lüks kozmetġk markalarının tercġh edġlmesġnde marka

Transkript

lüks kozmetġk markalarının tercġh edġlmesġnde marka
T.C.
EGE ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
REKLAMCILIK ANA BĠLĠM DALI
LÜKS KOZMETĠK MARKALARININ TERCĠH
EDĠLMESĠNDE MARKA DENKLĠĞĠNĠN ETKĠSĠ
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Hazırlayan
Ġdil ODABAġ
DanıĢman
Yrd.Doç.Dr.Sinem YEYGEL ÇAKIR
ĠZMĠR-2011
I
II
III
ĠÇĠNDEKĠLER
YEMĠN BELGESĠ
II
TUTANAK
III
ġEKĠLLER VE TABLOLAR DĠZĠNĠ
IX
GĠRĠġ
1
BÖLÜM 1: MARKA KAVRAMINA GENEL BĠR BAKIġ
4
1.1
MARKA KAVRAMI VE KAPSAMI
4
1.1.1. Marka Tanımı
5
1.1.2. Markanın Tarihsel GeliĢimi
9
1.1.3. Marka Türleri
12
1.1.3.1. Ticaret/Mal Markası
12
1.1.3.2. Hizmet Markası
13
1.1.3.3. Garanti Markası
14
1.1.3.4. Ortak Marka
14
1.1.3.5. Diğer Marka Türleri
15
1.1.4. Markanın Fonksiyonları
18
1.1.4.1. Ayırt Etme Fonksiyonu
18
1.1.4.2. MenĢei/Kaynak Gösterme Fonksiyonu
19
1.1.4.3. Garanti Fonksiyonu
20
1.1.4.4. Reklam Fonksiyonu
21
1.1.5.Markanın Önemi
23
1.1.5.1. Üreticiler Açısından Markanın Önemi
24
1.1.5.2. Tüketiciler Açısından Markanın Önemi
25
1.1.5.3. Toplum Açısından Markanın Önemi
27
1.1.5.4. Perakendeciler Açısından Markanın Önemi
28
1.1.6. Ürün ve Marka ĠliĢkisi
29
IV
1.2
1.3
MARKALARIN OLUġTURULMASI
32
1.2.1. MarkalaĢma
33
1.2.2. Marka Elemanları
37
1.2.2.1. Ġsim
39
1.2.2.2. Amblem(Sembol)
42
1.2.2.3. Logo
43
1.2.2.4. Renk
44
1.2.2.5. Ambalaj
46
1.2.2.6. Slogan
47
MARKA ĠLE ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR
48
1.3.1. Marka KiĢiliği
49
1.3.2. Marka Kimliği
54
1.3.3. Marka Ġmajı
58
1.3.4. Marka Denkliği(Değeri)
62
BÖLÜM 2: MARKA DENKLĠĞĠ KAVRAMINA GENEL BĠR BAKIġ
2.1
64
MARKA DENKLĠĞĠ KAVRAMI VE KAPSAMI
64
2.1.1. Marka Denkliği Kavramı
65
2.1.2. Marka Denkliğinin Önemi ve Faydaları
68
2.1.2.1. ĠĢletmeler Açısından Marka Denkliğinin Faydaları
69
2.1.2.2. Tüketiciler Açısından Marka Denkliğinin Faydaları
70
2.1.3. Marka Denkliği OluĢum Süreci
71
2.1.4. Marka Denkliği Türleri
74
2.1.5. Marka Denkliği Ölçümü
77
2.1.5.1. Finansal Temele Göre Marka Denkliği Ölçümü
79
2.1.5.2. Tüketici Temeline Göre Marka Denkliği Ölçümü
80
2.1.5.3. Karma Yönteme Göre Marka Denkliği Ölçümü
90
V
2.2
MARKA DENKLĠĞĠ UNSURLARI
93
2.2.1. Marka Bağlılığı (Sadakati)
94
2.2.1.1. Marka Bağlılığı Kavramı
95
2.2.1.2. Marka Bağlılığının Faydaları
97
2.2.1.3. Marka Bağlılığı AĢamaları
99
2.2.1.4. Marka Bağlılığı OluĢum Süreci
101
2.2.1.5. Marka Bağlılığı YaklaĢımları
106
2.2.2. Marka Farkındalığı
108
2.2.2.1. Marka Farkındalığı Kavramı
108
2.2.2.2. Marka Farkındalığının Faydaları
111
2.2.2.3. Marka Farkındalığı Düzeyleri
113
2.2.2.4. Marka Farkındalığının OluĢumu
115
2.2.3. Algılanan Kalite
118
2.2.3.1. Algılanan Kalite Kavramı
118
2.2.3.2. Algılanan Kalitenin Faydaları
121
2.2.3.3. Algılanan Kalitenin Boyutları
123
2.2.3.4. Algılanan Kalitenin Belirleyicileri
125
2.2.4. Marka ÇağrıĢımları
126
2.2.4.1. Marka ÇağrıĢımı Kavramı
126
2.2.4.2. Marka ÇağrıĢımlarının Faydaları
130
2.2.4.3. Marka ÇağrıĢımı Türleri
133
2.2.5. Diğer Marka Varlıkları
139
BÖLÜM 3: LÜKS KOZMETĠK MARKA KAVRAMI VE TÜKETĠCĠ
DAVRANIġI ĠLĠġKĠSĠ
141
3.1.
LÜKS MARKA KAVRAMI
141
3.1.1. Lüks ve Lüks Marka Tanımı
141
3.1.2. Lüks Ürün ve Markaların Tercih Edilme Sebepleri
143
3.1.3. Lüks Markaların Özellikleri
146
VI
3.2.
3.3.
KOZMETĠK KAVRAMI
150
3.2.1. Kozmetik Tanımı
150
3.2.2. Kozmetiğin Tarihsel GeliĢimi
152
3.2.3. Kozmetik Ürünlerin Sınıflandırılması
153
TÜKETĠCĠ DAVRANIġI
154
3.3.1. Tüketici ve Tüketim Kavramları
155
3.3.2. Tüketici DavranıĢı Kavramı ve Özellikleri
156
3.3.3. Tüketici DavranıĢını Etkileyen Faktörler
158
3.3.3.1. Kültürel Faktörler
160
3.3.3.1.1. Kültür
160
3.3.3.1.2. Alt Kültür
161
3.3.3.1.3. Sosyal Sınıf
162
3.3.3.2. Sosyal Faktörler
163
3.3.3.2.1. Referans Grupları
164
3.3.3.2.2. Aile
165
3.3.3.2.3. Roller ve Statü
166
3.3.3.3. KiĢisel Faktörler
166
3.3.3.3.1. YaĢ
166
3.3.3.3.2. Meslek
167
3.3.3.3.3. Ekonomik Durum
168
3.3.3.3.4. YaĢam Tarzı
169
3.3.3.3.5. KiĢilik
170
3.3.3.3.6. Cinsiyet
171
3.3.3.4. Psikolojik Faktörler
172
3.3.3.4.1. Motivasyon
172
3.3.3.4.2. Algılama
173
3.3.3.4.3. Öğrenme
174
3.3.3.4.4. Ġnanç ve Tutum
175
3.3.4. Tüketici Satın Alma Süreci
3.3.4.1. Sorunun Belirlenmesi
177
179
VII
3.3.4.2. Bilgileri ve Seçenekleri Arama
180
3.3.4.3. Seçeneklerin Değerlendirilmesi
182
3.3.4.4. Satın Alma Kararı
183
3.3.4.5. Satın Alma Sonrası Değerlendirme
184
3.3.5. Modanın Tüketici Satın Alma Sürecine Etkisi
187
3.3.6. Markanın ve Marka Denkliğinin Satın Alma Sürecine Etkisi
194
BÖLÜM 4: LÜKS KOZMETĠK MARKALARININ TERCĠH EDĠLMESĠNDE
MARKA DENKLĠĞĠNĠN ETKĠSĠNĠN ARAġTIRILMASI
198
4.1.
ARAġTIRMANIN AMACI
198
4.2.
ARAġTIRMANIN ÖNEMĠ
199
4.3.
ARAġTIRMANIN SINIRLILIKLARI
200
4.4.
ARAġTIRMANIN MODELĠ
201
4.4.1. Örneklem
202
4.4.2. Hipotezler
203
4.4.3. Verilerin Çözümlenmesi
204
VERĠLER VE BULGULAR
205
4.5.1. Frekans Dağılımı ve Yüzdeler
205
4.5.2. Güvenilirlik Analizi
207
4.5.3. Çapraz Tablolar ve Verilen Cevapların Ortalamaları
212
4.5.4. Unsurlar Arasındaki Etki ve ĠliĢkinin Ortaya Konması
229
VERĠLERĠN VE BULGULARIN GENEL DEĞERLENDĠRMESĠ
246
4.5.
4.6.
SONUÇ
250
KAYNAKÇA
255
EK(ARAġTIRMA SORULARI)
283
ÖZGEÇMĠġ
286
TEZ ÖZETĠ
287
ABSTRACT
288
VIII
ġEKĠLLER VE TABLOLAR DĠZĠNĠ
ġekiller
ġekil 1: MarkalaĢma Süreci
35
ġekil 2: Young&Rubicam‟ın Marka Denkliği Modeli
82
ġekil 3: Aaker‟ın Marka Denkliği Modeli
85
ġekil 4: Keller‟ın Marka Bilgisi Modeli
87
ġekil 5: Marka Denkliği Piramidi
88
ġekil 6: Biel‟in Marka Denkliği Modeli
90
ġekil 7: Marka Bağlılığı Piramidi
100
ġekil 8: Marka Bağlılığını Korumak ve Arttırmak
103
ġekil 9: Marka Farkındalığının Yarattığı Değer
112
ġekil 10: Marka Farkındalığı Piramidi
114
ġekil 11: Algılanan Kalite ile Sağlanan Değer
121
ġekil 12: Marka ÇağrıĢımlarının Değeri
131
ġekil 13: Marka ÇağrıĢımları
134
ġekil 14: Marka ÇağrıĢım Türleri
137
ġekil 15: Tüketici DavranıĢını Etkileyen Faktörler
159
ġekil 16: Satın Alma Karar Süreci AĢamaları
178
IX
Tablolar
Tablo 1: Marka ve Ürün Arasındaki Farklar
31
Tablo 2: Interbrand Tarafından Kullanılan Kriterlerin Ağırlıkları
92
Tablo 3: DavranıĢsal ve Tutumsal Ölçümlerin Avantaj ve Dezavantajları
107
Tablo 4: Cinsiyet Faktörü Ġçin Frekans ve Yüzdeler
205
Tablo 5: YaĢ Faktörü Ġçin Frekans ve Yüzdeler
206
Tablo 6: Eğitim Durumu Ġçin Frekans ve Yüzdeler
206
Tablo 7: Aylık KiĢisel Gelir Ġçin Frekans ve Yüzdeler
207
Tablo 8: Algılanan Kalite Boyutuna Ait Soruların Toplam Güvenilirliği
208
Tablo 9: Algılanan Kalite Boyutuna Ait Soruların Soru Bazında Güvenilirliği
208
Tablo 10: Marka Bağlılığı Boyutuna Ait Soruların Toplam Güvenilirliği
209
Tablo 11: Marka Bağlılığı Boyutuna Ait Soruların Soru Bazında Güvenilirliği
209
Tablo 12: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığı Boyutlarına Ait Soruların Toplam
Güvenilirliği
210
Tablo 13: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığı Boyutlarına Ait Soruların Soru
Bazında Güvenilirliği
210
Tablo 14: Genel Marka Denkliğine Ait Soruların Toplam Güvenilirliği
211
Tablo 15: Genel Marka Denkliğine Ait Soruların Soru Bazında Güvenilirliği
211
Tablo 16: Algılanan Kalitenin Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
212
Tablo 17: Algılanan Kalitenin YaĢa Göre Çapraz Tablosu
213
Tablo 18: Algılanan Kalitenin Eğitim Durumuna Göre Çapraz Tablosu
214
Tablo 19: Algılanan Kalitenin Aylık KiĢisel Gelire Göre Çapraz Tablosu
215
Tablo 20: Marka Bağlılığının Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
216
Tablo 21: Marka Bağlılığının YaĢa Göre Çapraz Tablosu
217
Tablo 22: Marka Bağlılığının Eğitim Durumuna Göre Çapraz Tablosu
218
Tablo 23: Marka Bağlılığının Aylık KiĢisel Gelire Göre Çapraz Tablosu
219
Tablo 24: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Cinsiyete Göre
Çapraz Tablosu
220
Tablo 25: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının YaĢa Göre
Çapraz Tablosu
221
X
Tablo 26: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Eğitim Durumuna Göre
Çapraz Tablosu
222
Tablo 27: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Aylık KiĢisel Gelire Göre
Çapraz Tablosu
223
Tablo 28: Genel Marka Denkliğinin Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
224
Tablo 29: Genel Marka Denkliğinin YaĢa Göre Çapraz Tablosu
225
Tablo 30: Genel Marka Denkliğinin Eğitim Durumuna Göre Çapraz Tablosu
226
Tablo 31: Genel Marka Denkliğinin Aylık KiĢisel Gelire Göre Çapraz Tablosu
227
Tablo 32: Sorulara Verilen Cevapların Ortalamaları
228
Tablo 33: Algılanan Kalite, Marka Bağlılığı, Marka ÇağrıĢımları Ġle Marka
Farkındalığı DeğiĢkenlerinin Marka Denkliği Üzerindeki Toplu Etkisi
230
Tablo 34: Algılanan Kalite, Marka Bağlılığı, Marka ÇağrıĢımları Ġle Marka
Farkındalığı DeğiĢkenlerinin Marka Denkliği Üzerindeki Toplu Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
231
Tablo 35: Algılanan Kalitenin Marka Denkliği Üzerindeki Etkisi
233
Tablo 36: Algılanan Kalitenin Marka Denkliği Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
233
Tablo 37: Marka Bağlılığının Marka Denkliği Üzerindeki Etkisi
234
Tablo 38: Marka Bağlılığının Marka Denkliği Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
235
Tablo 39: Marka ÇağrıĢımları ve Marka Farkındalığının Marka Denkliği
Üzerindeki Etkisi
236
Tablo 40: Marka ÇağrıĢımları ve Marka Farkındalığının Marka Denkliği
Üzerindeki Etkisinin Anlamlılık Düzeyi
237
Tablo 41: Marka Denkliğinin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisi
238
Tablo 42: Marka Denkliğinin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
239
Tablo 43: Algılanan Kalitenin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisi
240
Tablo 44: Algılanan Kalitenin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
241
Tablo 45: Marka Bağlılığının Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisi
242
XI
Tablo 46: Marka Bağlılığının Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
243
Tablo 47: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Chanel‟in Tercih Edilmesi
Üzerindeki Etkisi
244
Tablo 48: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Chanel‟in Tercih Edilmesi
Üzerindeki Etkisinin Anlamlılık Düzeyi
245
XII
GĠRĠġ
Günümüzde küreselleĢmenin de etkisiyle mal ve hizmet piyasaları neredeyse tek
bir pazar haline gelmiĢ ve bu durum piyasalarda rekabetin artmasına sebep olmuĢtur.
Pazara sunulan ürünlerin özellikle ürün nitelikleri açısından benzerlikler göstermeleri ve
teknolojinin ürün taklitlerini kolay hale getirmesi, markaların ürünlerini rakip
markaların ürünlerinden farklılaĢtırma zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir.
ĠĢletmeler, ürünlerinin tanımlamasını doğru Ģekilde yaparak, piyasadaki benzerleri
arasından fark edilmelerini sağlamak durumundadırlar.
Firmalar arasındaki rekabetin yanı sıra küreselleĢme sürecinin tetiklediği
teknolojik geliĢmeler, değiĢen yaĢam tarzları, bilgisayar ve iletiĢim alanındaki
geliĢmeler ve buna benzer pek çok faktör tüketicilerin bilgiye ulaĢmasını
kolaylaĢtırmakta ve ürün tercihleri açısından seçeneklerini çoğaltmaktadır. Kolayca
ulaĢılan bilgi ve seçeneklerin çokluğu, tüketicilerin marka değerlendirme ve satın alma
kararlarını önemli Ģekilde etkileyen faktörlerdendir.
Firmalar, ağır rekabet koĢullarında avantaj sağlayabilmek için tüketicilere sadece
somut yararlar sunan ürün/hizmetler sunmanın ötesinde, söz konusu ürün/hizmetleri ile
deneysel, duygusal ve estetik faydalar sunma ihtiyacını da hissetmektedirler. Tüketici
eğilimlerini takip ederek, o yönde gelen müĢteri beklentilerini karĢılamak, bir kuruluĢun
hayatta kalması açısından da önemli bir etki ortaya koymaktadır. ĠĢte bu noktada
kuruluĢlar, pazarda uzun vadede baĢarı elde etmek, rakiplerinden farklılaĢmak, tüketici
zihninde bir konum kazanmak adına marka oluĢturma çabası içine girmektedirler.
Markalamanın önemi her geçen gün biraz daha artmaktadır. Marka, yalnızca bir
isim, logo ya da sembol değildir, aynı zamanda bir firmanın maddi ve maddi olmayan
tüm değerlerini kapsamaktadır. MarkalaĢma, rekabet dünyasında eĢitlikleri bozan,
çabuk fark edilmeyi ve farklılaĢmayı sağlayan önemli bir rekabet avantajı sağlayıcısıdır
ve markalar, Ģirketlerin en değerli görünmeyen varlıklarıdır.
1
Marka, bir ürünün rakip ürünlere göre farklılığını vurgulamakta, müĢterileri
yalnızca fonksiyonel anlamda değil, duygusal anlamda da tatmin etmektedir. Marka
kavramının önemini idrak eden firmaların, çalıĢmalarında marka denkliği kavramına da
büyük önem verdikleri görülmektedir. Markanın mal veya hizmet vasıtasıyla firmaya ya
da tüketiciye sağladığı katma değer olarak görülen marka denkliği kavramı, ürünlerin
tüketiciler tarafından kaliteli olarak algılanmasına sebep olmakta ve piyasaya yeni giren
rakip ürünler karĢısında güçlü bir savunma sağlamaktadır.
Marka değeri olarak da isimlendirilebilen marka denkliği, hem finansal açıdan
hem de tüketici temelli olarak markanın değeridir. Günümüzde markanın değeri
yalnızca parasal açıdan değerlendirilmemektedir. Bunun yanı sıra, tüketicilere sunulan
ilave (katma) değerler, tüketicinin bilgisi ve tepkisi, marka tercihi, markaya karĢı
tutumu ve marka sadakati gibi kavramlar da marka denkliğinin belirlenmesinde önem
taĢımaktadır.
Marka denkliğini anlamak ve baĢarıyla uygulamak için tüketici temelli marka
denkliğini oluĢturan dört unsurun ele alınması gerekmektedir. Bunlar; marka
farkındalığı, marka bağlılığı, marka çağrıĢımları ve algılanan marka kalitesidir. Bu dört
unsurla tüketiciler markayı fark etmekte, markanın ne anlatmaya çalıĢtığını anlamakta
ve markaya bağlılık hissedip satın almaktadırlar.
Marka, tüketicilerin hem arzuladıkları özelliklere sahip, kaliteli ürünü kolayca
bulmalarını hem de kendilerini güvende hissetmelerini sağlamaktadır. Tüketiciler
markayı ürünün taĢıdığı somut anlamın çok ötesinde bir değer olarak algılamaktadırlar.
Ürün fayda sunarken marka buna ilave olarak imaj, prestij, statü, bireysellik gibi soyut
anlamları ifade etmektedir. Ġlgili markayı kullanacak olan tüketici kullandığı markanın
lüks marka sınıfında olması, geliĢmiĢliği, saygınlığı ya da üstünlüğü gibi nitelikleri ile
kendi kiĢiliğini ortaya koymaktadır.
Ġnsanlar artık ihtiyaçlarının tatmininden çok, hedonik faydalar temelinde
psikolojik tatmin elde etmek için tüketmektedirler. Lüks ürünler ise bu aĢamada oldukça
2
etkili olmakta ve sağladıkları prestij ve üstünlük duyguları ile tüketicilere çekici
gelmektedirler. Bu çalıĢmada lüks kozmetik markaların tercih edilmesinde marka
denkliğinin etkisi araĢtırılmaktadır.
Birinci bölümde kapsamlı bir literatür çalıĢması yapılarak markanın tanımından,
tarihsel geliĢiminden, türlerinden, fonksiyonlarından, öneminden, ürün ve marka
iliĢkisinden, markaların oluĢturulması ve marka elemanlarından, marka denkliği
kavramının daha iyi anlaĢılmasını sağlamak amacıyla marka kiĢiliği, kimliği ve imajı
kavramlarından bahsedilmiĢtir.
Ġkinci bölümde, marka denkliği kavramı, marka denkliğinin önemi, oluĢum
süreci, türleri ve ölçümü ele alınmıĢ, marka denkliği unsurları (marka bağlılığı, marka
farkındalığı, algılanan kalite, marka çağrıĢımları ve diğer marka varlıkları) ayrıntılı
olarak incelenmiĢtir.
ÇalıĢmanın üçüncü bölümünde ise lüks kozmetik markası kavramı açıklanarak,
tüketici, tüketim, tüketici davranıĢı kavramları ve tüketici davranıĢını etkileyen faktörler
açıklanmıĢtır. Tüketici satın alma süreci ortaya konmuĢ, moda ve lüks marka iliĢkisine
değinilmiĢ, ayrıca markanın ve marka denkliğinin satın alma sürecine etkisi ortaya
konmuĢtur.
ÇalıĢmanın dördüncü ve son bölümünde ise, lüks kozmetik markaların tercih
edilmesinde marka denkliğinin etkisinin ölçülmesi amacıyla bir alan araĢtırmasına yer
verilmiĢ, bu çalıĢma kapsamında marka denkliği ve bahsedilen marka denkliği
unsurlarına yönelik bulgular elde edilerek, değerlendirilmiĢtir.
3
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
MARKA KAVRAMINA GENEL BĠR BAKIġ
1.1.MARKA KAVRAMI VE KAPSAMI
Günümüzün küreselleĢen dünyasında oldukça ağır rekabet koĢulları hüküm
sürmektedir. Bugünün iĢletmeleri bu rekabet koĢullarında baĢarıyı ancak farklılaĢarak
yakalayabilmektedirler. Ġstekleri hızla artan tüketicileri memnun edebilmek için yeni
değerler yaratmak gerekmektedir. Marka bir ürünün fiziksel olmayan özellikleri
arasındaki en önemli unsurdur. Marka ile tüketicilere, rakiplerin ikame edemeyeceği bir
özellik sunulmaktadır.
Güçlü markalar, tüketicinin gözünde mal ve hizmetlerin kalite garantisi
durumundadırlar. Kalite garantisi tüketiciler için oldukça fazla önem taĢımaktadır.
Çünkü müĢteriler aynı markayı ikinci kere ve daha sonraki seferlerde satın aldıklarında
aynı özellikleri, yararları ve kaliteyi elde edeceklerini bilirler. Bu da tüketicileri
markaya bağlayarak satın alma sebebi yaratır.
Satın alma tercihlerinin yönlendirilmesinde büyük önem taĢıyan, ürün ve
hizmetlerin diğer ürün ve hizmetlerden farklılaĢmasını sağlayan ve tüketicilerde
duygusal bir tatmin yaratan marka kavramının tüm boyutları ile ele alınması ve
açıklanması, markanın büyüsünü anlamamıza yardımcı olacaktır.
Bu bölümde markanın tanımından, tarihsel geliĢiminden, türlerinden,
fonksiyonlarından, öneminden, ürün ve marka iliĢkisinden, markaların oluĢturulması ve
marka elemanlarından, marka denkliği kavramının daha iyi anlaĢılmasını sağlamak
amacıyla marka kiĢiliği, kimliği ve imajından bahsedilmektedir. Bahsedilen bu
kavramlar sayesinde marka kavramının önemi ve kiĢileri etkilemekteki baĢarısının
kaynağı daha iyi anlaĢılacaktır. Ġlk adım olarak markanın tanımı ile baĢlamak, diğer
kavramların anlaĢılması açısından izlenecek en doğru yol olacaktır.
4
1.1.1.Marka Tanımı
Marka, günlük yaĢantımızın vazgeçilmezi haline gelen ve her alanda karĢımıza
çıkan bir kavramdır. Marka, hem görünen yani fiziki hem de görünmeyen yani
duygularla ifade edilebilen bir özelliğe sahiptir. Günümüzde çok önemli bir rol üstlenen
marka kavramı, doğru yönetildiği takdirde, iĢletmeye çok büyük karlılıklar sağlayabilen
bir değer niteliğindedir.
Ġngilizce karĢılığı “brand” olan ve Ġtalyanca “marca” kelimesinden dilimize
giren marka kavramının, Türk Dil Kurumu‟nun hazırladığı sözlüğe göre anlamı: “Bir
mal, hizmet ya da kurumu tanıtmaya ve benzerlerinden ayırmaya yarayan tescil edilmiĢ
özel ad, kısaltma veya iĢaret” tir (http://tdkterim.gov.tr/bts/).
Pazarlama konusunda oldukça önemli bir birlik olan Amerikan Pazarlama
Birliği‟nin yaptığı tanıma göre marka; “bir ürünü belirlemeye, tanımlamaya ve
rakiplerinden ayırmaya yarayan isim, terim, iĢaret, sembol, dizayn (tasarım) ya da tüm
bunların bir bileĢimidir” (Keller, 2003:3).
Marka, üreticilerin ya da satıcıların, markalarının kimliğini belirleyen ve
mallarını rakiplerinden ayırt eden bir isim, bir iĢaret, bir terim, bir sembol ya da
bunların birleĢimi olarak tanımlanmaktadır (Kotler, 2000: 404).
Marka kavramının yalnızca bir iĢaret olduğundan bahsetmek, elbette yeterli
değildir. Ortaya çıktığı ilk zamanlarda markanın amacı, ürünlerin birbirlerinden farklı
olduğunu belirtmekken, günümüzde markalar çok farklı misyonlar üstlenmektedirler.
Tüketiciler markaları neredeyse bir arkadaĢ olarak görmekte ve kullandıkları markalarla
kendilerini tanımlamaktadırlar.
Marka sadece bir isim ve sembolden daha fazlasını ifade etmektedir. (Kotler ve
Armstrong, 2004: 291). Bir marka kendini kullanan kiĢiye, bilinsin ya da bilinmesin
geldiği özel kaynağı belirtir (Schmitt ve Simonson, 2000: 260). “Marka bir ürün
5
kategorisinde firmanın tüketiciye ya da müĢteriye sunduğu ve rakiplerinden farklı
olduğunu yansıtan her Ģeydir” (Kavas, 2004: 19).
“Marka konusunda önemli çalıĢmaları bulunan David A. Aaker‟a göre marka,
ürünleri ya da bir satıcı veya satıcı gruplarının hizmetlerini tanımlayan ve bu ürün ve
hizmetleri rakiplerinden farklılaĢtıran (logo, trademark, paket dizaynı gibi) ayırt edici
isim ve/veya semboldür. Marka, müĢteriye ürünün kaynağını iĢaret eder ve hem
müĢteriyi hem de üreticiyi rakiplerden korur. Marka, bir keĢfin, bilimsel bir buluĢun
ticari bir değer taĢıması ya da ticari bir çıkıĢ için değer yaratıcı ürünler oluĢturmak
amacıyla yasal olarak onaylanmıĢ ve müĢterilerle duygusal olarak bağı olan bir
kavramdır. Markaya; isim, terim, iĢaret, sembol gibi değerler ile farklılaĢtırılmıĢ değerli
olgular bütünü ve buna kiĢilik yüklenmiĢ ürün de diyebiliriz” (Elitok, 2003:2)
Marka artık sadece ürünler ya da paketlenmiĢ mallarla ilgili bir sözcük değil,
aynı zamanda düĢünce süreci ve hizmetler ile de ilgilidir (Knapp, 2000: 13). “Marka,
fiziksel bir varlık olmanın ötesinde, müĢterilerin markanın sembolünü gördüğünde veya
ismini duyduğunda hissettikleri, hayalinde canlandırdıkları ve markayla ilgili
zihinlerinde geliĢen düĢünceleridir” (Batra vd., 1996:319).
Bir baĢka tanıma göre ise marka, ürettikleri ürün vasıtasıyla müĢterilere
ulaĢtırmak istedikleri belirli bir takım özellik, yarar veya hizmetlerin sürekli sunulacağı
konusunda iĢletmeler tarafından müĢterilere verilen bir sözdür (Campbell, 2002:208).
“Marka, aynı ya da farklı, çeĢitli niteliklerde ve sektörlerdeki ürünlerin
birbirinden kolayca ayrılmalarını sağlayan, yapılan ürün dizaynları ve tanıtım
çalıĢmaları ile benzerlerinden farklılaĢtıran, ürün ile birlikte, onu piyasaya sunan kiĢileri
ve iĢletmeleri de tanımlayan, geniĢ kitlelere duyuran, tanıtan, onları baĢkalarının taklit
etmesini engelleyen ya da uluslararası hukuk kurallarının çerçevesinde koruyan, isim,
sözcük grubu, harf, rakam, renk, Ģekil ve dizayn bileĢimine denir” (Ak,1998:121).
6
“Marka; tüketiciler tarafından diğer ürün çeĢitlerinden bazı yönleriyle ayrılan,
ürünün ayırıcı özelliklerini sarmalamaya çalıĢan bir isim, sembol ya da iĢarettir” (Doyle,
2003:389). “KiĢiler hayatlarını kolaylaĢtırmak isterler ve marka, seçenekler çoğaldıkça
önemi daha da artan bir güven deposudur” (Kotler, 2005:78).
Marka, alıcısı ve satıcısı olan, ayırt edici bir ad, simge ya da tescile sahip,
tüketicilerin akıllarında, gerçek ürün özelliklerinin dıĢındaki nedenlerden ötürü olumlu
ya da olumsuz izlenim uyandıran, kendiliğinden oluĢmuĢ bir Ģeyden çok, yaratılmıĢ bir
kavramdır (Morgan, 2001:52-53).
“Marka kavramının farklı ifade ediliĢleri üzerine Ġngiltere‟de yapılan bir
çalıĢmada markanın; farklılaĢtırma aracı olarak, yasal araç olarak, firma olarak, kimlik
olarak, kiĢilik özelliği olarak, iliĢkilendirme olarak, katma değer olarak, girdi ve çıktı
olarak sekiz ayrı Ģekilde kullanılabileceği belirlenmiĢtir” (Aktuğlu, 2004:16). Marka
kavramını ele aldığımızda, bahsedilen tüm Ģekillerde kullanıldığı, hatta günümüz
tüketicileri için daha fazla özellik ifade ettiği görülmektedir.
Marka, bir ürünün dünü ve geleceğidir, ürünlere bir anlam ve yön verir ve zaman
içerisinde tüketici ile firma arasında bir anlaĢma niteliği kazanır (Kapferer, 1992: 9).
Markalar olmadan pek çok ürün anlamsız kalmakta ve tüketiciler tarafından tercih
edilmemektedirler. Markalar ürünlerin kimliği niteliğini taĢırken, aynı zamanda
tüketicinin kimliğinin oluĢmasında da önemli etkilere sahip kavramlar olarak karĢımıza
çıkmaktadırlar.
Marka, hukuki açıdan da tanımlanmıĢ ve korunmaya alınmıĢ bir kavramdır.
Ülkemizde 27.06.1995 tarihinde yürürlüğe giren 556 sayılı KHK‟nin 5/1. maddesinde
“Markanın içereceği iĢaretler” baĢlığı altında marka kavramı; “bir teĢebbüsün mal ve
hizmetlerini bir baĢka teĢebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması
koĢuluyla, kiĢi adları dahil özellikle sözcükler, Ģekiller, harfler, sayılar, “malların biçimi
veya ambalajları” gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen,
baskı yoluyla yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü iĢaretleri içerir” Ģeklinde ifade
7
edilmektedir. “Marka, bir iĢletmenin mal ve hizmetlerini bir baĢka iĢletmenin mal ve
hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması ve çizimle görüntülenmesi koĢuluyla her türlü
iĢaret olarak adlandırılır” (Kaya, 2006:13).
Türk Markalar Kanunu‟na göre marka; “Sanayide, küçük sanatlarda, tarımda,
imal ve izhar edilen, üretilen veya ticarette satıĢa çıkarılan her nevi emtiayı,
baĢkalarınınkinden ayırt etmek için, bu emtia ve ambalaj üzerine konulan, emtia üzerine
konulmadığı takdirde, ambalajına konulan ve bu maksada elveriĢli iĢaretlerdir” (Tek,
1999:352).
Markalar, ürün ve hizmetlerin birbirinden ayrılmalarını sağlayan, onları piyasaya
sunan kiĢileri ve firmaları da tanımlayan, ürün ve hizmetlerin taklit edilmesi halinde
hukuk kuralları çerçevesinde onları koruyan, isim, sözcük, sözcük grubu, harf, rakam,
renk, Ģekil ve tasarım bileĢimleridir. Marka, bir ürünü tanımanın en kolay yoludur.
Marka ile tüketiciler kalite ve garantiye sahip olduklarını bilirler. Bu sebeple markalı
ürünleri tercih ederler.
Markalar, tasarım, renk, Ģekil, isim gibi fiziksel özelliklerinin yanı sıra kiĢilere
duygusal tatmin sağlayan ve güven veren bir yöne de sahiptir. Tüm fiziksel özellikler bu
duygusal tatmini sağlayabilmek için özenle seçilmekte ve kiĢilerle bir bağ kurmak
hedeflenmektedir. Marka sayesinde, iĢletmeler ürünlere yüklemek istedikleri özellikleri
daha net Ģekilde yansıtabilmekte, alıcı ise duygusal ve iĢlevsel bir tatmin elde
edebilmektedir.
Marka neredeyse insanlığın baĢlangıcından beri var olan önemli bir kavramdır.
Ġnsanlığın değiĢimi ile birlikte, elbette marka kavramı da değiĢime uğramıĢ, ortaya
çıkma amacından daha farklı görevler üstlenmeye baĢlamıĢtır. Uzun yıllardan beri
insanlığın hayatında yer alan, günümüzde her yerde karĢımıza çıkan, pek çok kere bizi
büyüleyen ve hayatımızda büyük etkilere sahip olan marka kavramını tarihsel geliĢim
süreci içerisinde ele almak, bu kavramın önemini daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.
8
1.1.2.Markanın Tarihsel GeliĢimi
Marka kavramının ortaya çıkıĢı yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Zaman
içerisinde marka, ürün ve hizmetlerde, firmalarda, kâr amacı gütmeyen kurumlarda ve
hatta ülkelerde bile kullanılabilen bir kavram haline gelmiĢtir. Elbette ki bu süreç çok
çeĢitli olaylar ve faktörler sonucu günümüzdeki haline gelmiĢtir. Markanın tarihsel
olarak baĢlangıcı çok eski çağlarda gerçekleĢmiĢtir.
Marka ilk olarak ortaya çıktığında tanımlama amacı güderken, daha sonra
farklılaĢtırma, fayda, değer yaratma ve günümüz tüketicilerini duygusal olarak etkileme
misyonlarını üstlenmiĢtir. Günümüzde tüketiciler yalnızca ürünleri birbirlerinden ayırt
etmek için değil, kendilerini rahat hissetmek ve duygusal tatmin yaĢamak için de marka
tercihlerini gerçekleĢtirmektedirler.
“Tarihsel geliĢim sürecinde markanın, öncelikle malın kaynağını gösterme
fonksiyonu, baĢka bir deyiĢle, malın hangi iĢletme tarafından üretildiği ya da piyasaya
sürüldüğünü göstermesi üzerinde durulmaktadır. Bu anlayıĢ çerçevesinde, ürünler için
kullanılan markanın aynı olması alıcılara bu malın aynı iĢletme tarafından üretilmiĢ
olduğu hususunda bir garanti sağlamaktadır” (Arkan, 1997:38).
Markaların ilk ortaya çıktığı tarih kesin olarak söylenemese de, konu ile
ilgilenen araĢtırmacıların, markanın baĢlangıcını iki farklı coğrafyaya dayandırdıkları
bilinmektedir. Bir kısım araĢtırmacının bulgularına göre, markanın tarihi Antik Mısır ve
Mezopotamya‟ya uzanmaktadır. “Eski Mısır‟da kral mezarlarından çıkarılan, M.Ö.3200
yıllarına ait piĢirilmiĢ çamurdan yapılmıĢ gereçlerin üzerinde bulunan markalar, bu
ürünlerin üretim kaynağını belirlemektedir. Amaç, kusurlu ürünleri üretip pazarlayanları
tespit edip cezalandırmaktır. Yine M.Ö. 3000 yıllarında, Mezopotamya‟da, Sümer
kentlerinde de, ürünleri imal edenler ile satımını yapanları gösteren, silindir Ģeklinde
mühürler kullanılmaktadır” (Comish, 1996:3)
9
Bazı araĢtırmacılar da markanın baĢlangıcını, Antik Yunan ve Roma‟ya
dayandırmaktadır. “Eski Yunan‟da Girit Knosos‟ta, M.Ö. 3500 yıllarına kadar uzanan
tersine biçimlendirilmiĢ taĢtan yapılmıĢ mühür Ģeklinde markalar bulunmuĢtur. Aynı
Ģekilde Korint kenti yakınlarında, M.Ö. 2000 yıllarında yapılmıĢ yapımcının markasını
taĢıyan markaların uygulandığı ev gereçleri de, toprak altından çıkarılmıĢtır. Roma
uygarlığı da, M.Ö. 500 ve M.S. 500 arası döneminde günlük hayatın her safhasında ve
her alanında markaları bolca kullanmıĢtır. Genelde; resim, hayvan, arı, aslan ve kalp
Ģekillerinden oluĢturulmuĢ 6000 farklı türde tespit edilen bu markalar, günümüz
markalarına ĢaĢılacak derecede benzemektedir” (Foster ve Shook, 1993:13)
Ayrıca, Eski Roma ve Yunan dönemlerinde okur yazar oranı düĢük olduğundan,
üreticiler dükkanlarının üzerine sattıkları ürünlere iliĢkin resimler asmaktaydı. Bu
semboller satıcının kim olduğunu göstermekteydi. Ortaçağda ustalar ürünlerine
markalarını basmıĢ, markalaĢma, ürün için bir teminat ve kopyalamaya karĢı yasal bir
koruma anlamına gelmeye baĢlamıĢtır (Chernatony ve McDonald,1996:28).
Marka isimlerinin ilk ortaya çıkıĢı, 16. yüzyılın baĢlarına rastlamaktadır. Viski
üreticileri viskilerini rakiplerinden ayırt etmek ve han sahiplerinin kendi viskileri yerine
daha ucuz olanları koymasını engellemek amacıyla, her bir varil üstüne kendi isimlerini
damgalamıĢlardır (Pettis, 1998:7).
18. yüzyılda marka kavramı evrim geçirmiĢ, üretici isimleri yerine, ünlü
insanların isimleri, hayvan isimleri ve resimleri, marka ismi olarak kullanılmaya
baĢlanmıĢtır. Bu uygulamanın amacı, marka ismi ile ürün arasındaki çağrıĢımları
güçlendirmektir. Üreticiler, hem ürünlerinin tüketiciler tarafından kolay hatırlanmasını
hem de ürünlerini rakiplerinden farklılaĢtırmayı istemiĢlerdir. 19. yüzyılda marka, güçlü
çağrıĢımlarla
ürünün tüketiciler
tarafından
algılanan değerini
arttırmak
icin
kullanılmıĢtır (Farquhar, 1990:7).
“Üreticiler, ilk zamanlardan beri diğer üreticilerin ürünlerinden ayırt edebilmek
için ürünlerine iĢaretler koymaktadırlar. Ürünlere bu Ģekilde iĢaretler koymak; ürüne
10
anlam
katılmasını
ve
tüketicilerin
tekrar
satın
almak
istedikleri
ürünleri
tanıyabilmelerini sağlamıĢtır. ÇağdaĢ anlamda ürünlerin marka ve marka adı
kullanımına 19. yüzyıl sonlarında rastlanılmaktadır. Sanayi devrimi ile birlikte
reklamcılık ve pazarlama tekniklerinin geliĢmesi sonucunda ürünlerin daha iyi bir
marka ile pazara sunulması önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Örneğin 1890‟larda Amerika
BirleĢik Devletleri‟nde günümüzde de varlığını sürdüren bazı markalar reklamlarda
kullanılmaya baĢlanmıĢtır” (Altaç,2004:7).
Marka adları ve markalamayı gündeme getiren geliĢmelerden en önemlisi;
üreticilerin ticaret ve tüketiciler üzerinde belli bir denetim ve etkinlik sağlama
gerekliliğidir. Bu gereklilik Sanayi Devrimi sonucunda üretici tüketici iliĢkisinin
farklılaĢması, toptancıların hakim olduğu bir pazar yapısıyla doğrudan iliĢkilidir
(Chernatony ve Mc Donald, 1996: 23).
20. yüzyılda markalama ve marka çağrıĢımları iĢletmeler arasında yaĢanan
rekabetin merkezini oluĢturmuĢtur. Aslında modern pazarlama anlayıĢının ayırt edici
özelliği, farklılaĢtırılmıĢ markaların geliĢtirilmesine odaklanılmasıdır. Markaları
farklılaĢtırmanın unsurlarını tespit etmek ve güçlü markalar geliĢtirebilmek için
iĢletmeler, yoğun olarak pazarlama araĢtırmalarından yararlanmıĢlardır. Yapılan
pazarlama araĢtırmaları sonucunda iĢletmeler; ürünün özelliklerini, ismini, paketini,
dağıtım stratejilerini ve reklam araçlarını kullanarak benzersiz marka çağrıĢımları
geliĢtirmiĢlerdir. Satın alma kararı üzerinde fiyatın önceliğini azaltma isteği ve
farklılaĢtırmayı vurgulama fikri, ürünleri birer emtia olmanın ötesinde tüketicilerin
tutkuyla bağlandıkları markalanmıĢ ürünler haline dönüĢtürmüĢtür (Aaker, 1991:8).
Üreticilerin ürün ve hizmetlerinin kaynağını belirtmek ve onları farklılaĢtırmak
ihtiyacı ile ortaya çıkan marka kavramı, en eski çağlardan günümüze kadar varlığını
sürdürmüĢtür. Günümüzde ise markalar, ürünleri tanımlamanın yanı sıra, tüketicilerin
duygusal bağlar kurdukları kavramlar haline gelmiĢtir. Markalarla mutlu olan, lüks
marka ürünlere ulaĢabilmek için çalıĢan ve markaları kiĢiliklerinin bir parçası olarak
11
gören pek çok kiĢi bulunmaktadır. Markaların tarihsel olarak geliĢiminden bahsettikten
hemen sonra, markaları türleri açısından da ele almak yerinde olacaktır.
1.1.3.Marka Türleri
Önemi günden güne daha çok artan markalar tüketicinin ürünleri tercih
etmelerinde oldukça etkili kavramlardır ve bu sebeple, gittikçe artan düzeylerde birçok
iĢletme açısından en temel yatırım olarak görülmektedirler. Markalar çok çeĢitli
Ģekillerde sınıflandırılmaktadır. Çünkü markanın ifade ettiği anlam her bakıĢ açısına
göre değiĢmektedir. Markalar bazen hukuki türlerine göre ayrılmakta, bazen sahiplerine,
bazen amacına göre sınıflandırma yoluna gidilmektedir.
Marka türlerine iliĢkin yapılmıĢ standart bir sınıflama yoktur. Marka, çeĢitli
özelliklerine göre farklı biçimlerde sınıflandırılabilmektedir. Ancak, markanın yasal
açıdan korunmasının önemi açısından markanın hukuki sınıflandırmasını ele almak
doğru bir yaklaĢım olacaktır. Markanın hukuki türleri ele alındıktan sonra, diğer marka
türlerinden de bahsetmek daha açıklayıcı olacaktır.
Hukuki açıdan yapılan sınıflandırma Türk hukuk mevzuatına göre yapılmıĢtır ve
bu mevzuata göre marka; ortak marka, garanti markası, ticaret markası ve hizmet
markası olmak üzere dört baĢlık altında incelenmektedir (556 Sayılı KHK,m.2).
Öncelikle bu baĢlıklar tek tek ele alınacak, daha sonra ise literatürde yer alan diğer
marka türlerinden bahsedilecektir.
1.1.3.1.Ticaret/Mal Markası
“Bir iĢletmenin imalâtını ve/veya ticaretini yaptığı malları, baĢka iĢletmelerin
mallarından ayırt etmeye yarayan iĢarete ticaret veya mal markası denir” (556 Sayılı
KHK,m.4). Ticaret markası, tek bir Ģirket tarafından kullanılmak üzere, yasal olarak
kayıtlı olan sözcükler, semboller ya da iĢaretleri ifade eder (Perreault and McCarthy,
2003:194).
12
“Ticaret markasının konusunu, iĢletmenin üretimini veya ticaretini ya da hem
üretimini hem de ticaretini yaptığı mallar oluĢturur. Ticaret markası, bir iĢletmenin
mallarını diğer iĢletmelerin mallarından ayırt eden, mal veya hizmetlerin kaynağının
göstergesi olan sembol, logo, iĢaret ve sözcüktür” (Camcı,1999:18).
“Ticaret markaları, bir ürünün pazara girmesinde veya bir teknolojinin
iktibasında değerli bir araç olarak kabul edilmektedir. Burada önemli olan husus, bir
iĢletme tarafından ticareti yapılan malın baĢka iĢletmenin mallarından ayırt
edilebilmesinin sağlanmasıdır” (Özenç,1992: 75).
1.1.3.2.Hizmet Markası
“Günümüzde maddi ürünlerin üretim ya da ticareti ile ilgisi olmayan iĢletmelerin
de verdikleri hizmetler için marka kullanması söz konusudur. Buna göre; özellikle
turizm, pazarlama, taĢımacılık, bankacılık, sigortacılık, muhasebe, mali müĢavirlik vb.
alanlarda faaliyet gösteren kiĢi ve kuruluĢlara ait hizmet markalarının tescil edilmesi ve
bu sektörlerde faaliyet gösteren iĢletmeler tarafından verilen hizmetlerin bir markaya
bağlanarak ferdileĢtirilmesine olanak sağlanmıĢtır” (Özer, 2002: 32).
“Hizmet markalarında, ticaret markalarından farklı olarak söz konusu olan
mallar değil hizmetlerdir. Hizmet sektöründe faaliyet gösteren iĢletmeler, piyasaya ürün
olarak mal değil hizmet sunmaktadırlar. Bir iĢletmenin hizmetini diğer iĢletmelerin
hizmetlerinden ayırmaya yarayan iĢaretler vardır. Sunulan hizmetleri ayırt etmek için
kullanılan bu iĢaretler hizmet markalarıdır” (Tekinalp,2005:352).
Hizmet markasının uluslararası alanda korunması Paris SözleĢmesinde 1958
yılında yapılan bir değiĢikle mümkün olmuĢtur. Bu hususta en yeni sayılabilecek kanuni
düzenleme Ġsviçre‟de yapılmıĢtır. 01.04.1993 tarihinde yürürlüğe giren “Marka ve
MenĢei ĠĢaretlerinin Korunmasına ĠliĢkin Federal Kanun“, hizmet markası kategorisini
13
kabul etmekte, bankacılık, sigortacılık, turizm, sağlık vb sektörlerde sunulan bağımsız
hizmetler için marka tescili olanağını tanımıĢ bulunmaktadır.
1.1.3.3.Garanti Markası
“Garanti markası; sahibi dıĢındaki kiĢi veya kiĢilerce kullanılan, mal veya
hizmetlerin üretildiği bölgeyi, mal veya hizmetlerin üretimlerinde kullanılan malzemeyi,
mal veya hizmetlerin üretim usulünü ve mal veya hizmetlerin kalitesini göstermek için
kullanılan marka çeĢididir” (Meran,2004:132).
“Örneğin, Uluslararası Yün Birliği‟ne ait “Woolmark” markası, birliğin
belirlediği yünden mal üretenler tarafından, birlikten izin alınarak kullanılır. Bir yün
kumaĢ üzerinde “Woolmark” markasını gören kiĢi, o kumaĢın hem yün olduğunu, hem
de yünün, saf ve yeni olma özelliklerine sahip bulunduğu hususunda bir güvenceyi
görmüĢ olur” (Tekinalp,2005:352).
“Garanti markası, marka sahibinin kontrolü altında birçok iĢletme tarafından o
iĢletmenin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menĢelerini ve kalitesini garanti
etmeye yarayan iĢarettir. Marka sahibinin denetimi altında, üçüncü kiĢilerce üretilen mal
ya da hizmetlerin belirli hizmetlerini garanti etmeye yarayan garanti markası, malın
kitlesi hakkında garantiyi simgeler” (Özer,2002:33).
“Garanti markaları sayesinde müĢteriler, markanın performansı hakkında bilgi
sahibi olabilir. Kısaca, garanti markaları sayesinde müĢteriler, satın alma sürecinde
ortaya çıkabilecek bazı riskleri minimize edebilirler” (Bardakçı ve SarıtaĢ,2005:93).
1.1.3.4.Ortak Marka
“Üretim, ticaret ya da hizmet iĢletmelerinden oluĢan bir grubun mal veya
hizmetlerini diğer iĢletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan iĢaretler
ortak marka olarak ifade edilir. Ortak marka, hak sahiplerine markayı kullanma hakkı
14
ile birlikte bütün hakları ve yetkileri diğer ortakların haklarıyla sınırlanmıĢ olarak
sağlar” (Taylan, 2001:37-38).
Bir baĢka ifadeyle, “bir sözleĢme çerçevesinde tüzel kiĢilerin veya tüzel kiĢilik
meydana getirmeksizin bir araya gelen gerçek kiĢilerin oluĢturduğu birliğe dahil
iĢletmelerce üretilen mal ve/veya hizmetleri, diğer iĢletmelerin mal ve/veya
hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan ve bu iĢletmelerce kullanılabilen iĢaret ortak marka
olarak adlandırılır” (Ġnal,2004:221).
Ortak markaların birden fazla türü bulunmaktadır. BaĢlıca ortak markalar
aĢağıdaki gibidir (Camcı,2002:26):
1. Belirli bölgede yetiĢen ürünlerin özel kalitesini göstermek üzere kullanılan iĢaretler,
2. Ürünün kalitesinin belirli bir bölge ile ilgisi olmadığını gösteren iĢaretler,
3. Belirli bir bölgede üretilen malları gösteren isimler ve semboller,
4. Belirli bir kalite ve kompozisyonu gösteren, semboller ve coğrafi olmayan isimler,
5. Ticari bir kuruluĢ veya gurubu gösteren isim veya semboller,
6. Mal ve hizmetlerin üstün standartta olduğunu belirtmek üzere kullanılan ve ticaret
faaliyetleri ile doğrudan bağlantısı bulunmayan bir kuruluĢun markası.
“Buna göre ortak marka, belli bir iĢletmenin mal ya da hizmetlerini
diğerlerinden ayırt etme amacına değil, bir sözleĢme çerçevesinde bir araya gelen
kiĢilerin oluĢturduğu birliğe dahil iĢletmelerce üretilen mal ve hizmetlerin diğer
iĢletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt edilmesi amacına hizmet eder. Bu nedenle
ortak markada, belli bir birliğe üye olmak ön plana çıkmaktadır” (Arkan,1997:45).
1.1.3.5.Diğer Marka Türleri
VerilmiĢ sözlerin bir taahhüdü olan marka kavramı, güveni ve beklentileri ifade
etmektedir. Bir markanın baĢarısını sağlayan unsurlar; beklentilerin karĢılanması ve
güvenilirliğin sağlanmasıdır. Marka türlerini hukuki açıdan sınıflandırmak yeterli
15
olmayacaktır. Hukuki sınıflandırmanın yanı sıra; üretici, aracı, jenerik, ürün ve kurum
markalarından bahsetmek gerekmektedir.
“Üretici markası, ilk olarak ürünün üreticisi tarafından kullanılmaya baĢlanan
markalardır. Üretici markası, ürünü üretenin aynı zamanda dağıtım ve tanıtım
faaliyetlerini de yürütmesi gereken bir marka çeĢididir” (Ergül, 2005: 10).
Ayrıca üretici markası, ürünün markasına o ürünü üreten iĢletme tarafından isim
verilmesi Ģeklidir (Kotler ve Armstrong, 2004:293). Genellikle üretici markaları
dağıtım, tutundurma ve fiyat kararlarıyla üreticinin kendisinin ilgilendiği, üreticinin
geliĢtirdiği ve sahip olduğu markalardır. IBM ve Sony birer üretici markasıdır (Skinner,
1994:254).
Aracı markalar, genelde perakendeciler tarafından ürettirilen, perakendecilerin
kendi isimleri ile kendi mağazalarında satılan markalardır. “Aracı markası, mal ya da
hizmet aracısı veya yeniden satıcısı tarafından oluĢturulan ve sahiplenilen markalardır”
(Kotler ve Armstrong, 2004:293).
Üreticiler genellikle ürünlerini kendi marka isimleri altında satmayı tercih
etmektedirler. Ancak aracı marka kavramı, son zamanlarda gözle görülür bir Ģekilde
önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Bunun nedeni perakendeciler gibi dağıtım kanalı
üyelerinin, kendi marka isimleri ya da etiketleriyle ürünleri satmak istemeleridir
(Bradley, 1995:533).
Tüketiciler açısından fiyat avantajı sağlayan aracı markaları, günümüz
koĢullarında tüketicileri cezp etmektedir. Üreticiler, araĢtırma-geliĢtirmeye, reklâm,
satıĢ geliĢtirme gibi tutundurma çabalarına, dağıtıma, ambalajlamaya vb. iliĢkin
maliyetlerini fiyatlara yansıtıp yüksek fiyatla ürünü pazara sunmaktayken, aracı
markaları bu maliyetleri çok daha düĢük rakamlara gerçekleĢtirip ürünlere düĢük fiyat
koyabilmektedirler. Bu nedenle de günümüzde birçok tüketici aracı markalarını tercih
etmeye baĢlamıĢtır (Pride ve Ferrell, 1997: 256).
16
Jenerik marka, üreticinin ya da aracının değil, ürünlerin kendilerinin ismini
vurgulayan ve etiketinde üreticinin veya diğer ayırt edici bilgilerin yer almadığı
markalardır (Skinner, 1994:255). Bu tip marka sadece ürünün ait olduğu kategorinin
belirtildiği bir marka türüdür. Örneğin; tuz, un, karabiber gibi ürünler jenerik marka
olarak piyasaya sunulmaktadır. Jenerik markalar üretici firma adı, dağıtıcı firma adı gibi
tanımlayıcı bilgileri içermezler. Bu tür markalı ürünler genellikle daha ucuz fiyata
satılır.
ĠĢletmelerin her Ģeyden önce vermesi gereken ilk karar, ürettikleri ürünlere bir
marka ismi koyup koymayacaklarıdır. Bu kararda en önemli faktörler, iĢletmenin kendi
markasını kullanıp kullanmayacağına dair vereceği kararda olduğu gibi, iĢletmenin
amaçları, ürettiği ürün, faaliyette bulunduğu ülke ve koĢullar, sahip olduğu kaynaklar ve
üretim yetenekleridir. Bir ürünü markalayan iĢletme, tüketicilere o ürün için her zaman
aynı kaliteyi sunacaklarına dair bir taahhüt vermiĢ olmaktadır. Ayrıca markalanmıĢ bir
ürün için gerekli tutundurma, daha kaliteli ambalajlama gibi masraflara katlanmak
istemeyebilirler. ĠĢletme karar verirken, markalamanın getirdiği maliyetleri ve riski,
sağlayacağı avantajları ile karĢılaĢtırır. Sonuç olarak, markalamanın getirmiĢ olduğu bu
maliyetlerden ve riskten kaçınmak isteyen iĢletmeler, pazara isimsiz ve jenerik ürünlerle
girmektedirler (Kotler, 2003:425).
Üretici marka hedef pazar açısından, riskten kaçınmaya ve kaliteye önem
verirken aracı markada ise daha az riskleri önleme ve kalite bilinci vardır. Jenerik
markalarda ise düĢük kalite tercih edilmektedir. Fiyat açısından kontrol üretici firmada
yüksek, aracı firmada orta, jenerik markada ise düĢük seviyededir.
“Üretici markaları, aynı zamanda ürünün üreticisi olarak tanınan firmanın
denetlediği kurum adı olarak da bilinmekte ve kurum markası olarak adlandırılmaktadır.
IBM, BMW gibi bazı kurum markaları çok iyi tanınmaktadır. Yöneticilerin bir kısmı
kurum markalarını ürün türleriyle destekleme yaklaĢımına önem vermektedirler ki bu da
ürün markaları olarak ifade edilmektedir. Ürün markalarına Prima, Ġpana, Selpak;
17
kurum
markalarına
Hewlett
Packard,
IBM
ve
Ford
örnek
gösterilebilir”
(Aktuğlu,2004:22).
Rekabetçi anlamda tüketicileri yönlendiren, hangi ürünü alıp, kullanacaklarına
karar vermelerine yardımcı olan marka kavramının türlerinden bahsettikten sonra
markanın fonksiyonlarından bahsedilecektir.
1.1.4.Markanın Fonksiyonları
ÇeĢitli niteliklerdeki ve sektörlerdeki ürün veya hizmetlerin birbirlerinden
kolayca ayrılmalarını sağlayan, ürün ile birlikte, onu piyasaya sunan kiĢileri ve firmaları
tanımlayan, onları taklitlere karĢı ait oldukları ülkenin ya da uluslararası hukuk
kurallarının çerçevesinde koruyan marka kavramının; ayırt etmek, kaynak göstermek,
garanti sunmak ve reklam faaliyetlerine katkıda bulunmak gibi pek çok fonksiyonu
bulunmaktadır.
1.1.4.1. Ayırt Etme Fonksiyonu
Üzerinde kullanıldığı mal veya hizmetlerin diğer rakip mal ya da hizmetlerinden
ayrılmasında etkili olabilmesi için markaların ayırt edici olmaları gerekir. Markanın bu
fonksiyonu, marka sahibine mal ya da hizmetini pazarlama, alıcıya ise rakip firmalarca
üretilen benzer mal ya da hizmetlerin arasından seçim yapabilme olanağı sağlar. Bu
yüzden markaların özellikleri, çeĢitli iĢletmelerin benzer mal ve hizmetler için
kullandıkları markalarla aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olmamalı, kolayca
ayırt edilebilmelidir.
“Bugün için markanın en önemli fonksiyonu ayırt ediciliktir. Marka kendi
simgesel gücünün yarattığı farklılıkla diğer mallardan ayrılır”(Tekinalp,2005:338).
“Üretilen mal/hizmetlere Ģahsiyet veren onları diğer mal/hizmetlerden ayıran kavram
markadır. Zaten firmalar da markaları, kendi ürünlerini baĢkalarının ürünlerinden ayırt
18
etmek amacıyla kullanırlar. Bu amaca uygun olmayan bir iĢaretin marka olarak kabul
edilmesi mümkün değildir” (Omağ,1991:8).
