Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme ve Öneriler
Transkript
Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme ve Öneriler
Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme ve Öneriler Ruh Sağlığı Eylem Planı Önerisi Doç. Dr. Medaim YANIK Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Sahibi / Owner Bakırköy Akıl Hastanesi Vakfı adına Halil TOPLAMAOĞLU Editör / Editor M. Emin CEYLAN Editör Yardımcısı / Associate Editor Can GER Türkçe Editörü / Turkish Editor Neslihan ERGEN Danışma Kurulu / Advisor Board Füsun Akdeniz Mesut Çetin Başaran Demir Peykan Gökalp Ali Saffet Gönül Hasan Herken Cem Kaptanoğlu Timuçin Oral Haluk Savaş Mustafa Sercan Zeliha Tunca Niyazi Uygur Tayfun Uzbay Alp Üçok Medaim Yanık Kazım Yazıcı Nevzat Yüksel Murat Atmaca YAYIN BİLGİSİ: RCHP, Psikiyatride Derlemeler, Olgular ve Varsayımlar Dergisi / Reviews, Cases and Hypotheses in Psychiatry’nin (ISSN 1307-2099) ilk sayısı Ocak 2007’de basılmıştır. Dergi 4 ayda bir 1500 adet, alkali (acide free) kağıda basılmakta ve ücretsiz dağıtılmaktadır. Yayın dili Türkçe’dir. (internet formu İngilizce’dir). RCHP Dergisinin grafik tasarım ve uygulaması Asimetrik Paralel (Barbaros Mahallesi, Denizmen Caddesi, Mustafa Pehlivan Sokak, No: 43, 34662 Üsküdar-İstanbul, Tel: 0216 4741487 - 88, Faks: 0216 4741486, e-mail: [email protected]), baskısı Golden Print tarafından yapılmaktadır. INFORMATION ABOUT PUBLICATION: The first issue of Journal of the Reviews, Cases and Hypotheses in Psychiatry (RCHP) (ISSN 1307-2099) was published in 2007. Fifteen-thousand issues are printed thrice a year on acid-free paper. Language of publication is Turkish (an internet form is available in English) RCHP is typeset and graphic designed by Asimetrik Paralel (Barbaros Mahallesi, Denizmen Caddesi, Mustafa Pehlivan Sokak, No: 43, 34662 Üsküdar-İstanbul, Tel: 0216 4741487 - 88, içindekiler 9 11 12 16 18 ÖZET 22 TEMEL SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN STRATEJİLER 29 EKLER RUH SAĞLIĞININ ÖNEMİ TEMEL SORUNLAR: TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI SİSTEMİ ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME ANA STRATEJİ: TOPLUM TEMELLİ RUH SAĞLIĞI SİSTEMİNE GEÇİŞ AVRUPA ÜLKELERİNİN RUH SAĞLIĞI SİSTEMLERİ 1. 2. 3. 4. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Finlandiya ruh sağlığı sistemi İtalya ruh sağlığı sistemi İngiltere ruh sağlığı sistemi Almanya ruh sağlığı sistemi Psikiyatri yatağı sayısının arttırılması Ruh sağlığı alanında çalışanların sayısının arttırılması Kronik psikotik hastalar için ailede ve kurumda bakımın sağlanması Adli psikiyatri hastanelerinin kurulması Ruh sağlığı hizmetlerinin ücretlendirilmesinin düzeltilmesi ve özel sektörün psikiyatri yataklı servis hizmeti vermesinin teşvik edilmesi Ruh sağlığı yasasının çıkarılması Toplum psikiyatrisi modeli örneği olarak Bahçelievler Projesi Gündüz hastanesi ve rehabilitasyon merkezi örneği olarak Bakırköy Ruh Sağlığı Hastanesi Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi Bakım merkezleri örneği olarak Korunaklı Ev Projesi Ruh Sağlığı İzleme Grubunun Türkiye’de psikiyatri yatağının artırılması ile ilgili önerileri Adli psikiyatri hastanesi taslağı Yüksek Güvenlikli Servisler hakkında görüş ve öneriler: TPD Adli Psikiyatri Bilimsel Çalışma Birimi Raporu Ruh sağlığı hizmetlerinin ücretlendirme önerisi Özürlüler ile ilgili yönetmenliklerin değerlendirilmesi ve değişiklik önerileri Türkiye Psikiyatri Derneği ruh sağlığı yasası taslağı Editörden Merhaba Ruh Sağlığı Eylem Planı’nın ele alındığı bu metine editör yazısı yazmaya başladığımda heyecanlanıyorum, çağrışımlarım hızlanıyor, hızla akan bir nehre bakıyor, biraz da kıyısı köşesinde, üzerinde, içinde hissediyorum kendimi; çağrışımlarım asistanlık yıllarında sevgili Solmaz Türkcan’la yaptığımız bir konuşmaya gidiyor, üzerine mürekkep değmiş her nesneyi de saklama alışkanlığı var ya, kütüphanede gerçekleştirdiğim küçük çaplı bir kazı çalışmasıyla 1999 yılında yaptığım, el yazısıyla 17 sayfalık bir tercümeyi bulup çıkarıyorum, “İsviçre’deki Adli Tıpla İlgili Düzenlemeler” - aslında Avusturya’ daki düzenlemeleri de araştıracağımı söylemiştim sanırım, belli ki yarım kalmış, o sıralar sevgili Solmaz Türkcan istemiş, ben de aslında ne işe yarayabileceğini pek de sorgulamadan sevinçle ve çabuk şekilde hazırlamıştım- yine 19992000 yıllarından birindeki Bahar Kongresinde bir oturumu anımsıyorum, sevgili Mutsafa Sercan ve en fazla 10 kişinin bulunduğu bir oturumda TPD Ruh Sağlığı yasa taslağı “tartışılıyor” , Mustafa Sercan heyecanla taslak metni açıklıyor, onun yaydığı enerjiyle birlikte katılımcalar da fikir üretiyorlar, eleştirilerini getiriyorlar, ancak itiraf etmek gerekir ki salonda güzide bir topluluk var ve katılımcıların da çoğunun, örneğin benim, ilgisi sınırlı düzeyde. 2006 yılındaki Bahar Kongresi’nden anımsadığım ise en büyük toplantı salonunun neredeyse tamamının heyecanlı ve katılımcı bir toplulukla dolu olduğu, görüş bildirmeyenler de tüm dikkatlerini toplamış, sevgili Medaim Yanık’ın “Arkadaşlar şimdi Ruh Sağlığı Yasasının çıkması için çok uygun bir dönem, bunu değerlendirmeli, ben varım ve mesela Mustafa Sercan’la birlikte üstüne gitsek bir yıl içinde sonuç alabiliriz” şeklindeki cümlesi aklıma geliyor. Geçenlerde sevgili Medaim Yanık’la bu değerli metni değerlendirdiğimiz sırada ise sürece aktif olarak emeği geçenlerin sayısının 50’ leri aştığını, ruh sağlığı yasası projesinin çoktan toplum ruh sağlığı eylem planına genişlediğini fark ediyorum, artık süreç hakkında herkesin bilgisi ve duyarlılığı olduğunu biliyorum. Metin bugün gelinen noktayı ve süreç içindeki çalışmaları en kapsamlı şekilde ele alma düşüncesiyle kaleme alındı. Tek kelimeyle tarif etmem gerekse bir destan derim. Tüm çabaların ve süren çalışmaların giderek artan ivmeyle olumlu sonuçlar getirmesi dileğimle… M. Can Ger Editör Yardımcısı Önsöz Ruh sağlığı hizmetlerinin planlanması için yazılı ve resmi olarak kabul edilmiş planların olması gereklidir. Elimizde eksikliklerine rağmen Ruh Sağlığı Politika Metni’nin olması büyük bir ilerlemedir. Yapılması gereken bir sonraki adımı atarak Ruh Sağlığı Eylem Planı ve Programı yazmak olmalıdır. Bu metin bu ihtiyacı gidermeye yöneliktir. Metin benim tarafımdan toparlanıp çerçevesi çizilmesine rağmen Türkiye Psikiyatrisinin birikimin yansıtmaktadır. Kitap içinde verilen birçok belgeden anlaşılacağı gibi içeriğin oluşmasında Türkiye Psikiyatri Derneğinin önemli katkısı vardır. Bazı metinler ise bakanlığın öncülüğünde kurulan ve ruh sağlığı alanında çalışan birçok profesyonelin katıldığı çalışma grubunun katkısıyla oluşmuştur. Birçok katkıda başhekimliğini yaptığım BRSHH idari ekibinden veya çalışanlarından yapılmıştır. Benim yaptığım bu çalışmaları bir araya getirip bir mantık çerçevesinde toparlamaktır. Yine de bu metnin önemli oranda özgün tarafları vardır. Türkiye ruh sağlığı hizmet modelinin değişip Toplum Psikiyatrisi Modeline geçiş ile ilgili güçlü vurgu yapılmıştır. Toplum psikiyatrisi modeli Sağlık Bakanlığı yetkililerine öneri haline getirilmiş, geçiş sürecin nasıl olacağına yönelik planlama da yapılmıştır. Bu metnin önemli katkılarından biri de Avrupa ülkelerinin ruh sağlığı sisteminin işleyişini tanımlayıp, Türkiye psikiyatrisi ile kıyaslama imkânı sağlamasıdır. Türkiye ruh sağlığının sorunları derli toplu hale getirilip, çözüm önerileri de ayrıntılı bir hale getirilmiştir. Ayrıca ülkemizin ruh sağlığı sistemi ile ilgili istatistikleri planlama yapmaya uygun hale getirilmiştir. Ruh sağlığı sistemi ile ilgili hale gelmemde, dolayısıyla bu metnin ortaya çıkışında iki ana faktör rol almıştır. Birincisi Bakırköy’de başhekim olmam. Bakırköy ruh sağlığı sistemimizdeki sorunların en yoğun hissedildiği yerdir. Bakırköy’ün sorunlarını çözmek için Türkiye ruh sağlığı sisteminin düzelmesi gereklidir. İkinci olarak Finlandiya, İtalya, İngiltere, Almanya ve Afganistan’a ruh sağlığı sistemini inceleme amaçlı yapılan gezilerde bulunmam. Bu geziler farklı ülkelerin ruh sağlığı sistemlerini yerinde gözlemlemeyi sağladı. Bu gezilerin birikiminin metinlere direkt olarak yansıdığı görülecektir. Türkiye ruh sağlığı sistemi için en büyük gelişim toplum psikiyatrisi modeline geçiş olacaktır. Bu metin bu konuda katkı sağlarsa Türkiye psikiyatrisine hizmet ettiğim duygusunu yaşayacağım. Doç. Dr. Medaim Yanık Nisan 2007, İstanbul Yanık I- ÖZET DSÖ sağlığı bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik hali olarak tanımlamaktadır. Gelişmekte olan ülkeler bedensel sağlık üzerine yoğunlaşırken, gelişmişlik düzeyi arttıkça ruh sağlığına yönelik vurgu artmaktadır. Gelişmiş ülkeler ruh sağlığı alanını geliştirmek için özel politikalar geliştirmektedir. Nitekim DSÖ ülkelerden ruh sağlığı politikası, eylem planı ve programı oluşturmalarını önermektedir. Avrupa ülkeleri bu metinlere sahiptir ve ruh sağlığı alanı için büyük değişim programları yürütmüşlerdir. İtalya’da bu değişim 1961 yılında “İtalyan ruh sağlığı reformu” adıyla başlamıştır. Eş zamanlarda aynı değişimler İngiltere, Fransa, Almanya, Finlandiya gibi ülkelerde başlamış ve tamamlanmıştır. En son Yunanistan Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde ruh sağlığı sistemini değiştirmiştir. Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerde de değişim programları yürütülmektedir. Aynı değişim süreci İran’da da yürütülmekte, DSÖ Afganistan’a da aynı sistemi önermektedir. Tüm bu ülkelerde yaşanan değişim; hastane temelli ruh sağlığı hizmetlerinden toplum temelli ruh sağlığı hizmet modeline geçiş şeklindedir. Toplum temelli ruh sağlığı modeli modern batı ülkelerinin sağlık hizmetlerindeki temel unsurlardan biridir. Türkiye ruh sağlığı sisteminin tüm Avrupa’da yapıldığı gibi köklü değişime ihtiyacı vardır. Türkiye ruh sağlığı sisteminde reform yapılmalıdır. Sağlık Bakanlığı tarafından ruh sağlığı hizmet modeli olarak toplum psikiyatrisi modeline geçişin resmi kararı alınmalıdır. Aile hekimliği modeline geçişin ilan edilmesi ve geçiş sürecinin planlanması gibi toplum psikiyatrisi modeline geçişin planlaması yapılmalıdır. Bakanlığın Sağlıkta Dönüşüm Programının ruh sağlığı alanı ile ilgili direk bir değişim oluşturması beklenmemelidir. Ruh sağlığı alanı tüm dünyada özel programlarla ele alınmıştır. Türkiye’de de Sn. Sağlık Bakanı üst düzey bürokratları ile birlikte bu alandaki değişim için aktif emek içinde olmalıdır. Sn. Bakan aile hekimliği için işlettiği süreci toplum temelli ruh sağlığı hizmetleri için de yapmalıdır. Toplum temelli ruh sağlığı sistemi üç unsur üzerine kuruludur: 1. Coğrafi temelli hizmet, 2. Ruh sağlığı ekibi ile verilen hizmet, 3. Tanımlanmış bölgeye hizmet için kurulmuş 20 yataklı psikiyatri servisi, Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi ve bakım kurumları. Bu modelde ülke coğrafi alanlara bölünür. Ruh sağlığı ekibinin 100.000 nüfusluk bir alana hizmet vermesi planlanır. Ekip; psikiyatr, psikolog, psikiyatri hemşiresi, sosyal çalışmacıdan oluşur. Ekip hareketlidir, hastanın yaşadığı alana hizmet götürür. Ekibin hizmet verilen bölgede merkezi vardır. Genellikle bu merkez ana hastanenin dışındadır. Ekip görev ve sorumluluk açısından yapılandırılmış, yapılacak işler ise planlanmıştır. Her hasta için kayıt vardır ve o hasta için yapılacaklar bireysel olarak yazılı planlanmıştır. Amaç kronik ağır ruhsal rahatsızlığı olan hastaların yaşadıkları ortamda takip ve tedavilerinin yapılmasıdır. Bu sayede hastalar toplumun dışına atılmayacaklar, dışlanmayacaklar ve toplumla birlikte yaşamış olacaklardır. Türkiye ruh sağlığı sisteminde acilen değişim yapılması gereklidir. Var olan sistem çok sayıda soruna sahiptir. Sağlıkta dönüşüm programı ile yaşlanan büyük dönüşüm ruh sağlığı alanına yansımamış veya kısmi olarak yansımıştır. Türkiye ruh sağlığı sisteminin ana sorunları şunlardır: • Tüm Avrupa ülkelerinde toplum temelli ruh sağlığı modeli uygulanırken, ülkemizde halen hastane temelli ruh sağlığı hizmeti yürütülmektedir. • Türkiye tüm Avrupa ülkeleri arasında en düşük psikiyatri yatağı oranına sahiptir. • Psikiyatr, çocuk psikiyatr sayısı Avrupa ülkeleri içinde en düşük orandadır. • Kronik psikotik hastaların % 10-15’i bakım gerektirmektedir. Gelişmiş olan ülkelerde bu kişiler için hastane dışında bakım sistemleri var iken ülkemiz bu hastalar için bir bakım sistemine sahip değildir. • Avrupa ülkelerinde suç işlemiş psikiyatri hastaları için ruh sağlığı hastaneleri dışında yüksek güvenlikli adli psikiyatri hastaneleri var iken, ülkemizde herhangi bir adli psikiyatri hastanesi yoktur. Ruh sağlığı hastaneleri içinde sınırlı sayıda adli psikiyatri yatakları olup, bu yataklar da modern konsepte uygun değildir. Ayrıca hastanelerin esas görevi olan akut dönem tedavisi hizmetlerini engelleyici etki oluşturmaktadır. • Ülkemizde özel sektörün ruh sağlığı sistemine katkısı %2 düzeyindedir. Hâlbuki Avrupa ve Amerikan sisteminde bu katkı %40 düzeyindedir. • Hastaların haklarını koruma amaçlı, özellikle istemsiz yatışları düzenleyecek Ruh Sağlığı Yasamız yoktur. Hâlbuki Avrupa’da bu alandaki yasal düzenlemeler 30 yıldan beri uygulanmaktadır. Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Türkiye ruh sağlığı sistemi’nin iyileştirilmesi için acil yapılması gerekenlerden biri yatak sayısını artırmak olmalıdır. 10 milyon nüfuslu Finlandiya’da 5.000, 58 milyon nüfuslu İtalya’da 10.000 psikiyatri yatağı varken 70 milyon nüfuslu Türkiye’de 6.000 psikiyatri yatağı vardır. Bu sorunu modern konsepte uygun olarak çözmek için genel hastaneler içinde ruh sağlığı klinikleri açılmalıdır. Eğitim hastanelerine psikiyatri klinik şefi atanmalı, bu hastanelerde psikiyatri kliniği açılmalıdır. Küçük illerde psikiyatrları bir hastaneye toplayıp psikiyatri kliniği açmalarını sağlanmalıdır. Var olan üniversite tıp fakülteleri psikiyatri klinikleri düşük kapasite veya performansla çalışmakta olup, kapasite ve işlevsellikleri arttırılmalıdır. Yeni kurulan tüm hastanelerde mimari planlama aşamasından itibaren projeye psikiyatri kliniğinin eklenmesi mutlak bir gerekliliktir. Maalesef yeni yapılan 400 yataklı konsept hastanelerde dahi planlarda psikiyatri kliniği bulunmamaktadır. Ayrıca ülkenin farklı yerlerine 100 yatağı geçmeyen yeni ruh sağlığı hastaneleri açılmalıdır. Yeterli yatak sayısına ulaşıldığında var olan 6 büyük ruh sağlığı hastanesi de küçültülmelidir. Psikiyatr ve çocuk psikiyatr sayısını arttırmak için bakanlığın uyguladığı klinik başına 12 asistan uygulaması devam ettirmeli, eğitim hastanelerinde oluşturulacak psikiyatri şeflikleri için hızla asistan kadroları oluşturulmalıdır. Erenköy Ruh Sağlığı Hastanesi’nin eğitim hastanesi olması önemli bir gelişmedir. Diğer ruh sağlığı hastaneleri için benzer bir planlama yapılması düşünülmelidir. Sağlık Bakanlığı kadrosu ile üniversitelerde çocuk psikiyatrisi eğitim kadrosu açılmalı, Bakırköy’de çocuk psikiyatrisi şefi atanarak eğitim kliniği oluşturulup, çok sayıda asistan alınmalıdır. Diğer önemli bir hedef de ruh sağlığı ekibinin üyeleri olan psikolog, psikiyatri hemşiresi, sosyal çalışmacı ve meşguliyet terapistinin fonksiyonlarını yeniden tanımlayıp, klinik alanda çalışanlarının sayısını arttırmak olmalıdır. Türkiye psikiyatrisinde geleneksel olarak sistem psikiyatr üzerine kurulu olup, diğerlerini yardımcı eleman olarak tanımlamaktır. Bu konsept tüm dünyada “ruh sağlığı ekibi” anlayışına evrimleşmiştir. Ülkemizde de bu değişim yaşanmalıdır. Toplum psikiyatrisine geçiş ve rehabilitasyon çalışmalarının artacağı dönemde bu değişim mutlaka gereklidir. Kronik psikotik hastaların % 10-15’i bakım gerektirmektedir. Gelişmiş olan ülkelerde bu kişiler için hastane dışında bakım sistemleri var iken ülkemiz bu hastalar için bir bakım sistemine sahip değildir. Türkiye’de ki 6.000 psikiyatri yatağının yaklaşık 750’si bakım hizmeti için kullanılmaktadır. Bu has10 ta grubu ruh sağlığı hastanelerinden çıkarılıp toplum psikiyatrisi modeli içinde bakımları sağlanmalıdır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun (SHÇEK) bakım hizmeti yardımından kronik psikotik hastaların geniş şekilde faydalanması sağlanmalı, bunun için bakım kurumlarının oluşturulması teşvik edilmelidir. Özellikle evde bakımın teşviki öncelenmeli, evde bakım ile toplum psikiyatrisi modeli birleştirilmelidir. Avrupa ülkelerinde suç işlemiş psikiyatri hastaları için ruh sağlığı hastaneleri dışında Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastaneleri var iken, ülkemizde herhangi bir adli psikiyatri hastanesi yoktur. Ruh sağlığı hastaneleri içinde sınırlı sayıda adli psikiyatri yatakları olup, bu yataklar da modern konsepte uygun değildir. Ayrıca hastanelerin esas görevi olan akut dönem tedavisi hizmetlerini engelleyici etki oluşturmaktadır. Ülkenin beş ayrı bölgesine 200 – 300 yataklı adli psikiyatri hastaneleri kurulmalı. Bakırköy içinde adli psikiyatri hastanesi kurulup başhekimliği ayrılmalıdır. Kastamonu Göğüs Hastalıkları Hastanesi adli psikiyatri hastanesine dönüştürülmeli, Ankara, Diyarbakır ve İzmir’e yeni adli psikiyatri hastaneleri kurulmalıdır. Modern konsept adli psikiyatri kliniklerinin ruh sağlığı hastaneleri dışında yapılandırılması şeklindedir. Türkiye’nin yeni hukuk sisteminde rapor ve bilirkişilik talepleri artmıştır. Var olan sistemde ruh sağlığı hastaneleri adli sistemin rapor talepleri konusunda sıkışmış durumdadır. Bu nedenle Adalet bakanlığının ayaktan yürütülen bilirkişi ve diğer rutin ihtiyaçları için kendi kadrolarını kurmasının sağlanması önemlidir. Ülkemizde özel sektörün ruh sağlığı sistemine katkısı %2 düzeyindedir. Hâlbuki Avrupa ve Amerikan sisteminde bu katkı %40 düzeyindedir. Bu durumun üç ana neden vardır. Özel sektörün sağlık sistemi içinde payı son birkaç yılda artmaya başlamıştır. Bu artma ruh sağlığı alanına yansımamıştır. Eski yönetmenlikteki psikiyatri kliniği açma ile ilgili zorlaştırıcı sınırlamalar kaldırılmakla birlikte yeni bir gelişmeye neden olmamıştır. Diğer sebep ise özel sektörün ruh sağlığı hizmetlerini karlı görmemesidir. Sağlık Bakanlığının psikiyatri hizmetleri için paket çalışması (Günlük 75 YTL alınması) ruh sağlığı hastaneleri için cazip olmakla birlikte özel hastaneler için yeterli olmayacaktır. Özel sektörün akut kapalı psikiyatri yatağı oluşturması için teşvik edilmelidir. Hastaların haklarını koruma amaçlı, özellikle istemsiz yatışları düzenleyecek Ruh Sağlığı Yasamız yoktur. Hâlbuki Avrupa’da bu alandaki yasal dü- Yanık zenlemeler 30 yıldan beri uygulanmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Kötü Muamele ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin ülkemize yaptığı ziyaretlerde sorduğu ilk sorulardan biri istemsiz yatışlar ile ilgili yasal düzenlemedir. Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından taslağı hazırlanan yasa önerisi yapısal bir reform niteliğindedir ve üzerine çalışılarak bir an önce çıkarılması sağlanmalıdır. Tüm bunların yapılabilmesinin ana şartı Sağlık Bakanlığının aile hekimliğine geçiş için yapılan çalışmaların benzerini ruh sağlığı alanı için de yapmasıdır. Modern dünya bu değişime 30 yıl öncesinden başlamıştır. Bu değişim hazırlanan ruh sağlığı politika metni, eylem planı ve programlarla yapılmıştır. Bu metin ülkemizdeki değişim için önerilen eylem planıdır. II-RUH SAĞLIĞININ ÖNEMİ DSÖ sağlığı bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik hali olarak tanımlamaktadır. Gelişmekte olan ülkeler bedensel sağlık üzerine yoğunlaşırken, gelişmişlik düzeyi arttıkça ruh sağlığına yönelik vurgu artmaktadır. Gelişmiş ülkeler ruh sağlığı alanını geliştirmek için özel politikalar geliştirmektedir. Politika yapıcılar için ruh sağlığı alanında planlama yapmak için iki önemli çalışmanın bulgularına bakmak gereklidir. Bu iki çalışma da Sağlık Bakanlığı desteği ile gerçekleştirilmiştir: 1- Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması 2- Hıfzıssıhha Mektebi’nin yaptığı Ulusal Hastalık Yükü ve Maliyet Etkililik Çalışması (National Burden of Disease and Cost Effectiveness Project) Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması Türkiye’de ruhsal hastalıkların sıklığı hakkında bize bilgi vermektedir. Bu çalışmaya göre Türkiye’de nüfusun %18’i yaşam boyu bir ruhsal hastalık yaşamaktadır. Bu bulgular tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de ruhsal hastalıkların yaygın olduğunu göstermektedir. Benzer bulgular Hıfzıssıhha Mektebi ve Başkent Üniversitesi’nin yaptığı Ulusal Hastalık Yükü ve Maliyet Etkililik Çalışması çalışmasında da ortaya koyulmuştur. Hastalık Yükü Çalışmaları ile o ülkenin olumsuz sağlık durumlarının nedenlerinin, düzeylerinin, düzeylerinin saptanması ve bu olumsuzlukların giderilmesi için politikalar belirlenmesine yarayacak veriler elde edilir. Bu çalışma verilerine bakıldığında depresyon maliyet göstergesi olan DALY’e (DALY, sağlıklı olarak geçirilen bir yılın kaybı) neden olan hastalıklar listesinde 4. sırada olduğu, yine depresyonun kadında özürlü olarak yaşanan yıl oranında ilk sırayı aldığı, en fazla maliyete sebep olan hastalık listesinde 3 ayrı psikiyatrik hastalık bulunduğu görülmektedir. Ulusal düzeyde DALY nedenlerinin temel hastalık gruplarına göre dağılımı yapıldığında %19 ile ikinci sırada nöropsikiyatrik hastalık grubu vardır. Ayrıca 15–19 yaş arasında nöropsikiyatrik hastalıklar kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü sıradadır. Çalışmanın sonunda yazarların yorumu şöyledir: “Hem kentsel, hem de kırsal alanda ruh sağlığı hastalıkları ülkemizde önemli hastalık yükü oluşturmaktadır”. Çalışmanın verileri aşağıdadır. Bu bulgulardan psikiyatrik hastalıkların hem yaygın olduğu hem de özürlülüğe yol açarak kişiye ve topluma ağır maliyete yol açtığı anlaşılmaktadır. Tablo 1. Türkiye’de 15-59 yaş grubunda YLD’ye neden olan ilk 10 hastalık (NBD-CE projesi) 11 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Tablo 2. Türkiye’nin kentsel bölgelerinde 15-59 yaş grubunda DALY’ye neden olan ilk 10 hastalık (NBD-CE prajesi, 2000, Türkiye) Grafik 1: Türkiye’de erkeklerde başlıca hastalık gruplarına göre Grafik 2: Türkiye’de kadınlarda başlıca hastalık gruplarına göre DALY’lerin yüzde dağılımı (NBD-CE projesi, 2000, Türkiye) DALY’lerin yüzde dağılımı (NBD-CE projesi, 2000, Türkiye) Dünyadaki çalışmalar da benzer bulgular vermektedir. Bu bulgular ruh sağlığı için özel programlar uygulayarak bu alanda iyileşme sağlamanın rasyonel bir gereklilik olduğunu göstermektedir. III- TEMEL SORUNLAR: TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI SİSTEMİ ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) ruh sağlığı hizmetlerinin verilmesi ile ilgili üç temel önerisi vardır. 12 • 1- Büyük psikiyatri hastanelerinden çok sayıda daha küçük hastanelere geçiş (Deinstütizasyon) • 2- Ruh sağlığı hizmetlerinin toplum temelli tuh sağlığı hizmetleri modelinde verilmesi • 3- Psikiyatrik hizmetlerin genel sağlık sistemine entegre edilmesi, genel hastane içinde psikiyatri kliniklerinin hizmet vermesi. Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerinin verilme modeli bu üç ilkeyle de uyumsuzdur. Ruh sağlığı hizmeti esas olarak 300-1500 yataklı ruh sağlığı hastaneleri üzerinden verilmektedir. Bu hastaneler büyüklükleri ve aşırı iş yükü nedeniyle sorunludurlar. İkinci olarak ruh sağlığı hizmet modeli hastane eksen- Yanık li hizmet modeli olup tüm Avrupa’da uygulanan Toplum Temelli Ruh Sağlığı Modelinden farklıdır. Avrupa ülkelerinde bu değişim 40 ile 15 yıl öncesinden başlanıp tamamlanmıştır. Bu değişim İtalya, İngiltere, Finlandiya ülkelerinde 30 – 40 yıl önce, Yunanistan’da 15 yıl önce, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerde 5 yıl önce başlamıştır. Son olarak ruh sağlığı hizmetleri genel sağlık sistemine entegresi zayıf olup, psikiyatri yataklarının ancak %10’u genel hastane içindedir. Ayrıca birinci basamağın ruh sağlığı hizmetlerinde önemli bir yeri yoktur. Aile hekimliği modelinde ise ruh sağlığı hizmetlerinin nasıl olacağı henüz netleşmemiştir. Türkiye ruh sağlığı sisteminin ana sorunları şunlardır: • Tüm Avrupa ülkelerinde toplum temelli ruh sağlığı modeli uygulanırken, ülkemizde halen hastane temelli ruh sağlığı hizmeti yürütülmektedir. • Türkiye tüm Avrupa ülkeleri arasında en düşük psikiyatri yatağı oranına sahiptir. • Psikiyatr, çocuk psikiyatr sayısı Avrupa ülkeleri içinde en düşük orandadır. • Kronik psikotik hastaların % 10-15’i bakım gerektirmektedir. Gelişmiş olan ülkelerde bu kişiler için hastane dışında bakım sistemleri var iken ülkemiz bu hastalar için bir bakım sistemine sahip değildir. • Avrupa ülkelerinde suç işlemiş psikiyatri hastaları için ruh sağlığı hastaneleri dışında Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastaneleri var iken, ülkemizde herhangi bir adli psikiyatri hastanesi yoktur. Ruh sağlığı hastaneleri içinde sınırlı sayıda adli psikiyatri yatakları olup, bu yataklar da modern konsepte uygun değildir. Ayrıca hastanelerin esas görevi olan akut dönem tedavisi hizmetlerini engelleyici etki oluşturmaktadır. • Ülkemizde özel sektörün ruh sağlığı sistemine katkısı %2 düzeyindedir. Hâlbuki Avrupa ve Amerikan sisteminde bu katkı %40 düzeyindedir. • Hastaların haklarını koruma amaçlı, özellikle istemsiz yatışları düzenleyecek Ruh Sağlığı Yasamız yoktur. Hâlbuki Avrupa’da bu alandaki yasal düzenlemeler 30 yıldan beri uygulanmaktadır. Yürürlükte olan sağlık sistemini doğru analiz etmek başlangıç noktamız olmalıdır. Doğru analizler yapılmadan sağlıklı çözümler yapılamayacaktır. Yukarıdaki tespit edilen sorunların doğru bakış açısı olup olmadığını farklı açılardan test etmek gereklidir. Test için farklı kurum ve kişilerin ruh sağlığı sistemimiz üzerine değerlendirmelerini dikkate almak uygun bir yöntem olabilir. Dikkate alacağımız değerlendirmeler şöyle olabilir: 1- Türkiye ruh sağlığı sistemini Avrupa ülkelerinin ruh sağlığı sistemi ile kıyaslanması 2- Avrupa İnsan Hakları İşkence ve Kötüye Kullanımı Önleme Komitesi’nin ruh sağlığı hastanelerinde incelemeler sonucu hazırladığı raporlar 3- Sağlık Bakanlığının direktifi ile kurulan Ruh Sağlığı Yürütme Kurulu’nun oluşturduğu 28 maddelik acil eylem planı 4- Sağlık Bakanlığı tarafından kabul edilen Ulusal Ruh Sağlığı Politikası metni Sırasıyla bu metinler ve önerileri şu şekildedir: 1- Türkiye Ruh Sağlığı Sisteminin Finlandiya Ve Italya Ruh Sağlığı Sistemi İle Karşılaştırılması Türkiye ruh sağlığı sistemindeki sorunları görebilmek için dört Avrupa Birliği üyesi ülkenin ve Afganistan’ın verileri ile kıyaslamak yeterlidir. Aşağıda bu kıyaslama yapılmıştır. 2. Avrupa Insan Hakları İşkence Ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesinin (Cpt) Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Için Değerlendirmeleri Avrupa İnsan Hakları İşkence ve Kötüye Kullanımı Önleme Komitesi (AİOK) BRSHH ve diğer RSHH’ni ziyaret ederek ruh sağlığı sistemimizin işleyişi üzerine raporlar hazırlamaktadır. Aynı komitenin Avrupa birliğine üye veya üye olma sürecindeki diğer ülkelerin ruh sağlığı üzerine de değerlendirme yaptıklarından dolayı sistemi iyi değerlendirebildiklerini, sorun alanlarını çoğunlukla iyi tespit ettiklerini kabul etmek gerekir. Olaya uzman ve tecrübeli profesyonellerin dışarıdan bakarak eleştirisel değerlendirme yaptıkları şeklinde bakmak yararlıdır. Kanaatimiz çoğunlukla sistemi değerlendirmede başarılı oldukları şeklindedir. Bu sebeple raporların içeriğini var olan ruh sağlığı sistemimizin işleyişini değerlendirmede kullanabiliriz. AİOK ruh sağlığı hastaneleri ve dolayısıyla ruh sağlığı sistemi üzerine değerlendirmeleri şöyledir: • Elektrokonvulsif terapinin anestezili ve kas gevşeticili yapılıp yapılmadığı 13 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Tablo 3: Türkiye, İtalya, Finlandiya, İngiltere, Almanya ve Afganistan’ın ruh sağlığı sistemi ile ilgili veriler. Tablo 4: İtalya’da ruh sağlığına ait yatakların dağılımı • Hasta hakları ile ilgili düzenlemelerin yapılıp yapılmadığı • Hastanın istemediği halde hastaneye yatırılması (istemsiz yatış) konusunda hukuksal düzenlemeler olup olmadığı (Ruh sağlığı yasasının olup olmadığı) • Akut servislerde hastaların yaşam koşulları • Uzun süreli yatan hastaların yaşam koşulları • Kliniklerin fiziksel koşulları (Mobilya, oturma grupları, aktivite alanları vb) • Yüksek, orta, düşük güvenlikli adli psikiyatri servislerin olup olmadığı • Hasta başına düşen hemşire, personel sayısı 14 • Hasta bakım sürecinde sadece hemşirenin olup olmadığı • Rehabilitasyon çalışmalarının olup olmadığı AİOK’nın denetimlerinde esas konu ruh sağlığı modeli olmamakla birlikte, incelediği konular sistemimizdeki sorunların yansımalarıdır. AİOK’nin inceleme konularından biri olan EKT meselesi çözülmüş veya çözülme sürecindedir. Raporlarda ruh sağlığı hastanelerinin fiziksel koşulları eleştirilmektedir. Gerçekten de hastanelerimizin fiziksel koşulları düzeltilmesi gereklidir. Ruh sağlığı yasası vurgusu da haklıdır. Yüksek güvenlikli adli psikiyatri kliniklerinin olup olmadığı sorusu da yerinde bir inceleme konusudur. Çünkü bu durum tüm Avrupa ülkelerinde artık bir standarttır. AİOK hasta bakım sürecinde sağlık eğitimi almamış personelin çalışmasını istememektedir. Ülkemizdeki yaygın uygulama ise temizlik işçisi kadrosunda olan kişi- Yanık lerin hastanın bakım sürecinde olması şeklindedir. Bu durum mutlaka değişmeli, yerlerine özellikle erkek hemşire yerleştirilmelidir. Görüldüğü gibi rapor sorunlarımızı tahlil etmede başarılıdır. Ayrıca bizim tespit ve önerilerimizle de uyumludur. 3. Sağlık Bakanlığı Yürütme Kurulunun Raporu c. 2- 3- Sağlık Bakanı’nın direktifi ile kurulan Ruh Sağlığı Yürütme Kurulu Sağlık Bakanlığı yetkilileri, ruh sağlığı alanındaki dernek temsilcileri, üniversite ve eğitim hastanelerinden ruh sağlığı profesyonelleri tarafından oluşmuştur. Bu kurul 28 maddelik acil eylem planı oluşturmuştur. Bu metin acil olarak yapılması gerekenler için bir çerçeve sunar niteliktedir. Bu öneri paketi aynı zamanda sorunların altını da çizmektedir: Sorunlar ve sunulan öneri paketi şu şekildedir: A. YATAK SAYISININ ARTIRILMASI 1- Her il devlet hastanesinde ve büyük ilçe hastanelerinde nüfusa orantılı sayıda yatağı haiz psikiyatri servisi açılması ve yeterli psikiyatri uzmanı ve sağlık personeli atanması. 2- Mevcut ve açılacak psikiyatri servislerinin akut psikiyatrik bakım için uygunlaştırılması. 3- Büyük illerde ruh sağlığı hastanelerine, küçük il ve büyük ilçelerde devlet hastanesi psikiyatri kliniğine bağlı ayaktan ruh sağlığı merkezlerinin açılması 4- Resmi ve özel hastanelerde ayaktan ve yatarak psikiyatrik tedavi hizmeti verecek kurumların açılmasının kolaylaştırılması, bu konu ile ilgili mevzuatın acilen güncellenmesi 5- Mahkeme kararıyla muhafaza ve tedavi gerektiren adli psikiyatri hastalarının tutulacağı servislerin sayısının artırılması 6- Ruh sağlığı hizmeti verecek hastane ve diğer birimlerin tanımlanması ve sınıflanması 7- Başlangıçta bölge esasına, gelecekte il temeline göre çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniklerinin açılması B. RUH SAĞLIĞI ÇALIŞANLARININ SAYISININ ARTIRILMASI 1- Erişkin, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi uzman sayısının artırılması a. Yetişkin, çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanlık eğitimi için (klinik başına 8 olan asistan sayısının 12’ye yükseltilmesi ve üniversite asistan kadrolarının artırılması yoluyla) kadrolarının artırılması b. Eğitim hastanelerinde Çocuk ve Ergen psikiyat- 4- 5- risi uzmanlık eğitiminin verilmesi, şeflik kadrolarının açılması Eğitim hastanelerinde eğitim verilmeye başlanana kadar Çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanlık eğitimi için üniversitelerde Sağlık Bakanlığı kadrolarının ivedilikle açılması Eğitim hastanelerindeki kaldırılması düşünülen uzman kadrolarının hastane ihtiyaçlarına göre 3 yıllık bir geçiş dönemi için korunması Psikiyatri alanında yetişmiş yardımcı sağlık personeli ve hizmetlilerin aynı alanda çalışma sürekliliğinin sağlanması (sertifikasyon yoluyla) Psikologların hastanelerdeki görev tanımlarının yeniden yapılması Psikolog, sosyal hizmet uzmanı, psikiyatri hemşiresi gibi yardımcı ruh sağlığı personelinin yeterli sayıya yükseltilmesi ve meslek içi eğitimlerinin standardizasyonu C. MEVZUAT 1- Psikiyatrik Hasta Haklarını Koruma Yasasının farklı özelliği nedeniyle genel sağlık yasasından ayrı olarak ele alınması 2- Hasta bakımının niteliğini artırmak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği normlarının göz önünde tutularak günlük hasta bakım süre ve sayısının belirlenmesi 3- Sağlık Bakanlığı Ruh Sağlığı Dairesi bünyesinde Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi şubesinin oluşturulması 4- Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü kurulması 5- Acil müdahale ve psikiyatrik yoğun bakım hizmetinin özel olarak ücretlendirilmesi ve bu birimde çalışanların döner sermaye katkı paylarının artırılması 6- Akılcı ilaç yazım kurallarının geliştirilmesi 7- Kronik Ruh hastalarının yeşil kart çıkartılmasında kolaylık sağlanması ve vizelerinin süresiz olması 8- 2005 yılı Dünya Sağlık Örgütü Ulusal Odak Noktaları toplantısının Türkiye’de yapılması (Nisan 2005) 9- Kongre ve eğitim toplantılarına katılımın teşvik edilmesi ve görevlendirme ile katılımın sağlanması 10-Herhangi bir sağlık kurulunda psikiyatri uzmanı yerine hekim olmayanların görevlendirilmemesi D. HİZMET 1- Ruh Sağlığı hastanesi veya kliniklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin kurulması 2- Ruhsal rahatsızlığı olanların nakliyle ilgili düzenlemeleri çağdaş hukuka göre düzenlenmesi 3- Ruh sağlığı şube müdürlüklerin işlevsel hale ge15 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler tirilmesi ve kronik hastaların takibi (RS formları) 4- Korunmaya muhtaç psikiyatri hastaları için bakım evlerinin açılması 5- Psikiyatri servislerinde ve birinci basamak sağlık kuruluşlarında DSÖ tarafından tanımlanan temel ilaçların bulundurulması ve ihtiyacı olanlara ücretsiz sağlanması E. KORUYUCU RUH SAĞLIĞI Madde bağımlılığı, çocuk ihmal ve istismarı, şiddet, intihar, afet gibi toplum ruh sağlığı için risk oluşturan konularda çalışma grupları oluşturulması. 4. Ulusal Ruh Sağlığı Politikası Metni Ulusal Ruh Sağlığı Politikası metni önemli ve resmi bir metindir. Metnin oluşturulmasında DSÖ’nün ruh sağlığı politikaları ile ilgili önerdiği altı modül esas alınmıştır. Bu açıdan metin hem genel olarak, hem de modüller kendi içinde uygun bir şekilde yapılandırılmıştır. Bu haliyle DSÖ’nün ruh sağlığı alanı ile ilgili modern vurgularına sahiptir. Politika metnindeki temel öneriler şöyledir: Ruh sağlığı sisteminin toplum temelli olması, genel sağlık sistemine ve birinci basamağa entegre edilmesi Toplum temelli rehabilitasyon çalışmalarının yapılması Ruh sağlığı alanına ayrılan paranın arttırılması Ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesinin arttırılması Ruh sağlığı alanı ile ilgili yasaların çıkarılması Damgalamaya karşı hasta haklarının savunulması Ruh sağlığı alanında eğitim, araştırma ve insan gücünün arttırılması Görüldüğü gibi değişik kaynaklar aynı alana vurgu yapmaktadır. Tüm bunlar modern dünyanın anlayışı olup, dünyadan haberdar olan herkes aynı noktalar üzerinde durmaktadır. Öyleyse Türkiye ruh sağlığı sistemini yeterince doğru değerlendirebilecek bir birikime sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. IV- ANA STRATEJİ: TOPLUM TEMELLİ RUH SAĞLIĞI SİSTEMİNE GEÇİŞ Türkiye ruh sağlığı sisteminin tüm Avrupa’da yapıldığı gibi köklü değişime ihtiyacı vardır. Avrupa da bu değişim toplum temelli ruh sağlığı sistemine geçerek yapılmıştır. Toplum temelli ruh sağlığı sistemi aile hekimliği gibi modern ülkelerin temel uygulamalarından biridir. Bu sebeple Sağlık Bakanlığı 16 tarafından ruh sağlığı hizmet modeli olarak toplum psikiyatrisi modeline geçişin resmi kararı alınmalıdır. Aile hekimliği modeline geçişin ilan edilmesi ve geçiş sürecinin planlanması gibi toplum psikiyatrisi modeline geçişin planlaması yapılmalıdır. Bakanlığın Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ruh sağlığı alanı ile ilgili direk bir değişim oluşturması beklenmemelidir. Ruh sağlığı alanı tüm dünyada özel programlarla ele alınmıştır. Türkiye’de de Sn Sağlık Bakanı kurmayları ile birlikte bu alandaki değişim için aktif emek içinde olmalıdır. Sn Bakan aile hekimliği için işlettiği süreci toplum temelli ruh sağlığı hizmetleri için de yapmalıdır. Pilot proje için İstanbul’un bir ilçesi olan Bahçelievler ve Bolu uygundur. Pilot projelerle olgunlaşan yeni hizmet modeli aşamalı olarak tüm ülkeye yaygınlaştırılmalıdır Pilot uygulama için İstanbul’da Bahçelievler ile Bolu ili uygundur. BRSHH ile Bahçelievler Belediyesi arasında başlatılan proje toplum psikiyatrisine geçiş için ilk proje niteliğindedir. Bu proje desteklenmeli ve pilot proje olarak tanınmalıdır. Proje taslağı metnin sonundaki ek 1 bölümünde verilmiştir. Bolu’da kurulan ruh sağlığı hastanesi 80 yataklı olup bünyesinde 7 psikiyatr bulunmaktadır. Aile hekimliğine geçiş için de pilot illerden biri olan Bolu toplum psikiyatrisi modeli için de uygundur. Psikotik hastalıklar dışındaki psikiyatrik hastalar aile hekimliği sistemine entegre edilmeli, diğer tıbbi hastalıklar gibi ele alınmalıdır. TOPLUM TEMELLİ RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİNİN TANIMI Toplum temelli ruh sağlığı sistemi üç unsur üzerine kuruludur: 1-Coğrafi temelli hizmet, 2-Ruh sağlığı ekibi ile verilen hizmet, 3-Tanımlanmış bölgeye hizmet için kurulmuş 20 yataklı kapalı psikiyatri servisi, gündüz hastanesi ve rehabilitasyon merkezi ve bakım kurumları. Bu modelde ekip oluşturulur. Ekip psikiyatr, psikolog, psikiyatri hemşiresi, sosyal çalışmacı ve uğraşı terapistinden (Türkiye’de iş öğretmeni mevcut) oluşur. Ekip hareketlidir, hastanın yaşadığı alana hizmet götürür. Ekibin hizmet verilen bölgede merkezi vardır. Genellikle bu merkez ana hastanenin dışındadır. Ekip görev ve sorumluluk açısından yapılandırılmış, yapılacak işler ise planlanmıştır. Her hasta için kayıt vardır ve o hasta için yapılacaklar bireysel olarak yazılı planlanmıştır. Amaç Kronik ruhsal rahatsızlığı olan (psikotik) hastaların yaşadıkları ortamda takip ve tedavilerinin yapılmasıdır. Yanık Bu sayede hastalar toplumun dışına atılmayacaklar, dışlanmayacaklar ve toplumla birlikte yaşamış olacaklardır. İtalya toplum psikiyatrisi modelinde yaklaşık 100 bin kişinin yaşadığı her bir bölgeye hizmet veren ruh sağlığı ekibi oluşturulmuştur. Her bölgede 16 yataklı psikiyatri kliniği, rehabilitasyon çalışmalarının yapıldığı Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri ve apartman daireleri içinde yaklaşık 20 kişiye uzun süreli bakım verecek 3-4 ev oluşturulmuştur.. Hizmetlerin finansmanı merkezi hükümet, belediyeler, sosyal güvenlik sistemi, vakıflar üzerinden sağlanmıştır. Bugün İtalyan sisteminin kaliteli, insan haklarına uygun ve daha ucuz olduğu kabul edilmektedir. TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLEN TOPLUM TEMELLİ RUH SAĞLIĞI MODELİ Modeli şu aşamada uygulaması başlayan Bahçelievler Toplum Psikiyatrisi Modeli üzerinden tanımlayabiliriz. Modelin tam metni EK 1’dedir. Projenin kurgusu şu şekildedir: 1- Proje Bakırköy RSHH ile Bahçelievler Belediyesi işbirliği ile gerçekleştirilecektir 2- Proje liderliğini Bakırköy RSHH yapacaktır. Bahçelievler belediyesi bir psikiyatr, bir psikolog, bir sosyal çalışmacı, 3 psikiyatri hemşiresi, bir sekreteri ihale ile işe alacaktır. Ayrıca ekip için bir araç sağlayacaktır. 3- Bahçelievler Belediyesi tarafından Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi oluşturacaktır (Kurulacak merkezin detayları EK 1 ve 2’dedir). 4- Ruh sağlığı ekibi Bahçelievler sınırlarındaki hastaları evlerinde ziyaret edecek, hastaların bilgilerini kayıt edecek (klinik durum, yaşam şartları, aile desteği, ekonomik durum, vb) 5- Uygun hastalar ruh sağlığı merkezine davet edilerek rehabilitasyon çalışmaları yapılacaktır. 6- Bahçelievler sınırları içinde psikiyatri kliniği olmadığından dolayı Bakırköy RSHH’nin bir klinik şefliği ile entegre edilecektir. Yatış gereken hastalar olduğunda aynı kliniğe yatış yapılacaktır. 7- Özürlüler bakım yönetmenliğine göre evde bakım hakkı olan hastalar için resmi süreçlerin tamamlanması sağalanacaktır. 8- İleri aşamada Bahçelievler Belediyesinin öncülüğünde yeni çıkan Özürlüler Bakım Yönetmenliği desteğinde özel girişimcilere kurdurulacak bakım merkezi kurulması 9- Bahçelievler Belediyesi sınırları içinde yaşayan psikotik hasta ve yakınları tarafından dernek kurulması Görüldüğü gibi bu projede toplum psikiyatrisinin üç unsuru olan coğrafi alan, ekip ve ekibe bağlı gündüz hastanesi, yataklı klinik, bakım merkezi sağlanmış olmaktadır. Ayrıca finansman için yerel yönetimlerin katkısı sağlanmıştır. Bakım için de Sosyal hizmetler Kurumu devreye sokulmuştur. Bu model Türkiye’nin birçok yeri için hızla uygulanabilir niteliktedir. Örneğin İstanbul için her bir belediye sınırı kolaylıkla bir psikiyatri kliniği ile entegre edilebilir. Küçük şehirlerde ise gündüz hastanesi ve rehabilitasyon merkezi ile bakım merkezi kurularak aynı model uygulanabilir. Pilot projelerde ortaya çıkabilecek sorunlar için çözümler bulunarak modelin yaygınlaştırılması sağlanabilir. Bakıma muhtaç hastalar için Korunaklı Evler projesi diğer bir model olabilir. Bu modelle ilgili ayrıntılar EK 3’tedir. Bahçelievler’de planlanan toplum psikiyatrisi merkezi yandaki gibi şematize edilebilir: Şema 1: Bahçelievler toplum psikiyatrisi modeli 17 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler oluşturulması için Ruh Sağlığı Hastaneleri Başhekimlerini Finlandiya ve İtalya’ya göndermiştir. Finlandiya ruh sağlığı hizmet modeli aşağıdaki gibidir: Finlandiya sağlık sistemin işleyişinde üç ana unsur bulunmaktadır: Şema 2: Toplum psikiyatrisi modelinde kurumlar arası işbirliği modeli TOPLUM TEMELLİ RUH SAĞLIĞI SİSTEMİNE GEÇİŞİN SÜRECİ Toplum temelli ruh sağlığı modeline geçiş, Sağlıkta Dönüşüm Programı veya Aile Hekimliği Modeline geçişte oluşturulan sürece benzer bir tarzda planlanmalıdır. 1- İki günlük yoğun bir toplantı ile toplum psikiyatrisine geçiş ile ilgili özet metin ve planlama metninin tartışılarak kabulü 2- Sağlık Bakanı ruh sağlığı hizmet modeli olarak hastane temelli ruh sağlığı sisteminden toplum temelli ruh sağlığı modeline geçtiğini deklare etmesi 3- Aile hekimliği modeline geçişteki gibi periyodik toplantılar yapılıp, planın olgunlaştırılması 4- Yasal alt yapının tamamlanması (aile hekimliğinde yapıldığı gibi yasa çıkarılması) 5- Değişim sürecini yönlendirecek bakanlık, başhekimler, üniversiteler ve meslek derneklerinden oluşan çekirdek bir kadronun kurulup, yetkilendirilmesi 6- Pilot uygulama olarak Bahçelievler, Bolu veya Elazığ’da başlanması 7- Aile hekimliğindeki gibi bu modelin standartlarını belirleyen metin/kitap yazılmalıdır 8- Modelin tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılması V- AVRUPA ÜLKELERİNİN RUH SAĞLIĞI SİSTEMLERİ 1. Finlandiya Ve İtalya Ruh Sağlığı Sistemi Sağlık Bakanı Avrupa ülkelerinin ruh sağlığı hizmetlerinin modelini inceleyip ülkemiz için model 18 1- Desentralizasyon: Sağlık hizmetinin merkezi hükümet yerine belediyelere devredilmesi, merkezi idarenin sadece planlama ve denetim yapması 2- Deinstutizasyon: Büyük sağlık kurumları yerine toplum içinde küçük sağlık birimlerinin kurulması 3- Coğrafi temelli hizmet modeli: Ülkenin belirli coğrafi bölgelere bölünerek, her bölgede sağlık birimlerini kendi içinde örgütlenmesi Bu model ruh sağlığı hizmetleri için de geçerlidir. Ayrıca ruh sağlığı alanı için toplum psikiyatrisi modeli uygulanmaktadır. Finlandiya toplum psikiyatrisi modeli aşağıdaki gibidir: Her coğrafi bölgede; 1- Genel hastane içinde psikiyatri klinikleri 2- Psikiyatri kliniklerine bağlı ruh sağlığı merkezleri 3- Toplum içinde bakım merkezleri BAKIM MERKEZLERİ Hastalığı kronisite kazanmış, kendi başına yaşayamayan, aile desteği olmayan ve bakım gerektiren hastalar bizim en önemli problemlerimizden biridir. Finlandiya ruh sağlığı sistemi mahalleler içinde blok apartmanlarda 20 hastanın birlikte yaşadığı kurumlar kurarak bu sorunu çözmüştür. Bu birimler Sağlık bakanlığı, belediye, sosyal güvenlik kurumları, kilise ve diğer sivil toplum örgütleri tarafından desteklenmektedir. Bu merkezlerde yalnızca gündüz vakti iki sağlık personeli bulunmaktadır. Bu modelde kullanılan yatak sayısı ülke genelinde 5000 kadardır. ADLİ PSİKİYATRİ HİZMETLERİ Finlandiya’da 350’şer yataklı iki adet adli psikiyatri hastanesi bulunmakta olduğu öğrenilmiştir. Bu hastaneler yüksek güvenlikli özelliklere sahiptir. Türkiye’de ise toplam 600 civarında adli psikiyatri yatağı olup, yüksek güvenlikli değildirler. Avrupa Birliği sürecinde Yüksek güvenlikli servis isteyen yasamız çıkmakla birlikte, Türkiye’de henüz yüksek güvenlikli adli psikiyatri servis yoktur. Yanık RUH SAĞLIĞI YASASI Finlandiya’nın ayrıntılı bir ruh sağlığı yasası mevcuttur. Bu yasada istemsiz yatışların nasıl olacağı tanımlanmıştır. yatri klinikleri ev ortamını sağlayacak sıcaklık ve konforda oluşturulmuştur. Bakırköy’de bir kliniğimizi pilot bir çalışma ile benzer fiziksel özelliklerde oluşturmak için çalışmalarımız başlamıştır. STAKES Sağlık bakanlığına bağlı olarak çalışan, belediyelere ve Sağlık Bakanlığı’na sağlık politikaları üreten bir kuruluştur. Ayrıca dünya bankası ve Avrupa Birliği fonları ile başka ülkelerde projeler yapmaktadırlar. Bulgaristan ile Ruh Sağlığı Dönüşüm Projesi Yaptıkları öğrenilmiştir. Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerinin dönüşümü için bu kurum ile ortak proje yapılması düşünülebilir. Psikiyatri klinikleri 20 yataklı olarak oluşturulmuştur. Bakırköy’de kliniklerin yatak sayıları 45-65 arasındadır. Yeni konsepte ünite başına 20 yatak sınırlaması düşünülmelidir. RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİNİN ÜCRETLENDİRİLMESİ Psikiyatri kliniklerinde bir gecelik yatış için ortalama faturanın 330 Avro olduğu öğrenilmiştir. Ülkemiz şartlarında bu ücret epeyce abartılı olmakla birlikte, bir ruh sağlığı hastanesinde bir aylık faturanın bu kadar olduğu da dikkate alınmalıdır. Düşük hizmet geliri, ruh sağlığı birimlerinin yenilenme yatırımlarına izin vermemektedir. Türkiye’de ruh sağlığı hizmeti veren birimler diğer sağlık birimlerimizin fiziksel şartlarından çok geridedir. PERSONEL SAYISI 20 yataklı psikiyatri kliniklerinde 14 hemşire çalışmaktadır. Günde üç vardiya halinde çalışılmakta, gece 24.00 ile 08.00 arasında 2 hemşire nöbete kalmaktadır. Bakırköy’de ise 30 yatağa bir hemşire nöbete kalmaktadır. Hemşirelerin psikiyatri hemşiresi olduğu, ülkemizde ise psikiyatri hemşiresi unvanı olmadığını ve oluşturulması gerektiği de dikkate alınmalıdır. 