Futbolda görsel kimlik öğesi olarak kulüp armaları

Transkript

Futbolda görsel kimlik öğesi olarak kulüp armaları
İletişim kuram ve araştırma dergisi
Sayı 26 Kış-Bahar 2008, s.135-168
Makale
Futbolda görsel kimlik öğesi
olarak kulüp armaları
Mete Çamdereli 1
Mert Gürer 2
Öz: Futbolda görsel anlatımın öne çıkaran en temel öğe, kuşkusuz, yoğun bir
simgesel değere sahip olan kulüp armalarıdır. Armalar da, doğal olarak, çeşitli özgün
çizim, betim ve renksel bezemelerden oluşmuş estetik biçemleriyle, kurumsal
öyküleri de özümsemiş olarak bakış öznesine sunulur. Derin yapıya yöneltilmiş
derinliğine bir bakış işlemi için, armaları öncel ve sıradan bir bakış taramasından
uzaklaştırıp, özgül ve etkin bir bakış odaklanması altına doğru seçilip derlendikten
sonra Türkiye Süper Ligi’nde yer alan 18 futbol kuruluşunun arması, görsel gösterge
olarak incelendi. Çıkış-metin işlevi gören armaların okumasında, bütünü oluşturan
tasarımların yapıbirimlerinin biçimsel özellikleri ve içerik düzlemi açklandı.
Çözümlemeler, en sık kullanılan renkbirimlerin beyaz ve kırmızı olduğunu, ulusal ve
kent görselleriyle kentlerin ve/ya da kentsel değerlerin vurgunlandığını gösterdi.
Anahtar sözcükler: Futbol, arma, logo, görüntü gösterge.
Emblems of soccer clubs as visual identity component
Abstract: The most essential component which highlights the visual narrative in
soccer are, without a doubt, emblems of soccer clubs which have intense symbolic
value. Emblems with their aesthetic style, which is formed by their authentic design,
description and color ornaments, are also presented to the subject of view that
assimilates the corporate stories. 18 Turkish Super League clubs’ emblems were
studied. The structural units of formal qualities and the content level were analyzed.
The findings showed that white and red were the mostly used color units and national
city values and city landmark visuals were reflected in the designs of the emblems.
Keywords: Soccer, emblems, logo/type, visual sign.
1
2
Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi; e-posta: [email protected]
Arş. Gör., Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi; e-posta: [email protected]
136
M. Çamderelei – Mert Gürer
GİRİŞ
Futbol kulüpleri, varoluş alanlarında diğer kurumsal yapılar gibi,
kendilerini türdeşlerinden farklılaştıran ve kendilerine kolay tanınırlık/
bilinirlik sağlayan kurumsal kimlik tasarımlarını önemserler. Ayırıcı işlev
olgusunu üstü kapalı biçimde üstlenen kimlik tasarımları, değişik görsel
araçlarca -kartvizitler, zarflar, çıkartmalar, levhalar, alınlıklar gibi- yaygın
kitlelere ulaşır ve alımlayıcılarına kulübün bütüncül bilgisini iletirler.
Futbolda görsel kimliği öne çıkaran en başat öğe, kuşkusuz, yoğun bir
simgesel değer içeren kulüp armalarıdır. Kulüpler, ölçülü ve ölçünlü olarak
kurgulanmış armalarda boy verir, kendilerini armalarıyla ifade ederler.
Armalar da, doğal olarak, çeşitli özgün çizim, beti, betim ve renksel
bezemelerden oluşmuş estetik biçemleriyle, kurumsal öyküleri de
içkinleştirmiş olarak bakış öznesinin görsel belleğine sunulur.
Her biri âdeta bir görsel şölen ve imge dağarı olan kulüp armaları, görsel
belleğe kaydedilmeye ve gerektiğinde sahibi için belleğin dolambaçlı
yollarından geri çağrılmaya elverişli donanımlarıyla armalar dünyasında
ayrıcalıklı yer edinirler. Kendi dizisel bağlamında bile karşıtlık ilişkileri
kurabileceği öteki kulüp armaları arasından seçilebilirlik yetenekleri
yüksektir; ve her düzeyden görsel uyarı ve kışkırtıyla alımlayıcı belleğini
güncellemeye yatkındırlar. Değişik toplumsal yaşam alanlarında
yandaşlarınca baş tacı edilebilecek denli öncelenen kulüp armaları, neredeyse
bayraklaştırılan, hatta daha ileri giderek, deyim yerindeyse kutsallaştırılan
görüntübirimlerdir; ilk bakışta yalın bir yapıda oldukları düşünülse bile, bakış
derinleştikçe girişik ve karmaşık bir bütünlük sundukları öngörülebilirdir.
Derin yapıya yöneltilmiş derinliğine bir bakış işlemi için, armaları öncel
ve sıradan bir bakış taramasından uzaklaştırıp, özgül ve etkin bir bakış
odaklanması altına doğru itmek gerekir. Seçilerek derlenmiş bir bütüncenin
çözümleyici bir okuma edimine tabi tutulması amaca uygun sonul bulgular
elde etmek için kaçınılmazdır. İnceleme, Türkiye Süper Ligi’ndeki kulüp
armalarıyla sınırlandı. Süper Lig’de yer alan futbol kuruluşlarının kimliğini
gündelik iletişim ortamına taşıyan, kimliğin öyküsünü alımlayıcıyla
buluşturan ve öykülerin anlatı evrenini diri tutan 18 arma, okuma edimi için
birer görsel gösterge olarak incelemede kullanıldı. İncelemede, önce futbol ve
marka olgusuyla ilgili genel bir gerşplan ve kuramsal tartışma sunuldu ve
ardından kulüp armalarının söylemi açıklandı.
Takım armaları
137
TARİHSEL GERİPLAN VE KURAMSAL ÇERÇEVE
Futbol olgusu: Eğlensel oyundan tecimsel söyleme
Gündelik yaşamın vazgeçilmezleri arasında yerini alan ve kitleleri
derinden etkileyen futbolun nerede ve ne zaman başladığı konusunda, yazık
ki, elde kesin veriler yok. Günümüze ulaşabilen tarihi buluntulardan, top
oyununun Sümerlere dek uzandığı anlaşılıyor. İ.Ö. 2500’lerde ise Çin’de,
İmparator Huang - Ti’nin askerlerinin, toprağa dikilen iki direk arasından bir
topu geçirerek yarıştıkları kayıtlara geçiyor3. Öte yandan, eski Türklerin de
futbola çok benzeyen ve adına “tepük” dedikleri bir top oyunu oynadıkları
konusunda sağlıklı bilgi ve verilere (Arıpınar, 1992) ulaşmak mümkün.
Yönümüzü Akdeniz ile Avrupa’ya doğru çevirecek olursak, çeşitli duvar
resimlerindeki ‘top oynayan insan’ figürlerinden, futbolun Mısır
Uygarlığı’nda da oynandığı anlaşılıyor. Ayrıca, Sezar döneminde Romalıların,
Harun Reşit döneminde de Arapların topla oynadıkları, Yunanlı şair
Homeros’un Odissea’sında, ifade ediliyor (Arıpınar, 1992).
Futbolun belirli kurallar eşliğinde oynanması, ilk kez İ.Ö. 100’de
Sparta’da görülüyor. Günümüzdeki kuralların temeli ise ‘harpastum’ ile
atılıyor. Ayakla olduğu gibi elle de oynanabilen bir futbol olarak Harpastum,
önce topu kapmak, sonra da el ve ayak vuruşları ile rakip savunma alanına
taşımaktan ibaretmiş; sert kurallarıyla Romalı askerlere savaş taktiklerini ve
manevra yeteneklerini geliştirme imkânı sağlayan bir oyun olarak biliniyor.
Ortaçağda Romalı askerler ve Fransızlar tarafından oynanan ‘La Soule’ de,
ayrıca, futbola son derece yakın bir oyun olarak görülüyor (Arık, 2004).
Bütün bunlarla birlikte, futbol, bugünkü kurallara en yakın durumuna 17.
yüzyıl İngiltere’sinde kavuşuyor. Kuralların şekillenmesinde İtalya’dan gelen
‘Calcio’nun da önemli etkisi bulunmaktadır. II. Charles ile İngiliz soylularının
İtalya’da görüp beğendikleri ve kendi ülkelerine götürdükleri Calcio, belirli
kurallarıyla günümüz futboluna çok benzeyen bir oyun; iki eşit parçaya
ayrılmış geniş bir alanda ve 27’şer kişilik takımlar arasında oynanır ve kural
3
Çin kaynaklarına göre, futbol İ.Ö. 2697 civarında, efsanevi ‘beş imparator’dan biri olan
Huang-ti zamanında oynamaya başlamıştır. Çinliler bu oyunun adını ts’u kü demekte
haklıydılar: ‘top(kü), ayakla oynamak(ts’u)’. Yaklaşık onar kişiden oluşan iki takım dört
köşeli bir oyun sahasında başlangıçta içi tüy dolu masif bir topu, bambu direklerinden
yapılmış ve fileyle örülmüş olan yaklaşık beş metre yüksekliğindeki bir kaleye sokmaya
çalışırdı. Bkz: Stemmer (2000: 13).
138
M. Çamderelei – Mert Gürer
olarak ayakla vurularak götürülen topun rakip kaleye sokulabilmesine dayanır
(Arıpınar, 1992). Modern futbol İngiltere'den dünyaya yayılırken, ülkemize,
belli başlı liman kentlerine yerleşen İngilizler tarafından getirilmiştir. Osmanlı
topraklarında ilk futbol maçının 1875'te Selanik'te oynandığı ve daha sonra
1877’de İzmir'in Bornova düzlüklerinde futbol maçları yapıldığı da biliniyor. 4
Tarihçesinden daha çok eğlensel bir işlev okunan futbol olgusu, bugün
tecimselleşmiş bir serbest zaman etkinliği olarak dünyaya yayılmış FIFA gibi
uluslararası bir federasyon çatısı altında örgütlenmiştir. Ulusal federasyonlar,
konfederasyonlar ve kulüpler hep FIFA’nın denetim ve yönetimi altındadır.
Günümüzde ulusal federasyonlar, kendi maçlarını düzenlerler. Uluslararası
müsabakalardan Olimpiyat Oyunlarındaki Futbol Turnuvası’na ve Dünya
Kupası’na dek tüm resmi karşılaşmalar FIFA’nın bilgisi altında gerçekleşir.
Her geçen gün kendini fiziki ve kültürel olarak yenileyen ve seyircitüketicinin ihtiyaçlarını önceleyen modern futbol, artık, oldukça devingen bir
oyun olarak izleme hazzını diri tutan bir sektör durumuna gelmiştir. 19.
yüzyıldan sonra on birer kişilik iki takım ve dört hakem ile 90m x 45m
boyutundaki iki yarı alanlı bir çim sahada oynanır olmuş; uluslararası
organizasyonlar, farklı statülerde gerçekleştirilen turnuvalar ve her ülkenin
oluşturduğu ligler ile kolaylıkla geniş kitlelere yayılabilmiştir. 5
Bugün, hemen hiçbir spor dalı futbolla boy ölçüşebilecek durumda
değildir. Özellikle gelir getirmeyen spor dalları serbest zamanların
değerlendirilmesinde popülerliği olmayan etkinlikler konumundadır. Futbolun
beşiği olarak nitelendirilen İngiltere ile başlayan uzmanlaşma süreci, sanayi
devrimi ile beraber kurumsallaşmış ve kendi işleyişini sağlamlaştıracak bir
organizasyon şemasına ulaşmıştır. Kitlelerin eğlenmeye ve yarışmaya olan
açlığını araçsallaşarak doyurmaya girişen futbol da böylece bir serbest zaman
hobisi olarak giderek profesyonelleşmiş, kültür endüstrisinin de yardımıyla
artı kazanç sağlamaya yönelik bir spora dönüşmüştür. Bu dönüşüm
4
5
Doğrudan futbol ile ilişkili olmasa da, maç, karşılaşma ve ezeli rekabet denince spor
tarihimizde önemli yer tutan Bamyacılar ile Lahanacıları burada anmamak olmaz.
Bamyacılar ile Lahanacılar, Osmanlı devrinin en büyük ve köklü iki kulübüydü. Saray
merkezli spor-savaş oyunu karşılaşmaları çoğu kez günümüzün kulüp maçlarını andırırcasına
bu ikili arasında yapılırdı Bkz: Sakaoğlu (2002: 48–51).
Ülkemizde de farklı statülerde kademeli olarak mücadele veren birçok futbol kulübü
bulunmaktadır. Kulüpler, 7 farklı lig -Turkcell Süper Lig, Bank Asya 1. ligi, TFF 2. ligi, TFF
3. ligi, Amatör Ligler, PAF ligi, Bayanlar Ligi- çatısı altında bulunmaktadır. Bkz:
http://www.tff.org/Default.aspx?pageID=119. 20.03.2008.
