ÜNİTE II SİGORTA ÇEŞİTLERİ I. SİGORTA TASNİF VE TÜRLERİ

Transkript

ÜNİTE II SİGORTA ÇEŞİTLERİ I. SİGORTA TASNİF VE TÜRLERİ
ÜNİTE II
SİGORTA ÇEŞİTLERİ
SİGORTA TASNİF VE TÜRLERİ
Sigorta sözleşmeleri çeşitli açılardan tasnife tabi tutulabilir ve bu tasnifler
çerçevesinde çeşitli sigorta türlerinden söz edilebilir. Kitabın bu kısmında sigort
a sözleşmelerinin tasnifi işlenecek olup bu tasnifler uygulamada karşılaşılan spe
sifik sorunların çözümünde katkı sağlayacaktır.
I.
I.A. Sosyal Sigorta-Özel Sigorta Ayrımı:
Sosyal Sigorta: Sosyal sigorta, toplumun bütününü ya da bir kesimini teh
dit eden rizikolara karşı devlet eliyle kurulan ve tekel şeklinde işletilen zorunlu s
igorta türüdür.
Özel Sigorta: Özel sigorta, bireylerin karşı karşıya oldukları risklerin olu
msuz sonuçlarını gidermek amacıyla tarafların kendi istekleriyle kurulan, bireyle
rin özel sigorta şirketleriyle yaptırdıkları sigortalardır. Özel sigortalar, kuruluş, i
çerik ve yapı itibariyle sosyal sigortalardan tamamen farklıdır. Sosyal sigortada
sözleşme bir zorunluluk iken özel sigortalarda, özel sigortanın zorunlu olduğu si
gortaların sözleşmelerinde dahi serbesttik ilkesi esastır.
I.B. Sosyal sigortalar ile özel sigortaların karşılaştırılması:
I.B.1. Sosyal sigortalar, kanunla kurulmuş bazı kamu kurumları (sosyal güvenlik
kurumları) aracılığıyla yürütülür. Ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu, Ordu Yar
dımlaşma Kurumu (OYAK) bu tür kurumlardandır.
Özel sigortalar ise özel hukuk tüzel kişisi statüsündeki sigorta şirketleri tar
afından yürütülür. Ülkemizde sigorta şirketleri ancak anonim şirket olarak kurul
abilir.
I.B.2 Kişiler içine girdikleri statü dolayısıyla sosyal sigortalara dâhil olurlar. Ör
neğin, memur, işçi veya işveren olarak çalışmaya başlayan kişi, Sosyal Güvenlik
Kurumu kapsamında sigortalı olur.
Özel sigortalarda ise statü gibi koşul aranmaz. İsteyen herkes istediği sigo
rta şirketi ile sözleşme yapar ve istediği alan için sigortalı olur.
I.B.3 Sosyal sigortalar, zorunlu sigorta niteliğindedir. Kişiler, sosyal sigortalara
girmeyi gerektiren bir statüye dâhil oldukları andan itibaren sosyal sigorta kapsa
mında sigortalı olurlar. Kişiler, sosyal sigorta kurumunu seçmeyecekleri gibi sig
orta koşullarını da belirleyemezler. Örneğin, memurluk statüsüne giren kişi, bir i
şçin sahip olduğu hak ve mükellefiyetlerin kesinsine uygulanmasını isteyemez.
Sosyal sigortalarda, sigortalıya sağlanan külfet ile menfaat arasında yeknesaklık
vardır.
Özel sigortalarda ise serbesti ilkesi geçerlidir. Kişiler kendi istekleriyle sig
ortalı olurlar. Diledikleri sigorta şirketleriyle sözleşme yapabilirler. Bu ilkeye kı
smi olarak istisnalar getirilebilir. Örneğin motorlu kara taşıt araçları için trafikmesuliyet sigortası yaptırılması zorunludur. Ancak araç sahipleri trafik mesuliye
t sigortasını yaptıracakları sigortacıyı serbestçe seçebilirler. Diğer bir deyişle bur
ada kısmi olsa da bir serbesti söz konusudur.
I.B.4. Sosyal sigortaların kaynağı kanundur. Sigorta ilişkisinin koşulları kanund
a belirlenmiştir.
