Tabiî hukuk
Transkript
Tabiî hukuk
Max Weber Ekonomi, Hukuk, Rasyonalite Sosyoloji • Weber, – Merkezî bürokratik devlet tarafından örgütlenmiş – Kapitalist modern toplumu çözümlemeye çalışmış • Bu toplumların temel özelliği: Rasyonellik • Sosyoloji, insanın toplumsal eylemiyle ilişkili genel ilkeler ve kavramlar formüle etmeye çalışır; • Buna karşılık tarih özel, kültürel açıdan önemli eylemler, yapılar ve kişiliklerin nedensel analizi ve açıklamasına yöneliktir. 2 Anlayış Sosyolojisi • Weber'e göre sosyoloji, toplumsal davranışı ele alır. Toplumsal davranışı ancak yorumlayarak anlayabilir ve sebeplerini açıklayabiliriz: – Anlamak, yorumlamak ve açıklamak. • “Anlayış sosyolojisi” olarak da adlandırılan bu yaklaşımda, anlama, açıklamanın ön şartı olarak karşımıza çıkar. Anlama, davranışın yorumlanması sonucunda ortaya çıkar ve "aktörün davranışına verdiği anlamın kavranmasını içerir." • Sosyoloji toplumsal etkinliği yorumlama yoluyla anlamak, böylece akışını ve etkilerini nedensel olarak açıklamak isteyen bir bilimdir. 3 Hukuk Sosyolojisi • Hukukî düşüncedeki rasyonelleşme (mantıksal-biçimsel rasyonalite) ile • Kapitalist ekonomik ilişkilerdeki amaçsal rasyonel eylem arasındaki bağlantıyı kurmak. • Belli hukukî yapıların kapitalist gelişmenin şartları olarak nasıl işlev gördüğünü anlamak. 4 Hukuk sosyolojisinin unsurları Kapitalist ilişkilerdeki amaçsal-rasyonel eylem Hukukta rasyonelleşme (mantıksal-biçimsel rasyonalite) Hukuk Sosyolojisi 5 Mantıksal-biçimsel rasyonalite 1. 2. 3. 4. 5. Her bir somut hukukî karar, soyut bir hukuksal önermenin somut bir gerçek duruma uygulanması olmalıdır. Her somut durumda, soyut hukuksal önermelerden hukuksal mantık yoluyla karar çıkarmak mümkün olmalıdır. Hukuk gerçekte ya da fiilen hukuksal önermelerden oluşan "boşluksuz" bir sistem oluşturmalı veya en azından böyle boşluksuz bir sistemmiş gibi ele alınmalıdır. Hukuksal açıdan rasyonel olarak açıklanamayacak ne varsa o hukuksal olarak da geçersizdir. İnsanlara ait her sosyal eylem her zaman hukuksal önermelerin ya uygulaması ya icrası veya onun bir ihlâli olarak görülmelidir; zira hukuk sisteminin boşluksuzluğu bütün sosyal davranışların boşluksuz bir hukuksal düzenlemesiyle sonuçlanmalıdır. 6 Kapitalizm ve Hukuk • Marx: Hukuku belirleyen, ekonomik düzen ya da üretim ilişkileridir. • Weber: Tek başına ekonomi, hukukun varlığını ve yapısını izah edemez. • Kapitalizm ve hukuk, birbirinin sebebi veya sonucu olmaksızın ancak birbirinin gelişimini destekler sûrette paralel olarak gelişmiştir. • Yani hukuk sadece toplumsal yapının bir yansıması ya da hâkim sınıfın ideolojisinin bir ürünü değildir. 7 Kapitalizm ve Hukuk • Hukuk, sadece toplumsalı yansıtmaz ama aynı zamanda belli ölçüde anonim ve kurucu (constitutive) nitelik taşır. • Avrupa’da, Roma hukukuna dayanan hukuk sistemi kapitalizmin gelişimi için elverişli bir ortam sunmuştur. • Ekonomik gelişmeler, yeni problemleri ortaya çıkarmış bu da profesyonel hukukçu sınıfının ortaya çıkışını hızlandırmıştır. • Bu hukukun gelişiminde, profesyonel hukukçu sınıfının ortaya çıkışı ya da mevcut siyasî düzenekler daha belirleyicidir 8 Ortak nokta Kapitalist üretim Rasyonel hukuk Hesaplanabilirlik (Öngörülebilirlik) 9 Kapitalizm ve Hukuk • Hukukun katı biçimde rasyonelleşmesi ve formelleşmesi çoğu kez ticarî çıkarlara aykırı bir duruma yol açmıştır. • Hukukun mantıksal sistematizasyonu, hukuk teorisyenleri, öğrenciler, hukuk doktorları gibi "hukuk aristokrasisi" tarafından gerçekleştirilmiş ve sıkça hayattan kopuk olmakla eleştirilmiştir • Piyasanın işleyişinde hukuktan çok “piyasa ahlâkı” ön planda olmuştur. • Gelişmiş kapitalist toplumlarda hukukun piyasa içindeki rolü gerilemektedir. • Hukuk tek tek bireysel çıkarları değil, sistemin bütününü korumaya almaktadır. 