bozayı - rapor - Akademie für Tierschutz

Transkript

bozayı - rapor - Akademie für Tierschutz
ÖNSÖZ
Ankarada Hayvanlari Koruma Dernegine ( HAYKOD ) ait bir barinakta yasiyan Ursidae
ailesinden Ursus arctos syriacus cinsi 21 yasindaki disi bir Bozayi ile ilgili olarak A.P.
Germany e.V. basta olmak üzere bazi hayvan koruma dernekleri, birimleri ve bir cok
hayvanseverin konu hakkindaki görüs ve düsüncelerimi alma eksenli müracaatlari üzerine
basta Avrupa Birligi olmak üzere uluslararasi gecerli bilimsel veri ve cözümlemelerden de
yararlanarak Türkiyedeki “hayvan koruma ve Hayvan Haklari“ eksenli tartismalara positif
bir ivme kazandirmak ve tartismalarin tarafi degerli Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari
aktivistlerine kendi penceremden kisa özet bir paylasimla katki sunmak istedim.
Dünyada savaslarin zulüm ve katliamlarin futursuzca sergilendigi tarihlerde yani 1908 yilinda
güzelim ülkemde „hayvan koruma“ bilincinin yesermeye basladigini sanirim, bilmeyen
yoktur. Ve bu cabalar „Kemalist Genc Cumhuriyetin“ kurulusundan hemen sonra 1924
yilinda “Himaye-i Hayvanat Cemiyeti” adiyla resmi bir hüviyete kavustu. Kaldi ki anadolu
uygarliklarindan devr aldigimiz Mitolojik Insan _ Havan iliskileri eksenli degerlerimiz
dünyamizin geleceklerine isik tutabilecek nitelik ve kutsallikta iken bugün yasanan
tartismalari anlamak oldukca zor.
Devr aldigimiz kutsal emanetlerimizin böylesi densizce heba edilmesi bir „Türkiye“ vatandasi
veteriner hekimi olarak bir cok canli dostunda oldugu gibi beni de oldukca üzmekte ve
tedirgin etmektedir.
Yaklasik 3 yildir ülkemdeki „hayvan ve dogayi koruma“ calisma ve cabalarini yakindan
izlemekteyim. Ve zaman zaman konuyla ilgili görüs ve düsüncelerimi degisik vesilelerle ilgili
kisi, kurum ve birimlerimizle paylastim. Fakat bugün geldigimiz nokta itibariyla tarafsizligimi
dogamiz, insan ve insan disindaki tüm canlilarin yani bir bütün olarak ülkemizin gelecegi
lehine bozmak zorunda oldugumu hissediyorum.
Bir yandan kendi ülkelerinde bir cok canli neslinin tükenmesini önlemeyen ya da halen seyirci
olanlarin (bkz.: Ek:1 „Bozayi Kimligi“: Bozayilarin Internasyonal Statüleri) ülkemin insanina ders
vermeye kalkmasi ya da dayatmada bulunmasi temelinde cereyan eden celiskili yönelimler
öbür yandan „Biyodiversite“calismalarinin geleceklerimizin korunmasindaki önemini
kavramak istemeyen, mesela; 2009 yilinda Hatay yöresinde tespit edilen bir ceylan
populasyonu olan ve uluslararasi arenada nesli tükenmekte olan Gazella“lardan „Gazella
Gazella“ oldugu tespit edilen specialarin „subspecia“ tespitlerinin yapilmasi kaygisini
tasimadan „hangi ismi“ verelim tartismalarina indirgenen yönelimlerin geldigimiz sürec
itibariyla bahsi edilen yabani hayvan gruplarinin ormana birakilmis „Sahipsiz sokak
köpekleri“ ile karsi karsiya gelmeleri seklindeki traji-komik bir verikasyona evrilmesi ile
sonuclanmasina seyirci kalan zihniyet…ya da bir canli türünü korumak adina bir baska canli
türünü yok etmeyi dayatan sözde cözüm önerileri ve benzeri anlasilmazliklarin yasandigi
ülkemizde
„Meyvan“ adli 21 yasinda dönemin zorunluluklari nedeniyle „humanization“ tehlikesine
rahmen bir hayvan koruma biriminde bakima alinan bir „Bozayi“ öznelinde yürütülen
tartismalar geldigi boyut itibariyle bilimsel degerlerimizin neresindeyiz sorularini akla
getirmektedir.
Bahsi edilen „Bozayi“ tartismalarinda ilgili bakanlik ve kurumlarimizin taraf olma tehlikesini
yasiyor olmasi cok ciddi bir sekilde irdelenmelidir. Cünkü devlet kurumlari „Kamuoyunun bir
bütün (Insan, hayvan, doga…) olarak cikarlarini gözeten yasa ve yönetmeliklerine göre
hareket etmek zorundadirlar. Aksi taktirde bir canlinin lehine olanin bir baskasinin aleyhine
sonuclanmasi kacinilmaz olacaktir. Ve daha da kötüsü Insan-Doga-Hayvan üclemindeki
celiskileri derinlestirmek suretiyle ciddi anlamdaki geri dönülemez hasarlara yol acacaktir.
Iste tam bu noktada bu tartismanin ilgili bakanliklarimiz, birimlerimiz ve kurumlarimiz basta
olmak üzere tüm ilgili sivil toplum kuruluslarimizda ülkemizin geleceklerinin güvenceye
alinmasi amaciyla „Biyodiversitedeki Süreklilik“ espirisiyle „canli türü cesitliligini“ koruma
amacli „Fauna ve Floramizin“ iyilestirilmesi calismalarina hizmet eden ve uluslararasi basarili
örneklerin incelenmesi seklindeki düzenlemeleride kapsayan yeniden reorganize olmanin
kapisini aralamasini umut ediyorum.
Sonuc olarak güzel ülkem „Türkiyemiz`e “ vefa borclarimizi ödeme temelinde kendi
capimda katki sunmak amaciyla simdilik „Bozayilar“ ile ilgili olarak bir cok uluslararasi
kaynaktan yararlanmak suretiyle hazirladigim ve örnek olmasini ümit ettigim kisa bir ön
calismayi „Meyvan adli 21 yasindaki disi Bozayi sorununda cözüm olmasi ve gereginin
yapilmasi dilegimle ilgi ve bilgilerinize saygilarimla arz ediyorum.
En Icten Saygilarimla
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi / Almanya
..
BOZAYI
(URSUS ARCTOS)
Sayfa
Önsöz
02
Genel Özellikleri ve Tanimi
03 - 04
Bozayilarda Kis Uykusu
04
Reproduktion
04 - 05
Sosyal Organizasyon ve Dagilimlari
05
Yasam Alanlari Ihtiyaci
06
Dogal yasam alanlari
06
Sunni yasam alanlari
06 - 08
Beslenme ve Gida Ekolojisi
08 - 09
Bozayilarin Internasyonal Statüleri
09 - 11
Literatur (Yararlanilan Kaynaklar)
11 - 16
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-2Önsöz
Bu Inceleme ve arastirma yazisiyla Türkiyedeki ve avrupadaki bazi hayvansever grup ve
bireylerin istemi üzerine „Meyvan adli 21 yasindaki Bozayinin sahsinda yürütülen
tartismalara özelde Bozayilar genelde ise yabani hayvan _ menegment calismalarina katki
sunmak istiyorum.:
Ayrica bir hayvan koruma aktivisti olarak yasanilan tartismalarin bir tarafi olmama kaygisi
tasidigimi ve sadece ülkem Türkiyede ki özelde „yabani hayvan“ genelde „Hayvan Koruma“
calismalariyla ilgili olarak bilgi ve deneyimlerimi aktarma esprisi icinde oldugumun özellikle
altini cizmek istiyorum.
Bütün büyük yirtici hayvanlarda oldugu gibi Bozayilarda tekli revir sistemi özelliklerinden
dolayi yasam kabiliyeti olan populasyonlar olusturmak icin oldukca büyük cografik alanlara
ihtiyac duyarlar. ( en az 100 km² olmak üzere 1000 km² `nin üzeri)
Bozayilar insanlarla en cok ic celiskiler yasiyan canli türleri grubundan olmalari nedeniyle
zaman zaman sinirötesi cografyalara yayilma zorunluluklari ile karsilastiklari bir cok defalar
tespit edilmistir. Bu nedenle bu canli türleri ile ilgili calismalarda (yasam alanlarini koruma ya
da yeniden düzenleme projeleri gibi) nasyonal ve internasyonal isbirlikleri oldukca önemlidir.
Ayrica yerel insan gruplari ile ilgili celiskilerini asgariye indirme yönelimleri cok dikkatli ve
özenle verilendirilmelidir.
Bozayilarla ilgili calisma ve projeler olusturmak isteyen kurum ya da bireyler „Europarat
2000 Eylem Plani`ni“ ve „IUCN / SSC` nin yillik raporlarini“ mutlak suretle incelemelidir.
Bu inceleme yazisi hazirlanirken konunun uzmani kisi ve kurumlarin görüsleri birebir
görüsmek suretiyle alinmis olup mümkün olan cok sayidaki kaynaktan yararlanilmistir. Bu
vesile ile katkilarini esirgemeyen asagida isimleri yazili olan tüm kisi ve kurumlara ayrica
tessekür etmek istiyorum.
Almanya
Gotha (Tierpark)
Heidelberg (Tiergarten, Prof. Dr. C. Erbar)
Münster (Allwetterzoo)
Nürnberg (Tiergarten)
Stralsund (Tierpark, Dr.C. Langner)
Stuttgart (Wilhelma)
Fransa
Montpellier (Zoo)
Israel
Ramat Gan (Zoological Center Tel-Aviv)
Avusturya
Arbesbach (Bärenwald, Dr.S. Zederbauer))
Isvicre
Goldau (Natur-und Tierpark)
Türkiye
Bursa (Karacabey Bozayi Reha Merkezi, Prof. Dr. N.Aytug)
Macaristan
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-3Budapest (Zoo)
Ayrica ilgili uluslararasi anlasma ve direktiflerin icerik ve tespitlerine uygunlugu oldukca
önemsenmistir. Bunlardan bazilari:
- EU Habitats Directive (Council Directive 92/43/EEC of 21 May 1992 on the conservation of
natural habitats and of wild fauna and flora)
- Bern Convention (Convention on the Conservation of European Wildlife and Natural
Habitats / CETS No.: 104 )
- Bonn Convention (Convention on Migratory Species)
- CBD (Convention on Biological Diversity)
- CITES (Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Fauna and Flora)
Bozayilarin basta avrupa birligi ülkeleri olmak üzere bir cok ülkedeki statulari ve ilgili
calisma ve projeleride incelenmek suretiyle bir fikir jimnastigi yapilmistir ve mümkün oldugu
kadar ilgili bölümlerde islenmeye calisilmistir. Bu ülkelerden bazilari:
Norvec, Isvec, Finlandiya, Rusya, Estland, Litvanya, Belarus, Polonya, Slovakya,
Cekoslavakya, Macaristan, Bulgaristan, Yunanistan, Arnavutluk, Fransa, Avusturya,
Almanya, Italya, Isvec, Fransa, Ispanya…
Bu calisma ile ülkeme vefa borclarimizi ödeme temelinde faydali olabilmek dilegiyle
Ramazan Boztepe
(Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi)
BOZAYI
(Ursus Arctos)
Genel Özellikleri ve Tanimi::
Carnivoria soyundan (ordo) Ursidae ailesinden bir memeli hayvan olan Ursus arctos avrupa
kitasindan asya ve amerika kitasina kadar genis bir arazide yasam alani olusturmus ayilar
olup, diversite ve ekolojik calismalarda adeta birer bilgi deposudurlar.
