Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı

Transkript

Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
Sağlık ve Toplum Yıl:23 , Sayı: 1 Ocak-Nisan 2013
MAKALELER / Articles
Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
Sleep and Health: Public Health Perspective
1
Köse E , Aslan D
2
ÖZET
SUMMARY
Yeterli ve düzenli uyku, sağlığı geliştirmenin önemli konularından
birisidir. Günlük yaşantı içinde, iş stresi, ekonomik kaygılar,
teknolojinin yaygın kullanımı gibi nedenlere bağlı olarak uyku ve
sağlıkla ilişkili konular geri plana itilebilmektedir.
Uyku ile ilgili sorunlar diabetes mellitus, kardiyovasküler
hastalıklar, obezite gibi kronik hastalıklar için risk
oluşturabilmektedir. Uyku sorunlarına bağlı meydana gelen
bağışıklık sistemlerinin bozulması bireyler için birçok hastalık
açısından zemin oluşturmakta ve hatta kanser gibi çözümü mümkün
olmayan hastalıklar için de risk teşkil etmektedir. Uykusuzluk
nedeni ile meydana gelen trafik ve endüstri kazaları bireyin ve
toplumun sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Bu yazının başlıca amacı, yeterli ve düzenli uyumanın sağlık ve
toplum sağlığı açısından öneminin ortaya konulmasıdır. Bu
doğrultuda, yazı içeriğinde, toplumun sağlıklı olması için uykunun
önemi belirtilmiş, yetersiz uykuyla kronik hastalıklar arasındaki
ilişkiler açıklanmış, yeterli ve düzenli uyku için bireysel ve
toplumsal müdahalelere ilişkin örnekler verilmiştir.
Regular sleep is a major concern of health promotion. In today's
daily life, sleep and health issues could have been pushed to the
background due to the widespread use of technology, job stress, and
economic concerns, etc.
Sleep related issues may generate risks for chronic conditions
including diabetes mellitus, cardiovascular diseases, and obesity.
Disruption of the immune system of individuals arising from sleep
disorders prepares a basis for a number of diseases, and moreover, it
probably poses risks for diseases such as cancer which, in many
occasions, solution is not possible. Traffic and industrial accidents
because of lack of sleep influence both individual's and community's
life negatively.
Basic aim of this paper is to highlight the importance of regular
sleeping and related issues in terms of health and public health
perspective. Parallel with this goal, the importance of sleep in well
being of the population is determined, the relationship between
sleep disorders and chronic diseases are explained, and examples of
individual and community based interventions for healthy sleeping
are given.
Anahtar Kelimeler: Uyku; Sağlık; Halk sağlığı
Key Words: Sleep; Health; Public Health
GİRİŞ
Bu yazıda, yeterli ve düzenli uyumanın sağlık ve
toplum sağlığı açısından öneminin ortaya
konulması amaçlanmıştır. Bu temel amaç
kapsamında;
1.Toplumun sağlıklı olması için uykunun
öneminin gerekçeleri ile belirtilmesi,
2.Uyku fizyolojisi ele alınarak hangi mekanizmalarla vücut sistemlerinde etkili olduğunun
açıklanması,
3.Uyku bozuklukları ile ilgili temel bilgilerin
paylaşılması,
4.Yetersiz uykuyla günümüzde diyabet, obezite,
koroner arter hastalığı, kanser gibi önemli
hastalıklar arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesi,
5.Yetersiz uykunun bilişsel fonksiyonları
Organizmanın birçok fonksiyonunun yenilenmesi uyku uyanıklık döngüsüne bağlıdır. Uyku
çeşitli yollarla beyin aktivitesini korumakta ve
merkezi sinir sisteminin farklı parçaları arasındaki doğal dengeyi yeniden oluşturmaktadır.
Uykunun sinir sistemi üzerine ve diğer işlevsel
sistemler üzerine etkileri mevcuttur. Uzun süren
uyanıklık genellikle bellek, dil becerileri, soyut
düşünme ve değerlendirme gibi zihinsel işlev
bozukluğuna, düşüncelerin bulanıklaşmasına,
bellek sorunlarına ve hatta bazen normal
olmayan davranışlara neden olmaktadır (1).
1.Araştırma Görevlisi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Halk Sağlığı Anabilim Dalı
2.Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı
12
Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
etkileyerek çocuk ve gençlerde ders başarısına
etkisinin ve erişkinlerde iş kazalarının, trafik
kazalarına zemin hazırlayışına dair verilerin
paylaşılması,
6.Yeterli ve düzenli uyku için önerilen “uyku
hijyeni” kavramı kapsamında bireylerin neler
yapmaları gerektiğinin açıklanması
hedeflenmiştir.
diğeri de uyku sırasında olmasına rağmen hızlı
göz hareketlerinin bulunduğu beynin son derece
aktif olduğu REM evresidir. REM uykusu uyku
süresinin %25'ini kapsamakta ve 90 dakikalık
dönemler şeklinde yinelenmektedir. REM
uykusunun özellikleri aşağıda belirtilmiştir (1):
1.Genellikle aktif düş görme ve aktif vücut kas
hareketleriyle birliktedir.
2.Kişi, yavaş dalga uykusuna göre duysal
uyaranlarla daha zor uyanır, ancak öte yandan
kişi sabahları genellikle yavaş-dalga uykusu
değil REM uykusu sırasında uyanır.
3.Tüm vücutta kas tonusu son derece azalmıştır.
4.Kalp ve solunum hızı, düş görme durumu için
özgün bir şekilde düzensizleşir.
5.Periferik kasların aşırı baskılanmasına karşın
düzensiz kas hareketleri oluşur. Bunlar hızlı göz
hareketlerine ek olarak ortaya çıkar.
6.Beyin REM uykusunda oldukça aktiftir, beyin
metabolizmasında %20'lik bir artış oluşabilir. Bu
nedenle paradoks uyku olarak da adlandırılır.
Neden uykuya gereksinim duyulur?
“Neden uykuya gereksinim duyulur?” sorusu
yüzyıllar boyunca bilim insanlarının merak
ettikleri, ancak cevabını da kesin olarak
veremedikleri bir soru olmuştur. Bu konuda öne
çıkan fikirler aşağıda yer almaktadır:
-Retikular aktive edici sistem adını alan üst beyin
sapının uyarıcı alanları, uyanık geçirilen gün
boyunca yorulmakta ve inaktif hale geçmektedir.
Bu uykunun pasif kuramıdır.
-Beyinde uyarılan alanlar sonucu da uyku
gerçekleşmektedir. Rafhe çekirdeklerinden
salınan serotoninin uykuyla ilişkili bir transmitter
olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla rafhe
çekirdeklerindeki hasar uyanıklığa yol açar.
-Birkaç gün uyanık tutulan hayvanların beyin
omurilik sıvıları, kan ve idrarlarında biriken
muramil peptit maddesinin uykuya neden olduğu
anlaşılmıştır. Biriken bu madde başka bir
hayvana enjekte edilerek uyuması sağlanmıştır
(1).
-Sirkadiyen ritimle gece artan melatonin
bağışıklık sisteminin aktifleşmesinde,
antioksidan mekanizmalarda, hormon
salınımının dengelenmesinde önemli rollere
sahiptir (2). Ayrıca kanser hücrelerinin
çoğalmasında da önleyici rol oynamaktadır (3).
-Uyku sırasında sindirim sistemi de çalışırken;
iştahı azaltan leptin hormonu artmakta, iştahı
arttıran ghrelin hormonu ise azalmaktadır.
Dolayısıyla uykusuz geçirilen günler obezite
riskini arttırmaktadır (4).
-Cildin “güzel” görünmesini sağlayan bir
gerekçeyi de vurgulamakta yarar bulunmaktadır
(5).
Uyku bozuklukları nelerdir?
Sayıca fazla uyku hastalığı olduğu bilinmektedir.
