indekiler Contents - Mersin Ticaret Ve Sanayi Odası

Transkript

indekiler Contents - Mersin Ticaret Ve Sanayi Odası
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Önsöz
viii
ix
Sunuş
x
xi
Prologue
Mersin’e Dair
1
1
About Mersin
Efemera ve Mersin Kartpostalları
2
3
Ephemera and Mersin Postcards
Ali Murat Merzeci
indekiler
Yumuktepe'den Başladı ...
Ali Murat Merzeci
6
7
Semihi Vural
Gezginlerin Gözüyle Mersin
12
13
Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü
35
Episodes from old times of Mersin
42
43
How Lucky The People Who Will Be Able To See Mersin City Museum!…
Gündüz Artan
44
45
Remembering the Past, Looking to the Future Hopefully
Şinasi Develi
Gündüz Artan
Geçmişi Hatırlamak Geleceğe Umutla Bakmak
Tamer Gök
Tamer Gök
Kenti Gezmek
49
49
Strolling through the City
Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi
53
53
Entry to the City: Railway Station and the Environs
Spine of Commerce: Uray Street
73
74
Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı ve İskelesi
117
117
Gateway to the Outside: Custom House and Pier
Pazaryeri: Yoğurt Pazarı
155
155
The Market Place: Yoghurt Bazaar
Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi
171
171
New Life: Atatürk Museum and the Environs
Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi
207
207
Meeting Place: People's Garden and People's House
Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çamlıbel
235
235
Developing City: Kışla Street and Çamlıbel
Sonuç
271
271
Conclusion
Sonuç
272
273
Conclusion
Notlar
276
277
Notes
Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi
vi
Mersin from the Eyes of the Travelers
34
Şinasi Develi
Ne Mutlu Mersin Kent Müzesi’ni Göreceklere
Contents
Originated from Yumuktepe ...
Semihi Vural
Tülin Selvi Ünlü, Tolga Ünlü
Eski Mersin’de Yaşam
Preface
vii
Önsöz
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Günümüzden 100 yıl önce, Mersin, bugün ulaşmak istediğimiz anlamda, gerçek bir
100 years ago, Mersin was a real modern city in the western way which we would
batılı kent idi. Gelişmekte olan sanayi ve ticaret kentin ekonomik yaşamına hayat
like to see it today. The developing industry and trade was giving life to the city,
verirken, üç büyük dine ait inananlardan oluşan halk da renkli bir sosyal mozaik
and the citizens of Mersin of three major religious beliefs were forming a colourful
oluşturuyordu. Yüksek beton yapıların sahilleri doldurmadığı ve kıyıyı okşayan
social mosaic. The heart of the city and trade centre was the area between the
dalgaların ise henüz dolgu alanlarıyla gerilemediği o yıllarda kentin ticaret merkezi,
train station and the Ataturk House, there were not any concrete buildings filling
tren istasyonu ile Atatürk Evi arasında kalan bölgeden ibaretti.
the sea shore and the waves were not blocked by land fillings.
19.yüzyılın sonuna doğru limanı ve demiryoluyla birlikte hızla gelişen ticaret hayatı
The fast developing business life in Mersin has witnessed at the end of the 19th
Mersin'de Türkiye'nin en eski Ticaret Odalarından birinin kurulmasına tanıklık etmişti.
century the establishing of the oldest Chamber of Commerce in Turkey. The Mersin
1886 yılında kurulan Mersin Ticaret Meclisi, Cumhuriyetin ilanından sonra Mersin
Board of Trade has been established in 1886 and has taken after the Republic
Preface
Ticaret ve Sanayi Odası adını alırken, her zaman kentin hareketli ticaret hayatının
Declaration the name Chamber of Commerce and Industry, and remained the
merkezinde yer aldı.
centre of trade life in Mersin.
Dairesel büyüyen birçok kentin aksine, sahil şeridi boyunca yatay bir gelişim gösteren
Contrary to many cities, Mersin grew widely along the shore instead of circular
Mersin'in ticaret hayatını şekillendiren merkezler ise uzun yıllar boyunca küçük
expanding, and the centres which were forming the business life, always remained
değişikliklerle hep aynı kaldı. Geçmiş yıllarda Mersin'in kültürel, sosyal ve ticaret
the same even after little changes. This area, which is the base of the cultural, social
hayatının temelini oluşturan, ayrıca kent ekonomisinin önemli rollerini üstlenen bu
and commercial life of Mersin and has a major role in the economical structure of
bölge, son yıllarda zoraki bir dirençle ayakta kalmaya çabalamaktadır.
the city, is now trying to stand upright in the last years.
Geçmişin önemli değerlerinin sadece hatıralarda yaşamasının günümüze herhangi
Remembering the important values of the past does not help us today. The
bir yararı olmayacağı açıktır. Kentin tarihi ve kültürel mirasını kaybetmemek ve
responsibility of transferring the historical and cultural heritage to the future
gelecek nesillere aktarmak herkesin sorumluluğunda olmalıdır. Bu felsefeden yola
generations should be on everyone's shoulders. With works, based on this
çıkan bu çalışmayla, Mersin'i bugünlere getiren ticaret hayatının merkezini oluşturan
philosophy, the area, which brought Mersin to the level of today and form the
bölgenin geçmişten günümüze uzanan bir yansımasını ortaya koymaya çalışılmıştır.
business centre of the city, it is tried to show the reflection from the past on today's
Bu yayını hazırlarken engin bilgi dağarcığı ve koleksiyonunu bizlere açan Ali Murat
vision. I would like to thank on behalf o the Mersin Chamber of Commerce and
Merzeci'ye, bu bilgilerin yapıta dönüşmesini sağlayan Tülin ve Tolga Ünlü’ye Mersin
Industry, Ali Murat Merzeci, who opened his wide collection and knowledge for us
Ticaret ve Sanayi Odası adına teşekkür etmek istiyorum.
and also Tülin and Tolga Ünlü, who helped to convert this knowledge to this work.
Şerafettin Aşut
viii
Özlemini duyduğumuz Mersin'in değerlerinin korunması ve yaşayan mekanlar olarak
With the wishes to protect the long-awaited Mersin's historical and cultural values
kullanması dileğiyle…
and to use them as living places...
Şerafettin Aşut
Şerafettin Aşut
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
Mersin Chamber of Commerce and Industry
Yönetim Kurulu Başkanı
Chairman of the Board of Directors
ix
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
B
u kitabın hazırlanma düşüncesi, 2008 yılı Şubat ayında gelen bir elektronik posta
ile başladı. O tarihte, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi
Şerafettin Aşut'tan tarafımıza gelen bu postanın açacağı yolu sanırız hiçbirimiz
bilmiyorduk. “Bilmiyorduk” diyoruz, çünkü ilerleyen dönemde editörlüğünü
üstleneceğimiz bu çalışma bizi, başlarken düşündüklerimizin ötesinde bir noktaya
götürdü.
Sunuş
A
slında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası 2003 yılında da benzer bir çalışmaya imza
atmış ve koleksiyoner Hayrettin Ergun'un Mersin kartpostal arşivini kentin ortak
belleğine kazandırmıştı. Bu doğrultuda bizden de yine benzer bir çalışma istenmişti.
Ne var ki, yapılan karşılıklı görüşmeler sonucu çalışmanın biraz daha genişletilmesinin
yararlı olabileceği yönünde görüş birliği sağlandı.
Y
ine de en azından bizim için çalışma, başlangıçta öngördüğümüzün ötesinde bir
aşamaya ulaştı. Bunu ifade etmekteki amaç, elbette ki yaptığımız çalışmaya
ilişkin yersiz bir kendine övgü değil. Burada açıklamaya çalıştığımız konu, içine
girdiğimizde kendimizi sınırlamakta zorluk çektiğimiz zengin ve geniş bir alanla
karşılaşmış olduğumuz.
M
ersin, binlerce yıllık Anadolu kentlerinin çoğundan daha az bildiğimiz ve
dolayısıyla da kendini ifade etmekte zorluk çeken bir kent. Tam da Osmanlı
modernleşmesinin dünyanın değişen ekonomik ilişkiler sistemiyle kesiştiği bir tarihi
dönemeçte ortaya çıkan bu kendine özgü şehrin, içinde yer aldığı coğrafyanın antik
dönemine ilişkin bilgimiz, kentin modern dönemine ilişkin bildiklerimizden çok daha
fazla. Mersin'e ilişkin yaptığımız araştırma ve çalışmalarda, hüzünlü bir nostaljiyle
hatırlanan kentin yakın geçmişine ve doğrudan doğruya kente ilişkin, bir elin
parmaklarını geçmeyecek sınırlı sayıda çalışmadan başka çalışmanın olmadığını
gördük.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
T
he idea of preparation of the book had started with an e-mail received in
February 2008. We did not know where the mail received from Mr. Şerafettin Aşut,
board member of Mersin Chamber of Commerce and Industry, would take us at
that time. We say “did not know” because this attempt has taken us beyond the
limits we had in our minds at the starting point.
A
similar study was carried out back in 2003 by Mersin Chamber of Commerce
and Industry and the “Mersin postcard archive” of collector Mr. Hayrettin
ERGUN was added to the city's collective memory. A similar study was required from
us as well. However, following our mutual discussions on the subject it was decided
that it would be more useful if the scope of the required study was expanded.
Prologue
E
ven after this decision, at least for us, the study achieved beyond the
preplanned limits. Our aim stating this point is not a eulogy for this study and
ourselves. It is tried to be made clear that trying to limit the scope of the subject
studied, when once got into details, was so hard due to the very rich and wide
scope.
M
ersin “with its short history” is much less known compared to many other
Anatolian cities of thousands of years and therefore facing problems in
expressing herself. There is more information about the archeological ages
compared to the recent historical period of the city which has its distinctive
characteristics and which emerged at the historical cross point of Ottoman
modernization and the world's changing economical system. It was found out
during the research and studies that there were very limited number of researches
carried out by history researchers about the recent history of and the city herself
which is remembered with a melancholic nostalgia.
T
his fact was a primary difficulty as well as being a challenge. On the one hand,
D
Tülin Selvi Ünlü
olayısıyla bu süreçte önemli bir zorluk ve aynı zamanda da büyük bir şans ile
karşı karşıya olduğumuzu fark ettik. Bir yandan yararlanabileceğimiz az sayıda
çalışma bulunurken öte yandan da oldukça bakir bir alanla karşı karşıyaydık. Bu
nedenle kaynaklar konusundaki bilinmezlikler bir zorluk olarak karşımıza çıksa da,
yepyeni bir alanda yapılacak araştırmalar bir şans ve heyecan olarak çalışmanın
bileşenleri oldu.
Y
aklaşık sekiz yıldır yaşadığımız Mersin'de, hemen hemen aynı alanda
sürdürmekte olduğumuz akademik çalışmalar, elbette bu işi üstlenmemizde bizi
cesaretlendiren temel etmendi. Söz konusu çalışmalar, bu kitabın hazırlanması için
bir altyapı sağlıyordu.
x
there was very limited number of reference researches made where on the other
hand vast number of possibilities for researches existed in this field. The studies and
researches to be carried out in this relatively new challenging and virgin field
brought excitement and become components of the studies while the limited
number of available references represented a difficulty.
Tolga Ünlü
H
aving lived in Mersin for eight years and carrying out researches in this same
field academically was the basic encouraging factor to accept this
responsibility of preparing such a book. The mentioned researches formed the
xi
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
A
ncak asıl ilginç olan, temelde Mersin'in görsel hafızasının paylaşımını ve ortak bir
kimlik arayışına katkı sağlamayı hedefleyen bu çalışmanın aynı zamanda
bizlerin akademik çalışmalarına sağladığı katkıydı. Çünkü, kitabın hazırlanması
aşamasında değerli koleksiyoner Ali Murat Merzeci'nin Mersinliler ile paylaşmayı
kabul ettiği zengin Mersin koleksiyonundaki kartpostallar bizi, görüntülerdeki yapılar,
kişiler, olaylar, mekanlar ve tarihlere ilişkin kapsamlı ve detaylı araştırmalara yöneltti.
Sunuş
B
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
A
ctually, the real interesting point was the contribution of this study, which aimed
the sharing of Mersin's visual memory and the contribution to the search for a
collective identity for the city, to our ongoing academic studies. Mr. Ali Murat
Merzeci's acceptance to share and making his rich and valuable collection of
Mersin postcards available for studies led us to search the people, events, buildings
and dates appearing on the postcards thoroughly in detail during the preparation
of the book.
aş döndürücü bir hızla değişen çehreleriyle, kentlerin belki de en doğrudan ve
yanıltmayan görsel tanıkları olan kartpostallar dikkatle incelendiklerinde, her biri
birer öyküsü olan ve dilinden anlayabilene geçmişi tüm ayrıntılarıyla aktaran birer
yaşlı bilge gibi. Ancak yine de, söz konusu kartpostalların bize söylediklerini
anlayabilmek için Mersin'e ilişkin yerli ve yabancı arşiv ve kütüphanelerde, çeşitli
kurum ve kuruluşların oluşturduğu belgeliklerde araştırmalar yaptık. Yaptığımız bu
araştırmalar, uzun zamandır sürdürmekte olduğumuz sözlü tarih çalışmalarında
dinlediğimiz Mersin fotoğrafını bütünlememize ve zihnimizde oluşan silik silueti bir
parça daha netleştirebilmemize yardımcı oldu.
ach of the postcards, the eyewitnesses of the quickly changing cities and each
having its own story to tell, are like elder wise men telling about the past in detail
to the ones who can understand their language when examined carefully. Beyond
this, researches had been carried out at local and foreign archives and libraries and
at numerous other archives owned by other entities to understand the stories being
told by the postcards in a better way. These researches have also helped to further
clarify the blurry picture of Mersin in our minds which we listened about during oral
Çalışmanın Fiziksel ve Dönemsel Sınırları
Resarch's Physical and Temporal Boundaries
T
history studies and researches ongoing for a long time.
Ö
ncelikle kendi kafamızda netleştirmeye çalıştığımız bu resim, kitapta hem
tasarım hem de anlatım biçimi açısından tutarlı bir dil ile sunulmaya çalışıldı.
Çalışmanın, kendini Mersinli sayan ve “Mersin'in gerçek sahibi” olmak isteyenlerin
yanı sıra Mersin'i hiç bilmeyen ve tanımak isteyenler için de bir kaynak kitap
he picture, which is primarily tried to be clarified in our minds, has been presented
in a special format both designwise and presentationwise. A special format was
tried to be set in the book to allow it to be used as a reference book by those who
classify themselves as and want to be “true owners of Mersin” or by those who do not
olabilmesi amacıyla bir kurgu oluşturulmaya çalışıldı. Bu doğrultuda öncelikle kentin
on dokuzuncu yüzyıl sonunda beliren ve yirminci yüzyıl ortalarına kadar da korunan
kentsel yerleşik alan sınırları esas alındı.
know about Mersin and want learn about it. In line with this, the city boundaries
established within the nineteenth century and almost unchanged through to the
mid of the twentieth century were considered.
T
arihi dönem açısından bu sınırlamadaki temel belirleyici, söz konusu tarihlerin,
kentin bir ticaret ve liman kenti olarak kendine özgü kimliğini oluşturduğu dönem
oldu. Fiziksel sınırlama ise aslında bu dönemsel sınırlamanın getirdiği bir sonuçtu. Zira
T
he basic factor for setting the temporal boundary as above is the reason that this
was the era during which the city defined and set her unique identity as a
commercial and seaport center. Physical boundaries were implicit due to the
kent, iskeleler ile ortaya çıkmaya başladığı 1830'lu yıllardan, Cumhuriyet
modernleşmesi ve ardından İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar geçen dönemde
hemen
hemen
aynı doğrusal
eksen boyunca gelişmişti. Kent, özellikle
demiryolunun işletmeye açıldığı 1886 yılından sonra, küçük üretim atölyeleri ve
fabrikalarla başlayan sanayi yapıları ile kuzeye (Fabrikalar Caddesi olarak
adlandırılan günümüzdeki Cemal Paşa Caddesi'ne) doğru bir gelişim gösterdi.
Ancak çalışma kapsamında, yirminci yüzyıl başına kadar ticaret ve liman kenti kimliği
ile Doğu Akdeniz'de yerini alan Mersin'in, iskeleler-deniz-kent ilişkisinin somut olarak
accepted periodical boundaries. The city had grown along the same axis from the
1830's when it first started to appear with its piers, to Republican modernization and
through to the end of the 2nd World War. It may be said that the city, especially after
1886 following the establishment of the railroad connection, has grown towards
north (Fabrikalar Street currently called Cemal Paşa Street) with new industrial
görüldüğü, istasyon ile deniz feneri arasındaki alan üzerinde duruldu.
Prologue
E
buildings like small workshops and factories constructed. Within the scope of this
study, the area from the railway station to the lighthouse was considered due to the
reason that the visible tangible traces of piers-sea-city relation of Mersin's
commercial and seaport identity which was established mostly up to the start of the
twentieth century in the Eastern Mediterranean region were mostly existed.
xii
xiii
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Bir “Kent Gezi Rotası”na Doğru
Towards a “City Excursion Route”
Ç
A
eşitli değişimler geçirmiş olmakla birlikte kentin tarihi ve ticari merkezi olarak
geçmişin izlerini sürebileceğimiz bu yerleşik alan sınırları içinde, bir anlamda
“kent gezi rotası” çizildi. Mersin'in yüz elli - iki yüz yıllık genç tarihine, büyüklerinin
anlattıkları ve kendi yaşadıklarıyla birebir tanık olan Mersinliler ya da Mersin'i hiç
bilmeyen ve merak edenler için, ellerinde bu kitapla gezebilecekleri bir güzergah
belirlenmeye çalışıldı.
Sunuş
P
xiv
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
“city excursion route” is established in this inhabited area, although had gone
through various changes, where one can trace the city's past at historical and
commercial center of the city. A route is tried to be established in the book to help
those who have witnessed the young hundred fifty to two hundred years old history
through the things heard from elderly people or through their own personal
experiences or for those who do not know anything about the city but want to learn
about it.
eki deniz kıyısına paralel giden bu hattı nasıl anlatmalıydı? Aslında, biri doğuda
diğeri batıda iki yapı bizim için oldukça belirleyici oldu. Kentin yakın geçmişine
baktığımızda, hanları, dükkanları, depoları, otelleri, camileri, kiliseleri, evleri ile
oldukça canlı bir ticaret ve renkli bir kentli yaşam biçiminin kendini gösterdiği kentsel
alan tam da bu iki nokta arasında sürüp gitmişti. İstasyon kente girişi tanımlarken,
Müftü Deresi'nin denizle birleştiği noktadaki tarihi deniz feneri ise kentin bitişini haber
veriyordu.
ow one should have told about this route parallel to the seashore? Two
buildings had a big influence in determining, one in the west and the other in
the east. Looking into the past, commercial and the colorful city life was actually
ongoing in this area with its commercial buildings, warehouses, shops, hotels,
mosques, churches. The railway station setting the entrance to the city, the historical
lighthouse at the point where Müftü Creek meets the sea set the end of the city.
D
T
H
olayısıyla kitabın kurgusu, kentin gelişim çizgisinden yola çıkılarak oluşturuldu. Bu
iki nokta arasında farklı özellikler gösteren kent parçaları bu rotanın içindeki
durak noktalarını belirledi. Böylece geziye, bir anlamda kentin girişi olan istasyondan
başlandı. Ardından ticaretin ana ekseni olan Uray Caddesi boyunca devam
edilerek, kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi ve uzantısındaki Gümrük
Meydanı'na ulaşıldı; oradan da ticari hayatın bir diğer parçası konumundaki Yoğurt
Pazarı'na geçildi. Deniz fenerinde son bulacak geziye, kentin, özellikle Cumhuriyet
modernleşmesi ile birlikte gelişen yeni sosyal, kültürel ve eğlence yaşamının odağı
haline gelmiş Akkahve (günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi), Atatürk Evi ve
çevresine doğru devam edildi. Atatürk Evi'nin batısında Mersin'in simge yapılarından
biri olan Halkevi yeni bir durak oldu. Çünkü Genç Cumhuriyet ideolojisi ile birlikte
ulusal kültürün oluşturulması çabalarının somut bir öğesi olarak bugün de kültürel bir
işlevle varlığını sürdüren Halkevi ve Halkevi'nin güneyinde, denizin hemen kıyısındaki
Millet Bahçesi, geçmişten beri kentlinin buluşma noktasıydı.
People's House were the meeting points of citizens since old times.
K
A
ent, demiryolunun işletmeye açılmasıyla birlikte ardındaki verimli Çukurova'ya
hızlı ve ekonomik bir yolla bağlanmıştı. Bu bağlantı Çukurova'nın pamuğu ve
tahılının limana, limana gelen mal ve ürününse Çukurova'ya, hatta Anadolu'nun
içlerine kadar kolaylıkla ulaştırılmasını sağlamıştı. Bu durum kentteki ticari yaşamı
hareketlendirmişti. Böylece kent doğudaki istasyondan batıya doğru gelişti.
Kitaptaki kurgu ve gezi rotası da, buna paralel biçimde, kentin gelişim hattı boyunca
doğudan batıya doğru devam etti. Bu dönemde Millet Bahçesi'nden sonra kentin
gelişen konut alanı olarak Kışla Caddesi ve çevresi, rotanın bir başka durağı olarak
belirdi. Kışla ve deniz feneri ise kentin son noktasını belirledi.
Prologue
he set up of the book is based on the city's growth line. The parts of the city
between these two points different than others set the stopping points of the
route. The tour started from the entrance point of the city, the railway station on the
east. Continued along the main axis, through Uray Street, the main pier, Custom Pier
and Custom Square is reached. The next stop is Yoghurt Bazaar, which is another
significant place within the commercial life. The excursion, planned to end at the
lighthouse is continued towards Akkahve (currently Building of Municipality of
Greater Mersin) which has become the focal point of social, cultural and
entertaining activities and later on towards Atatürk House. People's House being
one of the symbol buildings of Mersin is another stop existing to the west of Atatürk
House. People's House, built following the establishment of the Republic to function
as a cultural center to help setting up of base for cultural activities which still exists
and functions similarly, and People's Garden just by the seashore on the south of
fter the railroad became operational, the city was connected to her
hinterland, fertile Çukurova rapidly in an economic way. This connection had
set up the link to get the cotton and grains grown in the area to the seaport for
exports and to get the imported goods to Çukurova and even into other parts of
Anatolia. This improved the commercial activities in the city. City started to grow
from the railway station in the east to west. The book is planned to follow the growth
line of the city. During this period, following People's Garden, Kışla Street and its
environs as the newly developing residential area is another stop of the route. The
military barracks and the lighthouse were the final stop of the excursion route.
xv
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
D
olayısıyla, geleneksel Osmanlı kentinin organik ve birbirinden ayrılan işlevleri ile
şekillenen fiziksel dokusunun aksine, camisi, kilisesi, hükümet konağı, hanları,
bankaları ve alt katı dükkan ya da depo, üst katı konut olarak kullanılan karışık işlevli,
doğrusal gelişim gösteren yapısı ile yirminci yüzyıl başındaki Mersin için dağılmadan,
sağa sola sapmadan ilerleyen bir gezi güzergahı belirlemek olanaklı oldu.
N
e var ki, bu kurguyu bir gezi rotası içinde ve daha anlaşılabilir kılabilmek
amacıyla kenti bölümlere ayırarak sürdürürken pek çok zorlukla karşılaştığımızı
söylemeliyiz. Bunların başında, kimi bölümlerde, tüm bu kurgusal bütünlüğü
sürdürebilmemize olanak verecek sayıda ve nitelikte kartpostalın bulunmaması
geldi. Bu durum koleksiyonerin sahip olduğu kartpostalların sayısından çok kente
ilişkin gün yüzüne çıkmış Mersin kartpostallarının sınırlılığından kaynaklanıyordu.
Sunuş
K
arşılaşılan zorluklardan bir diğeri ise görüntüdeki yapıların, mekanların isimlerinin
değişmiş olmasıydı. Örneğin “Yoğurt Pazarı” adını kullandığımızda, en azından
Mersin'i bilenler için bir sorun yokken, “Aşıklar Parkı”, “Millet Bahçesi”, “Tüccar
Kulübü”, “Kışla Caddesi” ya da “Gümrük Meydanı” ifadesinin pek çok yeni kuşak
Mersinli için bir anlam taşımaması söz konusuydu. Bunun için çoğunlukla, sözü edilen
yerlerin günümüzdeki isimleri, bugünkü kullanımları ya da söz konusu yapı veya
mekanın çağrışım yapılmasını sağlayacak bir özelliği verilmeye çalışıldı. Örneğin Kışla
Caddesi'ni bilmeyenler olabileceği düşüncesi ile bu cadde ve çevresi için,
anlattığımız dönemde kullanılmamasına rağmen bugünkü adı olan “Çamlıbel” ismi
kullanıldı.
Kitap Nasıl Okunmalı?
K
itabın tüm bölümlerinde ilgili kartpostalın belgelediği görüntüde yer alan yapı ya
da mekanlara ilişkin açıklayıcı yazılara yer verildi. Ayrıca kartpostalda görülen
yapı ya da mekanların kent içinde bulundukları noktalar, sayfanın köşesindeki
şemalar ile gösterilmeye çalışıldı. Ne var ki, karşılaşılan güçlüklerden biri de, kitabın sol
sayfalarında yer verilen kartpostallarda görülen yapı ya da mekanların bir kısmının
günümüze ulaşamamış ya da tamamen değişmiş olmasıydı. Bu önemli bir sorundu,
çünkü kitabın sağ sayfalarında kartpostaldaki görüntüyle eş olacak güncel
fotoğraflara yer verilmesi hedeflenmişti. Böylelikle Mersin'i hiç bilmeyen birisi için bile
kentin on dokuzuncu yüzyıldaki yapı ve mekanlarını görmek, kentte nerede
bulunduklarını algılamak ve eğer hala ayaktaysalar günümüzdeki durumlarını
görmek olanaklı olabilecekti. Oysa, pek çok kartpostal için bu ne yazık ki olanaklı
olamadı. Ancak yine de olabildiğince eş fotoğraflarla, kartpostaldaki görüntülerin
güncel durumu belgelenmeye çalışıldı.
xvi
B
u durumun kentin algılanmasında ve kitabın sürekliliğinde kopukluklara neden
olmasını önleyebilmek amacıyla başka bir çözüm daha üretilmeye çalışıldı.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
T
herefore, it was possible to set an excursion route for Mersin in the early years of
the twentieth century without any major sidewise deviations from the main route
due to Mersin being a linearly organized city with mosques, churches, government
building, commercial buildings, banks, multi-purpose buildings with floor level shops
or warehouses and upper floors being used as residences in contrary to traditional
Ottoman cities organized organically with separately located buildings according
to their functions.
Prologue
M
any difficulties were encountered while dividing the city into parts in order to
keep the set up as an excursion route and trying to make it more
comprehensible for the reader. First of all, in some parts, there was not enough
number of and good quality postcards to sustain the integrity of the structure of the
book. This was not due to the number of postcards the collector had, but due to
limited number of different available Mersin postcards.
A
nother difficulty encountered was the current changed names of the buildings
or places on the postcards. For example, when the name “Yoghurt Bazaar” is
used there is no problem at least for the ones who already know about Mersin, while
the terms like “Lovers Park”, “People's Garden”, “Merchants Club”, “Kışla Street” or
“Custom Square” were not understandable for most of the new generation Mersin
residents. Due to this reason, mentioned buildings' or place's current names, current
uses or an important current feature is tried to be specified to enable correct
understanding. For example, with the expectation that there may be people who
may not know the old name “Kışla Street” used at the time, i.e. within the set time
frame and periodical boundaries up to the mid of the twentieth century, the
currently used name “Çamlıbel” is preferred although not used in the past.
How to read the book?
E
xplanatory passages about the documented buildings or places on the
postcards are included in all sections of the book. In addition to this, the locations
within the city of the buildings and the places shown in the postcards are stated
diagrammatically on the corners of the pages. Another one of the difficulties was
the fact that all of the buildings and places shown in postcards on the left pages
were not able to make it to the current times and some were either totally
disappeared or changed. This was an important problem, because it was planned
to include the current views on the right pages of those places and buildings shown
on the postcards on the left pages. Doing this, it would be possible even for the
people who did not know about Mersin to see the places and buildings as they
existed in the nineteenth century and perceive where they were located and also to
see the current views if they still existed. This was not possible for most of the places
xvii
Sunuş
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Bunun için kartpostallarda gördüğümüz ancak günümüze ulaşamayan, kartpostalın
yer aldığı bölümü en iyi simgeleyeceği düşünülen yapıların üç boyutlu modellemeleri
hazırlandı. Söz konusu yapıların üç boyutlu modellemelerine, güncel fotoğrafların
bulunduğu sağ sayfanın köşesinde yer verildi. Böylece, günümüze ulaşamamış
Mersin'in simge yapılarının en azından üç boyutlu canlandırmaları ile kent
belleğinden tamamen silinip gitmemeleri için çaba gösterildi.
and buildings shown on the postcards. However, current views are tried to be
included as much as possible to be able to give a better understanding of the
current situations to the reader.
A
yrıca kitabın içinde, anlatım kurgusunu ve gezi rotasını şematik olarak gösteren
bir postere yer verildi. Bu posterde kitabın bölümleri ve bu bölümler içinde yer
alan önemli yapı ve mekanlar işaretlendi. Böylelikle anlatımın ve kartpostallardaki
görüntülerin kentsel mekan ile ilişkilendirilebilmesine çalışıldı. Öte yandan, her
bölümün başlangıcında, kentin o parçasını bir bütün olarak algılamayı
kolaylaştırabilmek için bir giriş yazısı hazırlandı. Böylece okuyucunun ilgili bölüme
ilişkin genel bir fikir edinmesi ve bölüme hazırlanmasına yardımcı olmak amaçlandı.
S
onuçta, Mersin'in kuruluşundan 1940'lı yıllara kadar geçirdiği kentsel gelişim
serüvenini görsel malzemesi zengin, okunması kolay bir kitap olarak hazırlamaya
gayret ettik. Bir kartpostal albümü olmanın ötesinde, kartpostallardan yola çıkan bir
kent tarihi çalışması ve aynı zamanda kapsamlı bir gezi rehberi olarak da kentin ortak
belleğine ve kent kimliğinin gelişimine küçük de olsa bir katkı yapmaya çalıştık.
Yukarıda sözünü ettiğimiz zorluklara, kitabın hazırlık aşamasındaki tüm ayrıntıların
sadece iki kişi tarafından üstlenilmiş olmasını da eklemekte yarar var diye
düşünüyoruz. Öncelikle, çalışmaya ilişkin tüm eksiklik ve yanlışlıklardan bu iki kişinin
sorumlu olduğunu ifade etmek isteriz. Bu yoğun emek gerektiren sürecin çeşitli
aşamalarında, bize bu yolu açan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, çalışmalarının
izinden gittiğimiz değerli yerel tarih araştırmacıları, Mersin'e ilişkin çalışma yapmış tüm
araştırmacılar, görüş ve önerileri ile hocalarımız, arkadaşlarımız ve aylarca
görüşemememizi anlayışla karşılayan ailemiz yanımızda olmasaydı, bu çalışma da
ortaya çıkmayacaktı.
B
unun için başta, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin
Aşut'a kent belleğine yaptığı bu katkıdan ötürü teşekkür ederiz. Ayrıca bugün
aramızda olmayan, ancak bu çalışmanın başlangıcında en az bizim kadar
heyecanlandığını bildiğimiz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu eski
Başkanı Kadri Şaman'ı saygıyla anıyoruz.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu'nun diğer değerli üyelerinin yanı
sıra çalışmamız boyunca hep yardım ve desteğini hissettiğimiz, çalışmanın
sorunsuz bir şekilde ilerlemesinde büyük katkısı olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
Genel Sekreteri Kadir Dölek'e gönülden teşekkür etmek isteriz.
xviii
A
nother solution is tried to be used to allow complete understanding and
perception of the city as well as avoiding any possible discontinuities that may
be induced to the book due to such interruptions explained above. Three
dimensional models of the buildings, appearing on the postcards, which are
thought to represent the place on the postcard the best and which did not make it
to today, are made. These models are shown on the bottom-right corner of the right
pages of the book, where current views are placed. Doing this it was possible to
some extent to stop the loss of the buildings and places symbolizing Mersin to be
erased from city's collective memory.
Prologue
B
esides, a poster exists in the book, on pages 50 and 51, that shows the excursion
route diagrammatically. Important places and buildings are all marked on the
poster. This made it possible for the reader to relate the buildings and places on the
postcards to the city and be able to locate them within the city in their minds.
Moreover, a brief introduction is prepared for each section of the book to enable
better perception of the part of the city covered in that section. It is thought that this
may help the reader to have a general idea about that section and be prepared for
what to come.
I
n conclusion, growth of the city from the first establishment time of Mersin to 1940's is
covered in this easy to read book with lots of visual material. Beyond being a
postcard album, the book is intended to contribute to the collective memory of the
city and city identity, an urban history study having the starting point as postcards
and a guide book. Another difficulty to be added to the ones above was the fact
that there were only two persons present during all preparation phases of the book.
We would like to say that only these two persons are responsible for all the mistakes or
missing things in the book. However, this book would not materialize without the
supports of Mersin Chamber of Commerce and Industry opening this path to us,
valuable local researchers' works which we used for guidance, our teachers with
their opinions and suggestions about our work, all previous researchers about Mersin
whose works are used in preparation of the book, our friends and our families who
were very thoughtful to us despite not seeing them for months.
F
irstly we would like to thank to Mr. Şerafettin Aşut, the head of board of directors of
Mersin Chamber of Commerce and Industry for his contribution to the city
collective memory. We would like to commemorate Mr. Kadri Şaman, the previous
head of board of directors of Mersin Chamber of Commerce and Industry who is not
with us now and whose great excitement we had witnessed during the starting
phase of this study.
xix
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
B
u çalışmada bizimle birlikte olan çok sayıda isim var. Bu çalışmanın mutluluğunu
onlarla paylaşmaktan büyük sevinç duyduğumuzu belirtmeliyiz. Bu isimlerin
başında, yıllardır büyük bir emek ve özveri ile biriktirdiği zengin kartpostal
koleksiyonunu, daha önce yaptığımız pek çok çalışmada da cömertçe bizimle
paylaşan değerli koleksiyoner Ali Murat Merzeci geliyor. Sayın Merzeci'ye, kentin
yakın geçmişine ilişkin yapılan çalışmalarda, birincil kaynak olarak büyük değer
taşıyan böylesi bir koleksiyonu Mersinliler ile paylaştığı, çalışmamıza ve bizlere
duyduğu güveni için çok teşekkür ederiz.
Sunuş
K
artpostallarda görülen karelerin güncel görüntülerini yakalayabilmek, ayrı bir
uzmanlık ve beceri gerektiriyordu. Bu konuda en büyük destekçimiz Mersin
Fotoğraf Derneği'nin değerli başkanı Mustafa Eser oldu. Yorulmadan, yılmadan,
kartpostallardaki görüntülerin güncellerini fotoğraflayabilmek için, yoğun iş
temposunda, adeta zaman yaratarak yaptığı gönülden çalışmayı teşekkürle
ödememiz zordur.
K
itabın hem yurtiçi hem de yurtdışında ilgilenenlere ulaşması, Mersin'in Doğu
Akdeniz'de önemli bir ticaret ve liman kenti olarak var olduğunun Türkiye ve
dünyada çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlara duyurulabilmesi amacıyla Türkçe-İngilizce
olarak yayınlanabilmesi de yine büyük bir çaba ve özveriyle gerçekleşti. Bu çaba ve
özverinin sahibi, yine iş hayatının içinde vakit ayırarak, büyük bir heyecan ve sevgiyle,
kitap metinlerinin İngilizce'ye çevrilmesini sağlayan Güzin Selvi'dir. Bu yoğun ve
özverili çalışması için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır.
W
e would also like to thank all the other members of the board of Mersin
Chamber of Commerce and Industry and to Secretary General Mr. Kadir
Dölek who made the smooth progress of the study possible.
T
here were many others contributed to the efforts during the study. We share the
happiness of these efforts with them. Mr. Ali Murat Merzeci is the major contributor
with his postcard and photocard collection which was put together with years' long
efforts and making it generously available for our research works in many studies. We
would like to thank Mr. Merzeci for making his valuable collection available for our
studies as a primary resource for the recent past of the city, sharing it with Mersin
citizens and also for his confidence in us.
A
Prologue
special expertise was necessary to be able to produce the current views of the
places and buildings on the postcards. The major supporter of ours in this field
was Mr. Mustafa Eser, the president of Mersin Photograph Club. It is very hard to pay
for by just thanking to him who tirelessly, among his busy schedule, by creating time
to take and produce these photographs.
P
ublishing the book in both Turkish and in English to reach the interested parties
and entities in Turkey and abroad to express Mersin's presence as an important
commercial city and a seaport in Eastern Mediterranean region was a result of a
great effort and sacrifice. Güzin Selvi made the book's English translations possible
with her great excitement and love for this study and creating time among her busy
work schedule. We would like to thank her for the good work.
K
artpostallardan gördüklerimizin yanı sıra üzerindeki bir tarih, yazı, düşülmüş bir
notu anlamak da büyük önem taşıyordu. Osmanlıca yazılar, kimi zaman
kartpostalın dönemine ya da o dönemin olaylarına ilişkin önemli ipuçları
barındırıyordu. Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden
Okutman Mehtap Ergenoğlu, söz konusu Osmanlıca yazı, not ya da tarihleri anlaşılır
kıldı. Yoğun çalışma temposuna rağmen vakit ayırarak kartpostalların dilini
anlamamızı sağlayan Mehtap Ergenoğlu'na gönülden teşekkür ederiz.
t was important to understand the written notes and writings and dates on the
postcards. These notes or writings in Ottoman contained lots of important clues for
that period or related events. Instructor Ms. Mehtap Ergenoğlu from Mersin University,
Faculty of Science and Literature, History Department, made all these
understandable. We would also like to thank her for her contribution to the
preparation of the book.
Ç
T
ve Semihi Vural'a en içten teşekkürlerimizi sunmak isteriz.
hinking that it might be worthwhile for the reader, we asked for articles to be
included in the introduction part of the book regarding the history of Mersin from
valuable researchers and writers. We would like to extend our thanks to Prof. Dr.
Tamer Gök, Mr. Şinasi Develi, Mr. Gündüz Artan, Mr. Ali Murat Merzeci and to Mr.
Semihi Vural for their contribution to the book's preparation in this regard.
E
O
alışmanın giriş bölümünde, Mersin tarihine kısa bir yolculuk yapmanın yararlı
olabileceğinden yola çıkarak, çok değerli araştırmacı ve yazarlardan birer yazı
istedik. Bunun için, bizleri kırmayarak, çalışmanın içeriğine büyük katkı sağlayan,
değerli hocamız Prof. Dr. Tamer Gök, Şinasi Develi, Gündüz Artan, Ali Murat Merzeci
xx
I
lbette kolektif bir çalışma olarak, desteğini hissettiğimiz, görüş ve önerilerini
bizimle paylaşan çok sayıda isim daha var. Mimarlık Bölümü öğrencilerimizden
Emrullah Erol, bir yandan eğitimini sürdürüp diğer yandan çalışırken, bir yandan da
f course, there are many people who have supported and shared their
opinions and suggestions with us. Our student Emrullah Erol, besides following
his classes and studies, built three dimensional models for the buildings symbolizing
xxi
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Mersin için simge yapıların üç boyutlu modellemelerini hazırladı. Hem gurur hem de
büyük mutluluk duyduğumuz bu emek yoğun çalışması için kendisine gönülden
teşekkür ediyoruz.
Mersin. We want to thank him for his hard work in producing these models which
made us both proud and happy.
B
Sunuş
unun yanında Türkçe metinlerin düzeltisini büyük bir sabırla ve hızla yapan Aydın
Arıcıoğlu'na büyük teşekkür borçluyuz.
O
ur thanks are also due to Mr. Aydın Arıcıoğlu for corrections of the Turkish texts
with his great patience.
W
alışma boyunca araştırmalarımızın çeşitli aşamalarında bizden yardımlarını
esirgemeyen Mersin Ticaret Sanayi Odası çalışanlarından Erdal
Karakaşoğlu'na, Akdeniz Belediyesi'nden Eşe Şamiloğlu'na, Süleyman Gül'e ve
çalışmanın her aşamasında desteğini hissettiğimiz Mersin Ticaret Sanayi Odası hukuk
müşaviri Dilek Kurtuluş'a ayrı ayrı teşekkür ederiz.
e would also like to thank to Mr. Erdal Karakaşoğlu, an employee from Mersin
Chamber of Commerce and Industry, to Ms. Eşe Şamiloğlu and Mr. Süleyman
Gül from Akdeniz Municipality for their support and contribution at different stages of
preparation of the book and to Ms. Dilek Kurtuluş, legal consultant for Mersin
Chamber of Commerce and Industry for her support and contribution all along the
preparation of the book.
A
B
Ç
yrıca kitabın tamamını okuyarak görüş ve önerilerini bizimle paylaşan Tuba
Çiçek Bilgin'e, Şinasi Develi'ye, Gündüz Artan'a ve Semihi Vural'a; İngilizce
çevirilerin bir bölümü için verdiği destekten dolayı Sinan Burat'a ve Cengiz
Özçelebi'ye; İngilizce düzeltilere katkıları için Julie Özçelebi'ye teşekkürlerimizi
sunarız.
M
ersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın, daima önderlik ettiği, kentin ortak belleğine
katkı sağlamaya yönelik bu çabasının yeni yayınlar ile uzun yıllar sürmesi dileği
Prologue
esides, we would like to thank to Mrs. Tuba Çiçek Bilgin, Mr. Şinasi Develi, Mr.
Gündüz Artan, and Mr. Semihi Vural for sharing their comments and suggestions
after reading the whole book, to Mr. Sinan Burat and Mr. Cengiz Özçelebi for their
support by undertaking the translation of a part of the book.
I
t is hoped that this effort led by Mersin Chamber of Commerce and Industry
contributing to city's collective memory will continue with new publications for the
coming years…
ile…
Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü
Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü
Ekim 2008, Mersin
xxii
October 2008, Mersin
xxiii
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Efemera ve Mersin Kartpostalları
Ephemera and Mersin Postcards
K
E
elime anlamı olarak kısa süreli, günlük, geçici anlamlarına gelen efemera
(ephemera), gündelik yaşamda kullandığımız özellikle kağıt türünde
malzemelerin biriktirilmesi şeklinde ortaya konan bir koleksiyon türü. Bu malzemeler
faturadan bilete, etiketten mektuba, kartpostaldan kartvizite, sinema afişinden
sinema biletine; yani akla gelebilecek her cins kağıda kadar uzanıyor. Bu kağıtları
biriktirenlere de “efemerist” deniyor. Bu zengin koleksiyon malzemesi içerisinde
kartpostalın seçkin ve anlamlı bir yeri var.
Mersin’e
Dair...
O
A
I
O
smanlı coğrafyasında ilk kartpostal İstanbul'a yerleşmiş Max Fruchterman
tarafından 1895 yılında Breslau basımı olarak karşımıza çıkar. İzleyen yıllarda
birçok kuruluş, bu zengin ve mistik doğu ülkesini fotoğraflama ve bu görsel
malzemeyi ticarileştirip kartpostal haline getirerek ülkeyi ziyaret eden yabancıların
beğenisine sunma yarışına çıkar. Bu coğrafya içerisinde fotoğrafçılık mesleğinden
gelen yüzlerce kişi yaşadıkları kentlerde çektikleri fotoğrafların genelde Avrupa'da
kartona basımını sağlayarak satışa sunarlar. Özellikle Anadolu'nun son yüzyılının en
büyük görsel mirası bu kartpostallardır. Taşra kartları olarak adlandırılan
kartpostallara ek olarak, bu kişiler kendi imkanları ile fotoğraf kağıdına bastıkları
fotoğrafları “fotokart” olarak adlandırarak küçük yerleşimlerin bile zamana imza
atmalarını sağlamışlardır.
B
üyük dedem Kadı Hasan Tahsin Merzeci, 1915 yılında Mersin'e yerleşir. Bu tarihte
başlayan Mersinliliğimiz kesintisiz sürer. Aile evrakı arasında yer alan ve gün
geçtikçe zenginleşen eski Mersin fotoğrafları ve kartpostallarına ilgim, ilkokul
yıllarında başladı ve artarak devam etti. Dedemin biriktirdiği kartpostal ve
2
he first business cards, began to be used in Europe and America by the first
quarter of the nineteenth century, are considered as the predecessors of
postcards. The business card, getting bigger in dimensions since 1860's and then
enriched with drawings and pictures by the time, transforms into the postcards, the
indispensable of the Christmas, religious festivals and special occasions. The 1893
Chicago World Exhibition, to which Ottoman State also participated, is accepted as
the first and quantum leap year of the postcard. From this date on, postcard would
not only be a communication mean but also be used as propaganda mean in order
to create an agenda and enable the transference of the message to wide mass.
ncak bir süre sonra konu açısından zenginlik sınır tanımaz hale geliyor, gündelik
About
Mersin...
T
n dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde Avrupa ve Amerika'da kullanılmaya
başlanan ilk kartvizitler kartpostalın atası sayılıyor. Boyutları 1860'lardan itibaren
büyüyen ve ardından çizi-resimle zenginleştirilen kartvizit zamanla yılbaşları,
bayramlar ve özel kutlamaların vazgeçilmezi kartpostala dönüşüyor. Osmanlı
Devleti'nin de katıldığı 1893 Chicago Dünya Sergisi kartpostalın ilk ve büyük atılım yılı
olarak kabul ediliyor. Bu tarihten sonra kartpostal yalnızca bir iletişim aracı olmakla
kalmıyor, yerine göre propaganda aracı olarak kullanılıyor, verilmek istenen mesajın
geniş kitlelere ulaşılmasını olanaklı hale getiriyor.
yaşam, giyim-kuşam, insan portreleri, binalar, sosyal yaşam, siyasi olaylar,
savaşlar, hatta afetler bile kartpostallarda yer almaya başlıyor. Bu açıdan
kartpostallar, o fotoğrafın çekildiği dönemin anlayışını betimleyerek sosyal tarih
bakımından zengin örnekler sunuyor.
Ali Murat Merzeci
phemera, meaning fleeting, daily, temporary, is a sort of collection performed
by collecting the paper materials used in daily life. These materials extends from
bills to tickets, labels to letters, postcards to business cards, movie posters and tickets;
that's to say all kinds of paper that can be imagined. The collectors of these papers
are called “ephemerist”. Among this rich collection material, postcards have an
elite and significant place.
n the beginning, the subject is mostly general scene. However, in a while, the
richness of subject will become illimitable, daily life, apparel, human portraits,
buildings, social life, political events, wars, and even disasters will take place on the
postcards. In this respect, postcards portray the comprehension of the period the
photograph has been taken and reveal rich instances in means of social history.
T
he first postcard in Ottoman geography comes out as Breslau print in 1895 by Max
Fruchterman settled in Istanbul. In the following years, many foundations, race up
to present these postcards to the strangers' taste, visiting the country, by
photographing this rich and mystical oriental country and commercializing this
visual material converting them into postcards. In this geography, hundreds of
people coming from photography profession put up their photographs they took in
the cities they live for sale, after getting them printed to cardboard in Europe. These
postcards are the most significant visual heritage of especially the last century of
Anatolia. Besides these postcards, called back country cards, with the photographs
these people printed to photo papers within their own possibilities and give the
name “photocard”, they provided even the smallest settlements to leave a mark in
the history.
M
y great-grandfather (father of my grandfather), Cadi Hasan Tahsin Merzeci
settled Mersin in 1915. Our Mersin citizenship beginning from this date goes on
uninterruptedly. My interest in old photographs and postcards of Mersin which were
3
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
fotokartların neresi olduğunu merak ederek büyüklerime sormam, aldığım cevaplar
beni eski Mersin'e ait ne varsa toplamaya yöneltti. Bu merak ve toplama zamanla en
büyük uğraşım haline geldi.
among family documents and enriching every other day began at my elementary
school years and continued increasingly. The respond I gather as I ask my elders
wondering where the places on these postcards and photocards were, prompted
me to collect every single thing about Mersin. This curiosity and collecting became
my major occupation by the time.
B
ugün artık hayal bile edilemeyen eski Mersin'in gündelik yaşamı, sokakları,
binaları ve insanları hakkında en güvenilir ve birinci elden kaynak olan bu görsel
malzeme, çoğunlukla yabancıların itibar ettikleri bir yazışma malzemesi idi.
Günümüzde kartpostallar elden toplanabileceği gibi, mağazalardan ya da
müzayedelerden de satın alınabilmektedir.
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
T
his most reliable and first hand visual material source about the daily life of Mersin,
which cannot even be imagined today, streets, buildings and people of Mersin
was a correspondence mean accredited by mostly strangers. Today, postcards can
be bought from stores or auction as well as they can be collected by hand.
lkemizde son on yılın gözde koleksiyon türü olarak karşımıza çıkan efemeranın
Ü
alanına giren kartpostal, onu biriktirenleri bir süre sonra kartpostalları destekleyen
başka kağıt ürünleri biriktirmeye götürür. Örneğin işgal yıllarına ait bir kartpostalda
gördüğümüz Fransız General Dufieaux'nün bir mektubu ya da kartviziti koleksiyon için
yeni bir açılım ve renk getirir.
C
umhuriyet öncesi dönemde hemen hemen tamamı Fransa'da basılmış olan
kartpostallarda görebildiğimiz başlıca üretici imzaları La Pense, Messageries
Maritimes, Poste Française, K. Papadopoulos et Fils, Aram Miguirdidjian, P. Th
Levaoglou, D. G. Mavroyannis, D. Mavroyannis, Mihran Balian, G. K. Israbian,
Hovhannes H. Ghazarian & Cie, Torossian Freres, G. Mizrahi, Librairie Française, C.
Dubat, Dimitri Tarazi & Fils'dir. Cumhuriyet sonrası dönem kartpostallarında ise Sami
Zade İzzet, Foto Remzi, Foto Gün, Muzaffer, Foto Aziz imzaları görülür. Sami Zade İzzet
dışında tüm imzalar fotokart üretimi şeklindedir. Yani fotoğraf kağıdına çokça
basılarak, konusu el yazısı ya da daktilo ile resim üzerinde belirtilen kartlar.
G
enelde dönemlerinin teknik olanaklarına bağlı olarak siyah beyaz basılmış
kartların elle renklendirilmiş olanları da mevcuttur. Bir devrin kısa tarihi için
başvurulacak kaynakların arasında kartpostalların olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Mersin'in geçmişi hakkında ileride yapılacak araştırma ve çalışmalara kaynak
olacağını umduğum bu yayını gerçekleştiren Tolga Ünlü ve Tülin Selvi Ünlü'ye
P
ostcards, one element in the field of interest of ephemera, the most popular kind
of collection of the last decade in our country, after a while, drives its collectors
to collect other paper materials supporting the postcards. For instance, one letter or
business card of French General Dufieaux seen on a postcard that belongs to
occupation years brings a further expansion and color to the collection.
T
he major manufacturer signatures we can see on the postcards, almost all
printed in French at the pre-republican period are La Pense, Messageries
Maritimes, Poste Française, K. Papadopoulos et Fils, Aram Miguirdidjian, P. Th
Levaoglou, D. G. Mavroyannis, D. Mavroyannis, Mihran Balian, G. K. Israbian,
Hovhannes H. Ghazarian & Cie, Torossian Freres, G. Mizrahi, Librairie Française, C.
Dubat, Dimitri Tarazi & Fils. Sami Zade İzzet, Photo Remzi, Photo Gün, Muzaffer, Photo
Aziz signatures are seen on the post-republican period postcards. All these
signatures are photocard production except for Sami Zade İzzet. That's to say, these
are the cards printed many on photo papers and the subjects are written by
handwriting or typewriter on the pictures.
G
enerally, there exist manually colored postcards, printed in black and white,
within the bounds of the period's technical possibilities. It would be no wrong to
claim that postcards are one of the sources to be referred for a short history of a
period. I would like to thank to Assist. Prof. Tolga Ünlü and Tülin Selvi Ünlü who prepare
teşekkür ederim.
Ali Murat Merzeci
Eylül 2008, Mersin
this publishing, that I hope will be used as a reference source by the forthcoming
researches and studies about the past of our city, Mersin.
Ali Murat Merzeci
September 2008, Mersin
4
5
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
Semihi Vural
6
7
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
buluntu ele geçmiş; harçlı duvar kalıntıları, sütunlar, sütun başlıkları, bazı plastik formlu
mermer parçalarına rastlanmıştır.
foundation of Government House, Girls Institute, Public's House and the surrounding
buildings, many historical findings had been obtained; and encountered plastered
wall ruins, pillars, capitals, some plastic formed marble pieces.
K
entin nekropolü ve liman yapıları Mersin Kültür Merkezi binasının bulunduğu
alanda yayılmış olmalıdır. Geçmişin izleri olan kalıntılar ne yazık ki
korunamamıştır. Anılan kalıntılar bugün tamamen yok olmuştur. Yaklaşık dört yüz yıllık
bir yaşamın izleri ancak o döneme ait Zephyrion sikkelerinde ve müzelerdeki
eserlerde görülebilmektedir.
Mersin’e
Dair...
Y
aklaşık 150 yılda oluşan bugünkü Mersin'in şehircilik örnekleri olan yapılar ise son
30-40 yılda gözler önünden kayıp gitmiştir. Anadolu'nun çeşitli yörelerinden
gelen insanların değişik kültürlerini sergileyen eski Mersin yapıları ortak özellikleri
bakımından dört grupta toplanabilir. Bunlardan biri, Orta Anadolu'da yaygın
görülen, zemin katları taş, birinci katları "hımış" olan yapılardır. Geleneksel Türk Evi
karakterindeki bu evler, varlıklı Müslüman kişilerin yaptırdığı yapılardır. Mimari
karakterleri sade bu yapıların Mersin'deki örneklerinin yapı malzemesi karakterleri
nedeni ile özellikle üst katları haraptır. Bu gruptaki yapı örneklerine, ağırlıklı olarak
İstiklal ve Mücahitler Caddesi'nde ve çevre sokaklarında rastlanır.
kinci grupta yer alan yapılar, Ege çevresi
mimarisindeki yapılara benzer ve temel olarak
“Sakız Adası Evleri” karakterindedir. Bu yapılar ise
çoğu ayakta olmasa da Frenk Mahallesi denilen
Yoğurt Pazarı ve güneyinde bulunur. İçel Sanat
Kulübü'nün onardığı Teoman Ünüsan Sergi Salonu
binası bu gruptaki yapılar için tipik örnektir. Varlıklı
ailelerin yaptırmış olduğu, mimari karakterleri olan
bu evler, iki katı da kesme taştan, özenli taş
işçiliklerinin gözlendiği yapılardır. Cephe süslemeleri
İ
ilgi çekicidir. Anıtsal giriş kapıları, süslemeli balkonlar,
köşe sütunçeleri, pliyasterler, rozetler ve profilli
kornişlerle zenginleştirilmiştir. Küçük yapıların avlu ve
ana giriş kapılarında üçgen alınlıklar, profilli kemer
taşları kullanılmıştır. Kapı lentoları ve söveleri
geometrik ve bitkisel motifli bordürler ve rozetlerle
bezelidir. Önemli ortak bir özellik de, bu yapıların
ahşap panjurlu olmasıdır.
B
ir diğer grup, Doğu Akdeniz mimarlığı karakteri
gösteren yapıları kapsar. Bu gruptaki yapıların
zemin katları taş, üst katları bağdadidir. Bu kemerli yapılarda taş ve bağdadi
8
T
he necropolis and the port structures of the city should have been spread over
the area Mersin Culture Center stands. Unfortunately, the ruins which were the
traces of the past could not have been preserved. Today, the aforementioned ruins
are completely destroyed. We can see the traces of an approximately 400 year
existence only at the epochal Zephyrion coins and the pieces in the museums.
About
Mersin...
T
he architectural structures, which were the urbanism examples of Mersin, built
approximately in 150 years vanished in the last 30-40 years. The Old Mersin
Buildings, displays different cultures of the people coming from various districts of
Anatolia, can be summed up at four groups in terms of their common properties. The
structures that could be defined as Middle Anatolia traditional architecture are
widely seen, built of stone on the base floor and “half-timbered” on the first floor.
These houses in traditional Turkish House characteristics are the structures the
wealthy Muslims get built. Architectural characteristics are plain, and ruined on the
upper floors as a consequence of the characteristics of the construction material.
The examples could be seen at İstiklal and
Mucahitler Streets and the environs.
T
he second group of buildings is the structures
similar to Aegean Environs Architecture are
actually in “Chios Houses” characteristics. These
buildings are at Yoghurt Bazaar and the south of it,
the area that used to be called Frank District.
Teoman Ünüsan Exhibition Hall renovated by İçel Art
Club is a typical example. These houses with
architectural character, get built by wealthy
families, are preserved well as a result of the high
construction technology. These are built of hewn
stone at both floors and an attentive stone work
can be observed. The façade ornamentation is
attention drawing. Monumental entrance doors
are enriched with ornamental balconies, corner
colonnettes, and rosettes and profiled cornices. The
pediments and profiled arch stones are used on the
yard and main entrance doors of the small
buildings. Door lintels and doorjambs are adorned
with curbs with geometric and herbal motif and
rosettes. One significant common characteristic is the shutters these timber
structures have.
9
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
kemerler bolca kullanılmıştır. Üst katlarda görülen sofa, yöresel karakter taşır. Taş Han
gibi taş kemer özellikli birkaç örnek hala ayaktadır.
D
ördüncü grup sentez mimarlık yapılarıdır. Yukarıda anılan gruplardaki
yapılardan öğeler taşıyan, genelde ticari binalardır. Çarşı, han, işyeri, depo,
hükümet konağı gibi. Aslında ikinci gruba benzeseler de, üçüncü gruptaki kemer
özellikleri ve yapım teknikleriyle birer anıt niteliğindedirler.
Mersin’e
Dair...
G
ünümüzde pek çoğunu yitirdiğimiz bu yapıların izini sürüp, belge ve bilgileri
derlemeye çalışmak, uzun soluklu yoğun bir çalışma gerektiriyor. 1988 yılında
kentine duyarlı kişilerden oluşan bir grup tarafından “Eski Mersin Yapıları Haftası”
düzenlenmişti. İçel Sanat Kulübü de bu etkinlikten doğdu. Ancak yayın yapabilmek,
kentin kültürel kimliğini saptayıp belgeleyebilmek yeni bir eylem. Bu yönde
İstanbul'da otuz yıl önce başlatılan yoğun çalışmalar, çeşitli kurumların desteği ile son
zamanlarda meyvelerini veriyor. İzmir, Antalya, Ankara da bu alanda güzel örnekler
sergilediler.
E
ski Mersin'i belgeleyip sevenlerine ve onu tanımak isteyenlere aktarmak onurlu bir
girişim. Ali Murat Merzeci'nin arşivinden yola çıkılarak yapılan çalışmalar umarız
özendirici olacak ve yeni arşivlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Semihi Vural
Ağustos 2008, Mersin
T
he structures of East Mediterranean Architecture characteristic, as another
group, are built of stone on the ground floor and built in baghdadi technique on
the upper floor. Arches made of stone and baghdadi technique is amply used at
these arched buildings. The hall seen on the upper storey carries traditional
characteristics. These buildings are preserved at middle level. A few arched
examples can be seen as stone arch featured Taş Han.
About
Mersin...
S
ynthesis Architecture Structures are mostly commercial buildings, carrying
elements of all characteristics mentioned above, like bazaar, inn, office,
warehouse, Government House. Even though they actually look like the western
examples; the second group, they are in monument characteristic in terms of the
arch features and construction techniques in the third group.
T
o track down them, compile information and documents requires a long-termed
intensive study. In 1988, “Old Mersin Buildings Week” had been organized by a
group of people responsive to the city they live. İçel Art Club also arose from this
activity. However, the publishing, determining the city's cultural identity and
documentation is a new effort. In Istanbul, the intensive studies started 30 years ago
had been possible thanks to the support of various foundations. Izmir, Antalya,
Ankara also set nice examples.
I
t is an honorable effort to document old Mersin and convey it to the lovers and the
people in will of learning about Mersin. We hope that, the studies based on Ali
Murat Merzeci archives would conduce to the new archives to come to light.
Semihi Vural
August 2008, Mersin.
10
11
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Gezginlerin Gözüyle Mersin
MERSİN FROM THE EYES OF THE TRAVELERS
A
T
ntik dönemden bu yana gezginlerin anlattıkları, kişiyi adeta zaman tünelinde
bir gezintiye çıkarır. Seyahatnameler, geçmişten bugüne tarih, arkeoloji ve
antropoloji alanından kent araştırmaları alanına, doğa bilimlerinden sosyal bilimlere
kadar oldukça geniş bir yelpazede bilgi verir.
Mersin’e
Dair...
B
azıları elçilik görevlisi ya da askeri ateşe olarak resmi bir görevle, bazıları bir
botanikçi ya da bir coğrafyacı olarak araştırma için, bazısı özel bir şirketin
acentesi olarak ya da kimi zaman tamamen serüvenci bir ruh ile denizaşırı
coğrafyalara yapılan gezilerin ilk ağızdan notları, günümüz için oldukça heyecan
verici bilgiler içerir.
N
e var ki, seyahatnamelerin içerdiği bu bilgileri dikkatle değerlendirmekte yarar
vardır. Çünkü söz konusu eserlerde, gezginin algılama becerisi, içinde
bulunduğu toplumun sosyal, ekonomik ve politik yaşamı, yaptığı gezinin amacı ve
hangi kuruluş tarafından desteklendiğine bağlı olarak değişen bilgiler ve ifadeler ile
karşılaşılması olasıdır [1]. Dolayısıyla, gezginin anlattıklarını tüm bu olasılıkları göz
önünde bulundurarak ve aynı zamanda gezinin yapıldığı tarihsel dönem ve
koşullarını da dikkate alarak değerlendirmek uygun bir yaklaşım olacaktır. Öte
yandan seyahatnamelerde yer alan anlatımları, başka kaynaklar ile birlikte ele
almanın da yararlı olacağı düşünülmektedir.
H
owever, evaluating the contents of the travel books thoroughly is thought to be
of useful, since it is likely that the information and the statements are affected
by the perception of the traveler, by the social, economical and political dynamics
of the society the traveler is in, by the purpose of the travel and by the sponsoring
company [1]. By the way, an approach, taking all these possibilities and the
historical period when and the circumstances under which the travel was made,
into consideration would be more relevant. On the other hand, comparing the
narratives in the travel books with other sources is considered to be beneficial.
I
n the following pages, the “context” of Mersin and its environs in the nineteenth
century and the geographical, political, social and spatial transformations and
developments will be put forth, through the narratives of the travelers, taking the
previously mentioned issues into consideration. In other words, the research area
fiziksel sınırlar, antik dönemde Kilikya olarak adlandırılan ovanın batı kesimi iken,
dönemsel olarak on dokuzuncu yüzyıl esas alınacaktır.
P
u alanda bugüne kadar yapılan belki de en kapsamlı çalışma Gündüz Artan'ın,
“İçel Gezginleri” adlı kitabıdır. Söz konusu kitapta, bölgenin bilinen ilk ziyaretçisi
Atinalı tarihçi ve filozof General Ksénophon'dan başlanarak, kronolojik olarak çok
sayıda gezgin ve eserleri tanıtılmıştır [2].
G
12
he first-hand notes of travels that were made to oversea geographies with an
official duty as a legation or a military attaché, or some for research as a botanist
or a geographer, or as a representative of a private firm or even some to seek
adventure, contain very exciting information for today.
consists of the western part of the plain called “Cilicia” in antiquity and the research
period is the nineteenth century.
B
About
Mersin...
T
B
urada, olabildiğince, yukarıda sözü edilen noktalar dikkate alınarak, Mersin ve
içinde bulunduğu bölgede on dokuzuncu yüzyıldaki durum ve bu dönemde
yaşanan coğrafi, siyasi, toplumsal ve mekansal değişim ve gelişim, gezginlerin
anlatımlarıyla ortaya konmaya çalışılacaktır. Bir başka deyişle, yazının konu edindiği
Tülin Selvi Ünlü
he narratives of the travelers, since the antiquity, take one on a journey in time.
The travel books provide information from a wide range of fields, from archeology
and anthropology, to urban studies, from natural sciences to social sciences.
robably the most extensive study in this field is Gündüz Artan's “İçel Travelers”.
Artan has introduced many travelers and their works chronologically, starting
with Athenian historian and philosopher General Ksénophon, the first known visitor of
the region [2].
G
eneral Ksénophon, in his book, while narrating the march of Hellens' through
Anatolia to Euphrates, made account of Çukurova as a “large, beautiful plain,
having abundance of water, trees and vine”, a plain where “sesame, maize, wheat
and barley are cultivated, surrounded by two high mountain ranges, reaching the
eneral Ksénophon'un Helenlerin Anadolu'dan geçerek Fırat'a doğru
ilerleyişlerini anlattığı kitapta, “büyük, güzel, suyu, ağaçları ve asmaları bol olan
bir ova” olarak tarif edilen bugünkü Çukurova'nın, daha o dönemde, “susam, darı,
buğday ve arpa yetiştirilen, iki ucu denize uzanan yüksek bir dağ sırası ile her taraftan
sea on two ends” [3].
kuşatılmış bir ova” olduğu yazmaktadır [3].
