döküm sanayiinde 2009

Transkript

döküm sanayiinde 2009
Baþkandan
Yaylalı Günay
Değerli Meslektaşlarım,
Zorluklar ve bilinmezlerle geçen bir yıl daha geride kaldı.
Dünyada sanayi üretimi, ticaret ve finans sektörlerinde belirli
bir toparlanma var. Birçok gösterge, 2010 yılının bizler
için önemli olan sektörlerde, 2009’un % 15-20 üzerinde
büyüyeceğine işaret ediyor. Ülkelerin milli gelirlerinde % 1 ile
% 10 arasında bir artış hesaplanıyor.
Döküm sektöründe, müşterilerimizin stoklarının azalması,
birçok döküm fabrikasının bu krizde kapanması ya da iflas
masasında olması veya geleceklerine, müşterilerinin artık
güven duymamaları nedeni ile, 2010 yılında geriye kalan
döküm fabrikaları için önemli talep artışı beklenilmektedir.
Birçok üyemiz ve yurt dışında temasta olduğumuz döküm
fabrikaları, 2010 yılının bütçesini, 2009’a göre %15-25
büyüterek hazırladı.
Bütün bunlara rağmen, 2007’nin güzel ve pazara satıcıların
hakîm oldukları günlerine ulaşmak için, 2011’in son çeyreği
ve 2012’nin beklenilmesi gerekiyor. Bu değerlendirmede,
Türkiye’nin politik risk ve problemlerinin de göz önüne
alınması unutulmamalıdır.
Şimdi kendi kendimize sormamız gereken bir soru var;
Yoğunluğunuzun azaldığı bu dönemden yararlanabildiniz mi?
Eksiklerinizi tarafsız bir gözle ortaya çıkartıp, düzeltmeye
başladınız mı?
Evinize çeki düzen verdiniz mi?
Yeni ürünlerle, yeni pazarlara açıldınız mı?
İşler azaldığında, elemanları kaybetmeyip, onların eğitimine,
bilgilerine katkı sağlayabildiyseniz, hatalı veya eksik
sistemlerinizi yeniden düzenleyebildiyseniz, darboğazlar için
tedbirler aldıysanız, en önemlisi süreçlerinizi tekrar tekrar
gözden geçirip, süreçlerinizi hatasız ürün üretecek yeteneklerde
donattıysanız, ömrümüzdeki dönemden itibaren gelişecek bu
pazarda yerinizi sağlamlaştıracaksınız demektir.
Bunları ve benzeri birçok tedbiri pazarın gidişatını yakından
takip edip, vaktinde alarak fırsat yaratanlar, daha rekabetçi
olacak, gelecekte ayakta kalabileceklerdir.
Bu dönemde kapanan, iflas masasına başvuran, ödeme
güçlüğüne düşen birçok döküm fabrikası veya benzer
işletmelerin ana hataları;
Piyasanın daralacağını vaktinde hissedememeleri;
Piyasaların daralmaya başladığı Mayıs – Haziran 2008’den
itibaren işletmelerinde tedbir almakta gecikmeleri,
Birçok mali göstergelerindeki mesajları okuyamamaları veya
göz ardı etmeleri,
Büyüme ve tonaj sevdası ile marjinal fiyatlarla bir çok işi
müşterilerinin baskıları ile rakiplerinden almış olmaları,
Kalite, verimlilik arttırma, enerji tasarrufu sağlayıcı, süreçlerin
güvenilirliği ve tekrarlanabilmesini arttırıcı yatırımlar yerine,
talebin üzerinde kapasite arttırıcı yatırımlara borç/özsermaye
oranlarını göz önüne
almadan
yatırım
yapmaları.
Önemli olan, bu
hatalardan bir şeyler
öğrenmiş olmamız
ve yeni dönemlerde
bu tecrübelerden yararlanabilmemizdir.
Meslek hayatım boyunca, birçok ülke ve buralardaki döküm
tesislerini gezip, inceledim. Tesislerin kapasiteleri, ürettikleri
ürünler, kalitelerindeki süreklilik, çalışma şekilleri, kullanılan
süreçler ve makineler göz önüne alındığında, Türkiye’deki
eşdeğer döküm tesislerinin bu yabancı tesislerden pek farkları
olmadığı görülmektedir.
İnsan kaynakları kalitesi, çalışanların yetenekleri ve işlerine
bağlılıkları karşılaştırıldığında ise ülkeler arasında birçok
fark bulunmaktadır. Türk döküm sektöründe çalışanların
en önemli farkı, belki de en güçlü yönü ve gelecekte rekabet
gücünü oluşturacak değeri, çalıştırdığı elemanlarının
işlerine, şirketlerine bağlılıkları ve bilgi, beceri seviyeleri ile
yeteneklerindeki üstünlüktür.
Yıllardır, Türk döküm sektörünün hem büyüklük, hem de nitelik
olarak, dünyada önemli yeri olacağını hep savundum ve halen
bu inancımı koruyorum.
Değerli Arkadaşlarım,
17 Şubat tarihinde Tüdöksad’ın 17nci genel kurulu yapılacak
ve görevi devralacak yeni yönetim kurulu seçilecektir.
Bu derginin ilk sayısından itibaren beraber olduk. Bir
düşüncenin fiiliyata dönüştüğü bu dönemdeki Türkcast dergisi,
muhakkak ki önümüzdeki dönemlerde daha da gelişip, daha
yararlı hale gelecektir. Dergiye destek veren tüm reklam
verenler, yayın ve haber gönderenler ve hazırlayıp, basanlara
teşekkür ederiz.
Görevi yeni arkadaşımıza devrederken, beraber çalıştığımız
tüm yönetim kurulu üyelerine, destek veren tüm sektör üyesi
arkadaşlarıma ve başta Genel Sekreterimiz Kubilay Dal olmak
üzere tüm Tüdöksad çalışanlarına destekleri ve çalışmaları
için teşekkür ederim.
Yeni dönemin tüm sektörümüz ve özellikle Türkiye’nin geleceği
için hayırlı olmasını dilerim.
Saygı ve selamlarımla,
içindekiler index
49
İzmir Dökümcüler Odası’nın Yeni Hizmet
Binası Açılışı
Yıl: 4 Sayı: 13
Ekim - Kasım - Aralık 2009
56 - 60
İçimizden Biri: “Erguvan Tezel”
TürkCast/TürkDöküm
Tüdöksad’ ın 3 aylık yayın organıdır.
İmtiyaz Sahibi
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Adına
Yaylalı GÜNAY
Yönetim Kurulu Başkanı
42 - 45
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Kubilay DAL
Genel Sekreter
Yayınlar Sorumlusu
Ayşegül KUM
Dizgi/Editör
Yayın Kurulu
Mehmet ATIK
Uğur KOCAOĞLU
Uğur DEMİRCİ
Seyfi DEĞİRMENCİ
Dr. Can AKBAŞOĞLU
Prof. E. Sabri KAYALI
M. Erhan İŞKOL
Can DEMİR
6-9
Adana - Antakya - Halep Gezisinden Notlar
Yönetim Yeri
Yasemin sok. Birlik Apt. No: 7/3
34349 Gayrettepe - İstanbul
Tel: 0212 267 136 98
Faks: 0212 213 06 31
www.tudoksad.org
Grafik Tasarım: Prestij Yayıncılık Basım
Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.
Baskı: Golden Print
Ofset Basım&Yayıncılık
100. Yıl Mah. Matbaacılar ve Ambalajcılar Sit.
1. Cad. No:88 34560 Bağcılar/İST.
Yayın Türü: Dergi/Bülten
Yerel, Süreli yayınhdır. Ücretsiz olarak dağıtılır.
3 ayda bir - Yılda 4 kez yayınlanır.
Yazılardaki sorumluluk ilgililerine aittir.
Bültenimkizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya
tamamen yayınlanabilir.
Baskı Tarihi: Ocak 2009
Türkcast 2010 Sayı 13
6
Ekinde: 2010 Fuar Takvimi
içindekiler index
İçindekiler
3
Başkandan
14 - 21
Üyelerimize Sorduk: Döküm Sanayiinde 2009 nasıl geçti?
24
Tüdöksad 2010’da Genel Kurul’a Hazırlanıyor
26 - 27
Atik Metal: Geleceğe Hazırlık İçin Krizden Yararlanmak
32 - 36
Kongrelerden Tebliğler: Alüminyum Döküm Şirketlerinde
Yeniden Yapılanma Zorunluluğu
38
Almanya Ifo İş İklimi Anket Sonuçları
41
İSO Sanayi Kongresi
48
Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz?
50
3. Uluslararası Döküm ve Çevre Sempozyumu
52 - 53
Alüminyum Döküm Teknolojileri
54 - 55
Hammadde Fiyat Endeksi
61
Tüdöksad Yayınları
29
ATG’den Tahribatsız Muayene
Eğitimi
31
FOSECO’nun Yeni Ürünü
Dycota Dura
Fuarlar
19 - 23 Nisan
2010
Hannover Messe 2010
22 - 23
IFEX & 58. Hindistan Döküm Kongresi
29
WIN Fuarları
30
Metef-Foundeq 2010
40
Reklamlar
Ön Kapak İçi
Tosçelik
25
Aveks
28
Heraeus
31
Teknometalurji
37
Inductotherm
39
Unicon
43
Nurol Teknoloji
51
Çukurova Kimya
Arka Kapak İçi
Arka Kapak
Akdaş
44 - 47
Marmara Metal
7
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
Adana - Antakya - Halep Gezisinden
Notlar
Halep
Döküm
Sanayicileri Derneği, 2009 yılının son sosyal
faaliyetini düzenleyerek,
üyelerine Adana, Antakya ve Halep şehirlerinde
dökümhane ve kültürel gezi imkanı
sundu. Üyeler, dökümhanelerin yanı sıra tarihi yerler ve şehir gezileri
içeren organizasyondan memnuniyetlerini dile getirirlerken, TÜDÖKSAD da 2010 yılında benzeri bir organizasyon yapmak üzere, şimdiden
fizibilite çalışmasına başladı.
Türkcast 2010 Sayı 13
8
Nusret Mayın Gemisi
haber
news
0
9. – 12. Aralık 2009 tarihleri arasında TÜDÖKSAD’ın
organizatörlüğünde ve üyelerin eşleriyle katılımlarıyla
gerçekleşen Adana, Antakya ve Halep gezisi, Akdeniz bölgesinin Adana
kentinde başlayarak Suriye’nin Halep şehrinde tamamlandı.
Bölgelerdeki dökümhaneleri gezmek amacıyla düzenlenen tura
dernek üyeleri tarafından katılım oldukça yüksekti. İş gezisini kültürel
aktivitelerle birleştirerek, üyeleri ve
beraberinde gelen eşlerini memnun
etmek isteyen organizasyon sahipleri TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu
Başkanı Yaylalı Günay, Genel Sekreter Kubilay Dal ve Genel Sekreter
Yardımcısı Seyhan Tangül, katılımcılarla yakından ilgilendiler.
Perşembe günü toplanan 40 kişilik grup, tura gezinin ilk durağı olan
Adana’da başladı. Özgümüş Döküm
Genel Müdürü Bülent Özgümüş ve
Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit
Özgümüş’ün konukseverlilikleriyle
karışılanan üyeler, akşam saatlerinde vardıkları şehirde ilk soluklarını hoş geldiniz yemeğinde aldılar.
Dernek üyeleri; Yaylalı Günay ve
Kubilay Dal’ın rehberliğinde dökümhaneleri ziyaret ederlerken, eşler
tur rehberi ve TÜDÖKSAD’dan Seyhan Tangül’ün eşliğinde Antakya
şehrinin görülmeye değer yerlerini
gezerek, dolu bir gün geçirdiler.
Özgümüş ve Çimsataş firmalarına gerçekleştirilen dökümhane ziyaretinin ardından, Tosçelik’in yeni
çelikhane yatırımı ve bilye tesisleri
üyeler tarafından ilgiyle gezildi.
Dökümhane gezilerinin ve eşlerin
şehir gezilerinin ardından, Tosçelik
Özgümüş ile Akşam Yemeği
firmasından
Adnan
Aytekin’in davetiyle,
yöresel bir akşam
yemeği yenildi. Ev
sahibi, yemeğin ardından ince bir jest
ile her bir misafirine
bir Antakya hatırası
takdim etti.
Gezinin ertesi sabahı üyeler eşleriyle beraber ilk dünyanın en önemli
mozaik müzelerinden biri olan Antakya Mozaik Müzesi’ne kültürel bir
ziyarette bulundular. Roma çağının en ünlü mozaiklerini barındıran
müzeyi, MS. 2. yüzyıldan 5. yüzyıla
kadar yapılmış yöredeki Roma ve
Bizans yapıtlarından çıkarılan mozaikleri inceleyerek, ilgiyle gezdiler.
Hıristiyanlığın en eski kiliselerinden kabul edilen Saint Pierre kilisesi
günün kültürel turunun ikinci durağı
oldu. Katılımcılar, Haç dağının batısında kayalara oyulmuş 13 metre
derinliğinde, 9,5 metre genişliğinde
ve 7 metre yüksekliğinde bir mağaradan oluşan tarihi eseri dolaştılar.
Yeşil alanları ve şelalelerinin güzelliği ile ünlü Antakya’nın Harbiye
beldesinde kısa bir alışveriş turunun
ardından, yörenin meşhur humus,
abagannuş, makrube ve makber
baharatı spesiyallerinden
oluşan
bir öğle yemeği
yenildi. Konum itibari ile Türkiye’yi
Ortadoğu’ya bağlayan uğrak kent
olan Harbiye’den
ayrılarak,
Suriye
ülke sınırlarına gi-
rildi.
Gezilen ilk dökümhane, Harbiye’de
bulunan Aleppo Foundries oldu. Ziyaret esnasında, yıllık çelik döküm
yan sanayi parçası üretiminin 1.500
ton, kütük dökümü üretiminin ise
15.000 ton olduğu öğrenildi. Personellerin çalışma şartlarına değinilerek, bir döküm işçisinin aylık
maaşının 300$, ocakçı ve parça dökümcüsünün 650$ ve mühendislerin
de 1000$ olduğu üyelerle paylaşılarak, çalışanların sigorta ve vergilerinin kesintiye uğramadığı, yemek
parasının da verilmediği ve haftalık çalışma saatinin 40 olduğu
eklendi. EGES ocaklarının bulunduğu fabrikada, yeni haddehane
yatırımları gezilirken, haddehane
tesislerinin Denizli’den alındığı öğrenildi. Montajlar halen daha devam ediyormuş.
Çukurova İnşaat
9
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
Saint Pierre Kilisesi
Aleppo
firması
misafirlerine,
Suriye’de 200’den fazla kupol
ocaklı dökümhanenin, 20 civarında endüksiyon ocaklı parça dökümhanesinin ve daha da yeni
yatırım projelerinin bulunduğunu,
yıllık parça döküm kapasitesinin
100.000 ton olduğunu ve ülkenin
çoğunluğunun yan sanayiye ve
otomotiv yedek parça üretimi gerçekleştirdiğini paylaşarak, ülkenin
döküm sanayisi hakkında bilgiler
verdi.
Halep’te gezilen ikinci dökümhane, Nizamettin Özdemir tarafından kurulup işletmeye alınan,
bütün bölgenin ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede, 3M ocakları, reçineli sistem mikserleri ve ısıl
işlem fırınları ile donatılmış olan
Teknometal’di. Fabrikada aşınma
plakaları ve çimento fabrikalarının
ihtiyacına yönelik çelik dökümünün
yapıldığı belirtildi.
Dökümhane’nin yanı sıra Osmanlı şehirciliğinin klasik
örneklerini barındıran şehirde, Halep kalesi, camileri ve diğer yapıtlar
gezildi. Tura katılanların
yoğun talepleri üzerine,
gezi bir gün daha uzatılarak, grubun bir kısmı
Teknometal
Türkcast 2010 Sayı 13
10
Halep’te bir geceyi daha geçirdi.
Uzakdoğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinden bir kaç dökümhane
görme fırsatı elde eden üyeler,
gezi ve gördükleri hakkında değerli yorumlarını dile getirdiler ve
günümüzde hala ilkel yöntemlerle döküm işlemini yapan ve eski
teknolojiyi kullanan dökümhanelerin yanı sıra, yeni teknolojiye
ayak uyduran dökümhanelerin de
bulunduğu konusunda hem fikir
oldular. Geziden memnun ayrılan
grup, organize edilecek bir sonraki
gezinin daha uzun programlanması
gerektiğini belitti.
Aleppo Foundries
haber
news
Halep’te akşam yemeği
Halep Kalesi
Antakya'da Harbiye Kule Restaurant’ın önünde bir anı fotoğrafı
11
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
ALÜMİNYUM SEKTÖRÜNÜN NABZI
ALUEXPO’DA ATTI
Uzun yıllardır beklenen ve alüminyum sektörünün ülkemizdeki en önemli etkinliği olan ALUEXPO 2009 fuarı, 15 - 18 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul Fuar
Merkezi’nde gerçekleşti.
U
zun yıllardır beklenen ve
alüminyum
sektörünün
en önemli etkinliği olan
Alüminyum fuarı bu yıl gerçekleşti.
Açılış töreni T.C. Sanayi Bakanlığı Müsteşarı Ali Boğa ve TALSAD
Başkanı Ali Kibar’ın katılımları ile
gerçekleşen birinci Alüminyum
Teknolojileri, Makina ve Ürünleri
İhtisas Fuarı ALUEXPO 2009, kapılarını 15 - 18 Ekim 2009 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezinde
ziyaretçilerine açtı.
4. Alüminyum Sempozyumu ile
eş zamanlı gerçekleşen, TALSAD
- Türkiye Alüminyum Sanayicileri
Derneği’nin desteği ile düzenlenen
fuar, iki yılda bir yapılarak önde
gelen yerli ve yabancı kuruluşlarla
ve çok sayıda ziyaretçisi ile sektörün en önemli iş ve tanıtım platformu olmayı hedefliyor.
Net 6.092 m2 alanda ve 2 holde
Türkcast 2010 Sayı 13
12
yapılan fuarda, toplam 21 ülkeden,
132’si yerli, 69’u yabancı, 201 firma katılımcı olarak; 51 ülkeden,
toplam 9.229 profesyonel de ziyaretçi olarak yer aldı. Alüminyum
sektörü için şimdiden uluslararası
bir ticaret fuarı haline gelen ALUEXPO 2009, hedeflenen ziyaretçi
profiline ve geniş bir coğrafi alana
ulaşılarak, global alüminyum dünyasının tamamlayıcı bir platformu
oldu.
Derneğimiz üyelerinin çoğunun
ziyaretçi olmayı tercih ettiği fuarda, üyelerimizden:
• 5M Elektromekanik Ltd. Şti.
• Eges Elektrik ve Elektronik Gereçleri A.Ş.,
• Inductotherm İndüksiyon Sistemleri San. A.Ş.
• Marmara Metal Mamülleri Tic.
A.Ş.,
• Meta-Mak Metalurji Mak. Müm.
Ltd. Şti.
katılımlarıyla fuarı zenginleştirdiler.
TALSAD üyelerinin katılım sayısı
oldukça yüksekti.
Ziyaretçiler tarafından nicelik
ve nitelik olarak yoğun ilgi gören
fuar, katılımcıların memnuniyetlerini sağladı.
Hammadde, birinci metal ürünler, yarı bitmiş ürünler, alüminyum üretim teknolojisi, her türlü
makine ve ekipmanlar, yüzey işlemleri, kalıp, fırın, refrakter, sarf
malzemeleri ve farklı endüstriler
için alüminyum ürünlerinin sergilendiği, hizmetlerin tanıtıldığı fuar,
üst düzeyde kalite arayan firmaların Türkiye’deki tek buluşma adresi olarak, otomotivden inşaata,
ambalaj ve elektronikten kimyaya,
ülkenin önder firmalarına yeni pazarlar ve müşteriler, hedef stratejiler planlama, rekabet şartları
oluşturma ve süregelen müşterilerle keyifli bir kentte buluşma imkanı sağladı.
TÜDÖKSAD standı 4 gün boyunca bir çok ziyaretçinin buluşma
noktası oldu.
Yabancı ziyaretçiler tarafından
da ilgiyle karşılanan fuar, Türk ve
yabancı firmaları buluşturarak, karar vericiler, üreticiler, ithalatçılar
ve ihracatçılar için, Türk alüminyum sektörünü dış ülkelere tanıtma, iş bağlantılarını güçlendirme
ve Türk pazarına yatırım yapmak
isteyen uluslararası firmalarla fikir
alışverişinde bulunma kapsamın-
haber
da, ülke ekonomisine katkı sağlayacak uluslararası bir iş platformu
niteliğindeydi.
Tedarikçi ve katılımcıları bir araya getiren ALUEXPO, sektörün hala
içerisinde bulunduğu zor sürece
rağmen, pozitif bir atmosferde
gerçekleşti. 9 nolu holün, çoğunluğunun ekstrüzyon ürünlerinin
tanıtıldığı alüminyum sanayicilerine, 10 nolu holün ise tedarikçilerine tahsis edilen alanda, ASSAN,
ASAŞ, ÇUHADAROĞLU ve ULUSAN
gibi sektörün büyükleri, ihtişamlı
standlarıyla dikkatleri üzerlerine
çektiler. DRACHE UMWELTTECHNIK GMBH, DIAMANT METALLPLASTIC GMBH ve MOMENTIVE
PERFORMANCE MATERIALS QUARTZ GMBH gibi Alman devleri
ülkelerini fuarda temsil edenlerdendi. ABD, Avusturya, Bahreyn,
Çek Cumhuriyeti, Çin, Hindistan,
İtalya ve Romanya da fuara ilgi
gösteren ülkelerdendi.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ali BOĞA; TALSAD Başkanı
Ali KİBAR, Kibar Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Asım KİBAR, Kibar
Holding Yatırımlar Grup Başkanı
A.Kerim DERVİŞOĞLU ve Assan
Alüminyum Genel Müdürü Atamer GİYİCİ'nin eşliğinde bütün
standları gezdi ve her katılımcıya
zaman ayırarak, firmaların ürün
ve hizmetleri hakkında bilgi aldı.
