İncele - Alpet
Transkript
İncele - Alpet
AĞUSTOS 2015 • YIL: 2 • SAYI: 5 • ÜÇ AYDA BIR YAYIMLANIR • ÜCRETSİZDİR Birlikte Daha İleri ! w w w. a l p e t . c o m .t r Futbol tarihinin YERYÜZÜ CENNETİ EGE Röportaj NASUH MAHRUKİ ‘EN’leri... Röportaj Altınbaş Holding Enerji ve Lojistik Grubu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili MUSTAFA ERGİ SUNUŞ Bayilerimizi rekabette bir adım öne çıkarıyoruz İzzet Çubukçu / Genel Müdür H epinizin bildiği gibi, bayisiyle, dağıtıcısıyla akaryakıt sektörü olarak çok yoğun bir süreçten geçiyoruz. Bir taraftan devam eden intifa süreci, diğer yandan yeni uygulamalar, petrol fiyatları ve döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar, sektörün tansiyonunu sürekli yüksek tutan unsurlar oldu. Biz de Alpet olarak, bu yoğun gündemde işimize odaklanarak, piyasada yaşanan yoğun rekabette öne geçmek ve tüketici memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için siz değerli iş ortaklarımız ile birlikte var gücümüzle çalışıyoruz. 2015 yılı satışlarımızın, geçen yıla göre yüzde 25 artmış olması bunun en güzel göstergesi. Bunun için tüm bayilerimiz özel bir teşekkürü hak ediyor. Bayilerimize sadece akaryakıtta değil, akaryakıt dışı alanlarda da yapılacak işbirlikleriyle avantaj sağlayarak diğer istasyonların bir adım önüne geçmelerini sağlamak üzere çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bu kapsamda, istasyonlarda CNG satışı ile ilgili görüşmelerimiz belli bir noktaya geldi. Kısa bir süre önce de hem akaryakıt hem CNG satılan ilk istasyon Alpet çatısı altında Antalya’da hizmete girdi. Öte yandan perakende elektrik satışı ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. 2015 sürecini başarılı şekilde geçiren sayılı şirketlerden biri olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Birçok bayimiz ile sözleşmemizi yeniledik ve yenilemeye devam ediyoruz. Henüz Alpet bayrağı altında olmayan birçok bayi adayımız ile de çok yakında Alpet çatısı altında ailemizin birer üyesi olarak yola bizimle devam edeceğini görmek bizleri mutlu ediyor. Yıllardır birlikte çalıştığımız ve ailemize yeni katılan tüm bayi dostlarımız ile önümüzdeki dönemde daha nice başarıları birlikte kutlayacağımıza ve güzel işlere imza atacağımıza yürekten inanıyorum. Hepinize bol kazançlar diliyorum. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 1 içindekiler Y E RY Ü Z Ü CENNETİ Editör H. Murat Fırat [email protected] İletişim [email protected] 8 E G E 14 “ALPET’I ILK 3’E 6 TAŞIYACAĞIZ” Yeşilköy Mahallesi Atatürk Caddesi EGS Business Park B2 Blok No:12 Kat:10 34149 Bakırköy-İstanbul Tel: (212) 463 60 00 Fax: (212) 465 38 05 / 09 www.alpet.com.tr Görsel Yönetmen Kasım Halis Tasarım 22 “GENÇ VE DINAMIK ENERJIMIZLE SAHADAYIZ” TÜRKIYE’NIN OTOMOBIL TARIHI… 28 RENKLERİN SUDA DANSI Medya Time Reklam Ajansı Tel: (0312) 472 86 12 - 23 Basıldığı Yer Dumat Ofset Mat. San.Tic.Ltd.Şti. Bahçekapı Mah. 2477 Sk. No:6 Şaşmaz-Etimesgut/ANKARA Dağıtım Kurye / Kargo Yayın Türü YEREL SÜRELİ YAYIN TÜM TÜRKİYE’DE Basım Tarihi 30 Temmuz 2015 Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi malzemelerden yazılı izin olmaksızın hiçbir şekilde alıntı yapılamaz. Bayiler, geleneksel Alpet iftarlarında buluştu 4 Sofu Altınbaş, kızıyla aynı gün üniversiteden mezun oldu. 7 “Alpet’i ilk 3’e taşıyacağız” 8 Yeryüzü Cenneti Ege 14 Alpet’ten nakliyecilere % 6 indirimli yakıt fırsatı 21 “Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız” 22 “Bugüne kadar 2050’nin üzerinde insan hayatı kurtardık” 24 Türkiye’nin otomobil tarihi… 28 Sanat32 Mavinin Büyülü Dünyasına Altınbaş ile Yolculuk 35 “Samimiyet testinde başarılıyız” 36 Futbolun tarihinin “En”leri 38 25 İlginç Psikolojik Gerçek 42 Albe istasyonlarının akaryakıtı Alpet’ten 45 Alpet durakları 46 Teknoloji 52 Moda 54 Buluş Hikayeleri 56 Sağlık 57 Kültür Sanat 58 Ailemizin yeni üyeleri 60 Alpet iletişim 62 KÜLTÜREL MIRAS- î LARIMIZIN EN GÜZEL ÖRNEKLERINDEN BIRI OLAN EBRU SANATI, MAHARETLI ELLERIN DOKUNUŞLARIYLA SUYUN ÜZERINDE HAYAT BULUYOR. 32 “BUGÜNE KADAR 2050’NIN ÜZERINDE INSAN HAYATI KURTARDIK” 24 HABER ALPET teceğimize inanıyoruz” şeklinde konuştu. haber Bayiler, geleneksel ALPET iFTARLARINDA BULUŞTU î A ALPET, BU YIL DA ÇEŞITLI ŞEHIRLERDE DÜZENLEDIĞI GELENEKSEL IFTAR YEMEKLERIYLE IŞ ORTAKLARI VE BAYILERINI BIR ARAYA GETIRDI. lpet, Ramazan ayı vesilesiyle 24 Haziran’da İzmir, 25 Haziran’da Adana, 30 Haziran’da Samsun, 1 Temmuz’da Ankara, 7 Temmuz’da Batman ve 9 Temmuz’da İstanbul’da düzenlediği geleneksel iftar yemekleriyle iş ortakları ve bayilerini buluşturdu. Altınbaş bayileriyle cep telefonu numarasını paylaştı İstanbul’da düzenlenen iftar yemeğinde konuşma yapan Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, bayileri birer iş ortağı olarak gördüklerini belirterek, “Bu sektörde bayilerine en yakın dağıtım şirketi Alpet’tir. Çünkü biz bayilerimizle birlikte kocaman bir aileyiz. Bayilerimizin her biri bizim için çok değerli” dedi. Bayiler ile şahsi cep telefonu numarasını da paylaşan Altınbaş, “Bir aile olduğumuza göre, her türlü sıkıntınızda beni aramaktan çekinmeyin. Her zaman sizin yanınızdayım” şeklinde konuştu. 4 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş “Her geçen gün büyüyoruz” Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirilen iftar yemeğinde konuşma yapan Alpet Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Enerji ve Lojistik Grubu Başkanı Mustafa Ergi ise, birbirinden farklı 5 sektörde 25 marka ile faaliyet gösteren Altınbaş Holding’in Türkiye’nin lider kurumlarından biri olduğunu söyledi. Holding bünyesinde faaliyet gösteren Alpet’in de, 7 deposu ve 400 bayisi ile sektörün en büyük yerli şirketlerinden biri olduğuna dikkat çeken Ergi, “Gerek yeni istasyon yatırımlarımız, gerekse yurtiçi ve yurtdışında enerji alanındaki yatırımlarımız tüm hızıyla devam etmektedir. Sadece ülkemizde değil, yakın coğrafyadan başlamak üzere yapılan ve planlanan yeni yatırımları ile Grubumuz günden güne büyümektedir. İşin ekonomik boyutunun dışında, gerek ülkemizde gerek uluslararası alanda saygın bir yer edindiğimizi gösteren bu büyüme trendi bizi, hem Grubumuz hem de ülkemiz açısından mutlu etmektedir” dedi. “Sektör 5 yılda bir yeniden yapılanıyor” Akaryakıt sektöründeki gelişmelerin baş döndürücü bir hızla devam ettiğini ifade eden Ergi, “Gerek hukuki gerekse ekonomik altyapıdaki dönüşüme sektörün intibak göstermesi her türlü takdirin ötesindedir. 5 yılda bir sektörün yeni anlaşmalar sebebiyle doğal olarak yeniden yapılandırıldığı bir süreci daha yaşıyoruz. Bizler 5 yıl önceki tecrübe ve sizlerden aldığımız güçle bu yıl da güçlenerek bu süreci yürü- “Alpet yeniliklerin öncüsü” Güçlü depolama kapasitesi, sağlam insan kaynağı ve köklü Altınbaş geleneğinden neşet eden anlayışı ile Alpet’in yeniliklerin de öncüsü olduğunu vurgulayan Mustafa Ergi, şöyle konuştu: “Ülkemizin en önemli konularından birisi olan enerji verimliliğinin sektörümüzdeki göstergelerinden birisi olan biyoenerjiyi ülkemizde ilk uygulayan şirket olmanın onurunu yaşıyoruz. Şu an için düzenlemelerle zorunlu hale getirilen biyoyakıtları bizler 5 yıl önce uygulayan firma olduk.” “Serbest piyasaya müdahaleyi doğru bulmuyoruz” Bayilere seslenen Alpet Genel Koordinatörü Mehmet Gültekin de, uzun yıllardır akaryakıt sektöründe bulunduğuna dikkat çekerek, sektörün hiç bu kadar zor bir dönem geçirmediğini söyledi. Özellikle son yıllarda devletin sürekli olarak serbest piyasada oluşan fiyatlara müdahale ettiğine dikkat çeken Gültekin, “Serbest piyasada oluşan fiyatlara İSTANBUL rekabet etmesini beklemek çok yanlış. Bir masa, bir kasa ile kurulan şirketlerin ne Türkiye ekonomisine ne de akaryakıt sektörüne hiçbir faydası olmaz, aksine bu tür şirketler ekonomiye ve piyasaya büyük zarar verir” değerlendirmesinde bulundu. İzzet Çubukçu Alpet Genel Müdürü müdahale edilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz” şeklinde konuştu. “Piyasaya giriş şartları ağırlaştırılmalı” Şu anda 84 akaryakıt dağıtım firmasının faaliyette bulunduğunu belirten Gültekin, “Bu 84 dağıtım şirketi zaten kendi aralarında yoğun bir rekabet ortamı yaratmış durumda. Bu kadar çok dağıtım şirketinin olmasını da piyasanın sağlıklı yapısına olumsuz etkisi olduğunu düşünüyorum. Serbest piyasa ortamında şirketlerin piyasaya girişine bir sınırlama getirilemez tabii ama muhakkak piyasaya giriş şartlarının ağırlaştırılması lazım. Bir masa, bir kasa ile kurulan şirketler ile milyonlarca dolar yatırım yapan ciddi şirketlerin aynı platformda “İkmal gücümüz bayilerimiz için büyük avantaj” Alpet’in genel yapısı itibariyle kendi emsallerinden çok farklı bir noktada bulunduğuna işaret eden Mehmet Gültekin, şöyle konuştu: “Örneğin, depolama kapasitemiz bakımından 84 dağıtım şirketi içerisinde 3. sıradayız. Türkiye’nin 7 farklı bölgesindeki 7 depolama tesisimizin ulaştığı yaklaşık 250 bin metreküplük kapasitemiz, bayilerimize en hızlı şekilde ve kesintisiz ikmal yapma avantajı sağlıyor. Bu çok önemli bir avantaj. Ayrıca sektörde yetişmiş, genç, kabiliyetli, gelişmelere hızla adapte olabilen ve bayilerimiz ile çok iyi iletişim içinde olan bir personel yapımız var. Alpet’in tüm çalışanları 24 saat boyunca bayilerimizin emrinde. Tüm bunların yanı sıra Altınbaş Holding gibi Türkiye’deki en büyük 50 şirket içerisinde yer alan lider bir grubun bünyesinde faaliyet gös- ANKARA SAMSUN AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 5 HABER İZMİR termek Alpet bayilerine de çok büyük bir güç veriyor.” “Depolama kapasitesinin önemi gittikçe artıyor” Alpet Genel Müdürü İzzet Çubukçu, 4 milyar doları aşan cirosu ile birçok sektörde faaliyet gösteren Altınbaş Grubu’nun, en önemli değerlerinden biri olan Alpet’in; Türkiye genelindeki 400 istasyonu ve 7 depolama tesisi ile ülkeye hizmet vermeye devam ettiğini söyledi. Depolama kapasitesinin öneminin her geçen gün daha da arttığına dikkat çeken Çubukçu, “Alpet, 7 depolama tesisi ile ülkenin her bölgesinde bayilerine sağladığı ikmal güvencesi ile öne çıkmakta ve bu anlamda 3. büyük şirket olma gururunu da yaşamaktadır. Bunlara ek olarak; mevcut tesislerin kapasitesinin artırılması ve yeni ikmal noktalarının oluşturulması için gerekli yatırım çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. “Satışlarımızı yüzde 25 arttırdık” Alpet’in, piyasada yaşanan yoğun rekabette öne geçmek ve tüketici memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için iş ortakları ile birlikte var gücüyle çalıştığı6 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 ADANA nın altını çizen Çubukçu, “2015 yılı satışlarımızın, geçen yıla göre yüzde 25 artmış olması bunun en güzel göstergesidir. Bunun için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. “Çok yakında birçok yeni bayi Alpet bayrağını dalgalandırmaya başlayacak” İstasyonlarda CNG satışı ile ilgili yürüttükleri görüşmelerin belli bir noktaya geldiği bilgisini veren İzzet Çubukçu, şöyle devam etti: “Bu kapsamda hem akaryakıt hem CNG satı- ALPET haber BATMAN lan ilk istasyon Alpet çatısı altında hizmete girdi. Perakende elektrik satışı ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. 2015 sürecini başarılı şekilde geçiren sayılı şirketlerden biri olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Birçok bayimiz ile sözleşmemizi yeniledik ve yenilemeye devam ediyoruz. Henüz Alpet bayrağı altında olmayan birçok bayi adayımızın da çok yakında Alpet çatısı altında ailemizin birer üyesi olarak yola bizimle devam edeceğini görmek bizi mutlu ediyor.” SOFU ALTINBAŞ MEZUNIYET PASTASI KESTI Alpet’in İstanbul’da gerçekleştirdiği iftar yemeğinde Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, mezuniyet pastasını Alpet yöneticileri ile birlikte kesti. Sofu Altınbaş, kızıyla aynı gün üniversiteden mezun oldu. î ALTINBAŞ HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANVEKILI SOFU ALTINBAŞ, 53 YAŞINDA ÜNIVERSITEDEN MEZUN OLDU. HAYALINDEKI BÖLÜM OLAN HUKUKU TAMAMLAYAN ALTINBAŞ, KIZI ILE AYNI GÜN DIPLOMA ALDI. A ltınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, 53 yaşında üniversiteden mezun oldu. Kuzey Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Sofu Altınbaş, kızı Fatma Altınbaş ile aynı gün diploma aldı. Gaziantep’te ilk ve orta öğretimini tamamlayan Sofu Altınbaş, liseden sonra eğitimine iş hayatındaki yoğunluk nedeniyle ara vermişti. 48 yaşında yeniden okula dönme kararı alan Altınbaş, kızı ile aynı üniversitenin hukuk bölümüne girmeyi başardı. Sınavlara kızıyla birlikte hazırlanan Sofu Altınbaş, mezuniyet sevincini de kızıyla aynı gün yaşadı. Sofu Altınbaş’ı eşi Zeynep Altınbaş ve oğlu Mehmet Altınbaş da törende yalnız bırakmadı. “Geç oldu demeden çalıştım” Mezuniyet töreninde konuşan Sofu Altınbaş şunları söyledi: “Başta rektörümüz Prof. Dr. Ümit Hassan olmak üzere, tüm öğretim kademesine teşekkür ediyorum. Velilere de gençleri topluma faydalı bireyler olarak yetiştirdikleri için teşekkür ederim. Ben gençliğimde fiziki imkansızlıktan dolayı yarıda bıraktığım tahsilimi ‘Geç oldu’ demeden tamamlamaya çalıştım. Kendimi yetiştirmek ve tüm gençlere örnek olmak için yola çıktım. Kaç yaşında olursanız olun eğitime önem verin.” Sofu Altınbaş, 5 farklı sektörde 21 şirket ile 7.8 milyar TL’lik ciroya sahip Altınbaş Holding’de Alpet Türkiye, Alpet Kuzey Kıbrıs, Atak Madeni Yağ, Akdeniz Akaryakıt, Transal Denizcilik ve Galata Denizcilik’in bulunduğu enerji ve lojistik grubunu yönetiyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 7 RÖPORTAJ “ALPET’I ILK 3’E TAŞIYACAĞIZ” Mustafa Ergi: î EPDK’NIN ILK PETROL PIYASASI DAIRE BAŞKANI OLARAK PETROL PIYASASININ REGÜLE EDILMESINDE ÇOK ÖNEMLI BIR MISYON ÜSTLENEN, DAHA SONRA ALTINBAŞ HOLDING’TE FARKLI POZISYONLARDA GÖREV ALDIKTAN SONRA HOLDING’IN ENERJI VE LOJISTIK GRUBU BAŞKANI VE YÖNETIM KURULU BAŞKAN VEKILI OLARAK ATANAN MUSTAFA ERGI’NIN HEDEFI, ALPET’I PIYASADAKI ILK 3 ŞIRKET IÇERISINE SOKMAK. ERGI, “ÖNCELIKLI HEDEFIMIZ ILK 5’E GIRMEK. ALTINBAŞ HOLDING’IN HER ALANDA ILK 3’TE OLMA FELSEFESI VE HEDEFI DOĞRULTUSUNDA ÇALIŞMALARIMIZI ARALIKSIZ SÜRDÜRÜYORUZ” DIYOR. 8 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 RÖPORTAJ K uyumculuk, petrol, madeni yağ, finans, lojistik ve eğitim gibi alanlarda faaliyet gösteren Altınbaş Holding, Türkiye’nin en köklü ve saygın gruplarından. 1950’li yıllarda temeli atılan Altınbaş Holding bugün, kuyumculukta; Altınbaş, Assos, Pera, Onsa Rafineri, Onsa İstanbul ve alStone, finansta; Creditwestbank Kıbrıs, Creditwestbank Ukrayna, Creditwest Factoring enerjide; Alpet, Atak, Akdeniz Akaryakıt, lojistikte ise Transal Denizcilik ve Galata Denizcilik ile faaliyet gösteriyor. Grup, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Ukrayna’daki 21 şirketiyle büyümeye devam ediyor. Grup ayrıca, yaklaşık 5 bin öğrencisi bulunan Kemerburgaz Üniversitesi’yle de eğitim alanında fark yaratan projelere imza atıyor. Altınbaş Holding’in enerji sektöründeki en önemli markalarından biri Alpet. 1997 yılında KKTC’de temelleri atılan ve 2001 yılında Türkiye’de faaliyete başlayan Alpet, şu anda yurt geneline yayılmış 400’ün üzerinde bayisiyle hizmet sunuyor. Türkiye’nin en yüksek depolama kapasitesine sahip akaryakıt dağıtım şirketlerinden biri olan Alpet, yıl sonunda 500 bayi sayısına ulaşmayı hedefliyor. Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz? 1990 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldum. Maliye Bakanlığı’nda yaklaşık 10 yıl boyunca hesap uzmanı olarak çalıştım. Daha sonra Maliye Bakanlığı’nın özel bursuyla Amerika’da Carnegie Mellon Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptım. Döndükten sonra Turizm Bakanlığı’nda 2 yıl Genel Müdür Yardımcılığı yaptım. Daha sonra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda (EPDK) önce 4 yıl Finansman Dairesi Başkanlığı yaptım, akabinde de Petrol Piyasası Dairesi Başkanlığı görevini yürüttüm. Daha sonra Altınbaş Holding’te Mali İşler Grup Başkan Yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık 2 yıl bu görevi yürüttükten sonra Alpet’in Genel Müdürü oldum. 