Bu hastalıkların çoğu yaşam kalitesinin
azalmasına ve kişinin sağlığında bozulmaya
neden olur. İnsomnia (uykusuzluk) depresyon
gibi ruh sağlığını ilgilendiren hastalıkların ana
semptomu olarak ya da psikolojik nedenlerle
ortaya çıkabilir.
Uykusuzluk, uykuya dalma veya sürdürmede
güçlük, yani uykusuzluk (insomnia) toplumda
her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık
problemidir. Uykusuzluk her yaşta görülebilir.
İnsanların çoğu bir veya iki gece uykusuzluk
çeker, ancak bu durum bazen haftalar, aylar ve
hatta yıllarca sürebilir. Uykusuzluk en sık
kadınlar ve ileri yaştaki kimselerde görülür.
Gündüzleri yorgunluk hissi, huzursuzluk,
hırçınlık, verimlilikte azalma ve hatta düşünsel
işlevlerde bozulma tabloya eşlik edebilir (6).
Parasomni, uykuya geçerken, uykuda ya da
uyanırken kişinin istemediği olay ve
davranışların ortaya çıktığı uyku felci
(karabasan), uyurgezerlik, kabus görme,
sayıklama, diş gıcırdatma, çene kemiğini sıkma
gibi durumlardır. Parasomni REM evresinde olur
(6).
Vücutta uyku döngüsü nasıldır?
İnsanlar her gece birbirini izleyen iki farklı uyku
aşamasını yaşar. İlki yavaş dalga uykusunun
olduğu son derece dinlendirici, periferik damar
tonusunda, kan basıncı, solunum hızı, bazal
metabolizmada %10-30 azalmanın olduğu,
uykuya ilk dalma anında olan non-REM evre,
Fiziksel ve psikiyatrik hastalıklara bağlı
13
Sağlık ve Toplum Yıl:23 , Sayı: 1 Ocak-Nisan 2013
Tablo 1:Yapılan araştırmalarda obstrüktif uyku apnesi sıklığı (%)
Yazar, Ülke, Yıl
Hedef grup
Obstruktif uyku apne
prevalansı (%)
Telakivi ve ark,1987,Finlandiya
(17)
30-69 yaş, 1939 erkek
0,4-1,4
Haralsson ve ark,1992,İsveç (18)
30-69 yaş, 846 erkek
2,8-5,5
15-100 yaş, 2078 erkek ve
2894 kadın
2,4-4,6
Bixler ve ark, 1998, ABD (20)
20-100 yaş, 4364 erkek
3,3
Bixler ve ark, 2001, ABD (21)
20-100 yaş, 12.219 kadın
1,2
20-107 yaş, 2638 erkek ve
2701 kadın
6,4
Ohayon ve ark, 1997,İngiltere (19)
Özdemir ve ark,2005, Türkiye (14)
uykusuzluk da önemli bir başlıktır. Birçok tıbbi
problem uykuyu bozabilir ve insanların
uykusuzluktan şikayetçi olmasına yol açabilir.
Psikiyatrik problemler, diğer uyku bozuklukları
ve fiziksel hastalıklar kolaylıkla uykusuzluk
olarak değerlendirilebilecek şekilde uykuyu
değiştirebilirler. Altta yatan hastalığın
çözümü/tedavisi uykusuzluğun da çözümü
olabilir. Bu hastalıklar arasında, psikiyatrik
hastalıklar, solunum bozuklukları nedeniyle
uyku sorunları, periyodik bacak hareketleri,
gastro-özofajeal reflü, narkolepsi-katalepsi
sendromu yer almaktadır.
düzensizlikleri, düzensiz çalışma saatleri, aşırı
bedensel etkinlik yapmak ya da sedanter
yaşamak, hekim gözetiminde kullanılmayan
uyku ilaçları, toksik ve çevresel nedenler de uyku
sorunlarına yol açabilir (6).
Dünyada ve Türkiye'de durum
Amerika Birleşik Devletleri-Ulusal Uyku
Kurumu'nun 2011 yılı verilerine göre ülke
düzeyinde 6 saatten az uyuma sıklığı % 27'dir. Bu
değerin 1998 yılında % 12 olduğu
belirtilmektedir (7,8). Avusturalya'da ise 2000
yılında ortalama gece uyku süresi 8 saat olarak
bulunmuşken, on yıl sonra bu süre 7 saate
gerilediği saptanmıştır (9,10).
Uyku sorunlarına psikolojik faktörler de neden
olabilir. Uykusuzluk eğilimi, kalıcı stres bu
durumların başında gelir. Yaşam tarzı
Tablo 2:Yapılan araştırmalarda narkolepsi sıklığı (100 binde)
Yazar, Ülke, Yıl
Sayı (yaş aralığı)
Sıklık (CI)
10.000 (16-34)
20(0-4,8)
Martikainen ve ark, 1992, Finlandiya
(23)
1190(36-50)
168(18-604)
Tashiro ve ark, 1 992, Japonya (24)
4559(17-59)
590 (369-816)
23.227(bütün yaşlar)
4(0-13)
14.1 95 (15+)
21(4-62)
9851
34 (10-1 17)
20.407(14-19)
15(0-31)
Solomon,1945,ABD (22)
al Rajeh ve ark, 1993, Suud i arabistan
(25)
Ondze ve ark, 1998, Fransa (26)
Wing ve ark,2002, Hong Kong (2 7)
Shin ve ark, 2008, Kore (28)
14
Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
Tablo 3:Yapılan araştırmalarda huzursuz bacak sendromu sıklığı (%)
Yazar, Ülke, Yıl
Berger ve ark,2004, Almanya (29)
Tison ve ark,2005, Fransa (30)
Lavigne ve Mo ntplaisir, 1994, Kanada
(31)
Sevim ve ark, 20 03, Türkiye (15)
Suzuki ve ark, 2003, Japonya (32)
Kim ve ark, 2005, Güney Kore (33)
Uyku sürelerindeki ifade edilen bu düşüş
çağımızın 24 saatlik günlük yaşam ve iletişim
teknolojisiyle giderek hızlanmaktadır (11).
Kesitsel çalışmalar uzun çalışma saatleri ve
televizyon seyretmenin, erişkin nüfusta giderek
artan uykusuzluğun nedeni olarak işaret
edilmektedir (12).
Sa yı (yaş aralığı)
%
4310,20-79yaş
10,6
10.263, 18+yaş
8,5
2019, 18+ yaş
10-15
3234, erişkin
3,19
16.528 gebe kadın
19,9
9939
12,1
katılımının olduğu toplum tabanlı çalışmada
huzursuz bacak sendromu prevalansı %3,19 (ile
Avrupa ve Kuzey Amerika'dan düşük) olarak
bulunmuştur. Huzursuz bacak sendromu yaşa ve
Beden Kitle İndeksi (BKİ) değerine göre anlamlı
değişim göstermezken, kadınlarda ve sigara
içenlerde daha yaygın olarak saptanmıştır (15).
On beş ülkede, erişkinler arasında yapılan
çalışmalarda, 1960'dan 2000'e gelindiğinde,
uyku sürelerinde değişikliklere dikkat
çekilmektedir. Zaman içinde uyku sürelerinin
arttığı ülkeler; Bulgaristan, Polonya, Kanada,
Fransa, Britanya, Kore ve Hollanda iken bu süreç
içersinde uyku sürelerinin azalan ülkeler ise;
Japonya, Rusya, Finlandiya, Almanya, Belçika,
Avusturya'dır (13).
Tablo 1-3'de uyku bozuklukları ile ilgili kimi
hastalıkların sıklıkları sunulmuştur (16).
Bazı değişkenlere göre uyku özellikleri
Gelir, eğitim düzeyi, mesleki konumla
ölçülebilen sosyoekonomik durumun uykuyla
ilişkisinin olduğu bilinmektedir. Yetersiz uyku
için altta yatan nedenler arasında düşük
sosyoekonomik durum da yer almaktadır (34).