I
Tolga Ünlü
The Emerging Pier in the Region: Mersin
t is evident from the writings of General Ksénophon and Strabon, one of the
prominent geographers of the time, that Tarsus was the most important city in
13
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Bölgede Beliren Yeni İskele: Mersin
G
eneral Ksénophon ve dönemin önemli coğrafyacılarından Strabon'un
anlattıklarından, antik dönemde bölgenin en önemli kentinin Tarsus olduğu
anlaşılmaktadır [4]. On dokuzuncu yüzyıla kadar, bulunduğu konum sayesinde bir
liman kenti niteliği taşıyan Tarsus, zaman içinde Kydnos Nehri'nin (Berdan Çayı)
getirdiği alüvyonların Rhegma Gölü'nü bataklığa (Aynaz Bataklığı) dönüştürmesi
sonucu bu işlevini yitirmeye başlamıştır [5]. Söz konusu limanın tamamen ne zaman
kapandığına dair kesin bilgi bulunmamasına rağmen, on dokuzuncu yüzyıl
başlarında bölgeye gelen gezginlerin anlatılarından Tarsus'un yeni limanının
Kazanlı'ya kaydığı anlaşılmaktadır.
Mersin’e
Dair...
1
811-1812 yıllarında kraliyet donanmasına ait, kaptanı olduğu bir gemiyle Küçük
Asya'nın güney kıyılarını gezen İngiliz Amirali Francis Beaufort, Kazanlı'nın antik
Tarsus'un limanı olduğunu, burada tahıl yükleyen bazı küçük tekneler bulunduğunu
ifade etmiştir. Beaufort, bir zamanlar Kleopatra'nın gösterişli kadırgalarını ağırlayan
antik Kydnos Çayı'nın, en küçüğü dışında kayıklar için girilemez durumda olduğunu
ve Rhegma ya da Strabon'un “Tarsus Limanı” dediği durgun göle ait hiçbir şey
görmediklerini belirtmiştir. Kaptan Beaufort ayrıca, görebildikleri minarenin, kıyının en
yakın noktasından on iki kara mili içerde olduğunu anlatmıştır [6].
A
ynı şekilde, başka bir gezgin Victor Langlois de, Strabon'un Tarsus Çayı'nın
Tarsus'un iskelesi olan bir göle aktığından bahsettiğini, ancak bu gölün
şimdilerde dolmuş olduğunu ve yerinde bataklıklar bulunduğunu ifade etmiştir.
Langlois ayrıca, Mersin'in doğusunda, bir saat kırk beş dakikalık mesafede, deniz
kenarında yer alan Kazanlı'dan bahsederek, buranın Mısırlılar zamanında Tarsus'un
iskelesi olduğunu anlatmıştır [7].
D
olayısıyla bu dönemde Rhegma Gölü'nün bataklığa dönüşmesiyle birlikte
Tarsus'un liman kenti özelliğini yitirdiği ve Kazanlı'nın Tarsus'un limanı olarak işlev
görmeye başladığı anlaşılmaktadır. Ancak gerek bölgede görev yapan
konsolosların yazışmalarından [8], gerekse 1858 yılından sonra Tarsus İskelesi'ne dair
belgelere rastlanamamasından, Kazanlı İskelesi'nin de işlevini kaybettiği ve Tarsus
için yeni ve güvenilir bir liman ihtiyacının belirdiği görülmektedir [9]. Mersin İskelesi
1830'lardan sonra konsolosların sık sık bahsettiği bir uğrak yeri olmanın yanı sıra
Tarsus'un denizle bağlantısını sağlayan başlıca iskele olarak belirmiştir [10] (Şekil 1).
B
u değişimde Tarsus'un liman özelliğini kaybetmesi belki de ilk çıkış noktası olmuş,
Mersin'in korunaklı konumu ise coğrafyada yaşanan bu değişimle beliren
gereksinimi karşılamıştır. Bölgeyi ilk kez 1838 yılında ziyaret eden gezgin William
Burckhardt Barker, pek çok kaptanın söylediğine göre Kazanlı-Mersin arasındaki
14
antiquity in Cilicia [4]. Tarsus has functioned as a port city until the nineteenth
century, when Kydnos River filled Rhegma Lake with alluvium, turning it into a swamp
(Aynaz Swamp) [5]. Though it is not definite when the port was completely filled, it is
clear from the narratives of the travelers who have come to the region in the
beginning of the nineteenth century, that Kazanlı had become the port of Tarsus.
About
Mersin...
E
nglish Admiral Francis Beaufort, who was sailing the south coasts of Asia Minor
with his boat in 1811-1812, has noted that that Kazanlı was the port of antique
Tarsus and that there were small boats loading grain. Beaufort has also noted that,
only the smallest of boats could enter Kydnos River, which once was host to
Cleopatra's dashing galleys, and that there were no traces of the lake called
Rhegma or “Tarsus Port” as Strabon calls it. Captain Beaufort has also added that the
minaret they could see was twelve miles inland [6].
I
n the same way, another traveler Victor Langlois, reports that the lake to which
Tarsus Creek was flowing into and which was the port of Tarsus, was filled up and
had turned into a swamp. Langlois has also “mentioned” Kazanlı, which is 45
kilometers east of Mersin at the coast, and said that this place served as the part of
Tarsus during Egyptian rule [7].
T
herefore, as Rhegma Lake got filled up and turned into a swamp, Tarsus lost its
feature as a port city and Kazanlı, started to function as the port of Tarsus.
However, it is understood from the writings of the consuls at the region [8] and from
the lack of documents related with Tarsus Port, that Kazanlı Pier has also lost its
function and a new safe port was needed for Tarsus [9]. After 1830's, Mersin Pier
appear as a frequented place mentioned by the consuls and other than that, has
become the main pier establishing the connection of Tarsus with sea [10] (Figure 1).
A
fter Tarsus had lost its significance as a port town in the region, Mersin's rather
safe position has met the need for a port arising from this change in geography.
Traveler William Bruckhardt Barker, whose first visit to the region was in 1838, wrote,
extracting from many captains' words, that the shoreline between Kazanlı and
Mersin was more convenient to anchor than İskenderun and Syria, and that once
the weather is warmer, the inhabitants of Kazanlı had to go to Mersin, which is 8 miles
away (approximately 15 kilometers) and where the weather is milder [11]. This is
evidence that Mersin is relatively more advantageous from the points of climate and
shipping opportunities.
Developing Agricultural Production and Mersin Pier
M
ersin's new function as a port was accompanied by increased cotton
production and this resulted with drying up of the swamps in the area to gain
15
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
Şekil 1: Zaman içerisinde limanın
Tarsus'tan (Rhegma Gölü'nden)
Mersin'e kayması. (Kaynak: Rother,
1971, 67)
16
Figure 1: Displacement of the port
form Tarsus (Rhegma Lake) to
Mersin (Source: Rother, 1971, 67)
17
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
dördünde pamuk yetiştirilmektedir [17]. William Burckhardt Barker, bölgede temel
ürünün pamuk olduğunu ve ürünün yurtdışına gönderildiği gibi kervanlarla Erzurum
ve Trabzon'a da nakledildiğini belirtmiştir [18].
1
1 Nisan 1875'te bir Rus buharlı gemisiyle İskenderiye'den Mersin'e doğru yola
çıkan ve 17 Nisan'da Mersin'e ulaşan Edwin John Davis, “Life in Asiatic Turkey: A
Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia” adlı
kitabında, bölgede tarımın gelişmesi için yapılan yatırımlardan açıkça söz etmiştir.
Davis, gezi izlenimlerini detaylı olarak anlattığı söz konusu kitabında, Mersin-Tarsus
arasında kalan alanda, dağlardan gelen suların yolun altına döşenen kanallarla
tarım toprağına doğru yönlendirildiğini anlatmıştır [19]. Davis, Charles W. Wilson'un
aksine, ovanın doğu tarafının batıya göre daha iyi sulanıp işlendiğini belirtmiştir.
Mersin’e
Dair...
C
harles Wilson ile aynı görüşte olmayan bir başka gezgin de Barker'dır. Bölgedeki
temel ürünün pamuk olduğunu ifade eden Barker, Wilson'un aksine, üretilen
pamuğun Mısır pamuğu kadar kaliteli olmadığını söylemiştir [20]. 1845 yılında
yaşanan susuzluk nedeniyle tüm ürünün öldüğünü yazan gezgine göre, bölgede
üretilen pamuk çok temiz de değildir [21]. Pamuğun temizlenmesi ve balyalanması
için çırçır fabrikalarının kurulması, bölgede tarımın ticarileşmesinin ve küçük ölçekli de
olsa çeşitli sanayi yatırımlarının gerçekleşmesinin koşullarını oluşturmuştur [22].
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
B
arker, another traveler who disagrees with Charles Wilson, writes that the main
product in the region is cotton and, contrary to Wilson, adds that the cotton
produced is not of good quality as Egyptian cotton [20]. According to Barker, due to
the drought in 1845, the whole cotton produce dried and generally, the cotton was
not too clean [21]. Establishing of cotton gins to clean and to bale the cotton has
initiated commercialization of agriculture and, investments on small scale
industrialization [22].
About
Mersin...
T
his process has been effective in Mersin's development as the port of the region
from 1830's. This transformation can be traced from the correspondence with the
central government. By 1850's, the pier of Mersin was becoming insufficient and
building of a new pier was asked for [23]. In accordance with the mentioned
demands, new piers have been built and in time, highway and railroad connections
with the harbor were established, enabling importing of goods needed in the inner
regions as well as exporting of agricultural products [24].
A
ccording to Grattan Geary, who visited the region in 1870's, the cotton
produced in the region was exported from Mersin Port to Liverpool, other than
İzmir, and along with cotton, wool and sesame was being exported too. Geary also
tells that products were transported to the harbor easily by the Adana-Mersin
highway which was in good condition [25].
B
u süreç, 1830'lu yıllardan itibaren Mersin'in bölgenin bir limanı olarak
gelişmesinde etkili olmuştur. Yaşanan bu değişim, merkezi hükümet ile yapılan
yazışmalardan da izlenebilmektedir. 1850'li yıllara gelindiğinde artık Mersin iskelesinin
yetersiz kalmaya başladığı ve yeni iskelelerin yapımının talep edildiği görülmektedir
[23]. Söz konusu talepler doğrultusunda artan iskele sayısı ile Mersin'in liman
olanağına zaman içerisinde karayolu ve demiryolu ulaşım bağlantılarının da
eklenmesi, bölgenin tarımsal üretiminin ihracatını olduğu kadar iç bölgelerin
taleplerine yönelik ürünlerin ithalatını da olanaklı kılmıştır [24].
1
870'li yıllarda bölgeye yaptığı gezi sonrasında gözlemlerini yazan Grattan
Geary'e göre, bölgede üretilen pamuk Mersin Limanı'ndan İzmir dışında
Liverpool'a gönderilmekte, bunun yanında yün ve susam da ihraç edilmektedir.
Geary ayrıca, oldukça iyi durumda olan Adana-Mersin arasındaki yol sayesinde
ürünlerin kolayca limana ulaştırıldığını söylemektedir [25].
1
896 yılından 1903'e dek Anadolu'yu gezen bir başka gezgin, Massy'nin de benzer
izlenimler aktardığı görülmektedir. Massy, bu dönemde ticaretin göçerler
tarafından yapılmakta olduğunu, ancak zaman içinde durumun değişeceğini,
pamuk ve diğer tarımsal ürünlerin bölgenin ticari olarak gelişmesinin lokomotifi
olacağını ifade etmektedir [26].
18
A
nother traveler who had been in Anatolia from 1896 to 1903, Massy, narrates
similar impressions. Massy declares that nomads were trading in this period and
that this was going to change in time, and that cotton and other agricultural
products were going to become the impetus of commercial development of the
region [26].
H
abeeb Risk, who came to the city by the boat he hired from Cyprus in 1850's,
makes an account of agricultural production and products. Risk has come to
Mersin after a 3 days travel from Cyprus, defines the city as “a small village of 50 huts,
where fellahs constitute the majority of the population”. That there were large
orange and lemon gardens around the settlement was accounted by Risk, and also
that tradesmen of Adana and Tarsus loaded the ships with large quantities of flax
seed, wool, sesame and cotton in Mersin. Traveler has continued his trip from Mersin
to Adana and describes that most of the plain was irrigated and that they had
passed by many wells [27].
M
ersin, as the port of the region, in time had developed not just connections
with the internal markets but also with the overseas markets. Traveler William
Burckhardt Barker, who has visited the region in 1850's, reports that the trade in Mersin
19
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
850'li yıllarda Kıbrıs'tan tuttuğu bir gemi ile kente gelen Habeeb Risk de bölgedeki
tarımsal üretim ve ürünler üzerinde durmaktadır. Üç günlük bir yolculuğun
ardından Kıbrıs'tan Mersin'e gelen gezgin, kenti, “çoğunlukla fellahların yaşadığı,
yaklaşık elli kulübeden oluşan küçük bir köy” olarak tarif etmektedir. Yerleşimde geniş
yeşil alanlar, portakal ve limon bahçeleri bulunduğunu anlatan Risk, Adana ve
Tarsus'un tüccarlarının büyük miktarlarda keten tohumu, yün, susam ve pamuğu
Mersin'de gemilere yüklediklerinden söz etmektedir. Mersin'den Adana'ya doğru
yolculuğuna devam eden gezgin, ovanın az ya da çok hemen hemen tümüyle
sulandığını ve yolculuk sırasında su ihtiyacının karşılandığı pek çok kuyudan geçtiğini
anlatmaktadır [27].
port was developed, that French boats sailed to Marseille loaded with sesame and
wool, Arabian boats transported goods to Syria, Cypriot and Greek boats came to
load wheat, and English ships were loading to transport goods to İzmir. Barker states
that among the goods exported cotton, wool, wheat, barley, wax, sesame seed
and flax seed constituted the majority [28].
1
Mersin’e
Dair...
Z
aman içinde bölgenin limanı olarak Mersin'in artık yalnızca iç pazarla değil, dış
pazarlar ile de bağlantıları olduğu görülmektedir. 1850'li yıllarda bölgeyi ziyaret
eden William Burckhart Barker, limandaki ticaretin oldukça gelişmiş olduğunu, Fransız
teknelerinin susam ve yün yükleyerek Marsilya'ya, Arap teknelerinin Suriye'ye mal
götürdüklerini, buğday almak üzere de Kıbrıs ve Rum gemilerinin limana uğradığını,
İngiliz gemilerinin de İzmir'e mal götürmek üzere Mersin limanından yükleme yaptığını
anlatmaktadır. Barker, ihraç edilen mallar arasında pamuk, yün, buğday, arpa,
balmumu, susam tohumu ve keten tohumunun önde geldiğini ifade etmektedir [28].
B
enzer biçimde, 1854 yılında yöreye gelen bir başka gezgin, William Beamont da,
kente ulaştıklarında açıklarda demirlemiş beş büyük gemi bulunduğunu,
limanda gemiye yüklenmek üzere pamuk ve yünün beklediğini anlatmaktadır [29].
B
u gelişmeler 1860'lı yıllardan sonra artan pamuk üretimiyle birlikte Mersin'in liman
işlevinin güçlendiğini ve bunun da bölgenin tarımsal üretim potansiyelini
harekete geçirdiğini ortaya koymaktadır. Bu iki yönlü gelişme, bir yandan yeni
yapılar, yeni ulaşım bağlantıları gibi kentsel altyapı ve kullanımları beraberinde
getirirken, öte yandan kentin bir çekim odağı olarak nüfusunun artması sonucunu
About
Mersin...
L
ikewise, William Beaumont, another traveler who visited the region in 1854,
depicts five large ships anchored out on the sea and there were cotton and wool
at the harbor waiting to be loaded to the ships [29].
T
hese developments portray that Mersin's function as a port grew stronger by the
increasing cotton production after the 1860's, and this in return has mobilized the
agricultural potential of the region. This two way development, while brought along
new urban infrastructure and functions such as new transportation connections, it
also attracted people and caused population increase [30].
Increasing Population
D
ue to several changes of the administrative borders, different sources give
different figures of population increase. Therefore, it is not possible to obtain
data about the population living within the built up urban area limits neither from
official records nor from the writings of the travelers. However, it is possible to obtain
information from the population figures of the city and its environs about the
components of the population and their percentage [31].
T
he Maronite migration from Syria after the events in Syria at the first half of the
nineteenth century, the migration to the Adana Plain after the Crimean War, the
increasing job opportunities initiated by the increasing cotton production because
of the American Civil War had initiated migration from Anatolia, changed the
demographic structure of the city.
doğurmuştur [30].
Kentte Artan Nüfus
O
n dokuzuncu yüzyılda sürekli değişen idari sınırlar nedeniyle kentin artan
nüfusuna ilişkin olarak kaynaklarda farklılıklar görülmektedir. Dolayısıyla,
doğrudan doğruya, on dokuzuncu yüzyılda şekillenen kentsel yerleşik alan sınırları
içinde yaşayan nüfusa ilişkin verilere ne resmi kayıtlarda ne de gezginlerin
anlatılarında ulaşmak olanaklı olmamaktadır. Ancak, söz konusu alanı yakın çevresi
ile birlikte ele alan nüfus verilerinden yola çıkılarak nüfusun bileşenleri ve genel
içindeki oranlarına ilişkin bilgi edinilebilmektedir [31].
20
T
raveler Wilson, reports that -though he does not mention the number of families
that settled in Mersin- 20.000 families have fled from Crimea after the Crimean
War and settled at the Adana Plain and 2.000 of them stayed in the region [32].
Other than Marseillean, Maronite, Gaul, Adanalı, Cypriot and the Levantine having
Latin origins living in the city starting with 1850's, and the number of Catholic
inhabitants was rapidly increasing by 1890's as well[34]. Davis tells that the majority of
population consisted of Greeks and Christian Syrians as was the case in other ports in
the region, and that there was not many Europeans [35].
A
lso in 1832, İbrahim Pasha, who invaded the Mersin and its region, brought in
and settled people knowledgeable of agriculture from Egypt and Syria for
21
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
O
n dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında Suriye'de yaşanan gelişmelerle birlikte
Maruni'lerin Suriye'den göçü, Kırım Savaşı sonrasında Adana Ovası'na yönelen
göç, Amerikan İç Savaşı'yla artan pamuk üretiminin bölgede geliştirdiği iş
olanaklarının etkisi ile Anadolu'dan gelen göçler kentteki demografik yapıyı
etkilemiştir.
Mersin’e
Dair...
W
ilson, Kırım Savaşı'ndan sonra - kaçının Mersin'de olduğunu belirtmemekle
birlikte - Kırım'ı terk eden yaklaşık yirmi bin kişinin Adana ovasına yerleştiğini ve
bunlardan iki bin ailenin bölgede kaldığını söylemektedir [32]. 1850'li yıllardan
itibaren kentte Marsilyalı, Maruni, Galyalı, Adanalı, Kıbrıslı ve Latin kökenli ailelerden
oluşan Levantenler'den başka [33], 1890'lı yıllara gelindiğinde hızla artan bir Katolik
nüfus da yaşamaktadır [34]. Davis, bu bölgedeki diğer limanlarda olduğu gibi,
yaşayanların esas olarak Rumlar ve Hıristiyan Suriyeliler olduğunu, çok az sayıda da
Avrupalı bulunduğunu söylemektedir [35].
A
yrıca, 1832 yılında Mersin ve bölgesini işgal eden İbrahim Paşa, ordunun
sürekliliği ve güvenliği için Mısır ve Suriye'den ziraat işlerini bilen insanları
getirerek bölgeye yerleştirmiştir [36]. Charles W. Wilson, söz konusu bu nüfusun iklime
olan dayanıklılıklarından dolayı bölgeye kolaylıkla uyum sağladığını ve ziraat
işlerindeki becerileri ile Çukurova'da olduğu gibi Mersin'de de özellikle bahçecilik
alanında çalışmaya başladıklarını söylemektedir [37]. Günümüze de aynı adla gelen
Bahçe Mahallesi, özellikle bu nüfusun yaşadığı bir yerleşik alan olarak o dönemde
gelişmiştir.
K
entin nüfusundaki bu artış ve çeşitlilikte, yukarıda yer verildiği gibi coğrafi
değişimlerle liman işlevinin Mersin'e kayması ve artan iş olanakları ile savaşların
yarattığı koşullar etkili olmuştur. Ancak Mersin'in Doğu Akdeniz'de bir liman ve ticaret
kenti olarak öne çıkmasında etkili olan bir başka gelişme de, değişen ulaşım
bağlantıları ve gelişen ulaşım olanaklarıdır.
Gelişen Ulaşım Olanakları
B
ölgede gelişen ulaşım olanaklarının en önemlisi Süveyş Kanalı'nın yapımıdır.
Kanalın açılmasının imparatorluk genelinde yarattığı etkinin, Çukurova ve
dolayısıyla Mersin'e yansımaları birkaç farklı boyutta hissedilmiştir. Kanalın açılışı
İngiltere için Osmanlı topraklarının bütünlüğünün eski önemini yitirmesine neden
olurken, aynı dönemde Amerikan İç Savaşı'nın sona ermesiyle, İngiltere'nin pamuk
ihtiyacını karşıladığı Çukurova'ya olan ilgisi de azalmıştır. Bu gelişmeler, Çukurova'ya
İngiliz sermayesinden sonra Alman sermayesinin de girmesinde etkili olmuştur [38].
22
S
üveyş Kanalı'nın bölgeye ve Mersin'e uzanan etkilerinden bir diğeri ise kanalın
inşaatı için gerekli olan kerestenin Toros Dağları'ndaki orman varlığından
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
s
ustenance and security of the army [36]. Charles W. Wilson tells that the
mentioned people could bear the climatic conditions and easily adapted to the
conditions of the region, and that they, with their aptitude for agriculture, started to
work in especially gardens in Mersin as they did in Çukurova [37]. The district still
known as Garden District today was developed during those times where especially
people having Egyptian and Syrian origins.
About
Mersin...
A
s depicted above, the locating of port function to Mersin caused by
geographical changes and new job opportunities along with the conditions
generated by wars caused the increase and diversity of the population. Also along
with those, changing of transportation routes and improvements in transportation
facilities has caused Mersin to step forward in its region, as a port and trade city of
East Mediterranean.
Improved Transportation Facilities
T
he most important improvement on the new transportation means side is the
opening of the Suez Canal. The effects of the opening of the Canal were felt
throughout the Empire. In Çukurova and also in Mersin, there were several
dimensions of these effects. With the opening of the Canal, the integrity of Ottoman
lands lost its importance for Britain. Çukurova, from where Britain supplied her cotton
need during American Civil War, lost its importance for Britain as well, when the war
ended. These shifts have been effective on German capital investments in
Çukurova, second to British investments [38].
A
nother effect of opening of Suez Canal on the region was that the timber
needed for the construction of the Canal was obtained from the forests on
Toros Mountains and this has increased the activities at the port. The timber need at
the Canal construction was exported from Mersin Port to Egypt and Damascus [39].
O
ne of the improvements in transportation was lying of Adana-Mersin railroad
and later connecting it with the Baghdad Railroad [40]. In this period, it was
needed to connect Mersin, as the transport node of goods and products, with
Çukurova, the cultivation and production region, and as of 1863, attempts to lay
Adana-Mersin railroad line started [41]. The Adana-Mersin railroad line, which is 67
kilometers long, was put to use in 1886 [42] (Figure 2).
C
harles H. Woods, who visited the region during this period, reports that the
railroad line was laid by British funds [43]. However, the line changes hands in
1908 and the operating right passed to Germans and in the same year became a
part of Baghdad Railroad line [44] (Figure 3).
23
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
sağlanması ve bu durumun limandaki faaliyeti artırmış olmasıdır. Kanal inşaatı için
gerekli kereste, Mersin Limanı'ndan Mısır ve Şam'a ihraç edilmiştir [39].
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
T
ravelers, visiting the region in 1900's, have underlined the importance of this
investment. Huntington, for instance, reports that the Baghdad railroad was
going to establish an uninterrupted connection between
İstanbul, the official capital of the empire and the religious
center and that the only connection of this line with sea
would be established by Mersin-Adana railroad [45].
Likewise, traveler Massy also has expressed that the region
would be one of the outstanding trade regions of the
world, once the Baghdad railroad line gets finished,
Mersin-Adana railroad line connection established with it
and the irrigation projects completed [46].
U
laşım olanaklarındaki gelişmelerden bir diğeri ise
Adana-Mersin Demiryolu'nun yapımı ve ardından
Bağdat Demiryolu'na bağlanmasıdır [40]. Bu dönemde
malların aktarım noktası olarak Mersin'i, üretim bölgesi olan
Çukurova'ya bağlayacak bir demiryoluna gereksinim
duyulmuş ve 1863 yılından itibaren Adana-Mersin
demiryolunun yapımı için çeşitli girişimler kendini
göstermeye başlamıştır [41]. 1860'lı yıllarda başlayan
girişimler sonuç vermiş ve toplam altmış yedi kilometre
uzunluğundaki Mersin-Adana demiryolu hattı 1886 yılında
hizmete girmiştir [42] (Şekil 2).
Mersin’e
Dair...
B
Ş
emsettin Sami's observations and acknowledgements
of Mersin in 1890's reveal the important role of railroad
and highway connections on development of Mersin in
nineteenth century. Sami reports that Mersin has
developed from the small village of few years back, to the
pier of a large and important part of Anatolia, after the
railroad and highway reached Tarsus and Adana. Sami
has also added that Mersin's importance would increase if
the railroad line from Adana was extended to the Great
u dönemde bölgeyi ziyaret eden Charles H. Woods,
hattın İngiliz sermayesi ile yapıldığını ifade etmiştir [43].
Ancak demiryolu 1900'lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve
işletme hakkı Almanlara geçmiştir. 1908 yılında Almanlara
geçen hat aynı yıl, Bağdat Demiryolu hattının bir parçası
haline getirilmiştir [44] (Şekil 3).
B
u yatırımın öneminden 1900'lü yıllarda bölgeyi ziyaret
eden gezginler sıklıkla söz etmişlerdir. Örneğin
Hungtington, Bağdat demiryolunun bittiği zaman
imparatorluğun resmi başkenti olan İstanbul ile dini merkez
arasında kesintisiz bağlantı sağlayan bir hat olacağını ve
belki de bu hattın denize tek erişiminin Mersin-Adana
bağlantısı olacağını söylemiştir [45]. Benzer şekilde Massy
Anatolian Railroad Line [47].
Şekil 2-1886 yılında işletmeye
açılan Mersin-Adana demiryolu.
Demiryolu, Çukurova'daki üretimin
Mersin yoluyla ihraç edilmesinde
önemli bir ulaşım bağlantısı olmuştur
(Kaynak: Ramsay, 1903)
de, Bağdat demiryolunun tamamlanması, Mersin-Adana
hattı ile bağlanması ve sulama projelerinin bitirilmesiyle birlikte yörenin tüm dünyada
öne çıkan ticaret bölgelerinden biri haline geleceğini ifade etmiştir [46].
Ş
emsettin Sami'nin 1890'lı yıllarda Mersin'e ilişkin gözlem ve tespitleri de, gerek
demiryolu ve gerekse karayolu ulaşım bağlantılarının kentin on dokuzuncu
yüzyıldaki gelişimi için ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Sami, Mersin'in
birkaç sene öncesine kadar basit bir köy iken, Tarsus ve Adana'ya ulaşan demiryolu
hattı ve karayolu bağlantısı ile geliştiğini, Anadolu'nun büyük ve önemli bir kısmının
iskelesi olarak genişlediğini yazmıştır. Sami ayrıca, demiryolunun Adana'dan ileriye
uzatılması ve büyük Anadolu hattına bağlanması halinde Mersin'in öneminin
artacağı ve gelişeceğini anlatmıştır [47].
24
About
Mersin...
Figure 2-Mersin-Adana railway,
opened to operation in 1886.
Railway was a significant
transportation connection to
export the production in Çukurova
from Mersin (Source: Ramsay, 1903)
I
mproving of transportation facilities and the railroad and
highway connections in Mersin are the two factors that
have strengthened Mersin's function as a port and its
commercial activities. However, Mersin has already
become a known port among the East Mediterranean
port cities and has established commercial relations in
1850's. As a result of this, various commercial structures were built. Comparing his first
visit to the region in 1838 with his visit in 1850's, Barker writes that manner of trade has
changed and that new depots were built at the pier and that people were staying
there [48].
B
y 1854, the harbor was already being used by large international transportation
ships. William Beamont accounts for seeing five large ships anchored off shore
[49], while, traveler Benjamin Dorr, who has stopped by Mersin, while sailing from
Beirut to İzmir, reports that the number of Eastern passengers had increased [50].
T
he activity increased especially by the sea transport is reflected also in the
Sublime Order sent by Sultan Mecid to Adana Province in 1857, other than the
25
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
ersin'in demiryolu ve karayolu bağlantıları ile gelişen ulaşım olanakları, kentin
liman işlevini ve ticari etkinliklerini güçlendiren önemli bir etmen olmuştur.
Ancak Mersin'in Doğu Akdeniz liman kentleri arasında bir yer edinmesi ve bu limanlar
ile kurduğu ticari ilişki daha 1850'li yıllarda başlamış durumdadır. Öyle ki, yerleşimde
çeşitli ticari yapıların inşa edilmeye başladığı görülmektedir. Barker, 1838'de bölgeye
yaptığı ilk ziyaretiyle karşılaştırma yaparak, 1850'li yıllardaki ziyaretinde ticaretin artık
biçim değiştirmiş olduğunu, iskelede yeni depolar inşa edildiğini
ve insanların buralarda kalmaya başladığını anlatmaktadır [48].
narrations of the travelers [51]. Likewise, from a certificate dated 1859, it is
understood that trade activities were carried on at the pier and at the area on the
north of it and that business establishments were located at this area [52].
M
Mersin’e
Dair...
1
854 yılında liman, uluslararası taşımacılık yapan büyük
gemiler tarafından kullanılmaya başlamıştır. William
Beamont, açıkta demirlemiş beş büyük gemiden söz etmekte
[49], öte yandan Benjamin Dorr, bu dönemde iskelelerden
yalnızca mal sevkıyatı yapılmadığını, limanın aynı zamanda bir
yolcu limanı olarak da hizmet verdiğini anlatmaktadır. Zira bir
gemiyle Beyrut'tan İzmir'e doğru yolculuk ederken Mersin
limanına da uğramış olan Dorr, limanda Doğulu yolcuların
sayısının arttığını söylemektedir [50].
The importance of the city and the pier for the region during 1860's has found its
place in the Victor Langlois book titled “Excursions in Cilicia” dated 1861. Langlois
points out that, even though the city was open to trade winds, it
was the most important pier of the region [53]. J. Renwick
Metheny, who has lived in Cilicia region for 16 years, in Gözne
during summers and in Mersin during winters, describes Mersin as
the most important port of Southeast Anatolia in that period [54].
Along with improvements of the piers, the need of a highway
connecting the port and production “region”. Starting with
1850's, several attempts to ameliorate the Mersin-Tarsus highway
connection were made, it was decided by the central
government that the Mersin-Tarsus highway, which was in a bad
condition, had to be fixed since Mersin pier was a busy harbor
[55].
K
entte özellikle deniz ticaretinin yarattığı canlılık, gezginlerin
anlatılarının yanı sıra Sultan Mecid tarafından Adana
Eyaleti'ne gönderilen 1857 tarihli Emr-i âli'den de açıkça
görülmektedir [51]. Benzer biçimde, 1859 tarihli bir ilmühaber'den
de, 1850'li yılların sonlarına doğru kentte iskele ve kuzeyindeki
alanda ticari faaliyetin sürdürüldüğü ve bu alanda
ticarethanelerin yer aldığı anlaşılmaktadır [52].
1
Şekil 3: 1919 yılında BerlinBağdat demiryolu hattı ve bu
hattın Anadolu'da inşa edilmiş
bölümleri. Kesik çizgilerle
gösterilen bölümler proje
aşamasında olan hatlardır.
(Woods'dan (1917) elde edilen
haritalar üzerinden üretilmiştir).
860'lı yıllarda kentin ve iskelelerin bölge için önemi, Victor
Langlois'nin 1861 tarihli “Kilikya'da Gezi” adlı kitabındaki
anlatılarından da izlenebilmektedir. Langlois, Mersin şehrinin alize
rüzgarlarına maruz olmakla birlikte bölgenin en önemli iskelesi
olduğunu söylemektedir [53]. Kilikya bölgesinde on altı yıl
yaşamış, bu süre boyunca yazları Gözne, kışları ise Mersin'de
kalmış olan J. Renwick Metheny de Mersin'i bu dönemde Güneydoğu Anadolu'nun
en önemli limanı olarak tanımlamaktadır [54].
G
26
About
Mersin...
elişen iskelelerle birlikte limanı üretim bölgesine bağlayacak karayoluna
duyulan ihtiyaç zaman içinde iyice belirginleşmiştir. Bu doğrultuda 1850'li
yıllardan itibaren Mersin-Tarsus karayolu bağlantısının iyileştirilmesi yönünde çeşitli
girişimler söz konusu olmuş, merkezi hükümet tarafından Mersin iskelesinin işlek bir
liman olduğu belirtilerek, bozuk durumda olan Mersin ile Tarsus arasındaki yolun
düzeltilmesine karar verilmiştir [55].
Figure 3: Berlin-Baghdad
railway in 1919 and the
constructed parts at Anatolia.
Dashed lines represents the
projected parts. (Produced
after maps in Woods (1917)).
As a result of the mentioned decision, it is understood from the
narrations Geary and Davis of that the road between Mersin
and Tarsus was improved by the end of 1870's [56]. However,
Davis adds that, the road, of which the construction started in
1867 and completed in 1873, was used by exiguous amount of
wagons [57]. Adana Province Yearbook of 1879 verifies Davis's
account. It is stated in the mentioned yearbook that the goods,
once they were unloaded to the shore, were carried on the
backs of camels, horses and carriages to inland, and the goods
that were to be exported were transported by the same means
[58].
Developing urban land uses
Especially, one of the piers, the Custom Pier, was distinct from the other piers of the
city. It was the main pier and was directly connected with the railway station of the
city by the commercial spine of the city, the Uray Street. It is understood from a letter
of bid dated 1864 and from a certificate that, it was decided to build the Custom
House, which the square is named after [59], and that, this building had become
insufficient to serve and in 1908 it was decided to make extensions to the building
[60].
27
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
Şekil 4: Mersin İskelesi'nde açıkta bekleyen
gemiler
(Fotoğraflar: Ali Murat Merzeci
Koleksiyonu)
28
Figure 4: The ships anchored off shore at
Mersin Pier (Photographs: Ali Murat Merzeci
29
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
u dönemde karantina idaresi Mersin'in iklim özellikleri nedeniyle önem
taşımaktadır. Çünkü olumsuz iklim koşullarının yanı sıra yukarıda yer verildiği üzere
bölgede yer alan çok sayıda bataklık da kentte salgın hastalıklara neden
olabilmektedir. Zira 1850'li yıllarda kenti ve bölgeyi ziyaret eden Habeeb Risk, pek çok
gezgin gibi Mersin'de yaygın olarak görülen ateşli hastalıklardan söz etmekte ve
sağlıklı bir yerleşim görüntüsü verse de mahallelere girildiğinde koşulların sağlıksız
olduğunu belirtmektedir [63].
that would house the load of 15 ships, had a machine delivered into one of these
depots to pack and press the cotton. Barker tells, he has tried to introduce
improvements in order to run business faster and smoother, but complains that the
local people were not open to improvements [67].
B
Mersin’e
Dair...
L
imanın gelişimine paralel olarak kentte yer almaya başlayan kullanımlardan biri
de konsolosluklardır. Bu dönemde konsolosluk görevlilerinin bazılarının Tarsus'ta
ikamet edip Mersin'de görev yaptığı görülse de çoğunun Mersin'de ikamet ettiği ve
bu yapıların da kentteki önemli yapılar olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu dönemde
bölgeyi ziyaret eden gezginlerinin pek çoğunun konsolosların ya da konsolos
yardımcılarının evinde konuk olduğu görülmektedir [64].
nceleri Tarsus'ta faaliyet gösteren konsoloslukların zaman içerisinde artan liman
faaliyeti nedeniyle Mersin'e taşınması ile kentte 1850'li yıllarda beşi geçmeyen
konsolosluk sayısının kırk-elli yıl gibi kısa süre içinde on üç, on dörde ulaştığı
görülmektedir [65]. Barker, bu dönemde İngiliz sisteminin konsolosların ticaret
yapmasına izin verdiğini, bu durumun ise kimi zaman konsolosun itibarının ve
otoritesinin zedelenmesine neden olabildiğini anlatmaktadır [66].
Ö
T
icari faaliyetle ilgilenen konsoloslar dışında kimi gezginlerin de belli bir süre kentte
kalarak ticaretle uğraştığı görülmektedir. Yazdıklarından yöreyi bir kaç kez ziyaret
ettiği ve bir süre Mersin'de kalarak ticaretle de uğraştığı anlaşılan Barker, deniz
kenarında bir yer satın alarak gemilerde kullanılmak üzere meyve ve sebze
üreticiliğine başladığını, 15 teknenin yükünü alabilecek geniş depolar inşa ettiğini,
kurdurduğu depolardan birine pamuğu ve yünü sıkıştırmak ve paketlemek üzere bir
makine getirttiğini anlatmaktadır. Barker, ticari faaliyetlerin hızlı ve seri bir şekilde
yürütülmesi için yenilikler getirmeye çalıştığından, ancak halkın yeniliklere açık
olmadığından şikayet etmektedir [67].
D
avis de kentte kuralları oturmamış bir ticari yapı olduğunu ve bu durumu,
Avrupalıların Mersin'e gelmesinin önünde bir engel olarak gördüğünü ifade
etmektedir. Davis, buna rağmen Mersin'in, Beaufort'un 1812'de belirttiği birkaç
kulübeden oluşan yerleşimin ötesinde gelişmiş bir yer olduğunu, başlangıçta
gelişmesini, Kırım Savaşı için tahıl üretmeye borçlu olan kentin artık tüm bölgenin
ihraç noktası haline geldiğini ve kentin pazarında her ırktan insan görmenin olanaklı
olduğunu belirtmektedir [68].
Even though the harbor and trade activities of the city had increased, Davis says
that the business in the city was being run without any settled rules and that this was,
according to him, what kept Europeans from coming to Mersin. Still, Davis declares
that Mersin has developed far beyond the small settlement of a few huts accounted
by Beaufort in 1812, that the city, which owed its initial development to raising crops
for Crimean War, had now become the export node of the region, and that it was
possible to see people from every nation [68].
About
Mersin...
Nonetheless, Davis expresses his observation about the physical shaping and
functional development of the city. For instance, he mentions the Custom House,
but says that it is a ruinous building he saw when landed. Furthermore, he points out
that the conditions for accommodation did not develop in the city, however he
owes to the kindness of the British vice-consul that lodging in a private house was
arranged for him. According to his observation about the city, it is understood that
some of the streets were paved with squared blocks of limestone and there are
many good stone houses [69].
On the other hand, Remzi Oğuz, who visited the city in 1924 stresses that some
regions in the city are ordered and well-kept; for instance, he asserts that the main
street that runs from the beginning to the end of the city (it is understood to be Uray
Street), is wide and clean and other streets are becoming more and more prepared.
However, Remzi Oğuz states that the Custom Pier needs to be rearranged and a
wider pier is required in that place [70].
Conclusion
Many travelers came to the city of Mersin in the period from its foundation to the end
of nineteenth century and the beginning of twentieth century. They cited
information about development of the city concerning its economic, social and
demographic structure, but the information about its physical conditions and spatial
characteristics are very rare.
B
ununla birlikte Davis, kentin fiziksel biçimlenmesine ve işlevlerin gelişmesine
yönelik gözlemlerini de aktarmaktadır. Örneğin, karaya çıkışta Gümrük Binası'nın
yer aldığı, ancak yapının harap durumda olduğunu alatmaktadır. Davis, kentte
konaklama olanaklarının gelişmediğinden dolayı dönemin İngiliz konsolos
yardımcısının evinde kalmak zorunda kaldığını dile getirmektedir. Gezginin kentin
30
There are a few reasons, bearing this condition. Firstly, some of the travelers consider
the city as a gateway and a port to be used to pass to the inlands. Mersin is not a
primary concern for this type of travelers, to be examined as a settlement. Even
31
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
geneline yönelik gözlemlerinden, 1875 yılında Mersin'de, kare taşlarla döşenmiş
yolların bulunduğu ve kentin yapılaşması içinde güzel taş binaların yer aldığı
anlaşılmaktadır [69].
information about the physical shaping of the city. Second reason is supposed to be
the lower level of urban development and of comeliness of the city for the travelers.
In other words, the socio-cultural life and the spatial characteristics of the city is not
yet developed enough to accommodate the travelers who see Mersin as a
gateway and a passage to the inlands. Thirdly, the travelers seem to get interested in
the vicinity of the city or a special concern about the city, rather than its physical
development and spatial characteristics. For instance, Barker expresses information
about the commercial life in the city in a limited way, since he put forward the
storehouses he built; or Woods mentions Mersin-Adana railway within the context of
Berlin-Baghdad line. And Langlois is concentrated on the archeological assets in the
region and notices archeological ruins in the close vicinity.
D
iğer yandan, yirminci yüzyılda Mersin'i ziyaret eden Remzi Oğuz da Mersin'in
bazı bölgelerinin düzenli ve bakımlı olduğunu, örneğin kenti baştan başa
geçen caddenin –Uray Caddesi olduğu anlaşılıyor- geniş ve temiz olduğunu
belirtiyor ve diğer cadde ve sokakların da giderek daha düzenli hale gelmeye
başladığını ifade ediyor. Ancak, diğer taraftan, Remzi Oğuz, Gümrük İskelesi'nin
düzenlenmesi gerektiğini, bu alanda daha geniş bir rıhtıma gereksinim duyulduğunu
vurgulamaktadır [70].
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
SONUÇ
M
ersin kentinin kuruluşundan yirminci yüzyıl başına kadar geçen zamanda, pek
çok gezginin kenti ziyaret ettiği görülmektedir. Bu gezginler, kentin ekonomik,
sosyal ve demografik yapısıyla ilgili dönemi ve kentin gelişimini anlatan bilgiler
sunmuşlardır, ancak, kentin fiziksel durumuyla, mekansal özellikleriyle ilgili sunmuş
oldukları bilgiler oldukça kısıtlıdır.
B
u durumun birkaç nedeni bulunmaktadır. Birincisi, kente gelen kimi gezginlerin,
Mersin'i daha çok iç bölgelere geçişin bir kapısı ve bir liman olarak
kullanmalarıdır. Bu gezginler için Mersin, birinci derece önemli olan ve incelenmesi
gereken bir yerleşim olarak görülmemektedir. Kentte en uzun süre kalan
gezginlerden E. J. Davis bile kentin fiziksel yapılanmasıyla ilgili çok kısıtlı bilgiler
sunabilmektedir. İkinci neden, kentin gelişme düzeyinin henüz gezginler için çekicilik
taşımamasıdır. Diğer bir deyişle, ele alınan dönemde, Mersin'i ve limanı bir geçiş
olarak kullanan gezginlerin kentte kalmasının sağlayacak bir sosyal ve kültürel
yaşamın ve mekansal özelliklerin henüz gelişmediği anlaşılmaktadır. Üçüncü bir
neden ise kente gelen gezginlerin kentin fiziksel biçimlenmesinden çok, kentin
çevresiyle ya da daha özel konularla ilgilenmiş olmalarıdır. Örneğin, Barker, kentteki
ticaret hayatını, kendi inşa ettiği depoları ön plana çıkararak anlatmaktadır; ya da
Woods Bağdat-Berlin demiryolu çerçevesinde Mersin-Adana demiryolu hattına
değinmektedir. Langlois ise arkeolojik değerler konusuna eğilerek kentin
çevresindeki ören yerleri hakkında bilgi vermektedir.
In this sense, the possibility to reach information about the physical development
and its spatial characteristics of Mersin is very limited when narrations of the travelers
taken into consideration. In following chapters of the study, the information, which is
given partially about the city by travelers, is tried to be integrated with other
researches, postcards, and diagrammatic maps representing the period, and by
this way, it is tried to make contribution to the narrations of travelers and to produce
new information about the physical development of the city and its spatial
characteristics.
Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü
October, 2008
B
u çerçevede, gezginlerin anlatılarından, kentin mekansal özellikleriyle ilgili
bilgilere erişme olanağı oldukça kısıtlı olmaktadır. Ancak yine de, yukarıda
detaylı olarak verilmeye çalışıldığı üzere, farklı konulara ilişkin bilgiler veren gezginlerin
anlatıları, Mersin'in bir liman ve ticaret kenti olarak ortaya çıktığı döneme ve kentin
gelişimine ilişkin oldukça değerli bilgiler içermektedir.
32
Tülin Selvi Ünlü & Tolga Ünlü
Ekim, 2008
33
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Mersin’e
Dair...
Eski Mersin'de Yaşam…
EPISODES FROM OLD MERSIN LIFE
K
oskoca bir kentin yıllar süren yaşamını kısa bir yazıda anlatabilmek oldukça zor.
Bu nedenle burada kentin 1930'lu yıllarına yer vereceğim. Ancak 1930'lu yıllara
girmeden bu yılları daha iyi anlayabilmek için kentin geçmişine de birkaç satırla
değineceğim.
I
t is pretty difficult to describe the life of a city lasting for years, in a brief article.
Therefore, I will mention about the 1930's of the city. However, before going back
to 1930's, in order to conceive these years better, I will touch upon the past of the city
in a few lines.
ent Mersin adı ile yerleşime ne zaman açıldı? Devlet kayıtları [1] 1257 (1841) yılını
gösteriyor. Mersin'de 1906'da yayımlanmış Yunanca bir kitapta tarih, 1825'dir.
Yunan asıllı Rumlar Kapadokya'dan gelip Mersin'i kurmuşlar. Başka tarihler de
söylenmiş. Biz yerleşim tarihini 1836 yılı olarak kabul ettik ve bunun için de Fransız
kaynaklarına dayandık [2].
K
hen was the city opened to settlement under the name Mersin?Government
records point the year [1]1257(1841). The date is 1825 in a Greek book
published at 1906 in Mersin. Greece-born Greeks came from Cappadocia and
founded Mersin. There are also other dates. We accepted 1836 as the settlement
year depending upon the French sources. [2]
W
lk Yerleşenler kimlerdi? Özellikle şunları sayabiliriz: Suriye'nin kuzeyinden gelen Arap
asıllı Aleviler, (Fellah veya Arabuşak diye anılırlar), Kapadokya ve Adalardan gelen
Rumlar, Beyrut, Hayfa, Tripoli, Şam, Halep, İdlip, Lazkiye gibi kentlerden değişik din ve
ho were the first settlers? We especially can count these; Arabian-born Alawis
coming from the north of Syria, (they are called Fellah or Arabianboy), Greeks
coming from Cappadocia and the Islands, people of various religions and
mezhepte insanlar, bir kısım Çerkez ve bölgede evvelden beri mevcut Ermeniler.
denominations from the cities like Beirut, Haifa, Tripoli, Damascus, Aleppo, Idlib,
Latakia, some Circassian and Armenians who have always been in the region, and
as a matter of course, Turks from surrounding villages and cities…
K
K
entin Adı Nereden Geliyor? Bölgesinde bol miktarda yetişen “Mersin
bitkisi”nden.
entte Yaşam Nasıldı? 1930'lu yıllarda on mahallede, bir ve iki katlı evlerde
yaşayan Mersin insanı çok mutluydu. Halkın büyük ekseriyeti orta sınıf. Zengin de,
fakir de az. Herkes birbirini tanıyor ve seviyor. Gecenin geç saatlerine kadar gezin,
rahatsızlık yok. Genç kızlar şortla, bisikletle dilediği sokakta gezebiliyor. Kentte cezayı
gerektirecek olaylara pek rastlanmıyor. Bu nedenle hâkim az. Bir savcı, bir müstantik
(sorgu yargıcı). Sulh hakimi, asliye hakimi, ağır ceza reisi var, fakat üyeleri yok. Ağır
suçlar da pek nadir. Belki biraz kaçakçılık ve Türk Parasını Koruma Yasası'na aykırılık.
K
H. Şinasi Develi
imse kimseyi dolandırmıyor. Alışverişlerde senet değil söz geçerli. Burada da pek
ihtilaf olmuyor, bir tek İcra Dairesi yetiyor. 1929 ekonomik buhranı sebebiyle
kentte iflaslar olduğundan İcra Dairesi daha çok bunlarla meşgul oluyor.
W
H
hat is the Origin of the City's Name? It is originated from the “Mersin Plant”
growing amply in the region.
ow was the Life in the City? In 1930's, the Mersin citizens living in one or twostorey buildings in ten neighborhoods were very happy. The most part of the
community is of the middle class. Both rich and poor are few. Everybody knows and
loves each other. Stroll around until late at night, no disturbance. Teenage girls
bicycle in shorts in any street they want. Criminal acts are rarely seen in the city.
Therefore there are few judges, only one district attorney and one interrogator. There
are jurat, first judge, high criminal court head but no members. Felony is also very
rare, maybe some smuggling and illicitness against Law Concerning the Protection
of Turkish Currency.
N
D
oone bilks anybody. Assurance, not voucher, is valid at buying and selling. Not
much controversy happens at this practice; only one Debt Enforcement Office
is adequate. Since there are bankruptcies in the city as a consequence of 1929
economic depression, the Office mostly deals with these issues.
Kentte iki sinema var. Ara sıra İstanbul'dan Darülbedayi gelip temsiller veriyor.
Çukurova ve Yıldız isimli iki gece kulübü ve bar var. Çukurova Barı'na İstanbul'dan iyi
P
eğişik din ve kültürde insanlar kendi aralarında eğleniyor. Balolar, garden
partiler tertipleniyor. Cumhuriyet balolarına çok önem veriliyor. Onun için bu
balo aylarca konuşuluyor. Millet Bahçesi, Çiçek Bahçesi kentin önemli yerlerindendir.
Özellikle Hıristiyan gençler orkestra eşliğinde buralarda dans edip eğleniyorlar.
34
W
İ
Tabii olarak da, civar köy ve kentlerden Türkler.
About
Mersin...
eople of varied religion and culture are enjoying themselves together. Balls,
garden parties are organized. Republican Balls are of great importance; hence
it is mentioned for months. Public Garden and Flower Garden are of the significant
35
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
36
37
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
T
uryağ Company runs the Mersyna Oil facilities. Besides, there are factories
producing furniture, horseshoe, nail, soap, raki, macaroni, and electricity.
B
efore the Republic, there were one Arab
Orthodox, two Greek Orthodox, one Maronite,
one Catholic, three Armenian Churches and one
Synagogue against five Mosques. At 1930's, only
Catholic, Maronite, Arab Orthodox Churches are left
behind. As Greeks leave as a result of population
exchange, and Armenian leave after occupation,
these churches become enough for the parish. We will
touch briefly on a few special ones of ten existing
districts in Mersin:
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
L
askiye-Kiremithane-District: A district where people
coming from Latakia and Damascus, Aleppo, Idlib
and other areas of Syria, settle. The society is Sunni
Muslim. The language spoken among each other is
generally Arabic. Latakia citizens deal with sea and
port businesses, while the others deal with domestic
and foreign trade.
N
üzhetiye District (also called as Sursok District) is a
district where the elite of the city, who are
Lebanese-born or Syrian-born and mainly dealing with foreign trade, settle.
Generally most of the rich people of Mersin are at this quarter. The ones with a lower
income abide around Public House at shanty looking houses on a high area. This
area is called Çardak District by public.
T
he residents of Crete District (at the present İhsaniye District), a district Turks
migrating from Crete domiciled in the period of Padishah Abdülhamit, are busy
with gardening. Businesses like working as coachman, coffeehouse running are also
among means of subsistence. At the beginning, their Turkish is poor, later on, even
they speak with a bad accent; their speech begins to resemble Turkish. For a long
while, the milk of the yellow, relatively big goats they brought from Crete, dissimilar to
our goats, is a part of their means of living.
B
ahçe District is the district where Arabian-born Alawi citizens abide. At that
period, it is the most neglected neighborhood of Mersin. There is no proper road
or electricity in most parts. Except for a few stone buildings, the houses are mud-brick
huts with reed roofs or barracks. They speak Arabic among themselves. The district is
38
39
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
938 yılına kadar Katoliklerin, Ortodoksların, Yahudilerin, Alevi Arapların mezarları
ayrıdır. Hastane Caddesi'nde işgalde ölen Fransız askerleri için yapılmış olan
mezarların siyah haçlarla ayrıldığı bir mezarlık daha vardır. Daha sonra yapılan
mezarlıkta ise Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler ve diğer dinlere mensup insanların
cenazeleri yan yana konulmuştur. Böyle müstesna bir şehir mezarlığı, bir başka
ülkede sanırız zor bulunur.
of vineyards and orchards and Soğuksu, the only stream of the city center passes
through its heart. Mersin citizens have picnics in here on certain days. The inhabitants
of the district are hospitable, decent and respectable people. These people fulfill
the fruit and vegetable needs of the city. Because raki is on monopoly at these years,
they produce “Boğma” called beverage in their courtyards and sell it as well as drink
themselves.
Y
O
1
Mersin’e
Dair...
ukarıda da belirttiğimiz gibi, çok değişik insanların bir arada kardeşçe yaşadığı
bir kent oluşu nedeniyle Mersin'i bir “Hoşgörü Kenti” olarak nitelendirmekle hata
etmiş olmayız.
H. Şinasi Develi
Eylül 2008, Gözne, Mersin
About
Mersin...
smaniye District is also called Infidel Village. After immigration, Thessaloniki
immigrants are domiciled here. They deal with gardening.
M
edrese District (Müftü District) is in fact the habitant area of the Müftü Family
members. Besides the fact that, one of the Mersin's first madrasah had been
opened here, Mersin's first girl and boy coeducational primary school was also
opened here. Müftü Family get the famous bridge constructed, which is demolished
at 1968 flood, linking the city to the west gardens.
U
ntil 1938, the cemeteries of Catholics, Orthodox, Jewish people, Alawi Arabians
were separate. There was another cemetery at Hospital Street built for French
soldiers died at occupation, where graves were separated by black crosses. In the
afterwards built cemetery, all Christians, Muslims, Jewish and people of other
religions are buried side by side. We think that an especial example like Mersin City
Cemetery is so scarce in any other countries.
A
s stated above, as a city many various people living in peace together, it would
be no wrong to characterize Mersin as a “City of Tolerance”.
H. Şinasi Develi
40
41
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Ne mutlu Mersin Kent Müzesi'ni Göreceklere!...
How Lucky The People Who Will Be Able To See Mersin City Museum!…
“
G
I
Görmeden ölmesem!” dediğim birkaç dileğim vardı. Mersin için, Mersinliler için
dileklerim. Bir ünlü büyüğümüzün dediği gibi “kendim için istiyorsam namerdim.”
wish for myself”.
ördüklerim oldu. Mersin Üniversitesi'nin kurulmasını ve kısa sürede gelişerek
Türkiye'nin en değerli üniversitelerinden biri olduğunu gördüm. Üniversitemizin
etkinliklerini, yayınlarını gördüm, mutlu oldum. Sayın Prof. Dr. Tamer Gök'ün ve
çalışkan arkadaşlarının “Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi” olarak bu yıl
üçüncüsünü gerçekleştirdikleri “Uluslararası Kolokyum”ları gördüm, kıvanç duydum.
“Dekovilin Peşi Sıra! Uray'dan Çıktık Yola...” sergisini gördüm, duygulandım.
Mersin’e
Dair...
have a few dreams about which I say, “Wish I could see before I die!”, wishes
about Mersin, about Mersin citizens. As one of our magnates says “I am craven if I
About
Mersin...
S
ome of them came true. I have seen the foundation of Mersin University and its
development into one of the most precious universities of Turkey. I have seen the
activities, publications of our university and I became happy. I have seen
“International Colloquium” of which the third one carried out this year by Dear Prof.
Dr. Tamer Gök and his hardworking friends within the studies of “The Center for
Mediterranean Urban Studies” and I felt proud. I have seen the study and exhibition
G
örmeyi dilediklerimden biri daha gerçekleşiyor. Hazırlık aşamasından itibaren
yakından tanık olduğum bu çalışmayı hazırlayanları gönülden kutluyorum.
Tolga Ünlü ve Tülin Selvi Ünlü, çok güç ve çetin bir çalışmayı, övülesi cesaretleri ve
yorulmayan gayretleriyle başardılar.
of “Following Dekovil! We set out from Uray…” and I was affected.
O
ne of my wishes also comes true. I congratulate with my whole heart the
editors of this study I had the chance to see and read since the preparation
phase. Dear Tolga Ünlü and Tülin Selvi Ünlü achieved a very difficult and austere
A
li Murat Merzeci koleksiyonundan seçilen kartpostallarla oluşturulan bu kitap,
içeriği kadar, yöntemi, kurgusu, ek bilgileri, zengin görsel malzemeleri ve özenli
baskısıyla da Mersin'in “ilk”leri arasında yerini alacaktır.
study, with their applaudable courage and indefatigable efforts.
T
his book, based on the postcards chosen from the collection of Dear Ali Murat
Merzeci, will take its place among the firsts of Mersin with its method, editing,
B
ir de “Mersin Kent Müzesi”ni görebilsem diyorum. Kent Müzesi kuran kentleri,
başta İzmir'i kıskanıyorum. Bana göre kent müzesi kurulması gereken kentlerin
başında Mersin gelir. Sahilde bir tahta iskele ve birkaç huğdan çok kısa sürede
“dünya kenti”ne dönüşen başka örnek yoktur. Ne var ki, Mersin Kent Müzesi'ne
başlangıç olur düşüncesiyle, yıllardan beri önermekten yılmadığım “Mersin Kuvayı
Milliye Müzesi”ni bile kuramadık. İşgalin tüm acılarını yaşayan, yılmaz, gözü pek, cesur
gazi ve şehitlerimizin kurdukları fedai müfrezelerle kurtuluşun onur ve coşkusunu
yaşayan Mersin'de Kuvayı Milliye Müzesi kurulamaz mı?
O
K
that is transformed into a “world city” in a very short period like 170 years, from a
timber pier and a few mud-brick huts on the shore.
owever, we could not even build “Mersin Turkish Revolutionaries Museum”
which I haven't given up to offer for years, with the belief it would be a start of
Mersin City Museum. Cannot Turkish Revolutionaries Museum be built in Mersin,
which is a city living all the pain of occupation and the proud and excitement of
Gündüz Artan
Eylül 2008, Mersin
being saved by battalions of our dauntless, brave, daring warrior veteran soldiers
and martyrs?
H
42
ne another wish of mine is to see “Mersin City Museum”. I envy the cities with
city museums, especially İzmir. In my opinion, Mersin comes the first in terms of
the cities to be founded a city museum. There are no other examples in the world
H
ent Müzesi'ni göreceklere ne mutlu!
Gündüz Artan
additional information, plans and neat imprint as well as its context.
ow lucky the people who will be able to see Mersin City Museum!…
Gündüz Artan
September, 2008, Mersin
43
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Mersin’e
Dair...
About
Mersin...
Tamer Gök
44
45
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
D
iş hekimi rahmetli Ramazan Ünsal'ın 52'nci Sokak'taki evi hala duruyor, tarihi eser
olarak tescil edilmiş ama sahip çıkan, onaran yok. Mersin'in eski mahalleleri,
tarihi dokusu kayboluyor, kısacası kültür mirasımız yok oluyor. Bu gidişle on beş, yirmi
sene içinde geçmişi anımsayacağımız yapılar, değerler kalmayacak.
Y
Mersin’e
Dair...
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
I
T
T
think we all accept that the most correct and right alternative is the third one.
he house of the deceased dentist Ramazan Ünsal on 52nd Street is still standing,
recorded as a historical and cultural value, but no one stakes a claim on it.
alnız bizde olmuyor geçmişin, tarihin göz ardı edilmesi. Teknolojik ve ekonomik
ivme ile dünyanın birçok şehri niteliğini, özgün karakterini kaybetti. Pek çok kenti
tek tip ticaret birimleri, kafeler, marketler, alışveriş merkezleri istila etti.
he old neighbourhoods of Mersin, the historical pattern, in short, the cultural
heritage of the city are being cleared away. With this trend, the buildings from old
times and cultural values will not remain within a period of fifteen-twenty years.
P
T
eki ne yapmalı? Bardağın dolu tarafına bakmalı, zenginliklerimizin ayırdına
vararak, kuvvetli yönlerimizi bilmeli ve birlikte hareket etmeliyiz. On beş yıllık
mazisine rağmen güçlü ve dinamik bir üniversitemiz var. Meslek örgütlerimiz, yönetim
birimlerimiz eskisine oranla daha aktif ve donanımlı. Bu şehir Türkiye'de ilk ve tek
olarak RİS-Mersin Projesi'ni yaptı. Projenin uygulamaları, eylemleri sürüyor ve
platformlar, kitleler bu konuda duyarlı ve canlı. Mersin'in gelişim yol haritası çizildi,
stratejisi belirlendi. Kültür mirasımıza, tarihi değerlere sahip çıkarak kenti turizm odağı
yapmak için aktörler umutla çalışıyor. Burada en büyük görev Mersin'in yerel
yöneticilerine düşüyor. “Geleceğin Mersini”ni yaratırken geçmişi unutmamak
gerekiyor.
T
arihi çarşıyı, Yoğurt Pazarı'nı, Halkevi'ni, Sanat Sokağı'nı, Hamam Sokağı'nı bir
mücevher gibi işlemek gerek. Kentin ülkede aranan, hatırlanan bir değer olarak
tanınması için…
B
unun için de:
Özel kentsel tasarım projeleriyle çarşıların yenilenmesi, sokakların
sağlıklaştırılması,
Dekovil hattını anımsatacak ve kent merkezindeki yaya bölgesinde ulaşımı
sağlayacak bir tramvayın kurulması,
Kent ve uygarlık tarihi müzelerinin oluşturulması, çocuklarımıza ve
öğrencilerimize tarih ve kültür bilinci aşılanması gerekiyor.
-
B
A
u ve buna benzer öneri ve projelerin üretilip hayata geçirilmesi için Mersin
Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluk üstlenip liderlik yapması önem taşıyor.
talarımıza vefa borcumuz olduğu kadar gelecek nesillere de
yükümlülüğümüzdür bu!…
About
Mersin...
he unawareness of the history and the past do not occur not only in our city and
country, prototype commercial developments, shopping centres invaded many
settlements through rapid technologic and economic improvements caused the
lack of qualities of the city and loss of the distinctive characteristics.
T
W
hen, what should we do? We must look at the filled part of the glass, and to
distinguish our richness, to know our powerful sides and to move together.
e have a dynamic university although its past is not more than 15 years.
Furthermore, the non-governmental organizations, chambers and other
organizations are more active and well-equipped than it was in the past. The city of
Mersin carried out one and only RIS (Regional Innovation Strategies) project in
Turkey, of which the implementations are continuing, about which the large public is
very sensitive. The road map and strategies of Mersin are determined via this project.
All actors are working hopefully and mostly voluntarily to protect the historical and
cultural values and to make the city a focal centre for tourism. In this respect, most of
the duty is on local government and the administrators in order not to forget the
memories and not to deny the past during creating the future of Mersin.
T
he historical city centre, Yoghurt Bazaar, the Public's House, Art Street, Hamam
Street must be taken into consideration and elaborated like jewellery in order to
make the city to be recognized as a value throughout the country. For this:
-
The downtown must be renewed through urban design projects, and its streets
must be rehabilitated.
To set up a tramline in order to provide access of pedestrians to the city centre,
reminding the narrow-gauge line of the past.
Urban and Civilizations Museum must be founded in order to engrain the
consciousness of history and culture to the children and students.
M
unicipality of Greater Mersin should take responsibility as a leader in order to
produce such projects and to carry them into effect. This is a fidelity to our
predecessors as well as a responsibility to the forthcoming generations.
Prof.Dr. Tamer Gök
46
Prof.Dr. Tamer Gök
September 2008, Mersin
47
Kenti
Gezmek
Strolling
through
the City
Strolling
through
the
City
Kenti
Gezmek
50
51
Kente Giriş:
İstasyon
ve
Çevresi
Entry to
the City:
Railway Station
and
the Environs
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
M
ersin'in Doğu Akdeniz'de bir liman olarak ortaya çıkışı ve gelişiminde, on
dokuzuncu yüzyılın tarihi ve ekonomik bağlamı ile kentin içinde yer aldığı
coğrafyanın dönemsel koşulları etkili olmuştur. Kentin özellikle on dokuzuncu yüzyılın
ikinci yarısından itibaren kazandığı ticaret ve liman kenti kimliği, Osmanlı
İmparatorluğu sınırları içinden çok, imparatorluk sınırları dışındaki gelişmelerden
aldığı ivmeyle gelişmiş görünmektedir. Kentin gösterdiği bu gelişimde artan ulaşım
olanakları ve farklılaşan ulaşım ağının etkisi büyüktür.
B
u gelişmelerden biri, dünya deniz ticaretinde devrim sayılabilecek değişikliklere
yol açan 1869 yılında, Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı'nın
yapımıdır. Süveyş Kanalı'nın yapımı ile Afrika çevresinden dolaşmaya gerek
kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılabilmesi olanaklı hale
gelmiştir [1].
S
üveyş Kanalı'nın açılışı İngiltere için Osmanlı topraklarının bütünlüğünün eski
önemini yitirmesine neden olurken, hemen hemen aynı dönemde Adana-Mersin
demiryolunun yapımı Çukurova'ya İngiliz sermayesinden sonra Alman sermayesinin
girmesinde etkili olmuştur [2]. Öte yandan, Süveyş Kanalı'nın yapımı için ihtiyaç
duyulan kerestenin karşılanmasında, kerestenin limana taşınmasında Sunturas
Nehri'nin sağladığı avantajdan yararlanan Lübnanlı tüccarların Toroslar'daki
ormanlara yönelmesi, bölgenin ticaretini canlandırmış ve deniz ulaşımında Mersin
Limanı'nın önemini de artırmıştır [3]. Kanalın inşaatı için kesilen kereste Mersin
Limanı'ndan Mısır ve Şam'a ihraç edilmiş [4], kereste ticareti için Lübnan'dan gelerek
bölgeye yerleşen tüccarlar zaman içinde bölgenin Ortadoğu ile ticaretini
geliştirmişler ve Mersin'de yeni iş olanakları yaratmışlardır [5]. Dolayısıyla kanalın
yapımının Mersin'e dek uzanan bir diğer etkisi de kentin ticaretinin canlanması ve
bunun sonucunda oluşan iş olanaklarının yarattığı nüfustur [6].
