10. Aybastı-Kabataş Kurultayı

Transkript

10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
Editör
Doç. Dr. Salim ŞENGEL
Aybastı-Kabataş Kurultayı Yayınları No: 11
♦
Kapak Tasarımı
Detay Yayıncılık Grafik Bölümü (Hasan GÜLSAÇAN)
♦
Bilimin Işığında Yerel Kalkınmaya Doğru…
10. AYBASTI-KABATAŞ
KURULTAYI
Ankara, 2010
♦
İsteme Adresi
Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulu
[email protected]
www. aybastikabataskurultayi.com
♦
ISBN: 978-9944-0272-3-6
♦
Yerel Değerler ve Yayla Turizmi
SPONSOR
Şehit Kubilay Mah. Özlem Cad. 1740 Sk. No:8/A
Keçiören / ANKARA Tel - Fax:0312 330 97 41
Bu Kitap ESEN KARDEŞLER Ltd. Şti’nin katkılarıyla basılmıştır.
Editör
Doç. Dr. Salim ŞENGEL
BASKI HAZIRLIK
Ankara, 2010
DETAY ANATOLIA AKADEMİK YAYINCILIK LTD. ŞTİ.
Adakale Sokak No: 14/1 Kızılay/ANKARA
Tel : (0.312) 434 09 49 • Faks: (0.312) 434 31 42
Web: www.detayyayin.com.tr • e-posta: [email protected]
KURULTAY DÜZENLEME KURULU
KURULTAY BİLİM KURULU
(Alfabetik Sıraya Göre)
Onursal Başkanlar Prof. Dr. Yaşar AKÇA Gaziosmanpaşa Üniversitesi Prof. Dr. Saim Zeki BOSTAN Ordu Üniversitesi Prof. Zehra ÇOBANLI Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Bilal DİNDAR Ondokuz Mayıs Üniversitesi Prof. Dr. Turan KARADENİZ Ordu Üniversitesi Prof. Dr. Ö.Hakan MUĞLALI Ondokuz Mayıs Üniversitesi Prof. Dr. Hüseyin ÇELİK Ondokuz Mayıs Üniversitesi Doç. Dr. Nazmi KOZAK Anadolu Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZDEMİR Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Necdet SAĞLAM Anadolu Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Recep SIRALI Ordu Üniversitesi Prof. Dr. Nadir SUĞUR Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Necdet TİMUR Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Yılmaz ÜRPER Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Cemil YAPAR Ordu Üniversitesi Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ Hacettepe Üniversitesi KURULTAY TURİZM BİLİM KURULU
(Alfabetik Sıraya Göre)
Doç. Dr. Metin ARGAN Yrd. Doç. Dr. A. Sadık BAHÇE Doç. Dr. Teoman Duman Yard. Doç. Dr. Oktay EMİR Yard. Doç. Dr Cemile Bahtiyar KARADENİZ Doç. Dr. Kurtuluş KARAMUSTAFA Prof. Dr. Meryem AKOĞLAN KOZAK Doç. Dr. Nazmi KOZAK Yrd. Doç. Dr. Alptekin SÖKMEN Yrd. Doç. Dr. Cavit YAVUZ Anadolu Üniversitesi Anadolu Üniversitesi Gaziosmanpaşa Üniversitesi Afyon Kocatepe Üniversitesi Ordu Üniversitesi Erciyes Üniversitesi Anadolu Üniversitesi Anadolu Üniversitesi Başkent Üniversitesi Ordu Üniversitesi Prof. Dr. Bahaeddin YEDİYILDIZ Av. İrfan AKYÜREK Başkan Doç. Dr. Salim ŞENGEL Başkan Yardımcıları Mustafa DOĞAN Osman ÖZYURT Ali KAYKUN Metin EMİLLİ Ergün AKYÜREK Mehmet GÜNDOĞAR Aybastı Kabataş İstanbul İstanbul İstanbul Ankara İzzet GÜNDOĞAR (Aybastı Belediye Başkanı) Yakup YILMAZ (Kabataş Belediye Başkanı) Kemal ÖZER Ziya AKKUŞ (Alankent Belediye Başkanı) (Alacalar Belediye Başkanı) Mehmet ER (Çakırlı Belediye Başkanı) Mehmet PÜRÇEK (Pelitözü Belediye Başkanı) Osman YAKIŞAN (Kurultay Fransa Temsilcisi) İÇİNDEKİLER SUNUŞ....................................................................................................................... 1 I. –YEREL DEĞERLER VE YAYLA TURİZMİ ................................................... 3 y Yard. Doç. Dr. Sadık BAHÇE Yayla Turizmi Geliştirme ve Planlama .............................................................. 5 y Araş. Gör. Deniz Karagöz YÜNCÜ Perşembe Yaylasında Özgünlük Kavramı Üzerine Bir Değerlendirme ..... 19 y Araş. Gör. Hilmi Rafet YÜNCÜ Sürdürülebilir Turizm Açısından Gastronomi Turizmi ve Perşembe Yaylası.................................................................................................................. 27 y Araş. Gör. Çağıl Hale ÖZEL Turizmde Bir Ürün Olarak Cip Şenliği Perşembe Yaylası ve Çevresel Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme.................................................................................. 35 II. KURULTAY VE SERBEST KÜRSÜ ................................................................. 47 y Serbest Kürsü .................................................................................................... 49 III. KURULTAY SONUÇ BİLDİRGESİ............................................................... 59 EKLER ....................................................................................................................... 61 YAZ AKADEMİSİ ................................................................................................... 61 I‐EĞİTMENLERİN GÖRÜŞLERİ ........................................................... 63 I‐ÖĞRENCİLERİN GÖRÜŞLERİ ........................................................... 71 KURULTAY PROGRAMI ...................................................................................... 85 YAZ AKADEMESİNDEN RESİMLER ................................................................ 89 AYBASTI‐KABATAŞ KURULTAYINA TUTUM VE BEKLENTİLER .......... 90 y Prof. Dr. Nadir SUĞUR y Öğr. Gör. Temmuz Gönç ŞAVRAN 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
2
Sunuş
Kurultaylar yerel sosyo‐ekonomik gelişme açısından önemli işlevler yerine getiren sivil toplum girişimleridir. Bu işlevini geniş bir yelpazede yerine getirme çabası içinde olan kurultayların en önemli özellikleri geniş halk kitlelerini kap‐
saması ve siyaset üstü bir duruşunun olmasıdır. Aybastı‐Kabataş Kurultayı yerel sorunların tartışıldığı ve çözüm yollarının arandığı önemli bir platformdur. 21 Temmuz 2009 tarihinde büyük bir coşku ve sevinçle 10. Kurultay düzenlenmiştir. Aybastı‐Kabataş Kurultayı 10 yıldır dü‐
zenli ve kesintisiz olarak, Aybastı ve Kabataş halkının geniş katılım ve desteği ile gerçekleşmiştir. Aybastı ve Kabataş halkı kurultaylarda ele alınan konular ve sorunlar üzerinde fikir yürütmüş, tartışmış, çözüm önerilerinde bulunmuş, yenilikçi düşünceleri ile kurultay çalışmalarının genişlemesi ve gelişmesine katkıda bulunmuştur. Aybastı‐Kabataş Kurultayı çalışmaları “Bilimin Işığında Yerel Kalkınmaya Doğru…” parolası ile devam etmektedir. Bu bağlamda 10. Kurultayda “Yerel Değerler ve Yayla Turizmi” konusu ele alınmıştır. Kurultay iki oturum halinde yapılmış olup, birinci oturum bilimsel etkinlik, ikinci oturum serbest kürsüdür. Kurultay konusu ile ilgili bilim insanları ve uzmanlar davet edilmiş, kurultayın bilimsel etkinlik oturumunda konuyla ilgili görüş ve önerilerini Aybastı ve Ka‐
bataş halkı ile paylaşmışlardır. Kurultayın serbest kürsü oturumunda ise yöre‐
nin sorunlar ve çözüm önerileri üzerinde durulmuştur. Bilindiği gibi kurultay çalışmaları kurultay bilim kurulunun belirlediği konular çerçevesinde yürütülmektedir. Kurultay çalışmalarının onuncu yılında yeni bir etkinlik çalışmalara eklenmiştir: “ Kurultay Yaz Akademisi” . Bu etkin‐
lik ilköğretim çocuklarına yönelik olup, üniversite öğrenci kulüpleri üyeleri tarafından yürütülmektedir. Bu kapsamda bu yıl vurmalı çalgılar, resim, müzik, seramik, spor, basım yayım, fotoğrafçılık etkinlikleri ile go oyunu öğrencilere öğretilmiştir. Çalışmalarda birçok yetenekli öğrenci belirlenmiş olup, bu öğren‐
cilerin yeteneklerinin geliştirmelerinde katkı verilmeye devam edilecektir. 14‐21 Temmuz 2009 tarihleri arasında yürütülen etkinliklerde Aybastı ve Milli Eğitim Müdürü Sayın Musa ER ile Kabataş Milli Eğitim Müdürü Sayın Yüksel ÇETİN’in önemli destek ve katkıları olmuş olup, ayrıca etkinliklerin yürütüldü‐
ğü Aybastı Merkez İlköğretim Müdürü Ahmet ARPACI ve müdür yardımcısı Mesut SEZGİN’in yakın ilgi ve yardımları olmuştur. Kurultay çalışmaları kap‐
samında, Aybastı Belediye Başkanı İzzet GÜNDOĞAR ve Kabataş Belediye Başkanı Yakup YILMAZ ilgi ve destekleri sürdürmüş, kurultay çalışmalarına önemli katkılar vermişlerdir. Kitabın yayına hazırlanmasında üniversitede öğ‐
rencilerimiz Hasan TANIŞ, Derya ÖZKAN’ın çok büyük emekleri vardır. Ça‐
lışmalarımıza katkı verenlere teşekkür etmeyi bir borç bilirim. 10. Kurultay çalışmaları kurultay bildirgesinin yayınlanması ile tamam‐
lanmıştır. 11. Kurultay konusu “Organik Tarım” olup, kurultay 20 Temmuz 2010 tarihinde (Aybastı Şenliklerinin 2. günü) yapılacaktır. 11. Kurultayda bu‐
luşmak dileğiyle saygılar sunarım. 9 Kasım 2009, Eskişehir Doç. Dr Salim ŞENGEL Kurultay Başkanı 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
3
YEREL DEĞERLER VE YAYLA TURİZMİ 4
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
5
YAYLA TURİZMİ GELİŞTİRME VE PAZARLAMA Yard. Doç. Dr Sadık BAHÇE∗ ÖZET Yaylacılık, geleneksel üretim yöntemlerine (tarım ve hayvancılığa) dayanan eko‐
nomik bir etkinlik olmakla beraber, yüzyıllar boyunca sosyal ve kültürel boyut kazan‐
mıştır. Yaylacılık, kültürel bir olgu olarak, insanlığın yerleşik hayata geçişi kadar eskidir. Temelinde, insanoğlunun yaşam mücadelesinde doğayı koruma vardır. Geleneksel üre‐
tim yöntemleri ekonomideki göreceli önemini kaybetmesiyle, yaylacılık kültürel ve sos‐
yal bir etkinlik haline gelmeye başlamıştır. Diğer yandan, zaten şehrin kalabalığından sıkılan modern çağın insan, kitle turizminin yarattığı kalabalıklardan kaçarak, rekreas‐
yon etkinliklerinde farklılıklar aramaya başlamıştır. İnsanın özüne dönme, doğaya dön‐
me arzusu doğayı temel alan turizm türlerini öne çıkarmaktadır. Bir yaşam tarzı olarak devam eden otantik ve doğal değerlerini koruyan doğal yapılar olan yaylalar bir potan‐
siyel olarak ortaya çıkmıştır. Modern insanın doğaya dönüş arzusunu gidermek veya değişik nedenlerden dolayı şehre göçen ancak geçmişiyle bağlarını koparmayan bireyle‐
rin geçmişleriyle bağ kurmalarına olanak sağlayan bir turizm türü olarak yayla turizmi gelişmeye başlamıştır. Ancak, günümüz küresel pazarlamasında, kıyı turizminin gelişim süreci, dikkatli olunmadığında bu doğal alanların da mahvolabileceğini göstermektedir. Özellikle, çevre etkileşim değerlemeleri yapılarak, gelişimin ve pazarlama süreçlerinin çok iyi planlanması gerekmektedir. Ordu ili, tüm Karadeniz gibi sahip olduğu potansi‐
yelle yayla turizminde bir marka olabilir. Ancak, yaylalar turizmine açıldığında neler yapması veya yapmaması gerektiğini çok iyi planlamak, uygulamak ve izlemek gerek‐
mektedir. Anahtar Sözcükler: yayla, yaylacılık, yayla turizmi, turizm pazarlaması. 1‐YAYLA VE YAYLACILIK Yayla, yükseklikleri beş yüz metreden birkaç bin metreye kadar çıkabilen yerlerdeki derin akarsu vadileriyle yarılmış düzlükler olarak tanımlanan yeryü‐
zü şeklidir.1 Yayla, çevreye göre daha yüksek anlamına gelir. Fazla engebeli olmayıp düz ve otlaklarla kaplı, suyu bol olan yaylalar hayvancılıkla geçimleri‐
ni sağlayan topluluklarca yılın belirli aylarında hayvanlarına taze ot temini ve aynı zamanda hayvansal üretimlerini (süt, peynir, yağ gibi) yapmak amacıyla ∗
1
Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulu http://tr.wikipedia.org/wiki/Yayla_(co%C4%9Frafya) (11.01.2009) 6
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
kullanılır.2 Yaylalar, son yıllara kadar bir turizm türü olmaktan ziyade daha farklı amaçlarla kullanılmıştır ve halen de kullanılmaktadır. Yaylacılık, Anado‐
lu’da tarım ve hayvancılık ile bağlantılı kültürel bir kavramdır. İnsanlar, genel olarak tarım ve hayvancılık nedeniyle yazları yaylalara göç eder. Örneğin, Ege bölgesinde yaza aylarında insanlar tarım alanlarını korumak ve tarım alanı ol‐
madığı için otlak ve suyun bol bulunduğu, nispeten daha serin olan yaylalara göç eder. Burada amaç ekonomiktir. Kışa hazırlanmak, kış aylarında kendileri‐
nin ve hayvanlarının kışlık yiyeceklerini temin etmek amacıyla yaylalara çıkılır. Ancak Akdeniz’de ise, ekonomik nedenlerin yanında, yazın sıcağından kaçma nedeni de vardır. Yaylacılık, göçebelik döneminden kalma bir alışkanlıktır. Özellikle, hayvancılıkla uğraşan kesimler ekonomik nedenlerle yaylalara göç etmesi yüzyıllardan beri süregelen ve “göç sarma” gibi ritüelleri olan bir gele‐
nektir. Bu da yaylacılığın ekonomik olduğu kadar kültürel değerler taşıdığını gösterir. Tarım ve hayvancılığın ekonomik alanda önemini kaybetmesinden sonra yaylacılık kültürel ve sosyal olarak gerilemeye başlamıştır. Ancak, kültürleri koruma ve turizm nedeniyle yaylacılık kültürel bir etkinlik olarak yeniden can‐
lanmaya başlamıştır. Bu durumu şu sözler açıklamaya yetmektedir; “Unutul‐
maya yüz tutmuş geleneklerimizin başında gelen otçu Göçü gibi Yaylalara Göç‐
te tarihin sayfalarına gömülmekten son anda kurtuldu. 2007 Yılında dokuz ilçe‐
nin ortak katılımıyla kurulan Giresun Kazıkbeli ve Çevresi Yaylacılar Derneği‐
nin girişimleriyle düzenlenen Eynesil’de ki Yayla Göçü Şenliği büyük bir coş‐
kuyla kutlandı…”3 Bu tür girişimlerin örnekleri oldukça fazladır. Günümüzde ise yaylaların kullanımını 3 ayrı kategoride değerlendirebil‐
mek mümkündür. Bunlar; • Geçimlerini hayvancılıkla sağlayan kırsal alanlarda yaşayan topluluk‐
larının ekonomik yaylacılık faaliyetleri (Karadeniz bölgesinde olduğu gibi), • Geleneksel üretim tekniklerini değiştirerek yaylacılığı ekonomik an‐
lamda değil, geleneksel anlamda veya iklimsel koşullar nedeniyle sür‐
dürülen yaylacılık faaliyetleri (Antalya bölgesinde olduğu gibi) veya yayla şenlikleri uygulamalarında olduğu gibi faaliyetler • Modern insanın boş zaman değerlendirme ve doğaya geri dönme ihti‐
yacıyla katıldığı yayla turizmi4 http://www.gezikolik.com/tr/Alternatif_Turizm/Yayla_Turizmi/Turkiye/Turkiye_de_Yaylacilik/e_5205.aspx (25.08.2009) 3 http://www.giresunlular.com/newsdetail.asp?NewsID=1125 (24.08.20099) 4http://www.gezikolik.com/Alternatif_Turizm/Yayla_Turizmi/Turkiye/Turkiye_de_Yaylacilik/e5205.aspx (27.01.2009) 2
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
7
Yayla Turizmi Son yıllarda, tüketiciler giderek bireyselleşen tüketim biçimlerine kaymak‐
tadır. Diğer bir ifadeyle tüketiciler kitlesel tüketimden giderek bireysel veya daha küçük ilgi grupları halinde tüketime kaymaktadır. Kendilerinin özel ilgile‐
rine uyumlaştırılmış ürün ve hizmetleri talep etmektedir. Bu genel eğilim tu‐
rizm tüketimine de yansımış ve tüketiciler turizm tüketiminde daha bireysel, otantik rekreasyon alternatiflerine yönelmiştir ve bu yönelim her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle, turizm çeşitlendirmesi söz konusu olamaya başlamış‐
tır. Ancak, yaylaların iç ve dış turizmde kullanımı sadece bu ilan edilen yayla‐
larla sınırlı değildir. Özellikle, Akdeniz ve Ege bölgelerinde yerel halkın yaz sıcağından kaçmak için yaylalarda ikinci konutlarını yaptıkları bilinmektedir. Bu nedenle iç turizm açısından önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Öte yan‐
dan, hemen hemen her bölgede yaylalar turizm amaçlı kullanılmakta olduğu bir gerçektir. Daha sonraki yıllarda sayıları 26’ya çıkarılan bu yayların en önemli sorunu altyapı ve işletmecilik yetersizliğidir.8 Tablo 1. Turizme Açılan Yaylalar Turizmin çeşitlendirilmesi amacıyla gündeme gelen türlerden biri olan yayla turizmi açısından Türkiye, özellikle Karadeniz Bölgesi son derece şanslı‐
dır. Doğadan uzak kalan kent insanına hem doğayla buluşma hem de farklı kültürel deneyim yaşama olanağı sunan yayla turizminin gelişmesi için çabalar her geçen gün artmaktadır. Gerek yerel yönelimler gerekse merkezi hükümet yayları turizme açmak için gereken düzenlemeleri yapmaya başlamıştır. Bura‐
daki amaçlar şunlardır;5 • Kırsal kesimde yaşayanların da turizm gelirlerinden pay almasının sağlanması, • Turizm yatırımcısı için ekonomik açıdan uygun ve cazip yayla turizm merkezlerinin oluşturulması, • Yayla turizminin sürdürülebilirliği için ürün çeşitliliğinin sağlanması, • Yayla turizmine yönlendirilecek turist profilinin belirlenmesi. • Yayla turizminin, dolayısıyla hem bölgenin gelişmesi hem de yerel halkın refah düzeyinin yükselmesi için çoğu Karadeniz Bölgesinde ol‐
mak üzere 23 yayla turizme açılmıştır.6 Bu merkezlerin seçiminde aşa‐
ğıda verilen kriterler kullanılmıştır.7 • Doğal değerlere yönelik potansiyelin zengin olması, • Sivil mimari karakterinin olması, • Kent merkezine ulaşımın kolay sağlanır olması, • Yöre halkının sosyal yapısının turizme yakın olması, • Aktivitenin ekonomik olarak sürdürülebilmesi, • Diğer turizm çeşitleri ile entegrasyonunun sağlanabilir olmasıdır. http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF060F3652013265D66F8935E20A9CB198 (24.08.2009) 6 Ünlü, Yücel, Sunay, TÜRSAB Ar‐Ge Departmanı Raporu, 2004, s. 4‐5. 7 http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E1... (28.12.2008) 5
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
8
Merkez Adı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Giresun Bektaş Yaylası T.M. Trabzon Akçaabat Karadağ T.M. Trabzon Tonya Armutlu Gümüşhane Kürtün Erikbeli Artvin Kaçkar T.M. Artvin Kafkasör T.M. Giresun Kümbet Yaylası T.M. Giresun Yavuzkemal Yaylası T.M. Gümüşhane Zigana T.M. Ordu Çambaşı Yaylası T.M. Ordu Akkuş Argın Yaylası T.M. Ordu Aybastı Perşembe Yaylası T.M. Rize Anzer T.M. Sinop Ayancık Akgöl T.M. Sinop Kozfındık Bozarmut Yaylası T.M. Sinop Türkeli Kurugöl T.M. Trabzon Maçka Şolma T.M. Trabzon Araklı Pazarcık Yaylası T.M. Bayburt Kop Dağı T.M. Rize Çamlıhemşin Ayder Kaplıcası T.M. Ordu Mesudiye Keyfalan Yaylası T.M. Gaziantep Islahiye Huzurlu Yaylası T.M. Antalya İbradi Maşata Yaylası T.M. Ordu Mesudiye Yeşilce Topçam Yaylası T.M. Trabzon Araklı Yeşilyurt Yılantaş Yaylası Manisa Spil Dağı Kaynak: http://yigm.kulturturizm.gov.tr/ (27.12.2008) 8
Ünlü, Y., S., TÜRSAB Ar‐Ge Departmanı Raporu, 2004, s. 1‐5. İlan Tarihi 1990 1990 1990 1990 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1991 1993 1995 1995 1995 1998 1998 1998 1998 Özellikleri Yayla + Kış Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla+Kış Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla+Kış Yayla+Kaplıca+Kış Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla Yayla 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
9
Tablo 1’de görüleceği gibi, yaylalar sadece yayla turizmine değil farklı tür‐
lere de hizmet edebilmektedir. Yaylacılık, dolayısıyla yayla turizmi kırsal ke‐
simlerde yaşanan bir olgu olması, kırsal kesimde yaşayanların turizm gelirle‐
rinden pay alarak refah seviyeler yükselmesinin sağlanmasına katkıda bulunur. Ancak, sürdürülebilir politikalar çerçevesinde düşünüldüğünde, geri dönüş oranı düşük ve yavaş olan yayla turizmine yatırım yapacak kişiler için uygun merkez ve koşulların oluşturulması gelişim açısından önemlidir. Ayrıca, genel olarak ürün çeşitliliğinin sağlanması için bir alternatif olan yayla turizminde, çeşitliliğin sürdürülebilmesi için, yayla turizminde kullanılacak doğal ve kültü‐
rel kaynakların sürdürülebilirlik ilkelerine göre kullanılmasını sağlayacak poli‐
tika ve stratejilerin de geliştirilmesi gerekir. Bu politika ve stratejilerin belirlen‐
mesi içinde, hedef alınan pazar bölümlerindeki tüketici profillerinin belirlen‐
mesi ve pazarlama stratejilerinin ve araçlarının kullanılması son derece önemli‐
dir. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10
Şekil 5.1. Sürdürülebilirlik Süreci Yayla Turizmi Geliştirme ve Pazarlama Yayla turizmi, alternatif türler arasında Türkiye açısından potansiyeli en yüksek olanlardan biridir. Bununla beraber, gereken önlemler alınmazsa doğal açıdan yaylalar çevresel olarak en riskli alanların başında gelmektedir. Bu ne‐
denle, nispeten doğal kalabilmiş yaylalar çevresel sorunlarla karşılaşabileceği gibi yaylaların sosyal ve kültürel unsurları da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle geliştirme aşamasından pazarlama süreçlerine kadar uygulanacak bütün politi‐
kalar sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olmalıdır. Sürdürülebilir ilkeler çerçeve‐
sinde yayla turizmi gelişimine bir model olması açısından Şekil 1 yol gösterici olabilir. Kaynak: Garrod, B. ve Fyall, A., “Beyond the Rhetoric of Sustainable Tourism?”, Tourism Management, C..19, Sayı. 3, 1998, s. 201. Hangi tür turizme ait olursa, turizm ürünü kendine has özellikleri olan, gerek üretmeden önce gerekse üretim ve tüketimi esnasındaki farklı süreçler gerektiren bir üründür. Turizmde yeni bir ürün, bütünleşik ürün olarak, diğer bir ifadeyle destinasyon olarak sunulur. Bu süreç, alt ve üst yapının geliştirilme‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
11
12
si ve pazarlama çabalarının çevresel ve kültürel değerlere zarar vermeyecek düzenlemelerin ve yatırımların yapılması ile sürdürülmelidir. Şekil 2 yayla tu‐
rizmi geliştirme ve pazarlama süreçleri için bir model önermektedir. Şekil 2. Yayla Turizminde Geliştirme ve Pazarlama Modeli 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
dır. Özellikle tek bir türe dayalı destinasyonlarda, gelişim süreçlerinde planlarla gerçekleşen çıktılar arasında farklılıklar oluşmaktadır. Yapılan araştırmalar, planlamacıların gerçek niyetleri ile gerçekleşen uygulama sonuçlarının arasında farklılık olduğu ve planda yer alan konuların yarısından fazlasının planlandığı gibi uygulanamadığını ortaya koymaktadır.9 Turizm gelişim planlarındaki en‐
geller şöyle sıralanmaktadır10 : • Ana planda hatalar, • Planlamacıların araştırma ve analiz yapmadaki yetersizlikleri, • Yanlış öngörüler, • Planlamacının deneyim eksikliği, • Uygulayıcıların yanlış anlamaları, • Uygulayıcı ile planlamacıların arasındaki fikir ayrılıkları, • Özel sermayesinin saldırgan tutumu, • Bölgeler arasındaki dengesiz gelişmişlik düzeyidir. Planlama, bilimsel değerlendirmeler ışığında yapılmalıdır. Turizme açıla‐
cak yaylanın fauna ve flora açısından değerlendirilmesi yapılarak, hassas türler ve türlerin bulunduğu bölgeler tespit edilmeli ve gerekli koruyucu önlemler alınmalıdır. Aksi takdirde doğa zincirinde bulunması gereken bir canlı türünün yaşadığı bir alan zarar görebilir veya bir tür yok olabilir. Bu türlerin yaşadığı hassas bölgelerden gerek altyapı gerekse üst yapı yatırımları uzak tutulmalı ve aşırı ziyaretten kaçınılmalıdır. Karadeniz bölgesinde ve Toroslarda gerçekleştiri‐
len yayla turizminde altyapıyı geliştirmek amacıyla asfalt dökülmesi bölgedeki yaban hayvanlarını olumsuz etkilediği belirlenmiştir11. Kaynak: Lertkulprayad, Lamson, “Marketing Cultural Heritage to Promote Tourism Growth in Areas of Low Tourism Patronage – The Case of Petchaburi Doentown, Thailand”, Proceeding of 2007 Internatinational Tourism Biennial, Çanakkale, 2007, s. 310’daki şe‐
kilden uyarlanmıştır. Çevre etkileşim değerleme raporlarının hazırlanması son derece önemlidir. Doğal çevrenin korunmasında ekoturizm uygulamalarına ağırlık verilmelidir. Ancak unutulmamalıdır ki, ekoturizm iyi bir arazi kullanımı sağlasa da, iyi bir çevresel koruma sağlamaz ve topluma bir miktar gelir sağlayabilir ve toplumun gelişimine katkıda bulunabilir, ancak bu belli sınırlar dahilinde ve önemli dere‐
