OSMMMO Bülten Dergisi 34.Sayı
Transkript
OSMMMO Bülten Dergisi 34.Sayı
ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS SMMMO BÜLTEN Sayı :34 / Yıl: 13 / Temmuz 2013 Üç yıl üst üste ORDU’nun en başarılı Meslek Odası Ordu SMMM Odası 1 2 201 0 201 201 Geleceği bugüne, Birikimimizi geleceğe taşıyoruz... Miruna Lucia Nachescu Zeki YUMBUL SMMM Sinem GÜVENÇ Romanya Muhasebe Sistemi Üzerine Uzaklarda Bir Ordulu... Geçmişten Günümüze Muhasebe Akademisyen / Romanya Tımışoara Batı Üniversitesi Trabzon Vergi Dairesi Başkanı İçimizden Biri OSMMMO EDİTÖRDEN ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS SMMM Bahadır BAŞ Oda Sekreteri [email protected] / [email protected] SEÇİMLER ÜZERİNE En önemli mutluluğu ise Sayın Genel Başkanımız YMM Nail SANLI ’nın 33 sayı ile ilgili düşünce ve takdirlerini bizlere şahsen iletmesi ile yaşadık. MUHASEBE YANGIN YERİ… 34. SAYI… Muhasebe camiasında adeta yangın çıkarttı. Ortada bir yangın var. Ancak bu yangının ne bürokrasi, ne de devlet farkında. BAŞARI DÜNDEN BUGÜNE BÜLTEN DERGİSİ www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 1 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI BÜLTENİ 3 AY SÜREYLE ÜCRETSİZ YAYINLANIR OSMMMO Adına İmtiyaz Sahibi SMMM Ertuğrul YÜKSEL Genel Yayın Yönetmeni SMMM Bahadır BAŞ Yayın Kurulu Prof. Dr. Oktay GÜVEMLİ Doç. Dr. Volkan DEMİR Yrd. Doç. Dr. Nedim TÜRKMEN Yrd. Doç. Baki AKSU Öğr. Gör. Yaser GÜRSOY SMMM Mustafa ÇÖRTÜK SMMM Haluk CİVANBAY SMMM M.Ender SÖNMEZ SMMM Ercan KIR SMMM Turgay ALTUNIŞIK SMMM Sayit GÜLTEPE SMMM Sedat ÖZEL SMMM Tuğrul ODABBAŞ SMMM Çağla ENGİNYURT SMMM Emrah KIRAÇ SMMM Lütfi AYDIN SMMM Kenan AKAR Konsept Danışmanları SMMM Rüstem GÜRLER K.Coşkun ÇETİNALP Birol ÖZTÜRK İdare Merkezi Yeni Mah. Karadeniz Cad.No:2 Kat:1 ORDU Tlf.: 0 452 234 68 76 Tlf.: 0 452 234 68 77 www.ordusmmmo.org.tr Dizgi /Tasarım Ciğdem Yaman Baskı Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilemez. Yazıların ve yorumların sorumluluğu yazarına aittir. Bültendeki yazılar kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. 2 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel Akdemir, İstanbul SMMM Oda Başkanı Yahya Arıkan, Dr.Resul Kurt, Ordu SMMM Odasını Ziyaret Etti Romanya Muhasebe Sistemi Üzerine Akademisyen Miruna Lucia Nachescu İle Söyleşi… Ordu Barosu’ndan “Yeni Ticaret Hukuku ve Getirilen Yenilikler” Konulu Konferans Düzenledi 47 33 21.Olağan Genel Kurulunda, Ertuğrul Yüksel Grubu 209, Bülent Gencel Grubu 76 Oy Aldı 40 12 Prof. Dr. Oktay Güvemlinin Konferans Başkanlığını Yaptığı Muhasebe Tarihi Konferansı Başarı İle Tamamlandı… “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Mesleği ve Güncel Sorunları” konulu konferans yapıldı. “Vergi Mevzuatı ve Dönem Sonu İşlemleri” Paneli Gerçekleştirildi 36 24 Ordu SMMM Odası – Samsun ve Trabzon’da Yapılan Genel Kurul Toplantılarına Katıldı 43 Vole 8. Türkiye Muhasebe Forumu Yapıldı Ordu SMMM Odasından “Yeni TTK’ ya göre Genel Kurul Toplantılarında İzlenecek Yol” Semineri Yapıldı 32 48 38 86 Ordu SMMM Odası - Ordu Belediyesi Konservatuarı Resim Sergisine Katıldı 44 www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 3 OSMMMO BAŞKANDAN ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS SMMM Ertuğrul YÜKSEL Ordu SMMM Oda Başkanı [email protected] [email protected] Değerli Meslektaşlarım ‘NİSBİ TEMSİL’ bağımsız denetim Sorunlarımızı ve taleplerimizi bir kere daha özetlersek; ‘Toplumu koruyan, gerçekte o toplumdan bir beklentisi olan insanlardır. Büyük bir bölümü o toplumdan hiçbir beklentisi olmayan insanların oluşturduğu bir toplumsal yapı inşa etmekten daha büyük tehlike olamaz’ 4 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 5 OSMMMO Uzaklarda Bir Ordulu Zeki YUMBUL Bahadır BAŞ BÜLTEN ÖZEL ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Trabzon Vergi Dairesi Başkanı - Sayın Zeki YUMBUL sizi kısaca tanıyabilir miyiz? man geldiniz? Ordu’da(Aybastı’da) akrabalarınız var mı? 1966 yılında Ordu’nun Aybastı ilçesinde dünyaya geldim. İlk öğrenimimi Aybastı’da, Orta ve lise öğrenimimi Samsun’da, Yüksek öğrenimimi Eskişehir İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde 1989 yılında tamamladım. 1990 yılında askerlik görevini yedek subay olarak yaptım. 1992 yılında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmeni-Vergi Müfettişi olarak Trabzon’da göreve başladım. 16.09.2005 tarihinde kurulan Trabzon Vergi Dairesi Başkanlığında Grup Müdürlüğüne vekaleten getirildim. 14.07.2006 tarihinde asaleten atamam yapıldı. Bakanlık Makamının 31.1.2011 tarihli oluru ile Trabzon Vergi Dairesi Başkanı olarak görevlendirildim. Aybastı’ya bir ay öncesi gittim. Aybastı’ya gittiğimde mutlaka Perşembe Yaylasına çıkarım. Yaylaları çok seviyorum. Aybastı’da annem, babam var. Şehir merkezinde otururlar. Evli ve bir çocuk babasıyım. 2 – Memleketinizden uzakta görev yapmanın zorlukları nelerdir? Memleket hasretini nasıl gideriyorsunuz? Aslında memleketten çok uzakta değilim. Çalıştığım il Trabzon memlekete çok yakın. Burasıda sonuçta karadeniz olduğu için ilçemizin bütün özellikleri burada da var. Trabzon da her şey bulunmakta . Yapmak isteğiniz her şeyi burada yapabiliyorsunuz. Trabzon sevdiğim bir şehir. Şuana kadarda bir zorluk çekmedim. - Ordu’ya (Aybastı’ya) en son ne za- 6 Temmuz 2013 - Görevinizin zorluklarından bahseder misiniz? Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır diyoruz. Görevimiz kutsal bir işi yapmak. Buda tabi bir ekip işi. Meslektaşlarımızla, farklı meslek guruplarında eşi ender görülen büyük bir sorumluluk taşıyan bir camiayız. Kamunun finansmanında önemli bir yer tutan vergi gelirlerinin toplanmasında sorumluluk üstlenmişiz. Tabi devletin fonksiyonlarını yapabilmesi için gelire ihtiyacı var. Geliri de vergi idaresi toplamakla yükümlü. Bizler bu işi 76 milyon adına yapıyoruz. Bu çok hassas bir denge. Bir kuyumcunun altın tartması gibi çok dengeli olmamız gerekiyor. Kırmadan, dökmeden, inciltmeden, vatandaşı bilgilendirerek, tatlı sözle, güler yüzle vergi toplamamız gerekmekte. - Başarınızı Neye Borçlusunuz? Bence başarının ilk sırrı dürüst çalışmak. İşim de hoşgörülü, sabırlı olmaya çalışıyorum. İşimi takip ediyorum. www.ordusmmmo.org.tr - Bir Denetimci olarak, MuhasebeciMali Müşavirlerden Meslek Mensuplarından beklentileriniz nelerdir? Biz başkanlık olarak personelimizi bir yıl içerisinde dört beş ay eğitime tabi tutuyoruz. Bu meslekte eğitim şart. Muhasebeci-Mali Müşavirlerin de iyi yetişmiş olması, sık sık eğitime tabi tutulması gerekir. Her sene, eğitim görmemiş muhasebeci olmaması gerekir. Muhasebecilerin sadece kayıt tutan kişiler olarak değil mükellefleri de yönlendirmesi gerekir. - Son üç, dört yıldır hep kayıt dışı ile mücadele yılı ilan ediliyor. Gerçekten sizce kayıt dışılık ile etkin mücadele edilebiliyor mu? Sizce kayıt dışılık ile etkin mücadele nasıl olmalıdır? Her zaman kayıt dışı ekonomiden söz edilir. Bu son üç, dört yıllık mesele değildir. Geçmiş dönemlerde de kayıt dışı ile mücadele yılları ilan edilmiştir. Kayıt dışılıkla mücadele için radikal değişimler gerekir. Kayıt dışılıkla mücadele sadece maliyecinin işi de değildir. Hepimiz kayıtdışı ekonomiden sorumluyuz. Siyasilere, bizlere, sivil toplum kuruluşlarına, bireylere herkese sorumluluk düşer. Kayıt dışılıkta etkin mücadelede en önemli şey, sistemin kayıtdışılığı teşvik edecek bir yapıdan çıkartılması lazımdır. Aksi takdirde bu kayıtdışılık devam edecektir. Kayıtdı- OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS şılıkla mücadele zor birşeydir. Toplumsal bir mücadele olması lazımdır. Hem devlet, hem de vatandaş birlikte çalışarak ancak bunu engelleyebilir. Herkes işini zamanında yaparsa kayıtdışı ekonomiyi büyük ölçüde azaltabiliriz. Son yıllarda piyasada bir naylon fatura ile vergi terörü yaşanmaktadır. Naylon fatura büyük bir sektör olmuştur. Naylon fatura organizasyonu için her yıl ülkemizde binlerce yeni mükellefiyetler kurulmaktadır. Genellikle paravan isimler kullanılıyor . Perde gerisinde bir organizatör bulunuyor. Deşifre olan firma terkediliyor. Yenileri piyasaya sürülüyor. Geçmiş dönemde nayloncularla Maliye arasında adeta kovalamaca yaşanmakta idi. Ne yazıktır ki bu kovalamacadan hep nayloncular galip çıkmakta ve idaremiz naylon belge kullanımını önlemede başarılı olamamıştı. Geçtiğimiz aylarda ülkemizde hastalık gibi yerleşen naylon fatura olgusuna darbe vuracak bir düzenleme getirilmiştir. Sahte faturayı düzenlemeyi alışkanlık haline getiren vergi inceleme raporuyla tespit edilen mükellefler, yeniden mükellefiyet için teminat yatırması gerekecek. Ayrıca bu kişiler kamuoyuna duyurulacak. Yine aynı şekilde sahte fatura düzenlediği tespit edilen ve bu yüzden mükellefiyeti terkin edilenlere iştirak ettiği ortaya çıkan mali müşavirler de 3 yıl boyunca geçici olarak mesleki faaliyetten alıkonulacak. 3 yıllık cezadan sonra tekrar faaliyete başlamak isteyen meslek mensuplarından, benzer şekilde teminat istenecek. Aynı suçu işleyen veya iştirak eden serbest muhasebeci veya yeminli mali müşavirlerin meslekten çıkarılma cezası ile cezalandırılması gündeme gelecek. Bu süreç içerisinde kısa dönemde vergi inceleme elemanlarının bu sektör üzerinde hızlı çalışabildiği taktirde başarılı olacaktır. - Son birkaç yıldır Muhasebeci-Mali Müşavirlerin iş yükünde önemli artışlar oldu? Bu konuda meslek mensup- larına ne söylemek istersiniz? İş yüküyle ilgili TÜRMOB-SMMM odaları ile idaremiz bilgi paylaşımında bulunmalıdır. Gereksiz, formalite olan şeyler varsa kaldırmak gerekir. - Mükellefler de Gerçek Bir Vergi Bilinci Oluşturmak İçin Neler Yapmak Gerekir? Verginin devletin varlık gereği olduğunu anlatmak, bireylerine bunu inandırmak ve bu konuda yurttaşını eğitmek bizlerin görevidir. Öğrencilerin vergi konusunda küçük yaşlardan itibaren bilinçlendirilmesi önemlidir. İlköğretim çağındaki öğrencilerin verginin önemi konusunda edinilen bilgiler, ileride vergiye yaklaşımı daha olumlu kılacaktır. Bu nedenle küçük yaşlarda çocuklara verginin önemini anlatmamız lazım ki ileride vergi versinler . Bu günün çocukları yarının vergi mükellefidir. - Bir Ordu’lu olarak ilimizin en çok göç veren iller arasında yer almasını neye bağlıyorsuz Ordu deyince ilk akla gelen fındık, sadece fındığı algılayan bir toplum olmaktan çıkmalıyız. Dağlarımız, yaylalarımız, var. Buralarda hayvancılığın yapılabileceği alanlar var. Hayvancılık geliştirilip, iyi bir kazanç kapısı haline sokulmalıdır. Fındığa dayalı tarımla köylerdeki gençleri Ordu da tutamazsınız. Bu gençler büyük kentlere gitmek zorunda kalırlar. Bir taraftan farklı tarım, hayvancılık, turizm geliştirirken sanayileşmeyi de başarmalıdır. şuanda meslektaşımız olan çok iyi bir başkana sahiptir. Orduspor’a gönül vermiş herkes yönetimi ve takımı desteklemelidir. - Aşağıdaki kelimeler size ne ifade ediyor? Tek kelime veya cümle ile açıklar mısınız? Ekonomi : Üretim-tüketim Kriz : Korku-panik-fırsat Vergi : Vazgeçilmez kaynak-hizmet Makro : Toplama-denge Nerden Buldun : Zekeriya Temizelmali milat Sivil Toplum : Teşkilatlanmaörgütlenme Demokrasi : seçim-kültür, inanç vs özgürlük İnternet : bilgi paylaşımı-iletişim Ordu : Memleketim Aybastı : Perşembe Yaylası-yeşil -Son olarak Ordu’lu hemşerilerimize ne söylemek istersiniz? Ordu’da, Ordu dışında çeşitli yerlerde yaşayan, dünya ve ülkemiz adına bügünü ve yarını için çalışan tüm Orduluların birlik ve beraberlik içerisinde olmalarını temenni ederken, tüm Ordu’lu hemşerilerimize sağlık, mutluluk, huzur ve başarı diliyorum. - Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. - Ordu Spor ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz? Ordu’spor şehrin en önemli tanıtım organı ve markasıdır. Geçmiş dönemlerde Orduspor adından çok söz ettirmiştir. Orduspor, www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 7 OSMMMO R Ö P O R TA J SMMM Ender SÖNMEZ ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS İçimizden Biri SMMM Sinan GÜVENÇ Ender S. : Sinan Güvenç Kimdir? Tanıyabilirmiyiz? Sinan G. : 1954 yılında Ordu’da doğdum. İlkokulu Güzelordu ilkokul’unda okudum. Ortaokulu Ticaret Lisesi’nin orta kısmında okudum. Liseyi de Ordu Lisesi’nde bitirdikten sonra Ankara Emek İktisadi ve İdari İlimler Yüksek Okulu’na kaydoldum. 1976’da okulu bitirdim. 1979 yılında bir muhasebe bürosunda çalıştım. 1979’da askere gittim. 1980 yılında askerden geri döndüm. 1 Kasım 1981 yılında bir fiil büroculuğa başladım. O yıldan bu yıla çalışıyorum. Ender S. : Önce Ticaret Lisesi, Sonra Düz Liseye gitmişsiniz. Sonra tekrar mesleğe döndünüz. Sinan G. : Evet. Burada Behide Tezcan vardı. Kimyager Doktor. Liseye Ticaret Lisesi’ne kaydımı yaptırınca önceden burada otoparkın olduğu yerde ortaokul vardı. Babama olmaz dedi, doğru kaydını Ordu Lisesi’ne aldır dedi. Oradan Ordu Lisesi’ne gittim. Ticaret Lisesi’ne de niye kayıt oldum; Bankaya gittiğimde banka müdürü Ticaret Lisesi mezunuydu. Çocuklukta oradan 8 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr aklımda kalmış. Ama lisans eğitimi çok farklı bir eğitim. Topluma insan kazandırmakta, çabuk adapte etmekte… Herşeyi bilmek zorundasınız. Mesela doktor doktorluğu bilir, hukuku bilmez. Ama İktisat eğitimi yapan iktisadı bilir. Hukuku bilir. Her türlü ilişkinin kanuni dayanağını ortaya çıkartır. Ender S. : Aslında bizlerde bir nevi hukukçuyuz. Sinan G. : Tabiki. Sebebi şu; İktisatta okutulan Medeni Hukukla, Ticaret Hukukuyla, Ceza Hukukuyla bize okutulan hukuk arasında bir fark yok. Aynılar. Orada senin kabiliyetine kalmış yorumlamak. Aynı hukukçusun. Sadece diploma farkı var. Ender S. : Zaten mesleğimiz gereği muhasebe, tek düzen hesap planı; yorum kabiliyetiniz çok güzel olması lazım ki bu işleri yürüteceğiz. Önümüze bir belge geldiği zaman kaydını doğru yapmak gerekiyor. Hukuk ta aynı şey. Tamamen yorum. Sinan G. : tabiî ki. Zaten hukuk avukatlığını yapıyorsun zaten. Herhangi bir uyuşmazlıkta itiraz yazıyorsun. Avukatın yazdığı farklı değil. OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ender S. : Sizi mali müşavirlik mesleğine asıl iten etkenler nelerdir? Sinan G.: Mali Müşavirlik mesleğine bilinçli olarak girmedim. Her insan, fakülte, yüksek okul bitirdikten sonra; bunun haricinde tıp mezunu olanlar hariç; bir boşlukta kaldığın an, insanlar ister istemez eğitimini aldığı dala yöneliyorlar. Birde askerliğinizi yaptıktan sonra; etrafında baskısı var “ne yapıyorsun” diye. O zaman kendi kendine soruyorsun; okul bitti, askerlik bitti, insanlar bana “ne yapıyorsun” diye soruyor. “Ben bir şey yapmalıyım demek ki. Dolayısıyla en iyi anladığın sermayen yoksa, gücün yoksa, paran yoksa, kendi mesleğini yapıyorsun. Ben muhasebeciliği yapıyorum. Okulun matematik öğretmeni, memurluk yapmazsa dershanelere, özel ders veriyor. Değişen bir şey yok. Mimarlar, mühendisler bürolarını açamıyorlar. Gidiyorlar bir büroda çalışıyorlar. Hayat hep böyle. Ender S. : Stajyerler 3 yıl staj yapıyor. Ondan sonra mali müşavir kş(.)3n99(v)13(e)3(r)-1sun TJrsHaya T*9764(y)13(a)3128(TJ T*[()39(.)3(u4(y)13(a)3128(g)3(99(vTJ T*[()3(r)-1(i)3(y)13(o)3(r)56(r )]TJ 0 -1( )-812(O)3(k)13(o)3(r)-1(l)3(o( )-764( www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 9 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS “Meslek mensupları arkadaşlar donanımlı kişilerdir. Bu donanımlarını hem üniversite eğitiminden ve hem de mesleki eğitimlerinden edinmişlerdir. Her türlü eğitimin kişiye verdiği performans şüphesiz ilk önceliği teşkil eder. Bu öncelik olmadan hizmet verilmez. Ancak bu öncelik özellikle vergi uygulamasında yeterli olmaz, vergiciliği bilmek için vergi uygulamasının içinde olmak, her türlü yasal ve yönetsel düzenlemeleri izlemek, çıkan tebliğ, sirküler ve özelgeleri toplamak, dosyalamak ve önemli yerlerini çizip not almak gerekir. Bunca mevzuatı bellekte tutmak mümkün değildir, bazen çok iyi bilindiği sayılan konularda bile yanılgılar oluyor, hataya düşülüyor. Her zaman vurguladım, vergicilikte uzmanlık dosyalanan mevzuatla eş değerdir, mevzuatı izlemeyenlerin uzmanlığı çok sürmez, üç beş ay da kopukluk başlar, zira durdurmadan değişiklikler yapılıyor. Bu konularda sizlere hep yardımcı olmaya çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz. “ Bakın ben bunu okumuşum, önemli yerlerini işaretlemişim. Aynı konuda hataya düşmüşüm. ODA ETKİNLİKLERİ Aynen burada yazıldığı gibi. Onun için işe başlattığınız mükellefin dilekçesi vergi dairesine verilir. Ben iddia ediyorum yinede kanuna bakacaksın. Bunun anlamı şudur; her yaptığın işi biliyorum demeyeceksin, kanunda bulacaksın sonra işlemine devam edeceksin. Ender S.: Personel konusunda neler söylemek istersiniz? Sinan G. : Birde bizim meslekte bir büronun en büyük tezadı, yanında çalıştırdığın personeli sürekli değiştirmektir. Yanında çalışan Emine Hanım 26 yıldır çalışıyor. 26 yıl önce bu büroya Arzu Akdeniz ile beraber geldiler. Yakalıklı ve siyah önlüğüyle birlikte geldiler. Eleman sürekli değiştirilmez. Bir eleman kolay yetişmiyor. Ben büromdaki arkadaşlarımla tartıştığım zamanlar oldu. Ama şimdi farkı fark ediyorlar. Bana bir şey sordukları zaman arkadaşlarıma asla cevap vermemezlik yapmadım. Şu kanunu getir derim. Şu maddeyi aç derim. Sen oku bana derim. Kanun kesindir. Kanunu, maddeyi nereden bakacağını bilsin. Yoksa kanunları okuyup aklımda tutmam mümkün değil. Niye okumuşum Türk Ticaret Kanununu. Nerde neyi ne zaman bulurum. Ender S. : Odamızın faaliyetlerine hep katılıyorsunuz. Nasıl buluyorsunuz? Sinan G. : Odayı bir kere çok başarılı buluyorum. Bir şeyler yapmak ve vatandaşı aydınlatmak için, hakikaten iyi mücadele veriyorlar. Odayı bu anlamda çok başarılı buluyorum. Ben odanın kurulduğu yıllarda yönetim kurulunda bulundum. Sonrasında zaman açısından yönetim kurulunda yer almadım ancak dışarıdan her türlü desteğim olur. Beni kurul listesine yazmayın dedim. Ne darılırım ne de kırılırım ama her türlü desteğimi vermeye çalıştım. Bir takım aksaklıklar var ancak bunlar odadan değil. Meslektaşlar arasında bir takım; ama bunlar hep tasfiye olacaklar. Hepsi kalkacak ortadan. O yüzden çok başarılı buluyorum. Bir mülkümüz var. Paramız var. Daha ne olsun. Ender S.: Son olarak bu kadar okuyorsunuz, sürekli araştırıyorsunuz. Hobileriniz veya yapmak istedikleriniz nelerdir. Ne kadar zaman ayırabiliyorsunuz. Sinan G. : Benim yine hobim mesleğim. Ben mesleğimi çok seviyorum. Okumayı, doğru bilgiyi paylaşmayı, söylemeyi çok seviyorum. Hobim mesleğim. Ben insanların da kendilerine çok vakit ayırmaları gerektiğini düşünüyorum. Eşinize, çocuklarınıza, onlarla daha fazla vakit geçirin. Çok önemli bu. Bunu ne zaman fark ediyorsunuz? Benim gibi altmış yaşına gelince fark ediyorsunuz. Üste bakıyorum bir şey yok, alta bakıyorum çok zaman geçmiş. Vaktinizi ailenize çok ayırın. Birde meslekte okumak. Yani Kuran-ı Kerim’in ilk ayeti. Oku… Üstad Sinan Güvenç’e bize ayırdığı değerli zaman için teşekkür ederiz. 10 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Sen hep gönlümüzde olacaksın! Sevgili İSMAİL ÇAKMAK Mekanın Cennet Olsun... www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 11 OSMMMO Akademisyen Miruna Lucia Nachescu BÜLTEN ÖZEL Bahadır BAŞ ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Romanya Muhasebe Sistemi Üzerine Akademisyen Miruna Lucia Nachescu İle Söyleşi… 19.06.2013-22.06.2013 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen III. Balkanlar ve Ortadoğu Ülkeleri Muhasebe ve Muhasebe Tarihi Konferansı ve III. Uluslararası Luca Pacioli Muhasebe Tarihi Konferansında, Romanya Tımışoara Batı Üniversitesinde Finans Departmanında Görevli Miruna Lucia Nachescu ile Romanya Muhasebe Sistemi üzerine röportaj gerçekleştirdik. 