Title of the Presentation

Transkript

Title of the Presentation
10/5/2012
İÇERİK
• Sanal Gerçeklik ve 3 Boyutlu Etkileşim
• Fiziksel Kontroller, Sensörler ve Özel Aygıtlar
İnsan - Bilgisayar Etkileşimi
• Yazdırma ve Tarama
• Hafıza
Ders Sorumlusu: Yrd. Doç. Dr. Turgay İBRİKÇİ
• İşlem ve Ağlar
Hazırlayan: Serdar KARAARSLAN & Hıdır Can GÜNERİ
Sanal Gerçeklik
• Sanal gerçeklik bilgisayar ortamında oluşturulan 3
boyutlu resimlerin ve animasyonların teknolojik
araçlarla insanların zihninde gerçeklik hissi yaratan ve
insanlara gerçek bir ortamda bulunma hissi veren,
ayrıca insanların ortamdaki nesnelerle etkileşim
kurmasını sağlayan teknolojidir.
• Sanal gerçeklik de diğer çoğu yeni ileri teknoloji gibi
ilk olarak kendisine askeriyede yer buldu ve askeri
amaçlarla kullanıldı. Oluşturulması zor veya pahallı
olan koşullar, yapılan simülasyonlar sayesinde Sanal
gerçeklik yardımıyla askerler tarafından tatbik edildi,
ediliyor ve ileride de edilecek.
Sanal Gerçeklik
• Sanal gerçeklik nasıl çalışır?
o Sanal gerçekliğin çalışma prensibi ilk çıkış noktasında son
derece basittir. Öyle ki; aslında görüş alanınızın sadece sanal
cisimlerle kaplı olması bile basit bir Sanal gerçekliktir. Fakat
teknolojik gelişmelerin önüne geçmek bilindiği gibi imkânsız.
Sanal gerçeklik; gelişim süreci içerisinde sadece görüntü
algılama teknolojisi olmaktan çıkarak müdahale edilebilir ve
yapılan etkilerin sonuçlarının da aynı anda alınabildiği bir
teknoloji haline gelmiştir.
o Kullanılan ivme ölçerler, insan vücudunun verdiği hareket, ısı
ve tepkileri algılayan sensörler, eldiven joystickler, kameralar,
gelişmiş görüntüleme sistemleri, titreşim ve darbe sağlayıcılar,
3 boyutlu ses sitemleri vb. bir çok donanım Sanal gerçekliği
bugün olduğu konuma getirmiştir.
Sanal gerçeklik nasıl oluşturulur?
• Gerçek bir Sanal gerçeklik için gerekli olan ilk şey;
görüş alanınızın tamamına salan materyalleri
yerleştirebilecek büyüklükte bir ekran veya daha
çokça kullanılan Sanal gerçeklik gözlükleri. Elinizde
bu tip görüntüleme sistemi olduktan sonra geriye
kalan şey sizinle ve yaptıklarınızla etkileşime
girebilecek sanal bir ortam ve aracı donanımlar.
• Son kullanıcıya ulaşan ilk sanal gerçeklik örnekleri
genellikle çok sayıdaki monitörden oluşan bir panelin
önünde joystickler ile kontrol edilen simülasyonlardır.
Veya bazen monitörlerin yerini projeksiyon odaları
alıyordu.
• Bunların yanında her ne kadar sanal bir ortamda
olsak ta kendi uzuvlarımızın ve hareketlerimizin görüş
alanımıza girdiği zamanlar oluyor. Mesela FPS
oyunların görmeye alışkın olduğumuz kollar gibi sanal
gerçekliğin de gerektirmesi durumunda bazı
uzuvlarımızı görebilmemiz gerekiyor. Bu tip
durumlarda istenen kısımlar, uzuvlar genellikle yeri
GPS veya kamera ile tespit edilen referans noktaları
sanal ortama aktarılır. Bunlar genellikle
animasyonların oluşturulmasında kullanılan
sistemlerdir. Çalışma mantığı arttırılmış gerçeklik ile
aynıdır.
1
10/5/2012
Sanal Gerçeklik ve 3 Boyutlu Etkileşim
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
o
o
o
o
o
Cockpit and Virtual Controls - Kokpit ve Sanal Kontroller
3D Mouse – 3 Boyutlu Fare
Data glove - Veri Eldiveni
Virtual reality helmets - Sanal Gerçeklik Kaskları
Whole-body tracking - Tüm Vücut İzleme
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
Kokpit ve Sanal Kontroller:
•
•
Direksiyon, topuzlar, kadranlar... Tüm aksam ve ekipmanlar
sanal kokpitte bulunur.
Pilotlar, sanal ortam yardımıyla pratik yaparak uçuş
deneyimlerini artırırlar.
3 Boyutlu Görüntüler
o 3 Boyutlu Görme
o Sanal Gerçeklik Tutması
o Sanal Gerçeklik Simülatörleri
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
3 Boyutlu Fare
•
Altı dereceli hareket yeteneğine sahiptir: x, y, z + roll, pitch, yaw
•
•
•
Yuvarlama(döndürme) - roll twisted.
Sapma - rotadan çıkma - yaw = (sağ / sol)
Sapma - rotadan çıkma - pitch = (aşağı/ yukarı)
3 Boyutlu Fare
• Yönler
yaw
roll
pitch
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
3 Boyutlu Fare
•
Çift Elin Gücü
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
3 Boyutlu Fare
o 3D fare kullanıcıları dengeli ve akıcı bir çalışmaya kavuşurlar. Bir el
3D fare ile navigasyon işlemlerini yürütürken diğer eliniz klasik fare
ile seçme, yaratma ve düzenlemeyle ilgilenir. Bu, çok daha az
tıklama ve daha hızlı sonuç getiren çift elle çalışma yöntemidir.
•
3D Farenin Yararları
o %20'den fazla üretkenlik artışı 3D fare ile modelinizi şekillendirirken,
aynı anda klasik fare ile seçip ve düzenleyip zamandan tasarruf
edebilirsiniz.
o Geliştirilmiş Konfor: İş yükünü her iki ele yayarak, klasik fare
tıklamasını %50'ye kadar düşürebilirsiniz.
o Tasarım Performansı: Eğer karmaşık bir eskiz ya da 3D model
üzerinde çalışıyorsanız, üstün navigasyon deneyimi, tasarım
hatalarını engellemede önemli rol alan, model inceleme seviyesini
destekler ve iyileştirir.
2
10/5/2012
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
Veri eldiveni
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
Veri eldiveni
•
Parmaklar boyunca uzanan fiber optikli likralı bir eldivendir.
•
Parmaklardaki ve eklemlerdeki pozisyonu algılar, konumu tespit
eder.