2. İtalya Ruh Sağlığı Sistemi İtalya’da ruh sağlığı hizmet anlayışının değişimi 1961 yılında başlamış. Hastane merkezli hizmet anlayışından toplum psikiyatrisi modeline dönüşüm yaşanmış. Öncelikle büyük ruh sağlığı hastaneleri kapatılmış, genel hastaneler içinde 16 yataklı MİMARİ psikiyatri klinikleri açılmış. Hastaların haklarının Finlandiya’da ruh sağlığı hizmeti veren birimler korunması için ruh sağlığı yasası çıkarılmış. Ülke şaşırtıcı düzeyde iyi fiziksel şartlara sahiptir. Psiki- coğrafi alanlara bölünmüş. Yaklaşık 100 bin kişinin yaşadığı her bir bölgeye Tablo 5: Finlandiya ile Türkiye’nin ruh sağlığı hizmetleri istatistikleri hizmet veren ruh sağlığı ekibi oluşturulmuş. Her bölgede 16 yataklı psikiyatri kliniği, rehabilitasyon çalışmalarının yapıldığı Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri ve apartman daireleri içinde yaklaşık 20 kişiye uzun süreli bakım verecek 3-4 ev oluşturulmuş. Hizmetlerin finansmanı merkezi hükümet, belediyeler, sosyal güvenlik sistemi, vakıflar üzerinden sağlanmış. İtalya ruh sağlığı sistemi tamamen toplum temelli ruh sağlığı sistemine da19 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Tablo 6: İtalya ile Türkiye’nin ruh sağlığı hizmetleri istatistikleri İNGİLTERE RUH SAĞLIĞI SİSTEMİ İngiltere modeli de toplum temelli bir modeldir. İngiltere ruh sağlığı sistemi aşağıdaki şematik model ile özetlenebilir: Tablo 7: İtalya’da ruh sağlığı’na ait yatakların dağılımı yanıyor. İngiltere ve Almanya modeli ise hastane temelli model ile toplum temelli modelin birlikte dengeli bir şekilde uygulanmasına dayanıyor. İtalya sistemine en büyük eleştiri devlete bağlı psikiyatri hastanelerinin kapatılması sonucunda yatak ihtiyacının özel sektör tarafından karşılandığı şeklinde. Tablo 7 ‘de İtalya’da ki psikiyatri yataklarının dağılımı gösterilmiştir. İngiltere modeli İtalya modelinden farklı olarak hastane temelli sistem ile toplum temelli sistem arasında denge modeline dayalı olmasıdır. Bu sebeple İtalya modelinde 20 yataktan büyük psikiyatri hastanesi amaçlanmamışken, İngiliz sisteminde psikiyatri hastanelerini küçültme çabalarına rağmen yatak sayısı belirli bir oranda korunmaktadır. Hastane yatakları 100.000 kişiye 30 yatak düşecek düzeyde tutulmuştur. İngiltere’nin psikiyatri yataklarındaki sayısal değişim aşağıda gösterilmiştir. Yine de İngiltere Sağlık Bakanlığı’nın ana siyaseti hastane dışı süreçleri desteklemek şeklindedir. Hastanelere ancak psikotik hastalar yatırılmakta, ana eğilim ayaktan ve hastane dışı tedavi şeklindedir. Yatış süreleri de giderek azalma eğilimindedir. EVDE TEDAVİ EKİBİ Evde tedavi ekibi (Home Treatment Team) hastanın evine giderek tedavi yapmaktadır. İngiltere genelinde 343 adet evde tedavi ekibi vardır. Bu ekipler hastanın tedavisiz kalıp tekrar yatmasını engellemek için kurulmuştur. Nitekim bu ekiplerden sonra hastaneye başvuru sayısında azalma olduğu bildirilmektedir. Bu ekiplerin 2006 yılı içinde 100.000 ağır ruhsal hastalığı olan kişiye hizmet vermişlerdir. Ekip ağırlıklı olarak hemşireden oluşmaktadır. Ekibin merkezi Ruh Sağlığı Merkezi içindedir. Grafik 3: İngiltere’deki psikiyatri yataklarının yıllar içinde değişimi 20 Yanık FİNANS İngiliz sistemi kamusal bir sistemdir. Bütçe Türkiye modelinde Özel İdare’ye benzeyen bir sistem (Trust) tarafından yönetilmektedir. Her trust belirli bir bölgenin hizmetini yürütmektedir. Trust’ın her yıl bütçesi artmakta veya azalmakta, verdiği hizmet esas alınarak dinamik bir şekilde yeniden düzenlenmektedir. Şema 3. İngiltere ruh sağlığı sisteminin işleyiş modeli PSİKİYATRİ HEMŞİRELERİNİN RUH SAĞLIĞI HİZMETİNDE YERİ İngiliz sistemi büyük oranda psikiyatri hemşiresi üzerine kuruludur. Ruh sağlığı ekibi içinde dağılım aşağıdaki gibidir: Grafik 4: İngiltere’de ruh sağlığı ekibinin sayı ve fonksiyonalite açısından dağılımı ALMANYA RUH SAĞLIĞI SİSTEMİ Alman ruh sağlığı modeli de toplum temelli bir modeldir. İngiltere’den farklı olarak finans büyük oranda sigorta şirketleri üzerinden yürümektedir. Ayrıca farklı olarak son birkaç yılda büyük psikiyatri hastaneleri özelleştirilmeye başlanmıştır. Alman ruh sağlığı sisteminin işleyişi aşağıda şematize edilmiştir. Almanya’da da yatak sayısında azalma yıllar içinde yapılmakla birlikte yatak sayısı belirli bir oranda tutulmuştur (Grafik 5) Ayrıca yatış gün sayısında da yıllar içinde bir azalma gerçekleşmiştir (Grafik 6) İngiliz sisteminde psikiyatri hemşiresi ön planda iken Alman sisteminde ise sosyal çalışmacı sayı ve görev olarak daha ön plandadır (Grafik 7) Şema 4: Almanya ruh sağlığı sisteminin işleyişi 21 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler 115857 54088 226,5 Grafik5: Almanya’daki yatak sayısının yıllar içinde değişimi 23 Grafik 6: Almanya’da ortalama yatış gün sayısının yıllar içinde değişimi 1- Psikiyatri Yatağı Sayısının Arttırılması Grafik 7: Almanya’da ruh sağlığı ekibinin sayı ve fonksiyonalite açısından dağılımı Hem İngiltere hem de Almanya’da psikiyatra ulaşmak sevk sistemi üzerinden olduğu için, psikiyatra ulaşmanın zorluğu sistemin eleştirilen yönlerindendir. Ayrıca iki ülkede de adli psikiyatri yatak ihtiyacında artma olmuş olup bu ihtiyacı karşılayacak veya bu trendi değiştirebilecek yeterli tedbirler alınamamıştır. VI- TEMEL SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN STRATEJİLER Türkiye psikiyatrisinin ana sorunu hastane temelli hizmet modeliyle işlemesidir. Diğer sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm yolları aşağıda altı başlık altında tartışılmıştır. 22 Türkiye ruh sağlığı sistemi’nin iyileştirilmesi için acil yapılması gerekenlerden biri yatak sayısını artırmak olmalıdır. 10 milyon nüfuslu Finlandiya’da 5000, 58 milyon nüfuslu İtalya’da 10.000 psikiyatri yatağı varken 70 milyon nüfuslu Türkiye’de 6000 psikiyatri yatağı vardır. Bu sorunu modern konsepte uygun olarak çözmek için genel hastaneler içinde ruh sağlığı klinikleri açılmalıdır. Küçük illerde psikiyatrları bir hastaneye toplayıp psikiyatri kliniği açmaları sağlanmalıdır. Bu takipler saha koordinatörleri üzerinden yapılmalıdır. Bu modelin en iyi örnekleri Balıkesir Devlet Hastanesi, Diyarbakır Devlet Hastanesi, Mersin Devlet Hastanesi ve Kayseri Devlet Hastanesidir. Bu örnekler tüm Türkiye’ye yayılmalıdır. Türkiye’de ki tüm eğitim hastanelerine psikiyatri klinik şefi atanmalıdır. Klinik şefi var olduğunda yataklı kliniğin kurulacağı aşikârdır. Yeni kurulan tüm hastanelerde mimari planlama aşamasından itibaren projeye psikiyatri kliniğinin eklenmesi mutlak bir gerekliliktir. Maalesef yeni yapılan 400 yataklı konsept hastanelerde dahi planlarda psikiyatri kliniği bulunmamaktadır. Ayrıca ülkenin farklı yerlerine 100 veya 200 yatağı geçmeyen yeni ruh sağlığı hastaneleri açılmalıdır. Yeterli yatak sayısına ulaşıldığında var olan 6 büyük ruh sağlığı hastanesi de küçültülmelidir. Ayrıca üniversitelerde yeterli fiziksel mekânlar olmakla birlikte yetersiz personel gerekçesiyle bazı psikiyatri kliniklerinin yatakları kapatılmıştır. Sağlık Bakanımız bu konuda girişimde bulunmalı bu yatakların açılmasını sağlamalıdır. Ruh Sağlığı İzleme Grubu’nun Türkiye’de psikiyatri yatağının arttırılması ile ilgili önerileri EK 4’dedir. Yanık Dünyadaki yatak dağılımını gösteren iki grafik aşağıdadır (Dr. Graham Thornicroft’un sunumundan alınmışlardır): Grafik 8: Dünyada psikiyatri yataklarının dağılımı 23 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Grafik 9: Dünya’da 100.000 kişi başına düşen psikiyatri yatağı 24 2- Ruh Sağlığı Profesyonellerinin Sayısının Arttırılması erişkin ve çocuk psikiyatr sayısını arttırmayı önermektedir. Türkiye’de 100 bin kişiye 2 psikiyatr düşmektedir. Bu oran Amerika’da 16, Avrupa ortalaması 9 dur. Çocuk psikiyatrisinde ise oran 100 bin kişiye 0.4 şeklindedir. Ulusal Ruh Sağlığı Politikası metni de Psikiyatr ve çocuk psikiyatr sayısını arttırmak için bakanlığın uyguladığı klinik başına 12 asistan uygulaması devam ettirmeli, eğitim hastanelerinde oluşturulacak psikiyatri şeflikleri için hızla asistan kadroları oluşturulmalıdır. Erenköy Ruh Sağlığı Yanık Hastanesi’nin eğitim hastanesi olması önemli bir gelişmedir. Diğer ruh sağlığı hastaneleri için benzer bir planlama yapılması düşünülmelidir. Sağlık Bakanlığı kadrosu ile üniversitelerde çocuk psikiyatrisi eğitim kadrosu açılmalı, Bakırköy’de çocuk psikiyatrisi şefi atanarak eğitim kliniği oluşturulup, çok sayıda asistan alınmalıdır. Kamudaki çocuk psikiyatr eksikliği hem tedavi hem de özürlü raporları konusunda drama neden olmaktadır. SSK’nun özürlü raporlarında çocuk psikiyatrisi uzmanı imzası şartı mutlaka kaldırılmalıdır. Az sayıda olan çocuk psikiyatrları tedavi için emek vermeleri sağlanmalıdır. Diğer önemli bir hedef de ruh sağlığı ekibinin üyeleri olan psikolog, psikiyatri hemşiresi, sosyal çalışmacı ve meşguliyet terapistinin fonksiyonlarını yeniden tanımlayıp, klinik alanda çalışanlarının sayısını arttırmak olmalıdır. Türkiye psikiyatrisinde geleneksel olarak sistem psikiyatr üzerine kurulu olup, diğerlerini yardımcı eleman olarak tanımlamaktır. Bu konsept tüm dünyada “ruh sağlığı ekibi” anlayışına evrimleşmiştir. Ülkemizde de bu değişim yaşanmalıdır. Toplum psikiyatrisine geçiş ve rehabilitasyon çalışmalarının artacağı dönemde bu değişim mutlaka gereklidir. Aşağıdaki grafikte Türkiye’de ruh sağlığı alanında çalışanların fonksiyonel konumu gösterilmiştir. Daha önce de bahsedildiği gibi İngiltere’de grafiğin tabanında psikiyatri hemşireleri, Almanya’da ise sosyal çalışmacılar bulunmaktadır. Psikologların çalışma şartlarını düzenleyecek meslek yasasının çıkarılması ana hedeflerden biridir. Bu alanda yeterli teorik çalışma oluşturulmuş olup karar aşamasına geçilmelidir. Hemşirelik meslek yasası çıkmış olup psikiyatri hemşireliği unvanı resmi olarak kabul edilmiştir. Bu çok önemli bir adım olup, yönetmenliğin de bir an önce tanımlanması gereklidir. Türkiye’de klinik alanda sosyal çalışmacı sayısı çok az olup, mezun sayısını arttıracak önlemlerin de alınması gereklidir. 3- Kronik Psikotik Hastalar Için Aile Ve Kurumda Bakımın Sağlanması Kronik psikotik hastaların % 10-15’i bakım gerektirmektedir. Gelişmiş olan ülkelerde bu kişiler için hastane dışında bakım sistemleri var iken ülkemiz bu hastalar için bir bakım sistemine sahip değildir. İtalya’da bakım için kullanılan yatak sayısı 17.343’dür. Kıyaslama yapıldığında Türkiye’de ruh sağlığı alanı için yaklaşık 20.000 bakım yatağının gerektiği söylenebilir. Türkiye’de ki 6000 psikiyatri yatağının yaklaşık 750’si bakım hizmeti için kullanılmaktadır. Bu hasta grubu ruh sağlığı hastanelerinden çıkarılıp uzun vadede toplum psikiyatrisi modeli içinde, kısa vadede sosyal hizmetler eliyle bakımı sağlanmalıdır. Avrupa sisteminde bakım için değişik modeller oluşturulmuştur. Hastanın işlevsellik düzeyine göre farklı sistemler kurulmuştur. Ağır derce yıkıma uğramış hastalar için personelin 24 saat bulunduğu kurumlar gerekirken, diğer uçta günün belirli saatlerinde bakım ve gözetimin yapıldığı kurum veya evler yeterlidir. Finlandiya ruh sağlığı sistemi mahalleler içinde blok apartmanlarda 20 hastanın birlikte yaşadığı kurumlar kurarak bu sorunu çözmüştür. Bu birimler Sağlık bakanlığı, belediye, sosyal güvenlik kurumları, kilise ve diğer sivil toplum örgütleri tarafından desteklenmektedir. Bu merkezlerde yalnızca gündüz vakti iki sağlık personeli bulunmaktadır. Bu modelde kullanılan yatak sayısı ülke genelinde 5000 kadardır. İtalya’da ise toplum psikiyatrisi modeline uygun olarak her bölge kendi hastası için apartman içinde daire tutarak bakımı sağlamaktadır. Örneğin 100.000 kişinin yaşadığı South Verona için her dairede 4 kişinin kalacağı şekilde 5 daire ile hizmet verilmektedir. Grafik 10: Türkiye’de ruh sağlığı ekibinin fonksiyonalite açısından dağılımı. SHÇEK’in özürlülerin bakımı ile ilgili çıkardığı yönetmenlik ve şekillenmekte olan süreç bakım 25 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler hizmetleri açısından büyük bir değişim yaratacak niteliktedir. Yeni yönetmelik ruhsal özürlülerin de faydalanacağı şekilde yapılmıştır. Yönetmelik bakımın evde veya kurumda yapılabileceğini, bakım verenin de aile veya kurum olabileceği şeklindedir. Evde bakım için bir asgari ücret, kurumda bakım için iki asgari ücret verilmesi kararlaştırılmıştır. Bakım kararı alınma süreci yapılandırılmıştır. Ruhsal özürlünün Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne başvurulması, sonrasında özürlülük oranını ve ağır özürlü olduğunu belirten bir raporun alınmasını, özürlünün evini bir sosyal hizmet uzmanının inceleyip rapor tutmasını, sonra bir kurulun tekrar inceleyip karar vermesi şeklindedir. Sonrasında ise aile veya kurum bakım planı açısından takip edilmektedir. Bu süreç doğru işler ve ruhsal özürlüler yaygın olarak bu haktan faydalanırsa tam bir devrim niteliğindedir. Özellikle evde bakımın teşviki öncelenmeli, evde bakım ile toplum psikiyatrisi modeli birleştirilmelidir. Ne yazık ki yönetmeliğin yapısında bir takım problemli alanlar vardır ve uygulamanın önünü tıkamaktadır. Ana sorun Yönetmelikte tanımlana işletmenin özel sektör için karlılığının olmamasıdır. Özetle kronik psikotik hastalar içinde bakım gerektiren %10-15’lik grup için SHÇEK’in özürlüler için bakım sistemi kullanılmalıdır. Yönetmeliklerdeki bu problemli alanların çözümü ile ilgili önerilerimiz ve EK 8’de dir. 4- Adli Psikiyatri Hastanelerinin Kurulması Avrupa ülkelerinde suç işlemiş psikiyatri hastaları için ruh sağlığı hastaneleri dışında Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastaneleri var iken, ülkemizde herhangi bir adli psikiyatri hastanesi yoktur. Ruh sağlığı hastaneleri içinde sınırlı sayıda adli psikiyatri yatakları olup, bu yataklar da modern konsepte uygun değildir. Ayrıca hastanelerin esas görevi olan akut dönem tedavisi hizmetlerini engelleyici etki oluşturmaktadır. Ülkenin beş ayrı bölgesine 200 - 300 yataklı adli psikiyatri hastaneleri kurulmalı. Bakırköy içinde adli psikiyatri hastanesi kurulup başhekimliği ayrılmalıdır. Kastamonu Göğüs Hastalıkları Hastanesi adli psikiyatri hastanesine dönüştürülmeli, Ankara , Diyarbakır ve İzmir’e yeni adli psikiyatri hastaneleri kurulmalıdır. Modern konsept adli psikiyatri kliniklerinin ruh sağlığı hastaneleri dışında yapılandırılması şeklindedir. Ayrıca Adalet bakanlığının ayaktan yürütülen bilirkişi ve diğer rutin ihtiyaçları için kendi kadrolarını kurmasının sağlanması önemlidir. Türkiye’nin yeni hukuk sis26 teminde rapor ve bilirkişilik talepleri artmıştır. Var olan sistemde ruh sağlığı hastaneleri adli sistemin rapor talepleri konusunda sıkışmış durumdadır. BRSHH Başhekimliği’nin talebi üzerine Adli Psikiyatri birimimizce hazırlanan adli psikiyatri hastanelerinin standartlarını belirleyecek metin EK 5’dedir. Ayrıca Türkiye Psikiyatri Derneği Adli Psikiyatri Çalışma Biriminin yüksek güvenlikli adli birimlerle ilgili çalışması da EK 6 dadır. 5- Ruh Sağlığı Hizmetlerinin Ücretlendirilmesinin Düzeltilmesi Ve Özel Sektörün Psikiyatri Yataklı Servis Hizmeti Vermesinin Teşvik Edilmesi Ülkemizde özel sektörün ruh sağlığı sistemine katkısı %2 düzeyindedir. Hâlbuki Avrupa ve Amerikan sisteminde bu katkı %40 düzeyindedir. Bu durumun üç ana neden vardır. Özel sektörün sağlık sistemi içinde payı son birkaç yılda artmaya başlamıştır. Bu artma ruh sağlığı alanına yansımamıştır. Eski yönetmenlikteki psikiyatri kliniği açma ile ilgili zorlaştırıcı sınırlamalar kaldırılmakla birlikte bu alanda bir değişime şimdilik yol açmamıştır. Diğer sebep ise özel sektörün ruh sağlığı hizmetlerini karlı görmemesidir. Sağlık Bakanlığının psikiyatri hizmetleri için paket çalışması (Günlük 75 YTL alınması) ruh sağlığı hastaneleri için cazip olmakla birlikte özel hastaneler için yeterli olmayacaktır. Özel sektörün akut psikiyatri yatağı oluşturması için teşvik edilmesinin yolu bulunmalıdır. Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerinin ücretlendirmesi oldukça düşüktür. Sağlıktaki harcanan sabit paradan ruh sağlığı alanına düşen payla ilgili elimizde bilgi olmamakla birlikte bu payın önemli ölçüde düşük olduğu tahmin edilmektedir. Bu durumun iki sonucu olmaktadır. Birincisi ruh sağlığı hastaneleri düşük gelirlerinden dolayı kendilerini yenileyecek yatırımlar yapamamaktadır. İkinci olarak ta özel sektör yataklı psikiyatri hizmeti vermekten uzak durmaktadır. Avrupa’da sağlık alanındaki harcamaların tıp branşlarına bölünmesi ile elde edilen oranın bulunarak Türkiye için de bir standart oluşturulabilir. Ruh sağlığı yataklı hizmetleri büyük oranda insan emeği gerektiren bir iştir. Güvenilir, kaliteli, insan haklarına uygun hizmet verebilmek için diğer tıp dallarından daha fazla yardımcı sağlık personeli gerekmektedir. Bu sebeple personel gideri yüksek- Yanık tir. Hastanelerin gelirleri aynı oranda yüksek olmadığında hastaneler kendilerini yenileyememekte, ortaya çağdışı görüntüler çıkmaktadır. Hem özel sektörün yatırım yapması, hem de ruh sağlığı hastanelerinin kendini yenileyebilmesi için ücretlendirme politikası gözden geçirilmelidir. Aşağıda bir şizofreni hastasının bir günlük yatış sırasında çıkan faturaları göstermektedir. yoktur. Hâlbuki Avrupa’da bu alandaki yasal düzenlemeler 30 yıldan beri uygulanmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Kötü Muamele ve İşkenceyi önleme Komitesi’nin ülkemize yaptığı ziyaretlerde sorduğu ilk sorulardan bir istemsiz yatışlar ile ilgili yasal düzenlemedir. Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından taslağı hazırlanan yasa önerisi üzerine çalışılarak bir an önce çıkarılması sağlanmalıdır. Bu yasa taslağı ek 9’dadır. Tablo 8: Aşağıdaki tablo’da bir şizofreni hastasının bir gecelik yatışı ile ilgili ortalama fatura gösterilmiştir. KAYNAKLAR WHO, Organization of services for mental health, Geneva, 2003. WHO, Mental health policy, plans and programmes, Geneva, 2003 BRSHH, Kronik servis hastası günlük fatura: 16 YTL Ruh sağlığı hizmetlerinin ücretlendirilmesinin hem standartların getirilmesini hem de yeni bir düzenleme yapılması gerektiği açıktır. BRSHH tarafından hazırlanan ve Sağlık Bakanlığına önerilen paket uygulaması önerisi 2007 Bütçe Uygulama Talimatı’nda kabul edilerek uygulanmaya başlanmıştır. Bu yeni uygulama psikiyatri kliniklerinin gelirlerini arttıracaktır. Yeni uygulama ile ilgili hazırladığımız rapor ek 7’dedir. 6- Ruh Sağlığı Yasasının Çıkarılması Hastaların haklarını koruma amaçlı, özellikle istemsiz yatışları düzenleyecek Ruh Sağlığı Yasamız WHO, Mental Health: Facing the challenges, building solutions, Geneva, 2005 Pirkola S, Sohlman B, Atlas of mental health: Statistics from Finland, Helsinki, Finland, 2005 Thornicroft G, Szmukler G, Textbook of Community Psychiatry, Oxford University Pres, 2001 Knapp M, McDaid D, Mossialos E, Graham T, Mental health policy and practise accross Europe, Open University Pres, 2007 House of Lords, European Union Commitee, Improving the mental health population : Can European Union help?,UK, 2007 Ministry of Health of Turkey, Refik Saydam Hygiene Center Presidency, Baskent University School of Public Health, National burden of disease and cost effectiveness Project, final report, Ankara, 2004. WHO and Ministry of Public Health Afganistan, WHO-AIMS Teport on Mental Health System in Afghanistan,, Kabul, 2006. 27 Yanık VII- EKLER 29 Yanık EK 1: Bahçelievler Kronik Psikotik Hastaların Toplumda İzlemi Projesi Uz. Dr. Ejder Yıldırım, Doç. Dr. Medaim Yanık 1. Projeye kabul koşulları: Proje kapsamında ICD 10 tanı sistemine göre F20 Şizofreni tanısı alan hastalar alınacaktır. Kronikleşme eğiliminde ya da sistemden fayda görebilecek durumdaki F28 Organik Olmayan Psikotik Bozukluklar Diğer ve F29 Organik Olmayan Psikotik Bozukluklar Tanımlanmamış tanıları alan hastalar da psikiyatri uzmanının yönlendirmesi ile merkeze kabul edileceklerdir. Kronik psikotik bozukluk tanısı başlığı altında hasta alımı yapılacaktır. Uzun vadede psikotik özellikli mani, akut psikotik bozukluk vb. tanısı alıp yeti yitimi olan hastalar ve aileleri de kabul edilebilir. Projeye ilk aşamada tedavisi halen Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğt. Arş. Hastanesinde süren ayaktan ya da yatarak tedavisi yapılmış ve yapılmakta olan hastalar dahil edilecek, bu hastalar hastaneden ya da bilinen adreslerine ulaşılarak merkeze davet edilecektir. Proje poliklinik hizmeti içermediğinden hastaların düzenli psikiyatrik kontrollerinin sürüyor olması önemlidir, hasta ve yakınları bu yönde teşvik edilmeli ve yönlendirilmelidirler. Bu nedenle hastaların düzenli tedavi gördüğünü belgelemeleri istenebilir. Projenin önemli bir ayağı evden takip sistemidir. 224 sayılı yasadaki ev halkı tespit fişine (EFT) benzer bir yerinde/evinde izlem formu hazırlanacak hasta envanteri oluşturulacaktır. Evinde değerlendirilen hasta ve yakınları merkezdeki programa davet edilecek sisteme katılmaları teşvik edilecektir. Ev durum tespitindeki projeyi dolaylı etkileyecek aksaklıklar yerel yönetime, sağlık ocağına/sağlık grup başkanlığına, kaymakamlığa ve gerekli diğer kuruluşlara bildirilerek çözümü istenecektir. Son aşama sisteme genel çağrı ile hasta kabulüdür. Burada stigma/damgalamaya yol açmayacak bir yöntemle, merkezin amacı dışında kullanım taleplerini kısıtlayacak bir takım tedbirler gerekecektir. Tanısı uygun olan hastalar ekipçe değerlendirildikten sonra (tedavi, klinik durum, kriterler, ailenin durumu ve katılımı, sosyal koşulları vs…) uygun olan hastalar başlangıç programına yönlendirilecek; uygun olmayan hastalar ise uygun olmama gerekçelerine göre ya aile ve hasta bilgilendirme programına alınıp merkez ve rehabilitasyon sistemi tanıtılarak sisteme uyumlu hale gelme koşulları belirtilecek ya da öncelikle düzenli psikiyatrik tedaviye yönlendirilerek düzenli tedavi sonrası kabul edileceklerdir. 2. Merkezde çalışacak personel sayısı: Proje ekibi psikiyatrist, psikolog, psikiyatri hemşiresi, sosyal çalışmacı, teknik eleman şeklinde belirtilmişti. Projenin rehabilitasyon merkezli hale gelmiş olması nedeniyle mevcut ekibe bir ya da iki psikiyatri/terapi hemşiresi, bir ya da iki psikolog, iki ya da üç rehabilitasyon hocası, en az üç yardımcı personel ve bina güvenliği ilk aşamada düşünülebilir. Personelin bir kısmı gönüllülük esasına göre sağlanabilir. Bir kısmı ise hasta aileleri ile sağlanabilir. Durumu iyi olan hastalar ise merkezde kontrollü çalışabilirler. Önemli sorun rehabilitasyon hocasının Türkiye’de profesyonel olarak tanımlanmış bir iş alanı olmamasıdır. Halen hastanemizde Büyükşehir Bld. Meslek Edindirme Kurs (İSMEK) hocaları ile Halk Eğitim Merkezi eğitmenleri tarafından psikiyatri uzmanı gözetimi ve yönlendirmesi ile hizmet vermektedir. Rehabilitasyon eğiticilerinin kalıcı olması ve merkez içerisinde profesyonelleşmesi önemsenmelidir. Merkez bir dönem sonra Türkiye’de hastalara yönelik rehabilitasyon ve uğraşı eğitmenlerinin yetişmesi ve uzmanlaşmasına katkı sağlayabilir bir noktaya gelebilir. 3. Hasta gruplandırmaları Gruplandırma tüm ekibin ortak değerlendirmesi sonucu yapılacak, hastanın klinik durumuna göre nasıl bir rehabilitasyon ve uğraşı terapisi uygulanacağı belirlenecektir. Hastanın rehabilitasyon biçimi klinik durumu kadar sosyal koşulları ve hasta yakınlarının durumu ile de ilişkilidir. Başlangıçta hastaları klinik tanılarına göre gruplama yaklaşımı kullanılabilse de -grup terapisi dışında- bilişsel ve motor becerilerine göre uğraşı terapilerine yönlendirileceklerdir. Hasta yakınlarının üretime katılması, çalışabilir konuma gelmesi için hastanın sosyal konumuna özgü tedbirler alınabilir. Amaç hasta ve yakınının uzun vadede yaşam kalitesini arttırmak, hastaları yarı üretebilir duruma getirmek, duygusal ve bilişsel uyaranlarını artırmak, sosyal uyumunu yükseltmektir. Hastalarının rehabilitasyon grupları zaman içerisinde hastanın özelinde değiştirilecektir. 4. Uğraşı terapileri: Rehabilitasyon açısından mevcut tüm kullanılabilir terapi yöntemleri hayata geçirilecek. İlk aşamada 31 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler hastalar başlangıç programına alınacaklar. Burası genel rehabilitasyon, merkeze uyumun sağlanması, hastanın işlevselliği ve becerilerinin değerlendirilmesini kapsayacak. Başlangıç programı sonrası hastalar uygun ileri rehabilitasyon programlarına yerleştirilecek. Art terapiler resim, ahşap cam boyama, müzik enstruman, ritim uygulamaları, dans terapi, eşya montajı, basit montaj, süs eşyası üretimi gibi ürün veren terapiler. Beceri eğitimleri. Motor beceriye yönelik eğitimler. Tiyatro temsil vb etkinlik kursları, spor bedensel aktivite eğitimleri, bahçe ekim vb uğraşlar, basit mutfak uğraşları. 