Dişhekimi 39. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası

Transkript

Dişhekimi 39. Sayı - İzmir Dişhekimleri Odası
dişhekimi
haber
1
haber
2
dişhekimi
dişhekimi
haber
3
haber
4
dişhekimi
dişhekimi
haber
5
editör
dişhekimi
Merhaba,
Özlem KEKEÇ
[email protected]
13. TDB Genel Kurul ve seçimleri tamamlandı. Eski yönetim, mesleğimizde
kangren haline gelen pek çok sorunun
çözümünde gösterdiği başarısızlığı kabul
etmezken, iki muhalif grup da hazırlıksız
ve inandırıcılıktan uzak olduğu için bekleneni veremedi. Buna rağmen sadece
yönetime seçileceklere kilitlenecek kadar
sığ geçen Genel Kurul’da muhalif listeden Anadolu Grubu’nun adayı Rükselen
Selek’in tek başına listeyi delerek yeni
yönetimde yer alması bir ilkin gerçekleşmesini sağladı.
Cerrahi doktoralı meslektaşımız
Oğuzcan Kasaboğlu Sağlık Bakanlığı’na
bağlı sağlık kuruluşlarında görev yapan
doktoralı meslektaşlarımız arasında özlük hakları bakımından ayrımcılık
yapıldığı gerekçesiyle hukuki süreç başlatmayı düşündüğünü söyledi. Kasaboğlu kendisi gibi mağdur meslektaşlarımız
için hazırladığı örnek dilekçeyi dergimize
ulaştırdı.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasıyla ilgili olarak hem hekimler hem sigortacılar cephesinde tartışmaların sürmesi
bizi bu sayıda konuyu daha ayrıntılı şekilde incelemeye yöneltti. İzmir Dişhekimleri Odası(İzDo) ve Türk Dişhekimleri
Birliği’nin mahkemeye taşıdığı yasa ile
ilgili olarak İzDo’da düzenlenen panelde
adli tıp uzmanı Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş ve İzmir Tabip Odası avukatı Mithat
Kara meslektaşlarımızın sorularını yanıtladı. Avukat Mithat Kara akılda kalan
soru işaretleri ve önemli noktalara ilişkin
değerlendirmelerini içeren bir yazıyı dergimiz için kaleme aldı. Meslaktaşlarımız
sağlık hizmetinin pahalılaşacağı ve riske
girmekten kaçınılacağından şikayet ederken sigortacılar cephesinde belirlenen
primlerle tazminatların karşılanamayacağı kaygısı hakim.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasını yakından ilgilendiren malpraktis konusunda
bu defa yönümüzü Avrupa’ya çevirdik.
Sağlık Bakanlığı Avrupa Koordinasyon
Daire Başkanlığı’nda görevli AB Uzmanı
Azmi Ekmen tarafından 2008 yılında hazırlanan ve 12 Avrupa ülkesinde konuyla
ilgili verileri değerlendiren Avrupa Birliği Malpraktis Sigortası Uygulamaları
Raporu ile Avrupa Birliği’nde malpraktis sigortasında primlerin nasıl finanse
6
edildiği konusunda sizleri bilgilendirmeyi
amaçladık.
TDB genel seçimlerine çok az bir zaman kala çeşitli illerden meslektaşlarımızın TDB ile ilgili değerlendirmelerini
almayı bu sayımızda da sürdürdük. Sorunlar ve beklentiler farklı olsa da mesaj
aynıydı; sesimizi duyun.
Canlı sunumları, zengin oturumları, kursları, sosyal programı ve dental sergisiyle
farklı ve dinamik bir kongreyi daha geride
bıraktık. 5. EÜ Diş Hekimliği Fakültesi
ve 14. Ege Bölgesi Diş Hekimleri Odaları Bilimsel Kongre ve Sergisi gerek
meslektaşlarımız gerek sektör temsilcileri tarafından beğeniyle karşılandı.
Mersin’de diş tedavisi için götürüldüğü
özel bir hastanede sedasyon ile uyutulduktan 15 gün sonra uyandırılabilen ve
konuşma yeteneğini yitirdiği iddia edilen
5 yaşındaki Oğuzhan Sivas’ın durumu
günlerce ulusal medyada yer aldı. Türk
Dişhekimleri Birliği olayla ilgili olarak
Her tıbbi müdahalenin bir risk içerdiğine
dikkat çeken ve basını etik kurallara uymaya çağıran bir basın açıklaması yaptı.
Kendi imkanlarıyla hazırlayıp internette
yayınladığı espri dolu videoları meslektaşlarımız tarafından beğeniyle izlenen dişhekimi Serdar Sıralar bu ve bundan sonraki sayılarımızda mesleğimizi ilgilendiren
mizah yazılarıyla bizlerle birlikte olacak.
Bu sayımızda ayrıca 40 yıl önce E.Ü Dişhekimliği Fakültesi Cerrahi Kürsüsü’nde asistan olarak başlayan akademisyenlik hayatına geçtiğimiz Eylül ayında nokta koyan Prof.
Dr. Erdoğan Çetingül, rahatsızlığı mesleki
çevreleri üzen Türk Dişhekimleri Birlik ve
odalarının kuruluşunda büyük emeği olan
meslek büyüğümüz Orhan Özkan ve Mardek adlı teknesiyle yaptığı dünya turunun
ardından kutuplara yolculuğa hazırlanan
meslektaşımız Hakan Öge ile ilgili haberlerimizin yanı sıra İzmir’in ve Türkiye’nin ilk
diş laboratuarı Ege Diş’in kurucusu Nevzat
Pehlivan ve motorsiklet tutkusunu “an”da
yaşamak olarak tanımlayan meslektaşımız
Aysun Canan’la yaptığımız röportajlarımızı bulabilirsiniz.
Yeniden buluşacağımız güne dek sevgiyle kalın…
dişhekimi
haber
7
içindekiler
10
dişhekimi
Serdar
Sağlık Bakanlığı,
doktoralı meslektaşlarımız
arasında ayrım yapıyor
13. TDB Genel Kurul’u yapıldı
Muhalefet değişimi
başaramadı!
12
SIRALA
ARTIK
BİZİML
E
R
Serdar Sıralar, bundan sonra
meslektaşlarıyla “Dişhekimi”
Dergisi’nde buluşacak.
40
14.
5.
SİTESİ
EGE ÜNİVER ÜLTESİ
K
DİŞHEKİMLİĞİ FA
I
EKİMLERI ODALAR
EGE BÖLGESİ DİŞH
sel
Uluslararası Brilgim
i
Kongre ve Se is
Her yönüyle başarılı
bir kongreydi
42
22
“Zorunlu Mali Mesuliyet
Sigortası” tartışmaları bitmiyor!
Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr.
Erdoğan
Çetingül
emekli oldu
Reklam İndeksi
Bemaing White..........................63
Colgate.............72 - Arka Kapak içi
Dentla Labor.......... Ön kapak içi - 1
Drogsan.....................................47
EMS...........................................67
59
Ergene.......................................27
GC........................................35 39
GSK........................................7 21
İdealdent.....................................2
İnci Sigorta.................................69
İpana...........................................9
Oral - B................................ 11 52
Haber Sorumlusu
Nurgül ÇELEBİOĞLU
Sahibi
İzmir Dişhekimleri Odas› ad›na
Yönetim Kurulu Başkan›
Turgan Ülker
Sorumlu Yaz› İşleri Müdürü
Özlem Kekeç
8
Yay›n Kurulu
Bal›kesir•Isparta•İzmir•Manisa•Uşak
Dişhekimleri Odalar›
Bahattin Dağlıoğlu, Hüdayi Kartöz,
Turgan Ülker, Sevgül Bora, Cenk Celep
56
“Hastalarla İlişkilerde
Kendini Tanıma” konulu
psikodrama çalışması başladı
Görsel Yönetmen
Birsen BAĞARDI KÖSEOĞLU
Baskı
Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.
Candere Yolu No: 23
Ayazağa - İSTANBUL
Tel: 0.212 289 24 24
Faks: 0.212 289 07 87
Ortotek.....................................3 5
Selis Dental................................33
Signal.........................................19
Sunray.........................................4
Tekka........................................17
Ulusal Ecza Deposu....................51
Yeni oral....................................71
Bas›m Tarihi:
Aralık 2010
Yay›n Türü:
Yayg›n Süreli Yay›n
İletişim Adresi
Anadolu Caddesi 40,
Tepekule İş Merkezi D: 209 /210 /211 Bayrakl› İzmir
Telefon 0.232 461 2152 - 461 3615 - 461 1571
Faks 0.232 461 3759
[email protected]
Dergide yer alan yaz›lar›n hukuki sorumluluğu yazar›na aittir.
Dişhekimlerine ve dişhekimliği fakültesi son s›n›f öğrencilerine ücretsiz dağ›t›l›r.
dişhekimi
haber
9
haber
dişhekimi
Sağlık Bakanlığı,
doktoralı meslektaşlarımız
arasında ayrım yapıyor
Cerrahi doktoralı meselektaşımız Dr. Oğuzcan Kasaboğlu; ortodonti ve protez
doktoralı meslektaşlarımıza, diğer doktoralı meslektaşlarımızdan daha fazla ücret ödendiğini, bunun açıkça bir haksızlık olduğunu ve bu durumun düzeltilmesi
için hukuki süreç başlatmayı düşündüğünü ve ilk adım olarak Sağlık Bakanlığı’na
aşağıdaki dilekçe ile başvurduğunu belirtti.
Oğuzcan Kasaboğlu’na konuyla
ilişkin görüşleri sorulduğunda
Sağlık Bakanlığı’na bağlı
sağlık kuruluşlarında görev
yapan meslektaşlarımızdan
doktora belgesi sahibi olanlar
içerisinde özlük haklarında
ayrımcılık yapılmaktadır. Ortodonti ve protez dallarında
doktora yapanlar İş Güçlüğü,
İş Riski, Temininde Güçlük ve
Mali Sorumluluk Zammı ve
Özel Hizmet Tazminatı adı
altında alınan farklar dolayı-
“
sıyla diğer doktoralılardan
yaklaşık 100 TL yüksek maaş
almakta ayrıca, döner sermayelere ise 500 TL civarında
fark olarak yansımaktadır
dedi.Bu mağduriyetin ve adaletsizliğin düzeltilmesi için hukuki
süreç başlatmayı düşündüğünü
belirten Kasaboğlu, “Bu konuda
kurumlarınıza dilekçe vermek
ister ve hukuki sürece katılmak
isterseniz aşağıdaki örnek dilekçeyi Sağlık Bakanlığı’na gönderebilirsiniz” diye konuştu.
”
T.C. BAŞBAKANLIK MAKAMI’NA
risk alarak uygulaer gereği ek eğitim gördüğüm ve
mel
enle
düz
l
yasa
ki
ında
alan
ları
hak
Özlük
ez ve Ortodonti doktoralı
tazminat almamaktayım. Oysa Prot
dığım bu dalda ek bir zam ya da
arı ile yürürlüğe konulan
6/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kar
dişhekimleri 17/4/2006 tarihli ve 200
ellerin uygulamasına
Tazminatlara İlişkin Karar” ve eki cetv
ve
Zam
ek
nec
Öde
rına
urla
Mem
“Devlet
ortaya çıkan
anlık Kurulu’nun çalışmaları sonucu
Uzm
a
Tıpt
r.
dırla
akta
alm
ş
maa
sek
bağlı olarak yük
ri ile ilgili uzmanlık alanlarını
Eğitimi Yönetmeliği’nin diş hekimle
‘Tıpta ve Dişhekimliğinde Uzmanlık
özel hizmet tazminatı ve
fından yürütmesi durdurulduğundan
tara
ıştay
Dan
i
lges
çize
yen
enle
düz
ekimlerinin mağduortodonti hariç diğer doktoralı dişh
ve
ez
prot
da
bu
uş
olm
z
ama
ulan
zammı uyg
riyetini devam ettirmiştir.
diği bakanlar kurulu kave özel hizmet tazminatların belirlen
Devlet memurlarına ödenecek zam
el sağlık hizmetleri
mü, 1. sıra g ) bendi ve II sayılı cetv
bölü
ri
etle
Hizm
lık
Sağ
el
cetv
lı
sayı
I
rarının
ti dalları dışında doktora
düzenlenmesi ile protez ve ortodon
bölümü 2. sıradaki hükmün yeniden
nin düzeltilmesini arz ve talep ederim.
yapmış diş hekimlerinin mağduriyeti
İsim-imza
10
dişhekimi
haber
11
TDB Genel Seçimi
dişhekimi
13. TDB Genel Kurul’u yapıldı
Muhalefet değişimi
başaramadı!
Türkiye’deki hemen hemen tüm meslektaşlarımız tarafından başarısız
bulunan TDB Yönetimi, yeniden seçildi. Yönetime eski yönetimin
dışında iki muhalif grup da aday oldu. Muhalif grupların listesinden
sadece bir meslektaşımız mevcut yönetimin listesini delebildi.
Kişilerin değil, yönetim anlayışının da değişiminin
beklendiği ve tarihinde belki de ilk kez tüm dişhekimlerinin ilgiyle takip ettiği TDB 13. Genel Kurulu
tamamlandı. Mevcut yönetimin listesinin yanı sıra
2 muhalif listenin de yarıştığı Genel Kurul, beklenenin aksine oldukça sönük geçti. Bugüne kadar
TDB yönetimini elinde bulunduran grubun başarısızlığı nedeniyle; mesleğimizin ve meslektaşlarımızın prestijinde ve gelirlerindeki çöküşün tartışılması ve sorunlara çözüm üretilmesi beklenirken,
sadece yönetime kimlerin seçileceğine kilitlenen,
mevcut yönetimin iktidarını korumaya yönelik çabaların sergilendiği bir genel kurul yaşandı.
12
Genel Kurul ve öncesinde
yaşananlardan öne çıkanlar
3 Eski yönetim, 24 yıldır mesleğin ve meslektaşların çıkarlarını korumakta gösterdiği başarısızlığı
kabullenmedi. Mevcut yönetimden beklenen, bütün muhalefeti, delegeleri ve dişhekimlerini kucaklaması; yeni bir yönetim anlayışı ve yeni kadrolarla
meslektaşlara umut verecek bir değişikliğin önünü
açmasıydı. Ancak eski yönetim 24 yıllık başarısızlığını kabul etmeyerek böylesi bir sürecin önünü
tıkadı. Böylece, meslektaşların geleceğe yönelik
umut ve beklentileri azaldı.
3 Muhalefet de bekleneni vermekten uzaktı. An-
TDB Genel Seçimi
dişhekimi
Her iki muhalif
grubun
hazırlıksızlığı ve
inandırıcılıktan
uzak olması; eski
yönetimin meslek
ve meslektaşların
sorunlarını
çözmedeki
beceriksizliğinin
aksine, kendisini
iktidarda tutma
konusundaki
becerisi,
ülkemizdeki tüm
meslektaşlarımızda
yine bir hayal
kırıklığı yarattı.
talya, Trabzon, Erzurum, Malatya, Elazığ, Kahramanmaraş, Gaziantep, Sivas, Adana, Ankara,
Isparta, Kayseri ve Konya dişhekimleri odalarının oluşturduğu
Anadolu Grubu diye tanımlıyabileceğimiz grup başkan adayı
olarak Rükselen Selek’i belirledi.
Bu grup, eski yönetimi başarısız
bulmanın yanı sıra, hükümetle
olan ilişkilerini de sorguluyor ve
sorunların çözümü için mevcut
iktidarla iyi geçinmek gerektiğini vurguluyordu. Ayrıca, Sağlık
Bakanlığı’nın uygulamalarına
yönelik açılan davalarla bu işlerin çözülemeyeceğini, sadece iktidarın nefretinin kazanılacağını, yapılması gerekenin
mevcut iktidarla uyumlu bir
şekilde çalışmak olduğu iddiasındaydı. Bu grup, Genel Kurul
öncesi ve Genel Kurul sırasında sadece ve sadece
seçimi kazanmaya yönelik delegeleri ikna etmeye
çabaladı.
3 Eski yönetime yönelik eleştirel tutumunu yıllardır sürdüren Edirne, Bursa, İzmir, Manisa, Uşak
odalarının oluşturduğu bir grup da hem eski yönetimi ve yönetim anlayışını başarısız buluyor
hem de kendisini iktidara yaslayan Anadolu
Grubu’nun muhalefet anlayışını beğenmiyordu. Bu grup, seçimlere bağımsız olarak girme-
yi kararlaştırmıştı. Ancak eski
yönetimin, 24 yıllık başarısızlığını, iki dönem başkan vekili ve
bir dönem başkan yaptığı Murat
Akkaya’ya yıkmak istemesi ve
kendisini “politik oyunlarla” devre dışı bırakması sonucu; Murat
Akkaya’ya sahip çıkarak onunla
birlikte seçimlere katıldı. Bu grubun da Genel Kurul öncesi gereken düşünsel hazırlıkları yapmaması nedeniyle kendini anlatması
ve iktidar alternatifi olabilmeyi
başarması mümkün olmadı.
Yine dişhekimliği kaybetti
Her iki muhalif grubun hazırlıksızlığı ve inandırıcılıktan uzak olması; eski yönetimin meslek ve
meslektaşların sorunlarını çözmedeki beceriksizliğinin aksine,
kendisini iktidarda tutma konusundaki becerisi, ülkemizdeki tüm meslektaşlarımızda yine bir hayal kırıklığı yarattı.
İlk defa bir muhalif listeyi deldi
Her türlü olumsuzluğa rağmen 13. TDB Genel
Kurulu’nda bir ilk gerçekleşti. Muhalif listelerden Anadolu Grubu’nun başkan adayı Rükselen
Selek listeyi delerek eski yönetimin listesinde yer
alan Abdullah İlker’in yerine yönetime girmeyi
başardı.
13
TDB Genel Seçimi
dişhekimi
r
i
b
l
ı
s
a
N
K
i
L
R
i
B
oruz
istiy
Türk Dişhekimleri Birliği Genel Kurulu ve seçimlerinden önce çeşitli illerdeki meslektaşlarımızın TDB hakkında
değerlendirmelerini aldık. Nasıl bir TDB yönetimi istiyorlar? Öncelikle çözüm bekleyen sorunları neler? Serbest
dişhekimleri TDB yönetiminden ne bekliyor? 38. sayımızda başladığımız röportajlarımıza devam ediyoruz.
Nurhan Aslan -MERSİN
1989 Hacettepe mezunuyum. 21yıldır muayenehane
hekimliği yapıyorum. Mesleğimizin gün geçtikçe kan
kaybettiğini
görüyorum.
Eşim de diş hekimi, bu yıla
kadar ayrı işyerlerindeydik,
günün koşulları gereği bir
araya geldik; çünkü masraflar yükselirken gelirimiz
düşüyordu. Oğlum bu yıl
üniversite sınavına girdi, diş hekimliğini tercih etmek
aklının ucundan bile geçmedi. Belki de anne ve babasının ne kadar yorulduğunu ve emeğinin karşılığını
alamadığını gözlemledi. Bizler de yönlendirmedik.
Ülkemizde seçtiği mesleği ‘İyi ki seçmişim’ diyen mutlu azınlıktan olamadım hiç. Muayenehanecilik dört
duvar arasında, diğer meslektaşlardan kopuk sadece
kişisel ilişkilerle sınırlı bir iş. Bu yüzden bir bütün olup,
haklarımızı savunamıyoruz. TDB’nin birçok konuda
yetersiz olduğunu düşünüyorum ama bizlerin de sadece TDB’den beklenti içinde olup, kafamızı kuma
gömerek talepkar tavrımızı sürdürmemiz ne kadar
doğru? Büyük şehirlerde belki olabilir, ama küçük şehirlerde de diş hekimleri birbirini tanımıyor. Birbirini
tanımayan insanlar ne derece örgütlenebilir, hakkını
savunabilir? Eczacılar herhangi bir eylem yaptığında
yer yerinden oynuyor, bizler sadece diş macunu reklamlarında boy gösteriyoruz. Haliyle halkın gözünde
iyi para kazanan, mutlu azınlık oluyoruz. Binlerce diş
14
hekiminin neden ADSM’lerde çalışmak için başvurduğu, açılan yeni diş hekimliği fakülteleri, yerlerde
sürünen asgari ücret listemiz, hükümetçe muhatap
bile alınmayan TDB miz ,vs,vs… bin bir türlü sıkıntımızdan haberdar olan yok. Biz çalıyor,biz söylüyoruz. Basın yoluyla sesimizi duyurabiliriz. Yurt çapında
kamuda çalışanların da katılımıyla iş yavaşlatma eylemi yapabiliriz. Bunları yapabilmek için odaların ve
TDB’nin aktif olması gerekiyor. İzmir Diş Hekimleri
Odası bu anlamda üstüne düşeni yapıyor,diğer odaların da örnek alması gerektiğini düşünüyorum.
Reha Öngen - Kahramanmaraş
Başbakanla görüşmemizin üstünden 699 gün
geçti…700 …701…
TDB web sayfasını hazırlayan arkadaşlar mini bir
programla işi çözmüşler..Kendini her gün güncelliyor..Hala aynı masada oturuyoruz..Hiç kımıldamadan..Deli Ziya gibi. Nasıl bir TDB istiyoruz..Ne
bekliyoruz..Öncelikle çözüm
bekleyen sorunlar.. Bu sorulara oturup ciddi ciddi nasıl yanıt
verilir? 12 Eylül 2010 günü T.C
bana bir soru sordu. Cevaplamazsam 22 TL ceza keseceğini
söyledi. Soruya olumsuz yanıt
verirsem de darbeci olacağımı
ilan etti. TC Sağlık Bakanı beni
halka zulüm etmekle suçladı.
Suçum: Özel çalışmak.. Deli
Ziya diş hekimi olsaydı muaye-
dişhekimi
nehanedeki taşının üstünde öyle oturup çevreye
boş boş bakarken bunlar gelecekti başına. Hadi
o deli..
753……754 ….755….
10 ay sonra seçim..Yeni anayasa…2. bayrak…Demokratik özerklik..