Takım armaları
139
sonucunda, tarihsel serüveni eğlensel bir stratejik oyun olarak başlayan ve
bireyin kendisiyle birlikte rakibinin de zihinsel ve fiziksel gelişimine katkı
sağlayan futbol, doğal olarak, kapitalist süreçte tecimselleşerek metalaştı;
değişim ile kendine bir pazar ortamı oluşturdu. Yaşanan değişim, öncelikle
futbolcu transferlerinde kendini gösterdi. Piyasa kurallarıyla oyun olgusundan
koparak birer tecimsel meta haline gelen oyuncular, ekonomik değere
indirgenmiş oyunlarda kendileriyle birlikte kulüplerin de tecimsel çıkarlarını
gözeten tüketim nesnelerine dönüştüler; zevk ve hazzı kara dönüştüren
aktörler olmak rolünü üstlendiler. Değişim rüzgarı, kuşkusuz, kulüpleri de
önüne kattı; yeni tecimsel açılımlara (borsa, sportif ürün üretimi, transfer gibi)
zorladı. Kulüpler de, doğal olarak, futbolcular gibi sıkı ekonomik rekabet
koşulları altında kaldılar. Herkesin kolaylıkla anlayabileceği türden tecimsel
kurallar manzumesiyle beslenen bu yeni ya da yeniden üretilmiş futbol
anlayışı, ürünlerin (forma, şapka, rozet, atkı vb.) satılabilmesi için futbol
tüketicisinin hizmetine yeni rol modeller üretti. Futbol için kurgulanan
tüketim çevrimi, kitle iletişim araçlarının yoğun desteğini yanına alarak ve
gündem belirleme gücünü kuşanarak, ünlendirdiği oyuncuları takımların
tecimsel kaygılarına karşılık gelebilecek kıvamda durmaksızın güncelledi.
Futbol, böylece, kitlelerin ve gelecek nesillerin yönlendirilmesinde araçsal bir
işlev yüklenerek toplumsal, siyasal, ekonomik bunalımları perdeleme ya da
küresel insanlık sorunlarını gündem dışı tutabilme gibi görevleri ustalıkla
yürütür duruma geldi.
Tarihsel birikiminden koparak küresel sermaye içerisinde kendini
ideolojik ve ekonomik söylem alanında sürekli yeniden üreten futbolun, tam
da bu noktada, kitlelere yepyeni bir yaşam kültürü aşıladığı ve değişik bir
inanç ortamı oluşturduğu kolaylıkla söylenebilir; hatta kendi tasarladığı çeşitli
ritüelleri -uygun giyinme, uyumlu söz üretimi, bağımlı cemaat davranışı gibitüketici kitlesine dayattığı da. Dahası, bir endüstri kolu olarak, artık neredeyse
dinsel bir işlev yerine getirdiği ve dinsel bir dil kullandığı da saklı değildir. 6
Futbol, icat ettiği, ardından hızla dolaşıma, tüketime ve kullanıma soktuğu
ikonlar, idoller, yıldızlar, deyim yerindeyse, yeni tanrılar aracılığıyla din dışı
kutsallar üretmekten geri durmaz (Arık, 2004:185).
Sonuçta, sıradan futbol olgusu, kapitalizmin kültürel, siyasal ve ekonomik
değer üretim sürecinde kendini birden sıra dışı bir konumda bulur ve
6
Sahanın kiliseye, taraftarın cemaate benzetildiği çalışmalar için bkz: Berger (1996).
140
M. Çamderelei – Mert Gürer
üzerinden umut tacirliği yapılan bahisler ile reklam paylarının oyuncağı
durumundaki bir söylem alanını belirler. İşlevleri söylemleri korumak ya da
üretmek olan bir söylem cemaatinin (Foucault, 2003) istençli ya da istençdışı
isterleri doğrultusunda, doğal olarak, markalaşmanın çileli yollarını kat eder
ve marka imparatorluğunun dehlizlerinde yönünü ve konumunu yitirmemek
için yoğun çaba harcar.
Futbolda markalaşma ve görsel kimlik
Markalaşma ve marka iletişimi için gerekli konumlandırma, tutundurma
ve sadakat oluşturma çabasında görsel kimlik çalışmaları vazgeçilmezdir.
Görsel kimliğin vazgeçilmezi ise kurumsal algı ve kültürü her yönüyle
betimleyen logo tasarımlarıdır. Kurumsal hedefler açısından yeterince zengin
ve yetkin bir imge yüküyle donatılan logolar kurumsal kimliğin dışa açık yüzü
ya da kuruluşların muhataplarına gösterdikleri kartvizitleridir.
Yukarıda gelişimini izlediğimiz futbol kulüpleri de, markalar deryasına
yelken açarken genelde görsel kimliğin özelde logonun güncel öneminin ve
ekonomik değerinin farkına vardılar. Bu anlayış değişikliği, iletişim
etkinliklerinin markalaşmanın isterleri doğrultusunda harekete geçirilmesine
yol açtı. Futbolun oyun ve eğlenceden sektörel söyleme doğru kayması,
beraberinde armaların da yalın biçimde yürüttükleri temsili işlev ve
yeteneklerinin yitmesini getirdi. Takım armaları, bu durumda, yerlerini kar
maksimizasyonu ve tecimsel kimlik inşası gibi amaçları meşru kılan bir dizi
ekonomik değere evrildi ve eğlensel hazzın peşinde gözü dönmüş bir tutum
geliştiren yeni tüketici kültüründe tıpkı diğer armalar gibi buharlaşarak
logolaştı. Artık sıradan bir takım işareti ya da öbürünü berikinden ayıran
simgesel düzeyli yalın bir araç değil, bir kuruluşun marka serüveninde öne
çıkan tecimsel iletişim öğeleriydiler.
İnceleme ve çözümleme süresince “logo” terimi yerine “arma” kavramını,
tekil ve içkin bir okuma işlemi gerçekleştirme kaygısıyla kullanıldı. Çünkü
içkin bir incelemede ön koşul, inceleme nesnesinin olabildiğince artıkbilgi
yükünden arındırılmış olarak kendi içinde ve kendisi için incelenme olanağı
bulmasıyla yerine gelir. Armalar marka kimliğinin vazgeçilmezi olarak değil
de takım ya da kulüplerin yalın ve hesapsız bir göstergesi, görsel temsilcisi
olarak ele alındı, ama öte yandan, amblematik bezemelerle dolu takım
armalarının, tecimsel karakterli karşılığı kuşkusuz göz ardı edilmedi.
Arma ile logonun terimsel kaygılarını bir yana bırakacak ve yöntemsel
tutumu da izleyen başlıklara öteleyecek olursak, iyi tasarlanmış logoların,
Takım armaları
141
aşağıdaki çizimde de görselleştirilmeye çalışıldığı üzere, ayırt edici birer
işaret ya da alamet olmanın ötesine geçmiş, daha çok ekonomik değer
çerçevesinde kaliteyi, güvenirliliği ve özgünlüğü açık ya da gizli biçimde
imgeleyen bir sürü bilginin onaylayıcıları haline gelmiş olduklarını (Knapp,
2003: 90) söyleyebiliriz, hatta sadece görüneni değil görünmeyeni
anlattıklarını da. Öyle ki, logolar barındırdıkları amblematik simgeler,
şekiller, beti, betim ve çizimler ile çağrışımlar yaratarak kurumsal kültüre
karşılık gelen kavramsal bir bütüne ulaşılmasına yardımcı olur ve
arkalarındaki kurumlar ile o kurumların sahip olduğu imajı betimler;
kuruluşların yokluğunda, varolan değerinin zihinlerde görselleşmesini
sağlarlar (Çamdereli ve diğerleri, 2006).
Kulüp logoları kentsel uzamlar ile kitle iletişim araçlarında sıkça
görünürlük sağlamak ve görünürlüğünü artırmak amacıyla çeşitli uzamlara
konumlanırlar. Geniş bir yayılım alanına sahip bu konumlandırma konusunda
bir fikir edinebilmek ve iletişimsel etkisini alımlayabilmek için
konumlandırılma uzamlarını kısaca göz atmakta yarar var:
• ana uzam olarak takım ya da oyuncu formalarında,
• genel uzam olarak stadlarda, otobüslerde, çıkartmalarda, basın
toplantıları yapılan yerlerde,
• ardıl uzamlar olarak basketbol, voleybol, izcilik gibi takımlarda ve bu
takımların yayılım yerlerinde,
• bir endüstri uzamı olarak bizzat kulüp ürünlerinde -kaşkol, şapka,
çorap, t-shirt vd.,
• ekonomik değer üretmede paslaşma uzamı olarak başkaca kuruluşların
ürünlerinde -banka kartları, telefon kartları vb. gibi hizmetler ile yalama
şekerler gibi kimi gıda ürünleri ya da promosyon ürünler.
• kurumsal (görsel) kimlik uzamlarında -kartvizitler, antetli kağıtlar,
internet ortamları gibi araçlar.
Logoları konumlandırılma uzamlarında bulundurmak, kulüpleri kolaylıkla
anlatan temel aracın alıcının her an yanında ve yakınında tutmak demektir.
Sıradan bir iletişimsel durum ya da olay logoların konumlanması ve
alımlanmasıyla kolaylıkla eğretilenir. Örneğin, karşılaşmalar tamamlandıktan
sonra medyaya görsel haber olarak geçilen takımlar, çoğu kez logolarıyla
birlikte verilir. Böylelikle, oyun içinde takımlar arasında tamamlanmış rekabet
medya uzamında sanki logoların mücadelesi olarak sürmektedir. Rekabet,
karşılaşma ya da oyunun, öncesinde ve sonrasında ya da saatler önce ve sonra,
logolarda ve logolarla soyutlanarak eğretilendiği pekâlâ ileri sürülebilir.
142
M. Çamderelei – Mert Gürer
YÖNTEM
Çözümleme modeli kurgulama arayışında örneksediğimiz Hjelmslev,
bize, Saussure’ün gösterge kuramındaki iki düzlemin (gösteren ve gösterilen)
dönüşümlü ve eşbiçimli açılımını sunar. Hjelmslev, ayrıca, daha sonra Barthes
başta olmak üzere, birçok göstergebilimcinin de kullandığı yananlam ve
düzanlam olgu ve kavramlarını, göstergenin iki değişik değeri olarak ortaya
atar. Bilgin’e göre, herhangi bir sözce ilk anlamının dışında (düzanlam), daha
başka anlamlar da taşıyabilir. Sözgelimi, bir konuşucunun sözleri, belli bir
anlam taşırken (düzanlam), konuşma biçimi de hangi yöreden olduğunu
gösterebilir (yan anlam) (Rifat, 1998:123). İçeriğin biçiminde böyle
güncellenen anlamlama kodu, aynı zamanda, bağlamsal olarak üretilmiş
gösterge dizgesidir. (Çamdereli v.d., 2006).
Kulüp armalarına nüfuz etmeye girişirken, futbolda arma ve logo
söyleminin, kulüplerin ürettikleri söz ya da sözlerin göndergeleriyle
biçimlendiğini öngörmek gerekir. Arma temelindeki bireysel düzeyli sözün,
kendinden çok daha geniş bir kültürel anlamlama dizgesine gönderme
yaptığını da. Çünkü, sözün üretken ve çoğul niteliği, aynı zamanda, armanın
ya da herhangi bir göstergenin söylem alanının oylumlu kaplamını
betimleyicidir. Arma gibi çok üretken bir sözün söylem alanını bulgulama
girişimi, çözümlemeci için kuşkusuz tümleşik ve durağan bir alanın kimi
zaman kımıltı ve salınımlarına tanıklık etmek demektir. Söylemin çalkantılı
belirsizliklerinde yitip kaybolmadan, her düzey ve düzlemde önceden
sözcelenmiş bütüncül bir yapıyı, yani söylemi bulgulamak yöntemsel
tutamaklara sıkıca yapışmakla mümkündür.
Kulüp armalarının sözünü okumaya ve irdelemeye girişince, bütünceyi
oluşturan tasarımların belirgin, ayırıcı birimlerine, bir başka deyişle bakışı
nesneleştiren kurucu yapıbirimlerine odaklanmak gerekeceği açıktır. Bu
yapılırken, bir yandan biçimsel özellikler betimlenmeli diğer yandan yüzeyde
öne çıkan yapısal birimlerin içerik düzlemine nüfuz edilmelidir. Öyleyse,
anlatımın biçiminde tanıklık edilen üst düzeyli görüntüsel birimlerin
anlamlama yapısı, içeriğin biçimindeki alt düzeyli konumları hesaba katılarak
ayrı ayrı incelenmeli ve sonul bir bireşime ulaşma çabası gösterilmelidir.
Ancak, okuma ve çözümleme işlemlerinin bütüncedeki inceleme nesnelerinin
niceliği ile doğrudan ilişkili olduğu ve azlık ya da çokluk olgusunun
çözümlemecinin ayrıntılandırma konusundaki yöntemsel tutumunu doğrudan
etkileyici olduğu da gözden ırak tutulmamalıdır.
Takım armaları
143
Ayrıca burada önerilen yöntemsel kesit, Hjemslev’in dil cebirini
(glosematik) (Hjelmslev, 1971) kurgularken kuramsallaştırdığı eşbiçimli
göstergesel düzenektir. Eşbiçimli düzende çözümlemeci, birinci eklemleme
düzeyindeki anlamlı birimlerin sesbirimleri oluşturması (Martinet, 1970) gibi,
çift eklemli bir yapı karşısında anlam evrenini öncelikle bütüncül biçimde
algılar, ardından bir töz ve biçimden oluşan iki düzlemli -anlatım ve içerik- ve
eşbiçimli -anlatımın biçimi ve tözü ile içeriğin biçimi ve tözü- yapıdaki
iletinin söylemini biçimler -anlatımın ve içeriğin biçimi- üzerinden
bulgulamaya çabalar. Biz de, bu tutumdan yola çıkarak, iki düzlemli yapıdaki
göstergesel birimlerden oluşan inceleme nesnemizi yalın ve ayrıntısız bir
çözümleme işleminden geçirmeyi uygun gördük ve anlamsal yapıyı, anlatımın
biçiminden okunan ‘içeriğin biçimi’nde aradık; bunu yapabilmek için,
çözümleme işlemi sırasında atılacak adımları, dildışı gerçeklik dizgesinde
kalan tözsel düzeyleri -anlatımın tözü ile içeriğin tözünü- öteleyerek yalnızca
‘biçim’ düzlemlerini üç düzeyde belirledik:
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: anlatımın tözünden biçimlendirilmiş ve kurgu-içlemi tekil bir
yapısal değer olarak öne çıkarabilen tasarımsal çerçeve.