Anatomik olarak oldukca güclü ve genis kafatasi, kisa burun, yuvarlak kulaklar, kücük gözler,
kisa kuyruk (6-14cm) ve omuzlarindaki prominente olmus kambur ile karekterize vucut
yapisina sahiptirler. Vucut uzunluklari 170-250 cm olup vucut yükseklilkleri 90-110 cm
arasindadir. Deriyi kaplayan killari acik kahve renginden koyu kahve rengi arasi bir renk
hakimtir. (Toprak rengi, bu nedenle Türkiyede Bozayi denilmektedir.) Ön bacaklarda arka
bacaklara göre daha uzun olan cok hafif bükümlü ve her bir bacakta 5 tane olan pencelere
sahiptir.
Bozayilar cok iyi gelismis duyu sistemi (koku alma, isitme vb gibi)) sahibi olup bu sayede
gida kaynaklarina (cilek, dut, palamut, findik vb gibi) ulasmada pek zorluk cekmezler.
Mesela; Bozayilar ölü hayvan lesinin kokusunu 19 km lik bir mesafeden alabiliyorlar. Yine
Insan seslerini 270 m lik mesafeden duyabiliyorlar. Bir ayi ile gözgöze gelmek onlarin dilinde
kavga istegi olarak algilanir!
Hantal görünümlü bir vucut sahibi olmalarina rahmen oldukca atilgan ve iyi birer
yüzücüdürler. Tirmanma kabiliyetleri oldukca dikkat cekicidir.
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-4Yetiskin erkek Bozayilar disilere göre daha büyük bir vucut yapisina ve vucut agirligina
sahiptirler ( : 140-320kg, : 100-200 kg)
Oldukca gelismis „uyum saglama kabiliyeti „sahibi olan bu canli türleri bu sayede birbirinden
fakli cografik özellikteki alanlarda yasabilmektedirler. Ayrica en akilli hayvanlar
kategorisinde olan Bozayilar cok iyi birer ögrencidirler. Yani ögrenme kabiliyetleri oldukca
gelismistir. Öyleki insan topluluklari ile yogun celiski yasadigi alanlarda gündüzleri
görünmemeye oldukca özen gösterirler. Ayrica tehlike ile karsi karsiya kaldiklarinda yani
kavgaya tutusmalarini gerektiren durumlarda güclü olduklarinin bilincindedirler.
Bozayilar Mitolojide cok önemli rol sahibi olmalarina rahmen, gidalarin paylasimi noktasinda
insanoglu ile yasadigi celiskiler nedeniyle dünyanin bir cok cografyasinda kendisini yok
olmaktan kurtaramamistir. Özellikle bati ve orta avrupada sayilari yok denecek kadar azalmis
durumdadir.
Bozayilarda Kis Uykusu
Kis uykusu boyunca yetebilecek enerji kaynagi vucut yaglarini sonbaharin son dönemlerine
kadar depolayan Bozayilar 3-7 ay boyunca kis uykusu dönemi yasarlar. Bu dönem icin
genellikle yerde kendilerinin kazdigi inleri ya da kaya altlarindaki bosluklari ve dogal inleri
mesken secerler.
Fakat bazi bölgelerde (mesela ispanya, kroatia gibi güney ülkerindeki populasyonlar) kis
uykusuna yatmadiklari ve tüm yil boyunca aktif yasam sürdürdükleri gözlemlenebilmektedir.
Bu durum ister istemez neden bazi bölgelerde kis uykusuna yattiklari bazilarinda yatmadiklari
sorusunu akla getirmektedir. Bir cok bilim cevresinin bu anlamda ortaklastigi yanit yine gida
kaynaklari eksenli sorunla direkt iliskili. Yani
- Gida kaynaklari sikintisi yasayan alanlardaki Ayilar vucut reservlerini hayatta kalma
payi anlaminda tassaruflu kullanmak icin vucut aktivitelerini en asgariye indirme
zorunlulugundan dolayi kis uykusuna cekilmektedirler. Yani kis uykusuna yatip
yatmama bireysel davranis bozuklugu degil biz insanlarin biyolojik cesitliliklerimizi
hoyratca kullanmasi ile dogrudan iliskili.
- Yavrulama dönemleri kis aylari oldugu ve de yavru ayilarin thermoregulasyon yetisine
sahip olmamalari da benzer bir yönelime gecise neden olmaktadir.
Kis uykusu dönemi genelllikle Kasim - Aralik aylarinda baslayip Nisan – Mayis aylarina
kadar sürmektedir. Kis uykusu esnasinda metabolik aktiviteler, vucut isilari, solunum ve nabiz
frequenslari düser. Bu süre zarfinda yiyip icmezler ve de urin ve defakasyon yapmazlar.
Hayatta kalmak icin vucut agirliklarinin 1/3 olan reserve vucut yaglarini kullanirlar. Ayrica
disi Bozayilar bu dönemde yavrularinida sütle beslemek zorundalar.
Reproduktion
Bozayilar polygom canlilar olup oldukca uzun yasarlar (20-30). Cok gec ergenlik (Üreme
kabiliyeti anlaminda, 4-5 yas arasi) cagina ulasirlar yani bunlar uzun bir reproduktion
zyklusuna sahip canlilardir.
Bir erkek birey birden fazla disi ile ciftlestigi gibi bir diside birden fazla erkekle
ciftlesebilmektedir. Ciftlesme zamani genellikle Mayis – Temmuz aylari arasindadir.
Ciftlesme sonrasi embriyo ve blastozyst olusum ve gelisim kasim ayinin sonuna kadarki
implantationa kadar sürer. Gebelik süresi 7-9 ay olmakla birlikte reel gebelik süresi 6-8 hafta
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-5arasinda olup ocak-subat aylarinda 1-4 arasi sayidaki 0,5 kg agirligindaki yavruyu dünyaya
getirirler. Yavrular 4 aylik oluncaya kadar anne sütü ile beslenirler ve 2 yasina kadar annenin
yaninda kalirlar.
Bozayilardaki akraba ciftlesmeleri (inzucht, inbreeding) problemi kesinlikle gözden
kacirilmamalidir. Cünkü akraba bireyler arasindaki ciftlesmelerden dogan bireylerde genetik
defektler olusmakta ve böylesi bireylerin cevreye uyum kabiliyetleri önemli ölcüde olumsuz
etkilenmektedir.
Sosyal Organizasyon ve Dagilimlari
Bozayilarin sosyal yapilari hakkinda ne yazikki halen cok az bilimsel veriye sahibiz. Ancak
bu memeli canlilarin dogal ortamlarda yanliz yasamayi tercih ettiklerini biliyoruz. Sadece
ciftlesme zamanlarinda revir olustururlar. Polygom canlilar olmalarina rahmen erkek bireyler
genellikle ciftlestirdikleri disileri baska erkek bireyler ile paylasmama egilimi gösterirler bu
da bazen erkek bireyler arasinda yaralanmalarla neticelenen kavgalaraa neden olabilmektedir.
Bozayilardaki uzun süreli birlikte yasama egilimi sadece disi ayi ile yavrulari arasinda tolerire
edilmektedir (yaklasik 2 yil)
Ancak Bozayilarin territorial bir yasam sahibi olmadiklarini söylemek te yanlis yaklasim
olmaz. Yani yeterli gida kaynaklarina sahip olunan alanlarda ayni cins ayilar beraber
yasamayi tümden ret etmiyorlar.
Dogal yasam alanlarinda yasiyan ayilarda saldirganlik egilimi söz konusu degil. Ancak
insanlardan kaynakli yanlis bir yönelime de yanit vermekten kacinmazlar. Bu nedenle böylesi
yasam alanlarinda ayilar ile karsilasmamaya özen gösterilmelidir. Cünkü insanoglunun merak
egilimi ayilar tarafindan „hodri meydan“ olarak aligilanir.
Bütün diger yabani hayvanlarda oldugu gibi bozayilarda dogal ortamdan koparilip insanlarin
yasam alanlarina dahil edildikleri taktirde dogal yasam tarzlarinda cogu zaman telafisi
mümkün olmayan davranis ve yasam bicimi sahibi oluyorlar. Mesela uzun süre insan
destegine (barinma, beslenme ihtiyaclari gibi) muhtac yasayan ayilar bir süre sonra
karsisindaki insani gida kaynagi olarak algiliyor ve hatta bir adim ileri gidip karsisindaki
insani gidasini koruyamayan gücsüz canli olarak görüyor. Bu durumda söz konusu bireylerde
gidaya ihtiyac duyuldugu durumlarda insanlara saldirma egilimine yol aciyor. Bu nedenle
böylesi yabani hayvan bireylerini in situ (tekrar dogal yasama dahil etme) programlarina dahil
etmek söz konusu bireyin ölüm emrini vermek ya da baska canlilara zarar vermelerine göz
yummak olarak algilanmalidir.
Yabani hayvanlar yabani hayata kalmalidir ve onlari yabani hayattan koparmak öldürmek ile
es anlamlidir.
Burada sunun altini sanirim cizmek gerekir; dogal yasam alanlari bozulmus diger yirtici bir
cok yabani hayvan gibi ayilarda gida kaynagi bulma sikintisina düstükleri zaman insan
topluluklarinin yasadigi alanlara gelme egilimi gösterirler bu da beraberinde karsilikli celiski
ve catismaara neden olur bu nedenle yabani hayvan projeleri her anlamda bireysel veri ve
calismalara dayandirilmalidir.
Yasam Alanlari Ihtiyaci
Bu baslik altinda yabani hayvanlarla ilgili önemli bazi organizasyonlarin (WAZA, EAZA,
AZA, ARAZPA, PAAZAB, SEAZA) yaptigi calisma ve projeler incelenmeye calisilmistir.
Ayrica bozayilarin bir cok ülkede (avusturya, almanya gibi) hayvanat bahcesi disindaki
birimlerde de bakilmasina izin verildigini ve özellikleYabani hayvanlarin insan
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-6kontrollerindeki bakim ve beslemelerinin oldukca karisik ve komplex bir alan oldugu ve konu
ile ilgili yasa ve yönetmeliklerdede ülkeden ülkeye degisen yetmezliklerin mevcutiyetinide bu
vesile ile zikr etmek gerekir.
Günümüz gercekliklerinden hareketle Bozayilardaki yasam alani ihtiyaclarini iki kategoride
ele almanin daha anlasilir ve dogru olacagini düsünüyorum.
1.Dogal yasam alanlari
2. Sunni yasam alanlari
1.Dogal yasam alanlari
Bozayilar degisik cevre sartlarina uyum yetenekleri nedeniyle oldukca fakli cografik yapidaki
alanlarda yasamaktadirlar. Daha az insan eli degmis ormanlar ve benzeri alanlar en cok tercih
edilen yasam alanlaridir.