4 yıl bu görevi yaptıktan sonra Altınbaş Holding’in Enerji ve Lojistik Grubu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak atandım. EPDK’nın ilk Petrol Piyasası Daire Başkanı olarak petrol piyasasının regüle edilmesinde çok önemli bir rol aldınız. Sektörün bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce serbest piyasa koşullarının tesisi için hangi konularda ne gibi düzenlemeler yapılması gerekiyor? Geçmişte akaryakıt piyasasında, piyasa taraflarının hak ve yükümlülüklerini gösteren, yaptırımla desteklenmiş özel bir mevzuat düzenlemesi yoktu. Daha ziyade tebliğlerle, yönetmeliklerle, alt düzenlemelerle düzenlenmiş bir yapı vardı. 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nu ile petrol piyasasındaki piyasa taraflarının hakları, yükümlülükleri, sorumlulukları belirlendi. Petrol piyasasına böylesine bir yasal çerçeve çizilmesi devrim niteliğinde bir gelişme oldu. EPDK kurulduğu tarihten itibaren bu Kanun’un arkasında çok ciddi ve sıkı bir şekilde durdu. Sektör de çok kısa bir sürede bu Kanun’a uyum sağladı. Önemli bir hazırlık ALPET, 200 BIN M3 KAPASITESI ILE DEPOLAMA ALANINDA TÜRKIYE’DE ILK 3’TE Ağustos 2013’ten bu yana Alpet Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten Mustafa Ergi ile, kariyer basamaklarından, ilgi alanları ve sektördeki gelişmelere kadar pek çok konuyu konuştuk... AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 9 RÖPORTAJ dönemi olmamasına rağmen, çok kısa sürede önemli adımlar hayata geçirildi. Öncelikle piyasadaki oyuncuların hakları ve yükümlülükleri net bir şekilde belirlendi. Birbirleriyle aynı masa etrafında ortak bir piyasa çıkarı çerçevesinde yapılanmaları ortaya konuldu. Ayrıca çok ciddi bir denetim mekanizması getirildi. 2007 yılı itibariyle bütün piyasa düzenlemeleri tamamlanarak sektör bugünkü durumunu aldı. Tabi bu düzenlemelerinin aşırı düzenlemeler olduğu eleştirileri çok geliyor. Yeni bir yapı kurulduğu için çok detaylı düzenlemeler yapılması kaçınılmaz oluyor. Öte yandan bilindiği gibi ülkemizde şu anda bir Anayasa tartışması da yapılıyor. Bu açıdan anayasanın bile gözden geçirildiği bir ortamda, hayatın akışının getirdiği bir sonuç olarak bu mevzuatın da gözden geçirilmesi gerekiyor. Zaten bunu bütün piyasa tarafları da açık bir şekilde ortaya koyuyor. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde kanun revizyonu gündeme gelecektir. 2009, 2014 ve 2015 yılında 3 kez tavan fiyat uygulamasına gidildi. EPDK’nın serbest piyasada oluşan fiyatlara müdahale etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? RÖPORTAJ Bilindiği gibi “Tavan Fiyat” 5015 sayılı Yasa’da öngörülmüş bir mekanizma. Nihayetinde bu konuyla ilgili olarak sektör sürekli EPDK ile görüşüyor. Bu konunun özel bir önemi olduğu için ayrı bir daire oluşturuldu. “Tavan fiyat uygulamasının piyasaya bir müdahale olduğu” eleştirileri mutlaka geliyordur. Ancak rekabetle piyasa güvenliği arasında bir denge tutturulması çok önemli. Tabii ülkemizin kendine özgü koşulları var ve sektörümüzün ilave bir takım maliyetleri var. Ancak ben konuya her iki taraf açısından da bakmaya çalışıyorum. Sektör kendini doğru bir şekilde anlatabilecek mekanizmaları işlettiği takdirde, bunun kamu tarafından algılanacağına inanıyorum. Altınbaş Holding’in enerji sektöründeki faaliyetlerini çeşitlendirme gibi bir planı var mı? Zaten kendi alanımızda yerli sermayeli bir şirket olarak piyasada nezih bir yer elde ettik. Agresif değil, ölçülü büyümeyi her zaman kendimize hedef olarak seçtik. Bu büyümenin de belli bir noktasına ulaştığımıza inanıyorum. Şu anda petrol sektörü ile ilgili yeni fırsatları da değerlendiriyoruz. Bir takım organik büyümeler, satın almalar olabilir. Bu alternatifleri şu an için değerlendiriyoruz. î ALTINBAŞ HOLDING’IN ENERJI SEKTÖRÜNDEKI EN ÖNEMLI MARKALARINDAN BIRI ALPET. 1997 YILINDA KKTC’DE TEMELLERI ATILAN VE 2001 YILINDA TÜRKIYE’DE FAALIYETE BAŞLAYAN ALPET, ŞU ANDA YURT GENELINE YAYILMIŞ 400’ÜN ÜZERINDE BAYISIYLE HIZMET SUNUYOR. Ayrıca madeni yağ alanında da çok ciddi çalışmalarımız var. Gerçekten bu alanda da çok önemli adımlar attık. Şu anda sektörün en çok büyüyen madeni yağ firması Atak Madeni Yağlar. Bunu, hem grubumuz hem de ülkemiz adına bir övünç kaynağı olarak görüyorum. Çünkü yakın coğrafyamızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, çok ciddi bir ihracat potansiyelimiz oluştu madeni yağda. Bu bizim adımıza çok sevindirici. Petrol sektörüyle ilgili olarak Balkanlarda bir takım yeni imkanları araştırıyoruz. Hem dağıtım zinciri olarak hem de toptan satış açısından çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz orada. Zaten bilindiği gibi yavru vatanımız Kıbrıs’ta yüzde 50’lik bir pazar payımız var. Kıbrıs’ta da çok saygın bir yer edindik. Oradaki çalışmalarımız, hem yavru vatanımız olması açısından duygusal olarak bizi mutlu ediyor, hem de ticari olarak orada gerçekten çok iyi bir başarı elde ettiğimizi düşünüyorum. Bütün bunların yanı sıra yenilebilir enerji kaynakları konusunda çok ciddi çalışmalar başlattık. Şu anda lisanssız güneş enerjisi konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca diğer yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da yatırım yapma düşüncemiz var. Şu anda yatırım alanlarını ve fırsatları değerlendiriyoruz. Fırsatlar oluştukça da bu alanlarda da Altınbaş Holding’i göreceksiniz. Alpet, Altınbaş Holding gibi Türkiye’nin önde gelen gruplarından birinin bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bu, Alpet için nasıl bir sinerji yaratıyor? Tabii Altınbaş Holding’in çok büyük bir gücü 10 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 var; ülkemizin en likit gruplarından. Çok değişik alanlarda faaliyet gösteriyor. Altınbaş Holding kuyumculukla iş hayatına başlamış, Kıbrıs’ta petrol dağıtım şirketi kurarak devam etmiş. Dolayısıyla Holding’in bize çok büyük bir sinerjisi var. Ancak petrol sektöründe yerli sermayeyle geldiğimiz nokta önemli. Tabii ki biz bu noktayı kendimiz açısından yeterli görmüyoruz. Çünkü, Altınbaş hangi alana girdiyse orada sektörde ilk üçe giriyor ya da sektör lideri oluyor. Dolayısıyla biz de petrol alanında Alpet’i bu açıdan o podyuma çıkarmayı düşünüyoruz. Öncelikli hedefimiz ilk 5’e girmek. Şu anda 6’larda 7’lerde nezih bir yer edindik. Ama biraz önce de söylediğim gibi, bizim amacımız ölçülü büyümek, saygın bir yer edinmek, itibarımızı muhafaza etmek ve kalıcı olabilmek. Altınbaş Holding’in her alanda ilk 3’te olma felsefesi ve hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Alpet’in 2015 yılına ilişkin hedefleri neler? Şu anda 400 bayimiz var. Biz kendimize 5 yıllık bir hedef belirledik, “5 yıl içinde şu noktaya geleceğiz” diye. Bu hedefe ulaşabilmemiz için bu yıl en az 80 yeni bayiyi bünyemize katmamız gerekiyor. Zaten ilk 4 aylık dönemde 2530 bayilik yapmış durumdayız. 2015 süreci, 2010’daki intifa sürecinin çok benzeri olmakla birlikte, mevcut şirketler yapılarını korumaya çalışacaklar. Ancak biz de agresif olmayan, ölçülü bir büyümeyi düşünüyoruz. Dolayısıyla bu sene sonunda 500 bayiye ulaşmayı hedefliyoruz. Ancak önümüze koyduğumuz 5 yıllık hedefe ulaşmak için de çalışmayı sürdürüyoruz ve bu hedefi gün gün takip ediyoruz. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 11 RÖPORTAJ 2015 yılının Eylül ayında ikinci intifa dönemi sona erecek ve intifa süresi biten bayiler dağıtım şirketlerini değiştirebilecekler. Bu süreçte Alpet nasıl bir stratejisi uyguluyor? Zaten 2010 yılından tecrübemiz vardı. 2015 sürecini de gün gün takip ettik. Ancak şöyle bir şansımız var; Alpet artık bilinen bir marka. Tüketicilerde bir marka algısı oluşmuş vaziyette. Piyasa koşullarının bizi çok zorladığı dönemlerde bile her zaman Alpet olarak, sözümüzü tutan bir yapıda olduk. Esasında biz dağıtıcı ve bayiyi, ayrı piyasa tarafları şeklinde değil de, birer ticari ortak olarak değerlendiriyoruz. Ortaklıklarda da her iki tarafın asgari memnuniyetinin sağlanması lazım ki belli bir noktaya gelinsin. 2015 süreci bizi hiç ürkütmüyor, tam tersine heyecan veriyor. Şu ana kadar ailemize yeni gelen bayiler de oldu, ayrılan bayiler de oldu. Bunu dürüstçe söylemek lazım ama bu anlamda ciddi bir kaybımız yok. Planlamamızı çok ince detaylara kadar çok iyi yaptık. İntifalar artık 5 yılla sınırlandırılsa da, piyasada kalıcı olduğunu kanıtlayan dağıtım şirketleri bayilerle uzun süreli ilişki kurabiliyor. Yani piyasaya sizin verdiğiniz güvenle alakalı bir şey bu. Dolayısıyla şu ana kadar çok iyi tepkiler aldık. Depolama kapasitesi açısından Alpet sektörün önde gelen firmalarından biri. Depolama kapasitenizin büyüklüğü size ne gibi avantajlar sağlıyor? Yeni bir depolama tesisi kurmayı planlıyor musunuz? Biliyorsunuz biz 200 bin m3 kapasite ile depolama alanında Türkiye’de ilk 3’teyiz. Çok ciddi RÖPORTAJ bir depolama kapasitemiz var. Ancak rekabetin getirdiği ortam sebebiyle ithalat eskisi kadar karlı değil. Tabii petrol fiyatlarında çok ciddi oranda düşüş olması nedeniyle bu alanda uzun vadeli yatırımlar düşünülmüyor. Şu anda 6 ilde depomuz var. Mevcut depolarımızı genişletecek alanlarımız var. Bizden depoculuk hizmeti almak isteyen çok sayıda grupla son 3-4 aydır çok ciddi görüşmelerimiz oluyor. Bu görüşmelerimiz önemli ölçüde istediğimiz gibi sonuçlanırsa, depolama kapasitemizi artırmamız gerekebilir. cih ediyoruz. Yurt dışı seyahatlerin şu faydası oluyor. Türkiye’nin ne kadar büyük bir gelişim gösterdiğini oralarda daha net anlıyorsunuz. Biz geçmişte yurt dışına çıktığımızda Türkiye’nin geri kalmışlığına üzülüyorduk. Ancak iki yıl önce çocuklarla bir İtalya turu yaptık, çok da hoşuma gitti. Oraya gittiğimde tabiri caizse kendimi bir Amerikalı gibi hissettim. İnsanların Türkiye’deki ekonomik gücün ve gelişmenin farkında olması, az gelişmiş bir ülkeden değil de gelişmiş bir ülkeden gelmişiz gibi bize itibar göstermeleri çok güzeldi. İş yaşamınızda yoğun bir tempoyla çalışıyorsunuz. Ortalama bir gününüz nasıl geçiyor? Bu yoğun tempoda iş-aile dengesini kurabiliyor musunuz? Hobileriniz var mı? Maalesef iş-aile dengesini genellikle kaçırıyoruz. Özellikle kamu döneminde çok yoğun bir çalışma tempom vardı. Öyle ki çocuklarımın büyüdüğünü göremedim. Tabii eşim bu anlamda bana çok büyük destek oldu. Şu anda yaşımın getirdiği olgunlukla da hayattaki dengeleri oturtmuş durumdayım. Hayatta benim için önemli olan üç şey var. Birincisi ve en önemlisi; sağlık. İkincisi aile ve üçüncüsü de yakın dostlar. Bu üçü eğer sağlam bir şekilde duruyorsa, hayattaki diğer unsurları ihmal etmek o kadar da zor değil. Son dönemde bunlara çok önem vermeye başladım. İşten arta kalan zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Gezmeyi çok seviyorum. Eşim de çok seviyor. Son dönemde yurt dışı gezilerini daha çok ter- ALPET’IN 2015 YILI SONU HEDEFİ 500 BAYI SAYISINA ULAŞMAK 12 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 Küçükken mandolin ve saz çalıyordum ama sonra müzikle uğraşmaya fırsat bulamadım. Ayrıca küçükken izciydim, izciliği geliştirme- yi çok isterdim. Ama dediğim gibi çok yoğun bir iş yaşamım oldu, çok yoğun okul yaşamım oldu. Dolayısıyla şu anda hobim var diyebileceğim bir uğraşım maalesef yok. Ancak bir hobim olması gerektiğine inanıyorum. İş yaşamında kendinize örnek aldığınız biri var mı? Beni en çok etkileyen kişi rahmetli Turgut Özal olmuştur. Özal’ın Türkiye’yi dünyaya açması, herkesin söylediğinden çok farklı şeyler söylemesi beni çok etkilemiştir. Çok iyi hatırlıyorum 1984 yılında Fransa, Avrupa Kupası’nı kazandığında, Turgut Özal “İnşallah bizim de bu kupaları alacağımız günler gelecek” demişti ve herkes o zaman gülmüştü. Biliyorsunuz Türkiye yıllar sonra dünya üçüncüsü de oldu, Avrupa üçüncüsü de. Yani o vizyonu beni çok etkile- mişti. Çok büyük bir liderdi. Hayatımda beni en çok etkileyen insan kim derseniz O’dur. Tabii ki babam gerçekten önemli bir insandı. O da benim için rol model olmuştur. Futbolla aranız nasıl? Hangi takımı tutuyorsunuz? Maçlara gider misiniz? Galatasaray aşığı olduğumu belirtmek isterim. Eskiden fanatik Galatasaraylıydım, şimdi daha sağduyuluyum. Takımımı çok severim, ancak iyi oynayan takım kimse onun hakkını da her zaman teslim ederim. Fırsat buldukça Galatasaray’ın tüm maçlarına gitmeye çalışıyorum. Çocuklarım da fanatik Galatasaraylı. Biraz benden etkileniyorlar tabii. Ama tabii ki tüm takımlara sevgiyle yaklaşıyorum. Esas olan bizim dünya çapında markalar çıkarabilmemiz. Son olarak bayilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Altınbaş Holding ve Alpet hem kurumsal, hem yerli, hem de bayilerine çok yakın bir firma. Kısacası Alpet, her an her istediğinize ulaşabileceğiniz bir firma. Nihayetinde ben burada Yönetim Kurulu Başkan Vekili sıfatıyla çalışıyorum. Bir profesyonelim, yani aileden birisi değilim. Ancak birçok noktada bizlere yetki verilmiş vaziyette. Dolayısıyla hem bayilerimiz bizlere çok yakınlar, onların bir telefon kadar uzağındayız, hem de kurumsal bir firmadan beklentileri neyse onu karşılayabiliriz. Yani iki olgunun çok güzel bir kombinasyonunu oluşturmuş durumdayız. İşte bu yüzden ne 2010 sürecinde, ne de 2015 sürecinde bizi çok yaralayacak veya ürkütecek bir tablo yaşamadık. Artık 5 yılda bir şirketlerin piyasada varlıklarının test edildiği bir sürece giriyoruz. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 13 ege GEZİ Y E RY Ü Z Ü C E N N E T İ Çam, zeytin ağaçları ve denizin kaynaştığı nefis bir manzara içindeki Ayvalık, bir zamanlar kahraman denizcileriyle ün salmış Foça, nefis denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme, Halikarnas Balıkçısı ve ünlü tarihçi Heredot’un anavatanı Bodrum, sonsuz mavi bir denizin ve uçsuz bucaksız plajların cenneti Fethiye’yi, 14 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 şaraplarıyla nam salmış Bozcaada’yı Alpet’in Enerjisi Dergisi okuyucuları için araştırdık. SAKLI CENNET: FOÇA Foça, Ege’nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyıları, hoş kokulu çam ağaçlarıyla kaplı yamaçları, sevimli fokları ve büyüleyici küçük adalarıyla adeta saklı bir cennet. GEZİ î DENIZI, YEŞILI, GÜNEŞI, KÖRFEZLERI, YARIMADALARI, KOYLARI, ZEYTINI, PLAJLARI VE MITOLOJIK TARIHIYLE ADETA BIR YERYÜZÜ CENNETI OLAN EGE, YERLI VE YABANCI TURISTLER IÇIN BIR ÇEKIM MERKEZI. Foça’nın adı kıyılarında yaşayan foklardan dolayı Phokaia adını alıyor ve bu sözcük günümüze Foça olarak geliyor. Foçalılar kentlerini sevimli Akdeniz fokları ile simgeleştiriyorlar. Ege’nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyıları, hoş kokulu çam ağaçlarıyla kaplı yamaçları, büyüleyici küçük adaları, eski değirmenleri, denize dimdik inen yarları, tertemiz kumsallarıyla Foça adeta saklı bir cennet. Eski Foça’dan Yeni Foça yönüne gidildiğinde görülen Mersinaki ve Hanedan Plajları Foça’nın en güzel plajları. Foça’da irili ufaklı birçok ada bulunuyor. Bunların en ünlüleri İncir Adası ve Orak Adası. SIREN KAYALIKLARI Denizin ortasında bir buzdağı gibi yükselen Siren Kayalıkları, beyazdan Bütün Ege’de eski dokusunu koruyabilmiş az sayıdaki sahil yerleşimlerinden biri olan Foça, eski ve yeni Foça olarak iki bölgeye ayrılmış. Eski Foça, masmavi denizin içindeki küçük adacıkların süslediği muhteşem koyu ve tarihi evlerin sıralandığı daracık taş sokaklarıyla ilk görüşte insanı çarpan büyüleyici bir yer. pembeye kadar rengarenk kayalardan oluşuyor. Denizle kucaklaşan mağaraları, denizin ortasındaki alçak kayalıkları ile bir doğa harikası olan Siren Kayalıklarının en büyüğü Orak Adası kayalığı. Homeros Destanı’nda buradan ‘yolunu şaşıran gemilerin çarptıkları kayalıklar’ olarak söz ediliyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 15 GEZİ EBEDİ MAVİLİKLER ÜLKESİ: BODRUM Plajları, marinası, renkli gece hayatı ve tekne turlarıyla Türkiye’nin en fazla turist ağırlayan Ege adresi Bodrum, derinlikleriyle de dalış meraklılarını büyülüyor. Homeros’un “ebedi mavilikler ülkesi” diye yazdığı Bodrum, önceki adıyla Halikarnassos, tarih boyunca paylaşılamayan ve uğrunda hep mücadele edilen bir yer olmuş. Doğu ve batı limanlarının birleşmesinden oluşan yarımada; üzerinde yükselen kalesi ve iki limanın kıyılarına dizilmiş kesmeşekeri andıran bembeyaz evleri, gümbetleri, denize inen daracık sokakları, mavi bayraklı koyları, şöhreti dünyaya yayılmış yatları ve tersaneleriyle ünlü bir turizm merke- GEZİ zi. Geçmişi çağlar öncesine uzanan Bodrum, tatil için olduğu kadar tarihle buluşmak adına da pek çok fırsat sunuyor. Antik Tiyatrosu, Kaya Mezarları, Kaleleri, Sarnıçları ile Bodrum, ziyaretçilere tarihi bir ziyafet veriyor. Bölge, oldukça ilginç dalış noktalarına sahip olmasıyla da dalış turizminin Türkiye’de başladığı yer. Arkeolojik değerleriyle de sualtındaki tarihi yaşayabilmek için kaçırılmaz bir dalış merkezi. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde bulunan Uluburun Batığı ise 3 bin 400 yıllık geçmişiyle dünyanın bilinen en eski batıklarından. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in ‘başka yerde olup nur içinde yatılacağına burada nur içinde yaşanır’ demesi boşuna değil. BODRUM KALESI Halikarnassos’un ilk kurulduğu noktada Zephyrion adası üzerine kurulan Kale, M.S. 15. yüzyılda Rodos Şövalyeleri tarafından St. Peter adına 99 yılda inşa ediliyor. Kale’nin yapımı sırasında Mausolos Anıt Mezarının taşları ve rölyefleri kale duvarlarında kullanılıyor. Osmanlılar zamanında Kale içindeki kiliseye bir minare ilave edilerek bir cami haline getiriliyor. 16 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 ZEYTİN KOKAN HUZUR: AYVALIK Ege Denizi’nin kıyısında, imbat ve meltem rüzgarlarının keyifle dolaştığı, tarihi Rum evlerinin yüzlerce yıllık bir geçmişi bugüne taşıdığı bir yer Ayvalık. Bir gidenin bir daha unutamadığı, huzur dolu bir köşe... Yeşil zeytinliklerle sarılmış güzel kıyıları, tertemiz denizi ve eşsiz koylarıyla yeşil ile mavinin kol kola girdiği Ayvalık, tarihi ve arkeolojik değerleri de bünyesinde barındıran bir tatil merkezi. Balıkesir’e bağlı olan Ayvalık, Ege Denizi’ndeki 22 adaya ev sahipliği yapıyor. Adı Antik Çağda bir tür yabani ayva anlamına gelen ‘’KIDONIA’’ olan Ayvalık, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Ayvalık’ın en başat özelliği zeytin. Zeytin bahçeleri, şehrin en önemli ticaret kaynağı. Zeytin ve zeytinden yapılan ürünlerin oldukça zengin olduğu Ayvalık’ta zeytinyağı, zeytinyağı kolonyası, zeytinyağı sabunu gibi birçok ürünü kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Ayvalık’ta denize girmek için en uygun adres Sarımsaklı. Yedi kilometrelik bir kumsala sahip Sarımsaklı, soğuk suyuyla ünlü. Ayvalık’ın rüzgârı sayesinde güneşin bunaltıcı sıcağı hisse- dilmiyor. Güneş etkisini gösterdiğinde de sıcak havayı bu soğuk sular tamamen unutturuyor. Altınova ve Armutçuk Ayvalık’ın diğer ünlü plajları. İncecik kumlarla kaplı, çam ormanlarıyla çevrili Ayvalık koylarının en ünlüleri Ortunç, Patricia, Mosko Adası koyları. Ayvalık’ı eşsiz kılan özelliklerinden biri de evleri. 1800’lü yılların sonu ve 1900’lü yılların ilk yarısı yapılan evlerin inşasında Ayvalık yöresine ait sarımsak taşı kullanılmış. Çok sağlam olmasına rağmen kolay işlenebilen bir malzeme olan bu taş günümüzde çıkarılmıyor. Evlerin üst katlarında da ahşap çatkı denilen bir teknikten yararlanılmış. Ayvalık evlerinin her biri ayrı özelliklere sahip olsa da birlikte muhteşem bir ahenk içindeler. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 17 GEZİ GEZİ rili kuzeye açık bir koyda yer alıyor. Fethiye’nin en ünlü plajları Ölüdeniz, Sarıgerme, Belcekız ve Kıdrak. Fethiye merkezine en yakın ve en popüler plajlar ise Karagözler ve Çalış plajları. Çalış plajı iyi rüzgar aldığı için sörfe çok uygun. AYVALIK’IN CUNDA VAZGEÇILMEZI: Alibey Adası olarak da bilinen Cunda Adası, Ayvalık sahilinden motorla 15 dakika mesafede. Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünü kullanarak da Cunda’ya geçmek mümkün ama denizin huzur veren sessizliğinde yolculuk etmenin keyfi başka. Adada çok sayıda kilise ve manastır bulunuyor. AYDINLIKLAR ÜLKESİ’NİN EL DEĞMEMİŞ BAKİRESİ: FETHİYE Tarihte “Aydınlıklar Ülkesi’nin el değmemiş bakiresi” olarak anılan Fethiye, birbirinden güzel adaları ve koyları, upuzun kumsalları, muhteşem denizi ve yeşili ile tam bir doğa harikası. Fethiye, Ege ile Akdeniz’in birbiriyle kavuştuğu suların kıyısında yer alan güneyin en güzel körfezlerinden. Tarihte “Aydınlıklar Ülkesi’nin el değmemiş bakiresi” olarak anılan Fethiye, irili ufaklı adaların serpiştiği Fethiye körfezinde arkası çam ormanlarıyla çev18 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 Şeytan Sofrası’nda gün batımı Volkanik bir yapılanma sonucu oluşan Şeytan Sofrası, Ayvalık’ın ziyaret edilmesi gereken en keyifli tepesi. Eski bir lav birikintisi olan tepe, yuvarlak bir sofraya benziyor. Demir kafes içinde şeytana ait olduğu söylenen kocaman bir ayak izi var. Çam ormanlarıyla kaplı Ayvalık adalarına hakim yüksek bir tepe olan Şeytan Sofrasından özellikle güneşin batışı izlenmeye değer. Güneşin suya yansıyan renk tonlarının eşliğinde, Ayvalık Adaları ve Midilli Adası’nın manzarası eşsiz bir görsel şölen yaratıyor. Fethiye, Türkiye’de ve Dünya’da ender bulunacak güzellikteki yamaç paraşütü cennetlerinden de biri. Dünyanın sayılı yamaç paraşütü merkezlerinden biri olan ve zengin bir bitki örtüsü bulunan Babadağ’dan havalanan yamaç paraşütleri 30 dakika ile 1 saat arasında değişen sürelerle havada kalıyor ve sonunda Ölüdeniz’in sıcak kumlarına iniyor. TANRI’NIN DÜNYAYA BAĞIŞLADIĞI CENNET: ÖLÜDENIZ “Tanrı’nın dünyaya bağışladığı cennet” olarak adlandırılan Ölüdeniz, 3 kilometrelik bir kumsala sahip. Açık ve koyu mavi ile açık ve koyu yeşilin iç içe girdiği bir renk armonisine sahip olan Ölüdeniz, bütün dünyada mavi cennet olarak bilinen bir doğa harikası. Yılın on ayı ılık ve durgun suyu ile doğal lagün görünümündeki Ölüdeniz; yerli ve yabancı turistler tarafından en çok tercih edilen turizm merkezlerinden biri. KELEBEKLER VADISI’NDE KELEBEKLERIN DANSI Ölüdeniz’den yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta, etrafı ortalama 350 metre yükseklikte dağlarla çevrili bu ilginç kanyon, adını Temmuz-Eylül ayları arasında görülen “Jarsey Tiger” adlı kelebeklerden alıyor. Yaz kış akan küçük şelale, geniş kumsal, tertemiz deniz, pırıl pırıl çakıl taşları ve çevreyi süsleyen pembe zakkum çiçekleri ile küçük bir yeryüzü cenneti olan koya ulaşım, Ölüdeniz’den teknelerle sağlanıyor. Olağanüstü bir manzaranın hakim olduğu vadi, denizin ve bakir doğanın tadını doyasıya çıkarmak isteyenler için mükemmel bir seçim. HOŞGÖRÜNÜN VATANI: BOZCAADA Doğal ve tarihi güzellikleriyle önemli bir turizm merkezi olan Bozcaada, farklı kültürlerden insanların asırlardır kardeşçe bir arada yaşadığı, minarelerden yükselen ezanlarla, kiliseden gelen çan seninin aynı gökte yankılandığı özgün bir dokuya sahip. Serin koyları, masmavi denizi ve eski taş evleriyle tarih boyunca hoşgörünün vatanı olarak tanınan Bozcaada, özgün dokusu ile turistler için bir cazibe merkezi. Farklı kültürlerden insanların asırlardır kardeşçe bir arada yaşadığı Bozcaada’da minarelerden yükselen ezanlarla, kiliseden gelen çan sesi aynı gökte yankılanıyor. Dünyanın en prestijli seyahat dergileri tarafından yeryüzünün en güzel üç adasından biri seçilen Bozcaada, Türkiye’nin üçüncü büyük adası ve köyü olmayan tek ilçesi. Adanın en gözde kumsalları Ayazma, Sulubahçe, Habbele ve Tuzburnu olarak biliniyor. Ayazma plajı özellik- le ince taneli, altın sarısı kumu, etrafındaki restoran ve kafeler nedeniyle Ada’nın en gözde plajı. Ayrıca adada sörf, dalış, yelken ve tekne turları da organize ediliyor. BOZCAADA ŞARABI Şaraplarıyla da ünlü Bozcaada›da bağcılık adanın tarihi kadar eski. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Bozcaada’dan; “Dünyanın en güzel çavuş üzümlerinin yetiştiği yer” olarak söz ediyor. Ada iklimi kurak olsa da, nemli rüzgarla beslenen üzümler lezzetini buluyor. BOZCAADA KALESI Tarihi antik çağlara dek uzanan Bozcaada Kalesi, küçük bir limanın ucunda gelenleri selamlıyor. Günümüzde müze işlevi gören kale, Osmanlı döneminde çeşitli değişikliklerle savunma amaçlı olarak kullanılmış. HAYATIN DENİZLE GÜZELLEŞTİĞİ YER: ÇEŞME Çeşme, şifalı suları, altın renkli kumsalları, masmavi denizi, pırıl pırıl güneşiyle Ege’nin en güzel tatil beldelerinden biri. Üç tarafı denizle çevrili Urla Yarımadası’nın batıya uzanan kısmı, Çeşme Yarımadası olarak adlandırılıyor. Çeşme’de dağların denize AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 19 GEZİ dik inmesi, görkemli doğal güzellikler yaratmış. Sayısız koyları, berrak denizi, güneşi, ince kumları, deniz içinde kaynayan kükürtlü suları, yarımadanın kıyıları boyunca dağılmış. İzmir’in 94 km batısında yer alan Çeşme, şifalı suları, altın renkli kumsalları, masmavi denizi, pırıl pırıl güneşiyle Ege’nin en güzel tatil beldelerinden biri. Hayatın denizle güzelleştiği Çeşme’de su altının gizemli dünyası da önemli bir turistik cazibe alanı. Çeşme, amatörden profesyonele kadar dalış tutkunları için eşsiz alanlar vaat eden ediyor. Fener, Yatak ve Eşek adalarının çevresi ile Ildırı Körfezi’ndeki tüplü dalış noktaları su altı mağaralarıyla da ilgi çekiyor. Bölgede her an bir Akdeniz fokuyla karşılaşmanız hiç de sürpriz değil. Bölgenin su sporları alanındaki asıl cazibesi ise Alaçatı’da rüzgâr sörfü. Dünyanın en ünlü sörf alanlarından biri olan Çark Plajı’nda koy adeta havuz gibi. Birbirinden güzel yirmiye yakın kumsala ev sahipliği yapan Çeşme’nin en ünlü plajları, Ala- ALPET çatı, Ilıca, Dalyan, Çiftlik, Paşalimanı, Şifne, Pırlanta, Ayayorgi, Altınkum, Sakızlı koyu ve Ildırı. haber ALAÇATI Çeşme’ye 7 kilometre mesafede bulunan Alaçatı, bozulmamış mimari dokusu, dünyanın sayılı sörf merkezlerinden biri olma özelliğiyle görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Kumsalı ve rüzgarı hem sörfe yeni başlayanlar için, hem de bu sporda ustalaşmış olanlar için ideal. Alaçatı, arnavut kaldırımlı sokakları, ponza taşından iki katlı evleri, turkuaz denizi, doğal ve sessiz günlük yaşamıyla tatilini sakin geçirmekten hoşlananların beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. SAKIZ AĞACI Damla sakızlı dondurmasıyla da büyük bir üne sahip olan Çeşme, sakız ağacının ana vatanlarından biri. Ekonomik anlamda kaliteli sakızlar sadece Çeşme ve Sakız Adası’nda yetişiyor. Ancak Çeşme’de yıllar önce 5 ila 10 bin arasında sakız ağacı bulunurken, şimdi bu sayı yüzlerle ifade ediliyor. ALPET’TEN NAKLIYECILERE % 6 indirimli yakıt fırsatı î ALPET VE WEBNAK IŞBIRLIĞI ILE BAŞLAYAN KAMPANYA KAPSAMINDA ALPET GOLD CARD ILE ALPET ISTASYONLARINDAN ALIŞVERIŞ YAPAN NAKLIYECILER ANINDA YÜZDE 6 INDIRIM KAZANACAK. 20 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 YAPMADAN DÖNME! Alaçatı’da rüzgar sörfü yapmadan, Siren Kayalıkları ve fokların mağaralarını görmeden, Bodrum Kalesini ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni görmeden Şeytan Sofrası’nda günbatımı izlemeden, Ölüdeniz’de yüzmeden, Kelebekler Vadisi’ne gitmeden, Bozcaada’ya özgü şaraplardan tatmadan, dönmeyin. Akaryakıt sektörünün öncü şirketi Alpet, yük veren müşterilerle yük alan nakliyecileri buluşturan ve “Yükünüze araç bulmanın en hesaplı yolu” sloganıyla yola çıkan Webnak ile yeni bir işbirliğine imza attı. Alpet ile Webnak arasında imzalanan anlaşmaya göre, Alpet Gold Card ile Alpet istasyonlarına giden Webnak üyesi nakliyecilere anında yüzde 6 indirim sağla- nacak. Tüm Webnak ofislerinde Alpet Gold Card dağıtımına başlandı. nakliyeciler talebi görerek, müşterilerine en iyi fiyatı sunabiliyor” dedi. Aslanoba şirketi bünyesinde kurulan Webnak, KOBİ’ler ile nakliyecileri internet ve mobil ortamda güvenle buluşturarak, taşımacılık sektörüne yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Aslanoba Grubu’nun kurucusu Hasan Aslanoba, “Webnak ile Türkiye’nin herhangi bir noktasından dönüş yapacak Gold Card İskontolu Sistemi kazandırıyor Alpet Gold Card İskontolu Sistem; bireysel akaryakıt harcamalarında iskonto kazandıran bir sistem. Bu sistemde, pompa satış fiyatı üzerinden anında indirim yapılıyor ve ödeme iskontolu fiyat üzerinden gerçekleştiriliyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 21 RÖPORTAJ ALPET haber Alpet olarak Karadeniz Bölgesi’nde nasıl bir bayilik stratejisi uyguluyorsunuz? Hassas bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde saha ekibi olarak sorumluluk alanımızda bulunan, gerek lokasyonu gerekse hizmet kalitesi ile öne çıkan istasyonları, Alpet ailesine katılmaları için düzenli olarak ziyaret etmekte ve tekliflerimizi sunmaktayız. Bayilerle olan iletişiminizden bahseder misiniz? Örneğin, ne sıklıkta bayi ziyaretleri gerçekleştiriyorsunuz? ağımızı genişletmek istiyoruz. Bildiğiniz üzere 2015’in Eylül ayında ikinci intifa dönemi sona erecek ve çok sayıda bayi dağıtım şirketini değiştirecek. Bu süreç için şimdiden bayilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Bayilerine değerli olduğunu hissettirebilen, yatırım yapmaya hazır, güçlü alt yapısı ile her türlü sorunun üstesinden gelebilecek, çözüme odaklı dağıtım şirketleri ile görüşmelerini tavsiye ederim. Şirket kültürümüzde uyum, paylaşım ve dürüstAlpet olarak güçlü finansal yapımız ve 7 delük esastır. Bu çerçevede ekip olarak bayileripolama tesisimiz ile tüm bölgelerde hizmet mizle zaman sınırlaması olmaksızın daima iletişim halindeyiz. Güçlü alt Ali Sadıç Alpet Karadeniz Bölge Müdürü yapımız sayesinde bayilerimizden gelen tüm taleplere en kısa sürede cevap verebilmekteyiz. Ali Sadıç Alpet Karadeniz Bölge Müdürü “Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız” î Hizmet kalitesi yüksek, dürüst, ilkeli ve örnek işletmeci kişiliğine sahip bayilerle yola çıkmayı hedeflediklerinin altını çizen Alpet Karadeniz Bölge Müdürü Ali Sadıç, “Alpet olarak güçlü finansal yapımız ve 7 depolama tesisimiz ile tüm bölgelerde hizmet vermekteyiz. Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız. Gelin bu enerjiyi birlikte paylaşalım” diyor. Sadıç ile bayilerle olan iletişimini ve Alpet’in Karadeniz Bölgesine yönelik hedeflerini konuştuk. 22 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz? 1977 yılında Trabzon’da dünyaya geldim. Karadeniz Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Profesyonel çalışma hayatıma ilaç sektöründe başladıktan 3 sene sonra akaryakıt sektörüne geçiş yaptım. 2005 yılından bu yana Alpet’te çalışmaktayım. Evli ve bir çocuk babasıyım. Diğer soruya gelince, bütün bayilerimi ayda bir muhakkak ziyaret ederim. Ana arterde bulunan bayilerime ise her hafta uğramaya özen gösteririm. Hangi kriterlere göre bayilik veriyorsunuz? Hizmet kalitesi yüksek, dürüst, ilkeli ve örnek işletmeci kişiliğine sahip bayilerle yola çıkmayı hedefliyoruz. 2015 yılı için sorumluluk bölgenizde kaç bayi sayısına ulaşmayı hedefliyorsunuz? vermekteyiz. Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız. Gelin bu enerjiyi birlikte paylaşalım. İki mıntıkadan oluşan bölgemizde 2015 yılı sonuna kadar 60 istasyonun üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Hobileriniz var mı? Özellikle hangi şehirlerde ve/veya bölgelerde bayilik ağınızı genişleteceksiniz? Kendinize ve ailenize yeterince zaman ayırabiliyor musunuz? Alpet olarak mevcut istasyon sayısından çok daha fazla istasyona hizmet verebilecek alt yapımız mevcut. Buna paralel olarak bulunmadığımız il ve ilçe merkezlerine bayilik vererek Futbol… Sevdalısı olduğum Trabzonspor’un maçlarını izlemekten büyük keyif alırım. Yoğun çalışma tempomuzun olduğu bu dönemde zaman konusunda sıkıntılar yaşıyoruz tabiî ki... Ama elimden geldiği kadar ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 23 SÖYLEŞİ SÖYLEŞİ “Bugüne kadar 2050’nin üzerinde insan hayatı kurtardık” A AKUT’un kurucularındansınız. Türkiye AKUT’u 1999 depreminde tanıdı. AKUT nasıl ve niçin kuruldu? 1994 yılı Kasım ayında Bolkar Dağlarında bir kaza yaşandı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Dağcılık Kulübü’ndeki 20-21 yaşındaki 5 genç Medetsiz Dağı’na tırmanışa gidiyorlar ve orada bir fırtınaya yakalanıyorlar. 3’ü bir şekilde aşağı inebiliyor ama ikisi kayboluyor. Bu haber bir anda yayıldı tüm Türkiye’de. Çünkü 1994 yılında iki kişinin dağda kaybolması büyük bir olaydı. O yıllarda Türkiye’de dağda kurtarma yapacak bir ekip yoktu. O zaman böyle olaylar olduğunda gönüllü dağcılar olayı haber alır almaz malzemelerini toplayıp, olay yerine gider ve bölgeye başka kimler geldiyse doğaçlama bir biçimde gerekli çalışma yapılırdı. Bu olayı haber alır almaz da hepimiz işimizi gücümüzü bırakıp bölgeye gittik. Yaklaşık 100 dağcı bu faaliyete katıldı. 