Yüzey: anlatım tözünden biçimlendirilmiş ve tasarımın anlamlama
düzeyine gönderme yapan biçimsel göndergeler bütünü ya da anlatımın
indirgenmiş biçim düzeyi, sınırlanmış görünürlük içlemi.
Renksel örüntü: renk tözünden biçimlendirilmiş ve türlü dönüşüm ve
değişkelerle (içlemsel) bağlama uygunlaştırılmış renksel anlatı birimleri.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: anlatımın biçiminden alımlanmış ve içeriğin tözünden
biçimlenmiş değerler bütünü ya da kavramsal alanı çevreleyen işlevsel
içerikbirimler.
Yüzey: anlatımın biçiminden alımlanmış ve içeriğin tözünden seçilerek
biçimlenmiş değerler bütünü ya da görünürlükten yoksun kurgu-içleme özgü
tekil anlamsal yapı.
Renksel örüntü: anlatımın biçiminden alımlanmış ve renksel içeriğin
tözünden seçilerek biçimlenmiş yüzeye katışmış kavramsal göndergeler
bütünü ya da renksel içerikbirimler.
144
M. Çamderelei – Mert Gürer
ANALİZ
Çözümleme işlemini yöntemsel tutuma koşut biçimde gerçekleştirirken,
bir karışıklığa meydan vermemek ve izlenme kolaylığı sağlayabilmek için
rastlantısal seçim ölçütü bir yana bırakılarak yeterince yalın bir abecesel
sıralama yeğlenmiş; bütünceyi oluşturan armalar yalın biçimde
çözümlenirken, doğal olarak, yeterince kısa bir okuma ve açımlama
süzgecinden geçirilmiştir.
MKE Ankaragücü
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: ince sarı bir çizgiyle sınırlandırılmış ve alttan sivrilerek
yuvarlanmış taçlı bir kalkan görünümündedir.
Yüzey: sınırların tasarım ritmine tümüyle uyumlu on bir ayrı dikey satır,
yazıbirimler, sayıbirimler ve bir arma bezemesiyle bezenmiştir.
Renksel örüntü: ayrıksı ve geçişimli bir görünüm arz eden renkbirim
konumlanması, karmaşık bir yapı çizmemek kaydıyla birbirine bağımlı ve
koşut olarak düzenlenmiş dikey kalın çizgisel biçimdedir. Renksel örüntüye
sarı ve lacivert renkbirimler egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: Tasarımda belirlenen sınırlar, yumuşak hatlarıyla imge derleyici
bir görünüm sunmakla birlikte sözcelem düzeyindeki çizimsel birimleri de
toparlayıcı bir anlamlama düzlemi ortaya çıkarmaktadır. Çerçeveyi belirleyen
taçlı kalkan görünümü ise bir korunma silahı olması bakımından uç
çağrışımlara kapı aralamaktadır. Bu soydan tasarımların, -rastlantısallık
olasılığı göz önünde bulundurulmak koşuluyla- daha çok Avrupa savunma
silahı olan kalkanı anıştırma yetenekleri bulunmaktadır. 7
Yüzey: Bir iç-logoyu amblemli bir alınlık gibi öne çıkaran üst-yüzeydeki
taçlandırma kurgusu, ikincil düzeyden göndergeleri içkinleştiren bir erk ve
önem imgesini üstü kapalı biçimde içselleştirir. Üst-yüzeyde tacı
biçimlendiren yazısal ve çizimsel birimler, yüzeye yukarıdan bir egemenlik
kurarak alıcıdaki görsel dikkati kendileri lehine uyarırlar. ‘Gücü’
yazıbirimlerinin tasarım sınırlarına koşut biçimde daraltılarak dikey satırlara
7
Taçlı kalkanı anıştıran haçlı bir kalkan ile zambak çiçeğiyle temsil edilen Fransa krallık
arması bu biçimsel durumun çoklu yapısına örneklik edebilir.
Takım armaları
145
yedirilmesi ve görsel bir dalgalanmaya neden olacak biçimde orta-yüzeye
yerleştirilmesi, dilsel okuma edimindeki ‘MKE Ankara’ ile birleştirme
işlevini örselememekte, tam tersine kimliğin açınımı işlevini üstlenmektedir.
Renksel örüntü: lacivert ile birlikte kolay seçilebilir bir renkbirim olarak
sarı sıcaklık ve yakınlık duygusunu tasarımda ayrıcalıklı duruma getirirken
belirgin ikinci renkbirim olarak lacivertin olgunluk ve ciddiyet göndergelerini
de içselleştirdiğini göz ardı etmemekle birlikte, arma bağlamında daha çok
güç ve büyüklük imgesine gönderme yaptıklarını ileri sürmek mümkündür.
Ankaraspor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: ince mavi çizgi ile sınırlandırılmış, alttan yuvarlanmış üstü düz
bir rozet görünümündedir.
Yüzey: sınırların tasarım ritmine tikel olarak uyumlu yazıbirimler, leopar
illüstrasyonu ve sayıbirimlerle bezenmiştir.
Renksel örüntü: yüzeye yayılan leopar görünümü tekil bir renksel
karşıtlıkla belirginleştirilmiştir. Renksel örüntüye mavi ve beyaz renkbirimler
egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: ince bir çizgiyle anlamlama alanını belirleyen sınır tasarımı,
tekdüze bir sıradanlık ve abartısız bir söz ediminin duyurucusu niteliği
taşıyor. Yüzey birimleriyle bütünleşik ya da ayrık yapısı sözcelemin
sınırlarına
esneklik
kazandırıyor;
anlamlama
düzeyinin
daralıp
genişleyebileceğini sezdiriyor.
Yüzey: görüntüsel gösterge yüzeyindeki yazısal, sayısal birimler tanımsal
bir sözceyi üretme ve kurumsal kimliği betimleme olanağı verir. Tasarımda
üst ve alt yüzeye yayılmalarına karşın kolaylıkla bütünleşebilen ve bütüncül
bir okumayı kolaylaştıran adlandırma ve tarihlendirme iletileri kuruma aidiyet
geliştirme, geçerlilik ve bilinirlik gibi değerler katma çabasını durmaksızın
güncelleme işlevi üstlenirler. Ayrıca, ‘ankara’ ile ‘spor’ yazıbirimlerinin ayrı
satırlara yerleştirilmesi kulübün kentsel aidiyeti ile etkinlik alanını da
betimlemektedir. Öte yandan, soyu tükenmekte olan ‘Anadolu panteri’
illüstrasyonu kentsel ve kurumsal kimliğin ilişkilendirme edimi üzerinden
anlatımıdır. Panter’in derisindeki bezemelerin futbol topunu doğrudan
çağrışıtırıcı niteliği ardıl bir ayrıntı olarak dikkati çekmektedir.
Renksel örüntü: yüzeyi büyük oranda kaplayan ‘mavi’, genel anlamda,
sakinlik, edilginlik, erkeksilik gibi imgeleri içselleştirirken ‘beyaz’ da doğal
146
M. Çamderelei – Mert Gürer
olarak temizlik, erdem, seçkinlik, yenilik gibi bir kavram alanına gönderme
yapmaktadır. Renksel tasarımdaki yalın örüntü, kullanılan renkbirimlerin
bütün bildik göndergelerini içlemine alır; ama bilen bakış için daha çok
alışıldığın dışında yeni bir kulüp imgesi çağrıştırır. Tarihsellik ve
geleneksellik kimliğini üzerinde taşıyan rakipler karşısında verilen bilinirlik
mücadelesi, seyrek karşılaşılan bir hayvan illüstrasyonuyla betimlenmektedir.
Yoğun beyaz bir alana yayılarak olarak yüzeye sokulan illüstrasyon, temsil
edilen hayvanın seyrekliği sayesinde ortaya çıkan değerlilik imgesini kulübe
giydirir. Mavi renkbirim ise, emin adımlarla ilerleyen ‘Anadolu panteri’nin
yırtıcılığını edilgenleştirerek durağan ve dingin bir iklim yaratır.
Beşiktaş
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: ince siyah bir çizgiyle sınırlandırılmış, üstten kavisli ya da beli
daraltılmış aralıklar ve alttan sivriliği yeterince belirgin bir yuvarlaklık ile bir
dizi nesneyi anıştırmaya yeteneklidir.
Yüzey: sınırların tasarım ritmine tümüyle uyumlu beş ayrı dikey satır,
yazıbirimler, sayıbirimler ve sınırlara özdeş biçimde ortaya yerleştirilen Türk
Bayrağı biçemlemesiyle bezenmiştir.
Renksel örüntü: odakta faklılaşan değişik renkbirimler geçişli bir yapıya
uygun olarak sırasıyla yinelenerek konumlanmaktadır. Renksel örüntüye
siyah, beyaz ve kırmızı renkbirimler egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi
:
Sınırlar: ince bir çizgiyle sınırlanan ve çoklu sivriliklere doğru esnetilen
sınırlar, yüzeyde yinelenerek bir iç-sınır izdüşümü oluştururken sıra dışı bir
çağrışım zenginliğine de kapı aralar; bir boğanın yüzü ya da lale kıvamında
bir çiçek bile bu çağrışımın halkaları arasındadır.
Yüzey: üst ve alt yüzeye ‘BJK’ ve ‘1903’ biçiminde yerleştirilen sayı ve
yazı birimler kulübün kimliğini görsel düzeye yayar ve ‘Beşiktaş Jimnastik
Kulübü’ ile kuruluş yılının açıkça okunmasını sağlar. Tarihin eskiliği kulübün
tarihselliğini üstü kapalı biçimde vurgularken kulüp adını niteleyen kısaltma
da kendini kolaylıkla ifade edebilen bir anlatımsallık, kolay ve yaygın bir
bilinirlik içerir. Yüzeyi ortalayan Türk bayrağı betisi kulübe diğerlerinden ayrı
bir özellik katar; ilk tescil edilen kulüp imgesini günceller. 8
8
Bkz: http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?xl=yazi&h_no=2913
Takım armaları
147
Renksel örüntü: yüzeyde kullanılan siyah ve beyaz renkbirimler kulübü
bütüncül olarak anıştırma yeteneğine sahiptir. Tüm ürün ve etkinliklerde
kulübü eğretileyen siyah-beyaz, kulübü arması gibi her durumda ifade eden eş
düzeyli bir söz edimi olarak işlev görür. 9 Beyaza göre daha yoğun biçimde
kullanılan siyah renkbirim ‘güç’, ‘yetke, ‘soyluluk’ gibi imgeleri öne
çıkarmaktadır. Kulübün mevcut itibarı ile köklü geçmişi ve bu geçmişin
yüklenmiş olduğu ayrıcalıklı geleneksellik imge yelpazesinin basamaklarını
sağlamlaştırır. Beyaz ise, bildik imgelere gönderme yapar; temizlik,
erdemlilik ve seçkinlik kavram alanını siyahın yanına katar. Öte yandan, siyah
ile beyaz’ın dikey yollarda kesişmesi görüntüsel bir karşıtsallık ortaya
çıkarırken görsel algıya belirgin bir farkındalık sağlar. Bunu yaparken, Türk
Bayrağını simgeleyen kırmızı ve beyazı da bütünüyle kucaklamayı ihmal
etmez; onun gizlediği ulusal değerleri kulübün imge evrenine eklemler.
Bursaspor 10
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: ince yeşil bir çizgiyle sınırlandırılmış, altta ve üstte bırakılan
sivrilikler, üstten basılı derin kavisli bir kenar ve yanlarda iki eğimli uzun
kenar ile üçgenimsi bir kalkanı anıştırmaktadır.
Yüzey: sağ üst yandan sol orta kısma kadar verev biçimde yayılan
yazıbirimler üstten Türk bayrağı betimi, alttan yıldız çizimleri ve içine
sayıbirimler gizlenmiş dikey satırlarla çevrelenmiştir.
Renksel örüntü: birbirine koşut biçimde sıralanan yeşil ve beyaz
renkbirimler ile birlikte sol üstteki kırmızı ve yıldız çizimlerini dolduran beş
değişik renkbirim renksel örüntüyü belirlemektedir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: Kurumsal kimliğin öyküsünü yüzeyde tutma işlevi gören sınırlar
önceki yöndeş tasarımlara göre daha üçgen boyutlu bir görünüm taşısa da,
korunma ve direnme imgesini dışlaştırmaz; tasarımsal bağlamda sıra dışılık
içermez ve çetrefil olmayan bir sözcelemin kavram alanına gönderme yapar.