Özel sigortalar ise tarafların özgür iradesine dayanan sözleşmelerdir. Tara
fların iradesi kanuna aykırı olmadıkça esas alınır.
I.B.5. Sosyal sigortalarda yüklenilen külfetler ve sağlanan menfaatler bakımında
n bir yeknesaklık söz konusudur. Ödenecek primler, yararlanılan menfaatler vb.
hususlar sigortalılar bakımından tek tiptir. Sigortalıların hepsi aynı uygulamaya t
abidir, sosyal güvenlik kurumları ile pazarlık yapılamaz.
Özel sigortalarda ise prim ve sağlanacak menfaatler, sigorta sözleşmesinin
taraflarının iradeleri ile serbestçe belirlenir. Sigortalıların sigortacılar ile sözleş
menin tüm içeriğin tartışma ve pazarlık yapma hakları vardır.
I.B.6. Sosyal sigortada söz konusu olan riskler daha çok sınırlı bir ekonomik var
lığa sahip bulunan sosyal kesimleri tehdit eden hastalık, işsizlik, iş kazası yaşlılı
k, ölüm gibi risklerdir. Bu riskler, bireylerin çalışma gücünü azaltır ya da bütünü
yle yok eder.
Özel sigortada sigorta edilen riskler ise cana ya da mala yönelik olarak ger
çekleşme olasılığı bulunan yangın, trafik kazası, hastalık, hırsızlık gibi daha kişi
sel alanlara yönelik risklerdir.
Kanuni Sigorta-Akdi Sigorta Ayrımı:
Kanuni Sigorta: Sigorta ilişkisi kanundan doğuyorsa kanuni sigorta söz k
onusu olur. Tüm sosyal sigortalar, kanuni sigorta niteliğindedir. Özet hukuk alan
ı olan Trafik Hukukunda, zorunlu mali mesuliyet sigortası da kanuni sigorta olar
ak kabul edilebilir.
Akdi Sigorta: Akdi sigorta, ilgili şahsın genellikle kendi arzusu ile bir sig
orta şirketi ile yaptığı akit üzerine kurulan sigorta ilişkisini ifade eder.
II.
İhtiyari Sigorta-Mecburi Sigorta Ayrımı:
İhtiyari Sigorta: İhtiyari sigorta, isteğe bağlı olarak yaptırılan sigortadır.
Hayat sigortası, araçlar için yaptırılan kasko sigortası bu sigorta türüne örnek olu
III.
şturur.
Mecburi Sigorta: Mecburi sigortada ise sigorta ilişkisi zorunlu olarak kurul
ur, kişiler açısından sigorta yaptırma mecburiyeti vardır. Ancak kişi, sigorta sözl
eşmesini istediği sigorta şirketi ile yapabilir. Buna örnek olarak Trafik Sigortası
gösterilebilir.
Normal Sigorta-Mükerrer Sigorta Ayrımı:
Normal sigorta: Kişilerin kendilerini bir tek sigortacıya sigorta ettirmesi
durumunda söz konusu olan bir sigorta türüdür. En yaygın sigorta türüdür.
Mükerrer Sigorta (reasürans): Mükerrer sigortada sigortacı kendi kendisini
sigorta ettirir. Sigortacı, risk meydana geldiğinde sigortalıya tazminat öder. Büy
ük sayılar kanunu gereğince sigortacının zarar etme olasılığı prensip olarak yokt
ur ama olağanüstü, çok büyük riskler de meydana gelebilir, böyle bir durumda si
gortacının büyük tutarlı ödemeler yapması gerekir ve bu ödemeler de sigorta şir
ketini mali açıdan sarsar. Dolayısıyla sigorta şirketleri, başlıca bu tip ödemeler i
çin kendilerini çoğu yabancı olan başka sigorta şirketlerine sigorta ettirir.
TTK. 1403/1 “Sigortacı, sigorta ettiği menfaati, dilediği şartlarla, tekrar si
gorta ettirebilir.” Şeklindeki hükmü ile reasürans’a cevaz vermiştir.
