Oryantal Akdenizli

Transkript

Oryantal Akdenizli
life_sevilla:Layout 1
10/21/11
5:10 PM
Page 2
FORBES
LIFE - SEYAHAT
Oryantal
Akdenizli
Yedi yüz yıl süren İslam hakimiyetinin izlerini
taşıyan Sevilla’da tarihi binalar ve harika lezzetler
arasında kaybolmak üzere yola çıkıyorum.
ÖZGE ALTINOK LOKMANHEKİM
204
|
FORBES
KASIM, 2011
life_sevilla:Layout 1
G
10/21/11
5:10 PM
wyneth Paltrow ile ünlü
şef Mario Batali’nin İspanya’yı dolaşarak şık
restoranlarda ya da yöresel kafelerde yemek yemenin zevkine ulaştıkları “Spain on the
Road” adlı programı izledikten sonra
Endülüs’e gitmeyi kafama koymuştum.
Önümde Endülüs’ün başkenti Sevilla’da
geçirecek iki koca günüm var. Burada
hava kasım ayında bile güzel, güneş hala
insanı ısıtıyor. “Hospes Las Casas Del
Rey de Baeza” isimli butik otelin terasındaki minik havuzun kenarında ayaklarımı suya sokmuş günün yorgunluğunu
üzerimden atmaya çalışıp bir yandan da
güneşin batışını seyrederken akşam yemeğinde deneyeceğim tapasların hayalini kuruyorum (www.hospes.com). Terasa
çıkan merdivenlerin yanındaki ‘Senzone’
isimli küçük barda manzaranın ve havuzun keyfini çıkarmak isteyenler için barmen sangria hazırlıyor. Taze limon ve
portakal kokusu havayı kaplıyor bir anda. İçkinin yanında görmeye alışık olmadığımız bir şey ikram ediyorlar; hurma. (Sevilla’nın sokakları hurma ağaçlarıyla dolu, burada yaşayanlar ne yazık ki
hurma ile lezzetli tatlılar yapmasını keşfedememiş.)
Gün batımını yakalamak için fotoğraf makinemi elime alıyorum, terastan
şehrin ara sokakları görünüyor. Buradan
bakınca dışı beyaz, kapı ve pencereleri
Page 3
sarı boya ile çerçevelenmiş, Fransız stili
ferforje ve camla kapatılmış küçücük
balkonlarında saksılar dolusu çiçek olan
evler bir tablo gibi duruyor. Daracık Arnavut kaldırımlı sokaklarda, birbirine
karşı evlerin balkonları arasına ipler gerilmiş, çamaşırlar sokağın üzerine sarkıyor. Akşamüzeri saatleri olduğu için şehir oldukça sessiz zira İspanyollar öğleden sonra ikiden akşamüzeri saat altı
buçuğa dek siesta yapıyor. Birazdan sokak tekrar insanlarla dolmaya başlayacak. İspanyol kadınlar cam ve kapıların
önüne çıkarak bağırarak konuşmaya
başlayacaklar, ortalığı patlıcan, biber ve
patates kızartması kokusu saracak. Yavaş
yavaş oturduğum yerden kalkıp aşağıya,
ikinci katta, avluya bakan odama doğru
yürümeye koyuluyorum. Otel, 18’inci
yüzyılda yapılmış ve o dönem mimarisinin izlerini taşıyor. O zamanki tüm Sevilla evleri gibi otelin de içerisinde iki
küçük avlu var. Otelin odalarını birleştiren mavi merdivenler aslında bu minik
avlulara bakıyor. Avluda sabah kahvaltısı
sonrasında latte’lerini yudumlayanları ya
da yatmadan önce bir şeyler içmek, kitap
okumak için ferforje sandalyelerde oturanları görmek mümkün. Etraftaki büyük saksılar avluya bahçe havası veriyor.
Bu minik avlularda zaman zaman otel
müşterileri için kokteyller ve organizasyonlar düzenleniyormuş.
Yer bulabilseydim otelin beş süit
odasından birinde kalmak isterdim ama
bulunduğum odaya da haksızlık etmeyeyim. Bambu yatağın üzerindeki bembeyaz Mısır keteni çarşaflar yeni değişmiş,
mis gibi lavanta kokuyor. Yatağın başucundaki SPA kitapçığı takılıyor gözüme,
sayfaları çevirmeye başlıyorum. Akşam
