topraksız tarım nedir, nasıl yapılır

Transkript

topraksız tarım nedir, nasıl yapılır
TOPRAKSIZ TARIM NEDİR, NASIL YAPILIR ?
Girişimci sermayenin son yıllardaki yakın takibe aldığı “topraksız tarım“, yakın geleceğin en popüler
yatırım alanlarından biri olmaya aday. Toprak yerine volkanik kayaların kullanıldığı, taş yünü ya da
perlit denilen maddelerle çeşitli minerallerin ve suyun enjekte edildiği sistem şimdilik az sayıda
girişimci tarafından yapılıyor.
Adana’dan Denizli’ye, Mersin’den, Afyon’a kadar birçok ilde yatırımcıların arazi aldığı topraksız
tarımda yatırım maliyeti metrekare bazında ortalama 60 Euro olarak hesaplanıyor.
Dünyada tarım alanları giderek verimsizleşiyor. Diğer yandan artan dünya nüfusu da küresel ısınma ve
gıda fiyatlarındaki anormal artışa bağlı olarak gelecekte büyük sıkıntıların habercisi. Geleneksel
tarımsal üretimin geleceğine ilişkin bu karamsar beklentiler, bilim dünyasını yıllardır yoğun bir arayış
içine itmiş bulunuyor. Örneğin topraksız tarım üzerine yapılan araştırmalar, bugün araştırma
boyutundan çıkarak fiili olarak uygulamaya girmiş durumda.
Henüz çok çok başında olsa da Türkiye de bu uygulamanın içinde. Türkiye’deki birçok yatırımcı,
gelişmeleri uzaktan ama büyük bir ilgiyle izliyor. Türkiye’nin her yerinden, her sektörden
girişimcilerin ilgi odağındaki topraksız tarım, toprağa göre beş kat daha fazla sağladığı verimle,
gelecek dönemin en kârlı işlerinden biri olmaya aday. İlginin nedenlerinden biri de bu.
TOPRAKSIZ TARIMIN AVANTAJLARI
Hijyenik ve daha lezzetli ürünler yetiştirme imkânının dışında, gübreleme, ilaçlama, aşırı sulama gibi
faktörlere gerek duyulmayan topraksız tarımda, başta geleneksel sebzeler olmak üzere hassas tıbbi
bitkiler ve yumru kök içermeyen yeşillikler daha sağlıklı yetiştirilebiliyor ve hastalık seviyesi
minimum düzeylere indiriliyor.
Topraksız tarımın bir çeşidi olan hareketli su kültürü ile yapılan yöntemde, bir tohumdan 16 bin tane
domates, bir dönümden 80 bin ton ürün alınıyor. Peki topraksız tarım nasıl yapılır? Hangi ürünler
üretiliyor ve bu ürünlerin pazarı nasıl?
Hareketli, su kültürü
40 MİLYAR DOLARLIK PAZAR
Dünyanın son dönemde odaklandığı sektörlerin başında tarım geliyor. Çünkü gıda fiyatları son
yıllarda yüzde 50’nin üzerinde bir artış yaşadı. Bu artışla birlikte dünya ekonomisi sarsılmaya başladı.
Gelişmiş ülkelerin önemli temsilcilerinden gelen bilgiler, gelecekte yüz binlerce insanın açlık çekeceği
yönünde. Yani bugünden tarıma yatırım yapanları, gelecekte daha rahat bir yaşam ortamı bekliyor.
Türkiye de, dünyada yaşanan gelişmeleri yakından izliyor. Yeni teknolojiler, sistemler geliştiriyor.
Tabii bunu sadece tarımla uğraşanlar değil, teknoloji şirketleri de yapıyor, vizyonu olan girişimciler
de… Türkiye, tarım açısından şanslı ülkeler arasında yer alıyor. Ancak tarımda bölünmüş topraklar,
erozyon ve kuraklık, verimi engelliyor.