“Markanın asli fonksiyonu olan ayırt edicilik, pazarda bir malı veya hizmeti
diğerlerinden ayırt etmeye hizmet eden, mal ve hizmete kiĢilik kazandıran, o mal ve
hizmete bir ad veren temel unsurudur” (Tekinalp ve Tekinalp, 2000:347).
Marka bu Ģekilde alıcıya piyasada kendine arz edilmiĢ çeĢitli mal ve
hizmetlerden arzu ettiğini ayırt etmeye yarayan bir araç temin etmiĢ; mal ve hizmetini
ĢahsileĢtirerek binlerce mal ve hizmet arasında onları tanıtmıĢ olur. Bir ürün veya
hizmet için ayırt edici bir marka seçimi oldukça özen gösterilmesi gereken bir iĢtir.
Piyasadaki bir ürünün veya hizmetin baĢarısı, büyük ölçüde iyi seçilmiĢ veya ustaca
tasarlanmıĢ bir markaya bağlıdır.
1.1.4.2. MenĢei/Kaynak Gösterme Fonksiyonu
“Marka, bir malın hangi müessese tarafından üretildiği veya piyasaya arz
edildiğini,
bir
hizmetin
hangi
teĢebbüs
tarafından
sunulduğunu
gösterir”
(Karayalçın,1968:315). Markanın kaynak gösterme fonksiyonu, marka sahibinin adı
veya mal ya da hizmetin hangi iĢletme tarafından üretildiği ya da pazarlandığını
bildirmesi açısından önemlidir.
“Markanın tarihsel geliĢimi içerisinde markalar ilk önce malın menĢeini gösterir
biçimde algılanmıĢtır. Marka her Ģeyden önce mal ve hizmetler ile iĢletme arasında
bağlantı kurarak mal veya hizmetin hangi iĢletme veya teĢebbüs tarafından piyasaya
sunulduğunu belirtir” (Arkan,1997:38).
“Kaynak gösterme fonksiyonu ile bir marka, söz konusu ürün ya da hizmetin
kim veya hangi firma tarafından üretildiğini ya da sunulduğunu gösterir”(Atlı,2001:75).
“MenĢei gösterme fonksiyonu, marka adı altında sunulan mal veya hizmetin hangi
iĢletmeye ait olduğunun bilinmesidir” (Dirikkan,2003:12).
19
“Genel olarak menĢei gösterme fonksiyonu, markanın bir mal/hizmetin hangi
kuruluĢ ya da üretici tarafından üretildiği, piyasaya sürüldüğü, bazen de nerede ve nasıl
üretildiği konularında bilgi verme niteliğine sahip olması olarak tanımlanabilmektedir.
MenĢei gösterme fonksiyonunun günümüzde eski önemini taĢıyıp taĢımadığı konusunda
doktrinde birlik henüz sağlanamamakla birlikte genel kabul gören görüĢe göre, tanınmıĢ
markalar konusunda menĢei gösterme fonksiyonu önemini halen sürdürmektedir”
(ġanal,2004:3).
Kaynak gösterme fonksiyonu ürün ve hizmetlerin kim tarafından üretildiğini
gösterdiği için oldukça önemlidir. Çünkü tüketiciler satın aldıkları ürün ve hizmetlerin
kim tarafından üretildiğini ancak bu yolla öğrenebilirler ve tekrar satın almak
istediklerinde onlara tekrar ulaĢabilirler. Özellikle tanınmıĢ markalar bu fonksiyona
oldukça önem vermekte ve müĢterilerinin devamlılığını bu yolla sağlamaktadırlar.
1.1.4.3. Garanti Fonksiyonu
Marka yalnızca ürünleri birbirlerinden ayırt etmeye ya da üreticinin kim
olduğunu belirtmeye yaramaz. Aynı zamanda marka bir süre sonra temsil ettiği ürünün
kalite sembolü haline gelir ve tüketicilerin beklentileri de bu yönde Ģekillenir.
“Garanti fonksiyonu, markanın alıcıya bugün beğendiği malı, yarın da
bulacağını temin etmesi demektir. Gerçekten garanti fonksiyonu, her Ģeyden evvel aynı
markalı ambalajlar içinde aynı malların, aynı kalitede bulunduğunu ifade etmektedir”
(Arseven, 2000:9).
“Marka müĢteriye malın veya hizmetin belirli niteliklere ve kaliteye sahip
olduğu güvencesini sağlar. Marka tüketiciler nezdinde malın kalitesini garanti eden bir
iĢaret olarak kabul edilmektedir. Tüketici markayı, bu markanın konulduğu malların
kalitesinin aynı kalacağını belirten bir iĢaret olarak kabul etmektedir” (Dirikkan,
2003:14).
20
“Marka zamanla tüketici nezdinde bir kalite sembolü haline gelebilir. MüĢteri
açısından önemli olan malın kalitesinin garanti edilmiĢ olmasıdır. MüĢterinin beğenisi
zamanla markanın o eĢyanın adı ile özdeĢleĢmesine ve müĢterinin o mal yerine o
markayı istemesine yol açar” (Karahan,1996:7).
“Bu fonksiyon markanın tüketiciye beğendiği ve tercih ettiği malın her zaman
aynı Ģekilde veya daha iyi Ģekilde sunulacağı, aynı markalı ambalajlar içinde kaliteli
malların bulunacağı, keza hizmetin de asgari aynı kalitede sunulacağı yönünde bir
güvenin oluĢmasını ifade eder” (Kaya,2006:61).
Günümüzde markaların pek çoğu, kaliteli olduklarını belirttikleri ve ürünlerinin
de kaliteli olmasını sağladıkları için baĢarıyı yakalamaktadırlar. Aslında hukuken marka
sahibinin markalı malların kalitesini bozmamak gibi bir yükümlülüğü yoktur. Ancak,
üreticiler müĢterilerinin devamlılığını sağlama ve yeni müĢteriler kazanma hedefiyle
markanın belirli niteliklere sahip olduğunun ve daima aynı Ģekilde üretildiğinin
garantisini vermek isterler.
1.1.4.4. Reklam Fonksiyonu
Marka, tüketicinin istediği ve beğendiği ürünlere ulaĢabilmesinin en kolay
yoludur.
Markanın
tanınmıĢlığının
artması,
müĢteri
çevresinin
geniĢlemesini
sağlamaktadır. Böylelikle marka sayesinde iĢletme ile tüketiciler arasında güçlü bir bağ
kurulmuĢ olur. Markanın reklam fonksiyonu, tanınmıĢlık düzeyini arttırarak müĢteri
potansiyeli üzerinde olumlu bir etki sağlamaktadır.
“Ticari hayatın çok büyük bir ivme kazandığı günümüzde markanın belki de en
önemli fonksiyonu reklamdır. Çok hareketli olan ticari hayat içinde tanıtımın önemi göz
ardı edilemeyecek derecede büyüktür. Markalı mal/hizmetler, reklam aracılığıyla
üretildiği yerlerden çok uzak yerlerde bile tanınma ve bilinme imkânına kavuĢmaktadır.
Tüketicilerin mal/hizmet alımı yaparken tercihlerini çoğunlukla markaya bağlı olarak
21
yapmaları nedeniyle, marka seçimi yapılırken halkın zihnine kolay girebilen, basit, kısa
ve kolay okunup yazılabilen Ģekil ve isimlerin tercih edilmesi büyük önem
taĢımaktadır” (ġanal,2004:5).
“Günümüzde marka orijinal özellikleri ve baĢarılı bir reklam kampanyası
neticesinde ürünün, halk arasında itibar kazanmasını sağlamakta ve bu surette satın
alınmasına yol açmaktadır. Marka kavramı ile reklam içice geçmiĢ durumdadır”
(Arseven,2000:8).
“Malı sattıran markasıdır düĢüncesi, markanın reklam fonksiyonunun giderek
artan bir öneme sahip olmasına neden olmuĢtur. Özellikle tanınmıĢ markalar, iĢletmenin
mal ya da hizmetlerinin en güçlü reklam araçlarıdır” (Taylan,2001:36).
“Markanın reklam özelliği zaman içinde gittikçe önemini artırmıĢtır. Marka
sayesinde iĢletmenin ürettiği mal dünyanın her tarafında tanınabilme özelliğine kavuĢur.
Ürün veya hizmeti almak isteyen kiĢiler, alacakları ürün veya hizmet hakkında hiçbir
fikre sahip olmasalar bile markaya duydukları güven ve markanın reklam sayesinde
tanınmıĢlığından dolayı markayı tercih edebilmektedirler” (Arıkan,2006:269).
“Günümüzde markanın ekonomi alanındaki en önemli iĢlevi reklam aracı
olmasında görülür. Marka mektupların, ilanların, ticarethane levhasının, ambalajların
üzerinde yer almaktadır ve firmayı en uzak yerlere kadar tanıtan bir propaganda
aracıdır” (Arseven, 2000:8).
Reklamın temel hedefi, ilgili çevreyi etkilemek ve tüketicileri belirli bir ürün
veya hizmetin alınması konusunda yönlendirmektir. Reklam üretici ve tüketici arasında
iletiĢim kurulmasını sağlayan ve satıĢı teĢvik eden uygulamalar arasında yer almaktadır.
Markanın satıĢının devamlılığının sağlanması açısından reklamın iĢlevselliği oldukça
fazladır. Markanın fonksiyonlarından bahsettikten hemen sonra, markanın önemi
üzerinde durulacaktır.
22
1.1.5.Markanın Önemi
Günümüzün rekabet ortamında ürün ve hizmetlerin taklit edilmesi oldukça
kolaylaĢmıĢ, bu sebeple ürün ve hizmetler pek çok iĢletme tarafından üretilmeye
baĢlamıĢtır. Üstlendiği farklılaĢtırıcı rolle marka, önemli bir değer olarak karĢımıza
çıkmaktadır. ĠĢletmeler, üretimin yanı sıra markaları için de emek harcamaktadır. Amaç
ise güçlü bir marka sadakati yaratarak, ürün ve hizmetlerin tüketiminin devamlılığını
sağlamaktır. Markanın varlığı ile yalnızca üreticiler değil, tüketiciler de pek çok
avantajlar yakalamaktadır.
“Tüketici ve ürün arasındaki iletiĢimin varlığını ifade eden araçlardan biri olan
marka, pazarlama yönetimi uygulamalarında oldukça etkili bir role sahiptir. Çünkü
tüketicinin ürüne iliĢkin hatırladığı, ürünü tanıtan, tanımlayan ve diğer ürünlerden farklı
kılan tek öğe markadır. Dolayısıyla tüketici ve pazarlama iliĢkilerinin temel aracı olan
marka; reklamlarda, ambalajlarda, satıĢ görüĢmelerinde tüketiciye sunulan ürünün
üzerinde yer almaktadır” (Aktuğlu, 2004:11).
“Tüketiciler, ürün ve hizmet seçeneklerini kendi deneyimleri ile ya da reklam ve
arkadaĢ grupları gibi çeĢitli çevresel faktörlerin etkisi ile değerlendirmeyi öğrenir. Bu
süreç içerisinde tüketici ürünün markasına bir anlam vererek, ürünü bu markayla
hatırlamak ve satın alma karar sürecini yine bu markayla kolaylaĢtırmaktadır” (OdabaĢı
ve Oyman, 2007:359).
“Tüketiciler için marka bir ürünü tanımanın en kolay yoludur. Üründen memnun
oldukları ve ihtiyaçlarını karĢıladığı sürece, üründen kaçınmamalarına yardımcı olur.
Marka, ürünün menĢeini gösterir, kalite güvencesi ve garantisi taĢır. ĠĢletme marka
sayesinde kendini alıcılara ifade etme imkânı bulur. Markalı ürün dükkânlarda
sergilendiği sürece, iĢletmenin tanıtımını ve reklamını yapmıĢ olur. Marka olmadan
üretici ve satıcılar reklamdan daha az yarar sağlayabilir, hatta bazı ürünlerin marka
olmadan tanıtılabilmesi mümkün değildir” (BaykaĢoğlu vd., 2007: 64).
23
Gertrude Stain‟in ünlü sözü “Bir gül, bir güldür” pazarlamacılar için kabul
edilemez bir bakıĢtır. Bir nesnenin algılanıĢı, ona nereden ve nasıl bakıldığına son
derece bağlıdır (Kotler, 2000: 75). Bir ürünü önemli yapan sahip olduğu markadır.
Markanın önemini; üreticiler, tüketiciler, toplum ve perakendeciler açısından ele almak
yerinde olacaktır.
1.1.5.1.Üreticiler Açısından Markanın Önemi
Üreticiler açısından ürünlerinin ve hizmetlerinin kabul görmesi büyük önem
taĢımaktadır. Güçlü bir marka oluĢturmak bu noktada yarar sağlamaktadır. Çünkü
yalnızca güçlü bir markaya sahip olan ürünler dünyanın her yerine yayılma
potansiyeline sahip olabilmektedir.
Tüketiciler satın alma kararlarını verirken yalnızca ürünün fonksiyonel
özelliklerini göz önüne almazlar. Markaların taĢıdıkları duygusal değerleri de göz
önünde bulundurarak satın alma kararlarını verirler (Hart ve Murphy, 1998: 179).
“Marka, müĢteriler açısından garanti belgesi gibi iĢlev göreceğinden sadakati
artırır. Marka sadakatinin artıĢı firmanın pazarlama planlamasını kolaylaĢtırır, pazarın
bölümlere ayrılması daha kolay olur, firma imajı oluĢturmaya yardımcı olur,
tutundurma (reklam) kolaylaĢır, itme stratejisi (ürünlerin aracılara pazarlanması) daha
rahat uygulanabilir, firma için Ģerefiye ve marka sermayesi yaratır” (Tek, 1999:357).
Tüketicinin markaya olan sadakati Ģirketin pazarlama masraflarını azaltırken,
tüketicilerin
markayı
perakendecilerden talep
etmesi,
Ģirketin toptancı veya
perakendeciler karĢısında güçlü olmasını sağlayacaktır. Markanın yüksek kaliteyi
çağrıĢtırması, Ģirketi fiyat rekabetinden uzak tutacak ve markanın taĢıdığı güven
duygusu ile Ģirket ürün hattını geniĢletebilecektir (Kotler, 2000:406).
24
“Marka talep yaratmada iĢletmenin isminden ve malın niteliklerinden daha
etkilidir, malı aracı iĢletmelere çeker, mala bağlılık yaratır ve marka malı rakip
markalardan ayırır” (Ġslamoğlu,2002:314).
“Ayrıca marka, tutundurmaya yardımcı olur ve talep yaratmada etkilidir.
Tüketicide firmaya bağlılık yaratır. Ġkame malları yüzünden satıĢ kaybı tehlikesini
önler. Marka kullanılması malı pazarlama kanallarına doğru çeker, zira tanınan marka
aracı kuruluĢlarda aranır. Marka, aracı kuruluĢların sık sık fiyat değiĢikliği yapmalarını
ve malı farklı fiyatlardan satmalarını önler. Aracılar da değeri olan marka olan malları
tercih ederler” (Mucuk, 2006:141).
1.1.5.2.Tüketiciler Açısından Markanın Önemi
Marka üreticilere olduğu gibi tüketicilere de pek çok kolaylık sağlamaktadır.
Günümüzde kiĢiler, takip edip satın alamayacakları kadar ürün ve yetersiz zaman
ikilemi arasında bunalmıĢ durumdadırlar. Gün içerisinde devamlı bir yerlere yetiĢmek
zorunda olan ama bunun yanında da hayatını devam ettirmek için tüketmek zorunda
kalan tüketiciler oldukça zorlanmaktadırlar. Bu durumda marka, tüketicinin yön
bulmasına yarayan önemli bir iĢaret özelliği taĢımaktadır.
“Günümüz pazarlarında ürün seçme konusu alıcılar açısından giderek
zorlaĢmakta ve daha fazla zaman almaktadır. Çünkü birbiriyle iĢlevsellik açısından
eĢdeğer pek çok ürün pazaryerinde bulunmaktadır. Bu noktada tüketiciyi satın alma
kararı sürecinde yönlendiren en önemli unsur marka olmaktadır”(Uztuğ, 2003:19-22).
Özellikle tüketicilerin ürün özellikleri için fazla yargıya sahip olmadıklarında,
markalar tüketiciler açısından güven unsuru oluĢturur (Skinner,1994:325). Marka,
tüketiciler için memnuniyet ve kalite teminat simgesidir (Pickton ve Broderick,
2001:23).
25
Yapılan
çalıĢmalar,
tüketicilerin
ve
alıcıların
belleklerindeki
bilgileri
hatırlamalarına ve satın alma kararı vermelerine yardımcı olan markanın, zaman baskısı
altındaki alıcıların yaĢayabilecekleri gerilimi de azaltıcı etkisi olduğunu göstermektedir
(Keller, 2003:160). Tüketiciler açısından marka kullanmanın faydaları su Ģekilde
sıralanabilir (Pride ve Ferrell, 1987:215):
-Marka isimleri, alıcıya ürünün kalitesi hakkında fikir ve güvence verir, markalı ürünün
iadesi kolay olur.
-Alıcılara ürünleri kolayca tanıma ve ayırt etme imkânı sağlar. Böylece, alıĢ veriĢte
etkinliği arttırır, ürünü tanıma ve seçme kolay olur. Marka güvenilirliği ölçüsünde
tüketicinin satın alma kararını kolaylaĢtırır. Tüketicilere yararlı olabilecek yeni ürünlere
dikkat çeker.
-Önceden kullanılan markalar sonraki satın almalarda tutum ve inançları etkiler.
Özellikle tüketici ürünün onarımı için yedek parça ararken ya da aynı ürünü tekrar
almak istediğinde ürün markalı ise isteklerine kolayca ulaĢabilir.
-Markalı ürünlerin markasızlara göre daha kaliteli olduğu düĢünülür. Rekabet, üreticileri
ve aracıları kaliteye iter, ürünlerin farklı kılınmasına çalıĢılırken malın kalitesi de
giderek artar.
-Alıcılar açısından markanın faydası, statü belirten markalara sahip olmanın verdiği
psikolojik ödül olarak da görülür.
Marka, tüketiciye, istediği malı kolayca tanıma olanağı vermekte ve markalı
mal, tüketici açısından sürekli olarak kalitesi tutarlı mal anlamına gelmektedir. Marka,
tüketicinin korunmasını sağlar, tüketici malın arkasındaki üreticiyi tanır, malın onarımı
için, yedek parçaya ihtiyacı olduğunda ya da aynı malı tekrar almak istediğinde mal,
markalı ise tüketici bu isteklerine kolayca ulaĢabilir. Ayrıca, markalı malların kalitesi
giderek düzelir. Çünkü üreticiler mallarını farklı kılmaya çalıĢırlar, rekabet üreticileri ve
aracıları bu yola iter (Cemalcılar,1996: 107).
26
Tüketiciler açısından bakıldığında marka, kalite teminat simgesidir. Marka,
ürünlerin tanımlanmasına ve tüketicilerin satın alma kararını vermelerine yardımcı olur.
Böylece tüketici, kendisine en faydalı ürünlere kolayca ulaĢabilir.
1.1.5.3.Toplum Açısından Markanın Önemi
“Marka birçok açıdan olduğu gibi toplum açısından da önemli bir yere sahiptir.
Marka, bir ülkenin sahip olduğu varlıklar arasında en değerlilerinden birisidir. Bu
anlamda marka, ülkenin üretim teknolojisini, yaratıcılığını, insan kaynağını, birikimini
özetleyen temel bir göstergesidir” (Uztuğ,2003:23). Üründen çok markayı satmak,
özellikle de geliĢmekte olan bir ülkenin zenginleĢmesi için en hızlı yoldur (Anholt,
2004: 285).
“Uluslararası pazarlarda tüketicilerde bağlılık oluĢturmuĢ markalar pazar
paylarını koruyarak, ait oldukları ülkeye güvenilirlikle beraber, sürekli döviz kazandırır
ve ülke içinde ekonomik canlılığın devamlı olmasını sağlarlar. Güçlü markalar ait
oldukları ülkeyle özdeĢleĢerek, olumlu bir ülke imajı oluĢtururlar. Yani ait oldukları
ülkeyi de marka yaparlar” (Derici, 2002:10).
“Marka, tüketicileri korur, fiyat istikrarı sağlar,
ürünlerin kalitesinin
geliĢmesinde etkili olur ve iĢletmeler, marka imajını güçlendirmek için topluma yararlı
yenilikleri geliĢtirir” (Cop ve Bekmezci, 2005:69).
Markaların geliĢimi hem iĢletmeleri olumlu etkiler, hem de ülkeye ve topluma
olumlu katkılar yapar. Çünkü markalar, uluslararası platformda yalnızca kendi
temsillerini ve tanıtımlarını yapmaz, aynı zamanda üretilmiĢ oldukları ülkeyi de temsil
ederler. Bu nedenle markanın bilinmesi ve uluslararası alanda baĢarı yakalaması ülkenin
bilinirliğini arttırır ve toplumu olumlu yönde etkiler. Örneğin Alman arabalarının ve
Ġtalyan ayakkabılarının kalitesi tüm dünya tarafından bilinmektedir. Bu markaların
baĢarısı, üretimin artmasını sağlayacak, bu durumun ise istihdamı ve geliri arttırmak
gibi pek çok toplumsal faydaları olacaktır.
27
1.1.5.4.Perakendeciler Açısından Markanın Önemi
Marka perakendeciler için de büyük bir önem taĢımaktadır. Toptancı ve
perakendeciler markaya bağlı olan tüketiciler sayesinde yaklaĢık ne kadar satıĢ
yapabileceklerini bilirler. Bununla birlikte özel olarak bir reklam çabasına ve ikna
etmeye gerek duymazlar.
“Markanın perakendeciler açısından en önemli fonksiyonları; perakende zinciri
için merkezi satın alma, satıĢ noktasında fark edilme ve marka algılaması yaratmasıdır”
(OdabaĢı ve Oyman, 2007:361,362). Markanın varlığı, perakendeciler açısından iĢleri
kolaylaĢtırmanın en basit yoludur. Çünkü baĢarılı bir marka, perakendecilerin
ürünlerinin satılmasının bir garantisidir.
Ġlk olarak satıĢını yaptıkları ürünlerin genel anlamda baĢarı sağlamıĢ markaları,
ikinci olarak da kendi oluĢturdukları markalar açısından olmak üzere perakendeciler için
markanın önemi iki boyutludur.
Zaten baĢarı sağlamıĢ markaların satıĢı perakendeciler açısından oldukça kolay
olmaktadır. “Aynı bölgede yer alan herhangi bir büfe ile biraz ilerideki bir
McDonalds‟ın günlük iĢ yapabilme potansiyeli karĢılaĢtırıldığında, aradaki farkın ne
kadar büyük boyutlarda olduğunu saptamak için derinlemesine bir araĢtırmaya gerek
bile yoktur! ĠĢte bu farkı yaratan, yaratılan o markanın gücüdür” (Ak,1998:121).
Perakendeciler pazarlarını ve pazarlama eylemlerini denetleyebilmek için
mallarını markaladığında, perakendecinin markasına bağlılık, perakendeciyi üreticinin
etkisinden kurtarır. Özellikle aracı kurumların kendi markalarını kullanmaları,
üreticilere olan bağlılıklarını azaltır. Perakendeciler kendi markaları ile farklı bir imaj
oluĢturabilir. Fason alım ya da imalatlarda perakendeci kurumlar kendi markalı
ürünlerini daha düĢük fiyatla pazara sunabilir. Perakendeci, bir mağaza imajı yaratmak
isteyebilir. Örneğin, daha ucuz imajını yaratarak, tüketicileri kendine çekebilir ve kendi
28
markasını kullanan aracı, bağımsız üreticiden daha ucuza alım yapabilir. Üreticiye uzun
süreli bir sözleĢmeyle bağlanarak fiyat indirimi sağlayabilir. Ayrıca, üretici, malın
reklamıyla uğraĢmayacağından, daha ucuza malını satabilir. Özellikle, artık kapasitesi
olan üreticiler için bu uygulama yararlıdır (Tuncer vd.,1994:150).Üreticiler, tüketiciler,
toplum ve perakendeciler açısından markanın öneminden bahsettikten sonra, ürün ve
marka iliĢkisi ele alınacaktır.
1.1.6.Ürün ve Marka ĠliĢkisi
Ürün ve marka birbirlerine oldukça bağlı iki unsur olarak birbirlerini etkileyen
bir özelliğe sahiptirler. Ürün, iĢlevsel bir yarar sunarken marka, ürünün iĢlevsel
amacının ötesinde o ürünün değerini arttıran bir isim, sembol, tasarım ya da iĢarettir.
Ürün üretilmekte, marka ise yaratılmaktadır. Diğer yandan bir ürün zaman içinde
değiĢebilirken marka daha kalıcıdır.
“Marka ve ürün farklı kavramlar olmakla birlikte kavramların çoğu kez
birbirlerinin anlamlarını ifade edecek Ģekilde kullanıldıkları görülür. Ürün, fabrikada
üretilen, fiziksel özellikleri, somut faydaları olan nesne veya hizmettir. Biçimi, teknik
spesifikasyonları vardır. Marka ise tüketici tarafından alınan, fiziksel ve duygusal
tatminler sağlayan bir karıĢımdır, kiĢiliği vardır” (Borça,2004:67).
Marka, üründen çok daha fazlasını ifade eden bir kavramdır. Çünkü marka
yaratılan bir değer olarak tüketicinin zihninde yer bulur. Tüketici marka ile duygusal bir
tatmin sağlar. Örneğin lüks ürünler ele alındığında, bu ürünlerin ürün özelliklerinden
dolayı değil, marka özellikleri sebebiyle bu kadar arzulandığını görülür.
Marka denen Ģey nesnel bir olgu değildir; belki bir milyonun üzerinde bireysel
ve öznel değerlendirmeden oluĢur. Marka, öznelliklerin bir uzlaĢısıdır. Bir ürün, onu
benzer ürünlerden ayıran kendine özgü bir kimliği olduğunu algılatabiliyor, bunu
tanımlayabiliyor ve sunduğu benzersiz özelliklerin neler olduğunu söyleyebiliyorsa, o
ürün bir markadır (Randall,2005:17).
29
DeğiĢik üreticiler tarafından üretilen ürünlerin birçoğu birbirine çok benzerdir.
Bu ürünler (petrol, su, tuz v.b.) arasında homojenlik ve benzerlik söz konusu olduğu
için, tüketici bunlar arasında farklılık aramaya gerek duymaksızın herhangi birini satın
alır (Bylthe,2000:135). “Bunlara marka konulduğunda, konulan marka, ürüne bir
kimlik, bir imaj kazandırır ve ürünün, diğerlerinden farklıymıĢ gibi algılanmasını sağlar.
Marka, farksız olan ürünlerin farklılaĢtırılmasında, firmanın değerli bir varlığı olarak
etkin bir role sahiptir” (Burnaz ve Esgin, 2003:5).
Hemen her kuĢaktan insanın ilgisini çekmeyi baĢarmıĢ Stephen King marka için
Ģöyle der; “Ürün fabrikasyondan çıkmıĢ bir Ģey, marka ise müĢteriler tarafından alınan
bir Ģeydir. Ürün rakiplerin kopyasıdır, marka ise biriciktir. Bir ürün çabuk demode olur,
bir marka ebedidir” (King,1991:3).
“Marka ile ürün arasındaki farklılık "eklenen değerden" kaynaklanmaktadır.
Eklenen değer, tüketicilerin dile getiremediği duygusal değerler olarak açıklanmaktadır.
Eklenen değer, ürüne pazarlama karması aracılığı ile yüklenmektedir” (Uztuğ,2003:19).
Eklenen değer bir markanın sunduğu en önemli özelliktir. Çünkü eklenen değer ile
tüketicilere duygusal katkı sağlanmaktadır.
“Pazarlama karması içinde yer alan temel kavramlardan biri olan ürün; çeĢitli
kimyasal, teknolojik ve fiziksel unsurlarla bütünleĢerek tüketim amacıyla pazara
sunulan ve kullanım sonucunda tüketicinin istek ya da talebini karĢılayabilecek her
Ģeydir. Ürün, iĢlevsel bir yarar sunarken; marka, ürünün iĢlevsel amacının ötesinde o
ürünün değerini arttıran bir isim, sembol ya da tasarımdır. Bu anlamda ürün ile marka
arasında bir fark söz konusu olup; ürün üretilmekte, marka ise yaratılmaktadır”
(Aktuğlu,2004:14). Aktuğlu, marka ve ürün arasındaki faklılıkları net bir Ģekilde ortaya
koymuĢ ve aĢağıdaki tabloda belirtmiĢtir (Aktuğlu,2004:15):
30
Tablo 1: Marka ve Ürün Arasındaki Farklar
Ürün
Marka
▪ Fabrikada üretilir.
▪ Marka yaratılır
▪ Nesne ya da hizmettir.
▪ Tüketici tarafından algılanır.
▪ Biçimi, özellikleri vardır.
▪ Kalıcıdır.
▪ Zaman içinde değiĢtirilebilir veya geliĢtirilebilir.
▪Tüketici ihtiyaçlarının giderilmesinde tatmin
▪ Tüketiciye fiziksel yarar sağlar.
sağlar.
▪ Somuttur, fiziksel bileĢenleri vardır.
▪Tüketici
▪ Beynin sol (rasyonel) tarafına hitap eder.
değerlendirilebilir.
tarafından
statü
göstergesi
olarak
▪ KiĢiliği vardır.
▪ Soyuttur, duygusal bileĢenleri vardır.
▪ Beynin sağ tarafına hitap eder
Kaynak: IĢıl Karpat Aktuğlu, Marka Yönetimi Güçlü ve BaĢarılı Markalar Ġçin Temel Ġlkeler, ĠletiĢim
Yayınları, Ġstanbul, 2004, s. 15.
“Her ürünün marka olması gerekmez. Ancak, her markanın mutlaka en az bir
ürünü içermesi gerekmektedir. Yani, ürün markanın bir alt elemanıdır. Marka, üründen
çok daha kapsamlı ve ürünün salt fiziksel özelliğinin ötesinde anlamlar da taĢımaktadır.
Yani ürün somut bir anlam ifade ederken, marka ürünün taĢıdığı bu somut anlamın
yanında soyut anlamları, çağrıĢımları, imajı, kalite algılarını, prestiji, modayı, arka
plandaki servis ve kalite güvencesini, toplumsal statü gibi pek çok faktörü de içerir. Bu
nedenle, marka üründen çok daha önemli olup çok daha dikkatli bir planlama ve
yönetimi gerektirir”(Erdil ve Uzun, 2009:25).
Yukarıda da değinildiği gibi marka üründen çok daha kapsamlı ve değerlidir.
Ürün; biçimi, özellikleri olan, değiĢtirilebilen ve geliĢtirilebilen, tüketiciye fiziksel yarar
sağlayan, nesne ya da hizmettir. Ancak bu ürünlerin ya da hizmetlerin bir baĢka iĢletme
tarafından aynı kalitede ve Ģekilde üretilmesi günümüzün koĢullarında hiç de zor
değildir. Bu durumda ürün ve hizmetlerin ortaya çıkarılmasından çok daha önemli bir
kavram olarak marka kavramı karĢımıza çıkmaktadır. Ürün ve hizmetlerden daha
önemli olan ve tüketicinin zihninde her geçen gün daha çok yer edinen marka
31
kavramının oluĢum süreci ve elemanlarından bahsetmek, bu kavramın daha anlaĢılır
olmasını sağlayacaktır.
1.2.MARKALARIN OLUġTURULMASI
Günümüzde tüketicinin bilgi düzeyinin artması, bilinçlenmesi ve daha seçici
hale gelmesi, hizmet beklentilerinin yükselmesi, insanlar üzerindeki zaman baskısının
artması nedeniyle artık alıĢveriĢ yapmaya daha az zaman ayrılması, online alıĢveriĢin
yaygınlaĢması, global alıĢveriĢ olanaklarının doğması ve yaygınlaĢması gibi değiĢimler
yaĢanmaktadır. Bahsedilen sebeplerden dolayı, marka konusu, üzerinde en çok tartıĢılan
konulardan biri haline gelmiĢtir.
Yoğun rekabet içerisindeki pazarlarda ayakta kalabilmenin en önemli yolunun
baĢarılı bir marka oluĢturmak ve bu markanın devamlılığını sağlamak olduğunu anlayan
iĢletmeler, marka oluĢturmanın önemini anlamıĢ, güçlü bir marka oluĢturmak birçok
firmanın temel amaçlarından biri haline gelmiĢtir.
Marka stratejileri sürdürülebilir
rekabetçi avantajlar elde etmek, mevcut kaynaklardan tam manasıyla yararlanmak ve
fiyat rekabetlerini önlemek konusunda önemi her geçen gün artan bir etken olarak
görülmektedir.
Tüketici ihtiyaçlarının giderilmesinde tatmin sağlayan, statü göstergesi olarak
değerlendirilen, kiĢiliği, duygusal bileĢenleri ve kalıcılığı olan marka kavramı
tüketicinin algıladığı önemli bir değerdir. Bu değer, pek çok aĢama sonucunda
oluĢturulmaktadır.
Markaların oluĢturulmasında markalaĢma süreci ve marka elemanları oldukça
etkin bir rol oynamaktadır. Günümüzde markalaĢma süreci özenle planlanmakta ve
sürecin sonucunda tüketiciler için fark edilir bir marka yaratmaya çalıĢılmaktadır. Ġsim,
amblem, logo, kullanılan renkler, ambalaj ve slogan gibi marka elemanlarının dikkatle
oluĢturulması, markanın baĢarısı için büyük önem taĢımaktadır. Bu noktada,
32
markalaĢma süreci ve marka elemanlarından ayrıntılı Ģekilde bahsetmek yerinde
olacaktır.
1.2.1.MarkalaĢma
Marka ile ürünün kökeni, kimliği ve farklılıkları belirtilmektedir. Ürünü
tanımlayan ve ayrıcalıklarını ortaya koyan marka; tüketicileri yönlendirerek, ürünlerin
değerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ürüne yalnızca isim vermek
markalama değil, etiketlemedir. Etiket, ürünler arasında ayrıĢmayı sağlamakta ancak ek
değerler sunulmadığı için marka imajı ve sadakati oluĢmamaktadır. Artık tüketicilerin
üründen öte, onun sağladığı güvenceye ve hissettirdiği duyguya ihtiyacı vardır.
Marka sayesinde ürünün iĢlevsel değeri ve duygusal olarak tüketiciye kattığı
değer daha net bir Ģekilde ortaya konmaktadır. Markalar ürünün nadir bulunur kalitesini
ve kalıcılığını sembolize etmektedirler. Markalar sayesinde tüketiciler, pazarlamacıların
neden bahsetmekte olduğunu anlamakta, markalaĢma süreci sonrasında kurumlar
kendilerini ve ürünlerini daha iyi ifade edebilmektedirler.
“Mal ve hizmetlerin pazarlanmasında, müĢteri odaklı olma zorunluluğu ve
tüketici tatminini ön plana çıkaran modern pazarlama anlayıĢının benimsendiği yönetim
felsefesi, tüketici yönünden markanın konumunu da doğrudan etkilemektedir. ÜretilmiĢ
olan mal ve hizmetleri, her koĢulda satma çabası artık gerilerde kalmıĢ, yerini mevcut
ve potansiyel tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını göz önüne alarak, yarattığı markalarla
bunları karĢılamaya ve analiz etmeye çalıĢan anlayıĢ almıĢtır” (Mucuk, 2006:15).
MarkalaĢma, bir organizasyonun kimliğinin niteliklerinin bilinmesi anlamına
gelir (Waeraas ve Solbakk, 2009: 449-462). “Markalama; ürün ve hizmetleri güçlü bir
markaya dönüĢtürmek amacıyla artan sadakat, ek fiyat ödeme isteği gibi bir takım ek
avantajlarla zenginleĢtirilme sürecidir” (Uslu vd., 2006:11).
33
MarkalaĢma, bir ürün ya da hizmete katılması gereken değerlerin belirlenmesi,
seçilmesi ve bu özelliklerin ürünle iliĢkilendirilmesi sürecidir (Kavaratzis ve Ashworth,
2006:183-194). “Marka yönetim sistemi ve markalama stratejileri, tüketicilerin
pazardaki ürünlerin birbirinden farklı versiyonlarını ayırt edebilmesi ve belirli bir ürünü
satın almak istediği alanlar üzerine dayandırılması amacıyla oluĢturulmaktadır”
(Aktuğlu, 2004:45).
Son on yılda özellikle modern tüketim kavramının bir uzantısı olarak görülen
değiĢimler, marka ve marka denkliği gibi yükselen bazı değerlerin önemine iĢaret
etmektedir. GeçmiĢ ile karĢılaĢtırıldığında, adeta ürünler arasında farklılaĢmanın
azaldığı, ürün sayı ve çeĢitliliği yağmuruna tutulduğumuz yeni bir yapı ortaya
çıkmaktadır. Buna bağlı olarak da rekabete karĢı ayakta kalabilmede farklılık yaratmak
için en önemli silah “markalaĢma süreci” olmaktadır.
Tüketicinin beğenisine sunulan markalı veya markasız pek çok ürün
bulunmaktadır. Markasız bir ürünün özellikleri çok iyi olsa da, markalı bir ürüne göre
tüketici bilinirliği ve etkin pazar payı her zaman daha azdır. Her gün benzer özelliklere
sahip birçok ürün çeĢitli adlar altında tüketiciye sunulmaktadır. Bir ürünü tanıtmakta ve
pazar payını arttırmaktaki en iyi yol ürünü markalamaktır. Bir süre sonra markalar
tüketici tercihlerinde ürünlerin yerini alıyorsa markalaĢma süreci baĢarıya ulaĢıyor
demektir.
“Markaların rolünün ve değerlendirilmesinin giderek daha önemli hale geldiği
günümüzde sadece ürüne veya hizmetlere yönelik değil insanlara, yerlere, kurumlara da
marka değerlendirmesi yapılmaktadır. Marka olmak hedef kitle gözünde daha değerli
hale gelmek, onun tercihi olmak anlamına gelmektedir” (AltunbaĢ, 2007:156).
Marka oluĢturmak için öncelikle ürünün iyi ve kaliteli olması gerekmektedir.
Daha sonra ürüne ayırt edici bir kimlik kazandırılarak tüketicinin ürünü ayırt edebilmesi
ve ismini hatırlayabilmesi sağlanmalıdır. Ayırt edici kimliğin oluĢturulması ise, o
ürünün diğerlerinden daha iyi, kaliteli, farklı, faydalı, arzulanır olduğu algısını
34
sağlayacak ek değerlerin sunulması ile mümkün olmaktadır. Bu ek değerlerin neler
olacağı konusunda tüketici tercihleri, tutum ve davranıĢ biçimleri üzerine yapılmıĢ
araĢtırma sonuçları önemli bir yol göstericidir (Doyle,2003). MarkalaĢma çalıĢmaları
Doyle (2003) tarafından, iç içe geçmiĢ katmanlardan oluĢan bir süreç olarak
tanımlanmaktadır. Bu süreç aĢağıdaki Ģekilde sunulmuĢtur:
ġekil 1: MarkalaĢma Süreci
Kaynak: Peter Doyle, Değer Temelli Pazarlama (Çev.Gülfidan BarıĢ), Mediacat, Ġstanbul, 2003, s.409
ġekle bakıldığında markalaĢma çalıĢmalarının merkezdeki üründen baĢladığı
görülmektedir. Ürün ya da hizmetin iyi ve kaliteli olması gerekmekte ancak bu durum
uzun vadede rekabet için yeterli olmamaktadır. Çünkü tüketiciler artık ürün çeĢitliliğine
doymuĢ bir kitledir. Bu yüzden kendilerini duygusal olarak tatmin edecek değerlere
yönelmektedirler. Bu aĢamada yaratılan duygusal ve sembolik değerler (prestij, güven,
kendini güzel hissetme, statü vs) tüketici tercihlerinde çok etkili olmaktadır. Ġkinci
katmandaki temel marka, marka ismi, ambalaj, tasarım, reklam ve tutundurma
etkinlikleriyle markayı farklılaĢtırmak ve tüketicilerin farkındalıklarını artırmaya
yönelik çalıĢmaları kapsamaktadır. MarkalaĢma sürecinin üçüncü katmanı olan
zenginleĢtirilmiĢ marka, ürünü istenir kılmak için ona ek faydaların katıldığı bir
35
aĢamadır. Bu ek faydalar; ücretsiz teslim, teknik destek, eğitim, garanti, kredi ve diğer
finansal destekler Ģeklinde sayılabilir. Son katman ise marka imajı ve sadakati için çok
gerekli olan ek duygusal değerlerin marka ile bütünleĢtirilmesi çalıĢmalarını
göstermektedir.
Marka yaratmak, ürünlerin satılmasında etkili bir yoldur. Ancak çok iyi ürünler
bile yanlıĢ markalaĢma ile baĢarısız olabilmektedirler. Dolayısıyla markalaĢmanın
ödülleri toplarken, riskleri de beraberinde getirdiği unutulmamalıdır (Haig,2005: 1-3).
MarkalaĢma
sürecinin
baĢarıyla
tamamlanabilmesi,
tüketici
davranıĢlarının
belirlenmesi, markalanacak ürün ile ilgili önemli noktaların değerlendirilmesi, markanın
gücünü oluĢturacak noktaların ortaya konması ile mümkün görünmektedir.
Etkili bir marka stratejisinin oldukça zor oluĢturulduğu günümüz dünyasında
marka yöneticilerinin, tüketicinin içinde bulunduğu ekonomik, coğrafi ve demografik
koĢulları, hedef alınan tüketici kitlesini etkileyen iç ve dıĢ faktörleri, algılamayı
etkileyen tüm koĢullar içerisinde, tüketicinin satın almada gösterdiği davranıĢları
değerlendirmesi yararlı olacaktır. Günümüz tüketicisi için hangi değerlerin önemli
olduğu, tüketicinin satın alacağı markadan beklentileri, yaratılacak markanın tüketiciye
karĢı tutumunun nasıl olacağı ve markanın hangi kiĢisel temalar üzerinde duracağı gibi
bilgiler marka yaratma çalıĢmalarının etkin Ģekilde oluĢturulmasında oldukça önemlidir
(Pringle ve Thompsen, 2000: 49).
Tüketicilerle ilgili bilgileri elde ettikten sonra markanın oluĢum sürecinde ürün
ile ilgili ele alınması gereken noktaların açıklığa kavuĢması, bir sonraki adımı
oluĢturacaktır. Ürüne tanınması kolay bir isim verilmesi ilerleyen çalıĢmalar için
olmazsa olmaz bir özelliktir. Ürün kalitesi ile fiyatının dengeli olması, ürünün güvenilir
olması ve yaygın bir dağıtımının olması, ürüne olan talebin canlı tutulabilmesi ve
mağazada ürünün satıldığı noktaların ürüne uygun olması baĢarılı bir markalaĢmanın
oluĢmasında faydalı olacaktır (Tek,1999:357).
36
Marka yaratırken cevaplanacak temel sorular; markanın kimliği, varlık sebebi,
değerleri, hedef kitlesi, markalanacak ürünün rekabet alanları, tüketicilerin markadan
beklentileri gibi noktalardır (Kapferer,1992:74). Markalar oluĢturulurken isim, amblem,
logo, renk, slogan gibi marka elemanlarının özenle seçilmesi gerekmektedir.
Marka elemanları, akılda kalıcı, dikkat çekici ve mümkün olduğunca kısa
olmalıdır. Kullanılan renkler ve Ģekiller insanlar üzerinde etki bırakacak nitelikte ve
hedef kitle tarafından anlaĢılabilir olmalıdır. Markanın temsil ettiği ürün ya da hizmet
kafa karıĢıklığına yol açmayacak Ģekilde belirtilmelidir (Etzel,1997: 245).
Zorlu bir dönem olan marka yaratma süreci, her zaman baĢarı ile
sonuçlanmayabilir. Güvenilir ve devamlılığı olan bir marka yaratmak için iyi bir imajla
piyasaya girmek ve ürünü istikrarlı kılmak gerekir. BaĢarılı olan çalıĢmalar sonrası
markanın algılanması ve tüketicinin zihninde yer edinmesi kolaylaĢır.
ĠĢletmeler, baĢarıyı yakalamak için markalaĢmak zorundadırlar, aksi takdirde
diğer iĢletmeler arasından sıyrılmak ve fark yaratmak pek de mümkün değildir. Marka
oluĢturma, potansiyel müĢterilerin zihnine yerleĢmektir. Tüketici hafızasında yer alan
bir marka oluĢumu, güçlü pazarlama teknikleri ve uzun bir pazar deneyimi ile geliĢir.
MarkalaĢma çabaları sonucunda ürüne iliĢkin özellikler daha net Ģekilde ortaya
konabilmekte, satıĢ öncesi ve sonrası hizmetlerle ilgili sağlanan imaj sayesinde tüketici
kendisini çok daha güvende hissetmekte, bu sayede müĢteri tatmini sağlanmakta ve
ürünün tercih edilirliği artmaktadır. Bir markanın oluĢturulmasında marka elemanlarının
en doğru Ģekliyle belirlenmesi ve oluĢturulması oldukça önemlidir. Bu sebeple öncelikle
marka elemanlarından ve bu elemanların niteliklerinden bahsetmek yerinde olacaktır.
1.2.2.Marka Elemanları
KiĢilerin markalarla olan iliĢkileri tıpkı diğer insanlarla olan iliĢkilerine
benzemektedir. Nasıl ki kiĢiler tanıdık, bildik yüzler arıyorsa, tüketiciler de tanıdıkları,
37
bildikleri markaları ararlar. Satın alma tercihleri de tüketicinin markayı ne kadar tanıdığı
ile orantılı olarak geliĢir. Marka elemanları olarak gruplandırılan isim, amblem, logo,
renk, ambalaj, slogan gibi markanın imajını etkileyen faktörler, tüketicinin markaya
yakınlaĢmasında veya uzaklaĢmasında etkin bir rol üstlenirler. Renkler, yazı karakterleri
gibi etkenler müĢterilerin zihninde marka ile ilgili ayırt edici bir etki yapmaktadırlar.
Marka elemanları bir markanın fark edilmesine, kalitesinin algılanmasına,
çağrıĢım ve markaya bağlılık yaratılmasına oldukça büyük katkı sağlamaktadır. Bu
yolla marka denkliğinin etkin Ģekilde oluĢması kolaylaĢmaktadır.
Marka elemanları seçilirken bu elemanların etkinliğinin arttırılabilmesi açısından
dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bu noktalar aĢağıdaki gibi
sıralanabilir (Keller,2003:176):
-Hatırlanan/Akılda Kalıcı → Kolayca tanınan ve kolayca anımsanan
-Anlamlı → Tanımlayıcı ve inandırıcı/ikna edici
-HoĢa giden/Sevilebilir→ Eğlenceli ve ilginç, görsel ve sözlü betimleme sunan ve
estetik olarak hoĢa giden
-Aktarılabilir/Transfer Edilebilir → Ürün kategorileri dâhilinde ve coğrafi sınır ve
kültürler boyunca
-Uyum Sağlayabilen → Esnek, değiĢken ve güncellenebilen, modernleĢebilen
-Korunabilir Nitelikte → Kanunen/ hukuken ve rekabetçi
Marka elemanları sayesinde yaratılmak istenen ilk etki yaratılır ve bu etkinin
baĢarısı ya da baĢarısızlığı bu elemanların oluĢturulmasındaki baĢarıya ve kiĢilerde
bıraktığı duygusal etkilere bağlıdır. Bir markaya olan farkındalık ve markanın algılanan
kalitesi marka elemanları tarafından yönlendirilmektedir.
Markanın hatırlanması, sevilmesi, ürünün ve markanın tanımlanmasının
kolaylaĢması ve markaların tercih edilmesinin sağlanması açısından hayati önem taĢıyan
38
marka elemanlarını; isim, amblem (sembol), logo, renk, ambalaj ve slogan olmak üzere
altı ana grupta toplayarak incelemek mümkündür.
1.2.2.1.Ġsim
Marka ismi, markanın var olduğu tüm dönemler boyunca onu yansıtacak bir
özelliğe sahiptir. Bu yüzden, marka ismi seçmek hafife alınmaması gereken önemli bir
karardır. Bir kere seçilen marka ismi ürünün kiĢiliğinin önemli bir parçası haline gelir
ve ürünün pazardaki baĢarısı üzerinde de etkili olur.
Markalama kararı verilmesini takip eden aĢamayı marka ismi seçilmesi izler. Bir
markanın ilk ve belki de en önemli adımı ve ifadesi ismidir. Marka ismi, ortak
kimlikten, reklam ve paketlemeye kadar tüm gelecek izlenimler için bir atmosfer
oluĢturmaktadır (Knapp, 2000:93).
Marka ismi; sembol, tasarım ya da iĢaretlerle fonksiyonel özellikleri sayesinde
ürüne değer katan bir isimdir (Farquhar,1989:24). Marka ismi, esas olarak markanın
sözlü olarak ifade edilebilen kısmıdır. Bir baĢka deyiĢle, marka ismi; bir markanın ve
konumlandırma fikrinin, rakip markalarla savaĢ alanı olan müĢteri zihninde yer alıĢ
formudur (BaykaĢoğlu vd.,2007:19).
Marka için seçilecek isim; ürünün fayda ve kalitesi hakkında bir Ģeyler
söyleyebilen telaffuzu ve anlaĢılması kolay, anlamlı bir özel isim olmalı, ürünle
bağdaĢmalı ve kuvvet, dürüstlük gibi kavramları çağrıĢtırabilmelidir Ayrıca seçilecek
marka isminin reklam çalıĢmaları için kullanılabilir olmasına, zaman içerisinde
meydana gelecek değiĢimlere uyabilecek esnekliğe sahip olmasına ve yasal koruma için
gerekli Ģartları taĢımasına dikkat edilmelidir (Chernatony ve Mc Donald, 1996:85-86).
Etkili bir isim, bir markanın ayrıcalıklı, olumlu bir izlenim yaratmak için
kullanabileceği ilk semboldür. Bununla birlikte, isim yaratma bilimi ve sanatı çok
karmaĢık ve teknik bir sorumluluk olabilir. Süreç diğer unsurların yanı sıra dil yapısı,
39
ses sembolizmi (temel anlamlar), kazanılan anlamlar (zamanla biriken anlamlar), öz
anlam (sözcük kökünden türetmeler), fonetik (konuĢma sesleri) ve etolojik (davranıĢsal)
öğeler içerebilir. En önemlisi de yeni bir kurumun ürün ya da hizmetleri için bir isim,
vaatten sonra geliĢtirilmelidir (Knapp, 2000:94).
Markalama kararı alan iĢletmeler yaptıkları çeĢitli pazarlama araĢtırmaları ile
markalarına hemen isim arama yoluna gidebilirler. Bunun için kullanabilecekleri çeĢitli
testler vardır. Bunlardan bazıları akla gelen görüntüleri ölçmek amacıyla kullanılan
algılama testleri, ismin söylenme kolaylığını ölçmek amacıyla kullanılan öğrenme
testleri, hatırlanma yönünden ismin niteliğini ölçmek amacıyla kullanılan bellek testleri
ve hangi isimlerin tercih edildiğini ölçmek amacıyla kullanılan tercih testleridir (Kotler,
1976: 95).
Ġyi bir marka ismi; kısa ve basit, söylemesi ve okuması, tanıması ve hatırlaması,
telaffuzu kolay, tek bir Ģekilde ve tüm dillerde telaffuz edilebilir (uluslar arası pazarlar
için) olmalıdır. Ayrıca, ürünün yararlarını hatırlatıcı, ambalajlamaya veya etiketlemeye
uygun, taklit edilemeyen, her zaman geçerli (demode olmayan), her reklam medyasına
uyarlanabilir ve kullanımı yasal olarak uygun (baĢka firma tarafından kullanılmayan) bir
özellik taĢımalıdır (Perreault and McCarthy, 2003:196).
Güçlü bir marka yaratmada atılması gereken ilk adım; iletilmek istenen mesajı
tam ve doğru bir Ģekilde belirten bir isim bulmaktır. Etkili bir isim, bir markanın
ayrıcalıklı ve olumlu bir izlenim yaratmak için kullanabileceği ilk semboldür (Knapp,
2000:93). Marka adı seçim sürecinde; marka adı ile ilgili amaç ve kriterler belirlenmeli,
marka adı alternatifleri geliĢtirilmeli, alternatifler ve tüketici fikirleri değerlendirilmeli,
patent araĢtırması yapılmalı ve son adımda marka adı seçilmelidir (Shipley, 1988: 252).
Ġsim seçimi yapılırken, isimlerin anahtar özellikleri ile ilgili daha doğru bilgiler
elde etmek için, müĢteri araĢtırmaları kullanılması daha uygun bir ismin bulunmasında
yardımcı olacaktır. Uygulanabilecek müĢteri testleri arasında aĢağıdaki testler
sıralanabilir (Aaker, 1991: 195):
40
-Kelime ÇağrıĢımları Testleri: Ġsmin istenmeyen çağrıĢımlar doğurup doğurmadığına
bakılır.
-Hatırlama Fonksiyonu Testleri: Deneklere muhtemel isimlerin bir listesi verilir ve
hatırlayabildikleri isimleri yazmaları istenir. Bu test sadece hatırlamayı değil, aynı
zamanda ismin yazılıĢının kolay olup olmadığını da belirler.
-Markayı Ölçekte Yerine Koyma Testleri: Bu iĢlemde deneklerden, ürün sınıfıyla
ilgili özelliklerin yer aldığı bir ölçekte, markayı uygun gördükleri bir pozisyona
yerleĢtirmeleri istenir.
-Marka Tercihlerini Sıralama Testleri: Bu iĢlemde deneklerden marka tercihlerini
sıralamaları istenir. Tercihlerdeki belirli farklılıkların, genelde marka isimlerinin
çağrıĢımıyla ilgili olduğu düĢünülür.
“Doğru ve olumlu imajı çağrıĢtıran marka adı ürün yönetiminde ve pazarlama
iletiĢiminde büyük önem taĢımaktadır. Marka adının en açık avantajı tüketicinin ürün ya
da hizmeti belirlemesine yardımcı olmasıdır” (OdabaĢı ve Oyman,2007:359). Marka
isminin iĢletmeler için bu kadar önemli olmasının bir nedeni de, yeni bir ürün için
marka denkliği yaratmada önemli bir yer tutmasıdır (Keller vd,, 1998:48).
Marka adı, ürünün baĢarısına katkıda bulunabildiği gibi; baĢarısız olmasına da
neden olan bir etkendir. Bu nedenle yeni ürüne marka ismi verilirken; pazarlama
amaçları, marka amaçları, marka stratejisi seçenekleri, marka denetimi gibi stratejik
konular dikkate alınmalıdır (Blythe, 2000:136).
Marka isminin belirlenmesinden sonra, markayı Ģekilsel olarak da tanımlamak
gerekir. Çünkü markanın bir Ģeklinin, iĢaretinin olması akılda kalıcılığı arttıracaktır.
Markanın iĢaretine amblem denilmektedir. Bir sonraki bölümde, amblemle ilgili
özelliklerden daha ayrıntı olarak bahsedilecektir.
41
1.2.2.2. Amblem (Sembol)
Marka iĢareti olarak da bilinen marka sembolü, markanın tanınmasını,
bilinmesini sağlayan ve tüketicinin hafızasında markayı çağrıĢtıran, sözle ifade
edilmeyen sembol, tasarım, Ģekil, karakter, harf ya da kelimelerdir. Güçlü bir sembol,
markanın ilerlemesinde anahtar rol oynayarak, markanın sağlam temellere oturmasını ve
tüketiciler tarafından kolay hatırlanmasını sağlamaktadır (Aaker, 1996: 69).
“Marka sembolleri, tüketicilerin algılamaları üzerinde en büyük etkiyi yaratan
görsel araçlardır. Kullanılacak görsel bir araç, bir markayı sayfalarca anlatmaktan çok
daha etkili ve hızlı bir Ģekilde markayı tüketicinin belleğine kazıyabilmektedir”(Elitok,
2003: 55). “Markanın söylenemeyen ancak tanımlanabilen, hatırlanan bölümü “marka
sembolü” olarak adlandırılır. Migros‟un kangurusu, La Coste‟ın timsahı, Deniz
Otobüsünün yunusu gibi” (Karafakıoğlu., 2005:141).
Amblem tek baĢına marka yaratamaz fakat doğru kullanıldığında, markanın en
değerli varlıklarından biri olabilir. Nike‟ın efsanevi check amblemi, Portland Devlet
Üniversitesi‟nde okuyan bir öğrenci tarafından sadece 35 dolara yaratılmıĢtır. Fakat
Nike, 20 yıl boyunca milyonlarca dolar harcayarak bu basit amblemi reklamlarında,
tanıtımlarında, spor olaylarında, sahalarda, tanınmıĢ oyuncularda kullanarak markasını
eriĢilmez bir statüye getirmiĢtir, Nike artık daha çok amblemi ile hatırlanmaktadır
(Perry ve Wisnom, 2004: 83).
Marka sembolü firmaların çok zaman ve para harcadığı marka sermayesi
oluĢumunu ve geliĢimini sağlayan önemli bir marka elemanıdır (Aaker,1991:197).
Sembol tasarımı ve seçiminde tanıma, etkileyicilik, anlamlılık, benzerlik kriterleri önem
kazanmaktadır. Tüketici sembolü gördüğünde onu hatırlamalı ve kullanılan sembol de
markayı hatırlatmalıdır (Handerson vd.,1998:15)
“Sembol seçimi, markalar için üzerinde dikkatle durulması gereken önemli bir
konudur. YanlıĢ seçilmiĢ bir sembol marka denkliğinin geliĢtirilmesine hizmet etmekten
42
ziyade, bu değeri azaltıcı bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle sembol seçimi uzman
kuruluĢlara bırakılmalıdır” (Özerdoğan,2005:60).
1.2.2.3.Logo
Logo ya da logo iĢareti, bir iĢletme adını veya yasal veya hukuki yönden
korunan markayı temsil etmek için kullanılan ticari tasarım veya iĢaret stilidir
(Tek,1999:353). Logo, gerçekçi veya somut bir grafik unsurdur. Markanın karakterini
ve kiĢiliğini tanımlamaya yardımcı olur (Perry ve Wisnom, 2004:85).
Logonun yazılıĢ Ģekli, kolay okunur ve anlaĢılır olması önemlidir. Çünkü
insanlar logoyu ne kadar çabuk okur ve anlarsa, markayı o kadar hızlı tanıyıp
hatırlayacaklardır. Logonun düz veya eğik, koyu veya silik, büyük veya küçük harflerle
yazılmıĢ olması da çeĢitli anlamlar ifade eder. Genellikle büyük harfler güç, kuvvet ve
otorite mesajı iletirken; küçük harfler basitliği ve yaklaĢılabilirliği ifade eder (Perry ve
Wisnom, 2004: 81).