835 ..836…837…
Bu tragedyaya son vererek başlasak…
Sıranın diş hekimliğine gelmesi yıllar alacak gibi
görünüyor. Geciken siyasi kararlılığı kısa vadede
ancak çıkabilecek olumlu yargı kararları ile aşmak
mümkün. Önerim İzmir Diş Hekimleri Odası’nın
kuracağı bir web sitesinde sonucu beklenen davalar hakkında güncel bilgiler verilmesi. Yıllardır
lokomotif rolü üstlenen bu odanın olaylara bakış açısı İzmir’deki diş hekimini de Kayseri’dekini
de Erzurum, Diyarbakır, Kahramanmaraş ve
Antalya’dakini de rahatsız etmemekte ve tatmin
etmektedir. Türkiye’nin çok rahatlıkla 3 bölgeye
ayrıldığının söylendiği bu günlerde diş hekimleri
cenahında böylesi bir uzlaşı merkezi önemsenmelidir ve çözümün kaynağı ve çıkış noktası olarak görülmelidir. Geldiğimiz noktada hem kamu
hem serbest hekimlerin tek bir kurumla temsil
edilmesinin imkansızlığı da artık görülmelidir. Çıkarları bu kadar çatışan iki grubu tatmin etmeyi
hiçbir kurum başaramayacaktır. Tuvalde siyah ve
beyaz kadar kontrast görünüm sergilenen bu
resimde gri renklere tam gün yasasındaki gelişmelere rağmen yer yoktur. Siyasi irade bir şekilde
bunu engelleyecektir. Sonuç olarak yargıdan
gelecek kararlar neticesinde SGK’nın atmak zorunda kalacağı adımlar ve uygulanacak ara formüllerle geçirilecek birkaç yıl bizi beklemekte.
Vandalizm bize kaybettirir. Her zamankinden çok
rasyonel ve realist olmak zorunda olduğumuz bir
dönemdeyiz.
Murat Canbek - Malatya
Türkiye’deki 22.000 Dişhekimini temsil edecek bir
başkanın temsil edeceği bu kutsal mesleğin sorumluluğunu taşıyabilecek güce, inanca ve fedakârlığa
sahip olması gerekmektedir.
Önce, kendisi ağız ve diş sağlığının, diş hekimliğinin
önemini farketmeli ve bunu tüm kamuoyuna anlatabilme kabiliyetine sahip olmalıdır. Bunları yaparken
de karşılaşacağı zorlukları aşabilecek güce sahip
olmalıdır. Diş hekimlerinin sorunlarını iyi tesbit edebilmelidir. 72 milyona sahip, % 90’ında ağız ve diş
problemi olan bir ülkede 22.000 diş hekiminin gelecek kaygısını çözebilecek projeye sahip olmalıdır. Siyasi arenada yapılabilecekler, siyasi fikirden önce diş
hekimliğinin leh’ine hareket etmelidir. Diş hekimliği
TDB Genel Seçimi
için en önemli görev ise birlik ve beraberlik için, tüm
dişhekimlerinin desteği ile seçilen bir başkandır. Diş
Hekimlerinin Geleceği Birlik ve Beraberliktedir.
Hüseyin Üçüncü-Trabzon
Dişhekimleri olarak; gün geçtikçe zorlaşan, rekabeti artan,
ekonomik zorluklarla mücadele eden, belirsizliklerle dolu bir
mesleğe sahibiz. Artık dünya
standartlarında bir hizmet verebilmek için, 3.dünya ülkesi
konumundan sıyrılıp, Avrupa
ülkelerindeki sağlık sistemi standartlarında donanımlı ve kaliteli
sağlık hizmeti vermemiz gerekmektedir. Mesleğimizin geleceği açısından genel sağlık sigortasına geçilip, bütün diş hekimlerinin bu sisteme
dahil olması gerekmektedir. TDB’ye düşen en
büyük rol de usanmadan bizler için hükümette
kim varsa istişareyle bu sistemi hayata geçirme
mücadelesidir. Siyasi beklentilerden uzak, koltuk
sevdalılığından uzak, sadece bizi temsil etme düşüncesiyle uyum içinde hareket edilmelidir.
Ümit Yaşar Demirci - Kars
Yaklaşık 6 yıldır Kars‘ta muayenecilik yapıyorum. Bu
süre içerisinde sürekli gündem değişiyor. Özellikle son
iki yıl içerisinde birçok değişiklik oldu. Bunlar içerisinde
kamudan hizmet alımının durdurulması, ADSM’lerin
yaygınlaştırılması, asgari ücret tarifesinin aşağı çekilmesi gibi bizim meslek örgütünün aleyhinde gelişen
olaylar bize zorla kabul ettiriliyor.
Bu olaylar karşısında bireysel ve
örgütsel olarak sürekli mücadele ediyoruz fakat hep kaybeden
taraf oluyoruz. Sağlık Bakanlığı
ve Hükümet bizim sorunlarımıza
arkasını döndükçe, bizi muhatap almadıkça verilen mücadele
hep yenilgiyle sonuçlanacaktır.
Hükümet ADSM’leri yaygınlaştırarak vatandaşların diş sorunlarını çözebileceğini sanıyor. Oysa
bir diş hekiminin günde 70-80
hasta bakarak sağlıklı bir tedavi yapması olanak dışıdır. Zaten ADSM’ye giden hastalara anket yapılırsa
bütün gerçekler ortaya çıkacaktır. Çok büyük maliyetlerle kurulan ADSM’ler ne yazık ki başarılı olamıyor.
Biz muayenemizde çalışıp hastalarıma faydalı olmak
istiyoruz. İstihdam yaratıyoruz, emek üretiyoruz. Bu
şekilde ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Lütfen artık bizi görmezden gelmeyin, sesimizi duyun.
15
haber
dişhekimi
Ağız diş merkezleri ve diş hastaneleri hasılatlarının
yüzde 10’u İl Sağlık Müdürlükleri’ne aktarılacak
“Sağlık Bakanlığına kaynak akıyor”
Sağlık Bakanlığı, ağız ve diş merkezleri ve diş hastanelerinin aylık gayrisafi hâsılattan aylık tahsil
edilen tutarın yüzde 10’unun aile hekimliği uygulamasına geçilen illerde, her ay İl Sağlık Müdürlüklerine aktarılmasını konu alan bir genelge yayınladı. ‘karşılıksız kaynak aktarımı’ konulu genelge
Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından 13.08.2010 tarihinde yayımlandı.
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Vekili Doç. Dr. Turan
Buzgan imzasıyla yayımlanan genelgede, 5471 sayılı Kanunun “Döner Sermayeli İşletmelerin mali
imkânı elverişli olanlarından, mali durumu yetersiz
olanlara karşılıksız veya borç olarak kaynak aktarmaya Sağlık Bakanı yetkilidir.” hükmü hatırlatıldı.
Genelgede şu ifadelere yer verildi: “Bakanlığımıza
bağlı ağız ve diş merkezleri ve diş hastanelerinin
aylık gayrisafi hâsılattan aylık tahsil edilen tutarın
yüzde 10’unu aile hekimliği uygulamasına geçilen
illerde, her ay düzenli olarak İl Sağlık Müdürlüğü
ihtiyaçlarında kullanılmak üzere karşılıksız aktarılması uygun görülmüştür. Adı geçen aktarımların
Ağustos ayından itibaren her ayın 15’ine kadar gerçekleştirilmesi gerekiyor. Örneğin ağız ve diş sağ-
lığı hastanesi Temmuz ayında 500 bin TL tahsilât
gerçekleştirmişse, bu tahsilâtın yüzde 10’u olan 50
bin TL’yi Ağustos ayının 15’ine kadar İl Sağlık Müdürlüğüne aktaracaktır. Karşılıksız Kaynak aktarma
işlemi Genelge doğrultusunda her ay düzenli olarak gerçekleştirileceği de unutulmamalıdır.”
Genelgenin aile hekimliği uygulamasına geçilen
illerde İl sağlık müdürlüklerinin daha kaliteli ve
verimli sağlık hizmeti sunabilmeleri amacıyla yayımlandığı ve Valiliklere gönderilen yazıda, 2005
yılında başlatılan ve bu yılsonu itibariyle ülke genelinde yaygınlaştırılacak aile hekimliği uygulaması için kaynak oluşturulduğu belirtildi.
Döner sermayeden pay alan
dişhekimlerinin gelirinde düşüş olacak mı?
Bakanlığın Ağustos 2010 tarihinde uygulamaya giren genelge ile ilgili olarak diş hastaneleri ve ağız
diş sağlığı merkezlerinde çalışan dişhekimlerinin
gelirlerinde düşüş olacak mı sorusu gündeme geldi. Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz yetkililer uygulamanın dişhekimlerinin gelirlerinde her
hangi bir değişikliğe neden olmayacağını belirtti.
Kamu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetlerinde yeni
yapılanma ve Türk Dişhekimleri Birliği Genel Kurulu
Sinan ŞAHAN
Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesi içinde Ağız ve Diş sağlığı hizmeti veren birimler
de yeni bir yapılanmaya gidiyor. Ağız ve diş sağlığı
hizmetlerinde çeşitlilik ve kapasite olarak talep
artışının olduğu göz önüne alınarak merkezde ve
taşra teşkilatlarında diş hekim- liği hizmetleri alanında yeni yapılanma öngörüyor. Buna göre yeni
yapılanma da diş hekimi planlaması yapan bakanlık illerde kamuda çalışan her diş hekimine 7000
nüfus düşecek şekilde nihai planlama yaparak yeni
bir personel dağılımı düzenleyecek.Bu planlama da
il merkezlerinde ve büyük ilçelerde hizmetin yoğun
olması sebebiyle,buralardaki hizmet birimlerinde
tasarlanan diş hekimi sayısının %10 fazlası öngörülmektedir.Ayrıca sağlık bölgelerinde bağlı olduğu
illere oranla bölge merkezine %10 fazla diş hekimi
planlanmaktadır. Bu son planlamayla anlaşılmakta16
dır ki kamuda çalışan diş hekimi sayısında artış devam edecektir.Mevcut durumdaki işleri kötü olan
muayenehanelerde de durumlar daha da kötüye
gidecektir.Bakanlığın koruyucu dişhekimliğine gereken ilgiyi göstermesi yerine tedavi hizmetlerinde
özelde çalışan hekimlerle haksız bir rekabete girmesi zaten anlaşılmaz bir durumdur.Mesleğimizin
daha da kötüye gittiği bu dönemlerde tüm meslektaşlarımızın birlik ve beraberlik olmasına ihtiyaç
vardır.Artık kısır çekişmeleri bırakıp önümüzdeki
genel kurulda hizmet etmek isteyen arkadaşların
akıl ve sağduyu çerçevesinde bir araya gelerek tüm
meslektaşlarımızı temsil etmeye yakın bir yönetim
kurulu oluşturarak mesleğimizin geleceği açısından yeni politikalar geliştirmesi gerekmektedir.Bu
zor dönemde şimdiye kadar yapılan seçim süreçlerindeki aynı tavırlar devam ederse maalesef kazanan kimse olmayacak kaybeden DİŞHEKİMLİĞİ
MESLEĞİ olacaktır.
dişhekimi
haber
17
haber
dişhekimi
DENTAL SEKTÖRDE DEV BİRLEŞME
Dünya lideri Henry Schein
Türkiye lideri Güney ile birleşti
DÜNYA PAZARININ LİDERİ HENRY SCHEIN TÜRKİYE’DE HIZLA BÜYÜYEN DİŞHEKİMLERİ PAZARINA GİRİYOR
Muayenehanede çalışan doktorlar için sağlık ürünleri ve hizmetleri sağlayan en büyük tedarikçi olan
ve genel merkezi New York, Melville’de bulunan
Henry Schein, Güney Diş Deposu’nun % 50’lik hissesini satın aldı. 90 milyon €’luk Türkiye pazarında
lider olan ve 1950 yılında kurulan Güney Diş Deposu son 40 yıldır Ferizan Peker tarafından yönetilmekte. Güney Diş’in faaliyetleri yaklaşık 70 personel ile İstanbul’da bulunan bir merkezi depodan
yürütülmekte. Güney Diş Deposu son 12 ayda 17
milyon €’luk satış gerçekleştirmiş olup, bunun yaklaşık % 60’ı diş ekipmanları, % 35’i diş sarf malzemeleri ve % 5’i teknik servisten elde edilmiştir.
Henry Schein Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Stanley Bergman “Türkiye’de dişhekimliği
ürünleri pazarı her yıl yaklaşık % 10-12 gibi hızlı bir
büyüme gösteriyor. Güney Diş Deposu’yla yaptığımız yatırım Henry Schein firmasına 60 yıllık geçmişi
olan, saygın ve pazar lideri bir işletme kazandırıyor.
Başarılı bir geçmişi olan bu firmanın büyümesini
gelecekte de sürdürmek için bu güçlü modeli korumak istiyoruz” dedi.
Bergman şöyle devam etti: “Güney adının Türkiye’de
saygın bir marka olması ve şirketin pek çok üretici
ile münhasır dağıtım haklarına sahip olması nede-
18
niyle şanslıyız. Bugüne kadar pazara yeterince girememiş markalara yoğunlaşma, yeni markaların
tanıtılması ve Henry Schein özel etiketli ürünlerin
satılması dahil olmak üzere, Türkiye’de önemli bir
büyüme potansiyeli görüyoruz.”
Henry Schein’ın Türkiye pazarına girmesi ile birlikte
Şirket’in şu anda Amerika Birleşik Devletleri dışında
faaliyette bulunduğu veya iştirakleri olan ülke sayısı
23’e ulaştı.
Bu ortaklık, ne tür
sonuçlara yol açabilir?
3 Bu ortaklıkla birlikte, pazara ciddiyet gelecek ve faturalı sisteme geçilecek. Pazarın %
20’sine hakim olacak olan bu şirket, pazar
payını % 70’lere kadar çıkarabilecek. Henry
Schein’ın satış politikası e-ticaret ve katalog
sistemiyle olduğu için bundan sonraki satışlar
da bu yöne kayacak. Ancak ödemeler peşin ya
da kredi kartlı olacağı için dişhekiminin alacağı hizmet de daha pahalı hale gelebilecek.
3 Piyasadaki küçük ölçekli firmalar ayakta
kalabilmek için birleşip ya çok güçlü bir şirket
kuracaklar ya da birleşme olmazsa birbirleriyle dayanışmasını artıracaklar. Ayrıca Türk insanının doğasına uygun bir şekilde yüz yüze
satışa yönelecekler.
dişhekimi
haber
19
haber
dişhekimi
Basının sağlık haberlerine
yaklaşımı “sansasyonel”
Mersin’de diş tedavisi için götürüldüğü özel bir hastanede sedasyon ile
uyutulduktan 14 gün sonra uyandırılabilen 5 yaşındaki Oğuzhan Sivas’ın
konuşma yeteneğini kaybettiği ve anne-babasını tanımadığı iddia edildi.
13 Eylül’de sedasyon
ile yapılan diş tedavi girişiminden sonra Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama
Hastanesi’ne kaldırılan
Oğuzhan ile ilgili olarak Başhekim Doç. Dr.
Erdal Doruk, çocuğun
sağlık durumunun iyiye
gittiğini, tedavisini sürdürdüğünü ifade ederek; “Daha önce otizm
rahatsızlığı
geçiren
Oğuzhan’ın iyiye gittiği
yönünde bazı gelişmeler kaydediliyor ama yaşadığı rahatsızlık nedeniyle kısa süre sonra koşup oynamaya başlayabileceğini söylemek doğru olmaz.
Fakat 2-3 haftada diş tedavisi olmadan önceki durumuna kavuşacağını tahmin ediyoruz.” dedi.
“Her tıbbı
müdahale bir risk
içerir. Hekimin
vazifesi bu riskler
konusunda kişileri
tedavi öncesinde
bilgilendirmek
ve tedavinin en
az risk içerecek
uygun koşullarda
yapılmasını
sağlamaktır.”
TDB’den basın açıklaması
Türk Dişhekimliği Birliği, diş tedavisi görmek
amacıyla anestezi uzmanı doktorlar tarafından
sedasyon uygulaması yapılarak uyutulan minik
hasta Oğuzhan’ın durumuyla ilgili bir açıklama
yaptı. Birlik ”Kullanılan sedasyon yöntemleri ve
genel anestezi uygulamasının anestezi uzmanı
ve gerekli yardımcı personel ile birlikte ve güvenli
bir ortamda yapılması durumunda var olan risk,
diğer tıbbi tedaviler için uygulanan anestezi riskinden farklı değildir “ ifadesiyle uygulamanın
anestezi uzmanı ve gerekli yardımcı personel ile
birlikte ve güvenli bir ortamda yapıldığına dikkati
çekerek;“Dişhekimleri, aşırı endişeli ve tedaviye
uyum göstermeyen çocuklara, farmakolojik bir
destek olmadan da, diş tedavisi yapabilmekte-
20
dir. Bununla birlikte bu iletişimin sağlanamadığı
durumlarda da gerekli tedaviler, sedatif ilaçlar
kullanarak sedasyon veya genel anestezi altında
uygulanabilir. Her tıbbı müdahale bir risk içerir.
Hekimin vazifesi bu riskler konusunda kişileri tedavi öncesinde bilgilendirmek ve tedavinin en az
risk içerecek uygun koşullarda yapılmasını sağlamaktır” cümlelerine yer verdi.
Türk Dişhekimleri Birliği: “Medyayı basın
etik kurallarına uymaya, çağırıyoruz”
Türk Dişhekimleri Birliği açıklaması içinde şu satırlar da yer aldı. “Sağlık konusunda halka bilgi
verirken veya bir olumsuzluğu anlatırken haksız
ithamlarda bulunmak, sadece sonuç nedeniyle
tedavinin gerekliliğini tartışma konusu yapmak;
hekimleri riskli hastaların tedavisinden uzaklaştıracağı gibi, hastaları sağlıksız bir geleceğe mahkum etme ihtimalini oluştururken, halkta yarattığı korku hekimlere karşı güvensizliğe yol açarak
bireylerin sağlığı açısında da olumsuz gelişmelere
neden olacaktır. Sağlık konusunda sansasyonel
haberlerden kaçınıp,
mümkün olduğunca
konunun
uzmanına
“Sağlık
danışılarak bilimsel ve
konusunda
objektif mesajlar verilsansasyonel
melidir.
haberlerden
TDB olarak hasta haklakaçınıp, mümkün
rına olan duyarlılığımızı
olduğunca
bir kez daha vurgukonunun
larken zor bir mesleuzmanına
ğin uygulayıcıları olan
danışılarak
meslektaşlarımıza karşı
bilimsel ve
söylemlerde, medyayı
objektif mesajlar
basın etik kurallarına
verilmelidir.”
uymaya çağırıyoruz.“
dişhekimi
haber
21
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
“Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası”
tartışmaları bitmiyor!
“Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası”na ilişkin kaygılar İzmir Dişhekimleri Odası’nda düzenlenen
ve konunun uzmanlarıyla meslektaşlarımızı buluşturan bir panelle giderilmeye çalışıldı.
Adli Tıp Uzmanı Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş ve İzmir Tabip Odası Avukatı Mithat Kara “Malpraktis sigortası
dişhekimlerini gerçekten koruyor mu?” konulu panelde meslektaşlarımızın sorularını yanıtladı. Panel 16
Eylül tarihinde İzmir Dişhekimleri Odası’nda gerçekleştirildi. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına
“Endodonti, cerilişkin konunun tüm ayrıntıları ile tartışıldığı
rahi, ortodonti
toplantı ateşli tartışmalara neden oldu.
ve protez yapan
Bu haliyle zorunlu mali mesuliyet sigortadişhekimlerinin
sının sigorta şirketlerine kaynak aktarımını
“Sigortasını yaptıran meslektaşlarımız
3. risk grubunsağlamakta olduğu ve çıkarıldığı şartlara
sigortalıyım diye kendini güvende
dan sigorta yapbakılacak olursa nasıl aceleyle ve meslek
hissetmeli mi?”
tırmaları; eğer
örgütlerinin görüşü alınmadan tek taraflı
Hayır. Öncelikle sigorta sözleşmesindeki bir
2. risk grubunsigorta şirketlerince şekillendirildiğinin gömadde nedeniyle; hasta hekim arasındaki
dan yaptırdıysa
rülebileceği panelde öne çıkan noktalaranlaşmazlıktan dolayı açılmış olan davalar
sigorta şirketiyle
dan biriydi.
2 yıldan daha fazla sürerse sigorta şirketi
görüşerek aradaDoç. Dr. Ekin Özgür Aktaş ve Avukat Mittazminat ödemesini yapmayabilir. Her ne
ki 200 TL’lik farkı
hat Kara’nın meslektaşlarımızın sorularına
kadar hukukçular bu durmun yasanın ve
ödeyerek 3. risk
yanıt verdiği söyleşide genel olarak 3 noktebliğin ruhuna uygun düşmediğini söylegrubuna dahil
ta üzerinde fazlasıyla duruldu:
se de sözleşmenin ilgili maddesi çok açıkolmayı talep
tır. İkinci olarak; bu sigorta hekimi açılacak
etmeleri gerek“Endodonti, protez, cerrahi ve orceza davalarına karşı korumamaktadır.
mektedir.”
todonti hastalarına bakan hekim 3.
Yani eğer hekim hapis cezası alırsa, cerisk grubu prim bedeli olan 500 TL
zasını çekecektir. Üçüncü ve son olarak;
ödemeyi seçmeli”
yine bu sigorta hekimi veya dişhekimini disiplin yükümAdli Tıp Uzmanı Doç. Dr. Ekin Özgür Aktaş meslektaş- lülükleri nedeniyle alacağı idari cezalara karşı korumaz.
larımızı bir noktada uyardı: “Dişhekimleri 2. risk guru- Örneğin, hatalı bir hekimlik uygulaması nedniyle meslek
bundan sigortasını yaptırmakta. Halbuki günlük klinik örgütü tarafından “meslekten geçici men” cezası alan
çalışmalarında endodonti, cerrahi, ortodonti hastaları- bir meslektaşımız ceza süresince muayenehanesinde
na bakmaktadır. Bu sayılan klinik dalları ise 3. risk gu- çalışamayacaktır.
rubuna girmektedir. Bu branşlarda çalıştığı hastalardan
herhangi birisiyle uzlaşmazlık yaşadıklarında sigorta “Sigortacı onayı olmadan hekim hastanın
şirketi eksik veya yanlış beyan verildiği için, sözleşme tazminat talebini kabul etmemeli”
yükümlülüklerinden cayabilir. Bu nedenle endodonti, Sigortacının yazılı onayı olmadıkça, hekim hastanın tazcerrahi, ortodonti ve protez yapan dişhekimlerinin 3. minat talebini kısmen veya tamamen kabul etmemelirisk grubundan sigorta yaptırmaları; eğer 2. risk gru- dir. Aksi takdirde “benim haberim olmadan hastayla anbundan yaptırdıysa sigorta şirketiyle görüşerek aradaki laşmışsın” yorumu ile sigorta şirketi sözleşmeyi iptal edip
200 TL’lik farkı ödeyerek 3. risk grubuna dahil olmayı üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmez. Hakkında
talep etmeleri gerekmektedir.”
dava açılan hekim 5 gün içersinde durumu sigortacıya
bildirmek zorundadır.