•
Manevra kolu veya veri eldiveni, kullanıcıya sanal gerçeklik
ortamında yönünü değiştirmesini, nesnelere dokunmasını, işaret
etmesini, yerini değiştirmesini ve bilgisayara komutlar
(kaydetmek gibi) vermesini sağlar. Böylece kullanıcılar, sanal
gerçeklik ortamında yürüyebilme, yerçekimine karşı koyabilme
ve uçabilme özelliğine sahip olurlar. Bu araçlar, kullanıcının
ortamla etkileşim kurmasını sağlar.
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
Sanal Gerçeklik Kaskları
•
•
Bu sistemin iki amacı var. 1.si her gözün 3 boyutlu dünyasını
göstermek 2. si kullanıcıların baş pozisyonunun izlenmesine
imkan verir.
Kafa ve göz hareketlerinin tespiti için kullanılır.
3 Boyutlu Alanda Konumlandırma
Tüm vücut izleme
•
Bacaklara sarılı ivme ölçerler veya video işleme ve yansıtıcı
noktalarla gerçekleşir.
•
Sanal dünyanın gerçek dünya gibi hissedilmesini sağlamak.
3 Boyutlu Görüntüler
• Masaüstü Sanal Gerçekleme: sıradan bir ekran
kullanımı gibidir. Fare ve Klavye dahilinde.
o Efektler ve perspektifler kullanarak gölge, görünümdeki
derinlik gibi 3d etkisini verir.
3 Boyutlu Görüntüler
3 Boyutlu Görme
o Stereoskopik görüş
o Sanal gerçeklik kaskları
o Ekran ve kepenkli gözlükler
Gereklidir.
3
10/5/2012
3 Boyutlu Görüntüler
Sanal Gerçeklik Simülatörleri
3 Boyutlu Görüntüler
Sanal gerçeklik tutması
•
Aynı deniz tutmasına benzer. Kulaklarınızdaki küçük kanallar
hareketi algılar ve beyin hareket ettiğinizi söyler.
•
Gözleriniz ufukta tek bir yöne hareket eder fakat bot başka bir
yöne hareket eder. Beyniniz karışır ve bulantı yaşarsınız.
•
Görüntü ve seslerdeki küçük gecikmeler beynin algısını
şaşırtması sonucu kullanıcı bulantı, baş ağrısı vb. yaşayabilir.
3 Boyutlu Görüntüler
Sanal Gerçeklik Kulaklıkları
o Her bir göz için küçük TV ekranı
o Farklı Açılar
o 3 Boyutlu Efektler
23.02.2012 - Second Life Akademisyenler Buluşması
• Amaç, sanal dünyaları eğitim amaçlı kullanan
Türkiye'deki eğitimcileri bir çatı altında toplamak ve
deneyimlerini paylaşmaktır.
3 Boyutlu Görüntüler
Sanal Mağaralar ve simülatörler :
o
o
o
o
o
duvarlara yansıtılan sahneler
gerçekçi çevre
hidrolik hareket sistemleri
gerçek denetimler
diğer insanlar
Sanal Gerçeklik Simülatörü Kullanım Alanları
• Eğitim
o Öğrencilere fiziki zarar verebilecek deneylerin
gerçekleştirilmesinde (patlama riski içeren kimyasal
deneyler)
o Yaşanması olanaksız deneyimlerin öğrencilere yaşatılması
(güneş yüzeyindeki patlamalar, fosilleşme, vb.)
• Mimari planlama
o Bir stadyumda acil çıkış ve güvenlik noktalarının önceden
belirlenmesinde
4
10/5/2012
Sanal Gerçeklik Simülatörü Kullanım Alanları
• Tıp
Fiziksel Kontroller, Sensörler ve Özel Aygıtlar
• Özel Ekranlar
o Riskli operasyonlar için pratik yapılması amacıyla kullanılabilir.
• Ses Çıktıları
• Korku terapisi
o Örümcek ve yükseklik fobilerinin tedavisinde kullanılabilir.
• Her türlü simülasyon uygulamaları
o Helikopter ve araç simülatörleri
• Dokun, Hisset ve Kokla
• Fiziksel Kontroller
• Çevre ve Biyolojik Algılama
Özel Ekranlar
• Analog sunumlarda, ölçüler, göstergeler, ışıklar vs.
• Dijital ekranlar; Küçük LCD ekranlar, LED ışıklar vs.
• Ön Panel Ekranları; Uçak kokpitlerinde bulunur,
önemli kontrolleri ve göstergeleri barındırır.
Ses Çıktıları
• Çok sık kullanılan ses ve ses çıktıları
insan-bilgisayar etkileşiminin önemli
parçalarından biridir.
• Özellikle görme engelliler için
geliştirilen yazılımlar bu etkileşimi
hem giriş hem de çıkış birimi olarak
kullanma imkanı sağlar.
• Etkileşimli sistemlerde geri bildirim
olarak kullanılır.
• Örneğin; bip, bongs, clonks,
düdükler hata göstergeleri olarak
kullanılır.
Dokun, Hisset ve Kokla
• Etkileşim için dokunma ve hissetme önemli bir
duygudur. Düğmelerdeki çıkıntıları hissederek
seçenekler daha kolay seçilir.
• Günümüzde birçok cihaz dokunmatik yüzeylere
kavuştu, dokunmatik yüzey teknolojileri gelişti.
BMW iDrive
•
•
•
•
Menü kontrolleri
Her menü nesnesi için küçük bir adım hissedilir.
Seçenekleri hissederek seçmeyi sağlar.
Immersion Şirketinin dokunma teknolojisini kullanır.
• Fakat koku ve tat duyuları için mevcut teknolojiler
çok sınırlıdır.
• 5D Sinemalarda filmlerle senkronize hareketli bir
platform ve tüm bunlara ek olarak rüzgar, kar,
yağmur, sis, duman gibi efektler yer almaktadır.
5
10/5/2012
Fiziksel Kontroller
• Farklı fiziksel kontrollere
olanak veren araçlar:
o
o
o
o
• Farklı görüntü çıkış
birimleri:
Çamaşır makinesi,
iPod
Mikser
Joystick vb.
o Trafik lambaları,
o Skorboard
Fiziksel Kontroller
• Duyusal geri bildirimler önemlidir.
• Fiziksel aygıtların düğmeleri, tuşları hareketlerini
hissedecek şekilde tasarlanır.
• Örneğin mikrodalgalarda düz plastik kontrol paneli
var. Bu kolay temizleme sağlar. Paneldeki tuşlara
hafif şekilde basılır.
Çevre ve Biyolojik Algılama
• Hepimizin etrafında farkında olmasak da birçok
algılayıcı sensörler vardır.
• Çevremizdeki bu sensorlar hem hayatımızı kolaylaştırır
hem de tasarruf etmemizi sağlar.
• Çevremizdeki sensörler;
Sensörler
•
Robotik ve otomasyonun en önemli kısmı algılamadır. Sensörler
de bu amaçla kullanılan algılayıcılardır. Bir robot ya da bir
otomasyon sistemi çevresindeki bazı değişkenleri algılamak ,
yorumlamak ve ona göre karar döngülerini yürütmek
zorundadır. Algılanması gereken farklı değişkenler farklı tiplerde
sensörler gerektirir.
o Apartman girişlerinde kullanılan otomatik yanıp sönen
lambalar,
o Evlerde ve dükkanlarda kullanılan güvenlik sensörleri,
o Çeşmelerde kullanılan sensörler,
o Otomatik kapılar, vb..
