Kitap Olarak Oku/İndir
Transkript
Kitap Olarak Oku/İndir
GEORGE BERNARD SHAW (d. 26 Temmuz 1856, Dublin, İrlanda - 2 Kasım 1950, Hertfordshire, İngiltere), İrlandalı yazar. Oyun yazarı olarak ünlenen yazar, altmıştan fazla oyuna imza atmıştır. Hem 1925'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü hem de 1938'de Pygmalion ile Oscar'ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk ve tek insan olmuştur. Sosyalizm ve kadın haklarının koyu bir savunucusu olmuştur. Shaw, vejetaryen olmasının yanında ayrıca içki ve sigaradan da hayatı boyunca kaçınmıştır. Ayrıca resmi eğitime de karşı çıkmıştır. Shaw, 94 yaşına geldiği 1950'de, ağaç budarken merdivenden düştükten sonra oluşan yaralarının iyileşmemesi sonucunda olaydan birkaç gün sonra ölmüştür. ELEŞTİRİLERİ Shaw; müzik, sanat ve tiyatro eleştirmeni olarak "Corno di Bassetto Mancare" mahlasıyla Wolverhampton Star 'da, GBS mahlasıyla Dramatic Review (1885-1886), Our Corner (1885-1886) ve The Pall Mall Gazette 'te (1885-1888) yazmıştır. 1895'ten 1898'e kadar, Shaw, Frank Harris’ Saturday Review 'da tiyatro eleştirmenliği yapmıştır. Eleştirmen olarak aldığı maaş, ancak geçinebilmesini sağlamıştır. Shaw'un erken gazeteciliği; kitap, sanat ve müzik kritikleriyle geçti. Müzik eleştirilerinden çoğu, tartışmalı Alman besteci Richard Wagner'i över nitelikteydi. Ayrıca, Saturday Review için yaptığı tiyatro eleştirmenliğinde de Norveçli tiyatrocu Henrik Ibsen'i övmüştür. ROMANLARI 1879'la 1883 arasında yazdığı beş başarısız romanı da daha sonradan basılmıştır. Bu kitaplar; Cashel Byron's Profession (Cashel Byron'un Sanatı) , (1886) An Unsocial Socialist (Asosyal Bir Sosyalist) , (1887) Love Among the Artists (Aşkın Ortasındaki Ressamlar), (1914) The Irrational Knot, Being the Second Novel of his Nonage (Akıldışı Düğüm, Reşit Olmayanın İkinci Romanı), (1905) Immaturity (Tecrübesizlik), (1931) Kara kız (1940) OYUNLARI Shaw, 1885'te, William Archer'la birlikte ilk oyunu olan Widower's Houses üzerinde çalışmaya başladı. Archer, Shaw'un bir oyun yazamayacağına karar verdiği için (Archer, bu fikrinden daha sonra da vazgeçmemiştir), proje rafa kaldırıldı. Yıllar sonra, Shaw, 1892'de oyunu Archer'sız bitirdi. Gecekondu mahallesi sahiplerini sert bir şekilde eleştiren oyun, ilk defa 9 Aralık 1892'de London Royalty Theatre'da sahnelendi. Shaw daha sonra bu oyuna en kötü eserlerinden biri olduğunu söylese de oyun izleyici buldu. Shaw'un oyun yazarlığından elde ettiği ilk elle tutulur ticari başarısı Richard Mansfield'in The Devil's Disciple (Şeytan'ın Müridi) (1897) yapımından geldi. Shaw, hayatı boyunca, çoğu uzun olan 63 oyun yazdı. Oyunları, genellikle Londra'dan önce Amerika ve Almanya'da başarı elde etti. Çoğu oyunların Londra yapımları seneler boyunca ertelenmiş olsa da Mrs. Warren's Profession (Bayan Warran'in Mesleği) (1893), Arms and the Man (Silahlar ve Adamlar) (1894), Candida (1894) ve You Never Can Tell (Hiç Söyleyemiyorsun) (1895) gibi oyunları günümüzde hala Londra'da izlenilebilir. Shaw'un mizah anlayışı - Oscar Wilde'ı dışarda tutarsak - zamanı için eşsizdi ve yazar genellikle komedileriyle