8 - Türk Metal Sendikası

Transkript

8 - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL
MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI
TÜRK
EYLÜL 2012 | SAYI: 158
METAL
ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
ASGARİ
ÜCRETİN
VERGİSİ
TÜRKMETAL
EYLÜL 2012 - SAYI: 158
ASGARi
ÜCRETLiNiN
HAKKIDIR
EDİTÖRDEN
GELECEĞE YÜRÜYEN
SENDİKA: TÜRK METAL
Eylül ayı, yaşadığımız son yıllar itibariyle milletçe acıyı en fazla hissettiğimiz aylardan
biri oldu. Üst üste pek çok gün şehit haberleri ile uyandık. Türkiye’nin yasa boğulduğu,
ama başını dik tuttuğu bu dönemde söyleyeceğimiz her sözde, aklımızda şehitlerimiz vardı.
Şehitlerimize bir kez de Türk Metal Dergisi olarak Allah’tan rahmet diliyoruz. Her birinin
isimleri kalbimizde sonsuza kadar yaşayacak. Ve, sonsuza kadar, bu milletin torunları,
şehitlerimizle gurur duyacak.
Bu ay, çalışanların geleceğini ilgilendiren gelişmelere sahne oldu. Ayrıca, Türk Metal için
de çok yoğun bir ayı geride bıraktık. Toplu İş İlişkileri Kanunu’nun bir an önce çıkması için,
Türk-İş bir eylem yaptı. Eylemin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşüldü. Görüşme
sonrasına dair açıklamalar dergimizde mevcut.
Türk-İş ve Türk Metal, yıllardır, asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve asgari ücretten
kesilen verginin, asgari ücretlinin ücretine eklenmesi gerektiğini savunuyordu. Türk-İş’in
yıllardır gerçekleşmesi için mücadele verdiği ve anayasa hazırlıklarında sunduğu bu öneri
sonunda yanıt buldu. Konu, yeni Anayasa çalışmalarını sürdüren TBMM Komisyonu’nun
da gündemine geldi ve siyasi partiler, asgari ücretin vergi dışı bırakılması konusunda uzlaştı.
Ve, çalışma yaşamıyla ilgili maddeye, “Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları göz
önünde bulundurulur, asgari ücretten vergi alınamaz” ibaresi de konuldu. Biz de bu sayımızın
kapağını, asgari ücretten kesilen verginin, asgari ücrete eklenmesi gerekliliğine ayırdık…
Sendikamızı doğrudan ilgilendiren gelişmeler arasında, işyerlerinin işçilere karşı tutumları
vardı. Türk Metal olarak bu gelişmelerde tavrımızı koyduk. Teknorot işçileri için, BMC işçileri
için eylem yaptık. Sadece kendi işçilerimiz için değil, dayanışmanın gücüne inanarak, IKEA
işçileri için düzenlenen eyleme de destek verdik. Ayrıntıları dergimizden takip edebilirsiniz.
Türk Metal olarak, 2 yeni Şubemizin ilk genel kurullarını yaptık. Biri Balıkesir, diğeri
Bursa 1 Nolu Şubelerimiz. Son derece olumlu bir havada geçen genel kurullar ile ilgili detayları
sunduk sizlere…
Dayanışmanın gücünün farkındayız. Ayrıca, dünyanın sadece Türkiye’den ibaret
olmadığının da bilincindeyiz. Bu yüzden, uluslararası ilişkilere önem veriyoruz. Eylül ayında bu
konuda pek çok çalışma ve ziyaret oldu. En önemlisi, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Türk-İş
Genel Sekreteri olarak ITUC’un İstanbul’daki toplantısına katılarak, Birleşmiş Milletler’e çağrıda
bulundu. Diğer gelişmeleri de, dergimizin Uluslararası İlişkiler bölümünden okuyabilirsiniz.
Yine birbirinden dolu içerikte akademik yazılarımız var. Ankara Üniversitesi’nden Doç.Dr.
Şenay Gökbayrak, ve Naci Önsal gibi yazarlarımız, bizlerle engin bilgi ve fikirlerini paylaştı.
Daha pek çok konuyla ilgili bölümlerimizi sizler için hazırladık. Türk Metal, Türkiye’de
sendikalar içinde en aktif sendikalardan biri. Sizlerle birlikte en güzel işlere imza atan bir
sendika. Sendikacılığı iri ve diri tutan, varoluş ve kuruluş amacından zerre sapmadan ilerleyen
bir sendika.
Türk Metal’in faaliyetleri yalnız günü birlik siyasetlerle ve salt açıklamalardan ibaret değil.
Türk Metal’i diğer kuruluşlardan ayıran en büyük özelliği, bugünün ve yarının çok ötesinde,
geleceğe yürüyen bir sendika oluşudur. Plan ve projeleri ile gelecek yılları şimdiden öngören ve
her türlü gelişmeye karşı duruşunu sağlamlaştıran bir sendikadır. Her şey emekçiler ve onların
sahip olduğu değerler için. Siz bu dergiyi okurken, kendinizi daha güvende hissedeceksiniz.
Çünkü içinde emek var, gayret var, gelecek var, güç var…
Pek çok toplantımızda siz üyelerimizin dillendirdiği gibi. Ne Mutlu Türküm diyene, Ne
Mutlu Türk Metalliyim diyene… Herkese iyi okumalar…
çtürk
Ertan Gtuen
.tr
rkmetal.org
urk@
ertangenct
İÇİNDEKİLER
4
10
TÜRK METAL SENDİKASI
AYLIK YAYIN ORGANI
Eylül 2012 | Sayı: 158
YAYIN SAHİBİ
Türk Metal Sendikası
Adına
Pevrul KAVLAK
SORUMLU YAZI İŞLERİ
MÜDÜRÜ
Bekir EROĞLU
HABER MÜDÜRÜ
Ertan GENÇTÜRK
ARAŞTIRMA
M. KEMAL ŞEN
YÖNETİM MERKEZİ
Türk Metal Sendikası Genel
Merkezi Basın Müşavirliği
Beştepe Mahallesi
Yaşam Caddesi 1. Sokak
No:7/A 06520
Söğütözü/ANKARA
Telefon: 0312 292 64 00
Faks: 0312 284 40 18
14
17
18
33
[email protected]
www.turkmetal.org.tr
www.turkmetaldergi.com
PRODÜKSİYON
CTCP REPROTEK
BASKI
Ziraat Gurup
Matbaacılık A.Ş.
Ziraat Bankası
Tesisleri İstanbul
Yolu Trafo Karşısı
Varlık - ANKARA
Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45
YAYIN TARİHİ: 30 / 09 / 2012
YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli
YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY
YAYIN DİLİ: TÜRKÇE
Dergimiz basın ahlak yasasına
uyar. Ayda bir yayımlanır ve
üyelerimize ücretsiz dağıtılır.
Bu ayın öne
çıkanları
Genel Başkanımız
Kavlak’tan Birleşmiş
Milletler’e çağrı
SAYFA 22
Devrim Duman / Küresel
Sendika Federasyonları ve Küresel Çerçeve Anlaşmaları
SAYFA 26
Dr. Naci Önsal /
Bireysel Emeklilik
Sistemi, Yabancılaşma,
Kıdem Tazminatı
SAYFA 30
6 Çalışanların sadece %7.6’sı işinden çok memnun
8 Dünyadan haberler
13 Sektörden haberler
19 Türk Metal’den IKEA işçisine destek
20 Kardökmak’ta yetki Türk Metal’de
24 Dünya sendikaları Türk Metal’i ziyaret ediyor
25 UAMİF’ten genç Kırgız işçilerine eğitim
48 Genel Sekreterimiz Yücel Yücel:
50
53
58
61
62
65
Güvendiğimiz dağ dayanışmamızdır
Ekonomi / Merve Özkan
Emekçinin Not Defteri
Türk Metal-MESS eğitimleri sürüyor
Matay’da 25. yıl kutlaması
Kitap-Sinema
Bizden Haberler
Doç. Dr. Şenay
Gökbayrak /
Sendikacılığın
Geleceği
SAYFA 38
Kitap/Dr. Naci Önsal
SAYFA 62
İŞÇİNİN ÇÖZÜM
ORTAĞI TÜRK METAL
SAYFA 34
ÇEVRE DOSTU
SİNCAP: BAYMAK
SAYFA 54
ELEŞTİRMEK
YETMEZ,
ÖZELEŞTİRİ DE
LAZIM...
METAL
Kabul edelim ki, bu parçalanmış görüntü,
özellikle işveren ve patron kesimini
cesaretlendiriyor. Büyük ve güçlü
sendikaların olmasını istemiyorlar. Ne
acıdır ki, sendikaların, sendikacıların
büyük bölümü de, tutumlarıyla işverenlerin
ekmeğine yağ sürüyor. Oysa, birlikte hareket
ettiğimiz, bir noktada buluştuğumuzda,
hem sendikalar yeniden doğacak, hem
de çalışanlar ekonomik ve demokratik
bakımdan daha ileri haklara kavuşacaktır…
TÜRK
4
Pevrul KavlaK
Türk-İş Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
[email protected]
twitter.com/KavlakPevrul
İ
nsanlara, kurumlara ve olaylara sürekli şekilde ‘kuşkucu’ gözle
bakmak, doğru bir şey olmasa gerek.
Birilerini, art niyetli olmadan söyledikleri, yaptıkları ya da
yazdıkları nedeniyle, yapıcı eleştirilerle desteklemek yerine, ‘yanlış
yapmakla’ suçlayıp, küçük düşürmeye çalışmak, insanların/kurumların,
birtakım sorunlara çare bulma, çözüm sunma arayışlarını da baltalıyor.
Sanki o kişileri, kurumları bir ‘düşman gibi’ gören bu yaklaşımlar,
‘egoları’ da yanına alarak, nihai olarak toplumsal güven duygusunun
oluşmasına da engel oluyor. Kuşkucu insanların yoğunlaştığı bir
toplumsal yapı, yeniliğe açık olamaz, ilerleyemez. Böyle bir toplumsal
yapıda, insanlar birbirlerine güven duyamaz…
Son zamanlarda, kamuoyu araştırma gurupları üzerinde, böyle
bir ‘algının’ oluşturulmak istendiğine şahit olmaktayız. Biz, sendikalar
ve sendikacılar olarak, bu araştırmaların sonuçlarına ‘kuşkucu’
gözle bakmak yerine, içindeki doğrulardan hareket ederek, kendi
doğrularımızın/yanlışlarımızın gözden geçirilmesinden yanayız… Bunu
en azından, birbirine güvenen insanların toplumu olmaya vereceği
destek nedeniyle, gerekli görüyoruz.
Bundan yaklaşık 1 yıl önce GENAR Araştırma Şirketi tarafından 17
ilde, 2243 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada en güvenilir kurumun
%71’lik bir oranla Cumhurbaşkanlığı olduğu açıklandı. Türk Silahlı
Kuvvetleri ikinci, TBMM üçüncü sırada yer aldı.Daha sonraki üç sırayı
da, hükümet, yargı, muhalefet ve medya takip etti…
oynatacak türden…Ama oynamalı;
taşları yerinden oynatmalıyız… Sendikal
hareket olarak, kaybolan itibarı yeniden
kazanmalıyız... Aksi takdirde, hızla
yok olan sendikalar olacak…Bir süs
olarak toplumsal yaşam içinde kalmak,
sendikaların, sendikacıların vicdanlarının
kabul edeceği bir durum olamaz,
olmamalı…
Türk Metal Sendikası’nın 14. Olağan
Genel Kurulu’nun ikinci gününde
misafirimiz olan Başbakan Yardımcısı
ve Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay,
“Son yıllarda siyasi kurumlara güven
arttı. Biz de parti ve hükümet olarak
buna katkı verdik” demişti. Öyleyse
biz niye duruyoruz? Sendikalara karşı
istemediğimiz bir düzeyde olan güven
duygusunu yeniden elde etmek ve buna
katkıda bulunmak için neyi bekliyoruz?
Türkiye’de işçileri temsil eden 3 tane
konfederasyon var… Ama işverenleri
sadece 1 tek kuruluş temsil ediyor…
Barolar Birliği bir tane. Tabipler Birliği
de bir tane… Dolayısıyla bizlerin, böyle
parçalanmış ve dağınık bir görüntüyle
bir yere varmamız mümkün değil…
Oysa bizleri buluşturacak, birleştirecek
o kadar çok asgari müşterek var ki…
Üstelik bu gerekçeler, aynı zamanda
bizim varoluş gerekçemiz…
Kabul edelim ki, bu parçalanmış
görüntü, özellikle işveren ve patron
kesimini cesaretlendiriyor. Büyük
ve güçlü sendikaların olmasını
istemiyorlar. Ne acıdır ki, sendikaların,
sendikacıların büyük bölümü de,
tutumlarıyla işverenlerin ekmeğine
yağ sürüyor…Oysa, birlikte hareket
ettiğimiz, bir noktada buluştuğumuzda,
hem sendikalar yeniden doğacak,
hem de çalışanlar ekonomik ve
demokratik bakımdan daha ileri
haklara kavuşacaktır… Bu durum,
toplumda sendikalara karşı erozyona
uğrayan güven duygusunu da yeniden
kazanmamızı sağlayacaktır.
Unutmayalım ki
sendikaları ayakta
tutan, emekçilerin
güvenidir…
METAL
emekçi bulamayacağız…Bu durumu,
sadece çalışanlara, sendikalara yapılan
saldırılara bağlamak, sadece çalışma
hayatı ile ilgili emekten, ekmekten yana
olmayan düzenlemelere bağlamak ne
derece doğru? Bizim hiç mi hatamız
yok? Sendikaların, sendikacıların
böyle bir tablonun oluşmasında hiç mi
sorumluluğu yok?
Var olan güven bunalımını aşmanın
da tek yolu var…Önce, -sendikal hareket
içinde yer alan tüm unsurlar olarakacımasızca kendimizi eleştireceğiz...
Sonra da bu eleştiriler ışığında
özeleştirimizi yaparak, yeni bir yol haritası
belirleyeceğiz… Her konfederasyon,
her sendika kendi içindeki demokratik
mekanizmalarda bir özeleştiri sürecini
başlatmak zorunda…Biz, eğer bugün
büyük ve güçlü bir sendikaysak, bunda
işlettiğimiz özeleştiri mekanizmasının
büyük rolü olmuştur. Ancak, biz, ‘her
koyun kendi bacağından asılır’ mantığında
olmadığımız, bu konunun milyonlarca
insanın geleceğini ilgilendirdiğine
inandığımız için, sendikal hareketi bir
özeleştiriye davet ediyoruz…
Aksi takdirde, sendikaların,
emekçilerin hak ve çıkarları konusunda
başlatacağı mücadelelerde ciddi
sıkıntılarla karşılaşacağız. İşverenler
ve patronlar kadar birbirimize yakın
olamıyoruz, birbirimizi anlatamıyoruz,
anlamak istemiyoruz… TÜSİAD,
bundan 20-21 yıl öncesi bir araştırma
yaptırmış ve sonucu, “Türkiye’de her
100 kişiden 58’i sendikalara güvenmiyor”
diye duyurmuştu… Ama bu sonucun
ortaya çıkmasında, demokrasiden yana
olduğunu sık sık açıklayan TÜSİAD’ın
o dönemlerde, örgütlenmeyi engelleyen
antidemokratik yaklaşımlarının da büyük
rolü oldu… Bu doğrultudaki birçok
olay ve gelişme, hafızalarımızdaki yerini
koruyor…
1993 yılında Yavuz Donat da
köşesinde, Türkiye’de insanların tapu
kadastro müdürlüğüne güvendiği kadar
sendikalara güvenmediğine değinmiş
ve haklı olarak, “Bu durum sadece üye
kaybına değil, itibar kaybına da yol açıyor”
diye uyarmıştı…
Yaklaşık 20 yıldan fazla bir zaman,
güven kaybından şikâyet ediyoruz…
Ama sadece şikâyet ediyoruz…“Neden?”
sorusunu kendimize sormaktan
çekiniyor, hatta korkuyoruz…
Çünkü karşılığında alacağımız,
vereceğimiz cevaplar
birçok taşı yerinden
5
TÜRK
Bu araştırmanın yapıldığı tarihten
birkaç ay sonra, İKSARA isimli bir
araştırma gurubu da 74 ilde 1709 kişiyle
bir araştırma yaptı. Bu araştırmaya
göre de, en güvenilir kurumlar arasında
birinci sırayı %28 ile ordu aldı. Sosyal
Güvenlik Kurumları, sağlık ve emniyet
kurumları %13 ile ikinci sırada yer aldı.
Adalet ve yargı sistemi %5 ile üçüncü
oldu.
Yine GENAR Araştırma Şirketi’nin
Temmuz 2012 başında yayınladığı ve
16 ilde 2210 kişiye yapılan araştırma
sonucunda katılımcıların %73,4’lük oy
oranıyla en çok “Emniyet Teşkilatı”na
güvendiği açıklandı. Emniyet’i %72,2 ile
“ordu” ve %71,4 ile “Cumhurbaşkanlığı”
izledi.
Yakın zamanda METROPOLL isimli
araştırma kuruluşunun, 27 ilde 1275
kişi ile gerçekleştirdiği araştırmada, en
fazla güvenilen liderin %41 ile Başbakan
Erdoğan olduğu, O’nu sırasıyla
Kılıçdaroğlu (%8), Bahçeli (%5.6) ve
Mustafa Sarıgül’ün (%1.7) takip ettiği
duyuruldu…
Yine Metropol isimli araştırma
Gurubu tarafından yapılan araştırmada
Ordu’ya güven birinci, adalete
güven ise ikinci sırada yer aldı... Bu
araştırmalar devam ediyor… Kamuoyu
araştırmalarında güven sıralamaları
ordu, cumhurbaşkanlığı, adalet ve
hükümet arasında gidip geliyor…
Bu araştırmaların başlıklarına
bakarak, içinde bulunduğumuz
ortamlarda, ‘en güvenilir’ tartışmalarına
zaman zaman bizler de katılıyor, kendi
görüşlerimizi sunuyoruz… Ama bir
esası unutuyoruz, yani kendimizi, kendi
kurumlarımızı unutuyoruz…İnsanlar,
orduya, hükümete, cumhurbaşkanına,
meclise güvenebilirler... Buna bir
diyeceğimiz yok. Ama demokrasinin en
temel unsurları olan sendikalar nerede?
Sivil toplum örgütleri nerede? Biz
neredeyiz?
1988 yılının Mart ayında Türkİş, hükümeti, pahalılığı protesto
anlamında tüm illerde yemek boykotu
yapmıştı...Boykota katılan işçi sayısı 1
milyonu geçmişti… Ama şimdi, böyle
geniş katılımlı eylemler, protestolar
yapmak zor… Çünkü ortada bir
güven bunalımı var…Katılımın,
dayanışmanın, örgütlenmenin önünde
soğuk bir şekilde duran bu güven
bunalımını eğer yok edemezsek, yakın
bir gelecekte meydanlarda, bizlerle
birlikte protestolara, eylemlere katılacak
A
S
I
K
A
KIS
Çalışanların
sadece %7.6’sı
işinden çok
memnun
METAL
türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre,
2011 yılı itibariyle Türkiye’de çalışanların %7,6’sı mevcut işlerinden “çok memnun”, %62,7’si “memnun” olduğunu belirtirken, %15,5’lik bir oran ise işinden “orta düzeyde memnuniyet” duyduğunu belirtti. Yapılan araştırmada, çalışanların %12,3’lük bir kesimi mevcut işinden “memnun olmadığını”, %2’si ise “hiç memnun olmadığını” ifade etti. Araştırmaya göre çalışanların en büyük sorunu ise ücretler. Çalışanların
%50,3’ü işleri ile ilgili ücret miktarını sorun olarak gördüğünü ifade ederken, %40,1’i ücretler arası farklılığı, %35,2’si çalışma koşullarını, %14,6’sı idari konuları sorun olarak değerlendirdi. Kamu kesiminde ücret miktarını sorun olarak gören
çalışanların oranı %48,7, özel sektörde ise %51 oldu.
100 bin işçi
bulunamıyor
TÜRK
6
2 yılda 32
binden fazla
mobbing
şikayeti
Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre, psikolojik şiddet mesaiye doymuyor. Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı Hüseyin Gün’ün açıklamalarına yer verilen haberde, 2 yılda 32 binden fazla mobbing (psikolojik şiddet) şikâyeti alındığı ve birçok
şikâyetin mobbingi aşıp, cinsel taciz
boyutuna ulaştığı dile getiriliyor. Haberde ayrıca, günde ortalama 40-110
arasında mobbing şikâyeti gerçekleştiği ve bu şikâyetlerin %60’ının kadınlardan, %40’ının ise erkeklerden geldiği de belirtildi.
İşsizlik oranının %8,2,
işsiz sayısının ise
yaklaşık 2,3 milyon
olduğu ülkemizde, 100
bin işçi bulunamadığı
açıklandı. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik,
Türkiye İş Kurumu’nun
özel sektörde
çalıştırmak üzere
100 bin işçi aradığını,
fakat bulamadığını
söyledi. Bakan Çelik, sanayicilerin, aranan nitelik ve vasıfta eleman
bulamadıkları için yakındıklarını da ifade etti. İş-Kur, meslek
danışmanları ile iş adamlarının talep ettiği iş gücünü belirleyerek,
işsizlerle buluşturuyor ve iş başı eğitimlerinin mevcut olduğu yerlere
yerleşmesini sağlıyor. Bakan Çelik tarafından gündeme getirilen
durum, ülkemizde ara meslek gruplarına yönlendirmede yaşanan
eksikliği ortaya koyuyor. Bu eksiklik nedeniyle,
rekor sayıdaki işsiz sayısına rağmen, birçok meslek
grubunda yeteri kadar eleman bulunamaması gibi
trajik durumlar gözleniyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği
Başkanı Prof. Dr. Tunç Alkın, intihar
girişiminin ülkemizde önemli bir
sorun haline geldiğini ve son 10
yılda 27 bin kişinin hayatına son
verdiğini, 500 bin kişinin ise buna
teşebbüs ettiğini söyledi. Dünya
Sağlık Örgütü tarafından 10 Eylül’ün
“Dünya İntiharı Önleme Günü” ilan
edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Alkın,
“Başta depresyon olmak üzere,
ruhsal hastalıklar, intihar riskinde 10 kat artışa sebep olur. Yapılan
araştırmalarda, intiharların %90’ında bir psikiyatrik tanı varlığı
gösterilmiş olmasına rağmen, beklenenin aksine, bu kişilerin yalnız
dörtte biri, ölümleri öncesinde bir sağlık kuruluşuna başvurmuşlardır.
Ölümcül sağlık problemi olan bu kişilerden %75’i fark edilmemiş ve
sağlık hizmetlerinden yararlanamamıştır. Psikiyatrik tedaviye ihtiyaç
duyan kişilerin, erken fark edilmesi ve etkin tedavilerinin sağlanması
yönünde toplumsal duyarlılığın artırılmasına ihtiyaç vardır” dedi.
Akaryakıt zammı can yakıyor
ÖTV’nin 22 Eylül’de 30 kuruş artırılmasıyla
otomatik olarak gelen 36 kuruşluk zammın üstüne, aynı hafta yapılan 9 kuruşluk yeni zam,
Türkiye’yi benzin fiyatında dünya liderliğine taşıdı. Dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan
ve kişi başına ortalama milli geliri 100 bin dolar seviyesinde bulunan Norveç’te bir litre benzin 2.06 euro’ya (4.77 TL) satılıyor. Kişi başına ortalama milli geliri 10 bin dolar seviyesinde olan
Türkiye’de ise benzinin litresi 2.08 euro’ya (4.83
TL) satılmaya başlandı. Türkiye ve Norveç, benzin fiyatı 2 euro’nun üstünde olan iki ülke olarak dikkat çekiyor. Diğer ülkelerde, hatta krizi
ile meşhur Yunanistan, İtalya ve İspanya’da bile
benzin Türkiye’den daha ucuz fiyatlarla satılıyor.
Bir litre benzin Yunanistan’da 1.75 euro (4.07 TL),
İtalya’da 1.86 euro (4.32 TL) ve İspanya’da 1.45
euro’ya (3.36 TL) satılıyor.
METAL
DünyaDa en önemli sektörlerden biri olan ilaçta, pazar büyüklüğü açısından Türkiye, Avrupa’da 7. dünya genelinde ise 16. sırada bulunuyor. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanı Güldem Berkman, yaptığı açıklamada, dünya genelinde ortalama yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak, nüfusun
artarken bir yandan da yaşlandığını, bunun da sağlık hizmetlerine talebi arttırdığını söyledi.
Günde 8 kişi
intihar ediyor,
137 kişi deniyor
7
TÜRK
İlaç sek
töründe
Avrupa
7, dünya’da
16’ncıyıda
z
5
2
METAL
DÜNYADAN
HABERLER
4
Güney Afrika
15 bin madenci
daha grevde
TÜRK
8
Rusya, DTÖ’ye katıldı
1
Rusya Federasyonu, Dünya Ticaret Örgütü’ne, örgütün
kuruluşundan 18 yıl sonra üye oldu.
Rusya lideri Vladimir Putin, Dünya
Ticaret Örgütü’ne giriş için son evrak-
ları imzalamasının ardından, üye ülkelerin Rusya’ya ihtiyaç duyduğunun altını çizdi. Rusya’nın katılımıyla 156
üyeye ulaşan örgüte, gelişmiş ülkelerin
hemen hemen tamamı üye bulunuyor.
Hisse değeri 620 milyar doları geçti
En değerli şirket Apple
2
applE, dünyanın piyasa değeri en yüksek şirketi oldu. ABD’nin teknoloji devi
firmasının, New York Borsası’ndaki toplam
hisse değeri 620 milyar doları geçti. Gözlemciler, iPhone ve iPad ürünlerinin tüketiciler
üzerindeki popülaritesinin, Apple hisselerine değer kazandırmaya devam ettiğine dikkat
çekiyor. Piyasa değeri konusundaki bu rekor,
1990’ların sonunda, internet şirketlerinin hızla
yükseliş gösterdiği dönemde Microsoft’a aitti.
3
GünEy Afrika’da Gold Fields
adlı şirketin maden işletmesinde çalışan 15 bin maden işçisi daha greve gitti. Ülkede, dünyanın üçüncü büyük platin üreticisi olan Lonmin Plc. şirketine ait madenlerde başlayan greve polisin saldırısı sonucu 34 işçi ölmüş, 78
işçi de yaralanmıştı. Dört hafta süren
kanlı grev, işçi ücretlerine %22 oranında zam yapılmasının ardından sona ermişti. Dünyanın ikinci büyük platin üreticisi olan Implats işçileri de, madenlerde
çalışmaya devam etmek için maaşlarında
%10 zam talep ediyor.
