NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
TEMMUZ 2015 SAYI: 395
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
AB KOMİSYONU’NDAN KOTA İTİRAFI
TÜRKİYE’Yİ
ZARARA
UĞRATTIK
Sektör ilk 6 aydan memnun değil
içindekiler
28
18 UND’den Yunanistan’a
‘Yeni bir İpek Yolu yaratalım’ çağrısı
Yunanistan’da kurtarma programı için yapılan referandumdan hükümetin desteklediği “hayır” oyu çıksa da, ülkenin içinde bulunduğu kriz
devam ediyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), ekonomik krizle
boğuşan Yunanistan’ın derdine çare olmak üzere lojistik alanda iş birliği
teklifinde bulundu.
20 Sanal borçlar yaratılarak
nakliyecilerin hakları ellerinden alınıyor
Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Çalışma Grubu toplantısında; Gürcistan
üzerinden gerçekleştirilen transit taşımalarda ödenen yol ücreti, Gürcistan plakalı araçların ülkemize sınırsız boş girişleri neticesinde taşıma
pazarının Gürcü plakalı araçların eline geçmesi ve Türk araçlarının sigorta
sorunları görüşüldü.
Temmuz
2015
26
24 İHRACATÇILAR AVRUPA OTOBANLARINA
YILDA 60 MİLYON EURO ÖDÜYOR
500 milyar dolarlık hedef için var gücü ile çalışan Türk ihracatçısı,
en önemli yokuşu Avrupa yollarında alıyor. Toplam ihracatın yüzde 35’ini karayolu taşımacılığı ile gerçekleştiren ihracatçılarımız,
Avrupa otoyollarına yılda yaklaşık 60 milyon euro ödeme yapıyor.
26 12. Üniversiteler Arası Lojistik Vaka
Yarışması kazananları belli oldu
Mars Logistics ve Loder işbirliği ile düzenlenen 12. Üniversiteler Arası
Lojistik Vaka Yarışması 2015 Finali sunumları 1 Haziran’da Beykoz Lojistik
Meslek Yüksek Okulu Çubuklu Kampüsü’nde ve Ödül Töreni ise aynı gün
akşamı Limak Eurasia Oteli’nde gerçekleştirildi.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Ahmet Doğan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Temmuz 2015
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
50
58
22 Alışan Lojistik’e
36 milyon euroluk finans desteği
ÜNLÜ & Co’nun danışmanlığında gerçekleşen işlemde, Commercial Bank
of Qatar ve Alternatif Bank; Türkiye pazarının en önde gelen lojistik hizmet sağlayıcısı Alışan Lojistik A.Ş.’ye 36 milyon euroluk fonlama sağladı.
28 Pegasus Kargo ve
BAÜ’den üniversite-sanayi işbirliği
Pegasus Kargo ve Bahçeşehir Üniversitesi 8 Ekim’de uluslararası bir lojistik konferansı gerçekleştirecek.
50 Sektörün oyun kurucuları UND’nin
21
iftarı yemeğinde bir araya geldi
UND’nin düzenlediği geleneksel iftar yemeği İstanbul
Yeşilköy Polat Renaissance Hotel’de gerçekleştirildi.
55 Scania satışları yüzde 90 arttı
2015 yılının ilk 6 ayında yüzde 30 büyüyen Scania, ağır ticari araç
pazarında satışlarını en fazla yükselten marka oldu.
Scania, ilk 6 ayda toplam bin 555 adetlik satış gerçekleştirdi.
56 Haziran ayında ihracat yüzde 6.4
gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Haziran ayı ihracat verilerini,
Gebze Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısında açıkladı. TİM
verilerine göre Haziran ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 6,4 gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu.
19
58 Avrupa Birliği’nden
itiraf gibi rapor!
Uluslararası Nakliyeciler Derneği, yıllardır taşıma engellerinin ticareti
olumsuz yönde etkilediğinin ısrarla altını çiziyor. Bu duruma gözünü,
kulağını tıkayan AB, en sonunda taşıma engellerinin ticareti baltaladığını
kabul etti. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı raporda Türkiye’ye yönelik
taşıma engellerinin kalkması halinde iki tarafın dış ticaretinin 3,5 milyar
euro artacağı dile getiriliyor. UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, raporun gümrük müzakereleri arifesinde büyük koz olduğunu vurguluyor.
64 Denizli Çimento’nun demiryolu taşımaları
Omsan güvencesinde
Omsan, çimento sektörünün önde gelen firmalarından Denizli Çimento’nun kömür ve dökme çimentoyurtiçi demiryolu taşıma operasyonlarını gerçekleştirmeye başladı.
24
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
Değerli Dostlarım,
Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak yıllardır ‘taşıma
engelleri’nin ticareti olumsuz yönde etkilediğinin ısrarla altını
çizdik. Ülkemize yönelik uygulanan bu engellerin sadece bizleri
değil Avrupalı dostlarımızı zarara uğrattığını ve bu durumun iyileştirilmesi gerektiğini gerek Avrupa Birliği platformunda, gerekse
ülkemizde kamu ve özel sektör düzeyinde her vesile ile paylaştık.
Ülkemizdeki yabancı sermayeli firmalara, ihracatçılarımıza, kotalar
yüzünden neler kaybettiklerini tek tek anlatıyoruz, anlatmaya da
devam edeceğiz.
Gümrük Birliği’ni, ısrarla “taşımacılıktan bağımsız” olarak görmeye
çalışan Avrupa Birliği temsilcileri, en sonunda taşıma engellerinin ticareti baltaladığını itiraf etti. Bu gerçeği, üstelik bağımsız
araştırmacıların kaleminden aktaran “Türkiye-AB Karayolu (Yük)
Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” raporu, gümrük birliği müzakereleri arifesinde de çok önemli bir koz olarak Türkiye tarafının
elini güçlendirecek.
Avrupa Komisyonu’nun 2014 yılında bağımsız bir konsorsiyuma
yaptırdığı “AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir anlaşmanın
ekonomik etkileri üzerine bir çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçlarını UND olarak basın mensuplarımız ile paylaştık. Basın toplantısında Avrupa Komisyonu’nun hazırlattığı rapora dair önemli bulguları UND Yönetim Kurulu olarak değerlendirdik. Mayıs 2014’te
yayınlanmış olan Dünya Bankası’nın benzer değerlendirme raporunu da sık sık sizlerle paylaşarak nasıl bir haksızlıkla karşı karşıya
kaldığımızı ifade etmiştik. Dünya Bankası’nın “Türkiye-AB Gümrük
Birliği’nin Değerlendirilmesi” raporunda engellemelerin ne kadarlık
bir ticari kayba sebep olduğu da ortaya konulmuştu. Bu hesaplamaları, Sabancı Üniversitesi’nden değerli hocamız Prof. Dr. Füsun
Ülengin liderliğindeki bir ekiple, titiz incelemelerle hazırlamıştık.
Geldiğimiz noktada AB, bizi ve çalışmalarımızı teyit eden bir rapor
hazırladı. Bu raporu sektörümüz adına son derece önemsiyorum. Avrupa Komisyonu’nun, önemli kararlar öncesinde bilimsel
dayanaklar oluşturmak ve onay sürecini hızlandırma üzere geleneksel olarak başvurduğu bir yöntem olan “etki analizi” raporları
aslında göründüğünden büyük önem taşıyor. Ulaştırma alanında
Avrupa Komisyonu’ndan birebir muhatabımız olan Ulaştırma ve
Hareketlilik Genel Müdürlüğü gözetiminde yaptırılan araştırma
sonucunda ‘tam serbestleşme’ (hem transit, hem ikili taşımaların kotalardan muaf olması) halinde Türkiye ile AB arasındaki
ticaretin 3,5 Milyar Euro artacağı ve 39 bin kişiye ilave istihdam
yaratılacağını ortaya koydu. Türkiye’nin AB’ye yapacağı ihracat
1,9 milyar Euro artarken, AB’nin Türkiye’ye ihracatı ise 1,6 milyar
Euro yükseliş kaydedecek. Azalan maliyetler ile birlikte satış fiyatı
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
düşen ürünler ile AB tüketicisi yılda 145 milyon Euro tasarruf
edecek. Taşıma maliyetlerindeki düşüş sonucunda Türk taşımacılarının Avrupa’ya yapacağı sefer sayısında yüzde 11 artış ile 40
bin ilave sefer gerçekleşecek, gidiş-dönüş yaklaşık 200 milyon
Euro ilave hizmet ihracatı yapılarak döviz kazandırılacak. “Tam
serbestleşme”, Türkiye’ye ek 25 bin kişi, AB’ye de ek 14 bin
kişilik istihdam sağlayacak. Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracatının
yüzde 50’sinin Türkiye’de yerleşik Avrupa Birliği sermayeli firmalar
tarafından yapıldığı gerçeği göz önüne alındığında, bu düşüşteki
en büyük zararı AB firmalarının gördüğünün de altını çizmekte
fayda var. Kotaların mevcut durumdaki zararının çok daha büyük,
mevcut veriler ışığında AB’den ithalatımız dahil en az 10 milyar
Euro civarında olduğunu da biliyoruz. 3,5 Milyar Euro bile, tek
başına, ülkemizin Belçika, Hollanda, İspanya, Fransa, İtalya gibi
ülkelere ihracatımızı da aşan bir rakam; önemsenmesi gereken bir
kazanım potansiyeli.
Biz bu araştırmayı da dikkate alarak, üniversite hocalarımızla
beraber ilave çalışmalar ve hesaplamalar gerçekleştireceğiz, çok
yakında kotaların Türkiye ve AB arasındaki ticaretin gelişimine
verdiği zarara dair çok daha çarpıcı rakamları kamuoyuna açıklamaya hazırlanıyoruz.
Kotaların kaldırılmasıyla hem Türkiye hem de AB ekonomisinin
kazanç elde edeceğini savunan ve bu yönde birçok girişimde bulunan Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin söylemlerinin doğruluğunu kanıtlar nitelikteki Komisyon Raporu, Gümrük Birliği revizyon
görüşmeleri öncesinde ülkemiz adına tarihi bir önem taşıyor.
UND olarak, Türkiye’nin ihracatını, ithalatını ve uluslararası karayolu yük taşımacılığı sektörünün gelişimini engelleyen ‘Kota kısıtlamaları’ konusunu Avrupa Komisyonu gündemine taşıdık. 2016
yılının başında başlatılması beklenen “Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri”nin temel müzakere konularından biri olması
sağlanan “karayolu taşımacılığı” başlığı altında kota sorununa acil
çözüm için AB tarafını zorlayacağız.
TİM çatısı altında Türkiye’deki ihracatçıları da yanına alarak
uluslararası hukuk süreci başlatan ve halen 2 ülkede açılmış 4
davayı yürüten ve Avrupa Komisyonu’na 7 ülke ile ilgili resmi
şikayet sunan UND, “taşıma kotası” bariyerlerine karşı mücadeleye kararlılıkla devam edecek. Bu rapor Avrupa Birliği için ev ödevi
niteliğindedir. Türkiye-AB ortaklık hukukunun “bekçisi” sıfatıyla 28
AB ülkesindeki ihlallerin düzeltilmesinden sorumlu olan Avrupa
Komisyonu’na bu sonuçları ileteceğiz. AB’nin karar organlarını bu
konuda görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Temmuz 2015
Editör’den
“Komşumuz Yunanistan’a, “Yeni bir İpek Yolu Yaratalım”
sloganıyla bir çağrı yaptık. Çin’den başlayarak Anadolu, Akdeniz
aracılığıyla Avrupa’ya uzanan ticaret yolunu yeniden canlandırmayı önerdik. Bu adım, bölgedeki stratejik önemlerinden dolayı
her iki ülkenin de ticaret hacimlerinde önemli oranda canlanmaya
imkan sağlayacak. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Yunanistan’a
2014 yılı itibarıyla 1.5 milyar dolarlık ihracatı, 4 milyar dolarlık ithalatı bulunuyor. Söz konusu işbirliği ile sadece Yunanistan değil
aynı zamanda Türkiye’de önemli kazançlar elde edebilir. Avrupa
Birliği Yunanistan’ın yollarına 6 milyar euro yatırım yaptı, ancak
asıl mesele bu yolları kullanarak ticareti geliştirmek olmalı.”
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
Lojistik sektörü uzun yıllara dayanan ve deyim yerindeyse
‘kronikleşmiş’ sorunlarla uğraşıyor. Bir türlü aşılamayan bu sorunlar
‘eşit rekabet’ edebilmemizin önündeki en büyük engel. UND, bu
sorunları katıldığı bütün platformlarda çözüm yollarıyla beraber
dile getiriyor. Kotalar, vizeler, keyfi bekletmeler, sınır kapılarındaki
yığılmalar gibi kronik sorunlarımıza yabancı plakalı araçların taşıma
ve sefer sayılarındaki artış da eklenince işler içinden çıkılmaz bir
hale bürünüyor. 2015’in ilk yarısının tüm sektörlerde olduğu gibi
lojistik sektöründe de en yumuşatılmış tabirle ‘kayıp’ bir yarıyıl
olduğunu ifade edebiliriz. UND’nin Sesi dergimizde uluslararası
nakliyecilerimize ilk yarı değerlendirmelerini sorduk ve aldığımız
cevaplardan da anlaşılacağı üzere 2015’in ilk yarısında işlerimizde
ciddi düşüşler var. Bunun elbette bazı nedenleri bulunuyor. İlk ve
en büyük etken ise seçimler. Seçimlerden sonra siyasi otoritenin
ivedilikle oıluşturulması gerekiyor.
Türkiye, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolarlık
bir ihracat rakamını hedefliyor. Bu rakamın gerçekleştirilebilmesi
için lojistik sektörünün önündeki engellerin kaldırılmaası gerekiyor.
Türk lojistik sektörü olarak sadece ‘eşit şartlarda rekabet’ etmeyi
hedefliyoruz. Dünya Bankası’nın hazırladığı Lojistik Performans
Endeksi’nde şu an 30. sırada bulunuyoruz. 2018 öncesi 15’in
altına düşmeyi kendimize hedef edindik. Güçlü bir Türkiye için
güçlü bir lojistik gerekiyor. Şoförlerimize karşı dayatılan ‘vize uygulaması’ eşit şartlarda rekabet edebilmemizin önündeki engellerden sadece biri. UND olarak Schengen Bölgesi’nde 6 ay süreli
vizelerde uygulanan 90 günlük kalış süresi kısıtlamaları ile ilgili AB
ve Dışişleri nezdinde de yoğun çalışmalar başlattık. Birçok AB
ülkesinden sürücüler, ülkemize vizesiz ya da gümrük kapısından
vize alarak gelebilirken Türk sürücüler AB ülkelerine mal götürebilmek için vize kuyruklarında bekletiliyor. AB ülkeleri turist muamelesi yaptığı sürücülerden her seferinde 22 farklı evrak getirmesini
istiyor. Vize alınması için şart olan davetiye, gerekçesi AB yetkilileri
tarafından da açıklanamayan bürokratik bir zorluk. Bir AB ürününü Afganistan’a taşıyacak bir Türk sürücü öncelikle Fransa’ya
gidebilmek için bir davetiye bulmak zorunda kalıyor. Altı aylık vize
alan bir sürücü Schengen Bölgesi’nde en fazla 90 gün kalabiliyor.
20 yıl önce 1 milyon 300 bin kilometrekare olan Schengen alanı
genişleyerek 4 milyon 500 bin kilometrekareye ulaştı. Bu bölgede
çalışan sürücülere 90 gün kalış yetmiyor. Dört ayda 90 günü dolduran sürücü yeni vize alabilmek için gidip evinde 2 ay beklemek
zorunda kalıyor. UND olarak pilotlar ve gemi kaptanlarına uygulanan muamelenin şoförlerimize de uygulanması gerektiğini ve kara
adam olmadığımızı kara adamı olduğumuzu defalarca dile getirdik. Umuyorum bu ve benzeri konuları en kısa sürede çözüme ulaştırır ve ‘sanal
pranga’larımızdan kurtularak eşit şartlarda rekabet edebiliriz.
Türkiye olarak bölgemizde ‘oyun kurucu’ bir pozisyondayız. Komşumuz Yunanistan’da son dönemlerde yaşananlar hepimizin malumu.
Yunanistan’da kurtarma programı için yapılan referandumdan hükümetin
desteklediği “hayır” oyu çıksa da, ülkenin içinde bulunduğu kriz devam
ediyor. UND olarak, ekonomik krizle boğuşan Yunanistan’ın derdine
çare olmak üzere lojistik alanda iş birliği teklifinde bulunduk. UND olarak
komuşumuz Yunanistan’a, “Yeni bir İpek Yolu Yaratalım” sloganıyla bir
çağrı yaptık. Çin’den başlayarak Anadolu, Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya
uzanan ticaret yolunu yeniden canlandırmayı önerdik. Bu adım, bölgedeki stratejik önemlerinden dolayı her iki ülkenin de ticaret hacimlerinde
önemli oranda canlanmaya imkan sağlayacak. TÜİK verilerine göre,
Türkiye’nin Yunanistan’a 2014 yılı itibarıyla 1.5 milyar dolarlık ihracatı, 4
milyar dolarlık ithalatı bulunuyor. Söz konusu işbirliği ile sadece Yunanistan değil aynı zamanda Türkiye de önemli kazançlar elde edebilir.
Avrupa Birliği Yunanistan’ın yollarına 6 Milyar euro yatırım yaptı, ancak
asıl mesele bu yolları kullanarak ticareti geliştirmek olmalı. Türkiye’den
Bulgaristan’dan her gün 750 araç çıkarabilirken Yunanistan tarafından
150–200 araç çıkabiliyor. İpsala’nın Türkiye tarafında 136, Yunanistan
tarafında ise 31 personel çalışıyor. Bulgaristan Türkiye’nin ihracatının
taşınması ve geçişlerden yıllık 350–400 milyon euro gelir elde ediyor. Bu
parayı Yunanistan’da kazanabilir. Türkiye ile Yunanistan sınır kapısına
bakıldığında geçtiğimiz senelere oranla 2015 yılındaki ekonomik krizle birlikte yüzde 6 oranında düşüş dikkat çekiyor. Lojistik Yunan ekonomisinin
can simidi olabilir. Türkiye’nin Ege limanlarından 92 milyar dolarlık ticaret
hacmini unutmamamız gerekiyor. Egeden Yunanistan’a ulaşacak Ro-Ro
hatları konusunda ortak projeler geliştirilmesi halinde dış ticaretimiz hız
kazanacak. Bu durumda son aylarda düşüşe geçen ihracat rakamlarına
olumlu yansıyacak. Yunanistan’ın transit geçişi kolaylaştırarak, Selanik
ve Lavrion gibi limanlarına Ro-Ro gemilerinin yanaşmasını sağlaması
durumunda lojistik maliyetler önemli oranda düşecek. Söz konusu limanlarda yaşanacak trafik, hem o alana gelir bırakacak hem de bu güzergahı
kullanan araçlar aynı zamanda Yunan ticaret mallarının hızlı ekonomik
şartlarda taşınmasına imkan verecek. UND olarak, Yunanistan’ın lojistik
bir transit güzergah olarak Türkiye ile ortak hareket etmesini Güney Avrupa ve Orta Avrupa için güzergah olma yönünde bir devlet politikası benimsemesini isteriz. Bu Türk ihracatının, Türk dış ticaretinin ufkunu açar.
Çünkü Bulgaristan’da beklemelerimiz var aynı zamanda Yunanistan’ın
kalkınması için bir fırsat olabilir. Lojistik Yunanistan’ın bir kurtuluşu için
ekonomik bir enstrüman olabilir.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın.
Saygılarımla…
10
UND’den
Yunanistan vize başvurularında,
TIR şoförleri için davetiye şartı kaldırıldı
UND tarafından Yunanistan Vize
Konsolosu Athanasios Astrakas ve Ticaret Ateşesi Doukas
Marinopoulos’a yapılan 25 Haziran
tarihli ziyarette Yunanistan vize
süreçleri adına önemli gelişmeler
kaydedildi. Vize sürecinde yaşanan
aksaklıkların gündeme getirildiği
toplantıda, Tır şoförlerine ilişkin
davetiye şartı, iki ülke arasındaki ticareti yavaşlatan sınır geçiş
sorunları hakkında değerlendirmeler
yapıldı ve karşılıklı bilgi alışverişinde
bulunuldu. Gerçekleştirilen müzakereler sonucunda, TIR sürücülerinden
davetiye talep edilmemesi konusunda görüş birliğine varıldı ve başvuru
sürecinde davetiye yerine, sürücülerden “UND Garanti Mektubunun”
talep edilmesinin yeterli sayılması
hususu Yunan yetkililer tarafından
onaylandı. Bununla birlikte, Yunanistan vize tahsislerinde, 180 günlük
süreçte 90 günlük oturum hakkı
ile ilgili Schengen Kuralına rağmen
Yunanistan’ın 60 günlük oturum
uygulamasının yarattığı sorunlar Yunanistan heyetine aktarılan bir başka
konu oldu. Yapılan müzakerelerde
konu ile ilgili iyileştirme sağlanması
hususunda Yunan yetkililer olumlu
bir yaklaşım sergiledi. Diğer taraftan,
toplantıda Kipi Sınır Kapısının verimsizliği, 200 litre akaryakıt sınırlaması,
100 Euro transit geçiş ücreti ve
KDV iadesi temini konuları gündeme
getirildi. İlgili konuların çözüm yolları
hakkında gerçekleştirilen istişarelerde, Yunan yetkililer tarafından bahsi
geçen sorunların çözümü adına
olumlu mesajlar verildi. Toplantıya,
Derneğimizi temsilen İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu
Başkan Yardımcısı Evren Bingöl ve
Avrupa Ülkeleri Uzmanı Kadir Çirkin
katılım gösterdi. Yunanistan’a
taşımacılık faaliyeti gerçekleştiren
üye firmalarımızın UND Garanti
Mektubunu temin etmek amacı
ile [email protected] adresine
veya 0212 217 57 41 numaralı
telefondan Vize Ofisimiz ile irtibata
geçmeleri gerekiyor.
UND Gümrük Çalışma Grubu Pendik Gümrük Müdürlüğü ziyareti
UND Gümrük ve Antrepo Çalışma
Grubu tarafından 8 Temmuz 2015
tarihinde gerçekleştirilen Pendik
Gümrük Müdürü Ünsal Yıldırım
makamında ziyaret edildi ve yeni
görevi adına başarı dilekleri iletildi.
Ziyarette, Pendik Gümrük Müdürlüğü talimatları kapsamında, 6
Temmuz 2015 tarihi itibari ile başlatılan ve Fransa- Toulon veya İtalya- Trieste limanlarından hareket
eden Ro-Ro gemileri ile gümrük
mühürü olmaksızın ülkemize T1/T2
ya da EX1 beyannameleri kapsamında gelen araçlara yapılan tam
tespit uygulaması ana gündem
maddesi oldu. Gümrük Müdürü
Yıldırım tarafından açıklamalarda,
Fransa ve İtalya limanlarından Ortak Transit Sözleşmesi gereğince
mühürlemeden vazgeçme durumunda “Vazgeçme-99201 (DisTemmuz 2015
pense-99201)” ibaresi bilgisayarlı
sisteme ve belge üzerine kayıt edilmeden mühürsüz, kapakları açık
şekilde gelen araçların bulunduğu,
bu tür araçların sözleşme hükümlerine uymayacak ve risk içerecek
şekilde taşıma yaptığı belirtildi.
Yapılan görüşmeler neticesinde,
Ortak Transit Sözleşmesi’ne istinaden “Mühürden Vazgeçme-99201
(Dispense-99201)” ibaresini Transit
Beyannameleri’ne ve taşıyan araçların ve bilgisayarlı sisteme kayıt
ettiren araçların, taşınan yük ya da
risk kriterleri kapsamında gerekli
görülen haller dışında tam tespit
uygulamasına tabi olmayacak,
bu şekilde “Mühürden Vazgeçme-99201 (Dispense-99201)”
ibaresini içermeyen beyanname
muhteviyatı yükleri taşıyan ve
mühürsüz gelen araçların ise
Pendik Gümrük Müdürlüğü’nde
tam tespite tabi olacak. Ziyarete;
UND Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu adına Çalışma Grubu
Başkanı Mustafa Kemal Avcı
(Mars Lojistik), Çalışma Grubu
Başkan Yardımcısı Yalçın Karakoç
(Sittnak), Çalışma Grubu Üyesi
Caner Tan (Tan Lojistik), Ahmet
Vedat Göktürk (TOBB-UND), UND
İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve
UND Operasyon Uzmanı Gürol
Gülbeyaz katılım sağladı.
12
UND’den
KOSGEB’den destek almanın tam zamanı
Son yıllarda lojistik ve taşımacılık
sektörü ülkemizin ekonomi ve dış
ticaret politikaların belirlenmesinde
önemli rol oynuyor, devletimizin ana stratejilerinde yer alıyor.
İhracatımızın ve sanayi yatırımları
için potansiyelin artırılması ancak
lojistik ve taşımacılık imkânların
artırılması ve sektör maliyetlerinin dünya ile rekabet edebilecek
seviyeye gelmesi ile mümkün. Bu
manada ülkemizin ihracat, büyüme ve sürdürülebilir kalkınma
hedeflerine ulaşılmasında, son
yıllarda hızlı bir gelişme gösteren lojistiğin ülkemizin büyüme
potansiyeline katkısının artırılması
gerekiyor. Sektörümüzün büyümesi dünya konjonktüre ve ekonomik
piyasaların gelişimi ile yakından
ilgili olmakla birlikte devletimiz
tarafından sağlanan birtakım teşvik
ve destekler de önem arz ediyor.
Bu desteklerden bir tanesi de
KOSGEB tarafından KOBİ’lere
sağlanan desteklerdir. Bu çerçevede, sektörümüze yönelik destek
arayışları kapsamında, KOSGEB
İstanbul Boğaziçi Bölge Müdürü
Gürsel Kızılaslan ziyaret edildi.
Ziyaret kapsamında Kızılaslan’a
sektörümüz ve sektörümüzün
duyduğu destek ihtiyaçları aktarıldı. KOSGEB’in ülke içindeki
yapılanması ve sektörümüzün yararlanabileceği destekler hakkında
Kızılaslan tarafından bilgilendirme
yapıldı. Bilgilendirmeler ışığında
sektörümüzün yararlanabileceği destekler: Nitelikli eleman
desteği: Üniversite mezunu
istihdam edilmesi durumunda
20.000 TL’ye kadar maaşın yarısını desteklenmektedir. Örneğin
2000 TL maaş verecekseniz 20
ay boyunca 1000 TL KOSGEB
tarafından karşılanması. Yurtdışı
iş/ heyetler gezisi desteği: Önceden bildirmek ve onay alınması
kaydıyla en az 10 işletmenin 2000
TL’ye kadar masraflarının yüzde
50’sini destekliyor. Yurtiçi fuar
desteği: Türkiye’de gerçekleşen
fuarların %95 düzeyinde destek
veriyor. Eğitim desteği: Akredite
olmuş eğitim kurumlarından alınacak eğitimlerde eğitim ücretinin
yüzde 50’si KOSGEB tarafından
destekleniyor. Yıllık 40 milyon TL
altından ciro yapıyorsanız, işletmenizde 250 den az çalışanınız
var ve mali bilanço toplamınız 40
milyon TL altında ise KOBİ olarak
desteklerden yararlanabilirsiniz!
Gaziantep çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi
Gaziantep Bölge Çalışma Grubu
toplantısı Gaziantep Ticaret Odası’nda
17 Haziran’da gerçekleştirildi. Toplantıda; Habur’da yaşanan beklemeler,
İran’da yaşanan sorunlar, Rusya
Geçiş Belgeleri, İtalya Geçiş Belgeleri,
Gaziantep’de kurulacak olan Lojistik
Köy projesi, UND iftar yemeği organizasyonu, TIR sistemine giriş teminatları, TOBB TIR Komitesi toplantısı,
KGF ve KOSGEB destekleri hakkında
bilgilendirmeler yapıldı. Toplantıya;
Eyüp Bartık (GTO YKB), Memik Hilmi
Taner (Şahin), Kemal Toplar (Hacıköprü), Orhan Akdemir (Ağdemir Trans),
Esat Aba (Aba Trans), Ökkeş Ciro
(Nehir Lojistik), Mehmet Baştürk (Can
Lojistik), Yunus Kılıçparlar (Bal-taş),
Çetin Akyılmaz (Akyılmaz), İsmail Çirkin
(Sembol Lojistik), Sakıp Savaşçı (Alfa
Nak) ve UND Gaziantep Temsilcisi
İzzettin Elçi katılım sağladı.
Temmuz 2015
13
Temmuz 2015
14
UND’den
UND, Milan Expo 2015 açılışında İtalya
geçiş belgesi sorununu gündeme getirdi
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,
İtalya’nın Milano kentinde gerçekleştirilen Expo 2015’in 5. büyük
pavyonu olan Türk pavyonunun
resmi açılışını yaptı. Gerçekleştirilen açılış vesilesi ile UND İcra
Kurulu Başkanı Fatih Şener,
İtalya Ekonomi Bakan Yardımcısı
Calenda ile bir araya geldi. Görüşmede, ülkemiz ile İtalya arasındaki
ticaretin gelişmesinde en büyük
engeli oluşturan İtalya’nın uyguladığı yetersiz geçiş belgesi kotası ile
ilgili sorunlar İtalyan yetkililere ve
İtalya Ekonomi Bakan Yardımcısı
Calenda’ya aktarılmış olup, 2008
yılından bu yana değişmeyen ve iki
ülke ticaretinin gelişmesi önündeki
en önemli engellerden biri olan
kota sorunun çözülmesi adına destek talep edildi. Görüşme sonucunda Bakan Yardımcısı Calenda,
iki ülke arasındaki geçiş belgesi
sorununun farkında olduklarını ve
sorunun çözümüne destek olmak
açısından iki ülke yetkililerinin 2
hafta içerisinde bir araya gelmesi yönünde talimat vererek bu
süreçte ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. İtalyan yetkililer ile
yapılan diğer görüşmelerde ve bilgi
alışverişlerinde ise, UND tarafından iletilen destek talepleri olumlu
karşılanırken, yaşanan sorunların
her iki ülke ticaretine zarar verdiği
hususunda görüş birliğine varıldı.