hatırlanmaktadır. Ancak espri kabiliyeti yazarın İngiliz tiyatrosunda yaptığı yenilikleri gölgelememelidir: Victoria Dönemi'nde sahne, boş ve duygusal bir eğlencenin sergileneceği bir yerdi. Shaw, sahneyi; ahlaki, politik ve ekonomik konuların Sayfa 1 / 7 tartışılacağı bir yer haline getirdi ve böylece modern gerçekçi tiyatronun öncülerinden olan Henrick Ibsen'e de borcunu ödemiş oldu. Shaw'un popülerliği arttıkça oyunları laf kalabalıklarıyla dolmaya başladı. Ancak bu oyunlarının başarısından bir şey götürmedi. Bu dönemdeki bazı oyun örnekleri şunlardır: Caesar and Cleopatra (1898), Man and Superman (1903), Major Barbara (1905) ve The Doctor's Dilemma (1906). 1904'ten 1907'ye kadar, oyunlarından birkaçı Harley Granville-Barker ve J.E. Vedrenne müdürlüğündeki Court Theatre'da sahneye konmuştur. Orada sahneye konan ilk oyunu, John Bull's Other Island (1904), bugün çok ünlü olmasa da King Edward VII'ın bir gösteri sırasında sandalyesini kıracak kadar güldüğünden, zamanında, Londra'da oldukça ses getirmiştir. 1910'lara gelene kadar, Shaw kendini yeterince tanıtabilmiş bir oyun yazarı haline geldi. Fanny's First Play (1911) ve My Fair Lady'ye (1956) kaynaklık edecek olan Pygmalion (1912), Londra seyircisinin önünde uzun seneler oynamıştır. (Oscar Straus'un Arms and the Man (1894) uyarlaması olan The Chocolate Soldier çok popüler olmasına rağmen, Shaw müzikalden nefet etmiştir ve hayatı boyunca da eserlerinin müzikalleştirilmesine izin vermemiştir. Buna Franz Lehar'ın Pygmalion uyarlaması da dahildir. My Fair Lady de ancak Shaw'un ölümünden sonra gerçekleştirilebilmiştir.) I. Dünya Savaşı'yla birlikte, Shaw'un düşünceleri değişmeye başladı. Shaw, savaşa tamamiyle karşıydı ve bu hem halk tarafından hem de çevresi tarafından hoş karşılanmadı. Savaş sonrasında yayınlanan ilk uzun oyunu Heartbreak House'tu (1919). Yeni bir Shaw ortaya çıkıyordu: zeka aynıydı, ancak onun insanlığa inancı görülebilir ölçüde azalmıştı. Shaw daha önce sosyalizme doğru demokratik bir hareketi desteklemişti, ancak savaştan sonra güçlü ama zararsız adamlar tarafından yönetilen hükümette daha çok umut buldu. Bu, bazen, onu Stalin, Hitler ve Mussolini gibi totaliter önderlerin kusurlarını göremez hale getiriyordu. 1921 tarihinde, Shaw, Back to Methuselah'ı (Methuselah'ın Ardı) tamamladı. Devasa, beş oyundan oluşan bu eser, Cennetin Bahçelerinden binlerce yıl geleceğe kadar olan bir zamanı kapsamaktadır. Shaw, bu eseri bir başyapıt olarak değerlendirse de birçok eleştirmen onun gibi düşünmüyordu. Bir sonraki oyunu olan Saint Joan (1923) ise genellikle onun en iyi oyunlarından biri olarak kabul edilir. Shaw, Jeanne d'Arc hakkında bir şeyler yazmayı uzun süre düşünmüştür ve bir azize ilan edilmesi Shaw'u harekete geçrimiştir. Oyun, Shaw'a uluslararası anlamda bir başarı kazanmıştır. Çoğu kişi, Nobel Edebiyat Ödülü'nü sırf bu oyunu yüzünden aldığını düşünmektedir. Shaw, ömrünün sonuna kadar oyunlar yazmaya devam etti, ancak çok azı eski eserleriyle kıyaslanılabilir derecedeydi. "The Apple Cart" (1929) her hâlde daha sonraki döneminin en ünlü eseridir. Daha sonra yazdığı, "Too True to Be