2 grup halinde 14 gün aradık kaybolan gençleri. Bu olaydan sonra araların24 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 da benim de bulunduğum bir grup dağcı arkadaş oturup Türkiye’de dağ ve doğa sporlarının geleceğine ilişkin öngörülerde bulunduk. Her şeyden önce 90’lı yılların başından itibaren Türkiye’de dağcılık ve doğa sporlarına ilgi hızla artmaya başladı. Birçok üniversitenin bünyesinde dağcılık, mağaracılık, aletli dalış, yamaç paraşütü, rafting gibi alanlarda çok sayıda kulüp kurulmaya başlamıştı. Bunun sonucunda daha çok insan doğaya çıkmaya başlamış ve dolayısıyla da daha çok kaza yaşanmaya başlanmıştı. Bu birinci saptamamız oldu. İkinci saptamamız ise, bir dağcı dağda herhangi bir kaza geçirirse, Türkiye’de organize bir kurtarma ekibi olmadığı için kaza geçiren dağcıya ancak diğer dağcılar yardımcı olabilir şeklinde oldu. Çünkü bu sporun kendi doğası gereği, bu tür faaliyetler çok ciddi bir fiziksel kondis- Nasuh Mahruki AKUT Başkanı RAMA KURTARMA DERNEĞI (AKUT) BAŞKANI, KAR LEOPARI, YÜKSEK IRTIFA DAĞCISI, DALGIÇ, FOTOĞRAFÇI, MODERN BIR SEYYAH, YAZAR... ALPET’IN ENERJISI’NIN BU SAYIDAKI KONUĞU NASUH MAHRUKI OLDU. BUGÜNE KADAR YURTIÇI VE YURTDIŞINDA 1900’ÜN ÜZERINDE ARAMA KURTARMA FAALIYETINE KATILDIKLARINI ANLATAN MAHRUKI, AKUT’UN BUGÜNE KADAR 2050’NIN ÜZERINDE INSAN HAYATI, 900’ÜN ÜZERINDE DE HAYVAN HAYATI KURTARDIĞINI ANLATIYOR. yon, malzeme ve lojistik, dağları ve doğayı bilmeyi, iyi bir takım çalışmasını gerektirir. Yani kısacası dağda kurtarma yapabilmeniz için dağcı olmanız lazım. Bu faaliyetleri jandarma, köylü veya vatandaş yapamaz. Bunları alt alta koyup gelecekte dağ ve doğada meydana gelebilecek kazalar için biz şimdiden örgütlenelim dedik. Çünkü Türkiye’de bu alanda çok büyük bir boşluk vardı. 1995 yılında 5-6 arkadaşımla Türkiye’de arama kurtarma faaliyetlerinin mevcut durumu nedir diye araştırma yaptık. O zaman Türkiye’nin aslında bir doğal afetler ülkesi olduğunu fark ettik. 14 Mart 1996 tarihinde de resmi olarak AKUT’u kurduğumuzda hem dağ ve doğa sporlarında meydana gelen kazalarda hem de deprem, sel gibi doğal afetler ve kazalarda can kaybını en aza indirmeyi ve bu konular hakkında toplumu bilinçlendirmeyi gönüllü misyon seçerek kurumsal hayatımıza başladık. Toplum bizi en geniş anlamıyla 1999 depreminde tanıdı ama 1999 depremi bizim 34. arama kurtarma çalışmamızdı. AKUT’un şu anda kaç ekibi ve kaç gönüllüsü var? Bugüne kadar kaç insan hayatını kurtardınız? Bugüne kadar 1900’ün üzerinde arama kurtarma çalışması yaptık. Yurtiçi ve yurtdışında AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 25 SÖYLEŞİ SÖYLEŞİ müz vasıtasıyla dış kurumlara acil durum konularında eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu faaliyetlerden elde ettiğimiz gelirlerle finanse ediyoruz AKUT’u. Ama tabii ki bizim için asıl önemli olan husus halkımızın ayni ve nakdi bağışları. Ancak maalesef bizim toplumumuzda düzenli bağış yapma alışkanlığı yok. Ne zaman büyük bir afet olursa o zaman hemen bağış yapmaya başlıyorlar. Önemli olan bu bağışları belli bir rutine bağlayabilmek. Çünkü biz şu anda ne bütçemizi ne de önümüzdeki yıl hangi operasyonlara çıkmamız gerekeceğini bilebiliyoruz. Acil durumların ne zaman ve nerede olacağını asla bilemezsiniz ama bu duruma her zaman hazır olmak zorundasınız. Bizim en önemli gider kalemlerimizden birini akaryakıt oluşturuyor. Çünkü akaryakıt üzerinde çok büyük bir vergi yükü var ve dünyanın en pahalı akaryakıtını biz kullanıyoruz. Asgari ücretin 1000 lira bile olmadığı bir ülkede dün- katıldığımız arama kurtarma faaliyetlerinde (ki bunların 8 tanesi yurtdışı görevidir) 2050’nin üzerinde insan hayatı kurtardık. Ayrıca 900’ün üzerinde de hayvan kurtardık. Şu anda Türkiye sathına yayılmış 35 ekibimiz var. Şu anda 2-3 yeni ekip daha ekip organize etmek için çalışmalarımız devam ediyor. Toplamda 1600’ün üzerinde gönüllümüz var. Bütün AKUT yapılanmasında derneğimizde sadece 3 maaşlı personelimiz var. Onlar da sekretaryadaki arkadaşlarımız. Onların dışındaki bütün eğitimler, tatbikatlar, operasyonların hepsi gönüllü olarak yapılıyor. Arama kurtarma çalışmalarında kullandığınız ekipmanların, olay yerine ulaşmanın ve bu çalışmayı yürütmenin ciddi bir maliyeti var. Bu yüksek maliyetleri nasıl karşılıyorsunuz? Toplumdan yeterli desteği görüyor musunuz? Bizim tamamen bağışlarla yürüyen bir yapımız var. Ayrıca AKUT’un bir enstitüsü var. Enstitü26 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 yanın en pahalı benzinini kullanmak gerçekten akıl almaz bir durum. Biz de sonuçta AKUT olarak doğrudan ulaşıma bağımlı bir organizasyonuz. Bir operasyon ihbarı geldiğinde birilerinin o araca binip operasyon bölgesine gitmesi gerek. Bu, onlarca kilometreden yüzlerce kilometreye çıkabilen bir mesafe. Bu mesafeleri kat edebilmek için de sürekli olarak yakıt harcamanız gerekiyor. AKUT faaliyetleri ne kadar zamanınızı alıyor? Çok yönlü bir insan olduğunu biliyoruz, birçok hobiniz var. AKUT dışında neler yapıyorsunuz? Her şeyden önemlisi AKUT’ta çok iyi bir takım ruhu var. Çok iyi bir yönetim kurulumuz ve organizasyon sistemimiz var. Zaten biz bu işi hep birlikte ortaya koyduğumuz sinerji ile yürütüyor ve birbirimizin boşluğunu tamamlıyoruz. Mesela yönetim kurulumuz 7 kişiden oluşur. Her bir yönetim kurulu üyemizin sorumluluk alanı farklıdır ve birbirimizin alanlarına müdahale etmeyiz. Tabii ki AKUT hepimizin hayatında çok çok önemli bir yer teşkil ediyor. Ama her zaman birbirimize “AKUT hiçbirimizin birinci önceliği olmamalı” telkininde de bulunuyoruz. Önce kendi özel hayatımız, iş hayatımız gelmeli. Bu alanlarda sağlıklı bir sistem kurabildikten sonra ancak AKUT’a verimli olabiliriz. AKUT dışında, dağcılık denince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. Dağcılıkla nasıl tanıştınız? Bugüne kadar Dünyanın hangi zirvelerine tırmandınız? Bugüne kadar tırmanma fırsatını bulamadığınız ama tırmanmak istediğiniz bir zirve var mı? Ben dağcılığa 20 yaşında başladım. Bilkent Üniversitesi’nde okurken okulda bir el ilanında üniversitenin dağcılık kulübünün kurulduğunu öğrendim. İlgimi çekti, ben de dağcılığı öğrenmek istiyorum dedim ve kayıt yaptırdım. Çok sıkı biçimde teorik eğitimlere başladık. Ben çok iyi bir teorik eğitim aldım. En alt basamaklarından başlayıp dağcılığın en ileri seviyelerine kadar ulaştım yıllar içerisinde. Milli sporcuyum, profesyonel dağcıyım. Çok yüksek irtifalarda çok yüksek performansım vardı. “Vardı” diyorum, çünkü şu anda 47 yaşındayım. Dağcılık- “Bizim en önemli gider kalemlerimizden birini akaryakıt oluşturuyor. Çünkü akaryakıt üzerinde çok büyük bir vergi yükü var ve dünyanın en pahalı akaryakıtını biz kullanıyoruz. Asgari ücretin 1000 lira bile olmadığı bir ülkede dünyanın en pahalı benzinini kullanmak gerçekten akıl almaz bir durum” la ilgili yapmak istediklerimin hepsini 20’li ve 30’lu yaşlarımda yaptım. Everest’e çıkan ilk Türk ve dünyadaki ilk Müslüman dağcıyım aynı zamanda. K2 zirvesine tırmandım ki, Türkiye’nin en yüksek oksijen desteksiz tırmanışıdır. K2 dünyanın en zor ve tehlikeli dağı kabul edilir. Zirvesine çıkmak isteyen her 3 dağcıdan 1’i hayatını kaybeder. Benim tırmandığım dönemde zirvesine ulaşmayı başaran her 8 dağcıdan 1’inin geri dönemediği şeklinde bir istatistiği vardı. Türkiye’nin en yüksek solo tırmanışını yaptım. Türkiye’de, birçok dağa tırmandım. Sovyet Asya’da ki beş tane 7000 metrelik dağlara, iki defa Everest’e, K2’ye, Lhotse’ye ve Cho Oyu’ya oksijen desteği olmadan tırmandım. Daha doğrusu, Everest dışındaki tüm dağlara, oksijen desteksiz tırmandım. Her kıtanın en yüksek dağına tırmanarak, yedi zirveleri tamamladım. Yedi zirveleri tamamladığımda, dünyanın en genç dağcısı olmuştum. 28 yaşındaydım. Elbruz ve Demavend dağları da dahil olmak üzere pek çok dağa, hem yazın hem de kışın tırmandım. Dağcılıkta yapmak istediğim her şeyi yaptım. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 27 OTOMOBİL OTOMOBİL Türkiye’nin OTOMOBiL TARiHi… II. ABDÜLHAMİT YASAKLADI Sultan, sayıları az da olsa otomobillerin yurt içine sokulmasında herhangi bir sakınca görmese de dönemin yolları araçların kullanımına pek de hazır değildi. Özellikle Ocak 1904’te İstanbul’daki Alman Konsolosluğu’nda çalışan bir memurun Almanya’dan elektrikli otomobil getirmeye çalışması ortalığı birbirine kattı. Alman elçisine gönülsüzce verilen iznin ardından bir yıl sonra bu kez de İzmir’deki Fransız Konsolosluğu, Marsilya’dan 3 adet araç istetti. Ancak bu talebe de “Bu araçlar şehir ve kasaba dışında kullanılacak” şartıyla olumlu yaklaşıldı. Klasik at arabalarına alışmış, daha önce böyle bir taşıtla tanışmamış olan halk, önlerine hızla çıkan bu otomobilleri görünce büyük bir şaşkınlık ve korku yaşıyor, bu da sıklıkla kazaların yaşanmasına yol açıyordu. 1905 yılında Osmanlı’da otomobil kullanımının önünü tıkayacak bir gelişme yaşandı. Yıldız Hamidiye Camii çıkışında bombayla öldürülmeye çalışılan II. Abdülhamid, bu olaydan sonra trafiğe motorlu araçların girmesini yasakladı. 1909 yılında kendi saltanatının sonuna kadar araçlara izin vermedi. mında, ‘zatü’l-hareke’ adını verdi. İstanbul’da İstiklâl Caddesi’nde, yani zamanın Cadde-i Kebir’inde bir dükkânın içinde sergilenen ilk otomobil, aylar boyunca İstanbul halkının meraklı bakışlarına hedef oldu. II. Abdülhamid’in arabayı Yıldız Sarayı’nda bizzat kendisinin denediği ve elektrikli arabayla küçük bir kaza yaptığı da rivayetler arasında. İstanbul trafiğine ilk benzinle çalışan otomobili sokan, Galata rıhtımının açıldığı 1895 yılında Basra eşrafından Züheyrzâde Ahmed Paşa oldu. İlk otomobil halk arasında Fenerbahçe semtinde görücüye çıktı. î Dünyadaki en önemli teknoloji ürünlerinden biri otomobillerdir şüphesiz. İcat edildikleri zamandan bu yana teknolojinin gelişmesiyle birlikte hep daha yeni, daha farklı şekillerle karşımıza çıkan otomobillerle Türkiye ne zaman tanıştı hiç merak ettiniz mi? İşte size Türkiye’de otomobilin tarihi gelişimi… Avrupa’da otomobil üretiminin endüstri haline gelmeye başladığı 19’uncu yüzyılın sonlarında, Osmanlı İmparatorluğu’nun Arnavut kaldırımlı sokakları, henüz otomobil denen araçla tanışmamıştı. Türkiye’de otomobil ve otomotivle ilgili gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde başladı. Yeniliklere açık olmayan padişah II. Abdülhamit, suikasta uğrama korkusu yaşıyordu. Bu nedenle de suikast aracı olarak kullanılabileceğini düşündüğü otomobile sıcak bakmıyordu. Hatta sadrazamının kendisine 28 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 otomobil alma isteğini de geri çevirmişti. Padişahın tüm karşı koymalarına rağmen, ilk otomobilin ülkeye girişi de yine onun döneminde (1876 – 1909) oldu. Osmanlı arşivlerinde; II. Abdülhamit’in Londra Elçiliği’ne emir vererek, İngiltere’den Robert Davidson tarafından imal edilen bir elektrikli araba sipariş ettiğine dair belgeler bulundu. Deniz yoluyla 1895 yılında gümrüğe getirilen otomobiller, büyük şaşkınlık yarattı. Gümrük memurları tarifelerde henüz yer almayan bu araca kendiliğinden hareket eden anla- DEVLET ERKANI İLGİ GÖSTERDİ Kısa bir zaman sonra, eline para geçen gençlerin ilk işi, Avrupa’dan bir otomobil getirtmek olmaya başladı. Londra’ya yahut Paris’e sipariş edilen bu araçlar, o ülkelerin yollarına uygun yapıldıkları için, İstanbul’un dar ve bakımsız yollarında sık sık tekerleklerini yahut akslarını bırakarak arızalandı. İstanbul’da ilk trafik kazası 28 Mart 1910 tarihinde Beşiktaş’ta, ilk ölümlü otomobil kazası ise 1912’de yaşandı. ilintili baskılan ve karar sonucunda otomobil üretimine başlandı ve bu alana yönelik teşvikler verildi. İlk olarak 1929 yılında Ford Motor Company ile hükümet arasında bir anlaşma imzalandı. 25 yıllık bu anlaşma uyarınca bir montaj fabrikası kurulmasına karar verildi. İhracat şartı da getirilen anlaşma uyarınca tesisi kuran Ford, burada 450 işçiyle günde 55 otomobil ve 15 kamyon üretebilecekti. Söz konusu fabrikadaki üretim adetleri ancak günde 48 otomobile kadar çıkabildi. Üretilen kamyonlar, ‘Türkiye ve Türk işçiliğiyle üretilmiştir’ ibareleriyle lanse edildi. Ancak ihracat sınırlı yapılabildi. 1930 krizi sonrasındaki ekonomik gelişmeler nedeniyle otomobil üretimi durduruldu. 15 bin adetlik üretim yapan fabrika 1934 yılında kapatıldı, 1944 yılında ise tesis tamamen yıkıldı. Bir dönem sonra da, devlet erkanı da otomobile binmeye başladı. Sadrazam ve devlet adamlarına otomobiller tahsis edildi. Amerikan Ford’u, Fransız Renault’u ve Alman Mercedes’i sokaklarda daha sık dolaşır oldu. 1952 yılına gelindiğinde bu alandan yeniden bir hareketlenme başladı. Yabancı sanayiciler, yerli sanayiciler ile ortaklık sözleşmeler yapmak üzere Türkiye’ye gelmeye başladılar. Ford’un çekilmesinin ardından, üretim ve montaj çalışmaları, daha çok traktör hatta uçak üzerine yoğunlaşmışken, 1950’lerden sonra özellikle de kırsal kesimde düzgün yolları bulunmayan Türkiye’de bir Jeep furyası başlamıştı. HAREKETLİLİK 1952 BAŞLADI YERLİ PAYI ARTTI Cumhuriyet ile birlikte ise Türkiye’de dövizle II. Dünya Savaşı Sonrası’nda hibe olarak Türkiye’ye girmeye başlayan Jeep’ler, tarım alanınAĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 29 OTOMOBİL OTOMOBİL Tamamı Türkiye’de tasarlanan Devrim arabalarından 4 tane üretildi. Yerli otomobil Devrim’in macerası, yakıt unutulunca sona erdi. da kullanılmaya çok uygundu. Nejat Verdi ve Ferruh Verdi kardeşler bu araçları Türkiye’de üretmek istedi. Onların girişimleriyle 1954’te Amerikalılar bu araçların Türkiye’de montajına izin verdi. Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu’ndan yararlanılarak Tuzla’da Jeep fabrikası kuruldu. Sermayesinin yüzde 25’i Amerikalılar’a ait olan bu fabrikada üretim 1956 Şubat ayında başladı. Zamanla Büssing markaları kamyonların yapımına da başlayan fabrika, daha sonra askeriyeye devredildi. ‘NOBEL 200’ ÜRETİLDİ 1955 yılında ise Türkiye’de ticareti kamyonet üretimine başlandı. O yıl kurulan Federal Türk Kamyonları A.Ş şirketi, tamamı Türk olan kadrosu ile Çayırova’daki tesisinde ‘Federal markası ile kamyon montaj ve imalatına başladı. Tarımsal sanayinin desteklendiği dönemde, 1956 yılında Minneapolis-Moline Türk Traktör ve Tarım Makineleri faaliyete geçti. Türk otomotiv sektöründeki önemli gelişmelerden biri de 1958 yılında yaşandı. Üç yıl Fuldamobil lisansı ile İstanbul Şişli’de ufak bir tesiste ilk Türk otomobili ‘Nobel 200’ üretildi. 30 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 1958-1961 yılları arasında büyüklü küçüklü 2 bin 171 parçanın birleştirilmesiyle ortaya çıkarılar araç, 192 CC’lik ve 10,2 beygirlik iki zamanlı tek silindirli bir motora sahipti. Azami hızı saatte 80 kilometre olup 100 kilometredeki yakıt tüketimi 4 litreydi. İLK SERİ ÜRETİM: ANADOL 1959 yılında Ford Motor Company ve Koç Grubu girişimiyle Otosan kuruldu. Otosan 1966 yılında İngiliz Reliant firmasına prototipini hazırlattığı ve prensipte fiberglas gövdeli, iki kapılı, bütün mekanik parçaları Ford’dan alınan, adı bir yarışma sonucu belirlenen otomobilini, Anadol’u üretmeye başladı. Sac ile araba kalıbı yapmak o sıralar pahalı olduğu için, fiberglastan araba yapmak fikri, Anadol’un doğuşunun en önemli yanı oldu. 26 bin 800 liradan satışa sunulan otomobilden üretiminin devam ettiği 1984 yılına kadar 87 bin adet üretildi. Yan sanayinin kısıtlı olduğu bir dönemde geliştirilen Anadol’un üretimiyle Koç, Türkiye’de otomotiv endüstrisinin kurucusu oldu. DÖRT ‘DEVRİM’ ARABASI 1961 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in isteği üzerine Eskişehir Devlet Demiryolları Fabrikası’nda Türk mühendisler tarafından tamamıyla Türkiye’de tasarlanıp, geliştirilen ilk otomobil üretildi ve araca ‘Devrim’ adı verildi. . O tarihlerde toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkede Türk mühendisler 135 gün gibi çok kısa bir zamanda kısıtlı imkanlarla ilk yerli otomobili geliştirip, bundan 4 tane üretmeyi başardı. 29 Ekim günü ikisi krem biri siyah renkli üç devrim otomobili Meclis’in önüne getirilir. Anıtkabir’e gitmek için Gürsel benzini henüz konmamış Devrim 2’ye biner. Araba benzini bittiği için yolda kalınca, Cemal Paşa’nın “Ne oluyor?” sorusuna, direksiyondaki mühendis Rıfat Serdaroğlu, “Paşam, benzin bitti!” der. Paşa’dan 1 numaralı devrime binmesi istenir, Cemal Paşa Anıtkabir’e bu ikinci arabayla gider. Cemal Paşa Anıtkabir’de araçtan inerken “Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama Şarklı olduğunuz için benzin koymayı unutuyorsunuz” diyerek hışımla aracı terk eder. Ve yerli otomobil Devrim’in macerası da burada son bulur. Devrim otomobillerinin, seri üretimine geçilmese de özel sektörde otomobil imali fikrini körüklediği ve onlara cesaret verdiği bir gerçek. KUŞ SERİSİ YAPILDI 1968 yılına gelindiğinde ise, Koç Grubu ikinci otomotiv yatırımını İtalyan Fiat ile ortak olduğu Tofaş olarak gerçekleştirdi. 