Kayseri çalışma
grubu toplantısı
gerçekleştirildi
Kayseri bölge çalışma grubu
toplantısı ABC Lojistik toplantı
salonunda, 24 Haziran’da gerçekleştirildi. Toplantıda, sınır kapılarında
verilen vergisiz yakıt miktarlarının
artırılması talebi, boş giriş yapan
yabancı plakalı araçların engellenmesi, UBAK kullanımında geçiş
belgesi iadelerinin yapılmamasından
kaynaklanan cezalar, Gürcistan’da
yazılan cezalar, İran’ı transit geçecek araçlara yazılan fazla yakıt
cezaları, TOBBUND Kayseri iftar
yemeği konuları görüşüldü. Toplantıya, Ergun Bilen (Erbil), Ömer Erden
(Babacan), Mehmet Açıkalın (Aykut), Hacı Ahmet Balcı (Emiroğlu),
Bünyamin Kocabaş (Peker), Yücel
Öçkomaz (Gayetrans), Servet Temir
(Temirler), Hakan Kurt (Rasim Kurt),
Alper Bilen (ABC), Mehmet Cingi
(ABC), Mehmet Dağaşan (Dağaşan)
ve UND Kayseri Temsilcisi Tolga
Taşkıran katıldı.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği ve
Birleşmiş Milletler arasında işbirliği
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu
(UNFPA) Türkiye Ofisi, uluslararası
taşımacılık alanında 1-2 Temmuz
2015 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “İpek Yolu Projesi” başlıklı
bölgesel çalışma toplantısına birlikte
katıldılar. UNFPA Doğu Avrupa
ve Orta Asya Bölgesi (EECARO)
Türkiye Ofisi 1971 yılından bu yana
ülkemizde başta Sağlık Bakanlığı
ve Kalkınma Bakanlığı olmak üzere,
kamu kurumları, üniversiteler ve
sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşa
bölgesel eğitim programları ve çalıştaylar düzenleyerek özellikle sağlık
alanında bölgedeki hizmetlerin ve
sağlık göstergelerinin geliştirilmeTemmuz 2015
sine yönelik çalışmalar yürütüyor.
Bu çerçevede UNFPA öncülüğünde düzenlenen bölgesel çalışma
toplantısına, Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO), Gürcistan, Moldova ve Ukranya’dan konu ile ilgili
akademisyenler ve Türkiye’den ise;
UNFPA Program Koordinatörü Dr.
Gökhan Yıldırımkaya, Hacettepe
Üniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsünden Yrd. Doç. Dr. Özge Karadağ Çaman, UND’yi temsilen İcra
Kurulu Başkan Yardımcısı Alper
Özel ve İcra Kurulu Üyesi Erman
Ereke katıldı. Toplantıda, uluslarası
taşımacılık alanında çalışanların ve
sürücülerin HIV/AIDS başta olmak
üzere sağlık riskleri ve atılması
gereken adımlar tartışı9ldı. Konu ile
ilgili katılımcılar, ülkelerinde sağlık
risklerine karşı alınan önlemler
hakkında tecrübelerini paylaştılar.
Toplantı katılımcı ülkeler ortak çalışma programları geliştirdiler. UND,
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve
Gürcistan yetkilileri ile birlikte sağlık
risklerine karşı önlemler alınması
ve bireylerin bilinçlendirilmesine
yönelik ortak bir çalışma yürütmeyi
planlıyor. Konu ile ilgili gelişmeler
paylaşılacak.
15
Temmuz 2015
16
UND’den
Kapı değişikliğinde geçiş belge tahsis sorunu çözüldü
Sektörümüzün ihracat taşımalarında karşı karşıya kaldığı en önemli
sorunlardan bir tanesi olan, “taşıma evrağı üzerinde yer alan sınır
kapısı haricinde kapı değişikliği
yapılarak bir başka sınır kapısından
çıkış yapılması halinde ilgili araca
geçiş belgesi tahsisi yapılamaması”
sorununun çözümü adına devam
eden UND’nin girişimleri sonuç
verdi. UND’nin yoğun temasları sonucunda, 5 Mayıs 2015 tarihinden
itibaren U-Net ve GEBOS otomasyon sistemlerine yapılan yeni
bir düzenleme ile aynı taşıma için
farklı zaman diliminde farklı taşıma
evrağı ibraz edilse dahi taşıtların
en son belge satışından sonraki
yurtdışı çıkış ve giriş kayıtlarının
kontrol edilmek suretiyle ikinci
kez aynı taşıma için geçiş belgesi
tahsis edilmesinin önlenmesine
imkan sağlandı. Bu çerçevede,
geçiş belgesi talebinde bulunan
taşıtların, taşıma evraklarında yer
alan çıkış sınır kapısına bakılmaksızın 31 Aralık 2015 tarihine kadar
geçiş belgesi tahsis işlemlerinin
yapılmasına izin verildi. Sürecin
sorunsuz devam etmesi halinde
uygulamayı kalıcı olarak devam
edeceği UND’ye bildirildi.
NCTS ve transit rejimine ilişkin sorunlar
İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde ele alındı
İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge
Müdürü Halil İbrahim Bozkuş
başkanlığında, ilgili gümrük idarelerinin müdürlerinin ve sektörümüz
temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda, NCTS sistemi
ve Transit Rejimi kapsamında
yaşanan sorunlara çözüm arandı.
NCTS ve transit rejiminde yaşanan
sorunlara ilişkin İstanbul Gümrük
ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde
gerçekleştirilen toplantıda, gümrük idarelerindeki uygulamalar,
sistemde yaşanan teknik sıkıntılar,
memur kaynaklı sorunlar ve gerek
mevzuat gerek ise sistemin işleyişi
anlamında yapılabilecek iyileştirmeler görüşüldü. NCTS sistemi ve
transit rejimi ile ilgili sorunların ele
alındığı toplantıda, devam eden
süreçlerin iyileştirilmesine yönelik
görüş alışverişinde bulunulurken,
yaşanan sorunların çözümlenmesi
adına Bölge Müdürlüğü, Gümrük
İdareleri ve sektörümüz tarafından
gerekli girişimleri yapılmasına ve
süreçlerin takip edilmesine karar
verildi. Toplantının gündem maddeleri şu şekilde oldu: T1/T2’lerin
varış gümrüğünce sonlandırma
işlemlerinde yaşanan sıkıntılar,
Uyuşmazlık ile ilgili süreçlerde
yaşanan sorunlar, Transit beyannamesi kapsamında varış gümrük idare değişikliğinde gümrük
mevzuatı kapsamında kesilen
usulsüzlük cezaları, ATA karneli
Temmuz 2015
taşımalarda karşılaşılan sorunlar,
Mahrece iade yüklerinde açılan TR
beyanları nedeniyle sınır kapılarında oluşan sorunlar, Asıl sorumlu
statüsü ile ilgili yaşanan sorunlar,
NCTS işlemlerinde yaşanan gümrük personelleri kaynaklı sorunlar, Transit beyannamelerindeki
düzeltme işlemleri ile ilgili sistem
üzerindeki teknik engeller, Damga
vergisi tahsilatları ile ilgili sorun, Beyanname iptalleri ile ilgili sorunlar,
Mühürsüz gelen araçlardaki kontrol
uygulamaları. Toplantıya, Halil İbrahim Özkuş (İstanbul Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürü), Faruk Şen
(Bölge Müdür Yardımcısı), Veysel
Maden (Bölge Müdür Yardımcısı),
Nurol Özkan (AHL Kargo Müdürü),
İsmet Gürler (Erenköy Gümrük
Müdürü), Nihat Kınık (Halkalı
Gümrük Müdürü), Ünsal Yıldırım
(Pendik Gümrük Müdürü), Zekai
Sezer (Ambarlı Gümrük Müdürü),
Özer Çildaş (Haydarpaşa gümrük
Müdürü) katılırken, Derneğimizi Yönetim Kurulu Danışmanı
Cahit Soysal, İcra Kurulu Üyesi
Erman Ereke, Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu Başkanı M.
Kemal Avcı, Gümrük ve Antrepo
Çalışma Grubu Üyesi Caner Tan
temsil etmiştir. Ayrıca toplantıya
TOBB-UND Lojistik Yatırım A.Ş.,
SGS, İstanbul Gümrük Müşavirleri
Derneği yöneticileri iştirak etti.
17
Temmuz 2015
18
UND’den
UND’den Yunanistan’a
‘Yeni bir İpek Yolu yaratalım’ çağrısı
Yunanistan’da kurtarma programı için yapılan referandumdan hükümetin
desteklediği “hayır” oyu çıksa da, ülkenin içinde bulunduğu kriz devam ediyor.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), ekonomik krizle boğuşan Yunanistan’ın
derdine çare olmak üzere lojistik alanda iş birliği teklifinde bulundu.
UND, “Yeni bir İpek Yolu Yaratalım”
sloganıyla yaptığı çağrıda, Çin’den
başlayarak Anadolu, Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya uzanan ticaret yolunu yeniden canlandırmayı önerdi.
UND çağrısında, bu adımın bölgedeki stratejik önemlerinden dolayı
her iki ülkenin de ticaret hacimlerinde önemli oranda canlanmaya
imkan sağlayacağına dikkat çekildi.
İki ülke de önemli
kazançlar elde edebilir
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, TÜİK verilerine göre,
Türkiye’nin Yunanistan’a 2014 yılı
itibarıyla 1.5 milyar dolarlık ihracatı,
4 milyar dolarlık ithalatının bulunduğunu kaydederek, “Söz konusu
işbirliği ile sadece Yunanistan değil
aynı zamanda Türkiye’de önemli
kazançlar elde edebilir. Avrupa
Birliği Yunanistan’ın yollarına 6
Milyar Euro yatırım yaptı ancak asıl
mesela bu yolları kullanarak ticareti
geliştirmek olmalıdır. Türkiye’den
Bulgaristan’dan her gün 750 araç
çıkarabilirken Yunanistan tarafından
150–200 araç çıkabiliyor. İpsalanın
Türkiye tarafında 136, Yunanistan
tarafında ise 31 personel çalışıyor.
Bulgaristan Türkiye’nin ihracatının
taşınması ve geçişlerden yıllık 350–
400 milyon Euro gelir elde ediyor.
Bu parayı Yunanistan’da kazanabilir” dedi. Türkiye ile Yunanistan
sınır kapısına bakıldığında geçtiğimiz senelere oranla 2015 yılındaki
ekonomik krizle birlikte yüzde 6
oranında düşüş dikkat çekiyor.
Yunanistan’ın yaralarını
“İpsala Sınır Kapısı” sarabilir!
Yunanistan’da yaşanan ekonomik
kriz yüzünden, Türkiye-Yunanistan
sınır kapısında yaşanan sorunlara
da dikkat çeken Fatih Şener; “Yunanistan ile yaptığımız müzakereler
sonucunda Yunanistan vize başvuTemmuz 2015
rularında, TIR Şoförleri için gereksiz
olan davetiye şartını kaldırdı. Bunlar
güzel gelişmeler ancak özellikle İPSALA kapısının kapasitesi arttırılır ve
araçlar rahat geçebilirse Avrupa trafiğinin bir kısmı Yunanistan’ı doğrudan geçip, Adriyatik’teki Ro-Ro’lara
binip İtalya’ya geçmek suretiyle
ticareti gerçekleştirebilir ve böylece
Yunanistan önemli paralar kazanabilir” diye konuştu. Fatih Şener
ayrıca; “Avrupa ve Asya arasında
birçok güzergah çiziliyor. Türkiye bu
güzergahların bazılarında yer alırken
Yunanistan Çin’e kadar uzanan bu
güzergahlardan hiçbirinde yer almıyor. Yunanistan ve Türkiye Kipu ve
İpsala kapılarını iyileştirirse buradan
geçen trafik Yunanistan’a ciddi bir
lojistik gelir sağlar. Bulgaristan yılda
yaklaşık 400 bin araçlık trafiğiyle bu
konuda iyi bir örnek ve onu model
almak, Yunanistan’a ciddi gelir
getirir” görüşünü savundu.
Lojistik Yunan ekonomisinin
can simidi olabilir
Türkiye’nin Ege Limanlarından
92 milyar dolarlık ticaret hacmine
dikkat çeken Fatih Şener; Egeden Yunanistan’a ulaşacak Ro-Ro
hatları konusunda ortak projeler geliştirilmesi dış ticaretimiz
hız kazanacağını bunun da son
aylarda düşüşe geçen ihracat
rakamlarına olumlu yansıyacağını
belirtti. Fatih Şener, şunları söyledi: “Yunanistan’ın transit geçişi
kolaylaştırarak, Selanik ve Lavrion
gibi limanlarına RoRo gemilerinin
yanaşmasını sağlaması durumunda lojistik maliyetler önemli
oranda düşecektir. Söz konusu
limanlarda yaşanacak trafik, hem
o alana gelir bırakacak hem de bu
güzergahı kullanan araçlar aynı
zamanda Yunan ticaret mallarının
hızlı ekonomik şartlarda taşınmasına imkan verecek. UND olarak,
Yunanistan’ın lojistik bir transit
güzergah olarak Türkiye ile ortak
hareket etmesini Güney Avrupa
ve Orta Avrupa için güzergah
olma yönünde bir devlet politikası
benimsemesini isteriz. Bu Türk
ihracatının, Türk dış ticaretinin
ufkunu açar. Çünkü Bulgaristan’da
beklemelerimiz var aynı zamanda
Yunanistan’ın kalkınması için bir
fırsat olabilir. Lojistik Yunanistan’ın
bir kurtuluşu için ekonomik bir
enstrüman olabilir.”
19
Sanal borçlar yaratılarak
nakliyecilerin hakları ellerinden alınıyor
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Mısır’ın, Aqua Hercules adlı gemiyi haksız
bir şekilde rehin alınması ve ardından da kurtarma adı altında istenen 6 milyon
dolarlık faturaya itiraz ederek, “Paraya ihtiyacı olan ben bu gemiyi kurtardım
diyerek ortaya çıkıyor. Usulsüz bir işlemle Hataylı nakliyecilerin Mısır’da rehin
alınmasına sebep olan odaklar şimdi de taşımacıların haklarını gasp etmeye
çalışıyor” dedi.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, geçtiğimiz Haziran ayında, Aqua
Hercules adlı geminin Mısır gümrük
idaresi tarafından haksız bir şekilde
rehin alınması olayına bağlı olarak
yeni bir ‘skandal’ın yaşandığını söyledi. UND İcra Kurulu Başkanı Şener,
2014’ün Haziran ayında UND üyesi
94 TIR ve 14 Silobus’ın şoförleri ile
birlikte, Mısır’ın Port Said Limanı’nda,
binmeyi bekledikleri Aqua Hercules
isimli geminin borçlarına karşılık Mısır
gümrük idaresi tarafından haksız bir
şekilde rehin alınmalarını ve firmaların buradan kaynaklanan haksız
ödemelerle karşı karşıya bırakılmasını
sert dille eleştirdi. “Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın girişimlerine rağmen sonuç alınamamış ve sürücüler
geminin borcu olan 1 milyon 400 bin
doları her biri eşit oranda ödeyerek
rehin olmaktan kurtulabilmişlerdi”
diyerek haksızlığın boyutuna dikkat
çeken Şener, süreci şu sözlerle
anlattı: “İskenderun Limanı’na sefer
yapan Aqua Hercules isimli Ro-
Ro gemisi aleyhine, uğradığımız
zararları tahsil ve tazmin etmek
amacıyla, Temmuz ayında açılan
dava ve geminin bulunduğu yer
olan İskenderun’da, Asliye Hukuk
Mahkemesi tarafından ihtiyati haciz
kararı alınarak seferden men, Liman
Başkanlığı tarafından tatbik edilerek,
gemi Türk karasularında bağlandı.
Geminin İskenderun Limanı’nda
demirli beklemesi sırasında, hukuki
süreç devam ederken, üyelerimizin
haklarını almalarını engellemek amacıyla, geminin herhangi bir tehlike
hali yok iken, meteorolojik şartlar da
elverişliyken basit bir çekme işlemi
yaptırılarak 6 milyon dolar tutarında
borç yaratıldı ve bu sebeple, ‘güya’
kurtarılan gemiye el kondu.”
Akıl almaz gemi
kurtarma işlemi var!
Gemi İskenderun Limanında bekleme halinde iken bu kez liman idaresi
tarafından “Kurtarıldı” iddiası ile 436
bin dolar daha borçlandırıldığını ifade eden Şener, “Bir önceki işlemde
6 milyon dolara gemiyi kurtardığını
iddia eden yapılara oranla 436 bin
dolarlık fatura ile daha insaflı çıkan
ikinci işlem için oluşan Fatura’da
borcun 384 bin lirası “Fuzuli İşlem”
olarak görülüyor. Alacak öncelik sırasında ilk sırayı alan kurtarma faturaları
sebebiyle gemi değerinin üzerinde
oluşturulan sanal borçlar sebebiyle
gemi personeli ve Antakyalı nakliyecilerin hakları ellerinden alınıyor” dedi.
‘Mal kaçırma’ olarak nitelendirilebilecek işlemleri sebebiyle, uğranılan zararların tazmini için yabancı armatör
ve onunla bu surette işbirliği yapanlar
hakkında gerekli yasal cezai ve hukuki yollara müracaat edileceğini ifade
eden Fatih Şener, “Mağdur edilmiş
bulunan üyelerimizin hakları sonuna
kadar korunacak ve yanlış uygulamalar tarafımızdan takip edilecektir.
Bu usulsüz işlemle gemiyi ele geçiren
taraflar armatör ile işbirliği içerisinde,
taşımacıların alın teri olan bu alacağı
kaçırmaya çalışıyorlar. Tüm ilgili otoriteleri haksız işlemi durdurmaya davet
ediyoruz” şeklinde konuştu.
Temmuz 2015
20
UND’den
Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz
Çalışma Grubu Toplantısı Trabzon’da gerçekleştirildi
Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Çalışma Grubu toplantısında; Gürcistan üzerinden gerçekleştirilen transit taşımalarda ödenen yol ücreti, Gürcistan plakalı
araçların ülkemize sınırsız boş girişleri neticesinde taşıma pazarının Gürcü plakalı araçların eline geçmesi ve Türk araçlarının sigorta sorunları görüşüldü.
Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Çalışma Grubu toplantısı
Trabzon’da gerçekleştirildi. Çalışma grubu öncelikle, 2015 yılında
yapılması öngörülen Gürcistan
ve Azerbaycan KUKK toplantıları
öncesinde bu ülkelerde yaşanılan
sorunları gözden geçirdi. Gürcistan
ile ilgili olarak öncelikle; Gürcistan
üzerinden gerçekleştirilen transit
taşımalarda ödenen yol ücreti,
Gürcistan plakalı araçların ülkemize sınırsız boş girişleri neticesinde
taşıma pazarının Gürcü plakalı
araçların eline geçmesi ve Türk
araçlarının sigorta sorunları görüşüldü. Gürcistan’da yaşanılan kaza
durumlarında karşı tarafın zararını
tazmin edecek bir sigorta poliçesinin temin edilememesi nedeniyle
trafik kazalarında ciddi zararlarla
karşı karşıya kalındığı görüşüldü.
Bu vesileyle Batum Başkonsolosluğu ile temasa geçen Gürcistan’da
kurulu bir sigorta şirketi ile temaslarda bulunan UND Yönetim Kurulu
Üyeleri, çalışma grubu toplantısında yapmış oldukları temasları ve
detayları paylaştılar. Toplantıda,
Gürcistan’da Türk araçlarının karşı
Temmuz 2015
karşıya kaldığı sorunlar arasında
yer alan; araçların park alanlarında
bekletilmesi, gabari kontrolleri (Yükseklik, En, Uzunluk, Ağırlık), refakat
ücretlerinin yüksekliği (Güzergah
ve gabari ölçülerine göre değişen
bedeller) ve Gürcistan’da Türk
araçlarına yönelik yazılan trafik cezalarına ilişkin yapılan itiraz başvurularının yüzde 80’inin kabul edildiği
ve cezaların iptal edildiği yönünde
Batum Başkonsolosluğu’ndan
alınan bilginin önemi vurgulandı.
Türk araçlarının
Azerbaycan’da ödediği
geçiş ücretlerinin yüksekliği
Çalışma grubu Azerbaycan
ile ilgili olarak; Türk araçlarının
Azerbaycan’da ödediği geçiş
ücretlerinin yüksekliği (Makbuzlu
ve Makbuzsuz Harcamalar) konusunu görüştü ve Türk nakliyecisinin Azerbaycan sınır noktasında
tek pencereye ödediği resmi ve
gayri resmi ücretlerin, Azeri plakalı
araçlardan da birebir ölçekte tahsil
edilmesi konusunda mütekabiliyet
oluşturulması hususunda fikir birliğine vardı. Çalışma grubunda ayrıca,
Kırmızıköprü (Tovuz) Gümrüğü’nde
yaşanan bekleme süreleri, vize
uygulamasında yaşanan sorunlar,
ADR yükü olmadığı halde birçok
aracın taşıdığı yükün ADR sınıfında
değerlendirilerek yüksek ücretler
tahsil edildiği, devlet yol fonu vergisinin yüksekliği ve sigorta konularında yaşanan sorunlar görüşüldü.
Azerbaycan’da Türk araçlarına aylık
olarak satışı yapılan ve bedeli 52,5
dolar (55 Manat) olan sigorta poliçesi için sınır noktasında 90 dolar
alındığı görüşüldü. Poliçe bedelinin
Türk araçlarından 52,5 dolar olarak
tahsil edilmesi veya Manat cinsinden ödeme yapılmasının sağlanması yönünde Bakü Ticaret Müşavirliği
nezdinde resmi girişimde bulunulmasına karar verildi. Toplantıya, UND Yönetim Kurulu Üyeleri
Abdullah Özer (Özer), Alişan Ender
Topaloğlu (Başoba), Bölge Çalışma
Grubu Başkanı Hüseyin Özdemir
(Efsane), Başkan Yardımcısı Ahmet
Yalçın (Yalçınlar), Salim Uzun
(Uzunoğlu), İsa Baş (Çağlayan 61),
Abdullah Aydın (Uğurtrans), Aydemir Kaya (Kaya Otomotiv), Paşa
Gürsoy (Gürsoy) katılım sağladı.
21
Bulgaristan üzerinden
UBAK’lı taşımalara dikkat!
Ülkemiz taşımacılarının mağduriyetlerinin önlenebilmesi adına Karayolu
Düzenleme Genel Müdürlüğü nezdinde gerçekleştirdiği girişimler ve görüşmeler kapsamında, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün desteği ve girişimleri ile
Bulgaristan’a aynı şekilde karşılık verilmesi kararı alındı.
Türk taşımacılarının Bulgaristan
üzerinden gerçekleştirdiği taşımalarda, usulsüz belge kullanımı
gerekçesi ile Bulgaristan kontrol
otoriteleri tarafından kesilen cezalar
taşımacılarımızın mağduriyetini
her geçen gün arttırıyor ve iki ülke
arasındaki mevcut protokolleri ihlal
eden uygulamaların yaşanmasına
neden oluyor. Ülkemiz ile Bulgaristan arasında imzalanan mevcut
protokollerde yer alan “yeni belge
getirilmesine izin verilmesi” ile
ilgili hükümlere rağmen yukarıda
anılan cezaların kesilmeye devam
edilmesi ve yeni belge gelmesi
beklenmeksizin 1500 Euro’ya belge satılması ise Bulgaristan kontrol
otoriteleri tarafından en fazla ihlal
edilen protokol hükümleri arasında
yer alıyor. UND tarafından yukarıda
anılan sorunların giderilebilmesi ve
ülkemiz taşımacılarının mağduriyetlerinin önlenebilmesi adına Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü
nezdinde gerçekleştirdiği girişimler
ve görüşmeler kapsamında, Genel
Müdürlüğümüz’ün destekleri ve
girişimleri ile Bulgaristan’a aynı şekilde karşılık verilmesi kararı alındı.
Genel Müdürlüğümüz’ün Bulgaristan’daki yetkili makamlar ile
gerçekleştirdiği tüm görüşmelere
rağmen Bulgar kontrol otoritelerinin devam eden ihlalleri nedeniyle,
Genel Müdürlüğümüz’ün UND’ye
ilettiği 9 Temmuz 2015 tarihli yazısı
ile, aynı şekilde ülkemiz toprakları
üzerinde taşıma faaliyeti gerçekleştiren Bulgaristan plakalı araçların geçiş belgelerinin geçersiz
olduğu durumlarda, aracın yeni
geçiş belge getirmesine müsaade
edilmeyecek ve 13 Temmuz 2015
tarihi itibari ile aşağıda yer alan 68
Numaralı Geçici ve Yabancı Plakalı
Taşıtlardan Alınacak Geçiş Ücretlerine İlişkin Tebliğ’in 6’ıncı maddesi
hükümleri doğrultusunda işlem
tahsis edilecek.
“İstisnai haller
MADDE 6
(1) Geçiş belgesi veya Bakanlığımız
özel iznini gerektirdiği halde; geçiş
belgesiz veya özel izin alınmaksızın
yapılan eşya/yük taşımalarında her
taşıma türü için birim taşıt veya taşıt
katarı için 3.000 (üçbin) Euro veya
karşılığı Türk Lirası geçiş ücreti alınır
ve bu taşıtların ülkemize/ülkemizden giriş ve çıkışlarına izin verilir.
(2) Uygun olmayan geçiş belgesiyle yapılan üçüncü ülke eşya/yük
taşımalarında, birim taşıt veya taşıt
katarı için 3.000 (üçbin) Euro veya
karşılığı Türk Lirası geçiş ücreti alınır
ve bu taşıtların ülkemize/ülkemizden giriş ve çıkışlarına izin verilir.
Diğer taraftan, Bulgaristan’daki UBAK İzin Belgesi ve Geçiş
Belgesi kontrollerinin artırılması
olasılığı kapsamında, 13 Temmuz
2015 tarihi itibari ile UBAK Belgesi ile yapılan taşımalarda, taşıma
yapılan ülke ve güzergah için ayrıca
geçiş belgesi alınması durumunda
alınan her geçiş belgesi için 0,2
ceza puanı uygulamasını öngören
UBAK İzin Belgesi Dağıtım Esasları
Yönergesi’nin 10’uncu maddesinin
birinci fıkrasının (h) bendi hükmü,
Bulgaristan Geçiş Belgeleri için
uygulanmayacak. Bu doğrultuda, taşımacılarımızın: UBAK İzin
Belgesi Karayolu Karneleri’nin
kullanımına ilişkin kurallara daha
fazla özen göstermeleri, UBAK İzin
Belgeleri’nin eşyanın yüklendiği
veya eşyanın varış yapacağı ülkede
geçerli olmasına dikkat etmeleri,
UBAK İzin Belgesi’nin sorun teşkil
edebileceğinin değerlendirildiği durumlarda beraberlerinde Bulgaristan Geçiş Belgesi bulundurmaları
ve bu Geçiş Belgeleri ile taşıma
yapmaları, UBAK İzin Belgesi Karayolu Karnesi üzerindeki yükleme
tarihlerinin taşıma evraklarındaki
(CMR) yükleme tarihi ile uyumlu
olması önem arz ediyor.
Temmuz 2015
22
LOJİSTİK
Alışan Lojistik’e
36 milyon euroluk finans desteği
ÜNLÜ & Co’nun danışmanlığında gerçekleşen işlemde, Commercial Bank of Qatar
ve Alternatif Bank; Türkiye pazarının en önde gelen lojistik hizmet sağlayıcısı Alışan
Lojistik A.Ş.’ye 36 milyon euroluk fonlama sağladı.
Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı
hizmetleri ve varlık yönetimi grubu
ÜNLÜ & Co, Türkiye pazarının önde
gelen lojistik hizmet sağlayıcılarından Alışan Lojistik A.Ş.’nin aldığı 36
milyon euro tutarındaki finansman
işleminde danışman olarak yer aldı.
Commercial Bank of Qatar ve Alternatif Bank’ın fonlama sağladığı bu
işlem ile Alışan Lojistik’in finansman
yapısının uzun vadeye çekilmesi
sağlanmış oldu.
Alışan Grubu’nun lokomotif şirketi
olan Alışan Lojistik A.Ş., 1985
yılında Ertuğrul Alışan başkanlığında
İstanbul’da kuruldu. Türkiye pazarının en önde gelen Lojistik Hizmet
sağlayıcılarından olan Alışan Lojistik,
hızlı tüketim malları ve kimyevi
maddeler lojistiği alanında pazar
lideri. Sürekli büyüme ve gelişmeyi hedefleyen Şirket; uluslararası
taşımacılıkla başlayan yolculuğuna,
bünyesine farklı alan ve coğrafyalarda çözümler üretebilen firmaları ve
hizmetleri katarak devam ediyor.
Alışan Grubu’nun CEO’su Damla Alışan, konuyla ilgili yaptığı
açıklamada, “Türkiye’de lojistik
sektöründe lider konumda olmayı
hedefleyen grubumuz, banka ve
finans kuruluşları nezdinde her zaTemmuz 2015
Damla Alışan
man kredibilitesi yüksek bir kurum
olmuştur. Bu yolda ilerlerken banka
ilişkilerimizi ve fonlama tabanını
çeşitlendirerek ve aynı zamanda
kısa vadeli dış kaynak kullanımımızı
uzun vadeye çekerek örnek teşkil
edecek bir işlemle piyasaya liderlik
etmeyi hedefledik” dedi.
ÜNLÜ & Co Borç Sermaye Piyasaları ve Danışmanlığı Bölümü Yönetici
Direktörü Ayşe Akkın işlemle ilgili şu
değerlendirmede bulundu: “Türkiye
için böylesine önemli bir sektörde
faaliyet gösteren, yeni yatırımlarla
Ayşe Akkın
büyümeyi ve pazar liderliğini hedefleyen bir firmanın finansmanının
da doğru yapılandırılması oldukça
önem arz ediyor. Alışan Lojistik ile
birlikte verimli çalışmalarımız sonucunda, firmanın gelecek planlarını
sağlıklı bir şekilde inşa etmesinde
önem teşkil edecek uzun vadeli
fonlama hedefini gerçekleştirmeyi başardık. Türkiye’deki lojistik
sektörü için de çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu finansman
işleminde Alışan’a destek olmanın
mutluluğunu yaşıyoruz.”
23
Tehlikeli madde güvenlik danışmanı
eğitimleri İstanbul ve Mersin’de
Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla
Taşınması Hakkında Yönetmelik kapsamında Tehlikeli Madde
Taşımacılığı ile ilgili gönderen,
paketleyen, dolduran, taşımacı gibi
faaliyetleri gerçekleştiren işletmelerin tehlikeli madde güvenlik danışmanı istihdam etmesi veya tehlikeli
madde güvenlik danışmanından
hizmet alması zorunlu. Türkiye’nin
en önemli sektörlerinin başında
gelen lojistik sektörü binlerce hatta
onbinlerce kişiye bu anlamda istihdam oluşturuyor. Peki kimler Tehlikeli Madde Taşımacılığı konusunda
danışman olabiliyor? Üniversitelerin
lisans bölümlerinden mezun olmak,
Yetkili yangın söndürme eğitim
merkezlerinden uygulamalı yangın
söndürme eğitimine katıldığına dair
alınan belgenin aslını ibraz etmek
veya noter onaylı suretini sunmak,
TMGDEYB sahibi eğitim kuruluşlarında, tehlikeli madde güvenlik
danışmanı eğitimine katılarak (49
Saat), tehlikeli madde güvenlik
danışmanı eğitimi tamamlama
belgesini almak, bu tebliğ kapsamında açılacak sınavda başarılı
olmak gerekmektedir. Eğitimin
amacını kısaca, vaka çözümleri ile
ADR Konvansiyonu Metodolojisini
Kavramak olarak özetleyebiliriz.