Günümüzde sigorta şirketleri, yaptıkları her sigorta için belli bir oranda ke
ndilerini sigorta ettirmektedirler. Mükerrer sigortanın amacı sigorta şirketlerinin
risklerin gerçekleşmesi durumunda tazminat ödeyememesi dolayısı ile sigortacıl
ık kurumunun itibarına halel gelmesini önlemektir. Ayrıca reasürans kurumu ile
sigorta şirketleri hiç zarar etmeyecek duruma getirilmeye de çalışılır. Aslında re
asürans şirketleri de dahil olmak üzere sigorta şirketlerinin zarar etmesi ihtimali
hiçbir zaman için gerçekleşemez zira hesaplamalar daima büyük sayılar kanunu
na göre yapılmıştır.
IV.
Sabit Primli Sigorta-Değişir Primli Sigorta Ayrımı
Sabit Primli Sigorta: Sabit primli sigortalarda, ödenecek prim sabit bir tu
tar olarak belirlenmiştir. Prim miktarı sonradan değiştirilemez. Normalde sigorta
poliçeleri sabit primli olarak düzenlenir.
Değişir Primli Sigorta: Değişir primli sigorta, başlangıçta belirlenen pri
min, riskin gerçekleşme büyüklüğü ve neden olduğu zarara göre değiştirilebilece
ği sigorta türüdür. Bazı sigortalarda risk ortaya çıktığı zaman başta tespit edilen
primin eksik ya da fazla olduğu görülür buna göre prim tutarında değişikliğe gid
ilir ödenmiş primin iadesi veya çoğu kez görüldüğü üzere ilave prim ödemesi gü
ndeme gelir.
Değişir primli sigorta özellikle kooperatiflerce yürütülen karşılıklı sigortalar
da söz konusu olur. Şöyle ki normal olarak anonim şirketler sigortacılık alanında
faaliyette bulunur ama bu durumla birlikte kanunda özellikle belli bir bölge içer
isinde ziraatla uğraşanlar açısından bir kooperatif kurmak suretiyle bölgede herk
esin başına gelebilecek bir risk için sigorta yapılması imkânı getirilmiştir. Burad
a sigorta ettirenler başta tespit edilen bir rakam üzerinden prim yatırırlar. Ancak
V.
a.
b.
zirai ürünlerde söz konusu olabilecek riskin niteliği ve yoğunluğu, yıla ve koşull
ara göre değişebileceğinden, sabit bir primin belirlenmiş olması sigortaya dair so
runların çözümü için yeterli olmaz. Kooperatifin üyeleri, başlangıçta belli bir pri
m miktarı belirleyip aralarında toplarlar. Ancak toplanan bu primler, gerçekleşen
riskin neden olduğu zararı karşılamaya yetmez ise kooperatif üyelerinden ek pri
m toplanır. Riskin yol açtığı zarar, toplanan prim tutarından düşükse artan priml
er üyelere geri verilir. Burada üreticilerin kendisi, bir nevi sigortacıdır. Burada ü
yeler arasında ortaklık vardır.
Meblağ Sigortası-Zarar Sigortası Ayrımı
Meblağ (Tutar) Sigortası: Bu ayrım sigortacının ödeme borcunun mahiy
etine göre yapılır. Meblağ sigortasında sigortacı ve sigorta ettiren, belli bir mebl
ağın ödenmesini kararlaştırırlar. Bu sigorta türüne özellikle şahıs sigortalarında r
astlanır. Kaza sigortaları da bu sigorta türüne örnek oluşturur. Zira risk (kaza) m
eydana gelince, belirlenen meblağ, sigortacı tarafından sigortalıya ödenir. Burad
a herhangi bir sınırlama söz konusu değildir. Sigorta ettiren, dilediği kadar sigort
a şirketi ile bu şekilde kendisini sigorta ettirebilir.
VI.
Zarar Sigortası: Zarar sigortasında, ancak menfaatin değeri sigorta edile
bilir. Bu sigorta türünde zararın tazmini söz konusudur, bu nedenle birden fazla
sigorta yapılamaz. Sigortacının ödemekle yükümlü olduğu tutar, riskin gerçekleş
mesi sonucu meydana gelen zarardan ibarettir.