• İnsan bedenindeki sensörler;
o Kalp atış hızı,
o Vücut sıcaklığı, vb..
Sensörler
• 1. Mekanik : Uzunluk, alan, miktar, kütlesel akış, kuvvet,
tork (moment), basınç, hız, ivme, pozisyon, ses dalga boyu
ve yoğunluğu
• 2. Termal : Sıcaklık, ısı akışı
• 3. Elektriksel : Voltaj, akım, direnç, endüktans, kapasitans,
dielektrik katsayısı, polarizasyon, elektrik alanı ve frekans
• 4. Manyetik : Alan yoğunluğu, akı yoğunlugu, manyetik
moment, geçirgenlik
• 5. Işıma : Yoğunluk, dalga boyu, polarizasyon, faz,
yansıtma, gönderme
• 6. Kimyasal : Yoğunlaşma, içerik, oksidasyon/redaksiyon,
reaksiyon hızı, pH miktarı
Sensörler
•
Bazı durumlarda bir değişkenin farklı sensörler ile algılanması
mümkündür. Bu gibi durumlarda kullanılması muhtemel
sensörlerin özelliklerine ve kullanım bilgilerine sahip olmak işimizi
çok kolaylaştırır.
Dijital sensörler
•
Dijital sensörler ayrık sinyaller üretirler. Dijital sensörden
alacağımız bilgiler belli adımlarla yükselen değerlere sahiptir.
Örneğin; bir dijital pusula 0 ile 359 derece aralığını kapsayan 9
bit'lik sinyal gönderebilir.
6
10/5/2012
Sensörler
Analog sensörler
•
• Aktif sensörler
Analog sensörler, devre 0 V - 5 V arasında ya da 4 mA - 20 mA
arasındaki değerleri algılayacak şekilde bağlanabilir ve bu
durumda bu iki değer arasındaki tüm değerler okunabilir. Yani
analog sinyal belli iki değer arasında her hangi bir değerdir.
Analog sensörler kullanıldığında bunları mikro denetleyicilere
yönlendirmeden önce ( A / D) analog - dijital konvertör
kullanılarak analog sinyaller dijital sinyallere çevrilmelidir.
SENSÖR ÇEŞİTLERİ
•
Sensörler
Günümüzde piyasada çok çeşitli sensörler bulunmaktadır. Bu
sensörler için farklı gruplandırmalar yapılır, bu
gruplandırmalardan biri de aktif sensörler ve pasif sensörler
şeklindedir.
o Sinyallerini kendileri üretip bu sinyalin dış ortamla
etkileşimlerini ölçen sensörlerdir. Şaft pozisyon sensörleri, IR
sensörler, mesafe sensörleri ve ultrasonik uzaklık sensörleri gibi
sensörler aktif sensörlerdendir. ( CNY70, Shaft encoder, Sharp
uzaklık algılayacı sensörler...) Aktif sensörler sinyallerini
kendileri yaydıklarından daha fazla enerji gerektirmektedir.
• Pasif sensörler
o Çevrelerinden aldıkları sinyalleri ölçen sensörlerdir. Anahtar
tipi sensörler, ışık algılayıcı sensörler, piezoelektrik film sensörü,
sıcaklık sensörü ve basınç sensörü gibi sensörler de pasif
sensörlerdendir.
Farklı Sensör Çeşitleri
Yazdırma ve Tarama
• Yazıcı
o Küçük noktalardan yapılmış resimdir.
o Yazıcılar, bilgisayar ortamında üretilen sekil, grafik ve yazıların
kâğıda aktarılmasını sağlayan araçlardır.
o Her yazıcı, kendine özgü bir mikroişlemci ve sınırlı sayıda
karakter depolamasına olanak sağlayan bir tampon bellek
taşır.
o Yazıcıların sınıflandırılmasında temel ölçüt, karakterlerin
basımında kullanılan teknolojik farklılıktır. Bir yazıcının kalitesini
belirleyen ölçütler ise, baskı hızı ve birim alandaki nokta
yoğunluğudur. Renkli baskı yapabilmesi de yazıcı kalitesini
belirleyen bir ölçüt haline gelmektedir.
o Baskı hızı, saniyede basılan karakter sayısı ya da lazer
yazıcılarda olduğu gibi, dakikadaki sayfa sayısı ile ölçülür.
Yazdırma ve Tarama
Yazıcının kritik özellikleri :
• Çözünürlük
o Boyut ve Nokta aralığı
o İnç başına düşen nokta olarak ölçülür.
Yazıcılar için Kullanılan Teknik Terimler
•
Piksel - Picture Element, yani "resim öğesi" sözcüklerinin
harflerinden türetilmiştir). Dijital görüntünün (image) en küçük
öğesi. Bilgisayar ekranındaki görüntüyü oluşturan çok sayıdaki
küçük ışık noktacıklarından sadece biri.
Çözünürlük - Görüntüdeki piksel sayısı. Çözünürlük sayısı yükseldikçe
•
DPI - Dots Per Inch Yazıcı veya ekran gibi bir cihazın lineer inç başına
•
PPI - Pixels Per Inch Görüntü çözünürlüğünü ifade etmek için
•
• Hız
• Maliyet
görüntü kalitesi artar.
görüntüleyebildiği nokta (dot) sayısıdır. Örneğin lazer yazıcıların çoğu
300 dpi, ekranların çoğu 72 dpi, PostScript yazıcıların çoğu 1200 ile 2450
dpi arası çözünürlüğe sahiptir. Fotoğraf kalitesi veren inkjet yazıcıların
çözünürlüğü 1200 ile 2400 dpi arasında değişmektedir
kullanılan, lineer inç başına piksel sayısı. Ppi ne kadar yüksek olursa
görüntü o kadar ayrıntı kazanır ve daha yüksek görüntü kalitesi sağlar.
Ekranlar 72 ppi, inkjet yazıcılarda gerçeğe yakın görüntü baskısı elde
etmek için en az 150 ppi çözünürlük gerekir.
7
10/5/2012
Yazdırma ve Tarama Çeşitleri
Printing - Yazdırma
o Nokta Vuruşlu Yazıcılar
o Mürekkep Püskürtmeli Yazıcılar
o Lazer Yazıcılar
Scanning – Tarama
o
o
o
o
o
o
o
o
El tarayıcıları (handheld)
Düz yataklı tarayıcılar (flatbed)
Tamburlu tarayıcılar (drum)
Film tarayıcıları (dia ve negatifleri sayısallaştırmak için)
Çoklu doküman tarayıcıları (ADF)
Tekli sayfa beslemeli tarayıcılar (Sheetfeed)
Planeter tarayıcı (kitap tarama amaçlı)
Robotik tarayıcılar (kitap tarama amaçlı)
Printing - Yazdırma
Nokta vuruşlu yazıcılar
•
Matris şeklinde düzenlenmiş baskı iğnelerini, bilgisayardan gelen
veriler doğrultusunda elektromıknatıs yardımıyla kâğıt ile yazıcı
kafası arasında gergin duran şeride nokta vurarak baskı yapan
yazıcılardır.
