PDF - Solunum Hastalıkları

Transkript

PDF - Solunum Hastalıkları
Tietze Sendromunda Cerrahi
Tedavinin Yeri
Bülent KERİMOĞLU, Kanat ÖZIŞIK, Murat ERTÜRK, Altuğ KOŞAR, Selçuk KÖSE
600 Yataklı Diyarbakır Asker Hastanesi Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Servisi, DİYARBAKIR
ÖZET
Bu çalışmada, Ocak 1996-Temmuz 2000 tarihleri arasında klinik olarak Tietze sendromu tanısı konularak izlenen 24 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Olgularda ortalama yaş 21.2 olup, 23’ü erkek ve 1 tanesi kadındı. Hastaların 8
(%33.3)’i medikal tedavilerden fayda gördü, diğer 16 (%66.6) hasta cerrahi olarak başarı ile tedavi edildi. Tanı hastalardan alınan anamnez, fizik muayene ve klinik değerlendirmeler sonucunda konuldu. Spesifik laboratuvar ve radyolojik bulgu tespit edilemedi. Olguların postoperatif patolojik incelemeleri kronik inflamatuvar periostal reaksiyon olarak değerlendirildi. Hastalar ortalama 5 ay (2-7 ay) takip edildi. 12 (%75) olguda ameliyat sonrası şikayetler tamamen ortadan kalktı,
3 (%19) hasta operasyon öncesine göre daha iyi olduğunu ifade etti ve 1 (%6) olguda operasyon sonrası şikayetlerde
azalma olmadı. Sonuç olarak, Tietze sendromu tespit edilmiş, medikal tedaviye cevap vermeyen olgularda kostokondral
rezeksiyon başarılı bir tedavi yöntemidir.
ANAHTAR KELİMELER: Tietze sendromu, cerrahi tedavi
SUMMARY
SURGICAL APPROACH TO TIETZE’S SYNDROME
In this study, between January 1996-July 2000, 24 patients with clinical suspicion of Tietze’s syndrome were evaulated
retrospectively. These 24 patients who were 23 men and 1 woman with a mean age of 21.2 years. Eight (33.3%) of the
patients were treated medically and 16 (66.6%) of the patients were operated succesfully. The diagnosis is usually made
on history of the disease, physical findings and clinical grounds. There were not specific roentgenographic and laboratory findings for diagnosis. Postoperative pathologic diagnosis of all cases were chronic inflamatory periostal reaction.
The patients were followed up mean 5 months (2-7 months). Signs and symptoms disappeared completely after operation in 12 (75%), was relieved significantly in 3 (19%), and was not relieved at all in 1 (6%) patients. In conclusion, the
patients with clinical evidence of Tietze’s syndrome who couldn’t treated medically, the choice of treatment is costochondral resection.
KEY WORDS: Tietze’s syndrome, surgery
GİRİŞ
Tietze sendromu etyolojisi bilinmeyen, ağrı, hassasiyet ve lokal şişliklerle karakterize nonsüpüratif,
bening, üst parasternal bölgeye lokalize, genelde
222
tek taraflı tutulum gösteren bir sendromdur (1-3).
Genelde hayatın 2. ve 3. dekatlarında görülür. Beraberinde sistemik semptomlar ve adenopati gibi
pozitif fizik muayene bulguları saptanmamaktadır
(4,5). Toplumdaki sıklığı da bilinmemektedir (6).
Solunum Hastalıkları 2001; 12: 222-224
Tietze Sendromunda Cerrahi Tedavinin Yeri
GEREÇ ve YÖNTEM
Ocak 1996-Temmuz 2000 tarihleri arasında Diyarbakır Asker Hastanesi (DAH) Göğüs Kalp ve Damar
Cerrahisi Polikliniği’ne başvuran 24 Tietze sendromlu hasta çalışmaya alındı. Bunların tıbbi kayıtları ve
radyografileri incelenerek başvuru anındaki şikayet,
etyoloji, tanı ve ve tedavi yöntemleri ile patoloji sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Başvuran
hastaların çoğu askerlik görevini yapmakta olan 2022 yaş grubu erkeklerdi. Sadece 1’i 26 yaşında kadın
hastaydı. Hastaların anemnezinde şikayetlerin ortalama 1.5 aydır (1-8 ay) devam ettiği, sürekli sırt çantası, askeri mühimmat ve silah taşıdıkları belirtildi.
