseler tarafından müstakil Azerbaycan bayrağına benzetilmiĢ ve
keyfiyet bir mektupla gazetemize ihbar edilmiĢti. Türk Milliyetçiler
Derneğine açık mektup mahiyetinde yazılan bu ihbar mektubu henüz
gazetemiz tarafından incelenmeden keyfiyet savcılığa da intikal
ettirildiğinden mektup savcılıkça celp edilmiĢ ve tahkikata tevessül
olunmuĢtur. Bu sebeple bazı arkadaĢların evlerinde arama yapılmıĢ ve
Azerbaycan bayrağının hakiki Ģekliyle mukayese lüzumu görülmüĢtür.
Yaptığımız incelemede bu tesadüfi benzeyiĢ, Azerbaycan bayrağını asla
temsil edememiĢtir. Zira Azerbaycan bayrağındaki yıldız sekiz diĢli olduğu
halde, sahnedeki yıldız beĢ diĢli yapılmıĢtı. Saniyen keyfiyette suiniyete
makrun bir hal görülememiĢtir. Esasen, müstakil ve milli Azerbaycan
bayrağının milli günlerde teĢhiri hiçbir suretle suç sayılmasa gerektir.
Böyle milli bir günümüzde bilhassa Türk Milliyetçiler Derneğinin
böyle bir itham altında bırakılmasından Iğdır muhitinin duyduğu teessür çok
büyüktür. Rus mezalimine kurban gitmiĢ bulunan Milli Azerbaycan
hakkında bu derece insafsız hareket etmemiz, milli duygularımızla hiç de
bağdaĢamamıĢtır.
Memnuniyetle haber aldığımıza göre ilgili makamlarda bu mevzuda
gayet hassas hareket etmek basiretini göstermiĢlerdir.
Milli duygularımıza aykırı olan bu gibi hareketleri efkarı umumiye
teessüfleriyle cevaplandırmıĢtır.
IĞDIR-MARKARA YOLUNA BAġLANIYOR
Iğdır Markara yolunun yapılması bir müddet evvel ihaleye çıkarılmıĢ
ve Latif Polat‟a verilmiĢti.
Bugün Kars bayındırlık müdürü ile müteahhit Iğdır‟a gelerek gerekli
hazırlıklara baĢlamıĢlardır.
Yolun tesviyesi için greyder makinesi hükümet tarafından
verileceğinden yakında Latif Polat emrine bir de greyder makinesi
verilecektir.
ARAS SĠNEMASINDA
Bir müddetten beri gösterilen “Vurun Kahpeye” filmi bugün akĢama
kadar devam edecektir. Pek yakında, “Kahveci Güzeli” filmi gösterilecektir.
Milli mücadele günlerimizi hatırlatan Vurun Kahpeye filmini
görmek fırsatını kaçırmamaları tavsiye olunur.
EKĠNCĠ MUKABĠL DAVA AÇTI
Bugün aldığımız habere göre, Gündoğdu‟nun Ekinci‟yi dava etmesi
üzerine, Ekinci de Kars gazetesinde ki neĢriyatına istinaden mukabil dava
açmıĢtır.
MĠLLĠ BĠRLĠK VE TEFRĠKA
16 Kasım 1952
Turgut Sungar
Yıl: 1 Sayı: 44
Dünyanın bugünkü buhranlı devrinde, ayakta duran devletlerin
hemen hepsi de muhakkak ki milli birliğin hakimiyeti altındadır. Fertlerin
birbirlerini ayrı saymamaları, devletin de fertlere inandığı milli birliğin ta
kendisidir. Fertleri, birbirlerini tefrik etmeyen milletler için,
çökmek,dağılmak bahis mevzuu olamaz. O millet tarihin arkadaĢıdır.
Bugün hiçbir devlet harbe giremeyeceği hususunda teminat veremez.
Milli birliğin hakim olmadığı devletler, ufak bir kuvvet karĢısında çökmeye,
mağlup olmaya ve hatta tarihten bile silinmeye mahkumdurlar.
Fakat, milli birliğin hakim olduğu bir millet harpten mağlup çıksa
bile ölmemiĢ demektir. Ġleride yine canlanır, kuvvetlenir ve eski Ģeklini alır.
Hülasa olarak diyebiliriz ki milli birliğin hakim olduğu devletler ayakta
durmakta, fertlerin de rahat ve huzur içinde yaĢaması mümkün olmaktadır.
Tefrikacılık ise milli birlikle taban tabana zıttır. Tefrika demek,
birbirinden ayrı tutmak, birbirini milli birliği zedeleyecek Ģekilde nakzetmek
demektir. Yukarıda da iĢaret ettiğimiz gibi bir devletin fertleri arasında
tefrikacılık baĢ gösterdi mi, o devlet artık felaket ile karĢı karĢıya gelmiĢtir.
Tefrikacılık yapan bir fert bence, vatan haini demektir. (Milli
hislerimle ördüğüm bu cümlemi, kurtuluĢ gecesinde Türk Milliyetçiler
Derneği tarafından tertiplenen gecede monolog okumadığımı baĢka anlamda
anlayan zavallılara ithaf ediyorum)
Onun için tefrikacılık yapan fertlerin ağızlarını yumrukla kapatmak,
mülevves fikirlerini yaymamalarını temin etmek, milli birliğe inananların
Ģiarı ve parolası olmalıdır.
Bugün dünyada milli birliğin hakim olduğu devletler içinde biricik
Türkiye‟mizi sembol olarak gösterebiliriz.
21 milyonun da, sapına kadar Türk olduğu Türkiye‟mizde
tefrikacılık yapacak fertleri kendi aramızda derhal süspandü etmek,
cezalandırmak devletimiz ve kendimiz için mesut neticeler doğurur.
ġĠĠR
Mene Bezzaz Dükkanı, Ona Bir Kamyon Çok mu!
Volkan
Sesleri batmadı ki bu sesi batmıĢların
Gençlik, Sürmeli nedir bu evi yatmıĢların
Ellerinden biz bezdik, bunlar niye bezmedi
Bığlarını yağladığ Kars‟a gedip gezmedi
Bilmirem ki haradan bunları örgeniller
Kaymakamın tabiri bu ipsiz zır deliler
Deyin görüm bizlere bu iĢ haradan çığır
Sizin tekin memurlar menim canımı sığır
Görürsen ki kabağta gene seçim olacağ,
Böyle giderse iĢler Kârhane boĢ kacağ,
Be men yazığ neyniyum, yirmi nüfus boynumda,
Elektrik yağıram pulu kalır boynumd.
Tufağı dağılmıĢlar sizin iĢiniz yoğ mu?
Mene bezzaz dükkanı ona bir kamyon çoğ mu?
Bu ğımıl kurdu koymur, gediye gün ağliyağ
Ellem, kullem eliyip bir deste pul bağliyağ
BĠR OKUYUCUMUZ ġĠKAYET EDĠYOR
16 Kasım 1952
Mecit Hun
Sayı: 44
BaĢköy bucağı okuyucularımızdan Timur Turan‟dan aldığımız bir
mektupta sıtma sağlık memurlarından Ģikayet edilmekte ve aynen Ģöyle
söylenmektedir.
Her yıl olduğu gibi bu yılda ilçe ve köylerinde dalak (?)
muayenesine baĢlanmak üzeredir. Köy muhtarlarına yapılan bir tamime
göre, bir doktorla sıtma sağlık koruyucularından müteĢekkil bir grup
köylerde bu muayene iĢiyle görevlendirilmiĢtir. Buna rağmen doktor
gelmemiĢ ve fırsatı ganimet bilen bir sağlık koruyucusu, doktor iddiasıyla ve
bu nam altında muayenelere baĢlamıĢ bulunmaktadır. Enver ismiyle
doktorluk yapan bu zat sıtma savaĢ sağlık koruyucusu Veli Tuna‟dır.
Sahte doktor halkı Ģu Ģekilde ikna etmektedir: “Ben sekiz yıl
doktorluk yaptım. Çok bilgili ve iyi bir doktorum.”
Haddizatında Sıtma SavaĢ BaĢkanı vazifeĢinas ve memleket çapında
bir doktordur. Fakat bu kıymetli zatı bu kabil sağlık memurları
kötülemektedir.
Okuyucumuzun bu mektubunu okuduktan sonra sıtma savaĢ
teĢkilatının köylerdeki durumu hakkında sizler hüküm verebilirsiniz.
Demek ki gazetemizin öteden beri sıtma savaĢ için yaptığı neĢriyat
mesnetsiz değilmiĢ.
Bakalım sayın baĢkan bu iddiaya en cevap verecektir.
DĠKKAT... DĠKKAT...
Zevkini ve cebinden çıkacak paranın heder olmamasını
düĢünüyorsan..
Cemalettin GüneĢ manifatura pazarından alacağın mevsimlik kumaĢ
ve pardösüler seni tatmin ve memnun edecektir.
AHMET ATACIK SAĞLIK YURDU KADROSUNA ALINIYOR
Aldığımız kati habere göre Artvin ve Erbaa‟ya yapılan tayinleri
kabul etmeyen dahiliye mütehassısı Ahmet Atacık, 1953 yılı baĢından
itibaren açılacak olan sağlık merkezi kadrosuna atanmıĢtır.
BĠR ÖĞRENCĠ ġĠĠRĠ
Vatanıma
Hamit KuĢ
Kanımızla yoğurduk bugünkü toprakları,
Menkıbeler söylüyor bizim zafer takları,
Al kana boyamıĢtık MOHAÇ meydanlarını,
Mazimle övünürüm, yaĢasın Türk vatanı.
Milletimin uğruna akacak benim kanım,
Sen kalbimdesin ATAM var olacak vatanım,
Verin bana bir bayrak semalara asayım,
Ġstiklalim uğruna feda olacak canım.
Arslan gibi kükrerim, göğsüm çelikten kalkan
Türk değil mi dünyada harikalar yaratan,
Ecdadım dı dünyayı al kanlara boyayan,
Türk‟tü Asya‟dan sonra, Avrupa‟ya kol atan.
Atalardan emanet bizlere Anadolu,
Asla zincirlenemez Türk evladını kolu,
Hürüm, istiklalim var, Atanın öz evladı,
Tarihiyle gösterdi, budur Türklüğün yolu.
Samsun‟da Kemal gibi sönmez bir güneĢ doğdu,
Ġstilacı düĢmanı Anadolu‟da boğdu,
Göksümüz siper oldu düĢmanın güllesine,
Nihayet bu amansız düĢmanı yurttan kovdu.
Iğdır Ortaokulu
Sınıf II No: 10
Hamit KuĢ
HÜKÜMET TABĠPLĠĞĠ KADROSU GENĠġLĠYOR
Resmi ve ilgili makamlardan aldığımız malumata göre, Iğdır
hükümet tabipliği kadrosuna yeni yeni bir doktor atanmıĢ ve kadrosu
maliyemize gelmiĢtir. Yeni doktorun BaĢköy bucağında çalıĢacağı
sanılmaktadır.
Yakında vazifesine baĢlayacak olan doktorumuza baĢarılar temenni
ederiz.
KURTULUġ YILLARINA AĠT HATIRALAR
16 Kasım 1952
ġefi Öcal
Yıl: 1 Sayı: 44
12 Kasım günü belediye tarafından düzenlenen tören çok iyi ve çok
güzel oldu. Süvari kılıçlarının parlayıĢı, topçu ve piyade tarafından açılan
silah sesleri bana hakikaten 1336 yılının 12 Kasımını hatırlattı. 1334 (1918)
yılında, ben ve akrabalarım Ermeni mezaliminden kaçarak Beyazıt‟a
muhacir gitmiĢtik. Türkler tarafından Doğubeyazıt‟ın iĢgaline kadar orada
kaldık. Bir müddet sonra, Firuz Bey idaresindeki fırka da oraya gelmiĢti.
Ben, Hacı Hanlar ve arkadaĢlarımız Firuz Beyi ziyaret ederek Iğdır‟ın
umumi vaziyeti hakkında kendisine lazım gelen malumatı verdik. Iğdır‟a
hareket temennisinde bulunduk. Firuz Bey, vaziyeti bize izah ettikten sonra
zaten bu vazifeyi aldığını fakat vesait olmadığından Ģimdilik derhal harekete
geçmek imkanlarından mahrum bulunduklarını, ancak Çobankerelilerin
BaĢköyde bulunan develeri temin edildiği taktirde derhal Iğdır üzerine
yürüyebileceğini ifade etti. Bu vazifeyi bana verdiler. Ġlaveten Firuz Bey
tarafından aĢiret reislerinden Hamit (GüneĢ) Bey, Ali Mirza, Hacı Tahir ve
Gur Hesso kardeĢi Yusuf‟a hitaben birer mektup yazılarak, beni BaĢköy‟e
götürmeleri rica edildi. Refakatime verilen iki süvari asker ile birlikte
BaĢköy‟e gittim. Eski tanıdıklarımdan Hacı Sefer oğlu Kelbayı Mehmed‟in
çadırına gittim. Evvela görüĢüp konuĢtuktan sonra, en gibi bir vazifeyle
geldiğimi anlattım. (Devamı var)
MUHTAÇ VATADAġLARA YARDIM
20 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 47
Muhtaç vatandaĢlara yardım etmeyi Ģiar edinmeliyiz.
Yazımızın baĢlığını okurken mevzu bulamadığımız için rast gele
konuĢtuğumuzu zannetmeyiniz.
Dün, cidden acı ve vatandaĢlık vecibeleriyle kabili telif olmayan bir
manzara gözümüze iliĢti.
Kars Caddesi üzerinde Halfeli yolu sapağına varmadan üstü açık iki
duvar arasında bir anne ile iki yaĢındaki çocuğunun feci halini maalesef
üzülerek müĢahede ettik. Sutey adındaki bu kadıncağız kocası olmadığından
barınacak yer bulamamıĢ ve soğukların Ģu dondurucu zamanında iki duvar
arasında barınmak ümidiyle beklemektedir. Yani daha doğrusu, bu feci
akıbete mahkum olmuĢtur.
Bizim gibi, muhakkak bir çok vatandaĢlar ve belki belediye
mensupları da bu yürekler acısı manzaraya Ģahit olmuĢtur. Manzarayı gören
hemĢehrilerimi hissizlikle itham etmeyeceğim. Yalnız, insani vazifelerimizi
yapmaya davet ediyorum.
Bu iki canı soğuk, kıĢ, yokluk ve açlığın pençesinden kurtarmak
Iğdır‟a içme suyu, elektrik getirmekten ve hatta belde faaliyetlerinden daha
büyük bir vazifedir.
Hamiyet sever Iğdır halkı ümit ederiz ki bu yoksulu bağrına basmak
istemektedir. Fakat sayın belediyemizin teĢebbüs etmesi daha elzem ve
faydalı olacaktır.
Her Ģeyden evvel insani vazifemizi yapalım.
TAġBURUN KOOPERATĠF SEÇĠMĠ BOZULDUĞU HALDE BĠRLĠK
NĠÇĠN DĠRENĠYOR
Bir müddet evvel yapılan PTS Kooperatifleri seçimi sırasında
TaĢburun kooperatif kongresi veya genel kurul toplantısının kanunsuz
yapıldığı iddiasıyla vuku bulan itiraz üzerine TaĢburun seçimi bakanlıkça
iptal edilerek ilgili kooperatife tebliği edilmek üzere Iğdır PTSK Birliğine
gönderilmiĢti.
Kanunen Birliğin yapılacak tebligatı müteakip yeni seçime kadar
eski yönetim kurulunu vazifeye davet etmesi icap ederken bu güne kadar
gayri meĢru bir seçimle yeni idare kurulunun iĢe devam etmesi ortaklar
arasında dedikodu ve Ģikayete yol aĢmıĢtır.
Birlikten aldığımız malumata göre, eski veya yeni idare kurulunun iĢ
yapacağı hakkında ihtilaf hasıl olduğundan keyfiyet Ticaret Bakanlığına arz
edilmiĢ ve gelecek cevaba intizar edilmektedir.
Diğer taraftan ortaklardan bir grupta Ticaret Bakanlığına çektikleri
bir telgrafla bu kadar basit bir kanuni bedahet karĢısında tereddüt eden Birlik
idarecilerini Ģikayet etmiĢ ve teessüf etmiĢlerdir.
Ortaklardaki umumi kanaat Ģöyledir: Birlik idarecileri tarafgirlik
yapmak için kanuna riayet etmediklerinden yeni seçimde müĢahit sıfatlarını
reddedeceklerdir.
MÜJDE MÜJDE
TC Ziraat Bankası Iğdır Ģubesine saatli kumbaralar gelmiĢtir. Bu
kumbaralara para atıldığı zaman kurulmakta ve bu suretle Ģahısları
muntazaman tasarrufa davet etmektedir. Mevcudu az olduğundan bitmek
üzeredir.
Bu saatli kumbaralardan birisine sahip olmak için 150 liralık bir
hesap açtırmak kafidir. Bu hesap emre amade olacak, hesap sahipleri
istedikleri zaman para çekip yatıracaklardır. Aynı zamanda, her yüz elli lira
için bir numara almak suretiyle ikramiyeye iĢtirak edeceklerdir.
Kumbaraların zıyaı halinde yalnız bedeli olan 15 lira hesaptan
kesilir.
ĠLAN
Makine ve motorun devamlı çalıĢmasını istiyorsan yağını Feyzullah
Ġnan‟dan al!
Petrol Ofisi Acentesi
TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ BAġKAN VEKĠLĠ GELĠYOR
Aldığımız habere göre Derneğin Ģube faaliyetlerini tefriĢ maksadıyla
Türk Milliyetçiler Derneği Genel BaĢkan vekili Seyhan milletvekili ve
Türkiye Köylü Partisi Genel BaĢkanı Prof. Remzi Oğuz Arık önümüzdeki
günlerde ilçemize de teĢrif ederek Derneklilerle görüĢeceklerdir.
Bu münasebetle son günlerde dedikodu mevzuu olan bayrak
meselesinin de görüĢülüp tetkik edileceği tahmin edilmektedir.
TEġEKKÜR
EĢim Tamarya Yalçın‟ın doğumu sırasında, elde mevcut bütün
imkan ve vasıtalarla çalıĢarak, bir doktorun yapabileceği iĢ fevkinde gayret
ve faaliyet sarf eden Iğdır Memleket Hastanesi baĢtabibi ve doktor operatör
Kâmil Akpınar‟a yakın alaka ve ideal bir doktora yakıĢır hareketinden
dolayı teĢekkürlerimin sayın gazeteniz vasıtasıyla iblağını istirham ederim.
Söğütlü Mahallesi
Rıza Yalçın
ARATANDA ACAĠP BĠR EVLENME HADĠSESĠ
Birkaç ay evvel ilçenin BaĢköy bucağına bağlı Aratan köyünde vuku
bulan acayip ve gülünç bir evlenme hadisesine bu gün muttali olduk. Bir
müddet evvel Aratan köylü Aziz Güler adındaki Ģahıs arkadaĢlarıyla
müĢavere ederek evlenme arzusunu izhar eder. ArkadaĢları da bir muziplik
yapmak için, “Eyüp‟ün Karaköse‟de bir baldızı var, galiba köye gelmiĢ, iyi
kadındır fırsatı kaçırmayalım., evlenmek istersen münasiptir” derler. Aziz
itiraz etmez ve derhal teĢebbüse geçilerek, yanı köyden Abdullah Tek
adındaki delikanlıya etraftan temin edilen birkaç ipekli entari giydirilerek
güzel bir çarĢafa büründürülür. Usulen eline kına yakılarak Aziz Güler‟e
teslim edilir.
Gelin üç beĢ delikanlıdan ibaret düğün alayı ile bu köyden Kara
Turan‟ın evine getirilince Aziz‟de heyecan ve neĢe son haddini bulmuĢtur.
Fakat biraz sonra hadisenin tertip olduğu anlaĢılınca Aziz sükutu hayal
içinde gerdek yerini terk eder, muzip tertipçiler de dağılır.
Öğrendiğimize göre bu hadiseden müteessir olan Aziz Güler, yine
erkek çıkar Ģüphesiyle Ģimdilik evlenme kararından vazgeçmiĢ.
ALĠ IġIK MANĠFTURA MAĞAZASINDAN KUMAġ AġIRA ÇALGIÇI
MAHKUM OLDU
Ġki gün evvel, tüccardan manifaturacı Ali IĢık‟ın mağazasından bir
top kumaĢ aĢırırken suçüstü yakalanıp adliyeye sevk edilen Erhacı köylü
Kerem Kaya, Asliye ceza yargıçlığınca 7 ay 15 gün hapis cezasına mahkum
edilmiĢ ve derhal tevkif edilmiĢtir.
Suçlu cezaevine götürülürken memnun bir ifade ile “Hakimlerin canı
sağ olsun, benim için düğün demektir” beyanında bulunmuĢtur.
BELEDĠYEMĠZ ÇALIġIYOR
Beldede belediye faaliyetleri hakkında dün, fikrine ve malumatına
müracaat ettiğimiz sayın Ali Ural, bize çalıĢmaları hakkında Ģu izahatı
vermiĢtir:
Kasabanın içme suyu davası halledilmek üzeredir. Ġç Ģebekenin
tamamlanmasına çalıĢılmaktadır. Ana caddelere kıĢtan evvel su vermek için
Ģebekenin 8 kilometrelik kısmı 20 güne kadar tamamlanmıĢ olacaktır.
Mütebakisinin önümüzdeki yaz mevsimi içinde tamamlanması mümkün
olacaktır.
Halen, kasabanın elektrik ihtiyacını karĢılayabilecek bir durumdayız.
Göçmen mahallelerine de elektrik vermek için mevcut tasarımızı Ģimdilik
geri bırakmak fikrindeyiz. Zira, Tuzluca ve Iğdır arasındaki Çinçevat suyu
üzerinde kurulması mutasavver olan hidro elektrik tesislerinin yapılması
tahakkuk etmiĢtir. Yapılan projeleri kabul eden Ġller Bankası bize mevcut
fondan yardım edecektir. Bu suretle elde edileceği tespit edilen 750
kilovatlık enerji yalnız Tuzluca ve Iğdır kasabalarını değil bütün zirai,
sanayi müessese ve fabrikaları da besleyecek ve ayrıca yakın köylerin de
tenviri mümkün olacaktır.
Kasaba içinde greyder ile tesviye edilen yolların kumlanmasına
elimizde mevcut bir römorklu ferguson traktörle devam edilmektedir.
Yalnız, kasaba içi içme suyu Ģebekesinin tesisi için, yapılan buru yuvaları
yolları ve ana caddeyi bozmuĢ ise de, borular serildikten sonra derhal
kapatılıp kumlanacaktır.
Sinema binası hizmete daha elveriĢli bir Ģekilde tamir edilmiĢtir.
Ġlk fırsatta bahçe içinde iki katlı bir lokanta ve otel inĢasını
düĢünüyoruz. Bu Ģekilde Iğdır‟ın otel ihtiyacı giderilecek kanaatindeyiz.
TALINLI HÜSEYĠN HAN VEFAT ETTĠ
21 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 48
Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliği murakıbı Talınlı PaĢa
Han oğlu Hüseyin Han dün gece yarısından sonra kalp sektesinden vefat
etmiĢtir.
Merhum, gayet asil ve temiz bir ailedendir. Bu gün milli hudutlar
haricinde kalan Talın hanlarından olup bütün hayatı milli mücadelede
geçmiĢtir. Henüz pek genç olduğu bir sırada muhacir olarak Kars‟a gelmiĢ
ve o zaman Kars‟ta baĢlayan Milli ġura hareketine iĢtirak etmiĢtir.
KuruluĢun ilk günlerinde kaymakam olarak Kızılçakçak civarına gönderilen
Hüseyin Han, kısa bir müddet zarfında buradaki milli kuvvetleri bir araya
toplamaya muvaffak olmuĢ ve devamlı çalıĢmalarıyla Kızılçakçak cephesini
müstahkem bir hale getirmiĢti. Milli ġuranın Ġngiliz askeri komutanlığı
tarafından lağvını müteakip kurucuların Malta‟ya sürülmesi üzerine, iki gün
sonra Hüseyin Han da tevkif edilerek Batum‟a gönderilmiĢti. Batum‟dan bir
müddet sonra kaçmaya muvaffak olan Talınlı tekrar Kars‟a gelerek
mücadeleye devam etti.
Merhum Talınlı Kars‟ta daima sevildi ve sayıldı. Cumhuriyetin
kuruluĢundan sonra uzun müddet Kars Halkevi baĢkanlığı, il genel meclis
üyeliği ve daimi komisyon üyelikleri vazifelerini ciddiyetle ifa etti.
Son zamanlarda kendisinde baĢ gösteren kalp hastalığı dolayısıyla
Iğdır‟ı tercih ederek Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğine
Ticaret Bakanlığı murakıbı olarak atandı. Iğdır‟da kaldığı müddetçe, büyük
ve küçük herkesin hürmetini kazanan Talınlı Hüseyin Han hiç Ģüphe yoktur
ki Kars‟ın en aziz ve kıymetli evladı olarak daima kalbimizde kalacaktır.
Nur içinde yatsın.
Merhumun Kars‟taki akraba ve ailesine telgrafla haber verildiğinden,
cenaze bugün saat 15‟de Kars‟tan gelecek akrabalarının da iĢtirakiyle
kaldırılacaktır. Iğdırlıların bu aziz Ölüye karĢı son vazifelerini de layıkıyla
yapacakları tabiidir. Bütün Iğdır adına Talınlı ailesine baĢsağlığı dileriz.
ġĠĠR KÖġESĠ
ġirin Iğdırım
Ġbrahim Sever
O kadar güzel ki, bahçesi bağı,
Milyarlar kazançlı, mümbit toprağı,
ġeftali, üzümü, servet kaynağı,
EĢsiz bir diyardır, yeĢil Iğdır‟ım,
Pamuğu destandır, bütün dillere,
Pirinci el be el gider ellere,
Kavunu, karpuzu döner sellere,
Ağustos, temmuzda Ģirin Iğdır‟ın.
Eriği Ģekerdir, kaysısı baldır,
Armudu, elması emsalsiz kârdır,
Hububat kaynağı, eĢsiz diyardır,
Tadına doyulmaz güzel Iğdır‟ın.
ÇeĢitli çiçeği, rengârenk açar,
Bülbüller avazla, neĢeler saçar,
Semada her türlü kuĢları uçar,
KıĢı bahar gibi geçer Iğdır‟ın.
Susamı, zeyreği, hadden aĢıyor,
Mısıra, gerçeğe göz kamaĢıyor,
Kars‟ı, Beyazıt‟ı vira taĢıyor,
Iğde, soğanını kıĢın Iğdır‟ın
Ġbrahim Sever (Kars, 21.11. 1950)
DĠKKAT ... DĠKKAT...
KumaĢ ... Pardüsö
Almak isterseniz Cemalettin GüneĢ Pazarına buyurun
Bol çeĢit iyi ve ucuz kalite
DĠL GAZETESĠ
Okuyucularının her türlü Ģikayet, yazı ve Ģiirlerini kabul eder.
Gönderilen yazılar neĢredilsin edilmesin iade edilmez.
TĠMUR TURANLI‟NIN CEVABI
Veli Efendi,
BaĢkasının ağzı ve kalemiyle yazılan mektubunuzu DĠL‟de okudum.
Beni yazınızla tahrik etmek istiyorsunuz. Ekmeğinizle oynamak
istemediğim için bendeki kutuyu açıp kötüyü söylemek istemiyorum.
Efkarı umumiye kutu içinde bulunanları bizden daha iyi biliyor.
Halen nasıl bir tenakuz içinde bulunduğunuzu gayet iyi biliyoruz.
Memursunuz bize hizmetle mükellefsiniz.
Bu vaziyetinize rağmen olgunluk bende kalsın.
Kutuyu açmayacağım Veli efendi.
BaĢköy Bucağında
Timur Turanlı
NAHCIVAN KURTULUġU
21 Kasım 1952
ġefi Öcal
Yıl: 1 Sayı: 48
Iğdır‟ın kurtuluĢu münasebetiyle kurtuluĢ hareketi sırasındaki
Nahcıvan ve bu Türk diyarının kurtuluĢuna temas etmek isterim.
Türkiye‟den kaçan Ermeni kuvvetleri Ġran topraklarına vardıktan
sonra Culfa yoluyla Nahcıvan‟a dayanmıĢ ve Ġran‟da yaptıkları gibi buradaki
köyleri de harap etmeye baĢlamıĢ, diğer taraftan da Neyrem köyüne
girmiĢlerdi. Neyrem köyü içinden geçen bir su, köyü ikiye ayırır. Ermeni
baĢ kumandanı Antıranik idaresindeki kuvvetler köyü zorluyordu. O zaman
Nahcıvan ve civarındaki kuvvetlere yani Azerbaycan kuvvetlerine Kelbayi
Han ve Kelbayi Muhtar Bey kumanda ediyordu.
Antıtanik Ermeni kuvvetleri Neyrem köyünü diğer Ermeni
kuvvetleri de Nahcıvan‟ı top ateĢine tutmuĢlardı. Ġki ve üç gün devam eden
Ģiddetli muharebeden sonra Neyremliler köyün yarısını Ermenilere bırakmak
zorunda kaldılar. Durumun vahametini anlayan Bulgani Ġsmail atına binerek
ġahtahtı civarında Hali Bey idaresindeki Türk kuvvetlerinden yardım
dilenmeye koĢtu. Durumu Halil Bey‟e anlattı. Bu mert kumandan cebinden
mendilini çıkararak dakikalarca ağladı. Göz yaĢlarını sildi ve Ġsmail Bey‟e
hitaben, “Ġsmail Efendi, bana yalnız ve maalesef ġahtahtı köprüsünün
muhafazası vazifesi verilmiĢtir. Emrimdeki kuvvetleri hiçbir suretle baĢka
iĢte kullanmaya salahiyetim yoktur. Oradaki kardeĢ, bacı ve annelerimizin
feci durumu beni müteessir etmiĢtir. Türk olarak Türk kardeĢlerimin zulme
uğramasına asla tahammülüm yoktur. Müsaade edilirse biraz arkadaĢlarımla
müĢavere etmek istiyorum” diyerek ayrıldı.
Halil Bey arkadaĢlarının milli hislerine Ģöyle hitap etti: “ArkadaĢlar,
Ģu anda bize yalnız ġahtahtı köprüsünün muhafazası vazifesi verilmiĢtir.
Bunun haricinde muharebe etmeye veya baĢka tarafa gitmeye salahiyetimiz
yoktur. Bizi buraya gönderdikleri sırada, „Kafkasya‟daki kardeĢlerinizi
Ermeni ve Rus mezaliminden kurtarmaya gidiyorsunuz‟ demiĢlerdi. Bu gün
sırası gelmiĢtir. Nahcıvan Ermenilerin iĢgali altındadır. Baba oğul, kardeĢ
gözlerimizin
ve kulaklarımızın dibinde süngüleniyor. Namusumuz
düĢmanlarımızın eline geçmek üzeredir. Bu vaziyette ben tahammül
edemem. Bana verilen vazifenin kutsiliğini bildiğim halde Nahcıvan‟ın Ģu
durumu karĢısında yalnız baĢıma da kalsam oraya koĢmak ve kardeĢlerimle
beraber ölmek arzusunu hissediyorum. Sizler serbestsiniz. Ġsterseniz burada
kalır, isterseniz benimle beraber gelirsiniz”
Bu heyecanlı müĢavere ve konuĢmalardan sonra bütün asker ve
zabıtan bir ağızdan, “Biz de gideceğiz, namusumuzu ve kardeĢ canlarını
düĢman elinde bırakamayız” diyerek Halil Bey‟e iĢtirak ettiler. Sonra Ġsmail
Bey‟e dönerek, “Sen git Kelbayi Han ve Kelbayi Muhatar‟a selam söyle,
harbe devam etsinler, ben gelir iĢtirak ederim”
Diğer taraftan da askere hazırol emri verilmiĢti. Ġsmail derhal
Nahcıvan‟a avdet etti.
YüzbaĢı Halil Bey, Tuzla‟ya giden kısa yoldan Tuzla dağının baĢına
top çıkararak iki üç top tuzla dağından Nahcıvan‟a aĢırılarak Noyram‟da
bulunan Antranik kuvvetlerine ateĢ ettirildi. Bu suretle Halil Bey
idaresindeki kuvvetler fiilen muhabereye iĢtirak etti.
ARKANIZDAN
Turgut Sungar
23 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 50
(Bu yazı Hüseyin Han Talınlı’nın vefatı nedeniyle kaleme alınmıĢtır.
Mücahit)
Size, Iğdırlıların lisanından hitap ediyorum. Ömrünüz; hayatı, bir
sürü manasız ve süflü kuvvetlerin terkibi gibi anlayanlar için ne kati bir
tekzipti. Ölümünüz ise, mefkurenin ebediyetine ne büyük Ģahittir.
Biraz evvel, aziz naĢınızı Kars‟a nakledebilmek üzere,
omuzlarımızdan indirirken bizden madden ayrılmanın hüznü içinde
hepimizin gözü yaĢlı, gönlü mahzun idi.
Sonbaharın olgun ve renksiz gülleriyle süslü tabutunuzu taĢırken,
ölümün ne kadar insafsız ve acı olduğunu bir kere daha anladık.
Gurbette öldüm diye asla ruhunuz muazzep olmasın. Müsterih
uyuyun. Bütün Iğdırlılar, vakitsiz ölümünüzden büyük bir ıstırap duyuyor.
Hepimiz, arkanızdan ağladık, ağlıyoruz.
Sizi mesut bir tesadüf neticesinde tanımıĢtım. Ġnsana emniyet telkin
eden Ģahsiyetiniz, olgunluğunuz ve kültürünüzle pek kısa bir zamanda Iğdır
ve Iğdırlıları teĢhir edip kendinize bağladınız.
Siz vatanperver ve vazifeĢinaslığınızla bir sembolsünüz. Sizi tarif
edemem ve anlatamam. Gönül isterdi ki Hint filozofu Tagor‟un kalem
kudretine sahip olarak, sizin için dile getiremediğim his ve düĢüncelerimi
yazabilmek imkanı hasıl olsaydı.
Ruhunuz Ģad, yeriniz cennet olsun!
Ziya Gökalp‟ın dediği gibi, “Fertler fani, milletler ise sırrı ebediyete
mahzardırlar”
Aziz Ölü! Manevi huzurunuzda son saygı vazifemi yapmak için artık
susuyorum.
AHVALTI DP
Mecit Hun
23 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 50
AHAVLATI DP
Mecit Hun
Ġnönü‟ye söymekle Narvız (Gündoğdu) gibi bir kozmel,
Kars‟ta baĢkan seçildi, keyfini saz eyledi.
Ekinci çok haklıdır onu dıbızlamakla,
Hele bize kalırsa biraz da az eyledi.
Divanı haysiyetten Cengiz (Ekinci) alınca davet,
O da Baykal (Fazıl) misali partiye naz eyledi.
Kabahat ZerendeymiĢ, bu Erzurum dadaĢı,
Cengiz‟i doĢapladı, Zeki‟yi (Aras) paz eyledi.
Yazığ topal neylesin, sesi duyulmayınca,
Ayhavar‟ı çıkarıp biraz avaz eyledi.
Alaca‟yla (Ġsmail) ġükufe değirmen kurmak için,
MarĢalın kesesini yonulmuĢ kaz eyledi.
Narvız‟la bendeleri birazcık çalmak için,
ĠĢi gücü bıraktı, partiyi saz eyledi.
BaĢı düzelir balam, Tiryaki‟yle (Saffet) Hamza‟nın
Doğrusu bu iĢere halkçılar haz eyledi.
Geçiciler geçince Kars‟taki iktidara,
Menderes Partisinin halin ayaz eyledi.
DĠL GAZETESĠ
Artık kapanmıĢ nazarıyla baktığımız son hadise dolayısıyla,
gazetenin lütfen gösterdiği ilgiye bilhassa teĢekkür ederiz.
Iğdır efkarı umumiyesini Ģerefle temsil ettiğine inandığımız DĠL‟in
bu memlekete de daha fazla faydalı olması en samimi temennimizdir.
Büyük davaların müteĢebbisleri her yerde ve her zaman büyük
engelleri aĢmak zorunda kalmıĢlardır.
Taktir ve tebriklerimizi sunmamıza müsaade buyrulması ricasıyla
saygılarımızı sunarız.
Türk Milliyetçiler Derneği
Iğdır ġubesi BaĢkanı
Celâl Açıkgöz
TAVZĠH
Sayın gazetenizin 20 Kasım 1952 tarihli sayısında Prof. R.O. Arık‟ın
Iğdır‟a Türk Milliyetçiler Derneği ikinci baĢkanı sıfatıyla gelmekte olduğu
yazılmıĢtır.
Prof. Remzi Oğuz Arık T.M. Derneği umumi merkez Ģu zevattan
müteĢekkildir: Isparta milletvekili Sait Bilgiç, Isparta milletvekili Dr. Tahsin
Tola, Ali Uygun, Abdullah SavaĢçı, Necati Torun, Mehmet Antal.
Iğdır‟a hareket ettiği bildirilen zat, genel merkez baĢkan vekili Ali
Uygur‟dur.
Keyfiyetin tavzihini istirham ederiz.
Türk Milliyetçiler Derneği
Iğdır ġubesi BaĢkanı
Celal Açıkgöz
KÖY
YOLLARININ
DURUMU
ETRAFINDA
SAYIN
KAYMAKAMLIKTAN ĠZAHT BEKLĠYORUZ
Muhitine bir hizmet yapmak gayesiyle intiĢar eden gazetemiz hiç
Ģüphe yok ki ilk planda Iğdır‟ın dertleri ve ihtiyaçları ile ilgilenmek
mecburiyetindedir.
ġu sütunlarda, köy yollarının feci halini defalarca alakalılara
duyurmaya çalıĢtık.
Maalesef yetkili makamlardan bir hareket göremediğimiz gibi Iğdır
köylüsünün ısrarlı Ģikayetlerinden de kurtulamıyoruz.
Hele pamuk mahsulünün kasabaya nakli icap ettiği Ģu sırada yolların
intizama konulmaması çok feci bir vaziyetin meydana gelmesine sebep
olacaktır. Araba ve traktörlerin çalıĢmadığı bu yollarda muhakkak ki hayvan
ve insan sırtıyla nakliye yapılacaktır.
Sayın kaymakamlığın bu mevzuda vilayet makamının dikkatini
çektiğini hatırlıyoruz. Yalnız nasıl bir cevap alındığı ve bu hususta ne gibi
tedbirler düĢünüldüğünü bütün Iğdır köylüsü ve efkarı umumiye gibi
gazetemiz de merak etmektedir.
KıĢ mevsiminin geldiği Ģu sırada yolların derhal ele alınacağını iddia
etmek biraz manasız olur. Fakat hiç olmazsa önümüzdeki yaz mevsimi için
gerekli faaliyeti Ģimdiden tespit etmek ve bu arada bozuk bazı köprüleri
mevsime bakmaksızın derhal tamir etmek iktiza edeceğine göre sayın
kaymakamlık makamının bu hususta neler düĢündüğünü öğrenmek ve Iğdır
efkarına arz etmek mecburiyetindeyiz.
