R. Rahmeti Arat i. GİRİŞ s- 62-64 h. TÜRK ŞİVELERİNİN TASNİFİ

Transkript

R. Rahmeti Arat i. GİRİŞ s- 62-64 h. TÜRK ŞİVELERİNİN TASNİFİ
T Ü R K
Ş İ V E L E R İ N İ N
R.
i.
Rahmeti
T A S N İ F İ
Arat
GİRİŞ
h.
s- 62-64
TÜRK ŞİVELERİNİN TASNİFİ TECRÜBELERİ
1. A d e l u n g , j . Ch. ( I8Ü6 )
2. A d e l u n g , F r .
3. K l a p r o t h , H. J . (.1823)
4. B a i b i , A. ( 1826 )
• 6. P a l mb 1 a d, W. Fr. (1827 )
6. H a m m e T, J. (1838 )
7. B e r e s i n , İ. N. (1849)
8. R a d l o f f , W. (1883)
9. V â m b e r y , H. ( 1885)
10. K a t a n t . v, N. F . (1894)
11. A r İ s t o v , N. A . (1896)
12. C a h u n , L . (1896)
13. K o r , F . E . (1Ö10)
14. R a m s i e d t , G. J . ( 1917 )
15. N e m e t h , J. ( 1917)
16. B o g o r o d i t s k i y , V . A . (1922)
17. S a m o y l o v i ç , A. ( 1922 )
18. B o g o r o d i t s k i y , V. A. (1934)
19. L i g e t İ, L . [Bârezİ, G.] (1941)
20. R â s â n e n , M. (1949)
21. B a s k a k o v , N. A . (1952)
5
s. 65-124
a. 65
B. 65
s. 68
S. 09
a. 70
S. 72
S. 73
a. 75
S. 88
S. 90
s. 92
S. 93
a- 94
S. 96
. e. 97
S. 102
S. 97
S. 102
s. 105
S. 106
8.110
III. TÜRK ŞİVELERİNİN TASNİFİ TECRÜBELERİNDEN
ÇIKAN NETİCELER.
1. Tasnifin esâsını teşkil eden ses hususiyetleri
2. Şivelerin adlandırılması
3. Şive gurupları
4. Yakut ve Çuvaş lehçeleri
5. Tarihî şiveler ve yası dili malzemesi
6. Şive gurupları ve adlandırılması
IV.
TÜRK ŞİVELERİ TASNİFİNİN BUGÜNKÜ DURUMU
Tasnifin esâsını teşkil eden dil hususiyetleri ve
• şive gurupları
2. Şive guruplarının adlandırılması
3. Şive guruplarının tasnifi cedveli
a. 124-133
a.
S.
S.
8.
S.
9.
124
125
126
128
128
130
s. 133-138¬
1.
9. 133
a. 135
S. 137
60
R. Rahmeti Arat
I.
G İ R İ Ş
Türk şivelerinin tasnifi meselesi türklük bilg-isinin b i r b i r i n e g i r i f t
meselelerinden yalnız b i r i n i teşkil eder. Türklerde aile birliğini, a i l e ­
lerin birleşmesinden husule gelen soy birliğini, soyları içine alan
b o y birliğini ve nihâyet boyların topluluğu olan k a v i m b i r l i k l e r i n i
meydana getiren esâs unsurların t e s b i t i v e b u b i r l i k l e r ile bu b i r l i k ­
lerin b i r b i r l e r i ile olan münâsebetlerinin türk tarihi içindeki inkişâf­
larının t a k i b i bugünün başlıca meselelerinden b i r i d i r . Türk d i l i , türk
edebiyatı, türk tarihi ve u m u m i y e t l e türk kültürünün b i r çok mese­
leleri bu hususların aydınlanması ile yakından ilgili bulunmaktadır.
S i b i r y a k a v i m l e r i n i n bir kısmı ile son zamanlara k a d a r göçebe hayat
tarzını b i r dereceye k a d a r muhâfaza etmiş olan türk k a v i m l e r i n d e
müşahede edilen kavmî b i r l i k l e r hakkında bâzı araştırmalar yapılmış
o l m a k l a b e r a b e r , bunlar daha çok basit birer tavsiften i b a r e t kalmış­
tır. Bugün gerek bu b i r l i k l e r arasındaki münâsebetler, gerek b u b i r ­
l i k l e r i n inkişâfları hakkında kâfî mâlûmata sâhip bulunmuyoruz. Bâzı
türk k a v i m l e r i n i n yabancı te'siri altında kalmış türk k a v m i v e y a
türkleşmiş yabancı k a v i m g i b i telâkkisinin bugün bile münâkaşa m e v ­
zuu olması, bu husustaki b i l g i l e r i m i z hakkında bize b i r fikir v e r e b i l i r .
Bu mesele ile yakından ilgilenmesi icâp eden asıl türk muhitine g e ­
lince, itiraf etmeliyiz k i , bu meselelerde en umûmî bilgilerde bile pek
b ü y ü k açıklıklar m e v c u t t u r ve bu sâhada araştırmalar y a p m a k l a m ü ­
kellef enstitülere henüz sâhip bulunmadığımıza göre, b u açıklıkların
kısa b i r zamanda doldurulması da pek mümkün görünmemektedir.
Ayrı-ayrı şahıslar g i b i , içtimaî bünyeler de tabi'î b i r inkişâf y o l u
t a k i p etmektedir. Bu inkişâfın asıl âmili içtimaî b i r l i k l e r i n k e n d i içle­
r i n d e k i şartlar olmakla beraber, b u r a d a dışarıdan gelen te'sirlerin d e ,
b i r dereceye k a d a r , e h e m m i y e t i vardır. Türk m i l l e t i g i b i , f a a l i y e t i n i
b i r kaç kıt'a üzerine y a y a n milletlerde b u karşılıklı münâsebetlerin
t e ' s i r i , tabiatiyle, daha büyük olacaktır.
Kavmî birliğin esâsını teşkil eden u n s u r l a r d a n b i r i de d i l d i r . O n u n
için, türk lehçe, şive v e ağızları bahis mevzuu o l u r k e n , kavmî b i r l i k
meselesi ile karşılaşılması ve bâzı hususların bu b i r l i k l e r e göre izaha ça­
lışılması tabi'î görülmelidir. Fakat unutulmamalıdır k i , şivelerin t a s n i f i
T ü r k şivelerinin
tasnifi
fil
g i b i , müşahhas bir mevzuda bile yalnız k a v m i münâsebete işâret et­
m e k kâfî g e l m e z ; bu tarzda bir izah yoluna g i r i l i n c e , bütün b i r millî
bünye ve bunun tarihî inkişâfı göz önünde bulundurulmalıdır. Bütün
b u meselelerin karşılıklı münâsebetleri ve tarihî s e y r i tesbit edilinceye
k a d a r , bu mevzuların hiç b i r i k e n d i başına tam olarak halledilemez ve
elde edilen neticeler de ancak bu sâhadaki araştırmaların ilerilemesi
nisbetinde b i r kıymet ifâde edebilir.
Bu umûmî esâsları türk şivelerinin tasnifine t a t b i k etmek istersek,
yapılması lâzım gelen işler şöyle hulâsa e d i l e b i l i r . Türk şivelerinin
esâslı ve ilmî bir tasnifinin yapılabilmesi için, 1. türk şiveleri, d i l b i l ­
gisi bakımından, daha ince b i r t e t k i k e tâbî tutularak, muhtelif şive
husûsiyetlerinin daha yakından t e s b i t edilmiş olması; 2. bu husûsiyetler k e n d i aralarında mukayese edilmek suretiyle, şiveler arasındaki
münâsebetlerin tâyin edilmiş olması; 3. şivelerde görülen farklı husûsiyetlerin k a v i m l e r i n k e n d i bünyelerine veya kavmî karışmalara âit
olup-o!madığmı anlamak için, bu şiveleri konuşan k a v i m l e r i n t a r i h i
ile e t n o l o j i k teşekküllerinin araştırılmış ve 4. her şivenin mevcut en
eski ve en y e n i d i l mâlzemesi mukayese edilerek, şivelerin husûsî te­
kâmül temâyüllerinin, hiç değilse ana hatları ile, tebârüz ettirilmiş b u ­
lunması icâp eder. Bu şarllar yerine getirilinceye kadar, türk şivele­
r i n i n tasnifi türk d i l b i l g i s i n i n dâimâ göz önünde bulunduracağı bir
mesele olarak k a l m a k t a devam edecek ve yapılacak tecrübelerin ne­
ticeleri de araştırmaların umûmî gelişmesine bağlı kalacaktır.
Türk şivelerinin tasnif tecrübelerinden, t o p l u olarak, i l k bahseden
İ. N . B e r e z i n olmuştur ( 1848; b k . n r . 7 ) . Son zamanlarda B.
Ç o b a n z â d e (Türk-Tatar
dialektolojisi,
Giriş, Bakû, 1927) de
aynı mevzû üzerinde durmuştur. Türk d i l i ve edebiyatı sahasında
umûmî alâkanın derinleşmesi ve genişlemesi için çok istifâdeli eserler
vermiş olan bu müellif, kendisi bir tasnif ortaya koymamış olmakla
berâber, daha önce yapılmış olan belli-başlı tasnülerİ esâslı bir tahlile
tâbî tutmuştur. 1926'da Bakû'da toplanan türkoloji kongresinde, türk
şiveieri arasındaki münâsebetlere dâir b i r tebliğde bulunmuş olan
Ç o b a n z â d e , türk şive araştırmaları ile i l g i l i çalışmalara temâsla,
bu tetkiklerin müstakil olarak ele alınmayıp, çok defa, diğer sahaların
aydınlatılmasında ve bir takım tarihî, iktisadî ve siyâsî meselelerin
hallinde yardımcı b i r f a a l i y e t g i b i telâkki edilmiş olduğunu, türkologfüologların ayrı-ayrı şivelerin t e t k i k i n d e n ileri gidemeyerek, m u k a y e ­
seli araştırmalara geçmemiş bulunduklarını, şivelerin tasnifinde de y a l ­
nız ses hususiyetleri üzerinde d u r u l a r a k , tarihî husûsiyetlere ehemmi­
y e t verilmemiş olmasından dolayı, muhtelif p r e n s i p l e r i n biı birine ka-
62
İ'}
R. Rahmeti Arat
rıştırilmış bulunduğunu belirtmiş ve b u noktalara k o n g r e n i n d i k k a t i n i
celbetmiştir ( b k . ayn. esr. ve Stenograf
içeskiy
otçet
türkologiçeskogo
s'ezda,
Bakû. 1926, s. 100). K o n g r e d e 1. her d i l ve şivenin ayrı-ayn tet­
k i k i ve bunların d i k k a t l i araştırmalara dayanan mufassal lügat ve i l ­
m i g r a m e r l e r i n i n hazırlanmasına, 2. türk d i l ve şivelerinin mukayeseli
g r a m e r i , mukayeseli iştikak lügati ve tasnifi için zarûrî olan hazırlık­
ların yapılmasına k a r a r verilmiş ( b k . ayn. esr., s. 4 0 1 ) o l m a k l a b e r a ­
ber, aradan uzun yıllar geçtiği hâlde, b u arzu hâlâ t a h a k k u k e t t i r i l e ­
memiştir v e her vesile i l e tekrar-tekrar hatırlatılmağa değer mühim
bir mesele olarak o r t a d a durmaktadır.
B u r a d a türk şivelerinin tasnifi üzerinde şimdiye k a d a r yapılmış
olan tecrübeler, mümkün olduğu k a d a r t o p l u b i r hâlde, b i r a r a y a g e ­
tirilmeğe çalışılmıştır. O k u y u c u l a r b u r a d a ^ b i r de İstanbul üniversite­
sinde tedrisatta kullanılmakta olan değişik tasnif şeklini bulacaklardır.
Bu yazıda önce şivelerin tasnifi ile yakından i l g i l i olan türk k a ­
vimleri ile türk yazı d i l i n i n inkişâf devirlerine dâir kısımların da e k ­
lenmesi düşünülmüştü. Fakat yazı hacminin fazla büyümemesi için, b u
mevzuların ayrıca ele alınması u y g u n görülmüştür.
Yazı matbaaya v e r i l d i k t e n sonra, b u mevzü ile i l g i l i i k i m a k a l e
intişar etmiştir : N . A . B a sjk a k o v, K voprosu
o hlassijikatsii
târkskih
yazıkov
( „Türk d i l l e r i n i n tasnifi meselesine d â i r " ; İzvest. A k a d . N a u k
SSSR, o t d . L i t a r e t u n i yazıka, 1952, X I , 2, s. 1 2 1 - 1 3 4 ) ve S. E .
M a l o v , Drevnie
i novıe türkskie
yazıki („Eski ve y e n i türk d i l l e r i " ;
ayn. esr., s. 135 — 1 4 3 ) . Bunlardan birincisi — eski ve y e n i , bütün
türk d i l ve şivelerini, daha doğrusu mevcut bütün d i l mâlzemesini
b i r tasnif çerçevesi içine yerleştirme tecıübesidir; i k i n c i s i — türk
d i l ve şivelerinde eskilik ve y e n i l i k meselesinin tâyini hususunda bâzı
esâslar üzerinde d u r m a k t a ve bunları b u bakımdan g u r u p l a r a ayırmak­
tadır. B a s k a k o v ' u n makalesi, türk şivelerinin tasnifini de içine a l ­
mış olduğundan, baskı mÜşkilâtına rağmen, tasnif tecrübeleri sırasına
alınmış, f a k a t neticeler kısmında istifâdeye imkân bulunamamıştır. Ş i ­
velerden ziyâde türk yazı d i l i meselesi ile i l g i l i olan b u yazılara i l e ­
r i d e temâs edilecektir;
M.
T Ü R K ŞİVELERİNİN TASNİFİ T E C R Ü B E L E R İ
1
A D E L U N G , Johann C h r i s t o p h
(1732
—1806)
Mithridates,\
1806.
t
2
A D E L U N G ,
Friedrich
(1768—1843)
Uebersicht
aller
bekannten
. Dialecte,
s.
Sprachen
and
ihrer
32—35.
Gerek bu i k i müellifin ve gerek bunlardan sonra b u mevzû i l e
ilgilenmiş elan H . J. v o n K 1 a p r o t h , A . B a l b i , W . F. P a l m b l a d
ve J. v o n H a m m e r ' i n eserlerinden istifâde etmek imkânı, maalesef,
•bulunamamış ve bunlar hakkındaki malûmat i . N . B e r e z i n ' i n Reeherehes
sur
les
dialecîes
musülmens.
I . Systeme
des
dialeetes
tares
( K a z a n , 1 8 4 3 ) adlı eserinden alınmıştır ( k r ş . aş. nr. 7 ) . B e r e z i n , b u n ­
lara dolayısı ile temas etmiş olduğundan, türk şivelerinin tasnifi ile
i l g i l i cedvelieri kendi eserine almış olmakla berâber, bu tasniflere esâs
.teşkil edan hususiyetler üzerinde ayrıca durmamış ve ancak neticele­
r i n i kısaca tenkitle İktifa etmiştir.
B e r ez i n ' e göre, j . C h . A d e 1 u n g dünya d i l l e r i sistemi v e şi­
veleri üzerinde duruıken, gramer ve lügat husûsİyetleıini göz Önünde
•bulundurmak suretiyle, türk diline de temas etmiş ve türk şivelerini
bir tasnife tâbi tutmuştur. Bu malzeme daha sonra yeğeni F. A d e l u n g tarafından e!e alınmış ve ikmâline çalışılmıştır. Fakat b u r a d a
da bir çok n o k t a l a r eksik kalmış ve şive guruplarındaki karışıklıklar
önlenememiş ( m a l , çuvaşça, Tatar sîvelsrî arasında zikredilmesi lâzım
ge!d;ği hâlde, S i b i r y a türkleri şiveleri arasına alınmıştır) ve bâzı şi­
veler ( m s l . Azerî şivesi) tasnife idhâl edilmemiştir. Bu tasnifte yer alan
.şiveler, d i l .liJsûilyetlerifiden ziyâde, k a v i m isimlerine göre sıralanmış
ve bundan ('olayı lasn.f de arzu edildiği kadar vâzıh olmamıştır. BunJara b i r de b i r çok m a t b u iı lîdt.ırıaı eklemek lâzımdır.
Tasnifte türk şiveleri şu §• kilde sıralanmaktadır.
R, Rahmeti Arat
J. C h . A d e l u n g
L
H e r i k i s i n d e müşterek
F.
Adelung
C E N U P T A T A R L A R I V E V A TÜRKLER
1.
Türkistanlılar
Kara-Kalpaklar
2. Türkmenler
a. Afşarlar
b. Begdeliler ( S u r i y e )
c. M u t u a l i ( L ü b n a n )
d. U r u k l a r ( A n a d o l u )
e. N o v a r l a r { S u r i y e )
a, Afşarlar (İran)
1
3 . Özbekler ( e s k i H a r z e m l i l e r )
a. Taşkentliler
b. A r a l
b. A r a b e s (I)
c. Belhliler
d. Hiveliler
4. Buhârâ
a. Büyük Buhârâ
b. Küçük Buhârâ
c. U y g u r l a r
5. Karamanlılar
6. Osmanlılar, Türkler
II.
ŞİMAL T A T A R L A R I , ASİL T A T A R L A R
( Ç ı ğ a t a y , eski tatar şiveai)
A. Sâf
Tatarlar
1. N o g a y ve Kırım tatarları
a. M o n k a t
b. K u n d u r l a r
1.
2.
3.
4.
a. N o g a y
b. M o n k a t
c. K u n d u r l a r
Bı;cak (Besara bya)
Yedsan
Yanboyluk
Kaban
d. Mansurlar
e. T e r e k tatarları
f. Basij anlar
g. K u m u k l a r
h. Karaçay
f. Kırım tatarları,
K a r a i m yabudilerü
Türk
şivelerinin
tasnifi
g. Dağıstan tatarları
h. Şirvan tatarları
i . Uytigur
2. K u m a n l a r
k. Kumanlar
3 . Kazan tatarları
I . K a z a n tatarları
4. O r e h b u r g tatarları
m. O r e n b u r g tatarlara
' _ 1.
2.
3.
4.
Uf a tatarları
Mİşerler
Başkırtlar
Kara-Kalpaklar
5 . Kırgız
Burutlar, büyük, orta
ve küçük O d a l a r
6. T u r a n veya S i b i r y a
tatarları
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
n. K g ı r
l z
Burutlar, b ü y ü k O r d a
o. N i j e n o v g o r o d tatarları
p . T u r a n veya S i b i r y a
tatarları
Turalıîar
Tobol tatarları
Taralılar
Tomsk tatarları
Obi tatarları
B a r a batılar
Verhotur tatarları
Yekaterinburg
Cazlar
Zeuhtinliler
Yasaklılar
B. M o ğ u l - T a t a r
1. K r a s n o y a r s k tatarları
Kuznetsk tatarları
Soyotlar
ırkı
a. K r a s n o y a r s k tatarlara
1. Soyotlar.
2. Kangatlar
b. Kuznetsk tatarları
1. Tona havzası
2. Biy havzası
3. Kaça havzası
2. Kaçalılar
c. Kaçalılar
1.
2.
3.
4.
5.
Kaçalılar
Kızıltılar .
K a y d unlular
Sagaylar
Bahirler
Türkiyat Mecmuası
R. Rahmeti Arat
3. Çulım tatarları
4. Teleütler
d. Çulım tatarları
e. Teleütler, Telengütler
f . Kamasinliler, Karagaslar
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
K i s t i n tatarları
Tulibert tatarları
Abalılar
Verho-Tomsk tatarları
Bİrüsler
Sagau tatarları '
Beltirler
5. Y a k u t l a r
6. Çuvaşlar
g. T u r u h a n tatarları
h. Y a k u t l a r
i . Çuvaşlar
3
K L A P R O T H ,
H.
J.
von
(1783 — 1 8 3 5 )
Asia
polygloita,
Paris, 1823.
İ. N . B e r ez i n ' e göre ( a ş . b k . ) , A s y a k a v i m l e r i n i n tasnifi tecrü­
besini yapmış olan K l a p r o t h eserinde 14 türk k a v m i z i k r e t m e k t e ,
fakat esere ilâve edilmiş olan atlasta 23 türk şivesine âit lügat
malzemesi v e r m e k t e d i r . Müellif, şivelerden bahsederken, gramer şekil­
lerine y e r vermemiş, yalnız lügat araştırmaları ile i k t i f a etmişfir. Ç o k
defa telâffuzları bile hatalı olan b u lügat mâlzemesi, şivelerin bâzı h u ­
susiyetlerini göstermekle berâber, bunları b i r b i r i n d e n ayırt etmeğe kâfî
gelmediğinden, b u müellif de türk şiveleri için bir tasnif sistemi vü­
cûda getirememiştir.
Esere eklenmiş olan d i l atlasında ( s . X X V I — X X X I X )
şu şekilde sıralanmaktadır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Uygur
Kazan
Başkırt
Mişer
Nogay
Tobolsk
7 . Çaz
8. Çulım
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
Yenisey
Kuznetsk
Baraba
Kaı.haz
Teleüt
Yakut
Kırgız
Hive
türk şiveleri
Türk
.
şivelerinin tasnifi
17. Türkmen
18. Karaçay
19. Kumık
' . 23. Çuvaş
67
20. Kızılbaş
2 1 . Kazah
22. Osmanlı
4
- B A L B I ,
Adriano
(1782 — 1848)
Atlas
etfınographigue
da
globe,
Paris,
1826.
1. N . B e r e z i n ' i n , t a s n i f i n d e k i esâslar hakkında izahat vermeme­
s i n e , şivelerin g u r u p l a r a taksimini hatâlı ve malzeme bakımından p e k
tatminkâr bulmamasına rağmen, B a 1 b i j ' n i n , k e n d i d e v r i n e göre, oldukça
i s t i f a d e l i b i r tasnif yapmış olduğu anlaşılmaktadır.
A . B a l b i türk şivelerini şu şekilde guruplandırmıştır.
L
TÜRK
DİLİ
1. U y g u r
2.
Osmanlı
a. Rumeli
b. A n a d o l u
3. Ç a g a t a"y
a. Özbekler
b . A r a l veya K o n g r a t l a r
4. K ı p ç a k
a.
b.
c.
d.
c.
Turalı tatarları
Çazlar
Başkırtlar
Mişerler
'Kara-Kalpakîar
5. T ü r k m e n
a. - Türkistan türkmenleri
b . Kâbil türkmenleri
c. İran türkmenleri
d. Türkiye türkmenleri
. .
R . Rahmeti Arat
1. Anadolu türkmenleri
2. Begdeliler .
8. No var
4. U r u k l a r , Y ö r ü k ,
5. Mutualiler
v
e. Rusya türkmenleri
6. K a f k a s -
Tunalılar
a. B a s i y a n
1. A s d Basiyanlar veya Balkar
2. Karaçay
3. Çerige veya Çegem
b. N o g a y
c. Kumıklar
7. K ı r g ı z
a. B u r u t l a r
b. Kazak, K a y s a k
1. B ü y ü k Orda
2. Orta Orda
3. Küçük Orda
8. C e n û b î
a.
b.
c.
d.
e.
f.
g.
h.
i.
j.
k.
1.
m.
Sibiryalılar
Çulım, U r a n h a t v e y a T u t a l
B a r a b a , Barama veya Barabalılar
Kuznetsk veya Verho-Tomsk, Abalıl
Kaçlar, Kaşkalar veya Kaçalılar
Kanzaglar
Y a n n a r veya Yarıntılar
Y a s t a l a r veya Yastalılar
Bohtalar v e y a Bohtalılar
T u b a l a r , Tubalılar v e y a Kırgıstar
Beltirler ...
Soyonlar*
Birüsler
Teleütler, Tölötler
li.
YAKUT
DİU
III.
ÇUVAŞ
DİLİ
T i i r k şivelerinin
tasnifi
5
P A L M E L A D , Wilhelm Fredrik
(1788 — 1852)
Geographische
und
statistische
Ephemeniden,
1827, X I X , 2 2 5 - 2 4 0 .
I . N . B e r e z i n ' e göre, daha geniş bir tasnif o l m a k l a berâber,
Adelung
tasnifindeki hatâlar b u r a d a d a m e v c u t t u r . U y g u r , Azerî
ve K a z a n şiveleri ile yakutça unutulmuştur. Müellif tasnifinde d i l husûsiyetlerine dayanacağı y e r d e , daha çok k a v i m l e r i n tasnifini yapmıştır.
P a 1 m b 1 a d 'ın
etmektedir.
tasnifinde
L
1.
2.
3.
4.
5.
ASIL
türk
bir sıra
TÜRKLER
Osmanlılar
Türkmenler
Özbekler
Kara-Kalpaklar
S i b i r y a türkleri
a.
b.
c.
d.
(veya tatarları)
Turalılar
T o b o l s k tatarları
T u r a tatarları
T o m s k tatarları
II. K A R I Ş I K
1.
k a v i m l e r i şöyle
TÜRKLER
Nogaylar
a. Asıl N o g a y l a r
'.
1.
2.
3.
4.
Bucuk
Kundur
Kasbulat
Naourous
b. Basiyanlar veya K u c a tatarları
1. Kara çay
2. Çerige
3. Baaiyanlar veya Balkarlar
c. Kumıklar
2.
Başkırtlar
tâkip
TO
E . Rahmeti Arat
a.
b.
c.
d.
Nogay '
S i b i r y a başkırtları
K a z a n başkırtları
Osa başkırtları
3, M i ş e r I e r
4. K ı r g ı z l a r
a. Büyük O r d a
b. O r t a O r d a
c. Küçük O r d a
4. Ç o 11 m 111 a r
III,
TÜRKÇE
KONUŞAN,
OLMAYAN
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
F A K A T TÜRK
KAVİMLER
T u bal ar
Teleütler
Barabalılar
Çuvaşlar
Kuznetskliler,
Kaçalılar
Yarınar v e y a
Bohtolar
Kaydinar
Beltirler
Sayanlar
Birüsler
ASLINDAN
Abalılar
Carınar
6
HAMMER,
Joseph, v o n
(1774 — 1856)
I , Bibiiotheca
0.
Wiener
iialiana,
Jahrbücher
s. 1 6 — 1 7 ; I I I . ayri.
1825
der
(Decembra),
Literatur,
s. 364 — 3 6 5 ;
1827,
XXXV11I,
esr., 1836, L X X V I , s. 1 8 9 - 1 9 1 .