12 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Konferansın başlangıcını değerlendirecek olursak bu konferansı diğer uluslararası konferanslarla karşılaştırdığınızda neler söyleyebilirsiniz? Sizce bu konferans hedefine ulaşacak mı? Tabiiki bu konferansın önceki versiyonlarını tecrübe etmiş bir kişi olarak konuşabilirim ancak an itibarı ile çok fazla şey söyleyemeyeceğim. Şu ana kadar sadece üç veya dört bildirinin sunumunu izledim. Ancak şurası kesindir ki, bu konferansın temel amacı önemli akademisyenleri ve profesyonelleri bir araya getirmesi ve birbirleriyle iletişim kurmalarını sağlamaktır. Ben aslında işin muhasebe kısmından çok finans kısmı ile ilgilenmekteyim. Ancak benim açımdan dahi insanların muhasebe branşına nasıl yaklaştıklarını tecrübe etmem açısından çok faydalı olacaktır. Mesela şöyle bir şey söyleyeyim. Bu konferans ilk kez düzenlendiğinde birbirini burada görmüş ve tanımış insanların sonradan beraber çalışmaya başladıklarını gördüm. Zaten bu tür konferansların temel amacı da budur. Şu ana kadar izlediğim bildiri oturumları oldukça kaliteliydi. Bildiri sunumlarının ardından bildiri sahiplerinin dinleyicilerle soru – cevap ilişkisi içerisine girmesi müthiş bir durum. Hiç kimse kendisine sorulan soru veya kendisi ile aynı fikirde olunmaması sebebiyle agresif bir tutum içine girmiyor. Kaliteli konferanslarda olması gereken de bu zaten. standartlardır. Küçük ve orta büyüklükteki şirketlerin uygulama zorunluluğu olmayan standartlardır. Ulusal boşluklar uluslararası finansal raporlama standartları ile uyumludur. Yine de bu standartların Romanya’da tam olarak uygulandığını söyleyemeyiz. Sadece düzenlemelerde şart koşulan belirli kriterleri karşılayan şirketlerin uygulama zorunluluğunda olduğu standartlardır. Ülkenizde muhasebe mesleğinin örgütlü yapısı nasıldır? Türkiye’de mali müşavirlerin bağlı olduğu bir grup; bir de Kamu Gözetim Kurumu (bağımsız denetim) varlığını sürdürmektedir. Türkiye’de Kamu Gözetim Kurumu mesleği de dizayn etmeye çalışıyor. Sizin ülkenizde durum nasıldır? Romanya’da iki büyük mesleki organ hüküm sürmektedir. Bu örgütlerden biri muhasebe uzmanlarına yönelik iken diğeri denetçilere yöneliktir. Bu örgütler birbirinden ayrı iki farklı kurumdur. Bu kurumlar birbirleriyle ilişki içerisinde olması ve beraber çalışması gereken örgütler değildir. Yanılmıyorsam 90’ların sonuna kadar bu örgütlerden sadece birisi mevcuttu. Sonradan ortaya çıkan iki örgütün yapması gerekenler tek çatı altında toplanmış görünmekteydi. Denetçiler de bu örgütün kontrolü altındaydı. Daha sonra, örgütün ikiye ayrılması gerektiğine karar verildi. Çünkü yaptığınız bir şeyi kendi kendinize meşrulaştıramazsınız. Bu sebeple Romanya’da 90’ların sonundan itibaren iki örgüt varlığını sürdürmektedir. Bunlardan birisi muhasebe uzmanlarından diğeri de denetçilerden oluşmaktadır. Romanya’da gerekli ruhsat ve belgeye sahip bir mali müşavir hem mali müşavirlik hem de denetçilik yapabiliyor mu? Yoksa her iki kurumdan da farklı farklı ruhsat ve belge alması gerekiyor mu? Romanya’da bu iki ayrı mesleği yürütmek için ayrı ayrı sertifika ve belgelerinizin olması gerekiyor. Çünkü bu mesleklerin örgütleri birbirinden bağımsızdır. Röportajın gerçekleşmesinde katkısı olan Emrah Güzeldere beye teşekkürlerimizi sunuyoruz. Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ülkenizde uygulanıyor mu? Uygulanıyorsa ne zamandan beri aktif bir şekilde uygulanıyor? Uluslararası Finansal Raporlama Standartları, belli bir hacme ulaşmış şirketler ve borsada işlem gören şirketler için uygulanması zorunlu www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 13 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS MUHASEBE HAFTASI 1 -7 Mart Muhasebeciler Haftası Kutlandı Ticaret Meslek Lisesi Öğrencileri 1-7 Mart Muhasebe Haftasını Kutladı Seyit Torun Makamında Ziyaret Edildi Ordu SMMM Odası Muhasebe Haftası Kapsamında Ziyaretlerine Ordu Ticaret ve Sanayi Odası ile Devam Etti 14 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr MUHASEBE HAFTASI OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS 1 -7 Mart Muhasebeciler Haftası Kutlandı 1- 7 Mart Muhasebe Haftası ve Mesleğinin Sorunları İdareden Beklentilerimiz Taleplerimiz; ve www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 15 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ODA ETKİNLİKLERİ Ordu SMMM Odası 1-7 Mart Muhasebe Haftası Ziyaretlerine Esnaf ve Sanatkarlar Odası İle Devam Etti Ordu SMMM Odası 1 – 7 Mart Muhasebe Haftası Kapsamında Defterdarlığı ziyaret etti Ordu SMMM Odası 1-7 Mart Muhasebe Haftası Kapsamında SGK İl Müdürlüğünü Ziyaret Etti 16 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS SGK İl Müdürlüğü, Ordu SMMM Odasını 1-7 Mart Muhasebe Haftası nedeniyle ziyarette bulundu. Ordu SMMM Odasından Orduspor’a Destek Ordu SMMM Odası 1-7 Mart Muhasebe Haftası kapsamında Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası’nı Ziyaret Etti www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 17 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ODA ETKİNLİKLERİ Ordu SMMM Odası 1-7 Mart Muhasebe Haftası Kapsamında Fatsa Vergi Dairesini Ziyaret Etti Ordu SMMM Odası 1 – 7 Mart Muhasebe Haftası kapsamında 04.03.2013 tarihinde Fatsa Meslek Yüksek Okulu’nda Muhasebe konulu panel düzenledi Ordu SMMM Oda Yöneticileri Muhasebe Haftası kapsamında Ordu Ticaret Meslek Lisesi öğrencilerine “Muhasebecilik, Mali Müşavirlik Mesleği” anlatıldı. Muhasebeciler Mesleğin Okulunda Bu ülkenin geleceği sizsiniz. 18 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Muhasebe Mesleğini Tanımak Lazım. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 19 OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulunda Muhasebe Mesleği Anlatıldı BAHADIR BAŞ: Geleceğin Muhasebecisi sizlerden istenen yetenkeler ise; ERTUĞRUL YÜKSEL 20 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Merkez İlköğretim Okulunda “Muhasebe” Mesleği Tanıtıldı 1-7 Mart Muhasebe Haftası Kapsamında Ordu’da Yayın Yapan TV Kanalları Ziyaret Edildi www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 21 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ODA ETKİNLİKLERİ “TÜRMOB” TBMM Başkanı Sn. Cemil Çiçek’i Makamında Ziyaret Ettiler 2012 Yılının En Başarılı Meslek Odası Ordu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası 22 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Mali Müşavirlerden İki Günlük Resim ve Fotoğraf Sergisi ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Serginin açılışını Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun ve Oda Başkanı Ertuğrul Yüksel yaptı. SMMM Rüstem Gürler’in sergi ile ilgili açıklamaları: SMMM Murat Başaran Sağra’nın sergi ile ilgili açıklamaları: ise Oda Başkanı Ertuğrul Yüksel yaptığı değerlendirmede, SMMM Özlem Yıldırım’ın sergi ile ilgili açıklamaları: SMMM Lütfi Aydın’nın sergi ile ilgili açıklamaları: www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 23 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ODA ETKİNLİKLERİ Ordu SMMM Odası ve Ordu Rotary Kulüp İşbirliği İle “Vergi Mevzuatı ve Dönem Sonu İşlemleri” Paneli Gerçekleştirildi Kamu Gözetim Kurumuna verildi. Kamu Gözetim Kurumu ne yaptı? Kendi işini yapacağı yerine odaların, meslek camiasının TÜRMOB’un yerine geçti. Yeni baştan mesleği dizayn etmeye çalıştı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Kamu Gözetim Kurumunun görevi ne? Gözetlemek, hakemlik yapmak. Herkesi kendi görevine davet ediyoruz. Kesinlikle TÜRMOB’u, Odaları dışlayarak bir yere varılamayacağını buradan sizlere ifade etmek istiyorum. Ertuğrul YÜKSEL: “Kamu Gözetim Kurumunun görevi ne? Gözetlemek, hakemlik yapmak. Herkesi kendi görevine davet ediyoruz. Kesinlikle TÜRMOB’u, Odaları dışlayarak bir yere varılamayacağını buradan sizlere ifade etmek istiyorum.” 24 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ Tuğrul ODABAŞ: “Meslek Eğitimleri Kulübümüzün Öncelik Verdiği Konulardan Birisidir.” OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Panelin İlk konuşmacısı E.Baş Hesap Uzmanı YMM Mehmet Altındağ Panelin ikinci konuşmacısı Doç.Dr. YMM Uygur Temizer ise konuşmasına şu şekilde başladı: ”Hepimiz şu anda TÜRMOB çatısının altındayız. Ayrı bir Yeminli birliği, ayrı bir SMMM üst birliği tartışmalarını gereksiz ve yersiz buluyorum. Hepimiz bu TÜRMOB çatısı altında çalışmalarımızı sürdürmeliyiz.” Yayınlarınızı takip ediyoruz. O yüzden bu çalışmalarından dolayı takdir ettiğim illerden bir tanesi. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 25 OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Ordu Mali Müşavirler Odası Oda Meclis Toplantısına, Uşak Defterdarı Hemşehrimiz Abdullah Kırım’da Katıldı ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS 26 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr YÜKSEL: ODA ETKİNLİKLERİ Uşak Kırım; OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Defterdarı Abdullah www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 27 OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Ordu Barosu, Ordu SMMM Odasına İadeyi Ziyarette Bulundu ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu SMMM Odası, Ordu Kent Konseyine Ziyarette Bulundu 28 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS TÜRMOB ve SGK “İş Sağlığı ve Güvenliği” Konusunda Farkındalık Eğitimleri Serisine Samsun’da Devam Etti “İş Sağlığı İş Güvenliği Yasası’nın 7. maddesinde 10 ve altı işçi çalıştıran müesseselerde iş sağlığı ve iş güvenliği konularında devlet desteğinin alındığını kaydeden Sanlı, “Bu devlet desteği ve devlet yardımının ne şekilde elde edileceğiyle ilgili açık bir hüküm yoktur. Biz biliyoruz ki 400 civarında Türkiye’de iş güvenliği hizmetleri sunan firmalar oluştu. TÜRMOB olarak önerimiz, bu iş sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri veren müesseseleri ve firmaları siz takip edin, siz onlarla anlaşmaları www.ordusmmmo.org.tr yapın. Size akredite olmuş firmaları bizim meslektaşlarımız müşterilere önersinler ve devlet desteği de 10 ve altı eleman çalıştıran firmalarda devlet desteğinin o firmalar üzerinden ve sizin kanalınız tarafından geçeceği bir yöntem oluşturulursa hepimiz rahatlarız. Hizmetlerde bugün yapılmış olan o sektör tarafındaki firmalar tarafından müesseselere verilmiş olur. İş sağlığı ve güvenliği konusunda biz hassasiyetimizi ortaya koyuyoruz. Ama bu direk bir mali müşavirin ve muhasebecinin üstleneceği bir iş değildir. Yol gösterme ve bu konuyla ilgilenmesi gerektiği gibi bir hassasiyetimizin de olduğumuzu da göstermemiz gerekir” Temmuz 2013 29 OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Ordu Defterdarlığı Vergi Haftası kapsamında Ordu SMMM Odasını Ziyaret Etti ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS “Muhasebe ve Vergi Haftası” 30 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Vergi Haftası Ünye’de Kutlandı ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu SMMM Odası Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası’nı Ziyaret Etti Fatsa Vergi Dairesi Ziyaret Edildi www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 31 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ODA ETKİNLİKLERİ Ünye Vergi Dairesinden Vergi Haftası Ziyareti Ordu SMMM Odasından “Yeni TTK’ ya göre Genel Kurul Toplantılarında İzlenecek Yol” Semineri Yapıldı 32 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel Akdemir, İstanbul SMMM Oda Başkanı Yahya Arıkan, Dr.Resul Kurt, Ordu SMMM Odasını Ziyaret Etti Ordu SMMM Odası “İş Sağlığı İş Güvenliği ve Güncel Sosyal Güvenlik Mevzuatı Uygulamaları” Semineri Gerçekleştirdi Ertuğrul Yüksel: İş Dünyası “İş Sağlığı İş Güvenliği” Konusunda Henüz Tehlikenin Farkında Değil. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 33 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel Akdemir: ”İş Sağlığı, İş Güvenliği konusunu tartışması gereken Mali Müşavirler değil. İş dünyasının bunu tartışması gerekiyor.” 34 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Dr. Resul Kurt:” Mali Müşavirlerin; İş Sağlığı ve İş Güvenliği konusunda müşterilerini bilgilendirme anlamında bir sorumluluğu var.” Yeni Mali Müşavir Olan Meslek Mensuplarına Ruhsatları Verildi. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 35 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Mesleği ve Güncel Sorunları” konulu konferans yapıldı ERTUĞRUL YÜKSEL “Muhasebe, çok sayıda yumurtayı kırmadan bir sepette tutma işidir.” BAHADIR BAŞ: ”Muhasebe mesleği gelecekte Uluslararası Muhasebe Standartları, Uluslararası Denetim standartları ve Uluslararası raporlama standartlarıyla beraber geleceğin en önemli en etkin mesleklerinden biri olacak.” yanında bilgiyi yönetme ve analiz etme yeteneklerine sahip olmak zorundasınız. Muhasebeci bilgiyi üretme yeteneğinin 36 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu SMMM Odası “Son Değişikliklerle TTK ve Ticaret Sicil İşlemleri Seminerini gerçekleştirdi Ünye’de Stajyerlerin Fiili Denetimleri Yapıldı www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 37 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ODA ETKİNLİKLERİ 2013 Yönetim Kurulu Toplantıları Ordu SMMM Odası Yönetim Kurulu Mayıs Ayının Son Toplantısını Gerçekleştirdi 8. Türkiye Muhasebe Forumu Yapıldı 38 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS 20.04.2013 Artvin SMMM Odası Açılışı ve Karadeniz Oda Başkanları Toplantısı www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 39 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ODA ETKİNLİKLERİ Ordu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası 21.Olağan Genel Kurulunda, Ertuğrul Yüksel Grubu 209, Bülent Gencel Grubu 76 Oy Aldı Seçim sonuçlarına göre; Yönetim Kuruluna Yüksel Grubundan; Ertuğrul Denetleme Kuruluna Ertuğrul Yüksel Grubundan; 40 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr Disiplin Kuruluna Yüksel Grubundan; Ertuğrul OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Ordu SMMM Odası, 21. Olağan (Seçimli) Genel Kurul Sonrası İlk Toplantılarını Gerçekleştirdi ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS YÖNETİM KURULU DENETLEME KURULU DİSİPLİN KURULU ÜST BİRLİK DELEGELERİ www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 41 OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ SGK Haftası Kapsamında SGK İl Müdürlüğü Ordu SMMM Odasını Ziyaret Etti ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Mali Müşavir Çağla Enginyurt’un Büro Açılışı 42 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Ordu SMMM Odası – Samsun ve Trabzon’da Yapılan Genel Kurul Toplantılarına Katıldı ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Trabzon SMMM Odası 21. Olağan Genel Kurul Toplantısı Samsum SMMM Odası 21. Olağan Genel Kurul Toplantısı www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 43 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu SMMM Odası - Ordu Belediyesi Konservatuarı Resim Sergisine Katıldı 44 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu SMMM Odası TESMER Yönetim Kurulu, Etik Kurulu, Haksız Rekabet Kurulu, İlk Toplantılarını 30.05.2013 tarihinde Saat:13.00’da gerçekleştirdi. TESMER Yönetim Kurulu Haksız Rekabet Kurulu Etik Kurulu www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 45 OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, Yeni Seçilen Ordu SMMM Odası Yönetim Kurulunu Ziyaret Etti ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu SMMM Odası’nı MHP Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt Ziyaret Etti 46 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu Barosu’ndan “Yeni Ticaret Hukuku ve Getirilen Yenilikler” Konulu Konferans Düzenledi www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 47 OSMMMO ODA ETKİNLİKLERİ Prof. Dr. Oktay Güvemlinin Konferans Başkanlığını Yaptığı Muhasebe Tarihi Konferansı Başarı İle Tamamlandı… ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS anısına bir tiyatro oyunu sergilendi. Luca Pacioliden yaklaşık yüz yıl önce Fra Luca Bartolomeo de Pacioli 48 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr ODA ETKİNLİKLERİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 49 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E Maddi Duran Varlık Satış KDV’si Beyanname Üzerinde Nerede Gösterilir? Mali Müşavir Dursun GÖKTAŞ Mersin Oda Başkanı Demirbaş satışıyla ilgili özellikle elektronik ortama geçilmiş olması birçok sorununda beraberinde getirdi. Aslında kanunu incelediğimizde; :”...Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1. maddesine göre, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan tespit ve hizmetler Katma Değer Vergisine tabidir. Aynı Kanunun 2/1. maddesinde ise teslim, bir malın tasarruf hakkının devredilmesi olarak tanımlanmıştır. Katma Değer Vergisi Kanununun 20/1. maddesi uyarınca, teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olup, bedel deyimi ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan para ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade etmektedir. Ayrıca, 24 Sıra Nolu Katma Değer Vergisi Sirkülerinin 2/b bölümünde, katma değer vergisi mükelleflerinin vergiye tabi işlemlere ilişkin bedelleri (Alıcının tevkifat uyguladığı işlemler hariç), vergi oranları itibariyle ayrı ayrı beyan etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Bu açıklamalar sonucu demirbaş satış bedelinin de matrah gibi beyannamede gösterilmesi gerektiği sonucu çıkar. Ancak bu konuda birkaç problem vardır. 1-) Elde düzenlenen beyanna- 50 Temmuz 2013 melerde demirbaş satışı için bilgi notu yazılarak vergi dairesine verilebiliyor böylece gelir tablosu hasılat kalemi ile beyannamedeki kümüle toplam arasındaki fark için izahat talebine gerek kalmadan sorun çözülebiliyordu. 2-) Elektronik ortama geçmesi nedeniyle beyannamelerin bu bilgi notu yazılamadığından dolayı izahata davet gereksiz zaman kaybına neden oldu. 3-) İlave edilecek KDV satırına dâhil edilmiş demirbaş satışları dolayısıyla BS formunda sorun yaşanmasına neden olmuştur. 4-) Son olarak elektronik ortamda verilmeye başlayan iade taleplerine hâsıl listeler nedeniyle alt firmalar nezdinde ilave edilecek KDV ye yazılan demirbaş satışları nedeniyle alt firmalar arasında karışıklığa neden olmuş ve iade taleplerinde sorun yaşanarak uzamasına neden olmuştur. Kanunen bu satışlar matrahta gösterilmelidir. Ancak KDV beyannamesi- Gelir tablosu toplamları arasındaki fark nedeniyle sıkıntı doğacağından dolayı da ilave edilecek KDV daha mantıklı gibi görünse de aslında değildir. Hem matraha ilave etmek hem de ileride izahat inceleme gibi sıkıntılar yaşamamak adına aşağıdaki KDV Beyannamesi Açısından Satışın Kaydı Uygulaması doğrudur. Vergi İdaresinin görüşü de aşağıdaki özelgelerden anlaşılacağı üzere bu yöndedir. www.ordusmmmo.org.tr T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü Sayı: B.07,1.GİB.4.16.16.02300.11.113-43 03.02.2012 Konu: Maddi duran varlık satışlarının KDV beyannamesinde ne şekilde beyan edileceği. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; maddi duran varlık satışlarının (demirbaş ve taşıt) KDV beyannamesinde nasıl beyan edileceği konusunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir. KDV Kanununun 1/1. maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hüküm altına alınmış, Kanunun 2/1. maddesinde ise teslim, bir malın tasarruf hakkının devredilmesi olarak tanımlanmıştır. Bu hüküm ve açıklamalar gereğince, maddi duran varlık satışları (demirbaş ve taşıt) ticari işlem kapsamında KDV Kanunun 1/1 ve 2/1. maddeleri gereğince KDV ye tabi olduğundan, söz konusu satış hasılatı ilgili dönem KDV Beyannamesinin “Matrah” Bölümünün “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler” kısmında beyan edilecektir. Bilgi edinilmesini rica ederim. OSMMMO M A K A L E ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS NORMAL UYGULAMADA YAPILAN KAYIT; Tek düzen muhasebe sistemi uygulamasına göre aşağıdaki uygulama doğrudur. ÖRNEK; Şirketin aktifinde maliyet bedeli 25.000 TL olan taşıtı 20.000 TL + 3.600 TL KDV bedelini açık hesap olacak şekilde satmıştır. Birikmiş Amortisman hesabında 15.000 TL. Buna göre Tek Düzen muhasebe uygulama sistemi gereği; AÇIKLAMA BORÇ ALACAK 120 ALICILAR 23.600 257 B. AMORTİSMAN 15.000 254 TAŞITLAR 25.000 391 HESAPLANAN KDV 3.600 679 OLAĞANDIŞI GELİR 10.000 Demirbaş satış kaydı Şeklinde kayıt yapılarak 20.000 TL MDV satışı Teslim ve Hizmet bedeli 3.600 TL KDV de hesaplanan KDV olarak ilgi ay beyannamesinde beyan edildiği halde Gelir tablosundaki 600- Yurt içi satışlar hesabın tutarı 10.000 TL noksan görüneceğinden izaha davetle karşı karşıya kalınabilecektir. Aynı şekilde yukarıda tek tek ele aldığımız maddelere istinaden aşağıdaki kaydın yapılması herhangi bir sıkıntıya neden olmayacaktır. KDV BEYANNAMESİ AÇISINDAN SATIŞIN KAYDI Vergi idaresinin görüşü dikkate alındığında aşağıdaki kayıt doğrudur. AÇIKLAMA BORÇ ALACAK 120 ALICILAR 23.600 600 YURT İÇİ SATIŞLAR 20.000 391 HESAPLANAN KDV 3.600 Satış Kaydı GELİR TABLOSU AÇISINDAN MALİYET KAYDI AÇIKLAMA BORÇ ALACAK 623 DİĞER SATIŞLARIN MALİYETİ 20.000 257 BİRİKMİŞ AMORTİSMAN 15.000 254 TAŞITLAR 25.000 679 OLAĞANDIŞI GELİR 10.000 Satılan Demirbaşın maliyet kaydı Yukarıdaki kayıtla; GELİR TABLOSUNDA 600’lü hesap ile KDV beyannamesindeki Teslim ve Hizmet tutarı aynı olacağından İZAHA DAVET gibi bir idari işleme davet çıkaran FARK ortadan kalkmış olacaktır. Gelir tablosunda ise: 690- Dönem Kar Zararı hesabın borcuna yazılarak kapatılan 623-Diğer satışların Maliyeti 20.000 TL ile alacağına yazılarak kapatılan 600-Yurt İçi satışlar 20.000 TL farkı 0.- TL ile 679- OLAĞAN DIŞI GELİR VE KARLAR 10.000 TL olağan dışı kar yer alacağından yine 10.000 TL’lik satış karının yer alacak olması sonuç üzerinde bir değişikliğe neden olmayacaktır. T.C. ÇORUM VALİLİĞİ Defterdarlık Çorum Vergi Dairesi Müdürlüğü Sayı: B.07,4.def.4.19.00.30.00-11/ 15.12.2010 Konu: Demirbaş Satışları Bilindiği üzere 3065 sayılı KDVK’ unun 53. No.lu Sirküleri ile iade talepleri elektronik olarak alınmakta ve iadeye konu belgelerin analiz ve değerlemeye tabi tutulması neticesinde alınan “KDV İade Kontrol Raporu’nda, bazı mükellefler ile 1. veya 2. kademedeki alt mükelleflerin beyan ve bildirimlerinde tutarsızlıklar tespit edildiği, bu tutarsızlıkların ise genelde demirbaş ve araç satışları ile ilgili KDV’nin “ilave edilecek KDV” sütununda beyan edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Konu ile ilgili olarak görüş istenilmiş olup, Bakanlığımız Gelir İdaresi Başkanlığının 01.12.2010 tarihli 106824 sayılı yazılarında :”...Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1. maddesine göre, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan tespit ve hizmetler Katma Değer Vergisine tabidir. Aynı Kanunun 2/1. maddesinde ise teslim, bir malın tasarruf hakkının devredilmesi olarak tanımlanmıştır. Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanununun 20/1. maddesi uyarınca, teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olup, bedel deyimi ise, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan para ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade etmektedir. Ayrıca, 24 Sıra Nolu Katma Değer Vergisi Sirkülerinin 2/b bölümünde, katma değer vergisi mükelleflerinin vergiye tabi işlemlere ilişkin bedelleri (Alıcının tevkifat uyguladığı işlemler hariç), vergi oranları itibariyle ayrı ayrı beyan etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalar gereğince mükelleflerin işletmelerinde kayıtlı araç veya demirbaş satış işlemi mutat ve sürekli faaliyet konusunu oluşturmamakla birlikte katma değer vergisi uygulaması bakımından ticari nitelik taşıyan bir teslimdir. Dolayısıyla, söz konusu işleme ait hasılatın ilgili dönem katma değer vergisi beyannamesinde teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını oluşturan bedel olarak matraha dâhil edilmesi gerekmektedir...” denilmektedir. Bilgilerinize rica ederim. M. Zeki ÇEVİK Vergi Dairesi Müdürü Gördüğünüz gibi Mali müşavirlerin işinin ne kadar zor olduğu açıkça görülmektedir. Tek düzen muhasebe uygulaması başka, Maliye Bakanlığı uygulaması başka doğru bir olmalıdır. Türkiye’me has manzaralar. Allah yardımcımız olsun sağlıcakla kalınız. www.ordusmmmo.org.tr Dursun GÖKTAŞ Mali Müşavir Temmuz 2013 51 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E Büyükşehir’ de Emlak Değeri ve Konut’ta Katma Değer Vergisi Konut Teslimlerinde/Satışlarında Uygulanan Katma Değer Vergisi Oranı Değişti SMMM Mustafa Bahadır ALTAŞ TÜRMOB Disiplin Kurulu Üyesi [email protected] TBMM’de 25.10.1984 tarihinde kabul edilen 2.11.1984 tarih ve 18563 sayılı resmi gazetede yayınlanan 3065 sayılı “Katma Değer Vergisi Kanunu” ile ülkemizde mal ve hizmetler üzerinden alınan harcama vergileri sistemini oluşturan yürürlükteki vergiler kaldırılarak vergi sistemimizde milad sayılabilen bir değişikle yeni bir vergilendirme sistemine geçilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Kanunun oran başlıklı 28. maddesine göre; “Katma Değer Vergisi oranı, vergiye tabi her bir işlem için % 10’dur. Bakanlar Kurulu bu oranı, dört katına kadar artırmaya, % 1’e kadar indirmeye, bu oranlar dâhilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir.” Şeklinde bir düzenleme uygulanmakta iken geçtiğimiz aylarda TBMM, kabul edilen 6322 sayılı kanunun 22. maddesi ile bu maddeye perakende safhasından gelmek üzere “inşaatın yapıldığı arsanın veya konutun vergi değeri ve bulunduğu yeri esas alarak konut teslimleri için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkilidir” şeklinde bir düzenleme eklenmiştir. Bilindiği gibi; 6322 sayılı kanunla değişiklik yapılmadan önceki katma değer vergisi oranlarının düzenlendiği I sayılı listenin 11 fıkrasında göre uygulama, “Net alanı 150 m2’ye kadar konut teslimleri ile belediyeler, il özel idareleri, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve bunların % 51 veya daha fazla hissesine ya da yönetiminde oy hakkına sahip oldukları işletmeler tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların (sosyal tesisler için ayrılan bölümler dâhil) net alanı 150 m2’nin altındaki konutlara isabet eden kısmı,” yüzde bir oranında katma değer vergisine tabi 52 Temmuz 2013 şeklindeydi. 6322 sayılı kanunla yapılan düzenleme sonrasında 01.01.2013 tarihinden geçerli olmak üzere yayınlanan2012/4116 sayılı Kararname ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 1. maddesine eklenen 6. fıkra ile “I sayılı listenin 11. sırasında yer alan net alanı 150 m2’ye kadar konutlardan 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi kanunu kapsamındaki Büyükşehirlerde (16.5.2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkında kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerler hariç), lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dâhil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29’uncu maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m2 vergi değeri; •Beşyüz Türk Lirası ile Bin Türk Lirası (Bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen vergi oranı (Yüzde sekiz), www.ordusmmmo.org.tr • Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı (yüzde on sekiz) uygulanır, şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. Yapılan bu düzenleme ile mevcut 16 büyükşehirde 01.01.2013 tarihinden geçerli olmak üzere yeni büyükşehir statüsü kazan on üç ilde ve yeni Büyükşehir olan ordu ilinde 2014 Yılında yapılacak olan Yerel seçimler sonrasında yapı ruhsatı alınan konut inşaat projeleri, kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi bu tarihten itibaren yapılacak konut inşaatı projelerine ilişkin konut teslimlerine uygulanmak üzere üç farklı oranda katma değer vergisi uygulamasında geçilmiştir. Emlak Vergisine Esas Oluşturacak Arsa ve Arazinin Birim Metrekare Bedelleri 2013 Yılında Yeniden Belirlenecek 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun konuya ilişkin maddelerinde (9/b-19/b), bina ve arazi vergisi mükellefiyetinin, dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır. Bu konuda, arsa ve arazi metrekare birim değer takdirleri 2009 yılında yapıldığından, yasa gereğince dört yılda bir yenilenen emlak vergilerine esas oluşturacak arsa ve arazinin birim metrekare bedelleri 2013 yılında yeniden belirlenecek. 2014–2017 yılları arasında geçerli olacak yeni arsa ve arazinin birim metrekare bedellerinin rayiçlerin artması binanın tapudaki değerini de artıracak. Yeni değerlere göre Belediyelerin Emlak Vergisi gelirleri devletinde tapu harçları tahsilâtı artırılmış olacak. Bu uygulamaya göre Emlak Vergisi oranlarının yeniden belir- M A K A L E lenmesi için Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 05.03.2013 tarihinde yayınlanan 2013/1 Emlak Vergisi Kanunu İç Genelgesi yayınlanmıştır. Bu iç genelge kapsamda takdir komisyonu toplantılarına mayıs ayında başlayarak temmuz ayının sonuna kadar tamamlanacak. Yapılan yeni değer tespitleri ile ilgili itiraz ve yargı süreçlerinin ardından (Önceki dönemde kişilerin emlak vergi değerine itiraz hakları yoktu. Anayasa mahkemesinin,13 Ekim 2012 tarihli resmi gazetede yayınlanan kararına göre “Vergi Usul Kanunu’nun 49. maddesindeki hükmünü, iptal etti. Bu karar sonrasında vatandaşın emlak vergi değerine karşı itiraz hakkı ve yargı yolu açılmış oldu.) 1 Ocak 2014’ten itibaren dört yıllık emlak vergisi değerleri tespit edilmiş olacak. İzleyen üç yıllık sürede(2015-2016-2017) ise vergi değeri, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle bulunacaktır. Katma Değer Vergisinde Yapılan Bu Düzenleme İle Konut Teslimlerinde Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarında Artış Arsa Emlak Vergisi Değerine Bağlı Olarak Değişiyor Dört yılda bir sistematik bir şekilde uygulanmakta olan bu sistem peki bu yıl neden bu kadar önemli hale geldi. Konunun özü, yukarda özetlemeye çalıştığım 5216 sayılı kanun ile Büyükşehir statüsünde bulunan Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İçel, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin Kahramanmaraş, Muğla, Ordu Samsun, Sakarya, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon, Van illerinin yer aldığı Büyükşehir belediye sınırları içinde gerçekleştirilecek olan konut teslimlerine ilişkin 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulanacak olan Katma Değer Vergisi oranlarındaki artıştır. (Katma Değer Vergisi Kanunda yapılan yasa deşikliği 29 Büyükşehir Belediyesi sınırları için geçerli olup bu düzenleme kapsamı dışında kalan 52 ilde daha önce uygulanmakta olan Katma Değer Vergisi hükümleri uygulanmaya devam edecektir.) Bu konuda yapılan düzeleme ile 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren alınacak yapı ruhsatlarda geçerli olmak üzere net alanı 150 metrekarenin altındaki konutların tesliminde/satışında, - Arsa metrekare birim fiyatı beş yüz liraya kadar olanlar için yüzde bir. (%1) - Arsa metrekare birim fiyatı beş yüz lira ile bin lira arasında olanlar için yüzde sekiz.(%8) - Arsa metrekare birim fiyatı bin Türk Lira- OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS sı ve üzerinde olan konutların tesliminde ise yüzde on sekiz (%18) Katma Değer Vergisi uygulanacak. Net alanı 150 metrekarenin üzerindeki konutlarda arsa metrekare birim fiyatı ne kadar olursa olsun bu konutların teslimlerinde ve işyerlerinde eskiden olduğu gibi yüzde on sekiz (%18) oranında Katma değer vergisi uygulamasına devam edilecektir. Yapılan düzenlemede “lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dâhil olmak üzere” ibaresi ile yeni ruhsat alacak inşaatlara uygulanacak KDV’nın bu yönü ile de değerlendirilmesi gündeme gelmektedir. Kanun koyucu vergi otoritesinin bu konudaki lüks algısının, konut alanından çok konutun niteliği ve özelliğine göre değerlendirildiği görülmektedir. Özellikle İstanbul, Ankara İzmir gibi Büyükşehirlerde yeni bir yaşam biçimi olarak 110-120 m² stüdyo daireler ve rezidanslar yer almaktadır. Bundan 2530 yıl önce lüks kabul edilen birçok şeyin bugün, normal hayat standardı olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle Maliye Bakanlığının Katma Değer Vergisi oranına emsal teşkil edecek lüks ve 1. Sınıf inşaatın ne olduğu konusunda bir açıklama yapması gerekmektedir. Ayrıca 3065 sayılı Katma Değer Kanunun kapsam başlıklı 1.maddesinde “Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler Katma Değer Vergisine tabidir hükmünden hareketlere “Ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler” kapsamında değerlendirilmeyen 2.el konut teslimlerine katma değer vergisi uygulanmayacaktır. (Bu faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde ise Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.) Diğer taraftan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde olsa bile 6306 sayılı Kanun kapsamındaki rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde yapılan konutlar bu karar kapsamına girmemektedir. Bir başka ifade ile kentsel dönüşüm projeleri kapsamında yapılan konutlar yapılan yeni Katma Değer Vergisi düzenlemesi dışında bırakılarak bu bölgelere vergisel bir teşvik sağlanmıştır. Bu Konuda Alınacak Yanlış Bir Karar İleride Telafisi Mümkün Olmayan Sonuçlar Yaratabilir. Yaklaşık otuz yıldan beri uygulanmakta olan konutun metrekaresi yerine konutun üzerine inşa edilen arsanın metrekare birim fiyatının ko- www.ordusmmmo.org.tr nuta ilişkin Katma Değer Vergisi oranı belirleyecek olması ile konutta KDV uygulamasında bir devir kapanmış oldu. Konutta Katma değer vergisi oranında yapılan bu düzenleme yeni ev satın alacakları etkileyeceği gibi aynı şekilde arsa sahiplerini de etkileyecektir. Çünkü inşaat firmaları yeni yapacakları projeler için arsa sahipleriyle yapacakları anlaşmalarda, KDV oranlarını da dikkate alacaklardır. Bu nedenle 2013 yılında Büyükşehir il sınırları genelinde yapılacak olan arsa ve arazi emlak değerininmetrekare birim fiyatının tespitinde takdir komisyonlarında görev alacak kişilerin seçiminin özen ile yapılması bu değer tespitleri yapılmadan önce bu konuda şehrin geçmiş ve gelecek değişim ve gelişimi dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Takdir komisyonlarınca belirlenecek olan rayiçler çok önemli çünkü KDV oranı rayiçlere göre belirlendiği için rayiçlerin gerçekçi, gerçek fiyatlara yakın olması gerekir. Şehir merkezinde bulunan bir inşaat ile kenar semtler olarak kabul ettiğimiz mahallelerde yer alan bir inşaatın arsa bedelleri ne kadar farklı olursa olsun, KDV oranının farklı olması gerekiyor çünkü kentin çevresinin gelişmesi şehir için kazanımdır. Ayrıca bundan sonraki süreçte projelerin belki birçoğu afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi yasasından (6306 sayılı yasa) faydalanarak yapılacaktır. Şehir merkezinde çok fazla nitelikli arsa kalmadığı dikkate alındığında yeni projelerinde, önemli bir bölümünün şehir merkezin dışında yer alıyor olması merkez ile çevre yerleşim alanları arasındaki fiyatın buralardaki gelişim ve değişim ile birlikte şehirlerdeki çarpık kentleşme sorunu da dikkate alınarak belirlenmesini zorunlu kılacaktır. Belediyeler emlak vergisi gelirlerini artırmak/Maliye bu satışından elde edeceği Katma Değer Vergisi gelirini artırmak amacı ile hareket edebilirler. Bu nedenle farkında olmadan yapılacak yanlış değer tespitlerinde gerçeğe uygun olmayan değer tespitlerinin oluşmasına ve buna bağlı olarak bu bölgelerde yer alan konutların teslimlerinde yüksek oranlı katma değer vergisinin uygulanmasına neden olacaktır. Büyükşehir statüsünde bulunan illerde olmak üzere bu konuda öncelikli olarak Büyükşehir belediyelerine, İlçe belediye başkanlıklarına, Başta Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere ilgili meslek kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarına çok büyük görev düşmektedir. Kısadan hisse “Kaş Yapalım derken Göz Çıkarmayalım.” Bu konuda alınacak yanlış bir karar ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaratabilir. Temmuz 2013 53 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E Siyasal İktidarın Elinde Vergiden Sonra Yeni Bir Silah: “Bağımsız Denetim” Doç. Dr. Korkut ÖZKORKUT Ankara Üniversitesi Ruhları rahatsız edince “bak işte Kararname” dediler ve Bakanlar Kurulu Kararını hemen çıkarıverdiler. Kısa sayılabilecek bir Kararname. Ancak öyle iki liste eklenmiş ki, kimler bağımsız denetim kapsamına giriyor, kimler girmiyor anlayabilmek için çok dikkatli ve ağır ağır okunması gerekiyor. Ya hazırlayanların kafası çok karışık ya da bizlerin henüz tam bilemediği bir hedefe odaklanmışlar. Birileri varlık nedenleriyle o hedefi örtüştürmek için büyük çaba harcamışlar. 2012/4213 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına baktığımızda, ilk olarak, Maliye Bakanlığı’nın 29 Kasım 2012 tarihli yazısı üzerine “Bağımsız Denetime Tabi Olacak Şirketlerin Belirlenmesine Dair Karar”ın yürürlüğe konulmasının Bakanlar Kurulu’nca 19 Aralık 2012 tarihinde kararlaştırıldığını görüyoruz. Aslında Kararname tarihi bu. Ancak aradan tam 34 gün geçiyor ve internetteki taslağa göre çeşitli değişiklikler geçirmiş olduğu anlaşılan Kararname eki Karar 23 Ocak 2013 tarihinde, 01 Ocak 2013 tarihinden geçerli olmak üzere Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriyor. Peki bu 34 güne neler sığdı? Film şeridini hızla daha da geriye sarıp bir bakalım. Olay sanki Veliefendi’de geçiyor. 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 02 Kasım 2011 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte büyük bir yarış başlıyor. İşin içinde Bakanlıklar bile var. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KAMUDESK), 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunundan (TTK) ve 660 sayılı KHK’dan aldığı yetki ile Türkiye’de bağımsız denetim alanında tek ve en büyük otorite olduğunu tescil ettirmek üzere kendinden emin, büyük bir hızla rüzgar gibi koşuyor, Maliye Bakanlığı ile ilişkilendirilmesi onu daha da gururlandırmış görünüyor. Buna bir kısım Yeminli Mali Müşavirler Odaları da o sıralar nedense çok seviniyor. Uzun süre açık ara farkla koşup tam yarışı kopardım derken, 06 54 Temmuz 2013 Aralık 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiş olan Sermaye Piyasası Kanunu (SerPK) ile bağımsız denetim yetkilerini geri almak üzere atağa geçmiş Sermaye Piyasası Kurulu’nu (SPK) ve biraz isteksiz de olsa neredeyse yanında koşan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) arkasından gelmekte olduğunu görüyor. Onların nefeslerini ensesinde hisseden KAMUDESK Jokeyi, biraz da telaşa kapılıp hızlanıyor ve sonunda bir boy farkla muvaffak olup “Bağımsız Denetim Yönetmeliği”ni 26 Aralık 2012 tarihinde çıkartıyor. Finish’i geçince Jokeyi düşse de SPK ve onu takiben BDDK KAMUDESK’in hemen adından, 30 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren SerPK ile yarışta diğer dereceleri paylaşıyorlar. Yarış bitmiş gibi görünse de KAMUDESK henüz çıkmamış olan Bakanlar Kurulu Karar taslağına kendi yetki kapsamına girecek şirketleri belirlemek açısından sürekli müdahale ediyor, hatta sonunda dayanamayıp tamamını herhalde kendi hazırlıyor. Çünkü bir daha yarışa girerse nefesinin yetip yetmeyeceğinden pek emin değil. Çünkü elinde, Türkiye Muhasebe Standartları Kurumu’ndan (TMSK) sınavla gelen uzmanlar dışında, (tabii şoförü, çaycısı, odacısı, güvenlikçisi dışında) bağımsız denetimin gözetimini ve denetimini yapacak neredeyse uzman yok. Kendisine TTK’ya göre tüm sermaye şirketlerinin denetimi görevi verilmişken, KAMUDESK Maliye Bakanlığı’nın himayesine grip, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) istek ve desteğiyle TTK’da yapılan 6335 sayılı Kanun değişikliği sayesinde bu yükten kurtulacak olmanın rahatlığını yaşıyor. Bakanlar Kurulu Kararına öyle ölçekler koyduruyor ki, artık sadece TTK’ya tabi olacak sermaye şirketlerinde bağımsız denetim yapmak mümkün olmaktan çıkıyor. Küçük ve orta büyüklükte işletmelere (KOBİ) ilişkin Yönetmelik değiştiriliyor, yıllık ortalama 250 çalışan sayısı ile net satış www.ordusmmmo.org.tr hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri için 40 milyon TL’lik üst sınır konuluyor. Ancak bu sınırlar Kararnamenin, aktif toplamı için getirilen 150 milyon TL, yıllık net satış hasılatı için getirilen 200 milyon TL ve çalışan sayısı için öngörülen 500 sayısına oldukça uzak. TTK’ya tabi anonim ve limited şirketler için KOBİ ölçeğini aşıp büyük ölçekli sermaye şirketi sayılsalar da Kararnamedeki limitlere ulaşmadıkça artık bağımsız denetim yok. KAMUDESK kendi internet sitesine koyduğu duyuru ile KOBİ Yönetmeliği kriterlerine göre büyük ölçekli şirket sayısının 7300 civarında olduğunu, bunlardan sadece 2500 şirketin bağımsız denetime tabi olacağını, bağlı ortaklıklar ve iştiraklerle bu sayının bir miktar daha artabileceğini söyleyerek bu tespitimizi doğruluyor. Ancak KAMUDESK’in, iki ölçek arasında neden fark yaratılmış olduğunu açıklamasa da duyuruda ilginç bir tespiti var:“Denetim kapsamına alınan şirketlerin ekonomik büyüklüğü …, aktif toplamları dikkate alındığında, denetime tabi olacak şirketlerin aktif toplamı, KOBİ’den büyük şirketlerin toplamının % 88 ini, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin aktif toplamının ise % 68 ini oluşturmaktadır.” Bu tespitin anlamı, TTK’ya göre büyük ölçekli diğer şirketlerin aktif büyüklüklerinin finansal raporlama, bağımsız denetim (ve internet sitesi uygulaması) bakımından pek de dikkate değer bulunmadıkları yönünde. Sonuçta bu Kararname ile Türkiye’de denetimsiz sermaye şirketleri dönemine giriş adeta tescil ediliyor. Hatta, yakın bir tarihte, TTK Geçici m.6 gereğince 31 Mart 2013’te (eski) organ denetçinin görevinin de sona ermesiyle birlikte sermaye şirketlerindeki denetimsizliği daha da güçlü hissedeceğiz. Maalesef finansal raporlama ve bağımsız denetimin faydalarını tanıtması gereken TOBB Yönetimi TTK’yı değiştirip iş çevrelerini 4,5 milyar TL’lik bağımsız denetim maliyetinden nasıl kurtarmış oldu- M A K A L E ğunu göğsünü gere gere her yerde anlatmakta. TÜSİAD ise bu konuda sessiz. Bakanlar Kurulu Kararındaki çok yüksek ölçekleri bir yana bırakacak olursak, Türkiye’de bağımsız denetime tabi sadece iki grup kalıyor. Kararnamenin eki liste (I) ve (II)’dekiler. (II) sayılı listede farklı sıralarda beş farklı ölçek göze çarpıyor. Sanki her sıra için kim bağımsız denetime tabi olsun kim olmasın tek tek, şirket şirket düşünülerek özenle tespit edilmiş. Herhalde birilerinin ellerinde denetime tabi olacak şirketlerin isim isim listeleri mevcut gibi. Herhalde bağımsız denetimi TOBB gibi salt maliyet gören bu Kararname kulakları sağır edercesine Türkiye’deki büyük şirketlere bağırıyor: “Ey Türkiye’deki şirketler, büyümek neyinize, hepiniz küçülün!” diye. İstanbul Finans Merkezi gibi dev projelere imza atan 2023’te en az 1000 borsa şirketine ulaşma hedefi bulunan Siyasal İktidarın şimdi bu görüşün arkasında duruyor şekilde gösterilmesi oldukça can sıkıcı. Lafı daha fazla uzatmadan buraya kadarki tespitlerimizin dışında şu Kararnameye bir de farklı bir gözle bakalım. Önceki yazımızda aslında çok da kötü fal bakmamışız. Kararnamede “sermayesinin en az % 50’si ve daha fazlası Devlete, il özel idarelerine, kanunla kurulmuş vakıflara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan şirketler” bu Kararın dışında tutulmuşlar. Bunlar niye çıkarıldı sorusu halen cevaba muhtaç. Belediye şirketleri ise tam olarak kendilerini Kararnameden kurtaramamışlar. Sermayesinin en az % 50’si belediyelere ait olan şirketler, (II) sayılı listenin 7. sırasındaki ölçekleri aşıyorlarsa bağımsız denetime tabi olacaklar. Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve bağlı ortaklıkları da Kararnamedeki yerlerini almış. Ancak Kararnamenin gerçekten en ilginç yönlerinden biri de bu KİT’ler. KİT’lerin, (II) sayılı listenin 7. sırasındaki ölçekleri aşıyorlarsa bağımsız denetime tabi olacakları Kararnamede düzenlenmiş. Esasen, 233 sayılı KHK’da düzenlenmiş olan KİT’ler, bağlı ortaklıkları bir yana TTK’ya göre şirket şeklinde kurulmak zorunda değil. 233 sayılı KHK’nın 3. maddesi gereğince sadece iktisadi devlet teşekkülü (İDT) olan KİT’ler anonim şirket şeklinde kurulabiliyorlar. İDT’lerin anonim şirket şeklinde kurulmaları halinde de TTK’ya göre genel kurul ve denetçilerinin bulunmayacağı 233 sayılı KHK’da hükme bağlanmış. Diğer grup KİT olan kamu iktisadi kuruluşlarında (KİK) ise bu ihtimal de söz konusu değil. KİT’lerden anonim şirket olanlar için TTK kapsamında bağımsız denetim olup olmayacağı da ayrı değerlendirmeye muhtaç. Zira, TTK’nın 330. maddesi gereğince özel kanuna tabi anonim şirketler için özel hükümlerin uygulanacağı hükme bağlan- OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS mış. Özel düzenleme niteliğindeki 233 sayılı KHK açısından da anonim şirket olarak kurulabilecek İDT’ler de dahil olmak üzere KİT’ler 6085 sayılı Sayıştay Kanunu gereğince Sayıştay denetimine tabi. Sonuç olarak, özellikle anonim şirket olmayan KİT’lerin TTK kapsamında bağımsız denetime tabi olmasından bahsetmek söz konusu değil. Bakanlar Kurulu Kararının kapsamına TTK’ya göre bağımsız denetime tabi olacak şirketler giriyorsa KİT’lerin bu Kararnamede yer almasını hukuken izah etmek oldukça zor. Bu tuhaflık bir yana, Kararname ne olur ne olmaz diye kapsama girecek belediye şirketleriyle KİT ve bağlı ortaklıklarını Geçici 1. maddesiyle 01 Ocak 2015 tarihine kadar bağımsız denetimden bağışık tutuyor. Bu hüküm de can sıkıcı. Sanki bu Kararname ile Siyasal İktidar, önümüzdeki seçimlere kadar denetimden ortaya çıkabilecek bir pürüzü önünde görmek ve bunun kamuoyuyla paylaşılmasını istemiyor diye gösterilmek isteniyor. Kararnamede ilgi çekici bir başka yön, ulusal karasal, uydu ve kablolu televizyon sahibi medya hizmet sağlayıcı şirketlerin, hiçbir ölçek aranmaksızın bağımsız denetime tabi olmalarının yanı sıra, (II) sayılı listenin 2. sırasında sayılan ölçütleri aşan yurt çapında günlük olarak gazete yayımlayan şirketlerin de bağımsız denetim kapsamına alınmış olmasıdır. Bu şekilde medya kuruluşlarıyla gazete yayımlayan şirketlerin bu Kararname kapsamına alınmış olması ile birlikte, bağımsız denetimin, Siyasal İktidarın eline vergiden sonra yeni bir silah olarak tutuşturulmaya çalışıldığı intibaı bizde uyanmaktadır. KAMUDESK de burada tetik görevi görmeyi arzular görünmektedir. Bağımsız denetim korkulacak değil, finansal raporlama ile birlikte şirketler, pay sahipleri (shareholders), menfaat sahipleri (stakeholders) ve yerli ve özellikle yabancı yatırımcılar için güvenilir olduğu takdirde ancak yararlanılabilecek bir araçtır. Fakat, bugün yaratılmak istenen hava, bir kavramda “denetim” kelimesi geçiyorsa korkulması gerektiği yönündedir. KAMUDESK maalesef bu Kararname ile bağımsız denetimin gözetimi ve özellikle denetimi dolayısıyla piyasalara benden korkun demektedir. Aslında ya bağımsız denetimden böyle bir silah yaratmaya çalışanlar bağımsız denetimden bihaberdir ya da bizler gerçekten bu düzenlemeyi yapanların muhteşem dehalarını anlayamıyoruz. Herşey bir yana, şu anda KAMUDESK açısından yeni SerPK gerçekten can sıkıcıdır. Yeni SerPK ile SPK ve BDDK bağımsız denetim alanında eski yetkilerine büyük ölçüde kavuşmuş bulunmaktadır. Bağımsız Denetim Yönetmeliği atağıyla KAMUDESK, yarışı kazanmış görünse de, SPK www.ordusmmmo.org.tr ve BDDK’nın bağımsız denetim yetki alanı içinde bağımsız denetim kuruluşları ile bağımsız denetçilerin yetkilendirilmesinde bir ilk derece kuruluşu olmanın ötesine geçememenin burukluğu içindedir. TTK’ya göre bağımsız denetim yoksa o zaman, KAMUDESK gibi bir Kurum’a da ihtiyaç olup olmadığı sorusu ciddi şekilde gündemimizdedir. Ancak, Türkiye’de bağımsız denetimin, bu Kararname ile kapsamı genişlememiş olsa da halen devam ettiği unutulmamalıdır. KAMUDESK artık diğer Kurumlardan yetki kapma yarışını bir yana bırakıp, varlık nedenini korumak istiyorsa, TÜRMOB ve meslek mensuplarıyla da uğraşmanın ötesinde, dünyadaki örneklerine çok uygun olmasa da, diğer görevlerine, Türkiye’de uygulanacak finansal raporlama standartlarıyla bağımsız denetim standartlarını belirlemeye odaklanmalıdır. Zira şu anda Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının (UFRS) tamamı Türkiye’de çevrilip yayınlanmış mıdır? Yani Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) UFRS’yle uyumlu mudur? Mesela borsa şirketleri finansal tablolarını mevcut yayımlanmış TMS’ye göre mi yoksa güncel UFRS’ye göre mi hazırlayıp yayınlayacaktır? Peki Bağımsız Denetim Standartlarında durum nedir? KAMUDESK tarafından Bağımsız Denetim Standartlarının son hali tamamen çevrilmiş midir? En azından SPK’nın Seri:X No:22 sayılı Tebliği ile düzenlenmiş bulunan Bağımsız Denetim Standartları yürürlükte midir? Bağımsız Denetim Yönetmeliği ile 660 sayılı KHK’nın Geçici 1.maddesi gereğince bu Tebliğin bağımsız denetim kuruluşlarıyla denetçilerin yetkilendirilmesine ilişkin kısmının yürürlükten kalktığını düşünen KAMUDESK, bağımsız denetim standartları hakkında ne düşünmektedir? KAMUDESK Bağımsız Denetim Standartları olmadan bağımsız denetim yapılabileceğini mi öngörmektedir? Anlaşılacağı üzere bu Kararname ile KAMUDESK, Siyasal İktidarın elinde yeni bir enstrüman olarak kendisini lanse etme arayışındadır. Ancak unutulmaması gereken KAMUDESK’in bir Siyasal İktidar enstrümanı değil, bir Devlet Kurumu olduğudur. KAMUDESK bu beyhude arayışına hemen bir son vermelidir. “Finansal raporlama” ve “bağımsız denetim”in Türkiye’de yerleşmesi ve yaygınlaşması misyonu verilmiş olan KAMUDESK’in, Maliye’nin denetim anlayışıyla karıştırmaksızın, bağımsız denetim kavramının ne olduğunu anlaması ve bu kavramla barışık hale gelmesi gerekmektedir. Yoksa KAMUDESK ya bu deveyi doğru şekilde gütmeyi öğrenecek ya da öyle veya böyle bu diyardan silinip gidecektir. Temmuz 2013 55 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E Geçmiş Dönem Karlarının Tamamı Sermayeye İlave Edilebilir mi? Ekrem ÖNCÜ YMM-DKR Denetim&Danışmanlık www.dkrdenetim.com Yeni TTK’nın 519’uncu maddesine göre zorunlu olarak, yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır. Üçüncü fıkra uyarınca da, genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir. Eski TTK’nın 466’ncı maddesinde Yeni TTK düzenlemesinden farklı olarak “safi kar” kavramı yerine “yıllık kar” kullanılmıştır. Yeni TTK’nın 508’inci maddesine göre yıllık kar, yıllık bilançoya göre belirlenecektir. Eski TTK’nın 457’nci maddesi uyarınca da, safi kazanç, yıllık bilançoya göre hesap ve tesbit olunmakta idi. Yeni TTK’da “yıllık kar”ın ne anlama geldiği açıklanmış değildir. Yıllık kar, vergi öncesi kar mıdır, yoksa vergi sonrası kar mıdır? Bu konu yoruma açık bir konudur. Bazıları yıllık karın vergi öncesi kar olması gerektiğini iddia ederken bazıları da vergi sonrası kar olduğunu iddia edebilir. Benim kanaatim vergi sonrası kar olduğu yönündedir. Aşağıya almış olduğum “Kar Payı Avansı Dağıtımı Tebliği” ile “Kar Dağıtım Tablosu” sıralaması da bu görüşümüzü desteklemektedir. 56 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr KAR PAYI AVANSI DAĞITIMI TEBLİĞİ SIRALAMASI; Ara Dönem Karı Varsa Geçmiş Yıl Zararları (-) Kurumlar Vergisi (-) Gelir Vergisi Kesintileri (-) Diğer Vergi ve Benzerleri (-) 1. Tertip Kanuni Yedek Akçeler (-) KAR DAĞITIM TABLOSU SIRALAMASI; Dönem Karı Ödenecek Vergi ve Yasal Yükümlülükler (-) Kurumlar Vergisi (Gelir Vergisi) Gelir Vergisi Kesintisi Diğer Vergi ve Yasal Yükümlülükler Net Dönem Karı Geçmiş Dönemler Zararı (-) 1. Tertip Yasal Yedek Akçe (-) Geçmiş yıl zararları kanuni yedek akçenin ayrılmasında dikkate alınacak mıdır? Yukarıda da belirttiğimiz gibi “yıllık kar” üzerinden genel kanuni yedek akçe ayrılacağı düzenlenmiş, ancak, “yıllık kar”ın ne olduğu Yeni TTK’da açıklanmamıştır. Aşağıda belirteceğim gerekçelerle geçmiş yıl zararları düşüldükten sonraki kar üzerinden kanuni yedek akçe (1. Tertip yasal yedek akçe) ayrılmalıdır. -Yeni TTK’nın 519/3’üncü maddesi uyarınca ayrılan kanuni yedek akçe zararların kapatılması M A K A L E OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS için kullanılabilecektir. Dolayısıyla bu halde, bir zarar mevcut ise, bu zararın kapatılmasında ayrılan yedek akçenin kullanılması mümkün iken, geçmiş yıl zararlarını düşülmeden yedek akçe ayrılması şirketin mali açıdan faydasına olmayacaktır. -Yukarıda yer alan kar payı avansı dağıtımı tebliği ve kar dağıtım tablosu hesaplama sıralaması da, geçmiş yıllar zararlarının mahsup edilmesini gerektirmektedir. Sermayeye eklenmesi gereken kar tutarı nasıl hesaplanacaktır? Yukarıda açıkladığımız üzere vergisel yükümlülükler ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonraki tutar üzerinden kanuni yedek akçe ayrılacaktır. Sermayeye ilave edilebilecek kar tutarı ise, kanuni yedek akçe ayrıldıktan sonraki tutar olabilecektir. Burada akıllara kanuni yedek akçenin kara ilave edilip edilemeyeceği sorusu gelebilecektir. Yeni TTK’nın 519’uncu maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca, genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir. Dolayısıyla, yasal yedek akçe tutarı esas sermayenin yarısını aşmadığı sürece “bağlı yedek akçe” niteliğinde olacak ve bu tutar, zararların kapatılması, veya işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye, işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye önlemlerin alınması için kullanılabilecektir. www.ordusmmmo.org.tr Bu durumda, kanuni yedek akçelerin, şirket esas sermayesinin yarısına kadar olan kısmı yukarıda saydığımız amaçlar için kullanılabilecektir. Yasal yedek akçenin esas sermayenin yarısını aşan kısmı ise “serbest yedek akçe” niteliğinde olduğundan istenmesi halinde sermayeye ilave etmek için kullanılabilecektir. Yeni TTK’nın 519/4’üncü fıkrası uyarınca 3’üncü fıkradaki sınırlama, başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler hakkında uygulanmayacaktır. Dolayısıyla şirketler kar dağıtımı yapmayacak ve karı sermayeye ekleyecekler ise de I. Tertip yasal yedek akçeyi ayırmak zorundadırlar. Kar dağıtımı kararının etkisi ihtiyari yedeklere (Yeni TTK 521 II. Tertip yasal yedekler, yine Yeni TTK’nın 520, 522 maddeleri) yöneliktir. Yani kar dağıtımı yapılmayacak ise ihtiyari yedekler ayrılmayacaktır. Sonuç olarak karın dağıtılmayıp sermayeye eklenmesine karar verilmesi halinde geçmiş yıl zararları ile kanunen ayrılması mecburi olan I. Tertip yedek akçe ayrıldıktan sonra kalan tutarın sermayeye ilavesi mümkün olacaktır. Aksi türlü karın tamamının sermayeye eklenmesi halinde yapılan işlem hatalı olacaktır. Nitekim, böyle durumlarda özellikle Sermaye Piyasası Kurulu yapılan işlemi kabul etmemektedir. Böyle bir durumda, yanlış rakamın sermayeye ilave edilmesi halinde yapılan işlem geçersiz olacaktır. Temmuz 2013 57 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E Konsinye Satışlar, İhracat ve Muhasebe İşlemleri Öğr. Gör. Yaser GÜRSOY T.C. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu. Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Bölüm Başkanı [email protected] Konsinye; bir malın alıcıya mülkiyeti devir edilmeksizin, tanıtılarak satışının yapılması amacıyla gönderilmesidir. Alıcı malı kabul etmesi (benimsemesi) halinde malın alıcıya kesin satışı yapılır. Yurt içi ve yurt dışı mal satış işlemlerinde uygulanan satış ve ödeme yöntemidir. Özellikle ihracatçı işletmelerimizin, malı yurt dışına gönderdikten sonra konsinyatör aracılığı ile alıcı (ithalatçı) firmaya tanıtması, kullandırması ve satılması işlemine dayanan satış ve uluslararası ödeme şeklidir. Genelde yeni üretilen ve tanıtım ihtiyacı duyulan ürünlerin dış pazarlarda satışına imkan veren ihracat, satış ve ödeme yöntemi özelliği taşır. Ülkemizde konsinye satış ve ihracat konusunda mükelleflerimiz yeterli bilgiye sahip değildir. Gelişmiş ülkelerin ihracat tutarları içinde konsinye ihracatın payı oldukça yüksektir. Vergi yasalarımız, gümrük mevzuatı ve belge düzeni yönünde gerekli itina ve özen arz eden bu satış ve ticaret işleminin yaygınlaştırılmasında yarar vardır. Aşağıda yurtiçi, yurtdışı konsinye satış, belge düzeni, vergi ve gümrük mevzuatı açısından açıklamalara yer verilmiş olup, ayrıca örmek muhasebe uygulaması yapılmıştır. a) Yurtiçi Konsinye Satış, Belge Düzeni ve KDV; Yurt içinde konsinye satış işleminde, malın komisyoncuya ya da diğer aracılara gönderilmesi halinde gönderen tarafından irsaliyeye bağlanması, irsaliye üzerine malın konsinye satış şeklinde gönderildiğine ilişkin şerh-in yazılması gerekir. (V.U.K.230-5) Yurt içi konsinye satışta bu aşamada malın satışı yapılmış değildir. Bu bir sevktir. Mal konsinyatör (aracı) tarafından teslim alındıktan sonra alıcıya satışı halinde satış gerçekleşmiş olur. Kesin sa- 58 Temmuz 2013 tış faturası bu aşamada düzenlenir. Şayet teslim bu aşamada irsaliye ile yapılıyor ise konsinye satış faturasının yedi (7) gün içinde düzenlenmesi gerekir. (V.U.K.231) Malın alıcıya teslimi ile satış faturası düzenlenir. Mal ve hizmetin teslimi halinde katma değer vergisi (KDV) doğar. (KDV. Kn. Md. 1) Fakat konsinye teslimde mal önce sevk edilerek, aracıya (konsinyatöre) teslim edilmekte ve alıcıya satışı daha sonra yapılmaktadır. Bu nedenle komisyoncular vasıtasıyla veya konsinye suretiyle yapılan satışlarda malın alıcıya teslimi halinde kesin satış faturası düzenlenir ve KDV bu aşamada doğar. (KDV. Kn. Md. 10-d) KDV beyanı; kesin satış tesliminin yapıldığı, irsaliye ya da faturanın düzenlendiği aydaki KDV dönemi beyannamesinde yapılır. İrsaliye düzenlendikten sonraki yedi (7) gün içinde faturanın düzenlenme tarihi devam eden aya sarkması halinde irsaliyenin düzenlendiği KDV dönemi esas alınır. b) Yurtdışı Konsinye Satış, İhracat, Belge Düzeni ve KDV; Konsinye ihracat, malın kesin satışı daha sonra yapılmak üzere yurt dışındaki alıcılara, komisyonculara, ihracatçının yurt dışındaki şube veya temsilciliklerine gönderilmesidir. İhracatçı konsinye satış için bağlı bulunduğu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğinden izin alır. (İhr. Ynt. Md. 4) İhracatçı tarafından konsinye satış faturası düzenlenir. Bu fatura kesin satış faturası değildir. Fatura üzerine ödeme şekli “Konsinye İhracattır” yazılır. Gümrük Beyannamesine ödeme şekli mal mukabili işlenir. Yine gümrük beyannamesinin 44 no’lu kutucuğuna “Konsinye İhracattır” ibaresi yazılır. Gümrük beyannamesi tescil için İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği onayına gönderilir. Birlik tarafından gümrük beyannamesi üzerine “Konsinye İhracat” şerh-i işlenir. Gümrük beyannamesi otuz (30) gün içinde gümrük idaresine sunulur. Gümrük müşaviri www.ordusmmmo.org.tr tarafından gümrük işlemleri tamamlanır. Mal yurt dışı edilir. Bu aşamada mal yurt dışı edilmiş olmakla birlikte ihracat gerçekleşmiş değildir. Mal yurt dışına konsinye satış için sevk edilmiştir. Mal yurt dışında konsinyatör (aracı) tarafından yurt dışı alıcıya satışı yapıldığında kesin satış faturası düzenlenir. İhracat bu aşamada gerçekleşmiş olur. Bu kesin satış faturasının bir örneği ve diğer belgeler otuz (30) gün içinde İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine ve aracı bankaya ibraz edilir. (İhr. Ynt. Md. 9) Konsinye olarak yurt dışına gönderilen (sevk edilen) malların bir (1) yıl içinde satışının yapılması gerekir. Bir yıl içinde satılamayan ya da kalan konsinye mallar yurda geri getirilir. Bir yıllık süre İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine ibraz edilecek mücbir sebeplere dayanarak iki (2) yıl daha uzatılabilir. İhracat amacıyla mal teslimleri KDV den istisnadır. (KDV Kn. Md. 11-a) Konsinye satış ve ödeme şekli ile ihracatta da KDV istisnası geçerlidir. Teslimin ihracat sayılması için yurt dışı alıcıya yapılması gerekir. (KDV Kn. Md. 12-a) Konsinye satış şekliyle ihracatta mal yurt dışı edildiğinde konsinyatöre (aracıya) sevk edilmiştir. Bu aşamada ihracat gerçekleşmemiş olup, konsinye mal alıcıya teslim edildiğinde ve kesin fatura düzenlendiğinde fiili ihracat gerçekleşmektedir. KDV beyanı kesin faturanın düzenlendiği aya ait KDV döneminde yapılır. KDV iade talebi söz konusu olması halinde ise malın yurt dışı edildiği dönem değil, kesin konsinye satış faturasının düzenlendiği KDV döneminde iade talep edilir. c) Konsinye Mal Satışı Örnek Uygulama; ÖRNEK: Dolap imalatı ve ticareti ile uğraşan Ege Anonim Şirketi konsinye ihracat ile ilgili tüm yasal işlemleri tamamlamış, konsinye ihracat yapma izni- OSMMMO M A K A L E ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ni almıştır. Maliyeti 650.- lira, satış fiyatı 1.000.- lira olan 100 adet dolaplar, yurt dışında satılmak kaydıyla, yurtdışında yerleşik konsinyatör Expo Almanya firmasına 01.08.201x tarihinde gönderilmiştir. Konsinyatör Expo Almanya firması 19.08.201x tarihinde dolaplardan 20 adedini alıcı Magnum Almanya firmasına satıldığını ihracatçı Ege Anonim Şirketine bildirmiştir. d) Konsinye Malın Yurt Dışına Sevk Edilişi; Konsinye satışta malın mülkiyeti, nihai alıcı tarafından satın alınana kadar satıcının üzerinde kalır. Burada satıcının emtiaya ait mülkiyeti devam etse bile, mal fiziken satıcının stoklarında yer almaz. Bu nedenle konsinye olarak gönderilen malların, stoktaki diğer stoklardan ayrılması gerekir. Konsinyatöre sevk edilen stok, 152. Mamüller veya 153. Ticari Mallar hesabı altında açılacak bir alt hesapta izlenebir. Satıcı Ege Anonim Şirketi tarafından malların, konsinyatöre (Expo – Almanya) sevk edilmesi işlemi aşağıdaki şekilde kaydedilir. 52 01.08.201x BORÇ ALACAK 152 . MAMULLER HS. 65.000.152.10.09.Yurt Dışına Konsinye Gön. Mamuller Expo -Almanya (100. Adet x 650.-) 152.MAMÜLLER HS. 152.10.01.Stoktaki Mamuller Dolap İ.Birlikleri izni ile konsinyatöre sevk edilen konsinye mallarının kaydı. İ. Dos. No: 065 % 65.000.- e) Konsinye Satış Yapılan Malların Satışı Kaydı; Malların konsinyatör tarafından nihai alıcıya (Magnum – Almanya) satışı gerçekleştiğinde ihracatçı Ege A. Ş. malın kesin satış faturasını düzenler. Konsinye ihracatta satış faturası tarihi aynı zamanda fiili ihracat tarihidir. Satışın düzenlendiği tarihteki T.C Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınarak yevmiye kaydı yapılır. Örneğimizde konsinye mallar 19.08.200x tarihinde satılmıştır. Satış tarihindeki T.C Merkez Bankası döviz alış kuru 1 Euro-€ = 2,5000 liradır. Konsinye malların satışı aşağıdaki şekilde kaydedilir. 19.08.201x BORÇ ALACAK 120.A L I C I L A R HS. 20.000.120.02.02.08.Konsinye –Magnum Almanya (8.000.-Euro x 2,5000) veya (20.Adet x 1.000.-) 601. YURTDIŞI SATIŞLAR HS. 601.04.01. Konsinye Mal Satışı Yurt Dışı Edilen Konsinye Mallardan 20 adedinin Satış Kaydı. İhracat Dos. No: 065 % Kaynak; Gürsoy Yaser; “Dış Ticaret Muhasebesi” 9.Baskı. 2012 Ekin Yayınevi. www.lebibyalkın.com.tr. www.gib.gov.tr f) İhraç Edilen (Satılan) Malın Stok Hesaplarından Çıkarılması; Konsinyatör tarafından satılan mamuller (ticari mallar) maliyet hesabına devir edilerek, Yurt Dışı Konsinyatöre Gönderilen Mamuller hesabından çıkarılır. Böylece konsinye satış stoklarında kalan mallar kolayca takip edilir. Satılan konsinye malların, Satılan Mamuller Maliyetine devri aşağıdaki şekilde kaydedilir. 54 20.000.- 19.08.201x BORÇ 620.SAT. MAMÜLLER MALİYETİ HS. ALACAK 13.000.- 620.10.01. Sat.Y. Dışı Konsinye Mamul Maliyeti 152. MAMULLER HS. 152.10.02.Y.Dışı. Kons.Gön. Mamuler Expo Almanya (20. Adet x 650.-) Satılan Konsinye mamullerin, S. Mamuller maliyeti hesaplarına devri kaydı. İhr. Dosya No: 065 % 13.000.- g) Konsinyatörden İhracat Bedelinin Tahsil Edilmesi, Konsinye ihracat mal bedeli 30.09.201x tarihinde banka hesabına geldiğinde aşağıdaki şekilde kaydedilir. İşlem günü 1 €= 2,6000 liradır. 55 NOT: Bu kayıt yurt içi konsinye satışlar için de geçerlidir. Üretim işletmesi olması halinde 152 Mamuller hesabı, ticaret işletmesi olması halinde ise 153 Ticari Mallar hesabı tercih edilebilir. 53 NOT: Bu kayıt yurt içi konsinye satış olması halinde 601 Yurt Dışı Satışlar Hesabı yerine, 600 Yurt İçi Satışlar hesabı tercih edilebilir. 30.09.201x 102.B A N K A L A R HS. 102.02.02.02. Xx. Bnk. Euro Hs. (8.000.-Euro x 2,6000) BORÇ ALACAK 20.800.