Bilgi güvenliği

Transkript

Bilgi güvenliği
1
Zorlu Grubu iç iletişim yayınıdır.
Üç ayda bir yayımlanır.
Nisan-Mayıs-Haziran 2013
41
Bilgi güvenliği
sunuş 01
Bilginin izini sürerek geçen 60 yıl
60 yıl önce küçük bir ilçeden başlayarak bugün dünyanın dört bir yanına ulaşan yolculuğumuzda, en önemli hazinemiz “bilgimiz” oldu. 60 yıllık deneyimimize ve bilgi birikimimize duyduğumuz inanç, hayallerimize ışık tuttu. Bilgimizin ve hayallerimizin
aydınlattığı yolda kararlılıkla, sabırla, özveriyle çalışarak her biri kendi sektörünün lideri olan kurumlarımızı inşa ettik. Bugün,
yeni hayallerin bizlere verdiği şevkle yeni başarılara doğru koşarken yeni bilgilerle yolumuzu çiziyor, “daha daha ileriye gitmeyi,
daha daha yükseğe çıkmayı” hedefliyoruz.
Zorlu Grubu olarak, tekstil, elektronik, beyaz eşya, enerji, gayrimenkul ve madencilik alanlarında 60’dan fazla şirketimizle, ülkemizin ve dünyanın fark yaratan oyuncularından biriyiz. Bu farkı yaratan en önemli unsurlardan biri “bilgi”dir. Her bir şirketimiz,
bilgi birikimi ve deneyimi ile sektörlerine yön verirken, ülkemizin rekabet gücünün artmasında ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olma yolunda çok önemli bir rol üstleniyor. Zorlu Grubu olarak, şirketlerimizin başarılarıyla gurur duyuyoruz. Zorlu
Tekstil şirketimizle, 58 ülkeye ihracat yapıyor, dünyanın dört bir yanında ülkemizi gururla temsil ediyoruz. Tekstil konusundaki
uzun yıllara dayanan bilgi birikimimizle yenilikçi ürünler tasarlıyoruz. Bir yandan da bitmek bilmeyen bir merakla araştırmaya,
geliştirmeye devam ediyor, bilginin peşinden koşuyoruz.
Grubumuzun amiral gemisi Vestel, geleceğin teknolojilerini ve tasarımlarını üretiyor. Şirketimiz, tasarıma verdiği önemin bir
yansıması olarak uluslararası arenada kalite ve mükemmeliyetin belgesi niteliğinde 63 ödül birden kazandı. Bu başarısıyla bizleri gururlandıran Vestel, geleceği tasarlama heyecanıyla ürettiği ve ödüllerle taçlandırdığı ürünlerini 140 ülkeye ihraç ediyor…
2012 yılında da 15 yıldır olduğu gibi elektronik ihracatında liderliği bırakmayan Vestel, 2,9 milyar dolar ihracatla, Türkiye’nin en
çok ihracat yapan dördüncü firması olarak gururumuzu perçinliyor. Vestel, geleceğimiz olan çocuklarımızın son teknoloji ile en
iyi şartlarda eğitim almalarına da katkıda bulunuyor. Dünya çapındaki rakiplerine rağmen, 85 bin akıllı tahta ve 50 bin tabletten
oluşan FATİH Projesi ihalesini kazanan Vestel, araştıran ve sorgulayan çocuklarımızı bilgiye ulaştırmak için çalışıyor.
Zorlu Enerji Grubu ile yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak elektrik üretirken, doğal kaynakların ve kültürel değerlerin geleceğe aktarılması konularında da çalışmalar yürütüyoruz. Ülkemizin 2023 jeotermal hedefinin yarısını 2016 yılına
kadar tek başımıza üretme hedefiyle yeni keşifler yapıyoruz. Bu bakış açısıyla, Denizli’nin Sarayköy ilçesinde Türkiye’nin 80 MW
üretim kapasiteli en büyük jeotermal santralini Ekim ayında üretime başlatacağız. Alaşehir’deki 45 MW kapasiteli, mühendislik
çalışmaları devam eden santralimizi ise 2014’ün sonunda faaliyete geçireceğiz. 100 MW’lık üretim kapasitesine sahip Kızıldere
santralimizin üretim kapasitesini 200 MW’a çıkartmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı’na yaptığımız (EPDK)
başvuru da kabul edildi. Başvurumuzun kabulünün ardından bu bölgedeki sondaj çalışmalarımız devam ediyor.
Zorlu Enerji Grubu’nun, doğal gaz sektöründeki dağıtım faaliyetlerini ise GAZDAŞ ile başarıyla yürütüyoruz. Gaziantep ve Trakya
bölgesinde 20 ayrı yerleşim birimine, doğal gaz dağıtımı gerçekleştiren GAZDAŞ, bugüne kadar 340 milyon dolar yatırım yaptı.
Her zaman daha yükseği hedefleyerek gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızın bir yansıması olarak; doğal gaz ticaret şirketlerimizle
yılın ilk yarısını hedeflerimizin üzerinde, başarıyla tamamladık ve ilk altı ayda 450 milyon metreküp doğal gaz satışı gerçekleştirdik.
Diğer yandan, ülkemizin mevcut kaynaklarını en iyi şekilde nasıl değerlendirebileceğimizi sorguluyoruz. Sene sonunda Manisa
Gördes’teki 10 bin ton kapasiteli nikel kobalt tesisimizin devreye alınmasıyla ülkemiz için önemli bir adım atacağız. Bu adımla,
2023’te 40 bin ton kapasite ile hizmet vereceğiz ve 2018 sonunda ülkemizin ihracatına 600 milyon dolar katkı sağlayacağız. Her
zaman ilkleri yapan bir Grup olarak yine Türkiye’de ilkleri başarmanın gururunu yaşıyoruz ve Türkiye’de ilk defa çevreye duyarlı
kapalı sistem bir rafineri kuruyoruz.
İnsana verdiğimiz değerle, yeni kentler için yeni çözümler de geliştiriyoruz. Bunun şüphesiz en önemli örneği Eylül ayında hizmete açacağımız Zorlu Center olacak. Türkiye’de ilk defa, rezidans, performans sanatları merkezi, alışveriş merkezi, otel ve
ofislerden oluşan 5 ayrı fonksiyonu Zorlu Center çatısı altında bir araya getirdik. Asya ve Avrupa kıtalarının birleştiği bir noktada,
İstanbul’un tam kalbinde ve uluslararası arenada yeni bir cazibe merkezi olan Zorlu Gayrimenkul, insanlığa değer katacak projelerle yoluna devam edecek.
60 yıllık yolculuğumuzda, bilginin izini sürerek, bilgiye sahip olma arzusuyla harekete geçerek yapılmayanı yaptık, görülmeyeni
gördük, bilinmeyene ulaştık... Önümüzdeki süreçte de, Zorlu Grubu olarak, bilgiyi kalıcı başarılara dönüştürerek ülkemize değer
katmayı sürdüreceğiz.
Sevgi ve saygılarımla,
Ah­met ZOR­LU
02 içindekiler
03
Türkiye’de ve Dünyada Zorlu Dergisi, Zorlu Holding A.Ş. yayınıdır. Para ile satılmaz.
Katkıda Bulunanlar:
Metin Salt / Vestek Genel Müdürü
Metin Salt 1990’da ODTÜ Elektrik ve Elektronik
Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital
Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. Adlı
şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen
Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını
yürüten Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme
A.Ş.’de Genel Müdür olarak görev yapıyor. ABD,
Avrupa ve Türkiye patent enstitüleri tarafından
verilen altı patenti bulunuyor.
10 Zorlu Center, teknoloji,
tasarım ve sanatın buluşma
noktası
16 Gençlerin dünyası, TAÇ
ile nevresimlere yansıdı
62 Linens’ten ışıl ışıl bir yaz
koleksiyonu
68 İhracatın yıldızları:
Zorlu Dış Ticaret ve
Zorlu Tekstil
24 Tekstil sektörünün
kalbi EVTEKS
38 Vestel, iki yılda 15
“Merkez Servis” açacak
04 Kapak / En değerli hazine: Bilgi
14 Türk sofra kültürünün temsilcisi TAÇ
15 Uçacaksanız, en iyisiyle uçun
20 Fuarlarda Korteks imzası
21 Yenibiriş Ödülleri’nden Zorlu’ya üç ödül birden
22 Vestel Akıllı Ev Platformunu Almanya’da tanıttı
23 Vestel, Plus X’in en prestijli ödüllerinin sahibi oldu
30 Her şeyin başı merak
34 Çocuklara “Dünya Çevre Günü” armağanı
36 İlham öğrencilerden, tasarım Vestel’den
37 Zorlu Grubu sağlık söyleşileri
40 Tasarrufun ABC’si
42 “Altın Vana”, GAZDAŞ’ın...
43 Zorlu Enerji Grubu “Enerji Avcıları”nı arıyor
46 “Sürdürülebilirlik Ödülü” Zorlu Enerji Grubu’nun...
47 Kayseri Doğal Gaz Santrali’ne, “En Temiz Sanayi
Tesisi” ödülü
48 Devir LED devri...
50 Vestel, “Çevre Berat’ına” layık görülen ilk beyaz eşya şirketi
51 Vestel’in yeni dijital platformu “Evin Kalbi”
mutfaktan bildirecek
52 Gardrobunuz geleceğe yatırımınız
54 Zorlu Enerji Grubu’ndan 100 MW’lık yeni jeotermal yatırımı
55 Zorlu Enerji Grubu, IICEC Uluslararası Enerji Forumu’nda
56 Vestel genç sanatçıların yanında
57 Üç yarışma 63 ödül
58 Dilinizi yanlışlıkla çiğnemeyin
60 Küçük Hanımlar Küçük Beyler’de “Kurbağa Prens” sahnede
61 Şıklık ve konfor bir arada
64 Vestel, Enka Fun Day’e sponsor oldu
65 En iyiler Alaçatı’da yarıştı
66 Vestel, AVM etkinliklerinde tüketicileriyle buluşuyor
67 Vestel mutfakları kazandırıyor
74 Kısa kısa
78 Gökyüzünün getirdikleri
80 Kültür sanat
82 English summaries
Zorlu Holding A.Ş. Adına Sahibi
Olgun Zorlu
İçerik ve Tasarım Uygulama
Genel Koordinatör
Ayşegül Kuyucu
Görsel Yönetmen
Esen Ataman Kürklü
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Yaprak Özer
indeks içerik-iletişim danışmanlık
Kore şehitleri Cad. Atılım İş Merkezi No: 28
K: 4 D: 4 34397 Zincirlikuyu-İstanbul
Tel: 0212 347 70 70 Faks: 0212 347 70 77
e-mail: [email protected]
web: www.indeksiletisim.com
İçerik Koordinatörü
Nilüfer Eyiişleyen
Grafik Tasarım
Serkan Bengin
Yayın Editörü
Umut Bavlı
İdari İşler
Dilek Yeşil
Yayın Kurulu
Vedat Aydın, Lale İlalan, Necmi Kavuşturan
Yayın türü: Yerel, süreli, 3 aylık
Yazı İşleri
Erkan Yavuz, Belkıs Dalkıranoğlu, Cihan Aydın
Fotoğraflar
Renk Ayrımı ve Basım
Bilnet Matbaacılık
Dudullu Organize Sanayi
Bölgesi 1. Cadde No: 16
Ümraniye/İstanbul
Telefon: 444 44 03
70 “Her güne bir
taze film”
Dergi Yönetim Yeri
Zorlu Plaza, 34310 Avcılar - İstanbul
Telefon: 0212 456 20 00
Faks: 0212 422 00 49
e-posta: [email protected]
72 Çekirdekten
gelen mucize
“Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup,
Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde
yayınlanan yazı ve fotoğrafları yayma hakkı ve “Zorlu” markası ve logosu Zorlu Holding A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yazılı izni olmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz.
Dergide yayınlanan yazılar, yazarların kişisel görüş, yorum ve tavsiyelerini içermektedir, İndeks
İçerik İletişim Danışmanlık veya Zorlu Holding A.Ş., yazılarda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyeler
nedeniyle doğabilecek maddi veya manevi zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir.
04 kapak
05
En değerli hazine: Bilgi
Çağımızın en değerli hazinesinin doğru “bilgi” olduğunu söylemek abartılı
olmaz. Günün her saniyesinde, birçok farklı platformdan bize ulaşan bilgiler
arasında doğru ve güvenilir olanı bulmak, bilgi kirliliğinin içerisinde doğru olanı
ayıklamak ve “güven”de tutmak büyük önem taşıyor.
B
ilgi, geçmişte olduğu gibi bugün de geleceği öngörebilmemize olanak tanıyor. Bireylerden kurumlara,
kurumlardan devletlere kadar her yapıtaşının bilgiye
ihtiyacı var. Bilgi bu kadar önemli olunca, onun doğru biçimde saklanabilmesi ve sızdırılmaması da aynı derecede önemli
oluyor. Bir kurum içerisindeki tüm diğer varlıklar gibi bilgi de
kurum için önem taşıyan ve bu nedenle en iyi şekilde korunması gereken değerli bir varlık. Bu nedenle kurumlar ve devletler, bilginin korunmasına yönelik önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Teknolojik yatırımların yanı sıra hukuk alanındaki
çalışmalarla, bilgi sızıntısının önüne geçmeye ve riski en aza
indirmeye çabalıyorlar.
Güvenlik tedbirleri almadan bilişim teknolojilerini kullanmak,
ehliyet sahibi olmadan otomobil kullanmak kadar tehlikeli sa-
yılabilir. Herhangi bir bilgi sisteminde; bilginin sahibi, bilgiyi
kullanan, bilgi sistemini yöneten konumundaki herkes sorumluluk sahibi. Bu durum çok geniş bir kitleyi içerdiğinden “bilgi
güvenliğinin sağlanmasından herkes sorumludur” diye genelleme yapmak mümkün.
Sistemleri içeriden, yani kullanıcıdan gelebilecek hatalara ve
zararlara karşı koruyan bir mekanizma yok. Hatta dışarıdan
gelen saldırganın herhangi bir kullanıcı adı ve şifresi mevcut
değilken, içerideki kullanıcının kullanıcı adı ve şifresiyle bazı
haklara sahip olması, içerideki tehdidin önemini arttırıyor.
Güvenlik açıklarının çoğu kullanıcı hatalarından kaynaklanıyor. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak yapılan yanlışlar bilgi kaybına neden oluyor. Bu nedenle bilinçli kullanıcılar olmak şart.
Dijital fareler...
Araştırmalar, bilgisayar güvenliği konusunda ne kadar hassas
olunsa da iş USB cihazlara gelince hassasiyetin ortadan kalktığını
gösteriyor. Oysa ki USB cihazlar modern çağın fareleri gibi. Virüsü bir yerden başka bir yere taşıyarak hızla yayılmasına neden
oluyorlar. O+K Research tarafından KasperskyLab için yapılan
araştırmaya göre, kullanıcıların yarıya yakını, bilgisayarlarına virüs bulaşmış depolama aygıtları bağlıyor. Kullanıcılar kendi bilgisayarlarının güvenlik korumasının tam olduğundan emin olsalar
da, arkadaşlarından ya da ailelerinden aldıkları virüslü bir USB
sürücü, bilgisayarlarda veri kaybına yol açabiliyor.
Güvenlik açıklarının çoğu kullanıcı hatalarından
kaynaklanıyor. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak
yapılan yanlışlar bilgi kaybına neden oluyor.
Bu nedenle bilinçli kullanıcılar olmak şart.
06 kapak
07
Bilgi güvenliği, kurum içindeki değerli varlıkların kaybedilmesi, yanlış kullanılması ve zarar görmesini önlemeyi ifade
eder. Bilgi; kağıt üzerinde resmi bir evrak, elektronik ortamda bir veri ya da kişiler arasında sözlü bir içerik olabilir.
Bilgi güvenliği, kurum içindeki değerli varlıkların kaybedilmesi, yanlış kullanılması ve zarar görmesini önlemeyi ifade eder.
Bilgi; kağıt üzerinde resmi bir evrak, elektronik ortamda bir
veri ya da kişiler arasında sözlü bir içerik olabilir.
tarafından değiştirilmesi, bozulması ya da silinmesinin engellenmesi anlamını taşıyor. Kullanılabilirlik ise bilginin, yetkili
kişilerin istediği anda erişimlerine açık olmasıdır. Erişilemeyen bilginin bir önemi de olmaz.
Ne zaman şüphelenmeli
• Bilgisayarınızda gereksiz bir yavaşlama durumunda
• Sizin müdahaleniz olmadan bir bilgi kaybı veya değişikliğiyle
karşılaştığınızda
Bilgi güvenliği denince...
Bilgi güvenliğinin üç temel boyutu bulunur. Gizlilik, bütünlük
ve kullanılabilirlik. Gizlilik; bilgiye yetkisiz kişilerin erişiminin
engellenmesini ifade eder. Bütünlük, bilginin yetkisiz kişiler
Gizli olmalı
Gizlilik bilginin ulaşması gereken kişiye kadar sır olarak kalması ve yalnızca istenilen kişi tarafından erişilebilir olmasıdır.
Antik zamanlardan itibaren insanoğlu bilginin güç olduğunun
farkında. Yaşadığımız bilgi çağında ise bilgiye erişim her zamankinden daha fazla önem arz ediyor. Gizli bilgiye yetkisiz
erişim, sadece ulusal güvenlik uygulamalarında değil, ticarette ve sanayide de büyük sorunlara neden oluyor. Gizliliğe tehdit olabilecek unsurlar arasında kötü amaçlı yazılım, sisteme
müdahale, güvensiz ağlar sayılabilir.
• Kontrol dışı programların çalışması durumunda
• Kontrol dışı web sayfalarının açılması durumunda
• Antivirüs programlarının çalışmadığını fark ettiğinizde
Rakamlarla...
• 2012 Norton Siber Suç Raporu’nda, Türkiye’de son on iki ayda 10
milyondan fazla kişinin siber suç mağduru olduğu ve bunun toplam
net maliyetinin ise 556 milyon dolara denk geldiği belirtiliyor.
• 2012’de siber saldırıların İngiltere ekonomisine maliyeti 27 milyar
poundu buldu.
Bütün halde kalmalı
Bütünlük; bilginin güvenilirliği, tam olup olmadığı ve doğruluğunun yanı sıra bilginin uygun olmayan ve yetkisiz bir
şekilde değiştirilmesinin engellenmesiyle de ilgili. Bilgi güvenliği kapsamında bütünlük, sadece bilginin kendisinin bütünlüğünü değil bilginin kaynağının bütünlüğünü de kapsar.
Bütünlüğün korunmasına ilişkin mekanizmalar iki ana gruba
ayrılır. Bilginin yetkisiz bir şekilde değiştirilmesini engellemeye yönelik, erişim kontrollerini içeren koruyucu mekanizmalar ile bu koruyucu mekanizmalar başarısız olduğunda
yetkisiz müdahaleleri engellemeye çalışan, ortaya çıkarıcı
mekanizmalar.
Erişilebilir olmalı
Genellikle en son söz edilmekle birlikte, bilginin kullanılabilirliği, bilgi güvenliğinin gizlilik ve bütünlük ayakları kadar
önemli. Yetkili kullanıcılar bilgiye ihtiyaç duyduklarında ona
erişemezseler, karmaşık şifreleme ve erişim kontrollerine de
ihtiyaç kalmaz. Bilginin mevcudiyetine yönelik tehditler, hizmet dışı bırakma olarak adlandırılır.
İtibar için önemli
Bilişim teknolojilerini yoğun kullanan kurumlarda; internet,
intranet ve e-posta gibi ortamlarda yapılan veri alışverişinde
ve taşınabilir cihaz kullanımında bilgi güvenliği riskleri hakkında farkındalık oluşturulması büyük önem taşıyor. Bilgilerin
güvende tutulması, kurumların itibarı ve imajı açısından da
önemli bir rol oynuyor.
Bilgisayar ve internet kullanımının çalışma ve özel yaşamımızda gittikçe yaygınlaşmasıyla artık birçok işlemi elektronik ortamda yapıyoruz. Buna bağlı olarak teknolojideki değişimler;
virüs, spam, hacking gibi güvenlik tehditlerini de beraberinde
getiriyor. Son yıllarda bu tehditlerin doğrudan finansal amaçlara ve belirli hedeflere yöneldiği görülüyor. Kandırma amaçlı
“sosyal mühendislik” yöntemleriyle, gizli bilgilere yetkisiz kişiler tarafından erişilebiliyor.
• Yılda 100 binden fazla siber saldırı yaşanan ABD’de bu rakam yaklaşık 100 milyar dolar.
• ABD hükümetinin, 2002 yılında sanal güvenlik harcamaları için
İş yerlerinde bilgi güvenliği konusunda en sık yapılan hatalar
ayırdığı kaynak 2.7 milyar dolar, 2003’te ise bu oran 4.2 milyar dolar
• İnternete güvenliksiz kablosuz ağlardan erişme
olarak belirlendi. ABD, 2012’de ise günlük 12 milyon dolar harcıyor.
• I Love You virüsü dünya çapında yaklaşık 45 milyon bilgisayara bulaşıp 10 milyar dolarlık maddi kayba yol açtı.
• Nimda kurtçuğunun dünya çapında maliyeti yaklaşık 3 milyar dolar.
• Love Bug’ın verdiği zarar, 10 milyar dolar.
• MyDoom adlı Truva atının yol açtığı maddi zarar 4,8 milyar dolar.
• 5 milyarı insan ve 5 milyarı makine olmak üzere birbiriyle bağlantılı olan 10 milyar nesne sayısının 2020 yılında 20 milyara ulaşacağı
tahmin ediliyor.
• 2.27 milyar internet kullanıcısı günlük 247 milyar e-posta gönderiyor.
• 240 milyon internet adresi bulunuyor.
• 19.2 milyar internet sayfası mevcut
• İnternet üzerinde 1.6 milyar fotoğraf var.
• 50 milyon ses-görüntü dosyası internette.
• Gereksiz ama gizli bilgileri bilgisayardan silmeme
• Parolaları başkaları ile paylaşma
• Farklı web sitelerinde ve/veya çevrimiçi hesaplarda aynı kullanıcı ve parolayı kullanma
• Gizli bilgileri depolayacak şekilde şifrelenmemiş, genel USB sürücüleri kullanma
• İş yerinde değilken bilgisayarları gözetimsiz bırakma
• İçerisinde gizli verilerin olduğu USB sürücülerini kaybettikten
sonra kurumları bilgilendirmeme
• Gizli kurum bilgileri üzerinden uzaktan çalışırken gizlilik ekranları kullanmama
• Seyahat ederken dizüstü bilgisayarlarda gereksiz önemli bilgileri taşıma
• Kurum ağına erişmek için kişilere ait mobil cihazları kullanma
Kaynak: Ponemon Institute
08 kapak
09
Kişisel, kurumsal ve ulusal bazda birçok bilginin paylaşıldığı iletişim sistemlerinden oluşan siber ortamın; yine bilgi ve
iletişim sistemleri kullanılarak üretilen ve yayılan siber tehditlere ve saldırılara karşı korunması, başka bir deyişle siber
güvenliğin sağlanması gerekiyor.
Hepimiz sosyal alemdeyiz
Kaspersky Lab tarafından yapılan araştırma, Türklerin çok çeşitli
iletişim ve eğlence amaçlı çevrimiçi hizmetleri kullanmaya meyilli olduklarını ortaya çıkardı. Aynı zamanda araştırma raporunda, interneti
alışveriş ve finansal işlemler için kullanmaya çoktan alışmış olan Türk
kullanıcıların, bankacılık işlemleri açısından dünya ve Batı Avrupa ça-
Maliyeti yüksek
Bilgilerin yetkisiz kişilerin eline geçmesi çok büyük sorunlara yol açabiliyor. Kurumlara özel; müşteri, finansal durum, ürün/hizmet bilgilerinin rakiplerle paylaşılması milyonlarca dolar zarara neden olabiliyor. Bir iş zorunluluğu
olan mahrem bilgilerin korunması, aynı zamanda yasal bir
gereklilik.
pında önemli bir orana ulaştığı da ortaya çıkıyor. Türk kullanıcıların
internet ortamında yoğun faaliyet göstermesi, aynı şekilde zararlı
yazılım geliştiricilerinin ve diğer zarar amaçlı kullanıcıların oranını da
yükseltiyor.
• Kaspersky Lab analistleri, her gün, 128 binden fazla tehdidi ortaya
çıkarıyor.
• Türk internet kullanıcıların yüzde 78’i sosyal ağlar üzerinden iletişim kuruyor.
• Çevrimiçi servis olarak en çok e-posta hizmetini kullanan Türk internet kullanıcılarının yüzde 86’sı her gün e-postalarını kontrol ediyor.
• Türk kullanıcılar arasında ikinci en popüler aktivite olan sosyal ağlar
üzerinden ise iletişim yüzde 78’lik bir orana sahip. Dünya çapındaki
kullanım oranlarına bakıldığında da bu rakamlar pek farklılık göstermiyor.
• İnternet üzerinden ücretsiz yazılım arayanların oranı yüzde 61.
• Kaspersky’nin araştırmasına göre ayrıca, Türk kullanıcıların çoğu
interneti multimedya eğlence kaynağı olarak kullanıyor. Kullanıcıla-
Ülkeler için kritik öneme sahip kamu kurumları ile sağlık,
enerji, bankacılık, ulaşım, elektronik haberleşme gibi sektörlerde faaliyet gösteren firmalar, hem kendi bünyelerinde
yürüttükleri işlerde hem de verdikleri hizmetlerin sunulmasında bilgi ve iletişim sistemlerini yoğun olarak kullanıyorlar. Bu durum verilen hizmetlerin çeşitliliğini, kalitesini, hızını, artırarak maliyetlerini düşürüyor ve verimliliği
yükseltiyor. Ancak tüm bu olumlu taraflarının yanında bu
sistemlere bağımlı hale gelmek güvenlik sorunlarını da beraberinde getirebiliyor.
Kişisel, kurumsal ve ulusal bazda birçok bilginin paylaşıldığı iletişim sistemlerinden oluşan siber ortamın; yine bilgi
ve iletişim sistemleri kullanılarak üretilen ve yayılan siber
tehditlere ve saldırılara karşı korunması, başka bir deyişle
siber güvenliğin sağlanması gerekiyor.
rın yüzde 75’i her gün radyo üzerinden müzik dinlerken, yüzde 72’si
video izliyor.
• Türk internet kullanıcılarının yüzde 62’si boş zamanlarını oyun oynayarak geçiriyor ve yaklaşık olarak yüzde 61’i günlük olarak ücretsiz
yazılım araştırmasına giriyor.
• Türklerin yüzde 70’i çevrimiçi alışverişe alışkın... Bu oran dünya
çapındaki çevrimiçi bankacılık işlemleri açısından yüzde 69,7 olarak gerçekleşiyor. Yani, dünya genelinde ve Batı Avrupa’da internet
bankacılığının popülaritesi Türkiye’ye oranla yaklaşık yüzde 1 daha
düşük.
• İnternet kullanıcılarının yüzde 37’si en az bir defa zararlı yazılımlarla
karşılaşıyor.
Kaynak: Telekom Dünyası Ocak 2013 sayısı, Karspersky Lab
En katı ve karmaşık güvenlik paketleri oluşturulsa bile eğer
kullanıcılarda farkındalık yaratılmamışsa, kişisel ve kurumsal kritik verinin sızma riski her zaman mevcut. Bir kurumun
en önemli varlığı olan çalışanları, özellikle mobilite ve erişilebilirliğin, verimliliği geliştirme anlamında çok önemli bir
rol oynadığı bilgi çağında, kurumun en zayıf halkası olabiliyor. Günümüzde her saldırı, bir web bileşeni üzerinden gerçekleşiyor. Güvenlik zincirinin en zayıf halkası olan insan
faktörünün zaaf ve bilgisizliğinden faydalanılıyor.
Bilgi sızıntısı
Kurumun bilişim teknolojileri ile kullandığı, işlediği ya da
ürettiği verilerin bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kurum dı-
Stratejik gereksinimler, iş gizliliği, veri gizliliği,
hukuki yükümlülükler, kişisel mahremiyet,
uluslararası bilgi güvenliği standart ve
akreditasyonlarına uyum nedeniyle bilgilerin
sızmasını önlemek şart.
şına taşınarak, belirlenmiş “bilgi güvenliği” politikalarının
ihlalidir. Amaç bilgi güvenliğini sağlamak ise, değerli verinin belirlenmesi, bilgi güvenliğinin ilk elden sağlanması,
bilginin güvenli ortamı terk etmesinin engellenmesi, bilginin güvenli ortamı terk ederken gerekli önlemlerin alınması
gerekir.
Dışarıya veri akışının mümkün olduğu her ağda, veri sızıntısı riski bulunur. Kritik verilerin saklandığı ya da kullanıldığı
ağlarda bu riskin önemi daha da artar. Bilgi sızıntısını engellemek büyük önem taşır. Bilgi sızıntısının yüzde 77’sinin ağ
uygulamaları üzerinden gerçekleştiği biliniyor.
Stratejik gereksinimler, iş gizliliği, veri gizliliği, hukuki yükümlülükler, kişisel mahremiyet, uluslararası bilgi güvenliği standart ve akreditasyonlarına uyum nedeniyle bilgilerin sızmasını
önlemek şart.
10 röportaj
11
Zorlu Center, teknoloji, tasarım ve
sanatın buluşma noktası
Zorlu Center Proje Direktörü Seha Tekinalp, şehrin tam kalbinde bir çekim merkezi olan Zorlu Center’ın teknolojisi
hakkında bilgi verdi. Tekinalp, güvenlikten ulaşıma, altyapıdan eğlence merkezine son teknolojilerin kullanıldığı Zorlu
Center’ın teknolojisiyle de eşsiz olduğunun altını çiziyor.
Z
orlu Center’ın açılışına sayılı günler kaldı. Global çapta
gayrimenkul dünyasının heyecanla beklediği açılış öncesinde, Zorlu Center Proje Direktörü Seha Tekinalp ileZorlu Center’da kullanılan teknolojiler üzerine keyifli bir söyleşi
gerçekleştirdik. Zorlu Center; tasarım ve gayrimenkul sektörü
açısından ilklerin merkezi olmasının yanı sıra teknoloji dünyasının ulaştığı son noktaları da gözler önüne serecek. Güvenlik,
ikaz sistemleri, iklimlendirme, ulaşım ve eğlence gibi birçok
farklı alanda teknolojinin de şovuna sahne olacak. Projenin başından itibaren her noktasında yalnızca “en iyi”yi hedeflediklerini belirten Tekinalp, “Dünyada olup da burada yapmadığımız
ya da yapamadığımız herhangi bir şey yok” diyor. Zorlu Center,
gerek altyapısıyla gerek yarattığı yeni dünyayla, ziyaretçilerine
yepyeni deneyimler sunmak ve yaşatmak için hazır.
Z: Zorlu Center’da kullanılan teknolojiler hakkında genel hatlarıyla bilgi verebilir misiniz?
Zorlu Center; tasarım ve gayrimenkul sektörü açısından ilklerin
merkezi olmasının yanı sıra teknoloji dünyasının ulaştığı son
noktaları da gözler önüne serecek. Güvenlik, ikaz sistemleri, iklimlendirme, ulaşım ve eğlence gibi birçok farklı alanda teknolojinin de şovuna sahne olacak. Akıllı bina dendiğinde otomasyon sistemleri; ısı, iletişim, etkin enerji, aydınlatma-güvenlik vb.
kavramlar öne çıkmakta. Bu konsepte binada kullanılan malzemelerin mühendislik özellikleri ve binanın statik ve dinamik
yapısını (deprem yüküne karşı direnç) da dahil edebiliriz. Günümüzde neredeyse tüm projeler için akıllı bina kavramı kullanılıyor fakat her bir detay bu konuda çok önemlidir. Zorlu Center
entegre şekilde çalışacak ilk akıllı bina olacak; tüm sistemler IP
– data network üzerinden çalışacak. Bu noktada Zorlu Center’da
öne çıkan bazı konuları şu başlıklar altında toplayabiliriz. Data
sistemi, Telefon sistemi, Acil Anons sistemi, Su ve Gaz Algılama
sistemi (olası kaçakların erken uyarılması), Akıllı Otopark sistemi, elektrikli zemin ısıtma sistemi ile kışın buzlanmanın engellenmesi sağlanacak Kar Buz Eritme Sistemi, Bina Otomasyon
Sistemi, HD yayın kalitesi sağlayacak IP ve Interaktif TV sistemi
tüm internet kullanıcılarının güvenliğini sağlayacak IP Network,
Network Güvenliği ve Kablosuz İletişim Alt Yapısı uygulamaları
yer alacak. Performans Sanatları Merkezi’deki gösteriler canlı
olarak rezidanslardan IPTV ile izlenebilecek.
Z: LED aydınlatma konusunda gerçekleştirilen çalışmalar nelerdir?
