global krizin risk yönetimi perspektifinden değerlendirilmesi

Transkript

global krizin risk yönetimi perspektifinden değerlendirilmesi
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl:2 sayý:18 Temmuz-Aðustos-Eylül 2008
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
GLOBAL KRÝZÝN
RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3’te
MEVDUAT
SIGORTACILIÐI
AÇISINDAN BASEL-II
DÜZENLEMELERÝ
Sayfa 6’da
RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ
AHMET MUTLU ile
RÖPORTAJ
Sayfa 8’de
ABD’DE
YAÞANAN
BANKACILIK
KRÝZÝ
Sayfa 21’de
TÜRKÝYE’DEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN
TEMEL PARAMETRELER
SORULAR ve CEVAPLAR
SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI
FAÝZ ORANLARI (%)
30.05.2008
31.12.2007
30.05.2007
Gecelik
15,75
15,75
17,50
Mevduat Faizleri*
16,16 **
16,86
17,77
TRLIBOR (O/N)
15,79
15,77
17,36
Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.02.2008
BORSA ENDEKSÝ
ÝMKB
Sýnai
Mali
Kaynak: ÝMKB
Mayýs 2008
39.969
35.144
53.874
Aralýk 2007
55.538
40.567
83.822
YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ
Son Deðer
1 ay öncesine
(30.05.2008)
göre (%)
Mayýs 2007
47.081
38.333
69.960
1 yýl öncesine
göre (%)
ÝMKB
Dolar
Altýn(YTL/gr)
Altýn (Usd/Ons)
DÝBS Endeksi
39.969
1,2150
34,80
888,25
-8,0
-5,1
-3,7
2,4
-15,1
-7,4
24,2
34,7
(3 aylýk)*
946,17
1,4
17,0
DÝBS Endeksi
965,92
Kaynak: ÝMKB,Reuters
1,3
16,1
*ÝMKB DIBS performans endeksi
(12 aylýk)*
GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ)
2007 (4.çeyrek)
2006 (4.çeyrek)
GSYÝH (milyar YTL)
856.4
758.4
GSYÝH ( milyar USD)
658.8
526.4
GSYIH (Büyüme)*
%4,5
%6,9
Kaynak: TÜÝK
*Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir.
Avrupa Hesaplamalar Sistemi’ne (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri
ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%)
Mart 2008
Aralýk 2007
Mart 2007
Ýstihdam Oraný*
41,7
41,2
42,1
Ýþsizlik Oraný
10,7
10,6
10,4
Kaynak: TÜÝK
*Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus
Ýmalat Sanayi Kapasite
Kullaným Oraný
Mayýs 2008
%82,4
Mayýs 2007
%83,3
ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyon USD)
Nisan 2008
Nisan 2007
Cari Ýþlemler Hesabý
-16.885
-12.488
Dýþ Ticaret Dengesi
-16.917
-12.304
Aralýk 2007
%81,1
Aralýk 2007
-38.031
-47.517
Toplam Ýhracat
47.362
33.937
113.185
Toplam Ýthalat
64.279
46.241
160.185
Ýhracat/Ýthalat
%73,7
%73,4
%70,4
Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.)
BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ
ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Nisan 2008)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Banka sayýsý
33
4
13
Yurtiçi Þube
7.917
459
47
Yurtdýþý Þube
49
1
1
Yurtiçi Personel 158.338
9.977
5.382
Yurtdýþý Personel
548
5
3
BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Nisan 2008)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
milyon YTL
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Toplam Aktifler
Toplam Krediler
Konut Kredileri
Kredi Kartlarý
Takipteki Alacaklar
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon.
Özkaynak
Toplam Bilanço
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*
Toplam
50
8.423
51
173.697
556
Toplam
587.710
298.931
34.546
28.325
9.497
176.254
378.327
64.231
454.548
22.133
16.402
1.499
478
635
21
17.099
2.494
23.865
20.112
9.897
99
160
2.470
9.400
17.671
629.955
325.229
36.145
28.803
10.291
178.643
395.426
76.125
496.084
94.072
16.207
3.413
113.692
360.476
447
7.658
41
14.258
7
382.392
495
MEVDUAT VE KATILIM FONU
milyar YTL
Nisan 2008
MEVDUAT HESABI
378,33
Dth oraný
%35,2
KATILIM FONU
17,09
Dth oraný
%46,9
TOPLAM
395,42
Dth oraný
%35,7
milyar YTL
Nisan 2007 Hesap Adedi (milyon)
311,67
94,9
%38,1
11,97
1,7
%54,7
323,65
96,6
%38,8
Mart
2008
Sigorta kapsamýndaki mevduat
109,95
Dth oraný
%28,9
Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu
6,35
Dth oraný
%31,2
TOPLAM
116,30
Dth oraný
%29,1
*Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr.
Mart Mudi Adedi*
2007
(milyon)
96,11
%33,6
4,92
%40,3
101,03
%33,9
63.80
1.01
64.81
BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%)
%
Nisan 2008
Aralýk 2007
Nisan 2007
Mevduat Bankalarý
15,66
17,37
19,75
Katýlým Bankalarý
11,96
16,13
16,33
Kalk. ve Yat.Ban.
61,88
64,74
80,90
Bankacýlýk Sektörü
16,98
18,94
21,57
SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI
Milyon YTL
Mart 2008
Mevduat Bankalarý
158.592
Katýlým Bankalarý
9.922
TOPLAM
168.514
2007
567.079
27.898
594.977
Mart 2007
130.676
5.814
136.480
TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Faks: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr
Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57
Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur.
NOTLAR
Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Nisan 2008 tarihi itibariyle 629,9 milyar YTL seviyesindedir.
Toplam aktiflerin %51,6’sýný krediler, %28,3’ünü menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr.
Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 395,4 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,7’si YP, %64,3’si TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr.
Mayýs 2007
1,3118
1,7641
2,599
*Serbest Piyasa
Aralýk 2007
189.62
203.50
-13.88
34.84
Mayýs 2007
80.14
83.49
-3.34
20.32
Kaynak: BDDK
Aralýk 2007
1,1689
1,7144
2,3099
KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyar YTL)
Mayýs 2008
Gelirler
83.96
86.02
Harcamalar
Bütçe Dengesi
-2.06
Faiz Dýþý Denge
17.53
Kaynak: Maliye Bakanlýðý
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat
ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým
bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme
ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin
kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak
sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu
amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya
da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir.
Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn
sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir.
*Yabancý Para Net Genel Pozisyonu-
DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ*
Mayýs 2008
USD
1,2150
EURO
1,8860
GBP
2,3800
Kaynak: REUTERS
Aralýk 2007
219.2
67.1
286.3
Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý
nedir?
Kaynak: BDDK
milyon USD
FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Mayýs)
Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre
ÜFE
2,12
7,20
16,53
TÜFE
1,49
8,47
10,74
Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.)
(*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný)
MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ
(milyar USD)
Nisan 2008 Nisan 2007
Ýç Borç Stoku
210.4
197.6
Dýþ Borç Stoku
67.2
67.9
Toplam
277.6
265.6
Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý
Kaynak: BDDK
GENEL EKONOMÝK VERÝLER
Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve
katýlým fonu sigorta sistemine dahildir?
Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý
ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn
Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým
fonlarý sigorta sistemine dahildir.
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin
sigorta primleri kim tarafýndan ödenir?
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta
primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir.
Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý
sigorta kapsamýnda mýdýr?
Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt
içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden
cinsinden;
a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu
hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn,
b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari
hesaplarýn,
50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta
kapsamýndadýr.
Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý
veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere
ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý
hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz
reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap
deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr.
Türkiye'de faaliyet gösteren kredi
kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan
mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý
sigorta kapsamýna dahil midir?
Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý
bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya
hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler
her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti
kapsamýndadýr.
Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr?
Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere
konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi
hariç) sigorta kapsamýnda deðildir.
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde
bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar
sigortaya tabi midir?
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi
kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda
deðildir.
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve
katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi
kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý,
baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna
Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat
veya katýlým fonu kabul edebilirler mi?
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda
kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar
adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya
katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan
bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu
kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini
anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri
yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar
adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr..
Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi
olmayan diðer hesaplar hangileridir?
5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin
üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339
sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan “Sigortaya Tabi
Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý
Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair
Yönetmeliðin” 5 inci maddesi uyarýnca;
a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana,
baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat
ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu
baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile
bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna
ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza
Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan
malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve
katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir.
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk
edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým
fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta
kapsamýnda mýdýr?
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen
devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým
araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir.
Serbest bölgelerde kurulu kredi
kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým
ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda
mýdýr?
Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411
sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan
hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki
þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr.
TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine
devam etmekte olan bir kredi
kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile
ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme
yapýlýr mý?
TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin
altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan
kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu
hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan
mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki
kýsmýný öder.
ÝÇÝNDEKÝLER
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl:2 sayý:18 Temmuz-Aðustos-Eylül 2008
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
GLOBAL KRÝZÝN
RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
2. EDÝTÖR’DEN
Dr. Yusuf Adýgüzel
3. GLOBAL KRÝZÝN RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Ahmet Ertürk
Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3’te
6. MEVDUAT SIGORTACILIÐI AÇISINDAN BASEL-II DÜZENLEMELERÝ
Dr. Rýdvan Çabukel
8. AHMET MUTLU ile RÖPORTAJ: RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ
11. MEVDUAT SÝGORTACILIÐI ve BANKA KAYNAKLARININ KORUNMASINDAKÝ ROLÜ
Bülent Girgin, Ýsmail Acar, Çaðrý Seyfi
16. AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE MEVDUAT SÝGORTASI: MEVCUT DURUM ve
GELECEKTEN BEKLENTÝLER
Fatih Deniz
MEVDUAT
SIGORTACILIÐI
AÇISINDAN BASEL-II
DÜZENLEMELERÝ
Sayfa 6’da
RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ
AHMET MUTLU ile
RÖPORTAJ
Sayfa 8’de
ABD’DE
YAÞANAN
BANKACILIK
KRÝZÝ
21. ABD’DE YAÞANAN BANKACILIK KRÝZÝ
Biyçe Kuþhan, Yusuf Serdar Aðzýtemiz, Eyüp Sabri Küçük
Sayfa 21’de
23. MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝNDE RÝSK ANALÝZÝ
Anýl Ertanoðlu
27. AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE REFORM ANLAÞMASI: LÝZBON ANLAÞMASI
Ahmet Yücel Vural
30. ÝޒTE AHLÂK NEREDEDÝR?
Bayram Babacan
32. ETKÝLÝ MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ÝÇÝN ASLÝ PRENSÝPLER, IADI
Ahmet Yücel Vural, Fatih Deniz
37.YARATICI DÜÞÜNME ve BEYÝN FIRTINASI
Dr. Bekir Gövdere
40. SOSYAL GÜVENLÝK REFORMU NELER ÖNGÖRÜYOR?
Erdal Aydýn
44. FON ÞÝRKETLERÝNDE GÖREV YAPAN DENETÇÝLER VE DENETÝM SÜRECÝ
Ercan Doðan
46. DÜNYADAN HABERLER
Fatih Deniz
: H. Bayram Babacan
Yayýn Yönetmeni
: Dr. Yusuf Adýgüzel
Sorumlu Yazýiþleri Müdürü
: Kamil Oðuz
Danýþma Kurulu
: Doç. Dr. Cüneyt KOYUNCU - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ERDAL - Adnan Menderes Üniversitesi,
Y A Y I N
TMSF Adýna Sahibi
Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr. Rahmi
B Ý L Ý M S E L
O R G A N I
47.GÜZEL ATLAR ÜLKESÝ: KAPADOKYA
Ahmet Yýlmaz
Muðla Üniversitesi, Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. A. Kadir
Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Dumlupýnar Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli Üniversitesi,
Prof. Dr. Rýdvan Karluk - Anadolu Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr. Selahattin BEKMEZ Tuna - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. Bekir GÖVDERE – Süleyman Demirel Üniversitesi
Yayýn Kurulu
: Fethi Çalýk, H. Bayram Babacan, Ahmet Yýlmaz, Rýdvan Çabukel, Ali Göçer, Abdullah Canbek, Ýsmail Güneþ, Nizamülmülk Güneþ
Yayýn Türü
: Yerel Süreli
Yayýn Periodu
: 3 Aylýk - Temmuz-Aðustos-Eylül 2008
Görsel Tasarým
: 1111 Adam Yapým &Tanýtým
Adres
: Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul
E-posta
: [email protected]
Tel
: 0 212 340 16 11, 23 99, 22 96
Faks
: 0 212 288 53 35
Baský
: FSF Printing House
Baský Tel
: 0 212 690 89 89
TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir.
TMSF
EDÝTÖR’DEN
Merhaba
Çatý Dergisi’nin 18. sayýsý ile
karþýnýzdayýz. TMSF olarak üstlendiðimiz
iþleri zamanýnda ve eksiksiz olarak yerine
getirmek gibi bir hassasiyetimiz var.
Dergimiz yayýmlanmaya baþladýðýnda, “bir
iki sayý gider, kapanýr” diye konuþanlar az
deðildi. Bugün 3. yýlý geride býraktýk. Her
geçen gün özellikle mevduat sigortacýlýðý
konularýnda daha zengin araþtýrma
yazýlarýný ve makaleleri sizlerle paylaþmaya
çalýþýyoruz. Bu konularda ülkemizde henüz
yeterli bir birikim olmadýðý için, TMSF’nin
öncülüðünde yayýmlanan bu makaleler
özellikle bankacýlýk ve finans konularýnda
çalýþanlara ve eðitim alanlara önemli bir
referans oluyor.
Bu sayýmýzda yine çok önemli konularý
sizlerle paylaþacaðýz. Ýlk olarak Baþkanýmýz
Sayýn Ahmet Ertürk’ün “Finansal Risk
Yönetimi” Konferansýnda yapmýþ olduðu
“Global Krizin Risk Yönetimi
Perspektifinden Deðerlendirilmesi” konulu
konuþma metnini bulacaksýnýz.
Dr. Yusuf Adýgüzel
Yayýn Yönetmeni
TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü
2
Daha önceki sayýlarýmýzda gündeme
getirdiðimiz monografik bir çalýþma özelliði
taþýyan “raf temizliði projesi” artýk ete
kemiðe büründü ve önümüzdeki günlerde
basýlmýþ olarak ilgililere sunulacak hale
geldi. Bu konuyla ilgili olarak, en baþýndan
beri projenin içinde yeralan, aylardýr
neredeyse hergün mesai sonrasýnda
saatlerce çalýþarak bu monografilerin
ortaya çýkmasýnda büyük emeði geçen,
Denetlemeler Dairesi Baþkaný Sayýn Ahmet
Mutlu ile bir ropörtajýmýz yer alýyor. Bu
ropörtaj ile iç ve dýþ kamuoyunda sýkça
tartýþýlan “raf temizliði projesini” daha
yakýndan tanýma fýrsatý bulacaðýz.
Baþkan Yardýmcýmýz Sayýn Dr. Rýdvan
Çabukel’in “Mevduat Sigortacýlýðý
Açýsýndan Basel-II Düzenlemeleri” baþlýklý
yazýsýndan sonra da yine mevduat
sigortacýlýðý ile ilgili sýrasýyla, “Mevduat
Sigortacýlýðý ve Banka Kaynaklarýnýn
Korunmasýndaki Rolü”, “AB’de Mevduat
Sigortasý: Mevcut Durum ve Gelecekten
Beklentiler”, “Mevduat Sigorta
Sistemlerinde Risk Analizi”, “Etkili Mevduat
Sigorta Sistemi Ýçin Asli Prensipler”
yazýlarýný bulacaksýnýz.
Geçtiðimiz aylarda yürürlüðe giren Sosyal
Güvenlik Reformu’nýn neler
öngörüyordüðü Sayýn Erdal Aydýn
tarafýndan iþlenirken, Sayýn Bayram
Babacan, 30 yýllýk insan kaynaklarý
deneyimini “Ýþ’te Ahlak Nerededir”
yazýsýyla bizlerle paylaþýyor.
Dergimiz ile ilgili görüþ, düþünce,
önerilerinizi bekliyoruz. Yayýmlanmasýný
istediðiniz yazýlarýnýz, araþtýrmalarýnýz ve
makalelerinizi bizlerle paylaþýrsanýz,
kurullarýmýzýn uygun bulduklarý gelecek
sayýlarýmýzda okurlarýmýzla buluþturabiliriz.
Ýlginize teþekkür ediyor, gelecek sayýda
buluþmak ümidiyle diyorum.
SEMPOZYUM
GLOBAL KRÝZÝN RÝSK YÖNETÝMÝ
PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ*
Bugün küresel finansal sistemin karþý karþýya bulunduðu en büyük tehdit, ne olaðanüstü
büyük finansal kayýplar, ne yol açtýðý derin belirsizliktir; tersine, en büyük tehdit, finansal
sistemin bu küresel yaygýnlýðý ve karmaþýklýðýyla artýk yönetilemez hale gelmiþ olmasý
riskidir.
Deðerli Misafirler,
Uluslararasý finansal sistemin son bir yýlda
yaþadýðý þiddetli sarsýntý, finansal sistemin
istikrarýnýn en önemli unsurlarýndan biri olan
“risk yönetimi” alanýnda da artýk sýnýra
gelindiðini ve mevcut risk yönetim anlayýþý ve
tekniklerinin bu yeni finansal mimarinin risklerini
ölçmekte ve kontrol etmekte yetersiz kaldýðýný
göstermiþtir.
Finansal sistem, aþýrý likidite, dizginlenemez
riþk iþtahý ve geleneksel tekniklerle nüfuz
edilmesi güç olan yeni finansal kurum ve
enstrümanlar karþýsýnda risk yönetimi alanýnda
da benzer bir agressiflik ve innovasyon özelliði
göstermesi gerekirken bunu gösteremediði
veya önemsemediði için bugünkü derin
sarsýntýyý yaþamak zorunda kaldý.
Bugün küresel finansal sistemin karþý karþýya
bulunduðu en büyük tehdit, ne olaðanüstü
büyük finansal kayýplar, ne yol açtýðý derin
belirsizliktir; tersine, en büyük tehdit, finansal
sistemin bu küresel yaygýnlýðý ve karmaþýklýðýyla
artýk yönetilemez hale gelmiþ olmasý riskidir.
Bunu gördükleri içindir ki uluslararasý sistemin
bütün temel oyuncularý, bu tehdidi oluþturan
kör noktalarýn neler olduðunu anlamaya ve
istikrarý ve yönetilebilirliði yeniden kazanmak
için neler yapýlmasý gerektiðini tartýþmaya
baþladýlar.
Biz de burada bu tartýþmaya bir yerinden
katýlmak istiyoruz.
Bilindiði gibi, finansal sistemde, denetleyiciler
ve oyuncular olmak üzere iki taraflý bir yapý
bulunmaktadýr. Bankalar, yatýrýmcýlar ve
müþteriler bu yapýda oyuncular tarafýnda yer
alýrken; düzenleyici otoriteler, baðýmsýz denetim
kuruluþlarý ve baðýmsýz derecelendirme
kuruluþlarý finansal sistemin denetleyicileri
arasýnda yer almaktadýr. Kusursuz (well
functioning) bir finansal sistem, oyuncular ile
denetleyiciler arasýndaki kontrol iliþkisinin etkin
olmasý halinde mümkün olabilir. Oyuncularýn
ve denetleyicilerin kendilerinden beklenen
rolleri yeterli biçimde oynamamalarý, uzun
vadede mutlaka bir aksaklýða veya krize neden
olacaktýr. En son yaþanan mortgage krizinde
de oyuncularýn finansal risk yönetiminde
beklenen rasyonelliðe sahip bulunmadýðýný ve
denetleyiciler ile oyuncular arasýndaki kontrol
iliþkisinin yeterli olmadýðýný görmekteyiz.
80’li yýllarda ABD’de meydana gelen Savings
and Loan Association (S&L) krizi ve 90’lý yýllarýn
sonunda Türkiye’de görülen bankacýlýk krizleri,
bankalarda risk yönetimi konusundaki
yetersizlikler ile denetim tarafýndaki
zaafiyetlerden kaynaklanmýþtýr. Kaldý ki, o
yýllarda finansal yapý ve ürünler bugüne göre
oldukça basit ve anlaþýlabilir bir seviyedeydi.
Bugün finansal literatürde sýklýkla kullanýlan
ARM, CDS, CDO gibi kavramlarýn hiç biri yoktu.
Benzer bir þekilde, bundan birkaç sene önce
yaþanan Enron krizi finansal piyasalarda mali
tablolarýn güvenilirliðini ve piyasa güvenini yok
etmiþtir. Bunun sonucunda, güçlü ve itibarlý
bir baðýmsýz denetim kuruluþu, denetim ve
itibar risklerini iyi yönetememesi nedeniyle
batmýþtýr. Bu olaydan sonra Sarbanes-Oxley
yasasýnda kendini bulan “kurumsal yönetim”
(corporate governance) düzenlemeleriyle
piyasada yeniden güven yaratýlmaya çalýþýlmýþtýr.
Denetleyiciler
Finansal sistemin denetleyicileri açýsýndan
baktýðýmýzda, baðýmsýz denetim kuruluþlarý,
bu krizde doðrudan sorumlu olmamalarýna
karþýn krizin çözümlenmesinde önemli bir rol
oynayabilirler. Bu rol, yapýlandýrýlmýþ finansal
ürünlerin (structured products) fiyatlamasýnda
kullanýlan deðerleme (valuation) modellerine
dayanýlarak belirlenen fiyatlarýn bilançoda
doðru bir þekilde gösterilmesi ve deðer
düþüklüklerinin özkaynaklara olduðu gibi
yansýtýlmasýdýr. Finansal raporlama standartlarý
(IAS39), finansal araçlarýn banka bilançolarýna
“mark to market” veya “mark-to-model” gibi
gerçeðe uygun deðerleme esaslarý kullanýlarak
Ahmet ERTÜRK
TMSF Baþkaný
* 15 Mayýs 2008 tarihinde
gerçekleþtirilen “Finansal Risk
Yönetimi” konulu konferansta yapýlan
sunumdan alýnmýþtýr.
3
SEMPOZYUM
Diðer taraftan, kredi
derecelendirme kuruluþlarýnýn
krediye iliþkin bir görüþ olarak
ortaya koyduklarý bu derecelere;
bankalarýn, yatýrýmcýlarýn ve
düzenleyici otoritelerin gereðinden
fazla anlam yüklemesi krizin
derinleþmesinde önemli rol
oynamýþtýr.
yansýtýlmasýný öngörmektedir. Finansal
enstrümanlarýn doðru bir þekilde deðerlenmesi
ve bankanýn durumunun doðru bir þekilde
yansýtýlmasý, yatýrýmcýlara ve kreditörlere önemli
ve doðru bilgiler saðlayacak ve piyasa
disiplininin iþlemesine imkan verecektir.
Bilindiði üzere, bugün yaþadýðýmýz krizi
tetikleyen olgu, “sub-prime mortgage”
kredilerinin geri dönmesine iliþkin olumsuz
tahminler ve beklentilerdir.
Sorunun temelinde ise, bankalar ile yatýrýmcýlar
arasýndaki iliþkinin (originate to distribute
model) bozulmasýnýn yaný sýra ileri seviyede
istatistik kullanan derecelendirme kuruluþlarý
tarafýndan menkul kýymetleþtirme iþlemleriyle
ilgili doðru bir derecelendirme yapýlmamasý
bulunmaktadýr. Aslýnda, bankacýlar ve özellikle
yatýrým bankacýlarý risk yönetim tekniklerini
kullanmak suretiyle “sub-prime mortgage”larý
menkul kýymetleþtirmiþ ve risk aktarým
tekniklerini (credit risk mitigation) kullanarak
piyasa mekanizmasýyla riski yatýrýmcýlara
aktarmýþlardýr. Nihayetinde, istatistiðin risk
yönetiminde doðru kullanýlmamasý nedeniyle
bankacýlýkta “kötü kredi” olarak
tanýmlanabilecek “sub-prime” krediler, global
finansal istikrar için bir tehdit haline gelmiþtir.
Diðer taraftan, kredi derecelendirme
kuruluþlarýnýn krediye iliþkin bir görüþ olarak
ortaya koyduklarý bu derecelere; bankalarýn,
yatýrýmcýlarýn ve düzenleyici otoritelerin
gereðinden fazla anlam yüklemesi krizin
derinleþmesinde önemli rol oynamýþtýr.
Ayrýca, uluslararasý alanda herhangi bir
düzenlemeye tabi olmayan derecelendirme
kuruluþlarýnýn en önemli riski itibar riskidir.
Gelirlerini hizmet verdikleri þirketlerden elde
eden bu kuruluþlar açýsýndan bir menfaat
çatýþmasý söz konusudur. Nitekim, benzer bir
menfaat çatýþmasýnýn söz konusu olduðu
baðýmsýz denetim þirketlerinde Enron krizi
sonrasýnda “Sarbanes-Oxley” düzenlemeleri
ile danýþmanlýk ve denetim hizmetlerinin
ayrýlmasý öngörülmüþtür.
En son krizin esas sorumlularýndan biri olarak
derecelendirme kuruluþlarý görülmekte ise de,
merkez bankalarý, denetim otoriteleri, mevduat
sigortacýlarý ve hazine yönetimlerinden oluþan
finansal güvenlik aðýndaki eksiklikleri ve
boþluklarý da unutmamak gerekir. Bu eksiklikleri
gidermek adýna dünyanýn en güçlü merkez
bankalarý ve denetim otoritelerinin bulunduðu
Ýngiltere ve ABD’de önemli raporlar
hazýrlanmakta ve kamuoyu ile paylaþýlmaktadýr.
Bu eksiklikleri gidermek için; finansal güvenlik
4
aðý üyeleri arasýnda koordinasyon ve iþbirliðini
artýrmak, merkez bankalarýnýn görev ve
sorumluluklarýný yeninden ele almak, mevduat
sigortacýlýðýný geliþtirmek, banka çözümleme
mekanizmalarýný etkinleþtirmek ve bireylerin
finansal bilgi düzeyini artýrmak gibi yeni
hedefler konulmuþtur.
Ayrýca, en son krizde finansal güvenlik aðý
üyeleri, ekonomik geliþmeleri tahmin ederken
emtia fiyatlarýndaki artýþýn olasý etkilerini
öngörememiþler ve oyuncularýn kredilendirme
süreçlerinde aþýrý iyimser davranmalarýný
engelleyememiþlerdir. Bu geliþmeler sonucunda
bankalarýn risklerini transfer etmek suretiyle
piyasaya aktardýðý menkul kýymetler yatýrýmcýlar
tarafýndan satýn alýnmýþtýr.
Oyuncular
Oyuncular açýsýndan baktýðýmýzda, gevþek
kredilendirmeler ve “sub-prime mortgage”lar
tüketicilerin konut sahibi olmalarýna yönelik
teþvik olarak görülebilir. Ancak bunun
maliyetine “sub-prime” krediyi alan tüketicinin
veya kamunun katlanmasý gerekmektedir, ki
her iki durum da toplumsal düzende sorunlara
neden olmaktadýr. Birincisi; bu kredi
mekanizmalarýyla ödeyemeyecekleri yüklerin
altýna giren tüketicilerin ellerindeki cüzi parayý
ve evlerini kaybetmelerinin yaratabileceði
toplumsal sorunlardýr. Maliyete kamunun
katlanmasý ise, bu tüketicilerin verdikleri finansal
kararlarýn sonuçlarýna katlanmamalarý nedeniyle
ahlaki riziko (moral hazard) sorununu gündeme
getirmektedir.
Tüketicilerin yüksek düzeyde finans bilgilerinin
olmamasý nedeniyle özellikle sermaye piyasasý
düzenlemelerinde korunmalarýna iliþkin
hükümler bulunmaktadýr. Ancak tüketiciler
bankacýlýk yasalarý veya diðer düzenlemeler ile
koruma altýna alýnmamýþtýr. Ýktisattaki rasyonel
bireysel kararlar varsayýmýnýn basit faiz
hesaplamasýný bilmeyen ve “sub-prime
mortgage”a iliþkin riskleri yeterince
deðerlendiremeyen tüketiciler için geçerli
olmadýðý açýktýr. Bu nedenle, küçük
yatýrýmcýlarýn finansal bilgi seviyelerinin
geliþtirilmesine yönelik görüþler uluslararasý
alanda oluþmaktadýr.
Oyunculardan biri de yatýrýmcýlar olup bireysel
ve kurumsal olarak iki grupta ele alýnabilir.
Bireysel yatýrýmcýlar sermaye piyasalarý
kapsamýnda korunmaktadýrlar. Ancak emeklilik
fonlarý ve özel fonlarýn da dahil olduðu
kurumsal yatýrýmcýlar yeterli seviyede
kurumsallaþamamanýn yarattýðý yönetim
zaafiyeti içerisindedirler. Bu krizden kendilerine
düþen zarara katlanmýþlardýr.
SEMPOZYUM
Uluslararasý finansal sistemin önemli oyuncularý
olan büyük bankalarýn öncelikle piyasa, kredi
ve son olarak da operasyonel risk yönetimi
modellerini daha da geliþtirmek zorunda
olduklarýný bu kriz öðretmiþtir. Aslýnda bu
alanda geçmiþte baþlayan bazý çalýþmalarý
gözardý edemeyiz. Nitekim bu kapsamda, Basel
II düzenlemeleri oluþturulmuþtur. Daha ötesine
giderek bankalar, kurumsal yönetim
faaliyetlerine paralel olarak yapýlarýný
güçlendirmiþ ve kurumsal risk yönetimi
uygulamalarýný etkinleþtirmiþlerdir. Ancak Basel
II’nin denetim otoritesine ve bankalara
yükümlülükler getiren ikinci yapýsal bloðuna
uyum konusunda zaafiyetler görülmektedir.
Piyasa, kredi ve operasyonel riskin yönetiminde
kullanýlan modeller istatistik ve çeþitli varsayýmlar
içermektedir. Bu istatistik ve varsayýmlar gerek
banka risk yönetiminde yer alanlar gerekse
finansal güvenlik aðý üyelerince iyi anlaþýlmalýdýr.
Sonuç
Konuþmamýn sonunda, bankalarýn kurumsal
riski yönetmedeki, finansal güvenlik aðý
üyelerinin ise finansal istikrarý saðlamadaki
güçlüklerinden bahsetmek istiyorum.
Bugün, geliþmiþ piyasalarda bulunan
yapýlandýrýlmýþ finansal ürünlerin Türkiye gibi
geliþmekte olan ülkelerde bulunmamasý krizin
etkisini azaltmýþtýr. Ancak bu enstrümanlarýn
yaygýnlaþmasý ve uluslararasý bankalarýn daha
fazla ülkede faaliyet göstermesi kurumsal riskin
yönetilmesi ve finansal istikrarýn saðlanmasýný
daha da zorlaþtýracaktýr.
Finansal güvenlik aðý üyeleri
arasýnda ulusal ve uluslararasý
alanda iþbirliði ve koordinasyonun
saðlanmasý bir zorunluluktur.
Finansal alanda uluslararasý düzenlemelerin
bulunmamasý ve denetim alt yapýsýnýn güçlü
olmamasý, bir sonraki kriz için risk
oluþturmaktadýr. Her ne kadar uluslararasý
düzeyde “Basel II” ve Sermaye Yükümlülüðü
Direktifi (Capital Requirement Directive) gibi
düzenlemeler standartlaþmada öncülük yapsa
da iflas hukukunda farklýlýklar ve finansal kriz
yönetiminde yetersizlikler bulunmaktadýr.
Finansal güvenlik aðý üyeleri arasýnda ulusal
ve uluslararasý alanda iþbirliði ve
koordinasyonun saðlanmasý bir zorunluluktur.
Global bir finansal krizde Birleþmiþ Milletler,
IMF ve Dünya Bankasý gibi kuruluþlarýn finansal
istikrarýn saðlanmasýnda rol almalarý, bu
kurumlarda ülkelerin temsili ve kurumsal
yönetimi konusu ayrý bir tartýþma konusu olarak
gündemdedir.
Bu sempozyumun finansal risk yönetiminin
öneminin daha da iyi kavranmasýna katkýda
bulunacaðýna inanýyor, beni dinlediðiniz için
teþekkürlerimi sunuyorum.
5
MAKALE
MEVDUAT SIGORTACILIÐI AÇISINDAN
BASEL-II DÜZENLEMELERÝ*
TMSF’nin mevduat sigorta kurumu olarak sigortalama, yatýrým ve çözümleme
olmak üzere üç temel faaliyeti bulunmaktadýr. Bu faaliyetler farklý boyutlarda kredi
riski, operasyonel risk ve piyasa riskini barýndýrmaktadýr.
Konuþmacý olarak beni davet ettikleri için
Ýktisadi Araþtýrmalar Vakfý yöneticilerine
teþekkür ediyorum. Basel II düzenlemeleri
yönünde geçtiðimiz beþ yýl içerisinde ciddi bir
yol kat ettiðimizi düþünüyorum. En azýndan
artýk kavramlarý konuþabiliyoruz. Örneðin
piyasa riski denildiði zaman piyasa riskinin ne
olduðunu biliyoruz ve tartýþabiliyoruz. Ýkibinli
yýllarýn baþýnda devlet iç borçlanma senetleri
için sermaye yükümlülüðü doðmasý dahi
algýlanamýyordu. Bununla birlikte bankacýlýk
sektöründe saðlanacak ilerlemenin denetim
otoritesi, bankalar, müþteriler ve reel sektör
olmak üzere çok taraflý olmasý gerekiyor.
Bilindiði üzere Basel II’de birinci yapýsal blok,
bankalarýn sermaye yeterliliðini daha doðru
bir þekilde ölçülmesine yönelik bir
düzenlemedir. Ýkinci yapýsal blokla bankalarýn
sermaye yeterliliði oranlarýný her bir bankada
farklý belirleme imkaný da dahil olmak üzere
denetim otoritesine ilave yetkiler verilmektedir.
Son olarak üçüncü yapýsal blok ise piyasa
disiplini saðlamaya yönelik düzenlemeler
getirmektedir. Her üç yapýsal bloðun etkinliði,
bankanýn faaliyet izninin kaldýrýlmasýna olan
uzaklýðýný (distance-to-default) daha doðru
ölçmeye ve mevduat sigortacýsýnýn en büyük
risklerinden biri olan “düzenleyicinin
ertelemesini” (regulatory forbarence)
önlemeye imkan vermektedir.
Mevduat Sigortacýlýðýnda Riskler
Dr. Rýdvan ÇABUKEL
TMSF Baþkan Yrd.
*Ýktisadi Araþtýrmalar Vakfý tarafýndan
25 Nisan 2008 tarihinde
gerçekleþtirilen “Basel II Çerçevesinde
Finans Kesiminde Risk Algýsý ve
Risklerin Yönetimi” konulu
konferansta Fon Baþkan Yardýmcýsý
Dr. Rýdvan ÇABUKEL tarafýndan
yapýlan sunum ve konuþma esas
alýnmak suretiyle hazýrlanmýþtýr.
6
TMSF’nin mevduat sigorta kurumu olarak
sigortalama, yatýrým ve çözümleme olmak
üzere üç temel faaliyeti bulunmaktadýr. Bu
faaliyetler farklý boyutlarda kredi riski,
operasyonel risk ve piyasa riskini
barýndýrmaktadýr. Basel II, TMSF için yüksek
bir risk alaný olan sigortalama faaliyetindeki
kredi riskini etkileyecektir.