9
Armadaki siyahın savaşın acılarını yansıtmak bakımından kırmızının yerine kullanıldığını,
Beşiktaş renklerinin kökensel olarak kırmızı ve beyaz olduğunu ardıl bir bilgi olarak
dağarımıza aktarmakta yarar var. Bkz: http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?xl=tarihce
&l=h&h_no=3275, 25.02.2008
10
Bkz: http://www.bursaspor.org.tr/kurulus.asp.
148
M. Çamderelei – Mert Gürer
Yüzey: Yüzeye yeterince yayılan ‘bursaspor’ biçimindeki büyük
yazıbirimler ile ‘1963’ sayıbirimleri kulübün adını ve kuruluş tarihini
betimleyen başat anlamlama birimleridir. Ama aynı zamanda tasarım içerisine
verev biçimdeki dağılımları görsel tekdüzeliği bozundurarak ritmik dikey
kalın çizgilere eğimli bir devingenlik katar ve bu sayede farkındalığı artırma
işlevi görürler. ‘Bursaspor’un soldan sağa doğru yükselen yolunda sıralanan
beş yıldız tasarımı, doğuş sürecinde kulübü oluşturan beş yerel takımı
eğretilemekte, tarihsel bir gerçekliği ickinleştirmektedir. Sol üste
konumlandırılan Türk Bayrağı betimi de ulusal aidiyet göndergesidir.
Renksel örüntü: renksel örüntü çeşitlilik içerse de kentsel aidiyete
gönderme yapan renkbirimlerin tasarıma baskın geldiği açıktır. Kenti temsil
eden topografik ve coğrafi nitelikler kulübü temsil eden renk niteliği
kazanmış; böylece, yeşil (ova) ve beyaz (kar) kulübü kent ile özdeş duruma
getirmiştir. Küçük yıldızların siyah, kırımızı, sarı, yeşil ve lacivert
biçimimdeki renk dolguları kulübü oluşturan beş ortağın renklerini ayrı ayrı
simgesel gönderge alanına alır ve bu durum, yeşilin umuda, doğaya gönderme
yapmasını engellemez; özellikle temsil edilen kent göz önüne alındığında,
ferahlık, dinginlik, güven, çalışkanlık gibi imgelemden ırak değildir.
Çaykur Rizespor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin turkuaz bir çizgi ile sınırlandırılmış bir daire
görünümündedir.
Yüzey: yazı ve sayıbirimlerin sınırlara koşut biçimde sarmaladığı bir iç
daire ve odak dairenin içine yerleştirilmiş bir yaprak betisi ile bezenmiştir.
Renksel örüntü: tramdaki beyazlık yoksanırsa, çizgisel görünüm itibariyle
birbirine yöndeş konumlandırılmış üç renkbirim yüzeyi betimlemektedir.
Renksel örüntüye yeşil, kırmızı ve turkuvaz renkbirimleri egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: görsel alanı yeterince odaklayıcı bir işlevi üstlenen dairesel
yuvarlaklık içlemine aldığı beti, bezek, betim gibi tüm görüntü birimleri
bağlamsal bir kurguda belirginleştirir, tasarımı çevreden merkeze merkezden
çevreye doğru daralıp genişleyen bir noktasal algı ortamına sunar ve başı ve
sonu olmayan her çembersel etkide olduğu gibi burada da, betimlediği
kavramsal imgelemin doğrudan belirleyicisi olur.
Yüzey: sınırlar ile odak daire arasında yüzeyi bir çember gibi çevreleyen
‘çaykur rizespor kulübü’ yazıbirimleri ile ‘1953’ sayıbirimleri kulübün
Takım armaları
149
kendiliğini ve tarihselliğini betimler. Orta yüzeye konumlandırılan ikincil ama
görsel dikkati yoğunlaştırması bakımından başat nitelikli odak yüzey bir ‘çay
yaprağı’ betisi kulübün kentsel aidiyetine gönderme yapmaktadır. Yalın
çizgilerle görselleştirilmiş odak-beti, kulübün bulunduğu kentin temsil ve
bilinirlik yetisini güçlendirmekle birlikte, toplumsal sorumluluğunun
bilincinde bir kuruluş imgesini üzerinde toplayan ve kentin tanınmış ünlü
bitkisini işleyen ‘çaykur’ ile de doğal bir bağlılaşım kurmaktadır –tasarım
biçemi Çaykur’un logosuna özdeştir!. Tasarımda çoklu bir gönderge dağarını
belirleyen ‘çay’ imgesi, doğrudan, destekleyici kuruluşu, kulübü ve kenti
temsil yeteneğine içkin bir anlamlamayı betimlemektedir.
Renksel örüntü: yazısal ve sayısal birimler kırmızı renk kesitlenerek
kurgulanmıştır. Kırmızı, kulübün heyecanı, gücü, enerjisini temsil etmektedir.
Kulübü tanımlayan bir öğe olarak sunulan ‘çay yaprağı’ ise, kendi doğal
rengini içkinleştiren yeşil ile bezenmiştir. Yeşil, içerdiği verimlilik, doğa ve
tazelik imgesi ile hem kulübün hem de kulübün destekleyici kuruluşun görece
yeniliğine gönderme yapmaktadır. Sınırları belirleyen turkuvaz, dinlendirici
ve sakinleştirici bir renkbirim olmakla birlikte firüze soyundan bir değerlilik
imgesini de içselleştirmektedir.
Denizlispor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: ince kırmızı bir çizgi sınırlandırılmış, üstten aşağı doğru
derinleşen iki kavis ve yanlarda iki eğimli uzun kenar ile üçgenimsi bir
kalkanı anıştırmaktadır.
Yüzey: sınırların dikey biçimde ortadan böldüğü iki geniş düzlemden
oluşan yüzey tasarımı, yazıbirimler, sayıbirimler ve orta yüzeyde ‘horoz’u
andıran bir betim ile bezenmiştir.
Renksel örüntü: yazısal ve sayısal birimler kırmızı dolguludur, tram ise
yüzeyi tam ortadan ikiye ayıran yeşil ile siyahın buluşmasıyla
tasarımlanmıştır. Renksel örüntüye kırmızı, siyah ve yeşil olmak üzere üç
başat renkbirim egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: önceki tasarımlara yöndeş olarak sunduğu üçgenimsi görünüm
korunma ve direnme imgesini ikincilleştirmemekle birlikte üstten eşdüzeyli
iki kavis yüzeye iki kanat çağrışımıyla eklemlenmektedir.
Yüzey: yüzeyin alt ve üst bölümlerini çizgisel biçimde kaplayan sayısıl ve
yazısal birimler kulübün kendiliği ile tarihsel kimliğini yeterince betimler.
150
M. Çamderelei – Mert Gürer
‘denizlispor’ ile ‘1966’ birimleriyle betimlenen yüzey anlatımı, yaklaşık
yarım yüzyıllık bir öyküyü ve öykünün kentsel düzeye aidiyetini kesinler.
Yüzeyin tam da ortasına konumlandırılan “horoz” dolgusu, kentin bilinirlik ve
tanınırlık öğesi olarak temsil göstergesine yalın biçimde görselleştirir. Kentsel
aidiyet ve kentsel anılma bağlılaşımında öne çıkan ‘horoz’ imgesi canlılığın,
diriliğin, gururun ve uzun solukluluğun imgesi olarak katılır yüzey kurgusuna.
Renksel örüntü: yüzeyi kaplayan üç başat renkbirim kulübün kendini başat
ifade aracı: yeşil, siyah ve kırmızı. Yazısal, sayısal ve görüntüsel birimler
kırmızı dolguları ile enerji, dinamiklik, heyecan iletileri aktarırken kazanma
olgusunu güçlü biçimde çevreler ve, kuşkusuz, kulüp ile ilişkilendirilirler.
Yüzeyin tramını oluşturan yeşil ve siyah, başkaca göndergeleri 11 bilen
bakıştan sakınmaksızın, kentin doğasal topografyası ile verimliliğine
gönderme yapar. Siyah renk, tasarım bağlamında gücü ve kararlığı simgeler.
‘horoz’ görüngüsü ile bütünleşince, renk kurgusunun örtük önceli kazanma
coşkusu olarak görünür.
Fenerbahçe
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin siyah bir çizgi ile sınırlandırılmış kapsayıcı bir
daire görünümündedir.
Yüzey: yazısal ve sayısal birimlerin sınırlara koşut biçimde sarmaladığı bir
iç daire ve odak dairenin içine yerleştirilmiş kalkanımsı bir çizim ile bezelidir.
Odaksal çizim alttan yükselen bir yapraklı dal betisini kucaklar.
Renksel örüntü: çizgisel seyir bakımından birbirine yöndeş
konumlandırılmış iki dairenin sınırları ile yazısal-sayısal birimler siyah, dış
dairenin tramı beyaz, iç daireninki kırmızı, odak-yüzeyinki ise sarı ve lacivert,
yapraklı-dal betisi yeşildir. Renksel örüntüyü beyaz, siyah, kırmızı, lacivert,
sarı ve yeşil olmak üzere çeşitli renkbirimlerce kuşatılmıştır.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: Çevresi siyah bir çizgi ile belirlenmiş yüzey, geniş sınır-halkaya
koşut biçimde konumlanmış ikincil bir daireyi de kapsayıcıdır. Odak-yüzeyi
belirleyen ikincil daire görsel alanı da yeterince odaklayıcıdır. dairesel
yuvarlaklık içlemine aldığı anlamlı birimleri tasarımsal bir kurguda
belirginleştirir.
11
Armadaki renklerin, kulübün kurucu üyelerinden birinin okuduğu lisenin renklerinden
geldiği bilgisine sahibiz. Bkz: http://www.denizlispor.org.tr/tr/detail_content.asp?sec=1
Takım armaları
151
Yüzey: sınırlar ile odak daire arasında yüzeyi bir çember gibi çevreleyen
ve yıldız bezekleriyle ayrımlanan ‘fenerbahçe spor kulübü’ yazıbirimleri ile
‘1907’ sayıbirimleri kulübün kendiliğini ve yüzyıllık imgesiyle bütünleşen
tarihselliğini yeterince betimler. Görsel akışın dayatmasıyla iç içe geçmiş iki
dairenin odağına doğru süzülürken, orta yüzeye konumlandırılan bir ‘dalyaprak’ betisi ‘palamut’un görkemini anıştırarak doğrudan ‘güç’ ve ‘kudret’e
gönderme yapmaktadır. 12 Palamut dal-yaprağının ‘1907’nin üzerinden
yükselmesi kulübün köklü geçmişini anımsatmakta; ağaç gibi köklü bir kulüp
imgesini güçlendirmektedir. Yoğun renk ve çizimle sarmalanmış odak-beti,
kulübün toplumsal bilinme ve anılma dizimi niteliğindeki sarı ve lacivert
renkbirimlere yaslanır; iç yüzey kurgusuna güvenilirlik ve koruyuculuk
imgesi eklemleyen kalkanımsı sınırlara tutunur.
Renksel örüntü: kulübün kendiliğini niteleyen sarı ve lacivert de dahil
olmak üzere altı değişik renkbirim sınırlar ile kaplamındaki yüzeyi kurgular.
Temizlik, berraklık ve açık yürekliliği ifade eden beyaz üzerine dairesel
olarak yayılan yazısal ve sayısal birimler ciddiyet ve resmiyet gösteren siyah
ile tasarımlanmıştır. İç yüzeydeki kırmızı tram, kulüp ile taraftar arasındaki
bağlılık nedenini de betimleyen Türk Bayrağı göndergesini içkinleştirir. Odak
yüzeyi belirleyen sarı, neşe ve umut iletileri aktarırken, lacivert renkbirim
soyluluğa gönderme yapmaktadır. Kulübün köklerine dönük bir kavram alanı
oluşturan palamut dalının yeşili ise doğallık, büyüklük ve verimlilik
imgeleriyle kulübün imgelem dağarını genişletmektedir.
Galatasaray
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince kalın bir sarı ve kırmızı çizgi ile sınırlandırılmış, üstten
yılankavi bir geliş ve altta yuvarlak bir toplanmayla değişik bir imgelemi
anıştırmaya yeteneklidir.
Yüzey: yazısal birimlerden oluşan sınırları dairesel olarak kaplamına alır.
İç yüzey tasarımı, yalnızca sayıbirimler ile bezenmiştir. Öte yandan, sınırları
oluşturan ‘g’ ve ‘s’ yazıbirimleri yüzeyde ‘1905’ ile girişiktir.
Renksel örüntü: yazısal ve sayısal birimler sarı, kırmızı ve siyah
dolguludur; yüzey tramı beyaz bırakılmıştır. Renksel örüntüye sarı ve kırmızı
egemendir.
12
Bkz: http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=7, 25.02.2008
152
M. Çamderelei – Mert Gürer
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: abartısız yüzeyi yalın ve kalın çizgilerle çevreleyen sınırlar
kesinlik ve kararlılık imgesini içselleştirmekle birlikte sınır tasarımının
sıradanlığı sıra dışı ve çoğul çağrışım halkalarını azaltmaz -bir askı ya da bir
armut görünümü bu çağrışımın halkaları arasındadır.
Yüzey: biniştirilmiş sınırları açımlayıcı bir işlev üstlenen odak yüzeydeki
sayıbirimler kulübün tarihsellik bağlamında değerlilik göndergesini pekiştirir.