Burada kullandığımız LED aydınlatma sistemleri daha önce
hiçbir tesiste kullanılmadı. Çok özel birkaç nokta dışında tüm
aydınlatma LED ile sağlanıyor. LED kullanımı önemli ölçüde
tasarruf yaratıyor ve dolayısıyla enerji verimliliğine katkı sağlıyor. Binamızın çevresindeki cadde aydınlatmasını da LED ile
gerçekleştirdik. Belediye ile ortak bir çalışma eşliğinde bedelsiz
olarak bu hizmeti sunduk. Zorlu Center, yalnızca teknoloji tarafıyla değil, çevreye katkı ve sürdürülebilirlik yönleriyle de dünya
çapında öne çıkıyor. Çevre düzenlemesinde yaklaşık 3 bin ağaç
ve 20 bin adet çalı türünden bitki diktik. Deprem güvenliği konusunda ise tavizsiz bir şekilde ilerliyoruz. 8 ve üzeri şiddette
depremlere karşı çok dayanıklı bir yapı sistemimiz var. Cephe
elemanlarını da herhangi bir depremde kopup düşmeyecek şekilde seçtik ve yerleştirdik. Fransa, Almanya ve İspanya’da çeşitli laboratuvarlarda test ettirdikten sonra kullandık. Deprem
olması halinde tek bir camımızın bile kırılmayacağını söylesek
abartmış olmayız. Enerji kesintileri konusunda da alternatif sistemlerimiz mevcut. Şehir genelinde tüm enerji kesilse bile Zorlu
Center, en az 48 saat kendi kendine yetebilecek enerjiye sahip.
“Zorlu Center bünyesinde, dünyanın
en iyi performans merkezini inşa
etmek için çalışıyoruz. Şu an itibarıyla
yabancı ziyaretçilerimizden, iş
ortaklarımızdan, uzmanlardan ve
araştırmalarımızdan edindiğimiz
bilgilere göre ilk beş içerisinde yer
alıyoruz.”
Z: Atık su (gri su) konusunda gerçekleştirilen çalışmalar nelerdir?
Zorlu Center’da “gri su” arıtma sistemimiz bulunuyor. Kanalizasyonla ilgisi olmayan, mutfaklarda kullanılan suların tamamını arıtıyoruz. Arıtılan sular bahçe sulamasında kullanılıyor.
Su kullanımını en az düzeye indirmek konusunda yoğun bir
çalışma gerçekleştiriyoruz. Enerji kullanımında da LED aydınlatma dışında makinelerimizi optimum seviyede çalıştırıyoruz.
Konutlarda enerji ihtiyacı arttıkça makinelerimiz kademeli olarak devreye giriyor ve gereken enerjiyi sağlıyorlar. Enerji talebi
düştükçe makineler otomatik olarak devreden çıkıyor. Isıtma ve
soğutma sistemlerimizde de mekanizma bu şekilde işliyor. Ayrıca konutlarda banyolardan çıkan buhar soğurularak ısı tekrar
kazanılacak şekilde geri kazanım kutularına aktarılıyor. Isıtma
ve soğutma fonksiyonlarını suyla gerçekleştiriyoruz. Havalı sistem yalnızca mevsim dönümlerinde özel fanlarla yapılıyor. Cepheler cam olduğu için, duvar diplerinde buğuyu almaya yönelik
sensörlü özel mekanizmalar da var.
Z: Performans Sanatları Merkezi’nde kullanılan teknolojiler
nelerdir?
Zorlu Center bünyesinde, dünyanın en iyi performans merkezini
inşa etmek için çalışıyoruz. Şu an itibariyle yabancı ziyaretçilerimizden, iş ortaklarımızdan, uzmanlardan ve araştırmalarımızdan edindiğimiz bilgilere göre ilk beş içerisinde yer alıyoruz. Şu
anda 2 bin 262 ve 738 kişilik olmak üzere iki ayrı salonumuz var.
Burada kullanmış olduğumuz son teknoloji ürünü ekipmanlar
ve sistemler, dünyada birkaç yer dışında kullanılmıyor. Performans Sanatları Merkezi içerisinde görenleri hayrete düşüren
bir LED ekranımız bulunuyor. Merkezin içerisinde camdan bir
kaplama mevcut ve dıştaki cam cephe kadar, salonların olduğu
12 röportaj
13
“Türkiye’de hiçbir yerde olmayan bir güvenlik sistemi kurduk. Güvenliği yüz tanıma sistemiyle sağlayacağız.
Dünyada olup da burada yapmadığımız ya da yapamadığımız herhangi bir şey yok.”
bölümü kaplayan camdan bir ağımız var. Bu cam ağın bir bölümü, yaklaşık 22 metre boyunda bir LED ekran içeriyor. Ekranın
alt kısımları interaktiviteye izin veriyor. Ziyaretçilerimiz ekranın
altına dokunarak hem bilgi alabiliyor hem de oyunlar oynayabiliyorlar. Üst tarafı ise hem şovları gösteriyor hem de gelecek etkinliklere dair program bilgilerini görüntülüyor. Ekrana eklenen
bir yazılım sayesinde cepheden ayırt edilmesi imkansızlaşıyor.
Aktif olduğu an fark edilebiliyor. “Anlatılmaz, yaşanır” dedikleri bir teknolojiye sahip. Merkez içerisinde ayrıca üç boyutlu
bir yönlendirme sistemimiz bulunuyor. Türkiye’de hiçbir yerde
böyle bir yönlendirme sistemi mevcut değil. Biletinizi okuttuğunuz an sizi üç boyutlu olarak binanın içerisine alıyor ve oturacağınız koltuğa kadar gerçek görüntülerle yönlendiriyor. Ayrıca, Performans Sanatları Merkezi’nde herhangi bir gösteriye
yetişmekte gecikirseniz, gösterinin ilk 10 dakikasını izlemenizi
sağlayan LED ekranlarımız var. Giriş sistemimiz, performans
sanatçılarının konsantrasyonunu bozmamak açısından, gösteri
başladıktan sonra ilk 10 dakika boyunca içeri girişe izin vermeyecek şekilde tasarlandı. İçeriye geç girmeniz durumunda yine
özel yönlendirme sistemleriyle sanatçıların konsantrasyonunu bozmayacak bir yapı mevcut. Havalandırma sistemi de çok
özel. Koltuğun altından çok düşük bir hızla havayı veriyor ve
yukarıdan vakumluyor. Koltukta oturan kişi hava sirkülasyonunu hiçbir şekilde hissetmiyor. İnsanlar Performans Sanatları
Merkezi’ne adımlarını attıkları ilk andan itibaren mutlu olsunlar
ve sürprizler yaşasınlar istiyoruz.
Z: Zorlu Center’da güvenlik sistemleri konusunda bilgi alabilir
miyiz?
Türkiye’de hiçbir yerde olmayan bir güvenlik sistemi kurduk.
Güvenliği yüz tanıma sistemiyle sağlayacağız. Alışveriş merkezi
içerisinde yüksek çözünürlüklü birçok kamera var. Bu kameralarla AVM içerisine giren herkes tanımlanabiliyor. Proaktif davranmak için belirli noktalardaki kameralar ile risk oluşturulan
bölgeler 24 saat takip edilerek önceden harekete geçilecek.
1.600’ün üzerinde kamera ile takip edilecek. Zorlu Center’daki
kameralar 15 framede 15 gün kayıt alabilecekler. Herhangi bir
şüpheli AVM’den giriş yaptığı anda sistem onu algılıyor. Kişinin
nerede olduğunun bilgisini güvenlik merkezine iletiyor. Güvenlik görevlileri ilgili kişiyi ve çevreyi rahatsız etmeden kontrol
altında tutuyorlar. Bu çalışma çerçevesinde emniyet güçleriyle
de temas halinde ilerlemek istiyoruz. Kişilerin üzerini arayarak
içeri almak istemiyoruz. İnsansız bir güvenlik sağlayarak, rahatsız etmeden kontrollü bir ortam oluşturuyoruz.
Z: Sanıyoruz ki elektrikli otomobillerle ilgili altyapı da hazır...
Elektrikli otomobillerin daha yaygın hale gelebileceği öngörüsüyle şarj istasyonları kurduk. Şarj istasyonlarımız üç kade-
meli olarak hizmet veriyor. Hızlı, orta ve uzun şarj. Elektrikli
araç sahibi daire sakinlerinin akşam araçlarını fişe takacakları
ve sabah alacakları bir uzun şarj ünitemiz var. Uzun şarj etmek
enerji sarfiyatı açısından daha verimli bir yöntem. AVM’yi ziyarete gelenler için ise orta kademede bir şarj ünitemiz mevcut.
Yaklaşık 4 saatte aracı şarj edebiliyor. Bir de ani şarj sağlayan hızlı şarj ünitemiz var. Bu da kısa süreli ziyaretçilerimizin
kullanmak isteyebilecekleri bir hizmet. Araç yıkama istasyonlarının yanına hızlı şarj ünitelerini kurduk ve araç yıkanırken
kısa süre içerisinde şarj edilebilmesini sağlayacağız. Sistemlerimizin tüm aksamları hazır. Teknoloji çok hızlı geliştiği ve
değiştiği için sadece son fiş ünitesini takmadık. Teknolojinin
gelişmesine paralel olarak fiş sistemini en son andaki duruma
göre tespit edip koyacağız.
Z: Zorlu Center’ı teknolojik açıdan diğerlerinden ayıran temel
farklar nelerdir?
Dünyada olup da burada yapmadığımız ya da yapamadığımız
herhangi bir şey yok. Örneğin AVM’de kullandığımız yangın güvenlik sistemimiz, şu an kullanılan son teknoloji ürünü. EN-54
adlı bir sistem ve Türkiye’de hiçbir AVM’de yok, biz ilkiz. Çift
kablo sistemine sahip. Özel, yanmaz bir muhafaza içinde uyarı
hoparlörü var. Bir yerde yangın çıktığı zaman, kablolar yansa
dahi, içerisindeki çıplak bakır, anons sistemini devreye soku-
yor. Hoparlör zarar görse bile anons yapmaya devam edebiliyor.
Böyle çok özel bir sistem.
Z: Zorlu Center’ın görünen yüzü kadar, yer altında bir de görünmeyen bir yüzü var.
Zorlu Center’ın altında bambaşka bir dünya var. Alttan iki
tane yol geçiyor. Birisi ring, diğeri ise yarım ring diyebileceğimiz yollar. Yer altında konutlara giriş için bir bariyer sistemimiz bulunuyor. Bariyer sisteminde plaka okuma ve kart
okuyucuyla geçiş gerçekleştirilebiliyor. Plaka temiz ise otomatik okuyor, aksi durumda özel kartı okutmak gerekiyor.
Sistem aracı tanıdıktan sonra girişi açıyor ve daire sahibi,
özel konut yolundan kendine özel lobisinden evine çıkabiliyor. Asansöre geldiğinde kart okutulduğunda asansör bir
takım bilgileri sunuyor. Doğrudan kişinin katına çıkıyor. Size
özel reklam yapabiliyor. Projede toplam 92 asansör, 16 yürüyen bant ve 46 yürüyen merdiven mevcut. Rezidanslarda
zeminden kuleye 25 saniyede çıkılacak, asansörler 1 saniyede 4 metre çıkıyor. Konut yolu dışında bir de servis yolumuz
var. Buna “tır yolu” diyoruz. Yan yana iki tırın geçebileceği
genişlikte bir yol. Tüm yapının can damarını oluşturuyor. Bütün malzeme sevkiyatı, nakliye işleri, tüm sirkülasyon bu yol
üzerinden kimseyi rahatsız etmeden yapılıyor. Yolun özel güvenliği var. Tek giriş ve çift çıkışa sahip. Bu yolların haricin-
de, belediye ile işbirliği gerçekleştirerek trafiği rahatlatmak
adına 430 metrelik ilave tünel ve 650 metre uzunluğunda
metro tüneli bağlantısı yaptık. Metro istasyonumuzun günlük 50 bin kişiye hizmet edeceğini tahmin ediyoruz. Metro,
Metrobüs ve aynı zamanda İETT bu istasyona bağlanıyor. İstasyonu şu an hem biz kontrol edebiliyoruz hem de belediye
merkezine bağlı olarak kontrol edilebiliyor. Gelecekte sistemi tümüyle belediyeye devredeceğiz. Geçiş sürecinde sıkıntı
yaşamamak adına şimdiden her iki taraftan kontrol edilebilir
hale getirdik. Müzik yayın sistemini ve anonsları belediye
gerçekleştiriyor. Şu an tümüyle hazır.
Z: Zorlu Center, bir yandan çevreyi de yeniden inşa ediyor ve
dönüşümünü sağlıyor denilebilir mi?
Öyle de denilebilir. Örneğin gaz ihtiyacımız için civardaki indirici istasyonlar kapasiteyi karşılamaya yetmediğinden, belediye
için gaz istasyonu kurduk. Hem bizim hem de bölgenin doğal
gaz sorunu çözülmüş oldu. Aynı şekilde su sıkıntısı ortaya çıktığında da su hattı döşedik. Bölgenin su sorunu da çözüldü.
Ulaşım sorununu çözmek için kavşak inşa ettik. Civardaki site
sakinleri teşekkür için geldiler. Kanalizasyon sistemi tıkanıyordu. Zorlu Center’dan Ortaköy’e kadar kanalizasyon sistemini
yeniledik. Bir yandan civar bölgenin altyapı ve ulaşım sıkıntısını
da çözdüğümüzü söyleyebilirim.
14 haber
15
Türk sofra kültürünün temsilcisi TAÇ
Uçacaksanız, en iyisiyle uçun
TAÇ, Dışişleri Bakanlığı için özel bir sofra koleksiyonu tasarladı. Türk Büyükelçilikleri ve Başkonsoloslukları’nda kullanılan
TAÇ Koleksiyonu, Türk sofra kültürünün dış dünyaya tanıtımında etkin rol oynuyor.
Zorlu Air, güvenli ve birinci sınıf V.I.P. Hava Taksi hizmeti arayanlara, estetik ve konforun mükemmel birleşimiyle,
ayrıcalıklı bir hizmet sunuyor.
D
1
ışişleri Bakanlığı, tüm dünyadaki Türk Büyükelçilikleri
ve Başkonsoloslukları’nda kullanılmak üzere özel bir
masa tekstili koleksiyonu hazırlanmasına yönelik kurumsal projesi kapsamında, Zorlu Tekstil Grubu’nun ev tekstili
sektöründeki lider markası TAÇ ile işbirliği yaptı.
Türk kültürünü yansıtan ortak bir dil oluşturulması hedeflenen
projede, Çini desenleri ve Selçuklu dönemine ait motiflerden
ilham alındı.
Koleksiyonda, Devr-i Alem, Topkapı, Selçuk, Lalezar, Karanfil,
Kaftan olmak üzere, her bir desene ait masa örtüsü, runner,
peçete ve Amerikan servislerinden oluşan 6 farklı desen yer
alıyor.
992 yılından bu yana Zorlu Holding bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Zorlu Air, Bell 430 model 2 adet VIP
helikoptere ve 14 yolcu taşıma kapasitesine sahip Gulfstream G-450 uçağa sahip.
Zorlu Air, Gulfstream G-450’nin filoya katılmasıyla birlikte,
hava taksi ticari taşıma yetkisinin alınmasının ardından, Ağustos 2012 tarihinden itibaren faaliyetlerine başladı.
Zorlu Air bugün Atatürk Havalimanı’ndaki özel hangarında 2
adet Bell 430 model helikopteri ve G-450 tipi uçağıyla yolcularına güvenli ve birinci sınıf V.I.P. Hava Taksi hizmeti sunuyor.
Zorlu Air’in tecrübeli ekibi ile yolcularına güven, konfor ve lüksü bir arada sunan Gulfstream 450, üstün teknik özelliklerinin yanı sıra, 9 saatlik uçuş süresi, pilot kabininden bağımsız
ısıtma/soğutma sistemi, 2 kat otomatik ayarlanabilen güneşlikleri, geniş pencereleri, sessizliği, uçuş boyunca yüzde 100
temiz hava akımı sağlaması ve daha birçok özelliğiyle kendi
sınıfının lider modellerinden biri.
Zorlu Air’in sahip olduğu Bell 430 model helikopter ise
6 yolcu kapasitesine sahip. Yüksek hızı, özenli iç dizaynı,
profesyonel pilotları ve Zorlu Air kalitesiyle yolcularını güvenle taşıyor.
16 bir de sen tasarla
17
Gençlerin dünyası, TAÇ ile
nevresimlere yansıdı
Ev tekstili sektörünün lider markası TAÇ’ın bu yıl 11. kez düzenlediği “Bir De Sen Tasarla Yarışması” sonuçlandı. Türkiye
Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) işbirliği ile gerçekleştirilen yarışmanın ödül töreni, Zorlu
Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın’ın da katılımıyla The Seed’de gerçekleştirildi.
E
v tekstil sektörünün lider markası TAÇ’ın bu yıl 11. kez
düzenlediği “Bir De Sen Tasarla” yarışması, “Gençlik”
teması ile “Nevresim Desen Tasarımı” kategorisinde
düzenlendi. Mimarlık ve Güzel Sanatlar Fakülteleri ile Eğitim
Fakülteleri’nin Resim - İş Öğretmenliği Bölümü’nde öğrenim
gören lisans öğrencilerinin katıldığı yarışmanın ödül töreni 8
Mayıs’ta The Seed’de gerçekleştirildi.
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) işbirliği ile gerçekleştirilen “11. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması”nda sonuçlar, 8 Mayıs’ta düzenlenen törende
açıklandı. Yarışmaya katılan genç tasarımcılar, düşledikleri
dünyayı; özgürlük, gelecek ve dönüşüm kavramlarıyla anlattıkları tasarımları paylaştılar. Yarışmanın kazananları; 33
üniversiteden 584 eseri değerlendiren Zorlu Tekstil Grubu
yöneticileri, TAÇ bölge bayileri, TETSİAD temsilcisi ve akademisyenlerin aralarında bulunduğu yarışma jürisi tarafından
belirlendi.
lenen oylamayla bir kez de kendi aralarında yarıştı. Kazanan
tasarım Sosyal Medya Özel Ödülü’nün de sahibi oldu.
Zorlu Ailesi üyeleri, Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, Zorlu Tekstil Grubu Yöneticileri, akademisyenler ve
üniversite öğrencilerinin yanı sıra çok sayıda davetlinin katılımıyla düzenlenen ödül töreninde konuşan Zorlu Holding Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, Türkiye’nin tekstil sektöründe
son 5 yıldır Avrupa’nın gözdesi bir ülke olduğunu söyledi.
Tekstil sektöründe Uzak Doğu’dan rakiplerin de olduğunu
anımsatan Aydın, “Ancak özellikle Avrupalı büyük alıcılar
Nergiz Şerifoğlu / TOZPEMBE
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü
Birincilik ödülü sahibi
“TAÇ markası bu alanda eğitim gören her öğrencinin olduğu gibi
benim de hayalimdi. Daha önce de pek çok yarışmaya katıldım ve
kazandığım ödüller oldu. Ancak TAÇ’ın yarışmasına katılmak ve
burada ödül almak ayrıca büyük anlam taşıyor. İdol olarak belirlediğimiz bir marka. Okula girdiğim ilk yıldan bu yana yarışmaya
katılma cesaretini bir türlü gösterememiştim. İçime sinen, çok iyi
bir desen olmadan katılmak istemedim. Daha önceki yarışmaları
takip ettim, katılan desenleri inceledim ve ödül alanlara baktım.
Bu yıl “Tozpembe” adlı tasarımımla katılmaya karar verdim. Tozpembe, gençlerin yetişkinlere göre dünyaya daha farklı çerçevelerden baktığını anlatan bir çalışma. Tozpembe gözlükler kullandım tasarımda. Daha renkli, daha cesaretli ve gençlerin arasında
hep söylendiği gibi, dünyaya daha toz pembe bakan bir tasarım
hazırladım. Yarışmaya katılırken hiçbir zaman “birinci olacağım”
Yarışma neticesinde birinci 10 bin TL, ikinci 7 bin TL ve üçüncü 5 bin TL ile ödüllendirildi. Bir tasarımcı 3 bin TL değerinde
TETSİAD Özel Ödülü almaya hak kazanırken, altı tasarımcı da
Mehmet Zorlu Vakfı Özel Bursu’yla ödüllendirildi. Dereceye
giren on tasarım, ödül töreninin ardından Facebook’ta düzen-
diye beklemiyorsunuz. Değerlendirilmesini ve insanların tepkilerini merak ediyorsunuz. Birincilik kazanmış olmam benim için büyük sürpriz oldu. Çok sevindim. Ayrıca bu benim ürüne dönüşen
ilk tasarımım. Bu açıdan çok heyecanlıyım ve bunun için TAÇ’a
çok teşekkür ediyorum. Bende çok özel bir yeri var.”
18 bir de sen tasarla
19
Ahmet Ağlamaz / POCKET
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü
İkincilik ödülü sahibi
Erman Aksoy / GÜN
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
Geleneksel Türk Sanatları Bölümü
Üçüncülük ödülü sahibi
“Bu benim katıldığım dördüncü Bir De Sen Tasarla yarışması. Bu
“TAÇ’ın yarışmasını ilk duyduğum anda büyük bir heyecana kapıldım. Ne tür bir tasarım yapabileceğime dair günlerce düşündüm.
Zihnimde oluşturdum. Kavramlarla, farklı tasarımlarla günlerimi
geçirdim. Bilgisayarın karşısına geçtiğimde ise bir anda rahat bir
şekilde tasarlamaya başladım. “Gün” adını verdiğim tasarımda birebir hayvan motiflerini kullandım. İç yüzde stilize hayvan figürleri
var. Bu temayı seçmemin en büyük nedeni tabii ki hayvanları çok
seviyor olmam. Onlarla huzur buluyorum. Birçok hayvanseverin ve
huzurlu ortamları seven kişilerin bu tasarımı beğeneceğine inanıyorum. Bu çalışma, tasarımını gerçekleştirip de üretildiğini gördüğüm
ilk projem oldu. Bu nedenle hem çok heyecanlı ve mutluyum hem
de büyük bir gurur hissediyorum. Tasarımınızı elinize almak ve onu
ürüne dönüşmüş olarak görmek büyük bir keyif. Ödül almış olmanın ötesinde bir mutluluk kaynağı. Ödül almak da büyük bir başarı.
Burada yarışan tasarımlara bakınca gerçekten de hepsi birbirinden
değerli. Çok başarılı işler var. Çok yetenekli arkadaşlarımız var. Tüm
bu tasarım fikirleriyle rekabet edip bir de onlar arasından başarıya
ulaşınca, elde edilen başarı daha büyük oluyor. Bu hisleri yaşamamıza ve birbirimizin tasarımlarını görüp ufkumuzu genişletmeye
olanak tanıdığı için TAÇ’a çok teşekkür ediyorum.”
yarışmanın saygınlığı ve arkasındaki markanın gücü nedeniyle tasarımlarımın gelişiminde çok etkili olduğuna inanıyorum. Şu ana
kadar Bir De Sen Tasarla yarışmasında, birisi Sosyal Medya Ödülü
olmak üzere toplamda beş ödül kazandım. Geçtiğimiz yıl tasarımım birinci olmuştu. Yarışmaya katılmak, eserlerinizin uzmanlar
tarafından değerlendirilmesi ve ardından halk oyuna sunulması,
değerlendirilmesi büyük bir heyecan ve çok önemli bir geri bildirim sağlıyor. Ayrıca tasarımların ürüne dönüşmesi de öğrenciler
için bulunmaz bir fırsat. Bu yıl hazırladığım tasarıma “Pocket”
adını verdim. Kot ceplerinden ve kot kumaş üzerindeki dokulardan oluşuyor. Gençlerin genellikle kot pantolonu tercih etmesi
fikrinden yola çıktım. Bu nedenle cep formunu stilize ederek,
grafik değerler katarak bir kompozisyon içerisinde yüzey düzenlemesi yaptım. Şu ana kadar birçok yarışmaya katıldım, alıştım
diyebilirim. Ama TAÇ’ın yarışmasına katılmak beni her yıl heyecanlandırıyor. Burada çok farklı bir atmosfer hissediyorum. Genç
tasarımcılara kendilerini kanıtlama ve gösterme şansı verdiği için
TAÇ’a bir kere daha çok teşekkür ediyorum.”
Türkiye’deki tekniği, imkanları, yaratıcılığı ve Türkiye’deki
servis imkanlarını Uzak Doğu’dan elde edemedikleri için
bütün ürünlerini Türkiye’den alıyor. Giyimde, ev tekstilinde bilinen en önemli markalar Türkiye’de üretiliyor. Bunlar
esasında ülkemizin tekstil konusunda geldiği yeri gösteriyor” dedi.
Aydın, 30 yıl önce İtalya’nın Türkiye’nin bugünkü konumunda olan bir ülke olduğunu belirterek, “İtalya’da üretim
tesislerinin hepsi kapandı, ama İtalya hala hepimizin gidip
tekstil ürünlerine baktığımız bir ülke konumunda. İtalya
bunu sadece ve sadece tasarım gücüyle, yenilik gücüyle
sağlıyor” dedi.
Türkiye’de tekstil sektörünün alt yapısının, teknik yapısının,
tekstil sektöründeki teknik, ticari personel, insan kaynaklarının üst seviyede olduğunun altını çizen Aydın, “Fakat çok
önemli bir eksiğimiz var. Kademe kademe kapatıyoruz ama bir
İtalya olamadıysak bu eksikliğin ara kaynağı tasarımdan geliyor. Tasarım öğrencilerinin sektörümüzün geleceği için çok
önemli olduğunun altını bir kere daha çizmek istiyorum. Biz
Zorlu Tekstil Grubu olarak 11 yıldır tasarım dünyasıyla işbirliği
yapıyoruz. Geleceğin ev tekstil tasarımcı adaylarını destekli-
yoruz. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması’nın, genç tasarımcı
adaylarının ev tekstili sektörüne kazandırılması anlamında
büyük önem taşıdığını düşünüyorum” dedi.
11. TAÇ Bir De Sen Tasarla Yarışması’nda birinci seçilen Dokuz
Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Nergiz Şerifoğlu, 10 bin TL ödülünü Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi
Selen Zorlu’nun elinden aldı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden Ahmet Ağlamaz’ın ikinci olduğu yarışmada, üçüncülük
ödülünün sahibi ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Erman Aksoy oldu.
Törende, 6 adet Mehmet Zorlu Vakfı Özel Bursu ve 3 bin TL
değerindeki TETSİAD Özel Ödülü de sahiplerini buldu.
Kazananlar Facebook’ta da yarıştı
Yarışma finalinin ardından ödül kazanan tasarımlar, www.facebook.com/tacbirdesentasarla sayfası üzerinden bir kez de
kendi aralarında yarıştı. Yarışmacılar, tasarımlarına ait görselleri ve tasarımlarını anlattıkları videolarını Facebook’taki “TAÇ
Bir De Sen Tasarla Sayfası”na yükleyerek 15 gün boyunca Face-
book kullanıcıları tarafından oylandılar. Halk oylaması niteliği
taşıyan Facebook oylamasını, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı Bölümü öğrencilerinden
Seyit Ali Dönmez, “Rozet” adlı tasarımıyla kazandı.
Dönmez, 3 bin TL değerindeki para ödülünün de sahibi oldu.
Bir De Sen Tasarla yarışması ile 11 yıldır kesintisiz olarak sanayi
ve eğitim işbirliğine katkıda bulanan TAÇ, uluslararası pazara
sunulabilecek, ev tekstilinde moda yaratabilecek özgün tasarımları ortaya çıkarmayı ve ev tekstili sektöründe “tasarımcı”
kimliğinin güçlenmesine yardımcı olmayı amaçlıyor. TAÇ’ın
kurumsal sosyal sorumluluk projesi niteliğindeki yarışmada
geçen 11 yıllık süre içinde, yaklaşık 3 bin eser jüri üyeleri tarafından değerlendirilerek, toplam 124 tasarım, ödüle layık
görüldü.
TAÇ, her sene dereceye giren eserleri üreterek, www.tac.com.
tr adresinde online satışa sunuyor ve tasarımlara tüketici
kataloğunda da yer veriyor. Kazananlar ayrıca, Zorlu Tekstil
Grubu’nda iş veya staj imkanı da elde ediyorlar.
20 haber
Fuarlarda Korteks imzası
Korteks, müşteriyle birebir iletişim olanağı sunan ulusal ve uluslararası saygın tekstil fuarlarına damgasını vurdu.
15-19 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen Evteks ve 29 Mayıs–01 Haziran arasında düzenlenen Highteks ile
11-13 Haziran tarihleri arasında Almanya’da düzenlenen Techtextil fuarlarında müşterilerle buluştu.
21
Yenibiriş Ödülleri’nden
Zorlu’ya üç ödül birden
Türkiye’nin önde gelen işe alım portalı Yenibiris.com tarafından düzenlenen ve farklı kategorilerde 77 şirketin
ödüllendirildiği törende, Zorlu Holding ve Vestel Şirketler Grubu toplam 3 ödülün sahibi oldu.
K
orteks, Mayıs ayı içerisinde İstanbul’da gerçekleşen
Hightex ve Evteks fuarlarında hem yurtiçi hem de
yurtdışından gelen iş ortaklarını standında ağırladı.
Hightex’te fonksiyonel ve teknik tekstiller için hazırlanan özel
ürün grubunu ön plana çıkaran Korteks; Evteks fuarında ise
sektörün nabzını tutarak özellikle mat ve doğal görünümleri,
kumaş üzerinde sıra dışı efektleri ve geniş renk arşivini katılımcıların beğenisine sundu.
İlk defa yer aldı
Zorlu Tekstil grubunun amiral gemisi Korteks, 11-13 Haziran
2013 tarihleri arasında Frankfurt/Almanya’da gerçekleşen
Techtextil fuarına da ilk kez katılım gösterdi. Prestijli fuarlar
arasında ilk sıralarda yer alan Techtextil süresince, mevcut
müşterilerle yoğun bir program dahilinde görüşmelerini tamamlayan Korteks ekibi, yeni iş ortakları da edinerek mevcut
müşteri ağını genişletti.
Özellikle teknik tekstillere yönelik fonksiyonel iplikler, otomotiv tekstilleri için uygulanan özel program ve üstün nem
yönetim özelliği ve kullanıcılara sağladığı konfor ile beğeni
toplayan DRY TOUCH® markalı kumaşlara ilgi oldukça yoğundu. Korteks ile birlikte Zorluteks’in Ar-Ge ekibinin de yer aldığı
fuar boyunca hem kumaş üreticileri hem de kumaş tedarikçilerine, özel ürün grupları hakkında bilgiler verildi.
Ulusal ve uluslararası arenada ürün kalitesi, üstün teknik servis hizmeti ve bilgi birikimiyle markalaşan Korteks, yoğun ve
verimli geçen fuar dönemine virgül koydu. Korteks, ABD ve
Rusya’da katılacağı fuarlar için de hazırlıklarını tüm hızıyla
sürdürüyor.
Y
enibiris.com altı yıldır olduğu gibi bu yıl da istihdama katkıda bulunan kurumsal üyelerini ödüllendirdi.
Türkiye’nin önde gelen işe alım portalı Yenibiris.com
tarafından 21 Mayıs’ta Trump Towers’da 2012 yılı için düzenlenen ödül töreninde, “Sektörünün En Hızlı Büyüyen Şirketi”,
“Sektörünün Yükselen İşveren Markası”, “Sektörünün İstihdam lideri” ve “Örnek İşveren” ödülleri verildi. Kurumsal üyeler arasında yapılan değerlendirme sonucu, farklı kategoriler-
de 77 şirket ödül almaya hak kazandı. Zorlu Holding ve Vestel
Şirketler Grubu, adayların şirketlere gösterdiği ilgi ve başvuru
tercihleri temel alınarak, “Sektörünün Yükselen İşveren Markası Ödülü”ne layık görüldüler.
Vestel Şirketler Grubu, adaylarla etkin iletişimde bulunup
başvurulara geri dönüş yapılması nedeniyle “Örnek İşveren
Ödülü’nü” de almaya hak kazandı.
22 haber
23
Vestel Akıllı Ev Platformunu
Almanya’da tanıttı
Vestel, Plus X’in en prestijli
ödüllerinin sahibi oldu
Dijital ürün pazarının Avrupa lideri Vestel, Avrupa’nın tek dijital yayıncılık fuarı AngaCom’a 37 farklı ürünüyle katıldı.
Vestel tüm yayın frekanslarını tek seferde alabilen set üstü kablo kutusunu ve “akıllı ev” platformunu ilk kez bu fuarda
görücüye çıkardı.
Tasarımla dost teknoloji Vestel, Almanya’da düzenlenen onuncu Plus X Tasarım Yarışması’nda “En Yenilikçi Marka” ve
“Yılın En İyi Ürünü” ödüllerine layık görüldü. Vestel, yarışmanın en prestijli iki ödülü olan ve her kategoride yalnızca bir
markaya verilen bu iki ödül ile tasarımdaki iddiasını pekiştirdi.
