İncele - Alpet

Transkript

İncele - Alpet
AĞUSTOS 2015 • YIL: 2 • SAYI: 5 • ÜÇ AYDA BIR YAYIMLANIR • ÜCRETSİZDİR
Birlikte
Daha
İleri
!
w w w. a l p e t . c o m .t r
Futbol tarihinin
YERYÜZÜ CENNETİ
EGE
Röportaj
NASUH
MAHRUKİ
‘EN’leri...
Röportaj
Altınbaş Holding Enerji ve
Lojistik Grubu Başkanı ve
Yönetim Kurulu Başkan Vekili
MUSTAFA ERGİ
SUNUŞ
Bayilerimizi
rekabette bir adım
öne çıkarıyoruz
İzzet Çubukçu / Genel Müdür
H
epinizin bildiği gibi, bayisiyle,
dağıtıcısıyla akaryakıt sektörü olarak çok yoğun bir süreçten geçiyoruz. Bir taraftan devam
eden intifa süreci, diğer yandan yeni
uygulamalar, petrol fiyatları ve döviz
kurunda yaşanan dalgalanmalar, sektörün tansiyonunu sürekli yüksek tutan unsurlar oldu.
Biz de Alpet olarak, bu yoğun gündemde işimize odaklanarak, piyasada
yaşanan yoğun rekabette öne geçmek
ve tüketici memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak için siz değerli iş ortaklarımız ile birlikte var gücümüzle
çalışıyoruz. 2015 yılı satışlarımızın,
geçen yıla göre yüzde 25 artmış olması bunun en güzel göstergesi. Bunun
için tüm bayilerimiz özel bir teşekkürü hak ediyor.
Bayilerimize sadece akaryakıtta değil,
akaryakıt dışı alanlarda da yapılacak
işbirlikleriyle avantaj sağlayarak diğer
istasyonların bir adım önüne geçmelerini sağlamak üzere çalışmalarımızı
aralıksız sürdürüyoruz.
Bu kapsamda, istasyonlarda CNG satışı ile ilgili görüşmelerimiz belli bir
noktaya geldi. Kısa bir süre önce de
hem akaryakıt hem CNG satılan ilk istasyon Alpet çatısı altında Antalya’da
hizmete girdi. Öte yandan perakende
elektrik satışı ile ilgili çalışmalarımız
da devam ediyor.
2015 sürecini başarılı şekilde geçiren
sayılı şirketlerden biri olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Birçok bayimiz
ile sözleşmemizi yeniledik ve yenilemeye devam ediyoruz. Henüz Alpet
bayrağı altında olmayan birçok bayi
adayımız ile de çok yakında Alpet çatısı altında ailemizin birer üyesi olarak
yola bizimle devam edeceğini görmek
bizleri mutlu ediyor.
Yıllardır birlikte çalıştığımız ve ailemize yeni katılan tüm bayi dostlarımız ile önümüzdeki dönemde daha
nice başarıları birlikte kutlayacağımıza ve güzel işlere imza atacağımıza
yürekten inanıyorum. Hepinize bol
kazançlar diliyorum.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  1
içindekiler
Y E RY Ü Z Ü
CENNETİ
Editör
H. Murat Fırat
[email protected]
İletişim
[email protected]
8
E G E 14
“ALPET’I ILK 3’E
6
TAŞIYACAĞIZ”
Yeşilköy Mahallesi Atatürk Caddesi EGS
Business Park B2 Blok No:12 Kat:10
34149 Bakırköy-İstanbul
Tel: (212) 463 60 00
Fax: (212) 465 38 05 / 09
www.alpet.com.tr
Görsel Yönetmen
Kasım Halis
Tasarım
22
“GENÇ VE DINAMIK
ENERJIMIZLE SAHADAYIZ”
TÜRKIYE’NIN OTOMOBIL TARIHI…
28
RENKLERİN
SUDA
DANSI
Medya Time Reklam Ajansı
Tel: (0312) 472 86 12 - 23
Basıldığı Yer
Dumat Ofset Mat. San.Tic.Ltd.Şti.
Bahçekapı Mah. 2477 Sk. No:6
Şaşmaz-Etimesgut/ANKARA
Dağıtım
Kurye / Kargo
Yayın Türü
YEREL SÜRELİ YAYIN
TÜM TÜRKİYE’DE
Basım Tarihi
30 Temmuz 2015
Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon,
grafik, harita gibi malzemelerden yazılı izin
olmaksızın hiçbir şekilde alıntı yapılamaz.
Bayiler, geleneksel Alpet iftarlarında buluştu
4
Sofu Altınbaş, kızıyla aynı gün üniversiteden mezun oldu.
7
“Alpet’i ilk 3’e taşıyacağız” 8
Yeryüzü Cenneti Ege
14
Alpet’ten nakliyecilere % 6 indirimli yakıt fırsatı
21
“Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız”
22
“Bugüne kadar 2050’nin üzerinde insan hayatı kurtardık”
24
Türkiye’nin otomobil tarihi…
28
Sanat32
Mavinin Büyülü Dünyasına Altınbaş ile Yolculuk
35
“Samimiyet testinde başarılıyız”
36
Futbolun tarihinin “En”leri
38
25 İlginç Psikolojik Gerçek
42
Albe istasyonlarının akaryakıtı Alpet’ten
45
Alpet durakları
46
Teknoloji
52
Moda
54
Buluş Hikayeleri
56
Sağlık
57
Kültür Sanat
58
Ailemizin yeni üyeleri
60
Alpet iletişim
62
KÜLTÜREL MIRAS-
î LARIMIZIN EN GÜZEL
ÖRNEKLERINDEN BIRI OLAN
EBRU SANATI, MAHARETLI
ELLERIN DOKUNUŞLARIYLA
SUYUN ÜZERINDE HAYAT
BULUYOR.
32
“BUGÜNE KADAR
2050’NIN ÜZERINDE
INSAN HAYATI KURTARDIK”
24
HABER
ALPET
teceğimize inanıyoruz” şeklinde konuştu.
haber
Bayiler, geleneksel
ALPET iFTARLARINDA BULUŞTU
î
A
ALPET, BU YIL DA ÇEŞITLI ŞEHIRLERDE DÜZENLEDIĞI GELENEKSEL IFTAR YEMEKLERIYLE
IŞ ORTAKLARI VE BAYILERINI BIR ARAYA GETIRDI.
lpet, Ramazan ayı vesilesiyle 24 Haziran’da
İzmir, 25 Haziran’da
Adana, 30 Haziran’da Samsun, 1 Temmuz’da Ankara, 7
Temmuz’da Batman ve 9 Temmuz’da İstanbul’da düzenlediği geleneksel iftar yemekleriyle iş ortakları ve bayilerini
buluşturdu.
Altınbaş
bayileriyle
cep
telefonu numarasını paylaştı
İstanbul’da düzenlenen iftar
yemeğinde konuşma yapan
Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, bayileri birer
iş ortağı olarak gördüklerini
belirterek, “Bu sektörde bayilerine en yakın dağıtım şirketi
Alpet’tir. Çünkü biz bayilerimizle birlikte kocaman bir aileyiz.
Bayilerimizin her biri bizim için
çok değerli” dedi. Bayiler ile
şahsi cep telefonu numarasını
da paylaşan Altınbaş, “Bir aile
olduğumuza göre, her türlü sıkıntınızda beni aramaktan çekinmeyin. Her zaman sizin yanınızdayım” şeklinde konuştu.
4  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
Alpet Yönetim Kurulu Başkanı
Sofu Altınbaş
“Her geçen gün büyüyoruz”
Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirilen iftar yemeğinde
konuşma yapan Alpet Yönetim
Kurulu Başkan Vekili ve Enerji
ve Lojistik Grubu Başkanı Mustafa Ergi ise, birbirinden farklı
5 sektörde 25 marka ile faaliyet
gösteren Altınbaş Holding’in
Türkiye’nin lider kurumlarından
biri olduğunu söyledi. Holding
bünyesinde faaliyet gösteren
Alpet’in de, 7 deposu ve 400
bayisi ile sektörün en büyük
yerli şirketlerinden biri olduğuna dikkat çeken Ergi, “Gerek
yeni istasyon yatırımlarımız,
gerekse yurtiçi ve yurtdışında
enerji alanındaki yatırımlarımız
tüm hızıyla devam etmektedir.
Sadece ülkemizde değil, yakın
coğrafyadan başlamak üzere yapılan ve planlanan yeni
yatırımları ile Grubumuz günden güne büyümektedir. İşin
ekonomik boyutunun dışında,
gerek ülkemizde gerek uluslararası alanda saygın bir yer
edindiğimizi gösteren bu büyüme trendi bizi, hem Grubumuz hem de ülkemiz açısından
mutlu etmektedir” dedi.
“Sektör 5 yılda bir yeniden yapılanıyor”
Akaryakıt sektöründeki gelişmelerin baş döndürücü bir hızla devam ettiğini ifade eden
Ergi, “Gerek hukuki gerekse
ekonomik altyapıdaki dönüşüme sektörün intibak göstermesi her türlü takdirin ötesindedir. 5 yılda bir sektörün yeni
anlaşmalar sebebiyle doğal
olarak yeniden yapılandırıldığı bir süreci daha yaşıyoruz.
Bizler 5 yıl önceki tecrübe ve
sizlerden aldığımız güçle bu yıl
da güçlenerek bu süreci yürü-
“Alpet yeniliklerin öncüsü”
Güçlü depolama kapasitesi,
sağlam insan kaynağı ve köklü
Altınbaş geleneğinden neşet
eden anlayışı ile Alpet’in yeniliklerin de öncüsü olduğunu
vurgulayan Mustafa Ergi, şöyle
konuştu:
“Ülkemizin en önemli konularından birisi olan enerji verimliliğinin
sektörümüzdeki
göstergelerinden birisi olan biyoenerjiyi ülkemizde ilk uygulayan şirket olmanın onurunu
yaşıyoruz. Şu an için düzenlemelerle zorunlu hale getirilen
biyoyakıtları bizler 5 yıl önce
uygulayan firma olduk.”
“Serbest piyasaya müdahaleyi
doğru bulmuyoruz”
Bayilere seslenen Alpet Genel
Koordinatörü Mehmet Gültekin de, uzun yıllardır akaryakıt sektöründe bulunduğuna
dikkat çekerek, sektörün hiç
bu kadar zor bir dönem geçirmediğini söyledi. Özellikle
son yıllarda devletin sürekli
olarak serbest piyasada oluşan
fiyatlara müdahale ettiğine
dikkat çeken Gültekin, “Serbest piyasada oluşan fiyatlara
İSTANBUL
rekabet etmesini beklemek çok
yanlış. Bir masa, bir kasa ile kurulan şirketlerin ne Türkiye ekonomisine ne de akaryakıt sektörüne
hiçbir faydası olmaz, aksine bu tür
şirketler ekonomiye ve piyasaya
büyük zarar verir” değerlendirmesinde bulundu.
İzzet Çubukçu
Alpet Genel Müdürü
müdahale edilmesini kesinlikle
doğru bulmuyoruz” şeklinde
konuştu.
“Piyasaya giriş şartları ağırlaştırılmalı”
Şu anda 84 akaryakıt dağıtım firmasının faaliyette bulunduğunu
belirten Gültekin, “Bu 84 dağıtım şirketi zaten kendi aralarında
yoğun bir rekabet ortamı yaratmış durumda. Bu kadar çok dağıtım şirketinin olmasını da piyasanın sağlıklı yapısına olumsuz
etkisi olduğunu düşünüyorum.
Serbest piyasa ortamında şirketlerin piyasaya girişine bir sınırlama getirilemez tabii ama muhakkak piyasaya giriş şartlarının
ağırlaştırılması lazım. Bir masa,
bir kasa ile kurulan şirketler ile
milyonlarca dolar yatırım yapan
ciddi şirketlerin aynı platformda
“İkmal gücümüz bayilerimiz için
büyük avantaj”
Alpet’in genel yapısı itibariyle
kendi emsallerinden çok farklı
bir noktada bulunduğuna işaret
eden Mehmet Gültekin, şöyle
konuştu: “Örneğin, depolama
kapasitemiz bakımından 84 dağıtım şirketi içerisinde 3. sıradayız. Türkiye’nin 7 farklı bölgesindeki 7 depolama tesisimizin
ulaştığı yaklaşık 250 bin metreküplük kapasitemiz, bayilerimize en hızlı şekilde ve kesintisiz
ikmal yapma avantajı sağlıyor.
Bu çok önemli bir avantaj. Ayrıca sektörde yetişmiş, genç,
kabiliyetli, gelişmelere hızla
adapte olabilen ve bayilerimiz
ile çok iyi iletişim içinde olan bir
personel yapımız var. Alpet’in
tüm çalışanları 24 saat boyunca
bayilerimizin emrinde. Tüm bunların yanı sıra Altınbaş Holding
gibi Türkiye’deki en büyük 50
şirket içerisinde yer alan lider bir
grubun bünyesinde faaliyet gös-
ANKARA
SAMSUN
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  5
HABER
İZMİR
termek Alpet bayilerine de çok
büyük bir güç veriyor.”
“Depolama kapasitesinin önemi
gittikçe artıyor”
Alpet Genel Müdürü İzzet Çubukçu, 4 milyar doları aşan cirosu ile birçok sektörde faaliyet
gösteren Altınbaş Grubu’nun,
en önemli değerlerinden biri
olan Alpet’in; Türkiye genelindeki 400 istasyonu ve 7 depolama
tesisi ile ülkeye hizmet vermeye
devam ettiğini söyledi. Depolama kapasitesinin öneminin her
geçen gün daha da arttığına
dikkat çeken Çubukçu, “Alpet,
7 depolama tesisi ile ülkenin her
bölgesinde bayilerine sağladığı
ikmal güvencesi ile öne çıkmakta ve bu anlamda 3. büyük şirket
olma gururunu da yaşamaktadır.
Bunlara ek olarak; mevcut tesislerin kapasitesinin artırılması ve
yeni ikmal noktalarının oluşturulması için gerekli yatırım çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
“Satışlarımızı yüzde 25
arttırdık”
Alpet’in, piyasada yaşanan yoğun rekabette öne geçmek ve
tüketici memnuniyetini en üst
seviyeye çıkarmak için iş ortakları ile birlikte var gücüyle çalıştığı6  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
ADANA
nın altını çizen Çubukçu, “2015
yılı satışlarımızın, geçen yıla
göre yüzde 25 artmış olması bunun en güzel göstergesidir. Bunun için sizlere ayrıca teşekkür
ediyorum” şeklinde konuştu.
“Çok yakında birçok yeni bayi
Alpet bayrağını dalgalandırmaya başlayacak”
İstasyonlarda CNG satışı ile
ilgili yürüttükleri görüşmelerin
belli bir noktaya geldiği bilgisini veren İzzet Çubukçu, şöyle devam etti: “Bu kapsamda
hem akaryakıt hem CNG satı-
ALPET
haber
BATMAN
lan ilk istasyon Alpet çatısı altında hizmete girdi. Perakende
elektrik satışı ile ilgili çalışmalarımız da devam ediyor. 2015
sürecini başarılı şekilde geçiren sayılı şirketlerden biri olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Birçok bayimiz ile sözleşmemizi yeniledik ve yenilemeye
devam ediyoruz. Henüz Alpet
bayrağı altında olmayan birçok
bayi adayımızın da çok yakında
Alpet çatısı altında ailemizin
birer üyesi olarak yola bizimle
devam edeceğini görmek bizi
mutlu ediyor.”
SOFU ALTINBAŞ MEZUNIYET PASTASI KESTI
Alpet’in İstanbul’da gerçekleştirdiği iftar yemeğinde Hukuk Fakültesi’nden
mezun olan Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş, mezuniyet pastasını
Alpet yöneticileri ile birlikte kesti.
Sofu Altınbaş,
kızıyla aynı gün
üniversiteden mezun oldu.
î
ALTINBAŞ HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANVEKILI SOFU ALTINBAŞ, 53 YAŞINDA ÜNIVERSITEDEN MEZUN
OLDU. HAYALINDEKI BÖLÜM OLAN HUKUKU TAMAMLAYAN ALTINBAŞ, KIZI ILE AYNI GÜN DIPLOMA ALDI.
A
ltınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Alpet Yönetim
Kurulu Başkanı Sofu Altınbaş,
53 yaşında üniversiteden mezun oldu. Kuzey Kıbrıs Yakın
Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren Sofu Altınbaş, kızı Fatma Altınbaş ile
aynı gün diploma aldı.
Gaziantep’te ilk ve orta öğretimini tamamlayan Sofu Altınbaş, liseden sonra eğitimine
iş hayatındaki yoğunluk nedeniyle ara vermişti. 48 yaşında
yeniden okula dönme kararı
alan Altınbaş, kızı ile aynı üniversitenin hukuk bölümüne
girmeyi başardı. Sınavlara kızıyla birlikte hazırlanan Sofu
Altınbaş, mezuniyet sevincini de kızıyla aynı gün yaşadı.
Sofu Altınbaş’ı eşi Zeynep
Altınbaş ve oğlu Mehmet Altınbaş da törende yalnız bırakmadı.
“Geç oldu demeden çalıştım”
Mezuniyet töreninde konuşan Sofu Altınbaş şunları söyledi: “Başta rektörümüz Prof.
Dr. Ümit Hassan olmak üzere, tüm öğretim kademesine
teşekkür ediyorum. Velilere
de gençleri topluma faydalı
bireyler olarak yetiştirdikleri için teşekkür ederim. Ben
gençliğimde
fiziki
imkansızlıktan dolayı yarıda bıraktığım
tahsilimi ‘Geç oldu’
demeden tamamlamaya
çalıştım.
Kendimi yetiştirmek
ve tüm gençlere örnek olmak için yola
çıktım. Kaç yaşında
olursanız olun eğitime önem
verin.”
Sofu Altınbaş, 5 farklı sektörde 21 şirket ile 7.8 milyar
TL’lik ciroya sahip Altınbaş
Holding’de Alpet Türkiye,
Alpet Kuzey Kıbrıs, Atak Madeni Yağ, Akdeniz Akaryakıt,
Transal Denizcilik ve Galata
Denizcilik’in bulunduğu enerji
ve lojistik grubunu yönetiyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  7
RÖPORTAJ
“ALPET’I ILK 3’E
TAŞIYACAĞIZ”
Mustafa Ergi:
î
EPDK’NIN ILK PETROL PIYASASI DAIRE BAŞKANI OLARAK PETROL PIYASASININ REGÜLE EDILMESINDE ÇOK
ÖNEMLI BIR MISYON ÜSTLENEN, DAHA SONRA ALTINBAŞ HOLDING’TE FARKLI POZISYONLARDA GÖREV
ALDIKTAN SONRA HOLDING’IN ENERJI VE LOJISTIK GRUBU BAŞKANI VE YÖNETIM KURULU BAŞKAN VEKILI OLARAK
ATANAN MUSTAFA ERGI’NIN HEDEFI, ALPET’I PIYASADAKI ILK 3 ŞIRKET IÇERISINE SOKMAK. ERGI, “ÖNCELIKLI HEDEFIMIZ ILK 5’E GIRMEK. ALTINBAŞ HOLDING’IN HER ALANDA ILK 3’TE OLMA FELSEFESI VE HEDEFI DOĞRULTUSUNDA
ÇALIŞMALARIMIZI ARALIKSIZ SÜRDÜRÜYORUZ” DIYOR.
8  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
RÖPORTAJ
K
uyumculuk, petrol, madeni yağ, finans, lojistik
ve eğitim gibi alanlarda faaliyet gösteren Altınbaş
Holding, Türkiye’nin en köklü ve saygın gruplarından.
1950’li yıllarda temeli atılan
Altınbaş Holding bugün, kuyumculukta; Altınbaş, Assos,
Pera, Onsa Rafineri, Onsa İstanbul ve alStone, finansta;
Creditwestbank Kıbrıs, Creditwestbank Ukrayna, Creditwest Factoring enerjide;
Alpet, Atak, Akdeniz Akaryakıt, lojistikte ise Transal Denizcilik ve Galata Denizcilik ile
faaliyet gösteriyor. Grup, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Ukrayna’daki 21 şirketiyle büyümeye devam ediyor. Grup ayrıca,
yaklaşık 5 bin öğrencisi bulunan Kemerburgaz Üniversitesi’yle de eğitim alanında fark
yaratan projelere imza atıyor.
Altınbaş Holding’in enerji
sektöründeki en önemli markalarından biri Alpet. 1997 yılında KKTC’de temelleri atılan
ve 2001 yılında Türkiye’de faaliyete başlayan Alpet, şu anda
yurt geneline yayılmış 400’ün
üzerinde bayisiyle hizmet sunuyor. Türkiye’nin en yüksek
depolama kapasitesine sahip
akaryakıt dağıtım şirketlerinden biri olan Alpet, yıl sonunda 500 bayi sayısına ulaşmayı
hedefliyor.
Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz?
1990 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldum. Maliye
Bakanlığı’nda yaklaşık 10 yıl
boyunca hesap uzmanı olarak
çalıştım. Daha sonra Maliye
Bakanlığı’nın özel bursuyla
Amerika’da Carnegie Mellon
Üniversitesi’nde İşletme Yönetimi üzerine yüksek lisans
yaptım. Döndükten sonra Turizm Bakanlığı’nda 2 yıl Genel
Müdür Yardımcılığı yaptım.
Daha sonra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda (EPDK)
önce 4 yıl Finansman Dairesi
Başkanlığı yaptım, akabinde de Petrol Piyasası Dairesi
Başkanlığı görevini yürüttüm.
