Dişhekimi 39. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
Transkript
Dişhekimi 39. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi haber 1 haber 2 dişhekimi dişhekimi haber 3 haber 4 dişhekimi dişhekimi haber 5 editör dişhekimi Merhaba, Özlem KEKEÇ [email protected] 13. TDB Genel Kurul ve seçimleri tamamlandı. Eski yönetim, mesleğimizde kangren haline gelen pek çok sorunun çözümünde gösterdiği başarısızlığı kabul etmezken, iki muhalif grup da hazırlıksız ve inandırıcılıktan uzak olduğu için bekleneni veremedi. Buna rağmen sadece yönetime seçileceklere kilitlenecek kadar sığ geçen Genel Kurul’da muhalif listeden Anadolu Grubu’nun adayı Rükselen Selek’in tek başına listeyi delerek yeni yönetimde yer alması bir ilkin gerçekleşmesini sağladı. Cerrahi doktoralı meslektaşımız Oğuzcan Kasaboğlu Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında görev yapan doktoralı meslektaşlarımız arasında özlük hakları bakımından ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle hukuki süreç başlatmayı düşündüğünü söyledi. Kasaboğlu kendisi gibi mağdur meslektaşlarımız için hazırladığı örnek dilekçeyi dergimize ulaştırdı. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasıyla ilgili olarak hem hekimler hem sigortacılar cephesinde tartışmaların sürmesi bizi bu sayıda konuyu daha ayrıntılı şekilde incelemeye yöneltti. İzmir Dişhekimleri Odası(İzDo) ve Türk Dişhekimleri Birliği’nin mahkemeye taşıdığı yasa ile ilgili olarak İzDo’da düzenlenen panelde adli tıp uzmanı Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş ve İzmir Tabip Odası avukatı Mithat Kara meslektaşlarımızın sorularını yanıtladı. Avukat Mithat Kara akılda kalan soru işaretleri ve önemli noktalara ilişkin değerlendirmelerini içeren bir yazıyı dergimiz için kaleme aldı. Meslaktaşlarımız sağlık hizmetinin pahalılaşacağı ve riske girmekten kaçınılacağından şikayet ederken sigortacılar cephesinde belirlenen primlerle tazminatların karşılanamayacağı kaygısı hakim. Zorunlu mali sorumluluk sigortasını yakından ilgilendiren malpraktis konusunda bu defa yönümüzü Avrupa’ya çevirdik. Sağlık Bakanlığı Avrupa Koordinasyon Daire Başkanlığı’nda görevli AB Uzmanı Azmi Ekmen tarafından 2008 yılında hazırlanan ve 12 Avrupa ülkesinde konuyla ilgili verileri değerlendiren Avrupa Birliği Malpraktis Sigortası Uygulamaları Raporu ile Avrupa Birliği’nde malpraktis sigortasında primlerin nasıl finanse 6 edildiği konusunda sizleri bilgilendirmeyi amaçladık. TDB genel seçimlerine çok az bir zaman kala çeşitli illerden meslektaşlarımızın TDB ile ilgili değerlendirmelerini almayı bu sayımızda da sürdürdük. Sorunlar ve beklentiler farklı olsa da mesaj aynıydı; sesimizi duyun. Canlı sunumları, zengin oturumları, kursları, sosyal programı ve dental sergisiyle farklı ve dinamik bir kongreyi daha geride bıraktık. 5. EÜ Diş Hekimliği Fakültesi ve 14. Ege Bölgesi Diş Hekimleri Odaları Bilimsel Kongre ve Sergisi gerek meslektaşlarımız gerek sektör temsilcileri tarafından beğeniyle karşılandı. Mersin’de diş tedavisi için götürüldüğü özel bir hastanede sedasyon ile uyutulduktan 15 gün sonra uyandırılabilen ve konuşma yeteneğini yitirdiği iddia edilen 5 yaşındaki Oğuzhan Sivas’ın durumu günlerce ulusal medyada yer aldı. Türk Dişhekimleri Birliği olayla ilgili olarak Her tıbbi müdahalenin bir risk içerdiğine dikkat çeken ve basını etik kurallara uymaya çağıran bir basın açıklaması yaptı. Kendi imkanlarıyla hazırlayıp internette yayınladığı espri dolu videoları meslektaşlarımız tarafından beğeniyle izlenen dişhekimi Serdar Sıralar bu ve bundan sonraki sayılarımızda mesleğimizi ilgilendiren mizah yazılarıyla bizlerle birlikte olacak. Bu sayımızda ayrıca 40 yıl önce E.Ü Dişhekimliği Fakültesi Cerrahi Kürsüsü’nde asistan olarak başlayan akademisyenlik hayatına geçtiğimiz Eylül ayında nokta koyan Prof. Dr. Erdoğan Çetingül, rahatsızlığı mesleki çevreleri üzen Türk Dişhekimleri Birlik ve odalarının kuruluşunda büyük emeği olan meslek büyüğümüz Orhan Özkan ve Mardek adlı teknesiyle yaptığı dünya turunun ardından kutuplara yolculuğa hazırlanan meslektaşımız Hakan Öge ile ilgili haberlerimizin yanı sıra İzmir’in ve Türkiye’nin ilk diş laboratuarı Ege Diş’in kurucusu Nevzat Pehlivan ve motorsiklet tutkusunu “an”da yaşamak olarak tanımlayan meslektaşımız Aysun Canan’la yaptığımız röportajlarımızı bulabilirsiniz. Yeniden buluşacağımız güne dek sevgiyle kalın… dişhekimi haber 7 içindekiler 10 dişhekimi Serdar Sağlık Bakanlığı, doktoralı meslektaşlarımız arasında ayrım yapıyor 13. TDB Genel Kurul’u yapıldı Muhalefet değişimi başaramadı! 12 SIRALA ARTIK BİZİML E R Serdar Sıralar, bundan sonra meslektaşlarıyla “Dişhekimi” Dergisi’nde buluşacak. 40 14. 5. SİTESİ EGE ÜNİVER ÜLTESİ K DİŞHEKİMLİĞİ FA I EKİMLERI ODALAR EGE BÖLGESİ DİŞH sel Uluslararası Brilgim i Kongre ve Se is Her yönüyle başarılı bir kongreydi 42 22 “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası” tartışmaları bitmiyor! Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Çetingül emekli oldu Reklam İndeksi Bemaing White..........................63 Colgate.............72 - Arka Kapak içi Dentla Labor.......... Ön kapak içi - 1 Drogsan.....................................47 EMS...........................................67 59 Ergene.......................................27 GC........................................35 39 GSK........................................7 21 İdealdent.....................................2 İnci Sigorta.................................69 İpana...........................................9 Oral - B................................ 11 52 Haber Sorumlusu Nurgül ÇELEBİOĞLU Sahibi İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na Yönetim Kurulu Başkan› Turgan Ülker Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü Özlem Kekeç 8 Yay›n Kurulu Bal›kesir•Isparta•İzmir•Manisa•Uşak Dişhekimleri Odalar› Bahattin Dağlıoğlu, Hüdayi Kartöz, Turgan Ülker, Sevgül Bora, Cenk Celep 56 “Hastalarla İlişkilerde Kendini Tanıma” konulu psikodrama çalışması başladı Görsel Yönetmen Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU Baskı Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Candere Yolu No: 23 Ayazağa - İSTANBUL Tel: 0.212 289 24 24 Faks: 0.212 289 07 87 Ortotek.....................................3 5 Selis Dental................................33 Signal.........................................19 Sunray.........................................4 Tekka........................................17 Ulusal Ecza Deposu....................51 Yeni oral....................................71 Bas›m Tarihi: Aralık 2010 Yay›n Türü: Yayg›n Süreli Yay›n İletişim Adresi Anadolu Caddesi 40, Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571 Faks 0.232 461 3759 [email protected] Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir. Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r. dişhekimi haber 9 haber dişhekimi Sağlık Bakanlığı, doktoralı meslektaşlarımız arasında ayrım yapıyor Cerrahi doktoralı meselektaşımız Dr. Oğuzcan Kasaboğlu; ortodonti ve protez doktoralı meslektaşlarımıza, diğer doktoralı meslektaşlarımızdan daha fazla ücret ödendiğini, bunun açıkça bir haksızlık olduğunu ve bu durumun düzeltilmesi için hukuki süreç başlatmayı düşündüğünü ve ilk adım olarak Sağlık Bakanlığı’na aşağıdaki dilekçe ile başvurduğunu belirtti. Oğuzcan Kasaboğlu’na konuyla ilişkin görüşleri sorulduğunda Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarında görev yapan meslektaşlarımızdan doktora belgesi sahibi olanlar içerisinde özlük haklarında ayrımcılık yapılmaktadır. Ortodonti ve protez dallarında doktora yapanlar İş Güçlüğü, İş Riski, Temininde Güçlük ve Mali Sorumluluk Zammı ve Özel Hizmet Tazminatı adı altında alınan farklar dolayı- “ sıyla diğer doktoralılardan yaklaşık 100 TL yüksek maaş almakta ayrıca, döner sermayelere ise 500 TL civarında fark olarak yansımaktadır dedi.Bu mağduriyetin ve adaletsizliğin düzeltilmesi için hukuki süreç başlatmayı düşündüğünü belirten Kasaboğlu, “Bu konuda kurumlarınıza dilekçe vermek ister ve hukuki sürece katılmak isterseniz aşağıdaki örnek dilekçeyi Sağlık Bakanlığı’na gönderebilirsiniz” diye konuştu. ” T.C. BAŞBAKANLIK MAKAMI’NA risk alarak uygulaer gereği ek eğitim gördüğüm ve mel enle düz l yasa ki ında alan ları hak Özlük ez ve Ortodonti doktoralı tazminat almamaktayım. Oysa Prot dığım bu dalda ek bir zam ya da arı ile yürürlüğe konulan 6/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kar dişhekimleri 17/4/2006 tarihli ve 200 ellerin uygulamasına Tazminatlara İlişkin Karar” ve eki cetv ve Zam ek nec Öde rına urla Mem “Devlet ortaya çıkan anlık Kurulu’nun çalışmaları sonucu Uzm a Tıpt r. dırla akta alm ş maa sek bağlı olarak yük ri ile ilgili uzmanlık alanlarını Eğitimi Yönetmeliği’nin diş hekimle ‘Tıpta ve Dişhekimliğinde Uzmanlık özel hizmet tazminatı ve fından yürütmesi durdurulduğundan tara ıştay Dan i lges çize yen enle düz ekimlerinin mağduortodonti hariç diğer doktoralı dişh ve ez prot da bu uş olm z ama ulan zammı uyg riyetini devam ettirmiştir. diği bakanlar kurulu kave özel hizmet tazminatların belirlen Devlet memurlarına ödenecek zam el sağlık hizmetleri mü, 1. sıra g ) bendi ve II sayılı cetv bölü ri etle Hizm lık Sağ el cetv lı sayı I rarının ti dalları dışında doktora düzenlenmesi ile protez ve ortodon bölümü 2. sıradaki hükmün yeniden nin düzeltilmesini arz ve talep ederim. yapmış diş hekimlerinin mağduriyeti İsim-imza 10 dişhekimi haber 11 TDB Genel Seçimi dişhekimi 13. TDB Genel Kurul’u yapıldı Muhalefet değişimi başaramadı! Türkiye’deki hemen hemen tüm meslektaşlarımız tarafından başarısız bulunan TDB Yönetimi, yeniden seçildi. Yönetime eski yönetimin dışında iki muhalif grup da aday oldu. Muhalif grupların listesinden sadece bir meslektaşımız mevcut yönetimin listesini delebildi. Kişilerin değil, yönetim anlayışının da değişiminin beklendiği ve tarihinde belki de ilk kez tüm dişhekimlerinin ilgiyle takip ettiği TDB 13. Genel Kurulu tamamlandı. Mevcut yönetimin listesinin yanı sıra 2 muhalif listenin de yarıştığı Genel Kurul, beklenenin aksine oldukça sönük geçti. Bugüne kadar TDB yönetimini elinde bulunduran grubun başarısızlığı nedeniyle; mesleğimizin ve meslektaşlarımızın prestijinde ve gelirlerindeki çöküşün tartışılması ve sorunlara çözüm üretilmesi beklenirken, sadece yönetime kimlerin seçileceğine kilitlenen, mevcut yönetimin iktidarını korumaya yönelik çabaların sergilendiği bir genel kurul yaşandı. 12 Genel Kurul ve öncesinde yaşananlardan öne çıkanlar 3 Eski yönetim, 24 yıldır mesleğin ve meslektaşların çıkarlarını korumakta gösterdiği başarısızlığı kabullenmedi. Mevcut yönetimden beklenen, bütün muhalefeti, delegeleri ve dişhekimlerini kucaklaması; yeni bir yönetim anlayışı ve yeni kadrolarla meslektaşlara umut verecek bir değişikliğin önünü açmasıydı. Ancak eski yönetim 24 yıllık başarısızlığını kabul etmeyerek böylesi bir sürecin önünü tıkadı. Böylece, meslektaşların geleceğe yönelik umut ve beklentileri azaldı. 3 Muhalefet de bekleneni vermekten uzaktı. An- TDB Genel Seçimi dişhekimi Her iki muhalif grubun hazırlıksızlığı ve inandırıcılıktan uzak olması; eski yönetimin meslek ve meslektaşların sorunlarını çözmedeki beceriksizliğinin aksine, kendisini iktidarda tutma konusundaki becerisi, ülkemizdeki tüm meslektaşlarımızda yine bir hayal kırıklığı yarattı. talya, Trabzon, Erzurum, Malatya, Elazığ, Kahramanmaraş, Gaziantep, Sivas, Adana, Ankara, Isparta, Kayseri ve Konya dişhekimleri odalarının oluşturduğu Anadolu Grubu diye tanımlıyabileceğimiz grup başkan adayı olarak Rükselen Selek’i belirledi. Bu grup, eski yönetimi başarısız bulmanın yanı sıra, hükümetle olan ilişkilerini de sorguluyor ve sorunların çözümü için mevcut iktidarla iyi geçinmek gerektiğini vurguluyordu. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarına yönelik açılan davalarla bu işlerin çözülemeyeceğini, sadece iktidarın nefretinin kazanılacağını, yapılması gerekenin mevcut iktidarla uyumlu bir şekilde çalışmak olduğu iddiasındaydı. Bu grup, Genel Kurul öncesi ve Genel Kurul sırasında sadece ve sadece seçimi kazanmaya yönelik delegeleri ikna etmeye çabaladı. 3 Eski yönetime yönelik eleştirel tutumunu yıllardır sürdüren Edirne, Bursa, İzmir, Manisa, Uşak odalarının oluşturduğu bir grup da hem eski yönetimi ve yönetim anlayışını başarısız buluyor hem de kendisini iktidara yaslayan Anadolu Grubu’nun muhalefet anlayışını beğenmiyordu. Bu grup, seçimlere bağımsız olarak girme- yi kararlaştırmıştı. Ancak eski yönetimin, 24 yıllık başarısızlığını, iki dönem başkan vekili ve bir dönem başkan yaptığı Murat Akkaya’ya yıkmak istemesi ve kendisini “politik oyunlarla” devre dışı bırakması sonucu; Murat Akkaya’ya sahip çıkarak onunla birlikte seçimlere katıldı. Bu grubun da Genel Kurul öncesi gereken düşünsel hazırlıkları yapmaması nedeniyle kendini anlatması ve iktidar alternatifi olabilmeyi başarması mümkün olmadı. Yine dişhekimliği kaybetti Her iki muhalif grubun hazırlıksızlığı ve inandırıcılıktan uzak olması; eski yönetimin meslek ve meslektaşların sorunlarını çözmedeki beceriksizliğinin aksine, kendisini iktidarda tutma konusundaki becerisi, ülkemizdeki tüm meslektaşlarımızda yine bir hayal kırıklığı yarattı. İlk defa bir muhalif listeyi deldi Her türlü olumsuzluğa rağmen 13. TDB Genel Kurulu’nda bir ilk gerçekleşti. Muhalif listelerden Anadolu Grubu’nun başkan adayı Rükselen Selek listeyi delerek eski yönetimin listesinde yer alan Abdullah İlker’in yerine yönetime girmeyi başardı. 13 TDB Genel Seçimi dişhekimi r i b l ı s a N K i L R i B oruz istiy Türk Dişhekimleri Birliği Genel Kurulu ve seçimlerinden önce çeşitli illerdeki meslektaşlarımızın TDB hakkında değerlendirmelerini aldık. Nasıl bir TDB yönetimi istiyorlar? Öncelikle çözüm bekleyen sorunları neler? Serbest dişhekimleri TDB yönetiminden ne bekliyor? 38. sayımızda başladığımız röportajlarımıza devam ediyoruz. Nurhan Aslan -MERSİN 1989 Hacettepe mezunuyum. 21yıldır muayenehane hekimliği yapıyorum. Mesleğimizin gün geçtikçe kan kaybettiğini görüyorum. Eşim de diş hekimi, bu yıla kadar ayrı işyerlerindeydik, günün koşulları gereği bir araya geldik; çünkü masraflar yükselirken gelirimiz düşüyordu. Oğlum bu yıl üniversite sınavına girdi, diş hekimliğini tercih etmek aklının ucundan bile geçmedi. Belki de anne ve babasının ne kadar yorulduğunu ve emeğinin karşılığını alamadığını gözlemledi. Bizler de yönlendirmedik. Ülkemizde seçtiği mesleği ‘İyi ki seçmişim’ diyen mutlu azınlıktan olamadım hiç. Muayenehanecilik dört duvar arasında, diğer meslektaşlardan kopuk sadece kişisel ilişkilerle sınırlı bir iş. Bu yüzden bir bütün olup, haklarımızı savunamıyoruz. TDB’nin birçok konuda yetersiz olduğunu düşünüyorum ama bizlerin de sadece TDB’den beklenti içinde olup, kafamızı kuma gömerek talepkar tavrımızı sürdürmemiz ne kadar doğru? Büyük şehirlerde belki olabilir, ama küçük şehirlerde de diş hekimleri birbirini tanımıyor. Birbirini tanımayan insanlar ne derece örgütlenebilir, hakkını savunabilir? Eczacılar herhangi bir eylem yaptığında yer yerinden oynuyor, bizler sadece diş macunu reklamlarında boy gösteriyoruz. Haliyle halkın gözünde iyi para kazanan, mutlu azınlık oluyoruz. Binlerce diş 14 hekiminin neden ADSM’lerde çalışmak için başvurduğu, açılan yeni diş hekimliği fakülteleri, yerlerde sürünen asgari ücret listemiz, hükümetçe muhatap bile alınmayan TDB miz ,vs,vs… bin bir türlü sıkıntımızdan haberdar olan yok. Biz çalıyor,biz söylüyoruz. Basın yoluyla sesimizi duyurabiliriz. Yurt çapında kamuda çalışanların da katılımıyla iş yavaşlatma eylemi yapabiliriz. Bunları yapabilmek için odaların ve TDB’nin aktif olması gerekiyor. İzmir Diş Hekimleri Odası bu anlamda üstüne düşeni yapıyor,diğer odaların da örnek alması gerektiğini düşünüyorum. Reha Öngen - Kahramanmaraş Başbakanla görüşmemizin üstünden 699 gün geçti…700 …701… TDB web sayfasını hazırlayan arkadaşlar mini bir programla işi çözmüşler..Kendini her gün güncelliyor..Hala aynı masada oturuyoruz..Hiç kımıldamadan..Deli Ziya gibi. Nasıl bir TDB istiyoruz..Ne bekliyoruz..Öncelikle çözüm bekleyen sorunlar.. Bu sorulara oturup ciddi ciddi nasıl yanıt verilir? 12 Eylül 2010 günü T.C bana bir soru sordu. Cevaplamazsam 22 TL ceza keseceğini söyledi. Soruya olumsuz yanıt verirsem de darbeci olacağımı ilan etti. TC Sağlık Bakanı beni halka zulüm etmekle suçladı. Suçum: Özel çalışmak.. Deli Ziya diş hekimi olsaydı muaye- dişhekimi nehanedeki taşının üstünde öyle oturup çevreye boş boş bakarken bunlar gelecekti başına. Hadi o deli.. 753……754 ….755…. 10 ay sonra seçim..Yeni anayasa…2. bayrak…Demokratik özerklik.. 