Bozayilarin yasam alani secimlerinde üc önemli kriter göz önüne alinir Bunlar önem sirasina
göre:
1) Gida Kaynaklarinca Zengin Olusu
2) Arazinin Kacis ve Yer Degistirmeye Elverisli Olusu
3) Arazinin Topografik Yapisi
Bu 3 madde baska bir arastirma konusu oldugu icin burada ayrintisini veremeyecegim.
2. Sunni yasam alanlari (daha cok hayvanat bahceleri, hayvan bakim evleri, safariler,
rehabilitasyon merkezleri, botanik bahceleri vb benzeri alanlarda)
Böylesi zoraki ya da mecburi yasam alanlarinda gerek ulusal ve gerekse internasyonal bir cok
yönetmelik ve direktiflerle asgari ihtiyaclar temelinde bir takim düzenlemelere gidilmistir.
Ben burada daha cok Avrupa Birligi ülkelerinin kendi ulusal programlarina uyarladiklari AB
normlarini vermekle yetinecegim.
Avrupa birligi üyesi her ülke bu anlamdaki yasa ve yönetmeliklerini CITES ya da ABdirektivlerine uyarlamak zorundadir. Türkiyede AB üyesi olmak isteyen bir ülke oldugu icin
AB normlarini bu anlamda referans aldim.
Bunlardan bazilari;
- Regulation (EC) No 338/97, published in the Official Journal EC No. L 320.( EC Regulation
407/2009 Annex is the current list of EC Regulation 338/97 and includes all of CITES-listed
species and their attachments (protective categories).)
Objective of EC Regulation 338/97 is the protection and conservation of wild fauna
and flora by regulating trade with them to ensure accordance with the Washington
Convention CITES. It provides the framework law and governs the trade within the
EU and trade between EU and third countries, including the procedures and
documents needed.
- Regulation (EC) No 865/2006 , published in the Official Journal EC No. L 250 / 1 (EC
Regulation 865/2006 was amended by EC Regulation 100/2008.)
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-7The EC Regulation 865/2006, the detailed implementation rules for the EC Regulation
338/97 sets out the aims at the more practical aspects of the regulation of trade with
endangered animal and plant species.
- Directive 91/628/EEC of 19 November 1991 on the protection of animals during transport,
in adapting Directives 90/425/EEC and 91/496/EEC
- Regulation (EC) No 1 / 2005 of 22 December 2004 on protection during transport and
related events and in adapting Directive 64/432/EEC and Regulation (EC) No 1255/97, shall
enter into force in 2007
- Directive 1999/22/EC of 29 March 1999 in relation to the keeping of wild animals in zoos
- Year 2004, Issued on 17 December 2004, Part II, 486 Regulation: 2 Livestock regulation,
Austria
Yabani hayvan bakim ve beslemesi ile yükümlü kisi ve kuruluslar ilgili yasa ve
yönetmeliklerin geregini yerine getirmek mecburiyetindedirler. Ve asagidaki hususlara azami
itinayi göstermelidirler:
- Bakim ve koruma altindaki hayvanlarin bakim ve beslenmeleri ile ilgili olarak hayvanin aci
ve izdirap cekmesi ve zarara ugramasina ve de korku ve endise yasamasina neden olabilecek
degisikliklerden kacinilmalidir.
- Yakalama ve benzeri gereklilikler mutlak suretle uzman kisilerce yapilmalidir.
- bakim kosullari, bicimi ve bakildigi yer hayvanin biyolojik ihtiyaclarina yanit vermelidir.
- Hayvanin saklanma ve dinlenme ihtiyaci göz önüne alinmalidir.
- Hayvanin yasadigi yerdeki zemin hayvanin cinsi ihtiyaclarina uygunluguna dikkat
edilmelidir. Ahir ve cevre gibi alanlar icin kullanilan material yaralanmalarina neden
olmayacak nitelikte olmalidir.
- Yasam alanlarinin büyüklügü, hacmi vb gibi kriterler ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun
olmalidir.
- Himaye edilen hayvanin sahlik kontrolleri bir veteriner hekim tarafindan düzenli periyotlarla
kontrol edilmelidir.
- Gereksiz hayvan ölümleri engellenmeli ve izdirap cekmemeleri icin gerekli önlemleri
almalidirlar.
- Hayvanlarin kacisini engellemek suretiyle yerel Flora ve Faunanin olumsuz etkilenmemesi
icin her türlü önlemi almalidirlar
- Zoonos hastaliklarin önlenmesi icin gerekli tedbirleri almalidirlar
-…
Yukaridaki yönetmelik ve direktiflere göre belirlenmis kriterlere göre kapali alanlarda tutulma
zorunlulugu olan Bozayilarla ilgili olarak istenilen asgari sartlar kisaca asagidaki tablodaki
gibidir.
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-8Hayvanin adi
Hayvan Sayisi
Asgari dis alan
hacmi
Bozayi
(Ursus arctos)
2
150 m²
(avusturya)
200 m²
(Almanya) 500
Asgari
dinlenme alani
hacmi
(Mesela: Box
basina)
6 m²
Ilave edilecek
her bir birey
icin asgari
hacim
20 m²
Istenilen ek hususlar:
-Bozayilarin bakim ve beslenmesi icin ilgili kurumlardan izin alinmasi mecburidir.
- Yasam alanlarindaki zemin ihtiyac halinde hayvan tarafindan islenebilirliligine dikkat
edilmelidir yani dogal olmalidir (saklanma, dinlenme, kis uykusu yerinin kendisince
belirlenmesi özgürlügü)
- Tirmanma imkani verecek agac dallari ve kaya bezeri imkanlar mevcut olmalidir.yok
Tirmanma dallari hayvana tutma (kavrama organi) olanagi sagliyacak kalinlikta olmalidir
- Hayvanin ihtiyac dahilinde izole edilebilcegi ek alani olmalidir
- Yasam alaninda hayvanin can sikintisini giderecek arac ve gerecler mevcut olmalidir.
(Salincik ipleri, Saman yiginlari, plastik ficilar ve benzeri gibi). Ayrica Yemlerin zaman
zaman saklanarak verilecegi uygunluktaki tedbir alinmis olmalidir.
- Yikanma – Yüzme gibi ihtiyaclari giderecek önlemler alinmis olmalidir.
Beslenme ve Gida Ekolojisi
Bozayilar diger büyük yirtici hayvanlar gibi oldukca basit bir sindirim sitemine sahiptir.
Bozayilarda sellulozun mikroorganizmalar tarafindan sindirildigi yer olan „kör bagirsak“
yoktur. Ancak uzunluklari 7-10 m olan bagirsak özellikleri sayesinde. bitkisel gidalardaki
protein, nisasta ve karbonhidratlari oldukca iyi degerlendirirler. Bunlardaki dis sayisi 42
tanedir (3/3-1/1-4/4-2/3). Bunlardaki molar disler (cigneme disleri) genis ve düz kron
özelliginde oldugu icin özellikle bitkisel gidalarin islenmesinde ve oldukca büyük olan kesici
disler ise özellikle savunma ve avini parcalama isine yaramaktadir.
Bozayilar aldiklari gida miktarinin mevsimsel degisiklik göstermesi nedeniyle bunlarin
biyokimyasal ve fizyolojik olarak üc ana devrede ele alinmasini gerektirmektedir.
-
Ilkbahar devresi: En az gida tüketilen devre (hypophagia)
Yaz Devresi: Normal miktarlarda gida tüketilen devre
Sonbahar Devresi En cok gida tüketilen devre (Hyperphagie)
Aldiklari gidalarda cesitlerine göre su sekilde gruplandirilabilir:
- Yesil Vegetation (% 75):ot ve yesil sebzeler, meyveler, dut, cilek, palamut (quercus),
kozalagi, (fagus), kestane, findik (corylus), erik (prunus), elma (malus), armut (pyrus),
mantar…
- Hayvansal gidalar (% 25): geyik yavrulari (alces alces), kücük memeli evcil hayvanlar
(koyun, keci ve benzeri gibi), karinca, yaban arisi gibi hymenopterler, ölü hayvan lesleri,
balik…
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
-9-
Bozayilarin Internasyonal Statüleri
Diger bir cok büyük yirtici hayvanda oldugu gibi Bozayilarda Insan topluluklari ile
yasadiklari cikar catismalarindan dolayi ne yazikki dünyanin bir cok cografyasinda yasam
alanlarini kaybetmis durumdalar. Bu nedenledir ki bir cok alanda nesilleri tükendi ya da
tükenmek üzeridir. En cok celiskinin yasandigi alanlar:
-
Bag Bahce vb alanlara gida kaynagi olarak yararlanmak isteyen ayilarin verdigi zarar!
Temelinde insan topluluklarinca cezalandirmalari
Insanlar icin gida kaynagi olarak yetistirilen evcil hayvan populasyonlarinin ayilar
tarafindan zaman zaman zarar görmesi.
Turistik ve avlama amacli yönelimler
Biyodiversitenin devamliligini saglamak icin ekolojik dengelerin korunmasi bilinciyle basta
türlerin cesitliligi konusu olmak üzere yeryüzündeki flora ve faunanin iyilestirilmesi
calismalari eksenli projeler bir cok etkin uluslararasi birim ve organizasyon tarafindan
yürütülmektedir. Tabiki bütün bunlarin geleceklerimizin korunmasi icin acil eylem planlari
olarak görülmesi gerekmektedir.
Bozayilarin internasyonal statülerini örneklendirmek gerekirse:
-
IUCN (International Union for the Conservation of Nature): Dünya dagayi koruma
birligi uzun süreli proje kapsaminda Bozayilari “varliklari tehlikedeki canlilar
listesine” alip avusturyada varlilarini koruma calismalarini baslatmistir.
CITES (Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Fauna and
Flora): Tüerlerin korunmasi cercevesinde Bozayilar bu anlasmanin ilgili maddeleri
geregi Ek II protokolüne dahil edilmistir.
FFH – Richtlinien: Bu cercevede Bozayilar Ek Protokol II listesine alinmislardir.
Bütün bu uluslararasi baglayciligi olan anlasma ve protokoller elbetteki dünyadaki tek tek
ülkelerin populasyon durumlarina göre ilgili yönetmeliklerle ek hususlarida icermektedir.
Mesela:
Almanya ve isvicrede „nesli tükenmis canlilar“ listesinde yer alirken Italya ve Avusturyada
„nesli tükenme tehlikesi yasiyan türler“ listesine alinmislardir.
Bazi Avrupa ülkerindeki Bozayilarin yasal statüleri ve menecmentleri asagidaki gibi
siralanabilir:
Norvec: korunan türler listesinde yer almaktadir. Uygulamada gevseklilkler halen giderilmis
degil
Isvicre: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak bazi alanlarda atesli silahlarla
öldürülmelerine halen izin verilmektedir..
Finlandiya:korunan türler listesinde yer almaktadir,
Estonya: korunan türler listesinde yer almaktadir
Litvanya: siki korunan türler listesinde
Polanya: siki korunan türler listesinde
Romanya: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak avlama amacli öldürülmelerine
halen izin verilmektedir..