•
Zorlu koşullarda çalışmaya uygundur.
•
Maliyeti en düşük yazıcılardır.
•
Sınırlı grafik ve çözünürlük sunar.
•
Daktilo gibi şerit mürekkep kullanır.
•
Düşük hızda ve gürültülü çalışırlar.
•
Çözünürlüğü 80-120 dpi.
Printing - Yazdırma
Mürekkep püskürtmeli yazıcılar
•
Çalışma ilkesi genel olarak nokta
vuruşlu yazıcılar ile aynıdır.
•
Nokta vurma yerine yarı iletken baskı
kafaları ile boyar madde püskürtülür.
•
Günümüzde en yüksek baskı
çözünürlüğüne sahip yazıcılardır. (yarı
iletken kafa!)
•
Oldukça sessiz ve küçük yapıdadırlar.
•
Tipik olarak 300 dpi, daha iyi
Printing - Yazdırma
Lazer yazıcılar
•
Son geliştirilen yazıcı türüdür.
•
Sessiz, yüksek baskı kalitesine sahip
ve diğer yazıcılara göre daha
hızlıdır.
•
Temel olarak fotokopi makinesine
benzer bir baskı tekniği kullanır.
•
En önemli farklılıkları; baskı
kaynağının bilgisayardan gelen
sayısal kodlarının olmasıdır.
•
600 dpi veya daha iyi çözünürlük
sunar.
İşyerlerinde Kullanılan Yazıcılar
• Mağaza Faturaları
o Nokta vuruşlu
o Pek çok kağıt için aynı yazıcı kafası kullanılır.
o Çek yazdırmak için de kullanılır.
• Termal Yazıcılar
o
o
o
o
Özel ısıya duyarlı kağıt kullanılır
Kağıt yazıcıdaki iğneler ile ısıtılarak yazılır
Düşük kalitelidir fakat ucuz ve kullanımı kolaydır.
Bazı fax makinelerinde kullanılır.
Dil Tanım Sayfaları ve Fontlar
• Font: Yazı tipleri
o Verdana
o Times new romans
o Arial
• Punto: Yazı boyutu
o 16 punto
o 28 punto
• Genişlik
o Sabit genişlik: Her karakter aynı genişliğe sahip
o Değişken genişlik: Bazı karakterler farklı genişliğe sahip
8
10/5/2012
Metnin Okunabilirliği
• Küçük harfler
o Kelimelerin şekilleri rahat okunabilir.
• BÜYÜK HARFLER
o Önemli yazışma başlıkları veya kısaltmalarda kullanılır.
Sayfa ve Ekran
• Amaç, ekranda görüntülenen şeyi aynen sayfaya
aktarmak.
• Sorun
o Ekran 72 dpi ve yatay pozisyonda
o Kağıt 600+ dpi ve dikey pozisyonda
• Serif Fontlar
o Uzun basılı kağıtlarda okuması kolaydır. Fakat ekrandan
okuma için sans-serif daha iyidir.
Görüntü uyuşmazlığı olduğu için ekran görüntüsü ile kağıttaki
görüntü kalitesi aynı olmayabilir. Uyuşmazlığı gidermek için
farklı tasarım ve grafikler kullanılır.
Scanning - Tarama
Scanning - Tarama
Tarayıcıların Çalışma Mantığı
Tarayıcı
o İlk modern tarayıcılar fotoğraf ve offset endüstrisinde
kullanılmak için yapıldılar. Bunlara drum tarayıcı (varil
tarayıcı) adı verildi. Drum tarayıcılar isimlerini taranan cismin
konulduğu cam silindir ya da varilden aldılar. Bu silindirin
ortasında taranan cisimden yansıyan ışığı kırmızı, yeşil ve
mavi bileşenlerine ayıran bir ışık kırıcı sensör bulunmaktaydı.
Bu renkli ışık ışınları renk filtrelerinden yansıyarak bir fotoğraf
çoğaltıcı tüpe ya da CCD ye gelir ve elektrik sinyallerine
dönüştürülürdü.
o Drum tarayıcılar yayıncılıkta halen geniş bir kullanım alanı
bulmakla beraber parçalarının hassas olması ve üretiminin
pahalı olması nedeniyle sıradan bir kullanıcı için pek de
uygun değildir ancak drum tarayıcılar bu günkü masaüstü
tarayıcıların yapılmasına ön ayak olmuştur.
o Tarayıcılar içlerindeki özel düzenek yardımıyla herhangi bir
nesneyi optik olarak tarayan, taranan bilgiyi sayısal bilgiye
çeviren ve yazılım aracılığıyla elde edilen sayısal bilgiyi
sıkıştırılmış resim türü olan JPEG ya da başka bir türe çeviren
cihazlardır. Tarayıcıların bir önemli özelliği de OCR (Optical
Character Recognition) denen yazılım tekniğiyle
karakterlerin de taranıp bir metin dosyası olarak
kaydedilmesini sağlamaktır.
o Günlük yaşamda defter sayfalarının taratılması, kitap
sayfalarının bilgisayar ortamına aktarılması, eski resim
albümlerinde yer alan resimlerin taratılması vb. pek çok
uygulaması vardır.
Scanning - Tarama
o Normal bir masaüstü tarayıcıda doküman taranacak yüzeyi
alt tarafta kalacak şekilde tarayıcının cam yüzeyine
yerleştirilir ve bu camın altında bir lamba bir ayna bir lens ve
görüntü yakalayıcıdan oluşan bir tarayıcı dizisi ileri geri
hareket eder. Görüntü sensörü bir CCD ya da CIS olabilir. Bir
dizi sensör dökümana çok yakın bir mesafede bulunur.
Lambadan gelen ışık dökümandan aynaya yansıyarak lense
gelir ve burada CCD nin üzerine odaklanır. CIS sensörlerde
ise parlak ve koyu bölgeler sensörler tarafından direkt
yakalanır. CCD ve CIS dan gelen veriler bir analog dijital
çevirici vasıtası ile önce tarayıcının kontrol devresine oradan
da PC ye aktarılır.
Tarayıcı Çeşitleri
•
El tarayıcıları (handheld):
•
Düz yataklı tarayıcılar (flatbed)
•
Tamburlu tarayıcılar (drum)
•
Çoklu doküman tarayıcıları
(ADF)
9
10/5/2012
Tarayıcı Çeşitleri
•
Film tarayıcıları (dia ve
negatifleri sayısallaştırmak
için)
•
Planeter tarayıcı (kitap
tarama amaçlı )
Optik Karakter Tanıma
• Optik karakter tanıma bitmap resimlerden metinleri
seçerek çevirir.