Logo, markanın görsel sembolü olan bir amblem ile markanın isminin ayırt edici
biçimde bir araya gelmesiyle oluĢur. Logolar çeĢitli Ģekillerde olabilir. Yuvarlak, kare,
oval, dikey, yatay. Ancak tüm Ģekiller tüketicinin gözünde aynı etkiyi yaratmaz.
MüĢterilerin gözleri yan yana dizilmiĢ olduğuna göre, bir logo için ideal biçim yatay
olmalıdır. Bu yatay Ģekil, logonun maksimum etkiyi göstermesini sağlayacaktır. Bu
bilhassa logonun, binalarda, broĢürlerde, baĢlıklı kâğıtlarda ya da ilanlarda kullanıldığı
durumlar için geçerlidir (Ries ve Ries,2005:125).
ĠĢletmelerin sahip oldukları logoların baĢarılı olabilmeleri için öncelikle özgün,
dikkat çekici ve kolay algılanabilir olması gerekmektedir. Aynı zamanda ait olduğu
iĢletmeyi, ürünü rakiplerinden ayıracak niteliklere ve temsil edebilme özelliğine sahip
olmalıdır. ĠĢletmeler açısından logonun bu derece önemli olmasının sebebi, hedef
pazarda olumlu bir etki yaratması ve bu olumlu etkinin logodan ürün veya iĢletmeye
aktarılabilmesidir (Henderson ve Cote,1998:15).
43
Marka isimlerinden farklı olarak, logolar zaman içinde daha baĢarılı ve güncel
bir görünüm sağlamak amacı ile kolaylıkla değiĢtirilebilirler. Bununla birlikte logonun
niteliksel avantajlarını kaybetmemesi için kademeli bir değiĢiklik yapılması önemlidir.
(Keller, 2003:195-197) .
1.2.2.4.Renk
Markanın tüketici gözünde daha kolay ayırt edilmesini sağlayan renk, görsel
unsurun en önemli bileĢeni olmanın yanı sıra üzerinde çalıĢılması zor olan bir özelliktir.
Renklerin dünyasında mavi kırmızının zıddı olarak tanımlanır. Örneğin markalar
dünyasında, kırmızı satıĢ rengi olarak bilinirken, mavi kurum rengidir ve istikrar
mesajını aktarmak için kullanılır. Diğer temel renkler bu ikisinin arasında yer alır (Ries
ve Ries, 2005:131).
MüĢterilerin belirli renklerle karĢı karĢıya geldiklerinde belirgin psikolojik
değiĢiklikler yaĢadıkları yapılan birçok araĢtırma sonucunda bilinmektedir. Kullanılan
renkler insanları teĢvik edebilir, heyecanlandırabilir, onların morallerini bozabilir,
iĢtahlarını artırabilir, onları yatıĢtırabilir, onlarda sıcaklık ya da serinlik hissi
uyandırabilir (Perry ve Wisnom, 2004:88).
“Renk faktörü tüketicilerin bir malı kabul veya reddetmesinde iĢlevsel olmakta,
tüketicilere, ürün kalitesi, lezzeti, tadı ve ürünün psikolojik gereksinimleri tatmin edip
etmeyeceği konusunda mesajlar iletme yetisini içermektedir. Örneğin deterjan grubunda
temizlik ve ferahlığı yansıtan mavi, beyaz gibi renkler kullanılmakta; gıda sektöründe
ise iĢtah açıcı, tazelik duygusu yaratan yeĢil renk; kimyasal ürünler için siyah, koyu sarı,
üstünlüğü olan otomobil, cep telefonu gibi ürünler için gri tonlar daha fazla tercih
edilmektedir” (Aktuğlu, 2004:144-146).
“Tek baĢına, mesaj verebilme, davranıĢları yönlendirebilme gibi özelliklere
sahip olan renk, önemli bir tasarım öğesi olduğu gibi, aynı zamanda sembolik bir değere
44
de sahiptir” (Uçar,2004:45). “Ayrıca, renklerle iletiĢim, iletiĢim türlerinden sessiz
iletiĢim Ģekli olarak kabul edilmektedir. Bunun nedeni, renklerin üç saniye içinde dikkat
çekerek, müĢterilerin belirli bir ruh hali içindeyken, tahmini hareketlerini, davranıĢlarını
ve açlıklarını etkiliyor olmasıdır. Böylelikle renkler aracılığıyla gönderilen mesajlar da
yerini bulmaktadır” (Sahilli, 2005:54).
Marka renginin seçiminde de belli kriterler göz önünde bulundurulmalıdır.
Bunlardan ilki, iletilmek istenen mesajdır. Bu konuda renklerin anlamları ile ilgilenen
uzman kiĢilerle çalıĢılmalıdır. Bir marka için renk seçilirken ayrıca, potansiyel
müĢterilerde oluĢturulmak istenen ruh hali de dikkate alınmalıdır. Bunun nedeni ise,
renklerin müĢteriler üzerinde kaliteyi, tadı veya çeĢitli psikolojik ihtiyaçları tatmin etme
düzeyini simgeleyen bir etkisinin olmasıdır (Shimp,1993:536).
Bunların dıĢında, renklerin taĢıdıkları bazı anlamlar da vardır. Kırmızı, enerji ve
heyecanın rengidir. Pazarlama dünyasında satıĢın rengidir ve dikkat çekmek için
kullanılır. Mavi; huzurun, sakinliğin ve liderliğin rengidir. Pazarlamada, istikrar
mesajını iletmek için kullanılır. YeĢil, çevrenin ve sağlığın rengidir. Aynı zamanda,
güven veren bir renktir. Yaratıcılığı da ortaya çıkartır. Bu nedenle, büyük otellerin
mutfaklarında duvar rengi, aĢçıların yaratıcılığını artırmak için yeĢile boyanmaktadır
(Sahilli, 2005:58). Ayrıca, turuncu, iĢtah acıcı bir renktir ve genellikle gıda ürünleri için
kullanılmaktadır (Shimp, 1993:536).
Renk seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken bir nokta da, ana rakibin tam
zıddı bir rengin seçilmesidir. Renklerle oluĢturulan kontrast, marka logosunun akılda
kalıcılığını etkilemektedir (Arens,2002:584). Marka adı seçimi kadar önemli olan renk
seçiminde, bazı renklerin farklı ülkelerde çok değiĢik anlamlar taĢıması da göz önünde
bulundurulmalıdır. Örneğin Kırmızı, Japonya, Avrupa ve Kuzey Amerika‟da tehlike,
yasak ve savaĢ gibi olumsuz anlamlar taĢırken; Çin‟de sevinç ve kutlama rengi olarak
algılanmaktadır. Mavi ise, Avrupa ve Kuzey Amerika‟da otorite ve erkeklik rengi olarak
kabul edilirken; Japonya‟da yüz karası, alçaltma anlamları taĢımaktadır. Aynı Ģekilde
45
Beyaz da Çin‟de acı ve üzüntü rengi olarak kabul edilirken; Türkiye‟de sadelik ve
masumiyetin bir ifadesi seklinde algılanmaktadır (Mermod, 2005:20).
Renkler hayatımızın her alanında olduğu gibi markaları algılamamızda da büyük
bir etkiye sahiptir. Renkler amblem ve logoda kullanıldığı kadar, ambalaj üzerinde de
yoğun bir Ģekilde kullanılmaktadır. Farkındalığın sağlanmasında ambalajın rolü
büyüktür. Çünkü ambalaj, ürünü saran ve tüketicinin karĢılaĢtığı ve etkilendiği bir
özelliğe sahiptir. Ambalaj, ürün için bir elbise gibidir, nasıl ki kiĢiler kıyafetleriyle diğer
kiĢileri etkiliyorsa, ürünler de ambalajları ile bu iĢlevi yerine getirebilmektedirler. Bu
sebeple marka elemanlarından biri olan ambalaj kavramından bahsetmek yararlı
olacaktır.
1.2.2.5.Ambalaj
Ambalaj ürün dizisindeki madde ya da ürünün içine konulduğu bir kap, sarmalık
veya konteynerdir. Diğer bir ifadeyle ürünün içeriğini koruyan, taĢınma ve
depolanmasını, satıĢını, kullanılmasını kolaylaĢtıran, ileride kısmen ya da tamamen
atılabilen veya geri dönüĢümü yapılan, ürünün kaplanması, sarılması, örtülmesi ya da
birleĢtirilmesi için kullanılan malzemedir. (Tek,1999:372) Ambalajlama ise ambalajın,
tasarım ve üretilmesiyle ilgili faaliyetledir (Kotler ve Armstrong, 2004:262).
“Ambalajın ana amacı, ürün içeriğini, dıĢ çevre faktörlerinden korumaktır.
Tüketicilerin hayat seviyesi yükseldikçe, malın ambalajına verilen önem de artmaktadır.
Bir malın ambalajı, o malın satın alma sıklığına ve hacmine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu
bakımdan ambalajın doğru boyutlarda tanımlanması büyük önem taĢır. Malın kendisi
gibi, ambalajın da mevcut standartlara, dağıtım sistemine uyması gerekir” (Ġslamoğlu,
2002:289).
Ambalajlamanın mamuller açısından iki bakımdan önemli olduğu söylenebilir.
Birincisi yeniliğin mümkün olduğu kadar etkin Ģekilde müĢterilere iletilmesi, ikincisi ise
46
çoğu durumlarda içindeki mamulde hiç bir değiĢiklik olmadığı halde sadece ambalaj
yolu ile yenilik imajının yaratılmaya çalıĢılmasıdır.
“Günümüzde ambalaj bir iletiĢim aracı olarak ürünün önemli bir boyutunu
oluĢturur. Ambalaj, satıĢ aracı olmanın yanı sıra yaĢam biçiminin bir uzantısıdır. Görsel
bir etki yaratmak için ambalaj, renk ve tasarımla göze hitap etmeli, kendi kimliğini
ortaya koymalı, estetik olarak beğeni yaratmalı, ele alıp incelemeye davet etmeli ve
koruma özelliğini tam anlamıyla yerine getirmelidir” (OdabaĢı ve Oyman,2007:247).
Ambalaj, birincil ambalaj (ürünü doğrudan içine alan ilk ambalaj), ikincil
ambalaj (birincil ambalajı koruyan, ürün kullanılacağı zaman atılan materyal) ve taĢıma
ambalajı (depolama, taĢıma, yükleme ve tanıma için gerekli olan, perakende ambalajı
içeren koli, karton veya kasa) olmak üzere üç değiĢik düzeyde materyalden oluĢur
(Kotler ve Armstrong, 2004:262).
“Paketleme, tüketicilerin ürünü almadan önce yapılan en son basamak olduğu
için, pazarlama stratejisi için önemli bir aĢamadır. Etkileyici ve uyumlu bir paketleme,
satıĢları arttırıcı olduğu kadar etkisiz ve uyumsuz paketleme, marka imajını ve ürüne
karĢı olan tutumu azaltmaktadır” (Bozkurt, 2004:54).
“Tasarımcı ambalajın rengiyle, görüntüsüyle, yazısıyla bir takım mesajlar
gönderdiği karmaĢa ortamında satın alma noktasında bir reklam unsuru olduğunu
bilmelidir. Bu nedenle çok sayıda bilgi ve mesaj yerine en önemli marka yararına
ambalajda öncelik vermeye dikkat etmelidir” (OdabaĢı ve Oyman, 2007:251).
1.2.2.6.Slogan
Slogan, tüketicilerin markayla ilgili hislerini etkilemek amacıyla, markanın
iĢlevsel ve duygusal getirilerini dramatize etmek için kullanılan sözcük dizisi ya da kısa
ibaredir (Knapp, 2000: 1). Sloganlar genellikle reklam kampanyalarıyla yakından
iliĢkilidirler ve reklamlarda ifade edilen ikna edici, tanımlayıcı ve bilgileri özetleyen bir
47
söz dizisi olarak kullanılır. Örneğin, DeBeers elmaslarının “Bir Elmas Ebediyettir” söz
dizisi, elmasın asla değerini kaybetmediği, ebedî ve içsel aĢk getirdiği Ģeklindeki
planlanmıĢ reklam mesajı ile iletiĢimini gerçekleĢtirir (Keller, 2003:206).
Genellikle bir televizyon reklamı ya da basılı bir reklam ilanının sonuna
eklendiğinden dolayı aynı zamanda bitiĢ sözü olarak da bilinen slogan, çoğunlukla
logonun yanında bulunan söz veya cümledir (Moser, 2003:66). Marka olması için
çalıĢılan ürünü diğerlerinden ayıracak nitelikte olması gereken slogan, aynı zamanda
etkililiğini uzun yıllar boyunca koruyabilmelidir. Kısacası, etkili bir slogan, marka
kimliğinin özünü yakalayacak güce sahip olmalıdır (Aaker,1996:232).
Marka adı ve sembollerinde olduğu gibi sloganlar da spesifik, konu ile ilgili
ilginç, kinayeli, vb. nedenlerle hatırlanabilir olduğu taktirde etkili olurlar. Ayrıca slogan
ile marka arasında bir bağlantının da kurulması gerekir (Aaker, 1991:104). “Bu
bağlantının kurulması yoğun tanıtım faaliyetleriyle oluĢmaktadır. Bu nedenle slogan bir
kampanya süresince ya da daha uzun süreli olarak tüm reklam ve iletiĢim faaliyetlerinde
kullanılır. Böylece tüketici sloganı ya da onun temsil ettiği düĢünceyi aklına getirdiği
anda marka aklına gelmektedir” (Aksulu,1989:45).
Marka elemanlarından ve markanın Ģekilsel özelliklerinden bahsettikten sonra,
markanın yalnızca Ģekilsel özelliklerden oluĢmadığını hatırlayıp, kiĢiler üzerinde
duygusal etki yaratan özelliklerinden de bahsetmek gerekir. Marka kiĢiliği, kimliği,
imajı ve denkliği gibi marka ile ilgili kavramlar markanın yarattığı duygusal etkinin
kaynağının ortaya konması açısından önem taĢımaktadır.
1.3.MARKA ĠLE ĠLGĠLĠ KAVRAMLAR
Markalar hem finansal, hem de stratejik alanlarda fayda sağlamaktadırlar.
Ürünlerin tercih edilmesinde en önemli değeri yaratan markanın baĢarısının altında
tüketiciler ile güçlü iliĢkiler kurulması yatmaktadır. Marka ile ürünün fiziksel
48
faydalarının yanı sıra duygusal olarak da fayda sağlayan tüketiciler, tercihlerini sempati
duydukları marka yönünde gerçekleĢtirmektedirler.
SeçmiĢ oldukları markalarla kendilerini duygusal olarak tatmin olmuĢ hisseden,
bir takım duygularını ve hayallerini kullandıkları marka çerçevesinde yönlendiren
tüketiciler, beğendikleri markaları tekrar tekrar satın almaktadır ve marka sayesinde
tüketici ile yakınlık sağlanabilmektedir.
Son yıllarda marka ile ilgili ortaya çıkan en etkili kavramlardan bir tanesi olan
marka denkliği tüketici ile kurulan bağın ele alınmasını kolaylaĢtırmaktadır. Ancak
marka denkliği kavramının anlaĢılabilmesi açısından marka kiĢiliği, marka kimliği ve
marka imajı kavramlarından ayrıntılı Ģekilde bahsetmek yerinde olacaktır.
1.3.1.Marka KiĢiliği
Günümüzde
ürün
ve
hizmetler
temel
fonksiyonlarının
ötesinde
rol
oynamaktadırlar. KiĢiler çoğu zaman ürünleri temel fonksiyonları nedeniyle değil,
içerdikleri anlamlar nedeniyle satın almaktadırlar. KiĢilerin kendilerini anlatması
açısından yardımcı olan ürünler tüketicilerin sosyal yaĢantılarında önemli roller
üstlenirler ve tüketicileri toplumsal alanda önemli yerlere oturturlar. Tüketiciler
markaları kiĢiliğe sahip nesneler olarak görürler ve kendilerini görmek istedikleri insan
tiplerine uygun marka ya da ürünleri tercih ederler. Tükettikleri ürün ve markalar
sayesinde benzer yaĢam tarzlarını ve değerleri paylaĢacaklarına inandıkları kiĢilerle
birlikte olma imkânı bulurlar.
Ürünlerin, anlamlı ve uzun süreli yararları sağlaması giderek zorlaĢmaktadır. Bu
nedenle, sürekli artan bir Ģekilde markalar arası farklılıklar, simgesel marka
çağrıĢımlarıyla, özellikle de marka kiĢiliğinin eĢsiz yanlarıyla belirlenmektedir. Marka
kiĢiliği, “markaya atfedilebilen insana ait özellikler” olarak açıklanmaktadır (Keller,
2003:444). Marka kiĢiliği, “markayla iliĢkilendirilebilen insan özelliklerinden oluĢan bir
kavram”dır (Aaker,1997:347).
49
Her kiĢinin bir kiĢiliği olduğu gibi markaların da kiĢilikleri vardır. Böylece
marka kiĢiliği, yaĢ, toplumsal cinsiyet gibi açılardan değerlendirildiği gibi; sıcak,
duyarlı, ilgili gibi bazı kiĢilik özellikleriyle de iliĢkilendirilmektedir (Aaker,1996:141142).
Marka kiĢiliği kavramı, temelde markaların da insanlar gibi kiĢilik özelliklerine
sahip oldukları varsayımına dayanır. Bir markanın kendine özgü iĢlevsel nitelikleriyle
sembolik değerlerinin bütünleĢmesi, markanın hem ayırt edici özelliğini hem de
kiĢiliğini belirlemektedir. Marka, yaĢ, toplumsal ve ekonomik sınıf, cinsiyet gibi
açılardan değerlendirilmekle birlikte; samimi, sert, ilgili, duyarlı gibi insana özgü kiĢilik
özellikleriyle de iliĢkilendirilmektedir. Marka kiĢiliği özellikleri, tüketicinin markayla
olan doğrudan ve dolaylı temaslarıyla oluĢmaktadır. Bir markanın somut bir varlığı
yoktur, bir insan gibi hareket edemez, düĢünemez, hissedemez; marka, tüketicilerin
zihnindeki algılamaların toplamıdır (Ouwersloot ve Tudorica,2001).
Marka kiĢiliği, markayı tanımlayan komik, kibar, güvenli, seksi, samimi,
sofistike, neĢeli, eski moda, güvenilir, vb. sıfatları kasteder. Tüketicilerin marka
kiĢiliğini nasıl algıladıklarını anlamak için genellikle “marka bir kiĢi veya hayvan
olsaydı nasıl tanımlayacaklarını” soran bir araĢtırma yapılır (VanAuken,2004:9).
Markalar kiĢiliğe sahiptir çünkü tüketiciler hoĢlandıkları Ģeyleri insan özellikleri ile
eĢleĢtirirler (Govers ve Schoormans,2005:196).
Ġnsanlar markalara çoğu zaman, ya gerçekten insanmıĢ gibi ya da insan olması
halinde kendilerini etkileyecek kiĢilik özelliklerine sahipmiĢ gibi bakarlar. Tüketicilerin
bir markaya insan özellikleri yakıĢtırmasını sağlamak çok kolaydır ve bu geri bildirim
genelde, marka konumlandırma ve iletiĢim stratejilerini güçlendirme kararlarının
anahtarıdır (Pringle ve Thompson, 2000: 56).
“Marka kiĢiliği, markanın fonksiyonel destek ve sembolik değerlerinin
kombinasyonundan oluĢmaktadır. Markanın sembolik değerleri içsel soyut ürün
50
özelliklerini (özgürlük, farklılık, gençlik, rahatlık vb.) tanımlamaktadır. Fonksiyonel
değerler ise dıĢsal somut ürün özelliklerini (uzun ömürlülük, dayanıklılık, kullanıĢlılık,
kalite vb.) tanımlamaktadır. Markanın kiĢiliğini oluĢturan fonksiyonel ve sembolik
değerler arasında dengenin kurulması ise kiĢiliğin yansıtılmasındaki en önemli nokta
olarak değerlendirilmektedir” (Aktuğlu, 2004:28).
Çoğu insan kıyafetlerine, otomobiline ya da evine komĢularına bağlandığından
daha çok bağlanır ve onlara isimler verir. Böylece bu nesnelere veya markalarına kiĢilik
özellikleri atfeder. Tıpkı çocukların Nike Air ayakkabıları giydiklerinde kendilerini
Michael Jordan gibi hissetmeleri gibi. (Solomon,2003,s.40-45) Aaker marka kiĢiliğini
oluĢturan beĢ tane faktörü yansıtan güvenilir, geçerli ve genelleĢtirilebilir bir marka
kiĢilik ölçeği oluĢturmuĢtur. Büyük beĢli adı verilen ve marka kiĢiliklerini tanımlayan
bu kiĢilik faktörleri pek çok güçlü firmayı tanımlamıĢtır. Bu faktörler Ģu Ģekilde
sıralanabilir (Aaker,1996:141):
-Ġçtenlik (Campell‟s, Hallmark, Kodak)
Gerçekçi:Aile merkezli, küçük Ģehir, geleneksel, beyaz yakalı, tüm Amerikanlar
Dürüst:Ġçten, gerçek, etik, düĢünceli, alakalı
Tekin:Orijinal, gerçek, yaĢlanmaz, klasik, eski moda
Neşeli:Duygusal, arkadaĢ canlısı, sıcak, mutlu
-Heyecan (Porsche, Absolut, Benetton)
Cüretkar:Moda, heyecanlı, olağandıĢı, gösteriĢli, provokatif
Canlı:Harika, genç, hayat dolu, sempatik, maceracı
Yaratıcı:Tek, komik, artistik, eğlenceli
Çağa uyan:Bağımsız, modern, yenilikçi, agresif
-Yeterlilik (Amex, CNN, IBM)
Güvenilir:ÇalıĢkan, güvenli, etkin, güvenilir, dikkatli
Zeki:Teknik, kurumsal, ciddi
Başarılı:Lider, emin, etkili
51
-Sofistike (Lexus, Mercedes, Revlon)
Üst sınıf:Çekici, iyi görünüĢlü, gösteriĢli, ince zevkli
Cazibeli:Kadınsı, seksi, kibar
-Dayanıklı (Levi‟s, Malboro, Nike)
Açık havaya uygun:Erkeksi, Batılı, aktif, atletik
Sert:Dayanıklı, güçlü, akılcı
Bir marka için kiĢilik oluĢturulma gerekliliğini yaratan pek çok etken
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi her geçen gün birbirine benzeyen ürünlerin piyasaya
sunulması ve marka kiĢiliğinin markayı rakiplerinden ayıran tek unsur olmasıdır.
Ġkincisi; duygusal satın alma kararlarında sevilen bir marka kiĢiliğinin, tüketiciyle
gerekli olan duygusal bağlantının kurulmasını sağlamasıdır. Üçüncüsü ise; yoğun bir
marka kiĢiliğinin, sadece markaya yardımcı olmakla kalmayıp, sürekli olarak markanın
reklamını devam ettirmesi ve markanın kolay tanınmasına yardımcı olmasıdır
(Aaker,1996:112).
Marka kiĢiliği oluĢturulurken öncelikle hedef kitlenin belirlenmesi, daha sonra
tüketicinin neye ihtiyaç duyduğunun, neyi istediğinin, beğendiğinin belirlenmesi,
tüketici kiĢiliğinin, profilinin oluĢturulması ve en son bu profile uygun bir marka kiĢiliği
geliĢtirilmesi, takip edilmesi gereken aĢamalardır (Ourwersloot vd., 2001:2).
Marka
zenginleĢtirmek
kiĢiliği,
için
insanların
iĢletme
markaya
yöneticilerine
karĢı
yardım
algılamalarını,
eder,
marka
anlamayı
kimliğini
farklılaĢtırmaya yardımcı olur, pazarlama iletiĢim çabalarına yol gösterir ve sonuç
olarak marka denkliğine katkı sağlar (Aaker, 1996:150).
Marka kiĢiliği kavramı, markanın tüm yönlerini kuĢatmakta; markaya iliĢkin
parçalardan çok bütünü önemsemektedir. Dolayısıyla marka kiĢiliği yaratılırken,
rekabetçi ortamda markanın geliĢimini sürdürmesi ve kârlı bir büyüme sağlaması için
52
marka kiĢiliğinin markanın bütünüyle uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. KiĢiliğin
marka yaratma ve yönetim süreçlerinde bütünlükçü bir strateji kaygısı ile gündeme
geldiği söylenebilir (Kapferer,1992:42).
Ürünlerin çok fazla farklılaĢamadığı kategorilerde marka kiĢiliği, farklılaĢmada
müĢteri tarafından kullanılan tek özellik olmaktadır. MüĢterinin, bu unsur doğrultusunda
karar vermesi, marka kiĢiliğini marka denkliği yaratmada da önemli bir faktör haline
getirmektedir. Dolayısıyla, markanın farklılaĢtırılmasında, duygusal özelliklerinin
oluĢturulmasında ve müĢteri için kiĢisel bir anlam ifade etmesinde marka kiĢiliği etkili
olmaktadır.
Marka kiĢiliği marka uzmanına, insanların markayla ilgili algılamalarını ve
markaya karĢı tutumlarını anlamada yardımcı olarak, marka kimliğinin farklılaĢmasına
katkıda bulunarak, iletiĢim çabalarına rehberlik ederek ve marka denkliği yaratarak
yardımcı olur. (Aaker, 1996:150-151)
KiĢiler her zaman baĢarının bir parçası olmak ister, baĢarılı kiĢilerin
kullandıkları ya da tanıttıkları markaları tercih ederek, o kiĢinin baĢarısıyla bütünleĢme
çabasına girerler. Bu sebeple marka kiĢilikleri ile ünlü kiĢilikler özdeĢleĢtirilmektedir.
Bu Ģekilde marka sadakatine de katkıda bulunmak mümkün olmaktadır.
Tüketiciler marka kiĢiliğini kendilerine yakın buldukları markaları tercih etme
eğilimindedirler. Çünkü tüketiciler markaları, bir gruba ait olma ve sosyal kimlik
ihtiyaçlarını tatmin etmek için kullanmaktadırlar. Marka ne kadar sağlam bir kiĢiliğe
sahipse o kadar tanınmakta ve kiĢilerin kendilerini ifade etmesinde o derece etkili
olmaktadır.
Ürün ya da markanın fonksiyonel özellikleri ikinci planda kalırken, kiĢilik
özellikleri ön plana çıkar. KiĢiler yüksek fiyatlı markaları kiĢilik özelliği olarak daha
ulaĢılmaz, az bulunur, üst sınıf bulurlar. Lüks markaların, yüksek statü kaynağı
53
olduğunu düĢünür ve lüks marka kiĢilikleri ile kendi kiĢiliklerini özdeĢleĢtirip,
toplumsal statülerini bu yönde oluĢtururlar.
1.3.2.Marka Kimliği
Türk Dil Kurumu‟nun tanımına göre kimlik, “herhangi bir nesneyi belirlemeye
yarayan özelliklerin bütünüdür”. KiĢiler açısından kimlik ise; “toplumsal bir varlık
olarak insana özgü olan belirti, nitelik ve özelliklerle, birinin belirli bir kimse olmasını
sağlayan Ģartların bütünüdür” (http://tdkterim.gov.tr/bts/). Marka kimliğini bir insanın
kimliği gibi ele almak gerekir. Nasıl ki, bir insanın kimliği; kiĢilik özelliklerinden,
fiziksel özelliklerden ve bir isimden oluĢuyorsa markanın da ismi, sembolü, logosu,
renkleri gibi özellikleri bulunmaktadır.
Ġnsanlara benzer Ģekilde, markaların da kimlikleri vardır ve kimlik, firmanın,
ürünlerin ya da hizmetlerin gerçekte neyi sunduğunun mesajını verir (Perry ve Wisnom,
2003: 25). “Marka kimliği, rekabetçi ortamda markanın geliĢimini sürdürmesi ve karlı
bir büyüme sağlanmasında temel bir kavram olarak değerlendirilebilir” (Uztuğ,
2003:43).
Marka kimliği, bir marka için yön, amaç ve anlam sağlar. Marka kimliği,
fonksiyonel ve duygusal açılardan markayı ifade ettiğinden, marka ve tüketici arasında
iliĢki kurulmasına yardımcı olmaktadır. Marka kimliği, ürüne ait bilinçli ya da
bilinçsizce yaratılmıĢ her tür özelliği içinde barındırmaktadır.
Marka kimliği sistemi; ürün olarak özellikleri ve faydası, organizasyon ve kiĢi
olarak marka, marka adı, etiket çizgisi, logo, ve deneyim gibi iĢletmeler için kontrol
edilebilir unsurlardan oluĢur (Perry ve Wisnom, 2004:14). Marka kimliği, marka için
anlamı, yönelimi ve amacı belirlemeye yardımcı bir çerçevedir (Aaker,1996:68).
54
Her markanın bir kimliğe ihtiyacı vardır, çünkü kimlik bir markayı diğerlerinden
ayırmakta ve farklılaĢtırmaktadır. Kimliğe sahip bir markanın tüketiciler tarafından
farkındalığı artmakta bu da markanın tercih edilmesini sağlamaktadır.
“Bir insan kimliğine benzer bir Ģekilde marka kimliği de markaya yön, amaç ve
anlam kazandırmaktadır. Marka kimliği, markanın stratejik tasarımının merkezinde yer
almaktadır. Marka kimliği, markanın kalbi ve ruhudur. Marka ile tüketici arasındaki
bağ, kimlik ile oluĢmakta, yaratılan kimlik, markanın tüm yönlerini kuĢatmaktadır”
(Özkaya,2002:77).
Bir firma markasını bir ürün, bir organizasyon, bir kiĢi, bir sembol olarak
düĢünmelidir. Bu perspektifler birbirinden çok farklıdır ve amaçları marka uzmanına,
marka kimliğini netleĢtirecek, güçlendirecek ve farklılaĢtıracak farklı marka
elementlerini ve kalıplarını göz önüne almasında yardımcı olmaktır. (Aaker, 1996:78)
Marka kimliği, çekirdek kimlik ve dıĢ (geniĢletilmiĢ) kimlikten oluĢmaktadır.
Çekirdek kimlik markanın zamansız ruhunu sunar. DeğiĢtirilemeyen ve markayı her
zaman temsil eden özelliklerin bütünüdür ve markanın karakteristik yapısını oluĢturur.
Çekirdek kimlik anlam ve baĢarı bakımından markanın merkezinde bulunur. Ürünün
dolaĢımında ve iliĢkilerinde önemli rol oynar. Güçlü bir marka için çekirdek kimlik, dıĢ
kimliğe göre elemanların değiĢkenliği açısından daha az geçirgen ve sabit olmalıdır
(Aaker,1996).
Çekirdek kimlik genellikle marka kimliğinin bütün fonksiyonlarını yerine
getirebilecek detaya sahip değildir. Çekirdek kimliğin kısa ve öz mesajlar içermesinin
aksine geniĢletilmiĢ kimlik yeni ve güncel mesajlar sunmaktadır. Yenilenebilen
özellikleri içinde barındıran geniĢletilmiĢ kimlik çekirdek kimliğin sahip olduğu
kavramlardan daha fazlasına sahiptir. Pazarlama programının bir parçası olan
geniĢletilmiĢ kimlik, kültürlere ve toplumlara göre değiĢkenlik göstermektedir
(Aaker,1996).
55
Marka kimliğini oluĢturabilmek için iĢletmelerin bazı araçları kullanmaları
gerekmektedir. Bunlar Ģu Ģekildedir (Kotler, 2000:93-95):
-Sahip Olunan Sözcük: Marka adı, hedef pazardaki müĢterilere söylendiğinde olumlu
bir baĢka sözcüğü zihinlerinde çağrıĢtırmalıdır. Volvo-Emniyet, Federal Express-Bir
gecede, BMW-SürüĢ performansı, Mercedes- Mühendislik gibi.
-Slogan: Pek çok iĢletme, kendi iĢletme ya da marka adına, tekrarlanan bir sloganı
eklemektedirler. Aynı sloganı tekrar tekrar kullanmanın, oluĢturulan marka imajına
neredeyse hipnotik ve bilinçaltı bir etkisi vardır. British Airways-Dünyanın sevdiği
havayolu, Budweiser-Biraların Kralı, Miele-Daima daha iyi gibi.
-Renkler: Markanın tanınmasına yardım etmek için, bir iĢletmenin ya da markanın
tutarlı bir renk grubu kullanması gerekir. Caterpillar‟ın, bütün iĢ makinelerini sarı renge
boyaması gibi.
-Semboller ve Logolar: ĠĢletmelerin müĢterilerle iletiĢimlerinde bir sembol ya da bir
logoyu kullanmaları gibi.
Markanın nasıl bir tüketici kitlesine hitap edeceğinin belirlenmesi, tüketicinin ne
istediğinin, nelerden hoĢlandığının ortaya konulması, tüketicinin kimliğinin açığa
kavuĢturulması ve bu kimliğe uygun marka kimliğinin yaratılması doğru bir marka
kimliği için gerekli olan esaslardır (Pira vd., 2005:78).
Marka kimliğinin yaratılması süreci oldukça kapsamlı bir süreçtir. Markanın var
olma gerekliliğinin ve temel değerlerinin ortaya konması, hedef kitlenin belirlenmesi,
markanın misyonunun ve vizyonunun açıklığa kavuĢturulması, markanın temsil edeceği
ürün kategorilerinin seçilmesi, marka elemanlarının dikkatle oluĢturulması gibi konular
bu süreçte dikkate alınmalıdır (Kapferer,1992:75).
56
FarklılaĢmak, tüketiciye tutarlılık ve güven vererek satın alma sebebi yaratmak,
tüketicinin ürüne karĢı olan duygularını pozitif yönde etkilemek, markanın bilinirliği
açısından sağlam temeller sunmak ve iĢletmeye pazarda rekabetçi bir konumlandırma
sağlamak güçlü bir marka kimliği oluĢturmanın iĢletmeye sağladığı faydalardan
bazılarıdır (Aaker, 1995:209).
Marka kimliğini bir insanın kimliği gibi düĢündüğümüzde öncelikle bir çocuğun
kimliği kiĢilik özelliklerinden, fiziksel özelliklerinden, bir isimden ve sonucunda temel
bir kelime haznesinden oluĢmaktadır. KiĢinin kimliği, yıllar geçtikçe alınan yaĢla
birlikte olgunlaĢmaktadır. KiĢilerin arkadaĢları ve toplumsal iliĢkileri zamanla
değiĢmekte olup, ilgi duyduğu alanlar yıllar geçtikçe belki de tümüyle değiĢebilmekte,
kullanılan kelime dağarcığı zamanla geliĢmekte, hatta bazen sahip olduğu vücut Ģekli,
göz ve saç rengi yeni bir ana görünüm elde etmek için değiĢtirilebilmektedir (Perry ve
Wisnom, 2004: 14).
Marka kimliği ürünü her koĢulda temsil edebilmelidir. Buradaki dayanak noktası
kim olunduğuna dair sağlam bir fikir sahibi olmak ve bunun her türlü dıĢsal ifadesinin
kimlikle tutarlı olmasını sağlamaktır. ĠliĢkiler ve güven bu Ģekilde oluĢturulur. Markalar
bu Ģekilde ortaya çıkarlar (Moser, 2003: 88).
Marka kimliğinin sürekliliğe sahip olması gerekir. Çünkü bu yolla tüketiciler
marka ile ilgili deneyimlerini hatırlayıp, kullanabilmektedirler. Bu durum da bir süre
sonra benimseme, kabullenme ve güven yaratmaktadır. Markaya duyulan güven de
tüketimin temelini oluĢturmaktadır.
Marka kimliği, stratejik olarak planlanıp hayata geçirildikten sonra, hedef kitleye
ulaĢtığında, markanın tüketici gözündeki imajı oluĢmaktadır. Bu sebeple marka
kimliğinden bahsettikten hemen sonra marka imajının ele alınması bütünsellik yaratmak
açısından yararlı olacaktır.
57
1.3.3.Marka Ġmajı
Tüketiciler marka seçimlerini kendi imajlarına uygun düĢen markalar
doğrultusunda yapmaktadırlar. Satın aldıkları markaların imajları üzerinden kendi
imajlarını
destekleyerek,
topluma
kendileri
hakkında
mesaj
göndermeye
çalıĢmaktadırlar. KiĢinin kendisine hitap eden bir marka, çevresindeki kiĢilere de hitap
ediyorsa, ortak tercih ve beğenileri paylaĢmak, kiĢiler arasında bir bağ yaratmaktadır.
Ġnsanlar günlük yaĢantılarında yaptıkları tüketimlerle hem kendileri hem de
çevreleriyle iletiĢimde bulunmakta,
markaların imajları doğrultusunda kendileri ile
ilgili mesajlar vermektedirler. Toplumsal sorumluluk kampanyaları yürüten bir markayı
kullanarak, duyarlı oldukları mesajını vermek, lüks bir araba kullanarak, prestijli bir
hayat sürdüklerini göstermek isterler.
Markaların imajları tüketici tercihinde önemli bir noktada durmaktadır. Marka
üzerinden verilen imaj kullanılarak, bireysel kimlikler topluma iletilmekte, markanın
algılanan imajı doğrultusunda markaya olan bağlılık da oluĢmaktadır. Marka imajı,
markaya anlam ve değer katan unsurların toplamıdır. Tüketiciler, ürünleri ve markaları
oluĢturdukları imaja göre değerlendirirler. Tüketiciler ürünü değil imajı satın alırlar.
Dolayısıyla marka imajı, marka çağrıĢımlarının hafızada tutulması ile yansıtılan marka
ile ilgili algılamalarla tüketici zihninde oluĢmaktadır. “Marka imajı kavramı ilk kez
1955 yılında Sidney Levy tarafından ortaya konulmuĢtur” (Demir, 2006:17).
“Ġmaj, bir olay ya da durumun bizim inancımızda ve anlayıĢımızda ifadesini
bulması ya da duyularla alınan bir uyaran söz konusu olmaksızın, bilinçte beliren nesne
ve olaylardır” (Uyar, 2003:5). Marka imajı, tüketicinin zihninde yer alan markanın
bütüncül resmi olarak tanımlanmaktadır (Howard, 1989:32).
Marka imajı, belirli markalara iliĢkin olarak tüketici algılarını içermektedir.
Marka imajı var olan ürünü ya da o markanın kiĢiliğini yansıtan bir aynadır. Ġnsanların
bir marka hakkındaki düĢünceleri, duyguları ve beklentileridir (Evans vd., 1992:306).
58
Buna göre marka imajı, “tüketicinin ürünle ilgili sahip olduğu bütün inançların
toplamıdır. Markaya bağlılık yaratan da iĢte bu inançların olumlu olmasıdır. Marka
imajı, tüketicilerin markanın varlığından haberdar olmasını, algılamasını, zihinlerinde
yer etmesini, markayı satın almasını ve ona bağlanmasını sağlar” (Ak, 1998:3).
Marka imajı, tüketicinin marka hakkında sahip olduğu inançlar bütünüdür.
Marka imajı, ürün kiĢiliği, duygular ve zihinde oluĢan çağrıĢımlar gibi tüm belirleyici
unsurları içerecek Ģekilde ürününün algılanmasıdır. Marka imajı kavramı ile ilgili olarak
baĢlıca üç öğeden bahsedilmektedir. Bu öğeler Ģöyle açıklanabilir (Demir, 2006:18):
-Bilgilenme Düzeyi: Gerek teknoloji konusundaki geliĢmelerden, gerekse eğitim
düzeyindeki artıĢlardan kaynaklanan kiĢilerin bilgilenme düzeylerinde oluĢan
farklılıklar bir mal veya hizmeti satın alma kararını etkilemektedir.
-Sahip Olunan Yargılar: Ġnsanların herhangi bir konuda zihinlerinde değiĢik
kanallardan edindikleri bilgiler dıĢında, daha çok nereden kaynaklandığının saptanması
güç olan; kiĢi, konu veya objelere yükledikleri değerler mevcuttur. Genellikle
basmakalıp fikirler Ģeklinde olup, algılama ve yorumlama sürecinde belirleyici rol
oynarlar.
-Olanak ve Hizmetler: Ġçinde bulunulan kültürel ortamdan siyasal yapıya, ekonomik
güçten tarihsel geçmiĢe kadar pek çok konuyla ilgili olarak kiĢilerin sahip oldukları
imkânlarla ilgilidir.
Marka imajı görsel ve duyusal öğelerden oluĢmaktadır. Görsel öğeler doğrudan
görme duyusuyla iliĢkilendirilmektedir. KiĢilerin düĢündükleri ya da inandıkları
nesneleri görüĢünü etkiler. Bu yüzden imaj herkes tarafından farklı algılanır. Duyusal
öğeler daha çok karizma, güven, tavır gibi kaynakla alıcı arasında geliĢen ve
tanımlanamayan ama varlığı kabul edilen olguları ifade etmektedir. Bu öğeler kaynak ve
59
alıcı arasında kendiliğinden oluĢmaktadır. Bireyin tüm geçmiĢi, bilgileri, kiĢiliği, dünya
görüĢü gibi pek çok etken duyusal öğeleri oluĢturmaktadır.
Tanımlanamayan ama var olan duygusal algılamalar sebebiyle marka imajı her
bir tüketici tarafından farklı algılanmaktadır. Bu sebeple spor araba, parfüm, elbise gibi
kategorilerde tercihler farklılaĢmakta, seçeneklerin tümü lüks kategoride sayılsa bile
bazı kiĢilerin lüks olarak algıladıkları, diğer kiĢiler açısından sıradan görülebilmektedir.
Doyle‟ın yaptığı sınıflandırmaya göre üç tür marka ve marka imajı vardır
(Doyle, 2003:398-399):
-Özellikli Markalar: Ürünün, fonksiyonel özelliklerine yönelik inanıĢın yarattığı
güvene dayalı bir imaja sahip olması halidir. Çoğunlukla müĢterinin kaliteyi ve mevcut
birçok ürün alternatifi arasında ürünlerin özelliklerini objektif olarak değerlendirmesi
zordur, bu durumda, bazı özelliklere sahip olduğu iddia edilen ürünleri seçer. Örneğin;
Volvo‟nun markasına ait iddiası “Yüksek kalite standardı ile üretilmiĢ güvenli
otomobil”dir. Persil ürünleri “Daha beyaz yıkar”, McKinsey‟in vaadi “En yüksek
kalitede stratejik danıĢmanlık”tır. Tüm bunlar, markaların özelliklerine yönelik
inanıĢlardır.
-Tutku Markaları: Markayı satın alan insanların imajını yansıtırlar. Ġmaj, ürün
hakkında çok az Ģey iddia ederken, arzulanan yaĢam stili hakkında vaatler sunar. Bu,
markanın satın alınmasıyla alıcının zenginlik ve ün ile iliĢkilendirme yaptığı durumdur.
Martini, bilen insanların içkisidir. Rolex, profesyonel yöneticilerin kolunda gösterilir.
Bu tür bir imajı yaratma isteği, pek çok kimsenin, ürünleri fonksiyonel yararları
nedeniyle değil, statü, saygınlık ve kendine güven amacıyla alması gerçeğini yansıtır.
-Deneysel Markalar: ÇağrıĢımlara ve duygulara ait bir imajı yansıtır. Tutkunun da
ötesine geçer, ürün ile tüketici arasındaki felsefeyi yansıtır. BaĢarılı deneysel markalar
bireyselliği, kiĢisel geliĢimi ve fikirleri vurgular. Nike‟ın “Just do it” tutumu,
Microsoft‟un “Sınır gökyüzüdür, bugün nereye gitmek istersiniz?” sloganı deneysel
60
markaların örnekleridir. Coca-Cola‟nın marka önermesi, deneyimlerin paylaĢılması ve
genç jenerasyona yüklenen değerken, Marlboro, erkeksi değerler içinde sunulan
deneyimi vurgular. Bu tür markalar için, ürünün özekliklerinin daha üstün olduğuna
yönelik vaatler verilmez, sadece markanın getireceği deneyimler vurgulanır.
Tüketicilerin ürünle özdeĢleĢtirdikleri anlam ya da tüketicilerin üründen
anladıklarının toplamı olarak tanımlanan, müĢterinin zihnindeki marka imajı, deneyim,
kiĢisel kaynaklar, halk ve ticari kaynaklar olmak üzere dört tür kaynak ile
yaratılmaktadır (Doyle, 2003:398):
-Deneyim: MüĢteriler çoğunlukla markayı daha önceden kullanmıĢtır. Markanın
özellikleri ve inanılırlığı konusunda sıklıkla iyi bir Ģekilde bilgilendirilirler.
-KiĢisel Kaynaklar: ArkadaĢlar, meslektaĢlar ve ürünü kullanırken görülen diğer
kimseler, markanın özelliklerini ve bazı çağrıĢımları iletirler.
-Halk: Marka, kitle iletiĢim araçlarında görülmüĢ ya da tüketici raporlarında analiz
edilmiĢ olabilir.
-Ticari Kaynaklar: Reklam, raflar, ambalaj ve satıĢ görevlileri markanın özelliklerini
ve değerini diğerlerine iletmede önemli kaynaklardır.
Doyle baĢarılı marka imajını, üç öğenin bileĢimi olarak düĢünmektedir. Bu üç
öğe; iyi bir ürün, ayırt edici bir kimlik ve sunulan ek değerlerdir (Doyle, 2003:408-409).
“Bir marka imajının, ürün veya hizmeti sağlayan firmanın imajı, kullanıcının imajı,
ürün veya hizmetin kendi imajı olmak üzere markaya katkıda bulunan üç alt imajı
bulunmaktadır” (Uslu v.d.2006:18).
“Marka imajı planlaması süreci doğrultusunda, marka vaadini ve ürün
karakterini oluĢturan tek bir mesaj iletilmesi, mesajın rakiplerin benzer mesajlarıyla
karıĢmasını önleyici Ģekilde iletilmesi, tüketicilerin zihinlerine olduğu kadar hislerine de
hitap eden duygusal etkinin aktarılması etkin bir marka imajının üç iĢlevidir” (Aktuğlu,
2004:36).
61
“Marka imajı, tüketicilerin satın alma olasılığı, memnuniyet ve eminlik
dereceleri ile ilgili olduğundan rakiplerden farklı, tutarlı ve tüketiciye uygun bir marka
imajı oluĢturmak satıĢları da olumlu etkileyecektir” (Akkaya, 1999: 101-108).
Stratejik bakıĢ açısına göre marka imajı pazarlama ekibinin yaratıcı enerjisi için
odak noktasını oluĢturur. Dolayısıyla firma, tüm iletiĢim çabalarında baĢarıyı
yakalayabilmek, markası ile ilgili uzun vadeli olumlu bir görüĢ oluĢturmak ve marka
bağlılığını yaratabilmek için net bir marka imajı fikrini ortaya koymalıdır. Ġmajın net bir
Ģekilde yansıtılabilmesi ve tüketicilerin markaya doğru çekilebilmesi için, ürünün neyi
iletmeyi amaçladığı yani ürünün kimliğinin net bir tablosunun oluĢturulması
gerekmektedir (Bylthe, 2000:142).
Marka ile tüketici arasında uzun süreli bir iliĢki kurulmasını sağlayan, ürünün
kalitesini ifade ettiği için satın alma kararlarını olumlu yönde etkileyen marka imajından
bahsettikten sonra çalıĢmamızın ana konusu olan marka denkliği ele alınacaktır.
1.3.4.Marka Denkliği (Değeri)
Günümüzde ürünleri birbirinden rekabetçi anlamda ayıran ürüne bağlı özellikler,
önemini yitirmeye baĢlamıĢtır. Artık kiĢiler ürün özelliklerinin fonksiyonel tatmininden
çok markanın duygusal tatmini ile ilgilenmektedirler. Bu süreçte marka denkliği
kavramı karĢımıza çıkmaktadır.
Marka denkliği, markanın göreceli ürün ve hizmet kalitesi dahil olmak üzere
algılanıĢ biçimi, finansal performansı, müĢteri sadakati ve memnuniyetini kapsar.
Kısacası müĢterinin, çalıĢanların ve iĢletme ortaklarının bir marka için hissettiklerinin
bütününüdür (Knapp, 2000:3).
Bir markanın değerinin; yüksek marka sadakati, marka farkındalığı, algılanan
kalite, güçlü marka çağrıĢımları ve patentler, ticari tesciller ve kanal iliĢkileri gibi diğer
değerleri kapsaması sonucunda; marka denkliği oluĢmaktadır (Kotler vd., 2004:572)
62
Tüketiciler, toplumda bir yer edinmek, diğer insanlarla iletiĢim kurmak ve
farklılaĢmak için markaları etkili bir araç olarak görmeye baĢlamıĢlardır. KiĢiler
kullandıkları markalar ile kendilerini ifade etme yolunu seçmektedirler. Özellikle lüks
markaların tercih edilme sebepleri ürünlerin fonksiyonel etkisinden çok bahsedilen bu
sebeplerdir. ÇalıĢmamızın temel konusu olan, marka denkliği kavramı ve unsurları bir
sonraki bölümde ayrıntılı Ģekilde ele alınacaktır.
63
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
MARKA DENKLĠĞĠ KAVRAMI VE TÜKETĠCĠ SATIN ALMA DAVRANIġI
2.1.MARKA DENKLĠĞĠ KAVRAMI VE KAPSAMI
Yüzyıllar önce farklılaĢmak ve ürünleri birbirlerinden ayırt etmek amacıyla
ortaya çıkan “marka” kavramı, günümüzde çok daha farklı bir görev üstlenerek, kiĢilere
iĢletme ve ürün hakkında detaylı bilgi veren ve tüketiciye, çeĢitli değerler sağlayabilen
entelektüel sermaye araçlarından biri haline gelmiĢtir.
Marka denkliği, tüketicinin zihninde var olan, sözlü aktarım sayesinde
müĢterinin ve müĢterinin toplumsal çevresinin gelecekteki satın alma davranıĢını
etkilemeye devam eden, bu nedenle sürekli bir değer taĢıyan pazarlama varlığıdır
(Ambler ve Barwise, 1998:367)
Marka denkliği oluĢturmak, marka oluĢturmanın önemli bir parçasıdır. Marka
denkliğinin firmaya sağladığı bazı avantajlar vardır. Örneğin; marka denkliğinin yüksek
olması, daha yüksek tüketici tercihi ve satın alma anlamına gelmektedir. Yüksek marka
denkliğine sahip firmalar ayrıca yüksek hisse senedi kazancı da elde ederler (Cooksey
vd., 2005:143).
Ancak, bir Ģeyin marka olmasını istemek ve bu yönde çaba sarf etmek sevilen ve
tercih edilen bir marka olmak için yeterli değildir. Bir markanın baĢarısı tamamen
tüketicilerin elindedir. Elbette ki markalar hiç çaba sarf etmeden tüketicilerin onları
sevmesini
bekleyememekte
ve
bu
noktada
marka
denkliği
kavramı
önem
kazanmaktadır. Gerekli çalıĢmalar sonucu marka denkliği ve unsurları sayesinde
tüketicilerin düĢünceleri, hisleri ve satın alma davranıĢları yönlendirilebilmektedir.
Marka denkliği kavramından ve marka denkliği unsurlarından bahsetmek, lüks
kozmetik markaların tercih edilmesinin altında yatan etkenlerin açıklanması için faydalı
olacaktır.
64
2.1.1. Marka Denkliği Kavramı
Türkçede marka denkliği ya da marka değeri olarak kullanılan “brand equity”
nin sözlük anlamı tüketici tarafından satın alınan, fiziksel özelliklerinin yanı sıra
duygusal bağlantısı, Ģahsiyeti olan ve tatmin yaratan bir karıĢım, yani inĢa edilen bir
markadır (Ar,2004:39).
Yapılan araĢtırmalar sonucu marka denkliği ve marka değeri kavramlarının bazı
kaynaklarda birbirlerinden farklı, bazı kaynaklarda ise birbirleri ile aynı anlamda
kullanıldığı görülmektedir. Literatürde, iki kavramın birbirleri ile farklı ya da aynı olup
olmadığı hakkında net bir karar bulunmamaktadır. Bu çalıĢmada marka denkliği ve
değeri kavramları birbirlerinin yerini tutacak Ģekilde ele alınmıĢtır.
Ancak
isimlendirilirken yalnızca “marka denkliği” terimi çalıĢma süresince kullanılmıĢtır.
MüĢteriler ve markalar arasındaki iliĢkiyi açıklama çabası, pazarlama
literatüründe marka denkliği kavramının oluĢmasına neden olmuĢtur. Marka denkliği
kavramı, hem finans hem de pazarlama literatüründe yer almıĢ ve marka yönetimine
verilen önemin uzun soluklu olması gerektiğinin önemini vurgulamıĢtır (Wood,
2000:670).
“Marka denkliği, son yıllarda markaya yönelik geliĢtirilmiĢ ve üzerinde çok
tartıĢılan yeni bir kavram olmuĢtur. Bu kavramı tanımlamak ve incelemek amacıyla
1991 yılında Marka Denkliği Komitesi kurulmuĢtur Fakat komite ve araĢtırmacılar
marka denkliği tanımı üzerinde tam bir uzlaĢma sağlayamamıĢlardır” (Uztuğ, 2003:45).
Marka denkliği, bir markanın gelecekte yaratacağı nakit akıĢlarının net Ģimdiki
değeri olarak tanımlanmaktadır. BaĢka bir deyiĢle, markasız bir ürünün sahip
olabileceği değerin, marka sahibi olmakla arttırılmasıdır. Marka denkliği, müĢterilerin,
Ģirketin markasına duyduğu güvenden kaynaklanmaktadır. Bu güven; müĢteri ile marka
arasındaki, tercih etmeyi, sadakati ve gelecekte Ģirketin sahip olduğu marka adı altında
65
yeni ürünler sunarsa onları da satın alma istekliliğini artıran bir iliĢki kurulmasını
sağlayacaktır (Doyle, 2003: 390)
Aaker‟e göre marka denkliği; bir markayla, markanın adıyla, simgesiyle
bağlantılı olan bir mal ya da hizmetin bir firmaya veya firmanın müĢterilerine sağladığı
değeri artıran ya da azaltan varlıklar ya da sorumluluklar bütünüdür (Randall, 2005:38).
Keller ise marka denkliğine algısal psikolojik bir bakıĢ açıyla tüketiciler
açısından yaklaĢmıĢ ve tüketici odaklı marka denkliğini, marka bilgisinin müĢterinin bir
markanın pazarlanmasına yönelik tepkisi üzerindeki farklılaĢtırma etkisi olarak
açıklamıĢtır (Keller, 1993: 2). Marka denkliği bir markanın ürüne kattığı bir değerdir.
Bu katma değer, iĢletme açısından ele alınabileceği gibi müĢteri açısından ve ticari
açıdan da ele alınabilir (Farquhar, 1989:24).
Marka denkliği, markanın göreceli ürün ve hizmet kalitesi dahil olmak üzere
algılanıĢ biçimi, finansal performansı, müĢteri sadakati, memnuniyet ve markaya
duyulan tam bir saygının toplamıdır. (Knapp, 2000:3).
Yüksek marka denkliği tüketicilerin marka ile ilgili pek çok olumlu ve güçlü
düĢüncelerinin olması, markayı yüksek kaliteli algılaması ve markaya sadık olması
anlamına gelmektedir. Marka denkliğini genel olarak; markanın kalitesi, olumlu ya da
olumsuz algılanıĢ biçimi ve performansı, müĢteri memnuniyeti, müĢteri sadakati ve
markaya duyulan bağlılık ve saygının toplamı olarak tanımlamak mümkündür.
MarkalaĢma sürecinde her unsur, mevcut ve potansiyel hedef kitlenin markaya karĢı
hissettikleri ile ilgilidir ve markaya karĢı olumlu duygular hissettirme, marka ve hedef
kitle arasında duygusal bir bağ kurma sürecinde marka denkliğinin yadsınamaz önemi
bulunmaktadır.
Marka denkliği objektif bazı değerlerden çok tüketici algılamasına bağlıdır,
marka ile ilgili genel bir değeri yansıtmakta, ürünün fiziksel özelliklerinden çok,
66
markanın yarattığı duygusal durum marka denkliği üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca
marka denkliği finansal performansı olumlu yönde etkilemektedir (Lassar, vd.,1995:12).
“Marka denkliği, markanın küresel, bölgesel ve ulusal anlamda sağladığı
baĢarıların toplamından oluĢur” (Elitok, 2003:91). Marka denkliği, ürün ve servislere
katma değer sağlayarak, tüketicilerin nasıl düĢündüklerini, hissettiklerini ve markaya
karĢı nasıl davrandıklarını etkileyebileceği gibi fiyatlara, pazar payı ve karlılığa da
yansıyarak firmayı yönlendirebilir. Marka denkliği, firmaya psikolojik ve finansal değer
sağlayan önemli bir soyut varlıktır (Kotler vd., 2006:276).
Marka denkliği ilk olarak, muhasebe kayıtları ya da Ģirket birleĢmelerinde
kullanılmak üzere markanın değerinin tam olarak tahmin edilmesini sağlayan finansal
bir faktör unsuru olduğundan, ikinci olarak ise, pazarlama verimliliğini geliĢtirmeyi
hedefleyen strateji odaklı bir faktör olduğu için önem taĢımaktadır. Yüksek fiyatların,
yoğun rekabetin ve dalgalanan talebin hakim olduğu birçok pazarda, firmalar pazarlama
masraflarının etkinliğini artırmak için çabalamaktadırlar. Bunun sonucu olarak, hedef
pazarın tanımlanması ve ürün konumlandırması konularındaki stratejik kararları olduğu
kadar belirli pazarlama karması eylemleri konusunda taktiksel kararları daha doğru
verebilmek adına pazarlama yöneticileri, tüketici davranıĢları hakkında daha kesin
bilgilere ihtiyaç duymaktadırlar. Bir firmanın pazarlama verimliliğini artıracak en
değerli varlığı, firmanın geçmiĢ pazarlama programlarındaki yatırımlardan kaynaklanan
ve marka ile ilgili tüketicilerin zihninde oluĢturulan bilgidir (Keller, 1993:1).
Tüketici tercihi, fiziksel özelliklerden çok fiziksel olmayan algılamalara
dayanmaktadır. Bu sebeple, marka denkliği esasında ürün özellikleri ile ilgili değil,
markanın tüketicinin üzerinde bıraktığı duygularla ilgilidir. Marka denkliği, marka ismi
dıĢında tüm özellikler açısından aynı olan iki ürünün karĢılaĢtırılmasını içermektedir.
Bu noktada, marka denkliği tüketicilerin satın alım kararlarında bir markanın
diğerlerinin yerine alınmasında rol oynayabilmektedir. Güçlü bir marka denkliği marka
farkındalığı, marka bağlılığı, marka imajı ve algılanan marka kalitesine bağlı olmakta ve
67
tüm bunlar açık bir kimlik, kolektif bir marka, tutarlı ve uyumlu iletiĢim, güçlü müĢteri
iliĢkileri ve semboller kurmak yoluyla oluĢturulabilmektedir (Aaker, 1991).