Muhtelif vesilelerle b u meseleye temas etmiş olan müellif, aşağıdaki
sıradan da anlaşılacağı g i b i , gittikçe derinleşmiş ve I . N . B e r e z i n ' e
göre, bütün kusurlarına rağmen, diğerlerine nisbetle daha vâzıh b i r
sistem vücûda getirmiştir. Şive guruplarının karışık olması, bâzı ş i v e
T ü r k şivelerini e
tasnifi
guruplarında daha küçük zümreler zİkredİldiği hâlde, S i b i r y a şivelerinin
gösterilmemesi, Âzerî şivesi i l e , İstifâde ettiği mâlzemeye rağmen^
komancayı tasnife almaması ve kırgızcanın ayrı bîr g u r u p hâlinde alın­
mış bulunması, tasnifin başlıca kusurlarını teşkil eder.
Hammer'in
mektedir.
gittikçe inkişâf eden tasnifi şu gurupları ihtivâ e t ­
t
( 1825)
1. Çağatay^
2. Türkistafil
3. Kıpçak
4. Kırgız
•
D. ( 1827)
1. U y g u r
2. Özbek
3. Türkmen
4. ' Kıpçak
5. N o g a y
6. Osmanlı
7. Dağıstan
8. S i b i r y a
9. Kırgız
III.
(1836)
A . Kıpçak
L
2.
3.
4.
'
Kırım
Kazan
Astırhan
Nogay
B. Büyük ve küçük Buhârâ
•
5. U y g u r veya Ç a ğ a t a y
6. Özbek
7. Türkmen
C. Dağıstan
8.
9.
10.
ıı.
12.
Dağıstan '.
K a y t a k ve K a r a - K a y t a k
K u m u k ve Gazi-Kumuk
Kuvıç
;
Kara-Kalpak
"2
R. Rahmeti Arat
.
.
D . Kırgız bozkırı
13.
Kırgız
E. S i b i r y a
14. Çuvaş
15. Y a k u t
16. Başkırt
F. A n a d o l u
17. Osmanlı
r
G. A v r u p a
18. Osmanlı, Rumeli
7
BEREZİN,
i l y a Nikolayaviç [ E . Berezine]
( 1819 — 1896 )
Recherches
sur les dialectes
musulmans.
I . Système
des
dialectes
t u r c s ( Kazan, 1848 ), 95 s. ( Ayrı basım hâlinde çıkan b u eserin
aynı İsim altında İntişar eden aslı için b k . Üçemya zapiski
izdav.
imperatorskim
kazanskim
universitetom,
1849, K a z a n , 1 8 4 8 ) .
Önce Kazan v e sonra Petersburg üniversitelerinde profesörlük
etmiş olan müellif, 1842—1845 yıllarında, K a z a n üniversitesinin yardımı
ile, şarkta yapmış olduğu ilmî araştırmalarda «müslüman şivelerini» ( 1 .
fürk şiveleri sistemi, 2. y e n i fars şivelerinin sistemi, 3. y e n i arap
şivelerinin sistemi ve 4. türk d i l i üzerinde araştırmalar) t e t k i k etmişÖn Müellifin yukarıdaki eseri bu t e t k i k l e r d e n elde edilen neticele­
r i n i l k kısmını teşkil etmektedir. B e r e z i n eserinde, türk k a v i m l e r i
arasında bizzat yapmış olduğu t e t k i k l e r d e n başka, türkçe basma ve
y_azma eserler ile daha e v v e l yapılmış olan tasnif tecrübelerinden de
istifâde etmiştir ( b k . 1. J . C h . A d e 1 u n g , 2. F. A d e l u n g , 3. H . J.
K l a p r o t h , 4. A . B a l b i , 5. W . F. P a l m b l a d ve 6. J. v. H a m m e r ;
Ira müelliflerin t a s n i f l e r i hakkındaki malûmat B e r e z i n ' i n bu eserin­
d e n alınmış tır ).
B e r e z i n ' i n eserinde, türk şiveleri üzerinde 'daha önce yapılmış
olan tasnif tecrübeleri kısa b i r , t a h l i l ve tenkide tâbi t u t u l d u k t a n son­
r a ; k e n d i s i n i n varmış olduğu neticeler hulâsa edilmektedir. Burada
îürk şiveleri, 1. en eski v e en y e n i Ç a ğ a t a y v e y a ş a r k , 2. T a t a r
v e y a ş i m â l ve 3. Türk veya g a r p o l m a k üzere, üç g u r u p içinde
Turk
şivelerinin
Ti
tasnifi
t o p l a n m a k t a ve bunları b i r b i r i n d e n ayıran başlıca hususiyetlere işaret
e d i l d i k t e n sonra, b u g u r u p l a r a dâhil şivelerin hususiyetleri üzerinde
durulmaktadır.
t
Ç A Ğ A T A Y V E Y A ŞARK G U R U B U (TÜRKİSTAN )
Bu g u r u b a dâhil türk şivelerini diğerlerinden ayıran başlıca husu­
siyetler şunlardır: 1. d- yerine t- {temir
«demir»), -z yerine -s (bar¬
mas «gitmez»), b ve p yerine m (yazarmız—yazarbız
«yazarız») sesle­
r i n i n b u l u n m a s ı ; 2. hâl-i hâzır için -ar, -er, -ur -ür, -ır, -ir e k l e r i n i n
'kullanılması; 3. gramer şekillerinin daha âz olması v e k a i d e y e daha
az tâbî tutulması; 4. diğer guruplarınkinden farklı gramer şekillerine
tesâdüf edilmesi ve 5. eski türkçe kelimelerin daha çok muhâfaza
•edilmiş olması.
Bu g u r u b a şu şiveler dâhildir :
. 1.
2.
3.
4.
5.
6.
Uygur
Koman
Çağatay
Özbek
Türkmen (Türkistan)
Kazan (yazı d i l i )
II. T A T A R V E Y A ŞİMAL GURUBU
(KIPÇAK)
Edebî mahsûller bakımından daha f a k i r o l m a k l a beraber, g r a m e r
şekilleri hususunda Çağatay g u r u b u n d a n pek geri kalmayan b u g u ­
r u p t a bilhassa şu hususiyetler zikre değer : 1. ya, u v e ne seslerinin
çokluğundan, ileri gelen telâffuz tatlılığı; 2. b i r ç o k seslerin değişik şe­
k i l l e r i n i n bulunması; 3. kâideye u y m a y a n g r a m e r şekillerinin m e v c u ­
d i y e t i ; 4. hâl-i hâzır için, muzârİ -r y e r i n e , -a, -e g e r u n d i u m şeklinin
kullanılması ve 5. diğer guruplarınkinden farklı g r a m e r şekillerinin
bulunması.
Bu g u r u b a şu şiveler d â h i l d i r :
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Kırgız
Başkırt
Nogay
Kumık
Karaçay
Mişer
Sibirya
74
R. Rahmeti Arat
III. TÜRK V E Y A G A R P G U R U B U
Edebî mahsûller bakımından çok zengin olan b u g u r u b u n başlıca
husûsiyetleri şunlardır: 1. telâffuzun lâtif, tatlı, doğru ve ünlü ahengi­
nin t a m olması; 2. gramer şekillerinin çok, kaideye u y g u n ve mazbut
bulunması; 3. -r isim-fiil şeklinin hâl-i hâzır ve diğer zamanlar için
kullanılması; 4. arapça ve farsça kelimelerin çokluğu ve eski şekille­
r i n daha az muhafaza edilmiş bulunması.
Bu g u r u b a şu şiveler dâhildir:
1.
2.
3.
4.
5.
Dağıstan
Azerbaycan
Kırım
Anadolu
Rumeli (İstanbul)
8
R ADLOFF,
•
Phonetik
Wilhelm
(1837 — 1918)
der'nördlichen
Türksprachen,
I I , s. 280—291 ( C a p . X V I I I ) : Classification
nach
den phonetischen
Leipzig,
1882—1883,
der
Türkdialecte
Erscheinungen.
«Ses hususiyetlerine göre, türk şivelerinin tasnifi> başlığından d a
anlaşıldığı g i b i , R a d i o f f t a s n i f i n d e , esâs olarak, ses husûsiyetlerini ele
almakta ve bunları önce g u r u p l a r a ve sonra bu guruplara dâhil şivelere
göre sıralamaktadır, Türk şivelerinin mühim b i r kısmını bizzat tetkik,
etmiş olan müellif eserinin bu kısmında ancak tasnif için mühim gör­
d ü ğ ü husûsiyetleri b i r araya getirmiştir, Muhtelif şivelerdeki seslerin:
d u r u m u hakkında daha etraflı b i r f i k i r edinmek için, eserin bütününün,
göz önünde bulundurulması .zarûrîdir. Bu arada muhtelif şive ve şive
guruplarına dâir verilen geniş malûmatın d a h i aynen tekrarlanması, tasnif
tecrübelerini bir araya t o p l a m a k gâyesini güden b i r yazının hudutla­
rını asmakla beraber, şivelerin tasnifinde ses hususiyetlerinin ehem­
m i y e t i n d e n dolayı, faydalı görülmüştür.
L
ŞARK
ŞİVELERİ
.
'
Müsâvî haklara sahip olan a, e(e), o, a, ü, ı, i ünlüleri, ağız. b o r u -
Türk
şivelerinin tasnifi
75
sunun durumuna göre, her b i r i n d e dörder o l m a k üzere, a r t - d a m a k
(a, o, i , t i ) , ö n - d a m a k ( e,5, i,ü'),
d i ş ( o , i , e,i), d u d a k ( o , u, ö, a )
v e b u n u n genişleme ve darlaşma derecelerine göre de g e n i ş ( a , e, o, ö)
ve d a r (ı,İ,u,ü)
ünlülere ayrılır (geniş—diş—art-damak—a, geniş —
d u d a k — a r t - d a m a k — o , geniş—diş—ön-damak — e , geniş—dudak—önd a m a k — ö, dar—diş—art-damak—;, d a r — d u d a k — ö n - d a m a k — a , d a r —
diş —ön-damak — i , dar—dudak—ön-damak — u ) . Ön-damak benzer­
liği ile şartlanmış olan muntazam ünlü sırası mevcuttur. O r t a d u r u m d a
bulunan t e k ön-damak ünlüsü — ı ' d i r { m s l . attığa < atliğğa
«atlıya»,
yığan <. yığğan
« y ı ğ a n » ) . Geniş-^diş—art-damak o.'nun k e n d i s i n d e n
s o n r a gelen d a r ünlülere zayıf te'sir etmesine m u k a b i l ( m s l . o ' d a n
sonra umumiyetle i, bâzan o"), dudak—ön-damak ünlüsü olan ö, ken­
disinden s o n r a k i d a r ünlüyü k u v v e t l i te'siri altında b u l u n d u r u r ( m s l .
ö ' d e n sonra dâimâ ü ) .
Başta ve sonda yalnız sadâsız ünsüzler ( m s l . korot < ; rüs. gorod
»şehir», peyrem
< beyrem
< bayram
« b a y r a m » ) ve o r t a d a , ünlüler
arasında, yalnız sadâlı patlayıcı sesler ( m s l . k yerine ğ, t yerine d, p
y e r i n e b, $ yerine j ; ç sesi, f - f ş telâffuz edildiğinden, sadâlılaşmaz:
içip
«içip», pıçak
«bıçak», paça < patsa
< pâdişâh)
b u l u n u r . . Ünlü ile
başlayan b i r ek geldiği v a k i t , sondaki patlayıcı sadâsızlar dâimâ sadâhlaşır ( m s l . ot—odı «ateşi», at—adım
«atım», sat— sadayn »satayım»).
H e r i k i s i de ünsüz olmak şartı i l e , o r t a d a sadâsız çift ses b u l u n a b i l i r
( m s l . akkan
«akan», sakta-
<Zsakla-
^saklamak», oktın <okmn
«okun»).
Hece s o n u n d a n, m, h sesleri bulunduğu v a k i t , b u n u tâkip eden he­
cenin başındaki p sesi m olur. Kalın ve ince / sesi b u l u n u r .
1.
Asıl
Altay
şiveleri
Geniş, d u d a k ünlüleri o ve ö her hecede b u l u n a b i l i r ; o dâimâ o ' d a n
sonra, ö ise Ö'den sonra gelir v e böylece geniş ünlülü ekler dört türlü
değişikliğe ( a , e, o, ö ) tâbî t u t u l u r . D i f t o n g l a r d a n a n c a k ' [/-diftongu
bulunur ( m s l . uy «sığır», uykta«uyumak»). U z u n ünlülerden â, e, z
sesleri aii.-yk. aa, ee, ii g i b i telâffuz e d i l i r ( m s l . sâl = saal<
sağal
<; sakal, kân — kaan<i
kağan);
uzun i bulunmaz v e b u n u n yerine i
kullanılır. Son hecenin hafif ünlüsü kendisinden s o n r a k i a r ^ d i l sesi ile
birleşirse, dâimâ uzun ü ve S ünlüleri m e y d a n a gelir ( m s l . atta <
athğ
«atlı», ittü<.itlig
«itli»). Mürekkep ön-dil sesi olan ç, sadâlı şekli b u ­
lunmadığı için, o r t a d a , ünlüler .arasında, sadâsız şeklini muhafaza eder
( m s l . içip «içip», pıçak «bıçak», koyçu «koyuncu»). O r t a d a , ön-damak
ünlüleri arasında, art-dil seslerinden yalnız ğ sesi b u l u n u r . Patlayıcı
ve basit sızıcı sesler, i k i ünlü arasında sadâsız şekillerini muhafaza
76
R. Rahmeti Arat
ederlerse, ikizleşirler (kk, kk, pp, tt, ss; msl. ekki = eki «iki», y e t t i =
yeti «yedi», albassun = almasun
«almasın»), Sadâsız art-dil sızıcı h
bulunmaz. Sadâh /, L , n sesleri, sadâsız ünsüzlerden sonra — i ve diğer
sadâlı ünsüzlerden (m, n, l, n ) sonra — d olur. Çift ünsüzlerden rl, r L
sesleri o r t a d a değişmez [msl. karlık-,
karlü < karlığ
«karlı», erlik
«şeytan», erlii <i ederlig
«eyerli»).
Ünsüzlerin d u r u m u için b k . b i r de 370 — 375.
a.
Aliay
şivesi
D u d a k ünlülerinin benzerliği çok k u v v e t l i olup, ü 'den sonra dâimâ
ö gelir. Başta yarı-ünlü y — bulunur. Çift ünsüz pk o r t a d a kp o l u r
( m s l . ökpo
<
Öpkö
«ciğer», yakpın
< yapkan
«kapamış»).
Bk; b i r d e ünlüler için — 1 0 v e ünsüzler için — 178,252, 407—409,435.
b.
Teleüt şivesi
D u d a k ünlülerinin benzerliği daha zayıf o l u p , ti' 'den sonra dâimâ
e gelir. Başta y y e r i n e y'(=dy)
bulunur.
Bk.bir de ünlüler için — 5 - 9 ve ünsüzler için —181,252,407—409, 435.
2.
Baraba
şivesi
D u d a k ünlüleri benzerliği, A l t a y şivelerininkine nisbetle, daha
zayıftır; o yalnız i l k hecede bulunur. Ö ve ü ünlülerinin t e ' s i r i
farklıdır, [/-diftongdan başka, geniş uaû'e ( m s l . uak «ufak», aat- «kır­
mak») ve d u d a k eü ( m s l . teiidir- < tegdir«deydirmek», teiibe
«töbe»)
diftonglarına da rastlanır. Son hecenin hafif ünlüsü, son art-dil sesi ile
birleşirse, asıl A l t a y şivelerinde olduğu g i b i , dâimâ uzun ü, ü olur.
Ünsüzlerin baş, s o n ve o r t a d a k i d u r u m u A l t a y şivelerinde olduğu
g i b i d i r ; f a k a t burada sonda sadâlı z sesi bulunur. A l t a y şivelerindeki
'ğ yerine g, ç (— t + ş) yerine ts (başta ve s o n d a ) ve dz (ortada ünlü
ve sadâlılar arasında) geçer. Baraba şivesinin diğer b i r hususiyeti
de canh eklerin başındaki /, n seslerinin, kelime sonundaki sadâsız
ünsüzlerden sonra bile, muhâfâza edilmesidir ve b u bakımdan şark
şiveleri arasında ayrı b i r y e r işgâl etmektedir.
B k . b i r de ünlüler
3.
i ç i n — 1 1 ve ünsüzler için — 2 5 2 , 415—416.
ŞİmâlîAltay
şiveleri
D u d a k ünlülerinin benzerliği bakımından, Baraba şivesine b e n z e r ;
o yalnız i l k hecede bulunur, ö ve ü ünlülerinin te'sir k u v v e t i farklıdır.
77
Türk şivelerinin tasnifi
K e l i m e sonunda art-dil sesi ğ bulunur. Mürekkep Ön-dil sesi olan
ç ' n i n , ç ve c o l m a k üzere, her i k i şekli mevcuttur. A r t - d a m a k — b u r u n
sesi h o r t a d a , çok defa, ğ sesi ile. değişir ( m s l . L e b . tügey «çift-çift»
= A l t . tünöy),
sadâh n, / sesleri sadâsız ünsüzlerden sonra — t , b u ­
r u n sesi olan"n 'den sonra — d ve h, m seslerinden sonra — n olur; sadâlı
g, r , / seslerinden sonra ise —değişmez.
a.
Lebed
şivesi
A l t a y c a d a k i mürekkep ön-dil sesinin b u r a d a , sadâlı ve sadâsız
olmak üzere, her. i k i şekli m e v c u t t u r : kelime başında, sonunda v e
sadâsız ünsüzlerden sonra — p ; o r t a d a ünlüler arasında ve sadâlı ü n ­
süzlerden sonra — c . A l t a y şivesinde olduğu g i b i , Lebed şivesinde de
başta y- b u l u n u r ; fakat b u sesi tâkip eden ünlüden sonra n, h, m
seslerinden b i r i bulunursa, b u y sesi dâima n ( n y ) sesine inkılâp eder
( m s l . nand- «Çyahıl-
•< yanış
«yanılmak»,
nahmur
< yanmur
»yağmur»,
nahıs
«yalnız», nah- < yan- «geri gelmek, dönmek»).
B k . b i r de ünsüzler için —
b.
179, 410—411, 436.
Şor şivesi
Başta ve sonda ç sesi yerine dâimâ ş ve ortada, L e b e d şivesinde
olduğu g i b i , c b u l u n u r . Kelime başında, A l t a y ve Teleüt şivelerindeki
y ve y' sesleri yerine dâimâ ç kullanılır (y- yerine n ile telâffuz edi­
len sözler h â r i ç ; b u n sesi Lebed şivesindeki n sesine tekabül eder
ve b u n u tâkip eden b u r u n sesinin kaybolduğu sözlerde de muhafaza
e d i l i r ) . Bir çok kelimelerde i l k hece sonunda, A l t a y şivesindeki y
y e r i n e , s ve o r t a d a , ünlüleri müteakip, z sesleri kullanılır ( ms!.
azak = ayak «ayak", kazın —kayın
-kayın», pos=poy
« b o y , tos- =
toy- «doymak»).
Bk. bîr de ünlüler için — 1 1 "e ünsüzler için — 1 8 2 , 2 7 6 , 4 1 0 — 4 1 1 , 4 3 7 .
4.
Abakan
şiveleri
D u d a k ünlü 1 erindeki", benzerlik derecesi zayıf ve değişiktir; o y a l ­
nız i l k hecede ve ö yalnız i t k i k i hecede bulunur ( m s l . ora «çukur,
hendek», ökpöde «ciğerde*, ödös • b o ğ a z » ; fakat aynı şahıs bunları oro,
ökpede
ve ödes şekillerinde de söyleyebilir). A b a k a n şivelerinin b i r
hususiyetini de/ diğer şivelerde rastlanmayan, uzun î ' n ı n mevcûdiyetİ
teşkil eder ( m s l . kın < hnhı
«yanı, kenarı», talî < tuhht
«örgüsü»),
Sadâh ünsüzlerden örıce, ortada ve sonda b i r sadâlı ğ (—ğ)
ve
R. Rahmeti Arat
7S
eb ( « e v » ) kelimesinde de b i r sadâiı b bulunur. Kelime başında
y sesi yerine, Şc-r şivesinde olduğu g i b i , n sesi geçer; bâzı k e l i m e ­
lerde ise, başta — s ve o r t a d a , Şor şivesinde olduğu g i b i , z sesi b u ­
lunur.
B k . b i r d e ünlüler için — 1 2 — 1 4 , ünsüzler için — 376.
HL ASIL ABAKAN
ŞİVELERİ
İlk hecede e dâimâ çok k e s i n olarak telâffuz edilen e sesine i n ­
kılâp eder, f a k a t b u değişme ünlülerin sıralanışına te'sır etmez.
1.
Sagay
şivesi
Kelime başında, A l t a y şivesindeki y- yerine, Şor şivesinde olduğu
g i b i . dâimâ ç bulunur. Kelime başındaki ç ve ş sesleri y e r i n e s sesi g e ­
çer. O r t a d a , ünlüler arasında, A l t a y şivesindeki z vğ j y e r i n e , z sesi
kullanılır. O r t a d a , A l t a y şivesindeki p y e r i n e , dâima sadâlı c bulunur.
Bk. b i r de ünsüzler için — 1 8 5 , 3 7 7 - 3 7 9 , 4 1 0 — 4 1 1 , 437.
2.
Koybal
şivesi
K e l i m e başında, A l t a y şivesindeki y y e r i n e , dâimâ y ( = t y ) ; s, ş
ve p sesleri y e r i n e — s ve z, j ve c sesleri yerine de — z kullanılır, k s ve
kp guruplarındaki seslerin y e r l e r i değişir ( s k ve pk). K e l i m e başındaki
y sesi, i l k ünlüyü n ve h sesleri tâkip ettiği v a k i t , n sesine inkılâp
e d e r ; i l k ünlüyü m sesi tâkip ederse, m olur ( m s l . mamtırtkı
— Sag,
namurtka
'yumurta> ).
Bk. b i r de ünsüzler için — 1 8 6 .
3.
Kaça
şivesi
Kelime başındaki ve s o n u n d a k i bütün sesler K o y b a l şivesinde
olduğu g i b i d i r . K o y b a l şivesinde o r t a d a , A l t a y şivesindeki p sesine
tekabül eden z y e r i n e , aslında önceki hecenin sonu ise — 2, aslında
s o n r a k i hecenin başı i s e — j ( d y ) sesi geçer, si; ve pk gurupları, çok
defa, olduğu g i b i muhâfaza edilir,
. Bk. b i r de ünsüzler için — 1 8 6 .
4,
Y ü s ve
Kızıl
şivesi
Ünlülerin d u r u m u şimâlî A l t a y şivelerindekine benzer.
Ortada,
A l t a y şivesinde olduğu g i b i , dâimâ y b u l u n u r . Sonda, z ve ş sesleri
T ü r k şivelerinin tasnifi
7!»
y e r i n e , ekseriya s ve o r t a d a z kullanılır. A l t a y şivesinde kelime b a ­
şındaki ç sesi Kızıl şivesinde de mevcuttur; o r t a d a , b u n u n y e r i n e , z,
•ç ve c sesleri geçer; sonda ise, yalnız ş sesi kullanılır... .
5.
K ü erik
(Çolım)
şivesi
Ünlüler ve ünlü ahengi bakımından, şimalî A l t a y şivelerine yakın
-olup, geniş ua (au, Ö, ü y e r i n e ) ve üe diftonglarına sık tesadüf edil-,
mesi b u şivenin b i r husûsiyetini teşkil eder ( m s l . ua = S, au, ağu
-«zehir», uats = ös, öp, auç, avuç «avuç», suak = sök, sük « s o ğ u k » ) .
y v e s, s, z, j sesleri A l t a y şivesinde olduğu g i b i d i r . A l t a y şive­
s i n d e k i mürekkep ünsüz ç sesi, Baraba şivesinde olduğu g i b i , başta,
sonda ve sadâsız ünsüzler yanında o r t a d a — ts ve o r t a d a , ünlüler a r a ­
sında sâdâlı ünsüzler önünde — d z olur. Sonda ve 3adâlı ünsüzler
-önünde o r t a d a —sadalı ğ sesi bulunur. Bâzı kelimelerde o r t a d a , A l t a y
şivesindeki y sesi yerine — z kullanılır. Canlı eklerin başındaki /,
TI sesleri, sadâsız ünsüzlerden sonra — i ve sadâlı ünsüzlerden s o n r a
— d o l u r ; . b u r u n seslerinden sonra gelen l sesi ise — n sesine inkılâp
•eder.
B k . b i r de ünlüler için — 1 1 ve ünsüzler için — 180, 4 1 0 — 4 1 1 , 4 3 7 .
6.
Soyon
şivesi
Ünlüler ve d u d a k ünlüleri benzerliği şimalî A l t a y şivelerinde o l ­
duğu g i b i d i r . Uzun ı bulunur. Kökteki İ sesi çok defa r şeklindedir
( m s l . ıt, it «it», pıt = bit «bit»).
Kelime başında ü ç art-damak sesine (k, k, h ) rastlanır. Ön>dil
.seslerinden s sesi A l t a y şivesindeki s sesine ve s ise — s ve p sesleri­
ne tekabül e d e r ; o r t a d a , b u sesler y e r i n e , z,j, j sesleri geçer. K e l i m e
başında, A l t a y şivesindeki y y e r i n e , / bulunur ve çok defa n şeklinde
görülür ( m s l . numurtka
— yumurika
«yumurta-, nit ~ yiğit
«yiğit»),
.İlk hecenin sonunda, A l t a y şivesindeki y ve A b a k a n şivelerindeki z
-ve s sesleri yerine, Soyon şivesinde d ve t seslerinin bulunması
'bu şivenin b i r husûsiyetini teşkil eder. Önceki kelimenin s o n u n d a k i p
;ile sonraki kelimenin başındaki k seslerinin y e r değiştirmesi yalnız
.Soyon şivesinde müşahede edilen b i r husûsiyettir ( m s l . kirik-pep
<^
kirip
kep <, kir ip
_gÖrse», kek-pörgöş
kelip
«gire gelip», kelik-korsö
< kep körgöş
< kelip
körgeç
< .kelip
körsö
»gelip
«gelip görünce»),
Bk. b i r de ünlüler için — 1 1 ve ünsüzler için— 183, 253—254.
80
R. Rahmeti Arat
7,
Karagas
şivesi
Ünlüler ve kelime köklerinin sonundaki d ve t seslerinin durumır
S o y o n şivesinde olduğu g i b i d i r . O r t a d a ünlüler arasında s ve ş ses­
l e r i n i n bulunması, k ve ğ sesleri yerine, sızıcı h ve o r t a d a b yerine/ sesinin geçmesi K a r a g a s şivesinin d i k k a t e değer hususiyetlerini teş­
k i l eder.
B k . b i r de ünlüler i ç i n — 15,' ünsüzler i ç i n — 184, 253 — 254.