S
üveyş Kanalı'nın yapımı aşamasından itibaren yaşanan tüm bu gelişmeler
bölgesel ölçekte Mersin'in içinde yer aldığı coğrafyayı ticari ilişkiler ağı içinde farklı
bir düzleme taşımıştır. Bu gelişme, Mersin'de başta kereste ticareti olmak üzere
kentteki ticari yapının güçlenmesi ve bir sermaye birikiminin gerçekleşmesini
sağlamıştır. Böylece, limanın gelişmesi ve göçle birlikte sosyo-mekansal yapı yeni
öğeler kazanmıştır [7].
B
u dönemde Mersin'in de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz coğrafyasındaki bu
değişim ve gelişen ticari ilişkiler ağı yalnızca denizyolu trafiğini değiştirmemiş,
özellikle Mersin gibi liman kentlerinde yeni ulaşım olanaklarını da beraberinde
getirmiştir. On dokuzuncu yüzyıl ortalarından itibaren bu döneme kadar Anadolu'da
dağıtım ve ticaret işlevini yerine getiren tek ulaşım ağı olan uzun mesafe kervan
yolları yerini yeni bir ulaşım biçimine bırakmaya başlamıştır. Öncelikli olarak liman
kentleri ve onları üretim bölgelerine bağlayan bu yeni ulaşım biçimi demiryoludur [8].
Çünkü bu dönemde demiryolları sanayi devrimini gerçekleştirmiş merkez ülkeler için
hem hammadde kaynağı hem de pazar olarak işlev görebilecek, Osmanlı
İmparatorluğu gibi çevre ülkelerdeki yerleşimlere etkin ve ucuz erişim sağlayan bir
56
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
T
he historical and the economical context of the nineteenth century and the
periodic conditions of the geography the city is located in has been effective in
coming out and evolution of Mersin as a port in the East Mediterranean. The
commerce and port city identity the city has developed especially after the second
half of the nineteenth century is observed to be progressed with the acceleration it
has gained from the external developments from the outbound of the empire,
rather than the inbounds of the empire. The most crucial transformation to change
the fate of Mersin in its evolution in nineteenth century is the advancing
transportation possibilities and differing transportation network.
Entry to
the City:
Railway
Station and
the Environs
O
ne of the aforementioned progresses at transportation network is The Suez
Canal linking the Mediterrenean and the Red Sea leading revolutionary
changes at world maritime trade. The construction of this artificial canal made
maritime transportation possible between Asia and Europe without the necessity to
go around Africa [1].
O
n one hand, as the opening of Suez Canal causes the loss of earlier importance
of Ottoman territorial integrity for England, on the other hand it has caused the
loss of England's interest in Çukurova, and the inflow of German capital to Çukurova
after English capital [2]. Besides, the Lebanese merchants turned their faces towards
the forests of Taurus in order to provide the timber needed for the construction of the
canal, taking the advantage of Sunturas River in conveying the timber to the port.
This has fostered the regional trade besides emphasizing the importance of Mersin
port in terms of marine transportation [3]. The timber chopped for the construction of
the canal has been exported to Egypt and Damascus [4], and the merchants
coming from Lebanon for timber trade has improved the commerce of the region
with Middle East and created new employment opportunities in Mersin [5].
Therefore, another effect of the canal over Mersin is the activity in city commerce
and the population created by the resulting new employment opportunities [6].
A
ll these developments experienced since the construction phase of the Suez
Canal, besides carrying the geography Mersin is situated in to a different
platform in terms of commercial relationships in regional scale. It has strengthened
the commercial structure, especially the timber trade and provided the
accumulation of a capital stock. Thus, the social-spatial structure gain new features
as a result of the development of the port and the migration [7].
T
hese transformations in the East Mediterranean geography where Mersin is
situated in and the improving commercial relationships at that period, not only
has changed the maritime lines traffic but also brought along new transportation
means especially to the port cities like Mersin. Long distance caravan routes, the
only transportation network fulfilling the distribution and commerce functions in
Anatolia till then, has began to be replaced by a new transportation infrastructure.
This new transportation network connecting the port cities to the production regions
57
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
araç olmuştur. Bir başka deyişle, bu dönemde demiryolu çevrenin merkeze
entegrasyonunu sağlayan bir “lokomotif” görevi görmüştür [9].
raw material and market for the central countries which has gone through the
industrial revolution, and a vehicle providing effective and economic transportation
to the settlements in the surrounding countries like Ottoman Empire. In other words,
at that period railways have played a “locomotive” role integrating the surrounding
and the central [9].
B
ir çevre ülkesi olarak Osmanlı Devleti'nin bağımsız ve önceliklerini kendisinin
belirleyebildiği bir bayındırlık politikasının olmayışı ve demiryollarının hızla geliştiği
on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında imparatorlukta yaşanan mali kriz gibi farklı
nedenler sonucu, gelişen sanayileri için ucuz hammadde ve pazar arayan merkez
ülkelere çeşitli imtiyazlar tanınmış ve bu ülkeler tarafından demiryolları inşasına
başlanmıştır [10]. Tanınan söz konusu imtiyazlar ile oldukça karlı bir yatırım aracı
olarak görülen demiryollarının yapımı [11], öncelikle liman kentlerini bu kentlerin art
bölgesindeki verimli ovalara bağlayacak şekilde, İngiliz, Fransız, Avusturyalı, Belçikalı
ve Alman sermayedarlar tarafından gerçekleştirilmiştir [12].
B
u dönemde, başta pamuk olmak üzere Çukurova'daki tarımsal üretimin aktarım
noktası olarak Mersin'i üretim bölgesi olan Çukurova'ya bağlayacak bir
demiryoluna gereksinim duyulmuş, 1863 yılından itibaren Adana-Mersin
demiryolunun yapımı için çeşitli girişimler kendini göstermeye başlamıştır [13]. Merkezi
hükümet ile çeşitli yazışmalar yapılmış, ürünün nakliyesinde maliyeti yükselten ve
zaman açısından verimli olmayan deve kervanlarının kullanılmasının, Amerikan İç
Savaşı'yla birlikte artan pamuk üretimi ve ticaretin gelişiminin önünde bir engel
olduğu ve kentin ticari gelişimi için Mersin-Adana demiryolu hattının bir an önce
yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur[14]. 1860'lı yıllarda başlayan girişimler sonuç
vermiş ve İngiliz sermayesiyle yapılan toplam altmış yedi kilometre uzunluğundaki
Mersin-Adana demiryolu hattı 1886 yılında hizmete girmiştir[15].
A
ncak demiryolu 1900'lü yıllardan itibaren el değiştirmiş ve bölgede değişen güç
dengesinin bir sonucu olarak işletme hakkı Almanlara geçmiştir. Bu dönemde
Almanya, Berlin-Bağdat projesi ile İstanbul'dan itibaren Anadolu'yu çapraz keserek
Adana'dan Bağdat'a uzanmak ve Alman sermayesi ile birlikte Alman ekonomik ve
askeri gücünü Berlin'den Bağdat'a kadar ulaştırmak için gerekli altyapıyı hazırlamak
istemiştir [16]. Mersin-Adana demiryolu hattının mülkiyeti bir süre Anglo-Fransız
ortaklığına ve ardından 1908 yılında da Almanlara geçmiştir [17]. Aynı yıl hat Bağdat
Demiryolu'nun bir parçası haline getirilmiştir [18].
M
ersin-Adana demiryolunun açılması ile Mersin, doğu hinterlandının çıkış kapısı
olduğu gibi Gülek Boğazı yoluyla İç Anadolu Bölgesi ile de bir bağ kurmuştur
[19]. Kısacası, Çukurova ve ovadaki üretim-pazarlama ilişkisinin iki önemli odağı
olarak Adana ve Mersin, bir yandan oldukça önemli bir ulaşım aracına kavuşurken,
öte yandan yepyeni bir ilişkisel ağ içinde yer almaya başlamıştır. Dönemin en önemli
ulaşım sistemi olarak Berlin'den Bağdat'a uzanan demiryolu ağının bir parçası olan
Mersin-Adana hattı, bölgesel tarımın ticarileşmesinde belirleyici olmuş ve Mersin'in
sahip olduğu liman kenti kimliğini güçlendirmiştir. Mersin-Adana hattının yapımı ve
ardından Bağdat Demiryolu'na bağlanması, Mersin ve içinde bulunduğu bölgenin
sahip olduğu deniz ve karayolu bağlantılarını sağlamlaştıran üçüncü bir ayak olarak,
hem Mersin'in hem de Çukurova'nın gelişiminde önemli bir yatırım olmuştur [20].
58
A
s a result of various reasons like the absence of an independent public works
policy of which priorities defined by the Ottoman Empire as a periphery country
and the financial crisis happened at the first half of the nineteenth century, various
franchise has been given to the central countries in search of cheap raw material
and market for their developed industries and the construction of the railways has
been started by these countries [10]. Construction of railroads, which seems to be a
very profitable investment, linking the port towns to their hinterland of fertile lands
[11], was realized by British, French, Austrian, Belgian and German capitalists through
the aforementioned franchise [12].
Entry to
the City:
Railway
Station and
the Environs
I
n this period, the need for a railway connecting Mersin, as a zone of conveying
agricultural production of Çukurova, mainly cotton, to the production area
Çukurova, has been felt and since 1863, some attempts have been observed for the
construction of Adana-Mersin railway [13]. Some correspondence has been made
with the central government. The fact that the use of camel caravans, increasing
the production costs and inefficient in terms of time, is an obstacle against the
progress of commerce and cotton production which has been increased with the
American Civil War and for the sake of commercial development of the city, MersinAdana railway should be constructed as soon as possible, has been emphasized at
these correspondence [14]. The attempts starting at 1860's has resulted and 67
kilometers long Mersin-Adana railway line, which was constructed with British
capital, has been put into service at 1886 [15].
H
owever, the railway has passed into other hands since 1900's and as a
consequence of changing balance of power in the region the operating rights
has passed over to Germans. At that time, Germany tried to set the background to
cut across Anatolia from Istanbul with Berlin-Baghdad project to reach Baghdad
from Adana and carry German economic and military forces together with German
capital from Berlin to Baghdad [16]. The ownership of Mersin-Adana railway passes
over to Anglo-French partnership after a while and then to German in 1908 [17]. In
the very same year, the line becomes a part of Baghdad Railway [18].
A
fter Mersin-Adana railway put into service, on one hand, Mersin became the
exit of east hinterland, and on the other hand, it has created a link with Central
Anatolia Region through Gulek Strait [19]. In short, Adana and Mersin, two crucial
centers of Çukurova and production-marketing relation of the plain, have began to
take place in a brand new relational network besides reaching a considerable
transportation mean. As the most important transportation mean of that period,
Mersin-Adana line, which is a part of the railway system extending from Berlin to
Baghdad, has been determinative in commercialization of the regional agriculture
59
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
B
öylece, 1886 yılında kent, dönemin en hızlı ve ekonomik ulaşım altyapısı ile
tanışmış ve bölgenin finansal merkezi durumundaki Adana'ya bağlanmıştır.
Böylece Çukurova'daki tarımsal üretim, bölgenin limanı olan Mersin'e hızla ve
ekonomik biçimde ulaştırılırken, aynı zamanda denizden kente gelen mallar da
Anadolu'nun iç bölgelerine kolaylıkla gönderilebilir olmuştur.
M
ersin bu önemli yatırım ile birbirini tamamlayan iki önemli ulaşım altyapısına
sahip olmuş, bu yenilik kentin fiziksel gelişiminde de etkisini göstermeye
başlamıştır. Kente artık bir demiryolu istasyonuyla girilmekte ve yoğun ticari etkinlik
istasyondan ana iskeleye kadar devam eden, kıyıya paralel bir yol boyunca
gerçekleşmektedir. Hammadde ve malların istasyon ile kentin ana iskelesi olan
Gümrük İskelesi'ne taşındığı bu güzergah, günümüzde de varlığını sürdüren Uray
Caddesi'dir. Demiryolu ile kente gelen hammadde ve ürün Uray Caddesi'nden
Gümrük İskelesi'ne kadar devam eden raylar ile taşınmakta ve iskeleden teknelere
yüklenmektedir. Teknelerle açıkta bekleyen gemilere taşınan hammadde ve ürün,
Fransız, İngiliz, Arap bandıralı gemilerle Şam'dan, Tripoli'ye, Marsilya'dan İzmir'e kadar
pek çok limana taşınmaktadır. Ya da tam tersi, farklı ülkelerin bandırasını taşıyan
gemilerle gelen mallar kentteki iskelelerden istasyona taşınarak demiryolu ile
Anadolu'ya ulaştırılmaktadır.
stasyon ile liman arasındaki bu ilişki, Uray Caddesi'ni kentin ana ticari ekseni haline
getirmiş; cadde boyunca denize uzanan çok sayıda iskele inşa edilmiştir. Kente
gelen hammadde ve ürünün gemilere ya da istasyondaki vagonlara taşınabilmesi
için doğrudan istasyona bağlanan ve üzerinde raylar bulunan Demiryolu İskelesi
İ
bunlardan biridir. Günümüzde yerinde Mersin Limanı'nın bulunduğu Demiryolu
İskelesi'nden başka batıya; kentin ana iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne doğru, Alman
İskelesi, Belediye İskelesi, Taş İskele gibi sürekli varlığını koruyan ya da yapılıp yıkılan irili
ufaklı çok sayıda iskele inşa edilmiştir.
Y
irminci yüzyıl başına kadar kentin doğu girişini tanımlayan istasyon, bir yandan
uluslararası bir ulaşım bağlantısının yerel uzantısı, bir yandan da kent içi ve
şehirlerarası karayolu ulaşımın kesişim noktasındaki konumuyla bir ulaşım odağı
olarak işlev görmüştür. Günümüzde mevcut istasyon yapısının yüz metre doğusunda
halen varlığını sürdüren kentin ilk istasyon binası, küçük, beyaz bir taş yapıdır. Bugün
Adana-Mersin arasında bir banliyö hattı olarak işlev görmesinin yanı sıra Anadolu'da
pek çok kente erişim sağlamakta olan demiryolunun Mersin'deki istasyon binası 1955
yılında yapılmıştır [21] ve geçmişte olduğu gibi bugün de kentin doğu girişini
tanımlayan önemli bir noktadır.
60
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
and strengthened the port city identity of Mersin. The construction of Mersin-Adana
railway and linking it to Baghdad railway, as a third point reinforcing sea and
highway connection of Mersin and its surrounding, has been a significant investment
in the development of both Mersin and Çukurova [20].
B
y this way, in 1886, the city has met the fastest and the most economic
transportation infrastructure and been connected to Adana, the financial
center of region. Thus, while the agricultural production of Çukurova is conveyed to
Mersin, the port of the region, quickly and economically, also the goods coming by
the sea to the city are sent to inner regions of Anatolia practically.
Entry to
the City:
Railway
Station and
the Environs
T
hus, Mersin has acquired two complementary important transportation
infrastructures with this significant investment that has begun to influence the
physical development of the city. From that time forth, the city is entered through a
railway station and the intense commercial activities are held along a road parallel
to the coastline continuing from the station to the main pier. This route where the raw
material and goods are conveyed to the station and Custom Pier, the main pier of
the city, is Uray Street, which still keeps its existence today. The raw material and
goods coming by railway to the city are carried over the rails extending to Custom
Pier and loaded to the boats from the pier. The raw material and goods transferred
to the ships waiting on the open sea by the boats are carried to many ports from
Damascus to Tripoli, from Marseilles to Izmir by ships sailing under French, English, and
Arabian flags. Or, on the contrary, the goods coming by ships sailing under various
flags are carried to the station from the piers of the city and transferred to Anatolia by
railway.
T
his relationship between the station and the pier has made Uray Street the main
commercial axis of the city and caused the construction of many piers stretching
to the sea all along the street. Railway Pier connected directly to the station, on
which there exist rails, is one of these piers used to convey raw material and goods
coming by railway to the ships or the raw material and goods coming by sea to the
wagons at the station. Except for the Railway Pier which has been on the place
today Mersin Port is located, towards west, to Custom Pier, the main port of the city,
many piers some big, some small, kept its permanent existence like German Pier,
Municipality Pier, Stone Pier, some destroyed have been constructed.
T
he station, defining the entrance on the east of the city, until the beginning of
twentieth century, has functioned as the local extension of an international
transportation connection on the one hand and on the other hand as transportation
focal with its location on the intersection of inner city and intercity highway
transportation. The first station building still existing on 100 meters east of the current
station is a small stone building appropriate with the scale of the city at twentieth
century. This station building of the railway, which is both functioning as a suburban
line between Adana and Mersin and providing access to many cities in Anatolia
today, is built in 1955 in Mersin [21] and is still an important point defining the east
entrance of the city today as it was in the past.
61
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Entry to
the City:
Railway
Station and
Its Environs
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
İstasyon Binası, 2000’ler
İstasyon Binası, 1900’ler
Station Premises, 1900’s
K
artpostalın solunda kentin ilk istasyon binası görülüyor. Raylar üzerindeki çok
sayıda vagon ve vagonlara yüklenmiş çuvallar dikkat çekiyor. İstasyon binasının
önünde atlı arabalarıyla bekleyen insanlar, belki trenle gelen yükü iskeleye taşımak,
belki de iskeleden getirdikleri yükü vagonlara yüklemek üzere bekliyorlar.
n the left of the postcard the first station building is seen. Many wagons and
sacks loaded on the wagons attract attention. In front of the station, there are
people waiting with their carts, in order to either convey the loads that come by train
to the pier or to load the wagons with the goods they bring from the pier.
M
V
ersin-Adana demiryolunun yapımı için 1860'lı yıllarda başlayan girişimler 1883
yılında sonuç vermeye başlıyor. Demiryolunun yapımına başından beri İngiliz
sermayeli şirketler talip olmasına rağmen yapım ve işletme imtiyazı Osmanlı
vatandaşlarından Mehmet Nahit Bey ve Costaki Teodori'ye veriliyor. Mehmet Nahit
Bey ve Costaki Teodori, şirketin imtiyaz hakkını Baron Le Evain de Vandeuvre adlı
kişiye satıyor.
B
62
Station Premises, 2000’s
aron Evain de Vandeuvre ise 1885 yılında Taurus and Adana Railway Company
adında bir şirket kuruyor ve şirketin hisselerinin satışından elde edilen gelirle
demiryolunun yapımına başlanıyor. Satışa çıkarılan şirket hisselerinin çoğu İngilizler
tarafından satın alınıyor [22]. Şirket, 1886 yılında toplam altmış yedi kilometre
uzunluğundaki hattı hizmete açıyor [23]. Bu dönemde üç istasyonu ve yedi durağı
bulunan hattın merkezi ve görevli sayısının en fazla olduğu istasyon Mersin İstasyonu.
İstasyonda ithal ve ihraç edilen malların bir süre saklanması için mağazalar yer alıyor
[24].
O
arious attempts take place in 1860's for the construction of Mersin-Adana
railway begin to give result in 1883. Even though English companies volunteer to
the construction of the railway from the very first beginning, construction and
running franchise is given to Ottoman citizens Mr. Mehmet Nahit and Costaki
Teodori, who sell the franchise rights to Baron Le Evain de Vandeuvre.
B
aron Evain de Vandeuvre establishes a company named Taurus and Adana
Railway Company in 1885 and the construction of the railway starts with the
income of the sale of the company stocks. Most of the stocks put on market are
bought by English people [22]. The company puts the 67 kilometers long line into
service in 1886 [23]. Mersin Railway Station is the central station and the one having
the biggest number of workers of this line which has three stations and seven stops at
that period. At the station, there are stores used for the storage of exported and
imported products [24].
İSTASYON
RAILWAY
STATION
63
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Entry to
the City:
Railway
Station and
the Environs
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
İstasyon ve Çevresi, 1900’ler
İstasyon ve Çevresi, 2000’ler
Railway Station and its Environs,2000’s
Railway Station and its Environs,1900’s
1
886 ile 1910 yılları arasında bir tarihte kaydedilmiş olduğu anlaşılan kartpostalda
Adana-Mersin demiryolunun açılmış olduğu, ancak İngiliz Yağ Fabrikası'nın
henüz inşa edilmediği görülüyor. [25].
M
ersin'in hızlı bir gelişim gösterdiği bu dönemde bölgeye ulaşımı güçlendirecek
yeni karayolu altyapısı yatırımlarına da ihtiyaç duyuluyor [26]. Özellikle MersinTarsus arasındaki karayolu bağlantısı üzerinde duruluyor ve 1850'li yıllardan itibaren
bozuk durumda olan Mersin ile Tarsus arasındaki yolun düzeltilmesine karar veriliyor
[27].
S
öz konusu karar doğrultusunda 1870'lerde yol düzeltiliyor[28]. Kartpostalda Tarsus
yönüne doğru uzanan bu yolun yerinde, günümüzde Mersin'den Tarsus'a,
Tarsus'tan Adana'ya erişim sağlayan D-400 Karayolu'na bağlanan İsmet İnönü
Bulvarı bulunuyor. Kartpostalda bu yolun Tarsus yönünden gelerek doğrudan Uray
Caddesi'ne bağlandığı görülüyor. Atlı arabaların kente giriş yaptığı Uray Caddesi'nin,
istasyondan denize doğru gelen demiryolu ve demiryoluna paralel devam eden
karayolu ile kesiştiği noktada parmaklıklı bir kapı dikkat çekiyor. Bu kapının, o
dönemde demiryolu ile Tarsus'tan gelen karayolu bağlantısının hemzemin geçit
oluşturduğu noktada geçiş güvenliğini sağlamak üzere kullanıldığı anlaşılıyor.
64
A
t the period the postcard has been recorded, it is seen that Adana-Mersin
railway is put into service but English Oil Factory has not been built yet, thus it is
understood that the postcard is recorded at a date between the years 1886 and
1910 [25].
A
t this period, a period Mersin has made a fast progress, new highway
infrastructure investments are needed in order to enforce the transportation to
the region [26]. Especially the highway connection between Mersin and Tarsus is
taken into consideration and decided to be rehabilitated which has been rough
since 1850ies [27].
T
he aforementioned attempts give result and the road is rehabilitated at 1870's
[28]. The road extending towards Tarsus direction on the postcard is İsmet İnönü
Boulevard currently, still being used and linked to D-400 Highway which is the road
providing transportation from Mersin to Tarsus and from Tarsus to Adana. On the
postcard, this road is seen to be coming from Tarsus direction and linked directly to
Uray Street. On the postcard, a grilled door attracts attention at the intersection
point of Uray Street where carts enter the city, with the railroad coming from the
station towards the sea and the highway going on in parallel to the railroad. It is
understood that this door is used for crossing security at the point railroad and
highway link coming from Tarsus meet at a level crossing.
İSTASYON
RAILWAY
STATION
65
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Entry to
the City:
Railway
Station and
the Environs
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
İstasyon ve Çevresi, 1930’lar
İstasyon ve Çevresi, 2000’ler
Railway Station and its Environs,2000’s
Railway Station and its Environs,1930’s
K
artpostalda ilk dikkati çekenler, kentin kuzeybatısındaki istasyondan, demiryolu
iskelesine doğru sıralanmış vagonlar ve demiryolu, Tarsus yolu ve Uray
Caddesi'nin kesiştiği kent girişinde, demiryolu iskelesi çevresinde kıyıda artan yapılar.
Gerek artan yapılar gerekse arka planda seçilen Mersyna Oil Mill Company
(günümüzde kullanılan adıyla İngiliz Yağ Fabrikası), görüntünün 1900'lü yıllara ait
olduğunu gösteriyor. Atlı arabalar hala karayolu ulaşımının en belirgin öğesi. Ancak
demiryolu ile Tarsus-Mersin bağlantısının kesiştiği hemzemin geçitteki parmaklıklı
kapının yerini artık bariyerli bir geçişe bıraktığı görülüyor.
M
ersin-Adana demiryolunun kente girdiği noktadan güneye doğru ayrılan bir
kol, günümüzde Mersin Limanı'na ulaşan ve halen kullanılmakta olan raylar,
Demiryolu İskelesi'ne ulaşıyor. Bu iskeleyi ve yapımını Fikri Mutlu şöyle anlatıyor[29]:
“
66
1928-1929 senesinde Devlet Demir Yolları ve Limanları hesabına her tarafı betonla
inşa edildi. Uzunluğu 140, genişliği 16 metre olup üç şimendüfer (şimendifer) hattı
bulunmaktadır. Elektrikle müteharrik (çalışan) birisi 15 ton, diğerleri üçer tonluk üç
adet vinci vardır. Bu iskeleden yapılacak tahliye ve tahmilden (yükleme ve
boşaltma) alınan iskele resmi (iskele vergisi), sahibi olan Devlet Demiryolları ve
Limanları İdaresi tarafından alınmaktadır. Belediye ekseriye (çoğunlukla) iskelelerde
yeknesaklığı ve disiplini temin etmek için kira ile bu iskeleyi tutmaktadır.”
T
he first attraction drawing items on the postcard are; the wagons lined up from
the station on the northwest of the city towards railway pier and the railroad, the
increasing number of buildings on the coastline near railway pier at the entry of the
city where Tarsus road and Uray Street intersects. Both the increasing number of the
buildings and Mersyna Oil Mill Company (currently known as British Oil Factory)
perceived on the background indicates the scene belongs to 1900's. The carts are
still the most noticeable items of highway transportation but, the grilled door at the
level crossing where the railroad and Tarsus-Mersin link intersect is seen to be
replaced by a barrier gate.
O
ne branch of the railway diverted towards south from the point Mersin-Adana
railroad enters the city reaches Railway Pier, of which the rails are still in use. Fikri
Mutlu mentions about this pier and the construction of it as below [29];
“
In years 1928 and1929, all around it is constructed with concrete for the account
of State Railways and Ports. There are three railway lines of 140 meters long and 16
meters wide. It has three power operated cranes, one, of 15 tons, others, of three
tons. The pier due of the loading and unloading from this pier is taken by the owner
State Railways and Port Authority. The Municipality usually rents this pier in order to
maintain uniformity and discipline at the piers.”
İSTASYON
RAILWAY
STATION
67
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Entry to
the City:
Railway
Station and
the Environs
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
Demiryolu İskelesi, 2000’ler
Demiryolu İskelesi, 1930’lar
The Railway Pier, 2000’s
The Railway Pier,1930’s
68
K
artpostalda Demiryolu İskelesi'nden kuzeye doğru bir bakışla, kentin doğu
girişinin 1930'lu yıllardaki durumu görülüyor. Bir yandan demiryolunun gelişi, öte
yandan iskelelerin gelişimi ile bu dönemde kentte artan ticari hareketlilikle birlikte
yeni yeni yapılar ve kullanımlar da kendini göstermeye başlıyor. Bunlardan biri de
depo ve antrepolar [30].
n the postcard, viewed from Railway Pier towards north, the condition of east
entrance of the city at 1920's is seen. Newly developed buildings and uses
appear as a result of increasing commercial activities in the city after the arrival of
railway, and development of the piers at that period. One of these is the depository
and warehouses [30].
A
slında bu yapılara duyulan ihtiyaç daha 1890'lı yıllarda kendini gösteriyor.
1899'da Osmanlı yönetimince artık Akdeniz'in önemli iskelelerinden biri olarak
görülen Mersin'de, Tahinci Atinason Efendi'ye bir liman ve rıhtımla birlikte dok ve
antrepo inşası için imtiyaz veriliyor. Söz konusu imtiyaz ile gümrük işlemlerini
kolaylaştırmak ve ithal malları saklamak için bir antrepo yapılması gerektiğinin
düşünüldüğü anlaşılıyor [31].
I
n fact the need for these buildings begins to appear at 1890's. In 1899, by Ottoman
authority, franchise for the construction of dock and warehouse together with a
pier and quay is given to Tahin Dealer Mr Atinason at Mersin which is accepted as
one of the important piers of the Mediterranean. It is clear that with the
aforementioned franchise the necessity for the construction of a warehouse is taken
into consideration to ease the custom operations and store the imported goods [31].
B
A
u dönemde kentte gereksinim duyulan depo, antrepo gibi kullanımlar yalnızca
devlet tarafından yapılmıyor. Kente dışarıdan gelen, ticaretle uğraşan kimseler
tarafından da bu tür yapıların inşasına gereksinim duyulduğu görülüyor. Zira bir süre
Mersin'de yaşamış ve ticaretle uğraşmış olan Barker bu tür bir girişimde bulunuyor.
Gezgin, ticari faaliyetlerin hızlı ve seri bir şekilde yürütülmesi için yeniliklere gereksinim
olduğunu söylüyor ve kentte bir depo kurduğunu, bu depoya pamuğu ve yünü
sıkıştırmak ve paketlemek üzere bir de makine getirdiğini anlatıyor [32].
O
t this period, the required uses such as depositories, warehouses are not built by
only government. It is seen that the construction of such buildings are also
needed by merchants coming to city from abroad. Merchant traveler Barker, who
has lived in Mersin for a while, makes such an attempt. Traveler says renovations are
needed in order to run the commercial activities in a quick and serial way, and tells
that he has built a depository in the city and brought a machine into this depository
to compress and package the cotton and wool [32].
İSTASYON
RAILWAY
STATION
69
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Entry to
the City:
Railway
Station and
the Environs
Kentin
Girişi:
İstasyon
ve
Çevresi
Demiryolu İskelesi, 2000’ler
Demiryolu İskelesi, 1930’lar
The Railway Pier, 2000’s
The Railway Pier,1930’s
K
artpostalda iskelenin üzerindeki raylarda bekleyen boş vagonlar, yüklemeboşaltma için kullanılan vinç ve iskeleye yanaşmış tekneler dikkat çekiyor. Dikkat
çeken bir başka nokta ise demiryolu iskelesinin solunda yer alan başka bir iskele.
İskelet halinde görülen bu iskele, Bağdat Demiryolu'nun yapımı sırasında demiryolu
inşası için gerekli malzemenin taşınabilmesi amacıyla Almanlar tarafından yapılıyor.
İstasyonun güney doğrultusunda, demirden yapılan ve üzerinde elektrik tesisatı
bulunan bu iskele, 1940'lı yıllarda artık kullanılamayacak duruma gelen Alman
İskelesi [33].
B
u dönemde istasyon ile Gümrük İskelesi arasındaki iskeleler yalnızca Demiryolu ve
Alman İskelesi'nden ibaret değil. Mersin Limanı'nın yapıldığı 1960'lı yıllara kadar,
çoğu bu bölgede olmak üzere kıyıda çok sayıda iskele yapılıp yıkılıyor. Genellikle
ahşap ayaklar üzerine inşa edilen bu iskeleler zaman içinde yıpranıyor, bazıları
onarım görürken bazıları kullanım dışı kalıyor.
B
unlardan biri de, 1923 yılında Alman İskelesi'nin batısında ve Katolik Kilisesi'nin
güneyinde, belediye tarafından yaptırılan iskele. Belediye İskelesi olarak anılan
bu iskele, 1928 yılında liman şirketi tarafından üzerine elektrikli bir vinç konulan, on
metre uzunluğunda, yüz otuz metre genişliğinde bir iskele. [34].
70
T
he empty wagons waiting over the rails on the pier, the crane used for loadingunloading and boats alongside the pier are drawing attention on the
postcard.Another noticeable item is another pier located on the left of the railway
pier. This pier, seen as a frame, is built by Germans in order to transmit the required
materials for the railway construction during the Baghdad Railway construction. The
pier on the south direction of the station, made of iron and with electricity installing is
the German Pier which is no more in a serviceable condition at 1940's [33].
A
t that period, the only piers, located between the station and Custom Pier are
not Railway and German Piers. Until Mersin Port is built at 1960's, many more
piers most of which are located between Railway Pier and Custom Pier are built and
destroyed on the shore. These piers mostly constructed over timber supports are
worn down by time and as some are repaired some are left out of service.
O
ne of these piers is the one built by the municipality in 1923, on the west of
German Pier and on the south of Catholic Church. This pier, called Municipality
Pier, is 10 meters long and 130 meters wide, over which a power operated crane is
put at 1928 by Port Company [34].
İSTASYON
RAILWAY
STATION
71
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Spine
of
Commerce:
Uray Street
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
O
n dokuzuncu yüzyıl, değişen hammadde ve pazar ilişkileri ve gelişen denizyolu
ulaşımı ile Mersin'in de bir parçası olduğu Akdeniz havzasında modernleşme
sürecinin başlangıcı olmuştur. Bu dönem aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu için
de bir yeniden yapılanma ve modernleşme sürecinin başlangıcıdır. Bu süreçte deniz
ulaşımı sayesinde coğrafyanın iç kesimlerindeki kentlere göre erişimi çok daha kolay
olan liman kentleri büyük değişim yaşamıştır.
S
anayi devrimini tamamlamış kapitalist dünya ülkeleri bu uzun yüzyılda, gelişen
sanayileri için gerekli ucuz hammadde ve pazar arayışına girmiş, bunu en hızlı ve
ekonomik biçimde sağlamanın yollarını aramaya başlamışlardır. Bu arayış onları
denizyolu ile kolayca ulaşabildikleri Akdeniz havzasındaki liman kentlerine
yöneltmiştir. Bu süreçte söz konusu ülkeler, Mersin'in de içinde yer aldığı bu liman
kentlerine çeşitli yatırımlar yapmaya başlamıştır.
S
öz konusu ülkelerin başta ulaşım olmak üzere yaptığı yatırımlar ile liman kentleri,
dönemin zor ekonomik koşullarında uluslararası ticaretin ve yeni iş olanaklarının
odağı haline gelmiştir. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'deki liman kentleri ağının bir parçası
olan Mersin'in bir liman ve ticaret kenti olarak bu dönemde ortaya çıkışı tesadüf
değildir. Pek çok liman kenti gibi Mersin de bu dönemde verimli Çukurova
topraklarında yetiştirilen ürünün bir aktarma noktası olarak iskeleleri ile yeni ticari
fırsatlar sunmuştur. Bunun sonucunda farklı coğrafyalardan gelen ve farklı uğraş
alanları olan topluluklar, on dokuzuncu yüzyılda Mersin'de ticaretin gelişiminde
önemli rol oynamış, kentin ticari yaşamını zenginleştirmiştir [1].
B
u dönemde liman kentlerinin ortak özelliği olan kozmopolit nüfus yapısının pek
çok bileşeni vardır. Mersin'de bu bileşenlerden yalnızca biri olan Fransızlar, henüz
on dokuzuncu yüzyılın ilk çeyreğinde kentteki ticari fırsatları fark etmiş ve kentin
ortaya çıkışındaki temel unsur olan iskelelerin iyileştirilmesi için çeşitli girişimlerde
bulunmaya başlamışlardır [2]. Bu dönemde, iç bölgelerin dışa açılan kapısı olarak
Mersin'de [3] pamuk, buğday, susam, keten tohumu gibi tarımsal ürünlerin ihraç
edildiği iskelelerin sayısı artmıştır [4].
O
n dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında artık bölgenin en önemli limanlarından biri
haline gelen Mersin'de, zaman içinde yerleri değişim gösteren çok sayıda
iskele yapılmıştır [5]. Bu iskelelerden üçü, dönem dönem onarımlar geçirse de
yerlerinde kalmış ve kentin ticari merkezini ve gelişim eksenini belirlemiştir. Bu iskeleler,
batıdan doğuya doğru, kentin ana iskelesi olan ve gümrük işlemlerinin
gerçekleştirildiği Gümrük İskelesi, Taş Han'ın güneyindeki Taş İskele ve istasyonun
güneyindeki Demiryolu İskelesi'dir.
76
B
u iskelelerin gelişimi ve konumları, ulaşım bağlantıları ile kentin ticari merkezinin
gelişimi arasındaki ilişkiyi göstermesi açısından önemlidir. Çünkü Gümrük İskelesi,
T
he nineteenth century had been the commencement of modernization process
in the Mediterranean region, of which Mersin was a part, as a consequence of
changing production and market relations and of developing maritime lines. This
period was, at the same time, a beginning of restructuring and modernization
process for Ottoman Empire. During this period, port cities encountered huge
changes due to the developments in maritime lines, and possibilities to reach
resources at inner regions.
Spine of
Commerce:
Uray
Street
T
he capitalist countries that accomplished their industry revolution in this long
century, acquired the search for cheap raw materials for the developing industry
and for new markets. This search oriented them towards port cities in the
Mediterranean region, to where they could easily reach via maritime lines. During
this process, the mentioned countries began to make various kinds of investments to
port cities, one of which was Mersin.
A
s a result of investments, especially on transportation, made by developed
countries, port cities became the focus of international trade and new job
opportunities within difficult economic conditions of the period. Therefore, the
emergence of Mersin as a part of the network of port cities in Eastern Mediterranean
was not a coincidence. Like many other port cities in this period, Mersin with its piers
offered new trade opportunities as a transfer point of crop, raised in fertile Çukurova
lands. Consequently, communities, having diverse professions from different
geographies played an important role in development of commerce in Mersin
during nineteenth century, and enriched town's commercial life [1].
I
n this period, cosmopolitan population, one of the common characteristics of port
cities, embraced many components, one of which was the French people in
Mersin. They realized the trade opportunities in the town, just in the first quarter of
nineteenth century and began to make various attempts in order to improve the
piers, which are the primary matters that had an effect on emergence of the city [2].
In this period, with the increasing commercial activities, the amount of piers was
increased in Mersin, the gateway of the region to the outside [3]. Agricultural
products like cotton, wheat, sesame, and linseed were exported from these piers [4].
I
n the second half of nineteenth century, Mersin became one of the most important
ports in the region and many piers with changing place and changing names
were built [5]. Although they were repaired periodically, the place of three piers did
not change and set the location of city centre and its development direction. These
piers, from west to east, are Custom Pier, the main pier of the city where customs
formalities were taken into consideration, Stone Pier (Taş İskele) on the south of Taş
Han and Railway Pier, on the south of railway station.
77
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Taş İskele ve Demiryolu İskelesi, kıyıya paralel gelişen bir caddenin güneyinde yer
almaktadır. Bu cadde iskelelerden gelen malların depolandığı yapıları barındıran ve
raylı bir sistem aracılığıyla iskeleler ile istasyon arasında malların taşındığı Uray
Caddesi'dir. Aslında bu cadde kentin ortaya çıktığı ilk yıllardan itibaren vardır. Daha
1800'lü yıllarda kervanların geçtiği caddede hanların bulunuyor olması, kentin
özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren gösterdiği yükselişten önce
de önemli bir cadde olduğunu ortaya koymaktadır [6]. İskele sayısının arttığı, kentin
bir ticaret ve liman kenti olarak gelişmeye başladığı yıllarda caddedeki ticari
kullanımlar ve yapılar çoğalmış, yapıldıkları ilk dönemde daha çok konaklamaya
yönelik işlev gören hanlar zamanla, tüccar hanları, depo, mağaza ve dükkanlara
dönüşmeye başlamıştır [7]. Yirminci yüzyılın ilk yarısına ait pek çok kartpostalda
caddenin İstasyon Caddesi olarak adlandırıldığı görülmektedir. Bir dönem ise
hükümet konağı ile Gümrük Meydanı arasında kalan bölümü Hükümet Caddesi
olarak isimlendirilmiştir [8].
R
ayları 1930'lu yıllara kadar caddede kalan [9] ve “dekovil” olarak adlandırılan bir
raylı sistem ile Uray Caddesi, demiryolu istasyonu ile kentin ana iskelesi
arasındaki doğrudan ve tek bağlantıdır [10]. Özellikle iskeleler yakınındaki arazi,
dükkan ve mağazalara ilgi gösteren tüccarlar [11] ve iskelelerde gerçekleşen ticari
etkinlik için en uygun yer, kenti doğu-batı doğrultusunda geçen bu cadde olmuştur.
Cadde'de yer alan ve günümüzde kimi ayakta olmayan Azak Han, Taş Han, Sursok
Han gibi hanlar, Uray Caddesi'nin kentin ticari ekseni olduğunu somut olarak ortaya
koymaktadır.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
T
he location of piers and their development is considered to be important in terms
of transportation connections and the relations with the development of city
centre. Custom Pier, Stone Pier, and Railway Pier were located parallel to a street, on
its south side. This street, named Uray Street embraced many warehouses to store
goods taken from piers, and a rail system to transfer goods between piers and
railway station. Essentially, this street had been existed since foundation of the city.
Existence of inns on the street, where caravans were passing, yet in 1800's reveals the
importance of the street even before the rising significance of the city in the second
half of nineteenth century [6]. During the years, when the amount of piers were
increased, the city began to develop as a commercial and port city, commercial
activities and buildings were augmented, and inns, used to be places designed for
accommodation were changed into the places for tradesmen, warehouses, and
shops [7]. The street is named Railway Station Street in many postcards taken during
Spine of
Commerce:
Uray
Street
the first half of twentieth century. Once, the part of the street between Custom
Square and Government House was called Government Street [8].
A
narrow-gauge rail system called dekovil [10], of which the rails had remained
until 1930's [9], was the only and direct connection between railway station,
from where raw materials and goods were introduced, and Custom Pier, main pier
of the city. Tradesmen were showing interest especially in shops and lands, close to
the pier [11]. Uray Street that drive the city through east-west direction became the
most suitable place for commercial activities, emerged in piers. Inns, some of which
does not exist at present like Azak Han, Sursok Han, Taş Han, reveal that Uray Street
was the commercial spine of the city.
C
addede yer alan bu tüccar hanlarında başta gemi ve vapur acenteleri,
komisyoncular ve ithalat-ihracat yapan tüccarlar olmak üzere pek çok
uluslararası şirket ve temsilcilikleri hizmet vermeye başlamıştır. Artan ticari etkinlikle
birlikte sigorta ve finans sektöründe faaliyet gösteren şirketler ve acenteler de
açılmaya başlamıştır [12]. Zaman içinde iş kollarında yaşanan uzmanlaşma,
caddede yer alan tüccar hanlarında da kendini göstermiştir. Bu duruma en iyi örnek
Azak Han'dır. Yirminci yüzyıl başına kadar bu han, ağırlıklı olarak hukuk büroları ile
gümrük acentelerinin bulunduğu bir tüccar hanıdır. Günümüzde ayakta olmayan
bu yapı, Uray Caddesi'nin olduğu kadar Mersin'in de yakın geçmişini, liman ve ticaret
kenti kimliğini simgeleyen bir yapı olmuştur.
Y
irminci yüzyıl başına kadar kentte etkinlik gösteren ve ticaretle uğraşan tüccarlar
yalnızca Azak Han'da değil, Uray Caddesi'nde yer alan diğer hanlarda ve
ticarethanelerde faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. Emilio Levante, Fuat ve Sezar
Şaşati, Vahid Baydar, Melhem Şelfun, Vasfi Ongun, Nikola Brazzafoli, Sait Akıncı, Sait
Dormen, Ali Ergir, Abdülkadir ve Mahmut Perşembe, Fuat Osman Mörel, Şeref Genç,
Ali Safa, Nazım Miskavi, Rıfat Uysal, Mehmet Sabah, Mustafa Sabuncu, Ahmed
78
M
any international companies and their representative offices like shipping
agencies, commission agents, and import and export dealers began to take
place at the street in tradesmen inns. Companies and agencies of finance and
insurance were also put into working order together with increasing commercial
activities [12]. In the course of time, specialization in commercial activities revealed
itself in tradesmen inns. The best example for this trend was Azak Han. It had been
consisting of offices of attorneys, custom agencies and import and export dealers
until the beginning years of twentieth century. The building, symbolizing not only the
history of Uray Street but also the history of Mersin and its commercial identity, does
not exist at present.
U
ntil the beginning years of twentieth century, active tradesmen showed their
activity not only in Azak Han, but also in other inns and commercial houses as
well. Remarkable tradesmen like Emilio Levante, Fuat ve Sezar Şaşati, Vahid Baydar,
Melhem Şelfun, Vasfi Ongun, Nikola Brazzafoli, Sait Akıncı, Sait Dormen, Ali Ergir,
Abdülkadir ve Mahmut Perşembe, Fuat Osman Mörel, Şeref Genç, Ali Safa, Nazım
Miskavi, Rıfat Uysal, Mehmet Sabah, Mustafa Sabuncu, Ahmed Karamancı, Ezra
79
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Karamancı, Ezra Duşi, Şükrü Şıhman, Ahmet Fadıl Sıdalı, Mahir Turan, Sami ve Fahri
Merzeci, Fuat Şaşati, Mustafa Gandur gibi kentin ileri gelen tüccarları, 1940'lı yıllarda
da Uray Caddesi'nin hala eski canlılığını sürdürmekte olduğunu göstermektedir [13].
Duşi, Şükrü Şıhman, Ahmet Fadıl Sıdalı, Mahir Turan, Sami ve Fahri Merzeci, Fuat Şaşati,
Mustafa Gandur denotes that Uray Street still continued to show its liveliness [13].
B
u dönem kentte gelişen ve ağırlıklı olarak Uray Caddesi'nde kendini gösteren
ticari etkinlik, tüccar hanları, depolar, mağaza ve dükkanlarla sınırlı kalmamış, bu
etkinlikleri destekleyen çok çeşitli kullanımları da beraberinde getirmiştir. Limandaki
ticari faaliyetle birlikte, yine iskelelere ve caddede yer alan ticari kullanımlara yakın
olmak amacıyla Uray Caddesi'nde bankalar ve yönetsel yapılar da yer almaya
başlamıştır. Selanik Bankası, İş Bankası, Ziraat Bankası gibi dönemin en önemli finans
kuruluşları doğrudan Uray Caddesi'nde yer almış, Osmanlı Bankası ve İş Bankası'nın
bir şubesi ise yine caddeye yakın bir konumda hizmet vermiştir [14]. Öte yandan,
kentin en önemli idari yapısı olan Hükümet Konağı da Uray Caddesi'ndedir.
D
aha sonraları kambiyo şefliği, bir dönem belediye, vergi dairesi gibi kurumların
da yer aldığı cadde, kentin sosyal hayatında da önemli bir yere sahiptir [15].
Kentin ileri gelen tüccarlarının bir arada bulunduğu caddede yalnızca iş yoktur.
80
I
n this period, developing commercial activity at Uray Street was not limited with
merchant inns, warehouses and shops, many activities supporting the previous
ones emerged. Together with commercial activities on the port, banks and
governmental functions began to develop in order to place themselves close to
piers and Uray Street where commercial activities took place. Significant banks and
financial institutions in the period like Thessaloniki Bank (Banque de Selanique), İş
Bank, Ziraat Bank (Banque Agricole de Governement) took place at Uray Street [14].
Ottoman Bank (Banque Imperiale Ottomane) and new office of İş Bank began to
furnish services on a location very close to Uray Street. On the other hand,
Government House, the most important administrative building was also placed at
Uray Street.
Spine of
Commerce:
Uray
Street
L
Türkçe, Arapça, İngilizce ve Fransızca konuşan, yaptıkları işin niteliği gereği
ater on, institutions like exchange office, municipality, and tax administration
took place at the street [15]. However, there was not only business on the street,
where notable tradesmen came together. Tradesmen, who were dealing with
uluslararası ilişkileri olan tüccarlar, yine Uray Caddesi'nde bulunan bir binada bir
araya gelip eğlenmektedir. Dolayısıyla Uray Caddesi, kentteki ticaretin ana
omurgasını oluştururken, bir yandan da on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından
itibaren kentte gelişen yeni bir ticaret ve burjuva kültürünün oluşumunun belirleyicisi
ve simgesi olmuştur.
international business as an essence of their occupations and talking in Turkish,
Arabic, English and French, were coming together in a building. Therefore, Uray
Street was founding the spine of commercial activities in the city, while it became a
symbol and a determining force for newly developing commercial and bourgeoisie
culture beginning from second half of nineteenth century.
81
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
stasyon ile Gümrük Meydanı arasındaki bu parke taşlı cadde [17], hemen yanı
başında yer alan Frenk Mahallesi'ndeki [18] gayrimüslim evleri, Türkçe, Rumca,
Arapça, Fransızca konuşan ithalat ve ihracatçı tüccarları, Maruni Kilisesi, Katolik
Kilisesi, Camisi ile yirminci yüzyıl başına kadar kentin en canlı caddesi. Kartpostalda
Mersin'in bir liman ve ticaret kenti kimliğini simgeleyen Uray Caddesi'nde o dönemde
deniz kıyısında bulunan yapılar bir arada görülüyor. Günümüzde sahil şeridinin
yerinde İnönü Bulvarı uzanıyor ve kartpostaldaki siluet, yeni yapılan binalar nedeniyle
görülmüyor.
İ
Spine of
Commerce:
Uray
Street
T
he postcard, recorded by editor H. Ghazarian, documents all characteristics of
Mersin at nineteenth century. On the south, the Mediterranean with barges on,
along the coast, stone buildings of a common architectural style, and on the north
Toros Mountains.
O
Mersin, Uray Caddesi Silueti, 1910’lar
Mersin, Silhouette of Uray Street, 1910’s
E
ditör H. Ghazarian'ın kaydettiği kartpostal, on dokuzuncu yüzyıl Mersin'ini tüm
özellikleriyle belgeliyor. Güneyde üzerinde mavnalarıyla Akdeniz, kıyı boyunca
ortak mimari dilleri ile taş yapılar ve kuzeyde Toros Dağları.
K
artpostalda kentin ticari eksenini oluşturan Uray Caddesi boyunca sıralanan
tüccar hanları, depolar, dini yapılar ve resmi kurumların çoğu görülüyor. Solda
görülen yapı Ziya Paşa Gazinosu. Kentin sosyal hayatında çok önemli bir yeri bulunan
yapının doğusunda Postane, onun yanında da Taş Han yer alıyor. Taş Han'ın
kuzeyinde kendini gösteren yapı ise yalnızca Uray Caddesi'nin değil belki de kentin
en önemli simgesi Azak Han. Azak Han'ın güneyinde ve Taş Han'ın kuzeydoğusundaki
yapı Sursock Ailesi'ne ait Sursok Han.
D
oğuya doğru gidildikçe Ziraat Bankası, dönemin tüccarlarına ait depolar,
işyerleri ve evler Katolik Kilisesi'ne kadar devam ediyor. Hükümet Konağı'nın
güneyinde yer alan Ziraat Bankası'nı ve caddedeki ticareti, çocukluğu Mersin'de
geçmiş olan öykücü ve şair İlyas Halil şöyle anlatıyor [16]:
“
82
Yasemin yüzlü ve yeşil pancurlu bir yapının önündeki Ziraat Bankası'nın daracık
sokağından denizin küçük bir kesimi görülürdü. İş denizi, ithal ve ihraç denizi.
Gündüzleri bellerine kadar suya batmış mavnalar gebe inekler gibi sallanarak açıkta
duran vapurlara pamuk, tahıl taşırlardı.”
n the postcard, most of the merchant inns, repositories, religious structures and
official foundations standing along the Uray Street -the trade axis of the cityare seen. The building on the left is Ziyapaşa Club, a building which plays an
important role in the social life of the city. On the east of this structure the Post office
stands and next to it is Taş Han. The structure that appears from the north of Taş Han
on the postcard which maybe not only the most crucial symbol of Uray Street but
also of the city is Azak Han. The structure on the south of Azak Han and northeast of
Taş Han is the Sursock Family owned Sursok Han.
T
owards east, Ziraat Bank, repositories belonged to the merchants of the period,
office premises, and houses continue till the Catholic Church. The story-writer and
poet İlyas Halil, who had spent his childhood in Mersin, tells about Ziraat Bank on the
south of Government Office and the trade on the street as follows [16];
“
Through the very narrow street of Ziraat Bank, which was in front of a jasmine
façade and green louvered building, a small part of the sea could be seen: sea
of business, sea of export and import. In the daytime, the barges rocking like
pregnant cows, sunk in the water till their waists, carried cotton, grain to the ships
waiting on the high sea.”
T
his cobblestoned street [17] lying among the Railway Station and the Custom
Square is the most alive street of the city until the beginning of twentieth century,
with its non-Muslim houses at the Frenk District [18] just next to it, with the exporter and
importer merchants speaking Turkish, Greek, Arabic, French and Maruni Church,
Catholic Church and the Mosque. The buildings that symbolize port and
commercial identity of the city, lying down along the coast, can be seen on
postcard. At the present day, İnönü Boulevard exists in place of the coastline and it is
not possible to see the old silhouette due to the new buildings placed in front of the
83
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Latin Katolik Kilisesi, 1910’lar
Latin Katolik Kilisesi, 1910’lar
Latin Catholic Church, 1910’s
K
artpostalın üzerinde, “Mersin- Katolik Kilisesi ve İstasyon Caddesi” (Mersina-Eglise
Catholique et Rue de la Station) yazısı okunuyor. Gümrük İskelesi'nden istasyona
ulaşım sağlayan cadde, önceleri İstasyon Caddesi, daha sonra Hükümet Caddesi
ve sonra da Uray Caddesi adını alıyor. Kartpostalda, günümüzde de ayakta olan ve
ibadete açık bulunan Katolik Kilisesi çan kulesi ile çevredeki en yüksek yapı. Kilisenin
hemen yanında, kartpostalın sağ alt köşesinde ise raylar üzerinde yük taşıyan
dekovilin vagonları dikkat çekiyor. Kentte önemli bir nüfusa hizmet veren Katolik
Kilisesi'ni Fikri Mutlu şöyle anlatıyor [19]:
“
Latin Katolik Kilisesi, şehrin doğusunda, sahile yakın, İstasyon Caddesi üzerinde ve
yirmi metre irtifaında (yüksekliğinde) bir saat kulesi bulunan ve geniş müştemilatı
olan modern bir kilisedir. Bu Kilise 1846 tarihinde, Tarsus'taki Katolik Cemaatı;
Mersin'de Katolik Hristiyanların çoğalmakta olduğunu görmesi üzerine Mersin'de bir
Katolik Kilisesi tesis etmek üzere (Per Antonyani) adındaki papazı yeni ve küçük
Mersin şehrine gönderdi. Şehrin Tarsus Caddesi üzerinde ve methalinde o zaman
han olarak kullanılan ve bulunan şimdiki Kilisenin şarkında (doğusunda) ve halen yine
Kiliseye ait mesken ve yazıhane olarak kullanılan binayı satın aldı. Tadilat yaparak bu
hanı Kiliseye tahvil etti. 1890 tarihine kadar bu yerde ayin icra edildi. Halen kilise olan
binanın dört sene inşaatı devam ettikten sonra 1890 tarihinde ikmal edilerek ayin
icrasına burada başlandı.”
84
Latin Catholic Church, 1910’s
T
he phrase, “Mersin – Catholic Church and the Railway Street” (Mersina-Eglise
Catholique et Rue de la Station) is read on the postcard. The street, providing
access between the Custom Pier and the Railway Station, was named Railway
Street at first, Government Street later on, and Uray Street afterwards. On the
postcard, the Catholic Church, the highest building in its environs with the
campanile, is still open for worship today. Next to the church, the carriages of the
narrow-gauge rail system are drawing attention on the lower right corner of the
postcard. Fikri Mutlu describes the Catholic Church, providing service to a large
population [19]:
“
Latin Catholic Church, placed on the east side of the city on Railway Street, close
to the coast, is a modern church with the campanile of twenty meters long and its
premises. In 1846, the Catholic parish at Tarsus considered the increasing population
of Catholic Christians and sent a priest (Per Antonyani) to Mersin, the little and new
town, in order to build the church. At the time, he purchased the building, used as an
inn on Tarsus Street, on the entry to the city, placed on the east side of the current
church, which is today utilized as housing and office. He transformed the inn into
church after modifications. Religious ceremonies were held in the building until 1890.
Current building, of which the construction was completed after a four-year time, is
used as the church at present”.
LATİN KATOLİK KİLİSESİ
LATIN CATHOLIC CHURCH
85
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler
Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler
Mersin Local Health Office, 2000’s
Mersin Government House, 1920’s
K
artpostalda, Uray Caddesi'nin önemli yapılarından biri olan Hükümet Konağı
görülüyor. Günümüzde Mersin İl Sağlık Müdürlüğü olarak hizmet veren yapının
bulunduğu alanda, Mersin'in 1864 yılında kaza olmasının ardından üstü toprakla
örtülü bir yapı hükümet dairesi olarak kullanılıyor [25]. Zaptiye Dairesi yani jandarma
da o dönemde bu yapının içinde hizmet veriyor. Yapının doğusunda Katolik
Kilisesi'ne kadar olan alan, o dönemde şehir mezarlığı olarak kullanılıyor [26].
H
ükümet Konağı 1919 yılında Mersin'in Fransızlar tarafından işgal edildiği
dönemde de yönetim merkezi olarak kullanılıyor. Söz konusu dönemde
Fransızlar Hükümet Binası'na yerleşiyor ve guvernör sıfatı ile General Anfre yönetimi
devralıyor. 6 Şubat 1919'dan itibaren ise Fransız yönetimi tüm resmi dairelerdeki
kontrolü ele alıyor. Bu süreçte yönetim kademesindeki pek çok kişi çeşitli
kararnameler ve emirlerle görevlerinden uzaklaştırılıyor [27].
G
örevinden uzaklaştırılanlardan biri de o dönemde mutasarrıflık görevini
yürütmekte olan Galip Bey. Fransızların asayişi sağlamak için geldiklerini, ancak
davranışlarıyla sömürgeciliği başlattıklarını ifade eden Mutasarrıf Galip Bey, bu
demecinin ardından 25 Şubat 1919 tarihinde Dahiliye Nezareti (İçişleri) tarafından
görevinden azledildiğini bildiren telgrafı alıyor [28].
86
O
n the postcard, one of the most important buildings of Uray Street, the
Government House is seen. In the area, where today the building serving as
Mersin Health Directorate exists; a building with an earth covered roof is used as
government office, after Mersin becomes county at 1864 [20]. Zaptieh Agency
which means gendarme also serves in this building at that time. The area extending
to the Catholic Church on the east of the building is used as the city cemetery at that
period [21].
T
he Government House is used as management center in 1919, when Mersin was
occupied by French. The French settles in the Government House and General
Anfre takes over the management in the name of governor. From 6th of February
1919 French management takes control of all official institutions. During this process,
many people at government positions are suspended with various decrees and
directives [22].
O
ne of those who have been suspended is Mr. Galip, the governor of subprovince. Lieutenant governor Mr. Galip declaring, the French were to come
to secure the public peace but turned out to start colonialism with their behaviors,
receives the telegraph enouncing his dismissal from Ministry of Internal Affairs after
this declaration at 25th of February 1919 [23].
HÜKÜMET KONAĞI
GOVERNMENT HOUSE
87
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler
Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler
Mersin Local Health Office, 2000’s
Mersin Government House, 1920’s
1
864 Vilayet Nizamnamesi ile Mersin'in kaza olmasının ardından yapılan Hükümet
Konağı, gelişen kentin ihtiyacını karşılayamaz duruma gelince hapishane ile
birlikte Yoğurt Pazarı'nın güneyindeki, Sakarya ve İlkbahar Kahvehaneleri'nin yer
aldığı Arabacı veya Aliefendi Hanı'na naklediliyor. Ne var ki hükümet konağının kent
içindeki serüveni bununla da kalmıyor, 1900 yılında, kiralanan Ege Palas Oteli'nde
hizmet vermeye devam ediyor. Sonunda kente yakışır bir hükümet konağının
yapılması için Mutasarrıf Cemal Bey'in girişimi ile halkın desteği ve belediyenin katkısı
sağlanıyor. Belediye dört yıllık iskele gelirini yeni hükümet konağının yapımı için
ayırıyor. Dönemin belediye meclis üyesi olan Abdülkadir Saydavi projesini hazırlıyor
ve kartpostalda görülen yapı 1906 yılında tamamlanarak görkemli bir törenle
hizmete açılıyor [29].
88
A
s the Government House, which is built after Mersin becomes a county with 1864
Province Regulation, could not respond to the needs of the developing city, it is
transferred to the Arabacı or Aliefendi Inns where Sakarya and İlkbahar Café Houses
are in and stands on the south of Yoghurt Bazaar, together with the prison. However,
this is not the end of the adventure of government house in the city and continues to
serve at Ege Palas Hotel taken on hire at the year of 1900. Eventually, public support
and municipality contribution is provided thanks to the initiative of Lieutenant
Governor Mr. Cemal in order to build a worthy government house to the city.
Municipality allocates four years income of piers for the construction of the new
government office. Abdülkadir Saydavi, the municipal council member, prepares
the project and the building seen on the postcard is put in commission with a grand
ceremony at the year of 1906 [24].
HÜKÜMET KONAĞI
GOVERNMENT HOUSE
89
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Mersin Hükümet Konağı, 1920’ler
Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler
Mersin Local Health Office, 2000’s
Mersin Government House, 1920’s
K
aza halkının yardımları ile inşaatı dört yılda tamamlanan ve kuzeyindeki
hapishane ve jandarma kumandanlığı ile birlikte toplam “on sekiz bin küsur altın
lira”ya mal olan bina, iç avlulu ve iki katlı taş bir yapı. Birinci katında yirmi ve ikinci
katında on dokuz oda ve bir salonu bulunan yapının büyüklüğü, dönemin
Mersininde ticari yaşama paralel olarak idari işlevlerin de ne denli gelişmiş olduğunu
gösteriyor [30].
K
entin tüm idari birimleri kartpostalda görülen yapıya taşınana kadar pek çok yer
değiştiriyor. Sonunda hepsi birlikte 1906 yılında tamamlanan Uray Caddesi'ndeki
hükümet konağına taşınıyor. Ne var ki, bu da hükümet konağının kent içindeki son
yer değiştirmesi olmuyor. Binada, 1925 yılında çıkan yangın sonucu yapının ahşap
bölümleri tamamen yanıyor. Özellikle üst katta bulunan nüfus ve tapu daireleri büyük
hasar görüyor [31]. İdare o dönemde Çakmak Caddesi'nde bulunan ortaokula
(günümüzdeki 3 Ocak İlköğretim Okulu'na) taşınıyor. Yapının üçgen alınlığındaki
Atatürk rölyefi, yangının ardından büyük bir onarım geçirdiği 1925 yılından sonra
konuyor [32].
T
he structure, which has been constructed in four years with the help of all county
people and, costs a total of “eighteen thousand and a bit gold liras” together
with the prison and gendarme commandership on its north side, is a two-storey stone
building with a courtyard. The scale of the building with its twenty rooms on the first
floor, nineteen rooms and a hall on the second floor is important in indicating how
much the administrative functions have also developed parallel to the commercial
life in the period's Mersin [25].
U
ntil all the administrative departments of the city are moved to the building seen
on the postcard, they are relocated to many places. Eventually all of them
move to the Government House, completed in 1906, on Uray Street. However, even
this is not the last relocation of the government office in the city. All of the woodwork
of the building is burnt as a result of the fire in 1925. Administration moves to the
secondary school (at the present 3 Ocak Primary School) on the Çakmak Street.
Especially the registration office and land office are damaged deficiently [26]. The
Atatürk relief on the pediment of the building is placed after the major restoration it
undergoes at 1925 [27].
HÜKÜMET KONAĞI
GOVERNMENT HOUSE
90
91
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Mersin Hükümet Konağı, 1930’lar
Mersin İl Sağlık Müdürlüğü, 2000’ler
Mersin Local Health Office, 2000’s
Mersin Government House, 1930’s
H
ükümet Binası, yer aldığı Uray Caddesi'nde simge yapılardan biri ve caddenin
kısmen Hükümet Caddesi olarak anılmasının da nedeni. Cadde, İstasyon ile
Gümrük Meydanı'nı birbirine bağladığından kent içindeki ulaşım sistemi açısından
da önemli. Uray Caddesi aynı zamanda Gümrük Meydanı'ndan ve Kışla Caddesi
üzerinden (günümüzdeki Atatürk Caddesi) batıya doğru Kışla'ya ve Müftü Cami'ne
devam eden sistemin de etkin bir parçası.
overnment House is one of the symbol structures of the Uray Street it stands on,
and causes the street to be called Government Street partially. Since the street
connects the Railway Station and the Custom Square, it is also important in means of
the inner city transportation system. Furthermore Uray Street is an effective part of
the system starting from Custom Square, continuing over Kışla Street (today's Atatürk
Street), towards west to Kışla and Müftü Mosques.
B
O
u hat üzerinde 1960'lara kadar faytonlar ulaşımda rol alıyor. 1963 yılında ise
faytonların ulaşımdan kaldırılması düşünülüyor. O dönemki belediye yönetimi,
hayvanla çekilen tüm arabaların kent içi trafiğine alınmayacağını, ulaşımın temin
edilecek dört otobüsle gerçekleşeceğini bildiriyor [33].
A
ncak otobüs ulaşımı daha önceden; kısmen de olsa 1940'larda başlıyor. İki hatta
gerçekleşen ulaşımda iki otobüsten ilki “İstasyon-Köprü” levhasını taşıyarak Uray
Caddesi'nden Silifke Caddesi'ne ve Müftü Köprüsü'ne ulaşıyor; dönüş yolunda ise
Atatürk Caddesi üzerinden İstasyona geri geliyor. “İstasyon-Osmaniye” levhasını
taşıyan ikinci otobüs ise Uray Caddesi, Bozkurt Caddesi, Yoğurt Pazarı, Çukurova
Fabrikası, Hastane güzergahını izleyerek Osmaniye'ye ulaşıyor. 1943 yılında başlayan
bu seferlerde bilet ücreti on beş kuruş olarak belirleniyor [34].
92
G
n this transportation line, phaetons play role in transportation until 1960's. At
1963 withdrawal of phaetons from transportation is considered. The
municipality of that period announces that no cars pulled by animals would be
permitted in the city traffic and the transportation would be by four buses which will
be provided [28].
H
owever, bus transportation starts much before at 1940's, but only partially. In the
two lined transportation, the first of the two buses, carrying the signboard
Station-Bridge, reaches Silifke Street and Müftü Bridge from Uray Street, and on the
return, comes back to the Railway Station over Atatürk Street. The second bus
carrying Station-Osmaniye signboard, reaches Osmaniye following the Uray Street,
Bozkurt Street, Yoghurt Bazaar, Çukurova Factory, Hospital route. The ticket fee for
these routes beginning at 1943 is assigned as 15 piaster [29].