D
V
ijital ürün pazarının Avrupa lideri Vestel, Almanya’nın
tal kutu özelinde 45 milyon Euro ihracat hedefliyoruz” dedi.
Köln kentinde 33 ülkeden 440 firmanın katılımıyla
Vestel standında set üstü kutuların yanı sıra smart center ve
düzenlenen, Avrupa’nın tek dijital yayıncılık fua-
multi screen uygulamaları, skype üzerinden görüntülü görüş-
rı AngaCom’da yeni ürünlerini tanıttı. Vestel standında set
me yapma özelliğine sahip akıllı TV’ler en çok dikkat çeken
bir marka olduğunu söyleyen Vestel Elektronik ARGE Genel
üstü kutular ve Android tabanlı set üstü kutu platformları ön
ürünler arasında yer aldı.
Müdürü Murat Sarpel “tüketicilerimize hem görsel zariflik ve
plana çıktı. Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan
estel’in gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında kullanıcısına dayanıklı ve teknolojiyle dost ürünler sunmayı hedeflemiş, başarısını ve kalitesini kanıtlamış
şıklık hem de kullanım kolaylığı sunmak istiyoruz. 900 kişilik
Erdoğan, “Set üstü kutu ürün grubunda Avrupa’daki TV ope-
Vestel dijital set üstü kutuları da akıllandıracak
dev AR-GE ekibimizle ürünlerimizi, tüketicilerimizin istek ve
ratörleri ve yayıncılarıyla anlaşmalar yaparak proje bazlı ürün
Vestel’in TV üreticilerini, uygulama geliştiricileri, reklam
ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştiriyoruz. Tasa-
geliştiriyoruz.
ajansları ve diğer çözüm ortaklarını “bir kez geliştir, her yerde
rım ekiplerimiz ürün geliştirme çalışmalarımızın bel kemiğini
çalıştır” yaklaşımıyla buluşturan Smart TV Alliance’a sponsor
oluşturuyor.
İhracatının yüzde 70’ini elektronik ürün kategorisinde ger-
üye konumunda ilk ve tek Türk şirket olduğunu belirten Erdo-
çekleştiren Vestel, 2012 yılında set üstü kutu satışlarında bir
ğan, “Daha zengin içerik ve servis sunmak adına Smart TV Al-
Tasarıma ve ürün geliştirmeye verdiğimiz önemle geçtiğimiz
önceki yıla oranla yüzde 21 artış yakaladı. 2013 yılında diji-
liance birliğinde yerimizi aldık. Bu üyelik sayesinde Vestel’in
yıllarda kazandığımız tasarım ödüllerine yenilerini eklemekten büyük gurur duyuyoruz” dedi. Vestel, 2013 yılında Plus
akıllı televizyonları kullanıcılara daha fazla uluslararası içerik sunabiliyor. Böylece en zengin
lantılarını geliştirmesi için çok önemli bir fırsat olduğunu be-
X Tasarım Yarışması’ndan yüksek kalite, kullanım kolaylığı,
yerli içeriğe sahip Vestel Smart TV, ulusla-
lirten Erdoğan şöyle konuştu: “2012 ve 2013 yılında set-üstü
tasarım, işlevsellik, çevre duyarlılığı kriterleri çerçevesinde
rarası içerik açısından da uzak ara öne geçti.
kutu projeleri için Kosova, Hırvatistan, Sırbistan, Bulgaristan,
52 ödül kazandı. Her markanın yarışma kapsamında kazan-
Smart Alliance’ın üyesi olarak aynı yaklaşımı
Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Suudi Arabistan, Ruanda ile iş
dığı ödül sayısının profesyonel jüri üyeleri tarafından de-
set üstü kutu üretimimizde de başarıyla de-
birliği yapmaya başladık. Bu yıl içerisinde Doğu Avrupa, Bal-
ğerlendirilmesiyle ‘En Yenilikçi Marka Ödülü’nün de sahibi
vam ettireceğiz. Dijital set üstü kutularımızı
kan ülkeleri, Afrika, Türkiye Cumhuriyetleri ve Ortadoğu’daki
oldu.
da akıllı ürün ailemizin bir parçası haline ge-
operatörlerle işbirliğine başlamayı hedefliyoruz.”
Plus X Tasarım Yarışması’ndan buzdolabı, set üstü ocak, kli-
tireceğiz. Gelecek dönem için Ultra HD yayın
formatına uygun yeni set üstü kutu üzerine
Vestel’den operatöre özel yazılım
ma, fırın, uzaktan kumanda ve Led TV’leri ile ödül kazanan
çalışıyoruz” dedi.
Operatörlere özel ürün geliştirebilecek yazılım kapasitesine
Vestel, set-üstü kutu kategorisinde “Nose”, bilgisayar kate-
sahip olduklarını da vurgulayan Erdoğan, “Operatörler, servis
gorisinde ise “Curl” ürünleriyle “Yılın En İyi Ürünü” ödülüne
Vestel Doğu Avrupa’dan Afrika’ya kadar set
modellerine göre çeşitli altyapılara ihtiyaç duyuyorlar. Vestel,
layık görüldü. Ürünlerin kendi kategorilerinde yakaladıkları
üstü kutu satacak. 80 ülkeden 16 binden faz-
operatörlerle görüşerek onların gereksinimleri doğrultusunda
özgünlük ve satış noktasında sahip oldukları avantajlar doğ-
la ziyaretçiyi buluşturan AngaCom fuarının
özel yazılım çözümleri geliştiriyor. Yurt içi ve yurt dışında bir-
rultusunda değerlendirilmesiyle Vestel ürünleri yılın en iyi
Vestel’in dijital ürün sektöründeki ihracat bağ-
çok uydu ve IP operatörleri ile işbirliği içindeyiz” dedi.
ürünleri oldu.
24 haber
25
Tekstil sektörünün kalbi EVTEKS
Zorlu Tekstil Grubu, dünyanın en önemli tekstil fuarları arasında yer alan EVTEKS’te yerini aldı. Zorlu Tekstil Grubu’nun,
Zorluteks ve Korteks’e ait standlarla katıldığı fuarın açılışını Başbakan Yardımcısı Ali Babacan gerçekleştirdi.
EVTEKS İstanbul Ev Tekstili Fuarı, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcı firmaları 19. kez buluşturdu.
D
ünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri, katılımcı
firmalarla buluşturan EVTEKS İstanbul Ev Tekstili Fuarı 19. kez kapılarını açtı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 15-19 Mayıs tarihleri arasında CNR EXPO’da düzenlenen fuarın açılış kurdelesini, aralarında Zorlu Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu’nun da yer aldığı işadamlarıyla
birlikte kesti. Açılışta, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Ceyda Erem, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları
Derneği (TETSİAD) Başkanı Yaşar Küçükçalık, CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel de yer aldı.
Tekstil kökenli bir aileden gelen Babacan, baba mesleğini
uzun yıllar yapmış olmaktan ötürü duyduğu gururu paylaşırken Türk tekstil sektörünün gelişiminin ve gücünün her yıl
EVTEKS Fuarı’nda gözlemlenebildiğinin altını çizdi. Babacan,
Tekstil kökenli bir aileden gelen
Babacan, baba mesleğini uzun
yıllar yapmış olmaktan ötürü
duyduğu gururu paylaşırken Türk
tekstil sektörünün gelişiminin ve
gücünün her yıl EVTEKS Fuarı’nda
gözlemlenebildiğinin altını çizdi.
26 haber
27
Ahmet Zorlu; “EVTEKS’e baktığımda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görüyorum ve büyük gurur duyuyorum. Bugün
Avrupa’nın önündeyiz. 30 yıl önceki standların kalitelerinin çok önüne geçtik. Bununla iftihar ediyorum.”
Çiğdem Solak
Zorlu Tekstil AR-GE Grup Müdürü
“EVTEKS’te 550 metrekarelik standımızda Zorlu Tekstil Grubu’na
ait markaları tüketiciyle buluşturuyoruz. TAÇ, Linens ve Valeron koleksiyonlarından örnekleri burada sergiliyoruz. Ev tekstili
ürünleri olarak nevresimler, bunları tamamlayıcı yatak örtüleri,
dekoratif ürünler standımızda yer alıyor. TAÇ perde koleksiyonunu da burada sunuyoruz.
Ayrıca ihracata yönelik ürünlerimizi de burada teşhir ediyoruz.
EVTEKS’te özellikle dijital baskılı ürünlerimizi vurgulamak istedik. Nevresimde ve perdede dijital baskılı ürünlerimizi ağırlıklı
olarak sergiliyoruz. Dijital baskı tekniğiyle çok az sayıda, çok
daha lüks, çok daha detaylı ve parlak renklerle basmak mümkün.
Zorlu Ev Tekstil Grubu olarak yakın zamanda dijital makinelere
yatırım yaptık. Dünyada geniş ende dijital baskı yapan makineyi
“Bugün dünyanın 2. büyük ev tekstili fuarını açmak benim için
çok anlam ifade ediyor. Bu meslek benim babamın, dedemin
mesleği. Bu fuarlara alıcı olarak da satıcı olarak da katıldım.
1995 yılında ilk kez 69 firmanın katılımıyla düzenlenen EVTEKS, bugün katılımcı firma sayısını 1.000’e, metrekareyi de
2 bin 175’ten 160 bin metrekarelere çıkardı. Türkiye’nin ev
tekstili sektöründe nereden nereye geldiğinin ispatıdır” dedi.
Markalaşmanın önemine değinen Babacan, markanın, tüketicilere verilen bir söz olarak tanımlanabileceğini belirterek,
Türkiye’nin de artık markalaşmanın önemini kavradığını söyledi. Açılışta bir konuşma gerçekleştiren TETSİAD Başkanı Yaşar
Ahmet Zorlu
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı
“Türkiye’de ilk EVTEKS, 1979-80’li yıllarda Hilton Oteli’nde yapıldı. O yıllarda Frankfurt’ta yapılan Heimtextil’e katıldığımızda
hayranlıkla izliyordum. Katılımcı yoğunluğundan fuar alanına bile
girmek zor oluyordu. Stantlara karşıdan bakardık, hayal ederdik,
ama sonunda hayallerimizi gerçekleştirdim. Şimdi EVTEKS’e baktığımda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görüyorum ve büyük gurur duyuyorum. Bugün Avrupa’nın önündeyiz. 30 yıl önceki
standların kalitelerinin çok önüne geçtik. Bununla iftihar ediyorum. Her alanda rekabet olması gerektiğini düşünüyorum. Daha
iyisini yapmaya çalışmak için rekabet şart. Böylece daha ileriye
gidebiliriz. Artık yabancılar bizleri ziyarete geliyor. Fuarlarımıza
katılıyorlar. Bugün Avrupa’da herhangi bir fuara gittiğimde artık
çok ilginç gelmiyor. Bir gün kalıyorum ve geri dönüyorum. Bizde daha iyileri yapılıyor. Bugünlere gelmemizde ve tekstilin gelişiminde Zorlu Tekstil Grubu’nun da birazcık katkısı olduysa ne
mutlu bize...”
Küçükçalık, EVTEKS’in, İstanbul ekonomisine de büyük katkı
yaptığını vurgulayarak Türk ev tekstili sektörünün 5.5 milyar
dolar ihracata sahip olduğunu ve dünya ev tekstili sektöründen yüzde 5’lik bir pay aldığını söyledi.
CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel ise fuarda yabancı katılımcı sayısının rekor düzeye ulaştığını belirtti. Şenel,
“EVTEKS bu yıl 11 salonda 160 bin metrekare alanda düzenleniyor. 50 ülkeden alım heyeti fuarı ziyaret edecek. Alım heyeti
kapsamında fuara gelen ülkeler arasında İspanya, İtalya, ABD,
Almanya, Japonya, Fransa, İngiltere, Kanada, İran ve Çin yer
alıyor” dedi. Açılışın ardından fuar alanını gezen Babacan, Zorlu Tekstil Grubu’nun standını da ziyaret etti.
Babacan stantta, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Zeki Zorlu, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Olgun Zorlu ve Zorlu
Tekstil İcra Kurulu Üyesi Fatih Dereköylü ile sohbet etti. Zorlu
Tekstil Grubu ve markalarının Türk tekstil sektörünün gelişimindeki yeri ve önemi hakkında görüşlerini paylaşan Babacan, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu ile
Vestel standını da ziyaret etti.
ilk biz satın aldık ve şu anda faaliyete geçti. Burada onların ilk
örneklerini sergiliyoruz. Yaklaşık iki yıldır da nevresimde geniş
enli baskı yapıyoruz.
EVTEKS şu anda dünyadaki en büyük fuarlardan biri olma yolunda. Hem uluslararası olarak hem de katılımcı ve ziyaretçi açısından dünyadaki en büyük ev tekstili fuarı Heimtextil’in ardından
geliyor. Başka ülkelerde benzer küçük fuarlar var, ama hiçbiri
bu ölçeğe ulaşamadı. Sezonun şu an başındayız. Fuarda sergilediğimiz ürünleri ve tüm yenilikleri yaz döneminde pazarda da
görebileceksiniz.”
28 köşe yazısı/metin salt
29
Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş.
Genel Müdür
[email protected]
Meraklı makineler
“Oh ne ala. Ben de bir tane yazılım bulur zengin olurum”
diyenler: Dikkat! İnternette bedava veya 3-5 kuruşa bulacağınız yazılımlar, geçmişte başarılı olmuş çok belli başlı modelleri kullanır. Ancak borsada bir model çok yaygın kullanıldığında insanların sonraki alım satım davranışları etkilenir
ve değişir. Artık bu model çalışmaz olur. Bu nedenle borsada
sürekli öğrenen ve adapte olan yazılımlar olmadıkça kalıcı
başarı olmaz. Zaten internette size nasıl zengin olacağınızı
gösterenlerin, ayda birkaç yüz TL’lik Google reklamına dayalı
gelirlere tamah etmeleri kendi içinde yaman bir çelişki değil
midir?
Merak insanlığı bugünkü ilerlemişlik düzeyine getirdiyse, kim bilir meraklı makineler ne düzeye gelecektir?
K
uzguna yavrusu şahin görünür”. Benim oğlum meraklıdır. Aile bireylerini kısa sürede çil yavrusu gibi dağıtacak kadar çok soru sorar. Onun soruları nedeniyle
birlikte televizyon seyretmek bile baba sabrı gerektirir. İşin iyi
yanı, merakı nedeniyle ilginç konularda kendini geliştirip, sıra
dışı başarılarıyla beni pek çok kez gururlandırmıştır. Ancak
eğitim geleneğimiz olan Seviye Belirleme Sınavı’na göre başarısı tartışılır. Nasıl olsun! Sınavda çıkmayacak olan konuların,
ilgi alanlarının ve kişisel farklılıkların önemsenmediği bir eğitim sistemimiz var. Oysa günümüzde ezber bozan gerekiyor.
Ülkeler veya şirketler için rekabette öne çıkmanın yasal olan
en güçlü yolu: yenilikçilik ve yaratıcılıktır. Biz de ise sınavların
araç değil amaç olduğu 12 yıllık bir eğitim sürecinin sonunda
üniversiteye gidilir. Bu gencimize, birden bire “araştır, düşün,
biraz merak et” denince gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi tepkisiz kalır. Çünkü insanlardaki merak duygusunu erken öldürürseniz onları çok iyi işlem gücüne sahip makinelere dönüştürürsünüz: Kendisine verilen bilgi ile tanımlanan işi iyi ve hızlı
yapabilen insan görünümlü makineler. Bizim sınav sistemimiz
de en iyi makineyi seçmeyi amaçlar.
Geçtiğimiz yüzyılda bilim, bizim eğitim sistemimiz gibi, en
iyi ve karmaşık işleri yapan makineyi yapmaya odaklanmıştı. Ancak artık bilim bile kendi kendine öğrenen, merak eden
makineler yaparak bir sonraki ilerlemişlik seviyesine çıkılabileceğine karar verdi. Benim oğlum ve onun kuşağı bu eğitim
sistemiyle insanlığa ne katkı yapar zaman gösterecek ama
makineler merak etmeye başlarsa neler olacağına dair ilk izlenimler oluşmaya başladı.
Öğrenen makine dendiğinde kaçınılmaz olarak bilgisayar
yazılımları akla gelir. Bu nedenle ilk örneği, aklı olanın para
kazanacağına inandığı borsadan ve borsacıların kullandığı
yazılımlardan verelim. Çoğumuz borsada alım satım yaparak
harikalar yaratacağımızı düşünüyoruz. Biraz ekonomi bilgisi
ve bolca şans ile birkaç kuruş kazananlar da yok değil. Ama bu
Merak olmadan araştırma, araştırma olmadan sürekli öğrenme olmaz. Çoğumuz için araştırma internette yapılır. Akılları
zorlayacak boyutta verinin internette olması aslında hem iyi
hem kötü denilebilir. Aradığımız bilginin o büyük veri içinde
olması bizi rahatlatırken, bu kalabalıkta aradığımızı bulmanın
zorluğu açıktır. “Arama motorları ne güne duruyor?” diyenleri
duyar gibiyim. Arama motorları sözcük eşleme mantığı ile çalışır. İnsan beyni ise sorulara yanıt bulmayı ister. Örneğin biz
insan olarak “Vestel Smart TV kaç lira?” sorusuna yanıt ararız. Ama bunu arama motoruna yazdığınızda sizi vestel.com.
tr sitesine yönlendirir. Siteye gidip yanıtı kendinizin bulması
gerekir.
işi profesyonel yapan kişi ve kurumlara kafa tutmak sanıldığı
kadar kolay değildir. Çünkü onlar bu iş için gelişmiş yazılımlar kullanırlar. Bu yazılımların ilk örnekleri, borsada insanların
alım satım alışkanlıklarını analiz edip, borsacıya öneriler yapardı. Bugünün gelişmiş yazılımları ise artık yaptıkları analizlerin sonunda doğrudan alım satım kararı verip aynı zamanda
borsada işlemi de gerçekleştirirler. Yani aslında siz borsada
alım satım yaparken makinelere karşı yarışıyorsunuz. Bizim
gözle takip etmeye çalıştığımız borsa verilerini bu makineler,
saniyede milyonlarca işlem yaparak, belirli modellere uydurarak işlerler. Asıl amaç borsadaki bir sonraki adımı en doğru ve
hızlı şekilde tahmin etmektir. Bu yazılımlar borsaya ve telekom istasyonlarına en yakın yerlerdeki ofislerde çalışır. Böylelikle saniyeden küçük zaman birimlerinde rakiplerine göre
işlem önceliği kazanırlar.
Gelişmiş borsa makineleri sürekli gelen borsa verilerini öğrenir, değerlendirir ve yerine göre bir insandan daha etkin
kararlar verebilirler. Bu makineler karar mekanizmalarını
geliştirmek için öğrenen algoritmalar kullanırlar. Algoritma
temelde söyle çalışır; makine geçmiş hisse senedi verilerine
bakarak bir karar verir (al/sat/tut). Sonra senedin fiyatındaki değişimi gözler. Doğru karar verdiyse bu modelde bir
karar daha verir. Yanlış karar verdiyse modelini değiştirir.
İstisnalar dışında yüzlerce kez doğru karar verdiyse bu modeli başarılı olarak kaydeder. Bu şekilde makinenin elinde
onlarca başarılı model olur. Makine bir hisseyi takip etmesi
istendiğinde o hissenin verilerine belirli bir süre için bakar.
Eğer önceden bu veri akışı için başarılı bir model kaydedilmiş ise hemen bu modele göre alım-satım kararları vermeye
başlar.
Bilim insanları özellikle yazılı metinleri okuyan, öğrenen ve
sonrasında o yazıyla ilgili sorduğunuz sorulara yanıt veren algoritmalar üzerinde çalışıyor. Bunu bir ilköğretim öğrencisine
söyleseniz, aklına ilk olarak, ev ödevi olayının bittiği gelir. Bilim adamları bu yazılımları başka amaçlarla kullanıyor. Örneğin, sosyal medyada bir konuyla ilgili yapılan paylaşımları bu
yazılımlar ile okuyup toplumun o konuyla ilgili olumlu ya da
olumsuz görüşlerini öğrenebiliyor. Blog ve gazete yazarlarının
yazılarından sosyal olgular hakkında kamuoyu araştırması yapabiliyor.
Daha ticari kullanımları da var elbette. Yakın zamanda televizyon reyting ölçümleme şirketi Nielsen, Twitter ile bir anlaşma
yaptığını duyurdu. Ortaklar “Nielsen Twitter Reyting Sistemi”
adlı yeni bir sistemi tanıttılar. Eskiden TV izlenme oranları sadece evinde ölçüm cihazı olan az sayıda seyircinin tercihleri
ile şekilleniyordu. Artık o televizyon programının popülerliği
için program öncesinde, devam ederken ve sonrasında atılan
twit’ler incelenecek. Öncelikle twit’lerin sayıları, sıklığı ve
kişi sayısı gibi ölçümler yapılacak. Ancak ilerleyen zamanda
twit’lerin içeriğini öğrenen yazılımlar ile okunması sonucu izleyicinin o programla ilgili, hatta yayındaki kişiler ile ilgili görüşleri toplanabilecek.
Birçok internet bazlı ücretsiz elektronik posta servisi de “yazı
madenciliği” denen bu yöntemleri kullanarak sizin gönderilerinizi okur. Amaç kimin kiminle ne konuştuğunu öğrenmekten uzaktır. Sizin ilgi alanlarınızı öğrenip size uygun reklamı
önünüze getirmek hedeflenir. Benzer algoritmalar özel chat
sitelerinde küfürleşmeyi tacizi ve siber suçları önlemek için
kullanılır. Yazı madenciliği amaçlı yazılımları o dilin kurallarını öğrenmelidir. Bunu yapabilmek için hedeflenen dilde bir
tümcede işi yapanı, yapılan işi ve yapılış şeklinin yazılıma öğretilmesi gerekir. Bazen insan algısıyla bile zorlandığımız bu
konuda bilim adamlarının kat ettiği yol hiç de azımsanacak
boyutta değildir.
Öğrenen makineler insan yaşamı
içindeki etki alanını günden güne
arttıracak. Bugün telefonun bir
ucundan Türkçe konuşurken, telefonun
diğer ucundaki yabancı iş ortağımızın
bizi kendi sesimizde İngilizce
duyabileceği sistemler artık hazır.
Modern bir eğitim sisteminin temelinde bilginin öğrenilmesi
değil öğrenme yönteminin öğrenilmesi hedeflenir. Bir çocuğa
kitap okuma öğretisi ve alışkanlığı kazandırılması, onun kendi kendine başka kitaplar okuyarak bilgi edinmesinin yolunu
açar. Aslında öğrenen makineler, buna benzer yaklaşımlar
kullanırlar.
rimiz, profesör doktor hocalarımıza gideriz. Çünkü hoca en
çok, en değişik ve en zor hastaları görmüştür. Yardımcı teşhis
sistemleri de aynı mantıkla tasarlanmıştır. Araştırma ve eğitim kurumlarında denenen bu sistemler milyonlarca hastanın
tetkik verileri ile yüklenir. Hocalar kurulunun belirlediği kesin
teşhis sonuçları da bu tetkikler ile eşlenir. Yani sistem en iyi
üniversite eğitimini alır. Kullanıma geçtiğinde; hastaya ilişkin
birçok tetkik parametresi sisteme gelir. Sistem eskiden öğrendikleri doğrultusunda, bir hoca gibi deneyimine dayalı olarak
teşhisi koyar. Her hastanın her durumda hocalar kuruluna
gitme şansı olmadığını düşündüğünüzde, sağlık hizmetlerinin
tabana yayılması için kötü bir başlangıç sayılmaz.
Örnek olarak yoldan geçen araçları ve insanları sayan bir akıllı kamera sistemi kurmak istediğimizi düşünelim. Öğrenme
yetisi olmayan bir bilgisayara gelen görüntülerden iki tekerlekli olanların bisiklet/motosiklet, dört tekerleklilerin araba/
kamyon olduğunu kodlayabiliriz. Ancak üç tekerli bir motor
geldiğinde bu sistem sonuç üretemez. Oysa eğitilmiş bir yazılım hala iş görebilir. Bu öğrenen sistemler kurulum öncesinde
yüzlerce görüntü ile baştan eğitilir. Örneğin değişik büyüklük
ve şekillerde kamyonlar, değişik hızlarda giden bisiklet, motosiklet ve arabalardan oluşan bir video seti düşünelim. Bilgisayara her video için, görüntüde olan doğru araç tipi öğretilir.
Yüzlerce video ile eğitilen sistem üç tekerlekli bir araç geldiğinde; aracın tekerlek sayısından bir sonuç çıkaramaz ama
aracın hızı, üzerinde bir kişi oturması gibi etkenlere bakarak
bu araca en yakın araç grubunun motor olduğunu bilir. Bu tip
öğrenen bir sistemi ne kadar fazla veri ile eğitirseniz, bilmediği bir durumla karşılaştığında o kadar doğru karar verir. Bu şekilde söylenince çocuk yetiştirmeye benziyor. Biz de çocuklarımızı olabildiğince değişik ortamlara sokup, bu ortamda nasıl
davranması gerektiğini öğretmeye çalışmıyor muyuz? Bizden
ayrı geçen hayatlarında, deneyimleri doğrultusunda kendi kararlarını veriyorlar.
Öğrenen sistemler, sağlık gibi, en ciddi konularda bile kullanılmaya başlandı. “Tıpta hastalık yoktur hasta vardır” deyişi,
hastalıkların seyrinin her hastada farklı olduğunu belirtmek
için kullanılır. Bazen belirtiler karmaşıktır ve teşhis koymak
zorlaşır. Bu durumda öğretim görevlisi farkı ödeyebilenle-
Öğrenen makineler insan yaşamı içindeki etki alanını günden
güne arttıracak. Bu alan bilim dünyasında en hızlı ilerleyen
alanlardan biri olarak gelişimini sürdürecek. Bugün telefonun
bir ucundan Türkçe konuşurken, telefonun diğer ucundaki
yabancı iş ortağımızın bizi kendi sesimizde İngilizce duyabileceği sistemler artık hazır. Bilgisayarların satranç oyununda
insanları yenmesine alıştık. Satranç oyunu kolaylıkla programlanabilen bir yazılım olduğu için makinelerin üstünlüğü bizi
şaşırtmıyor. IBM’in Watson isimli bilgisayarının Amerika’da
yayınlanan Jeopardy bilgi yarışmasının en başarılı yarışmacılarını rezil etmesi ise bir bilgisayar için azımsanmayacak bir
başarıdır. Çünkü bilgisayar bir insan gibi doğal dilde kendisine sorulan soruları anlayabiliyor. Sonra o soruya belleğinden
veya internetten yanıt arayıp buluyor. Neredeyse oturup sohbet edeceksiniz.
Bugün satın alacağınız orta sınıf bir araba kendi kendine park
edebiliyor. Yakın zamanda kendi kendine giden arabalar içinde seyahat etmeye başlayacağız. Bilim insanları İstanbul trafiğinde bizim adımıza araçtan inip kavga eden robotlar da yapabilirse, geçmişin geleneksel dokusundan ödün vermeden,
eksiksiz modern bir yaşama kavuşmuş olacağız!
30 haber
31
Kaynaklar:
The Psychology of Curiosity: A Review and Reinterpretation, George Loewenstein, 1994
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi - 2011 / 2 Cilt: 14 Sayı: 2 - Güz 2011
Yenilikçi Oyun Alanı sunumu, Cengiz Ultav, Forum İstanbul, 2012 http://www.globalinnovationindex.org
Her şeyin başı merak
Geleceği, uzayı, geçmişi, sınırlarımızı, ölümden sonraki yaşamı merak ediyoruz. Belirsizlik bizi huzursuz ediyor… Bilgi,
kendimizi güvende hissetmemizi sağlıyor. Bilimle, sanatla, teknolojiyle, “aktif bilgiyle” bilinmezliğin karanlık yolunu
aydınlatmaya çalışıyoruz ve her bir adımı atarken bir sonrakinde neyle karşılaşacağımızı, ne kadar hazırlıklı olursak
olalım, hala merak ediyoruz.
G
manın bahsettiği üçüncü merak kaynağı da ikinciyi tamamlıyor: İştah. Araştırmada, merak iştahının doyurulamamasının,
insana acı verdiğinden söz ediliyor. Neden merak ettiğimiz
sorusunun hemen ardından akıllara gelen bir diğer soru; neyi
merak ettiğimiz. Sosyolojik araştırmalara göre insan en çok
“bilinmeyen” peşinde koşuyor. Uzakta olan, gelecekte gerçekleşecek olan, ulaşılmaz gibi görünen, mistik, tanrısal olan
her şey insanın merak duygusunu harekete geçiyor. Entelektüel merakın çıkış noktasının da yine bu bilinmeyene ulaşma
motivasyonundan beslendiği belirtiliyor.
enetik kodlarımıza işlenmiş merak duygusu biz ademoğullarına belki de miras kaldı. Hala merak ediyoruz. Gemilerle “yeni dünyalara” ayak bastık, sualtını
adım adım keşfettik, başımızı yukarıya kaldırdık, önce Ay’a
gözümüzü diktik ve ardından bizi temsilen Kızıl Gezegen’e
“Merak”ımızı yolladık. Yolculuğumuz merak içinde devam
ediyor…
Yoksa kediyi öldüren endişe mi?
İngilizler’in, “Merak kediyi öldürür (curiosity killed the cat)”
diye ünlü bir atasözü vardır: James Allan Mair’s adlı bir araştırmacının 1873 yılında yayınladığı sözlüğe göre bu kalıbın
geldiği yer İrlanda. Shakespeare’in de “Yok Yere Yaygara”
adlı oyununda bu atasözü geçer. İlginç olan şu ki sözü edilen
dönemlerde kullanılan terim “merak” (curiosity) değil, aslında “endişe” (care). Türkçeye de bir şekilde yerleşmiş olan bu
yaygın kullanımın devamına, korku romanı duayeni Stephan
King’in eklediği cümle, merak duygusunun insandaki karşılığını aslında özetleyiveriyor: “Merak kediyi öldürür, tatmin ise
geri getirir” (Curiosity killed the cat, satisfaction brought him
back). “Devrimsel icatların, keşiflerin, yeniliklerin çıkış noktası olan merak duygusunun tarihimiz boyunca taze kalmasını,
bir türlü doyuramadığımız ‘tatmin’ duygusuna borçluyuz demek çok da abartılı olmaz. Merakımızı tatmin etmeye çalıştıkça keşfetmek, keşfettikçe daha çok merak etmek… Bunun “öldüren” değil, geleceği bugüne getirdikçe, bilgi ile hayatımızı
kolaylaştırdıkça “uçuran” bir tarafı olduğu ortada.
Neyi merak ediyoruz?
Neden merak ediyoruz?
Albert Einstein, “Merakın var olmak için kendi nedeni vardır” diyor. Amerikan Psikoloji Derneği bünyesinde yapılan
bir araştırmaya göre ise üç temel özelliğimiz nedeniyle merak ediyoruz. İlki, insanın doğası gereği bilgi edinmek için bir
motivasyona sahip olması. Yani doğuştan meraklıyız. Örneğin
Aristo’ya göre insan, tamamen içsel dürtüler nedeniyle merak
edip bilimsel araştırmalar yapıyor, çıkış noktasına faydacılığı
koymuyor. Bir diğer Romalı filozof Cicero da merakın Tanrı vergisi bir öğrenme isteği olduğunu söylüyor. Aynı araştırmaya
göre merak dürtüsünün ikinci kaynağının ise “tutku” olduğu
söyleniyor. Yine Cicero merakı, öğrenmeye ve keşfetmeye duyulan karışı konulmaz bir tutku olarak tanımlıyor. Ve araştır-
Geleceği…
En çok merak ettiğimiz konulardan biri de gelecek. Bireysel
düzeyde tam bir belirsizlik kaynağı olsa da ülkeler, kurumlar,
toplumlar işini şansa bırakmıyor. İş dünyasının gelecekle baş
etme yollarından biri “uzgörü” adı verilen fütürist çalışmalar.
Merakın, orijinal tabirle endişenin “kediyi öldürmemesi” için
iş dünyası geleceğini önceden yazıyor ve planını programını
buna göre yapıyor. Bu konu o kadar çok ciddiye alınıyor ki birçok gelişmiş ülkedeki üniversitelerin akademik programında
ders olarak okutuluyor. Türkiye’de ise ilk kez Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 2013 ders programına “Future Studies”
ismiyle dahil edildi. Fütürizm ilk kez 1909’da yayınlanan fütürist manifesto ile duyuldu. Bu kavram, “oluşmuş” geleceği kabul etmeyi reddediyor. Bilgi ve teknolojiyi kullanarak muhtelif
Neden merak ettiğimiz sorusunun
hemen ardından akıllara gelen bir diğer
soru; neyi merak ettiğimiz. Sosyolojik
araştırmalara göre insan en çok
“bilinmeyen” peşinde koşuyor. Uzakta
olan, gelecekte gerçekleşecek olan,
ulaşılmaz gibi görünen, mistik, tanrısal
olan her şey insanın merak duygusunu
harekete geçiyor. Entelektüel merakın
çıkış noktasının da yine bu bilinmeyene
ulaşma motivasyonundan beslendiği
belirtiliyor.
