21 Mart 2011 - Devrimci Proletarya

Transkript

21 Mart 2011 - Devrimci Proletarya
4
°±¶°
.&$-°4°
21 Mart 2011
#JSMFĝJL.FUBMïĝTFOEJLBTðOB»ZFZBLMBĝðLCJOJĝ¦JUPQMBNGBCSJLBEBHSFWFHJEJZPS.BSUśUB&TLJĝFIJS
4»TMFS%PSVLGBCSJLBTðOEBCBĝMBNBL»[FSFCJSLB¦H»OBSBMðLMBZBLMBĝðLCJSBZJ¦FSJTJOEFU»NGBCSJLBMBSEB
»SFUJNEVSEVSVMNVĝPMBDBL
.FUBMHSFWJU»NJĝ¦J
TðOðGðOðOHSFWJEJS
2
°´µJ.FDMJTJ
Casper-Ontex-KDS elele…
Casper Bilgisayar Sistemleri AŞ’nin üretim ve teknik
bölümünde çalışan işçiler aylarca süren örgütlenme
faaliyetinin ardından çoğunluk sağlanmasıyla birlikte DİSK Birleşik Metal-İş sendikasına üye oldular ve
bakanlık 26 Ocak 2011 tarihinde sendikanın çoğunluk
yetkisinin Birleşik Metal-İş’te olduğunu taraflara bildirdi. Patron ise her zaman ki yönteme başvurarak süreci
mahkemeye taşımak için sendikanın yetki hakkına
itirazda bulundu.
kaları ile de mücadele etmek zorunda kaldıklarından
bahsettiler. KDS direnişinde örgütlenmenin daha tam
olgunlaşmadan patron tarafından farkedilmesi ve işten
çıkartılmaları en önemli sorun olmuş. Ontex işçileri ise
TİS sürecinde kendi taleplerini masaya koymaya çalışmışlar. Yıllarca sendikanın işçilere sormadan imzaladığı
TİS’e bu sefer işçiler kendi taleplerini koymaya çalışarak
müdahale etmiş. Sendikanın işçilere rağmen imzaladığı
TİS’in ardından 17 işçi kapı önüne konulmuş.
Üç hafta sonra, önce bir işçiyi daha sonra da bir işçiyi
daha işten atıldı. Ardından ise işten çıkarmaların arkası
geldi.
Direnişlerin temel sorunları ekonomik olarak güçsüz
oluşları. Sendikalardan fazla maddi destek alamıyorlar. Mahkeme vs. ile de sürecin uzaması zora sokuyor
işçileri.
Bunun tek bir anlamı olabilir:İşçilerin örgütlenerek sendikaya üye olması karşısında patronun saldırıya geçmesi. Bu saldırıya karşı işçileirn cevabı direniş oldu.
Casper işçileri Ümraniye‘de bulunan Casper
Plaza'nın önünde kurdular direniş çadırlarını. Casper
Bilgisayar'da çalışan 350'den fazla işçiden 180'i Birleşik
Metal-İş’in kapsamına giriyor. Sendikalar yasasında ki
işkolu uygulaması işçileri kendi işyerlerinde bile birlikte
örgütlenmesine izin vermiyor. Casper işçilerinden 120'si
Birleşik Metal-İş üyesi olmuş durumdalar.
Casper işçilerinin direniş çadırı da sürekli ziyaretçileri ağırlıyor. Direnişin 23. günü ise bu ziyaretlerden
en anlamlısı gerçekleşti. Casper işçileri gibi direnişte
olan KDS işçiler geldi ilk olarak çadıra ardından Ontex
işçileri kısa bir yürüyüş ile geldi çadırın önüne. Çadır
direnişlerin buluşma noktası oldu böylece.
Merhabalaşmaların ardından sohbet başladı. Önce süren direnişlerden kısa bilgiler paylaşıldı. Nasıl başladı?
Ne durumda? Hepsinin durumu birbirinden farklıydı.
KDS ve Ontex işçileri Türk Metal ve Selulöz-İş sendi-
Örgütlenme çalışmaları ve direniş sürecinin ise kendilerini eğittiğini, şimdiye kadar işçilerin neden direndiklerini anlamadıkları ve pek de ilgilerini çekmediğini
ama şimdi en ufak bir yazıyı, haberi bile fark ettiklerini
belirtiyorlar.