- 120.A L I C I L A R HS. 120.02.02.08.Konsinye Magnum - Almanya (8.000.-€ x 2,5000) veya (20. Adet x 1000.-) 601. YURT DIŞI SATIŞLAR HS. 601.09.02.01. İhracat Kur Farkı Gelirleri [(8.000.-Euro) x (2,6000 – 2,5000 ) Konsinye ihracat bedelinin tahsili ve banka hesabına kaydı. İhr. Dos.No: 065 % 20.000.800.- NOT: İhracat bedeli cari dönem içinde tahsil edilirse olumlu kur farkı 601 Yurt Dışı Satışlar hesabına alacak, olumsuz kur farkı 612 Diğer İndirimler (-) hesabına borç işlenir. Cari dönem içindeki değerleme işlemleri için de aynı hesaplar geçerlidir. Cari dönemden (31.12.201x tarihinden) sonra tahsil edilmesi ve değerleme yapılması halinde olumlu kur farkları 646 Kambiyo Karları hesabına alacak, olumsuz kur farkları ise 656 Kambiyo Zararları (-) hesabına borç kaydedilmek suretiyle kambiyo hesaplarında izlenir. (T.M.S.21) İhracattan doğan kur farklarında KDV istisnası vardır. ŞAYET; Yurt içi konsinye satış nedeniyle oluşan cari hesap bedelinin (tutarının) tahsil edildiği tarihte; kur farkı, vade farkı ya da fiyat farkı oluşması halinde, fark tutarına KDV uygulanır. (KDV Kn. Md. 24-c) www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 59 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E Sağlıkta Püf Noktaları Dr. Resul KURT [email protected] Önceki gün “Sağlıkta “Otomatik” ayar!” başlıklı yazımızdan sonra çok sayıda okur yorumu geldi. Umarız yazdığımız haksız uygulamalar SGK yönetimi tarafından değerlendirilir ve kaldırılır. Bazı okurlarımız işsizler, sigortalının eşi ve kız çocuklarının sağlık yardımını soruyor. SPAS programı ile otomatik olarak T.C. Kimlik numarası ile provizyon sorgulaması yapıldığından, bazı durumlarda maalesef sistem provizyon vermediği için manuel olarak işlem yapmak gerekebilmektedir. SPAS programı öncelikle nüfus kayıt kütüğüne gidilerek kişinin doğum, evlenme, boşanma ve ölüm vb. tüm nüfus bilgileri kontrol edilmektedir. Sigortalının ölümü halinde provizyon otomatik olarak sonlandırılmakta olup, evlenme ve boşanma hallerinde provizyon durumu sigortalının son durumuna uygun meri mevzuata göre güncellendiğinden ayrıca SGK’nda işlem yapılmasına gerek kalmamaktadır. Genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin yeni doğan çocuklarının provizyonları nüfus kütüğüne kayıt tarihi itibariyle otomatik olarak açılmaktadır. Dolayısıyla hak sahibi olmasına rağmen bazen sistemde faydalandırılmayan kişiler için de SGK personeli tarafından işlem yapılmaktadır. 60 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr *** Çocuklar prim ödeyecek mi? Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü olduğu eş ve 18 yaşından küçük çocukları, 01.10.2008 tarihinden önce sağlık hak sahipliği oluşturulan 18 yaşından büyük tüm kız çocukları ile 4/c kapsamında bulunan sigortaların 25 yaş altı erkek çocuklarının provizyonları SPAS tarafından otomatik olarak açılmaktadır. Ancak; genel sağlık sigortalısı ve eşinin her ikisinin de aynı anda genel sağlık sigortalısı olması durumunda, 18 yaşından küçük çocukların aktivasyon ve provizyonları öncelikle baba üzerinden açılmaktadır. Başvuru olması halinde ancak anne üzerinden aktivasyon ve provizyon açma işlemi manuel olarak yapılmaktadır. 1 Ekim 2008 tarihinden önce bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olan kız çocukları evli olmadıkları, çalışmadıkları sürece sağlık yardımından yararlanabiliyor. Bu kız çocuklarının işe girmesi ve evlenmesi nedeniyle sağlık yardımlarından faydalandırılmamakla birlikte, kız çocuklarının işten çıkma ve boşanma nedeniyle durum değişikliğinin sona ermesi halinde anne veya babası üzerinden sağlık yardımlarından yararlandırılmaktadır. Sağlık ak- M A K A L E OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS tivasyon ve provizyon işlemleri sistem tarafından otomatik olarak gerçekleştirilmektedir. Bu kişilerin ilgili kanunlarına göre devir tarihinden önce anne veya babası üzerinden bakmakla yükümlü olunan kişi olmasına rağmen aktivasyon ve provizyon işlemi yapılmayan kız çocukları ve durum değişikliğinden sonra çeşitli nedenlerle aktivasyonu otomatik açılmayan boşanmış kız çocukları ve dul eşler için genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişilerin Sağlık Yardımı Talep ve Taahhüt Formu veya anılan formdaki bilgileri taşıyan dilekçesi ile SGK’na başvurmaları halinde provizyon verilmektedir. Sağlıktan yararlanma hakkı olmayan kız ve erkek çocuklarının mutlaka gelir testine girmeleri ve sonucuna göre prim ödeyerek veya primleri devlet tarafından ödenerek sağlıktan yararlanması gerekmektedir. *** İşsizler 100 gün sağlıktan yararlanabilir SGK uygulamalarında işten ayrılanlar on gün süreyle genel sağlık sigortasından yararlanabiliyor. Siwww.ordusmmmo.org.tr gortalının son bir yılda 90 gün prim ödeme gün sayısı bulunması halinde ayrılış tarihinden itibaren 10+90 gün; 90 gün bulunmaması halinde ise 10 gün daha provizyon verilerek sağlık hizmetlerinden faydalandırılmaları sağlanmaktadır. Ancak işten ayrılanların sağlık yardımlarından yararlanmasında zaman zaman çeşitli sorunlar yaşanıyor. Özellikle işsizlik sigortasından yararlananların, bu sürede sağlık yardımlarından yararlanabilmesi için otomatik aktivasyon yapılmadığından dolayı mağduriyetler söz konusu olabiliyor. Türkiye İş Kurumundan işsizlik ödeneği alanlar için SGK halen otomatik aktivasyon yapamıyor. Aynı durum önceki gönde yazdığımız üzere öğrenciler için geçerlidir. Mutlaka İş-Kur kayıtları esas alınarak işsizlik ödeneği alanların ve yurtiçinde öğrenci olduğu MEB veya YÖK kayıtlarından görülebilecek kişiler için otomatik aktivasyon yapılması yönünde değişiklik olmalıdır. Böylece hem SGK personeli üzerindeki iş yükü azaltılabilecek, hem de vatandaşa zorluk çıkartılmayacaktır. Temmuz 2013 61 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E Yeni TTK’da Azınlığın Finansal Tablo Görüşmelerini Ertelemesi SMMM Sedat ÖZEL Etik Kurulu Başkanı Yeni TTK, genel kurul toplantısının ertelenmesine ilişkin olarak,gerekçeli kararda da belirtildiği gibi eski TTK’nın 377/6.maddesindeki ilkeleri korumuştur.Halka açık anonim şirketlerde sermayenin %5’ine,halka açık olmayan anonim şirketlerde ise sermayenin %10’una sahip olan pay sahipleri tarafından talep edilmesi halinde,finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular (yönetim kurulu,denetçilerin ibrası gibi ), toplantı başkanın kararıyla 1 ay sonraya bırakılacaktır.Bu konuda genel kurulun her hangi bir karar almasına gerek yoktur.Daha açık değimle genel kurulda toplantı ertelensin mi ?,ertelenmesin mi ? şeklinde bir oylama yapılamaz. Burada Yeni TTK md.420/F.1 göre “toplantı başkanının” kararını öngörmektedir. Toplantı başkanına verilen bu karar yetkisi,aslında biraz tartışmalı gibi gözükmekle beraber; başkanın toplantının ertelenmesi isteğinin tutanağa geçirmesi açısından yasanın emredici yada yol gösterici maddesidir.Toplantı başkanı,finansal 62 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr tabloların ve buna bağlı gündem maddelerini görüşmeyi en az bir ay sonraya ertelemesi ile birlikte,azlığın hangi konularda çekincesi olduğunu da sorgulayıp tutanağa geçirmesi gerekmektedir.Ertelenen genel kurul 5 gün içinde Şirketin var ise İnternet Sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanması gerekir. Ayrıca pay sahiplerine iadeli taahhütlü mektup ile durum bildirilecektir. Azlığın isteği ile bir defa ertelenen finansal tabloların müzakeresi ve tasdikinin tekrar ertelenmesi isteği; finansal tabloların itiraza uğrayan ve önceki erteleme sonucu tutanağa geçilen noktalarının; ilgililer tarafından “dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır”. denilmektedir. Burada hemen dürüst hesap verme ilkesi nedir sorusu akla gelmektedir, yasa maddesinin (YTTK.Md.420/F.2) bu fıkrası da tartışmalıdır. Ruhsat almış meslek mensuplarınca finansal tabloların denetimi yapılıp, raporun genel kurula M A K A L E OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS sunulması kanımca yeterli olacaktır. Finansal tabloların müzakeresi ile buna bağlı konuların ertelendiği hususu, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanacaktır. Ayrıca, pay defterinde yazılı paysahipleriyle, önceden şirkete pay senedi veya paysahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren paysahiplerine, iadeli taahhütlü mektupla bildirilecektir. Ertelenen hususların görüşüleceği genel kurula ilişkin çağrı ve toplantı gündemi de, aynı usulle, toplantı tarihinden en az iki hafta önce paysahiplerine bildirilecektir (YTTK md. 420/f.1, md. 414/f.2). Sonuç olarak bu konudaki haritamızı belirlersek; yol 1) Gündemin Finansal tabloların müzakeresinin görüşmesine başlamadan önce; (sermayenin onda birine,halka açık şirketlerde yirmide birine sahip) azlık pay sahiplerinin erteleme talebi gelir ise; 2) Toplantı başkanı bu talebi dikkate alarak, toplantının en az bir ay olmak üzere ertelenmesini ve finansal tabloların itiraza uğrayan kısımlarının da tutanağa geçirilmesini sağlamak durumundadır. Burada 1 aylık süre asgari olup daha uzun bir sürede veya azlık isterse daha az bir sürede (15 gün gibi) belirlenebilir. 3)Şirket yetkilileri 5 işgünü içinde ertelemeyi şirket İnternet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlamak ve pay sahiplerine İadeli mektup ile bildirmek zorundadırlar. 4) Şirket yetkilileri ,itiraza uğrayan hususları; “dürüst hesap verme ilkeleri uyarınca cevap verecek şekilde” denetim yaptırıp,rapora bağlayıp yeni yapılacak genel kurula sunması gerekecektir. 5) İzleyen toplantı için genel kurul kanunda öngörülen usule uygun toplantı çağrısı yaparak,toplantı gündemine kalınan yerden devam eder. İtiraza uğrayan hususlar müzakere edilir. 6) Toplantının 2.kez geri bırakılmasının istenebilmesi için; finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında,ilgililer tarafından “dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş” olması gerekir. 7) Gündemdeki tüm maddeler görüşülüp,oylamalar yapılır,genel kurul usulüne uygun olarak kapatılır. 8) Azlık Pay sahibi,taleplerinin geriye bırakılan 2. toplantıda da karşılanmadığını düşünüyor ise ilgili maddelerin görüşmeleri sırasında itirazı şerhlerini mutlaka koymaları gerekir. Genel Kurulun iptali davasında bu şerh gereklidir. Esasen yeni TTK 420. maddesinin 1.fıkrasındaki “Toplantı başkanının “Toplantının 1 Ay sonraya bırakılması kararı” yetkisinin ve 2. fıkrasındaki “dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olmasından” ne kastedildiği açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Azınlığa bilanço görüşmelerini erteletme hakkı verilmesi amacına aykırı olarak kullanılmakta olup, kendisinden beklenenleri de vermediğinden Yeni TTK’ya alınmaması gerekirdi görüşü de çokça dile getirilmektedir. Kanaatimce yeni TKK açısından böyle bir gereklilik bulunmamaktadır. Yeni TTK’da pay sahiplerine ;Bilgi alma ve inceleme hakkı (m. 437) ve özel denetim isteme hakkı (m. 438) gibi oldukça ayrıntılı haklar yanında azınlığa Yeni TTK m. 411 uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma ve gündeme madde eklettirme hakları düzenlenmiş olup, anonim şirketler de denetim de baştan aşağı yeniden düzenlenerek, kontrole elverişli ve şeffaf hale getirilmiştir. Bu hakların varlığı karşısında azınlığın, bilanço görüşmelerini erteletme hakkını adeta gereksiz kılmaktadır. *Yararlanılan Kaynaklar: 1)Türmob,Son değişiklikleriyle Türk Ticaret kanunu.2)Soner Atlaş,Yaklaşım Mart 2012 sayısı,3) Doç.Dr.Savaş Bozbel,Azlığın Bilanço görüşmelerini Erteleme. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 63 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS M A K A L E KOOPERATİFLER Birlikten Kuvvet Doğar SMMM Saynur TORUNOĞLU Türk Kooperatifçilik Kurumu Büyük Önder Atatürk’ün direktifleri üzerine 20 Mayıs 1931 tarihinde İstanbul’da “Türk Kooperatifçilik Cemiyeti” adıyla kurulmuştur. KOOPERATİFİN FAYDALARI - Kooperatifçilik “Birlikten kuvvet doğar. Bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözümüz de belirtildiği gibi bir güç odağı ve iktisadi faaliyetler için bir baskı aracıdır. - Kooperatif, fertlerin tek tek altından kalkamayacakları işleri gerçekleştiren mükemmel bir dayanışma kuruluşudur. - Kooperatifçilik gelir dağılımından zarar görenlerin, bu zararlarını etkisiz hale getirmede (dağıtımda) denge oluşturan bir teşekküldür. - Kooperatifçilikle, maddi ve manevi ihtiyaçların en az gider ve maliyetle ortakların ayağında giderilmesi mümkün olabilmektedir. Diğer bir ifadeyle üretici ile tüketici arasındaki kademeler kooperatifler vasıtasıyla ya tamamen kalkmakta veya en aza inmektedir. - Kooperatifçilikle, emek ve ürünün gerçek değerini bulması sağlanabilir. Diğer bir ifadeyle kooperatifler fiyatın oluşmasında üreticinin zararlarının bertaraf edilmesinde bir sigorta görevi ifa eder. - Kooperatifler bencilliği (egoizm) önler. Kendi çıkarlarını hesaba katmadan başkaları lehine karşılıklı olarak çaba harcanmasına hizmet eder. 64 Temmuz 2013 Bu fonksiyonlarıyla kooperatifler insani ve ahlaki kuruluşlardır. - Kooperatifleşmeyle israf önlenir. Maliyet düşer, üretim artar ve verimlilik yükselir. - Kooperatifler birer demokrasi okuludur. Seçimle göreve gelip, seçimle görevden ayrılma sayesinde toplum ihtiyaçlarına daha kısa sürede cevap verme, insana hizmet konusunda en güzel fırsatları veren kurumlardır. - İstihdam sağlanmasında kooperatifler büyük rol oynayabilir. Bütün ülkeyi kaplayacak tesisleri, fabrikaları, emtia depoları, satış mağazaları ve eğitim kurumları ile kooperatifler işsizliğe karşı düşünülecek çarelerin birisi, belki de en etkilisidir. www.ordusmmmo.org.tr KOOPERATİFÇİLİK İLKELERİ NELERDİR? Milletlerarası Kooperatifler Birliğince (İ.C.A) 1937 yılında kabul edilen kooperatifçilik ilkeleri şunlardır: 1 . Herkese açık üyelik (Serbest girişçıkış ilkesi) 2. Demokratik yönetim 3. Risturn (İşletme fazlasının ortaklara alışverişiyle orantılı olarak dağıtılması ilkesi) 4.Sermayeye sınırlı faiz ödenmesi 5.Siyasi ve dini tarafsızlık 6. Peşin satış 7. Eğitimin geliştirilmesi ORTAKLARIN HAKLARI NELERDİR? Kooperatif ortaklarının hakları şunlardır: - Genel kurul toplantılarına katılmak, - Genel kurul toplantılarından önce bilanço, gelir-gider farkı hesapları, yıllık çalışma raporu ve kooperatifin bir yıl sonra yapacağı çalışmaya ait iş programlarını incelemek denetçilerin yaptığı denetimlere ait sonuçları yazılı olarak istemek. - Gerektiğinde ilgili makamlara baş vurarak görev ve hakları ile ilgili konularda yardımcı olunmasını istemek, - Kanun ve anasözleşmede yazılı her türlü haklardan faydalanmak, - Gerektiğinde yönetim kurulunun kararlarına karşı denetçilere genel M A K A L E kurul kararlarına karşı da yargı organlarına itiraz hakkını kullanmaktadır. KOOPERATİF ORTAKLARININ SORUMLULUKLARI NELERDİR? Kooperatif ortaklarının sorumluluğu yüklenmiş oldukları sermaye payları ve ek ödeme yükümleri ile sınırlıdır (Anasözleşmelerle sorumluluk sınırları yükseltilebilir). Kooperatifin durumunu bilerek yeni giren ortak, girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Kooperatifin dağılması halinde, ortaklar ek ödemelerle birlikte sorumlu olur. - Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak ana sözeşme ile kurulur Kooperatiflere gerçek kişilerin dışında tüzel kişilerde ortak olabilir. - Özel idareler, belediyeler, köyler gibi kamu tüzel kişileri ile cemiyetler ve dernekler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kooperatifler, amaçları bakımından ilgilendikleri kooperatiflerin kuruluşlarına yardımcı olur, önderlik eder ve ortak olabilirler. Kooperatif Organları; - Genel Kurul, - Yönetim Kurulu, - Denetçiler - Kooperatif yönetim kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Kooperatif yönetim kurulu üyelerinde aşağıdaki şartlar aranır. 1- Türk vatandaşı olmak 2- Aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmamak. 3- Türk ceza kanununun zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, görevi suistimal, sahtekarlık, hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas, emniyeti suistimal ve devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlara ilişkin hükümlerine veya bu kanuna göre mahkum olmamak. 4- Yönetim Kurulu üyeleri en çok 4 yıl için seçilebilirler. Ana sözleşmede aksine hüküm yoksa tekrar seçilmeleri caizdir. 5- Kooperatif Denetçileri, genel ku- OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS rul, denetleme organı olarak en az bir yıl için bir veya daha çok denetçi seçer. Genel kurul yedek denetçiler de seçebilir. Denetçilerin ve yedeklerinin kooperatif ortaklarından olması şart değildir. KOOPERATİF ORTAKLIĞI NASIL SONA ERER? - Anasözleşmede yazılı ortaklığa girme şartlarının sonradan yitirilmesi, - Ortağın çıkma isteğinin kabulü, - Ortağın ölümü, - Ortaklığın devri, Ortaklıktan çıkarılma kararının verilmesi, hallerinde kooperatif ortaklığı sona erer. KOOPERATİFLERİN DAĞILMASI 1- Anasözleşme gereğince, 2- Genel kurul kararı ile, 3- İflasın açılmasıyla, 4- Kanunlarda öngörülen diğer hallerde, ilgili bakanlığın mahkemeden alacağı karar üzerine 5- Diğer bir kooperatifle birleşmesi veya devralınması suretiyle, 6- Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde, 7- Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla, dağılır. KOOPERATİF ORTAKLARININ SORUMLULUKLARI NELERDİR? Kooperatif ortaklarının sorumluluğu yüklenmiş oldukları sermaye payları ve ek ödeme yükümleri ile sınırlıdır (Anasözleşmelerle sorumluluk sınırları yükseltilebilir). Kooperatifin durumunu bilerek yeni giren ortak, girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Kooperatifin dağılması halinde, ortaklar ek ödemelerle birlikte sorumlu olur. KOOPERATİFLERİN TUTMAK ZORUNDA OLDUKLARI DEFTER VE BELGELER İLE TASTİK ZAMANLARI Kooperatifler ve bunların üst kuruluşları aşağıda belirtilen defterleri tutarlar: www.ordusmmmo.org.tr a) Kanuni Defterler: - Yevmiye Defteri - Defteri Kebir - Envanter ve Bilanço Defteri - Karar Defterleri - Genel Kurul Karar Defteri - Yönetim Kurulu Karar Defteri - Ortaklar Defter KOOPERATİFLER Her Yıl Açılış Tasdiki Yapılacak Defterler 1-Yevmiye Defteri 2-Defter-i Kebir 3-Envanter Defteri 4-Yönetim Kurulu Karar Defteri Açılış Tasdiki Yaptırılması Her Yıl Gerekmeyen Defterler 1-Pay Defteri 2-Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri Kapanış Tasdiki Yapılması Gereken Defterler 1-Yevmiye Defteri 2-Yönetim Kurulu Karar Defteri KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN GENEL KURUL BAŞVURULARINDA İSTENEN BELGELER 1. Sanayi ve Ticaret İI Müdürlüklerine hitaben yazılan dilekçe 2. Genel Kurul Gündemi. 3. Yönetim Kurulu karar örneği. 4. Temsilci ücretinin yatırıldığını gösteren maliye veznesi alındı belgesi. KOOPERATİF VE BİRLİKLERİN GENEL KURULLARI SONRASINDA VERİLECEK BELGELER 1. Sanayi ve Ticaret İI Müdürlüğüne hitaben yazılan dilekçe 2. Genel Kurul tutanağı. 3. Adresli ortaklar listesi (Haziran Cetveli.) 4. Yönetim ve denetim kurulu raporları. 5. Bilanço ( Damga Vergisi alındısı ) 6. Gelir Gider ( Damga Vergisi Alındısı) 7. Genel kurul toplantısı için ortaklara yapılan duyuru listesi. 8. Kooperatif ve üst kuruluşları genel durum bildirimi formu Temmuz 2013 65 OSMMMO U L U S A L B A S I N ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS U L U S A L Hasan Pulur Yazar 14 YIL ÖNCEKİ VERGİ TASLAĞI Şükrü Kızılot eski dostumuzdur, sanıyoruz kendisine “Vergi Profesörü” lakabını takan da biziz, belki bir başkası, yanılmış olabiliriz. Gerektiğinde kendisiyle telefonla görüşürüz, hele günün konusu vergi olunca... *** Bir mektup yazmış, bize 14 yıl öncesini hatırlatmış... Evet, 14 yıl önce de yine aynı vergiyi tartışmıştık, yazardan, çizerden, sanatçıdan, bilim ve kültür adamından alınan vergiyi... Hayır, yanlış anlamayın “Vergi vermesinler” demiyorduk, “Alın ama bizi ‘vergi levhası’ asmaya zorlamayın” diyorduk. Sayın Prof. Kızılot mektubuna 14 yıl öncesini hatırlatarak “Temizel kafası yine gelir” diye başlamış... Çok iyi hatırlıyoruz, 14 yıl önce tepkiler öyle büyüdü ki, Ecevit hükümetinin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Kızılot’tan bu konuda bir tebliğ taslağı hazırlamasını istemiş, bu tebliğ de yasalaşmıştı. *** Peki, şimdi durum nedir? Kızılot anlatıyor: “. Borsada milyonlarca kazananlar, bu kazançları nedeniyle sıfır vergi ödeyecekler! * Hazine bonosu ve devlet tahvili alıp, yüz binlerce veya milyonlarca lira faiz geliri elde edenler,sadece yüzde 10 vergi ödeyecekler. * Banka mevduat faizi, repo, döviz tevdiat hesabı, A tipi fon, B tipi fon vb. enstrümanlardan yüz binlerce lira hatta milyonlarca lira geliri olanlar, yüzde 10-15 civarında vergi ödeyecekler. 