5 – 6. Tefrişat ve Terapilerde kullanılacak malzeme Tüm odalarda beyaz yazı tahtası bulunmalıdır. Uğraşı odalarında lavabo bulunmalıdır. Binada kapalı devre müzik ve ses sistemi bulunmalıdır. Odalardaki raflar duvara sabitlenmiş olmalıdır. Hasta kabul ve idare katı için: - 1 adet kabul bankosu - 2 adet duyuru panosu - Aile bekleme solunu için oturma grupları ve sehpalar - Psikiyatrist, Psikolog, sosyal hizmet uzmanı, eğitici, hemşire odaları için makam masası, makam sandalyeleri, sandalyeler, panolar ve kişi sayısına göre kilitli kişisel dolaplar - Tedavi odası için sedye, paravan, pansuman seti, acil müdahale seti, enjektör, ilaç dolabı, tansiyon aleti, tartı, sedye için kağıt havlu vb - Müşahade odası için kamera sistemi, 1 adet tespit malzemesi, 1 adet yatak, kırılmaz camlı kapı ve pencereler 32 • - - - - - Grup odası: her bir oda için 20 adet kollu sandalye 1 adet masa (bir oda masasız olacak) 1 adet yazı tahtası 1-2 adet çuha pano 1 adet raflı dolap • - - - - - - Seramik Odası: 1 adet uzun, üzeri alüminyum kaplı masa 20 adet tabure Kilitli raflı dolap Oda duvarına monte raflar Seramik fırını Seramik gereçleri: fırça, ebeşuas, sistre, turnet, sır pompası, çamur, sır, alçı kalıp, sünger, merdane • - - - - - - Ahşap uğraş odası: 1 adet uzun, üzeri metal kaplı masa 20 adet tabure Kilitli raflı dolap Oda duvarına monte raflar Çeşitli ahşap objeler Ahşap ve takı gereçleri: ahşap boyası, vernik, tutkal, ahşap seti, fırça, yün, sis, tığ, takı malzemeleri • - - - - - - Resim Odası: 1 adet uzun, üzeri metal kaplı masa 20 adet tabure Kilitli raflı dolap Şövaleler Çuha pano Çeşitli resim gereçleri: pastel boyalar, sulu boyalar, resim kağıtları, el işi kağıtları, zımpara, renkli kartonlar, fırçalar, akrilik boya, makas, cetvel, maket bıçağı, tutkal • - - - - - - - - - - - - - - - - - - Spor Salonu: 2 adet Koşu bandı 2 adet Eliptik bisiklet 3 adet Normal bisiklet 2 adet Abtrainer (karın aleti) Dumbell Seti 1kg – 15kg 2 adet Bench (düz) 2 adet Bench (yatay) 2 adet Abshfer 10 adet Yer minderi Spor program kartları Ayna Kaplı duvarlar Müzik seti 1 adet masa 4 adet sandalye Raflı dolap 1 adet Yağ ölçer tartı 1 adet Tartı 2 adet Soyunma odası dolaplı (kadın-erkek) • - - - - - - - Müzik Odası: 1 adet eğitici masası 1 adet kollu sandalye 20 adet kolsuz sandalye 20 adet eğimli masa/ nota sehpası Büyük ahşap kilitli dolaplar 1 adet çuha pano Çeşitli ritim sazlar, flütler, melodika, telli sazlar (mandolin, bağlama vb) müzik defterleri, müzik seti • Genel çok amaçlı uğraş odası: - 1 adet uzun, üzeri metal kaplı masa - 20 adet tabure Yanık - Kilitli raflı dolap - Oda duvarına monte raflar • - - - - - - Kütüphane ve okuma salonu 1 adet büyük ahşap masa 3 adet küçük ahşap masa 10 adet kollu sandalye 1 adet çuha pano En az üç duvarı kaplayan yüksek kitaplıklar Bağış yolu ile temin edilecek kitaplar 7. Terapi odalarının düzenlenmesi: Merkezde giriş katında danışma, kabul bankosu, birer adet görüşme odası (psikiyatri), psikolog odası, sosyal çalışmacı odası, tıbbi müdahale odası, müşahade odası, hemşire-rehalitasyon eğitici dinlenme odası ile aile bekleme salonu olarak şekillenebilir. Üst kat grup odaları, genel uğraşı odaları, kütüphane ve okuma salonu, resim odası, çay ocağı diğer kat seramik, ahşap, müzik, tiyatro, spor odaları olabilir. En üst kat eğitim ve sinema tiyatro multivizyon salonu; borum katı ise mutfak sosyal alan kantin vb şeklinde düzenlenebilir. Grup terapi odaları 2-3 adet min: 25m2 max: 40m2 Rehabilitasyon, uğraş odaları: min 35m2 - - - - Seramik atölyesi: Resim odası: Ahşap uğraş odası: Müzik odası: Mutfak: Hastalar çoğunlukla tam gün kalacağından hasta ve personele öğle yemeği yapımı ya da dağıtımını sağlayacak aynı zamanda sabah ev öğleden sonrası için poğaça vb. yapımı için alt yapısı olan tesis. Büyüklüğü ve şekli ileri dönemde gönüllü hasta ailelerinin, gönüllülerin ve bazı hastaların çalışmasına ve uğraşı eğitimine uygun olmalıdır. Sinema-tiyatro-multivizyon salonu: Sigara odası: Her katta, sandalye sehpa, iyi havalandırılmış, yaklaşık 20 m2 Grup odaları: bir oda masalı bir oda masasız olabilir. Hastaların antipsikotik almalarına bağlı ilaç yan etkileri nedeniyle kollarını rahat dayayabilecekleri kollu, kumaş ya da deri kaplı sandalyelerin olması gerekmektedir. Benzer amaçla grup odasındaki masa ilaca bağlı sedasyon (uyku hali) nedeniyle grup sırasında hastalar açısından daha kullanışlı olacaktır. Uğraşı odaları içlerinde kırılabilir ve dökülebilir malzeme ile yapım aşamasındaki ürünleri içereceğinden geniş olmalı ve içerisinde dolap ve raf olmalı. Rafların ve dolapların dayanıklı ve çarpma ihtimaline karşı yuvarlak köşeli olması uygun olacaktır. Müzik odası ritm, enstruman eğitimi ve koro çalışmaları için kullanılacak olup enstrumanlar için kilitli dolap ve kolsuz sandalyeler içermelidir. Spor odası aynalı olmalı, havalandırması sağlanmış olmalı ve bağımsız ses sistemine sahip olmalıdır. Spor salonu: 8: Merkezden yararlanacak hasta sayısı: Kütüphane ve okuma salonu: İki rehabilitasyon katı bir sosyal kat ve bir eğitim multivizyon ve sahne katı düşünüldüğünde aynı anda tüm rehabilitasyon hizmetlerinin yürüyebileceği bir alan mevcut olduğundan sistem eleman ve ekipman olanakları ölçüsünde Türkiye’de BRSHH sonrası en fazla hasta ihtiva eden kurumu olacaktır. Rehabilitasyon açısından ruh sağlığı alanında ise Türkiye’deki en büyük kurum olacak. Bölgede 1000 – 3000 hastanın yaşadığı düşünülürse bu rakamlarının en azından yarısını sisteme kaydetmek uzun vadede tümünü kapsamak hedeflenmelidir, ancak hastaların tümü rehabilitasyona uyumlu olmayabilir. Aileleri de düşünüldüğünde hizmet alacak insan sayısı 2000 – 12000 arasında olacaktır. Genel uğraşı odaları: daha küçük olup becerisi gelişmiş, daha özel çalışma yapan hastalar için ileri seviyedeki çalışmaları için aynı anda dört beş hastanın kullanabileceği genel maksat uğraşı odaları. Çay ocakları: sistem tam randımanla çalıştığında her katta olacak. Oturma alanları: her katta salon ya da koridorda hem hastaların sıkıldıkları, bunaldıkları anlarda ya da dinlenme sohbet amacı ile çalışama sırasında kullanabilecekleri mümkünse cam kenarında olan oturma alanları Sosyal alan: kantin, tv, oyun gereçleri gibi öğeleri içeren sosyal ihtiyaçlara göre şekillendirilecek dinlenme alanı ile belli zamanlar yemek salonu. Hastalar günlük gelmesi gerekenler, haftada iki ya da üç gelecekler, haftalık, iki haftada bir gelenler şeklinde ayrılacak. Başlangıçta tüm hastaların sürekli gelmesi gerekecek. Bunun yanında hasta ve 33 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler ailelerine yönelik haftada bir paylaşım grupları ile belli aralıklarla psikoeğitsel toplantılar yapılacak. Genel toplantılar ise ayda en az bir kez ruh sağlığı konusunda stigma başta olmak üzere tüm halka açık toplantılar düzenlenecektir. Rehabilitasyon ünitesi mevcut kadrosu ile bir gün içerisinde 100-250 hastaya tam gün ya da yarım gün şeklinde hizmet verebilir. Bu sayı uygun koşullarda 500’e çıkarılabilir. Hastaların eksitasyon ve hastalık aktivasyonları, hastalık bulgularının olması karşılıklı etkileşimde sorun yaratabileceğinden iyi kontrol ve takip gerektirecektir. gözetiminde tedavi uygulanacaktır. Hastaların bir kısmının sosyal güvencesi olduğundan ilaçlarını tedavi gördüğü kurumdan yazdıracak olmayanlarınki ise proje kapsamında temin edilmeye çalışılacaktır. Ekipteki sosyal hizmet uzmanı ise en kısa sürede hastanın bir sosyal güvenlik şemsiyesine alınması için çalışmalara başlayacaktır. 9. Tedavi süreleri: Bir diğer olası maliyet bu hasta grubunda görülecek yaralanma, enfeksiyon vb hastalıklardır. Pratisyen hekim ya da psikiyatri hekimince ilk müdahale sonrası bir sağlık merkezine sevk edilecek hastaların tedavi giderleri sosyal güvenlik kurumu ya da güvencesi olmayan hastalar için uygun bir kaynak ile sağlanması gerekmektedir (aile, kaymakamlık, belediye, proje bütçesi…) Sisteme katılan hastalar sürekli sistem içinde kalacaklardır. Yararlanma periyotları ise hastalık ve sosyal durumlarına göre belirlenecektir. Hastalık kronik seyirli olduğundan hastanın rehabilitasyonu uzun vadede düşünülmeli ve planlanmalıdır. Hastanın yatış ve hastalığın aktivasyon dönemlerinin azalacak olması, hastanın sosyal ve duygusal ihtiyaçlarının azalması, insani yaşam standardının yükselmesi, ailelerin bilgilenmesi ve üretime katılacak olmaları, aile içi gerilimin azalacak olması projenin en önemli sonuçları olacaktır. 10. Gruplar ve sayıları: Rehabilitasyon grupları 5-10 kişilik özel eğitim grupları olabileceği gibi 10-20 kişilik özel/genel grupları da içerecek. Sabah yapılacak günaydın toplantıları ise o gün gelen hastalar ile bir ya da iki grup halinde yapılacak (35X2). Sosyal etkinlikler daha geniş sayılarda yapılabilecek. Belli eğitimler sonrası uğraşı odalarında hastalar kendi başlarına çalışabilecekler. 11. Hastaya yönelik ekipman: Yukarıda belirtilenlere ek olarak hastalar için yemek kapları, çay içimi için bardak ve malzemeler, hastalara ihtiyaç durumunda verilecek giysiler, hastaların sabah evlerinden alınıp uygulama sonrası evlerine bırakılacağı günde sabah iki ya da üç ring seferi yapacak servis aracı. Bir adet evden takibi sağlayacak araç. 12. Tedavi ve ilaç giderleri: Proje tedavi hizmetini kapsamamaktadır. Yalnızca evinde izlemde hastaların ilaçlarının uygulanması ya da uygulanmasının izlenmesi yapılacak, ayrıca eskite olan ya da hastalığı alevlenen hastaya hastane ortamına kadarki sürede psikiyatri uzmanı 34 Diğer taraftan hastaların tamamı psikiyatri uzmanınca izlenecek ilgili hemşire ve psikolog tarafından gerekli takip işlemleri sürdürülecektir. Bu maliyet proje giderlerinde personel giderleri kalemine aittir. 13. STK ilişkileri: Proje süresince konu ile ilgili başta şizofreni dostları olmak üzere tüm STK’lar ile gönüllülük ve karşılıklı yardım amaçlı ilişki kurulacak, olanak sunulacak ve onların olanaklarından yararlanılacaktır. Projenin planlanması ve yürütülmesi STKlardan bağımsızdır, ilişkiler projeyi yönetsel açıdan bağlamayacaktır. 14. Psikotik hastaların toplumda görülme sıklığı: Yaşam boyu prevalansı yaklaşık %1 olarak kabul edilir. Hastalık 16-55 yaş arasın görülür ancak sıklıkla genç erişkinlikte başlar. Yaşam boyu prevalans yüzdesinden 16-20 yaşa kadar olan populasyon çıkarıldığında hastağın aktif olduğu genel populasyon sayısı belirlenir. Nokta prevalans ya da bir yıllık prevalans parametreleri daha net bilgi verir. Şizofreninin nokta prevalansı ise %0.06-0.7 arasındadır. Diğer bir parametre olan bir yıllık prevalans ise %0.25-0.7’dir. 500000 nüfuslu bölge için tahmin edilen hastalık prevalansları (1993 İngiltere Sağlık Departmanı) şizofreni 1000 – 2500 olarak tespit edilmiştir. Bu sayıya diğer psikotik bozukluklar dahil değildir. ABD’de yaşam boyu prevalans %1-1.5. NIMH (ABD)nin yaptığı çalışmada %1.3’tür. Diğer önemli bir değişken tedavi alan hasta sayısı ile sağlık sistemine girmemiş hastalardır. ABD’de herhangi bir yılda toplumun %0.025-0.05’i şizofreni tedavisi görmektedir (yarıdan fazlasının tedavi almadığı düşünülmektedir). Yanık EK- 2: Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi Uz. Dr. Ayla Yazıcı Doç. Dr. Medaim Yanık Şizofreninin toplumlarda yaşam boyu görülme oranının % 1, kesitsel olarak %0.5 olduğu düşünülürse ülkemizde 350.000 şizofreni hastasının var olduğu tahmin edilebilir. Türkiye’deki psikiyatri hastane yataklarının sayısı yaklaşık 6000’dir. Bu sayılar ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Ayaktan tedavi hizmetlerinin önemi buradan da anlaşılmaktadır. Dünyada 1940 yılından başlayarak kapalı psikiyatri servislerine seçenek olarak gündüz hastaneleri kurulmaya başlanmış izleyen yıllarda hastanın topluma yeniden katılımını arttırmayı hedefleyen rehabilitasyon programlarının tedaviye eklenmesi gerekmiştir. Ülkemizde de tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin bir arada verilmesi, kendi yapımıza uygun modellerin işleve sokulması çok önemlidir. Gündüz Hastanesi ayaktan tedavilerin yapıldığı polikliniklerden farklı olarak psikiyatrik, psikososyal ve uğraşı tedavilerinin düzenlendiği, gereksinimi olan kişilere bir arada bu programların sunulduğu yerlerdir. Bir arada verilmesi amaçlanan tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin yakın gözlemi arttırdığı, hastaneye yatış oranlarını azalttığı ve hastalıkta klinik bir düzelme sağladığı belirtilmektedir. 1980’lerde hastanın evde, kendi yaşadığı ortamda takibi ve acil müdahalelerin dahi evde uygulanması denenmiş, ancak yapılan çalışmalarda belirli merkezlerde sunulan uzun süreli rehabilitasyon hizmetlerinin güvenlik, maliyet, hastaneye yatış sıklığında ve süresinde azalma sağlanması açısından avantajlı olduğu görülmüştür. Hastanemizde ise kronik ruhsal hastalıkların tedavisinde bütün ağırlık genel psikiyatri klinikleri üstündedir ve neredeyse tümüyle yalnızca farmakolojik tedavi yapılmaktadır. Oysaki şizofreni ve benzeri gibi ağır ruhsal hastalıkları olan kişiler hastalığının alevlenme dönemi tedavi edildikten sonra er ya da geç topluma geri dönecektir. Bugünkü sistem hastaya toplumda yaşamayı onun içinde uyum sağlamayı öğretmemekte ve “ dışarıda “ yaşamayı beceremeyen kişi tekrar hastaneye yatmaktadır. Bütün dünyada gündüz hastaneleri bu kısır döngüyü kırmak için ortaya çıkmıştır. Bir çok ülke kendi şartlarına göre gündüz hastaneleri-klüp evler kurmuştur. Hastanemizde kronik ruhsal hastalığı olan hastalar hastaneden taburcu olduktan sonra hiç hazırlanmadan tekrar adeta toplumun içine atılmaktadırlar. Bunun sonucunda hastaların giderek azalan yetileri ile kendi toplumsal çevrelerine uyum sağlamaları ve yaşamlarını devam ettirmeleri beklenmektedir. Bu durum da aynı toplumsal çevreye azalan yetileri ile dahil olmaya çalışan hastalarda hastalığın tekrar nüksetmesi olasılığını arttırmaktadır. Gündüz hastanesi tam da bu ara dönemde çok gereklidir. Burada geçirilen ara süre de hasta akşam evine gider ancak bütün gününü hastanede geçirir. Hastanede yapılan terapilere, aktivitelere , sosyal faaliyetlere , günlük işleyişe katılır. Hastanın kademeli olarak dış dünyaya uyumu amaçlanmaktadır. Terapilerle hastalık ve belirtileri ile baş etme yetileri kazandırılmaya çalışılırken, rehabilitasyon programları ile de topluma yeniden katılmak için gerekli olan yetiler kazandırılmaya çalışılır. Kronik psikiyatrik hastalığı olan bu kişiler kendilerine ait olduğunu hissettikleri,yaptıkları katkılardan dolayı kendilerine gereksinim duyulan ve kabul gördükleri, isterlerse uzun süre--ömür boyu gidip gelebilecekleri bir yere ihtiyaç duyarlar. Temel amaçlardan biri de şizofreni hastalarının yaşadığı arkadaşsızlık, işsizlik, toplumdan yalıtılmışlık gibi sorunların üstesinden gelinmesidir. İç Bahçe Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin hizmet edeceği hastalar Büyük ölçüde şizofreni hastaları olmak üzere kronik psikiyatrik hastalığı olan hastalara hizmet edecektir. Hastanemiz halen temelde 3 grup halinde kronik ruhsal hastalığı olan hastaya hizmet vermektedir. 1. Ayaktan psikiyatri ünitesinde tedavi edilen hastalar 2. Genel Psikiyatri servislerinde tedavi görmekte olan kronik psikiyatrik hastalığı olanlar; Bu hastalar kriz-alevlenme dönemlerinde hastaneye bir süre tedavi edilmek üzere yatırılmış olan hastalardır. 3. Kronik psikiyatrik hastalar; Bu hastalar devamlı olarak hastanemizde yaşamlarını sürdüren kronik psikiyatrik hastalığı olan hastalardır. İç Bahçe Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin programı 1. Dışardan gelen hastalara a.Psikososyal beceri grupları b.Psikoeğitim grupları c.Uğraşı terapileri( seramik, resim , el sanatları, 35 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler bahçe çalışmaları) d.Sosyal faaliyetler (eğlence saatleri, spor, sinema ve diğer toplu faaliyetler) e.Bireysel danışmanlık( iş, eğitim ve barınma sorunları hakkında) --terapiler (bilişsel davranışcı) Hasta yakınlarına a.Psikoeğitim grup terapileri b.Psikodrama grup terapileri 2. Genel psikiyatri kliniklerinde halen yatmakta olup kriz dönemi geçmiş olan hastalara; a. Topluma yeniden kazandırma programları b. Uğraşı terapileri c. Spor faaliyetleri 3. Kronik servislerde yatan hastalara; a. Grup terapileri b. Uğraşı terapileri c. Sosyal faaliyetler ve rehabilitasyon çalışmaları (spor, halk oyunları, tiyatro, montaj, trikotaj, bahçecilik vs..) Ekip ; 1 psikiyatrist 3 psikolog 3 hemşire 1 sosyal çalışmacı 36 4 uğraşı eğitmeni 2 temizlik görevlisi Gönüllü çalışanlar Hastalar aktif şekilde süreç içinde rehabilitasyon programı çerçevesinde ekipte yer alacak. (Mutfakta çalışma, gelen ve giden postanın tasnifigönderilmesi, alışveriş, fatura ödeme gibi dış aktiviteler, bilgisayar kullanma, marangozhane, trikotaj vb atölyelerde çalışma…) Merkezin fiziksel yapısı - Mutfak, tuvalet- banyo - Yemek ve çay salonu - Eğitim salonu ( yemek salonu çok işlevli olarak kullanılabilir) - Danışma - İdare odası-hemşire odası - Çamaşırhane - Okey, masa tenisi - Uğraşı odası - Atölyeler - Doktor odası, - Grup ve bireysel görüşme odaları - Sosyal çalışmacı ve psikolog odaları - Kütüphane ve bilgisayar odası - Sigara odası - Bahçe Yanık EK-3: • Orta büyüklükteki işletmelerle iletişim kurularak hastalara yarı ya da tam zamanlı işler bulunmaya çalışılır. Eğitim: KORUNAKLI EVLER PROJESİ Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı Ve Sinir Hastalıkları Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Toplum Psikiyatrisi Grubu tarafından hazırlanmıştır. • Okul, meslek kursları, sanat, spor çalışmalarına katılımları yönünde eğitim çalışmalarını içerir. Uz. Dr. Nevzat Satmış, Uz.Dr. Erhan Kurt, Uz. Dr. Ejder Yıldırım, Uz. Dr. Melih Özeren, Uz. Dr. Ayla Yazıcı, SHU Süleyman Yücedağ, SHU Fatih Kılıçarslan, SHU Ayşe Şair, Hem Sakine Küçe, Hem. Arife Çevik, Doç. Dr. Medaim Yanık Barınma: GİRİŞ: Sosyal program: PROJENİN AMACI: • Sosyal hizmet uzmanları ve uğraş terapistlerinin film, konser, spor gösterileri ile sosyal yaşama adaptasyon çalışmalarını içerir. • Hastanın ailesinin yanına yerleştirilmesi, aile ilgisizse ilgili sosyal kurumlara yerleştirilmesi yönünde hizmetleri içerir • Evsiz, bakıma muhtaç, ailesi tarafından ihmal, istismar ya da şiddete maruz kalmış şizofreni veya diğer kronik ruhsal hastalıkları olan hastalara yönelik faaliyet gösteren gündüzlü ve yatılı hizmetler sunmaktır. Tıbbi program: • Hastaların tıbbi kontrolü ve ilaç tedavisi konusunda eğitim verilir. KABUL EDİLME KOŞULLARI: • Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Kliniklerinden taburcu edilmiş ya da ayaktan tedavi gören hastalardan psikiyatristleri tarafından sevk edilenler • Aile ve yakınları tarafından ihmal edilmiş bakım sorunu yaşayan hastalar • Sosyoekonomik düzeyi düşük hastalar arasından sosyal inceleme raporuyla uygun görülenler UYGULAMA SÜRECİ: • 4-6 kişi belirlenen bir dairede kalır. • Bir sosyal hizmet görevlisi yönetiminde kalışı temin edilir. • Hastaların iş edinmesi, sosyal hayata adaptasyonu, yaşama kazandırıcı faaliyetler organize edilir: • Ücretli / ücretsiz görev alma • Mutfakta çalışma, alış veriş, fatura ödeme, el işi, sanatsal faaliyetlerde bulunma • Üyelere kendine uygun bir iş seçmesi, işe girmesi ve işine devam edebilmesi konusunda eğitim verilir. • Çalışan hastalara işyeri sorunları ve işini olumsuz etkileyebilecek sorunların çözümünde destek verilir. KORUNAKLI EVLERİN YAPISI: • • • • • Mutfak, banyo-tuvalet Yatak odası TV izleme odası Sohbet odası Yeterli düzeyde ısınma, havalandırma sisteminin olması • Ev ortamı koşullarında bireysel hakları gözetilerek bağımsız eşyaların temin edilmesi GENEL ÖZELLİKLER: • Beslenme koşulların yeterli, uygun biçimde düzenlemesi • Temizlik ihtiyaçlarını yaşadıkları ortamlarda karşılayabilmelerinin sağlanması • Koruma ve güvenlik ihtiyaçlarının şiddet görmelerini önleyecek şekilde karşılanması • Hastaların kültürel özelliklerine, cinsiyetlerine, inançlarına, hastalık öncesinde bulundukları çevreye uygun ve kendilerini ya da başkalarını zor durumda bırakmayacak biçimde giyinmesine fırsat vermek 37 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler 38 EKİP: PROJE YÖNETİM SİSTEMİ: • • • • • • Proje Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği içerisinde uygulanacaktır. Psikiyatrist Sosyal hizmet uzmanı Psikolog El işi, spor, sanat eğitimcisi Hemşire Hizmetli personel Yanık EK 4: RUH SAĞLIĞI İZLEME GRUBUNUN TÜRKİYE’DE PSİKİYATRİ YATAĞININ ARTIRILMASI İLE İLGİLİ ÖNERİLERİ A. Yatak sayısının artırılması B. Her il devlet hastanesinde ve büyük ilçe hastanelerinde nüfusa orantılı sayıda yatağı haiz psikiyatri servisi açılması ve yeterli psikiyatri uzmanı ve sağlık personeli atanması. İLK YIL HEDEFLERİ (20), Muğla (20), Konya (20), Antalya(20), Kayseri (20), Malatya (20), Gaziantep (20), Diyarbakır (20), Siirt (20), Mardin (20), IV.Bir servis için ayrılması zorunlu asgari personel: 4 4 4 4 4 4 1 Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı 5 hemşire, 5 hizmet-güvenlik görevlisi 1 (En az) Psikolog Sosyal Çalışmacı (Mümkünse) Meşguliyet Terapisti (Mümkünse) a) Psikiyatrik yatak sayısını 500 dolaylarında yükseltmek V. Bu servisler için ayrılması zorunlu asgari teknik donanım: I. Her ildeki ve üç büyük ilin ilçelerindeki devlet hastanelerine psikiyatri uzmanı atandığında nüfusa oranlı olarak en az 5, en çok 20 yataklı psikiyatri servisi açılması şart olmalıdır. 4 Anestezili – kas gevşeticili EKT cihazı 4 Psikometrik test gereçleri II. İlk yılda bütün il ve ilçe devlet hastanelerinde psikiyatri servisi açılması olanağı bulunamazsa, halen var olan bölge hastanelerine uzak olan ya da mevsim koşulları nedeniyle ulaşım güçlükleri olan veya nüfus yoğunluğu yüksek merkezi illere öncelik tanınmalıdır. III.Bu bağlamda nüfus yoğunlukları da dikkate alınarak öncelik tanınması gereken iller ve servis yatak sayıları ile ilgili öneri şöyledir: 4 Edirne (20), Çanakkale (10), Kocaeli (20), Bursa (20), Bolu (20), Kastamonu (20), Trabzon (20), Artvin (10), Erzurum (20), Sivas (20), Ankara (20), Eskişehir (20), İzmir VI.Hastane bahçesinde mümkünse ayrı bir bina, bu olamazsa yeterince odası bulunan bir koridor kapatılarak psikiyatri servisi oluşturulabilir. Bu odaların; 4 Pencereleri parmaklıklı olmalı. 4 Yangın çıkış kapısı bulunmalı ve gerektiğinde kullanılabilir tutulmalı. 