Sigortalama faaliyetindeki kredi riskinin tespiti
için sektörün yapýsýnýn incelenmesi
gerekmektedir. Mevduat bankalarýnýn Þubat
2008 dönemindeki bilançosuna baktýðýmýz
zaman yaklaþýk 575 milyar YTL’lik bir aktif
toplamý vardýr. Bunun 291 milyar YTL’lik kýsmý
k r e d i l e r d e n o l u þ m a k t a d ý r. H a z i n e
Tablo1: Mevduat Sigortacýlýðýnda Riskler
bonosu/tahviller 180 milyar YTL, Diðer Aktifler
ise 104 Milyar YTL tutarýndadýr. Pasif yapýsýna
baktýðýmýzda ise 365 milyar YTL’lik mevduat
büyüklüðü bulunmaktadýr. Bunun içerisinde
sigortalý olan kýsým 111 milyar YTL olup TMSF
olarak sorumlu olduðumuz tutar bu miktar
ile sýnýrlýdýr. Kredi riski anlamýnda TMSF’nin
taahhüt ettiði ve herhangi bir banka iflas
ettiði zaman ödeyeceði kýsým burasýdýr.
Mevduat sigorta kurumlarýnýn ödeme
taahhütlerini yerine getirebilmeleri için üye
kuruluþlardan fon toplamalarý gerekmektedir.
Sigorta prim tahsilatý olarak tanýmlanan bu
uygulamayý TMSF, kuruluþ tarihi olan 1983’ten
beri yapmaktadýr. Diðer taraftan, TMSF’nin
taahhüt ettiði ve üzerinden prim topladýðý
tutar 111 milyar YTL olmakla birlikte BDDK
tarafýndan bir bankanýn faaliyet izninin
kaldýrýlmasý veya temettü hariç ortaklýk haklarý
ile yönetim ve denetiminin TMSF’ye
devredilmesi seçenekleri, sonuçlarý bakýmýndan
farklýlýk arz etmektedir. Bankanýn devir edilmesi
durumunda TMSF’nin sigorta kapsamý
deðiþmekte, pasifteki mevduatýn tamamý ve
diðer borçlarla birlikte tüm yükümlülükleri
kapsayan bir sorumluluk tutarý ortaya
çýkmaktadýr. Böyle bir durumda TMSF,
mevduat, diðer borçlar ve bilanço dýþý
iþlemlerin toplamý olan 776 milyar YTL’lik bir
MAKALE
sorumluluðun altýna girmektedir. Bu durum
en basit anlamda kredi riski mantýðýyla
fiyatlama veya metodoloji geliþtirme
konusunda belirsizlik yaratmakta ve kredi
riskinin boyutlarýný deðiþtirmektedir.
Tablo2: Bankacýlýk Sektörü Özet Bilançosu:
(Milyar YTL, Þubat 2008)
Mevduat ve Katýlým Bankalarý Toplamý
Kredi
291 Mevduat
Hazine Bonosu/Tahvil 180 Sigortalý Mevduat
Diðer
104 Diðer
Özkaynak
ToplamAktif
575 Toplam Pasif
Bilanço dýþý
269
365
111
142
68
575
(gayri nakdi & taahhütler)
Kaynak: BDDK Aylýk Bülten Nisan 2008
Mevduat Sigortacýlýðýnda Kredi Riski:
TMSF, maruz kaldýðý kredi riski nedeniyle bir
fon rezervi bulundurmaktadýr. Söz konusu
rezerv, beklenen ve beklenmeyen kayýplarý
karþýlayacak düzeyde olmalýdýr. Bu anlamda,
her bir banka için beklenen kayýp (EL) aþaðýdaki
þekilde hesaplanabilir.
EL= EAD*PD*LGD
(1)
Mevduat Sigorta Rezervi= EL+UL
(2)
Diðer taraftan, TMSF’nin beklenmeyen kayýplar
(UL) nedeniyle de sermaye bulundurma
yükümlülüðü vardýr. Bu iki kalemi topladýðýmýz
zaman mevduat sigorta rezervine ulaþýyoruz.
TMSF, Mayýs 2008 itibariyle mevduat sigorta
rezervinde yaklaþýk 4.2 milyar YTL’lik bir fon
bulundurmaktadýr. Sadece sektörden toplanan
sigorta primleriyle bu tutar yýllýk yaklaþýk 500
milyon YTL artmaktadýr.
Herhangi bir üye bankanýn temerrüde düþmesi
durumunda TMSF’nin uðrayacaðý kaybýn
hesaplanmasý öncelikle temerrüde düþme
olasýlýðý bulunan bankanýn aktiflerinin tahsil
kabiliyetini, dolayýsýyla piyasa deðerlerini
tahmin edebilmeyi gerektirir. Herhangi bir
þekilde bir banka TMSF’ye devredildiðinde,
TMSF sigortaya tabi mevduatý ödemekte ve
mevduat sahibinin yerine geçerek iflas
masasýndan öncelikli alacaklý konumuna
geçmektedir. TMSF’nin iflas masasýndan
alamadýðý kýsým bankanýn çözümlenmesi ile
karþýlanamayan kayýp olan LGD’dir. TMSF’nin
bankanýn aktiflerinin çözümleyip oradan bir
gelir elde etmesi gerekiyor. Bu yolla ödenen
sigortalý mevduatýn bir kýsmý geri
alýnabilmektedir. TMSF olarak þu anda aktif
satýþlarý yoluyla geri kazaným faaliyetleri
yürütmekteyiz.
Basel II ile bankanýn temerrüt olasýlýðý olarak
tanýmlanan PD’nin tahmini daha doðru ve
saðlýklý hale gelirken LGD’nin de daha düþük
seviyelerde olmasý mümkün hale gelmektedir.
Çünkü “back to back” ve fiktif kredilendirme
süreçlerinin doðru bir þekilde deðerlendirilmesi
TMSF’nin geri kazanýmýný artýracaktýr.
Basel II, kredilendirme
süreçlerindeki iyileþtirmeler
nedeniyle LGD’yi tahmin ve
azaltma anlamýnda katký
saðlayacaktýr. Ancak bu her üç
yapýsal bloðun da bir bütün halinde
uygulanmasý ile mümkün olacaktýr.
Türkiye Deneyimi
26 bankadan 20’si devir suretiyle 5’i ise tasfiye
süreciyle TMSF’ye devredilmiþtir. Bugüne kadar
tarihi maliyetlerle 28 milyar dolarlýk bir kaynak
aktarýmý olmuþtur. Aralýk 2007 itibariyle bunun
15.7 milyar dolarý tahsil edilmiþ ve yaklaþýk 7
milyar dolarlýk bir tahsilat beklentimiz
bulunmaktadýr. 20 bankanýn devir yoluyla
TMSF’ye geçmesi sigortaya tabi mevduat
tutarýný (EAD) artýrmýþtýr. Tabi ki geçmiþte
bilançolarýn uluslararasý muhasebe
standartlarýna uygun olmamasý ve gerçeði
yansýtmamasý nedeniyle temerrüt olasýlýklarý
(PD) doðru bir þekilde ölçülememiþtir.
Kanada modeli esas alýnarak geliþtirdiðimiz
“risk esaslý sigorta tarifesi” bankanýn faaliyetleri
nedeniyle mevduat sigortacýsýnýn maruz
kaldýðý riski bankalar arasýnda paylaþtýrmaya
yarayan bir araçtýr. Risk esaslý sigorta tarifesi
PD yanýnda, LGD’yi ölçmeye yarayan unsurlar
içermektedir.
TMSF olarak amacýmýz temerrüt olasýlýklarýnýn
(PD) doðru tahmin edilmesi ve düþürülmesidir.
Bu da Basel-II’nin her üç yapýsal bloðunun
birlikte uygulanmasý halinde gerçekleþebilecek
bir durumdur. Sermaye yükümlülüðünde
görülen düþüþler bankalarýn sermaye yeterlilik
rasyolarýný yukarý çekmektedir. Bankalarýn
lehine gibi görülen bu durum aslýnda bankalarý
temerrüde yaklaþtýrmaktadýr. Northern Rock
krizinde yaþanan durum budur ve bu olay
dünyanýn en iyi denetim otoritelerinden
birisinin bulunduðu bir ülkede yaþanmýþtýr.
Sonuç
Basel II, kredilendirme süreçlerindeki
iyileþtirmeler nedeniyle LGD’yi tahmin ve
azaltma anlamýnda katký saðlayacaktýr. Ancak
bu her üç yapýsal bloðun da bir bütün halinde
uygulanmasý ile mümkün olacaktýr.
7
RÖPORTAJ
AHMET MUTLU ile RÖPORTAJ:
RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ
Çözümleme süreçleri; ana faaliyetler, kritik faaliyetler ve alt adýmlar olarak belirlendi
ve bunlara iliþkin dokümanlarýn kýsaca “barkodlama” diyebileceðim numaralama sistemi
ile elektronik ortama atýlmasý benimsendi. Fona devredilen bir banka adeta bir fabrikadaki
üretim bandý gibi fon da çözümleme yani üretim bandýna giriyor.
Çatý dergisi olarak bu sayýmýzda,
Kurumumuzda yürütülen projelerin en kapsamlý
olaný “Raf Temizliði Projesi” yöneticisi Sn.
Ahmet MUTLU ile yaptýðýmýz sohbeti
yayýnlýyoruz.
Çatý: Kýsaca projeden ve projenin ortaya
çýkýþýndan bahseder misiniz?
Mutlu: Raf temizliði projesi, bu isimle
olmasada çoktandýr gündemimizde idi. 2004
Aðustos ayýnda Varlýk Yönetim Daire
Baþkanlýðýna baþladýðýmdan kýsa bir süre sonra
o zamanki Fon Bþk.Yrd. Sn. Ferruh Tunç ile,
Fon’a devredilen bankalarla ilgili
yapýlan/yapýlacak iþlerin envanterini çýkarma
ve bu bankalarla ilgili bundan sonraki sürece
iliþkin bir yol haritasý belirleme fikri üzerine
hep konuþtuk. Bu konuþmalar üzerine dar
kapsamlý da olsa Fon bankalarý ile ilgili temel
bilgileri belli bir sistematiðe baðlý olarak derleyip
OPA’ya koyduk. Yaklaþýk 2.5 yýldan beri bu
bilgiler OPA’da var. Bunlar kýsaca, Fon
bankalarýnýn statüsü ve sorunlarý ile ilgili temel
bilgilerin yer aldýðý Power point sunumlar,
Banka Çözümleme Kronolojileri, Denetim
Raporlarý ve bu bankalarýn Fon’a Maliyeti ile
ilgili “Rakamlarla Çözümleme” baþlýðý (linki)
altýnda yer almaktadýr. Bu çalýþmalar bir
baþlangýç çalýþmasý niteliðindedir. Zamanla Fon
bankalarý ile ilgili çözümleme süreçlerinin etkin
yönetilmesi ve raporlanmasý için bu çalýþmalarýn
çok baþlangýç seviyede kaldýðýný gördük ve
daha kapsamlý bir çalýþma nasýl yapýlýrýn
arayýþýna girdik.
Aslýnda yapýlacak çalýþma sonucunun ne olmasý
gerektiðini az çok biliyorduk ama nasýlý bizi
biraz ürkütüyordu. Bu çok kapsamlý ve yorucu
çalýþmaya bir türlü baþlayamýyorduk. Bunda
bir çok faktör var en önemlisi günlük iþlerin
zamanýmýzýn büyük bir bölümünü almasý ve
sonuçta stratejik konulara odaklanamamamýz,
Ancak Ferruh Bey her toplantýda bu konuyu
bir þekilde açmaya baþlamýþtý ve artýk zamaný
Ahmet MUTLU
Denetim Daire Baþkaný
8
da gelmiþti ve biz çalýþmalara baþladýk. Sayýca
çok ve uzun toplantýlar yapýldý. Fon bankalarýnýn
çözümleme süreçlerinin elektronik ortamda
nasýl takip edilebileceðinin tasarýmý üzerine
çok uzun müzakaereler ve çalýþmalar yapýldý.
Bu çalýþmalardan bahsetmenin bu röportajýn
hacmine sýðmayacaðýný biliyorum. Sonuçta
çözümleme süreçleri; ana faaliyetler, kritik
faaliyetler ve alt adýmlar olarak belirlendi ve
bunlara iliþkin dokümanlarýn kýsaca
“barkodlama” diyebileceðim numaralama
sistemi ile elektronik ortama atýlmasý
benimsendi. Yani her bir dokümanýn bir
numarasý olacaktý. Bu numara o evraðýn hangi
banka, hangi ana faaliyet, hangi kritik faaliyet,
hangi alt adým ve hangi doküman grubuna
ait olduðunu belirtecekti. Bu esaslar dahilinde
sisteme atýlan evraðýn çaðrýlmasý da ayný
yöntemle olacaðý için dokümana ulaþmada
ciddi bir kolaylýk ve zaman tasarrufu
saðlanacaktý. Ayrýca sisteme atýlacak
dökumanlarý hangi kaynaklardan temin
edebileceðimiz üzerine de çalýþma yaptýk. Proje
çalýþmalarý bu sistem dahilinde belirlenen
döküman gruplarýnýn yine belirlenen
kaynaklardan temin edilip sisteme mutabýk
kalýnan yöntemle atýlmasý ile baþladý.
Çatý: Bu projenin çok ciddi ve kapsamlý
bir çalýþma gerektirdiðini söylediniz. Bunu
açarmýsýnýz?
Mutlu: Tabiiki. Fona devredilen bir banka
adeta bir fabrikadaki üretim bandý gibi fon da
çözümleme üretim bandýna giriyor. Önce
Varlýk Yönetimi Daresine geliyor bu dairede
rehabilitasyon, satýþ gibi belli bazý süreçlerden
geçiyor. Satýþý mümkün olmayan bankalarýn
aktif (ve pasifleri) ya Fona ( Tahsilat, Ýþtirak ve
Gayrimenkul Dairesi) ya da Fon bankalarýna
devrediliyor veya banka topluca bir baþka Fon
bankasýna devrediliyor. Yani özetle bir bankanýn
çözümleme süreçlerine Fonun neredeyse tüm
daireleri dahil oluyor. Bu süreçlerin ortaya
RÖPORTAJ
çýkarýlmasý dediðimiz anda Fonun bu
dairelerinin tüm iþlemlerine ulaþmamýz
gerekiyor. Bu gerçekten çok kapsamlý ve oldukça
yorucu ve iddialý bir iþ.
Burada bir anekdot nakletmek istiyorum.
Sanýrým ne demek istediðim daha net anlaþýlýr.
Raf Temizliði Projesi çalýþma gruplarýný
oluþturduktan sonra ilk toplantýlardan biriydi
yanlýþ hatýrlamýyorsam. Asma katta toplanmýþtýk
O zamanki proje yöneticisi Ferruh Bey proje
kapsamýnda yapýlmasý gerekenleri anlattýktan
sonra; “Bu çok iddialý bir proje, baþarabilirsek
bu büyük bir baþarý olacak, ancak bu projenin
fiyasko olma ihtimali de var. Bana göre ikisi
de eþit ihtimal” tarzýnda vurucu bir cümlesi
olmuþtu.
Biz kendi adýmýza mesajý çok net almýþtýk. Çok
iddialý bir iþe baþladýðýmýzýn farkýndaydýk. Çok
zorlu ve engebelerle dolu bir yola koyulmuþtuk.
Nitekim geliþmeler bunu gösterdi. Þunu demek
istiyorum. Projeye birlikte baþladýðýmýz kiþilerden
bazýlarý daha ilk durakta trenden indi. Ara
duraklardan binenlerden bazýlarý bir kaç durak
bazýlarý fazla, ama çoðu treni terketti. Ýlk
duraktan itibaren tren yolculuðuna devam
edenler bir elin parmaðý sayýsý kadar. Bunu
þikayet için söylemiyorum tutulan yolun zorluk
ve engebelerini göstermek amacým. Burada
katkýda bulunan herkese de teþekkür ediyorum.
Çatý: Bu Zorluklardan bahseder misiniz?
Mutlu: Proje grubu; çözümleme süreçlerine
aktif olarak dahil olan 7 daireden seçilen
uzmanlardan oluþan çalýþma gruplarýndan
oluþmuþtu. Bir de yöneticilerden oluþan
Yönlendirme Komitesi vardý. Temel sorun, proje
grubunda çalýþan personelin günlük iþlerinin
oldukça yoðun olmasý nedeniyle projeye yeterli
zaman ayýramamasý ve odaklanamamasý idi.
Burda itiaaf etmek istiyorum. Bu projenin
yönetiminde baþlangýçtaki temel hatamýz
bence çalýþma grublarýný tam zamanlý
oluþturmamamýz olmuþtur. Bu durum
çalýþmalara ciddi manada sekte vurdu. Çünkü
proje çalýþmalarý ciddi bir konsantrasyonu
gerektiriyordu. Günlük iþlerden arta kalan
zamanda o da eðer moral motivasyon uygunsa
çalýþmalar yapýlabiliyordu. Bu durumda Dairenin
iþleri öncelendiði için çalýþmalarda aksamalar
yaþanýyor, ortaya çýkan ürün de istenilen
kývamda olamýyordu.P rojeye yeni katýlan kiþilere
projeyi anlatmak ve onlarý ikna etmek çok
zamanýmýzý alýyordu.Toplantýlarda çok fazla
kiþi olabiliyordu ama aktif katký saðlayanlar
sýnýrlý idi. Bunlar þu anda aklýma gelen genel
problemler...
David A. Schmaltz “Körler ve Fil” kitabýnýn bir
yerinde;
“Her projenin baþlangýcýnda bir duvar vardýr.
Çok dikkatli davranýn etrafýnýzý iyice gözden
geçirin, yoksa onu farkedemezsiniz. Gördükten
sonra onu ortadan kaldýrmak isteyebilirsiniz.Bu
duvar projenize yararlý olabilir,ama ilk baþta
anlamlý bir ilerlemenin önünde bir engel
oluþturuyormuþ gibi görünür.”
Þeklinde bir uyarý yapýyor.
(Sayfa 40) hatta konunun baþ kýsmýnda;
(körlerin) “birincisi Fil’e yanaþtý. Ve rastlantý
sonucu yaslanýnca geniþ ve güçlü gövdesine
“Aman Tanrým bu fil týpký bir duvar gibi”
alýntýsýný koymuþ. Bu bana çok anlamlý gelmiþti.
Her bir duvar aslýnda projeye ve proje
çalýþanlarýna bir þey katmýþtý. Yani þunu demek
istiyorum her bir sorunu ,engeli avantaja ve
yeni bir açýlýma çevirmeyi baþardýk Ben zorluklarý
böyle deðerlendiriyorum. Zaten o anda
yaþanan sýkýntýlar çabuk unutuluyor ama
kazanýmlar kalýcý oluyor.
Çok iddialý bir iþe
baþladýðýmýzýn farkýndaydýk. Çok
zorlu ve engebelerle dolu bir yola
koyulmuþtuk. Nitekim geliþmeler
bunu gösterdi. Þunu demek
istiyorum. Projeye birlikte
baþladýðýmýz kiþilerden bazýlarý
daha ilk durakta trenden indi. Ara
duraklardan binenlerden bazýlarý
bir kaç durak bazýlarý fazla, ama
çoðu treni terketti. Ýlk duraktan
itibaren tren yolculuðuna devam
edenler bir elin parmaðý sayýsý
kadar. Bunu þikayet için
söylemiyorum tutulan yolun zorluk
ve engebelerini göstermek
amacým. Burada katkýda bulunan
herkese de teþekkür ediyorum.
Çatý: Proje þu anda ne aþamada?
Mutlu: Proje þu anda aslýnda bitme
aþamasýnda. Bunu daha açýk söylemek
gerekirse, projenin normal süresi
31.12.2007’de bitmiþti. Bu tarihte 20 banka
ile ilgili dokümanlar (toplam yaklaþýk 6500
adet doküman 40.000 sayfa evrak) elektronik
ortama aktarýlmýþ ve 20 adet çözümlenen
banka ve 5 adet iflas bankasý ile ilgili raporlar
hazýrlanmýþtýr. Ancak bu raporlarýn kamuoyu
ile paylaþýlacak kývamda olmadýðýna dair oluþan
yaygýn kanaat üzerine yeni bir çalýþma grubu
ile bu raporlarýn yeniden gözden geçirilmesi
eksikliklerinin giderilmesi, uslup birliði
saðlanmasý için yeni bir çalýþma baþlatýdý. Þu
an itibariyle 12 banka raporunun çalýþma
grubu tarafýndan editasyonu bitirilmiþtir ve
editörümüze gönderilmiþtir.
Bu arada editörümüzün fonksiyonundan da
bahsetmek istiyorum. Çalýþma Grubu
tarafýndan nihai hale getirilen raporlar
editörümüz Sn.Dr.Yaþar ERDÝNǒe gönderiliyor.
kýsaca söylemek gerekirse, editörümüz bu
raporlarý kitaplaþtýrýyor. Yani çözümleme ile
ilgili teknik süreçleri tablo resim ve uslup
yardýmýyla daha anlaþýlýr ve akýcý hale getiriyor.
Þu an itibariyle de editörümüz toplam 10
raporu da kitap haline getirmiþ bulunmaktadýr.
Ýnþallah kýsa bir süre içersinde kalan banka
raporlarý da editasyon sürecinden geçip
kitaplaþacaktýr. Çalýþma planlarýmýzý, Ekim ayý
ortasý Proje tanýtýmýný yapacak ve ürünlerimizi
9
RÖPORTAJ
Raf temizliði” marka ve
konsepti tasarlanacak, kitaplar
bu konsepe uygun olarak
dizgilenecek. Ayrýca raf temizliði
web sitesi tasarýmýmýz olacak. Bu
adreste banka kitaplarý ve genel
raporlar (e-book) kamuoyu ile
paylaþýlacak
kamuoyu ile paylaþmaya hazýr olacak þekilde
dizayn ettik.
Çatý: Bundan sonraki çalýþmalar hakkýnda
da kýsaca bilgi verirmisiniz?
Mutlu: Bundan sonra yapýlacak çalýþmalarý
sýralayacak olursak birincisi editörden geçen
banka kitaplarýnýn dizgi baský süreci var. Bu
aþamada kitaplarýn dizgisi yapýlacak ve baskýya
hazýr hale getirilecek ancak daha önce belki
eþ zamanlý kitap konsep tasarýmý bölümü var.
Bu bölümde “raf temizliði” marka ve konsepti
tasarlanacak, kitaplar bu konsepe uygun olarak
dizgilenecek. Ayrýca raf temizliði web sitesi
tasarýmýmýzolacak. Bu adreste banka kitaplarý
ve genel raporlar (e-book) kamuoyu ile
paylaþýlacak , Bu ortamdaki elektronik kitaplar
sürekli güncellenecek. Bunlarýn dýþýnda projenin
ürünlerinin tanýtýmý için yapýlmasý düþünülen
etkinlikler var. Bu etkinlikleri seçilen danýþman
firma bizimle koordineli bir þekilde organize
edecek.
Çatý: Peki son olarak projenin ürünleri
neler olacak bir kez daha
somutlaþtýrýrsak... bize bunlardan
bahsedermisiniz?
Mutlu: Aslýnda önceki soruda bu ürünlerden
10
kýsmen bahsettim.Toparlamak gerekirse bu
projenin ürünlerini iki ana katagoride ele
alabiliriz. Birincisi bizim yani Fon çalýþanlarýnýn
kullanýmýna açýk olacak ürünler var. Bunlardan
ilki “Elektronik Bilgi Takip Seti” bu ortamda
Fon bankalarýnýn çözümleme süreçlerine iliþkin
tüm dokümanlara arama moturu vasýtasýyla
kolaylýkla ulaþýlabilecektir. Diðeri, kamuoyu ile
paylaþýlan banka kitaplarýnýn en geniþ hali
sürekli güncellenecek þekilde Fon çalýþanlarýnýn
eriþimine sunulacaktýr.
Kamuoyu ile paylaþacaðýmýz ürünler ise herbir
Fon bankasýnýn Fona devir nedenleri ve Fon’daki
banka çözümlemelerinin idari, mali ve hukuki
çerçevesini ve uygulama sonuçlarýný ihtiva
eden kitaplar ile bu kitaplarýn e-book
formatýnda sürekli güncel halde tutulacaðý
web ortamý.
Çatý: Teþekkür ediyoruz. Çalýþmalarýnýzda
baþarýlar diliyoruz.
Mutlu: Ben teþekkür ederim, bana projenin
tanýtýmý için böyle bir fýrsatý verdiðiniz için
minnettarým. Aslýnda söylenecek çok þey var.
Ümit ederim proje bittikten sonra, baþtan sona
yaþadýklarýmýzý yazma iþi ayrý bir
çalýþma olur.
MAKALE
MEVDUAT SÝGORTACILIÐI ve
BANKA KAYNAKLARININ KORUNMASINDAKÝ ROLÜ
Mevduat sigortasý uygulamasý, mevduatýn korunmasý konusunda oluþturulan
kurumlarýn en geliþmiþidir ve mevduatýn riskinin belli oranda garanti edilmesinden
doðan mali külfetin, bankacýlýk sistemi tarafýndan karþýlanmasý ilkesine dayanmaktadýr.
I. GÝRÝÞ
Bankacýlýk sektörünün saðlýklý bir þekilde
iþlemesi, kuþkusuz ekonominin tümü için büyük
önem arz etmektedir. Bankalarýn karþýlaþtýklarý
en önemli sorunlardan birisi mevduat
sahiplerinin birikimlerini ayný anda çekmek
istemesidir. Bununla birlikte, yayýlma etkisiyle
bankalardan birinde ortaya çýkan bir problem
diðer bankalarý da etkileyecek ve tüm sistem
için genel bir problem oluþabilecektir. Bu
nedenle birçok ülke, banka mevduatlarýna
güvence saðlamakta ve nihai borç verme ve
denetim mekanizmalarý aracýlýðýyla mevduatýn
korunmasýna yönelik güvenlik çemberi
oluþturmaktadýr. Mevduat sigortasý, tasarruf
sahipleri tarafýndan bankalara yatýrýlan
mevduatýn geri ödenmesini güvence altýna
almak amacýyla oluþturulan bir sigorta
sistemidir. Mevduat sigortasý sistemi, tasarruf
sahiplerine mevduatýnýn her halükarda geri
ödeneceði hususunda bir güvence saðlayarak
özellikle finansal panikler sonucunda bankacýlýk
sisteminin çökmesini engellemeyi
amaçlamaktadýr.
Bu çalýþmamýz, bankacýlýk sektörü ve sektör
kaynaklarýnýn korunmasý açýsýndan mevduat
sigortacýlýðýnýn dünya örnekleri ve Türkiye
uygulamasý çerçevesinde öneminin
d e ð e r l e n d i r m e s i n i a m a ç l a m a k t a d ý r.
2. Mevduat Sigortasýnýn Tanýmý ve Banka
Kaynaklarýnýn Korunmasýndaki Ýþlevi
Bir ülkenin mevduat sigortasý uygulamasýna
yönelmesinin birçok sebebi olabilir. Bunlar,
hesap sahiplerinin sigortalý mevduatlarýnýn
derhal geri ödenebilmesini saðlayacak bir
müþteri korumasý saðlanmasý; kamu düzeni
ve finansal istikrarýn korunmasý amacýna matuf
olarak banka iflaslarýnýn çözümlenmesi ve
yayýlmasýnýn önlenmesi; tasarruflarýn arttýrýlarak
ekonomik kalkýnmanýn teþvik edilmesi; küçük
ve yeni kurulan bankalara, büyük çaplý bankalar
ve kamu bankalarýyla rekabet edebilme imkaný
verilmesi; hükümetin banka iflaslarý karþýsýnda
üstleneceði maliyetlerin sýnýrlarýnýn belirlenmesi
ve diðer bankalarýn, çözümleme sürecine giren
bankalara katkýda bulunmasýnýn saðlanmasý
olarak sýralanabilir 1 . Mevduat sigortasý
uygulamasý, mevduatýn korunmasý konusunda
oluþturulan kurumlarýn en geliþmiþidir ve
mevduatýn riskinin belli oranda garanti
edilmesinden doðan mali külfetin, bankacýlýk
sistemi tarafýndan karþýlanmasý ilkesine
dayanmaktadýr2.
3.Mevduatýn Korunmasý Amacýna Yönelik
Sistemler
Mevduatýn korunmasý amacýna yönelik olarak
iki ana sistemden bahsedebiliriz. Bunlar, zýmni
(örtülü) mevduat koruma sistemi ve açýk
mevduat sigorta sistemidir3.
Zýmni mevduat korumasýnda idari otoritenin,
farklý durumlarda mevduatlar üzerinde bir
korunmanýn saðlanýp saðlanmayacaðý;
saðlanacaksa bu korunmasýnýn nasýl
saðlanacaðý, kapsamý, limiti ve korumanýn
maliyeti, finansmanýn nasýl saðlanacaðý
konusunda karar almasý gerekmektedir4. Uzun
vadede ucuz olduðu için tercih edilen ve
savunulan bu sistem, normal olarak bu amaçla
ayrýlmýþ herhangi bir fon bulunmadýðýndan,
devlet bütçesince, Merkez Bankasýnca ya da
bankalar için tahakkuk ettirilen özel kesintilerle
finanse edilmektedir5. Açýk mevduat sigortasý
sistemi ise, kanun ve düzenlemelerle
tanýmlanmýþtýr. Bu sistemde, sigortanýn
kapsamý, katýlýmcýlar, fonlama ve fiyatlandýrma
1 Garcia, Deposit Insurance and Crisis Management, 2000, s.8.
2 Ayzýt, M., Dünyada ve Türkiye’de Mevduat Sigorta Sistemi Uygulamalarý, TCMB, 2004, s.4.
3 Garcia, a.g.e, s.12.
4 Çalýk, A., Mevduatlarýn Korunmasý ve Mevduat Sigorta Sistemleri, 2003,s.59.
5 Mesutoðlu, B., Dünyada Mevduat Sigortasý Uygulamalarý ve Türkiye Ýçin Öneriler, Ankara, 1997, s.29.
Bülent GÝRGÝN
Fon Denetçisi
Ýsmail ACAR
Fon Denetçisi
Çaðrý SEYFÝ
Fon Denetçisi
11
MAKALE
Fonun bünyesinde
bulundurmasý gereken varlýklar
deðerlendirilirken; fondaki tutarlar
nispeten düþük riskli varlýklara
yatýrýlmalý; bu varlýklar, mümkün
olduðunca likit olmalý; fon
yatýrýmlarý piyasalarda rekabeti
bozucu etkilere neden olmamalý
ve fon varlýklarýnýn satýþý büyük
parasal etkiler yaratmamalýdýr.
gibi konular önceden belirlenmiþtir. Sigorta
sistemi, kapsama dahil edilen mevduat
miktarýna göre üç gruba ayrýlmaktadýr. Bunlar;
I.Sýnýrlý kapsamlý sigorta sistemi,
II.Tam kapsamlý sigorta sistemi,
III.Yetkili otorite tarafýndan belirlenen sigorta
sistemidir.
Sýnýrlý kapsamlý sigortada, bankalarda bulunan
tasarruf mevduatlarýnýn sigorta limiti dahilinde
olan kýsmý sigorta kapsamýna alýnýrken, limiti
aþan kýsmý kapsam dýþý býrakýlmaktadýr.
Tam kapsamlý sigortada, bankacýlýk sektöründen
tasarruflarýn çekilmesinin önlenmesi ve sektörde
güven ortamýnýn oluþturulmasý için
bankalardaki mevduatýn tamamý sigorta
kapsamýna alýnmaktadýr.
Yetkili otorite tarafýndan belirlenen sigorta
sisteminde, kapsama alýnacak mevduat
miktarýnýn belirlenmesi esnasýnda küçük tasarruf
sahiplerinin güvence altýna alýnmasýna dikkat
edilir. Bu yöntemde yetkili otorite, gerekli
gördüðü hallerde kapsama giren mevduat
miktarýnda deðiþiklikler yapabilir. Genel olarak
bakýldýðýnda, açýk mevduat sigortasý sisteminin,
zýmni korumaya göre, amaca ulaþmada daha
iþlevsel olduðu görülmektedir.
4.Mevduat Sigortacýlýðýnýn Ýþleyiþi
Sisteme üyelik zorunlu veya isteðe baðlý
olabilmektedir. Büyük çoðunlukla, bankalar
zorunlu üyeliðin olmadýðý ülkelerde bile sisteme
dahil olmaktadýrlar. Bunun sebebi, mudilerin
böyle bir sistemin varlýðýndan haberdar olmalarý
ve iþleyiþe duyarlýlýklarýndan kaynaklanmasýdýr.6
Ahlaki tehlikenin azaltýlmasý ve dolayýsýyla
mevduat sigorta fiyatýnýn düþürülmesi için
sigorta kapsam ve tutarýnýn uygun þekilde
belirlenmesi gerekir. Kapsamýn düþük olmasý,
istikrarsýzlýðý artýrarak mevduat kaçýþýna neden
olabilir. Kapsamýn yüksek olmasý durumunda
ise bankalar aþýrý risk alabilecek, mudiler bir
ayrým yapmadan daha riskli bankalara
yönelebilecektir.7
Kapsamdan sonra mevduatýn ne kadarýnýn
garanti edileceði hususunun belirlenmesi
gerekir. Uygulamada genellikle, mevduat sahibi
ya da mevduat hesabý baþýna sigorta limiti
göze çarpmaktadýr. Banka bazýnda mevduat
sahibi baþýna sigorta uygulamasý yaygýn olarak
kullanýlan uygulamadýr.
Sigortanýn kapsam ve tutarý ne olursa olsun
iflas eden bankalarda, küçük tutarda mevduata
sahip mudilerin mevduatlarýnýn, gecikmeksizin
12
en kýsa sürede ödenmesi gereklidir.
Bir bankanýn iflas etmesi durumunda mudilere
geri ödemenin derhal yapýlabilmesi için
mevduat sigorta kuruluþunun hazýrda bir
kaynaðý olmalýdýr. Aksi halde mevduat
ödemelerinde yaþanmasý muhtemel bir
gecikme, sisteme olan güveni zedeleyecek ve
maliyeti artmasýna neden olacaktýr. Sistemin
fonlanmasý özel teþebbüs ya da kamu
tarafýndan veya ikisinin ortak katýlýmýyla
olabilmektedir.
Primler düzenli olarak veya kayýplar
oluþtuðunda tahsil edilebilir. Üye bankalar bu
sistemden kendileri ve mevduat sahipleri adýna
faydalandýklarý sürece maliyetini ödemekle
yükümlüdürler.8
Mevduat sigortasý fonu için uygun bir büyüklük
belirlemek güçtür. Çünkü iflaslarýn kapsamýný,
yani ne sayýda ve ne büyüklükte olacaðýný
kestirmek mümkün deðildir. Karar alýcýlar, fon
mevcudunun sigortalý mevduata oranýný bir
gösterge olarak kullanmaktadýrlar. Örneðin,
ABD’de bu oranýn % 1,25, Hollanda’da ise %
2 olmasý öngörülmektedir.9
Fonun bünyesinde bulundurmasý gereken
varlýklar deðerlendirilirken; fondaki tutarlar
nispeten düþük riskli varlýklara yatýrýlmalý; bu
varlýklar, mümkün olduðunca likit olmalý; fon
yatýrýmlarý piyasalarda rekabeti bozucu etkilere
neden olmamalý ve fon varlýklarýnýn satýþý büyük
parasal etkiler yaratmamalýdýr.