1
başlanan kemer sıkma politikaları, 1 milyon kişiyi sokaklara döktü. Portekiz’de göstericiler, uygulanan ekonomik politikaların adaletsiz olduğu gerekçesiyle hükümetin istifasını istedi. İspanya’da
ise göstericiler, uygulanan kemer
sıkma politikalarının devamı konusunda halk oylamasına gidilmesi gerektiğini savunuyor. İspanya Ekonomi Bakanı Louis de
Guindos ise yaptığı açıklamada,
tasarruf konusunda yapılan fedakarlıkların kaçınılmaz olduğunu belirterek, kamu açıklarını kapatabilmek için, yakın gelecekte
yeni önlemlerin de gündeme geleceğini söyledi.
3
Birleşmiş Milletler raporu açıklandı
Latin Amerika’da gelir
dengesizliği artıyor
Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı Habitat raporuna göre, nüfusun en zengin %20’lik kesiminin geliri, en yoksul %20’nin gelirinden 20 kat daha
fazla. Araştırma, gelir dengesizliği-
4
nin en yüksek olduğu ülke olarak
Guatemala’yı gösterirken, Venezuela,
göreceli olarak eşitliğin en gelişkin olduğu ülke. Türkiye’de ise, en zengin
kesimin gelir düzeyi, en yoksul kesimin gelir düzeyinin 8 katı.
Çin’le Japonya
arasında ada
gerginliği
ile Japonya arasında6 Çin
ki ada gerginliği tırmanıyor. Çin, Japonya ve Tayvan arasında bulunan ve çevresinde doğalgaz yatakları olduğu belirtilen adacıkların mülkiyeti konusunda Pekin
ve Tokyo ilişkilerinde soğuk rüzgarlar esiyor. Japonya’nın, adaların özel
sahibi olan Japon aileden adaları satın alacağını açıklamasının ardından,
Çin de, adaların çevresine savaş gemisi gönderdi. Bu arada, Çin’in başkenti Pekin’deki Japonya elçiliğinin
önünde gerçekleştirilen gösteride,
Japonya’nın adalardan ellerini çekmesi istendi.
METAL
İspanya ve
Portekiz’de
gösteriler
ve
5 ispanya
Portekiz’de uygulanmaya
9
TÜRK
6
| KONFEDERASYON’DAN
Türk-iş: Türkiye bu
ayıptan kurtarılmalıdır!
Türk –iş toplu sözleşme yetkilerinin verilmesi için
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem yaptı
Kumlu, şöyle devam etti:
“Biz, sorunun çözümünün Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından
bulunmasını isterdik.
Ancak bu gerçekleşmedi ve çözüm
yolu olarak Başbakan ile görüşme yapmamız gösterildi. Başbakan’dan randevu
talebimizin üzerinden ise neredeyse 1 ay
geçti. Bilinmelidir ki, bu durumdan sadece buradaki işçilerimiz değil, temsil ettiğimiz Türk-İş topluluğu da çok rahatsızdır. Bizler bu güne kadar, ülkemizin
yaşadığı sorunların ağırlığını gözeterek,
hepimizin yüreğini yakan acı ve gözyaşı
selinin hassasiyeti içinde sorunun çözümünü sabırla bekledik.
Ama, artık sabrımızda da son noktaya geldik. Sabrımız, sağduyumuz daha
fazla istismar edilmemeli, bu sorun ivedilikle çözülmelidir.
Bu durum Türkiye’nin ayıbıdır. Türkiye bu ayıptan kurtarılmalıdır. Mesele
ciddidir. Bu ciddiyet fark edilmeli ve gereği yapılmalıdır.”
METAL
bu ayıptan kurtarılmalıdır. Mesele ciddidir. Bu ciddiyet fark edilmeli ve gereği yapılmalıdır” dedi. Sendikamız üyelerinin de kalabalık bir şekilde katıldığı eylemde üyelerimiz, kapağında, “350 bin
emekçi toplu sözleşme için yetki bekliyor” yazılı Türk Metal Dergisini ellerinde tuttular. Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak’ın da üyelerimizle bir arada olduğu eylemde, yetkilerin verilmesi için sloganlar atıldı, bez afişlere yazılı sloganlarla da hükümete mesaj verildi. Türk-İş
Genel Başkanı Kumlu, yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“TÜRK-İŞ’ in kuruluşunun 60’ıncı
yıldönümünün içindeyiz. 60 yılda, 30’a
yakın toplu iş sözleşmesi dönemi geçirdik. Kimisini uzlaşmayla, kimisini yaptığımız yaygın eylemlerle ya da grevlerle sonuçlandırdık. Ama, bu 60
yıl boyunca, toplu iş sözleşmesi
sürecinde, darbe dönemleri hariç hiçbir tıkanma
yaşamadık.”
11
TÜRK
T
ürk-İş yönetimi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde,
Türk-İş’e bağlı sendikaların katılımıyla bir basın açıklaması yaparak,
yetkilerin bir an önce verilmesini istedi.
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Türk-İş Yönetim Kurulu ile birlikte,
14 Eylül Cuma günü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında, bir an önce yetkilerin verilmesi gerektiğini kaydeden Kumlu, “Sabrımız, sağduyumuz daha fazla istismar edilmemeli, bu sorun ivedilikle çözülmelidir. Bu
durum Türkiye’nin ayıbıdır. Türkiye
METAL
| KONFEDERASYON’DAN
TÜRK
12
Eylem sonrası
Başbakan
Erdoğan ile
görüşüldü.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik,
görüşme sonrası
şu açıklamayı yaptı
“Bugün yaptığımız görüşmede,
Toplu İş İlişkileri Yasası ile ilgili
değerlendirmeler bir kez daha
yapıldı ve taraflarla mutabakat tekrar
sağlandı. Bu çerçevede, TBMM
açılır açılmaz gündeme alınması
konusunda görüşlerimizi, taleplerimizi
Sayın Başbakana ilettik, kendileri
de bunları not ettiler. Ve Başbakan,
mutabakattan memnuniyetini iletti.
Bu görüşme, ilgili konfederasyonların
talebi üzerine gerçekleşti. Bildiğiniz
gibi, şu an itibariyle 1600 civarında
yetki talebi var, bakanlığımıza toplu
sözleşme yapabilmek için. Fakat bu
yasa çıkmadığı ve Toplu İş İlişkileri
Yasası yürürlüğe giremediği için, yetkiyi
veremez durumdayız. Bu çerçevede
bir an önce bu yasanın çıkması
gerekiyor, yaklaşık 340 bin işçiyi
bugün itibariyle ilgilendiren son derece
önemli bir görüşmeyi Başbakanımızla
görüşme fırsatı bulduk. Meclisin
açılması yaklaştı ve bu konuda da,
sayıları az önce ifade ettim, 350 binlere
yaklaşmış bulunuyor, toplu sözleşme
yapamayan işçi sayısı, bu çerçevede yasa
çıkmadan karmaşık durumu çözmek
mümkün değil. Bildiğiniz gibi, 3 kez
bu düzenleme, yani yetki ile ilgili
istatistiklerin yayınlanması ertelendi.
Son kez 31.12 2011 tarihli idi. O
günden bugüne, toplu sözleşme yapma
imkânı bulamıyor sendikalarımız.
Bundan dolayı rakamların gerçek
rakamları yansıtması gerekiyor. SGK
verileri çerçevesinde 11 milyon işçi
varken, bakanlık kayıtlarında 5 milyon
400 işçi görünüyor. Örgütlenme %60
görünürken, aslında örgütlü sendikalı
işçi oranı %9 görünüyor. Tüm bu
izahında zorlandığımız hususların, bu
yasal düzenlemelerin gerçekleşmesine
bağlı olduğu bilinciyle bu çalışmalarını
sürdürüyorduk bu güne kadar. Ne yazık
ki, taraflar arasında nihai bir mutabakat
sağlanamadığı için, Sayın Başbakanın
da sosyal taraflarla mutabakat şartını
çok önemsiyor. Bu gün de sosyal
taraflarla mutabakat sağlandı. Ve son
derece de olumlu geçti.”
N
E
RD
Ö
KT
E
Arçelik’e bir ödül de Berlin’den
S
ArÇelik, Berlin’de düzenlenen ve Avrupa’nın
en büyük tüketici elektroniği ve ev aletleri fuarı olan IFA’da, Çin Elektrikli Ev Aletleri Araştırma Enstitüsü’nce verilen “İnovasyon Ödülü” aldı.
Arçelik’in üstün özelliklerle tasarlanan 3 kapılı
No-Frost buzdolaplarındaki pirinç saklama bölmesi, “Yenilikçi Ürün (Innovative Product)” ödülüne layık
görüldü. Ödülü, Arçelik A.Ş. adına, Ürün Yönetimi Direktörü Nihat Bayız ve Buzdolabı Ürün Direktörü Cemil İnan aldı.
“amBalaj Ay Yıldızları 2012”
yarışmasının sonuçları, 3 Eylül’de
İstanbul’da açıklandı. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından bu
yıl üçüncüsü düzenlenen yarışmada,
ERDEMİR, “Soğuk Haddelenmiş ve
Tavlanmış İhraç Bobin (CCR) Ambalajı” ile Endüstriyel ve Taşıma
Ambalajları kategorisinde ‘Gümüş’
ödülün sahibi oldu. Erdemir’in ödülünü, Soğuk Haddehaneler Başmüdürü Mehmet Gürses aldı. Şirket bu
ödülün ardından, dilerse, Dünya Ambalaj Örgütü’nün (WPO) düzenlediği
Worldstar ve diğer uluslararası yarışmalara da katılabilecek.
METAL
Erdemir, ambalajda
“Gümüş Ödül”
sahibi oldu
TÜRK
13
Kale Ki
5 milyolit
TL’lik y n
at
yapacaıkrım
kale Kilit ve Kale Çelik Eşya
Genel Müdürü Nadir Erze, şimdiye kadar yatırım planlarının yarısından fazlasını gerçekleştirdiklerini,
bu sene de, kapı pencere için 5 milyon TL yatırım bütçesiyle yola çıktıklarını bildirdi. Erze, bu yatırımların sonucunda, kapasitede %20, verimlilikte %10 dolayında artış sağlandığını da ifade etti.
| KONGRE
METAL
Genel Başkanımız
PEvRuL KAvLAK:
TÜRK
14
Allah, hiçbir metal
işçisine böyle bir
sözleşme acısını
yaşatmasın...
B
ursa 1 Nolu Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulu 22 Eylül’de
yapıldı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak, daima sıfırı bulunan
sözleşmelere imza atan malum sendikanın Mahle’de imzaladığı sözleşmeye değinerek, “Onlar, kendilerini siyasi propagandaya hapsetmişler, durmadan demogoji yapıyorlar, zaten, sözleşme imzaladıklarında da sorumluluk almıyorlar. ‘İşçiye sorduk, imzaladık’ diyorlar.
Yangından sözleşme kaçırır gibi bir halleri var. Bu durum, bir tiyatro, bir film
gibi devam ediyor” diye konuştu. Genel
Başkanımız Kavlak şöyle dedi:
“Filmi geriye sardığınızda, Asil
Çelik’te, Ditaş’ta bu felaketten geriye kalan enkazı görürsünüz. Son olay
ise, İzmir’de Mahle’de meydana geldi. 7 Eylül’de sözleşme imzalandı. Aslında sözleşme değil, bir felaket. Sıfırcı
Bursa 1 Nolu Şubemizin ilk olağan Genel kurulunda konuşan
Genel Başkanımız Kavlak, sıfırcı ve fotokopici sendikanın
imzaladığı son sözleşme için “Allah, hiçbir metal işçisine,
böyle bir sözleşme acısını yaşatmasın” ifadesini kullandı
Genel Kurulda iki
listeyle seçime
gidildi. Seçimler
sonucu Şube
Başkanlığına
Recep Tan, Şube
Sekreterliğine Recai
Karabulut, Şube
Mali Sekreterliğine
Ali Tüfekçi seçildi
15
TÜRK
sendikanın yetkilileri, işyerine gidip sözleşmeyi açıklayamadılar. kanımız Kavlak, yaklaşan MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi süAma burada size açıklayalım. Sözleşme 7 Eylül’de imzalandı. 7 reci ile ilgili olarak da, “Bir slogan var. ‘Hak verilmez, alınır’
Eylül’de imzalanan sözleşme, normal olarak aynı gün işçilere du- diye. Evet arkadaşlar, hak verilmez alınır. Ama hak almak, bir
yurulur. Ama bakıyoruz ki, duyuru 5 gün sonra yapılıyor. Yani mücadele işidir. Kararlılık işidir. İnanç işidir. Güç işidir. Bu ka12 Eylül’de. Neden? Sözleşmeyi boyadılar, makyaj yaptılar; an- rarlılık, bu inanç, bu güç sizde var, bizde de var. Bunları korucak öyle açıklayabildiler. Yoksa 5 gün niye beklesinler? Demek ki duğumuz sürece alamayacağımız hak yoktur. Kıdem tazminatı
bunlar boyalı sendikacılar derken, doğru söylüyoruz. Yaptıkları konusunda nasıl direndiysek, diğer haklarımız için de direneceaçıklamaya göre, ‘ İşçilerin görüşü alındıktan sonra’ sözleşme im- ğiz. Birlikte yürüyeceğiz, birlikte mücadele edeceğiz. Bu ülke
zalanmış. Yani eleştiren olursa, sıfırcılar, ‘Bize ne?.. İşçiler istedi, bizimdir, hepimizindir. Biz bu ülkeye sahip çıkacağız. Vatanıbiz de imzaladık’ diyecekler. Daha şimdiden topu taca atıyor- mıza, bayrağımıza, hakkımıza, hukukumuza sahip çıkacağız.
lar. Mahle’deki sözleşmeye göre, sözleşeme gereği herkes zam Demokratik bir Türkiye için mücadele edeceğiz.” dedi.
Genel Kurulda sözalan Toleyis Genel Başkanı Cemail Baalamıyor. Üstelik ücreti yüksek olan sendikalı işçiler, yani 1400
TL’nin üzerinde ücret alanlar uygulanan ücret zammının dışın- kındı da, Türk Metal’e sahip çıkılması gerektiğini ifade etti. Geda tutuldu. Konya Mahle’den gelen 60 işçiden 20’si işten atıl- nel Kurulda Divan Başkanlığını Genel Başkanımız Pevrul Kavdı, 40’ı ise sıfır zamma mahkum edildi. Sözleşmenin yürürlüğü lak, Divan Başkanvekilliğini ise Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Sab1 Ocak 2012 tarihinde başlıyor. Ama Mahle işçileri, açıklanan ri Özdemir yaparken, Genel Sekreterimiz Yücel Yücel de Divan
zam oranlarına ancak 1 Ocak 2013 tarihinde ulaşacak. Ayrıca, kurulunda yeraldı. Genel Kurula Genel Başkan Yardımcımız
işyerinde verilen 4 ikramiye de, sıfırcılar tarafından fazla bulun- Mesut Gezer, işçi ve işveren kuruluşları temsilcileriyle, sendikadu ve 2 ye indirildi. Açıklamaya göre, sıfırcıların bir marifeti mız şube başkanları da katıldı.
daha olmuş ve ücretlerin net ödenmesini sağlamışlar. Ama buna
kargalar bile gülüyor. Çünkü, işyeri serbest bölgede olduğu
için, ücretler zaten net olarak ödeniyor. Terörden duyduğumuz acıyı izah ederken, ‘Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın’
demiştim. Şimdi şu sözleşemeye bakıyorum da, söyleyecek
söz bulamıyorum…Ve diyorum ki; Allah, hiçbir metal işçisine, böyle bir sözleşme acısını yaşatmasın…”
Genel Başkanımız Kavlak, sık sık Bosch emekçileri tarafından alkışlar ve sloganlarla kesilen konuşmasında, son günlerde yoğunlaşan terörist saldırılara da değinerek, teröristlerin, emperyalistlerin kucağına oturduğunu vurguladı. Kavlak, “Onların artıklarıyla besleniyorlar. İnsanlık yok,
din yok, iman yok. Bunlar insan değil, bunlar yaratık. Bunlar bebek katili. Masum insanlara roketle saldıracak
kadar alçak bunlar…” dedi. Genel BaşRecep Tan
METAL
KONGRE |
| KONGRE
Balıkesir şubemiz
ilk kongresini yaptı
METAL
Türk Metal Sendikasının
en son şubesi olarak
faaliyetlerini sürdüren
Balıkesir Şubesi,
1. Olağan Genel
Kurulunu yaptı. Genel
Kurulun açılışında
konuşan, Genel Başkan
Yardımcımız Muharrem
Aslıyüce, “Balıkesirli
üyelerimize şube olarak
hizmet vermekten
büyük mutluluk
duyacağız” dedi
TÜRK
16
S
endikamız Balıkesir Temsilciliği,
bundan böyle şube olarak hizmet
vermeye devam edecek. Bu çerçevede, Balıkesir Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulu 2 Eylül’de yapıldı. Genel Kurula, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce, Genel Sekreterimiz Yücel
Yücel, sendikamızın şube başkanları ve
yöneticileri, Türk-İş’e bağlı sendikaların
Balıkesir Şube başkanları, işveren temsilcileri ile çok sayıda davetli ve basın mensubu katıldı.
Genel Kurulun açılışında bir konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce, Türk Metal
teşkilatının koca bir çınara benzediğini ve bu çınarın altında metal işçilerinin
huzuru ve mutluluğu bulduğunu ifade
etti.
Aslıyüce, sık sık alkışlarla ve sloganlarla kesilen konuşmasında şöyle dedi:
“Bugün Türkiye’de sendikalar, bir yol
ayrımındadır. Sendikacılığı, sadece toplu sözleşme imzalamak gibi bir dar alana
hapsedenler için yolun sonu karanlıktır.
O yol çıkmazdır. Biz bunu çok önceden
gördük. Çıkmaz yola sapmadık… En iyi
ve en güzel sözleşmeleri imzaladık. Ama
buna sığınıp, frene basmadık. Frene basanların kaderi ise, önce küçülmek, sonra
da yok olmak oldu. Biz ise, yeni bir şeyler söylemek, yeni bir şeyler yapmak lazım dedik. Üyelerimiz bizim dava arkadaşımız, eşleri kardeşimiz, çocukları da
bizim evlatlarımız dedik. Biz bir aileyiz
dedik…”
Genel Kurulda Divan Başkanlığını Genel Başkan Yardımcımız Aslıyüce
yaparken, Divan Başkan Vekilliklerini
Genel Sekreterimiz Yücel Yücel ve Bozüyük Şube Başkanımız Cemal Güney
yürüttü. Genel Kurulda, Nedim Veske Şube Başkanlığına, Fatih Uzan Şube
Sekreterliğine, Serkan Uzun da Şube
Mali Sekreterliğine seçildi.
Balıkesir Şube
Başkanımız Nedim Veske de,
Türk Metal çınarının Balıkesir kolu olarak,
bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da
hizmet vermeye
devam edeceklerini ifade etti.
HABER|
Teknorot işçisi
değildir!
Yücel: İşveren ve temsilcileri
antidemokratik bir tutum içine girdi
TeknoRoT işyeri önündeki
eylemde basın açıklamasını
Sendikamız Genel Sekreteri Yücel
Yücel yaptı. Yücel, sendika olarak
toplu sözleşme süreci için gereken
yetkiyi aldıktan sonra, işveren ve
temsilcilerinin antidemokratik bir
tutum içine girdiklerini belirterek,
şöyle devam etti: “Teknorot
işyerinde, Türk Metal’in yetki için
başvurduğu tarihten bugüne
kadar işyeri ve temsilcileri, burada
çalışan ve sendikamız üyesi olan
metal işçileri üzerinde ‘bölüm
değişikliğini’ bir tehdit ve baskı
unsuru olarak kullanmaktadır.
Burada işverenin esas amacı,
yasalardan kaynaklanan boşlukları
da kullanmak suretiyle, Türk
Metal’in yetkili sendika olmasına
esas olacak süreci, yani yetkiyi
olabildiği kadar geciktirmektir.
Türk Metal sendikası olarak, bizler
bu hastalıklı anlayış içindeki
çevrelerle mücadele ederek
bugünlere geldik. Bundan sonra
da bu yolda mücadeleye devam
edeceğiz. İş yerinin baskısı ve
tehditleri sonucu istifa eden
arkadaşlarımıza, bunun bir çare
olmadığını, aksine bundan sonraki
baskılara ve tehditlere bir zemin
oluşturacağını da hatırlatmak
zorundayız. Türk Metal sendikası
olarak, Teknorot işyerinde işten
çıkartılan arkadaşlarımızın işe
iadesi ve sendikallaşma ve toplu
sözleşme sürecinin özgür bir
şekilde işlemesi için, demokrasinin
bize verdiği tüm haklarımızı
kullanacağız. kimsenin kuşkusu
olmasın.”
Türk Metal üyelerinin katıldığı
eylem, basın açıklamasının
ardından sona erdi.
METAL
YALNIZ B
olu’nun Düzce ilçesindeki
Organize Sanayi
Bölgesi’nde faaliyet
gösteren Teknorot fabrikasında
çalışan 150 işçinin iş akitleri, Türk
Metal sendikasına üye oldukları
gerekçesiyle, işveren tarafından
feshedildi. Bu gelişme üzerine,
işverenin bu tutumunu protesto
etmek ve işten çıkartılan işçilere
destek olmak amacıyla, fabrika
önünde eylem gerçekleştirildi ve
bir basın açıklaması yapıldı. Bolu,
Düzce, Akçakoca, Ereğli, Sakarya
ve Gölcük’teki çeşitli işyerlerinde
çalışan sendikamız üyesi işçilerin
katıldığı eylemde, “İşte patron,
işte sendika!, Sendika hakkımız
söke söke alırız!, Birleşe birleşe
kazanacağız!, Türk Metal işçinin
yanında!” sloganları atıldı.
17
TÜRK
Sendikamıza
üye oldukları
için işten
çıkartılan
150 Teknorot
işçisine destek
amacıyla,
Düzce’de
bir eylem
gerçekleştirildi
| HABER
BurSA’dA Teröre
METAL
lAneT yAğdı
TÜRK
18
Bursa Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen Teröre Tepki Mitingine katılan binlerce
üyemiz, ellerinde bayraklarla teröre karşı birlik ve beraberlik duruşu sergiledi
S
on dönemde artan terörist saldırıları lanetlemek
amacıyla, Türk-İş ve Hepimiz Mehmediz Güç Birliği Platformu’nun çağrısı üzerine, 3 eylül’de Bursa’da
büyük bir miting gerçekleştirildi. Miting öncesi kent
Meydanı’ndan başlayıp Atatürk Anıtına kadar devam eden
yürüyüşe, çok sayıda sivil toplum örgütü ile vatandaşlar katıldı. Türk Metal sendikası da, Bursa’daki 5 şubesi ve binlerce
üyesi ile, teröre karşı birlik ve beraberlik duruşu sergiledi. Yürüyüş boyunca, terör örgütüne lanet yağdıran ve teröristlerin
aleyhine slogan atan vatandaşlara, araç sürücüleri ve esnaf
da destek verdi. Mitingde bir açıklama yapan Türk-İş 8.Bölge
Temsilcisi Sabri Özdemir, şunları söyledi:
“Türkiye İşçi Sendikaları konfederasyonu, Beytüşşebap’ta
yaşanan gelişmelerin, Türkiye’yi ve Türk Milletini tuzağa düşürmek isteyen çevrelerin oyunu olduğundan şüphe duymamaktadır. Dolayısıyla, hem devlet, hem millet, hem de demokratik kişi ve kuruluşlar olarak, seslerimizin çatlamasına
izin vermeden, teröre karşı milli mücadele için birlik olmanın
zamanı gelmiştir. Bu konuda kaybedilen bir saniye bile, terörün ve onlara destek verenlerin ekmeğine yağ sürecektir.’’
Miting, yapılan konuşmalarından ardından sonra erdi.
IKEA işçisine destek
IKEA Türkiye
mağazalarında
çalışanların
sendikalaşmasının
engellenmesi,
İstanbul
Ümraniye’deki
IKEA mağazası
önünde düzenlenen
gösteriyle protesto
edildi. Türk Metal
üyesi işçiler, protesto
eyleminde yine en ön
safta yer aldı.
Ü
lkenin dört bir yanından gelen Türk-İş’e bağlı sendikalara üye yüzlerce işçi, IKEA
Ümraniye mağazası önünde toplanarak, IKEA işçisine destek verdi.
Türk Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, IKEA Türkiye
çalışanları sendikaya üye olma hakkını elde edinceye kadar var güçleri ile mücadeleye devam edeceklerini belirtti. Amerika’dan Malezya’ya
kadar, dünyada IKEA’nın bulunduğu tüm ülkelerdeki sendikalarla ortak hareket ettiklerini vurgulayan Alemdar, “Dünyadaki IKEA
sendikaları bugün tek ses, tek yürek
oldu. Bugün burada bizim eylemimize İsveç, Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya, Rusya, İspanya, İtalya, İsviçre, Danimarka,
Finlandiya, Norveç, İrlanda, Çek
Cumhuriyeti ve Romanya’dan dayanışma mesajları geldi” diye konuştu. Tüm dünyadaki sendikalı IKEA çalışanlarının çatısı altında
birleştiği UNI IKEA Küresel Sendikalar Birliği adına, UNI Küresel
Sendikası Ticaret Bölümü başkanı
Alke Boessiger de eylemde, “Tüm
dünya sendikaları Türk Koop-İş
Sendikası’nın yanındadır” diye konuştu. Türk Metal Sendikası olarak
bizler de, IKEA eyleminde yer alarak, IKEA işçilerine yoğun bir destek verdik. Ellerinde bayraklarla ve
sloganların yeraldığı dövizlerle eyleme katılan Türk Metal üyesi işçiler, IKEA işçisinin yanında olduklarını, sendikal hakların engellenemeyeceğini ifade ettiler.
19
TÜRK
Türk Metal’den
METAL
HABER |
| HABER
Kardemir’de başlattığımız yetki
mücadelesinde ilk raundu kazandık…
METAL
Kardökmak’ta
yetki, Türk
MeTAl’de!
TÜRK
20
Türk Metal’in Kardemir için başlattığı
hukuk mücadelesinde mahkemenin aldığı
karara ilişkin olarak, Genel Yönetim
Kurulumuz bir açıklama yaptı: “’Metal
işçilerinin tercihinin Türk Metal’ olduğu
artık yargı kararıyla da tescil edildi...
kardökmak’ta Türk Metal yetkili:
Yıllardan bu yana, uyguladıkları baskı
ve tehditler ile, Kardemir emekçilerinin
iradesine ipotek koyan Çelik-İş
Sendikasının Kardökmak’taki yetkisi,
Türk adaletinden çıkan tokat gibi bir
kararla iptal edildi.
kardemir’de Çelik-iş yetkili değil:
Mahkeme ayrıca, Çalışma Bakanlığı’nın,
Kardemir’de Çelik İş Sendikasının yetkili
olduğuna dair kararını iptal ederek,
Çelik-İş’in yetkisini düşürdü. Türk
Metal’in Karabük’te başlattığı örgütlenme
mücadelesi sonrasında, Çelik-iş’in yetki
gaspına karşı,’İtiraz etmeyin. Kardemir’de
yetkili sendika Çelik-İş’tir’ diyenlerin
ne kadar yanıldığı da bu kararla ortaya
çıktı...