15 ve 16 Ekim 2009 tarihlerinde,
fuar ile eş zamanlı ve mekanda
TALSAD, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası ve TÜBİTAK’ın işbirliği ile gerçekleşen 4. Alüminyum
Sempozyumu’na katılım oldukça
büyüktü.
600 delegenin katıldığı organizasyonda profesyoneller bir araya
gelerek, özenle seçilmiş konuları
konuların uzmanlarıyla tartışma ve
görüş alışverişinde bulunma imkanı buldular. Sempozyumda toplam
14 oturumda 50 bildiri sunuldu.
Panellerde üniversitelerin ilgili öğretim görevlileri ve sektörün
önde gelen firmalarının üst düzey
yöneticileri konuşmacı olarak katıldılar.
Ülke sanayiinin en önemli sektörlerinden ve değerli metallerinden
biri olan alüminyumun tüketiminin son yıllarda teknolojiyle eşit
değerde ve hızla büyümesinin ve
Türkiye’de üretilen ürünlerin kalitesinin artmasının, ülkenin dünya
pazarında rekabet gücünün artmasını sağlaması, sempozyumu ilgilendiren konulardandı.
İstatistiklere göre alüminyumun
en fazla kullanıldığı sektörlerin otomotiv, beyaz
ve kahverengi eşya olduğu, dünya tüketimine
bakıldığında ise sırayla
ulaşım alanları ve akabinde ambalaj, inşaat,
makine, elektrik ve diğer alanların olduğu tespit edildiği ifade edildi.
Türkiye’de ise inşaatın,
news
alüminyumun en çok kullanıldığı
sektör olarak belirlendiği söylendi.
Türkiye’de, Avrupa’nın üretim
merkezinin içinde yer alma yolunda, artan çevre kriterleri ve işçilik maliyetleri, alüminyum üretim
teknolojileri ve bütün boyutlarıyla
alüminyum sektörünün akademik dünya ile aynı platformda bir
araya getirilmesi, alüminyumun
ekonomik, teknolojik ve bilimsel
boyutları, bugünü ve yarını konuları, sempozyumun ana hatlarını
oluşturdu.
Katılanların, sektörle ilgili yoğun
bilgi alışverişinde bulunma fırsatı
elde ettiği sempozyumda, derneğimiz üyesi CMS Jant ve Makine
Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Şener
MUTER konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasında, alüminyum döküm
şirketlerinin yeniden yapılanmalarının zorunluluğuna değindi:
“Alüminyum sektöründe uygulamadan gelen bilgi eksikliği sektöre çok zararlı oluyor. Bu nedenle
13
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
alüminyum dökümde katma değer
çok düşük düzeydedir. Alüminyum
şirketleri için bir önemli önerim de,
bu şirketler hiçbir zaman kendilerini ölçmek için geçen seneki mali
raporları karşılaştırmaya uğraşmasınlar. Bunun fazla bir önemi yok.
Peki neyin önemi var? Singapurlu
bir alüminyumcu ile Brescialı bir
Türkcast 2010 Sayı 13
14
alüminyum dökümcü bu parçayı
benden daha az enerji kullanarak
daha verimli işçilik katkısı ile üretiyorsa, benim durumum kötüye
gidiyor demektir. Bunu da ölçmek
lazım; bu sektörde eksik olan bir
konudur. Özellikle bu sektörde
herkes kendi köşkünde kendi yerinde kendi aynasına bakarak ra-
hat olmaya çalışmıştır. Şirketlerin
satılması olayı yeniden yapılanmada belki doğru bir hareket olabilir
ama şirket sahipleri yabancılaşmaya başladı, bundan dolayı rahatsızım.”
İlk fuar gününün akşamı, Hannover Messe - Ankiros Fuarcılık
Genel Müdürü İbrahim ANIL’ın katılımcılara ve davetlilere verdiği
bir kokteylle, fuarın başarısı kutlandı. Yerli ve yabancı firma yetkililerinin, akademisyenlerin, sivil
toplum örgütü yöneticilerinin, organizasyon yetkililerinin yanı sıra
genç mühendisler ve ziyaretçiler
de davetliler arasındaydılar.
Hannover Messe – Ankiros Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Süphan İLKER, fuarı tüm yönleriyle
değerlendirerek, “İnsanlar buradan kafalarında pek çok güzel anılar ile ayrılacaklar. Zaten bunu tüm
firmalar kabul ediyor. Bir sonraki
yani 2011 yılında düzenleyeceğimiz
alüminyum fuarına daha çok sayı-
haber
da firmanın katılmasını bekliyoruz.
Gerek yurt için gerek yurt dışı katılımcılarımız beklentilerini karşıladıklarını ve 2011 yılındaki fuarın
çok daha iyi olacağını düşündüklerini ve hatta daha büyük standlarla katılmaya devam edeceklerini
bildirdiler. Bu fuarı ilk kez düzenliyoruz. Biz fuar kapanışında kafamızda 10.000’i geçen profesyonel
ziyaretçi sayısına ulaşacağımızı
düşünüyoruz.” sözleriyle fuarın
son günü düşüncelerini dile getirdi ve ekledi: “Bu birliktelik ile
güzel bir noktaya gelip
Türkiye’de alüminyum
sektörünün geldiği seviyeyi bugünün sıkıntılı
şartlarına rağmen en
iyi şekilde hep beraber
yansıttığımızı düşünüyorum. 2011
yılında inşallah atlatılmış bir krizin
etkisiyle de daha güzel bir aluexpo
olacağına inanıyorum.”
Hannover-Messe Ankiros Fuarcılığı anket sonularına göre, katılımcıların yaklaşık % 90’ı fuarı başarılı
ve verimli olarak nitelendirmekte
ve birçoğu gelecek fuara da katılma taahhütüyle fuardan ayrılmış
bulunuyor.
news
Fuarın doğru hedef kitleye ev
sahipliği yapması ve geniş iş hacmi sağlaması, geleceğe dair umut
vererek, hem katılımcıları hem de
fuar organizatörünü memnun etti.
13 - 16 Ekim tarihlerinde 2.si
düzenlenecek olan ALUEXPO 2011
fuarı, İstanbul’da çok daha geniş
bir alanda, çok daha fazla katılımcı
firma ile organize edilmesi planlanıyor. Uluslararası alüminyum
sektörünün yakından izlediği fuar,
Türk alüminyum sektörüne giriş
yapmak isteyen yabancı yatırımcılar için, sektöre ideal giriş noktası
olacak.
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, fuar organizatörü Hannover
Messe – Ankiros Fuarcılığa, katkıları olan TALSAD, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası’na ve
TÜBİTAK’a gerçekleştirdikleri bir
ilk ile Türk alüminyum sektörüne
sağladıkları katkılarından dolayı
başarılarını tebrik eder ve teşekkürlerini bildirir.
15
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
DÖKÜM SANAYİİNDE 2009
Üyelerimize Sorduk…
Sektörümüzü derinden etkileyen ekonomik krizi 2009 ile geride bırakarak, yeni
umutlarla girdiğimiz 2010’un ilk TURKCAST sayısında üyelerimizin yorumlarına yer
verdik. CMS Grup, Akdaş Döküm, Akmetal, Ay Döküm, Duyar Vana ve Erkunt, “Döküm Sanayiinde 2009” ile ilgili değerli fikirlerini bizlerle paylaştılar.
Krizin etkisini en yakından hisseden üreten reel kesim olarak dernek üyelerimiz döküm sanayii mensupları, yılların bilgi birikimi ve tecrübeleriyle röportajlarında,
- 2007 ve 2008 yılları arasındaki üretim miktarları ve önümüzdeki iki sene için beklentileri,
- Altıkları kriz tedbirleri,
- Krizin, müşteriler, rakipler ve sağlayıcılar ile ilişkilerini nasıl etkilediği,
- 2000’li yıllarda sektörün gelişim ışığında firmalarının performans değerlendirmeleri ve yatırım planları, konularını ele alarak dergimizde yer aldılar.
Berat OSEN, CMS Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
CMS’ nin kuruluşu hakkında
bilgi verebilir misiniz? Kim tarafından ne zaman kuruldu ve ilk
dönemlerde imalat kapasiteniz
ne kadardı? Bugün geldiğiniz
nokta ile karşılaştırdığınızda, ne
gibi farklılıklar görüyorsunuz?
1956 yılında 21 bin lira sermaye
ile kurucumuz Tonguç Ösen tarafından temelleri atılan şirket, alüminyum döküm sektöründe çeşitli
makine parçaları üreten küçük bir
atölye konumundan; bugün Çiğli ve Pınarbaşı’ndaki tesislerinde
modern üretim teknikleri ile faaliyetlerini sürdürmektir. CMS; 1985
yılında uluslararası bir marka yaratmak amacı ile CMS alüminyum
jantlarının üretimine başlamıştır.
CMS, bunu izleyen yıllar içerisinde,
dünyanın en önemli otomobil fabrikalarına alüminyum alaşımlı jant ihraç etmeyi başarmıştır. CMS bugün,
kanıtlanmış teknolojisi ve üretim
olanakları ile kendi uzmanlık konu-
Türkcast 2010 Sayı 13
16
sunda uluslar arası pazarlarda faaliyet göstermektedir.
CMS’ nin bugünkü kapasitesi
ve ürün çeşidi hakkında bilgi verir misiniz?
Küresel anlamda daha büyük bir
oyuncu haline gelebilmemiz için üretim kapasitemizi daha modern teknolojilerle üretim yapacak biçimde
arttırmamız gerekiyordu. Zira her
yıl reel olarak satışlarını ve üretimini
arttıran CMS, sadece Türkiye’nin en
büyük alüminyum jant üreticisi ve
ihracatçısı olmakla kalmayıp, aynı
zamanda Avrupa’da alanında ilk 5
üretici arasında yer almaktadır. CMS’
nin 1985 yılından beri faaliyet gösteren Pınarbaşı fabrikasına ek olarak
kurduğumuz ve resmi açılışını 2007
senesinde yaptığımız Çiğli fabrikası
ile üretim ve ihracat gücümüzü ikiye katladık. Çiğli fabrikasıyla birlikte
yıllık üretim kapasitemiz 4.2 milyon
adete ulaştı ve artık kapasite kullanı-
mı anlamında CMS olarak Avrupa’nın
en büyük 4. alüminyum jant üreticisi
olduk. CMS, halen aktif olan 13 inçten 20 inçe kadar 200 farklı modelin
üretimini yapmaktadır.
röportaj interview
Jant ithalatındaki değişiklikleri ve pazara etkisini nasıl tanımlarsınız? Yaşanan sıkıntılar
nelerdir?
2008 yılı ikinci yarısından itibaren kendini hissettirmeye başlayan,
günümüzde de devam eden ve dip
noktasının ne zaman görüleceği
bile bilinmeyen, dolayısı ile ne zaman sona ereceği kestirilemeyen
küresel krizden dolayı, Türkiye AFM
pazarında ciddi bir daralma yaşanmaktadır. Yakın geçmiş dönemde
özellikle Uzakdoğulu alüminyum
jant tedarikçilerinin plansız üretim
kapasitelerini arttırmaları, kendi iç
pazarlarının tüketiminden çok daha
fazla bir üretim adetine sahip olmalarına yol açmıştır. Bu kapasiteyi de
dış pazarda satmak için çok düşük,
damping fiyatlar ile pazara çıkmışlardır. Bu durum yerli üreticiler ve
ithalatçılar arasında haksız bir rekabete yol açmıştır. Bunu dengeleme
amacı ile, Dış Ticaret Müsteşarlığı
“jantları ithalatta gözetim uygulanmasına yönelik tebliğ”in ( 2008/14
Tebliğ) kapsamına sokmuştur.
Bu uygulama ile, Uzakdoğu’da
üretilen jantların ithalatçılara olan
maliyetlerinde haksız rekabeti azaltıcı yönde bir artış sağlanmıştır. Çok
basit anlamda, pazarda bu ürünlerin fiyatları artmıştır. Bu da doğal
olarak nihai kullanıcıların talebinde
azalmaya neden olmuştur.
Bu sene başında devreye giren diğer bir uygulama da, jantların TSE
tarafından “uygunluk değerlendirilmesi yapılan ürünler” kapsamına
alınmasıdır. Bildiğiniz üzere, jant bir
güvenlik parçasıdır ve belli mekanik ve metalorjik özelliklere sahip
olması gerekir. Yine yakın geçmiş
dönemde özellikle Uzakdoğu’da
üretilen bazı jantların asgari standartlara sahip olmamasından kaynaklanan ürün kaynaklı sıkıntılar,
tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Yeni
uygulama ile bunun önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bunun pazara
yansıması ithalatçıların üretici ve
model seçerken daha dikkatli olmaları, aplikasyon ve tekerlek yüklerine daha fazla dikkat sarf etmeleri
şeklinde olacağını tahmin ediyoruz.
Bunun yanında AFM Türkiye pazarına daha az üreticinin jantları, dolayısı ile güvenilir üreticilerin jantları
gelecektir.
2009 krizi sizi nasıl etkiledi?
Tabii ki otomotiv sektöründeki
herkes kadar biz de etkilendik. Ancak biz bunu kamçı olarak kullandık.
OEM portföyümüze yeni müşteriler
ekledik. Bunlar arasında Porsche,
BMW, Audi, Lexus, markaları yer almaktadır. Hazırda ise Mercedes ile
görüşmelerimiz de devam etmektedir. 2008 yılının rakamlarını, 2009
yılında hiçbirimiz beklemiyoruz an-
cak yeni müşteriler tüm şirket çalışanlarımızın yüzünü güldürerek,
farklı bir motivasyon sağladı. Bunun
dışında Capital dergisinin İngiliz
marka değerleme şirketi Brand Finance ile ortaklaşa gerçekleştirdiği
“Türkiye’nin En Değerli Markaları”
araştırmasında Otomotiv Yan Sanayi kategorisinde ‘En Değerli 2. Marka’ oldu. Genel sıralamada da 64.
olarak önemli bir başarı sağladı.
CMS krizi nasıl geçirdi?
CMS kriz öncesi yatırımları durdurarak, yatırım döneminde krize yakalanmadı. Özellikle çalışma
sermayesini etkin yönetti. Kriz döneminde çalışanların ücretlerini dondurarak, v.b yöntemlerle fırsatçılık
yapmadı. Krizden fırsat çıkartarak
rekor seviyede yeni ürün geliştirdi.
Porsche, Mercedes, BMW, Audi ve
Lexus gibi yeni müşterileri portföyüne kattı.Finansal olarak kuvvetli
girdi ve krizi geçirdi. Geçtiğimiz yıl
yaşanan ani sipariş değişikliklerine,
yerinde hızlı reaksiyon göstererek,
üretim ve yönetim modeline dinamizm kattı. 2009 yılında 3.2 milyon
adet jant satışı hedefleniyor. 2009
yılsonu itibariyle yaklaşık % 84 ihracat oranıyla 2.7 milyon adet jant
ihraç edilmesi ve yine yaklaşık 100
milyon € ciro hedefleniyor.
17
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
Niyazi AKDAŞ, AKDAŞ DÖKÜM, Yönetim Kurulu Başkanı
yaklaştığımız 2009 ‘da, krizden en
olumsuz etkilenmesi beklenen üç G –
20 ülkesinden biri olduğu görülmektedir. Söz konusu iki yılın toplamında,
Türkiye ekonomisinin % 5,7 küçülmesi bekleniyor. Türkiye’den daha
çok küçülen iki G – 20 ülkesi var. Onlar da İtalya ve Meksikadır.
AKDAŞ DÖKÜM’ün 2007,
2008 ve 2009 yıllarındaki üretim
miktarlarını ve 2010/ 2011 yılları
için üretim hedeflerini öğrenebilir miyiz?
Akdaş Döküm’ün 2007 yılındaki
imalat miktarı 16.900 tondu. 2008
yılında üretimimiz 19.400 tona çıktı.
2009 yılının sonunda elde edeceğimiz üretim miktarı tahminen 10.500
ton olacaktır.
Hedeflerimiz ise, 2010 yılı için
15.000 ton, 2011 yılı için de 20.000
tondur.
Firmanızda alınan kriz tedbirleri nelerdir?
a. Nakit akışının sıkı bir kontrol altına alınması,
b. Stoklarımızın minimum seviyelere çekilmesi,
c. Tedarikçi borçlarımızın yeniden
yapılandırılması ve malzeme fiyatlarının düşürülmesi,
d. Muhtelif senaryolar oluşturulması ve bu senaryolara göre hareket planlarımızın hazırlanması,
e. Yeni gelişen ekonomik şartlara
göre maliyetlerimizdeki değişikliklerin güncellenmesi,
f. Yatırım planlarımızın revize edil-
Türkcast 2010 Sayı 13
18
mesi,
g. Yeni pazar ve yeni ürün arayışına girilmesi,
h. Taşeronlarımızla karşılıklı anlaşmalar neticesinde dışarı yaptırılan
işlerin belli süreler sonunda iptal
edilmesi,
i. Çalışanlarımıza karşı açık ve
dürüst davranılması ve kendilerine
küresel krizin ve bu krizin şirketimiz
üzerindeki etkilerinin izah edilerek,
çalışanlarımızın haftalık 45 saat yerine 37 saat üzerinden ücret almayı
kabul etmeleri, şirketimizin de işçilerimizin gösterdikleri bu özveriye
karşılık işçi çıkarmama kararı alması, olarak sıralanabilir.
Hükümetin krize karşı aldığı
tedbirler şirketiniz üzerinde etkisi olmuş mudur?
ÖTV ve KDV’nin belirli süre için
mevcut oranların altına çekilmesi ve
bu buna benzer alınan hiçbir geçici
tedbirin, özellikle sektörümüz açısından hiçbir olumlu etkisi olmamıştır. IMF’nin Ekim 2009 ayı içerisinde
İstanbul’da yayınlanan “Economic
Outlook” raporunda yer alan veriler irdelendiğinde, Türkiye’nin, krizin
başladığı yıl olan 2008 ile yılsonuna
Banka sisteminin sağlam bir yapıya
sahip bulunduğu, sistemdeki yabancı
banka payının sınırlı olduğu, Avrupa
ve Amerika’da krizin tetikleyicisi olan
“mortgage” kredilerinin yaygınlaşmadığı, bazı Asya Ülkelerinde olduğu
gibi dış ticaretin ekonomide çok etkisinin olmadığı bir ülkede, bu oranda
küçülme, hükümetin ekonomik kriz
yönetimi konusunda aldığı önlemlerin
hiçbirinin etkili olamadığının göstergesidir.
Bankaların önlemlerine baktığımızda ise, krizin ilk aylarında, özellikle
çok büyük olmayan bir bölüm bankalar, bir parça da telaşa kapılarak
riskli gördükleri müşterilerin kredilerini geri çağırdılar. Ancak bankalar,
sektörün önceki krizlerde edindiği
deneyimlerle oluşturulan güçlü yapı
neticesinde, özellikle 2009’un ikinci
yarısından itibaren reel sektörde finansal yapısı güçlü firmalara daha
fazla yaklaşmaktalar. Diğer firmaları
ise kredilendirmekte oldukça çekingen davranmaktalar.
Ekonomik kriz pazarı ve sizin
müşterileriniz ile olan ilişkilerinizi nasıl etkiledi?
Bu konuyu üç farklı başlık altında
incelemekte fayda vardır.
Öncelikle mevcut müşterilerin davranış değişikliklerinden bahsetmek
isterim. Zincirleme gelişen bir akış
içerisinde, özellikle stok için verilmiş
olan siparişlerde öncelikli olarak iptaller yaşandı. Yeni sipariş miktarında
önceki yıllara göre %70 - %80 mertebelerinde azalma meydana geldi.
30 ile 45 gün arasında olan ödeme
röportaj interview
vadelerinde, özellikle yurt dışı satışlarında 90 güne ulaşan ödeme vadesi
talepleri ile karşılaşıldı.
İkinci olarak yurt içi ve dışı rakiplerin davranışları incelenmelidir. Ekonomik krize bağlı olarak aşırı talep
düşmesi sonucu anormal derecede
daralan piyasada çoğu firma, işletmenin yaşamasını sağlamak amacı
ile maliyetine sipariş kabul etti. Bu
uygulama sonucu sektörde firmalar
arasında ciddi bir rekabet oluştu.
Üçüncü başlık hammadde tedarikinde stratejiler olmalıdır. Kriz öncesi yüksek kapasitede çalışılırken, 10
ile 12 aylık hammadde ve yardımcı
madde stoku ile çalışılmaktaydı. Krizin ağırlığını hissettirmesi ve sipariş
iptalleri alınması sonucu, ilk etapta
hammadde alımı yavaşlatılarak, stok
miktarı 15 günlük veya 1 aylık üretime yetecek dereceye kadar düşürüldü. Daha sonra talep azalmasına
bağlı olarak hammadde fiyatlarında
da düşüş yaşandı ve vadeler uzatıldı.
2000’li yıllarda sektörümüzün
gelişiminin ışığında firmamızın
performansını değerlendirdiğnizde, ne söyleyebilirsiniz?
Sektörün gelişimine paralel bir performans sergileyen şirketimiz, kriz
öncesine kadar iyi bir gelişme trendi
yakalayarak yaptığı yatırımlarla, işlenmiş ve katma değeri yüksek ürün
ihracı ile ciddi bir gelişme gösterdi.
rımlarınızdan ve krizin projelerinizi nasıl etkilediğinden bahseder
misiniz?
2009 yılında yapılması planlanan
yatırımlardan, kapasite artırım yatırımı ileri bir tarihe ertelendi, işleme
yeteneklerinin artırılması yatırımlarına ise devam edildi ve ediliyor da. Dış
kaynaklı ekonomik göstergeler küresel krizin giderek etkisini kaybettiğini göstermekteyse de, ülkemizdeki
göstergeler mevcut krize ilaveten bir
de iç kriz tehlikesinin olasılığına işaret
etmektedir. Bu nedenle kapasite artırımı ile ilgili yapılacak yatırım için kriz
etkilerinin tamamen geçmesi ve iç ve
dış taleplerin eski seviyelere ulaşması
bekleniyor.
Son olarak, planladığınız yatı-
Dr. Can Akbaşoğlu, AKMETAL, Yönetim Kurulu Başkanı
2007 ve 2008 yılları arasındaki üretim miktarlarınız ve
önümüzdeki iki sene için beklentileriniz nelerdir?
2007 bizim için iyi bir yıl oldu.