Slovakya: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak avlama amacli öldürülmelerine
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
- 10 halen izin verilmektedir..
Cekoslavakya: siki korunan türler listesinde
Macaristan: Nesilleri tükendi
Sirbistan: siki korunan türler listesinde
Bulgaristan: siki korunan türler listesinde
Yunanistan: siki korunan türler listesinde
Makadonya: korunan türler listesinde yer almaktadir, ancak avlama amacli öldürülmelerine
halen izin verilmektedir..
Arnavutluk: siki korunan türler listesinde
Avusturya: siki korunan türler listesinde
Almanya: siki korunan türler listesinde
Isvec: siki korunan türler listesinde
Italya: siki korunan türler listesinde
Fransa: siki korunan türler listesinde
Ispanya: siki korunan türler listesinde
Bazi menegment örnekleri ise söyle siralanabilir:
BAFU – Projesi: Isvicre
WWW- Projesi: Avusturya
Yellowstone: Amerika
EuroNatur: Ispanya
Karacebey Bozayi Merkezi: Türkiye
Bozayialrin yasma alanlarini kaybetme temelinde yok olma tehlikesi yasamalarinda etkin en
önemli bazi nedenler ise sunlardir:
-
-
Uluslararasi kamuoyunun genelde büyük yirtici hayvanlar özelde Ayilar ile ilgili bilgi
yetersizligi ya da yasadigi bilgi kirliligi
Dogamizin insan egoismi eksenli tahrip olmasi nedeniyle zor durumda kalan Yabani
hayvanlarin yasamak icin yerlesim alanlarina yakin yerlerde mesken tutmak suretiyle
gida kaynaklarina ulasma gayretleri sirasinda insan ile karsi karsiya kalmasi ve bu
durumun yol actigi insan ölümleri
Yasal öldürmler!!!
Yasadisi öldürmeler?
Tarfik kazalari
Vb gibi…
Yukarida bahsettigim uluslararasi yasal düzenlemelere rahmen siki korumaya alinan ülkelerde
bile Bozayi öldürme haberlerini ne yazikki avrupanin merkezleride halen duymakta
oldugumuz realitesininde altini cizerek belirtmek istiyorum.
Literatur (Yararlanilan Kaynaklar)
Bernd Brunner: Eine kurze Geschichte der Bären.
Claassen, Berlin 2005, ISBN 3-546-00395-0
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
- 11 -
Igor Chestin: Der Braunbär. Neue Brehm-Bücherei. Bd 633. Westarp,
Magdeburg 1996, ISBN 3-89432-494-5
Maria Pasitschniak-Arts: Ursus arctos. in: Mammalian Species.
American Society of Mammalogists, Washington DC, Nr. 439, S.1–10. ISSN 0076-3519
Adamic, M. 2005:
Slovenia, the carnivore bridge between the Alps and Dinara-Pindus mountians - will it
sustain?
In: Report of the Seminar on Transboundary Management of Large Carnivore Populations.
Osilnica, Slovenia, 15-17 April 2005. T-PVS (2005) 10, Council of Europe: 51-53.
Andersen, R., Linnell, J.D.C., Hustad, H. & Brainerd, S.M. (Eds.) 2004:
Large predators and human communities in Norway - A guide to coexistence in the 21st
century.NINA Temahefte 25: 1-48
Andersone, Z. & Ozolins, J. 2004:
Public perception of large carnivores in Latvia.
Ursus 15: 181-197.
Antoniou, V., Tsoukali, H. & Mertzanis, G. 1998:
Toxic substances and the brown bear.
Bul. of Int. Assoc.of For. Toxicologists 18(4): 7.
Bayerisches Staatsministerium für Umwelt, Gesundheit und Verbraucherschutz. 2007:
Managementplan Braunbären in Bayern - Stufe I.
München, 16 pp.
Bellemain, E., Swenson, J. E., Tallmon, D., Brunberg, S. & Taberlet, P. 2005:
Estimating Population Size of Elusive Animals with DNA from Hunter-Collected Feces: Four
Methods for Brown Bears.
Conservation Biology 19: 150-161.
Chestin, I.E. 1994:
Some comments on different methods of counting brown bear, Ursus arctos L., 1758,
populations used in the former USSR.
International Conference on Bear Research and Management 9: 295-300.
Committee for the elaboration of The Brown Bear Management Plan for The Republic of
Croatia, 2005:
Brown Bear Management Plan for The Republic of Croatia.
Ministry of Agriculture, Forestry and Water Mangement, Department for Hunting & Ministry
of Culture, Department for Nature Protection: 1-91.
Danilov, P.I. 1995:
Biotopical distribution of brown bear and required composition of biotops for it in European
Taiga.
International Conference on Bear Research and Management 9: 616.
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
- 12 -
Dupré, E., Genovesi, P. & Pedrotti, L. 2000:
Feasibility study for the reintroduction of the Brown bear (Ursus arctos) in the Italian Central
Alps.
Biol. Cons. Fauna 105: 1-96
Farmer, L., Brewerton, N. & Rankine, C. (Eds.). 1999:
Europe’s carnivores – A conservation challenge for the 21st century.
WWF UK Report, February 1999: 1-28.
Fedotov, V. 2000:
In: Group of experts on large carnivore conservation, pp. 67-74. Council of Europe T-PVS
(2000) 33, Strasbourg.
Frackowiak, W. 1997:
Diet and food habits of the brown bear (Ursus arctos L.) in Polish eastern Carpathians.
Journal of Wildlife Research 2: 154-160.
Frkovic, A., Huber, D. & Kusak, J. 2001:
Brown bear litter sizes in Croatia.
Ursus 12: 103-106.
Gerstl, N., Laass, J., Rauer, G., Striebel, B., Elmauer, K., Gutleb, B. & Wagner, W. 2005:
Managementplan Bär Österreich – überarbeitete Version 2005.
WWF Österreich, Wien. 52 pp.
Große, C., Kaczensky, P. & Knauer, F. 2003:
Ants: a food source sought by Slovenian brown bears (Ursus arctos)?
Canadian Journal of Zoology 81(12): 1996-2005.
Gula, R. & Frackowiak, W. 1996:
Status and conservation of brown bears in Poland.
Journal of Wildlife Research 1: 221-223.
Kanellopoulous, N., Mertzanis, G., Korakis, G. & Panagiotopoulou, M. 2006:
Selective habitat use by brown bear (Ursus arctos, L.) in northern Pindos, Greece.
Journal of Biological Research 5: 23-33.
Kaczensky, P., Blazic, M. & Gossow, H. 2004:
Public attitudes towards brown bears (Ursus arctos) in Slovenia.
Biological Conservation 118 (5): 661-674.
Kaczensky, P., Huber, D., Knauer, F., Roth, H., Wagner, A. & Kusak, J. 2006:
Activity patterns of brown bears (Ursus arctos) in Slovenia and Croatia.
Journal of Zoology 269: 474-485.
Knauer, F., Kaczensky, P. & Rauer, G. 2001:
Modell 3: Ein Habitat- und Ausbreitungsmodell für Bären in den Ostalpen.
In: G. Rauer, P. Aubrecht, B. Gutleb, P. Kaczensky, F. Knauer, C. Plutzar, L. SlottaRamazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
- 13 Bachmayr, C. Walzer and A. Zedrosser, Der Braunbär in Österreich II. Monographien 110:
45-52, Federal Environment Agency, Vienna, Austria.
Kojola, I., Danilov, P., Laitala, H.-M., Belkin, V. & Yakimov, A. 2003:
Brown bear population structure in core and periphery: analysis of hunting statistics from
Russian Karelia and Finland.
Ursus 14 (1): 17-20.
Kojola, I., Hallikainen, V., Nygren, T., Pesonen, M. & Ruusila, V. 2006:
Recent trends and harvest in Finland’s brown bear population.
Ursus 17 (2): 159 -164.
Kozlo, P.G. 1993:
Brown bear in Belarus: status analysis, ecology and probems related to species protection.
In: Bears of Russia and adjacent countries - state of populations. Proceedings of the 6th
Conference of Specialists studying bears, Vol. Volume 1, pp. 103-114. Central Forest
Reserve, Moscow.
Kusak, J. & Huber, D. 1998:
Brown bear habitat quality in Gorski kotar, Croatia.
Ursus 10: 281-291.
Kusak, J., Baric Rafaj, R., Žvorc, Z., Huber, D., Foršek, J., Bedrica, L. & Mrljak, V. 2005:
Effects of sex, age, body mass and capturing method on hematologic values of brown bears in
Croatia.
Journal of Wildlife Diseases 41(4): 843-847.
Länderübergreifende Koordinierungsstelle für Bärenfragen 2005:
Bears in Austria – a Management Plan.
WWF Austria, Vienna.
Linnell, J.D.C. & Brøseth, H. 2003:
Compensation for large carnivore depredation of domestic sheep 1994-2001.
Carnivore Damage Prevention News 6: 11-13.
Majic, A. 2003:
Human Dimensions in Brown Bear Management – Attitudes toward and beliefs about brown
bears in Croatia: Descriptive analysis of the survey results.
Report :1-61.
Manel, S., Bellemain, E., Swenson, J.E. & François, O. 2004:
Assumed and inferred spatial structure of populations: the Scandinavian brown bears
revisited.
Molecular Ecology 13: 1327-1331.
Medvedev, N. 1999:
Levels of heavy metals in Karelian wildlife, 1989-91.
Environmental Monitoring and Assessment 56: 177-193.
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
- 14 Mertzanis et al. 2002:
Movements, activity patterns and home range of the brown bear (Ursus arctos L.) in Rodopi
mountain range, Greece.
Belg. J. of Zool. 135(2): 217-221.
Mertzanis, G., Isaak, I., Mavridis, Av.,Nikolaou, Ol., Riegler, S., Riegler, Ar. & Tragos, Ath.
2005: Movements, activity patterns and home range of the brown bear (Ursus arctos L.) in
Rodopi mountain range, Greece.
Belg. J. of Zool., 135 (2): 217-221.
Mertzanis, G., KallimanisAth. S., Kanellopoulos, N., Sgardelis, St., Tragos, Ath. & Aravidis,
I. 2006:
Brown bear (Ursus arctos, L.) habitat use patterns in two regions of northern Pindos.
Journal of Natural History. (submitted)
Ministry of Agriculture and Forestry 1996:
Management of bear, wolf, wolverine and lynx in Finland.
Ministry of Agriculture and Forestry 6a/1996, Helsinki.
Petram, W., Knauer, F. & Kaczensky, P. 2004:
Human influence on the choice of winter dens by European brown bears.
Biological Conservation 119 (1): 129-136.
Posillico, M., Meriggi, A., Pagnin, E., Lovari, S. & Russo, L. 2004:
A habitat model for brown bear conservation and land use planning in the central Apennines.
Biol. Conserv. 118 (2): 41-150.
Rauer, G., Laass, J. & Striebel, B. 2005:
Der Braunbär in Österreich III. Aktueller Status, Lebensraum und Strategien für die Zukunft.