835 ..836…837… Bu tragedyaya son vererek başlasak… Sıranın diş hekimliğine gelmesi yıllar alacak gibi görünüyor. Geciken siyasi kararlılığı kısa vadede ancak çıkabilecek olumlu yargı kararları ile aşmak mümkün. Önerim İzmir Diş Hekimleri Odası’nın kuracağı bir web sitesinde sonucu beklenen davalar hakkında güncel bilgiler verilmesi. Yıllardır lokomotif rolü üstlenen bu odanın olaylara bakış açısı İzmir’deki diş hekimini de Kayseri’dekini de Erzurum, Diyarbakır, Kahramanmaraş ve Antalya’dakini de rahatsız etmemekte ve tatmin etmektedir. Türkiye’nin çok rahatlıkla 3 bölgeye ayrıldığının söylendiği bu günlerde diş hekimleri cenahında böylesi bir uzlaşı merkezi önemsenmelidir ve çözümün kaynağı ve çıkış noktası olarak görülmelidir. Geldiğimiz noktada hem kamu hem serbest hekimlerin tek bir kurumla temsil edilmesinin imkansızlığı da artık görülmelidir. Çıkarları bu kadar çatışan iki grubu tatmin etmeyi hiçbir kurum başaramayacaktır. Tuvalde siyah ve beyaz kadar kontrast görünüm sergilenen bu resimde gri renklere tam gün yasasındaki gelişmelere rağmen yer yoktur. Siyasi irade bir şekilde bunu engelleyecektir. Sonuç olarak yargıdan gelecek kararlar neticesinde SGK’nın atmak zorunda kalacağı adımlar ve uygulanacak ara formüllerle geçirilecek birkaç yıl bizi beklemekte. Vandalizm bize kaybettirir. Her zamankinden çok rasyonel ve realist olmak zorunda olduğumuz bir dönemdeyiz. Murat Canbek - Malatya Türkiye’deki 22.000 Dişhekimini temsil edecek bir başkanın temsil edeceği bu kutsal mesleğin sorumluluğunu taşıyabilecek güce, inanca ve fedakârlığa sahip olması gerekmektedir. Önce, kendisi ağız ve diş sağlığının, diş hekimliğinin önemini farketmeli ve bunu tüm kamuoyuna anlatabilme kabiliyetine sahip olmalıdır. Bunları yaparken de karşılaşacağı zorlukları aşabilecek güce sahip olmalıdır. Diş hekimlerinin sorunlarını iyi tesbit edebilmelidir. 72 milyona sahip, % 90’ında ağız ve diş problemi olan bir ülkede 22.000 diş hekiminin gelecek kaygısını çözebilecek projeye sahip olmalıdır. Siyasi arenada yapılabilecekler, siyasi fikirden önce diş hekimliğinin leh’ine hareket etmelidir. Diş hekimliği TDB Genel Seçimi için en önemli görev ise birlik ve beraberlik için, tüm dişhekimlerinin desteği ile seçilen bir başkandır. Diş Hekimlerinin Geleceği Birlik ve Beraberliktedir. Hüseyin Üçüncü-Trabzon Dişhekimleri olarak; gün geçtikçe zorlaşan, rekabeti artan, ekonomik zorluklarla mücadele eden, belirsizliklerle dolu bir mesleğe sahibiz. Artık dünya standartlarında bir hizmet verebilmek için, 3.dünya ülkesi konumundan sıyrılıp, Avrupa ülkelerindeki sağlık sistemi standartlarında donanımlı ve kaliteli sağlık hizmeti vermemiz gerekmektedir. Mesleğimizin geleceği açısından genel sağlık sigortasına geçilip, bütün diş hekimlerinin bu sisteme dahil olması gerekmektedir. TDB’ye düşen en büyük rol de usanmadan bizler için hükümette kim varsa istişareyle bu sistemi hayata geçirme mücadelesidir. Siyasi beklentilerden uzak, koltuk sevdalılığından uzak, sadece bizi temsil etme düşüncesiyle uyum içinde hareket edilmelidir. Ümit Yaşar Demirci - Kars Yaklaşık 6 yıldır Kars‘ta muayenecilik yapıyorum. Bu süre içerisinde sürekli gündem değişiyor. Özellikle son iki yıl içerisinde birçok değişiklik oldu. Bunlar içerisinde kamudan hizmet alımının durdurulması, ADSM’lerin yaygınlaştırılması, asgari ücret tarifesinin aşağı çekilmesi gibi bizim meslek örgütünün aleyhinde gelişen olaylar bize zorla kabul ettiriliyor. Bu olaylar karşısında bireysel ve örgütsel olarak sürekli mücadele ediyoruz fakat hep kaybeden taraf oluyoruz. Sağlık Bakanlığı ve Hükümet bizim sorunlarımıza arkasını döndükçe, bizi muhatap almadıkça verilen mücadele hep yenilgiyle sonuçlanacaktır. Hükümet ADSM’leri yaygınlaştırarak vatandaşların diş sorunlarını çözebileceğini sanıyor. Oysa bir diş hekiminin günde 70-80 hasta bakarak sağlıklı bir tedavi yapması olanak dışıdır. Zaten ADSM’ye giden hastalara anket yapılırsa bütün gerçekler ortaya çıkacaktır. Çok büyük maliyetlerle kurulan ADSM’ler ne yazık ki başarılı olamıyor. Biz muayenemizde çalışıp hastalarıma faydalı olmak istiyoruz. İstihdam yaratıyoruz, emek üretiyoruz. Bu şekilde ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Lütfen artık bizi görmezden gelmeyin, sesimizi duyun. 15 haber dişhekimi Ağız diş merkezleri ve diş hastaneleri hasılatlarının yüzde 10’u İl Sağlık Müdürlükleri’ne aktarılacak “Sağlık Bakanlığına kaynak akıyor” Sağlık Bakanlığı, ağız ve diş merkezleri ve diş hastanelerinin aylık gayrisafi hâsılattan aylık tahsil edilen tutarın yüzde 10’unun aile hekimliği uygulamasına geçilen illerde, her ay İl Sağlık Müdürlüklerine aktarılmasını konu alan bir genelge yayınladı. ‘karşılıksız kaynak aktarımı’ konulu genelge Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından 13.08.2010 tarihinde yayımlandı. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Vekili Doç. Dr. Turan Buzgan imzasıyla yayımlanan genelgede, 5471 sayılı Kanunun “Döner Sermayeli İşletmelerin mali imkânı elverişli olanlarından, mali durumu yetersiz olanlara karşılıksız veya borç olarak kaynak aktarmaya Sağlık Bakanı yetkilidir.” hükmü hatırlatıldı. Genelgede şu ifadelere yer verildi: “Bakanlığımıza bağlı ağız ve diş merkezleri ve diş hastanelerinin aylık gayrisafi hâsılattan aylık tahsil edilen tutarın yüzde 10’unu aile hekimliği uygulamasına geçilen illerde, her ay düzenli olarak İl Sağlık Müdürlüğü ihtiyaçlarında kullanılmak üzere karşılıksız aktarılması uygun görülmüştür. Adı geçen aktarımların Ağustos ayından itibaren her ayın 15’ine kadar gerçekleştirilmesi gerekiyor. Örneğin ağız ve diş sağ- lığı hastanesi Temmuz ayında 500 bin TL tahsilât gerçekleştirmişse, bu tahsilâtın yüzde 10’u olan 50 bin TL’yi Ağustos ayının 15’ine kadar İl Sağlık Müdürlüğüne aktaracaktır. Karşılıksız Kaynak aktarma işlemi Genelge doğrultusunda her ay düzenli olarak gerçekleştirileceği de unutulmamalıdır.” Genelgenin aile hekimliği uygulamasına geçilen illerde İl sağlık müdürlüklerinin daha kaliteli ve verimli sağlık hizmeti sunabilmeleri amacıyla yayımlandığı ve Valiliklere gönderilen yazıda, 2005 yılında başlatılan ve bu yılsonu itibariyle ülke genelinde yaygınlaştırılacak aile hekimliği uygulaması için kaynak oluşturulduğu belirtildi. Döner sermayeden pay alan dişhekimlerinin gelirinde düşüş olacak mı? Bakanlığın Ağustos 2010 tarihinde uygulamaya giren genelge ile ilgili olarak diş hastaneleri ve ağız diş sağlığı merkezlerinde çalışan dişhekimlerinin gelirlerinde düşüş olacak mı sorusu gündeme geldi. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz yetkililer uygulamanın dişhekimlerinin gelirlerinde her hangi bir değişikliğe neden olmayacağını belirtti. Kamu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetlerinde yeni yapılanma ve Türk Dişhekimleri Birliği Genel Kurulu Sinan ŞAHAN Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesi içinde Ağız ve Diş sağlığı hizmeti veren birimler de yeni bir yapılanmaya gidiyor. Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde çeşitlilik ve kapasite olarak talep artışının olduğu göz önüne alınarak merkezde ve taşra teşkilatlarında diş hekim- liği hizmetleri alanında yeni yapılanma öngörüyor. Buna göre yeni yapılanma da diş hekimi planlaması yapan bakanlık illerde kamuda çalışan her diş hekimine 7000 nüfus düşecek şekilde nihai planlama yaparak yeni bir personel dağılımı düzenleyecek.Bu planlama da il merkezlerinde ve büyük ilçelerde hizmetin yoğun olması sebebiyle,buralardaki hizmet birimlerinde tasarlanan diş hekimi sayısının %10 fazlası öngörülmektedir.Ayrıca sağlık bölgelerinde bağlı olduğu illere oranla bölge merkezine %10 fazla diş hekimi planlanmaktadır. Bu son planlamayla anlaşılmakta16 dır ki kamuda çalışan diş hekimi sayısında artış devam edecektir.Mevcut durumdaki işleri kötü olan muayenehanelerde de durumlar daha da kötüye gidecektir.Bakanlığın koruyucu dişhekimliğine gereken ilgiyi göstermesi yerine tedavi hizmetlerinde özelde çalışan hekimlerle haksız bir rekabete girmesi zaten anlaşılmaz bir durumdur.Mesleğimizin daha da kötüye gittiği bu dönemlerde tüm meslektaşlarımızın birlik ve beraberlik olmasına ihtiyaç vardır.Artık kısır çekişmeleri bırakıp önümüzdeki genel kurulda hizmet etmek isteyen arkadaşların akıl ve sağduyu çerçevesinde bir araya gelerek tüm meslektaşlarımızı temsil etmeye yakın bir yönetim kurulu oluşturarak mesleğimizin geleceği açısından yeni politikalar geliştirmesi gerekmektedir.Bu zor dönemde şimdiye kadar yapılan seçim süreçlerindeki aynı tavırlar devam ederse maalesef kazanan kimse olmayacak kaybeden DİŞHEKİMLİĞİ MESLEĞİ olacaktır. dişhekimi haber 17 haber dişhekimi DENTAL SEKTÖRDE DEV BİRLEŞME Dünya lideri Henry Schein Türkiye lideri Güney ile birleşti DÜNYA PAZARININ LİDERİ HENRY SCHEIN TÜRKİYE’DE HIZLA BÜYÜYEN DİŞHEKİMLERİ PAZARINA GİRİYOR Muayenehanede çalışan doktorlar için sağlık ürünleri ve hizmetleri sağlayan en büyük tedarikçi olan ve genel merkezi New York, Melville’de bulunan Henry Schein, Güney Diş Deposu’nun % 50’lik hissesini satın aldı. 90 milyon €’luk Türkiye pazarında lider olan ve 1950 yılında kurulan Güney Diş Deposu son 40 yıldır Ferizan Peker tarafından yönetilmekte. Güney Diş’in faaliyetleri yaklaşık 70 personel ile İstanbul’da bulunan bir merkezi depodan yürütülmekte. Güney Diş Deposu son 12 ayda 17 milyon €’luk satış gerçekleştirmiş olup, bunun yaklaşık % 60’ı diş ekipmanları, % 35’i diş sarf malzemeleri ve % 5’i teknik servisten elde edilmiştir. Henry Schein Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Stanley Bergman “Türkiye’de dişhekimliği ürünleri pazarı her yıl yaklaşık % 10-12 gibi hızlı bir büyüme gösteriyor. Güney Diş Deposu’yla yaptığımız yatırım Henry Schein firmasına 60 yıllık geçmişi olan, saygın ve pazar lideri bir işletme kazandırıyor. Başarılı bir geçmişi olan bu firmanın büyümesini gelecekte de sürdürmek için bu güçlü modeli korumak istiyoruz” dedi. Bergman şöyle devam etti: “Güney adının Türkiye’de saygın bir marka olması ve şirketin pek çok üretici ile münhasır dağıtım haklarına sahip olması nede- 18 niyle şanslıyız. Bugüne kadar pazara yeterince girememiş markalara yoğunlaşma, yeni markaların tanıtılması ve Henry Schein özel etiketli ürünlerin satılması dahil olmak üzere, Türkiye’de önemli bir büyüme potansiyeli görüyoruz.” Henry Schein’ın Türkiye pazarına girmesi ile birlikte Şirket’in şu anda Amerika Birleşik Devletleri dışında faaliyette bulunduğu veya iştirakleri olan ülke sayısı 23’e ulaştı. Bu ortaklık, ne tür sonuçlara yol açabilir? 3 Bu ortaklıkla birlikte, pazara ciddiyet gelecek ve faturalı sisteme geçilecek. Pazarın % 20’sine hakim olacak olan bu şirket, pazar payını % 70’lere kadar çıkarabilecek. Henry Schein’ın satış politikası e-ticaret ve katalog sistemiyle olduğu için bundan sonraki satışlar da bu yöne kayacak. Ancak ödemeler peşin ya da kredi kartlı olacağı için dişhekiminin alacağı hizmet de daha pahalı hale gelebilecek. 3 Piyasadaki küçük ölçekli firmalar ayakta kalabilmek için birleşip ya çok güçlü bir şirket kuracaklar ya da birleşme olmazsa birbirleriyle dayanışmasını artıracaklar. Ayrıca Türk insanının doğasına uygun bir şekilde yüz yüze satışa yönelecekler. dişhekimi haber 19 haber dişhekimi Basının sağlık haberlerine yaklaşımı “sansasyonel” Mersin’de diş tedavisi için götürüldüğü özel bir hastanede sedasyon ile uyutulduktan 14 gün sonra uyandırılabilen 5 yaşındaki Oğuzhan Sivas’ın konuşma yeteneğini kaybettiği ve anne-babasını tanımadığı iddia edildi. 13 Eylül’de sedasyon ile yapılan diş tedavi girişiminden sonra Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne kaldırılan Oğuzhan ile ilgili olarak Başhekim Doç. Dr. Erdal Doruk, çocuğun sağlık durumunun iyiye gittiğini, tedavisini sürdürdüğünü ifade ederek; “Daha önce otizm rahatsızlığı geçiren Oğuzhan’ın iyiye gittiği yönünde bazı gelişmeler kaydediliyor ama yaşadığı rahatsızlık nedeniyle kısa süre sonra koşup oynamaya başlayabileceğini söylemek doğru olmaz. Fakat 2-3 haftada diş tedavisi olmadan önceki durumuna kavuşacağını tahmin ediyoruz.” dedi. “Her tıbbı müdahale bir risk içerir. Hekimin vazifesi bu riskler konusunda kişileri tedavi öncesinde bilgilendirmek ve tedavinin en az risk içerecek uygun koşullarda yapılmasını sağlamaktır.” TDB’den basın açıklaması Türk Dişhekimliği Birliği, diş tedavisi görmek amacıyla anestezi uzmanı doktorlar tarafından sedasyon uygulaması yapılarak uyutulan minik hasta Oğuzhan’ın durumuyla ilgili bir açıklama yaptı. Birlik ”Kullanılan sedasyon yöntemleri ve genel anestezi uygulamasının anestezi uzmanı ve gerekli yardımcı personel ile birlikte ve güvenli bir ortamda yapılması durumunda var olan risk, diğer tıbbi tedaviler için uygulanan anestezi riskinden farklı değildir “ ifadesiyle uygulamanın anestezi uzmanı ve gerekli yardımcı personel ile birlikte ve güvenli bir ortamda yapıldığına dikkati çekerek;“Dişhekimleri, aşırı endişeli ve tedaviye uyum göstermeyen çocuklara, farmakolojik bir destek olmadan da, diş tedavisi yapabilmekte- 20 dir. Bununla birlikte bu iletişimin sağlanamadığı durumlarda da gerekli tedaviler, sedatif ilaçlar kullanarak sedasyon veya genel anestezi altında uygulanabilir. Her tıbbı müdahale bir risk içerir. Hekimin vazifesi bu riskler konusunda kişileri tedavi öncesinde bilgilendirmek ve tedavinin en az risk içerecek uygun koşullarda yapılmasını sağlamaktır” cümlelerine yer verdi. Türk Dişhekimleri Birliği: “Medyayı basın etik kurallarına uymaya, çağırıyoruz” Türk Dişhekimleri Birliği açıklaması içinde şu satırlar da yer aldı. “Sağlık konusunda halka bilgi verirken veya bir olumsuzluğu anlatırken haksız ithamlarda bulunmak, sadece sonuç nedeniyle tedavinin gerekliliğini tartışma konusu yapmak; hekimleri riskli hastaların tedavisinden uzaklaştıracağı gibi, hastaları sağlıksız bir geleceğe mahkum etme ihtimalini oluştururken, halkta yarattığı korku hekimlere karşı güvensizliğe yol açarak bireylerin sağlığı açısında da olumsuz gelişmelere neden olacaktır. Sağlık konusunda sansasyonel haberlerden kaçınıp, mümkün olduğunca konunun uzmanına “Sağlık danışılarak bilimsel ve konusunda objektif mesajlar verilsansasyonel melidir. haberlerden TDB olarak hasta haklakaçınıp, mümkün rına olan duyarlılığımızı olduğunca bir kez daha vurgukonunun larken zor bir mesleuzmanına ğin uygulayıcıları olan danışılarak meslektaşlarımıza karşı bilimsel ve söylemlerde, medyayı objektif mesajlar basın etik kurallarına verilmelidir.” uymaya çağırıyoruz.“ dişhekimi haber 21 mali mesuliyet sigortası dişhekimi “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası” tartışmaları bitmiyor! “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası”na ilişkin kaygılar İzmir Dişhekimleri Odası’nda düzenlenen ve konunun uzmanlarıyla meslektaşlarımızı buluşturan bir panelle giderilmeye çalışıldı. Adli Tıp Uzmanı Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş ve İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara “Malpraktis sigortası dişhekimlerini gerçekten koruyor mu?” konulu panelde meslektaşlarımızın sorularını yanıtladı. Panel 16 Eylül tarihinde İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirildi. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına “Endodonti, cerilişkin konunun tüm ayrıntıları ile tartışıldığı rahi, ortodonti toplantı ateşli tartışmalara neden oldu. ve protez yapan Bu haliyle zorunlu mali mesuliyet sigortadişhekimlerinin sının sigorta şirketlerine kaynak aktarımını “Sigortasını yaptıran meslektaşlarımız 3. risk grubunsağlamakta olduğu ve çıkarıldığı şartlara sigortalıyım diye kendini güvende dan sigorta yapbakılacak olursa nasıl aceleyle ve meslek hissetmeli mi?” tırmaları; eğer örgütlerinin görüşü alınmadan tek taraflı Hayır. Öncelikle sigorta sözleşmesindeki bir 2. risk grubunsigorta şirketlerince şekillendirildiğinin gömadde nedeniyle; hasta hekim arasındaki dan yaptırdıysa rülebileceği panelde öne çıkan noktalaranlaşmazlıktan dolayı açılmış olan davalar sigorta şirketiyle dan biriydi. 2 yıldan daha fazla sürerse sigorta şirketi görüşerek aradaDoç. Dr. Ekin Özgür Aktaş ve Avukat Mittazminat ödemesini yapmayabilir. Her ne ki 200 TL’lik farkı hat Kara’nın meslektaşlarımızın sorularına kadar hukukçular bu durmun yasanın ve ödeyerek 3. risk yanıt verdiği söyleşide genel olarak 3 noktebliğin ruhuna uygun düşmediğini söylegrubuna dahil ta üzerinde fazlasıyla duruldu: se de sözleşmenin ilgili maddesi çok açıkolmayı talep tır. İkinci olarak; bu sigorta hekimi açılacak etmeleri gerek“Endodonti, protez, cerrahi ve orceza davalarına karşı korumamaktadır. mektedir.” todonti hastalarına bakan hekim 3. Yani eğer hekim hapis cezası alırsa, cerisk grubu prim bedeli olan 500 TL zasını çekecektir. Üçüncü ve son olarak; ödemeyi seçmeli” yine bu sigorta hekimi veya dişhekimini disiplin yükümAdli Tıp Uzmanı Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş meslektaş- lülükleri nedeniyle alacağı idari cezalara karşı korumaz. larımızı bir noktada uyardı: “Dişhekimleri 2. risk guru- Örneğin, hatalı bir hekimlik uygulaması nedniyle meslek bundan sigortasını yaptırmakta. Halbuki günlük klinik örgütü tarafından “meslekten geçici men” cezası alan çalışmalarında endodonti, cerrahi, ortodonti hastaları- bir meslektaşımız ceza süresince muayenehanesinde na bakmaktadır. Bu sayılan klinik dalları ise 3. risk gu- çalışamayacaktır. rubuna girmektedir. Bu branşlarda çalıştığı hastalardan herhangi birisiyle uzlaşmazlık yaşadıklarında sigorta “Sigortacı onayı olmadan hekim hastanın şirketi eksik veya yanlış beyan verildiği için, sözleşme tazminat talebini kabul etmemeli” yükümlülüklerinden cayabilir. Bu nedenle endodonti, Sigortacının yazılı onayı olmadıkça, hekim hastanın tazcerrahi, ortodonti ve protez yapan dişhekimlerinin 3. minat talebini kısmen veya tamamen kabul etmemelirisk grubundan sigorta yaptırmaları; eğer 2. risk gru- dir. Aksi takdirde “benim haberim olmadan hastayla anbundan yaptırdıysa sigorta şirketiyle görüşerek aradaki laşmışsın” yorumu ile sigorta şirketi sözleşmeyi iptal edip 200 TL’lik farkı ödeyerek 3. risk grubuna dahil olmayı üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmez. Hakkında talep etmeleri gerekmektedir.” dava açılan hekim 5 gün içersinde durumu sigortacıya bildirmek zorundadır. 