Sınırlarla birlikte yüzeyi de belirleyen çizimsel tasarımın serüveni 13 en az
kulüp kadar eskillik vurgusu yapar. Eski yazıdaki ‘gayin’ ve ‘sin’in yeni
yazıya uyarlanmasıyla biçemselleşen arma tarihsellik göndergesinin
kaplamına Galatasaray Lisesi’ni de alır. Armayı yapılandıran ‘G’ galata’yı ‘S’
ise saray’ı temsil etmektedir. Yüzeye tekil biçimde konumlandırılan ‘1905’ de
kulübün eskilliğinin olumlanması ve kesinlenmesidir.
Renksel örüntü: tasarımın serüveninde yüzey ve sınırlarla birlikte renksel
yapı da başkalaşmıştır. Kırmızı ve beyaz olan ilk renkler sarı ve kırmızıya
dönüşmüştür. Tasarıma egemen renkbirim olarak ‘sarı’ canlılığı, parlaklılığı
ve dikkat çekiciliği duyumsatırken, kırmızı da enerji, sıcaklık ve heyecan gibi
sarıyı tamamlayıcı bir imge dağarı sunmaktadır. 14 Alev göndergesiyle
bütünleşik bir bağlılaşım kuran sarı ve kırmızı kulübün başarıya ve hedeflere
ulaşma kararlılığının göstergesi niteliğindedir. Ardıl önem düzeyindeki
beyazlık doğal bir zemin imgesiyle karşımıza çıkarken, siyahlık da sıradan bir
noktasal belirleyicilik işlevi görür.
Gaziantepspor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: kalın kırmızı bir çizgi ile sınırlandırılmış; üstte iki girintinin
oluşturduğu sivrilikler, ince siyah çizgiyle belirlenmiş yatay kurdele uçları ve
altta sivriliği belirgin bir yuvarlarlık dikdörtgenimsi bir görünüm sunmaktadır.
13
Cumhuriyetin ilk yıllarında Galatasaray Liseli gençlerin çıkardıkları bir dergide kullandıkları
ve daha sonra da kulübün kendini ifade ettiği bir simgeye dönüşen kulüp arması “gayin-sin”
harflerinden oluşmaktadır. 1930’lı yıllardan sonra “gayin-sin” yerini “GS” ye bırakmıştır.
Bkz: http://www.galatasaray.org/kurumsal/tarihce/ amblem.asp, 25.02.2008
14
Kulüp kuruluşundaki kırmızı –beyaz olarak belirlenmiş simge renkler, dönemin siyasal ve
sosyal yapısının getirdikleri, kulübün bayrağının ülke bayrağına benzemesi renklerde
değişime gidilmesine yol açmış ve kırmızı-beyaz olan renkler sarı-kırmızı olarak değişerek
günümüze dek gelmiştir. Bkz: http://www. galatasaray.org/kurumsal/tarihce/kurulus.asp,
Takım armaları
153
Yüzey: ‘gaziantepspor’ yazıbirimleri ile ‘1969’ sayıbirimleri arasına bir
kartal betisi ve baklava desenli bir bezeme yerleştirilmiş, üst yüzeye renksel
çizgilerle tasarlanmış kentsel bir simge konumlandırılmıştır.
Renksel örüntü: çizgisel seyir bakımından birbirine yöndeş
konumlandırılmış çerçevelerin sınırları ile yazısal-sayısal birimler kırmızı,
siyah ve beyaz dolguludur; iç yüzey tramı da aynı renkbirimlerle bezenmiştir.
Renksel örüntüye, doğal olarak, beyaz, siyah, kırmızı egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: önceki türdeş tasarımlardaki çizimsel çağrışımların tersine olarak
dikdörtgenimsi görünüm üstteki iki girintiye kale ya da sur burçları imgesi
giydirirken, tasarımın alınlığında ek sınırlar oluşturan kurdelemsi şerit,
ayrıcalıklı bir övgüyü hak eden bir başarıyı dışa vuracak yetenektedir.
Yüzey: üst yüzeyde kale burçlarına çağrışım yaratan girintiler, sivriltilmiş
alt yüzeye doğru uzanarak kalkanımsı görünümü güçlendirirler; savunma ve
koruyuculuk imgesini içselleştirirler. Sınırlardan üst yüzeye yayılan
kurdelemsi şerit ise, üzerine konumlandırılan ‘gaziantep’ yazıbirimleri
sayesinde kurumsal aidiyeti açığa çıkarma işini üstlenir, ama aynı zamanda
bulunduğu kentin kahramanlığına ardıl bir gönderme yapar. Alınlık ile
tarihselliği imleyen kale burçları arasında yukarıya doğru sivrilerek yükselen
belirsiz illüstrasyon olası bir kentsel simge göndergesini içleminde saklar. Bir
başka kentsel simge de iç yüzeyin tabanına döşenmiş ‘baklava’ betisidir. Bu
tasarımsal tercih, baklavanın sunduğu kentsel tanınırlık imgesinin kentten
kulübe doğru yönelmesini sağlamıştır. Kulübün kente aidiyetini güçlendiren
simgesel göndermelerin odağına ‘uçan kartal’ illüstrasyonunun yerleştirilmesi
ise yüzey tasarımına güçlülük ve ululuk gibi imgeler eklemlemektedir.
Renksel örüntü: kulübün kurumsal kimlik renklerini oluşturan kırmızı ve
siyahın yanısıra yeğlenen ve belirgin bir görsel seçicilik olanağı veren beyaz
renkbirim hem ötekilerle renksel bir karşıtlık oluşturmakta hem de kentsel
göstergeleri betimlemekte; kulübün bilinirliğini destekleyen simgesel
göndergeleri de görselleştirmektedir. Kulübün gücü ve büyüklüğü siyah
renkbirim ile belirlenirken sporun verdiği sıcaklık, heyecan ve dinamizm
kırmızı ile imlenmektedir. Beyazın erdem ve seçkinlik gibi imgeleri de ardıl
imgeler olarak ayrıca eklemlenir renksel örüntüye.
154
M. Çamderelei – Mert Gürer
Gençlerbirliği
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin siyah bir çizgi ile sınırlandırılmış kuşatıcı bir
daire görünümündedir.
Yüzey: İç içe geçmiş üç daireden kurulu yüzey tasarımında, her daire,
değişik görsel bileşenlerle bezeli olan bir diğerine basamak oluşturur. İç
yüzeye yayılan yıldız ve futbol topu çizimleri ile birlikte iki dairenin yukarı
bir noktada buluşması sonucu ortaya çıkmış ‘hilal’ biçimi yüzeyi
betimlemektedir. ‘gençlerbirliği spor kulübü’, ‘Ankara’ yazıbirimleri ile
‘1923’ sayıbirimleri ise üst sınırlara dayanışık biçimde dizilmiştir.
Renksel örüntü: çizgisel özdeşlik taşıyan dairesel çizimler ile odak yüzey
ve yazısal-sayısal birimler siyah, dış dairenin tramı beyaz, odak yüzeyi
sarmalayan ‘hilal’ betimi kırmızıdır. Renksel örüntüyü beyaz, siyah, kırmızı
egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: çevreden iç yüzeye doğru daralıp değişik biçemsel kurgulara
uğratılan dairesel yuvarlaklık, önceki amblematik türdeşlerinde olduğu gibi,
içlemine aldığı anlamlı birimleri birbirine dayanışık bir tasarımda
bütünleştirir; çembersel kuşatıcılığa bırakılmış görüntübirimlere odaklanan
noktasal bir bakış üretir.
Yüzey: iç yüzeydeki dairelerin belirgin biçimde görselleştirdiği ‘hilal’
betisi, üst bölüme doğru konumlanan ‘yıldız’ simgesi ile bütünlenerek
doğrudan dikey tasarımlanmış ay yıldızlı bir ‘Türk Bayrağı’na gönderme
yapmaktadır. Hilal simgesinden bağımsız olarak ‘yıldız’ görüntübirimi,
çevreye yaydığı çizgilerle güneşin ışıklarını anıştırmakta ve gerek futbolun
gerekse bizzat kulübün parlayan yıldızı olarak Gençlerbirliği Spor
Kulübü’nün büyüklük ve görkemlilik imgesini ortaya çıkarmaktadır. Ulusallık
değerleriyle tarihsellik göndergelerini de içkinleştiren yüzey tasarımı kulübün
alansal kimliğini, odağa aldığı eskil görünümlü bir top çizimiyle
belirginleştirmektedir. Kurumsal aidiyet iç yüzeyi sarmalayan yazısal birimler
ile betimlenirken hilalin alt bölümüne yerleşen ‘1923’ sayıbirimi de Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarıyla özdeş bir dönemselliği imlemektedir.
Ayrıca, iki yıldızcık noktalamasıyla ayrıcalıklaştırılmış ‘ankara’ ile
taçlandırılan dış halka kulübün kentsel aidiyetini dışa vurur ve bu aidiyetin başkent, cumhuriyet, ulus, bayrak gibi- ardıl açılımları, kentin göndergeleriyle
Takım armaları
155
kulübün temsil ettiği tasarımsal yeğlemelerin örtüşme eğiliminde olduklarını
gösterir.
Renksel örüntü: Kulübün renksel örüntüsü ekonomik koşulların
çetinliğiyle ilişkilendirildiğinden bilinçli bir tercihten çok kuruluş yıllarındaki
meşakkati simgeler. 15 Siyah ve beyaz renkbirimler, kulübün kendiliğini
betimleyen yazıbirimlere kolay alımlanabilinirlik olanağı sağlar. İç yüzeyde
belirgin biçimde kullanılan kırmızı renkbirim ise ‘hilal’ ve ‘yıldız’ simgeleri
ile betimlenmeye çalışılan Türk Bayrağı’nı eğretilemektedir. Siyah, ayrıca,
tarihsel süreçte kararlılıkla edinilen yetke ve gücü, beyaz renk ise seçkinliği
ve erdemliliği ifade etmektedir. Kırmızı ise, Türk Bayrağı ile birlikte
futboldaki zorlu mücadeleye de anıştırma yapmaktadır.
Gençlerbirliği Oftaş
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: ince siyah bir çizgi sınırlandırılmış, üstten alta doğru giderek
yuvarlaklaşan ve üstte yukarı doğru bir kavisle birlikte tikel olarak sivrilen
üçgenimsi bir kalkan görünümü sunmaktadır.
Yüzey: sınırların üçgenimsi görünümüne karşıtlık oluşturan karelerle
bezeli tabana sayısal ve yazısal birimler enlemesine yerleşmekte ve yüzeyin
üst bölümündeki dikey kalın çizgiler arasında bir top betisi yer almaktadır.
Renksel örüntü: siyah ve kırmızı renkbirimlerin girişik yapısı, odaktaki ve
üstteki beyaz karşıtlığıyla desteklenmektedir. Renksel örüntüye siyah, kırmızı
ve beyaz renkbirimler egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: önceki yöndeş tasarımlara göre yeterince üçgen boyutlu bir
görünüm taşısa da, korunma ve direnme imgesini üstü kapalı biçimde saklar;
değişik bir biçemsellemeye uğratılmış tasarımsal görünümü yalın bir söylem
alanına gönderme yapar.
Yüzey: yüzeyin alt bölümüne konumlanmış sayısal birimler kulübün
yenilik imgesiyle içkin bir kuruluş geçmişine gönderme yapar. Üst bölümdeki
güncel top betisi, çeşitli dallarda etkinlik gösteren diğer kulüplerden ayrı
olarak alansal göndergeyi belirginleştirme ve kurumsal kimlikle bağlılaşım
15
Gençlerbirliği renklerini, kıtlığa, darlığa, müşkülâta borçludur buna göre; Halin yanında yer
alan Karaoğlan Çarşısındaki o dükkânda, kırmızı-siyahtan başka forma (veya başka
anlatımlara göre öğrencilerin evde diktirecekleri kırmızı-siyah basmadan başka uygun
malzeme) bulunmamasına. Bkz: http://www.genclerbirligi. org.tr/kurulus.asp, 25.02.2008.
156
M. Çamderelei – Mert Gürer
kurma işlevi görür. Top betisinin görünürlük yeteneği yüksek olan ‘GB’ ile
bütünleşik (renksel) yapısı ve yüzeyde diğer tasarım birimlerine oranla
birlikte kapladıkları alan, yine birlikte hatırlanırlık niteliğini güçlendirici
türdendir. Hem tabandaki girişiklik hem de ‘GB’deki binişme kulübün
kenetlenmiş bir bütünlük kimliği oluşturduğunu sezdirir. Kulübün
tanımlamasını üstlenen alınlık ‘gençlerbirliği’ yazıbirimlerinden kuruludur.
Resmi adlandırmada yer alan ‘oftaş’ın tasarıma çıkarılmaması ise ‘tecimsel
kazanımları ötelemiş’ bir kurum imgesini ortaya çıkarma çabası olarak
değerlendirilebilir.
Renksel örüntü: destek etkinlikleri sonucu değişime uğrayan kulüp
renkleri kırmızı-siyah olarak belirlenmiş 16 ve yeğlenen renksel örüntüyle,
birbirleriyle aynı renk ve adlandırmaya sahip iki rakip kulüp ortaya çıkmıştır.