Mevduat sigorta sisteminde fiyatlama
doðrudan prim sistemine yansýmaktadýr. Birçok
sistemde primler toplam mevduat üzerinden
alýnýrken, sadece sigorta kapsamýnda olan
mevduatlar üzerinden prim alýnan sistemler
de bulunmaktadýr. Bu konuda baþka bir yöntem
de riske dayalý prim uygulamasýdýr. 1 0
Kolay ve basit olmasý nedeniyle, toplam ve
sigortaya tabi mevduat üzerinden prim alýnmasý
uygulamasýna yoðun olarak rastlanmaktadýr.
Bununla birlikte, bankanýn sisteme getirdiði
yükü tam olarak yansýtmamasý ve ek bir
maliyete maruz kalmadan risklerini artýrmasý
nedenleriyle bu uygulamalar eleþtiri konusu
olmakta, riske dayalý prim uygulamasý tavsiye
edilmektedir. Riske dayalý prim uygulamasý,
bankalarýn daha ihtiyatlý risk alýmýný teþvik
ederek, bu eleþtirileri azaltabilir. Bu sistemin
6 Bayraktutan,Y. ve Güneþ,N., Dünyada ve Türkiye'de Mevduat
Sigortacýlýðý, Active Dergisi Yr:2007 No:52, s.3
7 A.g.m., s.3
8 A.g.m., s.3
9 Mesutoðlu, a.g.e, s. 38.
10 Bayraktutan,Y.,a.g.m., s.4
MAKALE
uygulanmasý, gerekli bilgi birikimi saðlandýðýnda
tercih edilmektedir.
Riske dayalý sistemler önemli sorunlarý da
bünyesinde barýndýrmaktadýr. Bunlardan en
önemlisi, prim farklýlaþtýrmasýna esas teþkil
etmek üzere, bankalarýn toplam riskinin
ölçülmesi sorunudur. Bankalarýn riskini ölçmek,
çok karmaþýk ve zor bir iþ olup özel ihtisas
gerektirmektedir. Ölçme ve deðerlendirme
sorunlarý yanýnda, risk derecesi yüksek
bankalardan daha fazla prim alýnmasý, riskli
bankalarýn likidite sorunlarýný
arttýrabilmektedir.11 Riskin fiyatlandýrýlmasýnda
genelde sermaye yeterliliði rasyolarý
k u l l a n ý l m a k t a d ý r. B u n u n n e d e n i ,
mevduat/sermaye veya aktifler/öz varlýklar oraný
arttýðý ölçüde bankalarýn iflas etme risklerinin
de artmasýdýr.
5.Mevduat Sigortacýlýðýnýn Getirdiði
Olumsuzluklar
Mevduat sigortasý, bankalarýn risk alýmýný teþvik
edici bir özelliði vardýr. Bunun nihai sonucu
olarak ortaya çýkan olumsuzluklar ise ahlaki
risk ve batmasýna izin verilmeyecek kadar büyük
olma politikasý düþüncesidir. Finans
dünyasýndaki asimetrik bilgi sonucunda ortaya
çýkan ahlaki riski mevduat sigortacýlýðý
kapsamýnda deðerlendirdiðimizde özellikle
yönetim krizine giren bir bankanýn,
mevduatlarýn garanti kapsamýnda olduðunu
düþünerek, krizi aþmak amacýyla daha yüksek
faiz teklif etmesi ve dolayýsýyla daha fazla
mevduat toplamaya çalýþmasý ve bunlarý daha
riskli alanlara yöneltmesi olarak
tanýmlanabilmektedir. Bu sorunun en fazla
kendisini hissettirdiði durum, tam sigortanýn
uygulandýðý ve tüm bankalarýn eþit oranda
prim ödediði mevduat sigorta sistemleridir.
Mevduat sigorta sistemleriyle ilgili olarak dile
getirilen bir diðer eleþtiri konusu ise, "batmasýna
izin verilemeyecek kadar büyük olma (too big
to fail)" yaklaþýmýdýr. Bu yaklaþýma göre
büyüklükleri nedeniyle bazý bankalarýn, sistemin
sarsýlacaðý endiþesiyle sistemden çýkarýlmasýna
ya da iflasýna izin verilmemektedir. Bu bir
anlamda, batmasýna izin verilemeyecek kadar
büyük olan bu bankalarda bulunan tüm
mevduatlarýn ve hatta alacaklýlarýn tamamýnýn
güvence altýnda olmasý demektir.12 Böylece,
büyük bankalarda istismar olasýlýðý artmakta
ve bu bankalar, hem risk, hem de fiyatlama
yönünden bir sorun ile karþýlaþmayacaklarý için,
aþýrý riskli yatýrýmlara yönelmektedirler.
Batmayacak kadar büyük olma politikasý,
bankalarýn eþit þartlarda rekabet þansýný
azaltmaktadýr. Ahlaki risk olgusunda
bahsedilen, mevduatýn tamamýnýn
sigortalandýðý ve sistemdeki tüm bankalarýn
ayný oranda prim ödedikleri sigorta sistemi,
batmayacak kadar büyük olma politikasýnýn
etkisini de maksimum seviyeye
ulaþtýrmaktadýr.13
6.Mevduat Sigortacýlýðýnýn Dünyadaki
Durumuna Genel Bir Bakýþ
1929 yýlýnda yaþanan Büyük Buhran ABD’de
finansal bir kaos ortamýný doðurmuþtur. Bu
kaos, 1929 ile 1933 arasýnda 9.000 bankanýn
batmasýna neden olmuþ; ülkenin bankacýlýk
sistemi tamamen çökmüþtür. Kaos ve çöküþün
mirasý, mevduat güvencesi sistemi olmuþtur.14
Finans dünyasýndaki asimetrik
bilgi sonucunda ortaya çýkan ahlaki
riski mevduat sigortacýlýðý
kapsamýnda deðerlendirdiðimizde
özellikle yönetim krizine giren bir
bankanýn, mevduatlarýn garanti
kapsamýnda olduðunu düþünerek,
krizi aþmak amacýyla daha yüksek
faiz teklif etmesi ve dolayýsýyla
daha fazla mevduat toplamaya
çalýþmasý ve bunlarý daha riskli
alanlara yöneltmesi olarak
tanýmlanabilmektedir.
Mevduat güvencesi uygulamalarý dünya
üzerinde II.Dünya Savaþý sonrasý benimsenmeye
baþlanmýþ,1980’den sonra ise daha da
yaygýnlaþmýþtýr. Pek çok ülke yaþadýklarý
bankacýlýk krizlerine tepki olarak mevduat
sigorta sistemi uygulamasýna baþlamýþtýr. Çeþitli
ülkelerdeki mevduat sigorta sistemlerinin
yaklaþýk üçte ikisi son yirmi yýlda tesis
edilmiþtir.15
6.1. Amerika Birleþik Devletleri Mevduat
Sigorta Sistemi
Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) 1933
yýlýnda kurulmuþ ve ertesi yýl faaliyete geçmiþtir.
FDIC’nin faaliyete geçmesini modern anlamda
mevduat sigortacýlýðýnýn baþlangýcý olarak kabul
edebiliriz. Ýlk uygulamada, mudi baþýna
güvence miktarý 2500 dolar olarak belirlenmiþ
ve Merkez Bankasý (FED) üye bankalarýnýn
tümünün katýlýmýný zorunlu kýlmýþtýr. 1970’li
yýllara kadar FDIC, ABD bankacýlýk sistemine
baþarýlý bir mevduat güvencesi saðlamýþtýr.
Batan banka sayýsý azalmýþ, bankalarýn karlarý
artmýþ ve fonlarý büyümüþtür. Ancak 1980’li
yýllara gelindiðinde ülkede 1000’den fazla
banka batmýþ ve fon ciddi bir açýk ile karþý
karþýya gelmiþtir. 1980 yýlýnda mevduat sahibi
baþýna güvence 100.000 dolara çýkarýlmýþtýr.
Bu seviye halen korunmaktadýr.
FDIC riske dayalý prim sistemine 1993 yýlý
baþýndan itibaren geçmiþ ve bankalarýn risk
durumlarýna göre prim ödemesi esasa
11 Korkmaz, H.S., Riske Dayalý Mevduat Sigorta Sistemi ve Türkiye Ýçin Bir Öneri, BDDK, Ankara, 2002, s. 11.
12 Ayzýt, a.g.e. s.14.
13 Duer, E.A., Mevduat Sigorta Sisteminin Dünya ve Türkiye’deki Uygulamalarý, 2001, s.13.
14 Bayraktutan,Y.,a.g.m., s.5
15 Kunt, A.D. ve Sobacý, Deposit Insurance Around The World: A Data Base, The World Bank, 2000
13
MAKALE
Fonun kendisine verilen
görevleri yerine getirmek amacýyla
yürüttüðü faaliyetlerini 2 bölümde
incelemek mümkündür.
baðlanmýþtýr. Bu sistemde bankalar, sermayeleri
ve denetim sonuçlarýna göre, dokuz kategoriye
ayrýlmýþ ve bu kategoriler için FDIC tarafýndan
uygulanacak prim oranlarý belirlenmiþtir.16
6.2. Avrupa Birliði’nde Mevduat Sigortasý
Avrupa Birliði, kredi kurumlarýnýn basiretli
yönetimini ve etkin biçimde denetlenmesini
saðlamak üzere mevduat sahiplerini korumaya
yönelik kurallar içeren bir mevzuat oluþturma
yoluna gitmiþlerdir. Bu çerçevede; tüm üye
devletlerin kendi ülkelerinde bir ya da birden
fazla garanti sisteminin kurulmasýný saðlamalarý,
koruma kapsamýnýn, ne çok büyük mevduat
bölümünü korumasýz býrakacak ölçüde düþük
ne de kredi kurumlarýný saðlýksýz yönetilmeye
teþvik edecek kadar büyük olmamasý, garantinin
mevduat hesabýna deðil mevduat sahibine
verilmesi, maliyetin kural olarak sistemden
yararlanan kuruluþlarca karþýlanmasý
öngörülmektedir. 30.05.1994 tarihli Avrupa
Parlamentosu ve Konsey direktifine göre, sigorta
kapsamýna alýnmasý gereken mevduat tutarý
en az 20.000 EURO’dur.17
6.3. Ýngiltere Mevduat Sigorta Sistemi
Ýngiltere’de 1979 yýlýnda uygulamaya baþlanan
ve günümüzde de devam eden mevduat
sigorta sisteminde (British Deposit Protection
Fund-BDPF) hesaplarýn, 20.000 Ýngiliz Sterlini,
22.000 Euro’luk kýsmý güvence kapsamýndadýr.
Ýngiltere’de müþterek koruma olarak
adlandýrýlan “co-insurance”, yani riskin
paylaþýmý esasý vardýr. Güvence tutarýnýn %
90’ý oranýnda koruma saðlanmaktadýr. Ticari
ve tasarruf mevduatý ayrýmý yapýlmadan gerekli
þartlarý taþýyan tüm mevduat kapsam içindedir.
Ýngiltere’de fona üyelik zorunludur. 1 8
6.4. Kanada Mevduat Sigorta Sistemi
1967’de faaliyete geçen ve faaliyete geçtiði ilk
dönemde hesaplarýn 20.000.- dolarlýk kýsmýný
güvence altýna alan Kanada Mevduat Sigorta
Kuruluþu Canada Deposit Insurance
Corporation, bugün itibariyle hesaplarýn
100.000 dolarýna kadar olan kýsmýný garanti
kapsamý altýna almýþtýr.19
7.Türkiye’de Mevduat Sigorta Sistemi
Türkiye'de bugün yürürlükteki sistemin ilk
uygulamasý olan Tasarruf Mevduatý Sigorta
Fonu 1983 yýlýnda kurulmuþtur. Bazý
deðiþikliklerle günümüze kadar devam eden
sistemde, mevduat kabul eden tüm bankalara
tasarruf mevduatlarýný sigorta ettirme ve belli
bir oranda prim ödeme zorunluluðu
getirilmiþtir. 1985 yýlýndaki düzenleme ile
14
Fon’un Merkez Bankasý tarafýndan idare ve
temsil olunacaðý hükme baðlanmýþtýr.
Ülkemizde 1994 yýlýnda yaþanan ve ekonominin
tüm sektörlerini etkileyen krizden en çok mali
sistem etkilenmiþtir. Tasarruf Mevduatý Sigorta
Fonu’nun kuruluþ amacýna, bankacýlýkta güven
ve istikrarý korumak, bankalarýn mali bünyelerini
güçlendirmek ve gerektiðinde yeniden
yapýlandýrmak amaçlarý da eklenmiþtir. 1994
yýlýnda mevduata sýnýrsýz güvence getirilmiþtir.
1999 yýlýnda çýkarýlan 4389 Sayýlý Bankalar
Kanunu ile Fon’un idare ve temsili, kurulacak
olan BDDK’ya verilmiþtir. 2003 yýlý sonundaki
kanun deðiþikliðiyle de, TMSF ayrý ve baðýmsýz
bir kurul haline getirilmiþtir.
Fonun kendisine verilen görevleri yerine
getirmek amacýyla yürüttüðü faaliyetlerini 2
b ö l ü m d e i n c e l e m e k m ü m k ü n d ü r. 2 0
1- Mevduat Sigortacýlýðý:Bu kapsamda Fon,
tasarruf sahiplerinin haklarýný korumak amacýyla
tasarruf mevduatýnýn sigortalanmasý ile ilgili
iþlemleri yürütür.Fonun bu kapsamda
gerçekleþtirdiði iþlemler arasýnda bankalardan
sigorta primi toplamak, sigorta kapsamýndaki
mevduatý izlemek, bankacýlýk iþlemleri yapma
ve mevduat kabul etme izni kaldýrýlan banka
mudilerinin sigorta kapsamýndaki mevduatlarýný
ödemek ve Bankacýlýk Kanununun 130.
maddesinde belirtilen gelirleri (para cezalarý,
hisse devir paylarý, sisteme giriþ paylarý,
zamanaþýmý gelirleri, vs.) toplamak
bulunmaktadýr.
2- Çözümleme Faaliyetleri: Bu kapsamda
Fon kendisine devredilen veya yönetim ve
denetimi kendisine intikal eden bankalara
iliþkin sorunlarýn en uygun þekilde
çözümlenmesi; alacaklarýn en yüksek deðerde
ve en kýsa sürede tahsil edilmesi; bankalardan
devralýnan veya alacaklar sebebiyle edinilen
varlýklarýn en uygun þekilde elden çýkarýlmasý
ve taraf olduðu davalarýn sonuçlandýrýlmasýna
yönelik iþlemleri yürütmektedir.
8. Sonuç
Ana fonksiyonlarý tasarruflarý toplayarak
yatýrýma dönüþmesine aracýlýk etmek olan,
bankalar, alým ve satýmýný gerçekleþtirdikleri
malýn, yani paranýn taþýdýðý hassasiyet nedeniyle
bir güven ortamý içerisinde çalýþmak
zorundadýrlar. Bankacýlýk sektörünün tüm mali
16 Korkmaz, H.S., a.g.e.,s. 20.
17 30.05.1994 tarihinde kabul edilen 94/19/EEC sayýlý AB Konsey
Direktifi
18 Bayraktutan,Y.,a.g.m., s.7
19 www.cdic.ca, (25.06.2008)
20 Bayraktutan,Y., a.g.m., s.8
MAKALE
sektör ve ekonomi içerisinde arzettiði önem
nedeniyle sektörün saðlýklý iþlemesine karþý
kayýtsýz kalamayan devletler, sektörün saðlýklý
bir þekilde iþleyebilmesi için ayrýntýlý
düzenlemeler yapmakta ve tedbirler
almaktadýrlar. Mevduat sigortasý sistemi bu
tedbirler arasýnda en yeni ve en kapsamlý
düzenleme alanlarýndan birisi olarak karþýmýza
çýkmaktadýr. Mevduat sigortasýnýn önemi,
dünya ölçeðinde yaþanan bankacýlýk krizleri
sonrasý gittikçe artmýþtýr. 1980’li yýllarda ve
özellikle ABD’de, bankalarýn ve tasarruf-kredi
kuruluþlarýnýn yaþadýklarý sýkýntýlar, dikkatleri
yeniden mevduat sigortasýna çevirmiþ;
mevduatýn sigorta edilip edilmeyeceði, eðer
edilecekse bu sigortanýn ne þekilde iþleyeceði
sorusu üzerinde durulmasýna yol açmýþtýr.
Mevduat sigortasýnýn kamusal, özel ya da
karma nitelikte uygulama çeþitleri
bulunmaktadýr. Mevduat sigorta sisteminin
uygulanmasýna iliþkin seçilmiþ ülke örneklerine
bakýldýðýnda, her ülkenin yaþadýðý tecrübeler
ýþýðýnda kendi sistemini geliþtirdiði ve
çoðunlukla açýk mevduat sigorta sisteminin
benimsediði görülmektedir. Dünyada olduðu
gibi, Türkiye’de de, mevduat sigorta sisteminin
geliþimine bakýldýðýnda, ilk zamanlarda
sistemdeki olumsuzluklar karþýsýnda küçük
tasarruf sahiplerinin mevduatýna güvence
getirme ve sistemden ani mevduat çýkýþlarýný
önleme amacýyla oluþturulan sistemin zamanla
kurumsal bir yapýya kavuþtuðu görülmektedir.
Mevduat sigorta sisteminin
uygulanmasýna iliþkin seçilmiþ ülke
örneklerine bakýldýðýnda, her
ülkenin yaþadýðý tecrübeler ýþýðýnda
kendi sistemini geliþtirdiði ve
çoðunlukla açýk mevduat sigorta
sisteminin benimsediði
görülmektedir.
Kaynaklar
- Ayzýt, M. (2004), Dünyada ve Türkiye’de Mevduat Sigorta Sistemi Uygulamalarý (Yayýnlanmamýþ
uzmanlýk tezi), TCMB.
-Bayraktutan, Y. , Güneþ, N., Dünyada ve Türkiye’de Mevduat Sigortacýlýðý, Active Dergisi Yr:2007
No:52.
- Çalýk, A. (2003), Mevduatlarýn Korunmasý ve Mevduat Sigorta Sistemleri (Yayýnlanmamýþ yüksek
lisans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ýþletme Anabilim Dalý.
- Duer, E. A. (2001), Mevduat Sigorta Sisteminin Dünya ve Türkiye’deki Uygulamalarý (Yayýnlanmamýþ
yüksek lisans tezi), Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ýþletme Anabilim Dalý.
- Garcia, G.(2000), Deposit Insurance and Crisis Management. IMF Working Paper,WP/00/57.
- Korkmaz, H.S. (2002), Riske Dayalý Mevduat Sigorta Sistemi ve Türkiye için Bir Öneri (Yayýnlanmamýþ
uzmanlýk tezi), Ankara, BDDK.
- Kunt, A. D. ve Sobacý, T. (2000), “Deposit Insurance Around The World: A Data Base”, The
World Bank, Mayýs 2000
- Mesutoðlu, B. (1997), Dünyada Mevduat Sigortasý Uygulamalarý ve Türkiye Ýçin Öneriler
(Yayýnlanmamýþ uzmanlýk tezi), Devlet Planlama Teþkilatý, Ankara.
- www.cdic.ca, (25.06.2008)
15
ÇEVÝRÝ
AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE MEVDUAT SÝGORTASI:
MEVCUT DURUM VE GELECEKTEN BEKLENTÝLER
Avrupa Komisyonu’nun 94/19/EC sayýlý ve Mevduat Garanti Sistemleri konulu Direktifi
kabul etmesinin üzerinden yaklaþýk 14 yýl geçti. Bu Direktif ile AB üyesi ülkelerde mevduat
sigortasýnýn genel anlamda uyumlu hale gelmesi için gereken temeller atýlmýþtý. Üye
ülkelerden belirli bir tarihe kadar mevduat garanti sistemlerini resmen kurmalarý
istenmekteydi. Direktif asgari uyum prensibini benimsemiþ ve üyelerin kendi sistemlerini
nasýl kuracaklarýný kendi tercihlerine býrakmýþtý. Bunun sonucu olarak deðiþik devletlerde
deðiþik sistemler ve bir takým sorun alanlarý ortaya çýktý. Bu yazýda mevduat sigortacýlýðýnýn
AB içindeki durumu, temel anlaþmazlýk konularý ve uygulamadaki farklýlýklar ele alýnmaktadýr.
GÝRÝÞ
Son yýllarda yaþanan finansal krizler sonucunda
bankalarýn iflas edip batmasýna daha da sýk
þahit olmaktayýz. Bu durum mudilerin bir
dereceye kadar korunmasý gerekliliðinin finansal
güvenlik aðýnýn ayrýlmaz bir parçasý olduðunu
gözler önüne sermektedir. Mevduat sigortasý
ve bununla ilgili bazý konular bankacýlar,
düzenleyiciler, politikacýlar, ekonomistler ve
mevduat sigorta kurumlarýnýn yöneticileri
arasýnda sýcak tartýþmalarýn yaþanmasýna sebep
olmaktadýr. Mevduat sigortasý bir bankanýn
batmasý durumunda mudiye kýsmi de olsa bir
koruma saðlamaktadýr. 94/19/EC Direktifi tüm
AB ülkelerinde genel bir uyum için gereken
temelleri atmakta, her ülkenin en az bir tane
mevduat sigorta kurumu kurmasýný ve banka
battýðýnda kiþi baþý en az 20.000 € miktarýnda
bir sigorta limiti koymasýný gerektirmektedir.
Direktif belli baþlý temel noktalarý düzenlerken,
uygulamadaki detaylarý üye ülkelerin tercihlerine
býrakmaktadýr. Üye ülkeler sigorta limitinin
miktarýný ya da fonlama mekanizmasýnýn nasýl
olacaðýný belirlemede serbesttirler. Ayrýca,
mevduatýn tanýmý ya da koinsürans gibi konular
üye ülkelerde farklý þekillerde yorumlanmakta
ve mevduat sigorta kurumlarýnýn iþleyiþi ülkeden
ülkeye farklýlýklar göstermektedir. Hangi
konularýn daha fazla uyumlaþtýrýlmasý
gerektiðini ve hangilerinin üyelerce baðýmsýz
bir þekilde düzenlenebileceðini tartýþmak için
bir ihtiyaç olduðu aþikârdýr. Bu yazýda tüm AB
bölgesi içinde mevduat sigortacýlýðýnýn, ister
yorum farklýlýklarýndan isterse farklý tercihlerden
kaynaklansýn, uygulamada nasýl farklýlaþtýðý ve
bu farklýlaþmanýn sebep olduðu tartýþmalar
ele alýnacaktýr.
Çeviri:
Fatih Deniz
TMSF, Strateji Geliþtirme Dairesi
16
A V R U PA B Ý R L Ý Ð Ý N D E
SÝGORTASININ TARÝHÇESÝ
MEVDUAT
Günümüzde Avrupa Birliði ülkelerinin
tamamýnda kredi kuruluþlarýnýn üyeliðinin
zorunlu olduðu bir mevduat garanti sistemi
mevcuttur. AB’de mevduat garanti sistemlerinin
oluþturulmasý çabalarýnýn temelinde 1986
tarihli Avrupa Komisyonu Tavsiye Kararý
bulunmaktadýr. Aslýnda Avrupa’da bu tarihten
önce de mevduat garanti sistemine sahip olan
devletler vardý. Örneðin Belçika ve Almanya’da
1974 yýlýnda kurulmuþ Fonlar bulunmaktaydý
ama bunlara üyelik isteðe baðlýydý. Ýspanya,
Fransa, Hollanda ve Ýngiltere’de de 86
öncesinde mevduat garanti fonlarý mevcuttu.
Ýtalya’da ise 1973 yýlýnda kurulan ve üyeliði
isteðe baðlý olan bir fon kooperatif bankalarýný
dolaylý olarak sigortalamaktaydý. Yine Ýtalya’da
ticari bankalarý ve tasarruf bankalarýný isteðe
baðlý olarak sigortalayan bir fonun 1987 yýlýnda
kurulduðunu görmekteyiz. 1995’e gelindiðinde
AB üyesi 12 ülkenin tamamýnda bir mevduat
garanti sisteminin bulunduðu görülmektedir.
Bu 12 ülke içinde mevduat garanti fonunu
kuran en son ülke Yunanistan olmuþtur.
1986 Kararý mevduat garanti sistemlerinin
nasýl iþlemesi gerektiðini tam olarak
belirlemediði için Avrupa’daki sistemler
arasýnda pek az bir uyum vardý. Bankalarýn
sisteme katýlýmý kimi ülkede zorunlu kiminde
isteðe baðlý idi. Mevduat sigortacýlarý sigorta
limitini belirlemede tamamen serbestti. Ýngiltere
bankasýnýn 1991 yýlýnda ülkedeki en büyük
Ýslami banka olan uluslararasý kredi ve ticaret
bankasýný kapatma kararý almasý üzerine
mudilerin daha resmi bir koruma altýna
alýnmalarýna gerek olduðu görüldü. Söz konusu
ÇEVÝRÝ
banka mudilerinin, mevduatlarýnýn ödenip
ödenmeyeceðine ve ödenecekse bunun nasýl
olacaðýna dair bir bilgileri yoktu. Böylece 1994
yýlýnda Avrupa Komisyonu’nun kabul ettiði
94/19/EC Direktifi ile tek pazar amacýna uygun
þekilde bazý uyum þartlarý getirildi. Sisteme
zorunlu üyelik, minimum sigorta seviyesi ve
merkez-ev sahibi devlet sorumluluklarý gibi
konularda açýk hükümler getirildi. Direktif her
konuda zorunluluk getirmeyen bir çerçeve
belgesi olduðu için üye devletlerdeki mevduat
sigortacýlarýnýn yorumuna açýk býrakýlan alanlar
halen mevcuttu. Örneðin azami sigorta
seviyesinin ne olacaðý ya da sistemin nasýl
fonlanacaðý gibi hususlar üyelerin tercihine
býrakýlmýþtý.
MEVDUATLARIN KORUNMASI: Sigorta
Limiti ve Koinsürans
Yukarýda belirtildiði gibi sigorta limiti ülkeden
ülkeye büyük farklýlýklar gösterebilmektedir. Bu
bölümde sigorta limiti ve koinsürans gibi iki
temel husus ele alýnarak, Avrupa’daki mudilere
sunulan korumanýn kapsamý ele alýnacaktýr.
Sigorta Limiti (level of cover)
Sigorta limiti kavramý mudilerin paralarýný
yatýrdýklarý bankanýn ödeme aczine düþmesi
veya iflas etmesi durumunda ilgili kanuna göre
bankadaki mevduat hesaplarýndan geri
alabilecekleri azami miktarý ifade etmektedir.
Mevduatlarýn bu þekilde korunmasý yalnýzca
tüketicilerin korunmasý deðil ayný zamanda
finansal sistemin istikrarýnýn korunmasý amacýný
da taþýr. Mevduatlarýn korunmamasý, bir
bankanýn batmasý halinde mudilerin bankacýlýk
sistemine olan güvenini toptan yok edebilir
ve sistemik bir krize yol açabilir. Böylesi bir kriz
kolaylýkla ülke sýnýrlarýný aþýp uluslararasý bir
kimliðe de bürünebilir.
Etkin bir korunma için sigorta limitinin
mevduatlarýn büyük bir oranýnýn korunabileceði
bir seviyede olmasý gerekir. Bu miktarý
belirlerken dikkate alýnmasý gereken baþka bir
nokta da ahlâki risktir. Buna sonra deðineceðiz.
94/19 Direktifi ile getirilen asgari limit her
mudiinin toplam mevduatlarýnýn € 20.000’lik
kýsmýdýr. Asgari veya azami, tüm üyelere ortak
bir miktarýn þart koþulmamýþ olmasý
uygulamada farklýlýklara yol açmýþtýr. Belçika,
Lüksemburg ve Ýspanya’daki mudiler €
20.000’lik bir koruma altýndayken bu miktar
Ýtalya’da € 103.291’dir. Þekil 1’de 27 AB
ülkesindeki durum özetlenmektedir. Gri
kolonlar sigorta limitini gösterirken beyaz
kolonlar geri ödenebilir miktarý (payout limit)
göstermektedir. Bu konuya bir sonraki baþlýkta
deðineceðiz.
AB ülkelerinde her ülkenin en
az bir tane mevduat sigortasý
kurumu olmasý ve bankanýn
batmasý durumunda kiþi baþýna
20.000 EURO mevduatýn
ödenmesini garanti etmesi kuralý
getirilmiþ, ilgili alt düzenlemelerin
ülkelerin kendi bankacýlýk sistem
ve yasal yapýlarý çerçevesinde
düzenlenmesi yolu tercih edilmiþtir.
Bu makalede mevduat
sigortacýlýðýnýn AB bölgesi içinde
uygulamada nasýl farklýlaþtýðý ve
bu farklýlaþmanýn sebep olduðu
tartýþmalar ele alýnmýþtýr.
17 ülkenin € 20.000’den yukarý bir sigorta
limiti olduðu, en yüksek miktarýn € 103.291
ile Ýtalya’da olduðu ve 7 ülkede tam €
20.000’lik bir limit bulunduðu göze
çarpmaktadýr. Geçiþ aþamasýný yaþamakta olan
Baltýk Cumhuriyetleri Estonya, Letonya ve
ÝT
FR
UK
NL
DK
CZ
SE
HU
FI
PT
PL
SK
MK
CY
ÝE
DE
SÝ
BG
AT
RO
LU
ES
GR
BE
LT
LV
EE
Payout limit
Level of cover
0
20.000
40.000
60.000
80.000
100.000
Þekil 1: AB üyesi ülkelerin 2007 yýlý itibarýyla uyguladýklarý sigorta ve geri ödeme limitleri
17
ÇEVÝRÝ
Mevduat terimi, bir hesapta
býrakýlan fonlardan veya normal
bankacýlýk iþlemlerinden doðan
geçici durumlardan sonuçlanan
ve bir kredi kurumunun, geçerli
kanuni ve akdi þartlar altýnda geri
ödemesi gereken herhangi bir
alacak bakiyesi veya bir kredi
kurumu tarafýndan düzenlenen
bir belge ile kanýtlanan herhangi
bir borç anlamýna gelecektir.
Litvanya’da bu limitin € 20.000’in altýnda
olduðu görülmektedir. 2008 Ocak itibarýyla
tüm üyelerin minimum seviyeye ulaþmasý
öngörülmüþtür. Avrupa Komisyonu 2005
yýlýnda yayýnladýðý bir tebliðinde tüm ülkelere
tek bir üst limitin dayatýlmasýnýn bu ülkelerdeki
mudiler açýsýndan ayný derecede uyumlu bir
korumayý getirmeyeceðini çünkü ülkelerin
deðiþik ekonomik þartlarý bulunduðunu
belirtmiþtir. Bu teblið ile asgari sigorta limitinde
bir deðiþikliðin de ancak uzun vadede
düþünülebileceði belirtilmiþtir.
Koinsürans
Sigorta limitine belli bir sýnýr getirmenin yaný
sýra, mudilerdeki ahlâki riski azaltmanýn bir
baþka yolu koinsürans uygulamasýdýr. Bu
uygulamada üye devletin mevduat sigortacýsý,
bir bankanýn batmasý durumunda mudiye
yapýlacak geri ödeme miktarýnýn %10’una
kadar olan kýsmýyla ilgili kayýp riskini mudiye
yükleyebilmektedir. Böylece mudilerin herhangi
bir bankaya paralarýný yatýrýrken o bankanýn
risk durumunu araþtýrmalarý ve ona göre karar
vermeleri amaçlanmaktadýr. Bu uygulamayý
benimseyen ülkeler yukarýda þekil 1’de
görülebilir.
MEVDUAT TÝPLERÝ
Bir mevduat koruma sisteminin uygun bir
þekilde iþleyebilmesi için korunacak mevduat
tiplerinin ne olduðu konusunda hiçbir þüphenin
bulunmamasý gerekir. 94/19 Direktifinin 1/1
maddesinde mevduat þöyle tanýmlanmýþtýr:
“Mevduat terimi, bir hesapta býrakýlan
fonlardan veya normal bankacýlýk iþlemlerinden
doðan geçici durumlardan sonuçlanan ve bir
kredi kurumunun, geçerli kanuni ve akdi þartlar
altýnda geri ödemesi gereken herhangi bir
alacak bakiyesi veya bir kredi kurumu tarafýndan
düzenlenen bir belge ile kanýtlanan herhangi
bir borç anlamýna gelecektir.”
Bu tanýmýn oldukça geniþ olduðu açýktýr. Direktif
hem zorunlu hem de isteðe baðlý olarak
koruma dýþýnda býrakýlacak belirli mevduat
kategorilerini saymaktadýr. Bunun mevduat
sigortacýsýnýn bankacýlýk sektörünün saðlýðýný
deðerlendirme yeteneði ile iliþkisi vardýr.
Direktifin 2. maddesi korunmayacak
mevduatlarý (bankalar arasý mevduatlar, öz
fonlar, kara para aklama faaliyetinden
kaynaklanan mevduatlar gibi) açýkça
saymaktadýr. Madde 7/2 ise mevduat
sigortacýlarýnýn tercihine baðlý olarak garanti
kapsamý dýþýnda tutulabilecek veya daha düþük
seviyede sigortalanabilecek mevduat tiplerini
belirtmektedir. Bunlara örnek olarak sigorta
þirketlerine, merkezi ve yerel kamu kurumlarýna,
kolektif yatýrým þirketlerine ve emeklilik fonlarýna
ait olan mevduatlar gösterilebilir. Direktifin
ekinde (ek 1) isteðe baðlý olarak koruma dýþýnda
býrakýlabilecek mevduat tipleri detaylý olarak
listelenmiþtir. Listedeki 14 kalemin 11’i 3 ülke
dýþýnda Avrupa’daki tüm mevduat sigortacýlarý
tarafýndan koruma kapsamý dýþýnda
býrakýlmýþtýr. Finlandiya, Ýsveç ve Danimarka
koruma kapsamýný daha geniþ tutmayý tercih
eden ülkelerdir.1
FONLAMA MEKANÝZMALARI: Ex ante / Ex
post?
Mevduat sigortacýsý korunacak olan
mevduatlarýn tanýmlanmasý konusunu
hallettikten sonra, mevduatlarýn geri ödenmesi
durumunda gerekecek olan fonlarý nasýl
artýracaðýna karar vermelidir. 94/19 Direktifi
bu konuda detaylý kurallar koymamaktadýr.