Uyku bozuklukları hakkında Türkiye'yi temsil
eden bir bilgi olmamasına rağmen yerel bazı
çalışmalar mevcuttur. Örneğin, Sivas'ta 20-107
yaş erişkin arasında 5339 (%49,4 erkek, %50,6
kadın) kişiyi kapsayan çalışmada uyku
bozukluklarının prevalans hızları
değerlendirilmiştir. Çalışmada uykusuzluk
(insomnia) %40,3, horlama alışkanlığı %37,0,
obstruktif uyku apnesi %6,4 olarak bulunmuştur.
Uyku bozuklukları ile yaş arasındaki fark
anlamlıyken(p<0,05), cinsiyet açısından anlamlı
bir farka rastlanmamıştır(p>0,05).
Hipertansiyonu olanlarda uyku apnesi şikayeti
dokuz kat, fazla kilolu olanlarda ise 12 kat fazla
bulunmuştur (14).
Avusturalya'da 3655 kadında, toplum tabanlı bir
izleme çalışmasında kötü uyku kalitesiyle,
eğitim, gelir ve sosyoekonomik durumun kötü
olması arasında ilişki saptanmıştır (35).
Fakat bazı meslek gruplarıyla yapılan başka bir
çalışmada uyku yetersizliği etkenlerinden
obstruktif uyku apnesiyle meslek ve
sosyoekonomik durum arasında çok küçük bir
ilişkiden söz edilmektedir (36).
Finlandiya'da yapılan bir çalışmada erişkinlerin
%70'inin günde 7-8 saat uyku uyuduğu tespit
edilirken, uykusuzluk şikayetlerinin kadınlarda
(%14) erkeklerden (%10) daha çok olduğu tespit
edilmiştir. Evli olmayan, çocuğu olmayan, düşük
eğitim ve gelir düzeyi olan, işsiz ya da malulen
emekli olan kişilerde uykusuzluk şikayetlerinin
Türkiye'de yapılan diğer bir çalışma ise uyku
kalitesini etkileyen huzursuz bacak sendromuyla
ilgilidir. Yüz yüze yapılan 3243 kişinin
15
Sağlık ve Toplum Yıl:23 , Sayı: 1 Ocak-Nisan 2013
daha sık olduğu tespit edilmiştir. Erişkinlerin
sosyoekonomik açıdan dezavantajlı
konumlarının kötü uyku kalitesiyle ilişkili
olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla uyku kalitesi
ve uyku süresiyle yapılacak çalışma ve
müdahalelerde hedef grupların önceliklendirilmesinde gelir düzeyi düşük aileler, işsizler,
malulen emeklilerin hedef grup olarak alınması
faydalı olabilir (37).
çevresel, sosyal ve davranış değişiklikleri ile
fazla yeme ve sedanter yaşamla ilişkili olduğu
bilinmektedir (42). Az uyuyan insanların gün
içersinde daha fazla yorulduklarından dolayı
fiziksel aktivite yapmayı da kısıtlamaktadırlar.
Bazı çalışmalar da az uyuyan kişilerin televizyon
başında daha çok vakit geçirdiğini, daha az spor
aktivitelerine katıldıkları ve daha az organize
sporlar yaptıklarını ileri sürmektedir (43).
Uyku bozuklukları ile ilişkili durumlar
nelerdir?
Modern yaşamın dinamiğini yakalayabilmek için
birçok insan uyku süresini azaltmış durumdadır.
Halk sağlığı açısından bu durumun önemi
epidemiyolojik verilerle aydınlatıldığında günde
6 saatten az uyumanın vücuttaki yağ dokusunu
arttırdığı, yapılan prospektif çalışmalarda da kısa
uyku süresinin artan vücut ağırlığı ve şişmanlıkla
ilişkili olduğu saptanmıştır (43).
Uyku ve Diabetes Mellitus
Uyku problemleriyle birlikte iştahın, kalori
alımının ve harcanan enerjinin değişmesi ve
glisemik kontrolün bozulması gibi birçok olası
mekanizma tip 2 diyabetin gelişmesine neden
olmaktadır (38). Günümüzdeki kanıtlar obstruktif uyku apnesinin insülin direnci, glukoz
intoleransı, tip 2 diyabet riski ve obezite arasında
güçlü bir ilişki olduğunu ileri sürmektedir. Tip 2
diyabetli hastaların %83'ü tanı konmamış
obstruktif uyku apnesi nedeniyle zarar görmektedir. Bu durum aralarında iki yönlü ilişki olduğunu
göstermektedir (38,39). Yaklaşık 10.000
katılımcının olduğu ABD'de yapılan bir çalışmada gece uykusu için 7-8 saat referans alındığında
5 saat uyuyanda diyabet riskinin 1,46 kat, 5-6 saat
ve 9 saat uyuyanda 1,11 kat daha yüksek olduğu
saptanmıştır (40).
Uyku eksikliği açlığı kontrol eden hormonlarda
değişikliğe neden olmaktadır. Yapılan kesitsel
çalışmalarda kısa uyku ve şişmanlık arasındaki
ilişkinin açlık hormonu ghrelin, tokluk hormonu
leptinin periferik konsantrasyonlarındaki
değişiklikle olduğu düşünülmektedir (44). Düşük
leptin, yüksek ghrelin konsantrasyonları
uykunun kısalmasıyla birlikte iştahın artmasına
yol açmaktadır (45). ABD'de 11 sağlıklı gönüllü
arasında iki hafta süren uyku laboratuvarında
yapılan bir araştırmada, azalan uyku saatiyle
birlikte enerji harcanmasında artış olmamasına
rağmen 19:00-07:00 saatleri arasında
karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklerin tercih edildiği
gösterilmiştir (46).
Epidemiyolojik araştırmalar vardiya usulü
çalışmanın,
metabolik ve hormonal
değişikliklerle kısmen ilişkili olabileceği
düşünülmektedir. Vardiya usulü çalışmanın genel
bir sonucu olan kısmi uyku eksikliğinin glukoz
intoleransı ve insülin sensitivitesini etkilediği
gösterilmiştir (41).
ABD'de yapılan 5500 kadın katılımcının olduğu
bir araştırmada 6 saatten az uyuyan kadınların 77,9 saat uyuyanlardan 3,12 kat daha fazla şişman
oldukları saptanmıştır (47).
Japonya'da yapılan bir çalışmada 6 saatten az
uyuyan çalışanların 6 saatten fazla uyuyanlara
göre daha çok dışarıda yedikleri ve düzensiz
yeme alışkanlıklarının olduğu saptanmıştır (48).
Tip 2 diyabet dünya çapında korkutucu
yaygınlığa ulaşmıştır ve eldeki tedavi
seçeneklerine rağmen bu epideminin ekonomik
ve halk sağlığı yükü önemini korumaktadır. Halk
sağlığı müdahaleleri açısından obstruktif uyku
apnesine müdahale tip 2 diyabet gelişiminde
değiştirilebilir bir risk faktörü olması açısından
önemlidir (39).
Yapılan kesitsel araştırmalarda erişkinlerde
olduğu kadar çocuklarda da kısa uyku süresiyle
artan BKİ değeri ya da şişmanlık arasında ilişki
bulunmuştur (49-51).
Ortaya çıkan kanıtlar kronik uyku kısıtlılığının
obeziteye katkısı olduğunu ileri sürmektedir.
Obezite için değiştirilebilir bir risk faktörü olan
Uyku ve Obezite
Günümüzde çok yaygın hale gelen şişmanlığın
16
Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
uykuyu hedef alan halk sağlığı programları
geliştirilebilir (52).