8.
Uygur
şivesi
Ünlülerin d u r u m u b i l i n m e m e k t e d i r . D u d a k ünlülerinin benzerliği
S o y o n şivesindekine yakındır.
S o y o n ve A l t a y şivelerinde olduğu g i b i , sadâlı ve sadâsız ünsüzler
b u r a d a da b u l u n u r . U y g u r şivesinde de, S o y o n şivesindeki g i b i , m u ­
a y y e n kelime köklerinin sonunda t veya d sesine tesadüf edilir. C a n l ı
e k l e r i n başındaki İ ve n sesleri, ünsüz ile biten köklerin sonunda,,
değişmez.
B k . b i r de ünsüzler için — 187.
II.
GARP
ŞİVELERİ
i sesi, ön-damak i ve art-damak i olmak üzere, i k i ünlü hâlinde
b u l u n u r ; uzun î orta durumdadır.
K e l i m e başında hemen-hemen , yalnız sadâsız art-dil sesleri k, k
ile umumiyetle Ön-dil sesi t ve bâzan da, nâdir o l a r a k , sadâlı d b u l u ­
nur; diğer taraftan sadalı d u d a k sesi b umûmî olup, nâdir olarak sa­
dâsız p sesine d e tesâdüf e d i l i r . Ke'ime sonunda yalnız sadâsız p a t ­
layıcı sesler bulunur. A r t - d i l ve d u d a k sesleri o r t a d a dâimâ y u m u ş a ­
tılır; kelime s o n u n d a k i i sesi o r t a d a da sadâsız şeklini muhafaza eder.
Kalın v e ince o l m a k üzere, i k i / sesi m e v c u t t u r . K e l i m e başında, o r ­
tasında ve sonunda s, z ve ş sesleri b u l u n a b i l i r .
1.
Kırgız
şiveleri
.. ' Şark şivelerinde olduğu g i b i , bu şivelerde: de sekiz aslî ünlü m e v ­
c u t t u r . İlk hecedeki e sesi, A b a k a n şivelerindeki g i b i , e olur. Ünlü:
sırası çok muntazam b i r sıraya tâbidir, ö sssi bütün hecelerde b u l u ­
n a b i l i r ; ü sesinden sonra — ü ve Ö, ö sesinden sonra — ö ve ü bulunur.
D u d a k — a r t - d a m a k ünlüleri olan o ve u seslerinden sonra dâimâ u sesi.
gelir.
Türk şivelerinin tasnifi
•-
"Ui
Sadâh ünsüzlerden n, t sesleri, sadâsız ünsüzlerden sonra d â i ­
m a t ve sadâlı ünsüzlerden sonra ise, d olur. Sonda sadâh ünsüzler­
den ancak z ve j sesleri b u l u n a b i l i r . Birleşme y o l u . i l e , kelime ortasın­
da sadâlı çift ünsüzlerden zg, zğ, z d ve zb sesleri vücûda g e l e b i l i r ;
bitişik t e r k i p l e r d e bd seslerine de tesâdüf edilir. Canlı e k l e r i n başında
p (ünsüzlerden s o n r a ) ve m (ünlülerden s o n r a ) sesleri değişik k u l ­
lanılır.
Bk. b i r de ünsüzler için — 4 1 2 - 4 1 3 , 438.
..
..
a.
Kara-Kırgız
şivesi
o sesi her hecede b u l u n a b i l i r ( A l t a y şivelerinde olduğu gibi)/~&
sondaki art-dil sesi son geniş ünlü ile — 5, 8 ve dar ünlü ile — ü , ü şek­
linde birleşir; b u şekilde vücûda gelen ö ve ö seslerinin d u d a k b e n ­
zerlikleri y o k t u r . A l t a y şivesinde olduğu g i b i , burada d a mürekkep-^
sesi bulunur. Kelime başında y sesi mevcuttur. • •,
B k . b i r d e ünlüler için — 1 6 ve ünsüzler için — 176,255,315,386 - 3 8 8 .
b.
Kazak-Kırgız şivesi
Geniş dudak—art-damak ünlüsü olan o ancak i l k hecede bulunabii i r (bolğanda = Kara-Kırgız bolğortdo
«olunca, olduğu vakit»,
konak
= Kara-Kırgız konok
« k o n a k » ) . Geniş d i f t o n g l a r d a n ua, üö\ ta, ie ve
d u d a k diftonglarından aa, eü, OK, öa diftongları b u l u n u r . Kara-Kırgız
şivesindeki s sesi b u r a d a s sesine v e ç sesi ise, ş sesine inkılâp eder ;
kelime başındaki y sesi y e r i n e , b u r a d a c b u l u n u r .
Bk. b i r de
382-385.
ünlüler
••
için — 17 ve ünsüzler için — 175, 255, 315^
.
c.
Kara-Kalpak
Henüz iyice araştırılmamıştır.
2.
İrtiş
.*
şivesi
•.
şiveleri
Irtiş şiveleri ünlüler bakımından umumiyetle -şimalî A l t a y şivele#n i n k i n i n aynıdır; d u d a k benzerliği değişik o l u p , o ancak i l k hecede
bulunur. B u r a d a kökteki ünlüler değişmesinin b i r .. çok izlerine tesâdüf
edilir { e > i , o > ıı, 5 > ü, i > i").
Kelime başında « sesinin d u r u m u A l t a y şivesindekine benzer. A l ­
tay şivesindeki ç sesi çok defa ts o l u r ve i k i ünlü arasında d a
-SEdâsız şeklini mub'âfaza eder. Sonda yalnız sadâsız ön-dil sızıcı 5. v e
Türkiyat Mecmuası — ^
R. Rahmeti Arat
ş-bulunabilir. Ünsüzlerden k, h, c seslerine ancak yabancı kelimelerde
tesadüf e d i l i r . Sadâlı ünsüzlerden / v e n sesleri, her d u r u m d a , m u ­
hafaza edilir.
. B k . b i r de ünlüler
415—416.
için — 2 2 ve ünsüzler
a.
için — 174, 252, 315,.
Turalı şivesi
Ünlülerin d u r u m u bakımından, Baraba şivesine benzer. Köklerde
5-Î> û" ve e > i değişmesi umumiyetle tamamlanmıştır. — p sesi her
y e r d e t s olmuştur.
b.
Kürdak
şivesi
Ünlüler bakımından, Turalı şivesine benzer. D u d a k diftongları aa
sü { s o n u n c u s u çok defa Kazak-Kırgız şivesindeki an y e r i n e kullanılır)
şivenin b i r hususiyetini teşkil eder. — ç sesi umumiyetle m u h a f a z a e d i l i r ,
ö r t a d a çift-ünsüz ğl bulunur (diğer g a r p şivelerinde ğ sesi, / önünde,,
çok defa ünlüleşir).
r
c.
T o b o l ve
Tümen
şiveleri
. Ünlülerin d u r u m u bakımından, g a r b i Rusya T a t a r şivelerinin hemen^hemen aynıdır; o > o
değişmesi umumiyetle tamamlanmıştır.
— p >ts tamâmiyle yerleşmiştir.
Bk. b i r de ünlüler için — 2 2 ve ünsüzler i ç i n — 174.
3.
Başkırt.
şivesi
K e l i m e kökünde o > a, ö > ü değişmesi tamamlanmıştır. E k l e r d e
ay e, i , /, u, i l b u l u n a b i l i r . Şark şivelerinde kelime köklerindeki e b u ­
rada, e v e ı o l m a k üzere, i k i şekilde, i i s e — 7" şeklinde b u l u n u n
ç sesi her d u r u m d a ön-damak s sesine inkılâp etmiştir ( m s l .
stktı < çıktı^sak
< çak, suska <^ çuçkı)..
Baştaki y sesi j ( ö n ü n e çok
hafif telâffuz edilen b i r t eklenmesi i l e ) olmuştur.
Bk. b i r de ünlüler için — 26 ve ünsüzler için.— 173,256,315,380—381.
a.
O v a Başkırt şivesi
Kelime başındaki s sesi y e r i n e , diş-arasl sızıcı 2 sesi
(smsl. 2/71 • < S7*TI esen», ıiz <C siz «siz», zaklctsaklamak»).
geçmiştir
Türk şivelerinin tasnifi
b.
D a ğ Başkırt şivesi
K e l i m e , başındaki s sesi
^
sin «sen», hizge
<^sfzge
83
y e r i n e , nefes A sesi geçmiştir ( m s l . hin
«size» kari
<L sarı
«sari», hakla-
<C sakla¬
- saklamak »).
4.
V o l g a veya şarkî R u s y a şiveleri
Kelime kökünde o > u, u >• a, ö > u, ü "> a, İ > i ve e > i d e ­
ğişmeleri tamamlanmıştır. D u d a k benzerliği yalnız u ve ö ünlülerinde
(bulunur; b u seslerden sonra geniş ünlülerden ancak a, e b u l u n a b i l i r .
D u d a k diftonglarından au, eü ve geniş d i f t o n g l a r d a n ua bulunur ( m s l .
aak .«ufak», kuala- «kovmak», yuaş «yavaşa).
O r t a d a yarı-ünlü o ( y ) çok yaygındır. Yabancı kelimelerde h, h, f
•4, sonuncuya, nâdir o l a r a k , türkçe kelimelerde de rastlanır) sesleri b u ­
l u n u r . I sesi, m ve' n seslerinden sonra, çok defa n sesine inkılâp
eder ;• canlı eklerin başında bulundukları v a k i t değişmez. Sonda sadâlı
ünsüzlerden. 2 ve j sesleri, o r t a d a ise, çift-ünsüzlerden zğ, zg, zd, zb,
bz sesleri bulunur. ' ••. • •
. B k . b i r de ünlüler için — 23—25 ve ünsüzler için — 1 7 2 , 256, 315,
391—392, 415-416.
a.
Mişer
şivesi
Kelime köklerindeki a, u, i, ü ünlüleri k u v v e t l i telâffuz e d i l i r . Baş­
t a k i y umumiyetle muhafaza e d i l i r , ancak î önünde ön-dâmak İs se.sine inkılâp eder ( m s l . yaş «yaş», yalkau
«tenbel», yak «yok»,
jyal «yol», yürek
« k a l p » ; fakat ts'in < yln < yıyın<iytğtn
ayığın,
topluluk», ts'ıtısıp <; yıyılışıp
< yığılışıp
«toplanıp »-•). ç sesi yerine
.ts
kullanılır ( msl. tsak
<C çak,
tsıktı
<
O r t a d a , sızıcı ğ sesi yerine, g e r i d e n
.sesi geçer.
b.
çıktı,
ts'iber
telâffuz
<" çiber
«güzel»).
edilen sadâlı art-dil g
K a m a şivesi
Kelime başındaki y sesi, geniş ünlüler önünde — y , d a r ünlüler
•önünde — o telâffuz edilir. Baştaki v e o r t a d a k i ç sesi. muhâfaza e d i l i r ;
.sonda ise, bunun yerine, Önüne gâyet zayıf telâffuz edilen b i r t sesi
.getirilmek üzere, s sesi geçer.
c.
Simbir
şivesi •
Kelime başındaki y sesinin d u r u m u K a m a şivesindeki
.sesi dâimâ ön-damsk ç sesi şeklinde telâffuz e d i l i r i
. .
gibidir, e
R. Rahmeti Arat
d.
Kazan
şivesi
Kelime başındaki y sesi umumiyetle c olmuştur, ç sesi başta v e
o r t a d a muhafaza e d i l i r ; s o n d a k i p i s e , ön-damak ç veya ş şeklinde t e ­
lâffuz edilir.
.• e.
— j
Belebey şivesi
Kelime başındaki y, geniş ünlüler önünde —
olur.
f.
dar ünlüler Önünde¬
Kasım şivesi
Bu şivenin başlıca husûsiyetlerinden b i r i n i art-damak seslerinden
k, k ğ> S seslerinin kelime başında ve ortasında düşerek, bunların
y e r i n e , ses tellerinin kapanıp-açılmasından husule gelen ' sesi geçer
( m s l . V r f z < kaldı
«kaldı», ildî<
>
kildi
«geldi», Hfen
< kıtken
«giden»)-
Bu şive henüz iyice t e t k i k edilmemiştir.
ÛT
O R T A A S Y A ŞİVELERİ
Ünlülerin d u r u m u umûmiyetle şark şivelerininkine benzer; f a k a t
b u r a d a geniş d u d a k ünlüleri ancak i l k hecede bulunur. Mühim husu­
siyetlerden b i r i n i orta d u r u m d a bulunan t e k b i r i sesinin m e v c u d i y e t i
teşkil eder.
Kelime başındaki ünsüzlerin d u r u m u g a r p şivelerininkine çok y a ­
kındır; yalnız, b u r a d a sadâlı art-dil ğ ve g seslerine daha çok tesâdüf
e d i l i r . S o n d a k i patlayıcı k, k, p, t sesleri, f i i l kökünün sonunda b u ­
lundukları v a k i t , İki ünlü arasında sadâlılaşmaz. Ön-dil sızısı ses­
lerinin d u r u m u A l t a y şivesininkine benzer, ç sesi her d u r u m d a muhâfaza edilir. O r t a A s y a şivelerinin diğer mühim b i r hususiyetini de tek­
b i r ince / sesinin bulunması teşkil eder. Ünsüzlerden h, z, v, c, j
sesleri kelime başında yalnız yabancı kelimelerde bulunur. Yabancı
kelimelerdeki / sesi bunun sadâsız m u k a b i l i o l a n p ile değiştirilir
(ms!.
patihı
<
fatiha).
Bk. b i r de ünsüzler için — 4 3 8 — 4 4 3 .
1.
Tarançı
şivesi
D a r ünlü i sesi, çift ünsüzle ayrılmamış olan hâllerde, kendinden,
önceki a sesine te'sir eder ( v e a > e değişmesi husule gelir; msl, ett<t
alı «alı», ateşi <" atası «babası», Ş$r <Loğır «ağır»). S o n d a k i i dâİmâ.
uzun ı hâlinde b u l u n u r ; Sonda d u d a k ünlüsü olan â sesi b u l u n u r . Ü n -
Türk şivelerinin tasnifi
85
lülerin sıralanışı gayr-i muntazamdır ( m s l . a 'dan sonra a, e, i, u, û ses­
leri g e l e b i l i r ) .
Sadâlı T sesi her yerde kalın telâffuz e d i l i r . S o n d a k i n sesi, ekin
başında / sesi bulunduğu v a k i t , benzeşme y o l u ile, / olur ( m s l . küller
<
künler,
tüller
< tünler,
yürgeller
<Lyürgenler
«yürüyenler»); h + '
birleşmesi ise, ün şeklini alır ( m s l . köhni <^ kinli < könüli
«gÖnülü»,
afini <C ahli < ahili «elbisesi»). Ünlüler önünde r ve h sesleri çok defa
düşer ( m s l . kâliğaç
<.kar!ığaç,
kâ~ğa<i karga,
hah < halk;
fakat
halhi
«halkı»).
Bk. bir de ünlüler için — . 1 9 — 2 1 v e ünsüzler için — 170, 257, 315,
3 8 9 — 3 9 0 , 414.
2.
Hami
şivesi
Henüz t e t k i k edilmemiştir.
3. . A k s u
şivesi
Henüz t e t k i k edilmemiştir.
4.
Henüz t e t k i k
Kâş gar
şivesi
.
edilmemiştir.
.
5.
Ç ağ atay
_
,
.'
şi v e I e r i
• - Bu şivelerde i sesi, Tarançı şivesinde olduğu g i b i kendinden e v ­
v e l k i a sesine te'sir etmez.
Bk. b i r de ünsüzler İçin — 1 7 1 , 257.
Çağatay şiveleri ses bakımından henüz t e t k i k edilmemiştir.
a. Şimalî Sart şivesi
b. • K o k a n d şivesi
c. Zerefşan ovası şivesi
d. Buhârâ şivesi.
e. H i v e şivesi
IV.
CENÛP
"'
'
ŞİVELERİ
Bu şivelerde d e , şark şivelerinde olduğu g i b i , sekiz ünlü m e v c u t ­
t u r , o v e ö ünlüleri yalnız ilk hecede bulunur ve a, ü ünlülerinde o l ­
d u ğ u g i b i i bunları dâimâ dar d u d a k ünlüleri tâkip eder. Yabancı
kelimelerde çok defa ünlü âhengine u y u l m a z ; kalın ve ince ünlüler
88
R. Rahmeti Arat
yan-yana bulunabilir ( m s l . Usan,
d a bulunur.
ziyafet,
ihtiyar).
Uzun i o r t a d u r u m ­
Kelime başında sadâlı patlayıcı g , t i , b sesleri umûmî olarak k u l ­
lanılır. Sonda, sadâlı ön-dil, sızıcı z ve sadâlı art-dil ğ, g seslerinden
başka, b i r de sadâlı d u d a k ve ör.-dil bve d sesleride kullanılır. Başta,.
b sesi y e r i n e , bâzan dudak sızıcı v sesi geçer, ç sesi başta, o r t a d a v e
sonda kısmen c ile değişir.
1.
Henüz t e t k i k
Türkmen
şivesi
edilmemiştir.
2.
Azerbaycan
şivesi
Bu şivede eü d i f t o n g u bulunur. Başta, a r t - v e ön-damak ünlüleri
önünde, sadâlı art-dil g sesi, umûmî olarak kullanılır ( o r t a d u r u m d a ­
d ı r ) ; aynı ünlüler önünde çok defa k sesine de rastlanır ( m s l . garin
<
karın,
gol
ğayş<.kaytş,
< kol,
gice
ğtl-<.kıl-,
ve kice<ikeçe,
ğırh- < kırk-,
köhne
ğoca<_
koca
gizlen-
ve
ve göhne,
«ihtiyar»,
kizlen-
ve:
karış, koran-, künder- «göndermek», kölge «gölge»). Sonda, kalın ün­
lülerden sonra, çok defa h ve nâdir olarak, ğ bulunur ( m s l .
ağ<_ak
toyah < tavuk).
O r t a d a , t, s, ş ve p sesleri önünde, k ve i yerine, dâT
imâ
h ve h'
çÖreh'çi<.
bulunur
çörekçi,
-tt, d + 1 = dd,
anna-<İahla-,
( m s l . ahtı<.aktı,
eh'sik<eksik
ahtar-<^
«fakir»).
n + / = n n , n-\- 1 = nn
iünne
< tünle,
aktar-,
ahsa- <C
aksa-,
l~\-i, benzeşme y o l u
v e r -\- l = rr
ağırrıh<İağır-lıh,
kirri
<" kirli,
olur
İle,
( msl.
errik<Z
erlik).
Bk. b i r de ünlüler için —
3.
18 ve^ünsüzler için —
Kafkasya
167, 259,315,393, 419.
şiveleri
Ses bakımından henüz t e t k i k edilmemiştir.
4.
Anadolu
şiveleri
Henüz i y i c e t e t k i k edilmemiştir (ünsüzler için b k . 168, 2 5 8 ) .
a.
Kuvvetli
yüz eder.
nefesle
Hüdâvendigâr
telâffuz edilen
şivesi
art-dil k
c
ve ff sesleri ile ternâ-
•'S;
Türlt şivelerinin tasnifi
b.
5.
Kırım
Karaman
şivesi
şivesi
(Karaim
telâffuzuna
göre)
Sadâlı sızıcı v sesi yarı-ünlü y şekline g i r e r ( m s l . u a r < y a r - < o o / > ,
y e / - O e ; > < A e 7 - ) . K e l i m e başında, kalın ünlüler önünde — £ , ince
ünlüler Önünde ekseriya — g v e nâdir olarak k bulunur, i i sesi, şimal
şivelerinde olduğu g i b i , çok kalın telâffuz e d i l i r . Başta ön-dil t v e H
seslerinin her i k i s i de b u l u n a b i l i r ; fakat t / s e s i daha çok kullanılır
( m s l . dayan-,
daş, deg~, dol', diş, dil, duş-; fakat taş-, tip «dip.».,
türkü).
g sesi o r t a d a bâzan y o l u r . n -f- / = S/'dir • ( m s l . canlı
<
canlı).
.
Bk.
b i r de
ünlüler
için — 18 ve ünsüzler
için — 166, 260, 315,
393, 418.
6.
Osmanlı
şivesi.
Sonda, k, k, k, ğ v e g seslerinden başka, b i r de yelileşmiş k v e
g sesleri b u l u n u r ; ince ünlülerden sonra dâimâ g kullanılır ( b â z ı
ağızlarında bu ses yelileşmiş d sesine inkılâp eder). Başta d sesi, t se­
sine nisbetle, daha çok geçer, g sesi o r t a d a , ince ünlüler arasında,
çok defa y olur ( m s l . deyil
<^legil,
değirmen
<
tegirmen).
B k . b i r de ünlüler için — 18 v e ünsüzler için — 169.
Balkan yarı m-adasındaki şivelerin husûsiyetleri henüz t e t k i k e d i l ­
memiştir.
9
V Â M B E R Y , Hermann
(Armin
Bamberger)
(1832—1913)
Das
Türkenvolk
ethnographischen
in sehinen
ethnologischen
Beziehungen,
und
L e i p z i g , 1885.
f.
V ä m b e r y R a d l o f f ' u n tasnifini d i l bakımından doğru b u l m a k l a
berâber, heyet-i umûmiyesİ bakımından t a t m i n e d i c i b i r tasnif sayma­
maktadır. Bu tasniflerde türklerin k a v m i teşekküllerinin de d i k k a t e
alınmasının lüzümunu ileri süren müellif, şivelerden ziyâde, coğrafî
durumları i l e tarihî inkişaflarını göz önünde t u t a r a k , türk k a v i m l e r i n i
şu beş g u r u p içinde toplamıştır.
R. Rahmeti Arat
I.
SİBİRYA
TÜRKLERİ
1. Y a k u t
2. Teleüt ( Telenget-kişi)
3. A l tay. (Altay-kişi, A l t a y Kalmıkları,
D v o e d anlar)
4. Sor ( K o n d o m a )
5. T u b a (Tuba-kişi, Yış-kişi, U r e n h a y ,
Çernevo)
6. Kumandı (Kumandı-kişi, Ak-Kalmıklar )
7. Kızıl
8. Çolım
9. Sagay
10. Beltir
1 1 . Kaça
12. K o y b a l ( K a y b a l )
13. K a r a g a s
14. S o y o n ( S o y o t )
15. Kamaş
16. Baraba ( T o b o i , idâri b a k ı m d a n : Taralık,
T o b o l l u k , Tümenlik, Turalık ).
1 7 . T u v a ( T u b a , U r e n h a y , A l t a y , S o y o n , Sayanlı).
II.
ORTA ASYA
TÜRKLERİ
1. Kara-Kırgız
2. Kazak-Kırgız
3. U y g u r ve şarkî Türkistan
4. Ö z b e k ( K u r a m a , Çala-Kazak)
5. Kara-Kalpak
6. Türkmen (menşe, bakımından g a r p
türklerine dâhildir)
III.
1.
2.
3.
4.
5.
VOLGA
TÜRKLERİ
Kazan ( K a z a n , Astırhan, K u n d u r )
Çuvaş
Başkırt
Mişer
Tepter ( O r e n b u r g , U f a , V y a t k a , P e r m ) .
T ü r k şivelerinin
IV.
PONTUS
1.
2.
3.
4.
5.
V.
1.
2.
tasnifi
TÜRKLERİ
Kırım
Nogay
Kurıdur ( K a r a g a ç )
Kumuk
Karaçay v . b .
GARP
TÜRKLERİ
A z e r b a y c a n ( K a f k a s y a , ' İran).
Osmanlı ( 1 . Yerleşik. 2. G ö ç e b e :
Y ü r ü k , Türkmen)
K A Î A N O V ,
N i k o l a y Fedoroviç
( 1862 — 1922)
Etnografiçeskiy
obzor
.
turetsko-tatarskİh
plemen.
Vstupit-
elnaya lektsiya v k u r s obozreniya turetsko-tatarskih
plemen, proçitannaya v İmparatorskom Universitete 29
y a n v a r y a 1894
Universteta,
goda
(Uçemtja
zapisku
Impr.
Kazansk,
g o d L X İ , k n i g a 3, May—İyün), Kazan, 1894,
s. 1 8 6 - 2 0 6 .
Aslen A l t a y türklerinden o l u p , 1894 yılından i t i b a r e n K a z a n ü n i ­
versitesinde profesörlük yapmış olan müellif, türk k a v i m l e r i n i n yayıJışı, d i l , yazı, d i n ve yaşayış tarzları ile vücûda getirmiş oldukları dev­
letler hakkında t o p l u b i r f i k i r vermeği istihdaf eden giriş dersinde
türk şivelerinin tasnifine de kısaca temas etmekte ve d i l husûsiyetleri
üzerinde d u r m a y a r a k , türk şivelerini şu dört g u r u p içinde t o p l a ­
maktadır.
I.
Obi
ŞİMAL G U R U B U
havzası türklerinin şiveleri.
II.
1.
2.
CENÛP
GURUBU
Kırım
Balkan yarım-adası
R, Rahmeti Arat
. 3.
4.
5.
6.
İH.
Anadolu
Filistin
Şimalî A f r i k a
İran ve K a f k a s y a .
ORTA V E Y A MERKEZ GURUBU
1.
2.
3.
4.
5.
V o l g a havzası
Garbî ve şarkî Türkistan
Türkmen
Kara-Kalpak
Özbek
.IV.
ŞARK
GURUBU
İ.
Kırgız-Kazak
2. ' Kırgız
3. T o m s k ve Y e n i s e y vilâyetleri
4. Karagas (İrkutsk vilâyeti)
. 5. Urenhay (şimâlî Moğulistan)
6. Y a k u t
K a t a n o v daha sonra neşretmiş olduğu ve türk şivelerinin m u ­
kayeseli araştırılması için çok mühim olan diğer bir eserinde (Opıt
issledovaniya
nzh
otnoşenii
uryanhayskago
yazıka
ego k drugim
yaztkam
s ukazaniem
türkskago
glavneyşih
kornya,
rodsiven-
Kazan, 1903 )
r
istifâde ettiği şiveleri göstermek için, bunların i s i m l e r i n i k a y d e t m e k ­
t e d i r . Tasnif ile i l g i l i olmamasına rağmen, tasniflerde adları geçerr
b u şivelerin b u r a d a z i k r i faydalı görülmüştür.
A. TARİHÎ ŞİVELER
1.
2.
3.
4.
5.
Orhun
Uygur
Kuman
Çağatay
Selçuk
B. C A N L I ŞİVELER
v
1.
2.
Altay
Azerî
...
3.
4.