49 saatten oluşan eğitim içeriği;
Tehlikeli madde taşımacılığına ilişkin ulusal mevzuat ile uluslararası
anlaşma ve sözleşmeler. Tehlikeli maddelerin sınıflandırılmaları
(çözelti ve karışımların sınıflandırma
prosedürleri, tehlikeli madde listesinin yapısı, tehlikeli maddelerin
sınıfları ve bu sınıflandırmanın prensipleri, taşınan tehlikeli maddelerin
yapısı, tehlikeli maddelerin fiziksel,
kimyasal ve zehirlilik özellikleri
ve benzeri). Genel ambalajlama,
tank ve tank-konteyner kuralları (tip, kod, etiketleme, yapımı,
başlangıç ve periyodik muayene
ve testler). İşaretleme, etiketleme,
ikaz levhası ve turuncu plakaların
takılması kuralları. Taşıma evrakı
hakkında bilgiler. Sevkiyat yöntemi
ve gönderimdeki kısıtlamalar (tam
yük, dökme halinde taşıma, orta
boy hacimli konteynerlerde taşıma,
konteynerlerde taşıma, sabit veya
sökülebilir tanklarda taşıma).
Yolcuların taşınması ile ilgili kurallar.
Karışık yüklemeye ilişkin yasaklar
ve tedbirler. Tehlikeli maddelerin
ayrıştırılması kuralları. Taşınan
madde miktarlarının sınırlandırılması
ve miktar muafiyetleri. Elleçleme ve
istifleme kuralları. Yükleme öncesinde ve boşaltma sonrasında temizleme veya gazdan arındırma kuralları.
Araçta bulundurulması gereken
belgeler (taşıma evrakı, yazılı talimatlar, araç onay sertifikası, sürücü
eğitim sertifikası, özel izin belgesi ve
benzeri.).Trafikte araçların seyri ve
park etme kuralları. Tehlikeli madde
taşımacılığı ile ilgili trafik mevzuatı
ve kısıtlamalar.Tahliye işlemleri
veya bu işlem sırasında meydana
gelebilecek sızıntılara müdahale
etme kuralları. Taşıma teçhizatları ile
ilgili gereklilikler.Tehlikeli maddelerin
taşınmasıyla ilgili işletmeye yönelik
güvenlik planlarının hazırlanması.
Tehlikeli madde kaynaklı bir kazanın, kaza nedenleri ve çeşitleri hakkında bilgilendirme ile bu kazaların
raporlanması.İşletmeler için hazırlanacak yıllık raporların hazırlanma
usul ve esaslarından oluşuyor.
Temmuz 2015
24
LOJİSTİK
2023 yılında 500 milyar dolarlık
ihracat hedefine kilitlenen Türk ihracatçısı, önemli bir maliyet kalemi
olan nakliye için otoban geçişlerinde Avrupa’nın uluslararası otoyollarına yılda yaklaşık 60 milyon euro
para ödüyor. DKV Euro Service
tarafından 5 Akslı Euro 5 tipi TIR ile
hizmet veren bir nakliye aracı için
Avrupa’daki ana güzergahlarbaz
alınarak yapılan çalışmaya göreTürkiye, kilometre başına 0.0225 euro
ile Avrupa ülkelerinde en ucuz otoyol hizmeti veren ülke konumunda.
2014 rakamlarına göre toplam
ihracatının yüzde 35’ini karayolu
taşımacılığı ile gerçekleştiren Türk
ihracatçısı, en büyük pazar olan
Almanya’da otoyollarında, kendi ülkesine göre yüzde 85 daha pahalı
hizmet alıyor.
En pahalı otoyol İsviçre’nin
Çalışmaya göre; Avrupa otoyollarında en pahalı hizmeti kilometre
başına 1.96 euro rakam ile İsviçre
verirken, bu ülkeyi 0.357 euro ile
Avusturya, 0.2063 euro ile Çek
Cumhuriyeti, 0.19 euro ile İspanya,
0.18 euro ile İtalya ve 0.14 euro
ile Slovakya takip ediyor. Çalışmada ayrıca Büyük Britanya’nın
yıllık 1.250 paund olarak belirlediği otoyol ücretlerinde Hollanda,
Lüksemburg, Danimarka, İsveç
ve Romanyada 1.250 euro otoyol
bedeli uyguluyor.
500 milyar dolar ihracat hedefi keskin viraj alıyor:
İHRACATÇILAR AVRUPA
OTOBANLARINA YILDA
60 MİLYON EURO ÖDÜYOR
500 milyar dolarlık hedef için var gücü ile çalışan
Türk ihracatçısı, en önemli yokuşu Avrupa yollarında
alıyor. Toplam ihracatın yüzde 35’ini karayolu taşımacılığı ile gerçekleştiren ihracatçılarımız, Avrupa
otoyollarına yılda yaklaşık 60 milyon euro ödeme
yapıyor. Kilometre başına yapılan hesaplamada
Avrupa ülkeleri arasında en ucuz otoyol hizmetini
Türkiye’den alan ihracatçılarımız, en pahalı hizmeti
ise İsviçre’den alıyor. Almanya ise Türkiye otoyollarına göre yüzde 85 daha pahalı hizmet sunuyor.
Temmuz 2015
İhracatımızın yüzde 35’i
karayolu ile yapılıyor
DKV müşterilerinin Avrupa’da
ülkelere göre değişiklik gösteren ücretli paralı otoyol, tünel ve
köprü ödemelerini tek bir kart ile
yapabildiklerine dikkat çeken DKV
Euro Service Türkiye Satış Müdürü Deniz Çokcoş Sezer, “Toplam
Türkiye ihracatının yüzde 35’nin
ve ithalatımızın yüzde 15.4’ünün
karayolu taşımacılığı ile gerçekleştirildiği düşünülürse, uluslararası
yollarda otoban ücretlerinin önemli
bir maliyet unsuru olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Sadece Avrupa
yollarında yılda 60 milyon Euro
ödüyoruz” dedi.
Avrupa ekonomisi
otoyolda hız kazanıyor
Uluslararası yük trafiğinin her
geçen gün artmasıyla, ulaştırma
25
hizmetlerinin maliyetinin de giderek
daha fazla önem kazandığına dikkat
çeken Deniz Çokcoş Sezer, “Uluslararası ticaret nedeniyle binlerce
tır ve kamyon otoyolları kullanarak
Avrupa’ya giriş yapıyor. Paralı yol
sistemi, yol yapımı, bakım ve onarımı için ihtiyaç duyulan finansmanı
sağlıyor. 2008 sonlarından ekonomik kriz içerisine giren Avrupa
ülkeleri, krizden çıkış yollarından
bir tanesini otoyol ücretlerinde
görüyor. Avrupa ekonomisi, gerek
otoyollardan alınan ücretler, gerekse sağladığı istihdam açısından,
giderek karayolu ulaşımına daha
AVRUPA OTOYOL ÜCRETLERİ
ÜlkeOtoyol ÜcretiGeçerlilik
Türkiye0.0225 EURKM başına
Slovakya
0.14 EUR
KM başına
Almanya0.1519 EURKM başına
İtalya0.18 EURKM başına
İspanya0.19 EURKM başına
Çek Cum.
0.2063EUR
KM başına
Fransa0.25 EUR/kmKM başına
Avusturya
0.357 EUR
KM başına
İsviçre1.96 EURKM başına
Büyük Britanya£830Yıllık
Belçika1250 EURYıllık
Hollanda1250 EURYıllık
Lüksemburg1250 EURYıllık
Danimarka1250 EURYıllık
İsveç1250 EURYıllık
Romanya1250 EURYıllık
KAYNAK: Karayolları Genel Müdürlüğü / DKV Euro Service
bağımlı hale geldi” diye konuştu.
Avrupa ülkelerinde her geçen gün
değişebilen otoban uygulamalarına
da değinen Deniz Çokcoş Sezer,
2016 yılında Belçika’nın da elektronik otoyol sistemi vinyete geçeceğinin bilgisini paylaştı. 42 ülkedeki 54
bin 700 kabul noktasındaotoyol ve
akaryakıt kartlarıyla hizmet verdiklerini belirten Deniz ÇokcoşSezer,
“Türkiye’de 6 yıldır hizmet veriyoruz.
Şu ana kadar Türkiye’de daha çok
filo sahipleriyle, ihracat firmalarıyla
ve lojistik firmalarıyla çalışmalar yürütüyoruz. Önümüzdeki yıllarda filo
kiralayan şirketleri de portföyümüze
katmak istiyoruz” dedi.
Temmuz 2015
26
GÜNCEL
Kimberly-Clark Kırtay işbirliği
Kimberly-Clark Türkiye, sektörünün en yüksek standartlarına sahip ekipmanlarını kullanıyor.
Yenilenmesi gereken bir hizmet
veya malzemeyi değiştirirken hem
mevcut kalite standardını yükseltmeyi, hem harcamalardan kısmayı,
hem de daha güvenli çalışmayı ilke
edinen Kimberly-Clark Türkiye, üretim
ve tedarik zinciri operasyonlarında, Kırtay İstif Makinaları aracılığı ile
Jungheinrich’i tercih etti. KimberlyClark’ın Türkiye Müşteri Hizmetleri ve
Lojistik Müdürü Nihan Çardaklı, üretim
tesisleri ve 3PL depolarında kullanılan yükleme, boşaltma, depolama
ekipmanlarını son teknoloji kamera
sistemleri ile donatılmış Jungheinrich
modellerle yenilediklerini belirtirken;
bu değişiklik ile üretim tesislerinde ve
3PL depolarında da EHS anlamında
standartlarını yükselttiklerini ve aynı
zamanda yeni ekipmanları çok daha
uygun maliyetlerle tedarik ederek
dikkate değer oranda maliyet avantajı
sağladıklarını vurguladı. Kırtay İstif
Makineleri Genel Müdürü Hakan
Kırtay ise, “Jungheinrich’in Türkiye piyasasına sunduğu ve kalitesi
hiçbir zaman tartışılamayacak olan
bu markayı müşterilerimize gönül
rahatlığı ile tavsiye edebileceğimiz için
mutluyuz “ dedi. Genel Müdür Hakan
Kırtay, lojistik sektöründe,kurumsal
ve uzun vadeli ekipman kiralamanın
yanı sıra günlük kiralama konusunda
da önemli ihtiyaçlar duyulduğunu
belirterek, Kırtay İstif Makinaları
olarak uzun ve kısa vadeli kiralama
hizmetlerinin dışında,müşterilerine,
forklift satın alımı , ekipman hizmeti
alan firmalara ayrıca bakım ve onarım
hizmeti sağlanması , yedek parça,
forklift lastiği ve transpalet ihtiyaçlarının karşılanmasında en ekonomik ve
hızlı çözümü üreterek, müşterilerinin
çözüm ortağı olmayı hedeflediklerini
ifade etti.
Kimberly-Clark Ünsped
Global Lojistik işbirliği
Lojistik sektöründe iş ortaklarının
rekabetçiliğine katma değerler
sağlayan Ünsped Global Lojistik,
Kimberly-Clark Türkiye’nin ihtiyacı
doğrultusunda sağladığı çözüm
önerileri ile, dünyada önde gelen hızlı
tüketim markalarını portföyünde bulunduran Kimberly-Clark Türkiye’ye
yüksek kalite standartlarında entegre
lojistik hizmet çözümleri sunuyor.
Kimberly-Clark bünyesinde yer alan
ve KOTEX ve HUGGIES gibi lider
markaların tedarik zinciri yönetimlerinin gerçekleştirildiği UGL Orhanlı
Depo’da . iş geliştirme ekibi, standart
depo yönetim sistemlerinin uyarlanmasına ek olarak, operasyonel
verimliliği en üst seviyeye taşımak ve
sürekli gelişimi desteklemek için de
çalışıyor. Bu sayede operasyon sistem
üzerinden verimli şekilde yürütülüyor
‘gerçek zamanlı’ ölçülebilen ‘anahtar
performans göstergeleri’ ile sonuçlar
anlık izlenip, gerektiğinde müdahale
edilebiliyor. Kimberly-Clark’ın Türkiye
Müşteri Hizmetleri ve Lojistik Müdürü Nihan Çardaklı ‘’Kimberly Clark,
globalde kurumsal kültürü ile insana
ve çevreye önem veren bir anlayışı
benimsemektedir. Ünsped Global
Lojistik, ihtiyaç ve taleplerimize kalite
standartlarımız çerçevesinde entegre
lojistik hizmet çözümleri sunarken
sürekli gelişimi desteklemek için de
çalışıyor. Amacımız lojistikte harcamalarımızı optimize ederek ürünlerimizin
pazardaki rekabet gücünü artırmak.”
Kurulan işbirliği sayesinde kapasite
fazlası depolama maliyetlerini de
minimize ettiklerini ve büyük oranda
tasarruf ettiklerini söyleyen Çardaklı
tüm süreçte proje kapsamında gösterilen özveri için ekibine ve Ünsped
Global Lojistik Depolar Koordinatörü
Atilla Sarıkaya’ ya teşekkürlerini sundu.
12. Üniversiteler Arası Lojistik Vaka
Yarışması kazananları belli oldu
Mars Logistics ve Loder işbirliği ile
düzenlenen 12. Üniversiteler Arası
Lojistik Vaka Yarışması 2015 Finali
sunumları 1 Haziran 2015 tarihinde Beykoz Lojistik Meslek Yüksek
Okulu Çubuklu Kampüsünde ve
Ödül Töreni ise aynı gün akşamı
Limak Eurasia Oteli’nde gerçekleştirildi. 65 farklı üniversiteden A
kategorisinde 49, B kategorisinde
105 ve C kategorisinde 38 olmak
üzere toplam 192 takımın katıldığı yarışmada finale kalan 6 takım
arasından ödüller, kazanan 3 ayrı
kategorinin birincilerine verildi. Bu yıl
ki yarışmanın final vakası konusu ise
“Otomotiv Lojistiği oldu. Akademisyenlerin, sektör uzmanlarının
Temmuz 2015
ve Loder temsilcilerinin jüri üyesi
olarak yer aldığı yarışmada amaçlanan, üniversite öğrencilerine lojistik
sektörünü tanıtmak, başarılı öğrencilerin lojistik sektörü tarafından
tanınması, istihdamını sağlamak ve
üniversite-sektör ilişkilerini geliştirmek oldu. 6 takımın üç kategoride
yarıştığı finalde kazananlar ise;
A kategorisinin birincisi İstanbul
Üniversitesi (Ulaştırma ve Lojistik
Programı) – İnanç Duman, Bener
Tezgel, Ebrar Başköylü; B. kategorisinin birincisi Sabancı Üniversitesi
(Endüstri Mühendisliği Bölümü) –
Yıldızhan Koç, Egemen Tali, Kemal
Berkay Tüzün; C. kategorisinin
birincisi ise Celal Bayar Üniversitesi
(Kırkağaç MYO Lojistik Programı)
– Süeda Nevin Üçoğlu, Ulaş Koç,
Ertuğrul Keleş oldu. Ödül gecesinde konuşan Mars Logistics Genel
Müdürü Ali Tulgar; sektörün nitelikli
insan kaynağına ihtiyacı olduğunu
belirterek: “Mars Logistics olarak
lojistik sektörü için çalışmaya devam edeceğiz. Vaka Yarışmasının
sektörün gelişimini desteklediğini
düsünüyoruz” dedi.
27
Michelin doğal lastik için çalışıyor
Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, Barito Pacific Grup
ve sivil toplum örgütü WWF işbirliğiyle ortak başlattığı girişim ile çevre
dostu kauçuk üretimini destekliyor,
88 bin hektar alanı ağaçlandırıyor.
İşbirliği kapsamında 55 milyon
dolarlık bütçe ayıran Michelin, doğal
kauçuk üretimini desteklediği doğal
hayatın devamını desteklemek için
geliştirdiği proje ile 16 bin kişiye
istihdam sağlıyor. nWWF ile birlikte
yürütülecek proje, sürdürülebilir
doğal kauçuk üretimi sağlanması
için en etkin yöntemlerin geliştirilmesini amaçlıyor. Orman kaybının
yoğun olduğu bölgelerde Michelin,
Barito ve WWF önderliğindeki yerel
koordinasyonlarla koruma yaklaşımlarının geliştirilmesi sağlanıyor.
Bölgeye özgü bitki örtüsü ve
hayvan yaşamının devamını önemseyen Michelin, proje sayesinde
kauçuk ağacının doğal yöntemlerle
yetiştirilmesini sağlarken doğaya
olan borcunu da ödüyor.
İhracatın lideri Pirelli oldu
Pirelli, TİM’in açıkladığı 2014 yılı
ihracat sıralamasında lastik firmları
arasında ilk sırayı aldı. 61 bin ihracatçı
firmanın katıldığı Türkiye listesinde 32.
sırada yer alan Türk Pirelli, otomotiv
sektöründe ise sekizinci sırada kendisine yer buldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM)
verilerine göre otomotiv sektöründe
sekizinci, lastik sektöründe ise geçtiğimiz yılda da olduğu gibi lider olduklarını ifade eden Türk Pirelli CEO’su Mete
Ekin, bu anlamda Türkiye ekonomisine çok önemli bir katkı sağladıklarını
ve bundan büyük gurur duyduklarını
belirtti. Ekin, 40 bin adet F1 olmak
üzere 280 bin adet motorsporları
lastik üretimi ve ihracatı gerçekleştirildiğini söyledi. 2000 kişilik bir
istihdam sağlayan İzmit Fabrikası’nda
gerçekleştirilen üretimin yüzde 60’lık
bölümünün ağırlıklı Avrupa ülkelerine
ihraç edildiğini belirten Ekin; “2014
yılında ihracat gelirlerimiz yüzde 2,5
artışla, 682 milyon TL’ye ulaştı. En
çok ihracat yaptığımız ülkeler ise
sırayla İtalya, Almanya ve İspanya
oldu” dedi.
Brisa Avrupa’nın
lideri oldu
İngiltere’de CIR Magazine tarafından
17 yıldır düzenlenen İş Sürekliliği
Ödülleri’nde (CIR Business Continuity Awards 2015) “Yılın İş Sürekliliği
Stratejisi” kategorisinde büyük ödüle
Brisa layık görüldü. Değerlendirmede sekiz global rakibini geride bırakan Brisa’nın iş sürekliliği yaklaşımı;
BP, General Motors, GE Capital ve
Deutsche Bank gibi şirketlerin iş sürekliliği ve risk yönetiminden sorumlu üst düzey yöneticilerden oluşan
bağımsız jüri tarafından değerlendirildi. 11 Haziran’da Londra The
Grosvenor House’ta düzenlenen
galada ödülü sunan jüri, Brisa’nın
iş sürekliliği stratejisini, operasyonel
standartlarını ve raporlama sistemini övgüye layık görerek, Brisa’nın
büyük ödülü kazandığını açıkladı.
CIR İş Sürekliliği Ödülleri, risk
yönetimi ve iş sürekliliği konusunda
Avrupa’nın en prestijli yayınlardan
biri kabul edilen CIR Magazine tarafından 17 yıldır düzenleniyor. Brisa
Genel Müdürü Hakan Bayman,
ödülün ardından şu değerlendirmede bulundu:
“İş sürekliliği alanında dünyada verilen sayılı ödüllerden birini almaktan
dolayı Brisa ailesi olarak büyük bir
gurur ve mutluluk duyuyoruz. Global
yolculuğumuzda önemli bir iz daha
bıraktığımıza inanıyoruz. ‘“Yolculuğunuzun geleceğini tasarlama”
vizyonu ile sürdürülebilirliği, inovasyonu ve girişimcilik ruhunu tüm
iş süreçlerine entegre eden Brisa
olarak iş sürekliliğinde Avrupa’nın en
iyisi olduğumuzu bir kez daha ispatladık. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızla
ortaya koyduğumuz iş sürekliliği
stratejimiz, kurumsal girişimcilik
kültürümüz, yüksek operasyonel
standartlarımız ve yaygın raporlama
sistemimizi uluslararası bir platformda en üst düzeyde tescil ettiğimiz
için mutluluk duyuyoruz.”
Temmuz 2015
28
KONFERANS
Pegasus Kargo ve BAÜ’den
üniversite-sanayi işbirliği
Pegasus Kargo ve Bahçeşehir Üniversitesi 8 Ekim’de uluslararası bir lojistik
konferansı gerçekleştirecek. Pegasus Kargo Kargo Direktörü Aydın Alpa, Pegasus ailesi olarak sektör-üniversite iş ve güç birliğinin şart olduğunu ifade
ediyor. Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Necip Çakır da üniversite olarak sektörler ve bu sektörlere yön veren
duayenlerle öğrencilerini buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurguluyor.
Lojistik sektörüne verdiği destek-
le adından söz ettiren Pegasus Kargo,
Bahçeşehir Üniversitesi ile 8 Ekim’de
uluslararası bir konferansa imza atacak. Yerli ve yabancı konuşmacıların
yer alacağı konferansta öğrenciler,
konferansa katılacak firmaların yetkilileri ile tanışma imkanına sahip olacak.
Konuyla ilgili görüş aldığımız Pegasus
Kargo Kargo Direktörü Aydın Alpa,
“Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) İktisadi
Temmuz 2015
ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Sayın
Prof. Dr. Necip Çakır hocamızla 2 yıl
önce uluslarası taşımacılık ve lojistik
ile ilgili bir planlama yaptık. Pegasus
Kargo ve Bahçeşehir Üniversitesi
ortak yapımı olan bu konferans, genel
olacak. Sadece hava taşımacılığı
olmayacak bu konferansta” diyor.
Pegasus Kargo olarak ülkemizin daha
kaliteli bir eğitimle donatılması gerektiğine inandıklarını ifade eden Alpa,
eğitimin hayatın her alanında şart
olduğunun altını çiziyor. Alpa, firma
olarak bu bilinçle hareket ettiklerini ve
eğitim konusunda üstlerine düşeni
yerine getirmeye gayret ettiklerini ve
bundan böyle de edeceklerinin altını
özellikle çiziyor.
Alpa: Eğitimin deneyimle
birleşmesi şart
Pegasus Kargo olarak amaçlarının
29
bu sektörde okuyan genç beyinlere
sadece kitaptan değil, gerçek hayat
tecrübelerinden de nasıl faydalanılabileceğini göstermek olduğunu ifade
eden Alpa, “Sektörümüze emek
vermiş en üst seviyedeki insanlar
buraya konuk olacak ve öğrenci
arkadaşlarımız bu kişilerden istifade
edecekler. Son yaptığımız konferansta sırf biz 6 kişiyi firma olarak işe
aldık. Ve bu kişilerden 4’ü çok iyi yere
geldirler. Bu konferanslar öğrencileri
son derece motive eden faaliyetlerdir.
Öğrencilerimiz yerli, yabancı birçok kişi
ve insan kaynakları bölümü ile tanışma
imkanına sahip olacak. Bu, öğrencilerimiz için çok iyi bir fırsattır” diyor.
Üniversitelerde de ders veren Alpa, ülkemizde üniversite ve sektör arasında
ciddi bir boşluk olduğunu; öğrencilerin
sektördeki deneyimli kişilerden çok
şey öğrenebileceğini ifade ediyor.
Ülkemizi ve sektörümüzü
gençlerimize emanet edeceğiz
18 yaşından itibaren sektörde çeşitli
kademelerde çalıştığını ifade eden
Alpa, “Gençler bizim her şeyimiz. Ben,
gençlerimize çok inanıyor ve güveniyorum. Ülkemizi de sektörlerimizi
de nasıl olsa gençlerimize emanet
etmeyecek miyiz? O halde bizlere
düşen gençlerimizin önünü açmaktır.
Pegasus Kargo ve Bashçeşehir Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen bu
konferansla gençlerimiz kendi alanının
belki de en yetkin isimleri ile iletişime
geçebilecekler. Gençler, sadece
okulda, kitap-defter üzerinde eğitimlerini tamamlayamaz. Tamamlasa bile
bir yönü eksik eğitim olur. Pegasus
ailesi olarak biz ‘uygulamalı eğitim’in
şart olduğunu düşünüyoruz” diyor. 32
yıllık uluslararası çalışma hayatındaki
deneyimlerini gençlere her fırsatta
aktardığını ifade eden Alpa, Pegasus
Kargo olarak bu seminerlerin 4’üncüsünü başarıyla gerçkeleştirdiklerini ve
bu seminerlerin 2016 yılında da farklı
üniversitelerde gerçekleştirileceğini
sözlerine ekliyor. 2015 yılının hava
kargo alanında kendileri adına son
derece olumlu geçtiğini ifade eden
Alpa, 2015’te durgunluk beklediklerini
ama 2015’in hedefledikleri rakamların
üzerinde geçtiğini de vurguluyor.
Çakır: Üniversite-Sektör
iş ve güçbirliği önemli
Bahçeşehir üniversitesi olarak uygulamalı eğitim ile öğrencilere fayda
sağlamayı amaçladıklarını ifade eden
Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Necip Çakır, “Üniversiteler,
hem akademik dünya açısından
hem de iş dünyası açısından son
derece önemli yerlerdir. Bahçeşehir
Üniversitesi olarak ülkemiz üniversite eğitiminde öncü olmak gibi bir
misyonumuz var. Üniversite olarak
öğrencilerimize A’dan Z’ye komple
bir eğitim hizmeti sunmak istiyor
ve çalışmalarımızı bu doğrultuda
ilerletiyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
yeni açıldı. Bu fakültemizi açarken
sektör-üniversite iş ve güçbirliğini en
iyi şekilde öğrencilerimize sunmayı
hedefledik. Bundan yaklaşık iki yıl
önce Pegasus Kargo Kargo Direktörü Aydın Alpa ile bir araya geldik ve
üniversite-sektör işbirliğini gerçekleştirmemiz gerektiğini planladık. İki yıl
sonra ise bu planımızı 8 Ekim 2015
tarihinde gerçekleştiriyor olacağız.
Bahçeşehir Üniversitesi Konferans
Salonumuzda gerçekleştirilecek olan
bu konferansta öğrencilerimiz uluslararası bir konferansı izleme, birebir
yaşama ve gözlemleme şansına
sahip olacalar. Akademi ve iş dünyamızın önde gelen isimleri bu konferansta buluşacaklar. Pegasus Kargo
ve özellikle Pegasus Kargo’nun
Kargo Direktörü Sayın Aydın Alpa’ya
teşekkür etmek gerekir. Çünkü bu
tür etkinliklere sponsor olup öğrencilerimize eşine az rastlanır bir deneyim
sunuyorlar” diyor. Konferansta hava
ve kara lojistiği olacağını ifade eden
Çakır, lojistiğin öneminin günümüzde
çok daha iyi görülebildiğini belirtiyor.
Prof. Dr. Çakır, lojistiğin bu son se-
çimlerde bile parti programlarında yer
aldığını ve seçimlerde adeta belirleyici
bir kelebek etkisine sahip olduğunu
vurguluyor. Öğrencilerin geleceğe
atılmaları noktasında çok iyi derecede
yönelndirilmeleri gerektiğini ifade eden
Çakır, ülkemizde lojistik kentlerin bir
an önce hayata geçirilmesi gerektiğinin elzem olduğunu da vurguluyor.
Çakır, ülkemizin jeostratejik konumundan kaynaklı lojistik üs olma yolunda
önemli avantajlara sahip olduğunu
ifade ederek ülkemizde çok önemli
bir genç nüfusun bulunduğunu ve bu
nüfusun değerlendirilmesi gerektiğini
de belirtiyor. Prof Çakır son olarak
şu bilgileri veriyor:“Türkiyenin lojistik üs olmaya ihtiyacı var. Orta gelir
tuzağından bu şekilde kurtulabiliriz.
Lojistik kentler ve ek projelerle Türkiye
orta gelir tuzağından kurtulacaktır.
Bahçeşehir Üniversitesi olarak bin
500 tane yerli ve yabancı şirktlerimiz
var. Burada o şirketlere yükseklisans
ve doktora olarak yardımcı oluyoruz.
Onlardan da öğrencilerimize staj ve iş
konusunda yardımlar talep ediyoruz.
Aydın Bey gibi yöneticilerin markalı
dersler vermesi öğrencilerimiz adına
çok önemlidir. Öğrencilerimizin okulu
bitirmeden sektörün nabzını bilmesi
gerekiyor. Yönetim-Bilişim sistemleri
üzerine bir lojistik bölümü kurduk
ve geleceğin lojistiğinin de yönetim
bilişim sistemlerinde gizli olduğunu
düşünüyoruz. Tedarik zincirinde ve
ürün kopmamasında bu sistem çok
önemlidir. Yönetim-Bilişim sistemleri
sadece üniversitelerden olacak bir
olay değil, sektörden bu konuda destek bekliyoruz ve sektöre her zaman
kapımız açık.”
Temmuz 2015
30
DOSYA
Sektör 2015’in ilk yarısından
memnun değil
Lojistik sektörü uzun yıllara dayanan ve deyim yerindeyse ‘kronikleşmiş’ sorunlarla uğraşıyor. Bir türlü aşılamayan bu sorunlar ‘eşit rekabet’ edebilmemizin
önündeki en büyük engel. UND, bu sorunları katıldığı bütün platformlarda çözüm
yollarıyla beraber dile getiriyor. Kotalar, vizeler, keyfi bekletmeler, sınır kapılarındaki yığılmalar gibi kronik sorunlarımıza yabancı plakalı araçların taşıma ve sefer
sayılarındaki artış da eklenince işler içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor. 2015’in
ilk yarı değerlendirmesinde lojistikçiye bir dokunduk bin ah işittik...
Ülkemiz uluslararası kara nakliyecileri kota ve vize problemleri,
sınır kapılarında keyfi bekletmeler,
komşularımızda yaşanan gerginlikler,
UBAK belgelerinin ülkemiz adına
dezavantaj oluşturması, şoför davalarında yaşanan olumsuzluklar gibi
birçok sorunla uğraşıyor. Yıllardan beri
süregelen bu kronik hastalıklarımıza
bir de ‘yabancı plakalı araçların taşıma
yapması’ eklenince işler ülkemiz uluslararası karayolu taşımacıları açısından
içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği,
yıllardan beri ‘öğrenilmiş çaresizlik’
olarak adlandırılan bu durumu her
platformda yetkililere aktararak çözüm
istiyor. UND, çözüme giden yolda
kendi görüşlerini profesyonel ekibi ile
kamu’nun gerekli kesimlerine aktararak neyin ne zaman, nasıl ve nerede
Temmuz 2015
yapılacağını raporlar halinde sunuyor.