Good" (1931), "On the Rocks" (1933), "The Millionairess" (1935) ve Geneva (1938) gibi oyunlar, düşüşü için verilen örnekler arasındadır. Shaw'un son bitmiş oyunu, doksan yaşlarında yazdığı "Buoyant Billions"tı (1946–1948). Shaw'un oyunları, genellikle uzun önsözlerle başlar. Bunlar genellikle, oyundan çok oyunda işaret edilen konular hakkında olur. Genellikle, bu önsözler, oyunun kendisinden daha uzun olurlar. Mesela, Penguin Books tarafından basılan tek perdelik oyun, "The Shewing-up of Blanco Posnet"nin (1909) 29 sayfalık oyun kısmından önce 67 sayfalık bir önsöz vardır. Sayfa 2 / 7 • Annajanska, 1919 • İşleyebileceginiz en büyük günah, başkasından nefret etmek değil, ona kayıtsız kalmaktır. İnsanlık dışı olmanın özü nefret değil, kayıtsızlıktır. • The Devil’s Disciple, II. Perde, 1901 • Hayvanlar benim arkadaşlarımdır ve ben arkadaşlarımı yemem. • Braintrust: What Neuroscience Tells Us about Morality • Vatanseverlik, özünde -sadece orada doğduğu içinbir ülkenin en iyi ülke olduğuna inanmaktır. • The World, 15 Kasım 1893 • Bütün büyük doğrular önce (dinî değerlere) küfür olarak başlarlar. • Yüzlerce uyarlaması olsa da tek bir din vardır. • Plays Pleasant and Unpleasant, 1898 • Paul'ün maaşını ödemek için Peter'i soyan bir hükümet, Paul'ün desteğini her zaman arkasında hissedecektir. • Everybody’s Political What’s What, 30. Bölüm, 1944 • Zenginliği üretmeden tüketemeyeceğimiz gibi mutluluğu da üretmeden tüketmeye hakkımız yoktur. Sayfa 3 / 7 • Candida, Sahne I, 1898 • Gaddarlık denen şey laboratuvarda meydana gelip de ona tıbbi araştırma dendiğinde gaddarlığından bir şey kaybediyor mu? [1] Eylemlerim demokratik, zevklerim aristokratiktir. 1.1 İbsenciliğin Özü, 1891;1913 • Yalancının cezası kimsenin kendisine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır. 1.2 Man and Superman, 1903 • Dünyada iki çeşit trajedi vardır. Bunlardan biri kalbinizdeki tutkuyu yitirmek, diğeri ise kaybettiğiniz tutkuyu geri kazanmaktır. 1.3 Maxims for Revolutionists, 1903 • Özgürlük sorumluluk demektir. O yüzden çoğu insan ondan korkar. • Liberty and Equality 2 Kaynaksız • Adem'i hep küçümsemişimdir; bilgi ağacındaki elmayı, yılanın baştan çıkardığı Kadın'ın zoruyla ko- pardı diye... Ben olsaydım, sahibi arkasını döndüğü an, ağaçtaki elmaların tümünü yutardım. • Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır. • Altın kural, altın kuralların olmadığıdır. • Attığınız tokada karşılık vermeyen kişiden sakının: O hem sizi bağışlamaz hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz. • Başka yıldızlarda insan var mı bilmiyorum ama eğer varsa, dünyayı akıl hastanesi olarak kullandıklarından eminim. • Bazı insanlar her şeyi olduğu gibi görür ve 'neden' diye sorarlar. Bense her şeyi asla olmadığı biçimde hayal eder ve 'neden olmasın' diye sorarım... • Bazıları mideleri için yiyecek, diğerleri de yiyecekleri için mide ararlar. • Beğenmediğiniz bir şeyi alkışlamak, yalan söylemenin birçok çeşidinden biridir. Sayfa 4 / 7 • Bir kadın, bir koca buluncaya kadar geleceği konusunda endişelidir. Bir erkek ise ancak bir kadınla evlendikten sonra geleceği konusunda endişelenmeye