1971 yılında sac karoser ve arkadan itişli Murat 124 üretimine başlandı. Bursa fabrikasında üretilen otomobil, Türkiye’de yabancı lisansla üretilen ilk otomobil olma özelliğini taşıyor. 1971-1977 yılları arasında 134 bin 876 adet üretilen Murat 124’ün, ‘kuş’ serisinin üretimine başlanmasıyla birlikte 1977 yılında üretimi durduruldu. 1984 yılında ‘Tofaş Serçe’ adıyla yeniden üretilse de 1995 yılından sonra üretimi tamamen durduruldu. 2002 yılında çıkarılan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi ile yollardaki Murat 124’ler azalmaya başladı. Tofaş’ın üretimi 1976 yılında Murat 131 ile devam etti. Sonrasında ise ‘kuş serisi’ Şahin, Kartal, Doğan markalarıyla devam etti. 1969 yılında ise Oyak, Fransız Renault ile bir ortaklık anlaşması yaparak Oyak- Renault olarak sac karoserli ve önden çekişli ‘Renault 12’ ile 1971’de üretime başladı. Renault 12 Toros ismiyle 2000 yılına kadar üretildi. 1990’lı yıllardan günümüze kadar geçen süre zarfında da Türkiye’de üretim yapan yabancı ortaklı otomobil şirketleri, ürettikleri iddialı modelleri dünyaya ihraç eder hale geldi. 1966 yılında 26 bin 800 liradan satışa sunulan Anadol’dan 1984 yılına kadar 87 bin adet üretildi. 335 BİN ADET ÜRETİLDİ 2015 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye’de toplam 335 bin adet taşıt aracı üretildi. 2015 yılı Ocak-Mart döneminde toplam üretim, 2014 yılı aynı ayına göre yüzde 31 oranında arttı. Bu dönemde, üretimin yüzde 73 ünü oluşturan 254 bin taşıt aracı ihracatı gerçekleştirildi. 2014 yılına göre, yük ve yolcu taşıyan ticari araç üretimi, 2015 yılı ilk üç ayında: 2015 yılı OcakMart döneminde otomobil üretimi, 2014 yılı aynı ayına göre yüzde 19 oranında artarak 198 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2015 yılı OcakMart döneminde traktör üretimi yüzde 9 oranında artarak 1 bin 612 adet oldu. HİBRİT ARAÇLARA DESTEK Türkiye bugüne kadar pek çok araç üreten Türkiye, yerli üretime ise bir türlü geçemedi. Hükümet, özellikle son üç yıldır ‘yerli otomobil üretin’ çağrısı yapıyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK aracılığıyla içten yanmalı motorlu araçların performansını artıracak, elektrikli ve hibrit araçların pil teknolojilerini geliştirecek ve bu araçlarda emisyon azaltılmasını sağlayacak sistemleri üretecek yenilikçi girişimcilere 2.5 milyon liraya kadar destek vereceğini her fırsatta vurguluyor. Bakanlık, özel sektör-kamu işbirliği sonucu farklı yatırımcıları bir araya getirerek, 2020 öncesinde yerli marka otomobilimizi Türkiye ve dünya yollarında görmeyi hedefliyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 31 SANAT SANAT RENKLERİN SUDA DANSI î KÜLTÜREL MIRASLARIMIZIN EN GÜZEL ÖRNEKLERINDEN BIRI OLAN EBRU SANATI, MAHARETLI ELLERIN DOKUNUŞLARIYLA SUYUN ÜZERINDE HAYAT BULUYOR. EBRU ÇEŞITLERI Boya, kitre, su, sığır ödü, kâğıt, tekne, fırça, bizler, neft, tarak ve sanatçının ruhu; zamanın içinde adeta dans ederek Ebru çeşitlemelerini yaratıyor. Battal, gelgit, serpme, şal, hafif, taraklı, akkase, kumlu-kılçıklı, çiçekli, koltuk, dalgalı, somaki, kaplangözü, bülbülyuvası gibi isimlerle bilinen Ebruların; öncelikle tekneye boyaların dökülmesi sonrasında yapılan işlem türü ve sırasına göre adlandırılması da değişiyor. H at, tezhip ve minyatür gibi geleneksel Türk süsleme sanatlarından biri olan Ebru, kendine özgü tekniğiyle bu sanatlar arasında özel bir yere sahip. Bir kağıt boyama sanatı olan Ebru, yoğunlaştırılmış sıvı üzerinde, renklerin birbirleriyle kucaklaşması, kaynaşması, dans etmesi sonucunda ortaya çıkıyor ve bu desenin kağıda aktarılmasıyla hayat buluyor. Ebru sözcüğü, Farsçada “bulut” anlamına gelen “ebr” sözcüğünden türemiş. “bulutumsu” veya “bulut gibi” anlamına gelen “ebri” sözcüğü, dilimizde değişime uğrayarak “Ebru” biçimini almış. Ebru sanatının ne zaman ve ne32 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 rede ortaya çıktığı kesin olarak bilinmese de, Derviş sabrı gerekiyor batı dünyası Ebru sanatını 16. yüzyıldan sonra Renkleri ve dokunuşları suda harmanlayan Ebru sanatı, kendine özgü malzeme ve uygulama özelliğine sahip. Ebru sanatında kullanılan bütün malzeme ve araçlar ebrucu tarafından hazırlanıyor. Boyaların tamamı doğadan ve doğal yollarla elde ediliyor. Ebru yapımında kullanılan malzemeler; işlem yapılacak suyun Osmanlı topraklarını ziyaret ederek ülkelerine dönen Batılı seyyahlardan öğrenmiş. Rengarenk desenlerle bezenmiş bu egzotik kağıtlar, Avrupalıların çok hoşuna gitmiş ve Ebru’lu kağıtlara “Türk Kağıdı” adı verilmiş. konacağı tekne olarak adlandırılan kap, kıvam artırıcı maddeler (kitre, deniz kadayıfı, salep vb.), suda erimeyen ve yağ içermeyen boyalar, sığır ödü, fırçalar, değişik kalınlıklarda iğnelerden oluşuyor. Ancak malzeme kadar Ebru yapılacak ortamın ısısı, havadaki nem oranı, ortamın temizliği ve sakinliği ile Ebru teknesine atış yapacak elin sahibinin iç huzuru da önemli. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 33 SANAT Ebru sevgisi olmadan, Ebru teknesinin başına geçilemiyor, Ebru sanatına saygı olmadan, fırça ele alınamıyor. Derviş sabrı olmadan da Ebru teknesinden güzel eserler çıkamıyor. Klasik Türk Ebru sanatında suda erimeyen, asit ve kazein içermeyen ve ışıktan etkilenmeyen tamamen doğal boyar maddeler ve kimyasal ailesi metal oksitler olan toprak boyalar kullanılıyor. Boyalar fırça veya çubuklar yardımıyla suyun üzerine damlatılıp yüzdürülüyor, çeşitli sivri uçlar ve taraklarla şekil verilip, motifler çiziliyor. Boyaların ne kadar açılacağı ve şekillerin son halinin ne olacağı kesin olarak bilinemiyor. Daha sonra üzerine kâğıt, seriliyor. Serilen kağıt suyun üzerinden kaldırıldığında hazırlanan deseni tamamen alıyor. Ebru sadece kağıda değil, ayrıca kumaşa, cama, seramiğe ve ahşaba da aktarılabiliyor. Güzel eser için uyum şart Ebrucunun tekne başına oturması bir ritüel gerektiriyor. Sonrasındaki muhabbet, Ebru teknesi ile ebrucu arasında yaşanıyor. Su üstüne düşen damlaların açılımını, dam34 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 Ebrunun temeli: “Battal Ebru” Türk Ebrusu’nun temel deseni “Battal Ebru”dur. Geleneksel ebrucu olmanın ilk ve son kuralı Battal Ebru’yu yapabilmektir. Battal Ebru, boyaların koyu renkten başlayarak, açık renge doğru fırça yardımıyla kitreli su üzerine serpilmesiyle elde ediliyor. Boyalar daha sonra kağıda geçiriliyor. Basit bir Ebru çeşidi gibi görünse de, boyaların yüzeyde eşit miktarda ve büyüklükte dağılmasını sağlamak, özellikle Ebru yapmaya yeni başlayanlar için pek de kolay değil. Battal Ebru, kumlu Ebru dışında diğer tüm Ebru çeşitlerinin temeli. Diğer Ebru çeşitlerine geçebilmek için önce Battal laların büyüklüğü ve küçüklüğünü, damlaların düştüğü noktaları, Ebru’yu doğru yapmak gerekiyor. renklerin uyumu ve dağılımını, boyaların birbiriyle olan ilişkisini Ebru teknesi mi belirliyor, Ebru ustası mı belirliyor bilinmez. Ebrucu kendi iradesini, tekne kendi iradesini ortaya koyuyor. Eğer uyum varsa güzel eserler ortaya çıkıyor; Her Ebru tek ve ebrucu, sevgisinin, sabrının ve biricik Ebrucu, yaptığı Ebru’nun tam olarak na- emeğinin karşılığını alıyor. sıl olacağını değil, ancak yaklaşık ola- Çoğunlukla ustadan çırağa geçerak neye benzeyeceğini bilir. Bu yüzden rek günümüze gelen Ebru, son ebrucu, ortaya çıkan Ebru’nun benzerini yıllarda birçok farklı çalışma ve bir daha yapamayacağının bilinciyle tarz yaratan sanatçılarla modern gönlünü ortaya koyar, fırçasını kullanır, bir gelişme yakalamış. Klasik Ebatışını yapar, desenlerini iğneleriyle bir nakış gibi işler. Çalışmasının sonun- ru’dan yola çıkıp güneşin ağaçlar da suyun üzerinde oluşan benzersiz arasından batışını sudaki teknedünyayı, suyun renklerle dansını üç ye, oradan da kâğıda resmeden değişik şekilde ve farklı renklerde gö- ya da mikro-makro evrenin borür. Renkler, teknedeki suyun üzerinde yutlarını sergileyen sanatçılarımız başkadır, tekne üzerine yerleştirilen günümüzde Ebru’da çok sesliliği kağıda alındıktan sonra farklıdır ve Ebru yakalamış. kağıdı kuruduğunda ise başka renklerde olacaktır. Bütün Ebru eserleri tektir. Ebru sanatı, 2014 yılında UNESCO Benzerine rastlanabilir ama aynısı ke- tarafından Türkiye adına “Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras sinlikle olamaz. Listesi’ne alındı. ALPET haber Mavinin Büyülü Dünyasına Altınbaş ile Yolculuk A LTINBAŞ; YAZ SEZONUNDA PIRLANTA VE DEĞERLI TAŞLARDAN OLUŞAN EŞSIZ MÜCEVHERLERINI MODA SEVERLERLE BULUŞTURUYOR. GECENIN IÇINDE IŞILDAYAN PIRLANTALAR, EŞSIZ MAVININ EN GÜZEL TONLARINI BARINDIRAN TAŞLARLA BEZELI MÜCEVHERLER GÖZ KAMAŞTIRIYOR. M ücevher sektörünün lider markası Altınbaş’ın birbirinden özel tasarımları yaz aylarında da ışıldamaya devam ediyor. Mücevher tutkunlarının beğenisine sunulan değerli taşlardan oluşan mücevherler yaz aylarında hem gündüz hem gece ışıldayarak stil sahibi kadınların vazgeçilmezi oluyor. Mücevherlere renkleri ile ilham veren Ametist, Mavi Topaz ve Safir taşlarının öne çıktığı Altınbaş tasarımlarında yoğun olarak kullanılan mavi ve mor, mücevherlerin büyülü dünyası ile buluşuyor. Yaz mevsiminde stil sahibi kadınların imajını tamamlayacak olan mücevherler, gökyüzü ve denizin rengi olan mavi tonları ile huzur, sonsuzluk ve hayal gücünü sembolize ederken mor renkli ametist taşlı mücevherler ise simgelediği lüks ve ihtişam ile sofistike bir kimliğe bürünüyor. Altınbaş’ın dokunuşu ile yeniden yorumlanan farklı büyüklük ve karatlardaki pırlantalarla bezeli kolye, küpe ve yüzükler sade ama bir o kadar ihtişamlı görünümleri ile yaz gecelerinde yıldız gibi parlamak, şıklığına şıklık katmak isteyen kadınların beğenisine sunuluyor. Yaz mevsiminin en güzel anlarını, mavinin en güzel tonlarıyla karşılayan mücevherler Altınbaş mağazalarında mücevher tutkunlarını bekliyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 35 RÖPORTAJ ALPET haber “Samimiyet testinde başarılıyız” Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz? ları mutsuzlukla sonuçlanabiliyor. 1979 Adana doğumluyum, Gazi Üniversitesi İ.İ. B.F Maliye bölümü mezunuyum. İş hayatına otomotiv sektöründe başladım, Alpet’te 10. çalışma yılı içerisindeyim. Bu 10 yıllık süre içerisinde Akdeniz Bölgesinde 3 mıntıkada Saha Müdürlüğü yaptıktan sonra son 2 yıldır Bölge Müdürü olarak çalışmaktayım. Evli ve 1 çocuk babasıyım. 2015 yılı için sorumluluk bölgenizde kaç bayi sayısına ulaşmayı hedefliyorsunuz? Sorumluluk bölgemizde 10 il, 110 istasyon bulunmakta. 2015 sonu itibariyle bu sayının 130’a çıkması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Alpet olarak Akdeniz Bölgesi’nde nasıl bir bayilik stratejisi uyguluyorsunuz? Kayseri, Konya ve Adana merkezde ilave 2’şer tane daha istasyon açarak satış ağımızı genişletmek istiyoruz. Bunun yanı sıra bulunmadığımız ilçe merkezleri için de çalışmalar yapmaktayız. Biz bölge olarak, bayilik görüşmesinde istasyonun konumundan daha çok bayi profiline önem vermekteyiz. Çünkü yeni anlaşacağımız her bayiyi ailenin yeni bir üyesi olarak konumlandırmak istiyoruz. Bunun yanı sıra bulunmadığımız il ve ilçe merkezlerinde yer alacak şekilde çalışma yapıyoruz. Aytaç İncedal Alpet Akdeniz Bölge Müdürü Bayilerle olan iletişiminizden bahseder misiniz? Örneğin, ne sıklıkta bayi ziyaretleri gerçekleştiriyorsunuz? A LPET AKDENIZ BÖLGE MÜDÜRÜ AYTAÇ İNCEDAL ILE ALPET’IN BÖLGEYE YÖNELIK YATIRIM HEDEFLERINI KONUŞTUK. SEKTÖRDE SÜREKLI OLARAK YENI DÜZENLEMELERIN GETIRILMESININ BAYILER ILE DAĞITIM ŞIRKETLERI ARASINDAKI SAMIMIYETIN TEST EDILMESINE NEDEN OLDUĞUNA DIKKAT ÇEKEN İNCEDAL, “BU DÖNEMDE BAYILERIN SÜREKLI BILGILENDIRILMESI VE ZIYARET EDILMESI IÇIN EKIP OLARAK AZAMI ÇABA IÇERISINDEYIZ. BUNUN YANI SIRA BAYILERIMIZIN DÜĞÜN VE CENAZE GIBI ÖZEL GÜNLERINDE MUTLAKA YANINDA OLMAYA ÖNEM VERIYORUZ. HATTA HAFTA SONLARI AILECE GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ ÇOK SAYIDA BAYIMIZ VAR. BU ANLAMDA SAMIMIYET TESTINDEN BAŞARIYLA GEÇTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ” DEDI. 36 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 Sektörde sürekli olarak yeni düzenlemelerin getirilmesi bir anlamda bayi ile firması arasında samimiyet testi ortaya çıkarmakta. Bu dönemde bayilerin sürekli bilgilendirilmesi ve ziyaret edilmesi için ekip olarak azami çaba içerisindeyiz. Bunun yanı sıra bayilerimizin düğün ve cenaze gibi özel günlerinde mutlaka yanında olmaya önem veriyoruz. Hatta hafta sonları ailece görüştüğümüz çok sayıda bayimiz var. Bu anlamda samimiyet testinden başarıyla geçtiğimizi düşünüyoruz Hangi kriterlere göre bayilik veriyorsunuz? Bayilik oluştururken, ticari olarak da bayinin mevcut firmasından şirketimize transferi halinde karşılıklı kazançların oluşacağı, bayinin mevcut karlılığını daha da arttırabileceği teklifler vermeye çalışıyoruz. Hatta böyle durumlar oluşmadığı takdirde bayiye mevcut firmasında kalmasının daha iyi olacağını açık yüreklilikle söyleyebiliyoruz. Çünkü iki tarafın da kazanmadığı iş ortaklık- Özellikle hangi şehirlerde ve/veya bölgelerde bayilik ağınızı genişleteceksiniz? Bildiğiniz üzere 2015’in Eylül ayında ikinci intifa dönemi yaşanacak ve çok sayıda bayi dağıtım şirketini değiştirecek. Bu süreç için şimdiden bayilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Ticarette eskiden çok kullanılan “büyük balık küçük balığı yutar” diye bir söz vardı. Şimdi ise değişen kurallarla birlikte hızlı balık yavaş balığı yutar şeklinde bir durum oluştu. Bu yüzden bayilerin sorularına kısa sürede yanıt alabilecekleri, gerektiğinde şirketin her kademesi ile bir araya gelebilecekleri firmalar seçmesini ve ayrıca 5 yıl boyunca sürdürülebilir karlılıklar üzerine anlaşmalar yapmalarını tavsiye ederim. Bunun yanı sıra tesisi bulunmayan şirketlerde ikmal sıkıntısı yaşamamak için anlaşmayı düşündükleri firmaların tesislerini mutlaka ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Hobileriniz var mı? Bisiklete binmeyi çok seviyorum. Bunun yanı sıra vakit buldukça yürüyüş yapıyorum. Kendinize ve ailenize yeterince zaman ayırabiliyor musunuz? Hafta içi yoğun iş temposu nedeniyle aileme yeterli zamanı ayırma şansım olmuyor. Ancak hafta sonları özellikle ailemle birlikte program yaparak onlarla birlikte vakit geçirmeye çalışıyorum. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 37 FUTBOL FUTBOL olan Real Madrid zirvedeki yerini koruyor. 2013-2014 sezonunda gelirini 30,6 milyon Euro artıran Real Madrid, 549.5 milyon Euro geliriyle dünyanın en zengin futbol kulübü. En çok dünya kupası Brezilya’nın FIFA tarafından organize edilen FIFA Dünya Kupası, dört yılda bir düzenlenen bir futbol organizasyonu. 1930 yılında düzenlenmeye başlanan turnuva, 1942 ve 1946 yıllarında II. Dünya Savaşı nedeniyle yapılamamış. Dünya Kupası’na gitmek için dünya î ‘DÜNYANIN EN ZENGIN KULÜBÜ HANGISI, EN ÇOK GOLÜ ATAN FUTBOLCU KIM, EN HIZLI GOL HANGI MAÇTA GELDI?’ GIBI SORULARIN YANITLARINI BILIYOR MUSUNUZ? CEVABINIZ ‘HAYIR’SA HABERIMIZE GÖZ ATIN. FUTBOL TARIHININ PEK ÇOK ‘EN’INI BULACAKSINIZ… Futbol, hayatımızın vazgeçilmezleri arasında. Dünyada ve Türkiye’de en çok sevilen ve izlenilen spor dallarının başında gelen futbol; kadın erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk 7’den 77’ye herkes tarafından yakından takip ediliyor. Doğası gereği hız, beceri, kuvvet ve mücadele gerektiren bir takım sporu olan futbol, milyonları peşinden sürükleyen bir takım oyunu. En çok ilgi gören bu spora gönül verenlerin sayısı da 38 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 oldukça fazla. Alpet’in Enerjisi olarak ‘Futbol ile yatıp, futbol ile kalkan’ futbol tutkunları için bu sporun ‘en’lerini toparladık. Real Madrid, en zengin kulüp Deloitte tarafından 1996-97 sezonundan beri yapılan “Deloitte Futbol Para Ligi”nin 20132014 sezonu sonuçları açıklandı. 