Özdeş renksel seçim, aynı kentsel göndergeleri paylaşma ve kenti temsil
yeteneğini elde bulundurma bağlamında bir rekabet ya da mücadele imgesinin
ipuçlarını taşımaktadır. Tasarımda yeğlenen beyaz renkbirimler, imgesel
düzlemde saflık ve temizliği içkinleştirirken tabandaki yazısal ve sayısal
birimlerin ayrımsanarak okunabilirliğini artırmaktan da geri kalmaz ve
yapılandırılacak olası bir algıda, bilinirliğin desteklenmesi işini üstlenir. Öte
yandan, siyah, genel anlamda güç ve yetkeyi imlerken, kırmızı da yeni oluşan
kulübün heyecanını, tazelik ve dinamizmini betimlemektedir.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin kalın bir çizgi ile sınırlandırılmış tam bir daire
görünümündedir. Yüzey: ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’ ile
‘1990’ biçimindeki yazısal ve sayısal birimlerden oluşan çevresel yüzey,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin logosu olarak bilinen tasarımı sınırlayıcı
bir işlevle odak-yüzeyde kuşatır.
Renksel örüntü: tasarımın iç yüzeyine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
bildik logosu mavi ve beyaz olarak yerleştirilmiştir. Odak yüzeydeki logo
yine mavi yazıbirimlerce çevrelenmektedir. Yazı ve sayı birimlerin
konumlandığı taban halka ise yoğun biçimde turuncu renkbirimiyle
tasarımlanmıştır. Renksel örüntüye mavi ve turuncu egemendir.
16
Gençlerbirliği gibi kırmızı-siyah renklere sahiptir. Gençlerbirliği, kulübü satın almadan önce
Mavi-Beyaz renklere sahipti. Bkz: http://www.gboftas.org.tr/kulup_ hakkinda.asp
Takım armaları
157
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi
:
Sınırlar: Çevresi turuncu kalın bir çizgi ve büyük oranda yazıbirimler ile
belirlenmiş yüzey görselliği, yeterince belirgin bu bütünleşik sınır-halkanın
odaklayıcı işleviyle daha da değerlilik kazanmıştır. Çünkü, kalın çember
bezemi, içlemine aldığı tüm görsel öğeleri öne çıkaracak yetenektedir.
Yüzey: yüzeyi belirleyen kentsel simge kulübün kurumsal aidiyetini
açıklıkla betimlemekte ve tarihlendirme işlevi gören sayısal birimlerle
desteklenmiş çevresel yazıbirimler de aidiyet kimliğini olumlamaktadır. Bu
yapılırken, kulüp ile birlikte aidiyet göndergesini elinde bulunduran kurum İstanbul Büyükşehir Belediyesi- da doğrudan ve kendiliğinden güncellenerek
betimlenme olanağı bulur. Kulübün amblematik göstergesiyle kentsel
yönetimin logosunun özdeş ya da türdeş bir tasarıma sahip olması, yüzey
tasarımını doğal olarak ikili bir gönderge düzenine sürüklüyor. Bir yanda
İstanbul Büyükşehir Belediyesi betimlenir öbür yandan kulüp tanımlanır, ama
kentsel logonun İstanbul’u temsil yeteneği gelişkinken kulüp için de
yeğlenmesi yalnızca kulüp ve kurumsal aidiyeti temsil etmekle sınırlanmış
oluyor. Böylelikle, yüzey tasarımı doğrudan eski kale-kentin topografik
yapısını betimleyen yedi tepeyi yedi üçgen eğretilemesiyle içselleştirir;
minareler, kubbeler doğrudan tarihselliğe gönderme yapar; ayrıca, tarihi
yarımadayı koruyan eski surları ve/ya da kentin sur içi bölümü betimler. 17
Renksel örüntü: kulüp kendini mavi, beyaz ve turuncu ile ifade
etmektedir. Mavi ve beyaz renkbirimler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
kurumsal renkleri ile örtüşmektedir. Mavi ile beyazın temizlik, dinginlik ve
seçkinlik gibi göndermeler gerek kulübün gerekse kentsel yönetimin kurumsal
kimliğini betimler. İstanbul kentinin doğal ve doğasal kazanımlarından deniz
de mavi renk ile betimlenince tasarımı renksel düzeyde kentsel yönetimden
ayrı ve ayrıcalıklı kılan biricik renkbirim turuncudur. Turuncu, kulübün
heyecanını, sıcaklığını ve aktifliğini imleyen göndergeler içermektedir.
Kasımpaşa
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin siyah bir çizgi ile sınırlandırılmış, üstte bir
yükseklikle, kalın mavi bir bandın iki yanlı çıkıntısını birleştiren bir daire
görünümündedir.
17
İlgili çözümlemeler için Bkz: Çamdereli, M. (2006) VE Çamdereli, M. ve diğerleri, (2006).
158
M. Çamderelei – Mert Gürer
Yüzey: ‘kasımpaşa’ yazıbirimi, ‘1921’ sayıbirimi, Türk Bayrağı’ndan
kalkanımsı bir kesit ve iç yüzeyi ikiye bölen bir iç daire ile bezenmiştir.
Renksel örüntü: yüzeyin üst kısmını sınırları aşan yoğun bir kırmızı
doldurmaktadır. İç yüzey ve sınırlardaki iç içe geçmiş görünümlü daireler ile
tasarımı ortadan ayıran kalın bant dişil beyazlar dışında mavi ile
biçimlenmiştir. Renksel örüntüye mavi ve kırmızı egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: mavi bir çizgi ile belirlenen sınırlar, biri üstten diğeri de ortadan
olmak üzere iç yüzeyden başlayan tasarım ritmine uygun aralıklar bırakmıştır.
Yüzey, geniş sınır-halkaya koşut biçimde konumlanmış ikincil ama tikel
olarak odaklayıcı işlev gören bir daireyi de kapsayıcıdır.
Yüzey: yüzeyin alınlığına karşılık gelen bölüme konumlandırılan
kalkanımsı ay yıldızlı Türk bayrağı brövesi, kulübün ait olduğu yerleşim
alanında simgesel önemi bulunan bir uzama gönderme yapabilecek yetenekte
olmakla birlikte, kulüp lehine ulusal değerlerle bütünleşmiş bir kurum
kimliğini de dışa vurmaktadır. Sınırlar ile iç yüzeyin buluşmasıyla ortaya
çıkmış iç içe geçmiş iki daire görünümü, duyusal olarak kurtarıcı imgesini
içkinleştiren can simidi eğretilemesine neden olmaktadır. Kulübün bulunduğu
semtin deniz kenarı olması bu eğretilemeyi olumlar niteliktedir. Tanımsal
işleviyle öne çıkan ve iç yüzeyi tam ortadan bölen ‘Kasımpaşa’nın kazındığı
kalın bant alınlıktaki bayraktan sonra tasarımda dikkat çekici olan ikincil
alandır. ‘1921’ ise kulübün tarihselliğini belirgin biçimde betimlemektedir.
Renksel örüntü: beyaz taban üzerine mavinin tek renk olarak öne çıktığı
tasarımda tamamlayıcı olmakla birlikte dikkat çekiciliği yüzünden başatlık
niteliği kazanan kırmızı renksel örüntüyü oluşturmakta. Mavi ferahlık,
berraklık, güven ve temizlik gibi gönderme yaparken, kırmızı, kulübe ulusal
bir kimlik katan bayrak imgesinin dışında yalnızca seçiciliği belirleme işlevi
görür; ayrıca, kulübün sahip olduğu cesaret, tutku, heyecan ve kuvvet hislerini
ifade eder.
Konyaspor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin yeşil bir çizgi ile sınırlandırılmış sarmalayıcı
bir daire görünümündedir.
Yüzey: yüzeyin üst bölümünü yay biçiminde taçlandıran ‘konyaspor”
yazıbirimi ile alt yüzeyi kucaklayan başak betimi odak-yüzeyde
Takım armaları
159
konumlandırılmış çift başlı kartal betisini çevreliyor. Ayrıca, ‘1981’
sayıbirimi de çift başlı kartal bezemesinin altına konumlandırılmış.
Renksel örüntü: ince bir çizgiyle belirlenen sınırlar ile iç çemberi
oluşturan alt ve üst yüzey yeşil dolu bir renk seçimini yansıtırken, odak
yüzeydeki kartal betisi siyah renkbirim ile bezenmiştir. Renksel örüntüye yeşil
ve siyah egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: Çevresi yeşil bir çizgi ile sınırlanmış yüzey, iç yüzeydeki
görüntübirimlerle desteklenerek daha kapsayıcı bir görünün kazanmaktadır.
Bütünleşik sınırların böylelikle oluşan kalın görünümü, odak-yüzeydeki başat
görüntübirimi tek ve tekil bir görsel değer olarak öne çıkarma eğilimindedir.
Yüzey: kentsel kimliğin öğeleri arasında yer alan odak-yüzeydeki çift başlı
kartal betisi, kentin kimliğini ve kulübün kentsel aidiyetini betimlemekle
birlikte, kentin uzamsal ve zamansal olarak Anadolu Selçuklu Devleti’iyle
bağlılaşım kuran tarihsellik imgesini de ortaya çıkarır. Çevresel ve örtücü
nitelikli ‘konyaspor’ yazıbirimleri odak görüntübirimi kentsel aidiyetten
uzaklaştırıp kulüp kimliği düzlemine çekiyor. 18 Kartalın kuyruğuna yakın bir
bölümde konumlanmış 1981 sayıbirimi kulübün yeniliğine gönderme
yaparken çift başlı kartal betisinin tarihsellik göndergesiyle çelişik bir
imgelem düzeni oluşturmaktadır. Yüzeyin alt bölümünde tasarımlanmış
buğday başağı illüstrasyonu ise bir diğer kentsel simge işleviyle Konya
uzamının bitki örtüsünü ve ardıl olarak da bereket imgesini anıştırmaktadır.
Renksel örüntü: odak görüntübirim dışında tasarımı genel olarak kaplayan
yeşil renkbirim, bereketi, doğayı, verimliliği ve tazeliği imlemektedir. Çift
başlı kartal betisinin siyah olması ise tasarımsal kurgunun bütünleşik yapısı
içerisinde karşıtsallık oluşturması ve doğal olarak da bakışı üzerine
yöneltebilecek gücü elinde bulundurmasıdır. Siyahın ayrıca, kendi özgül
değer evreninden getirdiği ciddiyet, vakar ve resmilik gibi imgeler de odak
yüzeye içkindir.
18
Konyaspor, 1981 yılında şehrin diğer köklü kulübü İdmanyurdu ile birleşerek ‘yeşil beyaz’
renkleri ve ‘çift başlı kartal’ amblemini kullanmaya başlamıştır. Bkz:
http://www.konyaspor.org.tr/menu.php?id=12, 25.02.2008.
160
M. Çamderelei – Mert Gürer
Sivasspor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: ince kırmızı bir çizgi ile sınırlandırılmış, altta sivriliği yeterince
belirgin ve köşeleri yuvarlanmış bir yapı, üstte iki kavisin oluşturduğu
sivrilikler ile dikdörtgenimsi bir görünüm sunmaktadır.
Yüzey: yüzey ‘sivasspor’, ‘SS’ ve ‘1967’ gibi sayısal ve yazısal birimlerle
kaplı olmakla birlikte üç adet yıldız illüstrasyonu ile bezeli görünmektedir.
Renksel örüntü: tasarımın sınırları ile yüzeydeki sayısal ve yazısal
birimler karşıt iki renkbirimden oluşuyor. Renksel örüntüye, doğal olarak,
beyaz ve kırmızı egemendir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: türdeş tasarımlardaki çizimsel düzenekten ayrı olarak üstten iki
kavisli dikdörtgenimsi görünüm kalkandan rozete dek çeşitli göstergesel
biçimlere gönderme yaparken sınırları belirleyen ince çizgi de, yalınlık,
sıradanlık, abartısızlık gibi imgeleri içkinleştiriyor; yüzeye yayılan anlamlama
düzeyinin daha da esnetilebileceğini sezdiriyor.
Yüzey: yüzeyin üst sınırlarını oluşturan yan yana iki kavis dişil ‘yıldız’
görüntübirimlerini bütünlemekte ve üst bölümde bir taç algısının ortaya
çıkmasına yol açmaktadır. Üç yıldız imgesi kurumsal oluşum ve gelişim
serüvenini 19 dillendirirken, kulübün kendiliğini ifade eden ve bilinirliliğini
sağlayan sayısal ve yazısal birimler odak yüzeyde sarmalanmış tamamlayıcı
bir resimyazı olarak yeniden biçemlenmiş; kent ile kulübün birbirine
kenetlenmiş, ayrılmaz bir bütün olduğu göndergesini bunu yapmakla
içselleştirmiştir.
Renksel örüntü: Kırmızı ile beyazın bütünselleştiği belirgin bir imgelem
renksel örüntüyü belirlemektedir. Kulübün bilinirliğini ve okunabilirliğini
sağlamak amacıyla iki rengin karşıtlık olanaklarından yararlanılmış ve Türk
bayrağı ile özdeş bir gönderge alanı kurgulanmıştır. Ulusallık ile kentsel
kimlik aynı renkbirimler üzerinden betimlenirken, kırmızının spor ile uyumlu
heyecan, dinamizm, devingenlik gibi göndergeleri ve beyazınsa kulübün
yeniliğine ilişkin temizlik, saflık imgesi de dışa vurulmaktadır.
19
Üç yıldız, kulübün temellerindeki Sivas Gençlik Kulübü, Yolspor gençlik Kulübü ve
Kızılırmak
Gençlik
Kulüplerine
gönderme
yapmaktadır.