METAL
HABER |
TÜRK
21
‘Kardökmak’ta Türk Metal’in Yetkili
Olduğu’ kararı aynı zamanda, Türk
adaletinin, emekçileri sömüren sendikal
anlayışların her zaman karşısında
olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Türk Metal Sendikası’nın Kardemir
emekçilerinin hak ve çıkarlarını korumak
ve geliştirmek için başlattığı yetki
mücadelesi, hukuki çerçevede devam
etmektedir. Türk Metal Sendikası,
Türk adaletine ve yargıya olan inancını
ve güvenini kaybetmeden, hukuk
mücadelesine devam edecek ve bu
mücadeleyi Allah’ın izni ve Kardemir
emekçilerinin desteğiyle başarıyla
noktalayacaktır…Türk işçi hareketine,
sendikamıza, metal işçilerine ve Kardemir
Çalışanlarına hayırlı, uğurlu olsun…”
| HABER
METAL
BİRLEŞMİŞ
MİLLETLER’E ÇAğRI
TÜRK
22
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
Türk-İş Genel Sekreteri olarak
Birleşmiş Milletler’e, “yaşam
koşullarının iyileştirilmesi
ve yoksulluğun bitirilmesi”
çağrısında bulundu
“Yaşam koşullarının
iyileştirilmesi ve
yoksulluğun önemli
ölçüde azaltılması
için, istihdam ve
daha iyi çalışma
koşullarının
yaratılması,
güvenceli iş ve
adil ücret ilkesinin
hayata geçirilmesi,
evrensel ve
sosyal korumanın
sağlanması,
çevreye de
duyarlı istihdamın
oluşturulması,
işyerlerinde
toplumsal
cinsiyet eşitliğinin
sağlanması,
uluslararası
işçi haklarından
tüm işçilerin
faydalanması
gerekmektedir”
işsizlik, açlık ve yoksulluk oranlarının
gözle görülür bir biçimde azaltılmasını
talep etmiştir. Dolayısıyla, 2015 yılına
kadar sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri ve eğitime erişim ile çevre konularına
duyarlılık gösterilmesini istemektedir.”
Genel Başkanımız Kavlak, Birleşmiş
Milletler’in 2015 sonrası Kalkınma Çerçevesi oluşturulurken, sendikal önceliklerin dâhil edilmesinin de büyük önem
taşıdığını vurguladı. Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, konuşmasına şöyle devam etti: “Değerli katılımcılar, iş ve istihdam, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın en önemli araçlarından biridir. Yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yoksulluğun önemli
ölçüde azaltılması için, istihdam ve daha
iyi çalışma koşullarının yaratılması, güvenceli iş ve adil ücret ilkesinin hayata
geçirilmesi, evrensel ve sosyal korumanın sağlanması, çevreye de duyarlı istihdamın oluşturulması, işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması,
uluslararası işçi haklarından tüm işçilerin
faydalanması gerekmektedir. Sağlık, eğitim, barınma ve sağlıklı çevre koşulları,
yoksul kesimler başta olmak üzere herkes için sağlanmalıdır. Bu yaklaşım, uygulanacak eylem planının önemli ayaklarından birisi olmalıdır.”
YOğuN KATILIM
Toplantıya, ITUC Genel Sekreter Yardımcısı
Wellington Chibebe, Sendikamız Genel Başkan
Yardımcısı Muharrem Aslıyüce, uluslararası
sendikal kuruluşların ve Türkiye’deki işçi sendikaları
konfederasyonlarının temsilcileri de katıldı.
METAL
“Milenyum Deklarasyonu”nun kabul
edildiğini hatırlattı. Genel Başkanımız
Kavlak şöyle dedi:
“Deklarasyon, birbiri ile ilişkili bir
dizi kalkınma hedefini küresel gündeme
taşımış, bu hedefler ‘Binyıl Kalkınma
Hedefleri’ olarak tanımlanmıştır. Bu hedefler, insani kalkınmaya yönelik olarak,
yoksulluğun ve açlığın azaltılması, tüm
bireyler için temel eğitim, toplumsal
cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadının
güçlendirilmesi, çocuk ölümlerinin azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi,
AIDS, sıtma ve diğer salgın hastalıklarla mücadele, çevresel sürdürülebilirlik ve
kalkınma için küresel ortaklık konularını
içermektedir. Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri, imzacı devletlere ‘Sözünü tut’
çağrısını yapmıştır. Küresel Sendikalar
bu çağrıyı yineleyerek hükümetlerden
23
TÜRK
K
ısa adı ITUC olan, Uluslararası
Sendikalar Konfederasyonu’nca
düzenlenen, “Birleşmiş Milletler
Üçüncü Milenyum Kalkınma Hedefleri 2015 yılı Sonrası Kalkınma Çerçevesi Konferansı” İstanbul’da yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını, Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak yaptı.
Konuşmasında, çalışanların ve yoksulların durumlarının iyileştirilmesi konusuna değinen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, üçüncü bin yılın başlarında,
189 ulusun devlet veya hükümet başkanlarının, Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu’nda bir araya gelerek, “Milenyum Zirvesi”ni gerçekleştirdiğini ve bu
zirvenin sonunda, ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunların çözümü için
tüm ülkelerin ortak çalışmasını öngören,
METAL
| HABER
TÜRK
24
Dünya sendikaları Türk
Metal’i ziyaret ediyor
Türk Metal, dünya sendikalarının da ilgi odağı haline geldi
E
ylül ayında ABD, Mısır, Polonya
ve Almanya’dan sendikacılar Türk
Metal’i ziyaret ederek, sendikamızın faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Konuk sendikacılar, Türk Metal ile ilişkilerini geliştirmek istediklerini belirttiler…
Amerika Emek Federasyonu
ve Sanayi Örgütleri
Kongresi’nden ziyaret
ABD’nin en büyük işçi konfederasyonu Amerika Emek Federasyonu
ve Sanayi Örgütleri Kongresi (AFLCIO)’nun yan kuruluşu olan Dayanışma Merkezi’nden, Avrupa ve Orta Asya
Bölge Program Direktörü Rudy Porter ve Hükümet İşleri Direktörü Mark
Hanken sendikamızı ziyaret etti. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak ile makamında görüşen Dayanışma Merkezi temsilcileri, sendikamız ve faaliyetleri
hakkında bilgi aldılar. Kavlak, yakında Meclis gündeminde olacak Toplu İş
İlişkileri yasası ile ilgili olarak da Amerikalı sendikacılara bilgi verdi. Küreselleşme çağında, emek güçleri olarak birlikte çalışmanın önemine vurgu yapan
Genel Başkanımız Kavlak, uluslararası
dayanışma için, ortak işyerleri konusunda birlikte çalışmaktan memnuniyet duyacaklarını da dile getirdi.
Görüşmede ayrıca, ABD otomobil
ve çelik işçileri sendikaları ile ortak çalışma konularında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. AFL- CIO 2008
yılı verilerine göre, on bir milyondan
fazla işçiyi temsil ediyor ve elli altı üye
sendikası bulunuyor. 2005 yılında konfederasyondan ayrılan, özellikle hizmet
sektöründen sendikalar “Kazanmak
İçin Değiştir” şemsiyesi adı altında toplandılar.
Mısırlı Sendikacılardan
işbirliği ziyareti
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
Mısır Metal Sendikası Genel Merkez yöneticileri ile de, 22 Eylül’de İstanbul’da
görüştü. Genel Başkan Yardımcımız
Muharrem Aslıyüce ve İstanbul Şube
Başkanımız Murat Salar’ın da bulunduğu görüşmede, her iki ülke için sendikal
harekete ilişkin genel değerlendirmeler
yapıldı, ayrıca, iki sendika arasındaki ilişkileri geliştirmek ve güçlendirmek için,
karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
Polonyalı ve Alman
Sendikacıların ziyareti
Bu arada, 19-20-21 Eylül tarihlerinde, Sendikamızın ev sahipliğinde, Ankara Büyük Anadolu Otel’de, Polonya ve
Almanya’daki FZZ Metalowcy, IG METAL ile SOLİDARNOSC sendikalarından gelen 29 yöneticinin katılımı ile, sendikalar arası diyalog ve bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Genel
Başkan Yardımcılarımız Muharrem Aslıyüce ile Süleyman Yıldırım ile Ankara 3
No’lu Şube Başkanımız Nihat Zengin katıldı. Misafir sendikacılar MAN Türkiye
A.Ş. işyerini de gezerek, bilgi aldılar.
uAMIF |
uAMİF’ten
genç Kırgız
işçilere
eğitim
Programa katılan ve açılış konuşmasını yapan, UAMİF Genel Sekreteri Mehmet Soyupek, dünyada sendikaları bekleyen büyük tehlikeler olduğunu
belirterek, bu tehlikelere karşı tedbirler
alınması gerektiğini ifade etti. Soyupek,
“Avrasya bölgesindeki sendikalar bir an
önce merkezi tip sendikacılığa geçerek,
öncelikle ülke çapında güçlü sendikacılığı yaratmaları gerekir” dedi. Soyupek,
sendikaların dünya çapında güçlü bir dayanışma sağlamalarının da büyük önem
taşıdığını vurguladı.
Eğitim programının ikinci bölümünde,
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, “Küreselleşme ve Sendikacılığın Geleceği” konulu tebliği sundu. Tebliğin
ardından da, soru-cevap bölümüne geçildi. Eğitim programı, sertifika töreniyle sona erdi.
Kırgızistan Dağ-Maden Metalürji
Sanayisi İşçileri Sendikası Genel Başkanı
Eldar Tadjibayev, gerçekleştirilen eğitim
programının çok yararlı olduğunu ve devam etmesi gerektiğini belirterek, Federasyon Genel Sekreteri Soyupek’e teşekkür etti.
uAMİF Genel Sekreteri Mehmet Soyupek, dünyada sendikaları
bekleyen büyük tehlikeler olduğunu belirterek, bu tehlikelere
karşı tedbirler alınması gerektiğini ifade etti
25
TÜRK
G
enel Başkanlığını, sendikamız
Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın
yürüttüğü, Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun eğitim programı çerçevesinde, Kırgızistanlı
genç işçilere eğitim verildi. Kırgızistan’ın
başkenti Bişkek’te 10-14 Eylül tarihleri
arasında gerçekleştirilen eğitim programına, Kırgızistan’dan federasyonumuza
üye sendikaların genç işçilerinden temsilci düzeyinde 50 kişi katıldı. Program
çerçevesinde, “Merkezi Tip Sendikacılık
ve Küresel Dünyada Sendikacılığın Geleceği” konulu bir seminer düzenlendi.
METAL
Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu eğitim
programları kapsamında, Kırgızistanlı işçilere eğitim verildi
MAKALE
DEvRİM DuMAN
Türk Metal Sendikası Dış İlişkiler Uzmanı
METAL
KÜRESEL SENDİKA
FEDERASYONLARI vE
KÜRESEL ÇERÇEvE
ANLAŞMALARI
TÜRK
26
Küresel Çerçeve
Anlaşmaları,
1990’larda
geliştirilen ve
uluslararası
sendikal örgütler
ile çokuluslu
şirketlerin
faaliyetlerini
ulus ötesi toplu
iş ilişkileri
çerçevesinde
özel alanda
düzenleyen bir ilk
adım olarak ortaya
çıkmıştır. Buna
karşın, sökonusu
anlaşmaların,
ulusal ya da yerel
toplu sözleşmelerin
yerini alma, küresel
toplu sözleşme
düzeni getirme
niteliği yoktur
KÜRESEL SENDİKA
FEDERASYONLARININ
İŞLEVLERİ
Küresel sendikalar, çoğu ulusal sendika merkezini temsil eden, Uluslararası
Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) çatısı altında toplanmış, belirli bir sektör ya
da meslek grubunda örgütlenen işçi federasyonlarıdır.
Temel işlevi, üyesi bulunan ulusal sendikalara bilgi, liderlik eğitimi sunmak, dayanışma içinde olmak için eşgüdüm ve
destek sağlamaktır. Kaynağını, üyelerinden topladığı aidatlar oluşturmaktadır.
Bazı federasyonlar kamu kuruluşlarından
ve özel vakıflardan bağışlar ve üyelerinin
projelere özel katkıları aracılığıyla ilave gelir de elde edebilmektedir. Küresel Sendika Federasyonları aşağıdaki gibidir:
n BWI: İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali
n EI: Eğitim Emekçileri Enternasyonali
n ICEM: Uluslararası Kimya, Enerji,
Maden ve Genel İşçiler Federasyonu
n IFj: Uluslararası Gazeteciler Federasyonu
n ImF: Uluslararası Metal Federasyonu
n ItF: Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
n IuF: Uluslararası Gıda, Tarım,
Otel, Restoran, Tütün ve İlgili İşçi Sendikaları Federasyonu
n psI: Kamu Görevlileri Federasyonu
n tUaC: OECD Sendika Danışma
Komitesi
n unI: Sendika Ağı Enternasyonali
n ItGlWF: Uluslararası Tekstil, Giyim ve Deri İşçileri Federasyonu
Küresel sendikaların bir diğer önemli işlevi de, çokuluslu şirketlerin üretim zincirlerinde en temel emek haklarını koruyabilmek ve Dünya Çalışma Örgütü (ILO)’nün temel sosyal hükümlerini
27
TÜRK
S
ermayenin küreselleşerek ulusal
sınırları aşması, çokuluslu şirketlerin yükselişini ve buna bağlı olarak beraberinde sendikasızlaşmayı getirirken, emek dünyası 1990’larda küresel ekonomi politikte meydana gelen değişimlerle birlikte kendini yeniden üreterek, yeni
mücadele araçları aramaya yönelmiştir.
Sendikalar, bu yıllarda emek ile ilgili hükümleri Dünya Ticaret Örgütü’nün gündemine almaya uğraşmış, ancak başarılı
olamamıştır. Kamusal alandaki çabaların
başarısız olması üzerine, sivil toplum girişimleri sonucu bu arayışın ilk tezahürü,
“Şirket Davranış Kuralları”nın oluşturularak, “Şirket Sosyal Sorumluluğunu” geliştirmek olmuştur. Daha sonra çokuluslu şirketler içinde ağlar ve konseyler içeren
yapılar oluşturularak, ulus ötesi sendika işbirliğinin devamı için kurumlar tesis edilmiştir. Küresel Çerçeve Anlaşmaları’nın
ortaya çıkışı ise, bu gelişmelerle bağlantılı olarak emek dünyasındaki arayışın bir
sonraki adımı olmuştur ve bu anlaşmalar,
Küresel Sendika Federasyonları’nı kurumsallaştırarak, şirket düzeyindeki anlaşmaları küresel üretim zincirine taşımıştır.
Çerçeve anlaşmalar, Küresel Sendika
Federasyonları ile çokuluslu şirketler arasında yapılmaktadır. Çerçeve anlaşmalar
müzakere edilen karşılıklı hakları ve görevleri belirlemekte ve işçilerin, şirketin küresel düzeydeki icraatını etkileme ve denetleme hakkını, anlaşmanın çiğnendiğine ilişkin herhangi bir iddiayı şirket merkez yönetimine karşı öne sürebilmesini koruma
altına almaktadır. Anlaşmalar, emeğe ilişkin hakları yalnızca söz konusu çok uluslu şirkette değil, onun taşeron (alt yüklenici) ve tedarikçileri için de koruyabilmeyi
amaçlamaktadır.
METAL
MAKALE |
METAL
| MAKALE
TÜRK
28
geçerli kılabilmek amacıyla çerçeve anlaşmalar adı altında sözleşmeler bağıtlamaktır. İlk küresel çerçeve anlaşması- 1980’lerin sonlarında IUF’nin Danone ve Accor
ile yaptığı bir dizi görüşmenin sonucu gerçekleşmiştir. Çerçeve anlaşmalar, çokuluslu şirketlerin en üst yönetimi ile ilgili küresel sendika arasında imzalanan belgelerdir.
Birçok sözleşme, Avrupa İş Konseyi aracılığıyla, Avrupa’daki çokuluslu şirketlerin
merkezlerinde oluşturulmuş ve müzakere edilmiştir. Aralarındaki bazı farklılıklara rağmen, genelde ILO’nun temel emek
standartlarını içermektedir. 2010 sonu itibari ile, toplam küresel çerçeve anlaşması
sayısı 76’ya ulaşmıştır ve büyük çoğunluğu IUF, BWI, UNI, IMF, ICEM ve Avrupa merkezli çok uluslular ile imzalanmıştır.
ILO’nun temel standartları:
n 29 Sayılı Zorla Çalıştırma Yasağı
n 87 Sayılı Sendika Özgürlüğü ve
Sendikalaşma Hakkının Korunması
n 98 Sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkının Korunması
n 100 Sayılı Eşit Ücret
n 105 Sayılı Çocuk İşçiliğin Kaldırılması
n 111 Sayılı Cinsiyet Ayrımcılığı Yasağı
n 138 Sayılı Asgari Yaş Sınırı
n 182 Sayılı Kötü Şartlarda Çocuk İşçiliğin Kaldırılması ve Yasaklanması
Küresel
Çerçeve
Anlaşmaları,
1990’larda geliştirilen ve uluslararası sendikal örgütler ile çokuluslu şirketlerin faaliyetlerini ulus ötesi toplu iş ilişkileri çerçevesinde özel alanda düzenleyen bir ilk
adım olarak ortaya çıkmıştır. Buna karşın,
sökonusu anlaşmaların, ulusal ya da yerel toplu sözleşmelerin yerini alma, küresel toplu sözleşme düzeni getirme niteliği yoktur. Ulusal ya da yerel düzeyde sendikaların tanınması ve toplu sözleşmeler
yapabilmesi için bir çerçeve sunmaktadır.
Çokulusluların gelişmekte olan ülkelerdeki faaliyetlerini temel almakta, uluslararası rekabetin yol açtığı emeğin sömürüsünü
sınırlama amacı gütmektedir. Sadece çokuluslu firmalar değil, alt firma konumunda olan taşeron şirket, mal ve hizmet temin edilen firma ve lisansör şirketleri de
kapsamaktadır.
Hukuken zorlayıcı nitelikte olmamalarına rağmen, sadece tek taraflı deklarasyon niteliğinde de değildirler; yükümlülükler içermektedirler. Gönüllülük temelinde olmamaları nedeniyle şirket davra-
KÜRESEL SANAYİ İŞÇİLERİ
SENDİKASI (IndustriALL)
küresel sendika
federasyonu ile
ulusal sendikanın
ilişki düzeyi, yakın
dayanışma ve
işbirliği çerçeve
anlaşmalarının
işlevselliği
bakımından önem
taşımaktadır
Metal, tekstil, kimya, enerji ve maden sendikalarını bir araya getiren IndustriALL, 18-20 Haziran 2012 tarihlerinde Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da
düzenlenen bir kongre ile kuruluşunu ilan
etti. Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF), Uluslararası Maden, Kimya ve Enerji İşçileri Federasyonu (ICEM)
ve Uluslararası Tekstil, Giyim ve Deri İşçileri Federasyonu (ITGLWF), IndustriALL çatısı altında birleşerek, yeni bir
küresel sendika federasyonu oluşturdular. IndustriALL’a Türkiye’den Tes-İş,
Belediye-İş, Petrol-İş, Türkiye Madenİş, Birleşik Metal-İş, Lastik-İş, Selülözİş, Kristal-İş, Genel Maden-İş, Çimseİş, Tümka-İş, Teksif, Öz İplik-İş,
Çelik-İş, Tekstil, Deri-İş, Dok Gemi-İş,
Türk Enerji-Sen, Türk Tarım Orman Sen
sendikaları üyedir. 140 ülkeden 50 milyon üyeyi temsil eden IndustriALL’un
Genel Başkanı IG Metall ve IMF Genel
Başkanı Berthold Huber, Genel Sekreteri
ise IMF Genel Sekreteri Jyrke Raina’dır.
IndustriALL’un aşağıdaki çok uluslu şirketler ile küresel çerçeve anlaşmaları bulunmaktadır.
n VOLSWAGEN GROUP- ALMANYA ( Volkswagen, Audi, Seat, Skoda, Rolls-Royce Bently, Lamborghhini)
n UMİCORE (Değerli metal ürünleri, katalizör, metal hizmetleri ve alaşım
odaklı küresel şirker. GFZ imza ortağı
Belçıka İşçi Federasyonu)
n DAIMLER CHRYSLER (Otomotiv sektörü)
n RÖCHLİNG- ALMANYA (Otomotiv parçaları ve elektronik parça üretimi)
n RHEİNMETALL- ALMANYA
(Otomotiv parçaları, silahlı teçhizat ve
elektronik parça üretimi)
n RENAULT- FRANSA (Otomotiv sektörü)
n MAN GROUP-ALMANYA (Kamyon, tır, otobüs üretimi)
n PRYM-ALMANYA
n INDESİT-ITALYA (Beyaz eşya,
elektrikli ev aletleri)
n LEONİ-ALMANYA (Tel ve kab-
lo üretimi)
n BMW (Otomotiv sektörü)
n SKF-İSVEÇ (Rulman ve conra
üretimi)
n PSA PEUGEOT CİTROENFRANSA (Otomotiv)
n BOSCH (Beyaz eşya, elektrikli ev
aletleri, dayanaklı tüketim malları ve yapı
teknolojileri, otomotiv ve sanayi teknolojileri)
n FORD (Otomotiv)
n SIEMENS
Türk Metal Sendikası, küresel çerçeve
anlaşmaları olan çokuluslu şirketlerin bazılarının üretim birimlerinde örgütlü bulunmaktadır. Ancak, anlaşmaların işlevselliği tartışmaya açıktır. Örneğin, Türk Metal, küresel çerçeve anlaşmalarını bir araç
olarak kullanmadan, çok uluslu şirketlerin üretim birimlerinde örgütlenmeyi başarmış bir sendikadır. Bu bağlamda, belki toplu iş sözleşmelerinin geliştirilmesi
ve genişletilmesi ve hak ihlallerinin denetimi açısından anlaşmalar önem taşıyabilir. Küresel sendika federasyonu ile ulusal
sendikanın ilişki düzeyi, yakın dayanışma
ve işbirliği çerçeve anlaşmalarının işlevselliği bakımından önem taşımaktadır.
KAYNAKÇA
n Berber Ağtaş, Özge-Sayım, Kadire
Zeynep (2012), Implementing
International Framework Agreements
At the Local Level: Cases From
Turkey-16. ILERA World Congress 2012,
Philadelphia, USA.)
n Erdoğdu, Seyhan (2006),
Küreselleşme Sürecinde Uluslararası
Sendikacılık
n (Ankara:İmge Kitabevi Yayınları, 1.
Baskı)
n Gibb, Euan (2005), Transnational
Companies International Framework
Agreements:
n Increasing The Effectiveness of Core
Labor Standards.
n http://www.globallabour.info/
en/2006/12/international_framework_
agreem.html
n Stevis, Dimitris (2010), International
Framework Agreements and Social
Dialogue:
n Parameters and Prospects- Geneva:
ILO, 2010 (Employment Working Paper:
No. 47)
n The Global Unions websitesi: www.
global-unions.org
n The IndustriALL websitesi:
HYPERLINK “http://www.industriallunion.org/” www.industriall-union.org
29
TÜRK
nış kurallarının ötesine geçmektedirler.
Ayrıca, küresel minimum standartlar koymaları ve çokuluslu şirketlere üretim zinciri boyunca sorumluluk almayı kabul ettirmeleri sebebiyle, hükümetlerin düzenlemede yetersiz olduğu konularda boşluk
doldurmaktadırlar.
METAL
MAKALE |
MAKALE
DR. NAcİ ÖNSAL
Türk-İş Genel Sekreter Yardımcısı
METAL
BİREYSEL EMEKLİLİK
SİSTEMİ, YABANcILAŞMA,
KIDEM TAZMİNATI
TÜRK
30
Yabancı sermaye, kıdem tazminatı yok
edilirken yaratılacak fonun peşinde.
Üç milyona yakın katılımcının ( işçinin )
yarattığı on yedi milyar liralık fon, katılımcı
kırk milyona varınca 266 milyar lirayı
aşacak. Kıdem tazminatı primleştirilir ve
fona devredilirse o da cabası olacak
Sigorta
Sosyal Sigortalar; iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık, analık, malullük,
yaşlılık, ölüm, sağlık, işsizlik ve aile sigortaları olmak üzere dokuz dalda toplanır. Halen ülkemizde de bu sigorta dallarının ilk sekizi uygulanmaktadır. Dileğimiz, aile sigortasının da uygulamaya girmesi ve sigortalıların aile
yardımlarından bir sigorta hakkı olarak
yararlandırılmasıdır. Bugün ülkemizde, aile sigortasına karşılık gelecek yardımlar yetersizdir ve dağınık ellerdedir.
Kamu eliyle yapılan bu yardımlar, ihtiyaç sahiplerine bir hak olarak değil, bir
atıfet olarak ulaşmaktadır.
Yaşlılık Sigortası
Yaşlılık Sigortası, sigortalıya Yaşlılık Aylığı bağlanması ya da Toptan
Ödeme yapılması şeklinde iki hak sağlamaktadır. Ülkemizde 2001 yılına kadar emekli olanlara sadece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından emekli aylığı bağlanabiliyordu. 2001 yılında çıkarılan Bireysel Emeklilik ve Yatırım Sistemi Kanunu ile bireysel emeklilik şirketlerine prim ödeyen katılımcılar için
ikinci bir emeklilik aylığı alma olanağı
yaratıldı. Genel olarak dünya ülkelerinde emekli aylığı uygulaması, 2001 yılına kadar, ülkemizde de olduğu gibi, sadece kamu sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenmekte; bir kısmında ise
dileyen sigortalılar aynı sosyal güvenlik kurumuna ödemesi gereken primden daha yüksek prim ödemek koşuluyla, ilave bir emeklilik aylığına hak kazanabilmektedirler. Bir kısmında ise, özel
METAL
TÜRK
31
kesime ait bireysel emeklilik şirketlerine
katılma olanağı bulunmaktadır. Böylece, üç emekli aylığı alma olanağı olabilmektedir. Ülkemizde birinci ve üçüncü
uygulama birlikte yürütülmektedir.
Bireysel emeklilik sistemi
Bireysel emeklilik sisteminin amacı kanunda, “kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak, bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir gelir sağlanarak, refah
düzeylerinin yükseltilmesi, ekonomiye
uzun vadeli kaynak yaratarak, istihdamın artırılması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını teminen, gönüllü katılıma dayalı ve belirlenmiş katkı
esasına göre oluşturulan bireysel emeklilik sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesi” olarak ifade edilmiştir.