AHMET
KUMTEPE
CUMHURBAġKANINA
HAKARETTEN
MAHKEMEYE VERĠLDĠ
Ġki gün evvel sarhoĢ bulunduğu bir sırada, Baykal‟ın gazinosuna
gelen Ahmet Kumtepe‟nin yüksek sesle Reisicumhura aleni bir Ģekilde küfür
ettiği iddiasıyla emniyetçe ifadesi alınarak mahkemeye verilmiĢtir.
Her zaman baĢını düzettikten sonra, günün siyasi vaziyeti ve partiler
mevzuunda fikir beyan eden Kel Ahmet bu defa da sayın CumhurbaĢkanına
küfretmiĢ ise mahkemece tecziye edilecektir. Ancak, hakikat mahkeme
sırasında anlaĢılacaktır.
ÖĞRENCĠ ġĠĠRLERĠ
Iğdır KurtuluĢu
Nizamettin Onk
Iğdırıma hain düĢman girmiĢti,
Dertli gönlümüze ateĢ vermiĢtir,
Hepimizi büyük bir yas almıĢtı,
DüĢman çiğniyordu güzel Iğdır‟ı.
Bugün Mehmet süngüsüne sarıldı,
Türk Ordusu uzaklardan görüldü,
Alçak düĢman süngü ile vuruldu,
Budur kahramanlık, mertliğin sırrı.
Canımız kurbandır sizin uğurda,
ġahinler Iğdır‟ı yedirmez kurda,
DüĢman ayak basar, nasıl olurda,
Bırakırız bizim ezel Iğdır‟ı.
On iki Kasımdır kurtuluĢ günü,
Ey arkadaĢ asla unutma dünü,
KurtuluĢtur bizim Iğdır düğünü,
Bırakmam düĢmana güzel Iğdır‟ı.
Nizamettin Onk
Iğdır Ortaokulu
Sınıf III No: 37
ANKARA HEYETĠ
Mecit Hun
25 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 52
Dil Mıntıkasında Tetkiklerde Bulunmak Üzere Ankara’dan Bir
Heyet Geldi.
Bir üretmek çiftliği açılması kararlaĢtırılan Dil mıntıkasında gerekli
tetkiklerde bulunmak üzere dün ilçemize Ankara‟dan bir heyet gelerek Dil‟e
gitmiĢtir.
Tarım Bakanlığı müsteĢarlarından Ġbrahim Sargut baĢkanlığında
Ziraat Fakültesinden bir profesör, Tarım Bakanlığı Üretme Çiftlikleri genel
müdürü, Erzurum ziraat müdürü, Erzurum tohum ıslah istasyonu müdürü ve
Kars Ziraat Müdürü Ziya Ayrım‟dan müteĢekkil heyet tetkiklerine
baĢlamıĢtır. Dil‟e giden bu heyete ilçe kaymakamı Albayrakoğlu ile ilçe
tarım öğretmeni Ġdris Ataman refakat etmektedir.
Mahallinde yapılmakta bulunan bu tetkiklerden sonra kati bir
neticeye varılacaktır.
HÜSEYĠN AYDIN‟DAN NEġRĠYATIMIZI TEYĠD EDEN BĠR MEKTUP
ALDIK
Kars caddesindeki kimsesiz kadıncağızın acıklı vaziyeti dolayısıyla
yaptığımız neĢriyatı teyit eder mahiyette Demokrat Parti ilçe yazmanı
Aydın‟dan bir mektup aldık. Aynen neĢrediyoruz:
“Bu gün ben de Kars caddesinden geçerken ağlama sesi duydum.
TaĢlık arasında ve açıkta bir anne ile bir ufak çocuğunu görünce, bu kırıcı
soğuktaki hallerine taaccüp ettim. Kadın ağlayarak bana aynen Ģöyle
söyledi: „Öteden beri yaz ve kıĢ halimiz budur. Barınacak yerimiz yoktur.
Siz de merhamet yok mudur?‟
Doğrusu bu hale acıdım ve insani hislerimize yakıĢtıramadım.
Durumu ne olursa olsun yardım etmekle mükellef olduğumuz bu iki fert için
acaba belediyemiz ne düĢünüyor?”
ASAYĠġ YĠNE BERKEMAL DEĞĠLDĠR
ÖrüĢmüĢ köylüler Bendemurat köyüne silahlı baskın yaptı.
Bendemurat köyü muhtarı Tacaddin Çelik‟ten aldığımız bir mektuba göre:
“Bir ay evvel köyümüzden Hüseyin Iğdır‟dan gelirken ÖrüĢmüĢ
köylülerinden Ġsa Ali ve Sertip YücebaĢ‟ın tecavüzüne uğramıĢ ve baĢı
kırıldıktan sonra , eĢyalarıyla hayvanlarına ait çul ve sairesi gasp edilmiĢ ve
bugüne kadar firar eden bu mütecavizler yakalanmamıĢtır.
Bu arada Filit Çelik‟in kapısı kırılmıĢ, Mehmet Çelik‟in evinden bazı
ev eĢyasının alınmasına teĢebbüs edilmiĢ ve Ali oğlu Abdurrhaman‟ın evine
girilerek ev sahibi sopa ile dövülmüĢtür.
Yağmacılık ve adam öldürme gayesiyle köyü saran bu mütecavizler
grubu, köy bekçisinin silah sesleriyle yardıma gelen Zor köylülerinin
müdahalesinden sonra çekilmek mecburiyetinde kalmıĢtır.
Ġki seneden beri muttasıl bu hareketlerini temadi ettiren ÖrüĢmüĢ
köylülerin bu durumunu umumi efkara arz etmenizi rica ederim.”
Mektubun esaslı bazı parçalarını ihtiva eden bu muhtasar yazıdan
acaba asayiĢin yerinde olduğunu iddia edebilir miyiz?
AsayiĢ, mevzuuna temas edince, hatırıma bir geçmiĢ hadise geldi:
Sayın ĠçiĢleri Bakanı Ethem Menderes Iğdır‟a teĢrif ettikleri sırada
Demokrat Parti kodamanlarından Mehmet Gülten asayiĢsizlikten yapılan
Ģikayetlerin tamamen uydurma ve muhalefetin tertibi olduğunu belirttikten
sona, asayiĢ yerdedir, demiĢti. Ertesi gün Kars Bayındırlık Müdürü ile
ÖrüĢmüĢ‟e giden Mehmet Gületn arkadaĢlarıyla birlikte iyi bir dayak yiyip
tabancasını da kaptırdıktan sonra, ilçeye avdet ettiğinde, asayiĢten Ģikayete
baĢladı. Hatta, Gülten Ankara‟ya gittiği sırada bu vaziyeti bizzat Ethem
Menderes‟e Ģikayet etmiĢ. Demek ki, “asayiĢ berkameldir” diyenler dayak
yemedikçe fikrimize iĢtirak etmeyeceklerdir.
ġimdi asayiĢ amirlerine soralım:
Bendemurat‟ta olan bu hadise asayiĢsizliğin en güzel bir örneği değil
midir?
Bu durum asayiĢ noksanlığından ileri geliyorsa bir tedbir alınması
hususunda teĢebbüs edilmiyor mu?
Eğer asayiĢle ilgili görülmüyor ve asayiĢin manasını bilmiyorsak
bize, “asayiĢ” kelimesinin manasını niçin öğretmiyorlar?
Sözde, ĠçiĢleri Bakanı sayın Ethem Menderes de asayiĢi kemale
erdirmek için iki seyahat yaptı. Yazık...
ġĠĠR KÖġESĠ
Nurlara KavuĢanlar
Iğdırlı Ġbrahim Sever (Kars 15.1. 1951)
Kore semalarına yükselen Ģanınızla,
Isırttınız dünyaya, parmak imanınızla,
BirleĢikler övünsün, dökülen kanınızla,
Dünyanın sulhu için nurlara kavuĢanlar.
Ana yurtta kükreyen aslanlar gibi çıkıp,
Kore diyarlarında ĢimĢekler gibi çakıp,
Komünist Çinlilerin cesetlerini yakıp,
Hak ile yeksan eden bize bahĢettin Ģanlar.
Tarih övünsün sizin namınızla an be an,
Komünistlere zaten misafir değil vicdan,
Yüz binlerce Çinliye yarattığınız tufan,
Sayınız dört bin beĢ yüz bunu görenler anlar.
Türk varlığı ne demek, nasıl coĢar, Ģahlanır,
Tanrısına sığınıp Tanrısını tek tanır,
Onunla pençeleĢen aciz düĢman utanır,
Hamlesini görerek çıkarınca figanlar.
Müttefikler çekilip seni yalnız koyunca,
Melekler hayran kaldı, gür naranı duyunca,
AteĢe hedef için , tunç göğsünü soyunca,
Sana esaret verdi, ruhundaki imanlar.
Allah Allah diyerek süngü taktın yürüdün,
Tarihlere Ģan verdin, aldın yaratandan ün,
Bir avuç azlığınla yüz binleri püskürttün,
Yardı cephelerini içindeki volkanla!
Hey!.. Kore‟ye göğsünden akan kanın sahibi,
Sen Tanrıya kavuĢtun buldun âlâ bir mevki,
Nura gark olan ruhun anlıyor Ģimdi zevki,
Bizse hüsran içinde bekliyoruz imkanlar.
Bir gün çıksa da bizde, o lütfe mahzar olsa,
Azgınlarla çarpıĢıp mevkiinizi bulsak,
Sizin gibi Tanrının armağanını almak,
Göğsümüze taktırsak, Ģafak renkli niĢanlar.
Hey!.. Yaralı olarak sakatlanıp gelenler,
Gazilik mevkiine Ģan Ģerefine erenler,
Sizin eĢiniz artık biz değiliz erener,
Sizi üstün eden Ģan döktüğünüz al kanlar.
ĠLAN
Radyo sahibi olmak hepimizin gayesidir.
Filips, Siera, Veg radyolarının yegâne satıĢ Ģubesi Ali Yılmaz Kazancılı‟dır
(Her türlü radyo levazımatı, radyo pilleri)
TARIM BAKANLIĞI HEYETĠ AVDET ETTĠ 26 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 53
DĠLDE TETKĠKLERDE BULUNMAK ÜZERE GELEN TARIM
BAKANLIĞI HEYETĠ ANKARA‟YA AVDET ETTĠ
Dil mıntıkasında bir üretme çiftliği açılması hususunda hükümetçe
yapılan tetkik ve incelemeler iki gün evvel Iğdır‟a gelen heyetin
çalıĢmalarıyla sona ermiĢtir.
Bilindiği gibi, Dil‟de üretme çiftliğinin açılması hususunda icra
vekilleri heyeti kararı mevcut ise de, keyfiyet mahalli tetkike muhtaç
olduğundan gerekli çalıĢmalar gelecek seneye bırakılmıĢtı.
Tarım Bakanlığı müsteĢarı, ziraat fakültesinden bir profesör, üretme
çiftlikleri genel müdürü, Kars ve Erzurum tarım müdürleri ve Erzurum ıslah
istasyonu müdüründen müteĢekkil heyet, tetkiklerinde müspet bir netice elde
etmiĢlerdir.
Iğdır‟da bir üretme çiftliğinin açılması bir çok noktalardan zirai ve
iktisadi kalkınmamızın temeli olacaktır:
Mevcut faaliyet projesine göre:
1. Iğdır, Kağızman ve Tuzluca ilçelerinin fidan ihtiyacını karĢılayacak
derecede geniĢ bir fidanlık yapılacaktır
2. Pamuk ve hububat tohumlarının üretme ve ıslahı için bir tohum
ıslah istasyonun kurulması mümkün olacaktır.
3. Gerek çiftlik ve gerekse yakın muhitteki zirai alet ve makineleri
daima kontrol ve tamir edebilecek bir tamir atölyesi kurulacaktır.
4. Ġlçe ve civar muhitteki çocuklarımızın iĢ bulması temin edilecektir
Bunlara ilaveten Iğdır, BaĢköy ve Dil yolunun derhal yapılmasına
hükümetçe baĢlanacaktır. Tetkikler sırasında Dil Üretme Çiftliğinin
açılabilmesi için Aras kenarında bir set inĢası zaruri görülmüĢ olduğu gibi
sulamanın da Karasu‟dan yapılması daha uygun kanaat hasıl etmiĢtir.
Dil Üretme Çiftliği Iğdır ve muhiti kadar bütün Doğu illerine her
sahada faydalı bir eser olacaktır.
Hükümeti bu hayırlı kararından dolayı tebrik ederiz.
ġĠĠR KÖġESĠ
Sizde ġeytanlı Bizde Ġman Töredi
Döylekbaz (Mecit Hun)
Ay havar!.. Ay DĠL emi gör nice devran töredi,
Iğdır‟da taze, temiz bir nice vicdan töredi,
Özleri cahil iken, tayin edirler gidiĢi,
Bizlere herkese malum ve açık iç ve dıĢı,
Herce Ģeyden çekiyorlar biliyorlar her iĢi,
Ruhları hasta iken hepsi de lokman töredi.
Bir zamanlar bazıları kıble numa oldu bütün,
Bir zamanlar bir niçesi sapsarıca solda bütün,
Bir zaman yal, sakalı döktü yere yoldu bütün,
Koy desinler, kiĢiye bir yeni iman töredi.
Ağamın keyfini sorsan göz atıp iĢ miĢine,
Sayasan fiilini bir bir yüzüne peĢ peĢine,
Diyesen hiçte utanma, bakuban geçmiĢine,
Fitneliklerde dedende dahi HULKAN töredi.
Azı halvette durup söymededir arkamıza,
Erkek ister, çıka ak yüzle bizim karĢımıza,
Soyun! Ey maskeyi bir dem bakalım farkımıza,
Sizde Ģeytanlık oğul, bizde iman töredi.
Ey güneĢten camalın gizleyerek gizli gezen,
Bir Ģeyi bilmez iken kendini görme bileyen,
Ey ağam sahte paĢam! Sen hele halvette bazen,
Çok karıĢtırdın o merhır efehe Ģan töredi.
Ġstiyirsen mi sayım fiilini baĢtan aĢağı,
Baban olmuĢ ona eĢ ağabeyin sol kuĢağı,
Milletin yüz karası (Gorkinnin) oldun uĢağı,
O değil mi size bu gün bile destan töredi.
Bana bak hey!.. Bu cemiyette senin yoktur iĢin,
Biliyor gençlik, evet berke düĢüp yan çiziĢin,
Meydana doğruca çık, bellice olsun duruĢun,
Demiyiz ki, “süzeriz...” size meydan töredi.
Bay bura! Söyle görek öttüğün ilham nerden,
Bile bol bol keseden atmada irfan nereden,
Sizde birdeb bire bu dalgalı volkan nereden,
Yoksa sizlerde fikir behriyle umman töredi?
Ta ezelden beri biz bağlıyız Bozkurdumuza,
Can feda etmeye amadeyiz öz yurdumuza,
Siz bütün kütleniz ürüyün ordumuza,
Bakalım ki o zaman bir nice tufan töredi.
Gül ve gülistan töredi,
Misli debistan töredi,
Bir yeni vicdan töredi,
Her iĢi üryan töredi,
Zahiri insan ama,
Batıni sırtlan töredi.
ÖRÜġMÜġ KÖYLÜLERĠ CEVAP VERĠYOR
26 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 53
ÖrüĢmüĢ köylüleri cevap veriyor. Bahri Yıldız’ın cevabını
neĢrediyoruz.
Bendemurat köy muhtarının mektubuna istinaden dünkü sayımızda,
“AsayiĢ yine de berkemal değildir” baĢlığı ile yazdığımız yazıya aldığımız
cevabı aynen neĢrediyoruz.
DĠL GAZETESĠ YAZI ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜNE
Iğdır
Sayın gazetenizin 25.11.1952 tarih ve 52 sayılı nüshasında
Bendemurat muhtarının bir mektubuna atfen neĢriyata rast geldim.
ġirin kazamızın naĢiri efkarı olan sayın gazetenize hakikat aĢağıda
etraflıca arz edilmiĢtir. Efkârı umumiyeye duyurulmasını saygılarımla
istirham ederim.
1. ġikayetçi 200 kiĢilik toplu bir kuvvetle köylerine baskın verdiğimizi
beyan etmektedir. Nüfus kütüğüne göre, köyün yekün nüfusu kadın,
çoluk, çocuk 150 dir. Bunun adedi Muçalıların ve Bendemuratlıların
Ģerrinden Iğdır‟a ve baĢka köylere kaçmıĢ geriye 100 nüfus
kalmıĢtır.
2. Baskın köyümüz tarafından vukua gelmemiĢ asıl Bendemuratlılar
Muçalılardan temin ettikleri silahlar ile köyümüze ve sığır sürümüze
baskın vermiĢ ve sürü içinden Abdullah Çetinkaya‟nın bir ineği ve
Selim Yıldız‟ın bir tek tane olan öküzü gasp edilmiĢ ve gizlenmek
için de Muça veya Zor köyüne sevk edilmiĢtir.
3. AsayiĢin tam korunamadığını ben de iddia ediyorum. Zira asayiĢ
korunsaydı Muçalılar bizleri malan v canan tehlikeye maruz bırakıp
bizden binlerce lira para ve hayvan ve eĢyayı 20 nci asırda haraç
olarak alamazdılar. Neticeden Bendemuratlılr mallarımızı gasp
edemezdiler.
4. ġikayet mektubunu gazetenize gönderen Taceddin‟in , Ģikayetin
mealinden haberi yoktur. Zira yazılan her Ģeyi mührü ile temhir
etmeyi bilen muhtar vaziyeti idare etmek maksadıyla otomat bir
Ģekilde hareket ettirilmiĢtir.
Muça ve Bendermuratlıların Ģerrinden Iğdır‟a sığınan ÖrüĢmüĢ
köylü Bahri Yıldız
DĠL Gazetesi: ġu iki mektubu da okuduktan sonra doğrusu asayiĢten
Ģikayetçi olmamıza rağmen asayiĢçilere acıyoruz.
Acaba gasp edilen inekle öküz hangi köye aittir.Ve hangi taraf
haksızdır?
Samimiyetle söyleyelim ki, bizde asayiĢi korumakla mükellef bir
memur olsak Ģu durum karĢısında bir neticeye varamayacağız.
O halde bu durumu neyle izah edelim.
Bize göre, bugün ki demokrasi anlayıĢımız.
YASAK BÖLGE HALKI HÜKÜMETTEN YARDIM GÖRECEK
5826 sayılı kanunun tatbik mevkiine girmesi üzerine, evvelce yasak
olan köyler halkının tekrar kendi köylerine yerleĢtirilmeleri üzerine
hükümetçe kendilerine lazım gelen iskan muaveneti yerine beher aileye 800
lirayı geçmemek üzere yardım yapılacaktır.
Beyannamesini ilgili makama verip bu hakka müstahak görülenler
verilecek olan yardım ve muavenetten istifade edeceklerdir.
Bu muameleleri ikmal etmek üzere il iskan memuru Ahmet Tekirdağ
tekrar Iğdır‟a gelmiĢ ve çalıĢmaların baĢlamıĢtır.
KUNURĠ
Hamza Mızrak
28 Kasım 1952
Yıl: 1 Sayı: 54
20nci asır Plevnesini mi öğrenmek istiyorsunuz. ĠĢte Kunuri. Yalnız
bir farkla: Plevne‟nin kahraman müdafii, aldığı yaralarla Çarın huzuruna
çıkarılmak bahtsızlığına uğramıĢtı.
Kunuri kahramanları ise beĢte bir kayıplarına rağmen bir harika
yaratmasını bildiler.
Öyle bir harika ki ne Eisehower‟in tepkili uçakları bunu yapabilir ne
de Artur‟un havsala almayan cesareti.
Hatta, ne Majino ne Moltke planlarını suya düĢürmek için
baĢvurulan tertipler...
Bu harika bize hastır, bize has olacaktır.
Ey Moskof ve uĢakları siz makineli tüfeğinize kılıcı ile saldıran
Enver PaĢa‟yı ne çabuk unuttunuz?
Rus alemini seneler hiçe sayan ġeyh ġami‟i Begün Hanım‟ı niye
hatırlamadınız?
Kore bizim eski menkıbelerin seslendiği yerdir. Kore ve Koreli senin
kadar Bozkurtu da tanır.
Ey Türk, sen ki zayıf Korelinin kurtarıcısın. Kaynarçayı bize imza
ettirenlere elbet de düĢmansın.
Kırım‟da, “Ġstanbul yolu buradan geçer” takını yazanları elbette
bilirsin...
Mustafa Kemal ordularını bekleyen Türk illeri muhakkak ki Anadolu
Türkiye‟sinin yardımını beklemektedir.
BaĢımdan büyük bir dert çekiyorum. Kan dökemiyorum,yaĢ
döküyorum.
ATOM, BAġINDAN BÜYÜK HALT KARIġTIRIYOR 28 Kasım 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 54
142 sayılı Atom paçavrasında, (gazete diyemeyeceğim, çünkü dini
akidemiz ve milli varlıklarımızla istiskal ve istihza eden bir yayına ancak
paçavra ismi verebilirim) muhterem Ġnönü‟yü “ruz-i mahĢer”de gösteren bir
karikatür gözümüze iliĢti.
Tahmin ederim ki, ahlaksızlığın en mükemmel bir eseri olan bu
çizgileri bütün Türk efkarı da bizim gibi nefretle karĢılamıĢtır.
Atom, evvela bu karikatürde Allah‟ı acayip bir Ģekilde çizgi ile
temsil etmek ve sayın Bayar ile Menderesi de peygamber mertebesinde
göstermek suretiyle dini akidelerimizle alay etmektedir.
Saniyen, ömrünü millet hizmetinde geçirmiĢ ve senelerce Türk
milletinin reisi cumhurluğunu ifa ederek bu günde Türk camiası ekseriyetini
teĢkil eden siyasi bir partinin genel baĢkanını, daha doğrusu, tarihe mal
olmuĢ milli bir değerimizi terzil ve tezyif etmekle siyasi ahlak ve
karakterden mahrum olduğunu ortaya koymuĢtur. Bize göre, Türk reisi
cumhuru sayın Bayar‟ı rezil etmeye çalıĢan Ġran gazeteleri ile milli
değerlerimizi heder eden Atom paçavrası arasında gaye bakımından fark
yoktur.
Ġnönü‟nün Ģahsına gösterilen bu adiyane düĢmanlık, onu milletin
gönlünde ve tarihinde ebedileĢtirecektir.
Talat Sümer gibileri, Ġnönü‟yü taktir eden dünya basını ve O‟nu milli
bir değer kabul eden Türk milletinden utanmalıdır.
Temenni ederiz ki sayın Demokrat Parti erkanı kendi partilerini
soysuz kalemlerin aleti olmaktan kurtarsın.
Türk milletinin kadirĢinaslığı Ġnönü‟yü daima layık olduğu mevkide
tutacaktır.
MEHMET GÜLTEN CEVAP VERĠYOR
DĠL Gazetesi
Iğdır
Üçüncü defadır, gazetenizde asayiĢin berkemal olduğunu iddia
ettiğimi ve akabinde dayak yediğimi ve ondan sonra da (asayiĢin
memlekette hüküm fermanı olmadığını) kabule mecbur kaldığımı yazdınız.
Sustum. Nihayet 23.11.1952 tarih ve 90na varmaya 38 adet kalan sayın
gazetenizde yine iĢi ele aldınız. Sayın ve çok kıymetli gazetenizin neĢir
hayatındaki muvaffakiyeti en samimi arzumdur. NeĢriyatınıza cevap
vermekten kendimi alamadığım için özür dilerim. Cevabımın hakkın sesini
haykırdığına inandığım gazetenizin aynı sütununda neĢrini istirham ederim.
ASAYĠġĠN BERDEVAM OLDUĞUNU YĠNE ĠDDĠA EDĠYORUM
Mecit Bey, evet, asayiĢ Türkiye Cumhuriyetinin her tarafında halen
ve çok Ģükür berdevamdır. Her fert mal ve canından emindir. Ancak asayiĢi
bozanlar muhalefet neĢriyatını lisanen ve tahriren idare edenlerle
demokrasinin manasını bilmeyenlerdir. Bu iki grup arasına “demokrasi”
denen yavrunun büyümemesi için çırpınanlar da dahildir.Tahsilimin kıtlığı
bakımından bunu Türkiye çapında izaha imkan yoktur. Yalnız kendi
meselemi ele alarak asayiĢin tam olduğunu ve ancak yukarıdaki sebeplerle
benimsenmediğini izaha çalıĢacağım:
Gazetenizde yazdığınız gibi tabancam gasp edildi. 4 sene evvel
ÖrüĢmüĢ köylü Sertip YücebaĢ Muça köylü Taceddin Öztürk‟ü öldürmüĢ
Ģeriki cürmü ile 9 ar seneye mahkum olmuĢ ve 14 Mayıs affından bilistifade
tahliye edilmiĢti. Vaka günü nafıa müdürü ile ÖrüĢmüĢ gittiğimizde
Sertip‟in kardeĢi Hakko‟nun oğlu Ġsa YücebaĢ Bendermurat‟a gelen 30
kadar Muçalının tecavüzüne uğramıĢ ve kan gütme sebebiyle bekçi Ġsa‟yı
taĢ, sopa ve türlü vasıtalarla öldürüyorlardı. Ben yüzde yüz gözümün önünde
bir vatandaĢın öldürüldüğüne hükmederek her vatandaĢın yapacağı gibi son
çareye baĢvuruyor ve haili olduğum tabanca ile havaya iki el ateĢ ediyorum.
Bu suretle bir vatandaĢı ölümden ve 30 kiĢiyi ağır bir cürümden
kurtarıyorum.
Gözleri kızan mütecavizler bu defa dönerek beni arkadan kucaklayıp
tabancamı elimden alıyorlar Mecid Bey, bunda demokrasinin ne kabahati
var? Ben burada asayiĢin korunmadığına değil kütlenin cehaletine ve kan
güdüldüğüne kaniiyim.
Vakaya Ģahit olmamak için hadise mahallini terk eden sayın Nafıa
Müdürüne kavuĢuyor, savcılığa müracaatım üzerine jandarma komutanı
bizzat yazı makinesini alarak köye gidiyor ve tahkikat yapıyor. Bu hadise
dolayısıyla bazıları, “Adam sende, asayiĢ ne arar ki... Adamcağızı dövdüler,
silahı gasp edildi. Komutan suçlunun ayağına gidiyor. Hiç olmazsa suçlu
karakola kadar zahmet ettirilmeliydi. “Suçlunun ifadesi ayağına gidilerek
alınırsa kim ne yapmaz?” mealinde dedikodu yaptılar. Bu manada
konuĢanlar da demokrasiyi bilmeyenlerdir. Zira sayın komutan mahallinde
ifade almıĢ ve keyfiyeti tahkik etmiĢtir. Tahkikat hüsnüniyetle yapılmıĢsa
suçlular er geç adaletin pençesindedir. Suiniyetle yapmıĢsa (katiye
zannetmiyorum) demokrasi denilen yavrunun gıdasını kesmiĢtir. Bunda da
suçu demokrasi rejiminde bulamazsın ya Mecid Bey?
Her millette olduğu gibi, bizde de bir çok vukuatlar olmuĢtur. Gazete
koleksiyonlarını karıĢtırıp bakarsınız, 27 senelik devirde günlük vukuatlar
bugünkünden çok fazla idi. Yalnız arada bir nokta değiĢmiĢtir. Matbuat
hürriyetinden mahrum olduğunuz için bu hadiseleri gazete sütunlarına değil
sinenize yazıyordunuz. ĠĢte size “asayiĢin olmadığını” dedirten sebep budur.
O halde asayiĢ yoksa, kabahat demokrasi rejiminde değil
fertlerdedir.
DP‟li Mehmet Gülten
DĠL Gazetesi:
Mehmet Gülten‟in mektubu hoĢumuza gittiği için
uzunluğuna bakmadan neĢrettik. Birkaç noktada biz kendisinden soralım:
Hatırladığımıza göre Bendemurat, ÖrüĢmüĢ ve Muça hikayesi çok
eski olup müteaddit defalarda tekerrür etmiĢtir. Acaba, asayiĢi korumak için
vazedilen cezai müeyyideler bir defasında layıkıyla tatbik edilseydi
Muçalılar size ve nafıa müdürüne dayak atmak cesaretini gösterebilirler
miydi?
AsayiĢ yerinde ise siz gasp edildiğini iddia ettiğiniz tabancayı neden
taĢımak lüzumunu hissediyordunuz?
Bugün her evde ve hatta her fertte bir silahın mevcut olduğunu siz
daha iyi biliyorsunuz. Can ve malımızdan emin isek silahlanmamızda ki
maksat ve gaye nedir?
Hükümet asayiĢi temin ettiğine kani ise yaralama ve katil
hadiselerinin çoğalmasında birinci derecede amil olan silah bolluğuna niçin
göz yumuyor ve neden tertip almaktan çekiniyor?
Mehmetçiğim, 27 senelik devirde size tabanca ruhsatnamesi aylarca
devam eden tahkikattan sonra müstahak görüldüğü taktirde verilirdi. Bugün
hepimiz rovelverle geziyoruz. Bu kabahat sizin gibi demokrasi
kahramanlarında ve demokrasi anlayıĢınızda değil de kimdedir?
Bendemurat ve ÖrüĢmüĢ baskınlarında bahsedilen 200 silah
Demokrat hükümetin nazarını niçin cep etmiyor?
Matbuat habbeyi kubbe yapmıyor. Habbe kadar olanların silah
taĢımasını asayiĢ babında kubbe telakki ediyor ki bu fikrimizin isabetli
olduğu sonradan anlaĢılacaktır.
MALATYA HADĠSESĠ
1 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 57
Gazetelerden aldığımız malumata göre, Vatan Gazetesi sahibi Ahmet
Emin Yalman‟a öldürme kastıyla tecavüz eden Ģebeke tespit edilmiĢ ve
bunların Ġslam Demokrat Partisi üyeleri ve Büyük Doğuculardan oldukları
anlaĢılmıĢtır.
Ġslam Demokrat partisi bir müddet evvel mahkeme kararıyla
kapatılmıĢ ve menfi ideolojilere hizmet ettiği sabit görüldüğünden
faaliyetten men edilmiĢti. Büyük Doğu cemiyeti ise Necip Fazıl Kısakürek
tarafından irticai Türkiye‟de hakim kılmak maksadıyla tertiplenmiĢ ve
bugünkü iktidarın himayesine mahzar olmuĢ bir mazarrat yuvasıdır. Kötü
fikirlerini yaymak üzere Necip Fazıl tarafından çıkarılan Büyük Doğu
gazetesi (!) aylarca sayfalar dolusu resmi ilan alarak millet malıyla beslendi.
Gazetenin sermayesi iktidarın baĢbakanı tarafından temin edildi. Ve nihayet
ipi demir perde gerisinde bulunan Ġran‟daki Fedaiyanı Ġslam, Mısır‟daki
Ġslam KardeĢler cemiyeti gibi aynı gaye ile hareket ederek Malatya‟da ilk
meyvesini verdi. Katil, irticaın mümessili Büyük Doğu, mağdur fikir
hürriyeti ve Türk basınıdır.
Balıkesir ve Manisa‟da ilk hareketi yapan muzır zihniyet taĢıdığı
maskeyi kısa bir müddet sonra Malatya‟da düĢürerek kendisin açığa çıkardı.
Maalesef düĢen maskenin altından yalnız Büyük Doğu ve Sosyal
Demokrat müritleri çıkmadı.
Ne acıdır ki iktidarın her türlü baskı ve haksızlığıyla kapanmak
mecburiyetinde kalan Kudretçiler yine milletlerine hizmette devam ederken
hakiki Türk efkarını temsil eden gazetelerin resmi ilan hissesiyle kurulan
Büyük Doğucular iktidarın gözleri önünde mukaddes halklarımıza kurĢun
sıkıyor.
ġĠĠR KÖġESĠ
Mendedir
Fazıl ġıktaĢ
AĢık isen gel beru, aĢk bâdesi mendedir,
Ġnanmazsan kulak ver, sazın sesi mendedir.
ġeytana uyma balam bir gün seni azdırır,
Kulak as, dinle meni Nuh suresi mendedir.
Bir derde düçar isen, merak etme koĢ bana,
Sıkılma söyleginen, dert devası mendedir.
ġiir yazan çoğ imiĢ, ustadı men olmuĢam,
Hünerli Ģairlerin kaidesi mendedir.
Men halkı dıbızlamam, doğrusunu yazaram,
Hakikatın doğrunun öz esası mendedir.
Ne iĢim asıp kesmek kopreatif baresinde,
Birliğe ortak oldum gınıĢksı mendedir.
Bana lazım paradır, borçlu kesip üstümü,
Min zehmet ödeyecem borç sevdası mendedir.
Pamuğ bildir yüz ondu, imdi adı batıptır,
Korkmayın arakadaĢlar pamuk ası mendedir.
Yüz kilo pambığ verek bir ıraba tezeğe,
Eğnimde palto yoğtur, titremesi mendedir.
Ġki milyon zarar var, ağlamağa hak yok mu?
Gıcır gıcır paranın boĢ kesesi mendedir.
Ne güne kaldığ yarâb! Günahımız bağıĢla,
Duvardan boylanmıĢam yar sevdası mendedir.
AsayiĢ berkemaldir, üç yüz kiĢi toplandığ,
Koçu olduğ, köy bastığ silah sesi mendedir.
ĠĢittim Ankara‟dan heyet gelmiĢ tetkike,
Lüzum yok. Asri çiftlik sevdalısı mendedir.
BULANA MÜKÂFAT
1 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 57
AĢağıdaki bilmecelerin hangi Ģahsa taalluk ettiğini çözüp gazetemize
bildiren okuyucumuza gazetenin altı aylık abonesi parasız verilecektir.
1. Evvelce iki gözüm
Sonra geçmedi sözüm
Her meyve tatlı iken
AcılaĢtı ağ üzüm.
2. Serbestiye bayılır,
Neden sonra ayılır,
Ġki iĢ birden yapar,
Çifte memur sayılır.
3. Faka basmam ben, dedi,
Güzel bir kazık yedi,
Birinci taksitinde,
Üç yüz faiz ödedi.
4. ġimdiden melek gibi,
Çifte kızın sahibi,
Beherine yüz toklu,
DolduracakmıĢ cebi.
5. Kim dedi havar eyle,
Tabanca gider böyle,
AsayiĢ berkemalsa,
Buyur bakana söyle.
6. Sineklere mat oldu,
Merakından çok soldu,
Bugünler yolcu imiĢ,
Ġçime keder oldu.
7. ġimdilik iĢindedir,
Gözü on bir bindedir,
Ambardan kazanırsa,
BaĢkanlık peĢindedir.
8. Belli olmaz kararı,
Nefesinedir yararı,
EĢref on beĢ verirse,
Kapanacak zararı.
9. Merhametten yok eser,
Durup durup ip keser,
Kararsız rüzgâr gibi,
Her gün bir yandan eser.
10. Sağı solu taĢladı,
Dillere düĢtü adı,
Siyaseti bırakıp,
Bakkallığa baĢladı.
11. Fırıldağtır neĢesi,
Kentte dolur kesesi,
Makine bozulunca,
Berbat olur neĢesi
12. Ġhtiyardır fakat cin,
Hekimdir hin oğlu hin,
Her derde deva imiĢ,
Kısacası gripin.
SITMA MÜCADELE BAġKANI GĠDĠYOR
Emin bir kaynaktan aldığımız habere göre sıtma mücadele baĢkanı
Agah Ülkü tayinen Zonguldak‟a gidecektir.
BaĢkan tayin emrini tebellüğ eder etmez yeni memuriyet mahalline
hareket edecektir.
Diğer taraftan münhal bulunan merkez sıtma savaĢ tabipliğine de
gerekli tayin yapılmıĢ olup 1951 yılı tıp fakültesi mezunlarından Vehbi
BaĢkurt yakında görevine baĢlayacaktır.
MERKEZ JANDARMA KOMUTANLIĞINA TAYĠN YAPILDI
YüzbaĢı Rıza Toraman‟dan açılan Iğdır Jandarma Komutanlığına
Tutak Jandarma Komutanı kıdemli YüzbaĢı Mustafa Aslan tayin edilmiĢtir.
Yeni komutana baĢarılar temenni ederiz.
CABBAR ÖZBA SARIKAMIġ‟A ATANDI
Uzun zamandan beri kaymakamlık tahrirat katipliği görevinde
bulunan sayın Cabbar Özba SarıkamıĢ‟a naklen tayin edilmiĢtir. Yakında
yeni memuriyet mahalline gidecek olan Özba‟ya baĢarılarının devamın
temenni ederiz.
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı kaybettim.
Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Külük köylü Hüseyin O. Ali
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğunda almıĢ olduğum nüfus kağıdımı kaybettim.
Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Küllük köylü Hasan O. Ġbrahim Karatepe
HAFTANIN YILDIZI
Ġdris Ataman‟dan müĢavir ve zirai tetkik heyeti yemek masrafları
mukabilinde belediyece alınan paraları kendisine iade edilecek.
Kars‟taki geçici ile idare kurulu Cengiz‟in hatırı için vazifesinden ve
hattı DP‟den istifa edecek. Bu suretle Cengiz Ekinci ile Fazıl Baykal tekrar
partiye girmek imkanına kavuĢacaklardır.
Abbas Çöllü ile Latif Aküzüm, Kars‟ a çivi çakılmadığı bahanesiyle
DP‟den de istifa ederek bir daha siyasi partilere geçmemeye tövbe
edeceklerdir.
Bu hafta içinde pambığlar pula gideceğinden Ziraat Bankası bono
sahiplerini protesto külfetinden kurtulacaktır.
NURETTĠN KĠRMAN GELDĠ
Siyasetten fayda görmeyen sayın DP ilçe idare kurulu baĢkanı
Nurettin Kirman Ġstanbul‟dan tuhafiye ve bakkaliye eĢyası alarak iki gün
evvel Iğdır‟a avdet etmiĢtir.
Muhterem siyasi hayatta takip ettiği yolu ticarette de tatbik ederse
vay Ġbrahim Emminin haline!
PAMUĞA ALAKA YOK
Birlikçe pamuğa tatbik edilecek avans baremi hemen hemen belli
olduğu halde tüccar tarafından mubayaa mevzuunda hareket görülmemesi
pamuk piyasasının fiyat noksanlığına rağmen çok hareketsiz geçeceği
tahmin edilmektedir.
ĠKTĠDARDAKĠ ZĠHNĠYET
2 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 58
Balıkesir ve Manisa hadiselerinden sonra Malatya‟daki suikast
hadisesi zihinleri yeniden kurcaladı.
Cumhuriyet Halk Partisi genel baĢkanı Ġsmet Ġnönü‟yü Balıkesir‟e
sokmamak için bazı cahillerin silahlı mukavemetini alelade bir hadise olarak
kabul edenler Malatya hadisesinden sonra bu fikirlerinden rücu ederek siyasi
saik aramak mecburiyetinde kaldılar.