SONUÇLAR
Olguların 23 (%95.6)’ü erkek, 1 (%4.4)’i kadın
olup ortalama yaş 21.2 (20-26 yaş) idi. En sık şikayet göğüs ön duvarında ağrı ve hassasiyet (%100),
kızarıklık (%75), lokal ısı artışı (%60) ve lokal şişlikti
(%50). Olguların %60’ında şikayetler birden fazla
idi. Hastaların tamamına tanı amacıyla PA ve lateral
akciğer grafiler çekildi, grafilerde patoloji saptanmadı (Resim 1). Olguların 18’ine bilgisayarlı tomografi (BT) yapıldı, yalnız 1 olguda minimal kalsifikasyon ve kostosternal bölgede genişleme tespit
edildi (Resim 2). Ultrasonografi (USG) yapılan 20
olgunun 3’ünde tutulan kostal kartilaj bölgesinde
genişleme ve minimal ödem tespit edildi, diğer olgular normaldi. Hastaların tamamına tam kan sayımı, sedimentasyon, CRP ve RF gibi romatolojik testler yapıldı, anlamlı patolojik bir değer saptanmadı.
Fizik muayene, klinik değerlendirme, radyolojik ve
laboratuvar inceleme yöntemleri ile Tietze sendromu tanısı konulan olguların tamamına nonsteroid
antiinflamatuvar (NSAİ) tedavi verildi. Bir ay sonra
kontrole çağrılan hastaların, şikayetlerinde gerileme
olmayaların tamamına kortikosteroid enjeksiyonla
lokal tedavi uygulandı. Bir aylık aralarla 3 ay takip
edilen ve şikayetleri devam eden 16 hasta genel
anestezi altında opere edildi. Hipertrofiye kartilaj,
sternokondral bileşke ile kostakondral bileşke arasından perikondrium korunarak rezeke edildi. Postoperatif dönemde olguların sadece 1 (%6)’inde
tüp torakostomi gerektirmeyen minimal pnömotoraks saptandı. Mortalite görülmedi. Patoloji, kronik
inflamatuvar periostal reaksiyon olarak rapor edildi.
Hastalar ortalama 5 ay takip edildi (2-7 ay). Bir, üç
ve altıncı aylarda yapılan hasta kontrolleri sonucunda olguların 13 (%80)’ünde ameliyat sonrası
şikayetler tamamen ortadan kalktı. İki (%13) hasta
öncesine göre daha iyi olduğunu ve nadiren para-
Solunum Hastalıkları 2001; 12: 222-224
Resim 1. Olgulardan birinin PA akciğer radyogramı.
Resim 2. Bir olgunun toraks BT’sinde saptanan minimal kalsifikasyon ve kostosternal bölgedeki genişleme.
setamol türevi analjeziklere ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Bir (%7) hastada ise operasyon sonrası şikayetlerinde azalma olmadı.
TARTIŞMA
Tietze sendromu klinikte nadiren karşılaşılan, toplumdaki görülme sıklığı tam olarak bilinmeyen, üst
parasternal bölgenin, kostosternal bileşkede ağrı,
hassasiyet ve lokal şişlikle karakterize nonsüpüratif
bir hastalığıdır (1,2,6). Olguların tamamında tutu-
223
Kerimoğlu B, Özışık K, Ertürk M, Koşar A, Köse S.
lum tek taraflı olup genelde 2. ve 3. kostal kartilajlar etkilenmiştir (1,6). Kliniğimizde takip edilen olguların tamamında tutulum tek taraflı olup,
%80’inde 2. kostal kartilaj etkilenmişti.
Tietze sendromu genelde 2. ve 3. dekatlarda görülmektedir. Nadiren çocukluk yaş grubunda da tarif
edilmiştir (2). Cinsiyet farklılığı ve tutulan taraf yönünden fark yoktur (6,7). Kliniğimize başvuran hastalarda ortalama yaş 21.2 olup, olguların %75’inde
sağ taraf tutulumu gözlendi. Olguların %95’inin erkek (23 hasta) ve %5’inin kadın olması (1 hasta) askeri hastaneye başvuran hastaların önemli bir bölümünün erkek olması ile açıklanabilir.
Etyoloji tam olarak tespit edilememiştir. Devamlı
mikrotravmalara maruz kalma ve emosyonel stresin önemli bir neden olabileceği ileri sürülmüştür
(1,6-8). Ayrıca rekonstrüktif meme cerrahisinden
sonra Tietze sendromu gelişen olgular bildirilmiştir
(9). Olguların tamamının ağır coğrafi koşullarda
görev yapan, yoğun stres altındaki askerlerde saptanması, devamlı mikrotravmalara maruz kalmanın
ve emosyonel stresin önemli bir etyolojik etken olduğunu düşündürmüştür.
uyguladık. Fayda görmeyen hastalara lokal steroid
enjeksiyonu yapıldı. Birer ay aralıklarla 3 ay takip
edilen ve şikayetleri devam eden 16 hastaya genel
anestezi altında operasyon uygulanarak, hipertrofiye olmuş kartilaj perikondrium korunarak rezeke
edildi. Ameliyat sonrası yapılan takiplerde rekürrens saptanmadı. Olguların %80’inde tam iyileşme, %13’ünde nadiren basit ağrı kesicilere ihtiyaç
gösteren iyilik hali saptandı.
