kur unkalem - İhlas Koleji

Transkript

kur unkalem - İhlas Koleji
kurunkalem
http://www.facebook.com
/kursun.kalem1
twitter.com/_kursun_kalem_
16 Kasım 2012 CUMA
17
’nin katkılarıyla...
[email protected]
e-BEVEYN olmak
B
ir cadde dü(ünün. Bu caddenin bir taraf4nda kitapç4lar, kafeler, sinemalar,
okullar, dershaneler var. Di'er taraf4nda
ise kumarhaneler, uyu(turucu sat4c4lar4,
müstehcen film oynatan sinemalar dizili yan
yana.
H4rpani k4l4kl4 yankesiciler, hapç4lar kol geziyor.
A'z4na kadar dolu atari salonlar4ndan d4(ar4ya
silah sesleri ta(4yor.
Çocu'unuzla bu caddenin ba(4nda duruyorsunuz.
Ve biricik çocu'unuz tek ba(4na bu caddede
kitap almak, al4(veri( yapmak veya sinemaya
gitmek için sizden izin istiyor.
zin vermiyorsunuz. “Ama bütün arkada(lar4m
orada!” diyor eliyle göstererek. Bak4yorsunuz,
hakikaten bütün okul arkada(lar4 orada. Bir
kaç4 kitapç4dan kitap al4yor, baz4lar4 kütüphanede kitap okumaya dalm4(. Kimi de kafede
oturmu( muhabbet ediyor.
Batakhanelerin oldu'u taraf karanl4k oldu'u
için net gözükmüyor. Kimlerin olup olmad4'4n4
göremiyorsunuz.
Çocu'unuza güvendi'iniz için ve bütün arkada(lar4n4n da caddede oldu'unu dü(ünerek
izin vermek istiyorsunuz. “Aman çocu'um,
caddenin di'er taraf4na geçme sak4n!” diye
kula'4na f4s4ld4yorsunuz. Çocu'unuz tam gitmek
üzereyken birden gözünüz bir (eye tak4l4yor.
O da ne?
Kitapç4n4n yan4nda küçük bir gazete bayisi
var ve tezgâhta bir sürü müstehcen dergi duruyor.
Dershane kap4s4n4n yak4nlar4nda da bir adam
oturmu( kapa'4na bakmaktan utanaca'4n4z
filmler sat4yor. D4(ar4dan çok güvenli gözüken
kafenin içinde yüzlerine çocuk maskeleri
takm4( koca koca adamlar fark ediyorsunuz.
Çocuk caddenin sa' taraf4ndan ayr4lmasa
bile içiniz rahat de'il. Ama izin vermezseniz
de çocu'unuzun bunal4ma girmesi an meselesi.
Hem okuldan verilen ödev için mutlaka bir
kitap almas4 laz4m.
Bu durumda tek bir çözüm kal4yor geriye.
Çocu'unuzun elinden tutup caddenin güvenli
taraf4nda birlikte gezmek... Çocu'unuz el
tutma ya(4n4 geçmi(se, en az4ndan onun bir
ad4m arkas4ndan yürümek ve onu bo( b4rakmamak.
nternet öyle dünya ki iyiyle kötü yan yana
duruyor. Balla zehir ayn4 raflarda...
Sünger Bob seyrederken, sayfan4n sa' taraf4nda beliren müstehcen reklamlar bu yolun
ne kadar tehlikeli oldu'unun en büyük göstergesi. Sohbet odalar4nda 14 ya(4ndaki Ece
olarak konu(an sanal ki(inin 50 ya(4nda bir
adam olma ihtimali çok yüksek. Vitrinde ödev
konular4 var diye giriyorsunuz, içeride rezalet
son perde...
Ne diyeyim? (imiz zor...
Ebeveyn olmak dünya tarihinde hiç bu
kadar zor olmam4(t4 herhalde.