4 Hastaların meşguliyetini sağlayacak salon olanakları bulunmalı. b) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinin bulunduğu illerde ( İstanbul (2), Adana, Manisa, Samsun ve Elazığ) hastanelerin mümkünse bütün il merkezine, il büyüklüğü bakımından mümkün değilse (ilçe, semt, mahalle temelinde) seçilmiş bazı bölgelerinde hizmet hastane kadrolarınca yürütülmek üzere Ruh Sağlığı Merkezleri açılması. Bu bağlamda 10 yataklı bir psikiyatri servisi için; 39 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Bu merkezlerde; I. Acil poliklinik hizmetleri dışında halen hastanede verilen ayaktan tedavi hizmetlerinin verilmesi. II. Aile bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları, hastalara içgörü kazandırılması vb. grup faaliyetlerinin başlatılıp yürütülmesi. III.Yeti yitimlerinin önlenmesi, beceri kazandırılması, meşguliyet ve sosyal ilişkilerin sağlanması gibi rehabilitasyon faaliyetlerinin başlatılıp yürütülmesi sağlanmalıdır. IV.Bu merkezler, birinci adımda araştırmageliştirme (ARGE) amaçlı pilot çalışma olarak, ikinci adımda başka merkezlerin açılması öncesi personel eğitimi amaçlı olarak tanımlanmalıdır. Bu merkezler, daha sonra kurulacak merkezlerin görev alanları ve personel tanımı için de bir laboratuvar işlevi görmelidir. Ancak daha sonra yapılacak etkinlik-maliyet hesaplamaları ile değiştirilmesi baştan kabul edilmek üzere, başlangıçta her merkezde en az 4 1 psikiyatri uzmanı 4 1 klinik psikolog (veya klinik psikolog adayı) 4 1 meşguliyet terapisti ya da aynı işlevi görecek bir personel (Halk Eğitim Öğretmeni) 4 1 hemşire 4 1 temizlik görevlisi görevlendirilmelidir. c) Resmi ya da özel hastanelerde psikiyatri kliniği açılması koşullarını düzenleyen halihazırdaki tüzük veya yönetmelikler, eski tip akıl hastanelerinin küçük bir modelini tanımlamaktadır. Bu haliyle uygulamada güçlük ve yüksek maliyete yol açtığından ilgili mevzuatın acilen değiştirilmesi önem arz etmektedir. Sözcük, cümle ya da paragraf değiştirilmesi boyutunda bir düzeltme ile yapılacak bu değişiklik kısa bir çalışma ile gerçekleştirilebilir. d) Ulaşım olanakları ve nüfus yoğunluğu dikkate alınarak belirlenecek 7-10 bölge merkezi ilde 10’ar yataklı çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniklerinin açılması. e) Psikiyatri alanında yetişmiş yardımcı sağlık personeli ve hizmetlilerin aynı alanda çalışma sürekliliğinin sağlanması amacıyla hizmet içi eğitim düzenlenmesi ve belgelendirilerek, başka bir sağlık alanında görevlendirilmelerinin önlenmesi. 40 İLK BEŞ YIL HEDEFLERİ a) Psikiyatrik yatak sayısı toplamını 3000 dolaylarında yükseltilmesi. Bu hedefe ulaşıldığında 15-20 yıl yeni psikiyatri yatağı açılması gerekmeyecek bir duruma ulaşılmış olacaktır. Bu halde bile Avrupa ülkelerinin varmaya çalıştığı yatak sayısı / nüfus oranının çok altında kalmış olacağız. b) Bütün il ve ilçe hastanelerinde psikiyatri uzmanı atandığında 10-20 yataklı psikiyatri servisi açılması. c) Bakırköy, Manisa, Samsun, Adana, Elazığ’da bulunanlara ek olarak Bursa, Kadıköy, Burdur, Konya, Ankara, Kastamonu, Sivas, Erzurum, Gaziantep, Batman, Van’da ya da ulaşım ve yakınlık özelliklerine uygun illerde en az 100’er yataklı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları hastaneleri açılması. 1- Büyük il merkezlerinde, devlet hastanesi ya da yeni açılacak Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne bağlı, tanımı ayrıntılı olarak ilk yıl hedeflerinde tanımlanmış olan en az bir Ruh Sağlığı Merkezi açılması. 2- Var olan ve kurulacak ruh sağlığı ve hastalıkları hastanelerinde mahkeme kararıyla gözlem, muhafaza ve tedavisi gereken ruh hastalarının bulundurulacağı yüksek, orta ve düşük güvenlikli Adli Psikiyatri Servisleri açılması. Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanmış olan yüksek güvenlikli adli psikiyatri servislerinin mutlaka genel sağlık sistemi içinde, sağlık bakanlığına bağlı tedavi kurumları içinde bulundurulması sağlanmalıdır. Bu tür kurumların genel sağlık sistemi dışında (örneğin Adalet Bakanlığı yönetiminde) kurulması, psikiyatri dışı uzmanlık alanlarından hekimlerce yönetilmesi bir yandan sağlık hizmetlerini aksatıcı, öte yandan insan hakları yönünden uluslar arası tartışma yaratıcı niteliktedir. 3- Her ildeki devlet hastanesi ya da ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesinde 10’ar yataklı çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniklerinin ve ruh sağlığı merkezlerinde çocuk ve ergen ruh sağlığı polikliniğinin açılması. 4- Psikiyatri hemşireliği görev ve becerisi tanımlanarak, hemşirelik eğitiminde uzmanlaşma sağlanması ve görevlendirmelerin belgeli uzmanlıklara göre yapılması. Hemşirelerin görev sürekliliğinin sağlanması. Yanık EK: 5 Adli Psikiyatri Hastanesi Taslak Örneği Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi Taslak Önerisi 1. Taslak BRSHH Adli Psikiyatri Birimi’nce hazırlanmıştır. 2. Taslak önerisi ülke genelinde, yerleri gereksinimi olanların ulaşım kolaylığı göz önüne alınarak, yatak sayısı hizmet verilen nüfusa göre belirlenmiş bölge ruh sağlığı hastaneleri kurulacağı ve bu hastanelerde gereksinim ölçüsünde yatak sayısı içerecek Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi açılacağı varsayımına dayalı olarak hazırlanmıştır. 3. BRSHH Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi (YGAPB) son hali kararlaştırıldığında, başka ruh sağlığı bölge hastanelerinde açılacak YGAPBlere model oluşturabilir. Örneğin 200 yataklı bir hastaneye 40 yataklı bir YGAPB açılacağı zaman bir akut, bir de subakut servis olmak üzere tek katlı iki binalık kompleks inşa edilebilir. 4. Genel yerleşim planında gösterildiği şekilde bütün servislerin 300 x 250 = 75.000 m2 bir araziye gereksinimi olduğu tahmin edilmektedir. 5. İki katlı ve her katında iki servis bulunan toplam 4 servisten oluşan her bina grubunun bahçesi ve çevre boşluğu ile birlikte 75 x 125 m2 araziye oturacağı tahmin edilmektedir. 6. Halen 350 yataklı BRSHH Adli Psikiyatri Birimi’nin nüfus artış hızına göre düşünüldüğünde yatak sayının yeterince yüksek tutulmadığı düşünülebilir. Ancak % 300’luk bir yatak artışı hesaplanırken şu değerlendirmeler yapılmıştır: a. Yukarıda açıklanan varsayıma göre Adli Psikiyatri Birimi’ne gönderilen hasta sayısının BRSHH bölgesindeki nüfus artışıyla aynı oranda yükseleceği, b. Ancak bölge hastaneleri kurulacak çevreden gelen hasta sayısının da azalacağı düşünülmüştür. c. Öte yandan halen yatak sayısının kısıtlılığı nedeniyle, adli psikiyatri hastalarının hastanede kalma süreleri istenildiği ölçüde uzun tutulamamaktadır, yeterince yatak olursa hastaların ortalama yatış sürelerinin de yükselmesi beklenmektedir. 7. YGAPB’de her bina grubunda iki adet iki katlı bina, her binada iki servis olmak üzere beş bina grubu tutuksuz hastalar için gözlem – koruma tedavi servisi olarak düşünülmüştür. Buna göre tutuksuz hastaların gözlem, koruma – tedavi amaçlı yatışları için 400 [5 x 2 x 2 x 20)] yataklı 20 servis, tutuklu veya hükümlü hastaların gözlem veya tedavileri için 46 yataklı ( 40 Erkek + 6 Kadın) bir servis önerilmektedir. 4 servisten oluşan bir de Rehabilitasyon Binası önerilmiştir. 8. Tutuksuz Hastaların bulunacağı servislerin yeterli büyüklükte bahçeleri olması ve bahçelerin etkin kullanımı için gerekli düzenlemelerin yapılması düşünülmüştür. 9. Tutuksuz gözlem ya da tedavi hastalarının tutulacağı akut servislerin iki kişilik odalardan, uzun süreler kalmaları gerektiğinden koruma-tedavi hastalarının tutulacağı subakut servislerin tek kişilik odalardan oluşması gerektiği düşünüldüğünden hazırlanan şemalar buna göre düzenlenmiştir. 10.Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi’nin çevresi 5 m. yüksekliğinde duvarla çevrili olmalıdır.Tutuksuz hastaların bulunacağı servislerin çevresinde duvar çevrili olması gerekmeyeceği düşünülmüştür. Servis bahçesinin çevresi 1 m. duvar üstüne tel örgü ile çevrilebilir. Tutuklu servisinin çevresine ayrıca 3 m. yüksekliğinde bir duvar çevrilmesi düşünülmelidir. 11.Doktor, Psikolog, Sosyal Çalışmacı vb. çalışma odaları ve Sağlık Kurulu Toplantı Salonu’nun bulunacağı binada, ayrıca bilimsel toplantıların ve hastalara dönük toplu etkinliklerin düzenlenebileceği bir toplantı salonunun olması gerektiği düşünülmüştür. 12.Yönetim binasının (ilerde bağımsız hastane olma olasılığı da göz önüne alınarak) gerekleri 450 yataklı bir birimin standart gereksinimlerine göre düşünülmelidir. 41 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler GENEL PLAN - 1 AKUT SERVİSİ 42 Yanık SUBAKUT SERVİS TUTUKLU SERVİS Ek 6’da ise Türkiye Psikiyatri Derneği Adli Psiyatri Çalışma Birimi tarafından hazırlanan ve ülkemizde yüksek güvenlikli adli psikiyatri servisleri kurulması konusundaki rapor bulunmaktadır. 43 Yanık EK: 6 Yüksek Güvenlikli Servisler Hakkında Görüş Ve Öneriler Tpd Adli Psikiyatri Bilimsel Çalışma Birimi Raporu -GİRİŞAKIL HASTALARINDA “TEHLİKELİLİK” Akıl hastalarına ceza verilmemesi hukukun çağdaşlaşma sürecinde önemli bir adımdır. 19. yüzyılın ilk yarısından bu yana çağdaş hukukun geçerli olduğu ülkelerde, suç işlediği sırada yaptığı eylemin anlam ve sonuçlarını ayırt etme gücünden yoksun olacak, davranışlarını denetleme yetisi ortadan kalkacak ölçüde bir akıl hastalığı olan kişilere ceza verilmez. Ancak toplumun korunması amacıyla akıl hastalığı iyileşinceye dek bu kişilere mahkeme kararıyla zorunlu tedavi uygulanır. İnsana dönük suçların büyük çoğunluğu akıl hastalığı olmayan kişilerce işlenmektedir. Akıl hastaları içinde insana dönük suç işleyenlerin oranı da yüksek değildir. Son 50 yılda akıl hastalıklarının tedavisinde önemli gelişmeler olması nedeniyle daha önce iyileşme sağlanamadığından ömür boyu hastanede tutulmak zorunda kalınan hastaların, artık toplum içinde tedavisi mümkün hale gelmiştir. Bu nedenle önceden tedavi olanakları düşük olduğundan, suç işlemiş olsa da olmasa da akıl hastasının toplumu koruma amacıyla sürekli hastanede tutulması söz konusu iken, artık günümüzde hastanelerin işleyişinin hastaların klinik durumuna göre düzenlenmesi gerekmektedir. Kişiyi kendisi veya başkaları için tehlikeli kılması yönünden psikiyatrik hastalıklar arasında ciddi farklar olduğu gibi aynı hastalıkta da hastalığın gidişi aynı olmamaktadır. Örneğin şizofrenik hastalık bazı kişilerde yüksek tehlikeliliğe yol açarken, bazılarında hiçbir tehlikelilik söz konusu olmayabilir. Tedaviye yanıt veya direnç kişisel ve dönemsel farklılıklar gösterebilir. Hastalığın değerlendirilmesi, tedavisi ve izlenmesi klinik bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle konuya ilişkin işlemlerin mutlaka bu konuda deneyimli psikiyatri uzmanları tarafından yürütülmesi gereklidir. ULUSLAR ARASI TIBBİ BİLDİRGELERDE AKIL HASTASININ VE SUÇ İŞLEMİŞ AKIL HASTASININ YERİ Suç işlemiş akıl hastalarına uygulanacak yaptırımlar, başlangıcından sonuna vazgeçilmez olarak tıbbi ölçütlerin karşılanması ile gerçekleşebilir. Dünya Hekimler Birliği’nin, 1981yılında kabul edilen “Hasta Haklarına İlişkin Lizbon Bildirgesi” anlam ve içeriği bakımından yalnızca hekimleri değil, aynı zamanda her ülkenin sağlık bakanlığını ve adalet bakanlığını da kapsayacak niteliktedir: “Bütün pratik, etik ve yasal güçlüklerine karşın hekim her zaman vicdanlı olmak ve hastanın en üst düzeyde yarar görmesini sağlamak üzere çalışmalıdır. Bu deklarasyon tıbbi hizmet almaya ilişkin temel hakları içerir. Eğer yasal düzenlemeler bu hakları dikkate almıyorsa hekim bunları gerçekleştirmek için elinden geleni yapmalıdır. Bu haklar: - Hastanın hekimini serbestçe seçme hakkı - Özgür ve etik ilkelerle çalışan hekim tarafından muayene edilme hakkı - Uygun bilgilendirme sonrası hastanın tedaviyi kabul ya da red hakkı - Tıbbi ve kişisel bilgilere yönelik sırdaşlık hakkına uyan hekime muayene edilme hakkı - İnsanlık onuruna yakışan şekilde ölebilme hakkı - Dini inançlarına uygun ruhani ve moral değerlerini yaşayabilme hakkı.” Sözü edilen hakların sağlanması ve sürdürülmesine ilişkin düzenlemelerin yapılması yalnızca hekim birliklerinin değil, ülke yönetimlerinin de yükümlülüğündedir. Ekim 1987’de yayımlanan Madrid Bildirgesi hekimin mesleki özerkliğini şöyle tanımlamaktadır: “Hekim bireysel olarak hastaların bakım ve tedavisinde profesyonel yargılarına göre uygulama, inceleme yapma özgürlüğüne sahip olarak hasta bireylerin yararına davranmakla yükümlüdür. Sürekli ve kaliteli bakım hizmeti verilmeli, bilimsel olarak tıptaki ilerlemeleri izleyecek yetkinlik ve sorumlulukta olmalıdır. Güvenli ve etkili tedavi ile yükümlüdür. 1989’da Dünya Psikiyatri Birliği Genel Kurulu’nda kabul edilen Atina Bildirgesi’nde “Akıl hastası bireyler profesyonelce verilen insani ve erdemli bir tedavi hakkına sahip olmalıdır. Sömürü, kötüye kullanılma ve aşağılanmadan korunmaları gerekir (Hawai Deklarasyonu). Sağlık yasaları bütün hastalara uygun ve etkin tedavi sağlamaya yönelik olmalıdır. Hastane içi ve 45 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler dışında tedavi hakkı kabul edilebilir standartlar çerçevesinde sağlanmalıdır. Hastalar yüksek düzeyde uyum sağlamalarına yönelik tedavi ve bakım alma hakkına sahiptir.Tedavinin kalitesi uygun fizik koşullar, personel ve kaynak sağlanması ile bağlantılıdır. Bu prensipler olabildiğince geniş anlamda akıl sağlığı birimlerine kabul edilen akıl hastası suçlulara da uygulanmalıdır. 1989’da Dünya Psikiyatri Birliği’nin Viyana’da yayımladığı bildirge’de Hawai Deklarasyonu’na ek yapılmış ve bu çerçevede psikiyatrinin amacı yeniden belirlenmiştir: “Psikiyatrinin amacı akıl hastalığını tedavi etmek ve akıl sağlığı düzeyini yükseltmektir. Kabul edilmiş bilimsel bilgi ve etik prensipler doğrultusunda, bu konuda yapılabilenin en iyisinin yapılması amaçlanmalıdır. Hastanın yararı doğrultusunda ve sağlık kaynaklarının elverdiği ölçüde en iyisi yapılmalıdır. Akıl sağlığı konusunda nitelikli ve eğitimli kişiler görev almalıdır. Yeni Türk Ceza Yasası ile getirilen Yüksek Güvenlikli Sağlık Kurumu’nun genel tıbbi örgütlenmeden ayrı bir düzenleme olarak değerlendirilmesi, tıbbi ölçütlerden farklı uygulamalar içermesi tıbbi ve adli sakıncalara yol açacak, ülkemizin uluslar arası ortamda olumsuz değerlendirilmesi riskini gündeme getirecek bir olasılık olarak görülmelidir. DÜNYADAKİ ADLİ HASTALARIN BULUNDURULDUĞU YÜKSEK GÜVENLİKLİ SERVİS VE HASTANELERİN DURUMU 1. Bazı ülkelerde sadece ceza ehliyeti olmayanlar, bazı ülkelerde ise hem ceza ehliyeti olmayanlar hem de azaltılmış sorumluluğu olanlar toplum güvenliği için yargı kararıyla zorunlu klinik tedaviye tabi tutulurlar. 2. Suçun şiddet derecesi, psikiyatrik bozukluğun ağırlığı, gelecekteki suç riski göz önüne alınarak ya özelleşmiş adli hastanelere ya da genel hastanelerdeki özel ünitelerde tedaviye alınırlar. 3. Böylece hem tıbbi tedavi uygulanarak şiddet davranışı doğrudan bastırılır hem de çevreden, silah ve hedeften uzaklaşma sağlanır. 4. İngiltere de ruh sağlığı yasası (1983) ile ciddi derecede tehlikeli hastalar yüksek güvenlikli, 46 riskli olabilecek hastalar orta güvenlikli, en düşük risk grubundaki hastalar ise genel psikiyatri hastanelerinde tedavi altına alınmaktadırlar. Bu kurumlar arasında hastanın klinik durumuna ve tehlikelilik durumuna göre nakiller yapılabilmektedir. 5. ABD’de ve İngiltere’de bazı bölgelerde cezaevlerindeki akıl sağlığı birimleri (Correctional Mental Health Units) hastaneleri yapılarak tutuklu ve hükümlü tedavileri ve gözlemleri ayrılmıştır. 6. Bu kurumlarda kapatmadan daha ziyade tedaviye odaklanılmalıdır. Bu nedenle yeterli sayıda yatak, psikiyatri uzmanı, psikolog, hemşire, sosyal hizmet uzmanı ve diğer görevliler bulunmalıdır. Her ülke kendisine özgü adli psikiyatrik uygulama geliştirmiştir. Psikiyatrik ve adli açıdan tarihsel gelişim, varolan yasalar, psikiyatrik kadrolar, hastaneler, toplumda tedavi şartları, cezaevi ya da tutukevlerindeki psikiyatrik tedavi imkanları ve hatta medyanın suç işleyen hastalara bakışı ve toplumun bakışı doğal olarak adli psikiyatrik uygulamaları etkilemiştir. Bazısında cezaevinden ve mahkemeden gönderilen hastalarla, toplum içinden gelen riskli hastalar ceza ehliyeti olsun ya da olmasın aynı ortamda tutulurken bazı ülkelerde cezaevi için farklı kurumlar, yargılanma sonucunda zorunlu tedavi kararı verilen suç işlemiş psikotik hastalar, zeka geriliği olanlar, madde bağımlısı hastalar, cinsel suçlular ve antisosyal kişilik bozukluğu olanlar için ayrı servisler içeren büyük hastaneler ya da ayrı birimler kurulmuştur. Bu nedenle daha organize olmuş ülkeleri örnek alarak varolan ülke kaynaklarını da kullanarak daha az maliyetli yerel çözümler üretmek gerektiği açıktır. Kadro: Hemen hemen tüm ülkelerde psikiyatrist, iç hastalıkları uzmanı, klinik psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire, iş terapisti, eğitimci, tıbbi sekreter, yardımcı personel ve güvenlik görevlileri bulunur. Tümünde klinik idarecisi psikiyatristtir. Bazı ülkelerde her hastanede kurul ya da komiteler bulunmaktadır. Bunlar hastane ve güvenlik sorunlarını, alt komiteler ise bireysel sorunları takip eder. Bu kurullar hastaların daha az güvenlikli bölümlere geçişinde ve hastaneden çıkarılma esnasına kadar olan süreci takip eder ve mahkemeye belli aralıkla rapor düzenler. Yanık New York’ta 160 yataklı yüksek güvenlikli hastanede 330 çalışan, Alabama da 137 yatağa 220 çalışan bulunmaktadır. tadır. Odaların kapıları hemşire tarafından elektronik kontrollüdür. Bahçesinde farklı spor alanları yer almaktadır. Michigan’da 7 yatan hastanın tedavisini 1 psikiyatrist üstlenmiştir. Ünitenin direktörlüğünü psikiyatrist yapmaktadır. Ayrıca ünite koordinatörü olarak da sosyal çalışmacı görev yapmaktadır. Almanya’da 5 metreden yüksek erken uyarı sistemi olan elektronik aygıtlı duvarlarla kaplıdır. Birbiriyle ilişkili 3 binadan oluşan 10 koğuşta hastalar tek yataklı odalarda kalmaktadır. 2 koğuş nörozlar ve kişilik bozuklukları, 2 koğuş zeka geriliği olanlar, 2 koğuş bağımlılara, 1 koğuş psikotiklere, 1 koğuş cinsel suçlular, 1 koğuş krize müdahale edilenler, 1 koğuş gözlem ve değerlendirme yapılanlara ve 1 koğuş psikotik olmayan hastalara ayrılmıştır. ABD’de Kirby Adli Psikiyatri Merkezi’nde (150 yataklı) her 25 yataklı üniteye 1 full-time psikiyatrist, 1 psikolog, 1 sosyal çalışmacı, 1 hemşire, 3 güvenlik görevlisi düşmektedir. Ayrıca 2 iç hastalıkları uzmanı görev yapmaktadır. Avusturya’da Cezaevi Sağlık kurumlarında toplam 26 psikiyatrist, 54 psikolog, 100 sosyal çalışmacı ve 5 iş terapisti çalışmaktadır. Bunun dışında ceza ehliyeti olmayanlar 9 psikiyatri hastanesindeki adli psikiyatri ünitelerinde tedavi görürler. Kanada da en çok 21 yataklı bir serviste 1 psikiyatrist, 1 psikolog, 1 kriminolog, 1 hemşire, 1 psikoeğitimci ve 1 sosyal terapist bulunmaktadır. Hollanda’da her bölgeye ait Adli Psikiyatri Servisi bulunmaktadır. Toplam 19 serviste 54 psikiyatrist çalışmaktadır (Bir kısmı part-time). Ya genel hastaneler de ya da özel çalışan hekimler bağımsız çalışırlar. Ücretleri Adalet Bakanlığın’ca karşılanır. Ayrıca 9 yüksek güvenlikli hastane (TBS) bulunmaktadır. Bunlardan 2’sinde adli psikiyatri hastaları, 1’inde zeka geriliği olanlar ve psikiyatri hastaları birlikte kalmaktadır. Almanya’da yüksek güvenlikli hastanelerde psikiyatrist dışında, nörolog, iç hastalıkları uzmanı, minör cerrahi girişim yapacak cerrahi ekip, diş hekimi, göz hastalıkları uzmanı, röntgen laboratuvarı, EEG-EMG laboratuvarı bulunur. 200 kişiye 3 psikiyatrist, 1 dahiliyeci, 3 psikolog, 109 hemşire, 14 iş eğitimcisi, 1 tıbbi sekreter, 21 güvenlik görevlisi bulunmaktadır. 250-300 yataklı yüksek güvenlikli hastanelerde 300 çalışan bulunmaktadır. Yeni Zelanda’da bir adli psikiyatri ünitesi bir milyon nüfusa hizmet verir. İngiltere’de her bir milyon nüfusa 30 orta güvenlikli kurum yatağı önerilmiştir. Yüksek güvenlikli hastaneler ise 500-1300 yataklıdır. Donanım: Kanada’da en çok 21 yataklı 15 koğuşun olduğu hastanede her koğuşta izolasyon odası bulunmak- Yeni Zelanda’da 1 yüksek güvenlikli hastane bulunmaktadır ve bölgesel adli psikiyatri servislerinde orta ve düşük güvenlikli servisler de bulunmaktadır. Bunlarda cezaevi irtibat bürosu, mahkeme irtibat bürosu, toplumsal adli psikiyatri ünitesi ve genel psikiyatri hastanelerine konsültasyon hizmeti veren bürolar bulunmaktadır. ABD’de 3 metre yükseklikte 2 çitle çevrilidir. Mikrodalgalı elektromanyetik güvenlik sistemi mevcuttur. Elektronik kapılar ve alarm sistemi bulunmaktadır. Dış güvenlik kameraları, yangın alarmı ve acil telefon hattı bulunmaktadır. Tüm ünitelerde merkezi olarak izlenen manyetik kart sistemi mevcuttur. İç kısımda tedavi programı yapılan alanlarda kamera bulunmamaktadır. 15 yataklı yatakhanelerde 2-3 yataklı odalar bulunmaktadır. Ayrıca kütüphane, farklı spor mekanları, müzik alanı, oyun masaları bulunmaktadır. Güvenlik Görevlileri: Genel olarak tedavi ekibinden bağımsız bir yapılanması bulunmaktadır. Bu bazen sorunlara yol açsa da bazı ek düzenlemelerle bunun önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Kanada’da orduya bağlı olmayan içerde üniformasız, dışarıda ise üniformalı güvenlik görevlileri görev yapmaktadır. Michigan’da Adli Psikiyatri Güvenlik Yardımcıları (FSA) hasta /görevli oranları 1/1 ile 1/3 arasında değişecek şekilde çalışmaktadır. Bunlar güvenlik direktörüne bağlıdır. Saldırganlığa, intihar girişimine ve kaçışlara müdahale ederler. Yeni Zelanda’da güvenlik görevlileri, yüksek güvenlikli hastanelerde Ulusal Güvenlik ünitesince, orta güvenlikli hastaneler de ise bölgesel adli psikiyatri ünitelerince sağlanır. 47 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler ABD’de içerde üniformalı güvenlik görevlileri yer almaz. Güvenlik göreceli olarak fark edilmeyecek şekilde düzenlenmiştir. Eğitimli ve güvenilirdir. Hastaneden çıkarılma ve ayaktan izleme: Kurumdan çıkarılma programı basamaklı olabileceği gibi doğrudan da olabilir. Tedaviye uyumsuzluk veya nüks halinde yeniden hastaneye gönderilirler. Belirli bir adreste bir gözetmen ya da denetmen denetiminde olup ayaktan kontrollere gelme şartı ile çıkarılırlar. Sınırlandırmaya ya psikiyatristler ya da denetmenlerin bulunduğu kurullar karar vermektedir. Toplumdaki psikiyatri hastalarına verilen hizmetlerin koordinasyonunu sağlamak için ABD’de gözetmenlerin (case manager), Avrupa’da sosyal çalışmacılar ya da denetmenlerin (süpervisor) kullanımı yaygın hale gelmiştir. Klinik tedavide yer alan olgu yönetiminin en başta gelen konusu başarılı ayaktan tedavinin sağlanmasıdır. Bunun için görevi, hasta ve yakınlarını ihtiyaç duyulan hizmetler dizisine bağlamak, hizmetlerin eşgüdümünü ve bütünlüğünü sağlamaktır. Ayrıca hizmetin kullanımını izlemek ve değerlendirmek, destekleyici psikoterapi, ilaç tedavisi ve kriz yönetimini içeren hizmetleri doğrudan kişilere götürmek gibi işlevleri vardır. En temel unsur, her hasta için düzenlenmiş olan programlardır. Bireyselleştirilmiş tedavi ve rehabilitasyon planı üzerinde yoğun bir şekilde çalışılır. Eğer tedavi planı kabul edilirse gözetmen olguyu izlemeye alır. Ancak uygun yaşam durumları, yeterli sermaye ve meslek kazandıracak rehabilitasyon programı olması gerekmektedir. Tedavi planında, günlük yaşamdaki pratik problemlerden bahsetmenin önemli olduğu belirilmiştir. Gözetmen, hastanın yalnız ya da ailesiyle birlikte kalabileceği bakımevi gibi özel konutlar sağlanmasına yardımcı olmalıdır. Kesin ve iddialı bir yönetim programı, sık ve uzun süre temel alınarak hastayla birlikte yapılmalıdır. Gözetmenler, hastalara, aile üyelerine önceden tahmin ettiği belirgin zorluklara yardım eder. Gözetmen, adli sistemin bir parçası olduğunu ve onları mahkumiyetten koruyabileceğini belirtebilir. Hastalar, gözetmeni, rehabilitasyon ve tedavi merkezlerini görmelidir. Az sayıdaki (10’dan çok olmayacak şekilde) olgu ile çalışmalı ve haftanın yedi günü 24 saat ulaşılabilir olmalıdır. Çünkü bir çok şiddet hareketi ve tutuklanma akşam, gece, hafta sonu ve geleneksel tedavi kurumlarının kapalı olduğu sıralarda olmaktadır. 