Türkiye’nin toprak verimliliğinin yapılan araştırmalara göre son 10 yılda yüzde 23 azaldığı
belirtiliyor. Tarım alanında yeni gelişmeye başlayan topraksız tarım ise bugünün ve geleceğin yatırım
alanı olarak yerini şimdiden üst sıralara taşımaya başladı. Topraksız tarım, diğer adıyla “hidroponik
yetiştiricilik”, dünyada 40 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Türkiye’de ise 100’e yakın serada bu
teknik kullanılmaya başlandı.
VERİM 5 KAT DAHA FAZLA
Topraksız tarımın en yoğun olarak kullanıldığı ülkelerin başında Hollanda ve Belçika geliyor. Bu iki
ülkenin seralarının toplam yüzde 95’inde topraksız tarım yapılıyor. Türkiye’de ise özellikle son bir
yıldır yatırımcılar bu alana akın etmiş durumda. Türkiye’deki son tabloya göre toplam 48 bin hektar
seranın yaklaşık 4 bin dönümünde, topraksız tarım uygulamasına geçilmiş bulunuyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin topraksız tarım yapılan sera alanının iki üç yıl içerisinde 15 bin dönüme
çıkacağını söylüyor. Topraksız tarım yönteminde verim, normal tarıma göre beş kat daha fazla.
Hareketli su kültürü ile yapılan topraksız tarımda bir tohumdan 16 bin tane domates, bir dönümden 80
ton ürün alınıyor.
Bu tarımda hormon ve ilaç kullanılmıyor. Dolayısıyla kalıntı içermeyen ve yüksek fiyatlardan alıcı
bulan ürünlerin yetiştiği topraksız seralar, geleneksel seracıları da harekete geçiriyor. Ürünün
pazarlanmasında fiyatı yüksek olmasına rağmen hiçbir sıkıntı çekilmediğini belirten sektör
temsilcileri, hem iç pazarda hem de ihracatta alıcının sürekli olduğunu belirtiyor. Avrupa
standartlarında yapılan üretim, Avrupa pazarlarına, Rusya’ya, Arap ülkelerine çok rahat bir şekilde
ihraç ediliyor. Hatta zincir marketlerin bu ürünleri almak için hiçbir zorluk çıkarmadığı da belirtilenler
arasında. Çünkü tüketicilerin son dönemde sağlıklı beslenme anlayışı giderek gelişiyor.
METREKARE YATIRIMI 60 EURO
Topraksız tarımın yatırım maliyeti, diğer tarım metoduna göre yüksek. Ancak alınan verim
düşünüldüğü zaman bu yatırımın kârlı bir yatırım olduğu görülüyor. Yatırım tutarı plastik seralarda
metrekare başına 60 Euro iken, cam seralarda 70-75 Euro’yu buluyor. Bir dönüm için yapılması
gereken yatırım ise 70-75 bin Euro civarında. Yatırımın geri dönüş süresinin ise iki ila beş yıl arasında
değiştiği belirtiliyor.
Geri dönüş süresi, topraksız tarımın da çeşidine göre farklılıklar gösteriyor. Topraksız tarım Dizayn
Grup’un geliştirdiği gibi hareketli su kültürüne göre yapıldığı gibi, perlit, pomza gibi materyaller ile de
yapılıyor. Örneğin Dizayn Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları’na göre,
hareketli su kültürü ile yapılan topraksız tarım yatırımının geri dönüş süresi, 25 ay.
Mirmahmutoğulları, “Bizim sistemimiz çok farklı bir topraksız tarımı ortaya koyuyor. Biz anahtar
teslim proje, tesis veriyoruz. Yatırım maliyetimiz yüksek olabilir. Ancak yatırımın geri dönüş süresi
çok hızlı” diyor.
TOPRAKTA DEĞİL TAŞTA TARIM
Yatırımla ilgili olarak, volkanik bir kaya türü olan pomza ile de topraksız tarım yapmak mümkün. Bir
ton pomzanın fiyatı, sadece 30 Ytl ve pomzanın kullanım süresi sekiz yıl. Burada yatırım yapılacak
materyalin bilinçli bir şekilde seçilmesi, bu materyallerin nasıl kullanılacağı da önemle araştırılmalı.