10 Kapitalizm ve Hukuk • Temel olarak da bu koruma, sözleşme özgürlüğünü sağlayarak ve bu sözleşmelerin yerine getirilmesi için gerekli "zor"u temin ederek sağlanmaktadır. • Hukukçu sınıfın, doğrudan ekonomik çıkarı değil ama haklar ve özgürlükleri korumayı hedefleyen, mantıksal olarak tutarlı, rasyonel ve bütünlüklü bir sistem olarak hukuk üretme çabası, kapitalizmin varlık şartlarını temin etmektedir. 11 Pozitif Hukuk ve Sosyolojik Olarak Hukuk Hukuk • Normun anlamı nedir? • Geçerlilik, yorum, mantıksal tutarlılık Sosyoloji • Sosyal eyleme katılan bireylerin, normu geçerli kabul ederek davranmaları halinde ne olur? 12 Pozitif Hukuk ve Sosyolojik Olarak Hukuk • Pozitif Hukuk: – Normun anlamını araştırma. • Geçerlilik • Normun yorumu • Bir bütün olarak ise "uygulanmayı bekleyen, mantıksal olarak tutarlı ve boşluksuz bir sistem olarak normlara» işaret eder. • Sosyolojik olarak hukuk: – Sosyal eyleme katılan bireylerin, özellikle de belli bir iktidar kullanabilenlerin, normu geçerli kabul ederek ona göre davranmaları halinde grupta ne olur? – Sosyolojik anlamda hukuk, geçerliği zorlama cihazı ile teminat altına alınmış bir düzeni ifade eder. 13 Pozitif Hukuk ve Sosyolojik Olarak Hukuk • İlk durumda bir düzen tasavvurunun oluşturulması için kurulan mantıksal ve farazî bir sistem, • İkinci durumda ise bu faraziyeye uyulmak (ya da uyulmamak) suretiyle gerçeklik alanında ortaya çıkan olgu söz konusu olur. 14 Uyma • Bir hukuk normuna uymada saik önem arz etmez. • Uyma, geçerliliğin bir şartı değildir. • Normun geçerliliği ya da "başarısı" (success) için, belli bir hukuk düzenine ve kanunlara inanç besleyen bireylerin, birebir bu inançla uyum içinde yaşamaları ya da davranmaları gerekli ya da zorunlu değildir. • «Bizim anladığımız haliyle hukuk, basitçe, ampirik geçerlilik ihtimali, özel güvenceleri haiz bir düzendir.» • Weber'e göre sosyolojik açıdan teminat altına alınmış bir hukuktan söz edebilmek için, bir zorlama cihazının varlığı ve bu zorlama cihazının belli kuralların geçerliğini sağlayacak kadar etkili olması gerekli ve yeterlidir. 15 Zor Meşruluk Hukuk Rasyonalite Normatiflik 16 Otorite tipleri • Otorite (egemenlik): 1. Geleneksel (irrasyonel) 2. Karizmatik (irrasyonel) 3. Rasyonel (Hukukî) • Bir ideal tip olarak hukukî otoritede (…) birey otoritesini, geleneğin bir tortusu olmayan, aksine bilinçli olarak amaçlırasyonalite veya değer-rasyonalite bağlamına yerleştirilen kişisel olmayan güçlere dayanarak uygulayabilir. • Otoriteye tâbi olanlar üst otorite konumundakilere itaat ederler, ancak bu itaatin nedeni onlara kişisel bağlılıkları değil, aksine bu otoriteyi tanımlayan kişisel olmayan güçleri kabulleridir. 17 Rasyonel (Hukukî) Otorite 1. Genel uygulamaya dönük olarak konulmuş kuralların varlığı; 2. Hukuk düzeninin, soyut kurallardan oluşan tutarlı bir bütün olduğu ve bu soyut normların, somut durumlara uygulandığı yönündeki inanç; 3. “Üst"ün bizzat kendisinin de gayrı şahsî hukuk düzenine tâbi olması; 4. Herhangi bir sosyal iktidar türüne değil de soyut hukuk düzenine uyma ve 5. Bu uymanın rasyonel sınırlar içinde gerçekleşmesi. 18 İdarî Rasyonalite: Bürokrasi • Bürokrasi, hem idarî hem de yargısal örgütlenmenin biçimidir. • Hukukî otorite, bürokratik organizasyonun varlığına tâbidir. • Hukukun burada ikili bir görevi vardır: 1. Birincisi, bu devasa kurumsal yapı, hukukun temin ettiği meşruiyet sayesinde kabul ve rıza görür. 2. İkincisi, hukuk bu devasa yapının rasyonel işleyiş mekanizmasını kurar. 19 Modern hukukun gelişimi • 1. 2. 3. 4. 5. • Beş faktör etkili: Âdetler İlgililerin eylemleri (sözleşme) Yargıç kararları Vahiy Kanun Hukuk kuralları (teorik olarak), belli davranışların fiilî alışkanlıklara (âdetlere) dönüşmesi ve zamanla bağlayıcılık kazanması ile oluşmaktadır. 