başlar. • Biz iki hırsız arasında kendimizi ifade ederiz. Düne ait üzüntüler ve yarına ait korkular. • Bize birkaç deli gerek, şu akıllıların yol açtığı duruma bak! • Cennette bir melek özel kişi değildir. • Çılgın mı doğmuştum, yoksa fazla mı akıllıydım bilmiyorum; benim dünyam yeryüzüne uygun degildi... Düş dunyasından çıkıp gerçeklerle karşılaşınca tedirgin oluyordum. Toplumun dışında, siyasetin dışında, sporun dışında, kilisenin dışındaydım. O günlerde, eğer öyle bir deyim bulunsaydı, “Her şeyin dışındaki” denebilirdi bana... • Çıplak bedenler bizi şaşırtmıyor artık, çıplak beyinlerdir varlığına dayanamadığımız. • Çok zor bir şeyi yapmakla uğraşan ve çok iyi yapan bir kişi, kendisine saygısını hiçbir zaman yitirmez. Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız. • Beni bir antika olarak saklamaya çalışıyorsun, ama işim bitti. Öleceğim.Son sözleri Hemşireye... • Beni övebilecek başka birini neden bulayım, kendi kendimi övebilecekken. • Demokrasinin birinci görevi her vatandaşı yararlı kılmaktır. • Demokrasi, hak ettiğimizden daha iyi yönetilmeyeceğimizi garanti eden bir sistemdir. • Deneyimden daha güçlü bir öğretmen yoktur; ama öğrenme isteği bulunmadıkça deneyimden bir şey öğrenilemez. • Diş ağrısı çekenler dişleri sağlam olanları; yoksulluk çekenler de parası çok olanları mutlu sanırlar. • Benim çapımda bir beyin besinini ineklerden almaz. Vejetaryendir. • Eğer yürüdüğün yolda engeller yoksa o yol seni bir yere götürmez. • Benim en iyi dostum terzimdir. Çünkü ne zaman beni görse, derhal o andaki ölçülerimi alır. Oysa bütün öteki tanıdıklarım, benim hala eskisi gibi olduğumu düşünürler. • Eylemlerim demokratik, zevklerim aristokratiktir. • Bilgi paraya benzer, kazandıkça tutkuya dönüşür, ancak bu iyi bir tutkudur. • Bilmeniz gereken şeyler var: Örneğin, eşinizin ısıya dayanma derecesini ögrenmek için banyosunu kaynar suyla doldurursanız, edineceğiniz bu bilginin yanı sıra asılmanın ne demek olduğunu da öğrenmeniz gerekeceği gibi... • Bir dindarın bir şüpheciye göre daha mutlu olmasının, sarhoş bir kişinin ayık bir kişiye göre daha mutlu olmasından farkı yoktur. • Bir erkek veya kadının ne şekilde yetiştiğini bir kavgadaki hareketlerinden anlayabilirsiniz. • Gencim ben... Yaşamımda bir şeyler olmasını öylesine istiyorum ki... Onların yaşına gelince hiçbir olaya karışmadan yaşamak isteyeceğimi söylüyorlar. Onların yaşında değilim ki ben... • Gençken yaptığım on şeyden dokuzunun başarısızlıkla sonuçlandığını gördüm. Başarısız olmak istemiyordum onun için ben de on kat daha fazla çalıştım. • Gençlik gençken harcandı. • Gerçek şu: Özgürüm, sağlıklıyım, mutluyum ve patlıyorum sıkıntıdan! • Günümüzde ideal aşk ilişkisi postayla yürütülendir. • Hareket halindeki cehaletten daha korkunç bir şey yoktur. Sayfa 5 / 7 • Hatalarla dolu bir hayat, bomboş geçirilmiş bir hayattan çok daha faydalı ve onurludur. • Hayatta iki trajedi vardır. Gönlünüzdekini elde edememek ve elde etmek... • Hayattaki gerçek mutluluk budur: Yüce olduğunu kabul ettiğiniz bir amaç için var olmak, doğanın bir gücü olmak... • Hegel: “Tarihten öğrenebileceğimiz tek şey; İnsanların