2008 ise rekor senemizdi. Fakat
2009 yılında % 38’lik bir düşüş yaşadık.
2008 yılındaki üretim miktarlarımız dökümde 3113 ton, dövmede
129 tondu. O dönemde firmamızın
çalışan sayısı 95’ti. 2009 yılı verilerine göre dökümde üretim miktarımız 1930 ton, dövmede ise 232 ton
oldu. 2009 yılında çalışan sayısımız
75’ti.
2010 yılı için uzun zamandır beklediğimiz bazı projelerimiz vardı.
Onların arka arkaya gerçekleşmesiyle, Ocak, Şubat ve Mart ayları
için üretim kapasitemizin bir kısmını
şimdiden doldurduk. Şu an çalışıyoruz, fakat bu tren daha ne kadar
devam eder, ya da tekrar bir boşluk
mu oluşur; bunlar için şimdiden bir
şey söyleyemiyorum.
Firmanız hangi kriz tedbirlerini aldı?
Kısa çalışmaya başvurduk. Talebimiz 12 gün gibi kısa bir zaman
zarfında kabul edildi. Fakat şimdi
de yeni siparişler aldık. Bunlardan
dolayı bu sefer de kısa çalışmayı
yapamıyoruz. Kısa çalışma süresini
uyguladığımız takdirde, müşterilerimizin bizden bekledikleri teslimat
süresine uyamayız. Dolayısıyla şimdilik, normale yakın bir tempo ile
çalışıyoruz. Eğer peşinden yeni bir
iş gelmez ise, işçileri toplu bir izine
çıkararak, çalışma süresini bu şekilde dengeleyeceğiz.
Kriz müşteriler, rakipler ve
sağlayıcılar ile ilişkilerinizi nasıl
etkiledi?
Bahsettiğim gibi, müşterilermizin
terminlerini yakalamakta zorlanıyoruz şu anda.
Rakiplerimizin durumu ile ilgili
çok bilgimiz yok. Çünkü yurtiçinde
rakibimiz yok. Bütün rakiplerimiz
yurtdışında. Onların ne yaptıklarını
ancak CAEF vasıtası ile öğreniyoruz.
İrtibat halinde olduğumuz firmalar
ile yaptığımız son toplantıda da,
rakipler durumlarında % 43 düşüş
beyan ettiler.
Sağlayıcılar ile ilişkilerimizde, krizin olumlu ya da olumsuz bir etkisi
olmadı.
2000’li yıllarda sektörün gelişim ışığında firmanızın performans değerlendirmesini sizden
alabilir miyiz?
Firmamız 2002 yılından bu yana
her yıl ciddi anlamda büyüdü. Bazı
yıllar % 20, bazı yıllar % 40’a kadar büyüme gerçekleştirdi. 8 sene
içerisinde ciromuzu 8 misline çıkardık. İlk yıllardaki düşük ciromuzun
bu duruma etkisi olmuştur elbette.
Şimdi daha makul bir boyuta geldik.
Yatırım planlarınızdan bahseder misiniz?
Biz “hardware” olarak nitelendirdiğimiz makina yatırımlarımızın %
98’ini zaten tamamladık. Şimdi onların devreye alım aşamasına geldik. Fakat daha bu boyutta bir talep
gelmediği için, yaptığımız makine
yatırımlarını şu anda bekletiyoruz.
Bundan sonraki yatırım planlarımız
“software” olarak nitelendirdiğimiz
insan üzerine. Yani daha kaliteli
elemanlar, daha yüksek profilli işler, daha yüksek profilli müşteriler.
Şimdi bunların üzerine çalışıyoruz.
19
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
Uğur YAVUZ, AY DÖKÜM Yönetim Kurulu Başkanı
2007, 2008 ve 2009 yıllarındaki üretim miktarlarınız nelerdi? Üretiminizin % kaçını ihraç
etmektesiniz?
Ay Döküm 2007 yılında toplam
14.800 ton üretim miktarına ulaştı.
Bunun % 18’i ihracat. 2008 yılında üretimimiz toplam 15.200 tondu. Ve ihraç edilen oran % 18 oldu.
2009 Kasım ayı sonu itibariyle toplam 8.400 ton üretimimiz bulunuyor. Son yılda ise üretiminizin %
15’i ihracat olarak gerçekleşti.
Krizin müşteri ilişkilerinizi etkilediğini söyleyebilir miyiz?
Ay Döküm olarak 2008 yılına
oranla 2009 yılında, küresel kriz
nedeniyle % 40’lık bir üretim düşüşü yaşadık. Krizin uzaması sebebiyle yeni pazar ve müşterilere ağırlık
verdik. Bu doğrultuda yeni ve mevcut müşterilerimizden yeni döküm
parçaları için anlaşmalar yaptık.
Devam eden bu küresel kriz içerisinde, bu çalışmalarımızı kesintisiz
sürdürme çabasındayız.
Türkcast 2010 Sayı 13
20
Personelleriniz krizden ne
yönde etkilediler? İşten çıkarım
uygulandı mı?
Hayır, küresel krizin başından bu
güne kadar, çalışanlarımızda toplu
çıkarmalar yapılmadı. Mevcut çalışanlarımızı muhafaza ederek, haftada bazen 3 bazen de 4 gün mesai
yapılarak ,üretimlere devam edildi.
2009 ve sonrasını sektörün
gelişim ışığında değerlendirebilir misiniz?
2009 yılı döküm sektörü için
kayıp bir yıl olmuştur. Her şeye
rağmen biz de bu krizden çok etkilenen firmalardan biriyiz. Türkiye
döküm sektörünün, dünya döküm
sektöründe yükselen ivme göstermesine, önümüzdeki yıllarda da
devam edeceğini düşünmekteyiz.
2010 yılının üçüncü çeyreğinde bir
toparlanma beklenirken üçüncü
çeyreğinde talebin bugüne oranla
% 20 civarında artış gösterebileceğini öngörmekteyiz. Belki de 2007
yılındaki üretim miktarlarını 2011
de yakalayabiliriz.
Tüm firmalar işlerin az olmasını
fırsat bilerek alternatif firma arayışlarına giderek fiyat indirimleri
talep etmişlerdir. Dolayısıyla agresif bir satın alma anlayışı bu döneme damgasını vurmuştur. Yeni
pazarlara ve ihracata yönelen, kalite ve teknolojiyle beraber insan
kaynaklarına yatırım yapan firmalar, gelecek yıllarda daha rekabetçi
olacaklardır. Biz de bu anlayıştan
hareketle, teknolojik yatırımlar
yaparak kalite çalışmalarımızı artırdık. Aynı zamanda rekabetçi makinelerin alımları için çalışmalara
başladık.
Krize karşı uyguladığınız tedbirler var mı?
Geçen yıllarda uluslararası hammadde borsasını iyi takip ettiğimizden, gerektiğinde yüksek miktarlı
alımlar yaparak karlı olduk. Ancak
bu dönemde yüksek miktarlarda
hammadde alımlarından kaçınmaktayız. Stoklarımızı düşük seviyelerde tutmayı tercih ediyoruz.
röportaj interview
Ertuğrul Gafur CENGİZ, DUYAR VANA Tedarik Zincir Müdürü
Üretiminiz 2008 ve 2009 yıllarında ekonomik krizden ne boyutta etkiledi?
DUYAR VANA olarak, 2008 yılının Mart – Nisan aylarından itibaren gündemimize aldığımız küresel
finansal krizin etkilerini, aynı yılın
Eylül ayından itibaren gerek satışlarımızda, gerek bilançomuzda,
gerekse finans kurumlarıyla olan
ilişkilerimizde hissetmeye başladık.
İçinde bulunduğumuz 2009 Kasım
ayında da halen bu süreci yaşıyoruz.
2009 yılı ciromuzun, 2008 yılının
yaklaşık %20 altında gerçekleşeceği
görülmektedir.
Firmanız krize karşı hangi tedbir yöntemlerini uyguladı?
Bilindiği gibi firmamız döküm
ana sanayi olarak hizmet vermemektedir. Döküm parçalarını vana
üretiminde yarı mamul olarak kullanıyoruz. 2007 – 2008 yıllarında aylık ortalama 200 ton olarak
seyreden döküm üretimimiz
bu
yıl %10 artarak 220 ton olarak gerçekleşecek. Bu değerler her ne kadar yukarıdaki ifadelerle çelişiyorsa
da, nedeni döküm tedariğinde yan
sanayi kullanımını durdurmamız ve
ihtiyacımız olan tüm üretimi içeride
yapmamızdır. 2008 yılında yaptığımız yatırımla aynı yılın Ekim ayı
içinde Otomatik Kalıplama hattımızı
devreye aldık. Bu yatırım zamanlama açısından oldukça avantajlı
bir döneme denk gelmiş oldu. Artan otomasyon seviyesi ve üretim
kapasitemizle hem verimlilik artışı
yakalamış olduk hem de böyle bir
dönemde bu konuda dışarıya fon
ayırma zorunluluğumuz sona erdi.
Bu durum önümüzdeki dönemlerde
dökümhanemize yatırım yapmaya
devam etme konusunda da bize cesaret vermiş oldu.
2008 yılı Ağustos – Eylül aylarından itibaren krizle ilgili önlemleri
şirketimizde uygulamaya
başladık. Bu konuda en önemli
adımımız krizin şirketin her kademesinde yönetilmesi gerektiği konusundaki kararlılığımız oldu. Kriz
yönetimi ne sadece yönetim kurulunun, ne üst yönetimin, ne de orta
kademe yönetimin sorumluluğudur.
Yönetim kurulu başkanımızdan en
kıdemsiz mavi yakalı personelimize
kadar topyekun olarak bu çalışmaların içinde yer aldık ve almaya devam ediyoruz.
Yaptıklarımız aslında genel olarak
nakit akışımızı pozitifte tutmaya yönelik basit ve bilinen şeylerdir.
Şirket genelinde etkin iletişim
sağlama; Finansal göstergeleri,
planlanan önlemleri, elde edilen sonuçları mümkün olduğunca tabana
yaydık.
Etkin stok yönetimi; Tüm planlamalarımızı çok daha sık aralıklarda
revize ederek, alımlarımızı tam zamanında veya minimum partilerle
yapıp hammadde, yarı mamul ve
ürün stoklarımızda toplamda tutarsal olarak %20 oranında düşüş
sağladık. Bu düşüş bize finansal
giderlerimizde önemli bir tasarruf
sağladı.
Belli başlı ithal ürün gruplarında
kısa sürede yerlileştirme projelerinin
gerçekleştirilmesi; Yıllardır AR-GE
faaliyetlerine yaptığımız yatırımların
karşılığını, karar verdiğimiz yerlileştirme projelerinde kısa sürelerde
sonuç elde ederek almış olduk. Ciromuza önemli katkılar sağlayan bazı
ürünleri 2009 yılı başından itibaren
içerde üretmeye başladık.
Esnek üretim ve tedarik planlamasının yapılması; Planlarımızı günlük
olarak revize ederek stoka değil siparişlere göre ürettik ve tedarik ettik. Bu noktada atıl stok oluşturmak
yerine zaman zaman yok satmayı
tercih ettik.
21
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
İthalatın mümkün olduğunca minimize edilmesi; Yurtdışındaki tedarikçilerimizle birebir görüşmeler
yaparak, mümkün olan partilerde
sipariş iptalleri, üretilmiş olan malların yüklemelerinde ertelemeler ve
ödemelerde ertelemeler gerçekleştirdik.
İğneden ipliğe tüm gider kalemlerinde maksimum tasarruf sağlama; Tüm gider kalemlerini gözden
geçirerek maliyet tasarrufu yapılabilecek kalemlerin üzerine gittik ve
bu çalışma şeklini devamlı hale getirdik.
Tüm satın almalara ait maliyetlerin düşürülmesi, satın alma
vadelerinin maksimize edilmesi; Tedarikçilerimiz ile birebir görüşmeler
yaparak onları da sıkıntıya sokmayacak maksimum ödeme vadelerini
belirledik. Fiyatları tekrar irdeleyerek, onları da alım yaptıkları yerlerle iletişime geçmeye teşvik ederek
indirimler aldık.
Personel giderlerinin gözden geçirilmesi; Öncelikle mevcut kalifiye
personelimizi elimizde tutmayı he-
defleyerek fazla mesaileri kaldırdık.
Gelirlerdeki azalmayı herkese eşit
paylaştırmaya gayret ettik. Üretimi
dönemsel olarak yavaşlatmak zorunda kaldığımız zamanlarda, bunu
hep farklı gruplara yansıtacak şekilde planlamalar yaptık.
Finans kurumlarıyla daha sık ve
yakın iletişimde bulunma; Finansal
piyasadaki değişimleri çok daha yakından takip ettik. Yukarıda sayılan
önlemler sayesinde kredi kullanımımızı azalttık.
Ekonomik kriz pazarı ve sizlerin müşterileriniz ile olan ilişkilerinizi nasıl etkiledi?
Yapılan tüm çalışmalarda gerek
müşterilerimizi (bayilerimizi) gereksetedarikçilerimizi üçüncü birer parti
gibi değil, şirketimizin birer departmanı gibi değerlendirdik. Kendimize
yapılmasından hoşnut olmadığımız
hiçbir uygulamayı iş ortaklarımıza da yapmamaya gayret ettik. Bu
uygulamamız hem rekabette bize
artı bir değer kazandırdı hem de
aldığımız önlemlerde daha kısa sü-
rede sonuç elde etmemize yardımcı
oldu.
2000’li yıllarda sektörümüzün
gelişim ışığında firmanızın performansını nasıl değerlendirirsiniz?
Bugün itibarı ile krizle birlikte yaşamak artık hayatımızın bir parçası
haline geldi. Kriz bir çok konudaki
düşüncelerimizi ve çalışma tarzımızı
revize etmemize neden oldu. Firmamız ve sektörümüz adına 2010 yılında bizi bekleyen ekonomik şartların,
son 1 – 1,5 yıldır yaşadıklarımızdan
daha kötü olmayacağını düşünüyoruz.
2001 yılından itibaren her yıl ortalama %20 - %30 oranlarında gerçekleşen büyüme hızımız yukarıda
da ifade edildiği gibi 2009 yılında
- %20 oldu. Önümüzdeki yıl için
ise sürdürülebilir bir büyüme
hedefliyoruz. Gücümüzün üzerinde
herhangi bir yükün altına girmeyi, bayilerimizi de herhangi bir yük
altına sokmayı düşünmüyoruz.
Dilek GÜNDÜZ, ERKUNT, Satış Pazarlama Müdürü
2007 - 2009 yılları arasındaki üretim miktarlarınızı ve 2010
- 2011 yıllarındaki üretim beklentilerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Geçmiş yıllardaki üretim kapasitemizi şöyle sıralayabiliriz;
2007 Üretim: 34,838 ton
2008 Üretim: 34,479 ton
2009 Üretim: 14,750 ton (son 2
ayı tahmindir)
Önümizdeki iki yıllık üretim tahminlerimiz ise aşağıdaki gibidir:
2010 Tahmin:26,545 ton
2011 Tahmin:32,000 ton
Firmanızda hangi kriz tedbirleri alınmıştır?
Bizim krize karşı aldığımız önlemleri 5 başlık altında açıklayacağım;
Türkcast 2010 Sayı 13
22
a. Üretim
hafızasını
korumak
için
alınan
önlemler
Şirketimizde, üretim hafızasının
korunmasına yönelik rutin olarak
sistematik çalışmalar yapılıyor.
Ayrıca, bu dönemde tecrübeli ve
eğitimli personellerimizi korumak
amacıyla, kendi isteği ile emekli
olan veya ayrılanlar dışında işten
çıkarma yapılmadı.
b. Büyümekten daha zor olan küçülmenin nasıl yürütüldüğü ve etkileri
Azalan siparişlere paralel olarak
üretimde, ilk madde, malzeme, mamul stoklarında ve personel sayısında küçülmeye gidilmiş, tüm gider ve
harcama kalemlerinde tasarruf tedbirleri uygulanmıştır. Bu çerçevede,
kalite ve zamanında teslimat prensiplerinden taviz vermeden, mevcut
şartlarda uygulanabilecek verimli,
karlı ve esnek üretim modeline geçilmiştir. Çalışma gün sayısı azaltılmış, fazla mesailer kaldırılmış,
ihtiyaç fazlası personellere kısa çalışma programı uygulanmış, emekli
olan ve ayrılmak isteyen personeller
de teşvik edilmiştir. Hammadde ve
malzeme fiyatlarında indirimler sağlanmış, iyileştirme amaçlı projelerle özgül tüketimler düşürülmüştür.
Üretimin devamını sağlayacak zorunlu giderler dışındaki tüm harcamalar durdurulmuştur.
c. Çalışanların davranışları
Uyguladığımız çalışma yöntemi, çalışanlarımızın büyük bir bö-
röportaj interview
lümünü iş ortamından uzun süreli
uzaklaştırıp, büyük gelir kayıplarına
uğratmamıştır. Krizin etkisini her
kademedeki yönetici ve çalışana
eşit şekilde paylaştırılmıştır ve bulunduğumuz durum personeller ile
paylaşılmıştır. Krizin olumsuz etkilerine rağmen personellerin yönetime
duydukları güven artmış ve çalışanlarımızın davranışları da olumlu ve
destek verici yönde gelişmiştir.
d. Hükümetin aldığı tedbirlerin etkileri
Hükümetin uyguladığı kriz tedbirleri arasında yer alan Kısa Çalışma
Programı, şirketimize ve çalışanlarımıza büyük faydalar sağlamıştır.
e. Bankalar ile ilişkiler
Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de bankalarla olan ilişkilerimiz iyi yönde gelişmeye devam
etmiştir.
Pazar durumundan ve müşterilerin davranışlarından bahseder misiniz?
Bu sorunuzu, mevcut müşterilerimizin ve yurt içi ve dışı rakiplerimizin davranışları ve hammadde
tedarikinde stratejilerimiz olarak
ayrı ayrı cevaplayacağım.
a. Mevcut müşterilerde davranış
değişiklikleri
Krizde geçen 2009 yılı, müşteri
siparişleri açısından çok istikrarsız
ve dalgalı bir yıl olmuştur.
Yurt dışı müşterilerimizin davranışlarında, siparişleri ve 2009 yılı
bütçelerinde, ısrarlı uyarılarımıza
rağmen Ocak ayına kadar herhangi değişiklik olmamıştır. Şubat ayı
başından itibaren ise, ani ve büyük
oranda sipariş iptalleri gelmiştir.
Bize, krizi ve boyutlarını geç algıladıklarını düşündüren istikrarsızlıkları, Mayıs sonuna kadar sürmüştür.
Haziran ayından itibaren siparişler
belli bir tempoya oturmuş, üretimde istikrar sağlanabilmiştir. Eylül
ayından itibaren ise siparişler belli
bir oranda artmıştır. Bu artış bugün
itibarıyla korunmaktadır. Ayrıca,
yabancı müşterilerimizin bir bölümü
alımlarındaki ağırlığı kendi ülkelerindeki döküm fabrikalarına kaydırmıştır.
Birçok yerli müşterimiz, siparişlerinin tamamını iptal etmiş ve aylarca üretim yapmamıştır. Üretimine
devam eden yerli müşterilerimiz ise
ödemede sıkıntıya düşmüştür.
Bu dönemde yerli ve yabancı
müşterilerimizin tamamı fiyat indirimi talebinde bulunmuşlardır.
b. Yurt içi ve dışı rakiplerin davranışları
Müşterilerimizden aldığımız fiyat
indirimi taleplerinde, genellikle rakiplerimizin fiyat indirimi yaptığı konusunda duyumlar aldık.
c. Hammadde tedarikinde stratejiler
Bu dönemde hedefimiz az da olsa
kâr etmek ve nakit akışını sürekli kılmaktı. Bu amaçla hammadde
alımları küçük partiler halinde yapılıp, tahsilatlarımızdaki olası aksamalara karşı vadeli alım imkanları
değerlendirildi.
2000’li yıllarda sektörümüzün
gelişim ışığında firmanızın performansını nasıl değerlendirirsiniz?
2001 yılından bu yana iyi bir büyüme performansı gösterdik. Geçen
yılın sonunda başlayan global ekonomik kriz yaşanmasaydı büyümeye devam edecektik.
2010 yılında yatırım planlarınız var mı?
2008 yılı sonunda başlayan ekonomik kriz nedeniyle,
2009 yılı
yatırımlarımızın büyük bölümü ertelenmiş, yarım kalması teknik ve
ekonomik açıdan uygun olmayanlar
ise tamamlanmıştır.
2010 yılı yatırım programı çalışmalarımız şu günlerde devam etmekte olup, üretim ihtiyaçlarına
paralel ve yenileme amaçlı yatırımlarımıza devam edilmesi düşünülmektedir.
23
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
HANNOVER MESSE 2010
Bütün sanayi ve tedarikçiler yenilikçi teknolojiler ve kolay
çözümler ile buluşacak.
Sanayi üreticileri ve sağlayıcıları
için dünyanın lider iş ve teknoloji etkinliği HANNOVER MESSE 2010’un
bu yıl ki sloganı, “daha etkin,
daha yenilikçi, daha sürdürülebilir” oldu.
19 - 23 Nisan 2010 tarihlerinde
Hannover’de gerçekleşcek olan fuar,
sanayide otomasyon, enerji teknolojileri, sanayi sağlayıcıları, hizmet
ve geleceğin teknolojileri konularını
kapsıyor. Ülkedeki farklı teknolojik
yenilikleri göstermek ve diğer ülkelerle olan iş ilişkilernini güçlendirmek amacıyla, bu yıl seçilen partner
ülke de İtalya.
HANNOVER MESSE 2010, yine
tüm sanayi sektörünü çatısı altında
toplayarak, dünya sanayiini yenilikler, araştırma ve geliştirmeler, teknolojiler ve malzemeler ile tanıtıyor.
Fuarın ana sektörleri enerji, mobilite, otomasyon ve sanayi sağlayıcıları olacak.
Bilim ve ekonomi alanlarında bilgi
alış verişin daha etkin yapılmasını
sağlayan forumlar, kongreler ve seminerler ile fuar zenginleştirilerek,
katılım ve ziyaretçilere doyurucu bir
program garanti ediyor.