Bkz:
http://www.
sivasspor.org.tr/kulup.asp, 25.02.2008
Takım armaları
161
Vestel Manisaspor
Anatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin ince siyah bir çizgi ile sınırlandırılmış, sağ ve
sol üstte bakışımlı kavislerden aşağı süzülen eğimli kenarlar ile üçgenimsi bir
kalkan görünümündedir.
Yüzey: oldukça zengin bir görsel içerik ile donatılmış yüzey ‘Vestel’,
‘Manisaspor’ yazıbirimleriyle birlikte bir resimyazı, iki ‘üzüm’ betisi, bir top
ve ayyıldız illüstrasyonu kaplamına almıştır.
Renksel örüntü: sınırlar, resimyazı ve alınlıktaki bant ile siyahın yeterince
gelişkin bir kullanım alanı bulduğu renksel kurgu sarı, kırmızı, yeşil ve
beyazın da katılımıyla biçimleniyor.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: Kurumsal kimliğin kentsel kimlikle bütünleşik yapısını yüzeye
sığdırma işlevi gören sınırlar, üçgen boyutlu görünümüyle korunma, direnme
ve karşı koyuş imgesini içkinleştirirler. Ayrıca, çerçeveyi alınlığın üstünde
değişik bir biçemlemeyle belirginleştiren iki kavis siperlikteki değerlilik
imgesini öne çıkarır.
Yüzey: kulübün temsilini üstlenen yüzeydeki görüntübirimler, kurumsal
aidiyet ve iyeliği de betimlemektedir. Destekleyici kuruluş nitelemesinin
siperlikteki Türk bayrağı illüstrayonuyla bütünleşik biçimde ve açımlayıcı
işlevle sunulması, hem kentsel hem de ulusal değerleri olumlayan ve
perçinleyen, bu nedenle de ‘toplumsal sorumluluğunu yerine getiren kurum’
kimliğini besleyen bir imge dağarına katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda
kentsel aidiyetin ürettiği uzamsal bilinirlik öğelerinden üzüm, salkım
biçemlemesiyle, betimleyici bir bezek olarak yazısal birimleri yineleyen odak
yüzeydeki resimyazının iki yanına tutturulur. Kuruluşun alansal edimini
belirginleştirme işini ise top illüstrasyonu üstlenir.
Renksel örüntü: tasarımsal kurgu, yeğlenen beş değişik renkbirim
karmasıyla görselleşmektedir. Türk Bayrağı ile destekleyici kuruluşu
belirleyen kırmızı ve beyaz hem ulusal değerlere hem de destekleyicinin
kurumsal kimlik renklerine bütünleşik bir gönderme yapmaktadır. Öte
yandan, renkbirimlerin birbirleri ile karşıtlık oluşturacak biçimde
konumlandırılması yazısal birimleri farkındalık olgusuyla öne çıkarmıştır.
Ayrıca, kulübün kentsel aidiyeti, önemli bir kentsel ürün olarak üzümün
renklerinin tasarıma yansıması sonucunu doğurmuş; doğallık, dinginlik gibi
imgelere gönderme yapan yeşil ve sarı, yalnızca kentsel bir simgeyi
162
M. Çamderelei – Mert Gürer
betimleyici bir işlevle tasarımlanmıştır. Alansal edim göndergesi top ile kulüp
tanımlamasının bulunduğu alınlık yeterince seçilebilir bir siyahlıkla
bezenirken odak yüzeydeki resimyazıya da doğrudan siyah ile belirginlik
kazandırılmıştır. Durum bu olunca, kırmızı, siyah ve beyaz renkbirimler
kurumsal kendilik ve iyelik belirtkesi olarak yeğlenirken, sarı ve yeşil
yalnızca kentsel simgeleri öne çıkarma işlevi görür.
Kayserispor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: yeterince belirgin kalınlıkta gri tonlu bir çizgiyle sınırlandırılmış,
aşağıda birleşen iki eğimli kenar ile doğrudan üçgenimsi bir kalkanı
anıştırmaktadır.
Yüzey: görsel bir çeşitlilik içeren yüzey kurgusu alınlıktaki ve alt
yüzeyden odak yüzeye doğru yayılan yazısal birimler ya da resimyazılardan
oluşmaktadır. Odak yüzeyin üst bölümüne bir dağ betisi yerleştirilmiştir.
Renksel örüntü: yüzeyde öncelikle görülen sarı ve kırmızı renkbirimler
üzerinde dişil beyazın bulunduğu bir taban döşemesini belirlemektedir. İç
yüzeyin üst bölümü birbirine karşıtlık oluşturan siyah, beyaz, mavi ve grinin
tonlarıyla biçimlenmiştir. oluşturacak şekilde mavi, beyaz ve gri tonlarından
oluşmaktadır. Renksel örüntüye sarı ile kırmızı egemen görünmektedir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi
:
Sınırlar: Kurumsal kimliğin değerlerinden bir kesiti sunma çabasını
yüzeye yansıtan sınırlar kalkanımsı görünümün içkinleştirdiği korunma,
direnme, karşı koyma ve/ya da mücadele imgesini yumuşak çizgileri arasına
yerleştirir.
Yüzey: yüzeyin üst bölümünü belirleyen yazısal birimler ile karlı bir yüce
dağ illüstrasyonu kulübün doğrudan kentsel aidiyetini ve topografik niteliğini
betimliyor. Kalkanımsı sınırlar dağ imgesiyle bütünlenince kulübün
tasarımladığı kentsel kimlik ‘geçilmezlik’, ‘savaşçılık’, ‘yenilmezlik’,
‘yıkılmazlık’, ‘ataklık gibi imgeleri de içlemine alıyor. Yazısal birimleri
eğretileyen resimyazı ise odak-yüzeyi belirginleştirici işleviyle renksel
örüntünün uzantılarıbiçiminde beliriyor.
Renksel örüntü: yüzeyin üst ve alt bölümünde yeğlenen renkbirimler
renksel örüntünün de iki renk kümesini içselleştiriyor. ‘dağ’ illüstrasyonuyla
‘kayserispor’ yazıbiriminin konumlandığı üst
bölüm, mavi, gri ve beyaz gibi soğuk renkler bölgenin topografik ve
iklimsel özelliğini güçlendirme ve kesinleme işlevi görürken, büyük ölçüde
Takım armaları
163
odaksallaştırılmış alt bölümde yeğlenen kırmızı ve sarı renkkbirimleri
tasarımda algısal seçiciliği sağlayan sıcak renkler olarak öne çıkarlar. Hiç
kuşkusuz, sarı, parlaklık, aydınlık ve canlılığı imlerken, kırmızı, kuvvet,
cesaret, savaş ve tutku duyularını devindirir.
Trabzonspor
Anlatımın biçimi ya da sözcelem düzeyi:
Sınırlar: altta dolgun bir yuvarlık, üstte dalgalı bir kıvrım ile
sınırlandırılmış, aşağı dikey olarak inen iki kenara takılmış tikel renk
kesişmeleri ile yalın bir rozet görünümündedir.
Yüzey: ‘T’ ile ‘S’ yazıbirimlerinin resimsel biçemlemesiyle tasarımlanmış
iç yüzey kurgusu bir eskil bir top illüstrasyonuyla bütünlenmiştir.
Renksel örüntü: taban renkbirimi olarak yeğlenen bordo ile birlikte mavi
renkbirim tasarımın renksel örüntüsünü betimlemektedir.
İçeriğin biçimi ya da anlamlama düzeyi:
Sınırlar: önceki tasarımlardan ayrı olarak herhangi bir çizgiyle yüzeyi
sınırlandırılmamış tasarım, çerçevesizliğin sunduğu sınırsızlık, sonsuzluk,
enginlik gibi bir imgelemi anlamlama alanına getirir; yüzeydeki anlamsal
alanı esnetir, genişletir, yayar ve öbürleriyle karşıtlık kuran bu özeliğiyle
sıradışılık imgesini de içlemine alır. Sınırların yokluğu, aynı zamanda,
yüzeyle özdeş bir (görsel) dildışı gerçeklik düzleminin gönderge sınırsızlığını
betimler.
Yüzey: kuruluşun alansal etkinliğini belirleyecek biçimde bezenen yüzey
tasarımı, devingen resimyazının üst bölümüne koşut biçimde dalgalanan bir
alınlıkla belirlenmektedir. Futbol için erken dönem oyun aracı olarak
kullanılan top betimi kulübün tikel tarihselliğini ve alansal etkinliğini
kolaylıkla betimlemektedir. Sınırların yokluğuyla diğerlerinden ayrılan
tasarımsal kurgu yüzeye yansıtılmayan yazıbirlerle de kendini göstermekte;
yalnızca ‘T’ ve ‘S’nin resimyazısal eğretilemesiyle yetinilmektedir. Akarsu
gibi kıvrılarak yayılan amblematik seçim kulüp tanımlamasını içselleştirmiş,
ama öte yandan, kulübün bilinirliğini sağlama işleminde artıkbilginin
üretilmesini engellemiştir. Kurgusal enginlikte söz uzatımından kaçınma
kulübü -ve kentsel aidiyetini- tanınırlık konusunda eksiltisizliği, bir başka
deyişle kendine güven ve büyüklük imgesini tanıtlayıcıdır.
Renksel örüntü: bordo ve maviden oluşan iki renkbirim tasarımın renksel
örüntüsünü belirlemektedir. Yeğlenen renkbirimler kulübün kuruluş öyküsüne
gönderme yapmakta ve kurucu kimliği betimlemektedir. Kurucu iki takımın
164
M. Çamderelei – Mert Gürer
renkleri güncel kulübün renksel değerlerini belirler. 20 Kentsel aidiyet ve
kentin topografik göndergeleri dinginlik, sonsuzluk gibi imgeleri içkinleştiren
‘mavi’nin, doğrudan ‘deniz’ imgesine gönderme yaptığını üstü örtük biçimde
duyumsatmaktadır. Mavinin yaslandığı bordo ise, saldırı, rekabet, mücadele,
kararlılık soyundan bir imgelemi anıştırmaktadır.
SONUÇ VE TARTIŞMA
Bütünce kapsamına alarak yüzeysel ve olabildiğince ayrıntısız bir okuma
işleminden geçirdiğimiz kulüp armaları futbol uzamında görsel kimliği
belirleyen ve betimleyen başlıca öğeler olarak öne çıkarlar. Çözümleme
boyunca inceleme nesnesini oluşturan Turkcell Super Lig’deki onsekiz kulüp
arması, çevreledikleri söylemsel ve anlamsal alan bulgulanmak amacıyla ve
kurumsal kimliğin alımlanmasını sağlayan öncel veriler ötelenmeksizin
mercek altına alındı; birer görsel kimlik öğesi olarak temsil ettikleri kurumsal
kültürlerin çeşitli biçim ve biçemlerdeki tasarımlarla desteklendiği görgül
içerikten kolaylıkla anlaşıldı.
Muhatabının bakışını yeterince yakalama ve kurumsal göndergeleri
anımsanabilir düzeyde tutma becerisini elinde bulunduran kulüp armalarının
gönderge evrenini tikel de olsa açımlama çabamız, inceleme nesnesinin
kavramsal yapısını ortaya koyacak yetkinlikte olmakla birlikte, elde ettiğimiz
nitel bulguların da armaların kimlik tasarımında vazgeçilmez bir görsel
iletişim aracı olduklarını ve marka değeri yaratmada başat işlev üstlendiklerini
tanıtlamaya yeter. Bununla birlikte, futbol kulüplerini simgeleyen,
öykülendirilmiş marka değerlerini giyinen ve kurumsal kimlik
göndergelerinin alımlanmasını sağlayan armaların anlamlama evrenini
betimleyebilmek ve gönderge sınırlarını belirgin biçimde çizebilmek için üç
alt basamaklı -sınırlar, yüzey ve renksel örüntü- çözümleme işlemi süresince
içeriğin biçiminden edinilen bulgusal çıkarımların derlenmesi -ve gerekirse,
sayısal verilerle desteklenmesi- kuşkusuz gereklidir:
20
İdmanocağı ve İdmangücü kulüpleri bu kurucu kimliğin başat aktörleridir. Bkz:
http://www.trabzonspor.org.tr/bolum.asp?MainID=448&PID=481&HaberID=27645,
25.02.2008; ama, öte yandan, renklerin oluşması konusunda başkaca deyişler de vardır:
Trabzonspor (Bordo-Mavi), renklerini Karadeniz'in simgesi olan hamsiden almıştır.
Hamsinin gümüş mavi pulları ile bordo rengi gözleri, kulübün renkleri olarak belirlenmiştir.
Bkz: http://www.futbol.gen.tr/haber/haber.php?id=90, 4.4.2008.
Takım armaları
165
Armalar, öncelikle, kulüplerde içkinleşen tarihsel, söylensel ve/ya da
öyküsel anlatımı alımlayıcısına doğru dışlaştırma becerisini gösterebilecek bir
marka kurgusu ile tasarlanmaktadırlar. Doğrudan kulübe ilişkin olarak
biçimlenen kurgu-anlamlama alanları, yeğlenen kurumsal kimlik öğeleriyle
belirlenmekte ve marka değeri böylelikle yeterli ve anlaşılır düzeyde
betimlenmektedir. Neredeyse sıradanlaşmış ve kanıksanmış biçimde bütün
armalara işlenen yazısal ve sayısal birimler de, bu noktada, derin yapıda
kurgulanmış marka kimliğinin iyelik belirtkeleriyle yüzeyde görselleştirilmesi
ya da yüzeyde olumlanması işlevi görürler.