Daha sonra Altınbaş Holding’te Mali İşler Grup Başkan Yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık 2 yıl bu
görevi yürüttükten sonra Alpet’in Genel Müdürü oldum.
4 yıl bu görevi yaptıktan sonra Altınbaş Holding’in Enerji
ve Lojistik Grubu Başkanı ve
Yönetim Kurulu Başkan Vekili
olarak atandım.
EPDK’nın ilk Petrol Piyasası Daire Başkanı olarak
petrol piyasasının regüle
edilmesinde çok önemli bir
rol aldınız. Sektörün bugün
geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce
serbest piyasa koşullarının
tesisi için hangi konularda
ne gibi düzenlemeler yapılması gerekiyor?
Geçmişte akaryakıt piyasasında, piyasa taraflarının hak ve
yükümlülüklerini
gösteren,
yaptırımla desteklenmiş özel
bir mevzuat düzenlemesi yoktu. Daha ziyade tebliğlerle,
yönetmeliklerle, alt düzenlemelerle düzenlenmiş bir
yapı vardı. 5015 sayılı Petrol
Piyasası Kanunu’nu ile petrol
piyasasındaki piyasa taraflarının hakları, yükümlülükleri,
sorumlulukları belirlendi. Petrol piyasasına böylesine bir
yasal çerçeve çizilmesi devrim
niteliğinde bir gelişme oldu.
EPDK kurulduğu tarihten itibaren bu Kanun’un arkasında çok ciddi ve sıkı bir şekilde durdu. Sektör de çok kısa
bir sürede bu Kanun’a uyum
sağladı. Önemli bir hazırlık
ALPET, 200 BIN M3 KAPASITESI ILE
DEPOLAMA ALANINDA
TÜRKIYE’DE ILK 3’TE
Ağustos 2013’ten bu yana
Alpet Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürüten
Mustafa Ergi ile, kariyer basamaklarından, ilgi alanları ve
sektördeki gelişmelere kadar
pek çok konuyu konuştuk...
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  9
RÖPORTAJ
dönemi olmamasına rağmen, çok kısa sürede önemli adımlar hayata geçirildi. Öncelikle
piyasadaki oyuncuların hakları ve yükümlülükleri net bir şekilde belirlendi. Birbirleriyle aynı
masa etrafında ortak bir piyasa çıkarı çerçevesinde yapılanmaları ortaya konuldu. Ayrıca çok
ciddi bir denetim mekanizması getirildi. 2007
yılı itibariyle bütün piyasa düzenlemeleri tamamlanarak sektör bugünkü durumunu aldı.
Tabi bu düzenlemelerinin aşırı düzenlemeler
olduğu eleştirileri çok geliyor. Yeni bir yapı
kurulduğu için çok detaylı düzenlemeler yapılması kaçınılmaz oluyor. Öte yandan bilindiği
gibi ülkemizde şu anda bir Anayasa tartışması
da yapılıyor. Bu açıdan anayasanın bile gözden
geçirildiği bir ortamda, hayatın akışının getirdiği bir sonuç olarak bu mevzuatın da gözden
geçirilmesi gerekiyor. Zaten bunu bütün piyasa tarafları da açık bir şekilde ortaya koyuyor.
İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde kanun
revizyonu gündeme gelecektir.
2009, 2014 ve 2015 yılında 3 kez tavan fiyat
uygulamasına gidildi. EPDK’nın serbest piyasada oluşan fiyatlara müdahale etmesini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
RÖPORTAJ
Bilindiği gibi “Tavan Fiyat” 5015 sayılı Yasa’da
öngörülmüş bir mekanizma. Nihayetinde bu
konuyla ilgili olarak sektör sürekli EPDK ile
görüşüyor. Bu konunun özel bir önemi olduğu için ayrı bir daire oluşturuldu. “Tavan fiyat
uygulamasının piyasaya bir müdahale olduğu”
eleştirileri mutlaka geliyordur. Ancak rekabetle
piyasa güvenliği arasında bir denge tutturulması çok önemli. Tabii ülkemizin kendine özgü
koşulları var ve sektörümüzün ilave bir takım
maliyetleri var. Ancak ben konuya her iki taraf açısından da bakmaya çalışıyorum. Sektör
kendini doğru bir şekilde anlatabilecek mekanizmaları işlettiği takdirde, bunun kamu tarafından algılanacağına inanıyorum.
Altınbaş Holding’in enerji sektöründeki faaliyetlerini çeşitlendirme gibi bir planı var mı?
Zaten kendi alanımızda yerli sermayeli bir şirket olarak piyasada nezih bir yer elde ettik.
Agresif değil, ölçülü büyümeyi her zaman kendimize hedef olarak seçtik. Bu büyümenin de
belli bir noktasına ulaştığımıza inanıyorum. Şu
anda petrol sektörü ile ilgili yeni fırsatları da
değerlendiriyoruz. Bir takım organik büyümeler, satın almalar olabilir. Bu alternatifleri şu an
için değerlendiriyoruz.
î
ALTINBAŞ HOLDING’IN ENERJI SEKTÖRÜNDEKI EN
ÖNEMLI MARKALARINDAN BIRI ALPET. 1997 YILINDA
KKTC’DE TEMELLERI ATILAN VE 2001 YILINDA TÜRKIYE’DE
FAALIYETE BAŞLAYAN ALPET, ŞU ANDA YURT GENELINE YAYILMIŞ 400’ÜN ÜZERINDE BAYISIYLE HIZMET SUNUYOR.
Ayrıca madeni yağ alanında da çok ciddi çalışmalarımız var. Gerçekten bu alanda da çok
önemli adımlar attık. Şu anda sektörün en çok
büyüyen madeni yağ firması Atak Madeni Yağlar. Bunu, hem grubumuz hem de ülkemiz adına bir övünç kaynağı olarak görüyorum. Çünkü
yakın coğrafyamızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, çok ciddi bir ihracat potansiyelimiz oluştu madeni yağda. Bu bizim adımıza
çok sevindirici.
Petrol sektörüyle ilgili olarak Balkanlarda bir
takım yeni imkanları araştırıyoruz. Hem dağıtım zinciri olarak hem de toptan satış açısından çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz orada.
Zaten bilindiği gibi yavru vatanımız Kıbrıs’ta
yüzde 50’lik bir pazar payımız var. Kıbrıs’ta da
çok saygın bir yer edindik. Oradaki çalışmalarımız, hem yavru vatanımız olması açısından
duygusal olarak bizi mutlu ediyor, hem de ticari olarak orada gerçekten çok iyi bir başarı elde
ettiğimizi düşünüyorum.
Bütün bunların yanı sıra yenilebilir enerji kaynakları konusunda çok ciddi çalışmalar başlattık. Şu anda lisanssız güneş enerjisi konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca diğer
yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da
yatırım yapma düşüncemiz var. Şu anda yatırım
alanlarını ve fırsatları değerlendiriyoruz. Fırsatlar oluştukça da bu alanlarda da Altınbaş Holding’i göreceksiniz.
Alpet, Altınbaş Holding gibi Türkiye’nin
önde gelen gruplarından birinin bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bu, Alpet için nasıl
bir sinerji yaratıyor?
Tabii Altınbaş Holding’in çok büyük bir gücü
10  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
var; ülkemizin en likit gruplarından. Çok değişik alanlarda faaliyet gösteriyor. Altınbaş
Holding kuyumculukla iş hayatına başlamış,
Kıbrıs’ta petrol dağıtım şirketi kurarak devam
etmiş. Dolayısıyla Holding’in bize çok büyük
bir sinerjisi var. Ancak petrol sektöründe yerli
sermayeyle geldiğimiz nokta önemli. Tabii ki
biz bu noktayı kendimiz açısından yeterli görmüyoruz. Çünkü, Altınbaş hangi alana girdiyse
orada sektörde ilk üçe giriyor ya da sektör lideri oluyor. Dolayısıyla biz de petrol alanında
Alpet’i bu açıdan o podyuma çıkarmayı düşünüyoruz. Öncelikli hedefimiz ilk 5’e girmek. Şu
anda 6’larda 7’lerde nezih bir yer edindik. Ama
biraz önce de söylediğim gibi, bizim amacımız
ölçülü büyümek, saygın bir yer edinmek, itibarımızı muhafaza etmek ve kalıcı olabilmek. Altınbaş Holding’in her alanda ilk 3’te olma felsefesi ve hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı
aralıksız sürdürüyoruz.
Alpet’in 2015 yılına ilişkin hedefleri neler?
Şu anda 400 bayimiz var. Biz kendimize 5 yıllık bir hedef belirledik, “5 yıl içinde şu noktaya
geleceğiz” diye. Bu hedefe ulaşabilmemiz için
bu yıl en az 80 yeni bayiyi bünyemize katmamız gerekiyor. Zaten ilk 4 aylık dönemde 2530 bayilik yapmış durumdayız. 2015 süreci,
2010’daki intifa sürecinin çok benzeri olmakla
birlikte, mevcut şirketler yapılarını korumaya
çalışacaklar. Ancak biz de agresif olmayan, ölçülü bir büyümeyi düşünüyoruz. Dolayısıyla bu
sene sonunda 500 bayiye ulaşmayı hedefliyoruz. Ancak önümüze koyduğumuz 5 yıllık hedefe ulaşmak için de çalışmayı sürdürüyoruz ve
bu hedefi gün gün takip ediyoruz.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  11
RÖPORTAJ
2015 yılının Eylül ayında ikinci intifa dönemi sona erecek ve intifa süresi biten
bayiler dağıtım şirketlerini değiştirebilecekler. Bu süreçte Alpet nasıl bir stratejisi
uyguluyor?
Zaten 2010 yılından tecrübemiz vardı. 2015 sürecini de gün gün takip ettik. Ancak şöyle bir
şansımız var; Alpet artık bilinen bir marka. Tüketicilerde bir marka algısı oluşmuş vaziyette.
Piyasa koşullarının bizi çok zorladığı dönemlerde bile her zaman Alpet olarak, sözümüzü
tutan bir yapıda olduk. Esasında biz dağıtıcı
ve bayiyi, ayrı piyasa tarafları şeklinde değil
de, birer ticari ortak olarak değerlendiriyoruz.
Ortaklıklarda da her iki tarafın asgari memnuniyetinin sağlanması lazım ki belli bir noktaya
gelinsin. 2015 süreci bizi hiç ürkütmüyor, tam
tersine heyecan veriyor. Şu ana kadar ailemize
yeni gelen bayiler de oldu, ayrılan bayiler de
oldu. Bunu dürüstçe söylemek lazım ama bu
anlamda ciddi bir kaybımız yok. Planlamamızı
çok ince detaylara kadar çok iyi yaptık. İntifalar
artık 5 yılla sınırlandırılsa da, piyasada kalıcı olduğunu kanıtlayan dağıtım şirketleri bayilerle
uzun süreli ilişki kurabiliyor. Yani piyasaya sizin
verdiğiniz güvenle alakalı bir şey bu. Dolayısıyla şu ana kadar çok iyi tepkiler aldık.
Depolama kapasitesi açısından Alpet sektörün önde gelen firmalarından biri. Depolama kapasitenizin büyüklüğü size ne gibi
avantajlar sağlıyor? Yeni bir depolama tesisi kurmayı planlıyor musunuz?
Biliyorsunuz biz 200 bin m3 kapasite ile depolama alanında Türkiye’de ilk 3’teyiz. Çok ciddi
RÖPORTAJ
bir depolama kapasitemiz var. Ancak rekabetin
getirdiği ortam sebebiyle ithalat eskisi kadar
karlı değil. Tabii petrol fiyatlarında çok ciddi oranda düşüş olması nedeniyle bu alanda
uzun vadeli yatırımlar düşünülmüyor. Şu anda
6 ilde depomuz var. Mevcut depolarımızı genişletecek alanlarımız var. Bizden depoculuk
hizmeti almak isteyen çok sayıda grupla son
3-4 aydır çok ciddi görüşmelerimiz oluyor. Bu
görüşmelerimiz önemli ölçüde istediğimiz gibi
sonuçlanırsa, depolama kapasitemizi artırmamız gerekebilir.
cih ediyoruz. Yurt dışı seyahatlerin şu faydası
oluyor. Türkiye’nin ne kadar büyük bir gelişim
gösterdiğini oralarda daha net anlıyorsunuz.
Biz geçmişte yurt dışına çıktığımızda Türkiye’nin geri kalmışlığına üzülüyorduk. Ancak iki
yıl önce çocuklarla bir İtalya turu yaptık, çok
da hoşuma gitti. Oraya gittiğimde tabiri caizse
kendimi bir Amerikalı gibi hissettim. İnsanların
Türkiye’deki ekonomik gücün ve gelişmenin
farkında olması, az gelişmiş bir ülkeden değil
de gelişmiş bir ülkeden gelmişiz gibi bize itibar göstermeleri çok güzeldi.
İş yaşamınızda yoğun bir tempoyla çalışıyorsunuz. Ortalama bir gününüz nasıl geçiyor? Bu yoğun tempoda iş-aile dengesini
kurabiliyor musunuz?
Hobileriniz var mı?
Maalesef iş-aile dengesini genellikle kaçırıyoruz. Özellikle kamu döneminde çok yoğun bir
çalışma tempom vardı. Öyle ki çocuklarımın
büyüdüğünü göremedim. Tabii eşim bu anlamda bana çok büyük destek oldu. Şu anda yaşımın getirdiği olgunlukla da hayattaki dengeleri oturtmuş durumdayım. Hayatta benim için
önemli olan üç şey var. Birincisi ve en önemlisi;
sağlık. İkincisi aile ve üçüncüsü de yakın dostlar. Bu üçü eğer sağlam bir şekilde duruyorsa,
hayattaki diğer unsurları ihmal etmek o kadar
da zor değil. Son dönemde bunlara çok önem
vermeye başladım.
İşten arta kalan zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gezmeyi çok seviyorum. Eşim de çok seviyor.
Son dönemde yurt dışı gezilerini daha çok ter-
ALPET’IN 2015 YILI SONU
HEDEFİ 500 BAYI
SAYISINA ULAŞMAK
12  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
Küçükken mandolin ve saz çalıyordum ama
sonra müzikle uğraşmaya fırsat bulamadım.
Ayrıca küçükken izciydim, izciliği geliştirme-
yi çok isterdim. Ama dediğim gibi çok yoğun
bir iş yaşamım oldu, çok yoğun okul yaşamım
oldu. Dolayısıyla şu anda hobim var diyebileceğim bir uğraşım maalesef yok. Ancak bir hobim olması gerektiğine inanıyorum.
İş yaşamında kendinize örnek aldığınız
biri var mı?
Beni en çok etkileyen kişi rahmetli Turgut Özal
olmuştur. Özal’ın Türkiye’yi dünyaya açması,
herkesin söylediğinden çok farklı şeyler söylemesi beni çok etkilemiştir. Çok iyi hatırlıyorum
1984 yılında Fransa, Avrupa Kupası’nı kazandığında, Turgut Özal “İnşallah bizim de bu kupaları alacağımız günler gelecek” demişti ve
herkes o zaman gülmüştü. Biliyorsunuz Türkiye
yıllar sonra dünya üçüncüsü de oldu, Avrupa
üçüncüsü de. Yani o vizyonu beni çok etkile-
mişti. Çok büyük bir liderdi. Hayatımda beni
en çok etkileyen insan kim derseniz O’dur. Tabii ki babam gerçekten önemli bir insandı. O
da benim için rol model olmuştur.
Futbolla aranız nasıl? Hangi takımı tutuyorsunuz? Maçlara gider misiniz?
Galatasaray aşığı olduğumu belirtmek isterim. Eskiden fanatik Galatasaraylıydım, şimdi
daha sağduyuluyum. Takımımı çok severim,
ancak iyi oynayan takım kimse onun hakkını
da her zaman teslim ederim. Fırsat buldukça
Galatasaray’ın tüm maçlarına gitmeye çalışıyorum. Çocuklarım da fanatik Galatasaraylı. Biraz
benden etkileniyorlar tabii. Ama tabii ki tüm
takımlara sevgiyle yaklaşıyorum. Esas olan bizim dünya çapında markalar çıkarabilmemiz.
Son olarak bayilere vermek istediğiniz bir
mesaj var mı?
Altınbaş Holding ve Alpet hem kurumsal, hem
yerli, hem de bayilerine çok yakın bir firma. Kısacası Alpet, her an her istediğinize ulaşabileceğiniz bir firma. Nihayetinde ben burada Yönetim Kurulu Başkan Vekili sıfatıyla çalışıyorum.
Bir profesyonelim, yani aileden birisi değilim.
Ancak birçok noktada bizlere yetki verilmiş vaziyette. Dolayısıyla hem bayilerimiz bizlere çok
yakınlar, onların bir telefon kadar uzağındayız, hem de kurumsal bir firmadan beklentileri
neyse onu karşılayabiliriz. Yani iki olgunun çok
güzel bir kombinasyonunu oluşturmuş durumdayız. İşte bu yüzden ne 2010 sürecinde, ne de
2015 sürecinde bizi çok yaralayacak veya ürkütecek bir tablo yaşamadık. Artık 5 yılda bir şirketlerin piyasada varlıklarının test edildiği bir
sürece giriyoruz.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  13
ege
GEZİ
Y E RY Ü Z Ü C E N N E T İ
Çam, zeytin ağaçları ve denizin kaynaştığı nefis bir manzara içindeki Ayvalık, bir zamanlar
kahraman denizcileriyle ün salmış Foça, nefis
denizi, plajları ve termal merkezleriyle Çeşme,
Halikarnas Balıkçısı ve ünlü tarihçi Heredot’un
anavatanı Bodrum, sonsuz mavi bir denizin
ve uçsuz bucaksız plajların cenneti Fethiye’yi,
14  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
şaraplarıyla nam salmış Bozcaada’yı Alpet’in
Enerjisi Dergisi okuyucuları için araştırdık.
SAKLI CENNET: FOÇA
Foça, Ege’nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyıları, hoş kokulu çam ağaçlarıyla kaplı
yamaçları, sevimli fokları ve büyüleyici küçük
adalarıyla adeta saklı bir cennet.
GEZİ
î
DENIZI, YEŞILI, GÜNEŞI, KÖRFEZLERI, YARIMADALARI, KOYLARI, ZEYTINI, PLAJLARI VE
MITOLOJIK TARIHIYLE ADETA BIR YERYÜZÜ CENNETI
OLAN EGE, YERLI VE YABANCI TURISTLER IÇIN BIR
ÇEKIM MERKEZI.
Foça’nın adı kıyılarında yaşayan foklardan dolayı Phokaia adını alıyor ve
bu sözcük günümüze Foça olarak geliyor. Foçalılar kentlerini sevimli Akdeniz fokları ile simgeleştiriyorlar.
Ege’nin köpüklü berrak sularıyla çevrili kıyıları, hoş kokulu çam ağaçlarıyla
kaplı yamaçları, büyüleyici küçük adaları, eski değirmenleri, denize dimdik
inen yarları, tertemiz kumsallarıyla
Foça adeta saklı bir cennet. Eski Foça’dan Yeni Foça yönüne gidildiğinde görülen Mersinaki ve Hanedan
Plajları Foça’nın en güzel plajları. Foça’da irili ufaklı birçok ada bulunuyor.
Bunların en ünlüleri İncir Adası ve
Orak Adası.
SIREN KAYALIKLARI
Denizin ortasında bir buzdağı gibi
yükselen Siren Kayalıkları, beyazdan
Bütün Ege’de eski dokusunu koruyabilmiş az
sayıdaki sahil yerleşimlerinden biri olan Foça,
eski ve yeni Foça olarak iki bölgeye ayrılmış.
Eski Foça, masmavi denizin içindeki küçük
adacıkların süslediği muhteşem koyu ve tarihi
evlerin sıralandığı daracık taş sokaklarıyla ilk
görüşte insanı çarpan büyüleyici bir yer.
pembeye kadar rengarenk kayalardan oluşuyor. Denizle kucaklaşan mağaraları, denizin
ortasındaki alçak kayalıkları ile bir doğa harikası olan Siren Kayalıklarının en büyüğü Orak
Adası kayalığı. Homeros Destanı’nda buradan
‘yolunu şaşıran gemilerin çarptıkları kayalıklar’
olarak söz ediliyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  15
GEZİ
EBEDİ MAVİLİKLER ÜLKESİ: BODRUM
Plajları, marinası, renkli gece hayatı ve tekne turlarıyla Türkiye’nin en fazla turist ağırlayan Ege
adresi Bodrum, derinlikleriyle de dalış meraklılarını büyülüyor.
Homeros’un “ebedi mavilikler ülkesi” diye
yazdığı Bodrum, önceki adıyla Halikarnassos,
tarih boyunca paylaşılamayan ve uğrunda hep
mücadele edilen bir yer olmuş. Doğu ve batı
limanlarının birleşmesinden oluşan yarımada;
üzerinde yükselen kalesi ve iki limanın kıyılarına dizilmiş kesmeşekeri andıran bembeyaz evleri, gümbetleri, denize inen daracık sokakları,
mavi bayraklı koyları, şöhreti dünyaya yayılmış
yatları ve tersaneleriyle ünlü bir turizm merke-
GEZİ
zi. Geçmişi çağlar öncesine uzanan Bodrum,
tatil için olduğu kadar tarihle buluşmak adına da pek çok fırsat sunuyor. Antik Tiyatrosu,
Kaya Mezarları, Kaleleri, Sarnıçları ile Bodrum,
ziyaretçilere tarihi bir ziyafet veriyor. Bölge,
oldukça ilginç dalış noktalarına sahip olmasıyla da dalış turizminin Türkiye’de başladığı yer.