HANNOVER MESSE 2010’da organize edilecek ihtisas fuarları,
fabrika, proses ve bina otomasyon
çözümlerine yönelik olan INDUSTRIAL AUTOMATION, yazılımları ve
bilgi işlem çözümlerini içeren DIGITAL FACTORY, yenilenebilir enerji,
enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı ile
ilgili ENERGY, uluslararası güç kaynağı POWER PLANT TECHNOLOGY,
mikro ve nano teknoloji konulu
MICRONANOTEC, hibrit ve güç üre-
tim ve aktarım elemanları ile ilgili
MOBILITEC, araştırma ve geliştirme konularını içeren RESEARCH &
TECHNOLOGY, döküm, dövme otomotiv yan sanayi konularına yönelik
INDUSTRIAL SUPPLY fuarları gerçekleştirecek. Eskiden Subcontracting olarak tanıdığımız yan sanayi
ihtisas fuarı 2010 yılı itibariyle INDUSTRIAL SUPPLY olarak anılacak.
Sektöre yeni giriş yapanlardan,
sektörün ehlilerine kadar, HANNOVER MESSE 2010 60 yıldır, öncülük,
teknoloji, malzeme ve konsept olarak, bütün katlanları karlı çıkartacağını garanti ediyor.
Daha detaylı bilgi için: www.
hannovermesse.de/industrial_
supply_e
2010 Yılının Özel Programları:
•
•
•
•
Suppliers’ Convention:
Konularında lider uluslararası konuşmacıların yan sanayi endüstrilerinin gelecek stratejilerinin tartışıldığı platformdur. Bu platformun bir parçası olabilirsiniz.
NEW!:
Themed presentation “Lightweight Construction”: “Less is more” mottosuyla, konularında önde gelen uzman
üreticiler, kurguladıkları hafif ürün tasarım yaklaşımlarını sergileyecekler. Burada herkes kendi kurgusunu sergileme şansını elde edecek.
Themed presentation “gegossene Technik”:
Her yıl olduğu gibi, Alman Döküm Federasyonu (BDG) tarafından organize edilen
“dökülen teknik” temalı sunuşta, “Made in
Germany” etiketli bütün ürün, proses ve
hizmetlerden oluşan mükemmel bir seçim
spektrumu sunulacak. (TÜDÖKSAD katılımı
bu serginin yanında yer alacaktır.)
Themed presentation “Solid Forming”:
“Katı şekillendirme” temalı sunuş size
şu soruyu soracak:
Neden sizin markanız, ileri teknolojili hafif
ürünlerle, örneğin otomotiv sanayiine tedarikçi olmasın?
Türkcast 2010 Sayı 13
24
haber
news
Türk Döküm Sanayii HANNOVER
2010'da Buluşacak
Hey yıl büyüyen Hannover standımız 2010 yılında
1.000 m2 ye yaklaştı…
Türkiye
Döküm
Sanayicileri
Derneği olarak 2000 yılından beri
üyelerimizle beraber sürekli yer
aldığımız Avrupa’nın en önemli endüstri fuarı Hannover Messe 2010
için katılım çalışmalarına başlamış
ve stand yerleşimini neredeyse tamamlamış bulunuyoruz.
200 yılından beri üyelerimizle yer aldığımız ve 2007 yılında
Türkiye’nin partner ülke olmasıyla beklentilerimizin üzerindeki ilgi
Türk Dökümhaneleri standını 3
numaralı dökümcülerin yer aldığı
holde en dikkat çekici grup katılımı
haline getirdi.
Avrupalı ana sanayinin Türkiye’ye
olan yoğun ilgisi grup standımızın
kendi konusunda bir çekim merkezi haline getrimiş ve üyelerimizin
giderek artan fuar tecrübeleriyle
bu ilgiyi iş bağlantılarına çevirdikleri gözlenmektedir.
Konjonktürün yarattığı sanayi
üretimindeki
dalgalanmalar
nedeniyle mevcut pazarlarımızı
korumak ve yeni müşterilere ulaşabilmemiz, üretim yeteneklerimizi ve mevcudiyetimizi en önemli
hedef pazarımız Avrupa’da gereği
gibi sergilemek bu yıl önemli bir
hedef olmuştur. Subcontracting
olan fuarımızın adı bu yıl Industrial Supply olarak değiştirilmiş,
endüstrideki trendlerin çizgisiyle
6. holde “Lightweight Construction” özel sergisi de sergileme
gruplarına eklenmiştir.
Fuarın organizatörü Deutsche
Messe AG, milli katılımı resmi izinle organize eden HM International Istanbul A.Ş ve rezervasyon
ve stand operasyonlarını yürüten
HM Ankiros A.Ş. ile dernek yönetimi olarak yürüttüğümüz çalışmalar ile Türkiye Döküm Sanayicileri
Derneği grup katılımında;
• Grup standımız, önceki
yerlerimiz ile Alman Dökümcüler
Birliği VDG nin standına kadar
olan komple alanı içine alacaktır.
(yaklaşık 1000 m2)
• Stand konstruksiyonu bu
büyüklükteki katılımın gerektirdiği
etkiyi yaratacaktır.
• Büyük bir Tüdöksad ortak
alanı katılımcıların kullanımı için
ayrılacaktır.
• Türk Döküm Pavyonu Deutsche
Messe ve Tüdöksad’ın mevcut
adreslerine duyurulacak,
Almanya’daki konuyla ilgili
yayınlara ilanlar ve haberler
yayınlatılacaktır.
• Milli katılım kataloğu
hazırlanarak ilgililere dağıtılması
sağlanacaktır.
• Fuar gazetesinde Türk
Döküm Sanayi ile ilgili haber
yayınlatılacaktır.
• Ulaşım ve konaklama konusunda
yardımcı olmak üzere üyelerimize
mevcut bağlantılarımız ve
tecrübelerimiz aktarılacaktır.
Hannover Industrial Supply TÜDÖKSAD Milli Katılım Yerleşimi (30.12.2009)
25
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
TÜDÖKSAD 2010’da Genel Kurul’a Hazırlanıyor!
17. Yönetim Dönemi için Genel Kurul Şubat ayında toplanacak.
T
ÜDÖKSAD; Tüzük ve Dernekler Kanunu hükümleri uyarınca iki senede bir yapılan Dernek Genel
Kurulu’nu bu yıl yapmaya hazırlanıyor. Tüdöksad Yönetim Kurulu, Şubat ayında yapılacak olan Genel
Kurul’un hazırlıklarına şimdiden başladı. Her Genel Kurul
toplantı sonrasında düzenlenen akşam yemeği, bu yıl da
gerçekleştirilecek. Akşam yemeğine bütün üyelerimiz davet edilecektir.
GENEL KURUL İLANI
TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NDAN
Derneğimizin 17. Olağan Genel Kurul Toplantısının
8 Şubat 2010 günü saat 16:00’da
İstanbul Gayrettepe Point Hotel'de
aşağıdaki gündem maddelerine göre yapılması planlanmıştır.
Belirtilen günde çoğunluk temin edilemezse,
17 ŞUBAT 2010 Çarşamba günü saat 16:00’da
aynı yerde çoğunluk aranmaksızın aşağıdaki gündem ile yapılacaktır.
Değerli üyelerimizin Genel Kurul toplantımıza ve
sonrasındaki Akşam yemeğimize katılmaları saygı ile rica olunur.
GÜNDEM:
1. Açılış ve Saygı Duruşu;
2. Divan Heyetinin Seçimi, (Başkan, Katip, Oy Toplayıcısı)
3. Toplantı gündeminin kabul edilmesi,
4. Divan Heyetine Genel Kurul tutanaklarını imzalama yetkisi verilmesi;
5. 17. Dönem Yönetim Kurulu faaliyet raporunun okunması;
6. 17. Dönem Denetim Kurulu raporunun okunması;
7. Yönetim ve Denetim Kurullarının aklanması;
8. Yeni Üye Adaylarının, Taahhütlerini yerine getirmeyen veya üyelik koşulları değişen üyelerin durumlarının oylanması;
9. Yeni Yönetim Kurulunun 7 asil, 5 yedek üyesinin seçiminin yapılması;
10. Yeni Denetim Kurulunun 3 asil, 3 yedek üyesinin seçiminin yapılması;
11. 2010 - 2011 Yılı Bütçesinin ve Çalışma programının görüşülüp oylanması;
12. Yönetim Kurulunun Bütçe’nin uygulanması ve Yeni Dernek Merkezi Satınalması yetki oylanması;
13. Dilekler, temenniler ve kapanış.
Türkcast 2010 Sayı 13
26
haber
news
Geleceğe Hazırlık İçin Krizden Yararlanmak
Krizden yararlanarak, geleceği için hazırlık yapan Atik Metal, pazar payını korumak için tesisini modernize ediyor. Giderek artan döküm taleplerine karışılık verebilmek için, hws’den sipariş ettiği EFA-SD 6 tipi yeni SEIATSU-kalıplama tesisi
ve üretim hatları ile ürettiği kaliteli ve yüksek değerli döküm ürünleri ile, piyasada
yerini almayı planlıyor.
D
öküm sanayinin dünya
çapında yaşadığı kriz döneminin halen ne zaman
sona ereceği açık değildir. Yine de,
bu durum makine, tesis ve prosedürleri modernleştirerek ve optimize ederek piyasada güçlü şekilde
ayakta kalmak için avantaj olarak
kullanılmalıdır.
Son yıllarda, dökümhanelerin
kapasite kullanımı ve yoğun üretim
talepleri, tesis kullanım iyileştirmelerine ve modernizasyon çalışmalarına olanak sağlayamayacak
şekilde oldukça yüksekti. % 120
oranında üretim ve haftada 19-20
vardiaya nadir rastlanan bir durum
değildi. Bu koşullar altında, modernizasyon ve değişiklik yapmak
„ Açık Kalp Ameliyatına“ eş değer
durumda olacaktı.
Bugün dökümhaneler büyük öl-
çüde ve önemli oranda düşük kapasite ile çalışmaktadır. Böylece
bugüne kadar vakit ayırılamayan
problemler ile ilgilenme ve gelecek
için orta vadeli planlar yapma imkanı doğmaktadır.
Planlama gelecek için yapılan bir
hazırlıktır. Tesisler modernize edilmeli ve yeni teknolojiler takip edilmelidir. Pazar payını korumak için
rekabet gücü önemli bir husustur.
Bu da büyük ölçüde Avrupa’daki
dökümhanelerin açık arayla önde
götürdüğü üretkenlikten geçmektedir. Üretkenliğe ise en önemli
katkıyı güvenilir ve esnek tesisler
sağlamaktadır.
Atik Metal, (eski adıyla Akdöküm)
de, İzmir‘de kurulu, geleceğe yatırım yapan zor ekonomik şartlarda
cesaret örneği olarak gösterilebilecek bir firmadır. Şu andaki mevcut
dökümhaneleri İzmir’in yerleşimi
giderek yoğunlaşmış bir ilçesi olan
Bornova’dadır. Atik Metal İzmir’in
dışında bir sanayi bölgesinde yeni
yatırım yapmış olup, üretimi peyderpey yeni dökümhaneye kaydıracaktır. hws bu yeni dökümhane
için 1250x1000x350/350 mm derece ölçülerine sahip ve 100 kalıp/saat kapasiteli EFA-SD 6 tipi
yeni bir SEIATSU-kalıplama tesisi
üretmektedir. Yeni kalıplama tesisi 2009 yılı sonunda sevk edilecek
ve 2010 yılının ilk çeyreğinde işletmeye alınacaktır. Bunun dışında
mevcut dökümhanelerinde halen
çalışmakta olan hws kalıplama hattı da yeni dökümhaneye nakledilecektir. Yeni kalıplama tesisi Atik
Metal/Akdöküm’ün dördüncü hws
kalıplama tesisi olacaktır. Daha
önce Akdöküm’de bir adet EFASD 5,5 tipi ve iki
adet EFA-SD 4 tipi
SEIATSU- Kalıplama tesisi ile üretim
yapılmaktaydı. Atik
Metal geçtiğimiz yıllarda büyük döküm
parçaları için giderek artan taleplere
karşılık verebilmek
adına sipariş vermiş
olduğu yeni kalıplama tesisi ile küçük
parçalarla
yaklaşık
birlikte
250
kg’a
kadar büyük parçaları da üretebilecektir.
Dökümhanelerde kalıplama tesisi planlamasına etki yapan unsurlar
Türkcast 2010 Sayı 13
28
haber
Öngörü sahibi birçok örnekten biri olarak Atik Metal, büyük döküm parçalarına olan taleplerin normal
seviyelerine geri döndüğünde yeni modern kalıplama tesisiyle piyasada kaliteli, yüksek değerli döküm
ürünleriyle yerini alacaktır.
Halen çeşitli kalıplama metodları ile çalışan makine
ve tesisler şu an için yeterli olsa da özellikle otomotiv
endüstrisinin gelecekteki taleplerini karşılayamayacaktır. Kalıplama tesisi imalatçılarının açısından son
yıllarda döküm kapasiteleri yüksek tesisler üretilmiştir. Bu tesisler en yeni teknolojilerle çalışmakta olup
yüksek kalite ve değere sahip döküm parçalarının
üretiminde iyi neticeler vermektedir.
Geleceğe iyi hazırlanmak için dökümhaneler
ne yapmalıdır?
Planlama departmanları büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Heinrich Wagner Sinto (hws) gibi tesis
news
üreticileri, geçmişte de planlama konusunda dökümhanelere destek olmuş ve halen de kalıplama tesis
ve makineleri konusunda her türlü desteğe memnuniyetle hazırdır. Ayrıca kum hazırlama ve döküm manipulasyonu gibi kompleks konularda uzmanlaşmış
firmalar ile yıllardır süregelen işbirliği de bu desteğe
önemli katkıda bulunmaktadır.
Hws bu yıl 23 adet kalıplama tesisi, kalıplama makinesi, ve döküm otomatı sevk edecektir. Şimdi orta
ve uzun vadeli projeler için planlama zamanıdır. Sabit
durmak geri gitmek ve kötü senaryoları beklemek demektir. Çünkü bir şey kesin: Bu kriz de sona erecek
ve doğru konseptlerle donatılmış hazır firmalar kesin
bir rekabet avantajı sağlayacaktır.
29
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
Üyelerimizden
Tahribatsız Muayene
Eğitiminde Yeni Bir Kuruluş!
Türkiye’de kurulan ATG EĞİTİM VE DANIŞMANLIK, ATG S.R.O./Çek Cumhuriyeti
ve Meta-Mak Metalurji Ltd. Şti. firmalarının ortak girişimi ile, bireysel ihtiyaca yanıt
vermek üzere Tahribatsız Muayene Eğitimleri faaliyetine başladı.
P
T (Penetrant Testi), MT
(Manyetik Partikül Testi),
UT (Ultrasonik Test), ET
(Eddy-Current Testi), RT (Radyografik Test), VT (Gözle Muayene) ve
LT (Kaçak Tespit Testi)’den oluşan
standart NDT eğitimleri ve kaynak
inspektörü eğitimi faaliyetlerinde
Döküm
larının
teknolojilerinin,
ve
sağlayıcılarının
bulunan ATG, eğitimleri EN ve/veya
ASNT standartlarına göre verecektir. Eğitim hizmetleri dünyaca kabul
gören birçok uluslar arası kurum
tarafından onaylı olup, eğitmenler
dünyanın birçok yerindeki projelerde yer almış uzun süreli tecrübeye sahip yetenekli uzmanlardan
oluşmaktadır.
Aynı
zamanda eğitmenler,
deneyimlerini,
kursiyerler ile de paylaşacaklar.
Eğitimin
teorik kısmı sınıflarda
yürütülecek,
pratik
kısmı ise tam donanımlı laboratuarlarda
ya da proses içerisinde teknolojik cihazlar
ile saha uygulamaları
formatında sağlanacaktır.
Kurslar, Seviye I, II ve III için
eğitim, yeterlilik ve sertifikalandırma hizmetleri ile sunulacak. Alınacak kursun özellikleri, konu ile ilgili
ne kadar deneyimin olduğuna, daha
önceden herhangi bir eğitim görülüp görülmediğine, başka bir sertifikanın olup olmadığına ve hangi tür
sertifika alınmak istendiğine bağlı
olarak değişmektedir.
Uzmanlar, firma gereksinimlerine
uygun olan eğitim programını ayarlayabilmekte ve istenilen standart
ve dokümanlara bağlı olarak kurslar
hazırlayabilecek. Bu eğitim kursları
ATG Eğitim Merkezleri’nde sağlandığı gibi müşterinin iş yerinde de verilebiliyor.
ekipmantanıtıldı-
ğı, Hindistan’ın tek döküm fuarı IFEX
2010, 58. Hindistan Döküm Kongresi ile
eş zamanlı olarak, 5 - 7 Şubat 2010 tarihlerinde düzenleniyor. Daha fazla bilgi için www.ifcindia.net sitesini ziyaret
edebilirsiniz.
31
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
WIN – World of INDUSTRY 2010
Lider Sektörler Avrasya’nın En Büyük İmalat Endüstrisi Fuarında Bir Arada
WIN – World of Industry, lider sektörleri Avrasya’nın en büyük imalat endüstrisi fuarında bir araya
getirmeye devam ediyor.
Ş
ubat 2010’da gerçekleşecek olan WIN fuarı, Hannover Messe International
İstanbul Uluslararası Fuarcılık ve
Hannover Messe Bilişim Fuarcılık’ın
iş birliği ile Deutsche Messe Group
Hannover’in, 04 Aralık 2009 tarihinde İstanbul Ceylan International
Hotel’de düzenlediği bir basın toplantısında, basına duyuruldu.
Türkiye’nin dünya imalat sektöründeki rölünün her geçen gün arttığı
belirtilerek, Avrupa Komisyonu’nun
ekonomik tahmin raporuna göre
2010 yılında % 2.8 büyüme kaydederek, Avrupa’nın en hızlı büyüyen
ülkesi olacağı ve 2011’de bu oran
% 3.6’ya çıkacağına dikkat çekildi. Dünyanın 11., Avrupa’nın ise
3. büyük demir-çelik üreticisi olan
Türkiye’nin, aynı zamanda otomotiv
üretimi alanında dünyada 16., gemi
inşa sektöründe 4., enerji üretimi
konusunda 13. ve yurtdışına doğrudan yatırım oranlarında 15. konumda olduğu vurgulandı.
70’ten fazla ulusal ve uluslararası
sektörel birliğin ve kuruluşun desteği ile düzenlenen WIN, yüksek
sayıdaki uluslararası katılımcı ve ziyaretçisiyle Türk sanayicilerine yeni
pazarlar edinme, iş hacimlerini ge-
nişletme, yeni iş bağlantıları kurma,
ürün ve hizmetlerini tüm dünyadan
karar vericilere doğrudan tanıtma
imkânı sunuyor.
İmalat sektörünün ulusal ve uluslararası katılımcılarının ve satın almacılarının buluşma noktası olan
WIN’de özellikle komşu ülkelerden
davet edilen satın almacılar ağırlanacak ve “İş Birliği Günleri” kapsamında katılımcılarla birebir görüşmeler
yapma imkânı bulunacak.
WIN – World of Industry 2010
ile ilgili daha ayrıntılı bilgi, www.
win-fair.com
web
adresinden
edinilebilir.m
Türkiye sanayini ve gelişen teknolojileri global bir platformda tanıtmayı amaçlayan fuar, 04 - 07 ve 25 - 28
Şubat’ta 7 lider sektörü iki fazda bir araya getirecek:
WIN 1. Faz:
04 – 07 Şubat 2010’ta
1−
MACHINERY’10 (15. Makine İmalatı ve Metal İşleme Teknolojileri Fuarı)
2−
WELDING’10 (10. Birleştirme, Kaynak ve Kesme Teknolojileri Fuarı)
3−
SURFACE TREATMENT’10 (4. Yüzey İşlem Teknolojileri Fuarı)
4−
MATERIALS HANDLING’10 (9. Taşıma, Depolama, İstifleme ve Lojistik Fuarı)
WIN 2. Faz:
25 – 28 Şubat 2010’da
Türkcast 2010 Sayı 13
32
1−
OTOMASYON’10 (17. Endüstriyel Otomasyon Fuarı)
2−
ELECTROTECH’10 (11. Enerji, Elektrik ve Elektronik Teknolojileri Fuarı)
3−
HYDRAULIC & PNEUMATIC’10 (7. Akışkan Gücü Teknolojileri Fuarı)
makale article
Kongrelerden Tebliğler
Şener MUTER
CMS Jant ve Makine Sanayi A.Ş, İzmir
[email protected]
Alüminyum Döküm Şirketlerinde Yeniden
Yapılanma Zorunluluğu
A
lüminyum döküm sektöründe küresel rekabetle
ve ekonomik krizle baş
edebilmek için, teknolojide ve pazar koşullarında yeni gelişmeleri
sürekli izleme zorunluluğu ön plana
çıkıyor. Ayrıca gelecekle ilgili riskleri ve fırsatları değerlendirerek yeni
kurumsal stratejilerin oluşturulması
gerekiyor.
Yeni teknolojilere ve büyük üretim
kapasitelerine sahip olan uluslararası döküm şirketleri daha rekabetçi üretim modelleri oluşturmak için
gelişmekte olan ülkelerdeki daha
düşük maliyeli üretim fırsatlarını değerlendirme eğiliminde bulunuyor.
Küresel ekonomik kriz nedeniyle
ülkemizdeki alüminyum döküm şirketlerinin yeniden yapılanmaları ve
rekabetçi iş modelleri oluşturmaları
büyük bir önem taşıyor.
Alüminyum döküm parça üretim
firmalarının yeni bir ürün ve üretim
sistemi tasarımında, bir başka deyişle daha projenin başlangıcında,
ana otomotiv firmalarıyla iş birliği
içinde olmaları büyük yararlar sağlıyor. Alüminyum döküm firmalarının
yeni döküm parça projelerinde ener-
Türkcast 2010 Sayı 13
34
ji tasarrufuna, verimliliğe ve maliyet
düşürme hedeflerine yönelik olarak
ana müşteri firmalarının tasarım ortağı olmaları artık bir zorunluluk haline gelmiş bulunuyor.
Bu koşullar altında alüminyum
döküm firmalarının, eskiden olduğu
gibi, sadece döküm parça üreterek
rekabetçi olabilmeleri artık söz konusu değil. Bu bildiride alüminyum
döküm sektöründe güncel sorunların ötesinde gelecek öngörüleri ve
alınması gereken yeni önlemler inceleniyor.