48 Tedavi ekibi ile adli sistem arasındaki ilişki: Tedavide ana yaklaşım, tedavi eden ekip ile adli sistem (mahkeme ve şartlı çıkarılmayı sağlayan bölümler gibi) arasındaki gizli ilişkidir. Bu ilişkinin temel özelliği, hastayı ayaktan izlemeye uygun tedavi programın oluşturulması ile hastanın problemlerinin büyüklüğünün anlaşılmasında konu ile ilgili yardımı olabilecek verilerin tamamlanmasıdır. Bu veriler, tutuklanma raporları, hastane kayıtları, mahkemece görevlendirilmiş psikiyatristlerin (ya da psikologların) değerlendirmeleri, psikometrik incelemelerin sonuçları, şartlı çıkarılma raporları, önceki hastane kayıtları, ayaktan tedavi ve mahkeme kararı kayıtlarının incelenmesi ile elde edilir. Suç işlememiş hastaların tedavilerinde semptomların hafifletilmesine odaklanılırken, özelleşmiş adli psikiyatrik tedavideki amaç, psikopatolojinin remisyonunu sağlamaya çalışmak, gelecekteki potansiyel şiddet davranışlarını azaltmak ya da elimine edip, yeni suçları azaltarak toplumu korumak, bu bireylerin sağlıklı gelişimlerine ve kişiler arası ilişkilerde sorumluluk almalarına yardımcı olmaktır . -GÖRÜŞ VE ÖNERİLERSERVİS GÜVENLİĞİ NEDİR? Akıl hastaları, hastalıkları nedeniyle saldırganlık dürtülerini engelleyemedikleri için kendilerine ya da başkalarına zarar verme riski taşırlar. Bu nedenle, hastaneye yatırıldıklarında tedavi ile yatışmalarına dek kendilerinin ve başka hastaların saldırganlıklarından korunmaları gerekir. Hastalıklarının farkında olmamaları ve kabul etmemeleri nedeniyle de istemleri dışında yatırıldıkları hastaneden ayrılma eğilimi içinde olurlar. Akıl hastalarının saldırganlık ve servisten ayrılma isteklerinin tedavi ile yatışmalarına ve tehlikelilik riskinin ortadan kalkmasına dek engellenmesi gereklidir. Bunun için servisin mimari yapısı, gereç donanımı bu riskleri önleyecek şekilde hazırlanmalı ve saldırganlığı önleme konusunda eğitilmiş güvenlik görevlileri bulundurulmalıdır. Bir psikiyatri hastanesinde hastanın klinik durumuna göre ayarlanmış ve tanımlanmış düşük, orta ve yüksek güvenlik sağlayacak şekilde derecelendirilmiş servisler bulunmalıdır. Bu güvenlik derecelendirmesine göre bir işleyiş düzeni tanımlanmalıdır. Mahkeme kararıyla koruma ve tedavi altına alınmış hastalar da hastanede bu düzene uygun olarak tutulmalıdır. Yanık PSİKİYATRİ SERVİSLERİNİN GÜVENLİK DERECELENDİRMESİ kurumların ayrı kurulması ve işletilmeleri ana ilke olarak benimsenmelidir. Sonuç olarak suç işlememiş akıl hastalarının da tehlikelilik riski farklılıklar gösterir. Bu nedenle genel olarak Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastaneleri’ndeki servislerin dört güvenlik derecesine göre düzenlenmesi gereklidir. YÜKSEK GÜVENLİKLİ SERVİS a) Açık psikiyatri servisleri b) Düşük güvenlikli servisler c) Orta güvenlikli servisler d) Yüksek güvenlikli servisler Suç işlemiş akıl hastalarının yatırılma gerekçeleri ile suç işlememiş olanlar arasındaki tek fark, haklarında hastane tedavisini zorunlu kılan bir mahkeme kararı bulunmasıdır. Bu nedenle hastanın tehlikelilik riski psikiyatrik yönden değerlendirilerek, hastane içinde bulundurulacakları servisler yukarıdaki derecelendirmeye göre düşük, orta, yüksek güvenlikli servisler olarak belirlenmelidir. Ülkemizde suç işlemiş akıl hastaları yukarıdaki derecelendirmeye göre eldeki olanaklar doğrultusunda düşük güvenlikli sayılacak servislerde tutulmaktadır. Halihazırda ülkemizde dünya standartlarında orta ve yüksek güvenlikli servis bulunmamaktadır. Yüksek güvenlikli servis söz konusu olduğunda bu amaçla yeni bir hastane kurulması seçeneklerden biridir. İkinci seçenek de, zaten çağdaş gelişmeler ışığında Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinde güvenlik dereceleri belirlenmiş servis düzenlemelerinin yapılması gerektiğinden, gerekleri yerine getirilerek adli hastaların da bu düzen içinde genel ruh sağlığı düzeni içinde koruma ve tedavi altında tutulmasıdır. Hukuken ve tıbben akıl hastalığı nedeniyle ceza sorumluluğu olmayanlarla, ceza sorumluluğu tam olan kişilerin suç işleme dışında ortak hiçbir özellikleri yoktur. Farklı özellikleri olan bu iki gruptaki kişilere uygulanacak yaptırımlar da farklı olduğu gibi, aynı ortamda bulundurulmalarının doğuracağı sakıncaların temel insan haklarından olan hasta hakları yönünden ele alınması gerekir. Hasta hakları yönünden uygunsuzdur. Böyle bir uygulama uluslar arası platformlarda ülkemizin prestijini olumsuz etkileme riski taşımaktadır. Ceza Sorumluluğu tam olan tutuklu ya da hükümlülere uygulanacak “rehabilitasyon kurumları”nın hazırlık aşamasından itibaren bütün kuruluş çalışmalarında ruh sağlığı mesleklerinden psikiyatr, psikolog, sosyal hizmet uzmanı kişilerin görevlendirilmesi uygun olsa da bu GENEL İLKELER: 1. Ceza hukuku içinde değerlendirilecek bütün “tehlikeli” kişilerin psikiyatrize / medikalize edilmesi hukuk, tıp ve sağduyu yönünden yanlıştır. Ceza hukuku içinde psikiyatrik hastalık nedeniyle ceza sorumluluğu bulunmayanların adli psikiyatrik uygulamalar içinde yer alması gerekir. Adli psikiyatrik uygulamalar da özü itibariyle psikiyatri içinde yer alır ve ruh sağlığı uygulamaları içinde örgütlenmesi gerekir. 2. Koruma ve tedavi süreci, suç işlediği anda bir akıl hastalığı olan kişilere verilmiş bir “ceza” değil, kişinin akıl hastalığından kaynaklanan ya da kaynaklanabilecek “tehlikesi”nden toplumu koruma ve kişinin akıl hastalığını tedavi ederek “tehlikeliliğini” ortadan kaldırmayı amaçlayan, temel olarak tıbbi süreçlerden oluşan hukuki bir yaptırımdır. Hakkında “koruma ve tedavi” doğrultusunda yargıya varıldıktan sonra kişi ceza sisteminden çıkar. Koruma ve tedavi süreci, Adli Psikiyatri’nin çalışma alanıdır. Adli Psikiyatri, yargılama sürecinde üstlenilen psikiyatrik bilirkişilik yanında suç işlemiş akıl hastalarının tedavisi, rehabilitasyonu, topluma yeniden kazandırılması ve medeni haklarının korunmasını sağlayacak tıbbi düzenleme ve işlemlerle uğraşan bir tıp disiplini olarak psikiyatrinin çalışma alanlarından biridir. 3. Bu bağlamda akıl hastalığı yönünden ceza sorumluluğu tam olan kişilerin tehlikeliliğinden toplumu koruma ile ilgili önlemler ceza hukukunun tıbbi olmayan yaptırımları ile çözüm bulunması gereken bir konudur. Bu tür kişiler için “suçluluk rehabilitasyonu” yönünden yaptırımlar tanımlanması ve bu amaçlı kurumlar kurulması konusu ayrı bir başlık altında ele alınması gereken ve ayrı yapılanmaları gerektiren bir konudur. Muhafaza ve tedavi süreci ile suçluların rehabilitasyonunu hedefleyen düşünce, öneri, yaptırım ve yapılanmaların birleştirilmesi hukuk kuramı ve tıbbın evrensel ilke, görev ve sorumlulukları ile bağdaşmaz. 4. Genel amaç, suç işlemiş akıl hastalarına uygulanacak yaptırımların belirlenmesi, bununla ilgili kurumların düzenlenmesidir. Öte yandan akıl hastalığı olanların suç işlemesinin, 49 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler suç işlemiş akıl hastalarının da tekrar suç işlemelerinin önlenmesi gerekmektedir. Bütün önlemlerin genel amaç doğrultusunda tanımlanması ve yapılanmaların bu doğrultuda örgütlenmesi ilke edinilmelidir. ÖNERİLER: 1. Akıl hastalığına bağlı tehlikelilik, tehlikelilik riski, suç işlemiş ve işlememiş akıl hastalarında bu yöndeki değerlendirmelerin nasıl ve hangi ölçütlere göre yapılacağı Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nca yapılacak bir ortak protokol ile tıbbi ve hukuki ölçülere göre tanımlanıp kurala bağlanmalıdır. Hastaların hastaneye alınması, aşağıda tanımlanan güvenlik derecelerine göre tutulacağı servisler, hastaneden çıkarılma uygulamaları bu ilkelere göre yapılmalıdır. 2. Yukarıda tanımlanan 4. ilke bağlamında söz konusu suç işlemiş akıl hastalarına uygulanacak muhafaza ve tedavi uygulamalarının, ülke genelinde yapılandırılmış ruh sağlığı örgütlenmelerine uyarlanması zorunludur. Bu nedenle TCK doğrultusunda gerçekleştirilecek “yüksek güvenlikli sağlık kurumu”nun, ayrı kurumlar halinde örgütlenmesi yerine ruh sağlığı ve hastanelerinde “yüksek güvenlikli servis”ler kurulması yoluyla gerçekleştirilmesi, hem hukuk ve ruh sağlığı hizmetlerinin bütünlüğü açısından daha doğru, hem de daha ekonomik olacağı açıktır. 3. Bölge Ruh Sağlığı Hastaneleri’nin sayılarının artırılması ve kurulacağı iller ve sorumluluk alanının, çevre illerinin ulaşım kolaylığı ilkesine göre belirlenmesi gerekir. Bu hastanelerin servisleri, hastaların hukuki durumuna göre değil tıbbi durumlarına göre “Genel psikiyatri servisi”, “Düşük Güvenlikli”, “Orta Güvenlikli” ve “Yüksek Güvenlikli” olmak üzere, güvenlik ilkesine göre dört aşamalı olarak tanımlanmalı ve hastalar “tehlikelilik” derecesine göre bu servislerde bulundurulmalıdır. Hastanın tehlikelilik derecesi tedavi ile değiştikçe, hastaların bulundukları servislerin de değiştirilmesi kural olarak belirlenmelidir. Bu bağlamda Yüksek Güvenlikli Servislerin iç ve dış güvenliğinin nasıl sağlanacağı, kadro ve sağlık ekiplerinin nasıl yapılandırılacağı da ayrıca tanımlanmalıdır. Bölge hastaneleri dışında Sağlık Bakanlığı’na bağlı genel hastanelerin psikiyatri servislerinin 50 de tıbbi ölçülere göre güvenlik önlemleri içeren odaları bulunmalıdır. 4. Suç işlememiş bile olsa hastaların Ruh Sağlığı Hastanelerinde “Yüksek Güvenlikli Servisler”e alınması ve genel hastanelerden “Yüksek Güvenlikli Servis”e konulmak üzere Ruh Sağlığı Hastaneleri’ne gönderilmesi tıbbi ölçütlere göre kurala bağlanmalıdır. Bu ilkelere göre düşük ve orta güvenlikli servislerde tutulabilecek durumdaki ceza sorumluluğu bulunmayan hastaların “tehlikeliliği geçinceye dek” genel hastanelerde de muhafaza ve tedavi edilmeleri mümkün kılınmalıdır. 5. Suç işlemiş ve ceza sorumluluğunun bulunmadığı mahkeme hükmü ile kesinleşmiş kişilerin Bölge Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanelerinde koruma ve tedavi altına alınacağı, ancak “tehlikeliliği yüksek” olanların, yukarıda tanımlanan tıbbi ölçülere göre düzenlenmiş “yüksek güvenlikli” psikiyatri muhafaza ve tedavi edileceği kurala bağlanmalıdır. 6. Tehlikeliliği geçtiği tıbbi gerekçesiyle hastaneden çıkarılan akıl hastalarının düzenli tedavi görmelerinin sağlanacağı bir ruh sağlığı örgütlenmesi gerçekleştirilmelidir. Bu örgütlenme kişilerin tedavi olanaklarından yararlandırılması ve gerektiğinde hastaneye yatırılmasını gerçekleştirmek üzere birinci basamak sağlık hizmetleriyle bütünleştirilmelidir. Suç işlemiş akıl hastaları için Cumhuriyet Başsavcılığı’nda birinci basamak ruh sağlığı örgütlenmesi ile eşgüdümlü çalışacak bir “izleme kurulu” kurulmalı ve tekrar suç işlenmesini engelleyecek düzenlemeler kurala bağlanmalıdır. Bu bağlamda yeni Türk Ceza Kanunu’nda madde kullanım suçları için öngörülen “denetimli serbestlik” adı verilen bir yönteminin “tehlikeliliği ortadan kalktığı için hastaneden serbest bırakılmış suç işlemiş akıl hastaları için de uygulanması mümkündür. İzleme sürecindeki hastaların da tanımlanmış durumları, aslında denetimli bir serbestliktir. Bu nedenlerle izlemenin etkinliği için; a) İzleme sürecinde kişinin izlenmesi için hastaneden çıkmadan önce oturduğu yerin kesinleştirilmesi b) Oturduğu yerin savcılığına kişinin durumunun bildirilmesi Yanık c) İlaç temininde zorluk yaşamaması için, yoksa sağlık güvencesinin sağlanması 8. Dercks FCH, Blankstein JH, Hendrickx JJP: Treatment and security: the dual nature of forensic psychiatry; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 217-240 d) Kontrol muayenelerinin tarihi, kişinin toplumsal, tıbbi ve ailevi durumunun kolayca izlenmesini sağlayan bir çizelgenin olması 9. Dixon JW, Rivenbark WH: Forensic treatment in the United States: A survey of selected forensic Hospitals- Treatment at Alabama’s Taylor Hardin Secure Medical Facility; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 105-116 e) Her başsavcılıkta, görevli savcıyla işbirliği içinde çalışacak bir “izleme kurulu” kurulması uygundur. Bu izleme kurulunda, il kapsamında en az bir psikiyatri uzmanı, yeterince sosyal çalışmacı görevlendirilmelidir. Psikiyatr ve sosyal çalışmacı Başsavcıya karşı sorumlu kılınmalıdır. f) İzleme Kurulu, I) tehlikeliliği kalktığı için serbest bırakılan hastanın tedavi amaçlı muayenelerinin ve yasanın gerektirdiği kontrol muayenelerinin yaptırılıp yaptırılmadığını denetlemekle, II) tedavi aksaması, hastalığın alevlenmesi vb. nedenlerle klinik durumunun bozulması durumunda hastanın hızla hastaneye gönderilmesini sağlamakla görevli olmalıdır. 10. Eastman NLG: Forensic psychiatric services in Britain: A current review; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 1-26 11. Hodgins S: Mental health treatment services in Quebec for persons accused or convicted of criminal offences; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 179-194 12. Knecht G, Schanda H, Berner W ve ark: Outpatient treatment of mentally disordered offenders in Austria; International Journal of Law and Psychiatry 19:1 1996 S:87-91 13. Kravitz HM, Kelly J: Special section on mentally ill offenders an outpatient psychiatry program for offenders with mental disorders found not guilty by reason of insanity; Psychiatric Services, 50:12 1999 S:1597-1605 14. Lamb HR, Weinberger LE, Gross BH: Community treatment of severely mentally ill offenders under the jurisdiction of the criminal justice system: A review; Psychiatric Services, 50:7 1999 S:907-913 15. Marle H: Forensic psychiatric services in the Netherlands; International Journal of Law and Psychiatry; 23:5-6 2000 515-531 Kaynaklar: 16. Nedopil N, Banzer K: Outpatient treatment of forensic patients in Germany: Current structure and future developments; International Journal of Law and Psychiatry 19:1 1996 S:75-79 1. Human Rights and Professional Responsibilities of Physicians in document of International Organizations: The World Medical Association, The World Psychiatric Association, United Nations, and Council of Europe. Publishing House “Sphere”, 1998, Kiev. 17. Nedopil N, Ottermann B: Treatment of mentally ill offenders in Germany: With special reference to the Newest Forensic Hospital- Straubing in Bavaria; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 247-255 2. Bartlett A: rhetoric and realty: What do we know about the English special hospitals?; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 27-51 18. Petch E: The supervision of restricted patients in the community. Home office and statistics department research findings no:19; The Journal of Forensic Psychiatry, 7:2 1996 S:369-375 3. Benson PR: Deinstitutionalization and family caretaking of seriously mentally ill: The policy context; International Journal of Law and Psychiatry; 17:2 1994 S:119-138 4. Bloom JD, Williams MH, Bigelov DA: The forensic psychiatry system in the United States; International Journal of Law and Psychiatry;23:5-6 2000 605-613 5. Bowden P:What happens to patients released from the special hospitals? ; British Journal of Psychiatry 138 1981 S:340-345 6. Brinded PMJ: forensic psychiatry in New Zeland; A review; International Journal of Law and Psychiatry; 23:5-6 2000 453-465 7. Clark CR, Holden CE, Thompson JS, Watson PL, Wightman LH: Forensic treatment in the United States: A survey of selected forensic Hospitals- Treatment at Michiagan’s Forensic Center; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 71-81 19. Rice ME, haris GT: Ontario’s Maximum security hospital at Penetanguishene: Past, present, and future; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 195-215 20. Schanda H, Ortwein-Swoboda G, Knecht G, Gruber K: The situation of forensic psychiatry in Austria; International Journal of Law and Psychiatry;23:5-6 2000 481-492 21. Snowden P, McKenna J, Jasper A: Management of conditionally discharged patients and others who present similar risks in the community: Integrated or parallel?; The Journal of Forensic Psychiatry, 10:3 1999 S:583-596 22. Tiihonen J, Hakola P, Eronen M: Risk of homicidal behavior among discharged forensic psyciatric patients; Forensic Science International; 79 1996 S:123-129 23. Wack RC: Forensic treatment in the United States: A survey of selected forensic Hospitals- Treatment services at Kirby Forensic Psychiatric Center; International Journal of Law and Psychiatry; 16:1-2 1993 83-104 51 Yanık EK-7 Ücretlendirme Önerisi Hastanemiz tarafından hazırlanıp Sağlık Bakanlığına iletilen, psikiyatri hizmetlerinin ücretlendirmesinin düzeltilmesi önerisi Uz. Dr. Erhan Kurt, Uz. Dr. Gazi Alataş, Uz. Dr. Ceyhan Oflezer, Göknur Ovalı, Doç. Dr. Medaim yanık T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TEDAVİ HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NE Hastanemiz akut, kronik, Gündüz hastanesi-rehabilitasyon ve adli psikiyatri kliniklerinde yapılan ancak ücretlendirilemeyen işlemler mevcuttur. 2006 yılı Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği eki ‘Resmi Sağlık Kurumları Fiyat Tarifesi (Ek8)’de yer alan 7.Tıbbi Uygulamalar bölümün 7.7.Sinir Sistemi başlığı altındaki Psikiyatrik Çalışmalar konulu işlemler hastanemiz tıbbi uygulamalarının önemli bir kısmının kapsamakta ve üretilen hizmet neticesinde hastanemiz gelirine en önemli katkıyı sağlamaktadır. Bilindiği gibi Ruh Sağlığı hastaneleri diğer tıp disiplinlerine göre farklı nitelikte hizmet vermeyi gerektirmektedir. Ayrıca hastanemiz, kimsesiz ve evsiz olarak kabul edebileceğimiz sürekli psikiyatrik tedavi ve kişisel bakıma ihtiyacı olan yaklaşık yediyüzelli kronik hastaya yataklı tedavi ve bakım hizmeti vermektedir. Düşük döner sermaye geliri ile faaliyet göstermek durumunda olan hastanemizin gelirini ve performansını yükselterek daha kaliteli hizmet sunumu sağlanabilmesi açısından Psikiyatrik Çalışmalar konulu hizmetlerin işlem puanlarının ve birim fiyatlarının %50 oranında arttırılmasını talep etmekteyiz (tablo 2). Ayrıca verilen hizmetin farklılığı ve güçlüğü göz önüme alınarak, psikiyatri acil ve normal poliklinik hizmetlerinin ayrı değerlendirilerek işlem puanlarının ve birim fiyatlarının %50 oranında arttırılmasını talep etmekteyiz (tablo 1). Psikiyatri servislerinde yatan akut ve kronik hastaların önemli bir kısmı kişisel bakımlarını yapamamakta, hastanemiz hemşire ve personeli onların vücut bakımını yapmaktadır. Fakat bu hizmetlerin Bütçe Uygulama Talimatında (BUT) bir karşılığı yoktur. Ayrıca hastalığı nedeni ile suisit ( kendini öldürme) ve Homisit ( başkasını öldürme ) riski gibi hayati nedenlerle gözlem odasında yakın takip edilmeleri; kendine ya da çevresine zarar verme riski taşıyan hastaların tespite alınarak yakın biçimde gözlemlenmeleri; elektrokonvulsif tedavi sonrası bilinç ve oryantasyonu bozulan hastaların yakın gözlemde tutulması şeklinde, psikiyatrik yoğun bakım diye nitelenebilinecek hizmetler yapılmakta ancak bunlarda BUT’da tanımlanmamaktadır. Psikiyatrik hizmetler açısından büyük önem arzeden bu işlemlerin ücretlendirilerek, verilen yoğun emeğin faturalandırılabilmesi gerekmektedir (tablo 1). Hastanemizde başka hastaneler ve tıp disiplinlerinde olamayan, özellikle resmi makamlarca, memuriyet yapıp yapamayacağı sorulan hastalar hakkında verilecek sağlık kurulu raporu öncesi, ‘Sosyal Anket’ diye isimlendirdiğimiz, sosyal servisimizdeki sosyal hizmet uzmanları tarafından yapılan, hastanın ailesi, iş çevresi ve arkadaşları ile görüşülerek oluşturulan kapsamlı raporlar ücretlendirilememektedir (tablo 1). Hastanemiz AMATEM biriminde yapılan bir işlem olan Alkolometre ile solunum havasında alkol ölçümü de BUT’da tanımlanmamaktadır (tablo 1). Toplum sağlığı açısından son derece önem arz eden Psikiyatrik Rehabilitasyon Uygulamaları’na yönelik hastanemizde bulunan rehabilitasyon birimimizce, remisyondaki hastalarımıza ve talepleri doğrultusunda bu hastalarımızın ailelerine, çeşitli terapi programlarına katılımları sağlanarak Psikiyatrik Rehabilitasyon hizmetleri verilmektedir. Psikiyatrik Rehabilitasyon, hastalarımızın remisyon sürecini uzatarak yatış sıklığını azaltmakta, yatış süresini de kısaltmaktadır ve ayrıca ayaktan tedaviye olanak sağlamaktadır. Hastalarımız katıldıkları terapi programları ile hastalıkları hakkında bilinçlenmekte ve iç görü kazanmakta, uygulanan tedaviye uyumluluk ve işbirliği arttırılmakta, yitirilmiş yetilerini geri kazanımı ile hastalarımızın topluma yeniden katılımı sağlanmakta ve sosyalleşme sürecine katkıda bulunulmaktadır. Ailelerin bilinçlendirilmesi ile hasta ve aile arasındaki sağlıklı iletişimin korunmasına katkı sağlanılmaktadır. Bu uygulamalar, hasta psikoeğitimi, aile psikoeğitimi, öz bakım eğitimi, sanat terapisi, sosyal beceri terapisi, iş uğraş terapisi ve spor faaliyet terapisi alanlarında, açık ya da kapalı gruplar halinde takip olunan ve uzman psikiyatrist tarafından değerlendirilen hastalarımıza verilen hizmetlerden oluşmaktadır. Fakat yapılan bu hizmetler 2006 yılı Bütçe Uygulama Talimatında tanımlanmamakta, dolayısıyla verilen hizmetlerin karşılığı fatura edilememektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde, son 30 yıldır Toplum tabanlı psikiyatri 53 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler hizmetleri ve bu sırada rehabilitaston uygulamaları ön plana geçmiştir. 2007 yılı Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği ‘Resmi Sağlık Kurumları Fiyat Tarifesi (Ek-8)’ de Psikiyatrik Rehabilitasyon Uygulamalarının her birine yer verilmesini talep etmekteyiz (tablo 1). Hastanemiz Adli Psikiyatri biriminde, adli vakaların müşahade, muhafaza ve tedavisi için hizmet veren özelleşmiş poliklinik ve yataklı birimler bulunmaktadır. Bu birimlerde Adli Tıp Kurumu’nda verilen bütün hizmetler verilmekte ve gerekli yazışmalar yapılmaktadır. Ancak, Adli Tıp Kurumu’nun ücretlendirdiği bu hizmetler hastanemiz tarafında faturalandırılamamakta ve ciddi kayıplara neden olmaktadır. Tablo 1 de görüleceği üzere bu hizmetlerin ücretlendirilmesini talep ediyoruz. Adli psikiyatri için belirlenen işlem ve fiyatlandırmalar Adli Tıp Kurumu tarafından uygulanarak faturalanan iş ve işlemlerden alınmıştır. Tablo 1: 2006 bütçe uygulama talimatında fiyatlandırılayamayan psikiyatrik işlemler listesi 54 Yanık Tablo 2: Resmi sağlık kurumları fiyat tarifesi 55 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Psikiyatri servislerinde yatan hastalar için teklif edilen gün başına paket ücretlendirme önerisi aşağıdaki gibidir: Tablo 9: ICD Tanı Kodlarına göre psikiyatri hizmetleri paket ücretlendirme önerisi 56 Yanık Tablo 9’daki ücretlendirmenin açıklaması aşağıdaki gibidir. 1. Psikiyatri paket fiyatlarına muayene, konsültasyon, yatak ve refakat ücretleri, gerekli durumlarda psikolojik testler, EEG, EKG, BT, MR, EKT gerekli ilaçların haftalık kan düzeyleri, aile görüşmeleri, hastanın kişisel bakımı, grafiler, laboratuar testleri, enjeksiyon vb tıbbi işlem ve girişimlerle kullanılan tüm ilaçlar dahildir. 2. Enjeksiyon ve diğer girişimler bizzat ilgili hekim veya hekim gözetiminde ve sorumluluğunda hemşire ve eşdeğeri sağlık personeli (HESP) tarafından yapılır. 3. Tedavi amaçlı yapılan işlemlere ait komplikasyonların harcamaları paket fiyata dahildir. Ayrıca ücret ödenmez. 4. Hastaya, taburcu olduktan sonra hekimin uygun gördüğü zaman yapılacak ilk kontrol muayenesi ve gerekli görülen tetkikler merkez tarafından ücretsiz yapılır. Ayrıca hiçbir ücret ödenmez. Merkez sözleşmenin sona ermesi veya feshi halinde de ilk kontrol muayenesi ve tetkikleri ücretsiz yapmakla yükümlüdür. 5. Bu sözleşme çerçevesinde tedavi edilen hastaların başka bir organ veya sistemini ilgilendiren hastalık ve operasyon çıkması halinde bunlar, ilgili paket üzerinden, paketi yoksa BUT üzerinden ödenir. 6. Hastanın yattığı sürede tanı ve tedavisiyle ilgili ilaçlar dışarıya reçete edilemez. Bu durum tespit edilirse hastaneden mahsup edilir. 7. Hasta taburcu edilirken ayrıntılı düzenlenir ve faturaya eklenir. epikriz 8. Merkez, hastaları, hastane tedavi ve gözlemine ihtiyacı kalmadığı ve topluma karışabileceğine kanaat getirdiği zaman taburcu eder. Hastanın, kendisinin, birinci derece yakını ya da yasal temsilcisinin isteği ile taburculuğu halinde bu hüküm dikkate alınmaz. 9. Merkez tarafından kronik olarak nitelenen hastaların yatırılarak tedavi ve bakımı, yatış süresine bakılmaksızın, günlük 45 YTL üzerinden ödenir ve yattığı sürece ödenmeye devam edilir. Not:Paket fiyat önerimiz kabul edilerek 2007 Bütçe Uygulama Talimatında yayınlanmıştır. 