Baraba
Başkırt
91
Türk şivelerinin tasnifi
5. Beltİr ( Y e n i s e y )
6. Çernevo
7. Gagauz
8. H a m i
9. Hüdâvendigâr.
10. İşim ( T o b o l )
1 1 . Kaça ( Y e n i s e y )
12. Kamasin ( Y e n i s e y )
13. Karagas
14. K a r a m a n
15. Kâşgar
16. K a z a k
17. Kazan
18. Kırgız
19. Kırım
20. Kırım ( K a r a i m )
21. Kızıl ( Y e n i s e y )
22. K o y b a l ( Y e n i s e y )
23. K u m u k .
24. Küerik ( T o m s k )
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
37.
38.
39.
•4o;
41.
42.
4 i.
44.
Mari opol-Grek
Mişer
Nogay
Sagay ( Y e n i s e y )
Sart
Şor
Tar
Taran çı
Teleüt
Tepter
Tobol
Tölös
Tura •
Turfan
Tümen
Türk ( O s m a n l ı )
Türkmen
Ufa
Yakut
Yârken d
11
A R İ S T O V , N. A.
Zametki
ob etniçeskom
starına,
sostave
türkskih
plemen
(Jivaya
1,1896, s. 4 5 2 — 4 5 6 ) .
R a d 1 o f f 'un
tasnifine karşı V â m b e r y ' n i n yapmış olduğu
itirazı, esâs itibârı ile, haksız bulan A r i s t o v d i l hususiyetlerini ırk
ve k a v i m meseleleri ile karıştırmağı doğru bulmamakta ve S i b i r y a
türklerinden başka, diğer bütün türklerin U y g u r l a r d a n neş'et e t t i k l e r i n i ,
ne tarihî ve ne de kaymî deliller ile isbat etmek mümkün olmadı­
ğını k a y d e t m e k t e d i r . M a m a f i h A r i s t o v R a d l o f f 'un d i l hususiyetleri­
ne göre sıralamış olduğu şive guruplarını kavmî bakımdan da doğru
b u l m a k l a ve b u g u r u p l a r d a şu kavmî hususiyetleri görmektedir.
I.
ŞARK G U R U B U
Bu g u r u b a dâhil bulunan A l t a y ve S o y o n k a v i m l e r i türklerin eski
y u r d u n d a o t u r m a k t a ve ırk bakımından d a bunları temsil etmektedir-
aa
R. Rahmeti
Arat
1er. Bunlar, ancak b i r dereceye k a d a r , S a m o y e d ve Y e n i s e y k a v i m l e r i
ile karışmışlardır.
II.
GARP GURUBU
Bu g u r u b a dâhil t i i r k k a v i m l e r i , A l f a y ' d a n çıkınca, önce S a m o y e d
ve D i n l i n k a v i m l e r i i l e karışmışlar, daha sonra, şimâl-i g a r b i d e k i m e m ­
leketlere vâsıl olunca, başlıca Fin-Ugur kavimleri ile temasta b u l u n ­
muşlardır. G a r b a doğru iferiledikçe, ırkî karışıklıkları a r t a r . En çok
karışıklık V o l g a havzasında, N o g a y l a r d a ve s o n r a Başkırtlarda görü­
lür. K a z a k l a r nisbeten az ve Kırgızlar ise, daha az dış te'sir altında
kalmışlardır.
FİL
ORTA A S Y A GURUBU
Buraya dâhil k a v i m l e r d e şarkî-iran tabakasının bulunması b i r husûsiyet teşkil eder. B i r a z d a T i b e t t e ' s i r i m e v c u t t u r . Yabancıların t e ' sirine mârûz k a l m a d a n ö n c e d e , bu kavimler k e n d i aralarında karışmış
bulunuyorlardı.
-../
IV.
CENÛP G U R U B U
Bu g u r u b a g i r e n türk k a v i m l e r i başlıca Kanlı île b i r mıkdar K ı p ­
çak unsurlarından terekküp etmekte ve ırk bakımından, İran, B a l k a n
ve A n a d o l u ' d a k i y e r l i k a v i m l e r i n k u v v e t l i te'siri altında b u l u n m a k t a ­
dırlar.
12
CAHUN,
Introduction
à l'histoire
Léon
de l'Asie,
1896, s. 3 4 — 3 5 .
Daha çok türk t a r i h i sâhasında çalışm-ş olan bu müellif, b u ese­
r i n d e , dolayısı ile, türk şiveleri arasındaki münâsebetlere de temâs e t ­
mekte ve bunları üç g u r u p t a toplamaktadır.
I. G A R P G U R U B U
1.
2.
Osmanlı Azerî (İran ve K a f k a s y a ) .. .
33
Türle siveleriain tasnifi
••'•IL
Uygurlardan
ŞARK GURUBU
neş'et ettiğini
••
söylediği bu g u r u b a şu şiveler dâhil
bulunmaktadır.
1. Çağatay
2. Özbek
3. Rusya türkleri
4. S i b i r y a türkleri
5. 'Kâşgar
•
6. Türkmen
7. Kırgız
8. A i t a y
9. Tarançı V,
10.. K a r a i m (Kırım ve L i t v a n y a )
.
III. Ş I M Â L
'.-;.• 1.
2.
:
,
GURUBU
'
Yakut
Yakutçanm değişik şekillerinden
ibâret olan diğer şiveler
13
K b R ş , Fedor Evgeneviç
(1843 — 1915)
Klassifikatsiya
turetslcih
obozrenie,
plemen
po yazı kam
( Etnograf
içeskoe
k n . 84—85, M o s k v a , 1910).
• .Türk şivelerinin tasnifi tecrübeleri arasında ehemmiyetli b i r y e r
işgâl eden bu tasnifin esâsları ile.elde edilen neticeleri müellifin k e n d i
yazısından tâkip etmek, şüphesiz, çok faydalı o l u r d u . Fakat makaleyi
i h t i v a eden mecmua, bütün araştırmalara rağmen, bulunamamış ve bu­
r a d a b u tasnif "hakkında ancak dolayısı ile verilmiş olan malûmatla
i k t i f a etmek zarûreti hâsıl olmuştur.
Radloff
ile K o r ş ' u n tasniflerinden istifâde suretiyle yeni b i r
tasnif tecrübesi vücûda getirmiş olan S a m o y l o v i ç ( b k . 1 7 ) , k e n d i
görüşünü izah e d e r k e n , bu i k i tasnife sık-sık temâs etmekte ve. böy­
lece K o r ş ' u n tasnifi hakkında da b i r b i l g i e d i n m e k fırsatını vermek­
tedir. Burada K o r ş ' u n tasnifi hakkında söylenenler S a m o y 1 o v i ç'in
94
R. Rahmeti Arat
kayıtlarından çıkarılmıştır. K o r ş , daha sonra k e n d i tasnifinde yapmış
o l d u ğ u bâzı tashihler hakkında, M o s k o v a a r k e o l o j i cemiyetinin şark
k o m i s y o n u n d a b i r tebliğ yapmış ise de, b u tebliğ neşredilmsmiştir ( b k .
Samoyloviç, ayn esr., s. 7, not 2 ) .
K o r ş k e n d i t a s n i f i n i , b i r i s e s (ğ sesinin ayrı şİve guruplarındaki
d u r u m u ) ve diğeri ş e k i l (hâl-i hazır sığasının teşkili) o l m a k üzere,
başlıca i k i hususiyet üzerine esâslandırmakta ve türk şivelerini, s o n u n ­
cusu i k i bölümden ibâret o l m a k üzere, dört g u r u p içinde toplamaktadır.
L
ŞİMAL
GURUBU
Bu g u r u b u n husûsiyeti 1. ğ sesinin hece sonunda -o şeklinde i n ­
kişâfı ( m s l . tav < tağ « d a ğ » ) ve 2. hâl-i hâzır sigasının f i i l l e r i n -a zarff i i l şekli ( b u şekil bâzan b i r yardımcı f i i l i l e birleşebilir) ile i f â d e e d i l ­
m e s i d i r . ( m s l . keie-turur-men
«geliyorum»).
S a m o y l o v i ç , K o r ş ' u n b u g u r u b a idhâl ettiği şiveleri ayrıca
z i k r e t m e y e r e k , bunun R a d l o f f ' u n g a r p g u r u b u n a tekabül ettiğini
k a y d e t m e k t e d i r ( R a d l o f f ' t a b u g u r u b a dâhil şiveler şunlardır: 1.
.Kırgız ş i v e l e r i — a. Kara-Kırgız, b. Kazak-Kırgız, c. K a r a - K a l p a k — 2.
Jrtiş şiveleri ~- a. Tura, b. Kürdak, T o b o l ve Tümen — 3. Başkırt şi­
vesi — 4. V o l g a havzası şiveleri).
II.
ŞARK G U R U B U
Bu g u r u b u n husûsiyeti, 1. ğ sesinin her d u r u m d a muhafazası ( m s l .
tağ " d a ğ » ) ve 2. hâl-i hâzır sigasının
isim-fiil şekli île ifâde e d i l ­
m e s i d i r ( m s l . kelür-men
«geliyorum»).
B ü g u r u b a şu şiveler dâhildir: e s . k i l e r d e n — 1. O r h u n ( Y e n i s e y )
âbideleri, 2. U y g u r , 3; Çağatay ve 4. K o m a n metinlerinin d i l i ve
y e n i l e r d e n — 1. Karagas ve 2. ( b â z ı kayıtlar i l e ) K o y b a l , Sagay
v e Salar şiveleri.
IÎf.
GARP
GURUBU
Bu g u r u b u n husûsiyeti 1. ğ sesinin, ünsüzlerden sonra, düşmesi
' ( m s l . kalan < kıl'ğ m «kalan») ve 2. hâl-i hâzır sigasının, şark g u r u ­
b u n d a olduğu g i b i , -r isim-fiil şekli ile ifâde e d i l m e s i d i r .
S a m o y 1 o v i ç K o r ş 'UTI b u g u r u b u n u n 'R a d l . o f i ' i a s n i f i n d e k i
cenûp g u r u b u n a tamâmiyle tekabül ettiğini k a y d e d i y o r ( R a d l o f f ' t a
bu g u r u b a şu şiveler dâhildir: L Türkmen, 2.-Azerbaycan- 3. K a f k a s y a , .
-4 A n a d o l u , 5. Kırım ( K a r a i m ) v e 6. Osmanlı).;
";
Türk şivelerinin tasnifi
IV.
KARIŞIK GURUP
Şark ile şimal gurupları arasında b i r mevki alan b u g u r u p i k i b ö ­
l ü m e ayrılmakta o l u p , S a m o y l o v i ç ' a göre, b u n l a r d a n a-bölutnü —
R a d l o f f ' u n O r t a - A s y a g u r u b u n a tekabül etmektedir ( R a d l o f f ' t a b u
g u r u b a şu şiveler dâhildir: 1. Tarançı, 2. H a m i , 3. A k s u , 4. Kâggar ve 5.
Ç a ğ a t a y şiveleri); b- bölümüne i s e . — Y a k u t , Çuvaş lehçeleri dâhil b u ­
lunmaktadır.
S a m o y l o v i ç , A l t a y , Teleüt, "Çernevo v . b . şivelerinden bahs­
e d e r k e n , bunlar üzerinde ayrıca d u r m a y a r a k , bunların K o r ş ' t a kısmen
. ş i m â l v e kısmen k a r ı ş ı k g u r b u n o-bölümÜne idhâl edilmiş o l d u ­
ğ u n u kaydetmekle iktifâ etmiştir.
14
R A M ST E D T , G.
Tietosanakîrja,
IX,
J.
2039—2040, 1917; îso
X I V , 295—296 ve dgn esr.,lX,
Tietosanakîrja,
1938.
R a m s t e d f i n türk şivelerinin tasnifi için kabûl ettiği esâslar ile
-varmış olduğu neticeleri müellifin asıl yazısından t e t k i k etmek i m k â ­
nı bulunamamıştır. Aşağıdaki tasnif cedveli, bunun f i n ansiklopedisind e k i kısa b i r hulâsasından alınmış olduğundan, gerek hususiyetlerin
b e l i r t i l m e s i ve gerek şivelerin sıralanması hususunda t a m bîr f i k i r e d i n ­
mek için, kâfî gelmemektedir. R â s â n e n ( b k . 2 0 ) ' i n k e n d i tasnifinde
"R a m s t e d t ' i esâs alarak, onu daha sonraki tasnif tecrübeleri ile geniş­
letmiş olduğunu ifâde ettiğine ve bunlar arasındaki f a r k l a r a a y ­
l ı c a işâret edilmediğine bakılırsa, b u i k i tasnifin, esâs hatları i l e ,
b i r b i r i n e benzediği düşünülebilir. O n u n için bu hususta R â s â n e n
.tasnifinin göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır.
Müellif önce türkçenin dâhil bulunduğu Ural-Altay d i l ailesi hak¬
. kında kısaca mâlûmat v e r d i k t e n sonra, türk şivelerini şu g u r u p l a r
j ç i n d e toplamaktadır; •
I t A ) . Ç U V A Ş DİLİ
(ta
'
<
tağ)
II ( B ). Y A K U T DİLİ
(ttn<t2<trğ)
96
R. Rahmeti Arat
.
ııı ( O . ŞIMÂL G U R U B U
1.
ıf-bölümü
1.
2.
2.
Urenhay, Soyot
Karagas
z-bÖlümü
3.
4.
3.
(tağ)
K o y b a l , Şor
Çolım
//-bölümü (tâ v e y a
İü<^tağ)
5. Baraba
6. A l t a y ( A l t a y Kalmıkları,
Teleüt, L e b e d , K u m a n d ı )
ıV ( D ) . ŞARK" G U R U B U
( .<d,
tuğ)
9
1.
2.
Sart (Buhârâ, H i v e )
Şarkî Türkistan ( Y â r k e n d , Kâşgar,
T u r f a n , H a m i , Tarançt, Ç a ğ a t a y )
V
( F ) . CENÛP GURUBU
(doğ
1.
2.
ve da <^ tağ)
Türkmen (Türkmenistan, S t a v r o p o l )
Türk. veya Osmanlı.
15
N E M E T H ,
Tiirkische
Julius
Grammatik
( S a m m l u n g GÖschen),
Berlin-Leİpzig, 1917.
Macar âlimi e s e r i n i n ' m u k a d d i m e s i n d e , türkçenin diğer diller a r a .
s m d a k i y e r i n i izah ederken, bütün türk şivelerinin t e k b i r âile^
teşkil ettiğini ve b u g ü n k ü türk şivelerini başlıca şu i k i g u r u b a ayır­
m a k mümkün olduğunu söylemektedir.
i. S — G U R U B U
Kelime başında, diğer şivelerdeki y sesi yerine, s sesini k u l l a n a n ,
şiveler
Türk şivelerinin
1.
2.
tasnifi
Yakut
Çuvaş ( b u şivede b i r de
türk. f > / olmaktadır)
11.
T - GURUBU
Kelime başında y sesini muhafaza eden şiveler. Bu g u r u b a bütün
canlı türk şiveleri ile eskilerden Kök-Türk, U y g u r ve K u m a n şiveleri
dâhildir.
16
bk. 1 8
17
S A M O Y L O V İ Ç ,
Nekotorıe
dopolneniya
k
A.
kîassifikatsii
turetskih
yazıkov
(Petrögrad, 1922); alm. hulâsası için b k . R. R a c h m a t i ,
Zar
Klassifikation
der
Türk-Sprachen
Jahrb&cher,
(Ungarische
IX, 321-324).
R a d 1 o f f 'un tasnifini esâs ve K o r ş 'unkini yardımcı o l a r a k
alan S a m o y l o v İ ç , bâzı ilâveler de y a p m a k suretiyle, bu i k i t a s n i f i
birleştirmekte ve z-^-r, d^> y, tek heceli sözler ile birden fazla heceli
sözlerin sonunda -ğ, eklerin başındaki ğ- ve o!
bol- hususiyetlerine
göre, türk şivelerini altı g u r u p içinde toplamaktadır.
I
Bu
-Zİ-GUAUBU
g u r u b u n hususiyetleri
r<z<.d(ura<adak),
5. — < - g ,
(BULGAR)
şunlaıdır:
3. pul->bol-,
6. —<ğ-
1. r < 2
4.~v,
— <-ğ
(ftkar<.tokuz)p.%
(frv
~- ta < r a ğ ) ,
(yaln3<.k-.iğın).
Bu g u r u b a şu şiveler
a.
dâhildir.
Eskilerden:
Bulgar
1.
2.
b.
.
;•
Volga Bulgarları
Tuna Bulgarları . "
Bugünkülerden:
Çuvaş
Türkiyat
Mecmuası —-37
R. Rahmeti Arat
38
D, D-
G U R U B U ( U Y G U R , ŞİMÂL-I Ş A R K İ )
Bu g u r u b u n hususiyetleri
böl-, 4. -ğ (tağ),
şunlardır: 1. z (tokuz)
5. -ğ (tağlığ),
6. ğ-
2. d (adak),
3.
(kalğan).
d sesinin değişik şekillerine (d, t, z ) göre, bu g u r u p üç bölüme
ayrılır ve b u n l a r a dâhil şiveler şunlardır.
A.
a.
J-bölümü
Eskilerden
b.
1.
Orhun
2.
Uygur
Bugünkülerden
1.
2.
3.
S o y o n ( S o y o t veya U r e n h a y )
Karagas
Salar
B.
f-bölümü
Yakut
C.
z -b ö l ü m ü
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Ut.
Sarig U y g u r
Kamasin
Koybal
Sagay
Kaça
Beltir
Şor
Kızıl
Küerik
Î L İ f - G U R U B U ( KIPÇAK, ŞİMÂL-İ GARBÎ)
Bu g u r u b u n husûsiyetleri şunlardır.
<
adak),
6: ğ-
3. bol-,
4. -v<-ğ
(tav<tağ),
(kalğan).
Bu g u r u b a şu şiveler dâhildir.
a.
Eskilerden
Kıpçak
] . z (tokuz),
5. — < - ğ
2. y<Cd
(tavlı
(ayak
<tağlığ),
89
T ü r k şivelerinin tasnifi
b.
Bugünkülerden
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
Altay
Teleüt
Kumandı
Kırgız
Kumık
Karaçay
Balkar
Tobol
Baraba
İç Rusya şiveleri
Mişer
Başkırt
Kırım (cenûp sahili hâriç)
K a r a i m (osmanlılaşmış olanlar h â r i ç )
Nogay
Kazak
Bu g u r u p a dâhil şiveler, b i r b i r l e r i n e
bölümlerde t o p l a n a b i l i r .
1.
2.
yakınlıklarına göre, şu
Moğul d e v r i n d e n önceki şiveler
a. 1.
2.
3.
Altay
Teleüt
Kırgız
b. I .
2.
3.
4.
5.
Kumık
Karaçay
Balkar
Karaim
Tatar
Moğul d e v r i n d e n sonraki şiveler
1.
2.
IV.
olan
Kazak
Nogay
T AĞLIK—GURUBU
{ Ç A Ğ A T A Y CENÛB-İ Ş A R K Î )
Bu g u r u b u n husûsiyetleri şunlardır: 1. z (tokaz)
•adak),
3. bol-, 4. -ğ ( tağ),
5. -k < - ğ
( tağlık
2. y < d
< t ağlı g ) , 6. ğ- (
(ayak<C
kalğan).
100
R. Rahmeti Arat
Bu g u r u b a şu şiveler dâhildir.
a.
Eskilerden
Çağatay
b.
Bugünkülerden
1.
Şarkî Türkistan şiveleri ( S a n U y g u r
ve Salar şiveleri hâriç)
2. Garbî Türkistan şiveleri ( H i v e
• Sart ağzı hâriç )
3. Özbek ( F e r g a n a , Taşkent,
Semerkand ve B u h a r a )
V.
T AĞLI— GURUBU ( KIPÇAK-TÜRK M E N ,
ORTA).
Bu g r u b u n hususiyetleri şunlardır: 1. z (tokız),
adak),
3. bol-, 4. -ğ (loğ),
5. — <-ğ
Bu g u r u b a şu şiveler
(toğlı
2. y<.d
(ayak<Z
6. ğ.
(kdğan).
<tağltğ),
dâhildir.
a. T o m s k vilâyeti
1.
2.
3.
b.
Çolım
Abin
Çerr.evo
Cenûb-i garbî gtırubu hususiyetleri ile
karışık olanlar
4.
5.
Özbek ( H i v e )
Sart ( H i v e )
I V . ve V . guruplar birleştirilerek,
bölümler hâlinde de sıralanabilir.
VI.
Bu g u r u b u n
<adak),
— <
3. ol-,
OL— G U R U B U
hususiyetleri
farklı
şunlardır: 1. z (dokuz)
5. — < • ğ (dağlı
m).
Bu g u r u b a şu şiveler
şiveler ayrı*
( T Ü R K M E N , CENÛB-İ GARBİ )
4. -ğ ( değ < tağ ),
-ğ (k-dan<Z/fTİğ
birbirinden
dâhildir.
1.
H i v e cümhûn} eti ahâlisi
2.
Bukâı â
3.
Efganistan Türkistan'ı
»
J
2. y<d
<
tağlığ
(ayck.
),
6.
101
Türk şivelerinin tasniîi
4.
Türkmenistan
cümhûıiyeti
5.
İran ( A z e r b a y c a n ,
Horasan v . b . )
6.
Azerbaycan
cumhuriyeti
7.
Ermenistan
»
• 8.
Gürcistan
»
9.
Anadolu
10.
Suriye
11.
İstanbul ve civarı
Esterâbâd,
(şimâl kısmı)
12.
Balkan yarım-adası
13.
Besarabya
14.
Kırım ( cenûp s a h i l i )
15.
Türkmen ( S t a v r o p o l — şimali
K a f k a s y a , Astırhan)
SAMOYLOVÎÇ 'İN TASNİF CEDVELÎ
1.
2.
tokuz
ara-Gr.
ÜT
i.
bol-
ayak-Gr.
{pal
pul-,
6uÎ-)-Gr.
tav (iii)-Gr.
tav-Gr.
ı-Gr.
k-Gr.
i-fir.
kolan
(yulna)^
I
ı-Gr.
Bulgar
{dokus)-Gt.
i
tağ-Gr,
5.
6.
adak-Gr.
o/-Gr.
tağ
k
(ğ)-Gr.
{dağ)-Gr.-
ı-Gr.
kalğan-Gr.
n
IIİ
kalan
IV
V
Gr.
VI
d-Gr.
tnv-Gr.
tağhk-Gr
tağh-Gı.
Uygur
Kıpçak
Çağatay
KıpçakTürkmen
Türkmen
Orta
Cenûb-i rıarbî
Şimâl-i şarkî Şimâl i garbı Ceııûb işarltî
ol-Gr.
102
R. Rahmeti Arat
18
BoGOR ODİTSKİY,
Vasiliy
Alekseviç,
(1857—?)
Vvedenie
v tatarskoe
türkskimi
yazıkoznanie
yazıkami,
Müellif daha 1921 'de, İzvestiya
v svyazi
s
drugimi
Kazan, 1934.
Vsetaiarskogo
Tsinir.
îspoln.
Kc~
miteta
Sovetov
gazetesinde (sayı 237 ve 2 3 9 ) , türk d i l l e r i için, aşa­
ğıdaki tasnife yakın b i r tasnif t e k l i f i n d e bulunduğunu y a z m a k t a ( b k .
s. 5, n o t 1) ve bu makalesi hakkında S e l i ş ç e v ' u n Vesinik
Prosvesçeniya
T S S R ( 1 9 2 1 , sayı 6—7, s. 218 ) mecmuasındaki b i b l i y o g r a f y a
notuna işaret etmektedir. B u r a d a zikredilen gazete ve mecmua k o l e k ­
siyonları İstanbul'da bulunmadığı için, bu tasnifin esâsları ile şive g u ­
rupları hakkında malûmat edinmek mümkün olmamıştır. Fakat aynı
müellifin ertesi sene intişar etmiş olan Vvedenie
v
türko-tatarskoe
yazıkoznanie
( I . kısım, Kazan, 1922) adlı eserinde, Ural-Altay d i l âilesinden bahsedilirken, türk şivelerinin esâs gurupları zikredilmiştir ki,,
bu yukarıdaki makalenin bir hulâsası olmalıdır ( b k . s. 38, n o t 1).
B u r a d a şarktan g a r b a doğru şu şive gurupları yer almaktadır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Yakut.dili
O r t a S i b i r y a şiveleri ( K a r a g a s , Urenhay, A b a k a n ve A l t a y )
G a r b i S i b i r y a şiveleri ( B a r a b a , T o b o l v . b . )
V o l g a - U r a l şiveleri ( T a t a r , Başkırt v.b.)—e s k i l e r d e n : Kıpçak
O r t a A s y a şiveleri ( Ç i n tatarları ve Sar t, Kara-Kırgız,. KazakKırgız v . b . ) — e s k i l e r d e n : Çağatay
Cenup şiveleri (Türkiye, A z e r b a y c a n v . b . ) — e s k i l e r d e n :
Selçuk
Çuvaş d i l i (menşei henüz, sarih olarak, tesbit edilmiş değildir).
B o g o r o d i t s k i y , bu son eserinde (1934, y k . b k . ) türk k a v i m
ve şiveleri üzerinde daha etraflıca d u r m a k t a ve muhtelif k a v i m l e r i n
bulundukları y e r l e r i tesbitle, bunların menşe meselelerine, yaşayış
tarzlarına ve şive husûsiyetlerine de temâs e t m e k t e d i r . Müellif türk
şivelerini,- çuvaşça hâriç, y e d i g u r u p içinde toplamaktadır,
I.
ŞİMÂL-İ ŞARKI GURUBU
Coğrafî bakımdan birleştirilmiş olan bu g u r u p içinde Y a k u t ç a
diğer ikisinden oldukça farklı bir d u r u m arzetmektedir. Son i k i şive
ayrıca «şark gurubu» olarak da gösterilebilir.
Türk şivelerinin tasnifi
Y a k u t d i l i diğer türk şivelerinden b i r takım hususiyetlerle ayrıl­
maktadır; msl. kelime başındaki s- sesi kaybolmuş ( u < s u <au», en <C
sen «sen») v e geniş d i f t o n g l a r inkişâf etmiştir (ıa—a
b u r a d a a ile-e
arasında b u l u n u r — , ie, uo, üö) v . b .
Karagas ve T u v a şivelerinde ana-türkçede kelime başındaki y- sesi
ç (çer < [ y e r ) ve aslî ç ise, ş sesine inkılâp etmiştir (şap- < çap- «vur­
mak»). Aynı hususiyet A b a k a n g u r u b u n a dâhil şivelerde de görülür.
1.
2.
3.