Bilhassa bu hareketlerin mesulü kabul edilen iktidarın Balıkesir ve
Manisa hadiseleri dolayısıyla meclise verilen önergeleri reddetmesi
iktidarın mesuliyet derecesini bir kat daha artırmıĢtır.
BaĢbakan Menderes‟in bahsettiği siyasi teminatın bir masaldan
ibaret olduğu artık Türk efkârınca tereddütsüz kabul edilmiĢtir.
Fikir hürriyeti ve hatta Menderes‟in Malatya kongresinde
buyurduğu, “Ahmet Emin Bey biraz ölçülü ve insaflı hareket etsin” sözleri
muvacehesinde tenkit hakkından bahsetmek saf dillik sayılır.
Menderes ve arkadaĢları hayatı ucuzlatmak
memleketi gül
gülistanlık yapacaklarına dair yaptıkları vaatleri yerine getirmediler ama
vaat etmedikleri halde siyasi teminatı fikir hürriyetini ve tenkit hakkını
elimizden almaya teĢebbüs ediyorlar.
Ne acı tenakuz...
ġĠĠR KÖġESĠ
Derler
Dilsiz (Mecit Hun)
Her sözde hisse ara aptallık yapma sakın,
Büyüğüne hürmet et, biraz terbiye takın,
Doğrulukla varılır, maksada uzak yakın,
Allah‟ın iyi dostu, doğru ademdir derler.
Her gün aĢını yiyen dost değildir seninle,
Ġyi insan bulursun tecrübeyle temkinle,
Dost görünen düĢmanı meclisi meyde dinle,
Karakter ölçmek için iĢaret elzemdir derler.
Hırsızlar Ģu devirde belki bulacak ikbal,
Etrafına aldanma, doğrunun safında kal,
Yıkılan yuvalardan, ocaklardan ibret al,
Helal lokma bedene deva, merhemdir derler.
ġerefini çiğneyip olma paraya alet,
Elbiseyle, mevkiiyle ele geçmez asalet,
Ġktidarın var ise yoksullara yardım et,
Dilsiz, derdi anlatmak harcı kalemdir derler.
Bizdedir
Yolcuoğlu
Asla elem çekme, beni dinleyin,
RüĢvet yiyen bi imanlar bizdedir,
Dalavere üstadı, çiğit hırsızı,
Pamuk yiyen kahramanlar bizdedir.
Bizdedir, milletin ağacın kesen,
Bizdedir, ekilip partiden küsen,
Sende sevilirsin birazcık yesen,
Bardan çalan pehlivanlar bizdedir.
Bizdedir yobazlık hırkası giyen,
Bizdedir tahsilat parası yiyen,
Bizdedir hırsızlık helaldir diyen,
FiĢ kesmek için fermanlar bizdedir.
Bizdedir baĢkanlık hayal eyliyen,
Bizdedir özünü eyal eyliyen,
Ortağın ağzını çuval eyliyen,
Çörek tutup ağlıyanlar bizdedir.
Bizdedir fuzuli makama haiz,
Bizdedir amirler icradan aciz,
Bizdeki hocalar edemez vaiz,
Melanetle iĢ yapanlar bizdedir.
TERBĠYE MESELESĠ
2 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 58
Dün methini çok duyduğumuz FATO filmini görmeye Aras
sinemasına gittik.
Filmin devam ettiği bir iki saatlik müddet içinde neler görmedik.
Islık çalanlar, ağıza alınmayacak lakırdılarla birbirine yüksek sesle
küfredenler ön sıralardan dönüp arkaya bakarak locadaki aileleri rahatsız
edenler, filmin muhtelif sahnelerinde yuhalayanlar, neler neler...
Belediyenin sigara içme yasağına rağmen seyircilerden salonda
sigara içmeyeni bulamazsınız.
Bu ahlaksızlığı ne ile izah edelim?
Bize göre belediyede kabahat bulmaya imkan yoktur.
O halde kabahati aile terbiyesinde bulmak icap eder. Hepimiz,
çocuklarımızdan gördüğümüz hatalara kıymet verir ve onlarla meĢgul
olursak bu kötü durumların olamayacağı tabiidir.
YENĠ TEKEL MEMURUMUZ GELDĠ
Tekel memuru sayın Arif Bilgin‟in Patnos‟a naklen gitmesi üzerine
münhal kalan Iğdır tekel memurluğuna Patnos tekel memuru Fethi Kırtıl
atanmıĢ ve görevine baĢlamıĢtır.
Halef ve selef tekelcilere yeni memuriyet mahallerinde baĢarılar
temenni ederiz.
DĠREĞE ÇARPTILAR
Aldığımız habere göre 29 Kasım günü 35 Bayburt plaka sayılı
kamyon Melekli caddesinde ve hastane karĢısında bir elektrik direğine
çarparak direği hasara uğratmıĢ olduğundan belediyece cezalandırılmıĢtır.
Dün akĢamüzeri de 18 plaka sayılı Rize kamyonu bir geçiĢ esnasında
Kars caddesi üzerindeki bir direğe çarparak hasara sebebiyet vermiĢtir.
Kanaatimize göre belediyemizin direk bedeli kadar taktir ettiği
cezalar bu hadiselerin tekerrürüne mani olamayacağından daha müessif
hadiseleri önceden önlemek için daha Ģiddetli tedbirlerin alınması
ammenin menfaatine olacaktır.
TANIDIĞIM HALK ġAĠRLERĠ
Ramiz Özler
2 Aralık 1952
Yıl: 1 Sayı: 58
ZÜLÂLĠ
Zülâli‟nin asıl adı Ġsrafil, soyadı Deprem‟dir. Kars‟ın Cılavuz
nahiyesi Ġncesu köyünde 1936 yılında dünyaya gelmiĢtir. Babası Süleyman
Ağa adında bir köylüdür. Zülali 12 yaĢında Ģiir söylemeye baĢlamıĢ,
annesine:
“Ana, bana bade verildi. Babama söyle bana bir saz alsın” demiĢ.
Annesi önce Zülali‟nin sözlerine inanmamıĢ ve alay ederek:
“Oğul, seni doğdum tezden beliyim,
BaĢına kül eliyim,
Hakiki hak vergisidi,
Seninki ise ahmak vergisi,” demiĢse de sonra Zülali‟ye hakikatten
ilham geldiği anlaĢılmıĢtır.
Tek genç yaĢta olmakla istikbal için kuvvetli ümitler seziliyor.
Kafiye ve deyiĢ bakımından güzel buluĢları vardır. ġiirlerinde vezin hatasına
diğer halk Ģairlerine nazaran daha sık rastlanırsa da zamanla telafisi
muhakkaktır. 1948 de ilk söylediği Ģiir çok güzel.
Tarih kırk sekiz, on iki yaĢında,
Göründü gözüme iĢ birer birer,
Gündüz hayalimde gece düĢümde,
Döktüm gözlerinden yaĢ birer birer
Ulu haktan bu inayet gelince,
YeĢil yapraktan üç ayet gelince,
Okuyup elif ismini görünce,
Göründü gözüme düĢ birer birer
Okudum harfında vardı bir kaf,
O yerden aldım hicranlı türap,
Sordum ismin dediler pün han Arap
Cam oldu baĢıma iĢ birer birer
ġair Zülali‟yem söylemem yalan,
AĢk yıktı gönlümü eyledi viran,
Bundan böyle yara kavuĢmak haram,
Yazan böyle yazmıĢ tek birer birer.
Zülali‟nin Ģöhreti kısa zamanda Doğuya yayılıyor. Bundan üç yıl
önce, Kağızman‟da bir düğüne davet ediliyor. Zülali pek geç olduğundan
dayısının refakatinde gidiyor. Düğün evinde Zülali‟yi çırak zannediyorlar.
Köylüler dayısından türkü ricasında bulununca Zülali Ģu taĢlamayı söylüyor:
Arz ettim geldim elinize,
Ey gâvharı kâmlar merhaba,
Hakkın ismi ezber oldu dilimize,
HoĢ lisanlar merhaba.
Girdim meclisinize, vardım elinize,
Gayri bülbül konar gülünüze,
Bir ayet okuyum vesmi halınıza
Bilmeyen insanlara usta diyenler merhaba
Zülali‟m bu meclise girince,
Orada ustayı berkarar edince,
Çırağa usta diyince,
Her bilmez insanlara usta diyenler merhaba
Zülali yarının en kuvvetli halk Ģairleri mertebesine ulaĢacak cevhere
maliktir. Ġlk okul mezunudur. Sazına maharetle hakim ve sesi müsaittir. Köy
kahve ve düğünlerinde yalnız kendi Ģiirlerini söyler. Her gittiği köyde
hürmet ve sevgi kazanmıĢ günlerce misafir saklanmakta ısrar etmiĢlerse de
Karakoyun köyünden memnun olmadığı Ģu beytinden anlaĢılıyor. BaĢköy ve
TaĢburun‟dan olan memnuniyetini de izah eden beyit Ģudur.
BaĢköy TaĢburun‟dan haĢa,
Bu mahalda yoktu Karakoyun‟dan poĢa,
Zülali ile TaĢburun‟da Sadık Bey‟in kahvesinde tanıĢtım. Onun
Ģiirlik istidadını denemek için o günlerde vefat eden Ģair Elmas Yıldırım Bey
için bir Ģiir söylemesini rica ettim. Bir iki dakika içinde yazmam için teklifte
bulundu.
Ġlim sahibiydim geldim dünyaya,
Akıbetimiz bu ey yalan dünya,
Varabilseydim cenneti alaya,
Eyledin yüreğimi viran dünya.
Dostlar mezarına taĢlar düzdüler,
Bütün melekler cem olup yazdılar,
Azrail ile beraber gezdiler,
Bilmenem kimdi sende kalan dünya?
Bu derdime derman eden de yoktur,
Gurbet elde sabır kılan da yoktur,
Azrailden möhlet alanda yoktur,
Eyledin yüreğini talan dünya.
Milliyetçi oldum dünya halında,
Ezber oldum adın alem dilinde,
Bir nesne açtın Kafkas elinde,
Bir gelip, bir geçer Ģu yalan dünya.
Kafkas ellerinden bir bayrak açtın,
KardeĢ Türkiye‟ye dost deyi düĢtün,
Dertli oldun kendi kendine ĢaĢtın,
Bilmezsin ettiğin sen alem dünya.
ġair Zülali‟yem bunu söyledim,
O yerlerde çok da methin eyledim,
Her gelene birkaç hane söyledim
Yeksani (Ġslâm Erdener)
Halk ve saz Ģairi Ġslam Erdener (Yeksanî) ile bir köy düğününde
tanıĢtım. Bu olgun Ģairin ruha tesir eden ve dinleyicileri mest eden maharetle
saz çalıĢı taktire Ģayandır. Köy düğünlerinde cemaatı (meclisi) güzel türkü
ve uzun halk hikayeleri ile yorulmak bilmeden alaka çekici bir eda ile
günlerce dinletebilecek bir maharete sahiptir. Sevdakar, Latif ġah, Köroğlu,
Yahya Bey hikayelerini gayet mükemmel bilir.
Ġslam Erdener 1337 (1921) yılında Kars‟ın Ladikars köyünde
dünyaya gelmiĢtir. Babası Ġsa Ağa, Azerbaycan‟ın Gökçeli köyündendir.
Ġslam Erdener, “dağlar” Ģiirinde:
“Eslim Gökçeli idi, ġemseddin elli” mısraı ile de bunu açıklıyor.
Yeksanî
ilkokul
mezunudur.
Çıldırlı
AĢık
ġenlik‟in
hayranlarındandır. Halk Ģairlerinden Hasta Kasım‟ı da sever. 1938‟de
Ģairliğe baĢlıyor.Ġlk Ģiiri,
“YatmıĢ idim hab-ı gaflet içinde” dir. En çok sevdiği “Dağlar”
Ģiiridir.
Tamını ilerde vereceğimiz 13 kıtalık Kore Destanının bu üç kıtası
Ģairin milli duyguların en güzel bir eseridir. Gayet kuvvetli bir deyiĢ
kudretini ihtiva eden bu üç kıta Ģöyle söylenmiĢtir.
Gönüllü gittiler o din yoluna,
Allah Allah getirdiler,
Albay Celal Dora kendi beline,
ġerefli sancağı sardı Kore‟de
Yalçın sarp kayalar Türk‟e yol oldu,
Kunuri meydanı kan ile doldu,
Süngüsü kırıldı, kürekle çaldı,
DüĢmanı taĢ ile vurdu Kore‟de.
Böyle zafer gelmemiĢti aleme,
Yazıldı tarihe geçti kaleme,
Bütün dünya Mehmetçiğe selama,
BaĢ eğuben karĢı durdu Kore‟de
Kadınlar için söylediği Ģiirden de ki kıta almakla yetineceğim:
EĢine, dostuna hak nasip etsin,
Söylenen sözleri tutan garıyı,
Belke akrep vursun, ilan tiĢdesin,
Gocasınan evvel yatan garıyı
Arasın derdine bulmasın çare,
Eyyüp kimi salsın çismi ne nare
Gul yanında olsun hem üzü gara,
Öz evinden çalıp satan garıyı
TaĢburunlular için söylediği güzelleme Ģairin en yeni Ģiirlerindendir.
Iğdır kazasında bu nahiyenin,
Her tarafta gayret adı söylenir,
Ġsmi TaĢburun‟dur bu nahiyenin,
ġöhret bulup, Ģan haberi söylenir.
Müresseyi donanmayı elvan otlağı,
Tema talatının tekke mutfağı,
Ganimet surfalı ağır yığnağı,
El içinde iftiharla söylenir.
Ehalisi vardır, metanet babı,
Çemçırah Ģövlalı hünkar mehleli,
Cahallar el pençe büğüne tabi
Her terefta ülkerleri söylenir.
Kars‟a, Erzurum‟a salıptı bir ün,
Iğdır kazasında izzeti üstün,
ġıhlı Gıyas bey kimi günbegün,
Terif çeken havadarı söylenir.
Kendi aralarında bir aslanı var,
Kızıl kuĢ payanlı zihni lâlızer,
Ġsmi Halil Sıtkı ehli bafadar,
Candan aziz Hulüskarı söylenir.
Bu destanı beyan edin, her ele,
Duysun Kars, Kağızman, Hoçuvan, Göle
Sadık Bey kimi muhakkim kale,
Bir zamanın bir ejderi söylenir.
Ağababa ağanın Ģerefat namı,
Matem, sahaveti alır meydanı,
Her zaman olur bir kahramanı,
Zamanın Ġskender‟i söylenir.
ġAĠR ABBAS (1873-1950)
ġair Abbas 1873 yılında Kars‟ın Digor nahiyesinin (DaĢnik)
köyünde doğdu. Babasının adı Nazar‟dır. 14 yaĢında Ģiir söylemeye baĢladı.
Okur yazarlığı yoktu. Fakat Arapça ve Farsça‟yı konuĢurdu. Hafızası çok
kuvvetli idi. Genç iken söylediği Ģiirleri ihtiyarlığında da unutmazdı.
ġair Abbas gençliğinde güzel saz çalarmıĢ. Son zamanlarda saz
çalmayı bırakmıĢ ve geçimini köy düğünlerinde Ģiir söylemekle sağlıyordu.
Çok yerler gezmiĢ ve bu arada Türkistan, Azerbaycan, Kafkasya ve
Anadolu‟yu iyice dolaĢmıĢtı.
23 Mart 1950‟de 77 yaĢında vefat etti. Son 12 yılını Iğdır‟da
geçirmiĢti.
Merhumla 1944 yılında bir kahvede tanıĢtım. Çıldırlı AĢık ġenliği
bağladığını iddia ediyorsa da Ģairin asıl kıymeti kendisinin iyi bir üsluba
malik oluĢundadır.
VatandaĢlar kimseden yok pakimiz,
Kemal PaĢa gibi sultanımız var,
Iğdır kazasının emniyetinde,
Hüsnü (Bingöl)Efendi tek aslanımız var.
Ġslam‟a susamıĢ birkaç irafiz,
Hakkın kemendinde kendisi mapis,
Destanı merhettti Abbas-ı Hafiz,
Azeri, Türkistan vatanımız var.
Enver PaĢa için söylediği methiye:
Ġravan iline yen Enver PaĢa,
Biz verek yolunda can Enver PaĢa,
Zamane serdarı sen Enver PaĢa,
Zamane serdarı seni deyirler.
Müselman sevinir Enver Bey gelir,
KoĢun kabağına kahraman gelir,
Oynuyup yerinnen Ali Osman gelir,
Kesin ona min kurbanı deyiller.
Ermeniler belet oldu yollara,
O gavurlar talan saldı onnara,
EleĢkirt üküĢtü düĢtü yollara,
Yesir oldu Müselman‟ı deyiller.
Silah yoktu, biz götürek atıĢağ,
AĢ darı Kafaza biz de garıĢağ,
Lazım budu teğyeyinen danıĢağ,
Zamane serdarı seni deyiller.
DaĢnikli Abbas‟am göherkarıyam,
Cevahir hırdarı dür me danıyam,
Millet baresinde din kurbanıyam,
Kesin O‟na min kurbanı deyiller.
ġair Abbas‟ın “Gözelim ġanına” Ģiirini yazarken Ģiirin baĢ tarafına
Ģu cümleyi de yazmamı istedi:
“Güzelin Ģanına güzel destan yazmak vaciptir. Onun için bu destan bir
güzelin Ģanına layık söyledik. Abbas Hakiki”
Mahcemalin münebberdi geddin üroĢan güzel,
Ġhtiyarın var baĢıma can sana gurban gözel,
Müjganından oklanmıĢam tabibimsen çare kıl,
El menim eteği senin aman el aman güzel!..
Güzel senin gözelliğin küllü Ġran‟da bulunmaz,
Ne Urum da ne gavurda ne Afgan‟da bulunmaz,
Ne Belhi ne Buhara ne Türkmen‟de bulunmaz,
Tersa görse cemalini olar Müserman gözel.
Gelen laĢlr kudretten gurulmuĢ yaya benzer,
Debi ballı, siyah hallı cemalin aya benzer,
Dudi dilli iĢge belli boyu minaye benzer,
Goynun irizvan bahçesi zilfin ireyhan gözel.
SERVET VURAL (CUNUN AġIK)
Servet Vural 1920 yılında Ahıska‟nın Hırtıs köyünde doğdu.
Babasının adı Halil‟dir. Evli ve iki çocuk babasıdır. 1933 yılında Türkiye‟ye
iltica etti. 1948 yılından beri Iğdır‟da ikamet etmektedir. Servet, para
kazanmak için Ģairlik yapmaz. Yalnız sanat aĢığıdır. Önceleri saz da çalan
Ģair altı yıl evvel ilk ailesinin vefatından sonra saz çalmayı bıraktı. Iğdır‟da
Servet‟e, “Cünun ÂĢık” veya “Kılıç” da derler. Duvarcı ustasıdır. Geçimini
çalıĢmakla temin eder. ġair Abbas ve Deryâmi‟nin hayranıdır. Ġlk Ģiiri 13
yaĢında söylediği “Sevgi Üzerine” dir.
Dinleyin ağalar, size söyleyim,
YetmiĢ iki dertten baĢtır bu sevda,
Yaktı vücudumu pervane teki kül etti,
Bir eleman ateĢ olmuĢ sönmez bu sevda.
Felek hisar çekmiĢ yolum açılmaz,
Bend olup ayağım, golum açılmaz,
Bir bülbülün, gonca gülüm açılmaz,
Yazı gelmez tamam kıĢtır bu sevda.
Beçare Servet‟im heddim çeker tel eyler,
Akar çeĢmenin yaĢı iner sel eyler,
Yakar yanuk Kerem teki kül eyler,
Gören sanar bugün puĢdur bu sevda.
ġair Servet Vural Iğdır‟da Zülai ile karĢılaĢıyor. Zülali Ģair Abbas‟ı
bağladığını iddia etmesi Servet‟in gücüne gidiyor ve Ģu bağlama ile Zülali‟yi
bağladığını söylüyor:
Sana bildireyim çocuk edep erkânı,
Gel girdi çıkmaz yoldan haber ver,
Serinde bitireyim kara dikeni
Gel girdi çıkmaz yoldan haber ver.
Çocuk senin can bedenin dağladın,
Dien yaĢı deryalarda çağladım,
Etrafın kestirdim golun bağladım,
Gel girdi, çıkmaz yoldan haber ver
Erbabı da aĢkı bir hal kalmadı,
Ġhtiyarlık serde mecal kalmadı,
Kestirdim etrafın bir yol ğalmadı,
Gene çıktı girmez yoldan haber ver.
Servet Vural, Hırtıs‟tan ve akrabalarından ayrılırken gözyaĢlarıyla
söylediği Ģiir:
Hey ağalar bize gurbet göründü,
EĢidenler eĢ yoldaĢım ağlasın,
Yüklendi ber hanem çekildi göçüm,
HelallaĢsın gohum gardaĢ ağlasın.
Giderim gurbete ciğerim dağlı,
Gohum, gardaĢ galdı kolları bağlı,
Mayıl, Muğdet, Mehti hem emin oğlu,
Her yada düĢende desin ağlasın.
Çok Ģükürler olsun anlımdaki yazıma,
Gırg olduk tozu yollar izine,
Garip yerde kimse bakmaz sözüme,
DolaĢtıkça garip baĢım ağlasın.
Servet söyler bu sözleri derdinden,
Selâm gelmez garlı dağlar ardınnan,
Peder duysa yavrum göçmüĢ yurdumdan,
Ruh dolansın mezar daĢı ağlasın.
ÂġIK KASIM ġENLĠK
Doğuda meĢhur Çıldırlı ġenliğin adını duymayan, birkaç Ģiirini
ezbere bilmeyen var mı?
ġenlik‟in oğlu ÂĢık Kasım‟ın methini duymuĢ fakat kendisini
görmek nasip olmamıĢtı.
3 ġubat 1952 günü Kars‟tan posta arabasıyla Iğdır‟a geliyordum.
Kötek‟te elinde sazı yaĢlıca bir halk Ģairi Ģoför mahallinde yanıma oturdu.
Bir halk Ģairi ile yolculuk yapmak, sohbet etmek ne zevkli Ģeydir. ġairi
selamladıktan sonra:
“Nerelisin üstad?”
“Çıldırlıyım”
“AĢık ġenlik‟in oğlu musunuz?”
“Beli”
“Sizinle tanıĢtığıma çok memnun oldum. Üstad adınızı ve Ģöhretinizi
çok duydum. Bu ne iyi isabet!”
“ĠnĢallah yolculuğunuz Iğdır‟a mı?”
“Pernavut‟a gedirem. Birkaç gün sonra Idir‟e gelecem. ġenlik‟in
oğlu olduğumu nereden bildin?”
“ „Sevdakâr‟ kitabında resminizi görmüĢtüm.
Makine hareket etti. Tozlu ve bozuk düzen yollarda ilerliyoruz.
Yolculardan biri Ģairden türkü söylemesini rica etti. ġair babasının ,
“Pireler” ve “Ölürken söylediği Ģiiri” ile baĢladı. Kasım ġenlik 1893 yılında
Çıldır‟ın Suhara köyünde doğdu. Küçük yaĢta babasından Ģairlik dersi aldı.
Ġlk Ģiirini 13 yaĢında söyledi. Okur yazarlığı yoktu. Babasının adını soyadı
olarak almıĢtır. Geçimini söz ve sazıyla temin eder. Kars, Iğdır Tuzluca
köylerinde bilhassa çok dolaĢır. Evli ve 4 çocuk babasıdır. Büyük oğlu Nuri
değerli bir halk Ģairidir. Küçük oğlu Ġsmet‟i TaĢburun‟da (Yeksani) ile
birlikte gördüm. O da yeni yetiĢiyor.
AĢık Kasım 26 yaĢında iken babası ġenlik vefat ediyor. Halk
Ģairlerinden Hasta Kasım ve ġair Abbas‟ı taktir eder.
Ġrabat köyünde Ġsmail ağanın düğününde ġenlik mecliste saz çalıp
türkü söylerken köyün ileri gelenleri ġenlik‟e oğlu Kasım‟la deyiĢmesini
rica ediyorlar. ġenlik bu teklifi önce reddederek:
“O getsin taylarıyla deyiĢsin. Onun bu mecliste yeri yoktur” diyorsa
da ağaların ısrarı ile o zaman 12 yaĢında bulunan AĢık Kasım‟ı ortaya alarak
baba ile oğulu karĢılaĢtırmaya muvaffak oluyorlar.
BĠZDE MUHALEFET
3 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 59
Çok partili demokrasi rejiminin tabii bir neticesi olarak, 14 Mayıs
1950 seçimleri
sonunda 27 senelik iktidarı kaybeden CHP‟si hükümeti büyük bir vekar ile
DP‟ye teslim etmekle siyasi olgunluğun en iyi bir örneğini vermiĢ ve dünya
demokrasi alemine parmak ısırttırmıĢtı.
Serbest ve dürüst bir seçim sonunda gösterilen bu siyasi olgunluk
Türk milleti için hakiki bir iftihar vesilesi idi.
Fakat, DP iktidarının acemi siyaseti, en iyimser düĢünen vatandaĢları
dahi kısa bir zamanda kendisinden soğutmakla, demokrasimiz için
beslediğimiz iyi ümitleri inkisara uğrattı.
Türk camiasının yüzde 40‟ından fazlasını teĢkil eden muhalifler,
sanki bu memleketin evladı değilmiĢ gibi kanunsuz muamelelere tabii
tutuldular. Kendilerine her sahada müĢkülat gösterildi. Muhalefet kanun
himayesi ve siyasi teminattan tecrit edildi. Velhasıl 14 Mayıs 1950‟de hayal
ettiğimiz demokrasi idaresi Demokrat Parti Ģeflerinin takip ettiği siyasetle
masal oldu.
Demokrat Partinin her türlü baskı siyasetine rağmen bugün kuvvetli
bir muhalefet vardır. Hatta DP iktidarına bütün Türk milleti muhaliftir. DP
Ģeflerine sorarsanız muhalefet denen bir Ģey görmediklerinden bahsederler.
Bizde muhalefet var sözlü soruları cevaplandırılmaz.
Bizdeki muhalefetin teklif ve önergeleri Büyük Millet Meclisine
gelmeden DP grubunda reddedilir.
Muhalefet sözcüsü olan gazetelere kanuni hakkı olan resmi ilanlar
verilmez ve muhalefetin susmasına çalıĢılır.
Muhalefet miting ve toplantılarına sopalı, silahlı unsurlar sevk
edilerek söz hürriyetine mani olunur.
Muhalefet genel baĢkanları memleket içinde teminatlı seyahat
edemezler. Ġktidar isterse tertipli müdahalelerle muhalefet genel baĢkanını
Balıkesir‟e sokmayabilir.
Bizdeki muhalefeti bertaraf etmek için hiçbir kanun devletinde
görülmemiĢ usullerle kanun teklifleri yapılır.
Bizde muhalefet her sahada iktidarın kanunsuz müdahalesi
altındadır. Ġktidar isterse muhalefet baĢkanını yurt dıĢı sürebilir ve hatta
Adnan Menderes‟e kalırsa iki satırlık bir kanun ile milletin yüzde 40 reyini
alan muhalefet amme hizmetlerinden uzaklaĢtırılabilir.
Bizdeki muhalefet ne söylerse söylesin iktidara göre yalandır.
AsayiĢin olmadığını kendisi de bilir, fakat muhalefet tarafından ileri
sürüldüğü için memleket için tehlikeli de olsa kıymet verilmez.
Devlet radyosu iktidar partisinin propaganda organı imiĢ gibi
baĢbakan ve bakanların propaganda nutuklarını yayarken, muhalefet partileri
Büyük Millet Meclisinde dahi konuĢmaktan men edilir.
ĠĢte bizdeki muhalefet bu Ģartlar altında çalıĢmaktadır.
ġu durum karĢısında iktidarın bahsettiği demokrasi masal değil de
nedir?
ġĠĠR
Eylediler
Yolcuoğlu
Siz Allah bir nazar kılın, kopratifi neylediler,
Soyup soğana çevirip teni üryan eylediler.
ġeytanlar yeyip ekildi, rahmanlar iĢten çekildi,
Ortağın evi dikildi yahĢi talan eylediler.
Aç gözlerin kıl bir nazar çiftçiler eder ahuzar,
Cümle ettiler tarumar halka divan eylediler.
Yazık satıĢın adına, bir yeten yok imdadına,
Çoklar erdi muradına, billah devran eylediler.
Kestiler kisb-ü kârını , kapattılar pazarını,
Yıktılar yoğu varını, cümle viran eylediler.
Eyleyin bir dem temaĢa bak seçim için savaĢa,
Kaçırlar aĢa bozbaĢa, onlar ziyat eylediler.
Evinde çörek olmayan, dizi yamasız kalmayan,
Cığara pulu tapmayan orda sultan eylediler.
Millet malı hazır çörek, zahmeti yok bizde girek,
Oğruluğu bizde görek, bizi becnam eylediler.
ĠLAN
Traktör ve makine sahiplerine müjde...
Elektirk ve oksijen kaynağı, makine tamiri, iyi iĢ
Bu nimet ayağımıza gelmekle rüyamız gerçekleĢti
(Hacı Kulem fabrikası, Osman ve Nadir Ustalar...)
Bir Günlük Seyahatten Öğrendiklerimiz
6 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 60
AsayiĢsizlikten zuhur etmiĢ günlük olaylara aĢina olmamıza rağmen,
iki gün evvel gayet mübalağalı bir Ģekilde ĢiĢirilerek Iğdır‟a aks ettirilen bir
yaralama vakası dolayısıyla Hıdırlı köyüne gitmemiz icap etmiĢti.
Verilen ilk habere göre bizim belediyeci Bahri ÇavuĢ‟un kardeĢi
Ahura‟dan Hıdırlı‟ya gelmekte iken Karahacılı köylü beĢ kiĢinin tecavüzüne
uğramıĢ ve sol kaĢı üzerinden tehlikeli bir kurĢun yarası aldığından ölüm
ihtimali varitmiĢ...
AkĢam saat 7 sıralarında epey devam eden bir vur tut ve heyecandan
sonra biz on üç kiĢi (uğurlu bir seyahate çıkmadığımız sayımızdan belli)
sayımızın uğursuzluğu ile mütenasip bir Ģoför idaresindeki kamyonla
TaĢburun yolunu tuttuk.
Çamurlu yollardan ve iktidarımız sayesinde kısmen veya tamamen
harap olan köprülerden geçtikçe Hicaz yolunu tutmuĢ hacılar gibi bir
ağızdan “salavat” getiriyoruz. Haddizatında Ģu günlerde BaĢköy yolunda
motorlu vasıta seyahati yapanlar yolcu değil canını diĢine almıĢ birer ahmak
fedai sayılır.
TaĢburun‟a salimen gideceğimizden hepimiz Ģüpheli idik. Nihayet
korktuğumuz baĢımıza geldi. Arabamız çamurdan kaçayım derken çamura
saplandı. ġimdi, on üç fedai arabayı iple çekmeye çalıĢıyoruz. Biraz devam
eden bir gayretten sonra ip kopuyor ve hep beraber sırt üstü takla atıyoruz.
(Ġpimizin kaymakam Albayrakoğlu tarafından kesildiğini zannetmeyiniz)
Hasılı kamyon saplandığı çamurdan çıkarılamadığından seçime giden
kooperatif ortakları gibi gece yarısından sonra çamur ve soğukta TaĢburun
yolunu tutuyoruz.
Bizdeki ilk heyecan geçmiĢ ve sohbet baĢka mecralara dökülmüĢtü.
Ġsa Yiğit‟le Abdullah Armağan Birlik yönetim kurulu mevzuunda
Ģiddetli bir münakaĢaya tutulmuĢ, Mecit Yılmaz‟la Ġsmail AktaĢ bir iki gün
sonra yapılacak TaĢburun kooperatif seçimi neticelerini merak ediyor ve
dertleĢiyorlar. Ben kooperatifin toplantı ilanını 4 defa neĢretmekten mahrum
kaldığım için geldiğime piĢmanım. TaĢburun‟da Nesip Emminin kahvesine
giriyoruz. Bizi gören köylüler seçim propagandasına geldiğimizi zannederek
yatağından fırlayıp etrafımızı sarıyorlar. Birkaç kurna arkadaĢımız alaka
toplamak ve iltifat görmek için iĢi piĢkinliğe vurarak geliĢimizin
sebeplerinden bahsetmiyor. Rakip gruplar gece yarısından sonra faaliyete
geçiyorlar. Nihayet temin ettiğimiz bir traktörle biraz sonra Hıdırlı yolunu
tutunca maksadımız anlaĢılıyor.
ġimdi ayını arkadaĢlar Hıdırlı yolundayız.
Savak sularının doldurduğu yollarda çamurla haĢir neĢir olduktan
sonra Hıdırlı‟ya varıyoruz. Ġlk iĢimiz yaralıyı ziyaret etmek oluyor. Ġlk
haberler hilafına yaranın sopadan mütevellit olduğu ve tehlikeli olmasına
rağmen biraz ümitli olduğu anlaĢılıyor. Geceyi Ġsa Yiğit‟in kaĢanesinde
geçiriyoruz. Sabaha kadar devam eden çay faslı Ġsa Dayının Ģeker hurcunu
yarıya indiriyor. Hasılı sabahın erken saatinde yaralı Iğdır‟a götürülürken
biz dört arkadaĢ Adetli köyümüzde bir gece kalmak üzere avdet eden
gruptan ayrılıyoruz. Daha köye ayak basmadan ikinci bir kavga... Bir köy
ikiye ayrılmıĢ ve bir oğlak için kavga ediyor. Nedense bu köylerin mahluku
kavgaya o kadar meraklıdır ki insanların bir birine girdiğini gören köy
köpekleri de boğuĢmaktan geri kalmıyor.
Hükümet korku ve otoritesinin asla girmediği bu havalide neler
iĢitmiyoruz ki? Hırsızlık kavga gibi hadiseler tabii karĢılanıyor. Hazineyi
maliyeye ait bulunan bu metruk yerlerde odun ve yakacak toplamaya
gelenler birkaç açıkgöze adeta gümrük resmi veriyormuĢ gibi haraç vermeye
mecbur tutuluyor. Daha doğrusu hükümet içinde hükümet gibi bir Ģey.
Hasılı bu bir günlük seyahatten sonra asayiĢ ve hükümet otoritesinin
asla mevcut olmadığını bir kere daha müĢahede ettikten maada yol ve
köprülerimizin feci durumunu de görünce hükümet yerine hicap duyduk ve
üzüldük. Tekzip edecek kabadayı varsa hodri meydan...
IĞDIR‟DA AĞRI CEZA MAHKEMESĠ KURULUYOR
Aldığımız inanılır bir habere göre, Iğdır da bir ağır ceza mahkemesi
kurulması hususu hükümetçe takarrür etmiĢ ve gerekli hazırlıklara
baĢlamıĢtır.
Bu suretle Kars‟a 180 kilometre mesafede bulunan vatandaĢlar
külfetten kurtulmuĢ olacaktır.
PAMUK MUBAYAASI GECĠKECEK
Türkiye borsalarında pamuk fiyatlarının çok düĢük olması sebebiyle
alıcı bulamayan Iğdır pamuk müstahsilinin kötü durumu devam ederken
Birlikçe de mubayaa için henüz bir karara varılamamıĢtır.
Öğrendiğimize göre, Birlikçe pamuklara birinciye 55, ikinciye 45,
üçüncüye 35 kuruĢ avans verilmesi niyeti münakaĢa edilmektedir. Diğer
taraftan mubayaanın da TaĢburun seçimlerinden sonraya bırakılacağı tahmin
edilmektedir.
KAYMAKAM ALBAYRAKOĞLU‟NUN NAKLĠ TAHAKKUK EDĠYOR
Aldığımız habere göre kaymakamımız Hakkı Albayrakoğlu‟nun
Ardahan‟a aldırılacağı hususunda vilayetten yapılan bir iĢar üzerine
Albayrakoğlu keyfiyeti tahkik zımnında Ankara‟daki akrabalarıyla
muhabere etmektedir.
Albayrakoğlu iki gün evvel Kars‟ta yapılmakta bulunan
kaymakamlar toplantısına katılmak üzere vilayet gitmiĢtir.
ĠTĠZAR
7 Aralık 1952 tarihinde icrasını kararlaĢtırdığımız oğlumuz Yusuf
Yiğit‟in niĢan merasimi kendisinin ağır yaralı olarak hastanede yatması
hasebiyle maalesef yapılamayacaktır.
ġifahen veya davetiye ile bu günümüze davet edilen muhterem
hemĢehrilerimden özür dileriz.
Belediye zabıta memuru Bahri Yiğit
GÜZEL IĞDIR
7 Aralık 1952
Hasan Karalar
Yıl: 1 Sayı: 61
Uzun bir ayrılıktan sonra sana kavuĢtuğum için Ģevk içindeyim.
Baharında bir genç kızın mesut çehresinin yaĢadığı Iğdır...
Ağrı Dağının letafetini sinesine sığdıran hududun granit bekçilerini
sinesinde besleyen Iğdır...
ĠĢte, her karıĢ toprağında altun biten Iğdır‟ın bu inci kasabanın hangi
duygularla inkiĢafı frenleniyor. Bilemiyoruz.
Bildiğimiz yegâne nokta Ģudur: Iğdır ve civarı yıllarca düĢman
çizmesi altında inlemiĢ ve onun zulmünden harap olmuĢtur. Fakat istirdattan
sonra da amaç hizmetleriyle mükellef olanlar düĢman istilasının bıraktığı izi
silememiĢ, millet ve hükümet arasında büyük gedikler girmiĢtir.
Ġstirdattan sonra da bu güzel yurt parçası maalesef hükümetten üvey
evlat muamelesi gördüğünden lazım gelen inkiĢafı görememiĢtir. Bir mesul
bakanımızın ağzından Iğdır‟ın Çukurova muadili pamuk imal ettiğini
duyuyoruz. O taktirde bu hakikati bilen hükümet Iğdır‟da bir iplik fabrikası
açılması mevzuunda niçin hassas hareket etmiyor? Iğdır‟ın arka
sokaklarında kulaklarımızı tırmalayan ciyrik uğultuları sahip ve maliklerinin
yüzünde nikbinlik havası estiremiyor. Çünkü iĢlediği pamuk hakiki
değeriyle müĢteri bulamıyor.
Çünkü mahsulünü gönül rahatlığıyla satamayan Iğdırlı ıstırap içinde
kıvranıyor.
Iğdırlı kendi mahsulünü niçin bizzat iĢlemek ve değerlendirmek
imkanlarına malik olmasın?
Bu gün dolaĢtığım arka sokaklarda zahiri bir güzellik var. Kooperatif
sultanlarının yıkılan koltukları bize ümit veriyor. Ortada bir tekamül bahis
mevzuudur.
Iğdır‟ı hükümetçe lazım gelen değer verildiği taktirde kısa zamanda
(Altınova) ismini hakkedebilir. Bu taktirde Iğdır‟ın vilayet oluĢunu
frenleyenlerin umarız ki yüzleri kızarır.
Hürmetkâr cefakeĢ misafirperver Iğdırlının fazilet duygularını o
kadar üstün gördüm ki tarife imkan göremiyorum.