Büyük şirketler bu alana büyük yatırım yapıyor. Kendi bünyelerinde ziraat mühendisleri çalıştırıyor.
Ancak sektör temsilcileri küçük ve orta boy yatırımcıların mutlaka üniversitelerden danışmanlık
hizmeti almaları gerektiğini söylüyor.
Topraksız tarım, bilgisayar kontrollü bir sistem gerektiriyor. Güneşin zararlı ışınlarının ürüne
ulaşmasını engelleyen UV ve IR katmanlı sera malzemeleri, Türkiye’ye ithal ediliyor. Asıl yatırımı, bu
ürünler oluşturuyor. Arazi yatırımı ise sözleşmeli çiftçilik modeli ile karşılanabiliyor.
Bitkilerin ihtiyacı olan mineraller, özel bir sulama yöntemiyle bitkiye aktarılıyor. Seranın ısınması,
nem, buhar düzeyi de bilgisayar kontrollüyle yapılıyor.
1 KİLO DOMATESİN MALİYETİ
Tüm bunlar maliyeti artıran etkenleri oluşturuyor. Ancak ekipmanların kullanımı, bitkilerin büyüme
sürecinin belirlenmesi, üretimin devamlılığı için uzman personel desteği şart. Tüm bu girdilerle
birlikte bir kilo domatesin ne kadara üretildiğini sorduk.
Bir üreticiden aldığımız bilgiye göre, bir kilo domatesin 1.2 Ytl’lik bir maliyeti var üreticiye. Satış
fiyatı ise 2 ila 4.5-5 Ytl arasında değişiyor. Burada katma değerli bir üretimden söz etmek mümkün.
Denizli’de iki yıldır bu işi yapan Gökşin Tarım’ın Genel Müdürü Ahmet Onur Karademir, bir dönüm
için 140 bin YTL yatırım yaptıklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor:
“25 dönümün bize maliyeti, 2 milyon Euro’yu geçmiş bulunuyor. Yatırımın geri dönüşünü beş yıl gibi
hesap ettik. Ancak ürünler, devamlı pazar buluyor. İlk yıl hem ihracata, hem de lüks marketlere
çalıştık.”
Topraksız tarımla yetiştirilen ürünlerin hemen raflarda yer bulabildiğini anlatan Karademir,
“Ürünlerimizin fiyatı daha yüksek. Kış ayı için normal sera malı domates 2 YTL ise bizim malımız 45 YTL’ye satılıyor. Ama güvenilir bir ürün oluyor” diyor.
GİRİŞİMCİLERDEN YOĞUN TALEP
Türkiye’de özellikle son yıllarda farklı alanlara yatırım yapmayı araştıran girişimciler, topraksız
tarıma odaklanmış durumda. Topraksız tarım için gerekli materyalleri pazarlayan şirket
yöneticilerinden aldığımız bilgilere göre inşaat sektöründen, özellikle de tekstil sektöründen kaçan
patronlar, bu işte nasıl kâr elde ederiz sorusunun yanıtını arıyor. Tedarikçi bir şirket yöneticisinden
aldığımız bilgiye göre, kendilerine mal temini için başvuran girişimci sayısı, son bir yılda 100’ü
geçmiş durumda. Yetkili, “Özellikle jeotermal bölgelerde, Akdeniz ve Ege’de bu işi yapanların
sayısının hızla arttığını görüyoruz. Klasik serasını topraksız tarım serasına, yani bir anlamda da
modern seraya dönüştürmek isteyen yatırımcılar artıyor” diyor.
İÇ PAZAR TALEBİ ARTIYOR
Topraksız tarım ürünlerinin bahsettiğimiz gibi ihracatta hiçbir sorunu yok. Ürünler, zincir marketlerde
ise kilo yerine, paket olarak satılıyor. Bir üreticinin verdiği bilgiye göre, eskiden üretimlerinin sadece
yüzde 2’sini iç pazara verirken, bu oran bir yıl içinde yüzde 10’a çıkmış.
