Kimtex, Krizi Fırsata Çevirip İhracat Şampiyonu Oldu

Transkript

Kimtex, Krizi Fırsata Çevirip İhracat Şampiyonu Oldu
tekstilteknoloji_haziran_tekstil_mayis 15.06.2012 16:48 Page 52
GÜNDEM NEWS
Kimtex, Krizi Fırsata Çevirip İhracat
Şampiyonu Oldu
Kimtex Turns the Crisis into an Opportunity and Becomes
the Export Winner
Ar-Ge’ye büyük önem veren Kimtex’in kendine özel tasarımlar gerçekleştirdikleri kumaşlar,
dünyanın önde gelen moda markaları aracılığıyla 100 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaştı.
Fabrics manufactured using specific designs by Kimtex, which gives a great deal of importance to R&D,
have reached to over 100 million users via world’s leading fashion brands.
1
982 yılında Vahit Gözek tarafından kurulan Kimtex
Tekstil, tüm dünyaya ve dünya markalarına dış giyimlik
dokuma kumaş üretiyor. Sürekli yatırım yapılan Ar-Ge
birimlerinde yılda 3000 çeşit kumaş geliştiriliyor. Yıllık
kumaş üretimi 22 milyon metreye ulaşan Kimtex, 2010 ve
2011 yıllarında dış giyimlik dokuma kumaş ihracat şampiyonu
oldu. ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya başta olmak üzere tüm
dünyaya ihracat yapıyor. Dünyanın çeşitli ülkelerine ihracat gerçekleştiren ve bu sayede dünya genelinde bilinen bir firma olan
Kimtex’in 2. jenerasyon yönetici, Genel Koordinatör Tanzer
Gözek ile başarı hikayelerini konuştuk.
E
stablished by Vahit Gozek in 1982, Kimtex Tekstil manufactures woven fabrics for outerwear for the whole world and
world’s leading brands. In its R&D units on which a great
deal of investments are made, 3000 kinds of fabrics per year
are developed. Kimtex, whose yearly fabric manufacturing reached 22
million meters, became the export winner in the field of woven fabrics
for outerwear in 2010 and 2011. USA and European countries carry
out export operations to the whole world, notably Russia. We interviewed with Tanzer Gözek who is the 2nd generation manager and
General Coordinator of Kimtex, a company that carries out export
operations to various countries of the world and thus has a world-wide
reputation, about their success stories.
Başlangıçtan bugüne Kimtex’in tarihçesinden söz eder
misiniz?
Could you please tell us the history of Kimtex from beginning
1930’lardan beri dokumacılık yapan bir aileden geliyoruz. to present?
Gaziantep kökenliyiz. Büyükbabam Gaziantep’te, Amerikan We are coming from a family that has been in textile industry since
bezi, havlu, halı sektöründe dokumacılık yaparak ailenin ilk 1930s. Our origin is Gaziantep. My grandfather has laid the first textile
tekstil temellerini atmış. Kimtex ise babamın okumak için aile- foundation of the family in Gaziantep by engaging in weaving in the
den ayrılmasıyla başlayan bir serüven. Babam İTÜ’de okuyup nettle cloth, towel and carpet sectors. Kimtex, on the other hand, is an
mastırını yapıyor ve Kimya
adventure that has started
Mühendisi oluyor.
when my father left home for
Adana’da Bossa’da çalışeducation. My father attended
maya başlıyor. En son boyaITU and completed his master
hane müdürlüğüne kadar
there, and then graduated to
geliyor. Sonra 1982’de
be a Chemical Engineer. He
kendi işine atılmaya karar
started to work for Bossa in
veriyor. Kendi konusu olan
Adana. Ultimately, he was protekstil kimyasallarının ticamoted to dye house manageretine başlıyor. Kimtex’in
ment. Then he decided to start
kuruluşu da böyle başlıyor.
his own business in 1982. He
Daha sonra iplik ticareti ve
started to involve in textile
müteahhitlik
ekleniyor.
chemicals trade, which was his
Müteahhitliğe hala devam
proficiency. That is how Kimtex
ediyor.