2013-2014 sezonunun en çok gelir elde eden 20 kulübün tespiti esasına dayanan bu araştırma, dünyada dev bir endüstri haline gelen futbol endüstrisinin çarklarına dair önemli ipuçları da sunuyor. Futbolcu satışından elde edilen gelirlerin dahil edilmediği listede gelirler temel olarak üç ana kategoriye ayrılmış şekilde hesaplanıyor. Takımların maç günü gelirleri, yıllık yayın gelirleri ve ticari gelirler. Bu şekilde hesaplanan “2014 Deloitte Futbol Para Ligi”nde 10 senedir lider üzerindeki 200 millî takım; iki yıl boyunca mücadele verirler. Şimdiye dek düzenlenen yirmi turnuvayı sekiz farklı millî takım kazandı. Brezilya, 1958, 1962, 1907, 1994 ve 2002 yıllarında kazandığı 5 şampiyonluk ile kupanın ‘en başarılı’ takımı; ayrıca tüm finallere katılmış olan tek takım. En değerli futbolcu Messi İspanya (La Liga), İngiltere (Premier Lig), Almanya (Bundesliga), İtalya (Serie A) ve Fransa’nın (Ligue 1) en üst futbol liglerindeki oyuncular arasında yapılan değerlendirme sonrası AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 39 FUTBOL FUTBOL piyasa değeri en yüksek futbolcu- Avrupa’nın ‘en pahalı’ lar belirleniyor. Yaş, sözleşmenin 10 futbolcusu kim? tamamlanmasına kalan süre, mev- 1. Lionel Messi 220 milyon Euro ki, kulüp ve milli takımda göster- 2. Cristiano Ronaldo 133 milyon Euro 3. Eden Hazard 99 milyon Euro 4. Diego Costa 84 milyon Euro 5. Paul Pogba 72 milyon Euro 6. Sergio Agüero 65 milyon Euro 7. Raheem Sterling 63 milyon Euro 8. Francesc Fabregas 62 milyon Euro 9. Alexis Sanchez 61 milyon Euro 10. Gareth Bale 60 milyon Euro ğu Süper Lig gol krallıklarıyla birlikte, 2004 yılında son 50 yılın en fazla dikkat çeken Türk futbolcusu olarak UEFA Jübile Ödülü’nün sahibi oldu. A Milli Takım formasıyla ilk maçına 1992’de Bursaspor oyuncusuyken çıkan Hakan; 1996 ve 2000 Avrupa şampiyonaları ile 2002 Dünya Kupası’nda mücadele etti. Şükür, 2002 Dünya Kupası’nda üçüncülük maçında Güney Kore’ye 10,8. saniyede attığı golle Dünya Kupası ta- diği performans, katıldığı turnuvaların seviyesi ve hem kulüp hem de milli takımında kazandığı başarılar gibi kriterler doğrultusunda oluşturulan ekonometrik modele göre, Barcelona ve Arjantin Milli Takımı’nın forvet oyuncusu Lionel Messi, 220 milyon Euro piyasa değeriyle zirvede yer alıyor. Buna göre Barcelonalı Messi, dünyanın en pahalı futbolcusu. En erken golü Şükür attı Futbol tarihinin ‘en’e giren isimler arasında bir Türk de yer alıyor. 249 golle Süper Lig’de en çok gol atan oyuncu ve 38 golle Avrupa kupalarında en çok gol atan Türk futbolcu unvanlarına sahip olan Hakan Şükür, 1996–97, 1997–98, 1998–99 sezonlarında sahip oldu- Dünya kupalarının en gollü 5 maçı 1954 Avusturya İsviçre 7-5 / Toplam 12 gol 1938 Brezilya Polonya 6-5 / Toplam 11 gol 1954 Macaristan B.Almanya 8-3 / Toplam 11 gol 1982 Macaristan El Salvador 10-1 / Toplam 11 gol 1958 Fransa Paraguay 7-3 / Toplam 10 gol 40 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 rid’e karşı 10. saniyede attığı gol ile bir rekora imza attı. Makaay’ın bu golü, Şampiyonlar Ligi tarihinin ‘en erken’ golü olarak kayıtlara geçti. 5 Dünya Kupası’nda forma giyerek rekor kırdı Kariyerine olağanüstü enerjiye sahip bir orta saha oyuncusu olarak başlamış ve daha sonra defansta oynayan Alman futbolcu Lothar Herbert Matthäus, her iki pozisyonda da iyi performans sergileyen bir oyuncu. Avrupa’nın önde gelen iki kulübü Bayern ve İnter’de geçirdiği sezonlarda çok sayıda başarı elde eden Matthäus, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu dışında bütün şampiyonlukları yaşamış. 5 dünya kupasında forma giyerek bir rekora imza atan oyuncu, futbol tarihine ‘Dünya Kupası’nda en çok forma giyen futbolcu’ olarak geçti. Pele’nin rekorunu geçen olmadı Ailesi tarafından ‘Pepe’ takma adıyla çağrılırdı ama zaman içinde bu lakabı ‘Pele’ ye dönüştü. 11 yaşında keşfedilene kadar ayakkabı parlatıyordu. Dünya’nın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri olarak kabul gören Pele, kariyerine Brezilya Ligi’nin ünlü takımlarından Santos’ta başladı, Cosmos’ta bıraktı. Üç kere rihinin ‘en erken’ golünü attı. Maç 2 - 3 Türkiye’nin galibiyetiyle bitti. Şükür; 2007’ye kadar giydiği formayla çıktığı 112 maçta 51 gol kaydederek Türkiye formasıyla en çok gol atan oyuncu unvanının da sahibi oldu. Avrupa kupalarının en hızlı golü ise Hollandalı futbolcu Roy Makaay’dan geldi. Bayern Münih tarihinin en pahalı transferi olarak tarihe geçen Makaay, 7 Mart 2007 tarihinde UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçında Real Mad- Dünya Kupası kazanan takımda yer alan ünlü futbolcu, 1281 gol atarak kırılması çok zor olan bir rekora imza attı. Dünya’nın en çok gol atan futbolcusu olarak hafızalara kazındı. Avrupa Kupası’nı 10 kez kazandı UEFA tarafından 1955’ten beri her yıl düzenlenen UEFA Şampiyonlar Ligi, Avrupa’nın en güçlü kulüplerinin mücadele ettiği uluslararası bir futbol turnuvası. 1955’ten 1992’ye kadar ‘Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’ adıyla düzenlenmiş olan Şampiyonlar Ligi, Kupa 1 olarak da biliniyor. 100 milyon kişinin izlediği maçların oynandığı turnuva, 1990’lı yıllara kadar eleme sistemine dayalı ve yalnızca ülke şampiyonlarının katılabildiği bir organizasyonken, ilginin artması amacıyla ülkelerin puanlarına göre lig 4.’lerinin bile katılabildiği ve maç sayısının daha da arttığı bir lig sistemine dönüştü. 1997’den bu yana kupaya, ülke şampiyonları ile birlikte kendi ligini 2. sırada bitiren takımlar ve ülke puan sıralamasına göre 3. ve 4. takımlar da davet ediliyor. Şampiyonlar Ligi kupasını bugüne kadar 10 farklı ülkeden, 21 ayrı takım kazandı. Kupayı en çok kazanan takım ise, 10 kez mutlu sona ulaşan Real Madrid oldu. TÜRK FUTBOL TARİHİNİN ‘EN’LERİ En Uzun Süre Ligde Yer Alan Takımlar: Hiç küme düşmeyen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray. En Çok Küme Düşen Takım: 7 kez küme düşen Samsunspor. Lig Tarihinin En Çok Gol Atan Oyuncusu: 249 golle Hakan Şükür. En Golcü Yabancı Gol Kralı: 2010 – 11 sezonunda 28 golle gol kralı olan Alex de Souza. En Gollü Maç: 1991 – 92 sezonunda Fenerbahçe’nin Gaziantepspor’u 8-4 yendiği maç. En farklı galibiyet: 1989 -90 sezonunda Adana Demirspor’u 10 -0 mağlup eden Beşiktaş. En Uzun Süre Gol Yemeyen Kaleci: 1978- 79 sezonunda kalesinde 1112 dakika (13 maç) gol görmeyen Trabzonsporlu Şenol Güneş. En Çok Gol Kralı Çıkaran Takım: 15 kez ile Fenerbahçe ve Galatasaray. İlk ve En Çok Gol Kralı Olan Futbolcu: 6 kez bu unvanı elde eden Metin Oktay. En Çok Şampiyonluk Gören Futbolcular: 8 kez bu sevinci yaşayan Galatasaraylı Bülent Korkmaz, Suat Kaya ve Hakan Şükür. En Çok Şampiyonluk Gören Teknik Direktör: Galatasaray’da 6 kez şampiyonluk göre Fatih Terim AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 41 HAYAT HAYAT Daha önce duymadığınız 25 İlginç Psikolojik Gerçek ruhsal bozukluğa sahip olan hastalar; ölü olduklarını, etlerinin çürüdüğünü, organ ve kanlarının olmadığını düşünüyor. 10. Psikologların yaptığı incelemeye göre “internet trolleri” narsistik, psikopat ve sadistik kişilik özellikleri gösteriyor. 11. Televizyonların ve popüler kültürün hayatımıza girmesiyle ortaya çıkan bir diğer ruhsal bozukluk da “Truman sendromu”... Bu hastalığa yakalananlar, hayatlarının her aşamasının tıpkı filmdeki gibi gizlice kameraya kaydedilip televizyonda gösterildiğini zannediyor. î İNSANLARIN FIZIKSEL AÇIDAN YORGUN OLDUĞUNDA DÜRÜST OLMAYA EĞILIMLI OLDUĞUNU, FOBILERIN DNA ARACILIĞIYLA NESILDEN NESILE AKTARILDIĞINI, DOĞUŞTAN GÖRME ENGELLI OLANLARIN ŞIZOFREN HASTALIĞINA TUTULMADIĞINI, REDDEDILMENIN BEYIN TARAFINDAN FIZIKSEL BIR ACI OLARAK ALGILADIĞINI BILIYOR MUYDUNUZ? İŞTE BIRBIRINDEN ILGINÇ 25 PSIKOLOJIK GERÇEK… 12. Bir şarkının “en sevdiğiniz şarkı” olmasının sebebi, onu hayatınızdaki “duygusal bir an” ile eşleştirmenizden ileri geliyor. 13. Yapılan araştırmalar, cahil insanların kendi- lerini mükemmel görmeye; zeki insanların ise yeteneklerini hafife almaya eğilimli olduğunu gösteriyor. 1. 2. 3. İnsanın kendi kendini gıdıklayabilmesi mümkün değil. Sadece bazı şizofren hastaları kendi kendilerini gıdıklayabiliyor. Dünyada psikologlar tarafından tanımlanan 400’ün üzerinde fobi türü var. Beyin, sıkıcı insanlardan dinlediğiniz sıkıcı konuşmaları olduğu gibi kaydetmiyor. Onları daha ilginç hale getirerek yeniden yazıyor. 42 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 4. Yapılan bir araştırmaya göre, profil sayfala- 7. 5. 8. rına çok sayıda “selfie” yükleyen erkek kullanıcıların, psikopat ve narsistik kişilik bozukluğuna sahip olma olasılığı çok yüksek. 6. Dinlediğiniz müzik türü, dünyayı algılayış biçiminizi de etkiliyor. “Aşık olmak” ile “Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğuna sahip olmak” vücutta aynı biyokimyasal etkiyi yaratıyor. 9. Araştırmalara göre, parayı fiziksel olarak bir şeylere “sahip olmak” için değil de, “deneyim kazanmak” için harcamak, insanı daha çok mutlu ediyor. Son bulgulara göre, fobiler aslında DNA aracılığıyla nesilden nesile aktarılan hatıralardan ibaret. Daha önce “Yürüyen Ceset Sendromu” diye bir hastalık duymuş muydunuz? Bu AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 43 HAYAT ALPET 20.Farklı coğrafyalarda yaşayıp farklı dilleri konuşsa da, yeryüzünde yaşayan tüm insanlar şu 6 duygu için aynı yüz ifadesi ve mimikleri kullanıyor: mutluluk, öfke, üzüntü, korku, şaşırma ve iğrenme. haber 21. Reddedilmek, beyin tarafından fiziksel bir acı olarak algılanıyor. 22.Hedeflerinizi her zaman kendinize saklayın. Çünkü yapılan bir araştırmaya göre, hedeflerinizi başkalarına ilan ettiğinizde, onları gerçekleştirme ihtimaliniz düşüyor. 14. Paris sendromu, özellikle Japonların yakalandığı garip bir psikolojik rahatsızlık. Paris’e gelmeden önce şehirle ilgili büyük beklentileri olan kişiler, şehrin gerçek yüzüyle karşılaşınca depresyona giriyor. 15. Kudüs sendromu da yine literatüre geçen bir başka ilginç rahatsızlık. Kudüs’ü ziyaret eden hacı ve turistlerden bazıları, buradaki kutsal atmosfere kendilerini kaptırıp, büyük bir dini lider olduklarına inanmaya başlıyor. Daha da ileri gidip kendini Mesih, Hz İsa ya da Hz Musa zannedip, Kızıldeniz’i yarmaya çalışanlar da var. 16. Doğuştan görme engelli olan kişiler, şizofreni hastalığına yakalanmıyor. 17. Cep telefonunu kaybetmenin, artık bir fobi olarak literatürde yer aldığını biliyor muydunuz? Nomofobi, cep telefonu ve bağlantısını kaybetme korkusu demek. 18. Birisine 20 saniyeden uzun süre sarıldığı- nızda, beyinde “sosyal bağlanma”dan sorumlu oksitosin hormonu salgılanıyor ve böylece bu kişinin size daha çok güvenmesini sağlıyorsunuz. 19. İnsanlar fiziksel açıdan yorgun olduğunda, dürüst olmaya daha eğilimliler. Bu nedenle gece geç saatte yapılan konuşmalarda itiraflar daha sık oluyor. 44 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 23.Sevdiğiniz birini gördüğünüz zaman, gözbebekleriniz büyüyor. Anı şey, nefret ettiğiniz birini gördüğünüzde de geçerli. 24.Bugün liseye giden sıradan bir öğrenci, 1950’lerde psikiyatrik tedavi gören ortalama bir hasta ile aynı kaygı seviyesine sahip. 25.Günümüzde araştırmacılar arasında inter- net bağımlılığının da artık bir akıl hastalığı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hakkında devam eden bir tartışma var. ALBE İSTASYONLARININ AKARYAKITI ALPET’TEN Türkiye’nin öncü akaryakıt dağıtım şirketi Alpet, CNG alanında faaliyet gösteren AlbeGas ile yeni bir işbirliği protokolüne imza attı. Bu kapsamda “Albe” istasyonlarında akaryakıt “Alpet” markası ile satışa sunulacak. Alpet, CNG alanında faaliyet gösteren AlbeGas ile yeni bir işbirliği protokolüne imza attı. İşbirliği kapsamında kısa sürede Türkiye’nin birçok noktasında kurulacak Albe istasyonlarında akaryakıt “Alpet” markası ile satışa sunulacak. Era Yatırım Holding’in oluşturduğu Albe istasyonlarının ilki Antalya’nın Kepez ilçesinde hizmete girdi. Türkiye’de yeni nesil yakıtların yaygınlaşması amacıyla kurulan, CNG ve LPG satışının da yapıldığı istasyon- da akaryakıt “Alpet” markası altında satışa sunuluyor. Albe istasyonlarının akaryakıtı Alpet’ten Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Alpet Ege Bölge Müdürü Mehmet Kara, Alpet ile AlbeGas arasında imzalanan işbirliği protokolünün önemine dikkat çekerek, “Antalya’daki Albe istasyonu bu proje kapsamında hizmete giren ilk istasyon. 4 adadan oluşan istasyonda, 1 adada LPG, 2 adada akaryakıt ve 1 adada ise CNG satışı yapılıyor” dedi. “Albe istasyonları tüm Türkiye’ye yayılacak” Önümüzdeki dönemde Akdeniz ve Ege bölgeleri başta olmak üzere tüm Türkiye’de Albe istasyonlarının açılmaya başlayacağını ifade eden Kara, “Tüm Albe istasyonlarında akaryakıtı ise Alpet olarak biz tedarik edeceğiz” şeklinde konuştu. Ulaştırma ve lojistik için büyük avantaj Sıkıştırılmış doğal gaz, son yıllarda ulaştırma ve lojistik sektörlerinde de ön plana çıkıyor. Özellikle büyük filolara sahip özel ve kamu kuruluşları, orta ve ağır sınıf araçlarını, LPG ve dizelden daha avantajlı olan ve dizel ile beraber de çalışan CNG’li araçlara dönüştürmeye başladı. CNG, bu alanda da fiyat avantajıyla dikkat çekiyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 45 ALPET DURAKLARI ALPET DURAKLARI Alpet’in yakıtı çok beğeniliyor” Alpet bayrağını 10 yıldır Alanya'da dalgalandıran Haker Petrol'ün sahibi Cihat Yaylalı, "Müşterilerimiz Alpet'in yakıtını çok beğeniyor. Bugüne kadar yakıtın kalitesi konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım" diyor. Alpet’in başarılı bayilerinden Antakya merkezde faaliyet gösteren Eskiocaklar Petrol’ün sahibi Ali Eskiocak, bayiler arasında yaşanan yoğun fiyat rekabetine dikkat çekerek, “Keşke tüm bayiler hizmette rekabet etse” diyor. A A ntalya'nın Alanya ilçesinde faaliyet gösteren Haker Petrol'ün sahibi Cihat Yaylalı 1983 yılında Alanya'da doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini Alanya'da tamamlayan Yaylalı, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi işletme bölümünden mezun olmuş. 2001 yılında akaryakıt sektöründe faaliyet göstermeye başlayan Yaylalı, 2005 yılında Alpet bayisi olmuş. Otomotiv sektöründe de faaliyet gösteren Yaylalı, ikinci el araba alım satım işini de yürütüyor. Uzun bir araştırma sürecinden sonra Alpet bayisi olmaya karar verdiğini söyleyen Yaylalı,"Yaptığımız araştırmalar sonucunda Alpet bayisi olmaya karar verdik. Ancak Alpet'in cazip teklifi de bu kararı vermemizde etkili oldu" diyor. Alpet'in yakıt kalitesinin müşteriler tarafından çok beğenildiğini söyleyen Yaylalı, yakıt konusunda müşterilerden bugüne kadar hiç şikayet almadıklarını dile getiriyor. Alanya'nın turistik bir ilçe ol46 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 “Keşke tüm bayiler hizmette rekabet etse” duğuna dikkat çeken Yaylalı, yaz aylarında satışlarının iki katına çıktığını sözlerine ekliyor. Müşteri memnuniyeti için tuvalet, lavabo ve istasyon sahasının temizliğine çok önem verdiklerini söyleyen Yaylalı, "Temizlik çok önemli. Ama temizlik kadar önemli olan bir başka şey de; müşteriyi güler yüzle karşılayıp, bu anlayışla hizmet vermek" diyor. Alanya'da arsa ve istasyon kiralarının oldukça yüksek olduğuna dikkat çeken Yaylalı, "İstasyonumuzun arsası için mülk sahibine ödediğimiz kira çok yüksek. Bu sorun Türkiye'nin başka illerinde de yaşanıyor. Kiralar çok arttı. Buna karşılık kar marjımız çok düşük. Kirayı ödedikten sonra elimizde bir şey kalmıyor. Bu yüzden birçok istasyon kapandı" diyor. Yoğun iş temposundan fırsat buldukça seyahat ettiğini söyleyen Yaylalı, tarihi ve doğal güzellikleri görmekten büyük keyif alıyor. Fırsat buldukça İstanbul'a giden Yaylalı, boğaz kıyısında yürümeyi çok seviyor. Yaylalı sağlıklı yaşam için her akşam 7-8 kilometre yürüyüş yaptığını söylüyor. ntakya merkezde faaliyet gösteren Eskiocaklar Petrol’ün sahibi Ali Eskiocak, 1966 yılında Antakya’da doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini Antakya’da tamamlayan Eskiocak, ticaret hayatına 1987 yılında Dubai’de başlamış. Dubai’de açtığı avize mağazasını 1992 yılına kadar işleten Eskiocaklar, daha sonra yine Dubai’de Paşabahçe ürünleri ve hediyelik cam eşya işine girmiş. 2001 yılına kadar bu işi sürdüren Eskiocak bir yıllığına Türkiye’ye dönmüş. 2002 yılında tekrar Dubai’ye giden Eskiocak, 2012 yılına kadar orada züccaciye işine devam etmiş. 