Report, REP-0014. Umweltbundesamt, Wien. 65 pp.
Rauer, J., Kaczensky, P. & Knauer, F. 2003:
Experiences with aversive conditioning of habituated brown bears in Austria and other
European countries.
Ursus 14 (2): 215–224.
Rigg, R. 2005:
Status of brown bears in the Ukraine.
International Bear News 14: 20.
Saarma, U., Ho, S.Y.W., Pybus, O.G., Kaljuste, M., Tumanov, I.L., Kojola, I., Vorobiev,
A.A., Markov, N.I., Saveljev, A.P., Valdmann, H., Lyapunova, E.A., Abramov, A.V., Männil,
P., Korsten, M., Vulla, E., Pazetnov, S.V., Pazetnov, V.S., Putchkovskiy, S.V. & Rokov,
A.M. 2007:
Mitogenetic structure of brown bears (Ursus arctos L.) in northeastern Europe and a new time
frame for the formation of Europan brown bear lineages.
Molecular Ecology 16: 401-413.
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
- 15 Saarma, U. & Kojola, I. 2007:
Matrilineal genetic structure of the brown bear population in Finland.
Ursus 18: 30-37.
Salvatori, V., Okarma, H., Ionescu, O., Dovhanych, Y., Findo, S. & Boitani, L. 2002:
Hunting legislation in the Carpathian Mountains: implications for the conservation and
management of large carnivores.
Wildlife Biology 8: 3-10.
Spitzenberger, F. 2005:
Rote Liste der Säugetiere Österreichs (Mammalia).
pp. 45-62 in: Rote Listen gefährdeter Tiere Österreichs. Grüne Reihe des
Lebensministeriums, Bd. 14/1, Böhlau Verlag, Wien.
Swenson, J. E. 1999:
Does hunting affect the behavior of brown bears in Eurasia?
Ursus 11: 157-162.
Swenson, J. E. 2003:
Implications of sexually selected infanticide for hunting of large carnivores.
Pages 171-189 in M. Festa-Bianchet & M. Apollonio, editors. Animal Behavior and Wildlife
Management. Island Press, Washington.
Swenson, J. E., Sandegren, F., Söderberg, A., Bjärvall, A., Franzén, R. & Wabakken, P. 1997:
Infanticide caused by hunting of male bears.
Nature 386: 450-451.
Swenson, J. E., Sandegren, F., Bjärvall, A., & Wabakken, P. 1998:
Living with success: research needs for an expanding brown bear population.
Ursus, International Conference on Bear Reserach and Management, 10: 17-23.
Swenson, J. E., Sandegren, F. & Söderberg, A. 1998:
Geographic expansion of an increasing brown bear population: evidence for presaturation
dispersal.
Journal of Animal Ecology 67: 819-826.
Swenson, J. E., Sandegren, F., Soderberg, A., Heim, M., Sørensen, O.J ., Bjarvall, A.,
Franzen, R., Wikan, S. & Wabakken, P. 1999:
Interactions between brown bears and humans in Scandinavia.
Biosphere Conservation 2: 1-9.
Swenson, J.E., Gerstl, N., Dahle, B. & Zedrosser, A. (eds) 2000:
Action Plan for Conservation of the Brown Bear (Ursus arctos) in Europe.
Nature and environment, 114: 1-69. Council of Europe, Strasbourg.
Swenson, J. E., Dahle, B. & Sandegren, F. 2001:
Intraspecific predation in Scandinavian brown bears older than cubs-of-the-year.
Ursus 12: 81-92.
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
- 16 Swenson, J. E., Sandegren, F., Brunberg, S. & P. Segerström, P. 2001:
Factors associated with loss of brown bear cubs in Sweden.
Ursus 12: 69-80.
Tallmon, D.A., Bellemain, E., Swenson, J.E. & Taberlet, P. 2004:
Genetic monitoring of Scandianvian brown bear: effective population size and immigration.
Journal of Wildlife Management 68: 960-965.
Vaisfeld, M.A. & Pazhetnov, V.S. 1995:
Bear-human conflicts in developed landscapes of European Russia.
International Conference on Bear Research and Management 9: 332-337.
Valdmann, H., Saarma, U. & Karis, A. 2001:
The brown bear population of Estonia: current status and requirements for management.
Ursus 12: 31-36.
Waits, L., Taberlet, P., Swenson, J.E., Sandegren, F. & Franzén, R. 2000:
Nuclear DNA microsatellite analysis of genetic diversity and gene flow in the Scandinavian
brown bear (Ursus arctos).
Mol. Ecol. 9: 421-431.
Wiegand, T., Knauer, F., Kaczensky, P. & Naves, J. 2004:
Expansion of brown bears (Ursus arctos) into the eastern Alps: a spatially explicit population
model.
Biodiversity and Conservation 13: 79–114.
Wiegand, T., Revilla, E. & Knauer, F. 2004:
Dealing with uncertainty in spatially explicit population models.
Biodiversity and Conservation 13: 53-78.
WWF Austria 2005:
Final report of genetic monitoring 2005.
Bear – Newsletter No. 3/2005, 4 pp.
Zedrosser, A., Gerstl, N., & Rauer, G. 1999.
Brown bears in Austria - 10 years of Conservation and Actions for the Future.
Monographien, Band M-117. Umweltbundesamt (Federal Environment Agency), Wien, 42
pp.
Zedrosser, A., Rauer, G. & Kruckenhauser, L. 2004:
Early primiparity in brown bears.
Acta Theriologica 49 (3): 427-432.
Ramazan Boztepe
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi
Yasal uyari: Yayinlanmasi ya da alinti yapilmasi yazarin iznine baglidir.
Ankarada Hayvanlari Koruma Dernegine ( HAYKOD ) ait bir barinakta yasiyan Ursidae
ailesinden Ursus arctos syriacus cinsi 21 yasindaki disi bir Bozayi ile ilgili olarak A.P.
Germany e.V. basta olmak üzere bazi hayvan koruma dernekleri, birimleri ve bir cok
hayvanseverin konu hakkindaki görüs ve düsüncelerimi alma eksenli müracaatlari üzerine
basta Avrupa Birligi olmak üzere uluslararasi gecerli bilimsel veri ve cözümlemelerden de
yararlanarak Türkiyedeki “hayvan koruma ve Hayvan Haklari“ eksenli tartismalara positif
bir ivme kazandirmak ve tartismalarin tarafi degerli Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari
aktivistlerine kendi penceremden kisa özet bir paylasimla katki sunmak istedim.
Bahsi edilen “Bozayi” sahsinda yürütülen tartismalar elbetteki söz konusu bireyin yasam
kalitesinin artirilmasi gibi önemli ve degerli bir yönelimi icermektedir. Ancak tartismalarin
dili ve yönelimleri daha önce yasanmis benzeri eylemliliklerde de tespit edilebilecegi gibi
gercekte uluslararasi platformlarda yasanan tartismali ortamin Türkiye versiyonu olarak
ta görülebilmelidir.
Sayin Prof.Dr. Nilüfer Aytug Hocamizin bahsi edilen “Bozayi” sahsinda hazirladigi
28.09.2009 tarihli ve B.30.2.ULU.0.23.00.00/020/1514 sayili raporunda “Hayvan
Refahi`nin” realise edilebilirligi hayvanin türü ve cinsinin biyolojik ihtiyaclari temelindeki
bir yaklasimla mümkündür anlamina gelen tespitleri isvecli ünlü Biyolog Prof.Dr. H.
Würbel Hocamin “Biyolojik Ihtiyaclar Temelindeki Hayvan Koruma” perspektifinden ayri
olarak ele almak bilime tezat düsmek olacaktir ve “Biyodiversite” anlamindaki yok
oluslarimiza prim vermek anlamina gelecektir.
“Hayvanlara Özgürlük” bicimindeki sloganlari icsellestirmis hayvan haklari savunucusu
kurum. birim, dernek ve bireylerin cikislarini “Her Bir Hayvansever Haksizliga Ugrayan
Hayvanlarin Avukatligini Yaptigi Sürece” bu anlamda geleceklerimiz güvenceye alinmis
olacaktir seklindeki uluslararasi belirlemelerden izole etmek “Barislar ve Savaslar”
anlamindaki yikimlari / ya da yeniden var olmalari anlamama olarak algilanmalidir.
Hayvanlari korumak icin “Ahlaki ve Moral Degerleri” öne cikarmaya calisan Hayvan
koruma birim, dernek ve bireylerin cikislarini “Hayvan ve Ethik, Hayvan ve Sosyoloji,
Hayvan ve Theoloji...” benzeri uluslararasi tartismalardan ayri düsünmek iki yüzlülük
olacaktir. Ve Yasadigimiz cografyaya bu anlamda haksizlik olacaktir.
Iste bahsini ettigim bu ve benzeri nedenlerden dolayi “Bozayi” öznelindeki tartismalari
anlamak ve bahsi edilen birey sahsinda cözümlemelere gitmek icin olup bitenleri global
konjektürde anlamaya calismak ve realise edilebilirlilikler anlaminda diversikativ analiz
ve projelere evriltilebilecek mental durumlari yaratabilecek bilinc ve suura (conscientia)
erisime hizmet edecek tartismalara kapiyi aralamak gerekiyor.
Daha cok eldeki veriler eksenli olarak yapmaya calistigim analiz ve tespitlerde cözüm
anlaminda sonuca ulasmak icin:
Kullanilan Metodlar:
- Verifikasyon (empirismus, positivismus) – Falsifikasyon Metodu : Hayvan Koruma ve
Hayvan Haklari ile ilgili analizlerde kullandim. cünkü böylesi yönelimler bilimsel
gelisimlere paralel olarak reorganize olma durumundaki fikir akimlaridir.
- Elestirel Rasyonalismus Metodu: Kamu Birimleri (Orman ve Cevre Bakanligi vb gibi) ile
ilgili analizlerde kullandim. Cünkü buradaki düzenlemeler ve islevsellikler belli bir yasal
cerceveye sahip olmalidir ve her bir eylemsellige (yasam hakki gibi) esit durmak
zorundadir
Kullanilan Araclar:
- Deduktif Araclar. Gözlem ve Tecrübe...
- Induktif Araclar: Tartismalardaki Paradoxlar... (Her iki taraf haklidir ve / ya da her iki
taraf haksizdir)
- Abduktif Araclar. “Geleneksel ve Klasik Mantik” cercevesinde kabul gören dogrular /
yanlislar esas alinarak sonuca gitme mantigi arac olarak kullanildi.
Genel anlamda ele alinan konular:
- Türkiyede Hayvan Koruma
- Türkiyede Hayvan Haklari
Tartismalarda yer alan taraflar olarak :
- Hayvanlari Koruma Dernegi “HAYKOD” sahsinda “Hayvan Koruma Aktivistleri”
- Hayvan Haklari Federasyonu sahsinda “HAYTAP” “Hayvan Haklari Savunuculari”
- Karacebey Bozayi Rehabilitasyon Merkezi ve Cevre ve Orman Bakanligi ve Ilgili Birimleri
Amac :
Haykod adli dernege ait bir barinakta yasiyan 21 yasindaki disi bir “Bozayi” sahsinda
yürütülen “yabani hayvan menegment” tartismalarinda ulusal perspektifleri yakalama
esprisinden hareketle bahsi edilen bireyin “Nerede yasamalidir?” sorusuna yanit bulmak.