Arkeolojik değerleriyle de sualtındaki tarihi
yaşayabilmek için kaçırılmaz bir dalış merkezi.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde bulunan
Uluburun Batığı ise 3 bin 400 yıllık geçmişiyle dünyanın bilinen en eski batıklarından. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in ‘başka yerde
olup nur içinde yatılacağına burada nur içinde
yaşanır’ demesi boşuna değil.
BODRUM KALESI
Halikarnassos’un ilk kurulduğu noktada Zephyrion adası üzerine kurulan Kale, M.S. 15. yüzyılda Rodos Şövalyeleri tarafından St. Peter
adına 99 yılda inşa ediliyor. Kale’nin yapımı sırasında Mausolos Anıt Mezarının taşları ve rölyefleri kale duvarlarında kullanılıyor. Osmanlılar zamanında Kale içindeki kiliseye bir minare
ilave edilerek bir cami haline getiriliyor.
16  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
ZEYTİN KOKAN HUZUR: AYVALIK
Ege Denizi’nin kıyısında, imbat ve meltem rüzgarlarının keyifle dolaştığı, tarihi Rum evlerinin
yüzlerce yıllık bir geçmişi bugüne taşıdığı bir
yer Ayvalık. Bir gidenin bir daha unutamadığı,
huzur dolu bir köşe...
Yeşil zeytinliklerle sarılmış güzel kıyıları, tertemiz denizi ve eşsiz koylarıyla yeşil ile mavinin
kol kola girdiği Ayvalık, tarihi ve arkeolojik
değerleri de bünyesinde barındıran bir tatil
merkezi. Balıkesir’e bağlı olan Ayvalık, Ege
Denizi’ndeki 22 adaya ev sahipliği yapıyor. Adı
Antik Çağda bir tür yabani ayva anlamına gelen ‘’KIDONIA’’ olan Ayvalık, birçok uygarlığa
ev sahipliği yapmış.
Ayvalık’ın en başat özelliği zeytin. Zeytin bahçeleri, şehrin en önemli ticaret kaynağı. Zeytin
ve zeytinden yapılan ürünlerin oldukça zengin
olduğu Ayvalık’ta zeytinyağı, zeytinyağı kolonyası, zeytinyağı sabunu gibi birçok ürünü kolaylıkla bulabiliyorsunuz.
Ayvalık’ta denize girmek için en uygun adres
Sarımsaklı. Yedi kilometrelik bir kumsala sahip
Sarımsaklı, soğuk suyuyla ünlü. Ayvalık’ın rüzgârı sayesinde güneşin bunaltıcı sıcağı hisse-
dilmiyor. Güneş etkisini gösterdiğinde de sıcak
havayı bu soğuk sular tamamen unutturuyor.
Altınova ve Armutçuk Ayvalık’ın diğer ünlü plajları. İncecik kumlarla kaplı, çam ormanlarıyla
çevrili Ayvalık koylarının en ünlüleri Ortunç,
Patricia, Mosko Adası koyları.
Ayvalık’ı eşsiz kılan özelliklerinden biri de evleri. 1800’lü yılların sonu ve 1900’lü yılların ilk
yarısı yapılan evlerin inşasında Ayvalık yöresine ait sarımsak taşı kullanılmış. Çok sağlam olmasına rağmen kolay işlenebilen bir malzeme
olan bu taş günümüzde çıkarılmıyor. Evlerin
üst katlarında da ahşap çatkı denilen bir teknikten yararlanılmış. Ayvalık evlerinin her biri
ayrı özelliklere sahip olsa da birlikte muhteşem
bir ahenk içindeler.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  17
GEZİ
GEZİ
rili kuzeye açık bir koyda yer alıyor.
Fethiye’nin en ünlü plajları Ölüdeniz, Sarıgerme, Belcekız ve Kıdrak. Fethiye merkezine en yakın ve
en popüler plajlar ise Karagözler
ve Çalış plajları. Çalış plajı iyi rüzgar aldığı için sörfe çok uygun.
AYVALIK’IN
CUNDA
VAZGEÇILMEZI:
Alibey Adası olarak da bilinen
Cunda Adası, Ayvalık sahilinden
motorla 15 dakika mesafede.
Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünü
kullanarak da Cunda’ya geçmek
mümkün ama denizin huzur veren
sessizliğinde yolculuk etmenin
keyfi başka. Adada çok sayıda kilise ve manastır bulunuyor.
AYDINLIKLAR ÜLKESİ’NİN EL
DEĞMEMİŞ BAKİRESİ: FETHİYE
Tarihte “Aydınlıklar Ülkesi’nin el
değmemiş bakiresi” olarak anılan
Fethiye, birbirinden güzel adaları ve koyları, upuzun kumsalları,
muhteşem denizi ve yeşili ile tam
bir doğa harikası.
Fethiye, Ege ile Akdeniz’in birbiriyle kavuştuğu suların kıyısında
yer alan güneyin en güzel körfezlerinden. Tarihte “Aydınlıklar
Ülkesi’nin el değmemiş bakiresi”
olarak anılan Fethiye, irili ufaklı
adaların serpiştiği Fethiye körfezinde arkası çam ormanlarıyla çev18  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
Şeytan Sofrası’nda
gün batımı
Volkanik bir yapılanma sonucu
oluşan Şeytan Sofrası, Ayvalık’ın
ziyaret edilmesi gereken en keyifli
tepesi. Eski bir lav birikintisi olan
tepe, yuvarlak bir sofraya benziyor.
Demir kafes içinde şeytana ait
olduğu söylenen kocaman bir ayak
izi var. Çam ormanlarıyla kaplı
Ayvalık adalarına hakim yüksek
bir tepe olan Şeytan Sofrasından
özellikle güneşin batışı izlenmeye
değer. Güneşin suya yansıyan renk
tonlarının eşliğinde, Ayvalık Adaları
ve Midilli Adası’nın manzarası eşsiz
bir görsel şölen yaratıyor.
Fethiye, Türkiye’de ve Dünya’da
ender bulunacak güzellikteki yamaç paraşütü cennetlerinden de
biri. Dünyanın sayılı yamaç paraşütü merkezlerinden biri olan ve
zengin bir bitki örtüsü bulunan
Babadağ’dan havalanan yamaç
paraşütleri 30 dakika ile 1 saat
arasında değişen sürelerle havada kalıyor ve sonunda Ölüdeniz’in
sıcak kumlarına iniyor.
TANRI’NIN DÜNYAYA BAĞIŞLADIĞI CENNET: ÖLÜDENIZ
“Tanrı’nın dünyaya bağışladığı
cennet” olarak adlandırılan Ölüdeniz, 3 kilometrelik bir kumsala
sahip. Açık ve koyu mavi ile açık ve
koyu yeşilin iç içe girdiği bir renk
armonisine sahip olan Ölüdeniz,
bütün dünyada mavi cennet olarak bilinen bir doğa harikası. Yılın
on ayı ılık ve durgun suyu ile doğal
lagün görünümündeki Ölüdeniz;
yerli ve yabancı turistler tarafından en çok tercih edilen turizm
merkezlerinden biri.
KELEBEKLER VADISI’NDE KELEBEKLERIN DANSI
Ölüdeniz’den yaklaşık 7 kilometre
uzaklıkta, etrafı ortalama 350 metre yükseklikte dağlarla çevrili bu
ilginç kanyon, adını Temmuz-Eylül ayları arasında görülen “Jarsey
Tiger” adlı kelebeklerden alıyor. Yaz kış akan
küçük şelale, geniş kumsal, tertemiz deniz, pırıl pırıl çakıl taşları ve çevreyi süsleyen pembe
zakkum çiçekleri ile küçük bir yeryüzü cenneti olan koya ulaşım, Ölüdeniz’den teknelerle
sağlanıyor. Olağanüstü bir manzaranın hakim
olduğu vadi, denizin ve bakir doğanın tadını
doyasıya çıkarmak isteyenler için mükemmel
bir seçim.
HOŞGÖRÜNÜN VATANI: BOZCAADA
Doğal ve tarihi güzellikleriyle önemli bir turizm
merkezi olan Bozcaada, farklı kültürlerden insanların asırlardır kardeşçe bir arada yaşadığı,
minarelerden yükselen ezanlarla, kiliseden gelen çan seninin aynı gökte yankılandığı özgün
bir dokuya sahip.
Serin koyları, masmavi denizi ve eski taş evleriyle tarih boyunca hoşgörünün vatanı olarak
tanınan Bozcaada, özgün dokusu ile turistler
için bir cazibe merkezi. Farklı kültürlerden insanların asırlardır kardeşçe bir arada yaşadığı
Bozcaada’da minarelerden yükselen ezanlarla,
kiliseden gelen çan sesi aynı gökte yankılanıyor.
Dünyanın en prestijli seyahat dergileri tarafından yeryüzünün en güzel üç adasından biri seçilen Bozcaada, Türkiye’nin üçüncü büyük adası ve köyü olmayan tek ilçesi. Adanın en gözde
kumsalları Ayazma, Sulubahçe, Habbele ve
Tuzburnu olarak biliniyor. Ayazma plajı özellik-
le ince taneli, altın sarısı kumu, etrafındaki restoran ve kafeler nedeniyle Ada’nın en gözde
plajı. Ayrıca adada sörf, dalış, yelken ve tekne
turları da organize ediliyor.
BOZCAADA ŞARABI
Şaraplarıyla da ünlü Bozcaada›da bağcılık
adanın tarihi kadar eski. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Bozcaada’dan; “Dünyanın en güzel çavuş üzümlerinin yetiştiği yer” olarak söz
ediyor. Ada iklimi kurak olsa da, nemli rüzgarla
beslenen üzümler lezzetini buluyor.
BOZCAADA KALESI
Tarihi antik çağlara dek uzanan Bozcaada Kalesi, küçük bir limanın ucunda gelenleri selamlıyor. Günümüzde müze işlevi gören kale,
Osmanlı döneminde çeşitli değişikliklerle savunma amaçlı olarak kullanılmış.
HAYATIN DENİZLE GÜZELLEŞTİĞİ YER:
ÇEŞME
Çeşme, şifalı suları, altın renkli kumsalları, masmavi denizi, pırıl pırıl güneşiyle Ege’nin en güzel tatil beldelerinden biri.
Üç tarafı denizle çevrili Urla Yarımadası’nın
batıya uzanan kısmı, Çeşme Yarımadası olarak adlandırılıyor. Çeşme’de dağların denize
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  19
GEZİ
dik inmesi, görkemli doğal güzellikler yaratmış. Sayısız koyları, berrak denizi, güneşi, ince
kumları, deniz içinde kaynayan kükürtlü suları,
yarımadanın kıyıları boyunca dağılmış. İzmir’in
94 km batısında yer alan Çeşme, şifalı suları,
altın renkli kumsalları, masmavi denizi, pırıl pırıl
güneşiyle Ege’nin en güzel tatil beldelerinden
biri.
Hayatın denizle güzelleştiği Çeşme’de su altının gizemli dünyası da önemli bir turistik cazibe alanı. Çeşme, amatörden profesyonele kadar dalış tutkunları için eşsiz alanlar vaat eden
ediyor. Fener, Yatak ve Eşek adalarının çevresi
ile Ildırı Körfezi’ndeki tüplü dalış noktaları su
altı mağaralarıyla da ilgi çekiyor. Bölgede her
an bir Akdeniz fokuyla karşılaşmanız hiç de
sürpriz değil. Bölgenin su sporları alanındaki
asıl cazibesi ise Alaçatı’da rüzgâr sörfü. Dünyanın en ünlü sörf alanlarından biri olan Çark
Plajı’nda koy adeta havuz gibi.
Birbirinden güzel yirmiye yakın kumsala ev sahipliği yapan Çeşme’nin en ünlü plajları, Ala-
ALPET
çatı, Ilıca, Dalyan, Çiftlik, Paşalimanı, Şifne, Pırlanta, Ayayorgi, Altınkum, Sakızlı koyu ve Ildırı.
haber
ALAÇATI
Çeşme’ye 7 kilometre mesafede bulunan Alaçatı, bozulmamış mimari dokusu, dünyanın
sayılı sörf merkezlerinden biri olma özelliğiyle
görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Kumsalı ve rüzgarı hem sörfe yeni başlayanlar için, hem de bu sporda ustalaşmış olanlar
için ideal. Alaçatı, arnavut kaldırımlı sokakları,
ponza taşından iki katlı evleri, turkuaz denizi,
doğal ve sessiz günlük yaşamıyla tatilini sakin
geçirmekten hoşlananların beklentilerini fazlasıyla karşılıyor.
SAKIZ AĞACI
Damla sakızlı dondurmasıyla da büyük bir üne
sahip olan Çeşme, sakız ağacının ana vatanlarından biri. Ekonomik anlamda kaliteli sakızlar
sadece Çeşme ve Sakız Adası’nda yetişiyor.
Ancak Çeşme’de yıllar önce 5 ila 10 bin arasında sakız ağacı bulunurken, şimdi bu sayı yüzlerle ifade ediliyor.
ALPET’TEN NAKLIYECILERE
% 6 indirimli yakıt fırsatı
î
ALPET VE WEBNAK IŞBIRLIĞI ILE BAŞLAYAN KAMPANYA KAPSAMINDA ALPET GOLD CARD ILE ALPET ISTASYONLARINDAN
ALIŞVERIŞ YAPAN NAKLIYECILER ANINDA YÜZDE 6 INDIRIM KAZANACAK.
20  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
YAPMADAN DÖNME!
Alaçatı’da rüzgar sörfü yapmadan,
Siren Kayalıkları ve fokların mağaralarını görmeden,
Bodrum Kalesini ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni görmeden
Şeytan Sofrası’nda günbatımı izlemeden,
Ölüdeniz’de yüzmeden, Kelebekler Vadisi’ne gitmeden,
Bozcaada’ya özgü şaraplardan tatmadan,
dönmeyin.
Akaryakıt sektörünün öncü
şirketi Alpet, yük veren müşterilerle yük alan nakliyecileri
buluşturan ve “Yükünüze araç
bulmanın en hesaplı yolu”
sloganıyla yola çıkan Webnak ile yeni bir işbirliğine
imza attı. Alpet ile Webnak
arasında imzalanan anlaşmaya göre, Alpet Gold Card ile
Alpet istasyonlarına giden
Webnak üyesi nakliyecilere
anında yüzde 6 indirim sağla-
nacak. Tüm Webnak ofislerinde Alpet Gold Card dağıtımına başlandı.
nakliyeciler talebi görerek,
müşterilerine en iyi fiyatı sunabiliyor” dedi.
Aslanoba şirketi bünyesinde
kurulan Webnak, KOBİ’ler ile
nakliyecileri internet ve mobil
ortamda güvenle buluşturarak, taşımacılık sektörüne yeni
bir soluk getirmeyi hedefliyor.
Aslanoba Grubu’nun kurucusu Hasan Aslanoba, “Webnak
ile Türkiye’nin herhangi bir
noktasından dönüş yapacak
Gold Card İskontolu Sistemi kazandırıyor
Alpet Gold Card İskontolu
Sistem; bireysel akaryakıt harcamalarında iskonto kazandıran bir sistem. Bu sistemde,
pompa satış fiyatı üzerinden
anında indirim yapılıyor ve
ödeme iskontolu fiyat üzerinden gerçekleştiriliyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  21
RÖPORTAJ
ALPET
haber
Alpet olarak Karadeniz Bölgesi’nde nasıl
bir bayilik stratejisi uyguluyorsunuz?
Hassas bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde
saha ekibi olarak sorumluluk alanımızda bulunan, gerek lokasyonu gerekse hizmet kalitesi
ile öne çıkan istasyonları, Alpet ailesine katılmaları için düzenli olarak ziyaret etmekte ve
tekliflerimizi sunmaktayız.
Bayilerle olan iletişiminizden bahseder
misiniz? Örneğin, ne sıklıkta bayi ziyaretleri gerçekleştiriyorsunuz?
ağımızı genişletmek istiyoruz.
Bildiğiniz üzere 2015’in Eylül ayında ikinci intifa dönemi sona erecek ve çok sayıda
bayi dağıtım şirketini değiştirecek. Bu süreç için şimdiden bayilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Bayilerine değerli olduğunu hissettirebilen,
yatırım yapmaya hazır, güçlü alt yapısı ile her
türlü sorunun üstesinden gelebilecek, çözüme
odaklı dağıtım şirketleri ile görüşmelerini tavsiye ederim.
Şirket kültürümüzde uyum, paylaşım ve dürüstAlpet olarak güçlü finansal yapımız ve 7 delük esastır. Bu çerçevede ekip olarak bayileripolama tesisimiz ile tüm bölgelerde hizmet
mizle zaman sınırlaması olmaksızın
daima iletişim halindeyiz. Güçlü alt Ali Sadıç
Alpet Karadeniz Bölge Müdürü
yapımız sayesinde bayilerimizden
gelen tüm taleplere en kısa sürede
cevap verebilmekteyiz.
Ali Sadıç
Alpet Karadeniz Bölge Müdürü
“Genç ve dinamik
enerjimizle sahadayız”
î
Hizmet kalitesi yüksek, dürüst, ilkeli ve örnek işletmeci kişiliğine sahip bayilerle yola çıkmayı hedeflediklerinin altını çizen Alpet Karadeniz Bölge Müdürü Ali Sadıç,
“Alpet olarak güçlü finansal yapımız ve 7 depolama tesisimiz
ile tüm bölgelerde hizmet vermekteyiz. Genç ve dinamik
enerjimizle sahadayız. Gelin bu enerjiyi birlikte paylaşalım”
diyor. Sadıç ile bayilerle olan iletişimini ve Alpet’in Karadeniz
Bölgesine yönelik hedeflerini konuştuk.
22  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca
bahseder misiniz?
1977 yılında Trabzon’da dünyaya geldim. Karadeniz Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Profesyonel
çalışma hayatıma ilaç sektöründe başladıktan
3 sene sonra akaryakıt sektörüne geçiş yaptım.
2005 yılından bu yana Alpet’te çalışmaktayım.
Evli ve bir çocuk babasıyım.
Diğer soruya gelince, bütün bayilerimi ayda bir muhakkak ziyaret
ederim. Ana arterde bulunan bayilerime ise her hafta uğramaya özen
gösteririm.
Hangi kriterlere göre bayilik
veriyorsunuz?
Hizmet kalitesi yüksek, dürüst, ilkeli
ve örnek işletmeci kişiliğine sahip
bayilerle yola çıkmayı hedefliyoruz.
2015 yılı için sorumluluk bölgenizde kaç
bayi sayısına ulaşmayı hedefliyorsunuz?
vermekteyiz. Genç ve dinamik enerjimizle sahadayız. Gelin bu enerjiyi birlikte paylaşalım.
İki mıntıkadan oluşan bölgemizde 2015 yılı sonuna kadar 60 istasyonun üzerine çıkmayı hedefliyoruz.
Hobileriniz var mı?
Özellikle hangi şehirlerde ve/veya bölgelerde
bayilik ağınızı genişleteceksiniz?
Kendinize ve ailenize yeterince zaman ayırabiliyor musunuz?
Alpet olarak mevcut istasyon sayısından çok
daha fazla istasyona hizmet verebilecek alt
yapımız mevcut. Buna paralel olarak bulunmadığımız il ve ilçe merkezlerine bayilik vererek
Futbol… Sevdalısı olduğum Trabzonspor’un
maçlarını izlemekten büyük keyif alırım.
Yoğun çalışma tempomuzun olduğu bu dönemde zaman konusunda sıkıntılar yaşıyoruz
tabiî ki... Ama elimden geldiği kadar ailemle
vakit geçirmeye çalışıyorum.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  23
SÖYLEŞİ
SÖYLEŞİ
“Bugüne kadar
2050’nin üzerinde
insan hayatı kurtardık”
A
AKUT’un kurucularındansınız. Türkiye
AKUT’u 1999 depreminde tanıdı. AKUT nasıl ve niçin kuruldu?