22 mali mesuliyet sigortası dişhekimi ‘Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’ davalık İzmir Dişhekimleri Odası ve Türk Dişhekimleri Birliği ‘Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nı mahkemeye taşıdı İzmir Dişhekimleri Odası, Zorunlu Mesleki Mali Sorumluluk Sigortası’na ilişkin itirazları için Danıştay’a dava açtı. Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle açılan davada; tebliğin iptal edilmesi talebinin yanı sıra yürütmesinin de durdurulması istendi. Bilindiği gibi Türk Dişhekimleri Birliği de Zorunlu Mesleki Mali Mesuleyet Sigortası’na karşı yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle dava açmıştı. Türk Dişhekimleri Birliği açtığı davada esas olarak dişhekimleri için belirlenen prim tutarının yüksekliğini ve hukuken mevcut olmayan uzmanlık dallarının tarifenin prim tutarları risk grupları tablosunda yer almasını gündeme getirdi. İzmir Dişhekimleri Odası ise insan sağlığını tehlikeye atan diğer meslek gruplarının hiç birine getirilmeyen sigorta zorunluluğunun sadece hekim ve dişhekimlerine getirilmesinin Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle tebliğin iptalini ve ilgili yasanın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini talep etti. İzmir Dişhekimleri Odası’nın dava dilekçesinde neler yer aldı? İzmir Dişhekimleri Odası Danıştay’a açtığı davanın dilekçesinde şu konulara yer verdi. 3 İnşaat mühendisleri, mimarlar, müteahhitler insan hayatı açısından büyük sorumluluklar taşımalarına karşın zorunlu sigorta yükümlülüğü altında değildir. İnsan sağlığı ve yaşamı için çok daha riskli sektörlere sigorta zorunluğu yokken, hekim ve dişhekimlerine sigorta zorunluluğu getirilmesi nedeniyle tebliğ ve dayanağı 5947 Sayılı Kanunun 8. maddesi Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. 3 Çıkarılan tebliğ Anayasa ve hukuka aykırı olduğu gibi, kaynağı olduğu Yasa’ya bile aykırıdır. 3 Bu tebliğ kamu yararı amacını taşımadığı için amaç unsuru bakımından hukuka aykırıdır. 3 Tebliğde tıbbi kötü uygulama kavramı da açık olmadığından, hukuka aykırıdır. 3 Hekim hatalarının azaltılması için bir yasal düzenleme yapılacaksa öncelikle tıp ve dişhekimliği eğitimini iyiyleştirmek, üniversitelerin altyapı, alet ve malzemelerini tamamlamak, öğretim üyesi olmadan yeni fakülteler açılmasını önlemek, hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının hekimlerin ve tüm sağlık çalışanşarının çalışma koşullarını hataya sebep vermeyecek şekilde düzelme yoluna gidilmelidir. zorunlu mali mesuliyet sigortasıyla hiç bir ülkenin sağlık sisteminin sorunlaru çözülmediği gib, tıbbi uygulama hatalarının azaltılması da mümkün olmamıştır. 3 Yüksek Sağlık Şurasına bir yılda gelen ortalama dosya sayısının 200 olduğu, 5 yılda tazminat talepli Sağlık Bakanlığı’na yapılan başvuru sayısının 531 olduğu, hizmet kusuru iddiasıyla Bakanlığa yansıyan vaka sayısının 1755 olduğu, “5 yıllık süreçte Bakanlık uygulamaları nedeniyle tıp hatalarının arttığına dair veri olmadığı” Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün verdiği soru önergesinde ifade edilmiştir. 3 Dava konusu Tebliğle düzenlenen malpraktis sigortasının amacı, tıbbi uygulama hatalarını önlemeye yönelik bir sistem olmayıp, uygulama hatası gerçekleştikten sonra, zararı tazmin etmeye yarayan bir araçtır. TDB mahkemeden ne istedi? Davacı Birlik, dava dilekçesinde özetle şu görüşlere yer verdi; 3 Risk gruplarıyla sigorta primleri ve sigorta teminatının birlikte değerlendirilmesinde, tespit edilen prim miktarının dişhekimliği hizmetlerinin doğasında mevcut olan riske göre çok yüksek olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. 3 Tarifenin Prim Tutarları Risk Grupları Tablosu’nda dişhekimliğinde uzmanlık alanı olarak hukuken mevcut olmayan uzmanlık dalları bulunmaktadır. 3 Dişhekimliği mesleki alanının risk grupları arasında hangi belirlemeyle ikinci risk grubunda tanımlanmış olduğu anlaşılamadığı gibi endodonti, protez ve ortodontinin üçüncü risk grubunda tanımlanmasına da hiçbir anlam verilememiştir gerekçeleriyle; Dişhekiminin risk grubunun 1. Risk Grubu yerine 2. Risk Grubu olarak belirlenmiş bulunmasının iptalini ve sigorta poliçesinin yapılması ve primin ödenmesinden sonra, belirttiğimiz hukuka aykırılıklar saptanarak iptal kararı verilse dahi söz konusu primlerin iadesinde ciddi zorluklar yaşanacağı ve kamuda çalışan dişhekimlerinin primlerinin yarısının kamusal kaynaklardan ödenecek olması sebebiyle kamu kaynakları bakımından telafisi mümkün olmayan zararlar olacağından, yürütmenin durdurulmasını istemişti. 23 mali mesuliyet sigortası dişhekimi İzmir Tabib Odası Avukatı Mithat Kara, her yönü ile ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI’nı değerlendirdi Kamuoyunda Tam Gün Yasası ile olarak bilinen ve birçok yasada değişiklik ve ek düzenlemeler getiren 5947 sayılı “Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 20.01.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. 5947 sayılı yasa ile birçok düzenleme yapılmış, düzenlemelerin yürürlük tarihi açısından farklı tarihler belirlenmiştir. 5947 sayılı yasa içerinde yapılan düzenlemelerden birisi de, tabip ve diş tabiplerine mesleki sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunun getirilmesidir. Tabip ve diş tabiplerinin mesleki sorumluluk sigortası yaptırmasına ilişkin düzenleme 30.07.2010 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASINDA YAŞANAN SÜREÇ Mesleki sorumluluk sigortası kavramı hekim ve diş hekimlerinin gündemine yeni giren bir kavram değildir. Aslında hekimler ve diş hekimleri 2006 yılından bu yana isteğe bağlı mesleki sorumluluk sigortası yaptırmaktadır. 16.03.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile farklı meslek mensuplarının isteğe bağlı sorumluluk sigortalarının genel şartları ve ilkeleri belirlenmiştir. Bu tebliğe bağlı olarak hazırlanan Hekim Mesleki Sorumluluk Sigortası Klozu ile hekimler tarafından isteğe bağlı olarak yaptırılacak olan sigortaların genel esasları belirlenmiştir. Günümüze dek birçok hekim ve diş hekimi, farklı sigorta şirketlerinin hazırladığı isteğe bağlı mesleki sorumluluk sigortası poliçesini satın alarak sigorta güvencesi (!) altında mesleğini icra etti. Tam Gün Yasası olarak bilinen 5947 sayılı yasa ile, hekim ve diş hekimlerinin mesleki sorumluluk sigortası yaptırması isteğe bağlı olmaktan çıkarılarak mesleğini icra eden bütün hekim ve diş hekimlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırması koşulu getirildi. 24 Hekimlerin zorunlu sigorta yaptırmasına ilişkin tartışmalar geçmiş yıllarda da yaşanmıştır. 2006 yılında TBMM’de kabul edilen ve Torba Yasa olarak bilinen yasa değişikliklerinin içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin düzenleme de yer almıştır. Bu düzenleme de, günümüzdeki düzenlemeye benzer hükümler içermekteydi. Torba Yasanın içinde, zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin hükümlerin yanında yabancı hekim çalıştırılması, şef, şef yardımcısı atamaları, Tıpta Uzmanlık Kurulu oluşumu gibi düzenlemeler de yer almıştır. TBMM’de kabul edilen yasal düzenlemeler, o dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER tarafından veto edildiği için yasa maddelerinin yürürlüğe girmesi mümkün olmamıştır. 2006 yılında yasalaşması planlanan zorunlu mali zorumluluk sigortasına ilişkin düzenleme, içerik olarak benzer bir düzenleme ile 5947 sayılı yasa ile getirilmiş ve yürürlüğe girmiştir. “HASTALAR ZARAR GÖRSÜN, NEYSE ZARARI ÖDERİZ TAZMİNATINI” Hekimlerin tıbbi uygulama hatalarına karşı sigortalanmasına ilişkin tartışmalar uzun süredir devam etmektedir. Sağlık otoritesi, hekimlerin tıbbi hata yapmasına neden olan etkenlerin esasına ilişkin tartışamalara hiç girmem e k t e d i r. Sağlık otoritesi ve s i ya s i mali mesuliyet sigortası dişhekimi Sağlık otoritesinin sorunun kaynağına giderek tıbbi uygulama hatalarının nedenlerini araştırması, hataların kaynağını ortadan kaldırması gerekirken, “hastalar zarar görsün, neyse zararı, öderiz tazminatını” şeklinde bir yaklaşım sergilemesi çok olumsuz bir yaklaşımdır. iktidar, “bataklığı kurutmak yerunu olduğu, bu alanda yapırine bataklıklaki sivrisinekle uğlacak düzenlemelerde, tıbbi raşmak” deyimine uyan, basit ve uygulama hatalarının ortadan kolaycı bir yaklaşımla sigortacılık kaldırılmasının öncelikli amaç konusuna yaklaşmaktadır. olarak belirlenmesi gerektiği, Zorunlu mali sorumluluk sigortatıbbi uygulama hatalarından sına ilişkin tartışmaların başladığı zarar gören hastaların zararladönemden bu yana, sağlık otorirının kısa sürede ve bütünüyle tesi ve siyasi iktidarın sorunu ifade karşılanması, hata nedenlerietme ve çözüm yollarını gösterme nin araştırılması ve bu nedenbiçimi çok farklı olmuştur. Siyasi lere yönelik çalışmaların sisiktidar ve sağlık otoritesinin yasal temli bir biçimde düzenlenip düzenlemelerin genel gerekçeuygulamaya geçirilmesinin lerine de yansıyan beyanlarında, sorunun çözümü için temel “hasta hakları konusundaki gelişnokta olduğu ifade edilmekmeler ve toplumun bilinçlenme tedir. (http://www.ttb.org.tr/inseviyesinin yükselmesi ile, sağlık dex.php/ttb/to-yazismalar/1396hizmeti ile ilgili zarar görme iddi053-2009) alarının ve buna bağlı tazminat Sigorta sisteminin, tıbbi uygulama taleplerinin arttığı; iletişimin gelişmesine bağlı ola- hatalarının önüne geçmediği tartışmasızdır. Sigorrak bu taleplerin çok sık gündeme getirildiği, ka- tacılık sistemi, tıbbi uygulama hatalarını önlemeye muoyunda sağlık hizmetlerinin ve sağlık personeli- yönelik bir sitem değildir. Sigorta, tıbbi uygulama nin yetersizliği ile hastalara devlet tarafından sahip hatası gerçekleştikten sonra, zararı tazmin etmeye çıkılmadığı şeklinde olumsuz bir kanaat oluştuğu; yarayan bir araçtır. tıp dünyasında meydana gelen çeşitlenme ve tıbbi Dünyadaki örnekleri incelendiğinde görüleceği teknolojinin gelişmesinin, hekimlerin geçmişte ya- üzere, sigortacılık sistemi hiçbir ülkenin sağlık sispamadıkları bazı uygulamaları yapmalarına imkan teminin sorununu çözmemiş, hiçbir ülkede tıbbi sağladığı; çoğunlukta ağır riskleri içeren bu uygu- uygulama hatalarının sayısı azalmamıştır. Araştırlamalar sonucunda tıbbi kötü uygulama şikayetleri malarda, sigortacılık sisteminin uzun süredir uyguve davalarının arttığı; zarar görmüş hastaların zara- landığı ABD’de orta çıkan belli başlı sonuçların hiç rının karşılanması için gerekli önlemlerin alınması de olumlu göstergeler olmadığı ortaya çıkmaktadır. gerektiği; dünyadaki genel uygulamanın zorunlu ABD’de hastane ve hekimler aleyhine açılan davatıbbi malpraktis sigorta sistemine doğru olduğu, ların sayısında önemli bir artış olduğu, ciddi zarabu nedenle sigorta sisteminin getirilmesinin uygun ra uğradığı belirlenen 14 hastadan birinin zararın olduğu” ifade edilmektedir. Bu ifadeler, 5947 sayılı tam olarak karşılandığı, sigorta sitemindeki paranın yasanın TBMM’ye sunulan genel gerekçesinde de %50’sinin hastalar yerine avukatlık ve diğer hukuyer almaktadır. ki giderlere ayrıldığı, malpraktis davalarının karara Sorunun ne olduğunu ortaya koyan sağlık otorite- bağlanmasının ortalama 3 ile 5 yıl sürdüğü, tıbbi sinin sorunun kaynağına giderek tıbbi uygulama hatalar nedeniyle ölümle sonuçlandığı bildirilen hatalarının nedenlerini araştırması, hataların kay- olgularda, hataların büyük çoğunluğunun kişisel nağını ortadan kaldırması gerekirken, “hastalar ihmalden değil sağlık sitemindeki sorunlardan zarar görsün, neyse zararı, ödekaynaklandığı, defansif tıp anlariz tazminatını” şeklinde bir yakyışının arttığı, sigorta primlerinin Dünyadaki örneklaşım sergilemesi çok olumsuz yüksekliği nedeniyle hekimlerin leri incelendiğinde bir yaklaşımdır. yüksek yükler altına girdiği orgörüleceği üzere, Türk Tabipleri Birliği tarafıntaya çıkmaktadır. http://www. dan dile getirilen ve her fırsatttb.org.tr/index.php/ttb/tosigortacılık sistemi ta resmi makamlara iletilen yazismalar/1396-053-2009 hiçbir ülkenin sağlık değerlendirmelerde, sağlık ABD’de yaşanan örneklerin yakın sisteminin sorununu hizmeti sunumu nedeniyle zamanda ülkemizde de gerçekçözmemiş, hiçbir ülortaya çıkan tıbbi uygulama leşmesi uzak bir ihtimal değildir. hatalarının bir halk sağlığı soTıbbi uygulama hataları nedeniykede tıbbi uygulama hatalarının sayısı azalmamıştır. 25 mali mesuliyet sigortası Sigorta sisteminin, tıbbi uygulama hatalarının önüne geçmediği tartışmasızdır. Sigortacılık sistemi, tıbbi uygulama hatalarını önlemeye yönelik bir sitem değildir. Sigorta, tıbbi uygulama hatası gerçekleştikten sonra, zararı tazmin etmeye yarayan bir araçtır. le ortaya çıkan zararların kamusal bir anlayışla, özel şirketlerin insiyatifine bırakılmaksızın çözülmesi mümkün iken kamu kaynaklarının ve hekimlerin birikimlerinin özel sigorta şirketlerine aktarılması anlaşılabilir bir uygulama değildir. Tam Gün Yasası’nın TBMM’de yasalaşma sürecinde, mecliste farklı tartışmalar yaşanmıştır. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza ÖZTÜRK tarafından bir soru önergesi verilmiştir. Sağlık Bakanı tarafından soru önergesine verilen 27.01.2010 tarihli cevapta, Yüksek Sağlık Şurasına bir yılda gelen ortalama dosya sayısının 200 olduğu, 5 yılda tazminat talepli Sağlık Bakanlığı’na yapılan başvuru sayısının 531 olduğu, hizmet kusuru iddiasıyla Bakanlığa yansıyan vaka sayısının 1755 olduğu, 5 yıllık süreçte Bakanlık uygulamaları nedeniyle tıp hatalarının arttığına dair veri olmadığı ifade edilmektedir. Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu nedeniyle, sigorta poliçesi yaptırmak zorunda olan hekim ve diş hekimlerinin sayısının 134.000 civarında olduğu ifade edilmektedir. 134.000 hekimin, risk grubuna göre değişmekle birlikte ortalama 400-TL ödeyerek sigorta poliçesi yaptıracağını varsaydığımız takdirde, sigorta şirketlerine aktarılacak meblağın 1 yıllık süre içinde 53.600.000-TL ( dişhekimi 53,6 trilyon) olacağı tahmin edilmektedir. Bu meblağ, her yıl tekrarlayan bir şekilde sigorta şirketlerine ödenecektir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası karşılığında sigorta şirketlerine aktarılacak rakamın büyüklüğü karşısında, yasal düzenlemenin iyiniyetli olduğunu varsaymak çok iyiniyetli bir yaklaşım olacaktır. Tıp fakültesi ve uzmanlık eğitiminin niteliği, sürekli mesleki eğitim, tıp fakültesi sayıları, yardımcı sağlık personelinin sayısal ve niteliksel eksikliği, sağlık kuruluşlarının teknik ve fiziksel yetersizlikleri, performans uygulamaları, SGK’nın tedavi özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler vb. etkenler, tıbbi uygulama hatalarının belli başlı nedenleridir. Hekimleri tıbbi uygulama hatası ile karşı karşıya bırakan etkenleri ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme yasa maddesinde yer almamaktadır. Hastalar, zararının tazmini için dava açmak zorunda kalacak, hekimin kusurunun varlığı halinde hasta mahkemenin hükmettiği tazminatı sigorta şirketinden tazmin edebilecektir. Bu süreç, ülkemizde 4-5 yıl arasında sürmektedir. Yasa gerekçesinde yer alanın aksine, hastaların zararının hızlı şekilde tazmin edilmesine yönelik bir düzenleme yer almamaktadır. Zorunlu Mali Sorumululuk Sigortamı yaptırdım. Acaba güvende miyim? 3 Sigorta poliçelerini yaptıran bütün hekimler, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yer alan düzenlemeler kapsamında olmak kaydı ile tıbbi uygulama hatalarına karşı güvence altına alındığı ifade edilebilir. Ancak, sigorta poliçesi yaptırmış olan bütün hekimlerin her türlü tıbbi zarara karşı, süre sınırlaması olmaksızın güvence altında olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle, hekimlerin sigorta genel şartlarında yer alan düzenlemeleri dikkatlice irdelemesi gerekmektedir. 3 Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında sigortalıya birçok yükümlülük getirilmekte, bu yükümlülüklerin ihlali halinde sigorta şirketine cayma hakkı tanınmakta, sigorta poliçesinin geçersiz sayılması söz konusu olmakta, hekimin sigorta güvencesi ortadan kalkabilmektedir. Sigorta şartları ile getirilen zamanaşımı kısıtlamaları, bildirim yükümlülükleri çok büyük önem taşımaktadır. Sigorta genel şartlarına aykırı en küçük bir ihmal, sigorta şirketlerine sorumluluktan kurtulma hakkı vermektedir. 3 Zorunlu mali sorumluluk sigortası diş hekimleri hakkında açılan ceza davalarını, Diş Hekimleri Odaları tarafından yürütülen disiplin soruşturmalarını, idare tarafından verilen idari yaptırımlarını koruma kapsamına almamaktadır. 3 Bu nedenle, “zorunlu mali sorumluluk sigortamı yaptırdım, artık güvendeyim” şeklinde bir rahatlıkla hareket edilmemeli, sigorta poliçelerinin teminat kapsamı konusunda her türlü ihtimalin düşünülmesi gerekmektedir. 