has been established. Then
1994
yılında
Adana
yarn trade and construction
Organize Sanayi Bölgesi’
business are added in qualificande boyahane açarak Kimteks Genel Koordinatörü Tanzer Gözek / General Coordinator of Kimtex
tions. He still continues contekstil teknoloji
52
tekstilteknoloji_haziran_tekstil_mayis 15.06.2012 16:48 Page 54
GÜNDEM NEWS
Kimtex’in ilk temellerini atıyor. O dönem organize sanayideki
ham bez dokuma ve örmecilerin ürünlerini boyayan bir boyahane olarak işe başlıyor. Tamamen pamuklu boyahanesi olarak
2000’lere kadar faaliyet gösterip en iyi pamuklu boyahanesi
olarak ismimizi duyurduk. Sonra, 1998 yılında ben okulu bitirip dönünce, kendi kumaşlarımızı üretmeye karar verip en iyiyi
geliştirmek için araştırmalara başladık. O dönem Çin baskısı ve
TL’nin aşırı değerlendiği/ döviz kurunun baskı altında tutulduğu, Türk tekstilcisi için en zorlu süreçti. Biz de kendimizi bu
süreçte korumak ve gelişimimizi tamamlamak için Ekibe ve ArGe’ye yönelik yatırım yaptık, çalışanların kalitesini ve verimini
artırıcı çalışmalar yaptık. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’nin
ve Avrupa’nın en büyük dış giyim dokuma kumaş üreticisi
konumundayız. Ayrıca son 2 yıldır dış giyime yönelik dokuma
kumaş ihracatında Türkiye birincisi de oluyoruz. Dünyadaki
belli başlı markaların ana tedarikçisi olarak faaliyetlerimize
devam ediyoruz.
Dokuma kumaş üretim kapasitemiz, yıllık 22 milyon metreye
ulaştı. Kimtex şu anda dünyada bilinen bütün boyama teknolojilerine sahiptir. İplik boyada da, düz ve pamuklu boyamada
da büyük kapasitelere sahibiz. Kumaşlarımızda kaliteli pamuk
ve hammadde kullanıyoruz, özel tekniklerle yüksek kaliteli
kumaş boyamaları uyguluyoruz. Bu başarıya ulaşmamızda en
önemli fark yaratıcı faktörün inovasyon olduğunun bilincindeyiz. Kumaş, dış giyime yön veren ve tercih edilebilirliğini artıran
en önemli faktördür ve kumaşta da tercih edilip tüketiciyi etkileyecek yenilikler, farklılıklar, özellikler ve güzellikler yaratmak
için özel çalışmalar yapılması gerekmektedir. Biz de bunu bildiğimiz için, Ar-Ge’miz ile sürekli yenilik ve gelişim için çalışıyoruz.
struction business. He laid the first foundations of Kimtex by opening
a dye house in Adana Organized Industrial Zone in 1994. The facility
has started the business as a dye house that dyes the products of raw
woven fabric manufacturers and knitting manufacturers within the
organized industry at that period. As a dye house for cotton, we have
operated until 2000s and made a name as the best cotton dye house.
Then, right after I graduated from school in 1998 and came back, we
decided on manufacturing our own fabrics and initiated researches to
develop the best one. That period was the toughest challenging period
for Turkish textile businessmen due to the pressures from China, overvaluation of TL and suppression of foreign exchange rate. So we
invested on the Team and R&D in order to protect ourselves during this
period and to complete our development. Given the level we reached,
we are now in the position of the greatest outerwear woven fabric
manufacturers of Turkey and Europe. Moreover, we have been ranking
first in Turkey in the field of woven fabrics for outerwear for the last 2
years. We go on our operations and activities as the main supplier of
the world’s leading brands.
Our manufacturing capacity of woven fabrics have reached 22 million
meters per year. Now Kimtex has world’s all well-known dying technologies. We have large capacities in yarn dying, plain dying and cotton dying. We use quality cotton and raw materials in our fabrics, we
apply high-quality fabric dying through special techniques. We are
aware of the fact that the most differential factor in having this success
is the innovation. Fabric is the most important factor that sets trends
in outerwear and increases preferability, and special efforts are
required to be put in order to create innovations, differences, peculiarities and beauties that impress the customer to prefer that fabric.