1994 yılı Kasım ayında Bolkar Dağlarında bir
kaza yaşandı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde
Dağcılık Kulübü’ndeki 20-21 yaşındaki 5 genç
Medetsiz Dağı’na tırmanışa gidiyorlar ve orada bir fırtınaya yakalanıyorlar. 3’ü bir şekilde
aşağı inebiliyor ama ikisi kayboluyor. Bu haber
bir anda yayıldı tüm Türkiye’de. Çünkü 1994
yılında iki kişinin dağda kaybolması büyük bir
olaydı. O yıllarda Türkiye’de dağda kurtarma
yapacak bir ekip yoktu. O zaman böyle olaylar
olduğunda gönüllü dağcılar olayı haber alır almaz malzemelerini toplayıp, olay yerine gider
ve bölgeye başka kimler geldiyse doğaçlama
bir biçimde gerekli çalışma yapılırdı. Bu olayı
haber alır almaz da hepimiz işimizi gücümüzü
bırakıp bölgeye gittik. Yaklaşık 100 dağcı bu
faaliyete katıldı. 2 grup halinde 14 gün aradık
kaybolan gençleri. Bu olaydan sonra araların24  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
da benim de bulunduğum
bir grup dağcı arkadaş oturup Türkiye’de dağ ve doğa
sporlarının geleceğine ilişkin
öngörülerde bulunduk. Her
şeyden önce 90’lı yılların başından itibaren Türkiye’de
dağcılık ve doğa sporlarına
ilgi hızla artmaya başladı. Birçok üniversitenin
bünyesinde dağcılık, mağaracılık, aletli dalış,
yamaç paraşütü, rafting gibi alanlarda çok sayıda kulüp kurulmaya başlamıştı. Bunun sonucunda daha çok insan doğaya çıkmaya başlamış ve dolayısıyla da daha çok kaza yaşanmaya
başlanmıştı. Bu birinci saptamamız oldu. İkinci
saptamamız ise, bir dağcı dağda herhangi bir
kaza geçirirse, Türkiye’de organize bir kurtarma ekibi olmadığı için kaza geçiren dağcıya
ancak diğer dağcılar yardımcı olabilir şeklinde
oldu. Çünkü bu sporun kendi doğası gereği,
bu tür faaliyetler çok ciddi bir fiziksel kondis-
Nasuh Mahruki
AKUT Başkanı
RAMA KURTARMA DERNEĞI (AKUT) BAŞKANI, KAR LEOPARI, YÜKSEK IRTIFA DAĞCISI,
DALGIÇ, FOTOĞRAFÇI, MODERN BIR SEYYAH, YAZAR... ALPET’IN ENERJISI’NIN BU
SAYIDAKI KONUĞU NASUH MAHRUKI OLDU. BUGÜNE KADAR YURTIÇI VE YURTDIŞINDA
1900’ÜN ÜZERINDE ARAMA KURTARMA FAALIYETINE KATILDIKLARINI ANLATAN MAHRUKI,
AKUT’UN BUGÜNE KADAR 2050’NIN ÜZERINDE INSAN HAYATI, 900’ÜN ÜZERINDE DE HAYVAN HAYATI KURTARDIĞINI ANLATIYOR.
yon, malzeme ve lojistik, dağları ve doğayı bilmeyi, iyi bir takım çalışmasını gerektirir. Yani kısacası dağda kurtarma yapabilmeniz için dağcı
olmanız lazım. Bu faaliyetleri jandarma, köylü
veya vatandaş yapamaz. Bunları alt alta koyup
gelecekte dağ ve doğada meydana gelebilecek kazalar için biz şimdiden örgütlenelim dedik. Çünkü Türkiye’de bu alanda çok büyük bir
boşluk vardı. 1995 yılında 5-6 arkadaşımla Türkiye’de arama kurtarma faaliyetlerinin mevcut
durumu nedir diye araştırma yaptık. O zaman
Türkiye’nin aslında bir doğal afetler ülkesi olduğunu fark ettik. 14 Mart 1996 tarihinde de
resmi olarak AKUT’u kurduğumuzda hem dağ
ve doğa sporlarında meydana gelen kazalarda hem de deprem, sel gibi doğal afetler ve
kazalarda can kaybını en aza indirmeyi ve bu
konular hakkında toplumu bilinçlendirmeyi
gönüllü misyon seçerek kurumsal hayatımıza
başladık. Toplum bizi en geniş anlamıyla 1999
depreminde tanıdı ama 1999 depremi bizim
34. arama kurtarma çalışmamızdı.
AKUT’un şu anda kaç ekibi ve kaç gönüllüsü var? Bugüne kadar kaç insan hayatını
kurtardınız?
Bugüne kadar 1900’ün üzerinde arama kurtarma çalışması yaptık. Yurtiçi ve yurtdışında
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  25
SÖYLEŞİ
SÖYLEŞİ
müz vasıtasıyla dış kurumlara acil durum konularında eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu faaliyetlerden elde ettiğimiz gelirlerle
finanse ediyoruz AKUT’u. Ama tabii ki bizim
için asıl önemli olan husus halkımızın ayni ve
nakdi bağışları. Ancak maalesef bizim toplumumuzda düzenli bağış yapma alışkanlığı yok.
Ne zaman büyük bir afet olursa o zaman hemen bağış yapmaya başlıyorlar. Önemli olan
bu bağışları belli bir rutine bağlayabilmek.
Çünkü biz şu anda ne bütçemizi ne de önümüzdeki yıl hangi operasyonlara çıkmamız
gerekeceğini bilebiliyoruz. Acil durumların ne
zaman ve nerede olacağını asla bilemezsiniz
ama bu duruma her zaman hazır olmak zorundasınız.
Bizim en önemli gider kalemlerimizden birini
akaryakıt oluşturuyor. Çünkü akaryakıt üzerinde çok büyük bir vergi yükü var ve dünyanın
en pahalı akaryakıtını biz kullanıyoruz. Asgari
ücretin 1000 lira bile olmadığı bir ülkede dün-
katıldığımız arama kurtarma faaliyetlerinde (ki
bunların 8 tanesi yurtdışı görevidir) 2050’nin
üzerinde insan hayatı kurtardık. Ayrıca 900’ün
üzerinde de hayvan kurtardık. Şu anda Türkiye
sathına yayılmış 35 ekibimiz var. Şu anda 2-3
yeni ekip daha ekip organize etmek için çalışmalarımız devam ediyor. Toplamda 1600’ün
üzerinde gönüllümüz var. Bütün AKUT yapılanmasında derneğimizde sadece 3 maaşlı
personelimiz var. Onlar da sekretaryadaki arkadaşlarımız. Onların dışındaki bütün eğitimler, tatbikatlar, operasyonların hepsi gönüllü
olarak yapılıyor.
Arama kurtarma çalışmalarında kullandığınız ekipmanların, olay yerine ulaşmanın
ve bu çalışmayı yürütmenin ciddi bir maliyeti var. Bu yüksek maliyetleri nasıl karşılıyorsunuz? Toplumdan yeterli desteği görüyor musunuz?
Bizim tamamen bağışlarla yürüyen bir yapımız
var. Ayrıca AKUT’un bir enstitüsü var. Enstitü26  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
yanın en pahalı benzinini kullanmak gerçekten
akıl almaz bir durum. Biz de sonuçta AKUT olarak doğrudan ulaşıma bağımlı bir organizasyonuz. Bir operasyon ihbarı geldiğinde birilerinin
o araca binip operasyon bölgesine gitmesi
gerek. Bu, onlarca kilometreden yüzlerce kilometreye çıkabilen bir mesafe. Bu mesafeleri
kat edebilmek için de sürekli olarak yakıt harcamanız gerekiyor.
AKUT faaliyetleri ne kadar zamanınızı alıyor? Çok yönlü bir insan olduğunu biliyoruz, birçok hobiniz var. AKUT dışında neler
yapıyorsunuz?
Her şeyden önemlisi AKUT’ta çok iyi bir takım
ruhu var. Çok iyi bir yönetim kurulumuz ve organizasyon sistemimiz var. Zaten biz bu işi hep
birlikte ortaya koyduğumuz sinerji ile yürütüyor
ve birbirimizin boşluğunu tamamlıyoruz. Mesela yönetim kurulumuz 7 kişiden oluşur. Her
bir yönetim kurulu üyemizin sorumluluk alanı
farklıdır ve birbirimizin alanlarına müdahale
etmeyiz. Tabii ki AKUT hepimizin hayatında
çok çok önemli bir yer teşkil ediyor. Ama her
zaman birbirimize “AKUT hiçbirimizin birinci
önceliği olmamalı” telkininde de bulunuyoruz.
Önce kendi özel hayatımız, iş hayatımız gelmeli. Bu alanlarda sağlıklı bir sistem kurabildikten
sonra ancak AKUT’a verimli olabiliriz.
AKUT dışında, dağcılık denince akla gelen
ilk isimlerden birisiniz. Dağcılıkla nasıl
tanıştınız? Bugüne kadar Dünyanın hangi zirvelerine tırmandınız? Bugüne kadar
tırmanma fırsatını bulamadığınız ama tırmanmak istediğiniz bir zirve var mı?
Ben dağcılığa 20 yaşında başladım. Bilkent
Üniversitesi’nde okurken okulda bir el ilanında
üniversitenin dağcılık kulübünün kurulduğunu
öğrendim. İlgimi çekti, ben de dağcılığı öğrenmek istiyorum dedim ve kayıt yaptırdım. Çok
sıkı biçimde teorik eğitimlere başladık. Ben çok
iyi bir teorik eğitim aldım. En alt basamaklarından başlayıp dağcılığın en ileri seviyelerine
kadar ulaştım yıllar içerisinde. Milli sporcuyum,
profesyonel dağcıyım. Çok yüksek irtifalarda
çok yüksek performansım vardı. “Vardı” diyorum, çünkü şu anda 47 yaşındayım. Dağcılık-
“Bizim en önemli gider kalemlerimizden birini akaryakıt oluşturuyor. Çünkü akaryakıt üzerinde çok büyük bir vergi yükü
var ve dünyanın en pahalı akaryakıtını biz kullanıyoruz. Asgari
ücretin 1000 lira bile olmadığı bir ülkede dünyanın en pahalı
benzinini kullanmak gerçekten akıl almaz bir durum”
la ilgili yapmak istediklerimin hepsini 20’li ve
30’lu yaşlarımda yaptım. Everest’e çıkan ilk
Türk ve dünyadaki ilk Müslüman dağcıyım aynı
zamanda. K2 zirvesine tırmandım ki, Türkiye’nin en yüksek oksijen desteksiz tırmanışıdır.
K2 dünyanın en zor ve tehlikeli dağı kabul edilir. Zirvesine çıkmak isteyen her 3 dağcıdan 1’i
hayatını kaybeder. Benim tırmandığım dönemde zirvesine ulaşmayı başaran her 8 dağcıdan
1’inin geri dönemediği şeklinde bir istatistiği
vardı. Türkiye’nin en yüksek solo tırmanışını
yaptım. Türkiye’de, birçok dağa tırmandım.
Sovyet Asya’da ki beş tane 7000 metrelik dağlara, iki defa Everest’e, K2’ye, Lhotse’ye ve
Cho Oyu’ya oksijen desteği olmadan tırmandım. Daha doğrusu, Everest dışındaki tüm
dağlara, oksijen desteksiz tırmandım. Her kıtanın en yüksek dağına tırmanarak, yedi zirveleri
tamamladım. Yedi zirveleri tamamladığımda,
dünyanın en genç dağcısı olmuştum. 28 yaşındaydım. Elbruz ve Demavend dağları da dahil
olmak üzere pek çok dağa, hem yazın hem de
kışın tırmandım. Dağcılıkta yapmak istediğim
her şeyi yaptım.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  27
OTOMOBİL
OTOMOBİL
Türkiye’nin
OTOMOBiL TARiHi…
II. ABDÜLHAMİT YASAKLADI
Sultan, sayıları az da olsa otomobillerin yurt içine sokulmasında herhangi
bir sakınca görmese de dönemin yolları araçların kullanımına pek de hazır
değildi. Özellikle Ocak 1904’te İstanbul’daki Alman Konsolosluğu’nda çalışan
bir memurun Almanya’dan elektrikli otomobil getirmeye çalışması ortalığı
birbirine kattı. Alman elçisine gönülsüzce verilen iznin ardından bir yıl sonra
bu kez de İzmir’deki Fransız Konsolosluğu, Marsilya’dan 3 adet araç istetti.
Ancak bu talebe de “Bu araçlar şehir ve kasaba dışında kullanılacak” şartıyla
olumlu yaklaşıldı. Klasik at arabalarına alışmış, daha önce böyle bir taşıtla
tanışmamış olan halk, önlerine hızla çıkan bu otomobilleri görünce büyük
bir şaşkınlık ve korku yaşıyor, bu da sıklıkla kazaların yaşanmasına yol açıyordu. 1905 yılında Osmanlı’da otomobil kullanımının önünü tıkayacak bir
gelişme yaşandı. Yıldız Hamidiye Camii çıkışında bombayla öldürülmeye
çalışılan II. Abdülhamid, bu olaydan sonra trafiğe motorlu araçların girmesini yasakladı. 1909 yılında kendi saltanatının sonuna kadar araçlara izin
vermedi.
mında, ‘zatü’l-hareke’ adını verdi. İstanbul’da
İstiklâl Caddesi’nde, yani zamanın Cadde-i Kebir’inde bir dükkânın içinde sergilenen ilk otomobil, aylar boyunca İstanbul halkının meraklı
bakışlarına hedef oldu.
II. Abdülhamid’in arabayı Yıldız Sarayı’nda bizzat kendisinin denediği ve elektrikli arabayla
küçük bir kaza yaptığı da rivayetler arasında.
İstanbul trafiğine ilk benzinle çalışan otomobili sokan, Galata rıhtımının açıldığı 1895 yılında Basra eşrafından Züheyrzâde Ahmed Paşa
oldu. İlk otomobil halk arasında Fenerbahçe
semtinde görücüye çıktı.
î
Dünyadaki en önemli teknoloji ürünlerinden biri
otomobillerdir şüphesiz. İcat edildikleri zamandan bu yana teknolojinin
gelişmesiyle birlikte hep daha yeni,
daha farklı şekillerle karşımıza çıkan
otomobillerle Türkiye ne zaman tanıştı hiç merak ettiniz mi? İşte size
Türkiye’de otomobilin tarihi gelişimi…
Avrupa’da otomobil üretiminin
endüstri haline gelmeye başladığı 19’uncu yüzyılın sonlarında,
Osmanlı İmparatorluğu’nun Arnavut kaldırımlı sokakları, henüz
otomobil denen araçla tanışmamıştı. Türkiye’de otomobil ve otomotivle ilgili gelişmeler, Osmanlı
İmparatorluğu’nun son dönemlerinde başladı. Yeniliklere açık
olmayan padişah II. Abdülhamit,
suikasta uğrama korkusu yaşıyordu. Bu nedenle de suikast aracı
olarak kullanılabileceğini düşündüğü otomobile sıcak bakmıyordu. Hatta sadrazamının kendisine
28  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
otomobil alma isteğini de geri
çevirmişti. Padişahın tüm karşı
koymalarına rağmen, ilk otomobilin ülkeye girişi de yine onun
döneminde (1876 – 1909) oldu.
Osmanlı arşivlerinde; II. Abdülhamit’in Londra Elçiliği’ne emir
vererek, İngiltere’den Robert
Davidson tarafından imal edilen
bir elektrikli araba sipariş ettiğine
dair belgeler bulundu. Deniz yoluyla 1895 yılında gümrüğe getirilen otomobiller, büyük şaşkınlık
yarattı. Gümrük memurları tarifelerde henüz yer almayan bu araca
kendiliğinden hareket eden anla-
DEVLET ERKANI İLGİ GÖSTERDİ
Kısa bir zaman sonra, eline para geçen gençlerin ilk işi, Avrupa’dan bir otomobil getirtmek
olmaya başladı. Londra’ya yahut Paris’e sipariş
edilen bu araçlar, o ülkelerin yollarına uygun
yapıldıkları için, İstanbul’un dar ve bakımsız
yollarında sık sık tekerleklerini yahut akslarını
bırakarak arızalandı.
İstanbul’da ilk trafik kazası 28 Mart
1910 tarihinde Beşiktaş’ta, ilk ölümlü
otomobil kazası ise 1912’de yaşandı.
ilintili baskılan ve karar sonucunda otomobil
üretimine başlandı ve bu alana yönelik teşvikler verildi. İlk olarak 1929 yılında Ford Motor Company ile hükümet arasında bir anlaşma imzalandı. 25 yıllık bu anlaşma uyarınca
bir montaj fabrikası kurulmasına karar verildi.
İhracat şartı da getirilen anlaşma uyarınca tesisi kuran Ford, burada 450 işçiyle günde 55 otomobil ve 15 kamyon üretebilecekti. Söz konusu fabrikadaki üretim adetleri ancak günde 48
otomobile kadar çıkabildi. Üretilen kamyonlar,
‘Türkiye ve Türk işçiliğiyle üretilmiştir’ ibareleriyle lanse edildi. Ancak ihracat sınırlı yapılabildi. 1930 krizi sonrasındaki ekonomik gelişmeler nedeniyle otomobil üretimi durduruldu. 15
bin adetlik üretim yapan fabrika 1934 yılında
kapatıldı, 1944 yılında ise tesis tamamen yıkıldı.
Bir dönem sonra da, devlet erkanı da otomobile binmeye başladı. Sadrazam ve devlet
adamlarına otomobiller tahsis edildi. Amerikan Ford’u, Fransız Renault’u ve Alman Mercedes’i sokaklarda daha sık dolaşır oldu.
1952 yılına gelindiğinde bu alandan yeniden
bir hareketlenme başladı. Yabancı sanayiciler,
yerli sanayiciler ile ortaklık sözleşmeler yapmak
üzere Türkiye’ye gelmeye başladılar. Ford’un
çekilmesinin ardından, üretim ve montaj çalışmaları, daha çok traktör hatta uçak üzerine
yoğunlaşmışken, 1950’lerden sonra özellikle
de kırsal kesimde düzgün yolları bulunmayan
Türkiye’de bir Jeep furyası başlamıştı.
HAREKETLİLİK 1952 BAŞLADI
YERLİ PAYI ARTTI
Cumhuriyet ile birlikte ise Türkiye’de dövizle
II. Dünya Savaşı Sonrası’nda hibe olarak Türkiye’ye girmeye başlayan Jeep’ler, tarım alanınAĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  29
OTOMOBİL
OTOMOBİL
Tamamı Türkiye’de tasarlanan
Devrim arabalarından
4 tane üretildi.
Yerli otomobil Devrim’in macerası,
yakıt unutulunca sona erdi.
da kullanılmaya çok uygundu. Nejat Verdi ve
Ferruh Verdi kardeşler bu araçları Türkiye’de
üretmek istedi. Onların girişimleriyle 1954’te
Amerikalılar bu araçların Türkiye’de montajına
izin verdi. Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu’ndan yararlanılarak Tuzla’da Jeep fabrikası kuruldu. Sermayesinin yüzde 25’i Amerikalılar’a
ait olan bu fabrikada üretim 1956 Şubat ayında
başladı. Zamanla Büssing markaları kamyonların yapımına da başlayan fabrika, daha sonra
askeriyeye devredildi.
‘NOBEL 200’ ÜRETİLDİ
1955 yılında ise Türkiye’de ticareti kamyonet
üretimine başlandı. O yıl kurulan Federal Türk
Kamyonları A.Ş şirketi, tamamı Türk olan kadrosu ile Çayırova’daki tesisinde ‘Federal markası ile kamyon montaj ve imalatına başladı.
Tarımsal sanayinin desteklendiği dönemde,
1956 yılında Minneapolis-Moline Türk Traktör
ve Tarım Makineleri faaliyete geçti.
Türk otomotiv sektöründeki önemli gelişmelerden biri de 1958 yılında yaşandı. Üç yıl
Fuldamobil lisansı ile İstanbul Şişli’de ufak bir
tesiste ilk Türk otomobili ‘Nobel 200’ üretildi.
30  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
1958-1961 yılları arasında büyüklü küçüklü 2
bin 171 parçanın birleştirilmesiyle ortaya çıkarılar araç, 192 CC’lik ve 10,2 beygirlik iki zamanlı
tek silindirli bir motora sahipti. Azami hızı saatte 80 kilometre olup 100 kilometredeki yakıt
tüketimi 4 litreydi.
İLK SERİ ÜRETİM: ANADOL
1959 yılında Ford Motor Company ve Koç Grubu girişimiyle Otosan kuruldu. Otosan 1966
yılında İngiliz Reliant firmasına prototipini hazırlattığı ve prensipte fiberglas gövdeli, iki kapılı, bütün mekanik parçaları Ford’dan alınan,
adı bir yarışma sonucu belirlenen otomobilini,
Anadol’u üretmeye başladı. Sac ile araba kalıbı
yapmak o sıralar pahalı olduğu için, fiberglastan araba yapmak fikri, Anadol’un doğuşunun
en önemli yanı oldu. 26 bin 800 liradan satışa
sunulan otomobilden üretiminin devam ettiği
1984 yılına kadar 87 bin adet üretildi. Yan sanayinin kısıtlı olduğu bir dönemde geliştirilen
Anadol’un üretimiyle Koç, Türkiye’de otomotiv
endüstrisinin kurucusu oldu.
DÖRT ‘DEVRİM’ ARABASI
1961 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal
Gürsel’in isteği üzerine Eskişehir Devlet Demiryolları Fabrikası’nda Türk mühendisler tarafından
tamamıyla Türkiye’de tasarlanıp, geliştirilen ilk
otomobil üretildi ve araca ‘Devrim’ adı verildi. .
O tarihlerde toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkede Türk mühendisler 135 gün gibi çok kısa bir
zamanda kısıtlı imkanlarla ilk yerli otomobili geliştirip, bundan 4 tane üretmeyi başardı.
29 Ekim günü ikisi krem biri siyah renkli üç devrim otomobili Meclis’in önüne getirilir. Anıtkabir’e gitmek için Gürsel benzini henüz konmamış
Devrim 2’ye biner. Araba benzini bittiği için yolda kalınca, Cemal Paşa’nın “Ne oluyor?” sorusuna, direksiyondaki mühendis Rıfat Serdaroğlu,
“Paşam, benzin bitti!” der. Paşa’dan 1 numaralı
devrime binmesi istenir, Cemal Paşa Anıtkabir’e
bu ikinci arabayla gider.
Cemal Paşa Anıtkabir’de araçtan inerken “Garp
kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama Şarklı olduğunuz için benzin koymayı unutuyorsunuz” diyerek hışımla aracı terk eder. Ve yerli otomobil
Devrim’in macerası da burada son bulur. Devrim otomobillerinin, seri üretimine geçilmese
de özel sektörde otomobil imali fikrini körüklediği ve onlara cesaret verdiği bir gerçek.