Gönül arzu eder ki hükümet politik mülahazalardan azade kalarak
Iğdır‟ı değerlendirsin.
DÜĞÜN EVĠNDE ASAYĠġ
7 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 61
Dün gece Kasaplar sokağında Hüseyin Akın‟ın evinde yapılmakta
bulunan düğün sırasında polisle yapılan bir münakaĢayı müteakip yüzlerce
silah sesi bir anda etrafı sarmıĢ ve hadiseden haberdar olmayanları
heyecanlandırmıĢtır.
Bir arkadaĢımız vasıtasıyla tahkik ettirdiğimiz hadisenin mahiyeti
Ģöyledir.
Düğün evinde Ġbrahim ve Settar ismindeki iki genç, çalgıcı ile
münakaĢa ederken polisin müdahalesine maruz kalmıĢ ve bu esnada etraftan
meçhul kimseler tarafından yüze yakın mermi atılmıĢtır. Polisçe derhal
araĢtırma yapılmıĢsa da kimse yakalanamamıĢtır.
ġu kısa haberden çıkaracağınız neticeyi bilmiyoruz. Fakat bir düğün
evinde ve bir anda yüze yakın mermi sesinin çıkması ve olayın da kasaba
içinde polisin yanı baĢında cereyan etmesi asayiĢ ve hükümet otoritesinin
hakim olmadığını açıkça izaha kafidir.
MELEKLĠ CADDESĠNDEKĠ HADĠSE
Dün Melekli caddesinde vuku bulan bir kavga neticesinde Gozey
KuĢ ve Aslı Mercan adlarında iki kadın 7 Ģer gün iĢ ve güçlerinden kılacak
derecede dövüĢmüĢlerdir.
Zabıtaca derhal takibata giriĢilmiĢ ve sanık Mecit ile oğlu Tahir
hakkında suçüstü tutanağı tanzim edilerek adliyeye tevdi edilmiĢtir.
Bugün sanıkların yargılanacağı tahmin edilmektedir.
TRAKTÖR SAHĠPLERĠNE MÜJDE
Makinenin kırılan bir parçası için artık aylarca beklemeyeceksiniz.
Oksijen ve elektrik kaynağı torna ve tamir iĢi en mükemmel ve sağlam
iĢçilik... Bu vasıfların hepsini bir arada görmek istiyorsanız..
Osman ve Nadir Usta (Hacı Kulem fabrikası) adresine müracaat
ediniz.
BULMACA
Geçen sayımızda yazdığımız bulmacaların doğru cevabını
Cemalettin GüneĢ vermiĢtir. Altı aylık abonesi kendisine takdim edilmiĢtir.
Bunları tanıyor musunuz?
1. Değirmenden kovuldu
Sebze tüccarı oldu
Ortaklık acısından,
Saçın sakalın yoldu.
2. Keyfini etmez heder
ĠĢler kaydaynan gider
Ġdris‟in parasıyla,
MüĢavir konak eder
3. Bir zaman pul ezerdi,
Ġstanbul‟da gezerdi,
Dokuz defadan sonra,
Birazcık ara verdi.
4. Fena değildir keyfi,
Oldu kopratif Ģefi
Mezhebi belli olmaz,
Hem ġafii hem Hanefi
5. Rey alan yandan bakar,
Ağzının suyu akar,
Geçici baĢkanlığı,
Bizim EĢref‟i yakar.
6. Ġlan verir parasız
NeĢrederiz arasız
Onun mazıtı vardır
BaĢ eğeriz çaresiz
7. Sineması bedava
Pazar günü gider ava,
Cepte muhabir kartı,
OlmuĢ dertlere deva
Cevaplarınızın muntazam bir kağıda yazılarak imzanız tahtında
gönderilmesi rica olunur.
HÜSEYĠN AYDIN‟IN MEKTUBU
Kars caddesinde açıkta barınan kadıncağız ile iki yaĢındaki çocuğu
hakkında hamiyete gelmemiz için çok söyledik. Fakat müessir olamıyoruz.
Bu vatandaĢları niçin barındıramıyoruz? Bir kadının ne kabahati
olabilir. Ġki yaĢında bir çocukla annesini dondurucu soğuk altında niçin
ölüme mahkum ediyoruz?
Sayın hemĢehrilerimizle ilgililerin bu mevzu ile yakından
ilgilenmesini temenni ederiz.
DP Ġlçe Yazmanı Hüseyin Aydın
BĠLGĠÇ TASLAĞI ÖĞRETMEN
8 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 62
Kendisini bilgiç addeden bir öğretmenimiz, çocuklarımıza ders
arasında DĠL gazetesinden bahis açarak bizi kendi anlayıĢına göre tenkit
etmiĢ.
Gazete sütunları ve olgun muhitte fikirleri münakaĢadan aciz kalarak
henüz ortaokul sıralarında bulunan talebeler nezdinde kendisine tefahür payı
arayan bu bilgiç taslağını cevaplandırmak istemezdik. Fakat, yaptığı
boĢboğazlığın bir çok bakımlardan hatalı olduğunu kendisine izah etmemiz
gerekmektedir.
Hocamız henüz fikri olgunluğa varmamıĢ olan çocuklarımıza DĠL
gazetesi mevzuunda menfi telkinlerde bulunmaya çalıĢmakla:
1. Hakikatten ayrılarak hissi mütalaalarla çocuklarımızın reel görüĢ
ve düĢünüĢlerine mani olmaktadır.
2. Çocukların okuma azmini ve fikri inkiĢafın temel amillerinden
sayılan gazeteye karĢı temayüllerini frenlemiĢ olur.
3. Nihayet kendisinin olgun muhitteki aczini ve hocalıktaki
beceriksizliğini ortaya koymuĢ bulunuyor.
Gazetemiz Ģahsiyatla uğraĢmadığından Ģimdiye kadar kendisini
bilgiç addeden bu arkadaĢ için bir mütalaada bulunmamıĢtır. Esasen muhit
için fayda mülahaza ettiğimiz meseleler var iken kendisini bilmeyen bir fikir
yoksulundan bahsetmek abestir.
Yaptığımız neĢriyatı ve temas ettiğimiz davalar Ģahsını veya
mesaisini alakadar etmediği halde hocamızın bu boĢboğazlığı acaba ne gibi
bir maksada istinat eder?
Temas ettiğimiz mevzular kendisini tatmin etmiyor ve okĢamıyorsa
cevap versin. Zira, gazetemiz Ģahsi arzuya göre hareket etmek gayesinde
değildir.
Ġsminin gazeteciğimize geçmesini arzu ediyor ve bunu bir tefahür
vesilesi sayıyorsa layık olmadığından buna da imkan yoktur.
Gayesi bizi harcamak ve fikirlerimizi çürütmek ise olgun ve anlayıĢ
kabiliyeti mevcut bir muhite çıkmak cesaretini göstersin.
Bize göre bunların hiç birisi bilgiç taslağı hocamızı bu boĢboğazlığı
yapmaya sevk etmemiĢtir.
Hocamız gazeteciliğe de vakıf olduğunu çocuklarımıza telkin ve
onunla övünmek için sadece ukalalık etmiĢtir.
“ġecaat bahsedeyim derken merdi kıpti sir katın söyler” kabilinden
galiba bizim hoca efendi bilgisiyle (?) övüneyim derken, baltayı taĢa
vurduğunun farkında değil.
DP‟DEN ĠSTĠFALAR
Aldığımız kati bir habere göre Iğdır çevresindeki Demokrat Parti
teĢkilatında yeni çözüntüler vuku bulmuĢ ve partililer toplu halde istifa
ederek muhalefete geçmektedir.
Henüz aleniyete dökülmemekle beraber birkaç gün evvel 600 kadar
partilinin toplu bir Ģekilde istifalarını havi bir mektubu Kars il idare
kuruluna gönderdikleri tespit edilmiĢtir. Ġstifa edenler, ilçede Demokrat Parti
teĢkilatı bulunduğuna kani olmadıkları için istifanameyi ile göndermek
mecburiyetinde kaldıklarını mektuplarında belirtmiĢlerdir.
BOZULAN TAġBURUN SEÇĠMLERĠ YAPILIYOR
Usulsüz yapıldığından dolayı ticaret bakanlığınca bozularak yeniden
yapılması için iade edilen TaĢburun pamuk tarım satıĢ kooperatifi seçimleri
hararetli bir safhaya girmiĢtir.
Bir birine zıt gruplar Ģimdilik köyleri dolaĢmak, etek öpmek, deste
düzeltmek ve ocağa düĢmekle meĢguldürler. Yarın ki içtimada ekseriyet
hasıl olduğu taktirde seçim yapılacaktır.
MUHTAR SEÇĠMLERĠ ġUBATTA
Muhtar seçimlerinin yurdun her tarafında ġubat ayı içinde yapılacağı
hususunda alınan hükümet kararı ilgililere tebliğ edilmiĢtir. Durumlarını
yoklamak bakımından muhtar seçimlerine siyasi partilerce ehemmiyet
verilmektedir.
BĠRĠNCĠ BULMACAMIZIN MANZUM CEVABI
Bilmeceli Ģiiri,
TapmıĢam diri, diri,
Hepsine iĢte cevap,
ġimdi gelmiĢken yeri.
Mebus Latif Aküzüm,
Doğrudur benim sözüm,
Diyor Demokrat oldum,
Kalmadı Kars‟ta yüzüm.
Ne keramet ne sırdır,
Bu iĢte hisse vardır,
Çifte iĢten dert yanan,
Ġdris beyin payıdır.
Traktörler kıralı,
Faizinden yaralı,
Ġmdi piĢman oluptu,
Terzi Özgür buralı.
Çift kızı büyüsün,
Büyüsünde yürüsün,
Savcı beyin kızları,
Saçlarını sürüsün.
Havar eyledi Memmet,
PiĢtov bağladı Memmet,
AsayiĢ berkemal mi?
Deyip ağladı Memmet.
Sinekleri mat etti,
DövüĢerek alt etti,
Agah Ülkü tayinen,
Zonguladak‟a mı gitti?
Ġhalesi on bir bin
Ambar geniĢ sen de sin
BaĢkanlıkta gözü var
Tatlı dilli EĢref‟in.
Merhameti yok desen,
Durup durup ip kesen,
Kaymakam Albayrak‟tır,
Her gün bir yandan esen
Sağı solu taĢladı,
Demokrat alıĢladı,
Nurettin Kirman dünen
Bakkallığa baĢladı.
Tutmadı fırıldağı,
Dombaldamadı bığı,
Aziz‟in Ģansı yokmuĢ,
Kırıldı dizin bağı.
Doktorcuğa deme cin,
Hekimdir hinoğlu hin,
Dertlere derman oldu,
Ġsmi oldu gripin.
TAġBURUN PTSK Seçimleri Yeniden Yapıldı
9 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 63
Yapılan seçimler sonunda ufak bir farkla Ali Karasu grubu kazandı.
Iğdır çapında ehemmiyet kesbeden TaĢburun Pamuk Tarım SatıĢ
Kooperatifi genel kurulu dün ikinci toplantısını yaparak üye mevcudunun
toplantıyı yapmaya müsait olduğunu tespit ettikten sonra evvelce Ticaret
Bakanlığınca bozulan seçimleri yenilenmiĢtir.
Bizzat mahallinde müĢahede ettiğimiz genel kurul içtimai ve
seçimlerin
seyri hakkında edindiğimiz intiba ve tespit ettiğimiz
noksanlıkları Ģu Ģekilde hülasa edebiliriz.
Toplantı mahalline giderken ilk nazar da bir çok noksan ve usulsüz
vaziyetler gözden kaçmıyor ve mevzuata hakim bir insanın kolayca dikkatini
çekiyordu.
Evvela, cemiyetler kanununa göre yapılan ilanda toplantı mahalli
olarak Tarım Kredi Kooperatifi önündeki meydan seçildiği halde ortakların
jandarma karakolu bahçesinde toplanması usulsüzlüğün baĢlangıcı
addedilebilir. Toplantıya iĢtirak eden ortak sayısının 933 olduğu tespit
edildikten sonra kongre divanı seçimi yapıldı. Gürültü ve keĢmekeĢ içinde
kongre baĢkanlığını Birlik yönetim kurulu üyesi ve bir evvelki seçimde
TaĢburun yönetim kurulu baĢkanı seçilen Ali Karasu getirilmekle ikinci
usulsüzlük yapılmıĢtı. Kongre divanı teĢekkül ettikten sonra derhal
seçimlere baĢlandı.
Milletvekili ve benzeri seçimlerden çok hararetli görünen bu seçimin
ortaklar tarafından bir gaye olarak benimsenmediği ve muayyen Ģahıs veya
grupların tahrik ve isteğine göre hareket edildiği açıkça anlaĢılıyordu.
Bilhassa seçimden bir gece evvel bazı Ģahısların TaĢburun bucağı köylerine
giderek ev ev dolaĢıp etek öpmeleri ve seçimle ilgileri bulunmadığı halde
ortakları bir iki kiĢinin arzusuna göre harekete mecbur etmeleri tahrikçilerin
Ģahsi menfaati hedef edinerek sinsi çalıĢtıklarını vazıh bir Ģekilde ispat
ediyordu.
Seçim esnasında, hastaları sırtla sandık baĢına taĢıma , sahte
vekâletnameler tanzim etmek, henüz taraf tutmayan ortakları elden ele
kaçırmaktan maada kanuni ve meĢru bir neticeye varmaya mani olan
durumlarda kolayca müĢahede edilmiĢtir. Bu meyanda senelerce evvel
ölmüĢ bulunan bazı ortaklar adına sandığa oy pusulası atılmıĢ ve yerlerine
imza veya parmak basılmıĢtır.
Seçimde gayet dürüst ve bitaraf hareket etmeye çalıĢan Ticaret
Bakanlığı komiseri sayın Hakkı Albayrakoğlu indî bir mütalaa ile
Karakoyun köyü ortaklarına ait vekaletnameleri reddetmekle büyük bir hata
iĢlemiĢ ve seçimin neticesi üzerinde tamamen müessir olan bir vaziyetin
husulüne sebep olmuĢtur. Bilindiği gibi kooperatif ana mukavelenamesine
göre seçimlerde bir ortak vekaletname ile temsil edilebilir. Tanzim edilecek
vekaletnamelerin muhtarın tasdikinden geçmesi Ģarttır. Karakoyun
köyünden 41 ortağın hamil bulunduğu vekaletname bazı Karakoyun köylü
ortakların vekaletnameleri muhtar tarafından tasdik edilmediği mütalaasıyla
reddedilmiĢ ve sözde her iki tarafa da aynı Ģeklin tatbiki cihetine gidilmiĢtir
ki bu vaziyet tamamen hatalı ve hatta kanunsuzdur. Zira, muhtar,
vekaletnameleri huzurda tasdik etmeye mecbur olduğuna göre
Karakoyun‟da kalan bir ortağın Ģuna veya buna vekalet verip vermediğini
bilemeyeceğinden tasdike imkan yoktur. Diğer taraftan kanuni Ģekilde
tanzim edilmiĢ 41 vekaletnamenin reddi, 41 ortağın sebepsiz yere hakkından
ıskatı demektir. Esasen seçimin 34 oy farkıyla bir taraf aleyhine kaybedildiği
nazara alınırsa, kanunen kullanılması Ģart olan bu 41 oy seçim neticesini bu
tarafın lehine değiĢtirebilirdi. Bu sebeple dün yapılan TaĢburun seçimine
meĢru bir gözle bakılmaz.
Ġkinci ve mühim bir nokta daha var. Yazımın baĢında tasrih ettiğimiz
gibi seçime 833 ortağın iĢtirak ettiği tespit edilmiĢtir. Bu sayıya sonradan
kabul edilmeyen Karakoyun köylülerine ait 41 vekaletname ile muhtar
tarafından tasdik edilmeyen 39 vekaletnamede dahil olduğuna göre seçime
fiilen veya vekaleten 753 ortak iĢtirak etmiĢ demektir. Halbuki seçim
sandığından 857 oy pusulası çıkmıĢ bulunması nazaran fazla zuhur eden
104 oy için bir sebep zikredilmemiĢtir.
Hasılı çok hareketli ve alakalı geçen TaĢburun Pamuk Tarım SatıĢ
Kooperatifi seçimi sayın kaymakamımızla, Birlik genel müdürünün bütün
dikkatine rağmen istediğimiz Ģekilde cereyan etmemiĢ ve meĢru bir
neticenin elde edilmesi kanaatimize göre temin edilememiĢtir.
ġurasını da bitaraf bir mülahaza ile belirtmek isterim ki sayın Birlik
genel müdürümüz taraf iltizam etmemekle ortaklar nezdinde gayet iyi bir
intiba bırakmaya muvaffak olmuĢtur.
Bizzat seçim mahallinde müĢahede ettiğimiz bu hususların genel
kurul zaptına geçip geçmediğini bilmiyoruz.
Bütün bu mücadele ve çalıĢmalar neticesinde bir veya birkaç kiĢinin
takip ettiği gaye tahakkuk edecek ve birkaç memleket sever kimse(?) ayda 7
lira ile 6000 ortağa hizmet edecektir.
Neticenin kooperatif ve ortaklarımız için hayırlı olmasını temenni
ederiz.
ORGENERAL MENGUÇ IĞDIR‟DA
Bölgesinde teftiĢlere çıkan 3.Ordu müfettiĢi sayın Fevzi Mengüç dün
akĢam Iğdır‟a teĢrif etmiĢ ve geceyi Askeri Mahfilde geçirdikten sonra bu
gün Tuzluca‟ya doğru Iğdır‟dan ayrılmıĢtır.
YASAK BÖLGE HALKINA MUVANET
10 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 64
Ağrı Ġsyanını müteakip yasak bölgeye ayrılan köyler halkının
kaldırıldığı halde bu güne kadar 2510 sayılı iskan kanununa göre
yerleĢtirilemeyerek kanuni haklarından istifade ettirilmedikleri hepimizce
malumdur.
5098 sayılı kanunla tekrar yasaklığı kaldırılan bu mıntıkaya eski
sakinlerinin yerleĢtirilmesi ve iskan haklarından istifade ettirilmelerini temin
maksadıyla çıkarılan 5826 sayılı kanunun tatbiki için gerekli hazırlıklar
ikmal edilmektedir.
Bu kanun hükümlerine ve hükümetçe alınan kararlara göre icap eden
muavenetler karĢılığı olarak mali durumu müsait olmayan beher aliye 800
lirayı geçmemek üzere yapılması tensip edilen nakdi yardımı karĢılamak
üzere gerekli tahsisatta gelmiĢ bulunmaktadır.
Gerekli makamlara takdim edilen beyannameleri muvafık
görülenlerin iskan edilmeleri için vilayette teĢekkül eden komisyon kararını
verdikten sonra müracaatçının mali durumda tahkik edilecek ve müstahak
görüldüğü taktirde ilk nakdi yardımı yapılacaktı.
Geçenlerde tespit ettiğimize göre müracaat edenlerden 200 ailenin
lüzumlu bütün formaliteleri tamamlanarak muavenet olarak verilecek
paranın tediyesine emir beklenmekte iken bazı mütalaalarla tehir edilmiĢ ve
bir an evvel ifası zaruri olan hususlar geciktirilmektedir.
1931 yılından beri iskansız kalan bu aileler bugün için barınacak en
iptidai bir evden ve çatıdan mahrum olduklarına göre, hiç değilse kendilerini
imkan sağlayacak olan bu nakdi muavenetin Ģu sırada yapılması kanaatimize
göre en doğru yol olacaktır. Arazilerin tespit ve kadastro iĢi ise bilahare
yapılarak tevziye tabi tutulması mümkün olan bir keyfiyettir.
IĞDIR‟IN ĠSKAN VE TOPRAK DURUMU TETKĠK EDĠLĠYOR
Iğdır‟ın toprak ve iskan durumunu mahallinde tetkik ve bir neticeye
varabilmek üzere bir müddetten beri Kars‟ta bulunan bir iskan müfettiĢi ile
Kars‟taki toprak tevzi komisyonu müdürü dün akĢam Iğdır‟a gelmiĢlerdir.
Öğrendiğimize göre iki kiĢilik heyet gerekli incelemeler sonunda
Iğdır‟ın toprak davasını en iyi halledecek çareleri tespit ederek bir raporla
ilgili makamı sunacaklardır.
YALMAN’A ATILAN KURġUN
10 Aralık 1952
Hasan Karalar
Yıl: 1 Sayı: 64
Muhterem üstada tam bir sene evvel Zafer gazetesinin birinci
sayfasında dercedilen bir açık mektup neĢretmiĢtim.
Bu mektubu yazmadan çok düĢünmüĢtüm. Sayın Yalman, “O
vatandaĢın fikri de öyle..” diyerek naçiz Ģahsıma karĢı herhangi bir Ģekilde
ığbırar beslemediğini ima ediyordu.
Evet, dünya çapındaki bu muhterem muharrir büyüklük ve faziletiyle
iyi meziyetlerini ortaya koyuyordu. Eğriye eğir doğruya doğru prensibini
kendisine Ģiar edinen üstad genç nesillere örnek olabilecek vasıfları haizdir.
Türk kaleminin kudretini Batı dünyasına tanıtarak irĢat ve tenvirden
geri kalmayan bu mümtaz Ģahsa Malatya‟da niçin kurĢun atıldı?
Bu yobazlar ifadelerinde diyorlar ki Ahmet Emin Yalman, Türk
kadını müstehcen bir vaziyette teĢhir etmiĢtir. Masonluk güdüyor ve
Masonluğun yurtta yayılmasını sağlıyor.
Hayır, yobazlar! Hayır! O Atatürk inkılapları çerçevesinde Türk
kadınının medeni haklarına hürmet ediyor. Fesli, çarĢaflı, peçeli ve Ģalvarlı
olmadığımızı Garp alemine anlatmak istiyor. Yalman, Türkiye‟nin muasır
zihniyeti bütün milletlerden daha iyi benimsediğini bazı gafillere anlatmak
için hareket etmiĢtir. Yalman, kötü niyetleri ve dumanlı gözlükleri ile
Türkiye‟yi mütalaa etmek isteyenleri hüsrana uğratmıĢtır.
Yobazlar! Birkaç kiĢinin muasır cemiyetimizi geriye götürme
teĢebbüsü ve güttüğünüz kara zihniyet asla muvaffak olamayacaktır. Siz,
kara fikirli ve zehirli yılanlar! Türk adaleti huzurunda bakalım nasıl hesap
vereceksiniz.
Sizler, mürĢidiniz olan Necip Fazıl Kısakürek‟in Beyoğlu
kumarhanelerindeki süfli hayatını görmeden ve Büyük Doğu denilen
paçavradaki hezeyanların mana ve maksadını anlamadan Yalman‟a kurĢun
sıktınız.
Bu memlekette fikir hürriyeti ve bitaraf Türk basını hiçbir zaman
kurĢunla gayesinden bertaraf edilemeyecektir.
Sen ey Türk toprağında Türk milliyetine bürünerek milli Ģuurumuzu
zedelemek isteyen muzır mikrop ve gafil zihniyet!
Dünkü muhatabım olan Yalman bizim için milli bir varlıktır. Onun
kalemi daima yazacak ve kervanı yürüyecektir.
ĠLAN
Yıldız Birdoğan ile Yavuz Nazaroğlu niĢanlandılar 7.12.1952
DĠKKAT DĠKKAT
Pamuk sahipleri endiĢe etmesin!
Öğütmek istediğiniz pamuklarınız için Hacı Nağdali fabrikası
emrinizdedir.
Büyük ve Rolejin çırçırlar.
Her yıl 15 kuruĢa çırçırlanan pamuklarınızı 9 kuruĢtan iĢleyecektir.
IĞDIR HALK DEYĠġLERĠNDEN ÖRNEKLER 11 Aralık 1952
Hamza Mızrak
Yıl: 1 Sayı: 65
Bu dağlarda ceylan gezer,
Tırnakları aybalam taĢlar ezer,
Ben a yâre neynemiĢem,
O yâr mennen ay balam ayrı gezer.
Bu deyiĢle Ģairimiz tırnakları ezilir diye ceylanın dağlarda gezmesini
hayıflanıyor. Ya, ikinci beyitteki siteme ne dersiniz? Aman avcıda hislerle
sevgiler nezahetle yoğrulmuĢ gibidir.
“Keklik keklik gel poğhoyla meni” mısraındaki zareafet, Lâle
Devri‟nin Nedimi‟ne has bir deyiĢten elbette daha içlidir. Hatta daha
manalıdır.
Bizim bedduamız da dahi bir hususiyet bir Ģiiriyet var.
Evleri köndelen yar,
Bize gül gönderen yar,
Gülün yarpıza dünsün,
Bize yüz dönderen yar
Türkülerimizdeki tasvir kuvveti, kalbi dile getirmeniz kadar
kuvvetlidir.Bakın delikanlısını seslendiren genç ve içli kız ne diyor!
Ay kara papak, meğmer çuha çit arkalık ay oğlan,
Hammıdan görçek hammıdan ala hammıdan keĢenk ay oğlan
Ya Ģu fevkalade nezih tehdide ne dersiniz?
Sigaram yanan yana,
Od düĢtü Ģirin cana,
Nicesen koyam gidem balam,
Kalasan yana yana.
Iğdır ve çevresi halk deyiĢlerinde ince hisler, mertlik ve Ģiiriyet
sarmaĢ dolaĢtır.
BĠRLĠĞĠN Yeni Seçimlere Gitmesi Elzemdir
11 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 65
Iğdır, TaĢburun, BaĢköy ve Tuzluca Pamuk Tarım SatıĢ
Kooperatiflerinden müteĢekkil Birlik seçimlerinin yapılarak yeni
kampanyaya girilmesi için Ticaret Bakanlığınca bozulan TaĢburun
Kooperatif seçimine intizar edildiği herkes tarafından bilinen bir hakikattir.
Bu mecburiyeti hisseden Birlik, üç gün evvel TaĢburun kooperatifi
seçimlerini yapmıĢ ve Birlik genel kurulunu teĢkil edecek delegeleri de
yapılan seçim neticesinde tespit etmiĢ bulunmaktadır. ġu durum karĢısında
Birliğin birer üyesi olan kooperatifler 1952-53 yılı faaliyete bilançosunun
çıkmasını ve kâr, zararın tespitine kadar iĢ baĢında kalabilecek yetkili ve
meĢru birer idare heyetine malik oldukları halde Birliğin durumu henüz
kendi mevzuatlarına intibak ettirilmemiĢ bulunmaktadır.
Dünden beri Birlik tarafından ortaklara ait pamuk mahsulünün
mubayaa ettiğini müĢahede etmekteyiz. Tabiidir ki mubayaa verilecek avans
baremi ve Ziraat Bankası ile yapılan kredi anlaĢmaları ile gerekli paranın
sarfı için lazım gelen kararlar bugün iĢ baĢında bulunan Birlik yönetim
kurulu tarafından ittihaz edilmektedir. Bu yönetim kurulu yeni kampanyaya
bizzat açmıĢ bulunduğuna göre bu iĢin bütün mesuliyetlerinde üzerine almıĢ
addedilir. Halbuki bir evvelki Birlik seçimleri Ticaret Bakanlığınca kısmen
tasvip edilmeyerek yönetim kuruluna bazı geçici tayinler yapılmıĢ ve
yeniden yapılacak seçimlere kadar bu Ģekilde idare edilmesi emredilmiĢti.
Eski yönetim kurulu iĢe baĢladığı taktirde gelecek kampanyaya kadar vazife
yapması iktiza edecektir. Ortak reyiyle iĢ baĢına getirilmeyen kimselerin bu
mesuliyet altına girmesi mümkün olamayacağı gibi genel kurula karĢı da
sorumlu olamayacaklarından netice baĢta Ziraat Bankası olmak üzere Birlik
ve Birlik ortakları için hiçte iyi olmayacaktır.
Esasen, kanuni mükellefiyet karĢısında Birliğin derhal yeni
seçimlere giderek meĢru bir yönetim kurulunu iĢ baĢına getirmesi elzemdir.
Böyle olmadığı taktirde 1954 yılına kadar yeni bir seçime gidileceğinden
bahsetmek masaldır. Kooperatifçilik mevzuunda bilgi ve kabiliyetine
inandığımız sayın banka müdürünün bu iĢle yakından ilgileneceğinden
Ģüphe etmiyoruz.
HALK PARTĠSĠNE HAKARET ETMĠġ!
Melekli köyünde Sefer Koban‟dan aldığımız bir mektupta
belirtildiğine göre eski sağlık memurlarından Bahtiyar Sonyol adında birisi
köyde Talat Tufan‟a ait dükkanda sohbet ederken , “Halk Partisi
namussuzlardan müteĢekkildir” Ģeklinde beyanı fikir ederek bu parti
Ģahsiyeti maneviyesi ve partilere ağır hakarette bulunmuĢtur.
Mektupta, “Bahtiyarın bu hareketine mana verilmediği ve bu
hareketin bütün köy halkı tarafından nefretle karĢılanmıĢtı” denilmektedir.
SOKAK ORTASINDA KALAN AĠLE ĠÇĠN ġEFĠ ÖCAL‟DAN DA
MEKTUP ALDIK
Kars Caddesinde açıkta barınan bir kadın ile iki yaĢındaki çocuğu
için yaptığımız neĢriyatın ilgililerce nazara alınmamsı üzerine bir çok
hemĢehrilerimiz bizzat idarehanemize gelerek teessüflerini belirtmektedirler.
Bu arada sayın ġefi Öcal‟dan da bir mektup almıĢ bulunuyoruz. Mektupta
Ģöyle denmektedir:
“Kars caddesinde Abdürrezak GüneĢ‟e ait fabrika karĢısındaki taĢlar
arasında Sute adındaki kadıncağız ile çocuğunun feci durumunu gördükçe
insan olan herkesin vicdan azabı duyması lazım gelir. Bizler sıcak evimizde
çift yorgan altında üĢürken bu iki canın Ģu soğuklar karĢısında ve dıĢarıda
nasıl barındığını düĢünmek istemiyoruz. Ġlgililerden bazısının bu kadın için
gayri ahlaki vaziyeti olduğuna dair beyan ve isnatta bulunduğunu teessüfle
öğrendim. Bunu hiç kimse kabul etmez. Esasen bu gibilerine insani
muavenet yapmamakla bizler kötü yola teĢvik ediyoruz.
DĠL gazetesinin yaptığı neĢriyata kulaklarını tıkayan alakalılar
vicdanlarının sesini duymuyorlar mı? Ben yalnız soğuklar altında kalan bu
iki cana değil insani hislerimizin yokluğuna da acıyorum. En fena bir insanı
dahi bu Ģekilde ölmeye mahkum etmek hakkını kendimizde bulamayız”
Muhterem ġefi Öcal‟dan aldığımız Ģu mektubu sütunlarımıza
almakla ilgililerin dikkatini bir defa daha çekmiĢ bulunuyoruz. Fakat, ne
çare ki dinleyen ve anlayan yok.
TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ TAKĠBATA UĞRADI
.
Malatya‟da Vatan gazetesi sahip ve baĢyazarı Ahmet Emin
Yalman‟a yapılan silahlı tecavüzün irticai bazı teĢekküller tarafından
tertiplendiğini evvelce bildirmiĢtik.
Yakalanan faillerin Büyük Doğu ve Ġslam Demokrat partisine
mensup olmaları tahkikatın diğer vilayetlerimize de teĢmiline sebep
olmuĢtur.
Faillerde birkaç tanesinin aynı zamanda Türk Milliyetçiler derneğine
mensup olması ve Derneğin Bursa Ģubesindeki faaliyetlerin bu suikast
hadisesiyle ilgili olduğunun tespit edilmesi üzerine Türkiye‟deki 80 Ģubesi
hakkında tahkikat açılmasına lüzum görülmüĢ ve derneğin faaliyetleri
gözden geçirilmektedir.
Bu arada Malatya savcılığının gösterdiği lüzum üzerine 80 Ģubeden
birisi olan T. M. Derneği Iğdır Ģubesi de takibata uğramıĢtır.
Derneği baĢkan ve baĢkan vekilinin ifadesine müracaat edilerek
Malatya hadiseleriyle ilgili faaliyetlerinin bulunup bulunmadığı
incelenmektedir.
Milliyetçiler derneğinin irticai bir gaye güttüğü tespit edildiği
taktirde faaliyetten men edileceği tahmin edilmektedir.
ġimdilik dernek ile Büyük Doğu ve Ġslam Demokrat gibi teĢekküller
arasında bir irtibat olup olmadığı da tahkik mevzuu arasındadır.
ġĠĠR KÖġESĠ
“Ondan Hatıralar”
Kadir Çankaya
Kapında bekletme bir buse için,
Tanrı rızasına sevindir beni,
Bir alem yaratıp güzelliğinden,
Ya beze ruhumu ya öldür beni.
Nedir ey sultanım nedir günahım,
Sevmek değil midir hakkı herkesin?
Niçin boynum bükük, izinde anlım,
Kara topraklarda diniyor sesim.
Ömür zencirini takıp ardına,
Yiğit gençliğimi zehrettin bana,
Bir demet bağlayıp at mezarıma,
O gülmemelerin dilencisiyim
ĠLAN
Mevsimlik kumaĢlar iyi kalite ucuz fiyat en güzel desenleriyle
Cihangir Turan Manifatura mağazasında.
Türk Milliyetçiler Derneği Tavzih Ediyor
12 Aralık 1952
Celâl Açıkgöz ve Hamza Mızrak
Yıl: 1 Sayı: 66
Muhterem gazetenizin 65nci sayısındaki , “Türk Milliyetçiler
Derneği takibata uğradı” baĢlıklı yazınızı okuduk:
1. ġu ana kadar Iğdır Ģubemiz Malatya hadisesiyle ilgili hiçbir
takibata uğramıĢ değildir. Ve bu hadise ile alakalı olarak hiçbir
makam, ifadelerimize müracaat etmemiĢtir.
2. Türk Milliyetçiler Derneği, Türk kültürünü yurdumuzun
yükselmesini hedef bilen Türk Milliyetçiliğini yaymak ve
inkılaplarımızı yıkıcı rüzgârlara karĢı korumak amacı ile
kurulmuĢtur. Tüzüğünüz sarihtir. Tüzük esasları için de
çalıĢmaktayız.
3. Aramızda gayelerimize aykırı hareket edenler bulunursa derhal
derneğimizden ihraç edileceğini hemĢehrilerimizin bilmesi
lazımdır.
Verdiği haberlerin ciddiyeti ile tanıdığımız gazetenizde neĢredilen ve
tamamen hilafı hakikat olan bu haberi nasıl olup ta bizzat bizden sormaya
lüzum görmediğinize üzüldük.
Gazetenizin memlekete faydalı olması en samimi dileğimdir.
Türk Milliyetçiler Derneği Celal Açıkgöz ve Hamza Mızrak
DĠL Gazetesi: Dün neĢrettiğimiz haberin milli mevzularda samimiyetine
inandığımız Türk Milliyetçiler Derneğini alakadar etmesi bizi de üzmüĢtür.
Temennimiz Derneğin her türlü isnat ve iddialara yüz akıyla cevap
vermesidir.
TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠNDEN BĠR ĠSTĠFA
AĢağıdaki mektubumun gazetenizin vasıtasıyla umumi efkara
duyurulmasını saygılarımla rica ederim.
Kısa bir zamandan beri kayıtlı bulunduğum Türk Milliyetçiler
Derneğinden 7.2.1952 ve 13.11.1952 tarihli iki dilekçe ile istifa ettiğim
halde bu talebimin kabul edildiğine dair bugüne kadar tarafıma bir tebligatta
bulunulmamıĢtır.
Faaliyetlerinin ana gayeleri ve tüzüğü ile muvazi Ģekilde devam
etmediğini gördüğüm Dernekten istifa ettiğim hususunun sayın gazeteniz
vasıtasıyla da teyidini istirham ederim.
Mustafa Özdemir
CHP ĠLÇE ĠDARE KURULU ÜYESĠ MEHMET ALĠ KUTLAY‟IN
MEKTUBU
Bay Bahtiyar,
DĠL gazetesinin 11 Aralık 1952 gün ve 65 sayılı nüshasında partimiz
ve parti mensuplarının namussuz olduğunu beyan ettiğinizi okudum.
Eğer böyle bir iddianız varsa kötü akça sahibinindir. Bu sebeple
partimize yakıĢtırmadığımız bu sözleri aynen size iade eder bu gibi iĢlerde
daha Ģuurlu hareket etmeniz lüzumunu ihtar ederim. Mehmet Ali Kutlay
TEġEKKÜR
Annemi müptela olduğu hastalıktan kurtaran sağlık merkezi
baĢtabibi operatör Kamil Akpınar ve tedavisi esnasında gerekli yardımı
esirgemeyen Dr. Ahmet Atacık‟a aleni teĢekkürlerimin gazeteniz vasıtasıyla
iletilmesini dilerim.
Iğdır Özel Ġdare Tahsildarı Abdullah Kesemen
ĠLAN
Aras Sinemasında “Bağda Perisi” filmi oynamaktadır. Görmek için
acele ediniz.
Sivaslıoğlu gömlek markası Cemalettin GüneĢ‟tedir.
Güzel dizel yağları Feyzullah Ġnan‟dadır.
DĠKKAT DĠKKAT
Piyasanın en güzide ve iĢlek yerinde bulunan gazinomun
malzemesini satmak ve binayı da icara vermek istiyorum.
Taliplilerin vakit geçirmeden müracaatları
Gazinocu Fazıl Baykal
BĠZDEKĠ ĠRTĠCAIN MESULLERĠ
12 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 66
Yekdiğerinin ak dediğine kara demeyi itiyat edinen bizdeki iktidarla
muhalefetin nihayet Malatya‟da Ahmet Emin‟e sıkılan kurĢunlardan sonra
ilk defa olarak bir noktada hemfikir kaldıklarını müĢahede ediyoruz. Ġki
buçuk senelik bir düellodan sonra nihayet Demokrat Parti muhalif partilerin
“Türkiye‟de irtica ve taassup vardır” fikrini kabul etmek mecburiyetinde
kaldı. Ġktidar partisi bizde kara kuvvetin faaliyette olduğunu çok iyi
biliyordu. Fakat muhalefetin ağzıyla ortaya atılan bu iddianın aksine hareket
etmek yolunu tuttu.
Top sakallı Ticaniler ve Pilavoğlu müritleri Atatürk inkılaplarına
muhalif olduklarını O‟nun heykellerini kırmak suretiyle izhar ettiler.
Demokrat Parti bu hadiseyi politik bir mevzu yaparak , “Muhalefetin tertibi”
diye vasıflandırmaya çalıĢtı.
Kara fikirlerini yaymak ve inkılap sevmeyenler aĢılamak için
muhtelif isimlerle yayın yapıldı. Demokrat Parti millet parasıyla resmi ilan
vererek onları besledi ve geliĢtirdi. Psikopat olduğunu bizzat ileri süren
Necip Fazıl gibi zır delilere iktidar partisinin Ģefleri tarafından nakdi yardım
yapılarak Büyük Doğu ismiyle irtica sözcülüğü yapan paçavralar intiĢar
ettirildi.
