Doğu Akdeniz enerji kaynakları

Transkript

Doğu Akdeniz enerji kaynakları
Doğu Akdeniz enerji kaynakları
Halûk DURAL
Millî Merkez Genel Sekreteri, 02.05.2015
Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa ve Almanya gibi emperyalist devletlerin doğu Akdeniz ve
Ortadoğu bölgelerindeki jeostratejik çıkarları, bölgede devam eden savaş ve çatışmaların
arkasındaki esas sebebi teşkil etmektedir. Bu çıkarlar ise başlıca Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki
petrol ve doğal gaz kaynakları üzerindeki hakimiyet mücadelesidir.
Doğu Akdeniz enerji kaynakları
Jeolojik olarak doğu Akdeniz bölgesinde Kıbrıs, Eratostenes yükseltisi, Lazkiye, Levant, Judea, Nil,
Batı Arap bölgesi ve Zagros bölgesi olmak üzere sekiz tane önemli basen (havza) bulunmakta olup,
tarihsel olarak Nil Delta baseni ile Batı Arap ve Zagros (Irak, İran ve Körfez ülkeleri) bölgelerinde
hidrokarbon üretimi yapılmakta olup, günümüzde gözler Levant basenine çevrilmiş
bulunmaktadır[1]. Bölgedeki petrol ve doğal gaz oluşumları aşağıdaki haritada görülmektedir[2].
Doğu Akdeniz Kanıtlanmış Hidrokarbon Sistemleri
Doğu Akdeniz havzası, Mesozoyik (251-65 milyon yıl önceki dönem) yaşlı Neotetis Denizi’nin*
kalıntı havzasıdır (Garfunkel, 2004; Robertson ve Dixon, 1984). Havza güncel konumuna, Geç
Miyosen zamanı (23,3-5,3 milyon yıl önce) sonrasında yaşanan deniz seviyesi yükselmesi ile
ulaşmıştır (Ben-Avraham ve diğ., 2006). Bu alandaki ana yapısal unsurlar; güneyde Nil Delta
Havzası, Herodot havzası, güneydoğuda Levantin havzası, Kıbrıs’ın güneyindeki Eratotenes denizaltı
yükselimi, Kıbrıs-Ege yayı, Finike’nin karşısındaki Anaximander denizaltı yükselimi, kuzeyde ise
Antalya, Mersin ve İskenderun havzalarıdır (Roberts ve Peace, 2007)[3].
[1]: US Energy Information Administration, http://www.eia.gov/countries/regions-topics.cfm?fips=EM#palestinian
[2]: http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Eastern_Mediterranean/images/basin_map.png
[3]: Mehmet Akif SÜNNETÇİOĞLU, Doğu Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli Ve Son Gelişmeler, SAREM Stratejik
Araştırmalar Dergisi, Yıl 9, Sayı 16, Ocak 2011
Sayfa 1 / 11
Afrika kıtası magma üzerinde kuzeye doğru yılda yaklaşık 1-1,5 cm kadar hareket eder. Bu hareket
Anadolu yarımadasını, Yunanistan, Balkanlar ve İtalya’yı sıkıştırdığı için buralarda depremlere
neden olur. Afrika kıtası Nil Deltasının kuzeyinden Cebeli Tarık Boğazına kadar uzanan bir dalmabatma kuşağı boyunca magmaya dalarak erir. Bu dalma-batma kuşağında yeralan havzalar Nil
nehrinin taşıdığı organik malzemelerin ve tatlı suyla temas eden ölen deniz canlılarının
yüzmilyonlarca yılda çökelip, üzerlerinin binlerce metre toprakla örtülmesiyle oluşan basınç ve
sıcaklık nedeniyle bozunması sonunda petrol ve doğalgaza dönüşmüşlerdir.
Yapılan araştırmalarda en çok gaz potansiyeline sahip Levant havzasının batı(W) – doğu(E) ekseni
boyunca alınan 400 km’lik boy kesitinde Geç Tersiyer Dönem dolgularının jeolojik yapısı
görülmektedir[4].