“Marka denkliğinin, marka farkındalığı, pazar payı, marka duyarlılığı, liderlik,
markaya dair iletiĢimde zaman içinde tutarlılık, imaj, dağıtım, fiyatlama, ürün kalitesi,
ürünün yeniliği ve marka sadakati gibi göstergeleri bulunmaktadır” (Uztuğ, 2003:46).
Marka denkliği, bir markanın tüketicilerin zihnindeki varlığı, tüketicilerin satın
alma davranıĢları, pazar konumu ve finansal verim üzerindeki etki ve Ģirketin ancak
firma satılırsa ifadesini bulan maddi olmayan finansal değeri olarak açıklanabilir
(Franzen,2002:95).
“Marka denkliği kavramı güçlü bir marka isim ve sembolünün tüketicinin
zihninde yarattığı olumlu izlenimlerin ürün ve tüketiciye kattığı ek değerdir. Söz konusu
değer olumlu intibalar nedeniyle ürünün ve iĢletmenin pazardaki değerini, iĢletmenin
aktiflerinden daha kıymetli bir duruma getirmektir” (BaydaĢ, 2007:131). Güçlü
markaların denkliği yüksek, zayıf markaların denkliği düĢüktür (Franzen,2002:95).
Markalar bugünün pazarlarının vazgeçilmez unsurlarındandır. Tüketici bilgisi ve
güven unsuru, marka ve marka denkliğinin oluĢturduğu iki önemli unsur olup, tüketici
ile iyi iliĢkileri olan bir marka yaratmanın temelinde yine bu iki unsur bulunmaktadır
(Campbell, 2002: 208). Marka tercihinde önemli bir rol oynayan marka denkliğinin
önemi ve faydalarından bahsetmek yerinde olacaktır.
2.1.2. Marka Denkliğinin Önemi ve Faydaları
Marka denkliği kavramı, markalı bir ürünün, markalı olmayan benzer bir ürüne
oranla sağlayacağı daha fazla maddi değeri ya da gelir artıĢını ve ürünün kendisinden
kaynaklanan ve fiyat ya da fiziksel özellikler gibi faktörlerden bağımsız olarak oluĢan
manevi değeri de içinde barındırmaktadır. Bir ürün ya da hizmetin marka denkliğinden
68
söz edilemiyorsa o ürün pazarda sadece sıradan bir mal olarak yer almaktadır (Dilsiz,
2008:41).
Markanın içinde bulunduğu pazarın doğası, liderlik konumu, eğilimi,
uluslararası olması, aldığı niteliksel, niceliksel destek ve yasal korunmaların kalitesi,
daha da önemlisi pazarda oynadığı rol, marka denkliğini etkileyen faktörlerdir (Blackett
vd., 2004: 45). Artan marka denkliği; pazar payı, marka farkındalığı ve alternatif
markalara karĢı tercih edilirliğin artması anlamına gelmektedir (Scott, 2002:203).
Bir kurum ürettiği ürün/hizmetler ve kendi kurumsal yapısı açısından marka gibi
düĢünmeye baĢladığında, müĢterilerin ürün ve hizmetlerden daha fazlasını satın
aldıklarını anlamaya baĢlamıĢ demektir. Özgün markalar, nadiren sadece ürün üzerinde
odaklanırlar; onlar markalarına hem ürün hem de hizmet konusunda bağlıdırlar.
Yalnızca ürüne konsantre olmak demek, müĢterinin zaman, kolaylık, duygular, hisler ve
tam bir memnuniyetle ilgilenmediğini varsaymak demektir. Marka denkliği formülünde
algılanan kazanç, ödenen miktarı geçmelidir. Özgün markalar unutulmaz bir değer
yaratan, ayrıcalıklı bir vaat sunanlardır (Knapp, 2000: 73-74).
ĠĢletmelerin, rekabet düzeyi çok yüksek pazarlarda varlıklarını sürdürmeye
çalıĢacakları düĢüncesinden hareketle, marka yönetimi faaliyetlerinin devam etmesi
gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Markalarına gereken önemi gösteren firmalar,
bunun karĢılığını fazlasıyla almaktadırlar. Bu da ancak baĢarılı bir Ģekilde oluĢturulan
marka denkliğinden geçmektedir. Marka denkliği iĢletmeler açısından ve tüketiciler
açısından farklı faydalar getirmektedir, bu faydaların ortaya konulması yerinde
olacaktır.
2.1.2.1.ĠĢletmeler Açısından Marka Denkliğinin Faydaları
Marka denkliğinde iĢletme baĢarısı, müĢterilerin tatmin düzeyinin artırılması ile
ortaya çıkan satıĢ artıĢı ile açıklanmaktadır. Bununla birlikte marka denkliğini kavramıĢ
iĢletmeler
diğer
rakip
iĢletmelere
göre
daha
yüksek
fiyat
isteminde
69
bulunabilmektedirler. Buradaki avantaj marka denkliğini kavramıĢ iĢletmelerin güçlü
markalar ortaya koyabilmesi ile ilgilidir. Güçlü bir marka ismi tüketicilere hem güven
vermekte hem de üründen haberdar olma düzeyini artırmaktadır (Kim ve Kim, 2005:
549-550).
Marka denkliği müĢteriye artı değer katmasının yanında nakit akıĢını olumlu
yönde değiĢtirerek firmaya da artı değer sağlamaktadır. Marka denkliği sayesinde, yeni
müĢteri çekmek ve eski müĢterileri tekrar elde etmek için gereken çalıĢmalar hızlanır,
algılanan kalite ve marka çağrıĢımları yoluyla satın alma sebebi oluĢturabilir ve
kullanım sonrası oluĢacak tatmin belirlenebilir. Artan marka sadakati, özellikle rakip
firmalara karĢı ürün avantajının elde bulundurulması ve çabuk satın alma cevabı
yaratması açısından önemlidir. Marka denkliğinde dezavantajı bulunan bir firma,
dağıtım kanallarındaki pozisyonunu korumak için promosyon faaliyetlerine daha çok
kaynak ayırmak durumunda kalacaktır. Marka denkliği, marka yayma yoluyla bir
büyüme platformu oluĢturacak, dağıtım kanallarında avantaj sağlanacaktır. MüĢterilerde
olduğu gibi, ticari konumda da adını kanıtlamıĢ bir markayla çalıĢılması belirsizlikleri
minimum düzeye çekecektir. Son olarak marka denkliği nitelikleri, marka sahibi
firmaya büyük bir rekabet avantajı sağlayacaktır (Aaker,1991:17-18).
Marka denkliği, daha fazla müĢteri sadakati, rakiplerin saldırgan pazarlama
stratejilerine karĢı ve ekonomik krizlerde talep daralmasına karĢı daha fazla direnç, daha
fazla gelir, fiyat artıĢlarına karĢı duyarlı olmayan tüketici tutumu, daha kuvvetli ticari
bağlantılar ve destek, yükseltilmiĢ pazarlama iletiĢim verimliliği ve artan marka yayma
fırsatları getirmektedir (Keller, 2003: 60).
2.1.2.2.Tüketiciler Açısından Marka Denkliğinin Faydaları
Marka denkliği tüketicilerin satın alma sırasındaki riskini azaltabilmektedir.
Tüketicilerin bir ürünü satın alma kararları ile birlikte risk faktörü ortaya çıkar, bu riski
azaltmanın yollarından birisi de marka ismine tüketicilerin sezgisel olarak güven
duymalarıdır. Markalar; tüketici zihninde kalite algısını artırabilmek için yüksek reklam
70
harcamaları
ile
marka
denkliğini
oluĢturmaya
çalıĢmaktadırlar.
Tüketiciler
karĢılaĢtıkları riskleri azaltabilmek ve karĢılaĢabilecekleri potansiyel kayıplara karĢı
kendilerini koruyabilmek için kalite olgusuna dikkat ederler. Bu bağlamda marka
denkliği tüketicilerin ürüne yönelik algılarının pozitif olabilmesi açısından önemlidir
(Del Vecchio, 2001:240).
Marka denkliği, tüketicilerin karar verme sürecini kısaltmakla birlikte vermiĢ
oldukları kararlardan duyabilecekleri endiĢeyi de azaltma görevi üstlenmektedir. Marka
denkliği tüketicilere herhangi bir karıĢıklığa mahal vermeden mesajların ayırt
edilebilmesi, satın alma kararlarındaki güven duygusunun artırılması ve müĢteri
memnuniyetinin yaratılması gibi avantajlar sunmaktadır. (Lin ve Kao, 2004:37).
Marka denkliğinin yüksek oluĢu, müĢterilere ürün ve markalar hakkındaki
bilgilerini yorumlama, iĢleme ve depolama konularında yardımcı olur. Satın alma karar
süreci içerisinde müĢterilere güven oluĢturur. Hem algılanan kalite hem de marka
çağrıĢımları sonucu kullanım ile birlikte müĢteri tatmini ortaya çıkar (Aaker, 1991:16).
2.1.3. Marka Denkliği OluĢum Süreci
Marka denkliği, saygın bir
markanın bir
ürüne değer katmak için
kullanılmasıdır. Bu açıdan bakıldığında marka denkliği, mal ya da hizmetin bir marka
adını taĢımasıyla gözlemlenemeyecek olan getirilerinin oluĢturduğu durum olarak
belirlenebilir. Bu değer fiziksel ya da duygusal bir değer olabilir. Ġster gerçek olsun,
isterse zihinlerde oluĢturulmuĢ olsun bu değerin tek olması gerekir. Eğer tek olma
özelliğine sahipse, marka baĢka durumlara da uyarlanabilir ve zaman içinde de kapsamı
geniĢletilebilir. Bu açıdan marka denkliğinin oluĢturulması önem taĢımaktadır ve bu
oluĢum sürecini ele almak gerekmektedir.
ĠĢletmeler, müĢterilerin uzun vadeli olarak markalarını kullanmalarını, tercih
sıralamasında ilk sırada yer almayı ve müĢteriler tarafından baĢkalarına da tavsiye
71
edilmeyi istemektedir. MüĢteri, rakip ve iĢletme analizleri güçlü bir marka denkliği
oluĢturmada kritik öneme sahiptir (Campbell,2002:212):
MüĢteriler ve iĢletmeler açısından oldukça önem taĢıyan marka denkliği
oluĢturulurken, markayı oluĢturan unsurları (marka isimleri, logoları, sembolleri,
kiĢilikleri, sloganları, reklam müzikleri ve paketleme) farklı amaçları gerçekleĢtirmek
amacıyla birbirini destekleyecek Ģekilde seçerek, bir bütün oluĢturmak, ürünün sahip
olduğu soyut veya somut değerlerle etkili bir marka imajı ve yüksek düzeyde arzu
edilen kaliteyi sağlamak, müĢterilerin daha fazla ödeme yapmayı kabul etmelerini
sağlayabilmek için, müĢteri beklentilerini dikkate alarak değer odaklı fiyatlandırma
stratejileri belirlemek, perakendecilere yönelik uygulanacak itme stratejisi ve
müĢterilere yönelik olan çekme stratejisi arasında uyum sağlamak, doğrudan ve dolaylı
dağıtım kanallarını belirlemek göz önünde bulundurulması gereken unsurlardır (Keller,
2003:732).
Marka denkliği oluĢturulurken, kaliteli bir ürün sayesinde olumlu bir marka
değerlendirmesinin yaratılması, bu yolla tüketicilerin satın alma davranıĢlarında en
önemli etkiye sahip olan tüketici davranıĢının yönlendirilmesi ve marka imajının
geliĢtirilmesi mümkündür. Firmalar, mevcut marka isimlerini diğer ürünlerine yaymak
için de kullanabilirler. Hat geniĢlemesi, mevcut markanın yeni kategorilere uygulanması
ya da bir markanın bir baĢka firmanın lisansını alması ile oluĢabilir. Bir firmanın
markasının ve ürünlerinin satın alınması da marka denkliği yaratmanın bir baĢka
yoludur. Bu yöntemin en yaygın kullanılıĢı bir baĢka firma markasının yahut ürünlerinin
lisanslarının satın alınmasıdır. Örnegin Lipton, Sunskit Fun Fruits‟in lisans haklarını bu
Ģekilde satın almıĢtır (Farquhar,1998:29-32).
Marka denkliği, markanın doğumu, marka farkındalığı, marka imajı, kalite ve
değer algılamalarının oluĢturulması, marka bağlılığının öneminin belirtilmesi ve marka
geniĢlemeleri aĢamalarından oluĢmaktadır. Bu aĢamaları aĢağıdaki Ģekilde açıklamak
mümkündür (Gordon vd., 1993:5):
72
-Markanın Doğumu: Güçlü bir marka denkliği oluĢturabilmek için firmaların öncelikle
kaliteli, farklı ve tüketiciler açısından anlamlı değer sunan bir markaya ihtiyaçları
vardır. Bu özelliklere sahip bir marka olmaksızın, marka denkliğinin oluĢturulması
mümkün olmamaktadır.
-Marka Farkındalığı ve Marka Ġmajının OluĢturulması: Tüketicilerce anlamlı değer
sunan markanın oluĢturulmasından sonraki adım, bu markanın potansiyel tüketicilerce
bilinmesini sağlamaktır. Tüketicilerin haberdar olmadığı bir markanın ne kadar kaliteli
ya da farklı olduğunun bir anlamı olmamaktadır. Bir sonraki aĢama ise, oluĢturulan bu
marka için olumlu, güçlü ve ayırt edici çağrıĢımlar oluĢturmaktır.
-Kalite ve Değer Algılamalarının OluĢturulması: Marka farkındalığı ve marka imajı
oluĢturma aĢaması tamamlandıktan sonra, markanın kaliteli olduğuna ve tüketiciler
açısından değerli olan birtakım özelliklere sahip olduğuna dair algılamaların hedef kitle
çerçevesinde oluĢturulması gerekmektedir.
-Marka Bağlılığının Öneminin Belirtilmesi: Marka denkliği dâhil olmak üzere
firmaların yaptıkları tüm pazarlama faaliyetleri ile varmak istedikleri nihai aĢamadır. Bu
aĢamada, çeĢitli pazarlama faaliyetleri yardımı ile firmanın markalarını her koĢulda
almaya devam edecek tüketici grubu oluĢturulmaya çalıĢılmaktadır.
-Marka GeniĢlemeleri: Marka denkliğinin baĢarılı bir Ģekilde oluĢturulmasının ve
belirlenen tüketici kitlesinde marka denkliğinin yerleĢtirilmesinden sonra, firma bu
avantajı marka geniĢlemeleri yolu ile değerlendirmek isteyecektir.
Keller‟a göre, tüketici temelli marka denkliğinde, yüksek marka denkliği
yaratmak birbirini izleyen dört adımdan oluĢmaktadır (Keller,2001:15). Birinci adım,
markanın tüketiciler tarafından tanınmasının ve markanın tüketici zihninde belirli bir
ürün grubu ya da tüketici ihtiyacı ile iliĢkilendirilmesinin sağlanmasıdır. Böylelikle o
ürüne ait olan ihtiyaç ortaya çıktığında, tüketicilerin akıllarına ilk olarak belirli bir
markanın gelmesi sağlanmıĢ olacaktır.
73
Ġkinci adım, marka anlamını tüketicilerin zihinlerinde somut ve soyut bazı
çağrıĢımları kullanarak yerleĢtirmektir. Tüketici zihninde birbirleri ile iliĢkilendirilen bu
kavramlar sayesinde, tüketicilerin markayı anlamaları ve yorumlamaları da kolaylaĢmıĢ
olacaktır.
Üçüncü adım, marka kimliği ve marka anlamına uygun olan tüketici tepkilerinin
açığa çıkmasını sağlamaktır. Olumlu tüketici tepkisi olmadan, diğer iki adımda
yapılmaya çalıĢılanların Ģirkete pek faydası olmayacağı açıktır. Tüm bu pazarlama
faaliyetlerinin nihai amacı, tüketicinin belirli markalara, rakip markalardan farklı
yaklaĢmalarını sağlamaktır.
Dördüncü adım ise, markaya olan bu tepkiyi müĢteriler ve marka arasında yoğun
ve aktif bir sadakat iliĢkisine dönüĢtürmektir. Pazarlama faaliyetleri ile gelinmek istenen
son aĢamadır. Çünkü marka sadakatinin oluĢturulmasının, firma ve uzun dönemli marka
baĢarısı açısından hayati bir önemi bulunmaktadır.
2.1.4. Marka Denkliği Türleri
Artan rekabet baĢta olmak üzere değiĢen pazar koĢulları, tüketicilerin
bilinçlenmesi ve alıĢveriĢ için çok fazla çaba harcamak istememeleri markanın
öneminin ortaya çıkmasına neden olmuĢtur. Çünkü marka, ürünün fark edilmesinin ve
diğer ürünlerden ayırt edilebilmesini sağlamıĢ ve bu geliĢmelere paralel olarak marka
denkliği konusu, 1990‟ların pazarlama yönetiminde çok önemli bir yere sahip olmuĢtur.
Marka denkliği, aynı özelliklere sahip ürünler arasından, yalnızca isminin farklı
olması sebebiyle, bir ürünün diğerine tercih edilmesini ortaya koymaya çalıĢan bir
kavramdır. Üç öğeden oluĢan iki marka denkliği türü vardır. Bunlar, tüketici denkliği ve
finansal (ekonomik) marka denkliğidir (Franzen,2002:95).
74
Tüketici denkliği, zihinsel ve davranıĢsal marka denkliğinden oluĢmaktadır.
Zihinsel marka denkliği, bir markanın tüketicilerin tercih kümelerine dahil olması yani
markanın tüketicilerin onun hakkındaki algı ve duygularına dayalı olarak etkin bir
biçimde tercih edilmesiyken, davranıĢsal marka denkliği ise, bir markanın,
gereksinimleri karĢılamak üzere tüketiciler tarafından markaya duyulan alıĢkanlıktan
dolayı sadakatle satın alınmasıdır.
Finansal (ekonomik) marka denkliği ise, tüketici denkliğinin, markanın
pazardaki dağıtım, satıĢ, pazar payı, fiyat artıĢı ve kâr düzeyi olarak ifade edilen
finansal/ekonomik performansı üzerindeki etkililiğidir.
Finansal-ekonomik görüĢe göre marka denkliği, markanın finansal değeri olarak
görülür ve Ģirket bilânçolarında yer alır. MüĢteri esaslı görüĢte ise marka denkliği,
markanın tüketici davranıĢları üzerindeki ayırt edici etkisi olarak görülür. Finansalekonomik görüĢler ve tüketici esaslı görüĢler birbirleriyle yakından alakalıdırlar
(Ouwersloot ve Tudorica, 2001:3).
“Finansal esaslı marka denkliği, bir iĢletmenin baĢka bir iĢletmeyi veya markayı
satın alması durumundaki finansal değeri ifade etmektedir. Tüketici esaslı marka
denkliği, finansal esaslı marka denkliği için temel oluĢturmaktadır. Tüketicinin
gözündeki güçlü bir marka denkliği, tüketici tercihlerini dolayısıyla da pazar payını
olumlu yönde etkileyecektir. Bu da markanın finansal değerini artırmakta oldukça etkili
olabilmektedir” (OdabaĢı ve Oyman, 2007:373).
Finansal yaklaĢım, markalı bir üründen elde edilen gelirin markasız üründen elde
edilen gelir üzerinden nakit akıĢlarını artırması olarak tanımlanmaktadır (Simon ve
Sullivan, 1993:29). Finansal yaklaĢımda, bir üretici ürününü pazardaki çoğunluk fiyatın
üzerinde satabiliyor ve birim fiyat markanın kendisine bağlanabiliyorsa, marka
denkliğinin pozitif (sıfırdan farklı) olduğu söylenmektedir (Thode ve Maskulka,
1998:382).
75
Pazarlama literatüründe, müĢteriler ve markalar arasındaki iliĢkiyi tanımlama
çabası, “tüketici odaklı marka denkliği” kavramının doğmasına neden olmuĢtur (Wood,
2000:662). Tüketici odaklı marka denkliği, tüketicinin zihninde marka ismi tarafından
yaratılan ve ürüne eklenen ilave değerdir.(Farquhar, 1990:7).
Aaker‟a göre tüketici odaklı marka denkliği; pazarlama faaliyetleri tarafından
yaratılan soyut bir varlık olarak, iĢletmenin tüketicilere sunduğu ürün ve hizmetlerin
değerini artıran veya azaltan, markanın isim veya sembol gibi ayırt edici özelliklerine
bağlı varlık ve yükümlülüklerden oluĢmaktadır (Aaker, 1991:15).
Keller ise, iĢletmenin markaya yönelik pazarlama faaliyetlerine tüketicilerin
gösterdikleri olumlu ya da olumsuz tepkileri baz alarak tüketici odaklı marka denkliği
üzerinde durmuĢtur (Keller,1993:2). Keller‟a göre tüketici bazlı marka denkliği, ancak
tüketicinin markayla benzeĢmesi ve güçlü, eĢsiz, uygun bir marka çağrıĢımına sahip
olmasıyla oluĢmaktadır. Keller‟ın kavramı, iki öğe içermektedir. Ġlk olarak tüketici,
markanın fakında olmalıdır. Ġkinci olarak ise marka, tüketicinin kafasında olumlu ve
eĢsiz bir marka imajına sahip olmak zorundadır. Bu imaj, marka çağrıĢımının biriken bir
ürünü olup, hafızada diğer bilgi noktaları ile bağlantılı olarak markanın tüketiciler için
anlamını içermelidir (Keller, 1993:3).
Tüketici odaklı marka denkliği, tüketiciler markayı tanıdıklarında ve zihinlerinde
marka hakkında güçlü ve olumlu çağrıĢımlar yer aldığında ortaya çıkmaktadır (Keller:
2003:2). Günümüzde güçlü marka denkliğine sahip markalar değerli birer varlık
niteliğinde olup, yüksek fiyatlar karĢılığında alınıp satılmakta ve yüksek pazarlıklara
tabi olmaktadırlar (Kotler ve Armstrong, 2004:572).
Günümüzün bilgi temelli ekonomilerinde, tüketicilere tatmin sağlayan soyut
varlıklar, iĢletmelerin bilânçolarında görünen somut varlıklardan çok daha önemli hale
gelmiĢtir. Bugün baĢarılı olan iĢletmelerin çoğu ürünlerinin kalitesine odaklanmanın
yanı sıra bilgi, marka ve müĢteri iliĢkileri konuları ile ilgilenmektedirler.
76
Firmanın bir varlığı olarak ele alınan, firmanın diğer varlıklarından farklı bir rol
üstlenen ve tüketiciler üzerinde etkin bir role sahip olan marka denkliğinin ölçümü
iĢletmelerin dikkatini oldukça fazla çekmektedir. Mevcut durumda pek çok ölçüm
yöntemi bulunmakla birlikte, bu yöntemlerin etkinliği her görüĢe göre değiĢmektedir.
Marka denkliğinin etkilerinden bahsedebilmek için, ölçüm yöntemlerinin de ele
alınması yerinde olacaktır.
2.1.5. Marka Denkliği Ölçümü
Marka denkliği, pazara giren her yeni bilgi ile değiĢen, ölçümü ve takibi zor olan
bir kavramdır. Ancak, bu zorluklar marka denkliğinin ölçülme isteğini azaltmamaktadır.
Çünkü marka denkliği, tüketiciler için büyük bir tatmin aracı, iĢletmeler için ise tüketici
davranıĢlarının kaynağını anlamanın en güzel yoludur.
Pazarlama stratejisine ve taktiksel kararlara rehberlik etmek, markanın
geniĢleyebilirliğini ve pazarlama kararlarının etkinliğini değerlendirmek, rakip
markalara kıyasla zaman içerisinde markanın performansını izlemek, bilanço
değerlendirmelerinde ve finansal iĢlemlerde marka için bir finansal değer belirlemek
gibi sebeplerden dolayı marka denkliğinin ölçülmesi gerçekleĢmektedir (Ailawadi vd.,
2003:2)
Hisse girdileri veya satıĢların yüzdesini gösteren pazarlama ölçekleri, algılanan
kalite, farkında olma ve müĢteri memnuniyetini gösteren ara ölçekler, pazar payı, nispi
fiyat, müĢteri faydaları ve zihinde tutma gibi fiili davranıĢların ölçülmesi olmak üzere
marka denkliği üç Ģekilde ölçülmektedir (Knapp, 2000:3).
Marka denkliğinin en etkin Ģekilde ölçülmesi, değerlendirilmesi ve izlenmesi
açısından ölçüm kriterlerinin bazı özelliklere sahip olması gerekmektedir (Aaker,
1996b:104). Ölçüm kriterleri, ölçülecek kavramı (marka denkliğini) yansıtmalıdır.
Marka denkliğinin kavramsallaĢtırılması ve yapısı, ölçüm kümesinin geliĢimini
yönlendirmelidir. Bu anlamda, amaçlardan bir tanesi, marka denkliğinin tüm boyutlarını
77
(farkındalık, algılanan kalite, sadakat, çağrıĢımlar gibi) ölçüm seti içerisine dahil etmek
olmalıdır.
Ölçüm kriterleri, gelecekteki satıĢlarla ve karlılıkla iliĢkili olduklarından, pazarı
gerçek anlamda yönlendiren kavramları yansıtmalıdır. Marka denkliği yöneticileri,
herhangi bir kriterdeki değiĢimin, fiyat düzeylerini, satıĢları ya da karlılığı
etkileyebileceğine inanmalılardır.
Seçilen ölçütler hassas olmalıdır. Marka denkliği değiĢimlerinde, kullanılan
ölçütler değiĢikliği yakalayabilmelidir. Örneğin, taktiksel bir hata ya da rakiplerin
eylemlerinden dolayı marka denkliğinde bir düĢüĢ gözlendi ise, marka ölçümleri bu
düĢüĢü en kısa sürede tespit edebilmelidir. Ya da marka denkliğinin durağan bir elemanı
varsa, ölçümlerin bu durağanlığı göstermesi gerekmektedir.
Marka denkliği ölçüm yöntemleri, markalar, ürün sınıfları ve pazarlar arasında
uygulanabilir olmalıdır. Bu yöntemlerin, iĢlevsel faydaları ve marka kiĢilikleri
bakımından daha özgün olabilecek markaların ölçüm yöntemlerinden daha genel
kapsamlı olmaları tercih edilmektedir. ĠspatlanmıĢ ve sınanmıĢ genel ölçütler, bireysel
marka denkliği ölçümlerinin genel çerçevesini çizmeleri ve yönlendirici olmaları
bakımından da büyük önem taĢımaktadırlar.
Tüketicinin duygusal tatminini, iĢletmelerin ise finansal tatminini yansıtan
marka denkliğinin ölçülmesi ile ilgili çok farklı yöntemler ve ayrımlar bulunmaktadır.
Bu farklı yöntemlere ve ayrımlara rağmen genel hatlarıyla ele alındığında; finansal
temelli, tüketici odaklı ve karma yöntemlerle bu ölçümlerin yapılabildiği görülmektedir.
ÇalıĢmanın içeriği bakımından finansal temelli ölçüm yöntemlerinden detaylı olarak
bahsedilmeyecek, tüketici odaklı yöntemlerden Young&Rubicam, Aaker, Keller ve
Biel‟in ölçüm modelleri ile karma yöntemlerden Interbrand ölçüm modeline
değinilecektir. Finansal temelli ölçüm yöntemlerinden detaylı olarak bahsedilmeme
sebebi,
çalıĢma
kapsamında
marka
denkliğinin
tüketici
temelli
etkilerinin
değerlendirilmiĢ olmasıdır.
78
2.1.5.1.Finansal Temele Göre Marka Denkliği Ölçümü
Marka denkliğinin finansal temele göre ölçülmesi, tüketici temeline göre
ölçülmesinden daha kolay yapılabilmektedir. Çünkü bu noktada iĢletmenin bilanço,
faaliyet raporu gibi belgelerini ele alarak; kar, zarar gibi değerleri hakkında bilgi sahibi
olmak mümkündür.
Marka denkliğini belirlemenin en iyi yolu, marka denkliği varlıklarına iliĢkin,
gelecek kazanımların bugünkü değerine indirgenmesidir. Yapılan tahminlerde,
markanın uzun dönemli planının kullanılması faydalı olmaktadır. En basit Ģekilde,
varsayılan kar akıĢı bugüne indirgenir. Böyle bir planın, marka gücünü ve markanın
rekabet çevresindeki etkisini göz önünde bulundurması gerekmektedir. Marka
denkliğini belirlemek için marka planından faydalanan bir firma, gerçek maliyetler
yerine sektör ortalamasını yansıtacak Ģekilde imalat maliyetlerini ayarlamaktadır.
Marka kârlılık planının bulunmadığı ya da mevcut kazançların tahmin
edilemediği durumlarda, ikinci bir yaklaĢım olarak, bir kazanç çarpanının uygulanması
tercih edilmektedir. Kazanç çarpanı, gelecek kazançlara bir değer yükleyerek, bir
tahmin yöntemi sunar. Uygun bir kazanç çarpanı aralığının tespiti için ise, sektör
içerisindeki firmaların geçmiĢteki fiyat kazanç çarpanlarının (Fiyat/Kazanç) incelenmesi
gerekmektedir (Aaker, 1991:27).
“Finansal temele göre marka denkliği, maliyete göre, gelire/getiriye ve öz varlık
değerine göre, sermaye piyasası koĢullarına göre ve pazarlama verilerine göre
ölçülebilmektedir” (Yüksel vd.,2005:117). Tüm bu finansal veriler oldukça net Ģekilde
belirlenebilen ve yılsonunda Ģirket muhasebecileri tarafından ortaya konulabilen
verilerdir. Bu veriler, tüketici temelli marka denkliği verilerinin aksine niceldir ve
herkes tarafından aynı algılanmaktadır. Ancak çalıĢmamızın asıl kapsamını duygusal
faktörlerden meydana gelen tüketici temelli marka denkliği oluĢturmaktadır ve bu
kavramın ölçüm yöntemlerinden daha detaylı olarak bahsedilecektir.
79
2.1.5.2.Tüketici Temeline Göre Marka Denkliği Ölçümü
Berekoven yıllar öncesinde, “sosyo-psikolojik yapıdaki bir görüntünün,
ekonomik araç ve/veya metotlarla açıklanması imkânsızdır” demekteydi. Ancak
günümüzde markanın, sosyo-psikolojik görüntüsü ve irrasyonel hatları sebebiyle, marka
yönetiminin
çeĢitli
aĢamalarında
çok
sayıda
finansal
olmayan
yöntemler
kullanılmaktadır (Yüksel vd., 2005:142).
Tüketici temelli marka denkliği ölçülürken, parasal olmayan bir değerlendirme
söz konusu olmaktadır. Bu sebeple, ölçümde kullanılan veriler, konuyla ilgili düĢünce,
betimleme ve duygulardan oluĢan kalitatif (niteleyici) verilerdir. Marka denkliğinin
ölçümünden beklenen sonuç nispi bir marka denkliğidir ve marka denkliği ölçüm
yöntemleri genellikle düĢük ya da yüksek marka denkliğinin nasıl ortaya çıktığını ve
geleceğin hangi etkinliklerinin marka denkliğini yükseltmeye elveriĢli olduğunun
açıklanmasına çalıĢmaktadır (Gold,2006:218).
Fiziksel olarak aynı özelliklere sahip, markasız bir ürün marka denkliğini
ölçmekte kullanılabilecek en iyi nesnedir. Bir yöneticinin bakıĢ açısından bakıldığında
marka denkliğini değerlendirirken rakip iki markanın ele alınması yararlı ve anlamlı
gelebilir. Ancak bu yöntem kullanıldığında ele alınan markalara göre marka denkliği de
değiĢkenlik gösterecektir. Tüketici temelli marka denkliği ölçümlerinde, isimleri dıĢında
markalı ve markasız iki ürünün tüm özelliklerinin eĢ değer olduğu varsayılır, tek farklı
nokta marka ismidir. Her öğenin marka ismine bağlı olarak değer artıĢı ölçülmeye
çalıĢılmaktadır, markalı ve markasız ürünler kıyaslanarak izlenimler belirlenmektedir.
Tüketici temelli marka denkliği, tüketicinin marka ile yüksek seviyede
farkındalık, yakınlık sağlama ve hafızada güçlü, tercih edilir ve eĢsiz marka
iliĢkilendirmesi yapılması ile ortaya çıkmaktadır (Keller, 2001:67). Tüketici temelli
marka denkliği ölçülürken bir çok modelden yararlanılmaktadır. Ancak bu konuda en
çok geçerlilik kazanan yöntemler; Young&Rubicam‟ın, Aaker‟ın, Keller‟ın ve Biel‟in
Marka Denkliği Ölçüm yöntemleridir. Bu yöntemler ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
80
-Young&Rubicam’ın Marka Denkliği Ölçümü
Marka denkliği ölçümü konusundaki en kapsamlı
çalıĢmalardan biri
Young&Rubicam‟ın “Marka Varlık Değerlendiricisi” adı verilen bir marka denkliği
ölçeği belirledikleri çalıĢmalarıdır. Dünyaca ünlü global bir reklam ajansı olan
Young&Rubicam 24 farklı ülkede 450 adet global marka ve 8000‟den fazla yerel
markanın marka değerlerini tespit etmiĢtir (Aaker, 1996:304).
Bu modele göre marka denkliği, marka kiĢiliğini oluĢturan dört boyut üzerinde
inĢa edilmektedir. Bu boyutlar: farklılaĢma, uygunluk, saygınlık ve bilgidir. Bu
kavramlar Ģu Ģekilde açıklanmaktadır (Boone ve Kurtz., 2005:387):
-FarklılaĢma: Markanın pazarda diğer markalardan ne derece ayrıĢtığının ölçütüdür.
Bir marka mümkün olduğunca benzersiz olmalıdır. Markanın baĢarısı, tüketicilere
sunulan farklı vaatler sayesinde yapılandırılmakta ve sürdürülmektedir. FarklılaĢma
ölçümü üç bileĢenden meydana gelir. BileĢenlerden ilki olan “FarklılaĢtırma” markanın
rekabette farklı bir yerde durmasını ifade eder. “Benzersizlik” markanın inançlarını,
kiĢiliğini ortaya koyar. Bu itibarla da markanın orijinal olmasıyla yakından iliĢkilidir.
Bir diğer bileĢen olan “Özel olma” ise marka itibarının ve fiyatlama gücünün
göstergesidir.
-Uygunluk: Bir markanın, büyük müĢteri segmentleri için uygunluğunu ifade eder.
Markanın müĢteriler için anlam ifade edip etmediğinin ölçütüdür. Markanın uygun
olabilmesi için büyük müĢteri gruplarının markanın sunduğu faydalara ihtiyaç
duymaları gerekmektedir.
-Saygınlık: Tüketicilerin markaya verdikleri değerle ilgilidir. Kalite ve özellikle de
popülarite algılamaları tarafından belirlenir. Saygınlık, markanın büyüyen veya küçülen
popülerliği hakkındaki algılanan kalite ve tüketici algısıdır. Pazarlamacıların marka
oluĢturma faaliyetleri, tüketicinin kalite ve popülerlik hakkındaki algıları tarafından
yönlendirilmektedir. Kalite de, popülerlik de her iki ülke ve kültüre göre değiĢmektedir.
81
-Bilgi: Tüketici ilk üç aĢamanın ardından markaya yönelik bilgi derecesini arttırmak
ister. Bu aĢama, markanın varoluĢ nedeninin anlaĢılmasını sağlar ve tanıtım çabalarıyla
ivme kazanır. Ġtibar ve bilgi aĢamaları firma kimliğinin ortaya konmasını sağlamaktadır.
Bilgi, tüketicinin marka farkındalığının derecesi ve markanın kimliğinin anlaĢıldığı
ölçüde var olmaktadır. Marka hakkındaki farkındalık düzeyleri ve markanın ne anlama
geldiğinin öğrenilmesi, tüketicilerin marka ile kurduğu yakınlık payını gösterir. Doğru
marka bilgisi, doğru marka inĢası ile sağlanmaktadır.
ġekil 2: Young&Rubicam‟ın Marka Denkliği Modeli
Kaynak: David Aaker, Building Strong Brands, The Free Press, New York, 1996, s.306
Bu modele göre marka denkliği, marka gücü ve kimliğinden oluĢmaktadır.
FarklılaĢma ve uygunluk, marka gücünü yansıtırken; saygınlık ve bilgi, marka kimliğini
anlatmaktadır. Eğer uygunluk, farklılaĢmadan fazlaysa marka için geliĢme ortamı
olduğu düĢünülür. Eğer farklılaĢma, uygunluk derecesinin üzerindeyse marka bir değer
haline gelmeye baĢlamıĢtır. Marka özel olmayı baĢaramamıĢ ise tercih edilmesindeki
tek neden fiyatıdır. Marka saygınlığı marka bilgisinden yüksekse tüketiciler markayı
yakından tanıma isteğine sahip olacaklar ve onu daha yakından tanımak üzere bilgi
sahibi olmak isteyeceklerdir. Tersi bir durumda tüketici nezdinde markanın saygınlığı,
82
markayla ilgili sahip olunan bilgiden az olacaktır. Bu da markayla ilgili aĢırı
bilgilendirmenin tehlikesini ortaya koymaktadır.
Marka kimliği derecesi ve marka gücü marka liderlik özelliği kazandığı takdirde
en yüksek seviyeye ulaĢacaktır. Marka lider konuma ulaĢtığında fiyat oynamalarının az
olması, marka hatalarının müĢteriler tarafından anlayıĢla karĢılanması, yüksek hisse
senedi payları ve yüksek marka bilinirliği gibi avantajlar ortaya çıkacak, marka
kimliğinde
(statüsünde)
yaĢanacak
kayıplar
ise
marka
gücünün azalmasıyla
sonuçlanacaktır.
Bu dört bileĢen arasındaki iliĢkilerin incelenmesi sonucunda, olumlu sonuçlar
bulunabiliyorsa, marka rakiplerinden daha iyi ve farklıysa, hele de benzersiz bir özellik
gösteriyorsa, marka uygun müĢteri kitlesine seslenebiliyorsa, tüketiciler arasında marka
popülerse ve markanın bilinirliği yeterliyse marka baĢarılıdır ve marka denkliğinin
varlığından
söz
edilebilir.
Young&Rubicam‟ın
Marka
Denkliği
Modeli‟nden
bahsettikten sonra Aaker‟ın Marka Denkliği ölçümü ile ilgili bilgi verilecektir.
-Aaker’ın Marka Denkliği Ölçümü
Aaker, marka denkliğinin boyutlarını saptamaya yönelik en bilinen ve
çoğunlukla temel alınan kavramsal bir marka denkliği modeli oluĢturmuĢtur. Aaker,
marka denkliği modelini beĢ temel unsur üzerine inĢa eder. Aaker‟ın modeli, marka
denkliğini hem tüketici hem de firma açısından ele alır. Aaker‟a göre marka denkliği bir
firmaya ve bir firmanın müĢterilerine, bir ürünün veya hizmetin sağladığı değere ek
olarak, markanın ismine ve logosuna bağlanan değerler grubudur. Bunun sonucunda da
marka denkliğinin tüketici ve firma için sağladığı yararları ayrı ayrı ele alarak açıklar
(Aaker,1996:8).
Marka bağlılığı, marka farkındalığı, algılanan kalite, marka çağrıĢımları ve
markaya ait diğer varlıklar, Aaker‟a göre en temel marka denkliği unsurlarıdır
(Aaker,1996:8).
Bu
beĢ
belirleyici
boyut
kapsamında,
Aaker‟ın
modelini
83
değerlendirirken, marka denkliğini oluĢturan her boyutun birbiri ile iliĢkili ve etkileĢimli
olduğunu göz ardı etmemek gerekmektedir (Aaker, 1991:18).
Aaker‟a göre marka çağrıĢımları, marka hakkında hafızalarda oluĢan her Ģeydir.
EĢsiz ve güçlü marka çağrıĢımları marka denkliği oluĢumuna etki eden en önemli
faktördür. ÇağrıĢımlar ürün / hizmete sevimli, prestijli, macera sever, dinamik vb. gibi
soyut, ya da dayanıklı, kaliteli, performansı yüksek vb. gibi fiziksel özellikler yoluyla
eklenerek markanın pazar içindeki konumunu belirlemekte ve tüketicinin markayı satın
alma nedenini desteklemektedir.
Marka farkındalığı kavramı, belirli bir ürün kategorisinin üyesi olan bir
markanın potansiyel alıcılar tarafından tanınması ya da hatırlanabilmesi yeteneğidir
(Aaker, 1991:61). Marka farkındalığı, markanın müĢteri zihninde sahip olduğu güçtür
ve marka denkliğinin baĢlangıç noktasını oluĢturmaktadır.
Markaya ait diğer varlıklar; patentler, ticari markalar, kanal iliĢkileri, lisans ve
çalıĢanlar gibi öğelerden oluĢmaktadır. Algılanan kalite, müĢterilerin alternatifleri de
göz önünde tutarak, istenen amaca uygun olan ürün ya da hizmetin kalitesini veya
üstünlüğünü algılamasıdır. Algılanan kalite; tüketicinin marka hakkındaki genel
mükemmellik ya da üstünlük hakkındaki sübjektif yargılarını içerir ve bireysel kalite
algılamalarından çok genel kaliteye odaklanır.
Tüm bu unsurların sonucunda oluĢan marka bağlılığı ise, birden fazla marka
grubu arasından bir ya da birkaç markaya bağlı olarak, bir karar verme birimi tarafından
zaman içerisinde gerçekleĢtirilen geliĢigüzel olmayan davranıĢsal tepkidir.
Marka
bağlılığı, psikolojik bir sürecin fonksiyonudur ve markaların tüketiciler üzerinde
yaratmak istedikleri tepkinin son noktasıdır.
Marka denkliği günümüzün pazarlama koĢullarında ele alınması gereken önemli
bir konudur. Marka denkliği kavramı ile iĢletmelerin ya da kurumların markalarının
tüketiciler tarafından nasıl algılandığı ortaya konmaktadır. Marka denkliği, markanın
84
paraya dönüĢtürülebilme durumunu ve tüketicilerin markayı; farkındalık, çağrıĢım,
kalite, sadakat ve diğer varlıklar olarak algılamasını göstermektedir. Tüketici markayı
yüksek kaliteli olarak algılıyorsa ya da çeĢitli objeler markayı çağrıĢtırıyorsa, tüketicinin
marka sadakati yüksek olacak ve bu noktada marka daha değerli olacaktır.
Aaker‟ın marka denkliği modeli sonucunda, marka denkliği hem tüketici, hem
de firma açısından değer yaratmaktadır. Tüketici açısından marka denkliği, tüketiciye
ürünler ve marka hakkında bilgi sunmakta, satın alma sürecinde yardımcı olmakta ve
güven yaratmaktadır. Bu da tüketicinin marka veya ürün kullanım tatminini
artırmaktadır. Firmalar açısından sunulan denklik ise; firmanın ek kazanç sağlamasını,
verimliliğini ve pazarlama programlarında etkinliğin arttırılmasını sağlayarak, markaya
bağlılığı artırmaktır. Bu markanın farklı ürün kategorilerine yayılmasını sağlayacak,
ticari dengenin daha rahat kurulmasını gerçekleĢtirecek ve rekabet avantajı yaratacaktır
(Aaker,1996: 9). Aaker‟ın marka denkliği modeli aĢağıdaki Ģekilde görülmektedir.
ġekil 3: Aaker‟ın Marka Denkliği Modeli
Kaynak: David Aaker, Building Strong Brands, The Free Press, New York, 1996, s.9
Gerek Keller‟ın gerekse de diğer araĢtırmacıların modelleri Aaker‟ın bu
çalıĢmasını temel alarak oluĢturulmuĢtur. Bu model marka denkliğinin ölçülmesi
85
açısından büyük bir önem teĢkil etmektedir. Yapılan bu çalıĢmada da marka denkliğinin
ölçülmesinde Aaker‟ın ölçüm sistemi kullanılmaktadır. Bu bakımdan “marka bağlılığı,
marka farkındalığı, algılanan kalite, marka çağrıĢımları ve markaya ait diğer varlıklar”
kavramları çalıĢmanın bir sonraki bölümünde “Marka Denkliği Unsurları” baĢlığı
altında açıklanacaktır.
-Keller’ın Marka Denkliği Ölçümü
Tüketici temelli marka denkliği ölçümü yöntemleri arasında yer alan Keller‟in
marka denkliği modelini bir “Marka Bilgisi Modeli” olarak adlandırmak mümkündür.
Bu modelde marka ile ilgili bilginin tüketicinin zihninde nasıl ortaya çıktığı ve geliĢtiği
ortaya konulmaktadır.
Keller‟a göre, marka bilgisi marka farkındalığı ve marka imajından
oluĢmaktadır. Yüksek seviyeli marka farkındalığı ve olumlu marka imajı marka tercih
olasılığını arttırmakta ve daha fazla marka sadakati sağlamaktadır (Silverman vd., 1999:
352).
Bu modele göre marka ile ilgili bilgi; sözel etkileĢimle, görsel etkileĢimle, ipucu
vererek ve bağlamsal olarak tüketici zihninde yer bulabilmektedir. Marka farkındalığı
ve marka imajından oluĢan “marka bilgisi”, modelin temelini oluĢturmaktadır. Keller‟in
modelinde marka bilgisi; marka farkındalığı ve marka imajı olmak üzere iki elemandan
oluĢmaktadır. Marka bilgisini farklılaĢtırmanın ilk yolu, marka farkındalığından
geçmektedir. Marka farkındalığı tüketicinin her koĢulda bir markayı diğerlerinden
ayırabilmesini sağlamaktadır. Marka farkındalığı; marka tanınırlığı ve marka
hatırlanırlığını içermektedir. Marka tanınırlığı, tüketicinin ilk gördüğü anda marka
hakkında bir fikrinin olması iken, marka hatırlanırlığı tüketicinin marka hakkındaki
ayrıntıları hafızasında canlandırmasıdır.
86
ġekil 4: Keller‟ın Marka Bilgisi Modeli
Kaynak: Kevin Lane Keller, Conceptualizing, measuring, managing customer-based brand equity,
Journal of Marketing, 1993, s.7
Marka tanınırlığı, tüketicinin daha öncesinde gördüğü veya duyduğu markayı
doğru olarak ayırt edebilmesi anlamına gelmektedir. Marka anımsanması ise, ürün
kategorisi, kategori tarafından giderilen ihtiyaç, satın alım ve kullanım durumu olduğu
zaman tüketicinin hafızasından markayı çıkarabilme yeteneği ile ilgilidir. Yani, marka
hatırlanırlığı, herhangi bir ipucu verildiğinde tüketicinin hafızasından o markayı
çıkarabilmesidir (Keller, 2001: 67). Marka farkındalığı güçlü bir izdir, ancak marka
denkliğinin ölçülmesinde tek baĢına yeterli değildir. Bu noktada marka imajı önem
kazanmaktadır.
KüreselleĢme süreci ile birlikte markalar diğer markalardan farklılaĢmak için
pek çok çaba içerisine girmiĢlerdir. Marka imajı oluĢturmak bu çabalar içerisinde en
önemlilerinden bir tanesidir. Güçlü bir marka imajı güçlü ve büyümeye hazır bir
markayı da beraberinde getirmektedir. Marka imajı, tüketicinin markaya eklediği
87
iliĢkilendirmelerden oluĢmaktadır. Ayırt edici bir marka imajı, hedef pazarlar için marka
tercih edilirliği ve satın alma içgüdüsü oluĢturmayı sağlamaktadır.
“Modele göre marka farkındalığı, marka bilgisini arttıracak, markayla ilgili
olarak oluĢan olumlu marka imajı da en nihayetinde marka denkliğinin artmasına neden
olacaktır. Keller‟ın “Marka Bilgisi”, Aaker‟ın marka denkliğini tanımlamakta kullandığı
marka farkındalığı ve marka çağrıĢımları kavramları ile paralellik arz etmektedir”
(Besen,2002:78).
Marka
bilgisinin
farklı
bileĢenleri
Keller
tarafından
piramit
olarak
sınıflandırılmıĢtır. Marka denkliği ölçüm sistemi içerisinde, sırasıyla, altı tane marka
bloğundan söz etmek mümkündür (Keller, 2003:75-93). Anlamlı düzeyde marka
denkliği yaratma, piramidin tepesine ulaĢmakla ve sadece doğru bloklar doğru yerde yer
alırsa mümkündür (Keller, 2003:76).
ġekil 5: Marka Denkliği Piramidi
Kaynak: Kevin Lane Keller, Building Customer-Based Brand Equity, Marketing Science Institute,
Cambridge, 2001, s.7
Temel bloktan baĢlayarak marka çekiciliği, marka performansı ve marka imgesi
tüketicinin yargı ve duyguları ile birleĢerek piramidin tepesindeki marka bağlılığını
88
oluĢturmaktadır. Marka piramidinde marka denkliğinin yaratılmasında oluĢan bloklar
incelendiğinde Marka çekiciliğinin, markanın dikkat çekmesi ve farklı satın alma veya
tüketim durumları altında markanın ne kadar sıklıkla ve kolayca hatırlandığıyla ilgili
olduğu görülmektedir.
Marka performansı, ürün veya hizmetin tüketicinin fonksiyonel ihtiyaçlarını ne
ölçüde karĢıladığı ile ilgilenmektedir. Marka imgesi, ürün veya hizmetin dıĢsal
özellikleri ile ilgili olarak, tüketicinin psikolojik veya sosyal ihtiyaçlarının
karĢılanmasında markanın rolünü içermektedir.
Tüketici yargıları, tüketicinin kendi kiĢisel fikirleri ve değerlendirmelerine
odaklanırken, tüketici duyguları, markayla iliĢkili tüketicinin duygusal cevapları ve
tepkileridir. Marka bağlılığı ise markayla tüketicinin iliĢkilerine ve eĢzamanlı tüketici
duygularının doğasına iĢaret etmektedir (Kotler vd., 2006: 280).
Bu piramide göre öncelikle tüketicide marka farkındalığı yaratılmıĢ olmalıdır.
Markanın fonksiyonel ve duygusal çağrıĢımlarının hatırlanması ve markanın rasyonel
ve duygusal değerlendirmesiyle marka bağlılığı oluĢmaktadır.
-Biel’in Marka Denkliği Ölçümü
Biel, kurduğu marka denkliği modelinde marka imajını modelin odak noktası
olarak görmektedir. Biel, markadan beklenen iyi bir nakit akıĢının tüketici
davranıĢlarına bağlı olarak meydana geleceğini, tüketici davranıĢlarının ise marka
algılamaları tarafından yönlendirileceğini belirtmektedir (Besen,2002:84).
Biel modelinin hareket noktasını teĢkil eden marka imajı; kullanıcı imajı,
ürün/hizmet imajı ve bunları arz eden firmanın imajı olmak üzere üç alt aĢamadan
oluĢur. Ek olarak rakip firmaların tüketici nezdinde sahip olduğu imaj da firma imajıyla
ilgili algılamaya etki eder. Markaların niteliksel ve niceliksel özellikleri tüketicilerin
satın alma kararlarını etkileyerek ürün/hizmetle ilgili imajın oluĢmasına neden olur.
89
Ancak bu etki, ürün kategorilerine göre farklılık arz eder. Zevk ve alıĢkanlıkların ön
plana çıktığı ürünlerde kiĢilik-yaĢam tarzı gibi duygusal nitelikler ön plana çıkarken,
örneğin dayanıklı tüketim malları için tercih yapılması söz konusu olduğunda ön plana
çıkan; teknoloji, hizmet gibi iĢlevsel nitelikler olacaktır.
ġekil 6: Biel‟in Marka Denkliği Modeli
Kaynak: David Aaker ve Alexander Biel, Brand Equity & Advertising: Advertising‟s Role in Building
Strong Brands, Lawrence Erlbaum Associates, New Jersey, 1993, s.71
“Biel modelinde, marka çağrıĢımları, kuvvetli ya da yumuĢak olarak
sınıflandırılır ve marka imajı üzerindeki doğrudan veya dolaylı etkileri ile tüketicinin
zihninde net olmamakla birlikte bir fikir Ģeklinde canlandırılacağı ifade edilir. Bu
modelde, hafızada depolanmıĢ olan çağrıĢımlar ne kadar kapsamlıysa, o oranda güçlü
bir markanın yani marka denkliğinin yaratılabileceği belirtilir” (Besen,2002:79).
2.1.5.3.Karma Yönteme Göre Marka Denkliği Ölçümü
Karma yöntemlerle marka denkliği ölçümü yapılırken hem tüketicilerin
görüĢleri, düĢünce ve hisleri hem de firmaların finansal performansı ele alınarak bir
değerlendirme yapılır. Karma yöntemle yapılan ölçümlerden en çok dikkat çekeni
Interbrand firmasının yaptığı ölçümdür.
90
-Interbrand’in Marka Denkliği Ölçümü
1974 yılında kurulan, dünyanın 26 farklı Ģehrindeki Ģubeleri ile marka değerleme
hizmeti veren, danıĢmanlık firmaları arasında en bilinen firmalardan birisi olan
Interbrand, kendi geliĢtirdiği değerleme metodu ile konusunda dünyanın en itibarlı
firmalarından birisi durumuna gelmiĢ; her yıl açıkladığı en değerli markalar listesi
dünyanın en değerli markalarının belirlenmesi konusunda referans olma özelliğine sahip
olmuĢtur.
“Karma modellerden en çok bilineni Interbrand danıĢmanlık Ģirketi tarafından
geliĢtirilmiĢ olan yaklaĢımdır. Bu yaklaĢım, çeĢitli kıstaslara göre markanın piyasadaki
gücünü ölçerek, marka denkliğini markanın gelecekte kazanç elde edip edememe riski
ile hesaplamaktadır. Interbrand değerleme modeli, finansal tahmin, markanın rolü ve
marka gücü olmak üzere üç baĢlık altında incelenmektedir” (Kaya, 2006b: 52)
Finansal tahmin yönteminde markayı taĢıyan ürün ya da hizmetin gelecekte elde
edebileceği gelirler tahmin edilmekte, elde edilen tahminlere bağlı olarak bu gelirlerden
tüm operasyonel maliyetler, kurumlar vergisi, kullanılan maddi duran varlıklar için
uygun bir değer ve net iĢletme sermayesi düĢürülmektedir. Bu iĢlemlerin sonucunda,
maddi olmayan varlıklardan kaynaklanan gelir tespit edilmektedir.
Markanın rolü analizinde, maddi olmayan varlıklardan kaynaklanan gelirin ne
kadarlık kısmının markaya ait olduğu, diğer maddi varlıklara ait olmadığı
hesaplanmaktadır. Interbrand tarafından yapılan bu analizde, müĢterinin markaya olan
tercih ve bağlılık öğeleri tanımlanarak analizde ağırlıklandırılır ve markanın yarattığı
gelir buna bağlı olarak hesaplanır.
Marka gücü analizi, markanın gelecekteki denkliği ve güvenirliğinin kazanç
ölçüsü olarak hesaplanmasıdır. Yani, gelecek yıllara iliĢkin tahmin edilen markaya ait
gelirlerinin gerçek değere getirilmesinde kullanılacak ıskonto oranının belirlenmesidir.
91
Interbrand‟e göre, marka gücünün hesaplanmasında pazar, istikrar, liderlik,
trend, destek, uluslar arası olma ve koruma olmak üzere yedi değiĢken kullanılmaktadır.
Büyümekte olan, istikrarlı satıĢ seviyesine sahip ve baĢarılı firmaların kar edebileceği
fiyat yapısına sahip pazarlarda bulunan markalar daha değerlidirler. Uzun zamandır
pazarın yapısının ve hatta kültürünün bir parçası haline gelmiĢ olan markalar kısmen
daha güçlü ve değerlidirler, çünkü bir istikrar sağlamıĢlardır.
Markalar, bulundukları sektörde liderliği yakalarlarsa, ikinci, üçüncü ve
dördüncü sırada bulunan markalardan daha istikrarlı ve güçlü olmaktadırlar. Markanın
uzun dönemli satıĢ trendinin gelecekteki ilerleme Ģansını yansıtması beklenmektedir,
sağlıklı ve geliĢen bir markanın göstergesi, müĢterisinin algısındaki yerini koruyabiliyor
olmasıdır.
Firmalarından markanın yönetimi ve maddi açıdan desteklenmesi bakımından
tam destek alabilen ve sürekli yatırım yapılan markalar, diğer markalardan daha değerli
olarak kabul edilmektedirler. Ayrıca, ölçek ekonomisi nedeni ile uluslararası markalar
ulusal ve bölgesel markalardan daha değerlidirler. Daha genel olarak markanın pazar
alanı ne kadar geniĢ ise o kadar değerlidir. Bunun yanı sıra markayı korumak amacıyla
yasal haklarını güçlendirecek telif hakkı, sicil gibi yasal korunması bulunan markalar,
diğer markalara göre daha güçlü sayılmaktadırlar (Aaker, 1996:313-314).
Yukarıda yer alan kriterler marka gücünün oluĢmasındaki etkilerine göre 0‟dan
100‟e kadar bir puanlamaya tabi tutularak ağırlıklandırılmaktadır. Interbrand tarafından
kullanılan kriterlerin ağırlıkları aĢağıdaki tabloda görülmektedir:
Tablo 2: Interbrand Tarafından Kullanılan Kriterlerin Ağırlıkları
Kriterler
Ağırlıkları
Marka Liderliği
%25 pazar payı, pazar pozisyonu, pazar bölümü, yapısal özellikler vb.
Ġstikrar
%15 geçmiĢ ve mevcut durum, geliĢme potansiyeli
Pazar
%10 rekabet yapısı, dinamikler, trend vb.
92
Markanın Uluslararası EriĢimi
%25 geçmiĢ, mevcut durum ve gelecek
Trend
%10 geliĢme, satıĢ trendleri, rekabet trendi, planlama vb.
Pazarlama Desteği
%10 kalite ve devamlılık (reklam aktiviteleri, satıĢ promosyonları vb.)
Yasal Korunma
%5 patent ve isim hakları vb.
Toplam
%100
Kaynak: Pablo Fernández, Valuation Of Brands And Intellectual Capital, IESE Business School, Madrid,
2001, s.12.
Kriterlerin önem derecelerine göre puanlanarak ağırlıklandırılmalarının ardından
0-100 arasında değiĢen marka puanları, kullanılacak ıskonto oranını belirlemek üzere
bir dönüĢüm fonksiyonuyla değerlendirilir. Sözü edilen bu dönüĢüm, özel bir marka
endeks eğrisi ile gösterilerek marka gücü ve marka çarpanı arasındaki iliĢkiyi ortaya
koyar (Zimmermann vd.,2001:55).
2.2.MARKA DENKLĠĞĠ UNSURLARI
DeğiĢimin hızla yaĢandığı dünyamızda piyasadaki farklı ürünlerin denenmesine
duyulan merak, ürünün kalitesi ve performansında meydana gelen değiĢiklik nedeniyle
yaĢanan hayal kırıklığı ve geçmiĢ deneyimler tüketiciyi kullandığı markadan farklı
markaları denemeye itebilir.