asla tarihten hiçbir şey öğrenemeyeceğidir” derken haklıydı. • Hepimiz yeniden doğmalıyız, sonra bir daha ve bir daha... • Her kelimeyi bir şekille anlatan Çincede risk, iki şekil yan yana getirilerek yazılır: Tehlike ve fırsat! • Her ruh, ikizini arar... • Hiç düş kırıklığına uğramayanlar, hiç umut beslememiş olanlardır. • Hiçbir şey ayağınıza gelmez, en azından iyi olan hiçbir şey. Herşeyi gidip kendiniz almanız gerekir. • Hiçbir şey bigotların vicdanından daha tehlikeli değildir. • İlk aşkımız biraz sersemlikle, bir hayli meraktan ibarettir. • İlk nefesini alışından önceki dokuz aylık süre haricinde hiçbir insan işlerini, bir ağaç kadar iyi yönetemez. • İnsan, bir aslanı öldürmek istediği zaman ona spor der: Bir aslan onu öldürmek istediğinde ise buna vahşet der. • İnsanların ölmesiyle yaşamın gülünçlüğü nasıl değişmezse, insanların gülmesiyle de yaşamın ciddiliği değişmez. • İyilik yapmak için gerekli teknik nitelikler, kötülük yapmak için de gerekli olan teknik niteliklerdir. • İletişim konusundaki en büyük sorun gerçekleştiği yanılgısıdır. • Kadınlar niye hep başkalarının kocalarını ister? Onlar eğitilmişlerdir de ondan. • Kadınların köleliği, despotluğudur gerçekte... Hiçbir çekici kadın, cinsinin özgürlüğü peşinde koşmaz. Kadının amacı, gücün erkeğin elinde toplanmasını sağlamaktır; çünkü, erkeği yonetebileceğini bilir. Erkeğin sözde üstünlüğünü, bindiği atın gücünü yada hızını kıskandığı kadar kıskanır. • Kan kokusu almış bir köpek balığından daha tehlikelisi, petrol kokusu almış Amerikan emperyalizmidir.. • Kaplan adamı öldürmek isterse adı vahşilik, adam kaplanı öldürmek isterse adı spor olur. Suç ile adalet arasındaki fark da bundan büyük değildir. • Kendi dilini bilmeyen başka dil öğrenemez. • Kendinizi temiz ve berrak tutarsanız iyi edersiniz; çünkü arkasına geçip dünyayı görmeniz gereken pencere sizsiniz. • Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan. • Korkmayın, mutluluk duymadan yaşamasını öğrendi o genç! • Köle gibi eğitilenler, köle gibi yönetilebilirler ancak... • İnsan Tanrının sonsözü olamaz. • Kötüler zenginleşiyor ve güçlüler de uzun yaşıyorsa, doğa alçakların tanrısı demektir. • İnsanın kendini berbat hissetmesi, mutlu olup olmadığına önem verecek kadar boş zamanı olmasından ileri gelir. • Kötülük yapmamış kişi iyilik yapamaz; hata yapmamış kişi hiçbir şey yapamaz. • İnsanın yetişme düzeyi kavga ederken gösterdiği davranışla ölçülür. • Milliyetçilik, siz orada doğduğunuz için bu ülkenin diğer tüm ülkelerden daha mükemmel olduğunu zannetmenizdir. • İnsanlar kendi durumlarıyla ilgili olarak her zaman koşulları suçlar. Ben koşullara inanmam. Bu dünyada yol alan kişiler, ayağa kalkıp istedikleri koşulları arayan ve bulamadıklarında yaratan insanlardır. • İnsanların birbirlerini severlerse hiçbir sorunun kalmayacağı öğretilmişti bana çocukken. Bu, çok doğal ve insancıl görünmüştü o dönemde; ama uygulamaya kalkınca sevilecek insanın çok az bulunduğu; kendimin bile pek sevilecek biri olmadığını anladım. • Mutluluğu üretmeden, tüketmeye hakkımız yoktur. • Ne istersen yapabilirim gibi geliyor bana, çünkü istediğim hiçbir