Levanten Havzası Hidrokarbon Sistemi
İsrail, Filistin, Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Levantin havzasındaki Neojen (23,3-2,5
milyon yıl önceki) yaşlı istife yoğunlaşmışlardır. Levantin havzasındaki Neojen yaşlı sediman
(çökelti) kalınlığı, havza kenarlarında 2 km’den, kuzeybatıya doğru havza ortalarında 7 km’ye kadar
ulaşmaktadır (Gardosh ve Druckman, 2006). Havzada İsrail ve Filistin ruhsatlarında Erken Pliyosen
(Miyosen 5,3-2,5 milyon yıl önce) Noa, Marie, Gaza Marine havzalarında yaklaşık 3 trilyon ft3 = 85
[4] : Steinberg, J., Gvirtzman, Z., Folkman, Y., Garfunkel, Z., Geology 2011
Sayfa 2 / 11
milyar m3 gaz ve Orta Miyosen (Tamar, Dalit havzalarında ise yaklaşık 5 trilyon ft3 = 141,6 milyar
m3 gaz) keşiflerinden sonra bölgeye ilgi artmış ve ülkeler arama faaliyetlerini hızlandırmışlardır[5].
Amerikan Jeolojik Araştırma Kurumu’nun (U.S. Geological Survey-USGS) 2010 raporuna göre
Levantin havzasında henüz keşfedilmemiş toplam rezervi 1,7 milyar varil = 181 milyon ton petrol
ve 122 trilyon ft3= 3,5 trilyon m3 doğal gaz revervi bulunmaktadır. Ayrıca keşfedilmemiş 3,1 milyar
varil = 70,2 milyon ton Doğal Gaz Sıvısı[6] olduğu tahmin edilmektedir[7].
Doğu Akdeniz bölgesinde son zamanlarda keşfedilen doğal gaz miktarları aşağıdaki tabloda
görülmektedir: [8] [9]
Ülke
Keşif
Tarihi
Sahanın Adı
GKRY
2011
Afrodit
1999
Noa
2000
2009
2009
İsrail
Filistin
Tahminî
Rezerv,
milyar m3
Üretime
Geçiş
198,2
2017
1,1
2012
Mari-B
42,5
2004
Dalit
14,2
2013
Tamar
283,2
2013
2010
Levanten
509,7
2016
2011
Dolfin
2,3
Belirsiz
2012
Şimson
8,5
Belirsiz
2012
Tanin
34,0
Belirsiz
2013
Kariş
51,0
Belirsiz
2000
Gazze-Marin
28,3
Belirsiz
Geçtiğimiz yıllarda, doğu Akdeniz bölgesinde yeralan Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye ve Güney Kıbrıs
Münhasır Ekonomik Bölge-MEB (Exclusive Economic Zone-EEZ)[10] anlaşmaları yaparak deniz
alanlarını paylaşmışlardır. Ancak Lübnan-İsrail ve İsrail-Gazze deniz sınırlarında anlaşmazlıklar
mevcuttur. Ayrıca İsrail, Filistin’nin bağımsızlığını tanımamakta ısrar ederek, Gazze şeridinin
MEB’ndeki Gazze Marin-1 ve 2 alanlarında tespit edilmiş olan doğalgaz yataklarına konmak için
Gazze’ye yönelik sürekli askeri saldırılar yapmaktadır[11].
[5]: Mehmet Akif SÜNNETÇİOĞLU, a.g.y.
[6]: Doğal Gaz, genel olarak, %95 metan (CH4) ve diğer hidrokarbonlardan; %2,5 etan (C2H6), %0,2 propan (C3H8),
%0,06 bütan (C4H10), %0,02 pentan (C5H12) ve %0,02 daha ağır hidrokarbon ( C5H12) + C10H22) karışımından oluşur. Ayrıca
içinde %1,6 azot (N2), %0,7 karbondioksit (CO2) ve eser miktarlarda hidrojensülfür (H2S) ve su bulunur. Gaz
rezervuarlarında yüksek basınç altında propan ve daha ağır hidrokarbonlar sıvılaşırlar (tüp gaz gibi) ki, bu sıvı doğrudan
kullanılabilen değerli bir maddedir.
[7]: Bakınız dip not [2]
[8]: EIA, U.S. Energy Information Administration, Eastern Mediterranean Region Report, 2013.08.15, s. 5
3
[9]: 1 trilyon fit küp (tcf) doğalgaz = 39,643 milyar m ; 100 milyar varil petrol= 14,3 milyon ton
[10]: BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (United Nations Convention on the Law of the Sea) imza 10 Aralık 1982, yürürlük
16 Kasım 1994. Kısım V Münhasır Ekonomik Bölge, Madde 57. Münhasır ekonomik bölgenin genişliği “Münhasır
ekonomik bölge, karasularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan itibaren 200 deniz milinin ötesine uzanmayacaktır.”