Muhalefet ve basın memleket namı hesabına kuĢkulandı ve haklı
olarak irticaın iktidar tarafından fiilen teĢvik edildiğini ilan etti. Demokrat
Partinin genel baĢkanı ve baĢbakanı çıkıp Kayseri‟de söylediği bir nutukla
bu iddiaları çürütmeye ve Türkiye‟de irticaının olamayacağını, bu isnadı
yapanların cemiyetimize hakaret ettiğini söyledi.
Hasılı, iktidar iki buçuk senelik devri hükümetinde bu kara kuvvetin
mevcudiyetine inanmak istemedi.
Fakat Kayseri‟deki konuĢmasından bir gün sonra Malatya‟da
Menderes‟in kulağı dibinde Yalman‟a sıkılan kurĢunlar bugün Menderes‟e,
“Bizde kan dökmek istidadın gösteren ir irtica ve taassup vardır” sözünü
Büyük Millet Meclisi kürsüsünden dedirtiyor. Menderes, Malatya
hadisesinden soran mecburen muhalefetin 2.5 senelik iddiasını teyit etmek
mecburiyetini his etmiĢtir.
Bir zaman irticaının mevcudiyetinden bahsedenleri dinsizlikle
itham eden iktidar, Atatürk inkılaplarıyla yok edilen kara zihniyeti
okĢamakla sayın Ġnönü‟ün belirttiği gibi kuvvet kazanacağını zannetmiĢtir.
Bize göre irtica yapanlardan ziyade irticayı besleyip milli bir tehlike haline
sokanları cezalandırmalıyız.
BĠR CEVAP
Hamza Mızrak
17 Aralık 1952
Yıl: 1 Sayı: 68
DĠL GAZETESĠ SAYIN MÜDÜRLÜĞÜNE
66 sayınızda Mustafa Özdemir imzalı yazıyı teessürle okudum.
AĢağıdaki yazımın cevap olarak neĢri ricasıyla saygılar sunarım.
Mustafa Özdemir‟e karĢı çok iyi hislere sahip olduğumu söylemeyi
vicdanı bir borç bilirim. Kendisin iyi bir insan ve vatandaĢ olarak tanırım.
Ancak, gazetede neĢredilen istifanamesine layık olduğu cevabı vermek,
benim için bir zarurettir.
Bay Özdemir‟in istifası için gösterdiği sebepler gülünç birer iftiradan
ibarettir. Bir cemiyete girmek veya ayrılmak herkesin tabii bir hakkıdır.
Fakat hiçbir kimse Ģerefleri kirletmeye salahiyetli değildir.
Eğer tüzüğe aykırı hareket mevzuu bahis ise bizi ikaz etmesi
lazımdı. Ġkazı bir netice vermediği taktirde namuslu bir vatandaĢ olarak
bildiklerini bir ihbar Ģekline koyarak ve altını imza etmek cesaretini
göstererek ilgili makamlara bildirmeliydi. Bu suretle, iddialarının
mesuliyetini kabul eden Ģerefli bir insan olarak karĢımıza çıkmalı idi.
Sureti istifasına gelince 7.8.1952 günü verdiğini bildirdiği dilekçesi
hakkında Derneğin mesul bir Ģahsı olarak bildiğim Ģundan ibarettir.
Özdemir mezkur tarihte istifasını Celal Açıkgöz‟e vermek istemiĢ o
da istifayı kabul etmek istemediğini cevaben bildirmiĢ. O kadar.
Evlerimizin arandığı gün olan 14.11.1952 tarihinde Mustafa
Özdemir yeniden istifa ettiğini bildiren bir dilekçe vermiĢtir. O gün bir
itham altındaydık. Onun istifası bizim için bir ibret dersi olmuĢtur.
Türk Milliyetçiler Derneği hakkında takibata geçildiği haberinin
DĠL‟de neĢri üzerine gazeteye “Dernekten istifa etmiĢim” Ģeklinde yazı
yazması çok manidardır.
Dikkat edilirse bay Özdemir derneğimiz üzerinden yıkıcı rüzgarların
estiği zamanlarda “Ayhavar ben onlardan değilim!” diye feryadı basmıĢtır.
Biz ne yaptığını bilen Ģuurlu insanlarız. Medeni cesaretimiz tamdır.
Hak ve Allah2ın bize yardımcı olacağına inancımız vardır.
ÖĞRENCĠ ġĠĠRLERĠ
Ey Komünist!
Hamit KuĢ
Ben yatağımdan coĢmuĢ Tuna, Miller gibiyim,
Moskovu kütle edip önümde sürüklerim,
Dağların taĢlarınla yurdunu kül ederim,
Çanakkale aslanı bu yurdun neferiyim.
Ey komünist! Gözün açtır, kendin bir kahpesin,
Kızdırma bu aslanı tarihten silinirsin,
Parlayan süngülerin önünde aman dersin,
Çünkü soysuz sopsuz uyuz kedi gibisin.
Bir elimde gösteriyor Kore dağlarını,
Bize tarihte denir Mustafa Kemal evladı,
Türklüğü bilmeyenler Türklüğü iyi tanı,
Hür doğmuĢuz hür kalacak Türk vatanı.
Bayrağın yükselir mertebeden mertebeye,
Ordumuzdur koĢuĢan ta zaferden zafere,
O gün binlerce Yunan dökmüĢtük Akdeniz‟e,
Gür sesle haykırırım ne mutlu Türklüğüme.
Sancakta, bayrakta Ģahlanıyorken al kanım,
Nice zincirler kırdı benim çelik kollarım,
Bir gelincik tarlasıdır bugünkü vatanım,
Uğruna feda olsun benim bu Ģiirim canım.
Iğdır Ortaokulu Sınıf II No: 10 Hamit KuĢ
Bizde Kooperatif Mücadelesinin Hikmeti 17 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 68
6000 ortağı bulunan dört Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifimizle bu
kooperatiflerin bağlı bulunduğu Birlik her kampanya hesaplarının
tasfiyesinden sonra ana mukavelenamesi ve cemiyetler kanununa göre yeni
seçimlere gitmek suretiyle bir mücadele seferberliği yaratmaktadır.
Iğdır‟da kooperatif mücadelesi deyip geçemeyelim... Milletvekilleri
belediye ve muhtar seçimleri bu kadar hararetli ve kırıcı değildir. Neticeyi
elde etmek ve kooperatife postu sermek için baĢvurulan çareler ve adiyane
tertipler en anlayıĢsız insanları dahi utandıracak mahiyettedir.
7 lira ile millete hizmet (!) için çırpınanlar, kendilerine taraftar
toplamak için ilk fırsatta Iğdır‟ın en müessir silahı olan tefrika ve
zümreciliği seçerler. Mücadelenin hemen arifsinde ortaklar Kürt, Azeri ve
hatta yerli-muhacir isimleriyle gruplandırıldıktan sonra Ermeni-Müslüman
davasını gölgede bırakacak bir ciddiyetle iĢe baĢlanır. Tabii Ġslam dininin
selameti bahis mevzuu olduğu için hacı ve hocalarımızın da mücadeleye
iĢtiraki Ģeran elzem bulunacağından koltukta Kuran ve mukaddes kitaplarla
köy be köy dolaĢılıp cihadı ekber ilan edilir. TaĢburun‟da yapılacak seçim
için Iğdır‟ın bigane kalacağını zannetmeyiniz. En ileri gelenlerimiz sair
zamanlarda yaĢayıĢıyla alay ettikleri köylünün (ortak ise) bir gece yarısından
sonra hakipayene yüz sürerek Ģefaat diler. Kooperatif seçimlerinde yapılan
propaganda baĢlı baĢına bir mevzuudur. Mesela, “Siz nasıl ve hangi akılla
Kürtlere ve onlarla birleĢenlere rey vereceksiniz, bizi onların ayağına
vermekle iĢlediğiniz cinayetin farkında mısınız?” veya hocanın “Kürde rey
veren Ģeran kâfirdir” sözlerin bir defa söylenmesi ortakların Ģuurunu seçim
gününe kadar mücadelecinin cebine koymaya kafi gelir. Bazı ortakların bu
sözlere karnı toksa paranın varlığı ve cazip vaatler bu müĢkülü kolayca
halledebilir.
Seçim günü bu Ģekilde hazırlanmıĢ ve teçhiz edilmiĢ binlerce ortağın
iki grup halinde seçim sahasında karĢılaĢtığını göz önüne getirdiniz. Bin
kafadan bin ses... oplantıyı idare etmeye gelenler neye uğradıklarını ĢaĢırmıĢ
vaziyette... Nihayet bir tarafın mücahitleri seçimi kazanıyor. Traktör,
kamyon gibi vasıtalarla okĢanarak getirilen ortaklar yaya olarak köylerine
avdet ediyor. Efendiler iĢ baĢında. Bu çetin mücadele sonunda 7 liralık
koltuğa oturanlar bir yıl müddetçe evlerine dahi gitmeye lüzum görmeyerek
bilafasıla hizmet ediyorlar.
Belki herkes inanır ama, biz mücadelecilerin samimiyetine asla
inanmıyoruz.
Bu menfur mücadele için sarf edilen on binlerce liradan yüz lirası
olsun niçin bir hayır cemiyetine verilmiyor?
Millete hizmet için çırpınıyorlarsa, bu gayeye varabilmek için baĢka
yol bilmiyorlar mı?
Ortak da biz de hatta mücadelecilerin bizzat kendileri de samimi
olmadıklarını biliyorlar. Fakat çare ne? Tefrika ve zümreciliğin hakim
bulunduğu bir muhitte müessir olabilecek mukabil silah yoktur.
AHMET TEKĠRDAĞ GĠTTĠ
Yasak bölge iskan iĢerini tedvir ve tespit etmek üzere bir müddetten
beri ilçede bulunan il iskan memuru Ahmet Tekirdağ bu gün Tuzluca ve
Kağızman‟a gitmiĢtir.
Kendisinin yıl baĢından sonra tekrar gelerek çalıĢmalarına devam
edeceği tahmin edilmektedir.
ZAVALLĠ ROLEJĠN
18 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 69
Son TaĢburun kooperatif seçimleri münasebetiyle malum unsurlar
tarafından tekrar Kürt, Acem lafzının ortaya atıldığını teessüfle iĢitiyoruz.
Bu muzır zihniyetin yeniden hortlamasıyla yeniden hortlamasıyla zümrecilik
fikri fırsat kollayanlar için bir avantaj vesilesi oldu. Siyasi partilerimizden
daha hasmane bir tavırla yekdiğerini harcamaya çalıĢan gruplar her iĢin
baĢında zümreciliği müessir bir silah olarak kullanmakta devam ediyorlar.
Bu zihniyetin Ģimdilik yalnız kooperatiften faydalanmak isteyenler
arasında hakim olduğunu da belirtmek mevkiindeyiz.
“Kürt ortağa bardan yoğ, Kürtten memur yapmanığ, Kürdün malı
birinci olamaz” sözleri kulaklarımızın son günlerde aĢina olduğu tabirlerdir.
Aynı adamlar birkaç ay evvel Kürde “hayvancı”, Azeriye “ziraatçı”
tabirlerini yakıĢtırmak nezaketini göstermiĢlerdi. Fakat Nuri Atasever‟in
yetiĢtirmeleri fazla tahammül edemediler.
Kürt isminden Ģu sırada zarar gören talihsizler çoktur. Fakat hiç
tahmin etmezsiniz, meĢhur Rolejin çırçır markası da bu bahtsız ismin
kurbanı oldu.
Dünyanın en çok tanınmıĢ ve iĢleme kabiliyeti yüksek bulunan
Rolejin çırçırları memleketimizin Ege ve Çukurovasında birinci derecede
tutundukları halde Birlik ve kooperatif çiftçilerimiz bu çırçırları bir yana
bırakarak eski savinleri tercih ediyorlarmıĢ.
Bu hakız tercihin sebebini biliyor musunuz? Çünkü bizdeki Rolejin
çırçırları havi fabrikanın sahibi (Ömer ġark) kooperatifçilerin tabiriyle
KürtmüĢ!...
Zavallı Rolejin müessesi , itina ve sanatıyla dünya piyasasında
tanıttığı isminin bir “Kürt” yüzünden bednam olacağını düĢünememiĢti. Bu
hal Iğdır için vaki ve normal olabilir ama sayın Banka Müdürümüzün bu
derece büyük bir mesuliyet altına girmesine akı erdiremiyoruz.
Ġġ BANKASI
Doğu seyahatleri sırasında Van ve Ardahan gibi Iğdır‟da bir ĠĢ
Bankası Ģubesinin açılması hususunda sayın CumhurbaĢkanı Celal Bayar
tarafından temennide bulunulduğunu evvelce bildirilmiĢ ve ĠĢ Bankasının
açılmasıyla ticari durumumuzda olacak yeniliklerden bahsetmiĢtik.
Ticaret odasında aldığımız habere göre Iğdır Ģubesinin açılmasını
tedvire memur edilen ĠĢ Bankasının Erzurum Ģubesi iki gün evvel bir
telgrafla tüccardan Bağır Aras‟a ait olup bir müddet evvel Sıtma Mücadele
idaresince tahliye edilen Söğütlü mahallesindeki binanın Ģimdiki durumu ile
fiyatını öğrenmek istemiĢ ve ticaret odamız tarafından gerekli malumat
verilmiĢtir. Bu taktirde Bankanın gerekli hazırlıklarını birkaç gün içinde
ikmal edecek Iğdır‟da faaliyete geçeceği kuvvetle umulmaktadır.
BĠRLĠK SEÇĠMLERĠ
Birliğin yeni seçimleri gitmesinin elzem olduğunu geçen sayımızda
izaha çalıĢtığımız için birkaç kooperatifçi dostumuzu kendimizden
küstürmüĢüz. Fakat bu darılmacaya rağmen Birlik seçimleri için bu
dostlarımız da dahil olmak üzere iĢtahlıların tam faaliyete geçtikleri
sezilmektedir.
Geçici baĢkanımız Talat Tufan‟ın daimi olmak için son gayretleri
sarf ettiği müĢahede edilmekte ve EĢref BaĢaran‟ın da malum siyasetiyle
hala tarafları avutmaya çalıĢtığı gözden kaçmamaktadır. TaĢburun
seçimlerini kaybeden ikinci grup ise yeni taraftar toplamakla meĢguldür.
Ortaya ciddiyet ve doğruluğu ile tanınmıĢ Sadık Karasu gibi kuvvetli
Ģahısların da çıktığına bakılırsa önümüzdeki Birlik seçimlerinin hayli
hararetli geçeceği muhakkak addedilmektedir. Seçimlerin neticesinden hangi
tarafa bağlı olduğu anlaĢılmayan EĢref BaĢaran‟ın ümitli olduğu görülüyor.
TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ GENEL MERKEZĠ SON
HADĠSELER DOLAYISIYLA BĠR BEYANNAME YAYINLADI
Malatya‟da Ahmet Emin Yalman‟a Büyük Doğucular tarafından
vuku bulan tecavüz dolayısıyla yapılan tahkikatta ele geçirilen faillerden
bazılarının Türk Milliyetçiler derneğine kayıtlı bulunması hasebiyle
Derneğin maruz kaldığı ithamlar muvacehesinde Türk Milliyetçiler Derneği
genel merkezi bir beyanname yayınlayarak keyfiyeti umumi efkara
açıklamıĢtır. Beyannamede Ģöyle denmektedir.
“Tek emeli sana hizmet etmek olan Derneğimiz senin davalarını
ruhen yabancı olanlar tarafından baĢvurulan iğrenç bir tertiple yolundan
alıkonulmak istenmektedir. ĠĢtiyakla bize kucağını açman, bizim senden
aldığımız ilham ve kuvvetle günden güne kökleĢmemiz, büyümemiz önünde
karĢımızda cephe alan Komünistler, masonlar ve 1944‟de Türk
milliyetçilerini tabutluklarda korkunç iĢkencelere tabi tutan hainler
Derneğimize çamur bulaĢtırmak için çırpınmaktadırlar.
Derneğimizi Malatya‟da vuku bulan yaralama hadisesine karıĢtırmak
ve mevcudiyetinden haberimiz olmayan bir irtica Ģebekesiyle ilgili
göstermek için giriĢilen bu mezbuhane gayretler elbette boĢa çıkacaktır.
Fakat, biz ne idiğü belirli kimselerin muhayyilesinden çıkan bu asılsız
haberleri uyduranların suratına senin huzurunda bir tokat gibi çarpmaya
karar verdik”
Beyannamede matbuata aksettirilen haberlerin bulandırıcı
olduğundan ve derneğin irticaya esasen düĢman olduğu belirtildikten sonra
Ģöyle devam edilmektedir:
“Hadise ve vakalar karĢısında takınılacak tavrı ve verilecek hükmü
durumun icap ettirdiği ciddi bir tetkik ve tahkik süzgecinden geçirmeden
derneğimize isnatlarda bulunanlara hitap ediyoruz.
Derneğimizin kapıları Cumhuriyet kanunlarına ve salahiyetli kimsele
sonuna kadar açıktır. Derneğimiz aleyhine bilgileri olanların namuslu
insanlara has bir Ģekilde hareketle bu bilgilerini bir ihbar Ģeklinde sokarak ve
altını imza etmek cesaretini göstererek Cumhuriyet Savcılığına
bildirmelerini kısaca karĢımıza iddialarının mesuliyetini kabul eden Ģerefli
insanlar olarak çıkmalarını istiyoruz”.
Derneğin bu beyannamesi bütün teĢkilata ve Ģubelerine tamim
edilmiĢtir.
SĠLAHSIZ SOYGUNCULUK
19 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 70
ġimdiye kadar vatandaĢın türlü Ģekillerde soyulduğunu gördük ve
iĢittik. KurtuluĢ yıllarında silahlı çeteler, demokrasimiz zamanında maskeli
haydutların yaptığını iĢitmeyenimiz yoktur. Fakat hiçbir vatandaĢ kendi
ayağıyla bizzat giderek ve bile bile kendisini soydurmadı.
Parti mücadelesi, siyasi nutuklar çekmek ve Ankara‟da oturup
memleketi gül gülistanlık göstermekten baĢka meĢguliyeti olmayan hükümet
erkanı, Ġran hükümeti ile aramızdaki Gürbulak kapısına teĢrif edip asrî
soygunculuğu görseler ne kadar iyi olur.
Ziyaret maksadıyla Kars ve Iğdır çevresinden Ġran‟a giden
hemĢehrilerimizin nasıl tuzağa düĢürülerek soyulduğunu görseler eminim ki
parti mücadelesini bırakıp gümrük mücadelesine baĢlayacaklardır.
Elimizde bir sürü Ģikayet mektubu vardır. Her gün sayısız vatandaĢ
Ģifahen müracatta bulunmaktadır.
Ġddialar Ģöyledir:
Gürbulak kapısında bir baĢ memur bir muayene memuru bir kısım
amiri ile üç muhafaza memurunda müteĢekkil 6 kiĢilik bir memur çetesi
Ġran‟a gidecek her vatandaĢtan mesai ücreti, pasaport kayıt harcı gibi
mahiyeti bilinmeyen isimlerle 50-100 lira arasında para almakta ve bu
suretle elde ettikleri paraları paylaĢmaktadırlar.
ġimdiye kadar Iğdır‟dan Ġran‟a giden müteaddit kafilelerden alınan
para miktarının 20 bin lirayı aĢtığı tahmin edilmektedir.
Gözü açık bu hemĢehrimiz içinde akrabalarının da bulunduğu
kafileyi yolcu ederken bu mevzuu da münakaĢaya tutulmuĢ ve neticede iĢi
pazarlığa dökmeye muvaffak olmuĢ fakat verdiği para için makbuz
isteyince, “Bu paralar için makbuz verilemez, zaten bunlar bizim kanuni
hakkımızdır. Hatırınız için en düĢük tarifeyi tatbik ediyoruz” cevabını alır.
Her gün yüzlerce vatandaĢ kendi ayağıyla bu Ģanslı soygunculara
giderek hisselerini tarifelerine göre vermekte devam ediyorlar.
Demokrasimizde daha neler göreceğiz! Tarifeli soygunculuk,
makbuzlu ve pazarlıklı soygunculuk...
Hükümeti de pek kabahatli bulmamak icap ediyormuĢ. Zira
Ankara‟daki hükümet Doğubeyazıt‟taki soyguncuyu nasıl görüp tespit etsin!
Hükümetin eli uzundur derler ama gözü de bu derece uzağı göremez
y! Hem demokrasimizin soygunculuğu silahlı olmaktan kurtarıp tarifeli ve
pazarlıklı duruma koyması kafi değilmiĢ. YaĢasın demokrasi...
ZĠRAĠ ÜRÜNLER
19 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 70
Bir ziraat memleketi olması hasebiyle milli servetimizin büyük bir
ekseriyetini teĢkil eden zirai ürünlerimizin değerlendirilmesinde
hükümetimizin son yıllar içinde takip ettiği hatalı yol müstahsili de ĢaĢırtmıĢ
vaziyettedir.
Fiyatlarımızı bir türlü dünya piyasasına intibak ettiremediğimiz için
çeĢitli mahsul yetiĢtiren Iğdır gibi muhitlerde çiftçi hangi ürünün daha
faydalı olabileceğine önceden tahmin edemediğinden kararsız vaziyette
kalmaktadır.
1940 yılından sonra Türkiye piyasalarında pamuğa lazım gelen
kıymet verilmediğinden Iğdır‟da çok cüzi derecede ekilen pamuk, fiyatların
artmasıyla 1949 yılından sonra yeniden itibar kazandı ve bu mahsulün
ekimine geniĢ bir saha tahsis edildi. Yeniden çırçır fabrikaları kuruldu,
münfesih bir vaziyette gelen kooperatif canlandı yeniden Birlik haline
kondu. Fakat bu iki yıl içinde pamuk fiyatlarının anormal bir Ģekilde
düĢmesi köylüyü ve müstahsili yine bu kararsız mahsulden soğuttu. Pamuk
yerleri baĢka mahsullere tahsis edilmektedir. Tahminimize göre önümüzdeki
ekim mevsiminde pamuğa gayet az bir saha tahsis edilecektir.
Bu yıl için 30 kuruĢa buğdayın mubayaa edilmesi ziraatçıları
iĢtahlandırdığından herkesin hububat ekeceği tabii bir keyfiyettir. Fakat, 30
kuruĢa mubayaa edilen buğdayımız dıĢ piyasada müĢteri bulunmaması ve bu
fiyatın dünya piyasasına nazaran fazla görülmesi buğday fiyatlarının da
önümüzdeki yıl içinde düĢeceğine iĢaret sayılmaktadır. Bu taktirde
çiftçimizin hangi mahsule döneceği merak edilmektedir.
Kanaatimize göre bu kararsızlığın müsebbibi ve mesulü zirai ürünler
için bir karar bulamayan hükümetimizdir. Bir ürünün bir yıl içinde anormal
bir Ģekilde düĢmesi veya kıymet kesp etmesi çiftçilerimizi de tereddüde sevk
etmektedir.
30 kuruĢa peĢin para ile buğday alıp Yugoslavya‟ya kredi ile
sattığımız müddetçe ve buğday teklif fiyatlarımız Ġngilizler tarafından
hayretle karĢılandıkça hükümetin bu kabahatleri altından sıyrılması mümkün
olmayacaktır. Çiftçi mallarını değerlendirmekte hassas hareket etmediğimiz
taktirde bu milli servetten istifade yollarını bulamayacağız.
ĠLAN
Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliği Genel Müdürlüğünden
Iğdır PTSK Birliğinin senelik normal genel kurul toplantısı 3 Ocak
1952 Cumartesi günü saat 10‟da Iğdır‟da sinema salonunda toplanacağından
PTS Kooperatiflerince Birliğe temsilci seçilen ortakların mezkur gün ve
saatte toplantı binasında bulunmaları rica ve ilan olunur.
AÇIK MEKTUPLAġMA
Dostum Hasan Karalar,
Yazdığınız mektupta bahsettiğiniz hususlar vaki değildir.
Yazılarınızın gazeteciğimizde neĢredilmemesi hususunda herhangi bir Ģahıs
tarafından bize tavassuta bulunulmamıĢtır. Sütunlarımız daima kıymetli
yazılarınıza amadedir.
Yalnız Hasancığım, Birlik gazetesine verdiğiniz bir haberde bizi
yalancı çıkarmaya çalıĢmanız hiç de yüksek tecrübe ve anlayıĢınızla kabili
izah görülmemiĢtir.
Saygılar. Mecit Hun
MUSTAFA ÖZDEMĠR CEVAP VERĠYOR
Mustafa Özdemir
20 Aralık 1952
Yıl: 1 Sayı: 71
Hamza Mızrak,
Ġstifam dolayısıyla DĠL gazetesinin 68‟nci sayısında “Bir Cevap”
baĢlıklı yazınızı okudum. Ġstifama derneğiniz muhatap olduğu halde bir çok
hadiselerde olduğu gibi kendinizi her Ģey sanarak hemen ortaya atılmanız
cidden beni de üzmüĢtür.
Türk Milliyetçiler Derneğinin Malatya hadisesi münasebetiyle
yayınladığı beyannameden bazı kısımları kopya etmek sanatınızı teĢhir
edeceğinize, sekreteri bulunduğunuz Dernekten bir tavzih yaptırmanız daha
isabetli bir hareket olurdu. Cevabınızda bahsettiğiniz hususların doğru
olmadığını her kes gibi siz de pekala biliyorsunuz. Esas manidar olan nokta
benim evvelki istifalarımı teyit eden açık istifa mektubum değil, Dernek ve
Dernek baĢkanı mevcut olduğu halde Ģahsınızın derhal hareket geçmesidir.
Ben arkadaĢlığınızdan değil, Dernekten istifa ettiğime göre DĠL
sütunlarında karĢıma Hamza Mızrak imzasının dikilmesini tahmin ve arzu
etmezdim. Size bundan sonra cevap vermeyeceğim. MeĢguliyetim Ģahsi
münakaĢalara katılmama manidir. Size kati cevabı Türk Milli Talebe
Federasyonunun 12 Aralık 1952 tarihli Vatan gazetesinde neĢir edilen
beyannamesi vermiĢtir.
Ġnandığınız ideallerinizde daha çok muvaffak olmanızı temenni
ederken, biraz daha müteyakkız davranmanızı tavsiyeden kendimi
alamayacağım.
ALDIĞIMIZ MEKTUPLARI NEġREDĠYORUZ
DĠL Gazetesi NeĢriyat Md.
19. 12. 1952 tarih ve 70 sayılı gazetenizde bahsettiğiniz muameleye
(Kapu gümrüğünde) bizzat maruz kaldım. ArkadaĢlarımla birlikte
uğradığımız bu hakikaten soygunculuk hadisesinde ne yazık ki körü körüne
para verdik. Paralarımız gümrükçülere nasipmiĢ.
Bu vaziyeti bundan bir ay evvel açıklasa idim hiç olmazsa birkaç
vatandaĢa bu soyguncu ve aç kurtların elinden kurtarabilirdik.
ġimdiye kadar gümrük vergisi adıyla senetsiz ve makbuzsuz alınan
bu paralarımızı helal etmiyoruz. ĠnĢallah hükümetimiz bundan sonra
gidecekleri bu musibetlerden kurtarır.
Iğdır‟da Kahveci
Adil YaĢar
DĠL Gazetesi sayın müdürlüğüne,
Iğdır‟dan Ġran‟a ziyaret maksadıyla giden hemĢehrilerimiz henüz
Gürbulak gümrük kapusundan gümrükçüler tarafından karĢılanarak ne
verecekleri hususunda pazarlığa giriĢilir. “KardeĢim hakkınız elliĢer liradır.
Fakat uzak yerden geldiğiniz için ve daimi müĢterimiz olduğunuzdan 30‟ar
liranızı alacağız” gibi sözlerle ve mecburen gidenleri soymaya muvaffak
oluyorlar. Esasen bu para verilmediği taktirde hududu geçirmiyorlar. Bizim
kafileden 500 lira aldılar. Güya bu para gümrük tarifesi imiĢ.
Acaba devlet dairelerinde böyle soygunculuk olabilir mi diye hayret
ediyoruz.
Yüksek makamlar bunu ya bilmiyor veya bildiklerine göz
yumuyorlar.
ToktamıĢ.
DAĞ KÖYLERĠMĠZDE KIZAMIK
20 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 71
Aldığımız bir habere göre ilçenin dağ köylerinde son günlerde
kızamık hastalığı salgın halinde alıp yürümüĢ ve geniĢ mikyasta telefiyata
sebebiyet vermiĢtir.
Bu arada Güngörmez köyünde Mecit oğlu 18 yaĢlarında Mehmet,
Yusuf oğlu 20 yaĢlarında Mehmet, Hamit oğlu 5 yaĢlarında bir çocuk olmak
üzere 3 kiĢi kızamıktan vefat etmiĢlerdir.
Hastalık 20 gün evvel Güngörmez köyünde baĢlamıĢ olup civar
köylere sirayet etmiĢtir.
Köylülerden aldığımız habere göre Ģu ana kadar hastalık mahalline
herhangi bir sağlık ekibi gönderilmemiĢ olduğu gibi bu hususta ilgililere de
bir ihbar yapılmamıĢtır.
Dağ köylerinde icrayı vazife eden bir sağlık memuru mahalline
gitmiĢse de hükümet tabipliğine keyfiyeti bildirip bildirmediği
bilinmemektedir.
Tehlikeli bir vaziyette civara sirayet eden hastalık için ne gibi
tedbirlerin alınacağını bilmiyoruz.
Bu gibi mevzularda hassasiyetine güvendiğimiz hükümet tabibi
sayın Rahmi Uluhan‟ın gerekli tedbirlere baĢvuracağından Ģüphemiz yoktur.
EVLENME
Bir müddet evvel niĢanlanan tüccardan sayın Cemalettin GüneĢ‟le
sayın Rıza Yalçın kerimesi Gülten Yalçın‟ın evlenme merasimleri bu gün ve
yarın kendi evlerinde icra edilecektir.
Genç evlilere saadetler temenni ederiz.
BĠRLĠK SEÇĠMLERĠ HARARETLE DEVAM EDĠYOR
Birliğin 3 Ocak 1953 tarihinde yapılacak yeni yönetim kurulu
seçimleri için propaganda ve çalıĢmalar son hadde varmıĢtır. ġimdilik
temsilcilerin hepsinin iĢtahlandığı bu 7 liralık koltuğa oturmak için her
çareye baĢvurulmaktadır. Adaylar arasında Talat Tufan, EĢref BaĢaran, Ali
Karasu, Sadık Karasu, Sadık Tezel gibi kimseler vardır. Temsilciler de bu
Ģahıslar etrafında gruplaĢmakta devam etmektedir.
Seçimlerde paranın mühim bir yol oynayacağı tahmin edilmektedir.
Tuzluca ve BaĢköy kooperatiflerince seçilen temsilcilerin bir iki gün sonra
Iğdır‟a gelecekleri tahmin ediliyor.
Seçim için baĢlanan hazırlıkların her gün yeni bir safhaya girmesi
günde bir adayı ümitsizliğe sevk etmetedir.
EMNĠYET MÜDÜRÜ IĞDIR’DA
26 Aralık 1952
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 77
Birkaç gün evvel kızı Gülten Yalçın ile Cemalettin GüneĢ‟in düğünü
münasebetiyle komĢu evlerden birisinde misafir bulunduğu bir sırada gece
yarısından sonra Rıza Yalçın‟ın evine meçhul bir Ģahıs tarafından zorla
girilmek istendiğini ve mesken masuniyetinin bu suretle ihlal edildiğini
bildirmiĢtik.
Verilen habere göre aynı hadise müteakip akĢam da tekerrür
ettiğinden durumdan endiĢe edilmiĢ ve bilhassa tecavüzün düğün gecesi
vuku bulması hadiseye hususi bir önem verdiğinden Rıza Yalçın tarafından
baĢbakanlık ve ilgili bakanlığa tel ile Ģikayette bulunularak durumun
tahkikini talep ettiğinden il emniyet müdürü Haydar Özkın bizzat gelerek
hadiseye el koymuĢ bulunmaktadır.
Ġki günden beri Iğdır‟da bulunan emniyet müdürü tahkikata geceli
gündüzlü devam etmekte olup bu arada bir çok kimselerin ifadesine
müracaat edilmiĢtir.
MUHTAR SEÇĠMLERĠ BAġLIYOR
Muhtar seçimlerinin 1953 ġubat‟ında yapılması hususunda yapılan
tamimi üzerine gerekli hazırlılara baĢlanmıĢtır.
Yeni seçim kanununa göre seçim kurulu baĢkanı bulunan Asliye
yargıcı sayın Turgut Çeliker baĢkanlığında siyasi parti temsilcilerinden
müteĢekkil ilçe seçim kurulu teĢekkül etmek üzeredir.
KAZANCI MUHTARI MEHMET SÖNMEZ‟ĠN ĠSTĠFASI
1934 yılından beri Kazancı köyü muhtarlığını baĢarı ile ifa etmekte
bulunan Mehmet Sönmez birkaç gün evvel bu vazifeden istifa etmiĢtir.
Ġstifasının kaymakamlıkça kabulünden sonra bize müracaat eden Mehmet
Sönmez istifa sebeplerini Ģöyle izah etmiĢtir.
“18 seneden beri köy ihtiyar heyetinde muhtarlık ve birkaç yıl da
azalık yaptım. Bu müddet içinde ahenk içinde devam eden köy iĢlerinde
daima kanun ve usulün hakimiyetini temine muvaffak oldum. Fakat son
zamanlarda hükümet iĢlerinde idari makamların köy muhtarlarına lazım
gelen muaveneti göstermemeleri ve yanıĢ anlaĢılan demokrasi idaresinden
istifade etmek isteyen halkın da idarenin bu ilgisizliği karĢısında köy
iĢlerinde muhtara karĢı ayak diremesi bu vazifeyi bundan sonra
yapamayacağımı bana hissettirdi ve bu sebeple istifa etmek mecburiyetinde
kaldım. Hem bundan sonra bu anlayıĢla amme hizmetlerinde çalıĢmak çok
müĢküldür”
Mehmet Sönmez tarafından istifası için serdedilen bu esbabı mucibe
hakikaten üzerinde durmaya değer bir keyfiyettir. Doğruluğu ile tanınmıĢ
bulunan Sönmez bu durum karĢısında çalıĢamayacağını idrak etmiĢ
olduğuna göre kabahati idari makamlarda aramak icap eder. Esasen bu
mevzuda birçok köy muhtarları Ģikayetçi olduklarını muhtelif vesilelerle
açıklamaktadırlar.
FAZIL BAYKAL‟A CHP BAġKANLIĞI TEKLĠF EDĠLMĠġ
Bugün itimat edilir bazı Ģahıslardan aldığımız malumata göre ilden
gelen CHP müĢahitleri partilerinin ilçe baĢkanlığını kabul etmek üzere bir
müddet evvel Demokrat Partiden istifa eden Fazıl Baykal‟ı CHP‟ne davet
etmiĢler ise de Baykal, “ġimdilik müstakil olarak çalıĢacağından her hangi
bir partiye intisap etmeyi fikrinden geçirmediğin beyan ederek” bu teklifi
kabul etmemiĢtir.
MĠR CAFER AĞA VEFAT ETTĠ
Teessürle aldığımız bir habere göre bir müddet evvel Kerbalayı
ziyaretten dönen Kelbayı Mir Cafer Ağa dün saat 18‟de Söğütlü
mahallesindeki evinde vefat etmiĢtir. Merhum aslen Erivanlı olup bütün
Iğdırlıların hürmetine mahzar olmuĢtu. Ailesine ve yakınlarına baĢ sağlığı
dileriz.
ġIK ELBĠSE
ġık elbise giymek herkesin arzusudur.
Kesilen kumaĢın usta bir terzi makasıyla biçilmesi lazımdır.
ġen Dikimevi Mustafa TayĢi itinalı iĢ yapar.
CHP KONGRESĠNĠN ġAKA TARAFI
Kongre divanı gündemde yazılı maddelerin bir an evvel görüĢülmesi
için gayret sarf ederken delegeler de kendi aralarında konuĢuyorlardı. Kulak
misafiri oluyoruz. Bir delege yanındaki arkadaĢının kulağına Ģöyle okuyor:
“Demirkıratlar Ġsmet PaĢayı muhtarlıktan çığarıplar. Bunlar gelip
gene rey topluyorlar. Men taĢımı Ġsmet PaĢaya verecem”
BaĢka bir delege:
“Men kentten gelirdim dediler ki kopratif seçkisi var. Ġmdi bağıram
ki kopratif baĢkanlığına isyiller ki Ġsmet PaĢayı getireler. Halbukim biz
EĢref‟i istiyirik.
Üçüncü bir delege:
“Eye bu iĢe Fazıl Baykal ne deyir. Onun da fikrini almağ lazımdır”
Ön sıralarda ayakta bulunan birisi de:
“Oro, benim canım Ġsmete kurbandır. O olmese Ģimdi bizi Ermani
oldırmiĢti”
Rasim Ġlter habire Demokrat Partiye taĢ atıyor. Sözlerini evirip
çevirip Ġnönü ve CHP‟ne getiriyordu. Bu vaziyetten canı sıkılan bir delge de
“Canım Ġsmet PaĢa bize çörek veren değil. Pambuğ fiyatına ne deyirsiz. Bize
bardan vermiller. Biz bunun için gelmiĢtik”
Ġlter toplantının bir parti kongresinden ziyade kooperatif toplantısı
olduğunu anlayınca gündemin bütün maddeleri üzerinden atladı ve baĢkan
seçimin yapılmasını teklif etti.
Tabii bütün delegeler de kooperatif baĢkanını seçiyoruz zannıyla
Rıza Yalçın‟ı seçtiler. Kongre bitmiĢti.
YENĠ ĠTHAMLAR
2 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 82
Doğu illerinde sebepsiz yere vatandaĢ öldürüldüğü iddiasıyla Ġsmet
Ġnönü, Abidin Özmen ve ġükrü Kaya‟nın durumumu mecliste görüĢüldü.
1936 yılında Diyarbakır, Mardin ve Urfa vilayetlerimizde sebepsiz
yere öldürülen bazı vatandaĢlarımız hakkında reva görülen muamelenin
mesulleri olan o devrin devlet adamlarından Ġsmet Ġnönü, Abidin Özmen ve
ġükrü Kaya‟nın durumları hakkında Diyarbakır milletvekilleri Mustafa
Ekinci‟nin vermiĢ bulunduğu takrir Büyük Millet Meclisinde görüĢülmüĢtür.
Ġddiaya göre 1936 yılında dahiliye vekili ġükrü Kaya beraberinde
Birinci Ordu müfettiĢi Orgeneral Kâzım Orbay olduğu halde Diyarabakır‟a
gelerek, Birinci Umum MüfettiĢ Abidin Özmen, Diyarbakır ve Mardin
valileri ve Birinci Kolordu komutanının iĢtirakiyle bir toplantı yapılarak bu
üç vilayetimizde askeri hareket için emir vermiĢ ve bir çok vatandaĢları
sebepsiz ve günahsız katlettirmiĢtir.