Since we already know this fact, we are continuously working for
innovation and improvement with our R&D.
Kumaş üreticiliğinde, özellikle polyester viskon kumaş
üretiminde dünya genelinde tanınmış bir firmasınız.
Yurtdışındaki prestijinizi sağlamlaştırmak ve kalıcı kılmak için çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
Sözünde duran ve müşterilerimizin sırtını rahatlıkla rastlayabi-
You are a world-wide known company in the field of fabric
manufacturing, especially polyesther viscon fabric manufacturing. Could you please tell us what you do to reinforce and
maintain your international prestige?
We are a company that keeps its promise and that its customer can
tekstil teknoloji
54
tekstilteknoloji_haziran_tekstil_mayis 15.06.2012 16:48 Page 55
GÜNDEM NEWS
lecekleri güvenilir bir firmayız. Kapasitemiz, stok gücümüz,
kalitemiz, inovasyomuzla, piyasadaki en iyi Değer/Fiyat oranını
biz sağlıyoruz ve bu oranı daha da büyütmek ana hedefimizdir.
Kalite ve Ar-Ge zaten işin olmazsa olmazı ki Kimtex kumaşları
üst orta markette ‘En Kaliteli’ olarak biliniyor ve bugün sektörümüzde dünyanın en fazla Ar-Ge yapan firmasıyız. Yılda
3000’ün üzerinde yeni kumaş üretiyoruz. Bu rakam neredeyse
rakiplerimizin toplamına eşittir. Böyle bir Ar-Ge desteği müşterilerimizin en doğru kombinasyonu yakalamalarını ve satışlarının yüksek olmasını sağlıyor. Yani müşterilerimizin bizle daha
iyi sıkı bir işbirliğine girmesi için gerekli eko-sistemi fazlasıyla
sağlıyoruz.
rely on with a total trust. We offer the best Value/Price ratio within the
market through our capacity, stock power, quality and innovation;
increasing this ratio even more is our main target. Quality and R&D is
the “must” of this business, and Kimteks fabrics have the reputation of
‘the Best Quality’ within upper-middle markets and we are the firm
that now performs world’s most R&D within the industry. We are manufacturing over 3000 new fabric annually. This figure corresponds
almost the total of our competitors. Such R&D support ensures that
our customers can catch the most correct combination and obtain
higher sales. So, we provide the necessary eco-system above and
beyond in order to make our customers be in a closer cooperation
with us.
Kimtex, global ekonomik kriz döneminde de başarılarını
artırarak sürdürdü. Bunu nasıl başardınız ve Ar-Ge çalışmalarınızın bundaki etkileri nelerdi?
Kimtex dünya dokuma modasındaki önemli bir Trend Setter.
Mütevazi bir firma kültürümüz var, ama artık dünya dokuma
kumaş trendlerini belirleyen bir firma haline geldiğimizi de ilan
etmek gerekiyor. Yani artık tasarımlarımız dünya markaları ve
rakiplerimiz tarafından takip ediliyor. Şu ana kadar Kimtex’in
kendine özel tasarımları bütün dünyada hepimizin bildiği
dünya moda markaları aracılığıyla 100 milyonun üzerinde kullanıcıya ulaştı. Tabii Ar-Ge için sadece yatırım ve para yetmiyor;
vizyon, işin olmazsa olmazı.
Kimteks carried on having and increasingly maintaining its
achievement even in global economic crisis period. How did
you achieve this, and what were the influences of your R&D
studies on this?
Kimteks is an important Trend Setter in the world’s weaving fashion.
We have a humble corporate culture, but now we also need to declare
that we have turned into a firm that sets the world’s woven fabrics
trends. So, our designs are followed by the world brands and our competitors, too. So far, Kimteks’ special designs have reached to over 100
million users via world-wide known fashion brands all over the world.
Of course, only investment and money are not enough for R&D; vision
is a ‘must’.