26 dişhekimi haber 27 mali mesuliyet sigortası dişhekimi Uygulamaya giren “Zorunlu Mesleki Mali Sorumluluk Sigortası”ndan sigortacılar da hekimler de şikayetçi Uygulamaya giren zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortasından sigortacılar da hekimler de memnun değil. Hekimler, sağlık hizmetinin pahalılaşacağını ve hiç bir hekimin risk almayacağını belirtirken, sigortacılar ise belirlenen primlerle tazminatın karşılanamayacağından yakınıyor. Kamuoyunda, “Tam Gün Yasası” olarak da bilinen kanun çerçevesinde, doktorlara zorunlu olarak getirilen mesleki sorumluluk sigortasının teminat ve primleri Ağustos ayı başında belirlenerek, sigorta uygulamasına başlandı. Ancak uygulama, sigortacıları da hekimleri de memnun etmedi. Hekimler, bundan sonra sağlık hizmetlerinin pahalıya geleceğini, bugün bin dolar maliyeti olan ameliyatın 3 bin dolara çıkacabileceğini belirtirken; sigortacılar ise, zorunlu sigorta olması nedeniyle belirlenen primlerle, teminatların karşılanmasında zorluk çekileceğini savunuyor. Sigorta şirketlerinin konu hakkındaki değerlendirmelerini İnci Sigorta Genel Müdürü Şebnem Korkut ile görüştük. Uygulamaya giren zorunlu hekim sorumluluk sigortası hakkında Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) nin genel görüşü nedir? Aslında sigorta şirketleri tarafından ihtiyari olarak hekim sorumluluk sigortası adı altında bu ürünün satışı yapılmakta idi. Doktorlarımız özellikle riskli branşlarda çalışanlar daha yüksek limitlerle ve daha geniş içeriği olan teminatlarla bu poliçeleri satın almışlardı. Poliçelerin zorunlu hala gelmesi ve bu dönemde kanunlaşma 28 Şebnem Korkut İnci Sigorta Genel Müdürü [email protected] aşamasında yaşanan ertelemeler ile aynı zamanda da kanunun çıkması ile yürürlüğe girmesi aşamasındaki süre başta olmak üzere ve ürünün içeriğinin genişliği az da olsa sigorta birliği açısından zor bir döneme neden oldu. Biliyorsunuz zorunlu poliçelerin teminat limitleri, primleri ve içeriği kanun ile belirlenmektedir. Bu tür bilgilerin, poliçeleri satacak sigorta şirketlerine bildirilmesi, dizayn edilmesi ve poliçe üzerinde bulunması gereken bilgiler konusunda yaşanan süreçler açısından poliçelerin biz acentelere ve siz hekimlere ulaşma sürelerinde gecikmeler yaşanmasına neden olmuştur. Bu tip zorunlu poliçelerin oluşması hem sigorta sektörünün derinleşmesi ve genişlemesi açısından önem göstermekte hem de ülke ve ya şahıslar üzerinde bulunan riskleri taşıyabilecek sigorta şirketlerine devrini sağlamaktadır. Bu sebeple birlik her türlü zorunlu poliçeyi içerikleri doğru tanımlamak kaydı ile desteklemektedir. Zorunlu Hekimlik Sigortasını, sigorta şirketleri açısından değerlendirebilir misiniz? Sigorta şirketlerinden bu zorunlu sigorta poliçesinde çıkan kanuna uygun poliçe üretmeleri istendi. Bu po- dişhekimi liçeye bakıldığında sigorta şirketinin yıllık üst limitte bir sınırlamasının olmadığı görülmektedir. Fakat, bu tip poliçelerde bir yıllık teminat limitinin ya da aynı yıl içerisinde kaç sefer ödeme yapılacağı ile ilgili üst limitin bilinmesi gerekir ki risk tanımlanabilsin. Şu durumda bir hekim bir yıllık poliçesinden istediği sayıda hasar dosyası açtırabilir ve her dosya için de teminat rakamı olan 300.000 TL hasar alabilir gibi görünüyor. Bu açık kalan nokta, sigorta şirketlerinin önümüzdeki yıllarda yapacakları reasürans anlaşmalarında karşılarına problem olarak çıkabilir. Belki yenileme aşamasında bunlara yıllık bir üst limit getirilebilir Poliçe yenilemesinde karışıklık yaşanabilir mi? Poliçelerin yenileme aşamasında bir karışıklık olacağını zannetmiyorum. Bunlar zorunlu poliçeler olduğu ve prim rakamları standart olduğundan yenilenmeler ilk yaptırılan şirketlerden devam edecektir. Ama isteyen mali mesuliyet sigortası hekimimiz şirketini ya da acentesini değiştirebilir. Azami teminat tutarı 300 bin TL olarak belirlendi bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu poliçeler zorunlu sorumluluk poliçeleridir ve zorunlu sorumluluk poliçeleri de en asgari düzeyde karşı tarafın zararının karşılanması düşünülerek hazırlanır. Bu zorunlu karayolları mali mesuliyet poliçeleri (trafik poliçesi) için de diğer zorunlu poliçeler için de aynı durumdadır. Önemli olan bu teminat rakamının tamamlayıcısı olan ihtiyari poliçelerin yapılmasının sağlanmasıdır. Bütün branşlarda faaliyet gösteren doktorların poliçelerindeki sorumluluk teminat limiti aynıdır fakat beyin cerrahının hastasına karşı olan riski ile başka bir branşta faaliyet gösteren doktorunki aynı değildir. Bunların kademelendirilmesi ve seçimli olarak bırakılması, alt limitinin de zorunlu tutulması gerekmektedir. n uygulamalara Önümüzdeki süreçte hekimlerin , mesleğini icra ederken uyulması gereke gerekmektedir. arı daha özen göstermeleri ve evraklarını ve kayıtlarını daha özenle tutmal avukatlar biliyor Çünkü , zorunlu poliçelerin kullanılır olduğunu hem hastalar ,hem de hasta tazminaterin poliçel ve ası olmam olacaklar.Kötü niyetle açılacak olan davalar da artış de olduğu düüzerin lı larını öderken gerekli evrakların tamamlanma zorunluluğunun sigorta i olduğu bilinmelidir. şünülürse bu tip evrakların tarihlerinin ve evrak klasmanlarının öneml SİGORTACILAR NE DİYOR? • Sigortanın teminat limiti olay başına 300 bin TL olarak belirlendi. Sigorta şirketinin toplam tazminat sorumluluğu sigorta şartlarında yer almıyor. Sigortacılar yıllık ne kadar tazminat ödeyeceklerini tahmin edemiyor. • Primler, hekimin uzmanlık alanına göre 150 ile 750 TL arasında tespit edilmiş. Doktorların üstlendikleri sorumluluğun primi belirlemede rol oynamaması risk oluşturuyor. • Sigortanın, sözleşme süresi ve takip eden 2 yıl içindeki zararları tazmin etmesi, sigortacılar açısından hem geriye hem de ileriye yönelik koruma anlamına geldiğinden, belirlenen primlerin yetersiz kalacağı iddia ediliyor. • Sigortanın sorumluluk sigortası olması ve savunma masraflarının da karşılanacağı dikkate alındığında toplanacak primin hukuki masrafları karşılamakta yetersiz kalacağı söyleniyor. DOKTORLAR NE DİYOR? • Sigorta uygulaması ile sağlık hizmetlerinin pahalı hale geleceği, ameliyat maliyetlerinin 3 kat artabileceği savunuluyor. • Hekimlere açılan ve sayıları 100’ü bulan davaların sigorta uygulaması ile binlere çıkacağı ve hastanelerde avukatların dolaşacağı söyleniyor. • Kanun gereği, kamuda çalışan hekimler, sigorta priminin yarısını kendileri ödeyecek, yarısı ise kurum tarafından karşılanacak. Doktorlar primin tamamının kurum tarafından ödenmesini talep ediyor. • Bundan sonra doktorların ameliyat yapmaktan çekinecekleri ve risk almak istemeyecekleri söyleniyor. Acil durumlar haricinde tüm ameliyatların sevk edileceği de belirtiliyor. 29 mali mesuliyet sigortası dişhekimi AB Uzmanından “Avrupa’da a m lış a ç ir b e n ri e z ü ” s ti k ra lp Ma n Daire Başkanlığı tarafından 2008 syo ina ord Ko liği Bir a rup Av ı, nlığ ka Sağlık Ba aktis Sigortası Uygulamalalpr Ma de rin ele Ülk liği Bir a rup “Av yılında hazırlanan deMalpraktis Sigortası ile ilgili verileri e nd esi ülk a rup Av 12 re gö na oru rı” rap an hazırlanan çalışmada Avrupa nd afı tar N ME EK mi Az nı ma Uz AB ğerlendirdi. tı. tarafından ödendiği konusu öne çık kim nin eri ml pri a ort sig de rin ele ülk Avrupa Birliği Ülkelerinde Malpraktis sigorta primleri kim tarafından ödeniyor? Avrupa Birliği ülkelerinde hekimler ve diğer sağlık personelinin malpraktis (hatalı tıbbi uygulama) sigortası uygulamalarına ilişkin yapılan araştırma sonucu farklı uygulamalar göze çarpmaktadır. Konu Avrupa Birliği müktesebatı açısından incelendiğinde, malpraktis sigortası ile ilgili Avrupa Birliği genelinde tüm üye ülkeleri bağlayan özel bir düzenleme bulunmadığı tespit edilmiştir. Tüm üye ülkelerce benimsenmesi gereken doğrudan bir düzenleme olmaması nedeniyle, her ülke konuyu kendi ulusal düzenlemeleriyle belirlemiştir. Birbirine yakın uygulamalar olmakla birlikte, üye ülkelerin ulusal uygulamaları birbirinden farklılık arz etmektedir. Örneğin Almanya, Hollanda ve Lüksemburg’da özel sektörde çalışan hekimlere malpraktis sigortası yaptırmadıkları takdirde çalışma ruhsatı verilmemekte, hastanelerin de hizmet verebilmeleri için malpraktis sigortası yaptırmaları gerekmektedir. Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Polonya, İspanya ve Slovakya gibi ülkelerde ise malpraktis sonucu ortaya çıkan hasarın tazminatı 30 (eğer varsa) genel olarak ilgili sağlık hizmet sunucuları tarafından ve kısmen de hayat sigortası harici hizmet veren sigorta şirketleri tarafından sunulan özel bir sigorta poliçesi kapsamında ödenmektedir. Konuyla ilgili ülke bazında yapılan araştırma sonuçları ise aşağıda özetlenmiştir. mali mesuliyet sigortası dişhekimi Fransa Fransa’da kamuda çalışan hekimlerin mesleki sorumluluk sigortası primleri çalıştıkları kurum tarafından, özel sektörde çalışan hekimlerin sigorta primleri ise kendileri tarafından ödenmektedir. Özel sektörde çalışanların tümü kendi özel sigortalarını yaptırmak zorundadır. Hollanda Hollanda kendine özgü bir malpraktis sigorta sistemine sahiptir. Kendi hesabına çalışan hekimlerin tıbbi sorumluluk sigortasının primleri; kar amacı gütmeyen ve bu konuda uzmanlaşmış sağlık meslekleri birlikleri-odaları tarafından ödenmektedir, hatalı tıbbi uygulama sonucu ortaya çıkan zarar bu meslek kuruluşları tarafından karşılanmaktadır. Diğer taraftan, hastanelere çalışma izinleri verilirken malpraktis sigortası aranmaktadır. Özellikle akademik nitelikli hastaneler yüksek miktarlarda prim ödeyerek kendilerini sigorta etmektedirler. Bu hastanelerde çalışan sağlık personelinin hatası sonucu ortaya çıkan zararı ise sigorta şirketi ödemekte, ardından hastane sigorta şirketine ödeme yapmaktadır. İngiltere İngiltere’de malpraktis sonucu tazminatı gerektiren klinik bir zarar meydana gelmesi durumunda, NHS (National Health System) kurumları çalışanlarının tüm sorumluluğunu üstlenmektedir. Bu kapsamda, zarar olması durumunda tazmin edilmesi zorunludur, ancak İngiltere’deki sistemde NHS çalışanları adına sorumluluğu üstlenmiştir. Serbest çalışanların da zararlarının tazminine ilişkin bir düzenleme (sözleşme) yapması zorunludur. İrlanda İrlanda’da farklı bir sistem uygulanmaktadır. Ülkede 1 Temmuz 2002’de kurulan Klinik Tazminat Sistemi (Clinical Indemnity Scheme) oluşturulmuştur. Uygulamaların çeşitli ve maliyetlerin yüksek olması nedeniyle devlet tarafından finanse edilen bir sistem oluşturulmuştur. Sistemin yönetiminden ise “Devlet Tazminat Ajansı” (State Claims Agency) sorumludur. Ülkede özel sigorta şirketleri malpraktis sigortası yapmamaktadırlar. Tazminat taleplerinin ödemeleri ve Ajansın faaliyet giderleri Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılanmaktadır. Macaristan Macaristan’da tüm sağlık çalışanları, malpraktis sigortası yaptırmak zorundadır. Kamuda çalışan sağlık çalışanlarının primleri devlet tarafından ödenmektedir. Sağlık hizmetlerinin çoğu kamu ta- rafından verildiğinden ve malpraktis sonucu tüm sorumluluk kuruma ait olduğundan sağlık çalışanları tıbbi yanlış uygulamalardan korkmadık tespit edimilştir. Malta Malta’da konu haksız fiil kapsamında değerlendirilmektedir. Kamu hastanelerinde çalışan doktorların işlemlerinden doğan tazminat ödemelerini devlet karşılamaktadır ve özel sektörde çalışan doktorlar kapsam dışında bırakılmıştır. 31 mali mesuliyet sigortası dişhekimi İsveç İsveç, malpraktis sigortası uygulaması konusunda dünyada örnek teşkil edebilecek bir ülkedir. Kusursuz sorumluluk (no-fault system) adı verilen bu uygulama ile İsveç’te, hekimin ya da sağlık personelinin malpraktis uygulaması sonucunda, hatalı personelin cezalandırılması değil hatayı oluşturan koşulların düzeltilmesi gerektiği kabul edilmektedir. İsveç’te 1975’e kadar sigorta yaptırmak gönüllüydü. Ancak 1997 yılında yayınlanan “Patient Injuries Act”a göre ülkedeki bütün sağlık kuruluşları (sağlık hizmeti sunucuları) malpraktis sigortası yaptırmak zorundadır. Her sağlık kuruluşu, kendine bağlı çalışan sağlık personelinin tıbbi müdahalesi sonucu oluşabilecek zarara karşı sigorta yaptırmakla yükümlü kılınmıştır. Yasa kapsamında her sağlık personelinin bir sağlık risk sigortası bulunması zorunludur. İsveç’in bu kendine özgü “no-fault sistemi” ülkenin yerel yönetim birimleri olan “County Councils - Bölgesel İdare Meclisleri” tarafından finanse edilmekte ve hasta tazmin sigortası (patient compensation insurance) tarafından yönetilmektedir. “County council”ler bu sisteme olan katkılarını gelir vergisi yoluyla yıldan yıla artırmaktadır. Malpraktis sonucu ortaya çıkan zararın tazmini için, tek tek hastane ve kliniklerin bütçesi içinde bir maliyet tahsis edilmemekte (bir bütçe ayrılmamakta), bunun yerine bölge meclislerinin (county councils) vergileri içinde doğrudan yer almaktadır. Bölgesel idare meclisleri her bir bölge için kişi-başı belirlenen bir oranda ve sonunda büyük ölçüde gelir vergisinden karşılanan primleri ödemektedir. Özel sektörde çalışan hekimler ve diş hekimleri prim ödemek yoluyla hasta tazmin sigortası tarafından bireysel poliçe kapsamına alınmaktadırlar. Özetle kamuda çalışan hekimlerin sigortaları bölgesel idare meclisleri (county councils) tarafından ödenmekte, özel sektörde çalışan hekimlerin ve diş hekimlerinin primleri ise kendileri tarafından doğrudan hasta tazmin sigortasına (patient compensation insurance) yapılmaktadır. Danimarka Danimarka’da konu Ocak 2004’de yürürlüğe giren “Hasta Sigorta Kanunu” çerçevesinde düzenlenmiştir. Tıbbi yanlış uygulamadan kaynaklanan kusurlar hükümet tarafından karşılanmaktadır. Tüm sağlık kuruluşları ve özelde çalışan sağlık çalışanları sigorta yapmak zorundadırlar. Özel hastanelerde çalışanlar da dahil tüm sağlık personeli sigorta kapsamındadır. Özel hastanelerde meydana gelen zararlar bölgeler bazında tazmin edilmektedir. Danimarka’da sadece fiziksel değil, psikolojik zararların da tazmini öngörülmektedir. Hastane veya sağlık personelinin kusuru aranmaksızın, hastaların uğradığı zararı karşılamak için, hastanın ispatlayacağı zarar nispetinde, “kusursuz sorumluluk sigortası” (no-fault liability) tarafından ödeme yapılmaktadır. Söz konusu ödeme devlet, sigorta şirketleri veya işverenlerin kurduğu fonlar tarafından yapılmaktadır. Tazminat talepleri, sigorta şirketleri ile kendi sigortalarını yapan kuruluşların oluşturduğu Hasta Sigorta Cemiyeti tarafından karara bağlanmaktadır. Hastane yönetimleri, kendi tercihlerine bağlı olarak ya sigorta şirketi yoluyla ya da doğrudan bütçeden ödeme yapmak suretiyle tazminatları karşılamaktadırlar. Son yıllarda primlerin artması nedeniyle ülkedeki birçok hastane, sigortadan vazgeçip, ortaya çıkan zararların tazminini kendi bütçelerinden karşılama yoluna gitmişlerdir. Finlandiya 1987 yılında yayınlanan “Patient Injuries Act” kapsamında ülkede sağlık hizmeti sunan tüm hastane, eczane ve sağlık hizmeti sunan diğer kuruluşlar mesleki sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Finlandiya’da sağlık personelinin yanlış uygulamalarına ilişkin kusursuz sorumluluğa dayanan sigorta sistemi uygulaması vardır. Hastane veya sağlık personelinin kusuru aranmaksızın, hastaların uğradığı zararı karşılamak için, hastanın ispatlayacağı zarar nispetinde, “kusursuz sorumluluk sigortası” tarafından ödeme yapılmaktadır. Avusturya Avusturya’da konuya ilişkin olarak müstakil düzenleme bulunmamaktadır. Konu, sosyal sigorta sistemi içerisinde yer almaktadır. Sosyal sigorta primi içerisinde hasta başına günlük 0,73 Avro kesinti yapılmaktadır. 32 Hastanenin doğrudan veya açık bir kusuru olmayan vakalar için buradan ödeme yapılmakta, hastanenin açık kusuru olduğu durumlardaysa doğrudan hastane bütçesinden ödeme yapılmaktadır. dişhekimi haber 33 haber dişhekimi Meslek örgütlerinin davet edilmediği “Sağlık İnsan Gücü ve Sağlık Yatırımları Planlama Çalıştayı” ertelendi Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, meslek örgütlerinin davet edilmediği “Sağlık İnsan Gücü ve Sağlık Yatırımları Planlama Çalıştayı”nı erteledi. 23-24 Eylül 2010 tarihlerinde Ankara’da yapılması planlanan çalıştay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yoğun programı nedeniyle ve üst düzey yöneticilerin katılımını sağlanabilmesi amacıyla er- telendi. Toplantı, Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Personel Başkanlığı, Sağlık Bölge Merkezi konumundaki illerin sağlık müdürleri, Yükseköğretim Kurumu, hastanesi bulunan üniversitelerin tıp fakültesi dekanları ve dekanların tercihine bağlı olarak üniversite hastanelerin baştabipleri ile özel sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşecek. Serdar Sıralar’ın yeni filmi “modern dişhekimliğinde lazer kullanımı” internette Meslektaşımız Serdar Sıralar’ın internette dolaşan “HİZMET ALIMI” isimli kısa komedi filmini bir süre önce sizlere dergimizde duyurmuş ve bu konuda kendisi ile yaptığımız röportaja yer vermiştik. Bu filmin ardından, kendisinin bir dizi çalışması daha meslektaşlarımız arasında büyük ilgi gördü. Özellikle “DİŞ HEKİMLİĞİNDE HİPNOZ” un devamı niteliğinde olan “MODERN DİŞ HEKİMLİĞİNDE LAZER KULLANIMI” isimli en yeni filmi kaçırmamanızı öneririz. Tüm filmlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz. Keyifli seyirler... http://www.dailymotion.com/video/xfb3e5_modern-dyy-hekymlyyynde-lazer-kulla_fun http://www.dailymotion.com/video/xeha8l_dyy-hekymlyyynde-hypnoz_fun http://www.dailymotion.com/video/xcugc5_dyy-salonu_fun http://www.dailymotion.com/video/xcm0md_hyzmet-alimi_fun http://www.dailymotion.com/video/xd47yf_33-dyy_fun “Kesik köpek başı” davasında beraat kararı İstanbul Dişhekimleri Odası Eski Başkanı Mustafa Düvencioğlu’nun ofisine “kesik köpek başı” gönderdiği ve Türk Dişhekimleri Birliği Eski Başkanı Eser Cilasun’u sözle tehdit ettiği iddiası ile hakkında dava açılan ve yargılanan dişhekimi İlker Erdoğan beraat etti. Dergimizin 33. sayısındaki habere konu olan olayla ilgili İstanbul Kadıköy 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nde 13/10/2010 tarihinde görülen dava sonucunda İstanbul Dişhekimleri Odası Eski Başkanı 34 Mustafa Düvencioğlu ve Türk Dişhekimleri Birliği Eski Başkanı Eser Cilasun’u tehdit ile suçlanan dişhekimi İlker Erdoğan hakkında verilen beraat kararında “Sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair cezalandırılmaları için yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı bu nedenle atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince sanıkların ayrı ayrı beraatlerine” ifadesi yer aldı. dişhekimi haber 35 50. İzmir’in haber ve Türkiye’nin ilk diş laboratuvarı dişhekimi “Ege Diş” yaşını kutladı Türkiye’de laboratuar sektöründe ilklere imza atan Ege Diş’in kurucusu Nevzat Pehlivan’la meslek yaşamının dününü ve bugününü konuştuk. 