Takrir sahibi mecliste konuĢurken bahis mevzuu hadiselerin Birinci
Umum MüfettiĢlik bölgesi dahilinde bulunan bütün vilayetlerde cereyan
ettiğini belirtmiĢ v mesulleri hakkında meclis tahkikatı açılmasını talep
etmiĢtir.
ġAKA ġAKA
YılbaĢı piyangosu
Milli Piyangonun yılbaĢı tertibi iki gün evvel çekilerek radyo ile ilan
edildi. Milyon ve yüz binleri kazanan talihlilere afiyet olsun.
Iğdır‟ın yılbaĢı piyangosu da yarın sayın Banka Müdürü ile
kaymakamımızın huzuruyla sinema salonunda çekilecektir.
Ticaret Bakanlığı tarafından bastırılan 105 adet tam bilet sahipleri
çekiliĢ salonuna davetlidirler.
7 lira olara tespit edilen 4 büyük ikramiyenin hakiki değeri
milyonlarla ölçülebileceğinden çekiliĢin hayli heyecanlı ve hatta mücadeleli
geçeceği sanılmaktadır.
Bu piyangonun talihlileri için Talat Tufan, EĢref BaĢaran, Kadir
Erol, Muhtar Yıldırım, Ahmet Armağan, Ali Karasu ve Sadık Karasu‟nun
isimleri üzerinde durulmakta ve devlet kuĢunun kimin baĢına konacağından
merak edilmektedir.
Büyük piyango EĢref BaĢaran‟a isabet ettiği taktirde teselli
mükafatını Hacı Kulem ile Abbas Odoğlu ve Talat Tufan‟a isabet ederse
Ömer ġark ile Kerem Zengi alamayacaklardır.
Tuzlucalılara amorti vuracağı sanılıyor.
HÜSEYĠN AYDIN DP ĠDARE HEYETĠNDEN ÇIKARILMIġ
Dün bir arkadaĢımız beyanatta bulunan DP ilçe idare kurulu baĢkanı
(!) Nurettin Kirman idare kurulu üyesi Hüseyin Aydın‟ı kovduğundan
bahsetmiĢtir. Haberin ne dereceye kadar doğru olduğu tespit edilmemiĢ
olmakla beraber, sayın Aydın‟ın pabuç bırakanlardan olmadığına kani
bulunduğumuzdan
Nurettin‟in
bu
cesareti
gösteremeyeceğine
hükmediyoruz.
Ortada idare kurulundan bir ayrılma bahis mevzuu ise onu da
Hüseyin Aydın‟ın kendi arzusuyla ayrıldığı kanaatidir.
MĠLLET PARTĠSĠ MUHTAR SEÇĠMLERĠNE ĠġTĠRAK EDECEK
7 Mayıs 1952 tarihinde ilçede kurulan Millet Partisi ġubat ayında
yapılacak olan muhtar seçimlerine iĢtirak edeceğini ilçe seçim kuruluna
bildirerek mümessil göndermiĢtir.
Milletvekilleri seçim kanununda mevcut bir kaydı yanlıĢ anlayan
sayın DP ilçe baĢkanı Millet Partisinin bu seçimlere iĢtirak edemeyeceğini
iddia etmiĢse de bu iddiası varit görülmeyerek durumda hasıl olan
tereddüdün izalesi için keyfiyet Adalet Bakanlığınca sorulmuĢtur.
Bu sebeple Millet Partisi ilçe teĢkilatı sıkı bir faaliyette giriĢerek
ocakları açmaya devam etmektedir.
BĠR MAĞDURUN ġĠKAYETĠ
Ġlçenin Kuça köyü halkından Ahmet oğlu Hasan Akpınar adında bir
vatandaĢımız bize müracaat ederek uğradığı mağduriyetten Ģikayet etmiĢtir.
Hasan Ģöyle iddia etmektedir:
“Ġki ay evvel sebepsiz yere ben ve oğlum Kuça köylü Ömer, iki oğlu
Bedir ve Abdullah ve aynı köyden Abdullah ile oğlu Tosun adında beĢ kiĢi
tarafından dövüldük. Oğlum 10 ve ben de 20 gün hastanede kaldık ve bu
müddet içinde iĢ ve gücümüzden kaldığımıza dair elimizde raporumuz da
vardır.
Ayrıca parmağım da bu dövülme sonunda sakatlanmıĢtır. Savcılık
suçluların yakalanması için jandarmaya emir verdiği halde iki aydan beri bu
Ģahıslardan iki tanesi celp edilip ifadeleri alınmadığından iĢ mahkemeye
intikal ettirilmemektedir.
Suçluların ikisi de halen malum ikamet sahibi bulunduklarına göre
jandarmanın bunları yakalamamasının sebebini anlayamıyorum.”
Hasan Akpınar‟ın bu iddiasına bakılırsa bizler her zaman Ģikayetçi
bulunduğumuz asayiĢsizliği bizzat yapıyoruz demektir. Bu suçlu iki ay ne
için ve hangi maksatlarla kanun huzuruna davet edilmiyor? Ortada 20
günlük bir mağduriyet raporu ve mevsuk bir hadise var.
Suçlular ele geçmiyorsa firar muamelesi yapmak ve ya bütün
imkanları seferber etmek mümkündür. Bu gibi hadiselerde hassasiyet
göstermediğimiz taktirde kötü durumlara mahal verebileceğimiz tabiidir.
Suçluları korumak kanuna ve cemiyetin ruhuna kastetmektir.
HEKĠMHAN‟DA BĠR TERÖR CEMĠYETĠ
Gazetelerden aldığımız bir habere göre Malatya‟nın Hekimhan
ilçesinde “Kırk KardeĢler” namı altında kurulmuĢ bir terör cemiyetinin
mevcudiyeti anlaĢılmıĢ ve kurucuları tevkif edilmiĢtir.
Yapılan aramada birçok tüfek ve tabanca ele geçirilmiĢtir.
Yapılan ihbarlara göre cemiyetin elinde külliyetli tüfek mevcudu da
varmıĢ.
Kırk KardeĢçiler sözleĢmesine göre “Atı ölene at, silahı kırılana silah
ve evi olmayan ev alınacaktır” Cemiyet mensupları fedailerden teĢekkül
etmiĢ ve esas gayeleri henüz tespit edilememiĢtir.
Bir zamanlar aleni silahlanmayı halkın merak ve tecessüsü olarak
kabul eden sayın iktidar bu silah meraklılarını niçin hoĢ görmüyor?
Kırk KardeĢ merak ve arzularına uyarak silahlanmıĢsa bu hareketleri
sanki bir suç mudur?
Malatya‟da Ahmet Emin Yalman‟ın tecavüze uğramasından bir ay
sonra Hekimhan‟da böyle bir cemiyetin ele geçirilmesi bugünkü
Demokrasimiz için bir fevkaladelik sayılmaz.
BEKÇĠLERDEN ġĠKAYET VAR
Müteaddit defalar gazetemize yapılan bazı Ģikayetlere göre
mahallelerde hiçbir suretle bekçi dolaĢtırılmamakta olup vuku bulan bazı
zabıta vakalarının bu sebeple her gün arttığı belirtilmektedir.
Bilaistisna bütün kasaba sakinlerinden toplanan bekçi paralarının
nereye sarf edildiği ve bekçi ücreti olarak veriliyorsa mahallelere bekçi
verilmemesi sebepleri sorulmaktadır.
Baharlı Mahallesindeki bir okuyucumuz aynen Ģöyle demektedir:
“Bir müddet evvel ambarımı yaktılar. Fail bulunamadı. Müteakip
geceler saat 24‟lere kadar kendim bekliyorum. Bugüne kadar mahallede bir
bekçi düdüğünü iĢitmiĢ değiliz. Verdiğiniz bekçi paralarıyla mahalleye iki
bekçi temin etmek imkanı vardır”
VatandaĢın sorduğu sualleri ilgililere duyurmak mevkiine
olduğumuz üzerine alınacak tedbirleri öğrenip sayın halkımıza arz edeceğiz.
ĠÇME SUYU SIKINTISI
Su kanallarında mevcut suyun donması ve Orgof suyu tesis
borularından su alma imkansızlığı dolayısıyla kasabada içme suyu sıkıntısı
baĢlamıĢtır.
Sayın belediyemizin nazarı dikkatini çeker çare aranmasını temenni
ederiz.
BĠRLĠK SEÇMĠ YARIN
Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Birliğinin senelik mutat
genel kurul toplantısı yarın saat 10‟da Aras Sinema salonunda yapılacaktır.
Bu toplantıda yeni idare kurulu seçilecek ve yıllık rapor okunacaktır.
SELAMMUN ALEYKUM KAYMAKAM BEY 3 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 83
Gazetemizin ilk çıktığı sıralarda mesai ve usulsüz muameleleriniz
hakkında hayli yazı yazmıĢ ve sizi ikaz etmeye çalıĢmıĢtık. O zamanlar, zatı
aliniz bu neĢriyatımızı Ģahsınıza yapılmıĢ haksız bir hücum telakki etmiĢ ve
bir çok yakınlarımıza Ģikayette bulunmuĢtunuz. Bir müddet düĢünerek
hareket ettiniz ve biz de neĢriyatımızın Ģahsınız ve mesainiz üzerinde
müessir olduğuna kanaat getirerek sizi bu müddet içinde tenkit etmeden
sarfınazar ettik.
Fakat Kaymakam Bey hadisat bizi tekrar yazmaya mecbur etti.
Rahatınızı bozduğumuz için özür dileriz. Bizi yazmaya teĢvik eden Osman
Dalkıran adındaki vatandaĢı tanırsınız.
Dalkıran diyor ki:
“Ben 5826 sayılı kanunla yasak bölgeden çıkarılan Elmagöl köyü
halkındanım. 1341 tahririnde bu köy nüfusuna kayıtlı olduğum için ve baĢka
tarafta da iskana tabi tutulmadığım halde herkes gibi ben de beyanname
vererek burada yerleĢtim. Diğer taraftan Sait Bulut ile birkaç arkadaĢı bize
musallat oldu. Köyümüzde yerleĢmek istediler. Toprak ve Ġskan Genel
Müdürlüğü 18.12.1950 tarih ve 3465-9/6058/28144 sayılı emriyle bu
Ģahıslara iskan bakımından yapılacak bir muamele olmadığını bildirdi.
1951 yılında Karakuyu köyü ve Diyadin nüfusuna kayıtlı bulunan
Sait Bulut ve arkadaĢları, köy kurulmadığı halde kanunsuz olarak Elmagöl
nüfusuna kaydedildiler. Vilayet emri hilafına kaymakamlık bu Ģahıslara
Elmagöl köyünde icarla arazi verdi ve bizi birbirimize düĢürdü. Nihayet vaki
müracaatımız üzerine vilayet yüksek makamı bütün bu muamelerden bahisle
4.8.1952 tarih ve 1241/418 sayılı kati bir emirle bu ailelerin köyümüzden
çıkarılmasının bildirdiği halde kaymakam her ne sebeptense bu emri de
dinlemeyerek infaz etmedi.
Birkaç gün evvel dairesine gittim. Beni yanına çağırdı ve
koltuğundan kalkarak kulağıma eğildi. Ne dese beğenirsiniz, “Senin ananı
avradını S.K. ederim. Beni usandırdın bir daha daireme gelme”
Kaymakam tarafından maruz kaldığım bu ağır hakareti
hazmedemiyorum. Birkaç gün evvel kaymakamın bu hareketlerinden cesaret
olan Sait ve birkaç arkadaĢı 15 koyunumu gasp ettiler. Fakat derdime bakan
yoktur.”
Osman Dalkıran‟ın uzun macerasını bütün çıplaklığı ile nakletmeye
imkan yoktur.
Bu sözleri biz değil Emlagöllü Osman Dalkıran söylüyor. Bir
kaymakam bir kasabanın mukadderatını hakim olan bir insan, bir vatandaĢın
kulağına bu müptezel lakırdıları nasıl söyleyebilir? Bu Ģekilde küfretmek
içtimai mevki sahiplerine yakıĢır mı?
Kaymakama her Ģeyden evvel Ģahsını ıslah etmesini tavsiye ederiz.
BĠRLĠK SEÇĠMLERĠ
3 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 83
Günlerden beri Iğdır efkarını meĢgul eden Pamuk Tarım SatıĢ
Kooperatifleri Iğdır Birliği seçimleri hazırlığı dün akĢamdan itibaren en
hararetli safhaya girmiĢtir.
TaĢburun‟dan Ali Karasu‟nun vekaletini amcası Sadık Karasu‟ya
vermesi ve yeni yönetim kuruluna Talat Tufan, Kadir Erol ve Muhtar
Yıldırım‟la beraber Sadık Karasu‟nun aday gösterilmesi mukabil gurubu
daha fazla çalıĢmaya sevk etmiĢti. Bu gruptaki anlaĢma ve beraberliğe
rağmen ikinci tarafta ihtilaf mevcuttu.
Aday olarak gösterilen Ahmet Armağan ile Kadir Günde yanında yer
alacak diğer iki yönetim kurulu üyesinin tespit edilememesi ve EĢref
BaĢaran‟ın aday gösterilmesiyle Kurban Akar‟ın muhalefet göstermesi Talat
Tufan grubunun ekmeğine yağ sürdü. BaĢlangıçta BaĢaran grubunu
destekleyen BaĢköy delegeleri bu ikilikten dolayı Talat Tufan‟la birleĢmek
zorunda kaldılar. Tuzlucalılar her iki grup arasında gece yarısına kadar
mekik dokumakta devam ettiler.
Propaganda için Tufan grubu Feyzullah Zengi çayhanesini, BaĢaran
grubu da Baykal gazinosunu seçmiĢlerdi. Tuzlucalılar iki grubun teĢekkül
etmesinden gayet memnun görünüyorlardı. Her iki tarafla da pazarlığa
giriĢmek suretiyle hem yol masraflarını almak ve hem de bir yönetim kurulu
azalığını sağlam kazığa bağlamak gayesiyle hareket ettiler. Fakat öteden beri
bu ilçe delegelerinin malum durumları dolayısıyla her iki grubunda verilen
söz ve teminatlara rağmen kendilerine itimat etmedikleri anlaĢılıyordu.
Grupların toplantı ve propagandası gece yarısına kadar bütün heyecan ve
hararetiyle devam etti. Muhalif partilerin kuvvetlenmesiyle itibarını
kaybeden Demokrat Parti BaĢkanı Nurettin Kirman‟ın bazı delegeleri zaman
zaman siyaset caddesine çekerek etrafa karĢı blöf yapması günün en iyi
manzarasını teĢkil ediyordu. Sözde kooperatif seçimlerinde siyasi parti
fikrini müessir kılmak gayesini güden Kirman, gülünç bir duruma
düĢmekten kurtulamadı.
Sabahın erken saatlerinde propaganda akĢamki heyecan ve
hararetiyle devam etti. Tufan grubu kuvvetli olduğunu ilk nazarda ihsas
ettiriyordu. Tuzluca ve BaĢköy delegeleri BaĢaran‟ın kuyruğunu bırakmıĢ
Tufan etrafında toplanmıĢlardı. Henüz seçimler baĢlamadan BaĢaran grubu
çözülmeye baĢladı. Saat 9‟a kadar kararlaĢtırılmayan liste nihayet sümme
tedarik hazırlanabildi. Fakat ikilik ve çözüntünün devam etmesi bu
grubunun seçime ve hatta kongre salonuna girmesine mani oldu. Seçim
neticesini ve kongre intibalarını yarınki nüshamızda arz edeceğiz.
TAVZĠH
Birkaç gün evvel yapılan CHP ilçe idare kongresinde samiin sıfatıyla
kongre divanı yanındaki boĢ bir sandalyaya oturmuĢ ve dinliyordum. Sayın
gazeteniz tarafından kongre divanına katip seçildiğim bildirilmiĢtir. Ben
Demokrat Partili olduğumdan CHP kongresine katip seçilemeyeceğim
tabiidir. Keyfiyetin tavzihini saygılarımla istirham ederim.
Kadir Günde
GARĠP BĠR CEVAP
Partiden istifası Ģayiası üzerine DP ilçe idare kurulu üyesi Hüseyin
Aydın tarafından neĢriyatımıza cevaben bir mektup aldık. Aynen
neĢrediyoruz:
“Beni DP ilçe idare kurulundan Nurettin Kirman tarafından
kovulduğumu ihbar eden adama Ģu cevabı veriyorum. ArkadaĢ, beni
partimden ancak kovacak benim. Kanaatim olabilir. Ben partime ve
arkadaĢlarıma bağlıyım. Böyle asılsız iğbaratlar ancak yalancıyl müteessir
edebilir.
Doğrusu hayret ettik. Sayın Hüseyin Aydın ya okuduğunu anlamadı
veya ağasına yaranmak sevdasındadır.
Hüseyin‟i partiden kovduğunu söyleyen Nurettin Kirman, haberi
yazanda DĠL gazetesidir. Aydın, partisine ve arkadaĢlarına bağlılığı teyit
ettiğine göre Nurettin‟in Ģakasını hoĢ görüyor demektir. Bu taktirde ortada
yalan bir haber mevcut olmadığına göre teessürü mucip bir halde olamaz.
Nurettin‟e yaranmak istiyorsa gazetemizin aracılığına lüzum yoktur.
Doğrusu bizde Hüseyin Aydın‟ın vaziyetine müteessir olduk.
ġAKA ġAKA ġAKA
Dağ DoğurmuĢ
(Muça‟da koyun otlatan Hesso ömrü boyunca tren görmemiĢ)
ArkadaĢı Memo‟ya hitaben:
“Oro Memo, bağ sene deyim. (Tünelden ani olarak çıkan treni tasvir
etmeye çalıĢarak)
“Dağ doğırdı, alamet doğırdı. Karnı ĢiĢmiĢti, ademleri yutmiĢtiki,
karnından fırlamiĢti. Ola, gözini açmiĢti, gafesinden duman çığirdi. Arhesine
bağtın. Ne gören Hesso‟nun damı, Memo‟nun damı, Hırtto‟nun dam,
Hüssü‟nun damı tağmiĢ peĢine tağmiĢ götürür. Ola köpriye geldi, kopriden
su içacağtı. Su içmedi meğer sen karĢıgi koyın Memed ağasına küsmiĢ.
BaĢladı. Hırtto-Fırtto-Zangir-Zingir-Tingir-Fingir, ola bir de aci aci
bağırdi. Korğudan dilim yuttum.”
Memo söze karıĢtı.
“Ola Hesso o senin bildığın kimi cenever, menever değil. ÖzbaĢına
geden bir icattır. Adına tiren diyerler.”
Gazetemizin prensibine uymamakla beraber bir arkadaĢın ağzından
naklettiğimiz bu fıkrayı duyunca Birlik seçimleri hatırladık. Galiba bugünkü
seçimlerde bir alamet doğuracak. Bari Hesso‟nun tasvir ettiği kadar
gürültülü olmasa...
BĠRLĠĞĠN BAġKAN SEÇĠMĠ YAPILDI
7 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 87
3 Ocak 1953 tarihli Birlik genel kurul toplantısında yönetim
kuruluna seçilen Talat Tufan, Sadık Karasu, Kadir Erol ve Muhtar Yıldırım
dün Ziraat Bankasında toplanarak baĢkan seçimini yapmıĢlardır.
2834 sayılı kanun gereğince yönetim kurulu tabii üyesi addedilen
Birlik Genel Müdürü de oyunu kullanmıĢ ve baĢkanlığa Talat Tufan
seçilmiĢtir.
Yeni yönetim kurulu ana mukavelename hükümleri gereğince 4
Ocak 1953 tarihinden beri vazifeye ve çalıĢmaya baĢlamıĢtır.
ĠRAN‟A KAÇTILAR
Aldığımız habere göre bir müddet evvel mürettep mahalleri olan
Trakya‟dan gelerek BaĢköy bucağımızın Adetli köyünde yerleĢen Ġsa ve
Süleyman adındaki Ģahıslar bir gece evvel ev ve hayvanlarını alarak Ġran‟a
geçmiĢlerdir.
Ġran‟a geçen iki hane Helikanlı aĢiretine mensup olup Ağrı isyanı
sırasında Türkiye‟ye iltica ederek Batı Anadolu‟da iskan edilmiĢlerdi.
DP ĠLÇE KONGRESĠ ĠÇĠN HAZIRLIKLAR
Demokrat Parti ilçe kongresi için hazırlıklara baĢlanmıĢ olup bu
meydanda ocaklardan gelecek olan delegeler ve isimleri tespit edilmektedir.
SAVCIMIZIN BEYANATI
Geçen nüshalarımızdan birisinde Kuça köyünden Hasan Akpına ve
oğlunu yirmi gün iĢ ve gücünden alıkoyacak Ģekilde dövenlerin zabıtaca
aradan aylar geçtiği halde celp edilmemeleri sebebiyle yazdığımız bir yazı
üzerine dün sayın savcımız Fuat Eribol bize Ģu izahatı vermiĢtir.
“NeĢriyatınız tamamen doğrudur. Fakat, bu kabahat ne
savcılığımızda ve ne de zabıtada değildir. Mağdurun ilk Ģikayeti üzerine
derhal Kuça köyüne jandarma gönderilmiĢ ve fakat kavgaya iĢtirak ettikleri
iddia edilen bazı kadınlar getirilmiĢti. Bilahare asıl faillerin yakalanması için
teĢebbüse geçilmiĢse de savcılığa bildirilen isimler de bazı yanlıĢlıklar
görülmüĢ ve suçluların esas isimlerinin tespiti biraz zor olmuĢtur. Bu
sebeple ilk tahkikatın gecikmesi ve suçluların celbi ihtiyarımız haricinde
olan sebeplere istinat etmektedir. Hayli ağır bir suçla sanık bulunan bu
Ģahıslar bizzat memuriyetimizce de takip edilmektedir.”
VazifeĢinaslığına kati olarak emin bulunduğumuz muhterem
savcımızın bu izahatı bizi tatmin etmiĢ bulunmaktadır. Vazifesinde
gösterdiği hassasiyet ve gazetemiz neĢriyatında verdiği kıymetten dolayı
kendilerine aleni teĢekkür ederiz.
SAĠT BULUT‟UN CEVABI
“Selam ün aleyküm Kaymakam Bey” baĢlığı altında neĢrettiğimiz
bir yazıya cevaben dün Sait Bulut imzasıyla bir mektup aldık. Basın Kanuna
göre uzun olması ve suç sayılacak ifadeleri havi bulunması dolayısıyla
cevap mahiyetinde bulunan kısımları neĢretmekle iktifa ediyoruz.
“Ben Elmagöl köyü yerli halkındanım. Ruslar zamanında babam
Koro bu köyden çıkarılmıĢ olup bu gün onun ismiyle anılan Koro çayırlığı
mevcuttur. 1950 yılında bu köyde yerleĢerek baba mülkiyetimin ispatı için
mahkemeye müracaat ettim. Fakat 5826 sayılı kanunun tatbik mevkiine
girmesiyle yapılacak muameleyi bekliyoruz. Ġcarla arazi almıĢ
bulunmaktayım. Ancak yapılan muamele Tarım Bakanlığı genel
tamimlerine istinat etmektedir. Çıkarılmamız için bahsedilen emir samimi
değildir. Sizin gibi beylerin tavassutuyla verilmiĢtir.
Osman Dalkıran bir çok defalar Ankara ve Kars‟a gitmiĢse de
iddiaları yersiz olduğundan kavlı mücerrette kalmıĢtır. Kanun suçlu
olduğumuzu tespit ederse tecziye eder. Yoksa bizi ikamet ettiğimiz yerden
kimse uzaklaĢtıramaz. Kaymakam bizi himaye etmemiĢ ve bilhassa otlakiye
için vaki taleplerimizi de reddetmiĢtir. Bizi hırsız ve kaymakamı da vazife
yapmıyor diye vasıflandırmanız iğfala kapıldığınızı göstermektedir”
Sait Bulut‟un cevabı bizi tatmin edememiĢtir. Asıl yazımızın
muhatabı cevap vermeliydi. Vilayetin tavassutla emir verdiğini iddia
ettiklerine göre bunu ispat etmek biraz zor olsa gerektir.
TALAT TUFAN CEVAP VERĠYOR
7 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 87
Dünkü nüshamızda Talat Tufan hakkında yaptığımız neĢriyata
cevaben aldığımız mektubu basın kanunu gereğince neĢrediyoruz:
“DĠL Gazetesi Yazı ĠĢleri Müdürlüğüne
Köylüm ve komĢum Cihangir Erkut‟un mektubuna istinaden
hakkımda yaptığınız neĢriyat tamamen asılsız ve mesnetsizdir. Cihangir
Erkut‟u yönetim kuruluna seçilmek üzere desteklemediğim ve kardeĢi
Yunus Erkut‟u bütün ısrarlarına rağmen kooperatife memur almadığım için
aleyhimde bu Ģekilde hareket etmesine sebep olmuĢtur.
Ben haddizatında Birlikten 3000 lira avans almıĢtım. Bu parayı o
zaman iĢletmeye teslim ettiğim pamuk mukabili çektiğimden teslimatı
müteakip derhal bu avansın mahsubu yapıldı ve makbuzda bana verilmiĢ
bulunulmaktadır.
Fazla bardan aldığım iddiası da tamamen uydurma ve yalandır. Zira,
bugüne kadar Birlikten almıĢ bulunduğum bardan adedi 30‟dur. Kayden
sabit bulunan bu hususu propaganda mevzuu yaparak aleyhimde istismar
etmek Cihangir Erkut‟un karakteriyle yakıĢık almaz.
Kredi borçlarını kaçırmak ve komisyonculuk yapmak için köylü
mallarını Ģu veya bu Ģahıs namına Birliğe verdiğim hususu da uydurmadır.
Çünkü, bu niyeti taĢıyan bir kredi borçlusu bana müracaat edeceğine, pekala
binlerce ortağı bulunan bir Melekli köylüsüne baĢvurabilir. Kaldı ki bugüne
kadar Birliğe vermiĢ bulunduğum pamuk miktarı 5500 kilodur ki bu da
kayden sabittir.
Ben, bahsettiğiniz gibi mali durumu gayet yerinde olan bir
hemĢehrinizim. Kooperatife hırsızlık için değil ortakların arzu ve ısrarı ile
girdim. Bugüne kadar bir suihalimide hiç kimse iddia edemez. Ufak tefek
hataları bir milyonluk müessesede çok görmemek icap eder.
Tuzlucalılar bana kendi arzu ve istekleriyle oy vermiĢtir. Bu
arkadaĢlara para vaat ettiğim hususunda söylentiler varsa bunlar tamamen
asılsızdır. Zaten delege olarak genel kurula iĢtirak eden muhterem Tuzlucalı
arkadaĢların ortak oldukları bir müessesenin idaresini maddi menfaat
mukabili Ģu veya bu Ģahsın eline vereceğini asla zannetmiyorum.
Gayem ortaklara ve Iğdır pamuk müstahsiline hizmet etmektir.
Daima memleket meselelerinde samimi hareketine Ģahit olduğunuz,
muhterem gazetenizin Ģahsımı çürütmek gayesiyle hareket eden kimselerin
sözüne kıymet vermeyeceğini biliyorum.
Bu vesile ile saygılarımı sunar memleket için hizmetlerinizin baĢarılı
ve devamlı olmasını temenni ederim.
Iğdır PTSK Birlik BaĢkanı
Talat Tufan”
ĠLAN
Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri Genel Müdürlüğünden
Birliğimiz için günde 20-25 ton arasında çiğitli pamuk çırçırlayan ve
makine ile küçük çapta pres yapan, Birlik fabrikasına yakın bir fabrika icar
edilecektir. Bu evsafta fabrikası olanların 9 Ocak 1953 Cuma gününe kadar
bir beyanname ile durumlarını Birliğe bildirmeleri ve bunlardan az masrafla
çok iĢ gören ve yukarıdaki evsafa uygun olan fabrikanın açık eksiltme ile
kiralanacağı ilan olunur.
ÇĠFTÇĠ MALLARI KORUMA BAġKANI GAZETEMĠZE ĠZAHAT
VERĠYOR
Ġlçede mevcut su buhranı münasebetiyle yaptığımız neĢriyat üzerine
Çiftçi Malları Koruması baĢkanı Hasan Çetinel gazetemiz idarehanesine
gelerek neĢriyatımıza hak verdiğin beyan ettikten sonra bu hususta tertibat
alındığını ve yakında su ihtiyacının karĢılanacağını bildirmiĢtir.
Hürriyet Gazetesine Tepki Devam Ediyor
12 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 92
3 Ocak tarihli Hürriyet Gazetesinde zümreciliği hedef tutan baĢyazı
münasebetiyle dün de telgraflar çekilmiĢtir.
Tüccardan Musa Malgaz, Aziz Güney, Süphan GüneĢ, Sait Zor,
Cihangir Turan, Cemalettin GüneĢ ve DĠL gazetesi sahibi Mecit Hun
tarafından müĢterek imzayla BaĢbakan Adnan Menderes, Zafer Gazetesi,
Diyarbakır mebusu Mustafa Ekinci ile Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığına
çekilen telgraf aĢağıdadır:
“3 Ocak 1953 tarihli Hürriyet gazetesinde baĢmakale olarak Sedat
Simavi imzasıyla kaleme alınan “KurĢuna dizilenler” baĢlıklı yazıda
Diyarbakır ve çevresinde sebepsiz olarak kurĢuna dizilen vatandaĢların
mesulleri hakkındaki takririne temas edilerek muhterem Menderes‟i tahrik
eden amiller arasında Kürtlük meselesiyle hatırı bulunduğu belirtilmektedir.
Tefrikacı ve zümreci bir gaye ile kaleme alındığına kani bulunduğumuz bu
yazının Türk basınında ve bilhassa Hürriyet gibi yüksek tirajlı bir gazetede
neĢredilmesi Türk milletinin milli bütünlüğü ile kabili telif değildir. Bahusus
aynı yazıda birkaç Kürt yine isyan ederlerse aynı kol aynı yumruğu onların
beynine indirmekle vazifelidir, tehdidi hükümet adına Sedat Simavi‟nin
lüzumsuz bir ihtarı mahiyetini arz etmektedir. Türklük-Kürtlük tefrikasının
çoktan tarihe karıĢtığı Ģu sırada hiçbir sebep mevcut olmaksızın aynı mevzua
münevver gazetecilerimiz tarafından avdet edilmesi, ġarkın bir hudut
kasabası olan Iğdır‟da “çirkin” tabiriyle vasıflandırılmaktadır. Bu yazı
Simavi‟nin tabiriyle birkaç Kürdü değil, milyonlarca vatandaĢı teessüre gark
etmiĢtir. Hatırımızdan dahi geçmesini arzu etmediğimiz tefrikacılığın
münevver kalemler tarafından hortlatılmasını Ģiddetle protesto eder, Halk
Partisi devrinin Cevdet Kerimleri siyasetini takip eden Simavilerin kül
halindeki milli bağlılığımıza menfi tesir yapamayacaklarını saygılarımızla
arz ederiz.
ENVER SEVER‟ĠN MEKTUBU
Demokrat Parti Ġçbucak ilçe idare kurulu üyesi ve Alikamer köyü
ocak baĢkanı Enver Sever‟den bir müddet evvel yapılan CHP Iğdır ilçe
kongresi hazırlıklarına müteallik bir mektup aldık. Gazetemizin tarafsızlığı
münasebetiyle bu Demokrat arkadaĢın arzusunu yerine getiriyoruz.
“22.12.1952 günü saat 17:30 sıralarında köyün orta yerine doğru
ilerleyerek üzerindeki CHP forsuyla halkı kendisinden kaçıran bir cip. Forsu
görenler derhal geri dönüyor. Merak ettim. Meğer Halk Partililer (Rasim
Ġlter, Hüseyin Altay, Hasan Çetinel, Abdullah Armağan) Alikamer köyünde
CHP‟li aramaya gelmiĢler. Oturdukları dükkanda parlayan gözleriyle
kendilerini karĢılayacak adam bekledikleri hallerinden belli. Misafire
hürmette kusur etmemek için yanlarından bulunan bir baba ile iki oğluna
parti propagandası yapıyorlar. Yanındaki üç köylü bilamecburi beyleri
esneyerek dinlemektedir. Bu sırada yanlarına gittim. Vaktin gecikmesini
beyan ederek beyleri köylülerle görüĢtürmemin mümkün olamayacağını
söylemek istedim. Fakat gördükleri mukabeleden piĢman bulundukları
yüzlerinden okunuyordu. Daha ziyade üzmek istemedim. ġunu düĢündüm ki
ideallerin de sabit kalan köylümle bunları görüĢtürmüĢ olsa idim muhakkak
ki konuĢacakları mevzular ve ölçüsüz sözleri mukabilinde köylüden
alacakları basit cevaplar onları tatmin edebilecekti. Bu sebeple baĢtanbaĢa
Demokrat olan bir köyde Halk Partili aramaya çıkan 4 hemĢehrimizden özür
diler bir daha da misafirlik hariç, parti mevzuunda, Alikamer yolunu
tutmamalarını tavsiye ederim.”
ĠTĠZAR
Teksir makinemizin ufak bir arıza göstermesi dolayısıyla dün ve
bugün intiĢar eden nüshalarımızı zamanında okuyucularımıza
yetiĢtiremedik. Yine kağıt mevcudumuzun bitmesi hasebiyle birkaç gün ara
vermemiz muhtemeldir. Bu sebeple muhterem okuyucularımızdan özür
dileriz.
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ bulunduğum nüfus cüzdanımı
kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü bulunmadığını ilan
ederim.
Kasımcan Köylü Muhar oğlu Gaffar AteĢ
TEZEL GELDĠ
Dün siyasi bazı meseleler için Ağrı‟ya giden muhterem Sadık Tezel
bugün hususi bir otomobil ile avdet etmiĢlerdir.
TÜRK MĠLLĠYETÇĠLER DERNEĞĠ TOPLANDI
Son hadiseler münasebetiyle Türk Milliyetçiler Derneğinin Iğdır
Ģubesi dün ġehir Kulübünde birçok üyelerin iĢtirak ettiği bir toplantı
yapmıĢtır.
Toplantıda görüĢülecek mevzular etrafında izahlarda bulunan Hamza
Mızrak, 12 Kasım günü Iğdır‟ın KurtuluĢu münasebetiyle tertiplenen gecede
sahneye Azerbaycan bayrağı asıldığı iddia edilerek Dernekliler aleyhinde
“komünistlik propagandası yapmak” suçundan takibat yapıldığın ve uzun
zaman devam eden bir tahkikat safhasında savcılıkça takipsizlik kararı
verildiğini belirterek, Derneğin bazı kötü niyetliler tarafından harcanmak
istendiğini ve bunlarla mücadele etmenin gerekli bulunduğunu söylemiĢtir.
Bilahare Hürriyet Gazetesinin 3 Ocak 1953 tarihli nüshasında Sedat
Simavi tarafından yazılan baĢyazıda milliyetçiliğe aykırı fikir ve beyanlar
bulunduğundan keyfiyetin Dernek genel merkezine bildirilmesi ve top
yekun gençlik tarafından icap eden yerlere telgraf çekilmesi teklif edilmiĢ ve
hazır bulunanlar tarafından bu fikir ittifakla tasvip edilmiĢtir.
Dernek baĢkanı Celâl Açıkgöz söz alarak Malatya hadisesi
dolayısıyla keza Hürriyet gazetesinin bitaraflılığını ve olgunluğunu
muhafaza etmeyerek Dernek aleyhinde pireyi deve yaptığından bahsetmiĢ ve
derneğin bu hadise ile ilgili tutulmak istendiği bu propagandaların
milliyetçileri çekemeyen unsurlar tarafından çıkarıldığını sözlerine ilave
etmiĢtir. Bu konuĢma üzerine toplantıda hazır bulunan Dernekliler
bağlılıklarını bir defa daha izhar ederek toplantıya son vermiĢlerdir.
SÜRMELĠ GENÇLĠK SPOR KULÜBÜNÜN DURUMU
Piyasaya olan borçlarını tasfiye maksadıyla Sürmeli Gençlik Spor
Kulübü tarafından tertiplenen piyangonun çekilememesi münasebetiyle
Kulüp genel kurulunun üs normal toplantıya davet edildiğini evvelce
bildirmiĢtik. Son toplantıda seçilen kongre divanı geçici kalmak suretiyle
bizzat piyango iĢine el koymuĢ ve dün mevcut azalarla bir toplantı daha
yaparak büyük emeklerle kurulan kulübün çökmemesin teminen evvelce
yönetim kurulunu teĢkil eden 7 üyelik miktarı 3‟e indirerek yeni kongreye
kadar Hamza Mızrak, Ahmet Tekin ve Celâl Açıkgöz‟den müteĢekkil bir
idare heyeti seçmiĢtir.
Piyango meselesi de yeni idare heyeti tarafından tetkik edilecek ve
piyangonun çekilip çekilmeyeceği hususunda bir karara varılacaktır.
Ġl Genel Meclisi ÇalıĢmaları Sona Erdi
19 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 95
Kars ili meclisi çalıĢmalarını bitirerek kendi aralarında daimi
komisyonda çalıĢacakları seçmiĢtir.
Bizzat takip ettiğimiz son toplantıda birkaç seneden beri vilayet
meclisinin yegane mevzuu olan Kırzıoğlu Fahrettin‟in Kars Tarihi adlı
kitabının vilayetçe basılması meselesi bir gün evvel yapılan görüĢme ve
alınan karara rağmen tekrar SarıkamıĢ üyesi Hüseyin Altay tarafından ortaya
atılmıĢ ve uzun münakaĢalara yol açmıĢtır. Zaman zaman sayın Niyazi Akı
tarafından verilen tatmin edici izahat üzerine görüĢme kafi görülerek
gündemin son iki maddesine geçildi.
Menafii umumiye kanununa göre her ilçe için birer hakem heyeti
seçildi. Ġstimlak iĢlerinde hakemlik yapacak olan bu heyette evvelki liste
aynen kabul edilerek daimi komisyon seçimine geçildi.
BaĢkan tarafından siyasi partilerin aday tespit edip etmedikleri
hususu soruldu. Her iki partinin de adayları mevcut olduğu grup sözcüleri
tarafından bildirilerek oylar kullanıldı. Yapılan tasnif sonunda seçimin
Demokrat Partililer lehine neticelendiği anlaĢıldı.
Bu suretle daimi komisyona Abdurrahman Kılıç (SarıkamıĢ),
Süleyman Parlak (Kağızman), Ahmet Kağan (Göle), Alaaddin Atalay
(Posof) seçildiler.
CHP adayı olan Rıza Karakurt, ġahin Yerdelen, Mihrali ġengül,
Sümmani Akçay yedekte kaldılar.
KARS VALĠSĠNĠN GAZETEMĠZE BEYANATI
Sayın Nizayi Akı Iğdır‟a müteallik mevzularda geniĢ izahatta
bulundu:
Kars Valisi sayın Niyazi Akı birkaç gün evvel Kars‟a giden
arkadaĢımız Mecit Hun‟u kabul ederek Iğdır‟a taalluk eden mevzularda
geniĢ izahat ve beyanda bulunmuĢlardır.