yemeğine hazırlanmak için yeterli vaktim var, zaten İspanya’da akşam yemeği
en erken 21:00’de yeniyor. SPA’yı arayıp
Oriental masaj için randevu alıyorum.
Otelin pamuk ve keten karışımı bornozunu üzerime geçirip teras katındaki
SPA’ya çıkıyorum. Masöz bana Oriental
masajın 30 dakika süreceğini ve masajı
başka bir tercihim yoksa Argan yağı ile
yapacağını söylüyor. Bu yağ aslında Faslı
kadınların güzellik iksiri olarak bilinir.
Argan yağı sadece Fas’ın güney batısındaki Agadir, Essaouira ve Taroudant
Sevilla’daki “Hospes Las Casas Del Rey de Baeza”
butik oteli özellikle bu mevsimde şehirden kısa bir
‘kaçamak’ yapmak isteyenler için iyi bir seçenek.
KASIM, 2011
FORBES | 205
life_sevilla:Layout 1
10/21/11
5:10 PM
Page 4
FORBES
LIFE - SEYAHAT
bölgelerinde bulunan ve UNESCO tarafından da koruma altına alınmış Argan ağacının meyvesinden elde ediliyor.
Masaj bütün vücudumu rahatlatıyor,
Argan yağı enerji veriyor, kendimi daha
dinç hissediyorum. Masöz bir dahaki
sefere Ayurveda masajını denememi
öneriyor. Masajdan sonra hazırlanmak
için tekrar odama gidiyorum. Otelin
odaları standart otel odalarıyla kıyaslandığında oldukça büyük, deluxe odalar 35 metrekare, süit odalar ise 50 metrekare civarında. Her odanın içinde giyinme bölümü ve oturmak için ayrı bir
bölüm bulunuyor. Burası beyaz ağırlıklı döşenmiş, masanın üzerinde Endülüs’e özgü seramik vazolar var. İçlerine
taze çiçekler koymuşlar. Duvarlarda Sevilla’lı sanatçıların tabloları gözüme
çarpıyor. Ahşap, antika tek kişilik kocaman koltuğa oturuyorum, ertesi gün
şehirde nereleri göreceğimin listesini
yapıyorum. Arkadaşlarım arayınca hızlıca hazırlanıp akşam yemeği için buluşmak üzere dışarı çıkıyorum.
Otele sırtımı verip sağa dönüyorum, Plaza Pence de Leon’u geçip Santiago isimli dar sokakta yürüyorum.
Arkadaşlarımla bu sokağın Recaredo
Caddesi ile birleştiği köşede Michelin
tavsiyeli Becerrita’da buluşuyoruz. Be-
cerrita’nın sadece tapas servis eden bir
tapas barı ve aynı zamanda Sevilla mutfağının tadına bakabileceğiniz bir restoranı bulunuyor. Sarı masa örtüleri, yeşil
peçeteler, bordolu yeşilli perdelerle
farklı bir renk uyumu yakalamış restoran kısmında dört kişilik masaya oturuyoruz. Restoranın duvarları İspanyol
ressamların çok renkli tabloları ile süslü. Mönü, İspanyol mutfağının geçit töreni gibi ve içki hariç kişi başı ortalama
75 euro’ya değiyor...
Ertesi gün otel görevlisine şehirdeki en iyi Flamenko izleyebileceğim
yeri sorduğumda “Tablao El Arenal”
cevabını alıyorum. Her gece tapas ve
yemek yedikten sonra kökleri Sevilla’ya dayanan Flamenko gösterisi izleyebileceğiniz bu restoran saat sekiz ve
on olmak üzere iki farklı gösteriye ev
sahipliği yapıyor. Daha fazla zaman
kaybetmeden Kraliyet Sarayı Real Alcazar’ı, yapımına 1401 yılında başlanmış ve tamamlanması yüz yıldan fazla
sürmüş Avrupa’nın en büyük katedrali olan Sevilla Katedrali’ni, 13’üncü
yüzyılda yapıldığı söylenen arenayı,
şehrin en havalı alışveriş caddeleri Sierpes ve Tetuari’yi görmek üzere Sevilla’nın arapsaçı gibi karışık sokaklarına adımımı atıyorum. ƒ
Lezzet Durakları
17’nci yüzyılda inşa edilmiş bir binada 30 yılı aşkın bir
süredir müşterilerine yerel tatlar sunan Enrique Becerra
(Gamazo 2, www.enriquebecerra.com), şehrin en iyi füzyon mutfağı olarak anılan Restaurante Egana - Oriza