cede yatırım desteği ve zaman gerektirir.12 Bu nedenle, yerel halk turizm gelişi‐
minin çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçları konusunda eğitilmeleri şarttır. Özellikle, yayla turizmi gibi küçük ölçekli gerçekleştirilmesi gereken türlerde, turizm yatırımlarının pahalı ancak geri dönüş hızının düşük olduğu konusunda Lai, K., Li, Y. ve Feng, X., “Gap between Tourism Planning and Implementation: A Case of China”, Tourism Management, C. 27, 2006, s. 1178 10 Lai ve Feng, a.g.e., s. 1178 11 http://www.evciltoplist.com/doga‐turizmi‐hayvan‐neslini‐tehdit‐ediyor.html (12.12.2008) 12 Kiss, A., “Is Community‐based Ecotourism a Good Use of Biodiversity Conservation Funds?”, Trends in Ecology and Evolution, C. 19, Sayı: 5, 2004, s. 235. 9
Kırsal alanların ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda gelişmesini, doğal ve kültürel zenginliklerin korunmasını hedefleyen turizm türlerinden yayla turizmi gibi türleri geliştirmek mümkün gibi görünse de pek kolay olmamakta‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
13
bilinçlendirilmelidir. Diğer bir ifadeyle, yayla turizminin gelişimi kırsal kesim‐
lerin ekonomik refah düzeyinin artırılmasında sihirli değnek olmadığı bilinme‐
lidir. Turizm gelişiminin diğer olumsuz tarafı, gelişimin rant sağlaması ve tu‐
rizme açılan kırsal veya tarım alanlarına imar izni verilmesiyle oluşabilecek rant ve plansız gelişimdir. Özellikle yaylalar gibi geleneksel ve kültürel yönleri olan, insanların atalarından gördüğü bir yaşam biçiminde bu risk daha fazladır. Bunu örneklemek gerekirse, yaylacılığın ekonomik nedenlerden dolayı önemini kay‐
betmesi sonucu en fazla göç veren bölgelerden bir tanesi de Karadeniz’dir. Göç eden ve belli bir birikim sahibi olmuş Karadenizliler, çocukluklarının geçtiği veya atalarının göçtüğü yerlere geçici bir süre için olsa da dönmek yılın belli bir süresini geçirmek istemektedir. Bugün Perşembe Yaylasına çıkıldığında, insan‐
ların hafızasına yer eden, adeta Karadeniz yaylalarının imajı olan o geleneksel ahşap evler veya yapılar ve serenderleri görmek mümkün değildir. Modern görünümlü çok katlı rengarenk yapıların hakim olduğu bir görünüm söz konu‐
sudur. Bu yapıların Karadeniz kültürü ile bir ilgisi yoktur. Ayrıca, TOKİ’nin yaklaşık 250 konutluk bir projesinin onay almıştır. Bu lüks konutları bölge halkının ne kadarı sahip olacaktır? Çünkü bu binalara belli bir ekonomik birikim gerektirir. Ekonomik nedenlerden dolayı, sürekli göç ve‐
ren Kabataş‐Aybastı yerel halkının ne kadarının böyle bir birikimi vardır? Genel olarak Karadenizli olan ama büyük şehirlerde yaşayan ve belli bir birikime sa‐
hip kişilerin, Karadenizli olmasa da ikinci konut olarak yatırım yapmak isteyen‐
lerin veya giderek popüler hale gelen yayla yazlıklarına sahip olmak isteyen kişilerin alabileceği konutların oluşturulması söz konusudur. Bu kişilerin belli bir yaşam standardı vardır ve geçici olarak gitseler bile bu standartları araya‐
caklardır. Böylesine büyük bir projenin altyapısını oluşturmak için doğanın bir kısmı kullanılacaktır. Yol, su, kanalizasyon vb altyapı ve bölgesinin otantik de‐
ğerlerine uymayan, geleneksel estetiğini bozabilecek üst yapısı, yaylanın doğal ve kültürel dokusuna zarar verecektir. Turizme açılması düşünülen bölgede yasal düzenlemeler bu tür gelişimleri engelleyecek şekilde düzenlenmesi ve yaylanın büyüklüğü dikkate alınarak fiziksel ve sosyal taşıma kapasitelerini belirlenmesi zaruridir. Unutulmaması gereken, bu alternatif türlerin geliştiril‐
mesindeki temel hedef yerel halk, doğal ve kültürel çevreyi korumaktır. Yuka‐
rıda verilen örnekte, ne yerel halkın önceliği, ne doğal veya kültürel çevrenin korunması söz konusudur. Turizm gelişiminin bir diğer engelde destinasyonların pazarlamada yaşa‐
dığı sorunlardır. Turizm tüketicisi çok geniş bir alana yayılmıştır. Tanıtım ve dağıtım için yeterli sermayesi olmayan küçük ve orta ölçekli işletmelerden olu‐
14
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
şacak yayla destinasyonlarının tüm tüketicilere ulaşması oldukça zordur. Bu nedenle, pek çok destinasyon turizm dağıtımda dev olan tur operatörlerine veya seyahat acentalarına bağımlı kalmaktadır. Bugün, en önemli talep yaratıcı ülkelerden biri olan İngiltere’de turizm talebinin % 80’ninden fazlası tur opera‐
törlerince yönlendirilmektedir ve operatörler bu işletmelerin üretim politikala‐
rına müdahale edebilmektedir.13 Destinasyonun pazarlama çabaları ekonomik kaygılarla kitlesel tüketime kayabilir. Kitlesel tüketim ise küresel özellikler ka‐
zanır. Kitlesel tüketim ise bilinen sonuçların doğmasına neden olacaktır. Bu nedenle ölçek ekonomisine göre hareket eden tur operatörleri yerine, küçük ölçekli seyahat acentaları, online dağıtım veya doğasever derneklerinin bülten‐
lerine reklam verme gibi tanıtım ve dağıtım politikaları ve kanallarına yönelme‐
si, kitlesel tüketimin engellenmesi açısından önemlidir. Yayla turizmi de, tutundurma konusunda diğer turizm türleriyle benzer özellikler gösterir. Oldukça farklı özellikler arz eden ve pek çok değişkenden kolayca etkilenen turizm endüstrisinde tutundurmanın önemi şu nedenlere dayanır14. 1. Talep genellikle mevsimseldir ve talebin düşük olduğu dönemlerde teşvik edilmelidir; yayla turizmi genellikle ilkbahar‐yaz aylarında talep edilmektedir. Yaylaların yükseltisi, iklimsel özellikleri de dikkate alı‐
narak sonbahar ve kış aylarında da çekici olabileceği vurgulanmalıdır. 2. Tüketicinin, ürünü görmeden almaya teşvik edilmesi zorunluluğu vardır; tüketici yaylaya gittiğinde kültürel ve doğal olarak otantik çeki‐
cilikleri deneyebileceğine ikna edilmeli ve bu sağlanmalıdır. 3. Marka bağımlılığı, genellikle zayıftır; yayla turizmi tüketicileri genel‐
likle yayla turizmi açılan bölgelere ailevi bağlarla bağlanan kişilerdir. Genel tüketici olarak, farklı bir deneyim arayan tüketiciler yöneldiği bir turizmdir. Bu nedenle tekrar edilen ziyaretlere bağımlılık oldukça yüksektir. 4. Çoğu ürün, genellikle katı rekabete maruz kalır; turizm pek çok yerel yönetimin ekonomik gelişim ve refah artırımı için bir araç olarak kabul edilir. Türkiye’de bugün yayla turizmine uygun yüzlerce yayla vardır. Smeral, E., “The impact of Globalization on Small and Medium Enterprises: New Challenges for Tourism Policies in European Countries”, Tourism Management, C: 19, S: 4, 1998, s. 373; Bastakis, C. Buhalis, D.ve Butler, R., “The Perception of Small and Medium Sized Tourism Accommodation Providers on the Impacts of the Tour Operators’ Power in Eastern Mediterranean”, Tourism Management, C: 25, S: 2, 2004, s. 151‐170 14 Coltman, M. M., Introduction To Travel And Tourism: An Internal Approach, New York, Von Nostrand Reınhold, 1989, s. 255 13
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
15
5. Ürünler kolayca taklit edilebilir; yaylacılığın özü ve kökeni aynıdır. Yayla özellikleri değişmekle beraber, bir destinasyonun sunduğu ürün başka bir destinasyonca rahatlıkla taklit edilebilir. Yayla destinasyon olarak geliştirildikten sonra tanıtılması gerekir. Tüketici yaylanın bir destinasyon olarak var olduğunu bilmelidir. Bu nedenle, pazarlama sürecinde tanıtım son derece önemlidir. Yayla turisti, genel ilgi turistinden fark‐
lı olarak özel ilgi turisti bağlamında ele alınmalı ve tanıtım ona göre yapılmalı‐
dır. Yayla turistinin yoğun olarak bulunduğu pazar bölümleri bilimsel yöntem‐
lerle analiz edilmeli ve bu tüketicilerin özellikleri belirlenmelidir. Tanıtım yap‐
madan önce bazı soruların yanıtları araştırılmalı ve tanıtım kararları o şekilde alınmalıdır. Bu soruların bazıları şunlardır; • Tanıtım için ne kadar bütçe ayrılacaktır? • Tanıtım hangi araçlarla yapılacaktır? • Tanıtımda ne tür görsel materyaller kullanılacaktır? • Destinasyonun hangi özelikleri vurgulanacaktır? Yayla turizmine açılan destinasyonlar genel olarak kırsal alanlar olduğu için ekonomik olarak geri kalmış bölgelerdir. Bu nedenle, tanıtım bütçesi olduk‐
ça kısıtlı olacaktır. Bu nedenle, yerel yönetimin veya girişimcilerin tanıtım büt‐
çesi ayıramayacakları için, bu işlev ulusal hükümete düşmektedir. Ayrılan büt‐
çeye göre kullanılacak tanıtım araçlarının çok iyi seçilmesi ve etkin bir şekilde kullanılması önemlidir. Burada, yayla turizmini diğer alternatif turizm türleri gibi küçük ölçekli olması gerekir. Bu nedenle, büyük kitlelere ulaşan ve pahalı olan medya araçları yerine daha yerel medya kuruluşları tercih edilmelidir. Ulusal veya uluslararası yayın yapan radyo veya televizyon yerine, hedeflenen kitlelerin bulunduğu bölgelerde yerel yayın yapan radyo ve televizyonlar tercih edilebilir. Benzer şekilde, ulusal düzeyde dağıtılan gazeteler yerine, yerel gaze‐
telerin veya doğaseverlerin kurduğu derneklerin bültenlerinde tanıtım yapmak hem daha maliyetli olacaktır hem de amaca ulaşacaktır. Bu şekilde tanıtım, kit‐
lesel tüketim yerine bu turizm türüyle ilgilenebilecek kişilere ulaşılarak, dengeli veya aşamalı gelişim sağlanabilir. Bu aşamada verilmesi gereken önemli bir diğer kararda dağıtım kanalının belirlenmesidir. Dağıtımı ters yönlü olan turizmde, dağıtım kanlı son derece önemlidir. Günümüz turizminde dağıtım büyük bir kısmı kitle turizminin mi‐
marı olan tur operatörlerince yapılmaktadır. Bu turizmin neden olduğu olum‐
suz sonuçlar ortadır. Ölçek ekonomisine göre faaliyet gösteren tur operatörleri, kısa vadede ekonomik anlamda avantajlar sağlasa da uzun vadede doğal ve kültürel çevreye zararlı olmaktadır. Bu nedenle, dağıtım kanalı olarak hedef 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
16
pazarlarda özel ilgi turizmine yönelik çalışan perakendeci seyahat acentalarının belirlenmesi ve dağıtım kanalı olarak bu acentaların kullanılması yararlı olacak‐
tır. Bu tür çalışma taşıma kapasitelerinin aşılmasını engelleyerek, sürdürülebilir‐
lik ilkelerine uygun bir dağıtım olanağı sağlayacaktır. Bu da bir ürün (destinas‐
yon) olarak yaylanın yaşam döngüsünü uzatacaktır. Unutulmaması gereken Türkiye’deki destinasyonların yaşam döngülerinin genel olarak 30‐35 yıl oldu‐
ğudur.15 SONUÇ Yaylalar, ekolojik anlamda en hassas doğal alanlardır. Öte yandan yaylacı‐
lık kültürel özelliklerde taşır. Turizmin geliştiği bölgelerde, özellikle kitlesel tüketime geçildiğinde doğal ve kültürel çevrenin olumsuz etkilendiği bilinen bir durumdur. Bu nedenle, yaylalar turizme açılacaksa, çok dikkatli bir planlama yapılmalı ve gelişim kontrol altında tutulmalıdır. Turizme açılması düşünülen yaylanın çevre etkileşim değerleme raporları, turizme açılan alanların rant alan‐
ları olacağı ve kontrol edilemezse gelişimin zararlı olabileceği gerçeği dikkate alınarak incelenmesi gerekir. Gelişim süreci yerel paydaşların kontrolünde ve onlara öncelik verecek şe‐
kilde tasarlanmalıdır. Süreç, destinasyon olarak ömrünü uzatacak şekilde plan‐
lanmalı ve yürütülmelidir Bu nedenle, tanıtım ve dağıtım son derece önemlidir. Tanıtım bütçesine uygun tanıtım kanallarının seçilmesi ve dağıtımın yerel kont‐
rolün dışına çıkabilecek aracılara verilememsi son derece önemlidir. Akılda tutulması gereken, ekonomik kaygılarla, kısa vadeli karlı bir sürecin uzun va‐
dede zararlı bir sürecin yerine konulmaması gerektiğidir. Kontrol edilmez ise, gelişim önce doğaya ve daha uzun vadede kültürel değerler zarar verecek, geri dönüşü olmayan, yenilemeyecek kayıplara neden olacaktır. Özetle yayla turiz‐
me bir destinasyon olarak açılacaksa şunlara dikkat edilmelidir; Planlama yerel politikalara dayalı, önceliği ve kontrolü yerel halka veren gelişim programı izlenmelidir; gerek sosyal gerekse fiziksel taşıma kapasiteleri çok iyi belirlenmeli ve bu kapasitelere kesinlikle uyulmalıdır. Örneğin fiziksel taşıma kapasitesi belirlenirken yaylanın belirli bir yüzdesi kullanıma açılmalı‐
dır. Bu bölgede hassas türlerin olmamasına dikkat edilmeli ve eğer açılacaksa da belirli önemleler alınmalıdır. Sosyal taşıma kapasiteleri, bölgenin kültürünün ve sosyal yapısının korunması açısından çok önemlidir. Turist kültürü her za‐
man üst kültür kabul edilir ve yerel kültürleri etkiler. Bu nedenle, belli bir anda bölgeye kabul edilecek ziyaretçi sayısı yerel halkın sayısını geçmemelidir. 15
Ahipaşaoğlu, H.S., Turizmde Rehberlik, Ankara: Detay Yayıncılık, 2001, s.72. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
17
Şüphesiz alt ve üst yapıda gelişmeler olacaktır. Ancak bu gelişmeler, daha doğrusu imar planlamaları yerel mimariyi koruyacak şekilde düzenlenmeli ve özgün ve yerel mimariyi bozacak yapılanmalara izin verilmemelidir. İşletmeler mümkün olduğunca küçük ve orta ölçekli ve yerel girişimcilerle yönetilen iş‐
letmeler olmadır. Altyapı doğal ve ekolojik dengeyi bozmayacak şekilde plan‐
lanarak, yavaş ve sürdürülebilir bir gelişim sağlanmalıdır. Bu gelişim sürecinde yerel halk çevre ve kültür değerler konusunda bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde, yerel, özgün ve geleneksel ürünlerin üretilmesi ve sunulması sağla‐
narak, sürdürülebilir alternatif turizm felsefesine uygun, tüketicinin aradığı farklılıklar sağlanmalıdır. İşletmelerin küçük ölçekli ve yerel ürünler sunması, ziyaretçi ile yerel halk arasındaki etkileşimi ve iletişimi yoğun bir hale getirir. Tanıtım ve dağıtım konusunda, çok geniş kitlelere yayılmak yerine, sadece yayla turizmi gibi türlere ilgi duyan tüketicilerin bulunduğu niş pazarlara odak‐
lanılmalı ve tanıtım maliyetlerinden tasarruf sağlanmalıdır. Doğasever dernek‐
ler, üçüncü yaş grupları, çevreciler, hayvan severler ve ekonomik nedenlerle büyük şehirlere göçmüş ve orada hemşerileri ile beraber olabilmek için kurul‐
muş dernekler hedef pazar olarak seçilebilir. Dağıtım konusunda büyük opera‐
törler yerine yukarıda bahsi geçen derneklerin web sitelerine link vererek direkt dağıtım yapılabileceği gibi seyahat profesyonelleri ile de dağıtım yapabilir. An‐
cak, dağıtımda büyük operatörler yerine, bu alanda uzmanlaşmış küçük opera‐
törler veya seyahat acentaları kullanılmalıdır. Böylece kitle turizmine yönelik çalışan operatörlerin baskısından uzak kalma olanağı olacaktır. KAYNAKÇA Ahipaşaoğlu, H.S., Turizmde Rehberlik, Ankara: Detay Yayıncılık, 2001. Bastakis, C. Buhalis, D.ve Butler, R., “The Perception of Small and Medium Sized Tourism Accommodation Providers on the Impacts of the Tour Operators’ Power in Eastern Mediterranean”, Tourism Management, C: 25, S: 2, 2004. Coltman, M. M., Introduction To Travel And Tourism: An Internal Approach, New York, Von Nostrand Reınhold, 1989. Kiss, A., “Is Community‐based Ecotourism a Good Use of Biodiversity Conservation Funds?”, Trends in Ecology and Evolution, C. 19, Sayı: 5, 2004. Lai, K., Li, Y. ve Feng, X., “Gap between Tourism Planning and Implementation: A Case of China”, Tourism Management, C. 27, 2006. Smeral, E., “The impact of Globalization on Small and Medium Enterprises: New Challenges for Tourism Policies in European Countries”, Tourism Management, C: 19, S: 4, 1998. Ünlü, Y. S., TÜRSAB Ar‐Ge Departmanı Raporu, 2004, s. 4‐5. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
18
http://www.evciltoplist.com/doga‐turizmi‐hayvan‐neslini‐tehdit‐ediyor.html (12.12.2008) http://www.gezikolik.com/Alternatif_Turizm/Yayla_Turizmi/Turkiye/Turkiye_de_Yayla
cilik/e5205.aspx (27.01.2009) http://www.giresunlular.com/newsdetail.asp?NewsID=1125 (24.08.20099) http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF060F3652013265D66F
8935E20A9CB198 (24.08.2009) http://tr.wikipedia.org/wiki/Yayla_(co%C4%9Frafya) (11.01.2009) 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
19
20
PERŞEMBE YAYLASI’NDA ÖZGÜNLÜK KAVRAMI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME ∗
Araş. Gör. Deniz KARAGÖZ YÜNCÜ ÖZET Bu çalışmanın konusunu, modern dünyanın ve turizmin en önemli konularından biri olan özgünlük kavramı oluşturmaktadır. Çalışmada, turizm alan yazını kapsamında özgünlük kavramı ile ilgili kavramsal çalışmalar incelenmiştir. Daha sonra Perşembe Yaylası’nın özgünlük kriterleri olarak belirlenen doğal, kültürel ve sosyal değerleri tu‐
rizm kapsamında değerlendirilmiştir. Ayrıca, belirlenen yerel değerlerin turizm açısın‐
dan geliştirilmesine yönelik öneriler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Özgünlük, özgünlük kriterleri, Perşembe Yaylası. ABSTRACT The subject of this study is authenticity that one of the most important concept of modern world and the tourism. In this study, conceptual studies that were about authen‐
ticity concept in tourism literature were investigated. Than natural, cultural and social values as authenticity criteria of Persembe Highland were evaluated in concept of tour‐
ism. Furthermore, suggestions that were development of local values through tourism were offered. Keywords: Authenticity, authenticity criteria, Persembe Highland. 1. GİRİŞ Plato, Dostoyevski Freud ve Baudrillard gibi büyük yazarlar insanların ya‐
şamlarını anlamlandıran unsurları açıklamak için özgünlük kavramını kullan‐
mışlardır. Ancak pozitivizm, yapısalcılık ve postmodernizm gibi felsefi yakla‐
şımlardan farklı olarak turistlerin davranışlarının ve deneyimlerinin açıklama‐
sında turizm ve özgünlük literatüründe bazı eksiklikler bulunduğu saptanmış‐
tır (Yeoman, Brass ve Beattie, 2007; Wang 1999). Fakat Wang (1999) nasıl bir bakış açısı kabul edilirse edilsin özgünlük kavramının turizm ve seyahat teme‐
linde oldukça önemli olduğunu belirtmiştir. Turizmi günlük yaşamdan ayıran temel özellik, turizmin çağdaş insanın yaşamına anlam veren temel bir kurum ∗
Anadolu Üniversitesi, Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, Yunus Emre Kampusu, 26470 Eskişehir, E‐
posta: [email protected] 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
niteliği kazanmasıdır. Geleneksel inançların etkisinin azalmasıyla, çağdaş top‐
lumun bireyleri, gerçek ve bozulmamış olanı arayarak yaşamlarına bir anlam kazandırmak için yolculuk yapmaya, başka kültürleri deneyimlemeye başlamış‐
lardır. Böylece turizm yeni ve özgün olanı bir ölçüde arama davranışına dö‐
nüşmüştür (Doğan, 2004:60). Wilmott ve Nelson (2003) günümüzde tüketim olgusunun oldukça karma‐
şıklaştığını bu nedenle bireylerin kendini gerçekleştirme olgusunu da içeren, yeni anlamlar ve deneyimler aradıklarını belirtmektedirler. Başlangıçta, insanlar çevre, hayvan hakları ya da üçüncü dünya ülkelerindeki açlık gibi oldukça ge‐
niş alandaki sorunlar ile ilgilenmişlerdir. Kendini gerçekleştirme ve tamamlama amacıyla yerine getirilen bu davranışlar maddeci sahiplenmenin ötesinde fay‐
dalı işler yapma ve daha derin anlamlar arayışı olarak kabul edilmektedir. Bu davranışlar ve ilgi, mallar ve hizmetlerden deneyimlere hareket eden bir ta‐
mamlamadır. Bireyler kendini gerçekleştirme ve gerçekliği deneyimleme adına günümüzde boş zaman ve seyahat deneyimlerine yönelmektedir. Pine ve Gilmore (1999) bunu deneyim ekonomisi olarak adlandırmaktadır. Pine (2004) tüketicilerin bir ürünü ya da hizmeti satın alıp almamasının, ürün ya da hizmet‐
te algıladığı gerçekliğe yani özgünlüğüne bağlı olduğunu belirtmiştir. Benzer şekilde Yeoman, Brass ve McMahon‐Beattie (2007) bugünün turistleri için temel seçim kriterinin özgünlük olduğunu ifade etmişlerdir. 2. TURİZMDE ÖZGÜNLÜK KAVRAMI VE KRİTERLERİ Turizmde özgünlük kavramı, kitle turizmi destinasyonlarının ortaya çıktı‐
ğı 1960’lardan itibaren araştırma konusu haline gelmiştir. Özgün olmayan “sah‐
te etkinlikler” üzerine ilk eleştirileri yapan MacCannell (1973; 1999), Cohen (1988) ve Urry’nin (1990) çalışmaları ile turizmde özgünlük konusu tartışılmaya başlamıştır. MacCannell “turistik bilincin özgün deneyimler arzusu ile harekete geçtiğini belirtmiştir (1999: 101). Modern toplumun sıradan ve yabancılaşmış olduğunu, bireylerin “gerçeklik ve özgünlüğün başka bir yerde” olabileceğini düşündükleri için özgünlük arayışında seyahate yöneldiklerini ifade etmiştir (1999: 3). Özgünlük modern batı dünyasında kültürel bir yapıdır. Önceki zamanlar‐
dan farklı olarak, modern insanlar günümüzde kendilerini bütünüyle tanımla‐
yamamakta ya da sadece içsel benlikleriyle uyumlu olmayan sosyal konumları anlamında tanımlanabilmektedirler. Handler insanlar üzerindeki bu baskının, onları içten olmayan, samimiyetsiz ve özgün olmayan bir yörüngeye oturttuğu‐
nu belirtmektedir (Handler 1986: 3). Bu yabancılaşmanın üstesinden gelmeye istekli modern insan bir turist olarak gündelik‐sıradan çevrenin dışında özgün deneyimler aramaktadır (Cohen 1988: 373). Bu nedenle “geçmiş, diğer ya da bir 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
21
başka mekan” modernite için bir örnek haline gelmekte ve bu mekanlar turistler için aradıkları temel özgünlük unsuru niteliğine dönüşmektedir (Olsen 2002: 162). Hannabus, özgün bir kültür ile bağlantı kurmanın ya da özgün objelere sahip olmanın turistler için özgünlüğü kendilerine mal etme, içselleştirme im‐
kanı verdiğini ileri sürmektedir (Hannabuss 1999). Turizm kapsamında çeşitli özgünlük tanımlamalarını inceleyen Waitt ça‐
lışmalarda özgünlüğün “tam, öz, gerçek, doğru ve mevcut” gibi ifadeler ile tanımlandığını saptamıştır (Waitt, 2000: 846). Benzer şekilde Teobald özgünlük kavramını “saf, öz ve gerçek şey” anlamında kullanmaktadır (Teobald, 2005: 411). Turizm bağlamında farklı özgünlük yaklaşımlarını kapsamlı olarak ince‐
lediği çalışmasında Wang (1999: 358) özgünlüğü; obje, toplum ya da özgünlük söylenceleri (miti) ile ilişki olarak tanımladığı varoluşsal özgünlük ile; temel seyahat güdüsü olarak “bilme arzusunu açıklayan ve daha sonradan oluşturul‐
muş somut nitelikler olarak ikiye ayırmaktadır. Selwyn (1996: 4) ise bu iki tür özgünlüğü “hot” ve “cool” özgünlük olarak adlandırmaktadır. “cool” özgünlük genellikle destinasyon çekiciliği olarak kültürel ve doğal mirasın sunumu ile ilişkilidir. Sedmak ve Mihalic ise çalışmalarında özgünlüğü, modern turizm gelişmeden önce de mevcut olan, açıkça ithal edilmemiş ya da tamamen yerel olan ve kitle üretimi ya da endüstriyel amaçlarla üretilmemiş mimari, mutfak, soyut miras, doğal çevre gibi destinasyon çekicilikleri olarak tanımlamaktadır (Sedmak ve Mihalic, 2008: 1016). Sedmak ve Mihalic (2008) turizm literatürünü inceleyerek, çeşitli çalışmalarda yapılmış destinasyon özgünlük sınıflandırmala‐
rını Tablo 1’de görüldüğü şekilde sıralamışlardır. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
22
Tablo 1. Destinasyonların Özgünlük Kriterleri Boissevain (1996; 2001) Cohen (1988; 1993) Gartner (1996) Goulding (2000) Hannabuss (1999) Hinch (1996) Hughes (1995) Kuznesof, Tragear ve Moxey (1997) MacCannell (1999) Moscardo ve Pearce (1986) Revilla ve Dodd (2003) Richards (1997) Selwyn (1996) Smith (2001) Urry (2000) Yerel halkın yaşam biçimi, müzik, el sanatları, ritüeller, gele‐