KUŞ SERİSİ YAPILDI
1968 yılına gelindiğinde ise, Koç Grubu ikinci
otomotiv yatırımını İtalyan Fiat ile ortak olduğu Tofaş olarak gerçekleştirdi. 1971 yılında sac
karoser ve arkadan itişli Murat 124 üretimine
başlandı. Bursa fabrikasında üretilen otomobil,
Türkiye’de yabancı lisansla üretilen ilk otomobil olma özelliğini taşıyor. 1971-1977 yılları arasında 134 bin 876 adet üretilen Murat 124’ün,
‘kuş’ serisinin üretimine başlanmasıyla birlikte
1977 yılında üretimi durduruldu.
1984 yılında ‘Tofaş Serçe’ adıyla yeniden üretilse de 1995 yılından sonra üretimi tamamen
durduruldu. 2002 yılında çıkarılan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimi ile yollardaki Murat
124’ler azalmaya başladı.
Tofaş’ın üretimi 1976 yılında Murat 131 ile devam etti. Sonrasında ise ‘kuş serisi’ Şahin, Kartal, Doğan markalarıyla devam etti.
1969 yılında ise Oyak, Fransız Renault ile bir ortaklık anlaşması yaparak Oyak- Renault olarak
sac karoserli ve önden çekişli ‘Renault 12’ ile
1971’de üretime başladı. Renault 12 Toros ismiyle 2000 yılına kadar üretildi. 1990’lı yıllardan
günümüze kadar geçen süre zarfında da Türkiye’de üretim yapan yabancı ortaklı otomobil
şirketleri, ürettikleri iddialı modelleri dünyaya
ihraç eder hale geldi.
1966 yılında 26 bin 800 liradan satışa sunulan
Anadol’dan 1984 yılına kadar 87 bin adet üretildi.
335 BİN ADET ÜRETİLDİ
2015 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye’de
toplam 335 bin adet taşıt aracı üretildi. 2015
yılı Ocak-Mart döneminde toplam üretim,
2014 yılı aynı ayına göre yüzde 31 oranında arttı. Bu dönemde, üretimin yüzde 73 ünü oluşturan 254 bin taşıt aracı ihracatı gerçekleştirildi.
2014 yılına göre, yük ve yolcu taşıyan ticari araç
üretimi, 2015 yılı ilk üç ayında: 2015 yılı OcakMart döneminde otomobil üretimi, 2014 yılı
aynı ayına göre yüzde 19 oranında artarak 198
bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2015 yılı OcakMart döneminde traktör üretimi yüzde 9 oranında artarak 1 bin 612 adet oldu.
HİBRİT ARAÇLARA DESTEK
Türkiye bugüne kadar pek çok araç üreten
Türkiye, yerli üretime ise bir türlü geçemedi.
Hükümet, özellikle son üç yıldır ‘yerli otomobil
üretin’ çağrısı yapıyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK aracılığıyla içten yanmalı motorlu araçların performansını artıracak,
elektrikli ve hibrit araçların pil teknolojilerini
geliştirecek ve bu araçlarda emisyon azaltılmasını sağlayacak sistemleri üretecek yenilikçi
girişimcilere 2.5 milyon liraya kadar destek vereceğini her fırsatta vurguluyor. Bakanlık, özel
sektör-kamu işbirliği sonucu farklı yatırımcıları
bir araya getirerek, 2020 öncesinde yerli marka
otomobilimizi Türkiye ve dünya yollarında görmeyi hedefliyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  31
SANAT
SANAT
RENKLERİN SUDA DANSI
î
KÜLTÜREL MIRASLARIMIZIN
EN GÜZEL ÖRNEKLERINDEN
BIRI OLAN EBRU SANATI, MAHARETLI
ELLERIN DOKUNUŞLARIYLA SUYUN
ÜZERINDE HAYAT BULUYOR.
EBRU ÇEŞITLERI
Boya, kitre, su, sığır ödü, kâğıt, tekne, fırça, bizler, neft, tarak ve sanatçının
ruhu; zamanın içinde adeta dans ederek Ebru çeşitlemelerini yaratıyor.
Battal, gelgit, serpme, şal, hafif, taraklı, akkase, kumlu-kılçıklı, çiçekli,
koltuk, dalgalı, somaki, kaplangözü, bülbülyuvası gibi isimlerle bilinen
Ebruların; öncelikle tekneye boyaların dökülmesi sonrasında yapılan
işlem türü ve sırasına göre adlandırılması da değişiyor.
H
at, tezhip ve minyatür gibi
geleneksel Türk süsleme sanatlarından biri olan Ebru,
kendine özgü tekniğiyle bu sanatlar
arasında özel bir yere sahip. Bir kağıt
boyama sanatı olan Ebru, yoğunlaştırılmış sıvı üzerinde, renklerin birbirleriyle kucaklaşması, kaynaşması, dans
etmesi sonucunda ortaya çıkıyor ve bu desenin
kağıda aktarılmasıyla hayat buluyor.
Ebru sözcüğü, Farsçada “bulut” anlamına gelen “ebr” sözcüğünden türemiş. “bulutumsu”
veya “bulut gibi” anlamına gelen “ebri” sözcüğü, dilimizde değişime uğrayarak “Ebru”
biçimini almış. Ebru sanatının ne zaman ve ne32  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
rede ortaya çıktığı kesin olarak bilinmese de,
Derviş sabrı gerekiyor
batı dünyası Ebru sanatını 16. yüzyıldan sonra
Renkleri ve dokunuşları suda harmanlayan
Ebru sanatı, kendine özgü malzeme ve uygulama özelliğine sahip. Ebru sanatında kullanılan
bütün malzeme ve araçlar ebrucu tarafından
hazırlanıyor. Boyaların tamamı doğadan ve
doğal yollarla elde ediliyor. Ebru yapımında
kullanılan malzemeler; işlem yapılacak suyun
Osmanlı topraklarını ziyaret ederek ülkelerine
dönen Batılı seyyahlardan öğrenmiş. Rengarenk desenlerle bezenmiş bu egzotik kağıtlar,
Avrupalıların çok hoşuna gitmiş ve Ebru’lu kağıtlara “Türk Kağıdı” adı verilmiş.
konacağı tekne olarak adlandırılan kap, kıvam
artırıcı maddeler (kitre, deniz kadayıfı, salep
vb.), suda erimeyen ve yağ içermeyen boyalar,
sığır ödü, fırçalar, değişik kalınlıklarda iğnelerden oluşuyor. Ancak malzeme kadar Ebru yapılacak ortamın ısısı, havadaki nem oranı, ortamın temizliği ve sakinliği ile Ebru teknesine
atış yapacak elin sahibinin iç huzuru da önemli.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  33
SANAT
Ebru sevgisi olmadan, Ebru teknesinin başına geçilemiyor, Ebru
sanatına saygı olmadan, fırça ele
alınamıyor. Derviş sabrı olmadan
da Ebru teknesinden güzel eserler çıkamıyor.
Klasik Türk Ebru sanatında suda
erimeyen, asit ve kazein içermeyen ve ışıktan etkilenmeyen tamamen doğal boyar maddeler ve
kimyasal ailesi metal oksitler olan
toprak boyalar kullanılıyor. Boyalar fırça veya çubuklar yardımıyla
suyun üzerine damlatılıp yüzdürülüyor, çeşitli sivri uçlar ve taraklarla
şekil verilip, motifler çiziliyor. Boyaların ne kadar açılacağı ve şekillerin son halinin ne olacağı kesin
olarak bilinemiyor. Daha sonra
üzerine kâğıt, seriliyor. Serilen kağıt suyun üzerinden kaldırıldığında hazırlanan deseni tamamen
alıyor. Ebru sadece kağıda değil,
ayrıca kumaşa, cama, seramiğe ve
ahşaba da aktarılabiliyor.
Güzel eser için uyum şart
Ebrucunun tekne başına oturması
bir ritüel gerektiriyor. Sonrasındaki muhabbet, Ebru teknesi ile ebrucu arasında yaşanıyor. Su üstüne
düşen damlaların açılımını, dam34  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
Ebrunun temeli:
“Battal Ebru”
Türk Ebrusu’nun temel deseni “Battal
Ebru”dur. Geleneksel ebrucu olmanın
ilk ve son kuralı Battal Ebru’yu yapabilmektir. Battal Ebru, boyaların koyu renkten başlayarak, açık renge doğru fırça
yardımıyla kitreli su üzerine serpilmesiyle elde ediliyor. Boyalar daha sonra
kağıda geçiriliyor. Basit bir Ebru çeşidi
gibi görünse de, boyaların yüzeyde eşit
miktarda ve büyüklükte dağılmasını
sağlamak, özellikle Ebru yapmaya yeni
başlayanlar için pek de kolay değil.
Battal Ebru, kumlu Ebru dışında diğer
tüm Ebru çeşitlerinin temeli. Diğer Ebru
çeşitlerine geçebilmek için önce Battal laların büyüklüğü ve küçüklüğünü, damlaların düştüğü noktaları,
Ebru’yu doğru yapmak gerekiyor.
renklerin uyumu ve dağılımını,
boyaların birbiriyle olan ilişkisini
Ebru teknesi mi belirliyor, Ebru ustası mı belirliyor bilinmez. Ebrucu
kendi iradesini, tekne kendi iradesini ortaya koyuyor. Eğer uyum
varsa güzel eserler ortaya çıkıyor;
Her Ebru tek ve
ebrucu, sevgisinin, sabrının ve
biricik
Ebrucu, yaptığı Ebru’nun tam olarak na- emeğinin karşılığını alıyor.
sıl olacağını değil, ancak yaklaşık ola- Çoğunlukla ustadan çırağa geçerak neye benzeyeceğini bilir. Bu yüzden rek günümüze gelen Ebru, son
ebrucu, ortaya çıkan Ebru’nun benzerini yıllarda birçok farklı çalışma ve
bir daha yapamayacağının bilinciyle tarz yaratan sanatçılarla modern
gönlünü ortaya koyar, fırçasını kullanır,
bir gelişme yakalamış. Klasik Ebatışını yapar, desenlerini iğneleriyle bir
nakış gibi işler. Çalışmasının sonun- ru’dan yola çıkıp güneşin ağaçlar
da suyun üzerinde oluşan benzersiz arasından batışını sudaki teknedünyayı, suyun renklerle dansını üç ye, oradan da kâğıda resmeden
değişik şekilde ve farklı renklerde gö- ya da mikro-makro evrenin borür. Renkler, teknedeki suyun üzerinde yutlarını sergileyen sanatçılarımız
başkadır, tekne üzerine yerleştirilen günümüzde Ebru’da çok sesliliği
kağıda alındıktan sonra farklıdır ve Ebru yakalamış.
kağıdı kuruduğunda ise başka renklerde olacaktır. Bütün Ebru eserleri tektir. Ebru sanatı, 2014 yılında UNESCO
Benzerine rastlanabilir ama aynısı ke- tarafından Türkiye adına “Dünya
Somut Olmayan Kültürel Miras
sinlikle olamaz.
Listesi’ne alındı.
ALPET
haber
Mavinin Büyülü Dünyasına
Altınbaş ile Yolculuk
A
LTINBAŞ; YAZ SEZONUNDA PIRLANTA VE DEĞERLI TAŞLARDAN OLUŞAN EŞSIZ
MÜCEVHERLERINI MODA SEVERLERLE BULUŞTURUYOR. GECENIN IÇINDE IŞILDAYAN PIRLANTALAR, EŞSIZ MAVININ EN GÜZEL TONLARINI BARINDIRAN TAŞLARLA
BEZELI MÜCEVHERLER GÖZ KAMAŞTIRIYOR.
M
ücevher sektörünün lider markası Altınbaş’ın birbirinden özel tasarımları
yaz aylarında da ışıldamaya devam
ediyor. Mücevher tutkunlarının beğenisine sunulan değerli taşlardan oluşan mücevherler
yaz aylarında hem gündüz hem gece ışıldayarak stil sahibi kadınların vazgeçilmezi oluyor.
Mücevherlere renkleri ile ilham veren Ametist,
Mavi Topaz ve Safir taşlarının öne çıktığı Altınbaş tasarımlarında yoğun olarak kullanılan
mavi ve mor, mücevherlerin büyülü dünyası ile
buluşuyor. Yaz mevsiminde stil sahibi kadınların imajını tamamlayacak olan mücevherler,
gökyüzü ve denizin rengi olan mavi tonları ile
huzur, sonsuzluk ve hayal gücünü sembolize
ederken mor renkli ametist taşlı mücevherler
ise simgelediği lüks ve ihtişam ile sofistike bir
kimliğe bürünüyor.
Altınbaş’ın dokunuşu ile yeniden yorumlanan
farklı büyüklük ve karatlardaki pırlantalarla bezeli kolye, küpe ve yüzükler sade ama bir o
kadar ihtişamlı görünümleri ile yaz gecelerinde yıldız gibi parlamak, şıklığına şıklık katmak
isteyen kadınların beğenisine sunuluyor. Yaz
mevsiminin en güzel anlarını, mavinin en güzel
tonlarıyla karşılayan mücevherler Altınbaş mağazalarında mücevher tutkunlarını bekliyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  35
RÖPORTAJ
ALPET
haber
“Samimiyet
testinde başarılıyız”
Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz?
ları mutsuzlukla sonuçlanabiliyor.
1979 Adana doğumluyum, Gazi Üniversitesi İ.İ.
B.F Maliye bölümü mezunuyum. İş hayatına otomotiv sektöründe başladım, Alpet’te 10. çalışma yılı içerisindeyim. Bu 10 yıllık süre içerisinde
Akdeniz Bölgesinde 3 mıntıkada Saha Müdürlüğü yaptıktan sonra son 2 yıldır Bölge Müdürü
olarak çalışmaktayım. Evli ve 1 çocuk babasıyım.
2015 yılı için sorumluluk bölgenizde kaç
bayi sayısına ulaşmayı hedefliyorsunuz?
Sorumluluk bölgemizde 10 il, 110 istasyon bulunmakta. 2015 sonu itibariyle bu sayının 130’a
çıkması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Alpet olarak Akdeniz Bölgesi’nde nasıl bir
bayilik stratejisi uyguluyorsunuz?
Kayseri, Konya ve Adana merkezde ilave 2’şer
tane daha istasyon açarak satış ağımızı genişletmek istiyoruz. Bunun yanı sıra bulunmadığımız
ilçe merkezleri için de çalışmalar yapmaktayız.
Biz bölge olarak, bayilik görüşmesinde istasyonun konumundan daha çok bayi profiline önem
vermekteyiz. Çünkü yeni anlaşacağımız her bayiyi ailenin yeni bir üyesi olarak konumlandırmak
istiyoruz. Bunun yanı sıra bulunmadığımız il ve
ilçe merkezlerinde yer alacak şekilde çalışma
yapıyoruz.
Aytaç İncedal
Alpet Akdeniz Bölge Müdürü
Bayilerle olan iletişiminizden bahseder misiniz? Örneğin, ne sıklıkta bayi ziyaretleri
gerçekleştiriyorsunuz?
A
LPET AKDENIZ BÖLGE MÜDÜRÜ AYTAÇ İNCEDAL ILE ALPET’IN BÖLGEYE YÖNELIK YATIRIM HEDEFLERINI KONUŞTUK. SEKTÖRDE SÜREKLI OLARAK YENI DÜZENLEMELERIN GETIRILMESININ BAYILER ILE DAĞITIM ŞIRKETLERI ARASINDAKI SAMIMIYETIN TEST EDILMESINE NEDEN OLDUĞUNA DIKKAT ÇEKEN İNCEDAL, “BU DÖNEMDE BAYILERIN SÜREKLI BILGILENDIRILMESI VE ZIYARET EDILMESI IÇIN EKIP OLARAK AZAMI ÇABA IÇERISINDEYIZ. BUNUN YANI SIRA BAYILERIMIZIN DÜĞÜN VE CENAZE
GIBI ÖZEL GÜNLERINDE MUTLAKA YANINDA OLMAYA ÖNEM VERIYORUZ. HATTA HAFTA SONLARI AILECE GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ
ÇOK SAYIDA BAYIMIZ VAR. BU ANLAMDA SAMIMIYET TESTINDEN BAŞARIYLA GEÇTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ” DEDI.
36  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
Sektörde sürekli olarak yeni düzenlemelerin
getirilmesi bir anlamda bayi ile firması arasında
samimiyet testi ortaya çıkarmakta. Bu dönemde
bayilerin sürekli bilgilendirilmesi ve ziyaret edilmesi için ekip olarak azami çaba içerisindeyiz.
Bunun yanı sıra bayilerimizin düğün ve cenaze
gibi özel günlerinde mutlaka yanında olmaya
önem veriyoruz. Hatta hafta sonları ailece görüştüğümüz çok sayıda bayimiz var. Bu anlamda
samimiyet testinden başarıyla geçtiğimizi düşünüyoruz
Hangi kriterlere göre bayilik veriyorsunuz?
Bayilik oluştururken, ticari olarak da bayinin
mevcut firmasından şirketimize transferi halinde
karşılıklı kazançların oluşacağı, bayinin mevcut
karlılığını daha da arttırabileceği teklifler vermeye çalışıyoruz. Hatta böyle durumlar oluşmadığı
takdirde bayiye mevcut firmasında kalmasının
daha iyi olacağını açık yüreklilikle söyleyebiliyoruz. Çünkü iki tarafın da kazanmadığı iş ortaklık-
Özellikle hangi şehirlerde ve/veya bölgelerde bayilik ağınızı genişleteceksiniz?
Bildiğiniz üzere 2015’in Eylül ayında ikinci
intifa dönemi yaşanacak ve çok sayıda bayi
dağıtım şirketini değiştirecek. Bu süreç için
şimdiden bayilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Ticarette eskiden çok kullanılan “büyük balık
küçük balığı yutar” diye bir söz vardı. Şimdi ise
değişen kurallarla birlikte hızlı balık yavaş balığı
yutar şeklinde bir durum oluştu. Bu yüzden bayilerin sorularına kısa sürede yanıt alabilecekleri,
gerektiğinde şirketin her kademesi ile bir araya
gelebilecekleri firmalar seçmesini ve ayrıca 5 yıl
boyunca sürdürülebilir karlılıklar üzerine anlaşmalar yapmalarını tavsiye ederim. Bunun yanı
sıra tesisi bulunmayan şirketlerde ikmal sıkıntısı
yaşamamak için anlaşmayı düşündükleri firmaların tesislerini mutlaka ziyaret etmelerini tavsiye
ederim.
Hobileriniz var mı?
Bisiklete binmeyi çok seviyorum. Bunun yanı
sıra vakit buldukça yürüyüş yapıyorum.
Kendinize ve ailenize yeterince zaman ayırabiliyor musunuz?
Hafta içi yoğun iş temposu nedeniyle aileme yeterli zamanı ayırma şansım olmuyor. Ancak hafta
sonları özellikle ailemle birlikte program yaparak
onlarla birlikte vakit geçirmeye çalışıyorum.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  37
FUTBOL
FUTBOL
olan Real Madrid zirvedeki yerini
koruyor. 2013-2014 sezonunda
gelirini 30,6 milyon Euro artıran
Real Madrid, 549.5 milyon Euro
geliriyle dünyanın en zengin futbol kulübü.
En çok dünya kupası
Brezilya’nın
FIFA tarafından organize edilen
FIFA Dünya Kupası, dört yılda
bir düzenlenen bir futbol organizasyonu. 1930 yılında düzenlenmeye başlanan turnuva, 1942 ve
1946 yıllarında II. Dünya Savaşı
nedeniyle yapılamamış. Dünya Kupası’na gitmek için dünya
î
‘DÜNYANIN EN ZENGIN KULÜBÜ
HANGISI, EN ÇOK GOLÜ ATAN
FUTBOLCU KIM, EN HIZLI GOL HANGI MAÇTA
GELDI?’ GIBI SORULARIN YANITLARINI
BILIYOR MUSUNUZ? CEVABINIZ ‘HAYIR’SA
HABERIMIZE GÖZ ATIN. FUTBOL TARIHININ
PEK ÇOK ‘EN’INI BULACAKSINIZ…
Futbol, hayatımızın vazgeçilmezleri arasında.
Dünyada ve Türkiye’de en çok sevilen ve izlenilen spor dallarının başında gelen futbol; kadın
erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk 7’den 77’ye herkes tarafından yakından takip ediliyor. Doğası
gereği hız, beceri, kuvvet ve mücadele gerektiren bir takım sporu olan futbol, milyonları
peşinden sürükleyen bir takım oyunu. En çok
ilgi gören bu spora gönül verenlerin sayısı da
38  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
oldukça fazla. Alpet’in Enerjisi olarak ‘Futbol
ile yatıp, futbol ile kalkan’ futbol tutkunları için
bu sporun ‘en’lerini toparladık.
Real Madrid, en zengin kulüp
Deloitte tarafından 1996-97 sezonundan beri
yapılan “Deloitte Futbol Para Ligi”nin 20132014 sezonu sonuçları açıklandı. 2013-2014
sezonunun en çok gelir elde eden 20 kulübün
tespiti esasına dayanan bu araştırma, dünyada
dev bir endüstri haline gelen futbol endüstrisinin çarklarına dair önemli ipuçları da sunuyor.
Futbolcu satışından elde edilen gelirlerin dahil
edilmediği listede gelirler temel olarak üç ana
kategoriye ayrılmış şekilde hesaplanıyor. Takımların maç günü gelirleri, yıllık yayın gelirleri
ve ticari gelirler. Bu şekilde hesaplanan “2014
Deloitte Futbol Para Ligi”nde 10 senedir lider
üzerindeki 200 millî takım; iki yıl
boyunca mücadele verirler. Şimdiye dek düzenlenen yirmi turnuvayı sekiz farklı millî takım kazandı. Brezilya, 1958, 1962, 1907,
1994 ve 2002 yıllarında kazandığı
5 şampiyonluk ile kupanın ‘en başarılı’ takımı; ayrıca tüm finallere katılmış olan
tek takım.