• Farklı fontlar
•
Tekli sayfa beslemeli
tarayıcılar (Sheetfeed)
•
Robotik tarayıcılar (kitap
tarama amaçlı)
o Karşılaştırma fontları ile uyuşmadığında problemler çıkabilir.
o Daha karmaşık sistemler metni bölümlendirir, çizgilerle ayırır,
paragraflara ayırır.
• Sayfa formatı
o Sütunlar, resimler, başlık ve alt metinler.
Sayfa Tabanlı Etkileşim
• Kağıt genellikle çıktı olarak kullanılır.
• Tarama, optik karakter tanıma gibi yöntemlerle girdi
olarak da kullanılabilir.
• Xerox PaperWorks
o Şekiller kullanılır (/\\//\\\) gibi.
• Form tanımlama gibi işlerde kullanılır.
• Tarayıcı ve fax cihazları kontrol cihazlarıdır.
• Mikro yazılı kağıtlar, hangi sayfada ve nerede
olduğunuzu tanımlayabilir.
• Bölge okuyabilen özel kalemler, sayfanın yazıldığı yeri
bildirebilir.
Rasgele Erişimli Bellek – Kısa Süreli Bellek
• PC'lerimizdeki bellekler, sistemde yer
alan işlemci ve grafik kartları gibi veri
yaratan ve işleyen birimlerin ortaya
çıkardığı verilerin uzun ya da kısa süreli
olarak saklandığı işlevsel birimlerdir.
Sabit disk sürücüler, sistem RAM'leri,
işlemcilerin içindeki cache diye tabir
edilen bellekler, BIOS'un saklandığı
EPROM'lar, grafik kartlarının üzerindeki
RAM'ler, CD'ler, disketler vs.. hepsi
PC'lerde yer alan bellek türleridir.
Hafıza
• Rasgele Erişimli Bellek - Kısa Süreli Bellek
• Diskler - Uzun Süreli Bellek
• Sıkıştırma,
• Hız ve Kapasite
• Erişim ve format
Rasgele Erişimli Bellek – Kısa Süreli Bellek
• RAM'ların en başta gelen özelliklerinden birisi – ki RAM
ismini almalarından sorumlu olan da budur - sakladıkları
verilere manyetik teyplerdeki ya da CD-ROM’lardaki sıralı
erişimin aksine, sırasız ve hızlı bir şekilde rastgele erişime
imkan vermeleridir. Erişimde sağladıkları hız, RAM'ların
sistemde bu denli önemli ve performansı belirleyici
olmalarında en önde gelen etkendir. Veri barındırma
kapasiteleri ve hız konusunda, merkezi işlemci üzerindeki
düşük kapasiteli ancak çok hızlı bir RAM olan cache
belleklerle, kapasiteleri günümüzde inanılmaz boyutlara
ulaşmış olan sabit disk sürücüler arasında yer alırlar ve bir
çeşit tampon görevi görürler. İşletim sistemi, sabit
sürücünün yavaşlığını gizlemek amacıyla, yakın gelecekte
ihtiyaç duyulabilecek veriyi henüz ihtiyaç durumu ortaya
çıkmadan sabit diskten sistem RAM'leri üzerine yükler ve
gerektiğinde hızlı bir şekilde işlemcideki cache belleğe
iletilmesini sağlar.
10
10/5/2012
RAM Çeşitleri
• RAM'lerin, fiziksel yapıları ve çalışma prensipleri itibariyle
mikroişlemcilerden hiç bir farkı yok. Tıpkı mikroişlemciler
gibi, silikon üzerine işlenmiş çok sayıda transistörün, ağırlıklı
olarak veri erişiminin kontrolü ve verinin saklanmasıyla ilgili
belli işlevleri yerine getirmek amacıyla birbirine
bağlanmasıyla ortaya çıkmış ve nispeten daha az
karmaşık olan elektronik yapılardır. Bu yüzden mikroişlemci
teknolojileriyle RAM teknolojilerini ilgilendiren konular
tamamıyla ortak. RAM teknolojilerini süren hedef,
mikroişlemcilerde olduğu gibi, daha küçük transistörler
üretmek, bu sayede aynı büyüklükte bir silikon parçasına
daha fazla transistör yani daha fazla işlev sığdırmak ve
silikonun daha hızlı çalışmasını sağlamaktır. Bu amaca
ulaşma yolunda karşılaşılan engellerin çoğu üretim
teknolojilerindeki gelişmelerle aşılmakta olup geri kalan
kısım ise geliştirilen daha akıllı algoritmalar ve protokollerle
çözülüyor. İşte RAM türlerini bu protokoller belirliyor.
RAM Çeşitleri
• RAM’in iki ana çeşidi vardır. DRAM ve SRAM
o DRAM : (Dinamik Ram)
• Dram bilgisayar belleğinin en genel çeşididir. Dram çipleri
kullanan bellek modülü genellikle bilgisayarın ana
belleğinin özünü oluşturur. Sistem ,işlemciden veya
işlemciye taşınan işlenmiş bilgileri verileri ve programları
video karta veya diğer çevre birimlerine saklamak için bu
belleği kullanır. Bu dinamik Ram olarak adlandırılır çünkü,
bellek hücrelerinde verileri tutabilmek için her saniye
yüzlerce defa yenilenmeli yada yeniden enerji
verilmelidir. Yenilenmelidir çünkü bellek hücreleri
çevresinde elektrik yükü taşıyan küçük kapasitörler
şeklinde dizayn edilmiştir. Bu kapasitorler çok küçük piller
gibi çalışır ve eğer enerjileri yenilenmezse derece derece
enerjilerini kaybederler.
RAM lerin Çalışma Prensibi
• RAM'ın içinde 0 ve 1 leri bulunduran bölümler vardır.
bu bölümlerin her birine hücre denir. işlemci talimatı
gönderir ram üzerindeki adreslerde ilgili bilgi bulunur
ve adres ram kontrolörüne yollanır oda işlemciden
gelen isteği koordine ederek belirli adrese yollar. bu
adres üzerindeki transistörler hücreleri açarak
gereken kapasitördeki bilginin okunulmasını sağlar.
Belli bir bir voltaj değerinin üzerinde şarj olmuş
kapasitör ikili sayı sisteminde 1 leri ve altında şarj
olmuş kapasitör de 0 ları gösterir. veriler bu şekilde
değerlendirilir.
RAM Çeşitleri
o SRAM: (Statik Ram)
• Statik ram de veri depolamak için satır ve sütunlardan
oluşan bellek hücrelerini kullanır ancak Sram Dram den
beş kez daha hızlı iki kat pahalı ve iki kez daha büyüktür.