22
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
‘Zorunlu Mali Mesuliyet
Sigortası’ davalık
İzmir Dişhekimleri Odası ve Türk Dişhekimleri Birliği
‘Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası’nı mahkemeye taşıdı
İzmir Dişhekimleri Odası, Zorunlu Mesleki Mali Sorumluluk Sigortası’na ilişkin itirazları için Danıştay’a
dava açtı. Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle açılan davada; tebliğin iptal edilmesi talebinin yanı sıra
yürütmesinin de durdurulması istendi.
Bilindiği gibi Türk Dişhekimleri Birliği de Zorunlu Mesleki Mali Mesuleyet Sigortası’na karşı yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle dava açmıştı. Türk Dişhekimleri Birliği açtığı davada esas olarak dişhekimleri
için belirlenen prim tutarının yüksekliğini ve hukuken
mevcut olmayan uzmanlık dallarının tarifenin prim tutarları risk grupları tablosunda yer almasını gündeme
getirdi.
İzmir Dişhekimleri Odası ise insan sağlığını tehlikeye
atan diğer meslek gruplarının hiç birine getirilmeyen
sigorta zorunluluğunun sadece hekim ve dişhekimlerine getirilmesinin Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı
olduğu gerekçesiyle tebliğin iptalini ve ilgili yasanın
Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini talep etti.
İzmir Dişhekimleri Odası’nın
dava dilekçesinde neler yer aldı?
İzmir Dişhekimleri Odası Danıştay’a açtığı davanın dilekçesinde şu konulara yer verdi.
3 İnşaat mühendisleri, mimarlar, müteahhitler insan
hayatı açısından büyük sorumluluklar taşımalarına
karşın zorunlu sigorta yükümlülüğü altında değildir.
İnsan sağlığı ve yaşamı için çok daha riskli sektörlere
sigorta zorunluğu yokken, hekim ve dişhekimlerine
sigorta zorunluluğu getirilmesi nedeniyle tebliğ ve dayanağı 5947 Sayılı Kanunun 8. maddesi Anayasa’nın
10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırıdır.
3 Çıkarılan tebliğ Anayasa ve hukuka aykırı olduğu
gibi, kaynağı olduğu Yasa’ya bile aykırıdır.
3 Bu tebliğ kamu yararı amacını taşımadığı için amaç
unsuru bakımından hukuka aykırıdır.
3 Tebliğde tıbbi kötü uygulama kavramı da açık olmadığından, hukuka aykırıdır.
3 Hekim hatalarının azaltılması için bir yasal düzenleme yapılacaksa öncelikle tıp ve dişhekimliği eğitimini
iyiyleştirmek, üniversitelerin altyapı, alet ve malzemelerini tamamlamak, öğretim üyesi olmadan yeni
fakülteler açılmasını önlemek, hastanelerin ve sağlık
kuruluşlarının hekimlerin ve tüm sağlık çalışanşarının
çalışma koşullarını hataya sebep vermeyecek şekilde
düzelme yoluna gidilmelidir. zorunlu mali mesuliyet
sigortasıyla hiç bir ülkenin sağlık sisteminin sorunlaru
çözülmediği gib, tıbbi uygulama hatalarının azaltılması da mümkün olmamıştır.
3 Yüksek Sağlık Şurasına bir yılda gelen ortalama
dosya sayısının 200 olduğu, 5 yılda tazminat talepli
Sağlık Bakanlığı’na yapılan başvuru sayısının 531 olduğu, hizmet kusuru iddiasıyla Bakanlığa yansıyan
vaka sayısının 1755 olduğu, “5 yıllık süreçte Bakanlık
uygulamaları nedeniyle tıp hatalarının arttığına dair
veri olmadığı” Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün
verdiği soru önergesinde ifade edilmiştir.
3 Dava konusu Tebliğle düzenlenen malpraktis
sigortasının amacı, tıbbi uygulama hatalarını önlemeye yönelik bir sistem olmayıp, uygulama hatası
gerçekleştikten sonra, zararı tazmin etmeye yarayan bir araçtır.
TDB mahkemeden ne istedi?
Davacı Birlik, dava dilekçesinde özetle şu görüşlere yer verdi;
3 Risk gruplarıyla sigorta primleri ve
sigorta teminatının birlikte değerlendirilmesinde, tespit edilen prim miktarının dişhekimliği hizmetlerinin doğasında mevcut olan riske göre çok yüksek
olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
3 Tarifenin Prim Tutarları Risk Grupları
Tablosu’nda dişhekimliğinde uzmanlık
alanı olarak hukuken mevcut olmayan
uzmanlık dalları bulunmaktadır.
3 Dişhekimliği mesleki alanının risk
grupları arasında hangi belirlemeyle
ikinci risk grubunda tanımlanmış olduğu anlaşılamadığı gibi endodonti,
protez ve ortodontinin üçüncü risk
grubunda tanımlanmasına da hiçbir
anlam verilememiştir gerekçeleriyle;
Dişhekiminin risk grubunun 1. Risk
Grubu yerine 2. Risk Grubu olarak
belirlenmiş bulunmasının iptalini ve
sigorta poliçesinin yapılması ve primin
ödenmesinden sonra, belirttiğimiz hukuka aykırılıklar saptanarak iptal kararı verilse dahi söz konusu primlerin iadesinde ciddi zorluklar yaşanacağı ve
kamuda çalışan dişhekimlerinin primlerinin yarısının kamusal kaynaklardan
ödenecek olması sebebiyle kamu kaynakları bakımından telafisi mümkün
olmayan zararlar olacağından, yürütmenin durdurulmasını istemişti.
23
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
İzmir Tabib Odası Avukatı
Mithat Kara, her yönü ile
ZORUNLU MALİ SORUMLULUK
SİGORTASI’nı değerlendirdi
Kamuoyunda Tam Gün Yasası ile olarak bilinen ve
birçok yasada değişiklik ve ek düzenlemeler getiren
5947 sayılı “Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam
Gün Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 20.01.2010 tarihli Resmi
Gazete’de yayınlanmıştır.
5947 sayılı yasa ile birçok düzenleme yapılmış, düzenlemelerin yürürlük tarihi açısından farklı tarihler
belirlenmiştir.
5947 sayılı yasa içerinde yapılan düzenlemelerden
birisi de, tabip ve diş tabiplerine mesleki sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunun getirilmesidir. Tabip ve diş tabiplerinin mesleki sorumluluk sigortası yaptırmasına ilişkin düzenleme 30.07.2010
tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASINDA
YAŞANAN SÜREÇ
Mesleki sorumluluk sigortası kavramı hekim ve diş
hekimlerinin gündemine yeni giren bir kavram değildir. Aslında hekimler ve diş hekimleri 2006 yılından bu yana isteğe bağlı mesleki sorumluluk sigortası yaptırmaktadır.
16.03.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan
Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile farklı meslek mensuplarının isteğe bağlı sorumluluk sigortalarının genel şartları ve ilkeleri belirlenmiştir.
Bu tebliğe bağlı olarak hazırlanan Hekim Mesleki
Sorumluluk Sigortası Klozu ile hekimler tarafından
isteğe bağlı olarak yaptırılacak olan sigortaların genel esasları belirlenmiştir. Günümüze dek birçok
hekim ve diş hekimi, farklı sigorta şirketlerinin hazırladığı isteğe bağlı mesleki sorumluluk sigortası
poliçesini satın alarak sigorta güvencesi (!) altında
mesleğini icra etti.
Tam Gün Yasası olarak bilinen 5947 sayılı yasa ile,
hekim ve diş hekimlerinin mesleki sorumluluk sigortası yaptırması isteğe bağlı olmaktan çıkarılarak
mesleğini icra eden bütün hekim ve diş hekimlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırması
koşulu getirildi.
24
Hekimlerin zorunlu sigorta yaptırmasına ilişkin tartışmalar geçmiş yıllarda da yaşanmıştır. 2006 yılında TBMM’de kabul edilen ve Torba Yasa olarak
bilinen yasa değişikliklerinin içinde zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin düzenleme de yer almıştır. Bu düzenleme de, günümüzdeki düzenlemeye
benzer hükümler içermekteydi. Torba Yasanın içinde, zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin hükümlerin yanında yabancı hekim çalıştırılması, şef,
şef yardımcısı atamaları, Tıpta Uzmanlık Kurulu
oluşumu gibi düzenlemeler de yer almıştır.
TBMM’de kabul edilen yasal düzenlemeler, o dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet SEZER tarafından veto edildiği için yasa maddelerinin yürürlüğe
girmesi mümkün olmamıştır.
2006 yılında yasalaşması planlanan
zorunlu mali zorumluluk sigortasına ilişkin düzenleme, içerik olarak
benzer bir düzenleme ile 5947 sayılı yasa ile getirilmiş ve yürürlüğe
girmiştir.
“HASTALAR ZARAR GÖRSÜN,
NEYSE ZARARI ÖDERİZ
TAZMİNATINI”
Hekimlerin tıbbi uygulama hatalarına karşı sigortalanmasına
ilişkin tartışmalar uzun süredir devam etmektedir.
Sağlık otoritesi, hekimlerin tıbbi hata yapmasına neden olan
etkenlerin esasına
ilişkin tartışamalara hiç girmem e k t e d i r.
Sağlık
otoritesi ve
s i ya s i
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
Sağlık otoritesinin
sorunun kaynağına
giderek tıbbi uygulama hatalarının
nedenlerini araştırması, hataların
kaynağını ortadan
kaldırması gerekirken, “hastalar
zarar görsün, neyse
zararı, öderiz tazminatını” şeklinde bir
yaklaşım sergilemesi çok olumsuz bir
yaklaşımdır.
iktidar, “bataklığı kurutmak yerunu olduğu, bu alanda yapırine bataklıklaki sivrisinekle uğlacak düzenlemelerde, tıbbi
raşmak” deyimine uyan, basit ve
uygulama hatalarının ortadan
kolaycı bir yaklaşımla sigortacılık
kaldırılmasının öncelikli amaç
konusuna yaklaşmaktadır.
olarak belirlenmesi gerektiği,
Zorunlu mali sorumluluk sigortatıbbi uygulama hatalarından
sına ilişkin tartışmaların başladığı
zarar gören hastaların zararladönemden bu yana, sağlık otorirının kısa sürede ve bütünüyle
tesi ve siyasi iktidarın sorunu ifade
karşılanması, hata nedenlerietme ve çözüm yollarını gösterme
nin araştırılması ve bu nedenbiçimi çok farklı olmuştur. Siyasi
lere yönelik çalışmaların sisiktidar ve sağlık otoritesinin yasal
temli bir biçimde düzenlenip
düzenlemelerin genel gerekçeuygulamaya
geçirilmesinin
lerine de yansıyan beyanlarında,
sorunun çözümü için temel
“hasta hakları konusundaki gelişnokta olduğu ifade edilmekmeler ve toplumun bilinçlenme
tedir. (http://www.ttb.org.tr/inseviyesinin yükselmesi ile, sağlık
dex.php/ttb/to-yazismalar/1396hizmeti ile ilgili zarar görme iddi053-2009)
alarının ve buna bağlı tazminat
Sigorta sisteminin, tıbbi uygulama
taleplerinin arttığı; iletişimin gelişmesine bağlı ola- hatalarının önüne geçmediği tartışmasızdır. Sigorrak bu taleplerin çok sık gündeme getirildiği, ka- tacılık sistemi, tıbbi uygulama hatalarını önlemeye
muoyunda sağlık hizmetlerinin ve sağlık personeli- yönelik bir sitem değildir. Sigorta, tıbbi uygulama
nin yetersizliği ile hastalara devlet tarafından sahip hatası gerçekleştikten sonra, zararı tazmin etmeye
çıkılmadığı şeklinde olumsuz bir kanaat oluştuğu; yarayan bir araçtır.
tıp dünyasında meydana gelen çeşitlenme ve tıbbi Dünyadaki örnekleri incelendiğinde görüleceği
teknolojinin gelişmesinin, hekimlerin geçmişte ya- üzere, sigortacılık sistemi hiçbir ülkenin sağlık sispamadıkları bazı uygulamaları yapmalarına imkan teminin sorununu çözmemiş, hiçbir ülkede tıbbi
sağladığı; çoğunlukta ağır riskleri içeren bu uygu- uygulama hatalarının sayısı azalmamıştır. Araştırlamalar sonucunda tıbbi kötü uygulama şikayetleri malarda, sigortacılık sisteminin uzun süredir uyguve davalarının arttığı; zarar görmüş hastaların zara- landığı ABD’de orta çıkan belli başlı sonuçların hiç
rının karşılanması için gerekli önlemlerin alınması de olumlu göstergeler olmadığı ortaya çıkmaktadır.
gerektiği; dünyadaki genel uygulamanın zorunlu ABD’de hastane ve hekimler aleyhine açılan davatıbbi malpraktis sigorta sistemine doğru olduğu, ların sayısında önemli bir artış olduğu, ciddi zarabu nedenle sigorta sisteminin getirilmesinin uygun ra uğradığı belirlenen 14 hastadan birinin zararın
olduğu” ifade edilmektedir. Bu ifadeler, 5947 sayılı tam olarak karşılandığı, sigorta sitemindeki paranın
yasanın TBMM’ye sunulan genel gerekçesinde de %50’sinin hastalar yerine avukatlık ve diğer hukuyer almaktadır.
ki giderlere ayrıldığı, malpraktis davalarının karara
Sorunun ne olduğunu ortaya koyan sağlık otorite- bağlanmasının ortalama 3 ile 5 yıl sürdüğü, tıbbi
sinin sorunun kaynağına giderek tıbbi uygulama hatalar nedeniyle ölümle sonuçlandığı bildirilen
hatalarının nedenlerini araştırması, hataların kay- olgularda, hataların büyük çoğunluğunun kişisel
nağını ortadan kaldırması gerekirken, “hastalar ihmalden değil sağlık sitemindeki sorunlardan
zarar görsün, neyse zararı, ödekaynaklandığı, defansif tıp anlariz tazminatını” şeklinde bir yakyışının arttığı, sigorta primlerinin
Dünyadaki örneklaşım sergilemesi çok olumsuz
yüksekliği nedeniyle hekimlerin
leri incelendiğinde
bir yaklaşımdır.
yüksek yükler altına girdiği orgörüleceği üzere,
Türk Tabipleri Birliği tarafıntaya çıkmaktadır. http://www.
dan dile getirilen ve her fırsatttb.org.tr/index.php/ttb/tosigortacılık sistemi
ta resmi makamlara iletilen
yazismalar/1396-053-2009
hiçbir ülkenin sağlık
değerlendirmelerde,
sağlık
ABD’de yaşanan örneklerin yakın
sisteminin
sorununu
hizmeti sunumu nedeniyle
zamanda ülkemizde de gerçekçözmemiş, hiçbir ülortaya çıkan tıbbi uygulama
leşmesi uzak bir ihtimal değildir.
hatalarının bir halk sağlığı soTıbbi uygulama hataları nedeniykede tıbbi uygulama
hatalarının sayısı
azalmamıştır.
25
mali mesuliyet sigortası
Sigorta sisteminin,
tıbbi uygulama
hatalarının önüne
geçmediği tartışmasızdır. Sigortacılık
sistemi, tıbbi uygulama hatalarını
önlemeye yönelik
bir sitem değildir.
Sigorta, tıbbi uygulama hatası gerçekleştikten sonra, zararı tazmin etmeye
yarayan bir araçtır.
le ortaya çıkan zararların kamusal bir anlayışla, özel şirketlerin
insiyatifine bırakılmaksızın çözülmesi mümkün iken kamu kaynaklarının ve hekimlerin birikimlerinin özel sigorta şirketlerine
aktarılması anlaşılabilir bir uygulama değildir.
Tam Gün Yasası’nın TBMM’de yasalaşma sürecinde, mecliste farklı
tartışmalar yaşanmıştır. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza ÖZTÜRK
tarafından bir soru önergesi verilmiştir. Sağlık Bakanı tarafından
soru önergesine verilen 27.01.2010 tarihli cevapta, Yüksek Sağlık Şurasına bir yılda gelen ortalama
dosya sayısının 200 olduğu, 5 yılda tazminat talepli
Sağlık Bakanlığı’na yapılan başvuru sayısının 531 olduğu, hizmet kusuru iddiasıyla Bakanlığa yansıyan
vaka sayısının 1755 olduğu, 5 yıllık süreçte Bakanlık uygulamaları nedeniyle tıp hatalarının arttığına
dair veri olmadığı ifade edilmektedir.
Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu nedeniyle, sigorta poliçesi yaptırmak zorunda olan hekim ve diş hekimlerinin sayısının 134.000
civarında olduğu ifade edilmektedir. 134.000 hekimin, risk grubuna göre değişmekle birlikte ortalama 400-TL ödeyerek sigorta poliçesi yaptıracağını
varsaydığımız takdirde, sigorta şirketlerine aktarılacak meblağın 1 yıllık süre içinde 53.600.000-TL (
dişhekimi
53,6 trilyon) olacağı tahmin edilmektedir. Bu meblağ, her yıl tekrarlayan bir şekilde sigorta şirketlerine ödenecektir. Zorunlu Mali
Sorumluluk Sigortası karşılığında
sigorta şirketlerine aktarılacak
rakamın büyüklüğü karşısında,
yasal düzenlemenin iyiniyetli olduğunu varsaymak çok iyiniyetli
bir yaklaşım olacaktır.
Tıp fakültesi ve uzmanlık eğitiminin niteliği, sürekli mesleki
eğitim, tıp fakültesi sayıları, yardımcı sağlık personelinin sayısal
ve niteliksel eksikliği, sağlık kuruluşlarının teknik
ve fiziksel yetersizlikleri, performans uygulamaları,
SGK’nın tedavi özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler vb. etkenler, tıbbi uygulama hatalarının belli başlı nedenleridir. Hekimleri tıbbi uygulama hatası ile
karşı karşıya bırakan etkenleri ortadan kaldırmaya
yönelik bir düzenleme yasa maddesinde yer almamaktadır.
Hastalar, zararının tazmini için dava açmak zorunda kalacak, hekimin kusurunun varlığı halinde hasta mahkemenin hükmettiği tazminatı
sigorta şirketinden tazmin edebilecektir. Bu
süreç, ülkemizde 4-5 yıl arasında sürmektedir.
Yasa gerekçesinde yer alanın aksine, hastaların zararının hızlı şekilde tazmin edilmesine
yönelik bir düzenleme yer almamaktadır.
Zorunlu Mali Sorumululuk Sigortamı yaptırdım. Acaba güvende miyim?
3 Sigorta poliçelerini yaptıran bütün hekimler, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında yer
alan düzenlemeler kapsamında olmak kaydı ile tıbbi
uygulama hatalarına karşı güvence altına alındığı ifade edilebilir. Ancak, sigorta poliçesi yaptırmış olan
bütün hekimlerin her türlü tıbbi zarara karşı, süre sınırlaması olmaksızın güvence altında olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu nedenle, hekimlerin sigorta genel şartlarında yer alan düzenlemeleri dikkatlice
irdelemesi gerekmektedir.
3 Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında sigortalıya birçok yükümlülük getirilmekte, bu
yükümlülüklerin ihlali halinde sigorta şirketine cayma
hakkı tanınmakta, sigorta poliçesinin geçersiz sayılması söz konusu olmakta, hekimin sigorta güvencesi
ortadan kalkabilmektedir. Sigorta şartları ile getirilen
zamanaşımı kısıtlamaları, bildirim yükümlülükleri çok
büyük önem taşımaktadır. Sigorta genel şartlarına aykırı en küçük bir ihmal, sigorta şirketlerine sorumluluktan kurtulma hakkı vermektedir.
3 Zorunlu mali sorumluluk sigortası diş hekimleri
hakkında açılan ceza davalarını, Diş Hekimleri Odaları
tarafından yürütülen disiplin soruşturmalarını, idare
tarafından verilen idari yaptırımlarını koruma kapsamına almamaktadır.
3 Bu nedenle, “zorunlu mali sorumluluk sigortamı
yaptırdım, artık güvendeyim” şeklinde bir rahatlıkla hareket edilmemeli, sigorta poliçelerinin teminat
kapsamı konusunda her türlü ihtimalin düşünülmesi
gerekmektedir.
26
dişhekimi
haber
27
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
Uygulamaya giren
“Zorunlu Mesleki Mali
Sorumluluk Sigortası”ndan
sigortacılar da hekimler de şikayetçi
Uygulamaya giren zorunlu mesleki mali sorumluluk sigortasından sigortacılar da hekimler de
memnun değil. Hekimler,
sağlık hizmetinin pahalılaşacağını ve hiç bir
hekimin risk almayacağını belirtirken, sigortacılar
ise belirlenen primlerle
tazminatın karşılanamayacağından yakınıyor.
Kamuoyunda, “Tam Gün Yasası” olarak da bilinen kanun çerçevesinde, doktorlara zorunlu olarak getirilen
mesleki sorumluluk sigortasının teminat ve primleri
Ağustos ayı başında belirlenerek, sigorta uygulamasına başlandı. Ancak uygulama, sigortacıları da hekimleri de memnun etmedi. Hekimler, bundan sonra sağlık hizmetlerinin pahalıya geleceğini, bugün bin dolar
maliyeti olan ameliyatın 3 bin dolara çıkacabileceğini
belirtirken; sigortacılar ise, zorunlu sigorta olması nedeniyle belirlenen primlerle, teminatların karşılanmasında
zorluk çekileceğini savunuyor. Sigorta şirketlerinin konu
hakkındaki değerlendirmelerini İnci Sigorta Genel Müdürü Şebnem Korkut ile görüştük.
Uygulamaya giren zorunlu hekim sorumluluk
sigortası hakkında Türkiye Sigorta ve Reasürans
Şirketleri Birliği (TSRŞB) nin genel görüşü nedir?
Aslında sigorta şirketleri tarafından ihtiyari olarak hekim sorumluluk sigortası adı altında bu ürünün satışı
yapılmakta idi. Doktorlarımız özellikle riskli branşlarda
çalışanlar daha yüksek limitlerle ve daha geniş içeriği
olan teminatlarla bu poliçeleri satın almışlardı. Poliçelerin zorunlu hala gelmesi ve bu dönemde kanunlaşma
28
Şebnem Korkut
İnci Sigorta
Genel Müdürü
[email protected]
aşamasında yaşanan ertelemeler ile aynı zamanda da
kanunun çıkması ile yürürlüğe girmesi aşamasındaki
süre başta olmak üzere ve ürünün içeriğinin genişliği az da olsa sigorta birliği açısından zor bir döneme
neden oldu. Biliyorsunuz zorunlu poliçelerin teminat
limitleri, primleri ve içeriği kanun ile belirlenmektedir.