Anahtar teslim tesis satan Dizayn Grup’un topraksız tarım teknolojileri müdürü Bülent Karayel, sektör
değiştirmek isteyen birçok yatırımcı olduğunu söylüyor. Karayel, “Gayrimenkulden, tekstilden birçok
yatırımcı var. Dengesi bozulan dünyada, tarımürünleri çok önemli olacak. Ultra teknoloji kullanılıyor
bu sistemde. Seraların içinde meteoroloji istasyonu bile var” diyor.
Karayel, yatırım için güney bölgelerini ve jeotermal bölgeleri tavsiye ediyor ve ekliyor: “Sakarya,
Aydın, Manisa, Afyon’da da yatırımlar artıyor.”
KUMLUCA, TOPRAKSIZ TARIM ÜSSÜ
Türkiye’de seracılığın ilk başladığı yer olan Antalya’nın Kumluca ilçesi, seracılıktaki
verimini topraksız tarım ile geliştirmeye başlamış. Hatta üreticiler, Kumluca’nın topraksız tarımda bir
üs olma yolunda ilerlediğini söylüyor.
Kışlık sebze ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Kumluca’da halen dört büyük topraksız tarım yapılan
sera bulunuyor. Bu seraların büyüklüğü 100 dönüme ulaşmış ve bu alanda beş büyük yatırımcı olduğu
belirtiliyor. Kumluca’nın 55 bin dönümlük arazisi var. Bu araziden ise yer almak isteyen girişimci
sayısının, her geçen gün arttığı belirtiliyor.
YATIRIMCILAR TAKİPTE
Bununla birlikte yatırımların daha da artacağını söyleyen Kumluca Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı
Alaaddin Aytekin, “Burada topraksız tarım, 100 dönüme ulaştı. Çiftçi başarıyı görmeden değişime
yanaşmıyor. O yüzden sera açıp, verim artışını göstermeye karar verdim. Daha şimdiden 20 sera sahibi
beni yakın takibe aldı.” diyor.
Aytekin, bu işe öncelikle 6 dönümle başlamış. Bugün ise 18 dönümlük bir araziye ulaşmış. 45 bin
fidesi var. İsviçre’den ithal ettiği bilgisayar kontrollü seraların yatırım maliyeti ise 2 milyon doları
bulmuş. Aytekin, yatırımın geri dönüşü ile ilgili olarak şunları söylüyor:
“Yatırım beş yılda kendini amorti eder. Ekonomide iyi bir çıkış olursa daha kısa sürer. Şimdi
narenciye bahçelerimizi topraksız seraya dönüştürmek istiyoruz. Büyük tesislerin kurulması için
narenciye bahçelerinin değerlendirilmesi gerekiyor. Bu işin rantabl olması için arazinin 20 dönüme
ulaşması gerekir.”
DİZAYN GRUP BİR TOHUMDAN 16 BİN TANE DOMATES ALINIYOR
“Beyin göçüne karşı beyin gücü” kampanyasına gelen bir projeyletopraksız tarım işine başlayan
Dizayn Grup, bu işte farklı bir yöntem kullanıyor. Hareketli su kültürü
yöntemiyle topraksız tarım yaptıklarını ve diğer topraksız tarım metotlarından tamamıyla farklı
olduklarını anlatan yönetim kurulu başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, bu yöntemle bir tohumdan 16
bin tane domates alındığını söylüyor. Adana’da serası olan Dizayn Grup, artık seri üretime geçmiş
durumda. Mirmahmutoğulları, şunları anlatıyor:
“Taşıyıcı olarak pelit, taş yünü gibi yöntemlerle yapılana da topraksıztarım deniyor. Bizimki hareketli
su kültürü. Biz tamamen su içinde üretiyoruz. Şu anda seri üretime geçtik” diyor. Dizayn Grup’un
üretim rakamları oldukça yüksek. Projelerini açıkladıktan sonra telefonlarının kilitlendiğini söyleyen
Mirmahmutoğulları, girişimci sayısının bini geçtiğini belirtiyor. Dizayn Grup, anahtar teslim tesis
satıyor. Yatırımcılarla ise sözleşmeli çiftçilik yapıyor. Mirmahmutoğulları geliştirdikleri sistemi şöyle
anlatıyor:
“Yatırımcının tüm girdi ihtiyaçlarını da biz karşılıyoruz: Fide, gübre, danışmanlık gibi. Tüm çıktısını
yine biz satın alıyoruz. Mahsulü de biz satın alıyoruz. Markamız Miracle. İlk pazarlayacağımız ürünler
aralık ayında olacak. Önce iç pazara satacağız. Çözümümüz bir dizi avantajları da beraberinde
getiriyor.”diyor.