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu, ülkemizin jeostratejik konumundan dolayı ‘lojistik üs’ olmaya
aday olduğunu ifade ederek lojistik
köylerin süratle kurulması gerektiğinin
altını defaatle çiziyor. Nuhoğlu, 10. 5
Yıllık Kalkınma Eylem Planı içerisinde
lojistik sektörünün devlet tarafından
resmi bir şekilde tanımlandığını belirterek Taşımacılktan Lojistiğe Dönüşüm
Eylem Planı gibi önemli gelişmelerin
sektörü umutlandırdığını fakat beklenen adımların bir türlü atılamadığını
ifade ediyor.
Yabancı taşımaların payı artıyor
Türkiye, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir ihracat
rakamını hedefliyor. Bu rakamın
gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği
konusunda uzmanlar ikiye ayrılmış
durumda. Kimi uzmanlara göre bu,
bir hayal; kimi uzmanlar ise bu rakamın gerçekleştirilebilmesinin mümkün
olduğunu ifade ediyorlar. Uzmanların
bu konuda hemfikir olduğu ortak
nokta ise ‘Lojistik.’ Lojistik süreçler
olmadan 500 milyar dolarlık bir rakam mümkün değil. Bu konuyla ilgili
olarak UND Yönetim Kurulu Başkanı
Nuhoğlu, hizmet sektörleri içerisinde lojistik sektörünün turizmden
sonra en büyük payı aldığını söylüyor.
Nuhoğlu, 500 milyar dolarlık ihracat
hedeflerinde ise ‘yabancı taşımaların
payının arttığını’ belirterek, ürün ihraç
ederken hizmet ithalatı yapıldığını
ve bunun ihracat odaklı büyümeyi
kendine hedef edinmiş bir ülkeye dezavantaj sağlayacağının altını özellikle
çiziyor.
31
Nuhoğlu: 2014’te sektör olarak çok çalıştık
ama uygun ortamı bulamadık
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2014
yılında sektörün çok çalıştığını fakat
uygun ortamın bulunamamasından
dolayı istenilen büyümenin gerçekleştirilemediğini ifade ediyor.
Nuhoğlu, bireysel performansların şirketlerin performanslarının
büyümek için önemlidir ama tek
başına yeterli olmadığını; bunun yanında uygun bir ortamın da olması
gerektiğinin altını çiziyor. Yürütülen
politikaların, uluslararası ilişkilerin
ülkenin ve firmaların büyümesi
için önemli olduğunu ifade eden
Nuhoğlu, başarının kişi merkezli
olmadığını bunun için siyasi ve
ekonomik ortamlar da gerektiğini
vurguluyor.
Başarı kişi merkezli değildir,
siyasi ve ekonomik ortamlar
gerekiyor
Türkiye pazarının son derece önemli
ve büyümeye yatkın bir pazar olduğunu ifade eden Nuhoğlu, başarının
birey ya da şirket merkezli olamayacağını belirtiyor.Büyümek için hazır
kıta bekleyen sektörler olduğunu
ama bir türlü o ivmeyi yakalayamadıklarını söylediğimizde Nuhoğlu, şöyle konuşuyor: “O ivmenin
yakalanamamasının nedeni de biraz
önce söyledim. Türkiye’de lojistik
altyapısı çok güçlü. Ama lojistiğin
daha iyiye taşınabilmesi ve görevini
yapabilmesi için muhakkak ki;hem
siyasi hem ekonomik olarak uygun
ortamın yaratılması gerekir. Bu
yapılamıyorsa kişisel performansla
ancak bir yere kadar gelinebilir.”
2014’te sektör olarak
büyüdük ama çok daha
iyi işler yapabilirdik
2014’ten büyük beklentilerinin olduğunu, bu beklentilerle kıyaslandığında
kayıp bir yıl yaşadıklarını ifade eden
Nuhoğlu, “2014’te sektör olarak
büyüdük ama çok daha iyi şeyler
yapabilirdik” diyor. 2015’te de seçim
olduğunu söylediğimizde Nuhoğlu;
“Umarız ki, 2015’teki seçim erkene
alınır ve erken biter. Böylece yılın ikinci
yarısını kurtarırız. O anlamda baktığımızda bir belirsizlik var diyebiliriz”
diyor.
2018 öncesi Lojistik
Performans Endeksi’nde
ilk 15’te olacağız
Lojistik Performans Endeksi’nin
son derece önemli olduğuna vurgu yapan UND Başkanı Nuhoğlu,
ilk defa bir hükümetin meclis kararı
ile Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’nde hedef koyduğunu aktararak bunun önemine
işaret ediyor. Dünya Bankası’nın
hazırladığı Lojistik Performans
Endeksi’nde şu an 30. Sırada
bulunuyoruz. Nuhoğlu, 2018
öncesi 15’in altına düşeceğimizi
ifade ediyor. Bu durumun zaten
tek başına bizi hemen perhize
sokacağını, hemen vücudumuzu
güçlendireceğini, hem beyin hem
de fiziksel kapasitemizi artıracağını ifade eden Nuhoğlu, Lojistik
Performans Endeksi’nin 6 tane
kritere sahip olduğunu ifade
ediyor. Ama bunlardan her birinin
altında 100’e yakın eylem planları
olduğunu ifade eden Nuhoğlu,
böylece uluslararası arenada bu
hedeflerle Türkiye’nin kıyaslayabilir
hale geleceğini söylüyor.
Avusturya’da trene
binmemiz zamanın
önündeki en büyük sorun
UND Başkanı Nuhoğlu, sektör olarak
eşit şartlarda rekabet edibilmek amacında olduklarını ifade ederek yabancı
araç sorunun hala sektörün en büyük
sorunu olduğunu söylüyor. Nuhoğlu,
yabancı araçların sahip olduğu bazı
yetkinliklere sahip olmadığımızı, son
zamana kadar yönetmeliklerin de bu
sorunun çözümünü desteklemediğini
vurguluyor. Bu konuyla ilgili iki önemli
düzenleme yapıldığını ifade eden Nuhoğlu, hala özellikle zaman açısından
rekabetçi olmadığımızı, yani bir Bulgar
nakliyeciyle rekabet edeceksek hem
onun aynı maliyetini ödememiz, hem
de aynı sürede gitmemiz gerektiğini
belirtiyor. Nuhoğlu, temel sorunumuzun bu olduğunu ifade ederek
Avusturya’da trene binmemizin
zamanın önündeki en büyük sorun
olduğunu vurguluyor.
Temmuz 2015
32
DOSYA
Türkiye’den transit çıkış yapan ülke araçları
Yabancı plakalı araçların ülkemizde yaptığı taşımalar Türk uluslararası nakliyecisini rahatsız ediyor. Nakliyecilerimiz kara kapılarımızda yabancı ihraç taşımalarının payının her geçen gün daha da artmasından rahatsız. 2015 Ocak-Mayıs
aralığında kara kapılarımızdaki son durumu derledik...
Türk lojistik sektörü 2015’in ilk
yarısında istediğini elde edemedi.
Bunun birden fazla nedeni bulunuyor. Bölgemizde yaşanan olaylar,
ticaret kapılarımızı olumsuz etkilemiş görünüyor. Ocak-Mayıs 2014
verileri ile aynı yılın 2015 verilerini
kıyasladığımızda şu sonuçlar elde
ediliyor:
2014 yılında toplam 391 bin 295
ihraç taşıma sayısı bulunuyor. Bu
toplam ihraç taşıma sayılarının 187
bin 854’ünü yabancı taşımalar gerçekleştirirken, 203 bin 441’ini Türk
taşımaları gerçekleştirdi. OcakMayıs 2014’te Batı Kara (KapıkuleHamzabeyli-İpsala) Kapıları’mızda
82 bin 1 Türk aracı Türkiye’den
ihracat gerçekleştirirken toplamda
bu ihraç sayısı 156 bin 821’e denk
geliyor. 2015’in Ocak-Mayıs Batı
Kapıları’mızdaki durumuna göz
atıldığında toplam 150 bin 110
aracın ihraç taşımaları gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu sayının 78 bin
309’unu Türk ihraç araçları gerçekleştirirken yabancı taşımaların
payının ise 71 bin 801 olduğunu
görüyoruz. 2014 yılında Kapıkule
Sınır Kapısı’nda 202 bin 991 toplam
ihraç geçiş sayısı bulunuyor. Bu
sayılardan 111 bin 546’sını Türk
araçlar oluştururken 91 bin 945’ini
yabancı plakalı araçlar gerçekleştiriyor. 2014 yılında Hamzabeyli Sınır
Kapısı’nda toplam 130 bin 20 geçiş
sayısı bulunuyor. Bu sayılardan
54 bin 585’ini Türk plakalı araçlar
oluştururken 75 bin 435’ini yabancı
plakalı araçlar gerçekleştiriyor. 2014
yılında İpsala Sınır Kapısı’nda 59 bin
284 toplam ihraç taşıması gerçekleşiyor. Bu sayının 37 bin 310’unu
Türk plakalı araçlar oluştururken 20
bin 974’ünü yabancı plakalı araçlar
gerçekleştiriyor. 2015 yılında aynı
kapılara baktığımızda Kapıkule’de
toplam 82 bin 138 ihraç taşımanın
yapıldığı görülüyor. Burada Türk
Temmuz 2015
plakalı araçlarını taşıma sayısının 44
bin 864 olduğu gözlenirken yabancı
plakalı araç taşıma sayısının 37 bin
274 olduğu gözleniyor. Hamzabeyli
Sınır Kapısı’nda 2015 Ocak-Mayıs
aralığında toplamda 43 bin 755
ihraç taşıma sefer sayısının olduğunu görüyoruz. Toplam taşımanın 18
bin 792’sini Türk araçlar gerçekleştirirken 24 bin 963’ünü yabancı
plakalı araçlar oluşturuyor. Burada
yabancı plakalı araçların ülkemiz
araçlarını sayısal olarak geçtiğinin
de altını çizmek gerekiyor. İpsala
Sınır Kapısı’nda ise Ocak-Mayıs
2015 aralığında toplam 24 bin 217
ihraç taşıması gerçekleştirilmiş durumda. Bu toplam rakamın 14 bin
653’ünü Türk araçları oluşturuken 9
bin 564’ünü yabancı plakalı araçlar
gerçekleştiriyor.
Doğu Kara Kapılarımız (SarpGürbulak-Dilucu-EsendereTürkgözü)’da 2014 yılında toplamda 279 bin 981 ihraç taşıması
gerçekleştiriliyor. Türk araçlar, 209
bin 288 ihraç taşıma gerçekleştirirken yabancı plakalı araçlar 70
bin 693 ihraç taşıması gerçekleştiriyor. Doğu Kara Kapılarımız’da
Ocak-Mayıs 2014’te toplamda
109 bin 37 ihraç taşıması gerçekleştiriliyor. Türk plakalı araçlar 80
bin 986 taşıma gerçekleştirirken
yabancı plakalı araçlar 28 bin
51 taşıma gerçekleştiriyor. 2015
Ocak-Mayıs aralığında Doğu Kara
Kapılarımız’da toplamda 104 bin
422 ihraç taşıması gerçekleşiyor.
Bunlardan 77 bin 195’ini Türk
plakalı araçlar gerçekleştirirken 27
bin 227’sini yabancı plakalı araçlar
oluşturuyor.
Güney Kara Kapılarımız (HaburCilvegözü-Öncüpınar-Nusaybin)’da
2014 yılında toplamda 696 bin 133
ihraç taşıması gerçekleştiriliyor.
Türk plakalı araçlar 680 bin 360 ihraç taşıma gerçekleştirirken yabancı plakalı araçların taşıma sayısının
15 bin 773 olduğunu görüyoruz.
Güney Kara Kapılarımız’da 2014
Ocak-Mayıs döneminde toplamda 327 bin 37 ihraç taşımasının
gerçekleştirildiğini görüyoruz. Türk
plakalı araçlar, 315 bin 880 taşıma
gerçekleştirirken yabancı plakalı
araçlar 11 bin 157 ihraç taşıması gerçekleştiriyor. Güney Kara
Kapılarımız’ın Ocak-Mayıs 2015
aralığında toplamda 271 bin 727
ihraç taşıması gerçekleştiriliyor.
Bu taşımalardan 268 bin 734’ünü
Türk plakalı araçlar yaparken 2 bin
993’ünü ise yabancı plakalı araçlar
oluşturuyor.
33
Türkiye’de transit çıkış yapan taşıt ülkeleri
Temmuz 2015
34
DOSYA
Şener: Kara adam değil
kara adamıyız,
TIR şoförü turist değildir
UND, vize uygulamalarındaki
haksızlıkları bütün platformlarda
dile getirerek bu konunun ivedilikle
çözüme ulaşmasını istiyor. “Malların
serbest dolaşımı” ilkesinin everensel
geçerliği olduğunu ifade eden UND
yetkilileri, Türkiye karayolu taşımacılarına karşı dayataılan kotaların, vizelerin, keyfi bekletmelerin ve daha
birçok engelin ortadan kaldırılarak
‘eşit rekabet’ edilebilmesini talep
ediyor. UND, vize uygulamalarında
karşılaşılan sıkıntılar ve Schengen
Bölgesi’nde 6 ay süreli vizelerde
uygulanan 90 günlük kalış süresi
kısıtlamaları ile ilgili AB ve Dışişleri nezdinde de yoğun çalışmalar
başlatmıştı. Birçok AB ülkesinden
sürücüler, ülkemize vizesiz ya da
gümrük kapısından vize alarak gelebilirken Türk sürücüler AB ülkelerine
mal götürebilmek için vize kuyruklarında bekletiliyor. AB ülkeleri turist
muamelesi yaptığı sürücülerden her
seferinde 22 farklı evrak getirmesini
istiyor. Vize alınması için şart olan
davetiye, gerekçesi AB yetkilileri
tarafından da açıklanamayan bürokratik bir zorluk. Bir AB ürününü
Afganistan’a taşıyacak bir Türk sürücü öncelikle Fransa’ya gidebilmek
için bir davetiye bulmak zorunda
kalıyor. Altı aylık vize alan bir sürücü
Schengen bölgesinde en fazla 90
Temmuz 2015
gün kalabiliyor. 20 yıl önce 1 milyon
300 bin kilometrekare olan Schengen alanı genişleyerek 4 milyon
500 bin kilometrekareye ulaştı. Bu
bölgede çalışan sürücülere 90 gün
kalış yetmiyor. Dört ayda 90 günü
dolduran sürücü yeni vize alabilmek
için gidip evinde 2 ay beklemek
zorunda kalıyor.
Pilotlar ve gemi kaptanlarına
uygulanan muamele
şoförlerimize de uygulanmalı
Konuyla ilgili UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener; “Pilotlar, gemi
kaptanları nasıl vizesiz seyahat
edebiliyorsa uluslararası taşıma
yapan TIR sürücüleri de aynı şekilde
muamele görmelidir. Türkiye ile AB
arasında görüşmeleri süren geri
kabul anlaşması çerçevesinde ‘sürücüler’ işadamlarından farklı bir grup
olarak tanımlanmalıdır. Batı ülkelerine taşıma yapan ve yıllardan bu
ülkelere gidip gelen iltica etmek gibi
bir amacı olmayan yaklaşık 25 bin
TIR sürücüsü artık vize zulmünden
kurtarılmalıdır. Kazanılan Mehmet
Soysal Davası ile TIR sürücüleri
Almanya, Hollanda ve Danimarka’da
hizmet sağlayıcı olarak tanımlanmış ve sürücüler bu ülkeler uçarak
gidemeyeceği için kazanılan dava
davize kuyruklarında çekilen zulme
UND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener
bir çare olmamıştır. Bu soruna kalıcı
bir çözüm bulmak için UND olarak,
AB nezdinde en üst makamları
ziyaret ederek konuyu değerlendirdik, ‘AB Komisyonu’nun, AB
içinde sık seyahat eden gösteri
sanatçıları, akademisyenler gibi
belirli kesimlere uzun süreli ve çok
girişli vize düzenlenmeyi planladığını, özellikle çok sık seyahat eden
kişilere yönelik olarak kolaylaştırma
çalışmalarının başlatıldığı bilgisini
aldık. AB yetkilileri ayrıca ‘Türkiye
ile AB arasında yürütülen Geri
Kabul Anlaşması kapsamında
sürücülerin işadamları dışında bir
grup olarak tanımlanması ve geri
kabul anlaşması sürecinin sonunu
beklemeden önce ilk aşamada vize
kolaylığı sağlanması’ talebimizi de
reddetmeyip not etmiştir. Konuyla
ilgili Dışişleri Bakan Yardımcımız
Sayın Naci Koru’yu da makamında ziyaret ederek AB nezdinde
yaptığımız görüşmelerin sonuçlarını,
AB yetililerinin değerlendirmeleri ve
izlenimlerimizi paylaştık. Geri Kabul
Anlaşması kapsamında sürücülerimizin vize problemi öncelikli olarak
ele alınması gerektiğini kendilerine
ilettik. Sayın Bakan Yardımcımız,
zaten konuya çok hakim. Sürücü
vize probleminin önemi ve bir an
önce çözülmesi konusunda bizimle
hemfikir. Konu AB müzakerelerinde
gündeme getirilecek” diyor. Lojistik
sektörünün hangi yetkilisine, oyun
kurucusuna, çalışanına konuyu sorsak hepsinde de benzer cevaplar
var: “Türkiye’ye karşı eşit olmayan
bir ayrımcı tavır takınılıyor.” Takınılan
bu tavır 2015 yılının ilk yarısını da
olumsuz etkiledi. 2015 yılının ilk
yarısını lojistik sektörümüzün önemli
isimleri ile değerlendirdik.
35
Açıkgöz: Yapılması gerekenler
‘seçim sonrası’na ertelendi
“Firmamız adına 2015 yılının
ilk yarısı maalesef kötü geçti. Bu
durumun nedenlerine baktığımızda,
bu nedenleri birkaç başlık altında
toplayabiliriz. Öncelikle, zaten global
bir kriz beklentisi ve durağanlık piyasada kırılganlık oluşturdu ki hala bu
durum geçerliliğini sürdürüyor. Bunun
yanı sıra ülke gündemine hakim olan
genel seçim havasını eklediğimizde,
yapılması gerekenler, aksiyonlar
büyük çapta ‘Seçim Sonrası’ na atılarak ertelendi. Tabi diğer bir yandan
komşu ülkelerde yaşanan sıkıntılar
ve ‘sıfır sorun’ politikasıyla çıktığımız
yolda ‘sorun politikası’ na dönmesinin
de katkısı büyük oldu. Genel gidişata
başka bir açıdan yaklaşmak istersek,
ilk yarı ihracat verilerindeki ortalama
olarak yüzde 8’lik düşüş de durumu
özetler niteliktedir. Her ne kadar
seçimlerden sonra bu gidişatın değişeceği gibi bir beklentimiz oluştuysa
da, ‘Seçim Sonrası’ na gelindiğinde, hükümetin halen kurulamamış
olması ayrı bir belirsizlik ortamı yarattı.
Yapılması planlanan yatırımlar askıda
kaldı. Güvensizlik ortamı hakimken
devletten daha doğrusu hükümetten
kötü gidişata ‘dur’ diyecek nitelikte
düzenleme, kanun ya da herhangi
bir aksiyon alınmaması bir yana;
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2 -17
Aralık 2014 ile başlayan süreçte izlenen tutum ve beraberinde çıkarılan
yönetmelik, uygulamalar özellikle
bölgemizde yangına körükle gitme
tabiriyle örtüşen bir kriz yönetimi
sergiledi. Maalesef ki sektörü bu kötü
şartlarda tek başına bırakmaktadır.
Mustafa Açıkgöz/Açıkgöz
Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı
Derneğimize özellikle bu gibi zor zamanlarda her zamankinden daha çok
ihtiyaç duyulmaktadır. Son dönemdeki
çalışmalarında da bu bilinçli hareket
ettiklerini gözlemliyorum. Her zaman
sonuç alamasak da, gün be gün daha
verimli olacağına inanıyorum.”1
Temmuz 2015
36
DOSYA
Değirmenci: 2015 yılını kayıp
ettik, hiç değilse 2016 ve
sonrasının kurtarabilmeliyiz
“Türkiye’yi başarı ile temsil eden bir
lojistik şirketi olmayı hedefleyerek,
2015 yılında da yatırımlarımıza hızla
devam etmekteyiz. Son olarak Mayıs
2015’te kurduğumuz Ekol Polonya
ile Avrupa’da bulunduğumuz ülke
sayısını 10’a yükselttik. Bu yıl içerisinde, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’yı da
açarak sayıyı 12’ye yükseltmeyi hedeflemekteyiz. Bu yıl, en son teknolojiye
sahip her biri 240 treyler kapasiteli;
Hatche, Paqize, Qezban ve Ayshe
isimlerindeki filomuza Fadiq isimli 5.
gemimizi ekledik. Haydarpaşa-Trieste
hattında çalışacak bu gemimiz ile
birlikte, İtalya hattımız haftada 4 sefere
çıktı. Araç ve Ro-Ro yatırımlarının yanı
sıra Türkiye’deki depolama hacmimiz
de 500 bin metrekareye ulaştı. Aynı
zamanda, bir yatırımcı kuruluş ile
Türkiye’nin en büyük kapalı alanını,
Şekerpınar’da inşa edeceğiz. Arsa
sahibi konumundaki bu yatırımcı, bize
bu alanı kiralayacak. Bu depoda, 60
bin palet-600 bin koli elleçlenebilecek.
Bu yıl Ro-Ro yatırımlarımıza, terminal
projesini de ekledik. İstanbul’da RoRo’larımız için Haydarpaşa Terminali’ni
kullanmaktayız; ancak trafik problemi
sebebiyle yeni bir Ro-Ro terminaline
ihtiyaç duymaktayız. Bu terminal için
Yalova’yı lokasyon olarak belirledik.
Yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırımla
yapılacak olan terminali, yılsonunda
faaliyete geçirmeyi planlamaktayız. Yalova terminalimiz ile trafikten 100 bin
TIR’ı çekmiş olacağız. Bu proje çevre
dostu olup, Avrupa Yakası hareketleri de feribotla sağlanacak, böylece
trafikten ciddi sayıda araç çekilecek.
Hâlihazırda ihtiyacımızı fiziki yapısı
itibarıyla karşılayacak liman olmadığı
için mevcut hacmimizi elleçleyebilecek
Ro-Ro terminaline ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu projemiz yeni bir hacme
ihtiyaca bağlı olarak kurgulanmamaktadır. Dolayısıyla hacim hususunda bir riskimiz bulunmamaktadır.
Türkiye’deki ve Avrupa’daki depolama
alanlarımızla, müşterilerimize hızlı ve
etkili antrepo çözümleri sunmaktayız.
Depo yönetimi hizmet birimi altında sağlanan başlıca çözümlerimiz;
antrepo yönetimi, dağıtım merkezi,
üretim lojistiği, çapraz yükleme (crossTemmuz 2015
docking), katma değerli hizmetler
ve iade yönetiminden oluşmaktadır.
Geniş ve kaliteli depoyla aynı zamanda
gümrük işlemlerimizle akılcı çözümler
sağlamaktayız. Uluslararası arenada, en yeni teknoloji ile donatılmış
dağıtım merkezlerimiz, genç ve
çevreci araç filomuzla; taşımacılık,
depo yönetimi, dış ticaret ve tedarik
zinciri yönetimi çözümlerini müşterilerimize sunmaktayız.
Rekabette elimizi zayıflatan
birçok unsur var
Genel konjonktüre baktığımız zaman
2015 yılının, 2014 yılından çok parlak
geçeceğinden söz edemeyiz. Zira,
global ekonomide yaşanan daralma,
agresif rekabetlerin beraberinde getirdiği kar marjlarının düşmesi ve maliyetlerin artışı, sektörün nefes almasını
zorlaştırmaktadır. Bunların yanında
sektörün hayatını direkt ilgilendiren yasal düzenlemeler sonucu, aylık sefer
sayılarının düşmesi ve sabit maliyetlerin artması da genel performansı düşürmektedir. Giriş ve çıkışlardaki denetimler sonucu yaşanan gecikmeler,
rekabette maalesef elimizi zayıflatan
unsurları oluşturmaktadır. Sektörün
sorunlarına ilişkin beklentilerimiz, ilgili
bakanlıkların sektörün sesine kulak
ve omuz vermesidir. İlgili bakanlıkların
konudaki yaklaşımları da geleceğe
ümitle bakmamızı sağlamaktadır.
2015 yılını kaybetmemek ve hedefleri
küçültmemek için, özel sektör ve
kamunun el ele tutuşarak bir birlik ve
Cavit Değirmenci /
Ekol Lojistik Filo Genel Müdürü
sinerji oluşturması gerekmektedir.
Türk Ekonomisi’nin ve İhracatı’nın
büyümesi, Türk Lojistiği’nin de
büyümesi anlamına gelmektedir. Bu
durum; lojistik sektöründe yeni pazarlara ihracatçı firmalarımızla birlikte
giriş yapma fırsatı yaratmaktadır. Yeni
rotalar, çözümler sunabilen, müşteri
odaklı proaktif stratejiler geliştirebilen
lojistik firmalarının öne çıktığı ve daha
farklılaşacağı bir dönemi yaşamaktayız. Artan maliyet ve servis kalitesi
rekabeti, dış ticaret firmalarımıza da
olumlu yansımaktadır. Yeni pazarlarda varlık göstermeye başlayan Türk
şirketlerinin bu çabalarını, 2014’te
olduğu gibi 2015’te de sürdüreceğini
öngörmekteyiz. Bu sayede Türk
firmaları, Avrupa başta olmak üzere
diğer ülkelerde hizmet ağını genişletmeye devam etmiş olacaklardır.
Bununla birlikte, yabancı yatırımcılar
da Türkiye’de yatırım yapmaya
başladılar. Lojistik, rekabet düzeyi
oldukça yüksek bir sektör. Ülkemizin
her geçen gün yatırım için daha çekici olmaya başlaması sebebiyle yerli
lojistik firmalarının rekabet ortamında
ayakta kalabilmek için faaliyetlerini
37
global bakış açısıyla yürütmeleri gerektiğini düşünmekteyiz.
Bilirkişiler sektörü bilmiyor
Seçim sonrası ortaya çıkan resim;
seçmen iradesinin tek parti iktidarı
değil, meclise dört parti sokarak partilerin bir araya gelmelerini ve koalisyon
hükümeti oluşturmalarından yana
olmuştur. Sürecin bu şekilde tecelli
etmesinin etkilerini, kamuoyu ve tabiki
ekonomi yakinen takip etmektedir.
Bugüne kadar geçen sürece, majör
bir etkisi olmadı; lakin beklenti devam
ediyor. Bundan sonraki süreç bıçak
sırtı, meclise giren siyasi partilerin
çok sağduyulu olması ve sorumluluk
alarak uzlaşma kültüründen yana
tavır almaları kaçınılmazdır. Aksi bir
durumda hükümetin kurulamamasının
etkilerinin altından kalkmakta zorlanırız, hatta kalkamayız. Temennimiz,
bu belirsizliklerin bir an önce ortadan
kalkması ve bizlerin de belirlemiş
olduğumuz rotalarımızda yolumuza
devam etmesidir. Şu an en önemli ve
halledilmesi gereken konular: Sürücü
davaları, vize sorunları ve geçiş belgesi kotalarıdır. Bunlara ilişkin çözüm
önerilerim; uluslararası sürücülerin
görev tanımlarının kanunen yapılması ve özlük haklarının net olarak
belirlenmesidir. Kısaca; hava ve deniz
yollarında görev yapan personellerde
olduğu gibi tanımın net yapılması
gerekmektedir. Mevcut konjonktürde, bilirkişiler, avukatlar ve hakimler
sürece ilişkin farklı yorumlar yapabilmektedirler. Bunun temel sebeplerinden başlıcası bilirkişiler, avukatlar ve
hakimlerin sektörü ve sürücü görev
tanımlarıyla birlikte, çalışma şartlarını
bilmemelerinden kaynaklanmaktadır.
Bu hususta çalıştaylar düzenleyerek,
bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye
gayret gösteriyoruz. Sanıyoruz kısa
sürede, bundan daha başka yapabileceğimiz etkili başlıca bir alternatifimiz
de yoktur. Vize ve geçiş belgelerine
ilişkin haklarımızı uluslararası platformlarda hukuki süreçleri başlatmak ve
muhtelif platformlarda UND olarak açmış olduğumuz standlardaki etkinlikler
ve üste düzeyde yapılan kulis çalışmalarıyla bypss etmeye çalışmaktayız.
UND, ülkemizin en önemli sivil toplum
örgütlerinin başında gelmektedir.
Üstlenmiş olduğu misyonla da sadece
sektörümüz için değil aslında yapılan
bütün mücadeleleri; dış ticaretimizin
önünü açmak, hızını artırmak ve maliyetleri düşürmek için kutsal bir emek
koymaktır. Bundan dolayı çalışmalarını
yakinen takip ediyor ve önemsiyoruz.
Seçim ikliminin artık normale dönmesini ve taşların yerine oturmasını temenni
etmekten başka bir şey diyemiyoruz.
Zira, 2015 yılını kayıp ettik, hiç değilse
2016 ve sonrasının kurtulmasıdır.”
Gül: 2015’te planlamamızı
yapamıyoruz
“İşimiz gereği taşıdığımız ürün, ça-
lıştığımız güzergah, ülkenin yürüttüğü
dış politika hatta uygulanan mevzuatların sektöre etkileri gibi bir çok faktör
işimizi etkilemektedir. 2015 yılından
bahsedecek olursak; bütün araçlarımızın soğutucu frigofirik olması dolayısıyla ilk 6 ayda başlıca taşıdığımız yaş
sebze-meyvenin mevsim boşluğu ve
Rusya’ya yaptığımız taşımalarda geçiş
belgesi kota uygulaması maalesef ki
performansımızı düşürdü. Uygulanan
kotayla ayın ilk 10 günü yüklemeler
yapıyor kalan 20 günde iş yapamıyoruz. Avrupa ülkelerinde mevcut
krizden dolayı da pazar daralması
söz konusudur . Geçmiş yıllara oranla
yüzde 50 olan iş kapasitemiz yüzde
10 seviyesine düşmüştür. Suriye
savaşından dolayı Ortadoğu güzergahı kapalıdır. Bu sebepten Ortadoğu
ülkelerine taşıma yapamamaktayız.
Böylece bütün bu olumsuzluklar içerisinde 2015 yılının ilk 6 ayı için iyi olduğumuz söylenemez. 2015 yılında en
önemlisi planlamamızı yapamıyoruz.
Yeni yatırımlar ve hedefler noktasında
çok temkinli ve dakik davranmaktayız.