32 haber
33
Çocukluk arkadaşımızın bugün nerede olduğunu, hayranı olduğumuz şarkıcının şu anda ne yaptığını, işten ayrılan
yöneticimizi nerede bulabileceğimizi, hoşlandığımız birinin hangi mekanlara takıldığını, köşe yazılarını takip ettiğimiz
gazetecinin anlık yorumlarını merak diyoruz. Bu kadar meraklı olmasaydık, sosyal ağlar ile birbirimize böylesine sıkı
bağlanmazdık belki de...
gelecekler oluşturmayı; yaşamın tüm boyutları için olumlu
gelecek tasarımı yapmayı benimsiyor. Multidisipliner, uzgörülü, yenilikçi, stratejik ve sürdürülebilir öneriler geliştirmeyi
hedefliyor.
Türkiye’de ise 2005 yılında kurulan Fütüristler Derneği bu bakış açısını uygulamaya çalışıyor. Kurucuları arasında Alphan
Manas, Faruk Eczacıbaşı, İbrahim Kavrukoğlu, Yurtsan Atakan
gibi ekonomi ve iş dünyasının önemli isimlerinin bulunduğu
dernek, tüm dünyada benimsenen ilkeleri kabul ediyor ve geleceği merak edip duran insanoğlu olmanın ötesine geçip bilgi
ile önlem almayı hedefliyor.
Fütürist manifestodan...
• Kendisi ve tüm insanlık için olumlu, ilerici, yenilikçi vizyon
geliştirir.
• Kişi, kurum ve toplumların yararlı, etkin yol haritası oluşturmalarına yardımcı olur.
• İnsanlıktan sorumlu olduğunu bilir.
• Geleceğin seyircisi değil, tasarımcısı olması gerektiğinin farkındadır.
• Çağdaşlık sözcüğünün günü yaşamakla sınırlı olmadığını bilir ve davranışlarıyla bunu yansıtır.
• Geleceği uzgörür.
• Dünyanın örgütlenmesinde yer almak ister.
Sınırlarımızı merak ediyoruz
Jules Verne’in 1865’te yayımladığı “Dünya’dan Ay’a” isimli
kitabındaki kahramanlar, Ay’a 4 günde ulaşmak için bir roket
yaparlar. O dönemde uzaya seyahat fikrinin ortaya atılması
büyük tartışmalara yol açar. Profesyonel illüzyonist Georges Méliès’in -kendisini yakın dönemde Martin Scorsese’nin
Oscarlı filmi Hugo ile yeniden tanıdık- en çok ses getiren fil-
mi, 1902’de çektiği Ay’a Seyahat olur. Ve insan 1969 yılında
Ay’dadır.
Jules Verne’in hayal ettiği gibi yolculuk 4 gün sürer. Sanat aracılığıyla ifade edilen bu hayal, neredeyse bir asır sonra gerçek
oldu. Ay seferleri 1972’ye kadar devam etti. Ay’ın ‘keşfi’ merakımızı tatmin etmiş, hızımızı kesmiş değil. Tam tersi tüm araştırmalar hızla sürüyor. Artık bir ayağımız uzayda... Amerikan
Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)’nin araştırmaları neredeyse
her gün yeni bir haber getiriyor: Satürn’ün uydusunda buz
volkanı saptandı, Ay’ın yüzeyinde silikat volkanlar bulundu,
Jüpiter’de okyanus büyüklüğünde patlama oldu, uzayda başıboş bir gezegen görüldü, Mars’ta antik nehir yatağı bulundu…
2004’te Mars’ta hayat olup olmadığını bize söylemesi için
gönderdiğimiz Spirit adlı robottan sonra, yine kızıl gezegene
bir robot-laboratuvar yolladık. Adı: Merak! (Curiosity). Sınırlarımızı aşmaya çalışmamız, daha geniş coğrafyalara yayılma
arzusunu da barındırıyor ancak sınırları aşmak bugün, insanın
kendini bilim, araştırma, teknoloji ile tekrar ve tekrar aşması
anlamına geliyor.
Birbirimizi merak ediyoruz
Çocukluk arkadaşımızın bugün nerede olduğunu, hayranı olduğumuz şarkıcının şu anda ne yaptığını, işten ayrılan yöneticimizi nerede bulabileceğimizi, hoşlandığımız birinin hangi
mekanlara takıldığını, köşe yazılarını takip ettiğimiz gazetecinin anlık yorumlarını merak diyoruz. Ve tüm bunların cevabını
artık birkaç saniyede alabiliyoruz. Bu kadar meraklı olmasaydık, sosyal ağlar ile birbirimize böylesine sıkı bağlanmazdık
belki de...
Bilgiyi merak ediyoruz
Milattan önceki üçüncü yüzyılda insanlık dev bir kütüphaneye
sahipti. Kütüphanenin misyonu, bulunduğu ülkeye giren her
kitaba el koymak, bir kopyasını da sahibine vermekti. Bir diğer misyon, dünyanın farklı yerlerine temsilciler yollayıp yeryüzündeki tüm kitapları tek bir çatı altında toplayabilmekti.
Bu şekilde, birçok bilime ait dağınık ve kaybolmaya mahkum
eser, tek bir çatı altında toplanabiliyordu. O dönem, dünyanın
en büyük kütüphanesinde 150 bin el yazması eserin toplandığı
kayıtlarda geçer. En önemli kısmını, sözü geçen dev İskenderiye Kütüphanesi’nin oluşturduğu bu ilim irfan kompleksinde
ayrıca, o devirde bilinen tüm ülkelerdeki hayvan ve bitki türlerinin birer örneği, botanik bahçesi, otopsi için anatomi salonu,
fizik, kimya, tıp, astronomi gibi bilimler için evler vardı. O zaman da merak ediliyordu, hatta kuvvetle muhtemeldir ki daha
tutkulu ve yaygın bir merak vardı. Bilginin peşinde koşuluyor,
değişik bir bitkiye dahi bilgi gözüyle bakılıyor, kıtalar aşılıp
kitaplar toplanıyordu. Bugün yine tek bir “çatı” altında, tek
bir hareket ile bilgiye ulaşmak elimizde. Milattan öncesindeki
gibi bilgiyi muhafaza eden ve sunan klasik kütüphanelerimiz
hala var ama daha kolay, daha hızlı, daha anlık bilgiye ulaşmak, merakımızı anında gidermek, bu ihtiyacımızı hemen karşılamak için artık dijital kütüphanelerimiz ve internet yoluyla
sahip olduğumuz arama motorlarımız var.
Merak etmezsek ne olur?
Merak etmek sınırlarımızı aşmamızı, yeni dünya keşiflerini,
teknoloji, bilim, sağlıkta ilerlemeyi sağladı. Ülkeler, toplumlar, kurumlar düzeyinde merak etmek, yenilikçi düşünmek ve
buna göre hareket etmek, her zaman merak etmeyenlerin öncüsü oldu.
Merkezi Fransa’da bulunan INSEAD uluslararası işletme okulu ve Dünya Fikir Eserleri Örgütü tarafından yayınlanan, 141
ülkenin katıldığı 2012 Küresel Yenilik Endeksi raporuna göre
bu ülkelerden sadece 25’i merak edip yeniliklerin peşinden
koşuyor ve gelişime öncülük ediyor. Bu ülkelerin puanları 100
üzerinden 50 ve fazlası. Diğerleri ise 50’nin altında kalıyor.
Slovenya 50 puanın hemen altında 26. olurken, Hırvatistan 42,
Bulgaristan 43, Karadağ 45 ve Sırbistan 46. sırada. Türkiye ise
74. sırada yer alıyor (Listenin tamamı için: http://www.globalinnovationindex.org).
Raporda ülkeler, yenilik becerileri ve aldıkları sonuçlar esas
alınarak sıralanmış. Dünya nüfusu ve GSYİH’nin %94,4’ünü
kapsayan raporda üst üste iki yıldır, İsviçre, İsveç ve Singapur genel yenilik performansında en tepede yer alıyor.
Yemen, Nijerya ve Sudan ise sıralamanın en sonunda bulunuyor. Küresel Yenilik Endeksi baş araştırmacısı ve proje
yöneticisi Daniela Benavente SETimes’a verdiği demeçte,
“Yenilikler, yeni iş alanları yarattığı ve ülkenin üretkenliği
ve büyümesini artırdığından, modern ekonomiler için şarttır.
Raporlar, araştırma ve yeniliğe yatırım yapan ülkelerin krizde
daha güçlü hale geldiğini ve krizden daha hızlı çıktığını gösteriyor.” diyor.
Yeniliğin geniş bir şekilde tanımlandığı rapor, öncelikle iş
alanındaki yeniliği, altyapı ve eğitime yapılan yatırımı ve
onun sonuçlarını -bilgi, beceriler, üretkenlik üzerindeki etkisini ve yeni teknolojilerin çalışma organizasyonunda kullanımını içeriyor. Listenin 46. sırasında bulunan Sırbistan’ın
Ticaret Odası Teknolojik Yenilik Kurulu Sekreteri Danica
Micanoviç, Sırbistan’ın bilim ve araştırma çalışmalarında
yükselen bir trende geçtiğini, ancak yenilik alanında daha
yapılması gereken çok şey olduğunu söylüyor. Bu bakış açısı
gelişmekte olan bir ülkenin umut vaat ettiğini söylüyor bize.
İnovasyon becerileri düşük olduğu için listenin sonunda yer
alan ülkelerin ise geri kalmışlık düzeyi de buna paralel. Özetle merak etmemek, listenin sonunda yer almaya mal oluyor.
34 haber
35
Çocuklara “Dünya Çevre Günü”
armağanı
Zorlu Enerji Grubu, çocuklara özel yayımladığı çevre ve enerji kitaplarına bir yenisini ekledi. 5 Haziran Dünya Çevre
Günü’nü “Zorlu ile Karbon Ayak İzi” isimli yeni kitabıyla kutlayan Zorlu Enerji Grubu, çocuklara karbon ayak izinin nasıl
oluştuğunu ve azaltmak için neler yapabileceklerini illüstrasyonlarla ve eğlenceli bir dille anlatıyor.
Ç
ocuklara, temiz enerji kaynaklarını ve enerjinin doğru
kullanımını anlatmak için özel kitaplar tasarlayan Zorlu
Enerji Grubu, bu kez karbon ayak izi ve etkilerini konu
alan “Zorlu ile Karbon Ayak İzi” kitabını hazırladı. Kitabın kahramanı sevimli Yeşil Ejderha, çocuklara karbon ayak izinin nasıl oluştuğunu anlatarak; dünyamıza etkileri ile bireysel olarak
karbon ayak izinin nasıl azaltıbileceği hakkında bilgi veriyor.
Şebnem Erverdi
Zorlu Enerji Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Şebnem Erverdi,
“Çocuklarımızla bugüne kadar enerjiyi ve çevreyi ilgilendiren
çeşitli eğitim projelerinde bir araya geldik. Şimdi de onlar için,
‘Zorlu ile Karbon Ayak İzi’ kitabını hazırladık. Dünya Çevre
Günü’nde çocuklara bir hediye sunmak üzere yayımladığımız bu yeni kitabımızla, çocuklarımızın çevre koruma bilincini
güçlendirmek ve özellikle iklim değişikliği konusundaki farkındalıklarını artırmak istiyoruz. Kitabımızı okuyan çocuklar,
karbon ayak izinin nasıl oluştuğunu ve günlük hayatlarında
gerçekleştirecekleri basit uygulamalarla ayak izlerini nasıl
azaltabileceklerini öğrenecekler. Eğlenceli bir dil ve renkli bir
görsel dünya yaratarak çocukların bir yandan bilgilenirken bir
yandan da keyifli zaman geçirmelerini amaçladık.
Çocuklarımız, ‘Zorlu ile Karbon Ayak İzi’ kitabımıza, yine tasarımı ve konsepti çocuklara özel olarak hazırlanan web sitemiz
www.enerjisitemiz.com adresinden de kolayca ulaşabilirler”
dedi.
“Zorlu ile Karbon Ayak İzi” kitabında, kitabın kahramanı Yeşil Ejderha, küresel iklim değişikliğine yol açan karbon gazı
salımı ve bunun sonucunda oluşan karbon ayak izini basit ve
eğlenceli bir dille anlatıyor. Sibel Şengül tarafından yazılan
ve Halime Keskin tarafından resimlenen kitapta çocuklar, basit bir tablo yardımıyla yol açtıkları karbon ayak izinin oranını kendileri hesaplayabiliyor. Çıkan sonuca bağlı olarak, yol
açtıkları karbon salım oranını evin sıcaklığını 2 derece düşürmek, ambalajlı ürün kullanımını olabildiğince azaltmak, yaşanılan bölgede yetiştirilen ürünleri tercih etmek gibi uygulaması basit önerilerle günlük hayatta nasıl azaltabileceklerini de
öğreniyorlar. “Zorlu ile Karbon Ayak İzi”, Zorlu Enerji Grubu
tarafından hazırlanan ve bugüne kadar anlatımı ile tasarımı
çocuklar tarafından çok sevilen “Zorlu ile Rüzgar Enerjisi”,
“Zorlu ile Doğal Gaz”, “Zorlu ile Jeotermal Enerji”, “Zorlu ile
Su Enerjisi” adlı serinin 5. kitabı olarak yayımlandı.
Kişisel karbon testi
Elektrik ve elektrikli eşyaları çok sık mı kullanırsın? Kömür kullanıyor musunuz? Uçak kullanır mısın? Uçak kullanıyorsan uzak mesafelere mi gidersin?
Özel otomobiliniz var mı?
Özel otomobiliniz varsa, sık sık kullanır mısınız?
Otomobilinizle uzak mesafelere yolculuk yapar mısınız?
Çok fazla et tüketir misin?
Mevsiminde olmayan meyve sebze tüketir misin?
Çok sık yeni kıyafet alır mısın?
Ambalajlı ürün kullanır mısın?
Çok sık elektronik eşya (telefon, bilgisayar gibi) satın alır mısın?
Geri dönüşüm yerine çöpe atmayı mı tercih edersin?
Çok sık alışveriş yapar mısın?
“Evet’’ sayısı karbon ayak izinin büyük olduğunu gösterir.
“Bazen’’ yanıtları fazla ise, biraz daha dikkat ederek, bırakılan izler küçültülebilir.
“Hayır’’ yanıtlarının çokluğu ise karbon ayak izinin küçük olduğunu gösterir.
EVET
HAYIR
BAZEN
36 haber
İlham öğrencilerden, tasarım
Vestel’den
37
Zorlu Grubu sağlık söyleşileri
Zorlu Holding çalışanlarının sağlık alanında bilgilendirilmeleri amacını taşıyan Zorlu Grubu Söyleşileri serisi Zorlu
Plaza Oditoryumu’nda düzenlenmeye devam ediyor.
Dost Teknoloji Vestel, 29 Haziran Dünya Endüstriyel Tasarım Günü’nü üniversite öğrencileriyle birlikte düzenlediği
tasarım atölyesiyle kutladı. Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencilerinin “endüstriyel tasarım”
denildiğinde akıllarına gelenler, Vestel ekibinin yeni televizyon tasarımına ilham verdi.
V
estel, 29 Haziran Dünya Endüstriyel Tasarım Günü
kapsamında Yaşar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım
Bölümü ile işbirliği gerçekleştirdi. Üniversite öğrencilerinden “endüstriyel tasarım” denince akıllarına gelen ilk
kelimeleri paylaşmalarını isteyen Vestel, bu kavramlardan
yola çıkarak yeni bir televizyon tasarladı.
Hem estetik hem fonksiyonel
Özgürlük, yaratıcılık, estetik, işlevsellik gibi kavramların
öne çıktığı atölye sonucunda tasarlanan televizyon, kullanıcı
dostu yapısı ve estetiğiyle dikkat çekti. Vestel, öğrencilerden ilham alarak tasarladığı televizyonu Yaşar Üniversitesi
öğrencilerine hediye etti.
Farklılaşma sağlıyoruz
International Council of Societies of Industrial Design (ICSID) tarafından 2007’den beri düzenlenen Dünya Endüstriyel Tasarım Günü’ne destek veren tek Türk markası olmaktan gurur duyduklarını belirten Vestel Endüstriyel Tasarım
Elektronik Bölüm Müdürü Burak Emre Altınordu, “Vestel
olarak tasarımda farklılaşma sağlayarak tüketicilerimizin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda hem şıklığı hem de kullanım
kolaylığıyla öne çıkan yeni ürünler geliştiriyoruz. Bunun yanında Türk tasarım ve tasarımcısının markalaşması hedefiyle
hareket ediyoruz.
ICSID tarafından düzenlenen Dünya Endüstriyel Tasarım Günü’nünde öğrencilerden ilham aldığımız yeni tasarım televizyonumuz ile kutluyoruz. Vestel olarak tasarım denilince akla
ilk gelen markalardan biri olarak böyle etkinlikleri desteklemeye devam edeceğiz” dedi.
İ
nsan Kaynakları politikaları kapsamında çalışanları
bilinçlendirmek ve bilgilendirmek amacıyla düzenlenen Zorlu Grubu Sağlık Söyleşileri, Memorial Sağlık
Grubu’nun katkılarıyla devam ediyor. Etkinlik kapsamında, modern çağın en önemli sorunlarından biri olan baş
ağrısı ve özellikle sigara kullananlarda çevresel faktörlerin
de etkisiyle artan solunum problemlerine yönelik, uzmanlar tarafından bilgilendirme sohbetleri gerçekleştirildi.
Baş ağrınızı önemseyin
Memorial Ataşehir Hastanesi Baş Ağrısı Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Macit Selekler, “Baş Ağrınızı Önemseyin” başlıklı söyleşide Zorlu Grubu çalışanlarına, çok sık rastlanmakta
olan baş ağrısı sorunuyla ilgili detaylı bilgiler verdi. Söyleşi
sonunda Zorlu Grubu çalışanlarının sorularını da yanıtladı.
Karbonmonoksit gazı ölçümü
Zorlu Grubu çalışanlarına yönelik karbonmonoksit gazı ölçümü, işyeri hekiminin eşliğinde gerçekleştirildi. Tüm gün
boyunca süren ölçümlerin sonucu Memorial uzmanları
tarafından değerlendirilerek çalışanlarla paylaşıldı. Çıkan
değerler, sigara içenler açısından uyarıcı nitelikte oldu.
Sigara içmeyenler açısından ise çevresel faktörlerin olumsuz etkilerini ortaya koydu. Tüm Zorlu Grubu çalışanları,
aynı konu hakkında ilerleyen günlerde düzenlenen söyleşilerle Memorial Sağlık Grubu tarafından bilgilendirildiler.
Sigara ve çevresel faktörlerin akciğer sağlığımıza etkileri
ve doğru nefes alma teknikleri
Memorial Sağlık Grubu’ndan Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Dr. İlkay Keskinel, “Sigara ve Çevresel Faktörlerin Akciğer
Sağlığımıza Etkileri” ile ilgili Zorlu Grubu çalışanlarını bilgilendirdi. Önceki günlerde karbonmonoksit gazı ölçümüne katılan çalışanlara ilişkin genel bir değerlendirme gerçekleştirildi. Solunum Fizyoterapisti Tuba Ergene, “Doğru
Nefes Alma Yöntemlerini” uygulamalı olarak çalışanlarla
paylaştı. Söyleşi sonunda Zorlu Grubu çalışanları konuyla
ilgili sorularını aktardılar.
38 haber
39
Vestel, iki yılda 15
“Merkez Servis” açacak
Vestel merkez servisleri iki ana
birimden oluşuyor. İlk birim,
müşterilerle doğrudan temasta
bulunan saha ekipleri, merkez
servisler ve çağrı merkezlerini;
diğer birim saha ekiplerine destek
veren teknik, lojistik, eğitim, kalite,
bilgi teknolojileri ve iş geliştirme
takımlarını kapsıyor.
Vestel, “Merkez Servis”lere 9 milyon TL yatırım yaptı. 200 kişiye istihdam sağlayan Vestel, servis hizmetlerinde
mükemmellik için iki yılda 15 “Merkez Servis” açacak.
D
ost teknoloji Vestel, satış sonrası hizmet kalitesini
yükseltme ve standartlaştırma amacıyla Müşteri Hizmetleri Genel Müdürlüğü çatısı altında geliştirdiği
“merkez servis” projesine İzmir Işıkkent’ten start verdi. Vestel
Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan ve Vestel
Müşteri Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Tarkan Tekcan’ın katıldığı açılışta merkez servis konsepti de tanıtıldı. Vestel’in yeni
kurulan merkez servisleri hem yetkili servislerin çözemediği
sorunları devralıp hızlı bir şekilde çözüme kavuşturma hem de
yetkili servis çalışanlarını eğitme sorumluluğunu üstlenecek.
Vestel gibi köklü ve kendi sektöründe öncü bir markanın, müşteri memnuniyeti konusunda ortak bir dil oluşturmasının ve
bu ortak kültürün yaygınlaşarak sürdürülmesinin son derece
önemli olduğunu belirten Erdoğan şunları ifade etti: “Vestel
olarak bu yönde attığımız en önemli adımımız Müşteri Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nü kurmak oldu. Merkez servislerin
de bu genel müdürlüğe bağlı en önemli hizmet birimi olarak
konumlandırdık. Merkez Servisler için şimdiye kadar 9 milyon
TL yatırım yapıldı. Kendi sektörümüzde satış sonrası müşteri
memnuniyetini artırmak adına böyle bir yapılanmaya giden
ilk şirket olmak bizler için gurur kaynağı. 350 yetkili servis ve
5000’i aşan servis personelinden oluşan servis organizasyonuna sahip Vestel, iki yıl içinde en az 15 yeni merkez servisinde 250 kişiye daha istihdam sağlayacak. Bu yıl ise bunların ilk
11’ini 15 Haziran’a dek hayata geçirmiş olacağız.”
Vestel’den hem istihdama hem eğitime katkı
Merkez servislerde çalışacak personelin donanımlı ve alanında uzman olmasına önem verdiklerini belirten Erdoğan,
“Uzmanlaştırılmış Meslek Eğitim Merkezleri’nde 1 ayı teorik,
1 ayı pratik olacak şekilde 2 aylık bir eğitim veriyoruz. Eğitime katılan kişilere, eğitimlerinin sonunda merkez servislerde
istihdam sağlıyoruz. Bu yöntemle Manisa’ da 30 kişilik istih-
dam sağladık. Eğitimlerimiz, İstanbul, Adana ve Diyarbakır’da
da devam ediyor. 2014 yılında merkez servis çalışanlarımıza
Vestel Akademi kapsamında eğitimlere katılma imkanı sunarak insan kaynağımızın kalitesini daha da yükselteceğiz” dedi.
Vestel’in merkez servislerinde görev yapan teknisyenlerin de
yetkili servis çalışanlarını eğittiklerini sözlerine ekleyen Erdoğan, “Bu katkı ile sadece bir hafta sonunda 26 farklı noktada
toplam 975 yetkili servis çalışanına eğitim verildi” dedi.
Merkez servislerin sayısı 2014’te 15’i geçecek
İzmir Işıkkent’te açılan merkez servisi İstanbul’da Ümraniye
ve Kağıthane, Diyarbakır, Ankara, Adana, Antalya, Erzurum,
Trabzon, Kayseri ve Gaziantep’tekiler takip edecek. Merkez
servislere 2014 yılında Bursa, Samsun, Konya, Bodrum’da açılanlar eklenecek. Vestel 2014 ilk yarısına kadar merkez servis
sayısının 15’e ulaşmasını planlıyor. Vestel, İzmir Işıkkent’te
açılan 650 metrekare alana sahip merkez serviste 15 çalışanıyla hizmet verecek. İzmir Işıkkent’teki merkez servis İzmir,
Manisa, Aydın, Denizli, Uşak, Balıkesir illerindeki yetkili servislerden sorumlu olacak.
Sadece hizmet vermeyecek, standartları belirleyecek
Merkez servis projesiyle sadece müşterilerin beklediği hizmeti sunmakla yetinmeyip sektördeki hizmet standartlarını
yeniden belirlemek istediklerini söyleyen Tekcan, “Merkez
servislerimizle yürüteceğimiz çalışmalarda amacımız bölgesel profilleri, istekleri ve yaklaşımları yakalayabilmek. Merkez
servislerimiz tarafından yürütülen müşteri memnuniyeti araştırmaları, müşteri ziyaretleri sayesinde markamızı, müşterinin
bakış açısından görebileceğiz. Bu da müşteri hizmetlerinin hedeflerini, müşterinin kendi talep ve beklentilerinin belirleyeceği anlamına geliyor. Yol haritamızı müşterilerimizin isteklerini esas alarak çizeceğiz” dedi. Merkez servislerin en önemli
hedeflerinden birinin de olası sorunları ortaya çıkmadan tespit etmek olduğunu belirten Tekcan, “Proaktif yaklaşımımızla
müşterilerimize en az eforu harcatarak sözümüzün ve ürünümüzün arkasında olduğumuzu göstereceğiz” diye konuştu.
Vestel merkez servisleri iki ana birimden oluşuyor. İlk birim,
müşterilerle doğrudan temasta bulunan saha ekipleri, merkez
servisler ve çağrı merkezlerini; diğer birim saha ekiplerine
destek veren teknik, lojistik, eğitim, kalite, bilgi teknolojileri
ve iş geliştirme takımlarını kapsıyor. Merkez servisler yetkili
servislerin hizmet kontrolü, açık çağrı kapatma, yeni ürünlerle
ilgili memnuniyet araştırması, yedek parça yönetimi, müşteri
ziyaretleri, sosyal medyada şikayet yönetimi, eğitim gibi çok
geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor.
Merkez servisler çok fonksiyonlu bir yapı
Merkez servislerin görev ve sorumlulukları itibariyle denetim,
müdahale, koordinasyon, iş geliştirme ve eğitim gibi çok fonk-
siyonlu bir yapıya sahip olduğunu belirten Tekcan, “Merkez servisler yetkili servislerin hizmet kalitesini sürekli denetim altında tutarak onların çözüm oluşturmada zorlandıkları noktalarda
soruna müdahalede bulunuyorlar. Böylece çözüm oluşturma
sürecini hızlandırıyorlar. Aynı zamanda yetkili servislerin ihtiyaçlarını takip ederek bunların giderilmesi için gerekli koordinasyonu da sağlıyorlar. Örneğin merkez servislerde daha geniş
yedek parça depo alanları bulunduğundan daha büyük stoklarla çalışıyorlar. Böylece müşterilerin bekleme süresi kısaltılıyor.
Alt yapıdan diğer servislerin ellerinde olanları görüyor ve servisler arasında iletişimi sağlıyorlar” dedi.
Vestel’den müşteri memnuniyetine yakın takip
Merkez servisler tarafından yürütülen müşteri ziyaretleri ve ürün
ya da memnuniyet anketlerinin ise iş geliştirme anlamında kendileri için çok yol gösterici olduğunu sözlerine ekleyen Tekcan,
“Gerek müşteri ziyaretleri gerek telefon görüşmeleri gerekse
SMS’le yaptığımız anketler müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimiz hakkındaki görüşlerini kısa zamanda öğrenmek anlamında
bizim için çok önemli. Bu sorumluluğu üstlenen merkez servisler
elde ettikleri sonuçları hızla genel müdürlüğümüze aktararak iş
geliştirme anlamında da bizlere önemli veriler sağlıyorlar” dedi.
Ayrıca piyasaya yeni çıkacak ürünlerin saha performanslarının
takibi konusunda merkez servislere görev vereceklerini belirten
Tekcan şöyle devam etti: “Yeni ürünlerin performanslarını belirlemek için sadece laboratuvar ortamlarını kullanmıyoruz. Fabrikalarımızın Ar-Ge birimlerinde her türlü ortamı simüle edebilecek laboratuvar imkanları olmasına ve ilgili testler yapılmasına
karşın, sahada farklı bölge ve profilde kullanıcıların yeni ürünlere yönelik kullanım geri bildirimleri önemli birer veri oluyor.
Bunu şimdiye dek merkezi takip etmek durumundaydık. Şu andan itibaren Ar-Ge’lerimizin saha testi uygulamalarında merkez
servislerimizde rol alacak. Bir anlamda merkez servislerimizi ArGe’lerimizin saha uzantısı olarak da görebiliriz.”
40 tasarruf
41
Tasarrufun ABC’si
Ülkemizdeki tasarruf oranı 90’lı yıllarda yüzde 25 iken bugün yüzde 12’lere kadar düştü. Borçlanmanın arttığı bir
ortamda tasarruf yapmak çok daha önemli hale geldi. İşte size tasarruf yapmanızı sağlayacak birkaç pratik öneri…
T
asarruf yapmak için öncelikle bir iyi bir bütçe yapmalısınız. Gelir giderinizi hesaplamaya geçmiş dönem banka
hesap hareketleri, faturalar ve kredi kartı ekstrelerini
kontrol ederek başlayabilirsiniz. Gelecek dönem hesaplamalarını yaparken mutlaka sıra dışı ödemeler yapabileceğinizi
hesaba katıp, buna göre bir miktar karşılık ayırın. Bunu çok
özel bir durum olmadıkça gelir kalemleri için yapmayın, bırakın gelirse bir kenarda dursun.
yüzde 80’e varan oranlarda tasarruf sağlar. Buzdolabı ya da fırının kapağını sık sık açıp kapamayın. Her açıp kapamanız yüzde 20 daha fazla elektrik sarfiyatı anlamına geliyor. Bulaşık ve
çamaşır makinesi gibi bazı elektrikli aletleri elektrik tarifesinin
en ucuz olduğu saatlerde kullanın. En azından yaz aylarında
saçlarınızı kurutmayı verin. Çünkü saç kurutma makinesi 60
Waat bir ampulün 3 saatte tükettiği elektriği 10 dakika içinde
yutuyor!
Borçlardan kurtulun
Borçlardan kurtulun demek kolay ama nasıl? Birçok borcunuz
olabilir ama başınıza en büyük belayı maliyeti en yüksek olan
borç açar. Hedefteki ilk düşman grubu kredi kartları olsun. Yıllık mevduat faizlerinin yüzde 6’yı geçmediği bir ortamda kredi
kartı borçlarınız için yılda yüzde 30’u bulan faiz ödemek bir tür
çılgınlık olsa gerek. Toplam borcunuzu hesaplayın ve hemen
gidip bir tüketici kredisi ile borcunuzu takas edin. Bu sizin
borçlarınızın maliyetini yarıya indirir. Arkadaşlarınızdan borç
almayı düşünüyorsanız, bunun için mutlaka sıkı bir planla gidin. Unutmayın, birisi arkadaşınız bile olsa miktar büyük olduğunda sizin bu borcu ödeyebileceğinizden emin olmak ister.
Basit bir kural: Hayır
Önce basit bir kuralı, yani hayır demeyi öğrenmeniz gerekiyor. İş çıkışında “hadi bir yerlere gidelim” diye başlayan
cümlelerin bazılarına hayır demeniz gerekiyor. Arkadaşlarınızı sürekli reddedemezsiniz ama bir kez hayır demeyi öğrendiğinizde ay sonunda bütçenizdeki bir deliğin daha kapandığını görmek sizi motive edecektir. Güdülerinize değil,
aklınıza teslim olun.
Ev ödevinizi iyi yapın
İşe önce kendi kapınızın önünü süpürerek başlayın. Evde bir
sürü elektrikli alet kullanıyorsunuz. Önce bunları doğru kullanmayı öğrenin. Eğer bunu başarırsanız yüzde 20 tasarruf
edebilirsiniz. Örneğin televizyonun fişini çekmek size elektrik
giderlerinde yüzde 5, enerji tasarruflu ampuller kullanmak ise
Depoyu ağzına kadar doldurmayın
Benzinin litre fiyatı 5 TL’ye yaklaşmışken işe hala arabayla mı
gidiyorsunuz? Gün içinde otomobiliniz sadece otoparkta duruyor ve sadece eve gidip geliyorsanız, bir daha düşünün. Eğer
eviniz toplu taşıma araçlarının güzergâhındaysa hem bütçenize zarar hem de trafikte yaşadığınız stres ile sağlınıza… Eğer
illa ki araba kullanacağım diyorsanız, daha uygun fiyatlı benzin istasyonlarını tercih edin. Çünkü günde 50 km yol yapıyorsanız bunun size aylık maliyeti 750 TL’den aşağı olmayacaktır.
Diğer taraftan arabayı kullanırken klima kapatma, lastik hava-
Günümüzde telefonların fonksiyonları çoğaldı. Buna rağmen cep telefonlarının
temelde iki işlevi var; birisi konuşma diğeri ise internet. Konuşmalar konusunda
alabileceğimiz en basit önlem kontörlü telefona geçmek.
larınızın doğru olması, araç bakımızın zamanında yapılması ve
kaliteli benzin kullanımı gibi unsurlara dikkat ederek de yüzde
5-10 arasında tasarruf edebilirsiniz. Ayrıca yaz aylarında depoyu ağzına kadar doldurmayın. Benzin sıcaktan buharlaşabilen
bir madde, unutmayın!..