36 Ege Diş ve Dental Labor’un kurucusu ve diş protez laboratuarların oluşmasını, yaygınlaşmasını ve sektör haline gelmesini sağlayan Nevzat Pehlivan, memleketi Artvin’den diş teknisyenliği sektörüne doğmuş bir güneş gibi adeta. “Başarıya tutkun, insan için çalışan ve işini iyi yapana paranın kendiliğinden geleceği” düşüncesiyle, yılmadan, bıkmadan her gün bir adım daha ileriye gitmeyi hedef edinerek kendisiyle beraber sektörü ve sektörde isim yapmış pek çok kişiyi de bir adım daha ileriye taşıyan, yol gösteren bir önder. 70’li yaşlarında ve mesleğinin doruğunda emekli olmaya hazırlanan Nevzat Pehlivan’la ofisinde görüştük. üniversitenin dekanı beni uzaktan takip ediyormuş, yaptığım işi çok beğendi ve kendi protezlerini bana yaptırdı. Meslek olarak diş teknisyenliğini seçmeye nasıl karar verdiğiniz? Mesleğe ilk adım attığımda 12 yaşındaydım Erzurum’da yaşıyordum. Akrabalık bağımız olan amcamın oğlu Prof. Dr. Nurettin Günay sayesinde işe başladım diyebilirim. 60’lı yıllarda diş teknisyenliği ile ilgili eğitim olanakları yoktu. Bu iş bir diş hekiminin yanında öğrenilirdi. Sivas’ta ve sonrasında İstanbul’da çalıştım. İstanbul’da olduğum dönemde üniversitede protez derslerine giriyordum.16 yaşlarında falandım, Peki biz 50 yıllık bir işletmeyi İzmir’e bir gönül meselesinin kazandırdığını söyleyebilir miyiz? İzmir’de laboratuar olmaması da büyük etkendi ancak gönül meselesi daha ağır bastı diyebiliriz. Sonrasında rahmetli eşimle evlendik ve 2 çocuğumuz oldu. İzmir’de laboratuar olmaması büyük etkendi ancak gönül meselesi daha ağır bastı Laboratuarınızı açmak için neden İzmir’i tercih ettiniz? 1958 yılında İzmir’e geldim. Askerliğimi burada yaptım. Bu dönemde gönlümü İzmir’de kaptırdım. Askerlik sonrası gönül meselelerinden dolayı İzmir’de kaldım.1960 yılında İzmir’de laboratuar açtım. Ege Diş’in gelişimini kısaca özetleyebilir misiniz? 1960 yılında İzmir Ege Diş laboratuarı adı altında açıldık. Ege Diş Deposu’ndan esinlenerek adını koydum. dişhekimi röportaj 3.Beyler’de 20 metrekare, penceresi bile olmayan bir yerde işe başladık Çalıştırılacak teknisyen yoktu, çırak yetiştirmek zorundaydık İstanbul’dan döküm yapabilen teknisyen getirdik. O dönem İzmir de henüz dişhekimliği fakültesi yoktu. 6 ay sonra 2. çırağı alınca işler yoğunlaştı hemen yanımızda 2 odalı bir iş yerine taşındık.1963 yılına geldiğimizde çalışan sayımız 20 kişiye ulaşmıştı. O yıllarda çok ciddi malzeme sıkıntısı vardı. O imkanlarla bile, hasta yapılan protezlerle nasıl rahat eder nasıl en uzun vadede kullanılır diye düşünerek yapmaya çalışıyordum. mek konusunda çok sıkıntılarımız oldu. Sonraki yıllarda 1-2 kez yurtdışına çıkmaya başladım. 1973 yılında Dişhekimi Erdoğan Güven ile İsviçre’ye gittik. Orada bir laboratuar ile anlaştım 1 ay orada kurs gördüm. En büyük sorun dildi. Tercümana günlük 100 frank veriyordum. Porseleni orada öğrendim. Ancak makineler olmadan porseleni öğrenmek bir şey ifade etmiyordu. O zamanın şartlarında makineleri temin etmek çok zor oldu.1973 yılında Türkiye’de ilk porseleni yaptık ve bunun yanında başka gelişmeleri de getirdik. Asıl olan hekime hizmet değil insana hizmetti Arkanıza baktığınızda pişmanlık duyduğunuz bir konu var mı? Okumak, daha çok okumak isterdim ama o zamanın şartlarında bu mümkün değildi. Ancak okuyabilseydim yine aynı işi yapardım. 1970 yılında iskelet protezleri yapan Suat Kırlıç Almanya’dan gelerek laboratuar açtı. Türkiye’ye bir yenilik kazandırdı. Bana İzmir temsilciliğini verdi ve 5 yıl birlikte çalıştık. Bazı sebeplerden anlaşamayınca yollarımız ayrıldı. İstanbul’a gittim, laboratuar malzemelerini aldım, iskelet üzerine çalışan 2 eleman sağladım ve İzmir’de iskelet protezler üzerine laboratuar açtım.1976 yılında Tuna Han’ı komple kiraladım. 1960’lı yıllardan 1975’e kadar ellerimin üzerinde uyurdum gece sabahlara kadar çalışırdım. 1977 yılına geldiğimizde 60 kişilik bir ekiple çalışıyordum.79’dan sonra bizden ayrılanlar yeni laboratuar kurmaya başladı. 3 yeğenimi yanıma aldım onlar da daha sonra kendi laboratuarlarını açtılar. 1980’li yıllara kadar benim yanımda çalışan pek çok yetişmiş insan kendi laboratuarlarını açtı. Çalışanların haftalıklarını hiç aksatmadım her hafta düzenli olarak ödedim. Bir gün hiç unutmuyorum haftalıkları dağıttım, cebimdeki son kuruşa kadar herkesin hakkını teslim ettim bir baktım 5 para kalmamış cebimde eve yürüyerek gitmek zorunda kaldım. 1995 yılında Kemeraltı’nda Ege Diş’in şimdiki yerine geçtik. Almanya’daki fuarı ilk ziyaretimde çok şaşırdım. Biz diş yapmıyormuşuz patates souyuyormuşuz dedim. Mesleğinizle ilgili yurt dışındaki gelişmeleri izleyebiliyor muydunuz? 1968 yılından sonra Almanya’da fuarlara katılmaya başladım. Eşimin abisi Almanya’da yaşıyordu, fuardan davetiye çıkarttık, o şekilde fuara katılma şansım oldu. Fuarı ilk ziyaretimde çok şaşırdım. Biz diş yapmıyormuşuz patates soyuyormuşuz. Teknoloji çok ilerdeydi. Malzemeleri çok iyiydi. Benim kullandığım malzemelerden valizlere sıkıştırıp getirebiliyordum, çünkü o tarihlerde ihracat yoktu. Malzemeleri getir- Başarınızın sırrı nedir? Başarmaya tutkundum sektörü bir adım ileriye taşımak yeni bir şeyler kazandırmak en büyük arzumdu. Para kazanma işini bir süre sonra bir kenara bıraktık, kalite üzerinde durduk. Kaliteli, iyi işçilik beraberinde parayı getiriyordu. Çok çalışmak gerekiyordu. Çalışırken de yaptığınız işi nasıl geliştireceğinizi düşünmek ve üretiminizi para kazanmaktan çok insana hizmet etmek için gerçekleştirmek durumunda olmalısınız. Çok yoğun geçmiş bir iş yaşamının sahibi olarak, başınızı yastığa koyduğunuzda en çok huzur duyduğunuz konu hangisi? Bugüne kadar yurtdışında çalışanlar dahil olmak üzere bir çok eleman yetiştirdim. İstanbul ve İzmir’de sayı azımsanmayacak kadar fazladır. Türkiye’nin her yerinde yetiştirdiğim elemanlar var. Başımı yastığa koyduğumda huzurla uyuyabiliyorsam bunun en önemli nedeni 3 bin civarında elemanı yetiştirerek bu sektöre kazandırmış ve ailelerine bir ekmek kapısı açmış olmamdır. Bunu parayla satın alamazsınız. Emekli oldunuz ama devam eden çalışmalarınız var mı? Bundan sonrasında neler yapmak istiyorsunuz? 1986’da beraber kurduğumuz Dental Labor’u, oğlumun babasından aldığı bayrağı en iyi şekilde taşıyarak daha iyi yerlere getireceğine inanıyorum. Oğluma çok teşekkür ediyorum. Bayrağı hakkıyla teslim aldı, bu huzurla artık emekli olabilirim.2000 yılında açtığı laboratuar ile benim yapmak isteyip de yapamadığım her şeyi gerçekleştirdi. 70 yaşlarındayım artık emekli oluyorum. Bundan sonra biraz da kendime zaman ayırmak istiyorum. 37 haber dişhekimi Meslektaşımız HAKAN ÖGE, Hayallerine yolculuğunun ardından “Kutuplar”a yolculuğa hazırlanıyor Meslektaşımız Hakan Öge’nin çoğumuzun hayalinde yaşattığı “dünya turu”nu Mardek adındaki yelkenli teknesiyle nasıl gerçekleştirdiğini 37.sayımızda yayınladığımız röportajımızda hayranlık ve zevkle okumuştuk. Öge’nin, hayallerini gerçeğe dönüştürme çizgisinde yaşadıkları, gördükleri, yaptıkları bir anda hepimizi içine almış, adeta o yelkenliye kısacık da olsa konuk olmuştuk. Hakan Öge’nin, bu kez “bir başka masal”ın kahramanı olmaya hazırlanışının haberini veriyoruz. Kutuplara gitmeye hazırlanıyor Yapımına başlanan teknesiyle teknesiyle kuzey ve güney kutuplarına yelken açacak olan meslektaşımız Hakan Öge, eşi Sophie ile birlikte her iki kutup noktasında da buzların elverdiği yere kadar gitmeyi planlıyor. Öge, yolculuğu ile ilgili hazırlıklarını Dişhekimi dergisiyle paylaştı. Yapacağım bir tekne ile kuzey ve güney kutuplarına gitmeyi planlıyorum Denizden tam kutup noktasına ulaşmak mümkün olmadığından her iki bölgede de buzların elverdiği yere kadar gideceğiz. Bu faaliyet ekspedisyon tarzında olacak ve gidilen yerlerde mümkün olduğunca uzun vakit geçirilerek, su altı, hava ve yer fotoğrafları çekilerek görselleştirilecek. Hava fotoğraflarını ve videolarını çekebilmek için sudan havalanan bir mikrolight Hakan Öge’nin Kutuplara yolculuğunda izlemeyi düşündüğü rota... 38 taşıyacağız. Ekspedisyonu bir önceki dünya turunu birlikte tamamladığım, eşim Sophie ile birlikte yapacağız. Benim 20, Sophie’nin ise 15 senelik profesyonel fotoğrafçılık geçmişimizle dünya çapında görsel malzeme sağlamayı planlıyoruz. Hakan Öge’nin kutuplara yelken açacağı teknesi Marmaris Yat Marina’da yapılacak Teknenin yapımını marinanın sahibi olan Bilgin Özkaynak üstlenmiş. Öge, bu zorlu yolculukta kullanacağı teknesinin özelliklerini şöyle özetledi: Cape Horn ve Macellan Boğazı gibi dünyanın en zor sularında yaşadığım tecrübeler ışığında ekspedisyon türü teknelerin dünyadaki en tanınmış ismi olan Fransız tasarımcı Gilbert Caroff’un Nadja isimli 15m boyundaki planını alüminyumdan yapmaya karar verdim. Bu tekne özel formu ve güçlendirilmiş yapısı sayesinde buzda seyre son derece elverişli.” Yelkenli ile dünya turunun seyir notları ve fotoğrafları kitap oldu 2004 yılında teknesi Mardek’le dünya turu yapmak için tek başına yola çıkan meslektaşımız bu yolculuğunda sadece hayallerine değil aynı zamanda eşi Sofie’e de kavuşmuştu. Her ikisi de aynı zamanda profesyonel fotoğrafçı olan çift yolculuk esnasında görüntüledikleri kareleri ve notları yolculuk sonunda “Duygularla Akmak”, “Macellan’ın İzinde Mardek’in Seyir Defteri” isimli kitaplarında bir araya topladı. Hakan Öge dergimize kitaplarıyla ilgili düşüncelerini ise şöyle dile getirdi: “Yolculuk sırasında yaşadıklarımı internetten sürekli olarak www.hakanoge.com adlı web sitesi aracılığıyla paylaşmaya çalıştım. Bunun yanında seyahati destekleyen Atlas dergisinde her ay bir foto-röportajım yayınlanıyordu. Türkiye’ye döndükten sonra Sophie ile birlikte sadece duygularımızı yansıtan, fotoğraf ağırlıklı bir kitap olan “Duygularla Akmak”ı Deniz Kültür Yayınları desteğiyle çıkarttık. Naviga Yayınları’ndan çıkan “Macellan’ın İzinde Mardek’in Seyir Defteri” adlı ikinci kitabımda ise Güney Amerika’nın en güney ucuna yönelerek kendi bulduğu geçide ismini vermiş olan Ferdinand Macellan’ın izlediği rotaya benzer bir seyir izlediğim bu yolculuğun seyir notları ve yolculuk sırasında tuttuğum günlük var. Şartları daha iyi anlatabilmek için bu notları fotoğraflar ve haritalarla süslemeye çalıştım. dişhekimi haber 39 oralmoral dişhekimi ‘Dişçi’ Hali... Bir TV kanalında Ana Haber Bülteni Serdar SIRALAR [email protected] 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi’nden mezun olurken yıllık için yazdığım ve bir Diş hekimliği öğrencisinin yaşadıklarını hiciv yoluyla anlatan öyküm 1990 senesinde İstanbul Diş hekimleri Odası Dergisinde yayınlanınca yazarlık maceram başladı. Mezun olan hikaye kahramanının meslek hayatında karşılaştığı sorunlarla devam eden bir dizi yazının ardından, 2007 yılına kadar aynı dergide sürekli köşe yazarı olmuştum. Şimdi, yaklaşık üç yıl aradan sonra, Dişhekimi dergisinde yeni yazılarımla sizlerle birlikte olacağım için gerçekten çok mutluyum. 40 Bayan Spiker- Sayın seyirciler, bugün İstanbul Dişçi Hali görkemli bir törenle hizmete girdi. Açılış konuşmasını yapan deve “Halk sağlığına canım feda” dedikten sonra kasaplar tarafından kesilerek kurban edildi. Yatırımcı müşterilerin beğenisine sunulan dişçiler öncelikle sağlık ve ironik olarak da diş kontrolünden geçirildiler. Yetkililer yaptıkları açıklamada, halde kesinlikle hijyen kurallarına uyulduğunu ve mezatlara arz edilen dişçilerin hepsinin sağlık bakanlığından onaylı diplomasının mevcut olduğunu vurguladılar. Şimdi Dişçi Hali’nde bulunan muhabir arkadaşımız Esat’a bağlanıyoruz. Esat merhaba! Esat- Abi ben şu 2001 mezunu sarı kıza yazıldım. Arttırmada üstümde kalırsa, günde üç defa dişlerimi fırçalatacağım. Hu ha ha. Spiker- Esat, yayındayız. Esat- Ha, hı! Yayında mıyız? Eeeee, merhaba Tuba. Gördüğünüz gibi Canlı Dişçi Hali’nden sizlere bilgi aktarmak için buradayız. Az önceki şaka için seyircilerimiz beni mazur görsünler. Spiker- İnsanlık hali. Esat- Hayır Tuba, insanlık hali değil, burası dişçi hali. Spiker- Onu demiyorum, yani az önce senin yaptığın, yani her neyse, biz konuya dönelim. Hiç satış gerçekleşti mi? Esat- Evet Tuba. Sabah erken saatler- de gerçekleşen mezatta iki ortodontist, üç endodontist, beş periodontolog, dört çene cerrahı ve on iki sade dişçi kıran kırana geçen bir açık arttırma neticesinde alıcı buldu. Spiker- Sade dişçi derken? Bunun çukulatalısı da mı var? Esat- Şu anda hal müdürü yanımda. Kendisine soralım Tuba. Efendim halinizde çukulatalı dişçi var mı? Yoksa çeşitleriniz nelerdir? Hal Md.- Efendim, önce bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Benim bu makama gelişim tesadüf ya da bir takım kötü niyetli kişilerin kadrolaşma dedikleri şey değildir. Tam yedi sene balık halinde ve bilahare on bir sene yaş sebze halinde çalışarak bu hale geldim. Esat- Sayın müdürüm, halinizde çukulatalı dişçi var mı diye sormuştuk. Hal Md.- Şimdi ben tabii bu sabah yeni başladım. Henüz çeşitleri inceleme fırsatım olmadı. Oğlum, hişşş, evladım sor bakiim elimizde çukulatalı var mıymış? Yok mu. Ha o şeyden, çukulata sıcağa pek dayanmaz da, o bakımdan. Esat- Peki efendim, müşteri malı beğenmezse iade şansı var mı? Hal Md.- Önlüğünü çıkartmamak koşulu ile 15 iş günü içinde geri getirirse, yenisi ile değiştirmek mümkün. Esat- Teşekkürler. Şimdi bir de alıcı bekleyen kardeşimizle konuşalım. Merhaba. Kaç yıllık dişçisiniz? Kaç lira oralmoral dişhekimi maaş almayı umuyorsunuz? çilerin bir de toptancı hali olması lazım gelir. Dişçi- 8 yıllık dişçiyim. Bizim muhammem bedelimiz yaklaşık 1000 - 1500 TL civarında. Artık açık arttırmada ne kadar yükseltirlerse. Mezun olduğun orijine, seneye ve cinsiyete göre de fiyatlar oynuyor tabii. Biz küçüklerdeniz. Bir de büyükler var. Onları almaya bazen tek müşterinin parası yetmiyor, üç beş hastane birleşip bir büyüğe giriyorlar. Esat- Teşekkürler. Şimdi de mezat yöneticisi ile konuşacağız. Efendim hayırlı olsun. Burada ne gibi yenilikler var? Esat- Allah kabul etsin. Siz ne gibi işler yapabiliyorsunuz? Dişçi-Ne iş olsa yaparım abi. Diş çekerim, dolgu yaparım, protez yaparım, gerekirse sabah şekerleri ya da yemek tarifi programlarına konuk olarak katılırım. Müşteri ne isterse yani. Esat- Eyvallah! Şimdi bir de müşteri ile konuşalım. Beyefendi siz alıcı mısınız? Alıcı- N’ooldu hemşerim? Tezgahın önünü mü kapatıyom? Esat- Yok efendim, estağfurullah. Biz röportaj yapıyoruz da. Siz neden buradasınız, bir şeyler alacak mısınız diye sormak istedim. Alıcı- Valla gardeşim, uyduk bizim dişçi yigenin aklına, dedi bu diş işlerinde çok para var, bir yer açalım. Ben aslen kabzımalım. Birikmiş para vardı. Bu benim yigen dedi emmi gel seninnen bi fırıldak çevirelim. Ben de dedim parayı ben koydum, dişçileri ben seçerim. Esat- Kaç tane alacaksınız? Alıcı- Valla gısmetse 20 – 30 dene alacaz. Emme böyle tek tek mezat uzun sürüyor yigenim. Bu diş- Mezatçı- Öncelikle her türden dişçiyi bulmak kolay. Tek tek alabileceğiniz gibi dörtlü set şeklinde de daha ekonomik bir paketten yararlanabiliyorsunuz. Esat- O nasıl oluyor öyle? Mezatçı- Dört dişçiden oluşan bu setten faydalanabilmeniz için en az dört boxlık bir kliniğe sahip olmanız gerekli. Dört boxa dört hasta oturuyor. Sette size sunduğumuz dişçilerden biri dört hastayı da dolaşıp sadece anestezileri yapıyor, ikincisi kaviteleri açıyor, üçüncüsü dolguları koyuyor ve sonuncusu da yükseklikleri alıp cila yapıyor. Seri, kullanışlı ve ekonomik. Bunların dışında bir de disposibıl dişçilerimiz var. Kullan at, yani. Esat- O nasıl oluyor ki öyle? Mezatçı- Ya, diyelim dişçi kadronuz tam da, aniden hasta bastırdı. Hekim sayısını arttırmak istemiyor ama bir yandan da gelen hastaları kaçırmak istemiyorsunuz. Hemen bizi arayıp bir adet disposibıl dişçi siparişi veriyorsunuz, ürünü ayağınıza kadar yolluyoruz. Dolgu mu yapacak, diş mi çekecek işte her neyse yapıyor. İşi bitince cebine üç beş kuruş koyup yolluyorsunuz, gidiyor. Sen sağ ben selamet. Esat- Evet, Dişçi Hali’nde son durum bu. Tuba? Spiker- Teşekkürler Esat. Evet sayın seyirciler, sizlere dişçilerin hâlini sunduk. Serdar Sıralar’ın kızı Serra Sıralar Dişçi Hali’ni çizgileriyle yorumladı. 41 Her 5. Bilimsel yönüyle Uluslararası rgisi 14. Kongre ve Se başarılı bir kongreydi haber SİTESİ R E İV N Ü E G E KÜLTESİ DİŞHEKİMLİĞİ FA dişhekimi RI EKİMLERI ODALA H EGE BÖLGESİ DİŞ 5. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi ve 14. EBDO Uluslararası Bilimsel kongre ve Sergisi; Bilimsel programı, sosyal programı ve sergisiyle meslektaşlarımızın beğenisini kazandı. 42 dişhekimi Kongre Meslektaşlarımız, bilimsel toplantılar, konferanslar, poster sunumlar ve uygulamalar ile bilimsel bilgilerini geliştirecek ve yeni teknik ilerlemeler hakkında bilgi sahibi olacak’’ dedi. EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süer Anaç kongrenin, bilimsel kalkınma yolunda önemli katkı sağlayacağını, mezuniyet sonrası eğitimler ile hekimlerin yanında olmanın önemli bir amaç olduğunu kaydetti. Kongrenin Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Beyser Pişkin Kongre Organizsyon Komitesi Başkanı ve ise bilgi ve teknoloji çağında Kongrenin Bilimsel Komite E.