neksel mimari, karnavallar, hediyelik eşya, yiyecek, restoran‐
lar, kutlamalar, festivaller. El sanatları, hediyelik eşya, kültür (ritüeller, dans…), yerel halkın yaşam biçimi, tarihi çekicilikler (tarihi kalıntılar, temalı parklar…) Arkeolojik siteler, binalar, kaleler, sanat galerileri, el sanatları, savaş alanı, tarihi oluşumlar, ünlü insanların doğum yerleri ve mezarları, kiliseler, geleneksel mimari, seralar, etnik etkinlikler, ritüeller, etnik mutfak ve restoranlar, sergiler, maden ocakları, müzeler, tekrar sahnelenen tarihi etkinlikler, tiyatrolar. Binalar, geleneksel aktiviteler, giysileri müzeler Kaleler, temalı parklar, gösterişli evler, katedraller, geleneksel danslar, karnavallar, tarihi siteler, tarım ve balık tutma gele‐
neği, edebi mekanlar, moda, mobilya, müzik, peyzaj, vahşi yaşam. Mimari, iklim, doğal çevre, imaj, ün, el sanatları, kültürel farklılıklar, sosyal ilişkiler. El sanatları, kültürel miras, tarihi sahnelemeler, mimari, vide‐
olar, işaretleri tarihi objeler, tarihi restorasyon. Yerel yiyecekler Yerel evler, tarihi objeler ve mekanlar, doğa, geleneksel ya‐
şam şekli. Tarihi temalı parklar El sanatları Mitler, gelenekler, ritüeller, sanat eserleri, binalar, peyzaj Turistler tarafından tüketilen “kültür”, toplum, tarih, kültürel miras, etkinlikler, mitler, mekanların ruhu. El sanatları, geleneksel mimari, kültür, kültürel miras. Kemer ve köprüler, kuleler, eski binalar, artistik objeler, yiye‐
cek, kırsal bölgeler, doğa, endüstriyel miras, yerel halkın turistlere yönelik tutumları. 3. PERŞEMBE YAYLASI’NDA ÖZGÜNLÜK KRİTERLERİ TEMELİNDE TURİZMİN DEĞERLENDİRİLMESİ Aybastı’nın 17 km güneybatısında yer alan, yüzyıllardır Türk kültürünün kuşaktan kuşağa aktarıldığı çeşitli panayırların, şenliklerin düzenlendiği Per‐
şembe yaylası, günümüzde çevredeki çok sayıda yayla yerleşmesinin merkezi 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
23
durumundadır. Aybastı‐ Kabataş ilçelerine bağlı birçok köy yerleşmesinin eko‐
nomik faaliyet sahalarının uzantısını oluşturan Perşembe ve çevresindeki yayla alanları, geleneksel yaylacılığın yoğun olarak sürdürüldüğü kesimlerdir. Kaba‐
taş ve Aybastı halkının yanı sıra Reşadiye‐Niksar ve Tokat dolaylarında yaşa‐
yanların yaz mevsiminde karşılaşma yeri ve söz konusu yerleşmelerin ticari ilişkisinin merkezini oluşturan Perşembe Yaylası, aynı zamanda da çevredeki yaylaların pazar fonksiyonunu üstlenmiştir. Yaylada Temmuz ayı ortalarında düzenlenen şenlikler ve kurulan panayırlara yöre dışından çok sayıda katılım olmaktadır. Bir destinasyon olarak tanımlanan Perşembe Yaylası ve yakın çevresinin özgünlük kriterleri ve bu kriterlere ilişkin değerlendirme ve öneriler aşağıda açıklanmaktadır. 3.1. Doğal Çevre ve Manzara Perşembe yaylasının iklimi ve flora‐fauna zenginliği, bölgenin diğer desti‐
nasyonlardan farklılaşmasına yol açmaktadır. Yaylanın şehirden uzak oluşu turistlere gürültü ve kalabalıktan yalıtılmış, bozulmamış bir doğa deneyimi sunmaktadır. Manzara veya görünüm açısından bölgenin büyük bir avantaja sahip olduğu belirtilmektedir (Argan, 2007). Gerek Karadeniz bölgesinin bütün‐
sel olarak görünümü, gerekse Ordu bölgesi manzara yönünde kayda değer bir özellik taşımaktadır. Aybastı ve Kabataş bakımından civar manzara yerleri, mesire bölgeleri ve özellikle Perşembe Yaylası büyük bir ayırt edici özelliğe sahip olarak değerlendirilebilmektedir (Argan, 2007: 161). 3.2. Yerel Mutfak Genel olarak yerel mutfağın temelinde genellikle mısır ve mısır unu bu‐
lunmaktadır. Bölgeye özgü temel yöresel yiyecekler Pancar Çorbası (Hele), Mı‐
sır (Darı) Çorbası, Karalahana Çorbası, Belocen (Diken Ucu Kavurması) Dolma‐
sı, Keşkek, Helva. Ayrıca bölgede hayvancılığın yaygın olması ile et tüketimi, özellikle kuzu eti tüketimi ,öne çıkmaktadır. Ancak bölge yöresel yiyecekler ve yerel mutfak açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına karşın bu değerle‐
rin ziyaretçiler ve turistlere sunumunda eksiklikler yaşanmaktadır. Misafirlere diğer bölgelere ait yemeklerin sunulması bir dezavantaj oluşturmaktadır (Argan, 2007). Yerel değerler bakımından yaylaya gelen turistlere yöresel yiye‐
ceklerin sunumunun çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesinin, yöreye özgü yiyeceklerin hazırlanması aşamasında turistlerin bu sürece dahil edilmesinin turistler için eşsiz bir deneyim sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca doğal or‐
tamda tamamen organik tarım yapılması ve turistlerin beklentileri doğrultu‐
sunda yiyecek, içecek ve tüm ihtiyaçlarının karşılanması anlamına gelen kırsal 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
24
turizm çerçevesinde deneyim ve ürünlerin sunumu ile yaylaya daha fazla turist çekilebilecektir. 3.3. Konaklama Alanları Perşembe Yaylası’nda bölgeye gelen turistlerin konaklama ihtiyaçları sa‐
dece yerel halkın sahip olduğu evlerin ziyaretçilere açılması ile sağlanmaktadır. Bu noktada Perşembe yaylasında konaklama alanları açısından eksiklikler ol‐
duğu görülmektedir. Bu eksikliğin giderilmesi açısından yaylada bölgeye özgü çadırların kurulması ve ziyaretçiler için konforlu hale getirilmesi, ahşap oteller ve yerel mimari ile uyum gösteren konaklama alanlarının inşa edilmesi gerek‐
mektedir. Bu yapıların kullanıma açılması ile bölgedeki özgünlüğün sürdürüle‐
rek turistlere aktarımı sağlanabilecektir. 3.4. Tarihi Mekanlar Perşembe Yaylası ve çevresinin sınırlı da olsa Kümbet ve Yason Burnu gibi çeşitli tarihi mekanlara sahiptir. Bu mekanlar: Kümbet: Perşembe Yaylası sınırları içerisinde, Pontus Devleti’yle yapılan muharebelerde şehit düşmüş (1300 ‐1364) ve halk tarafından evliya olarak ziya‐
ret edilen bir kümbet bulunmaktadır. Yason Burnu: Yason Burnu Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı, denize uzanan küçük bir yarımada şeklindedir ve ikinci derece doğal ve arkeolojik sit alanı olarak korumaya alınmıştır. Bu alan üzerinde bir kilise, bahçe duvarı kalıntısı ile birlikte halen ayaktadır. Bunun yanı sıra deniz kıyısı boyunca uzanan duvar kalıntılarından bazı kısımlar, antik liman ve balık üretme havuzları günümüze kadar gelmiştir. 3.5. Aktivite ve Etkinlikler Perşembe Yaylası sahip olduğu doğal güzellikler ve yerel kültür kapsa‐
mında çeşitli aktiviteler için önemli bir potansiyele sahiptir. Spor etkinlikleri kapsamında yaylada yamaç paraşütü, çim kayağı, dağcılık, trekking ve alpinist aktiviteler gerçekleştirilebilmektedir. Ayrıca, sahip olduğu fauna sayesinde av turizmi için de potansiyele sahiptir. Ancak av turizmi açısından faunaya ve doğal yaşama zarar vermemek için çeşitli düzenlemelerin geliştirilerek av tu‐
rizminin kontrol altına alınması gerekmektedir. Kültürel etkinlikler kapsamında ise Perşembe Yaylası’nda her yıl geleneksel cip şenlikleri, Kümbetʹte at yarışları, Aybastı Perşembe Yaylası şenlikleri düzenlenmektedir. Perşembe yaylası şenlik‐
leri kapsamında en iyi peynir, damızlık buzağı, damızlık koç ve koyun kırkma yarışmaları, geleneksel yağlı güreşler gibi etkinlikler düzenlenerek yerel kültü‐
rün ve geleneklerin etkinlik katılımcılarına sunumu sağlanmaktadır. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
25
3.6.Yerel Halk Bölgenin yerel halkı, misafirperverlik, ağırlama, insanlara yaklaşım gibi pek çok bakımdan son derece yerel ve temiz bir yapıyı ortaya koymaktadır. Kültürel özellikler bakımından da gelen misafiri ve turisti ev sahibi mantığı ile ağırlama, gelen turistler için yayladaki özgün yaşamı sergileme açısından ayrı bir çekicilik unsuru sağlamaktadır. 3.7. Hediyelik Eşya ve El Sanatları Bölgede geleneksel el sanatlarının satışının yapılabileceği herhangi bir ma‐
ğaza bulunmamaktadır. Ancak şenlik programı içerisinde yörenin ürünlerini tanıtıcı halı sergisi, el sanatları sergisi gibi sergiler düzenlenmektedir. Gelenek‐
sel el sanatlarının yok olmaya yüz tuttuğu bölgede çeyiz sandıkları, diğer ahşap hediyelik eşyalar (Argan, 2007), yerel halı ve el sanatlarına yönelik ürünlerin üretiminin ve satışının sağlanması hem el sanatlarının sürdürülebilirliğinin sağlanması hem de turizm açısından faydalı olacaktır. 4. SONUÇ Küreselleşme, teknoloji, sosyal ilişkilerin ve üretim kalıplarının değişimi turistlerin tüketim ve tercih biçimlerinde değişimi de beraberinde getirmektedir. Modern yaşamın karmaşıklığı, günlük fiziksel ve sosyal çevrenin sahteliği, se‐
yahat tercihlerinde turistleri bozulmamış ve özgün olanı aramaya itmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar turistlerin hizmet kalitesi düşük de olsa daha özgün destinasyonlar ve deneyimleri tercih ettiklerini göstermektedir. Özgün‐
lük kavramı açısından Perşembe yaylasının değerlendirilmesi aşamasında, yay‐
lanın obje temelli özgünlük kriterleri doğal çevre ve manzara, yöresel yiyecek‐
ler, konaklama alanları, tarihi mekanlar, aktivite ve etkinlikler, yerel halk, hedi‐
yelik eşya ve el sanatları olarak belirlenmiştir. Buna ek olarak, her bir özgünlük kriterinin mevcut durumu incelenmiş, geliştirilmesine yönelik öneriler sunul‐
muştur. Yaylada turizm gelişiminin çeşitli yönetmelikler ve düzenlemeler ile kont‐
rol altına alınması, sürekli olarak izlenmesi ve denetlenmesinin bölgenin özgün‐
lüğünün korunmasında önemli bir adım olacaktır. Ayrıca bölgeye yönelik tu‐
rizm hareketinin daha çok küçük gruplar halinde olmasının sağlanması, turist‐
lerin ve yerel halkın ekolojik yapı, yerel değerler ve çevre koruma konularında bilgilendirilmesi hem turizmin sürdürülebilirliği hem de yerel değerlerin öz‐
günlüğünün devamı açısından önemli olacaktır. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
26
KAYNAKLAR ARGAN, Metin (2007); “Destinasyon İmajı ve Markalama: Aybastı‐Kabataş Bölgesi Üze‐
rine Kuramsal Bir Tartışma”, 8. Aybastı –Kabataş Kurultayı, Ed.: Salim ŞENGEL, Aybast Kabataş Kurultayı Yayınları No:9, ss.148‐172. COHEN, Eric (1988); “Authenticity and Commodization in Tourism”., Annals of Tourism Research, Vol: 15, ss.371–386. DOĞAN, Hasan Zafer (2004); Turizmin Sosyo‐Kültürel Temelleri, Ankara: Detay Ya‐
yıncılık. HANDLER, Richard. (1986); “Authenticity”., Anthropology Today, Vol: 2(1), ss.2–4. HANNABUSS, Stuart (1999); “Postmodernism and the Heritage Experience”., Library Management, Vol: 20(5), ss.295–302. MacCANNELL, Dean (1973); “Staged Authenticity: Arrangements of Social Space in Tourist Settings”., The American Journal of Sociology, Vol:79(3), ss.589‐603. MacCANNELL, Dean (1999); The Tourist: A New Theory of the Leisure Class. Berkeley: University of California Press. OLSEN, Kjell (2002); “Authenticity as a Concept in Tourism Research”., Tourist Studies, Vol: 2(2), ss.159–182. PINE, B. Joseph ve GILMORE, James H. (1999); The Experience Economy : Work Is Theatre Every Business A Stage. Boston: Harvard Business School. SEDMAK, Gorazd ve MIHALIC Tanja (2008); “Authenticity in Mature Seaside Resorts”., Annals of Tourism Research, Vol:35 (4), ss.1007‐1031. SELWYN, Tom (1996); Introduction. İçinde The Tourist Image: Myths and Myth Making in Tourism, Ed.: Tom Selwyn, ss.1‐32, Chichester: Wiley. THEOBALD, William F. (2005); Global Tourism. Amsterdam: Elsevier/Butterworth‐
Heinemann. URRY, John (1990); The Tourist Gaze. London: Sage Publication. WAITT, Gordon (2000); “Consuming Heritage Perceived Historical Authenticity”., Annals of Tourism Research, Vol:27(4): 835‐862. WANG, Ning (1999); “Rethinking Authenticity in Tourism Experience”, Annals of Tourism Research, Vol:26(2), ss.349‐370. YEOMAN, Ian., BRASS Dana ve McMAHON‐BEATTIE, Una (2007); “Current Issues in Tourism: The Authentic Tourist”., Tourism Management, Vol:28, ss.1128‐1138. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
27
28
çekicilik unsurlarından biri de kültürdür. Yerel kültürün bir parçasını bölgedeki yemek kültürü oluşturmaktadır. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM AÇISINDAN GASTRONOMİ TURİZMİ VE PERŞEMBE YAYLASI Hilmi Rafet YÜNCÜ∗ ÖZET Bir kültürün en önemli unsurlarından birisi yemektir. Bir bölgeye özgü yemekler, o bölge için bir fark yaratmaktadır. Günümüzde insanlar sadece açlık duygusunu gider‐
mek için değil aynı zamanda o yemek sürecinde farklı deneyimleri yaşamak amacıyla evlerinden dışarıda yemek yemektedirler. Bu nedenle yemek yemek fizyolojik bir ihti‐
yaçtan çok sosyal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Turizm davranışı ile yemek yemek ayrıl‐
maz bir bütünün parçalarıdır. Yeni lezzetler tatmak ve farklı kültürlere ait yiyecekleri deneyim etmek bazı turistlerin bir bölgeyi tercih nedenleri arasında ilk sırada yer almak‐
tadır. Literatürde gastronomi turizmi olarak geçen bu turizm davranışı bu çalışmada ele alınacaktır. Çalışmanın ilerleyen aşamalarında ise Aybastı Perşembe Yaylasında gastro‐
nomi turizminin sürdürülebilir bir temelde geliştirilmesi için öneriler sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Gastronomi Turizmi, Sürdürülebilirlik, Aybastı Perşembe ABSTRACT Food is an important part of culture. Food is differentiation for regions. Today peo‐
ple eat outside not only for live but also experience different tastes. For this reason eating out become a social need. Experience new tastes and foods of different cultures is pri‐
mary motivation factor of tourists. In this study gastronomy tourism is examined. Fur‐
ther of the study suggestions are introduced for developing of gastronomy tourism in Plateau of Aybastı Perşembe. Keywords: Gastronomy tourism, Sustainability, Aybastı Perşembe. 1. GİRİŞ Turizm sektöründe artan rekabet nedeniyle bölgeler kaynaklarının sürdü‐
rülebilirliği sağlamalıdır. Kaynakların sürdürülebilir olması, ekonomik, ekolojik ve sosyo‐kültürel temelde devamlılığının sağlanmasıdır. Turizm bölgelerindeki rekabet, yerel yeni kaynakların yaratılması ve bu kaynakların sürekliliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. Yerel değerlere sahip çıkan bölgeler rakiplerine göre pazarda öne geçmektedirler. Turizm bölgelerinde, turistler için en önemli ∗
Anadolu Üniversitesi, Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, Yunus Emre Kampusu, 26470 Eskişehir, E‐
posta: [email protected] 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
Dünya üzerinde yemek kültürü bölgelere göre farklılık göstermektedir. Bir kültür için normal olarak kabul edilen yemek çeşitliliği, başka bir kültür için tabu sayılabilmektedir. Bunun yanında tabu sayılan bu yemekler ise kimi insan‐
ların ilgisini çekmekte ve sadece o yemekleri tatmak amacıyla o bölgelere seya‐
hatler gerçekleştirilmektedir. Kültürler arasındaki bu farklılık ve kültürlerdeki zenginlik, günümüz turist profilinin ortaya çıkışında etkili olmuştur. Günümüz turisti, gitti bölge kültürüne entegre olması seven, kültürün tüm öğelerini gör‐
mek isteyen bir yapıya sahiptir. Bu nedenle bölgeler turizm pazarındaki bu değişime uyum sağlayabilmek için yerel değerleri ön plana çıkartıp, diğer böl‐
gelerden farklılaşma çabası içerisine girmektedirler. Bir turist, bir bölgeye kültü‐
rel deneyim yaşamak amaçlı gelebilir ve o bölgedeki yerel kültürden, tarihi ve doğal kaynaklardan faydalanırken, aynı zamanda o bölgede yer alan yemekleri ve değişik tatları tatmak isterler. Bu tür ikincil nedenler turizm faaliyetini des‐
tekleyici niteliğe sahiptir. Bunun yanında son dönemlerde bir bölgede yapılan yemekleri veya sadece bir bölgede üretilen bir hammadde ile yapılan yemekle‐
rin tadımı ve üretim aşamalarının gözlemlenmesi gibi unsurlar turistlerin bir bölgeyi tercihlerindeki temel nedenler arasında yer almaya başlamıştır. Yemek kültürünün turizm de ön plana çıkması bölgede oluşturulacak alternatif turizm çalışmalarına ve bölge kaynaklarının sürdürülebilirliğine katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak olan gastronomi turizmi ve Aybastı Perşembe Yaylasına yönelik uygulama önerileri sunulacaktır. 2. GASTRONOMİ TURİZMİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Genel olarak bakıldığında yemek yemek fizyolojik bir ihtiyaç olmakla bir‐
likte, gelişen yiyecek içecek endüstrisi sayesinde bu ihtiyacın dışarıda karşılan‐
ması boş zamanları değerlendirmeye yönelik bir faaliyet olmuştur. İnsanlar artık sadece açlık ihtiyaçlarını karşılamak için değil, aynı zamanda yiyecekten, atmosferden, manzaradan ve diğer koşullardan zevk almak ve tatmin duygusu yaşamak için evlerinin dışında yemek yemektedirler. Ayrıca yemek yemek sa‐
dece boş zaman faaliyeti değil aynı zamanda turizm davranışı içinde yer alan bir özelliktir. Turistler gittikleri bölgelerde genel olarak o yöreye ait yemekleri tercih etmektedirler. Bunun yanında tüketim turizm davranışının önemli bir parçasıdır. Turist‐
ler sadece manzarayı ve duyduklarını tüketmezler aynı zamanda o bölgenin lezzetlerini de tüketirler. Nerdeyse tüm turistler tatillerini geçirdikleri bölgede, dışarıda yemek yemeyi tercih ederler. Bu nedenle bir bölgenin yemekleri başka bir kültürün içine girebilmek ve tanımak için en önemli araçlardan birisidir. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
29
Gastronomi kırsal ve şehir oluşumları için önemli bir çekicilik özelliği ta‐
şımaktadır. Bunun yanında gastronomi yaz tatili tercihlerinde önemli bir seçim kriteri içinde yer almaktadır (Kastenholz ve Davis, 1999; Gyimothy ve diğerleri 2000; Joppe ve diğerleri, 2001). Gastronomi ve yemek kültürü bölgesel pazarla‐
ma ve politikalarda önemli bir yer oluşturmaktadır (du Rand ve Heath, 2006). Gastronomi, turizm deneyiminin ayrılmaz bir parçası ve bazı durumlarda temel seyahat motivasyonu halindedir (Hall ve diğerleri, 2003). Gastronomi turizmi; temel motivasyon faktörü özel bir yemek türünü tatmak veya bir ye‐
meğin üretilmesini görmek amacıyla, yiyecek üreticilerinin, yemek festivalleri‐
ni, restoranları ve özel alanları ziyaret etmektir. Bununla birlikte özel bir yemeği tatmak, yemeklerin farklı üretim süreçlerini görmek veya ünlü bir şefin elinden yemek yemek yine bu kapsamda ele alınmaktadır. Herhangi bir restorana yapı‐
lan günlük olağan ziyaretler gastronomi kapsamına girmemektedir (Hall ve diğerleri, 2003). Bir bölgenin yemekleri o bölgenin seçiminde ve o bölgede tu‐
ristlerin yaşadığı deneyim üzerinde önemli etkiye sahiptir (McKercher, Okumus ve Okumus, 2008). Ayrıca gastronomi turizmi, restoran ve otellerde turistler için yemeklerin hazırlanması yerine, yerel yiyecek ve içeceklerle ilgili deneyim ya‐
şamak amacıyla turistlerin seyahat etmesidir. Yemek, bir toplumun kendisini ve yaşama tarzını ifade şeklidir. Kültür gastronomi turizminin göz ardı edilemez önemli bir parçasıdır. Yemek turizmi bir özel ilgi turizmi olmasının yanında, ev sahibi bölgenin yemek sayesinde kültürel özelliklerinin de öğrenilmesi yemek turistinin aynı zamanda kültür turisti haline getirmektedir Yiyecek‐içecek konaklama ulaşım çekicilikler ve etkinlikler gibi turizm ürünün önemli bir unsurudur (Hjalager ve Corigliano, 2000). Bir bölgenin ye‐
mekleri o bölgeye ait iklim, konaklama, manzara gibi önemli çekicilik özellikler arasında yer almaktadır. Farklı yemekleri tatma ve deneme duygusu, seyahat deneyiminin temel motivasyon faktörü olabileceği gibi toplam deneyimin ikin‐
cil amacı da görülebilmektedir. Bazı kişiler yeni mutfakların lezzetlerini tatmak için seyahat ederler (McKercher, Okumus ve Okumus, 2008). Gastronomi turizminin kökeni tarım, kültür ve turizmde yatmaktadır. Bu üç unsur, Gastronomi turizminin bölgesel bir çekicilik ve deneyim olarak pazar‐
lanmasına ve konumlandırılmasına fırsat sağlamaktadır. Tarım, ürünü sunmak‐
tadır, kültür tarihi ve otantikliği turizm ise alt yapıyı ve hizmetleri sağlamakta‐
dır. Tüm bu unsurlar gastronomi turizmi altında buluşmaktadır. Yemek, bir toplumun kendisini ve yaşama tarzını ifade şeklidir. Kültür Gastronomi turizminin göz ardı edilemez önemli bir parçasıdır (Du Rand ve Heath 2006, 208). Genel olarak ele alındığında Gastronomi turizmi; 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
30
• Turistler tarafından tüketilen yerel kültürün bir parçası • Bölgesel turizmin gelişmesinde önemli bir unsur • Yerel tarım ve ekonomik gelişimin bir parçası • Rekabetçi bölgelerin pazarlanmasında önemli bir unsur • Turistler tarafından tüketilen ürün ve hizmetler Gastronomi sadece çeşitli çekiciliğe sahip kültürel bir ürün değil aynı za‐
manda, herhangi bir kültürel ürünün tamamlayıcısı durumundadır (Correia ve diğerleri, 2008). Yemek sürdürülebilir turizmde önemli bir yere sahiptir. Bu önem, çeşitli boyutlarda ortaya çıkmaktadır. Turistleri yerel yiyecekleri tüket‐
mesi bölgeye çarpan etkisi yapmaktadır. Böylece yerel ekonomi kazanç sağla‐
maktadır. Yerel tüketimi canlandırmaktadır. Üçüncü boyut, turizm bölgeleri rakipleri ile rekabet edebilmek için çeşitli turizm çekicilikleri geliştirmek zorun‐
dadır. Bir bölgenin sahip olduğu yerel yemekler bu rekabet avantajı sağlanması açısından önemli bir unsur olacaktır. yerel mutfak aynı zamanda bölge için sembolik bir yapı sağlayacağı için turistler açısında ayrı bir çekicilik unsuru olacaktır.(Yöreye özgü olma durumu) Bir bölgenin mutfakla ilgili mirası bir turizm ürünü olması açısından son yıllarda önemli bir güç kazanmıştır. Bir bölgedeki kaliteli yiyecek içecek o böl‐
gede turizm ürünü ve turist deneyimi olarak geliştirilmektedir. Bölgeye gelen ziyaretçilerin bu ürünlere harcadığı para bölge ekonomisine katkı sağlamakta ve bu sektörlerin gelişmesini sağlamaktadır. Yiyecek‐içecek sektörü ile turizm sektörü arasındaki iki yönlü ilişki göze çarpmaktadır. Bunlardan ilki yerel ye‐
meklerin bir turizm ürünü olarak kabul edilmesidir. İkincisi ise bölgeye gelen turistler sayesinde turistlerin evlerine döndüklerinde yerel yiyeceklerin ihracatı ile ilgili girişimlerde bulunmasıdır. Turistler için ise durum benzer özellik taşımaktadır. Turistler hem zevk hem de ihtiyaç için yemek yemektedirler. Turistlerin bazıları sadece açlıklarını bastırmak için yemek yerken, bazıları ise yerel yemekleri ve mutfağı öğrenmek için bir işletmeye gitmektedir. Günümüzde yiyecek içecek ürünleri tüm dünya‐
ya kolayca yayılabilmektedir. Yemek kültürü ile ilgili dergiler ve televizyon programları artık hep seyahatle ilişkilendirilmektedir. Bu tanıtımlar sayesinde insanlar artık orada gördükleri yemekleri, resto‐
ranları, ünlü şefleri görmek için seyahatlerini planlıyorlar. Dünyada yemek turizmine yönelik düzenlenen turlar genel olarak üç ka‐
tegoride oluşmaktadır; 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
31
1. Yemek pişirmeye yönelik eğitimleri içeren turlar, bu turlar için en önemli bölgeler, Fransa, İtalya ve İspanyadır. Bu bölgeler yapılan ye‐
mek yapımı ve şarap tadımı turları 2. Özel bir bölgenin yemeğini yerel yemeğini yemek veya dünyaca ünlü bir şefin yaptığı yemeği yemek için düzenlenen turlardır. İtalya’da zey‐