HÜKÜMET KONAĞI
GOVERNMENT HOUSE
93
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Cezaevi, 1910’lar
Cezaevi, 1910’lar
Prison House, 1910’s
Prison House, 1910’s
U
ray Caddesi'nde bulunan Hükümet Konağı'nın kuzeyindeki hapishane,
günümüzde ayakta olmayan, ancak kartpostalın hazırlandığı dönemde kentin
görkemli ve büyük yapılarından biri. İki katlı taş yapı, çevresinde duvarları olmayan,
doğrudan sokağa açılan kapısı ile günümüz hapishanelerinden oldukça farklı.
Binanın açıldığı bu sokakta, 1900'lerin başından itibaren ticaret hayatında etkin
olmuş kentin önde gelen ailelerinin konutları da yer alıyor. Diyap, Sabuncu, Atınç,
Tannus, Tütüncü, Şelfun ve Ergir aileleri bu ailelerden birkaçı.
P
azar Caddesi'nde, hapishanenin batısında yer alan Osmanlı Bankası (Banque
Imperiale Ottoman) Mersin Şubesi binası, Mersin Limanı'nın Doğu Akdeniz'de
önemli bir konum elde etmesinin ardından 1884 tarihinde açılıyor [22].
K
entteki ticaretin gelişmeye başladığı bu ilk dönemde Osmanlı Bankası'nın
ardından Cumhuriyet Dönemi'ne kadar ve Cumhuriyet Dönemi'nin ilk yıllarında
pek çok banka Mersin'de şube açıyor. Bu bankalardan bazıları Ziraat Bankası,
Deutche Orient Bank, Atina Bankası (Banque D'Athenes), Selanik Bankası (Banque
de Salonique), Memaliki Şarkiye Fransız Bankası (Banque Française des Pays
D'Orient), Türkiye İş Bankası ve Mersin Ticaret Bankası [23]. Merkez Bankası Mersin
Şubesi ise 1936'da Osmanlı Bankası'nın batısında açılıyor [24].
94
T
he prison, on the north of the Government House on the Uray Street, even though
is not standing today, is one of the glorious and immense buildings of the city at
the time the postcard has been prepared. Two-storey, stone structure is very much
different from contemporary prisons with no walls surrounding it and with its door
directly opening to the street. The street the prison opens to and seen on the
postcard, besides being effective on the commercial life from the beginning of
1900's, also hosts the residences of the prominent families of the city. Diyap,
Sabuncu, Atınç, Tannus, Tütüncü, Şelfun and Ergir are some of these families.
S
tanding on Pazar Street, the building of Mersin Branch of the Ottoman Bank
(Banque Imperiale Ottoman) on the west of the prison, has been opened in 1884,
as Mersin Port gains a crucial position in the East Mediterranean [30].
A
t that first period of the developing commerce in the city, following Ottoman
Bank, until Republic Period and at the first years of Republic Period many more
banks open agencies in Mersin. Some of these banks are Ziraat Bank (Banque
Agricole du Governement), Deutche Orient Bank, Athens Bank (Banque D'Athenes),
Thessaloniki Bank (Banque de Salonique), Memaliki Orient French Bank (Banque
Française des Pays D'Orient), Türkiye İş Bank ve Mersin Trade Bank [31]. Mersin Branch
of Central Bank is opened at 1936 on the west of the Ottoman Bank [32].
CEZAEVİ
PRISON HOUSE
95
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Sursok Han ve Uray Caddesi, 1910’lar
Sursok Han ve Uray Caddesi, 2000’ler
Sursok Han and Uray Street, 1910’s
K
artpostalın sağ tarafında görülen yapı, Uray Caddesi'nin en önemli hanlarından
biri olan Sursok Han. Sursock Ailesi kimi üyeleri halen Beyrut'ta yaşayan ve yirminci
yüzyıl başına kadar Mersin'de geniş arazileri ve çok sayıda mülkleri bulunan bir aile
[20]. Sursok Han, Taş İskele'nin uzantısında, iskeleden gelen malların depolandığı, alt
katlarında ticarethanelerin yer aldığı, üst katında kente gelip giden tüccarların
konakladığı bir han. Bir dönem Mersin Palas Oteli'ne de ev sahipliği yapmış olan han,
17 Mart 1923'teki ziyaretinde Atatürk'ün otelin lokantasında yediği öğle yemeği
nedeniyle tarihi değer taşıyor [21].
K
artpostalın çekildiği dönemde kentin ticari merkezi olarak en canlı caddesi
olmasına karşın yol boyunca yapıların iki katı geçmediği, henüz herhangi bir
motorlu taşıtın bulunmadığı ve taşımacılığın at arabalarıyla yapıldığı görülüyor.
Ancak kartpostalın sol alt köşesinde izleri görülen raylar, kentte o dönemde bir raylı
sistemin varolduğunu açıkça ortaya koyuyor. Görünen raylar, caddenin İstasyon
Caddesi olarak adlandırıldığı yıllarda istasyon ile Gümrük Meydanı arasında yük
taşıyan dekovilin rayları.
G
ünümüzde Sursok Han, Uray Caddesi'ndeki varlığını koruyor ve halen
caddedeki ticaretin önemli yapılarından. Dekovil rayları ise 1930'lu yıllarda
sökülüyor ve zamanla otomobiller kent içindeki ulaşımda yerini alıyor.
96
Sursok Han and Uray Street, 2000’s
T
he building seen on the right of the postcard is Sursok Han, one of the most
important inns of Uray Street. Some members of The Sursock Family still live in Beirut
and owned wide land and many estates in Mersin until the beginning of twentieth
century [33]. Sursok Han is an inn, where goods and chattel coming from the pier are
stored, on the extension of Stone Pier (Taş İskele), with the business firms on the lower
storey and accommodation places for the merchants that stop by on the upper
storey. The inn, which for a while has hosted Mersin Palas Hotel, bears a historical
value as a place where Atatürk had lunch at the restaurant of the hotel on his visit at
th
17 March of 1923 [34].
A
t the times the postcard had been taken, despite being the most alive street of
the city in means of trade, it is observed that along the street the buildings do
not exceed two-storey, there exist no motorized vehicles yet and transportation is
carried out by horse cars. However, the railroad traces seen on the lower left-hand
corner of the postcard reveals evidently the existence of a rail system at that time in
the city. The rails seen are that of dekovil, the narrow gauge rail system, which was
carrying goods between the station and Custom Square at the times the street was
called Railway Station Street.
A
t the present day, Sursok Han keeps its presence on Uray Street and is still one of
important structures of the trade in the street. However, dekovil rails are pulled
out at 1930's and by time automobiles take their place in city transportation.
SURSOK HAN
SURSOK HAN
97
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Sursok Han, Belediye ve Uray Caddesi, 1930’lar
Sursok Han ve Uray Caddesi, 2000’ler
Sursok Han, Town Hall and Uray Street, 1930’s
M
ersin'de on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren artan ticari hareketlilik
ve yeni kentsel hizmetler; karantina yapıları, konaklama tesisleri, kent içi ulaşım
gibi pek çok yeni kentsel işlevin düzenlenmesini de gerekli kılıyor [35]. Böylece 1869
yılında belediye meclisi kuruluyor [35]. Ancak belediye meclisi, 1888 yılında Mersin'in
sancak (liva) olmasının ardından belli bir fiziksel mekana kavuşuyor [36]. Gümrük
binasının kuzeyinde, bugün ayakta olmayan yapıda hizmet veren belediye 1922
yılında, kartpostalda görülen Uray Caddesi'ndeki binaya taşınıyor [37].
B
inada günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bulunuyor.
Kartpostalda, Hükümet Konağı ve Belediye gibi önemli idari yapıların bulunduğu
Uray Caddesi bayraklarla süslenmiş ve belediyenin önündeki tak ile Cumhuriyet
Bayramı kutlanıyor. Cadde, belediye binası nedeniyle bir dönem Belediye Caddesi
olarak adlandırılıyor, Uray ismini ise sonradan alıyor. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları o
dönem Mersininde geçmiş şair ve öykücü İlyas Halil şöyle anlatıyor [38]:
“
Belediye Caddesi Gümrük Meydanı'na doğru uzanır. İki iskelenin arasında
uzanan parke taşlı caddede dışalım-dışsatım firmaları yer alırdı. Bir gün bu
caddeye Uray Caddesi, meydana ise Gümrük Alanı denecek dediler.”
98
Sursok Han and Uray Street, 2000’s
A
s a consequence of the growing commercial activities and many new urban
services, the organization of new urban functions like quarantine structures,
accommodation facilities, city transportation become necessary [34]. Resulting
from this need, the municipal council is established in 1869 in Mersin [35], however it
acquires a specific physical place only after the city becomes a sanjak (subdivision
of a province) in 1888 [36]. The municipality, serving at the building, not standing
today, on the north of the Custom House, moves to the building seen on the
postcard on Uray Street in 1922 [37].
T
oday, City Theatre, founded by Municipality of Greater Mersin is in the building.
On the postcard, Uray Street, on where important administrative buildings like
Government House and Municipality stand, is ornamented with flags and
celebrates the Republic Day with the triumphal arch placed in front of the
Municipality. The street is called as Municipality Street because of the municipality
building and renamed Uray afterwards. The story-writer and poet İlyas Halil, who has
spent his childhood and preteens in Mersin at those years, tells [38];
“
The Municipality Street extends towards Custom Square. On the cobblestoned
street lying among two piers, there were importation and exportation firms. One
day, they said, this street was to be called Uray Street and the square to be called
Custom Square.”
SURSOK HAN
SURSOK HAN
99
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Uray Caddesi, Azak Han ve Sursok Han, 1920’ler
Uray Caddesi ve Sursok Han, 2000’ler
Uray Street and Sursok Han, 2000’s
Uray Street, Azak Han and Sursok Han, 1920’s
K
artpostalda Uray Caddesi'nin en önemli tüccar hanlarından ikisi; Sursok Han ve
ne yazık ki günümüzde ayakta olmayan Azak Han görülüyor. Tüccar Hanı olarak
da bilinen daha sonraları Azak Han ya da Azakzadeler Han olarak anılan han, 1899
yılından önce yapılmış, ilk dönemlerde konaklama amacıyla kullanılmış bir yolcu hanı
[39]. Hanın alt katı o dönemde kente gelen kervanların ve gezgin tüccarların
hayvanları için kullanılırken, üst katı ise yolcu, gezgin ve tüccarların konaklamasına
yönelik işlev görüyor [40].
H
an, 1928'te Azakzadeler tarafından satın alınması ile Azakzadeler Han adını
alıyor. Zaman içinde Azak Han olarak tanınan yapının 1987 yılında büyük
bölümü çöküyor [41]. 1988 yılında tamamen yıkılan Azak Han, yirminci yüzyılın ilk
yarısında ithalat ve ihracatçı tüccarlar, gümrük komisyoncuları ve avukat
yazıhanelerinin bulunduğu kentin en canlı iş merkezlerinden biri olarak işlev görüyor
[42].
U
ray Caddesi'nin 1920'li yılların sonlarında kaydedilmiş görüntüsünde, sokak
lambaları ve soldaki raylar dikkat çekiyor. Cadde, kaldırımları ve parke taşları ile
belediye hizmetlerine ilişkin fikir veriyor. O dönemde belediye zabıtasının kentin
değişik noktalarında kontrol kulübeleri bulunuyor. Kartpostalda bu kulübelerden biri
de Sursok Han'ın önünde görülüyor [43].
100
O
n the postcard, on Uray Street, two most important merchant inns of the street;
Sursok Han and Azak Han, the latter is unfortunately not standing up today, are
seen. The inn, later on called Azak Han or Azakzadeler Inn, but also known as
Tüccarhanı (Merchant Inn), has been constructed before 1899 [39], and is an inn
used for accommodation at the period it was built. At that time, as the lower storey
of the inn is being used for the animals of caravans visiting the city, traveler
merchants, the upper storey functions as stopover place for travelers, excursionists
and merchants [40].
T
he inn is named as Azakzadeler Han after being bought by the Azakzadeler in
1928. In 1987, a considerable part of the building that is known as Azak Han as the
time passes collapses [41]. Azak Han, completely torn down in 1988, functions as one
of the most alive business centers of the city, hosting exporter and importer
merchants, duty commissioners and attorney offices at the first half of the twentieth
century [42].
O
n the picture, recorded at the end of 1920's, of Uray Street, the street lamps and
the rails on the left are capturing attention. The street, with pavements and
cobblestones, gives an idea about the municipality services. Control booths of
municipal police exist at various points of the city at that period. One of those booths
is seen in front of Sursok Han, on the postcard [43].
AZAK HAN
AZAK HAN
101
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Taş İskele’den Taş Han, Azak Han ve Postane, 1910’lar
İnönü Bulvarı, 2000’ler
İnönü Boulevard, 2000’s
Taş Han, Azak Han and Post Office from Stone Pier, 1910’s
entteki ticari etkinliğin en yoğun olduğu alanlardan biri, 1866 yılında yaptırılmış
Taş İskele ve adını bu iskeleden alan Taş Han. Kartpostalın solunda yer alan ve
1871 yılında tüccar Konstantin Mavromati ile Şura-yı Devlet Azası Vayvani tarafından
yaptırılan Taş Han [44], basit onarım görerek günümüzde Antik Galeria adıyla yemeiçme ve eğlenceye yönelik çeşitli kullanımların bir arada bulunduğu yeni bir işlevle
varlığını sürdürüyor.
K
ne of the zones the most intense trade activity takes place in the city; Stone Pier
(Taş İskele), constructed in 1866 and Taş Han (Stone Inn), taking its name from
that pier. Taş Han, seen on the left of the post card and built by merchant
Constantine Mavromati and Council of State Member Vayvani [44], after
undergoing simple reparation, today, survives with a new function of various eatingdrinking and entertainment oriented uses, under the name Antique Galleria.
K
T
artpostalda dikkat çeken, Uray Caddesi'nin ticari etkinliğinin odağını oluşturan
üç hanın bir arada bulunması. İskelenin uzantısında güney cephesi görülen Azak
Han, Taş İskele'nin batısında Taş Han ile doğusunda Sursok Han. Kıyıda bekleyen
balyalar ve tekneler ise kentin liman ve ticaret kimliğini ortaya koyuyor.
M
illi mücadele çetecilerinden Şeref Genç'in 3 Ocak 1946 tarihli Yeni Mersin
Gazetesi'nde yayımlanan “İşgalde Mersin” başlıklı yazısı, kartpostaldaki
“Hopital Française” (Fransız Hastanesi) yazısını açıklıyor:
“
102
Şimendüfer (şimendifer) İskelesi'ni İngilizler kullanmakta olduklarından Fransız
askerleri Gümrük İskelesinden çıkarılacak ve doğruca Taş Han'a götürülerek
yerleştirilecekler, buranın etrafı kordon altına alınacak (...) çıkacak askerin
dağılmamaları ve halkla temas etmemeleri temin olunacak (...) Osmanlı jandarma
ve zabıtası ile İngiliz askerleri işbirliği yapacaklar, herhangi bir olayda birlikte hareket
edeceklerdi.”
O
he point that attracts attention in the postcard is, all three inns forming the focus of
commercial activity of Uray Street, standing together: Azak Han, of which south
façade seen on the extension of the pier, Taş Han on the west and Sursok Han on the
east of Stone Pier. The bales and boats waiting on the shore reveal the port and
trade identity of the city.
Ş
eref Genç, one of guerillas of national war, explains the phrase “Hopital
Française” (French Hospital) written on the postcard, in his “Mersin Under Military
Occupation” titled article published on 3rd January 1946 in Yeni Mersin Newspaper;
“
Since Railway Pier is being used by Brits, French soldiers will land from the Custom
Pier and will be directly taken and settled to Taş Han, the place will be cordoned
off (…) it will be ensured that the soldiers will not apart and avoid public contact (…)
Ottoman gendarme and municipal police will cooperate with English soldiers, act
together in case of any incident.”
AZAK HAN
AZAK HAN
103
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han, 1930’lar
İnönü Bulvarı, 2000’ler
Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s
İnönü Boulevard, 2000’s
K
artpostal, on dokuzuncu yüzyıl modernleşmesiyle birlikte gelişen bir kentin
yirminci yüzyıl başındaki en çarpıcı siluetlerinden birini belgeliyor. Gelişen
ticaretin ve kentin yeni ticari, idari kurumlarının yanı sıra sosyal yaşama ilişkin yapılar
da kartpostalda yerini almış. Kuzeyde Uray Caddesi'ne açılan ve güneyde kıyı
boyunca sıralanan yapılar batıdan doğuya doğru; Alanya (Alaiye) Hanı, Ziya Paşa
Gazinosu, Postane ve Taş Han.
1
884 yılında dönemin Adana Valisi Ziya Paşa tarafından yaptırılan iki katlı gazino ve
otel, yıllarca sosyal ve kültürel yaşamın önemli merkezi oluyor. Günümüzde İnönü
Bulvarı'ndaki Merkez Postane'nin kuzeyinde yer alan Ziya Paşa Gazinosu, halen
postanenin bir bölümü olarak kullanılıyor [45]. Saraçzade Mahmut tarafından
işletilen Ziya Paşa Gazinosu, bir dönem Mersin İdadisi'ne de ev sahipliği yapıyor [46].
104
T
he postcard documents the most remarkable silhouettes of a city that has
evolved with nineteenth century modernization, at the beginning of twentieth
century. Besides the developing trade and the new commercial, administrative
enterprises, the structures related to social life has also taken their places in the
postcard. The buildings, opening to Uray Street on the north, and lined up along the
shore on the south, from west to east are; Alanya Hanı, Ziyapaşa Gazinosu, Postane
ve Taş Han.
T
he two-storey casino, built by Governor of Adana Ziya Pasha at 1884, has been
the crucial center of social and cultural life for years. Ziya Pasha Club, which is
today on the north of Central Post office on the İnönü Boulevard, is still used as a part
of the post office [45]. Ziya Pasha Club, operated by Saraçzade Mahmut also hosts
Mersin High school for a while [46].
A
çıldığı yıllarda Ziya Paşa Kıraathanesi olarak adlandırılan, daha sonra Ziya Paşa
Gazinosu olarak hizmet veren ve Mersin'de yaşam kültürünün önemli bir öğesi
olarak belleklerde yer eden Kıraathane'yi Şinasi Develi şöyle anlatıyor [47]:
inasi Develi describes the café, that is named as Ziya Pasha Kıraathanesi at the first
years of opening, and then served as Ziya Pasha Club, and impressed the public
memory as an important element of civic culture, as below [47];
“
There was a small glassed-in bookcase on the left-hand side of the café entrance
… High degree officers coming out of their offices at the end of working hours,
some merchants came here, took a glance at the newspaper and magazines sitting
on the soft sofas, and some chose one of the existing books and read. The
newspapers had a specific way of reading practice here, that they were put on a
frame made of rattan and could be read easily read holding from the helve of the
frame.”
Kıraathane girişinde sol yönde küçük camekanlı bir kitaplık vardı … Mesai saati
bitiminde dairelerinden ayrılan üst derece memurlar, bazı tüccarlar buraya gelip
yumuşak sedirlere oturup gazete ve dergilere göz atarlar, bazıları da gerek görürse
mevcut kitaplardan seçip okurlardı. Gazetelerin buraya has bir okuma uygulaması
vardı. Gazete hazerandan yapılmış bir çerçeve üzerine yerleştiriliyor, çerçevenin
sapından tutularak rahatça okunabiliyordu.”
Ş
“
ZİYAPAŞA GAZİNOSU
ZİYAPAŞA CLUB
105
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han, 1930’lar
İnönü Bulvarı, 2000’ler
Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s
İnönü Boulevard, 2000’s
K
artpostalda, Uray Caddesi'nin Gümrük Meydanı'na açılım sağladığı ve Alanya
Hanı, Taş Han, Sursok Han, Azak Han gibi tüccar hanlarının yoğun olarak yer
seçtiği alanda yeni bir yapı görülüyor. Söz konusu yapı, kartpostalın solunda görülen
ve o dönemde alt katı zahire borsası olarak hizmet veren, kuruluşundaki adıyla;
Mersin Ticaret Odası.
n the postcard, a new building is seen in the area where many merchant inns
like Alanya Han, Taş Han, Sursok Han and Azak Han are located intensively on
the place Uray Street expands on the Custom Square. The mentioned building is
Mersin Chamber of Commerce as seen on the left side of the postcard, of which the
ground floor was Grain Exchange.
D
C
eniz kıyısındaki konumu ile kentin liman ve ticaret kenti kimliğini ortaya koyan
Ticaret Odası, açılış tarihi ile de dikkat çekiyor. Kente önemli bir ulaşım bağlantısı
sağlayan Mersin-Adana hattının açıldığı yıl, İmparatorlukta hizmete giren dördüncü
ticaret odası 1886 yılında açılan Mersin Ticaret Odası.
C
umhuriyetten sonra Ticaret ve Sanayi Odası adını alan Mersin Ticaret Odası
hizmet vermeye, günümüzde Mersin Oteli'nin bulunduğu alanda, kartpostalda
görülen yapıda başlıyor. 1960'lı yıllarda söz konusu yapının yıkılmasının ardından,
günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet verdiği yapının batısında yer
alan Tüccar Kulübü Derneği'nin alt katında faaliyetine devam ediyor. Söz konusu
yapının yetersizliği nedeniyle 1982 yılından 1990 yılına kadar, Sosyal Sigortalar İş
Hanı'nda hizmet veriyor. Oda, kuruluşunun yüzüncü yılında, Tüccar Kulübü'nün
yıkılmasının adından, aynı yerde 1990 yılında tamamlanan bugünkü yapısına
taşınıyor [48].
106
O
hamber of Commerce, located along the seashore, reveals the port and
commercial city identity also attracts attention in terms of its foundation. When
the railway line between Mersin and Adana was put into service as a significant
transportation connection, Mersin Chamber of Commerce was founded in 1886 as
the fourth chamber in the Empire.
A
fter taking the name of Chamber of Commerce and Industry after the
Republic, it began to give service in the building seen on the postcard and in
the place where Mersin Hotel stands today. The Chamber continued the activities
on the ground floor of Merchant's Club, on the east of the Building of Municipality of
Greater Mersin, after the mentioned building was torn down. However, as a result of
inadequacies of the building, the activities were operated in the Building of Social
Insurance between 1982 and 1990. After destruction of Merchant's Club, the
Chamber moved the same place where the construction of the current building
was finished at 1990 [48].
ZİYAPAŞA GAZİNOSU
ZİYAPAŞA CLUB
107
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Alanya Han, Ziyapaşa Gazinosu, Postane ve Taş Han , 1930’lar
İnönü Bulvarı ve Atatürk Parkı, 2000’ler
İnönü Boulevard and Atatürk Park, 2000’s
Alanya Han, Ziyapaşa Club, Post Office and Taş Han, 1930’s
K
artpostalda, Ticaret Odası'ndan batıya doğru kıyı şeridi görülüyor. Kartpostalın
sol köşesinde, Alanya Hanı ile sahil şeridi arasındaki yarı açık çay bahçesi dikkat
çekiyor. Çay bahçesi, kentin yakın geçmişinde önemli izleri olan Ziya Paşa
Gazinosu'nun yazlık bölümü. Uray Caddesi ve yakın çevresinde ticarethaneleri
bulunan tüccarların, yaz sıcaklarındaki uğrak yeri olan yapı, kış aylarında kıyıya vuran
dalgalar nedeniyle zarar gördüğünden neredeyse her yaz yeniden yapılıyor[49].
n the postcard, the coastline is seen from the Chamber of Commerce towards
the east. On the left side of the postcard, the semi-open tea house between
the coastline and Ziyapaşa Club attracts attention. It is seen that the tea house,
which becomes a popular place for the merchants that has firms and offices on Uray
Street and its close environs, is damaged as a result of waves during winter and
constructed almost in every summer [49].
K
M
entin tüccarları, memurları için, öğle tatillerinde uğranan, akşam kahvesi içilen,
neredeyse kumsalda bulunan ve denizle iç içe olan çay bahçesinin batı
bitişiğinde Taş Han ve Taş Han'ın güneyindeki Taş İskele görülüyor. Taş İskele'nin
doğusunda ise Belediye İskelesi ve kartpostalın arka planında Demiryolu İskelesi
bulunuyor. Günümüzde, kartpostalda görülen çay bahçesinin yerinde postane
binası ve İnönü Bulvarı yer alıyor.
O
erchants and officers stop by the tea house, lying almost on the coast, nested
with the sea, on lunchtime or to drink a coffee at the evening, east of which
was the Taş Han and Stone Pier on the south of Taş Han. Else, on the east of Stone Pier,
Municipal Pier exists and on the background of the postcard the Railway Pier lies. In
place of the tea house seen on the postcard, at the present, together with the Post
Office and İnönü Boulevard, and Atatürk Park on the south of boulevard take place.
ZİYAPAŞA GAZİNOSU
ZİYAPAŞA CLUB
108
109
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Gümrük Binası ve Mersin Limanı, 1950’ler
İnönü Bulvarı,Atatürk Parkı ve Mersin Limanı, 2000’ler
İnönü Boulevard, Atatürk Park and the Port of Mersin, 2000’s
The Custom House and the Port of Mersin, 1950’s
ümrük Meydanı'ndan batıya doğru bakış. Kartpostalda, kentin batı sınırını
tanımlayan istasyonun uzantısında inşa edilen Mersin Limanı ve silo görülüyor.
Mersin Limanı'nın inşa edildiği 1960 yılına kadar, kentte yükleme-boşaltma işlerinin
gerçekleştirildiği irili ufaklı çok sayıda iskeleden birkaçının hala varlıklarını koruduğu
ancak bu dönemde kıyı çizgisinin değişmeye başladığı izleniyor. Eskiden denizin
hemen kıyısında yer alan ve kartpostalın sağ alt köşesinde kiremit çatıları görülen
Gümrük Binası ek yapıları ile batı bitişiğindeki Mersin Ticaret Odası'nın denizden
uzaklaşmaya başladıkları görülüyor.
look from the Custom Square to the east: on the postcard, the granary and
Mersin Port, built on the extension of the Railway Station, defining the east edge
of the city are seen. Until 1960, when Mersin Port was constructed, it is seen that a few
of many large and small piers for embarkation and debarkation carried on their
existence, however, in this period, the coastline began to change its place. The
Custom House additional buildings that used to stand right in front of the coastline, of
which the tiled roof is seen on the left side of the postcard, and the building of the
Mersin Chamber of Commerce and Industry become distant from the sea.
K
K
M
A
entin ticari yapısında önemli gelişmelere yol açacak olan Mersin Limanı, aynı
zamanda kentin fiziksel yapısını da etkileyecek değişimleri beraberinde getiriyor.
entte hizmet veren çok sayıda iskelenin bulunmasına rağmen Mersin'in modern
bir limana gereksinimi olduğu düşüncesi ile 1927 yılında, Mersin Liman İşleri İnhisarı
adlı bir şirket kuruluyor. Ne var ki, şirketin liman inşaatına başlaması 1954 yılını buluyor.
İnşaat 1961 yılında tamamlanıyor ve işlem hacmi ile günümüzde, İstanbul
Haydarpaşa ve İzmir Limanı'nından sonra Türkiye'nin üçüncü büyük limanı olarak
hizmet veriyor.
110
A
G
ersin Port would cause important improvements in the commercial structure
of the city, also bring developments that affect its physical structure.
lthough there were many piers, serving to the city, with the thought of a need
for a modern port, a firm called Mersin Port Affairs Monopoly was founded in
1927. However, the commencement of construction of the port was happened in
1954. The construction was finished in 1961 and at the present, the port is the third
one in Turkey in terms of traded value after the Port of İstanbul Haydarpaşa and the
Port of İzmir.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
111
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Uray Caddesi, 1950’ler
Uray Caddesi, 2000’ler
Uray Street, 2000’s
Uray Street, 1950’s
B
atıdan doğuya doğru Uray Caddesi. 1940'larda çocukluklarını yaşayan
Mersinlilerin unutamadığı fotoromanlarıyla Kültür Kırtasiye, bankaları, avukatlık
büroları ile Uray Caddesi. Parke taşlı caddeden artık faytonlar ve dekovil geçmiyor.
Seyrek de olsa duyulan korna sesleri caddenin ritmini; telefon ve elektrik direkleri de
görünümünü değiştirmeye başlamış. Ancak Sursok Han'a, Azak Han'a yeni yeni iş
hanları eklenmiş olsa da, 1950'li yıllarda caddedeki trafik ve ticari etkinlik aynı hızıyla
sürüyor.
1
941 yılında Uray Caddesi'nin zemininde görülen parke taşlarının yenileniyor. 15
Mayıs 1941 tarihli Yeni Mersin gazetesinin haberine göre, dönemin belediye
yönetimi Uray Caddesi'nin Gümrük Meydanı ile İstasyon arasında kalan
bölümündeki parke taşlarının yenilenmesi kararını alıyor. Aynı gazetenin 12 Temmuz
1944 tarihli sayısında konuyla ilgili haber şöyle veriliyor:
“
...Memnuniyetle öğrendiğimize göre, Belediye İskelesi ile yine belediyemiz beton
iskelesi arasındaki iki bin üç yüz seksen metre murabbalık (uzunluğundaki) yolun
keşfi yapılmıştır. Kırk iki bin iki yüz yetmiş dokuz lira sarfiyle bu yol yeniden parke olarak
inşa edilecektir. Yolun yapılmasına pek yakında başlanacaktır. Sayın valimiz ile
belediye reisimizin bu işle bizzat alakadar olduklarını görmekle sevinç duyuyoruz.”
112
U
ray Street is standing from west to east, with Kültür Kırtasiye (Culture Stationer)
which is unforgettable with its photo novels for the Mersin habitants who spent
their childhood in 1940's, and banks, and advocate offices. No more phaetons or
dekovil passing through the cobblestoned street. The hoot, even heard rarely yet,
has begun to change the rhythm, the telephone and utility poles has begun to
change the image of the street. However, even though new business inns are added
to Sursok Han, Azak Han, during 1950's, the traffic and trade activity goes on at the
same pace.
T
he preparations of the cobblestones seen on the ground of Uray Street, begins at
the year 1941. According to the news of 15 May 1941 dated Yeni Mersin
newspaper, the period's municipality decides to lay down cobblestone to the part
of Uray Street lying between the Custom Square and the Railway Station. On the 12
July 1944 dates issue of the same newspaper, the related news is given as following;
“
…According to what we gladly learned, the survey of the 2380 meters square
path from Municipality Pier to again the concrete pier of the municipality has
been done. This path will be reconstructed as cobblestoned with a cost of 42279
liras. We are glad to see our reverend governor and mayor are both concerned with
this issue personally.”
AZAK HAN
AZAK HAN
113
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Spine of
Commerce:
Uray
Street
Ticaretin
Omurgası:
Uray
Caddesi
Gümrük Binası ve Uray Caddesi,, 1920’ler
İnönü Bulvarı ve Atatürk Parkı, 2000’ler
İnönü Boulevard and Atatürk Park, 2000’s
Custom House and Uray Street, 1920’s
ümrük Meydanı'nda yer alan Yeni Cami'nin minaresinden doğuya doğru
kaydedilen kartpostal, ön planda Gümrük Binası, arka planda Latin Katolik
Kilisesi ve İstasyon ile Uray Caddesi'ni batıdan doğuya gözler önüne seriyor.
he postcard, recorded from New Mosque's minaret -standing at Custom Squaretoward east, shows off Uray Street from west to east with Custom House on the
foreground, and Latin Catholic Church and Railway Station on the background.
K
T
artpostalda Gümrük Binası'nın kuzeyinde görülen üç katlı yapı, uzun yıllar
boyunca Mersin'in önemli otellerinden biri olan İstanbul Oteli. Cumhuriyet
öncesinde Constantinople adıyla anılan otel, 1913 yılında Nicolas Nikoti, 1921 yılında
ise Aristoteles Papaeconomou tarafından işletiliyor. Cumhuriyet sonrasında ise
İstanbul Palas ve İstanbul Oteli'nin işletmecisi Mahmut Saraç[50].
stanbul Oteli'nin kuzeybatısında minaresi görülen yapı ise Mersin'in en eski camisi
olan Eski Cami. Cami 1873 yılında yaptırılıyor [51]. Caminin ve Uray Caddesi'nin
güneyinde günümüzde halen kullanılan dükkanlardan biri; bir dönem Mersin ticaret
hayatında etkin olan Fahri ve Sami Merzeci'nin sahibi olduğu Çankaya
Ticarethanesi.
İ
D
iğer yandan, Gümrük Binası'nın arkasında ise Alanya Hanı, Ziya Paşa Gazinosu,
Postane ve Taş Han ile Taş İskele belirgin bir şekilde görülüyor. Bu yapıların yanı
sıra Eski Cami'nin doğusunda Azak Han ve Sursok Han belirginleşiyor.
114
T
G
he three storey structure seen on the north of the Custom House on the postcard is
İstanbul Hotel which has been one of the important hotels of Mersin for long years.
The hotel called as Constantinople until prior to Republic, has been operated by
Nicolas Nikoti in 1913, Aristoteles Papaeconomou in1921. After Republic, in 1930's,
the operator of İstanbul Palas and İstanbul Otel is Mahmut Saraç [50].
T
he building of which the minaret is seen on northwest of İstanbul Hotel is the oldest
mosque of Mersin, the Old Mosque. The mosque is built in 1873 [51]. On the south
of the mosque and Uray Street is one of the currently still used shops, Çankaya
Ticarethanesi, owned by Fahri and Sami Merzeci who has been effective in Mersin
commercial life for a while.
O
n the other hand, at the back of the Gümrük House, Alanya Han, Ziyapaşa
Club, Postoffice, Taş Han and Stone Pier are seen clearly. Besides these
structures, on the east of Old Mosque, Azak Han and Sursok Han outstand.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
115
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom House
and Pier
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
A
ntik dönemlerden itibaren kervan yolları üzerindeki konumu ile önemli bir ticaret
merkezi olan Tarsus, on dokuzuncu yüzyıl başına kadar, aynı zamanda bölgenin
güvenli bir limanıdır. Çukurova'nın batısındaki toprakları sulayan en önemli
akarsulardan biri olan ve Tarsus'un tam ortasından akan Tarsus Çayı'nın suları,
“Rhegma” adındaki lagünden geçip Akdeniz'e dökülerek Tarsus'u sahil şeridinde bir
kent ve liman haline getirmiştir [1]. Ancak bu güvenli ve işlek liman, zaman içerisinde
Rhegma Gölü'nün bataklığa dönüşmesi sonucu işlevini yitirmiştir [2].
L
S
ince the antiquity, Tarsus had been not only a significant commercial centre as a
result of its location on caravan routes but also a safe port in its region until the
beginning of nineteenth century. Tarsus River, irrigating western lands of Çukurova
Region was one of the most important rivers in the region. It was passing through the
heart of Tarsus and making a lagoon when it met the Mediterranean. Therefore,
Tarsus River connected Tarsus to the sea and made Tarsus a port city on the sea shore
[1]. However, as a consequence of transformation of Rhegma lagoon into marsh,
Tarsus lost its safe and busy port city function [2].
imanın önemini yitirmesinin ardından Kazanlı ve Mersin İskelesi öne çıkmaya
başlamıştır [3]. Kazanlı iskelesi bu dönemde bölge ticareti için önemli, gümrük
teşkilatına sahip bir iskeledir [4]. Ancak 1817'de bölgedeki Fransız konsoloslarının
yazışmalarından Kazanlı'nın tehlikeli bir liman olduğu, bu nedenle gemilerin daha
güvenli bir yer olan Mersin'e transfer edilmesi yönünde arayışlar olduğu
anlaşılmaktadır. [5]. Bu doğrultuda bölgede yeni yatırımlara girişilmiş ve yeni iskeleler
yapılmaya başlanmıştır [6].
fter the port lost its importance, Kazanlı and Mersin piers began to gain
significance [3]. In this period, Kazanlı Pier had a custom organization that is very
important for trade in the region [4]. However, correspondence of French consuls in
the region denotes Kazanlı Pier as insecure for ships, and offers to transfer ships to
Mersin, described as a more secure place [5]. After that, new investments in the
region were emerged and new piers were begun to be built in the city [6].
1
850'li yıllardan itibaren bir liman olarak Mersin'e uluslararası taşımacılık yapan
büyük gemiler
de gelmeye başlamıştır [7]. Öte yandan gezginlerin
yazdıklarından, bu dönemde iskelelerden yalnızca mal sevkıyatı yapılmadığı,
limanın aynı zamanda bir yolcu limanı olarak da hizmet verdiği anlaşılmaktadır [8].
L
arge ships of international transportation began to come to Mersin Port
beginning from 1850's [7]. On the other hand, it is conceived from the writings of
travelers, visited Mersin in this period that the piers were not used only for conveying
goods and chattel, but also for passengers [8].
S
N
öz konusu gelişmelerle birlikte yeni iskelelerin yapılmasına karar verilmiştir [9].
Mersin ve kıyıdaki iskelelerin bölge için önemi, 1870'li yıllarda artan liman
faaliyetiyle daha belirgin hale gelmiştir. Adana Vilayet Salnamesi'ne göre, 1892
yılında kentte dördü ahşap, birisi taş, diğeri taş temelli ahşap ve biri de şimendifere ait
demir olan toplam yedi iskele bulunmaktadır [10]. Bu iskelelerden Gümrük İskelesi,
kentin ana meydanı olan Gümrük Meydanı'nın uzantısında bulunmaktadır.
İskelelerle birlikte, gelip giden malların kontrolü ve vergilendirilebilmesi için zabıta
karakolu, gümrük (rüsumat), karantina yapıları, doğan iletişim gereksinimiyle posta
idaresi gibi kurumlar, malların saklanması için depolar, sigorta şirketleri, konsolosluklar
açılmıştır. 1900'lü yıllara ait kent haritalarından, kentin kuzey-güney doğrultusundaki
gelişiminin meydan ve gümrük binası ile ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda, ne
zaman inşa edildiği kesin olarak bilinmemekle birlikte [11], Gümrük İskelesi'nin kentin
ilk iskelelerinden biri olduğu anlaşılmaktadır [12]. İskele başta sahile yığılan taşlar ve
ahşap iskeleti ile sandalların yanaşabileceği oldukça basit bir şekilde yapılmış,
1832'de eklemelerle iyileştirilmiştir [13].
B
120
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
u dönemde Gümrük Meydanı, kentin ana meydanıdır ve diğer liman kentlerinde
olduğu gibi deniz kenarında yer almaktadır. On dokuzuncu yüzyılda Gümrük
Meydanı, Mersin'i denize ve dolayısıyla dış dünyaya açan iskelenin uzantısında,
meydanı dört bir yandan çevreleyen dükkanları, gümrük binası, liman idaresi,
otelleri, lokantaları, kahvehaneleri, camisi, çeşmesi ile kentin en canlı meydanıdır.
Meydanı çevreleyen yapılar meydanın fiziksel sınırlarını tanımlarken, kullanımların
farklılığı ve çeşitliliği meydana canlılık katmaktadır. Meydanda Uray Caddesi ve
Cadde'nin meydana ulaştığı noktada uluslararası ticaretle uğraşan tüccarların
bulunduğu hanlar, gezgin tüccarların konakladığı oteller, lokantalar ve irili ufaklı
dükkanlar bulunmaktadır. Bu anlamda Gümrük Meydanı, kentin sosyal hayatının
tüm özelliklerinin görülebileceği bir yer haline gelmiştir.
A
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
ew piers in the city were decided to be built as a result of increasing commercial
activities [9]. In 1870's, importance of Mersin and its piers were more evident in
the region as a consequence of increasing port facilities. According to Adana
Province Yearbook of 1892, there were totally seven piers, consisting of four wooden,
one stone, one stone-based and one railway ones [10]. Of them, the Custom Pier
was placed on the extension of Custom Square, the main square of the city. Along
with piers, municipal police station, custom, quarantine houses were organized due
to the control of goods and their taxation, post office was established in order to
correspond to communication needs, depositories were built to preserve the goods
and many insurance companies and consulates were founded in this period.
Although it is not known exactly when Custom Pier was established [11], as soon as
the relation of development of the city in north-south direction with Custom Square
and Custom House is taken into consideration as it was displayed in city maps of
1900's, it is conceived that Custom Pier was one of the first piers in the city [12]. The
pier was first founded in a very basic way through tiling up stones on the shore with a
wooden frame for boats to board. It was improved with new additions in 1832 [13].
C
ustom Square was the main square of the city and located near the coastline
similar to other port cities. In nineteenth century, Custom Square was placed on
the extension of the pier that opened city to the outside. It was the liveliest place in
the city with surrounding buildings and monuments like shops, Custom House, Port
Authority, hotels, restaurants, cafes, mosque and fountain. Surrounding buildings
were describing the physical boundaries of the square while variety and diversity of
activities gave liveliness to the place. Where Uray Street meets the square, there
were inns for merchants, dealing with international trade, hotels for traveling
merchants, restaurants and shops of different scales. In this framework, Custom
Square became a place, available to see all characteristics of daily social life.
121
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
u dönemde kuzey uzantısında Yoğurt Pazarı olarak adlandırılan yerel pazar ve
Uray Caddesi'ndeki ithalat-ihracata dayalı ticari etkinlikle birlikte üçlü bir
sacayağı oluşturan Gümrük Meydanı, sacayağının dışa açılan kapısı olarak işlev
görmüştür [14]. Tüccarlar mallarını buradan almış, gümrük işlemlerini meydanın doğu
sınırını çizen Gümrük Binası'nda yaptırmış, meydanın kuzey kanadındaki kentin en
eski otellerinden Hotel D'Europe'da ertesi gün gelecek gemiyi beklemiş, Mersin Palas
Lokantası'nda yemeğini yemiş, Ziya Paşa Kıraathanesi'nde (Gazinosu) kahvesini içip,
gazetesini okumuştur. Marsilya, İzmir, Tripoli, İskenderiye ya da Beyrut ile meydanın
doğusundaki postaneden çektiği telgraf ile haberleşmiştir.
Together with Yoghurt Bazaar, on the north extension of the square, a local market
place, and Uray Street, consisting of specialized trade on import and exporting
goods, in this period, Custom Square constituted a trivet within commercial life of
the city, from where the city was to open to the outside [14]. Merchants might have
taken their goods and chattel from Custom Square, done custom transactions in
Custom House that was on the east side of the square, waited for the next ship in
Hotel D'Europe that was on the north side of the square, eaten the meal in Mersin
Palas Restaurant, taken coffee in Ziya Paşa Club while reading newspaper, and
communicated with others through telegram, sent from the Post Office to Marseille,
İzmir, Tripoli, Alexandria or Beirut.
B
M
eydanın uzantısındaki kentin ana iskelesinden yalnızca hammadde ve ürün
gidip gelmemektedir. Günümüzde Hastane Caddesi doğrultusunda, Mersin
Oteli ile Ulu Çarşı arasından güneye doğru uzanan bir hatta konumlanan Gümrük
İskelesi, o dönemde ithalat ve yolcu iskelesi olarak işlev görmüştür. Bu yıllarda gelip
giden gemiler kente Beyrut'tan, İskenderiye'den, Hayfa'dan, Sayda'dan ya da
İzmir'den yolcu getirmiştir. Açıkta bekleyen gemilere yük ve yolcu, mavna olarak
adlandırılan teknelerle taşınmaktadır.
122
Not only raw materials and goods were arriving at the main pier on the extension of
square, which is at the present day placed on the direction of Hastane Street,
towards south between Mersin Hotel and Ulu Bazaar, but it was also used for
importing facilities and passenger transfer. In those years, ships that visited the city
brought passenger from Beirut, Alexandria, Haifa, Saida or İzmir. Goods and
passengers were transferred to ships, anchored on open sea by boats called barge.
F
ransız Messageries Maritimes Gemi Acentesi'nin, Stefanos Efremides'in işlettiği
Scandinavian Gemi Acentesi'nin, Henry Lombardo'nun Lloyd Triestino Gemi
Acentesi'nin, G. Levante tarafından işletilen Societa Italiana Di Servizi Maritimi Gemi
Acentesi'nin [15], Jozef Katoni ve Şürekası'nın Prince Line Vapur Acentesi'nin, İbrahim
Nakkaş ve Mahdumları'nın Deutsche Levante Linie Gemi Acentesi'nin, Şaşati
Biraderler'in Societe Maritime Coloniale Gemi Acentesi'nin [16] Mersin'den
Marsilya'ya, Tripoli'ye, Beyrut'a, İzmir'e götüreceği yük ve yolcu hep bu iskeleden
kalkan mavnalarla taşınmıştır.
The goods and passengers to Marseille, Tripoli, Beirut or İzmir were moved by barges
departed from this pier for Messageries Maritime Shipping Agency of France,
Scandinavian Shipping Agency, managed by Stefanos Efremides, Lloyd Triestino
Shipping Agency, directed by Henry Lombardo, Societa Italiana Di Servizi Maritimi
Shipping Agency, supervised by G. Levante [15], Prince Line Shipping Agency,
administered by Jozef Katoni and Friends, Deutsche Levante Linie Shipping Agency,
managed by İbrahim Nakkaş and Sons, Maritime Coloniale Shipping Agency, in
control of Şaşati Brothers [16].
G
Due to the Custom Square was insecure; barges were damaged during powerful
storms and Mersin Port Authority bears a loss. In 1942, the authority was taken by the
government and assigned to State Railway Administration [17]. Following these
developments, after beginning its construction in 1954, “Mersin Port” opened to
operation in 1961 on the east side of the city [18]. After new port started to operate,
expropriation attempts began in 1960's for the buildings that lost their function in
Custom Square, which is redesigned at the end of 1970's. Custom Square faced with
changes as a result of these operations, and took today's form after construction of
ümrük İskelesi'nin korumasız oluşu, çıkan fırtınalarda mavnaların hasar
görmesine ve “Mersin Liman Şirketi”nin zarar etmesine neden olmuştur. 1942
yılında ise şirket hükümet tarafından satın alınarak Devlet Demiryolu İşletmesi'ne
devredilmiştir [17]. Bu gelişmelerin ardından 1954 yılında başlayan inşaatın
bitirilmesiyle 1961 yılında, kentin doğusunda “Mersin Limanı” işletmeye açılmıştır [18].
Yeni limanın faaliyete geçmesiyle birlikte 1960'lı yıllarda Gümrük Meydanı'nda işlevini
yitiren yapıların kamulaştırma çalışmaları ve 1970'li yılların sonunda meydanın
yeniden düzenlenmesi çalışmaları yapılmış, meydan değişim geçirmiş ve Ulu Cami
ve Ulu Çarşı'nın yapımı ile günümüzdeki halini almıştır.
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
123
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Ulu Cami, Mersin Oteli ve Postane Binası, 2000’ler
Gümrük Binası, Yeni Camii ve Gümrük Meydanı 1910’ler
Custom House, New Mosque and Custom Square, 1910’s
T
orossian Frerès'in (Torossian Kardeşler) editörlüğünde basılmış olan kartpostaldaki
“Mersin'in denizden görünümü” (Vue prise de la mer Mersine) ifadesinden
görüntünün işgal dönemine ait olduğu anlaşılıyor.
124
Ulu Mosque, Mersin Hotel and Post Office, 2000’s
F
rom the phrase “a view of Mersin conquered” (Vue prise de la mer Mersine) on
the postcard printed in the editorship of Torrossian Frerès'in (Torrosian Brothers), it is
understood that the view is from the occupation period.
T
K
artpostalda, meydanın batı sınırını çizen yapı Yeni Cami. Yapımına 1900 yılında
başlanan ve 1908 yılında tamamlanan cami, kentin en eski dini yapılarından biri.
Fikri Mutlu, Yeni Cami'yi, “sert taştan, oldukça sanatlı yapılmış güzel iki şerefeli bir
minaresi” ile “sahilde, şehrin en güzel ve büyük camisi” olarak tarif ediyor [19].
Minaresi ile pek çok kartpostalda görülen cami ve etrafındaki yapıların 1977 yılındaki
yıkımının ardından yerinde, 1982 yılında yapımı tamamlanan çifte minareli Ulu Cami
ibadete açılıyor [20]. Ulu Cami ve meydanı çevreleyen iş yerlerinin yapımı, kentin
denize açılan en canlı meydanının yalnızca canlılığını değil adını da kaybetmesine
yol açıyor.
he building defining the west boundary of the square on the postcard is New
Mosque (Yeni Cami). The mosque, of which the construction begins in 1900 and
completed in 1908, is one the oldest religious buildings of the city. Fikri Mutlu
describes New Mosque as “the most beautiful and grand mosque of the city on the
coastline” with “a beautiful two balconied minaret made of hard stone and in an
artistic manner” [19]. After the demolition of this mosque seen on many postcards
with its minaret, and the surrounding buildings, Great Mosque (Ulu Cami) with double
minaret is built on this place in 1982, and put in worship [20]. The construction of Great
Mosque and the business offices surrounding the square engendered the loss of not
only the activity of this most vivid square of the city opening to the sea but also its
name.
G
O
ümrük Binası'nın doğusunda görülen yapının bulunduğu yerde daha sonra
Azak Han ve Taş Han gibi, ağırlıklı olarak, ithalat, ihracat yapan tüccarlar ve
vapur acentelerinin yer aldığı Alanya Hanı yapılıyor. Hanın doğusunda Ziya Paşa
Gazinosu ve Gümrük Binası'nın kuzeyinde İstanbul Oteli yer alıyor. Sonraki yıllarda
Alanya Hanı'nın güneyinde ve Gümrük Binası'nın doğusunda Ticaret ve Sanayi Odası
binası yapılıyor. Bu binanın yerinde günümüzde Mersin Oteli bulunuyor. Kartpostalda
görülen yapıların güneyindeki kıyı çizgisinden ise bugün İnönü Bulvarı geçiyor.
n the area, the building seen on the east of Custom Building stands, later on
Alanya Han is built. Alanya Han is an inn mainly hosts export and import dealers
and shipping agencies like Azak Han and Taş Han. On the east of the inn, there
stands Ziyapaşa Club and on the north of Custom Building stands Istanbul Hotel. In
the following years, building of Chamber of Commerce and Industry is constructed
on the south of Alanya Han and on the east of Custom Building. Today, this building is
replaced by Mersin Hotel and along the shore line seen on the postcard passing by
the south of the buildings, at the present İnönü Boulevard passes.
YENİ CAMİ
NEW MOSQUE
125
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Mersin Oteli ve Postane Binası, 2000’ler
Gümrük Binası, Ziyapaşa Gazinosu ve Postane 1900’ler
Custom House, Ziyapaşa Club and the Post Office, 1900’s
G
ümrük Binası'ndan doğuya doğru, kıyıdaki yapılara Gümrük İskelesi'nden bakış.
Kartpostaldaki “Mersina-Le Port (Mersin-Liman)” ifadesi, Gümrük İskelesi'nin
kentin ana iskelesi olduğunu belirtmesi açısından önemli. Kartpostalın hazırlandığı on
dokuzuncu yüzyıl Mersininde kıyı boyunca çok sayıda iskele yer almış olmasına
rağmen liman olarak Gümrük İskelesi gösterilmiş. İskeleye o dönemde gemiler
yanaşamadığından mavnalar kullanılıyor.
K
artpostalda kıyı boyunca Gümrük Binası, onun doğusunda daha sonra Alanya
Hanı'nın inşa edileceği alanda bulunan yapı, Ziya Paşa Gazinosu, Postane ve Taş
Han görülüyor. Kartpostalda görülen üç katlı yapıda hizmet veren postanenin
kentteki ilk binası, Uray Caddesi'ndeki Hükümet Konağı'nın bahçesinde, konağın
batısındaki Selanik Bankası'nın hemen yanında yer alıyor. Hükümet Konağı'nın yıkılıp
yerine yeni binanın yapılmasının ardından görüntüyü bozduğu düşünülerek kentin
bu ilk postane binası da yıkılıyor ve 1909 yılında kıyıda daha önce baruthane olarak
kullanılan binanın yerine yeni bir postane yapılıyor [21]. 1926 yılında kurulan elli
abonelik kentin ilk telefon santralı da bu yapının ikinci katında hizmet veriyor [22].
Zaman içinde artan haberleşme gereksinimi ile postane kartpostalda görülen üç
katlı yapıya taşınıyor.
B
126
ugün ayakta olmayan bu üç katlı yapıda sürdürülen posta hizmetleri günümüzde
Ziya Paşa Gazinosu ile gazinonun güneyinde, deniz dolgusu üzerinde inşa edilen
yapıda sürdürülüyor.
Mersin Hotel and the Post Office, 2000’s
P
erspective from Custom Pier, towards east from Custom Building, to the buildings
on the coastline: The phrase “Mersina-Le Port” (The Port) is important in the
means of indicating Custom Pier is the main pier of the city. In Mersin at nineteenth
century, the period the postcard is prepared, despite the fact that there have been
many piers along the shore, Custom Pier is denoted as the port. At that time, since
the ships cannot come alongside the pier, barges are used.
O
n the postcard, all along the coastline, Custom Building, and towards east of it,
the building that will later on be replaced by Alanya Han, Ziya Paşa Club, Post
office and Taş Han are seen. The first building of the post office serving at a three
storey building seen on the postcard is located in the courtyard of Government
House on Uray Street, and just by the Bank of Thessaloniki which stands on the west of
Government Office. Following the demolition of Government House for the sake of
constructing a new building instead, this first post office of the city is demolished as
well, considering it was spoiling the view. In 1909, a new post office is built instead of
the building formerly used as gunpowder factory on the shore line [21]. The first
telephone exchange of the city established in 1926 with a capacity of 50 subscribers
is also services at the second storey of this building [22]. Due to the increasing
communication need by the time, the post office moves to the three storey building
seen on the postcard.
T
he mail services which used to be carried on in this three storey no more existing
building, are currently kept on in the building, built on the place gained as a result
of filling the sea afterwards, on the south of Ziya Paşa Club.
ZİYAPAŞA GAZİNOSU
ZİYAPAŞA CLUB
127
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler
Gümrük Binası 1920’ler
Custom House, 1920’s
nceleri gümrük işlemleri Tarsus'tan gelen memurlar tarafından yapılırken, 1832
yılında Gümrük Binası'nın önünde ahşap bir kulübe yapılıyor. İskelede artan ticari
hareketlilik ile birlikte gümrük idaresi genişleyerek 1852 yılında gümrük işlemleri için bir
müdür, bir katip ve bir sandık emini çalışmaya başlıyor. 1884 yılında bu ahşap yapı
yıkılarak yerine kısmen daha büyük bir taş yapı inşa ediliyor. 1909 yılında inşaat
genişletiliyor ve yapı kartpostalda görülen halini alıyor. Yapının kapısının üzerine de
son şeklini aldığı 1909 tarihi yazılıyor [23].
Ö
U
ray Caddesi'nin uzantısındaki Gümrük İskelesi ve Gümrük Meydanı, o dönemde
kentin en önemli mal ve yolcu aktarım noktası olarak hizmet veriyor.
Kartpostalda da görüldüğü gibi, Gümrük İskelesi ile İstasyon arasında işleyen ve
genellikle mal aktarımı için kullanılan dekovil hattı Gümrük Binası'nın batısından
geçerek iskeleye ulaşıyor.
1
960'larda Mersin Limanı'nın hizmete girmesi ve Gümrük İskelesi'nin Ulaştırma
Bakanlığı tarafından kamulaştırılmasıyla birlikte işlevini yitiren Gümrük Binası, o
dönemde Gümrük Meydanı'nın genişletilmesi çalışmaları sırasında kamulaştırılıyor
[24]. Projenin hayata geçmesiyle birlikte Gümrük Binası'nın bulunduğu yerde, Ulu
Çarşı'nın bir bölümü yapılıyor ve Hastane Caddesi güneye doğru uzatılıyor.
128
Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s
A
t the times the custom formalities where committed by the officers coming from
Tarsus, a timber booth is built at 1832, in front of the Custom House seen on the
postcard. As the mercantile activity increase on the pier, custom administration
expands and in 1852, one manager, one clerk and one cashier start working at
custom formalities. In 1884, this timber building is demolished and a relatively bigger
stone building is built instead. The construction is enlarged in 1909 and Custom House
takes the form seen on the postcard. On the door of the building, this date, the date
the building takes its final form, is written [23].
C
ustom Pier on the extension of Uray Street and Custom Square are serving as
the most significant merchandise and passenger transshipment point of the
city at that period. As seen on the postcard, dekovil line operating between Custom
Pier and Station, and mostly used for merchandise transshipment is reaching the pier
passing by the west of Custom House.
I
n 1960, after Mersin Port is put in commission and the expropriation of Custom Pier
by Ministry of Transportation, Custom House starts to lose its function and during the
enlarging operations of Custom Square, it is expropriated [24]. As the project
effectuated, a part of The Grand Bazaar (Ulu Çarşı) is built on the area Custom
Building stands on and Hospital Street (Hastane Caddesi) is extended towards south.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
129
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler
Gümrük Binası 1920’ler
Custom House, 1920’s
E
K
ditor G. Mizrahi tarafından kaydedilmiş kartpostalın üzerinde Fransızca olarak
“Mersin-Gümrük” ( Mersine-La Douane) yazısı okunuyor.
artpostalda, batı sınırını Gümrük Binası ve doğu sınırını liman idaresi ile Yeni
Cami'nin çizdiği Gümrük Meydanı, kuzeyden güneye doğru görülüyor.
Meydanın kuzeydeki bölümünde, seyyar satıcılar ve meydanın çevresinde sıralanmış
dükkanların gölgesinde bekleyen insanlar dikkat çekiyor. Meydanın güney kısmının
ise parmaklıklarla kuzeyinden ayrıldığı görülüyor. Bu ayrışmadan, kentin ana iskelesi
olan Gümrük İskelesi'ne giriş-çıkışlarda denetleme yapıldığı anlaşılıyor.
G
ümrük Meydanı'nın denetleme yapılan güney bölümünü ayıran parmaklıkların
iki geçiş noktası bulunduğu, bunlardan birinin yolcu geçişi, diğerinin ise dekovil
ile istasyondan gelen yükün geçişi için kullanıldığı görülüyor. Ayrıca, meydanın bu
kontrollü geçiş bölümünde, istasyonun başlangıcında yolcular için bir bekleme
salonu ve malların dekovile indirilip yüklenmesinde kullanılmak üzere vinçlerin
bulunduğu anlaşılıyor.
Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s
I
O
t is written “Mersin-the Custom” (Mersine-La Douane) in French on the postcard,
recorded by the editor G. Mizrahi.
n the postcard, the Custom Square, of which the west edge is defined by the
Custom House, the east border is lined by the Port Authority and New Mosque,
is seen through north-south direction. The people, waiting under the shadow of
shops surrounding the square and the peddlers attract attention on the south part of
the square. The south part of the square is separated from the north part by fencing.
It is understood that this divergence let a control on entrance and exit to the Custom
Pier, the main pier of the city.
T
here are two passage points along the fencing that separates the south part, one
of which is for passengers while the other is for the narrow-gauge rail system that
carries freight coming from the railway station. Besides, in the part of this controlled
passage, it is seen that there are a waiting hall for the passengers and lifting cranes in
order to embark and debark the freight to and from carriages on the narrow gaugerail system, namely dekovil.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
130
131
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
G
Gümrük Binası 1920’ler
Mersin Oteli ve Ulu Çarşı, 2000’ler
Custom House, 1920’s
Mersin Hotel and Ulu Bazaar, 2000’s
ümrük Meydanı'ndan Gümrük İskelesi'ne doğru bakış.
A
T
look from the Custom Square towards the Custom Pier.
F
ransız Postaları tarafından hazırlanmış olan kartpostaldaki yazı, meydanın kent
için taşıdığı anlamı açıkça ortaya koyuyor. Meydanın orta yerinde, demir bir
iskelet üzerine oturtulmuş gözetleme kulesinin tam altındaki yazıda Fransızca olarak
“Mersin'in Merkez Meydanı” (La Place Centrale de Mersina) yazısı okunuyor.
he writing on the postcard that was prepared by French Post Service reveals the
meaning of the square within the context of the city. Under the watchtower,
placed in the middle of the square, on an iron frame, “The Central Square of Mersin”
(La Place Centrale de Mersina) written in French, can be read.
K
O
artpostalda, Gümrük Binası'nın giriş kapısının iki yanındaki kulübeler ve binanın
önünde bekleyen atlı arabalar dikkat çekiyor. Meydan'daki insan kalabalığı,
burasının kentin en canlı ve hareketli pazar yeri olduğunu ortaya koyuyor.
n the postcard, the cottages on both sides of entrance of the Custom House
and the carriages waiting in front of the building take attention. The crowd in
the square discloses that the square is the most alive and kicking market place in the
city.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
132
133
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Atatürk Parkı, 2000’ler
Gümrük İskelesi 1920’ler
Custom Pier, 1920’s
M
ersin'in bir liman kenti olarak geliştiği on dokuzuncu yüzyılda, özellikle hava
koşullarının güçleştiği kış aylarında, açıkta demirleyen yük ve yolcu gemilerine
ulaşım “mavna” adı verilen kayıklarla sağlanıyor. Kartpostalda, kentin ilk ve en
önemli iskelesi olan Gümrük İskelesi'ne yanaşmış mavnalar ve insan kalabalığından
iskelenin ne denli hareketli olduğu anlaşılıyor.
n nineteenth century, the century Mersin develops into a port city, especially at
winter times in adverse weather conditions, the access to the ships anchored at
the open sea is provided by boats, called “barge”. From the barges alongside the
city's first and most important pier, Custom Pier and the large number of people, it
can be deducted how active the pier is.
R
I
emzi Oğuz, 1924 yılında yazmış olduğu izlenimlerde Mersin Limanı'nın çok geniş
olduğunu, ancak özellikle fırtınalı havalarda gemilerin iskeleye yanaşmasının
olanaklı olmadığını söylüyor. Bundan dolayı gemiler açıkta demirledikten sonra
sandal ve kayıklarla nakliye işlemi başlıyor [25]. Remzi Oğuz'dan yıllar önce şehre
gelen gezginler de aynı duruma dikkat çekiyor. Örneğin Davis, 1875 yılına ait
izlenimlerinde, gemilerin açıkta demirlemek zorunda olduğunu belirtiyor [26]. Benzer
şekilde, Barker ve Beamont da, açıkta bekleyen gemilerden söz ediyor [27].
D
önemin önemli kartpostal editörlerinden H. Ghazarian'ın kaydetmiş olduğu
görüntüde de açıkta demirlemiş olan gemilere ulaşmayı bekleyen ya da
mavnalar ve teknelerle Gümrük İskelesi'ne henüz ulaşmış kişiler görülüyor. İskelenin
bulunduğu alanda günümüzde Atatürk Parkı yer alıyor.
134
Atatürk Park, 2000’s
I
n the impressions of Remzi Oğuz written in 1924, he tells that Mersin Port is very wide,
however, especially in the stormy weathers, it is impossible for the ships to dock the
pier. Due to this fact, shipping by boats and rowboats start after ships anchor on the
open sea [25]. The travelers on their excursions to Mersin and environs many years
before Remzi Oğuz draw attention to the same situation. One of these travelers,
Davis, who has stayed in Mersin longer than others, states the ships has to anchor on
the open sea on this trip in 1875 [26]. Barker and Beamont also clearly tell about the
ships waiting offshore in their impressions [27].
O
n the scene recorded by one of the period's importans postcard editors, H.
Ghazarian, people waiting to reach the ships anchored offshore or just arrived
to Custom Pier by barges or boats are seen. In the place where the pier is located,
the Atatürk Park exists at the present day.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
135
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Gümrük Meydanı ve çevresi, 1920’ler
Ulu Cami ve çevresi, 2000’ler
Ulu Mosque and environs, 2000’s
Custom Square and Environs,1920’s
136
A
K
aradan Akdeniz'e doğru bakış. Dönemin kentteki en görkemli yapılarından biri
olan Rum Ortodoks Kilisesi'nden kaydedildiği anlaşılan kartpostalın solunda Yeni
Cami'nin minaresi, deniz üzerinde mavnalar ve açıkta demirlemiş bir gemi ilk göze
çarpanlar.
look from land to Mediterranean: the minaret of New Mosque, barges on the
sea and ships anchored on the open sea are the first eye-catching items, on the
left of the postcard, which is to be recorded from city's one of the grand structures,
Greek Orthodox Church.
K
artpostalın sağında kırma kiremit çatısının bir bölümü görülen kıyıya paralel yapı,
o dönemde Mersin'in az sayıdaki otelinden biri. İlk dönemlerinde Kontinent adını
taşıyan otel, 1933 yılında Belvü Palas adıyla işletiliyor ve 1937 yılında Toros Oteli adını
alıyor. Joseph Dakak ve ailesi tarafından işletilen otel, kentteki ilk asansörün monte
edildiği yapı [28]. 1940'lı yıllarda kenti ziyaret edenler için kalınabilecek çok az
sayıdaki nitelikli otelden biri olan Toros Oteli, konumu ve sahildeki havuzu ile
Mersin'deki belli başlı buluşma yerlerinden biri. 1960'lı yıllarda Yeni Mersin
Gazetesi'nde yer alan haberlerden otelin lokantası ile de iddialı olduğu anlaşılıyor
[29]. Uğur Ersoy çocukluk anılarında Toros Oteli'ni şöyle anlatıyor:
he structure, parallel to the coast line, of which a part of its hipped roof is seen on
the right of the postcard, is one the few hotels of Mersin at the time postcard has
been prepared. Formerly taking the name Kontinent, this hotel is being run with the
name Belvü Palas in 1933 and in1937 adopts the name Toros Hotel. The hotel run by
Joseph Dakak and his family is the building to be installed the first elevator in the city
[28]. As one of the few qualified hotels where the visitors coming to Mersin can stay,
Toros Hotel is a main meeting point in Mersin thanks to its location and its pool on the
shore. From the news published on New Mersin Newspaper at 1960's, it is obvious that
the hotel is competitive also with its restaurant [29]. Uğur Ersoy mentions about Toros
Hotel as below in his childhood memories;
“
“
Çocukluk yıllarımda Mersin'in en şık ve en gözde oteli Mösyö Dakak'ın işlettiği Toros
Oteli'ydi. Toros Oteli'nin lokantası da pek ünlüydü. Yaz aylarında masalar terasa
kurulurdu. Geniş terasın önünde beş metre kumsal, sonra deniz vardı. Babam, annem
ve arkadaşları haftada en az iki kez bu lokantaya giderlerdi. Ender de olsa bazı
akşamlar çocuklar da götürülürdü. Biz çocuklar yemekten sonra kumsala iner, deliler
gibi gece yarısına kadar koşuşur, oynardık.”