57 Yanık Ek 8: Özürlüler Alanındaki Kanun ve Yönetmeliklerin Değerlendirilmesi Uz. Dr. Erhan Kurt, Uz. Dr. Gazi Alataş, Uz. Dr. Mazlum Çöpür, Psk. Kemal Yerlikaya, Hem. Sibel Çakır, Doç. Dr. Medaim Yanık 24/5/1983 tarihinde kabul edilen 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu “özürlüler” tanımında ruhsal özürlüleri de hizmet verilecek kişiler içinde saymıştır. Bununla birlikte Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) geleneksel olarak daha çok bedensel ve zihinsel özürlü grubuna hizmet vermiştir. 1.7.2005 tarihinde kabul edilen 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” özürlülüğün tanımı, sınıflandırılması, özürlülerin bakımı, rehabilitasyonu, eğitilmesi, istihdamı ve verilecek diğer hizmetlerle ilgili genel bir çerçeve çizmiş ve özürlülerin haklarını garanti altına almıştır 24/5/1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na dayanılarak “Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti Ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik”, “Bakıma Muhtaç Özürlülere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği” ve “Bakıma Muhtaç Özürlülere Yönelik Resmi Kurum ve Kuruluşlar Bakım Merkezleri Yönetmeliği” adlarında üç yönetmelik çıkarılmıştır. 1/2/2007 tarihinde kabul edilen 5579 sayılı Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ise, hizmet verilecek özürlülerin kapsamını biraz daha genişletmiştir. Önceki kanuna göre bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olan özürlüler, bu kanun ve bu kanuna dayanarak çıkarılan yönetmelikler gereği, özellikle evde ya da kurumda bakım hizmetlerinden yararlanamamaktaydı. Bu durum hem eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturmakta hem de özürlüler mağdur olmaktaydı. Kanunun değiştirilmesi ile birlikte, çıkarılacak yeni yönetmeliklerde bu kişilerin de verilecek hizmetlerden yararlanması mümkün olacaktır. Sayılan bu kanun ve yönetmelikler oldukça ileri adımlar olarak değerlendirilebilir. Bu kanun ve yönetmeliklerin pek çok getirisi olmakla birlikte aksayan yönleri de vardır. Bu hususlar gözden ge- çirilmeye çalışılacak ve önerilerde bulunulacaktır. Ayrıca kanun ve yönetmelikler incelenerek ilgili bakanlıklara aksayan yönler ve değişiklik önerileri iletilmiştir. “Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti Ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik” in 6 Madde ç fıkrasındaki “Kendisinin veya ailesinin sosyal güvenlik kurumlarına tabi olmadığına dair belge” getirme şartı, kanun değişikliğine dayanarak çıkarılacak yeni yönetmelikle ortadan kalkmış olacaktır. “Bakıma Muhtaç Özürlülere Yönelik Özel Bakım Merkezleri Yönetmeliği” nin “Merkez Personelinin Nitelikleri, Görev, Yetki ve Sorumlulukları” başlıklı üçüncü bölümündeki merkezde zorunlu çalıştırılması gereken personel sayısını belirleyen maddelerinde, sorumlu müdürün haricinde; a) Gündüzlü hizmet veren merkezde, bakılan her yirmi dört bakıma muhtaç özürlü için birer mesleki personel ve bir sağlık personeli; her altı bakıma muhtaç özürlü için bir bakıcı olmak üzere personel istihdam edilir. b) Yatılı hizmet veren merkezde, mesai saatleri içinde, merkezde bakılan her yirmi dört bakıma muhtaç özürlü için birer mesleki personel ve bir sağlık personeli ile her altı bakıma muhtaç özürlü için bir bakıcı personel istihdam edilir. Merkezde gece ve tatil günlerinde her bir vardiyada nöbet sorumlusu olarak mesleki personel veya sağlık personeli ile bir güvenlik görevlisi ve her altı bakıma muhtaç özürlüye bir bakıcı personel istihdam edilir. Dikkat edilirse yönetmelik, özellikle personel istihdamını, sanki bütün özürlüler yatalakmış gibi düşünerek planlamıştır. Çünkü sekiz saatlik her bir vardiya için çalışacak personel sayısı aynı olacağından merkezde çalışan ve aynı sayıdaki özürlüye hizmet veren gerek mesleki ve sağlık personeli, gerekse bakıcı personel sayısını üçle çarpmak gerekecektir. Bu durumda, yatılı hizmet veren bir merkezde, sekiz özürlüye bir mesleki ve sağlık personeli, iki özürlüye bir bakıcı personel istihdam etmek gerekmektedir. Halbuki ruhsal özürlüler için bu kadar personel istihdamına gerek yoktur. Bedensel bir bakıma ihtiyacı olmamakla birlikte, ruhsal özürlülerin başka türlü bakım ve gözetime ihtiyacı vardır. Mevcut kanun, ruhsal özürlülere özel bakım merkezlerinde verilecek bakım için, “Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarak belirle59 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler necek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, iki aylık net asgarî ücretten fazla olamaz.” diyerek sınırlama getirmektedir. Bu nedenle, hem ruhsal özürlülerin birebir bedensel bakıma ihtiyacının çoğu kez bulunmaması hem de bu şartlarda özel bir bakım merkezinin ekonomik olarak kurulup ayakta kalması mümkün olmadığı için bu maddeye ruhsal özürlüler için: “Ruhsal özürlüler için, Gündüzlü hizmet veren merkezde ve Yatılı hizmet veren merkezde mesai saatleri içinde, her yirmi dört bakıma muhtaç özürlü için bir sağlık personeli; her kırk sekiz bakıma muhtaç özürlü için birer mesleki personel ve her yirmi dört bakıma muhtaç özürlü için bir bakıcı olmak üzere personel istihdam edilir. Merkezde gece ve tatil günlerinde her bir vardiyada nöbet sorumlusu olarak mesleki personel veya sağlık personeli ile bir güvenlik görevlisi ve her yirmi dört bakıma muhtaç özürlüye bir bakıcı personel istihdam edilir” şeklinde bir bölüm eklenmesi ilgili bakanlık ve kurumlara teklif edilmiştir. Ancak yine de özürlülerin, özellikle bakım merkezlerinde bakımı için ödenecek ücret artırılmalıdır. Ayrıca özel merkezlerin bir süre (örneğin 5 yıl) vergiden muaf tutulması teşvik edici olacaktır. Bu husustaki önerimiz de ilgili kurumlara iletilmiştir. Halihazırdaki yönetmelik özel bakım merkezleri açısından ölü doğmuştur. Mevcut şartlarda hiçbir müteşebbisin özel bir bakım merkezi açması mümkün değildir. Çünkü mevcut ücretlendirme ve maliyet hesabına göre kar etmek ya da maliyeti kurtarmak şöyle dursun, büyük oranda zarar edecektir. Bu şartlarda özel bir bakım merkezinin açılması ve ekonomik olarak ayakta kalması mümkün değildir. Bütün bu önerilere ilave olarak, resmi bakım merkezleri yönetmeliğinde de bir değişiklik yapılarak bakım hizmetlerinin ücretlendirilmesinin sağlanması uygun olacaktır. Bir başka eleştiri ve değiştirilmesi gereken husus bakıcı personelin niteliğine ilişkindir. Mevcut durumda bu kişilere bir sertifikasyon programı zorunlu olmakla birlikte, bu kişilerin eğitim standartlarının yüksek tutulması, daha sonra meslek liseleri ve yüksek okullarda bu alana yönelik bölümler açılarak kalitenin korunması yerinde olacaktır. “Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti Ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik” te, özellikle ülkemiz şartlarına ve sosyo-kültürel dokusuna uygun, evde bakım gibi bir seçeneğin sunulmuş olması yerindedir. Bununla birlikte kimsesi olmayan veya evde bakılması mümkün olmayan bir grup özürlünün resmi ya da özel kurumlarda bakıl60 ması kolaylaştırılmalıdır. Bir başka olumlu nokta, resmi ve özel bakım merkezleri yönetmeliklerinde, özürlülerin yaş, cinsiyet ve özür durumlarına göre sınıflandırılmasıdır. Müşahade ettiğimiz bir başka aksayan nokta Bakım Hizmetleri Değerlendirme Heyeti ile ilgilidir. SHÇEK il müdürlüklerinde bu alanda görevlendirilecek kişilerin sayısı artırılmalıdır. Çünkü, kurumda görevli uzmanlar özürlülerin başvurularına yetişememektedir. Ayrıca bu kurumda çalışan uzmanlara ruhsal özürlülükle ilgili hizmet içi eğitim verilmesi yerinde olacaktır. Çünkü SHÇEK ruhsal ve zihinsel özür gruplarıyla uzun yıllardır ilgilenmesine rağmen, ruhsal özürlü kişilere nisbeten yabancıdır. Özürlülere verilecek hizmetler, sağlık kurulları tarafından verilecek bir raporla sağlanabilmektedir. Bu raporun çerçevesi “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ile çizilmiştir. Bu raporda da aksayan ve değiştirilmesi gereken bazı yönler vardır. Bu konudaki önerilerimiz aşağıda sıralanmıştır: 1. Yönetmeliğin 4. maddesinde ağır özürlünün tanımı yapılmıştır. Bu madde gerek hastane sağlık kurullarında, gerekse SHÇEK il müdürlüklerinde çelişkili yorumlara ve dolayısıyla özürlülerin mağduriyetine ya da devletin gereksiz maddi kaybına yol açmaktadır. Bu madde aşağıda görüleceği üzere üç alt başlığa bölünerek fiziksel, zihinsel ve ruhsal özürlüler için ayrı tanımlamalar getirilmiş ve konunun sarahate kavuşması sağlanmaya çalışılmıştır. Yönetmelikte “Ağır Özürlü” ibaresi geçen yerlerin “Ağır fiziksel özürlü, Ağır zihinsel özürlü, Ağır ruhsal özürlü” şeklinde değiştirilmesini önermekteyiz. MADDE 4-(1) Bu yönetmelikte geçen: a.a)Ağır fiziksel özürlü: Fiziksel özründen dolayı tüm vücut fonksiyon kaybı oranı % 50 ve üzerinde olduğu tıbbi olarak saptanan özürlülerden, işlevselliklerini yitirmiş veya ileri derecede kısıtlanmış, bu nedenle kişisel temizlik, giyinme, tuvalet ihtiyacını giderme, beslenme, barınma gibi temel fiziksel ve temel sosyal yaşam becerilerini kendi başına yerine getirmeyeceğine ya da bunları yapabilmek için bir başkasının yardım, yönlendirme veya denetimine gerek duyduğuna tıbbi olarak karar verilen kişileri kapsar. a.b) Ağır Zihinsel Özürlü: Özürlülük ölçütlerine göre %50 ve üzerinde zihinsel özre sahip olduğu Yanık tıbbi olarak saptananlardan, işlevselliklerini yitirmiş veya ileri derecede kısıtlanmış, bu nedenle kişisel temizlik, giyinme, tuvalet ihtiyacını giderme, beslenme, barınma gibi temel fiziksel ve temel sosyal yaşam becerilerini kendi başına yerine getirmeyeceğine ya da bunları yapabilmek için bir başkasının yardım, yönlendirme veya denetimine gerek duyduğuna tıbbi olarak karar verilen kişileri kapsar a.c)Ağır Ruhsal Özürlü: Özürlülük ölçütlerine göre %50 ve üzerinde ruhsal özre sahip olduğu tıbbi olarak saptananlardan, yeti yitimine veya bozulmasına uğramış, işlevselliklerini yitirmiş veya kısıtlanmış olduğu tıbbi olarak saptanan kişileri kapsar. 2. Yönetmeliğin 6. maddesinde kurulun, ‘ iç hastalıkları, genel cerrahi, kulak-burun boğaz, göz, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluşur.’ denmektedir. “nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları” yerine “nöroloji ve/veya ruh sağlığı..” denmesi doğru olacaktır. 3. Hastanemizde bugüne kadar ikibin civarında 18 yaş altı çocuğa özürlü raporu verilmiştir; ancak genel cerrahi ve dahiliye ile ilgili bir özür tespit edilmemistir. Bu nedenle bu iki uzmanlık dalı, aynı maddenin 2. şıkkında belirtildiği şekilde bu uzmanlık dalları ile ilgili bir problem var ise kurulda yer almalıdırlar. Aynı maddenin 5. şıkkında geçen ‘…… yetkili sağlık kuruluşunda, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekimin bulunması halinde, bu uzmanın kurulda bulunması şarttır’ cümlesi çıkarılmalı fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanını ilgilendiren bir özür var ise aynı maddenin 2. şıkkında yer alan kurala göre kurulda yer almalıdır. 5. Yönetmeliğin 9. maddesinin 5. şıkkında geçen ‘ raporun kullanım amacı bölümüne, bireyin özür grubuna uygun hakları değerlendirilerek yapılan değerlendirmeler, sonuç bölümüne evet, hayır ya da değerlendirilemedi ibarelerinden birisi kullanılmak suretiyle yazılır ve bu bölüm hiçbir suretle boş bırakılamaz.’ cümlesi yeralmaktadır. Özür oranı % 40’ ın üzerinde olanlar özel eğitim, vergi indirimi, özürlü kimliği ve 2022 sayılı yasadan yararlanlanmalarına rağmen hastalar her rapor için sağlık kuruluna ayrı ayrı başvurmak durumunda kalmaktadırlar. Bunun yerine rapora verileceği yerin adı yazılmayarak sadece özür ve vucut fonksiyon kayıp oranı yazılmalı, ilgili kuruluşların bu özür oranı hangi haklardan yararlandırılmayı gerektiriyorsa ona göre işlem yapmaları sağlanmalıdır. Diğer bir çözümde de raporun altında kullanılabileceği yerlerin listesi eklenip buraların işaretlenmesi sağlanırsa hastaların tek raporla tüm işlemlerini yapması sağlanabilir. 6. Aynı maddenin 7. şıkkında %40 ve üzerinde özürü olanlar özel eğitim hizmetlerinden yararlanmak için il milli eğitim müdürlüklerine başvurabilirler denmektedir. Buna göre sınır düzeyde zekası olanların özür oranı %25, özel öğrenme bozukluğu özür oranı %20 olduğundan özel eğitim merkezlerine gidememektedirler. Halbuki özel eğitimde en çok faydalanacak olanlar da bu iki gruptaki çocuklardır. Sınır düzeyde zeka düzeyi olan bir çocuğun vucut fonksiyon kaybı %25 olduğu için özel eğitimden faydalanamamaktadır. Sınır düzeyde zeka seviyesi olan bir çocuğun aynı zamanda bir gözünde şaşılık var ise şaşılığın vucut fonksiyon kaybı % 20 olduğundan toplamı %40 olmaktadır. Bu nedenle böyle bir çocuk özel eğitimden faydalanabilmektedir. Halbuki şaşılığı olan olan çocuk ile şaşılığı olmayan çocuğun zihinsel kapasitesi aynı düzeydedir. Özellikle ağır derecede özel öğrenme bozukluğu olanların akademik becerileri hafif düzeyde zeka geriliği olanlardan daha geridir. Bu nedenle bu gruptaki çocuklarda belli bir süre özel eğitim imkanı sağlanmalıdır. Bu şekildeki düzenlemeler heyet teşkilini kolaylaştıracağı gibi vatandaşların gereksiz yere genel cerrahi, dahiliye ve fizik tedavi uzmanlarına gitmesini ve bu alandaki doktorların gereksiz zaman kayıplarını engelleyecektir. 4. Yönetmeliğin 6. maddesinin 2. şıkkına yetkili sağlık kuruluşunda çocuk psikiyatrisi uzmanının bulunması halinde, bu uzmanın kurulda bulunması şarttır. Yetkili sağlık kuruluşunda çocuk psikiyatrisi uzmanı yoksa erişkin psikiyatrisi uzmanları tanı koyabildikleri çocukları heyete çıkarabilirler cümlesinin eklenmesi uygun olacaktır. 61 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler VÜCUT FONKSİYON KAYIP ORANLARI İLE İLGİLİ ÖNERİLER 1. Özel öğrenme bozukluğunun oranı %20 dir. Bu bozukluk hafif, orta, ağır olarak sınıflandırılmalı ve ağır düzeyin oranı %30 olmalıdır. 2. Ağır ve orta düzeyde özel öğrenme bozukluğu olanlar ile zekası 70-80 arasında olanlara da belli bir süre özel eğitim imkanı sağlanmalıdır. 3. Mental kapasitelerde uygulamada karşılaşılan güçlükleri ve yorum farklılıklarını aşmak üzere aşağıdaki tablo oluşturulmuş ve teklif edilen Ek Madde Organik olmayan diğer psikotik bozukluklar 1- Tedaviyle çalışma olanağı veren 40 2- Tedaviyle çalışma olanağı vermeyen 70 GEÇİCİ FONKSİYON KAYBINA NEDEN OLAN RUHSAL BOZUKLUKLAR Başlığı altında A ve B maddelerinin birleştirilerek 3. alt madde: tedavi ile işlevselliği düzelmeyen oranı 70 olarak belirlenmeli. D- Nevrotik, Stresle İlgili ve Somatoform Bozukluklar, Fobik Bunaltı Bozukluğu, Panik Bozukluğu, Disosiyatif Bozukluklar, Ağır Stres Tepkisi ve Uyum Bozukluğu, Nevrasteni, DepersonelizasyonDerealizasyon Sendromu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu 1- Tedaviyle işlevselliği tam düzelen 0 2- Tedaviyle işlevselliği kısmen düzelen 10 3- Tedaviyle işlevselliği düzelmeyen 30 E- Psikoaktif madde kullanımına bağlı ruhsal ve davranışsal bozukluklar * başlığı altında yeni düzenlemeler önerilmiştir. 4. Yaygın gelişimsel bozuklukta oran %80 dir. Hafif olanlarda % 70, ağır olanlarda %100 olması daha uygundur. 5. Rett Sendromunda oran % 80 dir. Bu oranın % 100 olması daha uygundur. 6. Ayrıca zeka seviyesinin düşüklüğü nedeni ile özel eğitime gitmesi gereken çocukların özel eğitim için özür oranları hesaplanırken bazı fiziksel özürleri dikkate alınmamalıdır. Örneğin sınır düzeyde zekası olan bir kimsenin bir kolunda hafif bir güç kaybı var ise bu durum öğrenmeyi etkilemediğinden buna ait oran eğitimde dikkate alınmamalıdır. 7. Özellikle çok ağır zeka geriliği, ağır zeka geriliği, ağır otistik bozukluk gibi durumlarda eğitim süresine bir süre sınırı konmalıdır. 8. 18 yaşından sonra eğitime gidecek olanlarada bir süre sınırı konmalıdır. 9. Özürlülük oranları için diğer değişiklik önerilerimiz aşağıdaki gibidir: ZİHİNSEL, RUHSAL, DAVRANIŞSAL BOZUKLUKLAR D- Sanrısal Bozukluklar 1- Tedaviyle çalışma olanağı veren 40 2- Tedaviyle çalışma olanağı vermeyen 70 62 (*) Psikoaktif madde kullanımının kesilmesine rağmen altı ayı aşan psikotik tablolarda önceki ilgili maddeler esas alınır. F- Kişilik Bozuklukları 1. Paranoid 15 2. Şizoid 15 3. Şizotipal 15 4. Antisosyal 10 5. Duygusal yönden dengesiz (sınır kişilik bozukluğunu da içerir.) 10 6. Narsisistik 10 7. Histriyonik 10 8. Obsesif Kompulsif 10 9. Çekingen 10 10. Bağımlı 10 11. Birden fazla kişilik bozukluğu tanısı alanlar 20 Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün “Ruhsal Özürlüler İçin Bakım Raporu Formu” ve “Ruhsal Özürlüler İçin Bireysel Bakım Planı Formu” nun orijinal bilgileri korunarak hem şekil olarak düzenlemeye gidilmiş ve hem de ruhsal özürlüler için ihtiyaç duyulacak bazı bilgiler eklenmiştir. Çünkü SHÇEK geleneksel olarak zihinsel ve bedensel özürlülere hizmet verdiği için ruhsal alandaki bilgiler eksik kalmaktaydı. Bu konudaki değişiklik önerileri, SHÇEK özürlüler dairesi başkanlığına iletilmiştir. Bu formlar aşağıdadır: Yanık T.C BAŞBAKANLIK SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RUHSAL ÖZÜRLÜLER İÇİN BAKIM RAPORU FORMU A. KİMLİK BİLGİLERİ DEĞERLENDİRME: 63 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler D. BAKIM İHTİYAÇLARI ANALİZ LİSTESİ Ailenin tutumu: DEĞERLENDİRME: 64 Yanık 65 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler 66 Yanık T.C BAŞBAKANLIK SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RUHSAL ÖZÜRLÜLER İÇİN BAKIM RAPORU FORMU KİŞİSEL BAKIM HİZMETLERİ 67 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler PSİKO-SOSYAL DESTEK İHTİYAÇLARI 68 Yanık GENEL DEĞERLENDİRME VE ÖNERİLER 69 Yanık EK: 9 Türkiye Psikiyatri Derneği Ruh Sağlığı Yasası Taslağı Gerekçe: Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı sosyal bir hukuk devleti olduğu T.C. Anayasası’nda yazılıdır (TC Anayasası Madde 2). T.C Anayasası’nda genel çerçevesi çizilen ve Türk Medeni Kanunu’nda ayrıntıları belirlenen yurttaşlık hakları T.C. Yurttaşı olan herkes için geçerlidir (TC Anayasası Madde 12). Ruh ve beden sağlığını da içerecek şekilde, herkes maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir (TC Anayasası Madde 17). Bu anlamda sağlıklı yaşama hakkı TC Anayasası’nca belirlenmiş bir yurttaşlık hakkıdır. Sağlıklı yaşama hakkı kapsamında ruh sağlığının korunması, bozulduğunda tedavisi ve ruh hastalıklarının yol açtığı yeti yitimlerinin önlenmesi ve rehabilitasyonu kadar, bu hastaların hastanede veya toplum içinde tedavisi ve rehabilitasyonu sürecinde başka hak kayıplarına uğramalarının önlenmesi de yurttaşlık hakları yönünden temel önemdedir. Herkesin kişi “özgürlüğü ve güvenliği” hakkı vardır. (TC Anayasası Madde 19) Bir kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakma yetkisi yalnızca mahkemelere verilmiştir. Özel hayatın gizliliğine dokunulamaz (TC Anayasası Madde 20). Herkesin davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkı vardır ve hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz (TC Anayasası). Kişi, ana rahminde var olduğu andan itibaren kişilik haklarına, doğduğu andan itibaren bir kişilik olarak tanınma hakkına, reşit olduğunda da yurttaşlık haklarını kendisi kullanma hakkına sahip olur (Türk Medeni Kanunu Madde 13, 10, 11 12 ve 28). Ancak, çoğunluğu ruhsal hastalıklara bağlı nedenlerle makul surette hareket etme gücünden yoksun olan kişilere ya da mahkemece bir yıldan uzun bir süre için özgürlüğü kısıtlanmış kişilere, hak kaybına uğramalarını önlemek amacıyla bir hukuk mahkemesince yasal temsilci atanır (Türk Medeni Kanunu Madde 405, 406, 407, 408, 432). Ruhsal hastalıkların çoğu, kişiyi kendisi ya da başkaları için tehlikeli bir hale getirmez. Ancak bazı ruhsal hastalıkların akut ya da alevlenme dönemleri, hasta kişilerde, kendileri ya da toplumun başka bireyleri için tehlikelilik potansiyeli doğurabilir. Tehlikelilik potansiyeli taşıyan ruh hastalarının tedavisi için, hastalığa bağlı tehlikelilik hali geçinceye dek bir ruh sağlığı kliniğinde kapalı tutulması ve tedavi edilmesi bir yandan hasta kişinin “sağlıklı yaşama hakkı” çerçevesinde tedavi hakkını kullanmasını sağlarken, diğer yandan özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğurmaktadır. Bir kişinin özgürlüğünün kısıtlanması yetkisi TC temel hukukuna göre yalnızca mahkemelere verilmiş olduğu halde (TC Anayasası Madde 19 ve 38), günümüzdeki uygulamada mahkeme kararı olmaksızın yalnızca hekim kararıyla tıbbi gerekçelerle ruh hastalarının özgürlüğünün kısıtlanması söz konusu olmaktadır. Ancak, bu hastaların hastaneye yatırılmaları ve çıkarılmalarıyla ilgili koşulları düzenleyen bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ruh hastalarının haklarının korunması sürecinde temel hedef, hastaların ruh sağlığı kliniklerine olabildiğince kendi istekleriyle yatırılmaları (istemli yatış), daha da iyisi toplum içinde ayaktan tedavi ve rehabilite edilmeleridir. Bu nedenle ruhsal hastanın iyileşmesine koşut olarak, zorunlu tedaviden istemli tedaviye, yani bir psikiyatri servisinde özgürlüğü kısıtlanmış bir şekilde yatırılarak tedaviden, özgürlük kısıtlanması gerekmeden yatırılarak ve giderek de toplum içinde ayaktan tedaviye yönelmek ana ilkedir. Ruhsal hastalığı olan kişilerin tarihten kaynaklanan tutumlar ve olumsuz önyargılarla “toplum için tehlikeli” olarak “damgalandıkları” bir gerçekliktir. Ruhsal hastalığı olan kişilerin hepsinin “tehlikeli” olmayacağı gerçeğinin vurgulanmasının yanı sıra, hastalığa bağlı tehlikelilik riski olan ruhsal hastaların tedavi hakkından yararlanmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Ruhsal hastalıklara bağlı potansiyel tehlikeliliğinin tanımlanmasıyla, tehlikeli olabilecek hastalar için alınacak önlem ve tedaviler belirlenmiş olacağı gibi, böyle bir potansiyeli olmayan hastaların da, uzun erimde “tehlikeli” damgasından sıyrılmasını sağlamak bu yasanın amaçları arasındadır. Ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının yetki ve sorumluluğu, başvuran ya da başvurusu sağlanan kişilerin muayenesi, varsa hastalığının tanısı, tedavisi, tıbbi yönden korunması ve bakımı, ruhsal hastalığa bağlı bir tehlikelilik hali olup olmadığının saptanması, tıbbi yöntem ve olanaklar kullanılarak kendilerinin ve başka bireylerin bu tehlikeden korunması ile sınırlıdır. Ruhsal hastalığı olmayan kişilerin tehlikelilik halinin saptanması ve bunun önlenmesi tıbbın ruh sağlığı ve hastalıkları dalının yetki ve sorumluluk alanı içinde değildir. Bu bağlamda yasanın diğer bir amacı da, ruh hekimliği bilgisinin kullanım 71 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler alanlarını ve ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının yetki ve sorumluluklarını tanımlayarak tıbbın bu dalının “kötüye kullanımını” engellemektir. Ülke nüfusunun ruh sağlığının korunması, ruh hastalığı olan tüm yurttaşların tedaviye erişimi önündeki engellerin kaldırılması, hastanede tedavi olanaklarından ayrımsız yararlanmaları, toplum içinde tedavi ve rehabilite edilmeleri ilgili hukuki ve idari düzenlemelerin yapılması, gerekli kurumların kurulması, denetlenmesi ve uluslararası temel hukuk metinleri, T.C. Anayasası, Türk Medeni Kanunu ve diğer yasalardan kaynaklanan haklarını kullanmalarını sağlamak, hak kayıplarına uğramalarını önlemek ve hastalıklarından kaynaklanan olası tehlikeden kendilerini ve toplumu korumak “Ruh Sağlığı Yasası”nın temel amacıdır. BÖLÜM I TEMEL İLKELER Amaç: Madde 1- Bu yasanın amacı; 1. Ülkenin her yurttaşı için ruh sağlığının korunması, ruh sağlığı bozulanların tedavisi, ruh hastalıklarının yol açtığı yeti yitimlerinin önlenmesine ve rehabilitasyonuna yönelik hizmetlerin örgütlenmesi, bu örgütlenme için gerekli kurumların kurulması, denetlenmesi ve gerekli hukuki ve idari düzenlemelerin yapılmasını 2. Kişinin sağlıklı yaşama hakkının sağlanması ve toplumun tehlikeden korunabilmesi amacıyla kendi isteği dışında hastaneye yatırılması sırasında ya da toplum içinde yaşarken kötü muameleye uğramasının, damgalanarak toplumdan dışlanmasının önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını ve yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılmasını sağlamaktır. Kapsam: Madde 2 – Bu yasa 1. Sağlık Bakanlığı’nın eşgüdümü ile ruh sağlığını koruma konusunda çalışacak, önlem alacak, görevlendirilecek ya da denetlenecek sağlık, iletişim ve emniyet başta olmak üzere ilgili tüm kuruluşları; 2. Tedavi ve rehabilitasyon konularında bakanlıklardan birine, üniversitelere, özel idarelere, belediyelere bağlı olarak veya vakıf, 72 dernek işletmesi ya da özel işletme olarak ruh sağlığı alanında tedavi ya da rehabilitasyon hizmeti veren bütün kurum, kuruluşları, 3. Resmi ve özel sigorta kurumlarını, 4. İstem dışı yatışlar ve hasta hakları söz konusu olduğunda sulh hukuk mahkemelerini kapsar. BÖLÜM II TANIMLAR: Madde 3- Bu yasa metninde kullanılan bazı terimlerin tanımı aşağıdaki gibidir: 1. Ruhsal Hastalık: Beyin veya zihnin bozulmasıyla ortaya çıkan, zihinsel işlevlerde geçici veya kalıcı bozulmaya neden olan, tıbbın ruh sağlığı ve hastalıkları ve çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlık dallarının çalışma alanına giren hastalıkları ifade eder. 2. Ruh hastası: Ruhsal hastalığı olan kişiyi ifade eder. 3. Ruh sağlığı ve hastalıkları kliniği: En az bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanınca yönetilen asker ya da sivil, resmi ya da özel herhangi bir hastanedeki yataklı ruh sağlığı ve hastalıkları tedavi kliniklerini ifade eder. 4. Ruh sağlığı ve hastalıkları özel dal hastanesi: Özellikle ruh sağlığı bozulmuş kişilerin tedavi ve rehabilitasyonunun gerçekleştirildiği hastaneleri ifade eder. 5. Yarı yol evleri: Hastanede yatırılarak akut dönem tedavisi biten ancak toplum içinde yaşayabilecek duruma gelmemiş ruh hastalarının kendi istekleriyle tedavisinin sürdürüldüğü kurumları ifade eder. 6. Korunaklar: Bakım ve gözetimini yapacak kimsesi olmayan veya uzun süre hastanede kalmış olduğundan topluma uyum zorlukları olan ve gözetim altında kendi yaşamını sürdürebilecek durumda bulunan ruh hastalarının topluma katılması ve toplum içinde yaşamasını sağlamak üzere kurulmuş konutları ifade eder. 7. Toplum temelli ruh sağlığı merkezi: Kuruluş, işlev ve kadro özellikleri bu yasada tanımlanmış, toplum içinde ruh sağlığı tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri vermekle görevli ruh sağlığı kuruluşlarını ifade eder. Yanık 8. İstemli yatış: Hastaların hastanede görevli bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının gerekli görmesi koşuluyla, kendi istemleriyle bir ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğine yatırılarak tedavi edilmesini ifade eder. BÖLÜM III 9. Ruhsal hastalığa bağlı tehlikelilik: Ruhsal bir hastalığa bağlı olarak, kişinin kendisine ya da başkalarına yönelik zarar verici ya da yaşama kastedici davranışlarını ifade eder. Davranış gerçekleşmiş olabilir ya da gerçekleşme olasılığının artmış olduğu ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı bir hekim tarafından hastalığın belirtileri değerlendirilerek, öngörülebilir. Madde 4 - Sağlık Bakanlığı yönetmelik hazırlanması ve yürütülmesi, standartların belirlenmesi, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği, projeler, kampanyalar hazırlayıp yürütülmesi yoluyla kişilerin ruh sağlığını bozucu etmenlerin önlenmesi ve ruh sağlığının korunması için aşağıda örneklenen önlemleri alır: 10. Zorunlu yatış: Ruhsal hastalığa bağlı tehlikelilik durumunda, kişinin hem tedavisini ve güvenliğini sağlamak, hem de toplum güvenliğini korumak amacıyla, tehlikelilik halinin ortadan kalkmasına dek bir psikiyatri kliniğine yatırılmasını ifade eder. 11.İstemsiz yatış: Klinik değerlendirme sonucu zorunlu yatış koşulları oluştuğu belirlenen bir hastanın kendi istemi dışında bir psikiyatri kliniğine yatırılmasını ifade eder. 12.Sulh Hukuk Yargıcı: Bu yasada tanımlandığı şekilde ruhsal hastaların özellikle hastaneye zorunlu yatırılmaları durumunda haklarının korunması ile ilgili hüküm vermek ve bu konudaki hukuki süreci yürütmekle görevlendirilmiş sulh hukuk yargıcını ifade eder. 13.Mahkemece görevlendirilmiş ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı: Bir ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğine zorunlu yatışı uygun görülen hastaları değerlendirerek, kişinin zorunlu yatırılmasının gerekip gerekmediği yönünde rapor düzenlemek üzere Sulh Yargıcı tarafından görevlendirilmiş, yatışın yapıldığı hastane ya da klinikte görevli olmayan ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanını ifade eder. 14.Bilgilendirimli olur: Hasta ya da hasta adına karar verme yetkisi olan bir kişinin, hastaya yapılacak işlem ve tedavi uygulamaları ya da araştırma hakkında bilgilendirilmesi sonucunda “bilgilendirildiğini ve uygulamaya izin verdiğini” bildirir belge. 15. Ruh hastası ve yakınları derneği: Ruh hastalarının ve yakınlarının dayanışması, haklarının korunması doğrultusunda faaliyet gösteren sivil örgütlenmeleri ifade eder. RUH SAĞLIĞININ KORUNMASI Koruyucu önlemler 1. Sonraki nesilde ruhsal bozulmalara yol açan anne ve babadaki beden hastalıklarının veya gebe bakımı gibi anne sağlığının çocuk ruh sağlığını bozucu etkilerinin önlenmesi. 2. Çocukların ve gençlerin madde kullanımından korunması, 3. Ruhsal travma yaratan etmenlerin azaltılması ve önlenmesi. Ruhsal travma yaşamış kişilerin tedavi ve rehabilitasyonu, afet sonrasında verilecek tıbbi ve psikososyal destekler için afet öncesinden hazırlıklı olunması, 4. Özellikle çocukların ruh sağlığını bozucu ölçüde şiddet içeren TV yayını, bilgisayar oyunu, internet sitesi gibi etkinliklerin standartlarının belirlenmesi ve izlenmesi için kurallar belirlenmesi ve ilgili kurum ve kuruluşlarca izlenmesini sağlanması, 5. Ruhsal sorunu olan kişilerin dışlanmasını, damgalanmasını önleyecek önlemler alınması ve damgalama karşıtı düşüncenin yayılması. BÖLÜM IV RUH SAĞLIĞI TEDAVİ VE REHABİLİTASYON HİZMETLERİ İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER Ruh Sağlığı Tedavi Kurumları Madde 51. Ruh sağlığı ile ilgili kurumların vereceği tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin kent içi yerleşim yeri, yatak ve oda kapasitesi, çalışanların mesleki niteliği ve sayısı hastanın tedaviye kolay erişmesini, damgalanmadan tedavi görmesini sağlama ilkesine göre düzenlenir. 73 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler 2. Ülke nüfusu temelinde 3000 kişiye bir ruh sağlığı hastane yatağı sağlanması hedeflenir. Bu hedefe varıncaya dek yatak, kadro gibi olanakları yükseltmek için gerekli girişim ve düzenlemeler Sağlık Bakanlığı’nca yapılır. 3. Ruh sağlığı hizmetlerinin özellikle ve öncelikle ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekim önderliğinde hemşire, psikolog, sosyal çalışmacıdan oluşan bir ekip tarafından verilmesi; ruh sağlığı alanında çalışacak hemşirelerin ruh sağlığı hemşiresi olması ya da meslek içi eğitimlerle bu alanda yetiştirilmesi sağlanır. Genel Hastanelerde Ruh Sağlığı Klinikleri Madde 61. Sağlık bakanlığına ya da üniversitelere bağlı olarak yataklı tedavi hizmeti veren genel hastanelerin tüm yataklarının en az % 5’ini ruh sağlığı hizmetlerine ayırması zorunludur. 2. Sağlık Bakanlığı, devlet hastanelerinin il merkezlerinden ve büyük ilçelerden başlanarak, ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı, hemşire, psikolog, sosyal çalışmacı kadrolarına atamaların yapılması için gerekli düzenlemeleri yapar. 3. Devlet ya da üniversite hastanelerinde ruh sağlığı hizmetlerine ayrılan yatakların en az yarısı istemsiz yatışı yapılan hastalara uygun olarak donatılmalıdır. 4. Devlet ya da üniversite hastaneleri bulundukları bölge nüfusunun belli bir bölümünün toplum ruh sağlığı hizmetinin sorumluluğunu üstlenir. Sorumluluk alanı hastanenin hekim ve diğer görevlilerinin sayısına göre İl Sağlık Müdürlüğü’nce belirlenir. 5. Bu kliniklerde en az bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekim, en az bir psikolog, bir sosyal çalışmacı, bir uğraşı tedavisi uzmanı ve nöbet usulüne ve hasta sayısına göre yeterince ruh sağlığı hemşiresi görevlendirilir. 6. Bu kliniklerin ayakta tedavi uygulamaları hastane dışında kurulacak toplum ruh sağlığı merkezinde yürütülür. Kurulmuşsa yarı yol evinin yönetimi de ruh sağlığı kliniklerinindir. Gündüz Hastaneleri Madde 7- Kendi evinde veya korunaklarda yaşayan ruh hastalarının rehabilitasyonu için toplumsal 74 beceri geliştirme, uğraşı, sanat, sporla tedavi yöntemlerinin ya da meslek edindirme eğitiminin yürütüldüğü, hasta ve ailelerine yönelik eğitim ve tedavi gruplarının uygulandığı hastane eklentisi olarak oluşturulan ortamlardır. Bağlı olduğu ruh sağlığı kliniğince yürütülür. Toplum ruh sağlığı merkezleri Madde 8- Ruhsal hastalığı olanların yatırılmadan tedavi ve rehabilitasyonlarının yürütüldüğü bir merkezdir. İl ya da ilçede bulunan her ruh sağlığı kliniği yönetiminde en az bir toplum ruh sağlığı merkezi kurulur. Ruh sağlığı merkezleri toplumun yoğun yaşadığı, merkezi bir yerde, damgalamayı önleyici önlemler alınarak kurulur. Bu merkezlerin kuruluş ve sürdürüm giderleri Sağlık Bakanlığı’nın eşgüdümüyle, belediyeler, üniversite klinikleri özel idare, vakıf, dernek veya özel hastane tarafından karşılanabilir. Ancak ruh sağlığı hizmetleri bağlı olduğu ruh sağlığı kliniğince, denetimi bu yasanın 11. maddesinde tanımlandığı şekilde sağlık müdürlüğünce yerine getirilir. Tedavi ekibinde ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı, çocuk psikiyatrisi uzmanı, psikolog, sosyal çalışmacı, hemşire yer alır. Toplum ruh sağlığı merkezinin sorumlu olduğu bölgedeki ruh hastalarının tedavi ve rehabilitasyonu yürütülür, kayıtları ve düzenli kontrolleri yapılır. Kontrol için muayeneye gelmeyen hasta gerektiğinde merkeze davet edilir. Yatışı gerektiğine karar verilen hastalar hastane kliniğine gönderilir. Yarı yol evleri Madde 9- Akut tedavisi biten ancak kendi başına yaşayabilecek derecede işlev düzeyine erişememiş olan hastaların kalabilecekleri ev ya da yurt tarzında düzenlenmiş konutlardır. Tedavi ekibini tam gün çalışan ruh sağlığı hemşiresi, sosyal çalışmacı, psikolog oluşturur. Ruh hekimliği hizmeti, yarı yol evinin bağlı olduğu ruh sağlığı kliniğince yürütülür. Korunaklar Madde 10- Bakım ve gözetimini yapacak kimsesi olmayan veya uzun süre hastanede kalmış olduğundan topluma uyum zorlukları olan ve gözetim altında kendi yaşamını sürdürebilecek durumda bulunan ruh hastalarının topluma katılması ve toplum içinde yaşamasını sağlamak üzere kurulmuş, bağlı olduğu ruh sağlığı kliniği denetiminde konutlardır. Korunaklarda kalmasına karar verilen ruh hastaları kendi temel gerek- Yanık sinimlerini karşılayacak, düzenlenmiş tedavisini kendi yürütecek yeterlikte olmalıdır. Korunaklarda kalan hastaların denetlenmesi ruh sağlığı kliniğine bağlı sosyal çalışmacı tarafından yerine getirilir. Korunaklarda kalacak hastaların seçimi, korunaklardan çıkarılması veya hastaneye yatırılması bağlı olduğu ruh sağlığı kliniğinde kurulacak bir kurulca belirlenir. Ruh sağlığı hizmet kurumlarının izlenmesi ve denetimi Madde 11– Bu yasada tanımlanmış ruh sağlığı kurumlarında verilen hizmetlerin genel tıp ilkeleri ve bu yasada tanımlanan gereklere uygun verilip verilmediği, Sağlık Bakanlığı’nda kurulacak “Merkez Ruh Sağlığı Kurulu” ve her il ya da ilçe sağlık müdürlüğünde kurulacak “Ruh Sağlığı Kurulu” tarafından gerçekleştirilir. “Merkez Ruh Sağlığı Kurulu”unda Ruh Sağlığı Dairesi Başkanı, Türkiye Psikiyatri Derneği, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Şizofreni Dernekleri Federasyonu temsilcileri yer alır. İl ve ilçelerde kurulacak “Merkez Ruh Sağlığı Kurulu”nda ruh sağlığı şube müdürü, Türkiye Psikiyatri Derneği şube temsilcisi, Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği temsilcisi, Türk Psikologlar Derneği temsilcisi, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği temsilcisi, hasta ve hasta yakını derneği temsilcisi bulunur. “İlçe Ruh Sağlığı Kurulu” kararları hakkındaki itirazlar ve şikayetler için “ İl Ruh Sağlığı Kurulu”na, bu kurul hakkındaki itiraz ve şikayetler için de “Merkez Ruh Sağlığı Kurulu”na başvurulur. Madde 12 – Ruh sağlığı bozulanların tedavisi ve rehabilitasyonu ile ilgili hizmetlerin ruh hastaları açısından ücretsiz verilmesi ya da ücretlerin karşılanması için Sağlık Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları gerekli idari düzenlemeleri yapar, gerektiğinde ilgili kamu kurumları ya da özel kuruluşlarla protokoller düzenler. Ruh hastasının hastaneye yatırılmasıyla ilgili düzenlemeler: Madde 13- Ruh hastasının hastanede yatırılarak tedavisi aşağıda tanımlanan şekilde yürütülür: 1. a) Kişi bir ruh sağlığı kliniğine kendiliğinden başvurabilir; b) Yakınları, resmi görevliler ya da herhangi bir kişi tarafından getirilmiş olabilir; c) Mahkemeler tarafından gözlem ya da muhafaza ve tedavi amacıyla gönderilmiş olabilir. Mahkemeler tarafından gönderilen hastalarla ilgili işlemler TCK, TMK, CMK ve HUMK’da gösterildiği şekilde uygulanır. 2. Kendi isteğiyle yatarak tedavi edilmeyi isteyen kişiye, görevli bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının gerekli görmesi sonucu, yatırılarak tedaviyi kabul ettiğini bildirir bir belge imzalatılarak yatış işlemi yapılır. “İstemli Yatış”ı yapılan kişi ruhsal hastalığa bağlı bir tehlikelilik durumu söz konusu olmadıkça tedavisi tamamlanmasa da, kendi istemiyle hastaneden çıkabilir. 3. İstemli yatış ile hastaneye yatırılmış olsa da, hastanede kaldığı süre içinde “ruhsal hastalığa bağlı tehlikelilik” durumu ortaya çıkan kişiler kendi isteği üzerine hastaneden çıkarılmaz. İstemsiz yatış sonrasındaki maddeler uygulanır. 4. Klinik değerlendirme sonucu zorunlu yatışı gereken hastalar istemsiz olarak yatırılır. a) Yatırılma işlemleri sırasında hastaya eşlik eden kişiye hastanın haklarını, yatırılmaya itiraz yollarını bildiren bir metin verilir. b) Eşlik eden kimse olmadığında, zorunlu yatış koşulları varsa, hasta ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı kararıyla yatırılır, bu durum zorunlu yatış formunda belirtilir. c) “Ruhsal yönden zorunlu yatış” koşulları olduğunda, hastanın yasal temsilcisi ya da yakınlarının onayı aranmaksızın, “istemsiz yatış” ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı kararıyla yapılır, bu durum zorunlu yatış formunda belirtilir. Bu durumda kişinin, yasal temsilcisinin ya da yakının Sulh Hukuk Mahkemesi’ne itiraz hakkı saklıdır. Onay verilirse, yatışına rıza gösterildiğine ilişkin bir belge imzalatılır. d) Tutuklu ya da hükümlüler için de aynı hükümler uygulanır. e) Tüm istemsiz yatışlar 24 saat içinde Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirilir. Bildirim öncesi hasta ikinci kez muayene edilir ve zorunlu yatış gerekçesinin sürüp sürmediği konusunda kanaat belirten bir belge düzenlenir. Bu ikinci değerlendirme, varsa hastanede görevli başka bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından yapılır. f) “Ruhsal yönden zorunlu yatış” koşulları olan hasta, yasal temsilcisi ya da yakınları tarafından başka bir resmi ya da özel ruh sağlığı kliniği ya da hastanesinde tedavi edilmek üzere 75 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler götürülebilir. Ancak her durumda “Ruhsal yönden zorunlu yatış” raporu, zorunlu yatış kararı verilen yerde görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilir. Bu durumdaki hastanın yatırılma ve tedavisi ile ilgili süreçle Sulh Hukuk Yargıcı ilgilidir. 5. İstemleri dışında hastaneye yatırılan kişilerin durumu hukuken Sulh Hukuk Mahkemesi’nce denetlenir. a) İstemsiz yatışı yapılan kişilere ilişkin düzenlenen tıbbi raporlar hastane yönetimince 24 saat içinde görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirilir. b) Mahkemece görevlendirilmiş ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı, yatışa ilişkin bildirimden sonraki 24 saat içinde hastayı muayene ederek raporunu mahkemeye iletir. c) Sulh Hukuk Yargıcı her iki raporu inceleyerek zorunlu yatışın sürdürülmesine ya da sonlandırılmasına karar verir. Gerekli gördüğünde ek tıbbi açıklama isteyebilir ya da başka psikiyatri uzmanlarını görevlendirebilir. 6. İstemsiz yatış sonrası ilk 24 saat içinde ruhsal yönden tehlikelilik hali ortadan kalktığı saptanan kişiler, tedaviyi yürüten ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanınca ruhsal yönden tehlikelilik halinin ortadan kalktığına ilişkin bir rapor düzenlenerek hastaneden çıkarılır. Bu rapor, zorunlu yatışın gerektiğini bildirir raporla birlikte mahkemeye gönderilir. 7. İstemsiz yatışın sonlandırılması ya da sürdürülmesi aşağıdaki kurallara göre gerçekleşir: a) “Zorunlu yatış” koşulları ortadan kalktığında, durum ruh sağlığı kliniği uzmanlarınca görevli Sulh Hukuk Mahkemesi’ne bildirilir ve yatarak ya da ayaktan istemli tedaviye ilişkin düzenlemeler geçerli olur. b) İstemsiz yatışı yapılan kişi hakkında, yatırılma tarihinden itibaren ilk üç ayda üç haftada bir, üç ila altı ay arasında her ay, daha uzun sürelerde altı ayda bir, iki yılı geçen sürelerde yılda bir ruhsal yönden zorunlu yatışının sürdürülmesi gerektiği, tedaviyi sürdüren ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından görevli mahkemeye rapor edilir. c) Sulh Hukuk Yargıcı, gerekli gördüğünde her aşamada görevlendireceği ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının değerlendirme raporunu 76 da göz önünde tutarak, istemsiz yatışın sürdürülmesine ya da sonlandırılmasına karar verir d) İstemsiz yatışla ilgili uygulamalara her aşamada itiraz edilebilir. İtirazların usul ya da öz itibariyle değerlendirilmesi Sulh Hukuk Yargıcı’nın yetkisindedir. e) Klinikte görevli psikiyatri uzmanlarınca bu yasada belirtilen koşullarda hastaneden çıkarılmasına karar verilen ya da Sulh Hukuk Yargıcı tarafından zorunlu yatışı sonlandırılan hastaların yarı yol evlerine, korunaklara geçirilmesi ruh sağlığı kliniğindeki ilgili kurulca karar verilir, sonuç Sulh Hukuk Yargıcı’na bildirilir. Kişi hakkında resmi veya özel bir kurumda barındırılması yönünde karar verme ve uygulamanın yürütülmesi Sulh Hukuk Yargıcı’nın yetkisindedir. MAHKEMECE GÖREVLENDİRİLMİŞ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI Madde 141. “Ruhsal yönden zorunlu yatış”larda Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı görevlendirilerek duruma ilişkin rapor istenir. 2. Mahkemece görevlendirilmiş ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı zorunlu yatışın önerildiği hastanede görevli olmamalıdır. 3. Hastanın zorunlu yatışının gerekliliğini değerlendirmek üzere mahkemece görevlendirilecek uzman hekim yalnızca aşağıdaki istisnai durumlarda sinir hastalıkları (nöroloji, asabiye) uzmanı olabilir. a. Hastanın zorunlu yatışı yapılacak hastanenin bulunduğu il ya da ilçede görevlendirilme koşullarına uygun bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının bulunmadığı durumlarda; b. Var olan ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanının ya da uzmanlarının bu konuda görevlendirilmesine hukuken geçerli bir itiraz söz konusu olduğunda ya da görevlendirilmesinin önünde hukuki engeller (bilirkişilik yapmaya engel hali) bulunduğu durumlarda 4. Mahkemece görevlendirilmiş ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına emeği karşılığı rayiç ücret ödenir. Yanık UYGULANACAK TEDAVİLER, SEÇİM YA DA RED HAKKI Madde 15– 1. Hiç bir ruhsal hastaya evrensel ölçekte geçerli ve bilimsel olarak etkinliği kabul edilmiş olanlar dışında herhangi bir tedavi uygulanamaz. Tedavi kurumu herhangi bir tedavi yöntemindeki çağdaş gelişmelere uygun teknik ve idari düzenlemeleri yapmak zorundadır. 2. Hasta üzerinde yasalara ve Sağlık Bakanlığı’nca yayımlanmış İlaç Araştırmaları ile ilgili yönetmeliğe uygun olmayan araştırma yapılamaz. Araştırma yapılacağı zaman kişi adına “bilgilendirimli olur” vermeye yetkili kişi bulunamadığı durumlarda bilgilendirimli olur vermeye ya da bu oluru verebilecek kişiyi atamaya Sulh Hukuk Yargıcı yetkilidir. 3. İstemli yatış koşullarında, hastalara uygulanacak tedavi hakkında tıbbi etik kurallarına uygun bilgi verilmeden ve kendilerinden ya da yasal temsilcilerinden tedaviye olur verdiklerini gösterir imzalı bir belge alınmadan tedavi uygulanmaz. İstemli yatışı yapılmış hastanın tedaviyi reddetme hakkı vardır. 4. “Ruhsal zorunlu yatış” durumunda, kişinin tehlikelilik halinin geçirilmesi amacıyla uygulanacak tedaviyi reddetme hakkı yoktur. Bu tedaviye ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı ya da ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluşan bir kurul karar vermeye yetkilidir. Tedaviye ilişkin her türlü itiraz için yetkili merci görevli Sulh Hukuk Yargıcı’dır. RUH HASTASININ GİZLİLİK HAKKI Madde 16- Yasal gereklilikler dışında, bir kişinin ruhsal hastalığı ya da tedavisine ilişkin üçüncü kişilere ve kamuya açıklama yapılması, adının, sesinin, görüntüsünün hangi nedenle olursa olsun yazılı, sözlü ya da görüntülü kitle iletişim araçlarında ya da internet ortamında yayımlanması kişilik haklarının ihlalidir. Ruhsal hastanın gizlilik hakkı ölümünden sonra da korunmak zorundadır. Bu nedenle 1. Ruhsal muayene ve görüşmelerin korumalı bir ortamda yapılması zorunludur. 2. Kişinin ruhsal tedavi gördüğünün ruh sağlığı kliniği görevlilerince gizli tutulması esastır. Ruh sağlığı kliniği yöneticileri ruh sağlığıyla ilgili meslek erbabının mesleki danışma, bilimsel araştırma ya da tartışma veya eğitimi için gerekenler dışında, hastaların kendileri istekli olsalar ve bunu yazılı ya da sözlü olarak belirtseler bile, kamuya yayımlanmak üzere fotoğraf, video ya da sinema filmlerinin çekilmesine, seslerinin kaydedilmesine izin veremez. 3. Bilimsel tartışma ve eğitim amacıyla yapılan kayıtlarda ise kişinin veya yasal temsilcisinin yazılı olurunun alınması ve kimlik bilgilerinin gizlenmiş olması zorunludur. Bu tür kayıtların yayına verilmesi durumunda, bu kayıtları yayına verdiği saptananların kişisel sorumluluğu, hastane yönetimiyle aynıdır. 4. Hastanın tedavisi ya da adli işlemlerinin gerektirdiği özel durumlar dışında, görevli olmayan kişilerin, hastanedeki hasta dosyalarındaki kayıtları görmesine izin verilemez, olanak sağlanamaz. BÖLÜM IV Yasa kurallarına uymakla yükümlü olanlar Madde 17– Resmi ve özel ruhsal tedavi kurumlarının yöneticileri, bu kurumlarda çalışan hekim, hemşire, sağlık memuru, laborant gibi bütün hastane görevlileri, Mahkemece Görevlendirilecek Ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları ile yazılı, sözlü, görüntülü basın organlarında ve internet ortamındaki yönetici ve çalışan kişiler bu yasa hükümlerine uymakla yükümlüdür. Uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırımlar Adalet Bakanlığı Yasa Hazırlama Komisyonu’nca tanımlanacaktır. BÖLÜM V Madde 18– Bu yasa ile Basın Kanunu’nun .... maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: .. BÖLÜM VI YÜRÜRLÜK Madde 19- Bu yasayı Adalet ve Sağlık Bakanlıkları yürütür. Madde 20- Bu yasa Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. 77 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler Aşağıda belirtilen konular Adalet Bakanlığı görevlilerince yazılmasının uygun olacağı düşünülerek öneri metnine yazılmamıştır: 1. Sulh Hukuk Yargıcı’nın atanması, görev ve yetkilerine ilişkin maddeler. 2. Bu taslağın 5. maddesinde belirtilen, ruhsal hastaların gizlilik hakkını korumaya yönelik uygulamaların resmi ya da özel tedavi kurumlarında çalışan sağlık görevlilerine veya 78 yazılı, sesli, görüntülü ve internet ortamı mensuplarına nasıl uygulanacağı ve ruhsal hastaların gizlilik haklarının zedelendiği durumlarda uygulanacak yaptırım tanımlarının ne olacağı konusu. 3. Bu yasanın uygulanması için Türk Ceza Kanunu ve Basın Kanunu vb. kanunlarda yapılacak değişiklikler ve bu değişikliklerin nasıl uygulanacağı konusu. Yanık 79 Türkiye Ruh Sağlığı Sistemi Üzerine Değerlendirme Ve Öneriler 80