Tüketicilerin markayı kullanmaya baĢlaması, kullanım sonucunda memnun
kalması ve kullanmaya devam edip diğer potansiyel tüketicilere de olumlu izlenimlerini
aktarması, bir markanın sürekliliğinin sağlanması ve gelecekte de var olabilmesi
açısından büyük önem taĢımaktadır.
Bu aĢamada marka denkliğinin oluĢturulabilmesi, kurumlar açısından her geçen
gün önemi artan bir yükümlülük haline gelmiĢtir. Aaker, marka denkliği konusunda en
kapsamlı araĢtırmalardan birini yapmıĢ ve marka denkliğinin; marka bağlılığı, marka
farkındalığı, algılanan kalite, marka çağrıĢımları ve diğer marka varlıkları unsurlarından
oluĢtuğunu belirtmiĢtir.
93
Marka denkliği unsurlarını güçlendirerek, marka denkliği oluĢturulabilir. Marka
denkliğini anlamak; marka farkındalığı, algılanan kalite, sadakat ve marka çağrıĢımları
gibi kavramlarıyla birlikte marka denkliğine tam kapsamı ile yaklaĢmakla mümkün
olabilir (Aaker 1991:317).
Bu unsurlar sayesinde tüketicilerin markayı fark etmesi, markanın kalitesine
inanması ve markaya bağlanması sağlanır. Bir markanın baĢarısı açısından bu derece
önemli olan marka denkliğinin unsurlarının kapsamlı Ģekilde ele alınması yerinde
olacaktır. Bu nedenle bu bölümde marka bağlılığından baĢlamak üzere, marka
farkındalığı, algılanan kalite, marka çağrıĢımları kavramlarından ve diğer marka
varlıklarından bahsedilecektir.
2.2.1.Marka Bağlılığı (Sadakati)
Bir mağazada aranan bir markanın o mağazada bulunamaması sonucu aranan
ürünün yerine geçebilecek baĢka bir ürün satın almak yerine baĢka mağazalara
yönelmek, marka bağlılığının ya da diğer bir ifade ile marka sadakatinin en basit Ģekilde
ifade edilmesidir.
Hep aynı markayı satın almak, hep aynı sinemayı tercih etmek, aynı restoranda
yemek yemek marka sadakatinin günlük hayatımızdaki örneklerindendir. Hatta
yaptığımız bu tercihlerde çoğu kez fiyatları önemsemeyiz. Çünkü markaya
bağlanmıĢızdır.
Marka bağlılığı, bir markanın tüketiciden beklediği en önemli değerdir. Reklam,
promosyon, tanıtım gibi tüm faaliyetler marka bağlılığına ulaĢabilmek için
gerçekleĢtirilmektedir. Marka bağlılığını sağlayabilmiĢ markalar oldukça avantajlıdırlar.
Ancak,
marka
tüketiciye
eskisi
gibi
tatmin
sağlamadığında,
tercihler
yön
değiĢtirebilmektedir. Tüketiciler arasında görülen marka değiĢtirme davranıĢı da belli
bir markaya duyulan bağlılık kadar doğaldır.
94
Çoğu tüketici uzun dönemler boyunca belli bir markaya ya da iĢletmeye sadık
kalsa da dönem dönem rekabet halindeki ürün ve markaları dener. Markaların
müĢterilerini kaybetmemek ve marka bağlılığını arttırmak adına etkin faaliyetler
geliĢtirmeleri gerekmektedir. Marka bağlılığı kavramı ve oluĢum süreci gibi noktalardan
daha ayrıntılı Ģekilde bahsetmek, bağlılığın önemini ortaya koymak açısından faydalı
olacaktır.
2.2.1.1.Marka Bağlılığı Kavramı
1987‟de marka denkliği kavramının ortaya çıkması ve giderek yaygınlaĢması ile
birlikte firmalar tüketicilerde marka bağlılığı yaratmaya ve bu bağlılığı sürdürmeye
yönelik daha çok çaba sarf etmeye baĢlamıĢtır (Schoenbachler vd., 2004:488).
“Bağlılık firma için, pazarda diğer rakiplerle rekabet edebilmek ve üstünlük
geliĢtirmek bakımından önemli olduğu kadar, aynı zamanda iĢletmenin bütün
kaynaklarını seferber ederek, büyük çabalarla yaratılmıĢ rekabetçi üstünlükleri korumak
açısından da önemlidir” (BarıĢ, 2002: 23-24).
Marka bağlılığı, aynı markayı bilinçli bir kararla satın almayı sürdürerek
aksettirilen tekrarlı bir satın alma Ģeklidir. Marka bağlılığının var olabilmesi için tekrarlı
satın alımların markaya yönelik olan olumlu tutumla iliĢkili olması gerekmektedir
(Merisavo ve Raulas, 2004:500).
Marka bağlılığı, rakipler düĢük fiyat ve promosyonlar teklif etseler dahi, bir
müĢterinin tekrar tekrar herhangi bir diğeri yerine tek bir markayı arama ve satın alma
kararı olarak tanımlanabilir (Palumbo ve Herbig, 2000:116) .
Marka bağlılığı, birden fazla marka grubu arasından bir ya da birkaç markaya
bağlı olarak, bir karar verme birimi tarafından zaman içerisinde gerçekleĢtirilen
95
geliĢigüzel olmayan davranıĢsal tepki olup, aynı zamanla oluĢan psikolojik bir sürecin
fonksiyonudur (Jacoby, 1971: 25).
Marka bağlılığı, tüketicinin çeĢitli markalar arasındaki tercihlerinde zamanla tek
bir markada karar kılmasıdır (Aytuğ,1997:38) Bir çok marka arasında, sürekli olarak bir
markayı seçme ve satın alma eğiliminde bulunma olarak da tanımlanabilir (Pride ve
Ferrell,1997:252).
Oliver (1997:392) marka bağlılığı kavramını “ davranıĢ değiĢikliklerine sebep
olan durumsal etkilere ve pazarlama çabalarına rağmen, tercih edilen bir ürün ya da
servisin gelecekte de ısrarla satın alınması” olarak açıklamaktadır. Sadık müĢteriler
markaya karĢı, sadık olmayan veya marka değiĢtiren tüketicilerden daha olumlu tepkiler
gösterirler. Marka sadakati, bir tüketicinin bir markayı düzenli olarak satın almasını ve
baĢka bir markaya karĢı direnç göstermesini sağlar. Marka sadakati arttıkça, marka
denkliği de yükselecektir.
Marka bağlılığı tesadüfi değil, davranıĢsal bir tepkidir ve belirli bir zaman
sürecinde ortaya çıkmaktadır. Karar verici bir birim tarafından gerçekleĢtirilen marka
tercihlerinde bir veya birden fazla alternatif marka söz konusudur ve marka bağlılığı,
psikolojik
bir
sürecin (karar
verme,
değerlendirme)
sonucudur
(Jacoby ve
Kyner,1973:2).
“Marka bağlılığı kavramı, tüketicinin markaya olan inancının gücü olarak
tanımlanabilir. Tüketicilerin bir markada belirleyici özellikler algılaması ve bu
özelliklerden etkilenmesi, o markaya duyulacak bağlılığın artmasına neden olmaktadır.
Güçlü bir markanın en temel özelliği kendisine sadık bir tüketici kitlesi yaratmaktır.
Marka bağlılığının en önemli ölçütü, tüketicinin rakiplere göre ucuz ya da pahalı
değerlendirmelerine baĢvurmadan markayı satın almaya devam etmesi olarak
tanımlanabilir. Günümüzde Ģirketlerin en büyük amacı, hareketli pazar koĢullarında,
fiyat bazlı rekabette kendi markalarına bağlı, sadık tüketiciler, müĢteriler yaratmaktır”
(Uztuğ, 2003:33-35).
96
“Bağlılık, bireylerin reklam, ürün, markalar, satın alma davranıĢı ve bilgi
toplama gibi konulara yönelik tutumlarına dayalı bir varlık olarak önem kazanmıĢtır.
Bir ürüne olan bağlılık, tüketicilerin ilgilerine, ihtiyaç ve değerlerine bağlı olarak, ürünü
algılamaları sonucu oluĢmaktadır” (BarıĢ, 2003: 58).
2.2.1.2.Marka Bağlılığının Faydaları
Marka bağlılığı, üreticiler açısından önem taĢır. Çünkü tüketicilerde marka
bağlılığının yaratılması, üreticilerin rakiplerine göre rekabetsel avantaj kazanmaları ve
sürdürmelerine yardımcı olur (Pride ve Ferrell,1997:252).
Stratejik açıdan kendi ürün kategorisinde marka sadakati geliĢtirmiĢ bir marka,
pazara yeni ürünlerin giriĢini etkilemektedir. Ayrıca marka sadakati, iĢletmelere
rekabetçi hareketlere karĢı zamanında cevap vermeye de olanak sağlamaktadır. Eğer
rakip bir iĢletme üstün nitelikli bir ürün geliĢtirirse; sadakat, rakibin ürettiği ürüne karĢı
uygun ürünü geliĢtirmek için iĢletmenin ihtiyaç duyduğu zamanı vermektedir. Ayrıca,
sadık ve memnun müĢteriler, kullandıkları markadan tatmin olduklarından yeni
markalar için arayıĢ içinde olmayacaklar ve yeni ürünlere maruz kalsalar bile bağlı
oldukları üründen vazgeçmeyeceklerdir (Aaker, 1991:47).
Sadık tüketici, markayla ilgili verilen her türlü mesajı algılamaya, onunla ilgili
olabilecek her türlü bilgiyi öğrenmeye açıktır ve diğer markalarla ilgili bilgi edinme
isteği duymaz, diğer markaların ikna edici çabalarından etkilenmez (OdabaĢı,
1995:135). Marka bağlılığının iĢletmelere sağladığı yararlar Ģu Ģekilde sıralanabilir
(Aaker, 1991:46–49):
-Marka bağlılığı, pazarlama maliyetlerini düĢürmektedir. Sadık müĢteriyi elde tutmak,
yeni müĢteri kazanmaktan daha az masraflıdır, çünkü, potansiyel tüketicilerin, satın
aldıkları mevcut markaları değiĢtirmek konusunda motivasyon eksiklikleri vardır ve bu
tüketicilerle iletiĢim kurmak, marka alternatiflerini değerlendirme konusunda çaba
97
göstermediklerinden, daha masraflıdır. Sadık müĢteriler, tatmin oldukları ve ürünle veya
ona bağlı hizmetle ilgili oluĢan problemler çözüldüğü takdirde, markaya sadık kalmaya
devam etmektedirler.
- Marka bağlılığı, iĢletmeye rekabet avantajı sağlamaktadır. Pazara yeni giren iĢletmeler
için önemli bir giriĢ engeli oluĢturmaktadır. Marka bağlılığı yüksek olan pazara girmek
isteyen bir iĢletme, pazarda oluĢmuĢ marka bağlılığını ortadan kaldırmak için çok fazla
kaynak harcamak zorundadır. ĠĢletmeler de, bu nedenle, böyle bir pazara girmeyi göze
almamaktadırlar.
- Marka bağlılığı, iĢletmeye, ticari geniĢlik sağlamaktadır. Güçlü marka bağlılığı,
iĢletmelerin, satıĢ noktalarında daha fazla rafa sahip olmalarını sağlamaktadır. Aracılar
ya da satıcılar, marka bağlılığı yüksek olan markaların tüketicilerin alıĢveriĢ listesinde
önemli bir yere sahip olduklarını bildiklerinden, bu markalar için, satıĢ noktalarında
daha çok yer ayırmaktadırlar. Ticari geniĢlik, farklı boyut ve çeĢitlilikteki ürünlerde ve
marka yayılmalarında önemli bir unsur olarak yer almaktadır.
- Marka bağlılığı, yeni tüketicileri harekete geçirmektedir. Sadık bir tüketici grubuna
sahip olmak, özellikle, riski yüksek olan satın almalarda, potansiyel tüketicileri
iĢletmeye çekmede önemli bir faktördür. Çünkü sadık tüketici, yüksek oranda tatmin
olmuĢ tüketicidir ve yüksek oranda tatmin olmuĢ bir tüketici, markanın “baĢarılı”
olduğu ve “iyi hizmet” sunduğu imajının yayılmasını sağlamaktadır. Böyle bir durum
da, potansiyel tüketicileri iĢletmeye çekmede etkili olmaktadır.
- Marka bağlılığı, rekabetçi tehlikelere zamanında tepki verilmesini sağlamaktadır.
Pazara yeni özelliklere sahip bir ürün girdiğinde, sadık müĢteri grubuna sahip olan
iĢletme endiĢe duymaz, çünkü müĢterisi bağlı olduğu markanın, yeni çıkan ürünün daha
iyisini çıkaracağını düĢünerek, rakip iĢletmenin yeni ürününü satın almaz. Böylece,
sadık tüketiciye sahip olan iĢletme, pazara ilk giren iĢletme olmanın dezavantajlarını
ortadan kaldıran takipçi stratejiyi izleyerek, pazara ilk giren iĢletmeden daha avantajlı
bir konuma gelmektedir.
98
Marka bağlılığı, tüketiciye sadece duygusal anlamda tatmin sağlayan bir unsur
değildir. Bunun yanında, tüketiciye pek çok baĢka yararlar da sunar. Her Ģeyden önce
tüketici, satın alma karar aĢamasından diğer aĢamalara geçerek, satın alma kararını
verir. Bu da tüketiciye kolaylık sağlar ve zamanını diğer alternatif marka arayıĢları
içinde verimsiz Ģekilde harcamasını engeller. Ayrıca, diğer bilinmeyen markaların satın
alınması sonucu karĢılaĢılabilecek riskleri azaltır (Ersin,1999:61). Tüketiciler, bilmediği
bir markayı deneyerek riske girmektense sadık olduğu markaya daha fazla ödemeye razı
olmaktadır. Çünkü tüketiciler bu markaları satın aldıklarında, diğer markalardan
sağlayamadıkları eĢsiz bir değer algılarlar (Yıldız,2006:35).
2.2.1.3.Marka Bağlılığı AĢamaları
ĠĢletmelerin müĢterilerini kaybetmemesi ve marka bağlılığı yaratması etkin bir
yönetim sistemine bağlıdır. Bunun için iĢletmenin yapması gerekenler, müĢterilere
doğru davranmak, onlara yakın olmak, memnuniyetlerini ölçmek, ekstralar sağlamak ve
özetle müĢteriye yatırım yapmaktır (Aaker,1991:271).
Marka bağlılığı aĢama aĢama geliĢen bir süreçtir. Aaker marka bağlılığının beĢ
aĢamada oluĢtuğunu belirtmektedir. Bu aĢamalar markaya bağlı olmayan tüketiciden,
sadık tüketiciye kadar gitmektedir. Aaker bu yapıyı “Bağlılık Piramidi” ile
açıklamaktadır.
Bu piramidi açıklayacak olursak, piramidin en alt tabakası olan birinci aĢamada,
tüketici özellikle fiyat yüzünden marka değiĢtiriyorsa marka bağlılığının olmadığı
söylenebilir. Ġkinci aĢamada, tüketici kullandığı markadan tatmin olmuĢsa markayı
değiĢtirme düĢüncesi oluĢmayacaktır. Üçüncü aĢamada, tüketici kullandığı markadan
tatmin
olmuĢtur
ve
markayı
değiĢtirmenin
ek
maliyetlere
sebep
olacağını
düĢünmektedir. Dördüncü aĢamada, tüketici markaya değer vermekte ve onu arkadaĢı
gibi görmektedir. BeĢinci ve son aĢamada ise, tüketici markaya bağlanmıĢtır.
(Ar,2004:91). Aaker‟e göre bir firmanın için 3. 4. ve 5. aĢamada kaç tane müĢterisi
99
olduğu önemlidir. Bu aĢamalarda çok sayıda müĢterisi olan firmalar güçlü denkliği
kurmuĢlardır. (Ar,2004:92)
ġekil 7: Marka Bağlılığı Piramidi
Kaynak: David Aaker, Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand Name, The Free
Press, New York, 1991, s.40
Marka bağlılığı aĢamaları üzerine kapsamlı bir çalıĢma yapan Brown ise farklı
bir derecelendirme yapmıĢtır. Bu derecelere göre marka sadakati Ģu Ģekilde
aĢamalandırılabilir (Peter vd., 1999: 339):
-BölünmemiĢ (Tam) Marka Sadakati: Bu sadakat derecesi, tüketicilerin bir ürün
kategorisinde, birçok marka arasından yalnızca birine olan sadakatini ifade etmektedir.
Bir baĢka ifadeyle, bölünmemiĢ marka sadakati, her zaman aynı markayı tercih etmeyi
ifade eder. Tüketici eğer sürekli kullandığı markayı bulamazsa, baĢka marka alternatifi
arayıĢına girmez ve satın alma davranıĢından vazgeçer. Bu tip tüketicilerin markayı
satın alma sıralamaları, AAAAA Ģeklindedir ve yapılan araĢtırmalarda bu tip sadakat
düzeyinin en çok sigara markalarına karĢı olduğu belirlenmiĢtir.
-BölünmüĢ
Marka
Sadakati:
Bu
sadakat
derecesi,
tüketicilerin
bir
ürün
kategorisindeki tercihlerini, iki ya da daha fazla markadan yana kullanmalarını ifade
100
etmektedir. Tüketicilerin markayı satın alma sıralamaları, AABABBAAB Ģeklindedir.
Tüketiciler belli zaman dilimlerinde, çeĢitli nedenlerden dolayı marka tercihlerini
değiĢtirebilirler. Bu tip sadakat düzeyi daha çok, Ģampuan markalarında görülmektedir.
-DeğiĢken Marka Sadakati: Bu tip sadakat derecesinde tüketiciler, sürekli A markalı
ürünü kullandıktan sonra, çeĢitli nedenlerden dolayı marka tercihlerini değiĢtirerek B
markasına yönelirler ve bir süre bu markayı kullanmayı tercih ederler. Tüketicilerin
markayı alma sıralamaları, AAABBB Ģeklindedir.
-Tesadüfi Marka Sadakati: Bu tip sadakat derecesi, tüketicilerin sürekli satın aldıkları
marka yerine, nadiren de olsa baĢka markaları satın almasıyla oluĢan bağlılık derecesini
ifade etmektedir. Tüketicilerin sürekli kullandıkları markayı bulamama durumları, yeni
bir markaya karĢı merak ve deneme isteği duyma ve rakip markaların indirim
dönemleri, bu tip sadakat düzeyinin görüldüğü durumlardır. Markanın satın alınma
sıralaması, AAABAAACAAAD Ģeklinde gerçekleĢir.
- Bağımsızlık (Marka Ġlgisizliği): Tüketicilerin, bir ürün kategorisindeki her satın
alımlarında farklı markaları tercih etmesi durumunu ifade etmektedir. Tüketicilerin
markayı satın alma sırası, ABCDEFG Ģeklinde gerçekleĢmektedir.
Ġdeal olan bağlılık durumu tam marka bağlılığıdır Firmalar, tam bağlılık
sayesinde rekabet avantajı ve karlılık elde etmektedirler. (Reynolds ve Wells, 1997:
339). Ancak tüm bu avantajlarına rağmen, tam marka bağlılığının oluĢması zaman ve
emek gerektirmektedir. Marka bağlılığının oluĢmasında yaĢanan süreçten bahsetmek,
faydalı olacaktır.
2.2.1.4.Marka Bağlılığı OluĢum Süreci
Tüketicinin satın alma davranıĢı içerisinde sürekli olarak bir markayı tercih
etmesi anlayıĢına dayanan marka bağlılığı, azalan pazarlama maliyetleri, ticari üstünlük,
yeni tüketicileri cezp etme, farkındalık ve güven yaratma gibi iĢlevlerle markaya
101
rekabetçi tehditlere karĢı koyabilme gücü kazandırmaktadır. Bu sebeple marka
bağlılığının oluĢturulması önem taĢımaktadır.
Kotler‟e göre müĢteri bağlılığını oluĢturabilmek için öncelikle müĢterilerin
tatmin edilmesi sağlanmalıdır. MüĢteriler tatmin olduğunda, daha uzun süre markaya
bağlı kalırlar, o markanın ürünlerini daha fazla satın alırlar, ürünler ve firma hakkında
iyi konuĢarak tanıtım yaparlar ve bu müĢterilere hizmet etme maliyeti de iĢler
rutinleĢtiğinden düĢer. Yeni müĢteri bulmak için katlanılan maliyet, mevcut müĢterileri
elde tutmak ve onları memnun etmek için katlanılan maliyetten beĢ kat daha fazla
olabildiğinden müĢteri memnuniyetinin ve bağlılığının maliyet etkisi vardır (Nitse vd.,
2004:904).
“Marka bağlılığının oluĢturulmasında; ilave değer yaratacak özellikler sunmak,
tutarlı bir Ģekilde yüksek kaliteli hizmet sağlamak, müĢteriler ile sürekli iletiĢim halinde
olmak ve müĢterileri satın alma alıĢkanlıklarına göre sınıflandırmak, hizmet-odaklı
çalıĢanları seçmek ve iliĢki pazarlaması kullanmak gibi bir takım yöntemlerden
faydalanmak gerekir” (Tepeci, 1999:226).
Hemen hemen bütün pazarlar için uygulanabilecek bağlılık yaratıcı faktörler
bulunmaktadır. Söz konusu bu faktörler aĢağıdaki gibi özetlenebilir (Altaç, 2004:36):
-Sürekli ve Düzensiz Kullanıcıların Ayrılması: Kullanıcılar genelde az sayıda olan
sadık müĢterilerle, çok sayıda olan az sadık müĢterilerden oluĢmaktadır. ĠĢletmenin
amacı, sadık olan tüketicilerin memnuniyetlerinin devamlılığını sağlamak olmalıdır.
Çoğunluk durumunda olan, sadık olmayan müĢterileri kazanmak adına yapılacak ve
sadık müĢteriyi memnun etmeyecek her türlü faaliyet, kısa vadede satıĢları arttırsa bile
uzun vadede markayı olumsuz yönde etkileyecektir.
-Pazara GiriĢin Önemi: Pazar payı, bir markanın müĢteriler tarafından kabul
edildiğinin ve markanın baĢarısının ölçeği sayılabilir. Eğer bir marka, pazara giriĢte
102
müĢteriler tarafından iyi bir reaksiyon almamıĢsa, zaman içerisinde baĢarıya ulaĢması
oldukça zordur.
-Ġçeriğin Önemi: MüĢterilerin büyük bir çoğunluğu, belirli bir ürün sınıfı içerisinde
olan farklı markaları birbirine rakip olarak değil, tamamlayıcı olarak görmektedir. Bir
markanın, o kategoride sahip olduğu genel ihtiyaç ve avantajları sunması, aynı zamanda
da kendini markalar arasında farklı kılması gerekmektedir.
-Bir Markanın Bütün Olarak Yönetilmesi: Markanın tercih edilmesi, satın alınması
için yukarıda bahsedilen unsurlarla bütün özelliklerin birlikte yönetilmesi, birbirlerinden
ayrılmaması gerekmektedir.
Kaç müĢteri sadece mevcut markayı alıyor ve bağlılık gösteriyor, kaç müĢteri
benim dıĢımdaki markaları da alıyor, yani bölünmüĢ bağlılık gösteriyor ve müĢteriler
neden bölünmüĢ bağlılık gösteriyor soruları marka bağlılığı oluĢturma sürecinde
firmaların cevap araması gereken sorulardır (Yim ve Kannan, 1999: 75).
Pazarlamacıların ulaĢmak istedikleri bir amaç olan marka bağlılığının derecesi
kiĢiye, satın alınan nesneye, zamana ve satın alınma yerine bağlıdır. Marka bağlılığını
korumak ve arttırmak için yapılması gereken bazı uygulamalar vardır. Bu uygulamalar
ġekil 8‟de ayrıntılı biçimde verilmektedir (Aaker,1991:50):
ġekil 8: Marka Bağlılığını Korumak ve Arttırmak
Kaynak: David Aaker, Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand Name, The Free
Press, New York, 1991, s.50
103
MüĢterilerin pek çoğu, kendilerine yönelen ve onları tanımak, anlamak için çaba
harcayan markaları beğenmekte ve bu markalara bağlılık göstermektedir. MüĢterilere
doğru davranmak, müĢterinin ne istediğini bilmek, gerekli yakınlık seviyesinde
kalabilmek, ne çok yakın ne çok uzak olmak, belirli aralıklarla müĢteri memnuniyetini
ölçmek ve memnuniyetsizlik sebeplerini araĢtırmak, değiĢim maliyetleri yaratarak diğer
bir markadan geçiĢlerdeki psikolojik ve finansal maliyetleri azaltmak ve müĢteriye
ekstralar sağlamak marka bağlılığını korumak ve arttırmak açısından önemli adımlardır.
MüĢterinin bir ürün veya hizmete karĢı bağlılığının geliĢmesi kavramsal,
duygusal, mantıksal aĢama ve hareket aĢaması olmak üzere dört aĢamada
gerçekleĢmektedir. Kavramsal (biliĢsel) aĢamada, tüketici belirli bir markanın diğer
marka kategorilerinden üstün özellikler taĢıdığına dair bir takım inançlara sahiptir.
Markayla ilgili inanç veya bilgiler ve bunlarla ilgili belirleyici faktörler ön plandadır.
Bunlar, kiĢinin bir markaya bağlı kalma ya da bağlı kalmama davranıĢı göstermesine
etki eden faktörler (fiyat, kalite, yararlar vb.) ile ilgili algılarıdır (McMullan ve Gilmore,
2003:232). BiliĢsel aĢamada bağlılığın oluĢmasında etkili olabilecek genel olarak dört
boyut vardır. Bunlar; eriĢilebilirlik, kurumsallık, dürüstlük ve güvenilirliktir. (Dick ve
Basu,1994:99)
Duygusal aĢamada, duygular, ruhsal durum, doğrudan etkileĢim (örneğin, ürünü
tatma) gibi faktörler etkilidir. (Dick ve Basu, 1994:99) Mantıksal aĢamada, tüketici
mantıksal güdülerle ve gerçek satın alma güdüleriyle hareket eder. Dördüncü ve son
aĢama olan hareket aĢaması tüketicinin markayı satın alıp almama davranıĢı gösterdiği
aĢamadır (McMullan ve Gilmore,2003:231).
Sözü edilen bu aĢamaların yanı sıra bazı pazarlamacılar marka bağlılığı oluĢum
sürecini markanın tanınması, markanın tercih edilmesi ve markaya bağlılık olmak üzere
üç adımda ele almaktadır. Marka bağlılığının tüketici açısından oluĢum Ģekli Güneri
(1996) tarafından; bilinçli bir süreç sonunda oluĢan, bilinçsiz oluĢan, satıĢ noktasında
görülen markanın tüketicinin zihnine yerleĢmesi sonucunda oluĢan ve iki veya daha
104
fazla marka yönünde tüketici tercihlerinin değiĢmesi sonucunda oluĢan (sınıflı marka
bağlılığı) olmak üzere dört Ģekilde sınıflandırmaktadır (Ar, 2004: 90-93).
Sadık müĢteriler yaratmak için rakipsiz bir ürün geliĢtirmek ilk aĢamayı
oluĢturmaktadır. Tüketici (müĢteri), üründen beklediği katkıyı aldığına inanmaktaysa ve
ürünün kendisinde bulunması bir tatmin sağlıyorsa, söz konusu marka baĢarılıdır.
Tüketicilere tekrar eden satın almalar sağlamak için ödül vermek ve markanın arkasında
olmak ürünün sağladığı olumlu etkiyi arttıracaktır.
MüĢteriler, markasının arkasında durmayan firmayı tercih etmezler. SatıĢların
yüzde sekseni, en üst dilimdeki yüzde yirmilik müĢteri tarafından yapılmaktadır, bu
sebeple en iyi müĢterilerini tanımak ve onlara ayrıcalıklı davranmak, marka bağlılığı
oluĢum sürecini hızlandıracaktır.
Basit ve rahatlık sağlayan ürünler ve markalar, müĢteriler tarafından en çok
takdir edilen unsurlardır. SatıĢ esnasında ve sonrasında müĢteri memnuniyeti oluĢturma
çalıĢmaları faydalı olacaktır. Örneğin, müĢterisini hizmet sonrası arayan firmaların
markaları, satıĢ sonrası hizmetten memnun kalındığı için müĢteriler tarafından sonraki
satın almalarda tekrar tercih edilir.
Firmalar, yalnızca sadık müĢterileri değil, aynı zamanda, sadık olmayan
müĢterilerini de tanıma çabası içine girmelidir. Sadık olmayan müĢterilerini de, sadık
müĢteri haline getirebilmek için, beklentileri tespit ederek yeni satıĢ ve pazarlama
stratejileri uygulamalıdır (Yıldız 2006:36).
Marka sadakati oluĢturma aĢamasında müĢteriye doğru davranmak, müĢteriye
yakın olmak, müĢteri memnuniyetini ölçmek ve yönetmek, değiĢtirme maliyeti ve
ekstralar oluĢturmak büyük katkı sağlayacaktır (Aaker,1991:50).
105
2.2.1.5.Marka Bağlılığı YaklaĢımları
Bir tüketicinin satın alma faaliyeti, önceki deneyimleri ile oluĢan tatmine bağlı
olarak ortaya çıkan alıĢılmıĢ davranıĢlardır (Aytuğ,1997:38). Marka denkliğinin en
önemli bileĢeni olarak ifade edilen marka bağlılığı; tüketicinin markaya olan inancını ve
markayı ne sıklıkta satın aldığını açıklamaya çalıĢmaktadır (Labeagaa vd.,2007:348).
Marka bağlılığının tanımlanması ve ölçümünde literatürde çok farklı yaklaĢımlar
ortaya çıkmıĢtır. Marka bağlılığının satın alma üzerindeki etkisi üzerine literatürde üç
farklı yaklaĢım mevcuttur. (Schiffman ve Kanuk,2000:189):
-DavranıĢsal YaklaĢım: DavranıĢ bilimciler marka sadakatinin, müĢteri memnuniyeti
ile sonuçlanan ve tekrar satın alıma yönelten ilk ürün denemesinin bir sonucu olduğu
görüĢündedirler (Selçuk,2000:131). DavranıĢsal bağlılık, aynı markanın sistematik
olarak tekrar satın alınması Ģeklinde ifade edilebilmektedir. Buna göre tüketicinin satın
alma sıklığı bağlılık için yeterlidir (Chaudhuri ve Hoibrook, 2001:82). Marka
sadakatinin davranıĢsal yaklaĢımında kullanılan bileĢen, müĢterinin açık satın alma
davranıĢıdır. Bu yaklaĢımın savunucularına göre, aynı markayı sistematik olarak satın
alan bireylerin bu markaya sadık olduğu söylenmektedir (Odin vd., 2001:76).
DavranıĢsal yaklaĢımın avantajı (ifadeye dayalı) niyetler ve açıklamalar yerine
gözlemlenen davranıĢları ölçmesidir. Gözlemlenen davranıĢ, daha kolay ve daha ucuza
ölçülebilir. Ancak tekrarlı satın alma davranıĢının, marka sadakatinden kaynaklandığı
konusunda oy birliğine varılmasına rağmen, onun tek öncülü olmadığı bilinmektedir
(Brink ve Pieter, 2006:17).
-BiliĢsel (Tutumsal) YaklaĢım: Ajzen ve Fishbein (1980) tutumları, sosyal inançlara
bağlı değerlendirici yargılar olarak tanımlamaktadır (Bennett vd., 2005:98). BiliĢsel
yaklaĢıma göre, bireyin kiĢisel iradeyle bir markayı satın almakla o markaya sıkı sıkıya
sarılması ve bir taahhüt altına girmesi bağlılığı ifade etmektedir. Buradaki taahhütten
kastedilen bir markaya duygusal ve psikolojik bir ilginin varlığıdır (Chaudhuri ve
Hoibrook, 2001: 82). BiliĢsel yaklaĢım, belli bir kritere göre davranıĢın ölçülmesinden
106
kaçınılmasını sağlamaktadır. Bu ölçeklerin çoğu, verilerin kolaylıkla toplanılabilmesi
için aralık tipi ölçeklerle oluĢturulmaktadır. BiliĢsel ölçekler, sadık-sadık olmayan
ayrımına değil, sadakatin derecesine dayanmaktadır. Bu nedenle amaç, müĢterinin sadık
olup olmadığını bilmek değil, markalı ürüne karĢı müĢterinin sadakatinin yoğunluğunu
bilmektir (Odin vd., 2001:76). BiliĢsel yaklaĢımın da bazı sakıncaları vardır. Bunlardan
biri, bu tip ölçümler, gözlemlenen davranıĢa dayanmadığından, müĢterinin beyanına
güvenilmesi gerekmektedir. Bir diğer dezavantaj, sadakat kavramının iĢlevsel bakıĢ
açısına iliĢkindir. Çoğu durumda araĢtırmacılar, sadakati ölçmek için, sadakatin ya
öncüllerini ya sonuçlarını kullanmaktadır (Odin vd., 2001:77).
Tablo 3: DavranıĢsal ve Tutumsal Ölçümlerin Avantaj ve Dezavantajları
Avantajları
Dezavantajları
DavranıĢsal
-Gerçek davranıĢlara dayanır
-Tekrar
Ölçümler
-Tesadüfi değildir
sadakatinden ayırt edilemez
-Elde edilmesi kolaydır
-Kısa dönemli dalgalanmalara karĢı daha
satın
alma
davranıĢı,
marka
hassastır
-Doğru karar birimini seçmek zordur
satın
alma
davranıĢı,
marka
-Gerçeği temsil ettiğinin garantisi yoktur
Tutumsal
-Tekrar
Ölçümler
sadakatinden ayırt edilebilir
-Tesadüfidir
-Kısa dönemli dalgalanmalara daha az
-Elde etmesi zordur
duyarlıdır
-Doğru karar birimini seçmek kolaydır.
Kaynak: Martin Mellens, Marnik Dekimpe ve Jan-Benedict E.M. Steenkamp, A Review of Brandloyalty Measures in Marketing, Tijdschrift voor Economie en Management, 1996, s.513
-Karma YaklaĢım: DavranıĢsal ve biliĢsel yaklaĢımların birleĢimidir. Çoğu araĢtırmacı
marka sadakatinin hem tutumsal hem de davranıĢsal bileĢenleri kapsadığını
düĢünmektedir. Marka sadakati gibi karmaĢık bir kavramı tek taraflı ölçmek yetersiz
kalmaktadır. Gremler (1995) müĢteri sadakatinin tutum ya da davranıĢtan herhangi
birinin ölçümünden çıkarılamayacağını belirtilmektedir (Harris ve Goode, 2004: 141).
Karma yaklaĢım; müĢteri sadakatini ölçmek için davranıĢsal ve tutumsal boyutları
birleĢtirmektedir.
107
Markanın denkliği, markanın mücadele ettiği pazarın doğası, markanın liderlik
konumu, markanın eğilimi, uluslararası olması, markanın aldığı niteliksel ve niceliksel
destek, markanın aldığı yasal korunmaların kalitesi ve pazarda aldığı rolün etkin olup
olmadığı gibi faktörler üzerinde etkili olmaktadır. Marka denkliğinin en önemli unsuru
ise marka bağlılığıdır. Marka bağlılığının, fiyat kontrolünü elde tutarak kar marjını
yükseltmek üzerinde oldukça önemli etkileri vardır. Bu durum ise, iĢletmelerin varmayı
istedikleri en üst noktadır. Marka bağlılığından bahsettikten sonra, marka denkliğinin
bir diğer unsuru olan marka farkındalığından bahsedilecektir.
2.2.2.Marka Farkındalığı
Potansiyel bir alıcının bir markanın belirli bir ürün grubuna ait olduğunun
farkında olması ya da o ürünü hatırlama kabiliyeti olarak tanımlanabilen marka
farkındalığı, markanın tüketici zihnindeki varlığının gücüdür. Marka farkındalığının
oluĢmasında, logo ve sembol gibi marka elemanlarının tüketicilerin üzerinde bıraktıkları
etki önemlidir. Marka farkındalığını artıracak pazarlama stratejisi, tüketicinin markayı
denemesini sağlayacak faaliyetlerden geçmektedir.
Marka farkındalığı, hatırlanma kavramıyla yakından iliĢkili bir kavramdır.
Tüketicilerin bir markadan haberdar olmalarının temel Ģartı, hakkında çeĢitli yollarla
bilgi edindikleri markaları hatırlamalarıdır. Böylelikle bu marka, tüketicilerin alıĢveriĢ
esnasında arasından seçim yapmak üzere oluĢturdukları gruba dahil olma Ģansını
yakalamaktadır. Marka farkındalığı sonucu marka tüketici tarafından ayırt edilmiĢ olur
ve diğer markalar karĢısında rekabet üstünlüğü kazanır.
2.2.2.1.Marka Farkındalığı Kavramı
Marka farkındalığı kavramı, belirli bir ürün kategorisinin üyesi olan bir
markanın potansiyel alıcılar tarafından tanınması ya da hatırlanabilmesi yeteneğidir
(Aaker, 1991:61). “Farkındalık, markaya dair algılamaların, fikirlerin oluĢması için ön
108
koĢul niteliğindedir” (Kılıç ve Çağıran, 2005: 57). Marka farkındalığı, markanın
tanınırlığı ve hatırlanırlığı özelliklerinden oluĢmaktadır (Keller, 1993:2).
Marka farkındalığı, markanın tüketicilerin aklındaki varlığının ne kadar güçlü
olduğudur. Markanın inĢası, onun tüketiciler tarafından fark edilmesi ile mümkündür
(Aaker, 1996:10). Marka farkındalığı tüketicinin markayı kategorileĢtirmek için yeterli
düzeyde bilgiye sahip olması olarak açıklanmaktadır. Bu bağlamda farkındalık,
markanın ürün kategorisi içinde diğer markalardan ayrılmasını ve değerlendirilmesini
sağlamaktadır. Marka farkındalığı, markanın renk, ölçü, biçim, ambalaj gibi fiziksel
özelliklerinden etkilenmektedir (Howard, 1989:28). Marka farkındalığı, marka
tanınırlığı ve marka hatırlanırlığı olmak üzere iki kavram ile açıklanmaktadır.
“Marka farkındalığının kapsadığı temel kavramlardan biri olan marka tanınırlığı,
markayla ilgili daha önceki deneyimlerden edinilmiĢ benzerliğe verilen tepkidir. Marka
tanımada markayla daha önce nerde karĢılaĢıldığının, neden farklı olduğunun hatta
marka
ürün
sınıfının
bilinmesi
gerekmez.
Sadece
o
markayla
karĢılaĢılıp
karĢılaĢılmadığının bilinmesi önemlidir” (Tek vd., 2005:308).
Marka hatırlanırlığı ise; ürün grubu, ürün grubunun karĢıladığı ihtiyaçlar, satın
alma veya kullanım koĢulları ipucu olarak belirtildiğinde, tüketicinin hafızasından
markayı bulması konusundaki yetenekleri ile ilgilidir. Bir baĢka deyiĢle, marka
hatırlanması, tüketicinin ilgili bir ipucu verildiğinde markayı hafızasında doğru olarak
canlandırabilmesidir (Keller,2003:67).
Tüketiciler, markanın önerdiği ürün ve servisleri ve markanın yararlarını ayırt
edebiliyorsa, markanın nerede satıldığı ile ilgili bir fikir sahibi ise marka
hatırlanırlığından bahsetmek mümkündür (VanAuken,2003:78).
“Marka farkındalığı yaratmak, özellikle yeni markalar için çok büyük önem
taĢımaktadır”
(Uztuğ,
2003:29-30).
“Burada
marka
tanınırlığı
veya
marka
hatırlanmasından hangisinin daha önemli olduğu satın alma sürecinin nerede
109
gerçekleĢtiği ile doğrudan ilgilidir. Örneğin; satın alma kararı satıĢın gerçekleĢtiği
mağazada oluĢuyorsa o zaman marka tanınırlığı daha önemli olmaktadır. Fakat satın
alma kararı alım yerinden bağımsız verilip daha sonra almaya gidiliyorsa o zaman
marka hatırlanması ön plana çıkmaktadır” (Kızıltan,2005:20).
Farkındalık, tüketici algılarını ve tutumlarını etkilemede rol oynayan bir
değiĢkendir. Hatta bazı durumlarda, marka seçiminin ve hatta marka sadakatinin
güdüleyicisi olabilmektedir (Aaker, 1996:114).
Marka farkındalığı, tüketici karar alma sürecinde üç sebepten dolayı önemli rol
oynamaktadır. Birincisi, tüketiciler markayı, ürün kategorisi akıllarına geldiğinde
düĢünmektedirler. Ġkincisi, marka farkındalığı, baĢka özel marka organizasyonları
olmasa bile, saygınlık gören grup içindeki markalar arasında alınacak tüketici
kararlarını etkilemektedir. Üçüncü olarak ise, marka farkındalığı, marka imajı
içerisindeki marka organizasyonlarının gücünü ve formasyonunu etkileyerek, tüketici
karar alma sürecine etki etmektedir (Keller, 1993:1).
Tüketiciler bilinen markalarda kendilerini rahat hissettiklerinden dolayı tanıdık
markaları satın almaktadırlar. Bu sebepten dolayı, genelde tanınan bir marka,
tanınmayan bir markaya tercih edilmektedir. Bilinirlik faktörü, bu noktada önem
kazanmaktadır. Bilinen markalar satın almak için değerlendirilirken, bilinmeyen
markaların Ģansları ise çok azdır ( Aaker,1991:19)
“Marka farkındalığı, müĢterinin marka için ilk bilinçli adımıdır. Markanın
müĢterisinin hafızasında bütünüyle var olma durumudur. MüĢteri sizi algılar, düĢünür,
değerlendirir. Artık müĢteri üzerinde farkındalık yaratılmıĢ, müĢteri yeni alımlarında
sizin markanızı da tercih edebilir duruma gelmiĢtir” (Elitok, 2003:103).
110
2.2.2.2.Marka Farkındalığının Faydaları
Marka farkındalığı, müĢterinin markaya yakınlık duygusu hissetmesini sağlar ve
insanlar tanıdıkları, kendilerine yakın hissettikleri markaları tercih ederler. Marka
farkındalığının yüksek oluĢu, müĢteri ile iĢletme arasındaki birliğin ve bağlılığın gücünü
gösterir ve marka bağlılığı satın alma sürecinde ürünün hatırlanmasına yardım eder
(Aaker,1995:208).
Marka farkındalığı, diğer çağrıĢımları etkileyebilme, bilinirliği arttırma, taahhüt
etme ve göz önünde bulunan markalar arasında yer alma olmak üzere dört Ģekilde değer
yaratmaktadır. Bu kavramları açıklamak yararlı olacaktır (Aaker, 1991:67):
-Diğer ÇağrıĢımları Etkileyebilme: ĠletiĢim görevinde ilk temel adım, marka
tanımadır. Marka ismi, isimle bütünleĢtirilen gerçeklerle duyguların barındığı özel bir
bileĢimdir. Örneğin; altın kemer, titizlik, etkinlik, Ronald Mc Donald, çocuklar,
eğlence, Big Mac vs. Mc Donald‟s ismine eklenmiĢ niteliklerdir. Bu nitelikler, marka
farkındalığının var olmasından dolayı markaya eklenmektedir. Marka farkındalığı
oluĢmadan, diğer iletiĢim çabalarının da etkisi olmamaktadır. Bir markayı almak isteyen
bir tüketici için, öncelikle markanın fakında olunması sağlanmalıdır.
-Bilinirliği Arttırma: Markanın farkına varmak, farkında olmak, karar vermeyi olumlu
bir biçimde etkilemektedir. AraĢtırmalar, teĢhir sayısı ile beğeni arasında pozitif bir
iliĢkinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca teĢhir tekrarının, tanınma ölçümünü
değiĢtirmediği, beğeniyi arttırdığına dikkat çekilmektedir.
-Taahhüt Etme: Marka farkındalığı, endüstriyel alıcılar için önemli olan taahhüt ve
niteliğin göstergelerinden olabilir. Bir marka tanınıyorsa; iĢletme çok fazla reklam
yapmıĢtır; iĢletme, sektörde uzun zamandır faaliyet gösteriyordur, iĢletme genel bir
dağıtım ağına sahiptir ya da marka baĢarılıdır.
111
-Göz Önünde Bulundurulan Markalara Dahil Olma: Satın alma sürecinin ilk adımı,
satın alma için göz önünde bulundurulacak marka alternatiflerini oluĢturmaktır. Marka
farkındalığı oluĢmadan, uygulanan diğer iletiĢim çabaları sonuçsuz kalabilmektedir.
Marka isim bilinirliği tüketicinin zihninde oluĢturulmadan, markaya yönelik tutum ve
imaj unsurları geliĢmemektedir (OdabaĢı ve Oyman,2007:370).
Marka farkındalığı, markanın tüketici belleğinde sahip olduğu izlerin gücüdür ve
markaya dair algılamaların, fikirlerin oluĢması için ön koĢul niteliğindedir. Marka
farkındalığının yarattığı değerle ilgili bahsedilen bu faktörleri Ģekilsel olarak ifade
etmek sağlıklı bir yaklaĢım olacaktır.
ġekil 9: Marka Farkındalığının Yarattığı Değer
Kaynak: David Aaker, Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand Name, The Free
Press, New York, 1991, s.63
Tüketici, belli bir ürün kategorisini düĢündüğü zaman, markanın aklına gelmesi
önemlidir. Marka farkındalığının artmasıyla markanın, satın almak için göz önünde
bulundurulan markalara dahil olma olasılığı artar. Markayla ilgili gerekli çağrıĢımlar
olmasa bile, marka farkındalığı göz önünde bulundurulan markalar hakkında verilen
kararı etkileyebilmektedir. Marka farkındalığı, marka imajı ile ilgili çağrıĢımların
oluĢmasını ve güçlenmesini etkileyerek tüketicilerin karar alma sürecini etkilemektedir
(Keller, 1993:3).
112
Marka farkındalığının oluĢması, diğer iletiĢim çabalarının etkisini arttırmaktadır.
Bir markayı almak isteyen bir tüketici için, öncelikle markanın farkında olması
sağlanmalıdır. Marka farkındalığı oluĢmadan markaya yönelik tutum ve imaj da
Ģekillenmez. Çünkü marka farkındalığı; markayı tüketicinin zihnine yerleĢtirerek yeni
markaların zihne giriĢine bir engel görevi üstlenerek, hem tüketici hem de dağıtım
kanalları üyeleri için bir itici güç görevi görür (aracılar da müĢteridir ve bilinmeyen
ürünlere onlar da Ģüpheyle yaklaĢır), iĢletme için değer oluĢturur ve rekabetçi üstünlük
sağlar (Macdonald ve Sharp, 1996:4).
2.2.2.3. Marka Farkındalığı Düzeyleri
“Marka farkındalığı kavramı, markanın tüketici belleğinde sahip olduğu izlerin
gücü olarak temelde marka tanınırlığı ve marka hatırlanırlığını içerir. Farkındalık
markaya dair algılamaların, fikirlerin oluĢması için ön koĢul niteliğindedir.
Farkındalığın ölçümünde tanınırlık, hatırlama, hatırlamada ilk marka olma, marka
baskınlığı, marka bilgisi ve marka kanısı gibi etkenler göz önünde bulundurulmaktadır”
(Uztuğ, 2003:29).
ĠĢletmeler, markalarının duyulup duyulmadığı, hatırlanıp hatırlanmadığı,
hatırlanırken ilk marka olup olmadığı, ürün grubunda hatırlanan tek marka olup
olmadığı, markanın konumunun bilinip bilinmediği ve marka hakkında bir fikre sahip
olunup olunmadığı hakkındaki soruların cevabını merak etmektedirler.
Marka farkındalığı, markanın farkında olmama, marka tanınırlığı,
marka
hatırlanırlığı ve zihin zirvesi düzeylerinden oluĢmaktadır (Elitok,2003:104) Markanın
farkında olmama düzeyinde tüketici, ilgili ürünün ne isminin, ne de varlığının
farkındadır. Bu durumda marka konumlandırma çalıĢmalarının ciddi olarak en baĢından
ele alınarak uygulanması gerekmektedir.
Marka tanınırlığı düzeyinde marka, tüketicinin belleğinde yer almaktadır, ancak
marka tercihlerinde geri planda kalmaktadır. Örneğin, tüketici SütaĢ yoğurdu
113
bilmektedir, ama satın alma davranıĢında Pınar markası daha ön plandadır. Dolayısıyla
buradan çıkan sonuç, müĢterinin SütaĢ‟ı tanıması ancak tercihini Pınar‟dan yana
kullanmasıdır.
Marka hatırlanırlığı düzeyinde, tüketici markayı hatırlamaktadır, ancak bunun
pekiĢtirilmesi gerekmektedir. Ürünü satıĢ reyonlarında görmesine karĢın ilgisiz olan
tüketicinin dikkatinin daha çok çekilmesi ve bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Zihin zirvesi düzeyinde ise, tüketici için farkındalık yaratmanın gereği
kalmamıĢtır. Çünkü ilgili marka, tüketicinin bilincinde yerini tamamen almıĢtır. Bundan
sonra önemli olan kazanılmıĢ tüketicilerin marka sadakatini beslemek ve yeni müĢteriler
edinmektir. Marka farkındalığı düzeylerini “Marka Farkındalığı Piramidi”nde görmek
daha kolay olacaktır.
ġekil 10: Marka Farkındalığı Piramidi
Kaynak: David Aaker, Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand Name, The Free
Press, New York, 1991, s.62
114
Bu piramitteki farkındalık düzeyleri, tabandan tepe noktasına doğru artacak
Ģekilde konumlandırılmıĢtır. Yukarı doğru çıkıldıkça farkındalık artmakta ve tüketici
markanın varlığından, özelliklerinden daha çok haberdar olmaktadır.
“Tüketicinin marka adını duyduğunda zihninde oluĢan tepki düzeyleri, marka
hakkındaki farkındalık düzeyini belirler. Markanın diğer markalara karĢı üstünlüğü,
farkındalık düzeyine doğrudan bağlıdır. Markanın bilinme, hatırlanma ve baskınlık
derecesi daha çok farkındalık stratejilerinin belirlediği bir düzey olarak karĢımıza
çıkarken, tüketici açısından konumu ve fikir verme derecesi ise yürütülen farkındalık
çabalarının
tüketicinin
algılama
derecesinde
geliĢen geri
bildirimleri olarak
gerçekleĢmektedir” (Uztuğ, 2003:30).
2.2.2.4. Marka Farkındalığının OluĢumu
Genel olarak, marka farkındalığı, tekrarlanan pazarlama etkileriyle marka
aĢinalığının arttırılması yolu ile yaratılır. Bir baĢka deyiĢle, tüketici bir markayı ne
kadar çok görürse, duyarsa veya onun hakkında düĢünürse, yani markayla ilgili
deneyimi ne kadar çok olursa, markanın tüketicinin zihninde yer etmesi o kadar çok
olur. Neticede, tüketicinin markayla ilgili deneyimini arttıran her Ģey – marka ismi,
sembolü, logosu, paketlemesi veya sloganı- marka farkındalığını yaratma ve arttırma
potansiyeline sahiptir. Bu kapsamda, reklam, promosyon çalıĢmaları, sponsorluklar,
tanıtım ve halkla iliĢkiler gibi pazarlama faaliyetleri kritik öneme sahiptir (Keller,
2003:69).
“Marka; adı, logosu, biçimsel özellikleri, rengi ve düzenlediği, desteklediği
etkinlikler, dağıtım kanalları, fiyatı ile bir bütündür. Markanın tanınması ve
hatırlanması, bu bütünlük ile sağlanmaktadır. Hatırlanmanın sağlanması için öncelikle
tanınmayı
sağlayacak
çalıĢmaların
planlanması
gerekir.
Markanın
tanınması,
özelliklerine ve ilgi alanlarına uygun etkinliklerin markayı vurgulayacak tarzda
planlanması ile gerçekleĢtirilebilir” ( Tosun, 2003:49).
115
“Marka farkındalığını baĢarabilmek için anılmaya değer fark yaratmak, bir
slogan veya melodi geliĢtirmek, sembol oluĢturmak, reklam-tanıtım, halkla iliĢkiler,
sponsorluk ve marka geniĢlemesi gibi bazı taktikleri uygulamak gerekmektedir. Bu
taktikler Ģu Ģekilde açıklanabilir” (Elitok, 2003:107):
-Anılmaya Değer Fark Yaratmak: Rekabetin yoğunlaĢtığı bir pazarda herkesin
yaptığından farklı bir Ģeyler yapmak önemli bir özelliktir. Dolayısıyla müĢterinin
hafızasında yer alabilmek ve tercih edilen marka olabilmek için anılmaya, kendisinden
söz ettirmeye yönelik “fark yaratmak”, o markayı bir adım öne geçirmektedir (Elitok,
2003:107).
-Bir Slogan veya Bir Melodi GeliĢtirmek: Bir markanın doğru bir slogan ve melodiye
sahip olması anılmasını sağlamada etkilidir. Buradaki düĢünce, insanların Ģartlı refleks
özelliklerini kullanarak, onları bir slogan veya melodiyle yönlendirmektir (Elitok,
2003:107).
-Sembol OluĢturmak: Görsel öğeler insanların hafızalarında daha kolay yer
edinebilmektedir. Bundan ötürü sembol kullanımı, farkındalık yaratmak ve marka
bilinirliği sağlamak açısından son derece önemlidir. Mesela, A markası tüm
mağazalarını aynı Ģekilde dizayn ederek ve aynı renkleri kullanarak bir farkındalık
yaratabilir. Aynı Ģekilde A markasının logosu müĢteri tarafından göründüğünde
markanın hatırlanabilirliği de sağlanabilir. (Elitok, 2003:107)
-Reklam Mesajları: Reklam, tanınırlık sağlamada etkin olan araçlardan biridir.
Reklamın markanın kimliğine, marka ruhuna uygun olarak hazırlanmasıyla marka
kendini hedef pazarına tanıtabilir. Çünkü hedef pazar marka ruhu ile kendi ruhu
arasındaki bağı arar ve kurmaya çalıĢır. Burada reklamın iĢlevi ise marka ruhunu,
müĢterinin ruhuna taĢıyabilmesidir. (Elitok, 2003:108)
-Halkla ĠliĢkiler: Halkla iliĢkiler, markanın insani yönlerinin zorunlu iliĢkisi olarak
görülmelidir. (Elitok, 2003:110) Bu zorunlu iliĢkinin sürdürülmesi sırasında iki yönlü
116
iliĢkinin sağlanması, dürüstlük, doğru bilgi verme, devamlılık ve tekrarlama, sabır,
açıklık, kuruma ve topluma karĢı sahip olunan sorumluluk gibi ilkelerin göz önünde
tutulması yapılacak halkla iliĢkiler faaliyetine olan güvenin muhafaza edilmesinde,
gönderilen mesajların inandırıcılık özelliği taĢımasında etkili bir güce sahip olacaktır
(ĠĢçi, 2003:97).
-Sponsorluk: Tanınırlık sağlamada yer alan taktiklerden bir diğeri de sponsorluktur.
Büyük bir kitleyi içine alan olaylarda ya da faaliyetlerde sponsorluk yapılarak markanın
öne çıkması amaçlanabilmektedir. Bu konudaki en önemli ve çarpıcı örnek Coca
Cola‟dır. Coca Cola 1920‟li yıllardan beri Dünya Kupası‟na sponsorluk yapmaktadır. O
günden bu yana Dünya Kupası Coca Cola‟nın tanıtımında sürekli önemli bir araç olarak
görülmüĢtür (Elitok, 2003:110).
-Marka GeniĢlemesi: Marka geniĢlemesi, markanın, gerek alt markalar gerekse farklı
ürün alanlarına yayılmasıyla elde edilen önemli bir farkındalık yaratma aracıdır. Bir
markette alıĢveriĢ yapmakta olan ve gıda reyonuna giden bir müĢteri, tanımadığı bir
markanın her üründe var olduğunu görürse (örneğin sucuk alacaksa ve sucuk
markasının peynir, tereyağı, pastırma gibi ürünlerde geniĢlediğini fark ederse) belki
hemen o ürünü almayabilir; ancak markanın müĢterinin belleğinde yer etmeye baĢladığı
söylenebilir. Böyle bir durumla karĢı karĢıya kalan tüketici, bu bilgisini tanıdıklarıyla
paylaĢacak ve ürün kalitesi hakkında bilgi sahibi olmak isteyecektir. (Elitok, 2003:110)
Buna bağlı olarak marka geniĢlemesiyle müĢterinin belli bir ürün kategorisinde tanıdığı
bildiği markayı baĢka bir ürün kategorisinde de hatırlaması, farkındalık yaratmada
önemli bir iĢlev görmüĢ olacaktır.
Bir kiĢinin belirli bir marka hakkında sahip olduğu aktif veya pasif bilgi olarak
tanımlanabilen ve markalama sürecinde çok önemli bir unsur olan marka
farkındalığından bahsettikten sonra bir diğer marka denkliği unsuru olan algılanan
kaliteden bahsedilecektir.
117
2.2.3.Algılanan Kalite
Algılanan kalite, bir ürünün kapsamlı olarak üstünlüğüne dair tüketici yargısı
olarak ya da ikameler göz önünde bulundurulduğunda bir ürünün kapsamlı olarak
üstünlüğüne dair tüketici yargısı olarak tanımlanmaktadır.
Algılanan kalite göz önünde bulundurulurken, markanın tüketicinin gözünden
nasıl göründüğü, nasıl algılandığı ve tüketiciye neler hissettirdiği üzerinde durulması
gereken sorulardır. Algılanan kalite markanın tüketici tarafından algılanıĢ biçimidir.
2.2.3.1.Algılanan Kalite Kavramı
Algılanan kalite, müĢterilerin alternatiflerle bağlantılı olarak istenen amaca
uygun olarak ürün ya da hizmetin kalitesini veya üstünlüğünü algılamasıdır. Algılanan
kalite, algılamaya ve müĢteriler için neyin önemli olduğuna dair yargılarına
dayandığından objektif bir kavram değildir. Amaç ve diğer alternatiflerle iliĢkili olarak
belirlenen bir kavramdır. Algılanan kalite tüketiciler için çoğu zaman satın alma
nedenidir. Markanın algılanan kalite avantajı, yüksek fiyat istenmesini mümkün kılar.
Algılanan kalitenin yüksek olması markanın konumlanmasını ve marka geniĢlemelerini
kolaylaĢtırır. Dağıtım kanallarındaki aracılar için de markanın algılanan kalitesinin
yüksek olması, imaj açısından önemlidir (Aaker, 1991: 85).
Algılanan kalitenin marka denkliği içinde yer almasının nedeni, gerçek kaliteden
farklı olması, tüketicinin davranıĢlarını gerçek değil de algılanan kaliteye göre
yapmasıdır. Burada gerçek kalite ile algılanan kalite arasında fark oluĢmasının ana
nedenleri de marka ile ilgili insanların akıllarındaki düĢüncelerdir.