T
In my childhood years, the most elegant and favorite hotel of Mersin was Toros
Hotel run by Mr. Dakat. The restaurant of Toros Hotel was also very popular. In
summer, the tables were set at the terrace. In front of the wide terrace five meters of
beach lied, and then the sea. My father, mother and their friends used to go this
restaurant at least twice a week. Even it was rare, some nights the kids were taken
too. We, as children, got to the beach after meal, run and played till midnight
madly.“
YENİ CAMİ
NEW MOSQUE
137
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Gümrük Meydanı, 1900’ler
Ulu Cami ve Ulu Çarşı, 2000’ler
Ulu Mosque and Ulu Bazaar, 2000’s
Custom Square,1900’s
ersin'in bir liman kenti olarak gelişimiyle artan ticari etkinlikle birlikte gezgin
tüccarlar için konaklama önemli bir gereksinim olarak beliriyor. Şark Ticaret
Yıllıkları'ndan, 1880'li yıllardan itibaren kentte otel, lokanta ve kafelerin hizmet verdiği
anlaşılıyor [30]. Kentin bilinen en eski oteli, 1885 yılında hizmet veren ve Loiso Freres
(Loiso Kardeşler) tarafından işletilen Des Voyageurs adlı otel [31].
s a result of increasing mercantile activities with the development of Mersin as a
port city, lodging facilities become a major need for the traveler merchants.
From the Annuaire Oriental du Commerce, it is understood that hotels, restaurants
and cafes has been serving since 1880's in the city [30]. The oldest hotel known in the
city is called Des Voyageurs, run by Loiso Freres (Loiso Brothers) [31].
K
artpostalın sağı ve solundaki iki yapının arasından görülen ve üzerinde Hotel
D'Europe yazan otel ise sonradan Akdeniz Oteli adını alacak olan kentin bilinen
en eski otellerinden bir diğeri [32]. Bu dönemde Goumouchi tarafından işletilen otelin
kentin en önemli iskelesine oldukça yakın Gümrük Meydanı'ndaki konumu, yapılış
amacı hakkında fikir veriyor. Bu otellerin yanı sıra 1880'li yıllardan 1940'lı yıllara dek
kentte çok sayıda otel açılıyor [33].
T
he hotel seen between two buildings on the right and left of the postcard, over
which Hotel D'Europe written, and will later on adopt the name Akdeniz Hotel, is
another of the oldest hotels known in the city [32]. The location of the hotel, very
close to the city's most important pier, hints about the aim of the construction of the
hotel which has been run by Goumouchi at that period. Besides these hotels, from
1880's to 1940's, many more hotels are opened in the city [33].
K
T
artpostalın ortasında görülen havuzlu çeşme bir dönem Gümrük Meydanı'nın
Çeşme Meydanı (Mersine Place de la Fontaine) olarak adlandırılmasına neden
oluyor. 1960'lı yıllarda Gümrük Meydanı'ndaki yapılara yönelik kamulaştırma
çalışmaları ve Gümrük Meydanı'na yönelik hazırlanmış düzenleme projesinin 1970'li
yılların sonunda uygulanması ile Gümrük Meydanı'nda 1960'lı yıllara kadar ayakta
kalan yapılar yıkılıyor ve yerine Ulu Cami ve Ulu Çarşı yapılıyor.
138
A
M
he pond with fountain seen in the center of the postcard has lead to the Custom
Square to be called Fountain Square (Mersine Place de la Fontaine) for a while. As
a consequence of the expropriation attempts of the buildings on the Custom Square
at 1960's and the implementation of the design project of Custom Square at the end
of 1970's, the buildings on the Custom Square, standing up until 1960's are
demolished and instead Ulu Mosque and The Ulu Bazaar are built.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
139
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Gümrük İskelesi, 1920’ler
Ulu Cami ve Ulu Çarşı, 2000’ler
Ulu Mosque and Ulu Bazaar, 2000’s
Custom Pier,1920’s
T
orossian Freres'in (Torossian Kardeşler) editörlüğünde hazırlanmış kartpostalda
Fransızca olarak Şimendifer Alanı (Place de la Chemin de fer) yazıyor.
Kartpostalın hazırlandığı sırada, bir dönem meydana ismini veren havuzlu çeşmenin
artık orada olmadığı görülüyor. Meydanda artık Uray Caddesi'nden gelip, kavis
çizerek iskeleye ulaşan, istasyon ile Gümrük İskelesi arasında yük taşıyan dekovilin
rayları görülüyor.
n the postcard prepared under the editorship of Torossian Freres (Torossian
Brothers), Railway Station Area (Place de la Chemin de fer) is written in French.
It is viewed that the pond with fountain which is to give the square its name for a
while, no more exists at the period the postcard is prepared. The rails of dekovil
carrying goods between railway station and Custom Pier, reaching pier drawing a
curve coming through Uray Street is seen on the square.
1
888 tarihli “Mersin'de Bir Tramvay İnşası Hakkında Ruhsatname ve Talimatı
Fenniye” adlı iradeyi seniye ile istasyon binasından Fransız Acentesi'ne
(Messageries Maritime) kadar devam edecek bir tramvay hattının inşası ve işletilmesi
için ruhsat veriliyor. İradede, tramvayda çalışacak olanların kıyafetlerinden, kişi başı
taşıma ücretine dek pek çok konuya ilişkin madde yer aldığı gibi, gereken
kamulaştırmanın belediye tarafından yapılacağına ilişkin çeşitli hükümlere de yer
veriliyor. Ne var ki, kentte söz konusu tramvay hattının yapımı ve işletmeye açılması
ancak 1912 yılında gerçekleşiyor [34].
W
ith a mandate named “licence and technical instructions about a tramway
construction in Mersin” dated to 1888, license for the construction and
operation of tram line starting from station and continuing to French Agency
(Messegaries Maritime) is given. In the mandate, consisting of a wide range of issues
from the uniforms of tram personnel to the transportation fee per person, various
decrees indicating the needed expropriation is to be done by municipality exist.
However, the construction and putting into operation of the aforementioned tram
line is not realized until 1912 [34].
H
E
ammadde ve ürünün taşınmasını hızlı ve ekonomik biçimde gerçekleştirebilmek
üzere Gümrük İskelesi ile istasyon arasında kurulan ve dekovil olarak adlandırılan
bu raylı sistemin hayata geçirilmesi uzun sürse de 1932 yılına kadar kullanılıyor [35].
140
O
ven though the implementation of this dekovil named tram line established
between Custom Pier and station in order to convey raw material and products
in a quick and economical way, takes a long time, it is used until 1932 [35].
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
141
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Gümrük İskelesi, 1930’lar
Atatürk Parkı, 2000’ler
Atatürk Park, 2000’s
Custom Pier,1930’s
M
ersin Limanı'nın hizmete açıldığı 1961 yılına kadar canlılığını sürdüren Gümrük
İskelesi'nden yalnızca mal sevkıyatı yapılmayıp, yükleme-boşaltma
hizmetinden başka açıkta demirleyen vapurlara yolcu da taşınıyor. Bu dönemde,
gemilere ulaşmayı bekleyen yolcular için iskelenin üzerinde ahşap bir yolcu salonu
bulunuyor. Kartpostalda iskelenin Gümrük Meydanı'na açılan bölümünde yer alan
ve hemen yanında bayrak bulunan yolcu salonu görülüyor.
skele üzerinde yolcu salonundan başka dört adet de vinç bulunuyor. 1930'lu
yıllarda rayları kaldırılana kadar istasyondan başlayarak Uray Caddesi boyunca
devam eden ve Gümrük İskelesi'ne ulaşan dekovil hattı ile kente gelen mal ve
hammadde, bu vinçler aracılığıyla mavnalara yükleniyor ya da mavnalardan
iskeleye indiriliyor. Önceleri buhar gücüyle çalışan vinçlerin yerini zaman içinde
elektrikle çalışanlar alıyor [36].
İ
1
142
954 yılında Mersin Limanı'nın yapımının başlamasıyla birlikte Gümrük İskelesi'nin
bulunduğu alanda dolgu çalışması yapılıyor, deniz dolduruluyor ve limanın
parçası olarak kullanılmak üzere bir alan oluşturuluyor. Denizin doldurulmasıyla elde
edilen bu alan Gümrük Meydanı'nın denizle olan etkin ilişkisinin kopmasına neden
oluyor. Bu alan ilerleyen dönemde liman tarafından kullanılmıyor ve Atatürk Parkı
olarak düzenleniyor.
N
ot only merchandise transport is done from Custom Pier, which keeps its
liveliness until 1961, when Mersin Pier is put into operation, in the pier, besides
loading-unloading services, also passengers are conveyed to the ships anchored on
the open sea. At that time, there is a timber passenger lounge on the pier, for the
passengers waiting their turn to reach the ships. On the postcard, the passenger
lounge located on the part of the pier opening to Custom Square is seen with a flag
existing by.
O
n the pier, other than the passenger lounge, four cranes are seen. The chattel
and raw material coming to the city by dekovil which is running from station all
along Uray Street and reaching Custom Pier, until its rails are removed during 1930's,
are loaded to the barges and unloaded from barges to the pier by these lifts. The
former steam operated types of these lifts are replaced by the ones operated by
electricity by the time [36].
I
n 1954, with the beginning of Mersin Port construction, sea filling operation is done
in the area Custom Pier exists. Sea is filled to create an area for the port. This area
gathered by sea filling causes the rupture of the effective relation between Custom
Square and the sea. In the following period, this area is not used by the port and is
designed as Ataturk Park.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
143
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Gümrük İskelesi’nden batıya doğru sahil, 1930’lar
Mersin Kent Merkezi, 2000’ler
Mersin City Centre, 2000’s
The coast from Custom Pier towards west,1930’s
G
ümrük İskelesi'nden kentin batısındaki sahil şeridine doğru bakış. Gümrük İskelesi
ile istasyon arasında yük taşıyan dekovil hattının yanı sıra kentte bu dönemde,
yük ve insan taşıyan önemli bir araç da, Mersinlilerin payton olarak adlandırdıkları atlı
arabalar. Kartpostalda, kıyıda sıralanmış yapıların güneyinde, sahil boyunca dizilmiş,
bazısının bir bölümü suya batmış durumda paytonlar ve hummalı bir çalışma içindeki
sürücüleri görülüyor. Kartpostal, yelken açmış denize inmeyi bekleyen tekneler, kıyıya
yanaşmış mavnalar ve yeni yeni gelişen batı yakası ile Mersin'in, bu dönemde
geçimini denizden sağlayan bir şehir olduğunu belgeliyor.
K
ıyı boyunca çok sayıda iskele var. Kartpostalda, görüntünün kaydedildiği
dönemde Gümrük İskelesi'nden başka, günümüzde Mersin Büyükşehir Belediyesi
olarak kullanılan iki katlı taş yapının güneyinde denizin içinde görülen ahşap
kazıklardan, bir dönem burada da bir iskelenin bulunduğu anlaşılıyor. Bu iskele
kullanıldığı dönemde “Tuz İskelesi” olarak adlandırılıyor.
K
144
artpostaldaki sahil şeridinden, günümüzde doğu-batı yönünde kent ile deniz
arasından İnönü Bulvarı geçiyor. Kentin hızla gelişmesiyle birlikte kartpostalda
görülen siluetin yerinde bugün çok katlı bloklar görülüyor. Kartpostalda izleri görülen
“Tuz İskelesi” ile Gümrük İskelesi arasında kalan alan, günümüzde Mersin kent
merkezinin çekirdeğini oluşturuyor.
A
vista from Custom Pier towards the coastline on the west of the city: besides
dekovil line carrying goods between Custom Pier and station, the hose cart
wagons, payton, as Mersin citizens call, are one another significant vehicle used in
both goods and human transportation. On the postcard, on the south of buildings
lined along the coastline, all along the seaside, these wagons some of which are
partially sunk to the sea and their owners are hustling. The postcard documents
Mersin as a city making its living out of the sea at that period, with some boats,
waiting ready to set sail, some barges coming alongside the seaside and the newly
developing west side of the city.
T
here are a lot of piers all along the coastline. On the postcard, at the period the
view is recorded, other than Custom Pier, from the timber pales seen in the sea on
the south of the two storey stone building used as Municipality of Greater Mersin, it is
understood that there once used to be a pier. This pier is called as “Salt Pier” while it
has been used.
A
long the coast line seen on the postcard, today, Inonu Boulevard passes
through the city and the sea in east-west direction. As a result of the fast
development of the city, the silhouette seen on the postcard is replaced by newly
built buildings. The area between “Salt Pier”, the pier of which the traces are seen on
the postcard and Custom Pier, forms the current core of Mersin city center.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
145
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Gümrük İskelesi’nden batıya doğru sahil, 1930’lar
Mersin Kent Merkezi, 2000’ler
Mersin City Centre, 2000’s
The coast from Custom Pier towards west,1930’s
artpostalın hazırlandığı dönemde kentteki yapılar ile deniz arasında ince bir sahil
şeridi var. Kent içi ulaşım, deniz kıyısındaki bu yapıların kuzeyinden geçen ve o
dönemde doğudaki bölümü Hükümet-İstasyon ve sonra da Uray Caddesi ve
batıdaki bölümü ise Kışla Caddesi ve daha sonra da Atatürk Caddesi olarak
adlandırılan caddeler ile sağlanıyor.
here is a narrow coastline between the buildings in the city and the sea, at the
times the postcard is prepared. City transport is provided through the streets
passing by the north of these buildings on the coast. The east part of the street is
called as Government-Station Street at that time and Uray Street later on. The west
part of it is named as Kışla Street and then Ataturk Street.
K
T
ent bu dönemde, Kışla ve Müftü Deresi ile son buluyor. Kartpostal, Çan Kulesi ile
Arap Ortodoks Kilisesi ve ağırlıklı olarak kıyı boyunca kiremit çatılı, taş ve iki katlı
bahçe içindeki gayrimüslim evlerinden oluşan yeni bir mahalleyi gösteriyor. Daha
sonraları Çamlıbel adını alacak olan bu semt, kentin yakın tarihinde, ileri gelen
tüccar ailelerinin konutlarının bulunduğu, gelişen ticaret ve sermaye birikimiyle yeni
bir kentli yaşam kültürünün simgesi olarak yer alacak olan semt.
K
artpostalda görülen kentin batı kesimi, istasyon ve Uray Caddesi'nden
başlayarak Gümrük Meydanı ve İskelesi'ne kadar devam eden yoğun liman ve
ticari etkinlikle gelişen kentsel dokudan ayrılıyor. Kentin doğusu, özellikle Uray
Caddesi ve yakın çevresi, yalnızca ticari kullanımlar ya da alt katları ticarethane, üst
katları konut olarak kullanılan kimi yapılardan oluşuyor. Yeni yeni gelişen kentin batısı
ise kartpostalın hazırlandığı dönemde konut alanı olarak gelişiyor.
146
T
K
he city, then, ends with Kışla and Müftü Creek. The postcard shows a view of The
Campanile with Arab Orthodox Church and a new neighborhood consisting of
mostly tiled roofed, two-storey, stone non-muslim houses with gardens along the
seaside. This neighborhood is to adopt the name Çamlıbel later on, a place the
residences of merchant families are located and goes down in close history of the
city as a symbol of a new urban life culture with commerce and capital
accumulation.
T
he west side of the city seen on the postcard is distinguished from evolving urban
texture with intense port and merchantile activities starting from the station and
Uray Street, continuing to Custom Square and Pier. The east of the city, especially
Uray Street and its close environs, consists of some buildings used for only business
offices or lower storey as business offices and upper storey as residence. The newly
evolving west side of the city is developing into a residence at the time this postcard
is prepared.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
147
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Sahil ve Gümrük İskelesi, 1930’lar
Atatürk Parkı, 2000’ler
Atatürk Park, 2000’s
Coast and Custom Pier,1930’s
K
entin batısından doğuya, Gümrük İskelesi'ne doğru bakış. Kartpostalın ön
yüzündeki Osmanlıca yazıda “Mersin: İki ay yattığım evin görüntüsü” yazılı. Tarih
ise 2 Eylül 1928'i işaret ediyor. Kartpostalda Atatürk Caddesi'nin güneyindeki yapılar
görülüyor.
perspective from the west side of the city to east, towards Custom Pier: on the
front of the postcard, it is written “Mersin: The image of the house I slept in for two
months” in Ottoman. And it is dated 2nd of September 1928. The buildings on the
south of Ataturk Street are seen on the postcard.
H
A
alen Mersin Büyükşehir Belediye binası olarak kullanılmakta olan iki katlı taş
yapıdan doğuya doğru bakıldığında, Ulu Cami yapılmadan önce yıkılan çifte
şerefeli Yeni Cami ve Gümrük İskelesi görülüyor. Kartpostalın solunda ise on
dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren Mersin ticaretinde ve liman etkinliğinde
önemli bir yer edinmiş Fransız denizyolu şirketi Messageries Maritimes'ın binası ve bu
binanın güneyinden denize uzanan “Tuz İskelesi”nin izleri görülüyor.
G
ümrük Meydanı ile Tuz İskelesi arasında kalan sahil şeridinde bugün İnönü
Bulvarı ve Atatürk Parkı bulunuyor. Tuz İskelesi ile Gümrük Meydanı arasında
kalan, çok katlı yapılaşmanın gerçekleştiği alan günümüzde Mersin Ticaret ve Sanayi
Odası'nın da bulunduğu kentin merkezi konumunda.
148
A
s looked towards east from the two storey stone building that is today still used
as Mersin Metropolitan Municipality, New Mosque with its two minaret
balconies before demolished and replaced by Grand Mosque (Ulu Cami) and
Custom Pier are seen. On the left hand side of the postcard, the building of
Messageries Maritimes called French maritime lines company, a company of big
importance in the Mersin business trade and port activities since the last quarter of
nineteenth century is seen. The traces of “Salt Pier” reaching out to the sea through
the south of Messageries Maritimes are seen on the postcard.
O
n the coast line between Custom Square and Salt Pier, today there are Inonu
Boulevard and Ataturk Park. This area between Salt Pier and Custom Square,
where multiple-storey development is realized, where also Mersin Chamber of
Commerce and Industry exists is, today, in the position of the city center.
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
149
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
150
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Yeni Cami, 1940’lar
Ulu Cami, 2000’ler
New Mosque,1940’s
Ulu Mosque, 2000’s
O
K
artpostalda Gümrük Meydanı'nın önemli simgelerinden Yeni Cami ve hemen
doğusundaki Liman İdaresi görülüyor. Artık kentte otobüsler çalışıyor ve yeni
bankalar açılmış. Yeni Cami'nin batısında ise Balkan ve Olimpiyat Şampiyonu Mersinli
güreşçi Ahmet Kireççi'nin kendi fotoğrafları ve madalyalarının da bulunduğu
Olimpiyat Kahvesi yer alıyor [37]. Mersinli Ahmet olarak tanınan sporcu, 1936 Berlin
Yaz Olimpiyatları'nda üçüncülük elde ederek serbest güreşte Türkiye'ye ilk olimpiyat
madalyasını kazandırıyor [38]. Tarsus Amerikan Koleji'nde okuduğu yıllarda Abdullah
Canlıgil, yolda karşılaştığı Mersinli Ahmet'le ilgili anısını şöyle anlatıyor [39]:
n the postcard, one of the most significant symbols of Custom Square, New
Mosque and right on the east adjacent Port Directorate are seen. In the city by
that time, there are busses giving service and new banks are opened. On the west of
the New Mosque, Olympics Café owned by Balkan and Olympics Champion Mersin
citizen wrestler Ahmet Kireççi with his own photos and medals in is located [37]. The
sportsman, known as Ahmet, the Mersin citizen, has brought Turkey the first olympics
medal coming the third at free wrestling at 1936 Berlin Summer Olympics [38].
Abdullah Canlıgil, at the years he has been attending to Tarsus American College,
tells a memory about Ahmet the Mersin citizen he runs into on his way [39];
“
One morning as I was walking quickly to the bus station as usual, while I was
waiting on the sidewalk to cross over, I saw someone bicycled stop by my side.
This man going work by bicycle was Mersin Citizen Wrestler Ahmet Pehlivan, very
well-known by all Mersin citizens. He stopped and asked me, “Son, did you dream of
school?” And I answered him I was going to Tarsus and that's why I was on my way so
early. Later on, he told my father that he had seen me on the way early in the
morning; and said it was not appropriate for a child to set on way in dark. My dad,
who had already liked me to go boarding, applied to school and provided me go
boarding the following year.”
Yine otobüs garajına hızlı hızlı yürüdüğüm bir sabah karşıdan karşıya geçmek için
kaldırımda beklerken, bisikletli birinin yanımda durduğunu gördüm. Bisikleti ile işe
giden bu kişi, Mersin'de herkesin yakından tanıdığı Mersinli Ahmet Pehlivan'dı. Durup
bana, 'Ne o oğlum, okulu rüyanda mı gördün?' diye sordu. Ben de Tarsus'a gittiğim ve
onun için erkenden yola çıktığım cevabını verdim. Daha sonra babama, beni sabah
erkenden yolda gördüğünü söylemiş; karanlıklarda yollara düşmenin bir çocuk için
doğru olmadığını anlatmış. Babam da, zaten benim yatılı olarak gitmemi
istediğinden, okula müracaatını yaptı ve ertesi yıl yatılı olmamı sağladı.”
“
YENİ CAMİ
NEW MOSQUE
151
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Dışa Açılan
Kapı:
Gümrük
Meydanı
ve İskelesi
Gateway to
the Outside:
Custom
Square
and Pier
Gümrük Meydanı ve İskelesi, 1910’lar
Ulu Cami, Ulu Çarşı ve Hastane Caddesi, 2000’ler
Custom Square and Pier,1910’s
Ulu Mosque, Ulu Bazaar and Hastane Street, 2000’s
G
ümrük İskelesi'nden kuzeye doğru kaydedilen kartpostal, Gümrük Meydanı'nı
ve meydanı çevreleyen yapıları tüm açıklığıyla gösteriyor. Sağda, meydanın
ve kentin simge yapılarından biri haline gelmiş Gümrük Binası, solda Yeni Cami'nin
doğusunda yer alan Liman İdaresi bulunuyor. Kartpostalın arka planında, meydanın
kuzeybatı köşesinde kalan yapı ise Hotel D'Europe. Gümrük Meydanı'nın
düzenlenmesi sonucunda fotoğrafta görülen yapılar artık bulunmuyor. Onların
yerine Ulu Cami, Ulu Çarşı, Mersin Oteli gibi yapılar yer alıyor.
K
artpostalın kaydettiği görüntü, Cumhuriyet öncesinde Mersin'in en canlı
dönemlerinden olan 1900'lü yılların başlarını belgeliyor. Gümrük İskelesi'ndeki
canlılık, o dönemde kentteki ticaretin de canlı olduğunu düşündürüyor. Kentteki
ticaretin gelişmesi, limanın gelişmesiyle paralellik gösteriyor. Limanın 1850'lerde
başlayan gelişimi ticaretteki canlılığı artırıyor. 1850'lerde Mersin, İzmir limanına mal
sevkıyatı için bir ara durak konumuna geliyor [40]. 1910'lu yıllara gelindiğinde ise
ticaretteki canlılık bir yandan artan ticarethane sayısında, diğer yandan ticaretteki
uzmanlaşma ile kendini gösteriyor. Artık kentte bankerler, gemi acenteleri, kereste
tüccarları, avukat, doktor, diş hekimi, hatta mimar gibi ihtisaslaşma gerektiren iş
alanlarının da geliştiği görülüyor [41].
152
T
he postcard, taken from Custom Pier towards north, shows a clear perspective of
Custom Square and all buildings surrounding the square. The Custom Building
stands on the right, one of the symbol buildings of the city, and Port Directorate on
the left, located on the east of New Mosque. On the background of the postcard,
the structure standing on the northwest corner of the square is Hotel D'Europe. As a
consequence of the redesign of Custom Square, the buildings viewed on the photo
are no more seen. Instead of them, there are buildings like Grand Mosque, Grand
Bazaar and Mersin Hotel.
T
he vista the postcard has recorded, documents the beginning of 1900's, one of
the most vivid periods of Mersin before Republic. The liveliness of the Custom Pier,
gives the idea of an effective commercial activity in the city at that period. The
development of the trade in the city goes in parallel with the development of the
port. The evolvement of the port starting at 1850's increases the commercial activity.
At 1850's, Mersin becomes a semi stop for goods conveying to İzmir Port [40]. As the
1910's comes, the dynamism in commerce is observed either in the increasing
number of business houses or in the specialization at commerce. The number of
insurance companies, which is one in 1890, three in 1896 shifts to nine in 1909 and
nineteen in 1913. By that time, only the specialization needed fields like brokers,
shipping agencies, timber merchants, advocate, doctor, dentist and even architect
are seen to be evolved in the city [41].
GÜMRÜK BİNASI
CUSTOM HOUSE
153
Pazaryeri:
Yoğurt
Pazarı
The
Market Place:
Yoghurt
Bazaar
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Pazaryeri:
Yoğurt
Pazarı
L
A
merikalı şehir plancısı ve kent tarihçisi Lewis Mumford, pazarın kent içinde sabit
bir yer kazanması için uzak yerlerle ilişki içinde olan tüccarların yüzünü
güldürecek büyüklükte bir nüfus ve yerel işliklerdeki ürün fazlasının satışına olanak
tanıyacak bir yerel üretkenliğin gerekli olduğunu söylemektedir [1]. 1830'lu yıllardan
itibaren Mersin'de haftanın belli bir gününde kurulan, çevredeki yerleşimlerin
geleneksel ürünlerinin değişiminin yapıldığı sabit bir pazar yeri, günümüze de aynı
adla gelmiş olan Yoğurt Pazarı'dır.
ewis Mumford, American city planner and city historian, tells that for a permanent
marketplace in the city requires a population big enough to make the
merchants, who are in relation with distant places, happy and a local productivity
enabling the sale of the excess of the goods in the local workshops [1]. In Mersin,
since 1830's one permanent marketplace, set up on one certain day of the week,
where traditional goods of the surrounding settlements were exchanged, is Yoghurt
Bazaar which still exists today with the same name.
K
Y
ent içindeki en önemli ulaşım bağlantılarının kesişim noktasında yer alan Yoğurt
Pazarı, adı değişmemekle birlikte günümüzde pazar işlevini kaybetmiştir. Ancak
bugün pazar yeri olmasa da geçmişten gelen önemini yitirmemiştir. Günümüzde
yine kentin en önemli ulaşım bağlantılarının kesişiminde ve tarihi ticaret merkezindeki
konumu ile park olarak kullanılmakta olan Yoğurt Pazarı, bir kentsel odak olarak
varlığını sürdürmektedir.
1
900'lü yıllara ait kartpostallarda bir köylü pazarı fotoğrafı veren Yoğurt Pazarı,
yörükler ve köylülerin tuz, çanak, çömlek, deri, yün, kıl aba giysiler, meyve, sebze
ve süt ürünlerinin değiş-tokuşunu yaptığı bir pazardır [2]. On dokuzuncu yüzyılın ikinci
yarısına kadar kentte modern öncesine ait izler taşıyan bu uzmanlaşmamış ticari
etkinlik, 1900'lere gelindiğinde yerini yavaş yavaş modern dönemin uzmanlaşmış ve
belli alanlarda gruplanan ticari faaliyetine bırakmaya başlamıştır.
Y
irminci yüzyıl başında, artık kentte, özellikle deniz ticareti, ithalat ve ihracata
dayalı belli alanlarda uzmanlaşan ticari fonksiyonların yoğun olarak yer seçtiği, iş
kollarına göre uzmanlaşan tüccar hanlarının yer aldığı Uray Caddesi kendini
göstermeye başlamıştır. Öte yandan yine aynı dönemde kentin ana iskelesi olarak
işlev gören Gümrük İskelesi'nin uzantısındaki Gümrük Meydanı'nda perakende
ticaret kendini göstermiş; bakkal, lokanta, kıraathane ve kahvehaneler açılmaya
başlamıştır.
Y
oghurt Bazaar, giving an image of a villager market on the postcards of 1900's, is
a bazaar nomad people and villagers interchange salt, crock, and pot, leather,
and wool, fruits, vegetables and dairy products [2]. This unspecialized trading
activity carrying the traces of pre-modern period in the city until the second half of
nineteenth century, as 1900's come by, begins to leave its place to the specialized
and grouped at certain fields trading activities of the modern period gradually.
A
t the beginning of twentieth century, especially the maritime trade begins to
show up at Uray Street where export and import oriented, specialized at certain
fields trading functions intensely search for places and merchant inns specialized on
different trade branches are located. On the other hand, again at the same period,
at Custom Square on the extension of Custom Pier, functioning as the city's main pier,
retail trade shows up and stores, restaurants, coffee houses and cafes are began to
open.
T
hese developments are important indicators showing the traces of specialization
of commercial functions in the city are also begun to be observed on urban
spaces. The trading structure in the city, with both qualifications and locations, has
evolved in an interrelated space assembly and formed a trivet. This trivet is; Uray
Street, Custom Square and Yoghurt Bazaar. The export and import oriented
international trade at Uray Street, retail trade aiming traveler merchants and
partially the citizens taking place at Custom Square and the traditional bazaar
serving as a local market at Yoghurt Bazaar has constituted the golden triangle of
the commercial activity of the city.
Y
Y
oğurt Pazarı bir dönem, batısında, günümüzde Hastane Caddesi olarak
adlandırılan kuzey-güney doğrultusundaki caddeden geçen su arkı, Tahtalı Han
ve Silifke Hanı ve güneyinde Aslanlı Han ile çevrelenen, ürünlerini satmaya gelen
köylülerin çiftçi kahvesi, demirci dükkanları, Kuru Kahveci Tahmisci'nin dükkanı ile
tam anlamıyla bir pazar yeridir [3].
The
Market Place:
Yoghurt
Bazaar
oghurt Bazaar, situated on the intersection point of the most crucial transport
links in the city, while carrying the same name, has lost its market function at the
present. However, even it is not a market place it keeps its importance coming from
the past. Today, Yoghurt Bazaar, functioning as a park, maintains its existence as a
focal area in the city with its location on the intersection point of the most crucial
transport links and in the historical trade center.
u gelişmeler, kentte ticari etkinlikteki uzmanlaşmanın kentsel mekanda da
izlenmeye başladığının önemli bir göstergesidir. Gerek nitelikleri gerekse
konumları ile kentteki ticari yapı, birbiriyle ilişkili bir mekan kurgusu içinde gelişmiş ve
üçlü bir sacayağı oluşturmuştur. Bu sacayağı; Uray Caddesi, Gümrük Meydanı ve
Yoğurt Pazarı'dır. Uray Caddesi'nde ithalat-ihracata dayalı uluslararası ticaret,
Gümrük Meydanı'nda gezgin tüccarlara, kısmen de kentliye yönelik perakende
ticaret ve Yoğurt Pazarı'nda yöresel bir pazar olarak hizmet veren geleneksel pazar,
kentteki ticari etkinliğin altın üçgenini oluşturmuştur.
B
158
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
oghurt Bazaar, is a typical bazaar area surrounded by the water ark passing
through currently Hospital Street called street lying on the north-south direction,
Tahtalı Inn and Silifke Inn on the west and Aslanlı Inn on the south, with the farmer
café of the villagers coming to sell their goods, forger's shops, the shop of roasted
and ground coffee dealer Tahmisci [3].
159
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
The
Market Place:
Yoghurt
Bazaar
Pazaryeri:
Yoğurt
Pazarı
Yoğurt Pazarı, 1910’lar
Yoghurt Bazaar, 1910’s
Y
oğurt Pazarı, batısından geçen Hastane Caddesi'nin Gümrük Meydanı'na
ulaşmadan önce yaptığı bir genişlemeyle, kentli ile köylünün buluşması için bir
meydan oluşturuyor. Kuzeydeki yerleşimlerden gelerek kentin merkezine ulaşan
Hastane Caddesi'nin yanı sıra batıdan gelen Silifke Caddesi'nin ve doğudan gelen
Pazar Caddesi'nin (günümüzde Mücahitler Caddesi) de ulaştığı nokta Yoğurt Pazarı.
Pazar, kendini çevreleyen küçük ticarethaneler ve bakkallar ile tam bir yerel pazar
olarak işlev görüyor.
K
artpostalda Yoğurt Pazarı'nın 1910'lu yıllardaki görüntüsü, Hastane
Caddesi'nden doğuya doğru izleniyor. Eşeklerinin sırtındaki çocuklar, büyük
olasılıkla çevre yerleşimlerden ve köylerden ürünlerini satmaya gelen köylülerin
çocukları. Arka fonda, günümüzde Eski Cami'nin kuzeyinde bulunan ve Kültür
Bakanlığı Resim Heykel ve Güzel Sanatlar Galerisi olarak hizmet vermekte olan tarihi
Gülnar Oteli görülüyor.
G
160
ünümüzde bu yerel pazarın yerinde küçük bir park bulunuyor olsa da,
çevresinde yirminci yüzyıl başına kadar süregelen işlevlerin izlerine rastlanıyor.
Park olarak düzenlenmeden önce Yoğurt Pazarı köylülerin her gün yoğurt, peynir gibi
ürünleri getirip sattıkları bir pazar. Bu canlı alışveriş meydanı, etrafında özellikle çevre
yerleşimlerden ve kırsaldan gelenlere yönelik ürünlerin satıldığı ticarethanelerin
bulunduğu bir odak haline geliyor.
Yoğurt Pazarı, 2000’ler
Yoghurt Bazaar, 2000’s
Y
oghurt Bazaar forms a plaza, a meeting point of citizens with villagers at the part
Hospital Street, which passes from the west, widens just before reaching Custom
Square. Besides the Hospital Street reaching the city centre coming from the
settlements on the north, the Market Street (current Mücahitler Street) coming from
east also ends up at Yoghurt Bazaar. Yoghurt Bazaar functions exactly as a local
bazaar with the small trading houses and grocery stores surrounding it.
O
n the postcard the image of Yoghurt Bazaar at 1910's is viewed. The kids on the
donkeys' back are probably the children of the villagers coming from the
surrounding settlements to sell their goods. On the background, is Gülnar Hotel,
which is today on the north of Old Mosque and serves as Republic of Turkey Ministry
of Culture Painting, Sculpture and Fine Arts Gallery.
E
ven though a small park exists replacing this local bazaar at the present, the
traces of the functions lasting until the beginning of twentieth century are still
found. Before it has been designed as a park, Yoghurt Bazaar is a marketplace the
villagers bring and sell yoghurt, cheese etc. everyday. This active trading square
becomes a center of business firms where goods oriented to especially the comers
from surrounding settlements and rural are being sold.
161
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Pazaryeri:
Yoğurt
Pazarı
The
Market Place:
Yoghurt
Bazaar
Yoğurt Pazarı, 1920’ler
Yoğurt Pazarı, 2000’ler
Yoghurt Bazaar, 1920’s
Yoghurt Bazaar, 2000’s
G
ünümüzde park olarak kullanılan bu alanın yakın çevresinde bulunan;
kanaviçe, ip gibi malzemelerin satıldığı dükkanların yerinde 1920'li yıllarda tiftik,
yün, yapağı satan dükkanlar ve çok sayıda hububat ve zahireci dükkanı bulunuyor
[4]. Abdülkadir Yardım'ın, Naim Gök'ün, Ahmet Çopur ve İlhan Akşehirli'nin, Danyal
Uysal'ın hububat ve zahireci dükkanlarından başka Ahmet oğlu Arif'in ve Şükrü
Uyanık'ın bakkal dükkanı ve ayrıca Köylü Bakkaliyesi de yine Yoğurt Pazarı'nda yer
alıyor. Öte yandan Şükrü Uncular, Ali Köse Halil, Mustafa İsmailoğlu, Musa Karayün
gibi isimlerin dericilik, Musa Karayün, Mustafa Keçecioğulları, Recep Ömer
Dedeoğlu'nun ise yapağı, tiftik ve yün satışı işinin adresi de Yoğurt Pazarı [5].
Y
üzyıl başına kadar pazarın kuzey uzantısında, şimdi yerinde çeşitli iş hanlarının
bulunduğu İstiklal Caddesi üzerindeki Buğday Pazarı yer alıyor. Bu dönemde
birbirine yakın bu iki pazarın etrafı buğday, yulaf, arpa, tavuk ve kuş yemi, yün,
pamuk, göztaşı, çarık ipi, kürek, bel, kazma, balta, çeşitli boy ve kalınlıkta zincir,
kendir, halat, yular, saban demiri, düven tahtasının altına koymak için çakmak taşı
satan zahireci, nalbur ve çerçilerle çevrili. Ayrıca Dişçi Bahir Taylan'ın, Doktor Arslan
Yakup'un muayenehaneleri ve Eczacı Vetem'in eczanesi de Yoğurt Pazarı'na
bakıyor. Antalyalı Kardeşlerin şekerci dükkanı da yine Silifke Caddesi'nin Yoğurt
Pazarı'nı gören köşesinde yer alıyor [6].
162
T
here are stores of grains and provisions besides the ones selling fleece, angora
and wool at 1920's instead of the current stores where embroidery canvas, rope
etc. are sold located at the near surroundings of this area currently used as park [4].
Other than Abdülkadir Yardım's, Naim Gök's, Ahmet Çopur and İlhan Akşehirli's,
Danyal Uysal's stores of grains and provisions, the son of Ahmet Arif's and Şükrü
Uyanık's grocery stores and Villager's Store are also at Yoghurt Bazaar. On the other
hand, the address for the names like Şükrü Uncular, Ali Köse Halil, Mustafa İsmailoğlu,
Musa Karayün, fleece, angora and wool trading of Musa Karayün, Mustafa
Keçecioğulları, Şükrü Uncular, Recep Ömer Dedeoğlu who are of the leather trade
all Yoghurt Bazaar [5].
U
ntil the beginning of the century, Wheat Bazaar exists instead of the currently
existing various office blocks on İstiklal Street, on the north extension of the
Yoghurt Bazaar. At that period, these two nearby marketplaces were surrounded by
stores of provisions, hardware dealers, and haberdashers selling wheat, oat, barley,
chicken, and birdseed, wool, cotton, flint, eyestone, rawhide sandal rope, shovel,
spade, pickax, axe, chains of various length and thickness, flax, hawser, halter, plow
share, flint stone to put under threshing sledge. In addition to these, the offices of
Dentist Bahir Taylan, Doctor Arslan Yakup, the pharmacy of Pharmacist Vetem also
faces Yoghurt Bazaar. The candy store of Brothers from Antalya is also at the corner
of Silifke Street overlooking Yoghurt Bazaar [6].
163
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
The
Market Place:
Yoghurt
Bazaar
Pazaryeri:
Yoğurt
Pazarı
Yoğurt Pazarı, 2000’ler
Yoghurt Bazaar, 2000’s
Yoğurt Pazarı, 1920’ler
Yoghurt Bazaar, 1920’s
E
ditörlüğünü K. Papadopoulos ve oğullarının (K. Papadopoulos et Fils) yaptığı
kartpostalın üzerindeki Osmanlıca yazıda, “Yoğurt Pazarı, 23.05.1926 Mersin”
yazısı okunuyor. Dolayısıyla görüntünün en azından 1920'li yıllara ait olduğu
anlaşılıyor. Yine hayvanlarının sırtına yükledikleri ürünleriyle bekleyen satıcılar
görülüyor. Eski bir Mersinli; Necmettin Onel, Yoğurt Pazarı'nı ve buradaki alışverişi
şöyle anlatıyor [7]:
“
Sanat Sokağını geçince karşınıza Yoğurt Pazarı çıkar. Yoğurt Pazarı park olarak
düzenlenmeden önce adından da anlaşılacağı üzere, köylülerin her gün yoğurt,
peynir vs. getirip sattıkları bir yerdi. Satışlarda halkın birbirine güveni o kadar fazla idi
ki, yoğurdu, bakır kalaylı çingillerle alır, evinize götürür, aynı gün veya sonraki gün,
çingili sahibine iade ederdiniz. (...) Bir köşesinde itfaiye araçları ile arazözlerin sularını
doldurmak için kuyudan su çeken bir pompa istasyonu vardı. Parkın içinde de
ayakkabı boyacıları ile ellerinde bel denen kürekleriyle bahçe belleyenler,
omuzlarında baltalarıyla odun kırıcılar bulunurdu.”
K
164
artpostalın sağında görülen balkonlu ve iki katlı yapının yerinde günümüzde Yeni
Karamürsel Mağazası bulunuyor. Soldaki yapı ise günümüzde Hastane
Caddesi'nin batısında kalan Gökçay İşhanı. Kartpostalda 1920'li yıllarda yerel kent
pazarının kurulduğu bu alanın yer kaplaması dikkat çekiyor. Zeminine parke taş
döşenmiş olan pazar alanının yoldan küçük bir yükseltiyle ayrıldığı görülüyor.
I
t is read Yoghurt Bazaar, 23.05.1926 Mersin in Ottoman language on the postcard
edited by K. Papadopoulos and sons (Papadopoulos et Fils). Accordingly, it is
understood that the image is at least of 1920's. Again, the dealers waiting with goods
loaded on the back of their animals are seen. An old Mersin citizen; Necmettin Onel,
tells about Yoghurt Bazaar and the trading in here as follows [7];
“
You encounter Yoghurt Bazaar as you go past Art Street. Before Yoghurt Bazaar
designed as a park, it was a place villagers brought and sold yoghurt, cheese etc
everyday, as understood from its name. During the shopping, the trust of the public
to each other was so high that; you were buying yoghurt in copper, tinned small
buckets, taking it home, and returning the small buckets to its owner on either the
same day or the following day. ... There was a pumping station that pumps water
from the well in order to fill fire trucks and sprinkler water on one of its corner. And in
the park, there were bootblacks and garden diggers with the spade called shovels
in their hands, wood choppers with their axes on their shoulders. ”
I
nstead of the two storey building with a balcony seen on the right of the postcard,
currently Karamürsel Store stands up. The building on the left is today Gökçay
Office Building on the west of Hospital Street. On the postcard, the floor covering on
the area where one local marketplace is set up at 1920's draws attention. It is
observed that the area paved with cobblestone is separated from the road with a
small elevation difference.
165
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Pazaryeri:
Yoğurt
Pazarı
The
Market Place:
Yoghurt
Bazaar
166
Yoğurt Pazarı, 1920’ler
Yoğurt Pazarı, 2000’ler
Yoghurt Bazaar, 1920’s
Yoghurt Bazaar, 2000’s
O
K
artpostalın sol alt köşesinde Fransızca olarak Yoğurt Pazarı Caddesi (Rue
Jogourt-Pazar Mersine) yazısı okunuyor. Pazarın önemini, yirminci yüzyıl başına
kadar kent için anlamını, çevresindeki diğer kullanımlar ve ilişkili olduğu Buğday
Pazarı'nı şehir plancısı Aykut Hokkacı şöyle anlatıyor [8]:
n the left bottom corner of the postcard, Yoghurt Bazaar Street (Rue JogourtPazar Mersine) in French is read. Mersin citizen city planner Aykut Hokkacı tells
the importance of the marketplace, its meaning for the city until the beginning of
twentieth century, other uses surrounding it and the linking Wheat Bazaar as below
[8];
“
… Silifke Caddesi Yoğurt Pazarı'nda kesilirken, … diğer iç arter olan İstasyon
Caddesi de doğudan kent içine gelerek kapalı bir iç mekan olan Buğday
Pazarı'nda bitiyordu. …. Kentin batı ucundan, Müftü Köprüsü'nden kente giren Silifke
yolunun üst çatalı Silifke Caddesi olarak, Kışla Caddesi kuzeyinden doğu-batı
istikametinde kentin iç aksını meydana getiriyordu. Başlangıçta iskan alanları
arasından geçen bu yol kentin içinde başka önemli bir alan olan Yoğurt Pazarı'na
kadar geliyordu. Silifke Caddesi kırsal hinterlandın ve kentin gereğinde ticaret
gereksinimini karşılayan lineer bir aks olup, Alanya Fırını'ndan itibaren son derece
kalabalık; araba, at, eşek ve bisiklet trafiği ile yoğun bir hareketlilik sergiliyordu.”
… As Silifke Street is cut at Yoghurt Bazaar, … other inner artery Station Street
coming from east to inside the city also ends up at Wheat Bazaar, a closed inner
space. … The upper part of Silifke road which was coming from the west end of the
city and entering the city over Müftü Bridge, with the name Silifke Street was forming
the inner axis of the city on east-west direction from the north of Kışla Street. This road
passing through the housing areas at the starting point, extended over Yoghurt
Bazaar, another crucial area in the city. Silifke Street, as a linear axis fulfilling the
commerce requirement in need of the city and rural hinterland, beginning from
Alanya Bakery, was very crowded and displayed an intensive activity with car,
horse, donkey and bicycle traffic.”
K
n the postcard, Yoghurt Bazaar is viewed from south to north. The opening on
the left of the image is Yoghurt Bazaar. On the postcards of Yoghurt Bazaar, a
stone fountain is seen on differing points of the marketplace. A pumping station used
for filling fire trucks and sprinkler with water is located on one corner of Yoghurt
Bazaar where there used to be a water ark in the direction Hospital Street passes for a
while [9].
artpostalda Yoğurt Pazarı'na güneyden kuzeye doğru bakılıyor. Yoğurt Pazarı'na
ait kartpostallarda pazar yerinin değişen noktalarında taş bir çeşme görülüyor.
Bir dönem Hastane Caddesi'nin geçtiği doğrultuda bir su arkı bulunan Yoğurt
Pazarı'nın bir köşesinde, itfaiye araçları ile arazözlerin sularını doldurmak için kuyudan
su çeken bir pompa istasyonu da yer alıyor [9].
“
O
167
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
The
Market Place:
Yoghurt
Bazaar
Pazaryeri:
Yoğurt
Pazarı
Yoğurt Pazarı, 1920’ler
Yoğurt Pazarı, 2000’ler
Yoghurt Bazaar, 1920’s
Yoghurt Bazaar, 2000’s
artpostalın, Yoğurt Pazarı'nın Hastane Caddesi ile kesiştiği kuzeybatı köşesinden
kuzeye; Hastane Caddesi'ne doğru kaydedildiği anlaşılıyor. Yol boyunca
caddenin iki yanında bitişik düzende ve iki katlı yapılar izleniyor.
t is seen that the postcard is recorded from the northwest corner of Yoghurt Bazaar
where it intersects with Hospital Street, towards north; the Hospital Street. Adjoining
and two-storey buildings are observed on both sides of the street, all along the road.
K
I
entin yirminci yüzyıl başına kadar kuzey-güney doğrultusundaki neredeyse tek
ve en önemli ulaşım ekseni olan Hastane Caddesi'nin, günümüzde olduğu gibi o
dönemde de, sağlı-sollu kesintisiz bir yapı dizisi ile sınırlandığı anlaşılıyor. Özellikle
demiryolu inşasının ardından, kentin kuzeyinde yer seçmeye başlayan fabrika ve
imalathaneler ile konut alanları ve Giritli Mahallesi, Mahmudiye Mahallesi gibi
mahalleleri kent merkezine bağlayan bu cadde, üç önemli pazar yerine erişim
sağlıyor. Birbiriyle ilişkili ve aynı doğrultudaki bu ticari odaklar Buğday Pazarı ve Yoğurt
Pazarı ile Uray Caddesi'nin başlangıç noktası ve Gümrük Meydanı.
H
astane Caddesi, 1938 yılında kentin bilinen ilk planını hazırlayan Alman mimar ve
şehirci Hermann Jansen'in planında da aynen korunuyor. Yoğurt Pazarı ise söz
konusu planda otopark olarak öngörülmüş olsa da, günümüze kadar kent
merkezinin nefes aldığı bir açıklık olarak kalıyor.
168
I
K
t is understood that, Hospital Street, which has been almost the only and most
important transport road of the city in north-south direction until the beginning of
twentieth century, has been defined with continuous building rows on both sides at
that period, as it is today. Especially after the construction of railway, this street linking
the factories and workshops which has been beginning to choose places on the
north of the city, the housing zones and districts like Giritli District, Mahmudiye District,
provides access to three important marketplace. These interrelated commercial
centers located on the same direction are Wheat Bazaar, Yoghurt Bazaar and the
starting point of Uray Street and Custom Square.
H
ospital Street is kept exactly the same in the plans of German architect and city
planner Herman Jansen who has prepared the first known plan of the city in
1938. In the aforementioned plan, although Yoghurt Bazaar is prescribed as parking
lot, it is kept as an open space in the city center until today.
169
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
Museum
and
The Environs
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
U
ray Caddesi, kentteki ticaretin dayandığı temel işin cereyan ettiği bir
meydanda, Gümrük Meydanı'nda genişlemekte ve sonra tekrar daralarak
kentin batısındaki konut alanlarına doğru ilerlemektedir.
ray Street was widened in Custom Square, where the fundamental work that
trade in the city depends on took place and then narrowed again, moving
towards housing area on the west of the city.
G
T
ümrük Meydanı'ndan batıya doğru, Uray Caddesi ile aynı doğrultuda, doğubatı yönünde ilerleyen caddenin Gümrük Meydanı'ndan sonraki bölümü
1940'lı yıllara kadar Kışla Caddesi olarak adlandırılmıştır. On dokuzuncu yüzyılda
kentin doğudaki başlangıç noktasını istasyon belirlerken, batıdaki bitiş çizgisini Kışla
çizmiştir. Cadde adını bu Kışla'dan almakta ve yer yer daralıp genişleyerek Kışla
Binası'na ulaşmaktadır
G
ümrük Meydanı'ndan dar bir parke yolla başlayan cadde, 1930'lu yıllara kadar
kentin bu bölümünün tek yapısı olan Mersin Palas Lokantası ve kentin tek
pastanesi ile bir sarraf ve tütüncü dükkanının arasından geçerek Atatürk Evi'ne
(Christmann Evi'ne) doğru devam etmektedir [1].
K
U
owards west from Custom Square, on the same direction with Uray Street, the
street after Custom Square had been called Kışla (Military Barracks) Street until
1940's. During nineteenth century, Railway Station was on the point of entry to the
city on the east, while Military Barracks was the end point on the west. Street took the
name from Military Barracks and reached the building, narrowing and expanding in
patches on its way.
eginning from Custom Square with a narrow and cobblestoned road, the Street
passed through Mersin Palas Restaurant, which is the only building in this part of
the city, a gold dealer, a tobacco shop and the only patisserie of the city and
continued the way to Atatürk House (Christmann House) [1].
ntil Kışla Street had reached today's Atatürk House, which is known as
Christmann House or Christmann Villa, designed to be a museum by the Ministry
of Culture in 1992, it passes through many shops to respond to people's daily needs
like Groceries Bazaar, Merchant's Bazaar, Sursok Bazaar.
C
addenin Gümrük Meydanı'ndan Atatürk Evi'ne kadarki bölümünde sağlı sollu
yer alan, kent halkının alışverişini yaptığı irili ufaklı dükkanlar, batıya doğru
ilerledikçe seyrekleşmektedir. Bu dükkanlar yerini Kışla Caddesi'nin, bu dönemde
Millet Bahçesi olarak adlandırılan açıklığa ulaştığı bölümünde, daha çok kültür-sanat
ve eğlence yapılarına bırakmaktadır.
T
he number of these big and little shops, placed on the right and left side of the
street between Custom Square and Atatürk House, begins to dwindle when
moved towards west. In this period, these shops on Kışla Street, were replaced by
buildings of mostly culture and entertainment where the street reached an open
space called People's Garden.
zellikle Tevfik Sırrı Gür'ün valilik yaptığı 1940'lı yıllardan itibaren Atatürk Evi ve yakın
çevresinde, Mersin'in sosyal yaşamındaki varlığını 1960'lı yılların sonuna kadar
hissettiren ve kentin ortak hafızasındaki yerini bugün de koruyan, sosyal-kültürel ve
eğlenceye yönelik kullanımları barındıran çok sayıda yapı yer almıştır.
E
O
U
specially beginning from 1940's, when Tevfik Sırrı Gür was the governor of Mersin,
many buildings, which would be significant in social life of the city until the end of
1960's and at present day still preserve their place in the collective memory of the
city, took place in the close vicinity of Atatürk House.
n dokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyıl başında Atatürk Evi ve çevresi,
kentteki yoğun ticari etkinliğin gerçekleştiği alanlardan konut alanlarına doğru
giderken bir geçiş noktası olarak, birbirinden ayrılmış bu iki kullanım arasında, kentli
için bir sosyal odak olarak gelişmiştir.
“Atatürk House and the environs” became a transition place and a social centre
for the citizens, in between the places of intensive business and residential areas
at the end of nineteenth century and the beginning of twentieth century.
K
N
entte gelişen yeni yaşam kültürünün de etkisiyle kentin ileri gelen tüccarlarının
aileleri ile beraber gidebilecekleri, otel restoranları, yeni lokanta, bar, şehir
kulübü, aile gazinosu, sinema, aile çay bahçesi gibi çeşitli kullanımların büyük
çoğunluğu bu alanda yer almıştır.
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
B
ışla Caddesi, günümüzde Kültür Bakanlığı tarafından müze haline getirildiği 1992
yılına dek Christmann Evi ya da Christmann Köşkü olarak bilinen Atatürk Evi'ne
ulaşana kadar, yakın çevredeki Bakkallar Çarşısı, Bezirganlar Çarşısı, Sursok Çarşısı
gibi daha çok kentin gündelik ihtiyaçlarına yönelik dükkan ve bakkalların bulunduğu
alandan geçmektedir.
Ö
174
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
ew cultural life, developing with the increasing capital accumulation, most of
new activities like restaurants, hotel restaurants, café houses, city clubs, family
casinos, cinema, teagarden, to where remarkable merchants of the city could go,
located in this area.
175
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
1
939 yılında açılan iki kat balkonlu, localı, kaloriferli, çatısı yazlık sinema olarak da
kullanılan Güneş Sineması; yalnız üye olabilenlerin girebildiği, özel orkestrası
bulunan Tüccar Kulübü; edebiyat, resim, müzik, sinema, tiyatro sohbetlerinin
yapıldığı Akkahve; deniz kıyısındaki havuzlu bahçesi ve lokantası ile ünlü Toros Oteli,
Atatürk Evi çevresinde yoğunlaşan kentin yirminci yüzyıl başındaki kültürel yaşamı
hakkında fikir vermektedir [2].
A
tatürk Evi ve çevresindeki bu sosyal ve kültürel yaşam mekanları, hemen
batısındaki, günümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanda
bulunan ve kentin buluşma yeri olarak 1970'li yıllarda yeni düzenlemeler yapılana
kadar bir bölümü Millet Bahçesi, bir bölümü Aile Bahçesi olarak adlandırılan alan ile
bir süreklilik ve bütünlük sağlamaktadır.
O
n dokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısında Atatürk Evi ve
çevresinde yalnızca eğlenceye yönelik yapılar yoktur. Kentin kültürel
zenginliğinin bir göstergesi olan dini yapılardaki çeşitlilik de bu bölgede rahatlıkla
izlenebilmektedir. Günümüzde halen kullanılmakta olan Arap Ortodoks Kilisesi ve
bugün ayakta olmayan, ancak kartpostallardan çift çan kulesi ile oldukça görkemli
bir yapı olduğu anlaşılan Rum Ortodoks Kilisesi de yine kentin bu alanındadır.
K
entte 1960'lı yıllarda başlayan dönüşüm, bu döneme kadar varlıklarını koruyan
Atatürk Evi çevresindeki yapıların zamanla yok olmasına ya da işlev
değiştirmesine yol açmıştır. 1960'lı yıllara kadar kentin önemli bir kültür odağı olan
Akkahve'nin bulunduğu yapı Mersin Belediyesi'ne dönüşmüş, Toros Oteli yenilenmiş,
Messageries Maritimes binası ile Rickards Evi gibi dikkat çeken yapılar, yerlerine yeni
binalar yapılması ya da yol açılması için yıkılmıştır. Bölgede on dokuzuncu yüzyıl sonu
ile yirminci yüzyıl başından günümüze erişen tek yapı Atatürk Müzesi'ne
dönüştürülmüş olan Christmann Evi'dir. Adı Atatürk Caddesi olarak değiştirilen Kışla
Caddesi, yaya bölgesi olarak düzenlenmiştir ve hala kentin en canlı yerlerinden
biridir.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
G
üneş Movie Theatre, a two-storey building with theatre boxes, balconies,
central heating system, of which the roof could be used as summer cinema,
began to give service in 1939; Merchant's Club, which had a special orchestra;
Akkahve, where discussion meetings about literature, drawing, picture, music,
cinema and theatre were organized; Toros Hotel, with its garden with pool on the sea
shore and well known restaurant are the buildings located in Atatürk House and its
close vicinity, give a general idea about the cultural life of the city in the beginning of
twentieth century [2].
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
T
he social and cultural places in the surrounding area of Atatürk House features
integrity and continuity with People's Garden, redesigned in 1970's, and Family
Garden as the meeting place of citizens, which were together placed on the area of
today's Republican Square.
T
here were not only the buildings for entertainment in the surrounding area of
Atatürk House in the end of nineteenth century and the first half of twentieth
century. Variety of religious buildings, one of the indicators of cultural diversity, could
also be seen in this area. Arabic Orthodox Church that is still utilized today, and
Greek Orthodox Church, which is not standing at the present day but its glorious
structure with double campanile can be seen through postcards, were taking place
in this area.
T
he buildings in the close vicinity of Atatürk House disappear by the time and their
functions begin to change as a result of urban transformation, which begins in
1960's in the city, although they survived to stand till that time. The building used as
Akkahve (Ak Café House) and Akotel (Ak Hotel) is altered to Mersin Municipality;
Toros Hotel was renovated; remarkable buildings like Messageries Maritimes and
Rickards House are torn down in order to make new buildings or to open new roads.
The only building that is carried from the years from the end of nineteenth century
and the beginning of twentieth century to the present day is Christmann House,
which is today transformed into Atatürk Museum. The name of Kışla Street is changed
to Atatürk Street, redesigned as pedestrian zone, is still the one of the liveliest places
in the city.
176
177
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1910’ler
İnönü Bulvarı ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Binası, 2000’ler
İnönü Boulevard and Greater Mersin Municipality Building, 2000’s
Mersin Coast and Salt Depot, 1910’s
178
K
artpostalın üzerinde Fransızca olarak Mersin-Deniz Kıyısı (Mersina-La Côte) yazısı
okunuyor. Deniz kıyısında, kartpostalın sağında görülen iki katlı yapı günümüzde
Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kullanılan binanın yerindeki yapı. Alt katı tuz
deposu ve üst katı konut olarak kullanılan binanın güneyinde, daha sonra yapılacak
olan ve ismini bu yapıdan alarak Tuz İskelesi olarak adlandırılacak iskele henüz
yapılmamış. Görünürde bir iskele olmasa da, deponun batısında kıyıda bekleyen
tekneler görülüyor.
he phrase Mersin-Seaside (Mersina-La Côte) in French is read on the postcard.
The two-storey building on the sea side, seen on the right of the postcard, has
been standing in the place of the building currently used as Municipality of Greater
Mersin. Its lower storey is used as Salt Depot and upper storey as residence. On the
south of this building, the pier which is to be built later on and named Salt Pier after
this building has not been built yet. Even there is no existing pier; boats waiting on the
shore are seen on the west of the storehouse.
K
ıyı çizgisi, kentin yeni yeni gelişmekte olan batıdaki konut alanlarına doğru
devam ediyor. Gümrük Meydanı'ndan başlayıp kartpostalda ağaçlık bir alan
olarak görülen Kışla'ya kadar devam eden Kışla Caddesi (günümüzde Atatürk
Caddesi), tuz deposunun kuzeyinden geçiyor.
T
he coastline continues till the residential area on the west that is newly
developing. The Kışla Street (current Atatürk Street) starts from Custom Square,
reaches to the Military Barracks, seen as a wooded area in the postcard, and passes
from the north of Salt Depot.
1
U
940'lı yıllara kadar Kışla Caddesi, Gümrük Meydanı'ndan başlayan parke taşlı bir
cadde ve günümüzde Mersin Çarşısı olarak adlandırılan yapıya kadar olan
bölümü oldukça dar. Caddenin, Gümrük Meydanı ile kartpostalda görülen tuz
deposu binasına kadar olan bölümünde Bakkallar Çarşısı, Rum tüccar Mavromati'ye
ve Sursock Ailesi'ne ait yapılar, Vital Strumza'nın Şevk-i Sürur Rakısı imal ettiği rakı
fabrikası, Şen Yuva adlı bir pavyon, Yeni Mersin Gazetesi, bakkallar, tenekeci ve
tatlıcı esnafı bulunuyor [3].
T
ntil 1940's Kışla Street is a cobblestoned street starting from Custom Square and
very narrow on the part extending to the building currently named Mersin
Bazaar. On the part of the street, starting from Custom Square to the salt warehouse
seen on the postcard, there are Grocery Stores Bazaar, the buildings owned by
Greek merchant Mavromati and The Sursock Family, the raki factory where Vital
Strumza produces Sürur Rakı, a pavilion named Cheerful Home, New Mersin
Newspaper, grocery stores, tinman and pastry artisan [3].
TUZ DEPOSU
SALT DEPOT
179
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1910’ler
İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler
İnönü Boulevard and City Centre of Mersin, 2000’s
Mersin Coast and Salt Depot, 1910’s
K
K
artpostal denizde ve kıyıdaki tekneleri, kıyı boyunca devam eden yapıları ile
kentin denizle kurduğu ilişkiyi ortaya koyuyor.
he postcard reveals the relationship between the city and sea with the boats
both on the sea and the coast, and the structures all along the coastline.
artpostalda yalnızca ahşap ayakları kalmış olan bir iskele görünüyor. Bu iskele
günümüzde Mersin Ticaret Sanayi Odası binasının bulunduğu alanda 1940'lı
yıllarda yer alan Çukurova Barı ve tuz deposunun güneyindeki Tuz İskelesi... 1880
yılında inşa edilen ve daha çok hayvan sevkıyatı yapılan bu ihraç iskelesi, özellikle
Messageries Maritimes Gemi Acentesi'nce kullanılıyor [4].
ruined pier with only timber supports left is seen on the postcard. This is the Salt
Pier, located on the south of the area where during 1940's Çukurova Bar and
Salt Depot exist and today, Mersin Chamber of Commerce and Industry stands. This
export pier built in 1880 and mostly used for animal conveying is especially utilized by
Messageries Maritimes Shipping Agency [4].
A
T
rka planda çan kulesi görülen kilise günümüzde Cumhuriyet Meydanı'nda,
Kültür Merkezi'nin batısında yer alan Arap Ortodoks Kilisesi. Kartpostalda göze
çarpan bir başka yapı da İngiliz asıllı Rickards Ailesi'nin evi. Günümüzde ayakta
olmayan yapı, uzun yıllar bu ailenin konutu olarak kullanılıyor.
B
ugün Ulu Çarşı ve Ulu Cami olarak düzenlenmiş Gümrük Meydanı ile Mersin
Büyükşehir Belediye binasının yer aldığı tuz deposunun arasında kalan bölgedeki
gelişmeler ve bu alanda Atatürk Caddesi'nin yayalaştırılması, bu bölgenin Mersin
kent merkezinin odağında yer almasını sağlıyor.
180
T
A
he church of which the bell tower is seen on the background of the postcard is
Orthodox Church that today stands on Republican Square, on the west of Culture
Center. Another eye-catching structure on the postcard is the house owned by
Rickards Family of English heritage. The building, no longer stands up, has been used
as this family's house over many years.
T
he development of the area between Custom Square, which is at the present
organized as Ulu Çarşı (Grand Bazaar) and Ulu Cami (Grand Mosque), and the
Salt Depot, where Municipality of Greater Mersin stands and rearrangement of
Atatürk Street as pedestrian zone, makes this area the central point of the Mersin city
center.
TUZ DEPOSU
SALT DEPOT
181
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Mersin Sahili ve Tuz Deposu, 1930’lar
İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler
İnönü Boulevard and City Centre of Mersin, 2000’s
Mersin Coast and Salt Depot, 1930’s
K
entin batısından doğuya; Gümrük İskelesi'ne doğru sahile bakış. Kartpostalda
Gümrük İskelesi'ne kadar kıyı boyunca çok sayıda iskelenin kalıntısı görülüyor.
Bunlardan biri, tuz deposu olarak kullanılan yapının güneyindeki Tuz İskelesi.
erspective of the coast from west to the east of the city; towards Custom Pier: on
the postcard, along the coastline till Custom Pier, the ruins of many piers are
seen. One of these is Salt Pier on the south of the Salt Depot.
skeleye adını veren ve daha sonra Alaiyeli (Alanyalı) Mustafa ve Biraderleri'nin 1927
tarihinde açtıkları nal ve çivi fabrikası olan yapı, hemen kuzeyinde yer alan Atatürk
Evi gibi, Mersin'in simge yapılarından biri [5]. Günümüzde Taş Bina olarak adlandırılan
yapının kaderi 1940'lı yıllarda değişiyor.