ALTERNATİF TARIM A.Ş. BAZALTİK POMZA İLE EN BÜYÜK ÜRETİCİ
Saray Halı’nın sahibi Necati Kurmel’in ağabeyi Mustafa Kurmel, çiftçiliğin yanı sıra maden ocağı
sahibi. 1995 yılında Almanya’dan bazaltik pomza ile ilgili araştırma yapan bir profesör ile görüşen
Kurmel, bazaltik pomzanın topraksız tarım için son derece önemli bir materyal olduğunu keşfediyor.
Kurmel’in Adana Osmaniye’de bulunan maden ocaklarından da zaten bazaltik pomza çıkıyor.
Bu materyali, üniversitelerle birlikte inceleyen Kurmel’in bu işin başındaki asıl yöneticisi ise kızı,
Dinamis Kurmel Taşdelen. 1998 yılında AlternatifTarım A.Ş.’yi kuran Dinamis Taşdelen, o yıldan
itibaren topraksız ve organik tarım yapan seracılara bu materyali satıyor. Taşdelen’in verdiği bilgilere
göre, pomza topraksız tarım yapabilmek için bir taşıyıcı. Yüksek su tutma ve ısı depolaması nedeniyle
seralarda en önemli harcama kalemi olan ısıtma giderlerini azaltıyor. Pomza, yoğun gözenekli yapısı
nedeniyle havalanmayı sağlarken drenaj sorunlarını da gideriyor. Fiyatı ise diğer materyallere göre
daha uygun. Bir ton pomzayı 30 Ytl’ye alabiliyorsunuz. Taşdelen, “Biz bunun dünya ile aynı
zamanlarda araştırmasını yaptık. Türkiye’de topraklı seralar yapıldı. Üretim oraya alındı. Oraya da
kimyasal atıldığı için toprak bozuluyor. Kapalı seralarda topraksız tarıma uygun bir materyal bu.
Yüzde 40’ının yapısında gözenek var. Kök, inanılmaz hızlı gelişiyor” diyor.
Verimin pomza ile topraklı tarıma oranla beş kat daha fazla olduğunu söyleyen Taşdelen, “Çapalama
yok, yabancı ot yok. Mantar, küf üretmiyor. İşgücü tasarrufu ve üretim artışı var topraksız tarımda”
diyor. Osmaniye’deki maden ocaklarında 1 milyar metreküplük yatak rezervi ile yalnızca Türkiye’nin
değil, dünyanın en önemli pomza üreticileri arasında yer alan Alternatif Tarım’a son iki yıldır büyük
bir talep patlaması olmuş. Taşdelen, taleple ilgili olarak şunları söylüyor:
“Adana, Tarsus, Mersin, Silifke, Erdemli, Antalya’ya kadar büyük talep alıyoruz. Girişimciler artıyor.
Mesela Erdemli’de çok yakın tarihte, 40 dönüm yaptı bir girişimci. Hemen arkasından 200 dönümün
üzerine çıkıyorlar. En ekonomik, en faydalısı bazaltik pomza. Topraksız tarımda burayı destekledik.
Geçen yıl 100 ton sattık.”
