İncele - Alpet
Transkript
İncele - Alpet
MART 2015 • YIL: 1 • SAYI: 4 • ÜÇ AYDA BIR YAYIMLANIR • ÜCRETSİZDİR w w w. a l p e t . c o m .t r OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE TÜRKIYE’DE FUTBOL Röportaj ŞEVVAL SAM PETROLÜN RAKİPLERİ ARTIYOR Röportaj Alpet Mühendislik Müdürü HAKAN AYBAR SUNUŞ Büyümeye odaklanıyoruz... B ir önceki yazımda, 2015 yılının tıpkı 2014’te olduğu gibi fiyat tartışmalarıyla geçeceği öngörüsünde bulunmuştum. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 19 Şubat 2015 tarihinde aldığı “tavan fiyat kararı” da maalesef bu öngörümü doğrular nitelikte bir karar oldu. Bildiğiniz üzere EPDK, dağıtım şirketlerinin akaryakıt fiyat oluşumlarında belirlenen fiyat metodolojisine uymamaları gerekçesiyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun ilgili hükümleri gereğince tavan fiyat uygulaması kararı aldı. Karar gereği; benzinde rafineri çıkış fiyatının üzerine eklenecek marj 34 kuruş/litre, motorinde ise rafineri çıkış fiyatının üzerine eklenecek marj 37 kuruş/litre olarak sınırlandırıldı. Tavan fiyat kararının akabinde de bayisiyle dağıtıcısıyla tüm sektörden EPDK’ya itirazlar yükseldi. EPDK’nın sektörden gelen bu itirazlara ne şekilde cevap vereceğini hep birlikte göreceğiz. Ancak tavan fiyat uygulaması sona erdikten sonra da akaryakıt fiyatlarına İzzet Çubukçu / Genel Müdür ilişkin tartışmaların devam edeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Tüm bu fiyat tartışmaları sürüp giderken biz de Alpet Ailesi olarak, bayilerimiz ile birlikte büyümeye odaklanmış durumdayız. Bir taraftan Türkiye için istihdam yaratıp sektörü geliştirmek adına çalışmalar yürütmeye devam ederken, diğer taraftan da her geçen gün ailemize yeni bayiler kazandırıyoruz. Ülke çapına yayılan istasyon ağımız ve teknik yatırımlarımız ile güçlenen depolama kapasitemiz ile Alpet’in enerjisini tüm Türkiye’ye yayıyoruz. Bildiğiniz gibi 18 Eylül 2015 tarihi sektör için çok önemli gelişmelerin yaşanacağı bir tarih. Bu tarih itibariyle birçok bayi dağıtım şirketleriyle sözleşmelerini yenileyecek veya yeni bir dağıtım şirketiyle anlaşma yapacak. Biz de Alpet olarak “ikinci intifa” dönemine ilişkin tüm hazırlıklarımızı şimdiden tamamladık. Alpet Ailesini daha da büyütmek adına bu süreci bir fırsat olarak görüyor ve tüm bayileri ailemize katılmaya davet ediyoruz. içindekiler 6 Editör H. Murat Fırat [email protected] İletişim [email protected] Yeşilköy Mahallesi Atatürk Caddesi EGS 4 12 Business Park B2 Blok No:12 Kat:10 34149 Bakırköy-İstanbul 40 Tel: (212) 463 60 00 46 RENKLERİN GÜCÜ Fax: (212) 465 38 05 / 09 www.alpet.com.tr OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE TÜRKIYE’DE FUTBOL Görsel Yönetmen Kasım Halis Tasarım Medya Time Reklam Ajansı Tel: (0312) 472 86 12 - 23 Basıldığı Yer Dumat Ofset Mat. San.Tic.Ltd.Şti. Bahçekapı Mah. 2477 Sk. No:6 Şaşmaz-Etimesgut/ANKARA Dağıtım Kurye / Kargo Yayın Türü YEREL SÜRELİ YAYIN TÜM TÜRKİYE’DE Basım Tarihi 20 Mart 2015 Dergide yer alan yazı, fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi malzemelerden yazılı izin olmaksızın hiçbir şekilde alıntı yapılamaz. TÜRKİYE’NİN LEZZET HARİTASI 22 Alpet Kıbrıs’a “Satış ve Müşteri Hizmetleri Ödülü” Alpet’ten Türk Telekom, TTNet ve Avea ile dev işbirliği Türkiye vergide birinciliği kimseye kaptırmıyor “Otomasyon sisteminin sağlıklı işlemesi için bayilerimizi bilgilendiriyoruz” Sırtını alplere dayayan ülke: İSVİÇRE Müziğin içinden akıp geçmeyi seviyorum Türkiye’nin lezzet haritası Zamanın görünen yüzü: SAAT “Bayilerle iletişim çok önemli hale geldi” Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de futbol Altınbaş’dan 600 Yıllık İhtişam “Hanedan” Koleksiyonu Petrolün rakipleri artıyor Renklerin Gücü Alpet durakları Teknoloji Buluş Hikayeleri Kültür Sanat Ailemizin yeni üyeleri Alpet iletişim 4 5 6 10 12 18 22 26 30 32 38 40 46 49 55 57 58 60 62 26 SAAT Zamanın görünen yüzü: 18 “MÜZIĞIN IÇINDEN AKIP GEÇMEYI SEVIYORUM” 32 ALPET haber ALPET haber Alpet Kıbrıs’a “Satış ve Müşteri Hizmetleri Ödülü” Altınbaş Holding bünyesindeki Alpet Kıbrıs, iş dünyasının performansını değerlendiren Stevie Ödülleri’nde ‘Satış ve Müşteri Hizmeti’ alanında ödüle layık görüldü. Alpet Kıbrıs, bu alanda ödülü Kuzey Kıbrıs’a kazandıran ilk şirket oldu. A ltınbaş Holding’in akaryakıt dağıtımı alanında faaliyet gösteren iştiraki Alpet Kıbrıs, iş dünyasının performansını değerlendiren Stevie Ödülleri’nde ‘Satış ve Müşteri Hizmetleri’ (Stevie Awards for Sales & Customer Service) alanında ödül aldı. Alpet Kıbrıs, bu yıl binlerce başvurunun gerçekleştiği yarışmada ödülüne, 27 Şubat 2015 tarihinde Las Vegas’ta gerçekleştirilen törende kavuştu. Alpet Kıbrıs, ‘Satış ve Müşteri Hizmetleri’ kategorisinde ilk kez katıldığı yarışmada Kuzey Kıbrıs tarihinde ilk kez uluslararası platformda Stevie Ödülleri’nde ödül kazanarak sektöründeki tüm Alpet Kıbrıs Genel Müdür Vekili markaları geride Ali Murat Yeşilyurt bıraktı. 4 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 “Başarımız tescillendi” Ödülü alan Alpet Kıbrıs Genel Müdürü Ali Murat Yeşilyurt, satış ve müşteri hizmeti konusunda memnuniyet ve kaliteyi ön planda tutma başarılarının tescillendiğini belirterek, “Söz konusu ödülü kurumsal yapımız, kalite belgelerimiz, eğitim planlarımız gibi birçok özelliğimiz değerlendirildikten sonra elde ettik” dedi. Alpet Kıbrıs’ta da lider Altınbaş Holding’in enerji sektöründeki lider şirketi Alpet Kıbrıs, 1997 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kuruldu. Alpet Kıbrıs, sektöre girmesiyle birlikte K.K.T.C’de bir ilki gerçekleştirdi ve eski istasyonların yenilenmesine, kurumsal kimlik çalışması gerçekleştirilmiş modern istasyonların kurulmasına öncülük etti. Alpet Kıbrıs’ın 30.000 m3 kapasiteye sahip olan depolama ve dolum tesisi yatırımları ise 1999 yılında tamamlandı. Alpet’ten Türk Telekom, TTNet ve Avea ile dev işbirliği Türkiye akaryakıt piyasasının önde gelen dağıtım şirketlerinden Alpet, Türkiye’nin en büyük iletişim şirketleriyle dev bir işbirliğine imza attı. İşbirliği çerçevesinde Türk Telekom, TTNet ve Avea çalışanları yıl sonuna kadar Alpet Gold Card üzerinden indirimli akaryakıt alabilecek. Türk Telekom, TTNet ve Avea çalışanları, www. alpet.com.tr’den yapacakları başvuruyla Alpet Gold Card üzerinden benzini ve motorini indirimli alabilecek. Yaklaşık 30 bin çalışanın faydalanabileceği bu kampanyayla Alpet ve Türk Telekom, TTNet, Avea ileride yapacakları ortak kampanyaların da önünü açmış oldu. Kampanya yıl sonuna kadar devam edecek Kampanya, 30 Ocak 2015- 31 Aralık 2015 tarihleri arasında kampanyaya katılan tüm Alpet istasyonlarında geçerli olacak. Tüm bireysel müşteriler de www.alpet.com.tr’den Alpet Gold Card’a başvurabiliyor. Müşteriler Alpet Gold Card ile anında ve sürekli indirimlerden faydalanabiliyor. Sistem nasıl çalışıyor? ALPET Gold Card İskontolu Sistem; kurumlar bünyesinde istihdam edilen personel ve bireylerin kişisel akaryakıt harcamalarında iskonto kazandıran bir sistem. Bu sistemde, pompa satış fiyatı üzerinden anında indirim yapılıyor ve ödeme iskontolu fiyat üzerinden gerçekleştiriliyor. ALPET Gold Card İskontolu Sistem kartı pompaya okutuluyor. Kart ALPET Kurumsal Satışlar Merkezi’ndeki sunuculardan sorgulanıyor ve karta tanımlı iskonto oranına göre litre fiyatı anında düşüyor. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 5 HABER Türkiye vergide birinciliği kimseye kaptırmıyor î ENERJI PIYASASI DÜZENLEME KURUMU’NUN (EPDK) AÇIKLADIĞI OCAK AYINA AIT PETROL VE LPG PIYASASI FIYATLANDIRMA RAPORU’NA GÖRE, TÜRKIYE BENZIN VE MOTORININ VERGISIZ FIYATINDA AB-28 ORTALAMASININ ÜZERINDE KALIYOR. AYRICA AB ÜLKELERI IÇINDE OTOGAZA EN YÜKSEK VERGIYI TÜRKIYE UYGULUYOR. HABER Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olurken, motorinin litre satış fiyatı (EPDK), ocak ayına ait Petrol ve LPG 1,46 lira olarak gerçekleşti. Piyasası Fiyatlandırma Raporu’nu İstanbul Avrupa Yakası’nda vergiler açıkladı. Buna göre, motorin, 95 okdahil 95 oktan kurşunsuz benzinin tan kurşunsuz benzin ve Brent petpompa satış fiyatı ortalama 4,13 TL/ rolün fiyatları uluslararası piyasada, litre olurken, bu fiyatın 2,81 liralık ocak ayının ilk yarısında aşağı yönkısmını vergiler oluşturdu. Dağıtıcı lü bir seyir izlerken ikinci yarısında ve bayi marjı toplamı ise 43 kuruş yükselişe geçti. 95 oktan kurşunsuz olarak gerçekleşti. Aralık ayında ise benzinin ay boyunca vergisiz bayi hükmünü haiz olup, söz konusu düzenlemeler çerçevesinde akaryakıt fiyatları 95 oktan kurşunsuzvergisiz benzinin pompa litre satış fiyatı ortalaması 1,32 liraOcak ayı için Ülkemizde ve Avrupa Birliği (AB) Kurumumuzca takip edilmektedir. satış fiyatı ortalama 4,32 TL/litre, daülkelerinde oluşan vergisiz fiyatlar aşağıdaki Tablo-3’te yer almaktadır. AB Ülkeleri Vergisiz Ürün Fiyatları (TL/lt) Tablo-3: AB Ülkeleri Vergisiz Ürün Fiyatları (TL/lt) K. Benzin 95 Ülke Oktan(TL/LT) 1,22 Avusturya 1,23 Belçika 1,35 Bulgaristan 1,18 Hırvatistan 1,28 Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 1,25 Çek Cumhuriyeti 1,34 Danimarka 1,13 Estonya 1,30 Finlandiya 1,18 Fransa 1,19 Almanya 1,23 Yunanistan 1,21 Macaristan 1,20 İrlanda 1,29 İtalya 1,19 Letonya 1,22 Litvanya 1,24 Lüksemburg 1,89 Malta 1,21 Hollanda 1,23 Polonya 1,22 Portekiz 1,20 Romanya 1,37 Slovakya 1,16 Slovenya 1,28 İspanya 1,19 İsveç 1,14 Birleşik Krallık 1,21 AB 28 Ağırlıklı Ortalaması 1,32 Türkiye* 1,34 Türkiye** Motorin (TL/LT) Kaynak : http://ec.europa.eu/energy/observatory/oil/bulletin_en.htm *İstanbul (Avrupa Yakası) ** Türkiye Geneli Ağırlıklı Ortalama Bayi Pompa Satış Fiyatları (TL/LT) 6 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 1,39 1,42 1,44 1,34 1,47 1,50 1,54 1,34 1,55 1,22 1,33 1,59 1,42 1,33 1,40 1,41 1,42 1,38 1,96 1,36 1,36 1,42 1,39 1,57 1,28 1,41 1,46 1,36 1,36 1,46 1,49 Vergisiz fiyatların bileşenleri ürün fiyatı, toptancı marjı, dağıtıcı marjı, bayi marjıdır. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 7 HABER bayi pompa satış fiyatı 1,34 TL/litre iken AB28 ortalaması 1,21 TL/litre olarak gerçekleşti. Motorinin vergisiz ortalama bayi pompa satış fiyatı Türkiye’de 1,49 TL/litre, AB-28 ortalaması ise 1,36 TL/litre oldu. ğıtıcı ve bayi marjı toplamı ise 41 kuruş olarak gerçekleşmişti. Motorinin pompa satış fiyatı 3,60 TL/litre olurken, dağıtıcı ve bayi marjı 46 kuruş oldu. Aralık ayında motorinin pompa satış fiyatı 3,83 TL/litre, dağıtıcı ve bayi marjı ise 44 kuruş’tu. Ocak ayı boyunca Türkiye genelinde 95 okTürkiye, vergisiz fiyatta AB-28 ortalaması- tan kurşunsuz benzinin ağırlıklı ortalama bayi pompa satış fiyatı 1 Ocak’ta 4,28 TL/litre ile en nın üzerinde yüksek seviyesindeyken 16-18 Ocak tarihlerinAB-28 ülkeleri ile Türkiye’deki 95 oktan kurde 4,08 TL/litre ile en düşük seyrini yaşadı. Moşunsuz benzin ve motorin vergisiz fiyatları kartorinin ağırlıklı ortalama bayi pompa satış fiyaşılaştırıldığında Türkiye, AB-28 ağırlıklı ortalatı 1 Ocak’ta 3,79 TL/litre ile en yüksek rakamı masının üzerinde kaldı. Türkiye’de ocak ayında gördü. 16-18 Ocak tarihlerinde ise 3,54 TL/litre 95 oktan kurşunsuz benzinin vergisiz ortalama 3. AB ve Türkiye Ocak Ayı LPG (Otogaz) Fiyat Karşılaştırılması: ile en düşük seviyede idi. AB ve Türkiye Ocak Ayı LPG (Otogaz) Fiyat Karşılaştırması Tablo-7: AB ve Türkiye Ocak Ayı LPG (Otogaz) Fiyat Karşılaştırılması Ülke Vergisiz Fiyatlar (TL/LT) Toplam Vergi (TL/LT) Vergi Oranı (%) Belçika 0,98 0,21 17,36 Bulgaristan 0,91 0,49 34,92 Hırvatistan 1,06 0,29 21,45 Çek Cumhuriyeti 1,13 0,49 30,45 Estonya 1,14 0,46 28,62 Fransa 1,69 0,58 25,37 Almanya 1,23 0,53 30,21 Macaristan 1,25 0,72 36,60 İtalya 1,02 0,72 41,14 Letonya 1,08 0,55 33,61 Litvanya 0,90 0,72 44,55 Lüksemburg 0,91 0,23 20,37 Hollanda 0,92 0,80 46,67 Polonya 0,89 0,58 39,36 Portekiz 1,07 0,70 39,55 Romanya 1,30 0,55 29,67 Slovakya 1,30 0,58 30,95 Slovenya 1,27 0,58 31,27 İspanya 1,33 0,39 22,50 Türkiye 1,08 1,25 53,48 8 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 LPG’den alınan vergide de Türkiye birinci Türkiye benzin ve motorinden yanı sıra, LPG’de de (otogaz) en fazla vergiyi alan ülke oldu. Ocak 2015 ortalama satış fiyatı üzerinden bir litre LPG’de Türkiye, yüzde 53 vergi payı ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri içinde ilk sırada yer aldı. Aynı dönem içinde vergi (1,25 TL), dağıtıcı ve rafineri payı dahil bir litre otogaz 2,32 liradan satıldı. EPDK’nın ilk kez açıkladığı verilere göre, yüksek vergide AB bölgesi içinde Türkiye’yi en yakın yüzde 46 oran ile Hollanda izlerken, Litvanya yüzde 44 oran ile üçüncü sırada yer aldı. LPG satışlarının yoğun olduğu İtalya’da ise verginin payı yüzde 41. RÖPORTAJ ALPET haber “OTOMASYON SISTEMININ SAĞLIKLI IŞLEMESI IÇIN BAYILERIMIZI BILGILENDIRIYORUZ” î Otomasyon sisteminin sağlıklı işlemesi için gece gündüz yollarda olan Alpet’in Kalite Kontrol ve Eğitim ekipleri Alpet bayilerini sürekli ziyaret ederek güncel uygulamalar ve yenilikler konusunda bilgi veriyor. Tüm bu süreci başarıyla yürüten Alpet Mühendislik Müdürü Hakan Aybar, bayilere “özellikle arızalı olup, otomasyon verisi alınamayan tank ve/ veya pompalardan satış yapmamaları” konusunda uyarılarda bulunuyor. Aybar ile istasyon otomasyon sisteminin işleyişini, 1240 sayılı Kurul Kararı’nda yapılan değişikliklerin olumlu ve olumsuz yönlerini konuştuk. Otomasyon sisteminin kurulum sürecinde dağıtım şirketleri çok sayıda problemler yaşadı ve bu sistemi zamanında kuramayan dağıtım şirketlerine de EPDK tarafından yüksek tutarlarda idari para cezaları kesildi. Siz bu süreci sağlıklı yürütmek adına ne tür tedbirler aldınız? 2007 yılından itibaren yürütülen planlı çalışmalar sonucu, otomasyon sistem kurulumlarımız belirtilen yasal süre içerisinde tamamlandı. Ancak bilindiği üzere akaryakıt sektörü dinamik bir sektör. Her an yeni anlaşmaların, tadilat ve inşaat çalışmalarının yapıldığı istasyonlar olabiliyor. 2011 Temmuz ayında yaşanan süreçte de, yeni anlaşma sağlanan ve bu süreçte tadilatta olan birkaç istasyonda sıkıntılar yaşandı. Fakat yürüttüğümüz özverili çalışma sonucunda bu süreci sorunsuz biçimde atlattık. 