T
İ
T
evfik Sırrı Gür'ün 1943'te İçel Valisi olması yalnızca bu yapı için değil Mersin için de
bir değişim anlamına geliyor. Vali Tevfik Sırrı Gür, kentte halkın eğlenebileceği
nitelikli bir yer bulunmadığını düşünerek, üst katı bir dönem Mersin İdman Yurdu Lokali
olarak da kullanılmış bu yapının yeniden düzenlenmesini istiyor. Böylece bir dönem
üstü konut ve alt katı da antrepo olarak kullanılan deniz kıyısındaki bina, özgün yapısı
bozulmadan, müzik dinlenip dans edilebilen, güney cephesi denize ve kuzey
cephesi ise Kışla Caddesi'ne açılan bir lokal haline getiriliyor [6]. Kentin bu yeni sanat
ve eğlence mekanı Akkahve adını alıyor.
P
he building the pier adopted its name from and later on functioned as the
horseshoe and nail factory opened in 1927 by Alaiyeli Mustafa and Brothers is one
of the symbol structures of Mersin [5], like Atatürk House located just on the north of it.
The fate of the building, currently named stone building, changes in 1940. The date
of transformation not only for this building but also Mersin was the beginning of
governorship of Tevfik Sırrı Gür for İçel in 1943. Governor Tevfik Sırrı Gür, considering
the lack of a high quality public entertainment facility in the city, demands this
building to be rearranged, of which upper storey has been once used as Mersin
İdman Yurdu Football Club Local. As a consequence, the building, located on the
seashore, once used as residence on the upper storey and warehouse on the lower
storey, is transformed, into a clubhouse of music and dancing. The south façade of
the clubhouse opens to the sea and north façade to Kışla Street [6]. This new art and
entertainment place is named Akkahve.
TUZ DEPOSU
SALT DEPOT
182
183
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Mersin Sahili , 1900’lar
İnönü Bulvarı ve Mersin Kent Merkezi, 2000’ler
İnönü Boulevard and City Centre of Mersin, 2000’s
Mersin Coast , 1900’s
K
artpostalın üst kısmında Fransızca olarak Mersin, Koy (Mersina- La Baie) yazıyor. El
yazısı ile 1904 tarihi not düşülmüş. Çok sayıda bayrak görülüyor. 1905 yılında
kentte Almanya, İngiltere, Avusturya-Macaristan, Belçika, İspanya, Amerika, Fransa,
Yunanistan, İtalya, Hollanda, İran, Portekiz ve Rus Konsoloslukları bulunuyor [7].
Kentteki çok sayıda konsolosluk, ticaretin uluslararası niteliğini ve boyutlarını ortaya
koyuyor. Gelişen ticaret yeni bir yaşam kültürünü beraberinde getiriyor. Bir dönem
çoğunlukla kentin tüccarları ve memurlarının uğrak yeri olan Ziya Paşa
Gazinosu'ndan başka zaman içinde ailece gidilebilecek eğlenceler için bar, lokanta
ve lokaller açılmaya başlıyor.
1
940'lı yıllardan itibaren Akkahve, Akkahve'nin hemen doğusunda, günümüzde
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın bulunduğu alanda Tüccar Kulübü, Toros Oteli,
daha sonra Borsa Kulübü gibi yeni kulüp, lokanta, bar, aile gazinosu ve oteller kentin
sosyal hayatında önemli yer tutmaya başlıyor.
B
184
u dönemde Akkahve, pek çok Mersinli için unutulmaz sohbetler, söyleşiler ve şiir
dinletilerinin mekanı olarak zaman içinde bir depo ve çivi atölyesinden bir sanat
atölyesine dönüşüyor. Akkahve, kentteki yazar, çizer, oyuncu, müzisyen, ressam; her
alandan sanatçıdan İstanbul'dan bölgeye turneye gelen sanatçılara kadar pek çok
kişiyi ağırlıyor.
O
n the upper part of the postcard, it is written Mersin, Bay (Mersina-La Baie) in
French. The year 1904 is noted in handwriting. A lot of flags are seen. In 1905,
there are Consulates of Germany, England, Austro-Hungarian, Belgium, Spain,
United States, France, Greece, Italy, Holland, Iran, Portugal and Russia in the city [7].
The various consulates in the city are the remark of international quality and
dimensions of trade. The developing trade brings along a social culture. By the time,
besides Ziyapaşa Club, which once used to be a popular place for merchants, bars,
restaurants and locals are opened appropriate for family fun.
B
eginning from 1940's, Akkahve, and Merchants Club just on the east of Akkahve,
at the place where currently Mersin Chamber of Commerce and Industry
stands, Toros Hotel, and later on Stock Market Club and such other new clubs,
restaurants, family casinos and hotels begin to feature in city social life.
T
his is the times Akkahve transforms into an art atelier from a storehouse and nail
factory as the place of unforgettable chats, colloquy and poem recitals for many
Mersin citizens. Akkahve hosts many artists from all art fields; writers, painters, actors,
musicians of the city to the artists coming from İstanbul on tour.
TUZ DEPOSU
SALT DEPOT
185
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Atatürk Evi, Akkahve ve Messageries Maritimes, 1940’lar
Atatürk Evi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2000’ler
Atatürk House and Greater Mersin Municipality, 2000’s
Atatürk House, Ak Café and Messageries Maritimes, 1940’s
K
artpostal, solda Atatürk Evi ile Fransız Gemi Acentesi Messageries Maritimes
binasını, sağda ise Akkahve ile batıdan doğuya Kışla Caddesi'ni gözler önüne
seriyor. 1940'lı yıllarda kentte Toros Oteli'nden başka nitelikli bir otel bulmak zor [8]. Bu
nedenle Akkahve'nin ikinci katı otel olarak düzenleniyor ve Akotel adıyla hizmete
açılması planlanıyor. 3 Mart 1944 tarihli Yeni Mersin Gazetesi otelin açılacağını şu
haberle duyuruyor:
“
Şehrimizin çok muhtaç olduğu bir otel yapılmak üzere elyevm (halen) İdman
Yurdu olarak işgal edilmekte olan deniz kenarındaki yapı vilayetçe 35 000 liraya
satın alınmıştır. Üst katının yıkılması işi müteahhidine verilmiştir. Altında açık ve kapalı 1
000 kişi alacak bir şehir gazinosunun ve üzerinde iki katta 56 odayı ihtiva edecek olan
otelin planları tamamlanmak üzeredir. Gazinonun üç ay içinde ve otelin de kıştan
evvel bitirilmesi umulmaktadır.”
N
e var ki, Vali Tevfik Sırrı Gür'ün Mersin'den ayrılması nedeniyle Akotel hizmete
giremiyor ama Akkahve Mersinli sanatçıların uğrak yeri oluyor. 1945'ten 1958
yılına kadar, Etem Çalışkan, Doğan Akça, Nuri Abaç, Celal Çumralı, Mansur Akyıl,
İlyas Halil, Osman Özeren, Zeliha Noyan, Haşmet Akal, Ayşe Akal, Bedii Demirseren,
Ziya Arıkan gibi sanatla ilgilenen pek çok Mersinli, Akkahve'nin müdavimleri arasında
yer alıyor [9]. Ender de olsa Ümit Yaşar Oğuzcan, Ziya Arman, Nurullah Ataç da
Akkahve'nin ağırladığı isimler [10]. 1958 yılında bir bölümüne Mersin Belediyesi'nin
taşındığı binanın Akkahve olarak bilinen alt katında, 1963'te Güzel Sanatlar Resim ve
Heykel Galerisi açılıyor [11].
186
T
he postcard shows a panorama of Kışla Street, from west to east, with Atatürk
House and French Shipping Agency Massegeries Maritimes building on the left,
Akkahve on the right. In 1940's, it is difficult to find a qualified hotel other than Toros
Hotel, in the city [8]. Therefore, the second storey of Akkahve is arranged as a hotel
and planned to serve with the name Akotel. On the 3 March 1944 dated Yeni Mersin
Newspaper, the opening of the hotel is announced as below;
“
The building on the coastline, still occupied as İdman Yurdu is bought by the
governorship at 3500 liras, in order to transform into a hotel which is a crucial need
of our city. The demolition of upper storey is assigned to the constructor. The plans of
the hotel, which is designed consisting of open and closed city casino of 1000 person
capacity on the lower storey and on the upper two storey including 56 rooms, are
about to be completed. The casino is expected to be completed in three months
and the hotel before winter. “
F
rom 1945 to 1958, many Mersin citizens interested in art, like Etem Çalışkan, Doğan
Akça, Nuri Abaç, Celal Çumralı, Mahsur Akyıl, İlyas Halil, Osman Özeren, Zeliha
Noyan, Haşmet Akal, Ayşe Akal, Bedii Demirseren, Ziya Arıkan are regulars of
Akkahve [9]. Ümit Yaşar Oğuzcan, Ziya Arman, Nurullah Ataç, even rarely, are also
among the names Akkahve hosts [10]. In 1963, on the lower storey of the building
known as Akkahve, where in 1958 Mersin Municipality moved in, Fine Arts Painting
and Sculpture Gallery is opened [11].
ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ)
ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)
187
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Atatürk Evi (Christmann Evi), 1920’ler
Atatürk Evi Müzesi, 2000’ler
Mersin Atatürk Museum, 2000’s
Atatürk House (Christmann House), 1920’s
irminci yüzyıl başına kadar Uray Caddesi kentin ticari eksenini oluştururken,
Gümrük Meydanı'ndan Kışla'ya doğru gidildikçe ticarethaneler seyrekleşip,
özellikle günümüzde Atatürk Evi Müzesi olan yapıdan batıya doğru tamamen
konutların bulunduğu mahallelere ulaşılıyor.
Y
ntil the beginning of twentieth century, Uray Street constitutes the commercial
spine of the city. From Custom Square to Military Barracks, commercial houses
become sparse and especially towards west from current Atatürk House Museum,
neighborhoods of entire residences are reached.
artpostalda sağda görülen yapı Mersin'in yakın geçmişi için oldukça büyük bir
anlam taşıyor. O dönemde denize oldukça yakın olan bu yapı, 1925 yılında
Atatürk ve eşi Latife Hanım'ın on bir gün boyunca konuk olduğu ev. Yapı 1992 yılında
restore ediliyor ve Atatürk Evi Müzesi olarak ziyarete açılıyor [12].
K
he building on the right of the postcard is of crucial importance in the recent past
of Mersin. This building, very close the sea at the times the postcard prepared, is
where Ataturk and his wife Mrs Latife are hosted for eleven days at 1925. The building
is restored in 1992 and opened to visitors as Ataturk House Museum [12].
G
he building currently used as Ministry of Culture sale office on the base floor, is built
in 1897 as the residence of Mersin citizens Greek merchant Mavromati's daughter
who married Switzerland Consul Christmann of German heritage [13]. Since the
house used as this family's residence for many long years, it is known as Christmann
House or Christmann Villa. Because The Christmann Family does not have a child,
the house passes to Mavromati's son-in-law Fedon Tahinci and used as The Tahinci
Family residence [14]. Abdulah Canlıgil tells about Fedon Tahinci and the building,
which also served as Toros College for a while at 1970's, as below;
ünümüzde zemin katında Kültür Bakanlığı Döner Sermaye İşletme
Müdürlüğü'nün (DÖSİM) satış ofisi bulunan yapı, 1897 yılında Mersinli Rum
tüccar Mavromati'nin İsviçre Konsolosu Alman asıllı Christmann ile evlenen kızının
konutu olarak yaptırılıyor [13]. Ev uzun yıllar bu ailenin konutu olarak kullanıldığı için
Christmann Evi ya da Christmann Köşkü olarak biliniyor. Christmann Ailesi'nin çocuğu
olmadığı için ev daha sonra Mavromati'nin damadı Fedon Tahinci'ye geçiyor ve
Tahinci Ailesi'nin konutu olarak kullanılıyor [14]. 1960'lı yıllarda bir dönem Toros
Koleji'nin eğitim verdiği yapıyı ve Fedon Tahinci'yi, Abdulah Canlıgil anılarında şöyle
anlatıyor:
“
188
…Mersin'in en tanınmış fahri konsolosu ise Belçika Konsolosu Fedon Tahinci'ydi.
Mösyö Fedon atlara meraklıydı ve Gözne'de atla dolaşması meşhurdu. Evi,
Atatürk'ün Mersin'e ilk geldiğinde kaldığı ev olduğundan, vali konağına yakın, çok
merkezi bir yerde ve herkes tarafından bilinen, tarihi değeri çok yüksek bir evdi” [15].
U
T
T
“
…the most widely-recognized honorary consul of Mersin was Belgium Consul
Fedon Tahinci. Mr. Fedon was interested in horses and known for his horse rides at
Gözne. Since his house was the place Ataturk stayed at his first arrival to Mersin, it was
a widely known, historically valued house, very close to governor mansion, at a
central place” [15].
ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ)
ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)
189
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Rickards Evi, 1930’lar
Vali Konağı, 2000’ler
Governer’s House, 2000’s
Rickards House, 1930’s
K
artpostalın üzerinde Osmanlıca olarak Millet Bahçesi Civarı yazıyor. Kışla
Caddesi, Akkahve, Atatürk Evi ve Rickards Ailesi'ne ait evin arasından, kıyıya
paralel olarak kentin 1940'lı yıllara kadar son noktası olan Kışla Binası'na doğru devam
ediyor.
Public Garden and the Environs” is written on the postcard in Ottoman. Through
Akkahve, Ataturk House and Rickards House, Kışla Street extends parallel to the
coast-line, towards Military Barracks, which is the end point of the city on the west
until 1940's.
K
T
artpostalda Kışla Caddesi ile günümüzde Kültür Merkezi'nin ve güneyindeki
meydanın kesiştiği noktada yer alan iki yapıdan soldaki artık yok. 1970'li yıllarda
Sakarya Caddesi'nin genişletilmesi sırasında yıkılan iki katlı yapı, İngiliz asıllı Rickards
Ailesi'nin evi. Kereste, elektrik levazımatı, gramofon, yazı makineleri satım işlerinden
başka [16], İngiliz Lloyd Şirketi'nin gemi acenteliğini de yürüten Rickards Ailesi'ni
Joseph O'Neill anılarında şöyle anlatıyor [17];
“
Rickards ailesi, Mersin'in yerlisi olan tek İngiliz aile idi ... Bu aileden William Rickards,
kuzeniyle birlikte İngiliz Lloyd şirketinin acenteliğini yapıyordu... William Rickards'ın
babası Henry Rickards, 1880'li yıllarda Mersin'e gelmiş ve Mersin-Adana demiryoluna
yatırım yapmıştır... Henry Rickards'ın torunu ve William Rickards'ın yeğeni Patrick
Grisby'nin anlattıklarına göre, William Rickards, şapkası ve kolunun altına sıkıştırdığı
İngilizce gazetesi ile Mersin'de her gün düzenli geziler yaparmış.”
190
“
he left one of the two buildings seen on the postcard, located at the intersection
of Kışla Street and current Culture Center and the square on the south of it, does
not exist anymore. This two storey building demolished during Sakarya Street
widening operation at 1970's, is the house of the Rickards Family of English heritage.
In his memories, Joseph O'Neill mentions about The Rickards Family which keep up
shipping agency of English Lloyd Company, besides carrying on the sale of
commercial timber, electrical implements, gramophone, and typewriters [16], as
follows [17];
“Rickards family was the only British family native to Mersin ... William Rickards was
the Lloyd's agent in Mersin, and his cousin ... Father of William Rickards, Henry
Rickards arrived in Mersin in the 1880's and invested his gold in Mersin-Adana
Railway”. According to memoirs of Patrick Grisby, “every morning he went for a walk
with a Panama hat on his head and English newspaper under his arm”
RICKARDS E V İ
RICKARDS HOUSE
191
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
ATATÜRK EVİ
(CHRISTMANN EVİ)
ATATÜRK HOUSE
(CHRISTMANN HOUSE)
RICKARDS EVİ
RICKARDS HOUSE
Rickards Evi, 1930’lar
Atatürk Evi ve Atatürk Caddesi, 2000’ler
Rickards House, 1930’s
Atatürk House and Atatürk Street, 2000’s
G
ünümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanın bir bölümü
kartpostalın hazırlandığı dönemde Millet Bahçesi olarak anılıyor. Rickards
Ailesi'nin kartpostalda görülen yan yana yapılmış iki konutu [18] da bu alanın hemen
doğu kıyısında yer alıyor. Kentin en önemli caddesi üzerinde ve ticari fonksiyonların
yoğun olarak sürdürüldüğü Uray Caddesi ile Gümrük Meydanı'na olan yakınlığı,
ailenin ticaretteki başarısı ve zenginliğine ilişkin ipucu veriyor. Aile, kentteki kurumlara
yaptığı yardımlarla gazetelere de haber oluyor [19];
ome part of the current Republican Square, is called Public Garden at the times
the postcard taken. Two adjacent residences [18] of Richards Family seen on the
postcard are located just at the east edge of this area. These houses on the most
important street of the city, located very close to Uray Street where an intense
trading activity takes place, and also near to Custom Square gives a hint of the
family's success and prosperity at commerce. Family is on the newspapers with their
donations to the city associations [19];
“
“
Türk Hava Kurumu'na yapmış olduğu nakdi yardımlar dolayısıyla şehrimiz
tüccarlarından B. Vilyam Rikards'ın (B. William Rickards), altın madalya ile taltifi,
Türk Hava Kurumu Genel Merkezi'nce kararlaştırılmış ve Ankara'dan gönderilen
madalya kurumun Mersin Temsilciliği'nce mumaileyhe (adı geçene; B. William
Rickards'a) teslim edilmiştir.”
R
ickards Ailesi'ne ait bu ev Fransız işgali sırasında işgal kuvvetleri guvernörü Anfre
tarafından ikametgah olarak kullanılıyor [20].
S
On account of his pecuniary donations to Turkish Aeronautical Association, it is
decided to reward B. Vilyam Rikards (B. William Rickards), one of our city
merchants, with a gold medal and the medal sent from Ankara is consigned to him
by Mersin Agency of the association.”
T
his Rickards Family owned house is used as residence by Anfre, the Governor of
occupying forces, during French occupation [20].
RICKARDS E V İ
RICKARDS HOUSE
192
193
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Atatürk Evi (Christmann Evi), 1930’lar
Atatürk Evi Müzesi, 2000’ler
Mersin Atatürk Museum, 2000’s
Atatürk House (Christmann House), 1930’s
K
entin kuzeyinden güneydoğuya doğru kaydedilen görüntüde Atatürk Evi ve
kuzeyindeki hamamın yanı sıra denizde açıkta bekleyen gemiler, Messageries
Maritimes Gemi Acentesi binası ve en solda da Gümrük Meydanı'ndaki Yeni
Cami'nin minaresi görülüyor.
n the vista recorded from north to southeast of the city, the following are seen
respectively; Ataturk House and Turkish bath on its north, ships anchored on the
open sea, Messageries Maritimes Shipping Agency, and the minaret of New Mosque
at Custom Square on the leftmost.
A
T
tatürk Evi'nin kuzeyindeki hamam, Uray ve Kışla Caddesi üzerinde Sursoklar
Çarşısı, Sursok Han gibi çok sayıda mülkleri bulunan Sursock Ailesi'nin yaptırdığı
Sursok Hamamı [21]. Sursock Ailesi, 1860'lı yıllarda ticaret yapmak amacıyla Mersin'e
gelen ve zamanla kentin ileri gelen tüccarlarından olan Nader Kardeşler'in, adına
gayrimenkul aldığı Beyrutlu, oldukça varlıklı bir aile [22].
K
artpostalda Sursok Hamamı'nın kuzeyinden geçen cadde günümüzdeki Silifke
Caddesi. Silifke Caddesi ile Kışla Caddesi arasında kalan, Atatürk Evi'nin
doğusundaki açıklık ise Emirgan Çay Bahçesi. Günümüzde, Atatürk Evi ile Sosyal
Sigortalar İş hanı arasında yine küçük bir park olarak kullanılmakta olan alanda
bulunan Emirgan Çay Bahçesi, bu dönemde hemen bitişiğindeki Güneş Sineması,
sinemanın karşısında, Kışla Caddesi'nin güneyindeki Tüccar Kulübü, Akkahve gibi
sosyal yaşamda yeri olan yapıları ile kentin sanat ve eğlence odağının bir parçası.
194
O
he Turkish bath on the north of Ataturk House is the Sursok Turkish Bath [21] built by
Sursock Family, the family which is also the owner of many other real estate like
Sursok Bazaar and Sursok Han on Kışla and Uray streets. Sursock Family is a very
wealthy one from Beirut that comes to Mersin since 1860's for trade business and
bought real estate in the name of Nader Brothers, who are to become one of
notable merchants of the city by the time.
T
he street passing by the North of Sursok Turkish Bath on the postcard is today's
Silifke Street. The open space on the east of Ataturk House, between Silifke and
Kışla Street is Emirgan Tea Garden that is currently used as a small park, located
between Ataturk House and Social Security Business Inn (Sosyal Sigortalar İş Hanı). At
that period, this garden is a part of art and entertainment within the city, with
buildings of social life like Güneş Cinema next-door, Merchants Club on the south of
Kışla Street, just on the opposite of the cinema and Akkahve.
ATATÜRK Evİ (CHRISTMANN Evİ)
ATATÜRK HOUSE (CHRISTMANN HOUSE)
195
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Messageries Maritimes Binası ve Gezinti Yolu, 1920’ler
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ve Mersin Çarşısı, 2000’ler
Mersin Commerce of Trade and Industry and Mersin Çarşısı, 2000’s
Messageries Maritimes and the Promenad, 1920’s
K
artpostalda günümüzde Mersin Çarşısı'nın bulunduğu alanda yer alan ve 1894
yılından itibaren Mersin'de acentesi bulunduğu bilinen Fransız Messageries
Maritimes şirketine ait yapı görülüyor [23]. 1851 yılında Compagnie Des Services
Maritimes Des Messageries Nationales adıyla kurulan şirket, ilk dönemlerinde
Ortadoğu'ya seferler düzenleyen bir gemicilik şirketi. 1871 yılında Compagnie Des
Messageries Maritimes adını alan şirket, Süveyş Kanalı'nın açılması ile Uzak Doğu
seferlerine başlıyor. Fransa'nın Orta ve Uzakdoğu ülkelerine yönelik yayılmacı
politikalarının yoğun olduğu 1871-1914 yılları arasında şirket en parlak dönemini
yaşıyor [24]. Şirketin bu dönemde Mersin'de de bir acentelik açması önemli.
K
artpostalın sağındaki Messageries Maritimes binası, şirketin kentteki merkezi ve
binanın güneyinden denize uzanan iskele de şirket tarafından kullanılıyor [25].
Acenteliği 1894-1896 yılında P. Merichal'in sürdürdüğü şirkette, 1905-1921 yılları
arasındaki acente E. Jaurégibery [26]. 1922-1931 yıllarında şirketin Mersin temsilcisi F.
Osman Sıdık [27]. Bu yıllarda şirketin seferleri hakkında bilgi veren gazete ilanlarından
biri şöyle [28];
“
196
Mersin'e sefer düzenleyen Messageries Maritimes Kumpanyası'na (şirketine) ait
Ankor Vapuru, 3 Ağustos 1931 Pazartesi Günü Mersin'e muvasalat (gelen, ulaşan),
aynı gün öğleden sonra Mersin'den hareketle Beyrut, Hayfa, Yafa İskenderiye ve
Marsilya'ya hareket edecektir. Yolcu ve emtia tüccariye (ticaret malları) kabul
olunur.”
O
n the postcard, located on the area currently Mersin Bazaar exists, the building
belonging French Messageries Maritimes Shipping Company is seen [23]. This
company is known to have agency in Mersin since 1894. Founded in the name of
Compagnie Des Services Maritimes Des Messageries Nationales in 1851, it is a
shipping company organizing sailings to the Middle East at the beginning. As Suez
Canal opens, the company begins Far East sailings, adopting the name Compagnie
Des Messageries Maritimes in 1871. The period between 1871 and 1914 is the
brightest era for the company, when intense French expansionist politics towards
Middle and Far East countries [24]. It is important that the company opens an
agency in Mersin at that period.
M
essageries Maritimes building on the right of postcard, the head office of the
company in the city and the pier extending to sea through the south of the
building are also used by the company [25]. Between 1894 and 1896, the agency is
executed by P. Merichal. The agency between 1905 and 1921 is E. Jaurégibery [26,
while the Mersin agent of the company between 1922 and 1931 is F. Osman Sıdık
[27]. Following is an example of newspaper bulletin about the company's sailings at
these years;
“
'Ankor Ship' belonging Messageries Maritimes Company organizing sailings to
Mersin, will arrive Mersin on 3rd of August 1931 Monday and depart to Beirut, Haifa,
Yafa Alexandria and Marseilles from Mersin in the afternoon the same day.
Passengers and merchandise is accepted.”
MESSAGERIES MARITIME
MESSAGERIES MARITIME
197
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Messageries Maritimes, 1920’ler
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Çarşısı, 2000’ler
Messageries Maritimes, 1920’s
Municipality of Greater Mersin and Mersin Çarşısı, 2000’s
M
essageries Maritimes Gemi Acentesi'nin Mersin'deki binası, doğu ve batı
cephelerinde terasları olan, Kışla Caddesi'ne açılan üç ana girişi bulunan iki
katlı bir yapı. Acente binası günümüzde Atatürk Caddesi'nde, Ticaret ve Sanayi
Odası'nın kuzeyindeki Mersin Çarşısı'nın bulunduğu alanda yer alıyor.
B
u dönemde diğer pek çok gemi ve vapur acentesinin şubeleri kentin
doğusunda, istasyon ile Gümrük İskelesi arasında, Uray Caddesi'ndeki Azak Han,
Taş Han, Sursok Han, Alanya (Alaiye) Han gibi hanlarda bulunurken, Messageries
Maritimes'in Gümrük İskelesi'nin batısında, kendi binasında hizmet veriyor olması
şirket için Mersin'in önemi hakkında fikir veriyor.
he building of Messageries Maritimes Shipping Agency in Mersin is a two storey
building with terraces on both east and west façade and three main entrances
opening to Kışla Street. Agency is located on current Atatürk Street, at the area
Mersin Bazaar stands on the north of Mersin Chamber of Commerce and Industry.
Differing from many other shipping companies with their agencies located on the
east of the city, between station and Custom Pier, in the inns on Uray Street like Azak
Han, Taş Han, Sursok Han, Alanya (Alaiye) Han, Messageries Maritimes is located on
the west of Custom Pier and serves at its own building. This gives us a general idea of
the company's significance.
M
A
oreover, at this period, Messageries Maritimes causes the construction of
wooden pier in 1880, on the south of Çukurova Bar standing on the area
currently Mersin Chamber of Commerce and Industry exists [29]. This pier mostly
functions as an export pier for conveying animal. The pier used intensively in 1900 by
the company, is where some part of animal export of the city takes place especially
to Egypt, Philistine, and The Islands [30].
A
T
yrıca bu dönemde Messageries Maritimes, günümüzde Mersin Ticaret Sanayi
Odası'nın bulunduğu alanda yer alan Çukurova Barı'nın güneyinde, 1880
yılında bir ahşap iskele inşa ettiriyor[29]. Bu iskele daha çok hayvan sevkıyatının
yapıldığı bir ihraç iskelesi olarak işlev görüyor. 1900'lü yıllarda şirketin yoğun olarak
kullandığı iskele, bu dönemde kentin özellikle Mısır, Filistin ve Adalar'a yaptığı hayvan
ihracatının bir bölümünün gerçekleştirildiği iskele [30].
198
T
lt tarafında, Fransızca olarak “Mersin Messageries Maritimes Acentesi” (Mersine
Agence des Messageries Maritimes) yazan kartpostalda, binanın önündeki
kalabalık, gemi acentesinin caddede yarattığı hareketliliğin bir işareti.
he crowd in front of the building seen on the postcard, written Mersin Messageries
Maritimes Agency (Mersine Agence des Messageries Maritimes) in French, is the
remark of activity the shipping agency causes in the street.
MESSAGERIES MARITIME
MESSAGERIES MARITIME
199
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Messageries Maritimes ve Rum Ortodoks Kilisesi, 1930’lar
Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Çarşısı, 2000’ler
Municipality of Greater Mersin and Mersin Çarşısı, 2000’s
Messageries Maritimes and Greek Orthodox Church, 1920’s
200
T
K
artpostalda ilk dikkati çekenler, ellerinde sepetleri, başlarında şapkaları ve kısa
pantolonları ile çocuklar. Günümüzde Atatürk Evi Müzesi olan Christmann
Köşkü'nün güneyinden Messageries Maritimes Gemi Acentesi'ne doğru kaydedilen
kartpostalda, Kışla Caddesi'nin kuzey ve doğu yönü görülüyor. Sokak lambaları ve
elektrik direklerinden, kartpostalın, kente elektriğin geldiği 1927 yılından sonra
kaydedildiği anlaşılıyor.
he kids carrying baskets, wearing hats, and short pants are the first attention
drawing part of the postcard. The north and east façade of the buildings on Kışla
Street is seen in the postcard recorded from the south of current Ataturk House, then
Christmann Villa towards Messageries Maritimes Shipping Agency. The street lamps
and utility poles tells us the postcard is recorded after 1927, the year electricity
comes to the city.
K
A
artpostalda dikkat çeken bir başka nokta ise kaldırımdaki çocukların kuzeyinde
görülen iki çan kulesi ve kubbesi ile bir kilise. Bu kilise, kentin bilinen tüccarlarından
Mavromati'nin başkanlık ettiği Rum Cemaati tarafından yaptırılan Rum Ortodoks
Kilisesi. Osmanlı arşiv belgelerinden, 1849 yılında kentteki Ortodoks cemaatin merkezi
hükümete başvurduğu ve hükümetin papaz efendinin evinde ibadete izin verdiği
anlaşılıyor. Ancak zaman içinde artan Ortodoks nüfusuyla birlikte, papaz tarafından
cemaatten toplanan para ile bir kilise inşasına başlanıyor. Merkezi hükümetten izinsiz
olarak başlayan bu kilise inşaatı, kentteki resmi görevliler tarafından fark ediliyor ve
engellenmeye çalışılıyor. Bunun üzerine cemaat tarafından yine hükümete
başvurularak, Şam Patrikliği'ne bağlı inşaatı süren söz konusu Rum Ortodoks
Kilisesi'nin, kentte artan Hıristiyan nüfus için gerekli olduğu belirtilerek, engellemenin
kaldırılması isteniyor. Bu talep sonucunda hükümet, inşaatın engellenmemesi
yönünde karar veriyor [31].
nother attention drawing point of the postcard is a church with two campaniles
and dome seen on the north of the kids on the pavement. This is the Greek
Orthodox Church built by Greek parish under the leadership of the city's well-known
merchant Mavromati. From the Ottoman archive documents, it is understood that,
in 1849, the Orthodox parish of the city applied the central government and been
given permission to worship at clergyman's house. However, along with the
increasing Orthodox population, a church construction begins with the money
collected by clergyman from the society. This construction beginning without any
permission of the central government is noticed by officials in the city and tried to be
hindered. Hereupon, the parish applies to the central government again and
pointing out the need of this Greek Orthodox Church, which is a parish of Damascus
Patriarchate, for the increasing Christian population in the city, requests the
withdrawal of this obstruction. As a result of this request, the central government
takes the decision of not hindering the construction [31].
MESSAGERIES MARITIME
MESSAGERIES MARITIME
201
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Rum Ortodoks Kilisesi, 1920’lar
Rum Ortodoks Kilisesi, 1920’lar
Greek Orthodox Church, 1920’s
Greek Orthodox Church, 1920’s
Y
apımına 1886 yılında başlanan Rum Ortodoks Kilisesi, 1890 yılında tamamlanıyor.
1924 yılında Lozan Antlaşması gereği gerçekleşen mübadele öncesinde kentli
nüfus içinde Rumların etkin bir şekilde yer aldığı anlaşılıyor. On dokuzuncu yüzyılın
ikinci yarısında Mersin'e gelen Davis'in aktardığına göre, o dönemde Türkler
genellikle tarımla, Rumlar ise ticaretle uğraşıyor [32]. Hatta o dönemde kentin önde
gelen tüccarlarından biri olan Mavromati, merkezi yönetime Seyhan ve Ceyhan
nehirlerinin kanallarla birleştirilerek tarımsal alanın sulanması önerisini sunuyor ve
bunun karşılığında bu alanların kullanım iznini talep ediyor. Ancak bu öneri merkezi
yönetim tarafından reddediliyor [33].
he construction of Greek Orthodox Church begins in 1886 and is finished by 1890.
Prior to the exchange of population in compliance with Treaty of Lausanne, it is
clear that Greek has an effective part in urban population. According to Davis who
comes to Mersin in the second half of nineteenth century, at that period as Turks
mostly deal with agriculture, Greek deal with trade [32]. Even, Mavromati one of the
period's known merchants of the city, makes a proposal of joining Seyhan and
Ceyhan rivers with canals in order to use in irrigation of agricultural land and
demands usage rights of this land in exchange. This proposal is denied by central
government [33].
K
B
ent ticaretindeki Rum ağırlığı, yirminci yüzyılın ilk yarısında yerini Türk tüccarlara
bırakıyor. 1924 yılında Lozan Antlaşması ve mübadele sonrasında ise Rum
Ortodoks Kilisesi cemaatini kaybetmeye başlıyor ve kilise, Zafer Cami adıyla
Müslüman nüfusa hizmet vermeye başlıyor [34]. Yapı bir süre Halkevi'nin konferans
salonu, bir dönem de sinema olarak kullanılıyor [35]. 1944 yılında, günümüzde Kültür
Merkezi olan Halkevi'nin yapımı sırasında dönemin İçel Valisi Tevfik Sırrı Gür tarafından
kilisenin yurt dışından getirilmiş taşları ve mermerleri kullanılıyor [36].
202
T
y the second half of twentieth century, the weight of Greek in commerce leaves
its place to Turkish merchants. In 1924, after Treaty of Lausanne and exchange of
population, Greek Orthodox Church begins losing its parish and the church begins to
serve Muslim population in the name of Zafer (Victory) Mosque [34]. The building is
used as conference hall of Public's House for a while and as cinema for a period [35].
In 1944, the stones and marbles of the church brought from abroad are used in the
construction of Public's House –current Cultural Center- by Tevfik Sırrı Gür, the
Governor of İçel [36].
RUM ORTODOKS KİLİSESİ
GREEK ORTHODOX CHURCH
203
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Yeni Yaşam:
Atatürk Evi
ve
Çevresi
New Life:
Atatürk
House
and
The Environs
Vali Konağı ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 1920’lar
Rickards Evi ve Akotel, 1940’lar
Ricards House and Ak Hotel, 1940’s
K
artpostalda batıdan doğuya doğru Kışla Caddesi görülüyor. Günümüzde Vali
Konağı'nın bulunduğu noktadan, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bulunduğu
yapıya doğru bir bakış.
K
artpostalın sağındaki palmiyelerin çoğu günümüzde de aynı yerde. Palmiyelerin
kuzeyinde, Rickards Evi'nin karşısından Akkahve'ye doğru devam eden
pergolalar ise artık yok. Kartpostalda görülen pergolalar, Vali Tevfik Gür döneminde
deniz ile Kışla Caddesi'ni birbirinden ayıran taş duvarın yıkılarak, caddenin yeniden
düzenlenmesi sırasında yaptırılıyor [37]. Bu dönemde adı artık Atatürk Caddesi olan
Kışla Caddesi, beton ayakları olan ve özellikle baharda üzeri begonvillerle
kaplanarak cadde boyunca gölgeli bir yürüyüş yolu oluşturan pergolalar ile hem
yayalar hem de taşıtlar için kentin en cazip güzergahlarından biri.
V
204
ali Tevfik Sırrı Gür döneminde düzenlenen caddenin bu pergolalı
görüntüsünden kartpostalın 1940'lı yıllarda kaydedildiği anlaşılıyor. Kartpostalda
solda Rickards Ailesi'ne ait iki katlı iki konut ile sağda o dönemde Akkahve olarak
kullanılan, günümüzdeki Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin bulunduğu iki katlı taş bina
görülüyor. Kentte kaldırım daha eski kartpostallarda da var, ancak artık daha bakımlı
ve cadde de asfaltlanmış durumda. Mersinlilerin payton dedikleri atlı arabalar ise bu
yıllarda hala kentte bir ulaşım aracı olarak kullanılıyor.
Governer’s House and Municipality of Greater Mersin, 1920’s
K
M
ışla Street from west to east is seen on the postcard, a look from the point
Governor Mansion stands today to Municipality of Greater Mersin building.
ost of the palm trees seen on the right of the postcard are still at the same
place today. However, the pergolas ongoing from the north of pine trees,
towards Akkahve from the opposite of Rickards House do not exist anymore. These
pergolas seen on the postcard are built during the rearrangement of Kışla Street,
instead of the stone wall separating the sea and the street, at the period of Governor
Tevfik Gür [37]. Kışla Street, which begins to be called Ataturk Street then, is one of the
most attractive routes for both pedestrian and vehicles for the sake of its shadowy
path of the pergolas standing on concrete pillars and covered with begonia allover
especially in the spring.
L
ooking at the view of the street with pergolas on the postcard, which is arranged
at the period of Governor Tevfik Sırrı Gür, it is understood that the postcard is
recorded at 1940's. On the postcard, the two storey house of Rickards Family is seen
on the left, and on the right another two storey stone building, which is current
Municipality of Greater Mersin and then used as Akkahve is seen. Even the
pavements are seen on older postcards, they are in much more good condition as
compared with the earlier ones and also the road is asphalted. The horse cart
wagons, payton, as Mersin citizens call, are still in use for transport at these years in
the city.
RICKARDS E V İ
RICKARDS HOUSE
205
Buluşma Yeri:
Millet Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting Place:
People Garden
and
People’s House
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
M
ersin'de meydan niteliği gösteren alanlar, özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci
yarısından itibaren şekillenmeye başlamıştır. Bunlardan ilki yirminci yüzyılın
ikinci yarısına kadar Gümrük Meydanı adını taşıyan, günümüzde Ulu Cami'nin
bulunduğu ve 1970'li yıllarda yeniden düzenlenen ve halen Ulu Çarşı olarak
adlandırılan alandır. İkincisi ise günümüzde park olarak kullanılan ve yirminci yüzyıl
başına kadar çevre yerleşimlerden gelenlerin ürünlerini sattığı bir pazar yeri olan
Yoğurt Pazarı'dır.
Y
irminci yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen sürede her iki meydan da, kentin
kimliğinde önemli bir belirleyici olan iskelelerdeki ticari etkinlikle ilişki içinde gelişip
şekillenmiştir. Her iki meydan da kentin o dönemdeki en önemli iskelesi olan Gümrük
İskelesi'nin uzantısındadır. Uray Caddesi, Gümrük Meydanı ve Yoğurt Pazarı gibi iki
noktada genişlemiş ve kentteki iki önemli açık alanı oluşturmuştur [1]. Ne var ki her iki
meydan da bir sosyalleşme ve buluşma alanından çok, ticari ürün ve malların el
değiştirdiği, depolandığı, aktarıldığı ticari etkinlik için kullanılan alanlardır.
B
u dönemde kentteki sosyo-kültürel yaşam, açık kamusal alanlardan çok, Ziya
Paşa Gazinosu, daha sonra Tüccar Kulübü gibi, özellikle kentin ticaret
burjuvazisinin gittiği kapalı mekanlarda sürmüştür.
1
923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra Mersin'de pek çok Anadolu kentinden
farklı biçimde sürmekte olan bu sosyal yaşam, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi
modernleşme süreciyle yeni bir biçim almaya başlamıştır. Uluslararası bağlantıları ve
gayrimüslim nüfusu ile batılı yaşam kültürüne yabancı olmayan kent, yeni yapı ve
kurumları ile bu sürece hızla ve kolaylıkla uyum sağlamıştır. 1940'lı yıllara gelindiğinde
bu yeni modernleşmenin izleri kentteki yeni kullanımlarda da görülmeye başlamıştır.
zellikle Cumhuriyet döneminde pek çok kentte modernleştirici iktidarın
ağırlığının hissedildiği ve çoğunlukla ulusal birliği pekiştirmeye yönelik toplantı,
yürüyüş, kutlama ve törenlerin gerçekleştirildiği bir kentsel alan olarak işlev görecek
kent meydanları kendini göstermeye başlamıştır. Bunun sonucu olarak, kent
merkezinde genellikle valilik, hükümet konağı gibi en üst düzey yerel idari erke ait
yapının sınırladığı, çoğunlukla bir heykel ya da anıt ile odağı belirlenmiş meydanlar
düzenlenmeye başlamıştır. Bir başka deyişle, Osmanlı kentinde daha çok ulaşım
bağlantılarının belli noktalarda yaptığı genişlemelerle ve genellikle bir cami ya da
ticari kullanımlarla çevrelenen, kendiliğinden oluşmuş meydanlar, Cumhuriyet ile
birlikte yerini hükümet konağı, belediye gibi resmi kurumlarla çevrelenen ve planlı
müdahaleler ile şekillenen meydanlara bırakmaya başlamıştır.
Ö
M
210
ersin'de de benzer bir gelişme Vali Tevfik Sırrı Gür'ün görev yaptığı 1940'lı
yıllarda gerçeklemiştir. Cumhuriyet dönemi eğitim ve aydınlanma devriminin
simgesi olarak Halkevi, önemli Cumhuriyet dönemi yapılarından Vali Konağı gibi
kentin özgün tarihi ve mimari değer taşıyan yapıları ile çevrelenmiş alan, kentin yeni
buluşma mekanlarından biri haline gelmiştir.
I
n Mersin, the areas of plaza characteristics have begun to take shape especially
from the second half of twentieth century. The first one of these is the area which
carried the name Custom Square until the second half of twentieth century, where
currently Ulu Cami (Grand Mosque) is located and has been redesigned at 1970's
and still called the Ulu Cami. The second one is Yoghurt Bazaar currently used as a
park and has been utilized as a market place until the beginning of twentieth
century where people coming from surrounding settlements sell their products.
D
uring the period lasting until the second half of the twentieth century, both
squares has been developed and shaped in relation with the commercial
activities at the piers which were determinative in the city identity. They are located
on the extension of the period's most important pier, the Custom Pier. Uray Street has
been widened at two zones like Custom Square and Yoghurt Bazaar and formed the
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
two crucial open areas in the city [1]. However, both of the squares, rather than
being socialization and meeting places are the areas utilized for commercial
activity where commercial products and goods are exchanged, stored and
transferred.
T
he socio-cultural life in the city at that period is spent indoors, rather than open
public space, at places like Ziyapaşa Club and then Merchants Club where
especially the trade bourgeois attended.
I
n 1923, after declaration of the republic, this social lifestyle in Mersin dissimilar to
many other cities of Anatolia has begun to take a new form with the modernization
process of Turkish Republic. The city no stranger of western lifestyle as a result of its
international connections and non-muslim population has adapted this process
quickly and easily with new buildings and establishments. As it comes to 1940's, the
traces of this new modernization are seen on the new uses in the city.
E
specially in the Republican period, in many cities, the city squares which are to
function as urban spaces where the modernizing government shows up and
meetings, marches, celebrations, ceremonies predominantly intended to reinforce
national unity take place begins to appear. As a result of this, plazas located in the
city center, usually bordered by buildings of top level local administrative authorities
like governorship building, government office or with a focal point located by a
statue or a monument are started to be designed. In other words, the naturally
formed squares in Ottoman city, mostly developed at the expansions on some parts
of transportation junctions and usually surrounded by a mosque or commercial
utilizations are replaced by the plazas surrounded by public enterprises like
government office, municipality and formed with planned interventions, with the
Republic.
211
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
1
920'li yıllara kadar bir bölümü derme çatma konut yapıları ile Çardak Mahallesi
olarak bilinen, bir bölümü ise 1920'li yıllarda deniz kıyısında yazlık sinema olarak
kullanılan Millet Bahçesi, 1940'lı yıllardan itibaren kentlinin olduğu kadar batılı yaşam
biçimi ile Cumhuriyet modernleşmesinin de buluştuğu bir alan olarak belirmiştir.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
A
similar development has happened in Mersin in 1940's while Governor Tevfik
Adıyla bütünleşen bu alan 1970'li yıllara kadar kentteki ulusal bayramların yanı sıra
sivil eğlence ve kutlamaların da en bilinen adresi olmuştur.
Sırrı Gür was in charge. The area surrounded by the buildings bearing the city's
authentic historic and architectural values like People's House, which is a symbol of
Republic period education and enlightenment revolution, and governor's mansion
which is one of the important Republican period buildings, has become one of the
new meeting points of the city.
1
P
940'lı yıllardan itibaren kentin doğusunda, İstasyon ve Uray Caddesi'ndeki ticari
kullanımlardan batıdaki konut alanlarına doğru devam eden ana eksen
üzerinde, Akkahve, Tüccar Kulübü, Güneş Sineması gibi kentteki sosyal ve kültürel
etkinliklerinin yoğunlaştığı alanın hemen bitişiğindeki Millet Bahçesi, dönem dönem
eople's Garden, of which one part is known as Çardak District with its jerry built
houses until 1920's and one part used as summer cinema on the seaside at
1920's, has appeared as a meeting place of not only the citizens but also the western
lifestyle with Republican modernization. People's Garden, as stated in its name has
been the most widely-known address of not only national ceremonies and but also
özel orkestra ile verilen caz konserlerinin, garden partilerin, ailece ya da eş dost ile
yenilen yemeklerin unutulmaz mekanı haline gelmiştir.
civil entertainments and celebrations in the city until 1970's.
G
P
erek ulusal bayramların ve resmi kutlamaların, gerekse sivil buluşma ve
eğlencelerin adresi olan Millet Bahçesi ve Belediye Bahçesi'ni içine alan
günümüzün Cumhuriyet Meydanı, 2000'li yıllarda yeniden düzenlenmiş ve bugünkü
halini almıştır.
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
eople's Garden is located on the west of the city; on the main axis starting from
the commercial uses on Uray Street towards the residential areas on the west
and next to the area the buildings like Akkahve, Merchants Club, Güneş Movie
Theatre exist and the city's social and cultural activities take place. Beginning from
1940's, it has become the unforgettable place of jazz concerts of private orchestras,
garden parties, and dinners with family or friends.
R
epublican Square embodies People's Garden, the address of not only national
festivals and official ceremonies but also civil meetings and entertainments,
and Municipality Garden. It has been redesigned at 2000's and taken its current
form.
212
213
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Vali Konağı ve Kışla Caddesi, 1930’lar
Vali Konağı ve Atatürk Caddesi, 2000’ler
Governor’s Mansion, 1930’s
K
artpostalda istasyondan başlayıp Kışla'ya kadar devam eden kentin ana
caddesinin Vali Konağı'ndan Kışla'ya kadar devam eden batı bölümü görülüyor.
Sağdaki yapı günümüzde de aynı işlevle varlığını sürdüren Vali Konağı.
1
936 yılına kadar tüccar Mavromati'nin Mücahitler Caddesi'ndeki evi Vali Konağı
olarak kullanılıyor. Kurtuluştan sonra üst katı Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkezi,
giriş katı Gençler Birliği Yurdu olarak kullanılan bu yapı, halen Mücahitler
Caddesi'nde (eski Pazar Caddesi) ve Kızılay Binası'nın güneyinde bulunuyor. 17 Mart
1923 tarihindeki Mersin ziyaretinde Atatürk'ü eşi ile birlikte konuk eden yapıya daha
sonra üçüncü bir kat ekleniyor ve 1936 yılına kadar Vali Konağı olarak hizmet veriyor
[2].
1
214
Governor’s Mansion and Atatürk Street, 2000’s
O
n the postcard, the west part, the part from Governor's Mansion to Military
Barracks, of the main street of the city which starts from the station and extends
till Military Barracks is seen. The building on the right is Governor's Mansion which still
exists with the same function today.
U
ntil 1936, merchant Mavromati's house on Mücahitler Street is used as Governor's
Mansion. This building, of which the upper storey has been used as the Center of
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (Association for Protection of Law) and the ground floor
as Youth Union Dormitory after independence, still stands up on Mücahitler Street
(old Market Street) and on the south of Kızılay Building. The building which has hosted
Atatürk and his wife at his visit to Mersin at 17th March of 1923, and a third storey is
added later on, has served as Governor's Mansion until 1936 [2].
A
936 yılında Rüknettin Nasuhioğlu'nun Mersin Valisi olarak atanmasının ardından
yeni bir Vali Konağı inşa edilmesine karar veriliyor ve kartpostalda görülen yapı bu
dönemde tamamlanıyor. 19 Kasım 1937 yılında Mersin'i ziyareti sırasında Vali Konağı
inşaatını gezen Atatürk, dönemin valisi Nasuhioğlu'na “Vali Bey, konağı çabuk
düzenleyip, noksanlarını tamamlayınız. Her sene Nisan ayını burada geçirmek
istiyorum” diyor. [3].
fter Rüknettin Nasihoğlu has been appointed Mersin governor, a new
Governor's Mansion is decided to be built and this building seen on the postcard
is completed at that period. Atatürk, who has been hosted at this new Governor's
Mansion at his visit to Mersin at 19th November of 1936, says to the period's governor
Nasihoğlu the following: “Mr. Governor, construct the mansion quickly and
complete the lacking. I want to spend my time during Aprils every year in here” [3].
G
A
erçekten de bu tarihten sonra, 20 Mayıs 1938'de Mersin'e gelen Atatürk, yeni
Vali Konağı'nda üç gece konuk olarak çeşitli ziyaretlerde bulunuyor ve 23 Mayıs
1938'de kentten ayrılıyor [4].
ctually, after that date; Atatürk coming to Mersin at twentieth May of 1938, has
been guest for three nights at the mansion and pays some visits and then leaves
the city at 23rd March of 1938 [4].
VALİ KONAĞI
GOVERNOR’S MANSION
215
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Vali Konağı ve Silifke Caddesi, 1930’lar
Vali Konağı ve Silifke Caddesi, 2000’ler
Governor’s Mansion and Silifke Street, 1930’s
Governor’s Mansion and Silifke Street, 2000’s
T
V
ali Rüknettin Nasuhioğlu döneminde yapılan yeni Vali Konağı, Atatürk Evi
(Christmann Köşkü), Rickards Evi ve Silifke Caddesi'nin 1940'lı yıllardaki
görünümü.
he view of Governor's Mansion, built at the period of Governor Rüknettin
Nasihoğlu, Atatürk House (Christman Manor), Rickards House and Silifke Street at
1940's.
K
O
artpostalda kentin Vali Konağı'ndan Yeni Cami'ye (günümüzde Ulu Cami) kadar
güneydoğu kıyısı görülüyor. O yıllarda Vali Konağı'nın kuzeyinden Silifke
Caddesi'ne kadar olan alanda henüz herhangi bir yapı bulunmuyor. Silifke Caddesi,
Rickards Ailesi'nin evinden güneye dönüyor ve bu noktada Kışla Caddesi ile kesişiyor.
n the postcard, the southeast sealine of the city, from Governor's Mansion to
the New Mosque (current Grand Mosque) is seen. At these years, no building
exists yet on the area from the north of Governor's Mansion to Silifke Street. Silifke
Street turns left from Rickards Family house and intersects Kışla Street at that point.
VALİ KONAĞI
GOVERNOR’S MANSION
216
217
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Kiremithane Mahallesi, 1930’lar
Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler
Mersin Cultural Centre, 2000’s
Kiremithane District, 1930’s
K
K
artpostalda günümüzde Kültür Merkezi'nin bulunduğu alandan Kiremithane
Mahallesi'nin genel bir panoraması görülüyor.
artpostalın kaydedildiği dönemde Kiremithane Mahallesi düşük yoğunluklu ve
bahçeli yapılardan oluşan bir mahalle. Mahallenin sakinlerini daha çok, 1832
yılında Mersin ve bölgesini işgal eden İbrahim Paşa'nın, ordusunun devamlılığı için
Mısır ve Suriye'den getirerek bölgeye yerleştirdiği, ziraat işlerini bilen nüfus oluşturuyor.
Bu nüfus kentte ağırlıklı olarak Kiremithane Mahallesi ve Bahçe Mahallesi'nde,
kartpostaldaki gibi iki katlı ve bahçeli yapılardan oluşan bir alanda yaşıyor [5].
B
u dönemde, Süveyş Kanalı inşası için gerekli ağaçları kesmek, kıyıya getirmek ve
iskeleden sevk etmek için Suriye'nin Lazkiye ve Trablusşam bölgelerinden gelen
Araplar Lazkiye Mahallesi'ni oluştururken, ağırlıklı olarak kiremit ve tuğla yapımıyla
uğraşanların oturduğu mahalle "Kiremithane", bahçecilikle uğraşanların oturduğu
mahalle de Bahçe Mahallesi adıyla anılmaya başlıyor. Kiremithane Mahallesi'nin
güney sınırını Silifke Caddesi belirliyor.
S
218
ilifke Caddesi ile Kışla Caddesi arasında kalan alan ise 1940'lı yıllara kadar derme
çatma barakaların bulunduğu bir alan. Geçici barınma amacıyla yapılmış, üzeri
sazlarla örtülü çardak benzeri yapıların yer aldığı bu alan, o yıllarda Çardak Mahallesi
olarak adlandırılıyor [6].
A
A
general panorama of Kiremithane District is viewed from the area today the
Center of Culture is located on the postcard.
t the period the postcard has been recorded, Kiremithane District is a place
composed of low density and buildings with gardens. The residents are
consisting of the population who knows about agriculture, brought from Egypt and
Syria by İbrahim Pasha who has conquered Mersin and the region and settled them
to the region for the continuity of his army. This population predominantly lives at
Kiremithane and Bahçe Districts, at an urban area composed of two-storey houses
with gardens like on the postcard [5].
A
t this period, while Arabians coming from Latakia and Tripoli regions of Syria in
order to log, carry the trees to seaside and ship them from the pier were living at
Latakia District, where predominantly the ones dealing with tile and brick
manufacture settled begins to be called as “Kiremithane” (Tilery), and the district the
ones doing gardening lived begins to be called as Bahçe (Garden) District. The
south border of Kiremithane District is Silifke Street.
T
he area left between Silifke Street and Kışla Street is a field where jerrybuilt
barracks exist until 1940's. This area of bower-like structures which are covered by
reed on top and built for temporary sheltering is called Çardak (Bower) District at
these years [6].
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
219
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Kiremithane Mahallesi, 1930’lar
Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler
Mersin Cultural Centre, 2000’s
Kiremithane District, 1930’s
Ç
ardak Mahallesi'nin derme çatma yapıları, 1930'lu yılların sonunda yerini gelişen
ve değişen kentin yeni kullanımlarına bırakmak zorunda kalıyor. 1937 yılında
barakalardan oluşan Çardak Mahallesi'nin doğu kıyısına Vali Konağı yapılıyor. 1941
yılında yapılan bir düzenleme ile mahallenin günümüzde Kültür Merkezi'nin yer aldığı
kısmına da havuzlu bir park yapılıyor. İlyas Halil, Çardak Mahallesi'nde yaşanan bu
değişimi, boyacı Ramazan'ın yaşadıklarıyla şöyle anlatıyor [7]:
“
220
'Merhaba Ramazan Usta' dedim.… Tanımadı. Babamın adını söyledim. …
'Delikanlı olmuşsun' dedi. 'Hey gidi günler hey... Kimi günler bir mecidiye
kazanırdım. Mecidiye, yirmi kırtıklı kuruş. O gün ben yirmi kanatlı kuştum.' 'Şimdi ne
yapıyorsun?' dedim. 'Ah küçük bey' dedi. 'Çingene dertten başka ne iş tutar ki… Tüm
gün yarı aç ayakkabı boyamak yetmezmiş gibi bir akşam uyandım, Tanrı mahallemizi
ateşe vermiş. Varım yoğum, çardağım gözümün önünde kül oluyordu. Ellerimi
havaya kaldırdım. 'Tanrı efendi' dedim. 'Toprağımızı istiyorsan bunun kolayı vardı. Ulu
Baba, Çukurova'yı biraz daha büyük yaratabilirdin. Hadi vakit bulamadın diyelim,
çingeneleri kanatlı yapsaydın, kuş olur ağaçlara yuva yapardık. Arsaya, bahçeye
gereksinimimiz olmazdı. Ulu Baba, dediğimi hoş gör. Şimdi ne kuşuz, ne de adama
benziyoruz'. Sonra gün be gün sıkıntılarımız arttı. Ekmek, şeker karneye bağlandı. Vali
Bey halkın savaşı unutmasını istiyordu. Yangın sonrası belediye görevlileri, yanan
yerleri süpürdüler, temizlediler. Halkın mutlu olması için aynı yerde çiçek parkı
yapacaklarını söylediler. Belediye bandosu marşlar çaldı. Arsamıza çiçek ektiler,
ağaç diktiler. 'Kent çiçek kokacak, çiçeklerle süslenecek' dediler. … Bir yıl sonra şans
yüzümüze güldü. Çiçek parkını söktüler. 'Yerine halkevi yapılacak' dediler. Vali bey
bu projeyle yoksullara, işsizlere iş sağlamak istediğini söylüyordu.”
B
y the end of 1930's, the jerrybuilt structures of Çardak District had to be
superseded by new utilizations of the improving and changing city. In 1937,
Governor's Mansion is built on the east edge of Çardak District consisting of barracks.
With an arrangement in 1941, a park with a pool is designed on one part of the district
where currently Cultural Center stands up. İlyas Halil tells about this transformation of
Çardak District through the experiences of Ramazan the bootblack as below [7];
“
I said; 'Hi Ramazan'. ... He did not recognize. I told my father's name. ... He said; 'You
have become a young man'. 'Those were the days. ... I used to earn one medjidie
some days. Medjidie is twenty piasters. I was a bird with twenty wings that day.' he told. I
said; 'what do you do now?' He said 'Ah junior gentleman'. 'What would a gypsy do other
than suffering? ... As though polishing shoes all day hungrily was not enough, one evening
I woke up to see our neighborhood set on fire by God. My all, my bower was turning to
ashes in front of my eyes. I raised my hands praying. I said 'Oh Lord', 'If you wanted our
land, it was easy. Great Father, you could have created Çukurova a little bit larger. Let's
say you didn't have the time, you should create the gypsies with wings, so that we would
be birds and nest in the trees. We would need no land, no gardens. Great Father,
condone my sayings. Now we are neither bird, nor even look like man.' Then our troubles
multiplied day after day. Bread, sugar were rationed. Mr. Governor was wishing people
to forget about the war. After the fire municipality workers swept and cleaned the burnt
places. They told they would design Flower Park in the same place to make people
happy. Municipality band played marches. They planted flowers and trees in our land.
They told; 'The town will smell flower, be ornamented with flowers'. … One year after we
were lucky. They ripped the flower park. They said; 'People's House will be built instead of
it'. Mr. Governor was telling he planned to create employment for the unemployed with
this project”.
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
221
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Mersin Kültür Merkezi ve Vali Konağı, 2000’ler
Halkevi ve Vali Konağı, 1940’lar
People’s House and Governor’s Mansion, 1940’s
1
943 yılında İçel Valiliği'ne atanan Tevfik Sırrı Gür, 1940'lı yılların Yeni Mersin
gazetelerinde yapmayı planladığı hizmetleri açıklıyor. Bu hizmetler arasında
Cumhuriyetin en seçkin 50 yapısı arasında yer alan, günümüzde Kültür Merkezi olarak
adlandırılan Mersin Halkevi de var. Günümüzde Tevfik Sırrı Gür Lisesi olarak
adlandırılan lise, Akkahve, stadyum gibi yapılar da yine Vali Gür'ün kente
kazandırdığı yapılar arasında yer alıyor.
K
entteki imar faaliyetleri konusunda oldukça radikal ve kararlı davranan, bu
nedenle de görev yaptığı dönem ve sonrasında Mersinlilerin bir bölümünün
övgüsünü alırken, bir bölümünün olumsuz eleştirileri ile karşı karşıya kalan Vali Tevfik
Sırrı Gür, dönemin zor ekonomik koşullarına rağmen, çoğu günümüzde de ayakta
olan kentin en özgün Cumhuriyet Dönemi yapılarını inşa ettiriyor[8].
G
ünümüzde Cumhuriyet Meydanı'nın kuzey sınırını çizen, Vali Konağı'nın batı
bitişiğinde yer alan ve Kültür Merkezi olarak kullanılan yapı, 29 Ekim 1946
tarihinde Ankara Devlet Tiyatro ve Operası tarafından temsil edilen Madam Butterfly
Operası ile Mersin Halkevi olarak açılıyor.
222
Mersin Cultural Centre and Governor’s Mansion, 2000’s
T
evfik Sırrı Gür, who has been appointed to Governorship of İçel for the second
time in 1943, declares the services he plans to provide on the New Mersin
Newspapers of 1940's. Mersin People's House, one of most outstanding 50 buildings
of The Republic, currently called Cultural Center is also among these services. The
buildings like the high school, currently called Tevfik Sırrı Gür High School, and
Akkahve are also among the buildings Governor Tevfik Sırrı Gür has brought in the
city.
G
overnor Tevfik Sırrı Gür has had a very radical and determined attitude in public
improvements operations. Because of his attitude, while he has been praised
by some of Mersin citizens, he has encountered negative criticism from some
citizens. He has constructed the most distinctive Republican Period buildings of the
city which still stands up today against the hard economic conditions of the period
[8].
T
he building, defining the north border of the Republic Square, located on the
west side of Governor's Mansion and serving as Cultural Center today, is opened
as Mersin People's House, with Madam Butterfly Opera performed by Ankara State
Theater and Opera at 29th October of 1946.
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
223
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Halkevi, 1940’lar
Mersin Kültür Merkezi, 2000’ler
Mersin Cultural Centre, 2000’s
People’s House, 1940’s
952 yılına kadar Halkevi olarak hizmet veren yapı halkevlerinin kapatılmasının
ardından çeşitli kurumlarca kullanılıyor. 1970'li yıllara gelindiğinde artık iyice
yıpranmış olan bina, 1977 yılında Kültür Bakanlığı'na devrediliyor. Başlatılan kapsamlı
onarım ve yenileme çalışmalarının ardından 9 Mart 1992 tarihinde, ilk açılış töreninde
olduğu gibi yine Madam Butterfly Operası ile açılıyor [9].
he building served as People's House until 1952 has been used by various
foundations after the people's houses has been closed. The building which is
outworn by the 1970's has been assigned to Ministry of Culture in 1977. Following the
comprehensive restoration and renovation operations, it is opened at 9th March of
1922, with Madam Butterfly Opera as it used to be at the first inaugural [9].
H
t the inaugural of the People's House, Governor Tevfik Sırrı Gür gives a speech.
He, emphasizing the Mersin citizens who has given the chance to bring in the
city such a building at the hard economic conditions of the period were, “a civilized
and appreciative community”, tells the following [10]; “Here, I am among the
believers of the heavy mission of people's houses about our national discipline and
civil maturation. And I am on the cutting edge of the people who believe the
People's House is a national sanctuary increasing the feelings out of the school
districts and improving ideas staying away from political and personal ambitions.”
H
rom the narratives of Nurullah Ataç and journalist Hüseyin Cahit Yalçın who have
come to participate in the inaugural of the People's House, it is deduced that it
has been constructed as a fine example of the period's architectural care and
despite of its hugeness it has been designed aesthetically becoming to the city [11].
“
Mersin Governor has constructed the structure which is the biggest one among
today's people's houses with care and by almost on his own. The genius of Mersin
People's House is at its architecture style adopted. The habitual ugliness of the solid
concrete is avoided here. A gorgeous and stunning building becoming to the city,
becoming to the climate is being prepared.
alkevi'nin açılış töreninde Vali Tevfik Sırrı Gür bir konuşma yapıyor. Dönemin zor
ekonomik koşullarında, kente böyle bir yapı kazandırma olanağını sağlayan
Mersinlilerin, “medeni ve takdirkar bir cemiyet” olduğunu vurgulayarak şunları
söylüyor [10]: “Halkevlerinin, milli terbiye ve medeni tekamülümüz (olgunlaşma)
karşısındaki ağır vazifelerine inananlar arasındayım. Ve bir halkevinin siyasi ve şahsi
hırslardan uzakta kalarak, okul muhitleri dışında hisleri yükselten, fikirleri genişleten
milli bir mabet olduğuna inananların ön safındayım.”
alkevi binasının açılış törenine katılmak üzere Mersin'e gelen Nurullah Ataç'ın ve
Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın'ın anlattıklarından yapının, dönemin mimari
özenine iyi bir örnek olarak inşa edildiği, büyüklüğüne rağmen şehre yakışan bir
estetikle tasarlandığı anlaşılıyor [11]:
224
T
1
Bugünkü halkevlerinin en büyüğü olan o yapıyı, Mersin Valisi özenmiş, hemen
hemen bir başına yapıvermiş... Mersin Halkevi'nin hususiyeti, mimarisinin kabul
ettiği üslupta. Bütün betonun mutad (alışıldık) çirkinliğinden burada içtinap edilmiş
(kaçınılmış). Şehre yakışan, iklime yakışan muhteşem ve nefis bir bina hazırlanıyor.”
A
F
“
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
225
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Pathe Sineması ve Millet Bahçesi, 1900’ler
Cumhuriyet Meydanı ve Atatürk Parkı, 2000’ler
Cinema Pathe and People’s Garden, 1900’s
K
artpostalda görülen kentin bilinen ilk yazlık sineması olan Pathé Sineması'dır.
Kartpostalın üzerinde Fransızca olarak Pathe Cineması'nın bahçesinin
görünümü-Mersin (Vue du Jardin du Cinéma Pathé-Mersine) yazısı okunuyor.
Torossian Kardeşler (Torossian Frères) editörlüğünde kaydedilmiş görüntüde, demir
parmaklıklı bir duvarın sinemanın sınırlarını belirlediği ve bir giriş kapısı bulunduğu
görülüyor.
he first summer movie theater opened in the city in 1920 is Pathé Cinema seen on
the postcard. It is read The View of Pathe Cinema in the Garden-Mersin (Vue du
Jardin du Cinéma Pathé-Mersine) in French on the postcard. In the image recorded
at the editorship of Torossian Brothers (Torossian Frères), it is seen that one wall
surrounded by iron railings determines the borders of the cinema and there is one
entrance door.