Bu tür bilgilerin, poliçeleri satacak sigorta şirketlerine
bildirilmesi, dizayn edilmesi ve poliçe üzerinde bulunması gereken bilgiler konusunda yaşanan süreçler
açısından poliçelerin biz acentelere ve siz hekimlere
ulaşma sürelerinde gecikmeler yaşanmasına neden
olmuştur. Bu tip zorunlu poliçelerin oluşması hem sigorta sektörünün derinleşmesi ve genişlemesi açısından önem göstermekte hem de ülke ve ya şahıslar
üzerinde bulunan riskleri taşıyabilecek sigorta şirketlerine devrini sağlamaktadır. Bu sebeple birlik her türlü
zorunlu poliçeyi içerikleri doğru tanımlamak kaydı ile
desteklemektedir.
Zorunlu Hekimlik Sigortasını, sigorta şirketleri
açısından değerlendirebilir misiniz?
Sigorta şirketlerinden bu zorunlu sigorta poliçesinde
çıkan kanuna uygun poliçe üretmeleri istendi. Bu po-
dişhekimi
liçeye bakıldığında sigorta şirketinin yıllık üst limitte bir
sınırlamasının olmadığı görülmektedir. Fakat, bu tip
poliçelerde bir yıllık teminat limitinin ya da aynı yıl içerisinde kaç sefer ödeme yapılacağı ile ilgili üst limitin
bilinmesi gerekir ki risk tanımlanabilsin. Şu durumda
bir hekim bir yıllık poliçesinden istediği sayıda hasar
dosyası açtırabilir ve her dosya için de teminat rakamı
olan 300.000 TL hasar alabilir gibi görünüyor. Bu açık
kalan nokta, sigorta şirketlerinin önümüzdeki yıllarda
yapacakları reasürans anlaşmalarında karşılarına problem olarak çıkabilir. Belki yenileme aşamasında bunlara
yıllık bir üst limit getirilebilir
Poliçe yenilemesinde karışıklık yaşanabilir mi?
Poliçelerin yenileme aşamasında bir karışıklık olacağını
zannetmiyorum. Bunlar zorunlu poliçeler olduğu ve
prim rakamları standart olduğundan yenilenmeler ilk
yaptırılan şirketlerden devam edecektir. Ama isteyen
mali mesuliyet sigortası
hekimimiz şirketini ya da acentesini değiştirebilir.
Azami teminat tutarı 300 bin TL olarak belirlendi bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu poliçeler zorunlu sorumluluk poliçeleridir ve zorunlu sorumluluk poliçeleri de en asgari düzeyde
karşı tarafın zararının karşılanması düşünülerek hazırlanır. Bu zorunlu karayolları mali mesuliyet poliçeleri
(trafik poliçesi) için de diğer zorunlu poliçeler için de
aynı durumdadır. Önemli olan bu teminat rakamının
tamamlayıcısı olan ihtiyari poliçelerin yapılmasının
sağlanmasıdır. Bütün branşlarda faaliyet gösteren
doktorların poliçelerindeki sorumluluk teminat limiti
aynıdır fakat beyin cerrahının hastasına karşı olan riski ile başka bir branşta faaliyet gösteren doktorunki
aynı değildir. Bunların kademelendirilmesi ve seçimli
olarak bırakılması, alt limitinin de zorunlu tutulması
gerekmektedir.
n uygulamalara
Önümüzdeki süreçte hekimlerin , mesleğini icra ederken uyulması gereke
gerekmektedir.
arı
daha özen göstermeleri ve evraklarını ve kayıtlarını daha özenle tutmal
avukatlar biliyor
Çünkü , zorunlu poliçelerin kullanılır olduğunu hem hastalar ,hem de
hasta tazminaterin
poliçel
ve
ası
olmam
olacaklar.Kötü niyetle açılacak olan davalar da artış
de olduğu düüzerin
lı
larını öderken gerekli evrakların tamamlanma zorunluluğunun sigorta
i olduğu bilinmelidir.
şünülürse bu tip evrakların tarihlerinin ve evrak klasmanlarının öneml
SİGORTACILAR NE DİYOR?
• Sigortanın teminat limiti olay başına
300 bin TL olarak belirlendi. Sigorta şirketinin toplam tazminat sorumluluğu
sigorta şartlarında yer almıyor. Sigortacılar yıllık ne kadar tazminat ödeyeceklerini tahmin edemiyor.
• Primler, hekimin uzmanlık alanına göre
150 ile 750 TL arasında tespit edilmiş.
Doktorların üstlendikleri sorumluluğun
primi belirlemede rol oynamaması risk
oluşturuyor.
• Sigortanın, sözleşme süresi ve takip
eden 2 yıl içindeki zararları tazmin etmesi, sigortacılar açısından hem geriye
hem de ileriye yönelik koruma anlamına geldiğinden, belirlenen primlerin
yetersiz kalacağı iddia ediliyor.
• Sigortanın sorumluluk sigortası olması
ve savunma masraflarının da karşılanacağı dikkate alındığında toplanacak
primin hukuki masrafları karşılamakta
yetersiz kalacağı söyleniyor.
DOKTORLAR NE DİYOR?
• Sigorta uygulaması ile sağlık hizmetlerinin pahalı hale geleceği, ameliyat
maliyetlerinin 3 kat artabileceği savunuluyor.
• Hekimlere açılan ve sayıları 100’ü bulan
davaların sigorta uygulaması ile binlere
çıkacağı ve hastanelerde avukatların
dolaşacağı söyleniyor.
• Kanun gereği, kamuda çalışan hekimler, sigorta priminin yarısını kendileri
ödeyecek, yarısı ise kurum tarafından
karşılanacak. Doktorlar primin tamamının kurum tarafından ödenmesini
talep ediyor.
• Bundan sonra doktorların ameliyat
yapmaktan çekinecekleri ve risk almak
istemeyecekleri söyleniyor. Acil durumlar haricinde tüm ameliyatların sevk
edileceği de belirtiliyor.
29
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
AB Uzmanından “Avrupa’da
a
m
lış
a
ç
ir
b
e
n
ri
e
z
ü
”
s
ti
k
ra
lp
Ma
n Daire Başkanlığı tarafından 2008
syo
ina
ord
Ko
liği
Bir
a
rup
Av
ı,
nlığ
ka
Sağlık Ba
aktis Sigortası Uygulamalalpr
Ma
de
rin
ele
Ülk
liği
Bir
a
rup
“Av
yılında hazırlanan
deMalpraktis Sigortası ile ilgili verileri
e
nd
esi
ülk
a
rup
Av
12
re
gö
na
oru
rı” rap
an hazırlanan çalışmada Avrupa
nd
afı
tar
N
ME
EK
mi
Az
nı
ma
Uz
AB
ğerlendirdi.
tı.
tarafından ödendiği konusu öne çık
kim
nin
eri
ml
pri
a
ort
sig
de
rin
ele
ülk
Avrupa Birliği Ülkelerinde
Malpraktis sigorta primleri
kim tarafından ödeniyor?
Avrupa Birliği ülkelerinde hekimler ve diğer sağlık
personelinin malpraktis (hatalı tıbbi uygulama) sigortası uygulamalarına ilişkin yapılan araştırma sonucu farklı uygulamalar göze çarpmaktadır.
Konu Avrupa Birliği müktesebatı açısından incelendiğinde, malpraktis sigortası ile ilgili Avrupa Birliği
genelinde tüm üye ülkeleri bağlayan özel bir düzenleme bulunmadığı tespit edilmiştir. Tüm üye ülkelerce benimsenmesi gereken doğrudan bir düzenleme olmaması nedeniyle, her ülke konuyu kendi
ulusal düzenlemeleriyle belirlemiştir. Birbirine yakın
uygulamalar olmakla birlikte, üye ülkelerin ulusal
uygulamaları birbirinden farklılık arz etmektedir.
Örneğin Almanya, Hollanda ve Lüksemburg’da
özel sektörde çalışan hekimlere malpraktis sigortası yaptırmadıkları takdirde çalışma ruhsatı verilmemekte, hastanelerin de hizmet verebilmeleri için
malpraktis sigortası yaptırmaları gerekmektedir.
Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan,
Polonya, İspanya ve Slovakya gibi ülkelerde ise
malpraktis sonucu ortaya çıkan hasarın tazminatı
30
(eğer varsa) genel olarak ilgili sağlık hizmet sunucuları tarafından ve kısmen de hayat sigortası harici
hizmet veren sigorta şirketleri tarafından sunulan
özel bir sigorta poliçesi kapsamında ödenmektedir.
Konuyla ilgili ülke bazında yapılan araştırma sonuçları ise aşağıda özetlenmiştir.
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
Fransa
Fransa’da kamuda çalışan hekimlerin mesleki sorumluluk sigortası primleri çalıştıkları kurum tarafından,
özel sektörde çalışan hekimlerin sigorta primleri ise kendileri tarafından ödenmektedir. Özel sektörde
çalışanların tümü kendi özel sigortalarını yaptırmak zorundadır.
Hollanda
Hollanda kendine özgü bir malpraktis sigorta sistemine sahiptir. Kendi hesabına çalışan hekimlerin
tıbbi sorumluluk sigortasının primleri; kar amacı gütmeyen ve bu konuda uzmanlaşmış sağlık meslekleri
birlikleri-odaları tarafından ödenmektedir, hatalı tıbbi uygulama sonucu ortaya çıkan zarar bu meslek
kuruluşları tarafından karşılanmaktadır.
Diğer taraftan, hastanelere çalışma izinleri verilirken malpraktis sigortası aranmaktadır. Özellikle akademik nitelikli hastaneler yüksek miktarlarda prim
ödeyerek kendilerini sigorta etmektedirler. Bu hastanelerde çalışan sağlık personelinin hatası sonucu ortaya çıkan zararı ise sigorta şirketi ödemekte, ardından hastane sigorta şirketine ödeme yapmaktadır.
İngiltere
İngiltere’de malpraktis sonucu tazminatı gerektiren klinik
bir zarar meydana gelmesi durumunda, NHS (National
Health System) kurumları çalışanlarının tüm sorumluluğunu üstlenmektedir. Bu kapsamda, zarar olması durumunda tazmin edilmesi zorunludur, ancak İngiltere’deki
sistemde NHS çalışanları adına sorumluluğu üstlenmiştir.
Serbest çalışanların da zararlarının tazminine ilişkin bir
düzenleme (sözleşme) yapması zorunludur.
İrlanda
İrlanda’da farklı bir sistem uygulanmaktadır. Ülkede 1 Temmuz 2002’de kurulan Klinik Tazminat Sistemi (Clinical Indemnity Scheme) oluşturulmuştur. Uygulamaların çeşitli ve maliyetlerin yüksek olması
nedeniyle devlet tarafından finanse edilen bir sistem oluşturulmuştur. Sistemin yönetiminden ise “Devlet
Tazminat Ajansı” (State Claims Agency) sorumludur. Ülkede özel sigorta şirketleri malpraktis sigortası
yapmamaktadırlar. Tazminat taleplerinin ödemeleri ve Ajansın faaliyet giderleri Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılanmaktadır.
Macaristan
Macaristan’da tüm sağlık çalışanları, malpraktis
sigortası yaptırmak zorundadır. Kamuda çalışan
sağlık çalışanlarının primleri devlet tarafından
ödenmektedir. Sağlık hizmetlerinin çoğu kamu ta-
rafından verildiğinden ve malpraktis sonucu tüm
sorumluluk kuruma ait olduğundan sağlık çalışanları tıbbi yanlış uygulamalardan korkmadık tespit
edimilştir.
Malta
Malta’da konu haksız fiil kapsamında değerlendirilmektedir. Kamu hastanelerinde çalışan doktorların
işlemlerinden doğan tazminat ödemelerini devlet
karşılamaktadır ve özel sektörde çalışan doktorlar
kapsam dışında bırakılmıştır.
31
mali mesuliyet sigortası
dişhekimi
İsveç
İsveç, malpraktis sigortası uygulaması konusunda dünyada örnek teşkil edebilecek bir ülkedir. Kusursuz sorumluluk (no-fault system) adı verilen bu uygulama ile
İsveç’te, hekimin ya da sağlık personelinin malpraktis
uygulaması sonucunda, hatalı personelin cezalandırılması değil hatayı oluşturan koşulların düzeltilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
İsveç’te 1975’e kadar sigorta yaptırmak gönüllüydü.
Ancak 1997 yılında yayınlanan “Patient Injuries Act”a
göre ülkedeki bütün sağlık kuruluşları (sağlık hizmeti
sunucuları) malpraktis sigortası yaptırmak zorundadır.
Her sağlık kuruluşu, kendine bağlı çalışan sağlık personelinin tıbbi müdahalesi sonucu oluşabilecek zarara
karşı sigorta yaptırmakla yükümlü kılınmıştır. Yasa kapsamında her sağlık personelinin bir sağlık risk sigortası bulunması zorunludur. İsveç’in bu kendine özgü
“no-fault sistemi” ülkenin yerel yönetim birimleri olan
“County Councils - Bölgesel İdare Meclisleri” tarafından
finanse edilmekte ve hasta tazmin sigortası (patient
compensation insurance) tarafından yönetilmektedir.
“County council”ler bu sisteme olan katkılarını gelir vergisi yoluyla yıldan yıla artırmaktadır. Malpraktis sonucu
ortaya çıkan zararın tazmini için, tek tek hastane ve
kliniklerin bütçesi içinde bir maliyet tahsis edilmemekte
(bir bütçe ayrılmamakta), bunun yerine bölge meclislerinin (county councils) vergileri içinde doğrudan yer
almaktadır. Bölgesel idare meclisleri her bir bölge için
kişi-başı belirlenen bir oranda ve sonunda büyük ölçüde gelir vergisinden karşılanan primleri ödemektedir.
Özel sektörde çalışan hekimler ve diş hekimleri prim
ödemek yoluyla hasta tazmin sigortası tarafından bireysel poliçe kapsamına alınmaktadırlar.
Özetle kamuda çalışan hekimlerin sigortaları bölgesel
idare meclisleri (county councils) tarafından ödenmekte, özel sektörde çalışan hekimlerin ve diş hekimlerinin primleri ise kendileri tarafından doğrudan hasta
tazmin sigortasına (patient compensation insurance)
yapılmaktadır.
Danimarka
Danimarka’da konu Ocak 2004’de yürürlüğe giren
“Hasta Sigorta Kanunu” çerçevesinde düzenlenmiştir.
Tıbbi yanlış uygulamadan kaynaklanan kusurlar hükümet tarafından karşılanmaktadır. Tüm sağlık kuruluşları
ve özelde çalışan sağlık çalışanları sigorta yapmak zorundadırlar. Özel hastanelerde çalışanlar da dahil tüm
sağlık personeli sigorta kapsamındadır. Özel hastanelerde meydana gelen zararlar bölgeler bazında tazmin
edilmektedir.
Danimarka’da sadece fiziksel değil, psikolojik zararların
da tazmini öngörülmektedir. Hastane veya sağlık personelinin kusuru aranmaksızın, hastaların uğradığı zararı
karşılamak için, hastanın ispatlayacağı zarar nispetinde,
“kusursuz sorumluluk sigortası” (no-fault liability) tarafından ödeme yapılmaktadır. Söz konusu ödeme devlet,
sigorta şirketleri veya işverenlerin kurduğu fonlar tarafından yapılmaktadır. Tazminat talepleri, sigorta şirketleri
ile kendi sigortalarını yapan kuruluşların oluşturduğu
Hasta Sigorta Cemiyeti tarafından karara bağlanmaktadır. Hastane yönetimleri, kendi tercihlerine bağlı olarak
ya sigorta şirketi yoluyla ya da doğrudan bütçeden ödeme yapmak suretiyle tazminatları karşılamaktadırlar.
Son yıllarda primlerin artması nedeniyle ülkedeki
birçok hastane, sigortadan vazgeçip, ortaya çıkan
zararların tazminini kendi bütçelerinden karşılama
yoluna gitmişlerdir.
Finlandiya
1987 yılında yayınlanan “Patient Injuries Act” kapsamında ülkede sağlık hizmeti sunan tüm hastane, eczane ve
sağlık hizmeti sunan diğer kuruluşlar mesleki sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Finlandiya’da sağlık personelinin yanlış uygulamalarına ilişkin kusursuz
sorumluluğa dayanan sigorta sistemi uygulaması vardır.
Hastane veya sağlık personelinin kusuru aranmaksızın,
hastaların uğradığı zararı karşılamak için, hastanın ispatlayacağı zarar nispetinde, “kusursuz sorumluluk sigortası” tarafından ödeme yapılmaktadır.
Avusturya
Avusturya’da konuya ilişkin olarak müstakil düzenleme bulunmamaktadır. Konu, sosyal sigorta sistemi içerisinde yer almaktadır. Sosyal sigorta primi içerisinde
hasta başına günlük 0,73 Avro kesinti yapılmaktadır.
32
Hastanenin doğrudan veya açık bir kusuru olmayan
vakalar için buradan ödeme yapılmakta, hastanenin
açık kusuru olduğu durumlardaysa doğrudan hastane bütçesinden ödeme yapılmaktadır.
dişhekimi
haber
33
haber
dişhekimi
Meslek örgütlerinin davet edilmediği
“Sağlık İnsan Gücü ve Sağlık
Yatırımları Planlama Çalıştayı” ertelendi
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü, meslek örgütlerinin davet edilmediği “Sağlık İnsan Gücü ve Sağlık Yatırımları Planlama Çalıştayı”nı
erteledi. 23-24 Eylül 2010 tarihlerinde Ankara’da
yapılması planlanan çalıştay, Sağlık Bakanı Recep
Akdağ’ın yoğun programı nedeniyle ve üst düzey
yöneticilerin katılımını sağlanabilmesi amacıyla er-
telendi. Toplantı, Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet
Personel Başkanlığı, Sağlık Bölge Merkezi konumundaki illerin sağlık müdürleri, Yükseköğretim
Kurumu, hastanesi bulunan üniversitelerin tıp fakültesi dekanları ve dekanların tercihine bağlı olarak üniversite hastanelerin baştabipleri ile özel sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşecek.
Serdar Sıralar’ın yeni filmi “modern
dişhekimliğinde lazer kullanımı” internette
Meslektaşımız Serdar Sıralar’ın internette dolaşan
“HİZMET ALIMI” isimli kısa komedi filmini bir süre önce
sizlere dergimizde duyurmuş ve bu konuda kendisi ile
yaptığımız röportaja yer vermiştik. Bu filmin ardından,
kendisinin bir dizi çalışması daha meslektaşlarımız arasında büyük ilgi gördü. Özellikle “DİŞ HEKİMLİĞİNDE
HİPNOZ” un devamı niteliğinde olan “MODERN DİŞ
HEKİMLİĞİNDE LAZER KULLANIMI” isimli en yeni filmi
kaçırmamanızı öneririz. Tüm filmlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz. Keyifli seyirler...
http://www.dailymotion.com/video/xfb3e5_modern-dyy-hekymlyyynde-lazer-kulla_fun
http://www.dailymotion.com/video/xeha8l_dyy-hekymlyyynde-hypnoz_fun
http://www.dailymotion.com/video/xcugc5_dyy-salonu_fun
http://www.dailymotion.com/video/xcm0md_hyzmet-alimi_fun
http://www.dailymotion.com/video/xd47yf_33-dyy_fun
“Kesik köpek başı” davasında beraat kararı
İstanbul Dişhekimleri Odası Eski Başkanı Mustafa
Düvencioğlu’nun ofisine “kesik köpek başı” gönderdiği ve Türk Dişhekimleri Birliği Eski Başkanı
Eser Cilasun’u sözle tehdit ettiği iddiası ile hakkında dava açılan ve yargılanan dişhekimi İlker Erdoğan beraat etti. Dergimizin 33. sayısındaki habere
konu olan olayla ilgili İstanbul Kadıköy 5.Asliye Ceza
Mahkemesi’nde 13/10/2010 tarihinde görülen dava
sonucunda İstanbul Dişhekimleri Odası Eski Başkanı
34
Mustafa Düvencioğlu ve Türk Dişhekimleri Birliği Eski
Başkanı Eser Cilasun’u tehdit ile suçlanan dişhekimi İlker Erdoğan hakkında verilen beraat kararında
“Sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair cezalandırılmaları için yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı bu nedenle atılı suçun sanıklar tarafından
işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından CMK’nun
223/2-e maddesi gereğince sanıkların ayrı ayrı beraatlerine” ifadesi yer aldı.
dişhekimi
haber
35
50.
İzmir’in
haber ve Türkiye’nin
ilk diş laboratuvarı
dişhekimi
“Ege Diş”
yaşını
kutladı
Türkiye’de laboratuar sektöründe ilklere imza atan Ege Diş’in kurucusu
Nevzat Pehlivan’la meslek yaşamının dününü ve bugününü konuştuk.
36
Ege Diş ve Dental Labor’un kurucusu ve diş protez
laboratuarların oluşmasını, yaygınlaşmasını ve sektör
haline gelmesini sağlayan Nevzat Pehlivan, memleketi Artvin’den diş teknisyenliği sektörüne doğmuş
bir güneş gibi adeta. “Başarıya tutkun, insan için çalışan ve işini iyi yapana paranın kendiliğinden geleceği” düşüncesiyle, yılmadan, bıkmadan her gün bir
adım daha ileriye gitmeyi hedef edinerek kendisiyle
beraber sektörü ve sektörde isim yapmış pek çok
kişiyi de bir adım daha ileriye taşıyan, yol gösteren
bir önder. 70’li yaşlarında ve mesleğinin doruğunda
emekli olmaya hazırlanan Nevzat Pehlivan’la ofisinde
görüştük.
üniversitenin dekanı beni uzaktan takip ediyormuş,
yaptığım işi çok beğendi ve kendi protezlerini bana
yaptırdı.
Meslek olarak diş teknisyenliğini seçmeye nasıl
karar verdiğiniz?