2012 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yapan Eskiocak aynı yıl Alpet bayisi olarak akaryakıt sektörüne girmiş. Alpet’in bir aile şirketi olmasının ve bayilere aile sıcaklığıyla yaklaşmasının bayilerde bir aidiyet duygusu yarattığını vurgulayan Eskiocak, “Alpet yöneticilerinin bayilere yakın ve samimi davranmaları bizlerde bu ailenin bir ferdi olduğumuz hissini uyandırıyor. Ayrıca yöneticilerinin geniş ufuklu olması ve geleceğe yönelik ciddi projelerinin bulunması bizde güven duygusu yaratıyor” diyor. Akaryakıt sektöründe yoğun bir rekabet olduğunun altını çizen Eskiocak, Alpet’in özellikle televizyon reklamına ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyor. Hatay’da yoğun bir fiyat rekabeti yaşandığına dikkat çeken Eskiocak, “Keşke tüm bayiler hizmette rekabet etse” diyor. Müşteri memnuniyetini sağlamak için güler yüzlü hizmete ve temizliğe önem verdiklerini söyleyen Eskiocak, çalışanların kişisel bakımlarına dikkat ettiklerini vurguluyor. Sadık müşterilerine özel indirimler yaptıklarını belirten Eskiocak, anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, kadınlar günü gibi özel günlerde de müşterilere çeşitli sürprizler yaptıklarını söylüyor, “Kadınlar gününde istasyonumuza gelen tüm kadınlara çiçek dağıttık. Sevgililer gününde de müşteri- lerimize çeşitli sürprizler yaptık. Bu tür jestler müşterilerin hoşuna gidiyor.” Yoğun iş temposuna rağmen haftada en az 3 kez spor yaptığını söyleyen Eskiocak, sağlık ve kilo kontrolü açısından tüm meslektaşlarına spor yapmalarını tavsiye ediyor. Gezmeyi de çok seven Eskiocak başta Dubai olmak üzere yılda en az bir ya da iki kez yurt dışı seyahati yapıyor. Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Eskiocak, yurt dışında yaşarken Türkiye’ye gelişlerini Beşiktaş maçlarına göre ayarlıyormuş. İnönü Stadını hasretle andığını belirten Eskiocak, Vodafone Arena’nın açılışını dört gözle beklediğini sözlerine ekliyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 47 ALPET DURAKLARI ALPET DURAKLARI “Alpet her zaman bayisinin yanında ” Alpet ailesinin yeni üyelerinden Yılmaz Petrol’ün sahibi Berat Yılmaz, “Alpet’in arkasında Altınbaş Holding gibi dev bir gücün olması, çözüm odaklı yaklaşımları, bu işin bayisiz yapılamayacağının bilincinde olmaları, maddi ve manevi her konuda bayinin yanında bulunmaları nedeniyle Alpet’i tercih ettik” diyor. Y ılmaz Petrol İzmit Yalova Yolu’nun ilk yapımı sırasında 1964 yılında Karamürsel Ereğli’de kurulmuş olup 1969 yılında Yılmaz ailesi tarafından satın alınmıştır. 1997 yılına kadar ailemiz tarafından işletilmiş ve müşterilerinin güvenini kazanarak başarıyla faaliyet göstermiştir. Ailemiz aynı zamanda 1990 yılından itibaren otomotiv sektöründe yatırım yaparak Nissan Otomobillerinin Kocaeli bayiliğini almış ve halen devam ettirmektedir. 1997-2008 yılları arasında ailemiz otomotiv sektöründe büyümek amacıyla petrol tesisini kiraya vermiştir. 2009 yılından itibaren Yılmaz ailesi olarak istasyonumuzu yenileyip Çağ’ın gereklerine uygun donanım ve anlayışla akaryakıt ve otogaz bayiliğine tekrar başlamış bulunmaktayız. İlk göz ağrımız olan akaryakıt istasyonumuzda eski ve yeni müşterilerimize başarıyla ve bize göstermiş oldukları güvenle hizmet vermenin mutluluğunu yaşamaktayız. Türkiye’nin lider gruplarından olan Altınbaş Holding’in bünyesinde yer alması, ikili görüşmelerde yetkililerin sıcak yaklaşımları ve büyümeye dönük bir şirket olması nedeniyle Alpet’i tercih ettiklerini belirten Yılmaz 48 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 sözlerini şöyle sürdürüyor, “Alpet’in arkasında Altınbaş Holding gibi dev bir gücün olması, çözüm odaklı yaklaşımları, bu işin bayisiz yapılamayacağının bilincinde olmaları, maddi ve manevi her konuda bayinin yanında bulunmaları nedeniyle Alpet’i tercih ettik.” Yılmaz, orta vadede Alpet’in ilk 5 şirket arasında yer alacağını düşünüyor. İstasyonda çalışan personelin kılık kıyafetinin düzgün olmasına, müşterilere güler yüzlü hizmet vermesine ve herhangi bir sorun karşısında anında çözüm üretebilmesine çok önem verdiklerini belirten Yılmaz, personele bu konularda sürekli eğitim verdiklerini söylüyor. Yılmaz, personel eğitimi kadar tuvaletlerin ve istasyon sahasının temizliğine, mekanların aydınlığına kadar pek çok unsura da çok dikkat ettiklerini vurguluyor. Sektörde yarım asra ulaşan ticari geçmişleri nedeniyle müşterileriyle aralarında bir gönül bağı oluştuğunu ifade eden Yılmaz, “İnsanlar bizi bu sektörde eski olduğumuz için tanıyor ve güveniyorlar. Ticari olarak bugüne kadar kimseyi mağdur etmedik. İnsanlar bize gönülden güveniyor. Ölçü ve tartı konusunda çok hassa- “Alpet bayisi olmaktan gurur duyuyorum” Alpet bayrağını Şebinkarahisar ve Bayburt’ta başarıyla dalgalandıran Metinerler Petrol’ün sahibi Tekin Teker, Alpet bayisi olmaktan gurur duyduğunu belirterek “Bir istasyonum daha olsa, yine Alpet’le anlaşırım. Tüm bayilere Alpet’i öneriyorum” diyor. G sız. Bizden gitsin de müşteriden gitmesin” diyor. Yoğun iş temposundan fırsat buldukça dostlarıyla birlikte olmaktan büyük keyif aldığını söyleyen Yılmaz, yüzmeyi çok seviyor. Vakit buldukça fitness yapan Yılmaz, yurt dışına seyahat etmekten hoşlanıyor. Dünyanın bütün enlerinin Dubai’de olduğunu söyleyen Yılmaz, “Her insan hayatında en az bir kere Dubai’ye gitmeli” önerisinde bulunuyor. Eskiden amatör olarak futbol oynadığını söyleyen Yılmaz, işlerinin yoğunluğu nedeniyle futbolu bırakmak zorunda kalmış. Sıkı bir Galatasaray taraftarı olan Yılmaz, Galatasaray maçlarını yakından takip ediyor. Kitap okumayı da seven Yılmaz, siyasi ve askeri içerikli kitapları tercih ediyor. iresun’un Şebinkarahisar ilçesinde faaliyet gösteren Metinerler Petrol’ün işletme sahibi Tekin Teker, 1963 yılında Şebinkarahisar’da doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini Şebinkarahisar’da tamamlayan Teker, ticaret hayatına çok küçük yaşlarda atılmış. Tuhafiye, züccaciye, kırtasiye ve konfeksiyon alanlarında iş yapan Teker, 1997 yılında akaryakıt sektöründe faaliyet göstermeye başlamış. 2008 yılında Alpet bayisi olan Tekin Teker, Alpet bayisi olmasında o dönem Alpet Satış Müdürü olan Ömer Lütfi Şensoy’un büyük katkıları olduğunu söylüyor. Alpet bayisi olmaktan çok memnun olduğunu dile getiren Teker, biri Şebinkarahisar’da, diğeri de Bayburt’ta olan iki istasyonunda Alpet’in bayrağını gururla dalgalandırdığını söyleyip ekliyor, “Bir istasyonum daha olsa yine Alpet’le anlaşırım. Tüm bayilere Alpet’i öneriyorum.” Alpet’in bayilerine karşı son derece sıcak yaklaştığını vurgulayan Teker, “Bir sıkıntımız olduğunda, genel müdürümüze, bölge müdürümüze ve saha müdürümüze kolaylıkla ulaşıyoruz. Yöneticilerimizin bu sıcak ve sağduyulu yaklaşımları bizim için çok önemli. Bence Alpet’i diğer dağıtım şirketlerinden ayıran en önemli özelliği de bu” diyor. Alpet’in mavi ve yeşilden oluşan kurumsal renginin çok iç açıcı ve doğayla uyumlu bulduğunu söyleyen Teker, istasyonların kurumsal kimliğine çok önem vermesi gerektiğinin altını çiziyor, “Görünümü kötü olan istasyonlar atıl istasyon görüntüsü veriyor. Bu tür istasyonların markaya zarar verdiğini düşünüyorum. Bu tür istasyonlar ya kapatılmalı, ya da pırıl pırıl hale getirilmeli.” Aynı zamanda beyaz eşya ve mobilya bayilikleri de olan Tekin Teker, bu sektörlerdeki perakendecilik deneyiminin kendisine çok şey kattığını söylüyor, “Bizim ana işimiz beyaz eşya ve mobilya bayiliği. Biz bayilik nedir çok iyi biliriz. Dürüst olan, hizmet veren, disiplinli çalışan iş yerleri kazanıyor. Başarı için çok çalışmak gerekiyor.” Müşteri memnuniyeti sağlamak için özellikle tuvalet ve lavabo temizliğine çok önem verdiklerini söyleyen Teker, Türkiye’de tuvaletlerin kapısının içeri açıldığı ilk istasyon olduklarını belirtiyor. İstasyondaki tankların temizliğini 6 ayda bir yaptırdığını söyleyen Teker, pompa sayaçlarının doğruluğunu da her hafta kontrol ettiklerinin altını çiziyor. İstasyonun içinde bulunan botanik bahçesindeki çiçeklerin ve yörük çadırının müşterilerin ilgisini çektiğini söyleyen Teker, en büyük hobisinin dostlarıyla sohbet etmek ve gezmek olduğunu söylüyor. Yurt dışına sık sık iş seyahatleri yapan Teker’in, Amerika dışında gitmediği ülke kalmamış. Teker gezdiği yerler arasında en çok Tayland’daki Pattaya Plajı’ndan etkilenmiş. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 49 ALPET DURAKLARI ALPET DURAKLARI “Alpet çok güzel işlere imza atıyor” “Alpet güven veren bir marka” Alpet ailesinin yeni üyelerinden Keleşoğulları Petrol’ün sahibi Metin Ünlü, Alpet bayrağını Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde dalgalandırıyor. Alpet’in müşterilere güven veren bir marka olduğunun altını çizen Ünlü, “Alpet’in yakıtı müşteriler tarafından çok beğeniliyor. Müşterilerden hiç şikayet almıyorum. Alpet müşterilere güven veren bir marka” diyor. A nkara’nın Kızılcahamam ilçesinde faaliyet gösteren Keleşoğulları Petrol’ün sahibi Metin Ünlü, 1966 yılında Kızılcahamam’da doğmuş. İlköğretimini Kızılcahamam Yıldırımören Köyü’nde tamamlayan Ünlü, 1979 yılında ticaret hayatına atılmış. Oto yedek parça, oto lastik tamiri, oto market işlerini yürüten Ünlü, 2009 yılında akaryakıt sektörüne girmiş. Alpet bayisi olmaya Kırıkkale Alpet Bayisi Elvan Çakır’ın tavsiyesiyle karar verdiğini söyleyen Ünlü, “2014 yılında Alpet bayisi oldum. Alpet bayrağını taşımaktan gurur duyuyorum” diyor. Alpet’in müşterilere güven veren bir marka olduğunun altını çizen Ünlü, “Alpet’in yakıtı müşteriler tarafından çok Müşterilerden beğeniliyor. hiç şikayet almıyorum. Alpet müşterilere güven veren bir marka. Altınbaş Holding’in gücü de bayilerine güven veriyor. Alpet’in bir marka değeri oluştu. Orta vadede Alpet’in ilk 5’e gireceğini düşünüyorum” diyor. 50 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 Alpet’in Bitlis’teki başarılı bayilerinden Tatlısular Petrol’ün sahibi Nebi Tatlısu, Alpet’in sektörde çok iyi bir konumda olduğunu vurgulayarak, “Özellikle yeniden yapılanma sürecinden sonra Alpet çok güzel işlere imza atmaya başladı” diyor. B Müşteri memnuniyetini sağlamak için hizmette kusur etmemeye çalıştıklarını belirten Ünlü, yeni müşteriler kazanmak için Bilboardlara, yerel gazetelerin internet sitelerine ve Kızılcahamam’ın yerel radyosuna reklam verdiklerini söylüyor. Ünlü, müşterilerle birebir temas için düzenli olarak esnaf ziyaretlerinde bulunuyor. Ticari faaliyetlerini nedeniyle 30 yılı aşkın bir süredir kamyoncular ve taksicilerle iç içe olduğunu söyleyen Ünlü’nün istasyonunda kamyon aksesuarı, yedek parça marketi, teyp ve televizyon tamircisi, elektrikçi ve lastikçi bulunuyor. Ünlü’ye göre istasyonda bulu- nan lokantanın kavurması ve kellepaçası ise dillere destan. Yoğun iş temposuna rağmen hayır işlerine de zaman ayıran Ünlü, Merkez Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nin Başkanlığı görevini yürütüyor. Kızılcahamam’ın Ankara’nın akciğeri olduğunu söyleyen Ünlü, herkesi Kızılcahamam’a davet ediyor; “Kızılcahamam çok turistik bir yer. Ankara’nın akciğeri. İlçemizde çok güzel oteller var. İlçemize haftada 100 bin araç giriş çıkış yapıyor. Turistleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Herkes Kızılcahamam’ı en az bir kez görmeli.” itlis’in Ahlat ilçesinde faaliyet gösteren Tatlısular Petrol’ün sahibi Nebi Tatlısu, 1961 yılında Ahlat’ta doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini Ahlat’ta tamamlayan Tatlısu, 1983 yılında polis olarak iş yaşamına adım atmış. Polislik görevini sürdürürken üniversite eğitimine devam eden Tatlısu, 1994 yılında Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun olmuş. 2007 yılında emekli olan Tatlısu, 2008 yılında Alpet bayisi olarak akaryakıt sektörüne adım atmış. Bayi arkadaşlarının yoğun tavsiyeleri ve Alpet saha personelinin kurduğu sıcak diyalog neticesinde Alpet bayisi olmaya karar verdiğini söyleyen Tatlısu, “Bayi arkadaşlarımın tavsiyeleri ve o dönemdeki saha müdürü ve Alpet çalışanlarının Alpet bayisi olmamda büyük katkıları var. Bunun yanı sıra Alpet’in çalışma prensipleri ve arkasında Altınbaş Holding gibi Türkiye’nin önde gelen gruplarından biri olması da bu kararımda etkili oldu” diyor. Alpet’in prensiplerine bağlı bir şekilde çalıştığını ve halk arasında güvenilir bir firma olarak yer ettiğine dikkat çeken Tatlısu, “Tüketiciler nezdinde Alpet güvenilir bir marka. Alpet’in şu anda sektörde çok iyi bir konumda olduğunu düşünüyorum. Özellikle yeniden yapılanma sürecinden sonra Alpet çok güzel işlere imza atmaya başladı” diyor. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmak için personele sürekli eğitim verdiklerini belirten Tatlısu, istasyon sahasının, tuvalet ve lavaboların temizliğine de önem verdiklerini söyleyerek şunları ekliyor, ”İşimizi doğru yapmaya çalışıyoruz ve prensiplerimizden ödün vermiyoruz. Bunun sonucunda başarı da kendiliğinden geliyor” diyor. İş yaşamının stresini istasyonun bitişiğindeki bahçede attığını söyleyen Tatlısu, “Bahçemde meyve ağaçları ve gül yetiştiriyorum. Kümes hayvanları besliyorum. İstasyonculuk stresli ve yorucu bir iş. Bahçe benim tüm yorgunluğumu ve stresimi alıyor. İstasyonumuz Van Gölü’nün karşısında. Zaman zaman Göl kenarında yürüyüş yapmak, Göl’ün güzelliğine bakarak çay içmek de beni çok mutlu ediyor” diyor. Tarih, siyasi tarih ve felsefe kitaplarını okumaktan büyük keyif alan Tatlısu, meslektaşlarına şu mesajı veriyor; “Meslektaşlarım işini severek yaptıkları ve istasyonlarını sahiplendikleri takdirde, başarı kendiliğinden gelir.” AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 51 TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ a y ’ 6 1 0 2 HER YER EKRAN HER YER DOKUNMATIK! Ekransız gösterim iletişim teknolojileri, cihazları küçülttükçe daha çok gündeme gelmeye başladı. Minik dokunmatik ekranlardan kurtulmanın tek yolunun herhangi bir yüzeyi ekrana çevirmek olabileceğinden yola çıkan şirketler bu alanda Ar-Ge’yi sürdürüyor. Sanal gerçeklik gözlükleri ve biyonik kontakt lensler gibi ekransız gösterim teknolojileri ve üç boyutlu hologramlar hızla gelişiyor. Öyle ki 2014 yılında görüntüyü doğrudan retinaya veren bir teknoloji geliştirildi bile… 2016 yılı ise bu konuda yatırımları izleyeceğimiz bir yıl olacak. damga vuracak TEKNOLOJILER GIYILEBILIR TEKNOLOJI SAVAŞLARI! Geçtiğimiz yıl gündemimize daha çok giren giyilebilir cihazların 2016’da patlama yapması bekleniyor. Sadece sağlık ve spor değil, diğer birçok farklı alanda da karşımıza çıkacak olan bu cihazlarla yeni bir dönemin kapıları da aralanıyor. Bu teknolojinin 2018’de pazarlama hacminin 5,8 milyar dolar olacağı hesaplanıyor. Öte yandan Intel, giyilebilir teknolojiler alanında yenilikçiliği teşvik etmek için toplam nakit ödülü 1,3 milyon dolardan fazla olan “Make It Wearable” adlı bir yarışma bile başlattı. Teknolojinin hızla büyüyerek hayatımızın her alanına girdiği bir yıla tanıklık ettik. 2016 yılında bu hız belli ki giderek artacak... 2016 yılına damgasını vurması beklenen teknolojiler iş yapış biçimlerimizi de dönüştürecek. 2016 giyilebilir teknolojilerin ve 3D dünyasının yılı olacak! İşte 2016’ya damgasını vuracak teknolojiler… 3D YAZICILAR GELECEĞI INŞA EDECEK 3D yazıcı satışları, malzemeleri ve ilgili servisleri ile piyasa hacmi, 2013’de global olarak 2,5 milyar dolara ulaşmıştı. Araştırma şirketleri bunun 2014’ün sonunda 3,8 milyar dolara yükseldiğini, pazarın hızlı büyümeye devam etmesi ile 2018’de 16,2 milyar dolara yükseleceğini öngörüyor. Henüz Türkiye’de yeterince iyi anlaşılamasa da 3 boyutlu yazıcılar dünyayı kasıp kavuruyor. Boyutları ve fiyatları giderek düşen, aynı zamanda kabiliyetleri de artan bu cihazlar hemen her türlü nesnesin basılmasını sağlıyor. ARTIRILMIŞ GERÇEKLIĞIMIZ DERINLEŞECEK İlk olarak askerlerin eğitiminde aktif olarak kullanılan artırılmış gerçeklik çözümleri, günümüzde pazarlama faaliyetlerinin bir parçası haline gelmiş durumda. Özellikle de eğlence 52 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 biçime dönüştürülmüş biçimine deniyor. Büyük veri, bilgiye erişim ve en önemlisi bunların analizi 2016 yılında da en önemli rekabet avantajlarından olacak. Sadece şirketler runa göre, artırılmış gerçeklik teknolojisi kurumların iş akışı, çalışan eğitimleri, iş süreçlerinin düzenlemesi gibi konularda doğrudan kullanılabilecek. AKILLI CIHAZLAR ÇIĞ GIBI BÜYÜYECEK BÜYÜK VERIYE DAHA YENI BAŞLADIK Büyük veri; toplumsal medya paylaşımları, ağ günlükleri, bloglar, fotoğraf, video, log dosyaları vb. gibi değişik kaynaklardan toparlanan tüm verinin, anlamlı ve işlenebilir sektöründe dikkatleri çekecek çalışmalarıyla günlük yaşamın bir parçası olmaya başlayan kavramın doğrudan markalara etkisi olması bekleniyor. Araştırma şirketi Gartner’ın rapo- değil, devletler arası rekabet açısından da en büyük güç “anında ve doğru bilgiye” erişim ve anlamlı analiz ve yorumlar çıkararak, fayda ve değere çevirebilmek olacak. 