Anahtar Kelimeler: Alüminyum
döküm sektöründe iş birlikleri, kriz
yönetimi, küresel rekabet koşulları,
yeniden yapılanma
1.
GİRİŞ
Türkiye’de alüminyum döküm
parça sektörü 60 yıllık bir geçmişe sahip. Özellikle otomotiv sanayi
üretiminin sürekli artması ve döküm
parça ihracatında taleplerin çoğalması nedeniyle alüminyum döküm
sektörü ülkemizde geçtiğimiz yıllarda sürekli bir gelişme gösterdi.
Küresel rekabet ve ekonomik kriz
nedeniyle Türkiye’de alüminyum
döküm sektöründe küçük kuruluşlar artık varlıklarını sürdürme çabası
içinde bulunuyor. Orta ve büyük ölçekli kuruluşlarda yeni teknoloji ve
kapasite arttırma yatırımları ekonomik kriz nedeniyle yavaş ilerliyor.
Türkiye’de alüminyum döküm
sektöründe büyük kapasiteleri hedef alan yeni yatırım eğilimleri de
bu koşullarda gerçekleştirilemiyor.
Türkiye’deki büyük ölçekli alüminyum döküm şirketlerinin uluslararası pazarlara döküm parça ihracatı
da küresel ekonomik kriz nedeniyle
olumsuz yönde etkileniyor.
Türkiye’de
yıllık
alüminyum
döküm parça üretim kapasitesi
180.000 tona ulaşıyor. Alüminyum
döküm sektöründe ekonomik kriz
nedeniyle yaklaşık yüzde 40 oranında bir boş kapasite olduğu tahmin
ediliyor. [1]
2.
ALÜMİNYUM DÖKÜM SEKTÖRÜNDE KÜRESEL REKABET
KOŞULLARI
Küresel rekabetle baş etmek isteyen alüminyum döküm şirketlerinin
yeni bir alüminyum döküm parça ya
da bir ünite talebi olduğunda müşte-
makale article
ri konumundaki ana sanayi şirketleriyle projenin başlangıcında işbirliği
yapmaları gerekiyor. Böylece talep
edilen döküm parçaların tasarımı
aşamasında, bir başka deyişle işin
başlangıcında, döküm şirketlerinin
teknik elemanlarıyla müşteri şirketlerin teknik elemanlarının birlikte
çalışma zorunluluğu var.
Yeni bir alüminyum döküm parçanın tasarımı ve bu parçanın monte
edileceği ünitede işlevsel ayrıntıların incelenmesi bir yıla yakın zaman
alabiliyor. Bu kapsamda yapılan
ekip çalışmaları alüminyum döküm
şirketlerinin yeni siparişler almaları
açısından daha güvenilir bir ortam
yaratıyor. Bu çalışmalar üretilecek
döküm parçaların üretim sisteminin
daha rasyonel verilere dayanmasını
ve maliyetlerin azaltılmasını da sağlıyor.
Alüminyum döküm şirketleri döküm, işleme ve testlerle ilgili makine ve donanımlarını kendi proje ve
tasarımlarına göre özel olarak imal
ettirebiliyor ya da bir takım verimlilik ve kalite arttırıcı önerilerde bulunabiliyor. Böylece sektörde öncü
alüminyum döküm kuruluşları üretim süreçlerini oluştururken kendi
deneyimlerini de yeni projelerine
katabiliyor ve rekabet güçlerini artırabiliyor. [2]
Alüminyum döküm sektöründe
uygulanan otomasyon sistemlerine
karşılık yine de insan faktörü önemli
bir rol oynuyor. Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa
Birliği Ülkeleri’nde alüminyum döküm işleri yapan şirketler giderek
rekabet güçlerini kaybediyor ve küresel rekabette zorlanıyor.
Ayrıca küresel pazarlara üretim
yapan alüminyum döküm şirketleri
daha rekabetçi olabilmek için kalıp
ve model üretimlerini denizaşırı ülkelerde yaptırıyor. Bu amaçla Çin’de
kalıp üreten şirketlerle ortaklıklar
kuruluyor. [3]
Küresel pazarlarda alüminyum
döküm sektöründe yaşanan değişime bir örnek de Amerika Birleşik
Devletleri’nden (ABD) verilebilir.
Şirket satışları ve birleşmeler nedeniyle ABD’nde alüminyum döküm
şirketlerinin sayısı giderek azalıyor.
Küçük şirketler ya kapanıyor ya da
birleşme nedeniyle büyük kapasiteli
döküm şirketleri kuruluyor.
ABD’nde yapılan çeşitli araştırmalara göre önümüzdeki 10 yıl içinde
bu sektörde yüzde 40 oranında bir
küçülme olacağı tahmin ediliyor. [4]
Buna neden olarak özellikle Çin’den
ithal edilen alüminyum döküm parçaların ve ünitelerin ithalatının hızlı
bir şekilde artması gösteriliyor.
Ayrıca sektördeki konsolidasyon
nedeniyle ortaya çıkan büyük ve
güçlü rakipler karşısında yeni döküm tesisi yatırımlarının çok bilinçli
yapılması gerekiyor. Batı ülkelerinde
alüminyum döküm sektöründe yapılan ileri teknoloji yatırımları giderek
üretim maliyetlerinin daha düşük
olduğu ülkelere yöneliyor. Bu gelişmeler Türkiye’de alüminyum döküm
sektörü için yeni riskler ve yeni fırsatlar yaratıyor. [1]
3.
ALÜMİNYUM DÖKÜM TEK-
NOLOJİLERİ
Alüminyum döküm sektöründe,
artan küresel rekabet nedeniyle,
şirketlerin karlılıkları giderek azalıyor. Bu sektörde rekabet gücünü
artırmak için yüksek verimlilikle
üretim yapan yeni teknolojilerin uygulanmasına gereksinim duyuluyor.
Alüminyum döküm yönteminin seçiminde ise dökülecek parçanın tasarımı, döküm kalitesi, boyutları,
üretim adedi, üretim verimliliği ve
üretim maliyeti göz önünde bulunduruluyor.
Alüminyum döküm sektöründe
rekabetçi bir şirket olabilmenin bir
önkoşulu da talep edilen parçalarda
istenen teknik özellikleri sağlayacak
en ekonomik üretim teknolojilerini
uygulamak. Alüminyum döküm sektöründe yeni yatırımlar yapılırken
rekabet gücü kazanma açısından da
teknoloji seçimi büyük bir önem taşıyor.
Uluslararası pazarlarda uygulanan
çeşitli alüminyum döküm parça üretim teknolojileri şöyle sıralanabilir:
• Kum döküm, (sand casting)
• Kokil döküm, gravite döküm, (gravity
casting, permanent mould casting)
• Yüksek basınçlı döküm, pres döküm, enjeksiyon döküm (high pressure die casting)
• Vakumda döküm, (vacuum die casting)
• Alçak basınçlı döküm, (low pressure
die casting)
• Alçak basınçlı ya da kokil döküm
parçalara sıvama yöntemiyle son
şeklinin verilmesi, (flow forming)
• Karşı basınçlı döküm, (counter pressure die casting)
• Santrifüj döküm, (centrifugal die
casting)
• Hassas döküm, kaybolan mum döküm, (lost wax casting, lost foam
process, investment casting)
• Kabuk maça döküm, (shell moulding)
• Yarı katı döküm, ezme döküm,
(Semi solid die casting, Squeeze
casting)
• Kaybolan mum döküm, (Lost Foam
casting, evaporative pattern casting))
• Thixocasting
• Rheocasting
Türkiye’de uygulanan alüminyum
döküm yöntemlerinin yüzde 90’nını
kum döküm, gravite döküm, alçak
basınçlı döküm ve yüksek basınçlı
döküm oluşturuyor. Öteki alüminyum döküm teknolojilerinin ticari
açıdan kullanımı ülkemizde henüz
yaygınlaşmış değil. Ürün kalitesi
ve maliyet avantajları göz önünde
bulundurularak yeni döküm teknolojilerinin deneme ve üretim çalışmalarının yapılması gerekiyor.
4. ALÜMİNYUM DÖKÜM SEKTÖRÜNDE YENİ STRATEJİLER
Günümüzdeki yoğun rekabet ortamında alüminyum döküm sektöründe döküm parçaların kalitesini
yükseltmek, üretim verimliliğini ar-
35
Türkcast 2010 Sayı 13
makale article
tırmak ve maliyetleri düşürmek büyük bir önem taşıyor. Alüminyum
dökümhane yönetimindeki temel
ilkeler müşteri odaklı olma, verilerle
yönetim, süreç yönetimi, sürekli iyileştirme, tedarikçilerle işbirliği olarak sıralanıyor.
1.
4.1. Müşteri Odaklı Üretim
Güncel ve gelecekteki müşteri
beklentilerinin önceden saptanması
ve bunlarla ilgili alternatifli iş planlarının tasarlanması gerekiyor. Burada
önemli olan nokta müşteri beklentilerinin de ötesine geçebilmek ve sürekli iyileştirme projeleriyle gelecek
senaryolarını bugünden oluşturabilmek. Bu kapsamda SWOT analizlerinin (güçlü ve zayıf yönler, riskler
ve imkanlar) ve kıyaslama (benchmarking) çalışmalarının yapılmasında yarar var. [4] Amaç koşulsuz
müşteri memnuniyetini sağlamak.
4.2. Verilerle Yönetim
Alüminyum dökümhane yönetim
sisteminin başarılı olabilmesi tüm
çalışanların bilgilendirilmesi, katılımı ve desteğiyle sağlanabiliyor. Bu
amaçla alüminyum dökümhanelerinde öncelikle iş süreçlerinin sadeleştirilmesi, süreçlerin çalışanlar
tarafından iyi anlaşılması ve kritik
performans göstergelerinin belirlenmesi gerekiyor. Ayrıca yalın üretim
prensiplerinden yaralanarak kalite
yönetim sisteminin etkinliğini artırmak ve ekip çalışmalarını gerçekleştirmek söz konusu olabiliyor.
Katılımcı yönetim, bir başka deyişle işi yapanların işi geliştirmeyle
ilgili görüş ve önerilerinin dikkate
alınması, kritik performans göstergelerinin belirlenmesinde çok yararlı
katkılar sağlıyor. Bu şekilde belirlenen kritik performans göstergeleri
iş süreçlerinin etkinliğinin ve çalışanların performansının ölçümü için
de güvenilir veriler oluşturuyor.
4.3. Süreç Yönetimi
Alüminyum
dökümhanelerinde ürün kalitesinden sadece be-
Türkcast 2010 Sayı 13
36
lirli bireyler ya da bölümler değil,
çalışanların tümü sorumlu. Oysa
işyerlerinde çalışan elemanlar üretim sorunlarının daha çok kendileri
dışındaki bireylerden ya da bölümlerden kaynaklandığını sanıyor. Bu
nedenle alüminyum dökümhanelerinde görevlerin ve sorumlulukların
açık bir şekilde tanımlanması ve
bireylerin yönetim sistemini daha
bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirmeleri gerekiyor. [5]
Küresel rekabetle baş edebilmek
için alüminyum dökümhaneleri sorunlarını, görev ve yetkileri belirlenmiş klasik müdürlükler ya da
bölümler aracılığıyla değil, işlere
bütünsel bakabilen yenilikçi proje
gruplarıyla ve süreç yaklaşımıyla çözüyor. Her şirket kendi süreç yapılarını kendisi belirliyor. Bu süreçlere
ekleniyor. Ayrıca alüminyum döküm
şirketlerinin yönetim sisteminde süreç yaklaşımının tüm çalışanlarca
doğru algılanması ve süreçler arası
koordinasyonun sağlanması büyük
bir önem taşıyor.
4.4. Sürekli Gelişme
Bütünsel kalite yönetimi müşterileri koşullarına uyum sağlama, kaliteli ve rekabetçi fiyatlarla üretim
yapma konusunda etkili oluyor. Sürekli iyileştirme ise iyi olanın daha
iyiye götürülmesi olarak tanımlanıyor. Alüminyum dökümhaneleri iş
geliştirme, planlama, üretim girdilerini tam zamanında tedarik, üretim
ve kalite yönetim sistemi konularında sürekli iyileştirme sağlamak zorunda.
Sürekli gelişme çalışmaları küçük ve sürekli adımlarla (Kaizen)
ya da aralıklı ancak sıçramalı çabalarla sağlanıyor. Kıyaslama (Benchmarking), öneri sistemi ve kalite
çemberleri de sürekli gelişme çalışmalareında etkili olan araçlar arasında yer alıyor.
4.5. Tedarikçilerle İşbirliği
Alüminyum
dökümhanelerinin
tedarikçileriyle birlikte sürekli iyi-
leştirme projeleri yapmaları ve sağlıklı bilgi akışı sağlamaları önem
kazanıyor. Tedarikçilerle iletişim ve
bilgi akışı düzenli bir şekilde sürdürülmezse bütünsel kalite yönetimi
uygulanamıyor. Ayrıca alüminyum
dökümhanelerinin kendi tedarikçilerinin kalite yönetim sistemlerini de
geliştirmelerini, ISO 9001:2000 ya
da ISO/TS16949:2002 standartlarına uyum sağlamalarını şart koşmaları gerekiyor.
Ana otomotiv sanayi ya da ana
imalat sanayi kuruluşlarının tedarikçisi konumunda olan alüminyum
döküm şirketlerinin de bağımsız
(akredite) bir sertifikasyon kuruluşundan kalite belgesi almaları ve bu
kalite sistem belgesi kurallarına uygun çalışmaları gerekiyor. Tedarikçilerin ISO 9001:2000 standartına
uyumu bu süreçte ilk adım olarak
kabul ediliyor.
2. ALÜMİNYUM DÖKÜM SEKTÖRÜNDE GELECEK ÖNGÖRÜLERİ
Alüminyum döküm şirketlerinin
verimli ve rekabet edebilir olabilmeleri için ekonomik üretim kapasitesine ulaşmaları büyük bir önem
taşıyor. Döküm yöntemiyle üretilen
parçalar teknik şartnamelerde istenen niteliklere uygun olarak ısıl işlem, talaş kaldırma, boya ve yüzey
işlemleri tamamlanarak müşterilerin montaj bandına hazır hale getiriliyor. Alüminyum döküm parçaların
malzeme analizleri ve mekanik testleri de iş akışı sırasında gerçekleştiriliyor.
Bu hizmetlerin çoğu dikey entegrasyon yoluyla şirket bünyesinde yapılıyor. Ancak daha rekabetçi
bir küresel şirket olabilmek için bir
takım iş süreçlerinin ve uzmanlık
isteyen teknoloji desteğinin dış kaynaklardan sağlanması (outsourcing)
zorunluluğu da giderek artıyor. Verimliliği ve karlılığı artırmaya yönelik dış kaynak kullanımı şirketlerin
rekabet gücüne olumlu katkılar sağ-
makale article
lıyor.
5.1. Türkiye’nin Avantajları
Alüminyum döküm sektörünün
geleceği ile ilgili ülkemizde olumlu
göstergeler bulunuyor.
Önümüzdeki yıllarda en uygun
alüminyum döküm şirketi yatırımı
yapılabilecek ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Yabancı kaynaklı
bir araştırmaya göre Avrupa Birliği
üyeleri dışındaki ülkeler arasında
Türkiye, Rusya, Ukrayna, Moldoya,
Hırvatistan, Belarus, Sırbistan ve
Bosna bu açıdan avantajlı olan ülkeler. [6]
Türkiye’nin alüminyum döküm
sektöründe yapılacak yatırımlar
açısında cazip bir ülke olmasını
desteklemek amacıyla daha alınması gereken çeşitli önlemler bulunuyor:
• Alüminyum döküm sektörü için nitelikli ve deneyimli elemanların yetiştirilmesi,
• Üretim maliyetlerinin sürekli rekabet edebilir düzeyde tutulması,
• Enerji ve hammadde temininin rekabet edebilir olması,
• Bürokratik işlemlerin azaltılması,
• Yatırım teşviklerinin etkinliğinin artırılması,
• Ekonomik ve mali dengelerin sürekliliği,
• Üniversite – sanayi işbirliğinin geliştirilmesi,
• Vergi sisteminin yatırımları ve istihdamı destekleyici niteliklerinin
artırılması,
• ARGE teşvikleri ve yeni teknoloji
için sağlanan teşviklerin yayılımı,
• Lojistik destekler,
Yukarıda belirtilen konularda
olumlu gelişmelerin sağlanması
Türkiye’de uluslararası nitelikte
alüminyum döküm sektörünün gelişmesi açısından büyük bir önem
taşıyor.
5.2. Yeni Pazarlara Açılma
Avrupa ve Kuzey Amerika’da
otomotiv sektörün üretimi giderek
azalıyor. Uluslararası alüminyum
döküm pazarı otomotiv sektörünün üretiminin artacağı ülkelere
yöneliyor. Bu nedenle Türkiye’deki
alüminyum döküm şirketleri Asya
ve Doğu Avrupa pazarlarına üretim
yapan rakipleriyle yarışmak zorunda bulunuyor. Bu nedenle yabancı
şirketlerle iş birliği yapmaya yönelik projelere öncelik vermek gerekiyor.
Türkiye’deki alüminyum döküm
firmalarının uluslararası pazarlara
açılabilmeleri için yeni teknoloji yatırımları ve verimlilik artırma
projeleriyle iş gücü maliyetlerinin
toplam maliyet içindeki oranını
aşağı çekmeleri gerekiyor. Artık
bu sektörde başarılı olabilmek için
yeni rekabet gücü kaynaklarından
yararlanmak gerekiyor.
Küresel rekabet ortamında alüminyum döküm şirketleri çalışacak
elemanları seçerken düşük ücret
ilk kriter olmamalı. Alüminyum
döküm sektöründe verimliliği, karlılığı ve müşteri memnuniyetini artırabilecek nitelikteki elemanların
seçimine öncelik verilmesi gerekiyor. Bu tutum işgücüne ödenecek
parayı artırıyor. Ancak bu koşullarda iş yerlerinin performansı daha
çok artması nedeniyle maliyetlerdeki işçilik payı giderek düşüyor.
Alüminyum döküm sektörünün
yeni pazarlara açılması açısından
çalışan elemanların eğitimleri ve
deneyim sahibi olmaları büyük bir
önem taşıyor.
5.3.
Sürekli
Gelişme
ve
Kıyaslamalar
Geleceğe hazırlanmanın en güvenceli yollarından bir tanesini
uluslararası rakiplerle kıyaslama
yapmak ve sürekli gelişme hedeflerini bu kıyaslama verilerine göre
belirlemek oluşturuyor. Uluslararası satın alma ve satış zincirinde
yer alabilmek için alüminyum döküm şirketlerinin kalite yönetim
sistemlerini uygulamaları da zorunlu oluyor.
Küçük ve orta büyüklükteki alüminyum döküm şirketlerinin yerel pazarlarda gelişebilmeleri için
desteğe ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca
Türkiye’deki alüminyum döküm
şirketlerinin yabancı ürünlerle haksız rekabet içinde olmaması için de
önlemlerin alınması gerekiyor.
5.4.
Alüminyumun
Yeniden
Değerlendirilmesi
Alüminyumu üretmek için gereken enerjinin sadece yüzde 5’i
kadar enerji tüketerek alüminyum
hurda ve geri dönüşler eritilip iyileştiriliyor ve yeniden kullanılabiliyor. Alüminyum hurda ve geri
dönüşlerin yeniden kullanımının
sağladığı ekonomik avantajlar nedeniyle gelecekte alüminyum daha
çok tercih edilecek metaller arasında yer alacak.
Büyük ölçekli alüminyum döküm
şirketleri alüminyum hurda ve geri
dönüşlerin yeniden değerlendirilmesi konusuna giderek daha çok
önem veriyor. Alüminyum döküm
şirketlerinin kendi bünyelerinde
alüminyum hurda ve geri dönüşleri değerlendirmeleri gerekiyor. Bu
konu alüminyum döküm şirketlerinin geleceğe yönelik rekabet gücü
kazanma stratejisinde önemli bir
yer tutuyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde
basınçlı dökümde kullanılan alüminyum döküm alaşımlarının yüzde 95’inin hurda ve geri dönüşten
elde edilen alüminyum alaşımları oluşturuyor. [5] Alüminyum
hurda ve geri dönüşlerin yeniden
değerlendirilmesi çevre koruma
kurallarına ve müşteri kuruluşların
zorunlu teknik koşullarına uygun
olarak yapılması gerekiyor.
5.5. Enerji Tasarrufu ve Doğayı
Koruma
Alüminyum pik, çelik ve sfero
döküm parçalara göre hafif bir metal olduğu için alüminyum döküm
parçaların motorlu taşıtlarda kullanımı enerji tasarrufu sağlıyor. Alü-
37
Türkcast 2010 Sayı 13
makale article
minyum genel olarak çevre dostu
bir nitelik taşıyor.
Doğayı koruma ve enerji tasarrufuna yönelik çalışmalar bütün
dünyada alüminyum döküm parça
kullanımına olan talebi artırıyor.
ABD’de yapılan bir araştırmaya
göre 2005 yılında araç başına ortalama 220 lb olan alüminyum döküm parça kullanımı günümüzde
300 lb’u aşmış bulunuyor. Bu nedenle alüminyum geleceğin metali
olarak kabul ediliyor. [5]
Motorlu taşıtların ağırlığı azaltıldıkça CO2 salınımı da azalıyor.
Yapılan bir araştırmaya göre 150
bin km yol giden 1.400 kg ağırlığında bir otomobil 100 km yolda
7 l benzin tüketiyor ve CO2 salınımı da 210 g/km’ye ulaşıyor. Aynı
araştırmada 1.100 kg ağırlığında
bir otomobil 100 km yolda 5.2 l
benzin tüketiyor ve CO2 salınımı
156 g/km’ye düşüyor. [6]
Alüminyum
döküm
şirketleri
motorlu taşıtlarda yakıt tasarrufu
sağlamak amacıyla ana otomotiv firmalarının alüminyum döküm
parça kullanımını artırmaya yönelik
araştırmalarına katkıda bulunmak
zorunda. Enerji tasarrufuna katkı
sağlayamayan ve doğayı koruma
önlemlerine çaba harcamayan alüminyum döküm şirketleri yakın bir
gelecekte döküm parça ihracatında zorluklarla karşılaşacak.