Telefonu sadece ihtiyaç için kullanın
Günümüzde telefonların fonksiyonları çoğaldı. Buna rağmen
cep telefonlarının temelde iki işlevi var. Birisi konuşma diğeri
ise internet. Konuşmalar konusunda yapabileceğiniz en basit
önlem kontörlü telefona geçmek. Unutmayın, ayda 50 TL fuara
ödeyen bir asgari ücretli, yılın bir ayı sadece cep telefonu için
çalışıyor demektir. Eğer bunu yapamıyorsanız bile konuşmalarınızı kontrol edebileceğiniz ya da sınırlayabileceğiniz tarifelere geçin. Akıllı telefonunuzun internet kotasını sık sık aşıyor
musunuz? İlk yapmanız gereken iş, kotanızı kontrol edebileceğiniz bir uygulamayı akıllı telefonunuza indirmek olmalı. Daha
sonra otomatik güncellemeleri kapatın. Kota aşımına sebep
olabilecek şeyleri cep telefonunuzdan indirmeyin. Normalde
akıllı telefonunuz olmasa aklınıza bile gelmeyecek ve ihtiyacınız olmayan uygulamaları da hemen silin…
Eskileri unutmayın!
Evde mutlaka eski eşyalarınız vardır. Sizin ihtiyacınız olmayabilir ama başkalarının olabilir. Üstelik giymediğiniz giysiler,
ayakkabılar, artık binmediğiniz bir bisiklet birçok kişinin işini
görebilir. Bunların birer fotoğrafını çekip, kısa bir bilgi notu
ile internetteki açık artırma sitelerinden birinde satabilirsiniz.
Hem evdeki fazlalıklardan kurtulursunuz hem de belki de bu
ayki kredi kartı borcunu ödersiniz.
42 haber
“Altın Vana” GAZDAŞ’ın...
GAZDAŞ çalışanları, yürüttükleri gönüllülük projesiyle “4. Türkiye Enerji Zirvesi” çerçevesinde düzenlenen “Altın Vana
ve Altın Voltaj Ödülleri”nin “Sosyal Sorumluluk” kategorisinde “Altın Vana Ödülü”nü aldılar.
43
Zorlu Enerji Grubu “Enerji
Avcıları”nı arıyor
Zorlu Enerji Grubu, yaz tatili kapsamında çocukları, “enerji, enerji kaynakları ve enerji tasarrufu”nu eğlenceli bir dille
anlatan www.enerjisitemiz.com web sitesinde yepyeni bir oyunla buluşturuyor. “Enerji Avcıları...”
G
AZDAŞ, 6 Haziran 2013 tarihinde Trabzon’da düzenlenen 4. Türkiye Enerji Zirvesi kapsamında verilen Altın
Vana Ödülü’nün sahibi oldu. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız, Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu Başkanı Hasan Köktaş ile siyasetçilerin, bürokratların, akademisyenlerin ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen törende, ülkenin sosyoekonomik yapısına katkı sağlayan
sosyal sorumluluk projeleri ödüllendirildi.
Törende, GAZDAŞ Trakya ve GAZDAŞ Gaziantep şirketlerinin
çalışanları da iki yıldır yürüttükleri “Enerjimiz Çocuklar İçin”
projesiyle Altın Vana Ödülü’nü aldılar. Zorlu Enerji Doğal Gaz
Grubu Genel Müdürü Fuat Celepci, “Bu değerli ödülü almamıza vesile olan ‘Enerjimiz Çocuklar İçin’ projesi, Türkiye’de bir
enerji şirketi tarafından yürütülen, ulusal ölçekteki ilk bütüncül
enerji-çevre-eğitim projesi. Proje kapsamında, çocuklarımıza
‘Sağlıklı büyümek en doğal hakkınız!’ diyerek bir bilgilendirme
seferberliği başlattık. Çalışma arkadaşlarım, bir yandan yoğun
altyapı ve abonelik çalışmalarını sürdürürken bir yandan da
‘Bir gönüllü ister dünya değişir’ diyerek, bulundukları bölgelerdeki çocuklara yönelik bilgilendirme sunumları gerçekleştirdiler” sözleriyle, yaşadığı gururu anlattı.
Projede gelinen nokta hakkında bilgi veren Celepci, “GAZDAŞ
gönüllülerimiz, iki yılda Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Lüleburgaz, Çerkezköy, Babaeski, Muratlı, Gaziantep ve Nizip’te 137
okula gittiler. Verdikleri eğitimlerde, 73 bin çocuğa doğal gazın sağlığa, çevreye ve yaşamımıza sağlayacağı katkıları anlattılar, temiz enerji kaynakları ve enerji tasarrufu konusunda
bilgi verdiler. Onların gönüllü olarak katıldıkları bu çalışmalarının sonucunda aldığımız ödül, bizler için son derece gurur
verici…” dedi.
Z
orlu Enerji Grubu, enerji ve enerji kaynaklarının doğru
kullanımını anlatmak için hayata geçirdiği www.enerjisitemiz.com adresli çocuk web sitesi ile yaz tatili kapsamında çocuklar için yepyeni ve eğlenceli bir sürpriz hazırladı.
Zorlu Enerji Grubu, “Enerji Avcıları” adlı özel bir oyun tasarlatarak, çocukları enerjinin keyifli ve ilginç dünyasını keşfetmeye ve enerji tasarrufu konusunda heyecanlı bir yarışa katılmaya davet ediyor. Oyunda çocukların, ev ve bahçede dolaşarak
kendilerine tanınan kısıtlı süre içinde enerji tasarrufu yapabilecekleri durumları keşfetmeleri ve onlara verilen görevleri en
hızlı şekilde tamamlamaları bekleniyor.
Çocuklara dijital medya aracılığıyla da ulaşarak onlarda enerji,
enerji kaynakları ve enerji tasarrufu hakkında belirli düzeyde
bir bilinç geliştirmeyi amaçladıklarını belirten Zorlu Enerji Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Şebnem Erverdi, “www.enerjisitemiz.com adresli web sitemizde çocuklar için interaktif,
güncel, eğitici, yaratıcılıklarını destekleyen ve eğlenceli bir
oyun yaratarak onlara bir tatil hediyesi vermek istedik. Çocuklarımız, ‘Enerji Avcıları’ adlı oyunla hem eğlenip hem birbirleriyle rekabet edebilecekler ve bu arada günlük yaşamlarında
ne kadar çok enerji tasarruf edebileceklerini görebilecekler.
Oyunun yanı sıra web sitesinde de enerjinin öyküsünü, enerji
kaynaklarını ve tasarruf yöntemlerini, fotoğrafları ve videoları
da bulabilecekler” dedi.
Tasarım ve konsepti ile yaşayan bir kimliğe sahip olan www.
enerjisitemiz.com, “Yeşil Ejderha’dan haberler”, “Enerjik eğlence”, “Konumuz enerji” ve “Enerji kaynakları” olmak üzere
dört farklı bölümle çevre konularına dikkat çekiyor. İlk bölüm
“Yeşil Ejderha’dan haberler”de sevimli maskot Yeşil Ejderha,
farklı şehirlerde ve farklı okullarda gerçekleştirdikleri etkinlikleri duyuruyor. Bunun yanı sıra enerji, enerji kaynakları ve
çevreye yönelik ilginç haberler paylaşıyor. “Enerjik Eğlence”
bölümünde ise; çeşitli oyunlar, kapı kolu notlukları, bulmacalar ve kes-katla-yapıştır gibi çocukların kendi kendilerine
tasarlayarak el becerilerini geliştirebilecekleri aktiviteler yer
alıyor. Bu bölümde ayrıca, çocukların enerjinin geniş dünyası
hakkında merak ettiklerini öğrenebilecekleri video ve fotoğraflar da bulunuyor. “Konumuz Enerji” bölümünde ise; Zorlu
Enerji Grubu’nun karbon, jeotermal, doğal gaz, su ve rüzgar
enerjisini çocukların anlayabileceği bir dilde ve resimli olarak
anlatan çocuk kitaplarını indirmek mümkün. Yine bu bölümde
ziyaretçileri; enerjinin ne olduğu ve enerji ile ilgili keşif yapan
mucitler gibi kısa bilgiler de bekliyor. Enerji sektöründe bir
meslek düşleyen çocuklar için Zorlu Enerji Grubu’nda çeşitli
görevlerde çalışan büyükler mesleklerini anlatıyor ve onların
sorularını yanıtlıyorlar.
Sitenin son bölümü olan “Enerji Kaynakları”nda ise çocuklar,
enerji kaynakları ile ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşabiliyor.
RENGİNİZİ SEÇİN,
TARZINIZI YANSITIN!
Kişiye özel renk ve model seçenekleriyle Vestel For You Retro Serisi…
Seçiminiz tarzınızı yansıtsın, görenler hayran kalsın.
46 haber
47
“Sürdürülebilirlik Ödülü” Zorlu
Enerji Grubu’nun...
Kayseri Doğal Gaz Santrali’ne,
“En Temiz Sanayi Tesisi” ödülü
Zorlu Enerji Grubu, Gökçedağ Rüzgar Santrali ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Bank for Reconstruction
and Development-EBRD) tarafından bu yıl 6.’sı verilen “Sürdürülebilirlik Ödülü”nün sahibi oldu.
Zorlu Enerji Kayseri Doğal Gaz Santrali, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen “Temiz Türkiyem”
yarışmasında, “Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi” kategorisinde Kayseri Bölge üçüncüsü oldu.
Z
K
orlu Enerji Grubu, EBRD tarafından bu yıl 6. kez düzenlenen Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde Gökçedağ Rüzgar
Santrali ile “Çevresel ve Sosyal Performans” kategorisinde “Sürdürülebilirlik Ödülü”ne layık görüldü. 9 Mayıs’ta
İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen ödül törenine Zorlu
Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Selen Zorlu Melik, Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak ve Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı
Yağmur Özdemir katıldı.
kemmellik Ödülü”nü aldıklarını belirterek; Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan aldıkları bu ödülle uluslararası alandaki
ödüllerine bir yenisini eklediklerini söyledi.
EBRD Çevre ve Sürdürülebilirlik Başkanı Alistair Clark’tan ödülü alan Ak yaptığı açıklamada, “Gökçedağ Rüzgar Santrali’mizin, gösterdiği çevresel ve sosyal performans ile Avrupa İmar
ve Kalkınma Bankası tarafından Sürdürülebilirlik Ödülü’ne
layık görülmesi bizi çok gururlandırdı. Enerji sektörünün öncü
şirketlerinden biri olarak sürdürülebilirlik, iş stratejilerimizin
temelini oluşturuyor. Bu iş anlayışımız doğrultusunda, yerli
ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla büyümeyi hedeflerken,
sosyal ve çevresel sorumluluklarımızı da göz önünde bulunduruyoruz. Yatırımlarımızı, çalışmalarımızı ve kurumsal sosyal
sorumluluk projelerimizi sürdürülebilirliği esas alan bakış açımızla şekillendiriyoruz. Bugün EBRD tarafından verilen ödül
de bu anlayışımızın bir sonucudur” dedi.
14 hektar alanda 30 bin fidan dikimi
Gökçedağ Rüzgar Santrali hakkında da bilgi veren Ak “135 MW
kurulu güce sahip santralimizi, 2010 yılında Osmaniye’de faaliyete aldık. Santralin enerji verimliliğini artırmak amacı ile
fizibilite çalışmaları yürüttük. Yatırım öncesinde gerçekleştirdiğimiz biyolojik çeşitlilik araştırması ve sosyal etki analizi ile santralimizin doğal ve kültürel çevreye duyarlı bir proje
olmasına dikkat ettik. En başından paydaş katılımını sağladık.
Habitat restorasyonu uygulamamızla da santral inşaatının
çevresel etkilerini en aza indirdik. Bu doğrultuda, Gökçedağ
Rüzgar Santrali’nin bulunduğu 14 hektarlık alanda 30 bin fidan dikimi ve yaygın bitkilendirme gerçekleştirdik. Gökçedağ
RES, hazırlanan kuş izleme raporunun sonucuna göre kuş göç
yolları üzerinde olmamasına rağmen, santralimizde bir radar
sistemi kurarak bölgedeki göçmen kuşların korunmasını sağladık. Gökçedağ RES, yüksek risk oranına kadar sıfır kaza ile
Türkiye’nin en büyük rüzgar santrallerinden biri olmaya devam ediyor” dedi.
Ak, Gökçedağ RES ile daha önce de Avrupa’da Project Finance Ödülleri kapsamında “2009 Yılının En İyi RES Finansmanı
Ödülü”nü ve Uluslararası 11. Platts Global Enerji Ödülleri kapsamında da “Yılın Yeşil Teknoloji Girişimi kategorisinde Mü-
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından 6 yıldır düzenlenen Sürdürülebilirlik Ödülleri; sosyal, çevresel, enerji verimliliği ve iklim değişikliği alanlarında başarılı, sürdürülebilir
çalışmalar gerçekleştiren projelere veriliyor.
ayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 6 Haziran 2013 tarihinde Erciyes Üniversitesi’nde düzenlenen törenle Kayseri’deki temiz sanayi tesislerini
ödüllendirdi. 2005 yılında faaliyete başlayan ve aynı yıl Trade
Finance Magazine tarafından “en başarılı finans projesi” seçilen 188,5 MW kurulu kapasiteye sahip Kayseri Doğal Gaz
Kombine Çevrim Santrali, “Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi” kategorisinde üçüncülük ödülünü aldı. Ödül törenine Vali
Yardımcısı Erdoğan Aygenç, Erciyes Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Alçı ve İlçe Belediye Başkanları, üst düzey kamu yetkilileri ile özel sektör temsilcileri
katıldı.
Zorlu Enerji Grubu adına ödülü alan Zorlu O&M İşletme
Müdürü Gürcan Okumuş törende yaptığı konuşmada “Kayseri Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alan santralimizde gerçekleştirdiğimiz çevreye duyarlı uygulamalarımızla
‘Türkiye’nin En Temiz Sanayi Tesisi’ ödülünü almaktan
mutluluk duyuyoruz. Zorlu Enerji Grubu olarak, tüm iş süreçlerimizde sosyal ve çevresel sorumluluklarımızın bilinciyle hareket ediyoruz. Bu doğrultuda, kamu ve çevre yararını gözeterek doğayla uyumlu projelerimizi ekonomiye
ve sektöre kazandırmak için çalışıyoruz. Ülkemizin örnek
kentlerinden Kayseri’de de bu yaklaşımla 8 yıldır hizmet
veriyoruz. Önümüzdeki dönemde de aynı bakış açısıyla sürdürülebilir fayda sağlayan projelerimizi uygulamaya devam
edeceğiz” dedi.
Kentinden sanayisine, temiz bir Türkiye
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çevre hakkında toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla 2012 yılından
bu yana düzenlenen “Temiz Türkiyem” yarışması, çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda başarılı çalışmalar ve uygulamalar yürüten belediye ve sanayi tesislerine 7 kategoride
ödül veriyor. Değerlendirme; şirketlerin merkezi arıtma, atık
yönetimi, baca gazı emisyonu, çevresel gürültü, iklim değişikliği uyumu projeleri, enerji geri kazanımı projeleri, çevre yönetim ve denetim organizasyonu, çevreye yönelik Ar-Ge projeleri
ve kalite yönetim sistemleri konularındaki performansları göz
önüne alınarak yapılıyor.
48 röportaj
49
Devir LED devri...
Türkiye’de LED Aydınlatma sektörünün gelişimi konusunda çalışmalarını sürdüren Vestel, dünyanın ve ülkemizin
LED ihtiyacını çözmeye yönelik projeler geliştirmeye devam ediyor. Vestel LED Aydınlatma ekibi, LED sektöründe
gerçekleştirilen çalışmalar ve sektörün geleceğine ilişkin görüşlerini paylaştılar.
Ç
evreyle dost teknoloji Vestel, LED Aydınlatma sektöründe gerçekleştirdiği çalışmalarla Türkiye’de LED Aydınlatma sektörünün gelişimi ve kalite standartlarının
oturtulması yönünde aktif rol oynuyor.
Üniversite işbirlikleri ve kendi bünyesinde kurduğu LED Aydınlatma laboratuvarlarıyla Vestel, Türkiye’nin ve dünyanın LED
ihtiyacına, Vestel kalitesiyle çözümler sunmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Vestel LED Aydınlatma ekibi, LED sektöründe gerçekleştirilen çalışmalar ve sektörün geleceğine ilişkin
görüşlerini paylaştılar.
Z: LED Aydınlatma sektörünün durumu ve Vestel’in sektördeki hedefleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
Sektörel standartlar henüz oluşmadığından şu an Türkiye’ye
kontrolsüz bir LED aydınlatma ithalatı var. Bu da kalitesiz
ürünlerin pazara giriş yapmasına ve tüketicinin güveninin sarsılmasına neden oluyor. Biz, Vestel olarak, büyüme ve gelişmenin belli standartlar dâhilinde gerçekleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Amacımız, bir yandan Türkiye LED aydınlatma
sektöründe kaliteyi oturtmak, diğer yandan ürün ve ithalat
standartlarının belirlenmesini sağlayarak Türkiye’nin LED aydınlatma çöplüğüne dönüşmesini engellemek. Standartların
oluşturulması, kontrolsüz ithalatın önüne geçilmesi ve LED
aydınlatma kirliliğinin engellenmesi için sektöre rehberlik
edecek bilimsel çalışmaları da destekliyoruz.
Z: Vestel olarak LED aydınlatma alanında satış dışında ne tür
çalışmalar yapılıyor?
Vestel, İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü’ne LED
ürünlerin AR-GE çalışmalarının yapılacağı, kalite kontrol ve
güvenlik testlerinin yürütüleceği, standartlarının belirleneceği Aydınlatma Laboratuvarı kurulması için destekte bulundu.
Türkiye’de LED aydınlatma pazarı çok geniş ve yüksek po-
tansiyele sahip. Vestel olarak bu sektörün öncüsü olmak için
çalışıyoruz. Manisa Vestel City’de gerçekleştirdiğimiz yerli tasarım ve üretim Türkiye’nin geleceği için de bir yatırım. Vestel
olarak Türkiye’de LED ürün kullanımının artırılması için öncelikle Türk LED aydınlatma sektörüne standartlar getirilmesi ve
ithalatın kontrol altına alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Z: LED kullanımının avantajları nelerdir?
Halihazırda aydınlatılan bir firmanın LED dönüşümünden elde
edeceği tasarruf, ilk yatırım maliyetini ortalama 18 ayda amorti eder. Aydınlatma sistemi yeni kurulan bir firma ise yatırım
maliyetinin geri dönüşünü yaklaşık 8 ayda alır. Rakamsal değerler proje bazlı olarak değişir ancak LED dönüşümünün yüzde 80’e kadar tasarruf sağladığı saptanmıştır. LED aydınlatma
ürünlerinin akkor lambalara oranla yüzde 80’e, floresan lambalara oranla yüzde 50’ye varan seviyelerde enerji tasarrufu
sağlar. 12 saatlik günlük kullanımda akkor lambalar kullanım
ömürlerini 6 ayda, tasarruflu lambalar ise 2 senede tamamlıyor. Aynı kullanım şartlarında LED aydınlatma ürünlerinin
ömrü ise 8 sene. Türkiye’nin LED’sel dönüşümü tamamlandığında enerji tasarrufu açısından ciddi bir adım atılmış olacak.
Böylece cari açığımızdaki en büyük paya sahip kalemlerden
enerji ithalatının düşürülmesine katkı sağlayacağız.
Z: Projelendirme, raporlama, uygulama bakım süreçleri hakkında bilgi alabilir miyiz? ZOREN ile aranızda nasıl bir işbirliği bulunuyor?
Vestel LED Aydınlatma ihtiyaçlarına yönelik özel çözümler
sunuyor. Keşif aşamasında doğru ve verimli aydınlatma için
ihtiyaç duyulan ürünlerin belirlenmesi sağlanıyor. Ürün tasarımı aşamasında ise projelere özel ürünler tasarlanıyor ve
geliştiriliyor. Projelendirme noktasında aydınlatma planları
hazırlanıyor. Raporlama aşamasında ise maliyet, tasarruf,
amortisman hesapları düzenleniyor. Kredilendirmede proje
yatırım maliyetinin vadeye yayılması sağlanıyor. Uygulama
aşamasına gelindiğinde, Vestel çözüm ortakları ile projelerin gerçekleştirilmesini sağlıyor. Bakım konusunda Vestel
servis ağı ile satış sonrası hizmet sunuyoruz. Ayrıca Zorlu
Enerji ile işbirliğimiz doğrultusunda ucuz enerji tedariği sağlıyoruz.
Z: Vestel, sektördeki ana oyunculardan biri olmayı hedefliyor. Son 1 yılda bu hedef doğrultusunda ne gibi adımlar atıldı?
Vestel, Avrupa’nın en büyük aydınlatma sektörü derneği Lighting Industry Association’a (LIA) üye ilk ve tek Türk şirketi
oldu. Vestel LED aydınlatmanın Vestel Panel Light ve Vestel
Power Supply ürünleri, aydınlatma sektöründe 175 yıllık de-
neyime sahip LIA’dan uluslararası standartlarda kalite onayı
aldı.
Z: Vestel LED Aydınlatma olarak kısa ve orta vadede hedefleriniz nelerdir?
Vestel olarak gücümüz yerli üretim yerli tasarım üzerine piyasanın ilk etapta %25 ini, orta vadede %50 sine sahip olmak.
Armatür dışında üretilen güç kaynakları ve LED çip satışlarıyla da, uzak doğuda ithal edilen bu iki kalemi de biz sunmayı
hedefliyoruz. Driver ürünlerinin pazarlamasına başlandı. Buradaki hedef 6 ayda pazarın %30’una sahip olmak. LED aydınlatma sektörüne 2011’de giren ve 2 yıl gibi kısa bir sürede yerli
tasarım ve üretime geçen Vestel, bugün ürünlerini Avrupa’ya
ihraç ediyor. Hem tasarımını hem üretimini yaptığımız LED aydınlatma ürünlerini yine kendi bünyemizdeki laboratuvarlarda
test ediyoruz. Ürünlerimizin kalitesine son derece güveniyoruz. Dönüşüme kendi ofislerimizden başladık. Vestel City,
Zorlu Center, Vestel bayileri, Vestel yetkili servisleri ve Zorlu
Enerji santralleri dâhil olmak üzere Zorlu Grubunda LED aydınlatma ürünleri kullanılıyor.
Z: Şu anda öne çıkan projeler neler?
Sağlık Bakanlığı ile birlikte tüm hastanelerin LED e dönüşümünü takip ediyoruz. Adnan Menderes Havalimanı’nın yeni yapılan dış hatlar terminali, belediyeler aracılığıyla sokak aydınlatmaları ve yeni firmalara ODM satışı şu an öne çıkan projeler.
İlk siparişlerimizi almaya başladık.
Z: Ekibinizden bahseder misiniz? LED ekibinde kaç birim
mevcut, her birimde kaç kişi çalışıyor?
Pazarlama ve satış olarak iki ekipten oluşuyor. Ege, Anadolu
ve Marmara bölgelerinin her birinde iki satış görevlisi bulunuyor. Driver satışında bir kişi ve pazarlama ekibinde iki kişi istihdam ediliyor. Organizasyonda, satış ve pazarlama müdürü
ve genel müdür yer alıyor. Yaklaşık iki yıldır aktif olarak satış
ve pazarlama faaliyetlerimiz devam ediyor.
Z: Ekiptekilerin kalifikasyonları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ekibimiz; mimar, elektrik elektronik mühendisleri ve işletme
mezunlarından oluşuyor.
Z: Her bir birimi kısaca anlatabilir misiniz? Süreçler nasıl
ilerliyor birimler arasında?
İşin mutfağı pazarlama. Pazarlamada piyasa analizi gerçekleştiriliyor, doğru zamanda doğru müşteriye doğru materyallerle
ulaşılması ve satışın yapılması konusunda destek görevi görüyor.
50 haber
51
Vestel, “Çevre Berat’ına” layık
görülen ilk beyaz eşya şirketi
Vestel’in yeni dijital platformu
“Evin Kalbi” mutfaktan bildirecek
Vestel, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kurumların çevre konusunda gösterdikleri duyarlılık çerçevesinde
değerlendirilmesi sonucunda, Türkiye’nin en düzenli sanayi tesisleri arasında gösterildi. ‘Doğayla dost teknoloji’
anlayışını pekiştiren Vestel, “Çevre Berat’ını Dünya Çevre Günü kapsamında düzenlenen bir törenle aldı.
Dost teknoloji Vestel, “Evin Kalbi” adını verdiği yeni dijital platformunda mutfakla ilgili her konuya sosyal medyanın
kendine has mizahi iletişim diliyle değiniyor. Vestel, “Evin Kalbi” platformunu “Mutfaktakiler“ dizisine eşlik eden
interaktif uygulamalar ve ödüllü oyunlarla zenginleştiriyor.
V
estel, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle enerji verimliliği yüksek dayanıklı tüketim ürünleri kullanımına
dikkat çekti. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını aralıksız
sürdürerek doğa dostu ve yüksek tasarruflu ürünler ortaya
koymak için çalışan Vestel, enerji verimliliği yüksek ürünleri
ile doğal kaynakların korunmasına katkı sağlıyor. Tasarruflu
ürünler konusunda ciddi yatırımlar gerçekleştiren Vestel, ArGe bütçesinin yarısını çevreci ürün geliştirmeye ayırıyor.
Zorlu Holding İnsan Kaynakları Koordinatörü Necmi Kavuşturan, son 20 yıldır dünyanın hem sosyal hem ekonomik hem
de çevresel açıdan hızlı bir değişim süreci içinde olduğunu be-
lirterek; “Yaşanan hızlı nüfus artışı ve ekonomideki büyüme
doğal kaynaklara olan talebi artırdı. Bu durum doğal kaynakların üzerindeki baskıyı çoğaltarak çevremizin doğal yapısını
bozmaya yönelik tehdit oluşturuyor. Bu kapsamda Vestel Beyaz Eşya olarak çevrenin korunması, sera gazı emisyonunun
azaltılması, kaynakların etkin kullanımı ve enerji masraflarını
düşürme anlamında gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile de ISO
50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifika sürecini başarıyla tamamlayarak; sektörde ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası alan ilk Türk şirketi olma unvanını kazandık. Çevreye
duyarlı çalışmalarımızla bakanlığımız tarafından Çevre Berat’ına layık görülen ilk beyaz eşya şirketi olmaktan da büyük gu-
rur duyuyoruz” dedi. Vestel, beyaz eşya ve elektronik pazarına
sunduğu ürünlerle, enerji tüketimini 5 yıl öncesine göre yüzde
50, su tüketimini ise yüzde 26 oranında azalttı.
Vestel, çevreye karşı duyarlı tutumuyla da Manisa OSB Çevre Komisyonu tarafından düzenlenen Enerji Verimliliği Proje
Yarışması’ndan Puzzle buzdolabıyla, ürün geliştirme dalında
birincilik ödülü kazandı. Vestel’in enerji ve su tasarrufunu arttıran, kaynakları verimli kullanan, ekstra hijyen sağlayan çevreci teknoloji sahibi Twinjet Çamaşır Makinesi ise ISO Çevre
Ödülleri kapsamında “enerji verimliliği en yüksek ürün” ödülü
almaya hak kazandı.
D
ost teknoloji Vestel, “Evin kalbi mutfakta atar” yaklaşımı doğrultusunda geliştirdiği iletişim ve pazarlama
stratejisi kapsamında “Evin Kalbi” adını verdiği yeni
dijital platformunu yarattı. Facebook ve Youtube’dan yayına
giren “Evin Kalbi”, mutfakla ilgili her konuya sosyal medyanın
kendine has mizahi iletişim diliyle değiniyor. Vestel’in özellikle kadın tüketicilere ulaşmak, daha yakın, sıcak, gülümseten,
uzun vadeli ilişkiler kurmak amacıyla tasarladığı bu yeni dijital
platform, buzdolabındaki yiyeceklerin maceralarını anlatan
“Mutfaktakiler” web dizisinden mutfak hakkında tavsiyelerde
bulunan Cuisine Abla’ya kadar pek çok eğlenceli içerik barındırıyor.
Vestel mutfak mizahından ilham alıyor
Vestel’in mutfağa yönelik ürünlerini aynı iletişim çatısı altında bir araya getirdiklerini belirten Vestel Pazarlama Genel
Müdür Yardımcısı Mert Gürsoy şunları ifade etti: “Mutfak,
Türk kültüründe gerek üretim gerek paylaşım anlamında
önemli bir yere sahip. Hem keyifle yemek yaptığımız hem de
ailemizle bir araya gelip yemek yediğimiz, sohbet ettiğimiz
bir mekan. Vestel olarak amacımız, evin kalbi olarak tanımladığımız ve evdeki vaktimizin önemli bir kısmını geçirdiğimiz
mutfağı keyifli bir yaşam alanı haline getirmek. Vestel ürünleri sayesinde mutfakları bugüne kadar hak ettikleri teknoloji ve tasarımla buluşturmak. Elbette bunu yaparken işin içine
eğlence de katalım dedik. ‘Evin Kalbi’ platformunu bu anlamda tüketicilerimizle doğrudan iletişime geçmemizi sağlayan
önemli bir mecra olarak görüyoruz.”
Evin Kalbi platformunda sadece bilgilendirici içerik paylaşmadıklarını aynı zamanda Türk mutfak kültürüne ait unsurları
esprili bir dille ele aldıklarını sözlerine ekleyen Gürsoy şöyle
konuştu:“Aslında mutfağa ilişkin bizim kültürümüze has durumları, değerleri, bilgileri görünür kılıyoruz. Kendi dağarcığımızdakileri takipçilerimizle paylaşıyor, takipçilerimizden gelen
yorumları, hikâye ve esprileri de içeriklerimiz arasına katıyoruz. Bu mizahi yaklaşımın mutfakla ilgili deneyim, alışkanlık ve
ihtiyaçlarımızı ortaya çıkarmada son derece fonksiyonel olduğunu söyleyebiliriz. Mutfak muhabbetinden çıkan, ihtiyaç ve
alışkanlıklara ilişkin ipuçları ürünlerimizi gerek tasarım gerek
teknoloji anlamında geliştirirken bize ilham veriyor.”
52 yaşam
Gardrobunuz geleceğe yatırımınız
Kıyafetlerinizin konuştuğunu ve sizin hakkınızda bir şeyler söylediğini biliyor muydunuz? İş hayatında nasıl giyinilir?
Vermek istediğiniz mesaja göre nasıl kıyafet seçilir? Giysilerin dilini öğrenmek için işte cevaplar…
53
Y
apılan araştırmalara göre ilk izlenimin oluşması için iki
dakikalık bir süre yetiyor. Bu izlenimin olumlu olması
ise her şeyden önemli. Duruşunuz, kendinizi ve üzerinizdeki giysiyi nasıl taşıdığınız, ruh halinizin yaydığı enerji,
vücut diliniz… Bunların hepsi karşınızdakilere kişiliğiniz hakkında bilgi veriyor.
makyaj, mücevher ve parfüm ise, asla abartıya kaçmadan tarzınız hakkında insanların fikir sahibi olmasını sağlayabilirsiniz. Çoğu işverenin hızma, dövme ya da piercing gibi trendleri
takdir etmediği de aklınızın bir köşesinde bulunsun. Karşınızdakinin ne düşündüğünü öğrenene kadar, bir süreliğine bu
aksesuarları çıkartmanız yerinde bir karar olur.
den bilgi edinin ve ona göre giyinin. Resmi iş görüşmeleri için
edineceğiniz iyi kesim bir etek-ceket veya ceket-pantolon takımı her daim ihtiyacınızı görecektir. Yine de “Bir eteğin iş için
çok kısa olup olmadığını nasıl anlarım? Nerede nasıl giyinmem
gerekir?”sorularına cevap vermesi açısından işyerinde kullanılmaması gereken kıyafetlere bir göz atalım…
Bunun en çarpıcı örneklerinden birini “Başarı için Giyim”
(Dress for Success) adlı kitabın yazarı John T. Malloy vermiş.
Kıyafetlerin her bir parçasının bir anlamı olduğunu, her birinin
bir mesaj verdiğini kanıtlamak üzere bir deney yapmış. New
York’taki bir otobüs terminali ve metro istasyonu civarında
insanlara, çok utandığını ama cüzdanını evde unuttuğunu bu
yüzden de çok zor durumda kaldığını ve eve gitmek için 75
cent’e ihtiyacı olduğunu söylemiş. Bunu günün en kalabalık
zamanında iki saat boyunca yapmış. İlk saatte bir takım elbise
giymiş ama kravat takmamış. İkinci saatte takım elbiseye bir
de kravat eklemiş. İlk saatte 7,23 Dolar, ikinci saatte ise 26
Dolar toplamış. Hatta ikinci saatte bir adam ona gazete alması
için para bile vermiş.