2013’te 8.7 milyar olan akıllı cihaz sayısının, 2020’de 50 milyara çıkması bekleniyor. 2016’da popülerliğinin artması beklenen nesnelerin interneti ile kendi kendine haberleşen cihazların sayısı artacak. Birçok konuda birbiriyle iletişimde olan cihazlar insan hayatının emrine sunulacak. Cihazlarımızın zekası da artmaya devam edecek. 2016’da sadece teknolojik cihazlar değil, otomobiller, çamaşır makineleri, buzdolapları ve hatta elektrik süpürgeleri de akıllanacak. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 53 MODA MODA VAZGEÇILMEZ AKSESUAR: Güneş Gözlüğü Dünyanın en iyi güneş gözlüğü markaları Başlangıçta sadece güneş ışınlarından korunmak amacıyla kullanılan güneş gözlüğü, moda olgusuyla birlikte özellikle yaz aylarının vazgeçilmez bir aksesuarı haline geldi. Bugün moda ikonlarından biri haline gelen güneş gözlüğünün hikayesi de bir hayli ilginç. Ünlü tarih yazarı Plinius’un “Nero, gladyatör dövüşlerini bir zümrütten bakarak izliyor” sözleri M.S. 37-68 yılları arasında yaşayan 5. Roma imparatoru Nero’nun güneş gözlüğü kullandığı fikrini doğursa da antik dönemde henüz gözlük icat edilmemişti. Nero’nun güneş ışınlarından korunmak için kullandığı şeffaf yeşil renkli mineralin bir çeşit güneş gözlüğü camı olduğu düşünülürse, Nero’nun ancak güneş gözlüğünün bir ön keşfini yaptığı söylenebilir. Tarihte ilk güneş gözlüğünü bin yıl kadar önce Çinliler 54 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 icat ediyor. Ancak renkli doğal camdan yapılan bu gözlükler güneşten korunmak için değil, sorgu esnasında düşünceleri göz ifadelerinden belli olmasın diye yargıçlar tarafından kullanılıyor. Güneşten korunmak için yapılan ilk gözlük ise 1752’de İngiltere’de güneş ışığından rahatsız olan frengi hastaları için üretiliyor. Sarı ve kahverengi camları olan bu güneş gözlüğünün mucidi James Ayscough. Daha sonra Edwin H. Land, ilk selofenli polarize edilmiş camlı güneş gözlüklerini üreterek güneş gözlüklerinde yeni bir dönem açıyor. 1930’da Amerikan Hava Kuvvetleri’nin güneş gözlüğü kullanma kararı alması, güneş gözlüğünün yaygınlaşmasını sağlıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra güneş gözlüğü kul- lanımı hızla yayılıyor. 1960’lı yıllarda ise Hollywood yıldızlarının güneş gözlüğü kullanması, güneş gözlüğünün bir moda ikonu haline gelmesini sağlıyor. Modacılar için çok önemli bir aksesuar haline gelen güneş gözlüğü, zamanla gözlük takma alışkanlığını da değiştiriyor. Sadece güneşli havalarda güneşten korunmak için değil, iç mekanlarda da gözlük kullanılması güneş gözlüğünü popüler bir hale getiriyor. Bunun sonucunda da eskiden optik ve güneş sezonu diye ikiye ayrılan gözlük sezonu ortadan kalkıyor ve güneş gözlükleri sadece yaz aylarında değil, on iki ay satılmaya başlıyor. Bugün güneş gözlüğünün en fazla satın alındığı ülkeler sırasıyla ABD, İngiltere, Avustralya, Almanya ve Kanada. Yaşayan kişi sayısına göre en fazla güneş gözlüğü satın alınan ülkelerin başında Avustralya geliyor. Avustralya’yı İngiltere, ABD ve Kanada izliyor. Günümüzün vazgeçilmez aksesuarı haline gelen güneş gözlükleri yüzlerce farklı marka tarafından üretilse de, tasarımı ve kalitesiyle bazı markalar ön plana çıkıyor. İşte dünyanın en iyi güneş gözlüğü markaları... Ray-Ban İtalya gözlük markası Ray-Ban güneş gözlüğü endüstrisinin akla gelen ilk markalarından biri. Kurulduğu günden bu yana tarzıyla pek çok ünlünün ve moda ikonunun tercihi olan Ray-Ban moda ve ünlüler dünyasında önemli bir yere sahip. Prada Çanta ve ayakkabı modelleriyle ünlü bir marka olmasına karşın Prada’nın güneş gözlükleri özellikle Hollywood ünlüleri tarafından en çok tercih edilen güneş gözlüğü markalarından biri. Prada, en iyi 10 güneş gözlüğü markası arasında kendisine ilk sıralarda yer buluyor. DKNY Kot pantolon ve gömlek gibi tekstil ürünlerini de üreten bir moda markası olan DKNY güneş gözlüğü de üretiyor. Marie Claire dergisine göre DKNY güneş gözlükleri havalı stilleri ile en iyi 5 güneş gözlüğü markası arasında yer alıyor. Cartier Cartier normal gözlükler ile başlayan üretimini daha sonra güneş gözlükleriyle genişletmiş. Modası geçmeyen klasik stilleri ile Cartier güneş gözlükleri Esquire.com ve Ophthalmetry.com’a göre en iyi 10 güneş gözlüğü markasından biri. Dior Dior güneş gözlükleri Marie Claire ve Ophthalmetr.com’a göre en iyi 10 güneş gözlüğü markası arasında yer alıyor. Her yıl koleksiyonunda farklı tasarımlara yer veren marka, narin ve kadınsı çizgileri ön plana çıkaran güneş gözlükleriyle özellikle kadınlar arasında en çok rağbet gören gözlük markalarından birisi. Chanel Her kadının içinde bulunan Diva’yı ortaya çıkarmak amacıyla tasarladığı stillerle Chanel moda ve tasarım dergilerinin her yıl yayınladığı “en iyi 10 güneş gözlüğü” listelerinin daimi üyesi. Chanel, genellikle klasik ve zarif stillerde güneş gözlükleri üretiyor. Gucci Güneş gözlükleri dışında çanta başta olmak üzere pek çok aksesuar üreten marka her yıl moda renklerin ve tasarımların belirlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Gözlük modelleri, gençlerin verdiği oylarla belirlenen Top Teens web sitesinin “en iyi güneş gözlüğü” listesinin her yıl ilk 3 sırasında yer alıyor. Dolce & Gabbana Dolce & Gabbana veya D&G olarak da bilinen bu marka özellikle erkekler için ürettikleri şık ve modern güneş gözlükleriyle en iyi 10 güneş gözlüğü markası arasında yer almaktadır. Fendi Fendi güneş gözlükleri aktörler, şarkıcılar ve spor yıldızları tarafından en çok kullanılan gözlükler arasında yer alıyor. Yüzlerce konuda en iyileri sıralayan Top Tens web sitesi erkek güneş gözlükleri üreticileri arasında bir numaraya Fendi’yi koyuyor. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 55 BULUŞ HİKAYELERİ SAĞLIK KURŞUNA DAYANIKLI MATERYAL ARARKEN JAPON YAPIŞTIRICISINI BULDU İcat : Japon yapıştırıcısı Mucit : Harry Coover Tarih : 1943 FAZLA SU HÜCRELERİ ŞİŞİRİYOR Harry Coover, Kodak’ta çalışan bir kimyagerdi. II. Dünya Savaşı’nın ortasıydı ve Dr. Coover, şeffaf ve kurşuna dayanıklı bir materyal üzerinde çalışıyordu. Üzerinde çalıştığı materyal cyanoacrylate yapış yapış bir malzemeydi ve Coover çalışmalarını çöpe attı. Yıllar sonra, çöpe attığı şişe hala çöp kutusunun dibine yapışık duruyordu. Coover’ın jetonu düştüğünde tarih 1958’i gösteriyordu. Yeni yapılan çalışmalar birçok insanın egzersiz sırasında veya sonrasında çok fazla su tükettiğini ortaya koyuyor. Egzersiz sırasında alınan fazla su, böbreklerde birikiyor. Biriken su, hücrelerde şişmeye yol açıyor. SOKAKTA OYNAYAN ÇOCUKLAR STETESKOPUN ICADINDA ESIN KAYNAĞI OLDU İcat: Steteskop Mucit: Rene Laennec Tarih: 1816 1816’da Fransız doktor Rene Laennec, Paris sokaklarında dolaşırken, oynayan iki çocuk gördü. Çocuklardan biri elindeki tahta sopanın bir ucuna kulağını daya- BAŞ AĞRISI ILACINDAN DÜNYANIN EN POPÜLER IÇECEĞINE İcat: Coca Cola Mucit: John Pemberton Tarih: 1885 Atlantalı eczacı John Pemberton, baş ağrısı için bir ilaç hazırlama telaşı içindeydi. 56 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 İçeriğini halen bilmediğimiz karışımı 8 yıl boyunca eczanelerde satışa sundu. Fakat sonrasında tüm zamanların en popüler içeceği marketlerde şişeler halinde yerini aldı. mıştı, öbürü ise tahtanın öteki ucuna iğneyle vuruyordu. Vuruş sesleri tahtanın içinden iletiliyordu. Daha sonra Laennec bir sayfa kağıdı rulo yaparak iple bağladı. Bunu hastanın göğsüne dayadığında kalp atışlarını dinleyebiliyordu. Bu alete Yunanca göğüs anlamındaki stethos sözcüğünden gelen steteskop adı verildi Fazla su alımı tehlikeli Uluslararası Egzersizle İlişkili Hiponatremi Fikirbirliği Geliştirme Konferansı’nda uzmanlar, egzersiz sırasında aşırı su tüketiminin son derece tehlikeli olduğunu ve sağlık sorunlarına yol açtığını söylüyor. Fazla su alımının, böbreklerin fazla suyu atamamasından ötürü vücuttaki sodyum yoğunluğunu azalttığını gösterdi. Bunun da hücrelerde tehlikeli bir şişmeye ve egzersiz ile ilişkili hiponatremiye (kan sodyumu düşüklüğü) yol açtığını gözler önüne serdi. Hiponatremiye dikkat ABD’nin Oakland Üniversitesi Egzersiz Bilimleri’nden Dr. Tamara Hew-Butler, bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Egzersiz ile İlişkili Hiponatremi Fikirbirliği Geliştirme Konferansı’nda fazla su tüketimiyle ilgili önemli tavsiyelerde bulunuyor. Hew-Butler, “Aşırı su kaybını önlemek için sıvı alımı yapıyoruz. Sıvı tüketimimize yol göstermek üzere tabiatımızda olan susama mekanizmasından yararlanmanın zararları da bulunuyor. Bu durum, aşırı su tüketerek hiponatremi ile karşı karşıya kalmamamızı sağlayabilecek bir stratejidir” diyor. Spor Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Ergün ise şöyle konuşuyor: “Egzersize bağlı hiponatremi, kan sodyum düzeyinin <135 mmol/L’nin altına düşmesi olarak ifade edilir. Özellikle maraton, triathlon gibi uzun süreli spor sonra ortaya aktivitelerinden çıkabilmekte- dir. Bu spor türlerinin giderek daha popüler hale gelmesiyle de görülme sıklığı artmaktadır. Nedenleri arasında aşırı su tüketiminin yanı sıra böbrek Böbrek fonksiyon bozuklukları görülüyor fonksiyon bozuklukları ve bazı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi olduğu ileri sürülmektedir.” hormonal mekanizmalarında AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 57 KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT SEZEN AKSU BODRUM’DA SEVENLERİNE MÜTHİŞ BİR GECE YAŞATACAK 29 AĞUSTOS 2015 BODRUM ANTIK TIYATRO, BODRUM MUĞLA Son kırk yıldır hayatımızın fonunda hep onun sesi ve müziği vardı. Olağanüstü sesi, unutulmaz besteleri, şarkılarında insanın iç dünyasındaki serüvenine dair gözlemleri, Türkiye’nin siyasi ve kültürel iklimin değişiminin birinci elden tanıklığının da yer aldığı müthiş şarkılarıyla Sezen Aksu Bodrum’da sevenlerine müthiş bir gece yaşatacak. ZİYNET SALİ MÜZİKSEVERLERLE BULUŞUYOR 16 EYLÜL 2015 21:00 HARBIYE CEMIL TOPUZLU AÇIKHAVA SAHNESI, İSTANBUL 2001 yılında çıkardığı “Ba-Ba” albümü ile müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan ve aradan geçen sürede elde ettiği başarılarla müzikseverlerin gönlüne taht kuran Ziynet Sali, en sevilen şarkılarıyla 16 Eylül akşamı Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda. SELAMİ ŞAHİN UNUTULMAZ ŞARKILARIYLA MERSİN’DE CEM ADRİAN ANKARA’DAKİ HAYRANLARIYLA BULUŞMAYA HAZIRLNIYOR 22 AĞUSTOS 2015 22:00 HAYAL KAHVESI MERSIN , MERSIN Türk müziğinin sevilen sesi Selami Şahin, 22 Ağustos’ta Hayal Kahvesi Mersin’de sahne alıyor. Yıllara meydan okuyan Selami Şahin, unutulmaz şarkıları ve keyifli şovuyla sahnede doyumsuz bir eğlence yaşatacak. 19 EYLÜL 2015 20:00 MEB ŞURA SALONU, ANKARA Farklı ses rengiyle dikkatleri üzerine çeken Cem Adrian, “Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum” adlı albümü ile 19 Eylül’de Anka- ra’da hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. 10 yıllık müzik kariyeri boyunca dinleyenlerinin karşısına hep “başka” çıkan Cem Adrian, yeni albüm ve en yer etmiş şarkılarıyla “bir performans sanatçısı” olmayı sürdürüyor. GÜLDÜR GÜLDÜR YİNE GÜLDÜRECEK 14 EYLÜL 2015 21:00 HARBIYE CEMIL TOPUZLU AÇIKHAVA SAHNESI, İSTANBUL Ekranların beğenilen gösterisi Güldür Güldür, eylül ayında Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi’nde sevenleriyle buluşmaya devam ediyor. Güldür Güldür birbirinden eğlenceli skeçleri ve sürprizleriyle izleyenlere unutulmaz bir akşam yaşatacak. Günlük hayatın sıradan konularına farklı bir bakış açısı ile yaklaşan Güldür Güldür, aileden aşka, şöhretten teknolojiye, futboldan arkadaşlığa, birçok konuya yine kendi mizah anlayışları ile yeni yaklaşımlar ve çözümler getirecek. 58 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 ARTINTERNATIONAL 05 EYLÜL - 06 EYLÜL HALIÇ KONGRE MERKEZI- İSTANBUL Yılın en beklenen sanat olaylarından ARTINTERNATIONAL, çağdaş ve modern sanat fuarı bu yıl 5-6 Eylül tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşiyor. Dünyanın önde gelen galerilerini İstan- bul’da ağırlayacak olan fuar, üçüncü yılında yine dünyaca ünlü sanatçıların çok konuşulacak işlerini bir araya getirecek. Sanatseverler bu yıl da Andy Warhol’dan Jan Fabre’e, Banksy’den Damien Hirst’e, dün- yaca ünlü isimlerin eserlerini İstanbul’da, Haliç Kongre Merkezi’nin büyülü atmosferinde görme şansı yakalayacak. AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 59 AILEMIZIN YENI ÜYELERI KELEŞOĞULLARI PETROLANKARA EDA PETROLDÜZCE BAYBURT PETROLBAYBURT MERKEZ ŞİRİN PETROLKOCAELİ YILMAZ PETROLKOCAELI KURT PETROLGAZIANTEP ERDEMLİ PETROLTEKIRDAĞ 60 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 61 Bize ulaşın... Bize ulaşın... ALPET İLETİŞİM Bize ulaşın... Bize ulaşın... AKDENIZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Aytaç İncedal Telefon: 0533 209 35 13 • 0324 451 29 60 Mail: [email protected] Saha Müdürü (MERSİN-NİĞDE-KAYSERİ-NEVŞEHİR-KARAMAN-KONYA-AKSARAY): AYHAN GÜZEL: 0533 476 40 62- [email protected] Saha Müdürü: (ADANA-OSMANİYE-HATAY): AYŞEGÜL KÖROĞLU: 0532 139 82 25- [email protected] MARMARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Kemal Uludağ Telefon: 0533 687 73 81 • 0262 526 81 85 Mail: [email protected] Saha Müdürü (İSTANBUL ANADOLU-KOCAELI-SAKARYA-DÜZCE-BOLU-ZONGULDAK-BARTIN-KARABÜK): MURAT BATMAZ: 0530 834 62 87 - [email protected] Saha Müdürü (İSTANBUL AVRUPA-TEKIRDAĞ-KIRKLARELI-EDIRNE): SERHAT KENAR: 0530 413 54 81 - [email protected] Saha Müdürü (ESKIŞEHIR-KÜTAHYA-BILECIK-YALOVA-BURSA): ALİ KIHTIR : 0533 476 40 55 - [email protected] EGE BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ ALPET İLETİŞİM ORTA ANADOLU BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Bahadır Ahlatçı Telefon: 0534 887 07 76 • 0318 266 93 27 Mail: [email protected] Saha Müdürü (ANKARA- ÇANKIRI - KASTAMONU - KIRIKKALE): TOLGA ÇOLAKOĞLU: 0533 965 18 28 - [email protected] Saha Müdürü (KIRŞEHİR - YOZGAT - SİVAS - ÇORUM): ÖMER AKER: 0533 476 40 57 - [email protected] KARADENIZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Ali Sadıç Telefon: 0533 687 73 82 • 0362 266 74 00 Mail: [email protected] Saha Müdürü (SİNOP - SAMSUN - AMASYA - TOKAT- ORDU - GİRESUN - TRABZON - ERZİNCAN - GÜMÜŞHANE - BAYBURT -AĞRI - ERZURUM - RİZE - ARTVİN - ARDAHAN - KARS - IĞDIR) ALİCAN ALİOĞLU: 0534 270 23 93 - [email protected] DOĞU VE G.ANADOLU BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Adnan Rençber Telefon: 0533 705 03 92 • 0488 213 81 04 Mail: [email protected] Saha Müdürü (KİLİS - GAZİANTEP - ŞANLIURFA- KAHRAMANMARAŞ - MALATYA - ADIYAMAN- BİTLİS - SİİRT - ŞIRNAK HAKKARİ - MUŞ - VAN -ELAZIĞ - BATMAN - DİYARBAKIR - BİNGÖL - TUNCELİ - MARDİN) RECEP FATIH KÜTÜK: 0534 270 21 71- [email protected] Bölge Müdürü: Mehmet Kara Telefon: 0533 201 46 45 • 0232 618 20 20 / 0 242 249 96 51 Mail: [email protected] Saha Müdürü (ÇANAKKALE-BALIKESİR-MANİSA-UŞAK): ALPER ÖZBEN: 0530 499 32 34- [email protected] Saha Müdürü (İZMİR-AYDIN-DENİZLİ-MUĞLA): Z. EYÜP EZGİN: 0530 954 29 19- [email protected] Saha Müdürü (ANTALYA-BURDUR-ISPARTA-AFYONKARAHİSAR): FURKAN BÜYÜKÇIKRIKCI: 0 530 370 32 26 - [email protected] 62 ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015 GENEL MÜDÜRLÜK Satış Müdürü: Muhsin Albayrak Telefon: 0533 309 64 34 Mail: [email protected] Bayilik İşleri Yönetmeni: Cenk Yaman Telefon: 0530 834 62 88 Mail: [email protected] Yeşilköy Mahallesi Atatürk Caddesi EGS Business Park B2 Blok No:12 Kat:10 34149 Bakırköy-İstanbul Tel: (212) 463 60 00 • Fax: (212) 465 38 05 / 09 AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 63 AĞUSTOS 2015 • YIL: 2 • SAYI: 5 • ÜÇ AYDA BIR YAYIMLANIR • ÜCRETSİZDİR Birlikte Daha İleri ! w w w. a l p e t . c o m .t r Futbol tarihinin YERYÜZÜ CENNETİ EGE Röportaj NASUH MAHRUKİ ‘EN’leri... Röportaj Altınbaş Holding Enerji ve Lojistik Grubu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili MUSTAFA ERGİ
Benzer belgeler
İncele - Alpet
ATANAN MUSTAFA ERGI’NIN HEDEFI, ALPET’I PIYASADAKI ILK 3 ŞIRKET IÇERISINE SOKMAK. ERGI, “ÖNCELIKLI HEDEFIMIZ ILK 5’E GIRMEK. ALTINBAŞ HOLDING’IN HER ALANDA ILK 3’TE OLMA FELSEFESI VE HEDEFI DOĞRULT...
Detaylı