10 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Otomasyon sisteminde en sık karşılaştığınız sorunlar neler? Arıza durumunda nasıl bir yol izliyorsunuz? Karşılaştığımız sorunların başında veri akışının kesintiye uğraması geliyor. Bu durumda sorunu en kısa zamanda tespit ederek çözüme ulaşması için kontrolleri yapıyoruz, gerekiyorsa servis yönlendiriyoruz ya da lokasyona uygun internet servis sağlayıcı değişimiyle veri akışını tekrar sağlıyoruz. Arıza hallerinde merkez otomasyon ekibimiz tarafından en kısa zamanda gerekli tespitler yapılarak, ilgili servisin yönlendirilmesi sağlanıyor. Merkez ve saha ekibimiz tarafından bayilere ve çalışanlarına mevzuat ve uygulamalar hususunda gerekli bilgilendirmeler yapılarak, sık sık eğitimler veriliyor. Otomasyon sistemi dolayısıyla şirketinizin ve bayilerin sorun yaşamaması için yaptığınız teknolojik yatırımlardan söz eder misiniz? Karasal bağlantıların yeterli olmadığı ve veri akışında aksamaların yaşandığı lokasyonlarda kesintisiz bağlantı sağlamak ve çözüm üretmek amaçlı uydu sistemleri kullanıyoruz. Ayrıca otomasyon sistemi için hayati önem taşıyan server bağlantısında herhangi bir kesintide acil müdahale için tarafımızı bilgilendiren alarm sistemleri de bulunuyor. Otomasyon sistemine ilişkin 1240 sayılı Kurul Kararı’nda önemli değişiklikler yapılmasını içeren Karar 1 Haziran 2015’te yürürlüğe girecek. Bu yeni düzenlemenin olumlu ve olumsuz yönlerini değerlendirir misiniz? 1240 sayılı Kurul Kararı’ndaki yeni düzenlemeler sonrasında, özellikle pratikte sıkıntılar yaşanan bazı uygulamaların kaldırıldığını görüyoruz. Yeni düzenlemelerin kaçakçılığı önlemeye yönelik daha anlaşılır ve uygulanabilir düzenlemeler olduğunu düşünüyoruz. Söz konusu Kurul Kararı’nda, bayi transferleri aşamasındaki kurulumların yanı sıra, arızaların giderilmesi için tanınan sürelerin 10 güne çıkarılmasını olumlu yönde bir değişiklik olarak nitelendiriyoruz. Bunun yanı sıra tank bazında ve günlük olarak yapılacak olan bildirimlere ilişkin söz konusu Kurul Kararı’nda olumsuz olarak değerlendirilecek yönler de var. Arıza hallerinde ve manifolt olarak bağlı tanklara sahip istasyonlarda, yapılacak çapraz kontrollerde, denklik sağlanamayacağı için problemlerle ve hatalı tespitlerle karşılaşılma olasılığı yüksek. Halihazırda ürün bazında yapılan mutabakatların daha sağlıklı sonuç vereceğini düşünüyoruz. Ayrıca herhan- gi bir pompası ve/veya tankının probu arızalı bir istasyona ikmal yapılamayacak olması da, uygulamada sıkıntı yaşanabilecek konuların başında geliyor. Otomasyon sisteminin iyileştirilmesi adına sizce ne gibi düzenlemeler yapılmalı? Özellikle elektrik ve internet alt yapılarının iyileştirilmesinin yanı sıra, otomasyon sistemlerine teknolojik bir standart getirilerek, varyasyonların önüne geçilmesi sağlanabilir. Ayrıca arıza oranlarının düşürülmesi ve dışarıdan müdahalelerin önüne geçilmesi için, otomasyon sistemlerinin daha kompakt bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Otomasyon sisteminin sağlıklı işlemesi için bayilere yönelik yürüttüğünüz eğitim ve bilgilendirme çalışmalarınızdan bahseder misiniz? “Kalite Kontrol” ve “Eğitim” ekiplerimiz düzenli olarak tüm bayilerimizi ziyaret edip, güncel uygulamalar ve yenilikler konusunda bayilerimize detaylı bilgiler vermekte. Ayrıca Bölge ve Saha Müdürlerimiz de bayilerimize gerekli uyarı ve yönlendirmelerde bulunmaktadır. Son olarak otomasyon konusunda bayilerin dikkat etmeleri gereken hususlar nelerdir? Özellikle arızalı olup, otomasyon verisi alınamayan tank ve/veya pompalardan satış yapılmamasına dikkat edilmeli. Bayilerimizin, istasyonlarda oluşan alt yapı problemlerini kısa sürede çözmeleri, pompa ve yazarkasa bakımlarını ve versiyon güncellemelerini zamanında yaptırmaları gerekmekte. Ayrıca mevzuat ve uygulamaları yakından takip etmeleri ve otomasyon sistemlerini, Alpet yetkilileri ile birlikte sorunsuz olarak ayakta tutmaları büyük önem arz etmekte. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 11 SI RTI N I ALP LE R E DAYAYA N ÜLK E: î MUHTEŞEM DOĞASI, KÜLTÜREL ZENGINLIĞI, VERIMLI INEKLERI, ÇIKOLATALARI, ULUSLARARASI BANKACILIK SISTEMI VE EL YAPIMI SAATLERIYLE KÜRESEL BIR ÜNE SAHIP OLAN İSVIÇRE, HER YIL DÜNYANIN YAŞANACAK EN IYI YERLERI ARASINDA ILK SIRADA YER ALIYOR. iSViÇRE da yer alıyor. Denize kıyısı olmayan İsviçre’de çok sayıda göl bulunuyor. En önemli gölleri; Cenevre (Leman), Zürih, Neuchatel ve Konstanz. B ir yanını Alplere, öteki yanını Jura dağlarına yaslayan İsviçre, dağlarıyla, dağ zirvelerinden beslenen nehirleri ve gölleriyle, dağ eteklerinden süzülen çağlayanları, kaplıcaları, sarp kayalıkları ve yemyeşil doğasıyla adeta bir yeryüzü cenneti. İsviçre, muhteşem doğasının yanı sıra kültürel açıdan da çok zengin bir ülke. Verimli inekleri, çikolataları, uluslararası bankacılık sistemi ve el yapımı saatleriyle küresel bir üne sahip olan İsviçre, her yıl dünyanın yaşanacak en iyi yerleri arasında gösteriliyor. 12 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 İsviçre deyince, gökyüzüyle buluşan zirvelerde kayak yapmak, çikolata ve ağızda eriyen nefis peynir çeşitleri ilk akla gelenler arasında yer alıyor. Gür bitki örtüsüyle kaplı vadilerin ve ovaların arasından geçerken baş döndürücü manzara ve göz kamaştıran kristal sular turistler için masalsı bir cennet sunuyor. Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olan İsviçre’nin topraklarının yarısından fazlasını Alpler ve Jura dağları oluşturuyor. İsviçre, sadece üzerinde bulunduğu dağ sistemi ile değil, nehirleri ve gölleriyle de benzersiz bir coğrafya- Avrupa’nın iki büyük nehri olan Ren ve Rhone nehirleri ülke topraklarında doğuyor. Diğer önemli nehirleri ise İnn, Aare ve Ticino. Avrupa’nın turizm merkezi olan İsviçre’de her mevsim tatil yapmak mümkün. “Kayak cenneti” olarak kabul edilen ülkede Crans-Montana, Zermatt, Grindelwald, St Moritz, Leysin, Gstaad, Davos, Wengen, Verbier, Villars gibi birçok kayak merkezi mevcut. Tarafsız bir ülke olan İsviçre, önemli uluslararası örgütlere de ev sahipliği yapıyor. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği (UNHCR) merkezleri Cenevre’de bulunuyor. Birçok uluslararası spor organizasyonu ve federasyonun merkezi de İsviçre’de yer alıyor. Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) Cenevre’de, Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Nyon’da, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Uluslararası Buz Hokeyi Federasyonu (IIHF) Zürih’te, Uluslararası Bisiklet Birliği (UCİ) Aigle’de ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Lozan’da bulunuyor. Davos kenti ise Dünya Ekonomik Forumu’nun yerleşkesi işlevini görüyor. Her yıl gerçekleştirilen “Dünya Ekonomik Forumu” toplantılaMART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 13 GEZİ GEZİ rında yabancı ülkelerden gelen siyasi liderler ve iş çevreleri, çevre ve sağlık konuları da dahil uluslararası konuları Davos’ta görüşüyor. tam anlamıyla bir futbol meraklısı. Milli takım ‘‘Nati’’yi büyük bir kitle destekliyor. Dünyanın en fazla çikolata üreten ve tüketen ülkesi İsviçre, çikolata sektöründe dünyada markalaşmış bir ülke. Saat üretimi konusunda da dünyanın en ünlü ülkelerinden biri olan İsviçre, otomobil üretiminde de önemli bir yere sahip. İsviçre şehirleri, küresel ölçekteki parametrelere göre şehircilikte ileri, ekonomik, bilimsel ve turistik faaliyetlerde ise son derece gelişmiş seviyelerde. Kozmopolit bir göl kenarı kenti olan Cenevre, dünya bankalar merkezi Zürih, fıskiyeler ve üstü kapalı kemerlerle kaplı Bern ve dünyanın en iyi hayvanat bahçelerinden birine sahip Basel, İsviçre’nin dünya kentlerinden sadece birkaçı. Coğrafik olarak küçük, öte yandan turizm potansiyeli ile çok büyük ülkede 700’e yakın müze bulunuyor. Cenevre Modern ve Çağdaş Sanatlar Müzesi, Zürih Güzel Sanatlar Müzesi, Zürih’te yer alan İsviçre Devlet Müzesi ve Basel Antikalar Müzesi bunlardan birkaçı. Peynir üretiminde de oldukça önde olan ülkenin geleneksel yemeği olan ‘‘İsviçre Fondüsü’’ çok tercih edilen bir yemek. Şarap üretimini de es geçmeyen İsviçre Merlot, Ticino, Chasselas, Pinot Noir gibi çeşitleri üretiyor. Kış sporları açısından çok zengin bir ülke olan İsviçre’de kayak, snowboarding, buz hokeyi oldukça popüler. 1928 ve 1948 kış olimpiyatları İsviçre’de yapılmış. Dağcılık sporunun oldukça revaçta olduğu İsviçre’de, Schwingen, Hornussen gibi geleneksel sporların yanı sıra, tarih öncesi dönemlerden beri Alplerde yaşayan insanlar arasında yapılan taş fırlatma oyunu da günümüzde yaşatılmaya çalışılan oyunlar arasında yer alıyor. İsviçre halkı, aynı zamanda Federal bir ülke ve 26 kantondan oluşuyor. Ülkenin komşuları kuzeyde Almanya, batıda Fransa, güneyde İtalya ve doğuda ise Avusturya ve Lihtenştayn. Medeniyetin kalbi Cenevre’de atıyor KUSURSUZLUĞUN KENTI ZÜRIH A dını şehri boydan boya saran Zürih Gölü’nden alan kent, İsviçre’nin en büyük şehri olmanın yanında, ülke ekonomisinin de bel kemiği. Avrupa’nın en önemli finans merkezlerinden biri olan Zürih, küresel ölçekteki bankacılık ile sigortacılık sektörlerine ve İsviçre’nin dünyaca tanınan markalarına da ev sahipliği yapıyor. Doğa ile medeniyetin kusursuz bir şekilde bütünleştiği Zürih’te, Limmat Nehri’nin Zürih Gölü ile buluştuğu atmosfer oldukça etkileyici. Zürih, katedralleri, müze evleri, adım başı kenti süsleyen heykelleriyle adeta bir müze kent görünümünde. Franz Kafka, Alman Bertold Brecht, Vladimir Lenin, Albert Einstein gibi birçok ünlü ismin bu şehirdeki evleri Zürih’te müze eve dönüştürülmüş. Bütün İsviçre şehirlerinde olduğu gibi Zürih’te de karamellisinden çileklisine, büyüğünden küçüğüne değişik şekillerde yapılan pek çok çikolata çeşidi var. Cenevre gölü (Leman gölü) kıyısında kurulan Cenevre, Zürih’ten sonra İsviçre’nin ikinci büyük kenti. Dünyanın en kaliteli ve en yaşanılır şehirleri arasında 3. sırada yer alan Cenevre, gelirin ve saadetin dorukta olduğu bir şehir. Bankalarıyla, çikolatalarıyla, saatleriyle ün salmış bu şehir, dünyanın en önemli ve işlek şehirlerinden biri olmasına rağmen, 14 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 15 GEZİ yeşilliğin de bol olduğu bir şehir. Cenevre’nin en önemli özelliklerinden biri de çok düzenli oluşu. Küresel kent olarak da adlandırılan Cenevre’de ünlü İsviçre saatlerinin üretim yerlerinden biri. Turizm merkezi Luzern Alp dağlarına çıkan yolların büyük bölümünün yer aldığı Luzern, İsviçre’nin en önemli turizm merkezi. Ortaçağ’dan kalma kalelerin, köprülerin ve yapıların yer aldığı Luzern, tarihi dokusu ile turistlerin uğrak noktalarından biri. Lozan Türkler için çok şey ifade ediyor Avrupa’nın en yeşil kentlerinden biri olan Lozan, Türkiye için çok şey ifade eden bir kent. Kurtuluş Savaşı’nı bitiren anlaşma olarak tarihe geçen Lozan Anlaşması’nın imzalandığı Rumine Sarayı’nın yer aldığı Lozan, Cenevre gölünün bir yakasına kurulmuş önemli bir turizm kenti. Cenevre gölü Lozan için harika bir manzara oluşturuyor ve denize kıyısı olmayan ülkenin ne kadar ilgi çekici olabileceğini belgeliyor. En eskisi 13. yüzyıla ait tarihi yapıların hepsi çok iyi korunmuş. Rumine Sarayı, Notre Dame Katedrali ve Olimpiyat Müzesi’nin yanı sıra kentte çok sayıda müze bulunuyor. GEZİ Sanat kenti Bern JET D’EAU İsviçre’nin başkenti olan Bern, ülkenin dördüncü büyük şehri. Sanata ve sanatçıya büyük önem verilen Kentin eski şehir bölgesi Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Bölgedeki yaklaşık 4 kilometrelik yürüyüş yolu, çeşmeler ve saat kuleleriyle görülmeye değer bir atmosfer sunuyor. Müthiş güzellikteki Aare nehrinin manzarası görülmeye değer. Cenevre’nin simgesi olan ve Cenevre Gölü üzerinde yer alan Jet d’Eau, dünyanın en uzun fıskiyelerinden biri. 140 metre yüksekliğe kadar su fışkırtan fıskıye, Cenevre’yi ziyaret edenler için mutlaka görülmesi gerekenler listesinin baş sıralarında yer alıyor. Mimari harikalar müzesi Montrö Dağların kuzey ve doğu rüzgârlarından koruyup gözettiği Montrö, Avrupa’nın en iyi korunmuş şatolarından birine, Chillon Şatosu’na ev sahipliği yapıyor. Montrö’nün tarihsel yapıları Chillon Şatosu’yla sınırlı değil. Akdeniz atmosferini andıran kıyı şeridi boyunca dizilmiş köşkler, evler, oteller ve bunların bahçeleri, insana bir mimari harikalar müzesinde dolaştığı hissi veriyor. Sağlık turizminin öne çıktığı kentin batısındaki Vevey’de ise Charlie Chaplin heykeli yer alıyor. Montrö’nün ana meydanı Place du Marché’tan göl kıyısına inenleri ünlü rock grubu Queen’in efsanevi solisti Freddie Mercury’nin heykeli karşılıyor. Montrö, aynı zamanda her yıl dünyaca bilinen bir caz festivaline ev sahipliği yapıyor. CENEVRE GÖLÜ (LEMAN GÖLÜ) Fransızca konuşan halk tarafından daha çok Leman Gölü adıyla bilinen Cenevre Gölü, Orta Avrupa’nın en büyük göllerinden biri. Gölün bir ucu İsviçre sınırlarda, diğer ucu ise Fransa sınırlarında yer alıyor. Cenevre Gölü masmavi berrak suları ve Alp Dağları’nın panoramik manzarası eşliğinde yıllar boyu ressam, şair, müzisyen gibi sanatçıları büyüleyici güzelliğiyle kendine çekmiş ve sanata ilham veren bir üne kavuşmuş. ULUSLARARASI REFORM MÜZESI Ortaçağ’da gerçekleşen ve Avrupa’yı en çok etkileyen akımlardan biri olan Reform hareketlerinin ruhsal ve kültürel tüm elementlerini bir araya getiren Uluslararası Reform Müzesi (Cenevre), reform döneminden kalan el yazmalarını, eski kitapları, resimleri, heykelleri, mezar taşlarını ve özgün kişisel objeleri bünyesinde barındırıyor. 16 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 17 Röportaj Röportaj MÜZIĞIN IÇINDEN AKIP GEÇMEYI SEVIYORUM î ÜNLÜ SANATÇI LEMAN SAM’IN KIZI OLARAK ÇOCUKLUĞUNDAN BU YANA MÜZIKLE HEP IÇ IÇE OLMUŞ, DOĞAL GÜZELLIĞI, INSAN YÜREĞINE DOKUNAN SESI ILE MILYONLARIN GÖNLÜNE TAHT KURAN ŞEVVAL SAM, MÜZIK HAYATININ YANI SIRA OYNADIĞI DIZI VE FILMLERLE DE ADINDAN SIKÇA SÖZ ETTIRIYOR. ÇOK GENIŞ BIR YELPAZEDE MÜZIK YAPAN SAM, “MÜZIK BENIM IÇSEL YOLCULUĞUMUN ARAÇLARINDAN BIRI ASLINDA. MÜZIĞIN IÇINDEN AKIP GEÇMEYI SEVIYORUM BEN” DIYOR. ALPET’İN ENERJİSİ OLARAK, ÖNÜMÜZDEKI DÖNEM YENI PROJELERIYLE KARŞIMIZA ÇIKACAK SAM ILE KEYIFLI BIR SOHBET GERÇEKLEŞTIRDIK. 18 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Müziğe ilginiz ne zaman başladı? Annenizin sanatçı olmasının müziğe yönelmenizde bir etkisi oldu mu? Gelecekte Leman Sam’la ortak bir albüm yapmayı planlıyor musunuz? Küçükken de müzik benim için bir konuşma biçimiydi, şimdi de öyle. Yani müzik hep vardı. Annemi yıllarca dinlemiş olmakla da anadilimin ne olduğu ve nasıl müziğe yöneldiğim anlaşılıyordur. Biz birlikte bir projede yer aldık. Çokta keyifli oldu. Gelecekte de neden olmasın? Türk halk müziğinden, sanat müziği, arabesk ve tangoya kadar çok geniş bir yelpazede müzik yapıyorsunuz. Müzik alanında sürekli tarz değiştirmenizin nedeni ne? Önümüzdeki dönemde daha farklı bir müzik türüne ilişkin çalışmanız olacak mı? Müzik benim içsel yolculuğumun araçlarından biri aslında. İyi örnekleri olmak koşuluyla bütün farklı tarzlara ilgi duyuyorum. Birini söylesem diğerinde aklım kalıyor. Bu içten gelen bir şey. Müziğin içinden akıp geçmeyi seviyorum ben. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 19 Röportaj Bir açıdan oyunculuk gibi de... Her farklı tarz yeni bir karakter analizi gibi. Bu yüzden varoluş sürecimde de karşılığı var. Her seferinde içimde de yeni yerler keşfediyorum. Sadece müzikte değil, dünyada farklı olan her şey ilgimi çekiyor. Magazin dünyasında sıkça rastlanan polemiklere dâhil olmuyorsunuz. Bu bilinçli bir tercih mi? Süper Baba ile başlayan oyunculuk serüveniniz başka dizi ve sinema filmleriyle devam etti. Yeni dizi veya sinema projeleriniz var mı? Gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında verdiğiniz konserler büyük ilgi görüyor. Verdiğiniz konserlerde yaşadığınız sıra dışı bir olay oldu mu? Oyunculuğu özledim aslında. Önümüzdeki günlerde başlayacak “Kara Kutu” adlı yeni bir dizide iki bölüm konuk oyuncu olarak yer aldım. Bir de İranlı bir yönetmenin (Shahram Alidi) filminde oynadım. Müzik ve oyunculuk gibi sanatın çok farklı alanlarıyla uğraşan bir insansınız. Müzik ve oyunculuk dışında farklı sanat dallarıyla da ilgileniyor musunuz? Bir dönem heykel kursuna gittim. Çok istedim devam etmeyi ancak aktif çalışma hayatında yeterli emeği verecek zaman bulamadım maalesef. Belki ileride... Oyunculuk mu yoksa müzik yapmak mı size daha çok keyif veriyor? Biri diğerinden ağır basmıyor aslında. Benim için hepsi bir. Hayatın içinde bir akış içerisindeyim ve o anda hangisiyle kendimi ifade ediyorsam orada oluyorum. Oyunculuk daha kollektif bir çalışma istiyor; iyi bir senaryo, yönetmen, kast, prodüksiyon olmalı. Ama sokakta mendil açıp tek başınıza şarkı söyleyebilirsiniz. Siz nasıl bir dinleyicisiniz? Ne tür müziklerden hoşlanırsınız? Çok fazla müzik dinlemem. Sevdiğim bir şeyi dipsomanik biçimde dinlerim. Hele ki kötü müzik hiç dinleyemem. Bazen mağazalarda çalan müzik yüzünden orayı terk ettiğim oluyor. Bazen soruyorum “Nasıl dayanıyorsunuz?” diye, “Duymuyoruz bile” diyorlar. Benim için imkânsız duymamak. 20 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Magazin dünyasında olup bitenlerden çok haberim yok galiba. Bir defasında Belçika’nın Gent şehrinde iki gece üst üste konser verdik. İlk gece o kadar keyifliydi ki 3,5-4 saate yakın sahnede kaldık. Tabii ben tüm enerjimi ilk günden tüketmişim. İkinci gece çok yorgun çıktım sahneye. Konseri sonuna kadar getirebildim, en son Karadeniz potpuri söylüyordum, geri geri bir yandan dans edip bir yandan şarkı söylerken ayağım takıldı ve monitörlerin üstüne tepetaklak düştüm. Düştüğüm gibi de hacıyatmaz gibi kalktım. Öyle bir gülme krizi geldi ki, şarkının sonunu, gözümden yaş gelene kadar gülerken şarkı söylemeye çalışarak getirmeye çalıştım. Fakat gülmem bitmeyecek diye el sallaya sallaya, güle güle sahneden ayrıldım. İş dışında neler yaparsınız? Hobileriniz var mı? Konfüçyus’un bir lafı vardır; “Herkes sevdiği işi yapsa kimse çalışmak zorunda kalmaz” diye. Ben de çalışmıyor, sevdiğim işi yapıyorum. Dolayısıyla iş dışında bir hobim yok. Ancak, tabiatın içinde olmayı çok seviyorum. İş dışında yaptıklarımı dinlenmek, sevdiklerimle olmak, okumak diye sıralayabiliriz. Siz bir akaryakıt tüketicisi olarak istasyon tercihinizi neye göre yapıyorsunuz? Doğayla barışık ve daha az kirleten akaryakıt kullanmayı tercih ediyorum. LEZZET HARİTASI LEZZET HARİTASI Türkiye’nin lezzet haritası T ürk mutfağı binlerce çeşit yöresel yiyecek ve içeceğiyle dünyanın en zengin mutfaklarından biri. Türkiye’nin lezzet haritasına göre, Türk mutfağında 2 bin 205 farklı yöresel yiyecek ve içecek bulunuyor. Türk mutfağının çeşit bakımından en zengin ili Gaziantep, en zengin bölgesi ise İç Anadolu. E t yemeğinden pilavına, çorbasından tatlısına, zeytinyağlısından hamur işine, ayranından pekmezine, binlerce çeşit yöresel yemek, tatlı ve içeceğiyle dünyanın en zengin mutfaklarından biri olan Türk mutfağı binlerce yıllık bir geleneğe sahip. Bu zengin mutfağın arkasında kuşkusuz tarihsel süreç içerisinde Anadolu topraklarında yaşayan uygarlıkların, Selçuklu’nun ve Osmanlı’nın izleri var. Coğrafi konumu nedeniyle yüzyıllar boyunca etkileşim içinde olduğu Orta22 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 doğu, Kafkas ve Balkanlar’ın da Türk mutfağının zenginleşmesinde önemli bir etkisi var. Türkiye’nin lezzet haritasını ortaya çıkarmak için yapılan bir çalışmaya göre, Türk mutfağında 2 bin 205 farklı yöresel yiyecek ve içecek bulunuyor. 291 çeşit yiyecek, tatlı ve içecekten oluşan Gaziantep Mutfağı en zengin mutfağa sahip il. 455 çeşit yemek, tatlı ve içecekten oluşan İç Anadolu mutfağı ise en zengin mutfağa sahip bölge olarak birinciliği göğüslüyor. İç Anadolu’yu 425 çeşit ile Doğu Anadolu, 398 çeşit ile Güneydoğu Anadolu ve 397 çeşit ile Karadeniz Bölgesi izliyor. Akdeniz ve Marmara Bölgesi 184 çeşit, Ege Bölgesi 162 çeşit yiyecek, tatlı ve içeceğe sahip. Her yörenin kendine özgü mutfağı var Yöresel mutfakların özgün etkilerini içinde barındıran Türk mutfağı, yörelere göre farklılıklar gösteriyor. Karadeniz, Güneydoğu Anadolu, Orta Anadolu, Akdeniz, Ege mutfağı gibi birçok yöre kendine İLGINÇ ISIMLI YEMEKLER has zengin bir yemek hazinesine sahip. Akdeniz mutfağına Adana, Hatay ve Kahramanmaraş’ın zengin mutfak kültürleri damgasını vururken, Ege muhteşem deniz ürünleri ve taze otlarıyla, Karadeniz mısır unu, ekmeği ve hamsisiyle, Güneydoğu ve Doğu Anadolu içli köfte, çiğ köfte ve lahmacunuyla, İç Anadolu hamur işleriyle, Marmara deniz ürünleri, ciğeri ve köftesiyle öne çıkıyor. Türk mutfağı zengin olmasının yanı sıra ismi ilginç olan yemeklere de sahip. Amasya ve Afyon’un “sakala çarpan çorbası”, Aydın’ın “kulak çorbası”, Bolu’nun “kedi batmaz”ı, Denizli ve Çanakkale’nin “kaçamak”ı, Rize’nin “enişte lokumu”, Şanlıurfa’nın “şıllık tatlısı”, Kocaeli’nin “otur fatma tatlısı”, Kütahya’nın “tosunum”u, Tokat’ın “bacaklı çorbası”, Amasya’nın “kesme ibik çorbası” ve “eli böğründe”si, Balıkesir’in “mafiş tatlısı”, Artvin’in “püşürük çorbası”, Bartın’ın “pumpum çorbası”, Malatya’nın “analı kızlı”sı, Kırklareli’nin “sulu kaçamak” ve “kuru kaçamak”ı, Isparta’nın “kuyruğu sulu”su ve “derdimi alan”ı ilginç isimli yiyecekler arasında yer alıyor. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 23 LEZZET HARİTASI LEZZET HARİTASI TÜRKIYE’NIN 10 LEZZET DURAĞI Halil Usta - Gaziantep Gaziantep’e yolunuz düşer de yemek için iyi bir yer ararsanız, önünüze çıkan ilk kişi hiç düşünmeden size Halil Usta’nın yerini tarif etmeye başlar. Ali Nazik, soğan kebabı, patlıcan kebabı, küşneme kebabı gibi lezzetli kebapları ve baklavası ile ününü Gaziantep dışına taşıyan Halil Usta, Gaziantep’in en bilinen mekanlarından da biri. Her ili ayrı bir lezzet noktası olan Türkiye’nin 10 lezzet durağını Alpet’in Enerjisi Dergisi okuyucuları için seçtik. Körfez Köfte Et Balık – Trabzon Et Lokantası, taş fırında kuzu eti ile yapılan ve Türkiye’de kayısı kadar ünlenen kağıt kebabı, kuzu dolma, fırın kavurma, fırın kebap, kaburga dolması, incik kebap gibi Malatya sofrasının en seçkin yemeklerini geleneksel lezzetiyle sunan bir mekan. Bak Hele Bak Yusuf Konak Kahvaltı Salonu - Van Elmacıoğlu Restoran - Kayseri suf Konak’ın müşterilerine verdiği Kayseri’nin yöresel damak zevkini lezzet tutkunlarına sunan Elmacıoğlu Restoran, önceleri sadece Kayseri mutfağının gözdesi mantıyla başlayan serüvenini Kayseri’nin yöresel yemekleri ile sürdürmüş. Mekanda, Kayseri’nin yöresel yemeklerinin tümü lezzet eşliğinde müşterilere sunuluyor. hediyeler, sorduğu bilmeceler ve Trabzon’un en bilenen lezzet mekanlarından biri olan ve Akçaabat ilçesinde bulunan Körfez Köfte Et Balık, canı balık veya köfte çekenlerin, sofrada lezzet arayanların, bir de deniz manzarası olsa keyfime diyecek olmaz diyenlerin mutlaka uğramaları gereken bir yer. Ceyhan Ocakbaşı - Adana Adana’nın lezzet duraklarından olan Ceyhan Ocakbaşı, Adana Kebabı en iyi yapan ve ünü Adana dışına taşan kebapçıların başında geliyor. 100 yılı aşkın bir süredir hizmet veren Ceyhan Ocakbaşı, Adana’ya yolu düşenlerin de uğrak noktası. 24 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Hacı Baba Kervansaray Et Lokantası – Malatya 1942 yılından beri Malatya’da hizmet veren Hacı Baba Kervansaray rak geleneksel tatlarla zenginleştirilmiş kahvaltısı geliyor. Türkiye’nin en iyi 10 kahvaltı salonlarından biri olan Bak Hele Bak, zengin kahvaltısının yanı sıra, mekanın sahibi Yu- anlattığı fıkralarla da ünlü. Koç Lokantası - Erzurum Doğu Anadolu’nun lezzet duraklarından biri olan Koç Lokantası, Cağ kebabının en iyi yapıldığı Tarihi Çiçek Lokantası – Ankara Ankara’nın en eski lokantalarından olan Tarihi Çiçek Lokantası, Anadolu’nun en seçkin tatlarının lezzet eşliğinde sunulduğu bir mekan. Özellikle Ankara Tavası ile lezzet tutkunlarının gözdesi olan lokanta, geleneksel yemekleri yarım asırdır aynı lezzet ve kaliteyle müşterilerine sunuyor. Van denilince, akla kuşkusuz ilk ola- mekanlardan biri. Hatta lokantanın kurucusu Kemal Koç’un bu kebabın mucidi olduğu söyleniyor. Deniz Restoran - İzmir Türkiye’nin en iyi balık lokantalarından biri olan Deniz Restoran, çeşitli deniz mahsullerini ürün ve hizmet kalitesiyle lezzet tutkunlarına sunan bir mekan. İzmir Kordon’da bulunan restoran, denizden gelen lezzetin keyifli bir ortamda tadılabileceği eşsiz bir manzaraya sahip. Meşhur Edirne Ciğercisi / Ciğerci Kazım Usta - Edirne Ciğeriyle ünlü Edirne’nin en iyi yaprak ciğeri yapan mekanı Ciğerci Kazım Usta. Meşhur Edirne Ciğercisi Kazım Usta’nın ciğerlerinin ünü 40 yıllık. Damadı İlhan Şen de bu mesleğin erbabı olunca Kazım ve İlhan Usta birlikte anılmaya başlamış. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 25 tarihçe tarihçe ve yelkovanın yolculuğu bununla da bitmedi. Teknolojinin daha da gelişmesiyle dijital saatler üretilmeye başlandı. Zaman içerisinde saat, zamanı gösteren bir araç olmaktan çıkarak, bir moda ikonu ve vazgeçilmez bir aksesuar haline geldi. Zamanın görünen yüzü: Kullanım yerine göre cep, duvar, kol, masa, kule saati adını, çalışma ilkesine göre de güneş, kum, su saati, mekanik veya elektronik adını alan saatin bu yolculuğu aynı zamanda insanlık tarihine de ayna tutuyor. SAAT İ nsanoğlu, tarih boyunca çeşitli yöntemlerle zamanı ölçmeye çalıştı. İlk zamanlarda göç, ekim ve hasat için iklim koşullarını bilmek yeterli oluyordu. Gittikçe daha küçük zaman birimlerine ihtiyaç duyan insanoğlu, güneş, ay ve dünyanın hareketlerinden yola çıkarak önce takvim yılını buldu, sonra da yılı aylara, ayları haftaya, haftayı da günlere böldü. Uygarlığın ilerlemesi, bir günün çeşitli zaman dilimlerine bölünmesi ihtiyacını da beraberinde getirince bu kez saatin teknolojik yolculuğu 26 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Zamanı ölçmek tarih boyunca insanoğlunun en büyük uğraşlarından biri oldu. Güneş saatiyle başlayan zamanı ölçme yolculuğu birçok önemli duraktan sonra günü 24’e bölen “saat”in bulunmasıyla son buldu. Günümüzde ise saat zamanı ölçen bir alet olmaktan öteye geçerek bir moda ikonu, hatta prestij unsuru haline geldi. Saatin bu yolculuğu, aynı zamanda insanlık tarihine de ayna tutuyor. başladı. Güneş saatinin bulunmasıyla başlayan bu yolculuk, günü 24’e bölen saatin bulunmasıyla son buldu. İlk çağlarda bir tahtaya dikili üçgen bir tahta formunda “Güneş saati” olarak karşımıza çıkan saat, teknolojinin gelişmesi ile biçim değiştirdi. Teknolojik gelişmeler sonucunda sarkaçlı, kadransız, akrepsiz, yelkovansız saatler, yerini mekanik, kadranlı, akrepli, yelkovanlı saatlere bıraktı. Akrep Güneş saati Mısırlıların icat ettiği güneş saati, insanlık tarihinin ilk saati olma özelliği taşıyor. Dikey olarak yerleştirilen bir çubuğun gölgesi, günün saatlerinin bulunduğu yüzeye düşüyor ve gölgenin denk geldiği kısım saati gösteriyordu. Güneş hareket ettikçe çubuğun gölgesi de yer değiştiriyordu. Zamanı güneşin konumuna göre ölçen saat, bulutlu günlerde ve geceleri kullanılamıyordu. Kum saati L BIG BEN SAAT KULESI ondra’da bulunan ve İngiltere’nin önemli sembollerinden biri olan Big Ben saat kulesinin yapımına Edward John Dent başlıyor ama bitirmek Frederick Rippon Dent’e nasip oluyor. Yapımı 1859’da tamamlan Big Ben, günü dünyaya ‘merhaba’ diyen Londra’nın ve Büyük Britanya’nın önemli sembollerinden biri olan Big Ben’in bütün aksamı mekanik ve ağırlıkla çalıştığı için belli aralıklarla kurulması gerekiyor. Saat, haftada 3 kez kuruluyor. M. Ö. 3000 yıllarında Çinliler tarafından kullanıldığı bilinen kum saati, saatin kaç olduğunu göstermese de, bir sürenin başlangıcını ve bitişini ölçmek için kullanılıyordu. İçinde kum olan, altı ve üstü geniş, beli ince, eşit miktarda kumun bir delikten geçerken daima aynı zamana ihtiyaç göstereceği ilkesine dayanarak çalışan kum saatinde, kumun akış hızı sabit olmasa da kumun üstten alta düşüş süresi aynı. Kum saatlerinde kumun yanı sıra, zaman zaman MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 27 tarihçe tarihçe zaman kullandığı bilinmese de M.S. 500’lü yıllarda Çin’de kullanıldığı çeşitli kaynaklarda yer alıyor. Petrol lambasının alevi ile çalışan “ateş saati”nde zaman tüketilen yağın bölmeli bir saydam kapta izlenmesiyle “mum saati”nde ise kısalan mumun gölgesi arkadaki cetvelin izlenmesiyle ölçülüyordu. pudra haline getirilmiş yumurta kabuğu, cıva ya da ince toz siyah mermer de kullanılmış. Mekanik saat MUM SAATI Su saati Kum yerine, suyun akması esasına kurulu su saatinin ne zaman icat edildiği bilinmese de, Antik Mısır ve Babil’de milattan önce 16. yüzyılda kullanıldığı biliniyor. Su saatleri tek çanaktan ya da birkaç çanaktan oluşuyordu. İçi su dolu ve altında bir delik olan çanağın içinden su boşaldıkça içindeki işaretler zamanın akışını gösteriyordu. Birkaç çanaktan oluşan su saati türünde ise su, bir çanaktan diğerine akıyordu. Güneş saatleri belirli bir zamanı gösterirken, su saatleri ne kadar zaman geçtiğini de gösteriyordu. Bu yüzden su saatinin icadı, zaman ölçümünün gerçek başlangıcı kabul edilebilir. Zamanın mekanik olarak ölçülmesi yönündeki ilk adımlar din adamlarından geldi. Dua etmek için kesin saatin bilinmesi zorunluluğu, mekanik saatlerin çıkış noktası oldu. 14. yüzyılda üretilen mekanik saatler son derece hantaldı ve sadece kilise kulelerinde kullanılıyordu. Bu mekanik saatlerin mekanizması, ağırlığın asılı olduğu ipi ya da zinciri kısa aralıklarla tutan ve bırakan bir vargel düzeninden (Herhangi bir makinenin bir doğrultuda gidip gelerek iş gören parçası) oluşuyordu. Bu mekanizmanın en eski türü “kamalı” olarak biliniyor. Ucuna ağırlık bağlı iki yanından atlamalı olarak tırnaklarla donatılmış bir metal çubuk ve yatay olarak gidip gelen bir milden oluşan mekanizmada, her gidişte bir tırnak salıveren bir düzen oluşturuluyor ve milin ivmesi de dış ucuna takılmış bir ağırlıkla kontrol ediliyordu. Ağırlık uzağa çekilince salınım hızlanıyor, yaklaştırılınca da yavaşlıyordu. Köstekli saat Köstek, saat, kılıç, anahtar gibi nesnelerin ucuna takılan zincir anlamına geliyor. “Köstekli saat” zincirli olduğu için bu adı alıyor. Mekanik bir saat olan köstekli saat, ucundaki bir zincir 1511 yılında zembereğin bulunyoluyla elbisenin her hangi bir yerine masıyla taşınabilir küçük saatler Ateş saati (mum saati) Bu saatin ilk olarak nerede ve ne takılarak kullanılıyor. üretildi. Zaman içinde yatay ba28 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 lansın küçük ağırlıkta hareketlendirilmesi ile ileri ya da geri olarak ayarlanabilen kontrol mekanizmasının geliştirilmesi sonucunda daha hassas saatlerin yapımı sağlandı. Sarkacın bulunması saat gelişiminde atılan başka büyük bir adım oldu. İlk sarkaçlı saat 1656 yılında yapıldı. 