Kanun, emeklilik şirketlerinin kurulmasını, çalışma esaslarını, yönetim
ve denetimini, kişilerin sisteme katılmaları ve ayrılmalarını, emeklilik koşullarını, yatırım fonlarının kuruluşunu, aracı-
lık hizmetlerini, kamuya açıklanacak bilgilerin kapsamını düzenlemiştir.
Kanun koyucunun, emeklilik fonlarının önemini gördüğü, hemen bütün ekonomilerde yatırımı destekleyen
ilk iki kaynaktan birisinin emeklilik fonları olduğunu anladığı ve benzer ortamı ülkemizde de yaratmak istediği anlaşılmaktadır. Katılımcı işçilere emeklilik
dönemlerinde refah düzeylerini yükseltecek bir olanak sağlanırken, diğer yandan işverenlere yatırım yapabilmeleri
için kaynak yaratılmaktadır. Oluşturulan
| MAKALE
Bireysel Emeklilik Danışma Kurulu ile de, kamunun sistemi denetlemesi sağlanmaya çalışılmıştır.
Sisteme girmek için işçi, bireysel emeklilik şirketlerinden birisine baş vuracak, koşulları öğrenecek, yatıracağı prim miktarı belirlenecek, yatıracağı primlerin değerlendirileceği
portföy oluşturulacaktır. Katılımcı ( işçi ), sisteme giriş tarihinden itibaren en az on yıl sistemde bulunmak koşuluyla elli altı yaşını tamamladıktan sonra emekli olmaya hak kazanacaktır. İşçi emekliliğe hak kazandığında, bireysel
emeklilik hesabındaki birikimlerin bir kısmının
veya tamamının defaten ödenmesini isteyebileceği gibi, yapacağı yıllık gelir sözleşmesi çerçevesinde kendisine maaş bağlanmasını da talep
edebilecektir.
METAL
Bireysel emeklilik
sisteminde gelişmeler
TÜRK
32
4632 sayılı kanunun yürürlüğe girmesini
takiben, bireysel emeklilik şirketleri oluşturuldu. 2004 yılında bu şirketlerin hedefi 400 bin
katılımcıydı. Hedef, özel sektörün yüksek ücretli işçileriydi. Kanun 2007, 2008 ve 2012 yıllarında değişikliklere uğradı. Yapılan değişiklikleri bireysel emeklilik şirketleri genelde olumlu
karşıladılar. Günümüzde on üç bireysel emeklilik şirketi var. Katılımcı sayısı üç milyona yaklaşıyor. Katılımcılar şehirli, üç büyük şehirden
sisteme katılanların oranı %50’yi geçiyor. Katılımcıların çoğunluğu yüksek tahsilli. Sistemden çıkış yapanların sayısı da bir buçuk milyonu geçti. 25 – 44 yaş grubunda olan katılımcılar, toplam katılımcıların %70’ini aştı. Biriken
fon on yedi milyar. Kanunda yapılan değişiklikler ve getirilen teşviklerle kırk milyon kişinin
sistemin kapsamına girmesi bekleniyor.
Bankacılık, sigortacılık
sisteminde gelişmeler
Bankacılık sistemimizde yabancılar sermayenin %40’ını aştı. Özel bankalarda bu oran
%68. Sigorta şirketlerinin %65’i yabancıların elinde. Ve nihayet, yabancı sermayenin,
bireysel emeklilik şirketlerinin sermayesinin
%67’sine ulaştığı eylül ayında basında yer aldı.
Kıdem tazminatında
yaşanan gelişmeler
Derginizin geçen sayısında işverenlerin kıdem tazminatını sorun haline getirmek, olabilirse ortadan kaldırmak, olmuyorsa anlamsız
hale getirmek yolundaki çalışmalarının yeni olmadığını, akademiden ve medyadan edindikleri yandaşları ile aynı iddiaları tekrarladıklarını hatırlatmış ve şimdi başımıza bir de bireysel
emeklilik lobisi çıktı demiştim.
SONuÇ...
Lobinin boşa olmadığı anlaşıldı.
Yabancı sermaye, kıdem tazminatı
yok edilirken yaratılacak fonun
peşinde. Üç milyona yakın katılımcının
( işçinin ) yarattığı on yedi milyar
liralık fon, katılımcı kırk milyona
varınca 266 milyar lirayı aşacak.
Kıdem tazminatı primleştirilir ve fona
devredilirse o da cabası olacak.
SIFIRcILARIN MAHLE’DEKİ
SÖZLEŞME FİYASKOSu…
Sıfırcı Sendikanın sözleşmesi, tek kelimeyle bir “şaheser”(!)… Sıfırcılar
öyle marifetliler ki, 7 Eylül’de imzalanan sözleşme, allanıp pullanması
ve makyajı uzun sürdüğü için, ancak ve ancak 12 Eylül’de duyuruluyor…
SıFırCı SendikA, nASıl kAÇıyOr?..
Sıfırcı Sendika, “İşçilerle yapılan toplantıda, üyelerimizin, sözleşmenin imzalanması konusunda
görüş bildirmesi” diye bir açıklama yaparak, İzmir Mahle Mopisan sözleşmesi konusunda sorumluluğu,
tıpkı Asil Çelik’te olduğu gibi emekçilere yükledi.
Bir SATış SöZleşMeSi de MAHle eMekÇilerine…
Metal işkolunda, sendikacılığı, “işçiye hayatı zindan eden sözleşmeler imzalamak” olarak görenler,
Sıfırcı Sendika, Mahle Mopisan işyerinde çalışan işçileri, uyguladığı sözleşme anlayışıyla ikiye
böldü… Sıfırcı Sendika sözleşme masasında, “Yüksek ücretliye zam yok” görüşünü benimsedi ve ücreti
yüksek olanları zamdan mahrum etti…
İşte Size Sıfırcı Sendikanın Mahle’deki Sözleşme Marifetleri:
Mahle Mopisan’da,1 Ocak 2012 tarihinde başlaması gereken sözleşmede açıkladıkları zam
rakamlarına, ancak 1 Ocak 2013 tarihinde ulaşıyorlar. Ve bunla da övünüyorlar… İşyerinde çeşitli ücret
seviyelerinde çalışanlar var. Bunların bir kısmı da asgari ücret seviyesinde; 769 TL aylık ücret alıyor.
İşte, sadece bunlara aldıkları toplam zamla, ikramiye dahil ulaştıkları seviye, 997 TL…
1 Ocak 2012’de yürürlüğe girecek sözleşmeye göre, 997 TL’ye işçi ancak 1 Ocak 2013 tarihinde
geliyor... “Peki, bu 997 TL ile işçi daha ne kadar çalışacak?” derseniz, 1 yıl daha çalışacak...
“Bir grup düşük ücretlinin dışındaki işçiler, ne oranda zam, ne kadar ikramiye aldı?” sorusuna
cevabı sıfırcı sendikadan alamazsınız; Biz, söyleyelim:
“Sizin ücretiniz zaten yüksek” diyerek, YÜKSEK ÜCRETLİYE ‘SIFIR’ ZAM…
“Dört ikramiye de size çok” diyerek, ÜCRETE GÖRE 2 AYA KADAR İNEN İKRAMİYE…
“Ödemeleri nete çevirdik” diyorlar.. Mahle Mopisan, İzmir’de Serbest Bölge’de faaliyette olan bir
işyeri. Buradaki tüm işyerlerinde çalışanlara -yasa gereği- zaten net ödeme yapılıyor.
Dolayısıyla, sıfırcı sendikanın bu konuda bir şey yapması mümkün değil…
işTe Türk MeTAl FArkı
Türk Metal’in, yeni örgütlendiği bir işyerinde dahi, hiçbir üyesi 1090 TL’nin altında bir ücretle işe
başlamaz… Onlar, eski işçide 997 TL’ye geldik diye övünüyorlar…
Türk Metal, aldığı zammı, yürürlük başından itibaren alır.
Türk Metal, aldığı zam oranını üst üste koyup da, ulaştığı rakamı değil, her dönemi ayrı ayrı açıklar.
Türk Metal, zam alınca tüm üyelerine alır. “Yüksek ücretliye zamma gerek yok” demez…
33
TÜRK
SıFırCı SendikA, MAHle eMekÇilerini ikiye Böldü
METAL
Ditaş ve Asil Çelik’teki ‘satış’ sözleşmesine bir yenisini daha eklediler.
İŞTE HAYATIMIZ
RÖPORTAJ: uğuR POLAT
[email protected]
Dergimizin bu ayki metal kahramanları
Balıkesir’den… Balıkesir Şubemizin yetkili
olduğu Balıkesir Elektro Mekanik Trafo
Fabrikası (BEST) işyeri çalışanı Celal Ür
ve ailesi bu ayki konuklarımız…
METAL
İşçinin çözüm ortağı
TÜRK
34
Türk MeTAl
Balıkesir Elektro Mekanik Trafo
Fabrikası’nda (BEST) 1996
yılında işbaşı yaptım. O günden
itibaren de çalışmaktayım.
BEST işyerinde iş başı
yapalı 17 yıl oldu. Şu an
en büyük hayalim,
BEST işyerinde
görevimi
tamamlayıp
buradan
emekli
olarak
ayrılmak
METAL
İŞTE HAYATIMIZ |
BEST İŞYERİNDE ÇALIŞMANIN VE SENDİKALI
OLMANIN AYRICALIĞINI YAŞIYORUM
B
alıkesir doğumlu olan Celal
Ür, askerlik dönemi ve dört
yıllık yurtdışı deneyimi dışında Balıkesir’de yaşadığını belirtiyor.
“Ben Balıkesir doğumluyum. Ailem
Balıkesir’in Kepsut ilçesinden, ben
de çocukluk dönemimi orada geçirdim. Askerlik ve dört yıllık Suudi Arabistan iş deneyimim haricinde hep Balıkesir’de yaşadım. İlimizi,
birlikteliğimizi çok seviyorum.”
Yirmi iki yıldır çalışma hayatının
içinde yer aldığını anlatan Ür, “son
durağının BEST olduğunu ve buradan emekli olarak ayrılmak istediğini” sözlerine ekliyor:
“Balıkesir Elektro Mekanik Trafo Fabrikasında (BEST) 1996 yılında işbaşı yaptım. O günden itibaren
de burada çalışmaktayım. BEST işyerinde çalışmanın ayrıcalığını ve sendikalı olmanın farklılığını burada
yaşadım. Daha önce yine Balıkesir’de
faaliyet gösteren bir jeneratör fabrikasında 1,5 yıl çalıştım. Sendikasız
bir işyeriydi… Daha sonra dört buçuk yıl Suudi Arabistan’da demirdoğrama işinde çalıştım. Bugün ise
BEST işyerindeyim. BEST işyerinde iş başı yapalı 17 yıl oldu. Şu an en
büyük hayalim, BEST işyerinde görevimi tamamlayıp, buradan emekli
olarak ayrılmak.”
ilk çalıştığım işyerinde sendika yoktu. BeST işyerine girdiğim günden
itibaren sendikalıyım. Sendikalı olmanın farkını burada görüp
öğrendim. Sendikamız her türlü desteğini ve yardımını bizlerden
esirgemiyor ve destekçimiz oluyor… doğru bir yaklaşım mı bilmiyorum
ama, sendikamız bizim, yani işçilerin çözüm ortağı diyebilirim
TÜRK
35
| İŞTE HAYATIMIZ
‘Türk Metal bizim çözüm ortağımız’
ye gidecek. Türk Metal ailesinin bir üyesi olmaktan çok mutluyuz.”
İşyerinde birlik ve beraberliğin en üst düzeyde
olduğunu dile getiren Ür, bu birlik ve beraberlikte sendikanın önemli bir faktör olduğunu vurguluyor. “BEST işyerinde uzun bir dönemdir çalıştığım için, burada iyi kötü birçok anım oldu. Birçok arkadaşımızın iyi ve kötü gününde bir arada
olduk. Fakat benim için en unutulmaz olay, işyerimizden emekli olalı belki yedi-sekiz yıl olan bir
abimizin zor durumda kalması sonucunda, eski
yeni tüm arkadaşların bir araya gelip onun yanında olmasıydı. Bu, aramızdaki birlik ve beraberliğin ne kadar üst noktalarda olduğunun bir göstergesiydi. En önemlisi de, bir gün buradan emekli
olarak ayrıldığımda arkadaşlarımın beni de unutmayacağını düşünmemi sağlaması oldu.”
METAL
Celal Ür, çalışma hayatının ilk yıllarında
sendikasız işyerlerinde çalıştığını ve sendikasız çalışma ortamı ile sendikalı çalışma ortamları arasındaki farkı çok iyi bildiğinin altını çiziyor ve sendikamız ile ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade ediyor:
“İlk çalıştığım işyerinde sendika yoktu. Benim için en önemlisi sorunlarımı, sıkıntılarımı anlatacak, benim haklarımı savunacak birisinin olmamasıydı. Kısacası, muhatap olacak birini bulamıyordum. BEST işyerine girdiğim günden itibaren sendikalıyım. Sendikalı olmanın farkını burada görüp öğrendim. Sendikamız her türlü desteğini ve yardımını bizlerden esirgemiyor ve destekçimiz oluyor. Sendikamız bizim, yani işçilerin sanki
çözüm ortağı diyebilirim. Metal işçileri, birlik ve
beraberliklerini bozmadıkları sürece hep daha iyi-
TÜRK
36
celal Ür, eşinin üç vardiya, kendisinin ise iki vardiyada
çalıştığını, bu nedenle işe gidiş ve geliş saatlerinin
birbirlerinden farklı olduğunu ifade ediyor. Bu durumun
zorluklarını yaşadıklarını ve yaşamaya devam ettiklerini
söyleyen Ür, evde akşam yemeğini yeri geldiğinde
kendisinin, yeri geldiğinde ise eşinin yaptığını anlatıyor
evli iki çocuk sahibi Celal Ür’ün eşi Ulviye Hanım da, süt ürünleri üreten bir fabrikada
işçi olarak çalışıyor. Kızı Şule lise üçüncü sınıfa giderken, oğlu Mustafa, ilkokul dördüncü
sınıf öğrencisi… Celal Ür, eşinin, abisinin baldızı olduğunu ve onunla evlendikten sonra Suudi Arabistan’daki işini bırakarak Balıkesir’e
tekrar yerleştiğini anlatıyor. Ulviye Hanım ise,
eşiyle yakın akraba olduğu için ilk başta evlenmek istemediğini, fakat dünyaya bir daha gelse, yine Celal Ür ile evlenmek istediğini belirtiyor. Eşi ile 19 yıldır evli olduğunu kaydeden Ulviye Ür, eşine en büyük eleştirisinin, kendisine
19 yıldır bir çiçek dahi almaması olduğunu söylüyor. Ancak Ulviye Hanım, iyi ve kötü günlerinde sürekli bir arada olduklarını, bunun da, birbirlerine olan bağı sürekli olarak güçlendirdiğini belirtmeyi de ihmal etmiyor.
Celal Ür, eşinin üç vardiya, kendisinin ise
iki vardiyada çalıştığını, bu nedenle işe gidiş
ve geliş saatlerinin birbirinden farklı olduğunu
söylüyor. Bu durumun çeşitli zorluklarını yaşadıklarını ve yaşamaya devam ettiklerini ifade eden Ür, evde yeri geldiğinde akşam yemeğini kendisinin, yeri geldiğinde ise eşinin yaptığını belirtiyor. Ür çifti, evde birlikte olabilme
fırsatı buldukları zamanlarda, balkonda çay ve
kahve muhabbetlerinden çok keyif aldıklarını anlatıyor. Ailece, televizyonda “Ben Bilmem
Eşim Bilir” isimli yarışma programını seyretmekten büyük keyif aldıklarını söyleyen Celal
Ür, bu programa gösterdikleri ilgide, sunucu
İlker Ayrık’ın Balıkesirli olmasının payı bulunduğunu ifade ediyor.
Biz de Ür ailesi ile röportajımızı tamamlarken, bizleri evlerinde konuk ettikleri için kendilerine teşekkürlerimizi bir kez de dergimiz vasıtası ile iletmek istiyoruz. Ür ailesi ile birlikteliğimiz sırasında bizleri yalnız bırakmayan Balıkesir Şube Sekreterimiz Fatih Uzan’a da tekrar teşekkür ederiz.
METAL
37
TÜRK
ulviye Ür: Dünyaya bir
daha gelsem yine eşimle
evlenmek isterim
MAKALE
DOÇ. DR. ŞENAY GÖKBAYRAK
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Yardımcısı
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi
SENDİKACILIĞIN GELECEĞİ
METAL
Tehditler ve Fırsatlar
TÜRK
38
Kamu sektöründe ise artan düzensiz ve eğreti istihdam ilişkileri (4-C gibi) kamu sektöründe de sendikaların gücünün önemli ölçüde sarsılmasına neden olmaktadır
müz sendikal dönüşümünün temel özellikleri olarak karşımıza çıkmaktadır.(Visser, 2012: 130-131). Kurumsal endüstri
ilişkilerinin tarihsel olarak güçlü olmadığı
az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise
örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller
önemli ölçüde sürmektedir. Bu ülkelerin
kapitalist dünya ekonomisine eklemlenme
sürecinde yaşadığı sıkıntılar öncelikle sendikalar üzerinde etkisini göstermekte ve
sendika yoğunluğu bu ülkeler için oldukça düşük düzeylerde (%2-3) seyretmektedir (ILO, 2010).
Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıkladığı sendikalaşma
oranlarının, gerçek sendikalaşma oranlarından oldukça yüksek olduğu bilinmektedir. Söz konusu durum, toplu sözleşme
kapsamında yer alan işçi sayısı ve ilgili bazı
değişkenler ele alındığında açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Çelik ve Lordoğlu
(2006)’nun geliştirdiği hesaplama yöntemi çerçevesinde, 1998-2004 yıllarını kapsayan dönemde, sendikalaşma oranının
%10-15 arasında değiştiği görülmektedir.
Ancak, son yıllarda bu oran da önemli ölçüde azalmakta ve Türkiye’de sendikacılık
esas olarak kamu sektörü ile sınırlı bir yapıya sıkışmaktadır. Kamu sektöründe ise
artan düzensiz ve eğreti istihdam ilişkileri (4-C gibi) kamu sektöründe de sendikaların gücünün önemli ölçüde sarsılmasına
neden olmaktadır.
Ortaya çıkan tablo, dünyada ve
Türkiye’de sendikacılığın önemli tehditler ile karşı karşıya kalarak, geçtiğimiz son
otuz yıl içerisinde güç kaybettiğini göstermektedir. Ancak, yaşanan dönüşüm, sendikalar açısından tehditler kadar, dönüşüm yönetilebildiği ölçüde fırsatlar da ya-
ratabilecek niteliktedir. Özellikle son küresel kriz, tüm dünyada, sendikacılığın geleneksel olarak temsil ettiği eşitlik ve adalet
ilkelerinin önemini ve değerini artırmış,
bu bağlamda sendikaların kapitalist sisteminin düzenlenmesindeki rolünün ön plana çıkmasına ortam sağlamıştır. Bu çalışmada, bu noktadan hareketle, sendikacılığın krizine neden olan dışsal ve içsel faktörler kapsamında, sendikacılığın bugünü
ve geleceğine yönelik tehdit ve fırsatlar değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Sendikal Krize Neden Olan Dışsal ve
İçsel Faktörler
Tüm dünyada sendikalaşma oranlarının düşmesine neden olan ortak bir takım dışsal ve içsel faktörler bulunmaktadır
(Selamoğlu, 2004; Bryson,vd, 2011: 98;
Visser,2012).
Sendikal yapıdaki değişim sürecini belirleyen dışsal faktörler,
n Küreselleşme süreci (sermeyenin
emeğin ucuz olduğu ülkelere kayışı karşısında sendikaların ulusal refah devletleri içerisinde pazarlık güçlerini önemli ölçüde yitirmeleri)
n Finans piyasaların rolünün artışı
karşısında emek yoğun reel sektör üretimindeki azalışın, sendika üyesi sanayi sektöründe çalışan işçi sayısını azaltması,
n Teknolojik değişimlerin üretim ve
istihdam yapısını değiştirmesi, hizmetler
sektöründe istihdam artışı
n Bir yandan teknolojilik değişimlerin
etkisiyle sendikalaşma eğilimi düşük nitelikli işgücüne talep yükselirken, diğer yandan, sendikal örgütlenmeye yabancı olan
kadın, genç ve göçmen işgücünün işgücü
piyasalarında tabakalaşma sonucu önem
kazanması
METAL
Sendikaların sürekli gelişen teknoloji
karşısında yeni internet tabanlı
teknolojiler ile sosyal medyayı
kullanabilme yetisi üye tabanını
genişletmede önemli bir araç olarak
karşımıza çıkmaktadır (Bryson, vd,
2011). Bu bağlamda sendikaların gerek
kendi aralarında, gerekse de diğer
toplumsal hareketlerle (kadın, çevre
ve insan hakları hareketi) hem ulusal
hem uluslararası işbirliği kapasitesini
geliştirmede, web tabanlı teknolojik
yapılanma büyük önem taşımaktadır
39
TÜRK
21.
yüzyıl kapitalist bölüşüm
ilişkilerinin şekillenmesinde finans sektörünün belirleyici yapısı ve bu kapsamda ortaya çıkan dönüşümler, kapitalizmin Altın Çağ
Dönemi’nin bölüşüm ilişkilerinde belirleyici olan sendikaların rolünün önemli ölçüde sarsılmasına neden olmuştur.
Kapitalizmin Altın Çağ dönemindeki
Taylorist-Fordist kitlesel üretim modeli,
sendikaların başarılı bir şekilde örgütlenme ve hak kazanımlarına ortam sağlamıştır. Bu dönemde, siyasal alanda egemen
demokratik korporatizm modeli, güçlü sosyal demokrat partiler, merkezi yapıdaki işçi sendikaları ve işveren örgütleri, üçlü yapıdaki mekanizmaların ekonomi
ve sosyal politikaları belirlemesi, genişlemekte olan sosyal refah devleti uygulamaları, sendikaların ekonomik ve toplumsal
yaşamda güçlenmesini sağlamıştır.
Ancak, üretim biçimlerinde ortaya çıkan dönüşüm, istihdamın değişen yapısı
ve sendikaların rolüne ilişkin başat ideolojinin etkisiyle, 1980’li yıllardan itibaren
tüm dünyada, sendikalı işçi sayısı önemli ölçüde azalmıştır. Tarihsel olarak sendikalaşma oranlarının görece yüksek olduğu Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde bile sendika üyesi işçi sayısında azalma
dikkat çekici bir düzeydedir. AB üyesi ülkelerde 2000-2008 yılları arasında emekli olan işçiler hariç tutulduğunda, bağımlı çalışanlar arasında sendika üyesi işçi sayısı 46 milyondan 43 milyona düşmüştür.
Aynı dönemde bağımlı çalışanların sayısının 120 milyondan 140 milyona yükseldiği dikkate alındığında, sendika yoğunluğunun %27,8’den %23,4’e düşmesi, kurumsal endüstri ilişkileri geleneği ile ön
plana çıkan Avrupa ülkeleri açısından oldukça düşündürücüdür (Visser,2010).
Sanayi sektöründe istihdamın azalması, özellikle sanayi sektöründe örgütlü
ve geleneksel olarak güçlü bir sendikacılık
kimliğine sahip olan endüstri sendikacılığının gücünün önemli ölçüde sarsılmasına neden olmuştur. Birçok Avrupa ülkesi
açısından 30-40 yıl öncesi için metal sanayi, kimya, tekstil, inşaat ya da taşımacılık
sektörleri için geçerli olan bir sektör=bir
sendika yapısı, günümüzde istisnai bir durum teşkil etmektedir. Sanayi sektörünün
refahın yaratılmasındaki payının azalması;
birçok sektörde meslek profilinin bulanıklaşması; sektörel sınırların belirsizleşmesi,
sendikalaşma oranlarının azalması, sendika birleşmeleri ve çok sektörlü sendikacılığın artması, sektörel toplu iş sözleşmelerinin azalışı ve sendikalar ile siyasal partiler
arasındaki ilişkinin geçmişe göre önemli ölçüde zayıflaması, Avrupa’da günü-
METAL
| MAKALE
TÜRK
40
n Değişen işgücü piyasaları ( Sendikal örgütlenmenin oldukça zor olduğu esnek ve düzensiz istihdam biçimlerinde artış sonucu sendikalaşma oranlarının azalması, üretim ölçeklerinin dezantralizasyonu ve küçülmesi sonucu toplu pazarlığın
ölçeğinin işletme/işyeri düzeyine indirgenmesi ya da ortadan kalkması)
n Yönetim ve organizasyon yapılarında değişimler (Sendikalara olan gereksinimi azaltıcı yönde çalışanlara yönelik ödüllendirme ve kontrol sistemlerini içeren
yeni yönetim teknikleri)
n Sendikaların geleneksel olarak güçlü olduğu kamu sektöründeki istihdamın
özelleştirmeler sonucunda önemli ölçüde
azalması
n Küresel krizler sonucu artan işsizlik
ve güvencesizliğin, sendikaların pazarlık
gücünü önemli ölçüde azaltması
n Politikalardaki değişimler (Sağ partilerin iktidara gelişi ve sendikaların politik
gücünü kaybetmeleri)
Son otuz yıllık dönemde yukarıda sıraladığımız faktörler kapsamında ortaya
çıkan ekonomik, sosyal ve siyasal dönüşümler sonucu sendikalar önemli ölçüde
güç kaybına uğramışlardır. Sendikal hareketin krizinde, değişen yapısal koşullar kadar, bu koşullara yanıt vermede sendikaların da yetersiz kalmasına yol açan bir takım içsel faktörler de etkili olmuştur. Bu
içsel faktörleri şu şekilde sıralamak olanaklıdır (Selamoğlu, 2004; Bryson,vd,
2011):
n Değişen koşullara yanıt verme konusunda eylemsizlik ve geç kalınması
(Yeni kuşaklar, kadın işgücü ve yeni toplumsal hareketler ile bağlantı kurulma
noktasında yaşanan sorunlar)
n Geleneksel örgütlenme metotlarına ( öncelikle kamu sektörünü ya da imalat sanayinde büyük ölçekli firmaları hedef
alan) bağlı kalınması ve yeni örgütlenme
modellerinin geliştirilememesi)
n Özellikle Türkiye açısından değerlendirildiğinde, sendika içi demokrasi kanallarının yeterince iyi işletilememesi.
Tüm bu faktörlerin etkisiyle, dünyada
sendikalaşma oranlarının azalmasının yanı
sıra, sendikaların etkinliğinin temel göstergelerinden olan toplu pazarlığın kapsamının daraldığı ya da en iyi olasılıkla sabit kaldığı ve sendikal eylemlilikte (grev)
önemli bir azalmanın ortaya çıktığı görülmektedir (Hayter, 2011; Visser,2011).