Eskiyen araçlarımızı yenilemek ve
yeni pazarlar arayışı ile yol katediyoruz. Bölgemizde uluslararası alanda
çalışan 240’a yakın C 2 yetki belgeli
firmamız söz konusudur. Bu firmalarda 8 bin’e yakın araç ve bu araçlarda
11bin’e yakın sürücü istihdam edilmektedir. Bu araçların yaklaşık yüzde
40’ı frigorifik yüzde 60’ı da tenteli yarı
römorktur. Yarı römork araçlara sahip
firmalarımız yoğunlukla ülkemizden
temin ettikleri yükleri Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler’ine taşımaktadırlar.
Dolayısıyla Suriye kara güzergahının
kapanması sonrasında araçların RoRo gemilerle Mısır üzerinden ve son
günlerde Süveyş Kanalı üzerinden Ortadoğu ülkelerine taşınmaları taşıma
maliyetlerini yüksek oranda yükseltmekle birlikte sefer / gün sayısını da
yükseltmiştir. Bölgemizde en önemli
sorun budur. Bu yükselen maliyetler
ve özellikle bölgemizde üretilen yaş
sebze-meyve ürünlerinin raf ömrü kısa
olması sebebiyle zamanında tüketiciye yetiştirilememektedir. Böylece
taşımalar yön değiştirmiş ihracatımız
konteyner ve deniz yoluyla taşınmaya
başlanmıştır. Ciddi bir pazar kaybımız söz konusudur. Savaş öncesi
Cilvegözü Gümrüğü’nden günlük
çıkış 250 araç seviyesinden günümüzde Ro-Ro ile 25 araç seviyesine
inmiştir. Bölgemizdeki kara taşımacıları ciddi pazar kaybetmişlerdir. Gemi
navlun maliyetleri çok yüksektir. Bu
Kemal Gül/ Gülsan Uluslarası
Tasşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı
hattın desteklenmesi kaçınılmazdır.
Bölgemizdeki frigorifik araçlarla ülkemizde üretilen yaş meyve sebze ihraç
mallarının önemli bir kısmını bölgemiz
nakliyecisi dünyanın birçok pazarına taşımaktadır. Bunların başından
Rusya ve Avrupa ülkeleri gelmektedir.
Ancak geçiş belgelerinde uygulanan
kotalar UBAK belge sayısının kısıtlı
olması ve uygulanan schengen vizesi
başlıca sorunlarımızdır. Bu sorunların
çözülmesi konusunda derneğimizin gayretleri ve bakanlıklarımızdan
çözüm bekliyoruz.
Özellikle orta ve küçük
ölçekli firmalar küçülüyor
Yaptığımız iş gereği hem ülkemizdeki hükümet değişiklikleri hem de
taşıma yaptığımız bütün ülkelerde ki
Temmuz 2015
38
DOSYA
değişiklikler bizleri direkt etkilemektedir. Ekonominin istikrarlı gitmesi
sektörümüz için çok önemlidir.
Başta yatırım araçlarımız genellikle
yurt dışında üretilmekte ve alışı döviz
olarak, sattığımız araçlarımız ise kendi
ülkemizde değerlendirdiğimizden TL
olarak satmaktayız. Dövizdeki dalgalanmalar iki taraflı zararımıza sebebiyet
vermektedir. Navlun gelirlerimizde
de önemli kayıplar yaşamaktayız.
Hepsinden önemlisi kurulamayan
hükümet güvensiz bir ortam yaratıyor.
Atılım ve yatırımlarımı planlayamıyoruz. Sektörümüzün önemine binaen
önündeki her türlü engelin ivedilikle
kaldırılmasını gerekmektedir. Bunların
başında alternatif güzergahlar, Ro-Ro
taşımaları, kotalar, vizeler, pazar kaybı, yabancı araç payı gibi konulardır.
Derneğimiz yönetim ve icra kurullarıyla
ulusal ve uluslararası alanda sektör
adına her türlü sorunda çözüm için
maksimum gayreti göstermektedir.
Sorunların tespiti ve çözüm noktasında kamuyla çok sıkı çalışmalar
yapmaktadır. Ciddi pazar kaybımız
söz konusudur. Özellikle orta ve
küçük ölçekli firmalar küçülmekte ve
maalesef kan kaybetmektedir.”
Geyik: Mevcut sorunlar verimliliğimizi ve rekabet
şartlarımızı olumsuz etkiliyor
“Yılın ilk 6 ayını beklentilerimize
uygun bir ekonomik artış, stratejik
planlarımıza uygun bir büyüme ile tamamlamış bulunuyoruz. Daha önceki
senelerde geliştirdiğimiz iş modelleri
ve yatırımlarımızın karşılığını almaya
başladığımızı görmek bizim açımızdan doğru kararlar verdiğimizin ispatı
olmuştur. Yunanistan’daki ekonomik
krizin, Euro Bölgesi’ni ne şekilde
etkileyeceğini önümüzdeki günlerde
göreceğiz. Uzun yıllardır mücadele
ettiğimiz sorunların başında ‘Geçiş
Belgeleri’ndeki kısıtlamalar, şoförlere
uygulanan vizeler ve kapı geçişlerindeki sorunlar ve zorluklar akla geliyor.
Tüm bu konular verimliliğimizi ve
rekabet şartlarımızı olumsuz etkilemektedir. Seçimlerle ilgili şu an için
genel bir tahminde bulunmak sanırım
çok zor. Önlem almaktansa işimizi iyi
yapmaya devam etmek daha doğru
bir yaklaşım olur. Seçim sonrasi tek
partili dönemin sona ermiş olması ve
henüz hükümetin kurulamamış olması
her ne kadar soru işaretlerine sebep
Temmuz 2015
olsa da, borsa ve ekonomik veriler
bu durumu, şu ana kadar anormal bir
risk olarak algılamadı. Koalisyon çalışmalarının sonucunu ve erken seçim
ihtimallerini görerek sanırım, siyasetin
sektörü nasıl etliyeceğini hep beraber
göreceğiz. Ancak ekonommizin eskisi gibi kırılgan olmadığını da biliyoruz.
Sorunlarımızın tamamı yıllardır süregelen önemli sorunlardır
Sektörümüz adına şu anlık önemli
bir sorun yok; sorunlarımızın nerdeyse tamamı yıllardan beri süregelen
ve önemli sorunlar. Kısaca hatırlamak gerekirse de; haksız rekabet,
şoför sorunu, vize-sınır geçişleri,
orantısız cezalar, belge yetersizliği
ilk akla gelenler. Bütün bunların
çözümü dernek çatısı altında güçlü
bir birliktelikte yatıyor. UND, bu ve
benzeri konularda çok önemli çalışmalar ortaya çıkarıyor. Derneğimizin
çalışmalarının bizzat içinde olan biri
olarak sonuç almaya odaklı planlı ve
programlı çalıştığımızı söyleyebilirim.
Özellikle de Avrupa Birliği nezdinde
Sedat Geyik / Barsan Global
Lojistik Yönetim Kurulu Kara Nakliye
Direktörü
ses getiren aksiyonlarla kısa vadede
sektörümüze olumlu geri dönüşler
aldığımız her nakliyecinin bildiği kazanımlardır. Yine İran taşımalarında da
önemli mesafeler aldığımızı söyleyebilirim. Ayrıca kamu ile kurulan olumlu
ilişkilerle sektörümüze hak ettiği
değerin verildiğine inanıyorum. Tüm
kriz senaryoları ve siyasi belirsizliklere rağmen, şirketimiz açısından bu
seneye umutla baktığımızı söyleyebilirim. Yaklaşık 35 yıllık tecrübemizle
her türlü krizle mücadele etmiş
bir şirket olarak, gerekli önlemleri,
yatırımları ve stratejik kararlarları
gerçekleştirebildiğimizi söyleyebilirim.
Sektörümüz gereği, yerel ve küresel
tüm sorunlarla mücadele etmemiz
ve bunlara bir çözüm bulmamız
gerekmektedir. Tüm senaryoların ele
alınması ve alternatifli çözüm planlarının geliştirilmesi açısından, sektörün
köklü örgütü olan UND’ye gorevler
düşmektedir ve bunun için gerekenin
yapılacağından şüphemiz bulunmamaktadır.”
39
Tulgar: İthalat-ihracat
dengesizliği 2014 yılında olduğu
gibi, 2015’te de devam edecek
“Geçtiğimiz yıl itibarıyla başlayan
ithalat-ihracat dengesizliği bu yılın
ilk yarısında da devam etti. Mars
Logistics olarak yılsonu için ise
yüzde 12’lik bir büyüme hedefledik.
Yıl içerisinde geçtiğimiz yıl olduğu
gibi ihtiyaçlarımız doğrultusunda filo
yatırımına devam ediyoruz. En son
Mayıs 2015’te 200 araçlık bir satınalma gerçekleştirdik. Teslimatın
bir kısmını aldığımız bu filo yatırımı
ile 1920 ünitelik bir araç filosuna
ulaştık. Intermodal taşımacılığın
bir benzerini Avrupa’da başka bir
lokasyonda daha hayata geçirmek
istiyoruz, bu sebeple arayışlarımızı
sürdürüyoruz. Ortağımız Hitachi
ile Uzak Doğu’daki gücümüzü ve
etkinliğimizi artıracak, lojistik trafiğimizi sıklaştırmaya devam edeceğiz.
Ayrıca ihtiyaçlarımız doğrultusunda
depo yatırımlarımıza devam edeceğiz. İstanbul Anadolu yakasında
yeni bir depo daha açıyoruz. 2015
planlarımız arasında yer alan inorganik büyüme için ise şirket görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Türkiye’nin
lojistik master planının hazırlanması
gerektiği hususu uzun yıllardır tartışılmaktadır. Küresel ekonomi içinde
giderek daha önemli bir rol almaya
başlayan ülkemizin ciddi anlamda
bir lojistik master plana ihtiyacı
vardır. 2023 senesinde 500 milyar
dolar ihracat hedefleyen ülkemizde, bu hedeflerimize ulaşmak için
lojistik sektörünün zayıf yönleri ve
altyapı eksikliklerinin net olarak tespit edilip, nasıl iyileştirilmesi gerektiğinin planlanması gerekmektedir.
Gelişmiş ülkelerin lojistik sektörleri
ile kıyaslamalar yapmak gerekmektedir. Lojistik sektöründeki
tehditlerinin tespit edilip, kaldırılması
ve önlenmesi hem sektör içinde
hem de hükümet bazında planların
oluşturulması ve hayata geçirilmesi
gerekmektedir. Kara, hava, deniz
ve demiryolu taşımacılıkları tüm
yönleri ile tekrar gözden geçirilip
ülkemizin hedeflerine paralel hedeflerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Diğer yandan insani açıdan hepimiz
güney sınırımızda Suriye ve Irak’ta
olan sıkıntıların bitmesini istiyoruz.
Ticari anlamda olaya bakacak
olursak da mevcutta devam eden
sıkıntılar Türkiye için iyi bir ihracat
pazarı olan Ortadoğu’ya karayolu ile
ulaşımı engelliyor.
Önlemlerini almamış
birçok lojistik firması
2015’i sıkıntılı geçirecek
İthalat-ihracat dengesizliğinin 2014
yılında olduğu gibi, 2015 yılında da
devam edeceğini öngörmüştük.
Nitekim yıl beklediğimiz gibi geçiyor.
Lojistik sektörü son yıllarda en çok
büyüyen sektörlerden biriydi ancak
mevcut durağan sürecin de etkisiyle, sektörün bu yıl yüzde 5 civarında
büyüyeceğini düşünüyoruz. Bu
sebepten dolayı önlemlerini almamış birçok lojistik firması yılı sıkıntılı
geçiriyor diyebiliriz. Mars Logistics
olarak biz, müşterilerimize söz
konusu dengesizliği ve doğurduğu
sıkıntıları hissettirmeden geçirmek
için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ancak genel olarak piyasalara
baktığımızda, Türk ihracatçılarının
gerek navlun, gerekse düşük hizmet
kalitesi problemleri yaşadığını görüyoruz. Lojistik sektörü ülkemizde
özellikle 2000’li yıllarda hızla gelişmeye başlamış olup sektörün bugün
Amerika’nın hala gerisinde ancak
Avrupa seviyesine yakın bir konuma
geldiğini söyleyebiliriz. Denizyolunda en büyük sorunumuz coğrafi
konumumuzun gücüne, 3 tarafımızın
deniz olmasına rağmen limanlarımızın Avrupa’daki limanlar seviyesinde
olmamasıdır. Limanlarımızın en kısa
zamanda Avrupa seviyesine ulaştırılması gerekmektedir. Tren taşımacılığı konusunda da coğrafi içyapımızın engebeli oluşu sebebi ile ray
sisteminin tüm yurda yeterli düzeyde
ulaşamamış olması istenen oranda
tren taşımacılığının kullanılmasını
engellemektedir. Kara taşımacılığı
ise ülkemizin Avrupa’nın en büyük fi-
Ali Tulgar
Mars Logistics
Genel Müdür Yardımcısı
lolarından birine sahip olması sebebi
ile önemli bir konumdadır. Ancak
filomuzun gücü Avrupa tarafından
uygulanan geçiş belgesi sınırlandırmaları ile ciddi anlamda performans
kaybına uğramaktadır. Aynı zamanda ithalat ihracat arasındaki hızlı değişen araç talebi dengesizlikleri de
navlun dengesinin düzenli gitmesini
engellemektedir. Bunun sonucunda hizmet sağlayan ve hizmet alan
taraflar senelik hedeflerini tutturmada ciddi zorluklar yaşamaktadırlar.
Dış ticaretteki bu ani değişiklikler
ithalat ve ihracat arasındaki dengesizliği hem artırdı hem de dengeler
arası değişimi hızlandırdı. Toplam
navlunda olmasa da ithalat ve ihracat özelindeki navlunlar ani olarak
değişim göstererek üreticilerin 2015
için yaptıkları öngörülerde şaşmalara sebep olacaktır fikrindeyiz.
Yine bu ani dalgalanmalar sektörün
müşteriye istenen zamanda hizmet
vermesinde sorunlar yaratacaktır.
Yine ikinci çeyrek sonundan itibaren
dış ticaretin toparlanması beklentisi
ile birlikte bu sıkıntıların da azalması
bekleniyor. Mars Logistics olarak
2014 yılında yaptığımız büyük anlaşmaların yanına 2015 ilk çeyreğinde
de yeni müşteriler katarak ithalat
ihracat dengesizliğinin etkisini minimize ettik. Yeni potansiyel müşterilerimiz için filo büyümesi yanında
İtalya Lüksemburg arası Intermodal
tren sefer sayımızı da haftada altı
güne çıkararak müşterilerimize sunduğumuz çeşitliliği artırarak 2015
yılına devam ediyoruz.”
Temmuz 2015
40
DOSYA
Küçükertan: Bakanlıklar
arasında tam bir
koordinasyon olmalı
“2015 yılının ilk 6 ayında, Omsan
olarak bizleri hem sevindiren hem
de gururlandıran gelişmeler yaşadık.
Şubat ayı itibarıyla 37 yılını geride
bırakan Omsan, 1978 yılından bu
yana müşteri odaklı hizmet anlayışı
ile sürekli değer yaratarak küresel
bir lojistik oyuncu olma vizyonuna
sağlam adımlarla ilerlemektedir.
Omsan, gerek Türkiye gerekse
Avrupa’da üst üste aldığı ödüllerle
tescillenen başarısını gün geçtikçe
artırmaktadır. Haziran sonu itibarıyla
Omsan’ın cirosu 300 Milyon TL’yi
aşmış durumdadır. Omsan, iletişim
ve medya alanındaki çalışmaları ile
dünyanın en önemli pazarlama ve
iletişim programlarından biri olan
uluslararası MarCom Ödülleri’nde 2
kategoride birden ödüle layık görülmüştür. 2010 yılında hayata geçirdiği
Arabam Tatilde projesi ile Omsan,
Bütünleşik Pazarlama Kategorisi’nde
Platin Ödül’e, kurumsal ilan çalışmaları ile de Kurumsal Reklamcılık
Kategorisi’nde Altın Ödül’e layık görülmüştür. Türkiye’nin en büyük insan
kaynakları sitesi Kariyer.Net tarafından
her yıl düzenli olarak verilmekte olan
İnsana Saygı Ödülleri kapsamında ise
Omsan’a üçüncü kez “İnsana Saygı
Ödülü verilmiştir. Dünyanın önde
gelen marka değerlendirme şirketlerinden biri olan Brand Finance tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En
Değerli Markaları-2015” araştırması
sonuçlarına göre Omsan, Türkiye’nin
en değerli lojistik markası seçilerek,
bir kez daha listeye lojistik sektöründen giren en değerli marka olmuştur.
Önemli bir müşterimiz olan Air Liquide
Türkiye, operasyonların başlangıcından bu yana Air Liquide araçları
ile kazasız olarak yapılan ve önemli
bir kilometre taşı olarak kabul edilen
1 Milyon kilometre sınırının aşılması
nedeniyle almış olduğu HSE (SağlıkEmniyet-Çevre) ödülündeki payı ve
desteğinden ötürü iş ortağı olarak
Omsan’a teşekkür belgesi vermiştir.
Sürücülerimiz ile ilgili bir diğer güzel
gelişme ise IRU tarafından bildirilmiştir.
Araçları güvenli şekilde kullanmaları,
çalışmış oldukları şirketlere ve meslek
Temmuz 2015
kurallarına bağlılık göstermek suretiyle
lojistik sektörünün onurunu yüceltmeleri ve imajını güçlendirmeleri sebebiyle 14 Omsan sürücüsü IRU Onur
Nişanı’na layık görülmüştür. 2015
yılının ilk 6 ayında Omsan, önemli bir
firmayı portföyüne eklemiştir. Omsan,
ısıtma ve kullanım suyu sistemlerinin
üretim ve pazarlamasında dünyanın
önde gelen firmalarından Ariston
Thermo Group’un kombi, termosifon
ve yedek parça ürünleri için depolama
ve yurtiçi dağıtım hizmetleri vermeye
başlamıştır. Omsan ayrıca Ariston
Thermo Group’un depodan çıkacak
ürünlerinin Türkiye genelinde yaklaşık
2 bin 300 bayi ve satış merkezine teslimatını ve aynı zamanda bayilerden
depoya iade işlemlerini de gerçekleştirmeye başlamıştır.
Gümrük Yönetmeliği ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği
sisteminde yapılan değişikler
sektördeki en önemli gündem
maddelerinden biridir
Türkiye’de lojistik sektörü Türkiye
ekonomisinin üzerinde bir büyüme
ivmesine sahip olsa da ülkemizde
sektörün büyümesine engel birtakım
etkenler bulunmaktadır. Karayolu
taşımacılığı kapsamında Gümrük
Yönetmeliği ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminde yapılan
değişikler şu an için sektördeki en
önemli gündem maddelerinden biridir.
Bunun dışında altyapı eksikliklerinden
kaynaklanan verimsizlikler, hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği
bürokratik engeller, lojistik konusunda
eğitimli işgücünün azlığı ve teknolojinin
yeterince etkin kullanılamaması karşı-
Osman Küçükertan
Omsan Lojistik Genel Müdürü
mıza çıkan diğer zorluklar arasında
sayılabilir. Ayrıca, geçiş belgesi, kota
ve vize sorunları ile yüksek otoyol
vergilerinin varlığı lojistik hizmeti
sunan şirketlerin işini zorlaştırmaktadır. Bu doğrultuda sektörün kamu
kurum ve kuruluşlarından en büyük
beklentisi sektöre yönelik kolaylaştırıcı mevzuat değişikliklerinin
gerçekleştirilmesi ve sektörde faaliyet
gösteren tüm firmaların mevzuata
tam olarak uymalarının sağlanmasıdır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında tam bir koordinasyon
sağlanması ve buna bağlı olarak
sektördeki uluslararası gelişmelerin
göz önünde bulundurularak gerekli
tedbirlerin alınması beklenmektedir.
UND, lojistik sektöründe yaşanan
sorunlara çözüm üreten sektörün
en büyük sivil toplum örgütlerinden
biridir. UND, Türkiye’nin büyümesine
yönelik lojistiğin önemini kamuoyu ile oldukça etkili yöntemlerle
paylaşmaktadır. Bugün, kamu adına
görüş bildiren çoğu yetkili kişi, birçok
beyanatında lojistiğin önemine vurgu
yapmaktadır. Lojistiğin önemine
yönelik bu bilincin oluşturulmasında
UND’nin büyük katkısı olmuştur.”
41
2015 yılının sonunda
hareketlilik bekliyoruz
“2015 yılının ilk yarısını değerlendirirken 2014’ü de beraber düşünmek
gerekiyor. Çünkü 2014 yılından
birçok sorun 2015’e devredilmiştir.
Firmanız adına 2015 yılını değerlendireceksek; özellikle Türkiye-Mısır
arasındaki karayolu anlaşmasının
Mısır tarafından uzatılmaması nedeniyle taşımalarımızın aksamaması
için, önemli bir karar aldık ve Ro-R0
seferlerimizi Süveyş Kanalı üzerinden
geçerek gerçekleştirmeye başladık.
Özellikle bu dönemde seferlerin
kesintisiz devamı taşımacılarımızın ve
ihracatçımızın hatta olan destekleri
açısından büyük önem taşımaktaydı.
Diğer yandan, anlaşmanın iptali ile
birlikte Mısır üzerinden gerçekleştirilmekte olan sürücü transferlerinde
de sorunlar yaşanmaya başladı. Zira,
Mısır hükümeti sürücülerimize vize
vermeyi durdurdu. Bu nedenle, filomuzda bulunan ve Kızıldeniz’de faaliyet gösteren ARK Forwarder isimli
gemimizin kira süresi biter bitmez
CENK Y isimli Ropax gemimizi filomuza kattık. Böylece sürücülerimizin
bir kısmı gemi ile Suudi Arabistan’a
ulaşabilmektedirler. Ancak, başından
bu yana söz ettiğimiz gibi hattın daha
sağlıklı işlemesi, mevcut maliyetlerin
daha da katlanabilir olması açısından
bu hattın hükümetimiz tarafından
desteklenmesi çok önemlidir. Ayrıca,
Mısır ve Suudi Arabistan vize imkanlarının yaratılması da mutlak olarak
beklediğimiz iyileştirmelerin başında
gelmektedir. Sürücü transferlerinde
yaşanan sorunlar taşımacılarımızın
elini kolunu bağlamaktadır. Mısır
vizesi bulunan sürücü sayısının
giderek azalması, yeni vizelerin de
alınamaması ve Suudi Arabistan’a
direkt sürücü transferi yapılamadığı için ihracat taşımalarında daha
ihtiyatlı davranma zorunluluğu ortaya
çıkmıştır. Oysaki, söz konusu sorunlar çözülmüş olsa idi, taşımacılarımız
ihracatçılarımızın taleplerini çok daha
rahat karşılayabilecekti.
Bölge taşımacısı
için iyileştirmeler yapılmalı
Bilindiği üzere özellikle sezon açılması
nedeniyle şu an yaş meyve sebze
ihracatında ciddi biri talep var. Ancak,
söz konusu sorunların devamlılığı
nedeniyle taşımacılarımız ihtiyatlı
davranmak zorunda kalıyorlar. Bu
da aslında mevcut talebin altında
taşımalara neden oluyor. Yukarıda
sıraladığımız sorunların hükümetimiz
girişimleri ile bir an önce çözümlenmesi en büyük arzumuz. Böylece
bölgedeki ticaret ve taşımalar giderek
hız kazanacaktır. Suriye sınır kapısı
ile ilgili krizin ortaya çıkmasından bu
yana bölge taşımacısının sorunları
malumdur. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için hem bu hattın
devamlılığı ve desteklenmesi mutlaka
bir gerekliliktir. Bunların yanı sıra, hala
hayatta kalma mücadelesi vermekte
olan bölge taşımacısı için başkaca
iyileştirmeler yapılması gerektiğini düşünmekteyiz. Daha önce de sözünü
ettiğimiz gibi aynı bir sanayici gibi olan
taşımacıların araçları aslında birer üretim makinesi gibidir. Nasıl bir sanayici
fabrika kurduktan sonra makinesi
için yılda iki kez vergi vermiyorsa, biz
taşımacılardan alınan Motorlu Taşıtlar
Vergisi’nin de kaldırılması ve/veya
çeşitli indirimlere gidilmesi önemli
katkı sağlayacaktır. Bunun yanısıra
bölgenin komşudaki sorunlardan
kaynaklanan sıkıntıların var olduğu
İbrahim Güler/
Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu
Başkanı
herkesçe malumdur. Bu nedenle
SSK primlerinde iyileştirme yapılabilir.
Esnafın devlet borçları ötelenebilir
veya desteklenebilir. Suriye’ye yönelik
insani yardım malzemeleri sevkiyatlarında araçlarımız yükünü aktardığı
Suriye plakalı araçtan akaryakıt temin
edebilmektir. Araçlar tüm gümrüksel
prosedürlerden geçmesine rağmen,
temin ettikleri bu akaryakıt kaçak
muamelesi görmektedir. Bu konuda
diğer tüm giriş çıkış kapı ve limanlarda
uygulanan 550 lt akaryakıt muafiyetinin Cilvegözü Kapısı içinde uygunlanması nakliyecinin maliyetlerini
düşüreceğinden ötürü direk ihracata
yansıyacaktır.
Hatay Ro-Ro bir nevi sosyal
sorumluluk projesidir
Özellikle döviz piyasasındaki dalgalanmalar sektörümüzü etkiliyor.
Bilindiği üzere navlunlar döviz olarak
alınmakta ancak işletme maliyetlerimiz TL olarak ödenmektedir. Bundan
dolayı çeşitli kayıplar yaşanmaktadır.
Sürücü vizelerinde yaşanan sorunun
çözümü birinci önceliğimizdedir.
Bunların yanı sıra, Süveyş kanal geçişi
ve hatta ilişkin çeşitli desteklere ihtiyaç bulunmaktadır. UND’nin Türkiye
lojistiği için vermiş olduğu mücadeleyi
izliyoruz. Gerek İran gerek Rusya
ve Avrupa güzergahında sorunlara
sahip çıkma nakliyecileri sahiplenme
ve çözümün bir parçası olmak adına
üzerine düşeni yapmakta ve bunu
takdirle izliyoruz. Bu çaba ve gayretin
Türkiye lojistiğinde önemli yeri olan
Hatay ve dolayısıyla Ortadoğu güzergahında da göstermesini, sembolik
değil gerçek manada sahiplenmesini ümitle bekliyoruz. Hatay Ro-Ro
olarak 2015 yılsonunu tüm olumsuzluklara rağmen hareketli geçeceği
kanısındayız.”
Temmuz 2015
42
DOSYA
Bilen: 2015’in ilk yarısı
iyi geçmiyor
“Türkiye, 2014 yılında çevremizdeki
faktörlerden dolayı ihracat anlamında bir kan kaybı yaşadı. Hep,
ülkemizin çok önemli bir jeostratejik
konumda olduğunu ifade eder
dururuz. Asya-Avrupa ve Afrika üçgeninde yer alan ülkemizin jeostratejik konumundan ne kadar istifade
edilebiliyoruz bu sorunun cevabı
başlı başına bir konu. Ülkemizin
güneyinde (Irak-Suriye) meydana
gelen gelişmeler bizleri çok derinden etkilemiştir. Irak, Suriye ve
çevresine karayolu ile ulaşmak
adeta imkansız hale gelmiştir. Hal
böyle olunca da bu durum bizleri
yaralamış, zaiyat vermiştir. Ülkemiz
insanı her şeye rağmen son derece
çalışkandır. Bizler boş durmayı sevmeyen çalışkan insanlarız. Mevcut
pazarlarımıza yeni pazarlar eklemeyi
sürekli kendimize ilke edinmişizdir.
Irak ve Suriye bölgesinde meydana gelen bu savaş hali bizleri
farklı pazar arayışlarına itmiştir. Bu,
farklı pazarları ülkemize kazandırmak aslında kendi işlerimiz adına
değil ülkemiz adına çok önemli bir
kazançtır.
UBAK kriterlerinden
çıkılması gerekiyor
Türkiye kara nakliyecisinin çok önemli
sorunları bulunuyor. Bizler ‘eşit şartlarda rekabet’ dedikçe sürekli yeni
yeni engeller ile karşılaşıyoruz. Kotalar,
vizeler, uzun süreli keyfi bekletmeler
ülkemiz uluslararası kara nakliyecisinin
kaderi olmuş gibi... Bütün bunlara bir
de UBAK kriterleri eklenince işler iyice
çıkılmaz bir hale bürünüyor. UBAK’ın
ülkemizdeki nakliyeciye faydasının
sorgulanmasının ve bu konuda
radikal kararlar alınmasının zamanının geldiğini düşünüyorum. Yıllık 90
bin seferin Avrupa’ya yapılan bizim
pastadaki payımızı yabancı araçlar
dışarıya taşıyor. UBAK kriterlerinden
çıkılması gerektiğini düşünüyorum.
Rusya örneğinde olduğu gibi bizim de
‘koruma’ kanunumuzun olması lazım.
Hükümet belirsizliğinin
giderilmesi gerekiyor
Genel seçimleri geride bıraktık.
Milletimiz 4 partiyi meclise göndererek bir ‘koalisyon’ çağrısında
bulunmuştur. Her ne olursa olsun
hükümetin kurulması ve siyasal
belirsizlik ortamının giderilmesi
gerekiyor. Milletimizin tercihine tüm
partilerin saygı duyup bu minval
üzere hareket etmeleri gerekiyor.
Ülkemize katma değer kazandıran
bizler siyasal istikrarın olmadığı bir
ortamda iş yapamayız.
Herkes nakliyecinin
üstüne binmiş durumda
Nakliyecinin sorunları bitmek bilmiyor.
Özellikle şoför davaları bizlerin canını
fazlasıyla acıtıyor. Şoförlerimiz bizim
için son derece önemli kişilerdir. Bizler
şoför kardeşlerimizle ekmeğimizi paylaşıyoruz. Fakat işgüzar bazı kişiler bu
durumdan kendilerine fayda sağlamanın peşindeler. Bu durumun giderilmesi ve düzeltilmesi gerekiyor. Trafik
cezaları bir başka kanayan yaramız.
Kısacası herkes nakliyecinin üstüne
binmiş durumda dersek abartmamış
oluruz.
Ergün Bilen/
ABC Lojistik Genel Müdürü
Yabancı ülke taşımaları
büyük tehlike
Ülke olarak 2023 ihracat hedeflerimiz doğrultusunda 500 milyar
dolarlık bir rakamdan söz ediyoruz.
Eğer bu rakamı gerçekleştireceksek şüphesiz ki burada aslan payını nakliyeci alacaktır. Ama biz ürün
ihraç ederken hizmet ithalatında
bulunuyoruz. Ülkemiz lojistik ve
taşıma pazarında yabancı araçların
sefer sayıları her geçen gün artıyor.
Bu durum ülkemiz adına çok
ciddi bir kayıptır. 1 Cent’imizi bile
hizmet anlamında kaybetmememiz
gerekiyor. Lütfen yetkililerimiz bu
duruma acilan bir çare bulsunlar.