Bu çetrefilli yolda bütün mesul yeti(kinlere
ba(ar4lar diliyorum de'erli okuyucular4m.
twitter.com/AhmedRAkdag
ceriLevis
Bazı insanlar pazartesi gibi. Nefret de
etsen görüşmek zorunda kalıyorsun. Bazıları
ise cumartesi gibi “hiç çıkmasa hayatımdan”
diyorsun.
SozYazdimUlan
”Neyse yarın çalışırım” diye bi cümle var
ki tüm okul hayatımızı özetliyor.
Fatih Yeşil
Anneme anneler gününde terlik almam!
İnsan kendine atılacak cephaneyi eliyle verir
mi?
RMB?
O kızı üzersen karşında beni bulursun!
Güldürürsen sağında, şaşırtırsan solunda olurum. Tavrına göre yer değiştirir, aklını alırım.
Acaibim.
Elif Erkmen
Bir lafa bakarım laf mı diye, bir söyleyene
bakarım adam mı diye, sonra tekrar lafa bakarım laf mı diye sonra karşıya geçerim.
HamiŞ?
Acaba beni de ‘bay bay yap’maya zorladılar mı? bu soru beni yiyip bitiriyor, günlük
hayatıma adapte olamıyorum.
Selin Alan
Market kasasında poşeti açana kadar
senden sonraki kişinin işi yavaş bitsin diye
dua ediyosan sen eşittir ben demektir.
ZORLUKLARLA KENDİ MÜCADELE ETSİN!
Çocuğunuza
sorumluluk
bilinci verin
Hakkında bilmediğiniz 3 şey: ŞEKER
Hindistan’da eker kamndan üretilen eker, 1700’lü yllarda Avrupa’ya yayld.
*$*,""", &(,)*
+)%+')%',$((')&(%&
H
er ne hikmetse komşunun
çocuğu hep daha başarılıdır
sizden, onun akademik seviyesi asla düşmez, asla yaramazlık yapmaz, ailesini ve öğretmenlerini üzmez, sorumluluklarının farkındadır. Bu kıyaslamanın
olumlu sonuçlar doğurduğunu görmedim hiç. Anne veyahut baba kafasındaki ideal çocuk modelini kızgın ve kırgın bir ses tonuyla ifade
eder, çocuk da o esnada başını öne
eğip halının motiflerini ilk kez görmüş gibi gözleriyle süzer. Sonuçta
ne ebeveyn mutlu olur ne de komşu
çocuğuna içten içe öfkelenen sorumsuz çocuk.
ÇOCUĞUNUZUN sorumluluk sahibi olmasını istiyorsanız “Sen çocuksun, yorulma bırak, yapamazsın, odanı ben toplayayım” düşüncesinden vazgeçmelisiniz.
Ebeveynin çocuğundan beklediği
en önemli özelliklerden biridir sorumluluk bilinci. Bu bilinç uzun bir
sürecin ürünüdür ve küçük yaşlarda ailenin bu bilinci çocuğa kazandırması gerekmektedir.
Muhakkak ki çocuk belirli bir sorumluluk bilinciyle doğmuyor; çevrenin etkisi, ailenin yaşantısı, çocuğa
davranışı (çocuğa yaşına uygun
görevler vermek gibi) ve eğitim hayatı bu süreci etkiliyor. Çocuğun
yetişkinlik döneminde başarılı, huzurlu ve mutlu olması bir bakıma
bu eğitime bağlıdır.
Peki sorumluluk ne demektir?
Sorumluluk; kurallara uymak,
tercihlerinin ve seçimlerinin so-
nuçlarına katlanmak, başka insanlara ve o insanların haklarına saygı
göstermek bağlamında tanımlanabilir. Her söyleneni yapmak da
sorumluluk değildir. Bundan kastım
söz dinlememezlik ya da ebeveyne
karşı itaatsizlik değil. Örneğin akşam eve altıda giden bir öğrenciyi
arkadaşları dışarı çağırıyor ve öğrenci, arkadaşlarının söylediğini
yapmak için yemek bile yemeden
bahçeye top oynamaya koşuyorsa
buna sorumluluk diyemeyiz. Evet,
çocuk arkadaşlarını kırmıyor ama
yarınki ders için de hazırlığını yapmaya yorgunluktan fırsat bulamıyor, okula ve ailesine karşı sorumluluğunu yerine getiremiyor.