1
P
908'de Sigmund Weinberg tarafından İstanbul'daki ilk yerleşik ve sürekli sinema
salonu olan Pathe Sineması'nın [12] hemen hemen aynı yıllarda Mersin'de de bir
sinema işletiyor olması, kentin yirminci yüzyıl başındaki sosyo-kültürel yaşamının
gelişmişliği ve canlılığına ilişkin önemli bir ipucu veriyor. Bu canlılık Mersin'e ilişkin
ticaret kayıtlarından da izleniyor. Örneğin, Şark Ticaret Yıllığı'na göre 1913 yılında
kentte Georgeos Arslanoglou tarafından işletilen bir sinema ve S. Macromallis'e ait
Concordia adında bir tiyatro olduğu görülüyor [13].
B
ununla birlikte, Develi'ye göre kentte, Küçük Fahri, Büyük Fahri, Refik ve Rıfat Uslu
adlı kişiler tarafından çalıştırılan ve 1927 yılı ticaret sicil kayıtlarında yer alan bir
sinema daha bulunuyor [14].
226
Republican Square and Atatürk Park, 2000’s
T
athe Cinema has been the first permanent movie theater in İstanbul established
by Sigmund Weinberg in 1908 [12]. The fact it runs one cinema in Mersin
approximately in the same years gives an important hint about the development
and dynamism of the socio-cultural life in the city at the beginning of twentieth
century. The liveliness of socio-cultural life can also be followed in the commercial
records. For instance, there are a cinema executed by Georgeos Arslanoglou and a
theatre called Concordia, managed by S. Macromallis according to Annuaire
Oriental du Commerce of 1913 [13].
A
long this path, Şinasi Develi points out that there is also another cinema run by
Junior Fahri, Senior Fahri, Refik and Rıfat Uslu found on the commercial records
of 1927 [14].
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
227
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler
Millet Bahçesi, 1930’lar
People’s Garden, 1930’s
K
O
M
P
artpostalda, günümüzde Cumhuriyet Meydanı olarak adlandırılan alanın bir
bölümünde yer alan bahçenin, artık Millet Bahçesi olarak adlandırıldığı
görülüyor.
illet Bahçesi, kentteki ticari etkinliğin sürdüğü İstasyon, Uray Caddesi, Yoğurt
Pazarı ve Gümrük Meydanı arasındaki alan ile kentin batısında yeni gelişmekte
olan konut alanları arasında bir buluşma noktası olarak işlev görüyor. Yirminci yüzyıl
başına kadar kentin ve kentlilerin, coşkulu Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında,
Cumhuriyet Halk Partisi'nin garden partilerinde, ailece ya da eş dost ile yenilen
akşam yemeklerinde, özel orkestraların verdiği caz konserlerinde bir araya geldiği
buluşma yeri de yine Millet Bahçesi [15].
G
ünümüzde Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın yerinde bulunan ve eskiden
Çukurova Barı olarak bilinen eğlence mekanı zaman içinde yerini Tüccar
Kulübü'ne bırakıyor. Millet Bahçesi, Tüccar Kulübü yapılana kadar kentin en önemli
eğlence yeri. Deniz kıyısındaki bu bahçe, dönemin pek çok Anadolu kentinde
görülen türden bir aile çay bahçesi ya da gazinosu değil. Millet Bahçesi'nin devamlı
bir dans orkestrası var ve yaz geceleri burada dans ediliyor, balolar düzenleniyor [16].
228
Republican Square, 2000’s
n the postcard, the garden, located on one part of the area of the current
Republican Square, yet called People's Garden.
eople's Garden functions as a meeting place situated between the area,
between Railway Station, Uray Street, Yoghurt Bazaar and Custom Square,
where the commercial activities of the city take place and the residence areas
newly developing on the west of the city. Until the beginning of twentieth century,
the city and the citizens meet at the People's Garden at exhilarated Republic Day
celebrations, garden parties given by Republican People's Party, dinners with family
or friends and jazz concerts of private orchestras [15].
T
he entertainment place used to be known as Çukurova Bar, which has been
located where current Mersin Chamber of Commerce and Industry stands, is
superseded by Merchant Club by the time. People's Garden has been the most
significant entertainment place of the city until Merchants Club is built. This garden
on the seaside is not a family tea garden or casino similar to many examples seen in a
lot of Anatolia cities. People's Garden has a permanent dance orchestra and here,
people dance on summer nights and balls are held [16].
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
229
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Millet Bahçesi, 1940’lar
Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler
People’s Garden, 1940’s
P
M
illet Bahçesi 1940'lı yıllarda Mersin'de yaşamış olanlar için, kentteki yaşama
ilişkin bugün bile anlamlı bir simge. Ancak Millet Bahçesi'nin, kent belleğindeki
bu anlamlı yeri yalnızca bir buluşma mekanı olmasından kaynaklanmıyor.
eople's Garden is still a meaningful symbol even today for the ones who has lived
in Mersin at 1940's. However, this significance of the place in collective memory
of the city does not only emanate from its meeting point characteristic.
M
P
illet Bahçesi, kartpostalda görüldüğü gibi yirminci yüzyıl başına kadar kentin
orta noktasında bulunması, deniz kıyısındaki konumu ve onu çevreleyen
yapıları ile değil, burada yaşanan tarihi an ile de kent belleğindeki yerini alıyor. 17
Mart 1923 tarihinde eşi Latife Hanım ile birlikte Mersin'e gelen Atatürk, Millet
Bahçesi'nde yaptığı konuşma ile Mersinlilere sesleniyor. Kentin bulunduğu konumun
önemine vurgu yaparak başladığı ve Mersinlilere önemli bir görev vererek bitirdiği
konuşmasında Atatürk, şunları söylüyor [17]:
“
230
Republican Square, 2000’s
Memleketiniz, beldeniz Türkiye'nin çok mühim bir noktasında bulunuyor ve çok
mühim ticaret noktasıdır. Memleketiniz, bütün dünya ile Türkiye'nin irtibatı
noktasında en mühim bir yeridir. Bunu sizler benden iyi biliyorsunuz. Fakat bilmelisiniz ki
-açık söyleyeyim- memleketinize hakim bulunmuyorsunuz. Memleketinize sahip
olabilmek için yeni çok mühim çalışma devresine giriyorsunuz. Geçmişte maruz
kaldığınız mahrumiyetlerden çektiğiniz elemler, azaplar büyük olmuştur. Bunu sizler iyi
takdir etmişsinizdir. Tekerrür etmesin… Son sözüm olmak üzere, bu memleketin hakiki
sahibi olunuz diyeceğim.”
eople's Garden, as seen on the postcard, takes its place in the city memory not
only because of its location in the middle of the city, at the seaside until the
beginning of twentieth century or the buildings surrounding it but also because of
the historic moment experienced here. On 17th March of 1923, Atatürk, who has
come to Mersin with his wife Mrs. Latife, addresses the Mersin citizens at People's
Garden. In this speech he began emphasizing the importance of the current
situation of the city and finished assigning an important mission to Mersin citizens, he
told these [18];
“
Your land, your town is located on a very crucial point of Turkey and a very crucial
commerce point. Your land is of most importance in terms of Turkey's connection
with the entire world. You know this, better than me. However you should know –to
be frank- you are not dominant in your land. You are starting a very important new
working period in order to take the possession of your land. You have suffered huge
sorrow and pain because of your deprivations you encountered in the past. You
should have appreciated this well. This should not recur. … As my last word, I will say
you should be the real owners of this land.”
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
231
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Meeting
Place:
People’s
Garden and
People’s
House
Buluşma Yeri:
Millet
Bahçesi
ve
Halkevi
Millet Bahçesi, 1940’lar
Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler
People’s Garden, 1940’s
K
artpostalda, günümüzde Kültür Merkezi'nin güney batısında ve Arap Ortodoks
Kilisesi'nin güneyindeki alanda, 1970'li yıllarda yapılan yeni düzenlemeye kadar
Belediye Bahçesi olarak adlandırılan aile çay bahçesi görülüyor.
T
Republican Square, 2000’s
O
n the postcard, the family tea garden is seen on the area located on the
southwest of Cultural Center and south of Arab Orthodox Church today. It has
been known with the name Municipality Garden until the new design applied at
1970's.
arihsel süreç içinde, özellikle 1900'lü yılların başından itibaren kentin buluşma yeri
olarak ön plana çıkan Millet Bahçesi'nin bulunduğu alan, günümüzde de farklı bir
biçimde bu işlevini sürdürüyor. Geçmiş dönemde garden partilerin düzenlendiği,
çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği alan, 2000'li yılların başında Kültür Merkezi'nin ve
Arap Ortodoks Kilisesi'nin güneyinde Cumhuriyet Meydanı olarak düzenleniyor.
he place, where the People's Garden existed, stood in the forefront as the
meeting place of the city during the historical development, especially from the
beginning of 1900's forward. The place, where garden parties and other various
activities were organized, has been designated as Republican Square.
G
W
ünümüzde bu meydan, geçmiş dönemdekinden farklı olarak kentlilerin daha
çok resmi kutlamalarda ve törenlerde toplandığı bir meydan. Bu anlamda
meydan resmi bir nitelik kazanıyor.
T
ithin the square, which aimed to bring the citizens together, the people now
rather get together during official ceremonies, different from the old times. In
this respect, the square gained a ceremonial character.
HALKEVİ
PEOPLE’S HOUSE
232
233
Gelişen Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Developing
City:
Kışla Street
and Çamlıbel
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
M
ersin'de kentsel form, geleneksel Osmanlı kentinden farklı olarak doğu-batı
yönünde doğrusal bir hat boyunca gelişim göstermiştir [1] . Bu durum 1869
yılında kenti oluşturan iki mahalleden açıkça izlenmektedir. Arşiv kaynaklarına göre,
bu dönemde kentte yalnızca iki mahalle vardır. Bunlardan biri Şarkiyye (Doğu) ve
diğeri ise Garbiyye (Batı) olarak adlandırılmıştır [2].
İ
lk yıllarında demiryolu istasyonu ile Gümrük Meydanı arasında Uray Caddesi
boyunca gelişmiş olan Mersin, özellikle ticaretteki gelişmeler ve nüfus artışı ile birlikte
1900'lü yılların başından itibaren batıya doğru bir gelişme göstermiştir [3]. Bu gelişimle
birlikte kente yeni mahalleler eklenmiştir. Bugün “Çamlıbel” olarak adlandırılan semt
de, yüzyıl başında yeni gelişen bu mahallelerin birkaçını içine alan ve kentin batı
sınırını oluşturan yerleşimdir. Semt, güney sınırını Akdeniz'in, batı sınırını Müftü Deresi ve
deniz fenerinin, kuzey sınırını Silifke Caddesi'nin, doğu sınırını ise Arap Ortodoks
Kilisesi'nin çizdiği, düşük yoğunluklu bir yerleşim olarak sosyal dokusu ve fiziksel
özellikleri ile kentin diğer bölgelerinden farklılaşmıştır.
Z
aman içinde gerek sosyal dokusu gerekse yapıların bir araya gelişleri ve bir bütün
olarak ortaya koydukları etkiyle, kent içinde kendine özgü bir karakter kazanan
ve Çamlıbel adını alan yerleşimi kente bağlayan ana omurga Kışla Caddesi'dir.
1940'lı yılların ortalarında Atatürk Caddesi adını alan Kışla Caddesi, Gümrük
Meydanı'ndan başlar ve batıya doğru Çamlıbel'i geçerek Kışla'ya ulaşır; oradan
kuzeye yönelip, Müftü Deresi kıyısını izleyerek Silifke Caddesi'ne bağlanır. Yerleşim
Kışla Caddesi ile birlikte, caddeye açılan özellikle o dönemki 121., 123., 127. ve 129.
(günümüzdeki Cengiz Topel Caddesi) sokaklara doğru gelişme gösterir [4].
Ç
amlıbel'in ana eksenini oluşturan cadde, özellikle yüzyıl başında kuzeyinde ve
güneyinde sıralanmış konutlarda yaşayan kent elitleri ve gayrimüslim nüfusu ile
sosyal yapısı açısından da özgün nitelikler gösterir. Günümüzde yıkılmış olan bu
konutların yerlerine yapılmış olan çok katlı yapıların büyük çoğunluğu, sahibi olan
ailelerin isimlerini taşımayı sürdürmektedir.
Ç
amlıbel'de, 1929-1942 yılları arasında görev yapmış Belediye Başkanı Mithat
Toroğlu, milli mücadelede önemli görevler üstlenmiş Fikri Mutlu, yine Belediye
Başkanı Zeki Ayan, kentin ileri gelen tüccarları Safa Ailesi, Erden Ailesi, Hayfavi Ailesi,
Sıdalı Ailesi gibi müslüman ailelerin yanısıra Barbur, Dumani, Miskavi, Gandur,
Levante, Şaşati, Mantovani, Butros, Nakkaş, Nadir gibi gayrimüslim ailelerin ürettiği
çok kültürlü bir ortak yaşam biçimi gelişmiştir. Semtin renkli sosyal dokusunu gözler
önüne seren çarpıcı bir örnek, 1928 yılında Paris'te bir Fransız-Rus ailenin çocuğu
olarak doğan ve 2000 yılında ölen ünlü sinema yönetmeni Roger Vadim
Plemiannikov'dur. 1930'larda Fransız Konsolosu Plemiannikov'un oğlu olan Vadim de
bu dönem Çamlıbelinin sakinleri arasındadır.
238
T
he city of Mersin developed in a linear form, dissimilar to traditional Ottoman city,
between east and west sides [1], where each one constituted two distinct
neighborhoods in 1869. According to archival records, there were two
neighborhoods in this period, one was called East (Şarkiyye) while the other was
named West (Garbiyye) [2].
D
uring its foundation years in modern times, Mersin was developed in the area
between Railway Station and Custom Square, along Uray Street. As a
consequence of increasing commercial activities and population, the city of Mersin
began to develop rapidly towards east, where new neighborhoods emerged at the
beginning of 1900's [3]. The district, named “Çamlıbel” at present comprised a few of
those neighborhoods and formed the east frontier of the city. The Çamlıbel District,
where the Mediterranean Sea lies beneath the houses on the south side, Müftü
Creek and the Lighthouse were on the west edge, Silifke Street was forming northern
boundary and Arab Orthodox Church was at the east edge, was a low-density
settlement with its social and physical characteristics that differentiates it from other
districts and neighborhoods in the city.
I
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
n the course of time, Çamlıbel gained a distinctive character within the city of
Mersin due to physical features of buildings and their collective effect as a whole
and the social attributes of the district. The main spine that connects the district to
the city centre was Kışla Street, named Atatürk Street in the midst of 1940's, initiating
from Custom Square on the east, covering a distance along Çamlıbel and was
reaching Kışla Building on the west end. Following this course, Kışla Street was
oriented towards north along the east bank of Müftü Creek and connected to Silifke
Street. The settlement in Çamlıbel District developed especially along Kışla Street
st
rd
th
th
and 121 , 123 , 127 , and 129 streets of the peirod, in relation with Kışla Street [4].
T
he urban elites and non-Muslim population inhabited in their houses along the
south and north banks of Kışla Street, constituted a specific social composition
along the street. Today, most of these buildings were destroyed and new high-rise
buildings are built, which still bear their old owners' name.
T
he Muslims like Mithat Toroğlu, the major of Mersin between 1929 and 1942, Fikri
Mutlu, undertook duty during War of Independence, Safa, Erden, Hayfavi and
Sıdalı families, the prominent people in commercial life, and the non-Muslims like
Barbur, Dumani, Miskavi, Gandur, Levante, Şaşati, Mantovani, Butros, Nakkaş and
Nadir families developed a common multi-cultural daily life in Çamlıbel. Roger
Vadim Plemiannikov, the famous film director, who was born in 1928 in Paris and died
in 2000, was one of the impressive people that reveal the vivid social life in the district.
He lived in Çamlıbel during 1930's when his father Plemiannikov was the French
consulate.
239
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
240
B
u dönemi yaşamış pek çok Mersinli için Çamlıbel; “Hayat felsefesi olan, modern
dünya görüşü ile geleneksel değerleri birlikte yaşatabilmiş, sosyal, kültürel ve
ticari kimlikleri olan insanlar ve ailelerin yaşadığı bir yer; farklı diller ve farklı dinlerin
yaşam inceliklerinin bir siyah-beyaz fotoğrafta dondurulduğu mekandır. Bu yüzden
Çamlıbel, hep modernliğin peşine takılanları kendi içine çekmiş, adeta o
dönemlerde Batı kentlerinin küçük bir parçası olmuştur” [5].
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
F
or the ones who lived during this period Çamlıbel is a place “that have a living
philosophy, that could integrate the traditional values and modern thinking, that
involves families of social, cultural and commercial identities, that is white and black
picture on which kindness from different languages and religions is make shown” [5].
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
241
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Arap Ortodoks Kilisesi ve Cumhuriyet Meydanı, 2000’ler
Arap Ortodoks Kilisesi ve Kışla Caddesi, 1920’ler
Arab Orthodox Church and Kışla Street, 1920’s
K
artpostalda görülen kilise, artan ticari etkinlik ile birlikte, kentin batısında yeni
gelişen konut alanlarının başlangıç noktasını tanımlıyor. Özellikle gayrimüslim
nüfusun yaşadığı yeni gelişen bu konut alanı, kartpostaldaki kiliseden başlayarak
Kışla'da son bulan ve günümüzde Çamlıbel olarak adlandırılan semti kapsıyor.
K
uzeyindeki Kiremithane Mahallesi ile birlikte ağırlıklı olarak Arap nüfusun yaşadığı
semtin girişinde yer alan kartpostaldaki kilise, Arap Ortodoks Kilisesi. Günümüzde
de ibadete açık olan kiliseyi, Fikri Mutlu şöyle anlatıyor [6];
“
Arap Ortodoks Kilisesi, Atatürk Parkı'nın batısında, Kışla caddesi üzerinde ve
belediye bahçesi karşısındadır. Cemaati tarafından 1852 tarihinde yaptırıldı ve
Antakya Patrikliği'ne bağlandı.”
Arab Orthodox Church and Republican Square, 2000’s
T
he church, seen in the picture, defines the starting point for the newly developing
residential areas, in parallel to growing commercial activities, on the west side of
the city. Especially, the non-Muslim population was living in this newly developing
residential area, which comprises the district beginning with the church and ending
with Military Barracks, at present named Çamlıbel.
T
he Arab Orthodox Church is placed at the starting point of the district where
predominantly Arab people were living like in Kiremithane District, located on the
north. Fikri Mutlu defines the church that is still standing and open to worship today as
below [6]:
A
rab Orthodox Church is located on the west of Atatürk Park, on Kışla Street and
across the municipal garden. It was built by its parish in 1852 and connected to
Antioch Patriarchate.
ARAP ORTODOKS KİLİSESİ
ARAB ORTHODOX CHURCH
242
243
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Çamlıbel Silueti ve Tuz Deposu, 1920’ler
Çamlıbel Silueti ve Mersin Büyükşehir Belediyesi, 2000’ler
Çamlıbel Silhoutte and the Salt Depot, 1920’s
K
artpostalın sağında görülen iki katlı yapının yerinde bugün Mersin Büyükşehir
Belediye binası bulunuyor. Kartpostalda iki katlı taş yapıları ile çoğu Mersin'in ileri
gelen tüccarlarına ait bahçe içindeki konutlardan oluşan Çamlıbel'in kıyı boyunca
uzanan silueti görülüyor. Bu siluette dikkati çeken, semti boydan boya geçen Kışla
Caddesi üzerindeki, çan kulesi görünen Arap Ortodoks Kilisesi. Kilise bugün de
ayakta ve kullanıma açık.
D
ikkati çeken bir diğer nokta ise kıyıda sıralanan evlerin duvarını yalayan deniz.
Günümüzde bu iki katlı bahçe içindeki taş yapıların yerinde apartmanlar yer
alıyor. Denizin evlere ulaştığı hat boyunca da İnönü Bulvarı uzanıyor.
Çamlıbel Silhoutte and the Municipality of Greater Mersin, 2000’s
T
he town hall of Municipality of Greater Mersin is located at the place of two-storey
building, seen on the right side of the picture. On the background of the picture,
the houses of distinguished tradesmen in Mersin's commercial life figure a silhouette
along the coast of Çamlıbel. What is notable on this silhouette is the campanile of
Arab Orthodox Church, situated on Kışla Street that cover Çamlıbel district from one
end to the other. Arab Orthodox Church today still exists and is open to worship.
T
he other point to be distinguished is the seafront, where the Mediterranean Sea
strokes the walls of houses, aligned along the seafront. At present, many
apartment blocks of high-rise buildings are located in place of those two-storey
houses with large gardens. Furthermore, İnönü Boulevard is built where the shore
lies along the south facades of houses.
ARAP ORTODOKS KİLİSESİ
ARAB ORTHODOX CHURCH
244
245
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Atatürk Caddesi, 2000’ler
Kışla Caddesi, 1920’ler
Kışla Street, 1920’s
246
Atatürk Street, 2000’s
1
905 yılından bugüne ayakta kalmış ve Çamlıbel ile özdeşleşmiş bir yapı, Şaşati Evi.
Yapı günümüzde her ne kadar Şaşati Evi olarak adlandırılıyor olsa da, 1905 yılında
Vedih Nacar tarafından yaptırılıyor ve Şaşati Ailesi'ne geçinceye dek Nacar Evi
olarak tanınıyor. Şaşati (Chachati) Ailesi, adına 1885 yılından itibaren rastlanan ve o
dönemde kayıtlara geçmiş Mersinli dört büyük üreticiden biri [7]. Aynı zamanda aile,
Mersin'in özellikle susam ihracatı yapan en eski ihracatçı tüccarlarından biri olarak
“Şaşati Kardeşler” adlı şirketin sahibi [8]. İhracatçılığa devam ederken 1920'li yıllarda
bir yandan da komisyonculuk yapan bu aile şirketi [9], 1930'lara gelindiğinde
sigortacılık alanında da kendini gösteriyor [10]. Pek çok farklı alanda faaliyet
gösteren böyle bir tüccar ailenin konutu, Kışla Caddesi'nden cephe alan ve özgün
mimari elemanları ile çevresindeki tüccar evlerinden farklılaşan bir semt simgesi
olarak bugün de ayakta ve yapı günümüzde kreş olarak kullanılıyor. Uğur Ersoy, bu
ailenin yakın tarihlere kadar kentte yaşamış bir üyesinden; Madam Şaşati'den şöyle
bahsediyor [11]:
he building that has been standing since 1905 and become identical with
Çamlıbel: Chachati House. Even though the building is named Chachati House, it
is built by Vedih Nacar in 1905 and known as Nacar House since passed to Chachati
family. According to archival records, Chachati family is one of the four leading
manufacturers in Mersin since 1885 [7]. At the same time, the family owned a
company, called “Chachati Freres”, which is one of the oldest exportation
companies that dealt with especially sesame exportation [8]. As this family
company [9] continues to work on export issues, they begin to be occupied in being
commission agent in 1920's, and to tackle with works on insurance in 1930's [10]. The
house of Chachati family, who is active in many commercial fields, on Kışla Street
reveals unique characteristics and differentiates itself from other houses of
tradesmen. Its characteristics made the building a symbol for Çamlıbel. Today, it is
being used as a kindergarten. Uğur Ersoy mentions Madam Chachati, who is one of
the members of the family and alive since in the near future [11];
“
“
Madam Şaşati bitişikteki komşumuzdu… Bizimkilerle adeta bir aile gibiydiler
Şaşatiler. …Bana anlatılanlara göre Şaşatiler Mersin'e İzmir'den gelmişler. O
yöredeki bağlarından gelen kuru üzüm ve incirin tadı hala damağımdadır.
Çocukluğumda Mersin'de yalnız bir tekstil fabrikası vardı. Hastane Caddesi
üzerindeki bu fabrika Şaşati Fabrikası diye anılırdı.”
T
Madam Chachati was our contiguous neighbor …. We are like a big family
together with Chachati family…. As I heard fro others, they came to Mersin from
İzmir …. It is unable to forget the delicious flavor of currant and fig, dispatched from
that region. In my childhood, there was factory on Hastane Street on textile works,
which was called Chachati Factory.”
ŞAŞATİ Evİ
CHACHATI HOUSE
247
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Kışla Caddesi, 1930’ler
Atatürk Caddesi, 2000’ler
Kışla Street, 1930’s
K
artpostalda Şaşati Evi'nin çatısında dalgalanan bir bayrak dikkati çekiyor. Şaşati
Evi'nin, bir dönem İtalyan Konsolosluğu olarak kullanıldığı biliniyor. Dolayısıyla
bayrağın da konsolosluğa ait olduğu anlaşılıyor.
s it can be seen explicitly on the picture, a flag is streaming on the roof of
Chachati House. The building was used as Italian Consulate for a period. Thus, it
is understood that yhe flag seen on the picture belongs to the consulate.
Y
U
apının konsolosluk olarak kullanılmasının Mersin için ayrı bir anlamı var. Çünkü
yapının İtalyan Konsolosluğu olarak hizmet verdiği dönemde, Rodos'tan getirilen
begonvil çubukları zamanla binanın ön cephesini kaplıyor ve çiçek buradan bütün
kente yayılıyor. Bu durum, Mersin'de begonvilin konsolos çiçeği olarak
adlandırılmasına yol açıyor.
K
artpostalda, Kışla Caddesi'nin iki yanındaki kaldırımlara rağmen yoldan
yürümeyi tercih etmiş insanlar görünüyor. Bu durum, kentte henüz yoğun bir taşıt
trafiğinin olmadığını, bu nedenle de caddede asfalt kaplama bulunmadığını ortaya
koyuyor.
K
artpostalda Kışla Caddesi'nin sonunda, günümüzde yer almayan ağaçlık bir
alan görülüyor. Bu ağaçlıklı alan Çamlıbel'in simgelerinden Aşıklar Parkı.
248
Atatürk Street, 2000’s
A
se of the building as a consulate gains another distinctive meaning, since the
bars of begonia was brought from Rhodes covered the front façade of the
building in the course of time when it was used as Italian Consulate, and use of flower
is spread over the whole city.
T
he people on the picture prefer to walk on Kışla Street despite existence of
pavement on both sides. Besides, it is seen that there was no tarmac on the roads,
displays that there had not been intensive car traffic in the city of Mersin.
A
t the background of the picture, along Kışla Street, lies the Lovers Park, a grove
which is one of the figures of Çamlıbel, but does not exist today.
ŞAŞATİ Evİ
CHACHATI HOUSE
249
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Kışla Caddesi, 1930’ler
Atatürk Caddesi, 2000’ler
Atatürk Street, 2000’s
Kışla Street, 1930’s
K
2
artpostalın sağ köşesinde görülen ev, Atatürk'e ev sahipliği yapmış olması ve
Mersin Belediye Başkanı Mithat Toroğlu'na ait olması nedeniyle önemli.
0-23 Mayıs 1938 tarihinde Mersin'e yaptığı son ziyareti sırasında Atatürk, geceleri
Vali Konağı'nda kalırken, denize girmek üzere plaj köşküne gittiği bir gün, Mithat
Toroğlu'nun kartpostalda görülen bu evinde konuk ediliyor [12].
T
he house on the right side of the picture is prominent in two ways. First, it had the
honor to host Atatürk, and second, its owner is Mithat Toroğlu, who is the major of
Mersin between 1929 and 1942.
A
tatürk was staying in Governor's Mansion when he is in Mersin, but he is hosted in
this house when he went to swimming during his visit to Mersin between 20th and
23 of May in 1938 [12].
rd
K
entin fiziksel gelişimine yönelik planlama çalışmaları için girişimde bulunan
dönemin belediye başkanı Mithat Toroğlu, 1930'lu yıllardan itibaren başta
Ankara olmak üzere pek çok Anadolu kenti için şehir planı yapan Alman şehirci Prof.
Dr. Hermann Jansen'i Mersin'de konuk ediyor.
1
9 Kasım 1937 tarihinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezisinden dönerken
Mersin'e uğrayan Atatürk'ü, istasyonda Vali Rüknettin Nasuhioğlu ile birlikte
Mithat Toroğlu karşılıyor ve inşa edilmekte olan Vali Konağı'na götürüyor. Burada,
Prof. Jansen'in hazırladığı şehir planını inceleyen Atatürk, planın dikkatle uygulanması
gerektiğini söylüyor [13].
250
M
ithat Toroğlu is a distinct major, who dealt with the physical development of
Mersin and thought to have an urban plan for the future of the city. He invited
Prof. Hermann Jansen, who prepared the first urban plan of the young Turkish
Republic, for the capital Ankara, afterwards prepared many other plans for
Anatolian towns.
M
ithat Toroğlu welcomes Atatürk with Governor Rüknettin Nasuhioğlu at 19th of
November in 1938 in Mersin, returning from his visit to Eastern and Southeastern
Anatolia and took him to Governor's Mansion that is being constructed. There,
Atatürk examines urban plans, prepared by Hermann Jansen and notices that plans
should be implemented carefully [13].
TOROĞLU Evİ
TOROĞLU HOUSE
251
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Kışla Caddesi, 1930’ler
Atatürk Caddesi, 2000’ler
Kışla Street, 1930’s
K
ışla Caddesi'nin batıdan doğuya doğru görüldüğü kartpostaldaki elektrik
direkleri artık kente elektriğin gelmiş olduğunu gösteriyor. Caddenin
asfaltlandığı, kaldırımlardaki ağaçların büyüdüğü, ancak Çamlıbel'deki bahçe
içinde bir-iki katlı yapılardan oluşan düşük yoğunluklu kentsel dokunun hala niteliğini
sürdürdüğü görülüyor. Caddenin sonunda 1970'li yıllara dek ayakta kalmış olan
Rickards Evi bulunuyor.
K
entin önemli tüccarlarının evlerinin sıralandığı Kışla Caddesi çevresi ile birlikte,
Madam Dora, Madam Rita, Madam Fifi, Madam Juliette, Madam Virginie'nın
sakinleri olduğu bir Avrupa şehri resmi çiziyor.
C
addenin, Müftü Deresi ve Kışla Caddesi ile sonlanan batı ucunda, Jozef
Dakad'ın ve Kışla'nın askeri barakalarının hemen doğusunda ise Tante
Isabelle'nin evi yer alıyor. Begonvillerin süslediği, at nallarının kuş seslerine karıştığı,
orta yerindeki oval parkı ile yeni gelişen bu semt bir anlamda, Akdeniz kıyısındaki
Mersin'in o yıllarda zevkle yaşanan bir şehir olarak gelişimini gözler önüne seriyor [14].
Atatürk Street, 2000’s
K
ışla Street is seen with a view from west to east on the picture. The street lights
show that the electricity is supplied to the city. Moreover, the streets are anyhow
asphalt covered, trees of pavements are grown. That is to say, Çamlıbel is
developing day by day, but maintained its character, originating from two-storey
stone houses in large gardens, which indicates a low-density settlement pattern. At
the end of the street, the Rickards House, which stands until 1970's, is in a partial view
at the background of the picture.
T
he houses of notable merchants were placed alongside Kışla Street, gives a
picture of a European city with its residents like Madam Dora, Madam Rita,
Madam Fifi, Madam Juliette, Madam Virginie.
O
n the west, where the street is ended with Müftü Creek, Jozej Dakad's house
placed while on the east of the military barracks there was Tante Isabelle's
house. The newly developing district, adorned with begonia; where the sounds of
hoofbeats and turtle doves are mixed to each other; where an oval park is placed at
its midst, reveals the development of Mersin as a place to live tastefully [14].
ŞAŞATİ Evİ
CHACHATI HOUSE
252
253
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Kışla Caddesi, 1930’ler
Atatürk Caddesi, 2000’ler
Kışla Street, 1930’s
B
Atatürk Street, 2000’s
T
ugün, Atatürk Caddesi'nin ikiye ayırdığı Aşıklar Parkı, bir dönem kentin, genç
kızları ile kömür ütülerinde ütülenmiş, kolalı beyaz gömlekleriyle delikanlıların bir
araya geldiği, turunç ağaçlarının kokusunun evlerin içlerine kadar yayıldığı bir
buluşma mekanı [15]. Bu parktan günümüze, Atatürk Caddesi'nin iki yanındaki
kaldırımlarda bulunan birkaç turunç ağacı kalmış durumda.
oday, Lovers' Park is cut into halves by Atatürk Street, but it was in one period a
meeting place for young ladies and young men with their starchy white shirts that
were ironed by clothes press, where the perfume of bitter orange trees was diffusing
to interiors of houses [15]. At present, only a few bitter orange trees on pavements on
both sides of the street remained.
O
A
'Neill, Aşıklar Parkı'nı “bahçelerinde meyve ağaçları ve begonvillerin yayıldığı,
villalar tarafından çevrelenmiş oval bir park” olarak anlatıyor [16].
ccording to O'Neill, Lovers' Park is “a small oval park surrounded by villas with
gardens that overran with fruit trees and begonia” [16].
ŞAŞATİ Evİ
CHACHATI HOUSE
254
255
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Gazi Paşa Kız Mektebi, 1920’ler
Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler
Gazi Paşa Girls’ School, 1920’s
Gazi Paşa Elementary School, 2000’s
D
önemin önemli fotoğraf editörlerinden Sami Zade İzzet tarafından kaydedilmiş
kartpostalda, “Gazipaşa Kız Mektebi” görülüyor. Kartpostalda, okulun
güneyindeki yeşil alan, bugün Kültür Merkezi (yapıldığı dönemde Halkevi) binasının
bulunduğu alan.
he postcard of Gazi Paşa Girls School is recorded by Sami Zade İzzet, one of the
significant photography editors of the period. The open-wide area on the south of
the school is the place where Cultural Centre (People's House when it was built)
stands at present.
B
G
ugün yerinde Gazipaşa İlköğretim Okulu bulunan Gazipaşa Kız Mektebi, eğitimöğretime önce “kız mektebi” olarak başlıyor. 1905 yılında ev olarak inşa edilen
yapı, 1922'de İnas Numune Mektebi oluyor. 1923'te Gazipaşa İlkokulu adını alıyor.
Aynı yıl, Maarif Cemiyeti tarafından kamulaştırılıyor ve Gazi Mustafa Kemal Kız
Mektebi adıyla eğitim vermeye devam ediyor. 1960 yılında yıkılan yapıdaki eğitimöğretim faaliyeti, genişletilen bahçesi içinde inşa edilen bugünkü binada
sürdürülüyor [17]. Binanın ikinci katı, 1962-1965 yılları arasında, Mersin İlköğretmen
Okulu olarak hizmet veriyor [18].
T
azi Paşa Girls School, where Gazi Paşa Elementary School is located, begins
educational activities as “school for girls” and named Gazi Paşa Elementary
School in 1923. The building was constructed as a house in 1905. It was İnas Numune
School in 1922. It is expropriated in the same year and continues education as Gazi
Paşa Girls School. The building, seen at the picture, was destroyed in 1960, and the
school carried on education facilities in its new building that stands today in its larger
garden [17]. The second floor of the building was used as Mersin Elementary
Teachers School between 1962 and 1965 [18].
GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİ
GAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL
256
257
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Gazi Paşa Kız Mektebi, 1920’ler
Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler
Gazi Paşa Girls’ School, 1920’s
Gazi Paşa Elementary School, 2000’s
K
artpostalda okul binası, şimdiki okul binasının güneyinde ve doğrudan Silifke
Caddesi'ne açılan bir kapısı var. Okulun doğu bitişiğinde (bugün Kitapsan'ın
bulunduğu ada) ağaçlıklı bir bahçe yer alıyor [19]. Vahap Kokulu, okulun hikayesini
şöyle anlatıyor [20];
M
ahallemizdekiler ve ailemizin fertleri Gazipaşa Okulu'na gitmeye başlamışlar…
Gazipaşa İlkokulu'nun arsası Hanna Butros'a aitmiş. Biliyorsunuz, Kültür
Merkezi'nin arkasında kocaman bir yer. Dedemiz 5000 lira bağışta bulunarak bu
alanın kamulaştırılmasına destek olmuş… Bu bağışı yaptıkları zaman, 1923-1924 gibi,
Atatürk Mersin'e geldiğinde yine Kokulu Ailesi'nden Osman Bey anlattı; Atatürk
teşekkür etmiş dedemizin babasına ve okula kendi adını yani 'Hadra' adını vermesini
söylemiş. Ama dedem; 'Gazi Paşam, senin adın varken benim adım olur mu,
estağfurullah' demiş ve okulun adı da 'Gazi Paşa' olmuş”.
L
ike the previous picture, the above one is also taken by Sami Zade İzzet. At the
picture, school building is located on the south of existing building and had a
door directly opening to Silifke Street. On the east side of school, where Kitapsan
Book Store stands at present, there is a garden, overran with fruit trees [19]. Vahap
Kokulu expresss the history of the school as followings [20]:
A
ccording to expressions of “The persons in our family and in our neighborhood
began to attend Gazi Paşa School…. The plot of the school was owned by
Hanna Butros. You know, the place is a big one on the north side of People's House.
Our grandfather made a support by donating 5000 Liras for expropriation of this
place … The time when he made this donation, approximately 1923-1924, as Osman
Bey from Kokulu family expressed, when Atatürk came to Mersin, he thanked to the
father of our grandfather and wants him to give his own name “Hadra” to the school.
However, my grandfather said “Gazi Paşa, is it proper to give my name since yours is
existing?” and name of the school became “Gazi Paşa”.
GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİ
GAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL
258
259
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Gazi Paşa Kız Mektebi, 1930’lar
Gazi Paşa İlköğretim Okulu, 2000’ler
Gazi Paşa Girls’ School, 1930’s
Gazi Paşa Elementary School, 2000’s
T
G
azipaşa Kız Mektebi'nde zil çalmış, öğrenciler, onları almaya gelen veliler
caddeye dağılmış. Büyük olasılıkla, fötr şapkalarıyla Silifke Caddesi'ni
adımlayan beyler okulun öğretmenleri. Üstlerindeki paltolara bakılırsa, kartpostal,
Mersin'in güneşli bir kış gününde çekilmiş olmalı. Caddenin iki yanındaki düzgün
kaldırımlar ve kaldırım boyunca özenle sıralanmış ağaçlar dikkat çekiyor.
he bell was ringed at Gazi Paşa Girls School and students and their parents
dispersed among Silifke Street. Most probably, the walking men with felt hat are
teachers of the school. The picture must be taken in a shiny winter day due to the
coats of people. Orderly pavements and trees along both sides of the street attract
attention.
K
O
artpostalın solunda, günümüzde Kültür Merkezi olarak kullanılmakta olan
Halkevi'nin bahçesinin demir parmaklıkları görülüyor. O dönemde kentin yeni
gelişen bu bölgesi, Halkevi gibi önemli kültürel bir kullanım, Gazipaşa Kız Mektebi gibi
eğitim, Arap Ortodoks Kilisesi gibi dini yapıları ve Aşıklar Parkı gibi oldukça farklı
kullanımların bir arada olduğu, hareketli ve renkli sosyal yaşamı ile farklılaşan bir semt
kimliğini oluşturuyor.
n the left-hand side of the postcard, the iron fencing of the garden of People's
House, the Cultural Center of today, can be seen. At that period, this newly
developing area of the city has a lively and colorful social life and differentiated
district identity due to the togetherness of diverse uses, like People's House as a
cultural use, like Gazi Paşa Girls School as an educational use, Arab Orthodox
Church as a religious use and Lovers Park as a recreational use.
GAZİ PAŞA KIZ MEKTEBİ
GAZI PAŞA GIRLS’ SCHOOL
260
261
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Kışla Binası, 1910’lar
Kışla Binası, 1910’lar
Military Quarter, 1910’s
262
Military Quarterl, 1910’s
T
G
ümrük Meydanı'ndan Müftü Deresi'ne kadar uzanan cadde, kartpostalda
görülen Kışla binası nedeniyle Kışla Caddesi olarak adlandırılıyor. Bu uzun ve
kıyıya paralel caddenin adı günümüzde Atatürk Caddesi.
he street, starting from Custom Square and reaching to Müftü Creek, is named
Kışla Street due to the building seen in picture. This long street was parallel to the
seafront, is today called Atatürk Street.
K
artpostaldaki Kışla binasını da içine alan oldukça geniş bir arazi, o dönemde
Mısırlı bir Arap Hıristiyan'ın ipekböceği üretim çiftliği ve bahçesi iken daha sonra
Nakkaş ailesi tarafından bin altın liraya alınıyor. 1904 yılında, bu alanda, Kaymakam
Esat Bey ve Mutasarrıf Nazım Paşa'nın girişimleri ve kentlinin de yardımı ile
kartpostalda görülen ve bugün ayakta olmayan Kışla binası yaptırılıyor [21].
T
he spacious land, comprising the Military Barracks, was purchased by Naccache
family for 1000 golden liras when it was a farm place of an Egypt Arabian Christian
for sericulture. In 1904, with the assistance of dwellers in the city, endeavors of
Governor Nazım Pacha and Esat Bey, head official of Mersin, Military Barracks was
built at this place. It was not stand at present [21].
D
eniz Harp Okulu ve Lisesi'nin Kışla'ya taşınmasıyla, özellikle tatil günlerinde
bahriyelilerin kentte dolaşmaları ve aynı yaşlardaki gençlerle arkadaşlık
etmeleri, Mersin'in sosyal yaşantısına renk katıyor. Bu yıllarda, denizcilerin sıklıkla
gittiği, Gümrük Meydanı'ndaki Mersin Palas Lokantası adeta subay lokaline
dönüşüyor [22].
A
fter transfer of naval academy and high school to Mersin Military Barracks,
naval officers and their wandering around the city and setting friendship with
young people across the city embellished the daily social life in Mersin. In these years,
Mersin Palas Restaurant in Custom Square becomes a clubhouse for naval officers,
to where they had gone frequently [22].
D
C
enizcilerin kente katkısı sosyal yaşamla sınırlı kalmıyor, can ve mal güvenliği
açısından da önemli bir görev üstleniyorlar. 1945 yılında, Uray Caddesi'ndeki
Ziraat Bankası ve Sümerbank Pamuk depolarında çıkan yangının söndürülmesinde,
Deniz Harp Okulu ve Lisesi subay ve erleri büyük gayret gösteriyorlar [23].
ontribution of naval officers was not limited with social life, but they undertook
an important task for life and property security. In 1945, naval solders and
officers made strenuous efforts to extinguish the fire on depots of Ziraat Bankası and
Sümerbank on Uray Street [23].
KIŞLA
MILITARY QUARTER
263
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
K
artpostalın sağ üst köşesinde Fransızca olarak yazılmış; “28 Temmuz 1916
tarihinde müttefik kuvvetlerince bombalanan Türk Kışlası önündeki Yedinci
Ermeni Lejyoner Bölüğü” (Septieme Compagnie de la Legion Armenienne devant la
Caserne Turque, bombardee en date du 28 Juillet 1916 par les Allies Mersine) yazısı
okunuyor.
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
B
irinci Dünya Savaşı'nda İngiliz Donanması tarafından bombalanan ve zarar
gören Kışla, Fransızların işgali sırasında onarılıyor [24]. Bu dönemde işgal
kuvvetlerine tahsis edilen Kışla Binası, İkinci Dünya Savaşı'na dek Mersin'de kalan 23.
Piyade Alayı'na ev sahipliği yapıyor. Bu dönem Kışla'nın önündeki bahçede futbol
müsabakaları yapılıyor ve Kışla Caddesi'nin iki tarafına palmiyeler dikiliyor [25].
Günümüzde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait lojmanların bulunduğu, Müftü Deresi
kıyısındaki alan, o dönemde olduğu gibi bugün de ağaçlandırılmış durumda.
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
kinci Dünya Savaşı koşulları gereği 27 Mayıs 1941 tarihinde Askeri Deniz Okulları
(Deniz Harp Okulu ve Lisesi [26]) İstanbul'dan Mersin'e taşınıyor ve 30 Eylül 1946 yılına
kadar kartpostalda görünen Kışla Binası'nda eğitim veriyor [27]. Binanın üst katındaki
dersliklere Heybeliada'dan getirilmiş sıralar ve yazı tahtaları yerleştiriliyor. Ancak
Mersin'in sıcak ve rutubetli iklimi nedeniyle yaz aylarında dersler çoğunlukla
bahçedeki okaliptüs ağaçlarının altında yapılıyor [28].
İ
Kışla Binası, 1910’lar
Military Quarter, 1910’s
O
n the top right side of the postal card, the phrase “seventh Armenian
Legionnaire Troop, which was bombed on 28th of July in 1916 in front of Turkish
Military Barracks” (Septieme Compagnie de la Legion Armenienne devant la
Caserne Turque, bombardee en date du 28 Juillet 1916 par les Allies Mersine) can be
read.
T
he Military Barrack, bombed and damaged by British Navy during 1st World War,
was repaired during French occupation [24]. In this period, Military Barrack was
assigned to occupation forces, but then had hosted to 3rd Infantry Regiment until 2nd
World War. During these years, football competitions were organized in the garden
in front of Military Barracks and palm trees were planted along two sides of Kışla
Street [25]. At present, the place besides Müftü Creek, where there are public
houses, belonging to the Department of Navy, is still afforested as it was in that
period.
D
264
ue to the conditions during 2nd World War, Naval Academy and High School
[26] was moved Mersin on 27th of May in 1941, and perpetuated education
facilities in Military Barracks that is seen in picture on 30th of September in 1946 [27].
Blackboards and banks, brought from Heybeliada, were arranged in the classrooms
on the upper floor. However, the courses were organized under eucalyptus trees in
garden because of the hot and humid whether of Mersin [28].
KIŞLA
MILITARY QUARTER
265
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Kışla Binası, 1910’lar
Askeri Alan, 2000’ler
Military Quarter, 1910’s
K
ışla o dönemde kentin bittiği noktayı tanımlıyor. Kışla'dan sonra batıya doğru
Müftü Deresi ve derenin denizle birleştiği alanda da deniz feneri bulunuyor.
Bugün de ayakta olan fener ve Kışla'nın güneyindeki sahil, o dönemde Mersinlilerin
plajı. Feneri, Kışla'sı, özgün konut mimarisi, deniz kıyısındaki bahçeli evleri ve farklı
dilleri konuşan sakinleri ile Çamlıbel, kentin gözde semti. Kışla Caddesi ve Çamlıbel'in
geçmişten gelen “gözde semt” kimliği 1950'li yıllarda da sürüyor. Bu durumu
Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları Kitabı'nda şöyle dile getiriyor[29]:
“
Daha sonra Astsubay Okulu'nun karşısında bulunan bir eve taşındık…. Müftü
Deresi'ne ve stadyuma yakındı… Burası gelişmekte olan Mersin'in popüler
mahalleleri arasına girmeye başlamıştı.”
Military Quarterl, 2000’s
M
ilitary Barracks are defining the place where the city comes to an end. After
Barracks, there is the Lighthouse towards west where Müftü Creek and sea
meet. The Lighthouse is still standing. Seashore on the south of Barracks is the beach
for citizens of Mersin. Çamlıbel is a distinctive district among others with the
Lighthouse, Barracks, characteristic architecture, houses in large gardens and
inhabitants of different cultures. This distinctive identity of Çamlıbel and Kışla Street is
kept on during 1950's. As Abdullah Canlıgil asserts in his book “Mersin Yılları”;
“
We later moved to a house opposite to the School of Non-commissioned
Officers… it was very close to Müftü Creek and Stadium… that place began to
be one of the popular neighborhoods in Mersin” [29].
KIŞLA
MILITARY QUARTER
266
267
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Developing
City:
Kışla Street
and
Çamlıbel
Gelişen
Kent:
Kışla Caddesi
ve
Çamlıbel
Kışla Binası, 1910’lar
Askeri Alan, 2000’ler
Military Quarter, 1910’s
E
ditör D. Mavroyannis tarafından kaydedilen kartpostalda, Mersin'in 1950'li yıllara
kadar kentsel yerleşik alanının batı sınırını işaret eden deniz feneri görülüyor.
Kartpostalın altında, Fransızca olarak “Panayır Yeri Gibi Fener” “Une Foire Phare”
yazısı okunuyor.
M
ersinlilerin denize girdikleri, geniş kumsalı ile şehrin ilk plajının kıyısındaki deniz
feneri, Müftü Deresi'nin denizle buluştuğu noktanın batısında yer alan ve
günümüzde de kullanılmakta olan fener. 1880 yılında bir Fransız firması tarafından
yapılmış Mersin Feneri, 1966 yılında yenilenmiş Akdeniz'deki en güçlü fenerlerden biri
[30].
K
artpostalda, on dokuzuncu yüzyılda kentin oldukça dışında bir noktada yer alan
fenerin etrafındaki kalabalık dikkat çekiyor. Bu dönemde, iklim koşullarının zor
olduğu ve gemilerin karaya uğramakta zorlandığı durumlarda Mersin limanına gelen
vapurlar, deniz fenerini kullanıyor [31]. Bu nedenle, on dört mil açığa kadar ışık veren
kartpostaldaki deniz fenerinde [32] Mısır Vapurları, Fransa Messageries Şirketi ve
Rusya Vapurları acente memurları çalışıyor, ayrıca bir memur, bir liman reisi, iki sahil
memuru ve bir de vergi memuru görev yapıyor [33].
268
Military Quarter, 2000’s
T
he lighthouse that is the west edge of the city of Mersin until 1950's can be seen on
the postcard, recorded by the editor D. Mavroyannis. “The Lighthouse like a
Fairground” (Une Foire Phare) caption in French is read below postcard.
T
he lighthouse that was near the first beach of the city is stil in use today, which was
on the west of the place where Müftü Creek meets the sea and the people of
Mersin went swimming. The lighthouse, constructed by a French firm at 1880, and
renovated at 1966 is one of the most powerful ones in the Mediterranean [30].
O
n the postcard of nineteenth century, the crowd around the lighthouse that
was considerably out of the city is attracting attention. In this period, when the
climatic conditions were hard and the boats had difficulty to approach the land, the
ships were using the lighthouse [31]. For this reason, the agent clerks from firms like
Egyptian Ships, French Messageries Maritimes, and Russian Ships were on duty in
addition to one clerk, two beach clerks, one port chairman and a taxman [32] in the
Lighthouse, seen on the postcard, which were giving out light as far as 14 miles [33].
DENİZ FENERİ
THE LIGHTHOUSE
269
Sonuç
Conclusion
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
M
Sonuç
ersin, kısa kentsel geçmişine rağmen, göstermiş olduğu hızlı gelişme ile pek çok
araştırmanın öznesi olmayı hak ediyor. Bölgeye gelen ilk gezginlerden Francis
Beaufort'un 1818 yılında belirttiği şekliyle “deniz kenarında birkaç kulübe”den oluşan
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Conclusion
yerleşim günümüzde nüfus büyüklüğü ve yayıldığı alan itibariyle ülkenin önde gelen
kentlerinden biri haline gelmiştir [1].
K
ısa tarihi içinde göstermiş olduğu hızlı gelişme, Mersin kentinin modern dönemde
kuruluş sürecinde göstermiş olduğu kendine özgü değerlerinin zayıflamasına ve
fark edilirlik düzeyinin azalmasına neden olmuştur. Mersin kuruluşundan itibaren bir
liman ve ticaret kenti olmuştur ve bu kimliğini günümüze kadar korumuştur.
Dolayısıyla Mersin kentinin kimliğinin ekonomik alanda bir süreklilik kazandığını ifade
etmek olanaklıdır. Ancak kentsel kimliğin oluşması sürecinde ekonomik alandaki bu
sürekliliğin, kentin fiziksel biçimlenmesinde sağlanmadığı görülmektedir. Günümüzde
doğuda Latin Katolik Kilisesi, batıda Arap Ortodoks Kilisesi, kuzeyde İstiklal Caddesi ve
güneyde Atatürk Parkı ile sınırlanmış olan ve “Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak
adlandırabileceğimiz alan içinde geçmişten günümüze taşınan yapı sayısı oldukça
azdır. Varlıklarını sürdüren yapıların da çevrelerindeki yapılaşmanın baskısı ile karşı
karşıya olduğu görülmektedir.
Y
enişehirlioğlu vd., özellikle bu alan içinde kalan yapıların Mersin'e özgü
karakteristik özellikler gösterdiğini belirtmekte, bu özelliklerin Mersin'e yakın olan
Adana ve Tarsus yerleşimlerinde bile görülmediğini ifade etmektedir [2]. Dolayısıyla,
on dokuzuncu yüzyıl başındaki kuruluşundan itibaren, yüzyıllık süreçte bir liman ve
ticaret kenti olarak gelişen Mersin kenti fiziksel gelişim ve biçimlenme açısından da
kendine özgü nitelikler geliştirmiş ve siluetiyle
bir Mersin imgesi oluşturmuştur.
M
ersin imgesinin yanı sıra kentin fiziksel
gelişimi Mersin'in kentsel bağlamının
oluşmasını da sağlamıştır. Özellikle Uray
Caddesi ve yakın çevresindeki oluşumlar ile
Hastane, Çakmak, Kışla ve Silifke caddeleri
boyunca yaşanan gelişmeler, kentin
mekansal biçimlenmesinde etkili olmuştur.
Ancak tüm bu gelişmeler içinde Uray
Caddesi'nin etkili bir konumu olmuş, bu
cadde ve yakın çevresindeki Azak Han,
Sursok Han, Taş Han, Latin Katolik Kilisesi gibi
yapılar Mersin'in kentsel bağlamı, silueti ve
imgesi içinde önemli yapılar olarak ön plana
çıkmıştır.
272
273
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Sonuç
M
ersin kentinin ilk imar planı olan ve 1938 yılında yürürlüğe girmiş olan Jansen
Planı'nda da, Cumhuriyet döneminin ilk imar planını üretmiş olan Alman
mimar-şehirci Hermann Jansen “Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak
adlandırabileceğimiz alanı karakteristik özellikleri ile korumayı ve buradaki kentsel
dokuya müdahaleyi sınırlandırmayı amaçlamıştır. Jansen'in o dönemdeki amacı,
Mersin'e kimliğini kazandırmış ve Mersin'i diğer Doğu Akdeniz kentlerinden
farklılaştıran kentsel bağlamını korumak olmuştur. Ancak Jansen Planı'nı takip eden
süreçte üretilen kararlar, “Mersin Tarihi Kent Merkezi”nde kendini somut olarak ifade
eden Mersin kimliğinin fiziksel, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilirliğini
sağlayamamıştır. Günümüzde Mersin kenti, liman ve ticarete dayalı kimliğini korumuş
olsa da, ondokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci yüzyılın ilk yarısında göstermiş olduğu
fiziksel bütünlüğü ve mekansal kurgusu, çeşitli müdahaleler ile zedelenmiş ve
kaybolmaya yüz tutmuştur.
B
u çalışmanın çıkış noktası da Mersin'in ondokuzuncu yüzyıl sonu ve yirminci
yüzyılın ilk yarısında oluşturmuş olduğu kentsel bağlam ve bu bağlamın sunduğu
niteliklerdir. Ali Murat Merzeci'nin zengin Mersin koleksiyonundaki kartpostallar bu
nitelikleri somut olarak ortaya koymaktadır. Bu zengin koleksiyon, günümüzde
“Mersin Tarihi Kent Merkezi” olarak adlandırdığımız alanı bir bütün olarak algılama
olanağını sağlamıştır.
G
ünümüze kadar Mersin'in yerel tarihine ilişkin kuşkusuz birçok değerli çalışma
yapılmıştır. Bu çalışmayı diğerlerinden farklılaştıran, yazılı ve görsel malzemenin
belli bir kurgu ile birbirini bütünleyen bir şekilde kullanılması ve Mersin'de belirli bir
alana odaklanmış olmasıdır. Bu anlamda çalışmanın kendiliğinden ortaya koyduğu
bir diğer olgu da, çalışma kapsamında kentin tarihi ve ticaret merkezi olarak
tanımlanabilecek “Mersin Tarihi Kent Merkezi”nde oluşturulan gezi rotasıdır. Doğuda
İstasyon'dan başlayan ve batıda Fener'e kadar devam eden bu gezi rotası, çalışma
içinde bir poster ile görselleştirilmiş ve alanın bir bütün olarak algılanabilmesini
sağlamıştır. Böylece okuyucunun da kartpostallar ve fotokartlar aracılığıyla bu gezi
rotasında yol alması sağlanmaya çalışılmıştır.
B
u çerçevede, çalışma bir yandan Mersin kentinin yirminci yüzyıl ortalarına kadar
göstermiş olduğu bütünlüğü ortaya koyarken, diğer yandan bir kent gezi rotasını
da oluşturmuştur. Bu anlamda kitap, ilerleyen süreçte çalışmanın devamı olarak
tasarlanabilecek yeni çalışmalara da zemin hazırlamaktadır.
Ç
274
alışmanın basımını üstlenerek kentin kültürel ortamına yepyeni bir soluk
kazandıran Mersin Sanayi ve Ticaret Odası, bu kitap ile, oluşturulacak yeni bir
dizinin başlangıcını da yapmış olmaktadır. Böylece “Mersin Kültür Kitapları” adlı kitap
serisinin başlangıcı olan bu çalışmanın devamında, seriyi bir bütün haline getirecek
yeni çalışmalar Mersin'e ve kent tarihi ve araştırmalarıyla ilgilenenlerin ilgisine
kazandırılabilecektir. Öte yandan, bu çalışmaları tamamlayacak şekilde, geleceğe
ilişkin vizyonun ve stratejilerin de ortaya konacağı yeni çalışmaların hayata
geçirilmesi; bu çalışmada bir bütün olarak vurgulanan “Mersin Tarihi Kent
Merkezi”nin yeniden canlandırılması, böylece geçmişten gelen değerleri ve sahip
olduğu potansiyeller ile Mersin'in güçlü bir kent kimliğine kavuşmasını sağlayacaktır.
T
he first development plan of Mersin, called Jansen Plan, prepared by Hermann
Jansen, a German architect-urbanist, and issued in 1938 aimed at preserving the
distinctive characteristics of the area so-called “Mersin Historic City Centre” and
limited interventions to the urban pattern. The objective of Jansen on that period
was to protect the urban context of the city, which differentiated Mersin from other
cities in East Mediterranean region. Nonetheless, the decisions taken in the period
after Jansen Plan issued did not able to maintain the sustainability of Mersin identity
physically, economically and socially that revealed itself concretely in “Mersin
Historic City Centre”. At present, although Mersin protected her identity based on
port and commerce, the physical unity and urban pattern of the city, constituted at
the end of nineteenth century and at the beginning of twentieth century, were
damaged and tend to be forgotten as a result of many interventions.
Conclusion
T
he starting point of this study is the urban context formed during the end of
nineteenth century and the beginning of twentieth century, and the qualities that
context produced. In this manner, the rich postcard and photocard collection of Ali
Murat Merzeci allowed us to present those qualities. And by means of this collection
it became possible to perceive the area so-called “Mersin Historic City Centre” as a
whole.
U
ntil today, certainly, many significant and valuable studies were carried out.
That differentiates this study from the previous ones is the use of written and visual
material in an integrated way and the focus to an area in Mersin as it is set up in the
book. In this sense, another fact the study presents by itself is the excursion route
within “Mersin Historic City Centre”, which is the centre of urban history and
commercial history of the city. The course that is starting with the Railway Station on
the east, and proceeds until the Lighthouse on the west is visualized through a poster
in the study facilitated the reader to perceive the area as a unity and to stroll through
the area by means of postcards and photocards.
I
n this framework, this study on the one hand reveals the integrity of the city of Mersin
from her foundation until the mid-twentieth century; on the other hand it built up
the first attempts to actualize a city walk in the near future. In this respect, the study
gives clues about new works to be designed as its progression as well.
M
ersin Chamber of Commerce and Industry, undertook the publishing of the
study, promoted a brand new breathe within the socio-cultural life of the city,
at the same time, made a start on a new series of studies, beginning with this book. In
this way, after this book, which is the beginning of series called “Mersin Culture Books
Series”, new studies that will be integrated to the series must be brought into forth to
the concern of ones who are interested in urban history and related researchers and
also to the concern of general public. Besides these studies, in a different sphere,
new studies that will put forward the visions and strategies about “Mersin Historic City
Centre” and its future, to revitalize the region as a whole as revealed in the book; that
bring into relief the historic identity of Mersin should be supported to be brought into
the agenda of the city.
275
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
276
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
MERSİN'E DAİR
ABOUT MERSIN
Gezginlerin Gözüyle Mersin
Mersin from the Eyes Of The Travelers
1- Emre Madran, “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ /
Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, 2001,
Ankara, ss.155-172, s.155.
2- Gündüz Artan, İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin, 1994.
3- Artan, a.g.e., s. 10.
4- Artan, a.g.e., s. 10-12.
5- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, s.10; Songül
Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2006, s.30.
6- Francis Beaufort, Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz
Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, 2002, s.266-273.
7- Victor Langlois, Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin, 1947,
s.32-34.
8- Yüksel Akkaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,
Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, ss.335-349, s. 335. Akkaya, bu
makalesinde, Halep'in Fransız Konsolosu'nun Tarsus'taki görevlisi Mr. Peretie'nin verdiği bilgiler
doğrultusunda, 17 Haziran 1817 tarihli mektubunda, Kazanlı'nın gemiler için tehlikeli bir liman
olduğu, bu nedenle gemilerin daha güvenli bir yer olan Mersin'e transfer edilmesi
gerektiğinden bahsedildiğini ifade etmektedir.
9- Ulutaş, a.g.t., s.32.
10- Ulutaş, a.g.t., s.32.
11- William Burckhardt Barker , Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853,
s.115.
12- George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London,
1856, s.61.
13-Charles W. Wilson, “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made
during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly
Record of Geography, New Monthly Series, 1884, Vol. 6, No. 6, ss.305-325, s.314.
14- P. H. H. Massy, “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal,
1905, c. 26, no. 3, ss. 272-303, s. 285.
15- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia
and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, Bölüm 2, s.29,30.
16- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, Mersin, s. 78.
17- Meltem Toksöz, “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan
Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, sayı 21, ss.97-110, s. 107.
18- Barker, a.g.e., s.119.
19- Davis, a.g.e., s.13.
20- Barker, a.g.e., s. 119.
21- Barker, a.g.e., s.119.
22- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 79.
23- BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).
24- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 80.
1- Emre Madran, “Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II, ODTÜ /
Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz,
Ankara, 2001, pp.155-172, p.155.
2- Gündüz Artan, İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin, 1994.
3- Artan, ibid, p. 10.
4- Artan, ibid, p. 10-12.
5- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, p.10; Songül
Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Unpublished MA. Thesis in Deparment of
History at Mersin University, Mersin, 2006, p.30.
6- Francis Beaufort, Karamanya, Translated: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan Kıraç Akdeniz
Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya, 2002, p. 266-273.
7- Victor Langlois, Eski Kilikya, Translated by: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin,
1947, p.32-34.
8- Yüksel Akkaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,
Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, pp.335-349, p. 335. Akkaya, in this
article, points out in accordance with the informations given by the officer of French
Consulate of Aleppo at Tarsus, Mr. Peretie, on 17th of June 1817 the necessity to transfer the
ships from Kazanlı to Mersin, since the fomer was an unsafe port for the ships.
9- Ulutaş, ibid, p.32.
10- Ulutaş, ibid, p.32.
11- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853,
p.115.
12- George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William Spottiswoode, London,
1856, p.61.
13-Charles W. Wilson, “Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor, Made
during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal Geographical Society and Monthly
Record of Geography, New Monthly Series, 1884, Vol. 6, No. 6, pp.305-325, p.314.
14- P. H. H. Massy, “Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical Journal,
1905,vol. 26, no. 3, pp. 272-303, p. 285.
15- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia
and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, Chapter 2, p.29,30.
16- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA.Thesis in Deparment
of History at Mersin University, 2007, Mersin, p. 78.
17- Meltem Toksöz, “Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç İnsan
Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi, Ankara, 2006, no 21, pp.97-110, p.
107.
18- Barker, ibid, p.119.
19- Davis, ibid, p.13.
20- Barker, ibid, p. 119.
21- Barker, ibid, p.119.
22- Selvi Ünlü, ibid, p. 79.
23- BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).
Notes
277
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
25- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the
edition published in 1878 by Sampson Low) , 2005, s.297.
26- Massy, a.g.m., s. 302.
27- Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, s.61-62.
28- Barker, a.g.e., s.118.
29- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, c. 2, published by
Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, s.232.
30- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 85.
31- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 85.
32- Wilson, a.g.e., s.314.
33- Şerife Yorulmaz, “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü
(1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul,
2004, ss.317-333; s.321; Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent:
Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem, İstanbul, 2004,
ss.69-89, s.78.
34- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 90.
35- Davis, a.g.e., s.13.
36- Şerife Yorulmaz, “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde
Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları
No:14, Mersin, 2005, Mersin, ss.68-95, s.71; Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990,
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, s. 51.
37- Wilson, a.g.e., s.314.
38- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 95.
39- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, c.2, s.4260, 4261.
40- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 96-98.
41- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
42- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s.
76, 77.
43- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,
1917, c. 50, No. 1, ss. 32-56, s. 44.
44- Woods, a.g.m., s. 44; Develi, a.g.e., s.148.
45- Ellsworth Hungtington, “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical
Society, 1909, c. 41, No. 11, ss. 691-696, s.694.
46- Massy, a.g.m., s.302.
47- Sami, a.g.e., s.4260, 4261.
48- Barker, a.g.e., s.115-116. Barker, 1838'de bölgeye yaptığı ilk ziyaretiyle karşılaştırma
yaparak, 1850'li yıllardaki ziyaretinde, ticaretin artık biçim değiştirmiş olduğunu, iskelede yeni
depolar inşa edildiğini ve insanların buralarda kalmaya başladığını ifade etmiştir.
49- Beamont, a.g.e., s. 232.
50- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,
1856, Philadelphia, s. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22
Temmuz 1855). Belgede Kahire'den dönen bir yolcunun Mersin iskelesine ulaştığında vefat
ettiği ifade edilmektedir.
51- VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).
52- VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).
53- Langlois, a.g.e., s.31.
278
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
25- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition of the
edition published in 1878 by Sampson Low), 2005, p.297.