Üç direnişte de komite kurulmuş ve direniş süreci
komite tarafından işletilmeye çalışılıyor. Sendikanın
tek başına yetmeyeceği, tabandan da örgütlenmelerin
devam etmesi gerektiği, böylece taban basıncının hissettirilmesi gerektiği söylüyorlar.
Direnişlerin birlikte hareket etmesi ve birleşik mücadelenin önemi üzerine konuşuluyor. Yapacakları eylemlerde birbirlerine destek olmak eylemleri sahiplenmek
gerekliliğinin altını çiziyorlar.
KDS, Ontex ve Casper işçilerinin bu sohbeti ilerleyen
saatten dolayı daha sonra devam etmek üzere sonlandırılıyor. Casper işçileri ziyaretçilerini "Yaşasın sınıf
dayanışması!", "Birleşe birleşe kazanacağız!" sloganları,
alkışlar ve ıslıklar ile uğurluyorlar.
3
°´µJ.FDMJTJ
Metal grevi
t»N iĝ¦i sðnðGðnðn greviEir
Metal sektöründe patronlar ve işçiler 2008 krizini nasıl
geçirdiler? Metal patronları, tepesinde oturdukları
burjuva devletle birlikte, bu krizi de fırsata çeviriverdi: Vergi muafiyeti, teşvik primleri, «istihdam
giderlerini azaltıcı önlemler”, sömürünün önünün
daha bir açılması… Biz işçiler için ise sıfır zam, sosyal haklarımızın gaspı, esnek çalışma, toplu işten
çıkarmalar!.. Metal sektöründe TİS sürecine bu
koşullarda girildi.
asgari ücret) hedefleyen Ulusal İstihdam Stratejisi’nden
bağımsız ele alabilir miyiz? Mutaş işçilerinin fabrika
işgali, işçilere yiyecek ve su verilmesini dahi engelleyen polis ablukasından, devlet teröründen bağımsız
düşünülüp örgütlenebilir mi? Ve yine Mutaş işgali,
direnişi duyar duymaz soluğu sınıf kardeşlerinin
yanında alan Yücel Boru, Çel-Mer işçilerinden bağımsız
düşünülebilinir mi?
Grev, işgal, blokaj!
Metal sektörü tekelci burjuvazinin can damarlarından
biridir. Bu yüzden MESS‘in TİS stratejisi her zaman burjuvazinin bir bütün olarak işçi sınıfına
saldırı stratejisi olarak hazırlanır. Bunun, metal grup
sözleşmesindeki somut ifadesi; güvencesizlik ve
esnekleştirme, sıfır zam, ikramiyelerin çalışma günleri esasına göre belirlenmesi (yani ikramiye hakkının
uçurulması da diyebiliriz) vb. vb…
Türkiye işçi sınıfı içerisinde mücadele birikimiyle
önemli bir yere sahip metal işçilerinin her kazanımı
emeğin korunması mücadelesini geliştirecek, sınıfa
karşı sınıf duruşunu ilerletecektir. Metal Grup TİS’i
dün de sadece Metal TİS’i değildi, ama artık hiç değil!
Bugün ise metal grevi sadece metal işçisinin grevi değil
tüm işçi sınıfının grevidir..!
Hiçbir TİS sadece ekonomik taleplerle, “ekmeğimiz için
mücadele ederek”, kazanılamaz. Burjuvazi için ekonomi
ve siyaset ayrı değildir. Neoliberal yeniden yapılandırma
ekonomik olduğu kadar, siyasi, siyasi olduğu kadar
toplumsal ve kültürel bir saldırıdır. MESS patronlarının
dayattığı esnek çalışmayı İş Yasası’ndan, “istihdam giderlerini azaltmayı ve istihdamı artırma”yı (kısa zamanlı
çalışma, telafi çalışma, işçi kiralama vb. gibi esneklikte sınır tanımayan uygulamaların yanısıra, bölgesel
Kahrolsun Ücretli kölelik düzeni!
TİS komitelerimizi, işçi meclislerimizi kuralım, TİS
sürecinin inisiyatifini elimize alalım!
Kahrolsun Türk Metal ağaları!
Grev, işgal, blokaj!
6 Saatlik işgünü, insanca yaşanacak ücret!
İşten atılmalar yasaklansın!
Kölece çalışmaya, kölece yaşamaya hayır!