Ü. Dişhekimli Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç, kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştirdi. sürekli eğitime ihtiyaç duyul- Başkanı Prof. Dr. Beyser Pişkin duğunu, özellikle mezuniyet EÜ Diş Hekimliği Fakültesi ile İzmir, Balıkesir, Ispar- sonrası eğitimlerin, gelişime ta, Manisa ve Uşak Dişhekimleri Odaları işbirliğinde önemli katkısı bulunduğunu anlattı. düzenlenen 5. EÜ Diş Hekimliği Fakültesi ve 14. Ege İzmir Diş Hekimleri Odası Başkanı Turgan Ülker de Bölgesi Diş Hekimleri Odaları Bilimsel Kongre ve Ser- kongrenin, dişhekimleri odalarının bir araya gelerek gisi, EÜ Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. hazırlanmış olması, uygulamalı sunumlara ağırlık Kongre Başkanı ve EÜ Diş Heverilmesi ve EÜ Diş Hekimliği kimliği Fakültesi Dekanı Prof. Fakültesi’nin katkılarıyla düDr. Celal Artunç, etkinliğin zenlenmesinin, organizasyonu açılışında yaptığı konuşmada, öne çıkaran özellikler olduğukongrenin programı itibariyle nu bildirdi. Ülker, “Kongrenin diş hekimliğini ilgilendiren tüm başarısının en önemli nedeni, konularda yüksek bilimsel stanülkemizin seçkin fakültelerindardı korumanın mutluluğunu den akademisyenlerin, nitelikli taşıdıklarını söyledi. Kongrenin, bilimsel birikimlerini bizlerle üç salonda eş zamanlı yürütücömertçe paylaşmasıdır” diye leceğini ifade eden Prof. Dr. konuştu. Artunç, ‘’Kongrede, 16 sözlü Açılış töreninde ayrıca Kıbrıs bildiri, 40 poster sunumu ve Dişhekimleri Odası Başkanı Hü37 konferans düzenlenecek. seyin Bıçak, İzmir Dişhekimleri Kıbrıs Dişhekimleri Oda Başkanı Kongreye 6’sı yabancı olmak Odası Başkanı Turgan Ülker’e Hüseyin Bıçak, İzmir Dişhekimleri Oda Başkanı Turgan Ülker’e plaket verdi. üzere 37 bilim insanı katılacak. bir plaket verdi. Kongre açılış töreninde Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç tarafından sponsor firmalara teşekkür plaketi verildi. 43 haber dişhekimi Bilimsel program yoğundu eş zaKongre kapsamında üç salonda l sunummanlı olarak yürütülen bilimse ilerini lara katılan meslektaşlarımız bilg de gre Kon . ndi tazeledi ve yeni bilgiler edi iri, bild konferansların yası sıra 16 sözlü yer aldı. 40 poster sunumu ve 5 adet kurs toplam re üze ak Ayrıca 6’sı yabancı olm 37 akademisyen sunum yaptı. Canlı sunumlara ilgi büyüktü protetik ve konİmplant cerrahisi, lazer uygulaması, sunumlar, meslı servatif uygulamaların yer aldığı can Meslektaşlarımız lektaşlarımız tarafından ilgiyle izlendi. ayı yapan akadecanlı sunumların sonunda, uygulam misyenleri soru yağmuruna tuttu. 44 haber dişhekimi 5 ayrı kategoride kurs düzenlendi Kongre yorgunluğuna ve kurs zamanlarının Beyazt Öztürk’ün şovuyla çakışmasına rağmen meslektaşlarımızın öğrenme tutukusu ağır bastı. Dr. Orhun Bengisu PRATİK UYGULAMALI KURSU İMPLANT ÜSTÜ PROTEZ Doç. Dr. Uğur Tekin PİEZO CERRAHİNİN LLANIMI İMPLANTOLOJİDE KU ı Şen Prof. Dr. Güniz Baks İN KLİNİK EN DİJİTAL GÖRÜNTÜLEM LARI CERRAHİDE UYGULAMA Doç. Dr. Fatih Arıkan DİŞETİ PİGMEN TASYONUNU N TEDAVİSİNDE KRYO CERRAH İ Prof. Dr. Mura t Türkün Dr. Özlem Ert ürk BEYAZLATMA KURSU 45 haber dişhekimi u d r u t ş Beyaz co Kongrenin son gününde Atatürk Kültür Merkezi’nin Adnan Saygun Salonu bol kahkahalı bir buluşmaya tanıklık etti. Kongre sekreteri Prof. Dr. Nurselen Toygar’ın kısa konuşmasının ardından sahneye davet ettiği Ünlü showman Beyazıt Öztürk meslektaşlarımıza unutulmaz bir gösteri sundu. Samimi üslubu ve doğaçlama esprileri ile bir gösteriden çok sohbet toplantısı izlenimi bırakan show sırasında Beyaz’a içimizden biri, İzmir’de yaşamını sürdüren meslektaşımız Atay Utlulığ eşlik etti. Mesleğinde ulaştığı noktaya gelirken yaşadıklarını, ünlü biri olmanın keyifli ve zor yanlarını meslektaşlarımızla paylaşan Beyazıt Öztürk gelen soruları da yanıtladı. Bir meslektaşımızın, parmağındaki siyah taşlı oldukça iri yüzüğü merak edip sorması üzerine, taşın üzerinde ailesindeki fertlerin isimlerinin ve hayatta en dönemsediği değer olan vicdan kelimesinin yer aldığını söyledi. Yaklaşık bir buçuk saat sahnede kalan Öztürk’e gösterinin sonunda dişhekimi önlüğü giydirilerek, muayene takımı ve bir davyeden oluşan set ve üzerinde camdan diş maketi bulunan bir plaket verildi. Beyazıt Öztürk, hekim önlüğünü, Kongre Başkanı Prof. Dr. Celal Artunç’tan alırken... Beyazıt Öztürk ve meslektaşımız Atay Utlulığ gösteri sırasında... Prof. Dr. Kongre Genel Sekreteri Öztürk’le... t azı Bey , Nurselen Toygar 46 dişhekimi haber 47 haber dişhekimi Meslektaşlarımız, kongre yorgunlkuğunu Gala Yemeği ile attı Poster Ödülleri, Gala Yemeği’nde sahiplerini buldu Yerli ve yabancı konukların katılımıyla zengin bilimsel sunumların, sergilerin, serbest sunum ve poster çalışmalarının yer aldığı kongreyi yoğun geçiren meslektaşlarımız gala yemeğinde buluştu. Eğlenceli saatler geçirerek kongrenin yorgunluğunu atan meslektaşlarımız hem sohbet etti hem eğlendi. Gecede İzmir Dişhekimleri Oda Başkanı Turgan Ülker, Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç’a kongreye katkılarından dolayı plaket verdi. Gala yemeğinde ayrıca Ege Üniversitesi Dişhekimliği fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nurselen Toygar’ın gerçekleştirdiği konuşmanın ardından poster ödülleri de dağıtıldı. Poster ödüllerinde birinciliği “Pulpa kök hücrelerinin odontoblastik farklılaşması ve dentin üzerinde gelişimi’ konulu poster çalışmaları ile Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi alırken ikincilik ödülü “Tek bileşenli bir basamaklı kendinden asitli adezivlerin ph’ı mineye bağlanmayı ekiler mi? ” konulu çalışmaları ile Süleyman Demirel Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nin, üçüncülük ödülü ise “Ethanol-wet bonding tekni- POSTER 48 iKiNCiLiK ÖDÜLÜ “Tek bileşenli bir basamaklı kendinden asitli adezivlerin PH’ı mineye bağlanmayı ekiler mi?” POSTER BiRiNCiLiK ÖDÜLÜ “Pulpa kök hücrelerinin odontoblastik farklılaşması ve dentin üzerinde gelişimi” ğinin resin-mine bağlantısına etkisi” konulu çalışma ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nin oldu. Dereceye girenlerini plaketlerini Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç takdim etti. Artunç ayrıca, kongreye sponsor olan Oral B-İpana firması yetkililerine de katkılarından dolayı teşekkür ederek plaket verdi. POSTER ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜ “Ethanol-wet bonding tekniğinin resin-mine bağlantısına etkisi” Kongre dişhekimi Kongre için geldiler 5. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi ve 14. EBDO Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi, alanında çok değerli akademisyenlerimizin yanı sıra çeşitli ülkelerden katılan akademisyenlere de ev sahipliği yaptı. Prof. Dr Lars Andersson/ Kuveyt Prof. Andersson İsveç’ten Kuveyt’e gelerek Akademik çalışmalarını Kuveyt Üniversitesi’nde sürdüren, maksillo fasiyel cerrahi uzmanı bir akademisyen. Konuşmasına bu güzel kentte meslektaşlarıyla beraber olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek başlayan Andersson’un avulse dişlerin saklanma koşulları, yerine yerleştirilmesi, splintleme ve prognoz hakkında oldukça ayrıntılı ve pratiğe yönelik sunumu ilgiyle izlendi. Prof. Dr. Edgar Schafer/Almanya Prof. Scafer Almanya’da Hamburg’la Köln arasında küçük bir kent olan Munster’i ve Munster Üniversitesi Dişhekimliği Okulu’nu tanıtarak başladığı konuşmasında enfekte kök kanalların nasıl dezenfekte edileceğini anlattı. Farklı kanal irrigasyon solüsyonlarının etkinliklerinin karşılaştırılması, irrigasyonda en son kullanılan solüsyon ve yöntemler gibi başlıklar altında gerçekleştirdiği sunumu sonrasında Andersson meslektaşlarımızdan gelen pek çok soruyu da yanıtladı. Prof. Dr Joel Epstein/ABD ABD’ nin İllinois Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Prof. Epstein klinikte meslektaşlarımız tarafından tanınmaları hayati önem taşıyan oral kan- serler hakkında detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Çok sayıda slaytla zenginleştirdiği sunumunda Epstein, dünyanın çeşitli ülkelerinde oral ve fasiyal kanserlerin görülme oranları, bunların yaşa ve cinsiyete göre dağılımı, kanserlerin moleküler modelleri, tanıdaki son gelişmeler ve vakaların uzun dönemdeki takipleri hakkındaki bilgilerini meslektaşlarımızla paylaştı Prof. Dr Craig Baumgartner/ABD Kongrenin ABD’den katılan bir diğer akademisyen konuğu endodontist Prof. Dr. Baumgartner idi. Oregon Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Baungartner, tüm yönleriyle endodontik abseleri ele aldığı ve çok sayıda slaytla desteklediği sunumunun ardından İzmir’e gelişinden itibaren çok güzel ortamlarda bulunduğunu ve burada olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. Prof. Dr. Satoshi Imazato/Japonya Kongrenin bir başka uzak yol konuğu Japonya’dan gelen Prof. Dr Imazato idi. Osaka Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Imazato, antibakterial adezivlerin zaman içindeki gelişimlerini ve yapılan çeşitli araştırmaların sonuçlarına dayanarak sekonder çürük riskini azaltmadaki rollerini meslektaşlarımıza aktardı. 49 dişhekimi haber Meslektaşlarımız kongreyi değerlendirdi Levent Atman - Kuşadası konular daha Kongre gayet faydalı geçti. Bu sefer düzenlenen kongrede implantla ilgili katılım biraz olarak e malzem sayıda, az arı katılıml Firma num. fazla olduğu için memnu olur. yalan dersem düşük. Bunun dışında dolu dolu bir kongreydi, eksiklik gördüm Bircan Canbaz - İzmir Kongrede düzenleme çok güzel ancak seminerlerin saatleri üst üste gelmiş. Sunumlar çakışıyor 15 dk ara ile başlamış olsa her ikisini de izleyebilirdik. Birine giriyorsun diğerini kaçırıyorsun. Yabancı sunumlara girmeye çalıştım. Saatler çakıştığı için giremedim. Yabanc ı akademisyenlerin sunumları bilimsel içerikliydi. Kongre genel olarak başarı geçti. Güneş Bulut Eyüpoğlu-Trabzon çok yüksek çok Kongre bu sene de geçen yıl ki kadar aydınlatıcı ve güzel. Katılım oranı olsa daha iyi ortam bir iz ileceğim dolaşab rahat daha biraz z, oluyoru sıkışık bir alanda rın aydınSalonla i. nebilird olabilirdi. Bilimsel sunumların zamanları biraz daha iyi düzenle ebilirdi. latılması konusuna da biraz daha özen gösteril Turan Deneri-İstanbul İzmir her şeyden önce güzel bir şehir, bu bile yetiyor gelmek için. Sunum lar çok başarılı. Salonlar, fuar alanı, ikramlar çok güzel. Kongreye uygun bir yer. Genel olarak başarılı her şey çok güzel. İhsan Şengül-Bursa organizasyon çok iyi Ege’deki kongreleri çok beğeniyoruz. Şu andaki kongre de çok güzel, Şimdiye kadar katıluz. ndiriyor yapılmış. Arkadaşlarımızla da konuşup kendi aramızda değerle dığımız en güzel kongre diyebiliriz. Tuğba Serim Kalay-Trabzon Kongrede işlenen konular çok fark lı bölümlere hitap ediyor. Hocalarımız özenle seçilmişler. Farklı salonlardaki sunumlara katılma k isterdik ama çok sıkışık saatlerde oldu ğu için yeterince takip edemedik. Ayrıca firmaların oldu ğu alan biraz daha geniş olabilirdi. Gen bir kongre oldu. el olarak güzel Recep Gedikoğlu-Ankara en organize olanı Kongreyi şimdiye kadar firma olarak katıldığımız aktivitelerin en iyisi ve n. olarak tanımlamak mümkü Kemal Boycan-İstanbul Görsel sunumları, bilimsel sunumları, sergisi çok hoş ve doyurucu. Kongre genel anlamda diğer kongrelere göre çok iyi. 50 dişhekimi haber 51 Kongre dişhekimi Plastik kapakları tekerlekli sandalyeye dönüştürdüler 24 Mayıs 2010 tarihinde fakülte öğrencileri tarafından “Tane tane kapakları toplayalım, adım adım engelleri aşalım” adı ile küçük bir kıvılcım olarak başlayan kampanya kısa süre içerisinde önce İzmir genelinde daha sonra da ülke çapında yayılarak büyük destek gördü. Her 250 kilo kapağa karşılık bir tekerlekli sandalye Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şubesi’ne devredilecek, oradan da ihtiyaç sahiplerine hediye edilecek. Kongre kapsamında yer alan sergi stantları içerisinde bir tanesi vardı ki; duymadan görmeden geçemedik. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri tarafından engelli vatandaşların tekerlekli sandalye ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşturulan kampanya ile ilgili çalışma kongre merkezinde de yerini almıştı. “Bir kişinin daha yüzünü güldürmek ister misiniz?” adlı kampanya Mayıs ayından bu yana devam ediyor. Kampanya kapsamında toplanan kapaklar 5 ay içerisinde10 tonu aştı. Toplanan kapaklar Muzaffer Pınarbaşı İşletmeleri’ne teslim ediliyor ve işletme buna karşılık Ottobock markalı sandalyeleri satın alıyor. Her 250 kilogram kapak 1 adet tekerlekli sandalye alınmasını sağlıyor. Öğrenciler tarafından başlatılan kampanyanın en büyük destekçisi E.Ü Dişhekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nurselen Toygar oldu. Projenin ko- 52 ordinatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Toygar öğrencilerle el ele vererek projenin gelişmesine büyük katkı sağladı. Kısa sürede tüm Türkiye’den destek gördü ve toplanan kapaklar tonları aştı. Türkiye’nin doğusundan batısına her ilden büyük küçük öğrencilerin, vatandaşların kendi çabalarıyla destek verdiği kampanya yurt dışında da ses getirmeye başladı. Ülke dışından grubun internet sayfasına ulaşarak bilgi alan katılımcılar sayesinde kampanya yurt dışında da yayılıyor. Vatandaşlarımızdan her gün kolilerce kapak desteği geliyor. Kampanya her ne kadar fakülte içerisinde başlamış olsa da şuan Türkiye çapında ses getiriyor ve bunun dışında İsviçre, Almanya, Kosova, Kanada, Norveç, ABD gibi ülkelerden de kampanya ya destek geliyor. Yılbaşına kadar devam edecek olan kampanyaya destek vermek isteyen herkes 0232 311 15 33 nolu numaradan gruba ulaşabilir ve projeye katkıda bulunabilir. dişhekimi Kongre 53 Meslektaşlarımız Foça’nın mavi sularında gerçekleşen yarışlarda yelken açtı haber dişhekimi Ayrı teknelerde olsalar da denizin birleştirdiği iki meslektaşımız Foça adalarının etrafında dönülerek gerçekleştirilen yarışlarda 2 gün boyunca yarıştı. Meslektaşımız Ufuk Tiyanşan Yelken ve deniz tutkusunu dergimizle paylaştı. 54 IRC kategorisinde birinci olan meslektaşımız Burhanettin Tolunay “Meslekte geçen 26 yılın 26’sına da denizi sığdırabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Ömrüm boyunca hep bir şeyler üretmek ve sonucunu görmek yaşamıma o kadar güzel renkler katıyordu, yıllar geçtikte biraz daha yavaşlayacağına, giderek, fazlalaşarak sürmekte. Son kayığımla 22 sene uğraştım ve hala uğraşmaya devam ediyorum. Bu uğraşları genelde sezon sonuna getirerek, hiçbir zaman denizden kopmamaya çalıştım. Kod adı Ajda Pekkan olan kayığım bugün 10,50 metre boyunda 3,20 eninde çift direkli (Keç arma) bir uzakyol kayığı. Yarışlarda “nerden çıktı, bu bir uzak yol kayığı, 10 ton da ağırlığı var ve de ahşap” diyen arkadaşlarımı duyuyor gibiyim. Son 10 yılda İzmir’de diğer bazı dişhekimi Foça Yelken Klübü’nün düzenlediği, yelken yarışlarında birinci ve ikinciliği meslektaşlarımız paylaştı. Ege Açık Deniz Yat Klübü ile Urla Yelken Klubü’nün destek verdiği yarışlarda Burhanettin Tolunay DRACULA isimli teknesiyle IRC kategorisinde birinci olurken, Ufuk Tiyanşan TULRAB isimli yelkenlisiyle Ahşap kategorisinde ikinci oldu. konular gibi İzmir Yelkenciliği de geriye doğru gidiyor ve hatta neredeyse yok oluyordu. Buna rağmen İzmir’de yelken sporunu geliştirmek, gençleri yelkenle tanıştırmak için ellerinden ne gelirse yapan kişiler var. Benim de onlara gereken desteği vermem gerekiyordu. İlk önce, EAYK (Ege Açıkdeniz Yat Kulübü)’nin düzenlemiş olduğu yarışlarda destek grubunda ahşap sınıfını açtırdım.Bu o kadar da kolay olmadı. Kayığın çarmıhlarına 50 cm 3’er metrelik 4 arka ıstıralyalar arasına 50 cm 2 metrelik pankartlar yaptırarak biraz mizahi biraz ciddi müzik eşliğinde çanları ve kornaları çalarak ve diğer yelkencilerden çok büyük alkışlar alarak yapmış olduğumuz eylemden sonra bu sınıf Türkiye’de sadece İzmir’de olmak üzere haber Ahşap kategorisinde ikinci olan meslektaşımız Ufuk Tiyanşan açılmış oldu. Hedef yeni gençliğe yelkenciliği sevdirmekti. Ve İzmir’de daha çok yelkenin bu yarışlara katılmasıydı. Ahşap sınıfının açılması bu yarışlara ayrı bir zevk ve güzellik katmaya başladı. Urla Tanju Okan, Mordoğan, Foça, Regatta, Çeşme Alaçatı, Teos, yarışları derken sadece bu sene 400 mile yakın yol yaptık. Yarışların dışında kayıkların transferleri, herhangi bir ada ya da koyda konaklama bizleri birbirimize daha da kenetler olmuştu. Issız bir koyda, güzel bir müziğn eşliğinde, fırında pişen ahtapot güveç, yelkencilerin parolası olmuştu. Alesta Rakı gün batımına az kala tüm denizcilerin ortak diliydi.Gün kutlanıyor kadehler martıların çığlıkları altında havaya kalkıyordu. Yarışırken de eğlenilebileceğini dostlukların daha da pekiştiğini bizler, İzmirli yelkenciler, dışarıdan gelen arkadaşlarına her şekilde yansıtıyorlardı. Yıllar sonra, sınıf arkadaşım sevgili Burhanettin Tolunay’ı bu yarışların birinde yeniden yakaladım gerçi o IRC I’de DRACULA teknesinde ben ise ahşapta TULRAB’daydım ama yine de deniz bizi ayrı teknelerde de olsa yeniden birleştirmişti. Deniz işte buydu, doğanın asıl gücüydü, yeşil ile mavinin en güzel renklerini bizlere sunan, şehir ışıklarından uzakta herhangi bir adanın koynunda binlerce yıldızı ve samanyolunu denizde seyrettiren, yeni dostluklar kazandıran, bizlere doğanın her zaman güçlü olduğunu, onunla şakanın olmaması gerektiğini hatırlatan, mekanikten, navigasyona, yelkencilikten sert havada seyir yapma yetisini kazandıran deniz tanrısı, Poseidon’du, ona binlerce kez teşekkürler. Denizde kalın, sevgiyle, mutlulukla, dostça.” 