Bu makalemle anlasilmayi kolaylastirmayi hedefledigimi ve bu nedenle amaci asmama
anlaminda ilgili konularin sadece genel basliklar anlaminda verilmeye calisildiginin göz
önünde bulundurulmasi gerektiginin altini özellikle cizmek istiyorum.
Bildiginiz gibi islenen her bir konu basligi (hayvan koruma gibi) ve olgu (biyolojik
davranislar gibi) basli basina birer arastirma konusu olup yüzyillardir tartisila gelen ve bir
cok bilinmezligi iceren bilim kollaridir.
Türkiyede Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari :
Dünyada savaslarin zulüm ve katliamlarin futursuzca sergilendigi tarihlerde yani 1908
yilinda güzelim ülkemde „hayvan koruma“ bilincinin yesermeye basladigini sanirim,
bilmeyen yoktur. Ve bu cabalar „Kemalist Genc Cumhuriyetin“ kurulusundan hemen
sonra 1924 yilinda “Himaye-i Hayvanat Cemiyeti” adiyla resmi bir hüviyete kavustu.
Daha sonraki yillarda 1955 yilinda “Hayvanlari Koruma Dernegi (HAYKOD)” kuruldu ve
Türkiyedeki ilk “Hayvan Barinagini” kurdu. Ancak Avrupanin almanya ve ingiltereden
sonra en eski hayvan koruma calismalarina ev sahipligi yapmis ülkemde su an yasananlar
her bir ülke vatandasinin icini sizlatmalidir.
Daha bir kac on sene önce kurulmus avrupai benzer örgütlenmeler basta üniversiteler
olmak üzere devletlerin ilgili kurumlarinca uluslararasi önemli proje ve calismalar
öznelinde öncülük anlaminda desteklenirken ve bahsi edilen dernekler bilim adamlarinin
arastirmalarina konu olmaya devam ederken bizler bu anlamdaki miraslarimiza nasil
yaklasiyoruzun yanitini bile arama geregi duymuyoruz!
Ekolojik dengelerin gelecekleri yok etme anlaminda hoyratca alt üst oldugu günümüz
dünyasinda bu yönlü calismalara yönelmeyen toplumlarin yasama sansi varmidir? Sorusu
bilimsel oldugu kadar ethik sorumluluklar anlamindada üzerinde durulmasi gereken bir
konu oldugu kadar bütün modern gelismis ülkelerin öncelikleri arasinda yerini aldigi
gercegini herkesin bilince cikarmasi gerekiyor.
Yani Hayvan-Insan-Doga üclemindeki realiteleri anlamak gerekiyor. Ki ancak bu sekilde
gelecek güvencemiz olan “Biyodiversitedeki Süreklilik” ilkler anlaminda bilinclerimizde
kavramsallasir. Iste tam bu noktada “Hayvan Koruma” olgusal bir icerik kazanacaktir.
Ancak ülkemdeki hayvan – insan eksenli tartismalarda uluslararasi kilit olgular bile teget
gecilmektedir.
“Bir ulusun büyüklügü hayvanlara verdigi deger ile ölcülür”(M.Gandii, Hindistan) tespitinin
vermek istedigi mesaji anlamayan yaklasimlar “ahlak yüceltilmis degerler anlaminda her
canliya zarar verir” (R.Boztepe, Hayvan ve Ethik, 2008) benzeri belirlemeleri
polemiklestirmek suretiyle herkese zarar vermek suretiyle kendisini yok edecektir.
Yani türkiyedeki hayvan-insan-doga eksenli duruslar ne yazikki kendi dogal mecrasindan
kopuk dayatma ve taklitlerle mevcut global
-
Dualism - monism - pluralism
Utilitarianism - moralism - amorality;
Decisionism - fictionalism - intuitionism; rationalism - egoism - consequentialism;
Pathocentrism - biocentrism - holism ...
benzeri felsefik, sosyalojik, politik, biyolijik... olgulari gündemlestirememekte ve bu
anlamdaki bakis acilarinda bir netlesme yasayamamaktadir.
Hatta kendi icinde belirgin bir konflikt yasiyan bakis acilariyla ayrisma ya da aynilasma
noktalarinda da bir tutarsizlik yasanmaktadir. optimismus ya da pessimismus arasindaki
ince cizginin önemini kavramadan ahlaki realismus ve ahlaki relativismus adina bireyin
ahlaki konumu öne cikarilarak cözüm üreten bir mantigin ekolojik ahlak adina fikir
üretmesi ülkemizdeki insan - hayvan iliskilerinde bir anlasilmazligi dayatmaktadir.
Yani adeta ekolojik ahlak cözümlemeleri adina yaptiklarimizla kendimizi inkar etme
temelinde kendi tekrarimizi yasamaktayiz. Ki böylesi bir yaklasim bahsi edilen sorunlarin
cözümü noktasinda cözümzüzlügü dayatmaktadir.
Mesela dünyada “Hayvan Koruma” ve “Hayvan Haklari” konularindaki pratik ve teorik
yaklasimlarda farklilasma bakis acilari ve cözümlemeler anlaminda cözüm üretirken
türkiyede bu durum sloganlar anlaminda ki ruhsal tatminlerle sinirli kalmaktadir.
Yine dünyadaki Hayvan Koruma aktiviteleri
-
Antopozentrik
Pathozentrik (Jeremy Bentham)
Biyozentrik (Albert Schweitzer)
Kosmozentrik
vb gibi…
yaklasim tarzlari ile tartisilirken kendimizi Descartes mantigindan kurtaramamis olmanin
bilincinde bile olmadan „hayvanlara yaptiklarimiz bize aynen geri döner“(Pythagoras)
mantigini icsellestirmeye calisiyoruz ve bu anlamda aynilastigimizin farkinda bile
olamiyoruz.
Durumun vehameti ilgili konu öznelinde yasanan tartismalarda cok acik olarak
görülebilmektedir.
Elbetteki bütün yetmezliklere rahmen umut verici bazi yönelimlerin mevcudiyetinden de
burada bahsetmek gerekiyor.
Özellikle 1924 yilinda “Himaye-i Hayvanat Cemiyeti” adli olusumun manevi anlamda
devamcisi olarak kabul edilen “Türkiye Hayvanlari Koruma Derneginin (THKD)” hayvanlari
koruma adina barinaklarin iyilestirilmesi basta olmak üzere ortaya koydugu cözüm
perspektifleri ve bir cok entellektuelimizin bir araya gelerek olusturduklari ve bir cok irili
ufakli dernek ve birimi himayesinde bulunduran “Hayvan Haklari Federasyonu” adli
federasyonumuzun özellikle global “Hayvan Haklari” bakis acisini cok sancili bir
dönemden gectigimiz bir sürecte ortaya koymaya calismasi oldukca önemli girisimlerdir.
Ancak kendilerinin bir cok demecinde rastaladigimiz yakinmalarininda dikkatlice
incelenmesi gerekmektedir. Özellikle kamusal alandaki yetmezlikler ve bilim cevrelerinin
konuya duyarsizliklari temelinde yasadiklari sikinti ve yetmezliklerinin iyi görülmesi
gerekiyor. Elbetteki ilgili söz sahibi birimlerimizin bu anlamda birey sorunlarinda
gösterilen cabalarin genel sorunlarin cözümüne katki saglayacak daha bilimsel proje ve
calismalarla desteklenmesi ve bu vesileyle kendilerini yetkinlestirmelerinin daha kalici
cözümlere hizmet edecegini özellikle vurgulamak gerekiyor...
Sonuc olarak basta Üniversitelerimiz bünyesindeki Veteriner fakülteleri, Biyoloji
Fakülteleri olmak üzere ilgili tüm bilim cevrelerimizin ve kurumlarimizin bu alandaki
boslularimizin geleceklerimiz anlaminda doldurulmasina yönelik calismalara ivedi olarak
baslamasi gerekmektedir. Ve ben bu vesile ile 2008 yilinda ilgili tüm birimlerimizin bilgi
ve ilgilerine sundugum
„Hayvan Koruma ve Ethik Institusü`nün“ ( www.abveteriner.org ) kurulmasina yönelik
projemin bir daha gözden gecirilmesini rica ediyorum
Karacabey Ovakorusu Ayı Barınağı :
1994 yılında sokaklarda oynatılan ayıların toplatılması için başlatılan “Libearty- Türk Ayı
Projesi” cercevesinde 1996 yılında sponsorlügünü ve koordinasyonunu Dünya Hayvanlari
Koruma Birligi „WSPA“ (World Society for the Protection of Animals) yaptigi KaracabeyOvakorusu sahasında 4.5 ha.lık alanda ayılar koruma altına alınmıştır. Daha sonralari
2001 – 2009 yillari arasinda merkezi Almanya olan Pro Animalia tarafindan finanze ve
koordine edilen proje nihayet 2009 yili itibariyle Cevre ve Orman Bakanligi himayesine
alinmis olup su anda yaklasik100.000 m²lik bir arazi üzerinde calismalarini
sürdürmektedir.
Bu merkezdeki Bozayilara Uludug Üniverisitesi Veteriner Fakültesi Ic hastaliklari anabilim
dali baskani Sayin hocamiz Pro.Dr. Nilüfer Aytug ve bir asistani ile iki hayvan bakicisi
tarafindan büyük özverilerle saglik, bakim ve rehabilitasyon hizmetleri verilmektedir.
„Bozayilar sayi itibariyle 50 sayisini coktan asmis durumda ve sorunlu Bozayilarda
rehabilite etme anlaminda basari grafiginde önemli bir ivmenin yakalandigi eldeki
verilerden anlasilmaktadir.“ (Cornelia Baumsteiger, 25.11.2007, WDR Fernsehen)
Karacabey ve Bandırma yöresindeki kuruluşların gıda yardımları gönderdiği ayı barınağı
(Karacabey Belediyesi, web sayfasi) avrupadaki en büyük „Bozayi Reha Merkezi“ olarak
kabul edilmektedir.