66 Temmuz 2013 Olaylar ve İnsanlar www.ordusmmmo.org.tr * Tezek, gübre, odun, kömür, bardak, tabak, çanak, dolmuş ve otobüs bileti, yüzde 18 KDV’ye tabi iken; pırlanta, elmas, yakut, inci yüzde sıfır KDV’ye tabi. Yeni tasarıyla buna da dokunulmuyor! * Yurtdışında kayıtdışı milyonlarca doları, hatta on milyonlarca, yüz milyonlarca doları olan zenginler, sadece yüzde 2 vergi ödeyip, bu parayı yasallaştıracaklar. Bu para nedeniyle, haklarında ‘vergi incelemesi’ yapılmayacak. Bununla ilgili Varlık Barışı Yasası yürürlüğe girdi bile!.. Liste uzayıp gidiyor.. Açıklanan vergi tasarısına göre; ressam, heykeltıraş, bestekâr, mucit ve yazarlar, gelirleri belli tutarı aştığında, ‘yüzde 35 vergi’ ödeyecekler! Şu anda, milyarlarca lira kazanan bankalar ve büyük şirketler, bu kazançları nedeniyle net gelirleri üzerinden yüzde 20 kurumlar vergisi ödüyorlar. Ressam, bestekâr, heykeltıraş, mucit ve yazarlar, brüt gelirleri üzerinden yüzde 17 vergi ödüyorlar. Yeni yasa ile “Bu az, yüzde 35’e kadar vergi ödeyeceksin” deniliyor. Bunların ayrıca varsa, o gelirleri için de yüzde 35’i bulabilen gelir vergisi ödemeleri isteniyor. Ücret dışında başka gelirleri olanların ise, (ücret + telif + kira) toplam gelirleri belli bir tutarı (yılda 160 bin lirayı) aşmışsa, ücretleri için de yüzde 35 vergi ödemeleri isteniyor. Bu mudur sanatçıya ve yazara bakış? Sevgi ve saygılar..” *** Sayın Kızılot, ne bekliyordunuz?.. Kaynak: http://gundem.milliyet.com.tr/14-yil-onceki-vergi-taslagi/ gundem/ydetay/1720710/default.htm OSMMMO B A S I N ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ‘Zekât için çalışanlar’ ya da hukuk ve ahlak Faruk Beşer Yazar Kuranı Kerim’de namaz için hep ‘dosdoğru kılma’ ifadesi geçtiği gibi, zekât için de hep ‘zekât verme / îta’ ifadesi geçer. Bir Müslüman zekât vermekten kurtulmak istemez, aksine zekât vermek ister, ‘zekât için çalışır’. Bir ayeti kerimede ikisi için de farklı birer niteleme kullanılır ve ‘kurtuluşa erecek müminlerin namazı huşû ile kılanlar ve zekât için çalışanlar’ olduğu söylenir. Bunun anlamı şu olmalıdır: Allah Rasulü’nün namaz için ‘dinin direğidir’, dediğini biliyoruz. Zekât için de ‘İslam’ın köprüsüdür’ diye bir söz vardır (ez-Zekâtü kantaratü’l-İslam). Bu söz hadis diye nakledilir ama muhtemelen hadis değildir, sonradan anlamına bakarak Müslümanların zekâtı tanımlamalarıdır. En iyi değerlendirme ile zayıf bir hadistir. Ama her ne olursa olsun anlamlı bir sözdür. Namazın ‘dosdoğru kılınması’ ancak huşû ile olabilir. Zekâtın hakkıyla verilmiş olması da zekât için çalışmakla olabilir. Huşû, insanın hem kalbi hem de kalıbı ile Allah’ın huzurunda tezellül etmesi, yani tevazu ile eğilmesidir. Bunlardan biri eksik olursa huşû olmaz, dolayısıyla namaz ‘dosdoğru’ kılınmış olmaz. Zekât vermenin kemal noktası da zekât için çalışmadır. Zekât için çalışma iki anlama gelebilir: 1.İslam’ın beş şartından biri olan zekâtı verebilmek için servet edinmeye ve zengin olup zekât vermeye çalışma, kazanmayı bunun için isteme. 2.Elinde mevcut servetine göre bir açıdan bakıldığında zekât mükellefi olmazken, diğer açıdan bakıldığında zekât mükellefi olabiliyorsa, bu diğer açıdan bakıp zekât vermeye çalışmak. Yani zekât vermemenin değil, vermenin yollarını aramak. Böylece namazın zirve noktası huşu olduğu gibi zekâtın zirve noktası da ‘zekât için çalışmak’ olmuş olur. Vatandaş soruyor: ‘150 gram kadar altınım var, bunun yarısını gelinime versem zekât vermekten kurtulmuş olur muyum?’. Eğer altınları tamamen onun mülküne vermişse, başka da zekâta tabi malı yoksa fıkıh/hukuk açısından zekât vermekten kurtulur, ama ahlaken/diyaneten kötü bir iş yapmış olur. Üstelik bu insan ‘zekât için çalışanlardan’değil, zekât vermemek için çalışanlardan sayılır. Bu durum hukuk ve ahlak ayırımının açık bir örneğidir. DİNİN DİREĞİ VE DİNİN KÖPRÜSÜ Namazın ‘Dinin direği’ benzetmesinin ne anlama geldiğini başka zaman anlatacağız. Peki, zekâtın İslam’ın köprüsü benzetmesi ne anlama gelir? Bilindiği gibi köprü iki yakayı birbirine bağlar. O zaman da bu iki yaka nedir, diye sorulur. Dünya ve cennet olabilir. Buna göre zekât, müminin dünyadan cennete geçmesini sağlar demek olur. Zenginle fakiri birbirine bağlaması olabilir. Bu sayede bir İslam toplumunda burjuva ve proletarya gibi sınıflar olmaz, olmamıştır. Sınıf, insanları üstün olan ve olmayan diye ayırır. Kast sistemi böyle bir şeydir. Eğer zekâtın köprü olması bu ise o zaman zekât toplumda sınıf ve kast ayırımını yıkmış olur. Bu mana zekât için çok uygundur. Benzetmede bunu destekleyen bir yön daha vardır: Bilindiği gibi köprünün iki ayağı da aynı seviyede olmalıdır. Buna göre zekât zenginle fakiri birbirine bağlarken, aslında seviye olarak farklı kesimleri değil, aynı seviyedeki insanları birbirine bağlamış olur. Zengin insan, üstün insan değildir. Fakir psikolojisi doğal olarak zengine karşı tavırlı olabilir. Burukluk hatta kin ve nefret duyabilir. İşte zekât onları birbirine bağlamak suretiyle bu kin ve nefreti adeta topraklar ve zararsız hale getirir. Böylece de tam bir köprü vazifesi görmüş olur. Kaynak: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Faruk_Beser/zek%C3%A2t-icin-calisanlar-ya-da-hukuk-ve-ahlak/38347 www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 67 OSMMMO HUKUK ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS YA R G I K A R A L A R I SMMM Hasan ARICA Mesleki Araştırma ve Mevzuat Komisyonu Üyesi [email protected] Danıştay Kararı Kanuni Temsilcileri ve Ortakları Hakkında da İhtiyati Haciz Kararı T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2008/3635 Karar No : 2011/7432 Özeti: Kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla, kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi şartıyla, sadece asıl borçlu veya sorumlu hakkında değil, bunların kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında da ihtiyati haciz kararı alınabileceği hakkında. Temyiz Eden : Kadıköy Vergi Dairesi Müdürlüğü Karşı Taraf : … Vekili : Av.… İstemin Özeti : … Taşımacılık Gümrükleme İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin vergi borçlarını güvence altına alınması amacıyla şirket müdürü olan davacının banka hesabına 30.6.2006 günlü ve 27907 sayılı haciz bildirisi üzerine tesis edilen ihtiyati haczin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 6.2.2007 günlü ve E:2006/1842, K:2007/207 sayılı kararıyla; davacının ortağı olduğu … Taşımacılık Gümrükleme İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ndeki hisselerini 8.10.1999 tarihinde noter satış sözleşmesiyle devretmesine karşın davacı adına 30.6.2006 tarihinde ihtiyati haczin tesis edildiği, hisselerini devrettiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin vergi borçları için davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare, davacının sorumluluğunun devam ettiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Tetkik Hakimi Yavuz Şen’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu’nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: 68 Temmuz 2013 … Taşımacılık Gümrükleme İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin vergi borçlarını güvence altına alınması amacıyla şirket müdürü olan davacının banka hesabına 30.6.2006 günlü ve 27907 sayılı haciz bildirisi üzerine tesis edilen ihtiyati haczin iptaline karar veren Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 511 inci maddesinde, ortaklar ve müdürlerin ad, soyad ve ikametgahları ile tabiiyetleri; esas sermaye ile ortakların koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarları; şirketin ne suretle temsil edileceği limited şirketlerde tescil ve ilan olunacak hususlar arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun, ticaret sicili ve tescilin düzenlendiği ikinci faslında yer alan 33 üncü maddesinde, tescil edilmiş hususlarda vukubulacak her türlü değişikliklerin de tescil olunacağı, 38 inci maddesinde de, ticaret sicili kayıtlarının üçüncü kişiler yönünden ancak gazetede ilan edilmesinden sonra hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır. borçlu teriminin, amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve kurumlar temsilcilerini ifade edeceği belirtilmiş, aynı Kanunun 13 üncü maddesinde de, ihtiyati haciz sebepleri yedi bent halinde sayılmış, bu hallerden herhangi birisinin mevcudiyeti halinde de hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahallin en büyük memurun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal ihtiyati haciz tatbik olunacağı açıklanmıştır. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla söz konusu tedbirin, kanunda öngörülen koşulların gerçekleşmesi şartıyla sadece asıl borçlu mükellef veya sorumlu hakkında değil, bunların kanuni temsilcileri ve ortakları hakkında da uygulanmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu uyarınca ticaret siciline tescil ve ticaret sicili gazetesinde ilan edilmeyen hisse devri konusunda vergi dairesi de üçüncü kişi durumundadır. Ticaret sicili gazetesinde ilan edilme zorunluluğunun amacı, şirkette meydana gelen ve daha önce tescil ve ilan edilen hususlardaki değişikliklerden üçüncü kişileri haberdar ederek, menfaatlerinin korunmasını sağlamaktır. Bu kapsamda, vergi alacağının tahsilini sağlamakla görevli olan vergi dairesinin menfaatinin, daha geniş anlamda, kamu yararının korunması ve Anayasal yükümlülük olan vergi ödevinin tam olarak gerçekleştirilmesinin temini bakımından da hisse devrinden vergi dairesinin bilgilendirilmesi, bu yolla kamu alacağının tahsilinde muhatabın kim olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Bu husus ise, Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği tescil ve ilanla, hisse devrinin doğrudan ilgili kişiler tarafından vergi dairesine yazılı olarak bildirilmesi veya vergi dairelerince herhangi bir yolla hisse devrinden haberdar olunmasıyla gerçekleşebilir. İncelenen dosyada, adı geçen şirketin beyan ettiği matrahlar üzerinden tahakkuk eden vergilerin ödenmemesi nedeniyle ilgili dönem olan 2000 yılı için şirket müdürü olarak sorumluluğun devam ettiği anlaşılan davacı hakkında 6183 sayılı Yasa’nın 13/ 3 üncü maddesi uyarınca ihtiyati haciz işlemi tesis edildiği anlaşılmakta ise de; davalı İdare tarafından borçlu şirketin ve şirket müdürünün takibi hakkında yapılan işlemlere ilişkin hiç bir bilgi ve belge dosyaya eklenmediği gibi, davacının kaçması, mallarını kaçırması veya hileli yollara sapması hususlarında bir tespit de bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı adına tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden Mahkeme kararı sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunmuştur. Davacı, 8.10.1999 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirketteki hisselerini devretmiş ise de, devre ilişkin işlemler Ticaret Sicili Gazetesinde 31.10.2006 tarihinde ilan edildiği ve bu tarihten önce vergi dairesinin hisse devrinden haberdar olmadığı anlaşıldığından davacının şirket müdürü sıfatının ve bundan dolayı da şirket borçlarından sorumluluğunun ilan tarihine kadar devam edeceği açıktır. KARŞI OY 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 3 üncü maddesinde, amme borçlusu veya www.ordusmmmo.org.tr Açıklanan nedenlerle davalı İdarenin temyiz isteminin reddine, İstanbul 2. Vergi Mahkemesinin 6.2.2007 günlü ve E:2006/1842, K:2007/207 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla 13.10.2011 gününde karar verildi. Davalı İdarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının aynı neden ve gerekçelerle onanması gerekeceği oyu ile karara karşıyım. Kaynak: http://www.danistay.gov.tr/dergiler/129.pdf OSMMMO H U K U K ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ Sayı : B.07.1.GİB.4.20.15.02-105[229-231-2012/9]-477 16/08/2012 Konu : Özel Eğitim Kurumlarında ücretin taksitle alınması halinde belge düzeni ve KDV ile KV. İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile Milli Eğitim Müdürlüğünün denetiminde OKS-ÖSS hazırlık kursları düzenlediğiniz, hazırlık kurslarının süresinin 10 ay sürdüğü, alınan kurs ücretlerinin bazen peşin, bazen çek yada senetle toplu olarak, bazen de kredi kartı ile yapıldığı belirtilerek belge düzeninin ne şekilde olacağı, faturanın tamamının mı yoksa 10 eşit miktarda mı kesileceği ile kurumlar vergisi, katma değer vergisi ve vergi usul yönünden konu hakkında bilgi verilmesi istenilmektedir. KATMA DEĞER VERGİSİ VE VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” denilmektedir. Aynı Kanunun 231 inci maddesinin beşinci fıkrasında, “Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 10 uncu maddesinin (a) bendine göre; vergiyi doğuran olay, malın teslimi ve hizmetin yapılması ile meydana gelmektedir. Aynı maddenin (b) bendinde ise; malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle, (c) bendinde de; kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutat olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması anında meydana geleceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler çerçevesinde, özel okullarda ve özel dershanelerde verilecek hizmetlerde hizmet bedelinin tamamının veya bir kısmının hizmet ifa edilmeden önce tahsil edilmesi halinde, fatura ve benzeri belge düzenlenmemiş olması koşuluyla katma değer vergisi doğmamaktadır. Öte yandan, bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetlerin taksitlere bağlanması halinde, takvim yılının birer ayından oluşan her bir vergilendirme dönemi itibariyle katma değer vergisinin hesaplanması ve verilecek hizmetlere ilişkin faturanın aylık ödeme tutarı belirtilerek tanzim edilmesi gerekmektedir. Belli bir vergilendirme döneminde beyan edilecek katma değer vergisinin matrahının ise bir öğretim yılı için belirlenen hizmet bedelinin hizmetin ifa edileceği aylık sürelere bölünmesi suretiyle tespiti mümkün bulunmaktadır. Verilen hizmet bedeli karşılığında kredi kartı ile yapılan ödemelerde, POS makinesi tarafından ilk anda düzenlenen ve hizmet bedelinin tümünü kapsayan taksit planını gösteren belge, ayrıca fatura veya benzeri belge düzenlenmemiş olması şartıyla katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirmeyecektir. Ancak, verilen hizmetler karşılığında kredi kartı ile yapılan ödemelerde katma değer vergisinin, aylık taksit miktarının şirketinizin banka hesabına geçtiği tarihte değil de, yukarıda bahsedilen şekilde, bir vergilendirme döneminden fazla devam eden hizmetler için takvim yılının her ayından ibaret olan vergilendirme dönemleri itibariyle hesaplanması ve beyan edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, peşin olarak yapılan ödemeler için fatura düzenlenmesi halinde, Katma Değer Vergisi Kanununun 10/b maddesi gereğince toplam bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp beyan edilecektir. Öte yandan, toplam hizmet bedeli eğitim döneminin bitişinde alınsa dahi, hizmet ifasının gerçekleştiği vergilendirme dönemlerine isabet eden tutarın ilgili olduğu dönemde beyan edilmesi gerekmekte olup, hizmet bedelinin tamamının eğitim dönemi sonunda beyan edilmesi mümkün bulunmamaktadır. KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRME: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Safi kurum kazancı” başlıklı 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir.Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, bu işlemin miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise, bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır. Dönemsellik, tahakkuk etmiş bir gelir için söz konusudur. Bu esaslar dikkate alındığında, bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme olmadığı sürece mahiyet veya tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Eğitim hizmetleri genellikle bir eğitim döneminde tamamlanmaktadır. Eğitim dönemi başlamadan önce peşin olarak alınan eğitim ücreti avans niteliğindedir. Bu nedenle fatura düzenlenmek suretiyle peşin alınan eğitim ücretinin dönemsellik ilkesi gereği ilgili olduğu hesap döneminde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir. Vergilendirilme dönemleri itibari ile geçici vergiye tabi kazançların belirlenmesinde de aynı esaslar cari olup dönemsellik ilkesine uyulması gerekmektedir. Buna göre, kayıt yaptıran öğrencilerden peşin olarak alınan eğitim ücreti, faaliyette bulunulan eğitim döneminde aylara bölünmek suretiyle ilgili olduğu hesap dönemlerinde gelir kaydedilecektir. Bilgi edinilmesini rica ederim. (*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir. (**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir. (***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 69 OSMMMO S T A J E R ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS S T A J E R İrfan MAKSUTOĞLU SMMM Stajeri [email protected] 2013 Yılı Sınav Takvimi Sınav Adı 70 Temmuz 2013 Sınav Tarihi İlk kez (Dosya) Sınava Katılacaklar için Son Başvuru Tarihi İkinci (Tekrar)ve Sonraki Sınava Katılacaklar için Son Başvuru Tarihi www.ordusmmmo.org.tr Başvuru Yerleri OSMMMO S T A J E R ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Staj Döneminde Odaya Yapılması Gereken Bildirimler Konusunda Mesleki Özen ve Titizlik Kanunun öngördüğü şartları taşıyıp SMMM staja başlama sınavında başarılı olan aday meslek mensubu “mesleği ifa için mesleğe hazırlayıcı temel bilgileri edinmek üzere bir meslek mensubu yanında veya denetim ve gözetiminde çalışmaya başlar.”bu süreçte aday meslek mensubuna stajını başarıyla tamamlayabilmesi için görev ve sorumluluklar yüklenmiştir.3568 sayılı meslek kanununda ve ilgili yönetmeliklerle meslek mensubu hakkında düzenlenmiş olan disiplin esasları stajyerle içinde geçerlidir. Staj süresinin sorunsuz tamamlanabilmesi için stajyer staj dönemi boyunca evraklarını düzenli olarak bağlı bulunduğu Odaya vermesi gerekmektedir. işyeri değişikliği , adres değişikliği, askere gidiş vb. değişikliklerin bildirim süresi 15 gündür. Gözetim altında stajını yapanlar (Bürolarda) S.G.K aylık hizmet dökümü listelerini, denetim altında ki stajyerler ise S.G.K listelerine ek olarak meslek mensubunun ilgili aylara ait düzenlemiş olduklaı fatura veya serbest meslek makbuzunun okunaklı fotokopilerini bağlı bulundukları SMMM Odasına düzenli olarak teslim etmeleri gerekmektedir. Ayrıca stajın 1.yılı sonunda Meslek Mensubu Değerlendirme Formu meslek mensubu tarafından doldurulmuş, kaşeli,imzalı olarak kapalı zarf içinde staj dosyasına konulmak üzere SMMM Odasına verilir. Staj sürecinde meslek mensubu değiştiren stajyer stajına onay veren meslek mensubunun yanındaki staj süresi 3 aydan fazla ise yine Meslek Mensubu Değerlendirme formu alması gerekir. Birlik ve Odalar ile Tesmer staj işlemlerinin yürütülmesini staj yerinde denetleyebilir. Tesmer tarafından yürütülen SMMM staj yönetmeliğinin 10. maddesi gereğince aday meslek mensu- bu uzaktan zorunlu eğitime tabidir. Bu eğitim programı kapsamında mesleki dersler konu anlatımlı olarak adaya verilerek bölümlerin sonunda aday sınava tabi tutulmaktadır. Sınav başarı notu 60 olup stajyer 9 adet sınavın tamamından başarılı olmak zorundadır. Aksi takdirde 3 yıllık staj süresini tamamlasa dahi stajını tamamlamış sayılmamaktadır. Aday meslek mensubu bu sınavlardan başarılı olana kadar girme hakkına sahiptir. Mesleğe ilk adım olan staj döneminde aday meslek mensubu mali müşavirliğin tanımlanmış standartlarından olan mesleki özen ve titizliğe bildirimlerini süresinde yaparak, evraklarını ilgili SMMM Odasına düzenli olarak teslim ederek üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmiş olacaktır. Stajınızın sorunsuz geçmesi, staj süresince düzenli verilmesi gereken evrakları vermenizle mümkün olacaktır. Stajınızın takipsiz kalması veya staj evraklarının zamanında verilmemesi v.b. nedenler staj iptalini gerektirmektedir. Her türlü değişikliğin (işyeri, askere gidiş, adres ..v.b) 15 gün içerisinde Odamıza bildirilmesi gerekmektedir. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 71 OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS 72 Temmuz 2013 BASINDA ODAMIZ www.ordusmmmo.org.tr v OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Odamız internet sitesi, her zaman siz meslek mensuplarının hizmetinde Odamızda düzenlenen etkinlikler ve eğitimler sitemizden günlük olarak haberleştirilip yayınlanmaktadır. Mevzuat değişiklikleri ve tebliğler günlük olarak sitemiz “Duyurular” bölümünde yayınlanmakta ve siz meslek mensuplarının e-posta adreslerine iletilmektedir. www.ordusmmmo.org.tr ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI Yeni Mah. Karadeniz Cad. No:2 Kat:1 ORDU Tlf.: 0 452 234 68 76 Tlf.: 0 452 234 68 77 www.ordusmmmo.org.tr “İnternet Şubesi” ölümünden siz meslek mensupları Belge Talep, Müşteri Bildirim Listeleri, İletişim Adresleri, Broç Bilgisi v.b. işlemleri size özel bölümden gerçekleştirilebilmektedir. İhtiyaç duyacağınız “Form ve Dilekçeler”e kolaylıkla ulaşılabilmektedir. AMACIMIZ: Günümüz teknolojilerine ayak uyduran, yenilikçi bir anlayışla elektronik ortamda bilgiyi paylaşmak. Temmuz 2013 73 OSMMMO TEKNOLOJİ Hazırlayan: Serdar DURU / Oda Personeli ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS TEKNOLOJİ Tatilde Şarjınız Hiç Bitmesin Yeni üretim teknolojileri sayesinde yarıiletken dünyası her geçen gündaha az güç tüketen çipler sunuyor olsa bile, elektronik cihazlar malesef istediğimiz düzeyde pil ömrü sunmaktan çok uzaklar. Gelişen teknoloji aynı zamanda kullanıcı beklentilerini de arttırdığı için, daha düşük güç tüketen işlemcilerden beklediğimiz tasarruf, artan bellek kapasitesi ve/veya büyüyen ekran boyutlarına bağlı olarak avantajını kaybediyor. Bu ve buna benzer nedenlerden ötürü endüstri dünyası pil teknolojilerinde yeni keşifler bekleyedursun, kullanıcıların ihtiyaçlarını dolaylı yoldan da olsa gidermek isteyen firmalar, alternatif çözümleri sunuyorlar. 