Zarar sigortaları kendi içinde ikiye ayrılır:
Mal sigortası
Malvarlığı (Mamelek) sigortası
VI.a. Mal Sigortası: Mal sigortalarında kişiler, sahip oldukları bir mal dolayısıy
la sigorta yaptırırlar. Mal sigortasına hâkim olan ilkeler aşağıdaki gibidir:
Menfaat İlkesi: Kanunumuza göre sigorta edilen malın kendisi değildir, kişinin o
mal dolayısıyla olan menfaatidir. Bu menfaat para ile ölçülebilmeli ve meşru ol
malıdır.
Zenginleşme Yasağı İlkesi: Mal sigortalarında sigorta aracılığıyla zenginleşme y
asağı vardır. Bu yasağı açıklayabilmek için bazı kavramları bilinmesi gerekir.
Mal sigortası ile kişinin o mal dolayısıyla söz konusu olan menfaati sigort
a edilir. Bu menfaatin değerine menfaat değeri ya da sigorta değeri denilir. Sigor
ta bedeli, sigortacının, riskin gerçekleşmesi durumunda, sigortalıya ödemekle yü
kümlü olduğu tazminatın azami miktarını ifade eder. Sigorta bedeli, sigorta sözl
eşmesinde gösterilir ve ilke olarak sigorta değerine eşittir.
Mal sigortalarında, sigorta bedeli hiçbir zaman sigorta değerini (menfaat d
eğerini) aşamaz. Bir başka deyişle mal sigortası, hiçbir zaman gerçek zararın üze
rinde bir zararı karşılamaz. Daima gerçek zarar karşılanır. Mal sigortalarında me
nfaat (sigorta) değeri ile sigorta bedeli birbirine eşit olmalıdır. Bu duruma ise “si
gorta vasıtasıyla zenginleşme yasağı” denilir. Bu yasak sigorta hukukuna hâkim
olan son derece önemli bir ilkedir.
Bir binaya sahip bulunduğumuzu ve bu binanın değerinin 100.000 TL ve
olduğunu varsayalım. Burada bina dolayısıyla olan menfaatimiz 100.000 TL’dir.
Binamızı 30.000 TL’ye sigorta ettirir isek, sigorta bedeli olarak 30.000 TL göst
erilmiş olur. Bu örnekte risk gerçekleşip binamız hasara uğradığında sigorta şirk
etinden 30.000 TL değil, en fazla 30.000 TL tazminat alabiliriz. Binadaki hasarı
mız 5.000 TL olur ise sigorta şirketinden en fazla 5.000 TL alabiliriz, bina bedel
i olan 10.000 TL’nin hepsini ise alamayız. Zira mal sigortasında sigortalı ancak
gerçek zararının karşılığı kadar tazminat alabilir.
Sigorta bedeli ile sigorta değerinin ilke olarak birbirine eşittir. Ancak deng
e çeşitli nedenlerle bozulabilir. Sigorta bedeli sigorta değerinden yüksek olursa “
aşkın sigorta”, sigorta bedeli sigorta değerinden düşük olursa da “eksik sigorta”
söz konusu olur.
Sigorta sözleşmesinde değeri 10.000 TL olan binamızı, 30.000 TL olarak
gösterirsek aşkın sigorta; 5.000 TL olarak gösterirsek de eksik sigorta söz konus
u olur.
Aynı bina için birden fazla sigorta şirketi ile sigorta sözleşmesi yapılması
durumunda da aşkın sigorta durumu söz konusu olur.
Halefiyet İlkesi: Sigortalıya sigorta tazminatını ödeyen sigortacı ona halef olur y
ani sigortalının yerine geçer. Böylece sigortacı tazminatı ödediği andan itibaren
sigortalının, zarar verene yöneltebileceği tüm hakları kullanma yetkisine sahip ol
ur. Böylece sigortacı, bize ödemiş tazminat için malımıza zarar verene rücu edeb
ilecek, bu tutarı ondan alabilecek, ekonomik bakımdan sarsılmayacaktır.
Sigortacı, sigortalının zararını karşıladıktan sonra sigortalının yerine geçer
ek, zarar veren şahsa rücu eder. Bu duruma “Halefiyet prensibi” adı verilir.