Yakut
Karagas
Tuva (Urenhay, Soyon
veya S o y o t )
II. H A K A S
( A B A K A N ) GURUBU
Bu g u r u b a dâhil şivelerin i l k i k i s i e sesini s, diğer üçü de ? ola­
r a k inkişâf ettirmiştir ( m s l . Sag. ve Belt. is-<^iç-,
K o y b , , K a ç . ve
Kız. i ? - < ı p - «içmek»)1. Sagay
2. . Beltir
3. K o y b a l
4. Kaç
5. Kızıl
İÜ.
ALTAY
GURUBU
Bu g u r u b a g i r e n şiveler arasında büyük b i r benzerlik mevcut olup,
bâzı ses ve şekil bakımından Kırgız diline yakındır.
a.
1.
2.
Asıl A l t a y ( A l t a y kişi, A l t a y
Kalmıkları)
Teleüt ( T e l e n g e t , Telefiet)
b.
3.
4.
5.
C e n û p bölümü
Şimâl
bölümü
Kumandı
T u b a ( Ç e r n e v o tatarları)
Şor ( b i r kısmı — K o n d o m )
1»
R. Rahmeti Arat
IV.
GARBİ SİBİRYA GURUBU
İşim şivesi hâriç, bu g u r u b a dâhil şivelerin başlıca hususiyetlerin­
den b i r i n i ana-türkçedeki ç sesinin ts olarak inkişaf etmiş olması teş­
k i l eder.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
V.
VOLGA-URAL GURUBU
Bu g u r u b a dâhit şiveler
terirler ve ünlülerin inkişâfı (
bulunmaktadırlar.
Başkırt şivesinde eski p
d a n garbî S i b i r y a şivelerine
s
: 1.
2.
Çulım ( K ü e r i k )
Baraba
Tobol
İşim
Tümen
Tura
d i l bakımından büyük bir benzerlik gös­
o > u , ö"> ü) husûsundada aynı d u r u m d a
sesi yerine s sesi geçmiştir ve bu bakım­
benzer.
T a t a r ( K a z a n , U f a , Astırhan, K a s ı m ;
Mişer — T a t a r i s t a n , Penza,
Saratov, S i m b i r , N i j g o r o d ) .
Başkırt ( Y u r m a t , Burcan, K v a k a n ;
sonuncusu . yazı diline esâs
olan ağızdır).
VI.
ORTA ASYA
GRUBU
Bâzı tâli f a r k l a r mevcût o l m a k l a beraber, bu g u r u b a dâhil i l k
dört şive, esâsında bir b i r l i k arzeder ve bunlar bâzan sKâşgar şivesi»
İsmi altında birleştirilir.
Kazak şivesinde, s < g inkişâfı dolâyısı ile, eski ş ve s sesleri b i r ­
leşmiştir (kus<kuş
«kuş»); diğer taraftan eski ç sesi ş'
(aş'<aç
« a ç » ) ve kelime başındaki u sesi de c olmuştur.
Kara-Kalpak şivesi iyice t e t k i k edilmemiştir, fakat özbekçeye
yakındır.
1. a.
b,
Şarkî Türkistan (Kâşgar,
Yarkend, Turfan, Hami),
Tarançı
101
Türk givelerinih tasniii
2.
3.
4.
5.
VII.
1.
2.
3.
4.
5.
c. Sarı-Uygur
d. Salar
Kazak-Kırgız ( K a z a k )
Kara-Kırgız ( K ı r g ı z )
Özbek ( Ö z b e k ve S a r t )
Kara-Kaipak
CENÛB-İ GARBÎ ( T Ü R K )
GURUBU
Türkmen
(Türkmenistan, Efganistan
Türkistanı, Esterâbâd, İran)
A z e r b a y c a n ( A z e r b a y c a n , İran).
Şimalî K a f k a s y a (Karaçay, Balkar,
Kumuk)
Kırım
Türkiye
B o g o r o d i t s k i y i l k tasnifinde (1922 y k . b k . ) çuvaşçayı, türk
^ i v e guruplarının y e d i n c i s i olarak zikretmişken, bu defa bu lehçeyi
türk d i l ailesi içinden çıkararak, M o g u l ve Mançu-Tunguz sırasında,
A l t a y dilleri g u r u b u n a idhâl etmiştir,
19
LiGETİ,
[ b k . Bârczi Geza, Magyar
Lajos
szâfejfö
szâidr,
Budapest, 1 9 4 1 ] .
L i l g e t i ' n i n k e n d i tasnifini h a n g i esâslara göre yaptığı ve h a n g i
hususiyetleri göz Önünde bulundurduğu hakkında mâlûmatımız y o k t u r .
Aşağıdaki cedvel, macar arkadaşlarımız E c k m a n n 'ın yardımı i l e ,
B â r c z i ' n i n yukarıda zikredilen eserinden alınmıştır.
L i g e t i türk şivelerini altı g u r u p içinde toplamaktadır.
I.
UZ ( O Ğ U Z )
1.
2.
3.
4.
B u r a y a b i r de
Selçuk,
DİLLERİ
Azerbaycan
Kırım A
Türk ( O s m a n l ı )
Türkmen
Kâşgarî'de
gaz işâreti
ile gösterilen
•106
R. Rahmeti Arat
malzeme, H o u t s m a
mesi dâhildir..
ve diğer Kıpçak lûgatlerindeki Türkmen mâlze^
D.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
KIPÇAK DİLLERİ
Balkar
8. Kırım B.
Başkırt
9. K u m u k
Karaçay
10. K u r d a k
Karaim
1 1 . Mişer
Kara-Kırgız
12. N o g a y
Kazan
13. Özbek A .
Kazak-Kırgız
14. T o b o i
15. T u r a v . b .
B u r a y a b i r d e Peçenek, K u m a n ve H o u t s m a ,
E b û H a y y â n lügatleri malzemesi dâhildir.
III.
i.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
lbn
Mühennâ,
SİBİRYA DİLLERİ
Abakan
Altay
Baraba
Kaça
K a n d ak
Karagas
Kızıl
Kondom
Koybal
10.
11.
İZ
13.
14.
15.
16.
17.
18.
Kumandı
Küerik
Leb e d
Şor"
Sagay
Soyot
Teleüt
Tuba
Urenhay
IV. TÜRKl DİLLERİ
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Çağatay
Yoğur
Ç i n türk şiveleri
Özbek B ( H i v e tatarları şivesi)
Salar
Tarançı
Asıl Türki
V.
ÇUVAŞ
VI.
YAKUT
Türk şivelerinin
tasnifi
107
Türkçenin
eski edebî d i l l e r i :
1. Türk, 2. U y g u r ve
3. Türkistan d i l yadigârları ( b u r a y a K â ş g a r î lügatindeki mâlzemenin d e bir kısmı dâhildir).
20
RÂSANEN,
Materialien
(Studia
zur
Laulgeschichte
Orientalia,
XV),
edidit
Martii
der
Türkischen
Sosietas
Orientalis
Sprachen
Fennİca,
Helsinki, 1949, s. 2 5 - 3 1 ,
R â s â n e n , esâs o l a r a k , R a m s t e d f i n tasnifini almış ve b u n u
R a d l o f f ve S a m o y l o v i ç ' i n tasnifleri ile tamamlamağa çalışmıştır.
Tasnifin temelini burada da seslerin inkişâfı teşkil e t m e k t e d i r ( r ~ z ;
çuv. tâhar
türk. tokuz;
-ğ: tağ^>tau,
tâ,
tö,
tâ;
- ı ğ > - * , -ık;
kalğan
> kalan;
o r t a d a ve sonda i / ( J ) > r , Z, y, r; baştaki b-'nin d u r u m u :
bol- ve ol-). Müellife göre, uzun ve kısa ünlüler ile sadâsız k a p a n ­
ma, ışıldama v e kapanma-süıtünme y o l u ile meydana gelen ünsüzlerin
sonda, i k i ünlü arasında o r t a d a , bilhassa 1. v e 2. hecelerin h u d u d u n ­
d a k i durumları da tasnifte d i k k a t e alınmalıdır.
Müellif, aynı zamanda, türk. k a v i m l e r i n i n ictimâî bünyesi ve t a r i h ­
lerinin seyrinden doğan şartlar içinde, türk d i l ve şiveleri zaman-zaman
kaynaşarak, aralarındaki f a r k l a r o r t a d a n kalkmış o l d u ğ u n d a n , eski
d e v i r l e r d e görülen şive farklarının tarih b o y u n c a t a k i b i n i n ve seslerin
tarihî inkişâfından, tasnif için, istifâdenin güçleşmiş olduğunu da be­
lirtmektedir.
Türk şiveleri b u r a d a allı ( S a m o y I o v i ç'teki bir g u r u b u n ilâvesi
ile, y e d i ) g u r u p içinde toplanmaktadır.
I ( A ) . ÇUVAŞ
DİLİ
Çuvaş d i l i n i n , bilhassa e t n o g r a f i k sebeplerden dolayı, türkleşmiş
b i r F i n - U y g u r k a v m i n i n karışık dili olduğunu ileri sürenler olmuştur.
F a k a t çuvaşça karışık bir d i l olmayıp ( m s l . çeremişçenin te'siri p e k
azdır), diğer türk şivelerinde k a y b o l a n bir çok eski hususiyetleri m u ­
hafaza eden, tam mânası ile, b i r türk şivesidir. Çuvaşçayı altaycanın
ayrı b i r g u r u b u o l a r a k kabûl etmek ( P o p p e ) veya yakutça ile b i r ­
likte b i r s- g u r u b u içinde birleştirmek için, bir sebep y o k t u r .
Çuvaşçanın başlıca husûsiyetleri: r > r ; d>r;
tağ >tu^
v . b . ; sonda ( v e başta) — sadâsız ünsüzler ve o r t a d a — sadâlı
layıcılar.
tSv
pat­
103
R. Rahmeti Arat
Bu g u r u b a Tuna ve V o l g a Bulgarlarının d i l l e r i de dâhildir.
II ( B ). Y A K U T
DİLİ
Diğer şivelerden farklı olmasına rağmen, yakntçayı müstakil b i r
g u r u p olarak almayıp, b u n u şimâl-i şark g u r u b u n a i d hâl eden Sam o y l o v i ç ' e karşı h a y r e t i n i gizlemeyen müellif, yakutçanın, aslında
z-şivesi o l m a k l a beraber, yabancı dillerin ( S a m o y e d ve T u n g u z ) bâzı
hususiyetlerini benimsemiş y e uzun zaman diğer türk şivelerin den ayrı kalarak, kapalı b i r inkişâf tâkip etmiş olan b i r şive olarak
kabû! edilebileceğini ileri sürmektedir. Fakat yakutça her hâlde ayrı
bir g u r u p telâkki e d i l m e l i d i r .
Yakutçanm başlıca h u s u s i y e t l e r i : z > s , /; a">t; tağ>tıa
«orman>
v . b . ; değişiklik yalnız kapanış y o l u İle meydana gelen art-damak ve
d u d a k ünsüzleri sâhasındadır ( b k . I V ) .
ili ( C ) . ŞİMÂL-İ ŞARKÎ GURÜBU
{ Ramstedt: «Şİmfil» )
Bu guruba, umumiyetle, A l t a y civarında konuşulan diller
o l u p , d sesinin d u r u m u n a göre, şu bölümlere ayrılır.
dâhil
1. d- b ö 1 ü m ü
1.
2.
3.
Eski türkçe d i l malzemesi
Soyot ( U r e n h a y ) ; şİmâl-İ garbı Moğulistan,
bugünkü Tannu-Tuva cümhûriyeti)
Karagas ( S a y a n dağlarının şimâl y a m a c ı ;
iağ muhafaza e d i l i r )
2.
z-bölümü
A b a k a n ve yüz isteplerinde konuşulan
şiveler; bugün — «Makas».
1.
; • 2.
3.
4.
5.
6.
7.
S.
Kaça
Sagay
K o y bal
Kızıl
Şor ..
Küeı i k
Çohm
Beltir
Türk şivelerinin
109
tasnifi
9. Kamaş
10. San-Uygur ( Ç i n )
3.
y - b ö 1ü m ü
Şimâlî A l t a y şiveleri
1.
2.
3.
4.
Baraba ( B a r a b a bozkırı)
Kumar.da (tağ)
L e b e d {tağ)
T u b a ( Y ı ş kişi) ( t o y )
Asıl A l t a y şiveleri ( A l t a y Kalımlıları;
bugün — O y r a t )
5,
ö.
1.
Altay
Teleüt
Tölös
(«)
(ta)
(lü)
Bu şivelerin iyice araştırılmamış olması ve b i r b i r l e r i n i n te'siri altında
bulunmaları t a s n i f i güçleştirmektedir.
Bu şive g u r u b u n d a sonda ( v e başta) —sadâsız, o r t a d a — sadâlı
ünsüzler b u l u n u r ; Karagas, bu bakımdan, V I . guruba daha yakındır.
IV ( D ) . ŞİMÂL-İ GARBİ G U R U B U
( Ramstedt: «Garp» )
Bu g u r u p t a
değişiklik
yalnız
kapanma y o l u
ile meydana gelen
a r t : d a m a k ve dudak ünsüzleri sâhasındadır ( b k , I I . ) .
Buraya dâhil şiveler şunlardır:
1.
• 2.
3.
4.
Kırgız (Kara-Kırgız;
(ö<:tağ)
Kazak ( Kazak- Kırgız ; tau < tağ)
Kara-Kalpak ( K a z a k a ğ z ı ; tau
<Hcğ)
N o g a y (Şimali K a f k a s y a ve Kırım)
5.
6.
7.
8.
Kumık
V
Karaçay
\ (Kafkasya)
Balkar
J
K a r a i m (şark Kar.—Kırım, g a r p K a r .
— Lehistan ve L i t v a n y a )
V o l g a türkleri ( T a t a r , Miçer)
Başkirt
9.
10.
110
E . Rahmeti Arat
1 1 . K o m a n (Peçenek,
Polovets)
12. Kıpçak ( H o u t s m a , T A G ; Ebû H a y y â n )
Bu g u r u b a bir de şu şiveler dâhildir.
Samoyloviç'e göre
1. O y r a t
2. Teleüt
L i g e t i ' y e göre
3.
4.
5.
6.
Tobol
Kurdak
Tura
Özbek A
V ( E ) . CENÛB-t ŞARK GüRUBU
( Ramstedt: . 'Şark» )
Bu g u r u p t a u m u m i y e t l e seslerin aslî d u r u m u muhâfaza edilir; artd a m a k ve d u d a k seslerindeki değişiklik ancak 2. ve 3. hece h u d u t ­
larında ve sözlerde görüiür.
B u r a y a dâhil şiveler şunlardır.
3. Özbek B ( H i v e tatarları)
4. Sart ( B u h â r â ve Hive şehirleri ahâlisi;
aslında iranlı o l u p , farsça da konuşurlar).
5. Çağatay
VI ( F ) . CENÛB-İ GARBÎ
GURUBU
( Ramstedt : «cenup» )
Başlıca hususiyetleri: ol- < bol-, dağlı < tağlığ;
sadâsız k, i , p, t,
ç sesleri — aslî kısa ünlülerden sonra, 1. ve 2. hece hudutlarında muhâ­
faza e d i l i r ; aslî uzun ünlülerden sonra, aynı d u r u m d a ve sözlerde sadâhlaşır ( b u d u r u m kısmen s o n d a d a vârittİr).
Bu g u r u b a dâhil şiveler şunlardır.
1. Türkmen ( H a z e r denizinin şarku ve cenûbu)
2. A z e r b a y c a n ( K a f k a s y a ve İran)
Türk şivelerinin tasnifi
111
3. Osmanlı ( A n a d o l u , Balkanlar, Kırım'ın cenubu
4. Gagauz ( R u m a n y a )
Vıı ( G ) . O R T A V E Y A TÜRKMEN-KıPÇAK
GURUBU
( Samoyloviç 'e göre )
T o m s k vilâyeti şiveleri
1. Çolım
2. A b i n
3. Çernevo
21
B A S K A K O V ,
K voprosu
o klassifakatsii
lürkskih
N. A .
yazıkov
(îzvest. A k â d , N a u k
SSSR, o t d . Literaturı i yazıka," 1952, X I , 2, s. 1 2 1 — 1 3 4 ) .
Türk şivelerinin tasnifi tecrübelerinde, türk şiveleri arasına, kısmen
^ y r ı şive guruplarının eski devirlerle olan alâkasına işâret etmek ve
kısmen de mevcût d i l mâlzemesini b u guruplara bağlamak maksadı i l e .
yazı dili malzemesini yerleştirmek temâyülü umumiyetle mevcüttur.
Fakat b u n l a r d a esâs gâye bugünkü şivelerin tasnifi o l u p , tarihî d e v i r ­
l e r e âit mâlzeme daha çok izah mâhiyetini taşımaktadır, B a s k a k o v
'un b u tecrübesi ise, b u çerçeveyi aşmakta ve şimdiye k a d a r b i l i n e n
bütün türk d i l mâlzemesini b i r tasnife tâbî t u t m a k gâyesini gütmekte• dir. Daha önceki tecrübelerde de olduğu g i b i , b u r a d a d a d i l i n tarihî
inkişâfı ve bunun ayrı merhalelerine âit hususiyetler ile bugünkü şi­
velerin d a r mânada şive hususiyetini teşkil eden hususlar, aralarında
i ı i ç b i r f a r k gözetilmeksizin, aynı sıraya konulmuş bulunmaktadır.
Müellif türk d i l mâlzemesi şöyle tasnif e t m e k t e d i r .
A.
TÜRK DILLERININ GARBI HUN DALı
Bu dalın, bilhassa bunu şarkî H u n dalından ayıran, başlıca h u s u ­
s i y e t l e r i şunlardır: s e s b i l g i s i s a h a s ı n d a — a. eski z, d ve t ses­
l e r i yerine r veya g seslerinin bulunması ( m s l . odak, azak, atah v . b .
yerine ura, ayak v.b.), b. sadâlı ve sadâsız sesler arasındaki büyük f a r k
•derecesi (b — p, k — g s—z,d
— t),c. b i r b i r i n d e n farklı ünsüzlerin
ıs
R. R ı h m e t i Arat
(h, v, h v.b.) m e v c u d u ; g r a m e r b ü n y e s i n d e — a. mürekkep cümleteşekkülünün daha çok inkişâf etmiş olması ve aralarında diğer diller­
d e n d e geçenler olmak üzere, b i r çok bağlama edatlarının mevcûdiyeti,.
b. i s i m ve f i i l şekillerinde kısaltma-birleşmeiere daha az tesadüf e d i l ­
mesi; s ö z h a z i n e s i n d e — m e v c u t f a r k l a r , arap ve İran d i l l e r i n d e n ,
geçme b i r çok ve moğulcadan nisbeten az kelime bulunması.
Bu dala dâhil diller şu guruplara ayrılmaktadır:
O ğ u z , I I I . Kıpçak ve I V . K a r l u k gurupları.
I
BULGAR
I . Bulgar, II..
GURUBU
Eski dillerden Bulgar ve Hazar d i l l e r i ile bugünkü Çuvaş d i l i n i
içine alan Bulgar g u r u b u , V o l g a havzasının en eski ahalisi B u l g a r l a r
( V I . — X I V asırlar) ile t a r i h bakımından b i r az daha sonra gelen TunaBulgarları ile Hazarlar g i b i , doğrudan-doğruya g a r b i Hunların teşekkü­
lüne dâhil k a v i m l e r i n muhitinde vücut bulmuş olup, bunların halefleri
olan Çuvaşların dilinde eski bünyesini muhafaza e t m e k t e d i r .
Bu guruba dâhil d i l l e r i ve bunlar arasında çuvaşçayı diğer guruplarınkinden ayıran hususiyetler şunlardır: s e s b i l g i s i s â h a s ı n d a — a. üçü geniş ve altısı dar ünlüden teşekkül eden ayrı b i r ünlü sis­
teminin mevcûdiyeti, 6. kelime başında, diğer d i l l e r d e k i bâzı ünsüzlerin
y e r i n e , d i f t o n g ve d i f t o n g a benzer birleşmelerin geçmesi ( m s l . ert- yerine
geri- "götürmek», egev yerine yekev «eğe», iz yerine g"ir «iz», ot y e r i n e
vat "âteşu, ortn
y e r i n e viran
«yer» v . b . ) , c. r - l e ş m e , yâni diğer
d i l l e r d e b i r i yerine diğeri geçen sjz
tjd^y
ünsüzleri yerine r sesinin
geçmesi ( m s l . kelime sonunda zjs -«- r: ağizjj avız yerine cavar
«ağız»,.
baz yerine par «buz» hız yerine Kir, kâz yerine her «güz» v . b . , k e l i ­
me ortasında adak, azok, ogck v . b . yerine ura v.b., d. M e ş m e , yâni
diğer d i l l e r d e k i ş <-- s yetine / sesinin geçmesi ( m s l . kış ~ kıs y e r i n e
hel «kış», tüş «-^ tös yerine telek
«düş», işik
esik y e r i n e alak «kapı»
v . b . ) ; g r a m e r b ü n y e s İ n d e — diğer g u r u p l a r m k i n d e n mühim nisbette ayrılan farklı şekil ve cümle husûsiyetlerinin bulunması; s ö z .
h a z i n e s i n d e — a . diğer türk dillerinde bulunmayıp, yalnız b u g u ­
r u p t a bulunan mühim b i r kelime tabakasının mevcûdiyeti ( m s l , camsa
«burun»,
caram,
kaçtın
^arka»,
aram
«kadın», çatma
«tava»,
kurka-
«kepçe» ccce « a y a k ' , tulu *buğdayf, nitıyar «ceviz, fındık», v . b . ) , b. i s ­
lav ve fin-ogur menşe'Ii mühim bir kelime tabakasının bulunması.
.
.
Oğuz gurubunun
H. OĞUZ
GURUBU
hususiyetleri: s e s b i l g i s i
s â h a s ı n d a — a-
Türk şivelerinin tasnifi
diğer dillerde ( m s l . Kıpçak ve K a r l u k ) altı ile dokuz arasında deği­
şen ünlü y e r i n e , kaide hâlinde, sekiz kısa ünlünün mevcûdiyeti, b.
eklerde dar-dudak ünlülerinin bulunması ( m s l . yarık
yerine
yanık
«aydınlık, şûle»), c. beg «bey» ve dağ «dağ» g i b i kelimelerde sonda­
k i g, ğ seslerinin muhafazası ve bâzı eklerde b u seslerin düşmesi (me'L
kelgen
yerine gelen,
alğan
yerine alan v . b , ) , d. kelime başında-^
ve t seslerinin sadalılaşması ( m s l . kor- yerine gör-, til yerine
dil),e.
ol- «olmak» (60/-, pol-, pul- y e r i n e ) kökünde baştaki b\p sesinin düş­
mesi, / . bâzı kelimelerde d a r ünlüler önünde ve sonunda y sesinin
düşmesi ( m s l . yır yerine ir «şarkı», fyt yerine it «köpek, it» v . b . ) ;
g r a m e r b ü n y e s i n d e — a. isim tasrifinde i l g i ve yükleme hallerine
işaret eden eklerin tam şekilleri (-mhf-nih ve -nıj-ni) yanında, bunların
b i r d e ses bakımından kısaltılmış şekillerinin (-mj-in, -ıfij-ih ve -i) b u ­
lunması, b. verme hâline işâret eden e k i n , ünsüz önünde, ses bakı­
mından kısaltılmış şekli ( m s l . adama v . b . ) , c. b i r i n c i şahıs cemi ekinin
ses bakımından kısaltılmış şeklinin bulunması ( m s l . berermiz
yerine
bereris
«veririz» v . b . ) , d. dilek sığasında, -gaj-gü yerine, -asıj-esi e k i ­
nin kullanılması ( m s l . kelgü yerine kelesi
«gelesi»), e. gereklik sığası­
nın -mahj-meli
şekli, /. kıpçakçadaki isim-fiil şekli -ğanj-gen
yerine
-mışj-miş şeklinin kullanılması; s ö z h a z i n e s i n d e — diğer guruplarınkinden farklı bâzı köklerin mevcûdiyeti; msl.
Oğuz
Kıpçak
ilaeri
burun
"önce»
kart
böri
el
alm
k o l *el»
mahlay
«alın»
«kurt»
O ğ u z g u r u b u üç bölüme ayrılmaktadır :
Oğuz-Bulgar ve 3. Oğuz-Selçuk.
1,
Öğuz-Türkmen
1. Oğuz-Türkmen, ¿2.
bölümü
Oğuz-Türkmen bölümü, tarih bakımından, O ğ u z dillerinin daha eski.
bir d e v i r d e k i birliğine âit olup, buraya M a h m u d Kâşgarî'de tesbit
edilen O ğ u z d i l i ile bugünkü Türkmen ve şimâlî K a f k a s y a ' d a k i T r u h men dilleri dâhildir ve daha s o n r a k i b i r k a v m i b i r l i k o!an Oğuz-Sel­
çuk bölümüne m u k a b i l , şu husûsiyetleri taşımaktadır; s e s b i l g i s i
s a h a s ı n d a ' — a . Oğuz-Selçuk bölümündeki diş eti sesleri s — z seslerine
m u k a b i l , türkmencenin bâzı şivelerinde diş^arası ş — z seslerinin mev­
cûdiyeti ( m s l . T r k . söz yerine T r k m . söz «söz» v . b . ) , A. kelime başında
patlayıcı 6 sesinin muhafazası ve sızıcıiaşması—türkçede v sesini geçTiirkiyat Mecmuası —a£
R. Rahmeti Arat
m e k l e d i r ( m s l . ver- yerine 6er- «vermek»), c. aslî uzun ünlülerin mev­
c u d i y e t i ; b u , b u b ö l ü m ü n daha eski olduğuna ve şark türk düleri i l e
o l a n ilgisine delâlet eder ( a y n i aslî uzunluklar için krş. m t l . Y a k u t ;
türkçede bu aslî uzunluklar artık mevcut değildir); g r a m e r
bün­
y e s i n d e — a . mâzî için, Oğuz-Selçuk bölümüne dâhil türkçedeki -dik]
•dik ve -misj-mis
y e r i n e , isim-fül -anj-en
( < -ğanj-gen)
şeklinin k u l ­
lanılması, b. gelecek zaman sığasında, türkçedeki -acekj-ecek
yerine,
-a'nın düşmesi İle, -cakj-cek
şeklinin bulunması ( m s l . T r k . verecek
y e r i n e T r k m . b e r c e k ) , c. ünlüye b i t e n f i i l l e r i n -p zarf-fiil şekillerinde
y .sesinin kaybolması ( m s l . T r k . okuyup
ve vermeyip
yerine T r k m .
oku-p
ve ber-me-p)
v.b.
2.