Birleşe birleşe kazanacağız!
4
°´µJ.FDMJTJ
#V Cir sðnðG LavgasðEðrƊ
Birleşik Metal-İş sendikasına üye yaklaşık 15 bin işçi toplam 21 fabrikada greve gidiyor. 22 Mart’ta
Eskişehir Süsler Doruk fabrikasında başlamak üzere, bir kaç gün aralıkla yaklaşık bir ay içerisinde
tüm fabrikalarda üretim durdurulmuş olacak.
Birleşik Metal-İş sendikasına üye yaklaşık 15 bin işçi
toplam 21 fabrikada greve gidiyor. Toplu sözleşmede
uyuşmazlık zaptı tutuldu, ardından sendikal hazırlık
süreci tamamlandı ve greve başlangıç tarihleri ilan
edildi, 22 Mart’ta Eskişehir Süsler Doruk fabrikasında başlamak üzere, bir kaç gün aralıkla yaklaşık bir
ay içerisinde tüm fabrikalarda üretim durdurulmuş
olacak.
Toplu sözleşmeler, emeğin korunması için verilen
mücadelenin bir parçasıdır. Toplu sözleşmelerle
sömürü ortadan kaldırılamaz, ancak sınırlandırılabilir. Kapitalist sistemde işçi sınıfının yaşam ve çalışma
koşullarının kötülüğü sömürünün, sömürü ise üretim
araçlarının özel mülkiyetinin sonucudur. Nedenler
ortadan kaldırılmadan sonuçlarda düzeltmeler pek
kısmi ve geçici olur. Öte yandan işçi sınıfı mücadelede deneyim kazanmaksızın, kapitalist sömürü
sisteminin yıkılmasına da önderlik edemez. Toplusözleşme ve grev hakkı sömürünün sınırlandırılması
için gereklidir ve bu haktan sonuna kadar yararlanılmalıdır.
Metal işçisi 21 yıldır greve çıkmıyor. Yıllardır MESS,
işbirlikçi Türk Metal sendikası ile düzenli ihanet
sözleşmeleri imzalıyor, bu sene de aynısı oldu. Biz
ne istersek isteyelim, Birleşik Metal de yine yıllardır
Türk-Metal’in imzaladığı ihanet sözleşmelerini sonuç
olarak kabul ediyor, toplusözleşmelerde sınıfın temel
kozu olan grev silahını kullanmıyordu. Bu yıl tarihler
belirlendi. Şimdi grev zamanındayız. Metal işçileri
hep birlikte bir hak elde etmenin, bu hakkı patronlardan koparmanın mücadele hazzını yaşayacak,
mücadele okulunda öğrenerek birlikte bir deneyim
kazanacak. Grev okulu, grev üniversitesinin zili çaldı,
kayıtları da yaptırdık, ders başladı!
Bu derste bizler ilk olarak tek başımıza bir hiç iken,
böyle hisseder ve yaşarken, birleşme halinde neler
yapabileceğimizi, kendimizin de nasıl farklılaştığımızı
göreceğiz. Tek tek işçiler kapitalistlerle karşı karşıya
geldiğinde, kapitalist ona istediği gibi davranabilir.
Onun fabrika örgütlenmesi, onun patron olduğu bir
iş örgütlenmesi vardır sonuçta, patron odur, onun
sözü geçmektedir. Ama bir grevde ise işler farklılaşır.
°´µJ.FDMJTJ
5
Greve katılan işçi, birlikten güç doğduğunu, birleşen işçilerin bir işyerinde, bir iş kolunda, ülkede ve
giderek tüm dünyada kapitalist sömürü ile mücadele
edebileceğini kavramaya başlar. Tek yürek, tek yumruk olmanın bilincine varır, gücünü fark eder.
İkinci olarak kapitalistlerin gerçek yüzü -görmeyene
de- görünür olacak. Patronun “işveren” değil, “lütuf
sahibi bir insan”, “hayırsever bir şirket vb.” hiç olmadığı görülecek. Kapitalistin aslında bir sömürgen olduğu, işçiler olmaksızın artı-değerin de olamayacağı,
kapitalistin sermayesi olarak, serveti için çalıştırılan
emeğin gücü olmaksızın, kocaman fabrikaların hiçbir
değer taşımadığı, bunu bilen kapitalistin dönen çarklar dönmez olunca sömürü çarkının tekrar işlemesi
için barbarca saldırıya geçeceği görülecek. Bu sistemde yasaların, lokavtın, polisin, jandarmanın grevi
engellemek ve yenilgiye uğratmak için var olduğu
görülecek. Kuzu postunun ardındaki kurt açığa çıkacak. Yasal bir grevde bile olmadık baskı ve saldırıları
göğüslemek zorunda kalacağız. Hazır olalım!