tin yağı, Fransa’da peynir ve İspanya’da tapas denilen mezelerin tadı‐
mının yapıldığı turlar 3. Özellikle bir ürün için geliştirilmiş ve aynı zamanda o ürünün üretici‐
leri ile buluşma imkanı sağlayan turlar, Kosta Rika’ya yapılan kahve turları, Japonya ve Sri Lanka’ya yapılan çay turları ve Belçika ve İsviç‐
re’ye yapılan çikolata turları 3. GASTRONOMİ TURİZMİ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE AYBASTI PERŞEMBE YAYLASI Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı bir bölgenin turizm açısından kal‐
kınmasında ve devamlılığında önemli bir unsurdur. Aybastı ve Perşembe Yay‐
lası, alternatif turizmin geliştirilmesi için yeterli potansiyele sahip bir bölge ol‐
masından dolayı kitle turizminden çok daha özel ilgiye yönelik turizmin gelişti‐
rilmesi bölge kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır. Bölgenin sahip olduğu yemek kültürünün canlandırılıp turizme yöneltilmesi bölgenin sahip olduğu çekiciliklere katkı sağlayacaktır. Bölgenin yemek kültü‐
rünün ön plana çıkartılması gerek temel amacı yemek olan turistlerin gerekse, diğer amaçlarla bölgeye gelen ziyaretçilerin tatmin duygusunu artıracak ve tekrar ziyaretlerin oranını artıracaktır. 32
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
bölgede kaybolmaya yüz tutmuş kültürel değerlerin ortaya çıkartılması ve bun‐
ların korunması da sağlanacaktır. Bölgedeki yerel halkın katılımıyla yapılacak olan bu çalışma ile birlikte bölgeye özgü, yemek tarifleri, pişirme teknikleri, besin maddeleri belirlenebilir. Hazırlanan envanter çalışması sonucunda, ortaya çıkartılan değerlerin ye‐
rel halk tarafından benimsenmesi ve bu değerlerin üretiminin yapılması ama‐
cıyla, bölgede yer alan yiyecek içecek işletmeleri ile bu konuda bölgede faaliyet göstermek isteyen yeni yatırımcıların ve yerel halkın dikkatleri bu alan çekilme‐
lidir. Yerel yemeklerin pazarlanması ve turistler için bir çekicilik unsuru olarak kullanılması yerel yemeklerin bölgede sunum oranına bağlıdır. Yerel mutfağın bölgedeki restoranlarda turistlere sunulması yemeklerin ulaşılabilirliği açısın‐
dan önemlidir. Bir bölgeye gelen turistler o yörenin yemek kültürünü deneyim etmek istemektedirler. Fakat bu isteğin karşılanabilmesi için yerel mutfağın sunumu yapan işletmelere ihtiyaç vardır. Bölgedeki restoranlarda yerel mutfağa ait özelliklerin sunulması yemeklerin tanıtımı içinde önemlidir. Bu nedenle Aybastı Perşembe Yaylasına ait yiyecekler bölgede yer alan restoranlarda su‐
numu sağlanmalıdır. Gastronomi turizmi sayesinde, Aybastı Perşembe Yaylası ve diğer yakın yaylalarda yerel bazda küçük ölçekte üretilen tereyağı, peynir, yoğurt ve hay‐
vansal besin maddeleri, turistlerin tüketimine sunulabilir. Bunun yanında tu‐
ristler ziyaret sonrası şehirlerine döndüklerinde bu maddelerden talep ederek gelir etkisine devam etmektedirler. Bu nedenle sadece turizm faaliyeti esnasın‐
da değil aynı zamanda ziyaret sonrası oluşacak talep bölge ekonomisine gelir katkısı sağlayacaktır. Bölgedeki yemek kültürünün ön plana çıkartılması ve gastronomi ağırlıklı turizme yönelim, yerel kaynakların kullanılması açısından bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacaktır. Gastronomi turizminde tarım ve hayvancılık gibi yerel eko‐
nomik sektörlerin ağırlık kazanması sürdürülebilirlik açısından yerel halka önemli kazanımlar sağlamaktadır. Gastronomiye yönelik turizm ile birlikte yerel besin maddelerinin ve yemeklerin ön plana çıkartılması hem orijinallik arayan turistler ilgisini çeker, hem de yerel halkın gelir düzeyinde olumlu etki‐
lere sahiptir. Bölgenin yemek kültürünün turizm faaliyetine katılması, Aybastı Perşem‐
be Yaylasındaki tarım ve hayvancılık gibi ekonomik sektörlerin gelişmesini de sağlayacaktır. Fakat bölgenin bu katkıyı sağlayabilmesi için özellikle belirlemiş o olduğu besin maddelerinin tanıtımda kullanılması gerekmektedir. Gerek in‐
ternet sayfasında gerekse fuarlarda bölge yemek kültürü ön plana çıkartılmalı ve o bölgede nelerin farklı yapıldığını ve bölgeye özgü nelerin olduğu vurgu‐
lanmalıdır. Aybastı Perşembe yaylasında gastronomi turizminin geliştirilmesindeki ilk adım bölgeye özgü yemeklerin ve besin maddelerinin bir envanterinin çıkartıl‐
masıdır. Bu envanter sayesinde bölge tanıtımında kullanılacak yemekler ve besin maddeleri belirlenebilir. Ayrıca envanter çalışması sayesinde bölgenin yemek kültürü korunmuş olacaktır. Turizm eğilimlerindeki değişiklikler yerel değerlerin korunmasını zorunlu kılmaktadır. Oluşturulacak envanter sayesinde Gastronomi turizmi açısından Aybastı Perşembe Yaylası’nın avantajlı yön‐
lerinden birisi bu bölgede üretimi yapılan yiyeceklerin doğal yollarla elde edil‐
mesidir. Özellikle son dönemlerde, insanların dikkat ettiği en önemli konular‐
dan birisi de sağlıklı yollarla üretilmiş doğal besinlerdir. Yiyecek üretimindeki değişiklikler, yiyeceklerin hazırlanmasında, gerek hammadde olsun gerekse koruyucu madde kullanımı nedeniyle doğallıktan uzak bir üretim ön plana çıkmaktadır. Aybastı Perşembe Yaylası üretilen ürünler açısından doğallığı ve 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
33
temizliği kullanarak bu konuda bir çekicilik elde edebilir. Bu avantaj sayesinde özellikle bölgeye gelen turistlerin yaşayacağı deneyimin kalitesi artırılabilir ve tekrar ziyaretlerde artış sağlanabilir. 4. SONUÇ Günümüzde alternatif turizmin önem kazanması ve turistlerin ilgilerine yönelik bölge tercihi yapması, çeşitli turizm türlerinin önem kazanmasını neden olmuştur. Bu turizm türlerinden biri de gastronomi turizmidir. Gastronomi turizminde, turistlerin birincil motivasyonu bölgedeki yemek kültürünü tanı‐
mak ve bölgeye özgü tatları deneyim etmektir. Bir bölgede gastronomi turizmi‐
nin gelişmesi, yerel ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır. Çünkü o bölgeyi ziyaret eden gastronomi turisti yerel ürünlerin tüketimine önem vermektedir. Yerel ürünlerle hazırlanmış bir yemeğe veya besin maddesine yönelim daha fazladır. Bu nedenle yerel ekonomik sektörler daha fazla kalkınmakta, yeni yatı‐
rımları bu sektörlere girişi sağlanmaktadır. Bu katkılar bölgede sürdürülebilirli‐
ği beraberinde getirmekte ve yerel değerlerin korunması ve geliştirmesi için çabalar harcanmaktadır. Aybastı Perşembe Yaylası turizm potansiyeli fazla olan bir bölgedir. Özel‐
likle spor turizmi, eko turizm gibi farklı turizm türlerinin geliştirilmesi için ye‐
terli potansiyeli bulunmaktadır. Bunun yanında Aybastı Perşembe Yaylası özel‐
likle yemek kültürü açısından lezzet arayan turistlere de farklı alternatifler su‐
nabilmektedir. Özellikle yaylada üretilen yerel ve küçük ölçekli doğal besin maddeleri ve yemekler sayesinde gastronomi turizminin yapılabilmesi elverişli bir ortam oluşmaktadır. Yaylada üretilen yemeklerin her biri ayrı ayrı çekicilik unsuru oluşturmaktadır. Bu çekicilikleri turizmde kullanılması yerel ekonomiye katkı sağlayacağı gibi gelirin eşit dağılımına da imkân vermektedir. Bir peynir üreticisi ile hayvancılıkla uğraşan bir kimse gastronomi turizmi sayesinde gelir dağılımından pay alabilmektedirler. Aybastı Perşembe Yaylası, sahip olduğu yemek kültürünü kullanarak, tu‐
rizm açısından rekabet avantajı sağlayabilir. Bölgede en önemli özellik doğal ürünler ve yemeklerdir. Bu olgu kullanılarak gerek yerli gerekse yabancı turist‐
lerin Bölgeye ziyaretleri sağlanabilir. KAYNAKLAR Correia, A., Moital, M., Ferreira da Costa, C., Peres, R. (2008). The Determinants of Gastronomic Tourists’ Satisfaction: a Second‐Order Factor Analysis. Journal of Foodservice, 19, pp. 164–176 Du Rand GE, Heath E (2006). Towards a framework for food tourism as an element of destination marketing. Current Issues in Tourism. 9:206–34. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
34
Gyimothy S, Rassing C, Wanhill S (2000). Marketing works: a study of restaurants on Bornholm. Denmark. International Journal of Contemporary Hospitality Management 12:371–9. Hall. M. C., Sharples, L., Mitchell R., Macionis, N., Cambourne B. (2003). Food Tourism Around the World : Development, Management and Markets. Elsevier Butterworth‐Heinemann, Hjalager, A., M., Corigliano, M., A. (2000) Food for Tourists Determinants of an Image. International Journal of Tourism Research. 2, 281‐293 Joppe M, Martin DW, Waalen J (2001). Toronto’s image as a destination: a comparative importancesatisfaction analysis by origin of visitor. Journal of Travel Research 39:252–60. Kastenholz E, Davis D, Paul G (1999). Segmenting tourism in rural areas: the case of North and Central Portugal. Journal of Travel Research 37:353–63. McKercher, B., Okumus, F., Okumus, B. (2008). Food Tourism as a Viable Market Segment: Itʹs All How You Cook the Numbers. Journal of Travel & Tourism Marke‐
ting, A25:2,137‐ 148 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
35
TURİZMDE BİR ÜRÜN OLARAK CİP ŞENLİĞİ: PERŞEMBE YAYLASI VE ÇEVRESEL ETKİLERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Araş. Gör. Çağıl Hale ÖZEL∗ ÖZET Turizmde bir ürün olarak cip safari turlarının tercih edilirliği, tüm dünyada ve Tür‐
kiye’de giderek artmaktadır. Yayla turizmi kapsamında ele alınan cip safari turları, katı‐
lımcılara ve seyircilere yaşattığı heyecan ve macera içerikli deneyimler nedeniyle, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti kendisine çekmektedir. Bu çalışmada, cip safari turla‐
rının dünyadaki ve Türkiye’deki uygulamalarından örnekler verilmiştir. Ardından, son dönemlerde de tartışma konusu edilen cip safari turlarının çevre üzerindeki olumsuz etkileri tartışılmıştır. Çalışmada son olarak Aybastı Perşembe Yaylası’nın da ev sahipliği yaptığı Geleneksel Cip Şenliği’nin çevre üzerindeki etkileri değerlendirilmiş ve bu olum‐
suz etkinin en aza indirilmesinde yararlı olabilecek birtakım uygulama önerileri sunul‐
muştur. Anahtar kelimeler: Yayla turizmi, Cip Şenliği, Aybastı Perşembe Yaylası. ABSTRACT The desirability of jeep safari tours as a tourism product all around the world and Turkey increases gradually. Jeep safari tours, which is considered in the context of highland tourism, attract a great amount of tourist population through the exciting and adventourus experinces it enables for its participators and spectators. In this study, examples of jeep safari tours from the world and Turkey are presented. Additionally, the debated destructive effects of jeep tours on natural environment are discussed. Last of all, environmental effects of Jeep Safari Festival in Aybastı Perşembe Highland are evaluated and some practical suggestions are provided to minimalize this negative effects. Key words: Highland tourism, Jeep Safari Festival, Aybastı Perşembe Highland. 1. GİRİŞ Günümüzde kitle turizminin yarattığı sıkıntılar, alternatif olarak pek çok turizm türünün geliştirilmesi sonucunu da beraberinde getirmiştir. Bu turizm türlerinden biri de, yayla turizmidir. Türkiye’deki yaylaların bir kısmını yayla‐
∗
Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, E‐posta: [email protected] 36
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
cılık faaliyetleri için kullanılan yaylalar oluşturmakta, diğer bir kısmını ise bu çalışmada da konu edilen gezme‐dinlenme amaçlı kullanılan yaylalar oluştur‐
maktadır. Türkiye, sahip olduğu uygun iklimsel özellikler, üstün peyzaj değer‐
leri, kırsal öğelerin ağırlık kazandığı geleneksel yaşam biçimi ve dağcılık, atlı doğa gezisi, doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, flora/fauna incelemesi, cip safari gibi doğa sporlarına uygun alanlar ile yayla turizmine son derece elverişlidir (T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, 2009). Yayla turizminin ziyaretçilere sunduğu doğal güzellikler, kaynak suları, temiz hava ve çeşitli aktiviteler, bu turizm türünün popülaritesinin giderek artmasını sağlamıştır. Yayla turizmi geniş bir faaliyet alanını kapsamaktadır. Yayla turizmi amacıyla belirli bir yere giden ziyaretçiler buralarda konaklama süreleri boyunca kültürel değeri olan yerleri gezebilmekte, yaylalarda dağ tır‐
manışı, doğa yürüyüşü, kayak, foto safari gibi aktivitelere katılabilmektedir. Dolayısıyla yayla turizmi, ziyaretçilerin aktif olarak katılabildikleri pek çok aktivitenin de gerçekleştirilebilmesine olanak sağlamaktadır. Yayla turizmi amacıyla seyahat eden turistler aynı zamanda yaylalardaki termal sulardan da yararlanabilmektedirler. Yayla turizmi kapsamında turistlere sunulan bir turizm ürünü de cip safari turlarıdır. Dünyanın ve Türkiye’nin pek çok yerinde gerçekleştirilen cip safari turları, turizm sezonu boyunca çok sayıda turiste heyecan ve macera içerikli deneyimler sunmaktadır. Aynı zamanda cip safari turlarının yarattığı istihdam etkisi bu alanda pek çok kişinin tur rehberi ya da araç sürücüsü gibi pozisyon‐
larda iş sahibi olmasını sağlamaktadır. Buna ek olarak, turistlerin turlara katıl‐
mak amacıyla ödedikleri ücretler ve uğradıkları yerlerde gerçekleştirdikleri ekstra harcamalar, önemli bir döviz girdisi sağlamaktadır. Sayılan bu olumlu etkilere sahip olmakla birlikte, cip safari turlarının doğal çevre üzerindeki olumsuz etkileri de son zamanlarda önemli bir tartışma konusu haline gelmiştir. Bu çalışmada öncelikle yayla turizmi konu edilmiş, ardından yayla turizmi kapsamında ele alınan cip safari turlarının çevresel etkileri değerlendirilmiş ve Türkiye’den örnekler verilmiştir. Daha sonra Aybastı Perşembe Yaylası’nın da ev sahipliği yaptığı Cip Şenliği’nin çevresel etkileri, Aybastı Perşembe Yaylası açısından değerlendirilmiştir. Çalışmada son olarak, Cip Şenliği’nin çevre üze‐
rindeki olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla bazı önerilerde bulu‐
nulmuştur. 2. YAYLA TURİZMİNİN ÖNEMİ VE KAPSAMI Yayla, akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düz‐
lüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası ya da plato olarak tanımlanmaktadır (TDK Sözlüğü, 2005). Yaylacılık, ekonomik 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
37
olarak önemli bir işleve sahiptir. Çoğunlukla hayvancılık ekonomisine dayalı olan yayla ve yaylacılık, günümüzde yapılan alt yapı ve teşvik çalışmaları ile turizme de açılmaya başlamıştır. Türk kültürü içinde hep var olan yaylacılık; Akdeniz, Ege Karadeniz, İç Anadolu ve kısmen Doğu Anadolu bölgelerinde halen önemini sürdürmekle birlikte, günümüz yaşam tarzı, yoğun iş yaşamı, gezme‐görme isteği, havaların belirli dönemlerde aşırı sıcak oluşu gibi neden‐
lerle geleneksel yaylacılık, yerini yayla turizmine bırakmıştır (Subaşı, 2004: 1). Ekonomik amaçlarla, sağlık amacıyla ya da dinlenme‐eğlenme amacıyla yaylaya çıkan insanların bulundukları yerden ayrılarak yaylalara gitmeleri ve orada konaklayarak tüm ihtiyaçlarını temin etmeleri bir turizm hareketi oluş‐
turmaktadır (Kızılırmak, 2006: 16). Yayla turizmi, doğayla iç içe yaşamayı se‐
venlerin veya macera tutkunlarının günübirlik kullanım ve kısa süreli konakla‐
ma amacıyla yüksek rakımlı yerlerde yaptıkları turizm faaliyetidir. Yayla tu‐
rizminde amaç, yaylaların ve yayla yaşamının, turizm faaliyetleri içinde değer‐
lendirilmesidir. Günümüzde büyük şehirlerde yaşayan insanların şehrin gürül‐
tüsü ve kirliliğinden kaçıp, doğal güzelliklere sahip olan sessiz alanları tercih etmelerinin doğal bir sonucu olarak, kıyı şeridindeki tatil yörelerinin sıcak ve nemli havasına karşılık yaylaların çok çeşitli bitki örtüsüne sahip olması, or‐
manları, krater gölleri, ırmakları, dereleri, tarihi, kültürel ve arkeolojik değerleri, dağ ve doğa yürüyüşleri, rafting, kış sporları, av ve spor olta balıkçılığı, çim kayağı, şifalı suları, yayla şenlikleri ve el sanatları gibi değerleri taşıması nede‐
niyle, yaylalar turizm çekim merkezi olarak rağbet görmektedir (Kozak, Kozak ve Kozak, 2006: 26). Yayla kültürü ve bozulmamış bir doğada yaşamak, zamanla pek çok insa‐
nın bu tarz bir yaşama ilgi duymalarını sağlamış, sonuç olarak yayla turizmi kitle turizmine alternatif olarak tercih edilen turizm türlerinden biri haline ge‐
tirmiştir. Yaylaların turizm amacıyla kullanılması sırasında turistlerin ilgisini çekebilecek pek çok aktivite olanağı da turistlerin hizmetine sunulmaktadır. Kızılırmak (2006) bu aktiviteleri; ekoturizm kapsamında gerçekleştirilebilen foto safari, yaban hayatı ve bitki türlerinin incelenmesi, doğa yürüyüşü, kış sporları olarak sıralamıştır. Yayla kültürünün diğer bir önemli bileşeni ise geleneksel yayla şenlikleridir. Yayla şenlikleri, toplanmaya ve horon oynamaya elverişli, geniş düzlüklerde yılda bir kez yapılan gelenekselleşmiş açık hava eğlenceleri‐
dir. Türkiye’nin değişik yörelerinde geleneksel yayla şenlikleri yüzyıllardır düzenlenmektedir. Şenlikler, ayrıca insanların birbiriyle görüşmesi, tanışması için de uygun ortamı sunmakta, diğer bir deyişle sosyal bir etkileşim ortamı yaratmaktadır. Türkiye’de düzenlenen toplam 106 yayla şenliğinin 89 tanesi Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kalan 17’si ise diğer bölgelerde düzenlenmektedir 38
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
(Kızılırmak, 2006: 23). Bu çalışmanın konusunu da Aybastı Perşembe Yayla‐
sı’nda yirmi yıldan beri aralıksız olarak düzenlenen Perşembe Yaylası Şenlikleri kapsamında gerçekleştirilen Cip Şenlikleri oluşturmaktadır. 3. CİP SAFARİ TURLARININ DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALARINDAN ÖRNEKLER Cip safari turu, gerek katılımcılara gerekse seyircilere yaşattığı macera ve heyecan duygusu nedeniyle turistler tarafından sıklıkla tercih edilen sportif içerikli bir turizm ürünüdür. Cip safari turları kimi zaman doğal manzaranın gözlemlenmesi gibi aktiviteleri kimi zamansa adrenalin seviyesini yükselten macera içerikli turları içermektedir. Bu turların süresi ve zorluk düzeyi, katılım‐
cıların isteklerine göre şekillendirilebilmektedir. Bir cip safari turunun süresi, birkaç saatten birkaç güne, hatta birkaç haftaya kadar değişme gösterebilmekte‐
dir. Gündüzleri arazi araçları ile yol alan katılımcılar ve yolcular, geceleri ise çadırlarında uyuyarak geçirmekte ya da otel, motel gibi konaklama tesislerinde gecelemektedirler. Cip safari turlarına katılan katılımcılar, genellikle konfor aramaksızın turun yarattığı deneyimlere odaklanmaktadırlar. Cip safari turları çoğunlukla bahar aylarında düzenlenmeye başlayıp sonbahar ortalarına kadar sürmektedir. Bununla birlikte, kışın düzenlenen ve süresi sınırlı tutulan turlar da mevcuttur. İlgi duyan herkesin katılabilmesi, süre ve zorluk açısından farklı alternatiflerinin mevcut olması gibi özellikleri nedeniyle, cip safari turları gü‐
nümüzde giderek daha çok tercih edilen bir turizm ürünü haline gelmiştir (http://letsdrive.org/, 2009). Cip safari turlarının örneklerine dünyanın pek çok ülkesinde rastlamak mümkündür. Örneğin; Arizona’daki Sedona Bölgesi’nde yer alan Coconino Doğal Ormanları, rekreasyon amaçlı kullanılan ve yıllık ziyaretçi sayısı nere‐
deyse Grand Canyon Ulusal Parkı’nın ziyaretçi sayısına yaklaşan bir ormanlık alandır. Burada yer alan doğal manzaralar, kırmızı renkli kaya oluşumları, eşsiz bitki toplulukları ve prehistorik kalıntılar ile buranın iklimi, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi kendisine çekmektedir. Coconino Doğal Ormanlık Alanı ziyaretçileri, burada gezip görme, engebeli arazide yürüyüşler yapma, bisiklete binme ve cip turlarına katılma gibi aktivitelerde bulunmaktadır. Burada yer alan ve rota ile belirlenmiş engebeli arazilerde Pembe Cip Turları (Pink Jeep Tours) adındaki tur şirketi tarafından cip safari turları düzenlenmektedir. Bu turlarda özel ola‐
rak modifiye edilmiş pembe renkli cipler, her defasında altı yolcu taşıyarak ikişer saatlik turlar düzenlemektedir. Turlarda ziyaretçiler, Büyük Havza Çö‐
lü’nün bitki örtüsünü, ardıç ormanlarını, kırmızı renkteki kumtaşlarını, panaromik manzaralarını görme ve aynı zamanda buraları tur rehberinin anla‐
tımından dinleme olanağı elde etmektedirler. Sedona’daki bu ticari amaçlı cip 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
39
turları her yıl milyonlarca turisti kendisine çekmektedir. Hizmetlerine olan talep miktarındaki bu denge, bu bölgede çalışan tur operatörlerini de memnun et‐
mekte, buna koşut olarak tur operatörleri, bölgenin yerel yöneticilerine mevcut rotaların genişletilmesi talebinde bulunmaktadırlar (Behan, Richards ve Lee, 2001: 3). Cip safari turları, diğer turizm ürünleri ile birleştirilerek turistik ürün pa‐
keti oluşturulmasından da kullanılmaktadır. Hindistan’ın kuzeybatısında yer alan Rajasthan şehrinin Jaisalmar adındaki bölgesi, Thar Çölü’nde düzenlenen ve develerin kullanıldığı turların popülaritesi nedeniyle yılda iki yüz binden fazla turisti ağırlamaktadır. Jaisalmar’ın ekonomisine büyük bir katkı sağlayan bu turlar, gerekli hallerde cip turları ile birleştirilmektedir. Özellikle on bir güne kadar sürebilen uzun süreli ve develerin kullanıldığı safariler sırasında, gece konaklamanın yapılacağı kamp alanına gidişlerde ve acil durumlarda kullanıl‐
mak üzere ciplerden yararlanılmaktadır. Ayrıca tüm turu deve ile tamamlamak için yeterli zamanı olmayan bir turist, gün içerisinde çöldeki gezintisini cip tur‐
ları ile gerçekleştirmekte, günün sonunda ise turun noktalandığı yerde günba‐
tımı manzarası eşliğinde deve ile gezinti yapabilmektedir (Shackley, 1996: 217). Giderek artan popülerliğine koşut olarak, Türkiye’nin pek çok yöresinde de cip safari turlarının rağbet gördüğü gözlenmektedir. Örneğin, Sinop’ta dü‐
zenlenen cip safari turları, her yıl yerli ve yabancı turistleri ağırlamaktadır. Si‐
nop Off Road Kulübü tarafından düzenlenen bu etkinlik, farklı güzergah seçe‐
nekleriyle Sinop ilinin turizmine katkıda bulunmaktadır. Yine Side, Kemer, Alanya ve Belek’te seyahat acenteleri tarafından cip safari turları düzenlenmek‐
tedir. Günübirlik gerçekleştirilen bu turlar, Toros Dağları’ndaki çeşitli rotalarda yapılmaktadır. Buralarda düzenlenen cip safari turları ile yerel halkın ve köyle‐
rin yerli ve yabancı turistler tarafından tanınması ve doğal güzelliklerin gözlem‐
lenmesi amaçlanmaktır. İzmit’in Yuvacık beldesinde de düzenlenen cip safari turları, katılımcıların ve ziyaretçilerin doğa ile başbaşa kalmalarını sağlamakta‐
dır. 4. CİP SAFARİ TURLARININ ÇEVRESEL ETKİLERİ Katılımcılarına eşsiz deneyimler sunan cip safari turları, doğal yaşamı ko‐
ruyacak önlemlerin alınmadığı ve gerekli denetimlerin yapılmadığı durumlarda doğal çevre üzerinde geri dönülmez tahribatlara yol açabilmektedir. Bilindiği gibi, turizmin üzerinde en çok durulan olumsuz sonuçlarından biri, doğal çev‐