TOPRAKSIZ TARIM NASIL YAPILIR?
Uluslararası topraksız tarım derneği (ISOSC) topraksız tarımı şöyle tanımlıyor: “Sucul olmayan
bitkilerin köklerinin besin solüsyonuyla desteklenmiş, tamamen inorganik ortamlarda
yetiştirilmesi.” Topraksıztarımda fidelerin dikimi toprak yerine nötr kabul edilen kaya yünü
(rockwoll), hindistan cevizi kabuğu (cocopeat), perlit, pomza, hareketli su veya benzeri nötr kabul
edilen ortamlar kullanılarak yapılıyor. Hiçbir içeriği olmayan tamamen nötr denilebilecek bu
maddelerin tek işlevi, bitki kökünün su tutmasını sağlamak. Dolayısıyla çok verimsiz alanlarda bile
rahatça tarım yapılabiliyor.
Topraksız tarımda, bitkinin topraktan alması gereken doğal besin maddeler (potasyum, azot, fosfor,
magnezyum v.b) ve mineraller, spagetti damla sulama yöntemiyle doğrudan bitkinin köküne, tamamen
bilgisayar kontrollü olarak veriliyor. Böylece bitkinin optimum yetişmesi sağlanıyor.
Eksik, fazla ya da zararlı bir oluşum, böylelikle bitkiye yaşatılmıyor. Ayrıca bitkinin döllenmesi
Bombus arıları tarafından yapılıyor. Böylece sağlığa zararlı hormon kullanımı engellenmiş oluyor.
Bitkilerin beslenmesi, dışarıdan makine aracılıyla bitkilerin köklerine drip denilen malzemeyle
iletiliyor.
Dışarıda bulunan makine o gün -gün sıcaklığı, bitkilerin ışıklanma süresi, gün uzunluğu gibi değerleri
değerlendirerek- bitkiye gönderilecek gübre, asit ve su oranını ayarlıyor. Topraksız tarımda, verimli
toprak arazisine ihtiyaç duyulmuyor. Hormon, kimyasallar ve gübreye ihtiyaç duyulmuyor. Toprak
kullanılmadığı için toprak bakterileri ya da hastalıklarının yol açtığı riskler bu sistemde söz konusu
değil. Ayrıca nadas uygulamasına da ihtiyaç yok. Tam otomasyonlu ve kontrollü üretim imkânı
tanıması sayesinde ürün kalitesi yükseliyor.
HANGİ SİSTEM DAHA KÂRLI?
Topraksız tarımda bitkilerin yetişmesi için gerekli olan materyal de şu an tartışma konusu. Su içinde
yapılan üretim mi daha kârlı, perlit ya da bazaltik pomza aracılığıyla yapılan üretim mi?
Dizayn Grup’tan aldığımız bilgilere göre hareketli su kültürü ile
yapılantopraksız tarımdiğer topraksız tarıma göre yaklaşık 10 kat daha az su tüketiyor. Dizayn’ın
iddiasına göre kendi yöntemleriyle altı kilogram su ile bir kilogram domates üretilirken, diğer
sistemlerde 60 kilogram su ile bir kilo domates üretiliyor. İlaç tüketimi ise diğer topraksız yöntemlere
göre kendilerinde binde 6. Gübre tüketimi daha az. Çevre kirletme riski ise yok. Çünkü atık yok. Su
kapalı devre çalışıyor.
Bazaltik pomzanın bir tonu, 30 Ytl. Pomzanın kullanım süresi ise sekiz yıl. Perlit ya da taş yünü
kullanımında ise atık oranının yüksek olduğu belirtiliyor.
UZMANLARDAN YATIRIMCILARA ÖNERİLER
Topraksız tarım yatırımı için uzmanlara girişimcilerin hangi unsurlara dikkat etmeleri gerektiğini
sorduk. Aynı zamanda topraksız tarım ile hangi ürünler yetiştirilir? İşte aldığımız yanıtlar:
* Başta iklim özellikleri olmak üzere, arazinin sulama suyu varlığı, elektrik kaynağına yakınlık, pazara
ulaşım açısından ana yollara hatta havaalanına yakınlık önem taşıyor.