Marka ile ilgili daha önceden oluĢmuĢ kötü imajın silinememesi, Ģirketin
müĢterilerin önem vermediği bir konuda kaliteyi artırması, tüketicilerin ellerindeki
bilgiyi mantıklı ve nesnel bir biçimde değerlendirememesi ve buna zaman bulamaması,
tüketicilerin ürün hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları veya tüketicilerin ürünlerin
118
yanlıĢ yönlerini kalite bakımından incelemesi gibi sebeplerle algılanan kalite
azalabilmektedir (Aaker,1996:20).
Marka denkliğinin kurulmasında müĢterilerin sadece markanın farkında olması
tek baĢına yeterli değildir. MüĢterilerin ayrıca o markadan almak istedikleri,
performans, sağlamlık, Ģartnamelere uygunluk, özellikler, isim, güvenilirlik, hizmet
edebilirlik vb. bekledikleri çeĢitli kalite algılamaları vardır. (Garvin, 1984:25)
Algılanan kalite, öncelikle müĢterilerin bir algısıdır. Bu anlamda gerçek ya da
nesnel kaliteden yani mal ya da hizmetin üstün hizmet sunma derecesinden, ürün-tabanlı
kaliteden yani içeriklerin, özelliklerin ya da hizmetlerin doğası ve miktarından ve imalat
kalitesinden yani standartlara uygunluk, “sıfır hata” hedefinden farklılık göstermektedir.
MüĢterilerin önemli buldukları Ģeylere iliĢkin yargıları ve algılamaları içerdiğinden,
çoğu zaman algılanan kalitenin nesnel olarak belirlenmesi zordur. Bunun ötesindeki
gerçeklik ise, tüketicilerin, kiĢilikleri, ihtiyaçları ve tercihleri bakımından oldukça
önemli farklılıklar göstermektedir (Aaker, 1991:85).
Zeithaml (1988:3) algılanan kalite kavramını “ bir ürünün genel mükemmellik
ya da üstünlüğü ile ilgili tüketicinin sübjektif yargısı” olarak tanımlamaktadır. KiĢisel
ürün deneyimleri, benzersiz ihtiyaçlar ve tüketim durumları tüketicinin kalite ile ilgili
sübjektif yargılarını etkileyecektir. Yüksek algılanan kalite, marka ile ilgili uzun
dönemli deneyimler sonucu, tüketicilerin marka ile ilgili farklılık ve üstünlüklerin
farkına varmalarıdır. Zeithaml algılanan kaliteyi marka denkliğinin önemli bir parçası
olarak tanımlamaktadır. Bunun yanı sıra yüksek algılanan kalite, tüketicileri rakip
markalar arasından o markayı tercih etmeye yönlendirecektir. Algılanan kalitenin
derecesi arttıkça, marka denkliği de yükselecektir.
Üst yönetim ve firma çalıĢanlarının kaliteye bağlılıkları, firma çalıĢanlarının
davranıĢlarına, sembollere ve değerlere yansıyan kalite kültürü, müĢterilerin kalite
tanımlamalarına yer verilmesi, kalite ölçümünün, hedeflerinin ve standartlarının
bulunması, kalite iyileĢtirme çabalarına çalıĢan katılımının sağlanması gibi özellikler
119
üstün kalitenin elde edilmesine yönelik yapılan çalıĢmalarda kullanılabilmektedir
(Aaker,1991:94).
Algılanan kalite güçlü finansal performans ile alakalıdır. Finansal performansın
güçlü olması ürünün kalitesine bağlı olarak fiyata ilave yapılabilmesidir. Tüketiciler
daha yüksek kalitede olduğunu algıladıkları ürün ve hizmetler için daha fazla ödemeye
hazırdırlar. Bir ürün gerçek kalitenin belirleyicisi olan ya da olmayan belli kalite
standartlarına ulaĢmıĢ olmalıdır. Tüketicilerin bir arabanın kalitesini anlamak için
lastiklerine tekme atması tüketici kalite testlerinin gerçek kalite testlerinden farkına bir
örnek olarak verilebilir (Angberg ,2000:25).
Algılanan kalite, bütün çağrıĢımlar içerisinde ekonomik performansı etkileyen
tek çağrıĢım olduğu için, genel olarak iĢletmenin stratejik güven unsuru olduğundan
dolayı, genellikle markanın algılanmasında etkili olan diğer unsurları da etkilediği için
marka statüsünü yükselten bir marka çağrıĢımıdır (Aaker, 1991:76).
“Algılanan kalite, algılama ve değer yargıları tüketicinin neyi önemli bulduğuyla
iliĢkili olduğu için, nesnel bir tanımlamayı gerektirmez. Tüketicinin neyi önemli
bulduğu da kiĢiliğine, ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre değiĢim gösterir” (Yavuz,
2004:35).
Yüksek kalite / düĢük kalite, kategorisinde en iyi / kategorisinde en kötü, sürekli
ve tutarlı kalite / süreksiz ve tutarsız kalite, en iyi kalite / ortalama kalite / kötü kalite,
kategorisinde lider, artan popülerliğe sahip gibi ölçekler algılanan kaliteyi ölçmek için
kullanılabilmektedir (Aaker, 1996:323).
Tüketiciler ürünü kullandıklarında sadece sağladığı faydanın değerini algılarlar.
Bundan dolayı pazarlamada ürün veya hizmetin sağladığı fayda belirleyici niteliğe
sahiptir. Ürünün sahip olduğu özelliklerinden ziyade sağlamıĢ olduğu faydaya
odaklanmak, rekabette sağladığı değer açısından önem kazanmaktadır (Capon ve
Hulbert, 2001:93).
120
2.2.3.2.Algılanan Kalitenin Faydaları
Tüketiciler genellikle, kalite kavramındaki nesnel bilgiyi elde etmekten
yoksundurlar ya da böyle bir bilgi mevcut değildir veya bu bilginin sürecini,
kaynaklarını elde etme yeteneğine sahip değildirler. Ancak her Ģekilde algılanan kalite
merkezi bir durumdadır çünkü algılanan kalite tüketim kararına bağlıdır, pazarlama
programının tüm öğeleri böylelikle daha etkin hale getirilebilir. Eğer markanın algılanan
kalitesi yüksekse reklam ve promosyon çalıĢmaları daha etkili olur (Aaker,1991:87).
ġekil 11: Algılanan Kalite ile Sağlanan Değer
Kaynak: David Aaker, Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand Name, The Free
Press, New York, 1991, s.86
-Satın Alma Sebebi Yaratma: Bir markanın algılanan kalitesi, satın almak için göz
önünde bulundurulan markalar grubuna hangi markaların gireceğini belirleyerek, gerçek
satın alma nedenini oluĢturmaktadır. Algılanan kalite, satın alma kararını etkilediği için
pazarlama programının tüm bileĢenlerini daha etkili hale getirebilmektedir. Örneğin,
algılanan kalite yüksekse, reklamlar daha etkili olmaktadır (Aaker, 1991:91).
-FarklılaĢtırma/Konumlandırma: Markanın konumu ve bununla birlikte yarattığı
farklılık, algılanan kalite boyutuna göre belirlenmektedir. Markanın çok yüksek, yüksek
gibi ekonomik sınıflardan hangisinde olduğunu ve markanın yer aldığı sınıfın en iyisi
mi olduğu gibi konuları algılanan kalite belirlemektedir (Aaker, 1991:91).
121
-Yüksek Fiyat: Algılanan kalite avantajı, yüksek fiyatlandırma seçeneğini de sunar ve
bu sayede, iĢletmenin karı artar ve markaya tekrar yatırım yapmak için kaynak yaratır.
Yüksek fiyat sadece kaynak yaratmaz, aynı zamanda ürünün algılanan kalitesini de
yükseltir (Aaker, 1991:91).
-Kanal Üyelerinin Ġlgisi: Algılanan kalite, tüketicilerin yanı sıra, perakendeciler,
distribütörler ve diğer kanal üyelerine de anlam ifade etmektedir. Kanal üyeleri,
tüketicilerin ilgisini çekmek için, algılanan kalitesi yüksek olan ürünleri çekici bir
fiyattan satabilirler. ĠĢte bunun gibi nedenlerden dolayı, perakendeciler gibi kanal
üyeleri, tüketicilerin ilgi duydukları, hatta saygı duydukları ürünleri bulundurmak
isterler (Aaker, 1991:91).
-Marka GeniĢlemeleri: Algılanan kalitesi yüksek olan bir markanın, baĢarılı bir Ģekilde
geniĢlemesi yapılabilmektedir. Altı markanın incelendiği bir araĢtırmada, markanın
algılanan kalitesinin, markanın geniĢlemesinde önemli bir unsur olduğu ortaya çıkmıĢtır
(Aaker, 1991:91).
Tüketicilerin, marka kalitelerini nasıl algıladıklarının anlaĢılması, tüketicilerin
gruplandırılmasını ve bu sayede de tüketici marka tercihlerinin daha kolay tahmin
edilebilmesini
sağlamaktadır.
Aynı
zamanda,
markaların
kalitelerini
nasıl
algıladıklarının bilinmesi iĢletme yöneticilerinin en güçlü ve en zayıf kalite gruplarını
tanımlayabilmesine yardımcı olmaktadır. Algılanan kalite, reklam, tutundurma ve
dağıtım stratejileri gibi iĢletme açısından önemli stratejilerin daha etkin bir Ģekilde
yürütülmesine katkıda bulunur. Tüm bu özellikler, iĢletme yöneticilerine bir takım
yararlar sağlamaktadır (Morton, 1994:32).
Algılanan kalitenin yüksek olması, üründen beklenen iĢlevlerin gerçekleĢeceğine
dair belirsizlik riskini azaltacaktır. Belirsizliğin yüksek düzeylerde olması, kalitenin
rolünü azaltmakta ve aynı zamanda tüketicilerin karar verme sürecini güçleĢtirmektedir.
Diğer tüm etkenler aynı olmak üzere, daha yüksek kaliteye sahip olduğuna inanılan
marka, diğer markalara kıyasla daha baĢarılı olacaktır. Tüketicilerin marka kalitesine
122
iliĢkin algıları, satıĢları belirleyen en önemli faktörlerden birisi olmaktadır (TaĢkın ve
Akat, 2008:130).
Algılanan kalite, özellikle müĢterilerin detaylı analiz yapma konusunda istekli
olmadıkları durumda, satın alma kararını ve marka sadakatini doğrudan etkilemektedir.
Ayrıca, bu sayede markanın benzeri diğer markalara göre primli fiyatlandırılmasına,
böylece iĢletmenin toplam kar marjının artmasına da yol açabilmektedir. Dahası,
algılanan kalite marka geniĢletme konusunda da iĢletmenin elini kolaylaĢtırmakta hatta
marka geniĢletmenin temelini oluĢturabilmektedir (Aaker, 1991:18).
Algılanan kalite, müĢterilerin ürünün sahip olduğu fiziksel özelliklerinden çok
daha öte olup, yaĢantıya dair, soyut algılamaları da kapsar. Buna bağlı olarak, belli bir
marka yüksek kaliteli olarak algılanıyorsa, aynı markanın farklı bir ürün kategorisinde
pazara sunacağı ürünün baĢarı Ģansı, düĢük kaliteli olarak algılanan markaların marka
yaymasına kıyasla daha yüksek olacaktır (Burnaz ve Esgin, 2003:24).
2.2.3.3.Algılanan Kalitenin Boyutları
Tüketiciler belirli bir ürün ya da hizmeti, kendi ürün ya da hizmet sınıfının
özellikler kümesi içerisinde değerlendirmekte ve her özellik açısından farklı markaların
nerede yer aldığına iliĢkin algılar geliĢtirmektedirler. Bu algıların kaynağı, tüketicilerin
duygusal olarak markaya karĢı hissettikleri ve bu hisler sonucunda belirledikleri kalite
düzeyidir. Bu kalite düzeyi algılanan kalitedir.
“Marka bağlılığı ile olumlu yönde bir iliĢkiye dayanan ve marka denkliğinin
oluĢumunda önemli bir boyutu oluĢturan algılanan kalite, tüketicilerin, rakipleri göz
önüne alarak oluĢturdukları alternatif markalarla, mevcut markanın görece algı kalite
düzeyini belirlemesini ifade eder”(BaykaĢoğlu vd., 2007: 96).
Aaker algılanan kalitenin ürün kalitesi ve hizmet kalitesi olmak üzere iki boyutta
incelenmesi gerektiğini belirtmiĢtir. Ürün kalitesini; performans, özellikler, uygunluk,
123
güvenilirlik, dayanıklılık, elveriĢlilik ve estetik boyutları ile ele alırken, hizmet
kalitesini
ise;
beceriklilik,
duyarlılık
ve
empati
yönleriyle
ele
almaktadır
(Aaker,1991:91).
Ürün boyutunda yer alan performans, ürün ya da hizmette bulunan birincil
özelliktir. Örneğin, otomobilin hızı veya televizyonun görüntü netliği performans
boyutunda değerlendirilmektedir. Özellik kavramında, ürünün çekiciliğini sağlayan ana
özelliklerden bahsedilmekte, uygunlukta ise spesifikasyonlara, belgelere ve standartlara
uygunluk ele alınmaktadır. Güvenilirlikle kast edilen, ürünün kullanırken sunduğu
performans özelliklerinin sürekliliğidir. Dayanıklılık, ürünün kullanılabilir ömrünün
uzunluğunu, teknik ve ekonomik boyutu içermekte, elveriĢlilik, sorun ve Ģikâyetlerin
kolay çözülebilirliğini ifade etmektedir. Estetik ise, görünüĢ, koku, tat gibi özelliklerin
albenisi ve duyulara seslenebilme yeteneğidir (Ardıç ve Güler, 2000:3).
Hizmet bir tarafın diğerine sunduğu, temelde dokunulamayan ve herhangi bir
Ģeyin sahipliği ile sonuçlanmayan bir faaliyet ya da faydadır. Üretimi fiziksel bir ürüne
bağlı olabilir ya da olmayabilir (Kotler ve Armstrong, 2004:466). “Somut bir malın
kalitesi nesnel göstergeler ile ölçülebilirken, hizmet kalitesi sadece müĢterilerin algıları
yoluyla ölçülebilmektedir” (Gencer,2008:440).
Tüketiciler, beklenen kalite ile algılanan kalite arasındaki farklara göre satın
alma kararı verirler. Beklenen kalite, tüketicinin üründen beklediği yararlar ya da
özellikleri ifade eder. Bu noktada, gerçek kalite ile algılanan kalite arasındaki
farklılıkların belirlenmesi gerekir. Dolayısıyla algılanan kalitenin arttırılması için,
gerçek kalitenin, tüketicinin anlayabileceği gibi basit bir Ģekilde sunulması
gerekmektedir (Özgül vd., 2005: 265).
Algılanan kalite, tüketicilerin duygusal olarak algıladıkları bir kalite kavramı
olduğundan, bir takım özellikler çerçevesinde belirlenmektedir. Bu belirleyiciler, marka
ismi, fiyat, ülke menĢei ve perakendeci ünüdür.
124
2.2.3.4.Algılanan Kalitenin Belirleyicileri
Algılanan kalitenin belirleyici unsurlarından en önemlisi marka ismidir (Rao vd.,
1999:260). Çünkü marka ismi tüketicinin karĢısına çıkan markayı tanıtıcı ilk unsurdur
ve marka hakkındaki ilk izlenimin oluĢmasına sebep olmaktadır. Daha sonraki
belirleyici unsur ise fiyattır. Lüks tüketim malları üreten firmaların, bu ürünleri yüksek
fiyattan tüketiciye ulaĢtırması ile markanın algılanan kalitesi arasında doğrudan bir
iliĢkisi olduğunu söylemek mümkündür. Üreticiler de fiyatlandırmayı, algılanan kalite
ve fiyat arasındaki olumlu iliĢkiyi göz önünde bulundurarak yapmaktadırlar (Chen ve
Dubinsky,2003:332). Rolex takan bir tüketici bunu çok daha dakik olmak için yapmaz.
O, bir Rolex saat satın alabilecek durumda olduğunun baĢkaları tarafından görülmesini
istiyordur (Ries ve Ries, 2005: 62).
Ülke menĢei kavramı 1980‟lerden sonra uluslararası pazarlamada tüketicinin
satın alma kararında kritik öneme sahip olan kavramlardan biri haline gelmiĢtir.
Tüketicinin algılaması ve karar vermesi, ürünlerin hangi ülkede üretildiğine bağlı olarak
çeĢitlilik göstermektedir. Buna bağlı olarak algılanan kalite kavramı da kiĢilerin
sübjektif olarak karar verme yetisi doğrultusunda ortaya çıkmıĢtır. Bu kavramın bilimsel
yöntemlerle açıklanması her zaman mümkün olmamaktadır. Fakat tüketicinin satın alma
davranıĢını etkilediği yadsınamaz bir gerçektir (Chueh ve Kao, 2004: 70). Ürünlerin
üretildiği ülke ürünlerin kaliteli ya da kalitesiz algılanmasına sebep olmaktadır. Örneğin
Çin malı dendiğinde ürünün kalitesiz olduğu izlenimine kapılan tüketiciler
çoğunluktadır. Bir baĢka örnek vermek gerekirse, Ġsviçre malı saatler kaliteli olarak
algılanmaktadır. Elbette bu algılamada o ülkenin önceden ürettiği ürünlerin kalitesi de
etkili olmaktadır. Bunun yanı sıra, yerel ya da global, perakendeci ismi ne kadar
ünlüyse, markanın algılanan kalitesi de o kadar yüksek olmaktadır (Agarwal ve Teas,
2001:3).
Tüketicilerin marka hakkındaki genel hisleri olan algılanan kalite, soyuttur ve
güvenilirlik, performans gibi markaya eklenen ürün özelliklerini temel almaktadır.
Algılanan kalite kavramından bahsettikten sonra, markalarla ilgili olarak çok sayıda
bilgiyi özetleyerek tüketicilerin markalarla ilgili bilgileri hafızalarına yerleĢtirme,
125
bilgiyi yorumlama ve bilgiye ihtiyaç duyduğunda hatırlamalarına yardımcı olan marka
çağrıĢımları kavramından bahsedilecektir.
2.2.4.Marka ÇağrıĢımları
Marka hakkında tüketicilerin kafasında oluĢan her türlü bilgi marka çağrıĢımı
olarak nitelendirilmektedir. Marka çağrıĢımları, zihinde tüketiciler için markanın
anlamını içeren bilgilendirici ağlar olarak tanımlanabilir. Marka çağrıĢımları
iĢletmecilerden ziyade müĢteri tarafından kullanılırlar. Marka çağrıĢımının müĢteride
oluĢturacağı değer, müĢterinin değer algılarına bağlıdır.
Bir markanın değeri tüketicilerin o marka ile ilgili tecrübeleri ve marka hakkında
öğrendikleri Ģeylerde yatar. Sonuç olarak tüketicilerin zihninde meydana gelen marka
çağrıĢımları marka imajını oluĢturur ve tüketicilerin davranıĢlarını etkiler. Bu yüzden
marka çağrıĢımları müĢteri temelli marka denkliğinde önemli yapıtaĢlarıdır. Aynı
zamanda marka çağrıĢımlarının pek çok pazarlama aktivitesi üzerinde etkisi vardır.
Bir markanın, tüketicilerin gözünde sahip olduğu olumlu bir unsur, o markaya
olumlu özellik veya duygular katabilir. Yani, bir markanın sahip olduğu ve kendisini
diğerlerinden biraz da olsa öne çıkaran çağrıĢımlar, ona sahip olan kiĢiyi
farklılaĢtırmaktadır.
2.2.4.1.Marka ÇağrıĢımı Kavramı
“Marka geliĢtirmede en zor ve en önemli konu olan marka çağrıĢımları,
markayla iliĢkilendirilen ve tüketici açısından markanın anlamını ifade eden bilgilerdir.
Diğer bir deyiĢle, marka çağrıĢımı marka hakkında hafızalarda oluĢan her Ģeydir” (Tek
vd.,2005:309). Zihinde markayla bağlantılı olarak oluĢan her Ģey olarak tanımlanan
çağrıĢımlar, markanın kalbi ve ruhudur (Aaker,1991:111).
126
Marka çağrıĢımlarının eĢsiz, güçlü ve üstün olması marka denkliği oluĢumuna
etki eden en önemli faktördür. ÇağrıĢımlar ürün / hizmete sevimli, prestijli, macera
sever, dinamik vb. gibi soyut ya da dayanıklı, kaliteli, performansı yüksek vb. gibi
fiziksel özellikler yoluyla eklenerek markanın pazar içindeki konumunu belirlemede,
markanın satın alma nedenini desteklemede ve sahip olduğu olumlu çağrıĢımlardan
yararlanarak marka adının farklı ürün / hizmet gruplarında kullanılması yoluyla yapılan
marka geniĢleme faaliyetlerinde kullanılabilir (Tek vd., 2005:309).
Marka denkliği yaratmada en etkili unsurlardan biri kabul edilen marka
çağrıĢımları; bir görüntü, bir nesne, bir ses ya da bir renk gibi dıĢarıdan gelen etkenlerin
tüketicinin zihninde bir markayı anımsatmasıdır. Yani, hâlihazırda tüketicinin zihninde
var olan bir markayı ona hatırlatan her Ģeydir. Bir marka adı için değer taĢıyan ve
tüketiciler için markaya bir anlam katan ana öğe, markanın yapısında bulunan bir dizi
çağrıĢımlardır. Marka çağrıĢımları markanın kalbi ve ruhudur. ÇağrıĢımlar tüketicilerin
satın alma kararlarında ve marka sadakatinin oluĢturulmasında büyük bir öneme
sahiptirler (Aaker, 1991:110).
Marka çağrıĢımları, tüketiciler tarafından, ürünün somut ve fiziksel özellikleri ile
birlikte markanın sunum ya da iletiĢim uygulamalarından doğmaktadır. Marka
çağrıĢımları, içerik yönünden zengin olmasının yanında, doğrudan ve dolaylı olarak
ürünle ilgili nitelik ve yararları da içermektedir (Kirmani ve Wright, 1989: 344).
Olumlu bir marka imajı, hafızadaki markayı güçlü, uygun ve özgün
çağrıĢımlarla iliĢkilendiren pazarlama programları aracılığıyla yaratılır (Keller,
2003:70). ÇağrıĢımlar markaya bağlanmada güç açısından farklılık gösterecektir. Güç,
hem verilen bilginin iĢlenme miktarına hem de iĢlenmenin doğasına veya kalitesine
bağlıdır. KiĢi ürün bilgisi hakkında daha çok düĢünüp bunu mevcut marka bilgisine
bağladığında marka çağrıĢımlarının etkileri kuvvetlenecektir. Bunu kolaylaĢtıracak iki
önemli faktör, verilen bilginin kiĢiye uygun olması ve zaman içinde tutarlı olarak
sürdürülmesidir.
127
En basit Ģekli ile uygun çağrıĢımlar, genel olarak marka hakkında olumlu
hükümler oluĢturacak Ģekilde, markanın, onun ihtiyaçlarını ve isteklerini karĢılayacak
uygun özellikler ve faydalar sunduğu konusunda, tüketicinin ikna edilmesi ile yaratılır.
Marka çağrıĢımları diğer rakip markalarla paylaĢılabilir veya paylaĢılmaz. Marka
konumlandırmanın temeli markanın güçlendirilebilir bir rekabetçi avantajı olması veya
tüketicileri belirli bir markayı almaya zorlayacak “özgün bir satıĢ vaadinin”
bulunmasıdır. Bu farklılıklar rakiplerle direkt kıyaslamalar yapılarak açıkça ortaya
konabilir ya da rekabetçi olmadan üstü örtülü olarak dikkat çekilebilir. Bu farklılıklar
ürünle alakalı veya alakasız özellikler veya faydalar olabilir. Birçok ürün grubunda
tüketici türü veya kullanım durumu gibi ürün ile alakalı olmayan özellikler daha
kolaylıkla özgün çağrıĢımlar yaratabilmektedir. (Marlboro sigaralarının vahĢi batı imajı
gibi)
Marka farkındalığı, güçlü çağrıĢımlarla marka imajını biçimlendirmektedir.
Aaker (1991:109) marka çağrıĢımlarını “ hafızada marka ile bağdaĢtırılan herhangi bir
Ģey” , marka imajını da “ marka çağrıĢımlarının anlamlı bir Ģekilde bir araya gelmesi”
olarak tanımlamıĢtır. Marka çağrıĢımları oldukça karıĢık bir Ģekilde birbirlerine
bağlıdırlar ve marka bilgisinin sağlam bir bilgi ağını oluĢturan çeĢitli fikirleri,
bölümleri, örnekleri ve gerçekleri içerirler. Deneyimler ve iletiĢim çabaları arttıkça
çağrıĢımlar da güçlenmektedir. Yüksek marka farkındalığı sonucu ortaya çıkan marka
çağrıĢımları marka denkliğine pozitif olarak bağlıdır. Çünkü marka çağrıĢımları,
kalitenin ve marka ile olan bağlantının göstergesi olabilir ve satın alma aĢamasında
tüketiciye yardımcı olarak marka için olumlu bir davranıĢ yaratır.
ÇağrıĢımlar markaların rakiplerinden farklılaĢmasını sağlamaktadır. Tüketiciler
çoğu kez bir markayı kullanan kiĢilerin tümünü betimleyen bir resme sahiptir. Bu resim
farklılaĢan değerleri oluĢturmaktadır. Bu farklılaĢan değerler, duygusal ve doğrudan
(seçkin, modern, bildik, klas marka gibi), duygusal ve yansıtmalı (kaliteye önem
verenler için, stili olanlar için, para harcamaktan çekinmeyenler için, baĢarılı kiĢiler
için, trend yaratanlar için gibi), rasyonel ve doğrudan (paranın karĢılığı, her yerde
128
görülebilen, her yerde bulunabilen gibi) ve rasyonel ve yansıtmalı (sağlığın önemli
olduğunu düĢünenler için gibi) olmak üzere tüketici gözüyle dört kümede toplanabilir
(Franzen, 2002:105).
Marka çağrıĢımı hafızalarda marka ile iliĢkilendirilen ve tüketici açısından
markanın bir anlamını ifade eden diğer bilgilerdir. ÇağrıĢımlar marka bağlılığı ve satın
alma kararları için temel rol oynamaktadırlar (Keller, 1993:4). Pazarlamacılar marka
çağrıĢımını farklılaĢma, konumlandırma ve marka geniĢletmek için olduğu kadar
markaya karĢı olumlu tutum ve hisler geliĢtirmek için ayrıca markayı satın almanın ve
kullanmanın yararlarını gösterebilmek için kullanmaktadırlar (Low ve Charles,
2000:351).
ÇağrıĢımlar, markanın rakiplerinden farklılaĢmasında da önemlidir. Marka
çağrıĢımları, bir markanın rakiplerinden ayrılmasında önemli rol oynar. Birçok marka
çağrıĢımı markanın kullanılması ya da tercih edilmesinde etkilidir. Olumlu duygular
yaratarak, bu duyguların markaya taĢınmasına yardımcı olmaktadır. Örneğin tanınmıĢ
film yıldızı ya da Ģarkıcı ile marka arasında tüketicilerce kurulabilecek bir iliĢki, böyle
olumlu bir çağrıĢım yaratabilir (Aaker, 1991:111).
En iyi bilinen marka adlarının mutlaka çağrıĢımları vardır. ÇağrıĢımlar
konusunda, hangi çağrıĢımların olumlu, hangilerinin olumsuz olduğu, çağrıĢımların
gücü ve yalnızca iĢletmeye özgü olan çağrıĢımların var olup olmadığı gibi sorular
markanın baĢarısı açısından sorulması ve cevaplanması gereken sorulardır (Berzek,
2000:35).
Çoğu insan için Mercedes araba markası prestiji çağrıĢtırmaktadır. Pahalı,
Alman, güvenilir ve iyi tasarlanmıĢ gibi sözcükler de markanın çağrıĢımları arasında
olmasına karĢılık Mercedes için asıl farklılaĢmayı sağlayan prestij sözcüğüdür. Bununla
birlikte bir diğer araba markası olan Volvo ise güvenliği çağrıĢtırmaktadır. Dolayısıyla
tüketicinin zihninde baĢka kimsenin sahip olmadığı bir kelimeye sahip olmak marka
çağrıĢımları açısından büyük önem taĢımaktadır (Ries ve Ries, 2005:41).
129
ÇağrıĢım kararları sadece kısa vadeli baĢarı için gerekli olmayıp, rekabet
üstünlüğünü destekleyici sürekliliğe ve ikna ediciliğe de sahip olmalıdır. Bu kararlarda
göz önünde bulundurulması gereken üç unsur bulunmaktadır. Bu unsurlar aĢağıdaki
Ģekilde ifade edilebilir (Aaker, 1991, s.157-160):
- KiĢisel analiz: Marka özellikleri ve marka algılarıyla tutarlı olmayı hedeflemektir.
Olmadığın bir Ģey olmaya ya da olduğundan farklı görünmeye çalıĢmamak asıl önemli
olandır. Markanın vaat ettiğini sunması ve bu yönde imaj yaratması stratejik öneme
sahiptir. Marka algılarının bilinmesi ise, mevcut çağrıĢımların neler olduğunun ve
güçlülük derecelerinin bilinmesi için bir gerekliliktir.
- Rakiplerin çağrıĢımları: Rakiplerden farklı olmayı hedefler. Eğer markanın farklı bir
yanı yoksa müĢterinin o markayı seçmek için, hatta fark etmek için de bir nedeni
olamaz. Yeni ürün sunumları üzerine yapılan çalıĢmalar göstermiĢtir ki, yeni ürün
baĢarısının ve ürün farkındalığı kazanmanın tek ve en iyi göstergesi farklı bir noktaya
sahip olmaktır. Ürün özelliklerinin müĢteri için vazgeçilmez öneme sahip olduğu
durumlarda ise, rakiplerle aynı olsa bile, bu özelliklerin vurgulanması kaçınılmazdır.
Böyle bir durumda ise, farklı bir nokta, farklı çağrıĢımlar setiyle yakalanabilir.
Markanın hakim marka olması koĢulunda ise, firma için farklılık çabaları daha az
öneme sahip olur; rakipler farkındalık yaratma çabalarını arttırırlar.
- Hedef pazar: Bir markanın, sadece farklı olması farkındalık yaratmak için yardımcı
olabilir ama tüketiciye satın alma nedeni sunan veya ürüne değer katan çağrıĢımlar,
markaya daha güçlü bir konum sağlarlar. Odak gruplar, bire bir görüĢmeler ve pazar
testleri bu amaca ulaĢmayı sağlarlar.
2.2.4.2.Marka ÇağrıĢımlarının Faydaları
ÇağrıĢımlar, bilgi iĢleme süreçlerinde özellikle markaya iliĢkin bilgileri
tüketicilere hatırlatmaya yardımcı olmaktadır. ÇağrıĢımlar, bu özelliği ile tüketiciler için
130
zor iĢlenecek bilgileri, güç ve pahalı bir iletiĢimle anlatabilecek markaya iliĢkin
özellikleri özetleyebilmektedir. ÇağrıĢımlar, markanın rakiplerinden farklılaĢmasında da
önemli bir temel sağlar. Marka çağrıĢımları, bir markanın rakiplerinden ayrılmasında
önemli bir rol oynamaktadır. Birçok markanın çağrıĢımı, markanın kullanılması ya da
tercih edilmesini sağlayan belirli nitelikleri ya da yararı (satın alma nedeni) içerir.
Marka çağrıĢımları olumlu duyguları uyararak, bu duyguların markaya taĢınmasına
yardımcı olmaktadır (Uztuğ,2003:32).
Marka çağrıĢımlarının pek çok faydası bulunmakla birlikte temel faydaları;
bilgilere eriĢilmesinde ve iĢlenmesinde yardım, farklılaĢtırma, satın alma sebebi, olumlu
tutum yaratma ve marka geniĢlemesi için temel oluĢturmaktır.
ġekil 12: Marka ÇağrıĢımlarının Değeri
Kaynak: David Aaker, Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand Name, The Free
Press, New York, 1991, s.111
-Bilgilere eriĢilmesinde ve iĢlenmesinde yardım: Özellikle sahip olunan logolar ya da
renkler, markanın hatırlanmasında önemli bir güçtür. ÇağrıĢımlar, bir dizi özelliği ve
gerçeği özetleyerek hizmet etmektedir. Aksi halde, söz konusu bilgilere ulaĢmak
tüketiciler tarafından güç, iĢletmeler açısından pahalı olacaktır.
-FarklılaĢma/konumlandırma: ÇağrıĢımlar mevcut markayı, diğer markalardan
farklılaĢtırır ve pazarda farklı bir yere konumlandırır. ġarap, parfüm, giysi gibi bazı
131
ürün kategorilerinde, birçok tüketici çeĢitli markaları birbirinden ayırt edememektedir.
Markanın yarattığı çağrıĢımlar bir markayı diğerinden ayırmada önemli rol
oynamaktadır. ĠĢletmeler markalarına yönelik farklılaĢtırıcı bir çağrıĢım yaratmayı
baĢarabilirlerse temel bir rekabetçi avantaj kazanmıĢ olacaklardır.
-Satın alma sebebi: Birçok marka çağrıĢımı, markanın kullanılması ya da tercih
edilmesini sağlayan belirli nitelikleri veya yararı (satın alma nedeni) içermektedir. Bu
yönüyle marka çağrıĢımları, satın alma kararını etkilemektedir. Ürün özelliklerini veya
müĢteri faydasını içeren birçok marka çağrıĢımı, markanın satın alınması için belirli
sebepler sağlamaktadır.
-Olumlu tutum ve duygu yaratma: Marka çağrıĢımları, tüketici zihninde olumlu
duyguları uyararak, bu duyguların markaya taĢınmasına yardımcı olmaktadır. Herkes
tarafından olumlu değerlendirilecek simgeler, bireylerde her zaman çeĢitli olumlu
çağrıĢımlara yol açmaktadır. Örneğin; tanınmıĢ ve sevilen bir sarkıcı ile marka
arasındaki iliĢki böyle bir çağrıĢıma neden olabilmektedir.
- GeniĢleme için temel oluĢturma: ÇağrıĢımlar, markanın hem yeni pazarlara
açılmasına olumlu katkı sağlar hem de markanın farklı pazarlama ve üretim alanlarına
girerek o alanlarda da faaliyet göstermesine ve baĢarılı olmasına yardımcı olur. Bir
çağrıĢım, marka adı ve yeni ürün arasında uyum duygusu yaratarak, geniĢleme için
temel oluĢturabilmektedir.
Yaratılan marka çağrıĢımlarının değeri; markanın, tüketicilerin zihinlerinde
bıraktığı iz ile kurulan bağlantının gücü seklinde tanımlanabilir. Güçlü, beğenilir ve
eĢsiz marka çağrıĢımlarının varlığı markaya rakiplerinin karĢısında üstünlük kazandırır.
ÇağrıĢımların beğenilirliği, markanın tüketici isteklerini karĢılaması sonucu marka
hakkında genel anlamda olumlu bir yaklaĢımın oluĢmasını ifade etmektedir. ÇağrıĢım
güçlülüğü bilginin tüketici hafızasına nasıl girdiği ve marka imajının bir unsur olarak
burada nasıl tutulduğuna bağlıdır. Bu bilgileri iĢleme derecesi arttıkça daha fazla bilgi
anlamlı hale gelir ve hafızada yaratılan çağrıĢımın gücü artar. ÇağrıĢımların eĢsizliği
132
ise, aynı çağrıĢımların rakip markalar tarafından da paylaĢılıp paylaĢılmadığıyla ilgilidir
(Keller, 1993:5).
ÇağrıĢımlar, markanın rakiplerinden farklılaĢmasında önemli bir etkendir.
Birçok marka çağrıĢımı, markanın kullanılması ya da tercih edilmesini sağlayan belirli
nitelikleri ya da yararları (satın alma nedeni) içerir. Bu boyutuyla marka çağrıĢımları,
satın alma kararını etkilemektedir (Knox ve Walker, 2003:273).
2.2.4.3.Marka ÇağrıĢımı Türleri
Marka çağrıĢımları, markanın tüketici zihninde sürekli yer edebilmesi açısından
önemli bir olgudur. ÇağrıĢım olmadan ne marka ne de sunulan ürün hatırlanacağından,
markaların bu çağrıĢımları hem görsel hem de sözel açıdan tüketicilere sık sık
hatırlatmaları gerekmektedir. Ancak, asıl olan bu çağrıĢımların tüketici tarafından
benimsenmesinin sağlanmasıdır.
Güçlü bir marka çağrıĢımı, iletiĢim faaliyetlerinde markanın konumlandırılması
gibi önemli bir rol oynayabilir. Bir pazarlama programının baĢarısı olumlu marka
çağrıĢımları yaratılmasına bağlıdır. ÇağrıĢımların gücü, bilginin tüketici belleğine nasıl
girdiği ve bunun nasıl marka imajının bir parçası olarak kaldığı ile yakından iliĢkilidir
(Low ve Charles, 2000:350).
Aaker, marka çağrıĢımlarını on bir baĢlık altında toplamıĢtır. Bunlar, ürün
özellikleri, soyut varlıklar, tüketici faydaları, göreceli fiyat, kullanım/uygulama,
kullanıcı/müĢteri, ünlü kiĢiler, yaĢam stili/kiĢilik, ürün sınıfları, rakipler ve ülke/coğrafi
alandır. Bu çağrıĢımlar ġekil 13‟teki gibi gösterilebilir:
133
ġekil 13: Marka ÇağrıĢımları
Kaynak: David Aaker, Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand Name, The Free
Press, New York, 1991, s.115
-Ürün Özellikleri: En çok kullanılan konumlandırma stratejisi bir nesneyi bir ürünün
özelliğiyle bağdaĢtırmaktır. Ürün özelliği ya da yararı anlamlı olduğunda böyle bir
çağrıĢım geliĢtirmek etkindir. ÇağrıĢım satın alma veya satın almama sebebine
dönüĢebilmektedir. ÇağrıĢımın olumlu olması tüketicileri satın almaya yöneltirken
olumsuz çağrıĢımlarda satın alma gerçekleĢmeyecektir.
-Soyut Varlıklar: Soyut bir faktör, algılanan kalite, teknolojik liderlik, hissedilen değer
ya da sağlıklı yiyecek gibi daha objektif özellikleri özetlemeye yarayan genel bir
özelliktir.
-Tüketici Faydaları: Aynı ürün grubundaki ürünlerin müĢterilere sunduğu fayda birçok
açıdan benzerlik göstereceği için psikolojik fayda ile rasyonel faydayı birbirinden
ayırmak yararlı olacaktır. Rasyonel fayda, ürün niteliği ile ilgili olup, satın alma
134
sürecinin bir parçasıyken, psikolojik fayda davranıĢ süreciyle ilgili olup genellikle
marka satın alınıp, kullanıldığında oluĢmaktadır (Aaker, 1991:119).
-Göreceli Fiyat: Pazarlama karması öğelerinden biri olan fiyat, önemli çağrıĢımlardan
biridir. Markanın algılanması ve fiyat arasında doğrudan bir iliĢki söz konusudur.
Örneğin; tüketiciler, bazı ürün kategorilerinde yüksek düzeyde ürün yada hizmeti
yüksek fiyatla iliĢkilendirdikleri gibi, prestij ve toplumsal statü gibi sembolik yararları
da çıkarır. Hedef pazar seçimi ile birlikte fiyat, tek baĢına konumlandırmaya temel
olabilir Marka, genellikle fiyat kategorisi içerisinden yalnızca birine odaklanır. Bir
markayı daha yüksek seviyeye yükselterek daha yüksek göreceli fiyattaki markalara
karĢı konumlandırma yapmak zorken, bir markayı düĢük fiyata taĢımak kolay olacaktır;
fakat fiyat düĢüĢü mevcut marka çağrıĢımına zarar verebilecektir.
-Kullanım/Uygulama: Bir baĢka yaklaĢım ise marka ile ürün kullanımı arasındaki
çağrıĢım ve iliĢkilendirmedir. Kullanım imajı ya da kullanım fırsatları, marka
konumlandırma için temel oluĢturabilir. Campbell‟s çorbası yıllarca kendini öğle
yemeği ürünü olarak tanıtmıĢ ve öğle radyosunu yoğun bir Ģekilde kullanmıĢtır. Son
zamanlarda ise markasını tam gün yemek olarak yeniden konumlandırmıĢtır (Aaker,
1991:145). Kullanım ve uygulama durumuna baĢka bir örnek vermek gerekirse, kahve
sektöründe yapılan bir araĢtırma kullanılabilir. Bu araĢtırmada; “güne baĢlarken, sadece
yemek arasında, diğer koĢullarla birlikte yemek arasında, öğle yemeğinde, akĢam
yemeğinde, akĢam yemeğinde misafirlerle birlikte, akĢam, uyanık kalabilmek için, hafta
sonları” olmak üzere kahve kullanımı için dokuz tane alternatif belirlenmiĢtir
(Robertson, 1989:61-71).
-Kullanıcı/MüĢteri: Bir baĢka çağrıĢım türü de bir markayla belli bir kullanıcı ya da
tüketici arasında bağlantı kurmaktır. Markayı o markanın hedef kitlesiyle tanıtmak çoğu
kez o kitleyi cezbetmenin iyi bir metodudur. Pazarı bölümlere ayırıp, konumlandırma
yapıldığında etkin bir konumlandırma söz konusu olacaktır.
135
-Ünlü KiĢiler: Markaya iliĢkin ikincil çağrıĢımlarda iletiĢim (promotion) temel bir
kaynaktır. Reklam ve halkla iliĢkiler gibi faaliyetlerin özellikleri, kalitesi, marka
algılamasını etkiler. Örneğin; bazı reklamlarda, izleyenlerin özdeĢleĢebileceği kiĢinin
çekiciliği, güvenirliği, uzmanlığının markaya yönelik olumlu bir özellik yüklemesi
amaçlanır. Tanıklık ve ünlü sunuculu reklam anlatım biçimleri açısından markanın
kimliğine uygunluk çok önemlidir. Bu anlamda reklamda ünlü kullanımı güçlü bir
çağrıĢımdır. Bir markayla ünlü bir kiĢiyi iliĢkilendirmek bu çağrıĢımları markaya
aktarabilir. Teknoloji, uzmanlık, bir ürünü üretme ve dizayn etme becerisi bir marka
için önemlidir. Örnek olarak bir tenis raketi için pazarlama stratejisinin önemli bir
unsuru, lider turnuva oyuncularından onay almaktır. Özellikle yeni bir raket pazara
sunulacağında ünlü bir oyuncu ismi kritik önem taĢıyacaktır.
-YaĢam Stili/KiĢilik: Eğer arabanız birden bir insana dönüĢseydi, ne tarz bir insan
olmasını isterdiniz? Her zaman yanınızda mı olsun? Yoksa birlikte yaĢaması zor bir
birey mi? Her insan bir kiĢiliğe ve hayat tarzına sahiptir. Markaların da birer kiĢilikleri
vardır. Bir markaya tüketiciler tarafından benzer bir kiĢilik ve de hayat tarzı özellikleri
aĢılanabilir. Her insan ayrı bir kiĢiliğe ve yaĢam tarzına sahiptir. Bu aynı zamanda
zengin, karmaĢık, canlı ve farklı yaĢam biçimidir. Bir marka da müĢteriler tarafından
pek çok benzer kiĢiliğe ve hayat biçimine sahip olarak görülmektedir.
-Ürün Sınıfları: Kullanım imajı ya da fırsatı ile birlikte düĢünülecek bir diğer çağrıĢım,
ürün sınıfı çağrıĢımlarını içermektedir. Bazı markaların ürün sınıfı çağrıĢımlarını
içerecek kritik konumlandırma kararı almaları gerekir. Örneğin; bazı margarinler
kendilerini tereyağına ya da zeytinyağına göre konumlandırır.
-Rakipler: Birçok konumlandırma stratejisinde ana unsur bir ya da birden çok rakibe
göre konumlandırmadır. Ġki sebepten dolayı rakibe göre konumlandırmayı düĢünmek
yararlıdır. Birincisi, rakip iĢletme yıllarca geliĢtirerek elde ettiği bir imaja sahip
olabilmektedir. Diğeri ise, bazen müĢterilerin sizin ne kadar iyi olduğunuzu bilmesi
önemli değildir. Önemli olan rakiplerden iyi olduğunuzu ve ne kadar iyi olduğunuzu
136
bilmektir. Fiyat ve kalite gibi ürün özelliklerine göre konumlandırma yaratmak için
rakiplere göre konumlandırma uygun bir yol olabilecektir.
-Ülke/Coğrafi Alan: Bir ülke ürünleriyle, araçlarıyla, yeterlilikleriyle güçlü bir simge
olabilmektedir. Bundan dolayıdır ki Almanya; bira ve otomobil, Fransa; moda ve
parfüm, Ġtalya; ayakkabı ve deri ürünlerle iliĢkilenmiĢtir. Bir ülkeyle bir markayı
iliĢkilendirilerek çağrıĢımlar kullanılabilmektedir.
Keller ise marka çağrıĢımını üç ana kategori altında toplamaktadır. Bu
kategoriler; özellikler, yararlar ve tutumlardır. Bu kategoriler aĢağıdaki Ģekilde
gösterilmektedir:
ġekil 14: Marka ÇağrıĢım Türleri
Kaynak: Kevin Lane Keller, Conceptualizing, measuring, managing customer-based brand equity,
Journal of Marketing, 1993, s.5
Özellikler ürün ile ilgili özellikler ve ürün ile ilgili olmayan özellikler olarak
ikiye ayrılmaktadır. Ürünle ilgili özellikler, tüketicilerin üründen bekledikleri iĢlevi
yerine getirebilmeleri için gerekli parçalardır. Ürünün fiziksel özelliklerine bağlıdırlar
ve ürün kategorisiyle birlikte değiĢmektedirler.
137
Ürünle ilgisi olmayan özellikler, ürünün ya da hizmetin satın alınması veya
tüketilmesi ile ilgili dıĢsal unsurlar olarak tanımlanmaktadır. Ürünün iĢleviyle olan
ilgileri çok azdır ancak, daha fazla çağrıĢım yaratılmasında önemli ipuçları
sağlayabilirler. Genellikle ürünün iĢlevini etkilememelerine rağmen tüketicinin zihninde
ürün hakkında bir imaj oluĢtururlar (Keller, 1993:4).
Fiyat ve Paketleme: Bir ürünün ya da hizmetin fiyatı, ürünle ilgisi olmayan bir
özellik olarak düĢünülmektedir. Çünkü fiyat satın alma sürecinde oldukça
önemli bir adımı temsil etmektedir; ancak tipik olarak ürün performansı ile ya da
hizmetin iĢlevi ile doğrudan iliĢkili değildir. Fiyat, genellikle önemli bir özellik
çağrıĢımıdır; çünkü tüketiciler, sıklıkla bir markanın değeri ve fiyatı hakkında
güçlü inanıĢlara sahiptirler ve pek çok markayı da fiyat özelliklerine göre
zihinlerinde düzenleyebilmektedirler. Benzer bir Ģekilde, paket de satın alma
sürecinin bir parçası olarak görülmektedir. Ancak, pek çok örnekte ürün
performansı için gerekli içeriklerle doğrudan iliĢkili değildir. Kullanıcı ve
kullanım tipi özellikleri, tüketicinin kendi deneyimlerinden yola çıkılarak ya da
çeĢitli
bilgi
kaynakları
(örneğin
ağızdan
ağza)
aracılığıyla
yapılandırılabilmektedir (Keller, 1993:5).
Kullanım ve Kullanıcı Ġmajı: Kullanım ve kullanıcı imajı özellikleri tüketicinin
kendi tecrübeleri ile Ģekillenmektedir.
Hisler ve
Tecrübeler:
Duygular
ürünlere
anlam
katmaya
ve
ürün
kullanımındaki tatmini artırmaya yardım ederler. Ayrıca ürün algısının artmasını
sağlar.
KiĢilik: Markalar insanlar gibi kiĢilik özellikleri kazanırlar. Marka kiĢiliği,
insanlara markanın ne olduğu ya da ne yaptığını göstermekten daha çok, onların
marka hakkında neler hissettiğini göstermektedir.
138
Yararlar tüketicinin ürün ya da hizmet özellikleriyle iliĢkilendirdiği kiĢisel
değerlerdir. Ürün ya da hizmet tüketici için ne anlama gelmektedir sorusuna verilen
cevaptır. Yarar; fonksiyonel, kullanımla ilgili ve sembolik olmak üzere üç sınıf içinde
ele alınmaktadır. (Keller, 1993:4)
Fonksiyonel yararlar, tüketici arzularının tatmin edilmesi ve problemlerin
giderilmesini içeren fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları ile iliĢkilidir. Ürün ya da hizmet
tüketiminin sağladığı doğal avantajlar olup, genellikle ürünle ilgili özelliklere karĢılık
gelmektedir. Bu faydalar, psikolojik ve güvenlik ihtiyaçları gibi temel ihtiyaçlarla
bağlantılıdır
ve
problemi
ortadan
kaldırmayı,
problemden
uzak
durmayı
sağlamaktadırlar (Keller, 1993:4).
Kullanım yararları, ürün ve hizmetlerin kullanımının nasıl bir his olduğu ile
alakalıdır. Bu faydalar, duyumsal zevk, memnuniyet ve farklılık gibi deneyimsel
ihtiyaçları tatmin etmektedir. Sembolik yararlar, ürün ve hizmet tüketiminin dıĢsal
avantajıdır ve ürünle ilgili olmayan özelliklerle ilgilidir. Sembolik yararlar sosyal kabul
ve kiĢisel ifade ile ilgilidir. Bu yüzden, tüketiciler bir markanın prestijine, çarpıcılığına
ya da kendi fikirleriyle olan iliĢkilerine göre değer biçebilirler (Keller, 1993:4).
Tutum, bir kiĢi, nesne ya da konu hakkında genel anlamda sahip olunan, uzun
süreli olan, davranıĢları kontrol eden pozitif ya da negatif duyguları ifade etmektedir
(Funk vd., 2000:128). Marka çağrıĢımlarının en soyut ve en yüksek seviye çeĢidi
tutumlardır. Marka tutumu, tüketicinin markayı genel olarak değerlendirmesine göre
tanımlanmaktadır (Keller, 2003:101).
2.2.5. Diğer Marka Varlıkları
Patent, ticari marka, telif hakkı, lisans, kanal iliĢkileri, çalıĢanlar, müĢteri
listeleri gibi faktörler Aaker‟ın modelinde yer alan marka denkliği belirleyicilerinin
sonuncusunu oluĢturmaktadır.
Diğer marka varlıkları, benzer isim, sembol ya da
ambalaj nedeniyle tüketici zihnini karıĢtıran rekabetçi eylemleri engellemede ve
139
sınırlamada oldukça etkin bir role sahiptir (Aaker,1991:86). Aaker‟ın marka denkliği
bileĢenlerinden beĢincisi olan diğer marka varlıkları, müĢterilerle direkt iliĢkisi olmadığı
için, genellikle marka denkliği ölçme çalıĢmalarının dıĢında bırakılmaktadır (Buil,
2008:385).
Diğer marka varlıklarından en çok kullanılanlar; patent, ticari marka, telif hakkı,
lisans, kanal iliĢkisi, çalıĢanlar ve müĢteri listeleridir (Elitok, 2003: 119-120). Patent,
yeni bir ürün veya buluĢun baĢkaları tarafından ticari amaçlar için kullanımını
engellemek için oluĢturulan bir korumadır. Yeni, tekniğin bilinen durumunu aĢan ve
sanayiye uygulanabilir olan buluĢlar patent verilerek korunmaktadır.
Ticari marka, marka isminin korunmasını sağlar. Aynı ismin baĢkaları tarafından
kullanımını engeller. Bu aynı zamanda ürünün uluslararası tescilidir. Telif hakkı, bir
markanın özgün ürünlerinin korunmasını amaçlayan bir yaklaĢımdır. Markanın tüm
değer sağlayıcı isim, sembol, ürün gibi kıymetlerinin taklit ve istek dıĢı kullanımını
önlemek, bir anlamda da haksız rekabeti engellemek amaçlanmaktadır.
Lisans, bir markaya ait ürün ya da hizmetlerin izne bağlı sınırlı kullanım hakkını
oluĢturmaktadır. Bir iĢ alanında ticari anlaĢmalar çerçevesinde Ģartlı olarak kullanma
hakkı elde etmektir. Kanal, bir ürünün pazara sunumunu tanımlamaktadır. Kanal
bağlantıları ve gücü marka geliĢimine olumlu katkıda bulunur. Yaratılan doğru kanallar
gerek satıĢ gerekse marka denkliği açısından büyük önem taĢımaktadır.
ĠĢletme
içerisinde
çalıĢanlar
da
marka
denkliğinin
oluĢmasında
ve
aktarılmasında büyük önem taĢımaktadır. Bunun yanı sıra, müĢterilerin sistematik
olarak tanımlanması ve izlenmesi onlara değer verme açısından önemlidir.
Marka denkliği kavramı ve marka denkliği unsurlarından bahsettikten sonra,
lüks marka, tüketici davranıĢı kavramlarından ve birbirleri ile olan iliĢkilerinden
bahsedilecektir.
140
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
LÜKS KOZMETĠK MARKA KAVRAMI VE
TÜKETĠCĠ DAVRANIġI ĠLĠġKĠSĠ
3.1.LÜKS MARKA KAVRAMI
Her geçen gün artan tüketici istekleri karĢısında ürün ve hizmetlerin sunması
gereken özellikler de artıĢ göstermektedir. Eskiden yalnızca ürünlerin içerikleri ile
ilgilenen müĢteriler günümüzde ihtiyaçlarının karĢılanmasından fazlasını beklemekte,
elde ettikleri faydaları en üst seviyeye çıkarmaya çalıĢmaktadırlar. AlıĢveriĢ esnasında
ve sonrasında da memnun olmayı bekleyen tüketicileri tatmin edebilmek büyük bir
rekabet avantajı getirmektedir.
Lüks kavramı genel olarak temel gereksinimlerden daha yüksek fayda sağlayan
ürün veya çeĢitlendirilmiĢ hizmetin genel tanımı olarak kullanılmaktadır. Artık
tüketiciler yalnızca kullanıĢlı ve rahat ürünlerle yetinmemekte, bunun yanı sıra daha
prestijli, süslü ve pahalı ürünlere yönelmektedirler. Bu ürünler standart ürünlerden daha
fazlasını sunan lüks ürünlerdir.
Günümüzün tüketici davranıĢları göz önünde bulundurulduğunda
lüks
kavramının çağdaĢ tüketimin merkezinde yer aldığı görülmektedir. Hemen hemen
herkes lüks ürünlere sahip olmak istemekte, lüks ürünleri arzulamaktadır. Lüks
kavramının daha ayrıntılı açıklanması lüks kozmetik markaların tercih nedenlerinin
ortaya konulabilmesi açısından faydalı olacaktır.
3.1.1.Lüks ve Lüks Marka Tanımı
Fransızca kökenli bir sözcük olan lüks sözcüğünün sözlük anlamı Türk Dil
Kurumu‟nun tanımına göre; “giyimde, eĢyada, harcamada aĢırı gitme, gösteriĢ,
Ģatafat”tır.( http://tdkterim.gov.tr/bts/ eriĢim tarihi:22.03.2011)
141
Latincede ise farklı olarak lüks kelimesi farklılık, ayrıcalıklılık ve normalden
sapma anlamına gelmektedir. Bu tanım doğrultusunda lüks marka talep eden tüketiciler,
ustalık taĢıyan ve ender bulunan ürünler alabilmiĢ olmanın verdiği duygusal tatminden
dolayı kendilerini toplumun diğer bireylerinden ayrı tutup, onlarla aralarında sınıf farkı
olduğunu düĢünmektedirler. (Catry, 2003: 11).
“Lüks, bireylere mutluluk, konfor, tatmin duygusu veya kolaylık algısı veren,
ihtiyaç doğrultusunda gerekli olmayandır. Lüksün kaynağı zengin ve üstün olmaktır ve
daha zengin görünmek kiĢilerin karĢılaĢtırma yaptığı çevresi içinde, diğerlerinden daha
iyi bir görünüĢe sahip olmasıdır. Lüks kavramı hakkındaki çalıĢmalara ilk olarak 19.
yy.da Avrupa ve Amerika‟da baĢlanmıĢtır. Bu dönem sanayileĢme ve seri üretimin
tüketim biçimlerini değiĢtirdiği bir zaman dilimine denk gelmektedir (Kıray, 2005:15).
“Özellikli ürün olarak da tabir edilen lüks tüketim ürünleri genellikle birim
değeri çok yüksek olan ve tüketicinin satın almak için özel çaba sarf ettiği ürünlerdir.
Örneğin; mücevher, pahalı saat, özel marka giysiler bu gruba girmektedir” (Oyman,
2006:284). Lüks markalar, isimleri lüksle, yüksek fiyatla, yüksek kaliteyle ve nadir
olmasıyla iliĢkilendirilen; genel olarak lüks tüketim ürünlerine dayanan lüks ya da
prestij markalarıdır, iddiaları ve özleri gereği pahalıdırlar (Elliot, 1997:285)
“Lüks ürünler, önemli bir alıcı grubunun özel bir satın alma çabası göstermeye
hazır olduğu, kendine özgü karakteristikleri ve/veya marka kimliği olan ve de
tüketicinin ismen ya da marka olarak ısrarla istediği, ikameleri kabul etmediği ve hatta
sunulursa kızdığı ürünlerdir. Bir Mercedes araba, yüksek kaliteli fotoğraf makinesi,
antikalar, pahalı elbiseler örnek olarak verilebilir. Alıcı bu malların satıĢına eriĢmek için
gerekli zaman ve çabaya katlanmaktadır” (Tek, 1999:344).
Bir nesne ne kadar arzu edilir olursa olsun, ne kadar varlığın göstergesi olarak
düĢünülürse düĢünülsün, kitlesel pazar bulacak kadar ucuz olur olmaz nadirliğini ve
lüks ürün olarak arzu edilme özelliğini kaybeder (Phau ve Prendergast, 2000:122).
142
Lüks kavramı kiĢisel algıya göre değiĢen bir kavram olduğu için çok net
sınırlarını oluĢturmak mümkün olmamaktadır. Lüks kavramının bu değiĢkenliği, kendi
özelliğini verdiği diğer tanımları da anlaĢılması zor Ģekle sokmaktadır. Bazı bireylere
lüks gelen bir marka, diğer bireylerin gözünde lüks olarak değerlendirilmemektedir
(Torlak vd., 1999: 307).
3.1.2.Lüks Ürün ve Markaların Tercih Edilme Sebepleri
“Tüketici, kiĢisel arzu, istek ve ihtiyaçları için pazarlama bileĢenlerini satın alan
ya da satın alma kapasitesinde olan, bu eylemlerin sonucunda da yarar sağlayarak
tatmine ulaĢan bireydir” (Karabulut,1981:11). Tüketici davranıĢlarının önemli
önermelerinden birisi, insanların çoğunlukla malları temel fonksiyonları nedeni ile
değil,
içerdikleri
anlamları
nedeniyle
satın
aldıklarını
ifade
etmeleridir
(Solomon,2004:72).