Sonuç olarak, medikal tedaviye yanıt vermeyen,
steroidler gibi ciddi yan etkileri olan ve uzun süreli
ilaç kullanmakta uyum sorunu yaşayan hastalarda
cerrahi tedavi; ucuz, efektif ve kolay olması nedeniyle başarıyla uygulanabilir.
KAYNAKLAR
1. Kamel M, Kotob H. Ultrasonographic assessment of local steroid injection in Tietze’s syndrome. Br J Rheumatol 1997;36:547-50.
2. Mukamel M, Kornreich L, Horev G et al. Tietze’s syndrome in children and infants. J Pediatr 1997;131:774-5.
3. Yang W, Bahk YW, Chung SK et al. Pinhole skeletal sintigraphic manifestations of Tietze’s disease. Eur J Nucl
Med 1994;21:947-52.
Hastaların başvurudaki şikayetleri genel olarak ağrı,
hassasiyet, tutulan bölgede lokal şişlik ve ısı artışı
olup nadiren öksürük, nefes darlığı, çarpıntı gibi
nonspesifik ve sistemik şikayetler gözlenmiştir.
4. Martino F, D’Amore M, Angdelli G et al. Echographic
study of Tietze’s syndrome. Clin Rheumatol 1991;10:2-4.
Tanı amacıyla yapılan radyolojik tetkikler ve laboratuvar incelemeler genelde yetersizdir (1-3,6,10).
Ancak bu tanı yöntemleri göğüs duvarında olabilecek malign ya da benign bir lezyonun gösterilmesi
açısından yapılmalıdır (1,6). Bazı çalışmalarda
BT’nin tanısal olabileceği, kostokondral kalsifikasyonu gösterebildiği fakat tanı için yanlış sonuçlar
verdiği belirtilmiştir (11). Yine Ga67 ile yapılan sintigrafik çalışmalar tanı için yeterli olmamıştır (12).
USG tanı da yardımcı olabilir, fakat kesin tanı için
yeterli değildir (1). Tanısal amaçla yaptığımız tüm
konvansiyonel grafiler, BT ve USG tanıda yardımcı
olmamıştır. BT çekilen 18 olgudan 1’inde minimal
kalsifikasyon ve kostosternal bölgede genişleme
tespit edildi. USG yapılan 20 olgudan 3’ünde kostal kartilaj bölgesinde genişleme ve minimal ödem
gibi nonspesifik bulgular saptandı. Tanı anamnez,
fizik muayene ve klinik değerlendirme ile konuldu.
6. Locicero J. Infections of the chest wall. In: Shields TW,
ed. General thoracic surgery. Philadelphia: Williams&Wilkins, 1994;558-63.
Tietze sendromunda tedavi genelde semptomatiktir (1,2,6,7). NSAİ ilaçlar, USG eşliğinde lokal steroid enjeksiyonu ve tüm bu medikal tedavilerden fayda görmeyen hastalarda cerrahi tedavi uygulanabilir (1,2,6,13). Tietze sendromu tanısı ile takip ettiğimiz 24 hastanın tamamına öncelikle NSAİ tedavi
224
5. Howard CB, Nyska M, Meller I et al. Transient swelling
of the costochondral and sternal region in infants. Chest
1994;105:29-31.
7. Martino G, Cariati S, Elmore U et al. Tietze’s synrome in
the elderly: Description of a case and review of the literature. G Chir 1994;15:119-23.
8. Aeschlimann A, Kahn MF. Tietze’s syndrome: A critical
review. Clin Exp Rheumatol 1990;8:407-12.
9. van Schalkwyk AJ, van Wingerden JJ. A variant of Tietze’s
syndrome occuring after reconstructive breast surgery.
Aesthetic Plast Surgy 1998;22:430-2.
10. Wadhwa SS, Phan T, Terei O. Anterior chest wall pain in
postpartum costochondritis. Clin Nucl Med 1999;
24:404-6.
11. Honda N, Machida K, Mamiyat T et al. Sintigraphic and
CT findings of Tietze’s syndrome, a report of a case and
review of literature. Clin Nucl Med 1989;14:606-9.
12. Miller JH. Accumulation of Gallium-67 in costochondritis. Clin Nucl Med 1980;5:362-3.
13. Dmitriev AE, Kriukov BN. Tietze’s syndrome. Khirurgiia
(Mosk) 1990:7-10.
Yazışma Adresi
Kanat ÖZIŞIK
4. Cad. 71. Sok. No:8/3
Yıldız, Çankaya/ANKARA
Solunum Hastalıkları 2001; 12: 222-224

Benzer belgeler