[11]: Agreement between the Republic of Cyprus and the Arab Republic of Egypt on the Delimitation of the Exclusive
Economic Zone 17 February 2003, http://www.un.org/depts/los/LEGISLATIONANDTREATIES/PDFFILES/TREATIES/EGYCYP2003EZ.pdf; Delimitation Agreement Cyprus-Lebanon EEZ January 17, 2007; Delimitation Agreement Cyprus-Israel
December 17, 2010.
Sayfa 3 / 11
Doğu Akdeniz bölgesi ülkeleri münhasır ekonomik bölge-MEB haritası [12]
Güney Kıbrıs’ın Mısır, Lübnan ve İsrail ile imzalamış olduğu MEB-EEZ antlaşmalarının, Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin kuruluşunu sağlayan ve 16 Ağustos 1960 tarihinde yürürlüğe giren, 11 ve 19 Şubat
1959 tarihli Zürih ve Londra antlaşmaları ve Türkiye’nin garantörlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle
Türkiye tarafından tanınmadığı BM’e verilen bir nota ile bildirilmiştir.
Aynı antlaşmalar ile Kıbrıs’taki Dikelya ve Agratur askerî üsleri İngiltere toprağı sayıldığından, bu
toprakların kıyılarında da ilan edilmemiş kuramsal İngiliz MEB-EEZ bulunmaktadır.
Doğu Akdeniz’de İsrail ve Güney Kıbrıs tarafından yoğunlaşan gaz aramaları Lübnan’ı da harekete
geçirmiş ve ülke ilk petrol yasasını çıkarmıştır. Lübnan ile İsrail arasında gerek kara ve gerek deniz
sınırları konusunda sorun bulunmaktadır. Lübnan, iki ülke arasındaki kara ve deniz sınırlarına ilişkin
iddialarını içeren belgeler ile BM’e başvurarak sınırlarının kabulünü istemiştir[13].
İsrail 2006 Temmuz ayında Lübnan’daki Hizbullah mevzilerine saldırarak, Lübnan sınırlarını Hatay’a
kadar genişletip, Amerikan Büyük Ortadoğu Projesi haritasında[14] olduğu gibi Suriye’nin
Akdeniz’le irtibatını kesmek istedi. Bu vesileyle doğu Akdeniz’de en verimli doğalgaz sahası olan
Levanten havzasında Lübnan ile yaşadığı sınır sorunlarını çözecek, hem de Suriye’nin deniz
yatağındaki zenginliklerini ele geçirecekti.
[12]: http://www.iemed.org/observatori-en/recursos/documents/mapes/arxius-mapes-anuarimed.2012/Map_A17_en.pdf-en
[13] : Ravid Barak, “U.S. baks Lebanon on maritime border dispute with Israel” Haaretz July 10, 2011.
[14] : Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisi, Haziran 2006 sayısı, E. Yarbay Ralph Peters, Blood borders, How a better
Middle East would look, http://www.armedforcesjournal.com/2006/06/1833899
Sayfa 4 / 11
İsrail’in faaliyetleri
Deniz alanlarındaki sismik aktiviteye bakıldığında, çalışmaların çoğunun 2000-2002 yılları arasına
yoğunlaştığı görülmektedir. Bu yıllar arasında 10.000 km’nin üzerinde 2 boyutlu sismik veri ile
toplanmıştır. Ayrıca, doğal gaz sahalarının keşifleriyle birlikte bölgede önemli bir 3 boyutlu sismik
veri yoğunluğu görülmektedir.
İsrail deniz ruhsatlarını, sismik veri yoğunluğunu ve önemli doğal gaz sahalarını gösteren harita [15]
İsrail deniz alanında faaliyet gösteren başlıca firmalar; Noble Energy, IOCL (İsrail Oil Company
Ltd.), Israil Petroleum Co., Pelagic Exploration Co., Avner Oil Ltd., Adira Energy Ltd.’dir. Marie
keşifleriyle rezerv 1,5 tcf seviyesine ulaşmıştır. Son yapılan keşiflerle bu rakamın 8 tcf seviyesine
çıkması beklenmektedir.