Yukarıda genel hatları ile ortaya koymaya çalıştığımız tablo, Türkiye açısından da geçerlidir. Yapılan saha çalışma-
ları Türkiye’de çalışma yaşamında ve toplumsal yaşamda artan kırılganlıkların sendikalara olan ihtiyacı artırmasına rağmen,
çalışanların sendikalara olan tutumun genel olarak olumsuz olduğunu göstermektedir (Özşuca, vd, 2011/ KAMAG Projesi; Urhan ve Selamoğlu, 2008). Bu olumsuz tabloda sendikal örgütlenmenin önündeki engeller ve artan güvencesizlik kadar,
sendikal yapıdan kaynaklı bir takım sorunların da olduğu ortaya çıkmaktadır. Urhan ve Selamoğlu (2008:182-184)’nun
Kocaeli’nde 2004 ve 2008 yıllarında gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları, süreç
içerisinde sendikalara olan güvenin azaldığını ve sendikaların işçilerin haklarını koruyup geliştirme konusunda araştırmaya katılan işçilerin %82’lik gibi önemli bir kısmının olumsuz görüşe sahip olduğunu göstermektedir. Sendikalara karşı olumsuz tutum içerisinde olan işçilerin büyük bir kısmının daha önce sendika üyesi işçiler olması ise, çalışmanın en
dikkat çekici bulgularından birini oluşturmaktadır. Sendikalara üye olmama nedenleri arasında sendikalara güven duymama
% 28,6’lık bir oranla ilk sırada yer almaktadır. Sendikaların işçilerin hak ve çıkarlarını koruma konusunda yetersiz kalmasının nedenleri ise sırasıyla, işverenlerin işçiler üzerindeki baskıları (%28,1), yasaların
anti-demokratik olması (%26,3) ve sendikacıların yetersizliği (%25,3) olarak sıralanmaktadır (Urhan ve Selamoğlu, 2008:
184).
Ortaya çıkan bu tablo, sendikaları krize sokan yapısal koşullar karşısında sendikaların örgütlenme konusunda başa-
rı sağlayabilmeleri için, sendikal yapı ve
anlayışta değişimin bir tercihten çok bir
zorunluluk olduğunu göstermektedir.
Sendikal Yapıda Değişim
Süreci: Arayışlar ve Öneriler
Son otuz yıllık dönemde sendikalar
bir yandan güç kaybederken, diğer yandan
değişen koşullar karşısında sendikal hareketin nasıl bir değişim süreci içerisinde olması gerektiğine yönelik tartışmalar da yoğunluk kazanmıştır. Örgütlenme sorunları karşısında literatürde herkesin üzerinde
uzlaştığı nokta, özellikle ABD ve İngiltere
deneyimleri ışığında “örgütsüzlerin örgütlenmesi” olarak nitelendirilen, potansiyel
üyelerin örgütlenmesine yönelik stratejilerin geliştirilmesidir. Bu noktada sendikal
hareket, bir yandan mevcut üyelerine daha
korumalı (iş güvencesi ve sosyal güvence)
şartlarda istihdam arayışı yönünde eylemlilik gösterirken, diğer yandan, geleneksel
olarak uzak durduğu a-tipik ve esnek istihdam biçimlerinde yoğunlaşan özellikle genç, kadın ve göçmen işgücüne yönelik örgütlenme stratejileri geliştirmek durumundadır. Bu noktada, genç, kadın ve
göçmen işgücü ile ailelerinin ihtiyaçları
ve beklentilerine yönelik hizmet çeşitlendirmelerine gitmek önemli bir araç olarak
karşımıza çıkmaktadır (Selamoğlu,2008;
Bryson vd, 2011). Bu grupların sendikaları tanıması ve sendikal örgütlenme yönünde olumlu tutum geliştirebilmesi, sendikaların bu gruplara yönelik taban örgütlenmelerini geliştirebilmelerine ve bu gruplara yönelik özel hizmetlerle bu grupları kapsayabilmesine bağlıdır. Sendikala-
Değişen koşullar karşısında sendikaların gündeminde giderek daha fazla yer
edinmeye başlayan bir diğer grup ise, işgücü piyasasına katılım oranları hızla artan kadınlardır. Sendikalarda erkek egemen kültürün sürmesine rağmen, bu durumun değişmeye başladığını ve giderek
kadın sorunlarının sendika gündemlerinde
daha fazla içerildiğini gösteren örneklerin
olması (İspanya, Fransa, Danimarka’da
kadınlar sendikası gibi), sendikal hareketin üzerinde dikkatle düşünmesi gerekli
bir diğer olgudur (Ledwith,2012).
Artan işgücü mobilitesi ve göçmen işçiliği karşısında sendikal hareketin yüzünü
daha fazla çevirmeye başladığı bir diğer
grup ise göçmen işçilerdir. Bu konudaki
deneyimler henüz olgunluğa ulaşmamış
olmakla birlikte, geleneksel olarak göçmen
işçiliğe karşı olan Avrupa ve Amerika sendikalarının göçmenlere yönelik örgütlenme, hizmet sunma ve kamuoyu oluşturmaya yönelik girişimlerinin dikkatle analiz
edilmesi gerekmektedir. Bu noktada İngiliz sendikalarının Polonyalı göçmen işçileri örgütleme, sendikalar içinde göçmen
işçilerin istihdamına ilişkin birimler kurma ve bu işçilere yönelik dil kursları düzenlenmesi (James ve Karmowska,2012);
ABD’de Service Employees International
Union (SEUI)’nun önderliğinde yürütülen örgütlenme ve özellikle göçmen işçilerin seslerinin duyurulmasında etkili olan
1990’daki Justice for Janitors (Jf J) kampanyası ve daha sonraki gelişmeler (Milkman,2000) göçmen işçilerin sendika gün-
demlerinde yer alabileceğini göstermesi
açısından anlamlıdır.
Sendikaların yeni vizyon arayışları sürecinde öncelikle tehdit olarak algılanılan,
ancak iyi yönetildiğinde fırsat olabilecek
bir diğer kanal ise, refah devletinin kısılma sürecinde sendikal dayanışmanın, kısılan refah devleti işlevlerinin bir bölümünü üstlenebileceğidir. Tarihsel olarak sendikalar kurumsal refah devleti uygulamalarının olgunlaşmadığı dönemlerde, üyelerine hastalık, işsizlik ve yaşlılık dönemlerinde çeşitli sosyal risklere karşı koruma
sağlayan temel aktörler olmuşlardır. Günümüzde değişen yapısal koşullar karşısında refah devletinin yeniden yapılanma süreci – refah sunumunda azalan kamunun rolünün, piyasa, aile gibi diğer refah aktörleri tarafından artan oranda üstlenilmesi- korporatist refah devleti anlayışının temel aktörü olan sendikaların gücünü
bir yandan azaltırken, diğer yandan sosyal risklere karşı üyelerini korumada sendikalara önemli bir rol de yüklemektedir.
Özellikle sosyal diyalog ve ortaklık anlayışının tarihsel olarak gelişmiş olduğu ülkelerde, sendikaların mesleki eğitim (Almanya), istihdam ve işsizliğe karşı koruma
(Ghent sistemi – Belçika (Flaman) ve İskandinav ülkeleri-) ile emeklilik ya da ikinci basamak mesleki emeklilik sistemlerinin
yönetiminde (İskandinav ülkeleri ve İtalya) önemli fonksiyonlarının olduğu bilinmektedir (Gökbayrak,2010). Son kriz döneminde artan sosyal risklere karşı kolektif
mekanizmaların geliştirilmesi konusunda
41
TÜRK
rın sadece çalışanların ve üyelerinin değil,
farklı toplumsal gruplara ve hareketlere
duyarlı olması (örneğin işsizler, çevre sorunları, kadın hareketi, cinsel kimlik hareketleri gibi) da sendikaların değişen toplumsal koşullar karşısında sahiplenilmesinde önem taşımaktadır (Bryson vd, 2011).
Özellikle sendikal örgütleme açısından güçlük yaratan a-tipik istihdam biçimlerinde çalışanlara yönelik özgün örgütlenme girişimleri çok az olmakla birlikte, önemli deneyimleri içerisinde barındırmaktadır. Bu bağlamda, İtalya’da CGIL
ve CISL konfederasyonları içerisinde bu
tip çalışanların temsili için özel birimler
oluşturulmuştur. Yine ABD’de, ileri teknoloji işlerinde çalışan uzmanlara yönelik
CWA içerisinde oluşturulmuş bir birim
bulunmaktadır. Deneyimler işgücü piyasalarında artan esnekliğin ülkeler arasında
sendikal stratejileri yakınsattığını göstermektedir (Pernicka, 2006; Cella, 2012).
Günümüzün çalışma koşullarının özellikleriyle 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın başındaki çalışma koşullarının benzerliğine dikkat çeken Cella (2012), tarihsel deneyimin ışığında, söz konusu çalışan
grupları için meslek sendikacılığının ve bu
gruplara özgü toplu pazarlığın günümüzde a-tipik istihdam biçimlerinde çalışanların çalışma koşullarının düzenlenmesinde
de önemli bir araç olabileceğini belirtmektedir. Burada önemli olan nokta, farklı alternatiflerin olabileceği gerçeği ile farklı deneyimlerin çok iyi şekilde analiz edilmesinin sendikal arayışta taşıdığı önemdir.
METAL
MAKALE |
METAL
| MAKALE
TÜRK
42
işverenlerin desteği olsun ya da olmasın,
sendikaların öneminin arttığına ilişkin görüşlerin ağırlık kazanmaya başladığı görülmektedir (Johson, vd, 2012). Sendikalara yönelik toplumsal kabulü artırmada ortaya çıkan bu ortamın sendikalar açısından etkinlik kazanabilmesinin ön koşulu ise söz konusu ülkelerde sosyal diyalog
ve ortaklık kültürünün gelişmiş olmasıdır.
Bu kültürün görece gelişmemiş olduğu ülkelerde bile,(Türkiye) söz konusu kanal,
sendikaların geleceğini şekillendiren politikalar belirlenirken üzerinde dikkatle düşünülmesi gerekli bir alan olarak karşımıza
çıkmaktadır. Kriz dönemleri sendikalar tarafından oluşturulan dayanışma fonlarının
sürdürebilirliğinin test edildiği dönemler
olacaktır. Yunanistan’da işçi ve işverenlerin katkı sağladığı mesleki eğitim fonuna,
artan borçlar karşısında hükümetin bir anlamda el koyması, sosyal risklerin sendikalar aracılığıyla kollektif olarak bölüşülmesi uygulaması için bir tehlike oluşturduğunu göstermiştir. Yine de bu alternatif, gerekli önlemlerin alınması durumunda dikkate değerdir.
Ebbinghaus vd (2011)’nin 19 Avrupa ülkesini kapsayıcı şekilde sendika üyeliğinin çoklu analizini yaptıkları çalışmalarında sendika üyeliğini etkileyen cinsiyet, yaş, eğitim, politik tutum, sosyal sınıf, a-tipik istihdam gibi bireysel özelliklerinin etkisi göz ardı edildiğinde, sendika
üyeliğini belirleyen mezo ve makro düzeyde üç temel değişken saptamışlardır. Bunlardan ilki, Ghent sistem olarak adlandırılan (Danimarka, İsveç, Finlandiya, Belçika) sendikaların yönettiği işsizlik sigortalarının varlığı1, ikincisi işyeri örgütlenmesi ve son olarak sosyal sermayenin varlığı,
sendikaya üyelik kararlarının verilmesinde
olumlu etkide bulunan değişkenler olarak
karşımıza çıkmaktadır. İşsizlik sistemine
karşı sendikaların koruma sağlaması özellikle işsizliğin yüksek olduğu dönemler ve
işsizlik riskinin yüksek olduğu gruplar açısından ( genç işçiler, düşük eğitim ve nitelik düzeyine sahip çalışanlar gibi) sendika üyeliğini olumlu yönde etkilerken, işyeri düzeyinde sendikanın varlığı, sendikalara daha düşük maliyetle örgütlenme
imkânı sunmaktadır. Sendikanın özellikle
diğer toplumsal hareketler ile işbirliği çerçevesinde sağladığı sosyal sermaye olanakları, sendikasızlaştırma yönündeki baskıların arttığı dönemde sendika üyeliğini güçlendirme yönünde etkide bulunmaktadır.
Sendikal kriz karşısında geliştirilen
stratejilerden bir diğeri de sendikal birleş-
Değişen toplumsal
koşullar ve yaşanan
ortak sorunlar
karşısında sendikacılık
hareketi, yerel
olduğu kadar, küresel
düşünmek ve hareket
etmek durumundadır.
Bu zorunluluk, sadece
kendi ulusal ve yerel
gündemlerini anlayan
değil, küresel değişimi
öngörebilen ve bu
noktada stratejiler
geliştirebilen sendikal
yapı ve anlayışı gerekli
kılmaktadır
melerdir. 1990’lı ve 2000’li yıllarda yaşanan sendika birleşmeleri çok-sektörlü sendikal yapıları ortaya çıkarmıştır. Sendika
birleşmelerinden beklentiler, ölçek ekonomileri yaratarak daha düşük maliyetlerin ortaya çıkması, üyelere daha iyi hizmet
sunumu, kaynakların artışı, yüksek nitelikli uzmanlar, daha etkin politik lobi süreçleridir (Visser,2011). Ancak, birleşmelerden beklentiler, sendikaların farklı yapısal
kültürlerinin olması, farklı endüstri ilişkileri gelenekleri ve bu farklılıkların elimine
edilememesi nedeniyle, ne ulusal düzeyde
ne de ulusüstü (örneğin Avrupa) düzeyde tam anlamıyla ortaya çıkamamıştır (Selamoğlu,2006).
Yaşanan deneyimler ışığında, yeni örgütlenme ve hizmet stratejilerinin geliştirilebilmesi, öncelikle sendikal yapı ve liderlikte değişimi takip eden değil, yönetebilen bir vizyon değişimini gerekli kılmaktadır. Sendika tabanı ile sürekli iletişim halinde olan ve sendika içi demokrasi mekanizmalarını sürekli işleten ve geliştiren bir
yönetim anlayışı, sendikal tabanın sendikaları sahiplenmesine olanak sağlayacaktır. Sendikaların sürekli gelişen teknoloji
karşısında yeni internet tabanlı teknolojiler ile sosyal medyayı kullanabilme yetisi,
üye tabanını genişletmede önemli bir araç
olarak karşımıza çıkmaktadır (Bryson, vd,
2011). Bu bağlamda, sendikaların gerek
kendi aralarında, gerekse de diğer toplumsal hareketlerle (kadın, çevre, ve insan hak-
ları hareketi) hem ulusal hem uluslararası
işbirliği kapasitesini geliştirmede web tabanlı teknolojik yapılanma büyük önem
taşımaktadır.
Değişen toplumsal koşullar ve yaşanan ortak sorunlar karşısında, sendikacılık hareketi yerel olduğu kadar, küresel
düşünmek ve hareket etmek durumundadır. Bu zorunluluk sadece kendi ulusal ve
yerel gündemlerini anlayan değil, küresel
değişimi öngörebilen ve bu noktada stratejiler geliştirebilen sendikal yapı ve anlayışı gerekli kılmaktadır. Bu yapıyı sağlayacak temel itici güç ise uzmanlaşmadır. Uzmanlaşma, sendikal yapı içerisinde sendika
uzmanlarının rolünün önemine işaret etmektedir. Sendika uzmanlarının kapasitesini geliştirici yönde sürekli eğitim olanakları, değişimi yönetebilmede öncelikli bir
unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sendikaların işverenler tarafından kabul edilebilirliğini artırmada göz önüne
alınması gerekli bir diğer unsur da, sendikalı çalışma ilişkilerinin sağlayacağı yararların ortaya konulmasıdır. Sendikalı ve
dolayısıyla korunaklı işgücünün işverenler
açısından en önemli yararı, işgücü verimliliğinin artmasına bağlı olarak ortaya çıkan
üretim artışıdır. Ancak Byrson, Forth ve
Laroche’ (2011)in Fransa ve İngiltere’ye
yönelik yaptıkları çalışmaları, sendikaların
işletmeler üzerinde verimlilik artışı yönünde bir etki yaratmadığını göstermektedir.
Dolayısıyla, sendikaların geleceğe ilişkin
değişim arayışlarında üyelerinin verimliliğini artırıcı yönde, başta eğitim çalışmaları olmak üzere, çeşitli hizmet ve uygulamalar konusunda işletmelerle birlikte işbirliği kanallarını artırıcı yenilikçi uygulamaların potansiyelini göz ardı etmemeleri
önem taşımaktadır.
Sendikaların yeni arayışlarında, özellikle örgütsüz kesimlerin örgütlenmesindeki strateji seçimlerinde ülke içinde ve ülkeler arasındaki farklılıkları belirleyen temel etken, sendikaların bağlı bulunduğu
kurumsal yapıların özellikleridir. Bu gerçeklik dikkate alındığında, hangi stratejinin seçileceği ve ne şekilde uygulanacağı her ülkenin endüstri ilişkileri sisteminin kurumsal özelliklerine bağlı olarak şekillenecektir. Bu noktada, ülkelerin refahın yaratımı ve dağılımda benimsedikleri
refah rejimleri bağlamında sosyal koruma
sistemlerinin özellikleri ve tarihsel olarak
sendikaların refah devletinin gelişimindeki belirleyici rolleri, sendikal yapının güçlenmesinde göz önüne alınması gerekli
önemli bir etkendir.
MAKALE |
1 - Ancak, Ghent sistemine yönelik liberal hükümetler tarafından yönlendirilen
sınırlayıcı düzenlemeler, sendikalar ve işsizlik sigortası arasındaki ilişkinin
zayıflamasına neden olmaktadır.
Bryson, A.; Ebbinghaus, B.; Visser, J. (2011), “Introduction: Causes,
consequences and cures of union decline”, European Journal of Industrial
Relations, 17(2): 97-105.
Bryson, A; Forth,J.; Laroche, P. (2011), “Evolution or revolution? The impact
of unions on workplace performance in Britain and France” European Journal of
Industrial Relations, 17(2):171-178.
Cella, C. P. (2012), The representation of non-standard workers. Theory
and culture of collective bargaining”, Transfer: European Review of Labour and
Reseach, 18(2):171-184.
Çelik, A. ve Lordoğlu, K. (2006), “Türkiye’de Resmi Sendikalaşma
İstatistiklerinin Sorunları Üstüne” Çalışma ve Toplum, 9(2): 11-29.
ebbinghaus, B; Göbel, C.; Koos, S. (2011), “Social capital, ‘Ghent’ and workplace
contexts matter: Comparing union membership in Europe” European Journal of
Industrial Relations, 17(2):107-124.
Gökbayrak, Ş. (2010), Refah Devletinin Dönüşümü ve Özel Emeklilik
Programları, Siyasal Kitabevi Yayınları, Ankara.
Hayter, S. (2011), The role of collective bargaining in the global economy:
Negotiating for social justice, ILO.
ılO (2010), Extracted from Trade union density and collective bargaining
coverage: International Statistical Inquiry 2008-09.
James, P., Karmowska, j (2012), “Unions and migrant workers: strategic
challenges in Britain”, Transfer: European Review of Labour and Research,18(2)
201-212
Johnston, A; Kornelakis, A; Rodriguez d’Acri, C. (2012), “Swords of justice in
an age of retrenchment? The role of trade unions in welfare provision”Transfer:
European Review of Labour and Research, 18(2): 213-224.
ledwith, S. (2012), “Gender politics in trade unions. The representation of
women between exclusion and inclusion”,Transfer: European Review of Labour and
Research 18(2): 185-199.
Milkman, R. (2000), “Immigrant Organizing and The New Labor Movement in
Los Angeles”, Critical Sociology, 26 (1-2): 59- 81.
özşuca, Ş. vd, (2011), “Kayıtlı İstihdama Geçişte Etkin Denetim Modellerinin
Araştırılması TÜBİTAK-KAMAG Projesi”, Yayınlanmamış Sonuç Raporu, Ankara.
Pernicka S (2006)” Organizing the Self Employed: Theoretical Considerations
and Empirical Findings”.European Journal of Industrial Relations 12(2): 125–142.
Selamoğlu, A. (2004), “Örgütlenme Sorunu ve Sendikal Yapıda Değişim Arayışı”,
Çalışma ve Toplum, 2(2): 39-54.
Selamoğlu, A. (2006), “Avrupa Birliği İşçi Sendikaları”, İktisat Fakültesi
Mecmuası, (Prof. Dr. Toker Dereliye Armağan Özel Sayısı), 55(1): 61-86.
urhan, B. Ve Selamoğlu, A. (2008), “İşçilerin Sendikalara Yönelik Tutum ve
Davranışları: Kocaeli Örneği”, Çalışma ve Toplum, 18(3): 171-197.
visser, J. (2010), Data base on institutional characteristics of trade unions, wage
setting, state intervention and social pacts in 34 countries between1960 and 2008
HYPERLINK “http://www.uva-aias.net/” http://www.uva-aias.net/.
visser, J. (2012), “The rise and fall of industrial unionism”, Transfer: European
Review of Labour and Reseach, 18(2): 171-184.
METAL
sonuç olarak, sendikal
yapının geleceği sendikaların
içerisinde yer aldığı yapısal
koşulların (işgücü piyasalarının
özellikleri, endüstri ilişki
sistemlerinin özellikleri, refah
rejimleri ve sosyal diyalog
mekanizmalarının özellikleri
gibi) özelliklerine uygun makro
düzeyde bir baskı grubu olarak
ekonomik ve toplumsal yaşamda
belirleyicilik taşımalarına
bağlı olarak değişecektir.
Sendikacılığın geleceği,
mikro düzeyde örgütlenme
stratejilerinden, makro düzeyde
ekonomik ve sosyal kararların
alınma süreçlerine katılımı
artırmada yenilikçi stratejiler
geliştirmelerine bağlıdır.
Günümüz sendikal hareketinin
geleceği, sendikaların geleneksel
faaliyet alanı olan ücret ve
çalışma süreleri gibi çalışma
koşullarının korunması ve
düzenlenmesi kadar, işgücünün
eğitimi, mobilitesi, aktif işgücü
piyasaları ve uyuşmazlık
yönetimi gibi örgütlü/
örgütsüz tüm işgücü gruplarını
ilgilendiren konuları da kapsayıcı
şekilde bir sendikal anlayışı
geliştirebilmesine bağlıdır.
Söz konusu koşulların
oluşması çok kolay olmamakla
birlikte, tarihsel deneyimler
ışığında günümüzde ortaya çıkan
konjonktür, sendikaların sermaye
karşısındaki dengeleyici gücünün
öneminin arttığı bir dönemin
başlayacağının sinyallerini
vermektedir. Sendikalar
açısından şimdiye kadar
tehdit unsuru olan koşulların
belki de yeni bir dönem için
fırsata dönüştürülebilmesi, bu
konjonktürün gerek küresel
gerekse ulusal ölçekte çok
iyi değerlendirilerek ve farklı
deneyimlerin zayıf ve güçlü
yanlarını iyi analiz ederek, sürece
hazırlıklı girilmesine bağlı olarak
değişecektir.
KAYNAKÇA
43
TÜRK
SONuÇ
DİPNOT VE
MAKALE
cELAL TOZAN
METAL
Türk-İş Sosyal Güvenlik Danışmanı
TÜRK
44
YARGILAMA SONucu İŞE
İADESİNE KARAR vERİLEN
SİGORTALI İŞÇİDEN
İŞSİZLİK ÖDENEğİNİN
GERİ ALINMASI
Genellikle sendikal faaliyetleri nedeniyle, işverenleri tarafından iş sözleşmesi
feshedilen ve mahkemeye başvurarak fesih işlemini iptal ettirip, işe iadesine
karar verdiren işçilerden, yargılama süresince İŞKUR tarafından ödenen işsizlik
ödeneği geri istenmektedir. Ancak, uygulamada, işsizlik ödeneğinin İŞKUR’a, işçi
tarafından mı, yoksa, haksız yere işçiyi işten çıkartıp, ödenek almasına neden olan
işveren tarafından mı geri ödeneceği konusunda tereddütler olduğu görülmektedir.
Çoğu zaman bu tereddütlerin uzaması nedeniyle, işçilerin temerrüde düşerek, faiz
ödemek zorunda kaldıkları görülmektedir. Oysa, yapılan yargılama sonucunda işe
iadesine karar verilen işçilere, yargılama süresince ödenen işsizlik ödeneğinin geri
alınmasında, uygulamada ve yargıda yerleşmiş görüş oluşmuştur.
METAL
İşçinin, işsizlik ödeneği almasında herhangi bir
hatası ya da kusuru bulunmadığından, işsizlik
ödeneğinin geri istenmesinde, işçiden temerrüde
düşmediği takdirde faiz istenmesi de olanaksızdır
TÜRK
45
| MAKALE
METAL
İşsizlik Sigortasının amacı, ödenek verilme süresi ve ödeneğin kesilmesi
TÜRK
46
İŞSİZLİK Sigortası Kanununda,
işsizlik sigortasının amacının, “işsizlik riski ile karşılaşan sigortalı işsize
gelir güvencesi sağlamak, böylece işçinin ve ailesinin yaşam standardını
yeni bir iş buluncaya veya eski işine
dönene kadar korumak olduğu” belirtilmiştir.
Sigortalı işsizin tembelliğe itilmemesi, sürekli çalışma istek ve arzusunda olması hususları da dikkate alınarak, ödenecek işsizlik ödeneğinin miktarı ile süresi ülkemizin koşullarına uygun düşmese de Kanunda belirlenmiştir.
Günlük işsizlik ödeneğinin miktarı, sigortalı işsizin, son dört aylık prime esas kazançlarının
ortalamasına göre hesaplanan günlük kazancının %40’ıdır.
Ancak, bu şekilde hesaplanan günlük ödenek miktarı, onaltı yaşından büyük işçilere uygulanan günlük asgari ücretin
%80’ini aşmamaktadır. Ödenek süresi ise, son üç yıllık süredeki toplam prim ödeme gün sayısına göre tespit edilmiştir.
Son üç yıllık süre içinde toplam;
n 600 gün prim ödemiş olana 180 gün,
n 900 gün prim ödemiş olana 240 gün,
n 1080 gün prim ödemiş olana 300 gün
Süre ile ödenek verilmektedir.1
Kanunda, sigortalı işsizin gelir getirici bir işte çalışması veya mesleğine, eski işinin koşullarına, ücretine uygun bir
işi kabul etmemesi halinde işsizlik ödeneği kesilmesi de öngörülmüştür.2 İşsizlik ödeneğinin verilmemesini gerektiren yukarıdaki durumlardan birinin oluşmasına rağmen, İŞKUR tarafından işsizlik ödeneğinin verilmesine devam edildiği tespit
edilirse, Kurum bu süre için verdiği işsizlik ödeneğini geri almaktadır. Mahkeme tarafından, sigortalı işsizin, iş sözleşmesinin feshine ilişkin işlemin iptal edilerek, tekrar işine iade edilmesi, iş sözleşmesinin feshinden itibaren dört aylık süredeki
tüm ücret ve haklarını geri alması, işsizlik ödeneğinin kesilmesini gerektirmektedir.