reye verdiği zararlarıdır. Plansız ve programsız olarak gerçekleştirilen turizm yatırımlarının çevreyi kirlettiği, doğal manzaraya zarar verdiği, havayı ve su kaynaklarını kirlettiği bilinmektedir (Doğan, 2004: 151). Buna ek olarak, taşıma kapasitesini aşan ziyaretçi kalabalığının yarattığı olumsuz etkiler de (atılan çöp‐
40
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
lerin toplanmaması, gürültü kirliliği gibi) çevre üzerinde olumsuz etkilere ne‐
den olmaktadır. Koruma‐kullanma dengesi göz önünde bulundurulmadan ya‐
pılandırılmış cip safari turları gereken önlemlerin alınmaması durumunda başta yaylalar olmak üzere turistik değer taşıyan pek çok doğal alanın tahrip olması‐
na yol açabilmektedir. Demir (2002) tarafından yapılan ve rekreasyon faaliyetle‐
rinin Türkiyeʹdeki milli parkların çevresi üzerine olumsuz etki derecelerini be‐
lirlemeyi amaçlayan çalışmanın sonucunda da cip safari gibi motorlu araçlarla yapılan faaliyetlerin doğal çevrede orta derecede olumsuz etkide bulunduğu saptanmıştır. Behan, Richards ve Lee (2001) tarafından yapılan bir çalışmada, Sedona’da yer alan Broken Arrow Havzası’nda gerçekleştirilen cip safari turları konu edilmiştir. Çalışmanın amacı, artan cip sayısının ulusal parkı ziyaret eden ancak (arazi aracı ya da motosiklet gibi) bir motorlu araç kullanmayan ziyaretçilerin elde ettikleri yarar üzerindeki etkisinin ölçülmesi ve ciplerin farklı renkte olma‐
sının elde edilen yarar üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığının araştı‐
rılmasıdır. Bu amaçla, yayalar ve bisikletliler olarak iki gruba ayrılan ziyaretçi‐
lere, farklı sayıdaki (iki ila sekiz arasında değişen) ve farklı renklerdeki (pembe ya da yeşil) ciplerin yer aldığı, biri ise hiçbir cipin yer almadığı boş arazi fotoğ‐
rafı olmak üzere toplam dokuz fotoğraf gösterilmiştir. Ziyaretçilerle görüşme zamanı olarak, elde ettikleri rekreatif deneyimin hemen sonrası tercih edilmiş ve ziyaretçilere fotoğrafta gördükleri manzaraların, dokuz yarar boyutu arasın‐
dan seçtikleri ve en fazla önemsedikleri yararı ne derecede etkilediği sorulmuş‐
tur. Puanlama 7’li Likert ölçeği ile yapılmış ve elde edilen sonuçlar ilişki testleri ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular artan cip sayısının, elde edilen yararın daha az algılanmasına neden olduğunu göstermiştir. Öte yandan, şaşırtıcı bir biçimde ciplerin pembe ya da yeşil olması arasında yararın algılanması bakı‐
mından anlamlı farklılıklar ortaya çıkmamıştır. Buna ek olarak, cip sayısı arttık‐
ça yayaların bisikletlilere oranla bu durumdan çok daha fazla rahatsız oldukları ortaya çıkmıştır. Yazarlar, çalışmanın sonucunda Broken Arrow Havzası’nda gerçekleştirilen cip safari turlarının “bir defada görüş alanında yer alabilecek iki cip” ile sınırlandırılması önerisini sunmuşlar, aksi taktirde cip sayısı arttıkça motorlu taşıt kullanmayan ziyaretçilerin elde ettikleri yarar üzerindeki olumsuz etkinin de artacağını ifade etmişlerdir. Cip safari turlarının doğal çevre üzerinde neden olabileceği tahribat son dönemlerde Türkiye’de de yerel yönetimlerin ve çevre koruma örgütlerinin ilgilendikleri bir konu haline gelmiştir. Bu durum, bazı yörelerde denetimlerin arttırılması ve hatta cip safari turlarının yasaklanması istemini de beraberinde getirmiştir. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse, 2007 yılında Nevşehir’de 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
41
Mahalli Çevre Kurulu, vadilere, doğal dokuya ve peri bacalarına zarar verdiği gerekçesiyle Kapadokya’da cip safarilerini yasaklamıştır (DHA, 13.11.2007 ta‐
rihli haberi). Buna benzer bir şekilde, Bozburun Yarımadası ve Marmaris civa‐
rındaki cip safari turlarının da gürültü ve çevre kirliliği meydana getirdiği ve orman yangını riskini arttırdığı için doğa katliamına yol açtığı iddia edilmiştir. Bu konuya ilişkin olarak tura katılan ciplerin çıkardıkları egzoz gazlarının, Marmaris ve çevresinde yaşayan halkın sağlığı için tehdit oluşturduğu ifade edilmiştir. Cip safari turları ile ilgili şikayet konusu edilen diğer bir husus, toprak yol‐
lardan asfalt üzerine taşınan tozların yağmurlu havalarda kayganlaşarak trafik kazalarına yol açmasıdır. Ciplerin meydana getirdiği toz bulutları, yaşayan canlı türlerine ve çevre vejetasyonuna büyük zararlar vermekte, tarımsal ürün‐
lerin büyüme ve gelişmelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu süreçte mey‐
dana gelebilecek bitkilerin güçsüzleşmesi ve polen çimlenmelerinin azalması gibi olası sonuçlar, önlem alınmaması durumunda balcılık ve tarım faaliyetleri‐
ni de sekteye uğratabilmektedir (Marmaris’te Cip Safari, 2009). Yukarıdaki belirlemelerden hareketle, motorlu araç gerektiren faaliyetlerin çevreye zarar verdiğini söylemek olasıdır. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı dünyada bazı milli parklarda, parkı araç trafiğine kapamak, çevreye zarar vere‐
bilecek türde turizm ve rekreasyon faaliyetlerine izin vermemek ya da sınırla‐
malar getirmek gibi tedbirlerle doğal çevrede oluşabilecek tahribat minimum düzeye çekilmeye çalışılmaktadır (Demir, 2002: 98). Bunun bir örneğine de Ari‐
zona’daki ulusal ormanlık alanlarda rastlanmaktadır. Amerika Birleşik Devlet‐
leri Tarım ve Orman Bakanlığı, ormanlık alanlarda gerçekleştirilen rekreatif etkinlikler sırasında ciplerin ve diğer arazi araçlarının kullanımının giderek artmasına bağlı olarak, konuya ilişkin birtakım yasal düzenlemeler getirmiştir. Arizona’daki ormanlık ve yeşil alanların yamaçlarında ve çayır alanlarında gözlenen ve arazi araçlarının sebep olduğu patikalar, sorunun fark edilmesini sağlamıştır. Cip safari araçlarının izinsiz olarak kullandığı ve aynı yerden çok sayıda aracın geçmesiyle oluşan bu yollar hem doğal görünümü bozmakta hem de bitki örtüsüne zarar vermektedir. Bu nedenle, ormanlık alanların yöneticile‐
rinin tümünün cip safari turlarına birtakım düzenlemeler getirmesi bakanlıkça zorunlu kılınmıştır. Daha açık bir ifade ile düzenlenen cip safari turlarının ta‐
nımlanmış asfalt ya da toprak yollar üzerinde hareket etmesi ve belirlenen bir rotaya sadık kalması sağlanmıştır. Turların rotalarının belirlenmesinde ise Ba‐
kanlık düzeyinde değil, yerel yönetimler düzeyinde karar alınmaktadır (Ameri‐
ka Birleşik Devletleri Tarım ve Orman Bakanlığı, 2008). 42
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
5. CİP ŞENLİĞİ’NİN ÇEVRESEL ETKİLERİNİN PERŞEMBE YAYLASI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Aybastı Perşembe Yaylası, 1991 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tara‐
fından yayla turizm merkezi ilan edilmiştir. Aybastı Perşembe Yaylası’nın ikli‐
mi, bitki örtüsü, hidrografik düzeni, bozulmamış doğal çevresi, yöresel damak zevki, el sanatları, yöre halkının konukseverliği, genç nüfus yapısı, ilçe merke‐
zine yakınlığı, tarihi dokusu gibi yönleri, yaylanın çekiciliğini artırmaktadır (Kozak, Özel ve Yüncü, 2009: 127). Perşembe Yaylası, flora, fauna özellikleri, spor, av imkanları, klimatizm, doğa yürüyüşü, mesire yerleri bakımından önemli bir potansiyele sahip olmakla birlikte, yörede en önemli potansiyeli yay‐
la turizmi oluşturmaktadır. Perşembe Yaylası’nda alt yapı hizmetleri tamam‐
lanmış durumdadır. Bakkal, manav, kasap, kır kahvesi, et lokantası ve postane hizmetlerinin bulunduğu yaylada, konaklama için Aybastı ilçesindeki pansi‐
yonlardan yararlanılabilmektedir (Yücel, 2004: 4). Ayrıca, yaylada yer alan evle‐
rin sahipleri de kendileri buralarda oturmadıkları müddetçe, evlerini ziyaretçi‐
lere pansiyon olarak kullandırtmaktadır. Aybastı Perşembe Yaylası’nın sahip olduğu doğal güzellikler, potansiyel spor ve rekreasyon olanakları bakımından olumlu bir nitelik taşımaktadır. Böl‐
genin sarp yapısı, motor sporlarının yapılmasına büyük olanak sağlamaktadır. Nitekim ciplerle yapılan sporlar bunun önemli bir göstergesidir (Argan, 2007: 162). Bu çalışmada konu edilen geleneksel Cip Şenliği’nin önemli bir bölümü de, Aybastı Perşembe Yaylası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilmektedir. Cip Şenliği, Fatsa Belediyesi ve Cip ve Doğa Sporları Derneği tarafından organize edilmektedir. 2002 yılında başlayan Cip Şenliği, Fatsa ve çevre beledi‐
yelerin ve Cip ve Doğa Sporları Derneği’nin desteği ile gerçekleştirilmektedir. 2009 yılı itibariyle yedincisi düzenlenen ve yayla turizmi açısında turistik değeri her geçen gün artan bu şenlik, Fatsa, Kumru, Korgan ve Aybastı ilçelerini kap‐
samakta ve şehir turu, yarışmalar, yamaç paraşütü gösterileri ve çevre gezileri gibi unsurları da içermektedir. Aybastı Perşembe Yaylası Cip Şenliği’nin temel amacı, başta Karadeniz yaylaları olmak üzere Ordu ilinin yaylalarını tanıtmak, halkın ilgisini yayla turizmi üzerine çekmek suretiyle bölgedeki yerli ve yabancı ziyaretçi akışını arttırmaktır. Bu şenlik ayrıca bölgenin fiziksel ve sosyokültürel altyapısının iyileştirilmesinde de etkili olmaktadır. Bu sayede, şenliğin farklı etaplarına ev sahipliği yapan Ordu ilçelerinde gerek konaklama ve yeme içme gereksinimle‐
rine hizmet eden gerekse sağlık, kültür, eğlenme gibi gereksinimlere hizmet eden tesislerin niceliğinde ve niteliğinde artış sağlanmaktadır (Akkaya, 2005). Böylelikle yörede yaşayan insanların yaşam kalitesi yükseltilmektedir. Yerli ve 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
43
yabancı turistlerin yol açtığı ekonomik hareketlilik ve yaratılan uyarıcı etki, dolaylı olarak istihdam ve gelir düzeylerini yükseltmektedir. Cip Şenliği katı‐
lımcılarından isteyenlerin yaylalarda yer alan ve ev sahiplerince kiralanan ev‐
lerde kalmayı tercih etmeleri buna örnek olarak gösterilebilir. Buna ek olarak, ülkenin dört bir yanından Cip Şenliği’ne katılmak amacıyla gelen halk, yörenin insanı ile tanışmakta, farklı sosyal ve kültürel yapılara sahip olan toplumlar birbirleriyle ilişkiler kurarak sosyalleşme olanağı elde etmektedir. Örnek olarak; 27‐28 Haziran 2009 tarihlerinde düzenlenen Cip Şenliği Programı’na aşağıda yer verilmiştir. 08:00 08.15‐09:00 09.00‐09.20 09:30 09:45 11:30 12:30 14:30 15:30 17:00 09:00 10:00 13:00 14:00 Birinci Gün Belediye Çamlık Tesisleri’nde toplanma Çamlık Tesisleri’nde sabah kahvaltısı Şenlik çelenginin sunulması Şehir turu Kumru’ya hareket ve Kumru Erecek Yaylası’nın gezilmesi Kumru‐Fizme güzergahından Korgan’a hareket Korgan’dan Korgan Obası’na ve İteniçi Yaylası’na hareket Yalman Tepesi’ne varış Kümbet düzlüğüne ve Perşembe Yaylası’na varış Çeşitli etkinlikler İkinci Gün Kahvaltı Kümbet’te yarışlar ve çeşitli etkinlikler Obalara geziler Aybastı‐Kabataş‐Çatalpınar üzerinden Fatsa’ya hareket Bilindiği gibi, bir yörenin turizme açılması, orada turizmin doğal ve gele‐
neksel çevreye verdiği tahribatı da sözkonusu hale getirmektedir. Perşembe Yaylası da, turistik değerinin farkına varılması ile birlikte, kimi zaman taşıma kapasitesini aşan kullanımlara maruz kalmaktadır. Yörede belirgin bir şekilde çevresel kirlenmenin başladığı, akarsuların kirlendiği gözlenmektedir (Kozak, 2007: 192). Özdemir’in (2007) ifade ettiği gibi, Perşembe Yaylası üzerinde beşeri ortamın baskısı kuvvetle hissedilmektedir. Motorlu taşıtların yaylada belirlen‐
miş güzergahların ya da stabilize yolların dışında yoğun olarak çayır ve mera alanlarına sokulması, cip safari turları, Perşembe Yaylası’nın sorunları arasında yer almaktadır. Aybastı Perşembe Yaylası’nda düzenlenen Cip Şenliği ile ilgili güncel bir tartışma da şenlikler nedeniyle yaylanın menderesleri ile su akarcıklarının zarar gördüğü üzerinedir. Çevre koruma örgütleri, Perşembe Yaylasıʹndaki mende‐
reslerin, bu mendereslerde yer alan yöreye özgü balık türlerinin ve diğer su 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
44
akarcıklarının cip şenlikleri sırasında tahrip edildiğini ileri sürmüşlerdir (Kor‐
gan Haber, 2009). Bu belirlemeden hareketle, Perşembe Yaylası’nın da ev sahip‐
liği yaptığı Cip Şenliği’nin çevre üzerindeki olumsuz etkisinin en aza indirilme‐
sinde, katılımcıların ve seyircilerin sağlık koşullarının korunmasında aşağıdaki hususların dikkate alınmasında yarar bulunmaktadır: • Yarışların menderesler üzerinde değil, tepelik bir arazi üzerinde ya‐
pılması sağlanmalıdır. Bu konu ile ilgili olarak, yurtdışındaki uygula‐
malarda olduğu gibi cip şenliklerinin düzenleneceği rotalar belirlenebi‐
lir ve bu yolların dışına çıkılması yasaklanabilir. • Ciplerin neden olduğu hava kirliliğinin en aza indirilmesi için araçların çıkardığı egzoz dumanı seviyesinin sürekli olarak takip edilmesi ge‐
rekmektedir. • Cip Şenliği seyircilerinin ulaşımları, toplu taşımacılığı teşvik eden çev‐
reye duyarlı yeni araçların kullanıldığı ulaşım programları ile gerçek‐
leştirilebilir. • Cip sürücülerinin ve seyircilerin güvenliği açısından, genellikle eski model olan bu araçların muayene ve bakımlarının düzenli olarak yap‐
tırılmasına özen gösterilmelidir. • Gerek Cip Şenliği’nde gerekse ticari amaçlı safari turlarında kullanılan ciplerde sağlık çantası bulundurulması yükümlülüğü getirilmelidir. • Ormanlık alanlarda yangın riskinin azaltılması amacıyla cip sürücüle‐
rinin ve seyircilerin sigara içmeleri yasaklanmalıdır. • Ticari amaçlı cip safari turlarında yolcular sigortalanmalıdır. 6. SONUÇ Bu çalışmada, Aybastı Perşembe Yaylası’nın ev sahipliği yaptığı Gelenek‐
sel Cip Şenliği’nin çevre üzerindeki etkileri inceleme konusu edilmiştir. Sundu‐
ğu turizm olanakları ile geleneksel turizm anlayışına alternatif oluşturan, pek çok turizm türünün gelişime gösterebileceği Aybastı Perşembe Yaylası’nda yedi yıldır düzenlenen bu şenlik, özellikle de yerli turistlerin giderek daha fazla ilgi‐
sini çekmektedir. Cip Şenliği, yörenin tanıtıma katkıda bulunmakta, pek çok insanın bir araya gelerek etkileşim kurmasına olanak vermekte ve yöreye gelir kaynağı sağlamaktadır. Motorlu taşıtların kullanıldığı bir turizm ürünü olması ve çevrenin ekolojik dengesine zarar verme potansiyeline sahip olması bakımından cip turları, diğer turizm ürünlerinden farklı bir konumda ele alınmalı ve uygulanma koşullarına özen gösterilmelidir. Yöredeki cip şenliğinin koruma‐kullanma dengesi gözeti‐
lerek ve sürdürülebilir bir turizm anlayışı ile yürütülmesi için ilgili tarafların birtakım düzenlemelerde bulunması gerekmektedir. Bunun için, Cip Şenliği ile 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
45
ilgili yerel yöneticilerin, kurumların, işletmecilerin, katılımcıların ve hatta yöre halkının bir araya gelmesiyle cip şenliği programı gözden geçirilmelidir. Cip turlarının belirlenen şenlik programına ve tespit edilen rotalara sadık kalması, düzenli olarak denetlenmesi sağlanmalıdır. Bu aşamada yarış parkurlarının gösterildiği haritaların hazırlanması, yarışların belirlenen rotalarla sınırlı kalma‐
sı bakımından yarar sağlayabilir. Yine Perşembe Yaylası’na cip şenliği sırasında diğer motorlu araçların girmesinin önlenmesi, yaylaya doğal yapıyı bozacak nitelikte yolların yapılmaması, çayır ve meraların zarar görmesini önleyebile‐
cektir. Belirlenen bu kurallara uymayanların cezalandırılması, caydırıcı bir et‐
ken olabilir. Söz konusu edilen bu önlemlerin hayata geçirilmesi ve başta yerel halk olmak üzere tüm tarafların doğal zenginliklerin korunması hakkında bi‐
linçlendirilmesi, bu değerlerin muhafaza edilerek gelecek kuşaklara aktarıla‐
bilmesini sağlayacaktır. KAYNAKLAR AKKAYA, Bekir. “Jeep Şenliği ve Yayla Turizmi Üzerine Sezai Süzenle”, 5 Ağustos 2005 Tarihli Röportaj ve Yorum, Kumru Haber, http://www.kumrureklam.org/ haberdetay.asp?ID=130, Erişim Tarihi: 01.09.2009. ARGAN, Metin (2007); “Destinasyon İmajı ve Markalama: Aybastı‐Kabataş Bölgesi Üze‐
rine Kuramsal Bir Tartışma”, 8. Aybastı‐Kabataş Kurultayı Dün, Bugün ve Yarın Sürecinde Yörenin Ekolojik ve Endüstriyel Kalkınma Potansiyeli ve Stratejile‐
ri,Aybastı‐ Kabataş Kurultayı Yayınları No: 9, Editör: Doç. Dr. Salim Şengel, Eski‐
şehir, ss. 148‐172. BEHAN, Jeffrey R., RICHARDS Merton T. ve LEE, Martha E. (2001); “Effects of Tour Jeeps in a Wildland Setting on Non‐Motorized Recreationist Benefits”, Journal of Park and Recreation Administration, 19, 2, ss. 1‐19. DEMİR, Cengiz (2002); “Milli Parklarda Sürdürülebilirlik Kavramının Turizm ve Rekre‐
asyon Faaliyetleri Açısından Analizi: Türkiyeʹdeki Milli Parklara Yönelik Bir Uygu‐
lama”, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 5, 8, ss. 87‐106. DHA. “Kapadokyaʹda Atv ve Cip Safari Yasağı”, 13.11.2007 Tarihli Haber, http://www.haberler.com/kapadokya‐da‐atv‐ve‐cip‐safari‐yasagi‐haberi/, Erişim Tarihi: 20.08.2009. DOĞAN, Hasan Zafer (2004); Turizmin Sosyo‐Kültürel Temelleri. Birinci Basım, Ankara: Detay Yayıncılık. http://letsdrive.org/, Erişim Tarihi: 31.08.2009. KIZILIRMAK, İsmail (2006); Yayla Turizmi: Tanıtım Açısından Eko Turizm Türü Olan Yayla Turizminin İncelenmesi. Birinci Basım, Ankara: Detay Yayıncılık. Korgan Haber. Korgan İlçesi Yerel Haber Sitesi’nin 5 Ağustos 2009 Tarihli Haberi, http://www.korganhaber.com/index.php?option=com_content&view=article&id=3
17:jeep‐enliine‐valilikten‐soruturma&catid=69:aybastihaber&Itemid=107, Erişim Tarihi: 30.08.2009. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
46
KOZAK, Nazmi, KAYAR, Çağıl Hale ve YÜNCÜ, Deniz Karagöz (2009); ʺEkoturizm ve Perşembe Yaylasıʹnda Uygulanma Olanaklarıʺ. 9. Aybastı‐ Kabataş Kurultayı: Yö‐
renin Ekolojik ve Endüstriyel Kalkınma Potansiyeli ve Stratejilerinin Değerlendi‐
rilmesi, Editör: Salim Şengel. Ankara: Detay Yayıncılık, ss. 113‐130. KOZAK, Nazmi (2007); “Alternatif Turizm ve Perşembe Yaylası”, 8. Aybastı‐Kabataş Kurultayı Dün, Bugün ve Yarın Sürecinde Yörenin Ekolojik ve Endüstriyel Kal‐
kınma Potansiyeli ve Stratejileri, Aybastı‐ Kabataş Kurultayı Yayınları No: 9, Edi‐
tör: Doç. Dr. Salim Şengel, Eskişehir, ss. 191‐197. KOZAK, Nazmi, KOZAK, Meryem Akoğlan ve KOZAK, Metin (2006); Genel Turizm: İlkeler ve Kavramlar. Ankara: Detay Yayıncılık. Marmaris’te Cip Safari, 10.08.2009 Tarihli Yazı, http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx? BlogNo=196337, Erişim Tarihi: 15.08.2009. Amerika Birleşik Devletleri Tarım ve Orman Bakanlığı (2008); http://www.fs.fed.us/r3/ coconino/projects/tmr/az_ohv_use_brochure.pdf, Erişim Tarihi: 03.09.2009. ÖZDEMİR, Mustafa (2007); “Aybastı‐Kabataş Yöresinin Doğa Turizmi Potansiyeli”, 8. Aybastı‐Kabataş Kurultayı Dün, Bugün ve Yarın Sürecinde Yörenin Ekolojik ve Endüstriyel Kalkınma Potansiyeli ve Stratejileri, Aybastı‐Kabataş Kurultayı Yayın‐
ları No: 9, Editör: Doç. Dr. Salim Şengel, Eskişehir, ss. 222‐233. SHACKLEY, Myra (1996); “Community Impact of the Camel Safari Industry in Jaisalmar, Rajasthan”, Tourism Management, 17, 3, ss. 213‐218. SUBAŞI, Birgül (2004); “Yayla Turizmi Sektör Profili”, İstanbul Ticaret Odası Etüt ve Araştırma Şubesi, ss. 1‐22, http://www.ito.org.tr/Dokuman/Sektor/1‐102.pdf, Erişim Tarihi: 01.09.2009. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Yayla Turizmi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Web Sitesi, http://yigm.kulturturizm.gov.tr/Genel/ BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF060F3652013265D66F8935E20A9CB198, Eri‐
şim Tarihi: 20.08.2009. TDK Sözlüğü (2005); Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu. YÜCEL, Sunay Ünlü (2004); “Yayla Turizmi”, TÜRSAB AR‐GE Departmanı, http://www.tursab.org.tr/content/turkish/istatistikler/akrobat/CESIT/may04yayla.p
df, Erişim Tarihi: 02.09.2009. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
48
SERBEST KÜRSÜ
Fikirleri Özgürce Paylaşmak… 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
49
SERBEST KÜRSÜ Doç. Dr. Süleyman ÇELENK (Oturum Başkanı) Çok düzeyli seviyeli nitelikli bir kurultayı gerçekleştiriyorsunuz. Bu kurul‐
tayda genellikle iki handikap vardır. Birincisi, herkes salondaki kalabalığa ba‐
kar, kurultayın niteliksiz geçtiğini sanır. Kurultaylar çok nüfusla yapılmaz ama nitelikli insan gücüyle yapılır. Hiç bir zaman katılım sayısı Aybastıʹyı ve Kaba‐
taşlıları etkilememelidir. İnşallah önümüzdeki yıllarda çok nitelikli kurultaylara ulaşırsınız. Şunu söyleyeyim, bundan asla vazgeçmeyin, bu bir Aybastı plat‐
formudur. Düşünceler zaman içerisinde şekillenir ve gelişir. Kurultayın bir baş‐
ka handikapı, düşüncelerin hemen hayata geçmesine ilişkin beklentilerdir. Biz Gölköyʹde kurultayın 3. yaptığımızda kurultay yapıyoruz da ne oldu düşüncesi işlenmeye başlanmıştır. Kurultay bizlere, bölgeye ne getirdi, denildi. Kurultay zamanla çok şeyler getirdi. Görüyorum ki Aybastıʹya da çok şeyler getirmiş. Görüyorum çok nitelikli bir kurultay oluyor. Ne getirdiğini söyleyeyim size, düşünceler önce ortaya atılır sonra kuluçka dönemi yaşar, sonrada yavaş yavaş hayata geçer. Bundan 3 yıl önce yapılan Gölköy kurultayında yöre için 3 şey önerildi. Birincisi yaban mersiniydi. Bu bizim çalı çileğimiz. Dünyada bunun geliştirilmiş formları var. Karadeniz içinde formları var, aşılısı var. Şu anda Gölköyʹde boy vermeye başladı. Aybastıʹda da sözü ediliyor. İkinci önerim salyangoz çiftlikleri, dünyada denemeye alınıyor. Karadeniz içinde çok önemli. Bunun henüz ne boyutta uygulandığını tespit edemedim ama dünyada dene‐
meleri var. Türkiye de çalışmaları yapılıyor. Bunu araştırmalıyız diye düşünü‐
yorum. Şu anda ne yapabiliriz diye tartışıyoruz. Üçüncü önerim Şitaki mantarı bu çok önemli bir ürün, ilaç sanayisinin baş ham maddesi oluyor, özellikle Av‐
rupaʹda. İlaç sanayini geliştiremezsek pazar bulamayız. Bu konuda çok fazla umutlu değilim. Kurultaya önem verin 50 yıl içinde bir düşünce çıkar Aybastıʹ‐
nın kaderini değiştirir. Tayfun KARATAŞ Fatsa Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Burada Fatsa Sanayi ve Ticaret Odası başkanı olarak bulunuyorum. Bura‐
da Aybastı ve Kabataş ticaret odası başkanı olarak da sözlerimi söylemek istiyo‐
rum. Eksiklikleri bu mutlu ortamda platformda paylaşmak istedim. Öğleden önce yol nedeniyle katılamadım, Aybastı ve Kabataş adına güzel şeyler söylen‐
miş. Golf konuşuldu, turizm geliştirilmesi konuşuldu. Bunlar Aybastı ve Kaba‐
taş adına çok güzel şeyler. İnsanların burada golf oynayabilmesi için yol soru‐
nunun çözülmesi gerekir. Milletvekilimiz Ayhan YILMAZ Bey Aybastı ve Kaba‐
taş için bir şanstır. Keşke burada olabilseydi. Bu dönemde Aybastı ve Kabataş 50
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
yol probleminin noktalanması gerekir diye düşünüyorum. Ayhan Beyin deste‐
ğiyle de bu problemin ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. İkinci mesele, malumunuz fındık hususunda. Fındık deyince akla Ordu Giresun geli‐
yordu. Fakat son çıkan yasada Ordunun 8 tane ilçesi zarara uğramıştır. Nedir bu zarar? 750 metre rakım üzerindeki fındıkların sökülmesidir. Bu bölge, sel bölgesidir. Az önce gelirken, bu sebepten önümüze kaya düştü, az kalsın kaza yapıyordum. Fındık olmasına rağmen bunlar oluyor. Fındığı bu bölgeden sö‐
kersek burada toprağın önünde duramayız. Aybastı ve Kabataşʹtan fındık sökü‐