74 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr TEKNOLOJİ OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Energizer XP8000 Universal Mobil Şarj Adaptörü UYUMLULUK Netbook,Cep Telefonu, Smartphone, BlackBerry, iPhone,Mp3 Çalar, iPod, Bluetooth, Gps, Oyun Konsolu KOLAY KULLANIM Kutusunda şarj edilmiş olarak bulunur, ön şarj gerektirmez ŞARJ KORUMA İçerisindeki şarjı 1 yıl koruyabilir LED IŞIK GÖSTERGESİ Pil durumunu ve şarj miktarını gösterir ÇİFT YÖNLÜ KULLANIM Şarj olurken aynı anda kullanıldığı cihazı da şarj edebilir DESTEKLENEN CİHAZLAR E-kitap, Dijital Çerçeve, Pocket Pc, Umpc, Mid ... Vb PİL YAPISI Lithium Polymer KAPASİTE 8000 mAh @ 5V GİRİŞ DC 19V, Max 3500 mA ÇIKIŞ 1 USB-DC 5V, Max 1000 mA ÇIKIŞ 2 POWER 1-DC 9V-12V, Max 2000mA ÇIKIŞ 3 POWER 2-DC 15V-20V, Max 2000mA ŞARJ SÜRESİ Ortalama 4 Saat BOYUT 109,00 (L) x 73,66 (W) x 23,00 (H) mm AĞIRLIK 220 gr Taşınabilir Harici Şarj Güç Bankası 5000mAh 2 Çift USB Cihaz:Taşınabilir Harici Şarj Güç Bankası 5000mAh 2 Çift USB 2A Kullanımı: 2 cihaza aynı anda şarj yapabilir Aparat:6 adet aparat Uyumlu Marka: HTC, Apple iPhone, Samsung, Motorola, Toshiba, Panasonic, Blackberry, Nokia, Sony-Ericsson, LG, Palm Renk:Siyah ve beyaz Sony Mini Şarj Aleti CP-ELS Hareket halindeyken 1 kereye kadar tam akıllı telefon şarjı sunar. Tüm akıllı telefonlara uyumlu, pil kapasitesi 2000 mAh (Lityum İyon Pil), USB üzerinden şarj etme özellikli kompakt çubuk şarj modülü Bu ürünler her ne kadar cihazlarını şarj etmeyi unutanlar veya uzun yolculuklar yapıp cihazlarını şarj edemeyen kullanıcılara hitap etse de, bu bataryaların da şarja ihtiyacı olduğu gerçeği bir paradoks gibi görünüyor. Yinede siz siz olun cihazınızı şar etmeyi unutmayın… www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 75 OSMMMO S AĞ L I K ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS SAĞLIK ABD’de bulunan Harvard Üniversitesi kalp krizini azaltacak dokuz yiyeceği açıkladı Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı bölümü başkanı Doktor Arthur Agatston işleme tabi tutulan yiyeceklerin tüketimi azaltıldığı takdirde kalp krizi oranının düşeceğini söyledi. Sağlıklı bir beslenme tarzının ilaçlardan çok daha fazla etkili olacağını söyleyen Agatson, portakal, bitter çikolata, kırmızı şarap, lahana, sarımsak, sardalya, mercimek, nar ve bademin kalp krizi riskini azaltmada en etkili yiyecekler olduğunu söyledi. Harvard Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalar, kalp krizi riskinin doğru bir beslenme tarzıyla yüzde 70 oranında azaltılabildiğini gösteriyor. Beslenme kürsüsü başkanı Doktor Walter Willet, kalp ilaçlarının kalp krizi riskini yalnızca yüzde 25-30 azalttığını en önemli etkenin doğru beslenme olduğunu dile getiriyor. Halsizliğinizin Nedeni Susuzluk Olabilir Bugünlerde sağlık için yapılması gereken en önemli şey su içmek! Artan sıvı kaybının halsizlik, baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü, böbrek yetmezliği hatta bilinç kaybı bile yapabileceğini söyleyen Liv Hospital Nefroloji ve Hipertansiyon Uzmanı Prof. Dr. Tekin Akpolat “Özellikle kalp, böbrek veya karaciğer gibi sıvı dengesinin belirli bir dengede olması gereken hastalar kendilerine çok dikkat etmeli, almaları gereken sıvı miktarını doktorlarına sormalıdır. Sağlıklı kişiler eğer aşırı miktarda su kaybetmiyorsa genellikle günde 2-3 litre sıvı almalıdır” diyor… Yaşlılar ve çocuklar dikkat! Yaşam için vazgeçilmez bir madde olan suyun vücudumuzdaki dengesi böbrekler başta olmak üzere birçok organ tarafından sağlanır. İdrar, dışkı, ter ve solunum yolu ile kaybettiğimiz suyu yediğimiz yemekler, içtiğimiz su/sıvılar ile yerine koyar, vücut için gereken dengeyi farkında olmadan sağlarız. 76 Temmuz 2013 Yaz günleri gibi havanın sıcak olduğu zamanlarda özellikle terleme ile daha fazla sıvı kaybederiz. Sıvı kaybı özellikle yaşlılarda ve bebeklerde daha belirgin olur. Sokakta oynayan çocuklar da farkında olmadan sıvı kaybedebilirler. İshal, kusma gibi olağan dışı sıvı kayıpları yaşlı ve çocuklarda dramatik sorunlara yol açabilir. Sıvı Kaybı Böbrek Yetmezliği, Bilinç Kaybı Bile Yapabilir Su kaybının en sık belirtisi susuzluk hissi ve halsizliktir, ağız kurur. Halsiz kalan kişi kendini kötü hisseder, canı bir şey yapmak istemez. Sıvı kaybı artınca baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü ortaya çıkar. İleri sıvı kayıplarında tansiyon düşer, nabız artar, kas krampları oluşur, böbrek yetmezliği ortaya çıkar ve bilinç kaybı olabilir. Aşırı sıvı kayıplarına bağlı ortaya çıkan sorunlar kalp, beyin, böbrek, karaciğer gibi organlarda ilave www.ordusmmmo.org.tr bozukluklara yol açar. Sağlıklı kişiler eğer aşırı miktarda su kaybetmiyorsa genellikle günde 2-3 litre sıvı almaları yeterlidir. Su İçemiyorsanız Sulu Meyveler Tüketin Su içemeyen veya içmeyi sevmeyenler alternatif sıvıları tercih edebilirler. Meyve suları, çay, kompostolar, ayran, süt, limonata, taze meyve suları, karpuz, kavun gibi meyveler iyi seçeneklerdir. Meyve suları şeker hastalarında veya çocuklarda problem yaratabilir. Tuzlu ayran da kalp veya yüksek tansiyon hastalarında sorun yaratabilir. OSMMMO GIDA G I D A ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ORDU TOSTU Ordu Tostu; ekmeği ve içindeki sucuğuyla çok özel… Ordu Tostu konusunda görüşlerine başvurduğumuz Şirin Tost Evinin sahibi Ferdi Gürsu şu açıklamalarda bulundu. “Ordu tostunun içindeki sucuk öyle bildiğiniz dilim sucuk değil. Tostun içine baharatlı, çemensi bir sucuk hazırlayrak onu koyuyoruz. Bu tat ise sizi mest ediyor. Tost ekmeğinin içine sucuk öyle dilim dilim değil, sürülerek konuluyor. Böylece sucuk pişerken ekmeğin her yanını kaplıyor. Tostu börek gibi dilim dilim kesip üzerine ketçap, mayonez döküp yiyebiliyorsunuz. Eğer Ordu’ya gelip de size içinde dilim sucuk olan tost getirirlerse bunun bizim meşhur tostumuz olmadığını bilin. Ferdi Gürsu; Ordu tostunun diğer tostlardan farkını şu sözlerle ifade etti.” Ordu tostunun ekmeği öyle marketlerde satılan küçük tost ekmeklerinden değil. Ordu’daki taş fırınlarda özel olarak, daha büyük boyutlarda üretiliyor. Ordu Tostuna özgü olan tost ekmeği hazırlanıyor. Ordu Tostu’nu Ordu Tostu yapan asıl unsur ise içine konulan sucuk. özel baharatlarla hazırlanan ezme sucuk ekmeğin içine koyuluyor. Ve birazda kaşar peyniri ekleniyor. Sıra tostun pişmesinde. Tost makinesi mutlaka tüple çalışması gerekiyor. Çünkü elektrikli makinede aynı tadı vermiyor. Tüplü makinede bir süre pişen tost yemeye hazır hale geliyor” dedi. Ordu Tostu malzemesi olan sucuk ; “Erkek sığırın antrikot, kaburga ve omuzbaşı bölgelerindeki etten kıyma yapıyoruz. İçine ayrıca yağ ilave etmiyoruz, kendi yağı yeterli oluyor. Bu kıymanın içine özel karışım bir baharat katıp iyice yoğuruyoruz. Bunlardan bazıları yenibahar, çemen, kimyon, karabiber, acı ve tatlı pul biber, karabiber, nane ve kekik.” koyarak oluşturuluyor. Bu konuda her Tost Evinin kendine özgü bir sucuk yapma tarifi var. www.ordusmmmo.org.tr “Eski Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay ‘da Ordu tostunu beğenenlerden ve Ordu’ya geldikçe bu lezzeti tatmadan gitmeyenlerdendir.” Ordu Tostu’nun lezzeti ile beraber onunla özdeşleşmiş Ordu’ya özel Ufuk gazozu veya tavşan kanı bir çay nefis olur… Ordu’ya tost ziyafetine bekleriz…. Temmuz 2013 77 OSMMMO TURİZM ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS TURİZM COTYORA Mayıs 2013 Ayşe Ünal Sevim KOTYORA’YA KSENOFON’UN PENCERESİNDEN GENEL BİR BAKIŞ İstanbul Üniversitesinin Arkeoloji bölümüne başladığım yıllarda iki klasik dilden birini öğrenmek zorundaydık ve ben antik Grekçeyi seçmek zorunda kalmıştım. Eski Grek alfabesindeki harfleri sesleriyle öğrendikten sonra ilk okuma metnimiz Xsenophon’un(Ksenofon) “Anabasis”inden bir bölümdü.(1) kerler ve kafiledeki diğer kişilerle konuşmalarına sıkça yer veriyor, özgün metin uzadıkça uzuyordu. Okuduğumuz paragraf Anadolu’da M.Ö.400 yıllarında yollarını kaybetmiş paralı Yunan askerlerinin Trabzon yakınında denizi görüp ülkelerine vardıklarını sanarak sevinçle “talassa talassa” (deniz deniz) diye bağırıp şenlikler yapmasını anlatıyordu. Biz okul bitene kadar kitabın Ordu’yu anlatan bölümüne gelememiştik. Çünkü asıl metin oldukça ayrıntılıydı. Askerlere komutanlık yapmak zorunda kalan ve günlük tutarak geçtikleri yerleri anlatan Ksenofon (D.-M.Ö.431-Ö.-M.Ö.355.), aslında tarihçi ve yazardı. Aynı zamanda felsefe eğitimi de almış, ünlü düşünür Sokrates’e öğrenci olmuştu. Yolculuklarının seyrini anlatırken, geri dönüşler de yaparak yaşanılmış olayları ayrıntılarıyla açıklıyor, as- Ksenofon, Mezopotamya’dan Yunanistan’a dönüş yolculuğunu anlatırken bazen geçtiği yerleri karıştırmış, bazen zamanı tam verememiş, bazen olayları abartmış olabilir ama yaklaşık 2500 yıl önce değindiği öyle noktalar var ki günümüzde hala izlerini bulabilmek olası. (1) M.Ö.401 yılında, Pers Krallığındaki iki kardeşin taht savaşına Yunanistan’dan on bin paralı asker de katılır. Paralarını peşin almışlardır. Aralarında tarihçi ve yazar olarak macerayı seven Ksenofon dışında, din adamları, sporcular, biliciler/falcılar, kadınlar da olan kafile Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesini karadan kat ederek Dicle ve Fırat nehrinin birbirine yakın olduğu yerdeki savaş alanı Kunaksa’ya gelirler. Artakserkses ve Kyros arasındaki savaşta, hiç ummadıkları biçimde yanlarında savaştıkları Kyros yenilir ve paralı askerlerin komutanları öldürülür. Bir şaşkınlık ve bocalama evresi geçiren on bin askerden geri kalanların tek istekleri ve seçenekleri vardır, ülkelerine geri dönmek. Komuta deneyimi olmamasına rağmen akıllı ve sağduyulu buldukları Ksenofon’u kendilerine komutan seçerler. Ancak dönüşte yollarını şaşırırlar ve Fırat nehrini takip ederek geçtikleri Anadolu’ya bu sefer Dicle nehrini takip ederek dönerler. Trabzon’a kadar dağların arasındaki geçitleri kullanarak, nehirleri takip ederek, ormanlık alanlarda ağaçları keserek kendilerine yol açan ve güçlükle yürüyen kafile Trabzon’dan sonra kıyı boyunca ilerler. Ksenofon büyük bir sorumluluk almış olmasına karşın günlük tutarak, geçtikleri yerleri ve yaşadıkları olayları yazmayı ihmal etmez. Başka kitapları da olan yazar ülkesine döndükten sonra notlarını kitap haline getirir.”Anabasis” adını verdiği kitap sonradan Batı dillerine “Onbinlerin Dönüşü” olarak çevrilmiştir. Yazar, vardıkları her yerleşim yerinin adını ve hangi kavmin yaşadığı bölgede olduğunu belirtmiş ki bu bilgiler çok önemli. Özellikle M.Ö.4.y.yılda Anadolu’da hangi kavimlerin yaşadığını, hangi koloni kentlerinin bulunduğunu ondan öğreniyoruz. 78 Temmuz 2013 İlginç bir rastlantı, okulu bitirdikten sonra Trabzon müzesinde göreve başladım. Batı dillerine çevirisi çok önce yapılmış olan Anabasis’in sadeleştirilmiş Türkçe çevirileri de yayınlandı. Bölgeyi, ili anlatan ilk yazılı belge olması nedeniyle kitaplığımızın en önemli eseri oldu. Ordu yakınında M.Ö.7.yüzyılda kurulan koloni kenti Kotyora’nın adından ilk kez Ksenofon söz etmiş. On bin civarındaki askerin uzun, yorucu ve serüven dolu kara yolculukları Kotyora ‘da son bularak, burada uzunca bir süre burada konaklamışlar.( Bazı çevirilere göre 45 gün) Kotyora’da uzunca bir süre kaldıkları halde kente ilişkin somut tanımlardan ziyade insan ilişkilerini anlatmış Ksenofon uzun uzun. Ordu’ya varış, metinde şöyle anlatılmış: “Helenler, Khaliblerden sonra Tibarenlerin olduğu yere geldiler. Bu memleket daha düzlüktü ve deniz kenarında birkaç küçük ev vardı …Dost sıfatıyla iki gün bu memleket geçildikten sonra Kotyora’ya varıldı. Burası bir Helen (Yunan) kenti ve Sinope’nin Tibarenler(2) memleketindeki kolonisiydi…” Onbinler vardıkları yerleşim yerlerinde ya da yakınında sığırlar(kurban) keserek, onların iç organlarından falcılar aracılığıyla anlamlar çıkarıp yapacakları işlere ya da saldırılara öyle karar veriyorlar. Ordu yakınında da bu böyle oluyor. Hayvanların iç organları, Tibarenlar ile bir savaşın uygun olmadığı işaretini veriyor. Ancak kıyıdaki koloni kenti Kotyora, kentin kapılarını askerlere açmıyor ve onlar için pazar da kurmuyor. Bunun üzerine kente bağlı olan arazileri yağmalıyor ve zorla kente girerek kafiledeki hasta ve yaralıları boş evlere yerleştiriyorlar. Kotyora’dan giden haberciler aracılığıyla bağlı oldukları ana kent Sinop’un yöneticisi (metinde vali olarak geçiyor) durumdan haberdar oluyor ve bir elçiler heyeti gönderiyor. Elçilerin başı onlara hitaben bir konuşma yapıyor, hatta gözdağı veriyor:”…Kotyora bizim kolonimizdir. Barbarlardan (Ordu civarında daha çok dağlık alanda yaşayan yerli halktan böyle söz ediyor) almış olduğumuz bu araziyi Kotyoralılara biz verdik . Onlar bize vergi ödüyorlar. Bu nedenle onlara yapılmış fenalığı Sinop kenti kendine yapılmış sayar…” Göçebe Yunanlılarla kolonist Yunanlılar arasında neredeyse savaş nedeni olacak bir gerginlik oluşuyor. Bunun üzerine Ksenofon’un savunma amacıyla elçilere verdiği karşılık özetle şöyle : www.ordusmmmo.org.tr “…Kotyora’yı talan ettikse kabahat onlardadır. Çünkü bize karşı dost muamelesi göstermediler… Biz onlardan hastalarımızı içeri almalarını rica ettik. Ancak kapılarını açmadıklarını görünce, girilebilecek bir yer bularak içeri girdik. Ama kimseye bir şey yapmadık. Hastalarımız şimdi evlerdedir ve kendi mallarıyla geçiniyorlar… Biz de gördüğün gibi açık havada konaklıyoruz ve bize iyilik edenlere iyilikle karşılık verip, kötülük etmek isteyenlere karşı da kendimizi savunuyoruz…” Bu konuşma sonucu iş tatlıya bağlanıyor ve Kotyoralılar onlar için (yiyecek ve diğer gereksinim maddelerini karşılamak üzere) pazar açıyor. (2) Tibarenlerin Orta Karadeniz’e Mezopotamya’dan geldikleri görüşü ağırlık kazanmaktadır. Madencilikte, özellikle demir işleme sanatında usta oldukları bilinir. Ordu civarındaki dağlık arazide zaman zaman işlenmiş demir artıkları bulunmaktadır. Zaten Karadeniz’in Egelilere çekici gelmesinin; zengin balık çeşidi, kerestelik ağaçlarının bolluğu yanında en önemli nedeni değerli madenleri ve beceri sahibi madencileriydi. Kolonilerin kurulmasına karar verilmesi aynı zamanda yerli halkın denizden gelenler için kurduğu pazarlardaki malın kalitesiyle de ilintiliydi. Yukarıdaki ifadelerden şu sonuca varıyoruz: Ksenofon’un Karadeniz kıyılarından geçmesinden çok önce (M.Ö.8-7.yy.lar) Ege kıyılarından gelenlerce Karadeniz kıyılarında büyüklü küçüklü koloni kentleri oluşturulmuş. Bunlar için iskele kurmaya ve pazar yeri açmaya elverişli noktalar seçilmiş. Kent kurulacak alanlar yerli halktan (ücret karşılığında?) alınarak etrafı surlarla çevrilmiş. Her kente bir yönetici atanmış. Böylelikle mal TURİZM değişimlerinin yapıldığı ilk pazar yerleri sonradan devamlılık kazanarak bazıları deniz ticaretinde önemli noktalara dönüşmüş. Egeden gelenlerin ilk kurduğu Sinop, Koloni kentlerinin en kapsamlısı. Bu nedenle başkent konumunda. Diğer kentler (deniz ticaretinden) ona vergi ödüyorlar. Bunun karşılığında Sinop kentinin yöneticisi de onların haklarını korumakla yükümlü. Onbinler, vardıkları her yerleşim yerinde olduğu gibi Kotyora’da da önce-başta Zeus olmak üzere- tanrılarına kurbanlar kesiyor sonra da boylara ayrılarak spor yarışmaları düzenliyorlar. On bin kişiye yakın bir topluluğun spor şenlikleri yapabilmeleri için Kotyora’nın yeterinca düz bir araziye sahip olması gerekir(3). Hatta Ksenofon, bir bölümü işlenmiş arazilerinin güzelliğine kapılıp burada yeni bir kent kurmayı bile düşünüyor. Bunun için askerlere konuyu açmadan önce baş biliciden yardım istiyor. Bilici biran önce ülkesine dönmek istediğinden baktığı falın olumlu olmadığını söylüyor. Aynı zamanda kafileyi de Kotyora’da kalmamaları için kışkırtıyor. Askerlerden gelen itirazlar karşısında Ksenofon fikrinden vazgeçmek zorunda kalıyor ama falcıya da fena halde içerliyor. Kotyora’da bulundukları uzun süre içinde yiyeceklerini pazardan satın alanların yanında, geceleri batıdaki komşu arazileri yağmalayanlar da oluyor. Ksenofon’dan habersiz yapılan bu baskınlar kafilenin geçiş güzergâhındaki kabileler arasında düşman kazanmalarına neden oluyor. Onbinler Ordu’da, ülkelerine artık kara yoluyla mı deniz yoluyla mı dönmelerinin daha uygun olabileceğini düşünüyorlar. Sinop’dan gelen elçiler, kara yolunun çok zor ve tehlikeli olduğunu belirterek denizden gitmelerini öneriyorlar. Batıya karadan ilerlerlerse, iki yüksek dağ zirvesinin arasından giden bir geçitten (Koçboynuzu olmalı ) başka yol olmadığını, düşmanlarının onları burada sıkıştırırsa hiçbir kurtuluşlarının bulunmadığını söylüyorlar. Denizden gitme fikri çoğunluğa daha akla yakın geliyor. Uzun tartışmalardan sonra deniz yoluyla gitmeye karar veriyorlar. Ancak Kotyora’da onların hepsini taşıyacak yeterli deniz taşıtı yok.( Yolculuk boyunca Ksenofon kafilenin ayrılmadan her zaman birlikte hareket etmelerini istiyor. Bunun nedeni bir tehlikeyle karşılaşırlarsa birlikte savuşturmalarının daha kolay oluşu). Yine Sinopluların önerisiyle Sinop’tan ve Herakleia’dan(Karadeniz Ereğlisi) gemiler isteniyor ve gemilerin gelmesini bekliyorlar. OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS (3) Kotyora’nın yeri için bazı yazarlarca Bozukkale gösterilmektedir. Ancak bunun yanlış bir saptama olduğunu sanmaktayız. Karadeniz kıyılarındaki koloni kentlerinden hiçbir kalıntı günümüze ulaşamamıştır. Bu nedenle Kotyora’yı ,iskele kurmaya elverişli kıyısı olan,daha düz bir alanda aramak daha mantıklıdır.(Kotyora adının Grekçede herhangi bir karşılığı/anlamı bulunamamıştır.Bazı antik yazarlar Kytoros olarak da söz etmekteler.Batı Karadeniz’de Cide yakınında ayrıca adı Kytoros olan bir yerleşim yeri bulunmakta ve “Altın Post” efsanesinde adı geçen kral Phrixos’un oğlu Kytoros’dan geldiği savlanmakta. Kotyora için de aynı kaynaktan geldiğini söylemek pek doğru olmasa gerek. Onbinler uğradıkları yerlerin halkıyla anlaşmazlığa düştükleri gibi zaman zaman kendi aralarında da anlaşmazlığa düşüyorlar. Kotyora’da kalınan sürenin uzun oluşu, kafilenin yolculuğun başından itibaren yaşadıkları olumsuzlukları dile getirmeye, bir nevi hesaplaşmaya girişmelerine de fırsat veriyor. Bir ara askerlerin bir kısmı Ksenofon’un komutanlıktan çekilmesini bile istiyor. Onun kendilerine yaptığı kötü davranışları hatırlatıyorlar. Ksenofon onların suçlamaları karşısında neyi neden yaptığını tek tek açıklıyor ve sonunda şöyle diyor (ki insanoğlunun binlerce yıl değişmeyen özelliğini çok iyi dile getirmiş):”…Şaşırdığım bir şey var. O da kimi kendime düşman ettimse onun bunu unutmaması ve söylemesi. Buna karşın kimini soğuktan, kimini düşmandan kurtardıklarımdan; kimine hastalandığında, kimine muhtaç olduğunda yardım ettiklerimden hiç birinin bunları hatırlayamamasıdır. Benim şerefli bir iş yapanı nasıl takdir ettiğimi veya bir yiğidi nasıl ödüllendirdiğimi de artık hatırlayanınız yok. Kötülükten ziyade iyiliği hatırlamak daha güzel, adilane ve namuslu bir harekettir…” Onbinler Ordu’dan ayrılmadan önce Sinop kentinin de içinde bulunduğu Paflagonya (4) bölgesi yöneticilerinden birinin hediyeleriyle büyük bir ziyafet vere- www.ordusmmmo.org.tr rek, flütler eşliğinde çeşitli dans gösterileri düzenlerler. Metinde ziyafet için geçen ifadeler şöyle: “…Yapraklardan yapılmış yataklara uzanarak akşam yemeği yediler ve bölgede kullanılan boynuz kupalarla içkilerini içtiler…” Danslardan biri; iki kişi arasında hançerle oynanır ve birbirlerini sözde yaralamayla ,öldürmeyle sonuçlanır. Oyuncular öyle gerçekçi hançer sallar ki seyirciler gerçekten birinin öldüğünü sanır ve heyecanlanırlar. (Buna benzer bir halk oyunu Karadeniz’de hala oynanmaktadır.) Kalkanlarla oynanan başka bir danstan da söz ediyor Ksenofon: “…sonunda kalkanları birbirine vurarak bir asker Pers dansı oynadı; çömeliyor, doğruluyor ve tüm bu hareketler flütün sesine uyularak yapılıyordu…” (Kalkan oyunu da bize yabancı değil.) Ayrıca çiftçi ve haydutların karşılaşmalarını anlatan bir pantomim gösterisi ve süslenmiş bir kadının tek başına dansı da ziyafete renk katıyor. Paflagonyalıların da izlediği tüm dans ve gösteriler müzik eşliğinde ve silahlı olarak yapılıyor. (Bu ziyafetin tam yeri konusunda metinde net ifade yok.) Onbinler, Sinop ve Ereğli’den yeterli gemilerin gelmesiyle, ziyafetin ertesi günü Kotyora’dan ayrılmayı kararlaştırıyorlar. Elverişli rüzgârı yakaladıklarında da ülkelerine dönmek üzere denize açılarak uzun Kotyora konukluğunu noktalıyorlar. Serüven severliliği, yöneticiliğe yatkınlığı yanında ün kazanma hevesi de olan Ksenofon’un, çok etkilendiği Ordu’da kurmak istediği kentin hayallerinin de bir süre ona eşlik ettiğinden kuşkumuz yok. (4) Antik dönemlerde Anadolu farklı adlarla anılan birçok coğrafi ve idari bölgeye ayrılmıştı. Kotyora, Pontos adı verilen bölgede kalıyordu ve batısında kalan bölgeye Paflagonya deniliyordu. Temmuz 2013 79 OSMMMO TURİZM ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS TURİZM SMMM Rüstem GÜRLER [email protected] Hırçın Karadenizin Sakin Limanı SLOW HARBOR OF TEMPESTUOUS BLACKSEA a Von PERŞEMBE Geçmişte “Vona” adıyla bilinen Perşembe, Doğu Karadeniz’e yolculuk edenlerin Karadeniz otoyolu yapılıncaya kadar binbir meşakkatle geçtiği bir yolun sonundaydı. Giresun’a, Trabzon’a, Artvin’e gidenler, Bolaman’dan sonra başlayan ve bir yanı yeşil yamaçlarla, diğer yanı masmavi denizle buluşan virajları ile ünlü bu yolun tadını çıkaramazdı. Perşembe ilçe tabelası görününce rahat bir nefes alınır ve gaza yüklenilir, kent bir solukta geçilirdi. Artık öyle olmayacak! Perşembe, Karadeniz Bölgesi’nin biricik “Sakin Şehir”i; uluslararası tanımlamayla “Cittaslow”u oldu. Bu ne mi demek? Uluslararası bir denetimle sürdürülen, doğayla barışık bir yaşam demek öncelikle. Organik tarım demek, tarihsel dokunun korunması demek; insan emeğinin değer bulması; görüntü kirliliğinin en aza indirilmesi, çevrenin özenle korunması demek. Dahası, modern yaşamın dezavantajlarının azalması demek. Örneğin, motorlu taşıtların her caddeye, sokağa arsızca giremediği bir kent demek. Özetle; sakin, huzurlu, gerçek anlamda uygar bir kent demek “Cittaslow.” Perşembe, artık kentin girişinde görebileceğiniz salyangoz simgesiyle tanımlanan “Cittaslow” olmayı aslında çok önceden hak eden bir yer. Antik döneme uzanan tarihi, Karadeniz’in bütün özelliklerini taşıyan tipik doğası ve deniz ürünlerinin çeşitliliği ile öne çıkan bir yerleşim birimi. Ordu’nun bu ilçesi, Homeros’un Odysseia adlı eserinde maceralarını anlattığı Argonotların altın postu bulma serüveninin bir bölümüne ev sahipliği yapıyor. Kentin on beş kilometre batısındaki yarımada “Yason Burnu” adını taşır. Bu, sonradan verilmiş bir ad değildir; Yunanlı tarihçi Ksenefon, Anabasis adlı yapıtında buradan söz eder. Denebilir ki dünyaca ünlü altın 80 Temmuz 2013 post efsanesinin adını taşıyan tek yer burasıdır. Yason Burnu, batık balık havuzları, denizcilere adanmış eski kilisesi, su altındaki olağanüstü canlı çeşitliliği ile tarih, doğa ve kültür turizmi için eşsiz bir yer konumundadır. BALIKÇI TEKNELERİNİ YÖNETEN KADIN KAPTANLAR Antik dönemin yerli Anadolu devletlerinden biri de Pontus Krallığı. Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki yayılmacılığına dur diyen ünlü Pontus Kralı VI. Mithridates (Eupator), bu devletin unutulmaz yöneticisi. Roma’ya karşı Doğu Karadeniz’de yaptırdığı onlarca savunma kalesini birbirine bağlayan antik yollardan biri de Perşembe ilçesinin sınırlarının içinden, kenti güneyden bir yay gibi çevirerek geçer. Ordu’nun ilk yerleşim yeri olan antik Kotyora’ya, oradan da bir başka kale Kurul’a varır. Sonraki yüzyıllarda Koçboynuzu Yolu olarak adlandırılan bu güzergah, antik dönemin izlerini taşıyor. Ayrıca derin ve yeşil vadilerin arasından, çağıldayan derelerin içinden, dorukları bulutlarla kaplanmış tepelerin üzerinden geçerek bu yolu tercih eden turistlere olağanüstü bir yolculuk vaat ediyor. Eğer antik bir yolun size sunacağı heyecanları değil de şimdi Karadeniz otoyolunun bütün yükü almasıyla bir gezinti yoluna dönüşen Perşembe sahil yolunu yeğleyecekseniz; heyecan verici güzelliklere hazır olmalısınız. Medreseönü, küçük bir balıkçı kasabası. Mendireğinden “vira bismillah” diye açılan balıkçı teknelerini yöneten kadın kaptanları görmek olası. Onların dönüşünü bekleyip canlı balık satın almak ve belki hemen oracıkta ızgara yapıp yemek bir şölene dönüşebilir. Çünkü biraz ileride Vonalı Celal’in binbir sebze ve meyveden yaptığı turşular masanıza apayrı bir lezzet katacaktır. Yeşille mavinin arasında döne kıvrıla giden ve türlü meyvelerin, elbette en çok fındığın yetiştirildiği köylewww.ordusmmmo.org.tr rin, beldelerin içinden geçen yolun bir yerinde sizi “Uzun Saçlı Nusret” karşılar. “Uzun Saçlının Yeri” tabelası, Türkiye’nin hemen hiçbir yerinde içemeyeceğiniz lezzette bir bardak çayın adresidir. Beline kadar inen saçlarını bir alametifarika olarak herkesin bildiği Nusret’in külde demlenmiş çayı, unutulmaz bir damak tadına dönüşür. Perşembe’nin merkezi de gezginlere, yolculara huzurlu, sakin birkaç gün vaat ediyor. Kent merkezindeki tarihsel yapıları, pazarı, balıkhanesini gezebilir, köylü kadınlardan doğal koşullarda yetiştirilmiş sebze ve meyveleri ya da el ürünlerini alabilir, çay bahçelerinde soluklanabilirsiniz. Belediye Başkanı Selami Çarkçı, Doğu Karadeniz’e gidenleri ve ülkenin dört bir yanından, huzurlu, sakin bir tatili özleyenleri hırçın Karadeniz’in sakin şehrine çağırıyor: “Tarihin doğayla buluştuğu Perşembe’yi tanımaktan; konuğumuz olmaktan, huzurlu bir kentin güzelliklerini keşfetmekten heyecan ve mutluluk duyacaksınız.” Kır lokantalarının plajından denize girin Perşembe, aynı zamanda Ordu’nun deniz turizmi merkezi. Uzun ve tertemiz plajıyla Çaka, şehrin hemen kıyısındaki Aktaş Plajı, Ordu ile Perşembe arasındaki Efirli kamp yeri ve plajı gezginleri denizle buluşturan yerler. İlçenin çevresine serpiştirilmiş kır lokantalarının kendilerine ait küçük plajları da hizmete açık. Yörenin ünlü pidesini, köftesini sözgelimi Sera Kafe’de, Saklı Bahçe’de yiyip aynı zamanda denize girebilirsiniz. Eğer plajlardan denize girmeyi sevmiyorsanız, denize dik inen dağların uzantısı kayalıklardan denize dalabilirsiniz. OSMMMO TURİZM ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Ordu’nun Perşembe ilçesi Doğu Karadeniz’de doğa, tarih ve kültür değerleriyle dikkat çekiyor. ‘Sakin Şehir’ unvanı ile artık ziyaretçilerine çevreyle barışık, geleneksel yapının korunduğu, huzurlu bir tatil vaat ediyor… Cittaslow İtalyanca Citta (Şehir) ve İngilizce Slow (Yavaş) kelimelerinden oluşan Cittaslow kelimesi, Sakin Şehir anlamında kullanılmaktadır. Cittaslow Ağı, küreselleşmenin şehirlerin dokusunu, sakinlerini ve yaşam tarzını standartlaştırmasını ve yerel özelliklerini ortadan kaldırmasını engellemek için Slow Food hareketinden ortaya çıkmış bir kentler birliğidir. Küreselleşmenin yarattığı homojen mekanlardan biri olmak istemeyen, yerel kimliğini ve özelliklerini koruyarak dünya sahnesinde yer almak isteyen kasabaların ve kentlerin katıldığı bir birliktir. Cittaslow: Yaşamın Kolay Olduğu Kentlerin Uluslararası Ağı Sakin Şehir Cittaslow, nüfusu 50.000’nin altındaki kentlerin üye olabildiği, kentlerin kendi gelenek, göreneklerini, yemeklerini, tarihsel kimliklerini korumalarını öngören bir birliktir. Cittaslow felsefesi kentlerin hangi alanlarda güçlü ve zayıf olduklarını analiz etmelerini ve sahip oldukları şartlar çerçevesinde bir strateji geliştirmelerini teşvik etmektedir. Bir şehrin Cittaslow olması demek o şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve hikayesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanması demektir. Yerel zanaatları, tatları ve sanatları sadece eskilerin hatırlayabildiği kavramlar olmaktan çıkarmak için bunları çocuklarımızla ve misafirlerimizle paylaşmaktır. Bu hayatın tek amacının bir yerlere yetişmek olmadığını, içinde bulunan andan zevk alınması gerektiğini insanlara hatırlatmaktır. www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 81 OSMMMO E D E B İ Y A T BİR YAZAR BiR KİTAP Hikmet PALA BİR KENTİN TARİHİ ORDU ÖNSÖZ Hikmet PALA Hazırlayan: SMMM Semanur VARLIK ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS 1972 yılında Ordu Delikkaya Köyünde doğan Hikmet PALA, İlk ve Orta eğitimini Ordu’da aldıktan sonra İstanbul Üniversitesi’ne girdi. Gazi Üniversitesi’nde Yüksek Lisans eğitimi aldı ve Ordu Halkevi üzerine master tezini yazdı. 2006 yılından itibaren Ordu Yerel Tarihi konularında çeşitli gazete ve dergilerde yazıyor. Pir Sultan Abdal üzerine yazdığı “Kalsın Benim Davam” adlı inceleme ile “Bir Kentin Tarihi ORDU” adlı kitapları bulunan Hikmet Pala, Çaka-Çaytepe İlk Okulu’nda öğretmenlik yapmaktadır. 82 Temmuz 2013 Konumuz Tarih. Ancak Türkiye tarihinin özellikle Ordu kentine ait kısımlarından başlayarak yola çıkıyoruz. Yerel tarih araştırmaları son zamanlarda Türkiye’de önemli adımlar atmaktadır. Ordu bu konuda geri değil, ancak yapılacak çok iş var. Neden Tarih ve neden Ordu Tarihi? Tarihsiz bir kent olur mu? Olur, ama içerik ve estetikten yoksun caddelerinde gündelik hayatın koşturmacasına kapılmış insanların kenti olur ancak. Kurul Kalesi, Yason Kilisesi, tiyatro binası olan eski Rum Kilisesi, Taşbaşı Rum Kilisesi, Kaya Mezarları, Melet Kalesi, Fatsa Cıngırt Kale, eski konaklar ve evler, gücü yeten bir zorba gelip yerle bir edene kadar bizlerle kalacaklar. Bizden öncekileri yol ettikleri gibi, bizlerin ardından da mendil sallayacaklar. Çocuklarımız bu tarihsel yapıların salonlarında koşacak, merdivenlerinden düşecek. Dünya tarihinin yaşadığı en büyük yok etme harekelerinden Moğol akınları ve Haçlı Seferleri tekrar yapılan dek. Ben tarihsiz kentleri içerikten yoksun, kalabalık ama boş buluyorum. Yürüdüğün yolun, fındığın, Ordu’ya gelişimizin bir tarihi var. Uygarlık bir tarih süreci sonucunda elde edilmiş. Ordu kenti bu zamana gelene dek hangi aşamalardan geçmiş, ben kendi adıma bilmek isterim. Bu bilme ve keşfetme isteğinin sonucu olarak “Bir Kentin Tarihi ORDU” çıktı ortaya. Bu çalışmada yer alan yazılarım çoğunlukla Ordu Olay Gazetesi’nde 2012 ve 2013 yıllarında yayınlanmış yazılardır. Daha önce de Ordu Kent Gazetesi’nde yayınlanan bazı yazılarıma bu çalışmamda yer verdim. Ordu Kent benim okuyucuyla buluştuğum ilk gazetedir. 2007 yılından beri Ordu tarihi hakkında okuduklarımı ve öğrendiklerimi çeşitli gazete ve dergilerde yayınladım. Tarih yazılarının güzel bir özelliği “eskimiyor” olmalarıdır. Çünkü kaleme aldığımız konular zaten çok üzün zaman öncesine aitlerdir. Bu nedenle güncelliğini kaybetmek gibi bir dertleri yoktur. İşte yaklaşık altı yıldır yazdığım ve güncelliğini değil tarihselliğini koruyan bu yazılarımı, “genel istek üzerine” bir kitapta topladım. Uzun yılların birikimi olan bu yazıları bir araya toplanıp kitaplaştırılmasında emeği geçen tüm dostlarıma teşekkür ederim. Uygar ve bilimsel düşünen insan paylaşan insandır. Bulduklarımızı sıkı sıkıya dosyalarımızda saklamak, benden başkası bilmesin anlayışıdır. Eski dinsel inanışlarda izlerine rastlıyoruz, okuma yazma öğrenmenin bile suç sayıldığı inanışları biliyoruz. Halk sırrımızı çözerse inanmaktan vazgeçer, ya da otoritemiz sarsılır diye düşünmüş ruhbanlar. Çağımızda inançlar bilgiyle sağlamlaşıyor. Bilgi ise sistemli ve disiplinli çalışma sonucunda elde ediliyor. Bilge bir yazar şöyle demiş, sanıyorum Balzac olacak; “Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmak gerekir.” Kutsanmış kölelik ve bilgi için haydi okumaya, merak duymaya, yürürken çevremizdeki tarihsel kalıntılara bakmaya, insanlarla iletişim kurmaya ve dayanışmaya! www.ordusmmmo.org.tr OSMMMO E D E B İ Y A T ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Osman CANİK Hazırlayan: SMMM Rüstem GÜRLER BİR ŞAiR BiR ŞiiR Fotoğraf: Osman CANİK sevdin mi kirin beyazı sevdiği gibi seveceksin arsız bir iştahla sarılıp hayata sevdiğine sineceksin en cömert tabiat kulakkaya yaylası...sarı ve mor ağu...sarı ağu bana göre yerkürenin en özgün kokusu...haaa alt taraf ne göl ne de deniz sadece bulut küme si... i e taflanın dib d n si e lk ü z a ir K asına daha var taflanın kızarm kladığımız ra kutusunda sa gönlümüzün ka haber yâr sevdamızdan bi ri metal çağında şu teknolojik ile ki hâlâ şükürler olsun framızdan eksik olmuyor so rakıyla kirazlar netekim beslemeyeceksek kazığa da oturtacak değiliz hani voyvoda mıyız ki italyan dostlardan alınan kara metinlere bakarız olmadı âdi tıpta kemik testi yaparız sonra kitabına uydurur usulünce asarız haa unutmadan bolşevik komşumuzun ihtilâl ayıydı ekim eylül’de yaptık darbeyi o yüzden netekim 12 Eylül döneminin yarattığı toplumsal travmayı, bireyin ezilmişliğini, ertelediği tepkisini, hayal kırıklığını şiirlerinde konu edinen şair, yaşanmışlığın ve tanıklığın verdiği güç ile yaşamın içinden haykırır 12 Eylül’e. Osman CANİK, Yaşadığını “Yaşadığı gibi” anlatır. Şeref BİRSEL’in dediği gibi. Teknolojinin yıkıcı etkisine inat, yöresel değerler, varlığını sürdüren doğa, yaşama sevincidir şairin. Rakı, kiraz, taflan.. Salep ve uykusuz yüz, İncir ve dardanel, Soluk düş, güneş, yağmur, Arkadaş ıslıkları, İhanet, kaypaklık, kahramanlık, Günlük yaşamın savaşan insanları, Makber, Aşk, Dede metaforları şairin temasal kaynaklarıdır. Şair ilk ve orta öğrenimini doğduğu Giresun’da, yüksek öğrenimini İstanbul’da yapar. İlk kitabı “Yalınım Yalnızım Yanlışım” 1992 yılında yayımlanır. Son kitabı; “Suretim inceden güldü” Çiviyazıları Yayınevi’nde yayımlandı. kaçak âşık yüreğine yenilen kişidir sevda yürekte başka bir yürek işidir aksiydi karışıktı buz gibi âşıktı ağırdı âsiydi çarparak kendi ciddiyetine kulak vermedi yüreğinin sesine karşılıksız sevdalar karşılığı bir yalnızlık alışığı korkularına yenildi çekti gitti edim öyleyem s iç h i iç m tuttum diğimi h seni sev mda hep saklı asa gönül k ylül zulmünden n ie bir onik i reddetmende n e b bir de um ok korkt ç u m k ço itiraf www.ordusmmmo.org.tr makbe r en garb ınd makber a yazılmış bile o ölümsüz lsa şarkın or ıkınıp sık ınıp süzü ient bir şarkıdır lm kızmayın ağlak çığ elerine ıranların makber rövanşı olm ve ağla ayan hayata bir dıkça h sitem akik feryâd û figânıdır ati algılamanın makber oturaklı ala ve ıslak turka mağrûr b kad ir kuruyan ehlerin kör kuy şarkıdır ularında yaşlı akş am yaşayan sofra aşk cıların ıdır Temmuz 2013 83 YAŞAL658( )2792(D141( OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS 84 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr “On çocuğu olduğu halde hiç birini öpmediğini söyleyen Akra bin Habis adlı zata hayretle bakıp: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” buyurmuştu. (Buhari, edep 18, müslim, fezail 56) Hz. Muhammed SAV. OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS “Hiç ellerin taşı bana değmez, ille dostun gülü yaralar beni.” (Pir Sultan Abdal) “Kendisinin dahil olduğu her şey güzel, dahil olmadığı her şey kötü diyen YAŞAMA DAİR YA Ş A M A D A İ R insan bencil ve ahmaktır.” Feyzullah Topçu İZMİR SMMMO Başkanı “Gönlüm Dilime Dargın, Dilim Gönlüme... Gönlüm Duygularını Anlatamadığı için Kızarken Dilime... ‘Düşüncenin üstesinden gelemeyen, Düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.’’ Dilim anlatamayacağı şeyleri Düşündüğü İçin Kızıyor Gönlüme......” Paul Valéry Hz. Mevlana... “İnsan, gerçek anlamıyla insan olmak ve insan kalmak istiyorsa, kimi kez ne kadar güçlüklerle dolu olsa, özveriler gerektirse bile, insanlığı oluşturan en temel değerlerle tutarlı kalmalıdır. Sıkıntılar, güçlükler gelip geçer. Aşılmaz görülen engeller aşılır. Gerçeklik, onu örten yalanlardan, pisliklerden arınıp gün gibi ışıldar. Bu hep böyle olmuştur ve böyle olacaktır. Tersi, insanın ve insanlığın sonu demektir. Gelecek; ihanetin karanlık, korkak, ilkesiz, kötü kokulu çukurlarında değil; cesaretin, dürüstlüğün, özverinin, temiz havayla dolu, aydınlık doruklarında biçimleniyor...” ATAOL BEHRAMOĞLU -06.08.2011 Cumhuriyet Gazetesi “Muhasebecinin çok doğru, itimat edilir, iyi ve dürüst olması lazım. Gözü tok, tavır ve karakteri güvenilir olmalı. Akıllı olmasının yanında haya sahibi bulunmalı. Her türlü işlem kağıda geçirilmeli, akla güvenilmemeli, kayda geçirilmeli” Kutadgu Bilig-Yusuf Has Hacib “İnsanları inandıkları şeylerden vazgeçirmek bir şeye inandırmaktan daha zordur. “Ernest Renan www.ordusmmmo.org.tr Temmuz 2013 85 OSMMMO V O L E ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ”Vay Hocam Yengeden Gizli Yabancı Misafirlere Mesaj Atıyorsun Ha…” ”Ben Sol Elimi Kaldırırsam Arkadaşlar Bilir Bu Fazla Yemek Yemeyin Demektir” ”Asiye Hanım Bak Bu Telefona Tam İki Bin Lira Verdim. Gözüm Gibi Bakıyorum” 86 Temmuz 2013 VOLE ”Derdim Çoktur Hangisini Anlatayım…” ”Ben Biraz Fazla Yedim Ama Anlaşılmaz İnşallah” ”Ben Yahya Arıkan Olsun Dedim Ama Başkan Bunlar Kabul Etmedi.” www.ordusmmmo.org.tr ”Başkanım Nasılsınız? ”Ne Çekiyorsun Kardeşim Yediğimiz Bir Kuru Pasta İçtiğimiz Bir Kutu Meyve Suyu” ”Ertuğrul Demek Salonun Adını Masum Türker Verdiniz Ha” VOLE “Sekreterim İle Üç Beşiktaşlıyı (Ertuğrul,Orhan,Doğan Abiye) Nasılda Sarı Lacivertli Yaptık Ama” ”İki Çocuk Yeterli” ”Ercan böyle milletin içinde liste yapılmaz ki kardeşim.” OSMMMO ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS ”Ben Konferansa Hazırlanıyorum. İşim Var Diyorum.Adamlar Antalya’da Buldular Beni Ordu spor Forması Giydiriyorlar. İster misin Ordu sporun Son Transferi Diye Çıksın Haber….” ”Abi soran olursa bu hafta halı sahada oynayacakları yazıyoruz deriz.” ”Arkadaşlar Samimi Olun Ben mi Daha Yakışıklıyım Gürel mi? ”Arkadaş Moda Oldu Basın Yalan Yazıyor. Ben Vefat Haberini Diyorum Ya…” www.ordusmmmo.org.tr ”Bekir Abi Boşuna Okuma Basın Yalan Yazıyor.Ben İnanmıyorum.” Temmuz 2013 87 V O L E Geleceğin Muhasebecisi Ahmet Özcan’nın Yanında Stajda... OSMMMO Hazırlayan: SMMM M.Ender SÖNMEZ MİZAH ORDU SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ORDU CHAMBER OF CERTIFIED PUBLIC ACCOUNTANTS Düşmanları affetmek… MİZAH Pazar ayininin sonunda rahip haftalık vaazını şöyle bitirdi. “Demek ki, Tanrı adına ne yapmamız lazım? Düşmanlarımızı affetmemiz lazım. Şimdi, bu sohbetimizden sonra, aranızdan kaçı düşmanlarını affetti?” Cemaatin yarıdan fazlası elini kaldırdı. Rahip sorusunu yineledi... Bu kez hepsinin elleri havadaydı, önlerindeki yaşlı teyze hariç... Rahip sordu: “Bayan Neely? Hayırdır? Düşmanlarınızı affetmek size bu kadar mı zor geliyor?” “Düşmanım yok ki!” dedi Bayan Neely, o titrek ve Umut… PERS Sultanı iki adamı ölüme mahkum etmiş. Sultanın atını ne kadar sevdiğini bilen mahkumlardan bir tanesi hayatını bağışlarsa, bir yıl içinde ata uçmayı öğretebileceğini söylemiş. Kendini dünyadaki tek uçan ata binerken hayal eden Sultan bunu kabul etmiş. Diğer mahkum inanmayan gözlerle arkadaşına bakmış ve; “Atların uçamadığını biliyorsun. Nasıl olup Düştük be ya… Kadının evinde cam kırılmıştı, camcıyı aradı ve siparişi verdi. Yarım saat sonra zil çaldı. Kadın seslendi; , -”Kim o?” -”Camcı be ya...” Kadın kapıyı açtı ve camın takılacağı yeri gösterdi, beş dakika sonra yine zil çaldı. “Kim o?” “Camcı be ya...” Kadın; “Yanlışlık var, az önce bir camcı gelmişti?...” “Düştük be ya...” son derece şeker haliyle!.. Cemaatten uğultular, şaşkınlık nidaları yükseldi, rahip devam etti... “Oooo! Bu gerçekten inanılmaz güzel bir şey! Kaç yaşındasınız Bayan Neely?” “98!” Cemaat ayağa kalkıp gözyaşları içinde alkışlamaya başladı... “Bayan Neely, lütfen, şöyle yanıma gelir misiniz? Yavaş yavaş. Aman dikkat... Hah! Tamammmmm. Lütfen buradan müminlerimize bu işin sırrını söyler misiniz? Nasıl oluyor da insanın 98 yıl gibi uzun bir ömür zarfında hiç düşmanı olmuyor?..” Yaşlı kadın, küçük ve titrek adımlarla rahibe sırtını dönüp, cemaate baktı... “Hepsi öldü şerefsizlerin... da böyle delice bir fikirle çıkabildin ortaya? Yalnızca kaçınılmazı geciktiriyorsun o kadar.” “Pek değil” demiş birinci mahkum. “Kendime dört özgürlük şansı veriyorum; Birincisi: Sultan bu yıl ölebilir. İkincisi: Ben ölebilirim. Üçüncüsü: At ölebilir. Dördüncüsü... Belki ata uçmayı öğretebilirim.” Kız Arkadaşla Kamyon Tamiri 20 yaşlarında bir delikanlı, kız arkadaşı ile gidecek yer bulamamanın sıkıntısı içinde kıvranırken, sokağın ıssız yerine park edilen bir kamyonu fark etmiş. İçinde de kimsenin olmadığını görünce, kamyonun altına girmişler. Birkaç dakika gibi gelen birkaç saat geçtikten sonra, delikanlı bekçinin cop ile dürtmesiyle, toparlanmış. Bekçi, sert bir ses tonuyla sormuş: - Delikanlı, ne yapıyorsun burada? - Ne yapacağım, kamyonu tamir ediyorum. - Bak delikanlı, bu dediğin üç nedenle doğru değil... Birincisi, kamyon tamir edilirken, sırtüstü yatılır. Sen, yüzüstü uzanmışsın. İkincisi, kamyon tamir edilirken, pantolon çıkarılmaz. Üçüncüsüne gelince.. kamyon gideli tam bir saat oldu! KAYSERİLİNİN ÖLÜM İLANI... Kayserilinin eşi ölmüş, Gazeteye gitmiş. En ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş. Önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış: “Ayşe’yi kaybettim.Üzgünüm” İlan görevlisi ilanı görünce uyarmış, “İsterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz. Üç kelime daha hakkınız var” Kayserili “Aynı paraya mı?” demiş. Görevli “Evet aynı paraya” diyince Kayserili üç kelime daha eklemiş: “Satılık Toyota var” . 88 Temmuz 2013 www.ordusmmmo.org.tr GÜR m e üs t a le R K MM ıngırt M S C LE R SMM M Mu rat BA ŞA Çay te p e -S a R AN SAĞR k lıb ah A çe SMMM Lütfi AY DIN / Y a lıköy