İşe iadesine karar verilen işçiden işsizlik ödeneğinin tahsil edilmesi
İŞ sözleşmesinin sebepsiz yere feshedildiği savı ile mahkemeye başvuran işçinin, yargılama sonunda haklı bulunarak işe
iadesine karar verilmişse, işvereni tarafından işe başlatılsın ya
da başlatılmasın, İş Kanunu uyarınca dört aya kadar doğmuş
bulunan tüm ücret ve hakları kendisine ödenmektedir.3 Bu süreye ilişkin sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primleri de Sosyal
Güvenlik Kurumuna yatırılmaktadır.
Görülüyor ki, işe iadesine karar verilen işçi, boşta geçen en
çok dört aylık sürede gelir elde etmekte ve işsizliğin oluşturduğu risk de ortadan kalkmaktadır.
Her ne kadar işçinin işsizlik ödeneği almasında kendi kastı ya da kusurlu bir hareketi bulunmasa da, dört aylık süre için
gelir elde etmiş olduğundan, işsizlik ödeneği alma hakkı ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle İŞKUR’un işçiden, ödemiş olduğu işsizlik ödeneğini geri isteme hakkı doğmaktadır.
Bu nedenle İŞKUR, işe iadesine karar verilen işçiye ödediği işsizlik ödeneğini, işçinin sebepsiz yere iş sözleşmesini feshedip işsizlik ödeneği almasına neden olan işverenden değil,
ödemeyi yaptığı işçiden geri tahsil etmektedir.
Ancak işçinin, işsizlik ödeneği almasında herhangi bir hatası ya da kusuru bulunmadığından, işsizlik ödeneğinin geri istenmesinde, işçiden temerrüde düşmediği takdirde faiz istenmesi de olanaksızdır.
Nitekim, Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında, “İşsizlik öde-
neği, işsiz kalan işçiye verilir ve bu ödeneği almakta olan kimsenin gelir getirici bir işte çalışmaması gerekir. Gelir getirici
işte çalışma hali; işsizlik ödeneği yönünden hak düşürücü niteliktedir. Feshin geçersizliğine dair mahkeme kararının kesinleşmesine kadar işe başlatılsın veya başlatılmasın, işçiye çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklardan, iş kazaları ve meslek hastalıkları ile işsizlik sigortası dahil olmak üzere, tüm sigorta kollarına ait primlerin kesilmesi, primlerin işverence ödenmesi ve bu
sürelerin hizmetten sayılarak işçinin prim ödeme gün sayısına
dahil edilmesi gereklidir.
İşçinin boşta geçen ve çalışılmış gibi kabul edilen en çok
dört aylık süre içinde gelir elde ettiği, işsiz kalmanın sonuçlarının bu şekilde telafi edildiği gözetildiğinde, dört aylık süre için
ödenmiş olan işsizlik ödeneğinin İş Kurumuna iadesi gerekir.
Aksinin kabulü çifte ödemeye neden olacağı gibi, 4447 sayılı Kanunun işsizlerin gelir kayıplarını bir ölçüde de olsa giderme” amacına da aykırılık teşkil eder. “Sigortalı tarafından açılan işe iade davası sonucunda, işe iadeye karar verilip işe başlatılması halinde, çalışılmış olarak kabul edilen dört aylık süreye ilişkin kusurunun bulunmadığı gözetilerek, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olması gerektiği
ve icra inkar tazminatına da hükmolunamayacağı gözetilmelidir”4 hükmüne yer vermiştir.
MAKALE |
İşe iadesine karar verilen işçinin işsizlik ödeneğini geri ödeyeceği süre
etmemiştir. İradesi dışında işsiz kalma hali devam etmiştir.
İŞKUR, işe iadesine karar verilen işçi,
n dört aylık süre içende işe başlatılmış ise işe başlama tarihi kadar süre için,
n dört aylık sürenin dışında işe başlatılmış ise dört aylık
süre ile işe başlatıldığı tarihten sonraki süre için,
n işe başlatılmamış ise dört aylık süre için,
n ödediği işsizlik ödeneklerini geri isteme hakkına sahiptir.
n İşçinin temerrüde düşmediği taktirde, başka bir söyleyişle, geri istenilen işsizlik ödeneğini işçinin, süresi içinde ödediği taktirde, İŞKUR’un işçiden faiz isteme hakkı da bulunmamaktadır.
Bu durumdaki işçilerin bilmesi gereken diğer önemli bir
husus da, işsizlik ödeneği almaları gerekirken, işverenin kusuru yüzünden ödenek alamamışlar ise, işverenin aleyhine tazminat davası açarak, maddi kayıplarının giderilmesini isteme
hakkına sahip olduklarıdır.
METAL
İŞ Kanununda, işe iadesine karar verilen işçiye boşta geçen
süre için en çok dört aya kadar doğmuş olan ücret ve haklarının ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Ancak, İş mahkemelerindeki yoğunluk nedeni ile yargılama süresi dört ayı geçmekte, bazen bir yıldan daha uzun sürmektedir. Yargılama süresinin uzadığı bu gibi durumlarda,
işe iadesine karar verilen işçiden İŞKUR’un, işsizlik ödeneğini geri isterken yargılama süresini ve işçinin yeniden işe başlatılıp başlatılmadığını dikkate alması gerekir. İşe iadesine karar
verilen işçinin yargılama süresi dört aydan uzun sürmüş ise,
İŞKUR, işçinin boşta geçen süre için doğmuş ücret ve haklarının ödendiği dört aylık sürenin dışındaki ödenekleri geri isterken, işçinin işvereni tarafından işe başlatılıp başlatılmadığı,
işe başlatılmışsa işe başlama tarihini dikkate almak zorundadır.
Dört aylık sürenin dışında, işçinin çalışmadığı sürelerdeki
işsizlik ödeneğinin geri istenmesi, işsizlik sigortasının ilkelerine de ters düşecektir. Çünkü, sigortalı işsiz bu sürede gelir elde
TÜRK
47
Dipnot
1
4447 sayılı İSK. md. 50
4447 sayılı İSK. Md. 52
3
4857 sayılı İK. md.21
4
Y 10HD.05.04.2010 t., E.2009/10508, K.2010/4814
2
| HABER
Genel Sekreterimiz Yücel Yücel 2. Aile Kurultayı’nda konuştu
Güvendiğimiz dağ,
dayanışmamızdır!
METAL
Bu yılın Mayıs ayında, Didim Büyük
Anadolu Otel’de başlayan Türk Metal
Sendikası 2. Aile Kurultayı, Ramazan
nedeniyle verilen aranın ardından,
Eylül’de, 6. Grupla devam etti
TÜRK
48
A
ile Kurultayı’nın ikinci bölümünün
açılış konuşmasını, Genel Sekreterimiz Yücel Yücel yaptı. Konuşmasında Türk Metal Sendikasının büyük
bir aile olduğunu vurgulayan Yücel, “Bizim
güvendiğimiz dağ, dayanışmamızdır. Üyelerimizdir, eşleridir, çocuklarıdır. Bunun
için büyüğüz. Bunun için güçlüyüz. Birlikte olduğumuz sürece de, büyük ve güçlü
olarak kalacağız. Bundan kimsenin şüphesi
olmasın” dedi.
Genel Sekreterimiz Yücel, dayanışmanın ve birliğin önemini de vurguladığı konuşmasında, Türk Metal Sendikasınca başlatılan sosyal sendikacılık uygulamalarının,
dünya sendikacılığında yeni bir çağın başlangıcı olduğunu ifade etti. Yücel, “Sosyal Sendikacılık anlayışı, har vurup harman
savrulmadığı takdirde, sendikacılığı duraklama devrinden çıkacak ve yükselme devrine taşıyacaktır. Ne mutlu bize ki, bu çağı
başlatan Türklerdir; Türk Metaldir” dedi.
Genel Sekreterimiz Yücel, sık sık alkışlarla ve sloganlarla kesilen konuşmasında şöyle dedi:
“Metal işçilerinden almış olduğumuz
2 emanet var. Bunlardan birisi, bize verilmiş yetkilerdir… Bu yetkilerin geri dönüşü, metal işçilerine, onları insanca yaşama
koşullarından uzaklaştırmayacak sözleşmeler imzalamakla olur. İkinci emanet ise, aidatlardır. Aidatların geri dönüşü de, metal
işçilerine, eş ve çocuklarına sunduğumuz
sosyal, kültürel hizmet ve yatırımlarla olur.
Biz, emanetçiyiz. Emanete de asla ihanet
etmeyiz. Kadınlar bir toplumun güzelliği-
MAKALE |
5000 kişiye Aile Kurultayı ile eğitim ve
tatil imkanı sunan Türk Metal Sendikası, hizmetlerine devam edecek. Katılım
sertifikasını Genel sekreterimiz Yücel
Yücel’den alan üyelerimiz, hayatlarında
ilk defa böyle bir organizasyonda
bulunduklarını ifade ederken, Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak’a da bu düşünce ve proje için sonsuz teşekkürlerini ilettiler.
METAL
Aile Kurultayının eğitim programlarında, Yeniyüzyıl Üniversitesi Öğretim
Görevlisi, Prof. Dr. Yaşar Hacı Salihoğlu, Eğitim Uzmanımız Bahri Topçu ve
Aile İçi İlişkiler Uzmanı Sultan Erkoç’un verdiği dersler, ilgiyle izlendi.
49
TÜRK
dir, çağdaşlık kriteridir diyoruz. Çağdaş
toplum için temel şart, çağdaş kadın diyoruz. Bizim hedefimiz çağdaş ve demokratik Bir Türkiye’dir. Bizim çabamız, çağdaşlığın ve demokrasinin hakim
olduğu bir yapıda, çalışanların refah ve
huzur içinde yaşamasıdır.
Konuşmasında, Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak’ın selamlarını ve mesajlarını da ileten Genel Sekreterimiz Yücel
Yücel, “üyelerimizle birlikte onlarla aynı
hedef, duygu ve inançla birlikte böylesine güzel Bir Türk Metal Tesisi’nde bulunmaktan büyük huzur ve mutluluk
duyduğunu” sözlerine ekledi.
Türk Metal 2. Aile Kurultayı’nın
6. Grubuna, Kayseri, Ankara, Kırıkkale ve Çankırı şubelerinden gelen üyelerimiz katıldı. Kurultaya katılan üyelerimiz, verilen eğitimlerden ve boş zamanlarında otelin imkânlarını kullanmaktan
çok memnun olduklarını ifade ederken,
Türk Metal’e de teşekkür etmeyi unutmadılar. Sosyal sendikacılık anlayışının gereği olarak bu zamana kadar üyelerimiz ve ailelerinden oluşan yaklaşık
EKONOMİ
MERvE ÖZKAN
[email protected]
Türkiye ve dünyaya ait
METAL
YOKSuLLuK
GERÇEKLERİ
TÜRK
50
TUİK’in yapmış olduğu Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması
2010 verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı %16,9’dur.
En yüksek gelire sahip gruptakilerin toplam gelirden aldığı
pay %46,7 iken, en düşük gelire sahip gruptakilerin toplam
gelirden aldığı pay %5,8’dir. İlk %20’lik grubun toplam
gelirden aldığı pay, son grubun aldığı payın 8 katıdır
METAL
bir sosyal bilim dalıdır. (İktisat) Kıt kaynakların etkin bir biçimde kullanılmasını amaçlar.
Gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkeler, bu ekonomik sorun için çözüm yolları aramaktadır. Gelir dağılımı, bir ülkede üretilen toplam mal ve hizmet gelirlerinin,
o ülkedeki bütün nüfusa pay edilmesidir. Özellikle az gelişmiş ülkelerde, yoksulluk ile zengin - fakir arasındaki uçurum gün geçtikçe artmaktadır. Gelir dağılımındaki bu adaletsizlik, ekonomik boyuttan çıkıp sosyal bir boyuta geçmiştir. Bu sosyo-kültürel farklılıklar toplumlarda uyuşmazlıklara yol açmakta, eğitimden sağlığa, her konuda eşitsizliğe sebep olmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yapmış olduğu gelir ve yaşam koşulları araştırması, gelir dağılımını, yoksulluk sınırının altında yaşayan kişi sayısını, nüfusun yaşam
koşulları göstergesini, hane halkının ortalama yıllık gelirini
göstermeyi amaçlıyor.
Araştırma, 2011 yılı nüfusu itibariyle, nüfusu %20’lik
kesimler halinde 5 gruba ayırıyor. Gelir dağılımı hesaplanırken, en üstteki %20’lik kesim en zengin, en alttaki %20’lik
kesim en fakir kısmı oluşturuyor. Aşağıya indikçe gelir seviyesi düşüyor. Buna göre, en yüksek gelire sahip gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %46,7 iken, en düşük gelire
51
TÜRK
G
eçtiğimiz ay ülkemizin en önemli sanatçılarından
biri olan Neşet Ertaş’ı kaybettik. Vefatından sonra
birçok gazete, haber ve köşe yazısında onunla ilgili mülakatlar yayınlandı. Mülakatlarından birisinde şöyle diyordu Neşet Ertaş: “Biz doğduğumuzdan beri yoksulduk.
Varlığını görmedik ki yoksulluktan şikayet edelim” (Hürriyet–Doğan Hızlan-30.09.2012) Bundan 60-70 yıl önce, sanatçının yoksulluğu yaşadığı dönemde, yoksullarla zenginler genelde aynı ortamı paylaşmıyorlardı. Günümüz dünyası yoksullar ile varlıklıların aynı caddeyi, şehri, denizi, havayı
paylaştığı bir dünya. Yoksullar ve varlıklılar her gün her an
karşı karşıyalar. Yüz yüze görerek, ya da medya yoluyla izleyerek. Bu dünyada, yoksullar artık çok daha fazla zenginlerin hayatlarına şahit oluyor ve bu durum yoksulluğun getirdiği olumsuzlukları katlayarak artırıyor. O yüzden, gelir dağılımı meselesini ciddiye almamız gerekiyor.
Eşitsizlik tüm dünyayı kapsayan önemli bir sorun. Etkin
olmayan gelir dağılımı, adaletsizlik, gelişmiş ve gelişmekte
olan bütün ülkelerde farklı derecelerde gözlemleniyor. Gelir
dağılımının adil hale gelmesi, iktisat politikalarının en temel
amaçlarının başında gelir. İktisat, mal ve hizmetlerin üretimini, bölüşümünü ve tüketimini inceleyen, ne üretmeli, nasıl üretmeli ve kimler için üretmeli sorularına yanıt arayan
METAL
| EKONOMİ
TÜRK
52
sahip gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay %5,8’dir. İlk %20’lik grubun
toplam gelirden aldığı pay, son grubun
aldığı payın 8 katıdır.
Gelir dağılımı adaletsizliğinin yanı
sıra, ülkemizde yoksulluk da önemli bir boyuttadır. Türkiye’de satın alma
gücü paritesine göre, kişi başı 2,15 dolar ve 4,3 dolar sınırına göre yoksulluk
oranları hesaplanmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK)’nun son olarak yayınlamış olduğu 2010 Yoksulluk
Çalışması sonuçlarına göre, nüfusumuzun %3,66’sı, yaklaşık 2.6 milyon kişi,
günlük 4,3 dolar sınırının altında bulunmaktadır. Yapılan araştırmaya göre,
kırsal yerlerde yaşayanların yoksulluk
oranı kentsel yerlerde yaşayanlara oranla daha fazladır. Kırsal kesim yoksulluk
oranı %9,61 iken, kentsel kesimde bu
oran %8,4’tür.
TUİK’in yapmış olduğu Gelir ve
Yaşam Koşulları Araştırması 2010 verilerine göre, Türkiye’de yoksulluk oranı
%16,9’dur. Bu oran, eşdeğer hane halkı kullanılabilir medyan gelire göre hesaplanmaktadır. Kişi başı ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri 9.735’dir.1 Ülke genelinde en düşük
kişi başı gelirden, en yüksek gelire sıralamada en ortada yer alan (%50’lik kısım) gelir rakamı ‘medyan’ gelir olarak
kabul ediliyor. Avrupa Birliği medyan
geliri %60’lık baz alıyor ve Avrupa Birliği ölçütlerine göre 16,9 milyon yoksulumuz bulunmaktadır.
Nüfusun yaşam koşulları
Kurumsal olmayan nüfusun,
n %59,6’sı kendilerine ait konutta
oturmaktadır.
n %41,6’sının konutunda “sızdıran
çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere
çerçevesi vb.” sorunlar söz konusudur.
n %41,7’sinin oturduğu konutta
“izolasyondan dolayı ısınma sorunu”
yaşanmaktadır.
n %61,8’inin hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunmakta, bu
borç ödemeleri, %26,2’sinin hanesine
çok yük getirmektedir.
n %86,5’i “evden uzakta bir haftalık tatili”, %67,6’sı “beklenmedik harcamalarını” ve %80,3’ü “yıpranmış ve
eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını” ekonomik nedenlerle karşılayamamaktadır.
Mülakatlarından birisinde
şöyle diyordu Neşet Ertaş:
“Biz doğduğumuzdan
beri yoksulduk. Varlığını
görmedik ki yoksulluktan
şikâyet edelim” (Hürriyet–
Doğan Hızlan-30.09.2012)
Bundan 60-70 yıl önce,
sanatçının yoksulluğu
yaşadığı dönemde,
yoksullarla zenginler
genelde aynı ortamı
paylaşmıyorlardı
Günümüz dünyası,
yoksullar ile varlıklıların
aynı caddeyi, şehri, denizi,
havayı paylaştığı bir dünya
Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4
tanesini karşılayamama ya da mahrum
olma durumu olarak tanımlanan “maddi yoksunluk” oranı 2009 yılında %63,
2010 yılında %66,6 iken 2011 yılında
%60,4 olarak hesaplanmıştır.
Ülkemiz için durum böyleyken,
dünyada da durum farklı değildir. Gün
geçtikçe zorlaşan yaşam koşulları, insanları gerek fiziksel (yoksulluk, açlık,
sağlık sorunu vb.) gerekse ruhsal yönden olumsuz etkilemektedir. Dünya genelinde değerlendirecek olursak,
n Dünyanın en zengin %1’lik nüfusunun elde ettiği toplam gelir, en alttaki %57’lik nüfusun gelirine eşittir.
n 1960 yılında dünya nüfusunun
en zengin %20’lik bölümü, en fakir
%20’lik bölümünden 30 kat fazla gelir
elde ederken, günümüzde bu fark yaklaşık 90 kata yükselmiştir.
n Dünya nüfusunun yarısından fazlası, günde 2-3 dolarlık gelirin altında
bir gelirle yaşamaya çalışmaktadır.
n Birleşmiş Milletler Raportörü’nün
raporuna göre, bir dakikada beş yaşın
altında 12 çocuk açlık ya da kötü beslenme yüzünden ölüyor.
n Dünyadaki aç insan sayısı her yıl
ortalama 2 milyon kişi artıyor.
n Temel besinlerin, vitamin ve minerallerin yeterli alınamaması biçimindeki yetersiz beslenme (buna gizli açlık da denebilir) 3 milyara yakın insanı etkiliyor.
n Güvenli su tüketim olanağı bulamayan insan sayısı 1,2 milyar.
n Sağlık hizmetinden yararlanamayan insan sayısı 1 milyardan fazla.
n Beklenen ortalama yaşam süresi dünyada Japonya, Avustralya, Norveç gibi gelişmiş ülkelerde 80‘in üzerindeyken, Somali, Afganistan gibi gelişmemiş ülkelerde 48’dir.
n Her yıl 300.000 kadın sağlıksız
hamilelik ve doğum nedeniyle yaşamını yitiriyor.
n Dünyada yaklaşık 400 milyon çocuk çalıştırılırken, bunun yaklaşık yarısı ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaktadır.
Her ne kadar tablo bu kadar net,
çarpıcı ve acı olsa da, ülkemizin ve dünyamızın bu tabloya ilgilerini çekmek
durumundayız. Belirli bir kesimin refah içinde yaşadığı, diğerlerinin ise sahip oldukları yaşamın standartlarını
yükseltebilmek için büyük bir mücadele verdiği ortada… Eğer bizler duyarsız kalırsak, bu olumsuz tablonun iyileştirilmesi adına gelecek nesiller için
durumu zorlaştırmış oluruz. Örneğin,
dünyanın karşı karşıya bulunduğu açlık
sorunuyla baş edebilmek için 13 milyar dolarlık bir bütçenin yeterli olacağı araştırmalarla belirlenmiştir. Bu para
ABD ve AB gibi gelişmiş ülkelerde her
yıl insanların parfüme harcadıkları paranın altındadır.
DİPNOT VE KAYNAKÇA
1- URAS,G.(2012).Yoksulluğun Farklı
Tanımları Var
n İKTİSAT:http://www.deu.edu.tr/
DEUWeb/Icerik/Icerik.php?KOD=12525
METAL
EMEKÇİNİN NOT DEFTERİ |
n Dayanışma Grevi: Bir işletmede greve çıkan işçileri des-
tü’nün (ILO) Genel Direktörü Juan Somavia’nın 1999 yılında
gündeme getirdiği, üretken istihdamın sağlanması ve yoksulluğun azaltılmasını hedefleyen, işçilerin doğal haklarının teslim edilmesi anlayışı ile gelişen kavram.
n endüstri ilişkileri: Üretimin yapıldığı her yerde oluşan,
ekonomik ve sosyal koşullara bağlı olarak değişen nitelikte olmakla birlikte, işçiler ile işverenler arasında yürütülen ve odağında ücret pazarlığı olan kurumsallaşmış ilişkiler bütünü.
n toplu iş sözleşmesi: İş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve
sona ermesi ile ilgili hususları düzenlemek üzere, işçi sendikası ile
işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan, yazılı ve en çok üç yıl süreli sözleşme. Toplu iş sözleşmesi,
tarafların karşılıklı hak ve borçlarını, uyuşmazlıkların çözümü için
başvurulacak yolları düzenleyen hükümler de içerebilir.
n toplu iş sözleşmesi Başlama süresi: Toplu görüşme
çağrısının karşı tarafa tebliğ tarihinden itibaren başlayan otuz
günlük süre.
n toplu iş sözleşmesi Hakkı: İşçilerin ve işverenlerin, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip
olmaları durumu.
n Barışçı yol: Toplu iş uyuşmazlıklarında grev-lokavt aşamasına gelinceye kadar, uzlaşmak için tarafların denedikleri bütün yol ve usuller.
n açlık Grevi: Çalışanların barışçı çözüm yollarının tükendiğine inandıkları durumlarda, kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla, işyerinde veya seçilen başka bir yerde aç kalarak oturmaları.
Açlık grevi süresiz olursa, ölüm orucu olarak tanımlanmaktadır.
teklemek için, başka işletmelerdeki işçiler tarafından başlatılan
grev.
n Geçici Grev-lokavt yasakları: Savaş halinde, genel veya
kısmi seferberlik süresince grev ve lokavt yapılamaması durumu.
Yangın, su baskını, toprak kayması, çığ veya depremlerin sebebiyet verdiği ve genel hayatı felce uğratan felaket hallerinde Bakanlar Kurulu, bu hallerin vuku bulduğu yerlere inhisar etmek ve bu
hallerin devamı süresince yürürlükte kalmak üzere, gerekli gördüğü işyerleri veya işkollarında grev ve lokavtın yasak edildiğine
dair karar alabilir. Başladığı yolculuğu yurt içindeki varış mahallerinde bitirmemiş deniz, hava ve kara ulaştırma araçlarında grev
ve lokavt yapılamaz.
n kanun Dışı Grev ve lokavtın sonuçları: Kanun dışı
grev yapılması halinde, işverenin, böyle bir grevin yapılması kararına katılan, böyle bir grevin yapılmasını teşvik eden, böyle bir
greve katılan veya böyle greve katılmaya veyahut devama teşvik
eden işçilerin hizmet akitlerini, feshin ihbarına lüzum olmadan ve
herhangi bir tazminat ödemeye mecbur bulunmaksızın feshedilebilmesi. Kanun dışı bir grev yapılması halinde, bu grev veya bu
grevin yönetimi ve yürütümü yüzünden işverenin uğradığı zararlar, greve karar veren işçi sendikası veya kanun dışı grev herhangi
bir işçi kuruluşunca kararlaştırılmaksızın yapımlaşsa, bu greve katılan işçiler tarafından karşılanır. Kanun dışı lokavt yapılması halinde işçiler, böyle bir lokavtı yapan işverenle olan hizmet akitlerini, feshin ihbarına lüzum olmaksızın haklı sebeple feshedebilir
ve her türlü haklarını talep edebilirler. İşveren, bu işçilerin lokavt
süresine ait hizmet akdinden doğan bütün haklarını bir iş karşılığı
olmaksızın ödemeye ve uğradıkları zararları tazmine mecburdur.
Terimlerin tanımları, www.alomaliye.com sitesi ve naci Önsal’ın Türk-İş
yayınlarından çıkan “endüstriyel İlişkiler Sözlüğü” adlı kitabından alınmıştır.
53
TÜRK
n insan Onuruna yakışır iş: Uluslararası Çalışma Örgü-
METAL
| BİZİM FABRİKALARIMIZ
TÜRK
54
Baymak,
logosundaki sincap
figürüyle çevre
dostu üretim
süreçlerinde
Türkiye’de lider,
dünya pazarında
ise en güçlü
şirketler arasında
sektöründe ilk
sıralarda yer
almaktadır
BİZİM FABRİKALARIMIZ |
1
990 yılı Ocak ayında Baymak işyerinde fabrika müdürü olarak
göreve başlayan Dr. Murat Akdoğan, Mayıs ayı sonunda üst yönetime
bir rapor sunar. Raporda, Baymak için
yaklaşan tehlikeye dikkat çekilmektedir. Ancak şirket yöneticileri, Baymak’ın
zirvede görünüyor olması nedeniyle, 26
yaşındaki genç çalışan Akdoğan’ın durum tespitini içeren raporunu dikkate
almaz. Bunun sonucu, şirket için konkordato sürecinin başlamasıdır. Murat Akdoğan, bu noktada, tüm üst düzey yöneticiler gibi, gitmekle kalmak
arasında bir yol ayrımına gelmiştir. Bırakıp gitmek veya gençliğin, kendine güvenin, inancın, azmin getirdiği gözüpeklikle, Baymak’ı, bir Anka Kuşu gibi küllerinden doğurarak, eskisinden de güçlü
bir şekilde yeniden yaratmak. Akdoğan
ikinci yolu seçmiştir…
Baymak’In yeniden yaratılması sürecinde, Sistem Pazarlama adıyla yeni bir şirket kurulur ve Baymak’ın
yaklaşık 20 milyon dolar hacmindeki borçlarının tamamı
böylelikle ödenir. Murat Akdoğan, Baymak’ın %20 hissesini devralır. Birçoklarına göre mucizevî görünen bu süreç, Türkiye pazarına girmek isteyen çok uluslu kuruluşların da dikkatini çeker ve ilk olarak, 1998 yılında bir Alman şirketi Baymak’ın hisselerine talip olur. Dr. Murat
Akdoğan’ın Genel Müdürlük görevinde kalması şart koşularak Baymak’ın %85 hissesini alan Wolf Grup, Türk ısı
sektörüne kendi organizasyonu ile girmiş olur. Baymak,
bu süreçte, yabancı kuruluşlar için cazibesini
artırarak sürdürür. Wolf’un bağlı bulunduğu holding de,
dünya pazarlarındaki stratejilerini ilgilendiren bir değişim
kararı ile satılmış ve bu durum Baymak için teklif veren
kuruluşlardan İngiliz Baxi grubunu harekete geçirmiştir.