Ve son olarak, şimdiden söyleyelim, dost ile düşman
içimizde de belli olacak. Sendikanın bir kurum olarak
işçilerin basıncı ve kararlılığı olmaksızın grevi bağlayabileceği, sosyal haklar olmaksızın, hatta greve
çıkmaksızın Türk-Metal’den birkaç kuruş farkla TİS’i
bağıtlamaya eğilimli olmasına şahit olabiliriz. Buna
dikkat etmeli, izin vermemeliyiz. “Tarih yazma”
sözünün arka kapısı olmaz; sendikanın bütçesi, tüm
olanakları ve bağlantıları seferber edilmelidir, bunun
takipçisi olmalıyız.
Grev ateşi işçilerin kurduğu bölgesel, sektörel yüz
yüze örgütlenmelerle, komitelerle sıcak tutulur,
bütüne taşınabilir. Bu yüzden işçi meclislerinde
bir araya gelmeli, işyeri komitelerinin yanında
bölgesel işçi komitelerini oluşturmalı, var olan
yerlerde bunları canlandırarak güçlendirmeli,
grevi –patronların değil-, işçinin demokrasisinin
nasıl olacağını gösterecek şekilde biz yönetmeliyiz.
Metal sektörümüz birbiriyle bağlantılı, iç içe bir
üretim sistemine sahiptir. Metaldeki grevin başarısı,
grevdeki işletmelere bağlı fabrikaların, bölgedeki
diğer üretim yerlerinin greve katılması ve destek
vermesinden geçer. Yaklaşan grevi sadece kendi fabrikamızla sınırlı düşünürsek hata yaparız. Bu bizi grev
sırasında diğer fabrikalardan, işletmelerden yalıtık
bir hale düşürebilir. Bu yüzden şimdiden öncü işçiler
olarak sektördeki ve bölgemizdeki diğer fabrikalardan işçilerle –bunlarda Türk Metal ihanet sözleşmesini imzalamış olsa bile, diğer işçiler sendikasız
olsalar bile- tabandan bir araya gelmeliyiz. Bir grev,
grev öncesindeki hazırlıkla kazanılır. Bu hazırlık da,
sadece sendikaya bırakılamaz. İşçinin işçiyle yüz yüze
iletişimi ve etkisi gerekir. Grev ateşi işçilerin kurduğu
bölgesel, sektörel yüz yüze örgütlenmelerle, komitelerle sıcak tutulur, bütüne taşınabilir. Bu yüzden işçi
meclislerinde bir araya gelmeli, işyeri komitelerinin
yanında bölgesel işçi komitelerini oluşturmalı, var
olan yerlerde bunları canlandırarak güçlendirmeli,
grevi –patronların değil-, işçinin demokrasisinin
nasıl olacağını gösterecek şekilde biz yönetmeliyiz.
nin can damarındayız. Bizim grevimizin başarısının
da, başarısızlığının da kendimizle ve sektörümüzle
sınırlı olmayan, etkisi tüm işçi sınıfına yansıyacak
sonuçları olacaktır. Biz bütün işçi sınıfı için mücadele
ediyoruz. Bu yüzden işçi sınıfının değişik kesimlerinin grevden haberdar olmasını sağlayacak eylemler
yapmalıyız. Toplumun gündemi olacak şekilde bu
grevi yürütmeliyiz. Her fabrikadaki işçi komiteleri,
grev komiteleri açık fikirli olmalı, eylem biçimleri ve
çeşitleri yönüyle geriye çekici etkilere kulak asmadan,
olabilecek en geniş kitlesellikle gündem oluşturacak
eylemler yapmalıyız. Hiçbir grev sadece üretimi durdurarak, fabrikaya bir pankart asıp akşamları sendika
binasında oturmakla kazanılamaz. Grevi kazandıracak esas şey patronların, MESS’in yüreğine korku
salmaktan, daha fazlasını yapabileceğimizi onlara
göstermekten, kararlılığımızı, birlikten gelen gücümüzü onları bizim lehimize bir sözleşmeye mecbur
bıraktıracak şekilde göstermekten geçer. Bu bir sınıf
kavgasıdır.