Uyku ve Bağışıklık Sistemi
Yetersiz uykunun nöroendokrin, immün,
inflamatauar sistemde değişikliklerle halk
sağlığını olumsuz etkilediğine dair güçlü kanıtlar
vardır (59-61). Elde edilen veriler lökositlerdeki
spesifik olmayan aktivasyonu ve uyku kaybından
sonra düşük düzeyde bir sistemik inflamasyon
olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bir gecelik
telafi uykusu bu bir dizi immün ve inflamatuar
belirteçlerin iyileşmesine izin vermemektedir
(62).
Uyku, Hipertansiyon ve Koroner Arter
Hastalığı
Normal kişilerde uyku, kardiyovasküler
düzenlemelerde rol oynayan fizyolojik
mekanizmalardan parasempatik aktivitenin
artışı, sempatik aktivitenin azalması gibi büyük
değişikliklerden sorumludur. Bu değişiklikler
kan basıncında ve kalp hızında büyük
değişikliklere neden olmaktadır. Buna paralel
olarak nefes almada değişiklik olur, uyanık
halinden daha yavaş ve düzenli hale gelir. Bu
değişiklikler geceki azalmış fiziksel aktiviteden
kısmen kaynaklanmış olsa da uykunun
kendisiyle ilişkili nöronal değişikliklerden de
kaynaklanmaktadır. Bu nedenle uyku
fizyolojisindeki herhangi değişiklik geceki kan
basıncı ve kalp hızında değişikliklere neden
olacaktır. Uyku sırasında nefes almadaki sorunlar
uykuyu dolayısıyla kardiyovasküler sistemi
etkilemektedir. Horlama, uyku apnesi, Cheyne
stokes solunumu gibi (53).
Uyku ve Kanser
Biyolojik fonksiyonlar zaman bağımlı siklüslere
göre organize olurlar (24 saat, mevsim, yıl gibi).
İnsanlarda sirkadiyen ritmlere göre organize olan
uyku uyanıklık siklüsünün metabolik hemostaz,
kardiyovasküler fonksiyonlar ve immünmodülasyon ile ilişkisi vardır. Diurnal ya da nokturnal
etkisinden dolayı melatonin bütün türlerde
sadece gece salınır. Gecenin ortasında en yüksek
seviyeye ulaşır.
Organizmanın ana saati olan melatoninin salınım
süresi direk olarak aydınlık ve karanlık
dönemlere maruz kalmaya bağlıdır (63). Hipofiz
hormonu olan melatonin, uykunun kolaylaştırılmasında ve sirkadiyen ritimde, kanser oluşumu
ve büyümesinin engellenme-sinde ve immün
fonksiyonların arttırılmasında rol oynar. Gece
ışığa maruz kalan vardiya usulü çalışanlarda
sirkadiyen faz döngüsünün de değişmesiyle, gece
melatonin baskılanmakta ve uyku bozukluklarıyla biyolojik ritmde tahribat olmaktadır. Bu
bireyler sadece immünsüpresyon değil, farklı
çeşitlilikte birçok kanserin gelişmesi açısından
da risk altındadır. Melatoninden bağımsız olarak
uyku ve immün sistem arasında da karşılıklı bir
etkileşim ve düzen vardır. Uyku bozukluğu
immünsuresyona neden olur ve kanser stimülatör
sitokinlerin hakimiyetinde değişikliğe neden
olabilir (64).
Uyku yoksunluğu ve hipertansiyon arasındaki
ilişkide altta yatan birçok patofizyolojik
mekanizma bulunmaktadır. Bazı mekanizmalar;
renin-anjiotensin-aldosteron sistemi ve sempatik
sinir sisteminin normalden fazla çalışması,
inflamasyonu başlatan yanıtlara, endotelde
fonksiyon bozukluklarına ve böbrek bozukluğuna neden olmasıdır. Uyku alışkanlıkları
hipertansiyon için bir neden olmaktan çok sağlık
durumu ve kalitesinin belirteci olmaktadır (54).
Epidemiyolojik çalışmalar gece ve vardiyalı
çalışanlarda kronik uyku kısıtlılığı, sirkadiyen
zamanın dışında yeme ve uyuma olduğundan
dolayı artmış diyabet, obezite ve kardiyovasküler
patolojilerle ilişkili bulunmuştur (55).
Kısa uyku süresi başlı başına obezite, diyabet ve
hipertansiyon için risk faktörüdür (56,57).
Yapılan bazı prospektif epidemiyolojik
araştırmalardan 4500 erişkinin katıldığı
NHANES araştırmasında 5 saatten az
uyuyanların 7-8 saat uyuyanlara göre (OR 1.32,
95% CI: 1.02–1.71) hipertansiyon
insidanslarının arttığı tespit edilmiştir (58).
Deneysel araştırmalar melatoninin antineoplastik hareketinin farklı birçok mekanizmayla
ortaya çıktığını, melatoninin antioksidan,
antimitotik, antianjiojenik aktivitesinin olduğu
ve immün sistemi düzenlediğini ileri
sürmektedir. Vaka-kontrol ve prospektif kohort
çalışmalarda, gece vardiyasında çalışmanın
17
Sağlık ve Toplum Yıl:23 , Sayı: 1 Ocak-Nisan 2013
melatonin seviyesindeki değişmeyle meme
kanseri ve östrojene oldukça duyarlı diğer bir
tümör olan endometrium kanseriyle ilişkili
bulunmuştur (65,66). Epidemiyolojik çalışmalarda vardiya usulü çalışma sonucu kolon ve
prostat kanserinde de artış olduğu saptanmıştır
(67,68).
görülmektedir. Tıbben ortaya konmamış olsa da
çocuklarda uzun süreli uyku kaybının nöronal ve
bilişsel kayba yol açtığına dair artan kanıtlar
vardır (80,81).
Bu durum davranış ve sağlığı olumsuz etkileyen
değişikliklere neden olur. Yetersiz uyku, kötü
uyku kalitesi ve uykulu olma, çocuk ve
adolesanlarda öğrenme, hafıza ve okul
performansıyla ilgili genel problemidir. Bu ilişki
13.631 katılımcının olduğu 16 araştırmanın
analizi sonucu okul performansıyla en çok ilişkili
olan uykulu olmayken, bunu uyku kalitesi ve
uyku süresi izlemektedir (82).
Uyku ve Bilişsel fonksiyonlar
Hafızanın pekişmesi için uykunun önemi son on
yılda belirgin hale gelmiştir (69,70). Son
çalışmalar uykunun ayrı bilgi parçalarını
birleştirerek bir şema oluşturmada ve temel
kuralları soyutlaştırmada önemli olduğunu
destekleyerek uykunun bellek üzerindeki etkisini
genişletmiştir (71,72).
Uyku ve Kaza
İşle ilişkili kazalar meslek, endüstri, yaşam şekli,
işyeri faktörleri gibi çeşitli nedenlere bağlı
olabilir. Bir işyerindeki insan hataları mesleki
kazalar ve ciddi olaylar için en sık sebeplerden
biri uyku bozukluğudur (83). Bütün iş kazaları ve
yaralanmaların %52,5'inin uykusuzlukla ilişkili
olduğu ileri sürülmektedir (84).
NREM uykusu metabolik olaylarla enerji ve
besin dengesinde rol oynayarken, REM uyksu
öğrenme, nörogenez, nörolojik ve emosyonel
gelişim, hafıza, öğrenmede ve endojen uyarılarda
yardımcı rol üstlenmektedir (73).
Uyku kaybının nedeni bilinmeyen şekilde erişkin
sinir yapımına(nörogenezini) bir çok farklı
yönden etkisi olmaktadır. Yetersiz uykunun
olumsuz etkileri stres ve glukokortikoitler
aracılığıyla olmaktadır. Ayrıca, birçok araştırma
göstermiştir ki uzun süreli uykusuz kalınması
adrenal stres hormonlarından bağımsız olarak
hipokampüsteki nöron yapımını inhibe
etmektedir. Sonuçta, hafif uyku kısıtlılığı
öğrenme sürecindeki nörogenezin gelişmesini
engeller, uzamış uyku kısıtlılığı bazal seviyedeki
hücre proliferasyonu ve nörogenezi etkiler (7476).