Baxi, yıllardır çalışılan, Baymak’ı yakından tanıyan bir kuruluş olarak, Baymak’ın Alman şirketi bünyesindeki %85
hissesini Baymak ile birlikte satın alır. Bugün, Dr. Murat
Akdoğan’ın %50 hisseyle ortağı olduğu ve Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Baymak, logosundaki sincap figürüyle, çevre dostu üretim süreçlerinde Türkiye’de lider,
dünya pazarında ise sektöründe en güçlü şirketler arasında
ilk sıralarda yer almaktadır.
55
TÜRK
Baymak, kurum yapısı gereği takım çalışması ilkesini, başarının
önemli parçası olarak benimsiyor. Baymak’ın insan kaynakları
ilkeleri, çalışanlarına kendilerini geliştirmeleri yönünde fırsatlar
sunuyor. Bu doğrultuda diğer ilkelerini ise girişimciliğin ve
verimliliğin desteklenmesi, çalışanlara eşit imkânlar sağlanması,
bireysel değerlere saygı gösterilmesi, düzenli bir çalışma
ortamında memnuniyet içinde çalışılması olarak sıralıyorlar
METAL
ÇEvRE DOSTu SİNcAP
| BİZİM FABRİKALARIMIZ
Büyümede süreklilik
METAL
Baymak A.ş, 2004 yılından bu yana, ihracatta çok hızlı bir
büyüme göstermektedir. özellikle 2007-2012 yılları arasında
yaptığı yatırımlarla bu büyüme süreklilik kazanmıştır.
TÜRK
56
n 2007 - Baxi Fransa ve Baxi
Danimarka kazan üretim hatlarının
Baymak’a taşınması (Üretim kapasitesi ( 30.000 adet /yıl )
n 2008 - Kombi üretim hattının
kurulması (Üretim kapasitesi 150.000
adet/yıl)
n 2009 - Dünyanın en modern ve
son teknolojisine sahip lazer kaynaklı güneş kolektörü üretim hattının kurulması
(Üretim kapasitesi 375.000 m2/yıl)
n 2010 - Avrupa’nın en modern
ve son teknolojisine sahip emayeli sıcak su tankları üretim hattının kurulması (Üretim kapasitesi 175.000 adet/
yıl )
n 2011-2012 - Kombi üretim hattının büyütülerek, üretim kapasitesinin
400.000 adedin üzerine çıkarılması…
Tüm bu yatırımlar, dünyadaki büyük ölçekli şirketlerin de dikkatini çekmiş, Almanya, Fransa, Danimarka, Avustralya,
Yeni Zelanda, Kore gibi
birçok ülkenin önde gelen firmaları, üretimlerini Baymak’a kaydırarak, Baymak’ın uzman
Ar&Ge mühendisleri önderliğinde yeni ürün tasarımları geliştirmeye başlamıştır. Baymak A.Ş. bahsedilen tüm bu yatırımlar sonucu, ihracatını %50, toplam cirosunu ise %25 arttırmayı hedeflemiştir.
Baymak Avrupa’nın en büyük çelik
kazan ve kat kaloriferi üreticisi konumunda bulunmaktadır. Baymak’ın bu
konumu temel olarak iki faktöre bağlıdır. İlki, pazara sunulan, oldukça geniş
yelpazedeki ürün çeşitliliği, diğeri ise,
pazardaki müşterilerine sayısız noktada ulaşılmasını sağlayan güçlü dağıtım
ağı. Güncel yatırımlardan birisi de duvar tipi yoğuşmalı kazan ürün grubunda Lectus serisi kazanlar. Bu ürün Baymak tesislerinde üretilmeye başlamıştır. En son gelişmelerden biri de, kazan
üretiminde kullanılan kaynak proseslerinin mükemmeliyetini azami seviyeye getirmek için, kaynak hatlarına yönelik ilave yatırım.
Baymak 2014 yılı
ile birlikte, enerji
verimliliğini ve
tasarrufunu ön planda tutan lider bir
marka olarak, sadece yoğuşmalı kombi üreticisi olmayı hedefliyor.
Baymak, sektöründe en geniş ürün
gamına sahip şirket. Temel olarak dört
ana ürün gamı sıralanırsa, ısıtma sistemleri, su ve su basınçlandırma sistemleri, yenilenebilir enerji kaynakları
ve beyaz eşya ürünleri şeklinde gruplandırılabilir. Isıtma sistemlerinde bireysel tüketicilere yönelik kombilerden,
en geniş çaplı alanlara kurulan merkezi sistem kazanlara kadar çok geniş bir
platformda üretim gerçekleştiriliyor.
Kazan üretiminde ise, Avrupa’nın ikinci en büyük çelik kazan fabrikası durumunda. Duvar tipi yoğuşmalı kazanlar, iki geçişli kazanlar, üç
geçişli kazanlar, üç geçişli düşük sıcaklık kazanlarıyla, kazanlarla birlikte kullanılan brülörler, sirkülasyon pompaları, otomasyon cihazları, genleşme tankları ve sıcak su boylerleriyle birlikte,
bir kazan dairesi için gerekli tüm ekipmanları tüketicilere sunuyor. Baymak, 2012
yılı ile birlikte, tüm bu ürün gamına ilaveten, ısı pay ölçer sistemleri, bina giriş ısı istasyonlarında
da ısıtma sektörüne yenilik
katmayı sürdürülüyor.
BAYMAK’TAN MESLEKİ EĞİTİM
meslek edindirme konusunda Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Baymak, Baymak A.Ş Kaynak Okulu ile mesleki eğitim kurslarına öncelik veriyor. Bu kurslarla geleceğin teminatı olarak görülen gençleri, bilgi, beceri, davranış bakımından geliştirerek hayata hazırlamayı
hedefliyor. İşkur’la birlikte 2006 yılından bu yana yapılan mesleki eğitimlerle, 11 dönemde toplam 129
mezun vermiş, kaynak, montaj ve
elektro statik tozboya kurslarında eğitim görerek başarılı olan 129
kişi Baymak tarafından istihdam
edilmiştir. Mesleki eğitimlerine hız
kesmeden devam eden ve mesleki eğitim süreçlerini sosyal sorumluluk bilinciyle yürüten Baymak A.Ş, İşkur’la
birlikte Isıtma & Soğutma Bakım &
Onarım Teknisyenliği, Gaz altı Kaynakçılığı ve Makine Montaj alanlarında 70 kişilik yeni eğitim kurslarını faaliyete geçirmiştir.
BİZİM FABRİKALARIMIZ |
ENDER ÇOLAK / BAYMAK A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ
PAHALI ENERJİYE
KARŞI BAYMAK
“Enerji verimliliğini ön planda tutarak gerçekleştirdiğimiz
ürünlerimizi iç ve dış pazarda kaliteden ödün
vermeksizin tüketicilere sunuyoruz. Yoğuşmalı
Kombi’nin Lideri olarak ‘Pahalı Enerjiye Karşı
Baymak’ sloganımızla Türkiye’de enerji tasarrufu
bilincinin yerleşmesi için çalışıyoruz”
METAL
“enerji verimliliğini ön planda tutarak gerçekleştirdiğimiz üretimlerimizi iç ve dış pazarda kaliteden
ödün vermeksizin tüketicilere sunuyoruz. Yoğuşmalı Kombi’nin lideri olarak ‘Pahalı Enerjiye Karşı Baymak’ sloganımızla, Türkiye’de enerji tasarrufu bilincinin yerleşmesi için çalışıyoruz. Tüm üretim süreçlerimiz dahilinde de, bu iddiamızı kanıtlamış oluyoruz.
Temmuz ayında İstanbul Sanayi Odası tarafından
açıklanan “2011 Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” veri sıralamasında Baymak, 2010 yılından bu
yana 72 basamak yükselerek, 243. sıraya çıktı. Ekonomideki yükselişini hız kesmeden sürdüren Baymak
A.Ş, Haziran ayında 2011yılının ihracat artış rekorunu da kırarak, ödüle layık görüldü. Ayrıca, tüketici anketlerinden çıkan sonuçlara göre Baymak markası akıllara ilk olarak ‘güven’ olgusunu yerleştirmiş durumda. Baymak, 70 ülkeye uzanan geniş ihracat alanıyla dünya üretiminde önemli başarılara imza atmaya devam edecek. İleri
teknoloji ve kaliteden ödün vermeyen marka anlayışıyla,
yenilenebilir enerji alanında güneş pili ve güneş panelleri üretimini de sürdüren Baymak, sektörde Avrupa’nın
en modern tesislerine sahip kuruluşu olarak lider konumunu koruyor.”
TÜRK
57
Başarının en önemli
parçası, takım çalışması
Baymak, kurum yapısı gereği, takım çalışması ilkesini, başarının önemli parçası olarak benimsiyor.
Baymak’ın insan kaynakları ilkeleri, çalışanlarına kendilerini geliştirmeleri yönünde fırsatlar sunuyor. Bu doğrultuda diğer ilkeler ise, girişimciliğin ve verimliliğin desteklenmesi, çalışanlara eşit
imkânlar sağlanması, bireysel değerlere
saygı gösterilmesi, düzenli bir çalışma
ortamında memnuniyet içinde çalışılması olarak sıralanıyor.
Bu çizgide hızlı ilerleyen Baymak,
yürüttüğü çalışmalarla misyonunu taze
tutuyor. Baymak’ın, üniversite öğrencilerine yönelik uygulamasıyla öğrenciler,
okurken iş hayatına atılma imkânı buluyor. Uygulamaya dahil olan öğrenciler,
büyük yapı marketlerde Baymak ürünleri hakkında bilgi sahibi olarak çalışıyorlar. Ders saatlerinin gerektirdiği şekilde part-time çalışarak, maaş, prim,
sigorta, yol ve yemek imkanları kazanan öğrenciler, bu sayede kariyerlerine
okurken yön verip, kendilerini ölçebiliyor ve ileride Baymak bünyesinde çalışma imkânı bulabiliyorlar.
TÜRK METAL/MESS
ORTAK EĞİTİM PROJESİ
2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de
gerçekleştirilen eğitimlere katılan işçi sayımız:
6 4 3 0
Türk Metal-MESS Ortak
Eğitim Projesi devam ediyor
23 Ağustos-22 Eylül tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu
Otel’de yapılan eşli eğitimlere 1109 kişi katıldı.
METAL
Gebze 1-Dilovası-Çayırova Şubeleri
TÜRK
58
Gebze 1, Dilovası, Çayırova şubelerinden 156 üyemiz ve eşi, 23-25 Ağustos tarihlerinde Eşli Eğitim Programına
katıldı. Eğitim Programının açılışı Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı.
Bursa 3-Osmangazi-Gemlik Şubeleri
Bursa 3, Osmangazi, Gemlik şubelerinden 138 üyemizin katıldığı Eşli Eğitim Programı, 27-29 Ağustos’ta yapıldı.
MKE Grubu
MKE çalışanı 40 üyemizin eşi ile birlikte katıldığı eğitim programı 31 Ağustos-2 Eylül tarihlerinde yapıldı.
TÜRK METAL/MESS
ORTAK EĞİTİM PROJESİ
Çerkezköy şubemizden 168
üyemizin katıldığı Eşli Eğitim
Programı, 3 - 5 Eylül tarihleri
arasında yapıldı. Eşli eğitim
programının açılışı, Genel Başkan
Yardımcımız Muharrem Aslıyüce
tarafından gerçekleştirildi. Genel
Başkan Yardımcımız Süleyman
Yıldırım da Gala Gecesine
katılarak üyelerimizle birlikte
oldu ve plaketlerini sundu.
59
TÜRK
İzmir 1 - İzmir 2 - Manisa 1 Şubeleri
METAL
Çerkezköy Şubesi
İzmir 1, İzmir 2, Manisa 1 şubelerinden 134 üyemizin katıldığı Eşli Eğitim Programı 6 - 8 Eylül tarihleri arasında
gerçekleştirildi. Programın açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı. Genel Başkan
Yardımcımız Süleyman Yıldırım da Gala Gecesine katılarak, üyelerimize katılımlarından dolayı plaketlerini sundu.
Ereğli Şubesi
Ereğli Şubemizden 180 üyemizin katıldığı Eşli Eğitim Programı 10-12 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Eşli Eğitim Programının açılışı, Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı.
TÜRK METAL/MESS
ORTAK EĞİTİM PROJESİ
İstanbul 1 - İstanbul Anadolu Yakası Şubeleri
İstanbul, İstanbul 1, İstanbul Anadolu Yakası Şubelerinden 148 üyemize, 13-15 Eylül tarihleri arasında Eşli Eğitim Programı
verildi. Programının açılışı Genel Başkan Yardımcılarımız Muharrem Aslıyüce ve Süleyman Yıldırım tarafından yapıldı.
METAL
Bursa Nilüfer - Biga 1 şubeleri
TÜRK
60
Bursa Nilüfer Biga 1 şubelerinden 72 üyemiz eşleri ile birlikte, 20-22 Eylül tarihlerinde Eşli Eğitim Programına
katıldı. Eğitim programının açılışı Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı.
Ankara, Aksaray, Kayseri, İskenderun şubeleri
Ankara, Aksaray, Kayseri, İskenderun
şubelerinden 73 üyemiz eşleriyle birlikte
17-19 Eylül tarihlerinde Eşli Eğitim
Programına katıldı. Eğitim programının
açılışı, Genel Başkan Yardımcımız
Muharrem Aslıyüce tarafından yapıldı.
Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı müzeleri gezildi
Açılış programlarının tümünde, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın üyelerimize yönelik anlamlı
mesajlarını içeren film, büyük bir dikkat ve ilgi ile izlendi. Ayrıca, ülkemizde ve dünyada işçi hakları
ve sendikal mücadele konularına ilişkin hususların da değerlendirildiği açılış programları, üyelerimiz
tarafından ilgiyle takip edilerek, soru ve yorumlarla aktif katkı sağlandı. Sosyal etkinlikler açısından da
verimli geçen programların ardından Anıtkabir ve Kurtuluş Savaşı Müzesi gezileri de yapıldı.
HABER |
Matay’da 25. yıl kutlaması
METAL
oRhan Holding bünyesinde bulunan
Matay Otomotiv’in 25. yılı, 8 Eylül’de düzenlenen bir yemekle kutlandı. Yemeğe, Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer, Şube
Başkanımız Zafer Öztürk ile şube yöneticilerimiz de katıldı. Etkinlikte ilk olarak, Matay’ın
tarihçesini ve gelişimini anlatan bir slayt gösterisi gerçekleştirildi. Genel Başkan Yardımcımız Gezer kutlama yemeğinde yaptığı konuşmada, işkolundaki fabrikaların başarılı olmasının kendilerini sevindirdiğini belirterek, “Bu
nedenle, biz nasıl işyerlerimizin başarıları ile
övünüyorsak, aynı şekilde, işverenlerimiz de
çalışanların sahip oldukları yaşam standartları
ile övünmeli, gurur duymalıdır” dedi. Yemekte, Orhan Holding Yönetim Kurulu Onursal
Başkanı İbrahim Orhan ve Fabrika Müdürü
Bekir Girgin de birer konuşma yaptı.
TÜRK
61
Şube Başkanlarımıza Geçmiş Olsun
Manisa 1 Nolu Şube Başkanımız
Hüseyin Özben ile İzmir 2 Nolu Şube
Başkanımız Hayrettin Çakmak,
Bursa 1 Nolu Şubemizin Birinci
Olağan Genel Kuruluna katılmak
üzere İzmir’den Bursa’ya giderken,
Balıkesir yakınlarında trafik kazası
geçirdi. Hayrettin Çakmak kazayı
küçük sıyrıklarla atlatırken, Hüseyin
Özben’in ameliyata alınması ve
sonrasında günlerce yoğun bakımda
kalması, teşkilatımızı ve sevenlerini
çok üzdü. Şube Başkanlarımıza
bir kez daha geçmiş olsun diyor,
Hüseyin Özben’i en kısa sürede
tekrar aramızda görmek istediğimizi
belirtiyoruz.
Türk MeTAl AileSi
KİTAP
ediTör: ASLI BAŞARAN
ENDÜSTRİ
İLİŞKİLERİ
SÖZLÜĞÜ-2
Yazar: Dr. Naci Önsal
Yayınevi: Türk-İş Yayınları
METAL
ÇalIşma yaşamında duyulan bir ihtiyacın
karşılanmasına yönelik önemli adım yine Türkİş tarafından atıldı. Türk-İş Genel Sekreter
Yardımcısı Dr. Naci Önsal tarafından kaleme
alınan Endüstri İlişkileri Sözlüğü’nün ikinci kitabı
da yayımlandı. Kitabın ikinci cildinde, Borçlar,
Ticaret ve Medeni Kanunların ilgili bölümleri ile
Deniz İş Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikalar
Kanunu, ilgili tüzük ve yönetmelikler, Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,
ayrıca iktisat, maliye, işletme, sosyoloji, çalışma
sosyolojisi, sosyal psikoloji, insan kaynakları
literatürü taranmış.
TÜRK
62
ERKEN
KAYBEDENLER
Yazar: Emrah Serbes
Yayınevi: İletişim Yayınları
Sayfa Sayısı: 143
ankara polisiyeleriyle tanınan, Behzat
Ç dizisinin senaristi Emrah Serbes, bu kez,
edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka
konuya el atıyor. Erkek çocukların enerjik,
hüzünlü, karmaşık dünyasına taşıyor bizi.
Baba çalışıyor, anne ev hanımı. İşçiler,
yoksullar, teyzeler, ağabeyler... Kıskanç,
gururlu, saf ergenler... Emrah Serbes, çabuk
öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış
erkek çocukları konuşturuyor... Kederli,
insana dokunan komik hikâyeler bunlar...
Taşrada ve kâinatta yapayalnız kalmış erkek
çocukların hikâyesi... Erken Kaybedenler...
Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...
KANUNSUZLAR
Hangimiz kovboy filmleri izlemedik
ki? Özellikle pazar sabahları televizyonda
yayınlananları… Kanunsuzlar filmi, kadrosuyla,
gerçek yaşanmış hikayesiyle, size unutulmayacak
bir western keyfi yaşatacak. Film, kaçakçılıkla
nam salmış, kötü şöhretli Bondurant kardeşlerin
gerçek hikayesini anlatıyor. Filmin odağında,
‘Büyük Buhran’ döneminde Virginia eyaletinde
yasa dışı yollarla zengin olan bir gangster çetesi
bulunuyor. Bondurant ailesine mensup 3 kardeşin
birbirine olan sadakati, kaçakçılıkla kazandıkları
servetten kendilerine pay isteyen devlet görevlileri
karşısında da sınanıyor.
FİLMİN KÜNYESİ
Vizyon Tarihi: 26 Ekim 2012
Yönetmen: John Hillcoat
Oyuncular: Shia LaBeouf, Tom Hady, Jason
Clarke, Jessica Chastain, Mia Wasikowska,
Guy Pearce, Gary Oldman, Dane DeHaan
Tür: Dram, Aksiyon, Western
Vizyon Tarihi: 2 Kasım 2012
Yönetmen: Sam Mendes
Oyuncular: Daniel Craig, Ralph Fiennes, Javier
Bardem, Helen McCrory, Ben Whishaw, Judi Dench
Tür: Aksiyon, Casusluk
METAL
007 James Bond serisinin 23. filmi olan Skyfall karşınızda… James Bond tutkunlarının sabırsızlıkla beklediği
film, aksiyon sahneleriyle nefes kesiyor. Sinema tarihinin
en uzun soluklu aksiyon film serisi olan gizli ajan 007 James Bond’un inanılmaz macerası bu sefer İngiltere, Rusya ve Türkiye ekseninde Avrupa’yı merkezine alıyor. MI6
ciddi bir saldırıya uğrar ve kurumun değerleri temelden
sarsılır. M’e karşı sadakat testinden geçen ajan James
Bond, kişisel bedelleri ağır olsa da, tehdidi bulup her ne
pahasına olursa olsun yok etmelidir. Zira MI6’yı ciddi riske sürükleyen isim, Silva adında gözü kara, gizemli bir
adamdır... Yönetmen koltuğunda Sam Mendes’in oturduğu filmin Türkiye dışındaki diğer çekim mekanları arasındaysa Şangay, Londra ve İskoçya’nın kuzey bölgeleri yer
alıyor. Ekim ayında İngiltere’de vizyona girecek olan film,
2012 sonbaharının en güçlü gişe filmlerinden.
63
TÜRK
FİLMİN KÜNYESİ
SKYFALL
E Ğ L E N C E
METAL
ÇENGEL BULMAC A
TÜRK
64
1
9
8
1
7
2
7
1
2
6
1
9
4
5
7
8
1
5
3
9
6
2
8
2
SUDOKU BULMACA
3
İSTANBUL 1 NOLU ŞUBE
Sözleşme
süreci ile ilgili
bilgi verdi
Şubemiz Temsilciler Meclisi
toplantısı 31 Ağustos’ta yapıldı.
Genel Başkan Yardımcımız Süleyman
Yıldırım’ın da katıldığı kahvaltılı
toplantıda, yaklaşan sözleşme süreci
görüşüldü, değerlendirmeler yapıldı.
METAL
Kale Çelik Sanayi çalışanları şubemizde
TÜRK
66
Şubemizin
yetkisindeki işyerlerinden
Kale Çelik Sanayi çalışanı
üyelerimiz, 8 Eylül’de
şubemizi ziyaret etti. Şube
Başkanımız Murat Salar,
üyelerimizle güncel konulara
ilişkin sohbet etti ve yaklaşan
sözleşme ile ilgili bilgi verdi.
Yeni dönem kursları için hazırlık
Aydın Üniversitesi
yetkilileri, Şube Başkanımız
Murat Salar’ı 12 Eylül’de
ziyaret etti. Görüşmede,
şubemiz bünyesinde,
üyelerimizin çocuklarına
yönelik olarak düzenlenmesi
planlanan yeni dönem
İngilizce ve bilgisayar
kursları konusu ele alındı.
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
Şube Başkanımız Murat Salar,
şubemiz yetkisindeki Takosan Otomobil
Göstergeleri Sanayi işyerini 28 Ağustos’ta,
Özköseoğlu Isı Sanayi ve Buga Otis
Asansör Sanayi işyerlerini de 13 Eylül’de
ziyaret etti. Başkan Salar ziyaretlerde, çalışan
üyelerimizle sohbet etti, sorularını yanıtladı
ve yaklaşan sözleşme ile ilgili bilgiler verdi.
BURSA OSMANGAZİ ŞUBESİ
Gemlik Şubesi ziyaret edildi
VAleo Otomotiv
sistemleri işyerinde
çalışan üyelerimiz,
12 Eylül’de şubemizi
ziyaret etti. Üyelerimizle
yaklaşan toplu sözleşme
süreci ve yetkiler
hakkında bilgi alış
verişinde bulunuldu.
Ömür boyu mutluluklar dileriz
Şube Başkanımız İsmail Cirit ve Şube
Sekreterimiz Ali Kömürlü, 3 Eylül’de Valeo
Otomotiv Sistemleri, 13 Eylül’de de Çemtaş
Çelik Makina Sanayi işyerlerini ziyaret etti.
Başkan Cirit ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle
tezgahları başında bir araya gelerek sohbet etti,
yaklaşan toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin
bilgi verdi.
ÇANKIRI ŞUBESİ
Milletvekili Hüseyin Filiz şubemizi ziyaret etti
ÇAnkırı Milletvekili
Hüseyin Filiz ve beraberindeki
heyet şubemizi ziyaret etti.
Şube Başkanımız Aydın Akbaş,
icra kurulu ve yönetim kurulu
üyelerimiz tarafından ağırlanan
Filiz’le yapılan görüşmede, ülke
gündemi ve Çankırı’ya ilişkin çeşitli
konular ele alındı.
67
TÜRK
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
METAL
Genel Başkan
Yardımcımız Mesut Gezer
ve Şube Başkanımız İsmail
Cirit, Grammer Koltuk
Sistemleri çalışanlarından
üyemiz Barış Kaynakçı’nın
5 Eylül’deki nikâhında
şahitlik yaptı. Genç
çiftimize ömür boyu
mutluluklar diliyoruz.
GEMLİK ŞUBESİ
Çimtaş çalışanlarıyla toplantı
Şube olarak yeni sözleşme dönemine
ilişkin üyelerimizin görüşlerini ve beklentilerini
almak için gerçekleştirilen toplantılara
7 Eylül’de Çimtaş Borulama’da çalışan
üyelerimizle devam edildi. Toplantıda
üyelerimizin görüş ve önerilerini dinleyen
Şube Başkanımız Kemal Durmaz, toplu
sözleşme taslağının, kesinlikle üyelerin istekleri
doğrultusunda şekillendirileceğini söyledi ve
katılanlara teşekkür etti.
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
METAL
Şube Başkanımız
Kemal Durmaz, 11 Eylül’de
Kerim Çelik, 13 Eylül’de
Bamesa Çelik, 18 Eylül’de
de Kırpart işyerlerini
ziyaret etti. Başkan Durmaz
ziyaretlerde, çalışan
üyelerimizle bir araya
geldi, sorunlarını ve yeni
sözleşmeden beklentilerini
dinledi ve sözleşme
hazırlıklarıyla ilgili bilgi
verdi.
TÜRK
68
CHP heyetinden şubemize ziyaret
CHP Gemlik İlçe
Başkanı Uğur Sertaslan ve
ilçe yönetim kurulu üyeleri,
18 Eylül’de şubemizi ziyaret
etti. Şube Başkanımız
Kemal Durmaz tarafından
ağırlanan Sertaslan’la yapılan
görüşmede, güncel gelişmeler
ve yerel sorunlar ele alındı.
GEBZE 1 NOLU ŞUBE
Sözleşme süreciyle ilgili bilgi aldılar
Şubemizin yetkili
olduğu Autoliv Cankor ve Aygaz
işyerlerinde çalışan üyelerimiz,
12 Eylül’de vardiya çıkışı Şube
Başkanımız Şeref Özcan’ı ziyaret
ettiler. Başkan Özcan, üyelerimizin
sorunlarını dinleyerek sendikamızın
faaliyetleri ve sözleşme süreci
hakkında bilgi verdi.
KAYSERİ ŞUBESİ
Ali Gökkaya ve şube
yöneticilerinden
MHP’ye ziyaret
Şube Başkanımız Ali Gökkaya ve Şube
yöneticileri, 5 Eylül’de MHP Kayseri İl Başkanı
Mete Eke’yi ziyaret etti. Ziyarette, ülkenin
güncel konuları ile çalışma hayatına ilişkin
gelişmeler ele alındı.