Kulüp armaları kulüplerin -varsa- tarihsel ve geleneksel değerlerini öne
çıkarmakla birlikte daha çok bulundukları kenti görselleştirme ve kentsel
değerleri vurgulama eğilimi göstermektedirler. Kenti temsil etme
sorumluluğunu futbol yoluyla üstlenme işlevi, armalara kentsel simgelerle
bütünleşme gereğini dayatmış ve neredeyse her arma, kenti bilinir kılan tüm
simgesel öğelere -Ankara için ‘leopar’ ya da Kayseri için ‘Erciyes dağı’ gibi
ilişkilendirici görsellere- tasarımlarında yer vermiştir. Armalar, temsil ettikleri
kente özgü göndergeleri tanıtımsal ve açıklayıcı bir işlevle yerine
getirdiklerinden, kentler de kulüpleri yoluyla anılırlık ve bilinirliklerini
güncellemişler ve güçlendirmişlerdir; ama aynı zamanda, kentine ve/ya da
kulübüne sahip çıkarak toplumsal sorumluluklarını yerine getirmiş kimi
kuruluşların da kentsel değerlerle -çay (Rize), üzüm (Manisa)bütünleşmelerini sağlamış ve kenti temsilde pay sahipliklerini vurgulamıştır.
Kentsel temsilde ayrışma ve yarış görünümlerini dışlaştıran kimi kulüpler
-Gençlerbirliği ve Gençlerbirliği Oftaş-, görsellik kurguları neredeyse özdeş
seçimlerle kurulu tasarımlarıyla seyrek de olsa özgül iletişim durumları ortaya
çıkarabilmektedir. Ortaklaşa yeğledikleri kentsel ya da kurumsal renkler,
kulüplerin aynı kenti temsil yetileriyle kimlik benzerliklerini dışlaştırırken,
rekabetin tersine dayanışma ya da güçbirliği iletisini içkinleştirmektedir.
Biçimsel düzlemde yalnızca armaları sınırlayan çerçeveleme edimi göz
önüne alınacak olursa, üç logonun yalnızca tam yuvarlak tasarlandığı,
tasarımların daha çok alttan yuvarlanan ve kimi kez sivriltilen ya da
çekiştirilen dikdörtgen konumunda olduğu kolaylıkla görülebilir. Yuvarlak
logoların odaklanmayı kolaylaştırdığı bilinmekle birlikte çözümleme
süresince kalkana nispet edilen dikey oranların ısrarla yeğlendiğini
gözlemlemek ilginçtir. Ayrıca, alttan sivrilerek yuvarlanan armaların başkaca
bir kült ve/ya da kültürün verilerini içselleştirebildiğini de ardıl bir çıkarsama
olarak belirtmek gerekir.
166
M. Çamderelei – Mert Gürer
Aidiyet sürecinde varoluşsal bir kimlik tasarımı olarak öne çıkan yerel
değerlerle birlikte biricik olma niteliğini içkinleştiren ulusal değerlerin de
arma tasarımlarına simgesel çağrışımlar yoluyla baskın çıkma yarışına
kolaylıkla tanıklık edilir. Manisaspor, Kasımpaşaspor, Beşiktaş ve Bursaspor
da olduğu gibi, ay yıldızlı bayrak görüntübirimlerini arma tasarımlarının
başlıca öğesi yapma edimi bu eğilime örneklik oluşturur. Markasal rekabet ve
ayrılıklar, ulusal değerler söz konusu olunca başkalaşır ve ayrışıklığı öteleyen
özdeş bir değerin iyeliğini elde etme ve ululaştırma yarışına dönüşür.
Armaların renksel örüntülerinde kulüpler arasında çeşitli düzey ve
oranlarda ayrılıklar olsa da, kullanım sıklığı en yüksek olan renkbirimlerin
beyaz ve kırmızı olduğu görülür.
Kırmızı ile beyazın birlikte bulunduğu tasarımlardan, kuşkusuz, Türk
Bayrağı’nın armalarda yalın biçimde eğretilendiği ve, doğal olarak, ulusallık
imgesine son derece önem ve değer verildiği kolaylıkla okunabilir. Kırmızının
tek başına yaygın biçimde yeğlenmesi ise tasarımların görsel yakalayıcılık ve
belirgin görünürlük sağlama işlevini öne çıkarırken, diğer renk
düzenlemelerinin de etkin tasarım düzenekleriyle en az kırmızı kadar işlevsel
nitelik taşıdıkları göz ardı edilmemelidir. Ama öte yandan, renkler
hatırlanabilirlik düzeyinde öylesine etkilidir ki, deneyimlenmiş gözlemler
doğrultusunda armalarla özdeş işlev gördükleri ve armaların bulunmadığı
durumlarda armalar gibi kulübü ya da takımı hatırlatıcı işlevi tek başlarına
üstlendikleri görülür: ‘siyah beyaz’ denilince ya da sarı kırmızı’ dizimi
işitilince her hangi bir yardımcı öğeye gereksinim duyulmaksızın belleklerde
saklı duran Beşiktaş ya da Galatasaray’ın birden gün yüzüne çıktığına çoğu
kez tanık olunmuştur. Hatta öylesine ki bir köpeğin renklerinin siyahlı ve
beyazlı olması bile onun Beşiktaşlı diye ünlenmesi için yeterli görüleceğinden
armaların kulüplerin renkleriyle bezenmesine özen gösterilmiştir.
Simgesel düzeydeki yeğlemelerin imge düzlemine genellikle ‘canlılık’,
‘güçlülük’, ‘büyüklük’, ‘tarihsellik’, ‘geleneksellik’, ‘değerlilik’, ‘kentsel
aidiyet’, ‘erk’, ‘ulusallık’, ‘geleneksellik’, ‘devingenlik’, ‘başarı’, ‘soyluluk’,
‘kararlılık’, ‘kahramanlık’, ‘kendine güven’, ‘yıkılmazlık’, ‘toplumsal
sorumluluk’ gibi göndergeleri sızdırması, armaların oluşturduğu ve genel bir
birlikteliği gösteren imge haritasının, -ayırıcı bir imgelemin yine de
bulunduğunu sezdirmekle birlikte- markalaşma ve rekabet olgusunu
içselleştirdiğini tanıtlar.
Armaları kurgulayan kurucu görüntübirimler bütüncül bir bakışla
derlendiğinde, yukarıdaki bulgular kolaylıkla olumlanır ve kulüplerin,
Takım armaları
167
tasarımlarında bilinirliklerini sağlamak niyetiyle kendiliklerini ve kuruluş
zamanlarını içeren yazısal ve sayısal birimlere ağırlık verdikleri tüm
açıklığıyla görülür. Kulüplerin tanınırlıklarını pekiştiren bu tutumun,
bozundurulmuş ya da biçemlemeye uğratılmış kimi yazısal birimler Trabzonspor da dahil olmak üzere, Galatasaray ya da Beşiktaş gibi- göz önüne
alınırsa bütüncül ve tümükapsayıcı nitelikli olduğu da ortaya çıkar. Ayrıca,
armaların kentsel aidiyetlerini yerellerindeki değişik değerlere -bitki,
havyan,…- yaslanarak görselleştirdikleri ve onları tasarımlarında destekleyici
kuruluşlarla -MKE, Çaykur, Vestel gibi- özdeşleştirmeye özen gösterdikleri
göze çarpar; bunlar yapılmakla, doğal olarak, kent, kulüp ve destekleyici
kuruluş birlikteliği tanıtlanmış ve dayanışmanın gücüne yapılan vurgu, marka
kimliğinin öyküsü bağlamında burada, bir kez daha kanıtlanmış olur.
Çözümlemeler sonucunda elde edilen bulgusal veriler doğrultusunda,
burada, sonul bir değerlendirme işleminden geçirdiğimiz armalardan söz
etmek kulüplerden ya da kulüp kimliklerinden de söz etmekle eşdüzeyli kabul
edilebileceğinden, armaların bir araya gelmesi demenin de, kuşkusuz
kulüplerin bir araya gelmesi demek olacağı açıktır. Armaların takımlara ya da
takım formalarına konumlandırıldığı anımsanacak olursa, karşılaşmalar da
görsellik ortamlarında doğal olarak takımlar arasında değil de onu eğretileyen
armalar arasında gerçekleşiyormuşçasına verilebilecektir. Takımlar ya da
kulüpler değil armalar yarışır ya da rekabetin şiddetini muhatabına yansıtır karşılaşmaların öncesinde ya da sonrasında ya da oyun esnasında her görsel
anıştırma ilgili kulüplerin armalarından bağımsız yapılmamaktadır.
Böylelikle, çözümlemeye geçmeden önce yukarıda belirtildiği üzere,
karşılaşmalar, özellikle medya uzamında takımların mücadelesinden çok
armaların mücadelesine dönüşmekte; olası rekabet, karşılaşma ya da oyun
doğrudan armalar ile eğretilenmektedir.Son çözümlemede, birer kurumsal ve
kentsel kimlik görseli olarak öne çıkan kulüp armalarının temsil ettikleri
kulübün eskilliği oranında geleneksellik, tarihsellik ve kültürellik imgelerini
içselleştirdikleri ve kulüplerle birlikte temsil ettikleri kentleri, ayrıcı özgül
kentsel simge tasarımlarıyla bezenerek diğerlerinden ayrıştırdıkları
söylenebilir. Kulüp armalarının kulüpler için kurumsal marka kimliği
oluşturmada diğer görsel marka kimliği öğelerinin yanında, hiç kuşkusuz,
öncül yer tuttukları ve yüksek ölçekte bir marka değerini içkinleştirerek
logolaştıkları,
yapılan
çözümleme
ve
çıkarımlardan
kolaylıkla
anlaşılmaktadır.
168
M. Çamderelei – Mert Gürer
KAYNAKÇA
Arık, B. (2004). Top ekranda. İstanbul: Salyangoz.
Arık, B. (2004). Top ekranda. İstanbul: Salyangoz.
Arıpinar, E. (Ed.) (1992). Türk futbol tarihi. (Cilt 1). İstanbul: TFF.
Barthes, R. (1993). Göstergebilimsel serüven (çev. M. Rifat, S. Rifat). İstanbul: Yapı
Kredi.
Berger A. A. (1996). Kitle iletişiminde çözümleme yöntemleri (ed: N. Ulutak & A.
Tunç). (2. baskı). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Çamdereli, M. (2006). İBB logosu nasıl okunmalı? Reklam arası. Konya: Tablet.
Çamdereli, M. ve diğerleri. (2006). Kentsel kimlik göstergeleri olarak kent logoları.
II. Ulusal halkla ilişkiler sempozyumu. Kocaeli. (Basımda).
Foucault, M. (2003). Ders özetleri (çev. S. Hilav). İstanbul: Yapı Kredi.
Hjelmslev, L. (1971). Prolégomènes a une théorie du langage. Paris: les editions de
minuit.
Http://tr.wikipedia.org/wiki/Horoz. (Erişim : 25.3.2008).
Http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?xl=tarihce&l=h&hno=3275.(Erişim:25.2.2008
Http://www.bursaspor.org.tr/kurulus.asp. Erişim Tarihi: (Erişim : 25.2.2008)
Http://www.caykur.gov.tr. Erişim Tarihi: (Erişim : 25.2.2008)
Http://www.denizlispor.org.tr/tr/detail_content.asp?sec=1. (Erişim : 25.2.2008)
Http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=7. (Erişim: 25.2.2008)
Http://www.futbol.gen.tr/haber/haber.php?id=90. (Erişim : 4.4.2008).
Http://www.galatasaray.org/kurumsal/tarihce/amblem.asp. (Erişim: 25.2.2008).
Http://www.galatasaray.org/kurumsal/tarihce/kurulus.asp. (Erişim: 25.2.2008).
Http://www.gboftas.org.tr/kulup_hakkinda.asp. (Erişim: 25.2.2008).
Http://www.genclerbirligi.org.tr/kurulus.asp. (Erişim: 25.2.2008).
Http://www.konyaspor.org.tr/menu.php?id=12. (Erişim: 25.2.2008).
Http://www.sivasspor.org.tr/kulup.asp. (Erişim: 25.2.2008).
Http://www.tff.org/Default.aspx?pageID=119. (Erişim : 20.3.2008).
Http://www.trabzonspor.org.tr/bolum.asp?MainID=448&PID=481&HaberID=2764.
(Erişim: 25.2.2008).
Knapp, D. E. (2003). Marka aklı (çev. A. Akartuna). İstanbul: MediaCat.
Martinet, A. (1970). Eléments de linguistique générale. Paris: Armand Colin.
Rifat, M. (1998). XX. yüzyılda dilbilim ve göstergebilim kuramları. Cilt 1. İstanbul:
Yapı Kredi.
Sakaoğlu, N. (2002). Osmanlı sarayında spor müsabakaları: Lahanacılar-bamyacılar.
Toplumsal tarih, 102. İstanbul: Tarih Vakfı.
Stemmer, T. (2000). Futbolun kısa tarihi (çev. N. Aça). Ankara: Dost.
Uçar, T. F. (2004). Görsel iletişim ve grafik tasarım. İstanbul: İnkılap.
Http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?xl=yazi&h_no=2913. (Erişim: 25.2.2008)

Benzer belgeler