İTHİB’in düzenlediği bir toplantıda, vurgu yaptığınız
konuların başında tekstilciler için önemli kapılar açacağına inandığınız fuarlar geliyordu. Türkiye’de özellikle
kumaş içerikli fuarların uygulanışıyla ilgili görüşlerinizi
alabilir miyiz?
Bir fuarın başarılı olabilmesi için alıcıları ve satıcıları cezbetmesi
gerekir. Bu cazibeyi yaratmazsak kendi kendimize zaman ve
para kaybı yaratırız. Dünyadaki başarılı fuarlara baktığınızda
kendi nüfus ve hinterlandları kuvvetli ülkelerde bu işin devamlılığını koruduğunu görüyoruz. Bu nedenle Amerika, Rusya,
Almanya, Çin, Brezilya şu an için kumaş fuarcılığında geleceği
olan ülkeler. Fransa da düzenlenen Paris Premier Vision ise
kendi hinterlandının yetersiz olmasına rağmen küresel bir
fuara dönüşmesi sebebiyle yıllar boyunca en önemli kumaş
fuarı olarak var olacak. İngiltere ve İtalya gibi ülkelerde bile
kumaş fuarları yaşayamadı.
Satıcıları cezbetme açısından Türkiye pazarı, İngiltere ve İtalya
pazarı gibi yetersiz, bunu kabul edelim. Alıcılar ise neredeyse
bütün Türk üreticileri New York, Paris vb. fuarlarda zaten görüyor.
Peki ne yapılmalı? Bence Türkiye tekstilde kendisini yıllarca
taşıyan Rus bloğu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya odaklanmış bir
fuar düzenlemeli. Şurası kesin ki, bu ülkelerde satılan kumaşlar
Batı modasından daha farklı ve bu nedenle bu ülkelerden
gelen alıcılar Paris’te mutlu olamıyorlar. Bu ülkeleri en iyi anla-
At a meeting held by ITHIB, one of the main topics you especially emhasized was the trade fairs that, in your opinion, will
open impotant doors for textile manufacturers. What are your
opinions about the practice of trade fairs of Turkey with a fabric content in particular?
In order to say that a fair is successful, it must attract buyers and sellers.
If we cannot create this attraction, we only create a loss of time and
money by ourselves. When you look at the successfull tradefairs all
around the world, you see that this business has a continuity in countries with a strong population and hinterland. For this reason, USA,
Russia, Germany, China, Brasil are the most promising countries in the
field of fabric fairs for the time being. Paris Premier Vision held in
France will exist as the most important fabric trade fair for longer years
since it has turned into a global fair despite of the fact that its hinterland is insufficient. Fabric fairs could not survive even in countries such
as UK and Italy. In terms of attracting sellers, Turkish market is insufficient like UK and Italy markets; that is a fact we have to admit. Buyers,
on the other hand, already see all Turkish manufacturers in trade fairs
like New York, Paris etc. So, what should we do? In my opinion, Turkey
should organize a trade fair fully focused on Russia Block, Middle East
and North Africa that have carried itself in textile for years. It is for sure
that the fabrics sold in those countries are more different than
Western fashion and for this reason buyers from those countries are
not happy at Paris. Who understands these countries the best are
already us and almost all Turkish fabric manufacturers have different
tekstil teknoloji
55
tekstilteknoloji_haziran_tekstil_mayis 15.06.2012 16:48 Page 56
GÜNDEM NEWS
yanlar zaten bizleriz ve neredeyse bütün Türk kumaşçıların bu
bölgeler için geliştirdikleri ve satmakta oldukları farklı kolleksiyonları var.