Mesleğe ilk adım attığımda 12 yaşındaydım
Erzurum’da yaşıyordum. Akrabalık bağımız olan amcamın oğlu Prof. Dr. Nurettin Günay sayesinde işe
başladım diyebilirim. 60’lı yıllarda diş teknisyenliği ile
ilgili eğitim olanakları yoktu. Bu iş bir diş hekiminin yanında öğrenilirdi. Sivas’ta ve sonrasında İstanbul’da
çalıştım. İstanbul’da olduğum dönemde üniversitede
protez derslerine giriyordum.16 yaşlarında falandım,
Peki biz 50 yıllık bir işletmeyi İzmir’e bir gönül
meselesinin kazandırdığını söyleyebilir miyiz?
İzmir’de laboratuar olmaması da büyük etkendi ancak gönül meselesi daha ağır bastı diyebiliriz. Sonrasında rahmetli eşimle evlendik ve 2 çocuğumuz
oldu.
İzmir’de laboratuar olmaması büyük
etkendi ancak gönül meselesi daha ağır
bastı
Laboratuarınızı açmak için neden İzmir’i tercih
ettiniz?
1958 yılında İzmir’e geldim. Askerliğimi burada yaptım. Bu dönemde gönlümü İzmir’de kaptırdım. Askerlik sonrası gönül meselelerinden dolayı İzmir’de
kaldım.1960 yılında İzmir’de laboratuar açtım.
Ege Diş’in gelişimini kısaca özetleyebilir misiniz?
1960 yılında İzmir Ege Diş laboratuarı adı altında açıldık. Ege Diş Deposu’ndan esinlenerek adını koydum.
dişhekimi
röportaj
3.Beyler’de 20 metrekare, penceresi bile olmayan bir
yerde işe başladık Çalıştırılacak teknisyen yoktu, çırak
yetiştirmek zorundaydık İstanbul’dan döküm yapabilen teknisyen getirdik. O dönem İzmir de henüz dişhekimliği fakültesi yoktu. 6 ay sonra 2. çırağı alınca
işler yoğunlaştı hemen yanımızda 2 odalı bir iş yerine
taşındık.1963 yılına geldiğimizde çalışan sayımız 20
kişiye ulaşmıştı. O yıllarda çok ciddi malzeme sıkıntısı vardı. O imkanlarla bile, hasta yapılan protezlerle
nasıl rahat eder nasıl en uzun vadede kullanılır diye
düşünerek yapmaya çalışıyordum.
mek konusunda çok sıkıntılarımız oldu. Sonraki yıllarda 1-2 kez yurtdışına çıkmaya başladım.
1973 yılında Dişhekimi Erdoğan Güven ile İsviçre’ye
gittik. Orada bir laboratuar ile anlaştım 1 ay orada
kurs gördüm. En büyük sorun dildi. Tercümana
günlük 100 frank veriyordum. Porseleni orada öğrendim. Ancak makineler olmadan porseleni öğrenmek bir şey ifade etmiyordu. O zamanın şartlarında
makineleri temin etmek çok zor oldu.1973 yılında
Türkiye’de ilk porseleni yaptık ve bunun yanında başka gelişmeleri de getirdik.
Asıl olan hekime hizmet değil
insana hizmetti
Arkanıza baktığınızda pişmanlık duyduğunuz
bir konu var mı?
Okumak, daha çok okumak isterdim ama o zamanın
şartlarında bu mümkün değildi. Ancak okuyabilseydim yine aynı işi yapardım.
1970 yılında iskelet protezleri yapan Suat Kırlıç
Almanya’dan gelerek laboratuar açtı. Türkiye’ye bir
yenilik kazandırdı. Bana İzmir temsilciliğini verdi ve
5 yıl birlikte çalıştık. Bazı sebeplerden anlaşamayınca
yollarımız ayrıldı. İstanbul’a gittim, laboratuar malzemelerini aldım, iskelet üzerine çalışan 2 eleman sağladım ve İzmir’de iskelet protezler üzerine laboratuar
açtım.1976 yılında Tuna Han’ı komple kiraladım.
1960’lı yıllardan 1975’e kadar ellerimin üzerinde
uyurdum gece sabahlara kadar çalışırdım.
1977 yılına geldiğimizde 60 kişilik bir ekiple
çalışıyordum.79’dan sonra bizden ayrılanlar yeni laboratuar kurmaya başladı. 3 yeğenimi yanıma aldım
onlar da daha sonra kendi laboratuarlarını açtılar.
1980’li yıllara kadar benim yanımda çalışan pek çok
yetişmiş insan kendi laboratuarlarını açtı.
Çalışanların haftalıklarını hiç aksatmadım her hafta
düzenli olarak ödedim. Bir gün hiç unutmuyorum
haftalıkları dağıttım, cebimdeki son kuruşa kadar
herkesin hakkını teslim ettim bir baktım 5 para kalmamış cebimde eve yürüyerek gitmek zorunda kaldım.
1995 yılında Kemeraltı’nda Ege Diş’in şimdiki yerine
geçtik.
Almanya’daki fuarı ilk ziyaretimde
çok şaşırdım. Biz diş yapmıyormuşuz
patates souyuyormuşuz dedim.
Mesleğinizle ilgili yurt dışındaki gelişmeleri izleyebiliyor muydunuz?
1968 yılından sonra Almanya’da fuarlara katılmaya
başladım. Eşimin abisi Almanya’da yaşıyordu, fuardan davetiye çıkarttık, o şekilde fuara katılma şansım
oldu. Fuarı ilk ziyaretimde çok şaşırdım. Biz diş yapmıyormuşuz patates soyuyormuşuz. Teknoloji çok
ilerdeydi. Malzemeleri çok iyiydi. Benim kullandığım
malzemelerden valizlere sıkıştırıp getirebiliyordum,
çünkü o tarihlerde ihracat yoktu. Malzemeleri getir-
Başarınızın sırrı nedir?
Başarmaya tutkundum sektörü bir adım ileriye taşımak yeni bir şeyler kazandırmak en büyük arzumdu.
Para kazanma işini bir süre sonra bir kenara bıraktık,
kalite üzerinde durduk. Kaliteli, iyi işçilik beraberinde
parayı getiriyordu. Çok çalışmak gerekiyordu. Çalışırken de yaptığınız işi nasıl geliştireceğinizi düşünmek
ve üretiminizi para kazanmaktan çok insana hizmet
etmek için gerçekleştirmek durumunda olmalısınız.
Çok yoğun geçmiş bir iş yaşamının sahibi olarak, başınızı yastığa koyduğunuzda en çok huzur duyduğunuz konu hangisi?
Bugüne kadar yurtdışında çalışanlar dahil olmak üzere bir çok eleman yetiştirdim. İstanbul ve İzmir’de
sayı azımsanmayacak kadar fazladır. Türkiye’nin her
yerinde yetiştirdiğim elemanlar var. Başımı yastığa
koyduğumda huzurla uyuyabiliyorsam bunun en
önemli nedeni 3 bin civarında elemanı yetiştirerek
bu sektöre kazandırmış ve ailelerine bir ekmek kapısı
açmış olmamdır. Bunu parayla satın alamazsınız.
Emekli oldunuz ama devam eden çalışmalarınız
var mı? Bundan sonrasında neler yapmak istiyorsunuz?
1986’da beraber kurduğumuz Dental Labor’u, oğlumun babasından aldığı bayrağı en iyi şekilde taşıyarak daha iyi yerlere getireceğine inanıyorum. Oğluma
çok teşekkür ediyorum. Bayrağı hakkıyla teslim aldı,
bu huzurla artık emekli olabilirim.2000 yılında açtığı
laboratuar ile benim yapmak isteyip de yapamadığım
her şeyi gerçekleştirdi. 70 yaşlarındayım artık emekli
oluyorum. Bundan sonra biraz da kendime zaman
ayırmak istiyorum.
37
haber
dişhekimi
Meslektaşımız HAKAN ÖGE,
Hayallerine yolculuğunun ardından
“Kutuplar”a yolculuğa hazırlanıyor
Meslektaşımız Hakan Öge’nin çoğumuzun hayalinde
yaşattığı “dünya turu”nu Mardek adındaki yelkenli
teknesiyle nasıl gerçekleştirdiğini 37.sayımızda yayınladığımız röportajımızda hayranlık ve zevkle okumuştuk. Öge’nin, hayallerini gerçeğe dönüştürme
çizgisinde yaşadıkları, gördükleri, yaptıkları bir anda
hepimizi içine almış, adeta o yelkenliye kısacık da
olsa konuk olmuştuk. Hakan Öge’nin, bu kez “bir
başka masal”ın kahramanı olmaya hazırlanışının haberini veriyoruz.
Kutuplara gitmeye hazırlanıyor
Yapımına başlanan teknesiyle teknesiyle kuzey ve
güney kutuplarına yelken açacak olan meslektaşımız
Hakan Öge, eşi Sophie ile birlikte her iki kutup noktasında da buzların elverdiği yere kadar gitmeyi planlıyor. Öge, yolculuğu ile ilgili hazırlıklarını Dişhekimi
dergisiyle paylaştı.
Yapacağım bir tekne ile kuzey ve güney
kutuplarına gitmeyi planlıyorum
Denizden tam kutup noktasına ulaşmak mümkün olmadığından her iki bölgede de buzların elverdiği yere
kadar gideceğiz.
Bu faaliyet ekspedisyon tarzında olacak ve gidilen
yerlerde mümkün olduğunca uzun vakit geçirilerek,
su altı, hava ve yer fotoğrafları çekilerek görselleştirilecek. Hava fotoğraflarını ve
videolarını çekebilmek için sudan havalanan bir mikrolight
Hakan Öge’nin
Kutuplara
yolculuğunda
izlemeyi düşündüğü rota...
38
taşıyacağız. Ekspedisyonu bir önceki dünya turunu
birlikte tamamladığım, eşim Sophie ile birlikte yapacağız. Benim 20, Sophie’nin ise 15 senelik profesyonel fotoğrafçılık geçmişimizle dünya çapında görsel
malzeme sağlamayı planlıyoruz.
Hakan Öge’nin kutuplara yelken açacağı teknesi
Marmaris Yat Marina’da yapılacak Teknenin yapımını marinanın sahibi olan Bilgin Özkaynak üstlenmiş. Öge, bu zorlu yolculukta kullanacağı teknesinin
özelliklerini şöyle özetledi: Cape Horn ve Macellan
Boğazı gibi dünyanın en zor sularında yaşadığım tecrübeler ışığında ekspedisyon türü teknelerin dünyadaki en tanınmış ismi olan Fransız tasarımcı Gilbert
Caroff’un Nadja isimli 15m boyundaki planını alüminyumdan yapmaya karar verdim. Bu tekne özel
formu ve güçlendirilmiş yapısı sayesinde buzda seyre
son derece elverişli.”
Yelkenli ile dünya turunun
seyir notları ve fotoğrafları kitap oldu
2004 yılında teknesi Mardek’le dünya turu yapmak
için tek başına yola çıkan meslektaşımız bu yolculuğunda sadece hayallerine değil aynı zamanda eşi
Sofie’e de kavuşmuştu. Her ikisi de aynı zamanda
profesyonel fotoğrafçı olan çift yolculuk esnasında
görüntüledikleri kareleri ve notları yolculuk sonunda
“Duygularla Akmak”, “Macellan’ın İzinde Mardek’in
Seyir Defteri” isimli kitaplarında bir araya topladı.
Hakan Öge dergimize kitaplarıyla ilgili düşüncelerini
ise şöyle dile getirdi: “Yolculuk sırasında yaşadıklarımı internetten sürekli olarak www.hakanoge.com
adlı web sitesi aracılığıyla paylaşmaya çalıştım. Bunun
yanında seyahati destekleyen Atlas dergisinde her ay
bir foto-röportajım yayınlanıyordu. Türkiye’ye döndükten sonra Sophie ile birlikte sadece duygularımızı
yansıtan, fotoğraf ağırlıklı bir kitap olan “Duygularla
Akmak”ı Deniz Kültür Yayınları desteğiyle çıkarttık.
Naviga Yayınları’ndan çıkan “Macellan’ın İzinde
Mardek’in Seyir Defteri” adlı ikinci kitabımda ise
Güney Amerika’nın en güney ucuna yönelerek kendi bulduğu geçide ismini vermiş olan Ferdinand
Macellan’ın izlediği rotaya benzer bir seyir izlediğim
bu yolculuğun seyir notları ve yolculuk sırasında tuttuğum günlük var. Şartları daha iyi anlatabilmek için bu
notları fotoğraflar ve haritalarla süslemeye çalıştım.
dişhekimi
haber
39
oralmoral
dişhekimi
‘Dişçi’ Hali...
Bir TV kanalında Ana Haber Bülteni
Serdar SIRALAR
[email protected]
1986 yılında İstanbul Üniversitesi Diş hekimliği
Fakültesi’nden
mezun olurken yıllık
için yazdığım ve bir
Diş hekimliği öğrencisinin yaşadıklarını
hiciv yoluyla anlatan
öyküm 1990 senesinde İstanbul Diş
hekimleri Odası Dergisinde yayınlanınca
yazarlık maceram
başladı. Mezun olan
hikaye kahramanının
meslek hayatında
karşılaştığı sorunlarla
devam eden bir dizi
yazının ardından,
2007 yılına kadar
aynı dergide sürekli
köşe yazarı olmuştum. Şimdi, yaklaşık
üç yıl aradan sonra,
Dişhekimi dergisinde
yeni yazılarımla sizlerle birlikte olacağım için gerçekten
çok mutluyum.
40
Bayan Spiker- Sayın seyirciler, bugün
İstanbul Dişçi Hali görkemli bir törenle hizmete girdi. Açılış konuşmasını
yapan deve “Halk sağlığına canım
feda” dedikten sonra kasaplar tarafından kesilerek kurban edildi. Yatırımcı
müşterilerin beğenisine sunulan dişçiler öncelikle sağlık ve ironik olarak da
diş kontrolünden geçirildiler. Yetkililer
yaptıkları açıklamada, halde kesinlikle
hijyen kurallarına uyulduğunu ve mezatlara arz edilen dişçilerin hepsinin
sağlık bakanlığından onaylı diplomasının mevcut olduğunu vurguladılar.
Şimdi Dişçi Hali’nde bulunan muhabir arkadaşımız Esat’a bağlanıyoruz.
Esat merhaba!
Esat- Abi ben şu 2001 mezunu sarı
kıza yazıldım. Arttırmada üstümde
kalırsa, günde üç defa dişlerimi fırçalatacağım. Hu ha ha.
Spiker- Esat, yayındayız.
Esat- Ha, hı! Yayında mıyız? Eeeee,
merhaba Tuba. Gördüğünüz gibi
Canlı Dişçi Hali’nden sizlere bilgi aktarmak için buradayız. Az önceki
şaka için seyircilerimiz beni mazur
görsünler.
Spiker- İnsanlık hali.
Esat- Hayır Tuba, insanlık hali değil,
burası dişçi hali.
Spiker- Onu demiyorum, yani az
önce senin yaptığın, yani her neyse,
biz konuya dönelim. Hiç satış gerçekleşti mi?
Esat- Evet Tuba. Sabah erken saatler-
de gerçekleşen mezatta iki ortodontist, üç endodontist, beş periodontolog, dört çene cerrahı ve on iki sade
dişçi kıran kırana geçen bir açık arttırma neticesinde alıcı buldu.
Spiker- Sade dişçi derken? Bunun
çukulatalısı da mı var?
Esat- Şu anda hal müdürü yanımda.
Kendisine soralım Tuba. Efendim halinizde çukulatalı dişçi var mı? Yoksa
çeşitleriniz nelerdir?
Hal Md.- Efendim, önce bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Benim bu makama gelişim tesadüf ya
da bir takım kötü niyetli kişilerin kadrolaşma dedikleri şey değildir. Tam
yedi sene balık halinde ve bilahare on
bir sene yaş sebze halinde çalışarak
bu hale geldim.
Esat- Sayın müdürüm, halinizde çukulatalı dişçi var mı diye sormuştuk.
Hal Md.- Şimdi ben tabii bu sabah
yeni başladım. Henüz çeşitleri inceleme fırsatım olmadı. Oğlum, hişşş,
evladım sor bakiim elimizde çukulatalı var mıymış? Yok mu. Ha o şeyden,
çukulata sıcağa pek dayanmaz da, o
bakımdan.
Esat- Peki efendim, müşteri malı beğenmezse iade şansı var mı?
Hal Md.- Önlüğünü çıkartmamak koşulu ile 15 iş günü içinde geri getirirse, yenisi ile değiştirmek mümkün.
Esat- Teşekkürler. Şimdi bir de alıcı
bekleyen kardeşimizle konuşalım.
Merhaba. Kaç yıllık dişçisiniz? Kaç lira
oralmoral
dişhekimi
maaş almayı umuyorsunuz?
çilerin bir de toptancı hali olması lazım gelir.
Dişçi- 8 yıllık dişçiyim. Bizim muhammem bedelimiz yaklaşık 1000 - 1500 TL civarında. Artık açık
arttırmada ne kadar yükseltirlerse. Mezun olduğun
orijine, seneye ve cinsiyete göre de fiyatlar oynuyor
tabii. Biz küçüklerdeniz. Bir de büyükler var. Onları
almaya bazen tek müşterinin parası yetmiyor, üç
beş hastane birleşip bir büyüğe giriyorlar.
Esat- Teşekkürler. Şimdi de mezat yöneticisi ile konuşacağız. Efendim hayırlı olsun. Burada ne gibi
yenilikler var?
Esat- Allah kabul etsin. Siz ne gibi işler yapabiliyorsunuz?
Dişçi-Ne iş olsa yaparım abi. Diş çekerim, dolgu yaparım, protez yaparım, gerekirse sabah şekerleri
ya da yemek tarifi programlarına konuk olarak katılırım. Müşteri ne isterse yani.
Esat- Eyvallah! Şimdi bir de müşteri ile konuşalım.
Beyefendi siz alıcı mısınız?
Alıcı- N’ooldu hemşerim? Tezgahın önünü mü kapatıyom?
Esat- Yok efendim, estağfurullah. Biz röportaj yapıyoruz da. Siz neden buradasınız, bir şeyler alacak
mısınız diye sormak istedim.
Alıcı- Valla gardeşim, uyduk bizim dişçi yigenin
aklına, dedi bu diş işlerinde çok para var, bir yer
açalım. Ben aslen kabzımalım. Birikmiş para vardı.
Bu benim yigen dedi emmi gel seninnen bi fırıldak
çevirelim. Ben de dedim parayı ben koydum, dişçileri ben seçerim.
Esat- Kaç tane alacaksınız?
Alıcı- Valla gısmetse 20 – 30 dene alacaz. Emme
böyle tek tek mezat uzun sürüyor yigenim. Bu diş-
Mezatçı- Öncelikle her türden dişçiyi bulmak kolay. Tek tek alabileceğiniz gibi dörtlü set şeklinde
de daha ekonomik bir paketten yararlanabiliyorsunuz.
Esat- O nasıl oluyor öyle?
Mezatçı- Dört dişçiden oluşan bu setten faydalanabilmeniz için en az dört boxlık bir kliniğe sahip
olmanız gerekli. Dört boxa dört hasta oturuyor.
Sette size sunduğumuz dişçilerden biri dört hastayı da dolaşıp sadece anestezileri yapıyor, ikincisi kaviteleri açıyor, üçüncüsü dolguları koyuyor ve
sonuncusu da yükseklikleri alıp cila yapıyor. Seri,
kullanışlı ve ekonomik. Bunların dışında bir de disposibıl dişçilerimiz var. Kullan at, yani.
Esat- O nasıl oluyor ki öyle?
Mezatçı- Ya, diyelim dişçi kadronuz tam da, aniden
hasta bastırdı. Hekim sayısını arttırmak istemiyor
ama bir yandan da gelen hastaları kaçırmak istemiyorsunuz. Hemen bizi arayıp bir adet disposibıl dişçi siparişi veriyorsunuz, ürünü ayağınıza kadar yolluyoruz. Dolgu mu yapacak, diş mi çekecek işte her
neyse yapıyor. İşi bitince cebine üç beş kuruş koyup
yolluyorsunuz, gidiyor. Sen sağ ben selamet.
Esat- Evet, Dişçi Hali’nde son durum bu. Tuba?
Spiker- Teşekkürler Esat. Evet sayın seyirciler, sizlere dişçilerin hâlini sunduk.
Serdar Sıralar’ın
kızı Serra Sıralar
Dişçi Hali’ni
çizgileriyle
yorumladı.
41
Her
5. Bilimsel yönüyle
Uluslararası rgisi
14. Kongre ve Se
başarılı
bir kongreydi
haber
SİTESİ
R
E
İV
N
Ü
E
G
E
KÜLTESİ
DİŞHEKİMLİĞİ FA
dişhekimi
RI
EKİMLERI ODALA
H
EGE BÖLGESİ DİŞ
5. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi ve 14. EBDO Uluslararası Bilimsel kongre ve Sergisi;
Bilimsel programı, sosyal programı ve sergisiyle meslektaşlarımızın beğenisini kazandı.
42
dişhekimi
Kongre
Meslektaşlarımız, bilimsel toplantılar, konferanslar, poster
sunumlar ve uygulamalar ile bilimsel bilgilerini geliştirecek ve
yeni teknik ilerlemeler hakkında bilgi sahibi olacak’’ dedi.
EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Süer Anaç kongrenin, bilimsel kalkınma yolunda önemli
katkı sağlayacağını, mezuniyet
sonrası eğitimler ile hekimlerin
yanında olmanın önemli bir
amaç olduğunu kaydetti.
Kongrenin Bilimsel Komite
Başkanı Prof. Dr. Beyser Pişkin
Kongre Organizsyon Komitesi Başkanı ve
ise bilgi ve teknoloji çağında Kongrenin Bilimsel Komite
E.Ü. Dişhekimli Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal
Artunç, kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
sürekli eğitime ihtiyaç duyul- Başkanı Prof. Dr. Beyser Pişkin
duğunu, özellikle mezuniyet
EÜ Diş Hekimliği Fakültesi ile İzmir, Balıkesir, Ispar- sonrası eğitimlerin, gelişime
ta, Manisa ve Uşak Dişhekimleri Odaları işbirliğinde önemli katkısı bulunduğunu anlattı.
düzenlenen 5. EÜ Diş Hekimliği Fakültesi ve 14. Ege İzmir Diş Hekimleri Odası Başkanı Turgan Ülker de
Bölgesi Diş Hekimleri Odaları Bilimsel Kongre ve Ser- kongrenin, dişhekimleri odalarının bir araya gelerek
gisi, EÜ Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. hazırlanmış olması, uygulamalı sunumlara ağırlık
Kongre Başkanı ve EÜ Diş Heverilmesi ve EÜ Diş Hekimliği
kimliği Fakültesi Dekanı Prof.