İsrail’e ait Tamar gaz sahasında 8,3 trilyon fit küp gaz varlığı Ocak 2009 ayında keşfedildi. Sahada
aramayı yapan ve işletecek olan ortaklığın tek başına en büyük hissedarı ABD Teksas merkezli
Noble Energy şirketi olmakla birlikte, sermayedarlar arasında İsrail şirketleri de önemli pay
almışlardır. ABD’nin Jeolojik Araştırma İdaresi Mart 2010 ayında Levathian bölgesinde 1,7 milyar
varil petrol ve 122 trilyon fit küp gaz bulunduğuna ilişkin tahminlerini açıklamıştı[16]. Bu sahayı
bulan ve işletecek olan ortaklar grubunda en büyük sermaye payı yine tek başına Noble Energy
şirketine aittir, ancak yine İsrail enerji şirketleri de önemli pay sahibidirler.
Görüldüğü üzere, İsrail’in ekonomik hükümranlık hakkının olduğu bölgede bulunan iki önemli doğal
gaz kaynağını arama ve işletme hakkı bir ABD şirketinin önderliğini yaptığı şirketler grubuna aittir.
Bunun anlamı, bu gaz sahaları İsrail’in olduğu kadar ABD’nin de “çıkar alanı” konumuna gelmesidir.
İşin ilginci, Tamar gaz sahası ABD’nin yanında Rusya’nın da “çıkar alanı” haline gelmiştir. Zira
[15] : Mehmet Akif SÜNNETÇİOĞLU, a.g.y.
[16]: Levinson Charles ve Guy Chazan, Big Gas Find Sparks a Frenzy İn Israel, Wall Street Journal, December 30, 2010.
Sayfa 5 / 11
Rusya’nın önde gelen gaz şirketi Gazprom OAO, 26 Şubat 2013 tarihinde Tamar sahasında
üretilecek doğal gazı sıvılaştırılmış olarak Asya pazarlarına satmak üzere İsrail ile bir “niyet
mektubu” imzalamıştır[17]. Leviathan doğal gaz sahasını işletecek ortaklığın 2,5 milyar dolar
değerindeki yüzde 30 payı için Rus Gazprom şirketinin yanında Fransız Total, Çin’in CNOOC Şirketi
ile Avustralya’nın Woodside Petrol Şirketi teklif vermişlerdi[18].
Söz konusu yüzde 30 pay, Avustralya Şirketi Woodside’a verilmiştir. Görüldüğü üzere, İsrail’in
denizdeki gaz sahalarını işletecek şirkete sermayedar olmak için yoğun bir yarış yaşanmıştır.
Türkiye, Doğu Akdeniz’de İsrail ve Güney Kıbrıs’ın doğal gaz ve petrol aramak için ihaleler
açmasına karşı çıkmıştı. Ancak, İsrail ve Güney Kıbrıs bu sahaların aranması için ABD ve Rus
Şirketleri ile işbirliği yapmayı tercih edince, Türkiye karşısında sadece İsrail ve Güney Kıbrıs’ı değil,
ABD, Rusya ve Avustralya’yı da bulmuştur[19].
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölgede yaptığı önemli faaliyetler üç ana bölümde incelenebilir.
Bunlardan birincisi adanın güneyinde, kendisinin kabul ettiği Mısır ve Lübnan’la anlaşmaya vardığı
münhasır ekonomik bölge sınırları içerisindeki bölgeyi 13 adet ruhsata ayırmasıdır.
Petroleum Geo-Services PGS firmasına 2006 yılında 6.770 km ve 2008 yılında 12.500 km 2 boyutlu
sismik veri toplatılmıştır. Bugün hatların grid aralığı 3 ila 5 km’ye ulaşmıştır. Bu hat aralığı bölgeye
ilgi duyan yatırımcı şirketlerin ilgisini çekmektedir. GKRY ayrıca ihaleye çıkarılmayan 3 nolu ruhsat
alanında yine PGS’e 660 km2 3 boyutlu sismik veri toplatmıştır. Bölgedeki bir diğer gelişme ise İsrail
deniz alanında Tamar ve Dalit keşiflerini yapan Noble Energy firmasının, 12 nolu ruhsat ihalesini
kazanmasıdır.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nin deniz ruhsatlarını ve sismik veri yoğunluğunu gösteren
harita [20].
[17]: Russia’s Gazprom, Israeli Group Ink Gas Deal, The Economic Intelligence Unit, 1 March 2013.
[18]: Gazprom looses Israeli gas field bid to Australia’s Woodside, RT, December 4, 2010.