3. SONUÇLAR
Türkiye’de alüminyum döküm
sektöründeki boş kapasiteleri değerlendirebilmek ve döküm şirketlerinin küresel rekabet gücünü
artırabilmek için yeni teknoloji yatırımları, yeni tasarımlar, iş süreçlerinde verimlilik artırıcı önlemler
ve uluslararası işbirlikleri gerekiyor.
Türkiye’de alüminyum döküm
sektöründe boş kalan kurulu kapasitelerin çoğunluğunu eski döküm teknolojileri ile üretim yapan
küçük ve orta ölçekli kuruluşlar
oluşturuyor. Bu kuruluşlar kalite
Türkcast 2010 Sayı 13
38
güvence sistemi uygulamalarıyla
ve yeni teknoloji yatırımlarıyla rekabet güçlerini artırmak zorunda
bulunuyor.
Alüminyum döküm şirketlerinde
bilgi paylaşımı, yenilik ve yaratıcılık olmadan hiçbir etkinlik ileriye
dönük bir güvence sağlayamıyor.
Şirket yönetiminde bölümler arasındaki duvarların, bir başka deyişle iletişim engellerinin, kaldırılması
gerekiyor. Şirket içinde sağlıklı bilgi akışı ancak böyle sağlanabiliyor.
Yetkilendirilmiş ekipler nedeniyle
çok sayıda unvana ve yönetim kademelerine de gerek kalmıyor. Bu
yaklaşımlar iş akışının hızlanmasına ve verimliliğin artmasına neden
oluyor. [7]
Türkiye’deki alüminyum döküm
şirketleri yoğun iş gücü gerektiren
karmaşık parçaların üretiminde
batı ülkelerine göre daha çok rekabet avantajına sahip bulunuyor.
Ancak Çin, Hindistan, Kore, Tayvan
ve Doğu Avrupa ülkelerinde düşük
enerji maliyetleri, ucuz iş gücü
potansiyeli ve yöresel yatırım teşvikleri gibi nedenlerle Türkiye’de
alüminyum döküm şirketleri bu ülkelerle rekabette zorluk çekiyor.
Ekonomik kriz ve küresel rekabet ortamında alüminyum dökümhanelerinde merkezi yönetim
anlayışı çeşitli zorluklarla karşılaşıyor. Geçmişi tekrar ederek gelecekte başarılı olmak söz konusu
değil. Her şeyi bildiğini öne süren
ve her işe karışan yöneticiler ana
görevlerini yapmaya yeterli zaman
bulamıyor. Oysa yerinden yönetim
ve ekip çalışmaları bireyleri daha
enerjik, daha katılımcı ve daha yaratıcı yapıyor.
Alüminyum
dökümhanelerinde bütünsel kalite yönetiminin ve
kalite güvence sisteminin başarılı
bir şekilde uygulanması öncelikle üst yönetimin sorumluluğunda
bulunuyor. Yöneticiler sadece emir
vererek ve denetleyerek değil,
kurumsal hedefleri her düzeyde
çalışanlarla paylaşarak başarıya
ulaşabiliyor. Ayrıca şirket yönetim kültürünün yeni teknolojiler ve
yeni uygulamalarla sürekli güncelleştirilmesi gerekiyor. [8]
Alüminyum döküm sektörü ülkemizde imalat sanayinin gelişmesi
için zorunlu olan sektörler arasında yer alıyor. Alüminyum döküm
şirketleri günümüzde sürekli olarak küresel rekabetle baş etmek
zorunda bulunuyor. Kalite güvence
sistemlerinin niteliklerini müşteriler ve rekabet koşulları belirliyor.
Ülkemizde
alüminyum
döküm
sektöründe küresel rekabete açık
olma ve geleceği bugünden planlama zorunluluğu var.
KAYNAKLAR
1. “9. Kalkınma Planı (200720013), Demirdışı Metaller Özel
İhtisas Komisyonu Raporu”, DPT,
Ankara, 2006, s.6-16, 45-48, 6066
2. Ş.Muter, “Total Quality Management in Aluminium Foundries”,
66th World Foundry Congress,
İstanbul’04
3. Business Services Industry,
“Die Casting Industry Holds Steady for 2005; Urges Innovations
to Meet Competitive Challenges”,
Business Wire, Jan.11, 2006, p.6
4. R. Struk, “Quality Control
Systems in the Foundry”, American Foundry Society, s.27, 46, 98,
110
5. North American Die Casting
Association, “Die Casting Shaping
America’s Future”, www.diecasting.org, July 4th, 2008
6. “Managing a company in a
global market – case study HONSEL AG”, International Foundry
Forum, Vienna, Sep.19, 2008
7. Y. Kondo, “İşletmelerde Bütünsel Kalite”,
MESS, Türkiye
Metal Sanayicileri Sendikası, İstanbul, 1999
8. Ş. Muter, “Alüminyum Dökümhanelerinde Kalite Yönetim
Sistemleri”, Türkcast Türk Döküm,
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, Ocak-Mart 2008, s,40-43
39
araştırma investigation
Almanya Ifo İş İklimi (Business climate)
2009 Aralık Ifo Konjonktür Anket Sonuçları
Ifo İş İklimini İzlemeye Devam Ediyor
Münih Üniveristesi Ifo Enstitüsü Ekonomi Araştırmaları Başkanı Hans-Werner
Sinn, Aralık ayı anket sonuçlarına göre Almanya iş ikliminin düzelmeye devam ettiğini belirtiyor.
A
lmanya ekonomisinin endüstriyel Ifo iş iklimi endeksinin Aralık ayında yine
yükseldiği gözlenmekte. Firmaların
iş durumu anket sonuçları incelendiğinde, önceki aya göre daha olumlu olduğu tespit edildi. Önümüzdeki
altı ayın gelişmeleri ile ilgili tahminlerde, iyimser ve kötümserlerin bakış açıları arasında pek farkın
bulunmadığı söylenebilir. Son anket
sonuçlarındaki gelişmeler, geçen
kış döneminin kötümser havasının
ardından, beklenmedik bir sevinçle
karşılandı.
Kasım ayında iyileşmeye başlayan
üretim sanayiinin iş iklimi, bu ay
kendini daha da düzeltmiş görünüyor. Sanayi firmaları iş potansiyelini
önceki aya göre çok daha istikrarlı
görüyorlar. Fakat iyileşmelere rağmen, World Trade Center’e yapılan
bombalı saldırıdan önceki rakamlara ulaşılamadı. Önümüzdeki altı
ay için beklentiler hala beklenilen
yönde devam ediyor, ancak önceki
ayın tahminleri daha pozitif yöndeydi. Dış ticaret yapan firmaların anket raporlarına göre, diğer ülkelerle
ticari ilişkilerde olumlu gelişmeler
bekleniyor. Sanayi firmalarının insan kaynakları personel azaltma
yoluna gidecek.
Toptan ve perakende satışların iş
ikliminde yine düzelmeler var. Perakendeciler önceki ayın durumundan daha az memnun olmalarına
rağmen, önümüzdeki altı aylık gelişmelere iyi bakıyorlar. Toptan satışların durumu şu an Kasım ayına
göre daha olumlu. Fakat önümüzdeki yarı yıl için hala çok umutlu olmadıkları gözlenmekte.
İnşaat sektöründeki iş iklimi az
da olsa ısınmaya başladı. Ankete
katılan firmalardan alınan cevaplar
önceki aya göre daha umut verici.
Önümüzdeki altı ayın tahminleri ise
her zamanki gibi çekimser.
Münih Üniversitesi Ifo Enstitüsü
Ekonomi Araştırmaları Başkanı
Hans-Werner Sinn
Türkcast 2010 Sayı 13
40
41
haber
news
Döküm Sektörünün Olmazsa Olmazı:
METEF-FOUNDEQ 2010
METEF-FOUNDEQ 2010, 14 ile 17 Nisan tarihleri arasında İtalya’nın Montichiari şehrinde düzenlenerek, bulunduğu önemli stratejik coğrafyada,
Akdeniz ve Orta Karadeniz bölgesi için köprü görevi görmeyi amaçlıyor.
M
ETEF-FOUNDEQ fuarının hazırlıkları tamamlanmak üzere.
14 ile 17 Nisan 2010 tarihleri
arasında İtalya, Brescia yakınlarındaki Montichiari şehrinde
bulunan Garda fuar alanında
gerçekleşecektirilecek olan fuar,
metal ve alüminyum teknolojilerinin makine, ürün ve uygulamalarını uluslararası bir
platforma taşıyarak, sektörleri
canlandırmayı hedefliyor.
Üretim sanayisini, özellikle de metal sektörünü dünya
çapında ekonomik ve finansal
boyutta etkileyen krizden çıkma yollarının arandığı bu kritik
dönemde, METEF 2010 piyasayı
canlandırmaya çalışmalarında,
işletmecilere, bu süreçte aktif
bir rol oynamalarını sağlayarak,
önemli bir fırsat sunuyor.
Fuar organizasyon müdürü
Stefano Zanolini’nin anlattığı
gibi, büyük değişimlerin yaşandığı bu dönemde, rekabet gücünün ön planda olduğu ortamda,
işletmeler bir çok ve farklı zorluk ve fırsatlarla karşı karşıya
kalacaklar. Kendi rolünü belirleyebilmek, ürünlerini pazarlayabilmek için, daha önce olmadığı
kadar dikkat ve farkındalık gerekiyor.
METEF & FOUNDEQ
2010, İtalya’da bu güne kadar
görülememiş bir fuar teknoloji
sunarak, dünya metal sanayiinin
talep ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılanacağını belirtiyor.
Uluslararası teşvikler, sanayi sendikaları arası ortaklıklar,
resmi delegasyonun sunduğu
kanallar, ilgili konular kapsamında düzenlenen üst düzey
konferans ve etkinlik programları, basın, pazara hizmet eden
internet ve multimedya iletişim
araçları ve ulusal ve milletler
üstü enstitüler arası ilişkiler,
METEF-FOUNDEQ platformunun
ana elementlerini oluşturuyor.
METEF-FOUNDEQ, Akdeniz ve
Orta Karadeniz bölgelerine köprü sağlamayı ve onları güçlendirmeyi hedefleyen uluslararası bir
etkinliktir. Stratejik pozisyonu
sayesinde, bir çok katılımcı ve
ilgili bölgenin önemi ve coğrafi
konumu nedeniyle katılıyor.
Kuzey Amerika, Orda Doğu,
Doğu Avrupa, Asya, Birleşik
Devletler ve Latin Amerika’dan
14 – 17. Nisan 2010 tarihleri
arasında yabancı delegasyonlar
tarafında yoğun katılım bekleniyor. Sayısının her yıl arttığı
ve ciddi girişimlerinin yapıldığı
METEF FOUNDEQ, bir gelenek
olmayı başardı. Daha ayrıntılı
bilgiye www.metef.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Anahtar Kelime ”Yenilikçilik”
METEF 2010 INNOVATION Yarışmasına Katılın!
Fuarda sergilenen yenilikçi,
orjinal ve döküm sektörüne katkı sağlayan bütün fikirler değerlendirilerek, kazananlara METEF
2010 İnovasyon ödülü takdim
edilecektir. Yarıştırılan ürünün
avantajları ve zorluk derecesi
göz önünde bulundurularak, başarının boyutu belirlenecektir.
Az enerji tüketimi, ekonomiklik,
kaynakların emniyetli kullanımı
belirleyici kriterleri oluştururken,
üniversiteler ile teknoloji trans-
Türkcast 2010 Sayı 13
42
ferleri değerlendirmede kriterlerin arasında bulunacaktır.
Makine ve metal ürün ya da
komponentler alanında,
• malzemeler
• makine ve tesisler
• teknoloji ve prosesler
• ürünler
• komponent ve sistemler
• uygulamalar
ve diğer sektörlerinden birini
kapsayan; yeni ürün, üretim ve
dönüşüm konularında en başa-
rılı yenilikçi fikirler, uluslararası METEF INNOVATION’ın 2010
karakteri olmaya layik görülecektir.
Prototipler de değerlendirmeye alınacaktır.
Yarışmaya katılmak için dokümanların son teslim tarihi 15
Ocak 2010’dur.
Yarışmanın jüri heyeti, ana
sektördeki gazeteci, uzmanlar
ve temsilcilerden oluşmaktadır.
haber
news
İSO Sanayi Kongresi’nden:
“Sürdürülebilir Rekabet Gücü; Kriz Sonrası Yeni Yön”
İSO’nun düzenlediği 8. Sanayi Kongresi bu yıl 15 ve 16 Aralık 2009 tarihlerinde düzenlendi. Ana teması “Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Kriz Sonrası Yeni Yön” olarak belirlenen
kongrenin kapsamında, İnovasyon Sergisi’ne de ev sahipliği yapıldı.
1
952 yılından bu yana
Türk sanayiinin gelişmesine ve güçlenmesine hizmet eden İstanbul
Sanayi Odası (İSO), 2002’den
bu yana düzenlenen 8. Sanayi Kongresi’ni bu yıl 15 ve 16
Aralık 2009 tarihlerinde, bir
İnovasyon Sergisi’ne de ev sahipliği yaparak düzenledi.
“Sürdürülebilir Rekabet Gücü:
Kriz Sonrası Yeni Yön” ana temasıyla düzenlenen kongrede,
firma ve kurumların yenilikçi
ve teknoloji öncelikli ürün veya
sonuçlanmış projelerini tanıt-
maları ve işbirlikleri oluşturabilmeleri amaçlandı.
Firma ve kurumlar sergiye konu, ürün ve sonuçlanmış
projelerini, “Bilgi”, “Fikir & Proje” ve “İnovasyon” temalarıyla
standlarda sergilediler.
Vizyoner tartışma platformu
olan kongrede, ulusal ve uluslar arası kurum ve kuruluşların
üst düzey temsilcileri konuşmacı olarak katılarak, yaşanan
küresel kriz ve ekonomide yaşanan gelişmeler ışığında, Türk
sanayi açısından geleceğe dönük beklentiler ve başarı için
yeni bir yol haritası konularını
görüş ve önerileriyle değerlendirdiler.
Konuk konuşmacıları, Oxford
Üniversitesi James Martin 21.
Century Direktörü Dr. Ian Goldini, Tamkang Üniversitesi Gelecek Bilimleri Enstitüsü’nden
Gelecek bilimcisi Prof. Sohail
Inayatullah ve Unu-Merit Direktörü Prof. Luc Soete’den
oluşuyordu.
Bütün konuşmacıların sunumlarına ve daha ayrıntılı bilgiye www.iso.org.tr/kongre
sayfasından ulaşabilirsiniz.
Foseco’nun En Son Kalıp Kaplama Ürünü
DYCOTE DURA
Üretkenliği Arttırıp
Kalıp Ömrünü Uzatıyor!
www.iso.org.tr/kongre
Foseco'nun alüminyum dökümhaneleri için son halkası,
geniş kalıp kaplama ürünü
DYCOTE DURA, üretkenliği
arttırıp kalıp ömrünü uzatıyor.
D
YCOTE
DURA
alüminyum dökümhaneleri için
Foseco’nun geniş kalıp
kaplama ürün yelpazesinin son halkasıdır.
DYCOTE DURA yeni bağlayıcı sistemli iki bileşenli kalıp kaplama sınıfıdır ve farklı dökümler, yüzey finişi
ve izolasyon ihtiyaçları için değişik
tane boyutlarında bulmak mümkündür.
DYCOTE DURA alüminyum gravite
kalıp uygulamalarında duruş süresi-
ni en aza indirmek ve üretkenliği en
üst seviyeye çıkarmak için özel olarak tasarlanmış ve standart karıştırma ekipmanları ve sprey tabancaları
ile çalışılacak şekilde geliştirilmiştir.
DYCOTE DURA kalıp kaplamalarının yeni bağlayıcı sistemi, kaplamanın yapışma karakterini ve aşınma
(erozyon) mukavemetini artırır ve
bir faktör olarak kaplama ömründe
3 kat artış sağlamıştır.
Kaplama ömrünün uzaması, kalıp
hazırlama ve rötuşu ile birleştirildiğinde duruş sürelerinde azalma,
işçilik ve malzeme tasarrufu gibi dökümhaneye birçok fayda sağlar.
Daha az sıklıkla yapılan kumlama
kalıp aşınmasını azaltmak suretiyle
kalıp ömrünü uzatır. İşçilik ve kumlama malzemelerinde de tasarruf
sağlanmıştır.
FOSECO ‘nun alüminyum dökümhaneleri için kalıp
kaplamadaki son halkası: DYCOTE DURA
43
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
İSO Çevre İhtisas Kurulu Üyeleri, İZAYDAŞ’ı
Ziyaret Ettiler
İSO Çevre İhtisas Kurulu Başkan Vekili Dr. Caner Zanbak başkanlığındaki bir
inceleme heyeti, 9 Kasım 2009 tarihinde İZAYDAŞ İzmit Atık ve Artıkları Arıtma
Yakma ve Değerlendirme Tesisi’ni ziyaret etti.
İ
SO Çevre İhtisas Kurulu Başkan Vekili Dr. Caner
Zanbak başkanlığındaki bir
inceleme heyeti, 9 Kasım 2009
tarihinde İZAYDAŞ İzmit Atık ve
Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme Tesisi’ni ziyaret etti.
İSO Meclisi ve Çevre İhtisas Kurulu Üyesi Aynur Ayhan, Çevre
İhtisas Kurulu Üyeleri Neşe Eriş,
Talat Yüksel, İSO Genel Sekreter
Yardımcısı Nurdan Sirman, Çevre
Şubesi Müdür Yardımcısı Erbil Büyükbay ve İSO Çevre Şubesi Proje
Uzmanı Ömer İnan’ın yer aldığı konuk heyet, İZAYDAŞ Genel Müdürü
Muhammet Saraç ve Genel Müdür
Yardımcısı Nurettin Erikçi’d3en tesisin çalışmaları ile ilgili bilgi aldı.
İZAYDAŞ, önemli bir ihtiyacı karşılıyor
İZAYDAŞ
Genel
Türkcast 2010 Sayı 13
Müdürü
44
Mu-
hammet Saraç, İZAYDAŞ’ın Klinik
ve Tehlikeli Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi, Evsel ve Endüstriyel Katı Atık Düzenli Depolama
Alanı’nın işletmeciliğini yapmakta olduğuna değindi. Saraç aynı
zamanda sanayicilerin yaşadığı
ekonomik kriz göz önünde bulundurarak İZAYDAŞ’IN 2009’un ikinci
yarısndan itibaren fiyatlarda yüzde
30’a varan indirime gittiğini, atık
kabul kriterlerinde mumkün olan
esnekliği sağlamaya çalıştıklarını,
sanayiden gelen görüş ve önerileri
dikkate alarak sanayi ile iş birliğine
dayalı olarak çalışmaya özen gösterdiklerini söyledi. İSO heyeti ise
İZAYDAŞ’ın kurulduğu 1996 yılından bu yana en düstriyel atıkların
bertaraf edilmesinde çok önemli
bir rol oynadığını belirtti. Türkiye
açısından ilk olması sebebiyle tesisin bu konuda önemli bir ihtiyacı
karşıladığını belirten heyet üyele-
ri, İSO ile İZAYDAŞ’ın iş birliğinin
artarak devam etmesi teennisinde
bulundu.
Tesis, yönetmelikler çerçevesinde çalışyor
Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma ve
Enerji Üretim Tesisi 35.000 ton/
yıllık yakma kapasiteli olup tesisin çalışma prensibi endüstriden
kaynaklanan yanabilir nitelikteki
plastik ve lastik atıklar, kullanılmış yağ, ilaç ve kozmetik atıklar,
petrokimya atıkları, PVC, solvent,
boya atıkları, yapıştırıcı ve yapışkanlar, arıtma çamurları gibi
tehlikeli atıklarla klinik atıkların
bertaraf edilmesine dayanıyor. Tesise kabul edilen tehlikeli atıkların
beyanı, etiketlenmesi, taşınması
ve bertaraf edilmesi Çevre ve Orman Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikler çerçevesinde yapılıyor.
araştırma investigation
43. Census
Dünya Döküm Üretim Rakamları - 2008
2008 yılı son çeyreğinde başlayan dünya çapındaki durgunluk global üretim
hacmine yansıdı: Toplanan rakamlara göre 2008 yılında dünya döküm
üretim hacmi % 1.5 gerileyerek, 93. milyon ton oldu.
A
merikan Dökümcüler Derneği AFS nin yayın organı
Modern Casting araştırma
ekibi tarafından hazırlanan ve her
yıl aralık ayında yayınlanan Dünya
Döküm Üretimi 2008 yılı raporu yayınlandı.
Toplanan rakamlara göre dünya
döküm üretimi toplamı, 2007 yılında 94.9 milyon ton iken, 2008 yılında 93.5 milyon tona düşerek, %1.5
gerileyerek dip yapmıştır.
Çoğu ülkenin verdiği bilgiye göre,
yılın ilk 3 çeyreğinde üretim miktarları sabit kalmış ve yükselirken,
yılın son ayları küresel resesyonun
sanayi alanlarına etkisi ile, üretimler azalmaya başlamıştır. Bu yılki
araştırmaya bilgi gönderen 28 ülkeden önde gelen üreticileri olan ABD
Japonya ve Hindistanın da arasında
bulunduğu 22 ülke üretimin 2007’nin
altında olduğunu belirtmişler. Rakamlar, ABD’nin üretiminin üç yıldır
üst üste azaldığını, Japonya’da ise 2
yıldır küçülme görüldüğünü göstermektedir.
Çin, önceki 2 yıl gerçekleştirdiği
iki haneli büyüme oranlarından sonra 2008 de %7.1 ile büyüme hızını
düşürmüş olmakla beraber bu yıl da
en büyük büyümeyi gerçekleştirmiştir. 33,500,000 ton üretimi ile Çin
dünya döküm üretiminin %36 sını
üretmektedir. 2008 yılında Brezilya,
Kore, Polonya Norveç ve Danimarka
%5 civarı üretim artışı gerçekleştirebilmişlerdir.