+#+(+$,*(+#+!+)*,*)*(,
(!' &)
R
uhun garip bir yanı vardır,
tek ve özeldir. Misal, grip
olsak belli başlı ilaçlar
vardır, bütün dünya insanları için bu ilaçlar standart
hâle gelmiştir; içersin, iyileşirsin.
Arada yan etkileri olabilir ama
bu fiziksel gerçekliği değiştirmez.
Ruh böyle değildir; onun filmini
çekemezsin, onu muayene edip
ona kesin bir şekilde tanı koyamazsın ve bireye özgü tedavi
metotları geliştirmen gerekir.
Her davranış aynı sonucu vermeyebilir. Sorumluluk bilinci kazandırma hususu da böyledir,
kişiye göre farklılık gösterir. Ama
kaba hatlarıyla inceleyecek olursak sorumluluk bilinci kazandırmanın temel hususları vardır.
¥ Bilgilendirme: Çocuktan beklediğimiz davranış değişikliğini
ona açıklamalıyız. Nedenlerimizi
ona iyice aktarmalıyız ve çocu-
ğun bu değişimi bir ihtiyaç olarak
görmesini sağlamalıyız. Çocuk
eğer neyi niçin yaptığını kavrarsa
daha başarılı olur ve kendisinden
beklenen şeyleri gönül rahatlığıyla seve seve yapar.
¥ Takip: Unutmamak gerekir
ki karşımızda hayat karşısında
henüz acemi bireyler var. Neyi
ne zaman yapacaklarının ayrımına varamayabilirler. Bu yüzden onlara bir süre tanımalıyız
ve bu süre içinde davranışlarının
değişip değişmediğinin takibini
yapmalıyız.
¥ Geri Bildirim: Geçen bu süreden sonra çocuklarla yaşanan
süreci konuşmalıyız. Eğer olumlu
yönde bir değişim varsa bu durum ödüllerle pekiştirilebilir. Şayet olumsuz bir gidiş gözlenmişse
bu olumsuzluğun sebepleri üzerine detaylıca konuşulmalı, gerekli uyarılar yapılmalıdır.
¥ Hatırlatma: Eğer çocuk ona
verdiğimiz sorumluluğu yerine
getirmiyorsa bu aşamada kendisinden beklentilerimizi ve sorumluluğunu hatırlatmamız gerekmektedir. Bu sayede davranışlarda bir iyileşme görülebilir.
Eğer çocuğunuzun sorumluluk
sahibi olmasını istiyorsanız ona
sorumluluk vermeye istekli olmanız gerekmektedir. Klasik tutumlardandır “Aman! Çocuğum
sen yorulma, bırak, yapamazsın;
çoraplarını ben giydireyim, odanı
ben toplayayım, yemeğini ayağına
getireyim.” Bu şekilde çocuğun
kişilik gelişimine engel olan sözler
söylenebiliyor. Bu rahat tutum
ileriki yaşantısında çocuğa zarar
verecektir. Her zaman yanlarında
siz olmayacaksınız, bırakın ayakta
dursunlar, zorluklarla kendi başlarına da mücadele edebileceklerini öğrensinler.