[19]: Hikmet Uluğbay, Yeni Ortadoğu Projesinin Enerji Denkleminde Suriye Bilinmeyeninin Yeri ve Önemi,
http://hikmet.ulugbay.com/?p=471#_edn78
[20]: Bakınız dip not [2]
Sayfa 6 / 11
Türkiye ile Mısır arasındaki en yakın mesafe 280 deniz milidir. Bu durumda Kıbrıs’ın 12 millik deniz
sınırının batısında kalan ve Türkiye-Mısır arasında henüz ilan edilmemiş olan MEB-EEZ sınırı,
karşılıklı kıyıların orta (talvek) hattı koordinatlarla aşağıdaki haritada görülmektedir. Türkiye’nin hak
talep ettiği MEB-EEZ ile Güney Kıbrıs’ın ilan ettiği MEB’lerin 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerinin bir
bölümü çakışmaktadır.
KKTC, 28 Eylül 2011’de TPAO’na 7 Blokta arama ruhsatı verdi.
KKTC, Türkiye 21 Eylül 2011 tarihinde MEB antlaşması imzalayarak 28 Eylül 2011 tarihinde
TPAO’na 7 blokta arama ruhsatı verdi. Bu ruhsat alanları ile GKRY’nin ilân ettiği parseller yukarıdaki
haritada da görüldüğü üzere çakışmaktadır.
Güney Kıbrıs’ın MEB-EEZ’ndeki “Afrodit” adı verilen 12. parseldeki ilk ihalesini alan Amerikan Nobel
Enerji, bu arama için kurulan şirketteki hissesinin yüzde 30’unu İsrail’in Delek Şirketine ve bu
şirketin iştiraki olan Avner Petrol arama şirketine satmıştır. Bu işlemle birlikte İsrail Güney Kıbrıs
ekonomik ve siyasi ilişkileri daha da güçlenmiştir. Böylece Güney Kıbrıs’ın MEB bölgesi kısmen de
olsa, aynı zamanda, İsrail’in çıkar alanı konumuna da gelmiştir. Bu ilişkiyi güçlendirmek için İsrail ile
Güney Kıbrıs, Ocak 2012 ayında savunma ve askeri işbirliği anlaşması imzalamışlardır[21].
Nobel Enerji sondaja 18 Eylül 2011 Pazar akşamı başladı. Rum radyosu, sondaja başlayan Noble
Energy şirketinin platformunun üzerinde İsrail insansız casus uçaklarının uçuş yaptıklarını ve İsrail
donanmasına ait gemilerin de platformun doğusunda görüldüklerini duyurdu. Sondaj öncesi,
İsrail'in ''Leviathan'' ismi verilen parselinde bulunan doğalgaz platformu 12. parsele taşındı. Bu
çalışmalar Türk Deniz Kuvvetleri tarafından izlenmeye başladı.
İsrail, buradaki MEB’deki doğal gaz arama alanlarını korumak için Güney Kıbrıs’tan savaş uçaklarını
güney Kıbrıs sahilindeki Baf yakınlarındaki Andreas Papandreu üssünde konuşlandırmak için izin de
istemiştir[22].
2012 yılında da İsrail savaş uçaklarının KKTC hava sahasını birkaç kez ihlâl etmesi üzerine Türk
savaş uçakları tarafından kovalandığı haberlerde yer almıştır[23].
[21]: Greek Cyprus ratifies military cooperation deal with Israel, Today’s Zaman 3 July 2012.
[22]: Katz Yaakov, “Israel to ask for military facility in Cyprus”, Jerusalem Post.com 2.7.2012.
[23]: Turkish jets chase Israeli plane over Cyprus, Famagusta Gazette, 17 May 2012.
Sayfa 7 / 11
Türkiye sismik araştırma gemisini bölgeye yolladı
GKRY, 2014 Ekim ayı başında 9 numaralı sahada petrol sondajına başlayınca bölgede önemli bir
askerî hareketlilik patlak verdi. Türkiye, bu karara yanıt olarak 2 Ekim 2014 akşamı Rum kesimi için
seyir duyurusu (Navtex) yayınladı. Navtex, Türkiye’nin Larnaka ve Limasol açıklarında bulunan
bölgede 20 Ekim-30 Aralık 2014 tarihleri arasında sismik araştırmalar gerçekleştireceğini de
duyuruyordu. Bu kararın ardından Rumlar KKTC ile
yürütülen müzakerelerden çekilme kararı aldı.