Ütüsüz evden çıkmayın
En önemlisi, ne giyerseniz giyin, kıyafetleriniz daima temiz,
düzgünce ütülenmiş ve rengi atmamış olmalıdır. Ayakkabılarınızın iyi durumda ve temiz olduklarına emin olun. Saçlarınızı
özenli bir şekle sokun. Mutlaka hafif de olsa makyaj yapın.
Tırnaklarınız temiz, bakımlı ve belirli bir uzunlukta olmalı. İstediğiniz işe göre giyinin. Eğer müdürlük pozisyonuna başvurduysanız, bir kurumsal şirket müdürünün giyineceği şekilde
kıyafet seçin.
Etekler, capri pantolonlar
Etekler diz hizasında ya da biraz altında veya en fazla iki parmak üstünde olmalıdır. Aşırı uçlardan sakının. Pantolonların
ayağınızın ya da ayakkabınızın hizasında bitmesi gerekir. Capri pantolonlar pek moda olmasına rağmen iş yerinde giyilebilecek kıyafetler değil.
Malloy’un vardığı sonuç oldukça çarpıcı: ”Kravat sorumluluk
sahibi olmanın ve saygınlığın bir sembolü. Başka insanlara sizin kim olduğunuz hakkında, itibarınızı azaltan ya da artıran
mesajlar veriyor.” Yazar bu kitabıyla, kıyafetlerin insanlar üzerinde yarattığı etkilerin, verdiği mesajların gerek iş hayatında
gerekse sosyal hayatta başarı için kaçınılmaz olduğunu ortaya
koyuyor.
Seçtiğiniz kıyafeti giydikten sonra ayna karşısında kendinize
şu üç soruyu sorun: Bu kıyafet üzerime tam oturdu mu? Çanta,
ayakkabı ve takı gibi aksesuarlarım eski ve modası geçmiş mi?
Pozisyonuma ve sorumluluklarıma uygun mu giyindim?
Vücudunuza oturan kıyafetler
Ne kadar pahalı olursa olsun vücudunuza oturmayan giysileri asla giymeyin. Takım elbise alırken kıvrımlarınızla uyumlu
olduğundan ve bunları toplayıp, kapatabildiğinden emin olmanız gerekiyor. Çok dar ya da çok bol veya çok kısa kıyafetler, yırtık ya da yamalı giysiler kesinlikle giymemelisiniz. Eğer
müşterilerinizden, iş arkadaşlarınızdan ve işverenleriniz tarafından saygı görmek istiyorsanız, spor ayakkabı, tişört, kolsuz
bluz veya aşırı dekolte kıyafetlerden uzak durmanızı tavsiye
ederiz.
Aksesuarlara dikkat!
İş yerindeki giyiminizle ilgili olarak önemli bir ipucu vermek
gerekirse; her an terfi edecekmişsiniz gibi giyinmeniz... Konu
Acil durumlarda…
Mutlaka her işyerinin belirlenmiş bir kıyafet yönetmeliği vardır
fakat günlük kıyafet tanımı olan bir işe başlayınca nasıl giyineceğimizi bulmakta zorluk çekeriz. Sizi bu sıkıntıdan kurtarmak için basit bir kural: Güzel bir süveter ya da bluz, koyu bej
bir pantolon ve/veya spor bir gömlekle asla yanlış giyinmiş
olmazsınız. Eğer bir toplantıya katılacaksanız ya da sunum
yapacaksanız profesyonel bir takım elbise giymeniz yerinde
olur. İşe başlayacağınız şirketin kıyafet kuralı hakkında önce-
Gece ayakkabısından kaçının!
Bir gece kulübüne giydiğiniz kıyafetleri asla işyerinde giymemenizi tavsiye ederiz. Klasik tarzda hafif bir topukla hem yürümek daha kolay ve rahattır hem de yüksek topuklara oranla daha profesyonel durur. Ofis için daha uygundur. İyi, deri
ayakkabılar profesyonelliğinizi gösterir. İş yerine en uygun
ayakkabılar önü kapalı ve güvenli yürümenizi sağlayanlardır.
Resmi kıyafet topuk gerektirir; 3-5 cm arasında olmalıdır. Toka
ve fiyonklar dikkat dağıtır ve ciddi işleri çağrıştırmaz. Önü açık
ayakkabılar ve sandaletler trend olsa da ofis için uygun değildir.
54 haber
55
Zorlu Enerji Grubu’ndan 100
MW’lık yeni jeotermal yatırımı
Zorlu Enerji Grubu, IICEC
Uluslararası Enerji Forumu’nda
Zorlu Enerji iştiraklerinden Zorlu Doğal Elektrik Üretimi A.Ş., Denizli’de yaptığı incelemeler sonucunda, yeni bir
jeotermal yatırımı yapmak üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı’na başvuruda bulundu.
Zorlu Enerji Grubu, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC)’nin her yıl geleneksel
olarak düzenlediği “IICEC Uluslararası Enerji Forumu”na katıldı.
Z
Z
orlu Enerji’nin Denizli Sarayköy’de 2008 yılında ADÜAŞ özelleştirmesi kapsamında 30 yıllık işletme hakkını
aldığı Kızıldere Jeotermal Santrali’nin 6 MW’a düşen
üretim kapasitesi yapılan iyileştirme çalışmalarıyla 15 MW’a
yükseltildi. Sarayköy’de bulunan seralar ve oteller için gerekli
suyu ücretsiz sağlayan santrale ek olarak Türkiye’nin en büyük ilk kombine çevrim santrali olacak 80 MW gücündeki Kızıldere II Jeotermal Santrali’nin bu yıl içinde faaliyete alınması
hedefleniyor. Tamamlandığında 95 MW güce sahip dünyanın
sayılı büyük santralleri arasına girecek olan Kızıldere projesi
kapsamında 2500 konut ve 500 dönüm sera ısıtması gerçekleştirilecek. Zorlu Enerji, Kızıldere I (15 MW) ve Kızıldere II (80
MW) projelerine ek olarak Sarayköy ilçesi Karataş mevkiinde
jeotermal enerjiye dayalı 100 MW güce sahip yeni üretim tesisi
için Eenerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) başvuruda
bulundu. Gerçekleştirilecek 100 MW kapasiteli yatırımla birlikte Zorlu Enerji Grubu, bölgede yaklaşık 200 MW kapasiteye
ulaşacak. Zorlu Enerji Grubu’nun halka açık şirketi Zorlu Enerji
Elektrik Üretim A.Ş’nin yüzde 100 oranında hissedarı olduğu
Zorlu Doğal Elektrik Üretimi A.Ş.’nin, Denizli’nin Sarayköy ilçesindeki Karataş mevkiinde yürüttüğü jeotermal kaynak araştırmalarının olumlu sonuçlar vermesi üzerine hedef büyüttü.
Zorlu Doğal Elektrik, sahip olduğu 18 ve 19 sayılı “Jeotermal
Kaynak İşletme Ruhsatı” kapsamındaki arama çalışmaları
neticesinde ortaya çıkan jeotermal kaynağı değerlendirmek
üzere EPDK’ya başvuru yaptı. Zorlu Doğal Elektrik, başvurunun kabulünün ardından bölgede, 100 MW kurulu güçle, 25 yıl
boyunca elektrik üretecek yeni bir jeotermal santrali kuracak.
Yeni jeotermal lisans başvurusu ile ilgili açıklama yapan Zorlu
Enerji Genel Müdürü Sinan Ak, “Jeotermal, yenilenebilir enerji
kaynakları arasında bizim için ayrı bir önem taşıyor. Ülkemizin
2023 jeotermal hedefinin yarısını 2015 yılına kadar tek başımıza üretmeyi hedefliyoruz. Bu anlamda, Sarayköy’deki Karataş
mevkiinde yaptığımız çalışmaların olumlu seyretmesi bizi oldukça sevindirdi” dedi. Ak, “Şu anda, Denizli’de yapımı devam eden Kızıldere Jeotermal Santralimiz tamamlandığında,
95 MW gücüyle Türkiye’nin en büyük jeotermal santrali olacak
ve dünyanın sayılı büyük jeotermal santralleri arasında yer
alacak. Santralin yılda üreteceği 600 milyon kWh elektrik ile
79 milyon ton/yıl fuel-oil ve bunun karşılığında yılda 86 milyon ABD doları dış kaynaklı enerji giderini ikame edebileceğini hesaplıyoruz. Kızıldere’nin yanı sıra, 2040’a kadar üretim
lisansımızın bulunduğu Manisa-Alaşehir jeotermal sahamızda
da sondaj çalışmalarını sürdürüyoruz. 30 MW kurulu güce
sahip olacak tesisin inşaatına, proje finansmanı tamamlandıktan sonra bu yıl içerisinde başlamayı hedefliyoruz. Ayrıca,
Simav’da da jeotermal çalışmalarımız bulunuyor” açıklamasını yaptı.
orlu Enerji Grubu’nun da üyesi olduğu Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi
(IICEC)’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği “IICEC
Uluslararası Enerji Forumu”nun dördüncüsü bu yıl Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımı ile 10 Mayıs Cuma günü Conrad Otel’de gerçekleştirildi.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı
ve IICEC Yönlendirme Kurulu Fahri Başkanı Dr. Fatih Birol’un
ev sahipliğinde düzenlenen ve uluslararası enerji piyasalarının tartışılıp yorumlandığı forumun açılış konuşmaları Güler
Sabancı, Fatih Birol ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapıldı.
Sinan Ak
“Küreselleşen Enerji ve Türkiye’nin Rolü” başlıklı foruma, aralarında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Suudi
Arabistan Petrol ve Mineral Kaynaklar Bakanı Ali El Naimi’nin
de bulunduğu birçok üst düzey devlet adamı, enerji sektörünün uluslararası temsilcileri, akademisyenler, politika merkezleri ve düşünce kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Forumda
Zorlu Enerji Grubu’nu, Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül,
Zorlu Enerji Grubu Başkan Yardımcısı Selen Zorlu Melik ve
Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak temsil etti.
Forumda bir konuşma gerçekleştiren Gül, Türkiye’nin Avrupa
Birliği’ne en büyük katkısının enerji konusunda olabileceğini
ve bu noktanın AB tarafından öncelikli ele alınmasını istediklerini söyledi. Ülkemizin enerji arzı konusunda önemli bir
konumda olduğunu ve hidro karbon kaynaklar için Ar-Ge’nin
önemli olduğunu söyleyen Gül, ülkemizde yerli kaynakların
kullanımına yönelik yeni projeler geliştirilmesinin gerekliliğini
vurguladı.
Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Fatih Birol ise, konuşmasında 1970’lerde OECD ülkelerinin dünya enerji tüketiminin 3’te 2’sini temsil ettiğini, bugün ise söz konusu ülkelerin payının giderek azaldığını; Çin, Hindistan ve Ortadoğu
ülkeleri gibi yeni güçlerin ortaya çıktığını anlattı.
Başta elektrik fiyatları olmak üzere enerji fiyatlarının, Çin ve
ABD’de Avrupa ve Japonya’dakinden çok daha düşük olmasını beklediklerini ifade eden Birol, yüksek enerji fiyatlarının
Avrupa ekonomileri için ciddi bir sorun teşkil edeceğini hatırlattı. Avrupa’nın böylece rekabet edebilirliğini kaybedeceğini söyleyen Birol, bugün 12 temel sanayi kolunun Avrupa’dan
ayrılıp ABD’ye gittiğini, bunun da düşük enerji maliyetlerinden kaynaklandığına değindi. Rusya, Hazar Bölgesi ve Ortadoğu ülkelerinin ve sıkça gündeme gelmeye başlayan Doğu
Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerinin, tüm dünya rezervlerinin
tam olarak yüzde yetmişine karşılık geldiğini söyleyen Birol,
adı geçen bölgelerden elde edilecek olan rezervlerin birçoğundan elde edilecek petrol ve doğal gaz üretim maliyetinin
dünya ortalamalarının çok altında ve dolayısıyla çok ekonomik
olduğunu ekledi.
56 haber
57
Vestel genç sanatçıların yanında
Üç yarışma 63 ödül
Dost teknoloji Vestel, bağımsız sanatçıların kendini gösterebilmesi, gelecek vadeden sanatçıların erken
keşfedilebilmesi amacıyla kurulan Mamut Art Project’in Video Art sponsorluğunu üstlendi.
Vestel, uluslararası prestije sahip Plus X Award, A Design Award ve Red Dot Design Award’dan beyaz eşya ve
elektronikteki ürün tasarımlarıyla toplam 63 ödül kazandı. Ödüllerin 43’ü elektronik, 20’si beyaz eşya ürün
tasarımlarıyla alındı.
V
estel, “Senin sanatın, senin sergin” sloganıyla yola çıkan Mamut Art Project’e sponsor oldu. Genç sanatçılar
video eserlerini Vestel ekranları aracılığıyla sergileme
fırsatı buldu. Ziyaretçiler sergi alanında yer alan Vestel standında Vestel’in interaktif ekranlar teknolojisini deneyimledi.
Vestel’den sanata destek
Sanat ve sanatçıya verdiği önemi daha önceki yıllarda sponsoru olduğu Tasarım Bienali ve Great Masters’la gözler önüne
seren Vestel, genç sanatçıların kariyerlerinin başında kendilerine ait bir alanda eserlerini sergileme deneyimini yaşayacakları Mamut Art Project’te de yer alarak sanat alanında eğitim
görmüş gençlerin yanında olduğunu gösterdi.
Türkiye’de bir ilk
Mamut Art Project yurt dışında örnekleri olan ve hızla yayılan “Affordable Art” konsepti ile sanatseverlere iyi fiyatlara,
orijinal ve özgün eser satın alma imkanı sağlıyor. Türkiye’de
bu alanda düzenlenen ilk sergi olma özelliği taşıyan Mamut
Art Project 16-19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Antrepo 3’te,
yaklaşık 10’ar metrekarelik kişisel alanı bulunan 40 sanatçıyla
sanatseverleri buluşturdu.
Sanat piyasasını ve çalışma koşullarını tanımadan bu dünyaya adım atan sanatçıların kariyerlerinde bir başlangıç noktası
oluşturabilmek, öğrenci olma ve kendini kanıtlamış bir sanatçı
olma arasında bir geçiş dönemi yaratabilmek amacı taşıyan
Mamut Art Project’in her yıl tekrarlanması hedefleniyor.
Sanata olan desteğini artırarak devam ettiren Vestel, sürdürülebilir projelerin altına imzasını atmaya devam ediyor.
T
asarım odaklı yaklaşımın Vestel’in DNA’sında olduğunu belirten Vestel Endüstriyel Tasarım Elektronik
Bölüm Müdürü Burak Emre Altınordu kazandıkları
ödüllerle ilgili şunları ifade etti: “Bu yılın ilk 5 ayında Vestel Endüstriyel Tasarım Elektronik Bölümü olarak tasarım
yarışmalarından kazandığımız 43 ödülle tasarımdaki iddiamızı şimdiden ortaya koyduk. Hızlı bir başlangıç yaptığımız
2013’e bu şekilde devam ederek 2012 yılındaki performansımızın önüne geçmek istiyoruz. Vestel olarak tasarımda kendi
kendimizin rakibiyiz.
A Design Award’da dijital ve elektronik ürün tasarımı kategorisinde ödül kazanan ilk ve tek Türk markası olmaktan ayrıca
gurur duyuyoruz. Hedefimiz, tasarımdaki gücümüzü her yıl
daha ileriye taşıyarak ödüllerimize yenilerini eklemek.”
Vestel Beyaz Eşya Ar-Ge ve Teknoloji Geliştirme Direktörü
Halil Turan, Vestel Beyaz Eşya tasarım ekibi olarak yılın yarısına gelmeden 20 ödül kazanmaktan mutluluk duyduklarını
belirterek şunları söyledi: “Vestel Beyaz Eşya tasarım ekibi
olarak, Plus X Award’da 9 beyaz eşya ürünümüzün 18 ödüle
layık görülmesi, ürünlerimizin birçok kategoride başarılı bulunduklarını göstermiştir. 2013 yılında şu ana kadar alınan
toplam 20 ödül, tasarım anlayışımızın devamlılığı ve mükemmele ulaşmak olduğunun en büyük kanıtı.”
Vestel Plus X, A Design ve Red Dot Design’ın yıldızı oldu
Vestel buzdolabı, set üstü ocak, klima, fırın, uzaktan kumanda ve Led TV’leri ile bu sene 10.’su düzenlenen ve dünyanın
en büyük tasarım yarışması olarak bilinen Plus X Award’dan
toplam 52 ödül kazandı. Vestel beyaz eşya 18 ödül alırken
Vestel elektronik 34 ödülün sahibi oldu.
A Design Award
Vestel ürünleri, A Design Award’da 3 farklı jüri ekibi tarafından işlevsellik, ergonomi, mühendislik, sunum, inovasyon
ve teknoloji kriterleri çerçevesinde değerlendirilerek altın,
gümüş ve bronz kategorilerinde toplam 8 tasarım ödülü kazandı.
Red Dot Design Award 2013
Vestel, Avrupa’nın en prestijli tasarım yarışmalarından Red
Dot Design Award 2013’ten ise 2’si beyaz eşya, 1’i elektronik
olmak üzere toplam 3 tasarım ödülüyle döndü. Vestel beyaz
eşyada bulaşık makinesi ve klima, elektronikte ise uzaktan
kumanda tasarımı ile ödüle layık görüldü.
58 kişisel gelişim
59
Kaynak: http://www.edebiyatekibi.com/index.php?option=com_content&task=view&id=713&Itemid=27
Dilinizi yanlışlıkla çiğnemeyin
“Konuşma, insanın aklını kullanma sanatıdır” diyen Eflatun’dan, “Dil insanın karakterinin bir parçasıdır” sonucuna
ulaşan Francis Bacon’a ve “Dilini kaybeden bir millet her şeyini kaybetmiş demektir” tespitiyle Peyami Safa’ya kadar
insanoğlu hep dil ile düşündü. Çünkü insanlara özgü o en yüksek eylem, varlığını yalnız dil ile gerçekleştirebiliyor!
D
il, yalnızca düşünceyi gerçekleyen bir aracı değil. Dil,
düşünebilme yetisinin önkoşulu. Dile hakimiyetimiz
ölçüsünde düşünce üretiyoruz, ürettiğimiz her düşünce de yine anadilimizi besliyor.
Dil ile düşünce arasındaki bu koparılamaz bağı asla göz ardı
edemiyoruz. Çünkü sahip olduğumuz diller, duygu ve düşünce
dünyamızı ortaya koyabildiğimiz yegane iletişim aracı. Dünyamıza anlam katan bu araç birbirimizle anlaşmamızın da tek
ortak zeminini oluşturuyor. Bu zemin, bir dilin dilbilgisi ve kelime açısından zenginliğiyle genişliyor. Diller ancak böylelik-
le toplumların ortak malı haline geliyor ve bir toplumun ulus
olabilmesi, ortak bir dile sahip olmasıyla mümkün olabiliyor.
Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügât-it Türk’te 9000 Türkçe kelimenin tanımını bizzat yapmış olmasından bu yana elbette
çok uzun bir zaman geçti. Türkçe giderek 200-300 kelimeyle
konuşulup-yazılan bir dil haline geliyor. Türk dilinin diğer bir
önemli sorunu da dil kirliliği… Bu kirlilik, yabancı kelimelerin
dilimizle kaynaşması ya da yanlış kullanılmasıyla ortaya çıkıyor. Deadline, text, check etmek, refer etmek gibi yabancı kelime kullanımları dilimizi ağır biçimde yaralıyor.
Her dilde olduğu gibi Türk dilinin de kendine özgü önemli kuralları var. Burada bunları tek tek açıklamamız elbette
mümkün değil. Fakat en bilindik yanlışları ve kuralları yeniden hatırlayabiliriz. Anadilimizin zamanla yok olmaması,
kendine has güzelliklerini kaybetmemesi için her birimizin
onu olabildiğince doğru kullanması son derece hassas bir
durum.
• Soru eki olan “-mi”, “mı”, “mu”, “mü” her zaman ayrı yazılır.
• “E” harfi yerine “3”, A” harfi yerine “@” kullanmak gibi harfler yerine simgelerin kullanılması yanlıştır.
• Türk alfabesi her ne kadar Latin alfabesinden oluşturulmuş
olsa da, Türk alfabesinde olmayan Latin kökenli harflerin kullanılması doğru değildir. Örneğin; “V” harfi yerine “W”, “K”
harfi yerine “Q”, “Ş” harfi yerine “SH”, “Ç” harfi yerine “CH”
ya da “X” harfi kullanmak gibi…
• “Mrb”, “slm” vb. internet sohbetlerinde kullanılan kısaltmaların kullanılması doğru değildir. Bunların yerine kullanılan
her sözcüğün eksiksiz biçimde yazılmasına özen gösterilmesi
önemli.
• “De” bağlacı ve “-de” ekinin kullanılması en sık rastlanan
hatalardandır. Fakat “de” bağlacı ile “-de” ekinin birbirinden
farkını tespit edebilmek için çok basit bir yöntem bulunuyor.
Bağlaç olan “de” çıkarılırsa, cümlede hiçbir anlam kaybı olmaz. Ama aitlik belirten “-de” ekinin cümleden çıkarılması
cümleyi eksik bırakır. Bu yüzden ek olan “-de” bitişik, bağlaç
olan “de” ayrı yazılır.
• “ki” bağlacı ve “-ki” ekinin kullanılmasının kuralları da aynı
“de” bağlacı ve “-de” ekinin kullanımında olduğu gibidir. Örnek verebiliriz. Ben ki dünyanın en iyi insanıyım. (Ayrı yazılır.
Bağlaçtır. Çıkarılırsa anlam bozulmaz) Benimki kırmızı renkli
olan kalemdir. (Bitişik yazılır. Çıkarılırsa anlam bozulur.)
• “Her”, “hiç” ve “bir” kelimelerinin doğru kullanımı ise şöyle:
Her zaman, her gün, her yerde, her bir… Her halde (mutlaka),
herhalde (belki)… Herhangi biri, herkes, her şey, hiçbir şey,
hiç kimse, hiçbiri… Bir an, bir defa, bir arada, bir gün, bir daha,
bir şey…
• Yazım sırasında nokta (.) ve virgül (,) tırnak “ ” ve parantez ( )
işaretlerinden sonra boşluk bırakılmamasına dikkat edilmesi,
uzun metinler hazırlarken paragraf yapılması, vurgulanacak
kelimelerin seçilerek kalınlaştırılmasına dikkat edilmesi, bu
metinlerin hem daha kolay ve anlaşılır olmalarına, hem zevkli
okunmalarına yol açar. Dile gösterdiğiniz özen, yaptığınız işe
ve kendinize saygınızı da ortaya koyar.
60 Mehmet Zorlu Vakfı
Küçük Hanımlar Küçük Beyler’de
“Kurbağa Prens” sahnede
61
Şıklık ve konfor bir arada
V-Fashion, V-Plasma Plus ve V-Inverter olmak üzere üç farklı klima serisiyle klima ürün gamını genişleten Vestel, son
teknoloji, yüksek tasarruf oranı ve şık tasarımı bir araya getiriyor.
Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Kurbağa Prens oyunuyla “Ankara Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatroları
Festivali”nde çocuklarla buluştu. 25 Nisan’da Küçük Sahne’de sergilenen oyuna çocuklar ve aileleri büyük ilgi gösterdi.
D
evlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından
2005’ten bu yana 25-30 Nisan tarihleri arasında
Ankara’da düzenlenen “Küçük Hanımlar Küçük Beyler” Uluslararası Çocuk Tiyatroları Festivali, Türk tiyatrosunun dünya çocukları yoluyla yurt dışına açılımını sağlamak,
tanıtmak ve yurt dışında bu daldaki gelişmeleri takip ederek
kültürler arası gelişim ve değişime hizmet etmek amacıyla
gerçekleştiriliyor. Adını, Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Küçük
Hanımlar Küçük Beyler, Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,
yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa
boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek, Ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler
bekliyoruz” sözlerinden alan festival, çocuk tiyatrosunun
çok farklı türlerini içeriyor. Festivalde; kukla, gölge oyunu,
kara tiyatro, dans tiyatrosu, opera, bale ve sokak tiyatrosu
gibi farklı tekniklerin kullanıldığı çocuk oyunları; seminer ve
söyleşi gibi etkinlikler yer alıyor.
Türkiye’nin dört bir yanındaki çocukları tiyatro sanatıyla
buluşturma vizyonuyla hareket eden Zorlu Çocuk Tiyatrosu,
Grimm Kardeşler’in dünyaca tanınan masallarından “Kurbağa Prens” uyarlamasıyla festivalde yerini aldı. “Kurbağa
Prens” oyunu, duyguların gözüyle bakıldığında yaşamın ne
kadar hoş sürprizlerle dolu olabileceğini gösteren, çok eğlenceli bir müzikli oyun.
Özlem Saraç’ın Grimm Kardeşler’in ünlü masalından günümüze uyarladığı Kurbağa Prens’i çocuk oyunlarının usta
yönetmeni Gaye Cankaya sahneye koyuyor. Mehmet Zorlu
Vakfı’nın katkılarıyla çocuklara ulaşan oyun; ilk görüşte önyargıyla yaklaşmanın hatalı bir davranış olduğunu ve insanların içlerindeki güzelliği, ancak onları tanıdıkça keşfedebileceğimizi vurguluyor.
V
estel’in yenilenen klimaları A enerji sınıfı klimalara
oranla yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu sağlayarak
kullanıcılarına maksimum performansı en ekonomik
şekilde sunuyor. Dost teknoloji Vestel, ücretsiz keşif ve montaj işlemleriyle de müşterilerinin hayatını kolaylaştırıyor.
Vestel klimalar hem sağlığa hem doğaya dost
Yeni seri Vestel klimalar Plasma, Silver ion ve Catechin filtrelerinden oluşan üçlü filtreleme sistemleri sayesinde çalıştırıldıkları ortamda bulunan polen, bakteri, küf sporları,
evcil hayvan kepekleri ve sigara dumanı gibi kirleticileri
üzerine çekerek kullanıcılarına sağlıklı ev ve iş ortamları
yaratıyor. V-Fashion, V-Plasma Plus ve V-Inverter serisi klimalar çevreci R410A gazı sayesinde ozona zarar vermezken
yaydıkları negatif iyonlarla ortamdaki negatif elektriği, toz
ve bakterileri yakalayarak stresi azaltma etkisine de sahip.
Uyku modu özelliği sayesinde ortam sıcaklığını ve hava
akımını uyku esnasında rahatsızlık vermeyecek şekilde otomatik olarak ayarlayan Vestel klimalar, ‘yeniden başlatma’
özelliği ile de elektrik kesintilerinin ardından, klimanın son
ayarlarıyla çalışmaya başlamasını sağlıyor. Özel tasarımları
sayesinde ses çıkarmadan çalışan Vestel’in yeni klimaları
serinlik ve huzuru bir arada sunuyor.
62 linens
63
Linens’ten ışıl ışıl bir yaz
koleksiyonu
Tasarım gücünü ve deneyimini modanın son trendleriyle birleştiren Linens, 2013 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu ile göz
kamaştırıyor.
E
v modasının öncüsü Linens’in yeni koleksiyonunda
nevresim takımları, yatak örtüleri, perde ve döşemelikler, mutfak tekstili, havlu-bornoz setleri, dekoratif
aksesuarlar, bebek ürünleri gibi birçok şık ürün tasarımlarıyla dikkat çekiyor.
Elegant Twist, Maritime Energy, Sweet Swish ve Mysterious Match temalarından oluşan Linens 2013 İlkbahar/Yaz
Koleksiyonu’nda yer alan ürünler, zengin ve farklı alternatifler sunmaya devam ediyor.
Doğadan ilham alan koleksiyon, şehrin modernliğini şiirsel bir yorumla yansıtırken yaz motifleri de koleksiyonda
canlanıyor. Çiçek, deniz, kuş gibi doğadan motiflerin yanı
sıra kara kalem çizimleri, kartpostal ve fotoğraf efektli
motifler ile kilim, etnik ve ikat desenler de koleksiyonda
yer alıyor.
Gökkuşağının tüm renklerinin yanı sıra, kahve, krem ve toprak tonlarını Linens’in yeni koleksiyonunda görmek mümkün.
Linens 2013 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu, doğadan ilham
alan temalarıyla evlerde Linens şıklığını yaşatmaya
devam ediyor. Linens, son moda trendlere uygun tasarım
anlayışıyla zengin ve farklı alternatifler sunuyor.
64 haber
65
Vestel, Enka Fun Day’e sponsor oldu
En iyiler Alaçatı’da yarıştı
Vestel, ENKA Okulları’nın 26 Mayıs’ta gerçekleşen geleneksel Funday etkinliğine ürün sponsorluğuyla destek verdi.
Vestel’in sponsorları arasında yer aldığı IFCA Dünya Sörf Şampiyonası, Alaçatı Çağla Kubat Windsurf Academy’nin ev
sahipliğinde yapıldı. İzmir’in Çeşme İlçesi’nde, 1 Temmuz’da başlayan “IFCA Çocuklar, Gençler, Büyükler Dünya Sörf
Şampiyonası”, final yarışlarıyla sona erdi.
I
E
stantlarında konumlandırıldı. Etkinlik alanında kurulan Vestel
standında Cartoon serisi TV’leri izleyen çocuklara pamuk şeker ikram edildi. Ayrıca çekilişle bir kişiye Vestel Maxisound
TV hediye edildi.
Birliği’nin koordinasyonunda gerçekleştirilen bu etkinlikte
edilen tüm gelirler, öğrencilerin oluşturduğu Topluma Hizmet
Kulübü’nün katılımıyla, seçilen sosyal sorumluluk projesine
aktarılıyor.
Etkinlik boyunca Vestel ürünleri geniş bir hedef kitleyle buluşturuldu. Vestel’in buzdolapları etkinlik alanındaki yeme-içme
Funday ile eğitime destek
Enka Okulları, her eğitim öğretim yılının tamamlanmasından
önce geleneksel hale getirdiği Funday pikniği ile öğrenci,
veli ve öğretmen kaynaşmasına imza atıyor. Enka Okul Aile
Bu yıl elde edilen gelir, Sarıyer ilçesinde bir anaokulu inşa
edilmesinde kullanılacak. Bir okul dolusu çocuğun daha, gelişimlerinde çok önemli yer tutan erken yaşta eğitim imkanına
kavuşması sağlanacak.
NKA okullarının her yıl ilköğretim öğrenci ve velilerine
yönelik olarak düzenlediği piknikte, çocuklara çeşitli
oyunlar oynatarak hediyeler dağıtıldı. Yetişkinler ise
Vestel V.I.P Lounge alanında ağırlandı. Özellikle çocukların
keyifli vakit geçirmesini sağlayan etkinliğe yaklaşık 1500 kişi
katıldı.
İtalya, Hollanda, Yunanistan, Danimarka, Yeni Zelanda,
Belçika, Finlandiya, Portekiz ve Almanya’nın yanısıra Karayip Adaları’na bağlı Aruba ve Curacao’dan 100’e yakın
sporcu şampiyonaya katıldı. Alaçatı Çağla Kubat Windsurf
Academy adlı şampiyona, final yarışları ile son buldu. 30 yaş
üzeri bayanlarda Çağla Kubat birinci olurken, öğrencisi olan ve
ilk günden itibaren favoriler arasında gösterilen Poyraz Akay
gençler kategorisinde büyük bir farkla ipi göğüsledi.
Şampiyonayı düzenleyen ünlü sörfçü Çağla Kubat, yarışçı olmanın yanında ilk kez uluslararası bir şampiyonanın organizasyonu da üstlenerek başarılarına bir yenisini daha ekledi.
Şampiyonanın ödül töreninde yaptığı konuşmada Çağla Kubat, “Çağla Kubat Academy olarak evsahipliği yaptığımız şampiyonanın organizasyonunu Gorbon Sports Management ile
birlikte üstlendik. IFCA Çocuk, Genç ve Büyükler Şampiyonası, dünyada çocukların ve gençlerin unvan aldıkları tek yarış.
Her sene başka bir ülkede yapılan bu şampiyonayı Türkiye’de
gerçekleştirmek benim hayalimdi. 22 ülkeden sörfçüler farklı
kategorilerde yarıştı. Bizim çocuklarımız için de katkı sağlayan, anlamlı bir deneyim oldu. Yarışan tüm sporcuları tebrik
ediyor, ülkemizde sörf sporunun gelişmesi, yeni sporcuların
yetişmesi için ilgi gösteren, başta Vestel ve Mobotix olmak
üzere destek verenlere çok teşekkür ediyorum” dedi.
Ana sponsorlardan Vestel adına, grubun Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mert Gürsoy, “Dünyanın dört
bir yanından sporcuları Alaçatı’da buluşturan bu önemli organizasyonun ana sponsorluğunu üstlenmek bizim için gurur
vericiydi. Bir haftadır burada bulunan sporcular sadece yarışmadılar, ülkemizde sörf sporunun tanınmasına, gelişmesine
de katkıda bulundular. Aynı zamanda bir sörf merkezi olan
Alaçatı’yı dünyaya duyurdular. Şampiyonaya katılan tüm sporculara teşekkür ediyor, dereceye girenleri kutluyoruz” dedi.