eker ilk olarak şeker kamışından elde edilmiştir. On yedinci yüzyılın ortalarında şeker bütün dünyada tanınmıştı. Şekerin, kahve ve kakaoyla
pişirilerek içilmesi modası Avrupa’nın zengin sınıfları arasında çok
yayılmıştı. Fakat şeker hem çok
işçilik isteyen bir imalât yoluyla
elde edildiğinden hem de çok uzak
ülkelerden getirtildiğinden, halk
kitlelerinin faydalanabileceği kadar
ucuza satılmıyordu. Bu yüzden
yüzyıllar boyunca bir lüks olarak
kalmış, ancak endüstri devri açıldıktan sonra, bütün halk kitleleri
tarafından tüketilebilen bir madde
hâline gelmiştir. Avrupa, şekeri doğudaki kolonilerinden alıyordu. Fakat I. Napolyon şeker yollarını kapatınca yeni şeker kaynakları arama yoluna gitmek mecburiyetinde
kaldılar. Hindistan’da insanlar en
az 2000 yıldır şeker kamışından
elde ettikleri şekeri kristalleştiriyor.
Büyük İskender’in askerleri oraya
ayak bastıklarında arısız bal üreten
bu insanlar karşısında şaşkınlığa
kapılmışlardı.
¥ Türkiye’de ilk şeker fabrikası
Nûri Şeker adlı bir vatandaşın teşebbüsüyle 1926’da Alpullu’da üretime başladı. Şeker tüketiminin
azaltılması, derinin yeniden esnekliğe kavuşmasına yardımcı oluyor. Uzmanlar, şeker tüketimine
karşı dikkat çekici sonuçlar ortaya
koydu. Örneğin “Lugduname” adlı
madde, sofra şekerinden 200.000
kat daha tatlı! Peki, bir oturuşta
tam 16 kesme şekeri midenize indirdiğinizi düşünebiliyor musunuz?
Oysa bu miktar 20 cl’lik bir şişe
kola içtiğinizde tükettiğiniz şekerin
biraz altında.
¥ Şeker, hayatımızda o kadar
yer edinmiştir ki insanımız bayramlara da şekerin ismini vermiştir.
Kurban Bayramı’nda et, Ramazan
Bayramı’nda -bayram namazından
önce hurma, şeker gibi herhangi
bir tatlı yemek müstehaptır- daha
çok şeker ikram edildiği için Ramazan Bayramı’na “Şeker Bayramı” da denmiştir.
KARMA SÖZLÜK - Sözlüklerden seçmeler...
+#+)+),, '#&)%'$+
(+)*,***+,.(*
¥ Mimarlık yaz, hukuk yaz, bilemedin öğretmenlik yaz ama
uluslararası ilişkiler yazma. (irimaniege)
¥ Şu matematiğe biraz daha eğil.
Zor değilmiş, bunu anlamak için
senelerce beklemek zorunda kalacaksın yoksa. Ayrıca git fizik
filan oku. En azından güzel şeylerle oyalanmış olursun gelecekte. (sefilmudur)
¥ Bugün o yanında gezdiğin
dostların dediklerin yarın yanında olmayacak o yüzden serseri
gibi gezme de otur bari İngilizce
çalış bir dil öğren sonra çok zorlanırsın haa! (arcee)
¥ Elindeki jöleyi yere bırak. (hayt
deli oğlan)
¥ Lisedeki arkadaşlarınla son
sınıfta fazla sosyalleşme, üniversiteyi kazanınca zaten tekrar
göreceksin onları. Dersle eğlen-
ceyi dengele. (armitage)
¥ Az kafanı eğ göremiyorum.
(rakutin)
¥ Zannettiğin kadar büyük değilsin o yüzden yaşının tadını çıkar. (bur krl)
EĞİTİM AJANDASI
,*,%)*!+)*,%++-(+)(*''& '$&#
¥ İstanbul Kültür Sanat Vakfı
(İKSV), ölümünün 300. yılında
UNESCO’nun 2012’yi “Itrî Yılı”
ilan etmesi sebebiyle, Itrî üzerine uluslararası bir sempozyum
düzenleyecek. “ITRÎ ve Döne-
mine Disiplinlerarası Bakışlar”
başlıklı sempozyum, 3 Aralık
Pazartesi günü İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası’nda
bulunan Doktora Salonu’nda
gerçekleştirilecek.