Direktif yalnýzca sistemin finansmanýnýn bizzat
kredi kuruluþlarýnca üstlenilmesi gerektiðini ve
mevduat sigortacýsýnýn finansman
1EK I
Madde 7 (2)’de deðinilen, hariç tutulan kalemlerin listesi
1. 89/646/EEC sayýlý Direktifin 1(6)maddesinde tanýmlanan mali kurumlar tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
2. Sigorta teþebbüsleri tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
3. Hükümet ve merkezi idari makamlar tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
4. Ýl, bölgesel, yerel ve belediye makamlarý tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
5. Toplu yatýrým teþebbüsleri tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
6. Emekli aylýðý ve emeklilik fonlarý tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
7. Bir kredi kurumunun kendi yönetim kurulu üyeleri, müdürleri, þahsen sorumlu hissedarlarý, kredi kurumunun sermayesinin en az %5’ine sahip
olanlar, kredi kurumunun muhasebe belgelerini kanunen denetlemekten sorumlu kiþiler ve ayný gruptaki diðer þirketlerde bulunan, benzer statüdeki
mevduat sahipleri tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
8. Madde 7’de atýfta bulunulan mevduat sahiplerinin adýna hareket eden üçüncü kiþiler ve yakýn akrabalar tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
9. Ayný gruptaki diðer þirketler tarafýndan yatýrýlan mevduatlar.
10. Sahibinin adý belirtilmemiþ mevduatlar.
11. Mevduat sahibinin, ayný kredi kurumundan, bireysel esasa göre, kredi kurumunun mali durumunun kötüleþmesine yardýmcý olmuþ olan fiyatlar
ve mali imtiyazlar aldýðý mevduatlar.
12. Ayný kredi kurumu tarafýndan düzenlenen, borçluluk ifade eden menkul kýymetler ve kredi kabullerinden ve emre yazýlý senetlerden doðan borçlar.
13. Aþaðýdaki para cinslerinden farklý (baþka) para cinsi ile ifade edilen mevduatlar:
- Üye Devletlerin para cinsleri
- ECU.
14. Belirli türdeki þirketlerin yýllýk hesaplarýna iliþkin Sözleþmenin 54 (3) (g) maddesine dayanan, 25 Temmuz 1978 tarihli, 78/660/EEC sayýlý Dördüncü
Konsey Direktifinin 11. maddesi uyarýnca, kýsaltýlmýþ bilânço düzenlemelerine izin verilemeyecek kadar büyük olan þirketler tarafýndan yatýrýlan
mevduatlar.
18
ÇEVÝRÝ
kapasitesinin, sorumluluklarý ile orantýlý olmasý
gerektiðini belirtmektedir. Fonlama kurallarýyla
ilgili bu kýsýtlý hükümlerden dolayý Avrupa’daki
mevduat sigortacýlarýnýn finansman konusunda
deðiþik yollara baþvurduklarý görülmektedir.
Bir mevduat sigortacýsý geri ödemeler ve idari
masraflar için sistemin katýlýmcýlarýndan düzenli
katký alarak bir fon oluþturabileceði gibi sadece
geri ödeme yapmak zorunda kaldýðý
durumlarda para toplamayý da tercih edebilir.
Ekstra katký toplama imkânýný ortadan
kaldýrmadan fonlarýn önceden oluþturulduðu
sistem ex-ante olarak adlandýrýlmaktadýr.
Muhtemel geri ödemeleri karþýlamak için
önceden bir fonun oluþturulmadýðý sistem ise
ex-post olarak adlandýrýlmaktadýr. Bu ikisinin
karýþýmýný tercih eden mevduat sigortacýlarý da
bulunmaktadýr. Her iki sistem için de hem
olumlu hem olumsuz yorumlar yapýlabilir. Exante bir sistemin avantajý fonlarýn önceden
mevcudiyeti sayesinde finansal bir kriz riskinin
ortadan kalkmasýdýr. Yeter ki fon büyüklüðü
yeterli olsun. Bu sistemde katýlýmcýlarýn düzenli
ve sürekli katkýlarý sayesinde risk daha da düþer
çünkü maliyetler daha uzun bir döneme yayýlýr
ve tek bir seferde aðýr bir katký istenmemiþ
olur. Ex-ante sistemde tüm üyelerin katký
yapmalarý gerekirken, ex-post sistemde iflas
etmiþ olan bankadan katký beklenmez. Düzeni
katkýlar üyelerin ahlâki riskini de azaltýr. Exante sistemin zayýf yanlarý fonu kurabilmek ve
yönetebilmek için gereken idari maliyetler ile
kâr marjlarýnýn düþtüðü gerekçesiyle üyelerden
sürekli olarak gelen katkýlarýn azaltýlmasý
isteðidir.
Ex-post bir sistemin temel faydasý herhangi bir
düzenli katkýnýn olmamasýdýr. Sadece idari
masraflar için küçük bir harç ve baþlangýçtaki
sisteme katýlým payý vardýr. Üyelerin ödediði
prim vs. bulunmamaktadýr. Bu sistemde
bankalar diðer bankalarýn risk profillerini
izlemeye teþvik edilebilir. Bu sistemin dezavantajý
herhangi bir iflas durumunda ortada
kullanýlabilecek bir fon olmamasýdýr. Bir üyenin
iflasý durumunda diðer üyelerden batan
bankanýn mudilerine ödeme yapmalarý istenir.
Tabii ki büyük bir finansal kriz esnasýnda hiçbir
fonlama mekanizmasýnýn mudilerin paralarýný
ödemeye yetmeyeceði açýktýr.
16 AB üyesi düzenli olarak prim toplamayý
tercih ederken, 5 üye ex-post sistemi tercih
etmiþtir. Bunlar Avusturya, Ýtalya, Lüksemburg,
Hollanda ve Slovenya’dýr. Ýngiltere temelde expost sisteme sahiptir ama gelecek bir yýl için
ihtiyaç duyulacaðýný öngördükleri küçük
miktarlarý ex-ante olarak istemektedirler. Kalan
5 devlette ise küçük miktarlar ex-ante olarak
toplanýrken, iflas durumunda ex-post sistem
devreye sokulmaktadýr. Bu üyeler de Kýbrýs,
Danimarka, Fransa, Malta ve Polonya’dýr. Þekil
2’de AB üyesi devletlerdeki fonlama tipleri
görülmektedir.
Mixed
%19
Ex Ante
%59
AB üyeleri için ortak bir
uygulama getirmenin bazý
sonuçlarý olacaktýr. Tüm devletler
ex-post sistemi kullansýn dense
ortada birikmiþ fon kalmayacaktýr.
Tüm devletler ex-ante sistemi
kullansýn dense þu anda ex-post
sistemi kullanan üyeler için yüksek
bir maliyet ortaya çýkacaktýr.
Ex Post
%22
Þekil 2: AB üyesi ülkelerin 2007 yýlý itibarýyla sahip olduklarý
fonlama mekanizmalarý
Bazý üyeler fon büyüklüðü açýsýndan bir hedef
seviye belirlemekte ve bu hedefe ulaþýldýðýnda
artýk düzenli olarak prim toplamamakta veya
topladýðý prim miktarlarýný azaltmaktadýr.
Fonlama mekanizmalarýnýn farklýlýðý sebebiyle
bir sisteme üye olan banka düzenli prim
öderken diðer sisteme üye olan banka bu
parayý yatýrým yaparak kullanabilmektedir. Tüm
AB üyeleri için ortak bir uygulama getirmenin
bazý sonuçlarý olacaktýr. Tüm devletler ex-post
sistemi kullansýn dense ortada birikmiþ fon
kalmayacaktýr. Tüm devletler ex-ante sistemi
kullansýn dense þu anda ex-post sistemi
kullanan üyeler için yüksek bir maliyet ortaya
çýkacaktýr.
PRÝM HESAPLAMASI
Ex-ante bir sistemde fon oluþturma yöntemi
veya ex-post bir sistemde yaþanan bir banka
Other
%21
Covered Deposits
%5
Balance Sheet
%5
Eligible Deposits
%47
Þekil 3: AB üyesi ülkelerin 2007 yýlý itibarýyla kullandýklarý
prim matrahlarý
19
ÇEVÝRÝ
Son yýllarda banka batýþlarýyla
sonuçlanan finansal krizlerin
sayýsýnda bir artýþ gözlenmektedir.
Bu durum tasarruflarýný bankalara
yatýran bireylerin daha fazla
korunmasý ihtiyacýný gözler önüne
sermiþtir. Sigorta limitinin sýnýrlý
tutulduðu ve korumanýn önceden
açýkça belirtildiði sistemler hâlâ
herkes tarafýndan ortak kabul
görmüþ deðildir.
iflasýndan sonra üyelerden ne þekilde para
toplanacaðý ülkeden ülkeye deðiþen bir
uygulamadýr. Bununla birlikte, genel bir
uygulama olarak, birçok AB ülkesi primleri
hesaplamak için bir matrah kullanýrlar. Bu
matrah bir sistemden öbürüne deðiþen bir
þekilde tanýmlanan bir referans deðerdir. Þekil
3’te AB ülkelerinde kullanýlan prim matrahlarý
görülebilir.
Mevduat sigortacýlarýnýn yaklaþýk yarýsýnda
primi hesaplamak için referans deðer olarak
sigortalanabilir mevduatlarýn2 kullanýldýðý,
çeyreðinde sigortalanan mevduat toplamýnýn,
Hollanda’da ve Almanya’daki fonlardan
birisinde bilânçodaki verilerin, diðerlerinde ise
risk aðýrlýklý bilânço aktifleri, gözetim sermayesi
ya da sistemin sigortaladýðý stokun kota edilmiþ
deðeri gibi çeþitli deðiþkenlerin kullanýldýðý
görülmektedir.
AB ülkelerinde fonlama sistemlerinin ex-post
ve ex-ante karakterler, deðiþik prim ve matrah
tanýmlarý sebebiyle farklýlýklar göstermesi kredi
kuruluþlarý arasýndaki sýnýr ötesi rekabeti
etkilemektedir. Daha düþük katký toplayan ve
hemen hemen hiç iflas yaþanmayan sistemlere
üye olan bankalarýn bu rekabette öne çýktýklarý
görülmektedir. Avrupa Komisyonu yayýnladýðý
teblið ile bu konuda bir uyum yakalanmasýnýn
çok zor olduðu sonucuna varmýþtýr.
DÝÐER POTANSÝYEL SORUNLAR
Buraya kadar anlatýlan konularýn yanýnda
potansiyel olarak sorun kaynaðý olabilecek
diðer bir konu da top-up3 düzenlemeleridir.
Bu düzenleme ile bankanýn diðer AB
ülkelerindeki þubeleri bulunduklarý ülkenin
sigorta limitinin kendi merkez ülkelerindekine
göre daha yüksek olmasý halinde aradaki
koruma farkýndan yararlanabilmektedir. Mevcut
çerçeve içinde ev sahibi ülke fonu bankanýn
AB þubesine ek sigorta saðlamaktadýr. Bankanýn
ev sahibi ülke fonuna üye olmak için gönüllü
olarak baþvurmasý yeterlidir. Bankanýn batmasý
durumunda merkez ülkenin mevduat sigortacýsý
kendi yasal düzenlemelerinde belirtilen miktara
kadar geri ödeme yaparken, ev sahipliði yapan
ülkenin fonu yalnýzca ek sigortadan sorumlu
olacaktýr.
Kaynaklar
- Kaynak: Jessica Cariboni, Karlien
Va n d e n B r a n d e n , F r a n c e s c a
Campolongo ve Manuela De Cesare,
Avrupa Komisyonu, Ortak Araþtýrma
Merkezi, Ispra, Ýtalya, Journal of
Banking Regulation, Þubat 2008, Cilt
9, Sayý 2, ss. 82-101
20
Top-up seçeneði rekabetin bozulmasýný
engelleyen ve tüketicilerin korunmasýný saðlayan
bir etkiye sahiptir. Bununla birlikte bu uygulama
bazý sorunlar da doðurabilir. Primleri toplamak
zor olacaðý için uygulamada sýkýntýlar doðabilir.
Banka þubesi merkez ülkedeki denetim otoritesi
ve yasalara tâbi iken ev sahibi ülke fonu
tarafýndan mudilere geri ödemede bulunmasý
istenebilir. Bankalarýn bu uygulama açýsýndan
daha düþük prim toplayan ülkeleri tercih ederek
fýrsatçý davranmalarý risklerin belli ülkelerde
toplanmasýna ve finansal istikrarýn bozulmasýna
yol açabilir. AB içinde þu ana kadar yedi adet
ikili anlaþma ile uygulanmakta olan top-up
seçeneði mevduat sigortacýlarýnýn dikkat etmesi
gereken hassas bir konudur ve bunun
uygulanmasýnýn nasýl olacaðý konusundaki
tartýþmalar halen devam etmektedir.
SONUÇ
Son yýllarda banka batýþlarýyla sonuçlanan
finansal krizlerin sayýsýnda bir artýþ
gözlenmektedir. Bu durum tasarruflarýný
bankalara yatýran bireylerin daha fazla
korunmasý ihtiyacýný gözler önüne sermiþtir.
Sigorta limitinin sýnýrlý tutulduðu ve korumanýn
önceden açýkça belirtildiði sistemler hâlâ herkes
tarafýndan ortak kabul görmüþ deðildir. Bazý
yazarlar ahlâki riskin artmasý ve piyasa
disiplininin azalmasýndan kaynaklanan
sorunlarýn bu sistemin getirdiði korumayla
elde edilen faydadan daha büyük olduðunu
savunmaktadýr. Örneðin, Kaufman’a göre batýk
bankalarýn verimli bir þekilde çözümlenmesi,
ahlâki risk ve diðer sorunlar karþýsýnda,
koinsürans ve risk-bazlý prim uygulamalarýndan
daha etkili bir yoldur. McCoy mevduat
sigortasýnýn ahlâki riski ve banka krizi olasýlýðýný
artýrdýðýný ileri sürmekte ve açýk korumanýn bu
sorunlarý çözmek için nasýl tasarlanmasý
gerektiðini tartýþmaktadýr. Demirgüç-Kunt ve
Kane ahlâki riski kabul etmekte ve buna ek
olarak politik baskýlar sonucu hükümetlerin
sýnýrsýz koruma getirebildiðini belirtmektedirler.
Bu yazýda AB’deki mevduat sigortacýlarý
arasýndaki çeþitli farklýlýklarý vurgulayarak
mevcut durumu ortaya koymaya çalýþtýk. Bizim
görüþümüz açýk mevduat sigortasýnýn finansal
istikrarý artýrmak için tavsiye edilebilir olduðu
yönündedir. Son olarak, Direktifte yapýlabilecek
deðiþiklikler ve uyumun artýrýlmasý konularý ele
alýnýrken risk-bazlý prim sistemine geçiþ gibi
teknik öðelerin daha ayrýntýlý bir þekilde
incelenmesi gerekmektedir.
2 Sigortalanabilir mevduat (eligible deposit): Geri ödeme limiti uygulanmadan önce, üye devletin ulusal yasalarý uyarýnca mevduat sigortacýsý
tarafýndan ödenebilecek olan tüm mevduatlarýn toplamýdýr.
3 Top-up: Bir kredi kuruluþunun merkezi herhangi bir AB üyesinde (merkez devlet) iken, þubelerinden birinin baþka bir üyede (ev sahibi devlet)
bulunmasý ve bu iki üye devletin mevduat sigorta sistemlerinde uygulanan sigorta limitinin merkez devlette daha düþük olacak þekilde farklýlýk arz
etmesi durumunda, söz konusu kredi kuruluþunun ev sahibi devletteki þubesinin oradaki daha yüksek sigorta limitinden (sigorta limitleri arasýndaki
fark kadar) yararlanabilmesi durumudur. Þube aradaki fark için gereken primi bulunduðu ülke Fonuna öder.
ÝNCELEME
Uluslararasý Finansal Alanda Yaþanan Sistematik Krizin Etkisiyle
ABD’DE YAÞANAN BANKACILIK KRÝZÝ
Krizin etkisiyle Amerikan mevduat sigorta kurumu FDIC tarafýndan 2007 yýlýnda
3, 2008 yýlýnda 8 bankaya el konulmuþ, 40,5 milyar USD banka aktifi ve 26,9
milyar USD mevduat FDIC’ye intikal etmiþtir.
Uluslararasý finansal alanda yaþanan
sistemik krizin yansýmasý olarak ABD’de Fannie
Mae, Freddie Mac gibi kuruluþlarýn yaný sýra
bankalarda da önemli bir güven krizi
yaþanmaktadýr. Krizin etkisiyle Amerikan
mevduat sigorta kurumu FDIC tarafýndan 2007
yýlýnda 3, 2008 yýlýnda 8 bankaya el konulmuþ,
40,5 milyar USD banka aktifi ve 26,9 milyar
USD mevduat FDIC’ye intikal etmiþtir.
Banka Ýsmi
Metropolitan Savings Bank, Pittsburgh, PA
Kapanma Tarihi
2 Þubat 2007
NetBank, Alpharetta, GA
28 Eylül 2007
Miami Valley Bank, Lakeview, OH
4 Ekim 2007
Douglass National Bank, Kansas City, MO
25 Ocak 2008
Hume Bank, Hume, MO
7 Mart 2008
ANB Financial, NA, Bentonville, AR
9 Mayýs 2008
First Integrity Bank, NA, Staples, MN
30 Mayýs 2008
IndyMac Bank, Pasadena, CA
11 Temmuz 2008
First Haritage Bank, NA Newport Beach, CA
25 Temmuz 2008
First National Bank of Nevada, Reno NV
25 Temmuz 2008
First Priority Bank, Bradenton, Florida
1 Aðustos 2008
Kaynak:http://www.fdic.gov/bank/individual/failed/banklist.html
11 Temmuz 2008 tarihinde ülkenin yedinci
büyük mortgage kuruluþu olan IndyMac
Bankasý OTS (Office of Thrift Supervision)
tarafýndan kapatýlmýþ ve FDIC’ye devredilmiþtir.
Bankanýn aktif büyüklüðü 31 Mart 2008
itibarýyla 32,01 milyar USD, mevduat tutarý ise
19,06 milyar USD’dir. FDIC tarafýndan 275.000
mevduat sahibi için 16,5 milyar USD garanti
kapsamýnda ödeme yapýlacaktýr. IndyMac, OTS
tarafýndan denetlenen finansal kuruluþlar içinde
batanlarýn en büyüðüdür; FDIC verilerine göre
ise Amerikan tarihinde Continental Illinois’den
sonra batan en büyük ikinci finansal kurumdur.
Bankanýn FDIC’ye maliyetinin 4-8 milyar USD
olmasý beklenmektedir.
Bankanýn zor duruma düþmesinde en büyük
etken likidite sýkýþýklýðýdýr. Bir senatör tarafýndan
IndyMac hakkýnda OTS’ye ve FDIC ’ye
gönderilen mektubun kamuoyunca
duyulmasýndan sonra bankadan 11 gün içinde
1,3 milyar USD’lik mevduatýn çekilmesi,
bankanýn batmasýna neden olmuþtur.
IndyMac Bankasý, “köprü bankasý” kurulmak
suretiyle çözümlenmiþ olup “IndyMac Federal
Bank” adýyla halen faaliyet göstermektedir.
FDIC hak sahibi mudileri belirlemiþ ve yeni
bankanýn güvenli bir þekilde çalýþmasýna imkan
tanýmýþtýr.
IndyMac vakasýndan sonra 25 Temmuz
2008’de, 3,4 milyar USD aktif büyüklüðü olan
First National Bank of Nevada ve 254 milyon
USD’lik aktif büyüklüðü olan First Heritage
Bank OCC tarafýndan kapatýlmýþ ve FDIC her
iki bankaya çözümleyici olarak atanmýþtýr. FDIC,
deðiþik bir çözümleme metodu kullanmýþ ve
üçüncü bir banka olan Mutual Bank of Omaha
Bank, Omaha, Nebraska ile P&A (Purchase
and Assumptions) anlaþmasý yaparak iki
bankanýn tüm sigortalý ve sigortalý olmayan
mevduatý ile bazý aktiflerini bu bankaya transfer
etmiþtir. Ýki bankanýn toplam 28 þubesi, 28
Temmuz 2008 itibariyle Mutual Bank of Omaha
olarak açýlmýþ, mudiler ise herhangi bir iþlem
yapmalarýna gerek olmaksýzýn Omaha Bank’ýn
müþterileri haline gelmiþtir.
Ýki bankanýn mevduatlarýný devralan Omaha
Bank, FDIC ’ye %4,41 oranýnda prim
ödeyecektir. Omaha Bank, söz konusu
bankalardan devraldýðý mevduatlara ilave olarak
yaklaþýk 200 milyon USD tutarýndaki aktifi de
satýn almýþtýr. Bankalarýn diðer aktifleri ise daha
sonra satýlmak üzere FDIC’nin bünyesinde
kalmýþtýr. FDIC tarafýndan Omaha Bank’ýn tüm
mevduatlarý iktisap etmesinin en düþük maliyetli
çözüm olduðu belirtilerek toplam maliyetin
862 milyon USD olmasýnýnýn beklendiði ifade
edilmiþtir.
Son olarak, 1 Aðustos 2008 tarihinde First
Priority Bank, Bradenton, Florida (First Priority)
BÝYÇE KUÞHAN
TMSF Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi
Fon Uzmaný
YUSUF SERDAR AÐZITEMÝZ
TMSF Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi
Fon Uzmaný
EYÜP SABRÝ KÜÇÜK
Birleþik Fon Bankasý Yetkili
21
ÝNCELEME
Kapatýlan son üç bankanýn
toplam 3,8 milyar USD’lik aktifi
FDIC tarafýndan sigortalanan
yaklaþýk 8500 kuruluþun sahip
olduðu 13,4 trilyon USD’lik aktif
büyüklüðünün % 0,03’üne karþýlýk
gelmektedir.
Florida Finansal Düzenleme Dairesi (Florida
Office of Financial Regulation) tarafýndan
kapatýlmýþ ve FDIC bankaya çözümlemeci olarak
atanmýþtýr. 30 Temmuz 2008 tarihi itibariyle
259 milyon USD aktifi ve 227 milyon USD
toplam mevduatý bulunan bankanýn FDIC’ye
çözümleme maliyetinin yaklaþýk 72 milyon USD
olacaðý belirtilmiþtir. FDIC, SunTrust Bank,
Atlanta, Georgia, (SunTrust Bank) ile yapýlan
P&A anlaþmasý ile bu kez bankanýn sigortalý
mevduatý ile yaklaþýk 42 milyon USD’lik
varlýklarýný söz konusu bankaya satmýþtýr. Satýlan
varlýklar çoðunlukla nakit, nakit benzeri deðerler
ve menkul kýymetlerden oluþmaktadýr. Bunun
yaný sýra FDIC, LNV Corporation, Plano, Texas,
ile First Priority’nin 14 milyon USD’lik
varlýklarýnýn satýlmasý hususunda da ayrý bir
anlaþma yapmýþtýr.
Kapatýlan son üç bankanýn toplam 3,8 milyar
USD’lik aktifi FDIC tarafýndan sigortalanan
yaklaþýk 8500 kuruluþun sahip olduðu 13,4
trilyon USD’lik aktif büyüklüðünün % 0,03’üne
karþýlýk gelmektedir.
FDIC, banka çözümlemesinde uluslararasý
alanda en etkin kuruluþlardan biridir. Yaklaþýk
5000 kiþilik personeli 1980’li yýllardan sonra
yaþanan Savings&Loan krizinden sonra çok
büyük deneyim sahibi olmuþtur. Cuma günü
kapatýlan bir bankanýn Pazartesi günü yeni bir
banka olarak faaliyetine devam etmesi veya
bilançosunun bir baþka bankaya devredilmesi
çok büyük bir operasyonu gerektirmektedir.
FDIC fonlama açýsýndan 53 milyar USD ile
dünyada en büyük mevduat sigorta fonu
rezervine sahiptir. Ancak, piyasanýn büyüklüðü
ve mevduat sahiplerinin yeterince bilinçli
olmamasý banka iflaslarýnda paniðe neden
olmuþtur. Dolayýsýyla IndyMac olayýndan sonra
yapýlan “Endiþe etmeyin, bankalarýn
ödeyemediði paralar için 53 milyar USD ayýrdýk”
açýklamasý yerinde bir mesaj deðildir. FDIC
aslýnda sistemde var olan bütün küçük
mevduatý garanti etmektedir ve böylesine
Kaynaklar
http://www.fdic.gov/news/news/press/2008/index.html
http://www.fdic.gov/bank/individual/failed/
http://www.newsweek.com/id/146772/page/1
22
büyük bir bankacýlýk sektörü için ise 53 milyar
USD büyük bir anlam ifade etmemektedir.
Diðer bir ifadeyle FDIC, mevcut rezerv tutarýnýn
ötesinde devlet adýna küçük tasarruf sahiplerine
güvence vermek suretiyle mevduatlarý garanti
altýna almaktadýr.
ABD’deki bankacýlýk krizi münferit banka
iflaslarýndan daha çok sistemik bir krizden
kaynaklanmaktadýr. Sistemik krizlerin tek baþýna
mevduat sigorta fonlarý tarafýndan çözülmesi
mümkün deðildir. FED, OCC, SEC gibi denetim
otoritelerinin bu kuruluþlarýn yeterince kontrol
altýnda tutulduðuna dair güvence vermeleri
önemlidir. Bu kapsamda, ABD Hazine Bakaný
tarafýndan bir plan açýklanmýþtýr. Benzer bir
kriz Northern Rock ile Ýngiltere’de yaþanmýþ
olup bunun sonucunda finansal sektörde
denetim, koordinasyon ve mevduat
sigortacýlýðýna iliþkin “Finansal Ýstikrar ve
Mudilerin Korunmasý” adlý bir rapor
çýkartýlmýþtýr.
FDIC ve TMSF gibi kuruluþlarýn mevduat
sigortacýlýðý fonksiyonu sistemik kriz
dönemlerinde sekteye uðramaktadýr. Kriz
dönemlerinde finansal güvenlik aðýnýn bütün
aktörlerinin iþbirliði içerisinde üzerlerine düþen
görevi yerine getirmeleri bir zorunluluktur.
FDIC tarafýndan mevduat sigorta rezervi olarak
tutulan 53 milyar USD bile sistemik kriz anýnda
yeterli güvenceyi saðlamaya yetmeyecektir.
TMSF’nin mevduat sigorta rezervi 3.75 milyar
USD olup herhangi bir bankacýlýk probleminde
etkin biçimde kullanýlabilecektir. Söz konusu
tutar sigorta altýna aldýðýmýz 97 milyar USD’nin
%3,9’una karþýlýk gelmekte olup, bu oran fon
r a s y o s u o l a r a k a d l a n d ý r ý l m a k t a d ý r.
Üyesi bulunduðumuz IADI ve EFDI bünyesinde
mevduat sigorta fonlarýnýn etkinliðinin ve
verimliliðinin artýrýlmasý için çeþitli çalýþmalar
yapýlmaktadýr. TMSF bu çalýþmalara 2001
krizinde edindiði deneyimle önemli katkýlar
saðlamaktadýr.
SEMÝNER
MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝNDE
RÝSK ANALÝZÝ
Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Birliði (EFDI) Yönetim Kurulu Toplantýsý, Uluslararasý Mevduat
Sigortacýlarý Birliði (IADI) Avrupa Bölgesel Komite Toplantýsý ve yine IADI’nin düzenlediði “Mevduat
Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi” konulu uluslararasý seminer 26-28 Mayýs 2008 tarihleri arasýnda
Rusya Federasyonu’nun baþkenti Moskova’da gerçekleþtirilmiþtir. Söz konusu toplantýlara ve
seminere Kurumumuzu temsilen Fon Baþkan Yardýmcýsý Dr. Rýdvan ÇABUKEL ile Sigorta ve Risk
Ýzleme Dairesi Uzmaný Anýl ERTANOÐLU katýlmýþtýr.
Üyesi olduðumuz IADI’nin Avrupa ve
Avrasya Bölgesel Komiteleri tarafýndan
düzenlenen “Mevduat Sigorta Sistemlerinde
Risk Analizi” konulu uluslararasý seminer 27
Mayýs 2008 tarihinde gerçekleþtirilmiþtir. Rusya
Mevduat Sigorta Kurumu (DIA) Genel Müdürü
Alexander TURBANOV, IADI Genel Sekreteri
Donald INSCOE, EFDI Baþkaný Roberto
MORETTI ile Rusya Merkez Bankasý Yönetim
Kurulu Üyesi ve Kredi Kurumlarýný Yetkilendirme
ve Mali Rehabilitasyon Dairesi Baþkaný Mikhail
SUKHOV’un açýlýþ konuþmalarý ile baþlamýþtýr.
Açýlýþ konuþmalarýnda; mevduat sigortacýlýðýnda
risklerin analizinde modern yöntemlerin
uygulanmasýnýn ve risklerin tahmin edilmesinin
önemine iþaret edilmiþ; IADI’nin mevduat
sigortacýlarýna yönelik olarak genel ilkeler
oluþturmaya çalýþtýðýndan; söz konusu genel
ilkelerin ülke deneyimlerinin paylaþýlmasý
sonucunda daha verimli kullanýlabileceðinden;
piyasalarda yaþanan güncel geliþmelerin
sigortalý mevduat miktarýnýn düzeyi, kamu
farkýndalýðý, finansal güvenlik aðý üyelerinin
iliþkileri, banka çözümlenmesi ve ahlaki risk
hususlarýný tekrar gündeme getirdiðinden;
mevduat sigorta sisteminin mali sistemin
istikrarý için taþýdýðý önemden bahsedilmiþ ve
DIA, DIA’nýn rolü ve çalýþmalarý hakkýnda bilgi
verilmiþtir.
“Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi”
konulu ilk oturumun “Mevduat Sigorta
Sistemlerinde Risk Analizine Yönelik Temel
Yaklaþýmlar” konulu ilk bölümü DIA Planlama
ve Stratejik Geliþim Dairesi Müdürü Andrei
PEKHTEREV baþkanlýðýnda gerçekleþmiþtir. Ýlk
konuþmacý olan DIA Genel Müdür Yardýmcýsý
Andrei MELNIKOV’un “Mevduat Sigorta
Sistemlerinde Mali Riskler: Sýnýflandýrma ve
Analiz” konulu sunumunda; kredi riski, piyasa
riski, operasyonel risk ve likidite riskine
deðinilmiþ, bir mevduat sigorta fonu için basit,
canlý bir formülasyon bulunduðundan,
bahsedilmiþ, mevduat sigortacýsýnýn kayýplarýnýn
beklenen ve beklenmeyen kayýplardan
oluþtuðu, mevduat sigortacýsýnýn gelirlerinin
tahmin edilmesinin önemi, risk analizinde
sigorta primlerinin piyasa riski faktörlerince
etkilenip etkilenmediði ile yüksek riske karþýlýk
yüksek prim alýnýp alýnmamasý hususlarýn
deðerlendirilmesi gerektiðine deðinilerek
sunum sonlandýrýlmýþtýr.
Ýkinci konuþmacý Uluslararasý Para Fonu Para
ve Sermaye Piyasalarý Bölümünden David
PARKER “Mevduat Sigorta Sistemlerinin Temel
Riskleri: Uygulamasal Bir Bakýþ Açýsý” konulu
sunumunda, bir mevduat sigorta sisteminin
temel risklerinin; belli önkoþullar
karþýlanmaksýzýn bir mevduat sigorta sistemi
oluþturmak, yeni bir mevduat sigorta sistemine
geniþ yetki vermek, mevduat kabul eden
kuruluþlarý özellikle de devlet bankalarýný
mevduat sigorta sistemine üyelikten muaf
tutmak, ticari bankalarla ayný sýký düzenleme
ve denetlemelere tabi olmayan mali kuruluþlarý
mevduat sigorta sistemine üye yapmak
olduðunu belirtmiþtir. PARKER bankalararasý
mevduat vs. gibi mevduat türlerini sigorta
kapsamýna almanýn, sigorta tutarýný belirlerken
AB direktiflerine veya diðer uygulamalara aþýrý
baðlý kalmanýn, coinsurance uygulamasýna yer
vermenin, mevduat sigorta sistemini ex-post
olarak oluþturmanýn ve hedef rezerv düzeyini
ulaþýlmasý güç bir oran olarak belirlemenin
diðer temel riskler olduðunu ifade etmiþtir.
PARKER, yeni kurulan bankalardan sisteme
giriþ payý almamanýn, acil olarak kaynaða
ihtiyaç duyulduðunda herhangi bir
“beklenmedik durum planý”na veya “aracý
kuruluþ”a sahip olmamanýn, mevduat sigorta
sisteminin üye bankalardan borçlanabilmesine
imkan tanýmanýn, denetleyici otoriteden
zamanýnda ve anlamlý bilgi alamamanýn, kamu
iliþkilerine, iletiþime ve eðitime önem
vermemenin, bankalarýn batmasý öncesinde
Anýl ERTANOÐLU
Fon Uzmaný
Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý
23
SEMÝNER
Fon Baþkan Yardýmcýsý Dr.
Rýdvan ÇABUKEL sunumunda;
ülkemizdeki mevduat sigorta
sisteminin tarihçesi, mevduat
sigorta prim tarifesi, yeni sigorta
prim tarifesi ve risk kriterleri
hakkýnda bilgi vermiþtir.
bir iletiþim planý geliþtirmemiþ olmanýn, özellikle
kriz dönemlerinde diðer güvenlik aðý üyeleriyle
iletiþim stratejisini koordine edememenin,
sigortalý mevduatýn geri ödenmesinde anlamsýz
gecikmeler yaþanmasýnýn, sigortalý mevduatýn
geri ödenmesinde baþka bankalarý
kullanmamanýn ve iflas/tasfiye sürecinde pasif
bir alacaklý olarak hareket etmenin mevduat
sigorta sistemleri için ciddi sýkýntýlar
yaratabilecek hususlar olduðunu ifade ederek
sözlerini noktalamýþtýr.
Konuya iliþkin “Mevduat Sigorta Sisteminde
Bankalarýn Risklerinin Hesaplanmasý: Geleneksel
ve Yenilikçi Yaklaþýmlar” baþlýklý üçüncü sunum
Ýtalya Cagliari Üniversitesi’nden Prof. Riccardo
DE LISA tarafýndan gerçekleþtirilmiþtir. DE LISA
sunumunda, geleneksel yaklaþýmlar bölümünde
erken uyarý sistemine iliþkin olarak iki gösterge
bulunduðundan bahsetmiþ, daha yenilikçi
yaklaþýmlara iliþkin olarak beklenmedik
risklerin/zararlarýn önemi ve modelleþtirilmeleri
üzerinde durmuþtur. Yaptýklarý çalýþmalarýn
hem geleneksel hem de yenilikçi yaklaþýmlarý
takip ettiðine deðinen DE LISA, Basel II’nin
uygulanmasýnýn bankalarýn risklerini
hesaplamada ve deðerlendirmede geniþ ve
yeni bir veri kaynaðý oluþturacaðýný ve
bankalarýn tasfiyesi için genel bir taným
yerleþtirmede ortak bir paydanýn bulunmasýna
yardýmcý olacaðýný ifade ederek sunumunu
sona erdirmiþtir.
Ýlk oturumun “Mevduat Sigorta Sisteminde
Risk Esaslý Prim Sistemiyle Birlikte Kredi Riski
Analizi” isimli ikinci bölümü Çek Cumhuriyeti
Mevduat Sigorta Fonu’nun Yönetim Kurulu
Baþkaný Josef TAUBER baþkanlýðýnda yapýlmýþtýr.