Metal işçisi mücadele deneyimine sahip bir işçidir.
Biz kritik bir sektörde çalışıyoruz, kapitalist ekonomi-
Biz Kazanacağız,
Metal İşçisi Kazanacak,
İşçi Sınıfı Kazanacak!
6
°´µJ.FDMJTJ
Direniĝ ateĝleri ZanðZPr
Casper Bilgisayar Sistemleri AŞ’nin üretim ve teknik
bölümünde çalışan işçiler aylarca süren örgütlenme
faaliyetinin ardından çoğunluk sağlanmasının ardından
DİSK Birleşik Metal-İş Sendikasına üye oldular.
Sonrası bildik hikaye tutuşan patron hemen mahkemeye başvurdu “yetkili sendika değüldür” diye. Arkasınıda
öncü işçileri kapı önüne koyarak getirdi.
Ümraniye’de bulunan Casper Plaza’da 350'den fazla işçi
çalışıyor. 180'i Birleşik Metal-İş’in kapsamına giriyor.
Sendikalar yasasında ki işkolu uygulaması işçileri kendi
işyerlerinde bile birlikte örgütlenmesine izin vermiyor.
Şuan Casper işçilerinden 120'si Birleşik Metal-İş üyesi
olmuş durumdalar.
Casper işçilerinin sendikal yetki ile ilgili mahkemeleri
12 Nisan’da yapılacak. Direniş devam ediyor ve işçiler
Casper patronunun korkularını gerçek kılmak için gün
sayıyor.
Casper işçileri direnişlerini sadece Caper Plaza önüne
sıkıştırmıyorlar. Bir çok yerde eylemler yaparak direnişlerinin sesini yükselterek yaymaya çalışıyorlar. Ayrıca
“İşçi düşmanı Caper Bilgisayar almayın!” adlı bir boykotuda örmeye başlamışlar.
Casper direnişi Ümraniye Çakmak‘ta bulunan Casper
Plaza önünde devam ediyor. Direnişte ki işçiler 8-6
direniş çadırındalar. Çaylar ziyaretçiler için her zaman
taze tutuluyor.
“Canbebe’ye boykot
EJSFOJĝFEFTUFLƊŞ
Canbebe, Canped, Helen Harper ürünlerin üreticisi
Ontex’in Türkiye’deki fabrikasında işten atılan Selüloz-İş
üyesi işçilerin direnişi sürüyor.
Ontex işçilerinin direnişleri sadece fabrika önünde sürmüyor. Çeşitli eylemlerle direnişlerinin sesini ve gücünü
yükselmeye çalışan işçiler Ontex Türkiye yönetimini ve
Belçika’da bulunan Ontex Genel Merkezi’ni e-posta yağmuruna tutuyor. İşçiler eylemlerinde Ontex’in de sahibi
olan Goldman Sachs Capital Partners ve Texas Pacific
Group bünyesindeki firmaları hedef alıyorlar. Direnişleri Selüloz-İş yönetimi tarafından sahiplenilmeyen işçiler
eylemlerinde ayrıca sendikal bürokrasiyi hedef alıyorlar.
İşçiler Carrefour mağazasına girerek mağazada bulunan
tüm kasaları Canbebe, Canped ve Helen Harper ürünleriyle doldurduktan sonra da direnişlerini ve boykot
çağrılarını anlatan konuşmalarla mağazadaki müşterilere seslendiler, bildirileri dağıttılar.
İşçiler her cumartesi Ontex’in de sahibi Texas Pacific
Group bünyesindeki Burger King’in Taksim Meydanı’ndaki şubesinin önüne yürüyerek burada eylemlerini
yapıyorlar.
7
°´µJ.FDMJTJ
ïMLś»EFWJSEJL
(eleDeL ślere Ia[ðrð[Ɗ
Çorlu Grup Suni Deri’de direniş 100. gününde. 100 gün
önce sendikalı oldukları için işten atılan 15 işçi fabrika
önüne kurdukları çadırlarıyla direnişlerini sürdürmeye
devam ediyorlar.