En değerli futbolcu Messi
İspanya (La Liga), İngiltere (Premier Lig), Almanya (Bundesliga), İtalya (Serie A) ve Fransa’nın (Ligue 1) en üst futbol liglerindeki oyuncular arasında yapılan değerlendirme sonrası
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  39
FUTBOL
FUTBOL
piyasa değeri en yüksek futbolcu- Avrupa’nın ‘en pahalı’
lar belirleniyor. Yaş, sözleşmenin
10 futbolcusu kim?
tamamlanmasına kalan süre, mev- 1. Lionel Messi
220 milyon Euro
ki, kulüp ve milli takımda göster- 2. Cristiano Ronaldo 133 milyon Euro
3. Eden Hazard
99 milyon Euro
4. Diego Costa
84 milyon Euro
5. Paul Pogba 72 milyon Euro
6. Sergio Agüero 65 milyon Euro
7. Raheem Sterling 63 milyon Euro
8. Francesc Fabregas 62 milyon Euro
9. Alexis Sanchez 61 milyon Euro
10. Gareth Bale 60 milyon Euro
ğu Süper Lig gol krallıklarıyla birlikte, 2004 yılında son 50 yılın en
fazla dikkat çeken Türk futbolcusu
olarak UEFA Jübile Ödülü’nün sahibi oldu.
A Milli Takım formasıyla ilk maçına
1992’de Bursaspor oyuncusuyken
çıkan Hakan; 1996 ve 2000 Avrupa şampiyonaları ile 2002 Dünya
Kupası’nda mücadele etti. Şükür,
2002 Dünya Kupası’nda üçüncülük
maçında Güney Kore’ye 10,8. saniyede attığı golle Dünya Kupası ta-
diği performans, katıldığı turnuvaların seviyesi ve hem kulüp hem
de milli takımında kazandığı başarılar gibi kriterler doğrultusunda
oluşturulan ekonometrik modele
göre, Barcelona ve Arjantin Milli
Takımı’nın forvet oyuncusu Lionel Messi, 220 milyon Euro piyasa
değeriyle zirvede yer alıyor. Buna
göre Barcelonalı Messi, dünyanın
en pahalı futbolcusu.
En erken golü Şükür attı
Futbol tarihinin ‘en’e giren isimler arasında bir Türk de yer alıyor.
249 golle Süper Lig’de en çok gol
atan oyuncu ve 38 golle Avrupa
kupalarında en çok gol atan Türk
futbolcu unvanlarına sahip olan
Hakan Şükür, 1996–97, 1997–98,
1998–99 sezonlarında sahip oldu-
Dünya kupalarının en gollü 5 maçı
1954 Avusturya İsviçre 7-5 / Toplam 12 gol
1938 Brezilya Polonya 6-5 / Toplam 11 gol
1954 Macaristan B.Almanya 8-3 / Toplam 11 gol
1982 Macaristan El Salvador 10-1 / Toplam 11 gol
1958 Fransa Paraguay 7-3 / Toplam 10 gol
40  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
rid’e karşı 10. saniyede attığı gol ile bir rekora
imza attı. Makaay’ın bu golü, Şampiyonlar Ligi
tarihinin ‘en erken’ golü olarak kayıtlara geçti.
5 Dünya Kupası’nda forma giyerek rekor kırdı
Kariyerine olağanüstü enerjiye sahip bir orta
saha oyuncusu olarak başlamış ve daha sonra defansta oynayan Alman futbolcu Lothar
Herbert Matthäus, her iki pozisyonda da iyi
performans sergileyen bir oyuncu. Avrupa’nın
önde gelen iki kulübü Bayern ve İnter’de geçirdiği sezonlarda çok sayıda başarı elde eden
Matthäus, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu dışında bütün şampiyonlukları yaşamış. 5 dünya
kupasında forma giyerek bir rekora imza atan
oyuncu, futbol tarihine ‘Dünya Kupası’nda en
çok forma giyen futbolcu’ olarak geçti.
Pele’nin rekorunu geçen olmadı
Ailesi tarafından ‘Pepe’ takma adıyla çağrılırdı ama zaman içinde bu lakabı ‘Pele’ ye dönüştü. 11 yaşında keşfedilene kadar ayakkabı
parlatıyordu. Dünya’nın gelmiş geçmiş en iyi
futbolcularından biri olarak kabul gören Pele,
kariyerine Brezilya Ligi’nin ünlü takımlarından
Santos’ta başladı, Cosmos’ta bıraktı. Üç kere
rihinin ‘en erken’ golünü attı. Maç
2 - 3 Türkiye’nin galibiyetiyle bitti.
Şükür; 2007’ye kadar giydiği formayla çıktığı 112 maçta 51 gol
kaydederek Türkiye formasıyla en
çok gol atan oyuncu unvanının da
sahibi oldu.
Avrupa kupalarının en hızlı golü
ise Hollandalı futbolcu Roy Makaay’dan geldi. Bayern Münih tarihinin en pahalı transferi olarak
tarihe geçen Makaay, 7 Mart 2007
tarihinde UEFA Şampiyonlar Ligi
çeyrek final maçında Real Mad-
Dünya Kupası kazanan takımda yer alan ünlü
futbolcu, 1281 gol atarak kırılması çok zor olan
bir rekora imza attı. Dünya’nın en çok gol atan
futbolcusu olarak hafızalara kazındı.
Avrupa Kupası’nı 10 kez kazandı
UEFA tarafından 1955’ten beri her yıl düzenlenen UEFA Şampiyonlar Ligi, Avrupa’nın en
güçlü kulüplerinin mücadele ettiği uluslararası bir futbol turnuvası. 1955’ten 1992’ye kadar
‘Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’ adıyla düzenlenmiş olan Şampiyonlar Ligi, Kupa 1 olarak
da biliniyor. 100 milyon kişinin izlediği maçların oynandığı turnuva, 1990’lı yıllara kadar
eleme sistemine dayalı ve yalnızca ülke şampiyonlarının katılabildiği bir organizasyonken,
ilginin artması amacıyla ülkelerin puanlarına
göre lig 4.’lerinin bile katılabildiği ve maç sayısının daha da arttığı bir lig sistemine dönüştü.
1997’den bu yana kupaya, ülke şampiyonları
ile birlikte kendi ligini 2. sırada bitiren takımlar
ve ülke puan sıralamasına göre 3. ve 4. takımlar da davet ediliyor. Şampiyonlar Ligi kupasını
bugüne kadar 10 farklı ülkeden, 21 ayrı takım
kazandı. Kupayı en çok kazanan takım ise, 10
kez mutlu sona ulaşan Real Madrid oldu.
TÜRK FUTBOL TARİHİNİN ‘EN’LERİ
En Uzun Süre Ligde Yer Alan Takımlar: Hiç küme düşmeyen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray.
En Çok Küme Düşen Takım: 7 kez küme düşen Samsunspor.
Lig Tarihinin En Çok Gol Atan Oyuncusu: 249 golle Hakan Şükür.
En Golcü Yabancı Gol Kralı: 2010 – 11 sezonunda 28 golle gol kralı olan Alex de Souza.
En Gollü Maç: 1991 – 92 sezonunda Fenerbahçe’nin Gaziantepspor’u 8-4 yendiği maç.
En farklı galibiyet: 1989 -90 sezonunda Adana Demirspor’u 10 -0 mağlup eden Beşiktaş.
En Uzun Süre Gol Yemeyen Kaleci: 1978- 79 sezonunda kalesinde 1112 dakika (13 maç) gol görmeyen Trabzonsporlu Şenol Güneş.
En Çok Gol Kralı Çıkaran Takım: 15 kez ile Fenerbahçe ve Galatasaray.
İlk ve En Çok Gol Kralı Olan Futbolcu: 6 kez bu unvanı elde eden Metin Oktay.
En Çok Şampiyonluk Gören Futbolcular: 8 kez bu sevinci yaşayan Galatasaraylı Bülent Korkmaz, Suat Kaya ve Hakan Şükür.
En Çok Şampiyonluk Gören Teknik Direktör: Galatasaray’da 6 kez şampiyonluk göre Fatih Terim
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  41
HAYAT
HAYAT
Daha önce duymadığınız
25
İlginç
Psikolojik
Gerçek
ruhsal bozukluğa sahip olan hastalar; ölü
olduklarını, etlerinin çürüdüğünü, organ ve
kanlarının olmadığını düşünüyor.
10. Psikologların yaptığı incelemeye göre “internet trolleri” narsistik, psikopat ve sadistik kişilik özellikleri gösteriyor.
11. Televizyonların
ve popüler kültürün hayatımıza girmesiyle ortaya çıkan bir diğer
ruhsal bozukluk da “Truman sendromu”...
Bu hastalığa yakalananlar, hayatlarının her
aşamasının tıpkı filmdeki gibi gizlice kameraya kaydedilip televizyonda gösterildiğini
zannediyor.
î
İNSANLARIN FIZIKSEL AÇIDAN YORGUN OLDUĞUNDA DÜRÜST OLMAYA EĞILIMLI OLDUĞUNU, FOBILERIN DNA ARACILIĞIYLA NESILDEN NESILE AKTARILDIĞINI, DOĞUŞTAN GÖRME ENGELLI
OLANLARIN ŞIZOFREN HASTALIĞINA TUTULMADIĞINI, REDDEDILMENIN BEYIN TARAFINDAN FIZIKSEL BIR ACI OLARAK ALGILADIĞINI BILIYOR MUYDUNUZ? İŞTE BIRBIRINDEN ILGINÇ 25 PSIKOLOJIK GERÇEK…
12. Bir şarkının “en sevdiğiniz şarkı” olmasının
sebebi, onu hayatınızdaki “duygusal bir
an” ile eşleştirmenizden ileri geliyor.
13. Yapılan araştırmalar, cahil insanların kendi-
lerini mükemmel görmeye; zeki insanların
ise yeteneklerini hafife almaya eğilimli olduğunu gösteriyor.
1.
2.
3.
İnsanın kendi kendini gıdıklayabilmesi
mümkün değil. Sadece bazı şizofren hastaları kendi kendilerini gıdıklayabiliyor.
Dünyada psikologlar tarafından tanımlanan 400’ün üzerinde fobi türü var.
Beyin, sıkıcı insanlardan dinlediğiniz sıkıcı
konuşmaları olduğu gibi kaydetmiyor. Onları daha ilginç hale getirerek yeniden yazıyor.
42  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
4. Yapılan bir araştırmaya göre, profil sayfala-
7.
5.
8.
rına çok sayıda “selfie” yükleyen erkek kullanıcıların, psikopat ve narsistik kişilik bozukluğuna sahip olma olasılığı çok yüksek.
6.
Dinlediğiniz müzik türü, dünyayı algılayış
biçiminizi de etkiliyor.
“Aşık olmak” ile “Obsesif-kompulsif kişilik
bozukluğuna sahip olmak” vücutta aynı biyokimyasal etkiyi yaratıyor.
9.
Araştırmalara göre, parayı fiziksel olarak bir
şeylere “sahip olmak” için değil de, “deneyim kazanmak” için harcamak, insanı
daha çok mutlu ediyor.
Son bulgulara göre, fobiler aslında DNA
aracılığıyla nesilden nesile aktarılan hatıralardan ibaret.
Daha önce “Yürüyen Ceset Sendromu”
diye bir hastalık duymuş muydunuz? Bu
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  43
HAYAT
ALPET
20.Farklı
coğrafyalarda yaşayıp farklı dilleri
konuşsa da, yeryüzünde yaşayan tüm insanlar şu 6 duygu için aynı yüz ifadesi ve
mimikleri kullanıyor: mutluluk, öfke, üzüntü, korku, şaşırma ve iğrenme.
haber
21. Reddedilmek, beyin tarafından fiziksel bir
acı olarak algılanıyor.
22.Hedeflerinizi
her zaman kendinize saklayın. Çünkü yapılan bir araştırmaya göre,
hedeflerinizi başkalarına ilan ettiğinizde,
onları gerçekleştirme ihtimaliniz düşüyor.
14.
Paris sendromu, özellikle Japonların yakalandığı garip bir psikolojik rahatsızlık.
Paris’e gelmeden önce şehirle ilgili büyük
beklentileri olan kişiler, şehrin gerçek yüzüyle karşılaşınca depresyona giriyor.
15. Kudüs sendromu da yine literatüre geçen
bir başka ilginç rahatsızlık. Kudüs’ü ziyaret
eden hacı ve turistlerden bazıları, buradaki
kutsal atmosfere kendilerini kaptırıp, büyük
bir dini lider olduklarına inanmaya başlıyor.
Daha da ileri gidip kendini Mesih, Hz İsa ya
da Hz Musa zannedip, Kızıldeniz’i yarmaya
çalışanlar da var.
16. Doğuştan görme engelli olan kişiler, şizofreni hastalığına yakalanmıyor.
17. Cep telefonunu kaybetmenin, artık bir fobi
olarak literatürde yer aldığını biliyor muydunuz? Nomofobi, cep telefonu ve bağlantısını kaybetme korkusu demek.
18. Birisine 20 saniyeden uzun süre sarıldığı-
nızda, beyinde “sosyal bağlanma”dan sorumlu oksitosin hormonu salgılanıyor ve
böylece bu kişinin size daha çok güvenmesini sağlıyorsunuz.
19. İnsanlar fiziksel açıdan yorgun olduğunda,
dürüst olmaya daha eğilimliler. Bu nedenle
gece geç saatte yapılan konuşmalarda itiraflar daha sık oluyor.
44  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
23.Sevdiğiniz birini gördüğünüz zaman, gözbebekleriniz büyüyor. Anı şey, nefret ettiğiniz birini gördüğünüzde de geçerli.
24.Bugün
liseye giden sıradan bir öğrenci,
1950’lerde psikiyatrik tedavi gören ortalama bir hasta ile aynı kaygı seviyesine sahip.
25.Günümüzde araştırmacılar arasında inter-
net bağımlılığının da artık bir akıl hastalığı
olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hakkında devam eden bir tartışma var.
ALBE İSTASYONLARININ
AKARYAKITI ALPET’TEN
Türkiye’nin öncü akaryakıt dağıtım şirketi
Alpet, CNG alanında faaliyet gösteren
AlbeGas ile yeni bir işbirliği protokolüne
imza attı. Bu kapsamda “Albe” istasyonlarında akaryakıt “Alpet” markası ile satışa
sunulacak.
Alpet, CNG alanında faaliyet
gösteren AlbeGas ile yeni bir
işbirliği protokolüne imza attı.
İşbirliği kapsamında kısa sürede Türkiye’nin birçok noktasında kurulacak Albe istasyonlarında akaryakıt “Alpet”
markası ile satışa sunulacak.
Era Yatırım Holding’in oluşturduğu Albe istasyonlarının ilki
Antalya’nın Kepez ilçesinde
hizmete girdi. Türkiye’de yeni
nesil yakıtların yaygınlaşması
amacıyla kurulan, CNG ve LPG
satışının da yapıldığı istasyon-
da akaryakıt “Alpet” markası
altında satışa sunuluyor.
Albe istasyonlarının akaryakıtı Alpet’ten
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Alpet Ege
Bölge Müdürü Mehmet Kara,
Alpet ile AlbeGas arasında imzalanan işbirliği protokolünün
önemine dikkat çekerek, “Antalya’daki Albe istasyonu bu
proje kapsamında hizmete giren ilk istasyon. 4 adadan oluşan istasyonda, 1 adada LPG,
2 adada akaryakıt ve 1 adada
ise CNG satışı yapılıyor” dedi.
“Albe istasyonları tüm Türkiye’ye yayılacak”
Önümüzdeki dönemde Akdeniz ve Ege bölgeleri başta
olmak üzere tüm Türkiye’de
Albe istasyonlarının açılmaya başlayacağını ifade eden
Kara, “Tüm Albe istasyonlarında akaryakıtı ise Alpet olarak
biz tedarik edeceğiz” şeklinde
konuştu.
Ulaştırma ve lojistik için
büyük avantaj
Sıkıştırılmış doğal gaz, son yıllarda ulaştırma ve lojistik sektörlerinde de ön plana çıkıyor.
Özellikle büyük filolara sahip
özel ve kamu kuruluşları, orta
ve ağır sınıf araçlarını, LPG ve
dizelden daha avantajlı olan
ve dizel ile beraber de çalışan
CNG’li araçlara dönüştürmeye
başladı. CNG, bu alanda da
fiyat avantajıyla dikkat çekiyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  45
ALPET DURAKLARI
ALPET DURAKLARI
Alpet’in yakıtı çok beğeniliyor”
Alpet bayrağını 10 yıldır Alanya'da dalgalandıran Haker Petrol'ün sahibi Cihat
Yaylalı, "Müşterilerimiz Alpet'in yakıtını
çok beğeniyor. Bugüne kadar yakıtın kalitesi konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım"
diyor.
Alpet’in başarılı bayilerinden Antakya merkezde
faaliyet gösteren Eskiocaklar Petrol’ün sahibi
Ali Eskiocak, bayiler arasında yaşanan yoğun
fiyat rekabetine dikkat çekerek, “Keşke tüm bayiler hizmette rekabet etse” diyor.
A
A
ntalya'nın Alanya ilçesinde faaliyet gösteren
Haker Petrol'ün sahibi Cihat Yaylalı 1983 yılında
Alanya'da doğmuş. İlk, orta
ve lise eğitimini Alanya'da
tamamlayan Yaylalı, Anadolu
Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi işletme bölümünden
mezun olmuş. 2001 yılında
akaryakıt sektöründe faaliyet
göstermeye başlayan Yaylalı,
2005 yılında Alpet bayisi olmuş. Otomotiv sektöründe
de faaliyet gösteren Yaylalı,
ikinci el araba alım satım işini
de yürütüyor.
Uzun bir araştırma sürecinden
sonra Alpet bayisi olmaya karar verdiğini söyleyen Yaylalı,"Yaptığımız araştırmalar sonucunda Alpet bayisi olmaya
karar verdik. Ancak Alpet'in
cazip teklifi de bu kararı vermemizde etkili oldu" diyor.
Alpet'in yakıt kalitesinin müşteriler tarafından çok beğenildiğini söyleyen Yaylalı, yakıt
konusunda müşterilerden bugüne kadar hiç şikayet almadıklarını dile getiriyor.
Alanya'nın turistik bir ilçe ol46  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
“Keşke tüm bayiler hizmette rekabet etse”
duğuna dikkat çeken Yaylalı,
yaz aylarında satışlarının iki
katına çıktığını sözlerine ekliyor. Müşteri memnuniyeti için
tuvalet, lavabo ve istasyon sahasının temizliğine çok önem
verdiklerini söyleyen Yaylalı,
"Temizlik çok önemli. Ama
temizlik kadar önemli olan bir
başka şey de; müşteriyi güler
yüzle karşılayıp, bu anlayışla
hizmet vermek" diyor.
Alanya'da arsa ve istasyon
kiralarının oldukça yüksek
olduğuna dikkat çeken Yaylalı, "İstasyonumuzun arsası
için mülk sahibine ödediğimiz kira çok yüksek. Bu sorun
Türkiye'nin başka illerinde de
yaşanıyor. Kiralar çok arttı.
Buna karşılık kar marjımız çok
düşük. Kirayı ödedikten sonra
elimizde bir şey kalmıyor. Bu
yüzden birçok istasyon kapandı" diyor.
Yoğun iş temposundan fırsat
buldukça seyahat ettiğini söyleyen Yaylalı, tarihi ve doğal
güzellikleri görmekten büyük
keyif alıyor. Fırsat buldukça İstanbul'a giden Yaylalı, boğaz
kıyısında yürümeyi çok seviyor. Yaylalı sağlıklı yaşam için
her akşam 7-8 kilometre yürüyüş yaptığını söylüyor.
ntakya merkezde faaliyet
gösteren Eskiocaklar Petrol’ün sahibi Ali Eskiocak,
1966 yılında Antakya’da doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini
Antakya’da tamamlayan Eskiocak, ticaret hayatına 1987 yılında
Dubai’de başlamış. Dubai’de
açtığı avize mağazasını 1992
yılına kadar işleten Eskiocaklar,
daha sonra yine Dubai’de Paşabahçe ürünleri ve hediyelik cam
eşya işine girmiş. 2001 yılına
kadar bu işi sürdüren Eskiocak
bir yıllığına Türkiye’ye dönmüş.
2002 yılında tekrar Dubai’ye giden Eskiocak, 2012 yılına kadar
orada züccaciye işine devam etmiş. 2012 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yapan Eskiocak aynı
yıl Alpet bayisi olarak akaryakıt
sektörüne girmiş.
Alpet’in bir aile şirketi olmasının ve bayilere aile sıcaklığıyla
yaklaşmasının bayilerde bir aidiyet duygusu yarattığını vurgulayan Eskiocak, “Alpet yöneticilerinin bayilere yakın ve
samimi davranmaları bizlerde
bu ailenin bir ferdi olduğumuz
hissini uyandırıyor. Ayrıca yöneticilerinin geniş ufuklu olması
ve geleceğe yönelik ciddi projelerinin bulunması bizde güven duygusu yaratıyor” diyor.
Akaryakıt sektöründe yoğun
bir rekabet olduğunun altını
çizen Eskiocak, Alpet’in özellikle televizyon reklamına ağırlık
vermesi gerektiğini düşünüyor.
Hatay’da yoğun bir fiyat rekabeti yaşandığına dikkat çeken
Eskiocak, “Keşke tüm bayiler
hizmette rekabet etse” diyor.