lürse bu insanlara, kilidi vurun başka yerlere göç edin, anlamına gelir. Orduda, Aybastıʹda fındıktan başka bir şey yok. Bölgemizin bu konuda sağduyuyla yak‐
laşması gerekir. Bir karar alınıyorsa bölgenin tamamı düşünülmelidir. Siyasile‐
rimizin bu konuya sağduyu ile yaklaşması gerekir. Biz Fatsa Sanayi ve Ticaret Odası olarak bu konuya sağduyuyla yaklaştık. Yetkilerimizin de bu konuda her zaman arkasındayız. Bu bölgede fındık ve yol probleminin çözülmemesi halin‐
de bölgenin sonunun devam etmesi demektir. Bu problemlerin çözülmesi husu‐
sunda her zaman Aybastı ve Kabataşʹın yanında olduk, bundan sonrada yanın‐
da olmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki, bu süreçte Ayhan Bey ve diğer ve‐
killerimizin bu bölge adına güzel şeyler yapacağı kanaatindeyim. Beni dinledi‐
ğiniz için teşekkür ederim. Bir de konuşmaların başında kurultay ne için yapılı‐
yor dendi. Fatsa da 6.sı yapıldı. Bunun sonucunda Fatsa‐Kabataş‐Aybastı‐
Reşadiye yolu çıktı. Bu şu an proje kapsamında, Fatsa‐Niksar Yolu proje kap‐
samında ortaya atılan fikirler yıllar sonra meyvesini vermeye başlıyor. Kurulta‐
yın onuncusu yapılıyor. Umarım 20. de yapılır. Hocalarıma teşekkür etmek istiyorum. Özellikle Salim hocaya çok teşekkür ediyorum. Herkes onun gibi yaklaşsa sorunların çözüleceğine inanıyorum. İzzet GÜNDOĞAR Aybastı Belediye Başkanı Sayın Fatsa Ticaret Odası Başkanının anlattığı yıllardır bölgemizin çektiği çilenin özetiydi ama inşallah bu çileler bitecek. Bu güne kadar Ordu denilince Fatsa, Ünye, Perşembe akla geliyor. İnanıyorum ki bundan sonra ulaşımıyla, kültürüyle, turizmiyle ve doğal yapısıyla arka plandaki ilçelerde ön plana çıka‐
caktır. Bugünkü konumuz eko turizmdi. Hocalarımız ve katılımcılar durumu özetle ifade ettiler. Ben özet olarak bir şeyler eklemek istiyorum. Kurultayın başından beri bizlere destek olan belde başkanlarına, sivil toplum örgütlerine, kurultayda görev almış başkanlara, görevlilere, hocalarıma teşekkür ederim. Çıkan sonuç Perşembe yaylası ve çevresi bu günkü haliyle turizme hazır değil. Hazır olması için ulaşımın kesintisiz genel standartlara uygun olması gerekir. Perşembe Yaylasına gelen misafirlerimizin konaklaması için tesis sıkıntısının 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
51
ortadan kaldırılması gerekir. Bunların gerçekleşmesi içinde Fatsa‐Aybastı arası yol ihale edilmiş, yoğun bir şekilde çalışmalar devam etmektedir. Kısmetse 2011 yılında standartlara uygun yol haline gelecektir. Önümüzde 2 yıl var ama bu iki yılı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekir. Ben ve Kabataş ile belde belediye başkanları ve sivil toplum örgütleri kurultayda ortaya çıkan neticeleri, bölgeden çıkardığımız vekilinde desteğiyle, vizyonumuzdakileri gerçekleştireceğiz. Bu‐
nun dışında Perşembe Yaylası için olmazsa olmaz, haritaların yapılmasıdır. Bu plan için haritacılar, şehir planlamacıları, doğa uzmanları, peyzajcılar, kim varsa konuyla ilgili görüşü alınmalıdır. Menderesler, Karga Tepesi, dereler doğal sit alanı ilan edilip diğer kısımların ise tamamen yayla mimarisine uygun yapılaş‐
maya açılması gerekir. Açılmadığı ve koruma planı yapılmadığı sürece Perşem‐
be Yaylasının ve çevresinin korunmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu günkü haliyle çarpık ve izinsiz yapılaşma çok kötü bir görüntü oluş‐
turmaktadır. Vatandaşa bu güne kadar herhangi bir alternatif sunulmadığı için vatandaşımızın hayatı yaylada geçmiş, burada doğmuş büyümüş, yayla vatan‐
daşın olmazsa olmazıdır. Yaylada hayatına devam etmek zorundadır. Burada ikamet edebilmesi için konut, pansiyon, restaurant, spor tesisleri gereklidir. Netice olarak bizler, belediyeler ve sivil toplum örgütleri olarak Fatsa ve çevre ilçeler kavramına katılmıyorum. Sayın Başkanım, Fatsa ve çevre ilçeler söylendiği zaman, biz tanınmayan ilçeler haline geldik. Buna katılmıyorum. Jip şenliği yaptık, burada ev sahibi olarak o gün ben bir çok şeyi sineme çektim. İşin %90 yükü bizde olmasına rağmen hep Fatsaʹnın reklamı yapıldı. Önümüzde Fatsa ağabey konumundadır. Buna saygımız sonsuz fakat Fatsa bu güne kadar bu değeri bilmedi, arka plandaki ilçeleri çantada keklik gördü. Yanlış anlamayın sayın başkanım size saygımız sonsuz. Önem vermeseydiniz bu gün burada olmazdınız. Size teşekkür ediyorum. Bu sizin hatanız değil, geçmişin hatası. Artık, Fatsa diğer ilçelerin değerini bilmelidir. Eğer bilmezse, herkes kendi başı‐
nın çaresine bakacak gücüde var, kudreti de var, vizyonu da var, birikimi de var. Niksar 65 km, yol sorunu da yok. Hastaneye gidilecekse, biz oraya gidebili‐
riz, samimi söylüyorum. Ama biz birlikte hareket edersek, hep kendimizi ön plana değil, tek vücut olursak, Fatsa ve diğer ilçeler birlik olursak, bir şey kay‐
bettirmez ama ayrılırsak çok şeyler kaybettirir. Önümüzde ciddi fırsatlar var, bunları bölgemiz adına kullanmalıyız diyorum. İnşallah 11. kurultayda bu gün‐
kü kurultaydan çıkan görevleri yapmış bir biçimde, başlamış projeleri uygula‐
ma ya da projelendirme aşamasına gelmiş durumda, tekrar karşılaşmak dileğiy‐
le tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
52
Yakup YILMAZ Kabataş Belediye Başkanı Kurultay kelimesini, düşüncesini bizlere ilk öğreten Prof Dr Bahaeddin YEDİYILDIZ Hocamı saygıyla selamlıyorum. Ondan sonra kurultay başkanları, saygı değer hocalarımın hepsini selamlıyorum. Aybastı ve Kabataş sorunlarını bu gün burada tartışıyoruz. Konumuz eko turizm. Bu konuyu açmak lazım, öyle bir açmalıyız ki eko bir ses getirmesi lazım. Onun için netice değil, bu bir fikirdir. Sunanlara, düşünenlere teşekkür ediyorum. Ama bunun alt yapısı ol‐
madan insanların buraya gelmesi mümkün değildir. Yaylamız doğa harikası, doğanın bozulmaması lazım ama insanların konaklayabileceği, vakit geçirebile‐
ceği yerlerin yayla şartlarına uygun yapılması lazımdır. Bu bizim olmazsa ol‐
mazımızdır. Devlet olarak bu zamana kadar hep kaçtık. Mera dedik, yayla de‐
dik, kullanmayalım dedik ama görüyoruz ki hepimiz baktığımız zaman hoş olmayan ev tipleri, şehir mi, mahalle mi, yaylamı ne olduğu belirsiz. Devlet desin ki bize yaylayla ilgili planlarınızı gösterin. Biz yerel olarak bunun çalış‐
masını yapalım. Hocalarımızdan, bu işten anlayanlarımızdan destek alalım. Biz birbirimizle didişmeden, itişmeden ortak amaca hizmet ederek, bir plan çıkara‐
lım. Ondan sonra Aybastıʹnın Kabataşʹın insanının geleceğine plan üzerinden çalışalım, yani spor alanları, göletin kullanılması gibi. İnsanımız artık çok hızlı değişiyor, milletler, devletler, düşünceler değişiyor. Bu değişime ayak uydur‐
malıyız. Uyduramazsak, halkın bildiği gibi yaşamasına bırakırsak, gördüğümüz manzara çıkıyor. Bu memleket bizim, bu güzellikler buradaki insanlar bizim. Buradaki insanlar zor şartlarda yaşıyor. Tayfun kardeşime teşekkür ediyorum. Fatsaʹdan gelip bizlerin derdini dile getirmesi gerçekten çok güzel bir şey. Ama bu yılların ihmali inşallah yolumuz en kısa zamanda yapılacak diye umut edi‐
yorum. Bizler yerel ilçeler olarak elimizden ne geliyorsa inşallah yapacağız. Ben buradan şunu diyerek ayrılmak istiyorum, Aybastıʹmıza, Kabataşʹımıza sahip çıkalım, bu insanlara sahip çıkalım ama değişerek, gelişerek, bir şeyleri kırıp dökmeden sahip çıkalım. Kurultayın tekrar hayırlı olmasını diliyorum hepinize teşekkür ediyorum. Mehmet ÖZER Aybastı Kaymakamı 10. Aybastı Kabataş kurultayı bilimin ışığında yerel kalkınmaya doğru slo‐
ganıyla yola çıktı ve devam ediyor. Bu seneki konu yayla turizmi ve yaylanın turizme açılmasıdır. Sayın başkanlarımız bu konuya daha önce de değindiler. Neticede ortada uygulamak zorunda olduğumuz kanunumuz var. Yaylalar için ayrı kanun düzenlenmemiştir. Mera Kanunu kapsamında yer alırlar. Mera Ka‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
53
nunu kapsamında, yaylalara uygulanacak hukukta bu kapsamda tayin edilmiş‐
tir. Perşembe Yaylası her ne kadar tarihi bilinmese de burada şenlikler olsun, pazarıyla olsun, çevre ilçelere sağladığı katkıyla olsun, yıllardan bu tarafa süre gelen tarihi bir yer. Ben bu hususta şunları ilave etmek isterim. Kolluk kuvvetle‐
rimiz yaylada yapılan kanuna uyumlu olmayan, kanunların müsaade etmediği, valiliğin 2008 yılında yayınlamış olduğu yayla yönergesi var, bu yönergeye uymayan yapıların önüne geçmek için çok uğraşıyorlar. Buradan onlara çok teşekkür ediyorum. Ancak muvaffak olamıyoruz. Neden muvaffak olamıyoruz, daha öncede ifade etmeye çalıştık. Yayla bize miras değil, ecdadımızdan bize emanettir. Dolayısıyla bunu gelişi güzel, kendi işimize geldiği şekilde tasarruf ederek yaylayı korumamızın mümkün olmayacağından, başkanımız burada koruma planından söz ettiler, gerçekten bu koruma planının yapılması içinde çok ciddi girişimleri var. Bu planda bilimin ışığında sivil toplum örgütlerinin desteğini alarak yapmaya çalışıyor. Tabi bazı sıkıntıların aşılması için, neler yapılması gerektiğinden kendileri defalarca bahsettiler. Mevcut düzenlemeler ışığında bazı değişikliklerin yapılmasının şart olduğunu da ifade ettiler. Ben bunlardan tekrar bahsetmeyeceğim. Ben özellikle şundan bahsetmek istiyorum. Eğer Perşembe Yaylasını hoyratça kullanır isek ve bunun korunması için gerekli dirayeti ve çalışmaları göstermezsek, Perşembe Yaylası bir hayalleri süsleyen yer olmaktan, kullanılabilir mekan olmaktan çıkıp, ne yazık ki elimizden avu‐
cumuzdan kaymakta olacağından korumak zorundayız. Sadece Aybastılıların değil Türkiyeʹye ait olan ayrı bir değerdir. Perşembe Yaylasının bu rakımında bu mendereslerin başka yerde olmadığını söylediler. Valiliğimiz ve Çevre ve Orman Bakanlığımızın konu ile ilgili çalışmaları var. Burayı özellikle menderes‐
lerin beslediği havzayı içerecek şekilde tabiat alanı ilan etme çalışmaları hızla devam etmektedir. Sonuca yaklaşmak durumundayız, umarız en kısa sürede tabiat alanı ilan edilerek, plandan başlamak üzere başkanımızın da söylediği gibi yaylamızı yeni nesillere daha güvenilir ve korunaklı bir şekilde aktarabili‐
riz. Şunu son kez ifade etmek istiyorum, lütfen yaylada alan çevirmek isteye arkadaşları son kez ikaz etmek durumundayız. Yaylada çevirim yapmak oranın mülkiyetini size sağlamıyor. Mahkemeye gidip cezasını ödemekle oranın tapu‐
sunu almış olmuyorsunuz. 1091 Sayılı Kanunla görevlendirmiş olduğumuz arkadaşlarımın yapmış olduğu işlemler neticesinde kimsenin darılıp kırılmasına gerek yok. Çünkü yaylayı şu anki kanunlara göre farklı şekilde korumamızın yolu yok. Herhangi bir kanun değişikliği zaten sorunu tamamıyla kaldıracaktır. Hepinize saygılarımı sunuyor, teşekkür ediyorum. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
54
Öğr. Gör. Salim ARPACI Ben iki husus hakkında konuşmak istiyorum. Şimdi konumuz yayla tu‐
rizmini nasıl canlandırırız? Şimdi turizmi nasıl çeşitlendiririz şeklinde katılımcı‐
ların görüşleri var, bunlara saygı duyuyorum. Turizmi nasıl çeşitlendiririz ko‐
nusu bana göre binayı çatıdan inşa etmeye benziyor. Her şeyden önce buraya çok sayıda turistik amaçla insanı çekebilmek için buranın temel alt yapı hizmet‐
lerini yerine getirmek gerekiyor. Buraya çok sayıda insanın gelmesinin önemli olduğu gibi, bu gelen insanların yöreye daha fazla ekonomik açıdan katkısının olabilmesi için bu insanları burada ne kadar uzun tutabiliriz, esas önemli olan konu budur. İnsanlar geliyor barınacak yer yok, tuvalet ihtiyacını giderecek yer yok, yani turizmi çeşitlendirmeden önce temel alt yapı hizmet yatırımlarının yerine getirilmesi gerekiyor. Yolundan, kanalizasyonundan, içme suyundan, haberleşmesinden, barınacak, eğlenilecek tesisine kadar altyapının yerine geti‐
rilmesi gerekir. Böylece insanları burada daha fazla uzun tutabiliriz ve yöreye ekonomik açıdan katkısı olacaktır. Alt yapı ve hizmet yatırımlarını yerine ge‐
tirmeden önce, yani buraya yapacağımız bütün turistik amaçlı, değişik tesisler için yapacağımız yatırımların tamamı boşa harcanmış yatırım olacaktır. Her şeyden önce buraya değişik insanı çekebilmemiz için, mutlaka bu yöreye insan‐
ların kolaylıkla ulaşabilmesi için, yol sistemlerinin geliştirilmesi gerekir. İstan‐
bulʹdan Aybastıʹya gelecek vatandaşımız Fatsaʹya kadar yol problemi yaşamı‐
yor. 52 km Aybastı‐ Fatsa yolunda sorun yaşıyor. Öncelikle bu yolun yapılması gereklidir. Bunun dışında başka bir hususta Fatsa Ticaret Odası Başkanına ka‐
tıldığı için teşekkür ediyorum. Fatsaʹnın büyüyebilmesi için, bir liman kenti, ticaret kenti olabilmesi her şeyden önce onun çevresindeki ilçeleri, illeri arz bölgelerine ulaşmasına bağlıdır. Ben bu gün bu kurultayda Fatsa kaymakamı‐
nın, belediye başkanının burada olmasını isterdim, fakat ticaret odası başkanı dışında başka kimseyi göremedim. Çünkü Fatsaʹnın büyük bir ilçe olması ula‐
şabildiği arz bölgelerine bağlıdır. Siz ulaşabileceğiniz arz bölgelerini genişlet‐
mediğiniz taktirde beklenen istenen büyüklüğe ulaşamazsınız. Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. Doç. Dr. Süleyman ÇELENK Sayın Başkanımın belirttiği, Fatsaʹnın arka planının geliştirilmesi gerekli‐
dir. Orduʹnun siyaseti üç merkezde oturuyor: Ordu, Fatsa ve Ünye. Arka ilçeler hiç düşünülmüyor. Arkadaşlar bu durum doğaldır. Fatsaʹya, Ünyeʹye, Orduʹya bunu yaptıkları için küsemeyiz. Nüfus yoğunluğu ordadır. Siyaset insanla yapı‐
lır, insan çok olduğu zaman sizi de görmezler. Sayın Başkanlarım dikkatle din‐
leyin lütfen. Benim bir önerim var, arka planı ağırlık merkezi haline getirme 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
55
planı. Arka planı nasıl ağırlık merkezi haline getiririz? Bakın tarihi Aybastı‐
Gölköy yolu bakımsız duruyor. Biz Mesudiyeʹden başlayarak Gölköy‐Aybastı‐
Kabataş‐Korgan‐Kumru‐Akkuş‐Samsun hattına 2. alternatif yol üzerinde durur‐
sak, iç ilçeler olarak içeriyi ağırlık merkezi haline getiririz. Bu uzun vadeli pro‐
jedir ama arkada yaşayan, sahilin arkasında yaşayanların çocuklarına bıraka‐
cakları en büyük miras olur. Ne olur sonunda sahilde iletişim var. Sahilin arka‐
sındaki ilçelerde daha güçlü bir iletişim yaratırız Gölköy‐Gürgentepe‐Ulubey‐
Aybastı‐Kabataş‐Korgan‐Kumru‐Akkuş yatay olarak birbirine bağlanır. Dikey olarak ta Fatsaʹya, Ünyeʹye bağlıyız. Çağ iletişim çağı, onlarla da yolumuzu kapatacak değiliz. Bu ilçeleri kendi içinde dayanışmaya sokarak bir ağırlık mer‐
kezi haline getirirsek bu yakınmadan kurtuluruz. Sayın Başkanım ilerde sizde milletvekili adayı olacaksınız. Bana sorulan soru sizlere de sorulacak. Ben geçti‐
ğimiz dönem milletvekili adayıydım, Orduʹda yerel TVʹye çıktım. Yerel TVʹde spikerin sorusu şu oldu “Sayın hocam hangi cesaretle çıktınız, bunu açıklar mısınız? Ordu merkezin ağırlığı karşısında Gölköy‐Gürgentepeʹye milletvekilli‐
ği mi verirler?” Sorusu buydu, ben ona uygun cevabı verdim. Arkadaşlar, ör‐
gütlenerek, güçlenerek hakkınızı korumasını bilmiyorsanız beceremiyorsanız bu doğaldır. Bizim Fatsa, Ünye, Ordulu dostlara söyleyecek bir şeyimiz yok. Bu anlattığım yol projesi çift gidiş gelişli yol. İstanbul yoluna bağlanacak yol projesi kapsamındadır. Ünyeʹnin de Ordunun da arka tarafında yol birleştiği zaman, o merkezler bundan daha fazla faydalanacaktır. Sanmayın Orduʹya, Fatsaʹya, Ünyeʹye bir tepkim var. Tedbir olarak öneriyorum bunu, ekonomi bunu gerekti‐
riyor. Bakın yayla turizminin gelişmesi de içeride yapılacak yola bağlıdır. İki yıl içerisinde sahilden geçe Karadeniz sahil yolu yükü çekemez hale geldi, Orduʹ‐
nun içinde trafiği görüyorsunuz, tıkanıp kalıyoruz. Bu alternatif yol er geç yapı‐
lacak, gelecek kişiler yapacak. Bu adımı ne kadar erken atarsak o kadar kazançlı çıkacağız. Ben belediye başkanı olsam, sayın başkanım bu saydığım belediye başkanlarıyla birlikte belediyeler birliği kurarak, kalkınma projeleri uygulayan belediye birlikleri var. Yayla belediyeleri, iç belediyeler gibi belediye birlikleri kurulabilir. Kaymakamları da içine alarak yıllık toplantılar yaparak, iç kesime hizmetin yolunu açarız, bir sorundan da kurtuluruz. Bu bölgeden milletvekili adayı olarak TVʹye çıktığımızda sahil baskısından kurtulup ta siz nasıl milletve‐
kili olacaksınız, sorusuna artık muhatap olmayacaksınız diye düşünüyorum, saygılar sunuyorum. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
56
İzzet GÜNDOĞAR Aybastı Belediye Başkanı Sayın Divan Başkanı dedi ki; “İlerde milletvekili olmak” Bizim asla öyle bir düşüncemiz yok, Aybastıʹmızı temsil eden bir milletvekilimiz var, aklımızdan milletvekilliğini bile geçirmek Aybastıʹya ihanettir, diye düşünüyorum. Önü‐
müzde bir milletvekili var, Ayhan Bey, bölgemizi en iyi şekilde temsil ediyor. Teşekkür ediyorum. Doç. Dr Salim ŞENGEL Bu gün yaptığımız 10. kurultayda çok değerli fikirlerin ortaya konulduğu‐
nu, bu fikirlerin zaman içinde gerçekleşeceğini, Süleyman hocam söyledi. Yara‐
tıcılıktaki aşamalar düşünce kuluçkaya yatar, kuluçkadan sonra fikirler ortaya çıkar ve en sonra hayata geçer. Buradan da çok önemli fikirlerin çıkacağını dü‐
şünüyorum. Bu yıl ki konumuz turizm idi, daha sonra serbest kürsüye geçildi. Serbest kürsü, adı üzerinde herkes serbestçe konuşacak burada, düşüncelere, görüşlere kızmayız, farklı değerlendirmeyiz. Bu düşünceleri aynen böyle, her‐
hangi bir sansür olmadan kitaba geçireceğim. Kurultayın en hoş durumu da budur. Herkesin halk kürsüsünde fikirlerini açıklaya bilmesidir. Yaylada bir fikir zenginliğini yaratabiliyor olmak, bende çok hoş duygular yaratır. Önü‐
müzdeki senelerde yapılacak kurultaylarda daha bol fikir üretebileceğimiz ku‐
rultayların gerçekleşeceğine inanıyorum. Ben bu bağlamda kurultaya katılan, fikirlerini belirten bütün katılımcılara teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyo‐
rum. Şu anda, geleceğimiz güvencesi olan Aybastılı ve Kabataşlı çocuklarımız var. Bunlar bir hafta boyunca kurultay yaz okulunda üniversite öğrenci kulüp‐
lerinden gelen öğrencilerden eğitim aldılar, sunumlarını yapmak için büyük bir heyecanla orada bekliyorlar. Yağmurun altında hazırlık yapan bir müzik grubu biraz sonra size bir sunum yapacak. Kısa zamanda büyük bir ilerleme kaydetti‐
ler ve size iki parça çalacaklar ve peşinden de öğrencilere katılım belgelerini vereceğiz. Son olarak ta Doç. Dr. Ertuğrul ALGANʹnın hazırladığı Fatsaʹdan Perşembe Yaylasına kadar olan bölgeyi kapsayan “Maviden Yeşile” fotoğraf sergisinin açılışını yapacağız. Ayrıca Fatsa Sanayi ve Ticaret Odası ile birlikte hazırladığımız bölge gezi rehberi kitabını önümüzdeki aylar içinde tamamlamış olacağız. Ben ilginiz ve sabrınız için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. Doç. Dr. Süleyman ÇELENK Aybastı ve Kabataşlılara, düzeyli toplantıyı düzenleyen herkese teşekkür ediyorum. Bu toplantıdan son derece yararlandım. Herkesinde yararlandığını düşünüyorum. Kurultay ve divandaki arkadaşlar adına teşekkür ediyorum. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
58
KURULTAY SONUÇ BİLDİRGESİ
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
59
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
60
• Yörede turizm eğitimine önem verilmesi, • Bilinçli ve sistematik olarak yörenin tanıtım çalışmasının yapılması. 2. Yöre öğrencilerinin yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve kişisel gelişimle‐
ri açısından yaz okulu çalışmalarının sürdürülmesi, AYBASTI-KABATAŞ KURULTAYI
3. Fındık ekim alanları ile ilgili olarak alına karar bağlamında; Bilimin Işığında Yerel Kalkınmaya Doğru…
• Yörenin erezyon durumu, halkın tarımla bağlantısı, • Halkın tarımsal üretim durumu, • Yörede tarımsal ürün çeşitlendirmesinin, dikkate alınması, gerekli ça‐
lışmaların yapılması ve teşviklerin yapılması, 10. Aybastı‐Kabataş Kurultayı Sonuç Bildirgesi 4. Aybastı ve Kabataş’ta bilim kurlu toplantılarının yapılması, 26 Temmuz 2009, Perşembe Yaylası 5. Gelecek yıl yapılacak 11. Aybastı‐Kabataş Kurultayı konusunun “Orga‐
nik Tarım” olarak belirlenmesi, Aybastı ve Kabataşlılar 10 yıldan bu yana yörenin sosyo‐ekonomik kal‐
kınması ve gelişmesi için ortak irade ve kararlılıklarını kesintisiz sürdürmekte‐
dirler. Bunun bir sonucu olarak 21 Temmuz 2009 tarihinde onur ve gururla 10. Aybastı‐Kabataş Kurultayını gerçekleştirdiler. Kurultayın konusu, kurultay bilim kurulu tarafından “Yerel Değerler ve Yayla Turizmi” olarak belirlenmiştir. Kurultayın sabah oturumunda bilimsel etkinlik olarak, üniversitelerden davet edilen bilim adamları turizm konusunda bilgi ve görüşlerini Aybastı ve Kabataşlılarla paylaşmışlardır. Kurultayın öğle‐
den sonraki oturumunda kurultay üyeleri sorunlar üzerinde görüş ve önerileri‐
ni sunmuşlardır. Ayrıca bu yıl kurultay etkinlikleri kapsamında Anadolu ve Yıldız Teknik Üniversitelerinden öğrenciler yöremiz ilköğretim ve lise öğrencilerine kurultay yaz okulunda eğitim vermişlerdir. Diğer yandan Doç. Dr. Ertuğrul ALGAN’nın, Fatsa’dan Perşembe Yaylası‐
na kadar olan bölgenin fotoğraflarından oluşan “Maviden Yeşile” fotoğraf ser‐
gisi kurultay çadırı sergi salonunda açılmıştır. 6. Aybastı, Kabataş, Ankara ve İstanbul’da yıl içinde ara toplantıların ya‐
pılması, 7. Onbirinci Aybastı‐Kabataş Kurultayının Aybastı‐Perşembe Yaylası Şen‐
liklerinin ikinci gün yapılmasını (20 Temmuz 2010), Saygılarımla arz ederim. Doç. Dr Salim ŞENGEL Kurultay Başkanı Sonuç olarak; 1. Yörenin yerel değerleri korunarak turizm potansiyelinin değerlendiril‐
mesi, Bunun için; • Bilim adamı, uzman ve ilgililerin ortak gayretleri ile yörenin turizm ça‐
lışmalarının yapılması, • Yörenin turizm envanterinin çıkarılması, 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
61
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
62
KURULTAY YAZ AKADEMİSİ 14 ‐ 21 Temmuz 2009 Perşembe Yaylası 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
63
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
64
EĞİTİMCİ GÖRÜŞLERİ Üniversite Öğrenci Kulüpleri Öğrencileri 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
65
Derya YILDIRIM Yaparak yaşayarak deneyimlenen her bir yaşantı daha kalıcı izli oluyor in‐
sanın hayatında. Hele ki buna bir de çocukların oyun oynama sevincini ekler‐
sek… Birde yaz sıcağının katlanılamaz yorgunluğuna buz gibi yayla esintisini ve gözlerinize ışıl ışıl bakan yayla çocuklarının enerjisini…. İşte Aybastı yaylasının çocukları susamak, yorulmak nedir bilmeyen, için‐
de ki oynama arzusunu, öğrenme ve öğrendiğini uygulama hevesine dönüştü‐
ren kalplerinin dürüstlüğü yüzlerine yansımış bugünün yaşam sevinci, gelece‐
ğin umudu… Doç. Dr. Salim ŞENGEL Hocamızın bizlere vesile olması ile iki arkadaş düştük yollara. Uzunca bir yolculuktan sonra bizleri alabildiğine yeşil ve mavi‐