Defalarca kez belediye ve jandarma tarafından çadırları
yıkılan işçiler en son 7. çadırlarını kurmuşlar ve jandarmaya direnerek bu kez çadırlarını yıktırmamışlardı.
İşçiler direnişlerinin 100. gününü bir etkinlik ile kutladılar. Direnişleri 120’li günlere varan Polyplex işçileri
de Grup Suni Deri işçilerini yalnız bırakmadı. Eyleme
Polyplex işçilerinin yanı sıra Birleşik Metal-İş Trakya
Şube Başkanı Hazır Duvan, Petrol-İş Trakya Şube Başkanı Turgut Düşova, Belediye-İş Trakya Şube Başkanı
Aziz Aktay da destek verdi.
Kısa bir açıklama yapan Deri-İş Genel Başkanı Musa
Servi baskıların direnişi sonlandıramayacağına, patronun itirazlarının bir işe yaramayacağına ve direnişin
devam edeceğine vurgu yaptı.
Eylemden sonra kesilen pastanın ardından müzik
dinletisi ve çekilen halaylarla 100. Gün etkinliği sonlandırıldı.
Eylemden sonra kesilen pastanın ardından müzik
dinletisi ve çekilen halaylarla 100. Gün etkinliği sonlandırıldı.
,FTUFM0SHBOJ[F4BOBZJ
#µMHFTJOEFCJSJML
Bursa Kestel’de bulunan TECASA fabrikası İspanyol sermayeli ve merkezi İspanya’da bulunan beyaz
eşyalar için kılcal devreli elektrikli termostat
üretimi yapan bir fabrika. Kılcal devreli elektrikli
termostatı Türkiye’de ilk kez üretmekle kalmayıp
bu ürünün Türkiye’den yurt dışına ilk kez satışını
gerçekleştiren firma.
Ancak TECASA’da çalışan işçiler; fabrikanın
kurulduğu günden bu yana asgari ücretle çalışmakta, kriz zamanlarında sıfır zam almakta, fazla
mesaiye bırakılmakta, sosyal haklarından yoksun
bir şekilde çalıştırılmaktadırlar. En son ikramiyelerinin de kesilmesi ile artık buna bir dur demek
gerektiğini düşünmeye başlayan işçiler örgütlenmeye karar verirler ve fabrikada çalışan yaklaşık
100 işçiden 76'sı Birleşik Metal-İş sendikasına üye
olur. Daha sonra bu sayıya yeni üyeler eklenir ve
üye işçi sayısı 83'e ulaşır. Fabrikada çoğunluğu
sağlayarak sendikalaşmayı başaran Tecasa işçileri
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki
başvurusu yaparlar, yetkiyi alırlar ve toplu sözleşme için gün saymaya başlarlar.
İşçilerin örgütlülüğüne karşı kendi sınıf çıkarları
doğrultusunda davranan fabrika patronu işçilerin sendikaya üye olmalarından bir hafta sonra
teknolojik gelişmeler neticesinde işçiye ihtiyacı
olmadığını bahane ederek 3 işçiyi işten çıkarır.
Patronun bu tavrına karşı işçilerin cevabı direniş
olur ve fabrika önüne çadır kurarlar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verdiği
yetkiye itiraz eden fabrika yönetiminin açtığı davanın sonucunu ve 3 işçinin açtığı işe iade davasının sonuçlanmasını bekleyen işçiler, fabrikanın
önüne kurdukları çadırlarda direnişlerini devam
ettiriyorlar.
)aZEi GaCriLalara EesteÞe
Eskişehir Doruk Süsler
Organize Sanayi Bölgesi 8. Cadde Eskişehir
Bekaert
Alikahya Mevki Kocaeli
Süsler markasına sahip Doruk Ev Gereçleri 1947 yılında kurulmuştur. 2006 yılında toplam 535.000 adet
ocak, tam boy fırın, gaz sobası, elektrikli su ısıtıcısı,
radyatör ve katı yakıtlı soba üretmiştir.
Firma Sabancı Holding ve Belçikalı N.V. Bekaert
ortaklığıyla kurulmuştur. N.V. Bekaert 2008 yılında
Sabancı Holding'in elindeki hisseleri devralmış.
Firma 2007 yılı başında Avrupa’nın büyük sermaye
gruplarından olan Candy Grup tarafından satın
alınarak Avrupa’da fırın ve ocak grubu üretim üssü
haline dönüştürülmüştür. Candy Grup İtalya Milano merkezli olup Avrupa’nın beyaz eşya üreten en
büyük sermayesidir.