„ … Yurdun her yanında barınağa getirilen dansçı ayıların çoğalmalarını engellemek için
burada kısırlaştırıldıkları açıkladı. Etlik piliç fabrikalarının artıklarıyla, yöre esnafı ve halkın
yiyecek yardımıyla beslenen oyuncu ayılar, gün geçtikçe ziyaretçi sayısında artış
sağladılar … Karacabey'e bağlı Yeniköy'de Dünya Hayvanları Koruma Derneği'nin
desteğiyle oluşturulan doğal barınaklar, sokaklarda dolaştırılan, eziyet çektirilen ayılara
özgür bir dünya sundu. 1993 yılında hazırlanan rehabilitasyon projesi çerçevesinde doğal
yaşama hazırlanan dansçı ayılar, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor …
Yeniköy istikametine gelenlerin uğramadan geçemediği ayı barınağının amacına ulaştığını
belirten üniversite yetkilileri, … sokaklarda oynatılarak eziyet çektirilen dansçı ayıların
Yeniköy'deki barınak sayesinde özgürlüklerine kavuşmaları sağlandı. Böylece, dünya
çapında başlatılan "dansçı ayılara özgürlük" Yeniköy'de noktalanarak, tonlarca yiyecekle
beslenen dansçı ayılara ziyaretçilerin gözleri önünde 'özgür bir dünya sunuldu… Dansçı
ayıların Yeniköy'deki barınaklarında kış uykusuna yatma isteklerinin azaldığı gözlenmiştir.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız yetkililer, kış uykusunun söz konusu olması için iklimin
oldukça soğuk olması gerektiğini vurguluyorlar. Ilıman iklime sahip Yeniköy'de, ayıların
ancak karlı hava koşullarında kış uykusuna yatabildiğini söyleyen yetkililer, çok soğuk
günlerde ayıların bu özellikleri nedeniyle barınağa uğramadıklarıni belirtiyorlar … “
(Karacabey Belediyesi, web sayfasi)
Sayin Prof.Dr. Nilüfer Aytug Hocamizin bahsi edilen “Bozayi” sahsinda hazirladigi
28.09.2009 tarihli ve B.30.2.ULU.0.23.00.00/020/1514 sayili raporuna istinaden
taraflardan biri konumunda görülmesinden dolayi sayin hocamizin hosgörüsüne siginarak
bahsi edilen rapor ile ilgili görüs ve tespitlerimi paylasmak istiyorum.
Bahsi edilen rapor basta hocamizin “Bozayilar” öznelinde büyük yirtici hayvanlarla ilgili
tecrübe ve bilgisine dayanmakta ve kendi alanlarinda internasyonal platformlarda kabul
gören bilimsel calismalari ile bilinen “Zander, Roth, Huber, Larsson...” adli bilim
adamlarinin konu ile ilgili bilimsel tespitlerine yer vererek önemli bir verilendirme yapmis.
Rapor “Hayvan Refahi” eksenli gereklilikler esasina göre hazirlanmis ve hayvanin türü ve
cinsi eksenli Biyolojik ihtiyaclara endexli hayvan bakim ve beslemesinin zorunluluguna
isaret etmis. Hocamizin yaptigi bu tespit sadece “Bozayilar” icin degil tüm yaban
hayvanlari ve hatta evcil hayvanlar icin gecerliliginin tartismasiz kabul görmesi gereken
bilimsel tespit ve verilerdir. Ayrica biyolojik davranislarin stimulasyonunun bu anlamda
önemi ve gerekliligi önemli bir baska tespit olarak raporda yer almaktadir.
Nedensellik anlamindaki bu tespitlerin yani sira islevsel kilma anlamindada “Bozayilar”
öznelinde yeterli ve anlasilir örneklendirmeler genis bir bicimde raporda yer almaktadir.
Sayin hocamiz sonuc olarak raporunda yer verdigi verilendirmelerin isiginda tartisma
konusu olan 21 yasindaki disi “Bozayinin” mevcut yasam biriminde bu olanaklardan
yararlandirilmadigi tespitinden hareketle kendisinin sorumlulugundaki “Karacabey Bozayi
Birimine” nakledilmesini tavsiye etmektedir.
Yabani hayattan bir sekilde koparilmis yabani hayvanlar “nasil bir yasam alani?” “nasil bir
bakim sistemi?” benzeri sorular esliginde ünlü Zoolog H. Heddiger (1942) döneminden
beri ciddi anlamda üzerinde bilimsel calisma yapilan oldukca komplex bir sisteme sahip
ve bu nedenle simulatif yöntem ve analizlerle üzerinde yogunlasilmasi gereken ciddi bir
sorun.
Ekolojik dengelerdeki bozulmanin yarattigi yasamsal riskler yasadigimiz dönem itibariyle
“biodiversitete sürekliligi” saglamayi zorunlu kilmaktadir. Bu amacla ekolojik
verilendirmeler ve rezervlerin “adil” kullanimlari ile ilgili oldukca yogun “flora ve fauna”
iyilestirme arastirmalari ve proje calismalari yapilmaktadir.
Bu cercevedeki yönelimlerde elbetteki yabani hayat ve yaban hayvanlari oldukca can alici
bir rol oynamaktadir.
Ayrica bu amaca hizmet etmesi icin gelistirilen hayvan koruma perspektifleride bu
alandaki bazi yönelimleri en asgari anlamda bile etik zorunluluk olarak görülmelidir.
Yaban hayati ve Yaban hayvanlari sorunlarina global cözüm anlaminda 1980 yilinda
IUCN, UNEP ve WWF tarafindan olusturulan “Dünya Cevreyi Koruma Stratejisi” ve 1991
yilinda “Yerküremize Karsi Sorumluluklarimiz” adiyla doruga cikan calismalar yarinlarimiz
icin yapmamiz gerekenler anlaminda ülke olarak cok önemsemiz gereken ipuclari
vermektedir. Yerküremizin korunmasinda insan ve cevre iliskilerindeki dengenin önemine
isaret eden ilgili organizasyonlar bu amacla üc önemli inisiyatif olusturdular ve bu alanda
yapilmasi gerekenleri su ana basliklarla vermekteler:
- Nesli tehlike altinda olan türlerin ve onlara ait yasam alanlarinin korunmasi
- Hayvan bakimi ile ilgili iyilestirmelere ve doga korumaya hizmet edecek bilimsel
calismalarin yayginlastirilmasi
- Doga Insan iliskilerindeki dengenin gözden gecirilmesi ve dogayi korumanin neden
gerekli oldugunun kamuoyu bilincine yerlestirilmesine yönelik politik bilincin
olusturulmasi.
Sayin Prof.Dr.Nilüfer Aytug Hocamizin bazi kamusal yetersizliklere rahmen “Bozayilar
Projesi” öznelinde üstlendigi misyon tartisma konusu olan dostumuz “Meyvan” adli
Bozayinin “nakledilsin mi? yoksa edilmesin mi ? benzeri traji-komik bir polemige konu
edilme temelinde yipratilmasi dogru bir yaklasim degil ve kabul etmekte mümkün degil.
Ne diyor hocamiz ilgili raporunda:
“Biyolojik davranislar stimule edilmelidir” gercekten bütün canlilar icin gecerli olan ideal
“Refah seviyesi “ kelimenin tamanlamiyla bu cümlede gizli. Bu nedenle makelemin bu
bölümünde stimulatio kavramini biraz acimlamak istiyorum.
Burada söz konusu olan bazal stimulasyondur. 1975 yilinda Andreas D. Fröhlich tafindan
bir okulda yapilan experimentel bir calisma neticesinde ortya konuldu. Daha sonraki
yillarda hayvanlarda da insanlara benzer bir yapinin söz konusu oldugu ortaya konulda.
Insanlarda hayvanlardan farkli olarak stimulatif faktörlerin kendisini ifade bicimlerindeki
etkisi oldugunu da burada eklemek gerekir.
Ancak yabani hayvanlarda dogal yasam alanlari disindaki yasam alanlarinda stimulatif
etki faktörlerini olusturmak oldukca karisik bir icerige sahip ve kimi zaman basari elde
edilememektedir. Hatta kimi durumlarda hayvan koruma eksenli yasalar bile bu anlamda
engelleyici olmaktadir. (avini kendi yakalama gibi)
Stimulatif etki olusturmada önemli bazi faktörler olarak:
-
Aktif ve Pasif periyodlar arasindaki ritmik denge
uygun yasam alanlari ve ögrenme alanlarinin yaratilmasi
eylemsel kilinmadaki olanaklarin olusturulmasi ve organize edilmesi
bireysel ya da gruplar arasindaki iliski olanaklarinin yaratilmasi
günlük aktvitelere katilimin olanakli kilnmasi
vb gibi
Sadece bu kisa verilerden bile yapilanlar ve yapilmasi gerekenler arasindaki farkliliklarin
ne derece yogun bir calisma gerektirdigini anlamak mümkündür
Yani “Yaban hayvanlari yabani hayatta kalmalidir” ve buna yönelik calisma ve projelerin
olusturulmasi ve islevsel kilinmasi en gercekci yönelim olacaktir...
Tartisma Konusu Bozayiya Ait Veriler :
Kimligi :
Ursidae ailesinden Ursus arctos syriacus cinsi 21 yasinda disi bir Bozayi olan “Meyvan”.
dönemin sartlarindan dolayi dogum yeri olan hakkari bölgesinde bulundugu dogal yasam
alanlarindan koparilarak ve yine ayni dönemde sorumlulugu üstlenmeye en elverisli
olarak kabul edilmis Hayvanlari Koruma Dernegi “HAYKOD`un” ankaradaki barinagina
1990 yilinda 2 aylik bir yavru iken teslim edilmis. Ve o tarihten beri söz konusu birim
tarafindan bakim ve beslenmesi üstlenilmis.
Dernek yöneticilerinin verdigi bilgilerden degisik dönemlerde basta Ankara Hayvanat
Bahcesi olmak üzere bir cok ilgili birim ve kurum ile iliskiye gecilmis ve devamindaki
yasam kosullarindaki kalitenin artirilmasina yönelik alternatif mekanlar arastirilmis ancak
hicbir sonuc alinamayinca bulundugu kosullardaki sartlarin türün cesidi ve ihtiyaclarina
yanit olabilecek sartlara kavusturulmasina yönelik dernegin ilgili birimlerince arastirmalar
yapilmis ve elde edilen veriler pratiklestirilmeye calisilmis.
Mesela bu anlamda
-
Hayvanin saglik durumu ile ilgili olarak zamaninda olasi olumsuzluklarin
yasanmamasi icin Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi ile sürekli iliskide
olunmus, Orman ve cevre bakanligindaki uzman cevreler ile ihtiyac dahilinde
istisarelerde bulunulmus.
-
Bozayilarla ilgili “Yellowstone-Nationalpark, Grand-Teton-Nationalpark ve WSPA vb
bir cok uluslararasi birimler ile iliskilere gecilmis ve bu anlamda Bozayilar ile ilgili
en uygun bakim kosullarinin yaratilmasi amaclanmistir.
Yasam Alani :
Burada ki bilgiler “Haykod” yetkilisinin sorularima verdigi yanitlara dayanmaktadir.
“ ... Ayı’ nın barındığı alanda topografik eğim % 10-12 civarındadır. Alan; 15,50 metre
uzunluğa, 14,70 metre genişliğe 3-3,50 metre yüksekliğe sahiptir. Yapı çelik
konstrüksiyon olup tel örgü ile çevrilidir. Alanın içinde beton havuz; yaklaşık 2,50 x 2,50
ebadında betonarme in ve Ayı tarafından oluşturulan toprak inler mevcuttur. Ayrıca
alanda Ayı’ nın oynaması amacıyla yatay kütükler, salincak ve traktör lastiği
bulunmaktadır.” (HAYKOD)
Sosyal Aktviteleri, Davranislari ve Saglik Durumu :
Burada ki bilgiler “Haykod” yetkilisinin sorularima verdigi yanitlara dayanmaktadir.