Müşteri memnuniyetini sağlamak için güler yüzlü hizmete
ve temizliğe önem verdiklerini
söyleyen Eskiocak, çalışanların
kişisel bakımlarına dikkat ettiklerini vurguluyor.
Sadık müşterilerine özel indirimler yaptıklarını belirten Eskiocak, anneler günü, babalar
günü, sevgililer günü, kadınlar
günü gibi özel günlerde de
müşterilere çeşitli sürprizler
yaptıklarını söylüyor, “Kadınlar
gününde istasyonumuza gelen
tüm kadınlara çiçek dağıttık.
Sevgililer gününde de müşteri-
lerimize çeşitli sürprizler yaptık.
Bu tür jestler müşterilerin hoşuna gidiyor.”
Yoğun iş temposuna rağmen
haftada en az 3 kez spor yaptığını söyleyen Eskiocak, sağlık
ve kilo kontrolü açısından tüm
meslektaşlarına spor yapmalarını tavsiye ediyor. Gezmeyi de
çok seven Eskiocak başta Dubai olmak üzere yılda en az bir
ya da iki kez yurt dışı seyahati
yapıyor. Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Eskiocak, yurt dışında
yaşarken Türkiye’ye gelişlerini
Beşiktaş maçlarına göre ayarlıyormuş. İnönü Stadını hasretle
andığını belirten Eskiocak, Vodafone Arena’nın açılışını dört
gözle beklediğini sözlerine ekliyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  47
ALPET DURAKLARI
ALPET DURAKLARI
“Alpet her zaman bayisinin yanında ”
Alpet ailesinin yeni üyelerinden Yılmaz
Petrol’ün sahibi Berat Yılmaz, “Alpet’in
arkasında Altınbaş Holding gibi dev bir
gücün olması, çözüm odaklı yaklaşımları,
bu işin bayisiz yapılamayacağının bilincinde olmaları, maddi ve manevi her konuda
bayinin yanında bulunmaları nedeniyle
Alpet’i tercih ettik” diyor.
Y
ılmaz Petrol İzmit Yalova
Yolu’nun ilk yapımı sırasında 1964 yılında Karamürsel Ereğli’de kurulmuş olup
1969 yılında Yılmaz ailesi tarafından satın alınmıştır. 1997 yılına
kadar ailemiz tarafından işletilmiş ve müşterilerinin güvenini
kazanarak başarıyla faaliyet göstermiştir. Ailemiz aynı zamanda
1990 yılından itibaren otomotiv sektöründe yatırım yaparak
Nissan Otomobillerinin Kocaeli
bayiliğini almış ve halen devam
ettirmektedir. 1997-2008 yılları
arasında ailemiz otomotiv sektöründe büyümek amacıyla petrol tesisini kiraya vermiştir. 2009
yılından itibaren Yılmaz ailesi
olarak istasyonumuzu yenileyip
Çağ’ın gereklerine uygun donanım ve anlayışla akaryakıt ve otogaz bayiliğine tekrar başlamış
bulunmaktayız. İlk göz ağrımız
olan akaryakıt istasyonumuzda eski ve yeni müşterilerimize
başarıyla ve bize göstermiş oldukları güvenle hizmet vermenin mutluluğunu yaşamaktayız.
Türkiye’nin lider gruplarından
olan Altınbaş Holding’in bünyesinde yer alması, ikili görüşmelerde yetkililerin sıcak yaklaşımları ve büyümeye dönük bir
şirket olması nedeniyle Alpet’i
tercih ettiklerini belirten Yılmaz
48  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
sözlerini şöyle sürdürüyor, “Alpet’in arkasında Altınbaş Holding gibi dev bir gücün olması,
çözüm odaklı yaklaşımları, bu
işin bayisiz yapılamayacağının
bilincinde olmaları, maddi ve
manevi her konuda bayinin yanında bulunmaları nedeniyle
Alpet’i tercih ettik.”
Yılmaz, orta vadede Alpet’in ilk
5 şirket arasında yer alacağını
düşünüyor. İstasyonda çalışan
personelin kılık kıyafetinin düzgün olmasına, müşterilere güler yüzlü hizmet vermesine ve
herhangi bir sorun karşısında
anında çözüm üretebilmesine
çok önem verdiklerini belirten
Yılmaz, personele bu konularda
sürekli eğitim verdiklerini söylüyor. Yılmaz, personel eğitimi
kadar tuvaletlerin ve istasyon
sahasının temizliğine, mekanların aydınlığına kadar pek çok
unsura da çok dikkat ettiklerini
vurguluyor. Sektörde yarım asra
ulaşan ticari geçmişleri nedeniyle müşterileriyle aralarında
bir gönül bağı oluştuğunu ifade eden Yılmaz, “İnsanlar bizi
bu sektörde eski olduğumuz
için tanıyor ve güveniyorlar. Ticari olarak bugüne kadar kimseyi mağdur etmedik. İnsanlar
bize gönülden güveniyor. Ölçü
ve tartı konusunda çok hassa-
“Alpet bayisi olmaktan gurur duyuyorum”
Alpet bayrağını Şebinkarahisar ve Bayburt’ta başarıyla dalgalandıran Metinerler
Petrol’ün sahibi Tekin Teker, Alpet bayisi
olmaktan gurur duyduğunu belirterek “Bir
istasyonum daha olsa, yine Alpet’le anlaşırım. Tüm bayilere Alpet’i öneriyorum” diyor.
G
sız. Bizden gitsin de müşteriden gitmesin” diyor.
Yoğun iş temposundan fırsat
buldukça dostlarıyla birlikte
olmaktan büyük keyif aldığını
söyleyen Yılmaz, yüzmeyi çok
seviyor. Vakit buldukça fitness
yapan Yılmaz, yurt dışına seyahat etmekten hoşlanıyor. Dünyanın bütün enlerinin Dubai’de
olduğunu söyleyen Yılmaz,
“Her insan hayatında en az bir
kere Dubai’ye gitmeli” önerisinde bulunuyor. Eskiden amatör
olarak futbol oynadığını söyleyen Yılmaz, işlerinin yoğunluğu
nedeniyle futbolu bırakmak zorunda kalmış. Sıkı bir Galatasaray taraftarı olan Yılmaz, Galatasaray maçlarını yakından takip
ediyor. Kitap okumayı da seven
Yılmaz, siyasi ve askeri içerikli kitapları tercih ediyor.
iresun’un Şebinkarahisar
ilçesinde faaliyet gösteren Metinerler Petrol’ün
işletme sahibi Tekin Teker, 1963
yılında Şebinkarahisar’da doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini
Şebinkarahisar’da tamamlayan
Teker, ticaret hayatına çok küçük
yaşlarda atılmış. Tuhafiye, züccaciye, kırtasiye ve konfeksiyon
alanlarında iş yapan Teker, 1997
yılında akaryakıt sektöründe faaliyet göstermeye başlamış.
2008 yılında Alpet bayisi olan
Tekin Teker, Alpet bayisi olmasında o dönem Alpet Satış Müdürü olan Ömer Lütfi Şensoy’un
büyük katkıları olduğunu söylüyor. Alpet bayisi olmaktan çok
memnun olduğunu dile getiren
Teker, biri Şebinkarahisar’da, diğeri de Bayburt’ta olan iki istasyonunda Alpet’in bayrağını gururla dalgalandırdığını söyleyip
ekliyor, “Bir istasyonum daha
olsa yine Alpet’le anlaşırım. Tüm
bayilere Alpet’i öneriyorum.”
Alpet’in bayilerine karşı son
derece sıcak yaklaştığını vurgulayan Teker, “Bir sıkıntımız
olduğunda, genel müdürümüze, bölge müdürümüze ve saha
müdürümüze kolaylıkla ulaşıyoruz. Yöneticilerimizin bu sıcak
ve sağduyulu yaklaşımları bizim
için çok önemli. Bence Alpet’i
diğer dağıtım şirketlerinden
ayıran en önemli özelliği de
bu” diyor.
Alpet’in mavi ve yeşilden oluşan kurumsal renginin çok iç
açıcı ve doğayla uyumlu bulduğunu söyleyen Teker, istasyonların kurumsal kimliğine
çok önem vermesi gerektiğinin
altını çiziyor, “Görünümü kötü
olan istasyonlar atıl istasyon
görüntüsü veriyor. Bu tür istasyonların markaya zarar verdiğini düşünüyorum. Bu tür istasyonlar ya kapatılmalı, ya da pırıl
pırıl hale getirilmeli.”
Aynı zamanda beyaz eşya ve
mobilya bayilikleri de olan Tekin Teker, bu sektörlerdeki perakendecilik deneyiminin kendisine çok şey kattığını söylüyor,
“Bizim ana işimiz beyaz eşya ve
mobilya bayiliği. Biz bayilik nedir çok iyi biliriz. Dürüst olan,
hizmet veren, disiplinli çalışan iş
yerleri kazanıyor. Başarı için çok
çalışmak gerekiyor.”
Müşteri memnuniyeti sağlamak
için özellikle tuvalet ve lavabo
temizliğine çok önem verdiklerini söyleyen Teker, Türkiye’de
tuvaletlerin kapısının içeri açıldığı ilk istasyon olduklarını belirtiyor. İstasyondaki tankların temizliğini 6 ayda bir yaptırdığını
söyleyen Teker, pompa sayaçlarının doğruluğunu da her hafta
kontrol ettiklerinin altını çiziyor.
İstasyonun içinde bulunan botanik bahçesindeki çiçeklerin
ve yörük çadırının müşterilerin
ilgisini çektiğini söyleyen Teker, en büyük hobisinin dostlarıyla sohbet etmek ve gezmek
olduğunu söylüyor. Yurt dışına
sık sık iş seyahatleri yapan Teker’in, Amerika dışında gitmediği ülke kalmamış. Teker
gezdiği yerler arasında en çok
Tayland’daki Pattaya Plajı’ndan
etkilenmiş.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  49
ALPET DURAKLARI
ALPET DURAKLARI
“Alpet çok güzel işlere imza atıyor”
“Alpet güven veren bir marka”
Alpet ailesinin yeni üyelerinden Keleşoğulları Petrol’ün sahibi Metin Ünlü, Alpet bayrağını Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde
dalgalandırıyor. Alpet’in müşterilere güven
veren bir marka olduğunun altını çizen
Ünlü, “Alpet’in yakıtı müşteriler tarafından
çok beğeniliyor. Müşterilerden hiç şikayet
almıyorum. Alpet müşterilere güven veren
bir marka” diyor.
A
nkara’nın
Kızılcahamam ilçesinde faaliyet
gösteren Keleşoğulları
Petrol’ün sahibi Metin Ünlü,
1966 yılında Kızılcahamam’da
doğmuş. İlköğretimini Kızılcahamam Yıldırımören Köyü’nde tamamlayan Ünlü, 1979 yılında ticaret hayatına atılmış.
Oto yedek parça, oto lastik
tamiri, oto market işlerini yürüten Ünlü, 2009 yılında akaryakıt sektörüne girmiş. Alpet
bayisi olmaya Kırıkkale Alpet
Bayisi Elvan Çakır’ın tavsiyesiyle karar verdiğini söyleyen
Ünlü, “2014 yılında Alpet bayisi oldum. Alpet bayrağını taşımaktan gurur duyuyorum”
diyor.
Alpet’in müşterilere güven
veren bir marka olduğunun
altını çizen Ünlü, “Alpet’in yakıtı müşteriler tarafından çok
Müşterilerden
beğeniliyor.
hiç şikayet almıyorum. Alpet
müşterilere güven veren bir
marka. Altınbaş Holding’in
gücü de bayilerine güven
veriyor. Alpet’in bir marka
değeri oluştu. Orta vadede
Alpet’in ilk 5’e gireceğini düşünüyorum” diyor.
50  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
Alpet’in Bitlis’teki başarılı bayilerinden Tatlısular Petrol’ün sahibi Nebi Tatlısu, Alpet’in
sektörde çok iyi bir konumda olduğunu
vurgulayarak, “Özellikle yeniden yapılanma
sürecinden sonra Alpet çok güzel işlere
imza atmaya başladı” diyor.
B
Müşteri memnuniyetini sağlamak için hizmette kusur etmemeye çalıştıklarını belirten
Ünlü, yeni müşteriler kazanmak
için Bilboardlara, yerel gazetelerin internet sitelerine ve Kızılcahamam’ın yerel radyosuna
reklam verdiklerini söylüyor.
Ünlü, müşterilerle birebir temas için düzenli olarak esnaf
ziyaretlerinde bulunuyor.
Ticari faaliyetlerini nedeniyle
30 yılı aşkın bir süredir kamyoncular ve taksicilerle iç içe
olduğunu söyleyen Ünlü’nün
istasyonunda kamyon aksesuarı, yedek parça marketi, teyp
ve televizyon tamircisi, elektrikçi ve lastikçi bulunuyor. Ünlü’ye göre istasyonda bulu-
nan lokantanın kavurması ve
kellepaçası ise dillere destan.
Yoğun iş temposuna rağmen
hayır işlerine de zaman ayıran
Ünlü, Merkez Kurs ve Okul
Talebelerine Yardım Derneği’nin Başkanlığı görevini yürütüyor.
Kızılcahamam’ın Ankara’nın
akciğeri olduğunu söyleyen
Ünlü, herkesi Kızılcahamam’a
davet ediyor; “Kızılcahamam
çok turistik bir yer. Ankara’nın
akciğeri. İlçemizde çok güzel
oteller var. İlçemize haftada
100 bin araç giriş çıkış yapıyor.
Turistleri ağırlamaktan büyük
mutluluk duyuyoruz. Herkes
Kızılcahamam’ı en az bir kez
görmeli.”
itlis’in Ahlat ilçesinde
faaliyet gösteren Tatlısular Petrol’ün sahibi
Nebi Tatlısu, 1961 yılında Ahlat’ta doğmuş. İlk, orta ve lise
eğitimini Ahlat’ta tamamlayan
Tatlısu, 1983 yılında polis olarak
iş yaşamına adım atmış. Polislik
görevini sürdürürken üniversite
eğitimine devam eden Tatlısu,
1994 yılında Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi İktisat Bölümü’nden
mezun olmuş. 2007 yılında
emekli olan Tatlısu, 2008 yılında Alpet bayisi olarak akaryakıt
sektörüne adım atmış.
Bayi arkadaşlarının yoğun tavsiyeleri ve Alpet saha personelinin kurduğu sıcak diyalog neticesinde Alpet bayisi olmaya
karar verdiğini söyleyen Tatlısu, “Bayi arkadaşlarımın tavsiyeleri ve o dönemdeki saha
müdürü ve Alpet çalışanlarının
Alpet bayisi olmamda büyük
katkıları var. Bunun yanı sıra
Alpet’in çalışma prensipleri
ve arkasında Altınbaş Holding
gibi Türkiye’nin önde gelen
gruplarından biri olması da bu
kararımda etkili oldu” diyor.
Alpet’in prensiplerine bağlı
bir şekilde çalıştığını ve halk
arasında güvenilir bir firma
olarak yer ettiğine dikkat çeken Tatlısu, “Tüketiciler nezdinde Alpet güvenilir bir marka. Alpet’in şu anda sektörde
çok iyi bir konumda olduğunu
düşünüyorum. Özellikle yeniden yapılanma sürecinden
sonra Alpet çok güzel işlere
imza atmaya başladı” diyor.
Müşteri memnuniyetini en üst
seviyede tutmak için personele sürekli eğitim verdiklerini belirten Tatlısu, istasyon sahasının, tuvalet ve lavaboların
temizliğine de önem verdiklerini söyleyerek şunları ekliyor,
”İşimizi doğru yapmaya çalışıyoruz ve prensiplerimizden
ödün vermiyoruz. Bunun sonucunda başarı da kendiliğinden geliyor” diyor.
İş yaşamının stresini istasyonun
bitişiğindeki bahçede attığını
söyleyen Tatlısu, “Bahçemde
meyve ağaçları ve gül yetiştiriyorum. Kümes hayvanları besliyorum. İstasyonculuk stresli ve
yorucu bir iş. Bahçe benim tüm
yorgunluğumu ve stresimi alıyor.
İstasyonumuz Van Gölü’nün karşısında. Zaman zaman Göl kenarında yürüyüş yapmak, Göl’ün
güzelliğine bakarak çay içmek
de beni çok mutlu ediyor” diyor.
Tarih, siyasi tarih ve felsefe
kitaplarını okumaktan büyük
keyif alan Tatlısu, meslektaşlarına şu mesajı veriyor;
“Meslektaşlarım işini severek
yaptıkları ve istasyonlarını sahiplendikleri takdirde, başarı
kendiliğinden gelir.”
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  51
TEKNOLOJİ
TEKNOLOJİ
a
y
’
6
1
0
2
HER YER EKRAN HER YER DOKUNMATIK!
Ekransız gösterim iletişim teknolojileri, cihazları küçülttükçe daha çok gündeme gelmeye başladı. Minik dokunmatik ekranlardan
kurtulmanın tek yolunun herhangi bir yüzeyi
ekrana çevirmek olabileceğinden yola çıkan
şirketler bu alanda Ar-Ge’yi sürdürüyor. Sanal
gerçeklik gözlükleri ve biyonik kontakt lensler
gibi ekransız gösterim teknolojileri ve üç boyutlu hologramlar hızla gelişiyor. Öyle ki 2014
yılında görüntüyü doğrudan retinaya veren
bir teknoloji geliştirildi bile… 2016 yılı ise bu
konuda yatırımları izleyeceğimiz bir yıl olacak.
damga vuracak
TEKNOLOJILER
GIYILEBILIR TEKNOLOJI SAVAŞLARI!
Geçtiğimiz yıl gündemimize daha çok giren giyilebilir
cihazların 2016’da patlama yapması bekleniyor. Sadece
sağlık ve spor değil, diğer birçok farklı alanda da karşımıza çıkacak olan bu cihazlarla yeni bir dönemin kapıları
da aralanıyor. Bu teknolojinin 2018’de pazarlama hacminin 5,8 milyar dolar olacağı hesaplanıyor. Öte yandan
Intel, giyilebilir teknolojiler alanında yenilikçiliği teşvik
etmek için toplam nakit ödülü 1,3 milyon dolardan fazla
olan “Make It Wearable” adlı bir yarışma bile başlattı.
Teknolojinin hızla büyüyerek hayatımızın her alanına girdiği bir yıla tanıklık ettik.
2016 yılında bu hız belli ki giderek artacak... 2016 yılına damgasını vurması beklenen teknolojiler iş yapış biçimlerimizi de dönüştürecek. 2016 giyilebilir teknolojilerin ve 3D dünyasının yılı olacak! İşte 2016’ya damgasını vuracak teknolojiler…
3D YAZICILAR GELECEĞI INŞA EDECEK
3D yazıcı satışları, malzemeleri ve ilgili servisleri ile
piyasa hacmi, 2013’de global olarak 2,5 milyar dolara ulaşmıştı. Araştırma şirketleri bunun 2014’ün
sonunda 3,8 milyar dolara yükseldiğini, pazarın hızlı büyümeye devam etmesi ile 2018’de 16,2 milyar
dolara yükseleceğini öngörüyor. Henüz Türkiye’de
yeterince iyi anlaşılamasa da 3 boyutlu yazıcılar dünyayı kasıp kavuruyor. Boyutları ve fiyatları giderek düşen, aynı zamanda kabiliyetleri de artan bu cihazlar
hemen her türlü nesnesin basılmasını sağlıyor.
ARTIRILMIŞ GERÇEKLIĞIMIZ DERINLEŞECEK
İlk olarak askerlerin eğitiminde
aktif olarak kullanılan artırılmış
gerçeklik çözümleri, günümüzde pazarlama faaliyetlerinin
bir parçası haline gelmiş durumda. Özellikle de eğlence
52  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
biçime dönüştürülmüş biçimine deniyor. Büyük veri, bilgiye
erişim ve en önemlisi bunların analizi 2016 yılında da en
önemli rekabet avantajlarından olacak. Sadece şirketler
runa göre, artırılmış gerçeklik
teknolojisi kurumların iş akışı,
çalışan eğitimleri, iş süreçlerinin düzenlemesi gibi konularda doğrudan kullanılabilecek.
AKILLI CIHAZLAR ÇIĞ GIBI BÜYÜYECEK
BÜYÜK VERIYE DAHA YENI BAŞLADIK
Büyük veri; toplumsal medya paylaşımları, ağ günlükleri, bloglar, fotoğraf, video,
log dosyaları vb. gibi değişik
kaynaklardan toparlanan tüm
verinin, anlamlı ve işlenebilir
sektöründe dikkatleri çekecek
çalışmalarıyla günlük yaşamın
bir parçası olmaya başlayan
kavramın doğrudan markalara
etkisi olması bekleniyor. Araştırma şirketi Gartner’ın rapo-
değil, devletler arası rekabet
açısından da en büyük güç
“anında ve doğru bilgiye”
erişim ve anlamlı analiz ve yorumlar çıkararak, fayda ve değere çevirebilmek olacak.