nin buluştuğu bir cennet karşıladı. Onca yol yorgunluğu buz gibi bir ayranla diniverdi sanki. Üzerimizden geçen bulutların gölgesi hem ürkütücü hem de heyecan vericiydi. Aybastı yaylasında ilk gün şenlik alanını gezip, yöre halkıyla tanışma ve güreşleri izleme fırsatı yakaladık. Akşamında güzel bir uykudan sonra Beril ile gelmeden önce hazırlamış olduğumuz planlarımızı son bir kere kontrol ettikten sonra mis gibi yün yataklarda bol oksijenli bir uykuya daldık. Bozkırdan gelen ve ilk defa böyle bir çalışma vesilesiyle Karadeniz’i gören biri olarak ne yalan söyleyeyim iki gün başım ağrıdı, oksijenden. Beril 13 yaş ve üzeri bende ilköğretim kademesinde ki öğrencilerle çalışmak üzere bir iş bölü‐
mü yaptık. Ama evde ki hesap çarşıya uymadı. Her zaman bir eğitimcinin ye‐
dekte planlarının olması gerektiği varsayımından yola çıkarak planlarımızı yeniden gözden geçirdik. Atölye çalışmamızın ilk günü grubu kaynaştırmaya yönelik ısınma ve ta‐
nışma oyunları ile başladı. Aybastı yaylasının tepesinde kurulmuş olan büyük çadır bizim için gölgesinde oyunlar oynama imkânı sağlayan güzel bir mekân oldu. Çalışmamızın ertesi günü grup dinamiği oluşturmaya yönelik etkinliklere ağarlık verdik. Grupla birlikte karar alma ve uygulamaya yönelik oyunlar ve doğaçlamalar sonucunda tamamlanan çalışmalarımızın en önemli basamağı bizim için her çalışma ardında yapılan değerlendirme aşamaları oldu. Bu aşa‐
malar sayesinde bir sonraki atölye oturumlarını daha sağlıklı gözden geçirme ve süreci daha iyi yapılandırma imkânı elde etmiş olduk. Atölyenin ilk günlerinde bireysel olarak katılmaya gönüllü olmayan öğ‐
rencilerimizin 7 günlük bir çalışma neticesinde atölyenin bitmemesi konusunda ki ısrarları bizim içimizde buruk ama çalışmamızın ne kadar verimli geçtiğini gösteren bir sevinci bizlere yaşattı. Elimizde kalan atölyeden izlenimleri yansı‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
66
layan kamera ve fotoğraf görselleri, çalışma sonucunda katılımcılara verilen anı niteliğinde ki katılım belgeleri. Bir de kulaklarımız da yankılanan oyun oyna‐
manın, kendini özgürce ifade edebilmenin ve ortak bir yaşantı paylaşmanın mutluluk çığlıkları… Yayla da yankılanan sevinç çığlıkları bizleri uğurlarken üstünden geçen iki yıl sonra öğrendiğim hoş bir anıyla noktalamak istiyorum aktarımlarımı. Salim Hocamızın yeğeni Mıstık (Mustafa) çalışmaklar esnasında parmağını kırmış fakat atölyeye yollamazlar endişesi ile söylemekten kaçınmış. Ben ömrüm bo‐
yunca unutamayacağım bir deneyim yaşadım kendimce. İlk defa ateş böceğini gördüm, ilk defa bulutların içinden yürüdüm, ilk de‐
fa yeşilin bin bir tonuna doyurdum gözlerimi ve ilk defa bu kadar sıcak bu ka‐
dar samimi bir grupla, Aybastı yaylası çocuklarıyla doyasıya çocuk oldum… Bu pilot uygulama neticesinde büyük çadırın etrafında kurulacak küçük çadırlar ve farklı etkinliklerle yaz okulu projesinin kıvılcımını başlatıyor olmak ise ayrı bir kıvanç ayrı bir ödül. Bu imkânı bizlere tanıyan bu kurultayın önemli bir yükünü sırtlayan Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi Sayın Doç. Dr. Salim ŞENGEL’e, yöre halkına ve Belediye Başkanına çok teşekkür ederim. Derya ÖZKAN Ordu benim için bir düş gibiydi. İlk defa Karadeniz’i görmüş olmak bana ayrı bir heyecan kattı. Sonra çocuklar… Birbirinden güzel, yetenekli, ilgili ço‐
cuklar ve beraber gittiğim arkadaşlar… Her şey ama her şey birbirinden güzel‐
di. İlk önce tereddüt etmiştim acaba yapabilir miyim, çocuklar beni sevecek mi, onlara bir şeyler öğretebilecek miyim diye. Ama zaman geçtikçe onların bir şeyler öğrendiğini görmek bana güven ve mutluluk verdi kafamda Ordu‐
Aybastı’dan ayrılırken hiç soru işareti kalmamıştı… Ben Aybastı kurultayına bizi çocuklarla tanıştırdığı, onların hayatlarında ilk defa üniversite öğrencilerini görmesini sağladığı ve çocukların yeteneklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olduğu için çok teşekkür ederim. Buna pek fazla insan cesaret edemez edeceğini de sanmıyorum bu yüzden de Salim ŞENGEL hocama gerçekten çok teşekkür ederim, dilerim bu azminden asla vazgeçmez. Hasan TANIŞ Üç arkadaş olarak yaklaşık 2 senedir bilgisayar kulübünün yönetiminde bulunuyoruz. Çeşitli etkinlikler yaptık, kurslarımız ve seminerlerimiz oldu. Yine buna benzer bir etkinlik yapılacağına dair bir telefon geldi Okan arkada‐
şımızdan. Aslında ilk bakışta gerçekten de sıradan bir etkinlik gibi görünüyor‐
du. Okan arkadaşım telefonda Karadeniz’in harika bir atmosfere sahip yaylası‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
67
na gidileceğini ve o yaylada ve ilçede yaşayan çocuklara branşlarımız doğrul‐
tusunda bir yaz okulu verileceğini söylediğinde baya hoşumuza gitti. Daha sonrasında diğer arkadaşlarıma da bu durumdan bahsedip olumlu yanıt aldık‐
tan sonra Ordu/Aybastı maceramıza başlamış olduk. Açıkçası Ordu/Aybastı öyle sıradan ve alelade bir gezi gibi değil de haya‐
tımda yaşayabileceğim en güzel anılardan biri olarak bende yerini almış bulu‐
nuyor. Özellikle gitmeden önce bazı tereddütlerim vardı ki gittiğimizin ilk gün‐
leri bu tereddütlerimin haklı olduğu biraz ortaya çıktı. Kaldığımız çadır ve Per‐
şembe yaylasının havası çok zorladı bizi. Fakat çok gariptir diğer branşlardan gelen arkadaşlar adeta seçilmiş gibi olmasından olsa gerek birbirimize çok iyi şekilde uyum sağlayıp o rahatsız ortamı gerçekten de harika bir arkadaşlık or‐
tamına çevirmeyi başardık. Tabii ki bu işin arka yüzü. Esas bahsedilmesi gereken öğrencilerimiz. Hep‐
si de pırıl pırıl ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak Ordu’lu minik zeki öğrencileri. Biz bilgisayarcılar olarak onlarla çok fazla haşır‐neşir olamadık fa‐
kat burada değinmeden geçmek yanlış olur GSF, Spor Yüksek Okulu ve İleti‐
şimden gelen arkadaşlar gerçekten de inanılmaz bir özveri ile öğrencilere çok güzel bir yaz okulu yaşattılar. Zaten haber aldığıma göre çoğu minik arkadaşı‐
mız şimdiden GSF ya da GSL okumaya karar vermişler. Bu yaz okulu, gerek çadırda kalan biz eğitmenlerin çok güzel uyumu ge‐
rekse minik arkadaşlarımızla olan uyumumuzla hem öğrenciler için hem de bizler için unutulmaz bir anı olarak akıllarımızda yer etti. Bu güzel projeyi ha‐
yata geçiren Salim ŞENGEL hocamızın adını da anmamak olmaz tabii ki. Uma‐
rım buna benzer projeler tüm ülke çapında uygulanabilir. Çünkü ne kadar fay‐
dalı olduğunu ve öğrencileri olumlu yönde etkilediğini açıkça görüldü. Ali DURUKAN Aybastı/Kabataş kurultayının düzenlemiş olduğu yaz okulu etkinliği bizler ve çocuklar adına verimli bir çalışma oldu. Çocukların aklından geçen her şeyi özgürce, kısıtlanmadan yapabildiği böyle bir ortamın oluşması çok güzel bir durum. Böyle bir ortamın oluşması çocukların kendilerinin bile fark edemedik‐
leri gizli yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağladı. Yapılan çalışmalar bir eğitici‐
öğrenci havasında değil de abi‐kardeş havasında gerçekleşmesi ortamda sevgi ve sıcaklığın oluşmasını sağladı. Bu da çalışmaları verimli kıldı. Kişisel gelişim ve sosyal faaliyetlerin gelişmesi adına bu etkinliğin süresinin uzatılmasının çocuklar adına çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Bu etkinliği düzenleyen kurultaya ve etkinlikte yer almamı sağlayan Salim ŞENGEL’e teşekkür ede‐
rim… 68
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
Yaşar COŞAN Aybastı‐Kabataş Kurultayının bu sene düzenlemiş olduğu etkinlik olan yaz okulunda spor eğitmeni olarak görev aldım.Kurultayın böyle bir etkinlik yapması çevrede yer alan çocuklar için bence büyük bir şanstı.İlk günlerden itibaren yapılan çalışmaların hızlı bir şekilde başlaması ve katılan çocukların istekli olması bizimde daha iyi eğitim vermemize yardımcı oldu.Gün geçtikçe hem çocukların sayısı arttı hem de çevreden bize olan destek gözle görülür hale geldi.Esnafından bürokratına,ailesinden akrabasına çevre halkının bize göster‐
miş olduğu ilgi ve destek sayesinde çok yararlı ve başarılı geçtiğini düşündü‐
ğüm bir yaz okulu geçirdik.Bununla birlikte katılan çocukların yetenekli ve istekli olması onların ileriye dönük bir şeyler öğrenmesini hızlandırdı.Çocuklar kısa sürede belki ilerde meslekleri olacak yada bir hobi olarak üzerinde çalışabi‐
lecekleri çeşitli alanlarda kendilerini geliştirme fırsatı buldu. Spor, müzik, sera‐
mik, iletişim vb. alanlarda yaptıkları çalışmalarla kendilerine olan güvenleri de arttı.Genel olarak olumsuz diyebileceğimiz bir şey yaşanmadı.Bu nedenle yaz okuluna katılan küçük arkadaşlarımın hepsini tebrik ediyorum.Umarım ileriki hayatlarında onları başarılı yerlerde görürüz.Son olarak da bu kadar güzel bir etkinlik hazırlayan ve böyle bir fırsatı bize sağlayan Salim ŞENGELʹe saygıları‐
mı iletiyorum.Birde benim gibi gönüllü olarak çalışan ve birlikte çok güzel vakit geçirdiğim eğitimci arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.Önümüzdeki yıllarda da yaz okulu etkinliğinin daha aktif ve olumlu şekilde devam etmesini temenni ediyorum.Sevgi ve saygılarımla.. Semih PAÇACI Kurultayın ʹʹYaz Okuluʹʹ bölümünde Spor Eğitmeni olarak görev aldım. Yaz Okulunun bölgedeki ilköğretim öğrencilerine hitap etmesi Orduʹnun gele‐
ceği için bir yatırım olarak düşünülebilir. Yaz Okulu bölgedeki öğrencilerin serbest zamanlarını değerlendirmeleri için büyük bir fırsattı. Öğrenci velilerinin de bu yöndeki olumlu düşünceleri bizi çok mutlu etti. Öğrenci sayımız her ge‐
çen gün artmaya başladı. Öğrenci sayısının artmasına paralel olarak öğrencile‐
rin Yaz Okuluna gösterdikleri ilgi ve çalışmalardaki iştahları da bize güç veren etkenlerdendi. Çalışmalara başlamadan öğrencilerimizin gözlerindeki ışığı görmek bizi işimize daha çok bağlıyordu. Elimizden geldiğince her öğrencimiz‐
le teker teker ilgilenmeye çalıştık. Onlarla eğitimci olmaktan çok arkadaş ilişkisi kurmaya özen gösterdik. Yaz Okulu öğrencilerin kişisel gelişimine de katkı sağladı. İletişim güçlerini, sorumluluk alma isteklerini, kendilerine güvenlerini art‐
tırdı. Öğrencilerimizin spor, müzik, seramik, resim, fotoğrafçılık gibi sanatsal ve yetenek gerektiren branşlardaki başarıları ve öğretileri çok kısa zamanda kav‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
69
rama becerileri bizleri çok etkiledi. Biz onlara yeteneklerini ortaya çıkarmala‐
rında yardımcı olduk. Onlara düşen görev ise Yaz Okulunda belirledikleri ve ileriki yıllarda hobi veya meslek olarak yapmak istedikleri hayallerinin peşin‐
den koşmak. Bütün bunların yanında Perşembe Yaylası ve Aybastı‐Kabataş halkının bizlere maddi manevi desteklerinden ve hoşgörülerinden dolayı teşek‐
kür ederiz. Kurultayın ve Yaz Okulunun bundan sonraki dönemlerde devam etmesi en büyük dileğimiz. Şüphesiz ki yapılan çalışmalar ve verilen emekler karşılıksız kalmaz. Kalkınmanın temeli eğitimdir. Okan VARDAR Merhaba Öncelikle bu organizasyonda emeği geçen herkese sonsuz teşekkür etmek isterim. Hayatımda, düzenlediğimiz yaz okulunun çok farklı yerinin olduğunu ve olacağını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Eğitime katılan öğrenciler ve biz eği‐
timciler için çok zevkli ve eğlenceli geçtiğinden hiç şüphem yok. Daha önce birçok gönüllülük projesinde yer almış biri olarak bu projenin bende bıraktığı iz diğerlerinden çok farklıydı. En önemli farkı ise evimden yurdumdan çok uzak bir yerde kendi bilgimi o pırıl pırıl çocuklara ve gençlere aktarırken hep birlikte aldığımız keyiftir. Dünya’da değişemeyeceğim duygulardan biridir. Bu proje pilot olması nedeniyle tabi ki de bazı aksaklıklar oldu fakat adı üstünde pilot projeydi. İlk olmasına rağmen bizlerde çok izler bıraktı hepimizi gelecek adına daha büyük projeleri gerçekleştirmek adına çok fazla umutlan‐
dırdı. Aybastı ve Kabataş ilçelerinde başlayan bu proje inanıyorum ki gelişerek ilk önce çevre ilçelere daha sonra da diğer illere yayılacaktır. Bu etkinliklerin çıkış noktası olarakta bu iki güzide ilçemizin adının geçecek olması yöre tanıtı‐
mı ve halkı için çok büyük bir artı olacaktır. Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan eğitime bir nebze katkım ol‐
duysa ne mutlu bana ve proje için emeği geçen herkese. Orda geçirdiğim günle‐
ri buradaki tüm arkadaşlarıma anlatıyorum. İlk tepkileri ise “bize niye haber vermedin oluyor” görüyorum ki dışarıda bizler gibi gönüllü çok genç var ama bu gibi organizasyon için liderlik yapacak, yönlendirecek insan eksikliği var. Doç dr Salim ŞENGEL bölge için önemli bir şans. Hiçbir beklentisi olmadan bölgenin gelişimi için uğraşan bu çok değerli insanların önemini bilmek ve on‐
ları kaybetmemek için onlara destek olmak hem bizlerin hem de yöre halkının birinci görevi olması gerekir. Yaz okulunda geçirdiğimiz günlerden bahsetmek isterim. Öğrencilerimin hepsini çok özlediğimi ve onları çok sevdiğimi belirtmek isterim. Hepsi bur‐
numda tütüyor. İnternet üzerinden görüştüğüm öğrencilerimin başarılarını duydukça onlar hakkında yanılmadığımızı anlıyorum. Bu beni çok sevindiriyor. 70
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
Orada geçirdiğimiz ilk günler zor oldu açıkçası çok üşüdüğümüzü belirtmeli‐
yim. Ama daha sonra havalar düzeldikçe çevrenin güzelliklerinin tadını örgen‐
cilerimizle birlikte çıkardık. Ayrılık günü geldiğinde ise hepimiz çok üzüldük fakat önümüzdeki yaz çok daha iyi ve eksiksiz bir şekilde Aybastı ve Kabataş yaz okulunun 2. sinin düzenleneceğinden ve bunun bir gelenek haline geleceği‐
ne ben tüm kalbimle inanıyorum. Başta Doç dr Salim ŞENGEL olmak üzere tüm yöre halkına, öğrencilerine ve gönüllü eğitmen arkadaşlarıma teşekkür ederim. İlker VATANSEVER Üniversite öğrencisi olmak, dünyanın her yerinde, bilimsel veya sanatsal bir eğitim sürecinin bir parçası olmanın yanı sıra, harekete geçme enerjisine sahip olmak, sosyal baskılardan bir nebze olsun uzakta olunduğu için de diğer insanlara nazaran daha cesur bir şekilde toplumun vicdanını temsil etmek ma‐
nasına gelir. Toplumun gündemindeki konular, insanların kafasını kurcalayan sorunlar ve kitleler arasındaki ayrışmalar en net şekliyle üniversite öğrencileri üzerinden gözlemlenebilir ve öğrenciler bu toplumsal süreç ve durumların dinamosunu oluşturur. Bu gerçekler ışığında, Türkiye’de bir üniversite öğrencisi olarak toplumun gündemini işgal eden ve bütün enerjisini sömüren iç çatışmaların, giderek haya‐
tımızın bir parçası haline gelen “uzlaşmazlık” kültürünün ve “gönüllülük” eksikliğinin nasıl aşılabileceğini ve siyaset üzeri organizasyonlarla farklı insan‐
ların aynı amaç için nasıl bir araya getirilebileceğini sık sık düşünürdüm. Per‐
şembe Yaylasında geçirdiğim günler bana bu konuda önemli fikirler verdi. Anadolu Üniversitesi Bilgisayar Kulübü’ndeki arkadaşlarım Ordu’nun Aybastı ilçesinde gönüllü bir eğitim programı için teklif aldıklarını söyledikle‐
rinde kafamda benzer şüpheler oluştu. Gidene kadar ya da organizasyonu dü‐
zenleyen Sayın Doç. Dr. Salim Şengel hocamızın sohbetlerine kulak misafiri olana kadar “kim düzenliyor?”, “siyasi bir yönü var mı?”, “acaba nasıl insan‐
lar?” gibi sorularla etkinliğin arka planını anlamaya çalıştım. Ancak kafamdaki soru işaretlerinden ve yanlış düşüncelerden kurtulmam için Aybastı‐Kabataş Kurultayının parolasını dikkatli bir şekilde tekrar okumam gerekti. “Bilimin ışığında yerel kalkınmaya doğru” parolasıyla yola çıkan bir ku‐
rultaya katılmak ve Aybastı‐Kabataşlı çocuklarla vakit geçirmek, onlara öğret‐
mek ve onlardan öğrenmek gerçekten benim ve bütün arkadaşlarım için çok güzel bir tecrübeydi. Aybastı ve Kabataş’ın bu vizyonunu kaybetmeden devam etmesi, benzer kaderi paylaşan diğer il/ilçe ve beldelere örnek olması ve Per‐
şembe yaylasında tekrar görüşmek dileğiyle. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
71
Ahmet Can Özkan Ahmet Rüştü Aydın Yaz okulu çok güzel bir yer. Burada yeni arkadaş ve öğretmenlerle tanış‐
tım. Çok yeni şeyler öğrendim. Yaylaya gittik, yürüyüş yaptık, oyun oynadık, şarkı söyledik. Her şey çok güzel geçti. Herkesi çok seviyorum. Bu kursa katıl‐
dığım için çok mutluyum. Kendinize iyi bakın. Alper Arpacı Yaz okulunda çok eğlendim. Hocalarımı çok sevdim. Çamurlarla oynamak çok eğlenceliydi ve çok farklı şeyler öğrendim. ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
Okan hocam Go oyununu öğretti. Go oyununu ilk kez gördüm. Bütün ho‐
calar çok iyiydi. İlk geldiğimde çok sıkılmıştım fakat daha sonraları çok eğlence‐
li vakit geçirmeye başladım. Seramikle bir şeyler yapmayı öğrendik ve oyunlar oynadık. Semih hocam sayesinde basketbol öğrendim, yeni arkadaşlar edindim. Ben Niğde’den gelmiştim. Ablam beni iyi ki buraya getirmiş. 72
Arif Evmez Yaz kursunun sıkıcı olacağını sanıyordum ama çeşitli aktiviteler olduğu için eğlendim. Seneye de geleceğim. Herkesin eğlendiği bir kurs oldu. Herkese teşekkür ederim. Ayşenur Aksoy Bu etkinlikte bulunmaktan çok mutluyum. Çok eğleniyorum. Çünkü hem öğretmenler hem de dersleri çok güzel. Herkese teşekkür ederim. Barış Mert Bu yaz okulu çok güzeldi. Yeni şeyler öğrendik. Aybastı ve Kabataş’ı bir‐
leştiren başkanımıza teşekkür ediyorum. Seneye de olmasını istiyorum. Hocala‐
rımıza da çok teşekkür ediyorum Kader Merhaba adım Kader 14 yaşındayım. Hocalarımla birlikte olmaktan çok mutluyum. Çünkü onlar bizi biz de onları çok seviyoruz. Fırat hocamın yardı‐
mıyla çok güzel darbuka çalabiliyorum. Okan hocam sayesinde ise salsa yap‐
mayı öğrendim. Onlardan ayrılmak çok zor, sürenin bir hafta değil de daha uzun olmasını umut ederdim. Umarım gelecek yıl tekrar gelirler ve yine birlikte 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
73
güzel ve faydalı zaman harcama fırsatı bulabiliriz. Hocalarımıza saygılarımı sunuyorum ve çok teşekkür ediyorum. Bernanur Kaval Burada geçirdiğimiz saatler birçok konudaki becerilerimizi geliştirmekle beraber sıkı dostluklar kurmamızı sağlamakta. Yeni arkadaşlarımızla ve yar‐
dımcı ağabeylerle kurmuş olduğumuz dostluklar tüm eğlencelerden daha de‐
ğerli. Her şey bitse bile bu sıkı dostluklar hep kalıcı olacak. Bilgihan Kaval Öncelikle hocalarıma ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Ben en çok Go hocamız olan Okan hocamı seviyorum. Okan hocamıza bana Go’yu öğrettiği için çok teşekkür ederim. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
74
Ceren Torun Ben sözlerime öncelikle bu kursu hazırlayanlara teşekkürlerimi ileterek başlamak istiyorum. Ben bu kursta çok eğleniyorum ve dansımı, basketbolumu geliştiriyorum. Tüm öğretmenlerimi çok seviyorum. Ceylan Bakmaz Ben sözlerime hocalarımı anlatarak başlamak istiyorum. Fırat ağabey, Bir‐
kan ağabey, Derya abla, Okan ağabey ve diğer hocalarımdan çok memnun kal‐
dım. Bizlerle çok ilgilendiler. Benim; gitar çalmak, salsa yapmak şarkı söylemek gibi hayallerim vardı ve bu hayallerimi yapılan bu kurs sayesinde gerçekleştir‐
dim. Şarkı söylemekten çok keyif alıyorum. Çalışmalarımızdan da keyif alıyo‐
ruz. Kısacası ben bize bu imkânı verdikleri için çok teşekkür ederim. Hocaları‐
mızdan da ayrıldığımız için çok üzgünüz. Seneye tekrar görüşmek dileğiyle… Bütün hocalarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum… Çağla Yıldız Şeyma Başkaya Bu programı düzenlediği için salim Şengel hocamıza çok teşekkür ederim. Burada zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Çok güzel şeyler öğreniyoruz. Bize yardımcı olan hocalarımıza da çok teşekkür ederiz. Bu yaz okulu uygula‐
masının her sene devam etmesini ve daha farklı bölümlerin de olmasını istiyo‐
ruz. Bilgihan Tecim Tatilimizin en güzel günlerini geçirmemizi sağlayan bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.... Bir şeyler öğrenirken nasıl eğlenilir bunu da öğrendim. Hayal bile edemediğim kadar eğlendim öğrenir‐
ken... Müziğe, resme, dansa, spora ve hatta hayata bakışımızı değiştirebilen, bir hafta boyunca bize sabreden bu yetenekli ağabeylerimize ve ablalarımıza ne kadar teşekkür etsem azdır… Yaz okulunda geçirdiğim vakit o kadar iyiydi ki gerçekten burası ve de bu‐
radaki bütün hocalarım çok iyi. Buraya geldiğim için çok mutluyum. Buraya o kadar çok alıştım ki ayrılmak da zor gelecek. Tek dileğim bu programın seneye de olması… Dilara Bakmaz Ben sözlerime burada bize ders veren ağabeyleri anlatarak başlamak iste‐
rim. Fırat ağabey, Birkan ağabey, Derya abla, Okan ağabey ve diğerleri bizimle o kadar güzel ilgileniyorlar ki kendimizi harikalar diyarında gibi hissediyoruz. Bir haftalık kısa bir süremiz olduğu için çok üzgünüm ama onları tanıdığım için çok mutluyum. Bize ders verdikleri bizi eğittikleri için onlara çok teşekkür edi‐
yorum. Buradaki günlerim çok güzel geçti. Seneye tekrar yapacaklarını söyledi‐
ler. Umarım gidebilirim. Onları çok seviyorum. Büşra Altuntaş Dilek Evin Kursa geç başlamış olsak da, bu kısa zaman içerisinde güzel vakit geçirdik. Buraya gelme amacımız az da olsa hocalarımızdan bir şeyler kapabilmek ve az da olsa kendimizi geliştirebilmekti. Zaman kısıtlı olsa da hocalarımız bizim için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Ve hepsinden çok memnun kaldım. Benim buraya gelme amaçlarımdan bir tanesi de gitar öğrenmekti ama geç geldiğim için öğrenemedim. Ama inşallah seneye öğrenebilirim., Yaz okulu çok eğlenceli, hocalarımı çok sevdim. İnşallah bir daha gelirler. Geldikleri için hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Elif Yıldırım Kursa geç başlamış olsak da, bu kısa zaman içerisinde güzel vakit geçirdik. Buraya gelme amacımız az da olsa hocalarımızdan bir şeyler kapabilmek ve az da olsa kendimizi geliştirebilmekti. Zamanımız kısıtlı olsa da hocalarımız bizim 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
75
için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Bize beklediğimizden de iyi davrandı‐
lar. Kısa zaman içerisinde kendilerine alıştırdılar. İyi vakit geçirmemizi sağladı‐
lar. Enes Paban Kursu çok faydalı buldum. Çünkü bu kurs yeteneklerimizi keşfetmemizi sağladı. Ben mesela ‘darbuka nedir?’ diyordum. Ama oraya gittiğimde hocala‐
rımızın yardımıyla darbuka çalmayı öğrendim. Sadece darbuka değil daha bir sürü şey öğrendik. Onların birisi de ‘Go’ oyunu, ben onu da daha önce hiç duymamıştım. Bu oyun da çok hoşuma gitti. Bir de Fırat Hoca, Seçkin Hoca, Semih Hoca, Yaşar hoca, Ali hoca, Okan Hocalarımızın yardımıyla birçok şey öğrendim. Başta Salim hocamız olmak üzere bütün hocalarımıza teşekkür eder ellerinden öperim. Esra Şengel Bence bu çalışmalar çok güzel ve yararlı. Başta Derya Hocamız olmak üze‐
re bütün hocalarımıza bize yapmış olduğu yardımlar için teşekkür ederim. Der‐
ya hocamız bizim için haber yaptı ve daha da önemlisi her ihtiyacımda yanımda oldu. Bu çalışmalarda çok eğlendim. Çalışmalara katılan arkadaşlarıma ileride başarılar diliyorum Filiz Çetin Böyle eğlenceli aktiviteler yeteneklerimiz farkına varmamızı sağlıyor. Sa‐