Fuar alanı ise İstanbul un marka şehir olma özelliğinin iyi kullanılacağı ve bu paralellikle Türk kumaşının marka konumlandırmasının üst segmente taşınacağı, İstanbul Boğazı kenarında, bize yakışacak bir 5 yıldızlı otelde oluşturulmalıdır. Çok
büyük bir fuar olmasına gerek yoktur, ama orta büyüklükte,
kalite vurgusunun yapıldığı, ziyaretçilerin ve katılımcıların hem
konfor hem de estetik anlamda keyif alacakları üst düzey- farklı bir ortam oluşturulmalıdır. Ne yazık ki şu anki fuar merkezlerimiz ve sunum tarzımız daha iyiye gitmek zorundadır. Bu şartlar sağlanırsa, Doğu Bloğu ve Ortadoğu’nun cazibe merkezi
olan İstanbul fuarına müşteriler gelirler, hem de hafta sonunu
İstanbul da geçirirler. Kalitenin ve estetiğin cazibesine katılan
müşterileri gelecek yıl bir daha gelirler. Müşteriler geldikçe
diğer ülkelerden başka üreticiler de katılımcı olmak isterler.
Yıllar boyunca Paris’teki fuara katılımcı veya ziyaretçi olarak
giden Türk tekstilcileri hem ziyaret hem ticaret anlamında
fuara aileleriyle birlikte gittiler. İstanbulumuz, Paris’ten daha
güzel, öyle bir tablo sunalım ki, Rusya’dan, İran’dan müşterilerimiz gelirken ailesini de getirmek istesinler.
Türkiye’de tekstil sektörününgeldiği noktayla ilgili
değerlendirmeleriniz nelerdir?
Türk tekstil sektörü kabuk değiştirdi, bunu anlayalım. Bizim
isteğimiz tekstilde de ileri teknoloji, inovatif ve katma değeri
yüksek işler yapılabileceğinin düşünülmesi. Hatta şu anda aktif
durumdaki bütün Türk tekstil işletmeleri, bugünkü dünya
rakipleri ile kıyaslandığında, katma değerde çıtayı yükseltir
konumdalar. Kişi başına düşen ciro açısından bakarsak, bugün
birçok tekstil sanayicisi, markalardan daha fazla ciro yapmaktalar. Eskiden binlerce kişilik kadrolarla yapılan Türk tekstili,
artık daha az ama daha etkin ve profesyonel kadrolarla çok
collections that they have been developing and selling for these
regions. Fairground, on the other hand, should be created within a
5-star hotel near Bosphorus that suits us, which will make it possible
to use the Istanbul’s feature of being a brand city, and accordingly
brand positioning of Turkish fabrics will be moved to the upper segment. It need not be a very large sized trade fair, it should be a middle-sized top-level different atmosphere, where quality is highlighted,
and that both visitors and participants will enjoy both in terms of comfort and aesthetics. Unfortunately, our current trade fair centers and
our presentation style should be improved a little bir more. If these
conditions are provided, customers not only come to the Trade Fair in
Istanbul, the attraction center of Eastern Block and Middle East, but
also they spend the weekend here. The customers attracted by the
quality and esthetics will come again the following year. As more customers come, other manufacturers from other countries will want to
be participants.
Having been a participant or visitor in the trade fair in Paris for years,
Turkish textile manufacturers visited the trade fair with their families
both for visiting and trade purposes. Our Istanbul is more beautiful
than Paris; so we should present such a view that Our customers from
Russia or Iran would want to bring their families.
What are your evaluations about the level that Turkish textile
industry has reached?
Let’s all understand that Turkish textile industry has changed its shell.
What we demand is to make everyone think that state-of-art and
innovative works with high added values can be realized in textile, too.
Even, now all active Turkish textile enterprises are in a position to
increase the level higher and higher , compared to their world-wide
competitors. Judging by the endorsement per person, today many textile industrialists obtain more endorsement than brands. Turkish textile, which had been performed by a staff of thousand people once,
can now achieve bigger operations with less in number, but more efficient and professional staff. For emloyment of university and academy
tekstil teknoloji
56
tekstilteknoloji_haziran_tekstil_mayis 15.06.2012 16:48 Page 58
GÜNDEM NEWS
büyük işler başarabilmektedir. Üniversite ve yüksekokul mezunu istihdamında da, diğer sektörlerle kıyaslandığımızda, en
azından ilk 3’te olduğumuz görülecektir. Ar-Ge harcamalarının toplam ciroya oranını incelersek de, yine markalarla kıyasladığımızda, tekstil sanayicilerinin daha fazla bir oranda Ar-Ge
harcaması yaptıklarını tespit edebiliriz.