Üretimdeki gerileme en yüksek
üretim yapan 10 ülkenin döküm-
Grafik 1: Pik ve Aluminyum Döküm de Azalma
Türkcast 2010 Sayı 13
46
hane başına ortalama üretim değerinde de kendini göstermektedir.
Üretimi artan Brezilya ve Kore dışındaki önde gelen üretici ülkelerde
üretim gerilemiştir. Almanya tesis
başına üretim verimliliğindeki liderliğini devam ettirmekte olup ortalama 9,639 ton/dökümhane ile dünya
lideridir.
Araştırmanın bilgileri tüm ülkelerin metal döküm birliklerinden
toplanmış olup Türkiye’nin bilgileri
Tüdöksad tarafından derlenip iletilmiştir. Bu yıl Ukrayna, Slovakya,
Güney Afrika, Hollanda ve Rusya
bilgi göndermediklerinden önceki
rakamlar değerlendirmeye alınmıştır.
Grafik 2: En fazla üretim yapan 10 ülkenin ortalama tesis
verimliliğini ifade etmektedir. Bu yıl da Almanya liderliğini
devam ettirmektedir. 2008 yılında top ten içinde sadece 8
ülke verimliliğini artırmıştır.
araştırma investigation
Pik
16.4 M
1. ÇİN
Sfero
33.5 milyon ton
Çelik
4.6 M
Demirdışı
3.8 M
Pik
3.5 M
2. ABD
Sfero
3.6 M
10,8 milyon ton
Çelik
1.2 M
Demirdışı
2.5 M
Pik
3.3 M
3. RUSYA
Sfero
1.8 M
33,5 milyon ton
Çelik
1.3 M
Demirdışı
1.2 M
Pik
4.5 M
4. HİNDİSTAN
Sfero
6,8 milyon ton
Çelik
910,000
Demirdışı
550,000
790,000
Pik
2.7 M
5. ALMANYA
Sfero
1.8 M
5,8 milyon ton
Çelik
220,000
Demirdışı
900,000
Pik
2.8 M
6. JAPONYA
Sfero
2M
5,7 milyon ton
Çelik
300,000
Demirdışı
560,000
Pik
1.6 M
7. BREZİLYA
Sfero
680,000
3,4 milyon ton
Çelik
320,000
Demirdışı
250,000
Pik
920,000
8. İTALYA
Sfero
650,000
2,6 milyon ton
Çelik
90,000
Demirdışı
980,000
Pik
860,000
9. FRANSA
Sfero
2,4 milyon ton
Çelik
110,000
Demirdışı
330,000
Pik
Dikkat Çeken Ülkeler
8.2 M
1.1 M
1M
10. KORE
Sfero
600,000
2,1 milyon ton
Çelik
150,000
Demirdışı
270,000
Pik
565,000
TÜRKİYE
Sfero
400,000
1,2 milyon ton
Çelik
140,000
Demirdışı
155,000
Büyüyenler:
Döküm üretiminde genel eğilimin tersine, üretimini
arttırmayı başarabilen birkaç ülke arasında %7 büyüyen
Çin’in dışında Brezilya, Kore ve Polonya dikkat çekmektedir.
Brezilya: Güney Amerika ülkesi 2007 den 2008 e
%4 büyüyerek 3.35 milyon ton üretmiştir.
Kore: 10 yıldır sürekli büyüyen Kore %2.2 artış ile
2.06 milyon ton üretmiştir. Asıl dikkat çekici olan ise
bu asya ülkesi son beş yılda 78,000 den 232,500 tona
ulaşan aluminyum üretimi ile neredeyse %200 büyümüştür.
Polonya: Tüm Avrupa’da %3.8 küçülme yaşanmasına rağmen Polonya az da olsa %1.6 büyümüştür. Polonya ekonomisinde de yavaşlama olmasına rağmen
göreceli olarak yüksek büyüme beklenmektedir. %4.8
GSYH artışı.
Etkilenenler:
Bazı ülkeler ise küresel resesyonun etkisini çok daha
fazla hissetmekteler.
Japonya: 2006 yılında 7.9 milyon ton üretimi ile 2005
e göre %19.9 artış gösteren Japon dökümcüsü, iki yıl
üstüste düşüş ile bu büyümesini kaybetti. Top ten içinde
Japonya üretimi en çok daralan ülke oldu. 2008 de 2007
ye göre %18.8 gerileyerek 5.6 milyon ton üretim ile sıralamada Hindistan ve Almanya’nın gerisinde kaldı.
Hindistan: Son beş yıldır en hızlı büyüyen ülke olan
Hindistan’ın 2007 deki 7.8 milyon olan üretimi 2008
yılında 6.8 milyon tona geriledi.
ABD: %8.8 küçülme oranı ile topten içindeki üçüncü
en büyük kayıp ABD de olmuştur. 2007 deki 11.8 milyon
ton üretimden 10.8 milyon tona gerilemiştir. ABD ikinci
en büyük döküm üretici pozisyonunu korumaktadır.
47
Türkcast 2010 Sayı 13
araştırma investigation
2008 Yılı Dünya Döküm Üretimi Rakamları
Metric Ton- AFS Modern Casting Aralık 2009
Ülke
Pik
Sfero
Temper
Çelik
Bakır
Alaşımları
Aluminyum
Avusturya
48.400
153.000
20.800
Belçika
61.100
8.900
45.800
1.589.886
677.611
509.596
323.818
111.720
17.656
268.090
16.400.000
8.200.000
500.000
4.600.000
600.000
3.000.000
29.528
21.849
27
2.517
465
16.715
420
11.644
97.863
2.662
114.973
Brezilya
Kanada
Çin
458.850
Hırvatistan
Çek Cum
112.155
Magnez
Zamak
yum
19.888
224.966
8.039
6.005
Diğer
12.740
Toplam
355.134
742
116.542
3.462
3.355.232
856.316
200.000
33.500.000
927
72.448
4.101
432
536.789
6
5.778
252.964
52.150
Danimarka
32.367
48.020
Finlandiya
42.852
77.423
20.371
4.589
7.406
247
861.488
1.089.555
109.642
24.685
274.902
24.518
3.248
2.388.038
2.677.674
1.846.793
40.838
220.132
94.588
802.202
31.532
67.908
2.024
5.783.691
192.000
215.000
3.200
72.000
12.000
110.000
3.500
9.500
1.000
618.200
31.133
15.750
16
7.638
1.407
90.342
46
2.950
490
149.772
4.532.000
785.000
60.500
916.000
547.000
6.840.500
915.811
646.778
93.122
81.000
820.000
10.000
70.000
1.300
2.638.011
Japonya
2.753.476
1.995.349
48.082
298.720
98.782
414.002
9.268
30.207
5.912
5.653.798
Kore
40.300
152.000
24.100
232.500
77.650
202.407
680.958
171
1.264
Fransa
Almanya
İngiltere
Macaristan
Hindistan
İtalya
1.010.500
595.700
Meksika
801.210
59.740
Hollanda
78.241
6.209
Norveç
1.433
55.639
3.255
4.517
13.466
167.100
3.300
8.200
236.800
Portekiz
22.324
57.305
7.859
11.400
19.800
Romanya
46.718
4.574
836
31.596
3.509
33.651
2.500
3.320.000
1.800.000
180.000
1.300.000
200.000
840.000
80.000
4.300
2.160
2.160
26.260
Slovakya
8.760
Slovenya
76.820
Güney Af.
2.065.900
4.265
1.827.665
84.888
19.115
Rusya
10.800
438
513.800
Polonya
87.604
152.888
33.353
38.114
17.983
113.975
6.000
1.400
936.600
500
60
119.249
558
4
123.946
30.000
50.000
7.800.000
1.800
5
45.445
7.645
182.404
1.212
1.359.113
26.472
14.700
86.000
184.000
3.000
77.000
4.000
İspanya
493.600
641.400
86.600
9.472
115.155
11.674
İsveç
170.700
66.300
22.000
12.500
43.300
İsviçre
28.000
49.800
2.421
2.315
21.919
Tayvan
780.175
211.052
77.945
35.588
309.503
2.000
5.400
5.845
63.968
368.700
322.200
1.696
106.151
2.934
1.487.010
Tayland
70.000
30.000
30.000
28.600
28.600
100.000
16.900
304.100
Türkiye
565.000
400.000
5.000
140.000
16.000
122.080
17.000
1.265.080
3.502.640
3.597.894
60.000
1.172.082
274.877
1.739.980
626.610
40.000
10.000
266.060
11.000
20.500
Toplam2008
42.958.542
23.841.444
1.504.777
10.538.385
1.808.580
Toplam2007
44.917.143
22.877.201
1.101.222
10.183.295
Toplam2006
42.539.286
21.955.421
1.263.474
9.938.806
Toplam2005
40.797.563
19.591.355
1.233.559
Toplam2000
34.034.171
13.102.599
991.941
A.B.D.
Ukrayna
Türkcast 2010 Sayı 13
48
109.769
273.970
52.617
10.783.829
10.932.434
268.675
664.136
916.997
93.449.270
1.596.834
12.727.106
278.496
939.394
165.294
94.919.007
1.672.068
12.282.534
357.892
941.461
151.330
92.515.626
9.002.724
1.511.270
11.651.525
239.227
936.661
195.848
85.159.732
6.369.684
1.058.120
8.045.648
104.873
829.651
213.552
64.750.239
974.170
araştırma investigation
Çalışan Dökümhane Sayıları 2008
Çalışan Dökümhane Sayıları 2008
Ülke
Pik
Çelik
Demirdışı
Toplam
Ülke
Pik
Çelik
Demirdışı
Toplam
Avusturya
30
4
43
77
Meksika
Belçika
16
7
10
33
Hollanda
Brezilya
566
177
597
1.340
7
3
10
20
Kanada
41
29
115
185
Polonya
185
0
245
430
18.000
5.500
6.500
30.000
Portekiz
47
6
39
92
15
3
23
41
Romanya
59
43
74
Çin
Hırvatistan
Çek Cum
Danimarka
Norveç
1.500
16
5
Rusya
21
176
1.650
95
32
73
200
7
0
10
17
Slovakya
12
7
32
51
15
5
58
78
9
6
16
31
Slovenya
Fransa
107
37
335
479
Güney Af.
87
51
117
255
Almanya
201
53
346
600
İspanya
60
31
52
143
İngiltere
193
46
236
475
İsveç
34
14
83
131
62
31
97
190
İsviçre
17
3
43
63
4.700
Tayvan
478
40
330
848
180
27
960
1.167
Tayland
230
26
220
476
Türkiye
741
72
433
1.246
A.B.D.
564
239
1.367
2.170
Ukrayna
400
233
437
960
Finlandiya
Macaristan
Hindistan
İtalya
Japonya
458
75
1.169
1.702
Kore
508
142
223
873
8
3
5
16
Litvanya
CAEF’in
2009 Temmuz ayı Av-
rupa Döküm Sanayi Eğilim Anket
sonuçlarının ardından, 2009 Aralık
sonuçları açıklandı. Neticelerde Avrupa Döküm Sanayi Eğilimin mevcut durumu ve altı aylık beklentiler
grafiktsel çizgilerle belirtiliyor. Söz
konusu verilere göre, firmaların
beklentilerinde bir değişikliğin olmadığı gözlemleniyor.
Grafik 3: 2009 Aralık Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Anketi
49
Türkcast 2010 Sayı 13
araştırma investigation
Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz? (4)
Otomasyon Şasesi
Üretim Yönetimi
Malzeme
Ağırlık
Eskiden
Günümüzde
3 parça, döküm ve dövme
Tek parça döküm
G-X 6 CrNi 18 9 + Alu
G-X CrNi 18 9
1,5 kg
1,5 kg
44,40%
100%
Malzemenin toplam maliyete
oranı
100%
85,70%
İşleme üretim maliyetinin
toplama oranı
100%
53,60%
İmalat maliyet oranı
100%
78,70%
Aparat, kalıp ve model maliyet
oranı*)
*) Yıllık Üretim: 1000 Parça
Türkcast 2010 Sayı 13
50
haber
news
İzmir Bilumum Dökümcüler Esnaf ve Sanatkarlar
Odası’nın Yeni Hizmet Binası Açıldı
İ
zmir Bilumum Dökümcüler Esnaf ve Sanatkarlar
Odası’nın yeni hizmet binası
12 Kasım 2009 tarihinde açıldı. İzmir Valisi Cahit KIRAÇ, İzmir Büyük
Şehir Belediye Başkanı Aziz KOCAOĞLU, Bornova Belediye Başkanı
Kamil Okyay SINDIR, Bornova Kaymakamı Hakkı UZUN, İESOB Başkanı Zekeriya MUTLU, İzmir Döküm
Sanayicileri ve Döküm camiasının
katılımlarıyla gerçekleşen açılış töreninin ardından, İzmir Bilumum
Dökümcüler Esnaf ve Sanatkarlar
Odası Başkanı Şahin YAVUZ’un konuklarına verdiği bir davet ile, bir
kokteyl düzenlendi. Açılışının yapıldığı Yılmaz Atik Toplantı Salonu
bundan sonra toplantı ve seminerler düzenlenmek üzere, döküm sanayiinin hizmetinde bulunacaktır.
Akdöküm Gn.Md. Mehmet Atik
Dirinler Döküm Melih Diri ve Akdöküm Sinan Atik
İESOB Başkanı Zekeriya MUTLU
KAYBIMIZ
T
ürk Döküm Sanayinin duayenlerinden, Elektrometal Genel Müdür Yardımclığı ve Döksan
Genel Müdürlülüğü görevlerinde bulunmuş,
Hisar Çelik ve Uzman Çelik Döküm’ün kurucularından,
Makine Yüksek Mühendisi Orhan İzzet ÖLMEZ’in
(Hisar Çelik Fabrika Müdürü Başkut ÖLMEZ’in babası)
19 Aralık 2009 Cumartesi günü Allah’ın rahmetine kavuştuğunu üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.
Merhumun cenazesi 21 Aralık Pazartesi günü Şişli
Camiinde öğle namazının ardından kılınarak, cenaze
namazını müteakip Feriköy mezarlığındaki ebedi istiratgahına kaldırılmıştır.
Merhuma Tanrı’dan rahmet, oğlu Meslektaşımız
Başkut ÖLMEZ’e, ailesine, yakınlarına ve camiamıza
baş sağlığı diliyoruz.
51
Türkcast 2010 Sayı 13
haber
news
3. Uluslararası Döküm ve Çevre
Sempozyumu
S
empozyum organizasyon
çalışmaları devam etmekte olup, taslak programı
belli olmuştur Kesinleşen program
kongre internet adresinde yayınlanacaktır.
Tüdöksad
olarak
Avrupa’daki
Dökümcülerin karşılaştıkları çevre
sorunlarıyla ilgili çözümlerin aktarılması üzerine, İsveç Döküm Birliği ve Swerea SWECAST AB Enstitü
Başkanı ve WFO 4. Çevre Koruma
Komisyonu Başkanı Mats Holmgren,
sempozyuma davet edilmiş ve geleceğini teyit etmiştir. Holmgren,
Avrupa’daki
kullanılmış
döküm
kumu, maça kumu ve filtre tozları, atık kontrol kriterleri, test limitleri ve tehlikeli katı atıklar ile ilgili
mevcut yasa uygulamaları hakkında detaylı bilgileri, ayrıca atıkların
çimento sanayisinde ve karayollarında kullanımı ile ilgili yaptırımlar
hakkında derlediği bilgileri bizlerle
paylaşacaktır.
Sempozyuma Çevre Bakanlığı
bürokratları da katılacak ve yeni
mevzuatlar hakkında sektörümüzü
bilgilendireceklerdir.
Sunulacak Bildiri Başlıkları ve Taslak Programı
•
•
•
•
•
•
Çevre Mevzuatı ve Standartları:
Çevre için en uygun kireç üretim
teknolojilerinin araştırılması.
Bir hurda bakır ve pirinç malzeme geri dönüşüm tesisinin değerlendirilmesi.
Bir hurda akü geri dönüşüm tesisi değerlendirilmesi.
Türkiye’nin rüzgâr enerjisi türbini
ihtiyacı ve kalın kesitli rüzgâr türbin rotor göbeğinin sfero dökümden üretilmesinin prensipleri
Besleyici gömleklerinin üretimi
için çevreye duyarlı yeni bir yöntem
Türkcast 2010 Sayı 13
52
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Air pollution control systems for
metal casting industry
Intelligent dust extraction and
ventilation systems in foundries
Foundry and Nature-No-Bake
Foundry Environment
Dökümhanelerde Enerji Yönetimi:
Ergitme işlemleri ve Katkılar: Bu
başlık için gelen bildiri bulunmamaktadır.
External reuse of waste from
foundries-experince, limits and
laws in EU
Beyaz dökme demirden üretilmiş maden kırıcılarının mekanik
özelliklerine bor katkısının ve ısıl
işlemin etkisi
Reclamation of used foundry
sands as a process decreasing
negative influence of foundry
plants for the natural environment
Mechanical and thermal reclamation of chemically bonded sands
İş Sağlığı ve Güvenliği:
Savurma (Santrifüj) döküm yöntemi ile üretilmiş düktil demirlerde mikroyapı çalışmaları
Magnezyum alaşımlarının basınçlı
dökümünde proses parametrelerinin incelenmesi
Yüksek basınçlı döküm kalıplarının tasarımında bilgisayar
destekli tasarım ve mühendislik
uygulamalarının kullanılması
Microstructure evaluation by
computer simulation of die casting
Kuma Dökülen Etial 110 Alüminyum Alaşımında Modelleme ve
Döküm Yöntemleri ile Maşi Bölgesi Geçirgenlik Sınırının Belirlenmesi
Küresel grafitli dökme demir dökümlerinde modül ve kimyasal
bileşimin katılaşma ve hacimsel
değişime etkileri.
Yen
28 - i Tarih
29 O :
201 cak
0
•
•
•
•
•
•
•
•
Besleyicisiz döküm yöntemi ile
dökülen bir küresel grafitli dökme demir dökümün incelenmesi.
Küresel grafitli dökme demir dökümlerinde simülasyon tekniği
ile besleyici tasarımı ve uygulamaları.
Mg-6Al Alaşımının sıkıştırma döküm yöntemiyle üretilmesi, yöntemin simülasyon incelemesi ve
sonuçlarının karşılaştırılması
Ötektik tek kristal Al16Ti5O34
seramiğinin oksihidrojen yakıtlı
potasız döküm teknolojisi ile üretimi
Polyacrylates as ecological binders for moulding sands
Çimento bağlayıcılı genleşebilen dereceli hassas döküm kalıbı
tozu üretimi
Studies of bio-polymeric compositions as binders for moulding
sands.
www.bcact.yildiz.edu.tr
makale article
Alüminyum Döküm Teknolojileri Tanıtımı
Squeeze (Sıkıştırma/Pres)
Döküm / Squeeze Casting (SC)
Can Demir
Kalite Sistem ve Arge Müdürü
Componenta Dökümcülük A.Ş.
Alüminyum Tesisleri - Manisa
Resim 2. Direkt Squeeze Döküm Prosesi
T
ürkcast
dergisi;
6.sayıda alüminyum
döküm teknolojilerini, 7.sayıda alüminyum döküm malzemeleri, 9.sayıda
yüksek
basınç
dökümü,
10.sayıda alçak basınç dökümü, 11.sayıda kokil dökümü, 12.sayıda yarı-katı
dökümü
tanıtmıştım.
Bu
sayıda ise, Squeeze döküm
teknolojisini tanıtmaya çalışacağım.
Squeeze Döküm:
Squeeze döküm, hidrolik pres
plakaları
arasına
yerleştirilmiş
kapalı kalıplar içinde basınç altında
sıvı metalin katılaştırılması prosesidir. Döküm ve dövme proseslerinin
avantajlarına sahiptir.
Proses adımları:
Sıvı metalin hazırlanması, kalıpların ısıtılması ve yağlanması,
Sıvı metalin kalıp boşluğuna türbülanssız dökülmesi,
Kalıbın kapanması, metalin yüksek
basınç altında katılaşması,
Parçanın dışarıya alınması, kalıpların temizlenmesi
Yüksek basınç altında ve metal kalıp
ile temas, çok hızlı katılaşma sağlar.
Bu sayede, küçük SDAS (Secondary
dendrite arm spacing / İkincil dendrit
kolları arası mesafe) (Resim.1), minimum porozite, ve mükemmel mekanik özellikler elde edilir.
Squeeze döküm için iki tip proses
vardır:
1. Direkt Squeeze
Döküm:
Resim 1. SDAS (Secondary dendrite arm spacing / İkincil dendrit
kolları arası mesafe)
Türkcast 2010 Sayı 13
54
Proses, kullanılan ekipman itibariyle enjeksiyon dökümden çok dövme
teknolojisine benzediği için “SıvıMetal Dövme”olarak da adlandırılır.
Sıvı metal, hidrolik pres içindeki bir
alt kalıp içine dökülür. Daha sonra,
üst kalıp kapatılır ve yüksek basınç
( 1000 bar veya daha fazla) tüm kalıp boşluğuna sıvı metal katılaşıncaya
kadar uygulanır. (Resim.2) Proses
seri dökümden ziyade, kısa serili dökümler için kullanılmaktadır.
2. İndirekt Squeeze
Döküm:
Proses, enjeksiyon döküm proseslerine benzemektedir. Bu prosese ait
bir örnek, Resim.3 de verilen Japon
Ube düşey squeeze döküm prosesidir.
Proses de, özenle hazırlanan sıvı
metal (temiz, tane küçültme ve modifikasyon işlemleri yapılmış), squeeze döküm makinasının enjeksiyon
kovanına dökülür. Daha sonra, göreceli olarak büyük yolluklardan düşük
akış hızıyla (<0.5 m/sn) kalıp içine
enjekte edilir. Takiben, kalıp çindeki
metal 500-3000 bar (genelde 8001100 bar) basınç altında katılaştırılır.
Avantajları:
Proses daha çok kalın kesitler
için uygundur. Resim.4 de verilen
Knuckle benzeri otomotiv süspansiyon parçaları bu proses yaygın
olarak kullanılmaktadır.
makale article
Resim 3. Ube indirekt Squeeze Döküm Prosesi
A356 , squeeze döküm için en
yaygın kullanılan alüminyum döküm alaşımıdır. Bununla beraber,
metal kalıp ile alüminyum dökümünde kullanılan her alaşım bu
proses tarafından da kullanılabilmektedir.