Three Mile island (1979) ve Chernobyl (1986)
nükleer kazaları gibi birçok büyük kaza, Exxon
Valdez (1989)'deki petrol sızıntısı ve Bhopal
(Hindistan,1984)'deki pestisit fabrikasından
zehirli gaz sızıntısı hepsi uykusuzluğa bağlı
olduğu bilinmektedir (83,85).
Bu felaketlerin yanında olay ve kazalara neden
olan uykusuzluk sıklıkla taşıma endüstrisinde ve
daha az sıklıkta da sağlık hizmeti uygulamalarında görülmektedir. Uykusuzluğun tıbbi
personel arasında klinik performans açısından
etkileri yapılan çalışmalarda farklı sonuçları
olduğu görülmüştür. İnternlerin haftalık çalışma
saatlerinin 85'ten 65'e düşürüldüğü müdahale
çalışmasında, doktorlar gece çalışma saatleri
boyunca daha az dikkat hataları yapmışlardır
(86). Anestezistler arasında yapılan bir çalışmada
da en az 25 saat uykudan mahrum bırakılmayla,
ardışık dört gün boyunca uyku periyotlarının
uzatılması arasında klinik performans açısından
farklılık bulunmamıştır. Buna rağmen uykudan
mahrum bırakıldıkları zaman sürecinde uykulu
davranış ve bozulmuş psikomotor performans
saptanmıştır (87). Uykusuzluğun sağlık
personelleri arasındaki ve hastalarda ortaya
çıkardığı sonuçlar üzerindeki etkisi hakkında tam
Uyku kaybının etkileri hipokampüs bütünlüğünü
tehlikeye sokabilir, bu da kognitif fonksiyon
bozukluğuna ve duygu durum bozukluklarının
oluşmasına neden olabilir (77,78).
Kısa süreli(bir gün içersindeki)
uyku
yoksunluğunda, öğrenmede ne kazanç ne de
pekişme etkilenmezken; uzun süreli uyku
yoksunluğunda aşırı boyutta hücresel stres
oluşmakta, bu da geniş çapta nöron kaybına
neden olmaktadır (73,79).
Nörogelişimsel yetersizliği olan çocuklarda son
yıllarda bazı uyku bozuklukları yaygın olarak
18
Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
bir fikir birliğine ulaşılamamıştır.
b.Öğle yemeğinden sonra kafein alınmamalı,
çikolata yenmemeli.
c.Yatma vaktinden altı saat öncesinde bira, bir
bardak şarap veya diğer alkollü içeceklerden
kaçınılmalı.
6.Yatma vaktinden önce altı saat içerisinde ağır
bedensel etkinlik yapmaktan kaçınılmalı.
7.Uyku ilaçlarından kaçınılmalı ya da dikkatli
kullanılmalı.
8.Kişi, uyumasını engelleyen endişelerini bir
deftere not etmelidir. Bu kayıt kişinin sorunları
ile baş etmesine yardımcı olabilir.
9.Yatak odası sessiz, karanlık ve serin olmalıdır.
2000'de, uluslar arası uyku araştırmacıları
grubunun taşımacılıkta ortak görüşüne göre
uykusuzluk taşımacılık kazalarında en geniş tanı
konabilen ve önlenebilen kaza nedenidir,
taşımacılıktaki alkol ve ilaçla ilgili kazalardan da
üstündür (88).
Uykuyla ilişkili kazaların tam olarak sayısını
belirlemek zordur. Uykulu sürücülerle ilişkili
k a z a l a r ı n y e l p a z e s i o l d u k ç a g e n i ş t i r.
İngiltere'deki bir çalışmada, ana caddelerdeki
bütün motorlu taşıt kazalarının %16'sı uykuyla
ilişkiliyken, otobanda bu sıklık %20'dir (89).
New York şehrinde yapılan bir çalışmada
sürücülerin %55'inin uykuluyken araba
kullandığı ve %23'ünün uyuyakaldığı
belirtilmiştir (90).
Bireysel önerilere ek olarak toplumsal düzeyde
çalışmalar halk sağlığı bakış açısında daha öne
çıkar. Çünkü, uyku bozuklukları toplumda sık
görülen bir sorundur, pek çok hastalıkla ilişkisi
vardır. Toplumsal müdahalelere yönelik bazı
örnekler aşağıda sunulmuştur:
Yeni Zellanda'da yapılan 571 sürücünün dahil
olduğu toplum tabanlı çalışmada uykusuzlukla
araba kazası riski arasında güçlü bir ilişki
bulunmuştur. Önceki 24 saat içersinde 5 saat ve
daha az uyuyanlarda, 5 saat ve daha fazla
uyuyanlara göre 2,7 kat kaza riskinde artış
saptanırken, gece 2:00-5:00 saatleri arasında
araba kullananlarda kaza riskinin 5,6 kat arttığı
saptanmıştır (91).
-Kronik uykusuzluk ABD nüfusunun büyük bir
kısmını etkilemekte olup, yılda milyar dolarlara
mal olan bir halk sağlığı krizidir. ABD'de kronik
uykusuzluğun yönetiminde 'Uyku Amerika' adlı
bir program geliştirilmiştir. Bu kapsamda ülke
genelinde çok çeşitli eğitim ve kampanyalarla
uykunun önemi hakkında farkındalık oluşturmak
amaçlanmıştır. Böylelikle başlangıç tedavi
yaklaşımı olan davranışsal uyku terapisi için
halkın talebi ve ulaşımı kolaylaştırılmıştır (93).
-Okul tabanlı uyku teşvik programlarının da bilgi
düzeyini arttırdığı fakat, davranışsal değişiklik
oluşturmadığı saptanmıştır. Çözüm olarak,
motivasyonu arttırıcı, kişilere özel, teknoloji
donanımıyla interneti de kullanarak modern
yöntemler daha kullanışlı olabilir (94,95).
Uyku ve Halk Sağlığı Müdahaleleri
Uyku bozukluklarının çözümü ile ilgili olarak
bireysel ve toplumsal müdahaleler önemlidir.
Bireysel düzeyde genel önerilerin sorunun
çözümüne katkı sağladığı bilinir (92):
1.Yatma ve kalkma saatleri belirlenmeli ve
düzenli bir program takip edilmeli.
2.Gün ışığıyla uyanıp, güneş enerjisinden
faydalanıp, geceyi de uyuyarak geçirmeli.
3.Uyku gelmeden yatağa girilmemeli.
a.Eğer 20 dakika sonra halen uykuya
dalınamadıysa, yataktan çıkılmalı.
b.Her gece yatağa gitmeden önce kişi
rahatlamasını sağlayacak meşguliyetlere
başlamalı.
4.Gündelik yaşamda “şekerleme” yapmaktan
kaçınılmalı.
5.Beslenmeye özen gösterilmeli.
a.Yatağa aç girilmemeli, ancak yatma vaktine
yakın saatlerde ağır yemek de yenmemeli.
-Amerikalıların yaklaşık %29'u 7 saatten az
uyumaktadır ve 50-70 milyonu kronik uyku ve
uykusuzluk sorunlarına sahiptir. CDC tarafından
2006'da dört eyalette Davranışsal Risk Faktörü
Sürveyans Sistemi(DRFSS) kurulmuştur.
Buradaki veriler 30 gün boyunca erişkinlerin
%10,1'inin yetersiz dinlendiğini ya da
uyuduğunu göstermiştir. Bütün eyaletlerde
yetersiz dinlenme ya da uyku prevalansını
ölçmek için, 2008'de CDC, DRFSS'yi 50 eyalet
için analiz etmiştir. Böylelikle 403.981 kişini
katılımı gerçekleşmiş ve %30,7'sinin hiçbir gün
yetersiz uyumadığı, %11,1'inin yetersiz uyuduğu
saptanmıştır (96).