26- Massy, ibid, p. 302.
27- Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London, p.61-62.
28- Barker, ibid, p.118.
29- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Vol. 2, published
by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation,
p.232.
30- Selvi Ünlü, ibid, p. 85.
31- Selvi Ünlü, ibid, p. 85.
32- Wilson, ibid, p.314.
33- Şerife Yorulmaz, “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki Rolü
(1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Compiled by Filiz Özdem,
İstanbul, 2004, pp.317-333; p.321; Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin
Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Compiled by Filiz
Özdem, İstanbul, 2004, pp.69-89, p.78.
34- Selvi Ünlü, ibid, p. 90.
35- Davis, ibid, p.13.
36- Şerife Yorulmaz, “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma Sürecinde
Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları
No:14, Mersin, 2005, Mersin, pp.68-95, p.71; Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990,
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, p. 51.
37- Wilson, ibid, p.314.
38- Selvi Ünlü, ibid, p. 95.
39- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, vol.2, p.4260, 4261.
40- Selvi Ünlü, ibid, p. 96-98.
41- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
42- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,
Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 76, 77.
43- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,
1917, vol. 50, no. 1, pp. 32-56, p. 44.
44- Woods, ibid, p. 44; Develi, ibid, p.148.
45- Ellsworth Hungtington, “Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical
Society, 1909, vol. 41, no. 11, pp. 691-696, p.694.
46- Massy, ibid, p.302.
47- Sami, ibid, p.4260, 4261.
48- Barker, ibid, p.115-116. Barker, making comparison with hid first visit to Mersin in 1838, asserts
his observations about the city during 1950's that the commercial activities changed
character, new storhouses were built and the people began to stay in there.
49- Beamont, ibid, p. 232.
50- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,
1856, Philadelphia, p. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22
Temmuz 1855). In this document, it is declared that a passenger returning from Cairo reached
Mersin Pier.
51- VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).
52- VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).
53- Langlois, ibid, p.31.
279
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
54- J. Renwick Metheny, “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American
Oriental Society, 1907, c. 28, ss.155-163, s.155.
55- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
56- Geary, a.g.e., s.297; Davis, a.g.e., s. 29, 30.
57- Davis, a.g.e., s. 29, 30.
58- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2001; Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Haz. İbrahim
Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, s.111.
59- BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864); VGMA, D. no: 44, Sayfa
no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865); BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29
Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).
60- Davis, a.g.e., s. 13.
61- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, s.7;
Develi, a.g.e., s.65.
62- TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).
63- Risk, a.g.e., s. 61.
64- Davis, a.g.e., s. 13.
65- Selvi Ünlü, a.g.t., s. 175.
66- Barker, a.g.e., s.113, 114.
67- Barker, a.g.e., 119.
68- Davis, a.g.e., s. 13.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
54- J. Renwick Metheny, “Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American
Oriental Society, 1907, vol. 28, pp.155-163, p.155.
55- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
56- Geary, ibid, p.297; Davis, ibid, p. 29, 30.
57- Davis, ibid, p. 29, 30.
58- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Unpublished MA.Thesis in Deparment of History at
Mersin University, Mersin, 2001; Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Compiled by İbrahim Oğuz,
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2006, p.111.
59- BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864); VGMA, D. no: 44, Sayfa
no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865); BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29
Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).
60- Davis, ibid, p. 13.
61- Filiz Yenişehirlioğlu et al, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, p.7;
Develi, ibid, p.65.
62- TŞS., No: 289, p.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).
63- Risk, ibid, p. 61.
64- Davis, ibid, p. 13.
65- Selvi Ünlü, ibid, p. 175.
66- Barker, ibid, p.113, 114.
67- Barker, ibid, 119.
68- Davis, ibid, p. 13.
STROLLING TROUGH THE CITY
KENTİ GEZMEK
Kentin Girişi: İstasyon ve Çevresi
1- http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCvey%C5%9F_Kanal%C4%B1, Nisan 2007.
2- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, s.95.
3- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, s.143.
4- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, c.2, s.4260, 4261.
5- Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin
Belediyesi, Mersin, 1992, s.8.
6- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, s.25.
7- Selvi Ünlü, a.g.t., s.96.
8- Selvi Ünlü, a.g.t., s.97.
9- Leyla Şen, “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda
Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları,
sayı: 11, Ankara, 2001, s.95, 96.
10- Mehmet Özdemir, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları
Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı,
Ankara, 2001, s.7.
11- Şevket Pamuk, “100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek Yayınevi,
İstanbul, 1987, s. 214.
12- Şen, a.g.m., s.96.
13- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
14- Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü, Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin,
2006, s.129.
280
Entry to the City: Railway Station and the Environs
1- http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCvey%C5%9F_Kanal%C4%B1, Nisan 2007.
2- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment
of History at Mersin University, 2007, p.95.
3- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin, 2001, p.143.
4- Şemseddin Sami, Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara 1996, vol.2, p.4260, 4261.
5- Tarihten Güncele Mersin, Compiled by ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin
Belediyesi, Mersin, 1992, p.8.
6- Filiz Yenişehirlioğlu et al., Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, p.25.
7- Selvi Ünlü, ibid, p.96.
8- Selvi Ünlü, ibid, p.97.
9- Leyla Şen, “Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda
Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları,
no: 11, Ankara, 2001, p.95, 96.
10- Mehmet Özdemir, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk Demiryolları
Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı,
Ankara, 2001, p.7.
11- Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914, Gerçek Yayınevi,
İstanbul, 1987, p. 214.
12- Şen, ibid, p.96.
13- BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
14- Mersin'in Kuruluş Öyküsü, Compiled by İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası,
Mersin, 2006, p.129.
15- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik
Yapısı, Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 76, 77; Develi, ibid,
281
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
15- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s.
76, 77; Develi, a.g.e., s.148.
16- Özdemir, a.g.e., s.8, 9.
17- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,
1917, c. 50, no. 1, ss. 32-56, s. 44.
18- Develi, a.g.e., s.148.
19- Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü
Deniz: Mersin, Haz: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul, 2004, ss.69-89, s.74.
20- Selvi Ünlü, a.g.t., s.108.
21- Mustafa Akpolat, “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı
Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz
Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, ss. 110-114, s.112.
22- Dingeç, a.g.t., s. 76.
23- Woods, a.g.m., s. 44.
24- Dingeç, a.g.t., s. 76, 77; Develi, a.g.e., s.148. Dingeç, söz konusu mağazaların yalnızca
Adana ve Mersin istasyonlarında bulunduğunu ifade etmektedir.
25- Adana-Mersin demiryolu 1886 yılında ve İngiliz Yağ Fabrikası ise 1910'larda işletmeye
açılıyor. 1909 tarihli Şark Ticaret Yıllığı kayıtlarında İngiliz Yağ Fabrikası (Mersyna Oil Mill & Cake
Company Ltd.) bulunmazken fabrika, ilk kez 1913 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı'nda yer alıyor. Bu
doğrultuda, kartpostalda kaydedilen görüntünün 1900'lerin başına ait olduğu sonucuna
ulaşılıyor.
26- Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk
Tarih Kurumu, Ankara, 1997, s.264. Konya Vilayet Meclisi'nce alınan ve sadrazamlık makamına
sunulan kararlar arasında, Halep ve Akköprü'ye kadar Niğde yönünden, diğer taraftan da
Adana ve Tarsus'a ulaşacak ve Mersin Limanı'na bağlanacak bir şose yapılması için Adana
Vilayeti'ne tebligat yapılması da bulunmaktadır. Bu talebe, sadrazamlık makamından 1869
tarihinde gelen yanıtla, meclis isteklerinin yerinde görüldüğü, önerilen şekilde işlere başlanarak
sonucun ayrıca bildirilmesi istenmiştir.
27- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
28- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London, The replica edition of the
edition published in 1878 by Sampson Low, 2005, s.297; E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A
Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,
London, 1879, s. 29, 30.
29- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,
Temmuz-Ağustos, Sayı: 42-43, ss.6-7, s. 7.
30- Selvi Ünlü, a.g.t., s.208, 209.
31- Dingeç, a.g.t., s. 50, 51, 52.
32- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London,1853,
s.119.
33- Mutlu, a.g.m., s. 7.
34- Mutlu, a.g.m.,, s. 7.
Ticaretin Omurgası: Uray Caddesi
282
1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.181.
2- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Haz.:
Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, ss. 335-349, s.335.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
16- Özdemir, ibid, p.8, 9.
17- H. Charles Woods, “The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical Journal,
1917, vol. 50, no. 1, pp. 32-56, p. 44.
18- Develi, ibid, p.148.
19- Nükhet Adıyeke; Nuri Adıyeke, “Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü
Deniz: Mersin, Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul, 2004, pp.6989, p.74.
20- Selvi Ünlü, ibid, p.108.
21- Mustafa Akpolat, “Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl Osmanlı
Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz
Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, pp. 110-114, p.112.
22- Dingeç, ibid, p. 76.
23- Woods, ibid, p. 44.
24- Dingeç, ibid, p. 76, 77; Develi, ibid, p.148. Dingeç points out that the aforementioned shops
existed only in railway stations of Adana and Mersin.
25- Adana-Mersin railway was opened to operation in 1886; while the British Oil Factory was is
1910. According to Annuaire Orient du Commerce of 1909, British Oil Factory (Mersyna Oil Mill
& Cake Company Ltd.) did not exist, however it took place in Annuaire Orient du Commerce
of 1913. Therefore, the picture is thought to be taken at the beginning of 1900's.
26- Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, Türk
Tarih Kurumu, 1997, Ankara, p.264.
Among the decisions taken by County Council of Konya and presented to the grand vizier,
there was the notice that prescribes the construction of a highway that reaches Mersin Port,
on the hand from Niğde direction till Akköprü and Aleppo, on the other hand from Adana and
Tarsus. The requests were approved by the grand vizier in 1869, and ordered to give
information about the developments.
27- BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
28- Grattan Geary, Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London, The replica edition of the
edition published in 1878 by Sampson Low, 2005, s297; E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A
Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,
1879, London, p. 29, 30.
29- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,
Temmuz-Ağustos, No: 42-43, pp.6-7, p. 7.
30- Selvi Ünlü, ibid, p.208, 209.
31- Dingeç, ibid, p. 50, 51, 52.
32- William Burckhardt
Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,
London,1853, p.119.
33- Mutlu, ibid, p. 7.
34- Mutlu, ibid, p. 7.
Spine of Commerce: Uray Street
1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment
of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.181.
2- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,
Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2004, pp. 335-349, p.335.
3- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London, 1853,
283
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
3- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co.,London, 1853,
s.61.
4- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:
291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).
5- Victor Langlois, Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, 1947, Mersin,
s.31.
6- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyıl Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1998, s.92; Selvi
Ünlü, a.g.t., s.216; Fikri Mutlu; “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi
Dergisi, 1940, Yıl: 3, Sayı: 31, s. 3.
7- Selvi Ünlü, a.g.t., s.215.
8- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber
Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, sayı:11, ss.47-48, s. 47.
9- Develi, a.g.m., s. 47.
11- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir
Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, s.7.
12- TŞS., No: 294, Sayfa no: 113, h. no:179, 5 Zilkade 1269 (M. 10 Ağustos 1853); VGMA., D. no: 44,
Sayfa no: 133, Sıra no: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).
13- 1883 ve 1945 yılları arasında yayınlanan Şark Ticaret Yıllıkları ve Mersin'e yönelik hazırlanmış
olan Ticaret ve Telefon Rehberleri.
14- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.
15- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.
İş Bankası'nın diğer şubesi bugün de ayakta olan İstiklal Caddesi'ndedir.
16- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir
Sergi, Haz.: Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, s.9, 11.
17- Gündüz Artan, İlyas Halil'in Mersin'i, Mart 2008.
18- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.7; Şinasi Develi, 18361990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.66.
19- Develi, a.g.e., s.64
20- Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı:
38-39, ss.6-7, s.6.
21- Fikri Mutlu, a.g.m., s. 6; Develi, a.g.e., s.70.
22- Mutlu, a.g.m., s. 6.
23- Şeref Genç, “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi, 9 Ocak 1946.
24- Genç, a.g.m.
25- Mutlu, a.g.m., s. 6.
26- Mutlu, a.g.m., s. 6.
27- Mutlu, a.g.m., s. 6; Develi, a.g.e., s.70.
28- Mutlu, a.g.m., s. 6.
29- “Belediyemiz Paytonları Tamamen Kaldırıyor”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Eylül 1963.
30- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.
31- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,
Say: 44-45, ss.5, 6, s.5.
32- 1880 ile 1945 yılları arasındaki Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce)
incelendiğinde bu bankalar öne çıkmaktadır.
33- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3,
Sayı: 35, s. 6.
284
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
4- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:
291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).
5- Victor Langlois, Eski Kilikya, Translated: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, 1947,
Mersin, p.31.
6- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyıl Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,
Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, 1998, p.92; Selvi Ünlü, ibid, p.216; Fikri Mutlu;
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3, No: 31, p. 3.
7- Selvi Ünlü, ibid, p.215.
8- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber
Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, no:11, pp.47-48, p. 47.
9- Develi, ibid, p. 47.
11- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir
Sergi, Compiled by Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, p.7.
12- TŞS., No: 294, Sayfa no: 113, h. no:179, 5 Zilkade 1269 (M. 10 Ağustos 1853); VGMA., D. no: 44,
Sayfa no: 133, Sıra no: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).
13- Trade and phone directories of Mersin and Annuaire Orieantal Du Commerce between
1883 and 1945.
14- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.
15- Odada kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin, 1937.
the other branch of İş Bankası is stil standing on İstiklal Street.
16- “Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir
Sergi, Compiled by Mersin Yerel Tarih Grubu, Kasım 2001, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı, p.9,
11.
17- Gündüz Artan, İlyas Halil'in Mersin'i, Mart 2008.
18- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.7; Şinasi Develi, 18361990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.66.
19- Develi, ibid, p.64.
20- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,
No: 38-39, pp.6-7, p.6.
21- Mutlu, ibid, p. 6; Develi, ibid, p.70.
22- Mutlu, ibid, p. 6.
23- Şeref Genç, “İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi, 9 Ocak 1946.
24- Genç, ibid.
25- Mutlu, ibid, p. 6.
26- Mutlu, ibid, p. 6.
27- Mutlu, ibid, p. 6; Develi, ibid, p.70.
28- Mutlu, ibid, p. 6.
29- “Belediyemiz Paytonları Tamamen Kaldırıyor”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Eylül 1963.
30- Gündüz Artan, yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” çalışması.
31- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,
No: 44-45, pp.5, 6, p.5.
32- These banks are the most significant ones according to the records in Annuaire Oriental du
Commerce between 1880 and 1945.
33- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl: 3,
No: 35, p. 6.
34- “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent
Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, p.142; Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden
285
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
34- “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent
Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, s.142; Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden
Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.67.
35- “Belediye Otobüsleri”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Ocak 1946.
36- Selvi Ünlü, a.g.t., s.116-117.
37- HVS, Defter No:3, Sayfa No: 75, 1286 (M. 1869).
38- Mutlu, a.g.m., s. 7.
39- Gündüz Artan, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,
s.55.
40- Şinasi Develi, “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, 2000,
sayı: 88, ss.6-7, s. 6.
41- Dingeç, a.g.t., s.92.
42- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.36.
43- Selvi Ünlü, a.g.t., s.217; 1957 yılı Mersin Telefon Rehberi.
44- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber
Politika Sanat Dergisi, Mersin, Şubat 1993, sayı:11, ss.47-48, s. 47.
45- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,
Sayı: 40-41, ss.5,6, s. 5.
46- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.168.
47- Şinasi Develi, Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19,
Sayı:157, ss.6,7, s.6,7.
48- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s.168.
49- Şinasi Develi ile 09 Ocak 2009 tarihinde yapılan sözlü tarih görüşmesi.
50- 1913, 1921 ve 1930'lu yılların Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce), Odada
Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.
51- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s.
10, 1940.
Dışa Açılan Kapı: Gümrük Meydanı
286
1- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, s.9-10; Songül
Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2006, s.30.
2- Zoroğlu, a.g.e., s.10.
3- TŞS., No: 292, Sayfa no: 216, 13 Rebi'ül-Evvel 1262 (M. 11 Mart 1846). Belgede, iskelede bir
gümrük kolcusunun görev yaptığı ifade edilmekte ve dolayısıyla bu dönemde Kazanlı'nın
gümrük idaresine sahip bir liman olduğu, anlaşılmaktadır.
4- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin, 2001, s.51, 174.
5- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Haz.:
Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, 2004, İstanbul, ss. 335-349, s.335.
6- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:
291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).
7- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Volume 2,
published by Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media
Corporation, s. 232.
8- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,
1856, Philadelphia, s. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22
Temmuz 1855). Belgede Kahire'den dönen bir yolcunun Mersin iskelesine ulaştığında vefat
ettiği ifade edilmektedir.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
35- “Belediye Otobüsleri”, Yeni Mersin Gazetesi, 18 Ocak 1946.
36- Selvi Ünlü, ibid, p.116-117.
37- HVS, Defter No:3, Sayfa No: 75, 1286 (M. 1869).
38- Mutlu, ibid, p. 7.
39- Gündüz Artan, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,
p.55.
40- Şinasi Develi, “Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık Bülteni, Mersin, 2000, no:
88, pp.6-7, p. 6.
41- Dingeç, ibid, p.92.
42- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.36.
43- Selvi Ünlü, ibid, p.217; 1957 yılı Mersin Telefon Rehberi.
44- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”, Mozaik Aylık Haber
Politika Sanat Dergisi, Şubat 1993, Mersin, no:11, pp.47-48, p. 47.
45- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl: 4,
No: 40-41, pp.5,6, p. 5.
46- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.168.
47- Şinasi Develi, “Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane”, İçel Sanat Kulübü Bülteni, Yıl:19,
No:157, pp.6,7, p.6,7.
48- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p.168.
49- Oral history interview held with Şinasi Develi on 09th of January 2009.
50- 1913, 1921 ve 1930'lu yılların Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce), Odada
Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.
51- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi Dergisi, Yıl: 3, No 34, p.
10, 1940.
Gateway to the Outside: Custom Square
1- Levent Zoroğlu, Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana, 1995, p.9-10;
Songül Ulutaş, Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Unpublished MA. Thesis in
Deparment of History at Mersin University, Mersin, 2006, p.30.
2- Zoroğlu, ibid, p.10.
3- TŞS., No: 292, Sayfa no: 216, 13 Rebi'ül-Evvel 1262 (M. 11 Mart 1846). It is pointed out on the
document that a custom keeper is working on the pier and ths it is understood, Kazanlı was a
port that has custom organization at that period.
4- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin, 2001, p.51, 174.
5- Yüksel Akaya, “19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin,
Compiled by Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları, 2004, İstanbul, pp. 335-349, p.335.
6- BOA., İ..MVL., Dosya no: 242, G. no: 8720, Ek:1, 24 Şevval 1268 (M. 11 Ağustos 1852); TŞS., No:
291, Sayfa no: 309, h. no:285, 9 C. evvel 1269 (M. 18 Şubat 1853).
7- William Beamont, A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854, Vol. 2, published by
Elibron Classics as a replica of copy Published in 1856 by Adamant Media Corporation, p. 232.
8- Benjamin Dorr, Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B. Liippincott,
1856, Philadelphia, p. 309, 310; TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22
Temmuz 1855). It is expressed in the document that a passenger had died when arrived at
Mersin Pier from Cairo.
9- BOA., İ..MVL., Dosya no: 386, G. no:16864, 5 Cemazeyilevvel 1274 (M. 22 Aralık 1857); BOA.,
İ..MVL., Dosya no: 401, G. no: 17423. It is written on the document that one of the two piers
constructed by the government, the wooden pier was almost abondened while the stone
287
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
9- BOA., İ..MVL., Dosya no: 386, G. no:16864, 5 Cemazeyilevvel 1274 (M. 22 Aralık 1857); BOA.,
İ..MVL., Dosya no: 401, G. no: 17423. Belgede, Mersin'de daha önce devlet tarafından
yaptırılan ahşap ve taş iskeleden ahşap olanının neredeyse tamamının yıkılmış, taş iskelenin de
iki tarafının kumla dolmuş olduğu, hatta bir bölümünün yıkılmakta olduğu ve bu nedenle
Fransa Posta Vapurları Şirketi vekilinin, burayı Marsilya'dan getirteceği bir usta tarafından
sağlam bir şekilde yaptırmayı istediği ve yaptırdıktan sonra da iskele üzerinde hiçbir hak talep
etmeyeceklerini ve buranın devlete ait olacağını, üstelik yaptırdıkları iskele bir yıl içinde yıkılırsa
masrafları kendilerine ait olmak üzere yeniden yapacaklarını taahhüt ettikleri yazmaktadır.
10- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2001, s.114.
11- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, Sayı:
42-43, Temmuz-Ağustos 1941, ss.6-7, s.6. Mutlu, Gümrük Binası önünde ve üzerinde yolcu salonu
bulunan Gümrük İskelesi'nin, yapılış tarihinin belli olmadığını ancak kentin en eski iskelesi
olduğunu ifade etmektedir.
12- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.135,136.
13- Mutlu, a.g.m., s.6.
14- Selvi Ünlü, a.g.t., s.198, 199.
15- 1921 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı.
16-1932 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı.
17- Mersin Limanı, TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir, 1965, s.8.
18- Mersin Limanı, Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor.
19- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,
Sayı: 35, s. 6.
20- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s. 34,35; 24
Mayıs 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Yeni Mersin Gazetesi'nin 24 Mayıs 1964 günlü haberinde
belirtildiğine göre Gümrük Meydanı'nda yer alan Gümrük Binası ile Yeni Cami ve çevresindeki
dükkanların kamulaştırma çalışmaları başlatılacak ve Gümrük Meydanı genişletilecektir.
21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, 1940,
Sayı: 38-39, s. 7.
22- Develi, a.g.e., s.155.
23- Mutlu, a.g.m., s. 7.
24- 19 Ağustos 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. 19 Ağustos 1964 tarihli Yeni Mersin
Gazetesi'nde “Gümrük Meydanında İstimlakler” başlıklı köşe yazısında Ulaştırma Bakanlığı
tarafından Gümrük İskelesi'nin kamulaştırma bedeli 1.200.000 TL'nin Belediye'ye tahakkuk
ettirildiği belirtiliyor.
25- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.
26- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia
and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, s. 12.
27- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co., London, 1853;
Beamont, a.g.e.
28- 1937 yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.575; 1 Ekim 1963 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Şark Ticaret
Yıllığı'nda, Belvü Palas adıyla anılan otel, 1938 Şark Ticaret Yıllığı ile birlikte Toros Oteli ve
Lokantası olarak kayda geçiyor ve işletmecisinin Jozef Dekat olduğu belirtiliyor. 1 Ekim 1963
tarihli Yeni Mersin Gazetesi'nin haberine göre Mersin'in ilk asansörü, Toros Oteli'nde 28 Eylül
1963 tarihinde kuruluyor. Gazetede verilen haberde, asansörün kurulması modernleşmenin
288
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
pier was filled with sand and even it was more or less partially destroyed; that thus, the agent of
French Posts Shipping Company wanted to make the pier repaired by a craftsman from
Marseille and would not make claim on the pier; that th pier would continue to be possessed
by the government. Furthermore, it is noted that they commited to impose a pecuniary
obligation if the pier would have destroyed in a year.
10- İbrahim Bozkurt, Salnamelerde Mersin, Unpublished MA. Thesis in Deparment of History at
Mersin University, Mersin, 2001, p.114.
11- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl: 4, No:
42-43, Temmuz-Ağustos 1941, pp.6-7, p.6. Mutlu denotes that the construction date of the
Custom Pier, where thre is a passenger hall, is not definite but is is known as the oldest one in the
city.
12- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment
of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.135,136.
13- Mutlu, ibid, p.6.
14- Selvi Ünlü, ibid, p.198, 199.
15- 1921 Tarihli Annuaire Oriental du Commerce.
16-1932 Tarihli Annuaire Oriental du Commerce.
17- Mersin Limanı, TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir, 1965, p.8.
18- Mersin Limanı, report prepared by Dutch Royal Port Company.
19- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,
No: 35, p. 6.
20- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p. 34,35; 24
Mayıs 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. It is pointed out in the issue of New Mersin newspaper,
dated 24th of May 1964, that the expropriation studies about the area where the Custom
House and New Mosque and the environ buildings stand, would begin.
21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4, 1940,
No: 38-39, p. 7.
22- Develi, ibid, p.155.
23- Mutlu, ibid, p. 7.
24- 19 Ağustos 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. It is pointed out in the issue of New Mersin
newspaper, dated 19th of August 1964, on the article titled “Expropriations in Custom Square”,
that the renumeration of the expropriation of 1.200.000 TL, held by the Ministry of
Communications, would be accrued to the municipality.
25- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.
26- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia
and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, p. 12.
27- William Burckhardt Barker, Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and Co., London, 1853;
Beamont, ibid.
28- Annuaire Oriental du Commerce of 1937, p.575; New Mersin Newspaper, 1st of October
1963. The hotel that is written as Belvü Palas in the Annuaire Oriental du Commerce begin tpo
be called Toros Hotel by Annuaire Oriental du Commerce of 1938 and the management was
st
held by Jozef Dekat. According to the news, written on the issue of New Mersin Newspaper, 1
of October 1963, the first elevator of the city was set in Toros Hotel by 28th of Septembee, 1963.
The elevatpr is conceived as an indicator of modernization by the vice-governor, Fuat
Ertuğrul, of that period.
29- 15 December 1964, New Mersin Newspaper. It is pointed out in the article, titled “Toros
Hotel is working in a European Style” that Toros Hotel was setting an example when
289
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
Ertuğrul'un katıldığı belirtiliyor.
29- 15 Aralık 1964 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi. Gazetenin, “Toros Lokantası Avrupai Bir Sistemle
Çalışıyor” başlıklı yazıda, Toros Oteli'nin işletmesiyle ve dekorasyonuyla örnek olduğu, aynı
zamanda düzenlediği “beş çayı partileri” ile kentin sosyal yaşamında da önemli bir yeri olduğu
belirtiliyor.
30- 1883 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.605.
31- 1885-1886 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.478.
32- 1905 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.2023.
33- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s.8, 14, 16, 18.
Kitapta, 1894 yılında Ankara Oteli'nin, 1895 yılında Maarif Oteli'nin, 1923 yılında Mersin Palas
Oteli'nin, 1926 yılında Cumhuriyet Oteli'nin, 1928 yılında İstiklal ve Anadolu Otelleri'nin, 1931
yılında Turing Oteli'nin, 1933 yılında Şafak ve Akdeniz Otelleri'nin açıldığını, bununla birlikte
1945 inşaatına başlanan Akotel'in ilerleyen yıllarda hizmete açıldığı belirtiliyor. Diğer yandan,
1913 Şark Ticaret Yıllığı'na göre Kontinent Oteli olarak adlandırılan otel sonraki dönemde kentin
önemli otellerinden Belvü Palas ve Toros Oteli adını almaktadır. Aynı yıllıklarda, Constantinople
adıyla anılan otelin Cumhuriyet döneminde İstanbul Palas ve İstanbul Otel adlarını aldığı
görülmektedir. Cumhuriyet'le birlikte kentte Yeni Türkiye ve Cumhuriyet adında iki otel daha
açıldığı ve 1930'ların sonunda ise bu otellere, Güzel Palas ve Şafak Oteli de eklendiği
anlaşılmaktadır. 1941 yılı Şark Ticaret Yıllığı'na göre, Mersin'de şu oteller bulunmaktadır: Akdeniz
Oteli, Anadolu Oteli, Güzel Palas, İstanbul Palas, Maarif Oteli, Toros Oteli ve Lokantası.
34- Selvi Ünlü, a.g.t., s.160.
35- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, s.18.
36- Develi, a.g.e., s.179.
37- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.
38- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kire%C3%A7%C3%A7i, eylül 2008.
39- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.45,46.
40- Dorr, a.g.e., s. ????; Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853,
London, s.61-62.; Beamont, a.g.e., s. ?????
41- Selvi Ünlü, a.g.t., s.188, 189.
Pazaryeri: Yoğurt Pazarı
290
1- Lewis Mumford, Tarih Boyunca Kent-Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği,
çev.:Gürol Koca, Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2007, s.93.
2- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.5. Artan, kentin
gelişimi tarihini kronolojik olarak ortaya koyduğu kitabında, Yoğurt Pazarı'nın kuruluşunu kentin
başlangıç tarihi olarak vermiştir. Artan, 1831-1832 tarihinde, bugün Yoğurt Pazarı olarak
adlandırılan alanda, Padişah II. Mahmut tarafından Tarsus'u yönetmekle görevlendirilen
Alaybeyli Göğçeli Koloğlu Mehmet Ağa'nın, köylü ve Yörüklerin alışveriş etmesi için bir Pazar
kurduğunu ifade etmektedir.
3- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, s.19.
4- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http: // www.yumuktepe.com
/index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.
5- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.
6- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.
7- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com
/index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
management and interior design is concerned, that besides, it had a significant place in the
social life of the city with the tea parties
30- Annuaire Oriental du Commerce, 1883, p.605.
31- Annuaire Oriental du Commerce,1885-1886, p.478.
32- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p.2023.
33- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p.8, 14, 16, 18.
It is asserted in the book that, Ankara Hotel was opened to operation in 1894, while Maarif
Hotel in 1895, Mersin Palas Hotel in 1923, Cumhuriyet Hotel in 1926, İstiklal and Anadolu hotels in
1928, Turing Hotel in 1931, Şafak and Akdeniz hotels in 1933, while Akotel, of which the
construction began in 1945, began to serve in 1945. On the other hand, it is seen that Kontinent
Hotel as it is written in Annuaire Oriental du Commerce of 1913, took the names Belvü Palas
and Toros Hotel in the following periods. In the same annuaire, the hotel named
Constantinople would take the names, İstanbul Palas and İstanbul Hotel in the republican
period, where additionally two hotels, called Yeni Türkiye and Cumhuriyet, was opened while
Güzel Palas and Şafak Hotel was added to them in 1930's. According to Annuaire Oriental du
Commerce of 1941, these hotels were standing in the city: Akdeniz Hotel, Anadolu Hotel,
Güzel Palas, İstanbul Palas, Maarif Oteli, Toros Hotel and its restaurant.
34- Selvi Ünlü, ibid, p.160.
35- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin, 2003, p.18.
36- Develi, ibid, p.179.
37- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.
38- http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_Kire%C3%A7%C3%A7i, eylül 2008.
39- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.45,46.
40- Dorr, ibid; Habeeb Risk, The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, 1853, London,
p.61-62.; Beamont, ibid.
41- Selvi Ünlü, ibid, p.188, 189.
The Marketplace:Yoghurt Bazaar
1- Lewis Mumford, Tarih Boyunca Kent-Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümler ve Geleceği,
Translated: Gürol Koca, Tamer Tosun, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2007, p.93.
2- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.5. Artan implies in
his book, in which he reveals the chronological development of the city, that the starting point
of the city is the foundation of Yoghurt Bazaar. He mentions that, in 1931 and 1832, in the
place, named as Yoghurt Bazaar today, a marketplace was set by Koloğlu Mehmet Agha,
who was the one missioned to administer Tarsus, for nomads in order to shopping.
3- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, p.19.
4- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http: // www.yumuktepe.com
/index.php?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.
5- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.
6- Odada Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937.
7- Necmettin Öncel, Pazar veya Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com/
index.php ?option =com_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddesnecmettn-oenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.
8- Aykut Hokkacı, Mersin, http://www.yumuktepe.com/index.php
?option=com_content&view=article &id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.
291
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
8- Aykut Hokkacı, Mersin, http://www.yumuktepe.com/index.php?option= com_
content&view=article &id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.
9- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, s.119; Necmettin Öncel, Pazar veya
Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com/index.php?option=com
_content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, eylül 2008.
Yeni Yaşam: Atatürk Evi ve Çevresi
292
1- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
Sayı:12, ss.34-35, s.34.
2- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. Oğuz, kente ilişkin olarak şunları söylemektedir;
“İki üç tane ferahlı, muntazam, güzel deniz kenarı bahçesi, sineması, mahalli tiyatrosu Mersin'e
cidden cazip bir sima verir.”
3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,
1996, Mersin; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, 1993, Sayı:12, ss.34-35, s.34; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık
Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:14, ss.45-46, s.45.
4- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4,
Temmuz-Ağustos 1941, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.
5- 1933 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.331.
6- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,
1996, Mersin.
7- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s. 1630.
8- Develi, a.g.e.
9- Nuri Abaç, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:14, s.27;
Nermin Ergenekon Müldür, “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin, 2002, ss.53-57,
s.56.
10- Ergun Evren, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, Sayı:19,
s.34.
11- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.29, 30.
12- Palais de Chirstman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,
Sayı:24, s.23; Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin
Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002,
s.143,144.
13- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s. 1630. X. Christmann, 1905 yılında Almanya Konsolosluğu'nu da
yapmıştır.
14- Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi
Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, s.143,144.
15- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, s.14.
16- Ticaret Odası'nda kayıtlı Tecim Evleri Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937, Mersin.
17- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20.
18- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
Sayı:12, ss.45-46, s.46. Develi, evlerden birinin Rickards, diğerinin ise Nadir Ailesi'ne ait olduğunu
söylemektedir.
19- Yeni Mersin Gazetesi, 29 İkinci Kanun 1941.
20- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
Sayı:12, ss.45-46, s.46.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
9- Şinasi Develi, Eski Mersin'de Yaşam, Mersin, 2007, p.119; Necmettin Öncel, Pazar veya
Mücahitler Caddesi, http://www.yumuktepe.com/index.php?option=com_
content&view=article&id=252:pazar-veya-muecahtler-caddes-necmettnoenel&catid=98:murt-kokulu-yazilar&Itemid=100063, Eylül 2008.
New Life: Atatürk House and the Environs
1- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
No:12, pp.34-35, p.34.
2- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924. Oğuz points out that “Mersin draws attention with
two or three beautiful gardens on the seashore, cinema and local theatre”.
3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,
1996, Mersin; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, 1993, No:12, pp.34-35, p.34; Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık
Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:14, pp.45-46, p.45.
4- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:4,
Temmuz-Ağustos 1941, Say: 42-43, pp.6-7, p.6.
5- Annuaire Oriental du Commerce, 1933, p.331.
6- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,
1996, Mersin.
7- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p. 1630.
8- Develi, ibid.
9- Nuri Abaç, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:14, p.27;
Nermin Ergenekon Müldür, “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin, 2002, pp.53-57,
p.56.
10- Ergun Evren, “Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993, No:19,
p.34.
11- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.29, 30.
12- “Palais de Chirstman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,
No:24, p.23; Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin
Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002,
p.143,144.
13- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p. 1630. Christmann was the consul of Germany in
1905.
14- Gündüz Artan, “Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi
Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, p.143,144.
15- Abdullah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004, p.14.
16- Ticaret Odası'nda Kayıtlı Tecim Evleri Miktarı, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 1937, Mersin.
17- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, p. 20.
18- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
No:12, pp.45-46, p.46. Develi expresses that one of the house belongs to Rickards family, while
the other to Nadir family.
19- Yeni Mersin Gazetesi, 29 İkinci Kanun 1941.
20- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
No:12, pp.45-46, p.46.
21- It is seen as Sursok Bath on the maps of the period.
22- Lady Yvonne Sursock Cochrane, “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum:
Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent
Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, pp. 141-152, p.141.
293
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
21- Dönemin haritalarında Sursok Hamamı görülmektedir.
22- Lady Yvonne Sursock Cochrane, “19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum:
Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent
Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin, 2002, ss. 141-152, s.141.
23- 1894 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.929.
24- www.es-conseil.fr/pramona/e1mm.htm, eylül 2008.
25- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1941, Yıl:4,
Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.
26- 1905 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1631; 1909 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.2022; 1913 Yılı Şark Ticaret
Yıllığı, s.1623; 1921 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1395.
27- 1929 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1056; 1930 Yılı Şark Ticaret Yıllığı, s.1113.
28- Yeni Mersin Gazetesi, 30 Temmuz 1931.
29- Fikri Mutlu, a.g.m., s.6.
30- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.
31- Tülin Selvi Ünlü, 19.Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, 2007, Yayınlanmamış, Yüksek Lisans
Tezi, Mersin, s. 242, 243; TŞS., No: 291, Sayfa no: 247, Evaili Zilkade 1265 (M. Eylül 1849); TŞS., No:
291, Sayfa no: 313, 314; TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314.
32- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia
and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, s.13, 14.
33- Davis, a.g.e., s.17.
34- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Birinci
Kanun 1940, Sayı: 35, ss.6-7, s.7.
35- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 2001, Mersin, s.105.
36- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,
1996, Mersin.
37- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
Sayı:14, ss.45-46, s.45.
Buluşma Yeri: Millet Bahçesi ve Halkevi
294
1- Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.
2- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.
3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Akdeniz Belediyesi, 1996, Mersin.
4- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, s.21.
5- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007, Mersin, s.249.
6- Develi, a.g.e. Kitaptaki kartpostalda, Çardak Mahallesi'nin 1930'lu yılardaki görüntüsünden,
mahalledeki yapı niteliği açıkça görülebiliyor.
7- İlyas Halil, Gavur Aşevi, Ürün Yayınları, 2007, Ankara, s.47,48,49.
8- Semihi Vural, Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara, 2007, s.20.
9- Vural, a.g.e., s.28.
10- Develi, a.g.e.
11- Gündüz Artan, “Yolculuk, (Nurullah Ataç- Yazar, Çevirmen)”, Gönüle Düşen Cemre,
Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, s.20. Gündüz Artan, “Mersin (Hüseyin Cahit
Yalçın, Gazeteci)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,
s.18. Yedigün Gazetesi, Şubat 1945.
12- http://tr.wikipedia.org/wiki/Pathe_Sinemas%C4%B1, Ağustos 2008.
13- 1913 Tarihli Şark Ticaret Yıllığı, s.1627.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
23- Annuaire Oriental du Commerce, 1894, p.929.
24- www.es-conseil.fr/pramona/e1mm.htm, Eylül 2008.
25- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Mersin,
1941, Yıl:4, No: 42-43, pp.6-7, p.6.
26- Annuaire Oriental du Commerce, 1905, p.1631; Annuaire Oriental du Commerce, 1909,
p.2022; 1913 Yılı Annuaire Oriental du Commerce, p.1623; 1921 Yılı Annuaire Oriental du
Commerce, p.1395.
27- Annuaire Oriental du Commerce, 1929, p.1056; Annuaire Oriental du Commerce, 1930,
p.1113.
28- Yeni Mersin Gazetesi, 30 Temmuz 1931.
29- Fikri Mutlu, ibid, p.6.
30- Remzi Oğuz, Adana Ticaret Rehberi, 1924.
31- Tülin Selvi Ünlü, 19.Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment
of History at Mersin University Mersin, 2007, p. 242, 243; TŞS., No: 291, Sayfa no: 247, Evaili Zilkade
1265 (M. Eylül 1849); TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314; TŞS., No: 291, Sayfa no: 313, 314.
32- E. J. Davis, Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria, and parts of Lycaonia
and Cappadocia, Edward Stanford, London, 1879, p.13, 14.
33- Davis, ibid, p.17.
34- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, Yıl:3, Birinci
Kanun 1940, No: 35, pp.6-7, p.7.
35- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, 2001, Mersin, p.105.
36- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi Yayınları,
1996, Mersin.
37- Şinasi Develi ,“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1993,
No:14, pp.45-46, p.45.
Meeting Place: People's Garden and People's House
1- Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.
2- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.
3- Şinasi Develi, Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Akdeniz Belediyesi, 1996, Mersin.
4- Gündüz Artan, Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü, Mersin, 2003, p.21.
5- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment
of History at Mersin University, 2007, Mersin, p.249.
6- Develi, ibid. On the postcards in the book, the view of Çardak district and its qualities are
seen clearly.
7- İlyas Halil, Gavur Aşevi, Ürün Yayınları, 2007, Ankara, p.47,48,49.
8- Semihi Vural, Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara, 2007, p.20.
9- Vural, ibid, p.28.
10- Develi, ibid.
11- Gündüz Artan, “Yolculuk, (Nurullah Ataç- Yazar, Çevirmen)”, Gönüle Düşen Cemre,
Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001, p.20; Gündüz Artan, “Mersin (Hüseyin Cahit
Yalçın, Gazeteci)”, Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin, 2001,
p.18; Yedigün Gazetesi, Şubat 1945.
12- http://tr.wikipedia.org/wiki/Pathe_Sinemas%C4%B1, Ağustos 2008.
13- Annuaire Oriental du Commerce, 1913, p.1627.
14- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret Sanayi Odası Yayını, 2001,
Mersin, p.83.
295
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
14- Şinasi Develi, Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret Sanayi Odası Yayını, 2001,
Mersin, s.83.
15- Yeni Mersin Gazetesi, 14 Haziran 1941 ve 17 Haziran 1941.
16- Develi, a.g.e., s.83.
17- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, s.23.
Gelişen Kent: Kışla Caddesi ve Çevresi
1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2007, s.228.
2- HVS, 1286, D. no: 3, s.75, 1286 (M. 1869).
3- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin,
2001, s. 9. Kentin gelişen bu bölgesi 1890 yılında Mersin'i de ziyaret eden Düyun-u Umumiye
Yetkilisi Vital Cuinet'nin de dikkatini çekmiştir. Cuinet, bu dönemde kentin daha çok
bahçelerin olduğu Fener tarafına doğru geliştiğini kaydetmiştir.
4- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002.
5- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002,Mersin, s.68.
6- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,
Sayı: 35, s. 6, 7.
7- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, Sayı:
14, 1993, Güven Ofset, Mersin, ss.45, 46.
8-1885-1886 Şark Ticaret Yıllığı, s.478.
9- 1913 Şark Ticaret Yıllığı, s. 1625,1627
10- 1921 Şark Ticaret Yıllığı, s.1395, 1397
11- Uğur Ersoy, Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, 1997, İstanbul, s.54
12- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, s.55.
13- Artan, a.g.e., s.45.
14- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20.
15- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002, Mersin, s.79.
16- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, s. 20.
17- Gündüz Artan, yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” çalışması.
18- İçel İl Yıllığı 1967, San Matbaası, Ankara, 1967, s.65, 66.
19- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, 2001,
Mersin, s. 59. Kitapta, İlyas Halil, bu bahçeyi şöyle anlatıyor; “Gazipaşa Okulu'ndaki dut
ağaçlarının sararmaya yüz tutmuş, yaprakları dağ rüzgarı ile hışırdıyordu.”
20- “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin
Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002, s.222; Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman
Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, 1941, Sayı:37, s. 5.
21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941,
Yıl: 4, Sayı: 38-39, s. 6, 7.
22- İsmail Sözener, Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin, 2008, s.117.
23- Sözener, a.g.t., s.117, 118.
24- Mutlu, a.g.m., s. 6, 7.
25- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, s. 73.
26- 1941 yılında İstanbul'dan Mersin'e taşınan Deniz Okullarından Deniz Harp Okulu ve Lisesi
Kışla binasında, Deniz gedikli Okulu ise kentin doğu çıkışında, Üç Ocak Mahallesi 174 nolu
parselde bulunan ve “İngiliz Yağ Fabrikası” olarak bilinen yapıda eğitim vermiştir.
296
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
15- 14 Haziran 1941 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi; 17 Haziran 1941 Tarihli Yeni Mersin Gazetesi.
16- Develi, ibid, p.83.
17- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, p.23.
Developing City: Kışla Street and Çamlıbel
1- Tülin Selvi Ünlü, 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Unpublished MA. Thesis in Deparment
of History at Mersin University, Mersin, 2007, p.228.
2- HVS, 1286, D. no: 3, p.75, 1286 (M. 1869).
3- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, Mersin,
2001, p. 9. This part of the city attracted the attention of Vital Cuinet, who visited the city in 1890
as the public debtor. He pointed out that the city was developing towards the Lighthouse
where mostly the houses in gardens stand.
4- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002.
5- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002,Mersin, p.68.
6- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi, 1940, Yıl:3,
No: 35, p. 6, 7.
7- Şinasi Develi, “Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, No: 14,
1993, Güven Ofset, Mersin, pp.45, 46.
8-1885-1886 Annuaire Oriental du Commerce, p.478.
9- 1913 Annuaire Oriental du Commerce, p. 1625,1627.
10- 1921 Annuaire Oriental du Commerce, p.1395, 1397.
11- Uğur Ersoy, Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, 1997, İstanbul, p.54
12- Gündüz Artan, Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000, Mersin, p.55.
13- Artan, ibid, p.45.
14- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002 p. 20.
15- Nermin Ergenekon Müldür, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, 2002, Mersin, p.79.
16- O'Neill J., Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK, 2002, p. 20.
17- Gündüz Artan, Yayınlanmamış “Tanıtma Levhaları” Çalışması.
18- İçel İl Yıllığı 1967, San Matbaası, Ankara, 1967, p.65, 66.
19- Gündüz Artan, Mersin Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1, 2001,
Mersin, p. 59. In the book, İlyas Hallil describes the garden as followings: “The mulberry tree in
the garden of Gazi Paşa School was turned to yellow, of which the leaves were crinckling by
the wind”
20- “Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin
Üniversitesi Yayınları, No:14, Mersin, 2002, p.222; Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman
Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, Yıl: 4, No:37, Şubat 1941, Mersin, p. 5.
21- Fikri Mutlu, “Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık Dergisi, 1941,
Yıl: 4, No: 38-39, p. 6, 7.
22- İsmail Sözener, Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Unpublished MA. Thesis in Deparment of
History at Mersin University, Mersin, 2008, p.117.
23- Sözener, ibid, p.117, 118.
24- Mutlu, ibid, p. 6, 7.
25- Şinasi Develi, 1836-1990 Dünden Bugüne Mersin, 3. Baskı, 2001, p. 73.
26- One of the two naval schools, carried over from İstanbul in 1941, was the Naval Academy
placed in the Military Barracks while the School for Sergeants was placed in “British Oil Factory”
on the east side of the city in Üçocak District.
27- Sözener, ibid, p.29.
297
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Notlar
27- Sözener, a.g.t., s.29.
28- Sözener, a.g.t., s.36.
29- Abdulah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, 1994, İstanbul, s.29
30- Develi, a.g.e., s.180.
31- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1998, s.
54.
32- Filiz Yenişehirlioğlu ve diğerleri, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, s.7.
33- Dingeç, a.g.t, s. 54.
298
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Notes
28- Sözener, ibid, p.36.
29- Abdulah Canlıgil, Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, 1994, İstanbul, p.29
30- Develi, ibid, p.180.
31- Emine Dingeç, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik Yapısı,
Unpublished MA. Thesis at Anadolu University, Eskişehir, 1998, p. 54.
32- Filiz Yenişehirlioğlu et al, Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1995, p.7.
33- Dingeç, ibid, p. 54.
299
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Kaynakça
A
ABAÇ Nuri (1993)
ADIYEKE Nükhet;
ADIYEKE Nuri (2004)
AKKAYA Yüksel (2004)
AKPOLAT Mustafa (2002)
ARTAN Gündüz (1994)
ARTAN Gündüz (2000)
ARTAN Gündüz (2001)
ARTAN Gündüz (2002)
ARTAN Gündüz (2003)
ARTAN Gündüz
Gündüz Artan
B
BEAMONT William (1856)
BEAUFORT Francis (2002)
BOZKURT İbrahim (2001)
BARKER William B.(1853)
C
CANLIGİL Abdullah (2004)
Ç
ÇADIRCI Musa (1997)
COCHRANE Y. Sursock(2002)
300
“Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, Sayı:14.
“Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü
Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem,
İstanbul.
“19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü
Deniz: Mersin, Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları,
İstanbul.
“Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl
Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve
Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent
Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.
İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin.
Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000,
Mersin.
Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1,
Mersin.
“Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası,
Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları
Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.
Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin.
İlyas Halil'in Mersin'i, yayınlanmamış araştırma.
Tanıtma Levhaları, yayınlanmamış çalışma.
A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854,
Volume 2, published by Elibron Classics as a replica of copy
Published in 1856 by Adamant Media Corporation.
Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan
Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya.
Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and
Co.,London.
Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004.
Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve
Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, Ankara.
“19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek
ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin
Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları,
No:1, Mersin.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
A
ABAÇ Nuri (1993)
ADIYEKE Nükhet;
ADIYEKE Nuri (2004)
AKKAYA Yüksel (2004)
AKPOLAT Mustafa (2002)
ARTAN Gündüz (1994)
ARTAN Gündüz (2000)
ARTAN Gündüz (2001)
ARTAN Gündüz (2002)
ARTAN Gündüz (2003)
ARTAN Gündüz
Gündüz Artan
B
BEAMONT William (1856)
BEAUFORT Francis (2002)
BOZKURT İbrahim (2001)
BARKER William B.(1853)
C
CANLIGİL Abdullah (2004)
Ç
ÇADIRCI Musa (1997)
COCHRANE Y. Sursock(2002)
“Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, Sayı:14.
References
“Modernleşmenin Doğurduğu Kent: Mersin”, Sırtı Dağ, Yüzü
Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları, Haz.: Filiz Özdem,
İstanbul.
“19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla Mersin Ekonomisi”, Sırtı Dağ, Yüzü
Deniz: Mersin, Hazırlayan: Filiz Özdem, Yapı Kredi Yayınları,
İstanbul.
“Adana-Mersin Demiryolu İstasyon Binaları - 19. Yüzyıl
Osmanlı Mimarlığı'ndan Bir Kesit”, 19. Yüzyılda Mersin ve
Akdeniz Dünyası, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent
Araştırmaları Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.
İçel Gezginleri, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin.
Atatürk Mersin'de, Mersin Deniz Ticaret Odası Yayını, 2000,
Mersin.
Gönüle Düşen Cemre, Akdeniz Belediyesi Kültür Yayınları-1,
Mersin.
“Bellek ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası,
Mersin Üniversitesi Yayınları, No:7, Akdeniz Kent Araştırmaları
Merkezi Yayınları, No:1, Mersin.
Mersin Tarihi Kronolojisi, İçel Sanat Kulübü Yayını, Mersin.
İlyas Halil'in Mersin'i, yayınlanmamış araştırma.
Tanıtma Levhaları, yayınlanmamış çalışma.
A Diary of a Journey to the East in the Autumn of 1854,
Volume 2, published by Elibron Classics as a replica of copy
Published in 1856 by Adamant Media Corporation.
Karamanya, Çeviren: Ali Neyzi-Doğan Türker, Suna-İnan
Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü, Antalya.
Salnamelerde Mersin, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
Cilicia and Its Governers, Ingram, Cooke and
Co.,London.
Mersin Yılları, Gökyüzü Kitaplığı, İstanbul, 2004.
Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve
Ekonomik Yapıları, Türk Tarih Kurumu, Ankara.
“19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Açık Oturum: Bellek
ve Miras”, 19. Yüzyılda Mersin ve Akdeniz Dünyası, Mersin
Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi Yayınları,
No:1, Mersin.
301
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Kaynakça
D
DORR Benjamin (1856)
DAVIS E. J. Davis (1879)
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi (2000)
DEVELİ Şinasi (2001)
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi (1996)
DİNGEÇ Emine (1998)
DORR Benjamin (1856)
E
EVREN Ergun (1993)
ERSOY Uğur (1997)
Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece,
J. B. Liippincott, Philadelphia.
Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria,
and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,
London.
“Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,
Mozaik
Aylık Haber Politika Sanat Dergisi,
Mersin, sayı:11.
“Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık
Bülteni, Mersin, sayı: 88.
Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi
Odası, Mersin.
“Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,
Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11.
Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni,
Yıl:19, Sayı:157.
“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, Sayı:12.
“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, Sayı:14
Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi
Yayınları, Mersin.
19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik
Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir.
Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B.
Liippincott, 1856, Philadelphia.
“Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi,
Sayı:19.
Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, İstanbul.
G
GENÇ Şeref (1946)
GEARY Grattan (2005)
D
DORR Benjamin (1856)
DAVIS E. J. Davis (1879)
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi (2000)
DEVELİ Şinasi (2001)
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi (1993)
DEVELİ Şinasi (1996)
DİNGEÇ Emine (1998)
DORR Benjamin (1856)
E
EVREN Ergun (1993)
ERSOY Uğur (1997)
Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece,
J. B. Liippincott, Philadelphia.
Life in Asiatic Turkey: A Journal of Travel in Cilicia, Isauria,
and parts of Lycaonia and Cappadocia, Edward Stanford,
London.
“Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,
Mozaik
Aylık Haber Politika Sanat Dergisi,
Mersin, sayı:11.
“Yok Olan Bir Tarih Azak Han”, İçel Sanat Kulübü Aylık
Bülteni, Mersin, sayı: 88.
Dünden Bugüne Mersin 1836-1990, Mersin Ticaret ve Sanayi
Odası, Mersin.
“Eski Mersin'den Esintiler '1930'lu Yılların Uray Caddesi'”,
Mozaik Aylık Haber Politika Sanat Dergisi, Mersin, sayı:11.
Kıraathaneler ve Mersin'de bir Kıraathane, İçel Sanat Kulübü Bülteni,
Yıl:19, Sayı:157.
“Eski Mersin'den Esintiler (2)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, Sayı:12.
“Eski Mersin'den Esintiler (3)”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat
Dergisi, Sayı:14
Eserleriyle Anıtlaşan Vali Tevfik Sırrı Gür, Mersin Akdeniz Belediyesi
Yayınları, Mersin.
19. Yüzyılın İkinci Yarısında ve 20. Yüzyılın Başında Mersin'in Ekonomik
Yapısı, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir.
Notes of Travel in Egypt, The Holy Land, Turkey and Greece, J. B.
Liippincott, 1856, Philadelphia.
G
GENÇ Şeref (1946)
GEARY Grattan (2005)
“İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi.
Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition
of the edition published in 1878 by Sampson Low).
Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.
H
HALİL İlyas (2007)
HUNGTINGTON
Ellsworth(1909)
H
HALİL İlyas (2007)
HUNGTINGTON
Ellsworth(1909)
Gavur Aşevi, Ürün Yayınları,Ankara.
“Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical
Society, vol. 41, no. 11.
1967 Yılı, San Matbaası, Ankara.
References
“Akkahve Günleri”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi,
Sayı:19.
Bir Zamanlar Mersin'de, Evrim Yayınevi, İstanbul.
“İşgalde Mersin”, Yeni Mersin Gazetesi.
Through Asiatic Turkey, Elibron Classics, London (the replica edition
of the edition published in 1878 by Sampson Low).
Geçmişten Günümüze Kentin Meydanları, 21 Nisan 2006 Tarihli Mersin Üniversitesi Gazetesi.
İ
İçel İl Yıllığı
302
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
İ
İçel İl Yıllığı
Gavur Aşevi, Ürün Yayınları,Ankara.
“Railroads in Asia Minor”, Bulletin of the American Geographical
Society, vol. 41, no. 11.
1967 Yılı, San Matbaası, Ankara.
303
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Kaynakça
L
LANGLOIS Victor (1947)
M
MADRAN Emre (2001)
MASSY P. H. H. (1905)
Mersin Kentinin Kuruluş
Öyküsü (2006)
Mersin Limanı
Mersin Limanı
Mersin Telefon Rehberi
Mersin Yerel Tarih
Grubu (2001)
METHENY J.
Renwick (1907)
304
Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin.
“Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II,
ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi
Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, Ankara.
“Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical
Journal, vol. 26, no. 3.
Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin.
Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor.
TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir.
1957 Yılı.
“Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin
Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi,
Haz.: Mersin Yerel
Tarih Grubu, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı.
“Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American
Oriental Society, vol. 28.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 3, Sayı: 35.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 44-45.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 38-39.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 40-41.
MUTLU Fikri (1940)
Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi
Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s. 10.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:3, Sayı: 35.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:4, Sayı: 38-39.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:4, Sayı: 42-43.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:3, Sayı: 35.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:4, Sayı: 42-43.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık
Dergisi, Yıl: 4, Sayı:37, Mersin.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık
Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39.
MÜLDÜR Nermin E. (2002) “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
L
LANGLOIS Victor (1947)
M
MADRAN Emre (2001)
MASSY P. H. H. (1905)
Mersin Kentinin Kuruluş
Öyküsü (2006)
Mersin Limanı
Mersin Limanı
Mersin Telefon Rehberi
Mersin Yerel Tarih
Grubu (2001)
Eski Kilikya, Çeviren: M. Rahmi Balaban, Yeni Mersin Basımevi, Mersin.
References
“Gezi Yapıtlarında Ankara Kenti ve Yapıları”, Tarih İçinde Ankara II,
ODTÜ / Ankaralılar Vakfı / Ankara Enstitüsü Vakfı / Ankara Sanayi
Odası, Derleyen: Yıldırım Yavuz, Ankara.
“Explorations in Asiatic Turkey, 1896 to 1903”, The Geographical
Journal, vol. 26, no. 3.
Haz. İbrahim Oğuz, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin.
Hollanda Kraliyet Liman Şirketi tarafından hazırlanan rapor.
TC Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, İzmir.
1957 Yılı.
“Dekovil'in Peşisıra Uray'dan Çıktık Yola”, Uray Caddesi'nin
Mersin Tarihindeki Yeri Üzerine Bir Sergi,
Haz.: Mersin Yerel
Tarih Grubu, Mersin, Sergi Tanıtım Kitapçığı.
METHENY J.
Renwick (1907)
“Road Notes from Cilicia and North Syria”, Journal of the American
Oriental Society, vol. 28.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 3, Sayı: 35.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 44-45.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 38-39.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 40-41.
MUTLU Fikri (1940)
Mutlu, “Mersin Şehri Nerede ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Halkevi
Dergisi, Yıl: 3, Sayı 34, s. 10.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl: 4, Sayı: 42-43, ss.6-7, s.6.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:3, Sayı: 35.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:4, Sayı: 38-39.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:4, Sayı: 42-43.
MUTLU Fikri (1940)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:3, Sayı: 35.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Dergisi,
Yıl:4, Sayı: 42-43.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık
Dergisi, Yıl: 4, Sayı:37, Mersin.
MUTLU Fikri (1941)
“Mersin Şehri Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu”, İçel Mersin Halkevi Aylık
Dergisi, 1941, Yıl: 4, Sayı: 38-39.
MÜLDÜR Nermin E. (2002) “Akkahve”, Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.
305
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Kaynakça
MÜLDÜR Nermin E. (2002) Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.
MÜLDÜR Nermin E. (2002) Mersin Dedikleri, Bulvar Ofset, Mersin.
O
OĞUZ Remzi (1924)
O'NEILL J . (2002)
O
OĞUZ Remzi (1924)
O'NEILL J . (2002)
Ö
ÖZDEMİR
Mehmet(2001)
P
PAMUK Şevket(1987)
Adana Ticaret Rehberi, 1924.
Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK.
Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk
Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür
Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, 2001, Ankara.
“100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek
Yayınevi, İstanbul.
“Palais de Christman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,
Sayı:24.
R
RISK Habeeb (1853)
The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, London,1853.
George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William
Spottiswoode, London.
S
SAMİ Şemseddin (1996) Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara, c.2.
SELVİ ÜNLÜ Tülin (2007) 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
SÖZENER İsmail (2008) Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
Ş
Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce): 1880-1945 .
ŞEN Leyla (2001)
“Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı
İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin
Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, sayı: 11, Ankara. T
“Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi
Yayınları, No:14, Mersin, 2002.
Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi,
Mersin, 1992.
Ticaret ve Telefon Rehberleri, Mersin
Ticaret Odasında Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin,
1937.
TOKSÖZ Meltem (2006)
“Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç
İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi,
Ankara, 2006, sayı 21.
U
ULUTAŞ Songül (2006)
Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
V
VURAL Semihi (2007)
Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara.
306
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
Ö
ÖZDEMİR
Mehmet(2001)
References
Adana Ticaret Rehberi, 1924.
Blood-Dark Track: A Family History, Granta, UK.
Mütareke ve Kurtuluş Savaşı Başlangıç Dönemlerinde Türk
Demiryolları Yapısal Ekonomik Sorunlar (1918-1920), T.C. Kültür
Bakanlığı Kültür Eserleri, Kültür Bakanlığı, 2001, Ankara.
P
PAMUK Şevket(1987)
“100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi 1500-1914”, Gerçek
Yayınevi, İstanbul.
“Palais de Christman'dan Atatürk Evi'ne”, Mozaik Aylık Haber, Politika, Sanat Dergisi, 1994,
Sayı:24.
R
RISK Habeeb (1853)
The Thistle and The Cedar of Lebanon, Wertheimer, London,1853.
George Rolleston, Report on Smyrna, George Eyre and William
Spottiswoode, London.
S
SAMİ Şemseddin (1996) Kâmûsu'l - A'lâm, Ankara, c.2.
SELVİ ÜNLÜ Tülin (2007) 19. Yüzyılda Mersin'in Kentsel Gelişimi, Mersin Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
SÖZENER İsmail (2008) Mersin'de Askeri Deniz Okulları, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimleri
Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
Ş
Şark Ticaret Yıllıkları (Annuaire Oriental du Commerce): 1880-1945 .
ŞEN Leyla (2001)
“Merkez-Çevre İlişkilerinin Önemli Bir Dinamiği Olarak Osmanlı
İmparatorluğu'nda Ulaştırma Sistemleri”, Kebikeç İnsan Bilimleri İçin
Kaynak Araştırmaları Dergisi, Kebikeç Yayınları, sayı: 11, Ankara. T
“Tarihin Tanıkları-Yerel Şahsiyetler”, Tarih İçinde Mersin Kolokyum ve Sergisi II, Mersin Üniversitesi
Yayınları, No:14, Mersin, 2002.
Tarihten Güncele Mersin, Haz.: ODAK Ortadoğu Toplumsal Araştırmalar Ltd., Mersin Belediyesi,
Mersin, 1992.
Ticaret ve Telefon Rehberleri, Mersin
Ticaret Odasında Kayıtlı Bulunan Tecimevlerinin Miktarı, Mersin Tecim ve Endüstri Odası, Mersin,
1937.
TOKSÖZ Meltem (2006)
“Bir Coğrafya, Bir Ürün, Bir Bölge: 19. Yüzyılda Çukurova”, Kebikeç
İnsan Bilimleri İçin Kaynak Araştırmaları Dergisi, Sanat Kitabevi,
Ankara, 2006, sayı 21.
U
ULUTAŞ Songül (2006)
Şer'iye Sicillerine Göre Tarsus'ta Ekonomik Yapı, Mersin Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mersin.
V
VURAL Semihi (2007)
Mersin Halkevi-60. Yılına Armağan, Mutluson Yayınları, Ankara.
307
İSTASYONDAN FENERE MERSİN
Kaynakça
W
WILSON
Charles W. (1884)
WOODS
H. Charles (1917)
308
“Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor,
Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal
Geographical Society and Monthly Record of Geography, New
Monthly Series, Vol. 6, No. 6.
“The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical
Journal, vol. 50, no. 1.
MERSIN FROM RAILWAY STATION TO THE LIGHTHOUSE
W
WILSON
Charles W. (1884)
WOODS
H. Charles (1917)
References
“Notes on the physical and Historical Geography of Asia Minor,
Made during Journeys in 1879-82”, Proceedings of the Royal
Geographical Society and Monthly Record of Geography, New
Monthly Series, Vol. 6, No. 6.
“The Baghdad Railway and its Tributaries”, The Geographical
Journal, vol. 50, no. 1.
Y
YENİŞEHİRLİOĞLU Filiz
ve diğerleri (1995)
Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
YORULMAZ Şerife (2004) “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki
Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları,
Haz.: Filiz Özdem, İstanbul.
YORULMAZ Şerife(2005) “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma
Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin
Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin.
Z
ZOROĞLU Levent (1995) Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana.
Y
YENİŞEHİRLİOĞLU Filiz
ve diğerleri (1995)
Mersin Evleri, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.
YORULMAZ Şerife (2004) “Yabancı Tüccar ve Gayri Müslim Tebaanın Mersin Ekonomisindeki
Rolü (1830-1918)”, Sırtı Dağ, Yüzü Deniz: Mersin, Yapı Kredi Yayınları,
Haz.: Filiz Özdem, İstanbul.
YORULMAZ Şerife(2005) “Doğu Akdeniz'de Bir Cemaat Serüveni: Liman Kenti Olma
Sürecinde Mersin'de Gelişen Maruni Taifesi”, Tarih İçinde Mersin
Kolokyumu II, Mersin Üniversitesi Yayınları No:14, Mersin.
Z
ZOROĞLU Levent (1995) Tarsus Tarihi ve Tarihsel Anıtları, Kemal Matbaası, Adana.
Arşiv Kaynakları
BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).
BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855).
VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).
VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).
BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864)
VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865)
BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).
TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).
BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
Arşiv Kaynakları
BOA, İ..MVL. Dosya no: 237, G. no: 8363, 29 Receb 1268 (19 Mayıs 1852).
BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, G.no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
TŞS no: 295, Sayfa no: 63, Hane no: 86, 7 Zilkade 1271 (M. 22 Temmuz 1855).
VGMA., D. no: 44, Sayfa No: 133, Sıra No: 126, 23 Zilkade 1273 (M. 15 Temmuz 1857).
VGMA, Defter. no: 44, Sayfa No: 155, Rabiulevvel 1276 (M.30 Eylül 1859).
BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
BOA., İ..MVL., Dosya no: 23821, 22 C. Evvel 1281 (M. 23 Ekim 1864)
VGMA, D. no: 44, Sayfa no:188, Sıra no: 309, 25 Rabiulevvel 1282 (M. 18 Ağustos 1865)
BOA., İ..RSM., Dosya no: 30, 29 Zilhicce 1325 (M. 2 Şubat 1908).
TŞS., No: 289, s.142 , h.no: 464, Ramazan 1260, (M. Eylül 1844).
BOA., İ.MMS., Dosya no: 27, Gömlek no: 188, Ek: 6, 21 Safer 1280 (7 Ağustos 1863).
BOA., İ..DH., Dosya no: 257, G.no: 15843, Ek:2, 13 Zi'lkade 1268 (M. 29 Ağustos 1852).
Gazeteler
Yeni Mersin Gazetesi
Gazeteler
Yeni Mersin Gazetesi
309

Benzer belgeler