Ýkinci oturumun ilk konuþmacýsý Kanada
Mevduat Sigorta Kurumu Sigorta ve Risk
Deðerlendirme Bölümü Baþkan Yardýmcýsý
Michele BOURQUE olmuþtur. BOURQUE “Risk
Analizi: Risk Esaslý Bir Prim Sistemi Ne Zaman
Uygundur?” konulu sunumunda; kurumsal
risk yönetimi ve sigorta riski hakkýnda bilgi
vermiþ, risk deðerlendirmesinin neden / nasýl
yapýldýðýna, risk deðerlendirme motodolojisine
deðinmiþtir. Teknolojinin, tüm üye kuruluþlarýn
süregelen izlenme sürecinin, denetçilerle sýký
etkileþimin, ilgili, stratejik ve zamanýnda
raporlamanýn ana baþarý faktörleri olduðunu
belirten BOURQUE, ülkelerinde uygulanan risk
esaslý prim sistemi (kriterler, faktörler, prim
kategorileri, oranlar) hakkýnda bilgi vererek
sunumunu tamamlamýþtýr.
Ayný oturumun ikinci sunumunu Kazakistan
Mevduat Sigorta Fonu Banka Analiz ve Ýstatistik
Bölümü Yöneticisi Bakhytgul TUYAKOVA
24
“Mevduat Sigorta Sisteminin Maruz Kaldýðý
Kredi Riskini Deðerlendirmede Bir Araç Olarak
Risk Esaslý Prim Sistemi: Kazakistan Deneyimi”
konusunda yapmýþtýr. TUYAKOVA, ilk olarak
risk esaslý prim sisteminin ana amaçlarý, ilkeleri,
özellikleri ve sistemi geliþtirme aþamalarýna
deðinmiþtir. Ülkelerindeki yasal altyapýnýn 2006
yýlýnda oluþturulduðunu, sistemin uygulamaya
1 Ocak 2007 tarihinden itibaren konduðunu
belirten TUYAKOVA, bankalara iliþkin
deðerlendirmelerinde kantitatif göstergelerin
%70, kalitatif göstergelerin %30 aðýrlýða sahip
olduðunu ifade etmiþtir. Bankalarýn A, B, C,
D, E notlarýyla deðerlendirildiðine ve ödenen
prim oranlarýnýn onbinde 4’ten onbinde 38’e
kadar deðiþtiðine iþaret eden TUYAKOVA, 2007
Aralýk dönemi itibariyle sistemlerindeki 33
Bankanýn 16’sýnýn D, 11’inin C, 4’ünün E,
1’inin A ve 1’inin B grubunda yer aldýðýný,
ülkelerindeki Mevduat Sigorta Yasasý’na göre
mevduat sigortacýsýnýn hedef rezerv tutarýnýn
tüm sisteme üye bankalarýn sigortalý
mevduatýnýn toplamýnýn %5’inden az
olamayacaðýný, sermaye yeterliliði, varlýk kalitesi,
varlýklarýn yoðunlaþmasý, karlýlýk, likidite,
düzenleyici çevre ve uluslararasý derece notu
kategorilerinin risk kategorileri olarak kabul
edildiðini ve söz konusu kategorilerde 17 farklý
oran hesaplamasý yapýldýðýný belirterek
sunumuna son vermiþtir.
Konuya iliþkin son sunum Fon Baþkan Yardýmcýsý
Dr. Rýdvan ÇABUKEL tarafýndan “Türkiye’de
Risk Esaslý Prim Sistemini Geliþtirmede Yaþanan
Güçlükler” konusunda yapýlmýþtýr. Sunumuna
Türkiye’deki finansal güvenlik aðý ve mevduat
sigorta sisteminin tarihçesine deðinerek
baþlayan ÇABUKEL, 2000-2001 yýllarýnda
ülkemizde yaþanan krize ve nedenlerine, fon
rezerv düzeyine, zaman içindeki geliþimine ve
mevcut prim sistemi deðinerek sözlerine devam
etmiþtir. Yeni prim sistemini geliþtirme
adýmlarýna deðinen ÇABUKEL, yeni prim
sistemimize temel teþkil eden Kanada prim
sistemi, yeni prim sistemimiz ve risk kriterleri
hakkýnda bilgi vermiþtir. ÇABUKEL, TMSF
açýsýndan TMSF’nin Hazine’ye olan borcuna
iliþkin problemin, yasal düzenlemelerimizde
hedef fon rezervasyonunun belirlenmemiþ
olmasýnýn, prim oraný bir defa düþürüldüðünde
söz konusu oraný yükseltmenin kolay
olmadýðýnýn, TMSF ’nin beklenen ve
beklenmeyen kayýplarý üstlenmesi gerektiðinin;
denetleyici otorite açýsýndan; CAMELS
Sisteminin tutarlýðýnýnýn saðlanmasýnýn ve
sistemin uygulanmasýnda yaþanan sýkýntýlarýn,
Bankacýlýk sektörü açýsýndan ise; fonlama
maliyetini azaltmak için daha az prim ödeme
SEMÝNER
isteðinin bulunmasýnýn temel güçlükler
olduðuna iþaret ederek sunumuna son vermiþtir.
Seminerin ikinci oturumu “Yeterli Fon Rezervinin
Tahmini” baþlýðý altýnda yapýlmýþtýr. Ýkinci
oturumun “Yeterli Fon Rezervinin Tahmin
Edilmesi Ýçin Bir Araç Olarak Hedef Rezerv
Rasyosu” konulu ilk bölümü Alman Bankalar
Birliði Mevduat Koruma Bölümü Baþkaný ve
EFDI Baþkan Yardýmcýsý Dirk CUPEÝ
baþkanlýðýnda gerçekleþtirilmiþtir. Ýlk olarak söz
alan IADI Genel Sekreteri Don INSCOE, “Uygun
Bir Mevduat Sigorta Fonu Muhafaza Etmek”
konulu sunumuna, sigorta fonunun ne kadar
büyük olmasý gerektiði sorusunun yanýtlanmasý
zor bir soru olduðunu belirterek baþlamýþtýr.
INSCOE, uygun bir sigorta fonu boyutunun
bankacýlýk sektöründeki genel risk düzeyine
baðlý olduðunu, fon büyüklüðünü sabitlemeye
çalýþtýkça primlerin daha istikrarsýz hale gelme
eðiliminde olduðunu ifade etmiþtir. Amerika
Birleþik Devletleri (ABD) örneðinden hareketle
fonun hedefi tutturduðu veya hedefin üstünde
bulunduðu durumlarda ABD Federal Mevduat
Sigorta Kurumu’nun (FDIC) iyi idare edilen ve
iyi sermayeli kuruluþlardan sigorta primi
almadýðýna iþaret eden INSCOE, katý bir fon
hedef rasyosu bulunmasýnýn primlerin düzgün
olarak fiyatlanamamasý ve prim yükünün adil
olmayacak þekilde daðýtýlmasý gibi sonuçlarý
bulunduðunu söylemiþtir. INSCOE, 2006 yýlýnda
fon hedef rasyosu düzeyini belirlemede yeni
bir esnekliðe ulaþýldýðýný, buna göre bahsedilen
oranýn %1,15 ile %1,5 aralýðýnda olabileceðini,
halihazýrda oranýn %1,25 olarak hesaplandýðýný,
her 3 ayda bir FDIC’nin “Beklenmeyen Zarar
Rezervi”ni hesapladýðýný, söz konusu rezervin
bir sonraki yýl FDIC’nin banka ve tasarruf
kurumu batýþlarýnda karþýlaþabileceði olasý ve
tahmin edilebilen zarar tutarlarýný içerdiðini
belirtmiþ, deðerlendirme kategorileri,
deðerlendirme oranlarý ve 31.12.2007 itibariyle
kuruluþlarýn risk kategorileri daðýlýmlarý ve
deðerlendirmeleri hakkýnda bilgi vererek
sözlerini tamamlamýþtýr.
Daha sonra Litvanya Mevduat ve Yatýrým
Sigortasý Kurumu Müdürü Raimundas
ZÝLÝNSKAS “Mevduat Sigorta Sisteminin Erken
Uyarý Sisteminde Tasarlanmýþ Risk Rasyosu”
konulu sunumunu gerçekleþtirmiþtir. ZÝLÝNSKAS
sunumuna, Litvanya bankalarýnýn 2007 yýlsonu
itibariyle sigortalý mevduat tutarlarý hakkýnda
bilgi vererek baþlamýþ, risk uyarý sistemlerinin
5 anahtar risk göstergesinin deðerlendirilmesini
içerdiðini, 5 anahtar göstergenin sermaye
yeterliliði, kredi kayýp oraný, risk düzeyi, karlýlýk
düzeyi ve likidite normlarý olduðunu ifade
etmiþtir. Daha sonra risk göstergelerinin içerikleri
hakkýnda bilgi veren ZÝLÝNSKAS, her kredi
kuruluþunun Fona olan riskinin hesaplandýðýný,
risk oranýnýn 0 ile 0,05 arasýnda olasý
durumunda kendileri için herhangi bir risk
bulunmadýðýný, risk oranýnýn 1’den büyük
olmasýnýn ise en yüksek riski iþaret ettiðini
belirterek sözlerine son vermiþtir.
Bölümün son sunumu Tayvan Merkezi
Mevduat Sigorta Kurumu (CDIC) Baþkan Vekili
Yvonne FAN tarafýndan “Mevduat Sigorta
Fonunun Karþýlaþtýrmalý Deðerlendirilmesi:
Teorik ve Pratik Yaklaþým” konusunda
gerçekleþtirilmiþtir. Ex-ante bir fonlama
sisteminin hedef rezerv rasyosu bulunmasýyla
birlikte saðlayacaðý avantajlara deðinerek
sunumuna baþlayan FAN, fonlama hususlarý
ile ilgili teorik yaklaþým hakkýnda bilgi vermiþ,
pratik yaklaþýmlara iliþkin olarak da ekonomik
ve mali durumun, üye kuruluþlar üzerindeki
yükün, sistemik krizin ve mevduat sigortacýsýnýn
bir yatýrým portföyü seçmesi/belirlemesinin
önemine iþaret etmiþtir. Ülkelerindeki mevduat
sigorta sisteminin tarihçesine deðinen FAN,
ex-ante bir fonlama sistemine ve risk esaslý
prim sistemine sahip olduklarýný, sigorta
kapsamýndaki mevduatýn %2’si olmak üzere
hedef rasyolarý bulunduðunu belirtmiþ ve
yatýrým politikalarý hakkýnda bilgi vermiþtir.
Uluslararasý geliþmeler nedeniyle belli bir süre
hedef rasyoya ulaþamayacaklarýný ve risk esaslý
prim sisteminin uygulamasýnda kademeli
yaklaþýmý benimsediklerini belirten FAN, hedef
rasyolu bir ex-ante fonlama sisteminin tavsiye
edilen bir sistem olduðunu belirterek sözlerini
tamamlamýþtýr.
IADI Genel Sekreteri Don
INSCOE sunumunda; sigorta
rezervinin büyüklüðünün ne olmasý
gerektiði sorusunun yanýtlanmasý
zor bir soru olduðunu belirtmiþ,
ABD’de halihazýrda fon hedef
rasyosunun %1,25 olduðunu ifade
etmiþtir.
Konferans’ýn son bölümü “Risk Analizi
Temelinde Yeterli Fon Rezervinin Tahmini”
hususunda olmuþ, oturuma Macaristan Ulusal
Mevduat Sigorta Fonu Müdür Yardýmcýsý
Andras Fekete-GYÖR baþkanlýk etmiþtir. Konuya
iliþkin olarak ilk söz DIA Planlama ve Stratejik
Geliþim Dairesi Müdürü Andrei PEKHTEREV’e
verilmiþtir. PEKHTEREV “Yeterli Fon Rezervinin
Ölçülmesi” konulu sunumuna, 2 temel fon
rezervi ölçme metodundan bahsederek
baþlamýþtýr. Risk analizi temelinde yeterli fon
rezervi ölçülmesi metodunda üye bankalarýn
temerrüt olasýlýklarýnýn tahmin edilmesinin
önemini belirtmiþ, yeterli fon rezervinin
ölçülmesinde iki baðýmsýz husus bulunduðuna,
bunlardan bir tanesinin yeterli fon rezervinin
kýsa vadeli hesaplanmasý, diðerinin yeterli fon
rezervinin uzun vadeli tahmini olduðuna iþaret
etmiþ, beklenen ve beklenmeyen kayýplarýn
kýsa vadeli hesaplanmasýnda iki formulün ön
plana çýktýðýna deðinerek sözlerine son
vermiþtir.
25
SEMÝNER
Seminerin son sunumunu
gerçekleþtiren KDIC Baþkaný DaeDong PARK, likidite krizi
yaþanmasý durumunda fonlarýnýn
diðer hesaplarýndan, piyasadan,
hazine ve merkez bankasýndan
borçlanabildiðini, bono da ihraç
edebildiklerini ifade etmiþtir.
Daha sonra Ukrayna Mevduat Garanti Fonu
Ekonomik Analiz ve Güncel Ýzleme Dairesi
Baþkaný Tetyana RAYEVSKA “Mevduat Garanti
Sisteminin Katýlýmcýlarý Olan Bankalarýn
Faaliyetlerinde Riskin Etkisi Ölçümü” konulu
sunumunu yapmýþtýr. “Pay-box” özelliðine ve
kýsmi denetimsel güçlere sahip olan sistemlerine
iliþkin bilgi vererek sözlerine baþlayan
RAYEVSKA, bankalarýn mali durumlarýnýn analizi
için bankalardan raporlar temin ettiklerini, 176
üye bankanýn bulunduðu mevduat sigorta
sistemlerinde bankalarýn mali tablolarýnýn
analizinin makro ve mikro düzeylerde
gerçekleþtirildiðini belirtmiþtir. RAYEVSKA,
notlama ve uzman deðerlendirmesi olarak iki
risk belirleme ve deðerlendirme metodu
kullandýklarýný, sermaye, varlýklar, yönetim,
likidite, verimlilik standartlarýnýn ve ve büyüme
oranlarýnýn notlandýðýný, bankanýn
faaliyetlerinde tespit edilen herhangi bir riske
ve olasý bir zarara iliþkin olarak üst yönetim
kademesinin bilgilendirildiðini ve bankalarýn
faaliyetlerinde tespit edilen risklere iliþkin olarak
Ukrayna Merkez Bankasýyla bilgi paylaþýmýna
gidildiðini belirterek sunumunu sona erdirmiþtir.
Oturumun ve seminerin son sunumu Kore
Mevduat Sigorta Kurumu (KDIC) Baþkaný DaeDong PARK tarafýndan “Mevduat Sigorta
Fonunun Yeterliliði: Kore Örneði” hususunda
gerçekleþtirilmiþtir. PARK, Kore’de mevduat
sigorta fonunun gücünü artýrmada önem
taþýyan faktörlerden bahsederek sunumuna
baþlamýþ, hedef fon rezervinin bulunmasýnýn
avantajlarýna deðinerek sözlerine devam
etmiþtir. Kurumlarýnýn her mali sektör için
hedef fon rezerv düzeyi belirlediðini ve
Yumuþak Hedef Metodu’nu1 uyguladýðýný
belirten PARK, likidite krizi yaþanmasý
durumunda fonun diðer hesaplarýndan,
piyasadan, hazineden ve merkez bankasýndan
borçlanabildiðini, ayrýca bono ihraç
edebildiklerine iþaret etmiþ, her beþ yýlda bir
veya mali sistemde ani bir geliþme olduðunda
fon rezervinin yeterliliðinin gözden geçirildiðini,
hedef rasyonun Kantitatif Metot ile Ýhtiyari
Metot’un birlikte uygulanmasýyla
belirlendiðini2, fon rasyolarýnýn %2,41, fon
rezervlerinin ise 6,2 milyar USD olduðunu, söz
konusu rezerv ile Kurumlarýnýn eþ zamanlý
olarak 6 küçük bölgesel banka ile 5. ve 6.
büyük ticari bankayý çözümleyebilecek
durumda bulunduklarýný belirterek sözlerini
tamamlamýþtýr.
1 Hedef düzey belli bir aralýktadýr ve fon düzeyi aralýktan sapma gösterdiðinde prim oranlarý kademeli olarak deðiþtirilebilir. (Ç.N.)
2 Kantitatif Metot’un uygulanmasý ile mevduat sigorta fonunun kaybýnýn daðýlým oranýný tahmin etmek suretiyle uygun hedef rezervin boyutu
hesaplanabilir. Ýhtiyari Metot ile, hedef rezerv, finansal kuruluþlarýn sigorta primlerine katlanabilme kabiliyetlerine, finansal krizlerin çözülmesine
iliþkin tarihi deneyime, diðer ülke deneyimlerine ve mevduat sigorta fonuna likidite saðlama tedbirlerine göre belirlenmektedir. Örneðin, toplam
sigortalý mevduatýn %1-2’si olarak belirlenebildiði, söz konusu düzeyin Kore’de 5 orta ölçekli finansal kuruluþun ayný anda mevduat geri ödemelerini
kaþýlayabilecek bir düzey olduðu belirtilmiþtir.
26
ARAÞTIRMA
AVRUPA BÝRLÝÐÝNDE REFORM ANLAÞMASI
LÝZBON ANLAÞMASI
Anayasanýn ve imzalanmýþ olan anlaþmanýn amacý, kalabalýk bir Birlikte ortak politika üretmenin
ve karar almanýn kolaylaþtýrýlmasý; veya bir baþka ifadeyle AB’nin yönetilebilir hale getirilmesidir.
Bu baðlamda, örneðin Avrupa Komisyonu’ndaki temsilci sayýsý 27’den 18’e azaltýlarak üye sayýsýnýn
altýna düþürülmektedir.
Avrupa Birliði’nin kurumsal yapýsýnda
önemli deðiþiklikler öngören ve Reform
Anlaþmasý olarak da anýlan Lizbon Anlaþmasý
13 Aralýk 2007 tarihindeki AB Zirvesi’nde
imzalanmýþtýr. Söz konusu anlaþmanýn, Ekim2007’de dönem baþkaný Portekiz’in ev
sahipliðinde Lizbon’da yapýlan zirvede
onaylanmasý nedeniyle, belge Lizbon Anlaþmasý
adýyla tarihe geçmiþtir. 10 Haziran 2009
tarihinde gerçekleþtirilecek Avrupa
Parlamentosu seçimleri öncesinde yürürlüðe
girmesi beklenen ve Avrupa Birliði Anlaþmasý
ve Avrupa Topluluðu’nu kuran Anlaþmada
deðiþiklikler öngören yeni Anlaþma, Hollanda
ve Fransa tarafýndan reddedilen Anayasa
sonrasýnda Üye Devletlerin farklý kaygýlarýna
yanýt verecek þekilde düzenlenmiþtir. Lizbon
Anlaþmasý’nda yapýlan 250 deðiþikliðin sadece
10’unun, reddedilen Anayasa’dan farklý olduðu
göz önüne alýndýðýnda iki metnin %96 oranýnda
ayný olduðu anlaþýlmaktadýr. Bu baðlamda, en
önemli fark Birliðin sembolleri, marþý ve sloganý
gibi öðelerin yeni Anlaþma’dan çýkarýlmýþ
olmasýdýr. Ne var ki, Belçika, Bulgaristan,
Almanya, Yunanistan, Ýspanya Krallýðý, Ýtalya,
GKRY, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan,
Malta, Avusturya, Portekiz, Romanya, Slovenya
ve Slovakya, Avrupa Birliði’nin sembolleri
hakkýnda Deklarasyon (no 52) ile AB bayraðýna,
marþýna ve sloganýna baðlýlýklarýný
belirtmiþlerdir.
Anlaþma ile getirilen önemli deðiþiklikler þu
þekilde özetlenebilir;
Anayasa- Anlaþma
2005 yýlýnda Fransa ve Hollanda’daki halk
oylamalarýnda reddedildikten sonra bir
süreliðine rafa kaldýrýlan Avrupa Anayasasý’nda
yapýlan baþlýca deðiþiklik “anayasa” kavramýnýn
kullanýmdan çýkarýlmasý olmuþtur. 2004 yýlýnda
tamamlanan anayasa, tüm anlaþmalarýn tek
metinde toplanmasýný hedeflerken, yeni
belgede böyle bir giriþim bulunmamaktadýr.
Anayasadan farklý olan bir baþka önemli
gözüken deðiþiklik; AB bayraðý, marþý gibi ortak
simgelere yapýlan atýflarýn çýkarýlarak AB ile
ilgili oluþan “süper-devlet” algýlamasýný ve
korkusunu ortadan kaldýrmaya çalýþmak olarak
karþýmýza çýkmaktadýr.
Yönetsel Hususlar
Anayasanýn ve imzalanmýþ olan anlaþmanýn
amacý, kalabalýk bir Birlikte ortak politika
üretmenin ve karar almanýn kolaylaþtýrýlmasý;
veya bir baþka ifadeyle AB’nin yönetilebilir hale
getirilmesidir. Bu baðlamda, örneðin Avrupa
Komisyonu’ndaki temsilci sayýsý 27’den 18’e
azaltýlarak üye sayýsýnýn altýna düþürülmektedir.
Bu þekilde, üye ülkeler beþ yýlda bir yapýlan
yenilemelerle dönüþümlü olarak komisyona
temsilci gönderebileceklerdir. Altý ayda bir
deðiþen baþkanlýk sisteminin kaldýrýlarak 2,5
yýllýðýna Avrupa Konseyi’ne bir baþkan
atanmasý, yenilikler arasýnda yer almaktadýr.
Parlamento
Lizbon Anlaþmasý, Avrupa Parlamentosu ile
ulusal parlamentolara eskiye göre daha fazla
yetki vermekte olup, temel insan hak ve
özgürlüklerini baðlayýcý hale getirmektedir.
Avrupa Parlamentosundaki 786 olan üye sayýsý
750’ye düþürülmekte, ülkelerin AP’ da temsil
edileceði üye sayýsý en az 6, en fazla 96
olmaktadýr. Parlamento üyeleri beþ yýl için
seçilmekte ve AP, baþkanýný kendi üyeleri
arasýndan seçmektedir. Parlamento Baþkaný,
milletvekili sayýsýna dahil edilmemektedir.
Olaðan yasama usulü olarak tanýmlanan ortak
karar usulünün kapsamýnýn geniþletilmesi ile
Avrupa Parlamentosu’nun rolü
güçlendirilmektedir. AP’ ye ayný zamanda
Ko m i s y o n b a þ k a n ý n ý s e ç m e y e t k i s i
tanýnmaktadýr.
Dýþ Politika
AB Konseyi, nitelikli çoðunlukla, Komisyon
Baþkaný ile de anlaþarak, Dýþ Politika ve Güvenlik
Yüksek Temsilcisini atayacaktýr. Yüksek Temsilci,
Birliðin Ortak Dýþ ve Güvenlik Politikasýný
yürütmekle görevlendirilmiþtir. Ayrýca, Yüksek
Temsilci, Dýþ Ýliþkiler Konseyine baþkanlýk yaptýðý
Ahmet Yücel Vural
Strateji Geliþtirme Dairesi
Fon Uzmaný
27
ARAÞTIRMA
13 Aralýk 2007 tarihinde
imzalanan ve Reform Anlaþmasý
olarak da bilinen Lizbon
Anlaþmasý, Anayasa’nýn reddinin
ardýndan gözden geçirilmiþ ve
AB’nin kurumsal yapýsýnda önemli
deðiþiklikler içerecek þekilde
yeniden düzenlenmiþtir. Yeni
anlaþmanýn 10 Haziran 2009
tarihinde yapýlacak Avrupa
Parlementosu seçimleri öncesinde
yürürlüðe girmesi beklenmektedir.
Bu makalede; yeni anlaþma ile
getirilen önemli deðiþiklikler ele
alýnmakta ve sözkonusu
deðiþiklikler AB-Türkiye iliþkisi
açýsýndan deðerlendirilmektedir.
gibi, Komisyon Baþkan Yardýmcýsý olarak da
görev almaktadýr. Dýþ iliþkilerden sorumlu
komiser ile yüksek temsilcinin görevleri
birleþtirilerek dýþ politikada tek temsilciye
geçilmektedir. Böylece AB, global düzlemde
daha aðýrlýklý bir rol oynamayý hedeflemektedir
Karar Alma Mekanizmalarý
Karar alma mekanizmalarýnda yapýlan en
önemli yenilik “çifte çoðunluk sistemi” denilen
oylama esasýnda yapýlan düzenleme olarak
karþýmýza çýkmaktadýr. Yaklaþýk 50 politika
alanýnda veto kullanýmý kaldýrýlýrken, üye
ülkelerin yüzde 55’inin, nüfus olarak ise yüzde
65’inin oyu ile kararlarýn alýnmasý
öngörülmektedir. Dýþ politika, vergi ve bütçe
gibi hassas alanlarda oy birliði geçerliliðini
Güçlendirilmiþ iþbirliði, üye devletlerin, AB
çerçevesinde, diðer üyeler dahil olmasalar da
gruplar halinde hareket edebilmeleri ilkesine
dayanmaktadýr. Grup üyeleri, diðer AB Üye
Devletlerini davet etmeden nitelikli çoðunluk
ile karar alabileceklerdir. Bu model dýþ politikaya
iliþkin tüm alanlarda uygulanabilecektir.
Temel Haklar Þartý
Anlaþmanýn imzalanmasýndan bir gün önce
Strazburg’da kabul edilecek Avrupa Birliði
Temel Haklar Þartý, bazý Üye Devletlerin (Çek
Anlaþmanýn Üye Ülkelerde Onay Süreci
Ülke
Almanya, Ýtalya,Ýspanya,
Yunanistan, Portekiz,
Macaristan,Ýsveç, Litvanya,
Letonya,Slovenya, Estonya,
GKRY,Malta, Bulgaristan,
Romanya
Onay usulleri
Son durum ve açýklamalar
Anlaþma, Almanya, Yunanistan,
Portekiz, Macaristan, Litvanya,
Parlamento’da basit çoðunluk aranýyor. Anayasa’da Letonya, Slovenya, Estonya,
Referandum þartý bulunmuyor.
Malta, Bulgaristan Onayladý.
Ýtalya, Ýspanya, Ýsveç ve GKRY
onay sürecindedir.
Avusturya, Finlandiya
Parlamento’da üçte iki çoðunluk aranýyor.
Anlaþma Onaylandý.
Polonya
Parlamento’da, Anlaþma anayasal deðiþiklik
gerektiriyorsa üçte iki, gerektirmiyorsa basit
çoðunluk aranýyor.
Anlaþma Onaylandý.
Belçika
Parlamento’da üçte iki çoðunluk aranýyor. Ayrýca
her iki kamaranýn ve bölgesel meclislerin onaylamasý Anlaþma Onay sürecindedir.
gerekiyor.
Fransa
Anayasal deðiþiklik yapýlmasý gerekiyor. Kongre’de
bu deðiþiklik için üçte iki, Lizbon Anlaþmasý’nýn
onaylanmasý için beþte üç çoðunluk aranýyor.
Slovakya,Çek Cumhuriyeti
Mutlak çoðunluk aranýyor.
Danimarka
Birliðe yetki devri söz konusu ise her iki mecliste de
altýda beþ, deðilse üçte iki çoðunluk aranýyor. Ayrýca,
bölgesel meclislerin de kararý onaylamasý gerekiyor.
Ýrlanda
Anlaþma Onaylandý.
Parlamento’da beþte üç çoðunluk aranýyor (Çek Anlaþma Slovakya’da onaylandý.
Cumhuriyeti’nde Senato’da da bu çoðunluk
Çek Cumhuriyetinde onay
aranýyor).
sürecindedir
Lüksemburg
Ýngiltere, Hollanda
28
sürdürecektir. Polonya’nýn itirazlarýnýn, bu yeni
sistemin uygulamaya konmasýný 2014 yýlýna
kadar ertelettiði, 2017’ye kadar ise
vazgeçilmesine olanak tanýdýðý
unutulmamalýdýr.
Anlaþma Onaylandý.
Anlaþma Onaylandý.
Ýngiltere, Hollanda Her iki kamarada da basit çoðunluk
Anlaþma, Ýngiltere’de
aranýyor.
onaylanmýþ olup, Hollanda’da
onay sürecindedir.
Referanduma gidilmesi zorunlu olan tek ülke..
Anlaþma Referandumda
reddedildi..
ARAÞTIRMA
Cumhuriyeti, Polonya, Ýngiltere ve Ýrlanda)
dýþarýda kalmasýna raðmen, diðer Üye Devletler
için hukuki baðlayýcýlýk kazanmaktadýr.
Anlaþma, AB’ye üye 26 ülkenin parlamento
onayýndan geçecektir. Anlaþmayý, halk
oylamasýna sunmak zorunda olan tek ülke
Ýrlanda olmaktadýr. 2001 yýlýnda Nice
Anlaþmasý’ný geri çeviren Ýrlanda halký, yeni
düzenlemeler yapýlmasý sonucu 2003’te ayný
anlaþma için olumlu oy kullanmýþ, ancak bu
süre içinde Birlik içinde ufak bir krize sebep
olmuþtur.
Bugün itibariyle, Anlaþma 19 ülkede onaylanmýþ
bulunmaktadýr. Birliðe üye 7 ülkede onay süreci
devam etmekte olup Ýrlanda’da gerçekleþtirilen
referandumda Anlaþma reddedilmiþtir.
AB-Türkiye iliþkileri açýsýndan önemi
Avrupa Birliði’nin Türkiye’ye karþý net bir siyasi
tavýr belirlemesi için kendi içindeki sorunlarý
çözmesi gerekmektedir. Bu baðlamda Lizbon
Anlaþmasý ile getirilen deðiþikliklerin kurumsal
aksaklýklarý ortadan kaldýrmasý, Türkiye’nin
daha az sorunlu bir Birliðe katýlýmýný
kolaylaþtýracaktýr. Ne var ki, Anlaþmanýn,
gelecek geniþlemeler için bir öngörüde
bulunmamasý olumsuz bir durumdur. Akdeniz
Birliði gibi önerileri daha sýk gündeme
getirebilecek güçlendirilmiþ iþbirliði ile birlikte
deðerlendirildiðinde, bu durum, Türkiye karþýtý
bazý Üye Devletler tarafýndan kullanýlabilir.
Diðer taraftan, yukarýda belirtildiði gibi nüfus,
Konsey ve Avrupa Parlamentosu’nun
oluþumunda daha önemli bir etmen haline
gelmektedir. Dolayýsýyla imtiyazlý ortaklýk gibi
tam üyelik dýþýndaki öneriler daha fazla
gündeme gelebilir. Bu baðlamda Türkiye’nin
akýlcý, süratli, ýsrarcý ve dikkatli bir strateji
izlemesi gerekmektedi.
Bugün itibariyle, Anlaþma 19
ülkede onaylanmýþ bulunmaktadýr.
Birliðe üye 7 ülkede onay süreci
devam etmekte olup Ýrlanda’da
gerçekleþtirilen referandumda
Anlaþma reddedilmiþtir.
Avrupa Birliði Haritasý-Lizbon Anlaþmasý Onay Durumu
Kaynaklar
Kaynak: http://europa.eu/lisbon_treaty/countries/index_en.htm
• Anlaþmanýn kabul edildiði ülkeler:
• Anlaþmanýn onay sürecinde olduðu ülkeler
• Anlaþmanýn reddedildiði ülkeler
www.europa.eu
www.ikv.org.tr
www.euractiv.com
www.asam.org.tr
29
MAKALE
ÝޒTE AHLÂK NEREDEDÝR?
Tüm mesleklerin ortak bir kavrama ihtiyacý vardýr. Bu ahlak kavramý olmalýdýr. Mesleði
icra edenlerin ahlaklý olmasý olmazsa olmazýdýr. Örneðin doðruluk, dürüstlük, sözünde
durma, yalan söylememe vb. nitelikler her mesleði yapanda bulunmasý gereken ahlaki
niteliklerdir. Yolsuzluk yapmamak, rüþvet yememek, adam kayýrmamak, gücü kötüye
kullanmamak, muhasebe hileleri ile hýrsýzlýk yapmamak, eksik tartmamak her mesleðin
gerektirdiði ahlak ilkeleri deðil midir?
Ýþ ahlaký; toplumda sýkça duyulan bir
kavram. Çoðu kez kalmadýðýndan, eskiden var
olan fakat günümüzde azalan bir olgudan
bahsedilir. Kimileri buna meslek ahlaký der.
Öyle ise her meslekten insaný ilgilendiren bir
kavramdan söz ederken, örneðin basýn ahlaký,
ticaret ahlaký, siyaset ahlaki, iþveren ahlaký,
üretici ahlaký diye saydýðýmýzda kapsamýn ne
kadar geniþ olduðunu görürüz.
Peki, mesleðin bizzat kendisi için ahlaklý yada
ahlaksýz biçiminde bir ayýrým yapýlabilir mi? Bu
soru önemlidir. Zira þahýslar tarafýndan icra
edilen, her toplumun ortak deðer yargýlarý ile
baðdaþmayan bazý iþler vardýr ki bunlar birer
meslek deðildir. Örneðin hýrsýz vardýr ama
hýrsýzlýk bir meslek deðildir. Böyle
deðerlendirildiðinde meþru addedilen ve icra
edildiðinde ekonomik faaliyet içeren iþleri
meslek olarak nitelendirmek gerekir. Meþrutiyeti
tartýþmasýz olan meslek niteliðindeki iþlerin de
ahlaklý-ahlaksýz gibi bir sýnýflamasý olamaz.
Tüm mesleklerin ortak bir kavrama ihtiyacý
vardýr. Bu ahlak kavramý olmalýdýr. Mesleði icra
edenlerin ahlaklý olmasý olmazsa olmazýdýr.
Örneðin doðruluk, dürüstlük, sözünde durma,
yalan söylememe vb. nitelikler her mesleði
yapanda bulunmasý gereken ahlaki niteliklerdir.
Yolsuzluk yapmamak, rüþvet yememek, adam
kayýrmamak, gücü kötüye kullanmamak,
muhasebe hileleri ile hýrsýzlýk yapmamak, eksik
tartmamak her mesleðin gerektirdiði ahlak
ilkeleri deðil midir? Elbette her meslek icra
edilirken uyulmasý gereken ya da uyulmasý
beklenen ahlaki sayýlabilecek ilkeler vardýr ve
olmalýdýr. Hakimin, avukatýn, gazetecinin,
bankacýnýn mesleðini icra ederken uymasý
gereken temel kurallar yanýnda içinde yaþamýþ
olduklarý kurumlara, toplumlara ve tabiata
karþý da sorumluluklarý vardýr. Hakim adaletli
omalý, avukat müvekkilinin hak ve hukukunu
Bayram BABACAN
TMSF, Daire Baþkaný
30
gözetmeli, ticaret yapan dürüst olmalý derken
temel bir olguya vurgu yapmýþ oluyoruz. Bu
da insanýn ahlaklý omasý gerektiðidir.
“Ahlak, doðru ve iyi þeyin ne olduðunu veya
yanlýþ ve kötü þeyin ne olduðunu açýklayan bir
davranýþ kodunu oluþturan kural koyucu ilkeler
setidir.” diye tanýmlanabilir. Bu tanýmý çok
statik bulan bazý düþünürler olmuþtur.
Deðiþimin ahlak tanýmýný da farklýlaþtýrdýðýný
savunan Charles Powers ve David Vogel ,
“Ahlak, insan refahýný oluþturan unsurlarýn
neler olduðunu inceleyen ve bunlarý teþvik
etmek için gerekli davranýþ ve karar türlerini
açýklayan bir süreçtir” diyerek yeni bir taným
getirmiþlerdir . HELLRIGEL, D., & SLOCUM,
J.W. (1986) . MANAGEMENT (4TH EDITION)
Tarihsel süreci dikkate alan bir tanýmý ise Doç.