19
Sağlık ve Toplum Yıl:23 , Sayı: 1 Ocak-Nisan 2013
müdahalelerin dezavantajlı gruplarda
önceliklendirilmesi daha kazançlı olacaktır.
Okullarda eğitimler verilmesi, basın, yayın ve
politika yapıcılarla işbirliği halinde projeler
yapılması daha sağlıklı toplumların zeminini
oluşturacaktır.
-ABD'de 1993 yılında Ulusal Uyku
Hastalıklarını Araştırma Komisyonunda bu
problemlere değinen kapsamlı bir rapor
oluşturulmuştur. Uyku bozuklukları ve
uykusuzluğun ABD'de 50 milyar dolara mal
olduğu hesaplanmıştır. Uyku bozukluklarıyla
ilgili kapsamlı temel ve klinik araştırmalarla
yetersiz uyku hijyeninin oluşturacağı tehlikeler
hakkında kamunun farkındalığının geliştirilmesi
için çabalar verilmiştir. Bu çabaların sonucu
olarak uyku merkezlerinin sayısı durmadan
artmış ve Ulusal Sağlık Enstitüsünün toplam
uyku araştırmaları için sağladığı finansman da
gelişmiştir (97).
KAYNAKLAR
1.Pressman MR. Stages and architecture of normal sleep.
h t t p : / / w w w. u p t o d a t e . c o m / c o n t e n t s / s t a g e s - a n d a r c h i t e c t u r e - o f - n o r m a l sleep?source=search_result&search=sleep&selectedTitle
=1%7E150. Erişim:31.1.2013.
2.Pandi-Perumal SR, Srinivasan V, Maestroni GJ, et al.
Melatonin: Nature's most versatile biological signal? FEBS
J 2006;273:2813-38.
3.Arendt J, Skene DJ. Melatonin as a chronobiotic. Sleep
Med Rev (2005) 9:25-39.
4.Arlet V Nedeltcheva, Jennifer M Kilkus, Jacqueline
Imperial, Kristen Kasza, Dale A Schoeller, and Plamen D
PenevSleep curtailment is accompanied by increased intake
of calories from snacks, Am J Clin Nutr 2009;89:126–33.
5.Axelsson J, Sundelin T, Ingre M. Beauty sleep:
experimental study on the perceived health and
attractiveness of sleep deprived people. BMJ
2010;341:c6614 doi:10.1136/bmj.c6614.
6.Stores G. Clinical diagnosis and misdiagnosis of sleep
d i s o rd e r s . J N e u ro l N e u ro s u rg P s y c h i a t r y
2007;78:1293–1297.
7.National Sleep Foundation. Sleep in America poll:
communications technology in the bedroom (2011).
Available from: <http://www.sleepfoundation.org/sites/
d e f a u l t / f i l e s /
sleepinamericapoll/SIAP_2011_Summary_of_Findings.pdf
>; 2011, Erişim:15.01.2013.
8.National Sleep Foundation. "Sleep in America" Poll 2002.
A v a i l a b l e
f r o m : < h t t p : / /
w w w. s l e e p f o u n d a t i o n . o r g / s i t e s / d e f a u l t / f i l e s /
2002SleepInAmericaPoll. pdf>; 2002 Erişim:15.01.2013.
9.Australian Broadcasting Corporation. Big sleep survey.
Available from: <http:// www.sleepsurvey.net.au/the-sleepsurvey/ results/>; 2010 Erişim tarihi 15.01.2013
10. Australian Broadcasting Corporation. The national
s l e e p re s e a rc h p ro j e c t . Av a i l a b l e f ro m :
<http://www.abc.net.au/science/sleep/default.htm>; 2000.
Erişim:15.01.2013.
11.Cappuccio FP, Miller MA. Is prolonged lack of sleep
associated with obesity? BMJ 2011 May 26;342:d3306.
doi: 10.1136/bmj.d3306.
12.Chatzitheochari S, Arber S. Lack of sleep, work and the
long hours culture: evidence from the UK Time Use Survey.
Work Employ Soc 2009;23(1):30-48.(Mart 2009).
13.Bin YS, Marshall NS, Glozier N, Secular trends in adult
sleep duration: A systematic review, Sleep Medicine Reviews
2012;16:223-230.
14.Özdemir L, Akkurt I, Sumer H, et al. The prevalence of
sleep related disorders in Sivas, Turkey. Tuberk Toraks
2005;53(1):20–27.
15.Sevim S, Dogu O, Camdeviren H, et al. Unexpectedly low
prevalence and unusual characteristics of RLS in Mersin.
-Obstruktif uyku apnesi (OUA) motor
kazalarının ve bütün tıbbi rahatsızlıkların riskini
arttırmakta, bu açıdan büyük bir risk teşkil
etmektedir. Son zamanlarda Avrupa ve diğer
ülkelerden uzmanların katılımının olduğu bir
toplantıyla bir komisyon meydana getirilmiştir
(98):
·Avrupa'da OUA ve araba kullanımıyla ilgili
'Physical Fitness to Drive' yasasında değişiklikler
yapılmıştır.
·Komisyondan elde edilen sonuçta: Uykuuyanıklık eğitimi profesyonel sürücüler için
sürekli eğitimlerin zorunlu programlarına dahil
edilmesi kararlaştırıldı, ayrıca sürücüleri
inceleme yöntemleri için de direksiyon
başındayken uyku durumlarıyla ilgili sorular
sorulmalı, horlama alışkanlığı ve uyku esnasında
şahit olunan apnesinin olup olmadığı, ilaveten
Epworth uykulu olma skoru ve BKİ ve yeterli ve
etkili şekilde tedaviye devam eden hastalara
onam verilmesi kararlaştırıldı. Böylelikle,
yasaların hızlı değiştirilerek 400 milyon insan
için yollar daha güvenli hale gelmiştir.
Sonuç olarak, yaşantımızın büyük bir kısmını
kapsayan uykunun, yeterli ve kaliteli olması için
doğru yönetilmesi gerekmektedir. Halk
sağlığının geliştirilmesinde de toplumun
uykunun önemi hakkında bilinçli olması ve uyku
yönetimi konusunda sağlıklı davranışlar
kazanması gerekmektedir.
İnsan fizyolojisine aykırı çalışma koşulları ve
vardiyaların kaza sıklığına göre düzenlenmesi,
gece çalışma saatlerinin mümkün olduğunca
sınırlandırılması faydalı olacaktır. Yapılacak
20
Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
Turkey. Neurology 2003;61(11):1562–1569.
16.Partınen M, Chapter 18, Epidemiology of sleep
disorders, Handbook of Clinical Neurology, Vol. 98 (3rd
series) Sleep Disorders, Part 1 Editors:Montagna P and
Chokroverty S , 2011.
17.Telakivi T, Partinen M, Koskenvuo M, et al. Periodic
breathing and hypoxia in snorers and controls: validation of
snoring history and association with blood pressure and
obesity. Acta Neurol Scand 1987;76:69–75.
18.Haraldsson PO, Carenfelt C, Tingvall C. Sleep apnea
syndrome symptoms and automobile driving in a general
population. J Clin Epidemiol 1992;45 (8): 821–825.
19.Ohayon MM, Guilleminault C, Priest RG et al. Snoring
and breathing pauses during sleep: telephone interview
survey of a United Kingdom population sample. Br Med J
1997c;314 (7084): 860–863.
20.Bixler EO, Vgontzas AN, Lin HM, et al. Prevalence of
sleep-disordered breathing in women: effects of gender. Am
J Respir Crit Care Med 2001;163(3 Pt 1): 608–613.
21.Bixler EO, Vgontzas AN, Lin HM et al. Insomnia in
central Pennsylvania. J Psychosom Res 53
2002;(1):589–592.