Fakültesi’nin katkılarıyla düDr. Celal Artunç, etkinliğin
zenlenmesinin, organizasyonu
açılışında yaptığı konuşmada,
öne çıkaran özellikler olduğukongrenin programı itibariyle
nu bildirdi. Ülker, “Kongrenin
diş hekimliğini ilgilendiren tüm
başarısının en önemli nedeni,
konularda yüksek bilimsel stanülkemizin seçkin fakültelerindardı korumanın mutluluğunu
den akademisyenlerin, nitelikli
taşıdıklarını söyledi. Kongrenin,
bilimsel birikimlerini bizlerle
üç salonda eş zamanlı yürütücömertçe paylaşmasıdır” diye
leceğini ifade eden Prof. Dr.
konuştu.
Artunç, ‘’Kongrede, 16 sözlü
Açılış töreninde ayrıca Kıbrıs
bildiri, 40 poster sunumu ve
Dişhekimleri Odası Başkanı Hü37 konferans düzenlenecek.
seyin Bıçak, İzmir Dişhekimleri
Kıbrıs Dişhekimleri Oda Başkanı
Kongreye 6’sı yabancı olmak
Odası Başkanı Turgan Ülker’e
Hüseyin Bıçak, İzmir Dişhekimleri Oda
Başkanı Turgan Ülker’e plaket verdi.
üzere 37 bilim insanı katılacak.
bir plaket verdi.
Kongre açılış töreninde Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Celal Artunç tarafından sponsor firmalara teşekkür plaketi verildi.
43
haber
dişhekimi
Bilimsel program
yoğundu
eş zaKongre kapsamında üç salonda
l sunummanlı olarak yürütülen bilimse
ilerini
lara katılan meslektaşlarımız bilg
de
gre
Kon
.
ndi
tazeledi ve yeni bilgiler edi
iri,
bild
konferansların yası sıra 16 sözlü
yer aldı.
40 poster sunumu ve 5 adet kurs
toplam
re
üze
ak
Ayrıca 6’sı yabancı olm
37 akademisyen sunum yaptı.
Canlı sunumlara
ilgi büyüktü
protetik ve konİmplant cerrahisi, lazer uygulaması,
sunumlar, meslı
servatif uygulamaların yer aldığı can
Meslektaşlarımız
lektaşlarımız tarafından ilgiyle izlendi.
ayı yapan akadecanlı sunumların sonunda, uygulam
misyenleri soru yağmuruna tuttu.
44
haber
dişhekimi
5 ayrı kategoride kurs düzenlendi
Kongre yorgunluğuna ve kurs zamanlarının Beyazt Öztürk’ün şovuyla
çakışmasına rağmen meslektaşlarımızın öğrenme tutukusu ağır bastı.
Dr. Orhun Bengisu
PRATİK UYGULAMALI
KURSU
İMPLANT ÜSTÜ PROTEZ
Doç. Dr. Uğur Tekin
PİEZO CERRAHİNİN
LLANIMI
İMPLANTOLOJİDE KU
ı Şen
Prof. Dr. Güniz Baks
İN KLİNİK
EN
DİJİTAL GÖRÜNTÜLEM
LARI
CERRAHİDE UYGULAMA
Doç. Dr. Fatih
Arıkan
DİŞETİ PİGMEN
TASYONUNU
N
TEDAVİSİNDE
KRYO CERRAH
İ
Prof. Dr. Mura
t Türkün
Dr. Özlem Ert
ürk
BEYAZLATMA
KURSU
45
haber
dişhekimi
u
d
r
u
t
ş
Beyaz co
Kongrenin son gününde Atatürk Kültür Merkezi’nin
Adnan Saygun Salonu bol kahkahalı bir buluşmaya tanıklık etti. Kongre sekreteri Prof. Dr. Nurselen
Toygar’ın kısa konuşmasının ardından sahneye davet
ettiği Ünlü showman Beyazıt Öztürk meslektaşlarımıza unutulmaz bir gösteri sundu. Samimi üslubu
ve doğaçlama esprileri ile bir gösteriden çok sohbet
toplantısı izlenimi bırakan show sırasında Beyaz’a içimizden biri, İzmir’de yaşamını sürdüren meslektaşımız Atay Utlulığ eşlik etti. Mesleğinde ulaştığı noktaya gelirken yaşadıklarını, ünlü biri olmanın keyifli ve
zor yanlarını meslektaşlarımızla paylaşan Beyazıt Öztürk gelen soruları da yanıtladı. Bir meslektaşımızın,
parmağındaki siyah taşlı oldukça iri yüzüğü merak
edip sorması üzerine, taşın üzerinde ailesindeki fertlerin isimlerinin ve hayatta en dönemsediği değer
olan vicdan kelimesinin yer aldığını söyledi. Yaklaşık
bir buçuk saat sahnede kalan Öztürk’e gösterinin
sonunda dişhekimi önlüğü giydirilerek, muayene takımı ve bir davyeden oluşan set ve üzerinde camdan
diş maketi bulunan bir plaket verildi.
Beyazıt Öztürk, hekim
önlüğünü, Kongre
Başkanı Prof. Dr. Celal
Artunç’tan alırken...
Beyazıt Öztürk ve
meslektaşımız
Atay Utlulığ
gösteri sırasında...
Prof. Dr.
Kongre Genel Sekreteri
Öztürk’le...
t
azı
Bey
,
Nurselen Toygar
46
dişhekimi
haber
47
haber
dişhekimi
Meslektaşlarımız, kongre
yorgunlkuğunu Gala Yemeği ile attı
Poster Ödülleri,
Gala Yemeği’nde
sahiplerini buldu
Yerli ve yabancı konukların katılımıyla zengin bilimsel sunumların, sergilerin, serbest sunum ve poster
çalışmalarının yer aldığı kongreyi yoğun geçiren
meslektaşlarımız gala yemeğinde buluştu. Eğlenceli saatler geçirerek kongrenin yorgunluğunu atan
meslektaşlarımız hem sohbet etti hem eğlendi.
Gecede İzmir Dişhekimleri Oda Başkanı Turgan Ülker, Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Celal Artunç’a kongreye katkılarından dolayı plaket verdi. Gala yemeğinde ayrıca Ege Üniversitesi Dişhekimliği fakültesi Dekan Yardımcısı Prof.
Dr. Nurselen Toygar’ın gerçekleştirdiği konuşmanın
ardından poster ödülleri de dağıtıldı. Poster ödüllerinde birinciliği “Pulpa kök hücrelerinin odontoblastik farklılaşması ve dentin üzerinde gelişimi’ konulu
poster çalışmaları ile Ege Üniversitesi Dişhekimliği
Fakültesi alırken ikincilik ödülü “Tek bileşenli bir
basamaklı kendinden asitli adezivlerin ph’ı mineye
bağlanmayı ekiler mi? ” konulu çalışmaları ile Süleyman Demirel Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nin,
üçüncülük ödülü ise “Ethanol-wet bonding tekni-
POSTER
48
iKiNCiLiK
ÖDÜLÜ
“Tek bileşenli bir basamaklı
kendinden asitli adezivlerin PH’ı
mineye bağlanmayı ekiler mi?”
POSTER
BiRiNCiLiK
ÖDÜLÜ
“Pulpa kök hücrelerinin
odontoblastik farklılaşması
ve dentin üzerinde gelişimi”
ğinin resin-mine bağlantısına etkisi” konulu çalışma ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Dişhekimliği
Fakültesi’nin oldu. Dereceye girenlerini plaketlerini
Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Celal Artunç takdim etti. Artunç ayrıca, kongreye sponsor olan Oral B-İpana firması yetkililerine de
katkılarından dolayı teşekkür ederek plaket verdi.
POSTER
ÜÇÜNCÜLÜK
ÖDÜLÜ
“Ethanol-wet bonding
tekniğinin resin-mine
bağlantısına etkisi”
Kongre
dişhekimi
Kongre için geldiler
5. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi ve 14. EBDO Uluslararası Bilimsel Kongre ve Sergisi, alanında çok değerli akademisyenlerimizin yanı
sıra çeşitli ülkelerden katılan akademisyenlere de ev sahipliği yaptı.
Prof. Dr Lars Andersson/ Kuveyt
Prof. Andersson İsveç’ten
Kuveyt’e gelerek Akademik çalışmalarını Kuveyt
Üniversitesi’nde sürdüren,
maksillo fasiyel cerrahi uzmanı bir akademisyen. Konuşmasına bu güzel kentte meslektaşlarıyla beraber
olmaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek başlayan Andersson’un avulse
dişlerin saklanma koşulları, yerine yerleştirilmesi,
splintleme ve prognoz hakkında oldukça ayrıntılı ve
pratiğe yönelik sunumu ilgiyle izlendi.
Prof. Dr. Edgar Schafer/Almanya
Prof. Scafer Almanya’da
Hamburg’la Köln arasında küçük bir kent olan
Munster’i ve Munster
Üniversitesi
Dişhekimliği Okulu’nu tanıtarak
başladığı konuşmasında
enfekte kök kanalların
nasıl dezenfekte edileceğini anlattı. Farklı kanal
irrigasyon solüsyonlarının
etkinliklerinin karşılaştırılması, irrigasyonda en son
kullanılan solüsyon ve yöntemler gibi başlıklar altında gerçekleştirdiği sunumu sonrasında Andersson meslektaşlarımızdan gelen pek çok soruyu da
yanıtladı.
Prof. Dr Joel Epstein/ABD
ABD’ nin İllinois Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Prof. Epstein klinikte meslektaşlarımız tarafından tanınmaları hayati önem taşıyan oral kan-
serler hakkında detaylı bir
sunum gerçekleştirdi. Çok
sayıda slaytla zenginleştirdiği
sunumunda Epstein, dünyanın çeşitli ülkelerinde oral ve
fasiyal kanserlerin görülme
oranları, bunların yaşa ve
cinsiyete göre dağılımı, kanserlerin moleküler modelleri,
tanıdaki son gelişmeler ve vakaların uzun dönemdeki takipleri hakkındaki bilgilerini meslektaşlarımızla paylaştı
Prof. Dr Craig Baumgartner/ABD
Kongrenin ABD’den katılan
bir diğer akademisyen konuğu endodontist Prof. Dr.
Baumgartner idi. Oregon
Üniversitesi’nde çalışmalarını
sürdüren Baungartner, tüm
yönleriyle endodontik abseleri ele aldığı ve çok sayıda
slaytla desteklediği sunumunun ardından İzmir’e gelişinden itibaren çok güzel ortamlarda bulunduğunu
ve burada olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti.
Prof. Dr. Satoshi Imazato/Japonya
Kongrenin bir başka uzak yol
konuğu Japonya’dan gelen
Prof. Dr Imazato idi. Osaka
Üniversitesi’nde çalışmalarını
sürdüren Imazato, antibakterial adezivlerin zaman içindeki
gelişimlerini ve yapılan çeşitli
araştırmaların sonuçlarına dayanarak sekonder çürük riskini azaltmadaki rollerini meslektaşlarımıza aktardı.
49
dişhekimi
haber
Meslektaşlarımız
kongreyi değerlendirdi
Levent Atman - Kuşadası
konular daha
Kongre gayet faydalı geçti. Bu sefer düzenlenen kongrede implantla ilgili
katılım biraz
olarak
e
malzem
sayıda,
az
arı
katılıml
Firma
num.
fazla olduğu için memnu
olur.
yalan
dersem
düşük. Bunun dışında dolu dolu bir kongreydi, eksiklik gördüm
Bircan Canbaz - İzmir
Kongrede düzenleme çok güzel ancak seminerlerin saatleri üst üste gelmiş.
Sunumlar çakışıyor 15 dk ara ile başlamış olsa her ikisini de izleyebilirdik. Birine giriyorsun
diğerini kaçırıyorsun.
Yabancı sunumlara girmeye çalıştım. Saatler çakıştığı için giremedim. Yabanc
ı akademisyenlerin sunumları bilimsel içerikliydi. Kongre genel olarak başarı geçti.
Güneş Bulut Eyüpoğlu-Trabzon
çok yüksek çok
Kongre bu sene de geçen yıl ki kadar aydınlatıcı ve güzel. Katılım oranı
olsa daha iyi
ortam
bir
iz
ileceğim
dolaşab
rahat
daha
biraz
z,
oluyoru
sıkışık bir alanda
rın aydınSalonla
i.
nebilird
olabilirdi. Bilimsel sunumların zamanları biraz daha iyi düzenle
ebilirdi.
latılması konusuna da biraz daha özen gösteril
Turan Deneri-İstanbul
İzmir her şeyden önce güzel bir şehir, bu bile yetiyor gelmek için. Sunum
lar çok başarılı. Salonlar,
fuar alanı, ikramlar çok güzel. Kongreye uygun bir yer. Genel olarak başarılı
her şey çok güzel.
İhsan Şengül-Bursa
organizasyon çok iyi
Ege’deki kongreleri çok beğeniyoruz. Şu andaki kongre de çok güzel,
Şimdiye kadar katıluz.
ndiriyor
yapılmış. Arkadaşlarımızla da konuşup kendi aramızda değerle
dığımız en güzel kongre diyebiliriz.
Tuğba Serim Kalay-Trabzon
Kongrede işlenen konular çok fark
lı bölümlere hitap ediyor. Hocalarımız
özenle seçilmişler.
Farklı salonlardaki sunumlara katılma
k isterdik ama çok sıkışık saatlerde oldu
ğu için yeterince
takip edemedik. Ayrıca firmaların oldu
ğu alan biraz daha geniş olabilirdi. Gen
bir kongre oldu.
el olarak güzel
Recep Gedikoğlu-Ankara
en organize olanı
Kongreyi şimdiye kadar firma olarak katıldığımız aktivitelerin en iyisi ve
n.
olarak tanımlamak mümkü
Kemal Boycan-İstanbul
Görsel sunumları, bilimsel sunumları,
sergisi çok hoş ve doyurucu. Kongre
genel anlamda
diğer kongrelere göre çok iyi.
50
dişhekimi
haber
51
Kongre
dişhekimi
Plastik kapakları tekerlekli
sandalyeye dönüştürdüler
24 Mayıs 2010 tarihinde
fakülte öğrencileri
tarafından “Tane tane
kapakları toplayalım,
adım adım engelleri
aşalım” adı ile küçük bir
kıvılcım olarak başlayan
kampanya kısa süre
içerisinde önce İzmir
genelinde daha sonra da
ülke çapında yayılarak
büyük destek gördü.
Her 250 kilo kapağa
karşılık bir tekerlekli
sandalye Türkiye
Sakatlar Derneği İzmir
Şubesi’ne devredilecek,
oradan da ihtiyaç
sahiplerine hediye
edilecek.
Kongre kapsamında yer alan sergi stantları içerisinde bir tanesi
vardı ki; duymadan görmeden
geçemedik.
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri tarafından engelli vatandaşların tekerlekli sandalye
ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşturulan kampanya ile ilgili çalışma
kongre merkezinde de yerini almıştı. “Bir kişinin daha yüzünü güldürmek ister misiniz?” adlı kampanya
Mayıs ayından bu yana devam ediyor. Kampanya kapsamında toplanan kapaklar 5 ay içerisinde10
tonu aştı. Toplanan kapaklar Muzaffer Pınarbaşı İşletmeleri’ne teslim ediliyor ve işletme buna karşılık Ottobock markalı sandalyeleri satın
alıyor. Her 250 kilogram kapak 1 adet tekerlekli sandalye alınmasını sağlıyor.
Öğrenciler tarafından başlatılan kampanyanın en büyük destekçisi E.Ü Dişhekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Nurselen Toygar oldu. Projenin ko-
52
ordinatörlüğünü üstlenen Prof. Dr.
Toygar öğrencilerle el ele vererek
projenin gelişmesine büyük katkı
sağladı.
Kısa sürede tüm Türkiye’den destek
gördü ve toplanan kapaklar tonları
aştı. Türkiye’nin doğusundan batısına her ilden büyük küçük öğrencilerin, vatandaşların kendi çabalarıyla
destek verdiği kampanya yurt dışında da ses getirmeye başladı. Ülke
dışından grubun internet sayfasına
ulaşarak bilgi alan katılımcılar sayesinde kampanya yurt dışında da yayılıyor. Vatandaşlarımızdan her gün
kolilerce kapak desteği geliyor.
Kampanya her ne kadar fakülte içerisinde başlamış
olsa da şuan Türkiye çapında ses getiriyor ve bunun dışında İsviçre, Almanya, Kosova, Kanada, Norveç, ABD
gibi ülkelerden de kampanya ya destek geliyor. Yılbaşına kadar devam edecek olan kampanyaya destek vermek isteyen herkes 0232 311 15 33 nolu numaradan
gruba ulaşabilir ve projeye katkıda bulunabilir.
dişhekimi
Kongre
53
Meslektaşlarımız
Foça’nın mavi
sularında
gerçekleşen
yarışlarda
yelken açtı
haber
dişhekimi
Ayrı teknelerde olsalar da denizin birleştirdiği iki
meslektaşımız Foça adalarının etrafında dönülerek gerçekleştirilen yarışlarda 2 gün boyunca
yarıştı. Meslektaşımız Ufuk Tiyanşan Yelken ve
deniz tutkusunu dergimizle paylaştı.
54
IRC
kategorisinde
birinci olan
meslektaşımız
Burhanettin
Tolunay
“Meslekte geçen 26 yılın 26’sına
da denizi sığdırabildiğim için
kendimi şanslı hissediyorum.
Ömrüm boyunca hep bir şeyler
üretmek ve sonucunu görmek
yaşamıma o kadar güzel renkler
katıyordu, yıllar geçtikte biraz
daha yavaşlayacağına, giderek,
fazlalaşarak sürmekte.
Son kayığımla 22 sene uğraştım ve hala uğraşmaya devam
ediyorum. Bu uğraşları genelde
sezon sonuna getirerek, hiçbir
zaman denizden kopmamaya
çalıştım.
Kod adı Ajda Pekkan olan kayığım bugün 10,50 metre boyunda 3,20 eninde çift direkli (Keç
arma) bir uzakyol kayığı. Yarışlarda “nerden çıktı, bu bir uzak
yol kayığı, 10 ton da ağırlığı var
ve de ahşap” diyen arkadaşlarımı duyuyor gibiyim.
Son 10 yılda İzmir’de diğer bazı
dişhekimi
Foça Yelken Klübü’nün
düzenlediği, yelken
yarışlarında birinci ve
ikinciliği meslektaşlarımız paylaştı. Ege Açık
Deniz Yat Klübü ile
Urla Yelken Klubü’nün
destek verdiği yarışlarda Burhanettin Tolunay DRACULA isimli
teknesiyle IRC kategorisinde birinci olurken,
Ufuk Tiyanşan TULRAB
isimli yelkenlisiyle
Ahşap kategorisinde
ikinci oldu.
konular gibi İzmir Yelkenciliği de geriye doğru gidiyor ve hatta neredeyse yok oluyordu. Buna rağmen İzmir’de yelken sporunu geliştirmek, gençleri
yelkenle tanıştırmak için ellerinden ne gelirse yapan kişiler var. Benim de onlara gereken desteği
vermem gerekiyordu.
İlk önce, EAYK (Ege Açıkdeniz Yat Kulübü)’nin düzenlemiş olduğu yarışlarda destek grubunda ahşap sınıfını açtırdım.Bu o kadar da kolay olmadı.
Kayığın çarmıhlarına 50 cm 3’er metrelik 4 arka
ıstıralyalar arasına 50 cm
2 metrelik pankartlar yaptırarak
biraz mizahi biraz ciddi müzik
eşliğinde çanları ve kornaları
çalarak ve diğer yelkencilerden çok büyük alkışlar alarak
yapmış olduğumuz eylemden
sonra bu sınıf Türkiye’de sadece İzmir’de olmak üzere
haber
Ahşap
kategorisinde
ikinci olan
meslektaşımız
Ufuk Tiyanşan
açılmış oldu. Hedef yeni gençliğe yelkenciliği sevdirmekti. Ve İzmir’de daha çok yelkenin bu yarışlara katılmasıydı. Ahşap sınıfının açılması bu yarışlara
ayrı bir zevk ve güzellik katmaya başladı.
Urla Tanju Okan, Mordoğan, Foça, Regatta, Çeşme
Alaçatı, Teos, yarışları derken sadece bu sene 400
mile yakın yol yaptık. Yarışların dışında kayıkların
transferleri, herhangi bir ada ya da koyda konaklama bizleri birbirimize daha da kenetler olmuştu.
Issız bir koyda, güzel bir müziğn eşliğinde, fırında
pişen ahtapot güveç, yelkencilerin parolası olmuştu. Alesta Rakı gün batımına az kala tüm denizcilerin ortak diliydi.Gün kutlanıyor kadehler martıların
çığlıkları altında havaya kalkıyordu.
Yarışırken de eğlenilebileceğini dostlukların daha
da pekiştiğini bizler, İzmirli yelkenciler, dışarıdan
gelen arkadaşlarına her şekilde yansıtıyorlardı.
Yıllar sonra, sınıf arkadaşım sevgili Burhanettin
Tolunay’ı bu yarışların birinde yeniden yakaladım
gerçi o IRC I’de DRACULA teknesinde ben ise ahşapta TULRAB’daydım ama yine de deniz bizi ayrı
teknelerde de olsa yeniden birleştirmişti.
Deniz işte buydu, doğanın asıl gücüydü, yeşil ile
mavinin en güzel renklerini bizlere sunan, şehir
ışıklarından uzakta herhangi bir adanın koynunda
binlerce yıldızı ve samanyolunu denizde seyrettiren, yeni dostluklar kazandıran, bizlere doğanın
her zaman güçlü olduğunu, onunla şakanın olmaması gerektiğini hatırlatan, mekanikten, navigasyona, yelkencilikten
sert havada seyir yapma
yetisini kazandıran deniz
tanrısı, Poseidon’du, ona
binlerce kez teşekkürler.
Denizde kalın, sevgiyle,
mutlulukla, dostça.”
55
haber
dişhekimi
“Hastalarla İlişkilerde
Kendini Tanıma” konulu
psikodrama çalışması başladı
“Psikodrama ile sorunlara farklı açılardan da bakabiliriz. Oyun sırasında rol değişimiyle hastanın yerine geçerek durumu farklı açıdan görebiliriz. Sahne bize sonsuz bir
özgürlük veriyor. Bu da bizim hekim olarak farkındalığımızın artmasına yol açar”
“Hastalarla İlişkilerde Kendini Tanıma” konulu
psikodrama çalışmasının ilk bölümü İzmir Dişhekimleri Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Haftada bir gün 90 dakika olarak gerçekleştirilecek çalışmanın tamamı 10 hafta sürecek.