1670’lerin ortalarında balans yayının geliştirilmesiyle ilk cep saatleri üretildi. Pilli saat İlk pilli saat 1952’de üretildi. Kurmalı hiçbir saatin ulaşamadığı dakikliğe pilli saat ile ulaşıldı. Elektronik saat Çok minik boyutlu pillerle çalışan elektronik saat 1970’de üretildi. Üzerinde dakika ve saniyenin de yer aldığı elektronik saat, günümüzde en çok kullanılan saatlerin başında geliyor. Dünyanın en ünlü saat markaları Rolex Dünyanın en iyi saat markalarından biri olan Rolex, 1919 yılında üretime başladı. Daha çok elit kesime hitap eden Rolex, genellikle çelik ve altın olarak üretiliyor. İsviçre markası olan Rolex, son derece zarif ve lüks görünüme sahip. Orijinal Rolex’in en ucuzu 10 bin TL civarında. Tissot Bir başka İsviçreli saat markası olan Tissot’un sahibi Nicolas Hayek aynı zamanda Swatch saat markasının da sahibi. Kaliteli ve kullanışlı bir marka olan Tissot’un en ucuzu 2 bin TL civarında. Vacheron Constantin 1735 yılında İsviçre Cenevre’de kurulan Vacheron Constantin, dünyanın en pahalı ve en kaliteli saat markalarından biri. İşçilik konusunda çok iyi olan markanın fiyatı ortalama 20 bin dolar, özel koleksiyon saatlerinin fiyatları ise100 bin dolar civarında. Maurice Lacroix İsviçreli bir saat markası Maurice Lacroix daha çok klasik modelli saatler üretiyor. Çok kaliteli tasarımlar sunan marka, saat yapımında kullanılan tüm parçaları kendisi üretiyor. 2000 TL’den başlayan bu saatin fiyatı, 40.000 TL’ye kadar çıkıyor. Özel olarak üretilen Tourbillon modeli ise yaklaşık 150.000 İsviçre frangına satılıyor. El yapımı olan Tourbillon modeli sadece 30 tane üretilmiş. Omega Son derece kaliteli saat markası olan Omega, şık olduğu kadar bir o kadar da pahalı bir marka. İsviçre markası olan Omega’nın fiyatı 5 bin lira ile 20 bin lira arasında değişiyor. Seiko Japon firması olan Seiko, 1984 yılında konuşan saati üreten ilk firma özelliği taşıyor. İsviçreli saat üreticileriyle güçlü bir mücadele içinde olan Seiko, günümüzde birçok kişi tarafından kullanılıyor. 250 - 300 TL fiyatlarıyla başlayan Seiko saatlerin bazı modellerinin fiyatı 2 bin TL’ye kadar çıkıyor. Swatch Ünlü saat markalarından olan Swatch, klasik, spor olmak üzere birçok çeşit saat modeli üretiyor. Türkiye’de satışı yaygın olan bu saat markası İsviçre kökenli. Patek Phillippe İsviçre üretimi olan Patek Philippe, el yapımı olduğu ve sınırlığı olarak üretildiği için çok pahalı. Oldukça zarif modelleri bulunan bu saatlerin en ucuzu 10 bin dolar civarında. Tag Heuer 1860 yılında kurulan ve en iyi saat markalarından biri olan Tag Heuer, yine bir İsviçre firması. Son derece şık ve modernize üretilen saatlerin fiyatı 2 bin TL’den başlayarak 25 bin TL’ye ulaşıyor. Longines 1866 yılından beri faaliyette olan İsviçreli saat firması Longines, otomatik ve kronometreli saatlerde oldukça başarılı. Daha çok klasik ve zarif saatler üreten Logines, Swatch saat grubunun markalarından biri. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 29 RÖPORTAJ ALPET lokasyonlara odaklanıyoruz. haber “BAYILERLE ILETIŞIM ÇOK ÖNEMLI HALE GELDI” î Sözleşme yenileme görüşmelerinin artması ile birlikte iletişimin de çok önemli hale geldiğini belirten Alpet Ege Bölge Müdürü Mehmet Kara, “Bayiler problemlerle karşılaşmaları durumunda kendilerine destek olacak, problemini çözecek iş ortakları arıyorlar. Ekibim ile bayinin problemine müdahil olup, çözümler geliştiriyoruz” diyor. Kara ile Alpet’in bölgeye yönelik bayilik strateji ve hedeflerini konuştuk. Kendinizden ve iş yaşamınızdan kısaca bahseder misiniz? 1981 Tarsus doğumluyum. Çukurova Üniversitesi İktisat mezunuyum. İsveç Linköping Üniversitesi’nde rekabet üzerine çalışmalar yaptım, ekonomi eğitimini tamamladım. Çalışmaya devam ederken 30 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 petrol sektörünü rekabet boyutundan incelediğim tez ile yüksek lisansımı tamamladım. Yaklaşık 10 yıldır Alpet’teyim. Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgeleri olmak üzere farklı bölgelerde satış ekibinde yer aldım. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Alpet olarak Ege Bölgesi’nde nasıl bir bayilik stratejisi uyguluyorsunuz? Bölgemizden gelen tüm bayilik taleplerini değerlendiriyoruz. Lokasyon ve bayi profili uygunsa teklif veriyoruz. Sözleşmesi bitme aşamasında olan istasyonları yakından takip ediyoruz. Bulunmadığımız Bayilerle olan iletişiminizden bahseder misiniz? Örneğin, ne sıklıkta bayi ziyaretleri gerçekleştiriyorsunuz? Sürekli devam eden bir ticaret söz konusu olduğundan, bayilerimiz ile sürekli iletişim halindeyiz. Sözleşme yenileme görüşmelerinin artması ile birlikte iletişim de çok daha önemli hale geldi. Bayiler problemlerle karşılaşmaları durumunda kendilerine destek olacak, problemini çözecek iş ortakları arıyorlar. Ekibim ile bayinin problemine müdahil olup, çözümler geliştiriyoruz. Bayilerimi ayda bir kez ziyaret etmeye çalışıyorum. Yüksek satışlar gerçekleştirdiğimiz noktalarda haftada bir ziyaretlerimiz oluyor. Hangi kriterlere göre bayilik veriyorsunuz? Öncelikli olarak bayi profili ön plana çıkıyor. Temsil kabiliyeti yüksek, bulunduğu yerin sayılan sevilen ticaret erbapları diğer tüm kriterlerin önüne geçiyor. Daha sonra lokasyon, sermaye yapısı, rakiplerin durumlarını inceliyoruz. 2015 yılı için sorumluluk bölgenizde kaç bayi sayısına ulaşmayı hedefliyorsunuz? Şu an bölgemde üç mıntıkada toplan 82 istasyon ile hizmet veriyoruz. 2015 yılı sonunda 100 istasyonun üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Özellikle hangi şehirlerde ve/veya bölgelerde bayilik ağınızı genişleteceksiniz? Ege bölgesinde toplam 12 ilin tamamında Alpet olarak varız. Ancak İzmir ve Antalya merkezde, bulunmadığımız ilçelerde bayilik yapımızı geliştirmeyi istiyoruz. Kendinize ve ailenize yeterince zaman ayırabiliyor musunuz? Aileme ve kendime elimden gelen en fazla süreyi ayırmaya çalışıyorum. Ancak malum iş zamanımızın büyük bölümünü alıyor. 2015 yılının temposu da özel hayatımıza ayıracağımız zamanı da kısıtlayacaktır. Bildiğiniz üzere 2015’in Eylül ayında ikinci intifa dönemi yaşanacak ve çok sayıda bayi dağıtım şirketini değiştirecek. Bu süreç için şimdiden bayilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Finansal gücü olan, depolama ağına sahip firmaları tercih etsinler. Bayinin dağıtıcıyı taşıdığı değil de, dağıtıcının bayisini taşıdığı ciddi şirketlerden teklif alsınlar. Alpet’in tüm bölgelerde bulunan tesisleri, güçlü finansal yapısı birçok şirketin önüne geçmektedir. Mutlaka bizim teklifimizi duymadan karar vermesinler. Hobileriniz var mı? Doğa sporlarına ve extrem sporlara ilgi duyuyorum. Üniversitede aktif olarak yapabiliyordum, “Paraşütçü” sertifikası ve “Dağcılık” lisansım bulunuyor. Ancak yoğun iş temposu nedeni ile hafta sonları duvar tırmanışlarına gidebiliyor, zaman zaman trekkinglere katılıyorum. Alpet Ege Bölge Müdürü Mehmet Kara MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 31 FUTBOL FUTBOL F utbol, çağımızın en yaygın ve sevilen spor dalı. Milyonlarca kişiyi peşinden sürükleyen futbol; farklı dil, din, ırk ve coğrafyadan insanların aynı ölçüde ilgisini çekebilen evrensel bir spor. İnsanların yaşamına renk katan futbolun ilk defa nerede ve ne zaman oynandığı bilinmiyor. Fakat tarihi araştırmalar hiçbir kurala bağlı olmaksızın oynanan ayaktopunun İngiltere’de ‘futbol’ haline dönüştüğünü ortaya koyuyor. Hatta birçok kaynak, futbol oyununu dünyanın birçok yerine götürenlerin de İngilizler olduğunu gösteriyor. OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE TÜRKIYE’DE FUTBOL î TÜRKIYE SON 20 YILDA FUTBOL ÜLKELERI ARASINA GIRDI. GENÇ NÜFUSU VE GENÇLERIN FUTBOLA ILGISI TÜRKIYE’DE FUTBOLU GELIŞTIRDI. GALATASARAY’IN UEFA KUPASI’NI ALMASI, MILLI TAKIMIN 2002’DE DÜNYA 3’ÜNCÜLÜĞÜ VE SON OLARAK ŞAMPIYONLAR LIGI’NDE GALATASARAY VE FENERBAHÇE’NIN BAŞARISI ÜLKEMIZI FUTBOLDA DÜNYAYA DUYURDU. PEKI FUTBOL ILE TÜRKLERIN TANIŞMASI NASIL OLDU? ÜÇ BÜYÜKLER NASIL ORTAYA ÇIKTI? FUTBOLUN NEREDEN NEREYE GELDIĞINI MERAK EDIYORSANIZ SATIRLARIMIZA BIR GÖZ ATIN! 32 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Çeşitli nedenlerle dünyanın farklı noktalarına yayılan İngilizler, Anadolu ve Osmanlı dönemindeki ülkelerde tütün ve pamuk ticareti yapmak için liman kentlerine yerleşmişler. İşte bu İngiliz aileler, gemiciler, askerler ve ticaret adamları yanlarında pipo, viski gibi ticari malların yanı sıra futbolu da beraberlerinde getirmişler. Dolayısıyla futbolu ülkemize sokan onlar olmuş. Resmi kayıtlar, ülkemizde ilk futbol maçlarının Selanik’te 1875 yılında oynandığını ortaya koyuyor. 1877’lerde ise İzmir Bornova çayırları futbol müsabakalarıyla tanışıyor. İzmir’de hafta sonları ve akşamları Rumlarla İngiliz takımları arasında oynanan futbol maçları, yoğun izleyici topluyor. 1894 yılına gelindiğinde İzmir’de İngilizler, ilk futbol kulübü olan ‘Football Club Smyrna’yı kuruyor. Türklere yasak olan spor yapma ve kulüp kurma izninin ülkemizdeki yabancılar için serbest bırakıldığı o dönemlerde, hem futbol oynayanların hem de takımların sayısı zaman içinde artıyor. İstanbul’da futbol oynanmaya başlanması ise ancak 1895 yılında Kadıköy ve Moda’da oluyor. İzmir’den İstanbul’a göçen İngilizler burada futbol oynuyor. İstanbul’daki Rumların da futbola merak salmalarıyla birlikte futbol İstanbul’da çok büyük bir hızla yayılıyor. İLK TÜRK FUTBOLCU KAYACAN “Biz üç beş İngiliz, Moda çayırında bu işe başladık. İki takım kuracak sayıda oynadığımız için hem canımız sıkılıyor hem de Türk gençlerini teşvik etmekten korkuyorduk. Çünkü o zamanki yönetim her şeyden şüphelenir ve üç-beş Türk’ün bir araya gelmesini istemezdi...”diye anlatıyor o dönemi İstanbul’da futbolun mimarlarından biri olan James Lafontaine… Lafontaine, bir yandan ailelerin baskısı bir yandan da yönetim baskısı yüzünden Türk gençlerinin futboldan uzun süre uzak kalacaklarını düşünüyordu. Ancak hiç de böyle olmadı. Türkiye’de futbol sadece İngilizler ve Rumların oynadığı bir oyun olarak kalmadı. O yıllarda Türk gençleri baskılar nedeniyle yabancı isimler kullanarak futbol oynadı. Bunların ilki ise bir deniz subayı olan Fuat Hüsnü Kayacan oldu. Kayacan, ‘Bobi’ takma adıyla İngiliz takımlarında futbol oynayan ilk Türk futbolcu. İlk Türk futbol takımı da Fuat Hüsnü Kayacan ile Reşat Danyal tarafından kuruldu. Kayacan ve Danyal, büyük bir gizlilik içinde sürdürdükleri faaliyetleri sonunda ilk Türk takımını kurdular. Ancak takıma, devrin hafiyelerinden kaçabilmek adına İngilizce “Black Stocking” ismini verdiler. Bu takımın Rumlarla papazın çayırında 1901’de oynadığı maç ise bir Türk takımının ilk futbol maçı olarak kayıtlara geçti. Fakat Black Stocking’in başarısızlığı Türkleri bir süre futbol oynamaktan uzaklaştırdı. Yine de Türkler bu oyunun cazibesinden kendisini alamadı. 1902’de ise bütünüyle Türk futbolculardan oluşan “Kadıköy Futbol Kulübü” kuruldu. Buna karşın dönemin baskıları sonucu, iki kulüp de faaliyetine son vermek zorunda kaldı. 1903’TE LİG KURULDU Genelde İstanbul’da yaşayan İngilizlerin başı MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 33 FUTBOL FUTBOL FENERBAHÇE ILE GALATASARAY ARASINDA 4 OCAK 1914 TARIHINDE, UNION CLUB SAHASI’NDA OYNANAN VE FENERBAHÇE’NIN 4-2 KAZANDIĞI MAÇTAN BIR GÖRÜNTÜ. çektiği, ayrıca Rumların da katılımıyla genişleyen futbol sevgisi, arka arkaya futbol kulüplerinin kurulması sonucunu doğurdu. İngilizlerin ve Rumların ortaklaşa kurduğu “Kadıköy Futbol Kulübü” bu anlamda İstanbul’un ilk kulübü. Fakat anlaşmazlıklar nedeniyle takım kapandı. İngilizler “Moda Futbol Kulubü”, Rumlar ise “Elpis” ve “Imogene” kulüplerini kurarak yollarına devam ettiler. 1903 yılına gelindiğinde, bu takımların katılımıyla “İstanbul Futbol Ligi” kuruldu. Bu da futbolun daha da yaygınlaşacağının ilk işareti oldu. Lig ile birlikte Türk gençlerinin futbola ve takımlara olan ilgileri arttı. Bunun sonucunda da ilk resmi futbol takımımız ortaya çıktı. LİSE BAHÇESİNDE DOĞDU O dönemde Türkiye’de futbolun ilk oynandı ğı yerlerden biri de Mekteb-i Sultani’nin (Galatasaray Lisesi’nin Osmanlı dönemindeki adı) 34 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 bahçesiydi. Galatasaray Futbol Kulübü’nün kurucusu Ali Sami Bey’in anlattığına göre, öğ renciler teneffüslerde kuralsız bir şekilde topun peşinden koşarlardı. Öğrenciler henüz futbol nasıl oynanır ve kuralları nedir bilmedikleri için sadece koşturuyorlardı. Çoğu zaman bu koşturma esnasında okulun camları kırılırdı. Bu nedenle okul idaresi futbol oynanmasını yasakladı. Bu kısıtlamaya rağmen öğrencilerin futbol aşkı sönmedi. Mekteb-i Sultani’nin 10. Sınıf öğrencileri, 10 Ekim 1905 günü edebiyat öğretmenleri Mehmet Ata Bey’in dersinde aralarında fısıltı ile konuşup anlaşarak futbol kulübü kurmaya karar verdiler. Ali Sami Yen’in önderliğinde de ilk Türk futbol kulübü olarak Galatasaray’ı kurdular. Forma rengi olarak milli takım rengi olan kırmızı- beyazı benimseyen öğrenciler, isim konusunda ise bir türlü anlaşmaya varamadılar. 