20 Ekim’de Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma
gemisi Ada’nın güneyine Gelibolu ve Giresun
fırkateynleri eşliğinde 3. parsele gönderildi. Yandaki
haritada görülen Sarı Bölgeler, GKRY’nin ruhsat verdiği
2, 3, ve 9 numaralı parsellerdir. Kırmızı bölgeler ise
T.C. Deniz Kuvvetlerinin ilân ettiği Navtex alanlarıdır.
Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisi, Türk
Deniz Kuvvetlerinin koruması altında GKRY’nin arama
ruhsatı verdiği İtalyan ENI-Kogas hesabına sondaj
yapmakta olan Saipem 10000 gemisinin dolaştığı
sulara girerek çalışmalarına başladı.
Bu gelişmeleri takiben, Türkiye’nin Navtex alanının doğu sınırı ile Suriye arasında kalan alanda
“Rusya Deniz Kuvvetleri tarafından yayımlanan NOTAM’a göre, yapılacak atışlı tatbikatların, 20
Ekim Pazartesi günü saat 07.00’de başlayıp, 22 Ekim Çarşamba günü tamamlanacağı bildirildi.
NOTAM’a göre Rusya, toplam 4 kilometrekarelik deniz bölgesini kapattı. Rusya’nın tatbikat alanı,
Barbaros’un araştırmaları için Türkiye’nin 20 Ekim itibarıyla bağladığı bölgenin sınırlarına temas
ediyor. Bölgenin doğu sınırları ise Tartus ve Lazkiye arasındaki Suriye kıyılarına 25 kilometre
mesafeye kadar ve 33 bin fit yüksekliğe uzanmaktadır. Amiral Aleksandro Vitko komutasındaki
Karadeniz filosundan Novocherkassk, Nobosierkassk ve Minsk isimli amfibi çıkartma gemileri, Kuzey
Filosu’na bağlı 7.900 tonluk denizaltı avcı gemisi Amiral Kulakov gemilerinden oluşan bir filo
tatbikatta yer aldı. Ayrıca Rus elektronik harp ve casusluk gemisi Priazovnie de, ENI-Kogas
hesabına sondaj yapmakta olan Saipem 10000 gemisi ve Barbaros Hayreddin Paşa’nın hassas
sismik araştırmalarını yapacağı bölgeye yerleşti[24].
GKRY-İsrail 2 NOTAM yayınlayarak 21-23 Ekim’de Kıbrıs’ın güneyinde Limasol açıklarında 2-3-9
nolu parsellerde havada ortak askerî tatbikat yapacaklarını duyurdular.
Türkiye’nin bu atağa cevabı gecikmedi. 2012 yılında küçük bir Türk deniz unsuru ve ABD
Donanmasından bir lojistik destek gemisi ile “düşük profille” icra edilen “Mavi Balina Tatbikatı” bu
sefer 6-14 Kasım 2014 tarihleri arasında 2012 yılına kıyasla çok daha büyük katılımla icra edildi.
NATO’nun Akdeniz’den sorumlu Daimi Deniz Görev Grubu’nda (SNMG-2) görevli USS Leyte Gulf
(ABD), FGS Neidersachsen (Almanya), HMCS Toronto (Kanada), SPS Juan De Borbon VE SPS Reina
Sofia (İspanya), TCG Kemalreis (Türkiye) fırkateynlerinin tatbikata NATO unsuru olarak
katılmalarının yanında, ayrıca Türk donanmasından 3 fırkateyn, 2 korvet, 4 denizaltı, 1 lojistik
destek gemisi, pek çok deniz karakol uçağı ve helikopter katılırken, ABD donanmasından bir
[24]: http://haberkibris.com/kibris-ve-cevresi-tatbikat-alanina-donuyor-2014-10-17.html
Sayfa 8 / 11
fırkateyn (USS Cole) ve bir deniz karakol uçağı, İngiltere’den bir nükleer denizaltı (HMS Torbay),
Pakistan’dan bir fırkateyn (PNS Alamgir) ve bir deniz karakol uçağı ile NATO istihbarat-analiz
unsurları katıldı[25].