Katılaşma esnasında sıvı metal,
çelik kalıp ile basınç altıda temas
halinde olduğu için döküm yüzeyinde SDAS ( Secondary Dendrite
Arm Spacing) oldukça küçüktür
(10-15 mikron) ve küçük tane boyutu elde edilir. Bu nedenle, yorulma ve darbe özelliklerinde iyileşme
ve otomotiv durabilite testlerinde
yüksek dayanımlara ulaşılır.
Ayrıca, bu yüzey sertliği iç kesitlerdede
iyileşme
sağlayarak
(SDAS=25-35 mikron), parçadan
çıkarılan çekme çubuğu test değerlerinde yüksek değerler elde
edilir. Örneğin, A356-T6 knuckle
da, UTS=300-320 Mpa, YS=230250 Mpa, E=10-14% değerleri
elde edilebilmektedir.
Dezavantajları:
artış ve bunun neticesinde, kalıp yüzeyi
yorulma
çatlaklarının
daha erken başlamasına neden olur.
2) Maliyetli yolluk
kesme:
Büyük kesitli yolluklar
kesilmek
zorundadır.
HPDC de olduğu gibi,
yollukları kırmak veya
trimlemek mümkün değildir.
3) İnce kesitli parçaların dökümünde zorluk:
Resim.4 de verilen
braket gibi, ince kesitli parçalarda problem
çıkarmaktadır.
Düşük
akış hızları nedeniyle, ince kesitleri doldurmak mümkün olmamaktadır.
4) Göz sayısında limit:
Makine yetenekleri için, kullanılan yüksek basınç gereksinimi
nedeniyle, projeksiyon alanında
dolayısıyla göz sayısında sınırlama
gerekmektedir.
1) Daha düşük kalıp ömrü:
Squeeze dökümde metal sıcaklığı 700-730 ◦C dir. Bu, HPDC döküm sıcaklığından
(650-660 ◦C)
daha yüksektir. Bu durum, metal
ile kalıp yüzey sıcaklık farkında
Resim 4. Squeeze döküm Knuckle ve bir ince kesitli Braket.
55
Türkcast 2010 Sayı 13
araştırma investigation
Tüdöksad Hammadde Fiyat Endeksi
2
008 yılının Nisan ayında uygulamaya başlanan metalik malzeme fiyat
farkı endeksi, dökümhaneler ve döküm alıcıları arasında doğan sıkıntıları ortadan kaldırmış olup, Avrupa’da olduğu gibi,
değişen hammadde fiyatları konusunda tüm
taraflara bir temel bilgi sağlamaktadır.
Her sayıda, üye firmalardan toplanan güncel bilgiler ışığında oluşturulan hammadde
fiyat endeksi tablo ve grafiklerle dergimizde
açıklanmaktadır.
2009 Aralık ayını kapsayan en güncel veriler, Tablo 1 ve Grafik 1, 2, 3, 4’te verilmiştir.
Ayrıca her ayın ilk haftası, www.tudoksad.
org internet sitesinden Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi firmalardan alınan
güncel bilgiler ile hazırlanan tabloya ulaşabilirsiniz.
Açıklamalar:
(1) Hurda Fiyatı
Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan
paketli veya dökme, kaplamasız, DKP sac
hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş, ağırlıklı aylık ortalaması
(2) Sfero Piki
İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar ve bağlanan sözleşmeler
ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
(3) Hematit Piki
İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının
ortalaması
(4) Çelik Piki
İsdemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarınınortalaması
Tablo 1: Hammadde fiyatları TL/Ton
Türkcast 2010 Sayı 13
56
araştırma investigation
Grafik 1:
Çolakoğlu
Hurda Fiyatları
TI/KgAylık
Ortalama
Grafik 2:
Çolakoğlu
Hurda Fiyatları
Değişimi %
Grafik 3:
CAEF Avrupa
Metalik
Malzeme
Fiyat Endeksi
Euro/ ton
Grafik 4:
Endeks
Değişimi
(% aylık)
57
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
İçimizden Biri: Erguvan TEZEL
Meta-Mak’ın kurucu ortağı Erguvan Tezel, Turkcast dergisinin Aralık sayısında
döküm sektöründeki anılarını bizlerle paylaştı. Döküm ateşine tutkusunu, sektör
ile tanıştığı yılları ve güçlü kişiliği ile Meta-Mak’ı bugünlere nasıl getirdiğini, hayatından kesitler vererek anlatan Tezel, “Döküm ateşini seviyorum, bana heyecan veriyor. Zaten o ateşi sevmeyen yapamaz, tutunamaz bu sektörde” ifadesini
kullandı. Sayın Tezel’e, bu keyifli söyleşi için çok teşekkür ederiz.
Ayşegül Kum: Ne zaman nerde
doğdunuz? Çocukluk yıllarınızdan
ve ailenizden bahseder misiniz?
Erguvan Tezel: 1936 senesinde
İstanbul,
Kadıköy’de
doğdum,
çocukluğum hep Kadıköy’de geçti,
kısacası
eski
İstanbul’luyum.
Çocukluk yıllarımın ortamı bugünden
çok değişikti. Sosyal ilişkiler daha
seviyeli ve güzeldi.
Benden yaşça büyük olan bir
Ağabeyim vardı, sizlere ömür. Onun
döküm sektörüyle hiçbir bağlantısı
olmamıştır. Babam diş hekimiydi,
hem de iyi bir diş hekimiydi. O
tarihlerde Kadıköy yakasında 3 tane
diş hekimi vardı.
A.K.: Okul yıllarınızdan bahseder misiniz?
E.T.: Oturduğumuz evin hemen arka
sokağındaki 42. İlk Okul’a gittim.
Okul, Mareşal Fevzi Çakmak’ın eski
köşkü idi. Mesafe kısa olduğu için
yürüyerek giderdim okula. Okulda
arkadaş ilişkilerim çok iyiydi. Bütün
sınıflarla çok güzel kaynaşırdık. Hem
kız hem erkek arkadaşlarım vardı.
Daha sonra Üsküdar Amerikan Kız
Lisesi’ne gittim ve oradan 1956
yılında mezun oldum. İş hayatımda
bana kapıları açan İngilizceyi burada
öğrendim. Liseyi bitirdikten sonra,
iki yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’ne devam ettim. Fakat o
yaştaki her genç kız gibi, evlenmek
istediğim için üniversiteyi bitirmek
yerine evlenmeyi tercih ettim.
Erguvan Tezel
Meta-Mak'ın Kurucu Ortağı
Türkcast 2010 Sayı 13
58
A.K.: Peki o zamanlar hangi mesleği
yapmayı hayal ediyordunuz?
E.T.: Babam gibi diş doktoru olmayı
hayal ederdim, çünkü kendisi o
zamanlar çok gözde bir dişçiydi.
Ama olmadı, fakülteye giremedim.
Üniversite giriş imtihanları da ilk kez
röportaj interview
o senelerde yapılmaya başlanmıştı.
A.K.: Döküm sektöründen çok uzak
bir bölümü okumuşsunuz. Peki,
okurken çalışıyor muydunuz?
Üniversitede
okuduğum
E.T.:
yıllarda döküm sektörü ile hiçbir
ilgim ve bilgim yoktu. Fakat çeşitli
tercümanlık işlerinde çalışıyordum,
yani çalışmak her zaman kanımda
vardı.
Bir sınıf arkadaşım vardı, evine
maddi
katkıda
bulunması
gerekiyordu. Mezun olduktan sonra
bana dedi ki, “ben Cağaloğlu’na
gidip çeviri almaya çalışacağım.”
Sene 1956-57, benim de elimde
resimli İngilizce masal kitapları var
o zamanlar. Onları da topladım,
“ben de geleyim seninle” dedim.
İki sene kadar Sabahattin Selek
ve Nebihoğlu Yayınevi’ne çeviri
yaptım.
1958 yılıydı, Kadıköy’deki Süreyya
sinemasının karşısında oturuyorduk.
Sinemanın sahibi bize geldi ve
babamdan, benim sansür filmlerinin
çevirisinde
kendisine
yardımcı
olmamı rica etti. Ben de o gün
tercümanlık yapmaya başladım. Film
oynatılırken, tercüme ediyordum,
bugün bu yönteme simultane
tercüme deniliyor. Uzun bir süre bu
işi yaptım, ingilizcemi geliştirmeyi
hiçbir zaman bırakmadım.
A.K.: Döküm mesleğine nasıl
başladınız?
E.T.: Okulu bitirdikten sonra, Sanayi
Kalkınma Bankası, İpraş, Koç,
Entil ziyareti sırasında Mr. Overkamp ve Ergun Ataman ile birlikte
Koruma Tarım İlaç gibi firmalarda
çalıştım. O sıralarda Odöksan
firmasından Mehmet Kozan ile
yollarımız kesişti. Çevirmen olarak
Mehmet Kozan ve ekibiyle beraber
yurtdışına gittim, teknik gezilerde
kendilerine eşlik ettim. Zamanım
yurt dışında makine alanında
tercümanlık yaparak geçiyordu.
Tabii ki tek becerim lisandı. Mehmet
Bey’in iş hayatıma çok katkısı oldu.
Ben Mehmet Bey’i İngiltere ile
iş bağlantıları kurma konusunda
etkilediğimi
zannediyorum.
Pazarlıklar yapıldı ama Mehmet
Bey makineler üzerinde karar
verememişti. Sonra aynı grupla
Temsilciliğini yaptığımız bir Alman firması ile dökümhane ziyareti
beraber, daha kısa süren bir seyahat
yaptık.
Makineler
ısmarlandı,
bu arada ben sadece çevirmen
olarak çalışıyordum ama aynı
zamanda kendimi farklı alanlarda
da geliştirmeyi ihmal etmedim.
Banka mevzuatlarını öğrendim; o
sıralarda yıllık enflasyon ortalama
% 60 – 70’lerdeydi. Yurt dışında
yüksek enflasyonun söz konusu
olmaması,
makine
alımlarında
avantaj oluşturuyordu. Bununla
beraber bankacılık işlemleri ve
özellikle para transferleri çok
zordu.
Bu sıralarda Mehmet Kozan, önce
Haymak’ı, daha sonra da Odöksan’ı
kurdu.
Sonraki
yıllarda,
değişik
dökümhanelerin
sahipleri
ve
yöneticileriyle
Meta-Mak’ın
temsilciliklerinden
Hottinger,
Inductotherm,
Georg
Fischer
gibi
firmaları
ziyaret
ettik.
Anımsadıklarım; İhsan Kez, Halis
Toprak, rahmetli Mustafa Atlı, Dr.
Metin Başaran, rahmetli Bekir
Kutmangil, Yaylalı Günay, Nuri Atik,
Uğur Kocaoğlu... ve sektörden
anımsayamadığım birçok kişi…
A.K.: Döküm sektörüyle tanıştığınız
ilk
senelerde
Türk
sanayinin
durumu nasıldı? Siz o senelerde
neler yapıyordunuz?
E.T.: İşe ilk başladığımda, yapılan
temaslarda gördüğüm, önümüzdeki
10 senenin Türkiye’deki döküm
sektörü için iyi olacağı, dökümün
iyi bir duruma geleceğine dair
piyasada
olumlu
gelişmelerin
59
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
süre düzeltememiştik.
Eku’ya kalıplama hattı satışı esnasında rahmetli Rahmi Küçük
ve Mr. Baerthel
varlığıydı.
Ben sektörle yeni
tanıştığım yıllarda daha bunların
hiçbirinin farkında değildim. Ondan
sonra yavaş yavaş işleri öğrenmeye
ve bilinçlenmeye başladım. Çünkü o
zamana kadar gelen bilgim, bırakın
bir mühendisin bilgisini, fabrikadaki
yeni bir dökümcünün bilgisi ile bile
karşı
laştırılamaz düzeydeydi.
Inductotherm firması İngiltere’de
şubesini yeni açmıştı. Bir gün
Inductotherm’in
İngiltere’deki
Satış Müdürü,
ne iş yaptığımı
ve Türkiye’de onlarla çalışmayı
düşünüp düşünmediğimi sorarak,
iş teklifinde bulundu. Daha sonra
1973-1974 yıllarında ben bizzat
İngiltere’deki bütün firmaları ziyaret
ettim, iş tekliflerinde bulundum.
İlk katıldığım GIFA fuarı 1974
senesindeydi.
Kadınların
iş
hayatlarındaki
zorlukları
şu
andakilerden pek farklı olmadığı
gibi, beni de piyasaların hemen
kabul etmesi tabii ki söz konusu
değildi.
Akabinde Mecidiyeköy’de ufak bir
büro tuttum. Babamın bir arkadaşı,
bir masa, bir kasa, bir telefon verdi.
Yabancılar büroyu ziyaret etmek
isteyince, ben de yolun karşısında
daha büyük bir yer buldum, oraya
geçtim. Rastlantıdır ki, teleks için
müracaat edip aldıktan kısa bir süre
sonra teleks satışları durdu, çünkü
hat kontenjanl arı dolmuştu.
Muhtelif mühendislerle çalıştım,
bu konuda epey uğraştım. Sonra
1978 – 80 yılları arasında işimi
Türkcast 2010 Sayı 13
60
devam ettirmek için çok bocaladım,
çünkü ülke ekonomisi oldukça
kötü
durumdaydı,
ithalatı
ve
döviz işlemlerini durdurmuşlardı.
1980’de Mehmet Kozan’a 125 bin
Sterlin’e bir ocak daha satılmıştı,
Mehmet Bey avansı ödemişti.
Banka
işlemlerinde
sekreterin
1 günlük bir yanlış yapması ve
akabinde 12 Eylül dönemi ile birlikte
transfer işlemlerinin durdurulması
sebebiyle büyük bir sıkıntıyla
karşılaşmış ve durumumuzu bir
A.K.:
Meta-Mak’ın
kuruluş
yıllarından bahseder misiniz?
E.T.: Yıldırım Bey ile birbirimize
1985 yılında rastladık, aramıza
tam bir bocalama döneminden
çıkarken katıldı. Güzel bir uyum
yakaladık ve bana başka kapılar
da açtı, bunu kabul etmek gerek.
Ben bazı firmalardan çekinirdim,
gitmezdim. Bu arada temsilcisi
olduğumuz firmaların İran, Irak
ve Lübnan temsilciliklerini de
aldım. Bu ülkelere de makine
sattım ve seyahatler ettim.
İlk
temsil ettiğimiz firmalar; Sterling
Foundries (derece imal ederdi), BMM
Weston, Richards, Inductotherm
ve Hottinger. Satışlarımızın yavaş
yavaş artmasının ve 1990’dan
sonra gelişen döküm sektörünün
paralelinde ekibimizi büyüttük.
Bütün GIFA fuarlarına ekip olarak
gittik, Türkiye’de yapılan döküm
fuarlarının hemen hemen hepsine
ilk başından itibaren imkanlarımız
dahilinde katıldık.
İlk katıldığımız fuarı hiç unutamam,
1985 yılında Ankara’da yapılmıştı.
Fuar alanı Ankara’da MTA’nın
altında küçük bir yerdi, 50 m2’lik
bir alanımız vardı. Fuar tecrübemiz
de
yoktu,
standa
gelenlerin
çoğunluğu öğrenciydi, ilk gün
öğleye doğru bütün broşürlerimizi
bitirmişlerdi.
Fuarın
ilk
günü
Amerika’daki endüksiyon ocakları ziyaretimiz sırasında rahmetli
Mustafa Atlı ve Dr. Metin Başaran
röportaj interview
broşürümüzün kalmaması bizim için
bir tecrübe oldu. Bir sonraki fuarda,
sergilenmek üzere bir endüksiyon
ocağı getirmiştik. O yıllarda makine
sergilemek hiç kimsenin yapmadığı
bir şeydi. Fakat o zamanlar daha
hiçbir
elemanımızın
olmaması
nedeniyle, Yıldırım Bey ile beraber
makineyi halı üzerinde çeke çeke
standa
yerleştirmiştik.
Daha
sonraki yıllarda birisi bana demişti
ki, “hatırlıyor musunuz, bir fuarda
halı yayıyordunuz” ben de ona
“olabilir” diye cevap vermiştim.
Meta-Mak’ın gelişme yılları ile
birlikte
satış
sonrası
müşteri
ilişkilerini daha çok önemsemeye
başladık.
Temsilcisi
olduğumuz
firmalar ile anlaşma yaparken
bu konuyu özellikle gündeme
getiriyoruz.
Şimdi işleri kızım Aylin Ertem,
Yıldırım Avcı, Erol Turgut, Tolga
Erbay,
Hülya
Sığırcı,
Elvan
Güngörmüş, Meltem Artugal Şat ve
Meta-Mak’ın diğer elemanları takip
ediyor.
A.K.: Aylin Hanım’ın sizin izinizi
takip etmesinde, sizin etkiniz oldu
mu?
E.T.: Aylin’in bu tercihinde, benim
yönlendirmem de etkili olmuştur.
İki kızım için de bir yönlendirmem
söz konusu oldu. Ankara’da bir
fuarımıza o da iştirak etmişti. Daha
sonra bizimle beraber çalışma
kararı aldı. İlerleyen yıllarda da
Aylin Hanım kendi yönetim tarzını
+GF+ kalıplama hattının Kutes’e satışı, rahmetli Bekir Kutmangil
ve Nebahat Hanım ile beraber
geliştirdi ve şirketi kurumsal bir
hale getirdi.
A.K.: 2 çocuğunuz var, değil mi?
E.T.: 3 çocuğum var; Aylin, Ebru
ve Metamak.
A.K.:
Döküm
sektörünün
şu
anki
durumu
hakkında
ne
Nasıl
bir
düşünüyorsunuz?
yerdeyiz?
E.T.: Piyasa ne alemde biliyorsunuz!
Ankara’da katıldığımız eski fuarlardan biri
Döküm sektörü de güncel durumla
mücadele ediyor. Bence döküm
sektörü çok iyi bir yerde. Benim
sektöre girdiğim ilk zamanlarda
alaydan gelen dökümcüler vardı.
Şimdi ise eğitimli, çok bilinçli
dökümcüler yetişiyor. Sektör teknik
ve teknolojik açıdan çok gelişti,
bu nedenle de krizle iyi mücadele
ediyor. Eski dökümcüler bu işleri
sevdikleri için yapıyorlardı, para
kazanmak ikinci planda kalıyordu.
Onlar 70 – 80 yaşına geldiler,
hala döküm ile uğraşıyorlar. Ben
de alaylıyım ve ben de o ateşi
seviyorum.
Heyecan
veriyor
bana, bu mesleği, ateşi sevmeyen
yapamaz, tutunamaz da zaten.
Hiç unutmam, bir gün Yıldırım Bey
ile yaptığımız ABD seyahatlerinden
birinde bir çelikhaneye gitmiştik.
Biz platformun üzerinde dururken,
100 tonluk potadan sıvı metalin
üstümüze doğru gelişini izliyorduk,
çok güzel bir manzaraydı.
A.K.: Meta-Mak krizden hangi
boyutta etkilendi?
E.T.: Benim ağzımda şu an bir
laf var; “iyi gidiyoruz”. Üretimin
düştüğü,
yatırımların
asgariye
indiği şartlarda Meta-Mak ayakta
kalmayı başarıyor. Son 12 yılda
sadece döküm sektöründe değil;
Demir
Çelik,
Alüminyum
ve
Tahribatsız Muayene sektörlerinde
de temsilcilikler alarak bu konularda
61
Türkcast 2010 Sayı 13
röportaj interview
Anadolu Döküm'e makina satışı ve sonrasında kontrat imzalanması
hizmet vermeyi sürdürmekteyiz.
Samimi olarak söylüyorum ki bizim
kadar ufak bir firmada, büyüyebiliyor
olmamız bir mucize. 17 kişilik
personelimiz var, kriz nedeniyle de
hiçbir işten çıkartılma söz konusu
olmadı, ama daha önce planladığımız
yeni eleman alımlarını durdurduk.
Krizle mücadelimizde Aylin Hanım’ın
yönetiminde, bilinçli, başarılı ve
özverili çalışmalarını yürüten MetaMak’ın elemanlarına da bu vesile ile
teşekkür ederim.
A.K.: Unutamadığınız anınız?
E.T.: İlk GIFA fuarım.
A.K.: Meta-mak’taki işleri ne zaman
ekibinize bıraktınız? Zor oldu mu? Şu
an neler yapıyorsunuz?
E.T.: Firmayla şu an çok az ilgim
var, başka bir düzlemde yaşıyorum.
Ne yapıyorsunuz diye sorarsanız;
gazetemi
okuyorum,
kahvemi
içiyorum, yürüyüş yapıyorum, tiyatro,
sinema ve konserlere gidiyorum.
Sağlığıma dikkat ediyorum. Nisan
ve Ekim ayları arası Bodrum’da
yaşıyorum, çok büyük bir çevrem
de yok artık.
Ben de tercihimi
bu yönde kullanıyorum. Seyahat
etmeyi seviyorum özellikle yurtdışı
seyahatlerini. Çalışırken de çok sık
seyahat ediyordum, hala seviyorum.
Meta-Mak’ın artık kişiye bağlı değil
kurumsal olması beni mutlu ediyor.
Meta-Mak ailesi
Katıldığımız Fuarlardan bir resim
Türkcast 2010 Sayı 13
62
Tüdöksad Yayınları
Bu kitap XV. Yüzyıldan
başlayarak Osmanlıların
top döküm faaliyetlerini
gerçekleştirdiği Tophane
– i Amire binasının ve XIX.
Yüzyılın ortalarına kadar
Osmanlı top döküm faaliyetlerinin, arşiv belgelerinin ışığı altında araştırılmasına ve incelenmesine
dayanıyor.
Fiyatı: 10TL
TURKCAST DERGİSİ ABONE FORMU
Firma:
İsim:
Adres:
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
Telefon: …..… ……………………….
/ Fax: ..…… ……….……………...
E-mail: ………………………………..
/ Web: ……………………………….
TURKCAST DERGİSİ REKLAM VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM
Firma:
…………………………………………………………………………………
İsim:
…………………………………………………………………………………
Adres:
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
Telefon: …..… ……………………….
/ Fax: ..…… ……….……………...
E-mail: ………………………………..
/ Web: ……………………………….
63
Türkcast 2010 Sayı 13

Benzer belgeler