1921-1922 SEZONUNDA GALATASARAY’IN İSTANBUL LIGI ŞAMPIYONLUĞUNU ILAN ETTIĞI VE KUPAYI KALDIRDIĞI MAÇIN SONUNDA ÇEKILMIŞ BIR FOTOĞRAF. Hatta bu iş o kadar çok uzadı ki Kadıköy’deki ilk maçlarına bile isimsiz çıktılar. Ancak bu maçta izleyicilerin “Galata Saray Efendileri” diye seslendiklerini duymalarının ardından “Galatasaray” ismine karar verdiler. BÜKREŞ ZAFERİ İlk dört maçın ardından milli takım rengi olduğu için dikkat çekeceğini düşünen takım oyuncuları formalarını siyah- beyaz renge dönüştürdüler. Ancak bu renklerin de kendilerine uğursuz geldiği inancıyla forma renginde yine değişime gittiler. Şişman Yanko’nun Bahçekapı’daki mağazasında yan yana duran sarı kırmızı kumaşların birlikteliğinden hoşlanarak bu renklerde karar kıldılar. Ali Sami Yen’in kız kardeşi Samiye Erer aldıkları sarı kırmızı kumaş toplarını dikerek formaya dönüştürdü. Yeni formalarıyla 6 Aralık 1908’de Barhau İngiliz gemisiyle maça çıkan Galatasaraylılar, maçı kazandılar. 1906- 1907’de İstanbul Futbol Ligi’ne katılan ilk Türk takımı olan Galatasaray, 1908 – 1909 sezonunda lig şampiyonluğunu kazanan ilk Türk takımı olmayı başardı. 1911’de Bükreş Karması ile yaptığı maçı 11 – 1 kazanan takım, yurtdışında ilk galibiyet kazanan takım oldu. Bilyoner.com’um Ocak 2014’te Türkiye genelinde yaptığı araştırmaya göre Galatasaray, yüzde 36’lık oranla Türkiye’de en çok taraftarı olan takım ünvanına sahip. TEMELLERİ 1895’TE ATILDI 1895 yılında Moda’da oturan İngilizlerin modern futbolu oynamaya başlamaları, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kurulmasının ilk adımları olacaktı. Deniz öğrencisi Fuat Hüsnü Kayacan’ın, 1899 yılında Fenerbahçe Stadı’nın bulunduğu çayırda meşin yuvarlağa yaptığı vuruşlar sırasında arkadaşları Reşat Denyal, MehMART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 35 FUTBOL FUTBOL karakola götürüldü. Bu sporcu gençlerin bir kısmının saray erkanına yakın olması, ayrıca o dönemlerde kötü gözle bakılan futbolu oynamadıkları ve sadece beden hareketleri yaptıklarını belirtmeleriyle gergin durum yumuşadı. Hatta saray çevresinden Şehzade Abdülhalim bu sporcuları destekledi ve sık sık antrenmanları seyretmeye başladı. met Ali ile dile getirdikleri “Ah biz de bir futbol takımı kurup oynayabilsek” özlemi, Türk gençleri arasında ‘Black Stockings’ futbol takımının kurulmasına sebep oldu. Fakat daha sonra, kulüp monarşi rejiminin engellenmesini önlemek amacıyla hemen dağıtıldı. Birkaç gencin de katılımıyla aynı isimler, 1902 yılında bu kez “Kadıköy Futbol Kulübü” adı altında toplandı. Ancak sert bir hafiye baskını bu girişimi de engelledi. 1907 yılının bir bahar gününde yine bir maç dönüşü Ziya, Ayetullah ve Necip sönmeyen ideallerini bir kez daha başarmaya yöneldiler. Monarşi rejimi artık gevşemiş ve son girişim bu kez tutunmuştu. Sonuç olarak da Fenerbahçe Futbol Kulübü bir daha kapatılmamak üzere kuruldu. Tabii kuruluş yılları kolay olmadı, zaman zaman futbolcu bulmakta zorlanıldı ve birçok defa gemilerden ödünç futbolcu alarak ligdeki mücadelesini sürdürdü. 1909 yılında kulübün adı “Fenerbahçe Spor Kulübü” olarak değiştirildi, renkleri de sarı-beyazdan bugünkü rengi olan sarı-laciverte çevrildi. ATATÜRK’ÜN TAKIMI Fenerbahçe yalnız yurtiçinde kazandığı şampiyonluklar ve elde ettiği başarılarla değil, yurtdışında yabancı takımlarla yaptığı maçlardaki başarılarıyla da kendini gösterdi ve günümüzde Türkiye’nin en sevilen kulüplerinin başında yer alıyor. 36 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Mustafa Kemal Atatürk’ün de Fenerbahçeli olduğu biliniyor. Öyle ki, 10 Ağustos 1928 günü, 3-3 berabere biten Gazi Kupası maçından sonra üçü Galatasaraylı ve ikisi Fenerbahçeli olan beş kişinin önünde: “Burada üçe üçüz... Çünkü ben de Fenerbahçeliyim!” dediği anlatılıyor. 5 Haziran 1932’de Kulübün Kuşdili’ndeki binası yanınca, ilk bağış yine Büyük Önder’den geldi. Bilyoner.com’un Ocak 2014’te yayınladığı taraftar araştırmasına göre Fenerbahçe yüzde 35’lik oranla en çok taraftarı olan ikinci kulüp. İSMİ NEDEN DEĞİŞTİ? 1902 sonbaharında Beşiktaş Serencebey Mahallesi’nde, o zamanın Medine Muhafızı olan Osman Paşa’nın konağının bahçesinde, 22 kişilik genç grup, haftanın bazı günlerinde toplanıp jimnastik hareketleri yapmaktaydı. Başta Osman Paşa’nın oğulları Mehmet Şamil ve Hüseyin Bereket ile mahallenin gençlerinden Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali Fetgeri, Nazımnazif, Cemil Feti ve Şevket Beyler’in aralarında bulunduğu gençlerin ilk ilgilendikleri spor branşları, özellikle barfiks, paralel, güreş, halter, aletli ve aletsiz jimnastikti. O sıralarda siyasi hareketler dolayısıyla her türlü toplanmadan ürkerek hafiyeler dolaştıran 2. Abdülhamit’in adamları Serencebey’deki bu toplanmaları haber alınca, spor yapan gençler bir baskınla 1903 Mart’ında ise özel bir izinle “Bereket Jimnastik Kulübü” kuruldu. Meşrutiyet’in ilanıyla sportif hareketler biraz daha serbestlik kazandı. 31 Mart 1909’daki siyasi olaylardan sonra Edirne’de bulunan Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, Hareket Ordusu ile İstanbul’a geldi. Siyasi olaylar yatıştıktan sonra iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey’de jimnastik yapan gençleri bularak birlikte spor yapma fikrini kabul ettirdi. Fuat Balkan, Ihlamur’daki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi yaptı ve Bereket Jimnastik Kulübü’nün adı 1908’de “Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü” olarak değiştirildi. Böylece jimnastik, güreş, boks, eskrim ve atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana geldi. Bu arada Beyoğlu Mutasarrıfı Muhittin Bey’in teşvikiyle “Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü”, 13 Ocak 1910 tarihinde tescil edilen ilk Türk spor kulübü oldu. Semtin gençlerinin bu spor kulübüne ilgisi büyüdü ve spor yapan üyelerin sayısı bir anda 150’ye yükseldi. Kulübün merkezi de Ihlamur’dan Akaretler’de 49 numaralı binaya taşındı. Bir süre sonra bu bina da küçük gelince, yine Akaretler’de 84 numaralı binaya geçildi. Bu binanın arkasındaki bahçe de bir spor sahası haline getirildi. ÜÇ BÜYÜKLER OLUŞTU Kulübün faaliyetlerini hızlandırdığı ilk dönemde futbol gölgede kalmışsa da, 1910’ların sonundan itibaren kulüpteki atlet ve jimnastikçiler futbola daha fazla ilgi duyup, kendi aralarında maçlar yapmaya başladılar. O yıllarda gençliğin ilgisi futbola kaymak üzereydi ve Beşiktaş Kulübü’nün az ilerisinde “Valideçeşme” ve “Basiret” gibi iki güçlü futbol takımı kurulmuştu. 1911 Ağustos’unda Valideçeşme futbol takımının başkanı ve kurucusu olan Ahmet Şerafettin Bey futbolcularıyla Beşiktaş Kulübü’ne katıldı. Beşiktaşlı gençlerin kurduğu futbol takımlarını tek bir çatı altında toplamayı amaç edinen Şerafettin Bey’in girişimleri sonucu, Basiret Kulübü de Beşiktaş’a katıldı. Bu şekilde futbol şubesi resmi olarak kulüpte faaliyete başladı. Bilyoner.com’un Ocak 2014’te yayınladığı taraftar araştırmasına göre Beşiktaş yüzde 19’luk oranla en çok taraftarı olan üçüncü kulüp. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 37 KURUMSAL KURUMSAL Altınbaş’tan 600 Yıllık ihtişam ALTINBAŞ; 600 YIL BOYUNCA DOĞU VE BATI MEDENIYETLERI ARASINDA KÖPRÜ OLAN OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN TARIHININ IZINDE ÖZEL BIR KOLEKSIYON HAZIRLADI. TASARIMLARINDA DÜNYA TRENDLERINI TÜRK MOTIFLERI ILE BIRLEŞTIREREK ÖZGÜN BIR STIL ORTAYA ÇIKARAN ALTINBAŞ, OSMANLI TARIHININ GÖRKEMINI YANSITAN “HANEDAN” KOLEKSIYONUNU MÜCEVHER TUTKUNLARI ILE BULUŞTURUYOR. “Hanedan” Koleksiyonu, Osmanlı İmparatorluğu’nun en gözde padişahlarından ve önemli olaylarından esinlenerek tasarlanan en kapsamlı koleksiyonu olup, Altınbaş’ın gelecek nesillere aktarılması için sunduğu bir kültür mirası niteliği taşıyor. Döneminin önemli padişahları ve dönemi temsil eden önemli sembollerin ilham kaynağı olduğu “Hanedan” koleksiyonu bütünlük ve ahenk gözetilerek üretildi. Farklı tasarımlardan 38 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 oluşan bu koleksiyonda yer alan tüm yüzüklerin kendine ait birer hikayesi bulunuyor. Altınbaş’ın usta ellerinde zarafet ve ışıltı ile hayat bulan “Hanedan” koleksiyonu ve koleksiyondaki yüzüklerin her birinin hikayesi, içine ve dışına çizilen resim ve sembollerle anlatılırken, tasarıma yeni bir boyut ve farklılık kazandırıyor. Tamamı el yapımı olan özel tasarım ürünü ve Osmanlıya ait işlemelerin olduğu Altınbaş’ın “Hanedan” koleksiyonu, kadrosundaki uzman tasarım ekibi tarafından tasarlandı. Sınırlı sayıda üretilen koleksiyon, Altınbaş mağazalarında mücevher severlerin ilgisine sunuluyor. Koleksiyonda yer alan Şehzade Mustafa, Fetihin Babası, Fetih 1453, Yavuz Sultan Selim, Kanun Sultan Süleyman, Mimar Sinan, Ulubatlı Hasan ve diğerleri ayrı hikayelere sahip… Şehzade Mustafa Osmanlı Hanedanlığının Kanuni Sultan Süleyman’dan sonraki umudu olarak anılan Şehzade Mustafa’yı tasvir eden bu yüzüğün üzerinde Şehzade Mustafa’nın en öne çıkan dört özelliğini tasvir eden dört figür yer alıyor. Kılıç-Kudreti, Kalem-İlimi, Güneş ışığı-Osmanlı’nın umudunu ve Terazi-Adaleti temsil ediyor. Yüzüğün üst kenarında Taşlıcalı Yahya’nın Şehzade Mustafa’ya yazdığı ağıtın tam metni yer alıyor. Ağıtın altında, yüzüğün bir tarafında Manisa Sarayı’nı temsil eden motifler diğer tarafında ise Topkapı Sarayı kapısının motifleri yer alıyor. Bu motiflerle Şehzade Mustafa’nın “Manisadan yola çıktı Topkapı sarayının kapısandan giremedi” hikayesi ince hatlar ile betimlendi. Yüzüğün iç kısmında ise Şehzade Mustafa’nın idam edilmeden önce Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı mektubun tam metni yer alıyor. Fetihin Babası Yüzük, 29 Mayıs 1453 tarihinde Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) başkenti Konstantinopolis’in Fatih Sultan Mehmed önderliğindeki Osmanlı ordusu tarafından alınmasını şiirsel bir tasarım dili ile anlatıyor. İstanbul’un fethini temsil eden yüzüğün üzerinde, çağın akışının değiştiği tarih 145 Arapça yazıldı. Yüzüğün 4 yüzünde Fatih Sultan Mehmed’e yakıştırılan “Fethin Babası” hat yazısı olarak yazıyor. Yüzüğün içinde Fatih Sultan Mehmed’in Tuğrası yer almaktadır. Kanun Sultan Süleyman Kanun Sultan Süleyman’ı tasvir eden yüzüğün yüzeyinde tuğrası yer alıyor. Tuğranın altında Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman’a yazdığı şiir bulunuyor. Yüzüğün kolunda ise Kanuni Sultan Süleyman’ın sözü olan “Kılıcın yapamadığını adalet yapar” yazılı. Yüzük kolu, Kanuni Sultan Süleyman’ın tahtından esinlenilerek yapıldı. Yüzüğün iç kapağının tamamı zenginliği ve bolluğu temsil eden yarı değerli taşlarla kaplandı. Mimar Sinan Osmanlı’nın baş mimarı ve inşaat mühendisi Mimar Sinan’dan esinlenilerek tasarlandı. Osmanlı ve dünya tarihinin sayılı mimarlarından biri olan Mimar Sinan’ı tasvir eden yüzüğün üst kısmı Mimar Sinan’ın kavuğunu temsil ediyor. Yüzüğün iç kısmına Mimar Sinan’ın en ünlü eserlerinden biri olan Süleymaniye camii gravür olarak işlendi. Yavuz Sultan Selim Yavuz Sultan Selim’in hükümranlığı boyunca yaptığı muhteşem hadiselerden olan Halifeliğin Osmanlı hükümdarlığına geçmesini tasvir eden yüzüğün üzerinde Kutsal emanetlerden biri olan Kabe’nin anahtarı bulunmaktadır. Yüzüğün kolunda Yavuz Sultan Selim’in kaftanında olan motiflerden Kündekari motifi bulunmaktadır. Yüzüğün altında Yavuz Sultan Selim’in tuğrası yer almaktadır. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 39 OTOMOBİL OTOMOBİL DÜNYA PETROL REZERVİ Rezerv % OPEC ülkelerindeki rezerv 1,2 trilyon varil 72 OPEC dışı ülkelerdeki rezerv 381 milyar varil 22 Rusya’daki rezerv 93 milyar varil 6 Toplam 1,7 trilyon varil zı kolaylaştıran ve hareket özgürlüğü sağlayan otomobillerin de payı büyük. Petrolün rakİplerİ artıyor î DÜNYADA ENERJI TÜKETIMININ ÖNÜMÜZDEKI 20 YILDA IKIYE KATLANACAĞI, FOSIL YAKITLARIN 100 YIL IÇERISINDE TÜKENECEĞI, BIRÇOK ÜLKEDE ULAŞIM YOĞUNLUĞUNUN HER GEÇEN YIL ARTACAĞI VE BUNA PARALEL OLARAK EMISYON MIKTARLARININ DA YÜKSELECEĞI YÖNÜNDEKI ÖNGÖRÜLER, ALTERNATIF YAKITLARA YÖNELIK ARAŞTIRMALARA FARKLI BIR IVME KAZANDIRDI. PETROLÜN YERINE GEÇECEK HIBRIT VE ELEKTRIK TEKNOLOJISININ YANI SIRA, HIDROJEN, BIODIZEL, METANOL, ETONAL, LPG GIBI ALTERNATIF YATIKLAR ÜZERINE GELIŞTIRME ÇALIŞMALARI BÜTÜN HIZIYLA SÜRÜYOR. G ünümüzde modern toplumların ekonomilerinin ve büyümelerinin temelini oluşturan sanayileşme, sağladığı yararların yanı sıra çözüm bekleyen pek çok problemi de beraberinde getiriyor. Hızla ilerleyen teknolojiyle birlikte artan çevre kirliliği ve oluşan sera etkisi tüm canlı hayatı tehdit ediyor. Bunda, hayatımızın bir parçası olan, yaşamımı- 40 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Otomobillerde yakıt kaynağı olarak benzin, mazot gibi tükenebilen fosil kaynakların kullanılması bu işin ticaretini yapan güçlü ülkelerin ekonomilerine büyük katkı sağlarken, araç kullanımının artması nedeniyle çevre kirliliğini de beraberinde getirdi. Otomobiller, egzozlarından çıkan gazlarla şehir havasını ve dolayısıyla tüm atmosferi kirletiyor. Bu da ‘sera etkisi’ denilen tehlikeyi doğuruyor. Çevre kirliliğinin boyutlarının her geçen gün artması nedeniyle alınan yeni önlemler ve petrol türevi yakıt kaynaklarının hızla tükenmesi ise, alternatif yakıtların kullanılmasını gündeme getirmiş bulunuyor. Hibrit öne çıkıyor Ancak mevcut sistemler ve altyapı olanaklarının getirdiği kısıtlamalar nedeniyle fosil yakıtlardan alternatif yakıtlara geçilmesi beklenen hızda gelişmiyor. Örneğin; çevre açısından kirletici emisyon açığa çıkarmayan hidrojenin istenen saflıkta elde edilmesi ve depolama sistemleri zor ve pahalı teknikler gerektiriyor. Bu da tüm bu problemleri gidermek için uygun alternatif yakıtlar veya daha verimli alternatif araçların geliştirilmesini gündeme getirdi. Bu nedenle elektrikli ve hibrit elektrikli araçlara ilgi artmaya başladı. 2020’de 13 milyon elektrikli araç yollarda olacak Deloitte’un raporuna göre 2020’de dünyada yaklaşık 13 milyon elektrikli aracın kullanılacağı tahmin ediliyor. Almanya 2020’de 1 milyon, MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 41 OTOMOBİL OTOMOBİL Çin ise 4 milyon elektrikli araç kullanımını hedefliyor. ABD ise 2015 yılında 1 milyon hibrit aracın yollarda olmasını öngörüyor. 2015 yılı sonuna kadar Türkiye’de 30 bine yakın elektrikli aracın karayollarında olacağı ve 2020 yılı itibarıyla otomobil satışlarının yüzde 10’unun elektrikli araçlardan oluşacağı öngörüsünde bulunuluyor. Elektrikli aracın en önemli elemanı batarya. Araştırmacılar ilk yıllardan bugüne kadar daha verimli bir batarya üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Araçların gidebileceği mesafe, bataryada depolanan enerji miktarıyla sınırlanıyor. Çift enerji taşıyıcıyı bir arada bulunduran ‘hibrit’ araçlar ise yakın gelecekte özellikle binek araç kullanıcıları için en uygun seçenek olarak değerlendiriliyor. Birçok otomotiv şirketinin de DÜNYA PETROL TÜKETIMININ SEKTÖRLERE GÖRE DAĞILIMI Sektör % Sanayi 26 Evsel, ticari, tarımsal 11 Ulaşım 57 Elektrik üretimi 6 KAYNAK: OPEC World Outlook bu doğrultuda üretim planı yaptığı ve ürün segmentlerindeki hibrit araç modellerini artırdığı dikkat çekiyor. Hidrojenli araç teknolojisi gelişiyor Öte yandan 2010’larda geliştirilen elektrikli ve hibrit taşıtlar hidrojene geçiş aşamasını oluşturuyor. Hidrojen, geleceğin yakıtı olarak alternatif yakıt arayışına etkin bir çözüm sunuyor. Günümüzde özellikle uzay mekiklerinde yakıt olarak kullanılan hidrojen taşıtlarda da kullanılabiliyor. 