dece yetenekli kişiler değil eğlenmek isteyen herkes geliyor buraya. Burada güzel vakit geçirebilmek için sadece isteğe ihtiyaç var. İstek tüm eğlencenin temeli aslında. Burada kendini bulabilmek söz konusu. Benliğine ilk defa kavuşan bir insan gibi mutlu olunmakta. Sanki yıllardır; içimde uyuyan çocuğu uyandırdım ve onun mutluluğunu yaşıyormuşçasına eğlendim. Aynı zamanda hayatın tüm zorluklarına karşı gülümsemeyi öğrendim. Hayata karşı ayakta durmak çok zordur ama arkadaşlıklar arasındaki kuvvetli bağ bunu mümkün kılıyor. Bizi gerçekten mutlu eden topluluklarımızdaki bağlılıktır. Umarım böyle bir fırsat elimize tekrar geçer. Z. Fırat Şengel Bence bu proje çok güzeldi. Bu yüzden hocalarımızın ellerinden öpmek ge‐
rekir. Herkese büyük faydası olan bu yaz okulu çok güzeldi. Örneğin; Go oy‐
namayı, spor taktiklerini, darbuka çalmayı öğrendim. Hocalarımız çok iyiler ve biz ne istersek yapmak için çalışıyorlar. Bu yüzden bu çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkür eder ellerinden öperim. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
76
Furkan Emre Akyürek Bu yaz kursu çok güzel. Özellikle Go ve futbol oynarken çok eğlendim. Yaylada tepeye çıkmıştık. Orası çok güzeldi. Öğle yemeğinde peynir üzüm yer‐
dik. Yaylada et yemeği yedik. Peynir üzümden daha iyiydi. Hocalarım çok iyiydi. Onları çok sevdim. Bu etkinliği düzenleyenlere çok teşekkür ederim. Gülüzar Arpacı Sevgili kurs hocalarımız Bu kursun bu kadar güzel olacağını tahmin etmiyordum. Kursa katıldığım için çok mutluyum. Ben müziği burada sevdim. Keşke hiç gitmeseydiniz. Ben ilk defa böyle bir etkinliğe katıldım. Her sene de mümkün olduğunca katılmak istiyorum. Hocalarımız hem derslerde hem de ders dışında çok iyiler. Biz mü‐
zikle burada tanıştık. Dışarıda dinlediğimiz müziklerden çok farklı çünkü bu seslere değişik sesler ekliyoruz. Müziği değiştiriyoruz. Bu daha eğlenceli oluyor. Anlatmak istediğim güzel duygular çok fazla, tek kelimeyle özetlemek gerekirse herkese çok teşekkür ederim… Hilal Yıldırım Öncelikle kursa geç başlamış olsak da, bu kısa zaman içerisinde güzel vakit geçirdik. Buraya gelme amacımız az da olsa hocalarımızdan bir şeyler kapabil‐
mek ve az da olsa kendimizi geliştirebilmekti. Zamanımız kısıtlı olsa da hocala‐
rımız bizim için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Hüseyin Başkaya Öncelikle bu kursu açanlara teşekkür ederim. Ben bu kursta gitar çalmayı öğrendim. Ailem de benle gurur duydu. Seneye de görüşmek üzere… İpek Destina Öztürk Sevgili öğretmenlerim, buraya geldiğiniz ve bizlere bu güzel eğitimi sağla‐
dığınız için sizlere çok teşekkür ederiz. Benim en sevdiğim şey dans etmek. Durmadan dans ederim ve hoşlanırım. Burada da dans ediyoruz ve eğleniyo‐
ruz. Çok mutluyuz “SİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.” Saygılarımla… 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
77
Kübra Kaval Bu yaz okulu düzenlendiğinden dolayı hepimiz yeteneklerimizin farkına vardık. Bu gibi aktiviteler hepimizi mutlu ediyor. Özellikle yardımcı ağabeyler bizi eğlendirip mutlu etmeye yetiyor. Kendileri çok yetenekli ve iyiler. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
78
yorum. Öğretmenlerimizle çok güzel vakit geçiriyoruz, bizimle çok ilgileniyor‐
lar. Bize bu güzel anıları yaşattıkları için onlara da çok teşekkür ederim. Saygılarımla… Muhammed Ali Akay Kübranur Akyürek Öncelikle böyle bir proje hazırladığınız için hepinize çok teşekkür ederim. Bu projeyle yeteneklerimizi keşfedip biraz da olsa geliştirebilme olanağı sağla‐
dık. Ayrıca birçok arkadaş edindik, çevremiz daha da genişledi, bilgi ve beceri‐
lerimiz arttı, ileriye dönük yaşantımızla ilgili bize çok yardımcı oldu. İleriki senelerde daha kapsamlı ve uzun süreli çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Çok zevkli ve eğlenceli bir yaz tatiliydi. Ben darbuka çalmayı çok seviyorum. Burada bu yeteneğimi geliştirme fırsatı bulabildim. Bize yardımcı olan ağabeylerimize, ablalarımıza ve Salim Şengel hocamıza çok teşekkür ederim. Salsa dansının ne olduğunu yaz okulunda öğrendim. İsmini duyuyor‐
dum bu dansın ama ne tür bir dans olduğunu bilmiyordum. Hocalarımızla çok eğlenceli ve keyifli vakit geçiriyoruz. İlerleyen yıllarda “tiyatro ve modern dans” bölümlerinin de açılmasını istiyorum. Saygılarımla… Kürşat Fethi Tataroğlu Yaz okulunun mükemmel bir yer olduğuna inanıyorum. Bütün hocalarımı çok sevdim. En çok da Semih hocayla ilgilendim. Hepsi mükemmel yeteneklere sahip. Biri sporla, biri sazla, biri gitarla, biri dansla ilgileniyor. Yaz okulu güzel‐
di, bu etkinlikler için herkese teşekkür ederim. Mert Can Yaşar Semih hoca çok sevdiğim bir hoca. Çünkü Eskişehir’den buralara gelip biz‐
lere bir şeyler öğretmeye çalışması büyük fedakârlık. Bu diğer hocalar için de geçerli. Özellikle Yaşar Hoca ile birlikte sahip oldukları yeteneklerden bir parça da olsa bana da kattılar. Bir şeyler öğrenebilmek çok güzel. Semih hocaya ve yaşar hocaya… Merve Özer Değerli kurultay, Sözlerime bizim için böyle bir kurs düzenlediğiniz için size teşekkürlerimi ileterek başlamak istiyorum. İkinci olarak öğretmenlerimizden bahsetmek isti‐
Yaz okulu çok güzeldi. İyi kötü arkadaşlarım oldu. Öğretmenlerimi çok sevdim. Özellikle de Semih hocamı… Hepsi çok iyiydi. Hepinize çok teşekkür ederim. Hoşça kalın Mukaddes Ergül Bu güzel haberi ilkokulda aldım ve okul müdürümüzün desteği ile böyle‐
sine bir ortama katılma şansı yakaladım. Girdiğim bu güzel ortamdan aldığım hazzı anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Böylesine sıcak, böylesine içten bir ortam hazırlanmış ki mutsuz olabilmek imkânsız. Hani kaderde bugünleri de görmek varmış derler ya benim kaderimde de bugünleri görmek, bu unu‐
tulmaz, bu zevkli anları yaşamak varmış. Öylesine organize edilmiş ki hiçbir eksik yok. Her şey yerli yerinde. Arkadaşım Züleyha ile unutulmaz anlar yaşa‐
dık. Sanki birbirini tamamlayan bir bütündük, dostluğumuz daha çok pekişti. Bizleri sesimizin güzelliğiyle bu güzel ortama yönlendiren başta Osman Hoca olmak üzere bütün hocalarıma teşekkür ederim. Bu ortama girdiğimden dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum. Farklı bir anım olarak kalacağına da inanıyo‐
rum. Az zamanda çok şey dedikleri de bu olsa gerek öyle güzel şeyler yaşadım ki tarifi imkânsız. Sesimin güzelliğini diğer eğitimli insanlardan duyduğumda beni çok mutlu etti. Hiç unutamayacağım bir yaz hatırası diyebilirim. İnşallah bizlere de üniversiteli olduğumuz zaman böyle farklı ortamlar hazırlama fırsatı doğar. İnşallah kendimi iyi ifade edebilmişimdir. Bir özrüm varsa şimdiden af ola. Başta Sayın Salim Şengel olmak üzere üniversitelilere ve diğer organizatör‐
lere teşekkür ederim. Tekrar böyle bir yaz geçirebilmek… Nuri Yediyıldız Bu tür etkinlikler çoğumuzun başından geçmiştir. Burada yeteneklerimizi sergilemekle beraber, güzel vakit geçirmek, amacımız dostluklarımızı pekiştirip, toplulukla hareket ederek sıkı arkadaşlıklar sağlıyoruz. Aslında en önemlisi bizde olup da varlığını fark edemediğimiz yeteneklerimizi öğrenip geliştiriyo‐
ruz. Belki de kısa bir sürede olsa sıkıntılarımızı, dertlerimizi, acılarımı‐
zı dışarıda bırakıp güzel vakit geçiriyoruz. Bu gibi etkinlikler geleceğimizi, mes‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
79
leğimizi belirlememize bir adım daha yaklaştırıyor. Hayatın zorluklarından sıyrılıp kendimizi sanata adıyoruz adeta. Ama bizim için önemli olan edindiği‐
miz sıkı dostluklar oluyor tabii. Bizim de amacımız bir bütün olmaktı zaten ve bunu başardığımıza inanıyorum. Her şey bitse bile bizim dostlarımızla olan bağlılığımız devam edecektir. 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
80
ze umut gibi doğan Salim hocamıza çok teşekkür ederim. Ama bu güzel ortam‐
da küçük bir pürüz vardı. Herkes istediği gibi her bölüme gidiyordu. Bu durum düzene konulsaydı daha iyi olurdu ama olsun. Ben her şeyden çok ama çok memnun oldum. Sağ olun… Herkese teşekkürler… Oğuzhan Yılmaz Recep Tayyip Duru Tatilimizin en güzel günlerini geçirmemizi sağlayan bu organizasyonu dü‐
zenleyen herkese teşekkür ediyorum… Bir şeyler öğrendik öğrenirken de eğ‐
lendik. Yaz okulunun gerçekten faydalı olduğuna inanıyorum. Özelliklede ho‐
calarımızın bizlere bir şeyler öğretmeye çalışmalarındaki çabaları beni ayrıca sevindiren bir durumdu. Bu yüzden üzerimizde emeği geçen tüm hocalarıma tek tek teşekkür ediyorum. Böyle faaliyetlerin arkadaşlık ortamlarının gelişme‐
sine ve farklı kültürlerin kaynaşmasına kaynak teşkil ettiği gibi kişilerin genel kültür ve sosyal yaşamlarına pozitif katkı sağladığını söylemek mümkün. Bu etkinliklerin her sene tekrarlanması dileğiyle… Buradan bu etkinlikte emeği geçen kişi kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor saygılar sunuyorum. Sağlıcak‐
la kalın. Öncelikle bize bu kursu açtığınızdan dolayı çok mutlu olduğumu ve çok eğlendiğimi söylemek istiyorum. Hocalarımızın hepsi çok iyi ve bizlerle çok ilgileniyorlar. İlk başlarda alışamamıştım ama şu anda herkese alıştım. Hepinize çok teşekkür ederim. İnşallah seneye tekrar görüşürüz. Bu kursu açan Salim abiye çok teşekkür ederim. Özcan Mert Yıldız Bence bu yaz okulu bizim için çok güzel oldu. Çocukların dışarıda gezme‐
leri yerine bu yaz okulunda yeteneklerini keşfetmeleri bence daha iyi oldu. Bu yaz okulundan ben ilk başlarda sıkılıyordum ama sonra eğlenceli olmaya başla‐
dı. Bana yardımcı olan ve bana değişiklik aktivitelerde bir şeyler öğreten ve okullarından buralara kadar gelen eğitmenlerime teşekkür ederim. Bize böyle bir yardımda bulunan değerli kurultaya da teşekkür ederim. Özlem Çakır Merhaba, Ben kurultayın hazırladığı kursa katıldığım için çok mutluyum ve bizle‐
re bu imkânı saylayan herkese teşekkür ediyorum. Hocalarımı çok seviyorum, çok sıcakkanlılar. Bu kurs sayesinde çok şey öğrendim, gezdim, eğlendim ve çok mutluyum. Sazla birlikte şarkı söylemeyi öğrendim, fotoğraf çektim, röpor‐
taj yaptım ve bu deneyimleri yaşayabilme fırsatı bulduğum için çok şanslıyım. Rabia Emilli Öncelikle tüm hocalarıma teşekkür ederim. Ben ilk gün geldiğimde çok sı‐
kılmıştım. Ama zaman geçtikçe ortama uyum sağladık. Bizim bu küçük ilçemi‐
Salihanur Keskin Ben öncelikle bu programı düzenlemiş olan Salim hocama çok teşekkür ederim. Bu yaz okulu gerçekten bizler için o kadar iyi ki hem faydalı olmanın yanı sıra eğlenceli. Hocalarımıza gelince onlara söyleyecek laf bulamıyorum hepsi birbirinden iyi ve bizlere yaz okulunun faydalı olan bütün olanaklarını sunmak için ellerinden geleni yaptılar. Yaz okunda geçirdiğim dönem benim için çok özel ve güzeldi.Bu sene az bir vaktimiz olmasına rağmen hocalarımız bizlere çok şey öğrettiler, hem öğrendik hem eğlendik. Buraya geldiğim için ve hocalarımla tanıştığım için çok mutluyum. Salim hocam başta olmak üzere Fırat ve Seçkin Hocamıza aynı zamanda diğer tüm hocalarımıza çok teşekkür ederim. Salim Hocamızdan da tek isteğim bu programın seneye de düzenlenmesi. Samet Evmez Bu yaz kursuna ilk geldiğimde çok sıkıcıydı ama sonradan yeteneklerimin farkına varınca yaz kursunda eğlenmeye başladım. Olumsuz tek yönü kısa sürmesiydi. Seneye bu fırsatı değerlendirmeyi düşünüyorum. Süha Emir Şengel Bence çok güzel bir dönemdi. Go öğrendim. Sonra spora gittim, maç yap‐
tım, çok eğlendik. Darbuka çaldım. Seramikte çamurlardan telefon yaptım, kule yaptım. Go’da Samet’i yendim ve merdiveni öğrendim. Hocaları çok sevdim. Okan hoca bizi çok güldürdü. Spor hocası bize birçok şaka yaptı. Basketbol hocasıyla basketbol oynadık. Maçta üçüncü olduk. Bence hocalarımıza çok te‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
81
şekkür etmeliyiz. Darbuka hocasıyla darbuka ve bendir çalmayı öğrendim. Ku‐
rultayın kapanmasına üç gün kaldı. Ben de buna çok üzülüyorum. Bu projenin tekrar yapılmasını çok istiyorum. Tuğba Paban Burada geçirdiğimiz saatler birçok konudaki becerilerimizi geliştirmemiz‐
de bizlere çok yardım etti. Benim için en önemli unsur yeni arkadaşlar edinme‐
miz, yeni yüzler tanımak çok güzel. Hocalarımızın hepsi çok iyiydi ve hepimiz‐
le ayrı ayrı ilgilendiler. Bu proje sayesinde yeteneklerimizi öğrendik. İlk başlar‐
da biraz sıkıntı çeksek de daha sonra herşeye çok alıştık. Çok mutluyum. Özel‐
likle Yaşar Hocaya çok teşekkür ederim. Benim buraya alışmamda çok yardımcı oldu. Beraber sohbet ettik ve onun sayesinde buraya alıştık. Tuğba Uysal Öncelikle ben sözlerime şöyle başlamak isterim. Bu kurultay başladığı dö‐
nem çok iyi oldu. Ben kendi adıma ve arkadaşlarımın adına çok sevindim, yeni yüzlerle tanıştık. Bu kurultay sayesinde bir sürü arkadaşımız ve öğretmenimiz oldu, yeni şeyler öğrendik. Bu sene çok kısa oldu ama inşallah seneye daha uzun olur, bunu gerçekten isterim. Hocalarımızı da çok sevdik. Mesela Okan hocamız sayesinde Go oyununu öğrendik, sazları akort etmesini öğrendik. Okan hocamı çok seviyorum. Hocam size söz veriyorum bu oyunu elimden geldiği kadarıyla herkese öğreteceğim. Fırat hocam sayesinde darbuka çalmayı, resim yapmayı öğrendik. Fırat hocamı da çok seviyorum. Onun da öğrettiklerini unutmayacağım. Ozan Hocamız da bize seramik yapmayı öğretti. Bunları da unutmayacağım. Onu da çok seviyorum. Seramik nasıl pişirilir onu da öğretti. Birkan Hocamız da bize her türlü müzik aletlerini çalmayı öğretti biraz sert gözüküyor ama aslında sert olamıyor. Onu da çok seviyorum. Derya Hocamızla birlikte gazete yaptık. Onu da çok seviyorum. Hasan Hocamızı ve Ali Hocamızı da çok seviyorum. İnşallah okul bitse bile hocalarımızla kopmayız aynı samimi‐
yetimiz devam eder. Yasemin Bakmaz Hayatı o kadar çok seviyorum ki insanlar benim için çok değerli. Aybas‐
tı’daki Yaşar ağabeyi, Fırat hocayı, Semih ağabeyi, Seçkin ağabeyi, Hasan ağa‐
beyi çok seviyorum. Bizi o kadar çok eğlendiriyorlar ki onları tanıdığım için çok memnunum. Dans hocamız Okan ağabeyi de çok seviyorum. Onun sayesinde dans etmeyi öğrendim ve Okan Hocamın sayesinde salsa dansı yapıyorum. Sizleri çok seviyorum. Sizi tanıdığım için çok mutluyum. 82
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
Yavuz Selim Acısu Bu okulun bana çok faydası oldu, yeteneklerimi öğrenmemi ve geliştir‐
memi sağladı. Bu okulda spor, müzik, seramik gibi etkinliklere katıldım. Hoca‐
larımızın da yardımıyla daha iyi oldu. Hocalarımız istediğiniz bir işi seçin dedi. Ben de seramiği seçtim. Çünkü konuyu daha iyi anlıyordum. İlk başta ne yapa‐
cağıma karar veremedim sonra alıştım ve bir şeyler tasarlamaya başladım. Se‐
ramik konusunu seçmiştim ve severek yapıyordum. Bazen kursumun bitmesini diliyordum. Burada yeni arkadaşlıklar edindim. Havvanur Dereköy 14 yaşındayım ve 8. sınıf öğrencisiyim. Bu yaz kursunu çok sevdim. Çünkü hocalarımız çok iyiler ve bilmediğimiz birçok şeyi öğrenmemizde bize yardımcı oldular. Örneğin; gitar, saz, darbuka çalmayı öğrendim. Ayrıca salsa yapmayı da öğrendim. Hocalarımız bizimle çok ilgileniyorlar ve bizim en iyi şekilde öğ‐
renebilmemiz için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu kursa katıldığım için çok şanslı hissediyorum kendimi, bana faydalı olacak birçok şey öğrendim. Okula ilk geldiğim günde buranın çok eğlenceli olacağını tahmin ediyor‐
dum. Ve çok da eğlenceli oldu. Emrecan Kaval Okan hocamız bize go’yu öğrettiği için ona sonsuz teşekkürlerimi sunuyo‐
rum. Bu kurs sandığımdan güzel geçti ve seneye bir daha olmasını çok istiyo‐
rum. Seramikte daha başarılı olduğumu düşünüyorum. Emeği geçen bütün hocalarıma teşekkür ediyorum. Suat Bakmaz Ben öncelikle bu kursun çok iyi geçtiğini düşünüyorum ve bu kursu çok eğlenceli buluyorum. Bütün arkadaşlarımın bu kursa gelmesini istiyorum. Çün‐
kü çok eğlenceli geçiyor. Öncelikle Okan hocama teşekkür ederim. Bize çok zevkli anlar yaşattı ve Go ‘yu öğretti. Ve böylece yaz okuluyla herkesin yetenek‐
leri ortaya çıktı. Bütün hocalarıma kalpten sevgi gönderiyorum. Okula ilk geldiğim günde buranın çok eğlenceli olacağını tahmin ediyor‐
dum. Ve çok da eğlenceli oldu. Serkan Kaval Okan hocamıza bize Go’yu öğrettiği için sonsuz teşekkürlerimi sunuyo‐
rum. Bu kurs sandığımdan güzel geçti ve seneye bir daha olmasını çok istiyo‐
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
83
rum. Seramikte daha başarılı olduğumu düşünüyorum. Yaz okulu ile birlikte herkesin yetenekleri ortaya çıktı. Bütün hocalarıma kalpten sevgi gönderiyo‐
rum. Ömer Faruk Sivrikaya Bu okula geldiğim ilk gün buranın acayip bir yer olduğunu tahmin edi‐
yordum. Ama çok zevkli ve eğitici bir yer olduğunu anlayınca burayı çok sev‐
meye başladım. Öncelik olarak bu kursu hazırlayan bütün hocalarıma çok te‐
şekkür ediyor ve bu kursların devamının gelmesini kalpten istiyorum. Ben se‐
ramikte daha başarılı olduğumu düşünüyorum. Bizim saklı olan yeteneklerimi‐
zi keşfetmemize yarıyor. Bütün hocalarımın ellerinden öpüyor hepsine sonsuz saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Mehmet Enes Sivrikaya Bu kursa başladığım ilk gün burayı çok beğendim. Arkadaşlarımdan duy‐
duğuma göre bu kurs çok eğitici ve öğreticiymiş. Bu kursu çok sevdim. Bütün hocalarıma teşekkür ederim. Bir daha yapılmasını isterim. Yaz okulu ile birlikte herkesin yetenekleri ortaya çıktı. Bütün hocalarıma kalpten sevgi gönderiyo‐
rum. Aslan Can Yaşar Bu kuruluş bizim yararlı olmakla kalmayıp sürekli dışarıda gezen çocukla‐
rı kursa gönderip yeni şeyler öğrenip eğleniyor. Ben bir sonraki seneyede gelcem. Ben bu aktiviteleri çok sevdim ve en çok gazetecilik, sporu ve müziği beğendim. Ben bu aktivitelerin hepsine katıldım sadece ritim grubuna katılma‐
dın seneye hepsine katılacam. Ben en çok spor, gazete, müzik, resim ve seramik dersini sevdim. Bu etkinliği yapan hocalara ve Doç. Dr. Salim ŞENGEL e teşekkür ede‐
rim… Yunus Emre Genç Go oynadım. Bütün hocalar çok iyi ders almışlar. Hepsi bizimle çok ilgi‐
lendi. Maç yaptık, basketbol oynadık, çamurlardan güzel şeyler yaptık. Bütün hocalar bize anlamadığımız şeylerde yardım etti. Hepsine teşekkürlerimi ileti‐
yorum. 84
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
Züleyha Bozkurt Hayal gücüm yine başka bir oyun oynuyordu. Umut ışıkları savruluyordu az da olsa gözlerimden. Yine gönlümün bir yerinde birkaç cılız hüzün çiçeği sağa sola savruluyordu. İşte bu şekilde sıkıcı geçen sıcak yaz günlerinde üniver‐
siteye hazırlanmanın ve sınavın yaklaşmasının vermiş olduğu olumsuz heye‐
canların üzerimden atılması gerektiği düşünürken önceden haberini aldığım ve gerçekleşeceğinden emin olmadığım bir olayın gerçekleştiğinin haberini aldı‐
ğımda çok sevinmiştim. Arkadaşımdan gelen bir telefon sonucunda girdiğim bu ortamda bu kadar renkli düşünceli ve sıcak insanların olduğunu gördüğümde, geleceğimiz için ulaşılmaz parlak yıldızlar olarak nitelendirdiğimiz ve aralarına bir gün mutlaka bizim de gireceğimiz, düşüncesinden bir an bile vazgeçmedi‐
ğimiz o üniversiteli olma isteğimiz bin kat daha arttı. Gelenlerin bölümleri belki ilk hedefimizle çakışmıyordu ama hayallerimizdeki benliğimize kavuşmamız için herkes bildiği her şeyi anlatıyordu. Özellikle müzik dalında arkadaşım Mu‐
kaddes ile birlikte aldığımız övgüler ilçemiz Kabataş’ı her zamanki gibi en iyi şekilde temsil etmemiz gerektiğini vurgular nitelikteydi. Benim için değeri ifade edilmeyecek kadar güzel olan bu ortamı oluşturan Salim Şengel başta olmak üzere bizi yalnız bırakmayan okul müdürümüz Sayın Osman Zeki Özer’e ve ilçe milli eğitim müdürümüz Yüksel Çetin’e çok teşekkür ediyorum ve sabırla kahrımızı çeken üniversiteli öğrencilere saygılarımı sunuyorum. Bir sonraki yaz tatilinin bir an önce gelmesi dileğiyle… 86
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
) 2. Oturum (14.00‐ ) SERBEST KÜRSÜ AYBASTI-KABATAŞ KURULTAYI
Bilimin Işığında Yerel Kalkınmaya Doğru…
Divanın Oluşturulması (Divan Başkanı ve İki Kâtip Üyenin Seçimi) 10. AYBASTI – KABATAŞ KURULTAYI PROGRAMI 21 Temmuz 2009 Açılış (10.30‐10.40) (Saygı Duruşu, İstiklal Marşı, Açılış Konuşması) Aybastı ve Kabataşlıların katılımıyla Yerel Değerler ve Yayla Turizmi konusu başta olmak üzere Kurultay ve yöreyle ilgili sorunların gündeme alınarak tartışılması ve karara bağlanması. Kurultay toplantısı sonunda, ) Kurultay Yaz Okuluna Katılan Öğrencilere Katılım Belgeleri verilecek, ) 1.Oturum (10.40‐12.40) ) Doç. Dr. Ertuğrul ALGAN’nın “Maviden Yeşile, Fotoğraf Sergisi”sinin açılışı yapılacaktır. YEREL DEĞERLER VE YAYLA TURİZMİ PANELİ Oturum Başkanı Doç. Dr. Nazmi KOZAK, Anadolu Üniversitesi Konuşmacılar Yard. Doç. Dr. Çiğdem KARA, Anadolu Üniversitesi Arş. Gör. H. Rafet YÜNCÜ, Anadolu Üniversitesi Okt. Türkan Nihan SABIRLI, Anadolu Üniversitesi Hüseyin YILDIRIM, Detay Yayıncılık, Ankara 10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
87
TEŞEKKÜR Aybastı‐Kabataş Kurultayı 2000 yılından bu yana kesintisiz olarak yapıl‐
maktadır. Kurultayın onuncusu 2009 yılında düzenlenmiştir. Kurultay, Aybastı ve Kabataş ilçelerinde sosyo‐ekonomik kalkınma ve gelişmeyi sağlayacak ça‐
lışmaları yapmayı amaçlamaktadır. Onuncu yıla gelindiğinde, kurultayın çalışmalarının bilimsel bir değerlen‐
dirmesinin yapılması gereği doğmuştur. Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakül‐
tesi Dekanı Prof. Dr. Nadir SUĞUR ve Öğr. Gör. Temmuz Gönç SAVRAN tara‐
fından yöre ile ilgili bilimsel bir çalışma da yapılmıştır. Çalışmada anketler Ay‐
bastı ve Kabataş ilçelerinde uygulanmıştır. Aybastı’da Kurultay Başkan Yar‐
dımcısı Mustafa DOĞAN ve Kabataş’ta Kurultay Başkan Yardımcısı Osman ÖZYURT anketlerin uygulamasını sağlamıştır. Anketler Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde SPSS istatistik programında değerlendirilmiştir. Çalış‐
maya Sosyoloji Bölümü öğrencileri Erdem GÜRSOY ile Naz HIDIR’ın önemli katkıları olmuştur. Kurultay çalışmalarımız “Bilimin Işığında Yerel Kalkınmaya Doğru… “ parolası ile devam ederken bu bilimsel çalışma, ileride yapacağımız çalışmalara ve alacağımız kararlara önemli bir katkı sağlayacak, ışık tutacaktır. Kurultayımızın 10. yılında “Aybastı‐Kabataş Kurultayına Yönelik Tutum ve Beklentiler: Araştırma Sonuçları” çalışmasını yaparak kurultayımıza her zaman katkılarını ve desteklerini devam ettiren Sayın Prof. Dr. Nadir SUĞUR’a, Öğr. Gör. Temmuz Gönç SAVRAN’a, Kurultay Başkan Yardımcıları Mustafa DOĞAN ve Osman ÖZYURT’a, Sosyoloji bölümü öğrencileri Erdem GÜRSOY ile Naz HIDIR’a, teşekkür eder, saygılar sunarım. 26.03.2010 Doç Dr. Salim ŞENGEL Kurultay Başkanı YAZ AKADEMİSİNDEN RESİMLER
90
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
91
92
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
93
94
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
95
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
96
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
97
98
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
99
100
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
101
102
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı
103
104
10. Aybastı-Kabataş Kurultayı

Benzer belgeler