Türk Dz. Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, 9 Kasım 2014 günü yaptığı
basın toplantısı ile Angajman Kurallarını açıklayarak, “angajman kuralları Başbakanlık
tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na, oradan da Deniz Kuvvetlerine devredilmiş
durumdadır” demiştir. “Türk milletinin bize vereceği tüm görevleri kararlılıkla yerine
getirmeye hazır ve muktediriz. Türkiye’nin deniz hak ve menfaatleri etki ve ilgi
alanlarımızda başarıyla yerine getirilmektedir (korunmaktadır), Deniz Kuvvetleri unsurlarımız,
bu bölgede durumsal farkındalık faaliyetlerini sürdürmeye devam edecektir. Türk Deniz Kuvvetleri,
Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisini yakından korumakta ve destek sağlamaktadır.
GKRY’nin kiraladığı sondaj gemisini takip ediyoruz. 900 km içine girmiyoruz.” diyerek kararlılık
belirtmiştir[26].
Türkiye, 6 Ocak 2015 tarihinde yeni bir Navtex yayınlayarak Barbaros Hayrettin Paşa sismik
araştırma gemisinin görevine 6 Nisan tarihine kadar devam edeceğini açıkladı[27].
Ancak, GKRY’nin Saipem 10000 sondaj platformunu bölgeden çekmesi üzerine, Barbaros Hayrettin
Paşa ve refakatindeki gemiler 30 Mart 2015 tarihinde bölgeden geri çekildi[28].
Son gelişmeler
Geçtiğimiz 8 Kasım 2014 tarihinde Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin evsahipliğinde,
Yunanistan Başbakanı Samara ve GKRY Cumhurbaşkanı Anastasiades arasında yapılan üçlü
toplantıda “Doğu Akdeniz bölgesinde keşfedilen hidrokarbon varlığının bölgede işbirliği, barış ve
refahın sağlanmasına olacak katkısı” değerlendirilerek, üç ülke arasında enerji alanında yapılacak
işbirliğinin hızlandırılması konusunda anlaşmaya varılmış, Mısır’ın GKRY’den doğalgaz ithalatı
konusu görüşülmüştür[29].
29 Nisan 2015 tarihinde bu sefer GKRY Cumhurbaşkanı Anastasiades evsahipliğinde, Mısır
Cumhurbaşkanı Sisi ve Yunanistan Başbakanı Çipras başkanlığında yüksek düzeyli heyetlerin
katılımıyla Lefkoşa’da Mısır-Yunanistan-GKRY üçlü zirvesi düzenlenmiştir. Zirve sonrasında
açıklanan Lefkoşa deklarasyonunda “Doğu Akdeniz’de önemli hidrokarbon rezervleri keşfinin,
bölgesel işbirliği için bir katalizör görevi yaratabileceği tesbiti yapılarak, bu işbirliğinin bölge
ülkelerinin katılımları vasıtasıyla, iyi kurulmuş uluslararası hukuk prensiplerine daha iyi hizmet
edeceğini vurgularız. Bu bağlamda, BM sözleşmesi deniz (UNCLOS) hukukunun evrensel karakteri
vurgulayarak, henüz yapılmamış deniz yetki alanlarının sınırlandırılması görüşmelerimizin daha
süratle devam ettirilmesine karar verdik” [30] denilmekle, doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarının
tesbiti çalışmalarında Türkiye dışlanmaktadır.
[25]: http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2014/11/turkey-eastern-mediterranean-cyprus-nato-russia.html#
[26]: http://www.milliyet.com.tr/angajman-kurallari-cercevesinde-gundem-1967221/
[27]: http://www.yeniduzen.com/Haberler/haberler/turkiye-yeni-navtex-yayinladi/46085
[28]: http://www.gozlemgazetesi.com/HaberDetay/252/134467/kibrista-petrol-arayan-barbaros-geridonuyor.html#.VUOa-vntmko
[29]: http://www.reuters.com/article/2014/11/08/egypt-energy-cyprus-greece-idUSL6N0SY0FW20141108
[30]: http://www.noodls.com/view/F737098D71AC5C0AE799087B1D4694996674524D?6218xxx1430398489
Sayfa 9 / 11
Bu arada, gerek Yunanistan, gerekse GKRY ve ABD-AB kaynaklı çeşitli kurumlarda yapılan
çalışmalarla doğu Akdeniz MEB-EEZ hazırlanan haritaları dünya kamuoyuna yayınlanmaktadır[31].