2020 yıllarında alternatif yakıtlar ve bor hidrürler kullanılacağı, 2020’den sonra ise depolanmış hidrojen ve katı oksit yakıt pilleri kullanımına geçileceği tahmin ediliyor. LPG 50 yıldır kullanılıyor 50 yılı aşkın bir süredir ulaşımda yakıt ola- 54 YIL SONRA REZERV BİTECEK P 2020 YILLARINDA ALTERNATIF YAKITLAR VE BOR HIDRÜRLER KULLANILACAĞI, 2020’DEN SONRA ISE DEPOLANMIŞ HIDROJEN VE KATI OKSIT YAKIT PILLERI KULLANIMINA GEÇILECEĞI TAHMIN EDILIYOR. etrol, çok önemli ve verimli bir enerji kaynağı. Ancak, bitecek olması ile birlikte küresel ısınmaya yaptığı katkının da konuşulduğu 21. yüzyılda, petrol sonrası yakıt olarak neyin kullanılacağı hala netleşmedi. Dünyada bilinen petrol rezervi 1.7 trilyon varil. Günde tüketilen petrol ise 80 milyon varile tekabül ediyor. Bu hesaplara göre 54 yıl sonra şu anki rezervin tamamı bitecek. Bilim adamları, petrolsüz dünyada, otomobillerde, gemilerde, trenlerde, uçaklarda hangi kaynakların kullanacağı üzerinde çalışıyorlar. rak kullanılan, sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) olarak adlandırılan propan da alternatif yakıt olarak güncelliğini koruyor. Enerji açısından zengin bir fosil yakıt olan propan, petrolün rafine edilmesiyle elde ediliyor. Normal şartlar altında gaz halinde olan propan, orta basınç seviyesinde veya düşük sıcaklıkta sıvı hale dönüşebiliyor ve basınçlı tanklarda depolanıyor. Biyodizel ABD’de hızlı gelişiyor Ülkemizde de bulunması açısından bizim de aşina olduğumuz bir alternatif yakıt da biyodizel. Kolza, soya, mısır, pamuk ve ayçiçek yağı gibi bitkisel yağların, hayvansal yağların ve ya atık yağların alkol ile kimyasal reaksiyona girmesinden elde edilen bir biyodizel yatıklar, fosil esaslı olmadıkları için çok daha temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak değerlendiriliyor. Verim ve motor performansı bakımından motorine eşdeğer bir yakıt olan biyodizel, özellikle ABD’de en hızlı büyüyen alternatif taşıt yakıtı. Bu yakıt genel olarak dizel yakıt kullanan tüm araçlarda kullanılabiliyor. Etanolün maliyeti yüksek Bir başka alternatif yakıt ise etanol. Mısır, buğday ve patates artığı, peynir suyu, mısır 42 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 lifi, pirinç sapı ve kentsel atıklarda bulunan tanecik halindeki şekerin damıtılmasından elde edilen temiz, renksiz bir alkol yakıtı olan etanol, kurşunsuz benzine yüzde 85’e varan oranlarda karıştırılarak kullanılıyor. Etanol, oksijen içerdiğinden, benzinin daha temiz ve daha verimli yanmasını sağlar ve böylece daha düşük karbonmonoksit emisyonu açığa çıkarıyor. Ancak etanol de biyodizel yakıt gibi bugün için maliyetli. Metanolün gücü benzine yakın Bunların dışında alkol bazlı metanol de alternatif yakıt türlerinden. Renksiz, kokusuz, zehirli bir sıvı olan metanol, hidrojen atomunun hidroksil radikali (OH) ile yer değiştirmesinden oluşan en basit alkol. Doğal gaz, kömür, atık yağ veya biyoyakıtlardan elde edilebilen metanol, saf halde de yakıt olarak kullanılabilmesine rağmen uygulamada yaygın olarak yüzde 15 oranında kurşunsuz benzin ile karıştırılarak kullanılıyor. Sıvı bir yakıt olduğundan, araç motorunda ve dağıtım sisteminde önemli bir değişiklik gerektirmeyen metanol, daha az mesafe yapıyor fakat güç, ivme ve yük kapasitesi bakımından benzine yakın. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 43 RENKLER RENKLER RENKLERİN GÜCÜ H er biri farklı bir frekansa sahip olan renkler, insanlar üzerinde farklı psikolojik, fizyolojik ve ruhsal etkiler yaratıyor. Renklerin gücünü küçümsememek gerekiyor. Tabii ki doğru kullanılırsa… Renkler doğru kullanıldığında motivasyonu arttırıyor, çalışanların enerjisine ve verimliliğine katkı sağlıyor, satışları olumlu yönde etkiliyor. Ancak bunun için üç şeye dikkat etmek gerekiyor. Birincisi verilmek istenen mesaj, ikincisi mesajın verilmek istendiği hedef kitle, üçüncüsü ise kişisel renk skalası ile uyum. î YAŞAMIMIZIN HER ANI RENKLERLE DOLU. SINIRLENINCE KIZARIYOR, MAHCUP OLUNCA MORARIYOR, ÜZÜCÜ BIR OLAYIN ARDINDAN KARALARA BÜRÜNÜYOR, HAYAL KURARKEN ISE DÜNYAYI TOZ PEMBE GÖRÜYORUZ. DUYGULARIMIZI HAREKETE GEÇIREN, DAVRANIŞLARIMIZI YÖNLENDIREN VE ZIHNIMIZI ETKILEYEN RENKLERIN HER BIRI, BIRBIRINDEN FARKLI BIR GÜCÜ IÇINDE BARINDIRIYOR. İŞTE RENKLERIN GÜCÜ... 44 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Kimi renkler insanı sakinleştirirken, kimileri heyecanlandırıyor. Bazı renkler özgüveni arttırırken, bazıları da içe kapanıklığı arttırıyor. Örneğin sıcak renkler insanda sıcaklık hissi, soğuk renkler ise serinlik ve soğukluk hissi uyandırıyor. Renklerin insan üzerindeki etkileri, ruh ve sinir hastalıkları başta olmak üzere, çeşitli hastalıkların tedavisinde destekleyici olarak kullanılıyor. Pozitif veya negatif mesajların iletilmesinde, satışların arttırılmasında, kalabalıkları heyecanlandırma ya da sakinleştirmede renklerin gücünMART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 45 RENKLER RENKLER yiyecek ambalajlarında bu renkleri kullanmıyor. Teknolojinin gelişimine paralel olarak günlük yaşamda ve işyerlerinde kullanılan dokümanlar da renklenmiş durumda. den yararlanılıyor. Bu yönüyle siyaset, ekonomi ve pazarlamada renklerin etkilerine sıkça başvuruluyor. Renklerin insanlar üzerinde yarattığı psikolojik ve duygusal etki o kadar önemli ki, bugün dünyada şirketlerin logolarında hangi rengin kullanılacağını tespit etmek için milyonlarca dolar harcanıyor. Renklerin gücü, modern yönetim literatürüne de girmiş durumda. Fast food sektöründe faaliyet gösteren şirketler restoranlarında kırmızı ve sarı rengi tercih ediyor. McDonald’s, Pizza Hut, Burger King iştah açmak ve satışlarını artırmak için kırmızı ve sarıyı kullanan fast food zincirlerinden yalnızca birkaçı. Dünyanın ünlü markalarından bazıları renkleri ile özdeşleşmiş durumda. Siyah renkli bir Coca-Cola yazısı garibinize gitmez miydi? Ya da yeşil renkli bir Facebook logosu aynı etkiyi bırakır mıydı üzerinizde? Yiyecek ambalajlarında mavi, mor ve siyah rengin kullanılmıyor olması da bir tesadüf değil. Zira eski çağlarda insanlar yiyecek ararken bu renkteki yiyeceklerin zehirli olduğunu keşfetmişler. Nesilden nesile aktarılan bu bilginin yarattığı etkilerden dolayı şirketler günümüzde 46 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Xerox’un bağımsız araştırma kuruluşlarına yaptırdığı renk kullanımı ve rengin etkisini ölçen araştırma sonucuna göre, renkli dokümanlar, siyah beyaz dokümanlara göre yüzde 40 daha fazla okunuyor. Hatta renkli faturalar, siyah beyaza oranla yüzde 30 daha hızlı ödeniyor. Renkli tanıtım broşürleri, ürünlerin satılma olasılığını yüzde 85 artırıyor. Araştırmanın bir diğer sonucu da renkli gazete-dergi ilanlarının, siyah beyaza göre yüzde 52 oranında daha çok okunduğu yönünde. İnsanlar kendilerine yollanan posta ve dokümanlar arasında ilk önce renkli olanlarını tercih ediyorlar. Renkli basılan marka, şirket isimleri ve logoları hatırlanma oranının yüzde 70 arttırıyor. Yazılı materyaller üzerinde renk kullanımının, siyah beyaz materyallere oranla yüzde 78’lere çıkan bir düzeyde daha iyi bir algılama ve öğrenme sağladığı araştırmadan çıkan sonuçlardan bir diğeri. Gücün rengi: Siyah Matem rengi olarak bilinse de, siyah aynı zamanda soyluluğun, otoritenin, gücün ve istikrarın rengi. Gücü ve soyluluğu çağrıştırdığı için makam araçlarında en çok siyah kullanılıyor. Hakim olduğu ortamlara gizem katan siyah, güçlü duygular uyandırıyor ve konsantrasyonu arttırıyor. Siyah rengi seven insanlar genellikle özgüveni yüksek, azimli ve kararlı oluyor, kendi kararlarını kendileri vermek istiyor. Bu özellikleri ile iş hayatında başarılı oluyorlar. Ancak özgüveni arttıran siyah, hırsa da neden olabiliyor. Saflığın rengi: Beyaz Dengenin rengi: Gri Bütün renkleri içinde barındıran beyaz, saflığı ve temizliği simgeliyor. Soğukkanlılığı, masumiyeti ve istikrarı temsil eden beyaz, düşünce gücünü arttırıyor. Beyaz rengi seven insanlar genellikle düşünmeyi seven, hayal dünyası geniş, soğukkanlı ve uzlaşmacı oluyor. Temizliği ve saflığı çağrıştırdığı için beyaz renk, hastaneler ve ilaç firmaları tarafından çok sık kullanılıyor. Neredeyse bütün ilaç firmaları ilaç kutularında beyaz rengi tercih ediyor. Gözün en rahat algıladığı renk olan gri, siyah ve beyazın karışımından oluştuğu için uzlaştırıcı ve dengeleyici özelliğe sahip. Gri rengi seven insanlar genellikle kuralcı, tutucu ve olaylardan uzak durmayı tercih ediyor, Ciddiyet ve hareketsizliği çağrıştıran gri, devlet kurumlarında sıkça kullanılıyor. Fazla grinin neredeyse hiçbir duygusu yok ama örneğin logoda bir parça gri kullanıldığında, kaya gibi sağlam duygusu veriyor. Hayallerin rengi: Pembe Enerjinin rengi: Kırmızı Neşe ve mutluluk veren pembe, aynı zamanda hayallerin ve aşkın rengi. Daha çok kadınların kullandığı pembeyi tercih edenler, duygusal, neşeli, sorumluluğunun bilincinde ve biraz ürkek oluyor. Rahatlatıcı etkisinden dolayı, müşteriler pembe giyen kasiyerlere daha rahat ödeme yapıyor. O nedenle birçok mağaza ve market kasiyerlerin giysilerinde pembeyi tercih ediyor. Sakinleştirici etkisi de olan pembe, hapishane ve uyuşturucu tedavi merkezlerinde sıkça kullanılıyor. En sıcak renk olan kırmızı, fiziksel anlamda hareketliliği, dinamizmi ve gençliği; duygusal anlamda ise mutluluğu, azmi ve kararlılığı ifade ediyor. Enerjinin rengi olan kırmızı özellikle gençlere hitabeden ürünlerde sıkça tercih ediliyor. Yakın mesafede fark edilmesi özelliğinden dolayı trafik işaretlerinde genellikle kırmızı kullanılıyor. Kırmızı renk iştah açıcı olmasının yanında zaman kavramını da unutturuyor. Bu nedenle, restoranlar genellikle kırmızıyı tercih ediyor. Önce kendine çekme, sonra da MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 47 RENKLER Alpet Durakları “Alpet’in enerjisi bizi Alpet’e yakınlaştırdı” uzaklaştırma etkisinden dolayı fast-food’larda kırmızı renk çok sık kullanılıyor. Özgürlüğün rengi: Mavi Gökyüzünün ve denizin rengi olan mavi, özgürlüğü, huzuru ve sonsuzluğu simgeliyor. Dinlendirici bir renk olan mavi, insana rahatlık ve huzur veriyor, aidiyet hissi uyandırıyor. Mavi rengi seven insanlar genellikle sakin, düzenli, güvenilir, sadık, barışçıl ve içe dönük oluyor. Sakinleştirici etkilerinden dolayı yatak odalarında tercih edilen mavi, çalışma mekanlarında kullanıldığında olumsuz etki yaratıyor. Huzurun rengi: Yeşil Doğaya hakim olan yeşil, umudu, yeniliği, gençleşmeyi, yeniden canlanmayı simgeliyor. İnsana güven ve huzur veren yeşil, paylaşımın, cömertliğin ve uyumun rengi. Yeşil rengi seven insanlar genellikle üretken, çevresiyle uyumlu, içten, dengeli ve düzenli oluyor. Üretkenliği arttıran etkisi nedeniyle özellikle mutfaklarda yeşil renk kullanılıyor. Girişlerde yeşil renk kullanılması, girilen ortama güven duyulmasına ve rahatlamaya yol açıyor. Sevincin rengi: Sarı Sevincin, üretim ve verimliliğin rengi olan sarı, insana sevinç ve coşku veriyor. İlham verici özelliği de olan sarı bilgi ve bilgeliği simgeliyor. Sarı rengi seven insanlar, genellikle sorumluluk ve yönetim gerektiren işlerde başarılı oluyor. Bu rengi seven insanlar aynı zamanda ilgi çekmekten ve her şeyin kendi kontrollerinde olmasından hoşlanıyor, işlerin kendi kontrollerinden çıkmasına ise tahammül edemiyor. Taksilerde sarı renk kullanılması, bu rengin çok 48 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 2004 yılında Alpet’le yolları kesişen Yeğin Petrol’ün işletme sahibi Metin Yeğin, üçüncü kuşak genç ve başarılı bir petrolcü. Alpet’in enerjisinin kendilerini Alpet’e yakınlaştırdığını ifade eden Yeğin, “Alpet’in en önemli özelliği tam bir aile ortamının bulunması. Bölge müdürü, saha müdürleri ve diğer çalışanlarla iç içeyiz. Hiyerarşik bir yönetimi yok” diyor. dikkat çekici olmasından ve geçiciliği de ifade etmesinden kaynaklanıyor. Karizmanın rengi: Lacivert Düşüncenin rengi olan lacivert, sezgileri güçlendiriyor, karar vermeyi kolaylaştırıyor. Lacivert insanların üzerinde başarılı ve güçlü bir imaj bırakıyor. Bundan dolayı dünyadaki şirketlerin önemli bir bölümü logolarında mavi-lacivert renklerini kullanıyor. Laciverti tercih eden insanlar kendilerini daha inandırıcı ve karizmatik hissediyor. O nedenle, siyaset dünyasının vazgeçilmez rengi laciverttir. İhtişamın rengi: Mor Zenginliği, asaleti, lüksü ve ihtişamı simgeleyen mor, hayal gücünü arttırıyor, ilham veriyor, konsantrasyonu arttırıyor. Mor rengi tercih eden insanlar genellikle ruhsal dünyası ön planda, ağırbaşlı ve asil ruhlu oluyor. Duyarlılıkları fazla olduğu için genellikle sanat dallarında başarılı oluyor. Sanatçılar çalışma ortamlarında genellikle bu rengi kullanıyor. A lpet’in Ordu bayisi Yeğin Petrol’ün işletme sahibi Metin Yeğin, 1981 yılında Ordu Ünye’de doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini Ünye’de tamamlayan Yeğin, iş yaşamına 1998 yılında dede mesleği olan akaryakıtçılıkla başlamış. Babası ve iki amcasının kurduğu aile şirketinde ticari faaliyetlerini sürdüren Yeğin, akaryakıtçılığın yanı sıra, nakliyecilik ve oto kiralama işlerini de yürütüyor. Yeğin’in akaryakıt istasyonunda bulunan “Alpet Balıkçı” ise bölgenin en bilinen restoranı. 2004 yılında Alpet’le yolları kesişen Yeğin, Alpet’i tercih etme nedenini şöyle anlatıyor; “Alpet’in enerjisi bizi Alpet’e yakınlaştırdı. Alpet’in en büyük özelliği aile şirketi gibi görünmesi. Bölge müdürü, saha müdürleri ve diğer çalışanlarla iç içeyiz. Hiyerarşik bir yönetimi yok. Güler yüzlü ve her isteğimize yanıt veriyorlar, daima yanımızda oluyorlar.” 