Dr. Þevki Özgener þöyle yapmaktadýr:
“Ahlak bir birey veya grubun belirli eylemlerinin
doðruluðunu veya yanlýþlýðýný, eylemde
bulunanlarýn iyi veya kötü yanlarýný ve bu
eylemlerin yönelmiþ olduðu hedeflerle iliþkili
olarak insanlýðýn refahýný oluþturan unsurlarýn
neler olduðunu araþtýran ve bu unsurlarý teþvik
etmek için gerekli davranýþ ve karar türlerini
açýklayan standartlar, deðerler, ilkeler ve kurallar
bütünüdür” (Ýþ Ahlaký Dergisi, Mayýs 2008)
Bu genel ahlak tanýmýnýn yanýnda bir iþ ahlaký
tanýmýndan da bahsedilemez mi? Elbette bunu
da yapmýþlardýr. Yine Özgener’e göre; “Ýþ
ahlaký, ekonomi ve iþ dünyasýnýn saðladýðý
olanaklar karþýsýnda saðduyulu seçimler
yapmalarý için bireylere yol gösteren ilkeler ve
deðerleri inceleyen bir disiplindir.” (Þ. Özgener,
Ýþ Ahlaký Dergisi, Mayýs 2008)
Ýþ ahlaký, ya da meslek ahlaký kavramýnýn güncel
hale gelmesinin önemli nedeni ahlaki sorunlarýn
büyük ölçüde ekonomi ve ekonomik sonuçlarla
ilgili olduðu noktasýnda genel bir kanaatin
MAKALE
oluþmuþ olmasýdýr. Hortumculuk yolsuzluk,
rüþvet, banka içi boþaltmalarý toplumun son
yýllardaki ana gündemini oluþturmuþtur.
Toplum tarafýndan gayri ahlaki olarak
nitelendirilen bu eylemler ekonomik olarak da
bir deprem etkisi yapmýþtýr. Hukuk ve ahlak
kurallarý içerisinde iþlemeyen bir ekonomik
sistem, bütün toplum açýsýndan sorun yaratýr.
Nitekim Türkiye’nin son onbeþ yýlýna damga
vuran bazý hukuk dýþý ve gayri ahlaki ekonomik
sistem sonuçlarý, her kesimi derinden
etkilemiþtir.
Ýþ ahlaký, birey, aile ve toplum ahlakýndan
baðýmsýz deðildir. Ýþ ahlakýnýn varlýðý, ancak
ahlaklý bir birey ve toplumun varlýðý ile
mümkündür. Ayrýca ahlaksýzlýðý önleyecek
hukuk kurallarýnýn doðru konmasý ve icrasý
önemlidir. Meslek kuruluþlarý, mensuplarýnýn
ahlaklý ve erdemli davranýþlarýný ödüllendirmeli,
ahlaksýz davranýþlarýný ise cezalandýrmalýdýr.
Sivil toplum kuruluþlarý bu çerçevede daha
etkin bir rol üstlenmelidir.
Kurumlar iþ ahlaký konusunda ahlak kurallarý
belirlemeli ve bu kurallara uygun hareket
etmelidir. Etik Kurulu’nu aktif olarak
çalýþtýrmalýdýr. Ýþ ahlakýna uygun davranýþlarý
ödüllendirmeli ve uygun olmayan davranýþlarý
gerekirse cezalandýrýlmalýdýr.
Makro düzeyde yapýlan ve iþ ahlakýna sýðmayan
davranýþlar daha alt düzeyde kurumlarda
çalýþanlar açýsýndan da dikkate alýnmalýdýr.
Çalýþtýðý kurumlarda görevini ihmal etmek,
kurumun araç-gereç ve malzemelerini özel
olarak kullanmak veya israf etmek, kurumun
gizli bilgilerini sýzdýrmak, iþin yapýlmasýný
gereksiz yere uzatmak, iþ saatlerine uymamak,
çalýþma saatlerinde özel iþler yapmak, kayýt ve
belgelerde tahrifat yapmak vb. iþ ahlakýna
uymayan davranýþlar olarak görülür.
Sonuç olarak denilebilir ki, iþ ahlaký, genel
ahlak kavramýndan ayrý tutulamaz. Birey ve
toplum olarak refah içinde, dengeli, sosyal ve
ekonomik geliþmede baþarýya ulaþýlmasý
isteniyorsa kiþisel çýkarlarý pompalayan “homo
economicus” merkezli, ekonomik ahlak
anlayýþýnýn bertaraf edilmesi gerekir. Hukukun
adil ve þeffaf olarak egemen olmasý, yetersiz
kaldýðý durumlarda kamuoyu bilinci ve
baskýsýnýn kendisini hissetirmesi zorunlu hale
gelmiþtir.
Ýþ ahlaký, birey, aile ve toplum
ahlakýndan baðýmsýz deðildir. Ýþ
ahlakýnýn varlýðý, ancak ahlaklý bir
birey ve toplumun varlýðý ile
mümkündür. Ayrýca ahlaksýzlýðý
önleyecek hukuk kurallarýnýn
doðru konmasý ve icrasý önemlidir.
Meslek kuruluþlarý, mensuplarýnýn
ahlaklý ve erdemli davranýþlarýný
ödüllendirmeli, ahlaksýz
davranýþlarýný ise
cezalandýrmalýdýr.
Ahlaklý bireylerden oluþan toplumlar yarýþta
daima ilk sýralarda yer alýr. Ýþ ahlaký genel
ahlakýn ayrýlmaz parçasýdýr. Ahlaksýzlýk terazide
deðil tartanda olur.
31
SUNUM
ETKÝLÝ MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ÝÇÝN
ASLÝ PRENSÝPLER
IADI (ULUSLARARASI MEVDUAT SIGORTACILARÝ BÝRLÝÐÝ)
IADI (Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði), rehberliði yaparak ve uluslararasý iþbirliðini
teþvik ederek mevduat sigorta sistemlerine katkýda bulunmak amacýyla için 2002 yýlýnda kurulmuþtur.
IADI’nin bugün itibariyle 48 üyesi bulunmaktadýr.
IADI, kuruluþ misyonu doðrultusunda mevduat sigorta sistemi kurmayý veya mevduat sigorta
sistemini deðiþtirmeyi düþünen ülkelere rehberlik yapmasý amacýyla, yayýnlamýþ olduðu araþtýrma
raporlarýndan, IADI kurucu üyelerinden, Finansal Ýstikrar Forumunun çalýþmalarýndan ve çeþitli
çalýþma gruplarýnýn yayýnlarýndan faydalanmak suretiyle, Asli Prensipleri oluþturmuþtur.
Söz konusu prensipler, bir çok ülkenin mevduat sigorta sistemlerini kurarken ve/veya geliþtirirken
yaþamýþ olduðu tecrübeleri yansýtmakta olduðundan uygulanabilirlik düzeyinin oldukça yüksek
olduðu düþünülmektedir.
Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý tarafýndan Þubat-2008’de yayýnlanmýþ olan “Etkili Bir Mevduat
Sigorta Sistemi Ýçin Asli Prensiplerin” çeþitli dillere çevirisi yapýlmýþ ve www.iadi.org internet sitesinde
mevduat sigortacýlarýna rehber bir kaynak olarak yayýnlanmýþtýr.
Önsöz
1- Politika yapýcýlarýn, mudilerin nasýl
korunabileceði ve finansal sistemin istikrarýna
nasýl katký yapýlacaðý ile ilgili birçok seçenekleri
bulunmaktadýr. Açýk- kapsamý sýnýrlý- mevduat
sigortasý, diðer alternatiflere göre – örtülü
mevduat sigortasý-daha çok tercih edilir duruma
gelmiþtir. Bir mevduat sigorta sistemi, yetkililerin
mudilere karþý yükümlülüklerine açýklýk
getirmekte, takdire baðlý kararlarýn kapsamýný
daraltmakta, kamuoyu güvenini arttýrmakta,
iflas etmiþ kurumlarýn çözümleme maliyetlerinin
kontrolüne yardýmcý olmakta ve ülkelere banka
iflaslarýyla daha düzenli bir süreç içinde
ilgilenme fýrsatý saðlamaktadýr.
2- Bir ülkede saðlýklý bir bankacýlýk sistemi ve
etkili bir kurumsal çevre mevcut olduðunda
mevduat sigorta sisteminin kurulmasý veya
mevduat sigorta sisteminde deðiþikliðe
gidilmesi süreci, daha baþarýlý olur. Mevduat
sigorta sisteminin kredibilitesinin yüksek olmasý,
iyi yapýlandýrýlmýþ, gereði gibi tasarlanmýþ ve
iyi yürütülen bir finansal sistem güvenlik aðýnýn
parçasý olmasýna baðlýdýr. Sistem, ihtiyatlý
düzenlemeler ve denetlemeler, güçlü bir
muhasebe ve bilgilendirme sistemi ve yasalarýn
etkili bir þekilde uygulanmasý ile
desteklenmelidir. Ayný zamanda, etkili bir
mevduat sigorta sistemi, mevcudiyeti, faydalarý
ve sýnýrlamalarý ile birlikte yüksek seviyede bir
kamu bilinci ile de desteklenmelidir. Bir mevduat
sigorta sistemi ayný anda sýnýrlý sayýda banka
iflasý ile ilgilenebilmekte olup, sistemik bir
ÇEVÝRÝ:
Ahmet Yücel VURAL
Strateji Geliþtirme Dairesi
Fon Uzmaný
Fatih DENÝZ
Strateji Geliþtirme Dairesi
Fon Uzmaný
32
bankacýlýk krizinin çözümlemesi ise bütün
finansal güvenlik aðý aktörlerinin birlikte etkin
bir þekilde çalýþmasýný gerektirmektedir.
Asli Prensipler
3- Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði
(IADI), rehberlik yaparak ve uluslararasý iþbirliðini
arttýrarak mevduat sigorta sistemlerinin
etkinliðine katkýda bulunma misyonuyla 2002
yýlýnda kurulmuþtur. IADI, görevinin bir parçasý
olarak, asli prensipler ve etkin uygulamalar
biçiminde mevduat sigortasý ile ilgili olarak
rehberlik oluþturmak için araþtýrmalar
yapmaktadýr.
4- IADI, mevduat sigorta sistemi kurmayý veya
mevduat sigorta sistemini deðiþtirmeyi düþünen
ülkelere fayda saðlamasý amacýyla Asli
Prensipleri oluþturmuþtur. Asli prensipler,
mevduat sigorta sistemlerinin etkinliðini
arttýrmak için oluþturulmuþ ve IADI’nin
araþtýrma raporlarý ile IADI’nin kurucu üyeleri,
Finansal Ýstikrar Forumu Mevduat Sigortacýlýðý
Çalýþma Grubunun 2001 yýlýnda ve Asya Pasifik
Ýþbirliði Örgütü Mevduat Sigortacýlýðý Diyalog
Grubunun 2005 yýlýnda yayýnlamýþ olduðu
raporlardan derlenmiþtir. IADI, asli prensiplerin
oluþturulmasýnda, tam ve katýlýmcý üyeleri ile
gözlemcilerin pratik tecrübelerinden azami
ölçüde faydalanmýþtýr. Bu suretle, asli prensipler,
bir çok ülkenin þartlarýný ve sistemlerini
yansýtmakta ve o ölçüde uygulanabilir
olmaktadýr. IADI, zaman içerisinde asli
prensipleri geliþtirmeyi tasarlamaktadýr.
SUNUM
5- Asli prensipler, etkili mevduat sigorta
uygulamalarý için hazýrlanmýþtýr. Ulusal yetkililer,
etkili mevduat sigorta sistemine ulaþmak için
kendi görev alanlarý ile ilgili olarak ek tedbirler
getirmekte serbest olacaklardýr.
6- Asli prensipler on bir grup içinde
deðerlendirilmektedir: Amaçlarýn belirlenmesi
ve dýþsal çevre (prensip 1 ve 2), sorumluluklar
ve yetkiler ( prensip 3 ve 4), yönetiþim (prensip
5), finansal güvenlik aðýnýn diðer aktörleri ile
iliþkiler ve sýnýr ötesi hususlar (prensip 6 ve 7),
üyelik ve kapsam (prensip 8-10), fonlama
(prensip 11 ve 12), Kamuoyu bilinci (prensip
13), seçilmiþ yasal hususlar (prensip 14 ve 15),
çözümleme (prensip 16-18), tazmin (prensip
19 ve 20), ahlaki sorunlar (prensip 21).
Amaçlarýn Belirlenmesi ve Dýþsal Çevre
1. prensip- Kamu Çýkarýnýn Gözetilmesi:
Mevduat sigorta sisteminin kurulmasýnda veya
mevcut sistemin deðiþtirilmesinde ilk adým,
ulaþýlmak istenen kamu çýkarýna uygun
amaçlarýn belirlenmesi ve bunlarýn iyi
anlaþýlmasýdýr. Mevduat sigorta sisteminin asli
amacý; ülkenin finansal istikrarýna katký yapmak
ve finansal konularda daha az bilgili olan
mudilerin mevduatlarýný korumaktýr.
Mevduat sigorta sisteminin, kamu çýkarý
amacýný ve sorumluluðunu ne ölçüde
saðladýðýnýn, sürekli iyileþtirme süreci ile gözden
geçirilmesi gerekmektedir.
2. prensip- Durum Analizi: Mevduat sigorta
sisteminin benimsenmesi veya sistemin
deðiþtirilmesinde, politika yapýcýlarýn durum
analizi yaparak mevcut þartlarý ve etkenleri
gözden geçirmeleri gerekmektedir. Bu þartlar
ve etkenler arasýnda; ekonomik faaliyetlerin
seviyesi, mevcut para ve maliye politikalarý,
bankacýlýk sisteminin durumu ve yapýsý,
kamuoyunun yaklaþýmý ve beklentileri, yasal
çerçeve, ihtiyatlý düzenleyici, denetleyici sistem
ile muhasebe ve bilgilendirme sistemi yer
almaktadýr. Mevcut þartlar ve faktörler uygun
deðilse, bunlarýn ne olduðunun tespit edilmesi
oldukça önemlidir. Tedbirlerin alýnmasýný
gerektiren bir durum var ise, bu tedbirler
önceden alýnabileceði gibi mevduat sigorta
sisteminin benimsenmesi veya sistemin
deðiþtirilmesi ile eþ zamanlý da alýnabilir.
Sorumluluklar ve Yetkiler
3. prensip- Sorumluluklar: Bütün mevduat
sigortacýlarý için uygun tek bir sorumluluk veya
sorumluluklar dizisi bulunmamaktadýr. Mevduat
sigortacýlarý, ödeme veznesi olarak adlandýrýlan
dar kapsamlý sorumluluktan, en geniþ kapsamlý
sorumluluk olan risk minimizasyonuna kadar
birçok farklý sorumluluðu taþýmaktadýrlar.
Sorumluluk her ne olursa olsun, sorumluluklar
ile amaçlar ve mevduat sigortacýsýna verilen
yetkiler arasýnda tutarlýlýk olmasý oldukça
önemlidir. Mevduat sigortacýsýna verilen
sorumluluðun belirlenmesi, mevduat
sigortasýnýn finansal güvenlik aðý içindeki rolüne
açýklýk getirecektir.
4. prensip- Yetkiler: Mevduat sigortacýsý,
sorumluluklarýný yerine getirmek için gerekli
tüm yetkilere sahip olmalýdýr. Bütün mevduat
sigortacýlarý, mudilere karþý sorumluluklarýný
bir an önce yerine getirmek için anlaþmalar
yapmak, uygun þartlarý belirlemek ve bilgiye
zamanýnda ve net olarak ulaþmak gibi yetkilere
sahip olmayý talep ederler.
Mevduat sigorta sisteminin asli
amacý; ülkenin finansal istikrarýna
katký yapmak ve finansal
konularda daha az bilgili olan
mudilerin mevduatlarýný
korumaktýr. Mevduat sigorta
sisteminin, kamu çýkarý amacýný
ve sorumluluðunu ne ölçüde
saðladýðýnýn, sürekli iyileþtirme
süreci ile gözden geçirilmesi
gerekmektedir.
Yönetiþim
5. prensip- Yönetiþim: Finansal sistem güvenlik
aðýný oluþturan aracýlarýn etkili yönetiþimi
finansal sistemin yapýsýný güçlendirir ve sistemin
istikrarýna katkýda bulunur. Sorumluluklarý net,
usulsüz politik ve sektörel etkilemelerden izole
edilmiþ operasyonel olarak baðýmsýz ve
sorumlu, hesap verebilir finansal güvenlik aðý
aktörleri, bu þekilde bir baðýmsýzlýða sahip
olmayan kurumlara göre daha fazla dürüstlük,
kredibilite ve meþruiyet taþýmaktadýrlar.
Mevduat sigorta sistemi idari organlara sahip
olmalýdýr ve bu organlar mevduat sigorta
sisteminin yetkilerini almýþ olduðu otoriteye
karþý sorumlu olmalýdýr. Mevduat sigorta
sistemleri, potansiyel usulsüz politik ve sektörel
etkilemeler ile idare organý aktörlerinin çýkar
çatýþmalarýndan en az etkilenecek þekilde
yapýlandýrýlmalýdýr.
Finansal Güvenlik Aðýnýn Diðer
Aktörleriyle Ýliþkiler ve Sýnýr Ötesi
Hususlar
6. prensip- Finansal Güvenlik Aðýnýn Diðer
Aktörleriyle Ýliþkiler: Mevduat sigortacýsýnýn
karþýlýklý iliþki yönetimi sorumluluk ve yetkilerine
göre deðiþiklik gösterebilir, fakat finansal
güvenlik aðýnýn aktörleri arasýndaki
koordinasyon ve bilgi paylaþýmý her koþulda
önem arzetmektedir. Bu tür bilgi, zamanýnda,
net ve gerektiðinde gizliliði korunmak suretiyle
uygun bilgi olmalýdýr. Bilgi paylaþýmý
uygulamalarýnýn; kanunlarla, iyi niyet
anlaþmalarýyla, yasal anlaþmalarla veya bunlarýn
kombinasyonuyla somutlaþtýrýlmasý arzu
edilmektedir. Bu uygulamalar, güvenlik aðý
aktörlerinin ilgili diðer faaliyetlerinin
koordinasyonunda da genel bir çerçeve
oluþturulmasý için yardýmcý olacaktýr.
33
SUNUM
Mevduat sigorta sisteminin
etkili olabilmesi için kamuoyunun,
sigorta sisteminin faydalarý ve
limitleri hakkýnda bilgi sahibi
olmasý zorunludur. Kamuoyunun
güvenini korumak ve güçlendirmek
için mevduat sigorta sisteminin
özellikleri hakkýnda düzenli olarak
bilgilendirme yapýlmalýdýr.
7. prensip- Sýnýr Ötesi Hususlar: Mevduat
sigortacýlarý ve güvenlik aðýnýn diðer aktörleri
arasýndaki koordinasyon ve bilgi paylaþýmý sýnýr
ötesi bakýþ açýsýna göre de oldukça önemlidir.
Farklý görevlerdeki mevduat sigortacýlarý
arasýnda ve mevduat sigortacýlarý ile finansal
güvenlik aðýnýn diðer aktörleri arasýnda gerekli
bilgilerin deðiþimi, gizlilik temin edilmek
suretiyle, gerektiðinde yapýlmalýdýr.
Ev sahibi ülke sisteminin yabancý banka þubeleri
için ek kapsam saðladýðý durumlarda, çoklu
tazminlerin önüne geçilmelidir. Ana ülke
tarafýndan halen saðlanan mevduat sigortasýnýn
harçlar ve primler ile sýnýrlandýrýlmasý esasý
kabul edilmelidir.
Üyelik ve Kapsam
8. prensip- Zorunlu Üyelik:Ters seçimlerin
önlenmesi amacýyla üyelik kriterlerini karþýlayan
bankalar için üyelik zorunlu olmalýdýr. Mevduat
sigorta sistemi içinde yer alan mevduat
kuruluþlarý saðlam, ihtiyatlý düzenleme ve
denetlemeye tabi olmalýdýr.
9. prensip- Kapsam: Politika yapýcýlar kanun
veya özel sözleþme ile neyin sigortalanabilir
mevduat olduðunu açýk bir þekilde
tanýmlamalýdýrlar. Sigorta tutarý (seviyesi) ilgili
verilerin incelenmesi ile belirlenebilir. Hangi
tutar seçilirse seçilsin, bu miktar güvenilir ve
sistemin diðer tasarým özellikleri ile iç tutarlýlýða
sahip olmalýdýr. Dahasý, sistemin kamu politikasý
hedeflerine ulaþýlabilmesi için, bu miktarýn
mudilerin yeterli çoðunluðunu içine almasý
gerekmektedir. Sigorta limitlerinin, enflasyon
ve diðer faktörler sebebiyle periyodik olarak
ayarlanmasý gerekebilir.
12. prensip- Farklýlaþan Prim Uygulamalarý:
Önceden fonlama sisteminin uygulandýðý
mevduat sigorta sistemlerinde, Politika yapýcýlar,
bankalarýn bireysel risk profiline göre farklýlaþan,
sabit oranlý prim sistemi veya risk bazlý prim
sistemi arasýnda tercih yapabilirler. Risk bazlý
farklýlaþan prim sisteminde esaslar ve kriterler
tüm üyelere karþý þeffaf olmalýdýr. Bununla
birlikte, risk bazlý prim sistemini uygulayacak
olan kurumlar, sistemin düzgün bir þekilde
iþleyebilmesi için gerekli olan kaynaklarý
saðlamalýdýrlar.
13. prensip- Kamuoyu Bilinci: Mevduat sigorta
sisteminin etkili olabilmesi için kamuoyunun,
sigorta sisteminin faydalarý ve limitleri hakkýnda
bilgi sahibi olmasý zorunludur. Kamuoyunun
güvenini korumak ve güçlendirmek için
mevduat sigorta sisteminin özellikleri hakkýnda
düzenli olarak bilgilendirme yapýlmalýdýr.
Fonlama
Bütün mevduat sigortacýlarý, mevduat sigorta
sistemi hakkýnda kamuoyu bilincini sürekli
olarak arttýrmaya çalýþmalýdýr. Kamuoyu bilincini
arttýrma programýnýn ana hedefleri; finansal
sistemin istikrarýna katký yapmak için, kamu
çýkarý hedefini baþarmak ve kamuoyunun
eðitimini artýrmak için mevduat sigorta
sistemlerinin etkinliðini saðlamaktýr. Kamuoyu
bilincini arttýrma programýnýn amaçlarý net
olarak belirlenmeli ve program kamuoyu çýkarý
ve mevduat sigortacýsýnýn sorumluluklarý ile
uyumlu olmalýdýr.
11. prensip- Fonlama: Fonlama ile ilgili
düzenlemeler, etkin bir mevduat sigorta sistemi
için oldukça önemlidir. Mevduat sigorta sistemi,
mudilerin taleplerine iliþkin tazmin ödemelerinin
hemen yapýlabilmesi için gerekli tüm fonlama
mekanizmalarýna sahip olmalýdýr. Önceden
fonlama sistemi, mevduat sigortasý kapsamýna
giren ödemeler ile iflas sonrasýnda ortaya çýkan
diðer maliyetleri karþýlayacak düzeyde fon
birikmesini ve muhafazasýný gerektirmektedir.
Sonradan fonlama sisteminde ise, fonlar ancak
14. prensip- Yasal Koruma: Mevduat
sigortacýlarý ve finansal güvenlik aðýnýn diðer
aktörleri için çalýþan kiþiler, sorumluluklarýný
yerine getirirken vermiþ olduklarý kararlar ile
iyi niyetle gerçekleþtirdikleri iþlemlerden dolayý
açýlabilecek hukuki davalara karþý
korunmalýdýrlar. Ancak, ayný çevrede hesap
verilebilirlik yasal koruma ile bir arada olmalýdýr.
Bu durum, söz konusu kiþilerin yasal koruma
altýnda olduklarý halde, hesap verilebilirliklerini
10. prensip- Sýnýrsýz Garantiden Mevduat
Sigorta Sistemine Geçiþ: Bir ülke, sýnýrsýz
garantiden, mevduat sigorta sistemine
geçmeye karar verdiðinde geçiþ süreci ülkenin
þartlarý izin verdiði ölçüde süratli olmalýdýr.
Politika yapýcýlar, kamuoyunun yaklaþýmýna ve
beklentilerine özel bir dikkat göstermelidirler.
34
bir banka iflas ettiði zaman saðlanýr. Üye
kurumlar, banka iflas ettiði zaman fon
ödemesinde bulunurlar. Üye bankalar, hem
kendileri hem de müþterilerinin mevduat sigorta
sisteminden faydalanmalarý nedeniyle, mevduat
sigortasýnýn maliyetini ödemek zorundadýrlar.
Mevcut IADI araþtýrmalarý, sigortalý
mevduatlarýn tazminlerinin hemen yapýlmasý
ve kamuoyu güveninin saðlanmasý amacýyla
ve mevduat sigortacýlýðý deðerlemelerinin
arttýrýcý etkilerinden kaçýnmak için önceden
fonlamanýn avantajlarýnýn dezavantajlarýndan
daha fazla olduðuna iþaret etmektedir.
Seçilmiþ Yasal Hususlar:
SUNUM
temin etmek üzere, yeminlerine baðlý, çýkar
çatýþmasý kurallarýna ve ahlaki kurallara uygun
davranmalarý anlamýna gelmektedir. Yasal
koruma, mevzuatta ve idari prosedürlerde yer
almalý, uygun koþullarda tazmin edilenler için
yasal maliyetleri de karþýlamalýdýr.
15. prensip- Banka Ýflasýnda Kusurlu Olanlara
Karþý Muamele: Mevduat sigortacýsýna veya
diðer ilgili güvenlik aðý aktörüne, bankanýn
iflasýnda kusuru bulunanlara iliþkin olarak
araþtýrma yapma ve gerekli ise dava açma
yetkisinin verilmesi gerekir. Ýflas etmiþ/iflas
etmekte olan bir bankanýn çalýþanlarý,
müdürleri, yöneticileri, denetçileri ve ilgili diðer
taraflarý hakkýnda araþtýrma yetkisine sahip
olunmasý, sigortacýnýn tahsil kabiliyetini
güçlendirir ve görevi kötüye kullanmaya karþý
önlemleri güçlendirerek ahlaki problemlerin
azalmasýný saðlar.
Çözümleme
16. prensip- Acil Düzeltici Çalýþmalar için
Tetikleyici Mekanizmalar: Finansal sistem
güvenlik aðýnýn aktörleri, zor durumdaki
bankalarýn acil tespiti ve çözümlemesi için bir
çerçeve çalýþma yapmalýdýrlar. Bir bankanýn zor
duruma düþmesi veya zor duruma düþme
olasýlýðýnýn tespit ve teþhisi, iyi tanýmlanmýþ ve
þeffaf tetikleyici mekanizmalar temelinde
güvenlik aðý aktörlerinin harekete geçme
konusundaki operasyonel baðýmsýzlýk ve yasal
otoritesi çerçevesinde erkenden yapýlmalýdýr.
Bu hazýrlýklar, güçlü düzenleme ve denetleme,
etkin muhasebe ve bilgilendirme sistemi ve
yasal sistemle desteklenmelidir.
17. prensip- Etkili Çözümleme Süreçleri:
Çözümlemede üç ana seçenek bulunmaktadýr:
mudilerin taleplerinin tazmini ve tasfiyesi, satýþ,
finansal yardým. Ýflas kanunlarý ve diðer yasalar,
ülkelere göre farklýlýk gösterdiði ve bazý
durumlarda belirli çözümleme metotlarýnýn
uygulanmasýný zorlaþtýrdýðý için, çözümleme
seçeneðini oldukça etkilemektedir. Bankalarýn
ve banka iflaslarýnýn özel önemi nedeniyle,
politika yapýcýlar iflas yasalarýnýn zor durumda
bulunan bankalarýn sistemden çýkýþýný
kolaylaþtýrýp kolaylaþtýrmadýðýný gözden
geçirmek isteyebilirler. Bu durumda, bankalar
için özel çözümleme sistemi dikkate alýnmalýdýr.
Etkili çözümleme süreçleri; mevduat
sigortacýsýnýn yükümlülüklerini karþýlamalý,
mudilerin tazmininin hemen ve doðru olarak
gerçekleþmesini saðlamalý, çözümleme
maliyetlerini ve piyasa karýþýklýðýný minimize
etmeli, varlýklarýn geri kazanýmýný maksimize
etmeli, iyi niyetli talepleri zamanýnda ve tarafsýz
olarak ödemeli, dikkatsizlik ve diðer hatalara
karþý yasal tedbirler ile disiplini
kuvvetlendirmelidir.
18. prensip- Geçiþ Bankasý: Mevduat sigortacýsý
veya diðer ilgili güvenlik aðý aktörünün, nihai
çözümleme süreci tamamlanana kadar, geçiþ
bankasý kurma, iflas eden bankanýn varlýklarýnýn
mülkiyetini edinme ve yükümlülüklerini
üstlenme yetkisine sahip olmasý gerekmektedir.
Geri Ödeme
19. prensip- Mudilere Yapýlan Ödemeler:
Mevduat sigortacýsý, banka kapanmadan önce,
sigortalý mevduatýn zamanýnda ödenmesi için
hazýrlýk yapabilmek için yeterince haberdar
edilmeli veya bilgilendirilmelidir. Sistemler ve
süreçler, zor durumda bulunan bankalarýn
mevduat yükümlülüklerine iliþkin hazýrlayýcý
bilgiler edinilebilecek þekilde oluþturulmalýdýr.
Mevduat sigortacýsýnýn ne
zaman ve hangi þartlarda tazmin
sürecini baþlatacaðýný ve
uygulanacak sigorta limitlerini
öðrenmek isterler. Mudilere, hangi
tazminlerin ne zaman ödeneceði
ile ilgili bilgi verilmelidir. Banka
kapanmadan önce gerekli
mevduat bilgilerinin elde edilmesi,
kayýt manipülasyonu riskini azaltýr,
tazmin sürecinin tamamlanmasý
süresini kýsaltýr ve kamuoyu
güveninin muhafazasýný saðlar.
Tazmin sürecinde, kimlere tazmin ödemesi
yapýlacaðý ve mevduat sigortasý limitlerinin
gözetilmesinin temin edilmesi oldukça önemli
adýmlardýr. Mudiler, mevduat sigortacýsýnýn ne
zaman ve hangi þartlarda tazmin sürecini
baþlatacaðýný ve uygulanacak sigorta limitlerini
öðrenmek isterler. Mudilere, hangi tazminlerin
ne zaman ödeneceði ile ilgili bilgi verilmelidir.
Banka kapanmadan önce gerekli mevduat
bilgilerinin elde edilmesi, kayýt manipülasyonu
riskini azaltýr, tazmin sürecinin tamamlanmasý
süresini kýsaltýr ve kamuoyu güveninin
muhafazasýný saðlar.
20. prensip- Tazmin Talepleri ve Ödemeler:
Varlýk yönetimi ve elden çýkarma stratejileri
ticari mülahazalarla ve varlýklarýn ekonomik
deðerleriyle, varlýklarýn kalitesiyle, piyasalarýn
derinliði ve durumuyla, varlýk yönetimi ve elden
çýkarmada ekspertiz uygunluðuyla, varlýklarýn
elden çýkarýlmasý ile ilgili yasal gerekliliklerle ve
kamuoyu çýkarý gözetilerek oluþturulmalýdýr.
Ahlaki Sorunlar
21. prensip- Ahlaki Sorunlarýn Azaltýlmasý: Ýyi
düzenlemiþ bir finansal güvenlik aðý, finansal
sistemin istikrarýna katkýda bulunur, ancak iyi
düzenlenmemiþ bir finansal güvenlik aðý ise
riskleri, özellikle ahlaki sorunlarý arttýrýr. Ýyi
kurumsal yönetiþim ve bankalarýn etkili risk
yönetimi, etkili piyasa disiplini ve ihtiyatlý
düzenleme, denetleme ve kanunlarýn birlikte
kullanýmý ahlaki sorunlarý azaltabilir.
Mevduat sigorta sisteminin belirli özellikleri
taþýmasý da ahlaki sorunlarý azaltabilir. Söz
konusu özellikler; sigorta edilen tutarlarýn
sýnýrlandýrýlmasý, belirli kategorideki
mevduatlarýn kapsam dýþýnda tutulmasý,
35
SUNUM
Mevduat sigorta sisteminin
belirli özellikleri taþýmasý da ahlaki
sorunlarý azaltabilir.
farklýlaþtýrýlmýþ veya risk bazlý prim sisteminin
uygulanmasý, sorunlu bankalarýn erken
kapatýlmasý suretiyle zarar riskinin azaltýlmasý,
yöneticiler ve usulsüz iþlemlerde bulunan diðer
kiþiler hakkýnda yasal yollara baþvurma isteði
gösterilmesini içermektedir.
7- Öncelikli hedeflere ulaþýldýðý sürece, Asli
Prensipler mevduat sigortacýlýðýna karþý farklý
yaklaþýmlara karþý tarafsýzdýr. Asli Prensipler,
bütün bankacýlýk sistemlerinin ihtiyaçlarýný ve
þartlarýný kapsamak üzere oluþturulmamýþtýr.
Bunun yerine ülkelerin kendine özgü þartlarý
Kaynak
www.iadi.org
36
ile kamuoyu çýkarýný gözetme ve mevduat
sigortacýsýnýn sorumluluðunu yerine getirmesi
için, mevcut yasalar ve yetkiler çerçevesinde
uygun bir þekilde dikkate alýnmalýdýr.
8- Asli Prensiplere en üst düzeyde uyum,
finansal sistemin istikrarýna ve mudilerin
korunmasýna katkýda bulunur.
9- Finansal Ýstikrar Forumunun ve diðer
uluslararasý otoritelerin, düzenleme çerçevelerini
güçlendirmeleri, mudilerin korunmasý ve
finansal sistemin istikrarýna katký için Asli
Prensipleri göz önüne almasý önerilmektedir.
MAKALE
YARATICI DÜÞÜNME ve
BEYÝN FIRTINASI
Yazarlar yaratýcýlýk fabrikasýnýn faaliyete geçebilmesi için; ben yerine biz denilmesi,
birlikte çalýþýlan kiþileri ciddiye almak ve bunu hissettirmek, insanlara güvenmek,
yardým istemek ve çalýþanlarýn tatile çýkmasýna izin vermek gibi ilk baþta sýradan
gözüken yaklaþýmlarýn ne kadar etkili olduðunu göstermiþlerdir.
Yaratýcý fikirlerin önemine ve nasýl ortaya
çýkarýlabileceðine iliþkin sayýsýz kitap ve makale
yayýnlanmaktadýr. Örneðin, Foster ve Corby,
“yaratýcýlýk fabrikasý” adlý eserlerinde bir iþyerinin
yaratýcý fikir fabrikasýna dönüþebilmesi için çok
sayýda pratik öneri geliþtirmiþlerdir. Yazarlar
yaratýcýlýk fabrikasýnýn faaliyete geçebilmesi
için; ben yerine biz denilmesi, birlikte çalýþýlan
kiþileri ciddiye almak ve bunu hissettirmek,
insanlara güvenmek, yardým istemek ve
çalýþanlarýn tatile çýkmasýna izin vermek gibi
ilk baþta sýradan gözüken yaklaþýmlarýn ne
kadar etkili olduðunu göstermiþlerdir.