2013’te 8.7 milyar olan akıllı cihaz sayısının, 2020’de
50 milyara çıkması bekleniyor. 2016’da popülerliğinin artması beklenen nesnelerin interneti ile kendi
kendine haberleşen cihazların sayısı artacak. Birçok
konuda birbiriyle iletişimde olan cihazlar insan hayatının emrine sunulacak. Cihazlarımızın zekası da
artmaya devam edecek. 2016’da sadece teknolojik
cihazlar değil, otomobiller, çamaşır makineleri, buzdolapları ve hatta elektrik süpürgeleri de akıllanacak.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  53
MODA
MODA
VAZGEÇILMEZ AKSESUAR:
Güneş Gözlüğü
Dünyanın en iyi güneş
gözlüğü markaları
Başlangıçta sadece güneş ışınlarından korunmak amacıyla kullanılan
güneş gözlüğü, moda olgusuyla birlikte özellikle yaz aylarının vazgeçilmez bir aksesuarı haline geldi. Bugün moda ikonlarından biri haline gelen
güneş gözlüğünün hikayesi de bir hayli ilginç.
Ünlü tarih yazarı Plinius’un
“Nero, gladyatör dövüşlerini
bir zümrütten bakarak izliyor”
sözleri M.S. 37-68 yılları arasında yaşayan 5. Roma imparatoru Nero’nun güneş gözlüğü
kullandığı fikrini doğursa da
antik dönemde henüz gözlük
icat edilmemişti.
Nero’nun
güneş ışınlarından korunmak
için kullandığı şeffaf yeşil renkli
mineralin bir çeşit güneş gözlüğü camı olduğu düşünülürse, Nero’nun ancak güneş
gözlüğünün bir ön keşfini yaptığı söylenebilir.
Tarihte ilk güneş gözlüğünü bin yıl kadar önce Çinliler
54  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
icat ediyor. Ancak renkli doğal
camdan yapılan
bu
gözlükler
güneşten korunmak için
değil, sorgu
esnasında düşünceleri göz
ifadelerinden
belli
olmasın
diye yargıçlar tarafından kullanılıyor.
Güneşten korunmak için yapılan ilk gözlük ise 1752’de İngiltere’de güneş ışığından rahatsız olan frengi hastaları için
üretiliyor. Sarı ve kahverengi
camları olan bu güneş gözlüğünün mucidi James Ayscough. Daha sonra Edwin H. Land,
ilk selofenli polarize edilmiş
camlı güneş gözlüklerini üreterek güneş gözlüklerinde yeni
bir dönem açıyor.
1930’da Amerikan Hava Kuvvetleri’nin güneş gözlüğü kullanma kararı alması, güneş
gözlüğünün yaygınlaşmasını
sağlıyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra güneş gözlüğü kul-
lanımı hızla yayılıyor.
1960’lı yıllarda ise Hollywood
yıldızlarının güneş gözlüğü kullanması, güneş gözlüğünün bir
moda ikonu haline gelmesini
sağlıyor.
Modacılar için çok önemli bir
aksesuar haline gelen güneş
gözlüğü, zamanla gözlük takma alışkanlığını da değiştiriyor.
Sadece güneşli havalarda güneşten korunmak için değil, iç
mekanlarda da gözlük kullanılması güneş gözlüğünü popüler bir hale getiriyor. Bunun sonucunda da eskiden optik ve
güneş sezonu diye ikiye ayrılan
gözlük sezonu ortadan kalkıyor ve güneş gözlükleri sadece
yaz aylarında değil, on iki ay
satılmaya başlıyor.
Bugün güneş gözlüğünün en
fazla satın alındığı ülkeler sırasıyla ABD, İngiltere, Avustralya, Almanya ve Kanada. Yaşayan kişi sayısına göre en fazla
güneş gözlüğü satın alınan ülkelerin başında Avustralya geliyor. Avustralya’yı İngiltere,
ABD ve Kanada izliyor.
Günümüzün vazgeçilmez aksesuarı haline gelen güneş gözlükleri yüzlerce farklı marka tarafından üretilse de, tasarımı ve kalitesiyle bazı markalar ön plana çıkıyor. İşte dünyanın en iyi güneş gözlüğü markaları...
Ray-Ban
İtalya gözlük markası Ray-Ban güneş gözlüğü
endüstrisinin akla gelen ilk markalarından biri. Kurulduğu günden bu yana tarzıyla pek çok ünlünün
ve moda ikonunun tercihi olan Ray-Ban moda ve
ünlüler dünyasında önemli bir yere sahip.
Prada
Çanta ve ayakkabı modelleriyle ünlü bir marka olmasına karşın Prada’nın güneş gözlükleri özellikle
Hollywood ünlüleri tarafından en çok tercih edilen
güneş gözlüğü markalarından biri. Prada, en iyi 10
güneş gözlüğü markası arasında kendisine ilk sıralarda yer buluyor.
DKNY
Kot pantolon ve gömlek gibi tekstil ürünlerini de
üreten bir moda markası olan DKNY güneş gözlüğü de üretiyor. Marie Claire dergisine göre DKNY
güneş gözlükleri havalı stilleri ile en iyi 5 güneş
gözlüğü markası arasında yer alıyor.
Cartier
Cartier normal gözlükler ile başlayan üretimini
daha sonra güneş gözlükleriyle genişletmiş. Modası geçmeyen klasik stilleri ile Cartier güneş gözlükleri Esquire.com ve Ophthalmetry.com’a göre
en iyi 10 güneş gözlüğü markasından biri.
Dior
Dior güneş gözlükleri Marie Claire ve Ophthalmetr.com’a göre en iyi 10 güneş gözlüğü markası
arasında yer alıyor. Her yıl koleksiyonunda farklı
tasarımlara yer veren marka, narin ve kadınsı çizgileri ön plana çıkaran güneş gözlükleriyle özellikle
kadınlar arasında en çok rağbet gören gözlük markalarından birisi.
Chanel
Her kadının içinde bulunan Diva’yı ortaya çıkarmak
amacıyla tasarladığı stillerle Chanel moda ve tasarım dergilerinin her yıl yayınladığı “en iyi 10 güneş
gözlüğü” listelerinin daimi üyesi. Chanel, genellikle
klasik ve zarif stillerde güneş gözlükleri üretiyor.
Gucci
Güneş gözlükleri dışında çanta başta olmak üzere
pek çok aksesuar üreten marka her yıl moda renklerin ve tasarımların belirlenmesinde önemli bir rol
oynuyor. Gözlük modelleri, gençlerin verdiği oylarla belirlenen Top Teens web sitesinin “en iyi güneş
gözlüğü” listesinin her yıl ilk 3 sırasında yer alıyor.
Dolce & Gabbana
Dolce & Gabbana veya D&G olarak da bilinen bu
marka özellikle erkekler için ürettikleri şık ve modern güneş gözlükleriyle en iyi 10 güneş gözlüğü
markası arasında yer almaktadır.
Fendi
Fendi güneş gözlükleri aktörler, şarkıcılar ve spor
yıldızları tarafından en çok kullanılan gözlükler
arasında yer alıyor. Yüzlerce konuda en iyileri sıralayan Top Tens web sitesi erkek güneş gözlükleri
üreticileri arasında bir numaraya Fendi’yi koyuyor.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  55
BULUŞ HİKAYELERİ
SAĞLIK
KURŞUNA DAYANIKLI MATERYAL ARARKEN JAPON YAPIŞTIRICISINI BULDU
İcat : Japon yapıştırıcısı
Mucit : Harry Coover
Tarih : 1943
FAZLA SU HÜCRELERİ ŞİŞİRİYOR
Harry Coover, Kodak’ta çalışan bir kimyagerdi. II. Dünya Savaşı’nın ortasıydı ve Dr.
Coover, şeffaf ve kurşuna dayanıklı bir materyal üzerinde çalışıyordu. Üzerinde çalıştığı materyal cyanoacrylate yapış yapış bir
malzemeydi ve Coover çalışmalarını çöpe
attı. Yıllar sonra, çöpe attığı şişe hala çöp
kutusunun dibine yapışık duruyordu. Coover’ın jetonu düştüğünde tarih 1958’i gösteriyordu.
Yeni yapılan çalışmalar birçok
insanın egzersiz sırasında veya
sonrasında çok fazla su tükettiğini
ortaya koyuyor. Egzersiz sırasında
alınan fazla su, böbreklerde birikiyor.
Biriken su, hücrelerde şişmeye yol
açıyor.
SOKAKTA OYNAYAN ÇOCUKLAR
STETESKOPUN ICADINDA ESIN KAYNAĞI OLDU
İcat: Steteskop
Mucit: Rene Laennec
Tarih: 1816
1816’da Fransız doktor
Rene Laennec, Paris
sokaklarında
dolaşırken, oynayan iki çocuk
gördü. Çocuklardan biri
elindeki tahta sopanın
bir ucuna kulağını daya-
BAŞ AĞRISI ILACINDAN
DÜNYANIN EN POPÜLER IÇECEĞINE
İcat: Coca Cola
Mucit: John Pemberton
Tarih: 1885
Atlantalı eczacı John Pemberton, baş ağrısı için bir ilaç
hazırlama telaşı içindeydi.
56  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
İçeriğini halen bilmediğimiz
karışımı 8 yıl boyunca eczanelerde satışa sundu. Fakat
sonrasında tüm zamanların en
popüler içeceği marketlerde
şişeler halinde yerini aldı.
mıştı, öbürü ise tahtanın öteki
ucuna iğneyle vuruyordu. Vuruş sesleri tahtanın içinden iletiliyordu. Daha sonra Laennec
bir sayfa kağıdı rulo yaparak
iple bağladı. Bunu hastanın
göğsüne dayadığında kalp
atışlarını dinleyebiliyordu. Bu
alete Yunanca göğüs anlamındaki stethos sözcüğünden gelen steteskop adı verildi
Fazla su alımı tehlikeli
Uluslararası Egzersizle İlişkili
Hiponatremi Fikirbirliği Geliştirme Konferansı’nda uzmanlar, egzersiz sırasında aşırı su
tüketiminin son derece tehlikeli olduğunu ve sağlık sorunlarına yol açtığını söylüyor.
Fazla su alımının, böbreklerin
fazla suyu atamamasından
ötürü vücuttaki sodyum yoğunluğunu azalttığını gösterdi. Bunun da hücrelerde tehlikeli bir şişmeye ve egzersiz
ile ilişkili hiponatremiye (kan
sodyumu düşüklüğü) yol açtığını gözler önüne serdi.
Hiponatremiye dikkat
ABD’nin Oakland Üniversitesi Egzersiz Bilimleri’nden
Dr. Tamara Hew-Butler, bu yıl
üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Egzersiz ile İlişkili Hiponatremi Fikirbirliği Geliştirme
Konferansı’nda fazla su tüketimiyle ilgili önemli tavsiyelerde bulunuyor. Hew-Butler,
“Aşırı su kaybını önlemek için
sıvı alımı yapıyoruz. Sıvı tüketimimize yol göstermek üzere tabiatımızda olan susama
mekanizmasından yararlanmanın zararları da bulunuyor.
Bu durum, aşırı su tüketerek
hiponatremi ile karşı karşıya
kalmamamızı sağlayabilecek
bir stratejidir” diyor.
Spor Hekimliği Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin
Ergün ise şöyle konuşuyor:
“Egzersize bağlı hiponatremi,
kan sodyum düzeyinin <135
mmol/L’nin
altına
düşmesi
olarak ifade edilir. Özellikle
maraton, triathlon gibi uzun
süreli
spor
sonra
ortaya
aktivitelerinden
çıkabilmekte-
dir. Bu spor türlerinin giderek
daha popüler hale gelmesiyle
de görülme sıklığı artmaktadır. Nedenleri arasında aşırı su
tüketiminin yanı sıra böbrek
Böbrek fonksiyon bozuklukları görülüyor
fonksiyon bozuklukları ve bazı
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
olduğu ileri sürülmektedir.”
hormonal mekanizmalarında
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  57
KÜLTÜR SANAT
KÜLTÜR SANAT
SEZEN AKSU BODRUM’DA SEVENLERİNE
MÜTHİŞ BİR GECE YAŞATACAK
29 AĞUSTOS 2015
BODRUM ANTIK TIYATRO, BODRUM MUĞLA
Son kırk yıldır hayatımızın fonunda hep onun sesi ve müziği
vardı. Olağanüstü sesi, unutulmaz besteleri, şarkılarında insanın iç dünyasındaki serüvenine
dair gözlemleri, Türkiye’nin
siyasi ve kültürel iklimin değişiminin birinci elden tanıklığının da yer aldığı müthiş şarkılarıyla Sezen Aksu
Bodrum’da
sevenlerine
müthiş bir gece yaşatacak.
ZİYNET SALİ MÜZİKSEVERLERLE BULUŞUYOR
16 EYLÜL 2015 21:00
HARBIYE CEMIL TOPUZLU AÇIKHAVA SAHNESI,
İSTANBUL
2001 yılında çıkardığı “Ba-Ba”
albümü ile müzik piyasasına
hızlı bir giriş yapan ve aradan
geçen sürede elde ettiği başarılarla müzikseverlerin gönlüne
taht kuran Ziynet Sali, en sevilen
şarkılarıyla 16 Eylül akşamı Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda.
SELAMİ ŞAHİN UNUTULMAZ
ŞARKILARIYLA MERSİN’DE
CEM ADRİAN ANKARA’DAKİ HAYRANLARIYLA
BULUŞMAYA HAZIRLNIYOR
22 AĞUSTOS 2015 22:00
HAYAL KAHVESI MERSIN , MERSIN
Türk müziğinin sevilen sesi Selami Şahin, 22 Ağustos’ta Hayal Kahvesi Mersin’de sahne alıyor. Yıllara meydan
okuyan Selami Şahin, unutulmaz şarkıları ve keyifli şovuyla sahnede doyumsuz bir eğlence yaşatacak.
19 EYLÜL 2015 20:00
MEB ŞURA SALONU, ANKARA
Farklı ses rengiyle dikkatleri
üzerine çeken Cem Adrian,
“Sana Bunları Hiç Bilmediğin
Bir Yerden Yazıyorum” adlı
albümü ile 19 Eylül’de Anka-
ra’da hayranlarıyla buluşmaya hazırlanıyor. 10 yıllık müzik
kariyeri boyunca dinleyenlerinin karşısına hep “başka” çıkan Cem Adrian, yeni albüm
ve en yer etmiş şarkılarıyla
“bir performans sanatçısı” olmayı sürdürüyor.
GÜLDÜR GÜLDÜR YİNE GÜLDÜRECEK
14 EYLÜL 2015 21:00
HARBIYE CEMIL TOPUZLU AÇIKHAVA SAHNESI, İSTANBUL
Ekranların beğenilen gösterisi Güldür Güldür,
eylül ayında Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi’nde sevenleriyle buluşmaya devam ediyor. Güldür
Güldür birbirinden eğlenceli skeçleri ve sürprizleriyle izleyenlere unutulmaz bir akşam yaşatacak.
Günlük hayatın sıradan konularına farklı bir bakış
açısı ile yaklaşan Güldür Güldür, aileden aşka,
şöhretten teknolojiye, futboldan arkadaşlığa, birçok konuya yine kendi mizah anlayışları ile yeni
yaklaşımlar ve çözümler getirecek.
58  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
ARTINTERNATIONAL
05 EYLÜL - 06 EYLÜL
HALIÇ KONGRE MERKEZI- İSTANBUL
Yılın en beklenen sanat olaylarından
ARTINTERNATIONAL, çağdaş ve modern sanat
fuarı bu yıl 5-6 Eylül tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşiyor. Dünyanın
önde gelen galerilerini İstan-
bul’da
ağırlayacak
olan fuar, üçüncü yılında yine dünyaca
ünlü sanatçıların çok
konuşulacak işlerini
bir araya getirecek.
Sanatseverler bu yıl da Andy
Warhol’dan Jan Fabre’e, Banksy’den Damien Hirst’e, dün-
yaca ünlü isimlerin eserlerini
İstanbul’da, Haliç Kongre Merkezi’nin büyülü atmosferinde
görme şansı yakalayacak.
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  59
AILEMIZIN YENI ÜYELERI
KELEŞOĞULLARI PETROLANKARA
EDA PETROLDÜZCE
BAYBURT PETROLBAYBURT MERKEZ
ŞİRİN PETROLKOCAELİ
YILMAZ PETROLKOCAELI
KURT PETROLGAZIANTEP
ERDEMLİ PETROLTEKIRDAĞ
60  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  61
Bize ulaşın...
Bize ulaşın...
ALPET İLETİŞİM
Bize ulaşın...
Bize ulaşın...
AKDENIZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
Bölge Müdürü: Aytaç İncedal
Telefon: 0533 209 35 13 • 0324 451 29 60
Mail: [email protected]
Saha Müdürü (MERSİN-NİĞDE-KAYSERİ-NEVŞEHİR-KARAMAN-KONYA-AKSARAY):
AYHAN GÜZEL: 0533 476 40 62- [email protected]
Saha Müdürü: (ADANA-OSMANİYE-HATAY):
AYŞEGÜL KÖROĞLU: 0532 139 82 25- [email protected]
MARMARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
Bölge Müdürü: Kemal Uludağ
Telefon: 0533 687 73 81 • 0262 526 81 85
Mail: [email protected]
Saha Müdürü (İSTANBUL ANADOLU-KOCAELI-SAKARYA-DÜZCE-BOLU-ZONGULDAK-BARTIN-KARABÜK):
MURAT BATMAZ: 0530 834 62 87 - [email protected]
Saha Müdürü (İSTANBUL AVRUPA-TEKIRDAĞ-KIRKLARELI-EDIRNE):
SERHAT KENAR: 0530 413 54 81 - [email protected]
Saha Müdürü (ESKIŞEHIR-KÜTAHYA-BILECIK-YALOVA-BURSA):
ALİ KIHTIR : 0533 476 40 55 - [email protected]
EGE BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
ALPET İLETİŞİM
ORTA ANADOLU BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
Bölge Müdürü: Bahadır Ahlatçı
Telefon: 0534 887 07 76 • 0318 266 93 27
Mail: [email protected]
Saha Müdürü (ANKARA- ÇANKIRI - KASTAMONU - KIRIKKALE):
TOLGA ÇOLAKOĞLU: 0533 965 18 28 - [email protected]
Saha Müdürü (KIRŞEHİR - YOZGAT - SİVAS - ÇORUM):
ÖMER AKER: 0533 476 40 57 - [email protected]
KARADENIZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
Bölge Müdürü: Ali Sadıç
Telefon: 0533 687 73 82 • 0362 266 74 00
Mail: [email protected]
Saha Müdürü (SİNOP - SAMSUN - AMASYA - TOKAT- ORDU - GİRESUN - TRABZON - ERZİNCAN - GÜMÜŞHANE - BAYBURT
-AĞRI - ERZURUM - RİZE - ARTVİN - ARDAHAN - KARS - IĞDIR)
ALİCAN ALİOĞLU: 0534 270 23 93 - [email protected]
DOĞU VE G.ANADOLU BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
Bölge Müdürü: Adnan Rençber
Telefon: 0533 705 03 92 • 0488 213 81 04
Mail: [email protected]
Saha Müdürü (KİLİS - GAZİANTEP - ŞANLIURFA- KAHRAMANMARAŞ - MALATYA - ADIYAMAN- BİTLİS - SİİRT - ŞIRNAK HAKKARİ - MUŞ - VAN -ELAZIĞ - BATMAN - DİYARBAKIR - BİNGÖL - TUNCELİ - MARDİN)
RECEP FATIH KÜTÜK: 0534 270 21 71- [email protected]
Bölge Müdürü: Mehmet Kara
Telefon: 0533 201 46 45 • 0232 618 20 20 / 0 242 249 96 51
Mail: [email protected]
Saha Müdürü (ÇANAKKALE-BALIKESİR-MANİSA-UŞAK):
ALPER ÖZBEN: 0530 499 32 34- [email protected]
Saha Müdürü (İZMİR-AYDIN-DENİZLİ-MUĞLA):
Z. EYÜP EZGİN: 0530 954 29 19- [email protected]
Saha Müdürü (ANTALYA-BURDUR-ISPARTA-AFYONKARAHİSAR):
FURKAN BÜYÜKÇIKRIKCI: 0 530 370 32 26 - [email protected]
62  ALPET’İN ENERJİSİ • AĞUSTOS 2015
GENEL MÜDÜRLÜK
Satış Müdürü: Muhsin Albayrak
Telefon: 0533 309 64 34
Mail: [email protected]
Bayilik İşleri Yönetmeni: Cenk Yaman
Telefon: 0530 834 62 88
Mail: [email protected]
Yeşilköy Mahallesi Atatürk Caddesi
EGS Business Park B2 Blok No:12 Kat:10 34149 Bakırköy-İstanbul
Tel: (212) 463 60 00 • Fax: (212) 465 38 05 / 09
AĞUSTOS 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ  63
AĞUSTOS 2015 • YIL: 2 • SAYI: 5 • ÜÇ AYDA BIR YAYIMLANIR • ÜCRETSİZDİR
Birlikte
Daha
İleri
!
w w w. a l p e t . c o m .t r
Futbol tarihinin
YERYÜZÜ CENNETİ
EGE
Röportaj
NASUH
MAHRUKİ
‘EN’leri...
Röportaj
Altınbaş Holding Enerji ve
Lojistik Grubu Başkanı ve
Yönetim Kurulu Başkan Vekili
MUSTAFA ERGİ

Benzer belgeler

İncele - Alpet

İncele - Alpet ve tüm bayileri ailemize katılmaya davet ediyoruz.

Detaylı

İncele - Alpet

İncele - Alpet ATANAN MUSTAFA ERGI’NIN HEDEFI, ALPET’I PIYASADAKI ILK 3 ŞIRKET IÇERISINE SOKMAK. ERGI, “ÖNCELIKLI HEDEFIMIZ ILK 5’E GIRMEK. ALTINBAŞ HOLDING’IN HER ALANDA ILK 3’TE OLMA FELSEFESI VE HEDEFI DOĞRULT...

Detaylı