1972 yılından beri akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiklerini belirten Yeğin, yoğun rekabetten şikayetçi, “Bizim bulunduğumuz bölgede bir tek bizim istasyonumuz vardı. Şimdi 17 kilometrelik alanda 10 tane istasyon var. Haliyle rekabet çok yoğun. Ancak 1972 yılından beri istasyonculuk yapıyoruz. Müşterilerimizde yılların alışkanlığı ve güveni var. O nedenle müşteri portföyümüz çok geniş. En çok hizmette fark yaratmaya çalışıyoruz.” “Alpet çok daha iyi bir noktaya gelecek” İkinci intifa dönemi olarak adlandırılabilecek 2015 yılının Eylül ayında Alpet’in büyük bir atılım yapacağını ve bayi portföyünü genişleteceğine inandığını söyleyen Yeğin, “Alpet’in uzun dönemde çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum” diyor. Müşteri memnuniyetini sağlamak için ücretsiz araç yıkama hizmeti sunduklarını, uzun yol şoförlerine ise ücretsiz yemek ikramında bulunduklarını ifade eden Yeğin, müşterilerine özel iskontolar da uyguladıklarını söylüyor. Yeğin, şöyle devam ediyor: “Bu bölgenin müşterisine kendi kartımızdan dağıtıyoruz. Kart dağıtımız müşterilerin aldığı ürünleri yıl içinde baz alarak iskonto oranını değiştiriyoruz. Çok alana daha fazla iskonto uyguluyoruz”. İş yaşamından fırsat buldukça eşi ve kızıyla birlikte tarihi ve doğal güzellikleri görmek için gezilere çıkan Yeğin, her ay Karadeniz’de farklı bir yaylaya gidiyor. Bölgede hemen hemen görmediği yayla kalmadığını söyleyen Yeğin’in en büyük hobisi ise kara ve deniz avcılığı. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 49 Alpet Durakları Alpet Durakları “Akaryakıt sektörü avukatlık yapmaktan daha cazip geldi” Komşuluktan ticari işbirliğine Alpet’in Şanlıurfa bayisi Altundal Petrol’ün işletme sahibi Yüksel Altundal, mesleğini yapmak yerine ticarete atılmayı tercih edenlerden. Başarılı bir hukukçu olabilecekken, 2014 yılında Alpet bayisi olarak akaryakıt sektöründe faaliyet göstermeye başlayan Altundal, “Bu sektörde faaliyet göstermek bana daha cazip geldi” diyor. Üçüncü kuşak petrolcülerden olan Yenikent Petrol’ün işletme sahibi Uğur Eryılmaz, 2005 yılından bu yana Alpet bayisi. Altınbaş Ailesi ile Kıbrıs’ta sürdürdükleri komşuluk ilişkisini iş hayatında ticari işbirliğine dönüştürdüklerini anlatan Eryılmaz, “Alpet’teki sıcak ortam, bir bayi dağıtıcı ilişkisinden çok aile ilişkisine benziyor. O nedenle, Alpet Ailesinin bir parçası olmaktan da gurur duyuyoruz” diyor. A nkara’da faaliyet gösteren Yenikent Petrol’ün sahibi Uğur Eryılmaz, 1979 yılında Ankara’da doğmuş. İlk eğitimini, Salih Alptekin İlkokulu’nda, orta ve lise eğitimini Atatürk Anadolu Lisesi’nde tamamlayan Eryılmaz, üniversite eğitimini ise Gazi Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamlamış. İş hayatına 1996 yılında baba mesleği olan akaryakıtçılık ile başlamış. 2001 yılında inşaat sektöründe de faaliyet göstermeye başlayan Eryılmaz, Ankara Yenikent’te bu faaliyetlerini sürdürüyor. 2005 yılından beri Alpet bayisi olan Eryılmaz, Alpet Ailesine katılma hikayesini şöyle anlatıyor: “Altınbaş ailesiyle Kıbrıs’tan tanışıyoruz. Kıbrıs’ta 50 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Ş sürdürdüğümüz komşuluk ilişkimizi, Türkiye’de ticari işbirliğine dönüştürdük. Alpet’teki sıcak ortam, bir bayi dağıtıcı ilişkisinden çok aile ilişkisine benziyor. O nedenle, Alpet Ailesinin bir parçası olmaktan da gurur duyuyoruz.” “Hizmet kalitesi arttı, karlılıklar düştü” Sektöre girdiği dönemde bayi karlarının tatmin edici bir seviyede olduğunu söyleyen Eryılmaz, gelinen noktada karlılıkların çok düştüğünü, rekabetin ise çok yüksek seviyelerde olduğunu vurguluyor. Eryılmaz, şöyle devam ediyor: “Türkiye’deki istasyonlarda hizmet kalitesi çok artmasına rağmen, kazancımız çok düşük. Karlılıklarımızın üzerinde devlet baskısı var. Kar marj- larımızın mutlaka arttırılması lazım.” Hizmet rekabetinin fiyat rekabetinden daha önemli olduğuna dikkat çeken Eryılmaz, müşteri memnuniyetini sağlamak için güler yüzlü hizmet ve ürün kalitesinden taviz vermediklerini söylüyor. İstasyonun temizliğine çok dikkat ettiklerini belirten Eryılmaz, özellikle tuvalet temizliğine çok önem verdiklerini belirliyor. Uğur Eryılmaz’ın en büyük hobisi ise doğal güzellikleri keşfetmek. Bunun için sık sık gezi yaptığını söyleyen Eryılmaz, her akşam mutlaka kitap okumaya da zaman ayırıyor. Eryılmaz daha çok, iş, ekonomi ve aile şirketlerine ilişkin kitapları okuyor. anlıurfa’da faaliyet gösteren Altundan Petrol’ün sahibi Av. Yüksel Altundal, 1985 yılında Şanlıurfa’da doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini Şanlıurfa Siverek’te, üniversite eğitimini ise Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlayan Altundal, halen Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde kamu yönetimi alanında yüksek lisans yapıyor. İş hayatına 1993 yılında ailesinin faaliyet gösterdiği inşaat sektöründe başlayan Altundal, 2010 yılında aile şirketini devralarak inşaat sektöründeki faaliyetlerini genişletiyor. Akaryakıt sektörüne 2014 yılında Alpet bayisi olarak giren Altundal, Alpet’i tercih etme nedenini şöyle anlatıyor: “Alpet’in gücü bize cazip geldi. Altınbaş Holding’in farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini, çok güçlü bir yapısı olduğunu biliyordum. Alpet’in yapısı da bize hitap etti. O nedenle Alpet’i tercih ettik.” “Karımızdan fedakarlık edip tüketiciye indirimli akaryakıt sunuyoruz” Müşteri memnuniyeti için tuvalet temizliğine son derece önem verdiklerini söyleyen Altundal, personelin güler yüzlü olması için şirket içinde eğitimler düzenlediklerini belirtiyor. Karlarından fedakarlık ederek fiyat indirimi yaptıklarını vurgulayan Altundal, istasyona gelen her müşteriye çeşitli ikramlarda bulunduklarını da söylüyor. En büyük hobisi yabancı aksiyon filmleri izlemek olan Altundal, fırsat buldukça sinemaya gidiyor. Çiftlik hayatını çok seven Altundal, bu özlemini gidermek için istasyonunun yanına küçük bir çiftlik kurmuş. Bu çiftlikte tavşan, güvercin, tavuk, kaz ve ördek besleyen Altundal, taze yumurtaları müşterilere de ikram ediyor. Müziğe de ilgisinin olduğunu belirten Altundal, bir dönem bağlama ve keman öğrenmeye çalışmış. Bağlama çalmayı öğrenmek için ders alan Altundal, işlerinin yoğunluğu nedeniyle dersleri yarıda bırakmış. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 51 Alpet Durakları Alpet Durakları “Alpet’le çok güçlü bir gönül bağımız var” 40 yılı aşkın bir süredir akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren Kemal Akpolat, Konya’da bulunan üç istasyonunda da Alpet bayrağını başarıyla dalgalandırıyor. 2002 yılından bu yana Alpet bayisi olduğunu ifade eden Akpolat, “Alpet’le çok güçlü bir gönül bağımız var. Alpet’in uzun dönemde ilk 5’e gireceğine kesinlikle inanıyorum. Çünkü Alpet çok iyi bir firma ve çok güçlü bir sermaye yapısı var. Sahipleri de, yöneticileri de çok değerli insanlar” diyor. K onya Cihanbeyli’de faaliyet gösteren Özakpolatlar Petrol’ün sahibi Kemal Akpolat, 1965 yılında Konya-Cihanbeyli’nin Gölyazı kasabasında dünyaya gelmiş. İlk ve orta eğitimini Cihanbeyli’de tamamlayan Akpolat, evli ve altı çocuk sahibi. Babası ve amcasının sahibi olduğu Cihanbeyli’deki akaryakıt istasyonunda çok küçük yaşlarda çalışmaya başlayan Akpolat, 40 yılı aşkın bir süredir akaryakıt sektöründe faaliyet gösteriyor. Akpolat’ın ikisi Cihanbeyli merkezde, biri de Cihanbeyli Konya arasında bulunan üç istasyonu bulunuyor. Her üç istasyonunda da Alpet bayrağını dalgalandıran Kemal Akpolat, 2002 yılından beri Alpet bayisi. Bayilerine olan sıcak yaklaşımı nedeniyle Alpet’le çok rahat çalıştığının altını çizen Akpolat, “Genel Müdürlük ve Bölge Müdürlüklerinin her kademesine kolay52 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 lıkla ulaşabiliyorum. Ticarette de seri hareket edebilmek önemli” diyor. “Alpet mutlaka ilk 5’e girecek” Alpet’le çok güçlü bir gönül bağı olduğuna dikkat çeken Akpolat, “Alpet’in uzun dönemde ilk 5’e gireceğine kesinlikle inanıyorum. Çünkü Alpet çok iyi bir firma ve çok güçlü bir sermaye yapısı var. Sahipleri de, yöneticileri de çok değerli insanlar. Alpet’in çok iyi yerlere gelmesini yürekten istiyorum” diyor. “EPDK’nın baskısı nedeniyle kar edemez hale geldik” Geçmişte akaryakıt bayilerinin hak ettikleri karla çalıştıklarını söyleyen Akpolat, EPDK’nın baskısı nedeniyle bayilerin kar edemez hale geldiklerine dikkat çekiyor. EPDK’nın aldığı tavan fiyat uygulaması kararının sektörü tıkanma noktasına getirdiğine vurgu yapan Akpolat, EPDK’nın sektörün “Rekabeti hizmette yapıyoruz” 12 yıldır Alpet bayrağını Afyonkarahisar’da başarıyla dalgalandıran Orpet Petrol’ün sahibi Mustafa Hancıoğlu, fiyat rekabetinin sektöre zarar verdiğine inanıyor. Rekabeti fiyatta değil, hizmette yaptıklarını ifade eden Hancıoğlu, “Müşteriye verdiğimiz hizmeti üst seviyede tutarak, hizmette rekabet yapıyoruz” diyor. A üzerinde bir tehdit unsuru olduğunu belirtiyor. Müşteri memnuniyetini sağlamak için sabah 08.00’de işbaşı yaptığını, gece saat 10.00’a kadar istasyonda bulunduğunu söyleyen Akpolat “Devamlı sahadayım. Müşteri ziyaretlerini bizzat kendim yapıyorum. İstasyonda ise müşterilerle devamlı diyalog halindeyim” diyor. Akaryakıt sektörü dışında, çiftçilikle de uğraşan Akpolat, 17 kilometre uzakta bulunan köyünde buğday ve arpa üretiyor. Kendini “hasta bir Fenerbahçeli” olarak tanımlayan Akpolat, Fenerbahçe’nin her maçını televizyondan izliyor. Fenerbahçe’nin Konya’da bir karşılaşması olduğu zaman ise hiç kaçırmıyor. İşlerinin yoğunluğu nedeniyle iki üç yılda bir ailesiyle tatile çıktığını söyleyen Akpolat, tatil için Akdeniz sahillerini tercih ediyor. lpet’in Afyonkarahisar bayisi Orpet Petrol’ün sahibi Mustafa Hancıoğlu 1970 yılında Afyonkarahisar’da doğmuş. İlk, orta ve lise eğitimini Afyonkarahisar’da tamamlayan Hancıoğlu, Afyonkarahisar Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü’nden mezun olmuş. Evli olan Hancıoğlu’nun iki oğlu var. sada bazı problemler meydana geldiğini söylemeden geçemiyor. Maliyetin altındaki fiyatlarla yapılan satışlar nedeniyle yaşanan haksız fiyat rekabetinin sektöre darbe vurduğunu söyleyen Hancıoğlu, bu sorunun ancak EPDK tarafından taban fiyat uygulanması halinde çözülebileceğini dile getiriyor. İş yaşamına kum ocağı işletmeciliği ile başlayan Hancıoğlu, değişik sektörlerde faaliyet gösterdikten sonra 1995 yılında akaryakıt sektörüne girmiş. 2002 yılından bu yana Alpet’in bayrağını istasyonunda dalgalandıran Hancıoğlu, Alpet’i yüzde 100 yerli sermayeli bir şirket olması ve dinamik yapısı nedeniyle tercih ettiğini söylüyor. Bayilerine verdiği desteği arttırması halinde Alpet’in çok daha iyi yerlere geleceğini söyleyen Hancıoğlu, müşteri memnuniyetini sağlamak adına personele sürekli eğitim verdiklerini belirtiyor. Fiyat rekabetine asla girmediklerini, rekabeti hizmette yaptıklarını söyleyen Hancıoğlu, “Fiyat rekabetinin sektöre zarar verdiğine inanıyorum. O yüzden müşteriye verdiğimiz hizmeti üst seviyede tutarak, hizmette rekabet yapıyoruz” diyor. İş yaşamından fırsat buldukça ailesiyle birlikte eş dost ziyaretlerinde bulunmaktan büyük keyif aldığını söyleyen Hancıoğlu, doğa sporlarına da meraklı. Afyonkarahisar’ın doğa yürüyüşü yapmak için çok elverişli olduğunu belirten Hancıoğlu, yoğun iş temposundan zaman buldukça uzun doğa yürüyüşlerine çıkıyor. Astronomiye meraklı olan Hancıoğlu, bilimsel kitaplar okumayı da seviyor. 20 yıldır akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren Hancıoğlu, EPDK’nın kurulmasıyla birlikte sektörde ciddi bir disiplin sağlandığına ve bunun birçok olumlu tarafının bulunduğuna inansa da, bürokrasinin aşırı müdahalesi nedeniyle piyaMART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 53 Alpet Durakları TEKNOLOJİ Alpet’i marka bilinirliği için tercih ettik” ÇANAK YERINE TABLO GIBI ANTEN 2014 yılının Kasım ayında Alpet Ailesine katılan Zonguldak-Alaplı bayisi Erginler Petrol’ün işletme sahibi Cengiz Ergin, bugüne kadar faaliyet gösterdiği tüm alanlarda başarıyı yakalamış birisi. Alpet’i marka bilinirliği için tercih ettiğini belirten Ergin, “Alaplı’da daha önce Alpet bayisi yoktu. Şu anda Alaplı’da Alpet’in bayrağını büyük bir gururla dalgalandırıyoruz” diyor. Z onguldak ili Alaplı ilçesinde faaliyet gösteren Erginler Petrol’ün sahibi Cengiz Ergin, 1969 yılında Karadeniz Ereğlisi’nde doğmuş. Evli ve 3 çocuğu bulunan Ergin, ilk, orta ve lise eğitimini Alaplı ilçesinde tamamlamış. Esnaf çocuğu olan Ergin, 12 yaşından itibaren ticaret hayatına atılmış. İş hayatına 12 yaşında dedesinin bakkal dükkanında başlayan Ergin, daha sonra çeyiz mağazası açmış ve ardından mobilya sektöründe faaliyetlerini sürdürmüş. Ergin, mobilya ticareti devam ederken, beyaz eşya ve elektronik eşya ticaretine de başlamış. Ticarete 40 metrekarelik küçük bir ofiste başlayan Ergin’in şu anda 6 tane beyaz eşya ve mobilya mağazası bulunuyor. 2014 yılının Kasım ayında akaryakıt sektörüne Alpet bayiliği ile giren Cengiz Ergin, Alpet’i 54 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 marka bilinirliği için tercih ettiğini söylüyor. Alaplı’da daha önce Alpet bayisi bulunmadığını söyleyen Ergin, “Alaplı’da Alpet bayrağını dalgalandırmak istedik ve şu anda Alpet’in bayrağını büyük bir gururla dalgalandırıyoruz” diyor. “Farklılık yaratmayı severim” Ticari hayatı boyunca farklılıklar yaratan, ilkleri uygulayan biri olmayı hedeflediğini söyleyen Ergin’in sahibi olduğu istasyon da klasik istasyonlardan farklı bir konsepte sahip. Ergin, bu konseptin müşterilerin de oldukça ilgisini çektiğini söylüyor. Müşteri memnuniyeti için marketi çok zengin tuttuklarını ifade eden Ergin, “İstasyona gelen müşterilerimiz, marketimizdeki zengin ürün çeşitliliği ile ihtiyaçlarının yüzde 85’ini karşılayabilir” diyor. Fiyat kampanyaları ile müşteri portföyünü geliştirmeyi hedef- lediklerini ifade eden Ergin, özellikle belirli günlerde yaptıkları indirimlerle müşterilerin odağı haline geldiklerini söylüyor, “Müşteriye kendimizi nasıl kabul ettiririz bunun hesabını yapıyoruz. Biz çok yönlü bir istasyonuz. İndirimin üzerine indirim yapıyoruz. Örneğin 14 Şubat ‘Sevgililer Günü’nde tüm sevgililer rahatça gezebilsin diye 2 gün özel indirim yaptık. Yerel gazetelere bunun için ilan verdik. Bu kampanyamız çok başarılı oldu.” Temizliğe ve personel eğitimine özel bir önem verdiklerini söyleyen Ergin, uzun yıllardır ticari hayatın içinde olmanın getirdiği avantajları da şöyle anlatıyor, “Uzun yıllardır ticaretle uğraşıyorum. Halkın güvenini kazanmak, bazı konularda öncü olmayı kolaylaştırıyor. Örneğin, istasyonumuzda iki bayan pompacı istihdam ediyoruz. Küçük bir yerde yaşamamıza rağmen bu bayan pompacıları kimse yadırgamadı. Bayan pompacılarımız da bilinen bir firmada çalıştıkları için kendilerini çok güvende hissediyorlar.” Yoğun bir tempoda çalışan Ergin, fırsat buldukça kısa süreli tatile çıkıyor ve bu sayede iş stresinden arınıyor. İHA’LAR IÇIN YENI KURALLAR GELDI, AMAZON’UN PLANLARI BOZULDU ABD Federal Havacılık Kurumu, İHA’ların kullanımı ile ilgili bir dizi yeni kurallar getirdi. Söz konusu kuralların bu araçları kullanarak kargo teslimatı yapmaya hazırlanan Amazon’un projesini ertelemesine sebep olacağı düşünülüyor. ABD Federal Havacılık Kurumu (FFA) İnsansız Hava Araçları (İHA) kullanımı ile ilgili yeni kararlarını açıkladı. FFA’nın yeni uygulaması bir süredir hızlı siparişleri İHA’lar vasıtasıyla teslim etmeyi planlayan Amazon’un bu uygulamasında değişiklikler yapmasına sebep olabilir. Yeni kurallara göre, İHA’ları kullanacak kişilerin pilot sertifikasına sahip olması gerekiyor. Sadece bu sertifikaya sahip kişilerin kullanacağı İHA’lar saatte 161 km hızın üzerinde kullanılamayacak ve 152 metreden alçakta uçamayacak. Bir süredir Prime Air adı altında başlattığı program sayesinde siparişleri İHA’lar vasıtasıyla teslim etmeyi planlayan online alışveriş devi Amazon’un yeni kurallar çerçevesinde gerekli izinleri almak için uzun süre harcayacağı ve bu hizmetin erteleneceği düşünülüyor. İHA kullanımı sadece Amazon’un dikkatini çekmemişti. Çin merkezli online alışveriş devi Alibaba ve Google da bir süredir İHA’ları benzer amaçlarla kullanmak için testler yapıyor. Şehirlerde anten kirliliğine son verecek buluşun görüntüleri ilk kez ortaya çıktı. Türksat’ın katma değerli hizmetler kapsamında tamamladığı “Düzlemsel Anten Projesi” sonucunda, eski tip ve çanak antenleri tarihe gömecek bir teknoloji geliştirildi. Yarım metre en ve boyunda bir tablo inceliğinde olan ve kareden oluşan düzlemsel anten, binaların dış cephesine, balkon duvarlarına ya da benzeri yerlere yerleştirilebilecek. Fiyatı uygun olacak TÜBİTAK’tan onay alan ürünün kısa zamanda pazara sunulması hedeflenirken, fiyatının da her tüketicinin alabileceği ucuzlukta olacağı öğrenildi. Montaj kolaylığı yanında şehir estetiğine çeki düzen verecek olan antenin panelinin içinde çok sayıda mini anten bulunuyor. Mini antenler, havadaki sinyali topluyor ve merkezdeki işlemciye iletiyor. Türksat Genel Müdürü Ensar Gül, “Çalışmalar son aşamaya geldi. Tüketiciye yakın zamanda sunulmasını hedefliyoruz” dedi. Mavi renkli hazırlanan prototip antenin istenen renge boyanabileceği belirtiliyor. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 55 TEKNOLOJİ BULUŞ HİKAYELERİ FERMUARIN ICADI ZORUNLULUKTAN KAYNAKLANDI Mucit: Gideon Soundback Tarih: 1913 APPLE’IN ELEKTRIKLI OTOMOBILLERINI 2020’DE YOLLARDA GÖREBILIRIZ ‘UZAYLILAR’A MESAJ VAR Apple’ın gizli bir elektrikli otomobil aramaya devam ediyor. Bunun için uzaya mesaj gönde- ketin yüzlerce mühendis ile “Project hazırlığı içinde olduğunu sizlerle pay- Gökbilimciler, ‘’Evrende yalnız mıyız?’’ sorusuna yanıt laşmıştık. The Wall Street Journal, şir- rilmesi gündemde. Ancak plan kaygı uyandırıyor. Titan” adı verilen bir elektrikli otomo- Amerikalı nancial Times ise Apple’ın endüstriyel gökbilimciler, rektiğini söylüyor. uzay araştırmalarında tar- Uzaylılar kaynaklarımıtışma yaratan bir hamzı sömürebilir le yapmaya hazırlanıyor. Plan, uzaya mesaj göndermek. SETI Enstitüsü’nden bir grup gökbilimci, eğer varlarsa, uzaylılarla iletişime geçmenin zamanının geldiği görüşünde. Bunun için, yaşama elverişli olduğu düşünülen gezegenlere radyo sinyali gönderilmesi planlanıyor. Ancak plan kaygı uyandırıyor. Uzaya mesaj göndermenin büyük risk olduğunu düşünenler de var. Bu projeye karşı çıkanlardan biri de Stephen Hawking. Hawking, insanların olabildiğince sessiz kalması ge56 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 Ünlü fizikçi, yabancı uygarlıkların dünyayı istila bil üzerinde çalıştığını belirtmişti. Fitasarımdan sorumlu başkan yardımcısı Sir Jonathan Ive’ın başında olduğu tasarım ekibi, otomotiv yöneticileri ve mühendisleri ile düzenli toplantılar edip, kaynakları sömüre- gerçekleştirdiğini aktarmıştı. bileceği endişesi taşıyor. Bloomberg’in Apple’a yakın kaynak- Kimilerine göre plan SETI lardan elde ettiği bilgiye göre Apple, Enstitüsü’nün kuruluş il- Titan kod adlı elektrikli otomobilin kesine de aykırı. SETI üretimine 2020 yılının başında başla- 30 yılı aşkın süredir uza- yacak ve otomobili 2020 yılında piya- yı dinliyor. Ancak henüz saya sürecek. Otomobil üreticilerinin doğal olmayan bir ses genellikle 5 ila 7 yılını otomobillerin işitmiş değil. “Bir duyan gelişim süreciyle ilgilendiklerini belir- olur” umuduyla uzak ge- ten Bloomberg, Apple’ın da benzer zenlere mesaj gönderme bir politikayı izleyeceği belirtiliyor. İd- planı hayata geçse bile dialar Apple’ın elektrikli ve sürücüsüz haberleşme oldukça za- otomobil çalışmalarını sürdürdüğünü man alan bir süreç. Eğer söylese de Apple her zamanki ketum uzaylılar varsa, en yakın tavrını sürdürüyor. Apple’ın elektrik- gezegenle iletişim kur- li otomobiliyle ilgili bilgiler geldikçe mak bile 9 yıl alacak. sizlerle paylaşacağız. Fermuar’ın bulunuşu aslında bir zaruriyetten kaynaklandı. 1. Dünya Savaşından önce insanlar giysilerini iri ve kapanması zor olan düğme ile kapatmaya çalışırlardı. Bu sırada ortaya çıkan Chicago’lu bir makine mühendisi olan Whitcomb L. Judson, o yıllarda Tramvay ve otomobil gelişmelerini incelemekte ve başarılı buluşlara imza atmaktaydı. 1891 yılında Judson, “ayakkabılar için kilit açıcı” buluşuyla ortaya çıktı. Ancak Judson’un buluşunda birçok tasarım hatası vardı. Yaratıcı zekanın bir ürünü olan buluş kaba ve kullanışsız olduğu için tutulmadı. Judson’un şirketinde çalışan Gideon Soundback isimli İsveçli bir genç mühendis “Kancasız 20” isimli buluşuyla büyük ilerleme kaydetti. Esnek ve güvenilir olması için bağlayıcıların küçük olması gerektiğini fark etti. 1913’e kadar bu doğrultuda hareket ederek buluşunu geliştirdi. 1917’de ABD’nin savaşa girmesiyle birlikte, donanma komutanı binlerce fermuar ısmarlayarak bir gecede Soundback’i zengin etmekle kalmayıp, hepimizin vazgeçemediği çok önemli bir buluşun bugünlere kadar taşınmasına yardımcı oldu. ŞOK TEDAVISINE MEZBAHA IŞÇILERI ESIN KAYNAĞI OLDU Mucit: Julius Wagner-Jauregg Tarih: 1917 ECT (Electroconvulsive therapy) olarak bilinen elektroşok tedavisi, mezbaha işçilerinin, domuzların elektrikle sersemlemelerinden sonra çok sakin durduklarını fark etmelerinin bir sonucu ortaya çıktı. ECT’ye, beyne elektrik akımı verilmesi suretiyle, depresyon gibi akıl hastalıklarının semptomlarını engellemekteki son çare olarak bakılıyor. Elektroşok tedavisi fikri, sıtma aşısıyla frengili hastaları tedavi eden Avusturyalı Julius Wagner-Jauregg tarafından geliştirildi. 1927 yılında Nobel Ödülü alan Wagner-Jauregg, bu fikre, bir sisteme elektrik verilmesinin tedavi edici özellik taşıyacağından yola çıkarak ulaştı. Ve böylece, çok tartışılan şok tedavisi doğmuş oldu. Dağınık laboratuar dolabından modern fotoğrafçılığa Mucit: Louis-Jacques Daguerre Tarih: 1838 Bu rastlantısal buluşun nedeni kırık bir termometre. Louis Daguerre, karanlık odada, gümüş iyodür levhada açığa çıkan görüntüyü sabitlemenin yollarını arıyordu. 1838 yılında bir gün, farklı kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhası koydu. Bunu tekrar dışarı çıkardığında görüntü belirginleşmişti. Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu. Bunun üzerine levhaları yerleştirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dışarı çıkarttı. Dolabı boşaltmasına rağmen hala aradığı maddeyi bulamamıştı. Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmış termometreden dökülmüş civayı fark etti. Gümüşlü levha üzerine alınan görüntü (daguerreotype), modern fotoğrafçılığın başlangıcı oldu. Yerini ancak on yıl sonra negatif ve pozitif film sürecine bıraktı. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 57 Kültür sanat Kültür sanat ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR YOLA ÇIKIYOR! BKM Mutfak ekibi 17 Mayıs - 05 Haziran tarihleri arasında turne için özel olarak hazırladığı ve hiçbir yerde yayınlanmamış yeni skeçleriyle Anadolu seyircisinin karşısında olacak. Gösteriler 19 Mayıs’ta İzmir’de başlayıp 20 Mayıs Manisa, 22 Mayıs Isparta, 23 Mayıs Antalya, 27 Mayıs Ankara, 29 Mayıs Adana, 1 Haziran Gaziantep, 2 Haziran Urfa, 3 Haziran Diyarbakır ve 5 Haziran Bursa ile sona erecek. MUTFAK ANADOLU’DA TURNE PROGRAMI ŞÖYLE: 19 MAYIS CUMARTESI 21:00 İZMIR FUAR AÇIKHAVA TIYATROSU – GÖSTERI ANADOLU ATEŞI 19 NISAN 2015 21:00 ATATÜRK KÜLTÜR SANAT VE KONGRE MERKEZI, ESKIŞEHIR Temel konsepti medeniyetler buluşması olan Anadolu Ateşi, Doğu ile Batı kültürlerini sentezleyen ve evrensel barış mesajlarını veren muhteşem danslarıyla 19 Nisan’da Eskişehir’de muhteşem bir şov sergileyecek. Yurt içinde yüzlerce gösteriye imza atan Anadolu Ateşi bugüne kadar İsrail, Almanya, Çin, Hollanda, Belçika, İsviçre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Japonya, Avusturya, Katar, Lübnan, Rusya, Azerbaycan, Ürdün, Sibirya, Romanya, Bulgaristan, Mısır, Fransa, Amerika, Macaristan, Saraybosna, Bahreyn, Malezya, Yunanistan, Gürcistan, Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan, Dubai, Slovenya, Polonya, Beyaz Rusya, Letonya, Kazakistan, Ukrayna, Kırım, Yeni Zelanda, Tunus, İtalya, Slovakya, Arnavutluk, Filistin, İspanya, Portekiz, Suriye, İngiltere, Martinik Adası - Karayipler’de gösteriler sunarak Anadolu kültürünü tüm dünyaya tanıttı. SILA ADANA’DA SEVENLERIYLE BULUŞUYOR Türk pop müziğinin en başarılı kadın şarkı yazarı ve yorumcularından olan ve beşinci stüdyo albümü Yeni Ay’la listelerin zirvesinden inmeyen Sıla, 21 Nisan 2015’de Adana HiltonSA Otel’de sevenleriyle buluşuyor. 58 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 20 MAYIS PAZAR 20:00 MANISA S.DEMIREL KÜLTÜR MERKEZI - GÖSTERI 22 MAYIS SALI 20:00 ISPARTA S.DEMIREL KONGRE VE SINEMA MERKEZI – GÖSTERI 23 MAYIS ÇARŞAMBA 21:00 ANTALYA KONYAALTI AÇIKHAVA TIYATROSU – GÖSTERI 27 MAYIS PAZAR 20:00 ANKARA MEB ŞURA SALONU - GÖSTERI 29 MAYIS SALI 21:00 ADANA ÇUKUROVA ÜNIVERSITESI AÇIKHAVA TIYATROSU – GÖSTERI 1 HAZIRAN CUMA 21:00 GAZIANTEP YÜZÜNCÜ YIL ÜNIVERSITESI AÇIKHAVA TIYATROSU – GÖSTERI 2 HAZIRAN CUMARTESI 20:00 URFA CITY AVM – GÖSTERI 3 HAZIRAN PAZAR 20:00 DIYARBAKIR DICLE ÜNIVERSITESI KONGRE MERKEZI – GÖSTERI 5 HAZIRAN SALI 21:00 BURSA KÜLTÜR PARK AÇIKHAVA TIYATROSU– GÖSTERI SIBEL CAN, 18 NISAN’DA BOSTANCI GÖSTERI MERKEZI’NDE Ünlü sanatçı Sibel Can, muhteşem sesi ve repertuarıyla bir kez daha izleyenleri kendisine hayran bırakacak. ‘Galata’ isimli müzik albümüyle 2014 yılının Altın Plak Ödülü’ne layık görülen Sibel Can, muhteşem bir konser gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Bu özel gecede son albümünden seslendireceği parçalarının yanı sıra, Türk sanat müziği klasiklerinden de dinleyenlere kesitler sunacak olan Sibel Can, çok özel kostümler ve görkemli bir sahneyle hayranlarının karşısına çıkacak. Ünlü sanatçıya, Baki Kemancı’nın yönettiği orkestra eşlik edecek. 7’den 70’e her yaştan seyirciye hitap edecek konserde, Sibel Can güçlü sesi, kıvrak dansları ve esprileriyle izleyenlere unutulmaz bir konser sunacak. MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 59 AILEMIZIN YENI ÜYELERI YILDIRIM PETROLKIRIKKALE EYYÜP DEMIRADAM PETROLVAN TOPÇUOĞULLAR PETROLORDU • GÖLKÖY YILMAZ PETROLKOCAELI TOKTAŞ PETROLTOKAT 60 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 ALTUNDAL PETROLŞANLIURFA • MERKEZ EKIN PETROLKİLİS • MERKEZ MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 61 Bize ulaşın... Bize ulaşın... ALPET İLETİŞİM Bize ulaşın... Bize ulaşın... ALPET İLETİŞİM ORTA ANADOLU BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Telefon: 0534 887 07 76 • 0318 266 93 27 Saha Müdürü (ANKARA- ÇANKIRI - KASTAMONU - KIRIKKALE): TOLGA ÇOLAKOĞLU: 0533 965 18 28 - [email protected] AKDENIZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Aytaç İncedal Telefon: 0533 209 35 13 • 0324 451 29 60 Mail: [email protected] Saha Müdürü (MERSİN-NİĞDE-KAYSERİ-NEVŞEHİR-KARAMAN-KONYA-AKSARAY): AYHAN GÜZEL: 0533 476 40 62- [email protected] Saha Müdürü: (ADANA-OSMANİYE-HATAY): AYŞEGÜL KÖROĞLU: 0532 139 82 25- [email protected] MARMARA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Kemal Uludağ Telefon: 0533 687 73 81 • 0262 526 81 85 Mail: [email protected] Saha Müdürü (İSTANBUL ANADOLU-KOCAELI-SAKARYA-DÜZCE-BOLU-ZONGULDAK-BARTIN-KARABÜK): MURAT BATMAZ: 0530 834 62 87 - [email protected] Saha Müdürü (İSTANBUL AVRUPA-TEKIRDAĞ-KIRKLARELI-EDIRNE): SERHAT KENAR: 0530 413 54 81 - [email protected] Saha Müdürü (ESKIŞEHIR-KÜTAHYA-BILECIK-YALOVA-BURSA): ALİ KIHTIR : 0533 476 40 55 - [email protected] EGE BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Saha Müdürü (KIRŞEHİR - YOZGAT - SİVAS - ÇORUM): ÖMER AKER: 0533 476 40 57 - [email protected] KARADENIZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Ali Sadıç Telefon: 0533 687 73 82 • 0362 266 74 00 Mail: [email protected] Saha Müdürü (SİNOP - SAMSUN - AMASYA - TOKAT- ORDU - GİRESUN - TRABZON - ERZİNCAN - GÜMÜŞHANE - BAYBURT -AĞRI - ERZURUM - RİZE - ARTVİN - ARDAHAN - KARS - IĞDIR) ALİCAN ALİOĞLU: 0534 270 23 93 - [email protected] DOĞU VE G.ANADOLU BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ Bölge Müdürü: Adnan Rençber Telefon: 0533 705 03 92 • 0488 213 81 04 Mail: [email protected] Saha Müdürü (KİLİS - GAZİANTEP - ŞANLIURFA- KAHRAMANMARAŞ - MALATYA - ADIYAMAN- BİTLİS - SİİRT - ŞIRNAK HAKKARİ - MUŞ - VAN -ELAZIĞ - BATMAN - DİYARBAKIR - BİNGÖL - TUNCELİ - MARDİN) MEHMET DEMİR: 0534 270 21 71- [email protected] Bölge Müdürü: Mehmet Kara Telefon: 0533 201 46 45 • 0232 618 20 20 / 0 242 249 96 51 Mail: [email protected] Saha Müdürü (ÇANAKKALE-BALIKESİR-MANİSA-UŞAK): ALPER ÖZBEN: 0530 499 32 34- [email protected] Saha Müdürü (İZMİR-AYDIN-DENİZLİ-MUĞLA): Z. EYÜP EZGİN: 0530 954 29 19- [email protected] (ANTALYA-BURDUR-ISPARTA-AFYONKARAHİSAR): 0 530 370 32 26 62 ALPET’İN ENERJİSİ • MART 2015 GENEL MÜDÜRLÜK Satış Müdürü: Muhsin Albayrak Telefon: 0533 309 64 34 Mail: [email protected] Bayilik İşleri Yönetmeni: Cenk Yaman Telefon: 0530 834 62 88 Mail: [email protected] Yeşilköy Mahallesi Atatürk Caddesi EGS Business Park B2 Blok No:12 Kat:10 34149 Bakırköy-İstanbul Tel: (212) 463 60 00 • Fax: (212) 465 38 05 / 09 MART 2015 • ALPET’İN ENERJİSİ 63 MART 2015 • YIL: 1 • SAYI: 4 • ÜÇ AYDA BIR YAYIMLANIR • ÜCRETSİZDİR w w w. a l p e t . c o m .t r OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE TÜRKIYE’DE FUTBOL Röportaj ŞEVVAL SAM PETROLÜN RAKİPLERİ ARTIYOR Röportaj Alpet Mühendislik Müdürü HAKAN AYBAR
Benzer belgeler
İncele - Alpet
ATANAN MUSTAFA ERGI’NIN HEDEFI, ALPET’I PIYASADAKI ILK 3 ŞIRKET IÇERISINE SOKMAK. ERGI, “ÖNCELIKLI HEDEFIMIZ ILK 5’E GIRMEK. ALTINBAŞ HOLDING’IN HER ALANDA ILK 3’TE OLMA FELSEFESI VE HEDEFI DOĞRULT...
Detaylı