şey yok artık... • Ne korkunçtur, sonsuza dek kendinle baş başa kalma düşüncesi. Sizi seviyorum, ama kendimi sevmiyorum. Değişmek istiyorum; daha iyi olmak istiyorum, yeniden, yeniden başlamak istiyorum; tenimi değiştirmek istiyorum yılanlar gibi. Bıktım artık kendimden. Bir gün değil, günlerce değil, sonsuza Sayfa 6 / 7 dek kendime nasıl katlanırım? Bunu düşünmek bile korkutuyor beni: karamsar, kin dolu, susmuş oturmuşum bu nedenle. Siz hiç düşünürmüsünüz bunları? • Neden zevk alındığını anlamaya çalışmak, zevki kaçırır. • Nikah kadar ucuz ve kolay olmalıdır boşanmak. • “Niye?" dediğini duyuyorum, daima “Niye?" Olanları görüyorsun ve “Niye?" diyorsun. Bense olmayanları hayal ediyor ve diyorum ki: “Niye olmasın?" • Ölümü ortadan kaldırırsanız, doğum gereğini de ortadan kaldırırsınız: Üremeyi sürdürürseniz, çocuklara yer açmak için sonunda yaşlıları öldürmek zorunda kalırsınız. • Savaşlar yapacağız hep, çünkü ancak savaşın baskısı altındayken dünyayı değiştirme yeteneği gösterebiliyoruz, ama savaşın getirdiği değişimler tasarladığımız değişimler olmayacaktır hiçbir zaman için. • Yaratmanın başlangıcıdır düş gücü... Dilediğiniz düşler, düşlediğinizi amaçlar, amaçladığınızı yaratırsınız sonunda. • Yasadışı bir iş yapmadan önce iyi bir avukata danışın. • Yaşamımız yaşadıklarımızla değil, beklentilerimizle şekillenir. • Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız. • Yirmisinde komünist olmayanın kalbi, kırkında hâlâ komünist olanın aklı yoktur. • Bernard Shaw, Pygmalion oyununun galası icin Winston Churchill'e bir davetiye gönderir ve klasik İrlandalı alaycılığı ile şu notu da ekler: “Davetiye iki kişiliktir. Bir dostunuzu da getirin eğer varsa” • Sessizliğe inananlardan yanayım; bu konuda saatlerChurchill bunun üzerine bu yıldızının hiç barışmadıce konuşabilirim. ğı ama görüşmekten de kendini alıkoyamadığı Bernard • Siz varolan şeyleri görür ve şöyle dersiniz: Neden? Shaw'a şu notu gönderir: Oysa ben olmayan şeyleri hayal eder ve derim ki: Neden olmasın? “Galaya değil ama ikinci oyuna gelirim tabii sahnelenirse” • Sorun çaresizlik değil,isteksizlik... İsteksiziz, çünkü çocuklukta bize uygulanan ilk şey, içimizdeki isteği öldürmektir. • Sözünüz senediniz kadar sağlam olamaz; çünkü belleğiniz hiçbir zaman onurunuz kadar güvenilir olamaz. • Sükûtun kudretine inanıyorum. Bu mevzuu üzerine saatlerce konuşabilirim. • Tanrı nedir? Kendimiz tanrı olurduk, bunu bilseydik... • Tanrının parayı hiç sevmediği kesin. Onu kimlere verdiğine baksanıza. • Uzun bir zaman önce, asla bir domuzla güreş tutmamayı öğrendim. Her ikinizde çamur içinde kalırsınız; ancak domuz bundan hoşlanır. • Yanılgılarla tüketilmiş bir yaşam, hiçbir şey yapmadan tüketilmiş yaşamdan daha onurlu olduğu gibi, daha yararlıdır da... • Yanlışlık fare deliğinden geçer, doğruluk kapılardan sığmaz. • Yaptığınızı, bir başka budalanın, bunları sizden beklediğini düşündüğünüz için yapıyorsanız, onun sizden bunları beklemesi de, sizin onun bunları beklediğini umduğunuzu sandığından ileri geliyorsa, herkes istemediği bir şeyi yapıyor demektir. O zaman ortaya budalaca bir durum çıkar. Sayfa 7 / 7