Bu dediklerimize yetkililerimiz çare
bulamazlarsa inanın 2023 hedeflerimiz zor gerçekleştirilir. Nakliyecinin önünün açılması Türkiye’nin
refahının artması demektir.
Yabancı taşımaların bizi sömürmesine izin vermemeliyiz. Zaten
seferlerden para kazanamıyoruz.
Bir de yabancı taşımalar işin içine
girerse çok daha vahim bir tabloyla
karşılaşırız.
Yatırımlarımıza devam ediyoruz
ABC Grup olarak bütün bu olumsuzluklara rağmen yatırımlarımıza
hız kesmeden devam ettiğimizin
de altını çizmek istiyorum. 200
Mercedes araç, 200 Tırsan dorse
alarak filomuzdaki araç sayımızı
toplamda 400’e çıkardık. Depo
yatırımlarımızla da yine çok önemli
işlemler gerçekleştirdik. Firma
olarak en durağan dönemlerde bile
yatırımı kendimize prensip edindik. Bundan böyle de elimizden
geldiğince ülkemize katma değer
sağlamaya devam edeceğiz.”
Temmuz 2015
43
Akgün: Siyasi belirsizlik
yatırımcıyı bekle-gör
anlayışına sevk etmiştir
“2015 yılına seçim atmosferi ile girdik.
Çevre ülkelerdeki kaygı verici gelişmeler ve döviz kurlarındaki hareketlilik,
Rusyadaki kriz, devalasyon ve BDT
ülkelerine yayılması, Yunanistan’ın
borç krizi ve Avrupa’daki durağanlık
iş dünyasını temkinli ve koruyucu
yaklaşıma sevk etmiştir. Bu durum
lojistik sektöründe taşıma sayılarında
düşüşü, fiyatlarda büyük rekabeti,
döviz kaybını ve tahsilat sorunlarını
da beraberinde getirmiştir. Ekonomik
göstergeler, bir süre daha canlılık olmayacağını işaret etse de bizler umudumuzu canlı tutmaya çalışıyoruz.
Akgün Grup olarak, İnegöl’de tekstil
yatırımı yaptık. Fabrika inşaatımız devam ediyor. Siyasi belirsizlik yatırımcıyı
ülkemizde olduğu gibi bölgemizde
de bekle-gör anlayışına sevk etmiştir.
Yabancı araçların sektörümüzdeki
payı artmıştır. Bu da yeni araç yatırımı
yapmamıza engel teşkil etmektedir.
3.ülke ve canlı bitki taşımalarımızdaki artış 2015 yılının sevindirici yanı
olmuştur. Bölgemizde lojistik merkez
kurulması için çalışmaların artarak
devam etmesi gerekmektedir. Lojistik
hizmet çeşitliliğinin sağlanması ve yayılması teşvik edilmelidir. Bu konuda
devlet otoritesinin yanında sivil toplum
kuruluşları da insiyatif almalıdır.
Yatırımcı güven ve istikrar ortamı arar
Genel seçim geçirdiğimiz 2015
yılında hükümet kurulamadı. Bir
koalisyon hükümeti kurulabilecek
mi? Yoksa Türkiye tekrar seçime
mi gidecek? Yatırımcı güven ve
istikrar ortamı arar. Bunu bulamadığı
zaman bulabileceği yere gider veya
beklemede kalır. Siyasi otoritenin
yapısındaki değişikliklerin bir an
önce yapılması belirsizliğin getirdiği
her türlü dalgalanmaların durulması
açısından önem arz etmektedir.
Karar mekanizmalarının hızlı ve etkin
çalışması bizleri olumlu yönde etkileyecektir. Kamu eliyle yapılmakta olan
ve yapılması planlanan tüm mevzuat değişiklikleri ve yatırım kararları
ötelenmiştir. Ekonomik ve jeopolitik
risklerin çevremizi sardığı bu ortamda
siyasi güven ortamının yeniden sağlanmasıyla birlikte nihai tüketicilerin ve
özel sektör yatırımcılarının davranış
kalıplarında değişim gözlenecektir.
Aksi halde dış ticaret, hizmet ve sermaye akışı açısından tehdit devam
ettikçe hepimiz sektör olarak kan
kaybetmeye devam ederiz. Karayolu
taşımacılık yönetmeliği kapsamında
kiralık-özmal araç oranları yetersizdir.
Mevcut oran 2/1 olmalıdır. Geçiş
belgesi sorunu yaşadığımız ülkeler
ile sorunların giderilmesi gerekmektedir. Vize sorunları yine bir diğer
C.Said Akgün/ Akgün Grup
Yönetim Kurulu Başkanı
sorunumuz. Sürücü hatalarına karşı
firmaları koruyucu tedbirler alınmalıdır.
Taşıma yaptığımız ülkeler ayrı ayrı
analiz edilmeli ve mütekabiliyet ilkesi
tüm ülkelere uygulanmalıdır. Yabancı
araçlara yönelik kontrollerin etkin ve
sürekli olması gerekmektedir. Sınır
kapılarında yakıt kontrolleri de aynı
şekilde yapılmalıdır. Ülkemize giriş
yapan Türk plakalı araçlara 550 litre
ÖTV’siz ve KDV’siz yakıt alabilme imkanı sağlanmalıdır. Yerel ortaklıklar ve
işbirliği çabalarının artırılması ve lojistik
kültürünün oluşması sağlanmalıdır.
Uluslararası taşımalarda yerli firma ve
araçların kullanılması için ilgili sektör ve
sivil toplum kuruluşları nezdinde girişim başlatılmalıdır. Derneğimiz UND,
sektörümüzün yaşadığı birçok konuyu
çeşitli platformlarda dile getirerek
çözüm önerilerini sıralamaktadır. UND
son dönemde sektörümüzün sorunlarını çok daha yakından takip ediyor.
Sorunun yaşandığı noktaya giderek
çözüm arayışına giriyor. Bu da bizlere
umut ve güven veriyor. Örneğin İran’ın
akaryakıt fiyat farkı adı altında almış
olduğu geçiş ücretlerinin kaldırılmasında vermiş olduğu mücadeleyi takdirle
karşılıyoruz. 2015 son çeyrekle birlikte
ihracat rakamlarında toparlanma olacağını beklemekteyiz. Yeni hükümetin
kurulmasıyla ekonomik faaliyetlerdeki
hareketlilik olacağını tahmin ediyoruz.
Her şeye rağmen ülkemiz büyüme
rakamlarının ortalama 3-3.5 olacağını varsayarsak; sektörümüzdeki
büyümenin bu rakamların üzerinde
olacağını bekliyoruz. Yapmış olduğu
hizmetlerden dolayı UND’ye çok teşekkür ediyor, sektörümüze hizmet ve
katkılarının artarak devamını diliyoruz.
Bu vesile ile ülkemiz ve dünya müslümanlarının Ramazan bayramını da
kutlar; tüm insanlığın barış, huzur ve
refahının artmasını temenni ediyoruz.”
Temmuz 2015
44
DOSYA
Öcal: 2015’te ihracatta bir
önceki çeyreğe kıyasla
yüzde 0,3 düşüş yaşandı
“2015 yılı ilk çeyreği Türk ekonomisinde, iç dinamiklerden daha çok
dış dinamiklerin etkili olduğu bir
dönem olmuştur. Amerika Merkez
Bankası’nın faiz artırımına yönelik
sinyalleri, Yunanistan’da yapılan
seçim ile birlikte radikal sol partinin
başa gelmesi ve Yunan ekonomisi ile
Euro’nun geleceğine ilişkin belirsizliklerin artması euronun değer kaybına
sebep olmuştur. Bu faktörlere ilave
olarak petrol fiyatlarındaki düşüklüğün
devam etmesi ve Rusya’nın, ABD
ve AB yaptırımları karşısında güçsüz
olduğunu hissettirmesi ekonominin gidişatına yön vermiş ve ülkeler
arası ticarette daralmalara sebebiyet
vermiştir. Ülkemiz için 2014 yılında
ihracat büyümenin önemli faktörlerinden olurken, 2015 yılı için yukarıda
belirtmiş olduğum sebeplerden dolayı
pek bir varlık gösterememiştir. 2015
yılı için gelişim hızlarına baktığımızda
ihracatta bir önceki çeyreğe kıyasla
yüzde 0,3 düşüş yaşanırken, ithalatta
ise yüzde 4,1 artış görülmüştür.
Bu dalgalanmalar lojistik sektörünü
etkilemiş olsa da ilk çeyrekte iyi işler
çıkarttığımızı düşünmekteyim. Lojistik
firmaları olarak bizler 2015 yılında
sektör adına önemli yatırımlar yapıp,
Temmuz 2015
inovasyonlar ile firmamızı rekabet
ortamında avantajlı kılmaya çalıştık,
fakat bu yenilikleri ve gelişimi yaparken de dünya ülkeleri tarafından da
yavaşlatılmak istendik. Devletimiz
ve başta UND olmak üzere diğer
STK’lar ile bu sıkıntılara göğüs
germeye çalıştık. Hepimiz biliyoruz ki
ne zaman yavaşlatılmamıza dur diyebilecek çözümleri bulursak, o zaman
çok güzel işler ile birlikte hizmet ihraç
ederek ülkemizin büyümesine biz de
yön vermiş olacağız. Vize sorunu,
yabancı plakalı araçların ülkemizdeki
payı, Türk plakalarına yapılan akıl
almaz uygulamalar ve yaptırımlar,
kapılardaki yoğunluklar ve bunlar gibi
daha niceleri... Bu belirtmiş olduğum
sorunları sektörümüzü baltalayan
sebepler olarak sıralayabiliriz.
Ülkemizde bile bir adım
geriden başlıyoruz
Ülke olarak da yaptırımlar ve uygulamalar konusunda eksikliklerimiz
bulunmaktadır. Ülkemiz sınırlarında yabancı plakaların ödemediği
otoban-köprü ücretleri, cezalar,
usulsüz yaptıkları iç taşımalar vs.
hem sektörümüze hem de ülkemize büyük kayıplar yaşatmaktadır.
İbrahim Ethem Öcal/
Yörük Transport Genel Müdürü
Ülkemizde bile bir adım geriden
başlıyorsak, oturup bence düşünmemiz gerekmektedir. Çözüm aslında
açık ve nettir; önce kendi ülkemizin
uygulama eksikliklerini gidermek,
sonra da yaşadıklarımızın çözümünü
arayıp ve ülkemizde de aynı uygulamaları başlatmaktır. Kazançlarımız
her bir önceki dönemi aratırken, bir
de böyle uygulama eksikliğinden
dolayı rekabet gücümüzün zayıflaması sektör olarak bizleri üzmektedir.
Sektörümüzü etkileyen durumlardan
biri de ülkemizdeki seçimler olmuştur.
Seçim dönemleri ülkemiz adına kar
oranlarının düşmesini ve genel olarak
işlerin duraksamasını beraberinde
getirmektedir. Hala süregelen siyasi
belirsizlik ile birlikte Avrupa ve yılbaşı
tatillerinin başlayacak olması 2015 yılı
için bizleri ümitsizliğe götürmektedir.
Sektör ve ülke bireyleri olarak biran
önce kurulacak hükümet ile istikrar
sağlanmasını ümit etmekteyiz. Bizler
hedeflerimize ulaşmak adına yılmadan usanmadan çok çalışmalıyız. M.
Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Zafer,
“Zafer benimdir”; Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda
“Başardım” diyebilmektir. Biz de her
yılın bir önceki yıla göre bir adım önde
olmasını yeğleyip, sektör olarak zafer
ve başarının çalıştıkça bizim olacağından hiçbir endişemiz yoktur ve
olmayacaktır.”
45
Eker: Siyasi istikrarın
sağlanması gerekiyor
“Firma olarak kendimize belirlediğimiz vizyon çerçevesinde
‘kaliteli iş, sürekli müşteri’ prensiplerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz.
Bunun neticesini de daima alacağımıza inandık. Piyasalar durgun da
olsa çalıştığımız partner firmalarımız
ile aramızda oluşan vefa duygusu
ön plana çıktı ve gelişen olaylardan
mümkün olduğunca etkilenmemeye çalıştık. Sonuçta total olarak
bakıldığında hedeflerimizde sapma
olmadı ve başarılı bir yarı yıl geçirdik
diyebiliriz. Bölgemiz adına bu seneyi
değerlendirirsek belirgin bir durağanlık söz konusu. Diğer taraftan
bölgemiz adına en büyük sorun
olarak kalifiye eleman bulmakta
çekilen güçlükler ön plana çıkıyor.
Maalesef özellikle ilimizde uluslararası çalışan şoför sayısını geçen
araç sayısı dikkat çekmekte olup
bu da firmaların potansiyelini ciddi
derecede etkilemektedir. Bölgemizde bir diğer sorun ise UBAK defteri
temini ve kullanımında yaşanan
sıkıntılar dikkat çekiyor. Bölgemizde olan firma profillerine gerek
yol güzergahı gerekse çalışılan
ülkelerden dolayı UBAK defteri ile
yapılan seferlerde bakanlık tarafından verilen ceza puanları sonraki
senelerde defter temini konusunda
ciddi sıkıntılar yaşatmaktadır. Bunların çözümü konusunda bakanlığımızın bölgemizdeki firmaların
sorunlarını dinleyerek çözmelerini ya
da derneğimizin girişim yapmasını
bekliyoruz.
Belirsizlik kelimesi ticaretle
uğraşan kesimlerce sevilmez
2015 yılı içerisinde bir genel seçim
geçirdik. Seçimden sonra hala
hükümet kurulamadı ve bir belirsizlik var. ‘Belirsizlik’ kelimesi bizce
ticaretle uğraşan herkes için en
sevilmeyen kelimedir. Ticarette başarı ancak siyasi istikrar ve güven
ortamı ile sağlanır. Belirsizlik durumunda piyasalar bekleme moduna
girer ki bu da doğal olarak piyasa
genelinde durgunluğa neden olur.
Derneğimizin şuana kadar İran
konusundaki çabalarının sonuçlarını
kısmen de olsa aldığını görüyoruz.
Şuan için halledilmesi gereken
iki tane sorun görünüyor ki birisi,
kalifiye eleman (şoför) açığı bir diğeri de UBAK defterinde yaşanılan
sıkıntılar. Firma olarak Kayseri’de
yaşadığımız ve bizi bir hayli yoran
sıkıntı şoför temini konusunda
yaşadığımız sıkıntılar. Gerek iş ve
işçi bulma kurumu gerekse diğer
bununla ilgili çalışan şirketlerin
özellikle bölgemizde kalifiye eleman
konusunda yaşanılan sıkıntıları
gidermek için çalışma yapmalarını bekliyoruz. Derneğimizin her
zaman üyelerinin çıkarlarını koruyup
kollamak isteyen tutumları bizim arkamızda hissettiğimiz en büyük güç
Hikmet Eker/ Eker Transport
Yönetim Kurulu Başkanı
oluyor. UND’nin çalışmalarından
alınan verimler ortada olup memnun olduğumuzu belirtmek isteriz.
Siyasi belirsizliğin kalkacağını ümit
ederek, piyasaların yeniden hareketleneceğini, gerek ticari gerekse
siyasi güvenin sağlanmış olacağını
umuyoruz. Sektör olarak hedeflerimize koşar adım gideceğimizi
belirtmek isteriz. Günümüzde
sürekli duyulan bi tabir var,’Ekmek
Aslanın Ağzında’diye, hatta artık
çoktan midesinde olduğunu bile
duyarız. Güncel piyasa şartlarında
firmaların ancak gelişen olaylara
biran evvel ayak uydurup gerek
teknoloji gerekse hizmet kalitesini
artırarak ayakta kalabileceğini
görüyoruz. Eski şartlara göre
varlığını idame ettirmek isteyen
şirketlerimizin maalesef görüyoruz
ki sonları hep hüsran oluyor. Firma
olarak biz de çağın gerekliliklerine
ayak uydurmaya çalışıyor, adımlarımızı buna göre atmak için çaba
gösteriyoruz.”
Temmuz 2015
46
DOSYA
Özer: Kral çıplak!..
“2015 yılının ilk altı ayı, bir önceki
yılın altı aylık dönemine göre sefer
sayısında yüzde 45’lik bir daralma
ile neticelendi. Nedenlerini incelediğimizde bu daralmanın, taşıma
yaptığımız ülkelere yapılan ihracat
değerleriyle orantılı olmadığını
gördük. 2014 yılında Gürcistan ve
Azerbaycan’a yapılan ihracat, bir
önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 12 daralmış. Değerler yüzde
12 düşerken taşıma sefer sayımızın
yüzde 45 daralmasını ben taşıma
pazarımıza egemen olan yabancı
plakalı araçlara bağlıyorum. 2008
yılı küresel ekonomik krizinden sonraki eksen kırılmasıyla artık ülkeler,
lojistik sektörünü kendilerine gelir
kazandırıcı bir sektör olarak gördüler. Kendi lojistik sektörlerine, diğer
ülke araçlarına engeller yaratarak
sahip çıkmaktalar. Mevcut durumda, ben artık bu sektörün ne bu yıl
ne de önümüzdeki yıllar içerisinde
radikal değişiklikler olmadıkça
bir ilerleme kaydedemeyeceğini,
küçülmelerle ülkeye büyük yabancı firmaları çekerek pazarı onlara
kaptıracağına inanıyorum.
Yabancı plakalı bir araçla ihracat ne ölçüde sürdürülebilir?
Taşıma gerçekleştirdiğimiz pazarlarda süreklilik arz eden periyodik
erimeler yaşamaktayız. Sefer
sayılarımızda ve navlun değerlerimizde devamlı kan kaybetmekteyiz.
İhracatla kalkınma modelini yürüten
ülkem, hizmet sektörü olan lojistiği
geri plana itmiş. İhracatçı 100 dolar
daha ucuza taşıyan yabancı plakalı
araç için günü kurtarmak adına
yazık ki beni satmaya hazır. Peki ya
yarın ne olacak? Yabancı plakalı bir
araçla ihracat ne ölçüde sürdürülebilir? Bugün varlar yarın yok
olacaklar, benden vazgeçilmesinden ötürü ben de var olmadığımda
eşyayı varış noktasına nasıl ulaştırmayı düşünüyor ihracatçı ya da
bu hususta bir politika yürütmeyen,
ihracatla kalkınma modelini benimsemiş olan devletim?. Oysa bu
sektör, turizmden sonra bu ülkeye
döviz kazandıran yegâne ikinci sektördür, üstelik bunu devletten hiçbir
teşvik ve hibe almamasına rağmen
başarmaktadır.
Boş girişler
Temmuz 2015
Bölgemde, sektörün önemli
sorunlarının başında komşu ülke
araçlarının ülkeme boş girişler
yapması geliyor. Nedir boş sefer
kısaca açıklamak gerekirse, yabancı
plakalı araçların ülkeme boş giriş
yaparak benim taşıyacağım ihraç
eşyasını alıp ülkesine ya da üçüncü
bir ülkeye götürmesi. Kısaca benim
yapmam gereken işi maliyet ve
sistemdeki açıklardan ötürü yabancı
plakalı aracın yapması. Oysa bu taşımacılığın etiğine terstir, aklı başında hiçbir ülke buna sınırsız ölçüde
müsaade edemez aksi halde kendi
sektörü çöküşe sürüklenecektir.
Düşünsenize bir, yanı başınızda
ülkenizdeki akaryakıt fiyatının yarısına motorin satılan bir ülke aracına,
siz boş giriş ve yük alma izninde
sınırsızlık müsaadesi tanımışsınız.
Siz böyle bir haksızlık karşısında
maça 5/0 yenik başlarsınız, galibiyetiniz mümkün olabilir mi, hayır.
Oysaki dolu gidersiniz yük varsa
alır dönersiniz; yoksa boş gelirsiniz,
uluslararası ölçekte kabul görmüş
doğru ve etik olan budur. Karadeniz Bölgesi’nde şuan için gözüken
en büyük problem budur. Benim
devletten beklentim, ihracata temas
eden tüm kurumların, ihracatın yapı
taşı olan bu sektöre sahip çıkmalarıdır. Tüm sorumluluğu Ulaştırma
Bakanlığı’nın omuzlarına yüklemek
doğru bir davranış şekli değil.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın,
Ekonomi Bakanlığı’nın, Kalkınma Bakanlığı’nın, Dış İşleri
Bakanlığı’nın, Maliye Bakanlığının
bu sektör üzerinde koruması olmalıdır. Bu koruma her alanda süreklilik
arz etmelidir. Eşyanın varış noktasına ulaşımı ne ölçüde hızlı olursa
o ölçüde ülkelerin ithalatçılarınca
tercih edilirsiniz, bu perspektifte
sorunlarımıza hızlı ve kalıcı çözümler
ivedilikle üretilebilmelidir.
10. Kalkınma Planı’nda
halen aynı noktadayız
10. Kalkınma Planı canlı yayında
başbakanımız tarafından açıklanırken merakla bekliyordum sektörümüzden söz edilecek mi diye,
bizden bahsedilmişti ve ziyadesiyle
heyecanlanmıştım. Aradan 2 yıl gibi
bir zaman geçti, üzülerek görüyorum ki halen aynı noktadayız. Kal-
Abdullah Özer / Özer Transport
Yönetim Kurulu Başkanı
kınma planında lafımız edildi lakin
icraat yok… Lojistik Koordinasyon
Kurulu tez elden kurulmalı ve çay
kraker toplantılarından ziyade,
sektörün sorunlarına hızlı ve köklü
çözümler üretmek adına, dinamik
ve karar alabilecek genç kadrolarla
sektörden alacağı güçle birlikte çalışmalarına tez elden başlamalıdır.
Araçlarımız garajda yatışta
2015 yılı içerisinde bir genel seçim
geçirdik. Seçimden sonra bir
hükümet kurulamadı ve belirsizlik
var. Bu belirsizlik TIR parkımıza
yansımış durumda, müşterilerimizin gelecek beklentilerinden ötürü
araçlarımız garajda yatışta. Genel
seçim sonuçlarından sonra hissettiklerimi sizlere hayat hikâyemden
bir kesitle aktarmak isterim. Nakliye sektörüne 1994 yılında, bireysel
olarak hafriyat taşımacılığıyla
girdim. O dönem iş fazlaydı, günde
16 saat çalışmama rağmen borçlar
yüzünden iki yakamı bir araya getiremiyordum. Nedeni enflasyon ve
yüksek faizlerdi. Borç harç aldığım
kamyon, koalisyon hükümetinin
istikrarsız politikaları nedeniyle
bankaların faiz batağında kayboluyordu. 2002 yılında tek parti iktidar
olunca, hafriyat işlerini bırakarak
ilk TIR’ımı aldım ve uluslararası
nakliyeciliğe başladım. Tek partinin
hükümeti yönetmesinin verdiği
güvenle devletime güvendim ve
borç altına girdim, 2005 yılında da
firmamı kurdum. Kıssadan hisse
niteliğindeki hayat hikâyem, bana
gelecekle ilgilide ipuçları veriyor.
Ortamda tek ağızdan çıkan ses
tok olur, kulak verilir. Ses çoğaldıkça dikkat dağılır, konuşulan
anlaşılmaz. Ayakları yere sağlam
47
basan bir hükümet kurulmadıkça,
ne ülkede istikrar olur ne de sektörümde. Bu bağlamda ben, ülkem
için hayırlı olan ne ise tez elden
gerçekleşmesini diliyorum.
Konu uluslararası nakliye olunca,
bizlere sorununuz var mı demek arı
kovanına çomak sokmak olur. Evet
var, bizim sektörde sorun fazlasıyla
mevcuttur. Yaptığınız işte şayet
ayağınızın biri içeride biri dışarıda
ise var oluş savaşını iki cephede de
vermek durumundasınız. Bu coğrafyada sektörel anlamda rakiplerimiz
şuan için Gürcü ve Azeri plakalı
araçlar. Bölgemin nakliyecisi ağırlıklı
olarak bu hatlara çalıştığından bu 2
ülke üzerinden tespitlerde bulunacağım.
Türk plakalı bir araçla Gürcü
plakalı bir aracı kıyaslayalım
Türkler, ülkelerinde C2 yetki belgesi
almak adına, 11 adet çekici+yarı
römork kombinasyonuna ortalama
4.5 Milyon TL öder, yetki belgeleri
ve diğer giderlerle şirketi 5 Milyon
TL ye kurarak bismillah derler.
Gürcüler tek araçla uluslararası
nakliye yapabilirler, yaş sınırlaması
diye bir kısıtlamaları olmadığından 100 Bin TL’ye sektöre giriş
gerçekleştirirler. Türkler, trafik ve
kasko gideri için yılda ortalama 8
Bin TL ödeme yapar, Gürcülerde
bu bedel yıllık 1.600 TL’dir. Türkler,
Türkiye’de MTV için yıllık 2 bin 500
TL, muayene için 500 TL, toplamda
3 bin TL ödeme yaparlarken Gürcülerde MTV diye bir ödeme yoktur,
muayene de yoktur. Kısaca onlarda
böyle bir kalem yoktur. Türkler,
Gürcistan’a boş giriş yapmazlar çünkü taşınacak eşya yoktur,
Gürcüler Türkiye’ye sınırsız boş giriş
yapabilirler. Türklerin ihracat eşyalarını ülkelerine sınırsız bir şekilde
taşıyabilirler. Türkler, Türkiye’de
akaryakıtın litre fiyatına 4 TL ödeme
yaparken Gürcüler Gürcistan’da
aynı akaryakıta 2 TL ödeme yaparlar. Türkler, Gürcistan’a ADR
içeren eşyayı sertifikasız ve ADR
ehliyeti olmayan sürücüyle taşıyamazlar. Gürcüler, ADR içerikli eşyayı
Türkiye’de ellerini kollarını sallayarak
ülkelerine taşıyabilirler. Türkler’in
sürücü maliyetleriyle Gürcüler’in
sürücü maliyetleri arasında 3/1 fark
vardır, siz 3 öderken Gürcüler 1
öder. Türkler, haklarında haksızca
açılmış sürücü davalarıyla mücadele
ederken Gürcüler’de bu yoktur.
Türkler, Gürcistan’a, Gürcü memurların Türk araçlarına sebepsiz
ve yalan yere cezalar yazmalarıyla
yıllık bu ülkeye 5 milyon doların
üzerinde ceza ödemesi yaparlarken
Gürcüler Türkiye’ye 5 kuruş ceza
ödemezler, kesilse dahi ödemezler.
Yabancı plakalı araçlar için o kadar
kolay bir ülkeyiz yani. Türkler’in
araçları 4.02 metre yükseklikle
Gürcistan’da refakat hizmetine tabi
tutularak 1000 dolar öderlerken,
Türkiye; Gürcü plakalı araçlara
çiftlik gibidir. Mevlana’nın sözünde
olduğu gibi “gel, ne olursan ol yine
gel”, ülkemin Gürcü ve yabancı
plakalı araçlara yaklaşımı budur.
Türk araçları Azerbaycan’da,
taşıma şekli ne olursa olsun sınır
gümrüğüne 225 dolar gayri resmi
ödeme yapmak zorundadır, Gürcü
plakalı araçlar bu ödemeyi yapmamaktadırlar. Türkler, bozuk Gürcü
yollarında araçlarını kırarlarken,
bozuk yollar nedeniyle ölümlü
kazalara karışırlarken, Gürcüler
kaymak gibi Türkiye yollarında
bunlara maruz değillerdir. Türkler
Gürcistan’da sınır kapıları öncesindeki zorunlu park alanlarında ikinci
sınıf muamele ile parka ilk girmelerine rağmen hep sona bırakılarak
haksızlığa maruz bırakılırlarken,
Türkiye’de Gürcü plakalı araçlar ilk
giren ilk çıkar kuralıyla haksızlığa uğratılmazlar. Bu başlıklar uzar gider,
daha da uzatmayacağım. Uzun lafın
kısası, benim ülkem Gürcü plakalı
araçlar için tereyağ sürülmüş ballı
ekmektir. Türk plakalı bir araçla Azeri plakalı bir aracı kıyasladığınızda,
maliyetler Gürcü plakalı aracın Türk
plakalı araca olan üstünlüğüyle aynı,
o bölümü tekrar yinelememek adına
atlayacağım: Türkler Azerbaycan’a
gerçekleştirdikleri her ihraç ve ithal
taşıma için Azeri gümrüğüne 225
doları gayri resmi olmak üzere
400 dolar ödeme yapar. Azeriler
Türkiye’ye girişte hiçbir resmi yada
gayri resmi ödeme yapmamaktadırlar. Türkler Azerbaycan’a 37
Ton’a kadar 80 dolar, 41 Ton’a
kadar 160 dolar, devlet yol fonu
vergisi ödemesi yapar. Azerbaycan
araçları Türkiye’de bu ödemelerin
hiçbirini yapmamaktadırlar. Türkler,
Azerbaycan dönüşünde araçları boş
ise Azeri gümrüğüne 65 dolar gayri
resmi ödeme yaparlarken Azeriler
Türkiye’de böyle bir para ödemezler. Türkler, Azerbaycan’a girerken
vize rejimine tabidir, sürücüler
vizesiz giriş yapamazlar. Türkiye’deki Azerbaycan konsolosluklarından
280 USD karşılığı yıllık vize alarak
seferlerini yapabilirler. Azeri sürücüler, Türkiye’ye vizesiz gelmektedir,
Temmuz 2015
48
DOSYA
kendilerine vize muafiyeti uygulanmaktadır. Türkler, Azerbaycan’a
ADR li taşımalar için 320 USD ödeme yapmaktadır, kağıt mendil, plastik boru, deterjan, fırın tuğlası yanıcı
madde olarak kabul edilmektedir.
Yabancı menşeli yüklerden bunlara
ek 620 dolar ücret alınmaktadır
Azeriler Türkiye’ye böyle bir ücret
ödememektedirler. Türklerin araçları
Azerbaycan gümrüğünde tartıldıktan sonra Azerbaycan içindeki
denetleme istasyonlarında daha
ağır çıkartılmaktadırlar, hileyle araçlarımıza ceza kesilmektedir. Azeri
plakalı araçlara Türkiye’de böyle
oyunlar oynanmamaktadır. Türkler,
Azerbaycan’a girişte zorunlu tutulan
resmiyette 55 dolarlık sigorta 90
dolar ödeme yapmaktadır. Türkler
Azerbaycan araçlarından 3 aylık
sigorta bedeli olarak 200 tl almaktadır. Sözün özü, Türkiye Azerbaycan
araçlarından sınır gümrüklerinde
5 kuruş almamaktadır. Tüm bu
başlıklar maliyetlerin yükselmesi,
zaman kaybı ve dolayısıyla müşteri
kaybı, beraberinde taşıma pazarının
kaybedilmesi anlamına gelmektedir.