55 haber dişhekimi “Hastalarla İlişkilerde Kendini Tanıma” konulu psikodrama çalışması başladı “Psikodrama ile sorunlara farklı açılardan da bakabiliriz. Oyun sırasında rol değişimiyle hastanın yerine geçerek durumu farklı açıdan görebiliriz. Sahne bize sonsuz bir özgürlük veriyor. Bu da bizim hekim olarak farkındalığımızın artmasına yol açar” “Hastalarla İlişkilerde Kendini Tanıma” konulu psikodrama çalışmasının ilk bölümü İzmir Dişhekimleri Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi. Haftada bir gün 90 dakika olarak gerçekleştirilecek çalışmanın tamamı 10 hafta sürecek. Çalışmayı yürüten meslektaşımız Müjde Cinsdemir dergimizin sorularını yanıtladı. 56 Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunuyum.20 yıldır serbest diş hekimi olarak çalışmaktayım. Psikodrama ile 6 yıl önce bir arkadaşımın vasıtasıyla tanıştım. Urla’da Umut Psikodrama Enistitüsü’ne adım attığımdan itibaren benim için uzun ama çok verimli bir yolculuk başladı. İlk üç yıl kendimle ilgili farkındalıklarım dişhekimi arttı ve bu benim özel yaşamıma çok olumlu bir şekilde yansıdı. Aldığımız eğitim iki aşamalı bir eğitim. İlk aşamayı bitirdikten sonra psikodrama yöneticiliği için ikinci aşamaya devam etmekteyim.Geçen yıldan beri eğitimin bir parçası olarak mesleki alanda süpervizyon altında psikodramayı uyguluyorum.Bu konuyu açtığımda İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı Turgan Ülker’in çok olumlu yaklaşımları oldu. İlk çalışmayı geçen sene bir grup diş hekiminin katılımıyla yaptık. Bu yıl ikinci çalışmaya da yeni bir grupla tekrar başladık. Psikodrama nedir? Psikodrama insanlar arası ilişkilerin bilimidir. İçin- haber olur. Psikodrama ile sorunlara tamamen farklı yanaşılıyor. Öncelikle sorunun ortaya çıktığı duruma bakılıyor. Bu nedenle ilk önce durumun ne olduğu saptanmaya çalışılıyor. Ayrıca bu duruma nereden gelinmiş ve içinden nasıl çıkılır? Bunu net görebilmek için durum sahneleniyor ve böylece grup için somut ve güncel oluyor.Rol alanlar sorun sanki o an orada olmuş gibi canlandırıyorlar. Değişik psikodrama teknikleri yardımıyla farklı seçenekler deneniyor.Çözüm bulunduğunda canlandırma sona eriyor.Rol alanlar rollerinde yaşadıklarını paylaşıyorlar.Bu canlandırmalar daha bir sosyal bütünleşmeye yol açıyor. Psikodrama çalışmasının hedefini özetler misiniz? Çalışmanın konusu ‘’Hastalarla ilişki de kendini tanıma’’ Burada amaç hastalarla ilişkimizde hekim olarak tutumumuzu görme ve bizi rahatsız eden durumlarda psikodrama aracılığıyla farkındalığımızı arttırarak yeni bir tutum geliştirmedir. Meslektaşlarımız psikodramadan nasıl fayda sağlar? Diş hekimliği insanlarla direkt etkileşimde olan bir meslek. Hastalarla sürekli bir iletişim var. Doğal olarak bu bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Sonuçta kendimizce bir çözüm buluyoruz ama bir süre sonra aynı sorunla bir daha karşılaşıyoruz. Bu bizim soruna benzer tutumla yaklaşmamızdan da kaynaklanıyor. Psikodrama ile bu soruna farklı açılardan da bakabiliriz. Oyun sırasında rol değişimiyle hastanın yerine geçerek durumu bir defa da o açıdan görebiliriz. Canlandırmalar sırasında değişik seçenekleri deneyebiliriz. Sahne bize sonsuz bir özgürlük verir. Bu da bizim hekim olarak daha da farkındalığımızın artmasına yol açar. Ayrıca grupta dile getirilen sorun diğer grup üyelerinin de başına gelmiş olabiliyor. Bu da paylaşımı arttırıyor ve güç veriyor. de sosyometri( grup arası ilişkiler), grup psikoterapisi ve psikodramayı bulundurur. Öncelikle kişinin spontanlık, yaratıcılık ve davranış yeteneklerinin geliştirilmesini hedefler. Sorunlar hakkında konuşmak genelde çözüm getirmez. Herkesin görüşü farklıdır, ayrı noktalara vurgu yapar, değişik çözümler önerir. Bu süreç zaman kaybına yol açar ve nadiren kalıcı etkisi Sizin özellikle öne çıkartmak istediğiniz konular var mı? Diş hekimlerinin ortak sorunlarından bazıları: Para istemedeki güçlük Korkan hastaya yaklaşım Çocuk hastaya yaklaşım Hasta yakınları Bu konularda beden ifadesi, empati ve rol değişimini de içeren psikodrama öğeleriyle çalışıyoruz. Konuya ilgi duyan meslektaşlarımız [email protected] mail adresinden ve 05332712490 nolu telefondan bize ulaşabilir. 57 dişhekimi haber Perşembe Akşamı Seminerleri sürüyor > Prof. Dr. Murat Türkün “Beyazlatma Tedavilerinde Farklı Alternatif Yaklaşımlar” 23.09.2010 tarihinde İzmir Dişhekimleri Odası toplantı salonunda gerçekleştirilen Perşembe Akşamı Seminerleri Prof. Dr. Murat Türkün’ün, “Beyazlatma tedavilerinde farklı alternatif yaklaşımlar” konulu sunumu ile başladı. Meslektaşlarımızın yoğun ilgi gösterdiği seminerde canlı sunumla gerçekleştirilen uygulama izlendi. Prof. Dr. Murat Türkün, hekimlerimizin beyazlatma uygulamalarına canlı sunumlar sonrasında daha fazla ilgi göstermeye başladıklarını belirterek şunları söyledi: “Genelde klinik uygulama yan etkileri ve maliyet merak ediliyor. Uygulamadan uzak duran hekimlerin seminerler sonrası uygulamaya ilgi göstereceklerini düşünüyorum. Canlı sunum hekimlerimiz açısından daha inandırıcı oluyor. Uygulanan kişinin diş renginin türüne göre uygulamanın süresi, kaç seans uygulanması gerektiği, hangi ürünün Prof. Dr. Murat Türkün kullanılması gerektiği değişiyor. Her hastada farklı durumlar ortaya çıkabiliyor, farklı alternatifler uygulanıyor. Seminerde de bu konulara değindik, hangi durumda hangi uygulamaların kullanıldığını anlattık. Beyazlatma uygulaması yurtdışında çok daha yaygın. Türkiye’de maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle hekimler biraz geride durmuş. Hastaların artan talepleri durumu uygulanır olmaya zorluyor. Doğru vakaya doğru yöntemi uygularsanız çok sorunla karşılaşmıyorsunuz. En fazla ortaya çıkan sorun uygulama sırasında hastalarda hassasiyet ortaya çıkması. Dikkatli uygulama yapılırsa çevre doklulara zarar vermeden uygulamayı gerçekleştirebilirsiniz.” > Dr. Esin Alpöz “Dişhekimliğinde 3. boyut: Volimetrik tomografi” İzmir Dişhekimleri Odası toplantı salonunda düzenlenen seminerde Dr. Esin Alpöz; “Dişhekimliğinde 3 boyutlu volumetrik tomografi” hakkında bilgi verdi. Seminer 07.10.2010 tarihinde çok sayıda meslekta58 şımızın katılımı ile gerçekleşti. Tomografi cihazının kullanım alanlarının klinik örneklerle anlatıldığı seminerde sunumu gerçekleştiren Dr. Esin Alpöz, meslektaşlarımızın soruları ile katılımcı bir yaklaşım gösterdiklerini belirterek; “Seminerde tomografi cihazının kullanım alanları, 2 boyutlu tomografi ile 3 boyutlu tomografinin karşılaştırılması, farklı branşlarda kullanımı, tomografinin çalışma mekanizması hakkında bilDr. Esin Alpöz giler verdik. Klinik örneklerle bilgileri aktardık. Meslektaşlarımızın katılımı iyiydi.” dedi. Seminer sonrasında düzenlenen kokteyl ile meslektaşlarımız günün yorgunluğunu atarken tartışma ve bilgi paylaşma ortamı da buldular. > Doç. Dr. Fatih Arıkan “İmplantolojide Piezo Cerrahinin Yeri” Perşembe akşamı seminerleri meslektaşlarımızın katılımıyla devam ediyor. 21.10.2010 tarihlerinde İzmir Dişhekimleri Odası Eğitim Salonu’nda Doç. Dr. Fatih Arıkan tarafından sunumu gerçekleştirilen “İmplantolojide Piezo Cerrahinin Yeri” konulu seminer ilgi ile izlendi. İmplant ve diğer cerrahilerde yardımcı olabilecek doku hasarlarını minimuma indiren Piezo cerrahi ve tedavide kullanılan aleti meslektaşlarımıza tanıtan Doç Dr. Fatih Arıkan şunları söyledi: “Piezo cerrahi yönteminin ilerde dişhekimliğinde daha çok yer bulacağını tahmin ediyorum. Yöntem ve alet tedaviyi kolaylaştırıp doku hasarlarını minimuma indiriyor. Implant ve diğer cerrahilerde faydasını fazlası ile göreceğimizi düşünüyorum.” Doç. Dr. Fatih Arıkan haber dişhekimi Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Çetingül emekli oldu 21 Eylül 2010 tarihinde Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Bilim Sanat Amfisinde gerçekleştirilen emeklilik törenine, E.Ü Dişhekimliği Fakültesi Dekanı, Dekan Yardımcıları, Anabilim Dalı’nın tüm öğretim üyeleri, asistanları, hemşireleri ve personellerinin yanı sıra, Fakülte’nin tüm öğretim üyeleri ve asistanları, İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı, ve Çetingül’ün eşi Prof. Dr. Nazan Çetingül katıldı. Fakülteye, İzmir Dişhekimleri Odası’na, mesleğe ve meslektaşlara nitelikli katkıları nedeniyle Prof. Dr. Erdoğan Çetingül’e E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç, Cerrahi Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Murat Gomel ve İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı Turgan Ülker tarafından birer plaket verildi. Tören kokteyl ile sona erdi. meslek Türk Dişhekimleri Birliği ve Odalarının kurulmasında büyük emek sahibi büyüğümüz Orhan Özkan’a büyük geçmiş olsun 1973-1978 yılları arasında İzmir Dişhekimleri Cemiyet Başkanlığı görevini yürüten ve Türk Dişhekimleri Birliği ve Odalarının kurulmasında büyük emeği geçen meslektaşımız Orhan Özkan, E.Ü Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördü. Zatürre teşhisi ile yatırıldığı E.Ü Tıp Fakültesi hastanesinde yaklaşık 1 hafta tedavi gören Orhan Özkan, tedavinin tamamlanmasının ardından taburcu edildi. Hastalığı sırasında kendisiyle görüşemediğimiz Sayın Orhan Özkan’la taburcu olduktan sonra görüşme olanağı bulduk. 1930 yılında İstanbul’da doğan Orhan Özkan “60” yılını verdiği dişhekimliği mesleği için çok büyük başarılara imza atmış, büyük fedakarlıklara katlanmıştı. “Yaşadığım sürece elimi pek çok taşın altına koydum. Siz hangi taşı soruyorsunuz?” cümlesi ile mesleğe verdiği hizmetlerini en iyi şekilde özetleyen 81 yaşındaki Orhan Özkan’ın gerçekleştirdiği çalışmalar özetle şöyle. 31951-53 Dişhekimliği Talebe Cemiyeti Başkanlığı 31973-78 İzmir Dişhekimleri Cemiyeti Başkanlığı 31978-1985 Yılları süresince Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Bakanlık Müşavirliği, Sağlık Propa- gandası ve Tıbbı İstatistik Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 3Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından, belli konularda “Danışman” olarak görevlendirildi. 3Sağlık Meslek Liselerinde “Diş Protez Teknisyenliği” bölümü olması için çaba gösterdi. 3TRT Genel Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu. 3“Türkiye Sağlık Eğitim Takviminin” ilk kez yazılmasını ve günümüze kadar uygulanmasını sağladı. 322 Kasım’ın “Dişhekimliği Günü” olarak kabul edilmesi ve bu tarihi içine alan haftanın “Ağız Diş Sağlığı Haftası” olmasını sağladı. 3Türk Dişhekimleri Birliği ve Odaları kanun taslağının hazırlanması ve Ankara başta olmak üzere Dişhekimleri Odalarının ve Birliğin kurulması çalışmaları. 31988-1992 kesintisiz 3 dönem Ankara Dişhekimleri Oda Başkanlığı 3EXPO DENTAL Ankara’nın Türk dişhekimliğine kazandırılması. 3Ankara, Çankırı, Kırıkkale Dişhekimleri Odası “Onursal Başkanlığı”. 59 “Benim için motosiklet kullanmak ‘an’da yaşamak” hobi röportaj > Özlem Kekeç dişhekimi “Motosikletle seyahat etmek; hayatı ayrıntılara hassas, dokulara duyarlı, yüzünde daima bir gülümseme ve her kilometresinde coşkulu kutlamalarla yaşamak demek” İstanbul’da yaşamını sürdüren meslektaşımız Aysun Canan yaklaşık 10 yıldır kendi deyimiyle “iki teker üzerinde”. 12-13 yaşlarındayken ailesiyle yaptığı bir Ege yolculuğu sırasında beynine kazınan bir fotoğraf karesini “15 sene canlı tutarak 2001 yılında ilk motosikletini satın alan Canan, sorularımıza yanıt verirken, satır aralarından gülümseyen rüzgarı, güneşi, ağaçlı yolları, çiçek kokularını fark etmemek imkansızdı. Kaç yıldır motosiklet kullanıyorsunuz? Nasıl başladınız? İlk motorumu 2001’de aldım..9 yıldır 2 teker üzerindeyim. Ancak bana sanki hep öyleymişim gibi geliyor. Motosikletle ilgili ruhuma çalınan ilk fotoğraf 12-13 yaşlarına dayanır. Ailece arabayla bir tatil dönüşü tam gün batımı Saros Körfezi’nden geçiyoruz..Bir yanımız uçsuz bucaksız ayçiçeği tarlaları..Arkası masmavi Ege.. Önümüzde ince kıvrımlı şahane virajlar.Bir motosiklet solladı arabamızı, yabancı plakalı, çantaları yüklü, belli ki yollardalar uzun zamandır..Dün gibi canlı fotoğraf gözümde...Ağır çekimle geçti bir çift motorla gün batımına doğru..Arkada rüzgardan saçları uçuşan yanık tenli bir kız..Ben seyrederken daha onların rüzgarı benim yüzüme çalındı..Göğüs kafesim genişledi.. Renkler kokular birbirine karıştı..Büyülenmiş gibi büyük bir hayranlıkla izledim..Nerden geliyorlar,nereye 60 gidiyorlar, neler gördüler, kimleri tanıdılar, motosikletle yolda olmak böyle bir şey mi ve bunun gibi bir sürü meraklı soruyla ve çokça da özenerek...O gün dedim; bir gün ben de motorla yollarda olacağım, rüzgar yüzümde…Ancak bir 15 sene geçmiş ondan sonra. 2001’de bir arkadaşımın motorunda, onun arkasında Boğaz Köprüsü’nden geçtim.İlk motora binişim..Boğaz, İstanbul, deniz kokusu, rüzgar, gülümseyen bir suratla...Ayaklarım yere bastığı dakika karar verdim, arkada oturmakla da olmaz diye...Bir hafta sonra o motoru satın aldım ve böyle başladı iki tekerle ilişkimiz. Motosikletinizi daha çok şehir içinde mi şehir dışı seyahatlerinizde mi kullanıyorsunuz? Her ikisinde de. Motosiklet sadece bir araç ya da hobi olmaktan öte bir yaşam biçimi benim için. Böyle olunca uzak, yakın, 2 teker üzerinde olmak öncelikli tercihiniz oluyor. Hatta şehir içinden daha çok şehir dışı aslında. Rutinde Cumartesi-Pazar 2 günlük seyahatler, hiç olmazsa günübirlik yollar. Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde motosiklet festivalleri dışında 2 yurtdışı seyahatim de oldu. Geçen yaz Yunanistan ve sonbaharda da Balkanlar (İtalya, Slovenya, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan, Türki- dişhekimi hobi röportaj ye) rotasında 9 günde 9 ülke, 9 motor 3000 km yol yaptık. Uzun zamandır planladığım, hayalim olan 3-4 tane daha rota var önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmek istediğim. Güney Amerika, Güney Afrika ve ikisi de Avrupa’da olan... Bir kadın olarak yadırganıyor musunuz yoksa alışılmaya başlandı mı? Ben motosiklet kullanmaya başladığım zamanlarda trafikte bu kadar bayan motosiklet sürücüsü yoktu... İlk zamanlar ‘’aman saçlarını kaskın içine sok, bayan olduğunu anlamasınlar, problem yaşayabilirsin’’ diye tembihler alıyordum ancak pek de oralı olmadım açıkçası. Ben bugüne kadar her zaman sempati ile karşılandım trafikte. Taksi şoföründen, kaldırımda duran yaşlı teyzeye, benzin pompacısından minibüsçülere, bir köy meydanında karşılaştığım amcadan, kahvesini içmeden yola bırakmayan köy muhtarına, gencinden yaşlısına kadar. Trafikte hiç mi sıkıntı yaşamadım, yaşamıyorum? Tabii ki hayır..Ancak bu bir bayan motosiklet sürücüsü olmamla alakalı değil, herkesin trafikle ilgili yaşadığı problemler kadar.. Genelde erkeklerden ‘’ Bravo vallahi, ben erkek halimle binemiyorum, sen bu koca şeyle nassı başa çıkıyorsun ‘’ tarzında sempatik takdirler aldım. Bayanlar da gülümseyerek el salladılar hep yol kenarlarından, eşlerinin kullandığı arabaların camlarından… Özellikle şehirden çıkıp gerçekten yollara düştüğünüzde, insanların 2 teker üzerinde seyahat edenlere karşı daha başka bir sempatisi, yakınlığı oluyor. Belki daha korumasız, daha yakın, daha dokunulur, ulaşılır buluyorlar. Daha naif, daha sıcak ve coşkulu yaklaşıyorlar size. Bu noktada bayan ya da erkek sürücü olmanızın da bir önemi yok. Sadece 2 teker üzerinde olmanız yetiyor. Türkiye hala motosikleti bir ulaşım aracı olarak benimseyemedi. Trafikte ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Son yıllarda sadece bayan değil genel motosiklet kullanıcısı sayısında müthiş bir artış var. Sadece şehir içinde değil. Türkiye’nin neresine yola çıkarsanız çıkın artık uzun yollarda motosikletle seyahat eden onlarca motor kullanıcısına rastlamanız mümkün. Bu müthiş bir şey. Eskiye göre günümüzde daha çok ‘’kullanıcı’’ tarafından motosiklet bir ulaşım aracı ve yaşam biçimi olarak benimsendi. Bu sayı yeterli mi? Tabii ki değil. Ancak zaman içerisinde daha da çok artacağına inanıyorum... Trafik motosikletlerin de bir ulaşım aracı olduğunu benimsedi mi ? Maalesef henüz hayır. Araç sürücü- lerinden trafik kanunlarına kadar bu henüz mümkün olmadı. Her geçen gün daha iyiye gitmesi, trafikte motosikletlerin fark edilebilmesi ve kabul görmesi için uzun yıllardır bir çok motosiklet derneği ve kulübü emek veriyor, çaba sarf ediyor. Araç sürücüleri motosikleti tanımıyor, araba ile arasındaki mekanik farklılıkları bilmiyor, motosikletin arabadan farklı tepkileri olduğunun bilincinde değil. Şehir içinde en çok zorlayan en tehlikeli sorunlardan biri trafikte takip mesafesi. Tamponuyla plakanızın gölgesini takip eden sürücüler var, en sağ şeritte olmanıza rağmen selektör yapıp ‘’yolumdan çekil’’ diyenler. Trafik kanunları, en basitinden hız limitleri ve yolların durumu güvenli seyir için elverişli koşulları sunmuyor maalesef. Türkiye’de genel olarak trafikteki bilinçsiz araç sürücülerinden ayrı tutmadan bilinçsiz motosiklet sürücüleri de bu mevcut sorunların algılanabilmesini güçleştiriyor. Bağlı olduğunuz bir grup var mı? Ülkemizde bu alanda gruplaşma, dernekleşme çalışmaları ne durumda? Motosiklete başladığım günden beri SuperEvaRiders motosiklet kulübü üyesiyim.Uzun yıllar yönetim ekibi içinde yer aldım..