66 haber
67
Vestel, AVM etkinliklerinde
tüketicileriyle buluşuyor
Vestel mutfakları kazandırıyor
Dost teknoloji Vestel; Adana, İzmir ve İstanbul’da yer alan seçkin alışveriş merkezlerinde kurduğu Vestel mutfaklarında
tüketicilerini ağırladı. Alışveriş merkezindeki etkinlik süresince Vestel mutfaklarını ziyaret edenler, Vestel
mağazalarında indirimli alışveriş yapma şansını da yakaladı.
Dost teknoloji Vestel, alışveriş merkezlerinde kurduğu standıyla, dış güzelliği kadar iç güzelliği ile de dikkat çeken
buzdolaplarını görücüye çıkardı.
B
uzdolapları Değişti, Buzdolabını Değiştir... Sloganıyla yola çıkan Vestel’in alışveriş merkezlerinde kurduğu standını ziyaret edenler, dış güzelliği kadar iç güzelliği ile de dikkat çeken buzdolaplarını yakından inceleme
fırsatını yakaladı.
Ziyaretçiler yarışmalar ile eğlendi
Vestel standında, ziyaretçilerin Vestel buzdolaplarını kullanmalarına olanak tanıyan iki farklı, eğlenceli yarışma düzenlendi. Yarışmaları başarıyla tamamlayan ziyaretçiler Vestel Bi
Baksana ürün alternatiflerinden kazandılar.
Mutfak eşyalarını müziğe dönüştüren ritim grubu ile keyifli bir
hafta sonu geçiren ziyaretçiler, düzenlenen yarışmalarla da
çeşitli ödüllerin sahibi oldu.
Yarışmayı kazanamayan katılımcılara tercihlerine göre Vestron USB Bellek ya da Vestron Araba Güneşliği hediye edildi.
Vestel, standında ziyaretçilerini tuzluk, kavanoz ve şişe gibi
mutfak eşyalarını keyifli melodilere dönüştüren ritim grubu
ile karşıladı. Sıcak havalardan bunalan ziyaretçilere de limonlu ve narlı soğuk içeceklerin ikram edildiği Vestel standında,
Vestel’in Vestron Robot’u da ziyaretçilerle beraber oldu.
Vestel standını ziyaret edip görevlilere iletişim bilgilerini bırakan ziyaretçiler, İstanbul’daki tüm Vestel mağazaları ile www.
vestel.com.tr adresinde kullanabilecekleri yüzde 10 indirim
çeki kazandılar.
D
ost teknoloji Vestel, 18 Mayıs-16 Haziran tarihleri
arasında düzenlediği alışveriş merkezi mutfak etkinlikleriyle Adana, İzmir ve İstanbul’daki tüketicilerine,
Vestel ankastre ve küçük ev aletlerini deneyimleme fırsatı
sundu.
18-19 Mayıs tarihlerinde Adana’daki Real M1 Alışveriş
Merkezi’nde, 25-26 Mayıs tarihlerinde İzmir’deki Agora Alışveriş Merkezi’nde, 31 Mayıs- 2 Haziran tarihlerinde İstanbul
Cevahir Alışveriş Merkezi’nde ve 16 Haziran’da İstanbul Optimum Alışveriş Merkezi’nde kurulan mutfaklarda, Vestel ankastre ürünleri ve küçük ev aletleri sergilendi.
Mutfak şeklindeki standlarda günün belirli saatlerinde, şef
eşliğinde eğlenceli yemek atölyeleri gerçekleştirildi. Ziyaretçiler, çikolata topu yapımı ve tortilla hazırlama atölyelerine
katılarak Vestel ürünleriyle keyifli bir deneyim yaşama fırsatı
yakaladılar.
Vestel mutfağını ziyaret edenlere yüzde 10 indirim fırsatı
Gün boyunca Vestel Katı Meyve Sıkacağı ile hazırlanan meyve
sularının ve Vestel Yoğurtçu ile hazırlanan farklı tatlara sahip
meyveli yoğurtların ikram edildiği Vestel mutfağını ziyaret
edip görevlilere iletişim bilgilerini bırakan ziyaretçiler, şehir-
lerindeki Vestel mağazaları ve www.vestel.com.tr adresinde
kullanabilecekleri yüzde 10 indirim çeki kazandılar. Vestel’in
mutfak şeklinde tasarlanmış standında Mirror, Black, Inox ve
White serisi ankastre ürünleri, Mp3 çalan buzdolabı ve küçük
ev aletleri de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.
68 haber
İhracatın yıldızları:
Zorlu Dış Ticaret ve Zorlu Tekstil
Türkiye ekonomisine ihracatlarıyla katkı sağlayan firmaların ödüllendirildiği “İhracatın Yıldızları” gecesinde, Zorlu
Dış Ticaret ve Zorlu Tekstil, 25 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştirilen firmalara verilen Platin ödülün sahibi
oldular. Zorlu Grubu, iki ödüle birden layık görülen tek firma oldu.
Z
orlu Dış Ticaret ve Zorlu Tekstil, 2012 yılı içerisinde
gerçekleştirdikleri 25 milyon doların üzerindeki ihracat rakamlarıyla “İhracatın Yıldızları” gecesinde, Platin ödüle layık görüldüler. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan,
Zorlu Tekstil Grubu şirketlerinin kazandığı ödülleri, Zorlu
Tekstil İhracat Bölge Satış Müdürü Arzu Vurur’a takdim etti.
Türk malı girmeyen pazar kalmayacak
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan
“Türkiye, dünyada pek çok kimsenin adını dahi bilmediği sadece
iki ülkeye ihracat yapmıyor. Mikronezya ve Nauro adındaki çok
küçük iki ülke dışında her yerde Türk malı bulunuyor. Bu iki ül-
Zorlu’ya iki ödül
Toplam 36 şirketin Platin ödüle layık görüldüğü gecede Zorlu
Grubu, iki ödül birden alan tek firma oldu. 1 Mayıs’ta, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ödül gecesine; Türkiye’nin ihracatına büyük katkı
sağlayan, hazır giyim, tekstil, deri ve halı sektörlerindeki 133
başarılı firmanın temsilcilerinin yanı sıra TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İDMİB Başkanı Lemi Tolunay, İHİB Başkan
Yardımcısı Cem Şengör ile yaklaşık 2 bin ihracatçı katıldı.
Hedef tüm dünya pazarları
Ödül töreninde bir konuşma gerçekleştiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatta çok büyük başarılara imza
keye de ihracat yapalım ve dünyada Türk malı girmeyen pazar
bırakmayalım”
atıldığını vurguladı. Çağlayan, “Türkiye, dünyada pek çok
kimsenin adını dahi bilmediği sadece iki ülkeye ihracat
yapmıyor. Mikronezya ve Nauro adındaki çok küçük iki
ülke dışında her yerde Türk malı bulunuyor. Bu iki ülkeye
de ihracat yapalım ve dünyada Türk malı girmeyen pazar
bırakmayalım” dedi.
Gecenin sürprizi Erçetin konseri
Çağlayan, gecenin sonunda piyano çalarak katılımcılara da
hoş bir sürpriz yaptı. İki binden fazla davetlinin katıldığı geceye sanatçı Candan Erçetin de şarkılarıyla renk kattı.
70 röportaj
71
“Her güne bir taze film”
Mubi, online bir sinema platformu. Yüzlerce filmle, her gün milyonlarca kullanıcıya ulaşıyor. Milyar dolarlık sinema
dünyasında büyük bir güç haline geldi demek hiç de abartılı olmaz. Siteye her gün bir yeni film ekleniyor ve bunlar taze
taze izleyiciyle buluşuyor.
S
on zamanlarda herkes Mubi’yi konuşuyor. Bilen
biliyor, bilmeyenler içinse iki kelimeyle özetlemek mümkün: Sinema, internetle her an her yerde
mümkün! Bir tür sanal ve uluslararası bir sinematek olarak
adlandırılabiliriz. Sitenin kurucusu Efe Çakarel. Tüm dünyada milyonlarca üyesi, arşivindeyse anında izlenebilecek
yüzlerce film var. 2,4 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen Mubi, her geçen gün gücüne güç katarken, Çakarel
de artık sinemanın en etkili “aktör”leri arasında yer alıyor.
Dünyaca ünlü yönetmen Martin Scorsese başta olmak üzere sinema dünyasından birçok isimle işbirliği yapıyor. 150
milyar dolarlık sinema pazarında, internetten aldığı güçle
hızla ilerliyor. MIT’de bilgisayar mühendisliği ve sonrasında Stanford’ta işletme okuduktan sonra ardından SAP’deki
önemli pozisyonunu bir kenara bırakıp, yeni fikirleri hayata
geçiren Çakarel; Mubi’nin çıkış hikayesini, internetin gücünü, sinemanın geleceğini, dünyaca ünlü yönetmenlerle
olan işbirliğini ve yeni projelerini anlattı.
Mubi ile tam olarak ne yapıyorsunuz?
Sinema dünyasını internet ve teknolojiyle bir araya getiriyoruz.
Sinema, kırk yıllık sinema… Nasıl bir fark yarattınız?
Evet, bildiğimiz kırk yıllık sinema şu anda sinema salonlarında DVD ve Blue Ray üzerinden ya da televizyon kanallarında seyredilen şekilde ama gittikçe internete kayıyor.
Gelecek 10 yılda film seyretme tecrübesi ciddi anlamda
DVD ve televizyondan internete kayacak.
Peki, yaptığınız işin nesi yeni?
Bu sadece evde değil, seyahat ederken de olabilecek bir
şey. Yani her yerde, istediğiniz filmi izleyebileceksiniz. Çünkü her filmi her yerde izleyemiyorsunuz. Keşke her film,
her sinema salonunda her zaman olsa ve biz seyredebilsek
Nuri Bilge Ceylan müthiş biri!
Filmleri kim seçiyor?
Tabii ki biz seçiyoruz. Bunun için bir ekibimiz var. Aynı zamanda çok
fazla data da kullanıyoruz. 5 milyon kişi her gün Mubi’de filmleri arkadaşlarıyla paylaşıyor. Ne izleniyorsa irdeliyoruz ve kendimiz o şekilde seçiyoruz. Bugün Türkiye’de seçtiğimiz filmlerle Brezilya’daki
filmler arasında çok büyük farklar var tabii ki.
ama çok güzel filmler geliyor, çok büyük şehirlerde gösteriliyor, ondan sonra bir daha ulaşamaz oluyorsunuz. Bu yüzden
internetten istediğiniz filme, istediğiniz an, istediğiniz yerde
ulaşmanız çok büyük bir kolaylık.
Ne gibi?
Mesela Semih Kaplanoğlu’na meraklıysanız ve Adana’da
yaşıyorsanız, nasıl seyredeceksiniz “Süt, Bal, Yumurta” üçlemesini. Bu durumda seyredeceğiniz tek yol internet. Hele
bir de Buones Aires’te ya da Tokyo’da yaşıyorsanız onlara
ulaşmanız mümkün değil. Yine tek ve en kolay yol internet
oluyor.
Bu yapımcıları ve sektörü olumsuz etkilemeyecek mi?
Hayır. Ben sektöre yeni bir alan açtığımı düşünüyorum. Bu
şekilde sinemanın daha rahat bir hale geldiğine inanıyorum.
Arşivinizdeki filmleri nereden buluyorsunuz?
Yapımcılardan. Vermezse gösteremiyoruz tabii. Biz aldığımız
ciroyu yapımcıyla paylaşma bazlı anlaşmalar yapıyoruz ve bu
şekilde hak sahipleriyle ilerliyoruz. Tüm dünyada yapımcı ve
dağıtımcılarla bu şekilde anlaşmalarımız var.
Bunların kaçı Türk filmi?
Şu anda 5 bin filmimiz var dünya çapında. 40-50 filmimiz Türk. Daha
fazla film almamız gerekiyor. Türkiye’de yapımcılar ve distribütörler
için internet çok yeni bir dünya. Onlarla bu dünyayı paylaşmamız, bu
dünyada gerçekten bu filmlere hayat verebileceğimize inandırmamız
gereken bir süreç var önümüzde. Bu sürecin içerisindeyiz şu anda ve
Usta yönetmen Scorseses’in yakın arkadaşınız olduğu doğru mu?
Evet tanıdığımız ve aynı zamanda partnerimiz. Ve onun seçtiği Susuz Yaz’ı da büyük bir keyifle paylaşıyorum. “Dünyadaki en önemli” dedikleri filmlerden bir tanesi.
her şey çok iyi gidiyor.
Türkiye’de ofisiniz var mı?
Yaklaşık altı ay önce Türkiye’ye geldik; ofis açtık ve ekibimizi
kurduk. Burada 7-8 kişiyiz, toplamda ise 35 kişiyiz. Kapasitesi çok yüksek, yani 35 kişiyle yapamayacağınız şey yok.
Metin Erksan imzalı “Susuz Yaz” da var…
Mesela bizden kimler var? Nuri Bilge Ceylan var mı?
Evet var ve Nuri Bilge Ceylan’ı hem Türkiye’de hem Brezilya’da gösteriyoruz. Çok müthiş bir yönetmen ve çok güzel filmleri var.
Evet Susuz Yaz da var ve Martin Scorsese liderliğinde arşivimizde yer
alıyor. World Cinema Foundation en önemli filmleri alıp restore ettiği
ve dünyaya tanıttığı bir organizasyon. Susuz Yaz da bunun eseri.
72 keyif
Çekirdekten gelen mucize
Bembeyaz çiçekleri yasemin gibi kokar ama yasemin değil. Meyvesi kiraza benzer ama kiraz da değil.
Vazgeçilmez lezzeti çekirdeğinden gelir. Kırk yıllık hatırı kalır, yetmezse bir de falına bakılır. Nitekim
kahvedir; uğruna renk de yaratılır “kahvaltı” da yapılır.
K
ahvenin hikayesi baştan sona bir keyif öyküsü... Kahve kelimesi Araplar
tarafından 14. yüzyıldan önce “keyif veren içki” anlamında kullanılıyordu.
“Kahve”nin adının, ilk bulunduğu yer olan Etiyopya’nın Kaffa yöresinden geldiği sanılıyor. Kahve tarımının kökeni birçok renkli efsaneye dayanıyor. Bunlardan
en yaygını 3. yüzyılda yaşamış Kaldi adındaki Etiyopyalı bir keçi çobanıyla ilgili. Keçilerinin uyarıcı kırmızı kahve çekirdeklerini yedikten sonra ufak çocuklar gibi davrandığını ve çok daha enerjik olduğunu fark eden Kaldi, meyveyi kendisi de denemiş ve
böylece kahveyi keşfetmiş. Verdiği hissi ve keyfi sevince diğerlerine de haber vermiş
ve kahve bugünlere kadar gelmiş.
Başka bir efsanede de 14. yüzyıl sonlarında Yemen’de yaşamış olan Sufi Şeyhi
Şazili’nin kahveyi içen ilk kişi olduğu söylenir. Hala Anadolu’da kahve falı için kahve fincanı kapatılırken Şeyh Şazili ruhuna Fatiha okunması geleneği de bu inançtan
kaynaklanıyor. 16. yüzyılda ortaya çıkan başka bir rivayete göre de kahveyi içen ilk
kişi Süleyman Peygambermiş. Hazreti Süleyman yaptığı yolculuklar sırasında uğradığı bir şehirde, herkesin bilinmeyen bir hastalığa yakalandığını görmüş ve Baş
Melek Cebrail’in buyruğu üzerine Yemen’den gelen kahve çekirdeklerini kavurmuş.
Bununla hazırladığı içeceği hastalara verince herkes iyileşmiş.
73
Arabistan’dan Brezilya’ya devrialem
Kahvenin anavatanı Etiyopya’nın yüksek yaylalarında, yerli
halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu. Meyveleri kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle
tıbbi amaçlı kullanılıyor ve “sihirli meyve” olarak adlandırılıyordu. Kahve, ünüyle birlikte hızla Arap Yarımadası’na yayıldı
ve 300 yıl boyunca Etiyopya’da keşfedilen yöntemle içildi. 14.
yüzyılda ise yepyeni bir keşif ile ateşte kavrulan kahve çekirdekleri, ezildikten sonra kaynatılarak içime sunuldu.
Bugün kahve, dünyanın en büyük ticari hammaddesi olarak
petrolden sonra ikinci sırada, fiyatları ise son derece değişken. Bir tarım ürünü olmasından ötürü, iklim koşullarının
değişimiyle arz ve talep dengeleri her yıl değişse de kahve
ticaretinin değeri yıllık 12 milyar Dolar’dan aşağı düşmüyor.
Sudan sonra dünya genelinde en çok tüketilen ikinci içecek
olan kahvenin üretimi en çok Güney ve Orta Amerika ile Asya
ve Afrika’da yapılıyor. Kahve üretiminde dünya birincisi olan
Brezilya’yı Vietnam ve Kolombiya takip ediyor.
İlk ticari kahve tarımı 15. yüzyılda Arabistan’da başladı. Kahve
çekirdekleri ve bitkileri Mısır, Suriye ve Türkiye’den geçerek,
“Arap Şarabı” olarak yoluna devam etti. Kahvenin keşfinden
sonra umumi kahvehaneler, Ortadoğu’daki her şehirde açılmaya başladı. Kısa süre içinde kahve çekirdeklerinin nakliyesi
Avrupa’ya ulaştı ve kahvenin popülaritesi hızla yayıldı.
18. yüzyılda, misyonerler, tüccarlar ve koloniciler kahveyi Orta
ve Güney Amerika’ya götürdüler. Doğal çevresi kahve tarımı
için ideal bir yer olduğunu gösterdi ve kahve yetiştiriciliği hızla arttı. 1800’lerin sonlarına doğru kahve, özellikle gelişmekte
olan ülkelerde, dünyanın önde gelen ihraç ürünlerinden biri
haline geldi.
Kahvenin Anadolu’daki yolculuğu
Kahvenin Türkiye’deki tarihçesine daha ayrıntılı bakıldığında
Yavuz Sultan Selim döneminde Yemen Valisi olan Özdemir
Paşa’nın çok sevdiği kahveyi İstanbul’a getirdiği görülüyor.
Kısa sürede itibarlı bir içecek olarak saray mutfağında yerini
aldı. Saray görevleri arasına “kahvecibaşı” adında bir de rütbe
bile eklendi. Padişahın ya da bağlı olduğu devlet büyüğünün
kahvesini pişirmekle görevli olan kahvecibaşı, sadık ve sır tutmasını bilenler arasından seçilirdi. Osmanlı tarihinde kahvecibaşılıktan sadrazamlığa yükselenlere bile rastlandı. Saraydan
konaklara ardından evlere giren kahve, İstanbul halkının kısa
sürede tutkunu olduğu bir lezzet haline geldi. Satın alınan
çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulup, dibeklerde dövüldükten sonra cezvelerde pişiriliyordu. Hatta günümüzde dahi
kahve Viyana kafelerinde Türk usulü hazırlanıyor. Türk kahvesinin etkilerinden biri de İtalyanlara özgü Espresso kahvesinin
fincanlarının Türk kahvesi fincanlarına büyük benzerlik göstermesi. Türk kahvesinin en önemli unsurlarından olan köpük,
Espresso’da altın sarısı krema olarak kendini gösteriyor.
Kahveyi iç, fincanını da ye
Kahve içme rekoru
Sardi Innovation tarafından tasarlanan kahve fincanının içi pasta
Yemek canavarı olarak da adlandırılan ve dünyanın en hızlı sosisli
şekerlemesi ile kaplı, dışı ise kurabiye. Kahveyi içerisine koyunca
yiyen adamı olarak da Guiness Rekorlar kitabı’na giren Japon Ta-
şekerleme ile kahvenize şeker eklenmiş oluyor. Kahve bitince de
keru Kobayashi 42 fincan kahveyi art arda içtiği için bu alanda da
fincanı yiyebiliyorsunuz.
dünya rekoruna sahip.
17. yüzyılın sonlarıyla birlikte, kahvehaneler yoğun ticari eğilimlerini Avusturya, Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere
üzerine yöneltti. Hollandalılar, Uzakdoğu’da kahve yetiştirmeye başladı, İngiltere ve Fransa da bu akıma uydu ve kolonilerine kahveyi sundu.
74 kısa kısa
75
Zorlu Enerji Yönetim Kurulu’na atama
Z
orlu Enerji Olağan Genel Kurul Toplantısı, 30 Mayıs 2013
tarihinde Bursa’da gerçekleştirildi. Toplantıda, Zorlu
Enerji Yönetim Kurulu Bağımsız Üyeleri Prof. Dr. A. Can Tuncay ile E. Melih Araz’ın görev sürelerinin dolması nedeniyle
yerlerine Akın Tarı ve Hacı Ahmet Kılıçoğlu atandı.
Yönetim Kurulu Toplantısında, Yönetim Kurulu Üyeleri
arasında yapılan görev dağılımı sonucunda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Zeki Zorlu’nun, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na Ali Akın Tarı’nın, Yönetim Kurulu
Üyelikleri’ne ise Olgun Zorlu, Selen Zorlu Melik, Bekir Cem
Köksal, Hacı Ahmet Kılıçoğlu ve Burak İsmail Okay’ın seçilmelerine karar verildi.
İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olan Ali Akın Tarı, çalışma
hayatına 1972 yılında Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanı
olarak başladı, ardından Baş Hesap Uzmanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkan Yardımcılığı ve İstanbul Grup Başkanlığı görevlerinde bulundu. 2001 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kurul Üyeliği’ne atanan Tarı,
aynı yıl Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Kurul
Üyeliği görevine ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Fon Kurulu Üyeliği’ne de seçildi. 2004 yılında görev süresi dolan
Tarı, Maliye Bakanlığı’nda Bakanlık Müşavirliği görevini
üstlendi. 2008 yılında Dilerbank Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyesi olan Tarı, 2011 yılından bu yana da Diler
Holding Yönetim Kurulu Üyeliği’ni sürdürüyor. Tarı, Vestel
Elektronik ve Beyaz Eşya şirketlerinde de Yönetim Kurulu
Üyesi olarak görev alıyor.
Hacı Almet Kılıçoğlu
Z
İngiltere’deki University of Essex’ten ekonomi dalında lisans
ve yüksek lisans derecelerini alan Hacı Ahmet Kılıçoğlu ise, çalışma hayatına 1979 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda
başladı. 1980’de Türkiye İş Bankası’nda Uzman Yardımcısı
olarak görev alan Kılıçoğlu, bir dönem özel sektörde çalıştıktan sonra, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve F-16 uçak
projesinde idari görevlerde bulundu. Türk Eximbank’ta da çalışan Kılıçoğlu, bu kurumda çeşitli kademelerde bulunduktan
sonra, 1998-2010 yılları arasında Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 12 yıl boyunca, Türkiye Bankalar
Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan Kılıçoğlu, daha sonra Dünya
Eximbankları Birliği (The Berne Union) Başkanlığı’na seçildi.
İslam Kalkınma Bankası Başkan Danışmanlığı görevinde de
bulunan Hacı Ahmet Kılıçoğlu, Denizbank Yönetim Kurulu
Başkan Vekili olarak görev yaptı. Kılıçoğlu, Vestel Elektronik
ve Beyaz Eşya Şirketlerindeki Yönetim Kurulu Üyeliklerinin
yanı sıra Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Üyeliği ve Türk
Eğitim Derneği Başkan Vekilliği görevlerini de sürdürüyor.
İş yaşamında doğru giyinmenin püf noktaları
S
til Danışmanı ve Moda Editörü Tülin Kermen, profesyonel iş yaşamında doğru ve
ekonomik giyinmenin püf noktalarını, Bakış Açısı Konferansı
(BAK) kapsamında, Zorlu Plaza
Oditoryumu’nda gerçekleştirilen söyleşi ile Zorlu Enerji Grubu
çalışanlarıyla paylaştı.
Akın Tarı
Zorlu Enerji Grubu 9.İkizdere
Dağ Horozu Şenliği’ne
sponsor oldu
orlu Enerji Grubu’nun hidroelektrik santralinin bulunduğu
İkizdere’nin Sivrikaya Köyü’ne bağlı Büyük Yaylası’nda,
2 Haziran Pazar günü düzenlenen ve sponsor olarak destek
verilen Dokuzuncu Dağ Horozu Şenliği’ne, kamu yetkilileri ve
halk yoğun ilgi gösterdi. İkizdere Kaymakamlığı ve İkizdere
Belediyesi’nin katkılarıyla yapılan organizasyon için sabahın erken saatlerinde 2300 metre yükseklikte dürbünlerle
gözlem yapıldı. Rize Vali Yardımcısı Şefik Aygöl, İkizdere
Kaymakamı Abdil Koç, İkizdere Belediye Başkanı Hasan Kösoğlu, İlçe Jandarma Komutanları İsmet Canseren ile Seçkin
Tarakçı, İl Turizm Müdürü İsmail Hocaoğlu, İl Orman Müdürü
Abdi Ekşi, İkizdere Milli Eğitim Müdürü Özkan Sarıkaya, İl Genel Meclis Üyesi Ahmet Aksu, Zorlu Enerji Grubu emeklisi ve
gazeteci İsmet Köseoğlu ile İkizdere ve Mercan HES santrallerinde görevli çalışma arkadaşlarımızın katıldıkları etkinlik
kapsamında, bölgede bulunan dağ horozunun doğal yaşam
alanının korunması yönünde bilgi ve dilekler paylaşıldı.
GAZDAŞ çalışanlarından kan bağışına yoğun destek
GAZDAŞ, Türk Kızılay’ı ile işbirliği yaparak bir kan bağışı kampanyası düzenledi. GAZDAŞ Lüleburgaz ve Babaeski
çalışanları ile iç tesisat firmaları yetkililerinin gönüllü katılımlarıyla gerçekleşen kan bağışında 30 ünite kan toplandı.
G
AZDAŞ, Lüleburgaz ve Babaeski’de kan bağışının insan hayatı için önemi konusunda
farkındalık yaratmak amacıyla kan bağışı kampanyası gerçekleştirdi. Kan bağışı kampanyasına GAZDAŞ Lüleburgaz ve Babaeski çalışanları ile iç tesisat firmaları yetkililerinden
oluşan 30 gönüllü destek oldu. Kampanyada 30 ünite kan toplandı.
Kan bağışının önemi hakkında bilinç oluşturmak için Kızılay’a destek olmayı amaçladıklarını belirten GAZDAŞ Trakya Bölge Müdürü Tamer Akaslan “Kan bağışı hem toplumsal hem
de bireysel açıdan son derece önemli. Yapılan bağış, binlerce insanının hayatı için bir umut
olurken, bağış yapan kişinin sağlığını da olumlu yönde etkiliyor. GAZDAŞ olarak kan verme bilincini yaygınlaştırmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz kampanya ile tüm firmalara ve topluma
örnek olmayı amaçladık” dedi. Kan bağışı kampanyasını bölge müdürlüklerinin bulunduğu
Lüleburgaz’da başlattıklarını, Lüleburgaz ve Babaeski’nin ardından Trakya Bölgesi’nde faaliyette oldukları diğer illerde de gerçekleştireceklerini belirten Tamer Akaslan, toplumsal
fayda sağlayan yerel kurumlarla ortak çalışmalar gerçekleştirmeye büyük önem verdiklerini
ve topluma değer katan projelerde yer almaya devam edeceklerini ifade etti.
GAZDAŞ ile gerçekleştirdikleri işbirliğinin çok önemli olduğunu ifade eden Kızılay Lüleburgaz Kan Bağışı Merkezi Kan Bağışçısı Kazanım ve Eğitim Uzmanı İldeniz Keskin ise “Her bir
ünite kan, ihtiyacı olan birisi için ümit demek, hayat demek... Şirketlerin ve çalışanlarının
bu konuya duyarlı yaklaşımları, topluma örnek olması ve bu kampanyaların yaygınlaşması
açısından önem arz ediyor. Bu nedenle, GAZDAŞ’ın kan bağışını desteklemesini ve GAZDAŞ
çalışanlarının bu kadar yoğun bir kan bağışı ile katkıda bulunmalarını son derece anlamlı
buluyoruz” dedi.
GAZDAŞ çalışanlarının kan bağışına desteği devam ediyor
GAZDAŞ’ın Türk Kızılay’ı ile işbirliği yaparak düzenlendiği kan bağışı kampanyasının
ikinci durağı Edirne oldu. GAZDAŞ Edirne çalışanları ile iç tesisat firmaları yetkililerinin
gönüllü katılımlarıyla gerçekleşen kan bağışında 20 ünite kan toplandı. GAZDAŞ Edirne
İşletme Müdürü Cumhur Pekdemir, insan hayatı için son derece önemli olan kan bağışı
konusunda topluma örnek olmayı hedeflediklerini belirtti. Pekdemir, kan bağışının önemi hakkında bilinç oluşturmak için Kızılay’a destek olmayı amaçladıklarını söyledi. Kan
bağışının toplumsal ve bireysel açıdan önemine değinirken; “Yapılan bağış, pek çok insanının hayatı ve sağlığı için umut oluşturuyor. İnsanlar genellikle kan bağışının önemini,
kendileri de ihtiyaç duydukları zaman anlıyorlar. Ama özellikle kurumlar olarak hassas
davranırsak, kan bağışı bilincini olumsuz bir tecrübe yaşamadan da yaygınlaştırabiliriz.
Bu düşünceyle düzenlediğimiz kampanya ile başka kurumlara da örnek olmak istedik”
dedi.
GAZDAŞ ile gerçekleştirdikleri işbirliğinin çok önemli olduğunu ifade eden Kızılay Edirne
Kan Bağış Merkezi Müdürü Dr. Güler Ateş ise “Kan, kaynağı insan olan tek tedavi aracıdır.
Bütün dünyanın kabul ettiği tanımıyla; hiçbir maddi ve manevi beklentisi olmayan, tamamen kendi özgür iradesiyle kan ve kan ürünleri veren kişilere kan bağışçısı denir. En güvenli
bağış, gönüllü bağıştır. Kızılay Edirne Kan Bağış Merkezi olarak amacımız Edirne’nin kan ihtiyacının tamamını gönüllü bağışlarla sağlayabilmektir. GAZDAŞ’a sosyal sorumluluk adına
gerçekleştirdiği bu kampanya için, GAZDAŞ çalışanlarına da verdikleri kanla kurtaracakları
hayatlar adına teşekkür ederim. GAZDAŞ’ın bu yaklaşımının tüm kurum ve kuruluşlara örnek olmasını dilerim” dedi.
76 kısa kısa
Lüleburgaz’da 2013 Futbol Turnuvası sonuçlandı
Z
orlu Tekstil tarafından Lüleburgaz’da düzenlenen 2013
Futbol Turnuvası, 3 Mayıs Cuma günü ilk maçıyla başladı. Yaklaşık iki ay süren maçlar, 5 Temmuz Cuma günü
gerçekleştirilen final maçı ile tamamlandı. İlk maçını 6
Mayıs Pazartesi günü Zorlu İşletme takımı ile yapan Zorlu Enerji Lüleburgaz Santrali çalışanlarından oluşan Zorlu
Enerji takımı, turnuvayı üçüncülükle tamamladı.
77
Zorlu Enerji Grubu’na
Jeotermal Enerji Yatırımcısı
Ödülü
E
nerji şirketlerinin yıl içerisinde yaptıkları projelerin üniversitelerin enerji kulüpleri tarafından değerlendirildiği
“1. Enerji Ödülleri”, İstanbul Aydın Üniversitesi ev sahipliğinde 24 Mayıs Cuma günü sahiplerini buldu. İstanbul Aydın Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi,
Bilgi Üniversitesi, Koç Üniversitesi ve Beykent Üniversitesi
Enerji Kulüpleri’nin katılımlarıyla düzenlenen organizasyonda, aralarında Zorlu Enerji Grubu’nun da bulunduğu çeşitli
enerji şirketlerine verimlilik ve yenilenebilir enerji alanında
yaptıkları çalışmalar nedeniyle ödül verildi. “Jeotermal Enerji Yatırımcısı” dalında Zorlu Enerji Grubu’na verilen ödülü,
Jeokimya Proje Uygulamalar Yöneticisi Dr. Füsun Servin Tut
Haklıdır ile Kurumsal İletişim Müdürü Şebnem Erverdi aldı.
Vestel Denizli’de 20. mağazasını açtı
Vestel, su filtreli elektrikli
süpürgesiyle evde fırtınalar
estiriyor
V
estel’in Aqua Max 6000 Fırtına Su Filtreli Elektrikli
Süpürgesi, devrim yaratan özellikleriyle evlere bahar ferahlığı taşımanın en kolay yolunu sunuyor. Yüksek motor ve emiş gücüyle fırtına gibi esen Aqua Max
6000 Fırtına, ev süpürmeyi çocuk oyuncağı haline
getiriyor.