Çalışmayı yürüten meslektaşımız Müjde Cinsdemir dergimizin sorularını yanıtladı.
56
Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
mezunuyum.20 yıldır serbest diş hekimi olarak
çalışmaktayım. Psikodrama ile 6 yıl önce bir arkadaşımın vasıtasıyla tanıştım. Urla’da Umut Psikodrama Enistitüsü’ne adım attığımdan itibaren
benim için uzun ama çok verimli bir yolculuk
başladı. İlk üç yıl kendimle ilgili farkındalıklarım
dişhekimi
arttı ve bu benim özel yaşamıma çok olumlu bir
şekilde yansıdı. Aldığımız eğitim iki aşamalı bir
eğitim. İlk aşamayı bitirdikten sonra psikodrama
yöneticiliği için ikinci aşamaya devam etmekteyim.Geçen yıldan beri eğitimin bir parçası olarak
mesleki alanda süpervizyon altında psikodramayı
uyguluyorum.Bu konuyu açtığımda İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı Turgan Ülker’in çok olumlu yaklaşımları oldu. İlk çalışmayı geçen sene bir
grup diş hekiminin katılımıyla yaptık. Bu yıl ikinci
çalışmaya da yeni bir grupla tekrar başladık.
Psikodrama nedir?
Psikodrama insanlar arası ilişkilerin bilimidir. İçin-
haber
olur. Psikodrama ile sorunlara tamamen farklı yanaşılıyor. Öncelikle sorunun ortaya çıktığı duruma
bakılıyor. Bu nedenle ilk önce durumun ne olduğu saptanmaya çalışılıyor. Ayrıca bu duruma nereden gelinmiş ve içinden nasıl çıkılır? Bunu net
görebilmek için durum sahneleniyor ve böylece
grup için somut ve güncel oluyor.Rol alanlar sorun sanki o an orada olmuş gibi canlandırıyorlar.
Değişik psikodrama teknikleri yardımıyla farklı
seçenekler deneniyor.Çözüm bulunduğunda canlandırma sona eriyor.Rol alanlar rollerinde yaşadıklarını paylaşıyorlar.Bu canlandırmalar daha bir
sosyal bütünleşmeye yol açıyor.
Psikodrama çalışmasının hedefini özetler misiniz?
Çalışmanın konusu ‘’Hastalarla ilişki de kendini
tanıma’’ Burada amaç hastalarla ilişkimizde hekim olarak tutumumuzu görme ve bizi rahatsız
eden durumlarda psikodrama aracılığıyla farkındalığımızı arttırarak yeni bir tutum geliştirmedir.
Meslektaşlarımız psikodramadan nasıl fayda
sağlar?
Diş hekimliği insanlarla direkt etkileşimde olan
bir meslek. Hastalarla sürekli bir iletişim var. Doğal olarak bu bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Sonuçta kendimizce bir çözüm buluyoruz
ama bir süre sonra aynı sorunla bir daha karşılaşıyoruz. Bu bizim soruna benzer tutumla yaklaşmamızdan da kaynaklanıyor. Psikodrama ile bu soruna farklı açılardan da bakabiliriz. Oyun sırasında
rol değişimiyle hastanın yerine geçerek durumu
bir defa da o açıdan görebiliriz. Canlandırmalar
sırasında değişik seçenekleri deneyebiliriz. Sahne
bize sonsuz bir özgürlük verir. Bu da bizim hekim olarak daha da farkındalığımızın artmasına
yol açar. Ayrıca grupta dile getirilen sorun diğer
grup üyelerinin de başına gelmiş olabiliyor. Bu da
paylaşımı arttırıyor ve güç veriyor.
de sosyometri( grup arası ilişkiler), grup psikoterapisi ve psikodramayı bulundurur. Öncelikle
kişinin spontanlık, yaratıcılık ve davranış yeteneklerinin geliştirilmesini hedefler.
Sorunlar hakkında konuşmak genelde çözüm getirmez. Herkesin görüşü farklıdır, ayrı noktalara
vurgu yapar, değişik çözümler önerir. Bu süreç
zaman kaybına yol açar ve nadiren kalıcı etkisi
Sizin özellikle öne çıkartmak istediğiniz konular var mı?
Diş hekimlerinin ortak sorunlarından bazıları:
Para istemedeki güçlük
Korkan hastaya yaklaşım
Çocuk hastaya yaklaşım
Hasta yakınları
Bu konularda beden ifadesi, empati ve rol değişimini de içeren psikodrama öğeleriyle çalışıyoruz.
Konuya ilgi duyan meslektaşlarımız
[email protected] mail adresinden
ve 05332712490 nolu telefondan bize ulaşabilir.
57
dişhekimi
haber
Perşembe
Akşamı Seminerleri sürüyor
> Prof. Dr. Murat Türkün
“Beyazlatma Tedavilerinde Farklı Alternatif Yaklaşımlar”
23.09.2010 tarihinde İzmir Dişhekimleri Odası toplantı salonunda gerçekleştirilen Perşembe Akşamı Seminerleri Prof. Dr. Murat Türkün’ün, “Beyazlatma tedavilerinde farklı alternatif yaklaşımlar” konulu sunumu
ile başladı. Meslektaşlarımızın yoğun
ilgi gösterdiği seminerde canlı sunumla gerçekleştirilen uygulama izlendi.
Prof. Dr. Murat Türkün, hekimlerimizin beyazlatma uygulamalarına canlı
sunumlar sonrasında daha fazla ilgi
göstermeye başladıklarını belirterek
şunları söyledi: “Genelde klinik uygulama yan etkileri ve maliyet merak
ediliyor. Uygulamadan uzak duran hekimlerin seminerler sonrası uygulamaya ilgi göstereceklerini düşünüyorum.
Canlı sunum hekimlerimiz açısından
daha inandırıcı oluyor.
Uygulanan kişinin diş renginin türüne
göre uygulamanın süresi, kaç seans
uygulanması gerektiği, hangi ürünün
Prof. Dr. Murat Türkün
kullanılması gerektiği değişiyor. Her
hastada farklı durumlar ortaya çıkabiliyor, farklı alternatifler uygulanıyor. Seminerde de bu
konulara değindik, hangi durumda hangi uygulamaların kullanıldığını anlattık. Beyazlatma uygulaması yurtdışında çok daha yaygın. Türkiye’de maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle hekimler biraz geride durmuş.
Hastaların artan talepleri durumu uygulanır olmaya
zorluyor.
Doğru vakaya doğru yöntemi uygularsanız çok sorunla karşılaşmıyorsunuz. En fazla ortaya çıkan sorun
uygulama sırasında hastalarda hassasiyet ortaya çıkması. Dikkatli uygulama yapılırsa çevre doklulara zarar
vermeden uygulamayı gerçekleştirebilirsiniz.”
> Dr. Esin Alpöz
“Dişhekimliğinde 3. boyut: Volimetrik tomografi”
İzmir Dişhekimleri Odası toplantı salonunda düzenlenen seminerde Dr. Esin Alpöz; “Dişhekimliğinde 3
boyutlu volumetrik tomografi” hakkında bilgi verdi.
Seminer 07.10.2010 tarihinde çok sayıda meslekta58
şımızın katılımı ile gerçekleşti.
Tomografi cihazının kullanım
alanlarının klinik örneklerle
anlatıldığı seminerde sunumu
gerçekleştiren Dr. Esin Alpöz,
meslektaşlarımızın soruları ile
katılımcı bir yaklaşım gösterdiklerini belirterek; “Seminerde
tomografi cihazının kullanım
alanları, 2 boyutlu tomografi
ile 3 boyutlu tomografinin karşılaştırılması, farklı branşlarda
kullanımı, tomografinin çalışma mekanizması hakkında bilDr. Esin Alpöz
giler verdik. Klinik örneklerle
bilgileri aktardık. Meslektaşlarımızın katılımı iyiydi.” dedi.
Seminer sonrasında düzenlenen kokteyl ile meslektaşlarımız günün yorgunluğunu atarken tartışma ve
bilgi paylaşma ortamı da buldular.
> Doç. Dr. Fatih Arıkan
“İmplantolojide Piezo Cerrahinin Yeri”
Perşembe akşamı seminerleri meslektaşlarımızın katılımıyla devam ediyor. 21.10.2010 tarihlerinde İzmir
Dişhekimleri Odası Eğitim Salonu’nda Doç. Dr. Fatih
Arıkan tarafından sunumu gerçekleştirilen “İmplantolojide Piezo Cerrahinin Yeri” konulu seminer ilgi
ile izlendi. İmplant ve diğer cerrahilerde yardımcı
olabilecek doku hasarlarını minimuma indiren Piezo
cerrahi ve tedavide kullanılan aleti meslektaşlarımıza tanıtan Doç Dr. Fatih Arıkan şunları söyledi: “Piezo cerrahi yönteminin
ilerde dişhekimliğinde
daha çok yer bulacağını tahmin ediyorum.
Yöntem ve alet tedaviyi kolaylaştırıp doku
hasarlarını minimuma
indiriyor. Implant ve diğer cerrahilerde faydasını fazlası ile göreceğimizi düşünüyorum.”
Doç. Dr. Fatih Arıkan
haber
dişhekimi
Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Erdoğan Çetingül emekli oldu
21 Eylül 2010 tarihinde Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Bilim Sanat Amfisinde gerçekleştirilen
emeklilik törenine, E.Ü Dişhekimliği Fakültesi Dekanı,
Dekan Yardımcıları, Anabilim Dalı’nın tüm öğretim
üyeleri, asistanları, hemşireleri ve personellerinin yanı
sıra, Fakülte’nin tüm öğretim üyeleri ve asistanları,
İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı, ve Çetingül’ün eşi
Prof. Dr. Nazan Çetingül katıldı. Fakülteye, İzmir Dişhekimleri Odası’na, mesleğe ve meslektaşlara nitelikli
katkıları nedeniyle Prof. Dr. Erdoğan Çetingül’e E.Ü.
Dişhekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç,
Cerrahi Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Murat Gomel
ve İzmir Dişhekimleri Odası Başkanı Turgan Ülker tarafından birer plaket verildi. Tören kokteyl ile sona erdi.
meslek
Türk Dişhekimleri Birliği ve Odalarının kurulmasında büyük emek sahibi
büyüğümüz
Orhan Özkan’a büyük geçmiş olsun
1973-1978 yılları arasında İzmir Dişhekimleri Cemiyet Başkanlığı görevini yürüten ve Türk Dişhekimleri Birliği ve Odalarının kurulmasında büyük emeği
geçen meslektaşımız Orhan Özkan, E.Ü Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördü. Zatürre teşhisi ile
yatırıldığı E.Ü Tıp Fakültesi hastanesinde yaklaşık 1 hafta tedavi gören Orhan
Özkan, tedavinin tamamlanmasının
ardından taburcu edildi. Hastalığı sırasında kendisiyle görüşemediğimiz Sayın Orhan Özkan’la taburcu olduktan
sonra görüşme olanağı bulduk. 1930
yılında İstanbul’da doğan Orhan Özkan
“60” yılını verdiği dişhekimliği mesleği
için çok büyük başarılara imza atmış,
büyük fedakarlıklara katlanmıştı. “Yaşadığım sürece elimi pek çok taşın altına
koydum. Siz hangi taşı soruyorsunuz?” cümlesi ile
mesleğe verdiği hizmetlerini en iyi şekilde özetleyen 81 yaşındaki Orhan Özkan’ın gerçekleştirdiği
çalışmalar özetle şöyle.
31951-53 Dişhekimliği Talebe Cemiyeti Başkanlığı
31973-78 İzmir Dişhekimleri Cemiyeti Başkanlığı
31978-1985 Yılları süresince Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Bakanlık Müşavirliği, Sağlık Propa-
gandası ve Tıbbı İstatistik Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
3Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından, belli konularda “Danışman” olarak görevlendirildi.
3Sağlık Meslek Liselerinde “Diş Protez Teknisyenliği” bölümü olması için çaba gösterdi.
3TRT Genel Danışma Kurulu üyeliğinde
bulundu.
3“Türkiye Sağlık Eğitim Takviminin” ilk
kez yazılmasını ve günümüze kadar uygulanmasını sağladı.
322 Kasım’ın “Dişhekimliği Günü” olarak kabul edilmesi ve bu tarihi içine alan
haftanın “Ağız Diş Sağlığı Haftası” olmasını sağladı.
3Türk Dişhekimleri Birliği ve Odaları kanun taslağının hazırlanması ve Ankara
başta olmak üzere Dişhekimleri Odalarının ve Birliğin kurulması çalışmaları.
31988-1992 kesintisiz 3 dönem Ankara Dişhekimleri Oda Başkanlığı
3EXPO DENTAL Ankara’nın Türk dişhekimliğine
kazandırılması.
3Ankara, Çankırı, Kırıkkale Dişhekimleri Odası
“Onursal Başkanlığı”.
59
“Benim için motosiklet
kullanmak ‘an’da yaşamak”
hobi röportaj
> Özlem Kekeç
dişhekimi
“Motosikletle seyahat
etmek; hayatı
ayrıntılara
hassas, dokulara duyarlı,
yüzünde
daima bir
gülümseme
ve her kilometresinde
coşkulu
kutlamalarla yaşamak
demek”
İstanbul’da yaşamını sürdüren meslektaşımız Aysun
Canan yaklaşık 10 yıldır kendi deyimiyle “iki teker
üzerinde”. 12-13 yaşlarındayken ailesiyle yaptığı bir
Ege yolculuğu sırasında beynine kazınan bir fotoğraf
karesini “15 sene canlı tutarak 2001 yılında ilk motosikletini satın alan Canan, sorularımıza yanıt verirken,
satır aralarından gülümseyen rüzgarı, güneşi, ağaçlı
yolları, çiçek kokularını fark etmemek imkansızdı.
Kaç yıldır motosiklet kullanıyorsunuz? Nasıl başladınız?
İlk motorumu 2001’de aldım..9 yıldır 2 teker üzerindeyim. Ancak bana sanki hep öyleymişim gibi geliyor.
Motosikletle ilgili ruhuma çalınan ilk fotoğraf 12-13
yaşlarına dayanır. Ailece arabayla bir tatil dönüşü tam
gün batımı Saros Körfezi’nden geçiyoruz..Bir yanımız
uçsuz bucaksız ayçiçeği tarlaları..Arkası masmavi Ege..
Önümüzde ince kıvrımlı şahane virajlar.Bir motosiklet
solladı arabamızı, yabancı plakalı, çantaları yüklü, belli
ki yollardalar uzun zamandır..Dün gibi canlı fotoğraf
gözümde...Ağır çekimle geçti bir çift motorla gün
batımına doğru..Arkada rüzgardan saçları uçuşan
yanık tenli bir kız..Ben seyrederken daha onların rüzgarı benim yüzüme çalındı..Göğüs kafesim genişledi..
Renkler kokular birbirine karıştı..Büyülenmiş gibi büyük bir hayranlıkla izledim..Nerden geliyorlar,nereye
60
gidiyorlar, neler gördüler, kimleri tanıdılar, motosikletle yolda olmak böyle bir şey mi ve bunun gibi bir sürü
meraklı soruyla ve çokça da özenerek...O gün dedim;
bir gün ben de motorla yollarda olacağım, rüzgar
yüzümde…Ancak bir 15 sene geçmiş ondan sonra.
2001’de bir arkadaşımın motorunda, onun arkasında
Boğaz Köprüsü’nden geçtim.İlk motora binişim..Boğaz, İstanbul, deniz kokusu, rüzgar, gülümseyen bir
suratla...Ayaklarım yere bastığı dakika karar verdim,
arkada oturmakla da olmaz diye...Bir hafta sonra o
motoru satın aldım ve böyle başladı iki tekerle ilişkimiz.
Motosikletinizi daha çok şehir içinde mi şehir
dışı seyahatlerinizde mi kullanıyorsunuz?
Her ikisinde de. Motosiklet sadece bir araç ya da hobi
olmaktan öte bir yaşam biçimi benim için. Böyle olunca uzak, yakın, 2 teker üzerinde olmak öncelikli tercihiniz oluyor. Hatta şehir içinden daha çok şehir dışı
aslında. Rutinde Cumartesi-Pazar 2 günlük seyahatler,
hiç olmazsa günübirlik yollar. Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde motosiklet festivalleri dışında 2 yurtdışı seyahatim de oldu. Geçen yaz Yunanistan ve sonbaharda da
Balkanlar (İtalya, Slovenya, Bosna-Hersek, Hırvatistan,
Karadağ, Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan, Türki-
dişhekimi
hobi röportaj
ye) rotasında 9 günde 9 ülke, 9 motor 3000 km yol
yaptık. Uzun zamandır planladığım, hayalim olan 3-4
tane daha rota var önümüzdeki dönemlerde gerçekleştirmek istediğim. Güney Amerika, Güney Afrika ve
ikisi de Avrupa’da olan...
Bir kadın olarak yadırganıyor musunuz yoksa
alışılmaya başlandı mı?
Ben motosiklet kullanmaya başladığım zamanlarda
trafikte bu kadar bayan motosiklet sürücüsü yoktu...
İlk zamanlar ‘’aman saçlarını kaskın içine sok, bayan
olduğunu anlamasınlar, problem yaşayabilirsin’’ diye
tembihler alıyordum ancak pek de oralı olmadım açıkçası. Ben bugüne kadar her zaman sempati ile karşılandım trafikte. Taksi şoföründen, kaldırımda duran
yaşlı teyzeye, benzin pompacısından minibüsçülere,
bir köy meydanında karşılaştığım amcadan, kahvesini
içmeden yola bırakmayan köy muhtarına, gencinden
yaşlısına kadar. Trafikte hiç mi sıkıntı yaşamadım, yaşamıyorum? Tabii ki hayır..Ancak bu bir bayan motosiklet sürücüsü olmamla alakalı değil, herkesin trafikle
ilgili yaşadığı problemler kadar..
Genelde erkeklerden ‘’ Bravo vallahi, ben erkek halimle binemiyorum, sen bu koca şeyle nassı başa çıkıyorsun ‘’ tarzında sempatik takdirler aldım. Bayanlar
da gülümseyerek el salladılar hep yol kenarlarından,
eşlerinin kullandığı arabaların camlarından…
Özellikle şehirden çıkıp gerçekten yollara düştüğünüzde, insanların 2 teker üzerinde seyahat edenlere
karşı daha başka bir sempatisi, yakınlığı oluyor. Belki
daha korumasız, daha yakın, daha dokunulur, ulaşılır
buluyorlar. Daha naif, daha sıcak ve coşkulu yaklaşıyorlar size.
Bu noktada bayan ya da erkek sürücü olmanızın da
bir önemi yok. Sadece 2 teker üzerinde olmanız yetiyor.
Türkiye hala motosikleti bir ulaşım aracı olarak
benimseyemedi. Trafikte ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Son yıllarda sadece bayan değil genel motosiklet
kullanıcısı sayısında müthiş bir artış var. Sadece şehir
içinde değil. Türkiye’nin neresine yola çıkarsanız çıkın
artık uzun yollarda motosikletle seyahat eden onlarca
motor kullanıcısına rastlamanız mümkün. Bu müthiş
bir şey. Eskiye göre günümüzde daha çok ‘’kullanıcı’’
tarafından motosiklet bir ulaşım aracı ve yaşam biçimi
olarak benimsendi. Bu sayı yeterli mi? Tabii ki değil.
Ancak zaman içerisinde daha da çok artacağına inanıyorum...
Trafik motosikletlerin de bir ulaşım aracı olduğunu
benimsedi mi ? Maalesef henüz hayır. Araç sürücü-
lerinden trafik kanunlarına kadar bu henüz mümkün
olmadı. Her geçen gün daha iyiye gitmesi, trafikte
motosikletlerin fark edilebilmesi ve kabul görmesi için
uzun yıllardır bir çok motosiklet derneği ve kulübü
emek veriyor, çaba sarf ediyor.
Araç sürücüleri motosikleti tanımıyor, araba ile arasındaki mekanik farklılıkları bilmiyor, motosikletin arabadan farklı tepkileri olduğunun bilincinde değil. Şehir
içinde en çok zorlayan en tehlikeli sorunlardan biri
trafikte takip mesafesi. Tamponuyla plakanızın gölgesini takip eden sürücüler var, en sağ şeritte olmanıza
rağmen selektör yapıp ‘’yolumdan çekil’’ diyenler. Trafik kanunları, en basitinden hız limitleri ve yolların durumu güvenli seyir için elverişli koşulları sunmuyor
maalesef. Türkiye’de genel olarak trafikteki bilinçsiz
araç sürücülerinden ayrı tutmadan bilinçsiz motosiklet sürücüleri de bu mevcut sorunların algılanabilmesini güçleştiriyor.
Bağlı olduğunuz bir grup var mı? Ülkemizde
bu alanda gruplaşma, dernekleşme çalışmaları
ne durumda?
Motosiklete başladığım günden beri SuperEvaRiders motosiklet kulübü üyesiyim.Uzun yıllar yönetim ekibi içinde yer aldım..Şimdilerde sadece takip
ediyorum. Motosiklete yeni başlayan bu kültürle,
yaşam biçimi ile yeni tanışan insanların bir kulübe
üye olmasının çok faydalı olduğuna inanıyorum.
Ben motosikletli yaşantımda bir çok ilki bu çatı altındaki yardımlaşma, güven, dayanışma ve destekle
yaşadım, ilk uzun yol deneyimi de dahil. Aynı dilin
konuşulduğu ve ortak paydanın motosiklet olduğu
bir yerde sizi zenginleştiren bir paylaşım bu. Eğitim
alternatiflerinin bu kadar fazla olmadığı zamanlarda güvenli sürüş, ilkyardım eğitimleri organize ettik. Profesyonel eğitmenler ve eğitim kurumları ile
motosiklet sürücülerini bir araya getirdik. Motosiklet kültürünün tanımlanması, yaygınlaşması, kabul
görmesi açısından 2 teker üzerindeki yaşam tarzı-
61
hobi röportaj
mızla örnek teşkil etmeye çalıştık. Hepsinden öte de
motosikletle olan birebir ilişkimizden aldığımız keyfi
paylaşarak fazlasına katladık.
Bu, 2 tekerli hayata başlamak için güzel bir adımdır.
Zamanla, motorunuz ve motosikletli yaşamla ilişkiniz, amacınız, hayalleriniz, buna hizmet eden ihtiyaçlarınız kendi yolunuzu çizmenize yardımcı oluyor
zaten. Bu çerçevede, bu amaca, bu paylaşıma hizmet eden keyif katan ve ihtiyacının tanımına sahip
herkesin kendisi için bir şeyler bulabileceği çok sayıda dernek ve kulüp var ülkemizde.