20 Modern hukukun gelişimi • Bu davranışların "bireyi aşan bir biçimde genelleşmesi" ve başkalarının da bu yönde beklentiler edinmesi, düzen ve çıkar temelli rasyonalite oluşumunda etkilidir. • Nihayetinde bir "zorlama cihazı" tarafından bu adetlerin ya da alışkanlıkların desteklenmesi, hukuk kuralının oluşumunu sağlar. • Modern toplum açısından bu zorlama cihazı, meşru şiddet tekelini elinde bulunduran devlettir. 21 Modern hukukun gelişimi • Hukuk ve prosedürün gelişmesi, dört aşamadan geçmiştir: 1. Hukuk peygamberleri aracılığıyla hukukun vahyi, 2. Hukuk otoritelerinin tecrübî olarak hukuku yaratmaları veya bulmaları, 3. Seküler veya dinî iktidarın hukuku uygulaması (desteklemesi) 4. Hukuk eğitimi almış uzman kimseler tarafından hukukun sistematik olarak düzenlenmesi ve yargının profesyonelleşmesi: Rasyonel-formel modern hukuk 22 Hukukun Organik Gelişimi 1. Yüksek hukuk Temelinde yer alır (Din ve bireysel ahlâk) Üretir 4. Hukukun üstünlüğü 2. Yazılı olmayan hukuk (Hukuk devleti ve anayasacılık) (Toplumsal adetler ve gelenek) Sonradan kodifiye edilir İhlâli sonucunda 3. Yazılı hukuk (kanunlar ve kanunnameler) Rasyonelleşme 1. Dünyanın (olumlu açıdan) entelektüelizasyonu ya da (olumsuz açıdan) büyüsünü yitirmesi (Entzauberung) adını verdiği şey; 2. Kesin bir biçimde verili, pratik bir amaca, yeterli araçlar hakkında hassasiyet derecesi gittikçe artan hesaplar kullanılarak yöntemli olarak ulaşılması anlamında rasyonelliğin artması; 3. Sistematik olarak ve belirsizlikten uzak bir biçimde sabit amaçlara yönelen ahlâkların oluşması anlamında rasyonelliğin artması 24 Hukukun rasyonelleşmesi • İki tarihsel aşama: 1. Ahlâktan farklılaşma 2. Formelleşme • Dört ideal tip: 1. İlkel yani hukukun irrasyonel ve formel olduğu aşama; 2. Tözsel ve irrasyonel hukukun görüldüğü geleneksel aşama; 3. Tözsel ve rasyonel tabiî hukuk aşaması (geçiş aşaması) ve nihayet, 4. Formel ve rasyonel modern hukuk aşaması. 25 Tabiî hukuk • Weber'e göre tabiî hukuk, pozitif hukukun bağlayıcılığına meşruiyet kazandıran bir dizi normu ifade eder. • Verili düzen ya da status quo kendi aslî meşruiyet gücünü yitirdiğinde veya mevcut düzene (bir anlamda pozitif hukuka) muhalefet geliştirilmek istendiğinde, tabiî hukuk çıkış yolu olmuştur. • Ayrıca tabiî hukuk, dinsel normlara da eşit güçte karşı çıkabilmenin rasyonel temelini oluşturmuştur. • Hatırlanmalıdır ki status quonun kurulması da aslında tabiî hukukun sağladığı meşruiyet sayesinde olmuş ve bir kere düzen kurulduğunda, hukuk derhal pozitifleşmiştir. 26 Biçimsel tabiî hukuk • Modern tabiî hukuk, İngiliz liberalizminin doğuştan getirilen temel haklar varsayımına dayanmaktadır. • Weber'e göre doğuştan gelen haklar düşüncesi, Magna Carta'da baronların elde ettiği bir takım hakların, kralın müdahalesinden masun olduğu düşüncesinin yaygınlaşarak bütün İngilizlere teşmilinden ibaretti. Dikkat: Biçimsel tabiî hukuk, sosyal sözleşme ve prosedüral hukuk devleti, aynı olguya işaret etmektedir. 27 Tabiî hukuk eleştirisi • Tabiî hukuk bir geçiş aşamasına tekabül eder: 1. Ahlâktan farklılaşmamıştır 2. Sabit ilklere dayanır dolayısıyla hukukî değişim sürecini yok sayar • Weber'e göre biçimsel adalet ya da mantıksal-biçimsel rasyonel hukuk, üç unsur tarafından yıpratılmaktadır: 1. Refah ideolojisi çerçevesinde giderek genişleyen modern bürokratik devlet, 2. Sosyal demokrasi ve çalışan sınıf hareketi ve 3. Hukukçular arasında hukukî kavramların dönüşümü. 28 Tabiî hukuk eleştirisi • Refah talebi, biçimsel hukukun (prosedüral hukuk devleti) yetersizliğine vurgu yaparak, ahlâk ve tabiî hukuk ile temellendirilen taleplerle hukukun içeriksel olarak da âdilliğine yönelmişti. • Bu da hukukun politik taleplere kurban gitmesi anlamına geliyordu. 29