Akdeniz MEB-EEZ GKRY görüşü CRISIS
GROUP/Agnes Blassell
Akdeniz MEB-EEZ gayrı-resmî Türk görüşü Copyright PRIO
Cyprus Centre/orijinal kaynak TÜDAV-Türk Deniz
Araştırmaları Vakfı
KKTC’de cumhurbaşkanlığı seçimini 26 Nisan 2015 günü yapılan ikinci turda Mustafa Akıncı
kazanmıştır. 1987 yılından 2001 yılına kadar Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) Genel Başkanlığı
görevinde bulunan Akıncı, Annan Planı döneminde oluşturulan Barış ve Demokrasi Hareketi’nin (BDH)
kurucularından olup, liderliğini üstlenmiştir. Annan planını, birleşik Kıbrıs’ı savunan Akıncı’nın seçilmesi
başta GKRY, AB ve ABD’yi sevindirmiş, AKP hükümeti ise 6 Nisan’da süresi bitecek olan Navtex’in
süresinin dolması beklemeden, Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisini bölgeden çekmiştir.
Sonuç
Her an ortalama 2.000 ve yılda 200.000 geminin hareket ettiği Akdeniz, dünyanın en önemli
suyoludur. Akdeniz’in stratejik önemi, doğu Akdeniz’de ortaya çıkan petrol ve doğalgaz varlığı, üç
kıtanın ortasında yer alması ve Ortadoğu/Hazar enerji kaynaklarına yakınlığı nedeniyle günümüzde
çok artmıştır. Bu nedenle Türkiye:
1- Mısır, GKRY ve Yunanistan arasında yürütülen ve Akdeniz’i paylaşmayı amaçlayan MEB-EEZ
çalışmaları hakkında Birleşmiş Milletler’e derhal itirazlarını bildirmelidir.
2- Resmî olarak Akdeniz’de kendi MEB-EEZ alanlarını ilân ederek, kıyıdaş ülkelere müzakere
çağrısı yapmalıdır.
3- Kıbrıs’ın güneyi dahil Akdeniz’de hidrokarbon arama ve çıkarma faaliyetlerini kesintisiz
olarak sürdürmelidir.
4- Suriye ile sürdürülen düşmanlık politikasına derhal son vererek, Akdeniz’deki menfaatlerin
korunması için ortak hareket etmelidir.
[31]: Can Gas Save Cyprus? The Long-Term Cost of Frozen Conflicts, http://blog.crisisgroup.org/europe-centralasia/2013/03/22/can-gas-save-cyprus-the-long-term-cost-of-frozen-conflicts/
Sayfa 10 / 11
5- Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti ile Akdeniz hidrokarbon rezervlerinin arama ve işletme
konularında ortaklıklara giderek, stratejik bir denge kurmalıdır.
6- KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesini ve giderek Türkiye ile
bütünleşmesini sağlayarak, Akdeniz’de stratejik üstünlüğünü devam ettirmelidir.
7- Daha uzun vadede ise, gerek Akdeniz havzası ve gerekse Ortadoğu’da istikrarın
sağlanabilmesi için, emperyalist batının Türkiye’nin/Karadeniz’in kuzeyinden ve güneyden
yaptığı büyük cepheli saldırganlığının durdurulabilmesi için, Çin ve Hindistan tarafından aktif
destek sağlanacağı; KKTC, Filistin, Lübnan, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya’nın
katılacakları geniş bir jeostratejik cepheye sahip Batı Asya Birliği’nin kurulması için
çabalamalıdır.
Açıklamalar*:
Türbiditik: Doğada çamur ve asıltı malzemelerce zengin tatlı suların, denize kavuşması ile tatlı ve
tuzlu su tabakaları arasında meydana gelen girdaplı akıntılar.
Tetis Denizi: Avrasya ile Gondvana Kıtası arasındaki deniz.
Neotetis Denizi: Afrika’nın kuzeye hareketiyle Avrasyayla kapanması nedeniyle şimdi Akdeniz haline
dönüşen deniz.
Sayfa 11 / 11

Benzer belgeler

doğu akdeniz bölgesinde deniz alanlarının ve

doğu akdeniz bölgesinde deniz alanlarının ve [10]: BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (United Nations Convention on the Law of the Sea) imza 10 Aralık 1982, yürürlük 16 Kasım 1994. Kısım V Münhasır Ekonomik Bölge, Madde 57. Münhasır ekonomik bölgenin...

Detaylı

Bu PDF dosyasını indir

Bu PDF dosyasını indir ekonomik bölge, karasularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan itibaren 200 deniz milinin ötesine uzanmayacaktır.” [11]: Agreement between the Republic of Cyprus and the Arab Republic of Egypt o...

Detaylı