Yıllar boyunca tüketiciler lüks mal alımlarına göre; hariç tutulanlar (tüm
dünyada nüfusun büyük kısmını oluĢturan lüks mallar pazarına ulaĢması mümkün
olmayanlar) ve zenginler (lüks malları satın alma talebi ve satın alabilecek finansal gücü
olanlar) olmak üzere iki sınıfa ayrılmıĢtır (Dubois ve Laurent, 1999: 658).
Zenginler olarak belirtilen kesim lüks ürünlere ulaĢabilmekte ve bu ürünleri çok
çeĢitli sebeplerden ötürü satın alabilmektedirler. “Maslow Teorisi” ya da “Ġhtiyaçlar
HiyerarĢisi” olarak adlandırılan çalıĢma, lüks tüketim ürünlerinin tercih edilme
sebeplerini belirlerken faydalanılması gereken ilk çalıĢmadır. ”Maslow‟ un 1943 yılında
yayımladığı ve insan doğası ile ihtiyaçlarıyla ilgili olan teoride gösterilen ihtiyaç
sınıflandırması, günümüz ürün sınıflandırma çalıĢmalarına da yön gösterecek
niteliktedir. Maslow‟a göre ihtiyaçlar; fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı, ait olma
ihtiyacı, saygı ve statü ihtiyacı ve kendini gerçekleĢtirme ihtiyacı olmak üzere beĢe
ayrılmaktadır (Montana ve Charnov, 2008:239).
143
Lüks ürünler, somut anlamda tüketilmemektedirler, ürünün kendisi değil, kiĢiye
sağladığı imaj tüketilmektedir. Bu imaj üst düzey gelir gruplarının sahip oldukları
seçkinlik imajı olup, dahil olunan sosyal sınıfın ifadesidir. Bu anlamda ürün ve markalar
birer sembol niteliğine bürünmektedirler (Bernard ve Duquesne, 1993: 35). Bu
semboller ise kiĢilere “Maslow‟un Ġhtiyaçlar HiyerarĢisi”nde belirtilen “Saygı ve Statü
Ġhtiyacı”nı karĢılama imkanı sunmaktadır.
“Lüks mallar somut anlamda tüketilebilir olmayıp, sembolik tanıma göre
tüketilmektedir. Diğer bir anlatımla, lüks mallarda çekirdek mal özelliği ikinci plana
atılmakta, malın sunduğu manevi imaj tüketimi yönlendirmektedir. Lüks markalar,
fizyolojik ya da ekonomik bir yarar sağlamak amacını ilk planda tutmayıp sosyal
statüyü yükseltmede bir destek olarak görülmektedir ve bu bakıĢ açısıyla tercih
edilmektedirler” (Tığlı ve Akyazgan, 2003: 23).
“Ürün ve markaların büründüğü sembolik anlamlar sonucunda sembolik ürünler,
statü ya da sosyal sınıfı belirtmek, kiĢiyi tanımlayıp bir role bürünmesine yardımcı
olmak, kiĢinin sosyal varlığını oluĢturmak ve koruyabilmek, kiĢinin kendisini
baĢkalarına ve kendine ifade edebilmesi ve kiĢinin kimliğini yansıtmak açısından
önemlidir ve bu amaçla tüketilmektedir” (OdabaĢı,1999:58).
Veblen‟in lüks tüketim yaklaĢımına göre iki tür tercih nedeni bulunmaktadır.
Birincisi yüksek sınıfa ait bir kiĢinin kendisini ait olmadığı diğer alt sınıflardaki
bireylerden farklılaĢtırmak (hasetlendirici davranıĢ); ikincisi ise düĢük sınıfa ait olup da
lüks tüketimde bulunarak seçkin sınıfa aitmiĢ izlenimi bırakmaya çalıĢmaktır. Lüks ürün
talebi sadece maddi faktörlere bağlı değildir, bu talepte toplumsal kültürün de büyük
ölçüde etkisi bulunmaktadır (Elliot, 1997: 290).
“Bir tüketici ait olduğu grupta önder olmak, ünlenmek ya da kendi grubunu
aĢarak daha üst grupların üyesi olduğu imajını yaratmak için satın alma davranıĢında
bulunur” (Ġslamoğlu, 2002: 109). Üst sınıf, kendi zenginliğini ve gücünü lüks ürünler
144
yardımıyla teĢhir ederek, diğer insanlarda kıskançlık duygusu yaratmaya çalıĢır
(Solomon, 2004: 426).
Tüketiciler, lüks tüketime karĢı olan tutumlarıyla ilgili olarak üç gruba
ayrılmaktadırlar (Solomon, 2004: 471). Ġlk gruba göre, lüks fonksiyonel olmalıdır. Bu
tutuma sahip tüketiciler çok uzun süre dayanabilecek ve kullanılabilecek mallarda lüks
ürün satın almayı tercih eden kiĢilerdir. Ayrıca satın almadan önce sıkı bir pazar
araĢtırması yapıp, duygusal ve ani kararlar yerine mantıksal kararlar vermektedirler.
Ġkinci gruba göre, lüks ödüldür. Bu tutuma sahip tüketiciler „Ben baĢardım‟
demek için lüks tüketimde bulunurlar. BaĢarılı olup bu baĢarılarını pahalı ev, araba ya
da cep telefonları satın alarak çevrelerinde bulunanlara ispat etme yoluna giderler.
Son gruba göre ise lüks düĢkünlüktür. Bu tutuma sahip tüketiciler diğer iki gruba
oranla en genç olanlar ve oransal olarak en küçük gruptur. Lüks malları sıklıkla,
paradan hiç sakınmadan ve duygularıyla hareket ederek cömertçe alan gruptur.
“Malın mükemmelliği, güzelliği, gelenekselliği koruması, saygı imajı yaratması,
uluslararası üne sahip olması, sanatsal bir yönü olması, modada öncü olması, modasının
geçmemesi, benzersiz olması, büyüleyiciliği, uzun bir tarihi geçmiĢinin olması, fiyatının
yüksek olması, farklılık hissi vermesi ve markaya sadece bir kitlenin sahip olması lüks
markaların tüketicilere cazip gelen özellikleridir” (Torlak vd.,1999:308). Son
araĢtırmalara göre ise lüks markayı lüks yapan unsurlar arasına stili, tarzı olması, eĢsiz,
ender olması ve farklılık yaĢatan deneyimler vermesi eklenmiĢtir (Allsopp, 2005: 189).
Güzelliğin sembolü ve mükemmel kaliteye sahip olmaları yüzünden tüketiciler
lüks ürünleri severler. Ġnsanlar, bilinçaltında küçük bir gruba ait olma ya da lüks ürün
alabilen çok az kiĢiden biri olma gibi bir motivasyon taĢırlar. Ne kadar inkar edilse de
lüks marka denkliği, üstü kapalı olarak yüksek fiyata ve enderliğe bağlıdır. Lüks
ürünlerin en büyük problemi nadirliği koruyarak, nasıl daha çok satıĢ yapılacağının
bulunmasıdır (Kapferer, 1998:44).
145
Lüks ürün tüketicileri tarihsel süreç içinde değiĢim göstermiĢtir. 19. yy öncesi
yalnızca aristokrat çevrelerin sahip oldukları birkaç lüks ürün bulunmaktayken, 19.
yy.dan itibaren lüks ürünler daha çok çeĢide ulaĢmıĢ ve toplumun her kesiminde arzu
yaratmıĢtır (Kıray, 2005: 16).
Son on beĢ yıldır lüks mallar pazarı, fark edilir bir biçimde değiĢime uğramıĢtır.
Lüks tüketim malı üreten bazı firmalar hariç tutulanlar kesiminden de insanların alıma
yönelmesini hedefleyerek ara segmentler oluĢturmaya baĢlamıĢtır. 'Herkes lüks mal
kullanabilir' düĢüncesi tüm toplumlarda algılanır hale gelmeye baĢlamıĢtır. Diğer bir
deyiĢle; hem üretici yaklaĢımı hem aĢağıdan yukarıya talebin artmasından dolayı
'Zaman Zaman Lüks Mal Alma Eğiliminde Olanlar' diye bakılabilecek üçüncü bir
kullanıcı grubu ortaya çıkmaktadır. Bu grup lüks malları sadece özel zaman ya da
durumlarda tüketen gruptur. Bu gruba göre lüks tüketim her zaman için bir yaĢam
biçimi olmamaktadır; sadece günlük yaĢantılarına göre özel ve farklı bir hal teĢkil eden
istisnai bir durumdur (Dubois ve Laurent, 1999: 659).
Pazar bölümlerinin verdiği öneme göre lüks ürün tüketicileri dört gruba ayrılır:
Birinci bölüm nesnenin güzelliğine, ürünün mükemmelliğine, büyüleyiciliğine ve tek
oluĢuna önem verirken, ikinci bölüm için yaratıcılık ve ürünün uyandırdığı his çok
önemlidir. Üçüncü grup ürünün bir yandan güzel ve büyülü olmasını arzularken, tercih
ettikleri bu ürünün klasik olup, modasının hiç geçmemesini isterler. Dördüncü bölüm
için ürünün çok özel olması oldukça önemlidir. Aynı ürünü alabilecek kapasitede az
insan olmalıdır ve ürüne sahip olanlar ayrıcalıklı küçük bir grubun üyesi olma imajını
bu ürünle korumalıdır (Gong, 2001)
3.1.3.Lüks Markaların Özellikleri
“Kalitenin ön planda tutulması, özgün tasarımcıların elinden çıkması, herkesçe
tanınabilir bir stil, tasarım veya uluslararası bir üne sahip olması, sınırlı sayıda
üretilmesi, kendi ürün segmentinde benzersiz olması ve tasarımının değiĢen tüketici
146
tercihlerine göre uygulanabilmesi olmak üzere lüks markaların taĢıdığı pek çok farklı
özellik vardır” (Torlak vd., 1999: 308).
Yüksek maliyet, yüksek fiyat, ustalık, sınırlı dağıtım, düĢük yoğunluklu
promosyon çalıĢmaları ve eĢsiz bir reklam stratejisi gibi kavramlar lüks ürünlerin
nitelikleri ve hedefi hakkında bilgi vermektedir (Michel ve Gerald, 2008:14). Lüks
tüketim ürünleri zenginliğin yanında bireyin baĢarısının da sembolü olarak
değerlendirilebilmektedir. Bir toplumda ekonomik statü farklılıklarına ne kadar çok
odaklanılırsa, bu farklılıkları ortaya koyacak sembolik ürünlere de, o derece önem
verilir (O‟Cass,2002:72).
Ekonomiye göre lüks mal, gelir arttıkça adi ve normal mallara göre talebin
orantısal olarak daha da arttığı maldır. Lüks malların yüksek gelir elastikiyetine sahip
olması nedeniyle, insanlar zenginleĢtikçe daha çok lüks mal alma eğilimindedirler. Bu
durumun tersi olarak da gelirde bir düĢüĢ yaĢandığı zaman, lüks malların talebinde de
ani bir düĢüĢ yaĢanmaktadır. Bu tanımlara göre otomobil, mücevher, özel günlerde
giyilen elbiseler, dizüstü bilgisayar, parfüm gibi birim fiyatı yüksek olan, tüketiciyi
markasıyla cezbeden ve ayırıcı bir özelliği bulunan, genelde prestij taĢıyan mallar lüks
marka kategorisine girmektedir (Tığlı ve Akyazgan, 2003: 23).
“Yüksek konumdaki bireyler gösteriĢ tüketimi dediğimiz tüketim davranıĢlarına
girerler. Lüks evler, lüks arabalar ve lüks yaĢam dıĢarıdan bakanı etkiler, o kiĢinin
bunları satın alabilecek konumda olduğunu vurgular. BaĢka bir deyiĢle böyle bir
durumda ürünler iĢlevleri nedeniyle değil, simgesel anlamları nedeniyle satın
alınmaktadır” (Karalar, 2006:155).
“Lüks tüketim ürününün kiĢinin statüsünü vurgulaması kültürel farklılıklara göre
değiĢim göstermektedir. Öyle ki Mercedes ve BMW marka otomobiller Amerika‟da
Avrupa‟da olduğundan daha pahalıdır. Çünkü Amerikalılar için bu markalar lüks ve
statü sembolü konumundadırlar” (Timur ve Eren,2001:173).
147
Vigneron ve Johnson “prestiji”, bir markadaki lükslük bileĢenini ölçmeye
yardım için kullanırlar. Onlar prestijin doğuĢtan markada var olduğunu ve algılanan
göze çarpan değer, algılanan tek olma değeri, algılanan sosyal değer, algılanan zevk
değeri ve algılanan kalite değerinden oluĢtuğunu iddia ederler (Phau ve Prendergast,
2000:125).
Özellikli yani prestijli olan lüks ürünler, çok özel olmayı uyandıracak, iyi bilinen
marka kimliği olacak, marka haberdarlığını ve algılanan kaliteyi yani marka seçimini ve
satıĢları arttıracak, belli bir satıĢ seviyesi ve müĢteri bağlılığını devam ettirebilecek
kapasiteye sahip olmayı temel alarak yarıĢırlar (Gong, 2001).
Pek çok tüketicinin, prestijli bir imaja sahip olma isteği bulunmaktadır. Prestij,
lüks ürünlerin sağladığı sembolik anlamların en önde gelenlerinden birisidir. Prestij
gereksinmesi evrenseldir ve prestij duygusu ilgili mal ve hizmetin satın alınmasıyla
doyurulur. Prestij gereksinmesinin ortaya konması ve doyurulması kültürlere göre
büyük farklılık gösterir. Prestij ürünleri üreten uluslararası bir iĢletme, hedeflediği
pazarlar için kültürel olarak uyumlu olan prestij ürünlerini doğru saptayarak baĢarıya
ulaĢabilir (Karalar, 2006: 154).
Prestij ürünleri büyük ölçüde pahalıdır ve bu nedenle ürünü satın alabilecek güce
sınırlı sayıda kiĢi sahiptir. Bu ürünler yüksek niteliktedir ve birey zevk ve seçme
becerisini o ürünü seçerek ortaya koymaktadır ve bu ürünler sınırlı sayıda üretilmekte,
ürünü herkes elde edememektedir. Bu sebeple de prestij ürününü herkes kullanamaz.
Yalnızca, saygı duyulan ve üst düzeyde yer alan bir grup tarafından satın alınabilir.
Lüks ürün tüketicileri, sosyal akımların önünde giderek farklı ve özel olduklarını
iddia ederler (Chevalier ve Mazzalovo, 2008:20). Lüks tüketim ürünlerinin ana özelliği
olan enderlik dört temel yol ile edinilebilmektedir (Catry, 2003: 11):
-Doğal Enderlik: BaĢlangıçta kıtlık kavramının varlığıyla algılanmıĢtır. Bazı
dönemlerde hem piyasa koĢulları hem de toplumsal durumlar gereği edinilemeyen
148
ürünler bulunduğunda lüks halde algılanıp doğal enderlik taĢıdıkları görülmüĢtür.
Örneğin, SLK Mercedes Coupe marka arabalar veya Vertu cep telefonları ilk piyasaya
sürüldükleri dönemde üreticilerin üretim kapasitesi yüzünden az adetlerde üretilmiĢ ama
bu ürünleri almak isteyen tüketiciler sahip olmak için beklemiĢlerdir. Firmalar arz
dengelerini kurabildikleri sürece, bu kıtlıklar, onların sürekli bir rekabet üstünlüğü elde
etmelerine yardımcı olmaktadır.
-Teknolojiye Dayalı Enderlik: Lüks malların enderliği doğal kıtlık yaĢamına sahip
olmadığı durumlarda; özellikle teknoloji alanında vizyonu geniĢ ürünlerin pazara
çıkmasına dayanabilmektedir. Ġlk radyo, buzdolabı, bulaĢık ve çamaĢır makinelerinin
tüketiciyle buluĢma mesajı onların teknolojik ilerlemenin lideri olduğu üstüne gidilerek
yapılmıĢ ve seçkinliğin sembolü olarak lanse edilmiĢtir. Bu ürünleri ilk kullananlar
seçkin kesimlerdir. Ġlerleyen dönemlerde, rakipler devreye girmiĢ üretim seri hale
getirilerek bu ürünlere daha geniĢ bir kitlenin ulaĢması sağlanmıĢtır. Günümüzde ise var
olan ürünlerin teknolojik ilerlemelerle daha özel ve fonksiyonel hale getirilme süreci
devam etmektedir.
-Sınırlı Sayıda Üretim: Bu stratejinin amacı, tüketiciye bu ürünü kullanabilen ender
alıcılardan olduğu kanaati vermektir. Bu stratejiye örnek olarak bir markanın var olan
bir ürün grubu için ünlü bir tasarımcıyla çalıĢarak özel bir seri adıyla dönemsel seriler
çıkarması ya da her maldan sadece bir adet piyasaya sürmesi verilebilir. Bu strateji
firmanın kendi inisiyatifinde olduğundan sınırlı sayıda üretimi istediği belirli bir plana
ve üretim periyoduna dayandırarak satıĢ hacmini negatif etkilememesini sağlamalıdır.
Diğer bir deyiĢle, bazı firmalar tamamen değiĢik bir ürün üretmek ve üretim maliyetine
katlanmak yerine var olan mal gruplarında farklılık oluĢturarak o malı sınırlı bir arzla
üretme yoluna gitmektedirler.
-Bilgiye Dayalı Enderlik: Enderlik yaratmanın bir farklı yöntemi de fiziksel arz
sınırlamaları ile değil, tüketiciyle paylaĢılan bilgi ile olmaktadır. Bu bilgi aktarımı ilk
olarak fiyat ile baĢlayıp seçilen dağıtım kanalı, tasarlanan reklam, halkla iliĢkiler,
doğrudan satıĢ kanallarını kapsayan tutundurma aracılığıyla devam etmektedir.
149
Lüks kavramından bahsettikten ve bu kavramı açıkladıktan sonra, lüks
markaların önemli bir ürün çeĢidini oluĢturan kozmetik ürünlerden bahsetmek ve
kozmetik kavramını açıklamak, çalıĢmanın bütünlüğü açısından yararlı olacaktır.
3.2.KOZMETĠK KAVRAMI
Kozmetik ürünler, hayatımızın her alanında sıklıkla kullandığımız ürünlerdir.
Kozmetik sektörü her geçen gün daha farklı ürünler üretmekte, tüketicilerin
ihtiyaçlarına uygun ürün çeĢitleri artmaktadır.
Özellikle lüks kozmetik markalar, her sezon moda doğrultusunda değiĢen
renkleri ve çekici ambalajları ile diğer ürünlerden farklı kıvam ve kokularıyla bayan
erkek herkesin ilgisini çekmekte ve hemen herkes en azından bir parfüme sahip olmak
istemektedir.
Pek çok kiĢi ünlü markaları takip etmekte ve bu markaların ürettikleri lüks
kozmetik ürünlerini kullanmaktadır. Kozmetik kavramının tanımından ve kapsamından
bahsetmek, lüks kozmetik marka kavramı ile ne anlatılacağını açıklamak açısından
yararlı olacaktır.
3.2.1.Kozmetik Tanımı
Amerikan gıda, ilaç ve kozmetik kanununda kozmetik: “Dökülmek, serpilmek,
ovulmak veya baĢka herhangi bir Ģekilde uygulanmak suretiyle vücudun ve vücudun
herhangi bir kısmının temizlenmesi, güzelleĢtirilmesi, cazibesinin artırılması ve
görünüĢünün değiĢtirilmesi amacıyla uygulanan preparatlar ve bunların hazırlanması
için kullanılan maddelerdir” Ģeklinde tanımlanmıĢtır (Alpmen,1978:9). “Bu sözcüğün
anlamının aynı zamanda, „bakmak, bakım, vücut ile aklın harmonisi‟ olduğu
düĢünülebilir” (KıĢlalıoğlu, 2004:3).
150
2005 Tarihli Kozmetik Kanununa göre (Türk Kozmetik Kanunu 24 Mart
2005/5324) kozmetik; “insan vücudunun epiderma, tırnaklar, kıllar, saçlar, dudaklar ve
dıĢ genital organlar gibi değiĢik dıĢ kısımlarına, diĢlere ve ağız mukozasına uygulanmak
üzere hazırlanmıĢ, tek veya temel amacı bu kısımları temizlemek, koku vermek,
görünümünü değiĢtirmek ve/veya vücut kokularını düzeltmek ve/veya korumak veya iyi
bir durumda tutmak olan bütün preparatlar veya maddelerdir”.
“Kozmetik ürünler, yeryüzündeki birçok toplumda, deri, saç, tırnak, sakal ve
ağız mukozalarına, sürülmek, fıĢkırtılmak veya benzeri yöntemlerle uygulanmak
suretiyle, temizlemek, güzelleĢtirmek, çekiciliği artırmak ve/veya yüz ve vücudun dıĢ
görünüĢünü değiĢtirmek ve sağlığını korumak amacıyla uygulanan madde preparat ve
gereçlerdir Kapsamı çok geniĢ olan kozmetik preparatları, Ģampuandan ruja birçok
farklı ürünü temsil eder. Kozmetik denince ilk akla gelen ürünlerin baĢında da makyaj
malzemeleri gelir. Bu ürünleri kullanma isteğinin ise temelde insanoğlunun güzel olanın
farkına varma, beğenme ve doğada var olan renklere hayranlığından kaynaklandığına
inanılmaktadır (KıĢlalıoğlu, 2004:4-5-6).
Kozmetik ürün, normal ve üretici tarafından önerilen Ģartlar altında
uygulandığında veya ürünün sunumu, etiketlenmesi, kullanımına dair açıklamalara
veyahut üretici tarafından sağlanan bilgiler dikkate alınarak öngörülecek kullanım
Ģartlarına göre uygulandığında, insan sağlığına zarar vermeyecek nitelikte olmak
zorundadır (Kozmetik Kanunu Kanun No. 5324 Kabul Tarihi : 24.3.2005).
Kozmetik kullanımı rahatlık ve temizlik sağladığı gibi, kiĢinin bulunduğu
toplumun sosyal gereklerini gerçekleĢtirmek ve ait olunan sınıflarca kabul edilen
süslenme ve düzenli görünme alıĢkanlığı kapsamında sürdürülmektedir. Günümüzde
kozmetiğe yönelik madde, cihaz ve teknik kullanımı gitgide artmaktadır (KıĢlalıoğlu,
2004:7).
151
3.2.2.Kozmetiğin Tarihsel GeliĢimi
Güzellik anlayıĢının tarih boyunca değiĢen bir kavram olması, farklı
coğrafyalarda, farklı kültürlerde güzel olanın hep farklı karĢılanması ve tarih boyunca
değiĢmeyen tek Ģeyin ise, insanın güzele olan ilgisinin olması kozmetik kavramının
doğmasının ve bin yıllardan beri varlığını sürdürmesinin sebebi olmuĢtur.
Kozmetik kullanımının tarihi Adem ve Havva zamanına kadar dayanır.
Havva‟nın, Adem‟e güzel görünmek için kemik tarak kullanarak saçını taradığı; maden
devrinde ise insanların levhaları cilalayıp ayna olarak kullandıkları belirtilmekte, güzel
görünmeye olan tutkuları bu Ģekilde açıklanmaktadır (ġenol ve Gülay, 2002: 3).
Ġlkel insanların mağara duvarlarına resim yaptıkları gibi, kendilerinin ve diğer
insanların yüz ve vücutlarını boyadıkları bilinir. Zamanla boyama yeteneklerini ve
meraklarını geliĢtirerek, dövme gibi yeni boyama ve süsleme teknikleri bulmuĢlardır
Ġlkel insanlar, vücudu, rüzgar, güneĢ, soğuk, sinek ve böceklere karĢı korumak,
kiĢiyi kötü ruhlardan korumak, ergenlik, av, savaĢ galibiyeti gibi zamanları kutlamak,
cinsel çekiciliği artırmak, ego tatmini ve çevresindekileri hayran etmek gibi sebeplerle
vücutlarını boyamaktalardı (KıĢlalıoglu, 2004:7). Günümüzdeki kozmetik kullanım
sebepleri ele alındığında hemen hemen aynı nedenlerle kozmetik kullanımı yapıldığı
söylenebilir.
Yunanlı Doktor Hipokrates M.Ö. 460-377 yılları arasında bir kozmetik formülü
keĢfederek kozmetiği tıbba bağlamıĢtır. Romalılar döneminde yıkanmak ve cilt bakımı
önem kazanmıĢ, kadınlar papatya suyu ve keçi sütü gibi maddeler kullanarak ciltlerine
ve saçlarına bakım uygulamıĢlardır. Ortaçağda bitki kozmetiği bilimi ortaya çıkmıĢ ve
Araplar da sonraki zamanlarda bitki banyolarını öğrenerek uygulamıĢlardır. Rönesans
ile birlikte ise kozmetik iyice geliĢmiĢ ve kadınlar saç renklerini değiĢtirmeye, bitki
ağırlıklı maddelerle kendilerine güzellik karıĢımları hazırlamaya baĢlamıĢlardır. 17.
yüzyılda ise peruk kullanımı yaygınlaĢmıĢ, kadınlar yoğunlukla pudralar ve göz
152
çevresini parlatıcı boyalar kullanmaya baĢlamıĢlardır. Güzel kokma merakı da bu
dönemde oldukça yaygınlaĢmıĢtır. Bunu takip eden 18. ve 19. yüzyıllarda da kozmetik,
güzel görünmeye ve cilt bakımına yönelik ürün kullanımı insanların yaĢantısına iyice
yerleĢmiĢtir (ġenol ve Gülay, 2002:4-5).
Günümüzde de kozmetik ürünler hayatımıza derinlemesine girmiĢ durumdadır.
Kremlerden, makyaj malzemelerine, parfüme kadar her Ģey kiĢilerin bakımı ve sağlığı
için üretilmekte ve kiĢiler tarafından tüketilmektedir.
Cilt ve saç temizliği, bakımı ve güzelliği konusunda uygulanan mamuller gerek
geçmiĢte, gerekse günümüzde insan hayatında özel bir rol oynamaktadır. Ġnsanlar,
kozmetik ürünlere karĢı her geçen gün daha kuvvetli bir ilgi göstermektedirler.
Kozmetik; dünya kuruluĢundan bu yana, insan yaĢamında önemli bir yer tutmuĢtur.
Kozmetiklerin yaĢam kalitesini artırdığı inkar edilemeyecek bir gerçektir. (ġenol ve
Gülay, 2002: 195) Pek çok çeĢidi bulunan kozmetik ürünlerin sınıflandırılması lüks
olarak görülen kozmetik markaları hakkında bize bilgi verecektir.
3.2.3.Kozmetik Ürünlerin Sınıflandırılması
Kozmetik ürünler, yüze uygulanan preparatlar, saçlı deriye uygulanan
preparatlar, vücuda uygulanan preparatlar, makyaj ürünleri, ağız mukozasına uygulanan
preparatlar, saça ve tırnağa uygulanan preparatlar olarak sınıflandırılmaktadır
(KıĢlalıoğlu, 2004:5-6).
Yüze uygulanan preparatlar; nemlendiriciler (krem ve losyonlar), temizleyiciler
(losyon, çözeltiler), gençleĢtirici ve cilt yenileyiciler (botox ve vitamin içeren krem,
losyon, sprey, çözelti), güneĢ ıĢınlarını süzen madde ve yağlar (krem, losyon, sprey),
bakım ve kondisyon ayarlayıcılar (maskeler, krem, yağlı çözeltiler) ve renk açıcılar
olarak sıralanabilir.
153
Saçlı deriye uygulanan preparatlar; nemlendirici losyon ve Ģampuanlar, saç
çıkaran ve saç büyüme hızını arttıran losyon ve spreylerdir. Vücuda uygulanan
preparatlar ise banyo preparatları (yağlar, Ģampuan ve sabunlar), güneĢ ıĢınlarını
süzenler, antiperspiran ve deodorantlar, depilasyon preparatları (krem, ağda, sprey),
kondisyon arttırıcılar (çamur masaj kremleri), renk açıcılar ve böcek sokmasına karĢı
kullanılan ürünlerdir.
Makyaj ürünleri; göz ve göz çevresi için kullanılanlar (far, göz kalemleri,
maskara), yanak ve cilt makyajı için kullanılanlar (pudra, fondöten, allık) ve dudak
makyajı için kullanılanlar (dudak boyası, kalem) olmak üzere ayrılırken, ağız
mukozasına uygulanan preparatları diĢ macunu ve ağız suları oluĢturmaktadır.
Saça uygulanan preparatlar; temizleyiciler (Ģampuan), kondisyon arttırıcılar
(sprey), Ģekil vericiler (jel, sprey, briyantin, krem), perma preparatları (emülsiyon krem
ve çözelti), saç boyaları ve saç açıcıları olarak sınıflandırılabilir. Tırnak cilaları, tırnağı
sertleĢtirici preparatlar ve tırnak boyası temizleyicileri ise tırnağa uygulanan
preparatlardır.
Lüks ve kozmetiğin tanımından bahsettikten ve kozmetik olarak görülebilecek
ürünleri belirttikten sonra, lüks kozmetik markaların tercih edilmesi ile ilgili tüketici
davranıĢlarından bahsedilecektir.
3.3.TÜKETĠCĠ DAVRANIġI
Bir markanın baĢarısı tamamen tüketici davranıĢları ve tercihlerine bağlıdır. Bu
bakımdan tüketiciler hakkında gerekli bilgilere sahip olmak ve bu bilgiler
doğrultusunda marka stratejilerini oluĢturmak, marka denkliğinin sağlanmasında büyük
önem taĢımaktadır.
Marka, tüketicileri yönlendirerek satın alacakları ürünlere karar vermelerine,
hatta bu faaliyeti sürekli hale getirmelerine yardımcı olur. Ürünler yalnızca sundukları
154
iĢlevsel faydalar ile müĢterilerin kararlarını etkilerken, markalar sundukları soyut
faydalarla kiĢiler üzerinde daha tatminkar bir rol oynar ve tüketici davranıĢını
yönlendirir.
Marka, tüketicinin zihninde yarattığı bir değer olduğundan, tüketici davranıĢı
marka tarafından yönlendirilir. Aynı zamanda markalar tüketicilerin istek, arzu ve
ihtiyaçları doğrultusunda oluĢturulduğundan markalar da tüketici davranıĢı tarafından
yönlendirilir. KarĢılıklı bu etkileĢimin daha net Ģekilde anlaĢılması açısından tüketici
davranıĢı kavramını ele almak yerinde olacaktır. Tüketici davranıĢını açıklamak için
tüketici ve tüketim kavramlarının açıklanmasına öncelik vermek gerekmektedir.
3.3.1.Tüketici ve Tüketim Kavramları
Ürün ve hizmetlerden faydalanan, onları satın alıp, kullanan, üretici olmayan
kimselere tüketici denilmektedir. Tüketiciler kiĢisel ve aileye ait ihtiyaçları karĢılama
hedefiyle satın alma davranıĢında bulunurlar.
“Tüketici, kiĢisel arzu, istek ve ihtiyaçları için ürün veya hizmetleri satın alan ya
da satın alma kapasitesinde olan gerçek kiĢidir. Tüketici, tatmin edilecek ihtiyacı,
harcayacak parası ve harcama isteği olan kiĢi, kurum ya da kuruluĢlar olarak
tanımlanmaktadır” (Mucuk, 2006:29). “Gereksinimleri karĢılamak amacıyla, mal ve
hizmet satın alan ve kullanan kiĢiler, tüketici olarak adlandırılır. Tüketici bir birey, bir
aile veya kurum ya da kuruluĢ olabilir” (Turan, 1995: 25).
“Tüketici, kiĢisel istek ve ihtiyaçları için pazarlama bileĢenlerini satın alan ya da
satın alma kapasitesine sahip olan gerçek kiĢidir. Tüketici pazarı da, mal ve hizmetlerin
iĢ amacı dıĢında, kiĢisel kullanım amacıyla satın alındığı ya da kiralandığı pazardır”
(Ġslamoğlu, 2002: 105). “Tüketiciler, mal veya hizmetleri satın alma amaçlarına göre
nihaî tüketiciler (kiĢisel veya ailevi ihtiyaçları için satın alanlar) ve endüstriyel veya
örgütsel tüketiciler (kendi üretimlerine katmak veya üretimi desteklemek, tekrar satmak
155
gibi ekonomik faaliyetlerini sürdürmek için satın alanlar) olmak üzere iki büyük gruba
ayrılırlar” (Mucuk, 2006: 74).
Tüketicilerin gereksinimlerini karĢılamak amacıyla ürün ve hizmetleri satın alıp,
kullanması ise tüketimdir. Tüketim ile bireyler ihtiyaçlarını karĢılamanın yanı sıra
arzularını, hayallerini, umutlarını gerçekleĢtirme Ģansı bulmakta, hatta tüketiciler çoğu
zaman satın aldıkları ve kullandıkları ürün ve hizmetler aracılığıyla kendilerini
tanımlamaktadırlar.
“Kelime anlamı elde etme, kullanma, faydalanma olan tüketim, doğrudan
doğruya bireylerin ihtiyaçlarını tatmin edecek mal ve hizmetleri kullanma eğilimidir.
Tüketimin miktarı ve tüketim kalıbının belirleyicisi insandır” (Fidan ve ĠĢçi,1998:3738). “Belirli bir ihtiyacı tatmin etmek için bir ürünü ya da hizmeti edinme, sahiplenme,
kullanma ya da yok etme olarak tanımlanabilen tüketim, doğumdan ölüme kadar
kaçınılmaz olarak gerçekleĢtirilen doğal bir eylemdir. Tüketimin daha fazla üretime
dolayısıyla daha fazla refaha neden olduğu görüĢlerinin yanı sıra; insanları yozlaĢmaya,
mutluluğu nesnelerde aramaya ittiği gibi olumsuz görüĢler de vardır” (OdabaĢı,1999: 4).
Yapılan yorumlar ister olumlu ister olumsuz olsun, günümüz dünyasında
tüketim kavramının önemli bir yere sahip olduğu açıktır. Tüketim, üretimin devamını
sağlayarak yeni iĢ kaynakları yaratmakta, tüketiciler tükettikleri ürünlerle hayallere
dalmakta, daha güvende hissetmekte ve ürünleri kendileri ile özdeĢleĢtirerek,
kiĢiliklerinin bir parçası gibi kullanmaktadırlar. Bu bakımdan tüketici davranıĢını
ayrıntıları ile ele almak, yeni düzeni anlayabilmek açısından faydalı olacaktır.
3.3.2.Tüketici DavranıĢı Kavramı ve Özellikleri
Tüketici, kiĢisel arzu, istek ve ihtiyaçları için ürün ve hizmetleri satın alan veya
satın alma kapasitesinde olan gerçek kiĢidir. Tüketici davranıĢı ise ürün ve hizmetlerin,
kimden, nerede ve ne zaman satın alınacağı, satın alınıp alınmayacağına iliĢkin,
bireylerin kararlarına ait süreçtir.
156
Tüketici davranıĢı, ekonomik değeri olan mal ve hizmetleri satın alma ve
kullanmadaki kararlar ve bunlarla ilgili faaliyetler olarak tanımlanabilir (Walters,
1978:8). Tüketici davranıĢları istek ve ihtiyaçları tatmin etmek amacıyla ürünlerin
seçilmesi, satın alınması ve kullanılmasına yönelik bireysel aktivitelerdir (Zikmund ve
D‟amico 1995:124).
Tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını tatmin ederek karĢılamak için yapılması
gereken ilk Ģey tüketici davranıĢlarını analiz etmektir. Bundan dolayı tüketici
davranıĢları, pazarlama akademisyenlerinin ve marka yöneticilerinin inceledikleri bir
konudur (Ballantyne, 2006:339).
“Tüketici davranıĢı, bireylerin mal ve hizmetleri elde etmeleri ve kullanmaları
ile ilgili eylemleri ve bu eylemlerden önce gelen ve onları belirleyen süreçleri içerir. Bu
tanım nihai tüketici için olduğu kadar endüstriyel satın alıcı için de geçerlidir. Aradaki
baĢlıca fark, endüstriyel satın alıcının davranıĢlarında bağlı olduğu örgüt içinden
etkilenmiĢ olabilmesidir” (Oluç, 1991:2). “Tüketici davranıĢına ait özellikleri yedi
baĢlık altında toplamak doğru olacaktır” (OdabaĢı ve BarıĢ,2002:30):
-Tüketici davranıĢı güdülenmiĢ bir davranıĢtır.
-Tüketici davranıĢı dinamik bir süreçtir.
-Tüketici davranıĢı çeĢitli faaliyetlerden oluĢur.
-Tüketici davranıĢı karmaĢıktır ve zamanlama açısından farklılıklar gösterir.
-Tüketici davranıĢı farklı rollerle ilgilenir.
-Tüketici davranıĢı çevre faktörlerinden etkilenir.
-Tüketici davranıĢı farklı kiĢiler için farklılıklar gösterebilir.
Tüketici davranıĢı, kiĢilerin ürün ve hizmetleri satın almalarıyla ilgili kararları ve
davranıĢlarıdır. Tüketicilerin iĢletmelerin pazarlama çabalarına verdikleri tepkiler,
iĢletmelerin yönlendirilmesi açısından önem taĢımaktadır. Tüketicilerin tatminini
sağlayan ürün ve hizmetlerin, bunların ne zaman, nerede ve nasıl tüketiciyi tatmin
ettiğinin ve bunu sağlayacak yöntemlerin belirlenmesi iĢletmenin baĢarısı üzerinde
157
büyük bir etkiye sahiptir. ĠĢletmeler pazarlama karmalarını bu bilgiler doğrultusunda
geliĢtirmek
durumundadırlar.
Bu
sebeple
tüketici
davranıĢının
incelenmesi
gerekmektedir. Bunu baĢarabilmek için atılacak ilk adım tüketici davranıĢlarını
etkileyen faktörlerin belirlenmesidir.
3.3.3.Tüketici DavranıĢını Etkileyen Faktörler
KüreselleĢme sürecinin etkileri hayatımızda bu denli önemli yer tutarken ve
kiĢiler ürün ve hizmetlere bu kadar kolay ulaĢıyorken, eski dönemlerde olduğu gibi
üretilen tüm ürün ve hizmetlerin kolayca kabullenilmesini beklemek bir markanın
geleceği açısından yapılacak en büyük hatadır. Günümüzde hiçbir mal ve hizmet
herkese, her gruptan hedef kitleye satılamaz.
Bu sebeple
markaların gerekli araĢtırmaları
yaparak hedef kitlelerini
belirlemeleri, tüketici davranıĢlarını etkileyen faktörleri göz önünde tutarak ürün ve
hizmetlerini ona göre üretmeleri ve markalarının hedeflediği tüketici tipini ona göre
seçmeleri markaların baĢarısı açısından önem taĢımaktadır.
Özellikle lüks markalar gibi ulaĢılması zor, üst gelir grubuna hitap eden ve
herkes tarafından kolayca tüketilemeyen markalar için tüketicilerin davranıĢlarının
incelenmesi gerekir. Çünkü bu markaların kullanıcıları daha zor tatmin olur ve
markanın imajından ve sağladığı prestijden daha çok etkilenir.
Lüks markaların tercih edilme sebeplerini daha iyi anlayabilmek için tüketici
davranıĢlarının ele alınması yerinde olacaktır. Tüketici satın almasında etkili birçok
faktör vardır. Bu faktörler, ġekil 15‟te ayrıntılı olarak görülmektedir (Kotler ve
Armstrong,1997:141):
158
ġekil 15: Tüketici DavranıĢını Etkileyen Faktörler
Kaynak: Philip Kotler ve Gary Armstrong, Marketing an Introduction, Prentice Hall International, New
Jersey, 1997, s.141
“Tüketici davranıĢı, kiĢinin bir ürün, hizmet, fikir, dava ya da kuruma karĢı
eğilim, tercih, duygu ve düĢünceleri olsa da tüketici davranıĢı insan davranıĢının bir alt
elemanıdır. Bu nedenle insan davranıĢını olumlu ya da olumsuz olarak etkileyen tüm
davranıĢ ve düzenlemeler, tüketici davranıĢını da etkilemiĢ olacaktır” (Karahan,
2000:85).
Aynı düĢünce lüks markaların tercihi açısından bakıldığında da geçerliliğini
korumaktadır. Nasıl ki, kültürümüz, bulunduğumuz sosyal sınıf, ailemiz, mesleğimiz,
ekonomik durumumuz, kiĢiliğimiz gibi faktörler hayatımızın her alanında aldığımız
kararları etkiliyorsa tüketim tercihlerimiz de bu faktörler tarafından yönlendirilmektedir.
ġekilde yer alan kültürel, sosyal, kiĢisel ve psikolojik faktörler, pazarlama
araĢtırmalarında hedef kitlenin tutum, davranıĢ, inanç gibi eğilimlerinin kaynağını
belirlemek için ele alınır. Bu sayede tüketicilerin satın alma kararları, ürün ve marka
tercihlerinde etkilendikleri olguları belirlemek kolaylaĢır. Bu faktörleri ayrıntılı Ģekilde
ele almak lüks kozmetik markaların tercih edilmesi ile ilgili nedenleri de ortaya
koymaya yardımcı olacaktır.
159
3.3.3.1.Kültürel Faktörler
Her ne kadar günden güne bütünleĢen bir dünyanın parçası olsak da yaptığımız
tercihler üzerinde hala kültürel faktörlerin büyük bir etkisi bulunmaktadır. Doğduğumuz
günden itibaren parçası olduğumuz kültürel öğeler seçimlerimizi yönlendirmeye devam
etmektedir. Neler yiyeceğimizden, ne giyeceğimize, nerede yaĢayacağımıza kadar pek
çok kararımızda etkisi bulunan kültürel öğeler; kültür, alt kültür ve sosyal sınıftan
oluĢmaktadır. Bu öğeleri ele aldığımızda kültür kavramının etkisinin alt kültür ve sosyal
sınıftan daha geniĢ olduğunu görsek de alt kültür ve sosyal sınıfın da yönlendirici
etkisinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.
3.3.3.1.1.Kültür
Kültür kavramı, örf, adet, inanç, davranıĢ, sanat gibi paylaĢılan öğelerin
toplumda yarattığı değer sistemidir. Kültür, kiĢinin isteklerini yönlendiren ve belirleyen
bir etkiye sahiptir. Kültür, öğrenilen ve toplum tarafından paylaĢılan, dinamik bir
özellik göstermektedir.
“Kültür, bilgiyi, imanı, sanat ve ahlakı, örf ve adetleri, ferdin bağlı olduğu bir
toplumun üyesi olması sebebiyle kazandığı alıĢkanlıkları ve bütün maharetleri içine alan
karmaĢık bir bütündür” (Güvenç,1985: 24). “Kültür, bireylerin toplumsal ve tarihsel
geliĢim içinde yarattıkları bütün maddesel (somut) ve manevi (soyut) öğelerin
toplamıdır. Teknik ilerlemenin, üretimin, eğitimin, bilimin ve tüm güzel sanatların belli
bir toplumsal geliĢme aĢamasındaki düzeyini gösterir. Bu nitelikleri ile kültür, halk
yığınlarının etkinliklerinin ürünüdür” (Ozankaya,1991:152).
“Kültür, insan istek ve ihtiyaçlarını belirleyen en önemli faktördür. Kültür, bir
toplumun sahip olduğu maddi ve manevi unsurlardan meydana gelen, toplumun üyesi
fertlerin çoğunda ortaklaĢa var olan her çeĢit bilgiyi, değer ölçülerini, genel tavır ve
davranıĢ tarzları ile düĢünce ve eğilimi kapsayan böylece onu diğer toplumlardan ayırt
160
etmemizi sağlayan, ulus niteliğini kazandıran ve nihayet mevcut eğitim ve öğretim
sistemi sayesinde gelecek nesillere aktarılan sosyal bir sistemdir” (Yükselen,1989:34).
“Kültür, hedef tüketici davranıĢlarını doğrudan ve dolaylı olarak nispeten
etkileyen, iĢletme açısından önemli bir uyarıcı olarak kabul edilebilir. Ayrıca, içeriğinde
değiĢik anlamları taĢıyan ve sürekli bir evrim veya geliĢim içerisinde olan,
tanımlanması da oldukça güç bir kavram olarak, canlı ve cansız doğa dıĢında, insan
elinin ve çabasının ürünü olan her Ģey, kültürel bir anlam ve değer taĢımaktadır”
(Güvenç, 1991:96).
Kültür kiĢilerin yaĢam biçimlerini belirleyici bir kavramdır. KiĢilerin ve
toplumun tüketim tarzları, ihtiyaçların belirlenmesi ve sıralanması kültür tarafından
Ģekillendirilmektedir. Tüketici davranıĢı; aile, okul, iĢyeri gibi kültürel değerlerin
öğrenildiği yerlerde geliĢim göstermektedir. Büyümekte olan bir çocuk; aile, okul,
arkadaĢ çevresi gibi alanlarda tüketim tarzını belirlemekte ve tercihlerini buna göre
geliĢtirmektedir.
Örneğin sosyeteye mensup bir ailenin çocuğu doğduğu andan itibaren moda
ürünler kullanmaya baĢlayacak ve ailesinin etkisiyle davranıĢlarını bu yönde devam
ettirecektir. Çünkü o ailenin mensubu olduğu çevre, kiĢileri değerlendirirken giydiği
elbise, kullandığı araba, taktığı takı gibi kavramlara bakacaktır. Lüks ürünlerin
kullanımı da kültürel faktörlerden etkilenir ve lüks tüketim bir yaĢam tarzı olarak
nesilden nesile aktarılır.
3.3.3.1.2.Alt Kültür
“Alt kültür, toplumun temel kültürel değerlerini paylaĢan ancak bunun dıĢında
kendini diğer gruplardan ayıran değer, norm ve yaĢam biçimleri olan gruplardır”
(Özkalp,1998:102).
161
Alt kültürler, bir kültürün alt öğelerini oluĢtururlar. Kültürel yapıdaki temel
değerleri, tutum ve davranıĢları da paylaĢan coğrafi yerleĢim, din, yaĢ vb. faktörlere
göre alt kültürler birbirlerinden ayrılabilmektedir (Kotler ve Armstrong, 1997:145).
“Bütün alt kültürlerin kendilerine özgü yaĢama biçimleri, değerleri, normları,
tutum ve davranıĢları vardır” (Eroğlu, 1998:110). “Pazarlamacılar genellikle alt
kültürün istek ve ihtiyaçlarına hitap edebilmek gayesiyle pazarlama programlarını ve
ürün dizaynlarını ayarlarlar. Çünkü alt kültür tüketicinin yemek zevkini, giyim tarzını
ve eğlence Ģeklini biçimlendiren öğelerdir” (Akın,1998:28).
3.3.3.1.3.Sosyal sınıf
Sosyal sınıf, bir toplum içinde aynı değerleri, hayat tarzını ve davranıĢ biçimini
benimsemiĢ, alt bölümdür. Meslek, gelir, yaĢanılan yer gibi çok sayıda ortak nitelik
sosyal sınıfı belirler. Sosyal sınıflar arasında kesin sınırlar bulunmamaktadır.
Sosyal sınıf, benzer değer yapılarını, yaĢam tarzını, ilgi ve davranıĢları gösteren
ve belli bir toplumsal yapıda yer alan bireyler, aileler veya farklı gruplardan oluĢan,
süreklilik niteliği olan, belli bir homojen yapıya sahip toplum bölümleridir (Kotler ve
Armstrong, 1997:144)
“Tüketicilerin tüketim kalıpları, marka değerlendirme ya da ihtiyaç kriterleri ve
satın almayı gerçekleĢtirme süreçleri, büyük ölçüde içinde yer aldıkları sosyal sınıfın
değer ve standartları tarafından etkilenmektedir. Her toplum değiĢik yapıdaki sosyal
grup ve tabakalardan oluĢur. Sosyal sınıf, bu grup ve tabakalar arasında bazı özellikler
itibariyle benzer olanlardan oluĢur” (Ġslamoğlu, 2003: 177).
Sosyal sınıf, bireylerin ya da ailelerin benzer değerlerinin, yaĢam biçimlerinin
ilgilerinin ve davranıĢlarının, sınıflara ayrılabildiği toplumda nispeten devamlı ve
homojen bölümler oluĢturması olarak tanımlanabilir (Engel ve Blakwell,1993:111).
Sosyal sınıfların analizi genellikle, konut, gelir, meslek, eğitim durumu vb gibi sosyo-
162
ekonomik faktörlere ayrılır. Sosyal sınıfların ortak özellikleri aĢağıdaki gibi
sınıflandırılabilir (Kotler, 2000:161):
-Her sosyal sınıfın insanları, iki farklı sosyal sınıfın mensuplarından ayrı olarak
birbirlerine benzer davranıĢlarda bulunurlar.
-Ġnsanların alt ve üst mevkide bulundukları, mensup oldukları sosyal sınıfa göre sezilir.
-Bir kimsenin mensup olduğu sosyal sınıf, sadece bir tek değiĢkenden ziyade, mesleği,
geliri, serveti, eğitimi ve değere yöneliĢi gibi bir grup değiĢkenle belirtilir.
-Bireyler hayatları boyunca bir sosyal sınıftan diğerine geçebilir.
Sosyal sınıflar
alt, orta ve üst
olmak üzere dikey bir
yapılanma
göstermektedirler. Bu sınıflar arasında kesin sınırlar olmamasına rağmen kiĢiler bu
yapının bilincindedirler. KiĢiler genellikle bir üst sınıfa geçmek istemekte ve bunun için
çaba sarf etmektedirler. Çünkü bir üst sınıf daha iyi yaĢam Ģartları ve daha yüksek gelir
düzeyi gibi olguları temsil etmektedir.
Tüketim tercihleri, markaların değerlendirilmesi, ihtiyaçlar ve satın alma kararı
büyük ölçüde sosyal sınıfın değer ve standartlarınca etkilenmektedir. Sosyal sınıfın
bulunduğu düzey arttıkça marka denkliği daha yüksek ürünler tercih edilmekte ve
tüketici ancak bu yolla doyuma ulaĢabilmektedir. Özellikle lüks tüketim ürünleri, üst
sınıftaki sosyal sınıflara mensup kiĢilerin kendilerini anlatabilmeleri açısından önemli
bir rol üstlenmektedir.
3.3.3.2.Sosyal Faktörler
KiĢiler kullanacakları ürün ve markaları tercih ederken yalnızca kendileri
açısından bu
tercihleri
yapmamakta,
aynı
zamanda
sosyal
faktörlerden
de
etkilenmektedirler. Tercihler yalnızca beklenti ve ihtiyaçlar doğrultusunda değil, kiĢiler
üzerinde güçlü sosyal etkileri bulunan diğer kiĢilerden beğeni toplamak için de
yapılmaktadır. Bu süreçte kiĢiler; referans grupları, aile, roller ve statüden
etkilenmektedirler.
163
3.3.3.2.1.Referans Grupları
Referans (danıĢma) grupları, kiĢilerin fikirlerini, değer yargısı ve tutumlarını
etkileyen insan topluluğudur ve moda akımlarının yönlendirilmesinde referans gruplar
çok önemli bir etkiye sahiptirler. Modanın önemli bir parçasını oluĢturan lüks ürünlerin
tercih edilmesi de büyük ölçüde referans gruplarının etkisi altındadır.
“DanıĢma (referans) grubu kiĢinin tutumlarını, fikirlerini, değer yargılarını ve
davranıĢlarını doğrudan etkileyen bir insan topluluğudur. Bu grup; aile, diğer yüz yüze
iliĢkilerin olduğu yakın çevre (arkadaĢlar, komĢular, meslektaĢlar kurum ve kuruluĢlar
vb.), kiĢinin üyesi olmadığı gruplar ve doğrudan iliĢki kurmadığı kiĢilerdir (Ģarkıcılar,
sporcular, artistler vb.)” (Tek,1999:185).
“DanıĢma grubu, kiĢinin belirli bir durumda davranıĢını belirlerken rehber olarak
aldığı, gözlemlediği ve önemsediği gruptur” (OdabaĢı ve BarıĢ, 2002:229). Referans
grupları, baĢta aile grupları olmak üzere, kiĢinin yakın çevresidir. KiĢiyi yüz yüze
iliĢkilerde etkileyen yakın arkadaĢları, akrabaları, komĢuları, iĢ arkadaĢları, mesleki ve
diğer ilgili kiĢi ve kuruluĢlardır. Yakın çevrenin yüz yüze tavsiyesi ve öğütleri bazen
reklamlardan daha fazla etkili olabilmektedir. BaĢka bir yoruma göre ise, kiĢinin üyesi
olmadığı gruplar ve yüz yüze temasta olmadığı kimseler; ünlü sinema yıldızları, ünlü
sporcular vs. bunlar değer yargıları, giyiniĢleri, hareketleri, tutum ve davranıĢ biçimleri
yönünden özellikle çocuklar ve gençler tarafından örnek alınan gruplardır (Mucuk,
2006: 83).
DanıĢma grupları, bilgi, tutum ve değerlerin yönlendirilmesinde etkili olmasının
yanında ürün ve markaların seçimi konusunda da etkili olmaktadır. Örneğin, komĢusu
ile konuĢan bir ev hanımı etkilenerek deterjan markasını değiĢtirebilmekte, genç
tüketiciler marka tercihi yaparken ünlülerin kullandığı ayakkabı, spor ayakkabı, saat
gibi ürünleri satın almakta, hatta araba, ev gibi maddi değeri daha yüksek ürünler de bile
tüketiciler referans gruplarından etkilenebilmektedirler.
164
3.3.3.2.2.Aile
Aile, küçük yaĢlardan itibaren kiĢilerin özelliklerinin Ģekillenmesinde etkili olan
bir sosyal faktördür. Satın alma tercihleri de büyük ölçüde bu yolla olgunlaĢmakta ve
bireyler zaman içerisinde kendi kararlarını vermeye baĢlamaktadırlar.
Aile, kan bağı, evlilik veya evlat edinme sonucu iki ya da daha fazla kiĢinin
beraber aynı çatı altında yaĢamaları sonucu oluĢan birlikteliktir (Schiffman ve Kanuk,
2000:234). “Aile, en geniĢ anlamı ile kan bağı, evlilik gibi etmenler neticesinde birlikte
oturan iki ya da daha fazla kiĢinin oluĢturduğu toplumsal bir grup olarak tanımlanabilir”
(OdabaĢı ve BarıĢ, 2002:245).
“Bir sosyal kurum olan ailenin temel fonksiyonu, evli eĢler yani kadın-erkek
arasındaki iliĢkileri düzenlemek ve topluma yeni üyeler kazandırarak toplumun
devamlılığını sağlamaktır. Çocukların sosyal yapıya kazandırmalarının ilk hazırlıkları
aile ortamında gerçekleĢmektedir. Bununla birlikte aile, toplum kültürünün yaratılması,
yaĢatılması ve korunması görevlerini de yerine getirerek, toplumun sürekliliği
hususunda önemli rol oynar” (Eroğlu, 1998:89)
“Aile, mensupları tüketim davranıĢları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu
yüzden aile bir çok ürün grubu için ana hedefi oluĢturur. Aile hem kazanan hem de
tüketen bir birim olduğundan, tüketim konusundaki kararlar üyeleri etkilemektedir.
Aileyi oluĢturan kiĢilerin yüklendikleri roller aileyle ilgili kararların alınmasında önemli
bir etken olmaktadır” (OdabaĢı ve BarıĢ, 2002:245).
Ailelerin bireyleri yetiĢtirme tarzı satın alınan ürün ve markaların nitelikleri
üzerinde önemli etkiler yaparken, ailenin büyüklüğü de satın alma miktarları üzerinde
etkili olmaktadır. Büyük aileler, daha büyük konutlar, geniĢ bagajlı büyük arabalar,
daha büyük ya da çok kapılı buzdolapları gibi ürünleri tercih ederken, yiyecek, içecek
gibi tüketim maddelerini de daha sık ve daha çok satın almaktadırlar.
165
3.3.3.2.3.Roller ve Statü
“Statü, bireyin grup içerisindeki durumunu belirlemekte ve belirli bir toplumsal
mevkide bulunan kiĢilere tanınan prestij ya da Ģeref derecesini ifade etmektedir. Rol ise,
grup içindeki belirli durumdaki bir üyeden öbür üyelerin beklentileridir. KiĢiler, içinde
bulundukları gruplarda belirli statülere ve bu statülerin yüklediği belirli rollere
sahiptirler” (Oluç, 1991:5)
Bireyler aynı anda birden çok statü ve role sahiptirler. KiĢilerin tavır ve
davranıĢları bu statü ve rollere göre değiĢkenlik göstermektedir. Örneğin, bir kadın hem
iĢ kadını, hem eĢ, hem de anne olabilir. Bu konularda üstlendiği roller birbirlerinden
farklılık göstermektedir. Bu rollerin her biri, bireyin satın alma davranıĢını da
etkilemektedir.
Roller genel saygının göstergesi olan statüyü de yansıtmaktadır. KiĢiler genelde
bir ürünü veya hizmeti tercih ederken, rollerine ve statülerine uygun olmasına dikkat
etmektedirler. Bu noktada gelir seviyesi yüksek kiĢilerin daha lüks ürün, hizmet ve
markalara yöneldiği görülmektedir. Çünkü tercihleri sayesinde statülerinin yükseldiğini
düĢünmektedirler.
3.3.3.3.KiĢisel Faktörler
KiĢisel faktörler, hedef kitleyi tanımlayan ve sınıflandırmaya yardımcı olan yaĢ,
meslek, ekonomik durum, yaĢam tarzı, kiĢilik, cinsiyet gibi kiĢiye ait özellikleri
kapsamaktadır. KiĢisel faktörler satın alma kararı üzerinde etkilidir. Bu faktörleri yaĢ
faktöründen baĢlamak üzere ayrı ayrı ele almak faydalı olacaktır.
3.3.3.3.1.YaĢ
KiĢilerin yaĢam periyodunda satın aldıkları ürün ve hizmetler yaĢ ve olgunluk
evrelerine göre değiĢmektedir. Pazarlamacılar, yaĢam evrelerine göre kiĢileri
166
sınıflandırarak hedef kitlelerini belirlemekte ve yaĢam evrelerine uygun ürün, hizmetler
geliĢtirerek, pazarlama programlarını da yaĢ aralıklarına göre belirlemektedirler. Bu
sayede uzun dönemde tüketici markanın kendisine uyumunu algılamakta ve eğer
memnun kaldıysa, markaya bağlanmaktadır. Tüketicilerin kiĢisel özelliklerinden yaĢ,
pazarlamacıların odaklandıkları en önemli faktörlerden olup, pazarlama stratejilerinin
ve ürünlerdeki yeniliklerin odak noktasını oluĢturmaktadır.
“En baĢta kiĢinin yaĢı ve yaĢ dönemi onun hangi tür mallara, hangi model ve
stillere yöneleceğinde etkili olur. YaĢ, tüketici nüfusunu birtakım alt kültürlere böler.
YaĢ ve diğer demografik faktörler pazarı değerlendirmede çok iĢe yarar. Mamul, fiyat,
tutundurma ve dağıtım stratejileri, değiĢik tüketici gruplarının, alt kültürlerin davranıĢ
kalıplarına veya tiplerine göre düzenlenmelidir” (Mucuk,2006: 87).