Bilhassa Iğdır‟ın ana davalarına temas eden Akı, Ģu hususların
gazetemiz vasıtasıyla Iğdır halkına müjdelenmesini arzu buyurmuĢlardır:
1. Iğdır‟ın emniyet ve asayiĢini temin maksadıyla mevcut polis kadrosunun
kifayetsizliği nazara alınarak 1 emniyet amiri ve 6 polisten ibaret
bulunan eski kadroya yeniden 3 polis ilave edilmiĢ ve gerekli tayinler
yapılmıĢtır. Bu suretle Iğdır‟ın Ģehir asayiĢi için müspet bir adım atılmıĢ
bulunmaktadır.
2. Dil mıntıkasında açılması bahis mevzuu olan Devlet Üretme Çiftliğinin
açılması 1953 Mayıs‟ına kadar mümkün kılınacak ve bu suretle Iğdır‟ın
iktisadi kalkınması için elzem bulunan bu dava da halledilmiĢ olacaktır.
3. Dil mıntıkasının açılması ile geniĢleyen sahanın asayiĢ ve emniyetini
temin ve Iğdır‟dan itibaren105 kilometre uzanan bu bölgede idareyi
hakim kılmak maksadıyla coğrafi ve iktisadi faktörler de nazara alınarak
BaĢköy bucağımızın ilçe merkezi haline getirilmesi zaruri
görüldüğünden bu hususta il genel meclisine verilen takrir kabul edilerek
evrakın tekamülünü müteakip içiĢleri bakanlığı vasıtasıyla Büyük Millet
Meclisine lazım gelen teklif yapılacaktır.
BaĢköy bucağının ilçe merkezi haline getirilmesiyle Iğdır‟ın iktisadi
ve ticari durumunda mühim bir ilerleme kaydedileceği bedihidir.
4. Iğdır‟da bir iplik fabrikasının açılması hususunda evvelce sarf edilen
gayretlere inzimamen Kars‟a teĢrifleri sıralarında muhterem
cumhurbaĢkanı Celal Bayar‟ın temennilerine binaen kooperatif ve
tüccarlar arasında müĢtereken yapılması keyfiyeti önemle takip edilerek
bu hayırlı teĢebbüs desteklenecektir. Ġcap ederse Türkiye Sanayi
Bankasının da iĢtiraki temin edilerek Iğdır‟ın bu ana davasının da halli
mümkün kılınacaktır.
BaĢlıca dört mevzu etrafında gazetemize tatmin edici beyanda
bulunan sayın Niyazi Akı bu meselelerin halli için lazım gelen hususları da
izah buyurmuĢlardır.
Yarınki sayımızdan itibaren bu ana davaları ayrı birer mevzu olarak
tekrar ele alarak, sayın Niyazi Akı‟nın Iğdır‟a verdikleri ehemmiyetten de
bahsedeceğiz.
ĠLAN
Pek yakında haftalık mizah gazetemizi (Fırıldak) bekleyiniz.
ĠLAN
Ġlçemizde evvelce pamuk, çimento ve saire gibi ticaret iĢleriyle
iĢtigal eden odamıza kayıtlı Latif Polat‟ın bu kere 1953 yılından itibaren
taahhüt iĢleriyle de iĢtigal edeceği ve kendi müracaatı üzerine odamızda
evvelce mevcut bulunan kaydının bu suretle tashih edildiği ticaret kanunu
hükümlerine göre ilan olunur.
ĠLAN
Ġlçemizde evvelce tenekecilikle iĢtigal eden odamız sicil defterinin
382 sicil sıra numarasında kayıtlı Ġskender Yalçın bu kere 1 Ocak 1953
tarihinden itibaren yeni yol caddesinde mülkiyeti kendisine ait dükkanda
pamuk ve zahirecilik ile iĢtigal edecektir.
Bu suretle kaydının odamızca tashih edildiği ticaret kanunu
hükümlerine tevfikan ilan olunur.
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan aldığım ve içinde askeri muamelem
iĢlenmiĢ bulunan nüfus cüzdanımı kaybettim. Yenisi alacağımdan eskisinin
hükmü olmadığı ilan olunur.
Yaycı köylü Rıza Çakar
ĠLAN
Iğdır Ticaret ve Sanayi Odasından
Iğdır‟ın ġehit Mehmet ÇavuĢ caddesinde kantariye ve bakkallıkla
iĢtigal eden Ġsmail Çağatay‟ın odamıza vaki müracaatı üzerine kaydının
yapılarak sicilli ticarete ithal edildiği ve badema bu unvanla iĢ yapacağı
ticaret kanunu hükümlerine tevfikan ilan olunur.
BĠRLĠK GENEL KURULUNU ÜSNORMAL TOPLANTIYA DAVET
TEġEBBÜSÜ
Aldığımız habere göre kooperatifçilerden bazıları yeni bir teĢebbüste
bulunarak genel kurulu üs normal toplantıya davet etmek üzerek delege ve
ortaklardan imza toplamaya baĢlamıĢlardır.
Bu toplantının yapılmasını icap ettiren sebeplerle toplantıda hangi
hususların görüĢüleceğine dair hiçbir malumat verilmemektedir.
Tahminimize göre yapılan bu teĢebbüsün baĢlıca maksadı yönetim
kurulundan bazı Ģahısları uzaklaĢtırmaktır.
Toplantıya daveti icap ettiren takrir kanuni miktarda imzayı ihtiva
ettiği anda Birlik genel müdürlüğüne verilecek ve toplantı günü bu suretle
tespit edilecektir.
Toplantının Birlik kontrol kurulu tarafından da tasvip edilip
edilmediği de bilinmeyen hususlar arasındadır.
YASAK BÖLGE HALKINA YAPILACAK MUAVENET
5826 sayılı kanun gereğince yasak bölge halkına yapılacak olan
muavenete dair bütün muamele ikmal edilmiĢ bulunmaktadır.
Aldığımız habere göre, verilen beyannameler üzerinde gerekli
tahkikat icra edildikten sonra müstahak aileler tespit edilerek ilgili
komisyonca karara bağlanmıĢtır.
Evvelce verilen iki yüz bin lira tahsisata ilaveten yeniden 300 bin
liralık tahsisat istenmiĢ ve bu da gelmek üzeredir.
Bu münasebetle bu ilden gelecek olan merkez iskan memuru Ahmet
Tekirdağ bu paranın tevziatına baĢlayacaktır.
ĠDRĠS ATAMAN GELDĠ
Bir müddet evvel Elazığ‟a tarım kurusuna giden ziraat memurumuz
Ġdris Ataman iki gün evvel avdet etmiĢtir.
Ataman‟a devamlı baĢarılar temenni ederiz.
MERMĠ SATAN JANDARMA GEDĠKLĠSĠ
Birkaç gün evvel Kars emniyet müdürlüğünün esaslı çalıĢmalarıyla
mermi satıĢı yapan bir Ģebeke ele geçirilmiĢtir. ġebeke Ģu Ģekilde ele
düĢmüĢtür.
Kars cezaevi baĢgediklisi Hasan Dalseven adındaki bir zabıta
mensubunun Kars‟ta bakkallık yapan Mehmet TaĢdemir vasıtasıyla dıĢarıya
mermi satıldığı ihbarı üzerine hadiseye el koyan emniyet müdürü Haydar
Özkın baĢgedikliye hitaben bakkal Mehmet‟ten iki pusula almaya muvaffak
olmuĢ ve verilen mermi bedelleriyle bir miktar boĢ kovanı Mehmet‟in
dükkanında yaptığı bir aramada ele geçirmiĢtir.
Bilahare baĢgediklinin evinde de arama yapılarak 424 mavzer
mermisi ele geçirilmiĢ ve sanıklar tevkif edilerek askeri mahkemeye sevk
edilmiĢlerdir.
BĠRLĠK Genel Kurulu Toplantıya Çağrılıyor
20 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 96
Dün azı delegeler Birlik genel kurul azalarından imza toplayarak bir
üs normal toplantı teĢebbüsüne geçmiĢlerdir.
Öğrendiğimize göre delegeler genel kurulda alınan karara aykırı
olarak fabrika kiralandığını ve anahtar teslimi alınması lazım gelen
fabrikanın kilo hesabına göre icar edildiğini beyan ederek yolsuzluk ve
usulsüzlük iddiasında bulunmakta ve bunu üs normal bir toplantı için kafi
sebep addetmektedirler.
Haddizatında müteĢebbisler tarafından usulsüz olduğu iddia edilen
fabrika hikayesi mevcut söylentilerle tezat teĢkil edecek mahiyettedir.
Birlik, mubayaa edilen malın fazlalığı dolayısıyla bir fabrikanın
kiralanmasını zaruri görerek bu hususta genel kuruldan karar almıĢtır.
Haddizatında yönetim kurulunun da yetkisi dahilinde bulunan bu
meselede Birlik genel müdürünün
basiretle hareket ettiği aĢikar
bulunmaktadır. Birlik keyfiyeti ilan ederek bütün fabrika sahiplerini aleni
yapılması kararlaĢtırılan açık eksiltmeye davet etmiĢ ve diğer taraftan
kooperatifçiler ve ortaklarının menfaatini düĢünerek ilçede hali faaliyette
bulunan savcin ve rolejin çırçırlarından hangisinin daha elveriĢli ve tercihe
Ģayan olduğunu Ġzmir, Adan ve Malatya‟dan telgrafla sormuĢ ve rolejin
çırçırlar lehine alınan cevap üzerine bir defa da her iki çırçırda öğünen
pamuk farkı fiyatını Ġstanbul Borsasından öğrenerek yine rolejin lehine
cevap alınınca yönetim kurulunca rolejin çırçırları havi bir fabrikanın
kiralanması kararlaĢtırılmıĢtır. Bu defa yapılan açık eksiltmede iki fabrikatör
talip olmuĢ ve neticede 7 kuruĢa fabrikatör Ömer ġark‟ta kalmıĢtır.
Ayrıca Birlik tarafından rolejin ve savcin çırçırlarda randıman tespit
edilmiĢ ve rolejinlerin yüzde 1.5 fazla randıman verdiği anlaĢılmıĢtır. Bütün
bu hususlar mevsuk olarak birlikte mevcut iken bazı delegelerin bunu üs
normal toplantı için kafi sebep addederek genel kurulu toplantıya davet
etmesi gülünçtür.
Genel kurulun üs normal toplantıya davet edilmesi için en az 3
maddelik bir gündemin mevcut olması ve ortaklar veya delegelerin en az
üçte birinin muvafakati Ģarttır.
ġu vaziyete göre kanuni seyrini takip eden bir muameleden dolayı
genel kurulun toplantıya çağrılması usulsüzdür.
Diğer taraftan fertlerin yönetim kurulunun iĢine karıĢmaları Birliğin
faaliyetlerini darbeleyeceğinden bu teĢebbüsler faydadan ziyade zarar getirir
kanaatindeyiz.
BAġKÖY’ÜN ĠLÇE OLUġU MEVZUU
20 Ocak 1953
Mecit Hun
Sayı: 96
Kars‟ta bulunduğumuz sırada Kars Valisi sayın Niyazi Akı‟nın
gazetemize yaptığı beyanata atfen BaĢköy bucağımızın ilçe merkezi haline
getirileceğini dünkü nüshamızda bildirmiĢtik.
BaĢköy‟den itibaren 50 kilometrelik bir saha üzerinde uzanan Dil
mıntıkasının açılarak Tarım Bakanlığınca üretme çiftliği haline
getirilmesiyle bu bucağımızın özel bir hususiyet arz edeceği tabiidir. Bu
taktirde BaĢköy‟ün Iğdır‟a olan 55 kilometrelik uzaklığı da nazara alınırsa
105 kilometrelik bir saha da emniyet ve asayiĢin temini ancak bu
bucağımızın ilçe merkezi haline getirilmesiyle mümkün olabilecektir.
Ayrıca coğrafi, iktisadi, ticari ve idari sebeplerde yukarıda bahis konusu
olan amillere inzimam ettiği taktirde BaĢköy‟ün ilçe merkezi haline
getirilmesi için ortada hiçbir mani kalmaz.
Bu durumları etraflıca tetkik ve tespit buyuran sayın valimiz
keyfiyeti bir takrirle vilayet meclisine bildirmiĢ ve tasvip kararı alarak
evrakı ikmal edilmek üzere Iğdır kaymakamlığına göndermiĢtir. Evrakın
müspet bir Ģekilde tekamülünü müteakip ĠçiĢleri Bakanlığınca Büyük Millet
Meclisine lazım gelen teklif yapılacaktır.
Akı, bu mevzuda aynen Ģu beyanda bulundular.
“Bugünkü iç siyasetimize göre, bizler ancak huzur ve sükunun
hudutlardan itibaren temin edilebileceğine kaniiz. Bu sebeple iç
vilayetlerimizden evvel hudut kasabalardan baĢlayarak idari teĢkilatı
kuvvetlendirmeliyiz. Iğdır‟ın vilayet merkezi haline getirilmesinden ziyade
BaĢköy ilçe merkezi haline konması bize göre zaruridir.”
Dil mıntıkasının açılmasıyla BaĢköy‟ün iktisadi ve ticaret durumu
yeni bir tekamül safhasına girebilecektir. Bu taktirde Aralık bölgesinde
yeniden iki bucak merkezinin teĢkilinde mecburi addedilmektedir.
Bu hayırlı teĢebbüs tahakkuk ettiği taktirde neticenin sayın Akı‟nın
bir eseri olacağı tabiidir. Genç ve çalıĢkan valimizi tebrik eder
faaliyetlerinde daima baĢarılı olmasını temenni ederiz.
DĠGOR ĠLÇE MERKEZĠ OLUYOR
Kars‟a bağlı Digor ilçemizin idari teĢkilatı tamamlanmak üzeredir.
Evvelce bucak merkezi olan Digor‟un ilçe haline getirilmesi hususunda
lazım gelen evrak tekamül etmiĢ ve ĠçiĢleri Bakanlığınca Büyük Millet
Meclisine sunulmuĢtur.
1953 yılı içinde Digor ilçe haline getirilecektir.
HAYRĠ ÖZTÜRK BARAKASI SOYULDU
Hayri Öztürk‟e ait belediye yanındaki baraka bu gece soyulmuĢtur.
Hırsızlar tarafından mevcut bütün müskirat ve yiyecek maddeleri
götürülmüĢ ve yalnız bir terazi bırakılmıĢtır. Hadisenin mahiyeti henüz
tespit edilmemiĢ olmakla beraber kasabanın en iĢlek bir yerinde bu
soygunculuk hadisesi calibi dikkat görülmektedir.
ĠLAN
Bitlis nüfus idaresinden almıĢ bulunduğum ve içinde askeri
muamelem iĢlenmiĢ bulunan nüfus hüviyet cüzdanımı kaybettim.
Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Cezmi Öztekin
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ bulunduğum nüfus kağıdımı
kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Karaağaç Mahallesinde Mustafa Oğlu Fehmi Kublay Öncü
ĠLAN
Iğdır nüfus idaresinden almıĢ bulunduğum cüzdanımı kaybettim.
Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Kaçar köyünden Mehmet oğlu Oruç Gürel
ĠLAN
Iğdır nüfus memurluğundan almıĢ bulunduğum nüfus cüzdanımı
kaybettim yenisin alacağımdan eskisinin hükmü olmadığı ilan olunur.
Melekli köylü ġükrü Aras 1930
KOOPERATĠFLERDE PAMU MUBAYAASI DURDURULDU
Bugüne kara fasılasız pamuk mubayaası yapan PTSK Iğdır Birliği
mevcut yer ve ambarları kalmadığından mubayaayı durdurmak
mecburiyetinde kalmıĢtır.
Birlik, yeni bir fabrikanın kiralanmasını müteakip mubayaaya
baĢlayacaktır.
EL KONDU
Ġran‟a giden ve Ġran‟dan gelen hemĢehrilerimizden para aldıkları
iddiası üzerine Gürbulak kapı karakolundaki memurlar hakkında yaptığımız
neĢriyat ilgililerin dikkatinden kaçmamıĢ ve aldığımız habere göre
görevlerini kötüye kullanan bu memurlar hakkında tahkikata tevessül
olunmuĢtur.
Haberlerin neĢredildiği nüshalarımız Kars valisi sayın Niyazi Akı
tarafından tetkik edilirken bu neĢriyatımız üzerinde durulacak bir mevzu
telakki edilerek Ağrı valiliğine bildirilmiĢ ve derhal tahkikata geçilmiĢtir.
TÜRKĠYE‟DEKĠ DOKTOR DURUMU
Geçenlerde Sağlı ve Sosyal Yardım Bakanı Ekrem Hayri Üstündağ
Türkiye‟deki doktorlar mevzuuna temas ederek Anadolu‟nun hakikatten
doktor beklediğini belirterek, Ġzmir, Ġstanbul ve Ankara‟daki iki milyon
vatandaĢa 4000 ve Anadolu‟daki 20 milyon nüfusa 3000 doktor düĢtüğünü
açıklamıĢtır.
Bu anormal durum karĢısında Anadolu‟nun uzak köĢelerinde doktor
ihtiyacın karĢılamak üzere yeni bir kanun tasarısının hazırlanacağı tahmin
edilmektedir.
KAHVEDE BULUNAN TABANCA
18 Ocak 1953 tarihinde emniyet mensupları tarafından Fazıl Baykal
gazinosunda yapılan arama sırasında emniyet amirliğinde çalıĢan bekçi
ġevket‟in masalardan birisinin altında atılan bir tabancayı meydana
çıkarmak istemediği iddiasıyla hakkında takibata tevessül olunmuĢtur.
Haddi zatında, yaptığımız tahkikata göre tabanca ġevket tarafından
alındığı sırada gazino sahibi Fazıl Baykal kendisine ricada bulunarak sahibi
tespit edilinceye kadar resmiyete intikal ettirilmemesini söylemiĢ ve ġevket
de evdeki hastasına uğradıktan sonra tabancayı karakola getirirken ihbar
üzerine vaziyette el konmuĢtur. Fakat vaziyetin ġevket aleyhinde mütalaa
edilmesi dedikodu mevzuu olmaktadır.
MEHMET GÜLTEN DP ĠLÇE BAġKANI
27 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 2 Sayı: 103
Demokrat Parti ilçe idare kurulunun feshi üzerine geçici idare
kuruluna seçilen Mehmet Gülten, Naci GüneĢ, Süphan GüneĢ, Hacı Nağdali
Parlar, Kadir Günde ve Ġsmail Çınar‟dan müteĢekkil geçiciler dün kendi
aralarında toplanarak baĢkanlığa Mehmet Gülten‟i getirmiĢlerdir.
Geçici kuruldan istifa eden Timur Demirci yerine Sadık Tezel
getirilmek suretiyle kurulun 7 kiĢi olması temin edilmiĢtir.
Ġl heyetinin haksız hareket ettiğini iddia eden mefsuh idare kurulu
baĢkanı Nurettin Kirman tüzük gereğince ihtilafın halli için genel idare
kuruluna müracaatta bulunduğunu beyan ederek partiye ait dosya ve evrakı
teslim etmekten imtina etmiĢtir. Bu hususta malumatına müracaat ettiğimiz
bazı geçici kurul azaları, Nurettin Kirman‟a devir ve teslim vermesi için
tebligat yapıldığını bildirmiĢlerdir.
HACI EKBER ÇÖLLÜ DEMOKRAT PARTĠDEN ĠSTĠFA ETMĠġ
Aldığımız haberlere göre il DP heyetinin Iğdır‟a gelerek ilçe idare
kurulunu feshetmesi üzerine geçici kurula alınan Hacı Ekber Çöllü geçici
kuruldan istifa ettiği gibi Demokrat Partiden de ayrıldığını bir dilekçe ile
bildirmiĢtir.
Ekber Çöllü, istifası sebebini (siyasi partiler de faal vazife almak
istemediği halde teklifler karĢısında kaldığından pasif vaziyette kalmayı arzu
etmekle) izah etmiĢtir.
BĠRLĠKTEKĠ FABRĠKA SKANDALI
27 Ocak 1953
Mecit Hun
Yıl: 1 Sayı: 103
BeĢinci defa değiĢtirilen bir karardan sonra dün fabrikatör Kerem
Zengi‟ye ait fabrika 15 bin lirayla kiralandı.
BeĢ gün evvel fabrikası teslim alınan Ömer ġark Birliğin haksız
hareketi muvacehesinde Asliye yargıçlığına müracaat ederek tespiti delail
talebinde bulundu.
Günlerden beri devam eden Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri
Birliğinin bir fabrika kiralaması iĢi dün birkaç saat devam eden bir
komedyadan sonra neticelenmiĢtir. Bilindiği gibi Birliğin fazla pamuğunu
öğütmek için genel kurulca bir fabrika kiralanması hususunda karar alınmıĢ
ve bu karar gereğince Birlik yönetim kurulu keyfiyeti ilan ederek
fabrikatörlerden beyanname istemiĢti. O zamanlar her nedense biraz anlayıĢ
gösteren Birlik yönetim kurulu Türkiye‟deki kooperatif ve borsalarla temasa
geçerek rolejin markalı çırçırların elveriĢli olduğunu tespit etmiĢ ve savcin
çırçırları kiralamayacağına dair bir karar vererek rolejin sahibi Ömer ġark
ile Kerem Zengi‟yi açık eksiltmeye davet etmiĢ ve münakaĢa sonunda Ömer
ġark‟ın 7 kuruĢluk teklifi kesbi katiyet etmiĢti. Diğer iki fabrikatörün feryadı
koparması üzerine endiĢelenen yönetim kurulu bu defa her üç fabrikayı
75.000 liraya kiralayarak vaziyeti kurtarmak istemiĢ ve bu yolda bir de karar
vermiĢti. Fakat bu kararı müteakip ortaklar feryat etmeye baĢladılar.
Vaziyeti kurtarmak için Birlikçiler verilen kararın sadece bir pazarlık
olduğunu beyan ederek tercihen Ömer ġark‟a ait fabrikayı 32.500 lirayla
kiraladıklarını beyan ve derhal bir zabıtla teslim aldılar. 23.1.1953 tarihinde
içindeki bilumum akaryakıt ve malzemeyi fabrikanın anahtarlarıyla birlikte
teslim eden Ömer ġark dün mukavele yapılmasını beklerken yönetim kurulu
beĢinci defa karar değiĢtirecek.Kerem Zengi‟ye ait fabrikayı 15.000 liraya
kiralamak ve mukavele yapmak üzere teĢebbüse geçti. Ömer ġark‟ın bütün
ısrar ve çalıĢmalarına rağmen mukavele akdedilerek Kerem Zengi‟ye ait
fabrikanın muamelesi ikmal edildi.
Bu skandal bu suretle sona erdikten sonra dün fabrikatör Ömer ġark,
fabrikasının kiralandığına dair yönetim kurulu kararları, açık eksiltme zabtı,
fabrikanın teslim alındığına ait tutanaklar ile fabrika anahtarlarının halen
Birlik elinde bulunduğu ve kapılarının Ziraat Bankasının hususi damgasıyla
mühürlü olduğunu Iğdır Asliye yargıçlığınca tespit ettirerek ticaret kanunu
hükümlerine göre dava açacağını bildirmiĢtir. Ömer ġark durumun mevcut
deldi ve kanuni hükümler muvacehesinde çok kuvvetli olduğu ve Birlikçileri
mahkum edebileceği anlaĢılmaktadır. Bu suretle hatalı hareketlerin bir
neticesi olarak Birlik idarecileri müesseselerini yeni bir dava ile karĢı
karĢıya bırakmıĢ bulunmaktadır. Birliğin bu durum karĢısında nasıl hareket
edeceği merakla beklenmektedir.
ĠLAN
27 Ocak 1953 tarihinden itibaren evlerine elektrik almak isteyen
muhterem hemĢehrilerimizin evvela belediyemize müracaat etmeleri Ģarttır.
Hilafına hareket edenlere ait cereyanın kesileceği ve cereyan
verilmeyeceği ilan olunur.
ZEHĠRLENME
Öğrendiğimize göre ilçenin TaĢlıça köyünden Hüseyin oğlu Karahan
Güveren adındaki Ģahıs zehirlendiğini iddia ederek ilgililere müracaat etmiĢ
ve hastaneye yatırılmıĢtır.
Karahan, TaĢlıça köyüne bağlı Karahisar mahallesinde ReĢit
adındaki amcazadesinin düğün yemeği sırasında zehirlendiğini beyan
etmiĢtir.
Zehirlendikten sonra iki gün köyde yatırılan Karahan‟a iptidai
tedaviler tatbik edildikten sonra hastaneye yatırılmıĢ ve durumun iyi olduğu
anlaĢılmıĢtır.
Zehirlenmenin paslı
yemekten meydana
geldiği
söylenmektedir.
NĠġAN
Memnuniyetle aldığımız habere göre Alicanlı muhterem Ġsa YoĢ‟un
(Serhat) mahdumu Eyyüp YoĢ ile sinemacımız Aziz Güney‟in hemĢiresi
Sinem Güney niĢanlanmıĢlardır.
KARS ĠLAVESĠ
Vatan gazetesi sahip ve baĢyazarı Ahmet Emin Yalman tarafından
hazırlanan Kars ilavesi gazetesiyle birlikte satıĢa çıkarılmıĢtır. Kars için çok
kıymetli malumatı ihtiva eden bu ilaveyi tavsiye ederiz.
TUZLUCA ÖZEL MUHABĠRĠMĠZ DUT KÖYÜNDEKĠ SĠLAHLI
KAVGANIN TAFSĠLATINI VERĠYOR
17.1.1953 günü ilçenin Dut köyünde vuku bulan hadisenin tafsilatı
Ģöyledir:
Bu köyde Delal adındaki bir Ģahıs babası Abdulhadi‟den ayrılmak
istemiĢ. Bu sebeple aralarında vukua gelen bir kavgada köydeki Nürçin
ailesi Abdulhadi ve Özbek ailesi de Delal‟ın tarafını tutarak kavganın
büyümesine sebebiyet vermiĢtir. Köy birbirine girince mevcut jandarmalar
bu muazzam kavgayı önleyemediğinden vaziyet Tuzluca‟ya bildirilmiĢ ve
jandarma komutanı yüzbaĢı Hasan Özyurt, yanına baĢgedikli ve 10 er alarak
derhal kaymakamla birlikte Dut köyüne gitmiĢlerdir. Diğer taraftan Akçay
karakolundaki jandarmalar da kavga mahalline yetiĢerek tarafları ayırmıĢ ve
ağır yaralıları Kars‟a sevk etmiĢlerdir. Kavganın sanıkları bulunan 6 kiĢi ile
bunlardan müsadere edilen 8 tabanca ve 3 tüfek savcılığa teslim edilmiĢtir.
Sanıklar mevkufen Iğdır‟a gönderilmiĢlerdir.
Bu haberi kısaca naklettikten sonra biz de bir lahza ilgililerin nazarı
dikkatini bu kavgada müsadere edilen silah miktar ve cinsi üzerine celp
etmek isteriz. Dut köyünde veya Ģu mahalde vuku gelen bir kavgada 8
tabanca ile 3 tüfek elde edilmesi halktaki silah miktarının derecesi hakkında
kafi bir malumat sayılabilir.
Her gün birkaç can bu silah serbestisinden yok olup gitmekte ve
birçok vatandaĢlar hapishanelere girmektedir. Silah mevzuu üzerinde
defalarca söylediğimiz gibi hükümetimiz titizlikle durmalıdır.
GAYRĠ MEġRU DOĞDUĞU ÇOCUĞUNU BOĞAN ANNE TEVKĠF
EDĠLDĠ
Sıtma mücadele baĢtabipliği yanındaki evde bir annenin çocuğunu
bezle boğarak toprağa gömdüğünü ve dün cesedin köpekler tarafından
çıkarılması üzerine keyfiyetin savcılığa intikal ettiğini bildirmiĢtik.
Aldığımız habere göre lazım gelen otopsi ile Ferizade‟nin muayenesi
yapıldıktan sonra suçlu görülerek tevkif edilmiĢtir. Tahkikata devam
edilmektedir.
TALTĠF EDĠLDĠ
Sayın valimiz Niyazi Akı‟nın son Iğdır seyahatlerinin birisi sırasında
köy okullarını teftiĢ buyurmaları üzerine Karakoyun köyü baĢ öğretmeni
Orhan Özyurt‟u bir takdirname ile taltif buyurmuĢlardır.
6.1.1953 tarihinde yazılan bu takdirnamenin metni aĢağıdadır:
“Sayın Orhan Özyurt, Iğdır Karakoyunlu köyü baĢöğretmeni
Okulunuzu ziyaret ettiğim sırada gördüğüm temizlik, intizam ve
fevkalade tertip karĢısında hayran kaldım.
Bu okul benim Ģimdiye kadar gördüğümün ey iyisidir.
Sağladığınız üstün baĢarıdan dolayı sizi ve idaresi kanunun 20nci
maddesine göre takdir eder baĢarılarınızın devamın dilerim.
Kars Valisi Niyazi Akı”
CEVAP
Kooperatif baĢkanlığına seçilen Talat Tufan‟ın CHP‟li olduğuna dair
Kars Gazetesinde neĢredilen bir haber üzerine gazetemize gönderilerek
neĢredilen Tufan‟ın tavzihi münasebetiyle Kars Gazetesi muhabiri Akil
Yalçın bize bir mektup yazarak Tufan‟ın CHP‟li olduğunu (...)
BAġBAKANA AÇIK MEKTUP
3 ġubat 1953
Mecit Hun
Yıl: 2 Sayı: 109
Muhterem BaĢbakanım,
VatandaĢ Ģikayet ve müracaatlarının en kısa bir zamanda
cevaplandırılması ve TeĢkilatı Esasiye (Anayasa) Kanunumuzun bu hususla
ilgili hükümlerinin daima nazara alınmasına dair devlet dairelerine
yaptığınız tamimi memnuniyet ve taktirle karĢıladık.
Bir hukuk devleti olan Türkiye‟mizde belki de böyle bir tamimi
yapan ilk BaĢbakansınız.
Tamiminizin tatbik sahasında da memleket ve millete faydalı
olabilmesini candan arzu edenlerdeniz. Fakat, tatbikatın ufak devlet
dairelerinden evvel hükümet erkanı arasında olması elzemdir kanaatindeyiz.
Bu münasebetle bir vatandaĢ olarak muhterem makamınıza vaki bir
Ģikayetimi hatırlatmak istiyorum.
Türkiye Zirai Donatım kurumu tarafından Iğdır mümessilliğine
seçildiğim ve bu sebeple 8000 lira da masraf yaptığım halde kurumun
bilahare ilk icaplarından rücu ederek mutazarrır olmama sebebiyet verdiği
hakkında evvela taahhütlü bir mektupla muhterem Ģahsınıza ve bilahare de
uzunca bir ELT telgrafla sayın makamınıza müracaat ettim.
Birkaç ay evvel yapmıĢ bulunduğum bu iki müracaata bu güne kadar
maalesef cevap almıĢ değilim. Tamiminizde bahsettiğiniz TeĢkilatı Esasiye
Kanunu hükümlerine göre azami 30 gün içinde verilmesi lazım gelen
cevabın ne zaman vürut edeceğini de bilmiyoruz.
Buna rağmen muhterem BaĢbakanım, siz bir tamim yayınlayarak
memur arkadaĢları bu kanun hükümlerine riayete davet ve hatta mecbur
ediyorsunuz. Riayet etmediğiniz bir hususa maiyetinizi riayete mecbur
etmeye bilmem ki hakkınız olabilir mi?
Kanuni bir hükme o kanunun hakim olduğunu memleketteki her
ferdin riayet etmesi mecburidir. Fakat BaĢbakanım yani hükümet reisinin
kanunu hiçe saydığı bir mevzuda tamim yapmadan evvel kendisini ıslah ve
kanuna intibak ettirmeye çalıĢmalıdır.
Bu sebeple tamiminiz dolayısıyla biraz da hayret ettiğimizi
gizleyemeyeceğiz. Muhterem makamınıza vaki müracaatlara cevap verildiği
taktirde, TeĢkilatı Esasiye Kanunun bu hükmünü Türkiye‟de tatbik edilmiĢ
göreceğiz.
Sayın BaĢbakanım sizi taktir eden bir kimse olarak bu tenakuza
düĢmenizi arzu etmezdim. Sizler örnek olmadıkça tamim emir ve talimatla
müspet netice alamayacağınıza kaniiz. Hürmetlerimle. Mecid Hun
Belediye Meclisi ÇalıĢmalarına BaĢladı
3 ġubat 1953
Mecit Hun
Yıl: 2 Sayı: 109
Belediye meclisimiz ġubat ayı baĢından itibaren içtimalarına
baĢlamıĢ bulunmaktadır. Bir ay müddetle devam edecek olan bu çalıĢmalar
sonunda bütün belediye iĢleri görüĢüldükten sonra bütçe tanzimi yapılacak
ve yeni encümen azaları seçilecektir.
Aldığımız habere göre, ilk içtima da azaların bir çoğu bulunmamıĢ
ve bu sebeple ekseriyet hasıl olmadığından bugünkü toplantıya yeniden
davet yapılmıĢtır.
Belde iĢlerine karĢı lakayt kalan meclis azalarının bu hareketi
hoĢnutsuzluk tevlit ettiği gibi belediyeciler arasında da iyi karĢılanmamıĢtır.
Belediye meclisimizin bu yıllık toplantısında mühim belde iĢleriyle
Birlikte ufak belediye hizmetlerinin de görüĢülmesini temenni etmek ve
istemek hakkımızdır.
Belediyedeki bozbaĢ alemlerinden hidroelektrik gibi milyonluk
iĢlere kadar belediye meclisimizi ilgilendiren birçok iĢler vardır. Buna
rağmen azaların lakayt kalması hiçte doğru bir hareket değildir.
BAHARLI MAHALLESĠNDEN BĠR KIZ DAHA KAÇTI
Verilen habere göre bugün Iğdır‟da iki kız kaçırma hadisesi olmuĢ
ve bunlardan birisi Baharlı Mahallesinde vuku bulmuĢtur.
Baharlı mahallesinden Ġdris CoĢan kızı Peri, Pırço köylü Oruç
Yılmaz adındaki Ģahıs tarafından kaçırılmıĢtır.
Haberi bize veren EĢref BaĢaran, Baharlı mahallesinde daha da
birçok kız kaçırma hadiseleri vuku bulacağının muhtemel olduğunu
sözlerine ilave etmiĢtir.
ĠLAN
Yarın FIRILDAK çıkıyor. Kahkaha ile okuyacağınız yarınki nüshayı
bekleyiniz.
MAARĠF VEKĠLĠ TEVFĠK ĠLERĠ‟NĠN DURUMU
Türk Milliyetçiler Derneğinin kapatılması üzerine öteden beri bu
derneğe müzahir olmuĢ ve hükümet eliyle nakdi yapmıĢ bulunan maarif
vekili Tevfik Ġleri‟nin durumu da güçleĢmiĢtir.
Muvafık ve muhalif bütün gazetelerle birçok mebuslar Tevfik
Ġleri‟yi ve bundan sonra Maarif Vekilliği yapamayacağını gerek kendisine
ve gerekse CumhurbaĢkanına ve BaĢbakana bildirmiĢlerdir.
Tevfik Ġleri bütün bu baskıya rağmen istifaya yanaĢmamıĢtır.
Diğer taraftan Milliyetçiler Derneğine kayıtlı bulunan devlet
memurlarının da durumu fenaya girmektedir. Aldığımız habere göre
Derneğe kayıtlı memurların durumu inceden inceye tetkik edilecek ve
lüzumlu görülenlerin vazifesine son verilecektir.
BELEDĠYE AMBARINDAN DA TAHTA ÇALINMIġ
Bugün bize verilen bir habere göre üç gün evvel belediye
ambarından bir miktar tahta çalınmıĢ ve hadise gecesi Hasan Akar ve otelci
Kılıç adındaki Ģahıslar tarafından hırsızlarla çaldıkları tahtalar yakalanarak
polise teslim edilmiĢtir.
BĠRLĠĞĠN MEMUR ÇIKARMA KEYFĠYETĠ TAHAKKUK ETTĠ
Geçenlerde Birlik idarecileri tarafından bazı iĢletme memurlarının
çıkarılacağını haber vermiĢtik. Aldığımız habere göre bu mesele tahakkuk
etmiĢ ve fabrika ile mubayaa iĢlerinin hali faaliyette olmadığı bahanesiyle 8
kiĢi vazifelerinden alınmıĢtır.
Birlikçilerin bu memurlar yerine baĢkasını almak istedikleri de bu
haberler arasındadır.
Birliğin böyle bir niyetle hareket ettiği doğru ise iĢ kanununa
muhalif olacağı cihetle sual karĢısında kalacakları tabiidir.
ACI BĠR HABER: ĠBRAHĠM KUTLAY BĠLECĠK‟TE VEFAT ETTĠ
Teessürle aldığımız habere göre Kars Ağır Ceza Mahkemesi
BaĢkatibi Tevekkül ve davavekili Mehmet Ali Kutlay‟ın babaları Ġbrahim
Kutlay, Bilecik‟te oğlu Hüseyin Kutlay‟ın yanında 24.1.1953 günü vefat
etmiĢtir.
Aziz ölüye rahmet, yakın ve akrabalarına baĢsağlığı dileriz.
YASAK BÖLGE HALKI SIZLANIYOR
5836 sayılı kanuna göre kendilerine nakdi yardım yapılması ve eski
köylerinde yerleĢtirilmeleri gerekli bulunan Ağrı yasak bölgesi halkı
hükümetimizin bütün çalıĢma ve hazırlıklarına rağmen iĢlerinin
sürüncemede bırakıldıklarından Ģikayet etmekte ve sızlanmaktadırlar.
Eski devrin bütün kötü muamelelerine maruz kalmıĢ ve Ağrı Ġsyanı
dolayısıyla 20 seneden fazla iskansız, yersiz yurtsuz bırakılmıĢ olan bu
vatandaĢlarımızın yeni devrin nimetlerinden istifade edeceği bahis mevzuu
olduğu sıralarda umumi bir memnuniyet mevcut iken periĢan bir durumda
olan bu vatandaĢlarımızın süründürülmesi bugünkü hükümetin iç siyasetiyle
kabili telif görülememiĢtir.
Hatta, kanun mevzuu olmuĢ bu nakdi yardımın bütün tahsisatı
gelmiĢ ve lüzumlu muamelesi ikmal edilmiĢ olduğu halde bazı resmi veya
gayri resmi Ģahısların hükümetin bu çok isabetli fikrine muhalefet etmesi ve
ellerinden geleni esirgememesi teessür uyandırmıĢtır.
BaĢbakan ve hükümet erkanının tatbik edildiğinden dolayı iftiharla
bahsettikleri iktidarın bir zaferi ve hatta Atom gazetesine göre mucize olarak
telakki ettikleri bu yardım ve iskan iĢleri bugüne kadar sürüncemede
bırakılmakla yine hükümet aleyhine mütalaa edilmektedir.
“VatandaĢ kanuni hakkını en kolay yollardan alabilmelidir.