Sram de uçucudur.(veriyi saklamak için güç olmalıdır.)
ancak DRAM gibi devamlı yenilenmesi gerekmez. Sram
dizaynı elektriğin bir yöne doğru akmasına izin veren
yada iki transistorlardan aktif olan birine bağlı olarak ,inip
–çıkan akımlara benzeyen pretzel kullanır. Bu “bir yöne
doğru akım” dizaynı, DRAM ’in “depolanmış yük ”
dizaynından daha hızlıdır ancak daha çok güç tüketir.
Daha ucuz ve küçük boyutta olduğundan bilgisayar ana
belleğinde Dram kullanımı tercih edilirken Sram hızından
dolayı öncelikle cache bellek için kullanılır.
Diskler - Uzun Süreli Bellek
Sabit Disk
Veri depolama amaçlı kullanılan manyetik kayıt ortamlarıdır.
• Bilgisayarlarda bilgi depolamamıza yarayan, RAM
'den farklı olarak elektrik kesilse bile bilgilerin halen
saklandığı, farklı hızlarda ve farklı boyutlarda bulunan
manyetik bir ortamda verilerinizin saklanabilmesini
sağlayan, bilgisayarların hafıza türlerinden birisidir.
Sabit disk piyasada Hard Disk veya HDD olarakta
bilinmektedir. İlk sabit disk 1950'li yıllarda keşfedilmişti
ve disk plakalarının çapı 50cm'di ve boyutları çok
küçüktü, teknolojinin gelişmesiyle birlikte sabit
disklerinde hızları ve kapasiteleri artarken boyutları
gitgide küçülüyordu.
Manyetik diskler
• Disket, (1.44MB)
• Sabit disk (Hard disk-HDD),
Optik diskler
• CD (700 MB),
• DVD (4.7 GB),
• Blu-ray tek katmanlı (25GB)
• Blu-ray altı katmanlı (200GB)
11
10/5/2012
Sabit Disk
• Sabit disk türleri nelerdir?
o
o
o
o
PATA(IDE)
SATA( Serial ATA)
SCSI(Small Computer System Interface)
Ssd (Solid state disk)
• Sabit disk 'in bileşenleri nelerdir?
o
o
o
o
o
o
Disk Plakaları( Platters)
Okuma/Yazma Kafası
Silindir( Cylinder)
Sektör
İz( Track)
Kümeler(Cluster)
Sabit Disk
• Sabit diskler karşılaştırılırken hangi özelliklerine bakılır?
o
o
o
o
Disk Dönüş Hızı
Tampon Bellek Boyutu
Konumlanma Süresi
Kapasite
• Sabit diskin performansı nasıl ölçülür?
o Veri Akış Hızı: Saniye başına CPU’ya gönderilen byte
miktarıdır. Güncel disklerde bu değer 5 ile 80MB arasında
değişmektedir.
o Tepki Süresi: Çağrılan bir dosyanın tek byte’ının işlemciye
ulaşma süresidir. Genellikle 10 ile 20 milisaniye arasında
değişir
Disketler
•
Disket (floppy disk), verileri manyetik ortamda saklayan
taşınabilir bir araçtır. Bir disketi ilk kez kullanmadan önce
biçimlendirmek (formatlamak) gerekir. Formatlama, disketi iz ve
sektörlere ayırarak onu kullanıma hazır duruma getirir.
•
Disketler, boyutlarına göre ikiye ayrılmaktadır: 3.5” ve 5.25”.
Bugün kullanılan 3.5” disketlerin veri saklama kapasiteleri için iki
yaygın standart kullanılıyor:
•
•
1.Çift yoğunluklu (Double Density-DD) : 720 KB
2.Yüksek yoğunluklu (High Density-HD) : 1.44 MB
•
Bilgisayarlarda disket sürücü A (varsa ikinci sürücü B) diye
adlandırılır. Artık çoğu bilgisayarda disket sürücüler
kullanılmamaktadır.
CD - DVD - BLU-RAY
• CD
o CD (compact disc), küçük, taşınabilir, yuvarlak boyutlarda , elektronik
kayıt, yedekleme, ses video saklamak ve bilgisayar verilerini sayısal bir
formatta saklayabilen, optik medyadır. Günümüzde müzik sektöründe
kasetler ve CD'ler fonografık kayıtların (pilak vb.) yerini almıştır. Aynı
şekilde bilgisayar alanında data'ların dağıtımı disketler yerine CD'ler ile
yapılmaktadır. 650-700-720 Mb kapasiteleri vardır.
o CD'ler ilk olarak sadece okunabilir olarak üretilirlerdi. Ancak yeni
teknolojiler kullanıcıların CD'ler üzerine kayıt yapabilmelerine artık
olanak sağlıyor. Hatta tekrar yazılabilen CD 'lerin üretilmesi ile artık optik
media'ların geçici yedekleme birimleri haline gelmeleri de sağlandı.
CD'lerin müzik dünyasındakı popülerliğinin devam etmesi tahmin
edilebilecek bir gerçek. Ayrıca, henüz yeni sayılabilecek olan DVD
(djital çökyönlü disk) teknolojisi de filmlerin CD'ler üzerinde kaliteli olarak
saklanabilmesini sağlamaktadır.
CD - DVD - BLU-RAY
• DVD
•
DVD sürücüler 1995 yılında (eylül ayında) birçok üretici firmanın
katılımıyla bilgisayar dünyasında bir standart haline geldi. Hemen
hemen hepimizin kullandığı CD-ROM'larda gördüğümüz 650MB
büyüklüğündeki kapasitenin aksine DVD teknolojisi 4.7GB
büyüklüğünde (ve daha fazlasına) kapasiteye izin verir. Çap olarak
DVD ve CD medyaları arasında bir fark yok. Bunun yanı sıra DVD
diskler iki katmanlı bir yapıya sahip olabiliyor. Bu durumda ilk
katman yarı yansıtma özelliğine sahip oluyor ve bu sayede lazer ilk
katmanın altında yer alan ikinci katmana da ulaşabiliyor. Böylece
DVD'nin tek yüzeyinin depolama kapasitesi iki katına çıkıyor. Diskin
her iki yüzü de kullanılırsa kapasite daha da arttırılabiliyor. Diskin
sürücü içindeki dönüş hızında da bir farklılık söz konusu. 1x DVD
sürücüdeki diskin dönüş hızı, 1x CD-ROM sürücüdeki diskin dönüş
hızının yaklaşık olarak 3 kat daha fazla.
CD - DVD - BLU-RAY
• Blue Ray
• 25 ila 50 GB arasında veri depolanabilen medyaya
Blue Ray denir Yaklaşık 1 DVD din 10 katıdır. Yeni nesil
görüntü ve ses depolama medyasıdır. Artan veri
depolama ihtiyacına karşılık Apple, Dell, HP, JVC, LG,
Panasonic, Pioneer, Philips, Samsung, Sony ve TDK
firmalarının geliştirip destek verdiği bir teknolojidir.
Blu-ray ayrıca Warner Bros, MGM, Sony Pictures, Fox
gibi bir çok film ve medya devini de arkasına almış
durumdadır.