(Calle San Fernando 41, www.restauranteoriza.com) ve
hem otel hem restoran olarak hizmet veren, Madrid’te
ve Washington DC.’de şubesi olan Alabardero (Calle
Zaragoza 20, www.tabernadelalabardero.com), yerel balık
ve deniz ürünleri deneyebileceğiniz uygun fiyatlı Restaurante la Moneda (Almirantazgo 4) ve alt katında kocaman bir barı ve üst katında ise çok şık bir restoranı olan
Restaurant Modesto (Calle Cano y Cueto 5, www.modestorestaurantes.com) Sevilla’ya geldiğinizde denemeniz gereken restoranlar arasında mutlaka yer almalı.
19’uncu yüzyılın ortalarından beri hizmet veren
Bodega Morales (Calle Garcia de Vinuesa 11), klasik bir Sevilla tapas barı olan Bar Giralda
(Calle Mateos Gago 1), kaliteli ve uygun fiyatlı tapas sunan ve turistlerin henüz keşfetmediği
Bar Restaurante Casa Manolo (Calle San Jorge 16), şarküteri ürünleriyle ve özellikle jamón
de jabugo ve caña de lomo ile ün yapmış Casa Roman (Plaza Venerables 1), 1930’da kurulmuş, Sevilla’nın çıtır kızarmış balık ve deniz ürünleri yemeğini (pescaito frito) deneyebileceğiniz Kiosko De Las Flores (Calle Betis, 41010) şehirde 100’den fazla çeşit tapasın tadına bakabileceğiniz tapas barlardan sadece birkaçı.
206
|
FORBES
KASIM, 2011
Sevilla’da Alışveriş
Sierpes 71 numaradaki Abanicos Diaz ve Lineros 17 numaradaki Lina’da kastanyet,
dantelli el yapımı yelpazeler, tokalar, uçları
püsküllü gül desenli şallar, halka şeklinde ya
da sallantılı küpeler başta olmak üzere Flamenko ile ilgili her türlü aksesuarı bulmanız
mümkün. 1926’dan beri faaliyette olan Juan
Foronda’da Flamenko kıyafetleri ve çeşit çeşit aksesularlar satılmakta (Plaza Virgen de
Los Reyes 3). Penez Frances’de 0 - 4 yaş arası özel dikim çocuk kıyafetleri bulunuyor
(Cuesta del Rosario 10). “İngiliz’in Yeri” anlamına gelen “El Corte Ingles” alışveriş mağazası mutfak eşyasından banyo havlusuna, kıyafetten ayakkabıya kadar her şeyi satan İspanya’nın en büyük mağaza zinciri. Bershka,
Camper, Zara ve Mango şehrin her tarafına
yayılmış İspanyol markaları zaten. Türkiye
ile kıyaslandığında daha çok çeşit var. İspanya’nın en ünlü ayakkabı mağazası Farrutx’ta
birbirinden güzel ayakkabılar bulabilirsiniz
(Calle Rioja 13). 19’uncu yüzyılın ortalarından
beri deri ürünler satan Loewe’de lüks hazır
giyim dışında nefis çantalar da var (Plaza
Nueva 12). 1885’te kurulan Confiteria La
Campana inanılmaz lezzetli pasta, tatlı, dondurma ve şekerler satıyor (Sierpes 1-3). Sevilla’lı sanatçıların şehirdeki Arap ve Rönesans dönemlerinden etkilenerek ürettikleri
seramik eserler Sevillarte’de zevkli alıcılarını
bekliyor (Sierpes 66). Her perşembe Calla
Feria’da kurulan antika pazarında çok kaliteli
parçalar bulmanız mümkün. Pazarda eskici
tezgahları da yer alıyor; bu yüzden güzel keşif yapmak için zaman harcamak gerekiyor.
Sevilla tarzı şapkalar ve sombreros satın almak için 1896’dan beri şapka üreten Maquedano’ya bakmalısınız (Sierpes 40).

Benzer belgeler

Nerede Kalmalı?

Nerede Kalmalı? Ancak Palermo’daki şubesi en başarılısı. Şehrin en lezzetli etlerini yapan yerlerden biri burası. Vejetaryenler için de seçenekleri mevcut. Fiyatları da emsallerine göre çok çok mutevazı.  Las Lil...

Detaylı