Motosiklet sık sık kaza haberleriyle gündeme
gelen bir araç. İğneyi önce kendimize batırmayı göze alarak motor kullananların sorumluklarını tam olarak yerine getirdiklerini söyleyebilir miyiz? Motor ehliyeti için verilen eğitim
yeterli mi?
Her platformda olduğu gibi burada da eğitimsizlik
sorunlardan bir tanesi. Benim fikrimce sorundan da
önce sorumsuzluk maalesef. Motosiklete binmek
mental ve ruhsal bir eylemdir. Belli bir disiplin gerektirir. Disiplinsizliği, sorumsuzluğu affetmez..
Motosiklet ehliyeti için verilen eğitim benim fikrimce
yeterli değildir. Ancak son yıllarda güvenli sürüş eğitimleri veren profesyonel eğitmen ve kurum sayısı,
ehliyet ve sürücü kursu haricindeki eğitim alternatifleri artmıştır. Bu çok büyük avantajdır. Bu eğitimleri
almak için maalesef bir zorunluluk yok ancak her
motosiklet sürücüsünün öncelikle kendisine saygısından bu sorumluluğu göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Motosikletli yaşama başlamadan önce
bir sürücünün kendisine yapacağı en önemli yatırımdır güvenli sürüş eğitimi.
İki teker üzerinde yaşayacaklarınızla tecrübe edilecek bir şey değildir sürüş motosiklette. En iyi tecrübe başkalarının hikayelerinden kaydettikleriniz olsun. Hatanın ortaya çıkarabileceği sonuçların telafisi
güç olabilir..
62
dişhekimi
Bir ulaşım aracı olarak motosikleti seçen ve bu
tarzı benimseyen biri nelere dikkat etmeli?
Ben her ne yapıyorsa insanın hakkını her türlü vermesi
gerektiğine inanırım. Motosiklet kullanmak istiyorsan
bunu kuralına göre yapmalısın. Güvenli sürüşün gereklerini yerine getireceksin. Eğitim alacaksın, almakla
da kalmayacak 2 teker yaşantın boyunca sürekli eğitilebilen olacaksın. Motosikletin gerektirdiği donanımla
bineceksin motora, kaskından korumalı kıyafetlerine
kadar. Bu donanımın içeriği ve gereği ile pazarlık etmeyeceksin. Canınla etmeyeceksin pazarlık aslında, limitlerini bileceksin, kendini bileceksin her şeyden önce. 5
duyunla orada olacaksın. Daima uyanık daima dikkatli. Kafan başka yerde olmayacak motor üzerindeyken.
Zihninle bedenin aynı düzlemde değilse o gün kontak
çevirmeyeceksin.. Motosiklet eğitimlerinin ilk gün ilk
cümlesi şudur: ‘’Motosiklete binmenin birinci amacı
sağ salim eve dönmektir.’’Her kontak çevirdiğimde
aklımın köşesindedir. Hayatı bu kadar zenginleştiren,
leziz kılan, tatlandıran bir zevkin sen de hakkını vereceksin
Sadece “nokta nokta” sebebiyle bile yaşamımın
sonuna dek motosiklet kullanmak isterim cümlesinde “nokta nokta” nın yerine sizin koyacağınız
kelimeler ne olurdu? Neden?
Hayatı yalın, basit ve sade yaşama yeteneğini bana
kazandırması. Motosikletin benim hayatımda anlam
bulduğu o kadar çok şey var ki, en önemlisi basit yaşamak, tüm etiketlerinden, kimliklerinden, kalabalıklarından sıyrılıp sadeleşmek, seyahat etmek, bildiğin rotalarda bilmediğin hikayeler yazmak, keşfetmek, beş
duyuna ait farkındalığı dibine kadar yaşamak, renklerin kokuların hakkını vermek, fotoğraflara hapsetmeye kıyamayacağın an’lara şahitlik etmek, burnunda
çimen kokusu, sırtında güneşin sıcaklığı, yüzünde
rüzgarla yollarda olmak, hayatı sana geldiği gibi ayrıntılara hassas, dokulara duyarlı, yüzünde daima bir gülümseme ve her kilometresinde coşkulu kutlamalarla
yaşamak...An’da olmak…
dişhekimi
haber
63
mavi köşe
dişhekimi
Oyuncak Tren
Özlem Kekeç’e…
Ma­vi­sel YE­NER
[email protected]
www.maviselyener.com
O gece erkenden Meryem’in üstüne ağırlık çökmüştü. Karanlık, yoğun
bir sis gibi pencereden içeri akıyordu.
Dolunayın cama vuran görüntüsünde
televizyon seyreden kocasının silueti
vardı. Göz ucuyla onu süzdü. Haberlere kendini kaptırmıştı; Meryem’in
farkında bile değildi. Meryem, onun
aklının haberlerde olduğunu zannetti.
Aslında Fethi Usta o gün yaşadıklarını
düşünüyordu.
HHH
Sabah uykusunu hiç sevmezdi saat
tamircisi Fethi Usta. Her zamanki
gibi erkenden dükkânını açtı. Akrebi
yelkovanı susmuş saatleri selamladı.
Tekir kedinin suyunu kapının önüne
koyduktan sonra ortalığı toparladı,
çayını söyledi. Çaycıya bozuk para vermek için tahta tezgâhın çekmecesini
çekip, karıştırdı. En önde duran saatin
yanındaki teneke kutudan bozuk para
alıp yerine geri koyacaktı ki, oracıkta
duran ikiye katlanmış kâğıt parçası
dikkatini çekti.
İyi ki, çöpe atmadan önce içinde
önemli bir şey olup olmadığına bakmayı akıl etti. Kâğıtta aylar önce kendisine tamir etmesi için oyuncak bir
tren bırakan, sonra da gelip almayan
adamın cep telefonuyla adresi yazılıydı. Onu bulduğuna sevindi. Hemen
telefonuna sarıldı, kâğıttaki numarayı
çevirdi, yanıt yoktu. Söylendi: “Tamir
edeli hanidir… Gelip almadılar. Keşke
‘saat tamircisiyim, oyuncak tamirinden anlamam kardeşim’ deseydim.
Onca uğraştım, çalışır hale getirdim,
unuttular. Kabahat bende, bitpazarın-
64
dan alınmış treni ne diye adam etmeye uğraşırsın. Para peşin, demek lazım
böylelerine… Hakkımı yedi vicdansızlar. Adama telefonunu yaz demiştim,
işgüzarlık işte, adresini de yazmış. Eve
teslim mi yapacaktık, anlamadım ki?”
O gün, Fethi Usta oyuncak treni bırakan adamı birkaç kez aradı, ancak
telefona yanıt yoktu. Karar verdi: inat
bu ya, adrese gidecek, treni kafalarına çalacaktı bu terbiyesiz insanların.
HHH
İki durak ötede indi, sıvaları dökülmüş izbe evlerle dolu sokağı bulması
zor olmadı. Dik yokuşu çıktı, elindeki
kâğıtta yazan numarayı bulup tek katlı evin zilini çaldı. Kapı yerine pencere
açıldı. Otuzlu yaşlarda bir kadın seslendi:
“Buyurun, kimi aramıştınız?”
“Şeyy… Yenge, bende bir emanetin
var da… Saat tamircisiyim. Kocan mı,
kardeşin mi bilemem, bana tamir edilecek bir şey bırakmıştı da, onu verecektim.”
Kadının ses tonu değişmedi:
“Yok tamirde saatimiz, yanlış adres!”
Tam pencereyi kapatacaktı ki, Fethi
Usta sesini yükseltti:
“Yenge, saat değil tamirdeki. Tren
tren, elektrikli tren… hani oyuncak
olanlardan.”
Kadının yüreği ve kaşları aynı anda
kalktı:
“Ne? Bekle, geliyorum.”
Fethi, elindeki poşetten treni çıkardı.
Kadın kapıyı açtı. Üstünde atlet, altında yırtık pijama olan, beş altı yaşlarında bir oğlan vardı yanında. Annesinin
güllü dallı eteklerine sarılmış, zeytin
mavi köşe
dişhekimi
gözlü, çırpı bacaklı çocuk kadıncağızın üstünü başını çekiştirmeye başladı.
“Anaaa… treeen. Anneee, bak benim istediğim
trendeeen… Evde bir tanecik oyuncağım olsun,
alalım mı onu anne?”
Kadının beti benzi atmıştı. Fethi Usta derdini bir
kez daha anlattı.
Kadının sesi titriyordu “Demek elektrikli tren...
Demek tren… Yok kardeşim, bizim değil.”
“Bana verilen bu adres sizin, telefon kimin
peki?”
“Bilmiyorum kardeşim,” dedi kadın.
Çocuk “Treeen, anne treni alalım. Oynamak istiyorum” diye ağlamaya başladı, minnacık yüzü kızardı.
Gözyaşları şımarıklıktan değildi, onun oyuncağı hiç
olmamıştı. Tek dileği oyun hakkını kullanabilmekti.
Annesi gözleriyle “git” dedi oğlana. Çocuğun mücadelesi boyundan büyüktü.
Kadın çocuğun kulağına eğildi, bir şeyler söyledi;
poposuna iki şaplak indirip içeri yolladı.
Sesini alçalttı:
“Bak kardeşim, oğlanın babası işsiz. Çocuk işte,
hevesleniyor; herkesin güzel oyuncağı var benim
niye yok dedikçe babasının gücüne gitti. Küçükken
çerden çöpten bir şeyler uydurur verirdim eline, büyüdükçe anlamaya başladı oğlan. Şu zalim dünyada çocuğa oyun hakkı bile veremiyoruz diye üzüldü
babası. Gitmiş bitpazarından bozuk bir tren almış.
Dediydi ki ‘tamir ettiririz yeni gibi olur, çocuğa sürpriz yapalım, kendine ait oyuncağı olsun, sevinsin.’
Ne yaptın diye sormadıydım, demek sana vermiş
ama gelip alamamış, kusura bakma. Ne kadar borcumuz söyle bana, denkleştirip getireyim sana. O
zaman alırım çocuğun oyuncağını. Şimdi üstümde
para yok.”
HHH
Meryem’in uykusu gelmişti. Reklamlar başladığı
halde, hâlâ dalgın dalgın ekrana bakan kocasına
seslendi:
“Neyin var senin, gözün hep televizyonda? Hiç konuşmadın bu gece? Yine borçları mı düşünüyorsun
yoksa? Ödenir, üzme kendini dedim kaç kere…”
Fethi Usta olanları anlatıp anlatmamakta duraksadı. Masanın üzerinden gazeteyi aldı, bir sayfasını
ayırdı. Ortadan katladı. Elinin tersiyle bastırdı. Yeniden açıp katladı. Bir üçgen oluşturdu. Sonra yine
katladı, çevirdi, açtı… Yaptığı uçağı salonun ortasına karısının şaşkın bakışları altında fırlattı.
“Fethi, bir çift laf et Allah aşkına,” diye sesini yükseltti kadın.
Fethi usta arkasına dayandı, başını koltuğa yasladı, konuşmaya başladı. Duvarlara çarpan sesi gitgide büyüdü.
Kocasını sonuna kadar sessizce dinleyen
Meryem’in gözleri buğulanmıştı. Pencerenin yanından kalkıp eşinin yanına gitti:
“Treni hediye etseydin bari çocuğa.”
Fethi Usta fısıldadı:
“Öyle yaptım zaten…”
65
ödüllü bulmaca
> Arife Kişioğlu
SOLDAN SAĞA
1) Periferal sinir tümörleri grubu içinde yer alan nö- 1
rojenik bir tümör - On altıncı yüzyılda yaşayan ve 2
yetkin bir renk ustası olarak tanınan İranlı minyatür- 3
cü .2) Bulmaca anlamında kullanılan bir sözcük - Hi- 4
roşima Sevgilim”, “Amerikalı Amcam”, “Geçen Yıl
Marienbad’da”, “Melo” gibi filmleriyle tanınmış Fran- 5
sız sinema yönetmeni.3) Sık ağaç dallarıyla kaplı, sü- 6
rülmesi güç olan yer - Hermann Hesse’i ülkesinde üne 7
kavuşturan psikanalitik romanı - Türk Tarih Kurumu 8
- Japon işi çömlek, sırlı seramik kap.4)Bir renk -Işığa 9
karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü 10
- Manyetik Rezonans kısaltması - Süs, ziynet - Belirti,
nişane.5) Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozom- 11
ları oluşturan madde - Araştırma sonucu olmayıp uy- 12
gulamayla kazanılmış bilgiye dayanan, deneyimsel - Bir 13
nota - UMBERTO……İtalyan yazar.6) 1343-1381 yılları 14
arasında Orta Anadolu’ya egemen olan beylik - Evlerin 15
giriş bölümünde bulunan ve oda kapılarının açıldığı ge16
nişçe yer - Kandaki ürik asit miktarı.7) Duvarda yapılmış
kapaksız küçük dolap - Bir olumsuzluk ön eki - Akdeniz 17
iklimine özel bir kansızlık hastalığı.8)Karnaval maskesi 18
- Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra 19
kalan şekerli posa - Sri Lanka’nın uluslararası kodu.9) 20
Jamaika’nın plaka işareti - Çaykovski’nin son yapıtı olan
opera - Eski Yunan ve Roma’da hekimlik tanrısı.10) Telefonunun dinlenmesinden duyulan korku - Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir
işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı - Ahmet Ümit ‘in bir romanı .11) Bir tahılölçeği - Hinduizm ve Budizm’de yarı insan,yarı yılan biçimindeki tanrısal
varlık - Asya’da bir ırmak – Alüminyumun simgesi.12) Kara
yumuşakçasi - 1996′da bir uçak kazasında ölen hafif müzik
bestecimiz.13) Bazı yiyecek ve içeceklere tat, koku ve sarı
renk vermekte kullanılan soğanlı bir kültür bitkisi - Utanma
- Bağışlama.14)Bir haber ajansı - Bir renk -Bir hastalıktan
sonra yerleşip kalan, işlev veya doku bozukluğu - Maksim
Gorki’nin bir romanı .15) Resimde bir nesne veya figürü derinlik duygusu içinde verme yöntemi - Sert ağaçtan yapılmış
tuşlardan oluşan bir Afrika ksilofonu - Platinin simgesi.16)
Namuslu, iffetli kadın - Roma’yı tekrar görebilmek için,
içine para atılması adet olan ünlü çeşme - Arjantin’in Eva
Peron’unu konu alan müzikal - Nikelin simgesi.17) Şarap
- Öğütülmüs susamin koyu sıvı durumu - Sekiz notanın,
kalın sesten ince sese veya inceden kalına doğru sıralanması - Barış.18) İşe yaramaz - İstemsiz kas hareketi - Su yolu
kanal.19) II. Dünya Savaşı sırasında ABD’li erlere verilen ad
- Yelken açma komutu - Nazi hücum kıtası - Ağaç, tas ve
madenleri oyarak sekil veren usta. 20) Mavi peri kuşu- Bulmacada resmi bulunan değerli tiyatro sanatçımız.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1) Hastalıktan yeni kurtulmuş zayıf ve hâlsiz olan kimsenin
durumu - “Körlük”, “İsa’ya Göre İncil”, “Ölüm Bir Yarmış Bir
Yokmuş” gibi romanları dilimize de çevrilen ve 1998 Nobel
Edebiyat Ödülü’nü kazanan Portekizli yazar.2) İş sözleşmesine göre işçinin işten çıkarılması durumunda tanınan süre
- Kutsal Hint destanı - Konuşma bozukluğu.3) Cezayir safrasında vahalar dizisi - Birimlerin başına konulduğunda on
dişhekimi
1 2
3
4
5
6
7 8
9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
katı gösteren bir ek - Nesnelcilik.4) Kemik grefti uygulaması
- Esirgeyici, merhametli - Bir çoğul eki.5) Radyo yayımcılığında bir frekans bandı - Yunan mitolojisinde, çobanların
tanrısı - Lüfer balığının irisi - Unutmamak için parmağa bağlanan ip.6) Alınan bir şeyi geri verme - Benzer, eş - Dogma,
inak - Eski mısırda Tanrıların kralı sayılan tanrı .7) Tarihsel
çağ - Türk müziğinde bir makam - Telleri gerilerek yada tellerine vurularak çalınan,sapsız bir çalgı türü.8) Bilgisayarda
erişilebilir bellek - Beynin ve omuriliğin bir hastalığı.(Kısaca)
- Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti -Yan kanatları vücuduna yapışık, uzun kuyruklu, iri bir balık.9) Antalya ilindeki Beydağları Milli Parkı’na verilen bir başka ad - Baraj.10)
Öğretim ve eğitim sistemi - Kelt mitolojisi’nde perilerin baş
kralicesi - Şikar - Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın bir şiir kitabı.11)
Fransa’da bir idari bölge - Başarısız - Takımlar, küme - En
kısa zaman.12)Matematikte bir sayı -………PARKER ABD’li
yönetmen - Geminin rüzgar alan yönü - Satrançta bir
taş.13) Eklemlenme - Kadınsı davranışları olan erkek.14)
Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten, kumaş veya köseleden yapılmış bir tür tozluk - Dostoyevski’nin
“Suç ve Ceza” adlı romanının baş kişisi - Laf, söz.15) Bağırsak solucanı - İstanbul Boğazına adını veren tanrıça -……..
BATUR şair, yazar - Kara Kuvvetleri.16)Manganın simgesi Gaziantep’in İslahiye ilçesinde, Hitit dönemine ait ünlü açık
hava atölyesi - Çiçek tozu -Tibet Budizminde, ölen bilge bir
kişinin ruhunun girdiğine inanılan çocuklara verilen ad.17)
Eğreti, ödünç - İlaç - HASAN……gazeteci, köşe yazarı - Bir
cins güvercin - Bir yüzey ölçü birimi.18)Deniz altında kalmış
bir vadinin veya vadiler sisteminin alt bölüm - Bir haftalık
keçi yavrusu - Ali Özgentürk’ün bir filmi - MOSS …… ABD’li
oyun yazarı.19) Refik Halit Karay’ın bir hikayesi - Herhangi bir amaçla çevreyi dolaşıp pek belli etmeksizin gözden
geçirme.20) Yunan rakısı - Gerçekten öyle olmadığı halde
öyle sanılan - Orhan Asena’nın bir tiyatro oyunu.
BULMACAYI ÇÖZEN HER MESLEKTAŞIMIZA;
GC firması tarafından bir adet “Gradia Direct”
kompozit tek tüp hediye edilecektir.
66
dişhekimi
haber
67
duyuru
Başsağlığı
dişhekimi
Yeni Doğan
Meslektaşlarımızdan;
Meslektaşlarımızdan;
> Mavisel Yener’in babası,
> Sevgi Zerrin Bazman Yılmaz’ın annesi,
> Dr. Ümit Candan’ın halası Hatice Çapraz, eşi Cengiz Çapraz
ve kuzeni SelahattinAkgün,
> Hakan Özdündar ve eşi,
> Şeyda Kızılırmak’ın babası,
> Sarper Gürol’un annesi,
> Oğuz Aktaner’in kardeşi,
> Dilek İmre’nin babası
> Esra Özmakas ve Alper Özmakas çiftinin “Alp”isminde oğlu,
> Ertuğ Geçgil ve Çiğdem Geçgil çiftinin “Gülgün Tuğdem”
isiminde kızı,
> Sinan Dönmez ve Sinem Dönmez çiftinin “Demir” isminde
oğlu dünyaya geldi.
vefat etmiştir. Merhumlara Allah’tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dileriz...
Geçmiş olsun
Meslektaşlarımızdan;
> Mehmet Engin Akın‘a,
> Atilla Akat’a,
> Mavisel Yener’e,
> Dr. Ümit Candan’a,
> Doç. Dr. Dilşah Çoğulu’na,
> Orhan Özkan ve eşi Mualla Özkan’a,
> Hayri Saltan’ın babasına,
> Işıl Kayahan’ın annesine,
> Tülin Durukan İnli’nin çocuğuna
Rahatsızlıklarından dolayı geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.
Mutlu Günlerimiz
Meslektaşlarımızdan;
> Nazlı Büyükabalı ile Yücel Özel 3 Temmuz 2010 tarihinde,
> Gülsen Kaçıra ve Dr. Ahmet Onur Keskin 26 Mayıs 2010
tarihinde evlendiler.
Mutluluklar diliyoruz.
Tebrik ediyoruz.
İlan
İzmir’de devren kiralık muayenehanane.
Tel: (0532) 726 69 70
Devren muayenehane
“Karşıyaka Çarşı’da 18 yıllık muayenehane
sağlık nedeni ile devredilecektir.”
Dt. Fatma Karaman Tel: 0 532 454 76 42
E-mail: [email protected]
İzmir Aliağa’da 18 yıllık muayenehane,
“ortaklık” ya da “kiralanmak” suretiyle devredilecektir.
Ege’nin önemli sanayi bölgesi olan izmir’in aliağa ilçesinde;
18 yıldır faaliyet gösteren, hasta potansiyeli olan, tam
donanımlı muayenehane, deneyimli bir diş hekimine “ortaklık”
yada “kiralanmak” suretiyle devredilecektir. Geniş bir klinik
odası, bekleme salonu ve doktor odası bulunmaktadır.
Aliağa’da ADSM yoktur.
Şeyda Kızılırmak
Cep: (0532) 591 77 78
İş-muayenehane: (0232) 616 42 33
[email protected]
38. sayıdaki bulmacanın çözümü
38. say› bulmacam›z› çözerek hediye
kazanan meslektaşlarımız;
> Oktay Kiliç / Kayseri
> Esra Özatay / İzmir
> Selim Yildiz / İstanbul
> Aysel Gök / İzmir
> Arif Pinar / İzmir
> Zeynep İlhan / İzmir
> Ömer Faruk İlhan / İzmir
> Aylin Kesman Güvenç / İzmir
> Ahmet Güvenç / İzmir
> Ayşe Sezen Alacan / Tokat
Duyuru sayfamızda yer alan haberler odamıza ulaşan bilgilerle sınırlı kalmaktadır. Sayfamızda yer almasını
istediğiniz kendiniz ve diğer meslektaşlarımız hakkındaki haberleri lütfen bize iletiniz.
68
dişhekimi
haber
69
> Dişhekimi Mete Ağaoğlu
70
dişhekimi
karikatür
dişhekimi
haber
71
haber
72
dişhekimi

Benzer belgeler