Şimdilerde sadece takip ediyorum. Motosiklete yeni başlayan bu kültürle, yaşam biçimi ile yeni tanışan insanların bir kulübe üye olmasının çok faydalı olduğuna inanıyorum. Ben motosikletli yaşantımda bir çok ilki bu çatı altındaki yardımlaşma, güven, dayanışma ve destekle yaşadım, ilk uzun yol deneyimi de dahil. Aynı dilin konuşulduğu ve ortak paydanın motosiklet olduğu bir yerde sizi zenginleştiren bir paylaşım bu. Eğitim alternatiflerinin bu kadar fazla olmadığı zamanlarda güvenli sürüş, ilkyardım eğitimleri organize ettik. Profesyonel eğitmenler ve eğitim kurumları ile motosiklet sürücülerini bir araya getirdik. Motosiklet kültürünün tanımlanması, yaygınlaşması, kabul görmesi açısından 2 teker üzerindeki yaşam tarzı- 61 hobi röportaj mızla örnek teşkil etmeye çalıştık. Hepsinden öte de motosikletle olan birebir ilişkimizden aldığımız keyfi paylaşarak fazlasına katladık. Bu, 2 tekerli hayata başlamak için güzel bir adımdır. Zamanla, motorunuz ve motosikletli yaşamla ilişkiniz, amacınız, hayalleriniz, buna hizmet eden ihtiyaçlarınız kendi yolunuzu çizmenize yardımcı oluyor zaten. Bu çerçevede, bu amaca, bu paylaşıma hizmet eden keyif katan ve ihtiyacının tanımına sahip herkesin kendisi için bir şeyler bulabileceği çok sayıda dernek ve kulüp var ülkemizde. Motosiklet sık sık kaza haberleriyle gündeme gelen bir araç. İğneyi önce kendimize batırmayı göze alarak motor kullananların sorumluklarını tam olarak yerine getirdiklerini söyleyebilir miyiz? Motor ehliyeti için verilen eğitim yeterli mi? Her platformda olduğu gibi burada da eğitimsizlik sorunlardan bir tanesi. Benim fikrimce sorundan da önce sorumsuzluk maalesef. Motosiklete binmek mental ve ruhsal bir eylemdir. Belli bir disiplin gerektirir. Disiplinsizliği, sorumsuzluğu affetmez.. Motosiklet ehliyeti için verilen eğitim benim fikrimce yeterli değildir. Ancak son yıllarda güvenli sürüş eğitimleri veren profesyonel eğitmen ve kurum sayısı, ehliyet ve sürücü kursu haricindeki eğitim alternatifleri artmıştır. Bu çok büyük avantajdır. Bu eğitimleri almak için maalesef bir zorunluluk yok ancak her motosiklet sürücüsünün öncelikle kendisine saygısından bu sorumluluğu göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Motosikletli yaşama başlamadan önce bir sürücünün kendisine yapacağı en önemli yatırımdır güvenli sürüş eğitimi. İki teker üzerinde yaşayacaklarınızla tecrübe edilecek bir şey değildir sürüş motosiklette. En iyi tecrübe başkalarının hikayelerinden kaydettikleriniz olsun. Hatanın ortaya çıkarabileceği sonuçların telafisi güç olabilir.. 62 dişhekimi Bir ulaşım aracı olarak motosikleti seçen ve bu tarzı benimseyen biri nelere dikkat etmeli? Ben her ne yapıyorsa insanın hakkını her türlü vermesi gerektiğine inanırım. Motosiklet kullanmak istiyorsan bunu kuralına göre yapmalısın. Güvenli sürüşün gereklerini yerine getireceksin. Eğitim alacaksın, almakla da kalmayacak 2 teker yaşantın boyunca sürekli eğitilebilen olacaksın. Motosikletin gerektirdiği donanımla bineceksin motora, kaskından korumalı kıyafetlerine kadar. Bu donanımın içeriği ve gereği ile pazarlık etmeyeceksin. Canınla etmeyeceksin pazarlık aslında, limitlerini bileceksin, kendini bileceksin her şeyden önce. 5 duyunla orada olacaksın. Daima uyanık daima dikkatli. Kafan başka yerde olmayacak motor üzerindeyken. Zihninle bedenin aynı düzlemde değilse o gün kontak çevirmeyeceksin.. Motosiklet eğitimlerinin ilk gün ilk cümlesi şudur: ‘’Motosiklete binmenin birinci amacı sağ salim eve dönmektir.’’Her kontak çevirdiğimde aklımın köşesindedir. Hayatı bu kadar zenginleştiren, leziz kılan, tatlandıran bir zevkin sen de hakkını vereceksin Sadece “nokta nokta” sebebiyle bile yaşamımın sonuna dek motosiklet kullanmak isterim cümlesinde “nokta nokta” nın yerine sizin koyacağınız kelimeler ne olurdu? Neden? Hayatı yalın, basit ve sade yaşama yeteneğini bana kazandırması. Motosikletin benim hayatımda anlam bulduğu o kadar çok şey var ki, en önemlisi basit yaşamak, tüm etiketlerinden, kimliklerinden, kalabalıklarından sıyrılıp sadeleşmek, seyahat etmek, bildiğin rotalarda bilmediğin hikayeler yazmak, keşfetmek, beş duyuna ait farkındalığı dibine kadar yaşamak, renklerin kokuların hakkını vermek, fotoğraflara hapsetmeye kıyamayacağın an’lara şahitlik etmek, burnunda çimen kokusu, sırtında güneşin sıcaklığı, yüzünde rüzgarla yollarda olmak, hayatı sana geldiği gibi ayrıntılara hassas, dokulara duyarlı, yüzünde daima bir gülümseme ve her kilometresinde coşkulu kutlamalarla yaşamak...An’da olmak… dişhekimi haber 63 mavi köşe dişhekimi Oyuncak Tren Özlem Kekeç’e… Mavisel YENER [email protected] www.maviselyener.com O gece erkenden Meryem’in üstüne ağırlık çökmüştü. Karanlık, yoğun bir sis gibi pencereden içeri akıyordu. Dolunayın cama vuran görüntüsünde televizyon seyreden kocasının silueti vardı. Göz ucuyla onu süzdü. Haberlere kendini kaptırmıştı; Meryem’in farkında bile değildi. Meryem, onun aklının haberlerde olduğunu zannetti. Aslında Fethi Usta o gün yaşadıklarını düşünüyordu. HHH Sabah uykusunu hiç sevmezdi saat tamircisi Fethi Usta. Her zamanki gibi erkenden dükkânını açtı. Akrebi yelkovanı susmuş saatleri selamladı. Tekir kedinin suyunu kapının önüne koyduktan sonra ortalığı toparladı, çayını söyledi. Çaycıya bozuk para vermek için tahta tezgâhın çekmecesini çekip, karıştırdı. En önde duran saatin yanındaki teneke kutudan bozuk para alıp yerine geri koyacaktı ki, oracıkta duran ikiye katlanmış kâğıt parçası dikkatini çekti. İyi ki, çöpe atmadan önce içinde önemli bir şey olup olmadığına bakmayı akıl etti. Kâğıtta aylar önce kendisine tamir etmesi için oyuncak bir tren bırakan, sonra da gelip almayan adamın cep telefonuyla adresi yazılıydı. Onu bulduğuna sevindi. Hemen telefonuna sarıldı, kâğıttaki numarayı çevirdi, yanıt yoktu. Söylendi: “Tamir edeli hanidir… Gelip almadılar. Keşke ‘saat tamircisiyim, oyuncak tamirinden anlamam kardeşim’ deseydim. Onca uğraştım, çalışır hale getirdim, unuttular. Kabahat bende, bitpazarın- 64 dan alınmış treni ne diye adam etmeye uğraşırsın. Para peşin, demek lazım böylelerine… Hakkımı yedi vicdansızlar. Adama telefonunu yaz demiştim, işgüzarlık işte, adresini de yazmış. Eve teslim mi yapacaktık, anlamadım ki?” O gün, Fethi Usta oyuncak treni bırakan adamı birkaç kez aradı, ancak telefona yanıt yoktu. Karar verdi: inat bu ya, adrese gidecek, treni kafalarına çalacaktı bu terbiyesiz insanların. HHH İki durak ötede indi, sıvaları dökülmüş izbe evlerle dolu sokağı bulması zor olmadı. Dik yokuşu çıktı, elindeki kâğıtta yazan numarayı bulup tek katlı evin zilini çaldı. Kapı yerine pencere açıldı. Otuzlu yaşlarda bir kadın seslendi: “Buyurun, kimi aramıştınız?” “Şeyy… Yenge, bende bir emanetin var da… Saat tamircisiyim. Kocan mı, kardeşin mi bilemem, bana tamir edilecek bir şey bırakmıştı da, onu verecektim.” Kadının ses tonu değişmedi: “Yok tamirde saatimiz, yanlış adres!” Tam pencereyi kapatacaktı ki, Fethi Usta sesini yükseltti: “Yenge, saat değil tamirdeki. Tren tren, elektrikli tren… hani oyuncak olanlardan.” Kadının yüreği ve kaşları aynı anda kalktı: “Ne? Bekle, geliyorum.” Fethi, elindeki poşetten treni çıkardı. Kadın kapıyı açtı. Üstünde atlet, altında yırtık pijama olan, beş altı yaşlarında bir oğlan vardı yanında. Annesinin güllü dallı eteklerine sarılmış, zeytin mavi köşe dişhekimi gözlü, çırpı bacaklı çocuk kadıncağızın üstünü başını çekiştirmeye başladı. “Anaaa… treeen. Anneee, bak benim istediğim trendeeen… Evde bir tanecik oyuncağım olsun, alalım mı onu anne?” Kadının beti benzi atmıştı. Fethi Usta derdini bir kez daha anlattı. Kadının sesi titriyordu “Demek elektrikli tren... Demek tren… Yok kardeşim, bizim değil.” “Bana verilen bu adres sizin, telefon kimin peki?” “Bilmiyorum kardeşim,” dedi kadın. Çocuk “Treeen, anne treni alalım. Oynamak istiyorum” diye ağlamaya başladı, minnacık yüzü kızardı. Gözyaşları şımarıklıktan değildi, onun oyuncağı hiç olmamıştı. Tek dileği oyun hakkını kullanabilmekti. Annesi gözleriyle “git” dedi oğlana. Çocuğun mücadelesi boyundan büyüktü. Kadın çocuğun kulağına eğildi, bir şeyler söyledi; poposuna iki şaplak indirip içeri yolladı. Sesini alçalttı: “Bak kardeşim, oğlanın babası işsiz. Çocuk işte, hevesleniyor; herkesin güzel oyuncağı var benim niye yok dedikçe babasının gücüne gitti. Küçükken çerden çöpten bir şeyler uydurur verirdim eline, büyüdükçe anlamaya başladı oğlan. Şu zalim dünyada çocuğa oyun hakkı bile veremiyoruz diye üzüldü babası. Gitmiş bitpazarından bozuk bir tren almış. Dediydi ki ‘tamir ettiririz yeni gibi olur, çocuğa sürpriz yapalım, kendine ait oyuncağı olsun, sevinsin.’ Ne yaptın diye sormadıydım, demek sana vermiş ama gelip alamamış, kusura bakma. Ne kadar borcumuz söyle bana, denkleştirip getireyim sana. O zaman alırım çocuğun oyuncağını. Şimdi üstümde para yok.” HHH Meryem’in uykusu gelmişti. Reklamlar başladığı halde, hâlâ dalgın dalgın ekrana bakan kocasına seslendi: “Neyin var senin, gözün hep televizyonda? Hiç konuşmadın bu gece? Yine borçları mı düşünüyorsun yoksa? Ödenir, üzme kendini dedim kaç kere…” Fethi Usta olanları anlatıp anlatmamakta duraksadı. Masanın üzerinden gazeteyi aldı, bir sayfasını ayırdı. Ortadan katladı. Elinin tersiyle bastırdı. Yeniden açıp katladı. Bir üçgen oluşturdu. Sonra yine katladı, çevirdi, açtı… Yaptığı uçağı salonun ortasına karısının şaşkın bakışları altında fırlattı. “Fethi, bir çift laf et Allah aşkına,” diye sesini yükseltti kadın. Fethi usta arkasına dayandı, başını koltuğa yasladı, konuşmaya başladı. Duvarlara çarpan sesi gitgide büyüdü. Kocasını sonuna kadar sessizce dinleyen Meryem’in gözleri buğulanmıştı. Pencerenin yanından kalkıp eşinin yanına gitti: “Treni hediye etseydin bari çocuğa.” Fethi Usta fısıldadı: “Öyle yaptım zaten…” 65 ödüllü bulmaca > Arife Kişioğlu SOLDAN SAĞA 1) Periferal sinir tümörleri grubu içinde yer alan nö- 1 rojenik bir tümör - On altıncı yüzyılda yaşayan ve 2 yetkin bir renk ustası olarak tanınan İranlı minyatür- 3 cü .2) Bulmaca anlamında kullanılan bir sözcük - Hi- 4 roşima Sevgilim”, “Amerikalı Amcam”, “Geçen Yıl Marienbad’da”, “Melo” gibi filmleriyle tanınmış Fran- 5 sız sinema yönetmeni.3) Sık ağaç dallarıyla kaplı, sü- 6 rülmesi güç olan yer - Hermann Hesse’i ülkesinde üne 7 kavuşturan psikanalitik romanı - Türk Tarih Kurumu 8 - Japon işi çömlek, sırlı seramik kap.4)Bir renk -Işığa 9 karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü 10 - Manyetik Rezonans kısaltması - Süs, ziynet - Belirti, nişane.5) Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozom- 11 ları oluşturan madde - Araştırma sonucu olmayıp uy- 12 gulamayla kazanılmış bilgiye dayanan, deneyimsel - Bir 13 nota - UMBERTO……İtalyan yazar.6) 1343-1381 yılları 14 arasında Orta Anadolu’ya egemen olan beylik - Evlerin 15 giriş bölümünde bulunan ve oda kapılarının açıldığı ge16 nişçe yer - Kandaki ürik asit miktarı.7) Duvarda yapılmış kapaksız küçük dolap - Bir olumsuzluk ön eki - Akdeniz 17 iklimine özel bir kansızlık hastalığı.8)Karnaval maskesi 18 - Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra 19 kalan şekerli posa - Sri Lanka’nın uluslararası kodu.9) 20 Jamaika’nın plaka işareti - Çaykovski’nin son yapıtı olan opera - Eski Yunan ve Roma’da hekimlik tanrısı.10) Telefonunun dinlenmesinden duyulan korku - Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı - Ahmet Ümit ‘in bir romanı .11) Bir tahılölçeği - Hinduizm ve Budizm’de yarı insan,yarı yılan biçimindeki tanrısal varlık - Asya’da bir ırmak – Alüminyumun simgesi.12) Kara yumuşakçasi - 1996′da bir uçak kazasında ölen hafif müzik bestecimiz.13) Bazı yiyecek ve içeceklere tat, koku ve sarı renk vermekte kullanılan soğanlı bir kültür bitkisi - Utanma - Bağışlama.14)Bir haber ajansı - Bir renk -Bir hastalıktan sonra yerleşip kalan, işlev veya doku bozukluğu - Maksim Gorki’nin bir romanı .15) Resimde bir nesne veya figürü derinlik duygusu içinde verme yöntemi - Sert ağaçtan yapılmış tuşlardan oluşan bir Afrika ksilofonu - Platinin simgesi.16) Namuslu, iffetli kadın - Roma’yı tekrar görebilmek için, içine para atılması adet olan ünlü çeşme - Arjantin’in Eva Peron’unu konu alan müzikal - Nikelin simgesi.17) Şarap - Öğütülmüs susamin koyu sıvı durumu - Sekiz notanın, kalın sesten ince sese veya inceden kalına doğru sıralanması - Barış.18) İşe yaramaz - İstemsiz kas hareketi - Su yolu kanal.19) II. Dünya Savaşı sırasında ABD’li erlere verilen ad - Yelken açma komutu - Nazi hücum kıtası - Ağaç, tas ve madenleri oyarak sekil veren usta. 20) Mavi peri kuşu- Bulmacada resmi bulunan değerli tiyatro sanatçımız. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1) Hastalıktan yeni kurtulmuş zayıf ve hâlsiz olan kimsenin durumu - “Körlük”, “İsa’ya Göre İncil”, “Ölüm Bir Yarmış Bir Yokmuş” gibi romanları dilimize de çevrilen ve 1998 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Portekizli yazar.2) İş sözleşmesine göre işçinin işten çıkarılması durumunda tanınan süre - Kutsal Hint destanı - Konuşma bozukluğu.3) Cezayir safrasında vahalar dizisi - Birimlerin başına konulduğunda on dişhekimi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 katı gösteren bir ek - Nesnelcilik.4) Kemik grefti uygulaması - Esirgeyici, merhametli - Bir çoğul eki.5) Radyo yayımcılığında bir frekans bandı - Yunan mitolojisinde, çobanların tanrısı - Lüfer balığının irisi - Unutmamak için parmağa bağlanan ip.6) Alınan bir şeyi geri verme - Benzer, eş - Dogma, inak - Eski mısırda Tanrıların kralı sayılan tanrı .7) Tarihsel çağ - Türk müziğinde bir makam - Telleri gerilerek yada tellerine vurularak çalınan,sapsız bir çalgı türü.8) Bilgisayarda erişilebilir bellek - Beynin ve omuriliğin bir hastalığı.(Kısaca) - Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti -Yan kanatları vücuduna yapışık, uzun kuyruklu, iri bir balık.9) Antalya ilindeki Beydağları Milli Parkı’na verilen bir başka ad - Baraj.10) Öğretim ve eğitim sistemi - Kelt mitolojisi’nde perilerin baş kralicesi - Şikar - Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın bir şiir kitabı.11) Fransa’da bir idari bölge - Başarısız - Takımlar, küme - En kısa zaman.12)Matematikte bir sayı -………PARKER ABD’li yönetmen - Geminin rüzgar alan yönü - Satrançta bir taş.13) Eklemlenme - Kadınsı davranışları olan erkek.14) Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten, kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk - Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza” adlı romanının baş kişisi - Laf, söz.15) Bağırsak solucanı - İstanbul Boğazına adını veren tanrıça -…….. BATUR şair, yazar - Kara Kuvvetleri.16)Manganın simgesi Gaziantep’in İslahiye ilçesinde, Hitit dönemine ait ünlü açık hava atölyesi - Çiçek tozu -Tibet Budizminde, ölen bilge bir kişinin ruhunun girdiğine inanılan çocuklara verilen ad.17) Eğreti, ödünç - İlaç - HASAN……gazeteci, köşe yazarı - Bir cins güvercin - Bir yüzey ölçü birimi.18)Deniz altında kalmış bir vadinin veya vadiler sisteminin alt bölüm - Bir haftalık keçi yavrusu - Ali Özgentürk’ün bir filmi - MOSS …… ABD’li oyun yazarı.19) Refik Halit Karay’ın bir hikayesi - Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belli etmeksizin gözden geçirme.20) Yunan rakısı - Gerçekten öyle olmadığı halde öyle sanılan - Orhan Asena’nın bir tiyatro oyunu. BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA; GC firması tarafından bir adet “Gradia Direct” kompozit tek tüp hediye edilecektir. 66 dişhekimi haber 67 duyuru Başsağlığı dişhekimi Yeni Doğan Meslektaşlarımızdan; Meslektaşlarımızdan; > Mavisel Yener’in babası, > Sevgi Zerrin Bazman Yılmaz’ın annesi, > Dr. Ümit Candan’ın halası Hatice Çapraz, eşi Cengiz Çapraz ve kuzeni SelahattinAkgün, > Hakan Özdündar ve eşi, > Şeyda Kızılırmak’ın babası, > Sarper Gürol’un annesi, > Oğuz Aktaner’in kardeşi, > Dilek İmre’nin babası > Esra Özmakas ve Alper Özmakas çiftinin “Alp”isminde oğlu, > Ertuğ Geçgil ve Çiğdem Geçgil çiftinin “Gülgün Tuğdem” isiminde kızı, > Sinan Dönmez ve Sinem Dönmez çiftinin “Demir” isminde oğlu dünyaya geldi. vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz... Geçmiş olsun Meslektaşlarımızdan; > Mehmet Engin Akın‘a, > Atilla Akat’a, > Mavisel Yener’e, > Dr. Ümit Candan’a, > Doç. Dr. Dilşah Çoğulu’na, > Orhan Özkan ve eşi Mualla Özkan’a, > Hayri Saltan’ın babasına, > Işıl Kayahan’ın annesine, > Tülin Durukan İnli’nin çocuğuna Rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Mutlu Günlerimiz Meslektaşlarımızdan; > Nazlı Büyükabalı ile Yücel Özel 3 Temmuz 2010 tarihinde, > Gülsen Kaçıra ve Dr. Ahmet Onur Keskin 26 Mayıs 2010 tarihinde evlendiler. Mutluluklar diliyoruz. Tebrik ediyoruz. İlan İzmir’de devren kiralık muayenehanane. Tel: (0532) 726 69 70 Devren muayenehane “Karşıyaka Çarşı’da 18 yıllık muayenehane sağlık nedeni ile devredilecektir.” Dt. Fatma Karaman Tel: 0 532 454 76 42 E-mail: [email protected] İzmir Aliağa’da 18 yıllık muayenehane, “ortaklık” ya da “kiralanmak” suretiyle devredilecektir. Ege’nin önemli sanayi bölgesi olan izmir’in aliağa ilçesinde; 18 yıldır faaliyet gösteren, hasta potansiyeli olan, tam donanımlı muayenehane, deneyimli bir diş hekimine “ortaklık” yada “kiralanmak” suretiyle devredilecektir. Geniş bir klinik odası, bekleme salonu ve doktor odası bulunmaktadır. Aliağa’da ADSM yoktur. Şeyda Kızılırmak Cep: (0532) 591 77 78 İş-muayenehane: (0232) 616 42 33 [email protected] 38. sayıdaki bulmacanın çözümü 38. say› bulmacam›z› çözerek hediye kazanan meslektaşlarımız; > Oktay Kiliç / Kayseri > Esra Özatay / İzmir > Selim Yildiz / İstanbul > Aysel Gök / İzmir > Arif Pinar / İzmir > Zeynep İlhan / İzmir > Ömer Faruk İlhan / İzmir > Aylin Kesman Güvenç / İzmir > Ahmet Güvenç / İzmir > Ayşe Sezen Alacan / Tokat Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz. 68 dişhekimi haber 69 > Dişhekimi Mete Ağaoğlu 70 dişhekimi karikatür dişhekimi haber 71 haber 72 dişhekimi