22.Solomon P. Narcolepsy in negroes. Dis Nerv Syst
1945;6:179–183.
23.Martikainen K, Hasan J, Urponen H et al. Daytime
sleepiness: a risk factor in community life. Acta Neurol
Scand 1992;86 (4): 337–341.
24.Tashiro T, Kanbayashi T, Iijima S et al. An
epidemiological study on prevalence of narcolepsy in
Japanese. J Sleep Res 1992;1 (Suppl 1): 228.
25.al Rajeh S, Bademosi O, Ismail H, et al. A community
survey of neurological disorders in Saudi Arabia:the
Thugbah study. Neuroepidemiology 1993;12 (3): 164-178.
26.Ondze´ B, Lubin S, Lavandier B, et al. Frequency of
narcolepsy in the population of a French “de´partement” J
Sleep Res 1998;7(Suppl 2):193.
27.Wing YK, Li RH, Lam CW, et al. The prevalence of
narcolepsy among Chinese in Hong Kong. Ann Neurol
2002;51 (5): 578-584.
28.Shin YK, Yoon IY, Han EK, et al. Prevalence of
narcolepsy- cataplexy in Korean adolescents. Acta Neurol
Scand 2008;117(4):273-278.
29.Berger K, Luedemann J, Trenkwalder C, et al. Sex and the
risk of restless legs syndrome in the general population. Arch
Intern Med 2004;164 (2): 196-202.
30.Tison F, Crochard A, Leger D et al. Epidemiology of
restless legs syndrome in French adults: a nationwide
survey: the INSTANT Study. Neurology 2005;65(2):239246.
31.Lavigne GJ, Montplaisir JY. Restless legs syndrome and
sleep bruxism: prevalence and association among
Canadians. Sleep 1994;17(8):739–743.
32.Suzuki K, Ohida T, Sone T, et al. The prevalence of
restless legs syndrome among pregnant women in Japan and
the relationship between restless legs syndrome and sleep
problems. Sleep 2003;26 (6):673–677.
33.Kim J, Choi C, Shin K, et al.. Prevalence of restless legs
syndrome and associated factors in the Korean adult
population: the Korean Health and Genome Study.
Psychiatry Clin Neurosci 2005; 59 (3): 350–353.
34.Grandner MA, Hale L, Moore M, Patel NP, Mortality
Associated with Short Sleep Duration: The Evidence, The
Possible Mechanisms, and The Future, Sleep Med Rev.
(Haziran 2010 ) 14(3): 191–203.
doi:10.1016/j.smrv.2009.07.006.
Soltani M
35., Haytabakhsh MR, Najman JM, Williams GM,
O'Callaghan MJ, Bor W, Dingle K, Clavarino A, Sleepless
nights: the effect of socioeconomic status, physical activity,
and lifestyle factors on sleep quality in a large cohort of
Australian women Arch Womens Ment Health
2012;15(4):237-247.
36.Li X, Sundquist K, Sundquist J, Socioeconomic status
and occupation as risk factors for obstructive sleep apnea in
Sweden: A population-based study, Sleep Medicine
2008;9:129–136.
Lallukka T
37., Sares-Jäske L, Kronholm E, et al. Sociodemographic
and socioeconomic differences in sleep duration and
insomnia-related symptoms in Finnish adults. BMC Public
Health 2012;28;12:565.
Bonsignore MR
38., Borel AL, Machan E, Grunstein R. Sleep apnea and
metabolic dysfunction.European Respiratory Review
October 2013;22(129):353-364.
39.Pamidi S, Aronsohn RS, Tasali E. Obstructive sleep
apnea: Role in the risk and severity of diabetes. Best Pract
Res Clin Endocrinol Metab. 2010 Oct;24(5):703-15
40.XU Q, Song Y, Hollenbeck A, Day Napping and Short
Night Sleeping Are Associated With Higher Risk of Diabetes
in Older Adults. Diabetes Care 2010;33(1):78-83.
41.Wehrens SMT, Hampton SM, Finn RE and Skene DJ,
Effect of total sleep deprivation on postprandial metabolic
and insulin responses in shift workers and non-shift workers,
Journal of Endocrinology 2010;206:205–215.
42.Hill JO, Wyatt HR, Reed GW, Peters JC. Obesity and the
environment: where do we go from here? Science
2003;299:853–855.
43.Patel SR, Hu FB. Short sleep duration and weight gain: a
systematic review. Obesity (Silver Spring) 2008;16:643653.
44.Taheri S, Lin E, Austin D, Young T, Mignot E. Short sleep
duration is associated with reduced leptin, elevated ghrelin,
and increased body mass index. PLoS Med (2004)1:e62.
45.Spiegel K, Tasali E, Penev P, Van Cauter E. Sleep
curtailment in healthy Young Men Is Associated with
Decreased Leptin Levels, Elevated Ghrelin Levels, and
Increased Hunger and Appetite. Ann Intern Med
2004;7;141(11):846-850.
46.Nedeltcheva AV, Kilkus JM, Imperial J, Kasza K, Sleep
curtailment is accompanied by increased intake of calories
from Snacks, Am J Clin Nutr 2009;89:126–33.
Anic GM
47., Titus-Ernstoff L, Newcomb PA, Trentham-Dietz A, Egan
KM. Sleep duration and obesity in a population-based
study.,Sleep Med. 2010 May;11(5):447-451.
48.Imaki M, Hatanaka Y, Ogawa Y, Yoshida Y, Tanada S. An
epidemiological study on relationship between the hours of
sleep and life style factors in Japanese factory workers. J
Physiol Anthropol Appl Human Sci 2002;21:115-120.
49.Marshall NS, Glozier N & Grunstein RR. Is sleep
duration related to obesity? A critical review of the
epidemiological evidence. Sleep Medicine Reviews
2008;12:289–298.
50.Patel SR & Hu FB. Short sleep duration and weight gain:
a systematic review. Obesity (Silver Spring)
2008;16:643–653.
51.Knutson KL & Van Cauter E. Associations between sleep
21
Sağlık ve Toplum Yıl:23 , Sayı: 1 Ocak-Nisan 2013
loss and increased risk of obesity and diabetes. Annals of the
New York Academy of Sciences 2008;1129: 287–304.
Magee CA
52., Iverson DC, Huang XF, Caputi P. A link between chronic
sleep restriction and obesity: methodological
considerations. Public Health 2008;122(12):1373-1381.
53.Parati G, Bilo G, Lombardi C, Mancia G, Secondary
Hypertension: Sleep Apnea Hypertension: A Companion to
Braunwald's Heart Disease (Second Edition), 2013, pp 99106.
54.Miller MA, Cappuccio FP. 'Sleep, hypertension and
diabetes', in Nutritional and therapeutic interventions of
diabetes and metabolic syndrome. Editors: Bagchi D &
Sreejayan N (9780123850836) Amsterdam, Boston,
Heidelberg, London, New York, Oxford, Paris, San Di:
Elsevier Academic Press, 2012, pp 267-278.
55.Scheer FA, Hilton MF, Mantzoros CS, Shea SA. Adverse
metabolic and cardiovascular consequences of circadian
misalignment. Proc Natl Acad Sci USA 2009;106:44534458.
56.Gangwisch JE, Heymsfield SB, Boden-Albala B, Buijs
RM, Kreier F, Pickering TG, et al. Sleep duration as a risk
factor for diabetes incidence in a large U.S. sample. Sleep
2007;30:1667-1673.
57.Cappuccio FP, D'Elia L, Strazzullo P, Miller MA.
Quantity and quality of sleep and incidence of type 2
diabetes: a systematic review and meta-analysis. Diabetes
Care 2010;33:414-420.
58.Gangwisch JE, Heymsfield SB, Boden-Albala B et al.
Short sleep duration as a risk factor for hypertension:
analyses of the first National Health and Nutrition
Examination Survey. Hypertension 2006;47:833–839.