Sigorta ettiren, kendisine zarar veren üçüncü kişiden bir tazminat talebinde
bulunabilecekse, sigortalının zararını ödedikten sonra sigortacı tazminat talebi b
akımından sigortalının yerine geçer, onun halefi olur. Ancak sigorta ettirenin zar
ar veren üçüncü kişiye karşı bir tazminat talebinde bulunması mümkün değilse
Halefiyet ilkesi de uygulanamaz. Örneğin kişi evini yangın riskine karşı sigorta
ettirir ancak karısının hatası nedeniyle risk gerçekleşir ve evinde yangın çıkarsa,
sigorta ettirenin karısına karşı bir talep hakkı olamayacağı için sigortacı da, sigor
ta ettirenin yerine halef olamaz, yani tazminat ödedikten sonra sigorta ettirenin k
arısına rücu edemez.
b.
Malvarlığı (Mamelek) Sigortası: Mal sigortası sadece bir mal dolayısıyl
a sahip olunan menfaatin sigorta ettirebildiği sigorta türüdür. Malvarlığı sigortas
ı ise mal sigortasına göre daha kapsamlıdır. Burada kişinin mamelekinin hem akt
ifi hem de pasifi sigorta edilir. Malvarlığına dahil aktiflerin sigortalanmasında m
al sigortasına ilişkin ilkeler uygulanma olanağı bulur.
Aktiflerin sigortalanması kolaydır zira aktiflerimizi oluşturan varlıklar sını
rlıdır. Buna karşılık pasifi oluşturan borçlarda herhangi bir sınırdan söz edilemez
. Bu durumla birlikte pasifimizi genellikle belli bir oran için sigorta ettirebiliriz.
Örneğin, motorlu kara taşıt araçları trafik-mesuliyet sigortasında bu durum söz k
onusudur. Bu araç nedeniyle verilebilecek zararın belli bir miktarı sigortalanır.
Ancak yasa ile belirlenmiş olan mecburi prim miktarının üzerinde bir prim yatır
mak suretiyle pasifimizin daha büyük bir oranını da sigorta ettirebiliriz.
Aktiflerin sigortalanmasına örnek olarak yangın sigortasını verebiliriz. Bu
rada malvarlığımızın aktifini oluşturan belli bir değer sigortalanır. Bu değer ve b
u değerin karşı karşıya olduğu risk sınırlıdır.
Bazen mal sigortası ile mamelek sigortası bir arada yapılabilir. Böyle bir d
urumda yeni değer sigortasından söz edilir.
Bir ticari işletmenin sahip bulunduğumuzu ve işletmeye dahil 50.000 TL d
eğerinde bir kamyonetimizin olduğumuzu varsayalım. Mal sigortasına göre bu k
amyoneti en fazla 50.000 TL’ye sigorta ettirebiliriz. Oysa bu kamyonet çalınırsa
yenisini satın alabilmemiz için 100.000 TL ödememiz gerekmektedir. Arada 50.
000 TL’lik bir açığı yeni değer sigortası ile karşılayabiliriz.
Yeni değer sigortası bir varlığın yenisinin değeri üzerinden yapılan sigorta
dır. Bu sigorta türü sadece bir mala yönelik olarak yapılabilir. Yeni değer sigorta
sının zenginleşme yasağı ilkesini ihlal ettiği ileri sürülmüştür.
VII.
Deniz Sigortası-Hava Sigortası-Kara Sigortası Ayrımı:
Deniz-Hava sigortasi ayrımı riskin gerçekleştiği alan bakımından yapılan ayrı
mdır. Aslında suni (yapay) bir ayrımdır; çünkü kara sigortasının denizde de uyg
ulanabilmesi mümkündür.
VIII. TTK’ya Sigorta Ayrımları:
Türk Ticaret Kanununda, sigorta işlemleri iki ana bölüme ayrılmış olup b
unlar zarar sigortası ve can sigortalarıdır. Zarar sigortasının tamamı mal sigortal
arı olarak tanımlanmıştır. Can sigortaları da hayat, kaza, hastalık ve sağlık olma
k üzere alt başlıkta tasnif edilmiştir.

Benzer belgeler