Oğuz-Bulgar
bölümü
Oğuz-Bulgar bölümüne bir taraftan e s k i d i 11 e r d e n — Peçenek
ve Uz ( T o r k , Berendi, K o v u y v . b . ) ve b u g ü n k ü l e r d e n — G a g a u z
dili dâhildir. Esâsında Oğuzlar ile müşterek b i r dile sâhip bulunan
v e bugünkü Gagauzların kavmî bünyesine de karışmış olan Peçenek
ve Uz k a v i m l e r i , Bulgar ve sonra Kıpçak muhitine girince, önce B u l ­
gar ve daha sonraki devirlerde Kıpçak d i l i husûsiyetlerini benimse­
mişler; fakat aynı zamanda O ğ u z lügat hazinesi ile gramer bünyesini
muhafaza etmişlerdir.
Mahmud Kâşgarî'nin de İşâret etmiş olduğu g i b i , Bulgar husûsiyetleri yalnız peçenekçeye girmekle kalmamış, aynı zamanda bugünkü
türk d i l l e r i n i n bünyesinde de muhafaza edilmiştir; bu bilhassa ön ün­
lüler önündeki, ünsüzlerin incelmesi hususiyetini taşıyan K a r a i m veGagauz dillerinde görülmekte ve çuvaşçamn da bir hususiyetini teşkil
etmektedir k i , bu Bulgar unsurun bulunduğuna delâlet eder. Ö n ün­
lüler önündeki ünsüzlerin İncelme kanunu Karaim ve Gagauz d i l l e r i n ­
de b i r de bu seslerden sonra gelen Ön ünlülerin şekil değiştirmesine
ve bunların m u k a b i l l e r i olan a r t ünlülere inkılâbını intaç ettirmiştir
( m s l . eve yerine ev'a °eve>, kesme yerine kes'm'a
ckesmel» v.b.).
3.
Oğuz-Selçuk
bölümü
Oguz-Selçuk d i l l e r i , tari-h bakımından, diğer i k i bölüme nisbetle
daha sonraki bir birliği temsil etmektedir. Bu bölüme e s k i l e r d e n
Selçuk d i l i ve eski Osmanlı ile b u g ü n k ü l e r d e n türkçe dâhildir.
Bu bölümün husûsiyetleri yukarıda O ğ u z Türkmen Lölumündeki
tekabüllerde gösterilmiştir.
Türk şivelerinin
[II.
115
tasnifi
KIPÇAK. GURUBU
Kıpçak g u r u b u şu bölümleri i h t i v a eder : Kıpçak-Bulgar, KıpçakO ğ u z veya Uz-Kıpçak ( P o l o v e t s ) ve Kıpçak-Nogay.
Kıpçak g u r u b u n a dâhil d i l l e r i n başlıca husûsiyetleri: s e s b i l g i s i
s a h a s ı n d a — a. s e k i z — d o k u z ünlü mevcut olup, bunlar arasında d a r
ünlülerin (*, i, a, a ) henüz tamamiyle teşekkül etmemiş b i r d u r u m d a
bulunması, A. ünlü ve ünsüz birleşmelerinin daha eski şekilleri olan
oğ, eg, ög v . b . y e r i n e av, iy, üy birleşmelerinin tekabülü ( m s l . tağ
y e r i n e tav «dağ», teg- yerine tiy- «değmek?, öğren- yerine üyren- «öğ­
renmek» v . b . ) ve b i r de bâzı şekil ve lügat husûsiyetleri ( b k . O ğ u z
v e K a r l u k husûsiyetleri arasında gösterilen karşılaştırmalar).
1.
Kıpçak-Bul gar
bölümü
Kıpçak-Bulgar bölümüne o r [ t a - ç a ğ ı n A l t m - O r d u edebî d i l i n i n
g a r p şekli ile b u g ü n k ü i k i türk dili { T a t a r ve Başkırt) dâhildir.
T a t a r ve Başkırt d i l l e r i , menşe'Ieri itibârı ile, Kıpçak ve Bulgar kavmî
d i l l e r i n i n karşılıklı te'sirleri altında vücûde gelmiş o l u p , Kıpçak-Bulgar
"bölümünün başlıca şu müşterek husûsiyetlerini taşımaktadır: s e s b i l ­
g i s i s a h a s ı n d a — a. bu bölüme dâhi! dillere has dokuz ünlüden ibâret ünlü sistemi Bulgar g u r u b u n d a k i n e ( m s l . Ç u v a ş ) yakın olup, b u so­
n u n c u d a n ancak köklerde, rusçadakİ e (a) sesine tekabül eden sesin
yerine a bulunması ve tamâmiyle teşekkül etmemiş olan i ' ve i', o'
-ve ö' ünlülerinin Tatar ve Başkırt d i l l e r i n d e k i telâffuzlarının b i r az farklı
•olması ( b u r a d a k i o' ve o"ünlülerinin telâffuzu çuvaşçadaki d u d a k ünlü.leleri olan 5 ve e seslerine çok yakındır).
Ünsüzler sisteminde Kıpçak-Bulgar bölümü, çuvaşçadan bilhassa
bâzı ünsüzlerin incelmiş şekillerinin bulunması ile ayrılır (p, p'; b, A';
m, m; d, d' v.b.), s' ( b u n u n yerine y, j veya c sesleri geçer) ve v
•( Kıpçak-Bulgar dillerinde' bu ses ancak son devirlerde ve yabancı k e l i ­
m e l e r d e kullanılmağa başlanmıştır) seslerinin bulunması.
2.
Kıpçak-Oğuz
(Uz-Polovets)
böl ü m ü
Kıpçak-Oğuz bölümüne e s k i l e r d e n — Polovets ve b u g ü n k ü ­
l e r d e n — K a r a i m , K u m u k v.b. dâhil olup, başlıca husûsiyetleri'şunlard ı r : s e s b i l g i s i s a h a s ı n d a — a. Kıpçak-Nogay bülümündeki s
y e r i n e ş ( m s l . tas yerine tas «taş») ve ş yerine p ( m s l . kaş- yerİı.e kaç*
-«kaçmak» bulunması ( b â z ı Polovets şive ve ağızları üe k a r a i m c a d a
Kıpçak-Nogay husûsiyetleri de m e v c u t t u r ) ; A. kelime başında diğer
^bölümlerdeki jjc yerine y bulunur ( msl. joljcol
yerine y o l «yol»).
MÜ
R. Rahmeti Arat
3.
Kıpçak-Nogay
bölümü
Kıpçak d i l l e r i n i n yalnız bugünkü N o g a y , Kara-Kalpak ve Kazak:
d i l l e r i n i i h t i v a eden b u bölümün vücût bulması, yukarıda da işaret
edildiği g i b i , Altın-Ordu devletinin dağılma devrine tesadüf etmekte
ve diğer d i l l e r i n inkişâfı ile i l g i l i bulunmaktadır.
Kıpçak-Nogay bölümü, tarih bakımından daha eski olan KıpçakEulgar ve Kıpçak-Oğuz bölümlerinden şu husûsiyetler ile ayrılmakta­
d ı r : a. ç ve s sesleri yerine şves
seslerinin geçmesi ( m s l . kaç- yerineİtas- «kaçmak», kış yerine kıs «kış» v . b . ) ; 6. bâzı durumlarda ve b i r ­
l i k t e bulundukları ünsüzlerin te'siri altında, mjbjp
ve njdjl
seslerinin,
değişik kullanılması.
IV.
K A R L U K GURUBU
K a r l u k g u r u b u türk d i l l e r i n i n şark ve g a r p dalları arasında orta.
b i r d u r u m d a bulunmaktadır. Nisbeten son devreye ( X . — X I . asırlar)âit olan b u d i l birliği, Kara-Hanlılar d e v r i n d e b i r taraftan garbî ve
şarkî türk dilleri ile diğer taraftan o r t a A s y a İran d i l l e r i n i n karşılıklı,
te'sİrlerİ neticesinde vücût bulmuştur.
K a r l u k g u r u b u , K a r l u k - U y g u r ve Karluk-Harzem
bölümden i b a r e t t i r .
olmak üzere, i k i .
Bu g u r u b u n husûsiyetleri: s e s b i l g i s i s a h a s ı n d a — a. gerek
ayrı d i l l e r d e ve gerek bunların şivelerinde, ünlü sayısının altı — d o k u z ara­
sından ( b â z a n d a h a fazla) değişmesi, b. k ünsüzünün muhtelif incelmed e r e c e l e r i ; c. p, r, k ünsüzlerinin sadalılaşmaması; d. g sesinin muha­
fazası veya kelime sonlarında k olması ( m s l . sarrğ veya san yerine
sanğjsarık
«san», tîrik »diri», ölük «Ölü»v.b.}; g r a m e r b ü n y e s i n ,
d e — o . -ganj-gen isim-fiil şeklinin yaygın olması ( O ğ u z dillerinde bunun
yerine ya kısaltılmış şekli olan -anj-en veya -dılçl-dik şekilleri kullanılır),.
b. -makj-mek
y e r i n e , -ğaj-gü isim şekillerinin kullanılması, c. i l g i hâlinder
-nınj nih e k i n i n tam şekli ile kullanılması ve ünsüzlere göre, değişik
şekillerin bulunmaması ve çıkma hâlinde -din şekli, d. t o p l a m a sayı sı­
fatlarında -egü(si) ( O ğ u z -ile{si)
vs Kıpçak -au (ı), -ev(i)
y e r i n e ) şek­
l i n i n kullanılması ( m s l . O ğ u z . ikkih(si)
ve Kıpçak ekev(i)
yerineikegü(si)
«ikisi, her ikisi»), . e. hareket isminde -unçj-inç ( m s l . kor­
kunç»), f. üçüncü şahıs zamiri için ol yerine u (/).
Tarihî bakımdan muhtelif d e v i r l e r e âit b i r kaç d i l i ihtİvâ eden
K a r l u k g u r u b u , y u k a r d a da işâret edilmiş olduğu g i b i , b i r b i r i n d e n ,
farklı husûsiyetleri hâvî i k i bölüme ayrılmaktadır.
Türle şivelerinin tasnifi
1.
Karluk-Uygur
117
bölümü
K a r l u k - U y g u r d i l bölümü, X . — X I . asırlarda teşekkül eden ve tarihte
Kara-Hanlılar devleti ismi ile tanınan k a v i m ve halklar topluluğuna
âit olup, başlıca i k i dilden teşekkül etmektedir. Bunlardan b i r i — U y ­
g u r , Türgeş, Y a ğ m a ve K a r l u k k a v i m l e r i n i içine alan Kara-Hanlılar
devletinin edebî d i l i d i r . İran k a v i m l e r i n i n d i l l e r i ile karşılaşmada gâlip
çıkan bu d i l , bu karşılıklı t e ' s i r l e r altında, aynı zamanda mühim mıkdarda, Önce arap ve sonra Sâmânî devletinin İran edebî dillerinden
olmak üzere, iran-arap lügat hazinesini benimsemiştir. Kara-Hanhlarm
dil âbidelerinden, b i r i Baîasagunlu Yusuf Has H a c i b ' i n Kutadgu
Bilig ' i
ve diğeri M a h m u d Kâşgarî'nin Divan lügati H-türk'ü
olmak üzere, i k i
büyük eser mevcuttur. ,
Bu bölüme dâhil i k i n c i d i l ise, daha s o n r a k i bir d e v r i n edebî dili
o l u p , X I I . — X I V . asırlara, yâni Moğul istilâsından s o n r a k i b i r devreye
âit bulunmaktadır. Bu d i l esâsında Kara-Hanlılar ( U y g u r ) d i l i n i n an'ane ve husûsiyetlerini muhâfaza etmiş olmakla beraber, ayrı edebî
eserlerin yazılmış olduğu muhit ve mahallerin husûsiyetlerini almış ve
bundan dolayı, daha s o n r a k i eski Özbek d i l i n d e görüldüğü g i b i , umû­
mî k a i d e l e r i n dışına çıkmıştır.
Bu dilde yazılmış edebî eserler şunlardır: Nâsıreddin Rabgûzî, Kı­
sasa'' l-enbiya
( X I V . asır), E d i b A h m e d Yügnekî,
Atebetü'l-Hakayık
( X I . — X I I . asır). Bu edebî d i l i n unsurlarını, U y g u r kâtipleri elinden
çıkan Altın-Ordu yarlıklarında da görmekteyiz.
K a r l u k - U y g u r bölümü husûsiyetleri şunlardır: a. y~> z v e y a d
tekabülünün mevcûdiyeti ( m s l . diğer d i l l e r d e k i iygi yerine ezkü~- edkü
»iyi», aygır y e r i n e azgir
ad gir. v.b.), b. -u,' -yu zarf-fiil şeklinin b u ­
lunması ( m s l . otlayu),
c. -inça, -ginça zarf-fiil şekli, d. -ğusı isim-fiil
v e •ğalukj-gülak
hareket isim şekilleri ve e. ilâve n sesinin bulun­
ması ( m s . içinde v.b.) ile gramer bünyesinde ve esas söz hazinesind e k i husûsiyetler.
2.
K a r l u k -H arzem
bölümü
Karluk-Harzem bölümüne, t a r i h bakımından, daha s o n r a k i devire
âit yazı ve konuşma d i l l e r i dâhildir. Bunların en eskisi X I I . asra âit
olan H o c a A h m e d Yesevî'nin Divan-ı Hikmet'inin
d i l i olup, O ğ u z ve
Kıpçak husûsiyetlerini taşıyan bir konuşma d i l i n d e n meydana gelmiş­
t i r . Yesevî v e aynı zamanda o n u n halefi-tiîmizlerinin ( m s l . Harzemli Süleyman Bakırgânî, Hakîm A t a ), yaşayan Oğuz-Kıpçak şive­
leri ile Kara-Hanlılar edebî d i l i üzerine k u r u l a n d i l i , o r t a çağ Kara-
118
R. Rahmeti Arat
Hanlılar-Harzem d i l i olarak da i s i m l e n d i r i l e b i l i r d i . Bu d i i , bilindiği g i b i ,
daha sonra, artık Moğul istilâsını riıüteâkip, t a r i h bakımından, daha
yakın b i r devirde meydana gelen ve a y n r bölüme dâhil i k i d i l i n esâ­
sını teşkil etmiştir: biri—Cucİ ulusunun şarkî kısmının, yâni H a r z e m ' i n
edebî dili ( e n büyük âbidesi — şâir Harezmî'nin 1353're kaleme aldığı
Muhabbet-nâme
' d i r ) , d i ğ e r i — Ç a ğ a t a y ulusunun edebî eski-Özbek d i l i .
Bu sonuncusu, yâni eski Özbek edebiyatının parlak d e v r i , T i m u r l u lar devrinin sonlarına doğru, eski Özbek dilini yaratan dâhî şâir A l i
Şîr Nevâî ( 1441—1501 )'nin faâliyet ve icat d e v r i n e rastlar ve Zahîreddin
M u h a m m e d Babur ( 1 4 8 3 — 1 5 3 0 ; Babur-nâme),
M u h a m m e d Sâlih ( ölrn.
1535; Sıbanî-nâme)
v . b . eserlerini bu dilde yazmışlardır. Bu d i l , T i murlular devletinin dağılması ile o r t a y a çıkan Buhârâ, H i v e ve H o k a n d
hanlıklarının da edebî dili olmuştur.
Böylece Karluk-Harzem bölümüne şu diller dâhil bulunmaktadır:
a. orta çağ dillerinden—Kara-Hanlılar-Harzem ( H o c a A h m e d Yesevî ' n i n
eserleri ile tilmizleri Hakîm A t a v . b . d i l i ) , Harzem edebî d i l i üzerine
teessüs eden A l t u n - O r d u dili ve en yüksek şeklini T i m u r l u l a r dev­
r i n d e bulan eski Özbek d i l i , b. bugünkü dillerden — U y g u r ( m u h t e l i f
şiveleri Üe b i r l i k t e ) ve Özbek ( b ü t ü n şiveleri i l e ) d i l l e r i . B u n l a r d a n
i l k i — U y g u r d i l i , K a r l u k - U y g u r bölümünün bâzı hususiyetlerini i h t i v a
ettiği g i b i , i k i n c i s i — Özbek d i l i , yalnız Karluk-Harzem bölümünün
husûsiyetlerini hâvidir.
Bu bölümü K a r l u k - U y g u r bölümünden ayıran başlıca husûsiyetler
şunlardır: a. z^>y
( m s l . azğır ~ adgır
yerine aygır
«aygır»), b,
i—z > o r t a t, c. yükleme hâli e k i n i n tam şekli ( m s l . kızın
yerine
kızını «kızını» v e ilâve n sesinin bulunmaması { msl. içinde yerine iç ide
«içinde»; orta-çağ d i l l e r i hâriç), d. Ön-damak âhenginin kaybolması ve
ünlülerde d u d a k âhenginin zayıf te'siri, e. bâzı dillerde husûsî ünlü
u y u m u , / . isim ve f i i l şekillerindeki f a r k l a r ve bilhassa K a r l u k ve O ğ u z
şekillerinin yan-yana bulunması• ( m s l . f i i l isimlerinde. -ğa\-gü, -ğulukl
•gülük ile yan-yana -makj-mek,
-makhk',-meklik;
İsim-fül şekillerinde
-ğtısr, -acak ve -ğay ve g. söz hazinesinde görülen husûsiyetler.
B.
TÜRK DİLLERİNİN ŞARKİ HUN D A L I
Şarkî H u n dalına dâhil d i l ve h a l k l a r , sırası ile, şarkî H u n kavmî
birliği, şarkî Gök-Türk hakanlığı, eski U y g u r devleti ve Kırgız kavmî
birliğini teşkil eden türk kavimlerinden terekküp etmiş ve bunlardan.
Türk şivelerinin tasnifi
böylece, b i r i — U y g u r ve diğeri — Kırgız-Kıpçak g u r u b u olmak üzere,
iki kavmî b i r l i k ve bunların d i l i meydana gelmiştir.
Şarkî H u n dalını garbî H u n dalından ayıran başlıca husûsiyetler
şunlardır : s e s b i l g i s i s a h a s ı n a — eski diller (Gök-Türk, YeniseyO r h u n ve eski U y g u r ) hâriç, şark dalına dâhil d i l l e r i n çoğunda, -aği-eg
ses guruplarının birleşmesi neticesinde vücûda gelen uzun ünlülerin
bulunması ( b u h u s û s i y e t yeni Moğul şivelerinde de m e v c u t t u r ) , &
Türk d i l i n i n g a r p dalındaki y yerine, muhtelif şivelerde z, d, t sesle­
r i n i n kullanılması ( m s l . ayak yerine adakjazak
v.b.; nisbeten y e n i olan
Kırgız ve A l t a y d i l l e r i hâriç), c. sadah ve sadasız
d—t,b—p,k—g,s^z
ünsüzleri arasındaki farkın zayıf veya hiç bulunmaması; bunların her çifti
aynı sesin farklı şekilleri g i b i telâkki edilmektedir ( a n c a k b u g ü n k ü
A l t a y , Hakas v . b . edebî dillerinde b u sesler birer ayrı kıymet kazan­
mağa başlamıştır), d. g a r p dalında umûmiyctle kullanılmakta olan -u,
h seslerinin şark dalında bulunmaması; g r a m e r b ü n y e s i n d e — a.
mürekkep cümle şeklinin daha az inkişâf etmiş olması ve b u n d a n d o ­
layı bağlama edâtlarının azlığı, b. isim ve fiil terkiplerinde çok inkişâf
etmiş olan şekil birleşmeleri; s ö z h a z i n e s i n d e — söz hazinesinde
görülen f a r k l a r ve b i r de, g a r p dalındaki arap-fars kelimeleri y e r i n e j
şark dalında mühim m i k t a r d a moğulca kelimelerin bulunması.
Burada ancak şark dalını garp dalından ayıran esas f a r k l a r a işa­
ret edilmiştir; her i k i g u r u p içinde kendilerine has daha b i r çok h u ­
sûsiyetler mevcuttur.
1. U Y G U R
GURUBU
U y g u r g u r u b u şark d a l m a dâhil dillerin çoğunu
Bu g u r u b a dâhil bütün diller, U y g u r k a v i m l e r i n i n ,
rından başlayarak, H u n , S i y a n b i , Gök-Türk, U y g u r
lerin içinde bulundukları ve uzun süren b i r d e v i r d e
içine almaktadır»
milâdın i l k asırla­
v . b . kavmî b i r l i k ­
teşekkül etmiştir.
U y g u r gurubunun bu dalın ikinci g u r u b u o l a n Kırgız-Kıpçak g u ­
r u b u n d a n ayıran umûmî vasıfları şunlardır: a. k e l i m e ortasında,,y y e ­
rine, t-^-d~z
seslerinin bulunması ( m s l . ayak yerine atah^
adak'~
azak «ayak»), b. kelime sonunda, y y e r i n e , t^s
seslerinin bulunması
( m s l . kay- y e r i n e kat- «dökmek» ve boy, boyım yerine pos, poztm »ken­
d i m » ) , c. kelime sonunda sadah ğ sesinin muhafazası ( m s l . tağ « d a ğ *
v.b.).
U y g u r g u r u b u , b u n l a r d a n başka, gramer bünyesi ve kelime hazi­
nesi bakımından d a mühim f a r k l a r arzetmektedir.
U y g u r gurubu, Uygur-Tukyu,
bölüme ayrılmaktadır.
Y a k u t ve H a k a s
olmak üzere, ijç
R. Rahmeti Arat
1.
Uygur-Tukyu
bölümü
U y g u r - T u k y u bölümü, t a r i h bakımından, U y g u r g u r u b u n u n en es­
k i s i n i teşkil etmekte ve eski dillerden — Yenisey-Orhun âbidelerinin dili
île eski-Uygur d i l i n i ve bugünkülerden — T u v a ile Karagas d i l l e r i n i
içine almaktadır.
(
Bu bölümün başlıca husûsiyetleri: s e s b i l g i s i s a h a s ı n d a —
C7i. kelime ortasında, diğer d i l l e r d e k i t^-z^y
yerine, d sesinin bulİlhmasi
admlmaz
( m s L atah,
azak,
«ayrılmaz»,
iygi
ayak
y e r i n e adak
yerine
edgü
»ayak», ayırılmaz
«iyi»,
kayrak
~
kazruk
yerine
ye­
dine kudruk
«kuyruk» v.b.), 6. kelime sonunda, diğer d i l l e r d e k i s — y
Terine t ( m s l . kuy- ~ kas- yerine kat- «dökmek»), c. it, rt ünsüzles n d e k i benzeşmemezlik ( m s l . kördi yerine kör ti «gördü>, öldi yerine
olti «öldü» v.b.), d. ünlülerde d u d a k âhenginin bulunmaması, e. k e ­
lime sonunda sadâlı ğ, g seslerinin muhafazası ( m s l . tağ «dağ-,
Beg «bey» v.b.), /. gelecek zaman için, -arj-er yerine daha çok -arj-ür
ve -ırj-ir şekillerinin kullanılması, g. n sesinin mevcûdiyeti. Bu bölüme
dâhil dillerde söz hazinesinin eskiliği ve mühim mıkdarda çin ve sansÜiritçe kelimelerin bulunması d a b i r hususiyet teşkil eder. B u bölümün
söz hazinesindeki husûsiyetleri göstermek üzere, O r h u n âbidelerindeki.
s a k e l i m e l e r e işaret edilebilir: sabim «sözüm», budun «halk», süle- «harbstmek», sOsi «askeri», nen «nesne, hiç», ıduk «mukaddes», balık «şe3fi-» ve yardımcı edatlardan ermiş, erinç v . b .
2.
Yakut
bölümü
Y a k u t bölümünde yalnız Y a k u t dili bulunmaktadır. Y a k u t l a r , d i ­
ğer türk k a v i m ve dillerinden, çok d i l l i kavimler, bilhassa T u n g u z ve
eski A s y a k a v i m l e r i ile tecrit edilmiştir.
Bugünkü Y a k u t d i l i , U y g u r d i l i ile müşterek bâzı husûsiyetlere
aâhip o l m a k l a berâber, U y g u r g u r u b u n d a n şu n o k t a l a r d a ayrılmakta­
dır: a. keüme ortasında, y~d~-z
y e r i n e , t sesinin bulunması ( m s l .
ayak ~ adak ~ azah yerine atah «ayak»), b. kelime başında, y ~ j c ***
dT-^ç y e r i n e , s sesinin bulunması ( m s l . yıl~-jıl~cıl~~d'û,
çil y e r i n e
sil »yıl», y o l jol~col~çol
yerine suol «yol»), c. bâzı kelimelerde
söz başındaki s sesinin kaybolması { m s l . seglz yerine ağış «sekiz», sen
^ l i n e en «sen»), d*, kelime ortasında s ( < 0 < f ) sesinin h olması ( m s l .
htsah — bışak, pışak yerine bıhah «bıçak»), e. diğer türk dillerinde
bulunmayan ve ıa, f i , uo üö şeklinde yükselen diftongların mevcûdiyeti.
Bunlardan başka Y a k u t dili gramer bünyesi ve bilhassa şekil b i l g i s i
ile söz hazinesinde de b i r çok husûsiyetlere mâlik bulunmaktadır.
Türk şivelerinin tasnifi
3.
Hakas
121
bölümü
Hâkas bölümü i k i kısımdan ibaret o l u p , b i r i n c i kısma—Hakas d i l i
' ( i k i şive g u r u b u n u içine almaktadır: 1. ışıldayan — Sagay ve Beltir
şiveleri, 2. cızıldayan — Kaç, K o y b a l , Kızıl ve Şor şiveleri; Şor d i l i n i n
U r a s şivesi, Sarı-Üygur şivesi, b u g ü n k ü H a k a s diline dâhil o l m a y a n
Kamaş ve Küerik ağızları), ikinci kısma — Şor d i l i n i n K o n d o m şivesi,
A l t a y dilinin şimâl şiveleri (Çernevo veya Yış-Kiji ( T u b a ) şivesi, K u ­
mandı ( K u b a n d ı ) şivesi, L e b e d v e y a K u u - K i j i ( Ç a l k a n d u u , Şalkan•duu şivesi) dâhildir.