12
10/5/2012
Hız ve Kapasite
• Bir kitap yaklaşık 320.000 kelime, 2MB
• Taranmış bir sayfa ~128MB (1200dpi)
Sıkıştırma
Veri sıkıştırma, bilgisayardaki veya belleği olan herhangi bir elektronik cihazdaki
verilerin daha az yer kaplaması amacıyla sıkıştırılması anlamına gelir.
•
o Kalite veya veri kaybı olmadan özgün veriyi tekrar elde edebilecek şekilde
sıkıştırmaktır. Ör: GIF, ZIP
o (11x8 inches, 1200 dpi, 8bit gri tonda)
o Mesela metin AAAAAAAAAABBBBBCCCCCCCC iken 10A5B8C şeklinde
sıkıştırabiliyor.
• Dijital fotoğraf ~10MB
o (2–4 mega pixels, 24 bit colour)
• Video saniyesi ~10MB
o (512x512, 12 bit renk, 25 frames per sec)
Kayıpsız sıkıştırma;
•
Kayıplı sıkıştırma;
o Eğer kalite veya geri dönüştürebilme sorun değilse kayıplı veri sıkıştırma
yöntemi kullanılabilir.
• JPG, MP3,
• JPG : Bazı renk ve detaylar kaybolur.
• MP3 : İnsan kulağının duyamayacağı frekanslar kaldırılır.
Sanal Bellek
•
Bilgisayarınızda bir programı çalıştırmak veya işlemi yapmak için
gereken rasgele erişim belleği (RAM) yoksa, Windows onun
yerine sanal bellek kullanır.
•
Sanal bellek, bilgisayarınızın RAM öğesini sabit diskinizde geçici
alanla birleştirir. RAM azaldığında sanal bellek, verileri RAM'dan
disk belleği dosyası denilen bir alana taşır. Verilerin disk belleği
dosyasına taşınması ve gerektiğinde buradan alınması, işi
tamamlamak için gerekecek miktarda RAM sağlar.
•
Bilgisayarınızdaki RAM ne kadar fazla olursa, programlarınız da
genellikle o kadar hızlı çalışır. RAM azlığından dolayı
bilgisayarınız yavaşlıyorsa, oluşan açığı karşılamak için sanal
belleği arttırmanız gerekebilir. Ancak bilgisayarınız RAM'daki
verileri, sabit diskteki verileri okuduğundan çok daha hızlı
okuyabilir, bu nedenle RAM eklemek en iyi çözümdür.
Kayıt Formatları
• ASCII - her harf ve karakter için 7 bit ikili kod
• UTF-8 - 16 bit karakter 8-bit kodlama seti
• RTF (zengin metin biçimi) - metin artı biçimlendirme
ve düzen bilgileri
• SGML (Standart genelleştirilmiş işaretleme dili) yapılandırılmış nesneler olarak kabul belgeleri
• XML (genişletilmiş işaretleme dili) - web uygulamaları
için SGML basit sürümü
Kayıt Formatları
İşlem ve Ağlar
• Görüntüler:
Pek çok depolama formatları:
(PostScript, GIFF, JPEG, TIFF, PICT, vb.)
Sınırlı Hız
• Farklı sıkıştırma teknikleri
(onların depolama gereksinimlerini azaltmak için)
İnternet
o Moore Yasaları
Etkileşim Performans Sınırları
• Audio / Video
biçimlerinin (QuickTime, MPEG, WAV, vb.) ağ
dağıtımı için de ‘ streaming ' biçimleri daha da
önemli.
13
10/5/2012
Sınırlı İşlem Hızı
• Tasarımcılar hızlı işlemciler üretiyorlar fakat arayüzler
de daha karmaşık hale geliyor. (2D3D)
• Sistem dizayn edenler daha hızlı işlemci ve daha
karmaşık arayüz geliştirmeye devam ediyor.
• Fakat problem devam ediyor çünkü işlem hızı
gereken tüm görevleri gerçkeleştirmeye yetişemiyor.
• Sistem çok hızlıysa yine problem oluşabiliyor.
Örneğin;
• Oyun için alınan bir bilgisayarın birkaç yıl sonra yeni
çıkan oyunların gereksinimleri karşılayamaması.!
Moore Yasaları
•
İntel’in kurucu ortaklarondan Gordon Moore 19 Nisan 1965’te
Moore Yasasını ortaya atmıştı.
•
Bu yasaya göre yeni çıkan her işlemci 18 ayda bir yerini iki katı
daha hızlı bir işlemciye bırakmalı.!
•
Yıllar boyunca işlemciler bu yasaya uygun üretildi.
•
Özellikle hızlı gelişen nano teknolojinin işlemci dünyasına çabuk
adapte olması dolayısıyla Moore’un yasası günümüzde
geçerliliğini kaybetmeye yüz tutmuştur.
•
Üreticiler daha hızlı işlemci için 1,5 seneyi bekleyemez oldu .
Etkileşim Performans Sınırları
• İşlem Sınırı
o Hesaplama çok uzun sürerek kullanıcıyı sıkıyor.
Ağ Bağlantılı Hesaplama
• Ağ bağlantıları aşağıdakilere imkan tanır :
o Geniş hafıza ve işlem gücü
o Diğer insanlarla etkileşim (E-mail, gruplar)
o Paylaşılan kaynaklar
• Depolama Sınırı
o Diskten hafızaya aktarım darboğazı.
• Sorunlar :
• Grafik Sınırı
o Ağ gecikmeleri, yavaş geri besleme.
o Çakışmalar olabilir, pek çok kullanıcı güncellediğinde
o Ekranı güncellemek çok çaba gerektiriyor. Çoğunlukla ayrı
bir grafik yardımcı işlemcisi ile yapılıyor.
• Ağ Kapasitesi
o Çok fazla bilgisayar ağ ile bağlı, paylaşılan kaynak, dosya ve
yazıcılar kullanıldığında ağ hızı düşüyor.
İnternet
•
•
•
•
•
1969: DARPANET ABD Savunma Bakanlığı, 4 tane site,
1971: ARPANET (darpanetin ismi değişti),
1971: 23 site,
1984: 1000 site,
1989: 10000 site,
• TCP (kayıpsız veri gönderimi),
• IP (bilgisayarlar arası iletişim),
• E-mail,
• HTTP (iletişim kuralı).