Bana sorun mu demiştiniz?. Daha
anlatayım mı?. Siz söyleyin, yabancı
plakalı araçlarla girişilen bu savaşı,
bu devlet kültürü ile biz kazanabilir
miyiz?.
En sağlam kanun ORMAN
KANUNU’dur
Çözüm önerilerine geliyorum.
Sihirli kelime şu, Mütekabiliyet…
Karşılıklılık yani. Dostane olmayan
tavırlarından geri adım atmıyorlar
mı, aynı tutumu göstereceksiniz. En
sağlam kanun orman kanunudur, ilk
çağda da işe yarıyordu yakın çağda
da işe yarar. Size saldırıyorlar mı,
savunma pozisyonundan sıyrılarak
saldırı pozisyonuna geçeceksiniz.
Yıllardır savunma pozisyonumuz
hiç bozulmadı. Önümüze engeller
koydular kaldırmak için uğraştık,
her defasında daha fazlası çıkmakta
karşımıza, bu nereye kadar böyle
gider. Avrupa’yı anlıyorum, söz geçiremediğimizden bize aldırmıyorlar.
Peki Gürcistan’da, Azerbaycan’da,
İran’da, Türkmenistan’da,
Kazakistan’da, Özbekistan’da,
Kırgızistan’da bizi alıkoyan ne?
Onlara karşı büyük abiyi mi oynamaktayız ki devlet olarak, bizi
paçavralaştırmalarına müsaade
etmişiz. Benim devletim ve sektörTemmuz 2015
lerim ne zaman anlayacaklar, Türkiyelinin Türkiyeliden başka dostu
olmadığını. Türk’ün Türk’ten başka
dostu yok söylemi çökeli yıllar oldu,
Türk coğrafyasındaki ülkeler gerçek
anlamda dostumuz değil bunları
bize karşı tavırları ve yaptırımlarından kolaylıkla anlayabiliyoruz. O
halde bunca ezilmişliğe rağmen
bu sektöre sahip çıkmak adına
savunmadan saldırı pozisyonuna bu
devleti geçirecek olan nedir, benim
devletim daha neyi beklemektedir?
TIR şoförü deyip geçmemek lazım,
TIR şoförü kullandığı TIR’ın sırtında ülkesinin geleceğini, ekmeğini,
namusunu taşır. Her şeyi tastamamken TIR sürücüsüne, dolayısıyla Türk aracına sorun çıkartılıyorsa
bu namusunuza göz koymuşlar
anlamına gelir. Türk sürücülerinin
ağzında hep şu söylem, sahibimiz
yok, bize 2. hatta 3. sınıf vatandaş
muamelesi yapılıyor yurtdışında.
Hayır size değil, bu muamele Türk
ihracatına, Türkiye’ye yapılıyor.
Haliyle itibarı geri kazandıracak olan
da Türkiye’yi yönetenlerdir, bunu bu
sektöre sahip çıkarak, kulak vererek, birlikte çalışarak yapacaklar.
Avukat oyunlarıyla aleyhimize
ciddi davalar açılıyor
Bir diğer sorunumuz sürücü davaları. Sürücü 1 yılı aşkın sizde çalışıyor,
bir sebeple firmanızdan ayrılıyor.
İş kanununda işten tazminat hakkı
kazanarak ayrılma gerekçeleri belli.
Askerlik, belli bir yıl çalışma, malul
olma, emekli olma, ya da işten
çıkartılma. Biz bu hallerin tümünde sürücüye hak ettiği tazminatı
ödeme kalemlerine sadık kalarak
gerçekleştiriyoruz. Haricinde, bu
gerekçelere uymasa da yine tazminatını ödediğimiz oluyor, sonuçta emekten söz ediyoruz. Lakin
bakıyorsunuz, avukatın biri güzel ya
da kötü ayrıldığımız sürücümüzle
birlikte oluyor ve size dava açıyor.
Yok benim harcırahlarım hesaplanmadı, yok bana param eksik verildi.
Bir sürü asılsız ama kanunun boşluklarından faydalanılan gerekçelerle
avukat oyunlarıyla ciddi davalar
açılıyor aleyhimize. Devletten şunu
bekliyoruz, ne kadar ödemede
bulunursam art niyetli avukatlardan
ve kalbine kötülük girmiş sürücülerden yakamı kurtarabileceğim.
iş kanununa bu husus uluslararası
çalışan sürücüler başlığı altında da-
hil edilebilir yada sektörel iş kanunu
çıkarılabilir. Yabancı plakalı araçlardan sonra bana göre sektörün
içerisinde olduğu en büyük tehlike
bu, kanunlardaki işveren aleyhine
açık kalmış boşluklar.
UND, dışardan
bana gizemli geldi
Ben UND ’ye 2006 yılında üye
oldum. Dışardan bana gizemli
gelmişti UND tüm nakliyecilerde
olduğu gibi. Bizden olanlarca
yönetilen bir dernek olduğundan,
ortak akılla aynı kulvarda mücadele
edişimiz hoşuma gitti. 2008 yılında
gönüllülük esasına göre oluşturulan
çalışma grubuna girdim. Çalışma
Grubu’nda konuştuğumuz konular
hep aynıydı, Gürcü’deki Azeri’deki sorunlar. Bir yerden sonra
sıkılmaya başladım. UND bir işe
yaramıyor, sorunlara çözüm üretemiyor demeye başladım. Ümidimi
kaybettiğimden UND’den uzaklaşmaya başladım. Bunları neden
anlatıyorum, üyeler gözündeki genel kanı budur. Sonra Gürcistan ve
Azerbaycan Çalışma Grubumuzun
Başkan Yardımcılığı’na seçildim,
sene dolunca başkan oldum.
Hemen akabinde yedek Yönetim
Kurulu üyesi seçildim, bu sırada
benim fikrim halen aynıydı UND
bir işe yaramıyor. YK üyesi olunca
sorunlara bir el atalım dedik. Bize
temas eden Bölge Müdürlüklerini,
Genel Müdürlükleri ve Müsteşarlıkları Alişan ve Hakan kardeşimle
ziyaret etmeye başladık. Baktık ki
insanlar bizi dinliyor, ilgi de gösteriyorlar. Kalktık Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcımız Sayın
Bülent Uğur Ecevit’le Gürcistan’a
gittik. Gürcülerle teoride anlaşılıp pratikte anlaşılamadığından
sorunlarımızın bir iki tanesine
çözüm sözü aldık Gürcü ağızlardan. Hemen peşinden KUKK (
Kara Ulaştırması Karma Komisyon
) toplantılarına katıldı bu üçlü. Bu
toplantılar, bu sektörün çatı bakanlığı tarafından koordine edilmekte.
Genel anlamda, sektörün ilgili
ülkede karşılaştığı sorunlar bu toplantıda karşı tarafa dile getirilmektedir. Gürcülerle girdiğimiz KUKK
toplantısında baktım ki biz sorunları
delilleriyle beraber ispatlı şekilde
Gürcülere aktarmaktayız lakin onların derdi çözüm değil, bize politika
yapıyorlar. Aynı şekilde Azerilerle
49
KUKK toplantısına girdik, sorunlar
heyet başkanımızca sıralandı lakin
sorun diye paylaştığımız konuların
ucu paraya temas ettiğinden çözüm
doğrultusunda hiç oralı değiller,
resmen duvara konuşuyorsunuz her
türlü inkar etmekteler.
Uzmanlaşma sorunu var
Ondan sonra tespit ettim ki,
kabahat ne UND’de ne de Ulaştırma Bakanlığı’nda, kabahat dış
politikamızda. Kabahat bu toplantı
heyetine dahil olarak, karşımızdaki
ülkenin bakanına anlatarak çözüm
istemeyen Gümrük ve Ticaret
Bakanı’nda, Dış İşleri konularındaki
sorunlarımıza çözüm aramayan
Dış İşleri Bakanı’nda, ticari engeller
hususunda sorunlarımızı çözme
gayreti göstermeyen Ekonomi
Bakanı’nda, Türk sürücülerine
nefes aldırmayan Gürcistan ve
Azerbaycan polisleriyle yaşadığımız sorunları paylaşmayan İçişleri
Bakanı’nda... İki ülke bir araya
geliyor, Gümrük konusundaki sorunlarınıza çözüm bulma şansınız
var, siz Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak bu toplantıya bıyığı yeni
terlemeye başlamış, konulardan
bihaber bir uzman gönderiyorsunuz… Allah aşkına, bu formaliteyi tamamlamak adına fuzuli bir
adımdan başka ne olabilir? Ben
daha aynı ülkenin bir önceki KUKK
toplantısıyla bir sonraki KUKK
toplantısına aynı gümrük uzmanının
katıldığını görmüş değilim. Uzmanlaşma böyle mi olur?.. Sırf koltuk
boş kalmasın diye bir personel
görevlendirmektense, bir ekip
kurun ve yetkilendirin, ya da genel
müdürlerinizi ya da yardımcılarını
görevlendirin tüm KUKK toplantılarına sadece onlar katılsın, ülkelere göre görev paylaşımı yapın,
gelsinler toplantıda Türkiye’nin
altını çizerek söylüyorum benim
değil, Türkiye’nin hakkını çatır çatır
savunsunlar. Sonuç alamıyorsa
ülkeye döner dönmez çıkarsın
genelgeyi mütekabiliyet uygulasın,
bu kadar mı gömüldük bürokrasiye, bunu da mı beceremeyeceğiz? Türklerin makus kaderidir
hakkımız olanı dahi masa başında
kaybedişimiz. KUKK toplantılarının daha mücadeleci geçmesi
gerekiyor. Geçiş belgesi kotalarını
konuşmaktan ibaret olmamalı bu
toplantılar. Bu sektör sorunların
çözümlenmesi için her yıl sabırla
bu toplantıları bekliyor. Sorunların
çözümü doğrultusunda, sorunlara
temas eden ilgili kurumların en
tepe birim yetkililerini bu toplantılara getirtmelidir Ulaştırma Bakanlığı.
Yoksa biz kolay lokma olmaya
devam edeceğiz durum budur.
Bakanlıklar UND’nin
gerisinden takip ediyor sektörü
UND’nin son dönemlerdeki gidişatını beğeniyorum, lakin anladığıma
göre bakanlıklar UND’nin biraz
gerisinden takip ediyor sektörü.
UND’nin dinamik bir yapıya sahip
olduğunu anlamalı Bakanlıklar, bu
dernek sektörüyle iç içe. Başka hiçbir dernekte yoktur böyle bir Ar-Ge.
Devlet yeter ki bu sektörü yüceltmeye karar versin. UND, fazlasıyla
yardımcısı olacaktır. Ben dünün
bugünden iyi, yarının bugünden kötü
olacağını görüyorum. Biz ülke olarak
bir şeyler yapmazsak, bu sektör
ufaldıkça ufalmaya ve neticesinde
yok olmaya mahkûmdur. Devletin bu
sektöre sahip çıkmasını istiyorum.
UND’nin etkinliklerine davet edilmelerine rağmen Cumhurbaşkanımızın,
Başbakanımızın, Bakanlarımızın
katılmadıklarını üzülerek gözlemliyorum. Son birkaç yıldır ilk defa
bir bakan, Ulaştırma Bakanı Mart
ayındaki genel kurulumuza teşrif
etti. Oysaki Bakanlığımız sürekli
yanımızda olmalı, diğer bakanlara
örnek teşkil etmeli. Yetinmeyerek
Başbakanımızın UND etkinliklerinde
boy göstermesine zemin hazırlamalı.
Yetmez, ülke menfaatine çalışan bu
sektörü sadece manevi olarak değil,
maddi olarak da desteklemeli devlet.
Bu sektöre temas eden her konuda,
devletin birimleri bu sektörün bölgelerdeki yetkin isimleriyle çalışmalı,
ortak akılla politikalar yürütmelidir.
Ben gördüm ki, biz meğer kendimiz
için değil ülkemiz için mücadele etmekteymişiz. Konuşmamı bağlarken
herkesin “Kral çıplak” hikayesine göz
atmasını rica ediyorum.”
Temmuz 2015
50
İFTAR
Sektörün oyun kurucuları
UND’nin iftar yemeğinde
bir araya geldi
UND’nin düzenlediği geleneksel iftar yemeği İstanbul Yeşilköy Polat Renaissance Hotel’de gerçekleştirildi. Üyeleri biraraya getiren iftar yemeğinde, ‘Yılın
Sürücüsü Ödülü’ de sahiplerini buldu. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ülkemiz lojistik sektörünün haksız rekabete maruz kaldığını ifade ederek
Avrupa’da bu konularla ilgili 72 ülkede 4 ayrı davanın açıldığını vurguladı.
Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND)’nin her yıl geleneksel
olarak düzenlediği iftar programı
bu yıl da büyük bir katılımla İstanbul Yeşilköy Polat Renaissance
Hotel’de yapıldı. Yaklaşık 800
kişinin katıldığı iftar yemeğinde
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu, iftar programı öncesi
yemeğe katılan herkesle yakından
Temmuz 2015
ilgilendi. İftar sonrası TIR Şoförü
Mehmet Soysal’ın Avrupa ile verdiği
vize mücadelesinin anlatıldığı “Aç
Kapıyı Bezirgânbaşı” belgeselinin
ikinci bölümü gösterimi yapıldı.
Nuhoğlu: Haklı mücadelemizi
sürdürürken biraz yorulacağız
ama mücadelemiz sürecek
Belgeselin izlenmesinin ardından
bir konuşma yapan UND Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, İhracatın yüzde 40’ını Avrupa ile yaptıklarını ancak engellerle uğraştıklarını
vurguladı. Avrupa’da 72 ülkede
4 dava açtıklarını, ayrıca 7 ülkeyi
de Avrupa Komisyonu’na resmen
şikayet ettiklerini belirten Nuhoğlu,
“Ortak pazar, ortak ticaret dedik.
Avrupa’da mallarımız serbestçe
dolaşacak dedik. İhracatımızın
yüzde 40’ını Avrupa ile yapıyoruz
51
ama nedense bu konuda engellerle
karşılaşıyoruz. Haklı mücadelemizi
sürdürürken biraz yorulacağız ama
mücadelemiz sürecektir” dedi.
Mücadelemizde yalnız
bırakılmıyoruz
UND olarak sorunların çözüm
noktasında kararlı ve hassas
davrandıklarını ifade eden Nuhoğlu, kamu’nun gerekli kesimleri ile
birlikte ‘ortak’ hareket ettiklerini
UND’nin haklı mücadelesinde yalnız
kalmadığını belirterek “İlk kez UND,
lojistik platformun üyesi olarak kabul edildi. Artık mücadelelerimizde
de yalnız bırakılmıyoruz. Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı,
Ekonomi Bakanlığı, Avrupa Birliği
Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı en az
bizim kadar sorunlarımızı sahipleniyor” dedi. Lojistik sektörünün
Türkiye’nin kalkınması ve gelişmesinde son derece kritik bir noktada
olduğunu ifade eden UND Yönetim
Kurulu Başkanı Nuhoğlu, lojistiğin
hizmet sektörleri içerisinde turizmden sonra en fazla katma değeri
sağlayan sektör olduğunun altını
özenle çizdi.
Mesleğimizin hizmet sağlayıcı
olarak tanınmasını eninde sonunda elde edeceğiz
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu, Türkiye lojistik sektörünün ciddi haksızlıklarla boğuşmak
durumunda kaldığını ifade ederek,
sektör olarak sadece ‘eşit rekabet’
istediklerini; dayatmalar, kotalar,
vizeler, engellemelerle sektörün hızının yavaşlatıldığının altını çizdi. Başkan Nuhoğlu, uzun yıllara dayanan
haksızlıkların sektörde kan kaybına
neden olduğunu ifade ederek; bu
haksızlıklara karşı Avrupa’nın birçok
ülkesinde davalar açtıklarını belirterek, “Mesleğimizin hizmet sağlayıcı
olarak tanınmasını eninde sonunda
elde edeceğiz. Mücadelemiz, türlü
engellerle karşılaştığımız için günlerle
ifade edilen Münih’e 36 saat içinde
ulaşana kadar sürecektir” dedi.
Temmuz 2015
52
İFTAR
Lojistik, Türkiye’de de
hak ettiği yeri alıyor
Lojistik kavramının dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de arzu edilen
şekilde anılmaya başladığını ifade
eden Nuhoğlu, “İlk kez 5 yıllık kalkınma planına lojistik de girdi. Yine
ilk kez UND, lojistik platformun
üyesi olarak kabul edildi. Bütün
bu gelişmelerin sonucunda artık
mücadelelerimizde de yalnız bırakılmıyoruz. Ulaştırma, Ekonomi,
AB’den sorumlu Bakanlık ve Gümrük Bakanlığı en az bizim kadar
sorunlarımızı sahipleniyor. Ve yine
ilk kez ulaştırma ve taşımacılık;
hizmet sektörünün turizmden sonra en fazla katkı sağlayan değeri
oldu” diye konuştu. Nakliyeden
lojistiğe dönüşen bir sektörün
devlet kanalı ile resmi olarak adalandırılmasının son derece önemli
olduğunu vurgulayan Nuhoğlu,
alınan kararların uygulanmasının
gerektiğini söyledi. Sektörde ciddi
adımların atılmasının şart olduğunu ifade eden Nuhoğlu, artık
alınan kararların fiiliyata geçirilmesi
gerektiğini söyledi. Lojistik köyler,
Türkiye’nin lojistik üs olması gibi
Temmuz 2015
kavramların sıklıkla konuşulduğunu
ifade eden Nuhoğlu, artık bu kavramların hayata geçirilerek sektöre
nefes aldırılmasının gerektiğini
sözlerine ekledi.
En iyi şoförler birarada
Dünyanın dört bir yanında sektörümüzü başarıyla temsil ederek, gurur
kaynağımız olan 66 sürücü, IRU 2014
Onur Nişanları’nı aldı. 66 sürücüden
biri olan Nihat İmirzi Yılın Sürücüsü Ödülü’nün sahibi oldu. Yıllarını
TIR şoförlüğüne adamış, yaz kış
demeden, yollarda kazasız belasız
seyrederek, Türk ürünlerinin dünya
pazarlarına dağıtımında en önemli
görevi üstlenmiş olan 66 sürücümüz,
IRU 2014 Sürücü Onur Nişanı’nın
sahibi oldu. Sürücüler UND iftar
yemeğinde düzenlenen törenle tören
ile Onur Nişanları’nı aldı.
53
Temmuz 2015
54
İFTAR
Temmuz 2015
55
Scania satışları yüzde 90 arttı
2015 yılının ilk 6 ayında yüzde 30 büyüyen ağır ticari araç pazarında Scania, satışlarını en fazla yükselten marka oldu. Scania ilk 6 ayda toplam bin 555 adetlik
satış gerçekleştirdi.
Ağır ticari araç pazarı, 2015 yılının
ilk 6 ayında bir önceki yılın aynı
dönemine göre 17 bin 827 adetlik
satış ile yüzde 30 büyüdü.İnşaat
sektöründeki hareketlilik ve devam
eden projeler sayesinde en fazla
artış inşaat serisi kamyonlarda yaşandı. Kamyon satışlarının toplam
pazardaki payı yüzde 40’a yükseldi. Scania, 2015 yılının ilk yarısında
satışlarını en fazla artıran marka
olarak öne çıktı. 1.555 adetlik satış
adedine ulaşan Scania satışlarını
bir önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 90 artırarak toplam pazarda
yüzde 9’luk paya ulaştı ve ithal ağır
ticari araç pazarı lideri oldu. Bu
dönemde çekici segmentindeStre-
amline modeli ile öne çıkan Scania,
yüzde 21 artan toplam çekici pazarında satışlarını yüzde 77 yükseltme başarısı gösterdi. Nisan ayında
tanıtımı yapılan yeni inşaat serisi
ile model yelpazesini genişleten
Scania, 3 aylık sürede 179 adetlik
inşaat aracı satışı gerçekleştirdi.
Scania, 2016 yılbaşında Euro 6
normlarına geçileceğinden dolayı
pazarda yaşanan hareketliliğinde
etkisi ile 2015 yılını 3.500 adedin
üzerinde satış ve yüzde 10 pazar
payı ile tamamlamayı hedefliyor.
Ürün gamı genişliyor
Ağır ticari araç sektöründe müşterilerinin tüm taleplerine cevap vermek
isteyen Scania, bu amaçla ürün
gamını genişletmeye devam ediyor.
2015 yılı ikinci yarısında Scania ile
özdeşleşerek efsane haline gelen
ve kırkayak olarak tabir edilen 8x2
modelini tekrar yollara çıkartıyor.
Scania’dan 2. el atağı
Ağır ticari araçları bir yatırım
ürünü olarak gören ve müşterilerinin hem alırken hem de satarken
kazanmalarını amaçlayan Scania,
2. el atağı başlatıyor. DOD ağır
vasıta uygulaması ile müşterilerinin 2. el ağır ticari araçlarını,
markası ne olursa olsun değerlendirebilecekleri bir platform
yaratmayı hedefliyor.
Temmuz 2015
56
EKONOMİ
Haziran ayında ihracat yüzde 6.4
gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Haziran ayı ihracat verilerini, Gebze
Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısında açıkladı. TİM verilerine
göre Haziran ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu.
Yılın ilk yarısında ihracat yüzde 8,1
düşüşle 73 milyar 261 milyon dolara geriledi. Son 12 aylık ihracat ise
yüzde 3,6 düşüşle 150 milyar 807
milyon dolar olarak gerçekleşti. Haziran ayında ihracatta yaşanan kıpırdanma ümit verici oldu. Haziran’da
dolar bazında ihracat yüzde 6,4
gerilerken, ihracatın kilogram
değeri yüzde 5,4 artış gösterdi.
Yine Haziran ayında AB’ye ihracat
dolar bazında yüzde 5,5 gerilerken,
kilogram bazında yüzde 8,4 artış
yakalandı. Euro bazında AB’ye ihracat ise Haziran ayında yüzde 14,7
artış gösterdi. Haziran ayında baz
etkisi nedeniyle ihracattaki düşüş
hızı azaldı. Bunun yanısıra birim
fiyatlardaki gerileme ve parite etkisi
Haziran ayında da sürdü. Haziran
ayında Euro/Dolar paritesinin geçen
yılın aynı ayına oranla yüzde18
gerilemesinin aylık bazda ihracata
1,2 milyar dolar negatif etkisi oldu.
İlk 6 aylık toplam parite etkisi ise
toplamda 6,8 milyar dolara ulaştı.
Bunda bir önceki yılın ilk yarısına
göre ortalamada %19 gerileyerek
1,117 seviyesine inen parite etkili
oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, geçtiğimiz ay gerçekleşen
seçimler sonrası herkesin gözü
kulağının yeni kurulacak hükümette
olduğunu belirterek “Ülkemizi uyum
içinde geleceğe taşıyacak, seri bir
şekilde istikrarı sağlayacak, ‘güçlü
ve reformist bir koalisyon hükümetine’ ihtiyacımız var. Bu anlamda
bizim odak noktamız minimum risk,
maksimum reform” dedi.
Tüm siyasi parti liderlerimizi
sağduyu ile hareket etmeye
davet ediyoruz
“Küresel risklerin ekonomilerini
zorladığı, dünya ticaretinin daraldığı,
etrafımızın adeta ateş çemberine
dönüştüğü bir ortamda zaman
kaybetmeye tahammülümüz yok”
Temmuz 2015
diyen TİM Başkanı: “Önüne devasa
hedefler koyan Türkiye’nin, bu
hedeflerinden sapmaya tahammülü yok. Bu yüzden hükümetimizin
bir an önce kurulabilmesi için tüm
siyasi parti liderlerimizi, sağduyu
ile hareket etmeye davet ediyoruz.
Bizim de kurulacak olan yeni hükümetimizden beklentilerimiz çok net
ve açık. Yeni kurulacak hükümetimizin ‘ihracat odaklı büyüme modeli’ kurgulaması gerekiyor. Çünkü
Türkiye’ye artık yeni bir paradigmaya, yeni bir büyüme modeline
ve yepyeni bir bakış açısına ihtiyacı
var. Yüksek katma değere daya-
nan, inovatif olmayı temel alan, bilgi
ve teknoloji üretmeye odaklanmış
yeni bir büyüme modeli, ihracatçılarımızın ve sanayicilerimizin en
büyük beklentisi! Bugüne kadar,
makro hedeflerde kazandığımız başarıları, mikro-ekonomik hedeflerde
de başarma ihtiyacımız var. İşte bu
yüzden biz, eğitimden, teşvik politikalarına, inovasyondan markalaşma süreçlerine topyekûn bir reform
programının hayata geçirilmesini
istiyoruz. Bu bağlamda Ekonomik
Koordinasyon Kurulu çalışmalarının
devamlılığını sağlamanın çok kritik
olduğuna inanıyoruz. AB süreci-
57
nin hız kazanmasının, Türkiye’nin
geleceği için hayati öneme sahip
olduğuna inanıyoruz. Bu anlamda temennimiz yeni hükümetin,
istikrarın devamlılığını sürdürecek ve
toplumumuzun en yüksek hayrına
olacak şekilde bir an önce kurulması ve hayata geçmesi” dedi.
Türkiye ekonomisinden
güzel sinyaller alıyoruz
Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmede bulunan Büyükekşi, “Dünya ticaretinin yüzde 10
daraldığı bir konjonktürde, Türkiye
ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde
2,3 büyüdü. Gerçekleşen büyümeyi, mevcut koşullar altında olumlu
değerlendiriyoruz” dedi. Yılın geri
kalanı için de beklentilerinin pozitif
olduğunu vurgulayan TİM Başkanı,
“İhracatımızın yılın ikinci yarısında
daha iyi performans göstermesini
bekliyoruz. İhracatın artan katkısıyla, daha yüksek büyüme rakamına ulaşacağımıza inanıyoruz.
Özellikle gelişmiş ekonomilerdeki
pozitif büyüme beklentileri, bize bu
süreçte yardımcı olacak. Zira Dünya
Bankası en son raporunda, 2015 yılı
dünya büyüme beklentisini yüzde
2,8 olarak revize etti. Büyüme hızına, gelişmiş ülkelerdeki toparlanma
beklentileri olumlu katkı sağlıyor”
dedi. Bu bağlamda ABD’nin yüzde
2,7, AB’nin ise yüzde 1,5’luk büyüme beklentisinin ülkemiz için önemli
olduğunu ifade eden Büyükekşi,
özellikle Avrupa’daki toparlanmanın
ihracatımız için beklentileri güçlendirdiğini vurguladı.
Yunanistan, özellikle
Avrupa için bir risk unsuru
olmaya devam ediyor
Yunanistan’da yaşanan son
gelişmeleri de değerlendiren TİM
Başkanı, “Yunanistan, IMF’ye 1.6
milyar Euro’luk borcunu ödemeyeceğini açıkladı. Euro bölgesi
tarafından sunulan ‘Kurtarma
Paketi’ni kabul etmedi. Görüşmeler
sonlandırıldı. Yunanistan Başbakanı,
5 Temmuz’da, ‘tartışmalı kurtarma
paketini’ referanduma sunacağını
açıkladı. IMF tarafından da teyit
edildiği gibi temerrüde düştü.
Her ne kadar AB ile görüşmeler,
Yunanistan tarafından sonlandırılmış
olsa da, sağduyuyla bu meselenin aşılacağına inanıyoruz” dedi.
Yunanistan’ın, Euro’dan ayrılma
ihtimalinin ihracat açısından önemli
bir risk taşımadığını vurgulayan TİM
Başkanı, “Çünkü iki ülke arasındaki
ticaret hacmi, komşu ülkeler olmamıza rağmen, hayli düşük. 2014 yılı
verilerine göre Yunanistan, toplam
ihracatımızda yüzde 0,9’luk paya
sahip. Toplam ithalatımızın ise, yüzde 1,7’si Yunanistan’dan geliyor.
Yunanistan’a ihracatımızda kimya,
elektronik ve otomotiv sektörleri
ön plana çıkıyor. Yunanistan’dan
ithalatımızda ise petrol yağları,
pamuk ve polimer ön plana çıkıyor.
Dolayısıyla Yunanistan krizinin,
dış ticaretimiz üzerindeki etkisinin
sınırlı olmasını bekliyoruz. Ancak
Yunanistan krizi yüksek borçluluk
oranlarına sahip İtalya, Portekiz,
İspanya gibi ülkelere de sıçrarsa,
o zaman AB için büyük sıkıntılar
yaşanabilir. Temennimiz, en büyük
ticaret partnerimiz olan AB’nin bu
sıkıntıları en kısa sürede atlatmasıdır” dedi.
İhracatçılar FED’in yılın
son çeyreğine doğru beklenen
faiz artışını gözetiyor
Tüm dünyanın FED’in faiz artırım
sürecini yakından takip ettiğini söyleyen TİM Başkanı, “FED’in Eylül’de
faiz artırımı sürpriz olmayacak. Zaten birçok ekonomist Eylül’de faiz
artışı bekliyor. Biz de sene sonuna
kadar mutlaka kademeli bir faiz
artışı bekliyoruz. Keza en son eğilim anketimizde, ihracatçılarımızın
yüzde 40’ı da 3-6 ay içerisinde faiz
artırımını beklediğini ifade etmişti.
Faiz artırımı tüm gelişmekte olan ülkeler için oldukça önem taşıyor. Bu
yüzden, bizim bu dönemi güçlü ve
kararlı bir hükümet ile karşılamamızın önemli olduğunu düşünüyoruz.
İhracatçılarımız da Pazar çeşitlendirmesi ve daha etkin finansman
yönetimi ile bu koşullara şimdiden
kendini hazırlamalı” dedi.
Haziran ayında ihracat
lideri otomotiv endüstrisi
Büyükekşi, sektörel bazda haziran
ayında en fazla ihracatı 1 milyar 975
milyon dolarla otomotiv endüstrisinin
yaptığını vurgularken, bu sektörü 1
milyar 463 milyon dolarla hazırgiyim ve 1 milyar 426 milyon dolarla
kimyevi maddeler sektörlerinin takip
ettiğini belirtti. Haziran ayında en
fazla ihracat yapılan 5 ülke Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve Fransa
oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 9,
İngiltere’ye ihracat yüzde 2, Irak’a
ihracat yüzde 7, İtalya’ya ihracat
yüzde 6, Fransa’ya ihracat yüzde
16 geriledi. En fazla ihracat yapılan
30 ülke arasında, en yüksek ihracat
artışı yüzde 60 ile Suudi Arabistan’a
yakalandı. Mısır’a ihracat yüzde
18, Avusturya’ya ihracat 17 arttı.