Alex Osborn tarafýndan geliþtirilen beyin fýrtýnasý
kavramý “yeni fikirler oluþturmak üzere,
düþüncelere engel koymaksýzýn, önceden
belirlenmiþ kurallar dahilinde yapýlan fikir
yaratma yöntemi” olarak tanýmlanmaktadýr
(Wikipedia). Osborn’a göre grubun yapacaklarý;
olabildiðince çok fikir üretmek, olabildiðince
çarpýcý fikirler üretmek, birbirlerinin fikirlerine
katkýda bulunmak ve fikirlere önyargýlý
yaklaþmamak þeklinde olmalýdýr (Johannsson,
2007: 132).
Kýsaca ifade etmek gerekirse, beyin fýrtýnasý
yeni fikir üretmek için kullanýlan bir tekniktir.
Bu tekniðin etkili olmasýný saðlayan beþ önemli
ilkesi vardýr (Luecke, 2008:57): Bunlar;
odaklanma, yargýda bulunmama, kiþisel
güvenlik, seri tartýþma ve fikirler inþa etmedir.
Söz konusu beþ ilkeden odaklanma, belirli bir
soruna yoðunlaþýlmasýný; yargýda bulunmama,
fikirlerin üretim aþamasýnda en uç fikirlerin bile
teþvik edilmesini ve önyargýyla
deðerlendirilmemesini; kiþisel güvenlik, mevcut
yapýya yönelik eleþtirel fikirleri ortaya atan
kiþilerin kendini, o anda ve sonrasýnda güvende
hissedebilmesini; seri tartýþma, tartýþmanýn bir
konuþmayla, bir seferle sýnýrlý kalmasýný; fikirler
inþa etme ise beyin fýrtýnasý süresince
diðerlerinin ortaya attýðý fikirlerden hareketle
yeni fikir üretilmesini kapsamaktadýr.
Aþaðýdaki kýsýmda ilk olarak beyin fýrtýnalarýnýn
kurumlara faydalarý ele alýnmýþ ve bu süreçlerde
etkinliði azaltan unsurlara deðinilmiþtir. Daha
sonra ise beyin fýrtýnalarýnýn nasýl
iyileþtirilebileceði konusunda görüþlere ve
önerilere yer verilmiþtir.
Beyin fýrtýnalarýnýn kurumlara faydalarý
Beyin fýrtýnalarýnýn kurumlara faydalarýndan
öne çýkan üç tanesi þöyledir (Kelley ve Littman,
2007: 209-210): Birinci faydasý kurumun
hafýzasýný güçlendirmesidir. Bir kurumda
çalýþanlar farklý takýmlarda görevler alabilirler.
Bu elemanlarý beyin fýrtýnasýnda bir araya
getirmek ve böylece kurumsal bilgi ve
deneyimden herkesin faydalanmasýný saðlamak
mümkündür. Bu þekilde “takýmýn geçmiþteki,
þimdiki ve gelecekteki sorunlarý irdelemesi,
takýmýn sürekli hafýzasýný ve zekasýný
çalýþtýrmasý” için zemin hazýrlanmýþ olmaktadýr.
Ýkinci faydasý akýlcý tavýrlarý desteklemesidir.
Yazarlar akýlcý tavýrdan, “kiþinin bildiklerine
tam bir güven duymasýný, karþýt fikirleri
dinleyebilmesini ve bu ikisi arasýnda kurulan
dengeyi” kastetmektedirler. Beyin fýrtýnasý kiþiyi,
diðer yaratýcý zihinlerle ayný seviyede fikir
üretmeye iter. Bu þekilde karþýlýklý fikirler birbirini
geliþtirmektedir.
Üçüncü faydasý ise yaratýcý kiþilerin kiþisel
markalarýný geliþtirmesidir. Yazarlara göre beyin
fýrtýnalarý yarattýklarý özgür ortam ile herkese
kendisini göstermesi için bir fýrsat sunmaktadýr.
Kiþi diðerlerinin nasýl çalýþýp düþündüðünü
görürken, diðerleri de söz konusu kiþiyi daha
iyi algýlayacaklardýr. Böylece yaratýcý zihinlerin
kiþisel markalarý güçlenecektir.
Beyin fýrtýnalarýnda yaratýcýlýðý sýnýrlayan
unsurlar
Beyin fýrtýnalarýnýn yukarýda deðinilen ve
deðinilmeyen faydalarýnýn ortaya çýkabilmesi
bütün kurumlar için son derece önemlidir.
Burada kilit önemde rol oynayan kurumsal
Dr. Bekir GÖVDERE
Süleyman Demirel Üniversitesi Ýktisat
Bölümü Öðretim Üyesi
37
MAKALE
Kurum kültürü yaratýcý
fikirlerin filizlenmesi ve kolaylýkla
ifade edilmesine imkan veren bir
tarzda oluþturulabilirse, beklenen
sonuçlara daha kolaylýkla
ulaþýlabilir. Ancak, uygulamada
beyin fýrtýnalarýndan beklenen yeni
ve yaratýcý fikirlerin -yeterinceçýkmadýðý görülmektedir.
kültürdür. Kurum kültürü, baþarý ve
baþarýsýzlýðýn temelinde yatmaktadýr (Goffee
ve Jones, 2000). Kurum kültürü yaratýcý fikirlerin
filizlenmesi ve kolaylýkla ifade edilmesine imkan
veren bir tarzda oluþturulabilirse, beklenen
sonuçlara daha kolaylýkla ulaþýlabilir.
Ancak, uygulamada beyin fýrtýnalarýndan
beklenen yeni ve yaratýcý fikirlerin -yeterinceçýkmadýðý görülmektedir. Diehl ve Stroebe,
bunun nedenini; otlakçý fenomeni,
deðerlendirilme kaygýsý ve engelleme olmak
üzere 3 kuramla açýklamaktadýrlar (Johannsson,
2007: 134).
Otlakçý fenomeni: Grupsal beyin fýrtýnalarýnda
hiç kimse tek baþýna yeni fikir üretmekten
sorumlu olmadýðý, sorumluluk bütün grubun
olduðu için, katýlanlar farklý bir psikolojik
yaklaþým içinde olabilmektedir. Örneðin, grup
üyeleri “nasýlsa birisi yeni fikir ortaya atar, onun
üzerinde tartýþýrýz” þeklinde bir düþünceye
hakim olabilmektedirler. Bu düþüncedeki grup
üyeleri, yeni fikir üretmek için kendisini yeterince
zorlamayacaktýr.
Deðerlendirilme kaygýsý: Yukarýda deðinilen
kiþisel güvenlik kavramýna karþýlýk gelmektedir.
Grup üyelerinden bazýlarýnýn, diðerleri
tarafýndan yargýlanacaklarý, dýþlanacaklarý
kaygýsý taþýmalarýdýr. Bu kaygýyý taþýyan kiþiler
özgün ve sýra dýþý fikirlerini açýklamaktan
kaçýnmaktadýrlar.
Engelleme: Grupsal çalýþmalarda herkes sýrayla
konuþmaktadýr. “Kýsa dönemli belleklerimiz bir
yandan eskilerini canlý tutarken bir yandan da
yeni fikirler üretebilmeyi beceremez.” Bir
yandan baþkalarýnýn fikirlerini dinleyip
deðerlendirirken, diðer yandan kendi yaratýcý
fikirlerimizi geliþtirmek söz konusu deðildir.
Kiþi baþkalarýnýn fikirlerini ifade etmesini
beklerken, muhtemelen kendi fikirlerini
unutabilir.
Beyin fýrtýnalarýnýn daha etkin hale
getirilmesi
Yukarýda deðinildiði gibi, otlakçý fenomeni,
deðerlendirilme kaygýsý ve engelleme, beyin
fýrtýnalarýnýn baþarýsýný sýnýrlandýrmaktadýr.
Daha açýk bir ifade ile istenilen sonucun
alýnabilmesi için söz konusu üç engelin bertaraf
edilmesi gerekmektedir. Bu amaçla konu
üzerinde çalýþan yazarlar farklý öneriler
geliþtirmiþlerdir. Bu önerilerden bir tanesi
Johansson tarafýndan yapýlmýþtýr. Buna göre,
“bireysel beyin fýrtýnasý yaþanmasýna izin
vermek” gerekmektedir. Bunun için önce, 1520 dakika sürecek bireysel beyin fýrtýnasý
38
aþamasýna yer verilmeli ve daha sonra grupsal
beyin fýrtýnasýna geçilmelidir. Yazarýn bir baþka
önerisi ise “dile getirilen bütün fikirlerin tahtaya
yazýlmasý ve çoðunun da tartýþýlmasýdýr.” Bu
amaçla kiþiler toplantýya katýlmadan fikirlerini
yazýp getirmekteler ve her bir fikir tahtaya
yazýlmaktadýr (Johansson, 2007: 135).
Diehl ve Strobe ise beyin fýrtýnalarýný iyileþtirmek
için “beyin yazýmý tekniðini” önermiþlerdir:
Beyin yazýmý tekniðinde insanlar ayný anda,
ayný sorun konusunda yazýlý fikirler
üretmektedirler. Birbirlerinin fikirlerini
konuþmaksýzýn yapýlandýrma imkanýna
sahiptirler. “Herkes bir masanýn çevresine
oturmaktadýr. Masanýn ortasýnda herkesin
eriþebileceði bir yerde bir kaðýt destesi
durmaktadýr. Öncelikle çözüm aranacak sorun
tanýmlanmaktadýr. Herkes bir kaðýda bir tek
fikir yazmakta ve baþka birinin yazdýðý fikri
okumaktadýr. Ne zaman biri ortadaki
kaðýtlardan bir tane alsa, önceki fikirler
okunmakta, çaðrýþýmlar kurulmaya ve yepyeni
bir fikir yakalanmaya çalýþýlmaktadýr”
(Johansson, 2007: 135-6).
Kelley ve Littman ise “beyin fýrtýnalarýnýn yedi
sýrrý” ile baþka bir öneri getirmiþlerdir: Birinci
sýr, odaðýn daraltýlmasýdýr. Problemin açýk bir
þekilde tanýmlanmasýný içerir. Ýkinci sýr, kurallara
dikkat etmektir. Bu kurallar; sayý hedeflemek,
uçuk fikirler denemek, görsel olmak, hüküm
vermekten kaçýnmak ve bir seferde bir konuþma
y a p m a k t ý r. Ü ç ü n c ü s ý r, f i k i r l e r i n
numaralandýrýlmasýdýr. Yazarlar saatte yüz fikir
üretilmesinin iyi ve akýcý bir beyin fýrtýnasýnýn
iþareti olarak görmektedirler. Ayrýca bunun bir
baþka faydasý da, 98. fikir geliþtirildiðinde
takýmýn yüzüncü fikre ulaþabilmesi için yeni
bir enerji ile dolacaðýný düþünmeleridir.
Dördüncü sýr, zýplamalar ve atlamalardýr. Her
beyin fýrtýnasý süresince yeni fikirlerin ortaya
atýldýðý, fikir sayýsýnýn azaldýðý anlar gelebilir.
Bu anlarda yöneticilerin farklý yaklaþýmlarla
deðinilmiþ bir fikre dönerek ivmeyi yeniden
artýrmalarýný ifade etmektedir. Beþinci sýr, alaný
kullanmaktýr ve fiziksel alanýn kullanýlmasýna
iþaret eder. Fikirlerin görsel hale getirilmesi,
yazýlmasý gibi. Altýncý sýr, ilk önce esneme
hareketlere izin vermektir. Örneðin, beyin
fýrtýnasýna katýlacaklara önceden ev ödevi
verilmesi, kelime oyunu oynanmasý gibi. Yedinci
sýr ise, fiziksel sonuçlardýr. Yazarlar, prototipler,
çizimler, modeller oluþturabilmek için, basit
araçlarýn ve malzemelerin hazýr
bulundurulmasýnýn faydasýna iþaret etmektedirler (Kelley ve Littman, 2007: 211-212)
MAKALE
Arman Kýrým “Mor Ýneðin Akýllýsý” eserinde
habercilikte kullanýlan 5N1K yönteminin beyin
fýrtýnalarýnýn etkinliðini artýrmak için
kullanýlabileceðini belirtmektedir. Yazar kendi
deneyimlerine dayanarak, beyin fýrtýnalarý ile
ilgili gözlemlerinden hareketle bu yöntemi
önermektedir. Bilindiði gibi 5N1K; ne, ne
zaman, nerede, neden, nasýl ve kim sorularýný
ifade etmektedir. Kýrým, söz konusu sorulara
ayrýca “daha baþka ne olabilir” sorusunun
eklenmesinin de etkili olacaðýna deðinmektedir.
Yazar, 5N1K yönteminin þu þekilde dizayn
edilebileceðini göstermektedir: Örneðin,
“müþteri nerede, ne zaman, nasýl, neden ve
kiminle birlikteyken sizin ürününüzü kullanmak
isteyecektir?” (Kýrým, 2003: 99-101). Beyin
fýrtýnasý bu sorulara cevap bularak ilerleyecektir.
Deðerlendirme ve sonuç
Günümüzün en çok atýf yapýlan kavramlarýnýn
arasýnda “farklýlaþmak” yer almaktadýr. Bir
iþletmenin rakipleri arasýndan farklýlaþabilmesi
için ise yeni ve yaratýcý fikirler üretmeleri
gerekmektedir. Bunu elde etmenin yolu ise
kurumsal kültürü bu farkýndalýkla dizayn
etmekten geçmektedir. Oluþturulan kültürü
paylaþabilen, ayný vizyona odaklanmýþ
elemanlardan oluþan ekipler kurulmasý bir
sonraki adýmdýr. Ancak, bunlar, yaratýcý fikirler
için yeterli deðildir. Yukarýda da deðinildiði
gibi, zihindeki yaratýcý fikirlerin ortaya çýkarýlmasý
için yapýlmasý gerekenler bulunmaktadýr. Beyin
fýrtýnasý tekniði bu amaçla kullanýlmakla birlikte,
burada da yeterince yeni fikirler ortaya
çýkmayabilir.
Beyin fýrtýnasý tekniðinden güçlü ve çok sayýda
yaratýcý fikrin doðabilmesi için basit ve pratik
öneriler yapýlmýþtýr. Bunlar arasýnda -belki deen faydalýsý ilk önce bireysel beyin fýrtýnasý,
ardýndan grupsal beyin fýrtýnasýnýn yapýlmasýdýr.
Bireysel olarak yazýlý hale getirilen fikirlerin
tahtaya sýralanmasý ve tartýþýlmasýdýr. Kiþiler
böylelikle deðerlendirilme kaygýsý taþýmadan
yazýlý fikirler üzerinde görüþlerini
belirtebileceklerdir. Ayrýca, herkesin yeni fikir
geliþtirmesi gerekeceðinden otlakçý fenomeni
de en azýndan belli ölçülerde devre dýþý
kalacaktýr.
Fikirlerin yazýlarak ifade edilmesi, kurumda bir
tepkinin ortaya çýkmasýný engelleyerek baþka
bir katkýda daha bulunabilir. Bu tepki, sürekli
yeni fikirler ortaya atanlara karþý, kurumda
içten içe oluþan gerilimi ifade etmektedir. Söz
konusu gerilimi ve sonucuna iliþkin Daniel
Keyes’in “Algernon’a Çiçekler” adlý romanýnda
güzel bir anekdot bulunmaktadýr. Bu romanýn
kahramaný zihinsel özürlüdür. Bilim adamlarýnýn
geliþtirdiði bir teknikle bu özründen kurtulmasý,
hatta üstün zekalý olabilmesi mümkündür ve
deðinilen tekniðin kendisi üzerinde
uygulanmasýný kabul eder. Öyle ki, çok kýsa
sürede birkaç dil öðrenmiþ, iktisat profesörüne
Arman Kýrým “Mor Ýneðin
Akýllýsý” eserinde habercilikte
kullanýlan 5N1K yönteminin beyin
fýrtýnalarýnýn etkinliðini artýrmak
için kullanýlabileceðini
belirtmektedir. Yazar kendi
deneyimlerine dayanarak, beyin
fýrtýnalarý ile ilgili gözlemlerinden
hareketle bu yöntemi
önermektedir.
soru sorabilecek noktaya gelmiþtir. Ancak, iþ
arkadaþlarý ile arasý gittikçe açýlmaktadýr.
Romanýn kahramaný bunu, iþ arkadaþlarýnýn
kendisine ve baþarýlarýna baktýklarýnda, kendi
yetersizliklerini görmelerine baðlamaktadýr.
Kendi yetersizliklerini fark etmelerine neden
olduðu için arkadaþlarýna içten içe içerlemekte
ve tepki vermektedirler.
Romandan yapýlan alýntýnýn vurguladýðý
noktadan devam edersek, beyin fýrtýnasýnda
fikirlerin önceden yazýlý olarak getirilmesi, hem
grubun tüm üyelerinin fikir üretmesini teþvik
edecektir hem de fikir üretemeyenlerin
zihinlerinde yetersizliklerine iliþkin bir þüphenin
filizlenmesini önleyebilecektir. Bundan dolayý,
gruba katýlacak herkesin fikir üretmesi ve bu
fikirleri yazýlý hale getirmeleri, böyle bir tepkinin
de önünü alabilir.
Kaynaklar
Foster J. ve L. Corby, (2008), Yaratýcýlýk Fabrikasý, (çev. E. Duru), Optimist Yay., Ýstanbul.
Goffee, R. ve G. Jones, (2000), Kurum Kültürü, (çev. K. Kutmandu), MediaCat, Ýstanbul.
Johansson, F., (2007), Yaratýcýlýk ve Ýnovasyon, (çev. D. Tayanç), MediaCat, Ýstanbul.
Kelley, T. ve J. Littman, (2007), 10 Ýnovasyon Emri, (çev. C. Sungur), MediaCat, Ýstanbul.
Keyes, D. (2005), Algernon’a Çiçekler, Beyaz Balina Yay., Ýstanbul.
Kýrým, A., (2003), Mor Ýneðin Akýllýsý, Sistem Yayýncýlýk, Ýstanbul.
Luecke, R., (2008), Ýþ Dünyasýnda Yenilik ve Yaratýcýlýk¸ (çev. T. Parlak), Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý,
Ýstanbul.
39
HUKUK
SOSYAL GÜVENLÝK REFORMU
NELER ÖNGÖRÜYOR?
Kamuoyunda Sosyal Güvenlik Reformu diye bilinen 5510 sayýlý Sosyal
Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanunu 1 Ekim 2008 ‘de yürürlüðe
girecek.Kanunun yürürlüðe girmesiyle birlikte sosyal güvenlik alanýnda
yeniliklerle tanýþacaðýz.
Ülkemizde SSK, Bað-Kur ve Emekli Sandýðý
kapsamýnda 15 milyon aktif sigortalý
bulunmaktadýr. Çalýþanlarýn bakmakla yükümlü
olduðu kiþilerle beraber sosyal güvenlik
þemsiyesi 60 milyona yakýn kiþiyi kapsamaktadýr.
Yeþil Kart’lýlar da ilave edildiðinde saðlýk
hizmetleri karþýlananlarýn oraný nüfusun %90’ýný
geçmektedir. Kamuoyunda Sosyal Güvenlik
Reformu diye bilinen 5510 sayýlý Sosyal
Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanunu 1
Ekim 2008 ‘de yürürlüðe girecek.Kanunun
yürürlüðe girmesiyle birlikte sosyal güvenlik
alanýnda yeniliklerle tanýþacaðýz.
5502 SAYILI Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu
ile SSK,Bað-Kur ve Emekli Sandýðý tek çatý
altýnda toplanmýþtýr.
10/7/1953 tarihli ve 6132 sayýlý At Yarýþlarý
Hakkýnda Kanuna tabi jokey ve antrenörler
hakkýnda da uygulanýr.
4/c(Emekli sandýðý)kapsamýna kimler girer
a)Ýþçi sendikalarý ve konfederasyonlarý ile
sendika þubelerinin baþkanlýklarý ve yönetim
kurullarýna seçilenler,
b) Baþbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri, belediye baþkanlarý, il
encümeninin seçimle gelen üyeleri,
b) Bir veya birden fazla iþveren tarafýndan
çalýþtýrýlan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve
saz sanatçýlarý ile müzik, resim, heykel, dekoratif
ve benzeri diðer uðraþlarý içine alan bütün
güzel sanat kollarýnda çalýþanlar ile düþünürler
ve yazarlar,
c) Birinci fýkranýn (c) bendi kapsamýnda iken,
bu kapsamdaki kiþilerin kurduðu sendikalar
ve konfederasyonlarý ile sendika þubelerinin
baþkanlýklarý ve yönetim kurullarýna
seçilenlerden aylýksýz izne ayrýlanlar,
d) 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayýlý Çiftçi
Mallarýnýn Korunmasý Hakkýnda Kanuna göre
çalýþtýrýlanlar,
e) 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayýlý Umumi
40
4/b (Bað-Kur) sigorta kapsamýna baþka
kimler girer?
4/a (SSK) lý Sigorta kapsamýna baþka
kimler girmekte?
c) Mütekabiliyet esasýna dayalý olarak
uluslararasý sosyal güvenlik sözleþmesi yapýlmýþ
ülke uyruðunda olanlar hariç olmak üzere,
yabancý uyruklu kiþilerden hizmet akdi ile
çalýþanlar,
Fon Denetçisi
f) Milli Eðitim Bakanlýðý tarafýndan düzenlenen
kurslarda usta öðretici olarak çalýþtýrýlanlar,
kamu idarelerinde ders ücreti karþýlýðý görev
verilenler ile 657 sayýlý Devlet Memurlarý
Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi
kapsamýnda çalýþtýrýlanlar,
a) Kuruluþ ve personel kanunlarý veya diðer
kanunlar gereðince seçimle veya atama yoluyla
kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu
görevleri sebebiyle kendilerine ilgili
kanunlarýnda Devlet memurlarý gibi emeklilik
hakký tanýnmýþ olanlardan hizmet akdi ile
çalýþmayanlar,
*5510 sayýlý Yeni yasanýn yürürlüðe girmesiyle
birlikte, SSK’lýlar 4/a,Bað-Kur’lular 4/b,Emekli
sandýðýna tabi olanlar ise 4/c li olarak
adlandýrýlacak.
Erdal AYDIN
Hýfzýsýhha Kanununda belirtilen umumî
kadýnlar,
d) Harp okullarý ile fakülte ve yüksek okullarda,
Türk Silâhlý Kuvvetleri hesabýna okuyan veya
kendi hesabýna okumakta iken askerî öðrenci
olanlar ile astsubay meslek yüksek okullarý ve
astsubay naspedilmek üzere temel askerlik
eðitimine tâbi tutulan adaylar,
Kimler sigortalý sayýlmayacaklar
Sigortalý sayýlmayanlar
kýsa ve uzun vadeli sigorta kollarý hükümlerinin
uygulanmasýnda;
HUKUK
a) Ýþverenin iþyerinde ücretsiz çalýþan eþi,
b) Ayný konutta birlikte yaþayan ve üçüncü
derece dahil bu dereceye kadar hýsýmlar
arasýnda ve aralarýna dýþardan baþka kimse
katýlmaksýzýn, yaþadýklarý konut içinde yapýlan
iþlerde çalýþanlar,
c) Ev hizmetlerinde çalýþanlar (ücretle ve sürekli
olarak çalýþanlar hariç),
d) Askerlik hizmetlerini er ve erbaþ olarak
yapmakta olanlar ile yedek subay okulu
öðrencileri,
e) Yabancý bir ülkede kurulu herhangi bir
kuruluþ tarafýndan ve o kuruluþ adýna ve
hesabýna Türkiye'ye bir iþ için gönderilen ve
yabancý ülkede sosyal sigortaya tâbi olduðunu
belgeleyen kiþiler ile Türkiye'de kendi adýna ve
hesabýna baðýmsýz çalýþanlardan, yurt dýþýnda
ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik
mevzuatýna tâbi olanlar,
f) Resmî meslek ve sanat okullarý ile yetkili
resmî makamlarýn izniyle kurulan meslek veya
sanat okullarýnda ve yüksek okullarda fiilen
normal eðitim süreleri içinde yapýlan, tatbikî
mahiyetteki yapým ve üretim iþlerinde çalýþan
öðrenciler,
g) Saðlýk hizmet sunucularý tarafýndan iþe
alýþtýrýlmakta olan veya rehabilite edilen, hasta
veya malûller,
h) Baðkur ve emekli sandýðý olarak sigortalý
sayýlmasý gerekenlerden 18 yaþýný doldurmamýþ
olanlar,
ý) Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarým
iþlerinde veya orman iþlerinde hizmet akdiyle
süreksiz iþlerde çalýþanlar ile tarýmda kendi
adýna ve hesabýna baðýmsýz çalýþanlardan;
tarýmsal faaliyette bulunan ve yýllýk tarýmsal
faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete iliþkin
masraflar düþüldükten sonra kalan tutarýn aylýk
ortalamasýnýn, bu Kanunda tanýmlanan prime
esas günlük kazanç alt sýnýrýnýn otuz katýndan
az olduðunu belgeleyenler,
k) Kendi adýna ve hesabýna baðýmsýz
çalýþanlardan gelir vergisinden muaf olup,
esnaf ve sanatkâr siciline kayýtlý olanlardan,
aylýk faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine iliþkin
masraflar düþüldükten sonra kalan tutarý, prime
esas günlük kazanç alt sýnýrýnýn otuz katýndan
az olduðunu belgeleyenler,
l) Kamu idarelerinin dýþ temsilciliklerinde
istihdam edilen ve temsilciliðin bulunduðu
ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin
vatandaþlýðýný da haiz bulunan Türk uyruklu
sözleþmeli personelden, bulunduðu ülkenin
sosyal güvenlik kurumunda sigortalý olduðunu
belgeleyenler ile kamu idarelerinin dýþ
temsilciliklerinde istihdam edilen sözleþmeli
personelin uluslararasý sosyal güvenlik
sözleþmeleri çerçevesinde ve temsilciliðin
bulunduðu ülkenin ilgili mevzuatýnýn zorunlu
kýldýðý hallerde, iþverenleri tarafýndan bulunulan
ülkede sosyal sigorta kapsamýnda sigortalý
yapýlanlar,
Reformdan sonra sonra ilk
defa iþe girecek sigortalýlardan
Bað-Kur ve Emekli Sandýðýna tabi
olanlar için halen uygulanan 9000
gün korunmuþ, SSK’lýlar için ise
7000 gün yerine 7200 gün þartý
getirilmiþtir.
m) Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek
okullarda, Emniyet Genel Müdürlüðü hesabýna
okuyan veya kendi hesabýna okumakta iken
Emniyet Genel Müdürlüðü hesabýna okumaya
devam eden öðrenciler,
Yaþ Konusu
• 4447 sayýlý Kanuna göre 2000 yýlýndan sonra
ilk defa iþe giren kadýn sigortalýlar 58, erkek
sigortalýlar ise 60 yaþýnda emekli olacaklardýr.
• Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý
Kanununda mevcut çalýþanlarýn emeklilik yaþý
konusunda herhangi bir deðiþiklik
yapýlmamýþtýr.
• Reform ile 2036 yýlýnda kadar emeklilik
yaþýnda bir deðiþiklik bulunmamaktadýr. 2036
yýlýndan sonra emekli olacaklarda ise kademeli
bir artýþla erkeklerde 2046 yýlýnda, kadýnlarda
2048 yýlýnda 65 yaþ uygulanacaktýr.
• Emeklilik yaþýnda getirilen kolaylýkla da
Kanundan sonra ilk defa iþe giren sigortalýlarýn
SSK’lý iseler 7200 günü, Bað-Kur veya Emekli
Sandýðýna tabi iseler 9000 günü tamamladýklarý
tarihte geçerli olan yaþ ne ise hangi tarihte
emekli olurlarsa olsunlar, bu yaþtan emekli
olabileceklerdir.
Prim Ödeme Gün Sayýsý:
• Reformdan sonra sonra ilk defa iþe girecek
sigortalýlardan Bað-Kur ve Emekli Sandýðýna
tabi olanlar için halen uygulanan 9000 gün
korunmuþ, SSK’lýlar için ise 7000 gün yerine
7200 gün þartý getirilmiþtir
Aylýk Baðlama Oraný:
Aylýk baðlama oraný;sigortalýnýn
malullük,yaþlýlýkve ölüm sigortalarýna tabi geçen
toplam prim ödeme gün sayýsýnýn her 360
günü için %2 olarak uygulanacaktýr
• Mevcut uygulamada, SSK ve Bað-Kur
sigortalýlarý için aylýklarýn hesabýna esas aylýk
baðlama oraný hizmet süresi arttýkça azalan
bir seyir takip etmektedir.
• Buna göre; SSK ve Bað-Kur’lu sigortalýlarýn
aylýk baðlama oraný ilk 3600 gün için %3,5
sonraki 5400 gün için %2 ve daha sonraki
her 360 gün için %1,5, Emekli Sandýðý tabi
41
HUKUK
Reform ile SSK, Bað-Kur ve
bu Kanundan sonra ilk defa iþe
giren kamu görevlilerinin aylýklarý
her altý ayda gerçekleþen TÜFE
oranlarýna göre artýrýlacaktýr.
olanlarýn ise % 3’tür.
• Aylýk baðlama oraný % 2 olarak
uygulanacaktýr.
• Reform ile Mevcut sigortalýlarýn bu Kanundan
önce geçen hizmetleri halen uygulanan aylýk
baðlama oranlarý üzerinden, bu Kanundan
sonra geçen hizmetleri ise yeni aylýk baðlama
oraný üzerinden belirlenecektir.
• Ayrýca, 3600 günü doldurmamýþ mevcut
sigortalýlarýn kazanýlmýþ haklarýnýn korunmasý
amacýyla, Kanunun yürürlük tarihinden sonra
3600 güne tamamlayan kýsmý için aylýk
baðlama oraný % 3 olarak uygulanacaktýr.
Güncelleme Katsayýsý:
• Mevcut uygulamada SSK ve Bað-Kur’da,
TÜFE ve GH’nin (% 100’ü) çarpýmý ile aktif
sigortalýlýkta geçen prime esas kazançlar aylýk
baðlama yýlýna kadar güncellenmektedir.
• Emekli Sandýðýnda en yüksek ek göstergeli
görevine ait keseneðe tabi kazancý esas
alýnmaktadýr.
• Reform ile SSK, Bað-Kur’lular ile ilk defa bu
Kanundan sonra göreve baþlayacak kamu
görevlileri için TÜFE’nin tamamý ve GH’nin %
30’unun toplamý alýnarak kazançlarýn
güncellenmesi düzenlenmiþtir.
Alt sýnýr aylýðý:
• Mevcut uygulamada SSK’lýlar için aylýk
baðlandýðý tarihteki asgari ücretin % 35’i olarak
uygulanmaktadýr.
• Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý
Kanununda, sigortalýnýn hizmetinin geçtiði
yýllara ait asgari kazançlarýnýn güncellenmiþ
deðerinin % 35’i, bakmakla yükümlü olduðu
eþi veya çocuðu olan sigortalýlar için % 40’ý
olarak düzenlenmiþtir.
Aylýklarýn artýrýlmasý:
• 4447 sayýlý Kanuna göre SSK ve Bað-Kur’da
aylýklar TÜFE ile Emekli Sandýðýnda ise memur
maaþ katsayýsýyla artýrýlmaktadýr.
• Reform ile SSK, Bað-Kur ve bu Kanundan
sonra ilk defa iþe giren kamu görevlilerinin
aylýklarý her altý ayda gerçekleþen TÜFE
oranlarýna göre artýrýlacaktýr.
• Mevcut kamu görevlilerinin aylýklarý ise
memur maaþ katsayýsýyla artýrýlacaktýr.
Kamu görevlisine iliþkin düzenlemeler
• Reformun yürürlük tarihinden önce kamu
görevlisi olanlara 5434 sayýlý Kanunun
u y g u l a n m a s ý n a d e v a m e d i l e c e k t i r.
• Yalnýzca bu sigortalýlardan mevcut alýnan
42
primlerine ilaveten % 12 oranýnda genel saðlýk
sigortasý primleri Kurumlarýndan alýnacaktýr.
• Reformdan sonra kamu görevlisi olanlarýn
aylýk baðlama þartlarý, aylýklarýnýn hesabý,
güncelleme katsayýsý, aylýk baðlama oraný,
alýnacak prim bakýmýndan SSK ve Bað-Kur
sigortalýlarýnýn tabi olduðu hükümlere tabi
olacaktýr.
• Yeni iþe girecek kamu görevlilerinin prime
esas kazançlarýna makam, görev veya temsil
tazminatlarý dahil, ancak almakta olduklarý ek
ödeme, döner sermaye ödemeleri prime tabi
olmayacaktýr.
• Reformun yürürlük tarihinden önce ölen ve
hizmet yýlý 5 yýldan fazla 10 yýldan az olmasý
nedeniyle aylýk baðlanamayan hak sahiplerine
Kanunun yürürlük tarihinden sonra aylýk
baðlanmasý imkaný getirilmiþtir
Genel Saðlýk Sigortasýna iliþkin
düzenlemeler
• Saðlýk hizmetlerinden yararlanabilmek için
mevcut uygulamada; SSK sigortalýlarýnda 90,
sigortalýlarýn eþ ve çocuklarýnda 120, Bað-Kur
sigortalýlarýnda 240 gün prim ödeme þartý
bulunmaktadýr.
• Yapýlan düzenleme ile Bað-Kur ve SSK’lýlar
da dahil olmak üzere genel saðlýk
sigortalýlarýndaki bu süre 30 gün olarak
belirlenmiþtir.
• Mevcut uygulamada Bað-Kur sigortalýlarýnýn
saðlýk hizmetlerinden yararlanabilmeleri için
hiçbir borcunun bulunmamasý þartý
aranmaktayken;
• Reform ile Bað-Kur sigortalýlarýnýn 60 günlük
borcunun bulunmasý halinde saðlýk
yardýmlarýndan yararlanmalarý imkaný
getirilmiþtir.
• Mevcut uygulamada Yeþil Karttan
yararlanabilmek için aile içindeki gelirin kiþi
baþýna düþen aylýk tutarý net asgari ücretin
üçte birinden daha az geliri olmasý
aranmaktadýr.
• Reform ile net asgari ücret yerine brüt asgari
ücretin üçte biri esas alýnmýþ ve aile içindeki
gelirin kiþi baþýna düþen aylýk tutarý brüt asgari
ücretin üçte birinden az olanlarýn primlerinin
devlet tarafýndan ödenmesi imkaný getirilmiþtir.
• 213 YTL’den daha az geliri olanlarýn GSS
primleri devlet tarafýndan karþýlanacaktýr
• Asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret
arasýnda geliri olanlar (213-638 YTL) asgari
ücretin üçte biri üzerinden % 12 prim (26 YTL)
ödeyeceklerdir.
HUKUK
• Asgari ücret ile asgari ücretin iki katý arasýnda
geliri olanlar (638-1.277 YTL) asgari ücret
üzerinden prim (77 YTL) ödeyeceklerdir.