Kimtex’in teknolojik donanımı ve üretim kapasitesi
hakkında bilgi alabilir miyiz?
Şu anda dokuma kumaş denildiğinde tüm dünyada akla gelen
ilk isim haline geldik. Pamuk ve keten karışımlı ürünlerle birlikte yıllık 20 milyon metre üretim kapasitesi olan tesisimizde
yaklaşık olarak 13 milyon metre polyester viskon kumaş üretmekteyiz. Zara, Ann Taylor, vb gibi 20’nin üzerinde dünya
moda devinin aktif tedarikçisi konumundayız. 2011 yılında 50
Milyon ABD Dolar’lık İhracat rakamını yakaladık ve dış giyim
kumaşlar (denim, gömleklik, örme harici giyimlik kumaşlar)
olan kendi kategorimizde Türkiye 1.si olduk. Tesisimizde toplam 480 kişiyle çalışıyoruz. Fason dokumacılar, büküm ve iplikçilerle birlikte bu sayı toplamda 1500 kişi civarında. Böyle bir iş
gücünü, hem de % 100 türk katma değeriye, yani çok az bir
ithal girdiyle, başka hiçbir sektörde yaratmak mümkün değil.
Dünyanın en tercih edilen kumaş üreticisi olmayı özelliğimizi
devam ettirmek ve yerimizi sağlamlaştırmak nihai hedefimiz.
Bu bilgi birikiminin, emeğin, oluşturmuş olduğumuz bütünlüğün bozulmaması ve daha da kuvvetlenerek devam etmesi için
elimizden geleni yapacağız.
Uzakdoğu’daki düşük üretim maliyetleri ve ucuz malların size etkileri oldu mu?
Yüksek adetli ve kaliteli istihdam ihtiyacı nedeni ile tekstil sektörü, Türkiye´nin istihdam garantisi olmaya devam edecektir.
2011 de gelen ve aslında en az 7-8 yıl geç kalmış anti damping
graduates, it can be seen that we are at least among top 3, compared
to other industries. When we examine the proportion of R&D expenditures to the total endorsement, again we determine that textile
industrialists spend more money on R&D, again compared to the
brands.
Could you please tell us about technological equipment and
manufacturing capacity of Kimteks?
Now we have become the first company all around the world that
comes to mind when it comes to woven fabric. We are manufacturing
about 13 million meters of polyesther viscon fabrics, together with cotton and linen mixed products, in our facilities with a manufacturing
capacity of 20 million meters per year. We are active supplier of more
than 20 fashion giants all around the world such as Zara, Ann Taylor,
etc. We reached to an Export figure of 50 Million US Dollars in 2011
and we have ranked 1st in Turkey in our class which is outerwear fabrics (denim, for shirt, for wear except knitting). We work with 480 people in our facility. This number is about 1500 in total, adding contract
weavers, winding and thread choosers. It is not possible to generate
such workforce with 100% Turkish added value, which means a very
little import input, in any other industry. Our final target is to maintain
our feature of being the most preferred fabric manufacturer and to
reinforce our position. We will do our best to keep this background
information, effort and integrity we have created and maintain it by
even getting stronger.
Did the low manufacturing costs and cheap goods of Far East
have any effects on you?
Due to the need of high numbered and qualified employment, textile
industry will stay as the warranty of employment in Turkey. Anti-damping tax, which was put into force in 2011 and has actually been late
for at least 7-8 years, will pave the way for textile employment more,
definitely; thus, we will continue providing employment by selling
tekstil teknoloji
58
tekstilteknoloji_haziran_tekstil_mayis 15.06.2012 16:48 Page 60
GÜNDEM NEWS
vergisiyle birlikte, tekstil istihdamının önü kesinlikle daha da
açılacak, Türkiye´de ürettiğimizi Türkiye de kullanırken, dünyaya satarak istihdamı sağlamaya devam edeceğiz.