Ġktidarımızın baĢlıca gayesi budur” diyen sayın Menderes ve ilgili
makamların dikkatini çeker, baĢlangıçta sevinçle karĢılanan bu hareketin
hükümetin bir zaferi olabilmesi için bir an evvel hallini temenni ederiz.
BAY ALĠ YILDIRIM Melekli Köylü
Yadullah Aras‟ın mektubuna karĢılık olarak gönderdiğiniz yazı,
basın
kanunu
gereğince
cevap
mahiyetinde
olamayacağından
neĢredilememiĢtir. Zira Yadullah Aras‟ın muhatabı Birlik idarecileridir.
Gelecek yazınızın Birlikçilerin imzasını taĢıması icap etmektedir. Özür diler,
imzasız mektubunuzu aldırmanızı rica ederiz.
BELEDĠYE MECLĠSĠMĠZDEN TEMENNĠLER
4 ġubat 1953
Mecit Hun
Yıl: 2Sayı: 110
Belediye meclisimizin yıllık içtimalarını yaptığı Ģu günlerde
kendilerinden kasabamız adına bazı temennilerde bulunmak hakkımız ve
aynı zamanda vazifemizdir.
Sayın meclis azalarının üzerinde durdukları mutat meselelere
ilaveten aĢağıdaki hususları da gözden geçirmesini bilhassa rica ediyoruz.
1. Belediye zabıta iĢlerinin daha murakabeli bir Ģekilde organize
edilmesi ve icap ederse kadroya yeni ilaveler yapılması
2. Her gün keyfi olarak değiĢtiğini müĢahede ettiğimiz yemek ve
yiyecek maddelerinin fiyatlarının esaslı bir Ģekilde tespit ve kontrolü
3. Ankara‟ya gönderilmesi düĢünülen heyetin ehil kimselerden
seçilmesi ve bir evvelki yazımızdaki hususların göz önünde
bulundurulması
4. Son günlerde dedikodu mevzuu olan belediyedeki bozbaĢ alemleri
ve içki sofraları hesabının sayın encümen mensuplarından sorulması
5. Kasabanın elektriksiz mahallelerinin ıĢık ihtiyaçlarının halli
6. Yağmurlar baĢlamadan yollara miktarı kafi kum dökülmesi
(Bilhassa iĢlek caddelerin derhal kumlattırılması)
7. Belediyedeki “iĢle kaydasıncağ gider” metodunun belde sakinlerinin
selameti namına kaldırılması
8. Bütün bu iĢler tatmin edici Ģekilde ele alındığı taktirde, encümen
azalarının arzusu gereğince sayın reisimizin maaĢının kafi miktarda
arttırılması
Temennilerimizin belde menfaati düĢünülerek kaleme alındığı
meclise hatırlatmak isteriz.
GARĠP BĠR HADĠSE: HAKĠM MÜNĠR EKġĠ‟NĠN EVĠNE BASKIN
YAPILDI
2 ġubat 1953 gecesi saat 23 sıralarında sulh hakimi Münir EkĢi,
ticaret ve sanayi binasındaki evinde radyo dinlerken dıĢarıdan kapıyla kilit
vurulmak suretiyle hürriyeti tahdit edilmiĢ ve bilahare de pencereye
gelinerek kendisine küfür ile hakarette bulunulmuĢtur.
EkĢi‟nin bizzat bize anlattığına göre akĢam yemeğinden sonra eve
gidip radyo dinlerken, bir aralık dıĢ pencerenin çalındığını fark etmiĢ ve
hemen akabinden, “Ben BaĢköylü Naci‟yim,....., erkek isen dıĢarı çık!”
sesini duyunca kapıya doğru gitmiĢ. Fakat kapıyı ittiği sırada dıĢarıdan kilit
vurulduğunu anlamıĢtır. EkĢi, bütün uğraĢmalarına rağmen kapıyı
açamayınca tabancasıyla üç el ateĢ etmek suretiyle kilidi kırmaya muvaffak
olmuĢ ve silah seslerine gelen bekçilere durumu anlatmıĢtır.
BaĢköylü Naci, derhal yakalanarak nezaret alındıktan sonra tahkikata
baĢlanmıĢtır. Bizzat C. Müddeiumumisi Fuat Eribol tarafından yapılan
soruĢturma neticesinde hükümet tabibi Rahmi Uluhan yanında çalıĢan
Sertip‟in de iĢtiraki tespit edilerek her iki sanık meĢhut suçlar kanununa göre
dün öğleden sonra asliye hakimliğine teslim edilmiĢlerdir.
Gerek ilk soruĢturma sırasında ve gerekse mahkemede Naci ve
Sertip kendilerine isnat edilen suçu reddederek hadiseden haberdar
olmadıklarını iddia etmiĢlerdir. Mahkeme tarafından tanık sıfatıyla dinlenen
hakim Münir EkĢi, ġehir Kulübü ocakçısı Abdullah ve bekçi Medid‟in
ifadeleri kafi görülerek sanıklar tevkif edilmiĢ ve suç mahallinde keĢif
icrasına karar verilmiĢtir.
Hadise bütün muhitte derin bir teessür tevlit etmiĢ ve ciddiyetiyle
tanınan hakim EkĢi‟ye yapılan bu muameleden dolayı kendisi bütün gün
devamınca bir çok hemĢehrilerimiz ve yakın arkadaĢları tarafından teselli
edilerek Iğdırlılar adına özür dilenmiĢtir.
BĠR TAVZĠH
Dünkü nüshamızda, “Belediye ambarından da tahta çalınmıĢ” baĢlığı
altında verdiğimiz bir haberde hırsızlarla çalınan tahtaların Hasan Akar ve
Kılıç tarafından yakalanarak polise teslim edildiğini bariz Ģekilde ifade
ettiğimiz halde, bugün bize müracaat eden Hasan Akar, okumasını
bilemeyen bazı Ģahısların kendilerini hırsız zannettiklerini bildirerek
keyfiyetten tavzihini istemiĢtir.
Esasen yazımızda tavzih edilmesini icap ettiren bir husus
bulunmamakla beraber yanlıĢ anlayanların daha iyi hadiseye muttali
olabilmesi için keyfiyeti bu Ģekilde açılarız.
BAġIBOġ KÖPEKLER
Son günlerde bilhassa geceleri ana cadde ve sokaklarda baĢıboĢ
köpeklerin çoğalmasından Ģikayet edilmektedir.
Bu arada hükümet tabibimiz Rahmi Uluhan dün bir hastasının
ziyaretine gittiği sırada yeni caddede birkaç köpeğin hücumuna maruz
kalmıĢtır. Uluhan zor bela kendisini kurtarabilmiĢtir.
Belediye zabıtasının bu hususa nazarlarını çekeriz.
Ġġ BANKASI MEMURLARI GELĠYOR
Iğdır‟da açılması kararlaĢtırılan ĠĢ Bankası Ģubesinin demirbaĢ ve
kasalarının geldiği malumdur. Yıl baĢından itibaren açılması lazım geleni
Iğdır Ģubesinin memur tayinleri dolayısıyla geciktiğini öğrendik. Bugün
aldığımız habere göre 8 ġubat 1953 gününden itibaren ĠĢ Bankasının Iğdır
Ģubesi faaliyete geçecektir.
Yine memnuniyetle öğrendiğimize göre değerli gençlerimizden
Turgut Sungar ile Sıtkı Özdemir de ĠĢ Bankası kadrosuna alınmıĢ olup
Iğdır‟da istihdam edileceklerdir.
Sungar‟la Özdemir‟i tebrik eder baĢarılar temenni ederiz.
OKUYUCULARIMIZA
Gazetemize imzasız mektuplar yazılmaktadır. Basın kanunu
hükümlerine göre yazılan yazıların mesuliyeti neĢriyat müdürüne ait
bulunduğundan bu yazıların neĢri mümkün görülmemektedir.
Bu sebeple gönderilen mektupların altını imzalamanızı tekrar rica
eder, bu sebeple neĢredilemeyen yazılardan dolayı özür dileriz.
BELEDĠYE MECLĠS TOPLANISI
(...) Belediye dairesinde ekseriyeti temin ederek ilk içtimai
yapabilmiĢlerdir.
Toplantıya Ali Ural, Celil Cantürk, Ali IĢık, Hüseyin Yaycı, Asker
Yıldırım, EĢref BaĢaran, Tevfik Solmaz, Nebi YaĢar, Muharrem Aslan,
Musa Turan, Haydar Tekin, EĢref Kaya, Timur Toksöz iĢtirak etmiĢlerdir.
Toplantının calibi dikkat tarafı meclis azalarının dıĢarıdan toplanması ve iĢ
yerlerine adam göndererek davet edilmeleridir.
Evvela Tuzluca belediyesinden bir tebrik telgrafı geldiği bildirilerek
okunmuĢtur. Bilahare meclisin açılıĢı münasebetiyle her hangi bir söz
söylenmeden gelir ve giderlerle 1953 yılı bütçesinin tanzimi keyfiyeti
meclise sunulmuĢtur.
Ġller Bankasına ayrılacak hisse tespit edilmiĢ ve bu yıl belediye
gelirinden 12 bin liranın ödenmesi kararlaĢtırılmıĢtır.
Belediye gelirleri üzerinde yapılan müzakerede bilhassa mezbaha,
levha resimleri üzerinde durulmuĢtur. Tevfik Solmaz, mezbahada
belediyenin malumatı haricinde kaçak hayvan kesildiğini ve dıĢarıda kesilen
bazı hayvanların da gizlice kasap dükkanlarında satıldığını ve belediye
zabıtasının bu iĢe göz yumduğunu belirtmiĢtir. Reis Ali Ural sözde sayın
Tevfik Solmaz‟ı cevaplandırmak maksadıyla söz alarak “Belediye
zabıtasıyla birlikte kendisinin bu iĢi tedvire imkan bulamadıklarını 17 kiĢilik
meclis arkadaĢlarının da kendilerine iltihak etmesini” belirtmiĢtir. Reisin bu
sözleri mecliste gülüĢme ile karĢılanmıĢ ve EĢref BaĢaran söz alarak,
“Belediye encümen azası olduğunu o anda unutarak mahallesinin tenvirat ve
tenzifat resmi verdiği halde bu hususlara belediyenin riayet etmediğini ve
mahallelerinde deve kesildiğinden kaçak ihtisap resminin Baharlı için varit
olamayacağını” beyan etmiĢtir.
Levha resmi üzerine söz alan meclis azaları elektrikli bir hava içinde
münakaĢaya tutulmuĢlardır. Ali IĢık, levha resminin fazla olduğunu birçok
esnafın bu vergiyi ödemekten mutazarrır olduklarını ve bu sebeple daha
insaflı bir had tespitini talep etmiĢtir. EĢref BaĢaran tamamen kaldırılmasını
istemiĢ ve bu söz üzerine meclis birbirine girmiĢtir. Reiste dahil herkes
kendisine konuĢuyordu. Neticede riyaset makamı bütün levha resmi için
1500 lira konularak vaziyete göre esnaf arasında taksim edilmesini istemiĢ
fakat kabul edilmemiĢtir. 3000 lira tespit edilerek sınıflara göre taksimi
kararlaĢtırıldı.
Bundan sonraki meclis çalıĢması takip edilememiĢtir.
Dünkü toplantıda baĢta reis olmak üzere meclis azalarının bir çoğu
arasında elektrikli bir havanın esmekte olduğu kolayca müĢahede edilmiĢtir.
Birçok teklifler meclisin olgunluğu ile kabili izah görülemiyordu.
Bilhassa encümen azası olduğu halde EĢref BaĢaran‟ın belediye iĢlerinden
Ģikayet etmesi herkesin hayretini mucip olmakta idi.
Gelirler üzerinde tecrübeli bir belediyeci olarak Hüseyin Yaycı‟nın
teklifleri daima tasviple karĢılanmakta idi.
Meclis içtimalarına bundan sonra da devam edilecektir.
NÜFUS MEMURUMUZ GĠDECEK
13 ġubat 1953
Mecit Hun
Yıl: 2 Sayı: 116
Verilen habere göre ilçe nüfus memurumuz sayın Aziz Çağlar
Kağızman ilçesine naklen tayin edilmiĢtir.
Iğdır‟da bulunduğu müddetçe en zor Ģartlar tahtında çalıĢarak
vazifesini bihakkın yapan sayın Aziz Çağlar‟ın Iğdır nüfus muamelatına
hakim olduğu bir sırada nakledilmesi bizim için hakiki bir kayıp
addedilebilir.
Çağlar‟a yeni memuriyet mahallinde de baĢarılar temenni ederiz.
TAVZĠH
Polis memurlarının ġubat 10‟nuna kadar maaĢ alamadığı hususunda
naklettiğimiz haberden sonra kendisiyle görüĢtüğümüz Malmüdürümüz
sayın Orhan Aydın, maliyece yapılacak bir iĢlem olmadığını ve emniyetin
bugüne kadar icap eden fasıllardan istihkak kadrolarını celp
edemediklerinden tabiatıyla maaĢlarının gecikeceğini beyan ve tavzih
etmiĢtir.
RIZA YALÇIN’DAN SORUYORUZ
13 ġubat 1953
Mecit Hun
Yıl: 2 Sayı: 116
Naçiz Kirvem:
1.
Hafızam beni aldatmıyorsa; çok kısa bir zaman evvel evinizde
yapılan bir düğünde hepimizin bildiği Ģekilde cereyan eden bir hadiseye
baĢka bir veçhe vermek suretiyle, evvelâ Kars Valisi ve emniyet teĢkilatına
ve sonra da ĠçiĢleri Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğüne tenezzül
etmeyerek, muhterem BaĢbakan Adnan Menderes‟e bir telgraf çekmiĢ ve bu
yıldırım telgrafta düğününüzde vuku bulan (!) hadiseyi Türkiye çapında
büyüterek Iğdır‟da asayiĢin ve haklarınızın muhafaza edilmediğinden
bahisle merkezi idarenin bu muazzam (!) mesele ile meĢgul olmasını talep
ederek kaymakamı da bu vesile ile zımnen Ģikayet etmiĢtiniz. Bu
telgrafınızın da muhterem Albayrakoğlu aleyhindeki deliller arasında ve
hem de en müessip delil olarak mütalaa edildiğini biliyorum.
Dünkü yazınızda ve Vali muavinine takdim ettiğiniz -methiyede- ise
kaymakamın fahri müdafiliğini yaptınız.
O zamanki perhiziniz ile son günlerde yediğiniz lahana turĢusu
arasındaki münasebetin derecesini keskin zekânızla tevil edebilir misiniz?
2.
Biz kaymakamın CHP hüviyetli, siz ise Demokrat olduğunu iddia
ediyorsunuz. Memurlar ve bilhassa idare amirlerinin politika yapması
kanunen memnu olduğuna göre,her iki halde de bitaraf olmadığı meydanda
bulunan kaymakamın kaĢını yapmak istediğiniz halde gözüne kastettiğinizin
farkında mısınız? Bir de dostluktan dem vurursun sayın Rıza Yalçın!
Politikana diyecek yok naçiz kirvem!
NURETTĠN KĠRMAN‟IN ĠSTĠFASININ METNĠNĠ VERĠYORUZ
1948 yılında tüzük ve programına inanarak intisap ettiğim Demokrat
Partiden 1950 yılına kadar en zor Ģartlar muvacehesinde ve bugün Demokrat
Partili geçinen politikacılarla çetin mücadeleler yaparak partili
arkadaĢlarımla birlikte muhalefette çalıĢtım. Iğdır gibi yurdun en uzak ve
siyasi faaliyetlerden azade köĢesinde demokrasi umdelerinin yerleĢmesi,
halkın kendi idaresine hakim olabilmesi ve siyasi kanaatlerini serbest
serdedebilmeleri velhasıl Demokrat Partinin muhitimizde teĢkilatlanması
için sayısı pek mahdut bulunan arkadaĢlarımla birlikte her türlü maddi ve
manevi fedakarlıklara katlanarak zaman mefhumu düĢünmeksizin, geceli
gündüzlü çok defasında yaya dolaĢmak suretiyle ilçe bucak ve köylerde
Demokrat Parti teĢkilatını kurmaya muvaffak olabildik.
Musa Doğan, Hamit Dönmez ve Yusuf Aksu arkadaĢlarımla beraber
yaya Zülfikar köyüne gittiğimiz zaman köylüler bize aynen Ģöyle dediler:
“Gulem Parlar ile Nağdali Parlar Demokrat Partiye girenleri hükümet sabun
yapacak, öldürecek vs”
Bütün bu menfi propagandalara rağmen Zülfikar‟da Meydan Emi ve
Talip ve arkadaĢlarının yardımlarıyla ocak kurabildik.
Tabiidir ki bugün göğsünde DP rozeti taĢıyarak DP‟ye dört elle
sarılmıĢ gibi görünen politikacılar o zamanki iktidar partisinin (CHP)
mensubu ve faal elemanları idiler.
Bu meĢakkatli çalıĢmalarımız sonunda yapılan 1950 umumi
seçimlerinde DP iktidarı ele aldıktan sonra siyasi durum değiĢti. Politikacılar
tarihi partilerinin (CHP) rozetlerini yakalarının altına saklayarak DP
rozetiyle huzura çıkmağa baĢladılar. ĠĢte bu tarihten itibarendir ki samimi
particiliğimiz, yerini yapmacık ve menfaate dayanan bir politikaya terk etti.
Buna rağmen DP‟de çalıĢmak azmiyle bu güne kadar sebat ettim.
1950 yılında baĢkanı bulunduğum DP Iğdır teĢkilatı 14 Mayıs‟tan
sonra partiye sığınanların fesat ve zümreci zihniyetle nefret edilecek hale
geldiğinden Parti baĢkanlığı bu sahte politikacıların yegâne gayesi olduğu
bir sırada kendi arzumla ve hakiki parti muhitinin ayrılmam yolundaki
müteaddit ısrarlarına rağmen izzeti nefsimi her Ģeyin fevkinde görerek
baĢkanlıktan istifa ettim. Bu da benim baĢkanlık aĢıklısı bir insan
olmadığımı ifade eden bir hakikattir.
Bir kongre devresinde partiye yalnız bir partili olarak azami hizmeti
esirgemedim ve bir yıl evvelki kongrede umumi arzu üzerine benim içinde
bulunmadığım Ġlçe Ġdare Kurulunca hazırlanan seksen delegeyi ihtiva eden
Ġlçe Kongresinde her türlü muhalefete rağmen kadirĢinas partili delegeler
tarafından bir çekimser ve iki aleyhimde geriye kalanların heyeti
umumiyesinin lehimde kullandıkları oyla baĢkanlığa getirildim. (Bu
kongrenin cerayan Ģeklini il müĢahidi olarak bulunan Ġsmail Alaca ve
Tanrıverdi Gökçay çok iyi bilirler)
Bugün geçici idare kurulunda vazifelendirilen sahte Demokratlardan
bir çoğu o sıralarda havayı bulandırmak istemiĢlerse de her kademedeki
parti kongrelerinde kapı dıĢarı edilmiĢlerdir.
Ġlçe seçimini müteakip Ġl kongresine iĢtirak ediyoruz. Kongrede
birbirini tutmayan iki hizip mücadele etmektedir. Bir tarafta Ġsmail Alaca
diğer tarafta Nervuz Gündoğdu.
Demokrat Parili olarak kendimizi her hangi bir hizmete kaptırmadan
münevver, Ģahsiyet sahibi ve hakikatten partinin baĢında bulunmağa layik
bir idare heyeti seçtik. Bu seçimde temsil kabiliyetleri olmadığı cihetle
seçimi kaybeden Zeki Aras ve etrafı yeni Ġl Ġdare Kurulu arkadaĢları arasına
nifak sokarak arzu edilmeyen hadiselerin zuhuruna sebebiyet verdiler.
Mesela, parti için hakikaten lüzumuna inandığım Alaca ve Ġbrahim
TaĢdemir gibi Ģahsiyet sahibi insanların Ġl Ġdare Kurulundan istifaları bu
teĢebbüsün bir neticesidir. Nifakcılar bununla da kalmadılar. DP‟ye yeni
intisap etmiĢ Milletvekillerine nüfuz ederek Genel Merkez nezdinde Kars Ġl
Ġdare Kurulunun feshini temin ettiler. ĠĢte bu tarihten sonradır ki Kars
Demokrat Parti teĢkilatı hakiki bir felâkete sürüklendi.
Ne kadar acıdır ki o zaman kendi Vilayetleri olan Erzurum‟daki parti
ihtilafını halle muktedir bulunmayan Genel Ġdare Kurulu üyelerinden
Erzurum Mebusları Mustafa Zeren‟le, Rıfkı Salim Barçak Kars‟taki ihtilafın
halline güya memur ediliyorlar.
Burada Kars‟taki hadiselerin hususiyetinden bahsetmek zorundayım.
Hakikaten partici ve memleket hesabına bir kıymet olan Sayın Rıfkı
Salim Burçak‟ı kendi arzusuna uydurmak gayesiyle hareket eden Zenen
beyefendi her türlü çareye baĢvurduktan sonra ġerefler‟in ġehir Kulübünde
Nusret Metan tarafından tertip edilen bir ziyafette kadehini Ģu gayri samimi
sözlerle Rıfki Salim Burçak‟ın Ģereflerine kaldırdı: “Pek yakında muhterem
Rıfkı Bey‟i Hariciye Vekilimiz olarak göreceğiz, kendisini Ģimdiden tebrik
eder kadehimi Ģereflerine kaldırırım” Bu kısa ve fakat gayri samimi ve
manidar hitabeden sonra Zeren arzu ettiği neticeyi elde etmiĢ olduğundan
ikinci günü eski idare kurulunu derhal feshederek yerine Zeki Aras
baĢkanlığındaki ekserisi taraftarı bulunan bu günkü Ġl Ġdare kurulunu iĢ
baĢına getirmeye muvaffak oldu.
ġurasını da ilave etmek isterim ki Mustafa Zeren Efendinin Rıfkı
Selim Burçak‟a yaptığını Zeki Aras da Mustafa Zeren‟e yapmıĢtı. BaĢkan
olmak için her boyaya giren Zeki Aras dostumuz Mustafa Zeren‟i
iĢtahlandırmak maksadıyla kendi baĢkan olduğu taktirde oğlu Edip Zeren‟i
1954 seçimlerinde Kars‟tan DP mebus adayı göstereceğini vaat etmiĢti.
Mustafa Zeren sadakatını isbat etti ve Kars teĢkilatı da bu komedya
içinde kuruldu.
Ne gariptir ki Cengiz Ekinci baĢkanlığındaki hakiki Ġl Ġdare Kurulu
genel baĢkanlığınca tastik edildiği ve henüz bir faaliyete yeni giriĢildiği bir
sırada yine Genel Ġdare Kurulunca fesih cihetine gidilmesi ve delegelerin
oyuyla iĢ baĢına getirilmeyen insanların iĢ baĢına getirilmesi o gün için bir
muamma olarak kalmıĢtı.
Bugün bu muamma çözülmüĢ ve iĢ tevil götürmez bir safhaya
girmiĢtir. Hadise Ģudur: DP‟ye zeni ihtisap eden üç Milletvekili ve diğer
iĢtahlılar 1954 durumunu Ģahısları için vahim telakki ettiklerinden Ekinci
baĢkanlığındaki Ġdare Kurulunu yıkmak lüzumunu hissetmiĢlerdi.
Hattizatında kendi Ģahıslarını daha ziyade çürüten bu hareketin aksi tesirini
1954‟dün bu iĢtahlıları önceden düĢünmemiĢ ve düĢtükleri hatanın azametini
takdir edememiĢlerdir.
Neticede il de kurul arkadaĢlarının bazılarının Ġstanbul‟a
gitmelerinden bilistifade kurulda sözünü yürütebilecek bir hale gelen Zeki
Aras ve etrafı, Ģahısları için normal kongrede tehlikeli olabilecek partilileri
yıkmaya matuf prensip kararlarını tatbike koyuldular. Bu arada Ģahsımı
kendileri için birinci derecede tehlikeli addeden Arasçılar, Mustafa Zeren
gibi hareket ederek hiçbir tetkik görmeden yarım saat gibi kısa bir zaman
içinde Iğdır‟ın bilumum DP muhitinin mümessillerinin oylarıyla iĢ baĢına
gelen ve kendileri gibi geçici olmayan kurulumuzu feshederek DP Kars
tarihinde ikinci bir yüz karası hatayı bilerek ve kastimahsusla iĢlediler. (Zeki
Aras, Iğdır‟dan akrabası Sait GüneĢ tarafından kendisine meali aĢağıda
yazılı çekilen tel üzerine Iğdır‟a geliyor. “Geçenlerde yazmıĢtık geleceğine
ve o iĢi yapacağına söz verdiğin halde gelmedin, gelmediğin takdirde
akrabamız değilsin”)
Meselenin diğer garip tarafı yeni teĢekkül eden geçici kurula Zeki
Aras‟ın en yakın iki akrabasının alınmasıdır.
Hata o kadar büyük ve teessürü mucip idi ki, geçici Ġdare Kuruluna
birinci defasında seçilen hemĢehrilerimizin kısmi azami derhal istifa etmek
suretiyle Arascıları cevaplandırdılar. Geçici bir kurulun kurulabilmesi ancak
Zeki Aras‟ın iki yakın akrabasına inzimamen Halk Partisinin iane ettiği
birkaç iskartası ve Ģahsi müdahalem neticesi muattal fabrikasını 35 bin
liraya kooperatife icara veremediği gibi kuyruk acısı bulunan bir hacı ile
kurulabildi ve maalesef ismine de DP Ġlçe Ġdare Kurulu denildi. (Bu hacı
hakkındaki yazılarımı arzu edenler zamanı geldikçe Kars, Ekinci ve Dil
gazetelerinde okuyabilecek ve ondan sonra bu kendisinin Iğdır‟daki itibarını
öğreneceklerdir.)
Biz münfesih idare kurulu, meri tüzük hükümlerinin bahĢettiği hakka
dayanarak ihtilafın halli veya mahallen bir müfettiĢ marifetiyle tahkikini
yüze yakın Ocak baĢkanı ile parti ileri gelenleri ve il genel meclis azalarının
keyfiyeti tasvip etmediklerini ve bu keyfi ve partiyi çökertmeye matuf
kararın tashihini Tüzüğün 34. maddesi gereğince bu durum karĢısında
partinin çökeceği mülâhazasıyla hayati umumiyenin fevkalade olarak
toplanması hususunda ilçenin mevcut üç Bucak idare kurulu tarafından
yıldırım ve acele tellerle genel baĢkanlığın nazarı dikkatini çektiğimiz halde
on beĢ gündür susulmuĢtur.
ġu hale nazaran, son bir yıl içinde Kars ve mülhakatındaki teĢkilatta
parti tüzüğü asla tatbik edilmediği gibi genel baĢkanlık da bu muhitin
ihtilafları münasebetiyle Ģahıslara göre tüzüğü tatbik ediyor ve tüzüğün
hakiki suretteki tatbikatından çekiniyor.
ġayanı teessüfünki muhitte DP‟yi yıkmaktan baĢka icraatı olmayan
geçici il idare kurulunun yaptıkları genel merkezce tasvip edilmiĢ olacak ki
hizmet müddetleri uzatılmıĢtır.
BeĢ seneden beri hizmet ettiğim DP‟de bugün mevcut olan zihniyet
Ģudur: En tehlikeli ve kara günlerde DP‟yi bizzat kurmuĢ veya intisap etmiĢ
partililer yerine, Ģahsi menfaat temini ve politika icabı olarak son iki yıl
içinde intisap edenleri kâin etmek ve eski partilileri tasfiye etmektir. Bu
suretle ortaya acı bir hakikat çıkıyor ki o da her gelenin aslını astarını tahkik
etmeden DP‟ye almaktır. Bu Ģekilde ki yanlıĢ siyasetin cezasını DP 1954
seçimlerinde görebilir.
DP‟nin Kars‟taki anlayıĢsız teĢkilatı içinde DP‟li olarak milletime
hizmet edemeyeceğime kanaat getirdim. ġahısları çürütmek ve emekleri
akrabalık ve dostluk hatırı ve kuyruk acısından mütevellit yarım saatlik bir
mesaiyle heder etmek suretiyle particiliğin en basit kaidelerini dahi ayak
altına alan bir cemiyetin müdafiliğini ısrarla yapan DP‟den istifa ediyorum.
Milletimin ve hemĢehrilerimin bana tevdi edecekleri memleket
vazifelerini karĢılık beklemeden bu memleketin bir çocuğu olarak yapmayı
Ģeref telakki edeceğim. Hakiki DP‟li arkadaĢlarıma veda ederken DP‟nin de
Türk Milletine nafi olabilecek bir Ģekilde kendisini ıslah etmesini temenni
ederim.
YENĠ CEZA VE TEVKĠF EVĠ YAPILIYOR
17 Nisan 1953
Mecit Hun
Yıl: 2 Sayı: 130
Iğdır‟da yeni bir ceza ve tevkif evi yapılması hususu ilgili bakanlıkça
ele alınmıĢ ve gerekli tahsisat ayrılarak yeni bir ceza evi inĢası
emredilmiĢtir.
Münasip bir arsa temin edildiği taktirde derhal ihalesi yapılacaktır.
YENĠ PAMUK BAREMĠ TESBĠT EDĠLDĠ
Haber aldığımıza göre Iğdır Pamuk Tarım SatıĢ Kooperatifleri
Birliği yeni pamuk baremini birinci kalite için 50 kuruĢ olarak tespit
etmiĢtir. Diğer kaliteler buna göre ayarlanacaktır.
Birlik, bugüne kadar tesellüm ettiği ortaklar malına mukabil bu
barem üzerinden derhal avans vermeye baĢlayacaktır.
Kredinin geç açılması ve pamuk fiyatlarının son aylar içinde durgun
bir seyir takip etmesi pamuk müstahsilini müĢkül mevkide bırakmıĢtı.
VAHAP AKAR‟IN REDDĠ HAKĠM TALEBĠ KABUL EDĠLMEDĠ
Hakim Münir EkĢi‟ye iftira suçundan Asliye ceza mahkemesinde
açılan dava dolayısıyla asliye hakimi Turgut Çeliker‟in Münir EkĢi‟nin
mesai arkadaĢı bulunmasına binaen hakimi ret talebinde bulunan istidacı
Vahap Akar‟ın bu talebi Kars Ağır ceza mahkemesince reddedilmiĢtir.
IĞDIR C. MÜDDEĠUMUMĠLĠĞĠNE SELAHĠYETLE KEMAL GÜVEN ATANDI
Iğdır müddeiumumisi sayın Fuat Eribol‟un bir apandisit ameliyatı
geçirmesi üzerine müddeiumumilik iĢlerinin baĢkatip Ahmet Bilen
tarafından idare edilmekte bulunduğu malumumuzdur.
BaĢkatip Bilen‟in aynı zamanda noter iĢlerine de bakması ve iĢlerin
fazlalığı dolayısıyla birkaç gün evvel bir tahkikat münasebetiyle Iğdır‟a
gönderilen Kağızman, C. Müddeiumumisi sayın Kemal Güven‟e Adalet
Vekaletince yetki verilmiĢtir.
DP ĠLÇE KONGRESĠ
Aldığımız habere göre Demokrat Partinin ilçe kongresi 25 Nisan
1953 günü yapılacak ve derhal il delegeleri seçilerek il kongresinin de kısa
bir zaman içinde bitirilmesi temin edilecektir.
Bucak kongreleri evvelce yapılmıĢ olduğu için birkaç gün sonra
yapılacak ilçe kongresi için her hangi bir faaliyet göze çarpmamaktadır.
Seçime ve kongreye hizipler halinde iĢtirak edileceği tahmin edilmektedir.
Demokrat Parti teĢkilatı içinde son aylarda vuku bulan hadiseler dolayısıyla
partiye karĢı cephe alan bir ekseriyet de birkaç gün sonra yapılacak
kongrenin neticelerini bekler görünmektedir. Bilhassa iyi bir idare heyetiyle
millet huzuruna çıkmadığı taktirde Demokrat Parti teĢkilatının Iğdır‟da felce
uğrayacağı kanaati umumidir.
DĠL ÇĠFTLĠĞĠNĠN TRAKTÖRLERĠ GELĠYOR
Aldığımız habere göre Dil çiftliğinde çalıĢtırılmak üzere devletçe
tahsis edilen traktörlerin ilk partisi Horasan‟a gelmiĢ ve teslim alınmak
üzere bir mutemetle kafi miktarda Ģoför Horasan‟a gönderilmiĢtir.
Çiftlik personeli Ģimdilik ilçe merkezinde temin edilen bir binada
çalıĢmalarına devam etmektedir.
KARS‟TAN BĠR ÖĞRETMENLER GRUBU GELĠYOR
Haber aldığımıza göre ilçemizi gezmek ve etütlerde bulunmak üzere
25 Nisan 1953 günü Kars‟tan 30 kiĢilik bir kafile halinde Kars
öğretmenlerinin Iğdır‟a gelmesi tahakkuk etmiĢtir.
Bu münasebetle gerekli hazırlıklara baĢlanmıĢ ve misafirler Ģerefine
bir gece tertibi kararlaĢtırılmıĢ bulunmaktadır.
ĠLAN
Iğdır Belediye BaĢkanlığından
Iğdır Belediyesinin 1953 yılı elektrik iĢletmesi ihtiyacı için 3000
teneke motorin açık eksiltme suretiyle satın alınacaktır. Bedeli 25.500
liradır.
ġartname bedelsiz olarak Iğdır Belediyesinden alınabilir ve her gün
belediyede görülebilir.
Ġhale arttırma ve eksiltme kanunu gereğince 24 Nisan 1953 Cuma
günü saat 14‟de Belediye Encümeni huzurunda yapılacaktır.
Muvakkat teminat 1912 lira elli kuruĢtur.
ZĠRAAT BANKASI MUHASEBECĠSĠ KEMAL BEY‟ĠN PEDERĠ VEFAT ETTĠ
Teessürle aldığımız habere göre, Ziraat Bankası muhasebecisi sayın
Kemal Sezgin‟in pederi Zeki Sezgin iki gün evvel vefat etmiĢ bulunmaktadır
Kemal Sezgin‟e baĢ sağlığı ve müteveffa pederine rahmet dileriz.
TAPU KADASTRO FAALĠYETE GEÇĠYOR
Ġlçemize gelen tapu kadastro genel müdürlüğüne bağlı tapulama
komisyonu 24 Nisan‟dan itibaren Yaycı, AĢağı ve Yukarı Çarıkçı ve civar
köylerinde tapulama iĢlerine baĢlayacaktır.
BAYINDIRLIK MÜDÜRLÜĞÜ VASITALARI ĠLÇEDE
ġehir içi yollarına kum
dökmek üzere Kars Bayındırlık
müdürlüğüne ait 3 kamyon iki günden beri iĢe baĢlamıĢlardır.
Bu üç vasıta belediyemizin vilayete müracaatı üzerine tahsis
edilmiĢlerdir.
Belediye reisimiz ilçenin ana caddeleri mevzuundaki bu
çalıĢmalarından dolayı tebrik ederiz.
KUDUZ KURT NĠHAYET ÖLDÜRÜLDÜ
Hasanhanlı bir kadınla Selim adında bir Ģahsı ısırdığını haber
verdiğimiz kuduz kurt dünde Aratan köyünde iki çobanı ısırdıktan sonra
sopa ve taĢ ile öldürülmüĢtür.
Aratan‟da ısırılan iki Ģahıs da bugün Memleket hastanesine müracaat
etmiĢlerdir.
DOĞU ANADOLU FĠRMASININ MÜMESSĠLĠ GELDĠ
Merkezi Ġstanbul‟da bulunan Doğu Anadolu zirai alet ve makineler
firmasının Erzurum Ģubesi elemanlarından Gazanfer Yaman firmasının ticari
faaliyetlerini tetkik etmek üzere dün ilçemize gelmiĢtir.
Firmanın Iğdır acentesi Hüseyin Yaycı olup bugüne kadar bir çok
zirai araçları muhitimize satmıĢ olduğundan Gazanfer Yaman bu araçlardan
temin edilen istifadeleri de tetkik etmektedir.
ARAS YÜKSELMEYE BAġLADI
Havaların iyi geçmesi ve karların erimeye baĢlaması üzerine son
birkaç gün içinde Aras nehrinin su seviyesi yükselmeye baĢlamıĢ bazı
köylerimizle devlet üretme çiftliği haline getirilmekte bulunan Dil
mıntıkasında bu yükselme bariz Ģekilde hissedilmiĢtir. Bu münasebetle
üretme çiftliği müdürü sayın Ziya Ayrım da dün mıntıkayı gezmek
mecburiyetinde kalmıĢtır.
CENGĠZ EKĠNCĠ LONDRA‟YA GĠDĠYOR
Bugün aldığımız bir habere göre Ekinci, Serhat ve Ayhavar
gazeteleri sahibi Avukat Cengiz Ekinci Ġngiltere Kraliçesinin taç giyme
merasiminde bulunmak üzere Ġngiltere‟nin Ankara basın ataĢesi tarafından
resmen davet edilmiĢtir.
Ekinci Mayıs ayında Ġngiltere‟ye hareket edecektir.
DP‟LĠLER BĠRBĠRĠNE GĠRDĠ
Ġlçe kongresinin yaklaĢması münasebetiyle Demokrat Partililer
bugün aleni faaliyete geçmiĢ bulunmaktadırlar.
Partililerden 1500 kiĢilik bir grubun söz birliği ederek geçici idare
kurulu üyeleri hakkında genel merkez ve Kars teĢkilatına Ģikayette
bulundukları istihbar edilmiĢtir.
Ġddia edildiğine göre geçici kurulda vazife alıp yeni seçimlere
hazırlanan Hacı Nağdali Parlar, Sadık Tezel ve Kadir Günde esasen CHP‟li
olup Demokrat Partiyle ilgileri bulunmamaları icap etmektedir.
Ġlgililerin nasıl hareket edeceği merakla beklenmektedir.
Buna rağmen geçici idare kurulu üyeleriyle isminden bahsettiğimiz
zevat il idare kurulu tarafında birçok zamanlar desteklenmiĢ ve bizzat kurula
seçilmiĢlerdir.
Demokrat partililerin yeni müracaatı muvacehesinde ilin seçimlere
veya seçime iĢtirak edecek Ģahıslara müdahale edip etmeyecekleri henüz
öğrenilmiĢtir.

Benzer belgeler

14. AYHAVAR GAZETESİ: Cengiz Ekinci(1952)

14. AYHAVAR GAZETESİ: Cengiz Ekinci(1952) defterini dürmektir. (Mecit Hun’un sahibi ve mesul müdürü olduğu “Dil”, günlük siyasi gazete olarak 9 Temmuz 1952’de yayın hayatına girer; 16 Mayıs 1953 tarihinde “ġarkın Dili” gazetesinin çıkarmas...

Detaylı

2. Mücahit Özden Hun

2. Mücahit Özden Hun heyecan karışımı bir ruh haliyle birbirlerinin bayramını kutlar, yıllardır birbirlerinden uzak kalmışçasına derin hal hatır sohbetlerine dalarlardı. Bu temaşa üçüncü günden itibaren azalırdı. Bayra...

Detaylı