Üyelerimizin çocukları Kapadokya’da
METAL
Şubemizin
organizasyonu ile,
üyelerimizin çocukları
için okullar açılmadan
önce, Kapadokya’ya
bir moral gezisi
gerçekleştirildi. 9
Eylül’deki geziye,
Şube Başkanımız Ali
Gökkaya da katıldı.
Maurer’de sözleşme sevinci
Şubemiz ile Maurer
Söhne Genleşme Derzleri
Sanayi işyeri arasında, 1
Kasım 2011–31 Aralık 2013
tarihlerini kapsayan Toplu
İş Sözleşmesi, 6 Eylül’de
imzalandı. Şube Başkanımız
Halil İbrahim Tosun,
imzalanan sözleşme hakkında
üyelerimize ayrıntılı bilgi verdi
ve alınan yeni hak ve artışları
açıkladı.
Tecfly Metal’de aile pikniği düzenlendi
Şubemizin örgütlü
olduğu Tecfyl Metal Ürünleri
Sanayi işvereni tarafından, 30
Ağustos’ta işyeri bahçesinde
tüm çalışanların eş ve
çocuklarının da katıldığı aile
günü pikniği düzenlendi.
Piknikte çocuklara çeşitli
hediyeler verildi, büyükler için
de çeşitli yarışmalar düzenlendi.
69
TÜRK
İZMİR 1 NOLU ŞUBE
ANKARA 3 NOLU ŞUBE
Kabel Kablo’da
doğum günü
kutlaması yapıldı
kAbel Kablo işvereni tarafından her ay, o
ay içinde doğanlar için düzenlenen doğum günü
kutlaması 28 Ağustos’ta gerçekleştirildi. Kutlamaya,
Şube Başkanımız Nihat Zengin de katıldı.
Şube Başkanı ve yöneticilerden ziyaret
METAL
Şube Başkanımız Nihat Zengin ve şube
yöneticileri, 10–11 Eylül tarihlerinde Arçelik,
Ortadoğu Rulman ve Türk Traktör, 18 Eylül’de
de Erkunt Sanayi işyerlerini ziyaret etti. Başkan
Zengin, işyerlerinin yönetimleri
ile yaptığı görüşmelerin
ardından üyelerimizle tezgahları
başında bir araya geldi, toplu
iş sözleşmesi yetki durumu
hakkında bilgi verdi.
TÜRK
70
Genişletilmiş Temsilciler Meclisi toplantısı
Şubemiz genişletilmiş
Temsilciler Meclisi toplantısı 4
Eylül’de yapıldı. Toplantıya, Genel
Başkan Yardımcılarımız Muharrem
Aslıyüce ve Süleyman Yıldırım da
katıldı. Başkan Aslıyüce toplantıda,
temsilcilerimize toplu iş sözleşmesi
süreci ve yetki durumu hakkında
bilgi verdi.
BOLU ŞUBESİ
Mücadelemizde kararlıyız
SendikAmız Türk Metal’e üye oldukları gerekçesi
ile Teknorot Otomotiv işverenince işten çıkartılan
üyelerimize destek sürüyor. Genel Sekreterimiz Yücel
Yücel, Teknorot’ta işten çıkartılan üyelerimizle, 1 Eylül’de
bir araya geldi. Yücel, Düzce Türk-İş ve Türk Metal
Sendikası İl Temsilciliği binasında yapılan toplantıda
üyelerimizi tek tek dinledi ve sorularını yanıtladı. Yaşanan
mağduriyetin giderilmesi için gerekli bütün çabanın
gösterileceğini vurgulayan Genel Sekreterimiz Yücel,
“Bu süreçte bizler haklı mücadelenizde sonuna kadar
yer alacağız. Kimsenin kuşkusu olmasın ki, bu konunun
takipçisi olacağız” dedi. Bu arada, Teknorot çalışanları için
hazırlanan erzak yardımının dağıtımı da gerçekleştirildi.
MANİSA 1 NOLU ŞUBE
Olgun Çelik
çalışanlarından
şubeye ziyaret
Şubemiz yetkisindeki Olgun Çelik Sanayi
işyerinde çalışan üyelerimiz, 28 Ağustos’ta
şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Hüseyin
Özben, üyelerimize, yaklaşan toplu sözleşme
sürecine ilişkin bilgi verdi.
Kan bağışı kampanyası
Şube Başkanımız Hüseyin
Özben, 12 Eylül’de Magma
Mekatronik Sanayi işyerini ziyaret etti.
Öğlen yemeğini çalışan üyelerimizle
yiyen Başkan Özben, daha sonra
onlarla sohbet etti ve yaklaşan toplu iş
sözleşmesi ile ilgili bilgi verdi.
CHP’den şubemize ziyaret
CHP Manisa Merkez İlçe başkanı Engin Uzun, 13
Eylül’de şubemizi ziyaret etti. Şube Başkanımız Hüseyin
Özben’le Uzun’un görüşmesinde, ülkenin güncel
sorunları ele alındı.
GÖLCÜK ŞUBESİ
Şaşkın Koca oyununa
izleyicilerden büyük alkış
Ford Otomotiv Sanayi bünyesinde bulunan VKV
Kültür Merkezi’nde 28 Ağustos’ta “Şaşkın Koca” isimli
bir oyun sahnelendi. Püren Grup tarafından sahneye
konulan oyun, izleyenlerden büyük alkış aldı.
71
TÜRK
Magma ziyaret edildi
METAL
Şubemiz tarafından, Kızılay’a
destek olmak amacıyla kan bağışı
kampanyası gerçekleştirildi. Manisa
Manolya meydanında kurulan geçici
standda, üyelerimiz ve vatandaşlardan
kan bağışı kabul edildi. Şube Başkanımız
Hüseyin Özben, kan bağışının her zaman
için büyük önem taşıdığını belirtti.
İSKENDERUN 1 NOLU ŞUBE
Temsilciler
Meclisi
toplandı
Şubemiz Temsilciler Meclisi
toplantısı, 5 Eylül’de şube binamızda
yapıldı. Şube Başkanımız Çakır Varan
toplantıda, yaklaşan toplu sözleşme
süreci ile ilgili bilgi verdi. Toplantıda
ayrıca, işyerlerinde karşılaşılan
sorunlar da ele alındı.
METAL
Genel Başkanımız Kavlak, Adana’da
TÜRK
72
Türk İş Genel Sekreteri ve
sendikamız Genel Başkanı Pevrul
Kavlak, Türk-İş Genel Eğitim
Sekreteri ve Yol-İş Genel Başkanı
Ramazan Ağar’ın oğlunun 8
Eylül’de Adana’da yapılan nikah
törenine katıldı. Şube Başkanımız
Çakır Varan da, nikah töreninde
Genel Başkanımıza eşlik etti.
Toplu İş İlişkileri Yasası toplantısı yapıldı
Türk-İş Adana 4. Bölge’de,
8 Eylül’de düzenlenen toplantıda,
Toplu iş ilişkileri yasası ele alındı.
Toplantıya, Türk-İş Genel Başkanı
Mustafa Kumlu, Genel Mali
Sekreter Ergün Atalay, Genel
Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar’ın
yanı sıra, Şube Başkanımız Çakır
Varan ve bölgedeki Türk-İş’e
bağlı sendikaların şube başkanları
katıldı.
GEBZE DİLOVASI ŞUBESİ
İşyeri ziyaretleri sürüyor
Şube Başkanımız
Uysal Altundağ, 5 Eylül’de
ZF Sachs, 11 Eylül’de de
Halla Otomotiv işyerlerini
ziyaret etti. Başkan
Altundağ ziyaretlerde,
üyelerimize, yetkilerde son
durum ve toplu sözleşme ile
ilgili ayrıntılı bilgi verdi.
ÇAYIROVA ŞUBESİ
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
ŞUBE Başkanımız Bilal Uça, Ferro
Döküm Sanayi, Altınyaldız Uzay
Sistemleri, Kale Oto Radyötörleri ve
Şesan Yedek Parça Sanayi işyerlerini 6
Eylül’de, Zatel Pres Döküm Sanayi ve
CPS Pres Form Sanayi işyerlerini de 13
Eylül’de ziyaret etti. Başkan
Uça ziyaretlerde, üyelerimizle
sohbet etti, sorunlarını
dinledi ve yaklaşan sözleşme
süreci hakkında ayrıntılı
bilgi verdi.
BOZÜYÜK ŞUBESİ
Şubemize ziyaretler sürüyor
Şubemizin yetkili olduğu işyerlerinden
Türk DemirDöküm çalışanları 23 Ağustos’ta,
Panel çalışanları 28 Ağustos’ta, DemirDöküm
Kombi Atron vardiyası çalışanları da 11
Eylül’de şube binamızı ziyaret ederek, Şube
Başkanımız Cemal Güney ile görüştü.
Başkan Güney ziyaretlerde, üyelerimize toplu
iş sözleşmesi süreci hakkında bilgi verdi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Bozüyük Şubesi
Başkanı Mustafa Aksu ve yönetim kurulu
üyeleri de, 7 Eylül’de şubemizi ziyaret etti.
İZMİR 2 NOLU ŞUBE
İşyeri ziyaretleri
Şube Başkanımız Hayrettin Çakmak,
Şube Sekreterimiz Ali Akyüz ve Şube Mali
Sekreterimiz Hacı Kılıç, 28 Ağustos’ta
İzmir Demir Çelik, 4 Eylül’de de Sider
işyerlerini ziyaret etti. Başkan Çakmak
ve beraberindekiler ziyaretlerde, çalışan
üyelerimizle tezgâhları başında sohbet etti
ve sorunları dinledi.
73
TÜRK
Şubemiz yetkisindeki
Akım Metal Sanayi işyerinde
gece vardiyasında çalışan
üyelerimiz, sabah iş çıkışında
şubemizi ziyaret ederek,
Şube Başkanımız Bilal Uça
ile sohbet ettiler.
METAL
Akım Metal çalışanlarından şubemize ziyaret
SAKARYA ŞUBESİ
İşyeri ziyaretleri
Şube Başkanımız Şahin Kaya 16
Haziran’da Arma Filtre, 23 Temmuz’da da
Otokar Otomotiv ve Noksel Çelik Boru
işyerlerini ziyaret etti. Başkan Kaya ziyaretlerde,
üyelerimizle sohbet etti, sorunları dinledi
Otokar’da Aile Günü etkinliği
GelenekSel Otokar Aile
günü, 9 Haziran’da Poyrazlar Gölü
piknik alanında, yaklaşık 2500
kişinin katılımıyla gerçekleşti.
Çalışan arkadaşlarımızın aileleriyle
yaptığı doğa yürüyüşüyle başlayan
aile günü, yemek ve eğlence ile
tamamlandı.
METAL
Temsilciler Meclisimiz toplandı
TÜRK
74
Şubemiz
Temsilciler Meclisi, 2
Ağustos’ta toplandı.
Toplantıya Genel
Sekreterimiz Yücel
Yücel de katıldı ve
temsilcilerimizle bir araya
gelerek sohbet etti.
KDZ.EREĞLİ ŞUBESİ
Kan bağışına destek
kArAdeniz Ereğli Beşiktaşlı
Taraftarlar Derneği’nce, 8 Eylül’de üçüncü kez
düzenlenen kan bağışı kampanyasına şubemiz
de aktif olarak destek verdi. Başta Şube
Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş olmak üzere,
şube yöneticilerimiz, iş yeri temsilcilerimiz ve
işçi arkadaşlarımız, kampanya kapsamında kan
bağışında bulundu.
Sağlıkta indirim protokolü
Şubemiz ile özel Echomar Hastanesi
arasında, sendikamız üyeleriyle Erdemir
çalışanları ve birinci derece yakınlarının
indirimli sağlık hizmeti almasını öngören
protokol, Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş
ile hastane Başhekimi ve Mesul Müdürü Dr.
Ahmet Bayram tarafından imzalandı. Protokol,
çeşitli sağlık hizmetlerinde %20-50 oranında
indirim öngörüyor.
BURSA 3 NOLU ŞUBE
Matay ziyareti
Şube Başkanımız Zafer Öztürk,
Şube Sekreterimiz Adem Yılmaz ve
Şube Mali Sekreterimiz İsmail Türk, 10
Ağustos’ta Matay işyerini ziyaret etti.
Başkan Öztürk ve şube yöneticileri, tüm
atölyeleri gezerek üyelerimizle sohbet etti.
Şahince Otomotiv çalışanları şubemizi ziyaret etti
ÖrGüTlenmeSi tamamlanan ve
yetkisini beklediğimiz Şahince Otomotiv
çalışanları, süreçteki son durum ile ilgili
bilgi almak için 22 Ağustos’ta şubemizi
ziyaret etti. Şube Başkanımız Zafer Öztürk
üyelerimize, süreçle ilgili ayrıntılı bilgi
verdi ve değerlendirmelerde bulundu.
4 milyonuncu araç banttan indi
Şubemizin yetkili olduğu, yıllık 400
bin üretim kapasitesi ve 8 bine yakın çalışanı ile
Türkiye’nin hem otomobil, hem de hafif ticari araç
üreten tek firması olan Tofaş, ürettiği 4 milyonuncu
aracını 12 Eylül’de düzenlenen törenle banttan
indirdi. Törene, Şube Başkanımız Zafer Öztürk de
katıldı. Bu arada, tören nedeniyle gerçekleştirilen
hediye araba çekilişinde, Tofaş işyerinde çalışan 4
şanslı üyemize anahtarlarını Tofaş Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Koç takdim etti.
ÇERKEZKÖY ŞUBESİ
Tekirdağ Valisi ve Belediye Başkanına ziyaret
Türk-iŞ Tekirdağ İl Temsilcisi ve Şube Başkanımız
Murat Koçak başkanlığında, Türk – İş’e bağlı sendikaların
şube başkanlarından oluşan bir heyet, 19 Eylül’de
Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya ile Tekirdağ Belediye
Başkanı Op. Dr. Adem
Dalgıç’ı ayrı ayrı ziyaret
etti. Ziyaretlerde,
sendikal faaliyetlerle,
yerel sorunlar ele alındı.
75
TÜRK
Şube Başkanımız Zafer Öztürk ve Mali Sekreterimiz
İsmail Türk, Türk Metal Sendikası tarafından Bursa’da
oluşturulan Eğitim Merkezini 9 Ağustos’ta ziyaret etti. Başkan
Öztürk ziyarette, merkezde yabancı dil ve enstrüman kursu
gören üyelerimizin çocukları ve öğretmenlerle bir araya geldi.
METAL
Eğitim merkezine ziyaret
ÇERKEZKÖY ŞUBESİ
Yıldırım’dan şubemize ziyaret
Genel Başkan Yardımcımız Süleyman Yıldırım, 29
Ağustos’ta şubemizi ziyaret etti. Tanışma ve bilgilendirme
toplantısı şeklinde gerçekleşen ziyarette, Şube Yönetim
Kurulu, Denetleme Kurulu, Disiplin Kurulu üyelerimiz,
işyeri baştemsilcilerimiz ve temsilcilerimiz bulundu.
Bu arada, Genel Başkan Yardımcımız Süleyman
Yıldırım, emekli olan Evar Kesici Takım Sanayi işyeri
Baştemsilcimiz Necmi Kanun’a da bir hediye verdi.
Çerkezköy Kaymakamı
şubemizi ziyaret etti
ÇerkezkÖy Kaymakamı Ayhan Bayhan, 5
Eylül’de şubemizi ziyaret ederek, Şube Başkanımız
Murat Koçak ile görüştü. Görüşmede Çerkezköy’ün
yerel sorunları ve güncel konular ele alındı.
Futbol heyecanı
METAL
Şubemiz yetkisindeki Arçelik işyerinde
geleneksel olarak düzenlenen, bölümlerarası futbol
turnuvası 11 Eylül’de başladı. Turnuvaya katılan
24 takıma başarılar diliyoruz.
TÜRK
76
İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu toplantısı yapıldı
il İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu’nun 2012 yılı 2.
Olağanüstü Toplantısı, 14 Eylül’de Valilik toplantı salonunda,
Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya başkanlığında yapıldı. Türk – İş
Tekirdağ İl Temsilcisi ve Şube Başkanımız Murat Koçak ve kurulun
diğer üyelerinin katıldığı toplantıda, il ve İlçelerdeki genel durumlar,
fabrikalar ve mesleki eğitim merkezlerinin çalışmaları ele alındı.
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
Şube Başkanımız Murat Koçak, 14 Eylül’de
Evar Kesici Takım Sanayi, 18
Eylül’de de BSH Ev Aletleri
Sanayi işyerlerini ziyaret etti.
Başkan Koçak ziyaretlerde,
üyelerimizle tezgâhları başında
sohbet etti ve toplu iş sözleşmesi
süreci hakkında bilgi verdi.
Hema ziyaret edildi
Şube Başkanımız Murat Koçak, 17 Eylül’de
Hema Endüstri işyeri Genel Müdürü Tunç Doğan
ile İnsan Kaynakları ve İdari İşler Müdürü Semih
Bayman’ı, ziyaret etti. Ziyarette, fabrikanın genel
durumu, toplu iş sözleşmesi çalışmaları ele alındı.
BURSA NİLÜFER ŞUBESİ
Şubemize ziyaretler
Şubemiz yetkisindeki Coşkunöz Makine çalışanı
üyelerimiz, 27 Ağustos’ta şubemizi ziyaret ederek,
Şube Başkanımız Ruhi Biçer’le sohbet etti. Başkan
Biçer ziyarette, üyelerimize sendika faaliyetleri hakkında
bilgi verdi. Oyak Renault çalışanı
üyelerimiz de, 4 Eylül’de şubemizi
ziyaret etti. Şube Sekreterimiz
Yılmaz Özlütürk ziyarette
üyelerimize, toplu sözleşme
sürecine ilişkin bilgi verdi.
Garnizon Komutanlığı ziyaret edildi
Genel Başkan Yardımcımız
Mesut Gezer ile Bursa Şube
Başkanlarımız, 31 Ağustos’ta, Garnizon
Komutanlığını ziyaret etti. Gezer ve
beraberindekiler, Albay Efraim Şiş ile
görüştü.
Gezer’den şubemize ziyaret
Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer 13 Eylül
günü şubemizi ziyaret etti. Gezer, Şube Başkanımız Ruhi
Biçer ve şube yöneticilerinden, gerek bölgesel, gerekse
şube bazında yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Şehidimizin ruhu şadolsun
Afyon’daki mühimmat deposunda meydana gelen patlamada, Oyak Renault çalışanlarından, üyemiz Ali Taştan’ın oğlu, Piyade Onbaşı Tolga Taştan da şehit oldu. Şehit Tolga Taştan için 16
Eylül’de Bursa Ulucamii’de düzenlenen törene, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Başkan Yar-
dımcımız Mesut Gezer, Bursa Şube Başkanları üyelerimiz ve çok sayıda Bursalı katıldı. Cenaze töreninde şehidin ailesi, yakınları ve bazı vatandaşlar
gözyaşlarına boğulurken, “Şehitler ölmez vatan
bölünmez, Ne mutlu Türküm diyene, Kahrolsun
PKK” sloganları ile terör lanetlendi.
77
TÜRK
Şube Başkanımız Ruhi Biçer, 31 Ağustos’ta Karsan Otomotiv, 4 ve 5 Eylül’de Coşkunöz Metal’in çeşitli
birimleri, 7 Eylül’de de, Beltan Vıbracoustıc ile Coşkunöz Radyatör işyerlerini ziyaret etti. Başkan Biçer ziyaretlerde,
çalışan üyelerimizle bir araya gelerek sohbet etti, sorunlarını dinledi ve toplu sözleşme süreci hakkında bilgi verdi.
METAL
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
AKSARAY 1 NOLU ŞUBE
Şeker-İş Genel
Başkanı Gök,
şubemizi ziyaret etti
Türk-İş’e bağlı Şeker-İş Sendikası Genel
Başkanı İsa Gök, 8 Ağustos’ta şubemizi ziyaret ederek,
Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir ile görüştü.
Görüşmede çalışma hayatına ilişkin gelişmeler ele alındı.
Genel Merkez ziyareti
METAL
Turnuvada
şampiyon
Boyahane
TÜRK
78
Şube Başkanı Muhterem Taşdemir
ve Mercedes-Benz Türk işyeri
Baştemsilciliğine atanan Bayram
Kılıç ile yardımcısı Ayhan Özkaraca,
Ankara’da Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak, Genel Sekreterimiz Yücel
Yücel, Genel Mali Sekreterimiz İsmail
Dursun, Genel Başkan Yardımcılarımız
Muharrem Aslıyüce, Mesut Gezer ve
Süleyman Yıldırım’ı 28 Ağustos’ta
makamlarında ziyaret etti.
merCedeS BenzTürk Metal Sendikası halı
saha futbol turnuvası, 27
Ağustos’ta oynanan final
karşılaşması ile sona erdi.
Finalde LMT-2 takımını
yenen Boyahane takımı
şampiyon oldu.
Birim yöneticisi oldular
Ülkücü işçiler
şubemizi
ziyaret etti
merCedeS Benz Türk’te
çalışan Salih Gümüş ve Turgay Yasin
Kartal, çalışmakta oldukları alanlarda
Birim Yöneticisi olmaya hak kazandı.
Şubemizi ziyaret eden üyelerimize
Şube Başkanımız Muhterem Taşdemir
birer ödül verdi ve yeni görevlerinde
başarılar diledi. Bu arada, yine
Mercedes-Benz Türk işyerinde çalışan
bir grup kadın üyemiz, şubemizi
ziyaret ederek, Şube Başkanımız
Taşdemir ile görüştü.
Yangın Güvenlik Bölümü ziyaret edildi
kırıkkAle
Ülkücü İşçiler Derneği
Başkanı Abdullah Ateş,
ve dernek yöneticileri, 30
Ağustos’ta şubemizi ziyaret
ederek, Şube Başkanımız
Muhterem Taşdemir’le
görüştü.
Şube Başkanımız Muhterem
Taşdemir ve Baştemsilcimiz
Bayram Kılıç, Mercedes-Benz Türk
yangın güvenlik bölümü çalışanı
üyelerimizi 14 Eylül’de ziyaret
etti. Başkan Taşdemir ziyarette
çalışan üyelerimizle sohbet etti ve
sendikamızın faaliyetleri hakkında
bilgi verdi.
Derece yapan üyelerimiz ödüllendirildi
merCedeS-Benz Türk’te çalışan 1350 mavi yakalı personel
arasında, çalıştıkları bölümlerde gösterdikleri performansla derece
yapan üyelerimiz, 14 Eylül’de düzenlenen törenle ödüllendirildi.
Törene Firma Direktörü Gerald Jank ve Şube Başkanımız Muhterem
Taşdemir de katıldı.
İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ
Delphi, Nexans ve Arçelik
çalışanları piknikte
delPHi’de çalışan üyelerimizden bir grup, vardiya çıkışı
Pendik sahilinde piknik düzenledi. Şubemiz yetkisindeki Nexans
işyeri tarafından da, 9 Eylül’de, Polonezköy’de çalışanlara piknik
düzenlendi. Arçelik Çayırova İşletmesinin düzenlediği geleneksel
aile pikniği de 16 Eylül’de yapıldı. Çalışan üyelerimiz ve ailelerinin
keyifli bir gün geçirmesini sağlayan her üç pikniğe, Şube
Başkanımız Halil Faki Erdal da katılarak üyelerimizle birlikte oldu.
Şubemize ziyaretler
Şubemiz yetkisindeki
Elmek çalışanları 5 Eylül’de,
Delphi çalışanları 10 ve 12
Eylül’de, Arçelik ve Siemens
çalışanları da 14 Eylül’de şubemizi
ziyaret etti. Şube Başkanımız
Halil Faki Erdal, üyelerimize
yaklaşan toplu sözleşme sürecine
ilişkin ayrıntılı bilgi verdi.
Birinci Otomotiv futbol turnuvası
Şubemiz yetkisindeki
Birinci Otomotiv fabrikasında
düzenlenen bölümlerarası futbol
turnuvası 16 Eylül’de başladı.
Açılışa Şube Başkanımız Halil
Faki Erdal ile Fabrika Genel
Müdürü Ali Kemal Demirbaş
da katılarak, üyelerimizin
heyecanına ortak oldu.
79
TÜRK
Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, 6 Eylül’de
Delphi, 7 ve 12 Eylül günlerinde Siemens’i, 10
Eylül’de de Arçelik Y–19 bandı ile Y–25 bandı Butik
ve Bakımhane bölümlerini ziyaret etti. Başkan Erdal
ziyaretlerde, çalışan üyelerimizle biraraya gelerek sohbet
etti ve toplu sözleşme süreci hakkında bilgi verdi.
METAL
İşyeri ziyaretleri devam ediyor
ANKARA 2 NOLU ŞUBE
Temsilciler
Meclisimiz
toplandı
Şubemiz Genişletilmiş Temsilciler
Meclisi, şubemizin konferans salonunda
toplandı. Şube Başkanımız Halil İbrahim
Alpoğlu toplantıda, gündemdeki konulara
ilişkin katılımcılara bilgi verdi.
DAYM ziyaret edildi
METAL
Şube Başkanımız Halil İbrahim Alpoğlu, Şube
Sekreterimiz Sinan Kılınç ve Şube Mali Sekreterimiz
Tamer Karabey, 23 Ağustos’ta Ders Aletleri Yapım
Merkezi’ni ziyaret etti. Başkan Alpoğlu ziyarette,
çalışan üyelerimizle sohbet etti.
Yemekhanede servise yeni düzen
Şube Başkanı Halil İbrahim
Alpoğlu’nun, MKE Maksam
Makine ve Gaz Maske Fabrikası
yöneticileri ile yaptığı görüşmede,
işçi yemekhanesindeki sorunlar
ele alındı. Görüşmenin
ardından, yemekhanede
servisin artık tabildot yerine
porselen tabaklarda yapılması
uygulamasına geçildi.
TÜRK
80
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
SITKI ÖZDEMİR
Çerkezköy Şubemizde Yönetim Kurulu üyeliği ve BSH Ev
Aletleri Sanayi işyerinde sendika temsilciliği görevlerinin
ardından emekli olan Sıtkı Özdemir, 6 Eylül’de hayatını
kaybetti. Merhum Sıtkı Özdemir’e, Allah’tan rahmet, başta
kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. (
MEVLÜT TURAN
İzmir 1 Nolu şubemiz yetkisindeki Cevher Jant Sanayi işyerinde
6 yıldır çalışan üyemiz Mevlüt Turan, geçirdiği trafik kazası
sonucu 29 Ağustos’ta hayatını kaybetti. Merhum Turan’a
Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere yakınlarına
ve mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize
Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Bu dergi, sendikalı işçiler tarafından basılmıştır.
TÜRKMETAL
EYLÜL 2012 - SAYI: 158

Benzer belgeler