Türkiye deki sermaye birikiminin ve iş yapma yetisinin de tekstile çok şey borçlu olduğunu unutmayalım. Tekstil bir koza,
koza olmadan kelebek olmaz. Ar-Ge, pazarlama, üretim, kalite, yatırım, insan kaynakları, vb. konularını tekstilde daha
küçükken öğrenen birçok firma, kendini daha da geliştirip,
dünya devi haline gelebiliyor.
Sabancı, Zorlu, Sanko, vb birçok firma, bu durumun en güzel
örnekleri. Tabii bir de madalyonun diğer yüzü var ki, bu konuya
girmezsek konuştuğumuz her şey yetersiz kalır. 2000 li yıllarda
etkin ve başarılı bir Makro ekonomi yönetimi ile neler yapılabileceği konusunda adeta dünyaya ders veren ve alkışlatan
Ekonomi yönetim birimlerimizin tamamının, artık sadece
Makro ve para politikalarıyla değil, bunun yanında mikro-üretim ağırlıklı bir büyüme politikasına ağırlık vermenin zorunlu
hale geldiğine karar vermesi gerekliliğidir.
Son 20 yılı değerlendirirken ki özellikle de yeni oluşan Avrupa
krizi de bunu kanıtlamıştır ki, ürettiğinden fazlasını harcayan
ülkelerin sonu iyi değildir.
Bu formül, dünya rezerv para birimi olan Doları elinde tutan
ABD haricinde bütün ülkelere kesin olarak işler. Üreten
Almanya’ya karşı üretemeyen diğer Avrupa ülkelerinin bugünkü durumu, Kore’nin ve özellikle son dönemde Brezilya ile Çin’
in üretim bazlı büyüme hedeflerine odaklanmaları ve bunu
yaparken kendi üreticilerini dünyada eşi benzeri görülmemiş
gümrük duvarlarıyla korumaya almış olduklarını ve en ama en
önemli faktör olan kurlarını rekabetçi bir noktada tuttuklarını
görüyoruz. İthalat lobisi gümrük kalkanlarını indirmek için çok
ciddi çabalar sarfetmekte ve son 10 yıldır ne yazık ki başarılı
olmaktadır.
TL nin direksiyonunu elinde tutan Merkez Bankamız ise, ana
misyonu olan fiyat istikrarına (enflasyona) odaklanmış olup, bu
konuda başarılı olabilmek için en etkin yol olan Kuru düşük
goods to the world while using what we have manufactured in Turkey.
Let’s not forget that capital accumulation and capability of working in
Turkey also owes many things to textile. Textile is a cocoon, and no
butterflies exist without a cocoon. Learning issues like R&D, marketing,
manufacturing, quality, investment, huma resources etc. just in their
early times in textile, many companies improve themselves and can
turn into a world’s giant companies. Sabancı, Zorlu, Sanko, etc. are the
best instances about this case.
Of course, there is another subject, which makes everything we have
talked so far incompleted if we do not mention about. This is issue is
the requirement of our economy management units, which gave a
good lesson to the world in 2000s about what can be done with an
effective and succesful Macro economy management and this way
obtained a high reputation, to come to this conclusion that now they
should focus their attention not only on the Macro and monetary policies but on a micro-manufacturing weighted growth policy as
well.While evaluating the last 20 years, we can conclude that the
countries that spends more than it manufactures will not have good
fate, a fact that is confirmed by the emerging European crisis in particular. This formula is exactly correct for all countries, except US that
holds Dollars, the world’s reserved currency.
When we checked out the current situation of other non-manufacturing European countries against the manufacturing Germany, we see
that Korea and particularly recently Brasil and China has focused on
manufacturing based growth targets; and protected their manufacturers with a unique custom walls while doing this; and the most importantly, kept their currency at the competitive level. Import lobby makes
a great deal of efforts to lower the custom shields and unfortunately
succeeds in that for the last 10 years. Our Central Bank, which holds
the direction of TL, has focused on price consistency (inflation) which
is its main mission, and adopted as the main strategy the approach of
keeping the currency low which is the most efficient way in order to
be successful in this issue.