• Asgari ücretin iki katýndan daha yüksek geliri
olanlar asgari ücretin iki katý üzerinden (153
YTL) prim ödeyeceklerdir.
• 18 yaþýný doldurmamýþ olan çocuklarýn ana
ve babalarýnýn sigortalý olup olmadýðýna
bakýlmaksýzýn ve herhangi bir þart aranmaksýzýn
saðlýk hizmetlerinden yararlanmalarý imkaný
getirilmektedir.
Katýlým payýnda üst sýnýr:
• Bu Kanunda, katýlým payý üst sýnýrý asgari
ücretin % 75’i olarak belirlenmiþtir.
Þartsýz saðlýk hizmeti verilecek olan kiþiler:
• Mevcut uygulamada acil haller de dahil
olmak üzere herhangi bir düzenleme
bulunmamaktadýr.
• Reform ile 18 yaþýný doldurmamýþ olan
kiþiler, bakýma muhtaç kiþiler, acil haller, iþ
kazasý ve meslek hastalýðý halleri ile bulaþýcý
hastalýklarda genel saðlýk sigortalýsýnýn 30 gün
priminin bulunup bulunmadýðý veya borcu
olmamasý þartý arananlarda bu borcun olup
olmadýðýna bakýlmaksýzýn saðlýk hizmetlerinden
y a r a r l a n m a i m k a n ý g e t i r i l m e k t e d i r.
Cenaze ödeneði: Cenaze ödeneði sýrasýyla
sigortalýnýn eþine yoksa çocuklarýna oda yoksa
ana babasýna oda yoksa kardeþlerine
verilmektedir.
• Mevcut uygulamada SSK ve Bað-Kur’lulara
247 YTL, Emekli Sandýðýna tabi olanlara 940
YTL
cenaze ödeneði verilmektedir.
• Bu Kanunla cenaze ödeneði miktarý, sosyal
taraflarýn da temsil edildiði Sosyal Güvenlik
Kurumu Yönetim Kurulu Kararý ve Bakan onayý
ile belirlenecektir.
Evlenme ödeneði:
Evlenme ödeneði;evlenmeleri nedeniyle gelir
ve aylýklarýnýn kesilmesi gereken kýz çocuklarýna
verilmektedir.
18 yaþýný doldurmamýþ olan
çocuklarýn ana ve babalarýnýn
sigortalý olup olmadýðýna
bakýlmaksýzýn ve herhangi bir þart
aranmaksýzýn saðlýk
hizmetlerinden yararlanmalarý
imkaný getirilmektedir.
• Mevcut uygulamada yetim kýz çocuklarýna
SSK’da 24 ay, Emekli Sandýðýnda ise dul eþ ve
hak sahibi ana da dahil olmak üzere 12 ay
evlenme ödeneði verilmektedir.
• Reform ile Bað-Kur’lu yetim kýz çocuklarýna
ilk defa bu hak verilmek suretiyle evlenme
ödeneði 24 ay olarak belirlenmiþtir.
• Evlenmeleri nedeniyle gelir ve aylýklarýnýn
kesilmesi gereken kýz çocuklarýna evlenmeleri
ve talepte bulunmalarý halinde almakta
olduklarý aylýk ve gelirlerininiki yýllýk tutarý bir
defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneði
peþin ödenir
Ölüme Baðlý Toptan Ödeme
SSK’lýlar(4/a),Bað-kur(4/b)kapsamýndaki
sigortalýlar ile ilk defa emekli sandýðý
kapsamýnda sigortalý olanlardan ölen
sigortalýlarýn hak sahiplerine ölüm aylýðý
baðlanamamasý durumunda ölüm tarihi esas
alýnmak kaydýyla hesaplanan tutar hak
sahiplerine toptan ödeme verilmektedir. Hak
sahiplerine yapýlacak toptan ödemenin toplamý
sigortalýya yapýlacak toptan ödeme tutarýný
geçememektedir.
43
MAKALE
FON ÞÝRKETLERÝNDE GÖREV YAPAN
DENETÇÝLER VE DENETÝM SÜRECÝ
Türkiyede þirketler genellikle anonim ve limited þirket þeklinde
örgütlenmiþken, ortak sayýsý 20 veya daha fazla sayýda olan limited
þirket sayýsý çok azdýr. Bu nedenle çalýþmamýzda denetçiler ve denetim
organlarý anonim þirketler açýsýndan ele alýnmýþtýr.
Denetim; “Ýktisadi faaliyet ve olaylarla ilgili
iddialarýn önceden saptanmýþ ölçütlere
uygunluk derecesini araþtýrmak ve sonuçlarý
ilgi duyanlara bildirmek amacýyla tarafsýzca
kanýt toplayan ve bu kanýtlarý deðerleyen
sistematik bir süreç” olarak tanýmlanmýþtýr1.
Bu çerçevede denetimin unsurlarý; (a) Bir iktisadi
faaliyet veya olayýn olmasý, (b) Belirlenmiþ
kriterler olmasý, (c) Tarafsýzlýk unsuru, (d)
Denetim sonuçlarýnýn raporlanmasý þeklinde
özetlenebilir.
Sosyal ve ekonomik hayatta pek çok farklý
kurum ve kuruluþ tarafýndan sistematik denetim
faaliyetleri denetçiler eliyle gerçekleþtirilmekte
olup, denetçi türlerini ana hatlarý ile; (a) Ýç
denetçiler, (b) Baðýmsýz denetçiler, (c) Kamu
denetçileri ve (d) Þirket denetçileri olarak
sýnýflandýrmak mümkündür.
6762 Sayýlý Türk Ticaret Kanunu’nda þirket
denetçilerinin görev ve sorumluluklarý anonim
þirket denetçileri için 347. ile 359. maddeler
arasýnda, limited þirket denetçileri için ise 548.
madde de düzenlenmiþtir. Denetçiler veya
denetim organý anonim þirketler için mecburi
bir unsur iken, limited þirketler için kanun
koyucu “ortaklarýn sayýsý yirmiyi aþan limited
þirketlerde bir veya birden fazla murakýpýn
bulunmasý gerektiðini” belirtmiþtir2.
Türkiyede þirketler genellikle anonim ve limited
þirket þeklinde örgütlenmiþken, ortak sayýsý 20
veya daha fazla sayýda olan limited þirket sayýsý
çok azdýr. Bu nedenle çalýþmamýzda denetçiler
ve denetim organlarý anonim þirketler açýsýndan
ele alýnmýþtýr. Zaten kanun koyucu limited
þirketler için yapmýþ olduðu 548. maddedeki
düzenlemenin devamýnda “...Bu fasýlda baþka
bir hüküm bulunmadýðý takdirde anonim
þirketlerdeki murakýplara ait hükümlerin limited
þirket murakýplarýna da tatbik olunacaðýný...”
belirtmiþtir.
Ercan Doðan
Anonim þirketlerin denetleme organý daimi,
yasal ve zorunlu bir organ niteliðinde olup,
yokluðu þirketin feshi sonucunu doðurmaktadýr.
Anonim þirketlerde denetçilerin seçimi için
umumi yetki genel kurulda olmakla birlikte;
(a) Sözleþme ile atama, (b) Kuruluþ genel kurul
kararý ile atama, (c) Denetçiler Kurulu’nun
denetçi seçimi, (d) Mahkemece denetçi
atanmasý, (e) Özel denetçi seçimi (f) Kamu
tüzel kiþilerinin denetçi atamasý gibi istisnai
haller de mevcutur. Fon þirketlerinde ise
denetçiler Fon Kurulu Kararýna istinaden
atanabilmektedir.
Þirket denetçiliðinin sona ermesi ise aþaðýdaki
hallerin varlýðýna baðlýdýr.
a. Ölüm, istifa, bir maniden dolayý vazife
yapamayacak halde bulunma, iflas, hacir
altýna alýnma, aðýr hapis cezasýyla
cezalandýrýlma, sahtekârlýk, emniyeti
suistimal, hýrsýzlýk, dolandýrýcýlýk suçlarýndan
dolayý mahkumiyet almasý vb.,
b. Genel kurul kararý ile azil olmasý,
c. Genel kurulda ibra olduktan sonra tekrar
seçilmemesi,
d. Yönetim kurulu üyeliðine seçilmesi veya
þirkette iþe girmesi halinde, bu iki görevinden
birisini tercih etmek zorunda kalmasý,
e. Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðýndan
çýkmasý halinde yasal (TTK Md: 347) þansý
kalmaz ise.
Þirket denetçilerinin esas görevi þirketin iþ ve
iþlemlerini denetlemek olup, 6762 Sayýlý Türk
Ticaret Kanunu’nun 353. ile 359 maddeleri
arasýnda bu görev ve yetkileri belirtilmiþtir.
Yetkilerinin kullanýlmasýna ve görevlerinin yerine
getirilmesine baðlý olarak Denetçilerin
sorumluluðu ise TTK md. 359’da
düzenlenmiþtir. Söz konusu maddeye göre;
1 GÜREDÝN, E., Denetim, 5. Baský, Ýstanbul, 1993, s.5.
2 TEKÝNALP/ÇAMOÐLU, Türk Ticaret Kanunu ve Ticari Mevzuat, 11.Baský, Ýstanbul, 2004, s.215-216.
Fon Denetçisi
44
MAKALE
görevini hiç veya gereði gibi yerine getirmemiþ
olan denetçiler, doðan zararlardan dolayý,
kusursuz olduklarýný ispat etmedikçe,
müteselsilen sorumludurlar.
Ancak, Fon þirketlerine atanmýþ denetçilerin
durumu, diðer þirket denetçilerine göre bazý
farklýlýklar arz etmektedir. Fon þirketlerinde,
Fon tarafýndan atanmýþ/görevlendirilmiþ
denetçilerin sorumluluklarý ile ilgili olarak 5411
sayýlý Bankacýlýk Kanununun 127. maddesinde;
1. Görevlerinin ifasý sebebiyle açýlan veya
açýlacak her türlü alacak davalarý ile þahsi
sorumluluk davalarý Fon aleyhine açýlmýþ
sayýlýr,
2. Fonun ilgililere rücu edebilmesi için, bu
kiþiler hakkýnda kusurlu olduklarýna iliþkin
mahkeme kararýnýn kesinleþmesi gerekir,
3. Þirketlerin kamu borçlarýnýn ödenmemiþ
olmasý nedeniyle denetçilere þahsi sorumluluk
yüklenemez,
4. Ortaklar genel kurulunca görevden
alýnamayacaðý gibi ibra edilmeyerek
haklarýnda görev yaptýklarý dönem veya
dönemler dýþýnda þahsi sorumluluk davasý
açýlamaz
þeklinde düzenlemeye yer verilmiþtir.
Diðer taraftan, Fonun yönetim ve denetiminde
bulunan þirketlere Fon tarafýndan atanan þirket
denetçilerinin görevleri ile ilgili veya görevleri
sýrasýnda iþledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle
haklarýnda yürütülecek soruþturmalarda tabi
olduklarý usul þirket denetçisinin Fon Personeli,
Kamu Personeli veya bunlar dýþýndaki haricen
atanan kiþi olmasýna baðlý olarak deðiþmektedir.
Statüleri Bakýmýndan Fon Þirketleri Denetçileri
Cezai Sorumluluðu
Fon Personeli Denetçiler
Denetçilik görevinin ikinci görev þeklinde
deðerlendirilmesi halinde 5411 Sayýlý
Bankacýlýk Kanununun 127. Maddesi
kapsamýnda iþlemde bulunulur.
Kamu Personeli Denetçiler
Fon görevini ek olarak ikinci görev þekinde
deðerlendirilmesi halinde 4483 sayýlý
Memurlar ve Diðer Kamu Görevlilerinin
Yargýlanmasý Hakkýnda Kanun kapsamýnda
iþlemde bulunulur.
Haricen Atananlar
Genel hükümlere göre iþlemde bulunulur
Fon þirketlerinde görev yapan denetçilerin
sadece söz konusu þirketin yönetim ve
denetiminin Fon tarafýndan devir alýndýðý
tarihten sonraki dönemi deðil devir öncesi
dönemi de dikkate almasý gerekmektedir. Zira,
her ne kadar genel kabul görmüþ muhasebe
ilkeleri gereði þirketlerde dönemsellik sözkonusu
ise de iþletmelerin sürekliliði ilkesi de göz
önünde bulundurulduðunda içinde bulunulan
dönemin daha saðlýklý deðerlendirilebilmesi
için denetçinin geçmiþ ve/veya Fona devir
öncesi dönemleri de dikkatle incelemesi
gerekmektedir.
Þirketin iþ ve iþlemlerinin incelenmesi
çerçevesinde denetçi tarafýndan yerine
getirilmesi gereken temel iþlem adýmlarý ;
• Ýþ ve iþlemlerin incelenmesi,
• Ýhbar ve þikayetlerin deðerlendirilmesi,
• Meydana gelen zarar ve/veya usulsüz
iþlemler ile bunlarýn sorumlularýnýn tespit
edilmesi
• Konunun rapora baðlanmasý ve sözkonusu
raporda;
• Yasal dayanaklarýn,
• Somut delillerin,
• Ýþlem bazýnda zarar tutarýnýn,
• Þahýs bazýnda net sorumluluk tutarlarýnýn,
• Alýnmasý gereken idari ve yasal tedbirlerin
Kaynaklar
- ALPTÜRK, Ercan, Ýç Denetim
Rehberi, Ankara, Ocak 2008.
- ERDOÐAN, Melih, Denetim,
3.Baský, Ankara, Mart 2006.
- GÜREDÝN, Ersin, Denetim, 5.
Baský, Ýstanbul, Haziran 1993.
- KUMKALE, Rüknettin, Anonim
Þ i r k e t l e r d e D e n e t ç i l e r,
www.alomaliye.com (eriþim
tarihi:30.05.2008).
- S E V Ý Ð , Ve y s i , S e ç i l m i þ
Denetçilerin Sorumluluðu,
w w w. u b t . c o m . t r ( e r i þ i m
tarihi:30.05.2008).
- TEKÝNALP/ÇAMOÐLU, Türk
Ticaret Kanunu ve Ticari Mevzuat,
11.Baský, Ýstanbul, 2004.
- www.tide.org.tr
açýk bir þekilde ortaya konulmasý,
• Eðer yöneticiler ibra edilmiþler ise ibranýn
iptali kararýna varýlmasý veya ibra
edilmemeleri
• Sorumlular hakkýnda yasal sürecin
baþlatýlarak, gerekli davalarýn açýlmasýnýn
saðlanmasý
þeklinde özetleyebiliriz.
Sonuç olarak, Fon Þirketlerine atanan
denetçilerden beklenenler baþta Türk Ticaret
Kanunu olmak üzere yürürlükteki mevzuat ve
Fon uygulamalarý çerçevesinde þirket iþ ve
iþlemlerinin
gerçekleþtirilip
gerçekleþtirilmediðinin tespiti olmak üzere;
• Zarar ve/veya usulsüz iþlemler ile bunlarýn
sorumlularýnýn tespit edilmesi,
• Þirketin varlýklarýný ve alacaklarýný azaltacak
iþlemlerin önlenmesi,
• Borçlarýný ve yükümlülüklerini artýracak
iþlemlerin önlenmesi,
• Hisselerinin satýþ deðer ve kabiliyetini
azaltacak iþlemlerin önlenmesi,
Nihayetinde Fon gelirlerinin azalmasýnýn veya
Fon zararýna sebebiyet verecek mahiyette
iþlemlerin oluþmasýnýn önlenmesi ve gerekli
tedbirlerin alýnmasýný teminen Fon’a bilgi
verilmesidir.
45
DÜNYADAN HABERLER
• Macaristan Mevduat Sigorta Fonu, 7-8 Nisan
2008 tarihinde Karadað Mevduat Sigorta Fonu
ile birlikte bir çalýþtay düzenlemiþtir.Söz konusu
çalýþtayda, fonlama ve prim uygulamalarý, etkin
tazmin prosedürleri, kapsam ve limitler ile ilgili
avantajlar ve dezavantajlar konularý gündeme
gelmiþtir.
IADI 24. Ýcra Kurulu Toplantýsý ile Daimi
Komite Toplantýlarý 9–12 Haziran 2008
tarihlerinde Çek Cumhuriyeti’nin Prag
kentinde düzenlendi.
• 4–10 Mayýs 2008 tarihleri arasýnda
Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði IADI, son
üç yýldan beri düzenlenmekte olan uluslararasý
mevduat sigortasý haftasýný kutladý. IADI’ýn 6
Mayýs 2008’deki 6. yýldönümü ile çakýþan haftanýn
temasý kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve istikrar
oldu. IADI Baþkaný Martin Gruenberg yapmýþ
olduðu konuþmada uluslararasý finansal
piyasalarda son dönemlerde yaþanan
dalgalanmanýn, finansal istikrarýn sürdürülmesi
ve tüketicilerin korunmasý açýsýndan açýk mevduat
sigorta sistemlerinin önemini gösterdiðini belirtti.
Gruenberg konuþmasýnýn devamýnda etkili bir
mevduat sigorta sisteminin saðlam bir finansal
sistemin dayandýðý sacayaklarýndan birisi olduðunu,
mevduat sigortasý ve bunun faydalarý ile ilgili
olarak kamuoyunun bilinçlendirilmesinin bankacýlýk
sektörüne olan güvenin sürdürülmesinde önemli
rol oynayabileceðini ifade etti.
• Arnavutluk Mevduat Sigortasý Birliði 5 Mayýs
2008’de Tiran’da “Finansal Ýstikrarýn
Güçlendirilmesinde Mevduat Sigortasýnýn Rolü”
konulu bir seminer düzenledi.
• Bulgaristan Mevduat Sigorta Fonu,
uluslararasý mevduat sigortacýlýðý haftasýnda basýn
bildirileri ve röportajlar yaparak Bulgar mevduat
sigorta sistemini anlattý. Fon Baþkaný 9 Mayýs’ta
Sofya’daki ulusal ekonomi üniversitesinde
öðrencilere “Finansal Güvenlik Aðýnýn Bir Parçasý:
Mevduat Sigortasý” konulu bir konuþma yaptý.
Bulgar Fonunun sisteme üye olan bankalara soru
ve cevaplarla mevduat sigortasýný anlatan bir
broþürü ücretsiz olarak daðýtacaðý bildirildi.
• Kore ve Tayvan Mevduat Sigorta Þirketleri
arasýnda daha önceden imzalanmýþ bulunan
iþbirliði ve bilgi paylaþýmý konulu mutabakat zaptý
8 Mayýs’ta Taipei’de güncellenerek yenilendi.
Tayvan Mevduat Sigorta Þirketi’nin ülkenin büyük
üniversite ve kolejlerinde mevduat sigortasýný konu
alan faaliyetler düzenleyeceði bildirildi.
• Malezya Mevduat Sigorta Þirketi’nin 2008
yýlýnda ülkenin büyük televizyon, radyo ve basýn
kuruluþlarýnda yýl boyunca yayýnlanacak olan bir
reklâm kampanyasý baþlatacaðý bildirildi.
• Ürdün Mevduat Sigorta Þirketi’nin 2008
yýlýnda yazýlý ve görsel basýnda mevduat sigortasý
konulu reklâmlar yayýnlayacaðý ve ülkedeki deðiþik
üniversitelerde konuþmalar düzenleyeceði bildirildi.
Fatih DENÝZ
• Rusya Mevduat Sigorta Ajansý tarafýndan
27–28 Mayýs 2008 tarihlerinde Moskova’da
Strateji Geliþtirme Dairesi
Fon Uzmaný
46
“Mevduat Sigorta Sistemlerinde Risk Analizi”
konulu bir uluslararasý seminer düzenlendi.
Kurumumuz temsilcilerinin de yer aldýðý seminerde
mevduat sigorta sistemlerinde risk analizine temel
yaklaþýmlar, farklýlaþtýrýlmýþ prim sisteminde kredi
riski analizi, rezerv yeterliliðinin tespitinde bir
enstrüman olarak hedef rezerv rasyosu ve temel
risk analizinde rezerv yeterliliði tahmini gibi konular
ele alýndý
• IADI 24. Ýcra Kurulu Toplantýsý ile Daimi
Komite Toplantýlarý 9–12 Haziran 2008 tarihlerinde
Çek Cumhuriyeti’nin Prag kentinde düzenlendi.
Ýlk iki gün veritabaný alt komitesi, araþtýrma ve
rehberlik komitesi, üyelik ve iletiþim komitesi,
eðitim ve konferans komitesi ile finans ve planlama
komiteleri toplantýlarý yapýlmýþ olup, üçüncü gün
bu komitelerin Ýcra Kuruluna sunduklarý raporlar
deðerlendirildi ve son gün ise IADI - EFDI iþbirliði
imkânlarý ele alýndý.
O R G A N I S AT I O N
FOR ECONOMIC
C O - O P E R AT I O N
AND DEVELOPMENT
OECD
• Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü
(OECD) tarafýndan, “Mevduat Sigortacýlýðý ile Ýlgili
Çeþitli Hususlar” ve “Mevduat Sigortasý ile ilgili
Tehditler” konulu iki adet rapor yayýnlanmýþtýr.
Mevduat Sigortacýlýðý ile Ýlgili Çeþitli Hususlar”
konulu raporda; açýk mevduat sigorta sisteminin
karþý karþýya olduðu tehditlerin; kapsam, fonlama,
risk priminin belirlenmesi, üyelik, güvenlik aðý
üyelerinin iliþkileri ve banka çözümleme hususlarý
olduðu, son zamanlarda yaþanan ekonomik
karmaþanýn mevcut düzenlemeleri gözden
geçirmek adýna bir fýrsat oluþturduðundan
bahsetmektedir. “Mevduat Sigortasý ile ilgili
Tehditler” konulu rapor ise; finansal istikrar, ulusal
ve uluslararasý iliþkilerin yeterli olup olmadýðý,
finansal piyasalarda sigortacýlarýn rolü, þeffaflýk
hususlarý üzerinde durmaktadýr.
• IADI, Afrika Bölgesel Komitesi tarafýndan
13-15 Aðustos 2008 tarihlerinde Abuja, Nijerya’da
“Mevduat Sigortasýnda Kapsam ve Kamu Bilinci”
konulu bir çalýþtay düzenlendi.
GEZÝ
GÜZEL ATLAR ÜLKESÝ
KAPADOKYA
Güvercinlik vadisinden Göreme’ye, Aþk vadisinden Çavuþini’ne kadar uzanan
parkurlarda kendinizi baþka bir dünyada hissedersiniz. Kýzýl vadide, günbatýmýnýn
vadide oluþturduðu esrarý ve renk cümbüþünü seyretmenin doyumsuz güzelliðini
baþka bir yerde bulamazsýnýz.
Erciyes ve Hasan daðlarý arasýnda kalan
bölgede yanardaðlarýn kül ve lavlarýnýn
zamanla rüzgar ve suyun oluþturduðu
erozyonla þekillenmesi sonucu ortaya
çýkmýþ bir açýk hava müzesi karþýlar sizi.
Bu bölgede yerleþim M.Ö. 3000 yýllarýna
kadar uzanan tarihi bir birikimi de
beraberinde yaþatýr.
Halk, bölgedeki oluþumlarý Peri bacasý
olarak isimlendirmiþ, kayalara oyulan yer
altý þehirler ilk Hýristiyanlara barýnak olmuþ
büyük bir uygarlýk yaratýlmýþtýr.
Peribacalarý en yoðun þekilde ÜrgüpÜçhisar-Avanos üçgeni arasýnda kalan
vadilerde görülür. Uçhisar’ý konaklama
merkezi olarak belirledikten sonra
çevredeki vadilerde günübirlik yürüyüþlerle
bölgedeki güzellikleri görme imkaný elde
edebilirsiniz. Nevþehir merkezine 10 km.
uzaklýkta bulunan Uçhisar, doðal konumu
nedeniyle bir hisar görünümündedir.
Kapadokya manzarasýna hâkimdir.
Güvercinlik vadisinden Göreme’ye, Aþk
vadisinden Çavuþini’ne kadar uzanan
parkurlarda kendinizi baþka bir dünyada
hissedersiniz. Kýzýl vadide, günbatýmýnýn
vadide oluþturduðu esrarý ve renk
cümbüþünü seyretmenin doyumsuz
güzelliðini baþka bir yerde bulamazsýnýz.
Aksaray'a 40 km. Uzaklýktaki Ihlara Vadisi
lavlarýn soðumasýyla ortaya çýkan çatlaklar
ve çökmeler sonucu oluþmuþ esrarengiz
bir kanyondur. Vadide kayalara oyulmuþ
sayýsýz barýnak, mezar ve kilise
bulunmaktadýr. Ihlara Vadisi’nin rengarenk
kelebekleri tüm güzellikleri ile
y ü r ü d ü ð ü n ü z y e r d e k a n a t l a n ý r.
Göreme Açýk Hava Müzesinde M.S. 4.
Ahmet YILMAZ
47
GEZÝ
Kaymaklý ve Derinkuyu Yeraltý
Þehirleri yerin yedi ve dokuz kat
altýna kadar inen kayalara
oyularak oluþturulmuþ bir
medeniyetin izlerini taþýmaktadýr.
yüzyýldan 13. yüzyýla kadar yaþanan
manastýr hayatýnýn kalýntýlarý kaya bloðuna
oyulmuþ kiliseler, þapeller, yemekhaneler
ve oturma mekânlarý ile ziyaretçilerini
karþýlar.
Doðrudan doðruya kaya yüzeyi düzeltilerek
yapýlan Kiliselerdeki boyamalar Ýncil ve Hz.
Ýsa'nýn hayatýndan alýntýlarý canlandýrmakta
ise de bu tarihi deðerlerin bir çoðu insan
eliyle tahrip edilmiþtir.
Bölgeden geçen Kýzýlýrmak’tan çýkarýlan
kýrmýzý toprak ve milden elde edilen
çamurun Avanos'un mahir çanak çömlek
ustalarýnýn elinde Hititlerden beri süregelen
serüveni babadan oðula geçerek
günümüze kadar gelmiþtir.
Geziden geriye hatýra olarak, hitit desenli
çömleklerden ve kaplardan, halý ve
kilimlerden, onyx taþýndan yapýlmýþ süs
eþyalarýndan hediyelik alabilirsiniz.
Kaymaklý ve Derinkuyu Yeraltý Þehirleri
yerin yedi ve dokuz kat altýna kadar inen
kayalara oyularak oluþturulmuþ bir
medeniyetin izlerini taþýmaktadýr.
Tüm bu güzellikleri gökyüzünden
seyretmek isterseniz mutlaka balon
turlarýna katýlmalýsýnýz.
48
TÜRKÝYE’DEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN
TEMEL PARAMETRELER
SORULAR ve CEVAPLAR
SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI
FAÝZ ORANLARI (%)
30.05.2008
31.12.2007
30.05.2007
Gecelik
15,75
15,75
17,50
Mevduat Faizleri*
16,16 **
16,86
17,77
TRLIBOR (O/N)
15,79
15,77
17,36
Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.02.2008
BORSA ENDEKSÝ
ÝMKB
Sýnai
Mali
Kaynak: ÝMKB
Mayýs 2008
39.969
35.144
53.874
Aralýk 2007
55.538
40.567
83.822
YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ
Son Deðer
1 ay öncesine
(30.05.2008)
göre (%)
Mayýs 2007
47.081
38.333
69.960
1 yýl öncesine
göre (%)
ÝMKB
Dolar
Altýn(YTL/gr)
Altýn (Usd/Ons)
DÝBS Endeksi
39.969
1,2150
34,80
888,25
-8,0
-5,1
-3,7
2,4
-15,1
-7,4
24,2
34,7
(3 aylýk)*
946,17
1,4
17,0
DÝBS Endeksi
965,92
Kaynak: ÝMKB,Reuters
1,3
16,1
*ÝMKB DIBS performans endeksi
(12 aylýk)*
GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ)
2007 (4.çeyrek)
2006 (4.çeyrek)
GSYÝH (milyar YTL)
856.4
758.4
GSYÝH ( milyar USD)
658.8
526.4
GSYIH (Büyüme)*
%4,5
%6,9
Kaynak: TÜÝK
*Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir.
Avrupa Hesaplamalar Sistemi’ne (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri
ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%)
Mart 2008
Aralýk 2007
Mart 2007
Ýstihdam Oraný*
41,7
41,2
42,1
Ýþsizlik Oraný
10,7
10,6
10,4
Kaynak: TÜÝK
*Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus
Ýmalat Sanayi Kapasite
Kullaným Oraný
Mayýs 2008
%82,4
Mayýs 2007
%83,3
ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyon USD)
Nisan 2008
Nisan 2007
Cari Ýþlemler Hesabý
-16.885
-12.488
Dýþ Ticaret Dengesi
-16.917
-12.304
Aralýk 2007
%81,1
Aralýk 2007
-38.031
-47.517
Toplam Ýhracat
47.362
33.937
113.185
Toplam Ýthalat
64.279
46.241
160.185
Ýhracat/Ýthalat
%73,7
%73,4
%70,4
Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.)
BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ
ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Nisan 2008)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Banka sayýsý
33
4
13
Yurtiçi Þube
7.917
459
47
Yurtdýþý Þube
49
1
1
Yurtiçi Personel 158.338
9.977
5.382
Yurtdýþý Personel
548
5
3
BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Nisan 2008)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
milyon YTL
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Toplam Aktifler
Toplam Krediler
Konut Kredileri
Kredi Kartlarý
Takipteki Alacaklar
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon.
Özkaynak
Toplam Bilanço
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*
Toplam
50
8.423
51
173.697
556
Toplam
587.710
298.931
34.546
28.325
9.497
176.254
378.327
64.231
454.548
22.133
16.402
1.499
478
635
21
17.099
2.494
23.865
20.112
9.897
99
160
2.470
9.400
17.671
629.955
325.229
36.145
28.803
10.291
178.643
395.426
76.125
496.084
94.072
16.207
3.413
113.692
360.476
447
7.658
41
14.258
7
382.392
495
MEVDUAT VE KATILIM FONU
milyar YTL
Nisan 2008
MEVDUAT HESABI
378,33
Dth oraný
%35,2
KATILIM FONU
17,09
Dth oraný
%46,9
TOPLAM
395,42
Dth oraný
%35,7
milyar YTL
Nisan 2007 Hesap Adedi (milyon)
311,67
94,9
%38,1
11,97
1,7
%54,7
323,65
96,6
%38,8
Mart
2008
Sigorta kapsamýndaki mevduat
109,95
Dth oraný
%28,9
Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu
6,35
Dth oraný
%31,2
TOPLAM
116,30
Dth oraný
%29,1
*Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr.
Mart Mudi Adedi*
2007
(milyon)
96,11
%33,6
4,92
%40,3
101,03
%33,9
63.80
1.01
64.81
BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%)
%
Nisan 2008
Aralýk 2007
Nisan 2007
Mevduat Bankalarý
15,66
17,37
19,75
Katýlým Bankalarý
11,96
16,13
16,33
Kalk. ve Yat.Ban.
61,88
64,74
80,90
Bankacýlýk Sektörü
16,98
18,94
21,57
SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI
Milyon YTL
Mart 2008
Mevduat Bankalarý
158.592
Katýlým Bankalarý
9.922
TOPLAM
168.514
2007
567.079
27.898
594.977
Mart 2007
130.676
5.814
136.480
TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Faks: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr
Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57
Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur.
NOTLAR
Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Nisan 2008 tarihi itibariyle 629,9 milyar YTL seviyesindedir.
Toplam aktiflerin %51,6’sýný krediler, %28,3’ünü menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr.
Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 395,4 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,7’si YP, %64,3’si TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr.
Mayýs 2007
1,3118
1,7641
2,599
*Serbest Piyasa
Aralýk 2007
189.62
203.50
-13.88
34.84
Mayýs 2007
80.14
83.49
-3.34
20.32
Kaynak: BDDK
Aralýk 2007
1,1689
1,7144
2,3099
KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyar YTL)
Mayýs 2008
Gelirler
83.96
86.02
Harcamalar
Bütçe Dengesi
-2.06
Faiz Dýþý Denge
17.53
Kaynak: Maliye Bakanlýðý
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat
ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým
bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme
ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin
kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak
sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu
amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya
da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir.
Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn
sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir.
*Yabancý Para Net Genel Pozisyonu-
DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ*
Mayýs 2008
USD
1,2150
EURO
1,8860
GBP
2,3800
Kaynak: REUTERS
Aralýk 2007
219.2
67.1
286.3
Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý
nedir?
Kaynak: BDDK
milyon USD
FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Mayýs)
Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre
ÜFE
2,12
7,20
16,53
TÜFE
1,49
8,47
10,74
Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.)
(*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný)
MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ
(milyar USD)
Nisan 2008 Nisan 2007
Ýç Borç Stoku
210.4
197.6
Dýþ Borç Stoku
67.2
67.9
Toplam
277.6
265.6
Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý
Kaynak: BDDK
GENEL EKONOMÝK VERÝLER
Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve
katýlým fonu sigorta sistemine dahildir?
Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý
ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn
Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým
fonlarý sigorta sistemine dahildir.
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin
sigorta primleri kim tarafýndan ödenir?
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta
primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir.
Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý
sigorta kapsamýnda mýdýr?
Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt
içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden
cinsinden;
a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu
hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn,
b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari
hesaplarýn,
50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta
kapsamýndadýr.
Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý
veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere
ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý
hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz
reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap
deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr.
Türkiye'de faaliyet gösteren kredi
kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan
mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý
sigorta kapsamýna dahil midir?
Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý
bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya
hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler
her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti
kapsamýndadýr.
Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr?
Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere
konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi
hariç) sigorta kapsamýnda deðildir.
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde
bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar
sigortaya tabi midir?
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi
kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda
deðildir.
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve
katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi
kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý,
baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna
Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat
veya katýlým fonu kabul edebilirler mi?
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda
kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar
adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya
katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan
bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu
kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini
anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri
yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar
adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr..
Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi
olmayan diðer hesaplar hangileridir?
5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin
üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339
sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan “Sigortaya Tabi
Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý
Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair
Yönetmeliðin” 5 inci maddesi uyarýnca;
a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana,
baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat
ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu
baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile
bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna
ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza
Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan
malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve
katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir.
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk
edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým
fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta
kapsamýnda mýdýr?
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen
devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým
araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir.
Serbest bölgelerde kurulu kredi
kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým
ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda
mýdýr?
Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411
sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan
hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki
þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr.
TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine
devam etmekte olan bir kredi
kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile
ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme
yapýlýr mý?
TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin
altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan
kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu
hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan
mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki
kýsmýný öder.
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl:2 sayý:18 Temmuz-Aðustos-Eylül 2008
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
GLOBAL KRÝZÝN
RÝSK YÖNETÝMÝ PERSPEKTÝFÝNDEN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Ahmet ERTÜRK, Sayfa 3’te
MEVDUAT
SIGORTACILIÐI
AÇISINDAN BASEL-II
DÜZENLEMELERÝ
Sayfa 6’da
RAF TEMÝZLÝÐÝ PROJESÝ
AHMET MUTLU ile
RÖPORTAJ
Sayfa 8’de
ABD’DE
YAÞANAN
BANKACILIK
KRÝZÝ
Sayfa 21’de

Benzer belgeler

krizin çözümü anlamaktan geçiyor

krizin çözümü anlamaktan geçiyor Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir?

Detaylı