* Termal ve jeotermal enerji kaynaklarına yakınlık ise son derece önemli.
* Don olmayacak bölgelerin tercih edilmesi gerekiyor.
* Çukurda kalan ve rüzgâr almayan bölgeler yerine güneye bakan araziler tercih edilmeli.
* Ürünlerle ilgili olarak, Türkiye’deki üretimin yüzde 90’ı şu an domates. Başta domates olmak üzere
biber, patlıcan, salatalık, kavun ve kabak da yetiştirilen ürünler arasında yer alıyor.
*Halen az miktarda da olsa fasulye, karpuz, marul, ıspanak, maydanoz, tere ve roka gibi ürünler de
yetiştiriliyor.
* İzmir’ in Menderes Bölgesi ağırlıklı olarak salatalık yetiştiriciliği, Derme ise biber yetiştiriciliği
konularında alıcıların tercih ettiği bölgeler.
* Antalya merkez ve çevresinde hemen hemen tüm ürünler bulunabiliyor.
* Kesme çiçekte ise sırayla gül, karanfil, lale, krizantem, orkide, lilium, gerbera, frezya, glayör ve
gipsofila yetiştiriliyor. Bu ürünlerden Türkiye’nin ihracat kaleminde yer alanlar ise karanfil ve
gerbera.
TÜRKİYE’DEKİ SERA ALANI ARTIYOR
*Türkiye’ deki sera alanı 300 bin dönüm civarında,
*Ortalama işletme başına sera alanı 3 dönüm civarında,
*Seracılıkla uğraşan aile sayısı 100 bin-120 bin arasında,
*Dönüm başına alınan verim 8-9 aylık periyotta domates için 35 ton, renkli biber için 15 ton.
İNGİLTERE’DE BULUNDU, HOLLANDA VE İSRAİL GELİŞTİRDİ
Topraksız tarım metodu, 1930 yılında İngiltere’de Kaliforniya Üniversitesi’nden Profesör Doktor
William Gericke tarafından keşfedildi, Hollanda ve İsrail tarafından ise geliştirildi.
Toprağın zaman içinde kirlenmesinden dolayı ikinci dünya savaşından sonra başlatılan çalışmalar
sonucunda özellikle 90’lar sonrasında Hollanda ve İsrail’de bu üretim modeli ticari hayata da girdi.
Türkiye’de ise son 5-6 yıldır şirketler kuruluyor. Türkiye’de topraksız tarım yapan üreticilerin ağırlıklı
olarak ihracat yaptığı belirtiliyor. Yaklaşık beş serada da çiçek üretimi var.
Topraksız tarım, günümüz için yeni bir teknoloji sayılabilir ancak tarihte buna örnekler bulmanın
mümkün olduğu belirtiliyor. Çinlilerin pirinç yetiştiriciliği, Eski Mısırlılar’ın milattan yüzlerce yıl
önce Nil Nehri’nin sularında topraksız yetiştiricilik yapmaları, topraksız tarım yani hidroponik sistem
için tarihten birer örnek olarak gösteriliyor.
Orta Amerika’da Aztekler’in Tenochtitlan gölünden çıkardıkları göl tabanı tortullarını sallara
doldurarak göl üzerinde yüzen bahçeler yaptıkları söyleniyor. Bitki kökleri, çamur ve dalların
içerisinden geçerek suyun içerisine uzanıyor ve yüzen adalar oluşuyor. Batmayan bu salların ise
pazarlara yüzdürülerek götürüldüğü ve üzerlerinde yetiştirilen sebze ve çiçekler toplanarak, taze olarak
satıldığı bu konuyla ilgili söylentiler arasında.
Kaynak: http://www.patronturk.com/topraksiz-tarim-nedir-nasil-yapilir-nelere-dikkat-edilmeli

Benzer belgeler