Thus, due to this short term policies, our country’s long term
Manufacturing policy has not been settled in any way. In our opinion,
tekstil teknoloji
60
tekstilteknoloji_haziran_tekstil_mayis 15.06.2012 16:48 Page 62
GÜNDEM NEWS
tutmayı kendisine ana strateji olarak belirlemiştir.
İşte kısa vadeli bu politikalar nedeni ile ülkemizin uzun vadeli
Üretim politikası bir türlü oturmamaktadır. Bize göre Kur olması gerekenden en az % 30, Gümrük duvarlarımız da, olması
gerekenden en az % 15 düşüktür. Üstüne üstlük, zaten aşırı
düşük olan kurlar, oluşan kırılganlık nedeni ile devamlı değişken bir durumda olup, Türk üreticisinin sağlıklı bir fiyatlama
yapmasına olanak sağlamamaktadır. Bugünkü İhracatın ithalatı
karşılama oranı zaten herşeyi söylemektedir.
Kendisi de reel sektörden gelen Sayın Bakanımız Zafer
Çağlayan’ın son dönemde ekonomi sorumluluğunu alması ile
birlikte çok ciddi ve farklı pozitif bir değişim oluştuğunu görüyoruz ve bu değişim bizi mutlu ediyor. En büyük şansımız, her
koşulda üretmeye şartlanmış değerli insanımız ve girişimcimizdir. Çok samimi söylüyorum, Türk girişimcisi ve ihracatçısı para
için değil inadına çalışmaktadır.
Önümüzdeki 10 yıl: Avrupa ile gümrük birliği içerisinde olmamız, Akdeniz üretim havzasının büyümesi, Çin-PakistanHindistan´ın üretim avantajlarını kademeli olarak kaybedecek
olmaları ve kendi iç piyasalarının gelişim dinamiğinden dolayı,
Türk devletinin sanayicisini dampinglere karşı korumada geçmişe göre daha da kararlı olması gibi gelişmeler, Türk tekstilinin önünü kesinlikle açacaktır.
Buna rağmen, Türk iç üretim maliyetleri de artacak ve sanayicileri son 10 yılda olduğu gibi, verimlilik, katma değeri yüksek
ürünlere sürekli geçiş gibi yeni sınavlar bekleyecektir. Küresel
rekabetin 50 yıllık değişimleri 10 yıla sığdırdığı bu yüzyılda,
değişime ayak uyduramayanlar ki bu bütün sektörler için
geçerlidir, ayakta kalamayacaklardır. Burada en önemli faktörün, hem işveren, hem de çalışan açısından, yüksek insan kalitesi olduğunu hatırlatır, küresel rekabette belirleyici faktörün
yine insan olacağını belirtmek isterim.
the currency is at least 30% lower than it should be, and our
custom walls are at least 15% lower than it should be.
Moreover, the currency that is already too low is continuously
instable due to fragility, and does not allow Turkish manufacturers to carry out a healthy pricing.
The ratio of today’s Import to the export states everything loud
and clear. We see that there is a significant and differently positive changes occurred after the Esteemed Minister Zafer
Caglayan, who himself comes from the real sector, took on
responsibility of economy recently and these changes make us
happy. Our biggest chance is our dear public and entrpreneurs
that are focused on manufacturing no matter what. I am saying this with all my sincerity that Turkish entrpreneur and
exporters are working not for money, but from pure spite. For
10 years ahead: the fact that we are in custom union with
Europe; the fact that Mediterrenean manufacturing basin
grows; the fact the China-Pakistan-India will lose their manufacturing advantages gradually; and the fact that Turkish government is more determined in protecting its industrialists
from dampings, compared to the past, due to improvement
dynamics of their internal market will all exactly pave the way
for Turkish textile. Despite of that, Turkish internal manufacturing costs will increase and the industrialist will have to face
with new challenges like productivitya and continuous passage
to the products with a high added value as in the last 10 years.
In this century that the global competition fits the 50-year
changes into 10 years, those who cannot keep up with the
changes will not be able to survive; and that is a fact for every
sector for sure. Here I would like to remind that the most
important factor is the high qualified laborforce both for
employers and employees, and state that again, determining
factor in global competition will be manforce.
tekstil teknoloji
62

Benzer belgeler