59.Leproult R, Van Cauter E. Role of sleep and sleep loss in
hormonal release and metabolism. Endocr Dev 2010;17:1121.
60.Lange T, Dimitrov S, Born J. Effects of sleep and
circadian rhythm on the human immune system. Ann N Y
Acad Sci (2010) 1193:48-59.
61.Mullington JM, Haack M, Toth M, Serrador JM, MeierEwert HK. Cardiovascular, inflammatory, and metabolic
consequences of sleep deprivation. Prog Cardiovasc Dis
2009;51:294-302.
62.I m m u n e , i n f l a m m a t o r y a n d c a rd i o v a s c u l a r
consequences of sleep restriction and recovery, Faraut B.,
Boudjeltia KZ., Vanhamme L., Kerkhofs M, Sleep Medicine
Reviews 2012;16:137-149.
63.Lemaître B and Salva MAQ, How to Cite or Link Using
DOI, Melatonin and the Regulation of Sleep and Circadian
Rhythms, Principles and Practice of Sleep Medicine (Fifth
Edition), (2011) Pages 420-430.
64.Melatonin, sleep disturbance and cancer risk, DE Blask,
Sleep Medicine Reviews 2009;13:257–264.
65.Viswanathan AN,
Schernhammer ES, Circulating
melatonin and the risk of breast and endometrial cancer in
women. Cancer Lett 2009 Aug 18;281(1):1-7.
66.Stevens RG, Blask DE, Brainard GC, et al. Meeting
report: the role of environmental lighting and circadian
disruption in cancer and other diseases. Environ Health
Perspect 2007;115(9):1357–1362.
67.Schernhammer ES, Laden F, Speizer FE, WilletWC,
Hunter DJ. Night-shift work and risk of colorectal cancer in
the nurses' health study. J Natl Cancer Inst 2003;95:825828.
68.Kubo T, Ozasa K, Mikami K, Wakai K, Fujino Y.
Prospective cohort study of the risk of prostate cancer
among rotating-shift workers: findings from the Japan
c o l l a b o r a t i v e c o h o r t s t u d y. A m J E p i d e m i o l
2006;164:549–55.
69.Born J, Rasch B, Gais S. Sleep to remember.
Neuroscientist 2006;12(5):410–424.
70.Walker MP. Sleep-dependent memory processing.
Harvard Review of Psychiatry 2008;16(5), 287–298.
71.Ellenbogen JM, Hu PT, Payne JD, Titone D, Walker MP.
Human relational memory requires time and sleep.
Proceedings of the National Academy of Sciences of the
United States of America 2007;104(18):7723–7728.
72.Dumay N, Gaskell MG. Sleep-associated changes in the
mental representation of spoken words. Psychological
Science 2007;18(1):35–39.
73.Jan JE, Reiter RJ, Bax MCO, Ribary U, Freeman RD,
Wasdell MB. Long-term sleep disturbances in children: A
cause,of neuronal loss,european journal of paediatric
neurology 2010;14(5):380-390.
74.Mirescu C, Peters JD, Noiman L, Gould E. Sleep
deprivation inhibits adult neurogenesis in the hippocampus
by elevating glucocorticoids. Proc Natl Acad Sci U SA 2006
Dec;103:19170–19175.
75.Guzman-Marin R, Bashir T, Suntsova N, Szymusiak R,
McGinty D. Hippocampal neurogenesis is reduced by sleep
fragmentation in the adult rat. Neuroscience
2007;148:325–333.
76.Mueller A, Pollock MS, Lieblich SE, Epp J, Galea LAM,
Mistlberger RE. REM sleep deprivation can inhibit adult
hippocampal neurogenesis independent of adrenal stress
hormones. Am J Physiol 2008;294:R1693–703.
77.Riemann D, Voderholzer U. Primary insomnia: a risk
f a c t o r t o d e v e l o p d e p re s s i o n ? J A f f D i s o rd
2003;76:255–259.
78.Sahay A, Hen R. Adult hippocampal neurogenesis in
depression. Nat Neurosci 2007;10:1110–1115.
79.McCoy JG, Tartar JL, Bebis AC, Ward CP, McKenna JT,
Baxter MG, et al. Experimental sleep fragmentation impairs
attentional set-shifting in rats. Sleep 2007;30:52–60.
80.Randazzo AC, Muehlbach MJ, Schweitzer PK, Walsh JK.
Cognitive function following acute sleep restriction in
children ages 10-14. Sleep 1998;21:861-868.
81.Fallone G, Acebo C, Arnedt JT, Seifer R, Carskadon MA.
Effects of acute sleep restriction on behavior, sustained
attention, and response inhibition in children. Percept Mot
Skills 2001;93:213-229.
82.Dewald JF, Meijer AM, Oort FJ, Kerkhof GA. The
influence of sleep quality, sleep duration and sleepiness on
school performance in children and adolescents: A metaanalytic review, Sleep Medicine Reviews 2010
Jun;14(3):179-189.
83.Dinges DF. An overview of sleepiness and accidents. J
Sleep Res 1995; 4(S2):4-14.
84.Leger D. The cost of sleep related accidents: a report fort
the National Commission on Sleep Disorders Research.
Sleep 1994;17(1):84-93.
85.Folkard S, Lombardi DA, Tucker PT.Shiftwork: safety,
sleepiness and sleep. Ind Health 2005;43(1):20-23.
86.Lockey SW, Cronin JW, Evanz EE, et al. Effect of reducing
interns' weekly work hours on sleep and attentional failures.
N Engl J Med 2004;351(18):1829-1837.
87.Howard SK, Gaba DM, Smith BE, et al. Simulation study
of rested versus sleep deprived anesthesiologists.
Anesthesiology 2003;98(6):1345-55.
22
Uyku ve Sağlık: Halk Sağlığı Bakış Açısı
88.Akerstedt T Consensus statement: fatigue and accidents
in transport operations. J Sleep Res 2000;9(4):395.
89.Horne JA, Reyner LA. Sleep related vehicle accidents.
BMJ 1995;310(6979):565-567.
90.McCart AT, Ribner SA, Pack AI, Hammer MC. The scope
and nature of the drowsy driving problem in New York State.
Accid Anal Prec 1996;28(4):511-517.
91.Connor J, Norton R, Ameratunga S, et al. Driver
sleepiness and risk of serious injury to car occupants:
population based case control study. BMJ May
2002;11;324(7346):1125.
92.National Sleep Foundation. Sleep in America poll:
communications technology in the bedroom (2011).
h t t p : / / w w w. s l e e p f o u n d a t i o n . o rg / a r t i c l e / p re s s release/annual-sleep-america-poll-exploring-connectionscommunications-technology-use. Erişim: 15.01.2013.
Kraus SS
93., Rabin LA. Sleep America: managing the crisis of adult
chronic insomnia and associated conditions., J Affect
Disord May 2012;138(3):192-212.
94.Cassoff J, Knäuper B, Michaelsen S, Gruber R. Schoolbased sleep promotion programs: Effectiveness, feasibility
and insightsfor future research. Sleep Med Rev 2013
Jun;17(3):207-214.
95. Blunden SL, Chapman J, Rigney GA, Are sleep
education programs successful? The case for improved and
consistent research efforts, Sleep Medicine Reviews
2012;16:355-370.
96.MMWR,CDC, Perceived Insufficient Rest or Sleep
Among Adults-United States, 2008. October
2009;58(42);1175-1179.
97.Song YH, Nishino S, The US Government's effort in
decreasing the cost of sleep-related problems and its
outcome, JUOEH 2008 Sept 1;30(3):329-352.
Rodenstein D
98.. Driving in Europe: The need of a common policy for
drivers with obstructive sleep apnoea syndrome., Cost-B26
Action on Sleep Apnoea Syndrome.J Sleep Res
2008;17(3):281-284.
23

Benzer belgeler