İnternet
•
Bilgisayar ağları sayesindeki toplumsal etkileşim konusu üzerinde ilk tanımlamalar, MIT
(Massachusetts Institute of Technology)’den 1962 yılında J.C.R. Licklider tarafından
yazılan makaleler ile yapılmıştır. Bu makalelerde, insanların bulundukları yerlerden
bağımsız bir şekilde bilgiye hızlıca erişebilmeleri ve bilgi paylaşımı tasarlanıyordu. Bu
yaklaşım, bugünkü İnternet’in amacı ile büyük bir paralellik gösteriyor. Licklider, Ekim
1962′de DARPA’da(Defense Advanced Research Projects Agency) (Savunma İleri
Düzey Araştırma Projeleri Kurumu) başlayan bilgisayar araştırma programının ilk
yöneticisidir. Bu çalışmaların ardından, 1965 yılında Berkeley’deki Q-31 ile MIT’deki TX2 bilgisayarları arasında ilk kez telefon hattı üzerinden iletişim sağlandı. Böylece ilk
geniş alan ağı (WAN – wide area network) kurulmuş oldu. Lawrance Roberts ilk geniş
ağ bağlantısını yaptıktan sonra MIT’den ayrıldı ve DARPA’da çalışmalarına devam
etti ve 1966′da ,DARPA’da bilgisayar ağları kavramını gündeme getirdi. 1967′de
planlarını ARPANET adı altında yayınlayan Roberts, kendi üniversitesindeki bir
bilgisayarda araştırma yapan bir kullanıcının diğer üniversitelerdeki bilgisayarlara da
erişip onlardaki bilgileri kullanabilmelerini sağlama amacı ile kurdu ARPANET’i.
ARPANET çevresindeki ilk bağlantı 1969 yılında dört merkezle (Los Angels’taki
California Üniversitesi, Stanford Araştırma Enstitüsü, Utah Üniversitesi ve Santa
Barbara’daki Californi Üniversitesi) yapıldı ve İnternet’in ilk şekli ortaya çıktı. Kısa süre
içerisinde birçok merkezdeki bilgisayarlar ARPANET ağına bağlandı.
14
10/5/2012
İnternet
TCP - IP
•
•
Türkiye’deki ilk geniş alan ağı 1986 yılında tesis edilen EARN (European Academic and
Research Network)/BITNET bağlantılı TÜVEKA (Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumları
Ağı)’dır. İlerleyen yıllarda bu ağın hat kapasitesi yetersiz kalmıştır ve bu ağ teknolojisi yönü ile
ihtiyaçlara cevap verememeye başlamıştır. Bunun üzerine, 1991 yılı sonlarında ODTÜ ve
TÜBİTAK, Internet teknolojilerini kullanan yeni bir ağın tesis edilmesi yönünde bir proje
başlatmışlardır. Bu proje sayesinde ilk deneysel bağlantı Hollanda’ya 1992 yılında X.25
üzerinden yapılmıştır. Türkiye’deki ilk İnternet bağlantısı ise 12 Nisan 1993’de 64 Kbps
kapasiteli kiralık hat ile kurulmuştur. Bu bağlantıda ODTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı sistem
salonundaki yönlendiriciler kullanılarak, ABD’de NSFNet (National Science Foundation
Network)’e TCP/IP protokolü üzerinden bağlanılmıştır. Bu bağlantı uzun bir süre tüm ülkenin
tek çıkışı olmuştur. Bu bağlantıdan sonra ülkemizdeki birçok üniversite ve kamu kuruluşu
ODTÜ’ye bağlanmışlardır ve ODTÜ üzerinden İnternet erişimine sahip olmuşlardır. İnternet’in
Türkiye’de ticari kuruluşlara ve hane halkları gibi geniş kitlelere ulaşması ise 1996 yılında
mümkün olmuştur.
TCP
o
o
o
•
IP
o
o
o
o
TCP (Transmission Control Protocol), TCP/IP protokol takımının iki aktarım katmanı
protokolünden birisidir.
Gelişmiş bilgisayar ağlarında paket anahtarlamalı bilgisayar iletişiminde kayıpsız veri
gönderimi sağlayabilmek için TCP protokolü yazılmıştır. HTTP, HTTPS, POP3, SMTP ve FTP
gibi İnternet'in kullanıcı açısından en popüler protokollerinin veri iletimi TCP vasıtasıyla
yapılır.
TCP, gönderilen veriler için özel bir TCP kabul (Ethereal gibi araçlarda ve birçok
kaynakta kısaca TCP ACK da denir) paketi gönderir. Bu paket, gelmiş olan
paketlerden hangi byte'a kadar olan kısmının doğru olarak alındığını gösterir.
Gönderen taraf, kabul gelmediği sürece paketi arka arkaya birkaç kez yollar (belli bir
süre sonra da pes eder)
IP adresi (İngilizce: Internet Protocol Address), interneti ya da TCP/IP protokolünü
kullanan diğer paket anahtarlamalı ağlara bağlı cihazların, ağ üzerinden birbirleri ile
veri alışverişi yapmak için kullandıkları adres.
İnternet'e bağlanan her bilgisayara, İnternet Servis Sağlayıcısı tarafından bir IP adresi
atanır ve internetteki diğer bilgisayarlar bu bilgisayara verilen bu adres ile ulaşırlar. IP
adresine sahip iki farklı cihaz aynı yerel ağda olmasa dahi, yönlendiriciler vasıtası ile
birbirleri ile iletişim kurabilirler.
IP adresleri şu anda yaygın kullanımda olan IPv4 için 32 bit boyunda olup, noktalarla
ayrılmış 4 adet 8 bitlik sayıyla gösterilirler. Örneğin: 192.167.10.5
Bir internet sayfası sunucusuna, ağ tarayıcısı IP adresi yazarak da bağlanılabilir; ancak
bu rakamları yazmak pratik olmadığından IP adresine karşılık gelen bir alan adı sistemi
kullanılmaktadır. İnternet Servis Sağlayıcılarından bulunan Alan Adı Sunucularından
(DNS -Domain Name System) oluşan bir ağ, hangi alan adının hangi IP adresine karşılık
geldiği bilgisini eşler ve kullanıcıları doğru adreslere yönlendirir. İnternet'te trafik başlıca
IP adreslerince sağlanmaktadır.
Kaynaklar
•
•
•
•
http://ugurkale26.blogspot.com/2010/02/sanal-gerceklik-nedir.html
http://www.istanbulbilisim.com.tr/index.php?act=ShowSSS&soru_ID=100
http://windows.microsoft.com/tr-TR/windows-vista/What-is-virtual-memory
http://www.fotoalem.com/FADATA/MAKALE-2009-006.HTM
•
http://www.bilisimakademi.net/kbOku.asp?kbID=31
•
http://www.pcnet.com.tr/forum/windows-ipuclari/83720-ram-nedir-nasil-calisir.html
•
http://sabitdisk.nedir.com/
•
http://www.bilgisayarnedir.com/sabit-disk.html
•
http://www.robotiksistem.com/sensor_nedir_sensor_cesitleri.html
•
http:/ /www.tojet.net/articles/v3i4/3415.pdf
•
http://seset.ceit.metu.edu.tr/2011/10/internetin-tarihcesi/
•
http://www.ovelf.com/2010/10/31/virtual-reality-vr-sanal-gerceklik-sg/
•
http://electronics.howstuffworks.com/gadgets/other-gadgets/VR-gear2.htm
•
http://www.turkcadcam.net/urun/2010/3Dconnexion-01/index.html
•
http://www.bmw.com/
•
http://www.hcibook.com/e3/
15

Benzer belgeler