Standart Depo
Mahmutpaşa Mevkii Kullar Köyü
Başiskele / Kocaeli
Depolama Sistemleri konusunda sektöründeki en
eski kuruluştur. Şirkette 150 işçi çalışmaktadır.
Üretilen raf sistemleri ile Türkiye pazarına %60
oranda hakim durumda.
Kroman Çelik
Osmangazi Mah. Aşiroğlu Cad. No:175
Çayırova/Gebze
Bekaert İzmit, lastik endüstrisi için takviye malzemesi olarak temel girdi teşkil eden çelik kordun
yanı sıra, topuk teli, hortum takviye teli ve dramix
üretmektedir. Şirket üretimin dışında bazı Bekaert ürünlerinin ithalatı ve satışını da yapmaktadır.
Satışlar ağırlıklı olarak Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey
Afrika ve Türk Cumhuriyetleri yapılmakta.
Bosal Mimaysan
Pelitli Köyü Defne Sok. No:6 Gebze
Firma 1965 kuruldu. 1997 yılı başında, susturucu,
egzoz ve muhtelif otomotiv parçaları üreticilerinden
BOSAL Holding B.V. , MIMAYSAN A.Ş.’ye ortak
oldu. Şirketin ismi BOSAL-MIMAYSAN A.Ş. olarak
değiştirildi. Oyak Renault, Ford Otosan'a iş yapan
firma da 300'den fazla işçi çalışıyor.
Çimsetaş
Mersin Tarsus Karayolu 11. Km.
Demir-çelik sektörünün güçlü firmalarından Kocaelili Kroman Çelik’in, Anadolu 500 araştırması’nda iki
yıl üst üste ilk sırada yer aldı.
Çukurova Holding’e bağlı olan Çimsataş, sıcak dövme, çelik ve sfero döküm parçaları ham ve işlenmiş
(bitmiş) olarak üreterek otomotiv ve demiryolu
sektörüne yan sanayi üretmekte.
Ortadoğu, Afrika, Amerika, İngiltere ve Güney Asya
ülkelerine ihracat yapan firma 2011 yılında 2 milyar
dolar ciro, 750 milyon dolar ihracata ulaştırmayı
hedefliyor diyor.
Liebherr, ZF Zahnradfabrik, Daimler, Evobus,Knorr
Bremse, Valeo, Atlas Copco, CNH, BMC, Mercedes
Benz-Türk, Otoyol, Oyak Renault, Uzel, Akkardan,
Hema, firmanın müşterileri arasındadır.
Firmada toplam 968 işçi çalışıyor.
Çimsetaş’ta 557 işçi çalışmaktadır.
Areva T&D
Barış Mh. E-5 Altı 1801. Sokak No:104 Gebze
ABB Elektrik Sanayi A.Ş.
Dudullu Fabrikası: Organize Sanayi Bölgesi
2.Cadde No.16
Areva T&D 43 ülkede endüstriyel varlığı ve 100'den
fazla ülkedeki satış ağıyla nükleer enerji üretimi ve
elektriğin iletimi ve dağıtımı işini yapan firma dünya
genelinde 71 binden fazla işçi çalıştırıyor. Areva
T&D Türkiye’de ise bugün bin 600 işçi çalışıyor. Firma Türkiye’nin en büyük 500 şirketi sıralamasında
2007 rakamlarına göre 83'üncü durumda.
Kartal Fabrikası: Esentepe Mahallesi Milangaz
Caddesi No.52
Arfesan Arkan Fren
Gebze Organize San. Böl. 300.Sokak No: 304
Rsa Teknik Metal
Kartal Cad. No: 71 Yakacık Yeni Mh. Kartal
Fren Körükleri ve çeşitli valf üreten firma da 230 isçi
çalışıyor. Arfesan 32 farklı ülkede bulunan firmalarla
iş yapmaktadır
Fotoselli Kapılar başta olmak üzere otomatik kapılar
üreten firma birçok firmanın distribütörlüğünüde
yapmaktadır.
Güç ve otomasyon teknolojilerinde üretim yapan
ABB yüzden fazla ülkede 120,000 işçi çalıştırmakta. Firma yılda 34,3 milyar dolar sipariş toplamına
ulaşıyor.