Bu bölümün husûsiyetleri: a. kelime ortasında, diğer d i l l e r d e k i
t f ^ d ^ - i sesleri y e r i n e , z sesinin bulunması ( m s l . ayak, adak,
atak,
•yerine azah «ayak» v . b , ; K o n d o m şivesi ile A l t a y d i l i n i n şimâl şiveleri
h â r i ç ) , b. kelime sonunda, diğer d i l l e r d e k i y yerine, s — z seslerinin b u ­
lunması ( m s l . kiy- yerine kes- «giymek» v.b.; K o n d o m şivesi ile A l t a y
-dilinin şimâl şiveleri h â r i ç ) , c. kelime başında, diğer d i l l e r d e k i y ~ j ~ c
- " d ' - ^ s sesleri yerine, ç ve n ^ r i seslerinin bulunması ( m s l . yıl, fil,
•Cif, d'ıl, sil yerine çil «yıl» ve yağmtr
yamğır yerine nağmır\lri'amır\'/
.nağbarünanmur
«yağmur v.b.»), d. kelime ortasında m / / 6 ~ n sesle­
r i n i n karışık kullanılması { m s l . keme yerine kebe «gemi», temir
yerine
iebir
«demir» v.b.), e. pil geçijjpileeçi
«bilen, bilici» t i p i n d e isim-fiillerin
m e v c u d i y e t i ve diğer ses ve şekil husûsiyetleri ile söz hazinesinde
görülen f a r k l a r .
II.
KIRGIZ-KIPÇAK GURUBU
Türk dillerinin müstakil b i r g u r u b u n u teşkil eden Kırgız-Kıpçak
•gurubu bugün, Kırgız ve A l t a y olmak üzere, i k i yaşayan d i l ile temsil
edilmektedir.
Bu g u r u b u n başlıca husûsiyetleri şunlardır: a. tam teşekkül etmiş
•olan sekiz normal ve sonradan vücûda gelen altı—sekiz uzun ünlü, b. ü n ­
lülerde dudak uyumunun daha çok inkişâf etmiş olması, c. sadah ve sadasız ünsüzlerin şivelerce zayıf ayırt edilmesi, d. Kıpçak-Nögay gurub u n d a k i ç—s sesleri yerine, ç—ş seslerinin bulunması ( m s l . kaş- yerine
Jcaç- «kaçmak» v e bas yerine baş «baş»), e. kelime başında umûmiyetle
sadasız ünsüzlerin bulunması (bilhassa A l t a y d i l i n d e ) , / . ünlüler ara­
sında bulunan ünsüzlerin sadalılaşması (bilhassa A l t a y d i l i n d e ; b i r çok
.şivelerinde müşâhede edilmekle berâber, b u husûsiyet Kırgız d i l i için
umûmî değildir), g. eski türk d i l l e r i ile müşterek bir çok g r a m e r şe­
k i l l e r i n i n m e v c u d i y e t i , h. şahıs eklerini kısaltma temâyülü ( b i r i n c i ve
122
R. Rahmeti Arat
i k i n c i şahıslarda i y e l i k ekleri i l e , şekil bakımından, birleşmiş olduğu,
hâlde, mânaca ayırt e d i l m e k t e d i r ) v . b .
Kırgız-Kıpçak g u r u b u n a g i r e n d i l l e r , türkçenin şark dalına dâhil
bulunduklarından, g a r p dalına dâhil dillerden büyük m i k d a r d a moğul
ve daha az m i k t a r d a ( A l t a y diline nisbetle, Kırgız d i l i n d e daha fazla)'
arap-fars kelimelerinin bulunması ile de ayırt e d i l m e k t e d i r .
Böylece türk d i l l e r i , tarih bakımından ve d i l husûsiyetlerine g ö r e
şöyle b i r tasnife tâbî t u t u l a b i l i r :
r
A.
TÜRK
DİLLERİSİN
L
GARBİ
BULGAR
HUN
DALI
GURUBU
a. Eskilerden
İ. Bulgar
2. Hazar.
b. Bugünkülerden
3. Çuvaş
11.
1.
OĞUZ
GURUBU
Oğuz-Türkmen
bölümü
a. Eskilerden
1. O ğ u z ( X . — X I . asırlar; M a h m u d K â ş g a r î )
b. Bugünkülerden
2. Türkmen
3. T r u h m e n
2.
Oğuz-Bulgar
bölümü
a. Eskilerden
1. Peçenek
2. Uz
b. Bugünkülerden
3. Gagauz
3.
Oğuz-Selçuk
a. Eskilerden
1. Selçuk
bölümü
Türk şivelerinin tasnifi
İ2S
2. E s k i Osmanlı
ı
b . Bugünkülerden
3. Âzerî
4. Türk ( O s m a n l ı )
Di.
1.
KIPÇAK
GURUBU
Kıpçak-Bulgar
bölümü
a. Eskilerden
1. Altın-Ordu ( g a r b ı )
b. Bugünkülerden
2. T a t a r ( K a s ı m , Mişer v . b . )
3. Başkırt
2.
Kıpçak-Oğuz
( U z - P ol o v e t s )
bölümü
a. Eskilerden
1. Polovets (Moğul devrinden önce v e
sonra = Kıpçak, K u m a n )
b . Bugünkülerden
2. K a r a i m
3. K u m u k •
Kıpçak-Nogay
bölümü
Bugünkülerden
1. N o g a y
2. Kara-Kalpak
3. Kazak
IV.
1.
KARLUK
GURUBU
Karluk-Uygur
bölümü
Eskilerden
1. Kara-Hanlılar
(Divan
devleti türk
lügati't-türk,
2- Kara-Hanlılar d e v r i n d e n
d i l i (Hibetü'l-hakayık,
dili
Kutadgu
sonraki
Bilig)
türk
Kısasu'l-enbiya)
124
R. Rahmeti Arat
2.
Karluk-Harzem
bölümü
a. Eskilerden
1. K a r l u k - Harzem
( A h m e d Yesevî, Divan-ı Hikmet
v.b.)
2. A l t m - O r d u (şarkî; Muhabbet-nâme
v.b.)
3. E s k i Özbek
b. Bugünkülerden
4. Ö z b e k ( K ı p ç a k şiveleri hâriç)
5. U y g u r ' ( y e n i , bütün şiveleri ve bunlar
arasında Salar ve H o r o n )
B.
TÜRK
DİLLERİNİN
I.
1.
UYGUR
ŞARKÎ
DALI
GURUBU
Uygur-Tukyu
a. Eskilerden
HUN
bölümü
1
1. O r h u n âbidelerinin eski O ğ u z
(—Tukyu)
2. Eski U y g u r
b. Bugünkülerden
dili
3. T u v a ( — U r e n l j a y , S o y o t , S o y o n )
4. Karagas ( T o f a )
2.
Yakut
bölümü
Bugünkülerden
Y a k u t ( D o l g a n ile b i r l i k t e )
3.
Hakas
bölümü
Bugünkülerden
1. H a k a s ( b ü t ü n şiveleri)
2. Kamaş
3. Küerik
4 . Şor
Türk şivelerinin tasnifi
125
5. A l t a y d i l i n i n şimâl şiveleri
( T u b a , Şalkanduu, K u m a n d ı ) '
6. S a n U y g u r
0.
KIRG1Z-K1PCAK
GURUBU
Bugünkülerden
1. Kırgız
2. A l t a y ( A l t a y , Teleüt,
Telengit şiveleri)
i
ili.
TÜRK ŞİVELERİNİ TASNİF
TECRÜBELERİNDEN
ÇIKAN NETİCELER
1. T a s n i f i n
esâsını
teşkil
eden
ses h usû s i y e t le r i.
Yukarıda neşir tarihlerine göre sıralanmış plan mevcut tasnif
tecrübeleri gözden geçirilirse, bunların büyük b i r kısmının şive tasnifi
o l m a k t a n ziyâde, türk k a v i m l e r i n i coğrafî esaslara göre sıralama tec­
rübesinden ibaret olduğu görülür. Türk şiveleri arasındaki esâs f a r k ­
ların azlığından dolayı kavimler ile şive hudûtlan çok defa birleştiği
için, bunlar ancak bir dereceye kadar şive t a s r i f i g i b i telâkki edilebi­
lir; fakat asıl gâyebakımından, şive tasnifi o l m a k t a n uzaktır. B e r e z i n
zamanında şive t e t k i k l e r i n i n henüz başlangıç devrinde bulunduğu düşünfİürse, asıl tasnif tecrübesi R a d l o f f ile başlamıştır denilebilir.
K o r ş ' u n tasnifi buna yeni b i r görüş tarzı ilâve etmiş ve S a m o y l o v i ç ise, b u i k i esâsı birleştirmek, şive guruplarına bunların tarihî
malzemesini eklemek ve gurupları coğrâfî-tarihî-kavmî isimler ile ad­
landırmak suretiyle, daha vâzıh v e kullanışlı b i r şekil vermiştir.
Bogoroditskiy
ile R â s â n e n bu esâsları bir az daha genişlet­
miş ve derinleştirmişlerdir. N e m e t h ' İ n işaret etmiş olduğu ses u n ­
suru çok mühimdir; kendisinin bu meseleye ancak dolayısı ile temâs
ederek, şivelerin tasnifini bir bütün olarak ele almamış olması te'essüfe
şayandır.
Türk şivelerinin t e t k i k i n d e R a d l o f f ' u n
mâlzemesi, bütün kusur­
larına rağmen, nasıl hâlâ bir teme! teşkil ediyorsa, türk şivelerinin
tasnifinde de en mühim esâsları yine bu âlime borçluyuz. Türk şive­
lerinde görülen başlıca farkları seslerin muhtelif şivelerde almış olduğu,
şekiller teşkil ettiği için, şivelerin tasnifinde d e , esâs olarak, ses h u ­
susiyetlerinin alınması tabiîdir. R a d l o f f ' u n ses hususiyetlerini, tasni-
126
R. Rahmeti Arat
fî o l m a k t a n ziyâde, t a v s i f i b i r şekilde ele almış olması türk d i l b i l g i ­
sinin o z a m a n k i d u r u m u ile i l g i l i d i r . Daha sonraki tasnif tecrübele­
rinde, şivelerin b i r çokları için müşterek o l u p , şive gurupları arasın­
d a k i münâsebetleri göstermek bakımından b ü y ü k ehemmiyeti olmayan
husûsiyetler yerine, her şive g u r u b u n d a ayn-ayrı inkişâf y o l u tâkip
etmiş olan bâzı mühim sesler üzerinde d u r u l m a k suretiyle, daha umûmî
esâslara doğru gidilmiştir.
Şimdiye kadar türk şivelerinin tasnifi tecrübelerinden elde edilen
neticeye göre, t a s n i f i n esâsını teşkil eden ses husûsiyetleri, bunların
d a h a yakından belirtilmesi ile, şöyle hulâsa e d i l e b i l i r :
1.
2.
3.
4.
5.
6.
aslî veya inkişâf y o l u ( m s l . J > z ) ile meydana gelen z sesi­
nin muhâfazası veya r sesine inkilâp etmesi;
i ve d sesleri ile d sesinin z ve y şeklinde inkişâfı;
tek heceli sözlerin sonundaki ğ sesinin muhafaza edilmesi
v e y a v (y) olması;
bîrden fazla heceli sözlerin s o n u n d a k i ğ sesinin muhâfazası
v e y a sadâsızlaşarak k olması yahut düşmesi;
tasrif eklerinin başındaki ğ sesinin muhâfazası veya düşmesi;
kelime başındaki y ~ s sesleri husûsiyeti.
Buna göre, türk şivelerinin tasnifinde esâs teşkil eden husûsiyet­
ler z ~ - r , j - ~ s - ile d (t) ve ğ seslerinin muhtelif şive guruplarında
almış olduğu şekillere inhisar etmektedir, ol- ve bol- söz farkı tasnifin
esâsına âit olmayıp, daha çok bir tek şive gurubunun vasfını teşkil
•eder. -ğan ve -sn ekleri şekil b i l g i s i sâhasına g i r m e k l e berâber, alınan
misâlde, e k t e n ziyâde, ğ sesinin eklerin başındaki d u r u m u ile i l g i l i d i r .
İleride bu esâsların bir az daha genişletilmesi mümkündür. Şive­
l e r i n tasnifinde ses husûsİyetlerinden başka, şekil bilgisi sahasında
.görülen husûsiyetlerden de istifâde edilebilir. Türk dilinde mevcût ek­
lerin b i r kısmı türkçenin tarihî inkişâf seyrinde ayrı merhalelerin malı
olmuş, bir kısmi ise, bugünkü şivelerde ve bu şivelerin b i r e r husu­
s i y e t i n i teşkil edecek mâhiyette, şekil, mâna ve cümledeki kullanılışına
g ö r e , kıymetini, az-çok değiştirmiştir. Bu bakımdan bâzı e k l e r i n de
tasnifte m u a y y e n b i r yer alması mümkündür. Bunlara b i r de, b i r tas­
nif unsuru o l a r a k , bâzı kelimelerin ayrı şive guruplarında kujlamhpJtullanılmaması ilâve edilebilir.
Türk şivelerinin tasnifi henüz tatmin edici bir hâle gelmemiş o l ­
makla berâber, yukarıdaki tecrübelerden açıkça görüldüğü g i b i , git­
tikçe vâzıh bir şekil almağa doğru gitmektedir. Bu sâhada daha sarih
b i r neticeye ulaşılması ise, daha evvelce de işâret edildiği g i b i , şivede-
Türk şivelerinin tasnifi
Tİn tasnifinde göz önünde bulundurulması icâp eden
üzerindeki araştırmaların gelişmesine bağlıdır.
2.
Şivelerin
esâs meseleler
adlandırılması
Türk şivelerinin tasnifinde karşılaşılan mühim meselelerden b i r i n i
teşkil eden şivelerin adlandırılması üzerinde ayrıca veya dclayısı ile
durulmuş olmakla berâber, henüz sarîh b i r netice elde edilememiştir.
Yalnız tasnife âit olmayıp, aynı zamanda türklük b i l g i s i n i n bütününü
de i l g i l e n d i r e n b u meseleyi ileride de ısrarla t a k i p etmek lâzım gele­
cektir.
Türk şivelerinin bu şiveleri konuşan k a v i m i s i m l e r i ile adlandırıl­
ması en tabiî b i r hal çâresi o l a b i l i r d i . Fakat türk k a v i m l e r i n i n b i r
kısmı son zamanlara kadar k e n d i kavmî bünyesini v e dolayısı ile
kavmî ismini muhafaza etmiş olduğu hâlde, diğer bir kısmı, bilhassa
•çok eskiden yerleşik hayat ve medeniyete geçmiş olan kısım, artık
kavmî bünyesini ve bununla b i r l i k t e kavmî ismini terketmiş b u l u n m a k ­
tadır. Türklerin kavmî teşekkülü henüz ayrı b i r t e t k i k mevzuu olarak
ele alınmamış olduğundan, mevcût kavimler arasındaki münâsebetler
ile bunların tarihî devirlerde mensup bulundukları kavmî gurupların
,:tesbîti, şimdilik, imkânsızdır. O n u n için türk k a v i m l e r i n i n ve dolayısı
ile şivelerinin b i r kısmının k a v i m isimleri ile, b i r kısmının d a coğrafî
mevkilerine göre adlandırılması, ister-istemez, daha b i r müddet d e v a m
edecektir.
Türk k a v i m ve şivelerinin adlandırılmasında görülen tuhaflıklardan
b i r i d e , aynı k a v i m ve şive için muhtelif isimlerin kullanılmakta olma­
sıdır. Bunlar arasında bu k a v i m l e r i n k e n d i l e r i tarafından kullanılan
isimler yanında, bunlara komşuları tarafından verilen İsimler ile üze­
r i n d e veya yakınında yaşadıkları şehir, nehir, d a ğ v . b . veya idarî
t a k s i m a t t a dâhil bulundukları idârî bölgelere göre v e r i l e n isimler de
mevcuttur. Bunların çok defa gelişi-güzel kullanılması ve bir çok ilmî
• eserler ile el kitaplarına geçmiş bulunması, işin aslına vâkıf olmayanlar
için, bâzan içinden çıkılması güç bir durum yaratmaktadır. Bu vaziye­
t i n birdenbire değiştirilmesine imkân yoktur- Fakat b u meselenin, ayrı
b i r mevzii olarak ele alınması ve h e r k e s tarafından tereddütsüz k u l ­
lanılabilecek bir sistemin Vücûda getirilmesi zaıûrîdir.
3.
Şive
gurupları
Türk şivelerinin tasnifinde karşılaşılan güçlüklerden b i r i de mev••cût şive|enn muhtelif guruplar içindeki y e r i n i n açık olarak tâyini me-
R. Rahmeti Arat
128
selesidir. Bâzı şivelerin şimdiye kadar hiç t e t k i k edilmemiş olması,,
bâzılarında ise, mevcût b i l g i n i n kâfi gelmemesi, bunların şu v e y a b u
şive g u r u b u n a idhâlinde tereddüt yaratmaktadır. K a v m i teşekkül v e
şive bakımından, komşularının k u v v e t l i te'siri altında kalmış olan şive­
lerde de aynı güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Türk şivelerinin tasnifinde,,
bilhassa cenûb-i şarkî S i b i r y a ile Türkistan mıntakalarındaki şivelerin
guruplandııılmasında görülen karışık d u r u m , bu şiveler hakkındaki
malûmatın azlığından ileri gelmektedir. Şimdiye kadar ayrı-ayrı şiveler
hâlinde g u r u p l a r d a yer alan bâzı d i l zümrelerinin birleştirilmesi deb e l k i mümkün olacaktır; böylelikle bir taraftan tasnif gurupları hafif­
l e r , diğer taraftan da şivelerdeki ağızların tesbitine doğru g i d i l e b i l i r .
Türk şivelerinin tasnifinde görülen vuzuhsuzluğun sebeplerinden
b i r i n i de asıl şive mefhûmunun henüz sarâhatle tâyin edilmemiş olması,
ve tasnifte b u mefhûmun dışına çıkılarak, umûmiyetle mevcût bütün
d i l malzemesinin, ufkî b i r şekilde, yan-yana sıralanmış bulunması teş­
k i l etmektedir.
Mevcût şiveler, muayyen şartlar altında ve d i l i n her hângi b i r
devresinde «anadilden» ayrılarak, d i l i n umûmî inkişâfı ile b i r l i k t e , b i r
de k e n d i hudûtları içinde ve husûsî bir inkişâf seyri t a k i p etmiş o l ­
duklarından, bunların başlıca farklarını teşkil eden ses, ek ve k e l i m e
husûsiyetleri o devrenin d i l mâlzemesi ile izah e d i l e b i l m e l i d i r ; başka
b i r tâbirle, böyle b i r devrenin mâlzemesi ile izah edilebilen şiveler b i r
g u r u p içinde toplanmalıdır. ( M s l . türk şivelerinin tasnifinde esâs un­
sur olarak kabûl edilen bâzı seslerin farklı inkişâfları için krş. i . 1tağ,
tağ,
pâ<bağ;
sB,
dağ,
tav{u),
3. yağ,
so, sû~<.soğ;
tağhğ,
tağlığ,
bavula,
5.
tağlık,
bav(y)h,
da,
yağ,
tâ,
çağ,
tÜ<,tağ;
yau(ü),
yağ-, yav(u)-,
tav{a)lı,
pav{u)lü,
yül3
<.ycğlığ.
tıy-,
t~U<itıd~; 3. askır,
2.
bağ,
yö,çö,
cav{a)-,
tav(u)du,
bav(u),
pav(a)
4. sağ,
yâ-, câ-, çâ- <.yağ-,
tolü <
bâlâ < bağhğ;
pağ,
yü<yağ;
tağlığ;
3. yağlğ,
2. bağhğ,
yağlık,
yağlı,
bö,.
sav(a),.
I I . 1.
bağlık,,
yâlı
I I I . 1. tos- ( < r o z - ) , toy-, doy-, tay- < r W - ; ı. tıs- (</ız-)aksır,
ayğır
<adğır
v.b. v.b.).
Bugünkü türk
şivelerinde görülen f a r k l a r böylece bu seslerin henüz asıl şekillerini,
muhafaza eden bir devreye götürül-bilmektedir. Bunları kendinde
birleştiren devi e, umûmî olarak, «eski türkçe» tâbiri ile adlandırıla­
b i l i r e de, bu tâbir ancak her hangi bir devreye nisbetle b i r kıy­
met ifâde etmekte, f a k a t . m u h t e l i f ' d e v r e l e r bahis mevzuu
olunca,
sarahatini k a y b e t m e k t e d i r . Bugünkü duruma nisbetle »eski» olan b i r
d e v r e n i n , türk dil.hin tarihî inkişâfı bakımından da «eski» elması icâp
etmez. İstanbul'da toplanmış olan i k i n c i d i l kurultayında ( 1 9 3 4 ) , türkşivelerinin menşe' ve guruplandırilmasına dâir yapmış olduğum bir
Türk şivelerinin
tasnifi
tebliğde, b u d e v r e n i n adlandırılmasına temasla, b u n u n , «eski türkçe»
malzemesinin en mühim kısmını teşkil eden U y g u r metinlerine nisbet
ile, «Uygur devri» tâbiri ile" karşılanmasını teklif etmiştim. Türk d i l i n i n
tarihî inkişâfı ve b u n u n muhtelif- d e v r e l e r i tesbit edilerek, muayyen
b i r ıstılah sistemi vücûde getirilinceye k a d a r , b u tâbirin yahut bunun­
la ifâde edilmek istenilen mefhûmu içine alan diğer bir tâbirin k u l l a ­
nılması, karışılıkları Önlemek bakımından, faydalı olacaktır.
4.
Yakut
ve
Çuvaş
lehçeleri
Türk d i l i âilesi içinde: bulunmakla berâber, diğer şivelerinkine nisbetle daha farklı husûsiyetler gösteren ve bu husûsiyetlerin b i r kısmı,
diğer şivelerde olduğu g i b i , türkçenin mevcût eski malzemesi île izah
edilemeyen i k i lehçe (şive tâbiri ile kasdedilen mefhûmu karıştırmamak
için, şive yerine, bunların lehçe tâbiri ile karşılanması daha münâsip o l a ­
caktır) mevcûttur: Y a k u t ve Ç u v a ş lehçeleri. Bu i k i lehçe diğer şive­
lerle aynı hizada mütalea edilmeyip, b u n l a r a tasnif cedvelinde husûsî b i r
yer ayrılması daha doğru olacaktır. Bu lehçelerde müşahede edilen ve
diğer şivelerinkiuden farklı olan husûsiyetler türk d i l i n i n «daha eski*
bir d e v r i n d e mevcût unsurların farklı inkişâfı ile izah edilmelidir. Buna
göre, bugünkü şive husûsiyetlerinİ kendinde birleştiren «eski» .bir
devirden başka, Y a k u t ve Çuvaş lehçeleri, ile diğer şivelerin »eski»
d e v r i n i birleştiren «daha eski» b i r devrenin kabûl edilmesi lâzımdır.
Bugün için daha çok nazarî olan b u d e v r e y i aydınlatacak mâlzemeye
sâhip bulunmamakla berâber, zamanla böyle b i r mâlzemenin, daha eski
devirlerden kalan metinlerin bulunması veya mukayese y o l u ile te'sis
edilmesi suretiyle, elde edilebileceğini ümit etmemek için de bir sebep
y o k t u r . Türk şivelerinin tasnifinde, mevcût şive guruplarını yerleştirir­
ken, bunların yalnız ufkî değil, aynı zamanda âmûdî sıralarını d a d ü ­
şünmek doğru olacaktır.
:5.
Tarihî
şiveler
ve
yazı
dili
malzemesi •
Türk şivelerinin tasnifinde mevzuun esâsına muhâlif olan cihetler­
den b i r i de, bugünkü şiveler üzerinde d u r u l u r k e n , türk d i l i n i n tarihî
inkişâfı meselesinin göz önünde t u t u l m a y a r a k , d i l i n muhtelif inkişâf
merhalelerine âit olan mâlzemenin doğrudan-doğruya b u g ü n k ü şive
gurupları içinde mutâlea edilmek istenilmesidir. Bir d i l i n umûmî bün­
yesine ve dolay ısı ile onun bütün şûbelerine şâmil bir gelişmesi oldu
ğu- g i b i yalnız ayrı şûbe hudutları içinde kalan husûsî bir gelişmesi de
r
Türkiyat Mecmuası..— 9
İM
R. Rahmaii A r a t h . "
vardır. Bunlardan d i l i n bünyesine â i t olânları^-dilin. inkişâf merhalele­
r i n i ve;şûbelere âit olanları ise ^ şive guruplarını çerçevelerler^'
. ^Türklerin k a v m i bünyesi, içtimâi teşekkül tarzı, siyâsî ve kültür
t a r i h i n i n s e y r i , zaman-zaman ve yer-yer v u k u a gelen kaynaşmalara
rağmen, muhtelif şivelerin meydana gelmesine ve m u a y y e n şartlar al-, i
tında bunların içindeki husûsî gelişmelere müsait bir zemin hazırlamış--.'
tır. T a r i h i n e n eski d e v i r l e r i n d e n b e r i türk k a v i m l e r i n i n k e n d i dar . m u ­
hitleri içinde d e , b i r b i r i n d e n az-çok farklı, şiveler vücûda gelmiş o l d u ­
ğu tasavvur edilebilir. Şive; husûsiyetlerini tebarüz e t t i r m e k bakımından
bugünkü ihtiyaçları tamamen karşılamamakla berâber, X I . asır o r t a l a ­
rında türk k a v i m ve şiveleri hakkında: Mahmûd K , â ş g a r î'nin yerjiıiş
olduğu mâlûmat mühimdir "ve b u meselenin incelenmesinde -yardım |
edecek mâhiyettedir. Daha s o n r a k i d e v i r l e r d e ; kaleme alınmış: buna .,
benzer diğer eserlerden de b u hususta istifâde etmek m ü m k ü n d ü r . ,
Eski devirlere âit d i l mâlzemesihin t e t k i k i n d e şivelere işâret olabilecek '
hususiyetler üzerinde d a h a - d i k k a t l i durulması ile,» 6u meselenin, aydın-.
latilmasi için bâzı esâsların elde. edilmesi de mümkündür.v
\i •
¿1-^1
;
:
Şive v e şive guruplarının tarihî.inkişâfını tâkip hususunda istifâde edilebilmekle berâber, yalnız şive j n a h s û l ^ olarak bakılmaması ^lâzjms
gelen-malzemenin en mühim kısmını, bilhassa tarihî- devirler için, jyaz;i-'
dilidmahsûlü teşkil etmektedir. H e r yazı d i l i n i n iibaşlângiçta muayyen.?,
b i r . şiveye dayandığı kabûl e d i l e b i l i r . Türk. yazı d i l i n i n daha s o n r a k i
inkişâf merhalelerinde de muhtelif şivelerin büyük te'siri olmuştur. Fakat
y a z r d i l i , hiç b i r devirde, yalnız o d evrenin, v e y a b i r , tek^şive^ve şive
g u r u b u n u n d a r . hudûtlari: İçinde kalmamıştır.-Yazı d i l i n i , umûmî te'şir
leri'. ne k a d a r - k u v v e t l i olursa-olsun, m u h t e l i f kültür: çevreleri ile hudûtlandırmak da mümkün'değildir. Yazı. d i l i m u a y y e n , şartlar; altında
meydana gelmiş o l m a k l a berâber, k e n d i inkişâf seyrinde b i r ,çok. şive
guruplarını, b i r çok kültür-dâirelerini j ç i n e almış ve bunları- bir: b.ütün
hâlinde, b i r b i r i n e bağlamıştır. Bu d u r u m karşısında yazı d i l i rn.âlieme-V;
sinin şivelerden ve hattâ şive guruplarından yalnız b i r tânesine âit
telâkki edilmesine,. ;ta-biî,;: imkân y o k t u r . Yazı diline, .kavimler, kültür
dâireleri, d e v i r l e r ve şiveler üstünde, türk milletinin kültür faâliyetinin
t a r i h seyri içinde vücûda getirmiş olduğu b i r varlık olarak bakılması
v e b i r bÜtüh: olarak ele' alınması-;ieap eder. Türk yazı d i l i n i n inkişâf
merhalelerini' tâyin ederken, d i l i n iç bünyesinde vücûda gelen . h u s u s i ­
yetler esâs olmak üzere, türk f i k i r ; hayatının seyri ve dolayısı ile b u ­
nun dile mal etmiş olduğu' kıymetlerin de göz Önünde bulundurulması;
lâzımdır.