Haziran ayında ihracat artışında öne
çıkan noktalar şöyle oldu: Haziran
ayında Peru’ya ihracat yüzde 162,
Cibuti’ye yüzde 157, Kongo’ya yüzde 148, Sudan’a yüzde 95, Fildişi
Sahili’ne yüzde 80 arttı. Ortadoğu’ya
ihracat yüzde 3,3, Kuzey Amerika’ya
yüzde 2 artarken, AB’ye ve Afrika’ya
ihracat yüzde 6 azaldı. En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında, Haziran
ayında en fazla ihracat artışını Gaziantep yakaladı. Gaziantep’in ihracatı
Haziran ayında yüzde 4,4 artarken,
Manisa’nın ihracatı yüzde 3,6 artış
gösterdi. Haziran ayında Bursa’nın ihracatı yüzde 1,4 düşerken, Adana’nın
ihracatı yüzde 4,5, İstanbul’un
ihracatı yüzde 6, Kocaeli’nin ihracatı yüzde 6,3, Ankara’nın ihracatı
yüzde 11,7, İzmir’in ihracatı yüzde
13,1, Denizli’nin ihracatı yüzde 17,6
ve Sakarya’nın ihracatı yüzde 21,3
geriledi.
Temmuz 2015
58
LOJİSTİK
Avrupa Birliği’nden kota itirafı
AB kotalarla Türkiye’yi zarara uğrattığını kabul etti
Uluslararası Nakliyeciler Derneği, yıllardır taşıma engellerinin ticareti olumsuz
yönde etkilediğinin ısrarla altını çiziyor. Bu duruma gözünü, kulağını tıkayan
AB, en sonunda taşıma engellerinin ticareti baltaladığını kabul etti. Avrupa
Komisyonu’nun yaptırdığı raporda Türkiye’ye yönelik taşıma engellerinin kalkması halinde iki tarafın dış ticaretinin 3,5 milyar euro artacağı dile getiriliyor.
UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, raporun Gümrük Birliği müzakereleri
arifesinde büyük koz olduğunu vurguluyor.
Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı
“AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir anlaşmanın ekonomik etkileri
üzerine bir çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçları UND tarafından
Temmuz ayı içerisinde The Plaza
Hotel İstanbul’da basına duyruldu. Toplantıya UND Başkanı Çetin
Nuhoğlu ile birlikte, İkinci Başkan
Şerafettin Aras, Başkan Yardımcısı
Temmuz 2015
Ali Çiçekli, Genel Sekreter Nagihan
Soyla ve UND AB Danışmanı Can
Baydarol katıldı. Basın toplantısında
Avrupa Komisyonu’nun hazırlattığı
rapora dair her şey konuşuldu ve basına bilgi verildi. Basın mensuplarının
sorularının da cevaplandırıldığı toplantıda UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu’nun sık sık daha önce
yayınlanan Dünya Bankası Raporu’na
atıfta bulunması dikkat çekti. Avrupa
Komisyonu’nun yaptırdığı “AB ile
Türkiye Cumhuriyeti arasında bir
anlaşmanın ekonomik etkileri üzerine
bir çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçları, “tam serbestleşme” halinde
Türkiye ile AB arasındaki ticaretin 3,5
Milyar Euro artacağı ve 39 bin kişiye
ilave istihdam yaratılacağını ortaya
koydu.
59
Avrupa Komisyonu, kotalar kalkarsa Türkiye-AB ticaretinin 3.5 milyar Euro artacağını öngören bir rapor hazırladı. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, zararın çok
daha büyük olduğunu belirterek, “Ancak kotaların Türkiye’ye verdiği zararın
ortaya konması son derece önemlidir. Gümrük Birliği’nin revizyonu görüşmeleri
arifesinde Türkiye için çok büyük bir kozdur” dedi.
Nuhoğlu: Komisyon raporu
UND’yi doğrular nitelikte
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu, “Kotaların kaldırılmasıyla
hem Türkiye hem de AB ekonomisinin
kazanç elde edeceğini savunan ve
bu yönde birçok girişimde bulunan
Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin
söylemlerinin doğruluğunu kanıtlar
nitelikteki Komisyon Raporu, Gümrük
Birliği revizyon görüşmeleri öncesinde
ülkemiz adına tarihi bir önem taşıyor.
Avrupa Birliği Komisyonunun dışında
da yine UND’nin geçmiş dönemde
yaptırdığı araştırmaların ışığında,
AB Ülkeleri ve Türkiye’nin ithalat ve
ihracattaki toplam kazancının en az
10 Milyar Euro olacağını öngörüyoruz”
dedi. Avrupa Komisyonu’nun Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü
tarafından bağımsız bir konsorsiyuma
yaptırılan ve “AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir anlaşmanın
ekonomik etkileri üzerine bir çalışma” başlıklı araştırma ile ülkemizde
kayıtlı karayolu taşımacılık firmalarına
AB ülkeleri tarafından uygulanan
kota kısıtlamalarının kaldırılması için
“Türkiye-AB arasında ayrı bir karayolu
taşımacılığı anlaşmasının imzalanması” seçeneği bilimsel olarak analiz
edildi.
Kotalar her iki tarafa da
zarar veriyor
UND, Türkiye’nin ihracatının ve
uluslararası karayolu yük taşımacılığı
sektörünün gelişimini engelleyen ve
yaşanan sorunların temelini oluşturan
“Kota Engelleri” konusunu Avrupa
Komisyonu gündemine taşırken,
2016 yılının başında başlatılması
beklenen “Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri” öncesinde
Komisyon tarafından açıklanan rapor;
kotaların sadece ülkemiz ekonomisine değil aynı zamanda Avrupa Birliği
ekonomisine de zarar verdiğini tüm
çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
“Tam Serbestleşme” ile
birlikte maliyetler azalıyor,
Türkiye’nin ihracatı artıyor
Komisyon tarafından açıklanan
raporun sonuçlarına göre; Türkiye ile
AB arasındaki karayolu yük taşımacılığı hizmetinin serbestleştirilmesi
ilişkin 4 ana senaryodan biri olan
“tam serbestleşme” sağlanması
durumunda Türkiye ile Avrupa
Birliği arasındaki ticaret’te 3,5 milyar
euroluk artış yaşanacak. Türkiye’nin
AB’ye yapacağı ihracat 1,9 milyar
Temmuz 2015
60
LOJİSTİK
euro artarken, AB’nin Türkiye’ye
İhracatı ise 1,6 milyar euro yükseliş
kaydedecek.
Tekstil yüzde 37, makine
aksamları yüzde 28’lik dilimle
sekteye uğruyor
Türkiye’nin yüzde 2,7’lik büyüme
payında, ihracatın yüzde 1,77’lik
payı dikkate alındığında bu kazanımın büyük önem taşıdığına dikkat
çeken UND, araştırmanın ışığında
söz konusu yaptırımlarla sekteye uğrayan en önemli sektörlerin
yüzde 37 ile tekstil ürünleri, yüzde
28 ile makine aksamları olduğuna
dikkat çekti. Sekteye uğrayan diğer
sektörlerin sıralaması, yüzde 13
ile metal ürünleri, yüzde 8 ile gıda
ürünleri ve tarım ürünleri, yüzde 8
ile kimyasal ürünler ve son olarak
yüzde 6 ile diğer sektörler olarak
devam ediyor.
“Tam serbestleşme”, Türkiye’ye
ek 25 bin kişi, AB’ye de ek 14
bin kişilik istihdam sağlayacak
Azalan maliyetler ile birlikte satış
fiyatı düşen ürünler ile AB tüketicisi yılda 145 milyon euro tasarruf
Temmuz 2015
edecek. Taşıma maliyetlerindeki
düşüş sonucunda Türk taşımacılarının Avrupa’ya yapacağı sefer
sayısında yüzde 11 artış ile 40 bin
ilave sefer gerçekleşecek, gidişdönüş yaklaşık 200 milyon euro
ilave hizmet ihracatı yapılarak döviz
kazandırılacak. “Tam serbestleşme”, Türkiye’ye ek 25 bin kişi,
AB’ye de ek 14 bin kişilik istihdam
sağlayacak.
AB Kotaları, Türkiye’deki yerleşik AB firmalarını da vuruyor
2007 yılında yüzde 60 civarında
olan AB’nin payının, ihracatımızda bugün yüzde 43’e indiğini
ifade eden UND Yönetim Kurulu
Başkanı Nuhoğlu, “Türkiye’nin
Avrupa’ya olan ihracatının yüzde 50’sinin Türkiye’de yerleşik
Avrupa Birliği sermayeli firmalar
tarafından yapıldığı gerçeği göz
önüne alındığında, bu düşüşteki
en büyük zararı, AB firmaları gördü” dedi. Raporun “tam serbestleşme” projeksiyonuna göre; gayri
safi yurtiçi hasılada yaratılacak
2,3 milyar Euro’luk ilave verimin,
0,15 milyar euroluk kısmından
özellikle tekstil, kimya ve makine
sanayilerindeki çoğunluk hissesi
AB firmalarında olan İşletmeler
yararlanacak.
Rapor, gümrük müzakereleri
arifesinde büyük koz
UND Başkanı Nuhoğlu, Türkiye ile AB gümrük bölgesinde sanayi mallarının gümrük
vergisi ve eş etkili vergiler
ile miktar kısıtlamaları ve eş
etkili tedbirlere tabi olmadan
serbestçe dolaşmasını sağlamayı amaçlayan Gümrük
Birliği’nin, AB üye ülkelerince
Türk taşımacılara uygulanmakta olan “geçiş belgesi
kotaları” yüzünden etkin
işlemiyor olmasının hem
Avrupa Birliği, hem Türkiye
ekonomileri için yol açtığı
sıkıntıların artık Avrupalılar
tarafından da kabul edildiğine dikkat çekti. Nuhoğlu, yayınlanan bu raporun
2016’daki gümrük müzakerelerinde büyük koz olacağının
da altını özenle çizdi.
61
Komisyon raporu, gümrük birliği
müzakereleri açısından tarihi
sonuçlar içeriyor
UND Yönetim Kurulu Başkanı
Nuhoğlu, Türkiye ile AB gümrük bölgesinde sanayi mallarının
gümrük vergisi ve eş etkili vergiler
ile miktar kısıtlamaları ve eş etkili
tedbirlere tabi olmadan serbestçe
dolaşmasını sağlamayı amaçlayan Gümrük Birliği’nin, AB üye
ülkelerince Türk taşımacılara
uygulanmakta olan “geçiş belgesi
kotaları” yüzünden etkin işlemiyor
olmasının hem Avrupa Birliği, hem
Türkiye ekonomileri için yol açtığı
sıkıntıların artık Avrupalı dostlarımız
tarafından da kabul edildiğine dikkat
çekti. Dünya Bankası tarafından
2014 yılının Mayıs ayında açıklanan “Türkiye-AB Gümrük Birliği
Değerlendirmesi”nin de bu gerçeği
teyit ederek; “Karayolu kotalarının,
Türkiye-AB ticaretinin potansiyelinin
altında gelişmesine neden olduğunun” açıkça ifade edildiğini hatırlatan UND Başkanı Nuhoğlu, şunları
söyledi: “Avrupa Komisyonu adına
Ulaştırma ve Hareketlilik Genel
Müdürlüğü tarafından geçen yılın
sonunda tamamlanan bu çalışma
da, benzer bir sonuç ile UND’nin
uzun süredir Türkiye ve AB kamuoyu gündemine taşıdığı bu sorunu
çarpıcı şekilde ortaya koymaktadır.
28 AB üye ülkesinin 24’ü tarafından
Türk plakalı araçlara getirilen kota
kısıtlamalarının, özellikle ihracatımız-
Taşımalarımız
40 bin adet artacak
Kotalar sebebiyle Türk nakliyecilerinin payının Romanya,
Polonya, Makedonya gibi ülkelerin nakliyecilerine kaydığının da bilgisini veren Nuhoğlu,
“Yaptığımız taşımalar 40 bin
adet artacaktır. Bu da ülkemiz
adına gidiş-dönüş yaklaşık
200 milyon Euro tutarında
ilave hizmet ihracatı anlamına
geliyor” dedi.
daki genel artış trendine rağmen
AB’ye ihracatımızın genel ihracatımızdaki payının son 10 yılda
yüzde 60’lardan yüzde 43’lere
indiği dikkate alındığında, yol açtığı
zararlar farklı kaynaklardan rakamlarla teyit edilmektedir. Avrupa
Birliği Komisyonunun dışında da
yine UND’nin geçmiş dönemde
yaptırdığı araştırmaların ışığında,
AB Ülkeleri ve Türkiye’nin ithalat ve
ihracattaki toplam kazancının en az
10 Milyar Euro olacağını öngörüyoruz. 2016 başında yeni baştan
müzakere edilmeye hazırlanan
Türkiye-AB Gümrük Birliği müzakereleri, işte bu nedenle her iki paydaş için kritik önem taşımaktadır.
Sadece Türk taşımacılarının değil,
Türkiye ihracatının ve ekonomisinin
destekçisi olan UND olarak Güm-
rük Birliği’nin halihazırda sağladığı
avantajların hayata geçirilmesi için
tüm kesimlerden destek bekliyoruz. Kotaların kaldırılmasıyla hem
Türkiye hem de AB ekonomisinin
kazanç elde edeceğini savunan ve
bu yönde birçok girişimde bulunan
Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin
söylemlerinin doğruluğunu kanıtlar
nitelikteki komisyon raporu, Gümrük
Birliği revizyon görüşmeleri öncesinde ülkemiz adına tarihi bir önem
taşıyor.”
UND’nin taşıma kotası bariyerlerine karşı mücadelesi kararlılıkla
devam edecek
UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, Türkiye-AB hukukuna aykırı
şekilde uygulanan taşıma kotalarına
karşı TİM çatısı altındaki Türkiye’deki ihracatçıları da yanına alarak
uluslararası hukuk süreci başlatan
ve halen 2 ülkede açılmış 4 davayı
yürüten ve Avrupa Komisyonu’na
7 ülke ile ilgili resmi şikayet sunan
UND’nin “taşıma kotası” bariyerlerine karşı mücadeleye kararlılıkla
devam edeceklerini belirten Nuhoğlu, “Bu rapor Avrupa Birliği için
ev ödevi niteliğindedir. Türkiye-AB
ortaklık hukukunun “bekçisi” sıfatıyla
28 AB ülkesindeki ihlallerin düzeltilmesinden sorumlu olan Avrupa
Komisyonu’na bu sonuçları ileteceğiz. AB’nin karar organlarını bu
konuda görevlerini yerine getirmeye
davet ediyoruz” dedi.
Temmuz 2015
62
GÜNCEL
Savaş Yaşar, Borusan Lojistik Uluslararası
Taşımacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu
Türkiye Lojistik sektörünün lider
firması Borusan Lojistik’in, Uluslararası Taşımacılık iş birimi Genel
Müdür Yardımcılığı’na Savaş Yaşar
atandı. 20 yılı aşkın bir süredir lojistik sektörünün çeşitli iş birimlerinde
hizmetleri bulunan Yaşar, Boğaziçi
Üniversitesi’nden mezun olduktan
sonra 1992 yılında Efes Pilsen ile
çalışma hayatına atıldı. Ardından
17 yıl boyunca DHL Worldwide
Express’de satış ve operasyon
fonksiyonlarında kritik görevler üstlenerek devam eden Savaş Yaşar,
2005-2014 yılları arasında DHL
Türkiye Operasyon Direktörü olarak
görev aldı. Aralık 2014 itibarı ile
Borusan Lojistik ailesine Uluslararası Taşımacılık Satış Grup Müdürü
olarak katılan İleri derecede İngilizce
ve Fransızca bilen Yaşar, evli ve bir
çocuk babasıdır.
Lojistik sektörünün devi
Türkiye’nin lider ve öncü lojistik
şirketlerinden Borusan Lojistik,
hizmet yelpazesini genişletmek ve
Uluslararası Taşımacılık alanındaki
gücünü pekiştirmek adına 2012 yılı,
Aralık ayında yine Türkiye lojistik
sektörü lider firmalarından Balnak
satın almasını gerçekleştirmiş ve bu
satın alma ile Türkiye’nin en büyük
lojistik şirketi konumuna geldi. Satın
almanın ardından Borusan Lojistik’in
ilk adımı, yurt içi lojistik hizmetlerinde
zirvede yer alan “Borusan Lojistik” hizmet anlayışını Uluslararası
Taşımacılık Hizmetlerine de taşımak
oldu. Bu doğrultuda Uluslararası
Taşımacılık Organizasyonunu daha
etkin bir noktaya getirmek için
satış yapısını, birimlerin uzmanlıklarına göre özelleştirildiği yenilikçi
bir modele dönüştürdü. Tüm satış
ekibi, Borusan Lojistik ve Sabancı Üniversitesi’nin birlikte kuruma
özel olarak tasarladığı bir eğitim
ile güçlendirildi. Borusan Lojistik
Uluslararası Taşımacılık alanındaki
yapılanma sürecinin son adımını ise
Genel Müdür Yardımcılığı’na Savaş
Yaşar’ı atayarak gerçekleştirdi. 2015
yılı markanın, Uluslararası Taşımacılıkta Avrupa’da büyüyeceği ve aynı
zamanda taşımacılık ağını Ortadoğu
ve Bağımsız Devletler Topluluğu
bölgesindeki varlığı ile genişleteceği
bir yıl olarak planlanıyor. Hızlı hizmet
ve takip sistemleri ile güvenilir bir
çözüm ortağı olan Borusan Lojistik;
Uluslararası Taşımacılık Hizmetleri
kapsamında karayolu, denizyolu,
demiryolu, havayolu ve İntermodel/
Multimodel taşımacılığında ithalat ve
ihracat operasyonları gerçekleştiriyor.
Oğuzhan Aygün, Omsan Lojistik Satınalma ve
Tedarikçi Geliştirme Direktörü olarak atandı
Omsan, satınalma ve tedarikçi
geliştirme süreçlerini küresel Türk
lojistik şirketi olma vizyonu doğrultusunda direktörlük çatısı altında
yeniden yapılandırdı. Omsan
Lojistik Satınalma ve Tedarikçi Geliştirme Direktörlüğü’ne Oğuzhan
Aygün atandı. Yeni görevine atanan
Oğuzhan Aygün, profesyonel
hayatına 1986 yılında başladı. 2001
yılından bu yanaise lojistik sektöründe önemli görevlerde bulunan
Aygün, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü
mezunu olup, iyi derecede İngilizce
Temmuz 2015
biliyor. Omsan’ın, Türkiye’nin en
büyük tedarikçi ekosistemlerinden
birini yönettiğini belirten Omsan
Lojistik Genel Müdürü Osman
Küçükertansürdürülebilir rekabet avantajına sahip olmak için
satınalma ve tedarikçi geliştirme
süreçlerindeyeni bir yapılanmaya
gittiklerini ifade etti. Şirketin dinamik yapısını korumak için lojistik
sektörünün içinden veya dışından
nitelikli yöneticileri bünyelerine kattıklarınısöyleyen Küçükertan, yeni
görevine atanan Oğuzhan Aygün’e
başarılar diledi.
63
Ford Otosan’ın lojistiği dünyada ders olarak okutulacak
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik
Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof.
Dr. D. Ali Deveci, Doç.Dr. Gül Denktaş Şakar, Prof.Dr. Okan Tuna ve
Ford Otosan Lojistik Müdürü Recai
Işıktaş tarafından İngilizce olarak
hazırlanan Ford Otosan’ın lojistik
operasyonları kapsamında uyguladığı “İntermodal Taşımacılık İş Modeli” vakası dünyaca ünlü yayınevi
Springer tarafından basıldı. Farklı
ülkelerdeki başarılı lojistik ve tedarik
zinciri uygulamalarını vaka şeklinde
sunmak amacıyla 3 yıl önce dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri
olan Oxford Üniversitesi tarafından
küresel bir proje olarak başlatılan
çalışma kitaplaştırıldı. 11 farklı ülkeden seçilen tedarik zinciri ve lojistik
vakalarının yer aldığı kitabın editörlüğünü ise Oxford Üniversite’sinden
Prof. Pietrowich ve Prof. Cuthberson üstlenmiş. Konuyla ilgili bir
açıklamada bulunan DEÜ Denizcilik
Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm
Başkanı Prof.Dr. Okan Tuna şunları
söyledi; “Bizim amacımız iyi lojistik
uygulamalarını sektöre ve akademisyenlere sunmak. Ford Otosan
İntermodal Taşımacılık vakası hem
maliyet hem de çevre temelli önemli
kazanımları olan bir uygulama.
Denizyolu, karayolu ve demiryolu
ulaştırma modlarının bütünleşik bir
yapı içerisinde yararlanıldığı bu uygulamadan uluslararası işletmelerin
öğreneceği çok şey var”.
Yeşil Lojistik başarısı
Ford Otosan’ın tedarikçilerinden
temin ettiği girdilerin, Almanya’nın
Köln şehrindeki bir lojistik merkezden, Türkiye’ye ulaştırılması
sürecinde demiryolu seçeneğinin
kullanılmasına ilişkin lojistik yaklaşımları ve kazanımları anlatan vaka,
işletmelerin rekabetçiliği üstünlüğü
kapsamında çok önemli bilgiler
içeriyor. Önemli üniversitelerde ders
olarak okutulacak vaka için Ford Otosan Lojistik Müdürü Recai Işıktaş ise
şunları aktardı: “Bu projenin maliyet
yönlü kazanımları dışında en önemli
kazanımı çevre duyarlı bir yeşil lojistik
uygulaması olması. 2003 yılında
başladığımız bu proje ile her yıl 8990
ton CO2 salınımını azaltarak çevreye katkı sağlanmıştır.2013 yılında
devreye alınan İntermodal projesiyle
çevreye salınımı azaltılan CO2 miktarı
13.710 ton seviyesine yükselmiştir.
Bu 1 milyon ağaçlık, yani Belgrad
ormanının yarısı büyüklüğünde bir
ormanın çevreye yaptığı katkıya
denktir” Uluslararası yayınevi Springer
tarafından “Supply Chain Design and
Management for Emerging Countries” adıyla basılan kitap, internet
üzerinden sipariş edilebiliyor.
Krone 7 ilde müşterilerine iftar yemeği verdi
İzmir Tire Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikası ile yerli treyler üreten
Avrupa’nın en büyük treyler markaları
arasında yer alan Krone Ticari Araçlar,
Ramazan ayı nedeniyle çeşitli illerde
düzenlenen iftar yemeklerinde müşterileri ile bir araya geldi.
Yaklaşık 70 nakliye firması temsilcisinin katıldığı iftar yemeklerinin son
durağı Kayseri oldu. İftar yemeğinde
bir konuşma yapan Satıştan Sorumlu
Krone Trailer International Genel Müdürü Semih Pala, Krone Ticari Araçlar
olarak artık yerli bir üretici olduklarını
belirterek, “Sizlerin de yakından takip
ettiğiniz gibi yeni bir döneme girdik. İzmir fabrikamızda Alman teknolojisi ve
dayanıklılığına sahip yerli malı treyler
üretiyoruz. Tire fabrikamız Krone mar-
kasının Almanya dışındaki ilk üretim
tesisidir. Burada sizlerden gelen talep
ve istekleri de göz önünde bulundurarak, çözüm üretmek ve işbirliğimizi
ilerletmek istiyoruz. İftar yemeklerimiz
ile başlayan bu birlikteliğimizin iş ortaklığı şeklinde devam etmesini arzu
ediyoruz” açıklamasını yaptı. Krone
Ticari Araçlar, Ramazan ayı başından
bu yana Antalya, Adana, Mersin, Gaziantep, Konya, Nevşehir ve Kayseri
illerinde düzenlediği iftar yemeklerinde
bölgede faaliyet gösteren nakliyeciler
ile bir araya geldi.
Temmuz 2015
64
TESLİMAT
Denizli Çimento’nun demiryolu taşımaları
Omsan güvencesinde
Omsan, çimento sektörünün
önde gelen firmalarından Denizli
Çimento’nun kömür ve dökme
çimentoyurtiçi demiryolu taşıma
operasyonlarını gerçekleştirmeye
başladı. Lojistik sektörünün en
değerli markası Omsan Lojistik,
çimento sektörünün önde gelen
firmalarından Denizli Çimento’nun
Kütahya/Tunçbilek’ten, TCDD’nin
Denizli/Kaklık İstasyonu’na yapılacak kömür taşımalarını ve yine
Denizli Çimento Fabrikası’ndan
İzmir/Aliağa`ya yapılacak dökme
çimento taşımalarını demiryolu ile
gerçekleştirmeye başladı. Yürütülen operasyon kapsamında
Omsan, Denizli Çimento için 2 yıl
süresince yıllık 120 binton kömür
ve 120 bin ton dökme çimento
taşıması gerçekleştirecek. Denizli Çimento’nun Omsan’ı tercih
etmesinden ötürü mutlu olduklarını
belirten Omsan Lojistik Demiryolu Koordinatörü Mehmet Sıddık
Öğmen, kömür taşımalarında 90
konteyner ve 30 vagonun, dökme
çimento taşımalarında ise 65 silobas konteyner ve15 vagonunun
kullanıldığını ifade etti. Öğmen,
Omsan’ın demiryolu taşımacılığındaki deneyimi ve nitelikli insan
kaynağı ile Denizli Çimento için
rekabet avantajı yaratacaklarına
inandığını belirtti.
DNT Ulusalrarası Nakiyat 30 adet Huckepack aldı
Merkezi Denizli’de bulunan DNT Uluslararası Nakliyat 30 adetlik Huckepack
siparişinin ilk 15’ini, Serin Treyler Konya Tesislerinde düzenlene bir törenle
teslim aldı. Serin merkez fabrikasında
düzenlenen teslimat törenine DNT
Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu
Üyesi Abdurrahman Manisalı katılırken, Serin Treyler adına Satış Müdürü
Mustafa Heybetli katıldı. Karayolu taşımacılığında artan maliyetler nedeniyle,
son dönemlerde taleplerin tren yolu ile
taşımaya yönelmesiyle birlikte, treyler
ürünlerinde de bu yönde gelişmeler
yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak arge
çalışmalarını hızlandırarak müşterilerin
ihtiyacının giderilmesi yönünde gerekli
arge çalışmalarını tamamlayan ve seri
üretime geçen Serin Treyler, geliştirdiği huckepack modeliyle müşterilerinden tam not aldı. Huckepack
modelinin başlıca özellikleri Geliştirelen
huckepack modelde yer alan; tren
taşımacılığına uygun dizayna sahip,
hareket edebilen çatı ve gümrüklenebilir yan perdeler, 2950 mm İç tavan
yüksekliği ve 13.600 mm iç uzunluk
Temmuz 2015
ve opsiyonel olarak yükseltilebilir çatı
sistemleri (Serin, Mega attic veya
Lifemaster) aracın başlıca önemli özellikleri arasında. Ayrıca bu yeni ürün
müşteri tercihine göre Huckepack
Mega 950 mm ve Huckepack Averaj
1050 mm pleyt yüksekliğine sahip iki
model olarak piyasaya sunuldu. Merkezi Denizli’de bulunan ve Avrupa’nın
tüm ülkelerine taşımacılık yapan DNT,
ağırlıklı olarak tekstil ürünleri nakliyesi
konusunda hizmet veriyor. Filosunda
40 yakın treyler bulunduran firma, bu
teslimat ile birlikte sayıyı 55 yükseltti.
65
ABC’den 150 adetlik dev treyler yatırımı
Tırsan’dan vazgeçmeyen ABC
Lojistik 150 adet tren yüklemeli Tırsan Brandalı Maxima Plus
semi-treylerleri filosuna kattı.
Araçların teslimatı Tırsan Adapazarı
Fabrikası’nda gerçekleşti. Teslimat
için yapılan törene Tırsan Treyler
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ABC Lojistik Yönetim Kurulu
Başkanı Ergun Bilen, Tırsan Yurtiçi
Satış Genel Müdür Yardımcısı Ercan Kulaksız ve DAF-Tırsan Satış
Müdürü Ertuğrul Erkoç katıldı.
Ergun Bilen, yaptığı açıklamada,
“Tırsan markasını öncelikle tercih
etme nedenlerimiz treylerlerin
sağlamlığı, Tırsan’ın sektörün lideri
olması ve marka güvenirliğidir ”
dedi. Bilen, “Ayrıca, treylerlerin
şasisi ve tüm kaynaklı komponentlerinin paslanmaya karşı olarak
kataforez kaplı olması sayesinde
araçlarımız 10 yıl paslanmazlık
garantisi altında, buda bizim için
büyük avantaj” sözleriyle Tırsan
treylerlerin uzun vadedeki performansına vurgu yaptı. Bilen,
“Firmamız özellikle tren ve deniz
yolu ile taşımacılık yapmaktadır,
filomuzda önceden bulunan ve
buna ek olarak yeni alımını yapmış
olduğumuz intermodel taşımacılığa
uygun Tırsan treylerler sayesinde
hem zamandan hem maliyetten
tasarruf ediyoruz. Öte yandan DAFTırsan’ın sahip olduğu geniş servis
ağı, satış sonrası hızlı ve müşteri
memnuniyetini göz önünde bulundurarak vermiş olduğu hizmetler
bizim için oldukça memnuniyet
verici” diye konuştu.
Öney, filo yatırımları ile büyüyor
Türkiye’nin genç ve büyüyen filolarından Öney Taşımacılık, 10 adet
Renault Trucks T 460 Euro 5 çekici
ile filosunu büyütmeyi sürdürüyor.
Sektörde 25’inci yılını kutlamaya
hazırlanan Öney Taşımacılık ve
Lojistik A.Ş., filosuna kattığı 10
adet Renault Trucks T 460 Euro
5 çekici ile toplam araç sayısını
60’a çıkarırken, filosundaki Renault
Trucks sayısını 15’e yükseltti.
İzmir Koçaslanlar Otomotiv’de
gerçekleştirilen teslimat töreninde,
Öney Taşımacılık ve Lojistik A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı Enver
Numanbayraktaroğlu ile Genel
Müdür Hasan Polatlı, Renault Trucks
Türkiye Bölge Müdürü Engin Demirel, İzmir Koçaslanlar Otomotiv Şube
Müdürü Mesut Süzer, İzmir Koçaslanlar Satış Yöneticisi Ömer Gündem
ve İzmir Koçaslanlar Servis Müdürü
Fatih Birdal hazır bulundular.
Renault Trucks T serisi araçların
düşük yakıt tüketimi, güvenlik, konfor, ikinci el değeri kaliteli ve yaygın
servis ağı unsurlarını dikkate alarak
seçim yaptıklarını belirten Numanbayraktaroğlu, Renault Trucks ve
Koçaslanlar Otomotiv’in kalite ve
güvencesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Renault Trucks Türkiye Bölge
Müdürü Engin Demirel, ise :
“Avrupa’nın kamyon konusunda en
önemli ödülü olan “2015 Yılın Kamyonu” ödülünü alarak, hem Avrupa
hem de Türkiye pazarı için önemli
bir referans ve güvence ile pazara
giriş yaptık. Öney Lojistik, Renault
Trucks ve Koçaslanlar Otomotiv
ortaklığımız ile teslim edilen T serisi
araçlarımızının bol kazançlar getirmesini temenni ediyorum.”
Temmuz 2015
medya

Benzer belgeler