“ ... Genel duygusallik yari evcil oldugu icin mayvanda daha göze carpici, ellerini
kullanma becerisi yüksek, zeka ve hafiza düyzeyi ileri, yasina rahmen pikte. Kis uykusuna
hayvanat bahcesindeki hemcinsleri yatmazken meyvan düzenli olarak her yil kis uykusu
dönemini en az 3 ay yatmaktadir.
...Insanlarla arasi iyi (Özellikle de binimle yakinen tanidigi kisilerle arasi cok iyi ve
uzaktan taniyor, cagiriyor, dikkat cekmek icin numaralar yapiyor. Asla unutmuyor).Yine
de dogasini evcillestirmek icin bugüne kadar hic bir zorlamada bulunmadigimiz icin 2
yasindan itibaren kafesine insan girmiyor, diger evcil hayvanlarla uyumu sifir...
Bir gün dahi hastalanmadi maasallah son derece saglikli ve hareketli enerjik yasini asla
göstermiyor, tüylerinin dokusundan, kitiklasmamis, yaglanmamis, ayriksilasmamis ve
cetelesmemis olmasindan ve gözlerinin ferinden zaten görülüyor ne kadar sahlikli
oldugu... “ (HAYKOD)
Gida ve Besleme :
Burada ki bilgiler “Haykod” yetkilisinin sorularima verdigi yanitlara dayanmaktadir.
“...Sebze ve Protein dengesine dikkat edilerek mevsim meyvelerini severek tüketmekte,
balik diyetinden eksik edilmemekte, suyunun her daim temiz ve soguk olmasina dikkat
edilmekte, situmilasyon özelligini kaybetmemesi icin yaz aylari boyunca meyve ve
baliklari büyük buz kaliplari icerisinde verilmekte, komg tabir edilen büyük plastik
oyuncaklar icerisindede yiyecek ve bal saklanarak verilmektedir...” (HAYKOD)
Avrupa Birligi Ülkesi “Almanya ve Avusturya`nin” Ilgili Yasa ve Yönetmeliklerinin
Bozayilarin Bakim Kosullari ile Ilgili Sartlari :
Asagidaki tabeleda verilen degerler en asgari veriler olup bakim ünitesi ayirimi
yapilmaksizin verilmistir. (hayvanat bahcesi, bakimevi, botanik bahceleri vb gibi)
Hayvanin adi
Hayvan Sayisi
Asgari dis alan
hacmi
Bozayi
(Ursus arctos)
2
150 m²
(Avusturya)
200 m²
(Almanya)300m
500
Asgari
dinlenme alani
hacmi
(Mesela: Box
basina)
6 m²
Ilave edilecek
her bir birey
icin asgari
hacim
20 m²
Istenilen ek hususlar:
-Bozayilarin bakim ve beslenmesi icin ilgili kurumlardan izin alinmasi mecburidir.
- Yasam alanlarindaki zemin ihtiyac halinde hayvan tarafindan islenebilirliligine dikkat
edilmelidir yani dogal olmalidir (saklanma, dinlenme, kis uykusu yerinin kendisince
belirlenmesi özgürlügü)
- Tirmanma imkani verecek agac dallari ve kaya bezeri imkanlar mevcut olmalidir.yok
Tirmanma dallari hayvana tutma (kavrama organi) olanagi sagliyacak kalinlikta olmalidir
- Hayvanin ihtiyac dahilinde izole edilebilcegi ek alani olmalidir
- Yasam alaninda hayvanin can sikintisini giderecek arac ve gerecler mevcut olmalidir.
(Salincik ipleri, Saman yiginlari, plastik ficilar ve benzeri gibi). Ayrica Yemlerin zaman
zaman saklanarak verilecegi uygunluktaki tedbir alinmis olmalidir.
- Yikanma – Yüzme gibi ihtiyaclari giderecek önlemler alinmis olmalidir.
Verilerin Karsilastirilmasi :
1. Asgari Dis Alan Hacmi:
Avusturyada asgari yasam alani hacmi 150 m² ve Almanyada 200 m² olarak
belirlenmisken tartisma konusu Bozayiya ait mevcut alan 300 m² olarak verilmis. Ilgili
ülkelerin yasalari cercevesinde bir sorun yasanmayacaktir
2. Dinlenme Alani Hacmi (Box, In vb gibi):
Söz konusu barinakta örnek olarak secilmis ülkelerdeki asgari verilerin cok üstünde
oldugu veri olarak mevcut. Ilgili ülkelerin yasalari cercevesinde bir sorun
yasanmayacaktir
3.) Eldeki veri söz konusu barinakta zeminin dogal yani toprak zemin oldugu
anlasilmaktadir. Ve hatta Bozayinin kendisinin kazidigi bir ine sahip oldugu eldeki
verilerden mevcut. Ilgili ülkelerin yasalari cercevesinde bir sorun yasanmayacaktir
4.) Bir takim sunni tedbirlerle tirmanma ve benzeri ihtiyaclarin giderildigi verilen
bilgilerden anlasilmaktadir. Ancak dogal tedbirlerin alinmasi daha dogru olacaktir. Ilgili
ülkelerin yasalari cercevesinde bir sorun yasanmayacaktir
5.) Ihtiyac dahilinde (hastalik gibi) izole edilecegi bir mekan mevcut. Ilgili ülkelerin
yasalari cercevesinde bir sorun yasanmayacaktir
6.) Bir takim sunni tedbirlerle serotip olusumunun engellenmesi amacli davranislari
stimule edilebirliligi olanaklari olusturulmaya calisildigi verilen bilgilerden anlasilmakatdir.
Ilgili ülkelerin yasalari cercevesinde bir sorun yasanmayacaktir
7.) Bir yüzme havuzuna sahip oldugu verilen bilgilerden anlasilmaktadir. Ilgili ülkelerin
yasalari cercevesinde bir sorun yasanmayacaktir
Hayvanin Nakli / Kalmasi ile Ilgili Göz Önünde Bulundurulmasi Gereken Hususlar :
“Hayvanin Karacabey Rehabilitasyon Merkezine ya da baska alternatif bir merkeze nakli
ile ilgili karar verilirken:
3 temel kriterin göz önüne alinmasi gerekiyor
1.) Nakil veya bulundugu alanda kalmasi durumunda hayvanin yasam kalitesinde
olusabilecek negativ ve positif degisimler
2.) Ulusal ve Uluslararasi Yasalar
3.) Hayvan Koruma ve Hayvan Haklari konusunda mevcut tartismalar eksenli
olusturabilecegi positiv ve negativ etkiler
Sonuc :
Hayvanlari Koruma Derneigi (HAYKOD) ait bir barinakta ikamet ettirilen 21 yasindaki
Bozayinin gerek “Bozayi Kimligi” adli derleme yazimdaki hususlar ve gerekse ulusal ve
uluslararasi konjekturel realiteler ve en önemlisi bulundugu ortamda hayvanin
“Onur`unu” zedeleyecek bir yönelimin mevcut olmayisi, bakimi üstlenmis olan birim
yöneticilerinin “Bozayi” bakimi anlaminda baska birimlerle karsilastirildiginda kendilerini
yetkinlestirdikleri ve de verilecek olasi bir nakil kararinin emsal teskil etme olasiligi gibi
faktörleri göz önüne alarak Hayvanin 21 yil yasadigi yasam alaninda kalmasinda kendi
adima bir sakinca görmedigimi belirtmek istiyorum.
En icten saygilarimla
R.BOZTEPE
Yaban Hayvanlari Veteriner Hekimi / Almanya
Yararlanilan Kaynaklar :
- R.Boztepe, Gecmisten Günümüze Hayvanat Bahceleri Macerasi, TVHB Dergisi
- Dittrich, L (1977) Lebensraum Zoo – Tierparadies oder gefängnis, Freiburg
- Hediger, H. (1942): Wildtiere im Gefangenschaft
- Hediger, H. (1961): Tierpsychologie in Zoo und im Zirkus, Basel
- Hediger Mensch und Tier im Zoo, Zurüch/Stutgart/Wien
- R.Boztepe, (2007) : Hayvan ve Theoloji, Almanya
- Haigthn J (1993) Reserve Perspektive Basic Elephant or Enrichment? In: The Shape of
Enchriment (2).
- R.Boztepe, (2007) : Hayvan ve Ethik, Almanya
- Johann, A.(1992): Aktivitätforderung und Beschäftigung bei Wildtiere in menschenhand
- Rübel.A (1996) Tierschutzrelevante Aspekte bei der Gestalltung der Brillenbärenanlage im Zoo
Zurich, Scweiz
- R.Boztepe, (2007) Hayvan ve Sosyoloji, Almanya
- Roth, I (1996) Behavioural Enrichment und Environmental, EnrichmentDiss Albert Ludwigs
Universität, Freiburg in Breisgau
- Weisner, H (1995): Langweile im Zoo: ein tierschutzrelevantes Problem? Tierärztl. Praxis 23.328335
- Wiedenmayer, C (1995) : Futterverstecken als Haltungsbereicherung bei den asiatischen
Elefanten im Zoo Zürich
- Zander, Helmut: Anthroposophische Rassentheorie. Der Geist auf dem Weg durch die Geschichte.
In: Völkische Religion und Krisen der Moderne. Entwürfe „arteigener“ Glaubenssysteme seit der
Jahrhundertwende, S. 292–341. Königshausen & Neumann, Würzburg 2001, ISBN 3-8260-2160-6
- R.Boztepe, (2002) : Milli Parklar Gercegimiz, Almanya
- Martin Liechti (Hg.): Die Würde des Tieres. Harald Fischer Verlag, Erlangen 2002, ISBN 3-89131406-X
- R.Boztepe, (2008) :Hayvan Korumaya 4 Ekim Eksenli Genel bir bakis, Ciftlik Dergisi
- Hans Hinrich Sambraus und Andreas Steiger (Hrsg.): Das Buch zum Tierschutz. Ferdinand Enke
Verlag, Stuttgart 1997, ISBN 3-432-29431-X
- R.Boztepe, (2009) . Vetriner Hekimlik ve Sanat, VHD
- Gotthard M. Teutsch: Mensch und Tier – Lexikon der Tierschutzethik. Vandenhoek & Ruprecht,
Göttingen 1987, ISBN 3-525-50171
- R.Boztepe, (2007); Wildtier und Mensch, Almanya
- Günter Rohrmoser: Die Krise der Naturwissenschaften und ethische Fragen der Tierhaltung, Mensch-Tier-Verhältnis in: Landwirtschaft in der Ökologie- und Kulturkrise. Gesellschaft für
Kulturwissenschaft, Bietigheim/Baden 1996, ISBN 3-930218-25-9
- R.Boztepe, (2001) : lynx lynx kehrt zurück, Almanya
- Jean-Claude Wolf: Tierethik. Neue Perspektiven für Menschen und Tiere. 2., durchgesehene
Auflage. Harald Fischer Verlag, Erlangen 2005, ISBN 3-89131-415-9
- R.Boztepe, 2001 Tier in der Sosyologie, Almanya
- Elisabeth de Fontenay, Le silence des bêtes: la philosophie à l'épreuve de l'animalité, Paris: - Fayard, 1999 - gründliche Geschichte
- R.Boztepe (2008) : Hayvan ve Felsefe, Almanya

Benzer belgeler