. ;
•:. -îfm
; ."•••>•.
av'q?>1
r
:
Türk şiveleri'ile yazı d i l l e r i n i n tasnifinde birbirinden.farklı esâslar,
Türk givelerinin
tasnifi
131
bahis mevzuu olduğundan, bilhassa b u g ü n k ü araştırma ve tecrübe
•devrinde, bunların ayrı-ayrı meseleler hâlinde ele alınması v e her b i r i ­
nin k e n d i çerçevesi içinde incelenmesi faydalı olacaktır. İleride, b u
sahadaki t e t k i k l e r i n gelişmesi i l e , şivelerin tarihî devirlere doğru g ö ­
türülmesi hususunda yazı dili mahsûllerinin b i r kısmından istifâde edi­
lebileceği tabi'îdir.
Ayrı şive ve şive guruplarına âit husûsiyetleri daha eski devirlere
d o ğ r u t a k i p husûsunda türk d i l b i l g i s i oldukça müsâit b i r d u r u m d a
bulunmaktadır. Şive hususiyetlerinin mühim b i r kısmı, hiç değilse esâs
temâyüller bakımından, yazı d i l i mâlzemesine bağlanabilmekte ve b u
•durumda bulunmayan şiveler için de b i r asırdan beri t o p l a n m a k t a olan
şive malzemesi, bir dereceye kadar, b u v a z i f e y i görecek ehemmi­
yettedir.
6.
Şive
gurupları
ve
adlandırılması
Şive guruplarının sayısı ve bunların adlandırılması, tasnif saha­
f ı n d a elde edilen tecrübelerin artması ile mütenâsip olarak, b i r tekâ­
mül s e y r i t a k i p etmiştir. Bu tekâmül tâbirinden artık b i r neticeye
varılmış olduğu mânası anlaşılmamalıdır. Bu tâbirler ancak o r t a y a atıl­
mış birer teklif o l u p , bunlar üzerinde, bu mesele ile yakından i l g i l i
•olanlar arasında bile, henüz bir anlaşma husûle gelememiştir. O n u n
için bilhassa gurupların adlandırılması için kullanılan tâbirlerin, t o p l u
.hâlde, göz önünde bulundurulması faydalı olacaktır.
Türk şiveleri hakkındaki b i l g i l e r i n artması nisbetinde, tasniflerdeki
g u r u p sayıiarı da tedricî b i r artış göstermektedir; msl. i k i ( b i r i — 2
b ö l ü m ; b k . 1, 2 ) , ü ç ( b k . 4, 5, 7, 1 2 ) , d ö r t ( b k . 8, 10, 1 1 ) , d ö r t
-(biri — 2 bölüm; b k . 13),-beş ( b k . 9 ) , a l t ı ( b i r i — 3 b ö l ü m ; b k . 1 7 ) ,
a l t ı ( v e eski d i l l e r ; b k . 1 9 ) , y e d i ( b i r i — 3 b ö l ü m ; b k . 2 0 ) , y e d i
( Ç u v a ş hâriç, bîri — 2 b ö l ü m ; b k . 1 8 ) .
Şive guruplarını adlandırmak için kullanılmış olan tâbirler çok
kalabalık bir yekûn teşkil etmektedir. Bunların başlıcaları, guruplar
-hâlinde, şunlardır.
A.
Coğrafî
1.
2.
3.
4.
cihetlere
göre
Şimal ( b k . 1, 2, 7, 10, 12, 13, 14)
Cenûp ( b k . 1, 2, 8, 10, 1 1 , 14, 1 8 )
Şark ( b k . 7, 8, 10, 1 1 , 12, 13, 1 4 )
G a r p ( b k . 7, 8, 9, 1 1 , 12, 13, 1 4 )
132
R. Rahmeti Arat
5.
6.
7.
8.
9.
10.
B.
Coğrafî
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
C.
Şimâl-i şarkî ( b k . 17, 18, 2 0 )
Şimâl-i g a r b i ( b k . 17, 2 0 )
Cenûb-i şarkî ( b k . 17, 2 0 )
Cenûb-i garbî ( b k . 17, 18, 2 0 )
Orta (bk. 10)
Merkez ( b k . 1 0 )
isimlere
göre
Abakan ( b k . 18)
Altay ( b k . 18)
Kıpçak ( b k . 7 )
O r t a A s y a ( b k . 8, 9, 1 1 , 16, 1 8 )
Pontus ( b k . 9 )
S i b i r y a ( b k . 9, 1 9 )
Garbı S i b i r y a ( b k . 16, 1 8 )
O r t a S i b i r y a ( b k . 16, 1 8 )
Türkistan ( b k . 7 )
Voiga ( b k . 9)
V o i g a - U r a l ( b k . 16, 1 8 )
Kavmî
isimlere
göre
1. Bulgar ( b k . 1 7 )
. 2 . Çağatay ( b k . 7, 1 7 )
3. Çuvaş ( b k . 4, 14, 16, 19, 2 0 )
4. Hakas ( b k . 18)
5. Kıpçak ( b k . 7, 17, 1 9 )
6. Kıpçak-Türkmen ( b k . 1 7 )
7. T a t a r ( b k . 7 )
8. Asıl tatar ( b k . 1, 2 )
9. C e n u p tatarları ( b k . 1, 2 )
10. Mogui-tatar ( b k . 1, 2 )
11. Saf tatar ( b k . 1, 2 )
12. Şimâl tatarları ( b k . 1, 2 )
13. Türk-Tatar ( b k . 1, 2 )
14. Türk ( b k . 1, 2, 4, 7, 18)
15. Asıl türkler ( b k . 5 )
16. Karışık türkler ( b k . 5)
T ü r k şivelerinia tasnifi
17.
18.
19.
20.
21.
22.
D.
•
E.
Türkçe konuşan, fakat türk aslından
o l m a y a n kavimler ( b k . 5 )
Türkmen ( b k . 1 7 )
Kıpçak-Türkmen ( b k . 1 7 )
Uygur ( b k . 17)
Uz ( b k . 1 9 )
Y a k u t ( b k . 4, 14, 16, 19, 2 0 )
Dil
husûsiyetlerine
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
t/-Gurubu ( b k . 17)
r-Gurubu ( b k . 1 7 )
s-Gurubu ( b k . 1 5 )
y-Gurubu ( b k . 15)
o/-Gurubu ( b k . 1 7 )
fau-Gurubu ( b k . 1 7 )
toğ/z-Gurubu ( b k . 1 7 )
8.
tağlık-Gürubu
9.
İO.
11.
"Yukarıdaki
(bk.
göre
17)
Karışık ( b k . 12, 1 3 )
O r t a ( b k . 17, 2 0 )
Turki ( b k . 19)
Tâbirlerin
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
133
karışık
kullanılmasına
göre
Cenûb-i g a r b i ( t ü r k ) ( b k . 1 8 )
Cenûp tatarları (türkler) ( b k . 1 , 2 )
Şimâl tatarları (Asıl t a t a r l a r ) ( b k . 1, 2 )
O r t a (Türkmen-Kıpçak) ( b k . 2 0 )
Çağatay, Şark (Türkistan) ( b k . 7 )
T a t a r , Şimâl ( K ı p ç a k ) ( b k . 7)
Türk, G a r p ( b k . 7 )
Hakas ( A b a k a n ) ( b k . 1 8 )
r-Gurubu ( B u l g a r ) ( b k . 17)
^-Gurubu ( U y g u r , Şimâl-i şarkî) ( b k . 1 7 )
o/-Gurubu (Türkmen, Cenûb-i g a r b i ) ( b k . 1 7 )
raîi-Gurubu ( K ı p ç a k , Şimâl-i g a r b î ) ( b k . 1 7 )
tağlık-Gurubu
( Ç a ğ a t a y , Cenbûb-i ş a r k î ) ( b k . 17)
inğ/i-Gurubu (Kıpçak-Türkmen, O r t a ) ( b k . 17)
tâbirlerin
ifâde
ettikleri
mânâ ve kullanılış
tarzları
184
R. Rahmeti Arat
hakkında b i r f i k i r edinmek için, d i l hususiyeti bakımından aynı gurupiçinde bulunması lâzım gelen şivelerin muhtelif t a s n i f l e r d e k i y e r l e r i ile
bunların dâhil bulunduğu gurupların i s i m l e r i n i gözden geçirmek kâfidir.
M s l . şivelerin oldukça mühim b i r kısmını t o p a r l a y a n tav (/d,
tü)<tağhusûsiyeti alınırsa, şöyle b i r manzara ile karşılaşılır. ~'
2
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
Şimâl Tatarları (Asıl T a t a r l a r ) ( b k . 1, 2 )
Türk ( b k . 4 )
a. Asıl türkler, b. Karışık türkler, c. Türkçe konuşan,
fakat türk aslından olmayan k a v i m l e r ( h e r üç g u r u p t a
dağınık) ( b k . 5 )
a. Çağatay v e y a Şark g u r u b u (Türkistan), b. T a t a r v e y a
Şimâl g u r u b u ( K ı p ç a k ) ( i k i g u r u p t a d a ğ ı n ı k ) ( b k . 7 )
a. Şark şiveleri, b. G a r p şiveleri ( i k i g u r u p t a d a ğ ı n ı k }
(bk. 8)
a. S i b i r y a türkleri, b. O r t a A s y a türkleri, c. V o l g a türkleri,
d. Pontus türkleri ( h e r dört g u r u p içinde d a ğ ı n ı k ) ( b k . 9 )
a. O r t a veya Merkez g u r u b u , b. Şark g u r u b u ( i k i g u r u p t a
dağınık) ( b k . 10)
Şark g u r u b u ( b k . 1 2 )
Şimâl g u r u b u ( b k . 1 3 )
r a f - G u r u b u ( K ı p ç a k , şimâl-i g a r b î ) ( b k . 1 7 )
a. A l t a y g u r u b u , b. Garbî S i b i r y a g u r u b u , c. V o l g a - U r a l
g u r u b u , d. O r t a A s y a g u r u b u ( h e r dört g u r u p t a d a ğ ı n ı k )
(bk. 18)
a. Kıpçık d i l l e r i , b. S i b i r y a d i l l e r i ( h e r i k i g u r u p t a d a ğ ı ­
n ı k ) ( b k . 19)
a. Şimâl-i şarkî g u r u b u , b. Şimâl-i garbî g u r u b u ( h e r i k i
gurupta d a ğ ı n ı k ) ( b k . 2 0 )
IV.
TÜRK ŞİVELERİ TASNİFİNİN BUGÜNKÜ DURUMU
Yukarıda verilen İzahattan da anlaşılacağı g i b i , türk d i l i b i l g i s i ve
umumiyetle türklük b i l g i s i n i n b u g ü n k ü d u r u m u n d a , her bakımdan
t a m b i r tasnif vücûda g e t i r m e k mümkün değildir. Fakat mevcût
malzemeyi yeniden gözden geçirerek, tasnifi daha vâzıh v e daha k u l ­
lanışlı b i r hâle g e t i r m e k yollarını aramak faydalı olacaktır.
T ü r k şivelerinin tasnifi
1.
Tasnifin
esâsını
ve
teşkil
şive
eden
18B
dil
hususiyetleri
gurupları
Türk d i l i n i n lehçe ve şiveleri, v a k t i y l e J. N e m e t h ' i n de işâret et­
miş olduğu g i b i , kelime başındaki y ~ s- husûsiyetine göre, b i r tarafta
Y a k u t v e Çuvaş lehçeleri ile diğer t a r a f t a bütün diğer şiveler olmak
üzere, i k i b ü y ü k kısma ayrılmaktadır. Şivelerin tasnifinde k a b u l edilmiş
olan umûmî esaslardan ı ^ r v e z (<.d)~
r husûsiyetine göre de Çuvaş
lehçesi hem Y a k u t lehçesinden hem de diğer şivelerden farklı b i r du­
r u m d a bulunmaktadır; buna b i r de b u lehçeyi diğer'lehçe ve şiveler­
den ayıran
husûsiyetini eklemek mümkündür. Türk d i l i n i n bütü­
nünü göz önünde tutan bütün tasniflerde ( b k . ms l . B o g o r o d i t s k i y ,
18) Çuvaş lehçesinin türk d i l i içinde ayrı b i r g u r u p teşkil etmesi icap
ettiği neticesine varılmış olduğundan, bu husûsun münakaşası artık
bahis mevzuu değildir.
Y a k u t lehçesi d e , y - ~ s - husûsiyetinden başka, d ~ t husûsiydi
ile, diğer lehçe ve şivelerden farklı ayrı b i r g u r u p teşkil eder. Bu leh­
çenin S a m o y l e v i ç ' t e ci-gurubu ( U y g u r , Şimâl-î şarki )'nun r-bölümüne tek başına ve B o g o r o d i t s k i y ' d e , Karagas ve T u v a şive­
leri ile b i r l i k t e , şimâl-î şarkî g u r u b u n a idhâl edilmiş olması yanlıştır.
Bu i k i lehçe üzerinde d u r u l u r k e n , bilhassa şu noktaların göz önün­
de bulundurulması lâzımdır. Çuvaş lehcesindeki z «d) ^ r nusûsiyeti
nisbeten son d e v i r l e r e âit b i r d u r u m olarak kabûl edilse bile, b u i n ­
kişâfa r e h b e r l i k etmiş olan z ~ r hususiyeti ile ş
t v e g- ~~ s- münase­
betleri v e Y a k u t lehcesindeki g
s- i l e t~-*d husûsiyetleri, diğer türk
şivelerinin bugünkü durumları ile i l g i l i olmadığı g i b i , b u şivelerin ircâ
e d i l e b i l d i k l e r i «eskis d e v r e n i n malzemesi ile de izah edilememektedir.
O n u n için, yukarıda da işâret edildiği g i b i , bu farklı inkişâfın sebep­
l e r i n i k e n d i n d e bulunduran «daha eski» bir d e v r e n i n kabûlü zarurîdir
ve bundan dolayı bu lehçelerin tasnifte, diğer şive guruplarının ufkî
sırasına konulmayıp, tarihî inkişâfı belirtmek üzere, amûdî bir sıraya
yerleştirilmesi doğru olacaktır.
Diğer şivelere gelince, bunları i l k önce şivelerin tasnifinde esâs
olarak kabûl edilen seslerden d sesinin inkişâf şekillerine göre ayır­
mak icap eder. Buna göre, b i r t a r a f t a — d sesinin muhâfaza edilmesi ve
diğer t a r a f t a — b u n u n z sesine inkilâp etmesi husûsiyetleri ile, kendiliğin­
den i k i g u r u p meydana çıkmaktadır.
G e r i k a l a n bütün şiveler, <f > g bakımından, g kısmına dâhil bulun­
duklarından, bunların tasnifinde bu hususiyetin dışında, başka b i r esâs
bulmak lâzım gelmektedir; b u da g sesinin muhtelif d u r u m l a r d a şive-
136
R. Rahmeti
Arat
lerde arzettiği inkişâf şekillerinde bulunmaktadır. Bu suretle tek .he­
celi kelimelerin sonunda ğ~>v(a)
husûsiyetine göre, ayrı b i r g u r u p ve
b i r d e n fazla heceli sözlerin s o n u n d a k i ğ sesinin, sedasızlaşarak, k sesine
inkılâp etmesi hususiyetine göre de, başka b i r g u r u p ayrılabilmektedir.
Yukarıdaki şive gurupları böylece tanzim e d i l d i k t e n sonra, g e r i ­
de daha i k i şive g u r u b u kalmaktadır. Bu gurupların i k i s i de tek he­
celi sözlerin s o n u n d a k i ğ sesinin muhâfaza edilmesi ve b i r d e n fazla
heceli sözlerin sonundaki ğ sesinin düşmesi hususunda birleşmekte,
fakât tasrif e k l e r i n i n başındaki ğ sesinin d u r u m u bakımından, b i r b i ­
r i n d e n ayrılmaktadır. Tasrif e k l e r i n i n başındaki ğ sesini düşüren şi­
ve g u r u b u aynı zamanda kelime başındaki i-sesini sadâlılaştırarak, dşekline sokmaktadır. Şive guruplarının işaretinde birliği muhafaza et­
mek bakımından, bu son husûsiyetin de tasnifin esâs unsurları arasına
alınması faydalı olur.
Bu hususiyetlere göre, türk lehçe ve şive gurupları ve hususiyet­
leri şu şekilde sıralanabilir.
A . Türk lehçe gurupları
I.
II.
•.
r-Gurubu (i-~-z, / —
$,ş--^u-)
i-Gurubu ( i — d, s - ^ y - )
B. Türk şive gurupları
1
ı ••
II.
III.
-. I V .
V.
VI.
•
1.
(f-Gurubu (adak,
z-Gurubu
(az
ak,
trğ. iağhğ,
tağ, tağlığ,
raw-Gurubu (ayak,
ra^/ı-Gurubu (ayak,
tav,
tavlı,
tağ,
kalğm)
kalğan)
tağlı,
rağ/ı&-Gurubu (ayak,
tağ, t a ğ 1ı k,.
dağ,
Şive
g u r u p l-a r i n i n
dağlı,
.
kalğan):
dağlı-Gurubu
(ayak,
•
kalğan)
kalğan)
kalan)
a d l a n d ı rılm ası
Tasnif tecrübelerinden de görüldüğü g i b i , lehçe ve şive gurupları­
n ı asıl maksada u y g u n b i r şekilde adlandırmak için münâsip tâbir­
ler bulmak c i d d e n güçtür. Şimdiye k a d a r bilhassa bu n o k t a d a amelî
b i r neticeye henüz yaklaşılmamış olduğu yukarıdaki karşılaştırmada
(bk. I I I , 5) açık o l a r a k görülmektedir. Bu karışıklık bilhassa şivelerin,
tasnifinde henüz kat'îleşmemiş bulunan ve b i r çoklarının, şahsî temâyüllere göre, farklı anlaşılması m ü m k ü n olan tâbirlerin kullanılmasından
ileri gelmektedir.
'• \. •
f : .: ;
T ü r k şivelerinia tasnifi
187
Türk şivelerinin tasnifi ile doğrudan-doğruya i l g i l i olanlar ve türk
d i l i sahasında çalışanlar için, şive guruplarının d i l hususiyetlerine göre
•adlandırılması mühimdir. H e r g u r u p için tasnifte esâs olan b i r ses
veya b u sesin durumuna işâret eden bir kelimenin z i k r i maksadı a n ­
l a t m a ğ a kâfi g e l m e k t e d i r . Türk d i l b i l g i s i ile doğrudan-doğruya îlgi. l i olmayıp, dolayısı ile b u meseleye temâs eden ilim şubeleri mensup­
ları İle daha geniş o k u y u c u k i t l e s i için, b u gurupların daha umûmî
b i r İsimle işâretlenmesi, tabiî, daha faydalı olacaktır. Böyle bir işâretin
umûmî olması ve fazla ince teferruata girmemesi, f a k a t aynı zamanda
maksada u y g u n bulunması İcap eder.
Son devirlerde türklerîn kavmî, kültür ve siyâsî bünyesindeki i n ­
kişâf s e y r i , b u g u r u p l a r a kavmî teşekküllerine göre bir isim vermeği
ızorlaştırmaktadır. Şimdiye k a d a r en çok t a t b i k edilen, şive guruplarını
coğrafî tâbirlerle adlandırmak usûlü de p e k m u v a f f a k olmuş b i r usûl
sayılamaz; b u maksatla cihet isimlerinin kullanılması ile de bir taraftan
çıkış noktasının tesbitinde görüş birliğinin te'min edilememesi ve diğer
t a r a f t a n b i r d e n fazla şive g u r u b u için aynı tâbiri kullanma zarureti k a r ­
şısında karışıklığı önlemek mümkün olmamıştır. Bütün gurupları coğ­
rafî isimlerle adlandırmakta da aynı mahzurlar m e v c u t t u r . .
Şimdiye kadar yapılmış olan tecrübeler dâhilinde kalmak üzere,
rşive gurupları, d i l hususiyetini gösteren îşâretler yanında, b i r de 1 . kav.mî, 2. coğrafî, 3. cihet isimleri ile adlandırılabilir. Bu g u r u p l a r d a n i k i s i
— eskiden beri kavmî isimleri ile tanınan Çuvaş ve Y a k u t guruplarıdır.
.111. ve I V . g u r u p l a r a dâhil şiveleri konuşan k a v i m l e r i n menşe d u r u m u
açık o l a r a k belli olmadığından, bunların kavmî isimlerle adlandırılması,
sarahat bakımından, b i r f a y d a te'min e t m e z ; bunların bulundukları
mıntakalara göre isimlendirilmesi, şimdilik, daha i y i olur. V I . g u r u p
için münâsip b i r isim b u l m a k güçtür. T o m ismi aslında coğrafî b i r
i s i m o l m a k l a beraber, aynı zamanda idârî bir bölgenin adıdır. Buna
rağmen, diğer g u r u p l a r a u y m a k ve coğrâfî isim mânasına gelmek üze­
r e , şimdilik bu ismin kullanılmasında büyük b i r mahzûr y o k t u r . Zâten
b u şive g u r u b u daha çok d i l c i l e r i ilgilendiren küçük b i r zümreden ibâ:rettir. Türk k a v i m l e r i n i n b ü y ü k kısımlarını içine alan ve türk d i l i n d e
g e r e k şive ve gerek yazı d i l i malzemesi bakımından mühim olan diğer
üç g u r u p ( V . , V D . ve VIII.) kavmî ve coğrâfî isimlerin kâfi gelmeyeceği
b i r d u r u m arzeder. Bunların türk m u h i t i n d e çok yaygın tâbirleri olan
•cihet isimleri ile adlandırılmasının maksada daha u y g u n düşeceği k a ­
n a a t i n d e y i m . Bu şekil aynı zamanda türk yazı d i l i tasnifi için de en
umumileşmiş b i r k e y f i y e t t i r .
Buna göre, mevcût lehçe ve şive guruplarını şöyle sıralayabiliriz.
138
R. Rahmeti Arat
A,
I.
II.
Türk lehçe gurupları
r-Gurubu ( Ç u v a ş )
t-Grubu ( Y a k u t )
B. Türk şive gurupları
I.
II.
III.
IV.
V.
VI.
rf-Gurubu ( S a y a n )
z-Gurubu ( A b a k a n )
tau-Gurubu ( Ş i m â l )
rog/ı-Gurubu ( T o m )
Yoğ/iA-Gurubu ( Ş a r k )
c/og/ı-Gurubu ( C e n u p )
Bu kısaltılmış isimler, konuşma dilinde, umûmî ifâdede—türkçesi
şive gurupları i ç i n — g u r u b u ve lehçe ve şiveler kasdedildiği v a k i t — leh­
çesi, şiveleri tâbirleri ile genişleyecektir.
T
Şive guruplarını tarihî d e v i r l e r ile bağlama ve b u n u tasnifte be­
l i r t m e meselesine gelince, b u n u n bugünkü türk şivelerinin tasnifinde
zarûrî b i r mecburiyet olmadığı ve türk d i l b i l g i s i n i n bugünkü d u r u m u n d a
b u n u n sarih o l a r a k belirtilmesine imkân bulunmadığı k a n a a t i n d e y i m .
Şimdiye kadar yapılan tecrübeler b u n u n çok yanlış neticelere götüre.
bileceğine açık b i r misâl teşkil eder. ( M s l . Çuvaş lehçesi için, b u n u n
menşei o l a r a k düşünülen Bulgar tâbiri b i r dereceye k a d a r b i r işaret
sayılabilir; fakat b u d a Bulgar tâbirinden kasdedilen mânanın müphemliğinden dolayıdır. Bulgar isminin kavmî veya siyâsî b i r isim o l u p
-olmadığı henüz b i r münakaşa mevzuudur, t-, d-, z- ve ve (/-gurup­
larını içine alan b i r g u r u p ile U y g u r tâbiri arasında b i r münâsebet t a ­
s a v v u r etmek, cidden, güçtür. Kıpçak i s m i n i n tarihî bakımdan doğru
olabileceği düşünülse bile, b u tâbirin ifâde ettiği k a v i m v e saha ile
b u g u r u b u n mümessillerini birleştirmenin ne k a d a r güç olduğu aşikâr­
dır. Türkmen tâbiri bugün b i r şive ile b i r siyâsî teşekkülün ismi o l ­
d u ğ u n d a n , bunun daha geniş b i r mefhûm için kullanılması, sarâhatten
ziyâde, b i r ç o k karışıklıklara sebebiyet v e r e b i l i r ) . Bu mesele, şivelerin
tasnifinden ziyâde, türk d i l i n i n tarihî inkişâf merhalelerinin tesbiti i l e
ilgilidir.
3.
Şive
guruplarının
tasnif
cedveli
Türk şivelerinin tasnifi hakkında v e r i l e n izahat, şema hâlinde, şöyle
hulâsa edilebilir.
ANA
TÜRKÇE
' veya
ESKİ
S-GURUBU
ESKİ
TÜRKÇE
S-
K-GURUBU
ÇUVAŞÇA
ESKİ
TÜRKÇE
veya U Y G U R
GURUBU
ESKİ
DEVRİ
YAKUTÇA
I> r - G ı m b u
II. / - G u r u b u
ÇUVAŞ
Y A K U T
1.
II.
III.
d- Gurubu
i • Gurubu
(av - G urubu
SAYAN
«LBAKAN
Şİ M Â L
IV.
fnğlı
• Gurubu
T OM
VI.
V.
lagltk
- Gurubu
ŞARK
dağlı
- Gurubu
CENUP