Vestel Aqua Max 6000 Fırtına, ‘Surf Technology’ özelliği ile toz haznesine giren tozların su yüzeyinde tutunmasını engelleyerek, daha fazla tozu suya hapsediyor.
Yüksek emiş gücü ve kir tutma kapasitesine sahip Aqua
Max 6000 Fırtına, kullanıcılarına sevdikleriyle birlikte daha hijyenik ve sağlıklı ortamlarda vakit geçirme fırsatı sunuyor.
Vestel, pembe küçük ev
aletleriyle mutfağa renk
katıyor
D
ost teknoloji Vestel, V-Cook
Pembe küçük ev aletleri serisiyle
mutfak tezgahlarını renklendiriyor.
Şık ve renkli tasarımıyla dikkat çeken V-Cook Pembe küçük ev aletleri, kolay yıkanabilir parçaları ve
ergonomik yapılarıyla kullanım kolaylığı da sağlıyor.
Taze yaz meyvelerini sağlıklı içeceklere dönüştürmek ve
lezzetli kekler, pastalar hazırlamak isteyenlerin mutfaktaki yardımcısı olacak V-Cook Pembe küçük ev aletleri serisi el blender seti, solo blender, doğrayıcı ve mikserden
oluşuyor.
V
estel, Denizli’deki 20. mağazasını vatandaşların yoğun
ilgi gösterdiği tören ve etkinliklerle hizmete açtı. Açılışa
Denizli Büyük Şehir Belediye Başkan Yardımcısı Şamil Çınar,
Vestel Pazarlama Ege ve Akdeniz Bölge Müdürü Erdinç Küpçük, Vestel Satış Müdürü Yeşim Erbuğa ve Vestel Pazarlama
Saha Temsilcisi Ahmet Utkan katıldı.
Ülke çapında bin 180 mağazası bulunan Vestel, Denizli’de
açtığı 380 metrekarelik alana sahip yeni mağazasıyla Denizli halkının ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamayı hedefliyor.
Vestel’in Ege Bölgesi’nde 117 mağazası bulunuyor.
Vestel mağazalar zincirine bir yenisini ekledi
V
estel, bin 180 mağazadan oluşan geniş mağaza zincirine Gaziantep’te açtığı mağazasıyla bir yenisini ekledi.
Vestel, Gaziantep’te açtığı yeni mağazasıyla bölgede erişilebilirliğini arttırmayı amaçlıyor.
Pakistan’da türbinler
dönmeye başladı
P
akistan’ın güneyinde yer alan Jhimpir bölgesinde inşaatı
tamamlanan rüzgar santralinde ilk türbin dönmeye başladı. Her gün yeni türbinler eklenerek çalışmaların hızla tamamlanması hedefleniyor. 2011 yılında yapımı gerçekleştirilen 5
türbin ile projenin 6,4 MW’lık ilk fazında elektrik üretiliyordu.
2012 yılının sonunda, projenin 50 MW kapasiteli ikinci fazı kapsamında toplam 28 türbinin kurulumu ve şalt sahası ile kontrol
binalarının inşası tamamlandı. Santralin ikinci fazının devreye
alınması için kontrol ve testler gerçekleştiriliyor.
E
v güzellik merkezi Linens’in sonbahar-kış sezonuna yönelik yeni koleksiyonu 26-28 Haziran tarihleri arasında
gerçekleştirilen “Koleksiyon Sunum Toplantısı”nda tanıtıldı.
Zorlu Plaza’da yer alan showroom’da sergilenen koleksiyon
hakkında mağazaların görüşleri alındı ve koleksiyonun detaylarına ilişkin bilgilendirmeler yapıldı.
Vestel, 450 metrekarelik alana sahip yeni mağazasıyla Gaziantep halkının ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde karşılamayı
hedefliyor. Vestel’in Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 154
bayii ve 204 mağazası bulunuyor.
Koleksiyon Sunum Toplantısı’nın ardından 27 Haziran akşamı
düzenlenen yemek sohbetinde tüm mağazalar ve Linens yöneticileri bir araya geldi.
“Evin kalbi mutfakta atar” yaklaşımı
doğrultusunda buzdolabı ürün gamını
farklı renk, desen, model seçenekleri
ile zenginleştiren Vestel, şık tasarım
ve üstün teknolojiyi bir arada sunuyor.
V
estel’in tasarımı ön plana çıkardığı, zengin renk ve desen alternatifleri ile cam ve inox modelleri de içeren
geniş buzdolabı ürün gamı, çok işlevli bölme sistemi, kokuları birbirine karıştırmayan özel soğutma sistemi, kırılmaya
dayanıklı özel cam rafları, LED aydınlatmalı iç tasarımıyla
dikkat çekiyor. Vestel, “Evin kalbi mutfakta atar” yaklaşımı
doğrultusunda buzdolaplarına eklediği MP3 çalar ve sesli
mesaj bırakma özellikleriyle mutfağı keyifli bir yaşam alanı
haline getirmeyi hedefliyor.
Bölmeleri tüketici belirliyor
Vestel Puzzle buzdolabında yer alan “çok işlevli bölmeler”
sayesinde buzdolabı14 farklı şekilde kullanılabiliyor; bölme-
Linens yeni
koleksiyonunu tanıttı
Linens Ailesi, 26-28 Haziran tarihleri
arasında “Koleksiyon Sunum Toplantısı”nda
buluştu. Merkez mağazalar ve bayiler olmak
üzere tüm mağazalar ve Linens yöneticileri
bir araya geldi.
Mutfakların havası
değişecek
lerin hangisinin soğutucu hangisinin dondurucu olarak kullanılacağına tüketiciler karar veriyor. Kullanılmayan bölmeler tasarruf amaçlı kapatılabiliyor. Vestel Puzzle’ın kırılmaya
dayanıklı cam rafları 200 kg’a kadar ağırlık taşıyabiliyor.
TAÇ ve Linens’in kreatif
ajansı belirlendi
T
AÇ ve Linens’in, yeni kreatif ajansı belirlendi. 25 yılı
aşkın meslek yaşamıyla sektörde önemli deneyime
sahip Ali Özbek tarafından kurulan ve yönetilen Ad-Stop,
Mayıs ayından bu yana TAÇ ve Linens’in kreatif tanıtım faaliyetlerini yürütüyor.
30 kişilik genç bir kadroya sahip olan ajans, ayrıca TAÇ
markasının sosyal medya hesaplarının yönetimini de gerçekleştiriyor.
78 gökyüzünün getirdikleri
79
Burçların iş yapma biçimleri
Profesyonel iş yaşamında takım çalışması içinde işbölümü yaparken hangi burcun hangi tipik özelliklere sahip
olduğu konusu doğru işi uygun kişiye yönlendirmek açısından önemli.
KOÇ
TERAZİ
Temmuz ayından sonra yuva, aile ve yerleşim yerinize ait konularda şanslı
Maddi sıkıntıları aşacağınız bir döneme gireceksiniz. İş ve sosyal yaşam
olacağınız bir döneme girdiniz. Bu zaman içerisinde toprağa, gayrimenkule
dengenizi iyi kurmanız durumunda gelecek günler sizin için çok aydınlık
ait yatırımlar, ev ve ailenizi ilgilendiren pozitif gelişmeler söz konusu ola-
gözüküyor.
bilir.
Koç: İş yaşamında rekabeti ve oyun oynamayı sever. Liderlik
geleni yapar. Kendisine verilen inisiyatifi sonuna kadar kul-
BOĞA
AKREP
lanmaktan hoşlanır. Bir projeye hemen başlamak ve bir diğe-
Kısa seyahatlerden, akraba veya kardeşlerden gelen şanslarınız olabilir.
Güçlü iradenizin test edileceği günler sizi bekliyor. Karşılaşacağınız zor-
rine hemen geçmek ister. Çok uzun yıllar alışmaya eğilimlidir.
Eğitsel alanda yeni girişimler yapabilirsiniz. Aşk hayatınız hız kazanabilir.
luklara direnmeniz gerekecek. Ancak bu zorlukları aşmanızın ardından çok
Yeni tanışmalar hayatınıza mutluluk katarken, var olan beraberlikler de
daha rahat ve huzurlu bir döneme gireceksiniz.
vasfı olduğundan kariyerinde zirveye ulaşmak için elinden
Boğa: Güvenilir, sadık ve anlaşılması kolay bir çalışandır.
olumlu yönde gelişecek.
Pratik yanı kuvvetlidir ve ayakları yere sağlam basar. Bir işe
dayanır. Estetik kaygılarını ve artistik yaratıcılığını iş yaşamı-
İKİZLER
YAY
na yansıtmaktan çekinmez. İstikrarlı bir yapıya sahiptir.
Jüpiter’in de etkisiyle kazançlarınız gözle görülür seviyede yükselebilir.
Kendinizi geliştirme yönünde atacağınız adımlar iş ve sosyal yaşamınızda
İkizler: İletişim konusunda son derece yeteneklidir. Konsant-
Yeter ki karşınıza gelen fırsatları doğru şekilde değerlendirin ve gelir-gider
etkilerini daha fazla göstermeye başlayacak. Huzurlu ve sağlık açısından
dengenizi koruyun. Yakın çevrenizle keyifli paylaşımlar içine girebilirsiniz.
da sıkıntıların olmayacağı günler var önünüzde.
başlarken zorluk çeker fakat en zor şartlara dahi metanetle
rasyon zorluğu çeker ve pek çok şeyi aynı anda yapmak ister.
Aşk hayatınıza güzel etkilerin olacağı bir döneme girdiniz.
Rutin işlerden çok, hareketlilik gerektiren ve farklı konuları
YENGEÇ
OĞLAK
Oğlak: Pratik, tutucu, ihtiyatlı… Çalışmayı, üretmeyi çok se-
Kişisel enerjinizin yükseldiği daha cesur ve girişken olduğunuz bir dönem-
İhtiyatlı tavrınızı bir an için kenara bırakmanızı tavsiye ediyoruz. Planla-
verler. Dikkatli ve planlı adımlarla hedefine ulaşmakta tam bir
desiniz. Artan harcamalarınızı dengelemek için çalışmaya yönelebilirsiniz.
rınızı hayata geçirmek konusunda daha rahat bir tutum içine girmeniz
ustadır. Sabır ve dayanıklılık en büyük özellikleri arasındadır.
Aşk hayatınızda sizi mutlu edecek tutku ve heyecan getirici deneyimler söz
durumunda gelecek günler sizin için hem maddi hem manevi açıdan ka-
kiplerini stratejik biçimde manipüle eder. Kendini eksik gör-
Çalışırken gözü hiçbir şey görmediği ve olup bitenin farkında
konusu.
zançlarla dolu.
su her işi başarıyla bitirmesinde önemli rol oynar.
düğü konularda tamamlanabileceği biriyle çalışmak ister.
olmadığı için iş ortamında insani ilişkileri zayıf olabilir.
Aslan: Güvenli, enerjik ve gururludur, fark edilmeyi sever.
Akrep: Güçlü iradesi, gerçeklerden asla vazgeçmemesi, ana-
Kova: Para için değil, zevk için çalışır. Bu yüzden mutlaka sev-
ASLAN
KOVA
litik ve derin düşünebilmesiyle iş yaşamında önemli yerlere
diği bir işte çalışması gerekir. İnandığı ve istediği bir işi odak-
Yeteneklerinizi gerektiği şekilde çalışma hayatınıza aktarmak ve daha güç-
İş ve sosyal yaşamınızın dengesini iyi ayarlamanız size mutluluğu getire-
landığında onu gerçekleştirmeden peşini bırakmaz. Zihinsel
lü mücadele etmek durumundasınız. Yatırımlarınızda mantıklı davranmaya
cek. Evinizde yakalayacağınız mutluluk işinize de yansıyacak. Hem iş hem
ve amaçlarına bağlılık yatar. Kimsenin fark etmediği boyutla-
olarak sürekli aktiftir ve çağının ilerisinde düşünür. Dayatma
özen göstermelisiniz. Kişisel çekiciliğiniz artıyor ve kendinize güveniniz artı-
ev yaşantısında rahata ereceğiniz bir dönem sizi bekliyor.
sı iş ilişkilerinde hakem rolü üstlenmesine neden olur.
rıyla bir işi ele alırken sezgilerini de hesaba katar.
olmadığı sürece yeniliklere açıktır.
Başak: Sonuca analizle ve parçalara ayırarak ulaşmayı, pratik
Yay: İyimser ve kolay uyum sağlayan yapısı ve çok yönlülüğü
Balık: Sezgileri çok güçlü olduğu için farkında olmadan ko-
ile etrafındakileri etkisi altına alır. İnandığı şeylere derinden
layca öğrenir ve isteneni otomatik olarak yapar. Yaratıcılık
bağlı olduğu için ikna kabiliyeti de çok kuvvetlidir. Faydalı
ve tasarı gerektiren konularda başarılı olur. İnce düşünen ve
olabilmesi için özgürlüğüne ihtiyacı vardır. Bilginin güç oldu-
insana değer veren yapısıyla çok sevilir fakat profesyonel ya-
ğuna inanır ve donanımını sürekli geliştirir.
şamda da oldukça zorlanır.
kapsayan alanlarda başarılı olur. Bildiklerini aktarmayı ve geliştirmeyi çok sever. Hızlı düşünür, çabuk uygulamaya geçer.
Yengeç: Hassas ve kırılgan yapısı iş hayatında ihtiyatlı adımlarla, güvenli girişimlerde bulunmasına yol açar. İnsanların
beşeri ihtiyaçlarına karşı oldukça duyarlı olması onun iyi bir
lider-yönetici olmasını sağlar. Sadakat ve sorumluluk duygu-
Liderlik özelliği belirleyici karakteri olduğundan, takım çalışmalarında genelde başı çeker. Onun içinde bulunduğu ekibin
başarılı olmama gibi bir şansı yoktur! Adaletli ve bonkör yapı-
çözümler üreterek insanlığa hizmet etmeyi sever. Zekâ seviyeleri oldukça yüksektir ve asla ikinci iyiyle yetinemezler. Sorumluluklarını çok iyi kavrar, organizasyon yeteneği, detaycılığı ve yardımseverliğiyle iş yaşamında mutlaka dikkati çeker.
Terazi: Adalet ve hak duygusu iş yaşamında da dikkat çeker.
İletişim yeteneği, doğal nezaketi ve diplomasi bilgisi sevilen
biri olmasını sağlar. Tartışma ve çekişmeden hoşlanmaz. Ra-
gelir. Sakin ve yardımsever yapılarının altında büyük bir hırs
yor. Bu durum ilişkiler eksenini olumlu etkileyecek.
BAŞAK
BALIK
yaşantınıza aktarmak isterken aşırılıklara ve abartılı davranışlardan uzak du-
nız ve öğrendiklerinizi hayata geçirme yeteneğiniz sizi daha güzel günlere
run. İkili ilişkilerde daha tutkulu, heyecanlı ve girişken olabilirsiniz.
taşıyacak bir anahtar.
Kişiliğinizi daha güçlü bir şekilde ortaya koyma arzusu içindesiniz. Bu gücü
Kişisel gelişiminize yatırım yapmanın tam zamanı. Öğrenmeye olan açlığı-
81
80 kültür-sanat
Lezzete Merhaba
Yazar: Filiz Akın
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Filiz Akından lezzet paylaşınca güzel diyenlere sihirli tarifler... “Yemek yapmanın yaratıcılık ve
zevk sahibi olmayı gerektiren bir alan olduğunu kırk yaşında anladım ve bu bende sanatın
başka bir koluyla ilgileniyormuşum gibi bir his
uyandırdı. Ayrıca hepimiz misafirlerimize en
lezzetlisini sunmak, en lezzetlisini beğendirmek, sonuç olumlu olursa bundan bir sanatçı
gibi keyif almak peşinde değil miyiz?”
Şebnem Ferah
Od/Pasaj Müzik
6 Aylık yoğun bir stüdyo çalışmasının ardından, on şarkıdan oluşan ‘OD’ müzik severlerin
beğenisine sunuldu. Albümdeki parçaların
dokuzunun söz ve müziği Şebnem Ferah’a
ait. Yeni albümü ile karşımıza çıkan Şebnem
Ferah’ın, severlerine bir de sürprizi var. Sözlerini, usta şairimiz Nazım Hikmet’ in yazdığı,
müziğini yine usta sanatçımız Cem Karaca’nın
yaptığı ‘Çok Yorgunum Beni Bekleme Kaptan’
olarak bildiğimiz şarkıyı seslendirdi.
7/24 Anneye Güvenli
Bağlanma
Yaşat ki Yaşayasın
Yazar: Ediz Hun
Yayınevi: Babıali Kültür -BKY
Yazar: Prof. Dr. Sabiha
Paktuna Keskin
Yayınevi: Boyut Yayıncılık
Boğaz Hakkında Her Şey
Yazar: Saffet Emre Tonguç,
Pat Yale
Yayıncı: Boyut Yayıncılık
Prof.
Dr.
Sabiha
Paktuna
Keskin’in
kaleminden yepyeni bir rehber kitap. Sosyalleşmenin olmazsa olmazı olan ben ve sen
farkındalığı, dolayısıyla diğerlerine güvenin
temeli 0-7 yaşlar arasında atılır. Bu temelin
harcı ise anneye güvenli bağlanmadır. Diğerlerine güven duygusunun kazanılması; bireyin
kendi ve çevre farkındalığı kazanması ve özgüvenin ön adımıdır.
Çok kırılgan bir yapıya sahip
olan doğada, insan eliyle bilerek veya bilmeyerek meydana getirilen bir
tahribatın geriye dönüşü, ne yazık ki mümkün
olmamaktadır. İçinde barındırdığı birbirinden
bağımsız ekosistemlerle hayatın en temel
öğesi olan bu eşsiz hazineyi koruyarak güzel
ve mutlu yarınlara ulaşmak hepimizin asli görevlerinin başında gelmektedir.
Fazıl Say
Rock’n Coke İstanbul 2013
İstanbul Senfonisi/A.K. Müzik
Fazıl Say’ın 2009 yılında bestelediği ve merakla beklenen İstanbul Senfonisi CD+DVD formatında piyasaya çıktı. “İstanbul Senfonisi”,
gecenin buğusunda Marmara Denizi dalgalarının kıyıda sakince hışırdaması ile başlıyor.
Senfoni, denizden çıkıp İstanbul’u anlatıyor
ve biterken tekrar denize dönüyor. “Nostalji”
bölümünde, geçmişin izinde denizin hışırtıları
eşliğinde hayaller kurduruyor.
C
oca-Cola tarafından ilk kez 2003 yılında
düzenlenen ve bu sene 10. yaşını dolduran Türkiye’nin en büyük açık hava festivali
Rock’n Coke bu sene de sürpriz yenilikleri
ve eşsiz atmosferi ile yine festival severlere unutulmaz bir hafta sonu yaşatmayı vaat
ediyor.
Dünyaca ünlü grupların sahne alacağı
Rock’n Coke Sahnesi ve Alternatif Sahne;
bu yıl ilk kez kesintisiz dans ve elektronik
müzikle dolu olacak. Dünyaca ünlü gruplar
ve DJ’lerin yer alacağı Party Arena; dünyanın
farklı ülkelerinden taze ve çizgi dışı müzik
gruplarının performans göstereceği Keşif
Sahnesi ve birbirinden farklı işbirlikleri ile
zengin bir programı olacak Şehir Sahnesi
bu yıl festival severler için tatmin edici bir
program sunuyor. Yabancı sanatçı organi-
Tarihçi ve gezgin Saffet
Emre Tonguç’un İngiliz seyahat yazarı Pat Yale ile birlikte hazırladığı
Boğaz Hakkında Her Şey isimli yepyeni eseri Boğaz Hakkında Her Şey; Bugüne kadar
Boğaz hakkında yazılmış en kapsamlı ve en
güncel çalışma. Eserde, Boğaz’ın en meşhur
yalılarının hiç görülmemiş iç mekan fotoğraflarının yanı sıra, bir uçtan bir uca Boğaz ile
ilgili en yeni bilgiler yer alıyor.
zasyonu Sziget, yerli sanatçı seçimi ve festival organizasyonu ise showhow tarafından
gerçekleştirilen Rock’n Coke İstanbul 2013
ile ilgili detaylar bilgiler için; www.rockncoke.com’u takipte kalın!
Ben Ne Giydiğimi Biliyor
muyum?
Yazar: Özlem Çakır
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Türkiye’nin ilk imaj ve iletişim danışmanı Özlem Çakır,
sade üslubu ile bir rehber niteliği taşıyan bu
kitapta, profesyonel iş yaşamı için uygun giyimden, iş yemekleri, seyahatleri, davetleri ve
şirket baloları için uygun giyime; televizyon
programlarında uygun giyinmekten, mahkeme ve cenazelere, sinagog düğünlerinden,
protokolün olduğu davetlere ve yurtdışı seyahatlerinde kadar uygun giyimin çerçevesini
çiziyor.
Başardin
Yazar: Bülent Şenver
Yayınevi: Sistem Yayıncılık
Türkiye’de ilk fotoğraflı kredi kartının, ilk elektronik
piyango bayisinin, ilk telefon bankacılığının,
ilk Migros Kartın fikir babası ve uygulayıcısı
Bülent Şenver, deneyimlerini anlattığı kitabı “Başardin”de yönetim felsefesini formüle
ediyor ve başarının ipuçlarını bir hap gibi sunuyor. Başardin, okunması kolay bir başucu
kitabı ve başarı örnekleri ile dolu.
Pedalımda 5 Ülke
Hazırlayan: Mutlu Dinçer
Yayınevi: Optimist
Bir hayal, iki öğretmen, beş
ülke, onlarca şehir, yüzlerce
köy, binlerce renk, doku, tat, festival, milyonlarca pedal, milyarlarca insan… İbni Batuta’dan,
Marco Polo’ya, Evliya Çelebi’den modern gezginlere kadar binlerce seyahatname yazarı, içlerindeki coşkuyu, yolda olmalarının nedenini
ve yaşadıkları olağanüstü anları ne derece kelimelere dökebilmiştir ki! Shakespeare’in dediği
üzere “Hayat bir oyun sahnesi!”
Cloud Atlas-Bulut Atlası
Yönetmen: Andy Wachowski,
Tom Tykwer, Lana Wachowski
Oyuncular: Tom Hanks, Halle
Berry, Jim Broadbent ve Susan
Sarandon, Hugo Weaving,
Hugh Grant.
Bulut Atlası, insanların eylemlerinin geçmişi,
bugünü ve geleceği nasıl etkilediğini gözler
önüne seriyor. Baştan sona aksiyon, gizem ve
romantizmin hâkim olduğu filmde izleyiciler,
katil bir ruhun kahramana dönüşmesine, tek
bir iyiliğin yüzyıllar boyu dalga dalga büyüyerek uzak bir gelecekte devrim yaratmasına
tanık oluyorlar.
Cehennem
Yazar: Dan Brown
Yayınevi: Altın Kitaplar
Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert
Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl
geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre
uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Langdon,
kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir
senaryonun içinde bulur.
Wreck It Ralph-Oyunbozan Ralph
Yönetmen: Rich Moore
Oyuncular: John C. Reilly, Sarah
Silverman, Jack McBrayer
Cesur bir kararla, aksiyon dolu bir maceraya
atılan Ralph, kocaman kalbi olan, gerçek bir
kahraman olduğunu ispatlamaya kararlı. Yeni
dünyaları keşfederken, bir yandan da alıngan
ve uyumsuz Vanellope von Schweetz gibi yeni
arkadaşlar edinir. Kötü kalpli bir düşman dünyalarını tehdit ederken, Ralph herkesin kaderinin, büyük ellerinde olduğunu farkeder. Çığır
açan animasyonuyla, Disney’in yeni filmi Oyun
Bozan Ralph sadece çocuklara değil, herkese
hitap edecek bir macera.
82 english summaries
83
Most Precious Treasure: Information
Curiosity comes first
T
W
oday information enables us to foresee future as it
was in the past. From individuals to organizations,
from organizations to states, each constituent needs
information. Since the information is so important, correctly
storage and prevention of leakage of information is also
equally important. As all other assets within an organization,
the information is also essential for the organization and
therefore it is a valuable asset that needs to be protected in the
best possible way. For this reason, organizations and states
realizes significant investments intended for the protection
of information. In addition to technological investments, they
endeavor to prevent information leakage and minimize the
risk through the activities in the field of law.
e are curious about future, space, past, our
borders, the life beyond. Uncertainty annoys us…
Information makes us to feel safe. We are trying to
shed some light on the dark way of obscurity with science, art,
technology and “active information” and we are still curious in
our each step about what we are going to face with in our next
step no matter in what extend we got prepared to.
The sense of wonder that is included in our genetic codes
maybe inherited to humans. We are still curious. We set
foot on “new worlds” via ships, we discovered every inch of
underwater, we raised our heads up, first we got our eyes on
Moon and then we sent our “Curiosity” on behalf of us to Red
Planet. Our journey continuous curiously…
Using technologies without taking necessary security
measures can be deemed as dangerous as driving a car
without driving license. In any information system, everyone,
who owns the information, uses the information, manages
information system has responsibility. Since this situation
includes a wide mass, it is possible to generalize as “everyone
is responsible for ensuring information security”.
There is no mechanism that protects systems internally, i.e.
against faults and abuses of user. Moreover, it raises the
importance of internal threat that internal user has some
rights with his/her username and password while external
threat does not have any username and password.
Most security gaps arise from user faults. Conscious or
unconscious faults cause information loss. Therefore it is
must that we have to be conscious users.
Information security represents to prevent the loss, misuse
and damage of valuable assets within the organization.
Information can be a hard copy legal document, a data in
electronic environment or verbal content between individuals.
When the subject is information security...
Information security has three basic dimensions.
Confidentiality, integrity and availability. Confidentiality
represents the prevention of access to the information
by unauthorized individuals. Integrity means to prevent
modification, distortion or deletion of information by
unauthorized individuals. Availability means the ability of
access to the information when demanded by authorized
individuals. Information that cannot be accessed will not have
an importance.
It should be confidential
Confidentiality is to keep the information as a secret until it
reaches to the related person and to be accessible by only the
required person.
Its integrity should be kept
Integrity is related to reliability, whether it is complete or not
and accuracy as well as prevention of its modification in an
inappropriate and without authorization.
It should be accessible
If authorized user cannot access information whenever they
needed, then there is no need for complex encryptions and
access controls. Threats against the existence of information
are called as “denial of service”.
Using technologies without taking
necessary security measures can be
deemed as dangerous as driving a car
without driving license.
Most security gaps arise from user
faults. Conscious or
unconscious faults cause
information loss. Therefore it is must
that we have to be conscious users.
Why we are curious?
Albert Einstein says, “Curiosity has its own reason for
existence”. According to a research conducted within the
body of American Psychological Association (APA), we are
curious due to our three basic characteristics. The first one
is human has a motivation for obtaining information by our
nature. So we have inborn curiosity. According to the same
research, the second source of sense of wonder is reported
as “passion”. The third sense of wonder reason reported in
the research supplements the second one: Appetite. In the
research, it is reported that it inflicts pain to human if curiosity
appetite is not feasted. Another question that comes to mind
immediately after the question that why we are curious is what
we are curious about. According to sociological researches,
human mostly pursue “unknown”.
What we are curious about?
The Future…
One of things that we are most curious about is the future.
Even it is an exact uncertainty source at individual-level,
countries, organizations and communities do not leave it to
chance. One of the coping with future methods of the business
world is the futurist activities called as “vision”. To prevent
curiosity to kill the cat, the business world writes its future
beforehand and prepares its plan based on this. This matter is
taken seriously in so much that lectures are given in this field
in the academic schedules of universities in many developed
countries.
We are curious about our borders
Protagonists in the book of Jules Verne called as “From the
Earth to the Moon”, which was published in 1865, build a rocket
to reach Moon in four days. In that period, bringing forward an
idea of travelling to space caused great discussions.
The movie of professional illusionist Georges Méliès – we
recently remembered him with Hugo, Martin Scorsese’s Oscar
awarded movie - that made the most tremendous impact was
“Trip to the Moon” that was produced in 1902. And human was
on the moon in 1969.
We are curious about each other
We are curious about where our childhood friend is, what
our favorite singer does at the moment, where we can find
our manager who quitted the job, favorite places of a person
who we interest in, instant comments of a journalist whose
columns we follow. And now we can obtain the results of all
of these in a few seconds. If we weren’t that much curious,
maybe we wouldn’t closely connect each other that much
through social networks…
We are curious about information
In the third century BC, humanity was having a huge library.
The mission of the library was to seize each book entering into
country and give a copy to its owner. Another mission was
to bring together all the books on the earth under the same
roof by sending representatives to the different places of the
world. In this way, it was possible for various scientific books
that were dispersed and destined to be lost to gather under a
single roof.
We still have classical libraries that preserve and present
information but today we have digital libraries and search
engines via internet for accessing information more faster and
satisfying our curiosity and to meet our need immediately.
84 english summaries
New 100 MW Geothermal
Investment by Zorlu Energy
Group
Z
orlu Natural Electricity
Generation Inc., an affiliate
of Zorlu Energy Group, made
an application to Presidency
of Energy Market Regulatory
Authority for a new geothermal
investment in consequence of
examinations made in Denizli.
The generating capacity of
Kızıldere Geothermal Power
Plant, which Zorlu Energy has acquired its 30-year operating right
within the scope of ADÜ Inc. privatization in 2008 in Sarayköy,
Denizli, has been raised to 15 MW through rehabilitation activities
after falling down to 6 MW. In addition to the power plant that
provides the required water for greenhouses and hotels in Sarayköy
free of charge, within this year it is targeted to operationalize 80 MW
Kızıldere II Geothermal Power Plant, which will be the first largest
combined cycle plant of Turkey. Going to be one of a few large power
plants of the world having 95 MW capacity when completed, heating
of 2500 households and 500 decares of greenhouse will be provided
within the scope of Kızıldere Project.
Meeting point of technology, design and art
O
nly few days to the opening of Zorlu Center. Before
the opening that is waited excitedly by the real estate
professional around the world, we made a pleasant interview with
Seha Tekinalp, Zorlu Center Project Director, on technologies
being utilized in Zorlu Center. Zorlu Center will reveal stateof-the-art-technologies in addition to being the center of
innovations in terms of design and real estate sector. It will
also witness the performance of technology in many fields such
as security, warning systems, air-conditioning, transportation
and entertainment. Stating that they only targeted the “best”
at each point of the project from the beginning, Tekinalp adds,
“There is nothing else different than the world that we didn’t do
or couldn’t do”.
Zorlu Center is ready for offering and providing totally new
experiences to its visitors both through its infrastructure and
the new world being created. Seha Tekinalp, Project Director of
Zorlu Property Group, informed about the technology of Zorlu
Center, which is a center of attraction just in the heart of the
city. Tekinalp emphasizes that Zorlu Center is also unique with
its cutting edge technology from security to transportation, from
infrastructure to entertainment center.
The era of LED...
S
ustaining its activities in
respect of development of
LED Lighting sector in Turkey,
Vestel continues to develop
projects intended for meeting
the LED need of the world and
our country. Having an ecofriendly technology, Vestel
plays an active role towards the
development of LED Lighting
sector in Turkey and for setting the quality standards through its
activities realized in LED Lighting sector. Through university alliances
and LED Lighting laboratories established within its structure, Vestel
sustains its activities for offering solutions with Vestel quality for the
LED need of Turkey and the world. Vestel LED Lighting team shared
the activities performed in LED sector and their opinions related
to the future of the sector. Stating that the sectoral standards
haven’t set up yet, the team says, “There is an uncontrolled import
of LED Lighting to Turkey, and this causes the entry of poor quality
products into the market and abuse of consumer’s trust. We, as
Vestel, believe that growth and development shall be realized within
specific standards.”
Export Stars: Zorlu Foreign Trade and Zorlu Textile
A
t the “Export Stars” award ceremony in which the companies that
contributed to Turkish economy with their exports are awarded,
Zorlu Foreign Trade and Zorlu Textile were granted to platinum
award, which is given to companies that perform exportation over
$25 million. Zorlu Group was the only company that was granted
to two awards. The awards of Zorlu Textile Group companies
were presented by Minister of Economy, Zafer Çağlayan to Arzu
Vurur, Export Regional Sales Director of Zorlu Textile. Çağlayan
said, “Turkey only does not export to two countries, which many
of the people even don’t know their names. Turkish goods exist
everywhere abroad except these two very small countries called as
Micronesia and Nauro. Let’s export also to these two countries and
let Turkish goods to enter every market in the world”.

Benzer belgeler

Vestel - Zorlu Holding

Vestel - Zorlu Holding “Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde ya...

Detaylı

Yetenek çağı mı, yetenek açığı mı? Yetenek çağı mı

Yetenek çağı mı, yetenek açığı mı? Yetenek çağı mı 66 Vestel, AVM etkinliklerinde tüketicileriyle buluşuyor 67 Vestel mutfakları kazandırıyor 74 Kısa kısa 78 Gökyüzünün getirdikleri 80 Kültür sanat 82 English summaries

Detaylı