YaĢ kavramı ile tüketici tercihleri değiĢmektedir. KiĢilerin çocukluk, gençlik ve
olgunluk dönemlerinde kullandıkları ürün ve markalar birbirlerinden farklılık
göstermektedir. Bu sebeple markalar ve ürünler oluĢturulurken yaĢ kavramını dikkate
almak gerekmektedir. Lüks kozmetik markalarını ele alırsak; çocuklukta markanın
yalnızca güneĢ kremlerini kullanan bir kız çocuğu, gençliğinde parfümünü ve makyaj
malzemelerini, olgunluğunda gençleĢtirici kremlerini kullanabilmektedir. Bu özellikler
ele alınmalı ve markalar için değerlendirmeler bu yönde yapılmalıdır.
3.3.3.3.2.Meslek
KiĢilerin meslekleri çoğunlukla aldıkları eğitim ile paralel Ģekilde oluĢmaktadır.
Elbette sahip olunan mesleğe göre tüketici davranıĢları da değiĢkenlik göstermektedir.
“Tüketicilerin meslekleri ve öğrenim düzeyleri, belirli mallara ihtiyaç ve istek yaratır.
Bir üst düzey yönetici ile aynı iĢletmede çalıĢan bir iĢçinin giysi ihtiyacı birbirinin aynı
değildir. Bir mühendis ile bir doktor, meslekleriyle ilgili çok değiĢik araçlara ve
gereçlere ihtiyaç duyarlar. Ayrıca, tüketicilerin öğrenim düzeyleri yükseldikçe
ihtiyaçları ve istekleri de giderek artar ve çeĢitlenir” (Cemalcılar, 1999:55).
167
“KiĢilerin sahip oldukları meslekler kiĢiye yüklenen statü ve rol ile bağlantılıdır.
Bir iĢ adamı toplantıya giderken kıyafetine dikkat etmesi gerektiğinden, takım elbise
satın alma davranıĢı gösterecektir. Bir oto tamircisi ise sabahtan akĢama kadar yağ
değiĢtirme ve benzeri iĢlerle uğraĢacağından, tulum giymeyi tercih edecektir”
(Mucuk,2006:97).
“Aynı zamanda “tüketicinin mesleği, her Ģeyden önce gelirini belirler. Ayrıca
çalıĢma süresi, yine gidip gelmek için harcadığı zaman ile boĢ zaman süresi ve boĢ
zamanı değerlendirme biçimi de pazarlama açısından önemlidir” (Cemalcılar,1999: 58).
Modellik, sanatçılık, Ģovmenlik gibi mesleklerle uğraĢan kiĢiler ve iĢ adamları
gibi ciddi kiĢiler statülerini daha yüksek göstermek için lüks ürünleri tercih
etmektedirler. Giysi ve takı gibi görüntüyü değiĢtirecek ürünlerin yanı sıra, lüks araba
ve ev gibi yaĢantının yönünü etkileyecek ürünler de bu kapsamda yer almaktadır.
KiĢiler yalnızca ihtiyaçlarını karĢılamak için değil, mesleklerinde daha iyi bir konuma
yerleĢmek, reklam ve tanıtım ihtiyaçlarını karĢılamak için bile lüks tüketime
yönelebilmektedirler.
3.3.3.3.3.Ekonomik Durum
KiĢiler, her zaman kendilerinin ve yakın çevrelerinin çıkarları doğrultusunda
hareket etmektedirler. Sahip oldukları maddi kaynaklar çerçevesinde en doğru
kaynaklara, en doğru yatırımı yaparak maksimum faydayı sağlamaya çalıĢmaktadırlar.
Bu çerçevede değerlendirildiğinde yüksek gelir seviyesine sahip kiĢilerin sıradanlıktan
uzak ürünlere yöneldikleri söylenebilir. Bu noktada da sıradanlıktan kurtulmak ve
farklılaĢmak için lüks ürünleri tercih etmektedirler.
“KiĢinin ekonomik durumu, geliri, ürün ve marka seçimini etkileyen baĢlıca
faktörlerdendir. Ekonomik durum harcanabilir gelirin düzeyine, istikrarlılığına, ele geçiĢ
zamanına, tasarruflarına ve likit olan ve olmayan değerlerine, kredisine ve harcama ile
tasarruf arasındaki tercihlere bağlıdır. Özellikle gelire karĢı duyarlı olan ürünlerin
168
üretici ve satıcıları bu göstergeleri yakından izlerler. Örneğin, durgunluk söz konusuysa
ürünleri yeniden tasarımlayıp, konumlar, fiyatlar, üretim ve stokları azaltırlar”
(Tek,1999:139).
Tüketiciler öncelikle gıda, giyim gibi temel gereksinimlerini karĢılamaya
çalıĢmakta, belirli bir gelir seviyesini aĢtıktan sonra ise bir üst basamaktaki ürünlere
yönelmektedirler. En son aĢamada ise lüks ürün ve markaları tercih etmeye baĢlarlar.
Çünkü tüketicilerin pek çoğuna göre, bu ürünler paranın satın alabileceği en güzel,
kaliteli ve prestijli ürünlerdir.
3.3.3.3.4.YaĢam Tarzı
“YaĢam tarzı, geniĢ anlamda insanın boĢ zamanını nasıl geçirdiği (faaliyetleri),
çevresinde nelere önem verdiği (ilgileri), dünya ve kendi hakkındaki düĢünceleri
(fikirleri) içeren bir yaĢama biçimi olarak tanımlanabilir” (Ġslamoğlu, 2003:111).
“Tüketicilerin davranıĢlarını etkileyen faktörlerden biri de, tüketicilerin
tüketimine ve tercihlerine yön veren onun amaçladığı yaĢam tarzıdır. YaĢam tarzı,
insanların nasıl yaĢadıkları, zamanlarını ve para kaynaklarını nasıl harcadıklarını ifade
eden bir kavramdır” (AltunıĢık ve Nart, 2000:410).
YaĢam tarzı, yavaĢ yavaĢ oluĢan ve sosyal, kültürel, psikolojik, kiĢisel tüm
faktörlerden etkilenen bir yapıdır. YaĢam tarzı zaman içerisinde değiĢkenlik
gösterebilir. Çünkü ekonomik durum, rollerdeki değiĢmeler, bireyin kiĢisel bakıĢı ve
toplumsal etkiler gibi faktörler sebebiyle her geçen gün kiĢiler de değiĢir.
“Aynı sosyal sınıf, alt kültür ve hatta aynı meslekten olan insanlar bile çok farklı
yaĢam tarzlarına sahip olabilirler. KiĢinin yaĢam stili, onun faaliyet, ilgi ve fikirlerinde
ifadesini bulan yaĢam tarzıdır. YaĢam sitili, kiĢinin sosyal sınıfı ve kiĢiliğinden daha
fazla Ģeyleri içerebilir. Bir kiĢinin sosyal sınıfı bilinirse, onun olası davranıĢları
169
hakkında bazı spekülasyonlar veya yorumlar yapılabilir ama bu durum o kiĢiyi tam
olarak görme olanağı vermeyebilir” (Tek,1999:204).
YaĢam tarzlarındaki değiĢim tüketim tercihlerini de etkilemektedir. Toplumda
zamanla değiĢen roller ve alıĢkanlıklar yaĢam tarzı üzerinde etkili olmakta, bu da
tercihleri değiĢtirmekte veya satın almaya yöneltmektedir. Örneğin, günümüzde
kadınlar geçmiĢe oranla özgürleĢerek daha sık araba kullanmaya baĢlamıĢlardır. Araba
üreticileri bu ciddi potansiyeli göz önünde bulundurarak tasarım ve üretimlerini
gerçekleĢtirmektedir.
3.3.3.3.5.KiĢilik
“KiĢilik, bir insanı diğer bir insandan, bir tüketiciyi de bir baĢka tüketiciden
ayıran, temel ve orijinal bir özellik; bireyin kendi açısından fizyolojik, zihinsel ve ruhsal
özellikleri hakkındaki bilgisidir. Bu durumda kiĢilik, insanın kendisinde olup bitenleri
değerlendirmesi ve kendisine tatmin ve çıkar sağlayacak bir duruma getirmek
istemesidir” (Eren, 1989:49).
“Bireyin psikolojik karakteristiklerine bağlı olan ve aynı zamanda çevresel
faktörlerden etkilenerek oluĢan bir bütün olarak kiĢilik, kiĢinin iç ve dıĢ çevresi ile
kurduğu, diğer kiĢilerden ayırt edici, tutarlı ve yapılaĢmıĢ bir iliĢki biçimidir”
(Cüceloğlu,1993:404).
“KiĢileri çeĢitli kiĢilik özellikleri itibariyle sınıflandırıp, bu noktalardan hareket
ederek kiĢinin satın alma davranıĢları araĢtırılabilir. Yapılan araĢtırmalar kiĢilik ile satın
alma davranıĢı arasında iliĢkinin zayıf olduğunu ortaya koymuĢ, kiĢiliğin tüketici
davranıĢlarını anlamada kolaylaĢtırıcı bir rol oynadığı saptanmıĢtır” (Tüylü, 1995:34).
170
3.3.3.3.6.Cinsiyet
Cinsiyet, tüketici davranıĢlarını yönlendiren temel faktörlerden bir tanesidir.
Çünkü pazarda bulunan ürünlerin pek çoğu tüketicilerin kadın ya da erkek olma
özelliğine göre üretilmiĢ ve tanıtılmıĢtır. Erkek ve bayanların ürünlerin özelliklerine
bakıĢı birbirlerinden oldukça farklıdır. Satın alma kararı da algılanan bu farklılık
doğrultusunda farklı Ģekillerde verilmektedir.
“Tüketicinin marka tercihinde bulunurken çoğu kez erkek ya da kadın olması
durumunda farklılıklar bulunmaktadır. Bireyler gerek cinsiyetleri nedeniyle kendi
psikolojik yapılarına göre ve gerekse yine cinsiyete göre oluĢan toplumsal değer
yargılarına göre ve gerekse yine cinsiyete göre oluĢan toplumsal değer yargılarına
uygun biçimde marka tercihlerinde bulunurlar” (Tatlıdil ve Oktav,1992:45).
“Cinsiyet, hem satın alma davranıĢında hem de ürün ve marka tercihinde önemli
bir faktördür. Bazı ürünler sadece kadınlara bazı ürünler ise sadece erkeklere yöneliktir.
Bir grup ürün ise her iki cins tarafından da tercih edilebilmektedir. Zaten bu tip ürün
veya markaların (Unisex diye adlandırılan ürün tipi gibi) birçoğunda cinsiyet ayrımı da
yoktur. Ayrıca bazı ürünlerin satın alma davranıĢında daha çok erkekler karar verici
konumdayken, bazı ürünlerin satın alma kararında kadınlar söz sahibidir” (KocabaĢ
vd.,2002:103).
“Kadın ve erkeklerin satın aldıkları mallar birbirinden farklı olabileceği gibi,
aynı malın satın alınmasında tercih ve eğilimlerinde de farklılık bulunmaktadır”
(Aytuğ,1997:47). Özellikle kozmetik markalarının kullanım ve tercihinde cinsiyet
önemli bir faktördür. Kadınlar çok daha fazla miktarda ve çeĢitli ürün kullanırken,
erkekler parfüm, el kremi, tıraĢ köpüğü gibi ürünleri sıklıkla tercih etmektedirler. Son
dönemlerde bu eğilim biraz farklıklaĢmaya baĢlamıĢ ve erkek tüketiciler de yaĢlanmayı
geciktirici, saç dökülmeyi önleyici gibi bakım ürünleri kullanmaya baĢlamıĢtır. Ancak,
kadınların kozmetik ürünlerini kullanım miktarları hala erkeklerden oldukça fazladır.
Bu kadınları güzelliğe ve gençliğe verdiği önemden kaynaklanmaktadır.
171
3.3.3.4.Psikolojik Faktörler
KiĢilerin her gün karĢılaĢtıkları ve karĢılamaya çalıĢtıkları pek çok ihtiyaçları
vardır. Bazı ihtiyaçlar açlık, susuzluk, barınma isteği gibi fizyolojik özellik taĢırken,
bazı ihtiyaçlar ise tanınma, bir yere ait olma, sevilme isteği gibi psikolojiktir.
Fizyolojik ihtiyaçlarını karĢılayan bireyler, psikolojik ihtiyaçlarını karĢılama
aĢamasına geçerler. Bu noktada ürün, hizmet ve markalar psikolojik ihtiyaçları
karĢılamak ve doyuma ulaĢmak için pek çok konuda yarar sağlar.
Her tüketici farklı bir marka tercihinde bulunur. Ancak güzel, yakıĢıklı ve genç
olmak pek çok bireyi psikolojik olarak tatmin eden özelliklerdir ve bunu sağlamak da
kozmetik markalarına düĢmektedir. Kozmetik markaları, özellikle de lüks olarak
tanımlanabilenler, kiĢiler üzerinde psikolojik olarak yapıcı rol oynamaktadır. Psikolojik
faktörlerden bahsederken motivasyon, algılama, öğrenme, inanç ve tutumdan bahsetmek
yerinde olacaktır.
3.3.3.4.1.Motivasyon
Motivasyon, diğer bir ifade ile güdüleme, kiĢisel özelliklerin, harekete geçmesini
sağlayan itici kuvvettir (Schiffman ve Kanuk, 2000:67). “Güdüler (Motivler), belirli bir
gereksinim sonucu bireyi harekete geçiren güçlerdir. Güdüleme (Motivasyon), kiĢinin
eyleminin yönünü, gücünü ve öncelik sırasını belirleyen iç ve dıĢ bir uyarıcının etkisiyle
harekete geçmesidir” (Ġnceoğlu, 1985:81).
“Güdü, bir davranıĢı baĢlatan ve bu davranıĢın yön ve sürekliliğini belirleyen
içsel (bireye ait)bir güç olarak tanımlanır. Bu tanımdan da anlaĢılabileceği gibi, güdü
denilince, her Ģeyden önce aklımıza bireyi harekete geçiren, davranıĢta bulunmaya iten
bir güç gelmelidir” (Özkalp, 1996:197). “Güdüler ihtiyaçlara dayalı olarak ortaya çıkar
ve tüketicinin eylemlerini yönlendirir. Önce ihtiyaçlar ortaya çıkar, ihtiyaçları karĢılama
172
isteği dürtülere yol açar, sonra itici kuvvet olarak güdüler devreye girer ve en son
aĢamada davranıĢlar oluĢur” (Ġslamoğlu, 2003:76).
Tüketici bir gereksinimin ortaya çıkması ile iki tür fayda beklentisine girebilir.
Bunlardan birincisi somut fayda sağlayan yararlar; ürünün somut ve iĢlevsel
özelliklerinden elde edilen sonuçtur. Ġkincisi hedonik (haz almaya yönelik) yararlar ise,
ürünün soyut, duygusal, fiziki zevkler, düĢler ve estetik özelliklerini içerir.
Gereksinimlerin en iyi Ģekilde tatmini için ürün veya marka ile ilgili bir değerlendirme
yapıldığında, sağlanacak her iki tür yararın bir arada bulunması tercih sebebi
olabilmektedir. Tüketiciler, hem rasyonel hem de duygusal (hedonik) özelliklerden
güdülenebilmektedir (OdabaĢı ve BarıĢ,2002:106-107).
Ġnsan ihtiyaçları doğrultusunda hareket eden bir varlıktır ve insanın ihtiyaçları
her an değiĢkenlik gösteren bir yapıya sahiptir. KiĢiler en temel ihtiyaçlardan baĢlamak
üzere hep talepte bulunmakta ancak kimi ihtiyaçlarını karĢılama fırsatı bulurken, kimi
ihtiyaçları da karĢılanamamaktadır. KarĢılanamayan bu ihtiyaçlar ise gerginliğe yol
açmaktadır. Bu gerginliği gidermek amacıyla ortaya çıkan davranıĢları güdü adı verilen,
iç ve dıĢ kaynaklı bir güç yönlendirmektedir.
KiĢiler, ihtiyaçları doğrultusunda satın alma davranıĢlarında bulunmaktadır ve
yeme, içme, barınma, güvende olma gibi temel ihtiyaçlardan sonra; sevgi, saygı,
baĢarma gibi ihtiyaçlar ortaya çıkmaktadır. Günümüzde kiĢiler lüks markaları
kullanmak
yoluyla
aradıkları
saygı
ve
baĢarının
bir
kısmına
ulaĢtıklarını
düĢünmektedirler ve güdüleri de bu yönde geliĢmektedir.
3.3.3.4.2.Algılama
Çevremizden bize ulaĢan uyarıcıları anlamamızı ve anlamlandırmamızı sağlayan
algılama; çevreden bireylere, enformasyon olarak aktarılan, belli bir konu hakkında ve
belli bir amaca yönelik hazırlanmıĢ uyarıcıların organize edilerek seçilmesi ve anlamlı
kılınması yöntemidir (Schoell vd., 1988: 147).
173
Algılama, dünyanın anlamlı bir resmini yaratabilmek için, kendisine ulaĢan
bilgileri bireyin seçme, düzene koyma ve yorumlama sürecidir (Schiffman ve Kanuk,
2000:246). Algı bir olay ve nesne ile ilgili duyu organları aracılığı ile edinilen
izlenimdir.
KiĢilik oluĢumunda ve tercihlerin yapılmasında algılama büyük önem
taĢımaktadır. Algılama yoluyla kiĢi çevresindekileri anlamlandırmaktadır. Duyu
organları da bu süreçte önemli bir etkiye sahiptir. Biçim, renk, ses, tat gibi özellikler
duyu organları yoluyla algılanmaktadır.
Bu sebeple ürün ve markaların özellikleri belirlenirken, tüketici tarafından
kolayca ve net bir Ģekilde algılanacak özellikler ön planda tutulmalıdır. Markaların
baĢarısında algılamanın önemi büyüktür ve marka imajı da tüketici algılamasını
yönlendiren önemli bir kavramdır. Özellikle lüks markalarla ilgili algılanan faktörler
asla Ģansa bırakılmamalıdır, çünkü tüketici tercihleri algılama doğrultusunda
gerçekleĢmektedir.
3.3.3.4.3.Öğrenme
Öğrenme, organizmanın duruma tepki vermesi sonucu ortaya çıkan değiĢme
durumu ya da bir etkinliğin ortaya çıkması sürecidir (Nelson-Jones, 1982:106). Ġnsanın
en önemli ve onu diğer canlılardan ayıran temel niteliklerinden birisi öğrenmedir.
YaĢam ile ilgili birçok Ģey öğrenildiği gibi, tüketim olayı da öğrenilir. Tüketici
alıĢveriĢinde hangi ürünleri alacağını, hangi markaları seçeceğini, aldığı ürünleri nasıl
tüketime hazır duruma getireceğini öğrenmiĢ olarak hareket eder (Etzel vd.,1997:143).
“Öğrenme, kiĢinin bilgi ve tecrübeden kaynaklanan davranıĢ değiĢikliğinden
oluĢur. Ġnsan davranıĢlarını yönlendirmede öğrenme sürecinin büyük bir yeri ve önemi
vardır. Psikologlara göre, insanın psikolojik varlığı ve özellikleri, geniĢ ölçüde öğrenme
süreci boyunca elde edilen deneyimlerle belirlenir” (Mucuk, 2006:86).
174
“Deneme yanılma yoluyla ya da etki-tepki yoluyla kiĢi öğrenmesini pekiĢtirir.
Tüketici davranıĢları insanların bilgi ve deneyimlerini, ürünleri kullanarak ve satın
alarak edindikleri bir süreçtir. Çoğu tüketici davranıĢı öğrenilir” (Güngör, 2002:29).
“Öğrenme bir davranıĢ değiĢikliğidir, yaĢantı ya da uygulamalardan kaynaklanır,
öğrenme sonucu kazanılan davranıĢ değiĢikliği kalıcıdır” (Ġslamoğlu, 2003:54). KiĢiler
doğdukları andan itibaren devamlı bir Ģeyler öğrenirler. Öğrenme sürecinin kiĢilerin
zihninde nasıl gerçekleĢtiği tam olarak bilinmemekle birlikte, tüketici tercihleri üzerinde
öğrenme sürecinin etkisi büyüktür.
YaĢantımızın ilk yıllarından baĢlamak üzere anne, baba, öğretmen, arkadaĢ gibi
pek çok kiĢiden pek çok bilgiyi öğrenmekteyiz. Bu bilgiler ise tercihlerimizi
yönlendirmektedir. Örneğin, bir markanın faydalarını arkadaĢımızdan öğrenmemiz bile
o markayı tercih etmemize sebep olmaktadır.
3.3.3.4.4.Ġnanç ve Tutum
“Ġnanç, kiĢinin bir Ģey hakkında kiĢisel deneyimlerinden ya da dıĢ çevreden
edindiği bilgi, fikridir. Tutum, bir kimsenin bir eĢya veya bir fikir karĢısında, devamlıca
sürdürülen iyi veya kötü değerlendirmeleri, hisleri ve hareket temayülleridir”
(Yükselen, 2003:104).
“Ġnanç, bireyin kendi dünyasının herhangi bir yönüne iliĢkin algı ve zihinsel
yapılanmasının, tek boyutlu olarak örgütlenmesi, bir Ģeyin veya olaylar bütününün
olduğu gibi kabul edilmesidir” (Elden vd.,2008:226). Ġnanç, kiĢinin nesnelerle ve
düĢüncelerle ilgili tanımlayıcı düĢünceleridir (Kotler,2000:175).
“Tutum, bireyin kendine ya da çevresindeki herhangi bir nesne, toplumsal konu
ya da olaya karĢı deneyim, motivasyon ve bilgilerine dayanarak örgütlediği zihinsel,
duygusal ve davranıĢsal bir tepki, ön eğilimidir” (Ġnceoğlu, 2000:5).
175
Ġnsanlar yapmak ve öğrenmekle inanç ve tutumların sahipleri olurlar. Ġnançlar ve
tutumlar insanların satın alma davranıĢlarını etkilerler. Bir inanç bir kimsenin bir Ģey
hakkındaki tanımlayıcı bir düĢüncedir. Ġnançlar bilgi, kanaat ve itikat üzerinde
kurulabilir. Ġnançlarda hissiyatın rolü olabilir de olmayabilir de, imalatçılar insanların
ürünleri ve servisleri hakkındaki inançları ile çok ilgilidirler. Bu inançlar ürün ve marka
imajlarını yaratır ve insanlar da ürünlerin ve markaların imajlarına göre hareket ederler
(Kotler, 1999: 174 ).
“Tutum, kiĢinin nesneler ya da düĢünceler karĢısındaki olumlu ya da olumsuz
değerlemeleri, duyguları ya da eğilimleridir” (Cemalcılar ve ġahin, 2001:44). Tutum
kavramı, bireyin o andaki davranıĢlarını belirleyen geçmiĢ deneyimlerinin bir özeti
olarak ele alınabilir. Tüketici davranıĢları ise tüketicilerin ihtiyaç, güdü, algı ve
tutumlarının bir sonucu olarak ortaya çıkmakta, bireylerin mal ve hizmetleri
değerlendirme, elde etme ve kullanmaya iliĢkin zihinsel ve fiziksel faaliyetlerini
kapsamaktadır. (Gönen vd., 2001:138).
“Tutum ve inançlar çeĢitli eylemlerle Ģekillenip, satın alma davranıĢına yön
verir. Ġnanç kiĢinin nesnelerle ilgili tanımlayıcı düĢünceleridir. Tutum ise, bireyin bazı
nesnelere ve düĢüncelere eğilimleri, duyguları, değerlemeleri olarak tanımlanabilir”
(Yükselen,1989:39).
Tutum ve inançlar doğuĢtan gelmemekte, zaman içerisinde edinilen bilgi ve
kazanılan deneyimlerle geliĢmekte ve çeĢitli eylemlerle Ģekillenip, satın alma
davranıĢına yön vermektedir. Tüketicilerin bir ürün veya marka hakkındaki kanaatleri
üzerinde tutumların etkisi büyüktür. Tutumlar kiĢilerin ürün ve markalara karĢı
eğilimini yansıtmaktadır. Bu sebeple ürün ve markalara karĢı olumlu tutumlar
oluĢturmak ve bu tutumları koruyabilmek iĢletmeler açısından hayati önem
taĢımaktadır.
176
Tüketici davranıĢlarını etkileyen faktörleri inceledikten sonra, tüketici satın alma
sürecinin hangi aĢamalardan oluĢtuğundan bahsetmek tüketici davranıĢlarını daha iyi
değerlendirmek açısından faydalı olacaktır.
3.3.4.Tüketici Satın Alma Süreci
Her gün pek çok karar vermekte ve hayatımızı bu kararlar doğrultusunda
yönlendirmekteyiz. Verdiğimiz kararlar bazen önemsiz konularla ilgili olurken bazen de
hayati önem taĢımaktadır. Satın alma süreci de verdiğimiz kararlar sonucunda oluĢan bir
süreçtir. Hangi renk ayakkabı satın alacağımızdan, hangi arabayı kullanacağımıza kadar
her aĢama bir karar aĢamasıdır.
Tüketicilerin satın alma süreci ve bu süreçte verdikleri kararlar pek çok
faktörden etkilenmektedir. Örneğin, satın almanın gerçekleĢtirildiği zaman, yer, satın
alma nedenleri, satın alma koĢulları, satın alma anındaki duygular bu süreci oldukça
etkileyen faktörlerdir. Ancak marka sadakati tam anlamıyla sağlanabildiyse bu
koĢulların etkisi azalmaktadır.
Satın alma kararları, farklı önemlere sahip olduklarından tüketiciler bunlara
farklı zaman ve çaba ayırmaktadırlar. Bazı ürünlerin tercihinde tüketiciler, fazla çaba
göstermeden, anında satın alma kararı verirken, bazı ürünlerin tercihinde oldukça fazla
zaman harcayabilmektedirler. Örneğin, sürekli kullandığı deodorantı satın almada hiç
düĢünmeyen bir tüketici, ev ya da araba satın alırken haftalarca hatta aylarca düĢünmek
zorunda kalabilir. Ancak her iki ürün için de karar verme süreci aynı aĢamalardan geçer.
Bu aĢamalar ġekil 16‟da ayrıntılı olarak görülmektedir.
177
ġekil 16: Satın Alma Karar Süreci AĢamaları
Kaynak: Yavuz OdabaĢı ve Gülfidan BarıĢ, Tüketici DavranıĢı, Mediacat Yayınları, 2002, s.333
Tüketiciler her zaman bu dört aĢamadan geçmektedirler. Ancak kimi zamanlarda
ürün ve markaya bağlılık sayesinde tercihler daha çabuk yapılmakta ve bu süreçte yer
alan aĢamalar daha kısa bir sürede tamamlanmaktadır. ġeker, ekmek, tuz gibi
maddelerin tercih edilmesinde markanın önemi daha az olsa da, ürünün fiyat seviyesi
arttıkça markaya bağlılık daha büyük önem taĢımaya baĢlamaktadır.
Lüks ürünlerin satın alma karar süreci Ģeker ve ekmeğin satın alma karar süreci
kadar çabuk sonuçlanmamakta, ancak markalar tüketiciler üzerinde bağlılık yaratarak
bu süreci kısaltmayı hedeflemektedirler. Tüketiciler, kendilerine en yüksek doyumu
sağlayacağını düĢündükleri ya da kullanıp, memnun kaldıkları ürün ve markaları satın
alma eğilimi göstermektedirler. Bu noktada markaların tercih edilmeleri, baĢarıları ile
doğru orantılı olarak gerçekleĢmektedir.
178
Markaların tercih edilme sebepleri hakkında daha ayrıntılı bir bilgi elde
edebilmek için; sorunun belirlenmesi, bilgileri ve seçenekleri arama, seçeneklerin
değerlendirilmesi ve satın alma kararından oluĢan satın alma karar sürecinin aĢamalarını
tek tek ele almak doğru bir yaklaĢım olacaktır.
3.3.4.1.Sorunun Belirlenmesi
Satın alma karar süreci bir ihtiyacın ortaya çıkmasıyla baĢlar. Bu ihtiyaç, açlık,
susuzluk gibi tüketicinin içsel ihtiyaçlarından kaynaklanabileceği gibi, dıĢ faktörlerden
de doğabilir. Örneğin, kiĢi vitrinde gördüğü bir elbiseye ihtiyaç duyduğuna karar
verebilir ya da reklamını beğendiği bir parfüme ihtiyacı olduğunu düĢünebilir. Bu
durumda mevcut durumundan farklı bir duruma geçmek istediğini düĢünür ve satın
alma sürecinin ilk adımını atmıĢ olur.
Satın alma iĢlemi, satın alıcının bir mesele veya ihtiyaçla karĢı karĢıya
bulunduğunu anladığı zaman baĢlar. Bu ihtiyaç, dâhili ve harici dürtülerle
hareketlendirilir. Dahili dürtülere, açlık, susuzluk, seks gibi dürtüler örnek olarak
gösterilebilir. Bu dürtüler, eĢiğe kadar yükselir ve satın alma iĢlemi için itici bir güç
haline gelir ( Kotler, 1999:177).
“Sorunun belirlenmesi, yepyeni bir ürünün piyasaya sunulması sonucu
denenmesinin arzu edilmesi ya da kullanılmakta olan bir ürünün tüketilip yeniden satın
alma ihtiyacının ortaya çıkıĢıyla kendini gösterir” (Erdil, 2004:120). “Tüketici gerek iç
gerekse dıĢ etmenlerin etkisi altında kendi sorununu çözmeye çalıĢır. Bu sorun çözme
iĢlemi biliĢsel bir yapıdadır ve belirli aĢamalardan geçer. Böyle bir yaklaĢımın temel
dayanağı, tüketici davranıĢının sorun çözme davranıĢı olduğu ve tüketicilerin de sorun
çözücü, yani karar vericiler olduğu varsayımıdır” (OdabaĢı ve BarıĢ, 2002:333).
“Tüketici istediği durumla mevcut durum arasında bir ayrılık, bir uymama
görürse bir sorun var olduğunu anlayacaktır. Örneğin, bir kiĢi her sabah kalkınca
179
arabasının zor çalıĢtığını veya sık sık arıza yaptığını görünce bir sorunla karĢı karĢıya
olduğunu fark edebilir. Bu olayın var olduğunu gören tüketici bir Ģeyler yapması
gerektiğine karar verebilir. Güvenilebilecek bir otomobil ihtiyacının varlığını ona
otomobilin sık sık arıza yapması fark ettirecektir” (Hatipoğlu, 1993:36).
Tüketicinin ihtiyacı olan ürünlerin/ hizmetlerin tükenmesi ya da yetersiz olması,
sahip olunan mal ya da hizmetten memnun olunmama, tüketicinin içinde bulunduğu
çevre Ģartlarının değiĢmesi, tüketicinin sahip olduğu ekonomik Ģartların değiĢmesi ve
pazarlama karmasının tüketicilerin satın alımına etkisi gibi sebeplerle ihtiyaçlar ortaya
çıkmaktadır (Loudon ve Bitta, 1993:452).
Ġhtiyaç nedeni ne olursa olsun, ortaya çıktıktan ve karĢılanması için yeterince
baskı yaptıktan sonra tüketici harekete geçmekte ve sorunu çözmeye çalıĢmaktadır.
Tüketici sorunu çözme kararını aldıktan sonra tercih edeceği ürün ya da marka ile ilgili
karar vermektedir. Tüketicinin bu kararında yönlendirici rol oynamak ise üreticilerin
çabaları sonucu mümkün olmaktadır. Ġhtiyacın ortaya çıkması ve sorunun belirlenmesi
aĢamaları ile birlikte tüketici, tatmin olacağı seçenekleri aramaya baĢlar ve elindeki
bilgilerle uygun bir karar vermeye çalıĢır.
3.3.4.2.Bilgileri ve Seçenekleri Arama
Ġhtiyaçların
oluĢumuyla
birlikte
bir
arayıĢa
giren
tüketici
ihtiyaçları
doğrultusunda ürün ve markalara iliĢkin bilgi sahibi olmaya çalıĢır. SatıĢ noktalarını, her
bir mamul veya markaların özelliklerini, fiyatını, ödeme koĢullarını öğrenir. Tüketici,
bu bilgi arayıĢı sürecinde gerek tecrübelerinden, gerekse ihtiyaç duyduğu ürünle ilgili
bilgiye sahip kiĢilerden, yayınlardan veya reklamlardan yararlanma yoluna gidebilir.
Tüketicinin bilgi arayıĢı veya ilgisinin harekete geçirilmesi en basit düzeyde iki
seviyede gerçekleĢebilir. Önce dikkatte bir artıĢ meydana gelir. Bu seviyedeki bir kimse,
bir ürün hakkında daha fazla bilgi edinmeye açıktır. Daha sonraki seviyede, bir kimse
faal olarak enformasyon araĢtırmasına girer. Bunun için arkadaĢlarına telefon eder,
180
okunması gereken malzemeyi arar ve ürün hakkında bilgi edinmek için dükkanları
dolaĢır (Kotler, 2000:179).
Açlık, susuzluk gibi konularda yoğun bir ihtiyaç söz konusu ise bu ihtiyacı
giderecek ürünün satıĢı oldukça kolay olmaktadır. Ancak çoğu durumda satıĢ bu kadar
kolay değildir. Tüketici ihtiyacını hemen gideremez, çünkü bir Ģeyler eksiktir. Örneğin,
tüketici hangi marka ürünün ihtiyacını en iyi Ģekilde gidereceğini ya da ürünü nereden
alacağını bilemeyebilir. Bu gibi durumlarda tüketici bulabildiği bilgileri not alacak ve
daha ilerideki bir satın alma faaliyetinde hatırlayacaktır.
“Tüketicinin aradığı bilgiler; ürünlerin özellikleri, satıcıların özellikleri, değiĢik
markaların var olup olmadığı ve bunların özellikleri, garantiler, kullanma bilgileri,
fiyatlar gibi bilgilerdir. Bu bilgileri edinmenin ise; tüketicinin kendi tecrübesi, arkadaĢ,
akraba gibi çevresel iliĢkiler, reklamlar, ambalajlar, vitrinler ve mağaza içindeki çeĢitli
gösteriler, geçici kullanımlar, bedava numuneler, çeĢitli tüketici kuruluĢların raporları
gibi kaynakları bulunmaktadır” ( Hatipoğlu, 1993:38).
Problemine bir çözüm bulmak için güdülenmiĢ tüketicilerin, ürün hakkında
geçmiĢ deneyimlerini ve ürün hakkında duyduklarını hatırlaması iç arama; mağazaları
dolaĢma, üreticilerin yayınlarını ve reklamlarını okuma arkadaĢlar ile konuĢma gibi
arama yöntemleri ise dıĢ arama yöntemidir (Blythe, 2001:43). “Bu aĢamada ihtiyacı
karĢılayacak mamul ve marka alternatifleri belirlenir. Harcanacak zaman, kiĢinin
alternatiflerle ilgisi, bilgisi, deneyi, bilgiyi nereden alacağı (referans grubundan,
reklamdan vb.) üzerinde durulur” (Mucuk, 2006:89).
Lüks kozmetik markalar da kullanıcıların satın almadan önce uzun uzun
değerlendirdikleri ve alternatifleri belirledikleri marka türlerindendir. Onlarca marka,
renk, ambalaj arasından seçim yapabilmek için tüketiciler, gerekli bilgileri toplamakta
ve seçenekleri belirlemektedirler. Bu aĢamadan sonra ise elde edilen bilgi ve
seçeneklerin ortaya konularak değerlendirileceği seçeneklerin değerlendirilmesi
aĢamasına geçilmektedir.
181
3.3.4.3.Seçeneklerin Değerlendirilmesi
Tüketiciler seçeneklerini belirledikten sonra bu seçeneklerin değerlendirilmesi
gerekmektedir. Bu değerlendirmeyi yaparken tüketici, ürünleri karĢılaĢtırarak elinde
bulunan kaynaklara göre ihtiyacını en iyi Ģekilde karĢılayacak malı veya hizmeti satın
almaya çalıĢmakta, elde edeceği faydayı maksimum yapmaya çalıĢmaktadır.
Bu aĢamada tüketici alternatiflerini belirli özelliklerine göre ele almakta ve
onları önem derecesine göre dizmektedir. Satın alma sürecinin bütün aĢamaları
önemlidir. Ancak, değerlendirme aĢaması genellikle en önemli noktadır. Tüketicinin
öncelikle elindeki bilgileri sistematik hale getirmesi ve değerlendirme için bir ölçü
belirlemesi gerekmektedir. Fiyat, dayanıklılık, ekonomiklik, etkinlik, güvenirlilik bu
ölçütlerden bazılarıdır. Değerlendirilen seçenekler, tüketicinin satın alma kararına etki
etmektedir.
Seçeneklerin değerlendirilmesi aĢaması, ihtiyaçların giderilmesi için rakip
ürünler ile önerilen potansiyel çözümlerin bir değerlendirmeye tabi tutulmasıdır. Bir
ihtiyacını karĢılamaya çalıĢan tüketici, çoğunlukla ürün hakkında Ģuurlu, rasyonel
temeller üzerinde karar verir. Üründen belirli yararlar sağlamayı düĢünür. Tüketici her
ürünü bu ihtiyacı karĢılamak için diğerinden farklı yetenekler sunan bir özellik demeti
olarak görür. En çok dikkat ettiği ürün özellikleri ise bekledikleri yararları sağlayan
özelliklerdir. Tüketici her markanın her özelliğe göre hangi mevkide bulunduğuna dair
bir marka inançları setini geliĢtirir. Bir marka hakkında inançlar seti de markanın
imajını oluĢturur. Tüketicinin marka imajı, seçici sezgi, seçici tahrif ve seçici muhafaza
etkilerinin özümsenmesi sırasında edindiği tecrübelere göre değiĢir (Kotler, 2000;180).
“Bu aĢamada tüketiciler, farklı seçenekleri ve markaları değerlendirmektedir. Bu
değerlendirme yapılırken; ürün ve hizmetlerin özellikleri, ürünün farklı özelliklerine
verilen nispi önemler, marka imajı, çeĢitli markalar hakkında farklı değerlendirme
yöntemleriyle geliĢtirilen tutumlar göz önünde bulundurulmaktadır” (Tek,1999:213).
182
Tüketiciler, hangi ürünün özelliklerinin en uygun olacağı düĢüncelerinde olduğu
kadar, her özelliğin kendilerince ne kadar önemli olduğunda farklı düĢüncelere
sahiptirler. Onların en çok dikkat ettikleri özellikler, bekledikleri yararı sağlayan
özelliklerdir. Bir ürün için pazar, çok defa, farklı tüketici gruplarının dikkatini çeken
özelliklere göre bölünebilir. Pazarlamacıların tüketicinin marka seçimine ulaĢmada
eldeki bilgileri nasıl değerlendirdiğini bilmeye ihtiyacı vardır. Bütün tüketiciler ne tek
bir değerleme iĢlemi yaparlar ne de bütün değerleme iĢlemini kullanırlar.
Tüketiciler ürün ve markalar hakkındaki seçenekleri değerlendirdikten sonra
kararlarını vermektedirler. Her tüketici bu süreçte farklı yöntemler kullanmaktadır.
GeçmiĢ deneyimler, çeĢitli markalara ait bilgi ve tutumlar, grup etkileri bu
değerlendirmede etkili olmaktadır. Seçeneklerin değerlendirmesi sürecince, ihtiyacı
giderecek veya tüketicinin arzuladığı bir Ģekilde çözüm olacak bir alternatif bulunmaz
ise, sağlıklı bir tercih için daha fazla bilgi toplanabilir.
3.3.4.4.Satın Alma Kararı
Satın almayı gerçekleĢtirme aĢamasında, tüketici arzuladığı markayı belirler ve
güven duyduğu mağazayı ve uygun ödeme yöntemini seçer (Blythe, 2001:43). “Seçim
demek bir markayı satın almak demektir. Seçim, mevcut markayı bir baĢkası ile
değiĢtirmek biçiminde olabileceği gibi, mevcut markayı muhafaza etme biçiminde de
olabilir” (Ġslamoğlu, 1993:102).
Tüketici satın alma kararını verecektir. Genellikle mutlak doğru veya mutlak
yanlıĢ bir karar diye bir Ģey yoktur. Her Ģeyin bir avantaj ve dezavantajı vardır ve tercih
yapmak bir Ģeyden vazgeçmek demektir (Cox ve Dainow, 2001:91 ). “Tüketiciler fiyat
ve kalite farklılıklarına rağmen, tanıdıklık derecesi yüksek markaları diğerlerine tercih
etmektedirler. Markaya karĢı tanıdıklık derecesi yüksek olan tüketiciler, diğer
tüketicilere göre daha hızlı karar vermekte ve ürün denemelerinde daha az sayıda farklı
marka denemektedirler” (Korkmaz ve IĢın, 2003:290).
183
Satın alma aĢamasında; ürün, marka seçimi, satın alma zamanı ve alınacak
miktarın
belirlenmesi
gibi
eylemler
gerçekleĢtirilmektedir.
Bu
eylemler
gerçekleĢtirilirken tüketiciler kimi zaman diğer ürün ve markaları incelemeden belirli
bir ürün veya marka üzerinde kararını verir. Bazı zamanlarda alınacak ürün tipi bellidir,
ancak markaya karar verilmemiĢtir. Bazen de ortada satın alma niyeti bile yokken, satın
alma kararı alınmaktadır. Bu tip satın alma davranıĢında tüketici mağaza içi
uyarıcılardan etkilenmektedir. Özellikle büyük marketlere sipariĢ listesi olmadan
gidildiğinde bu satın alma davranıĢı ile karĢılaĢılmaktadır.
Satın alma davranıĢı, satın alma niyeti, çevre etkileri ve kiĢisel farklılıklardan
etkilenen bir süreçtir. Tüketici bir satın alma iĢlemini yürütürken, satın alma ile ilgili;
marka kararı, kimden satın alacağına karar verme, nicelik kararı (kaç tane alacağına
karar verme), zamanlama kararı, ödeme kararı olmak üzere beĢ alt karar geliĢtirmektedir
(Kotler, 2003:182).
Satın
alma
kararının
verilmesinde,
alıĢveriĢin
yapılacağı
yerin
uygunluğu, ürüne ulaĢım kolaylığı, fiyat, servis ve hizmetin çabukluğu, ürün çeĢitliliği,
mağaza atmosferi gibi faktörlerin yanı sıra, reklamın ve arkadaĢ grubunun etkisi çok
büyüktür. Tüketicinin kararını etkileyen faktörler olumlu yönde ise satın alım
gerçekleĢir. Satın alma kararının verilmesinden sonra ise verilen kararın değerlendirilme
süreci baĢlamaktadır.
3.3.4.5.Satın Alma Sonrası Değerlendirme
Bu aĢamada, tüketici ürünün satın alınmasının baĢarılı mı, baĢarısız mı olduğuna
karar verir. Tüketicinin ne beklediği ile ne satın aldığı arasındaki karĢılaĢtırmalar bu
noktada yapılan eylemlerdir. Bazen satın almadan sonra, yeni elde edilen bilgiler
tüketicinin düĢüncesine etkide bulunur (Blythe, 2001:43).
Tüketiciler satın alma kararları sonrasında, kararlarını değerlendirme sürecine
baĢlarlar. Bu süreç sonucunda ya tatmin ya da tatminsizlik ortaya çıkar. “Eğer tatmin
184
sağlanmıĢ ise seçilen marka tekrar satın alınır. Tatminsizlik ortaya çıkmıĢ ise, tekrar
araĢtırma aĢamasına dönülür ve iĢlem yeni baĢtan tekrarlanır” (Ġslamoğlu, 1993:102).
Tüketicinin alım sonrası ortaya çıkan değerlendirmeleri, duygu ve düĢünceleri
pazarlama açısından önemlidir. Alıcının baĢkalarına ne söylediği ve alıĢkanlığa dönüĢen
tekrar alımları yapıp yapmayacağı gibi noktalar önem taĢımaktadır. Çünkü alıĢkanlığa
dönüĢen satın almalar dıĢında tüketicide, seçilen malın olumsuz yanları, seçilmeyen
malların üstünlükleri gibi özellikler; bir kaygı, yanlıĢ seçim endiĢesi ve uyumsuzluk
yaratır. Firma, reklam, diğer tutundurma çalıĢmaları ve satıĢ sonrası hizmetlerle, satmıĢ
olduğu mallarla ilgili olarak tüketicide belirlenecek kaygıyı ve olumsuz duyguları
silmeye veya en azından azaltmaya çalıĢmalıdır (Mucuk, 2006:90).
Satın alma eylemi tamamlandıktan sonra tüketici satın aldığı ürünü kullanmaya
baĢlayacaktır. Bu kullanımın sonunda tüketici, ya tatmin edilmiĢ ya da tatmin edilmemiĢ
olacaktır. Tatmin olmuĢ ise bu duygusunu hem çevresindekilere anlatacak hem de tekrar
aynı ürünü satın alma ihtimali yükselecektir. Tüketici ürün veya markadan tatmin
olmamıĢ ise ya ürünü geri verecek ya da o üründen veya markadan bir daha almayacak
ve yakın çevresini de bu yönde etkileyecektir. Bunlardan baĢka tüketici; ürünü
değiĢtirme, zararının karĢılanması gibi yollarla zararının giderilmesini de isteyebilir.
Tüketici bu teĢebbüslerden de sonuç alamazsa, ya ürünü atacak, ya baĢka birine satacak,
ya baĢkası ile trampa edecek ya da baĢka maksatlarla kullanacak; böylece tatminsizliğin
yarattığı gerginlikten kurtulmaya çalıĢacaktır (Oluç, 1991:9) .
“Satın alma sonrası beliren huzursuzluk, pazarlamacı için önemlidir çünkü
huzursuzluk ortadan kaldırılmadığı taktirde sonuç ürünün negatif değerlendirilmesi
olacaktır ve dolayısıyla tüketicinin ürünle ilgili gelecekteki kararları olumsuz
etkilenecektir. Huzursuzluğu ortadan kaldırmak için, ürünle ilgili gerçekçi beklentiler
yaratmak, bilgi akıĢını sürdürmek, satıĢ sonrası garantiler önermek gibi pazarlamacıların
uygulayabileceği stratejiler vardır” (Gürel, 2001:17).
185
“MüĢteri satın aldığı üründen memnun kalırsa satın alma eylemini tekrar
gerçekleĢtireceği için kazanılmıĢ bir müĢteri olur. Aksi takdirde müĢteri kaybedilecektir
ve baĢka markalara yönelecektir. Eğer müĢteri üründen memnun kalmıĢsa aynı firmanın
diğer mallarını da kolayca benimser ve firmanın gönüllü reklamını yapar. Yakın
çevresindekilere memnuniyetini anlatarak onlar için referans verir” (Tuncer,1992:42).
“Satın alma eylemi gerçekleĢtikten sonra, tüketici tatmin olmuĢsa, bu duygusunu
çevresine yayacak, ürün hizmet veya marka için referans olacaktır. Tüketici ürün veya
markadan tatmin olmamıĢsa ya ürünü geri vermeye çalıĢacak ya da ürün ya da
markadan bir daha satın almayacaktır. Bütün bunların yanı sıra ürün ya da marka için
kötü referans olacaktır” (Korkmaz, 1996:17).
Tüketici bir ürünü satın aldıktan sonra, bir ölçüde tatmin veya tatminsizlik
duyacaktır. Pazarlamacının iĢi ürünün satın alınmasıyla bitmez. Pazarlamacılar alıĢveriĢ
sonrasındaki tatmini, satın alma sonrası tüketici davranıĢlarını ve ürünün satın
alınmasından sonraki kullanılıĢını izlemelidirler (Kotler, 1999:182 ).
Bu izlemenin iĢletmeler açısından büyük önemi vardır. Çünkü tüketiciler
üründen memnuniyetlerini ve memnuniyetsizliklerini diğer kiĢilerle paylaĢmaktadırlar.
Örneğin, tüketicinin ürün kalitesi ile ilgili sıkıntıları varsa iĢletmelerin bunu göz önünde
bulundurup ürünlerin kalitesine daha çok dikkat etmeleri fayda sağlayacaktır. Böylece
daha sadık müĢteriler edinmek mümkün olacaktır. Aksi takdirde bu satıĢ Ģirketler için
kısa vadeli bir yarar olacak, uzun vadede yarar sağlanamayacaktır.
Tüketiciler, aldıkları ürünleri güvenirlilik, dayanıklılık, performans, stil, konfor
gibi teknik ölçütleri göz önünde tutarak, yalnızca satıĢ sonrası değil, tüm kullanımları
boyunca değerlendirmektedirler. Bunların yanı sıra özellikle lüks kozmetik ürünleri gibi
ürün gruplarında, ürün ya da markanın statüyü yansıtması, prestij göstergesi olması ve
modaya uyması gibi faktörler de çok önemlidir. Üründen memnun olunup
olunmadığının ve bunun nedenlerinin öğrenilmesi iĢletmenin ilerideki pazarlama ve
ürün stratejilerinin belirlenmesinde çok büyük bir önem taĢımaktadır.
186
Lüks kozmetik markalarının satın alınmasında tüketici davranıĢlarını belki de en
fazla etkileyen unsur kiĢinin beraber yaĢamıĢ olduğu referans grupları ve sosyal
çevredir. Ayrıca ekonomik durum da lüks kozmetik markalarının tercih edilmesinde
önemli bir etkidir. KiĢilerin gelirleri artıkça hem daha çok satın almakta hem de daha
fazla markalı ürünlere yönelmektedirler. Bu noktada modanın öneminden bahsetmek
oldukça yerinde olacaktır. Çünkü lüks kozmetik markaları modadan her sezon etkilenen
ve modaya göre yönlendirilen bir özelliğe sahiptir. Bu sebeple, bir sonraki bölümde
modanın lüks kozmetik markaların tercih edilmesi ve tüketici davranıĢı üzerindeki
etkisinden bahsedilecektir.
3.3.5.Modanın Satın Alma Sürecine Etkisi
Tüketiciler için marka, bir ürünü tanımanın en kolay yoludur. Ürün hakkında
tüketiciyi bilgilendirir, güven verir ve ürünlere kolayca yeniden ulaĢılabilmesini sağlar.
Marka ürünün kalitesi konusunda bir güvence verir. Günümüzde markalar ürünlerin
ayrılmaz bir parçasını oluĢturmakta, ürünler değil ürünlerin markaları daha çok dikkat
çekmektedir. Bu yüzden tüketicinin içinden seçim yapacağı markaların arasına girmek
önemli bir noktadır. Moda ve marka tüketicinin dikkatini çekmek açısından uyumlu bir
birliktelik içerisindedir. Moda akımları markaların tanınmasını, markalar ise moda
akımlarının yayılmasını sağlamaktadır.
Moda sistemi, sembolik anlamlar yaratıp bu anlamları kültürel ürünlere
dönüĢtürme iĢiyle ilgilenen insanlardan ve firmalardan oluĢur. Ġnsanlar genelde modayı
giysi olarak algılasalar da, moda süreçlerinin müzik, sanat, mimari ve hatta bilim gibi
her türlü kültürel olguyu etkilediği unutulmamalıdır. ĠĢ hayatı bile “tam zamanında
üretim” ya da “toplam kalite yönetimi” gibi o dönemde trend olan yönetim tekniklerine
göre değiĢir, yani “moda olanın” çevresinde döner (Solomon, 2004:570).
Moda kavramı; toplumsal ayrıĢma ve toplumsal bütünleĢme doğrultusunda
hizmet ettiği amaçlar, tatmin ettiği söylenen psikolojik gereksinimler ve modern
187
ekonomik hayatta ifade ettiği anlamlar bakımından kültür bilimcilerin de son yıllarda
üzerinde durduğu sosyal bir fenomen halini almıĢtır. Bireyin moda eğilimler
karĢısındaki tutumu sosyal anlamda bir dildir (Davis, 1997:16).
Moda, insanların değiĢiklikleri arama ve yeni biçimle ortaya koyma tutkusudur.
Moda, toplum hayatına giren geçici bir yenilik, bir zaman diliminin ifadesidir (Çivitçi,
2004:4). Ġnsanlık tarihi ile baĢlayan giyinme olgusu, çevresel faaliyetler ve
toplumsallaĢma faktörleri ile ihtiyaç olmaktan çıkarak, moda olgusuna dönüĢmüĢtür.
Bireyler yaĢadıkları toplumun özelliklerini, kiĢiliklerini ve yaĢam tarzlarını giysilerine
yansıtmıĢlardır (Davis, 1992:4).
Modanın birçok disiplin ile iliĢkisi bulunmaktadır. Psikologlar, modadan
bireyselliğe yönelik söz ederken, sosyologlar sınıf ayrımını ve grup aidiyetini ön plana
çıkarmaktadırlar. Ekonomistler modaya; arz-talep olarak bakmakta, sanatçılar artistik ve
güzellik ideallerine, tarihçiler ise tasarımlardaki değiĢimlerin evrimsel açıklamalarına
ilgi göstermektedirler (Çivitçi, 2004:27).
Moda kavramı; toplumsal ayrıĢma ve toplumsal bütünleĢme doğrultusunda
hizmet ettiği amaçlar, tatmin ettiği söylenen psikolojik gereksinimler ve modern
ekonomik hayatta ifade ettiği anlamlar bakımından kültür bilimcilerin de son yıllarda
üzerinde durduğu sosyal bir fenomen halini almıĢtır. Bireyin moda eğilimleri
karĢısındaki tutumu sosyal anlamda bir dildir (Giacobello,2000:11).
Yüzyıllar boyunca toplumlar ve bireyler giyimlerini ve diğer vücut
süslemelerini; mesleklerini, rütbelerini, cinsiyetlerini, memleketlerini, sınıflarını ve
zenginliklerini ifade etmek için bir çeĢit sözsüz ve sessiz komünikasyon aracı olarak
kullanmıĢlardır. Moda özgürce konuĢmanın, kendini ifade etmenin bir yolu olarak
görülmüĢtür. Elbette ki bu ifade Ģekli ve dolayısı ile moda olgusu sadece giyimle sınırlı
kalmamıĢtır. Aksesuarlardan, saç modellerimize, kullandığımız eĢyalardan içinde
yaĢadığımız eve kadar sürmektedir. Neyi, nerde ve nasıl giydiğimiz, karĢımızdakilere
bizim sosyal pozisyonumuzla ilgili incelikli bir bilgi verebilir. Görsel bir metafor olarak
188
kıyafet halindeki giyim, onu giyenin neler söylemekte olduğunun farkında olması kadar
incelikli bir Ģey de dahil, birçok Ģeyi iletebilir (Davis, 1997:37).
Michael Solomon‟a (2004) göre moda, “Yeni bir stilin birkaç grup tüketici
tarafından benimsenmesiyle oluĢan sosyal yayılım sürecidir”. Moda, belirli bir zaman
içerisinde insanların çoğunluğu tarafından satın alınan ve kullanılan Ģeydir
(Çivitçi,2004:4). Moda olanı giymek “koda” benzer bir Ģeye sahip olmaktır. Uzun
zamanlar boyunca etkili olan giyim stilleri ve modalar bir kod oluĢturmaktadır. Bu kod,
diğer alanlardaki ve diğer dillerdeki kodlardan çok daha fazla olup, sürekli değiĢim ve
devamlılık göstermektedir (O‟Cass, 2004:869).
Efsanevi tasarımcı Coco Chanel modayı Ģöyle tanımlamıĢtır: “Moda sadece
giysilerde var olan bir Ģey değil; moda soluduğumuz havadaki bir Ģey. Bir rüzgârdır
moda; geldiğini hissedersiniz, kokusunu duyarsınız… Havada da, sokakta da… Moda,
fikirlerle, yaĢam tarzımızla, olan bitenle ilgilidir‟ ( Alphan,2008:13).
DeğiĢimi yönlendiren moda endüstrisi; terzileri, tasarımcıları, yatırımcıları,
alıcıları, teknoloji uzmanlarını, pazarlamacıları, lojistik yöneticilerini, stratejistleri,
yöneticileri ve tüketicileri kapsayan milyonlarca dolarlık iĢ hacmine sahip global,
dinamik bir yapı haline gelmiĢtir (Çevikel,2004:10).
Modanın kadınlar için her zaman toplumsal bir gündemi vardır ve giyim
davranıĢları toplumsal olarak güdülenir. 19. yy.da, modanın gündemi muhafazakârdır ve
kadınların rollerine iliĢkin genel kabul gören bir görüĢe dayanır. 1920‟lerde ve
1960‟larda, modanın gündemi liberaldir ve kadınların görünüĢlerini toplumsal rollerinde
ve toplumun geri kalanında meydana gelen değiĢikliklere uygun olarak yeniden
Ģekillendirir (Crane,2003:35).
Belirli bir stilin yaĢam süresi bir aydan bir asra kadar uzanabilse de, moda
tahmin edilebilir bir sıra izleme eğilimdedir. Moda yaĢam evresi, ürün yaĢam evresine
benzemektedir. Doğumdan ölüme doğru giden temel evreler, moda ürünlerde de
189
görülür. Moda ürünlerin yaĢam ömrü kimyasallar, ilaçlar gibi ürünlere göre daha azdır.
Çünkü moda ürünler renk, tasarım, sezon gibi faktörlerle sıkı sıkıya iliĢkilidir. Bu
faktörler zamanla değiĢtiğinden moda ürünler de değiĢir (Tek,1999:426).
Moda genellikle giysilerle iliĢkilendirilse de moda, giyim dıĢında bakıĢ açılarını,
sanatı, edebiyatı ve felsefeyi ve hatta kimi zaman bilimi bile etkileyebilmektedir.
Aslında moda grup yaĢamının her noktasında etkili olabilmektedir (Johnson, 2003:
124). Moda bir ürün sınıfı olmanın üstünde farklı Ģekillerde de kiĢilerin hayatında yer
almaktadır. Moda belli bir çerçevede hareket eden bir unsur olmanın yanı sıra kiĢilerin
farklılaĢmasında da bir araçtır (Johnson, 2003: 105).
Modaya iliĢkin görüĢleri psikolojik, ekonomik, sosyolojik, tıbbi, coğrafi,
tarihsel, kültürel, estetik, pazarlama ve iletiĢim modelleri baĢlıkları altında
sınıflandırabiliriz (Solomon,2004:573). Moda ürünler, yaĢam dönemleri kısa, satılacak
miktarların kestirilmesi güç, stil, renk, tasarım gibi yüzeysel özellikleri iĢlevden daha
önemli olan, çeĢidi fazla, tüketici alımları iç tepkisel, duygusal, değerleri özel ve
yeniden sipariĢ edilip bulunması güç ürünlerdir (Tek,1999:347).
Moda, bir döneme damgasını vuran geçici giyim, kullanım ve davranıĢ
bütünlüğünü, yani hayata karĢı duruĢtaki farklılıkların toplamını temsil eder. Aynı
zamanda toplumsal tavır, ahlak, din ve bilim alanlarındaki anlayıĢ değiĢimleri olarak
karĢımıza çıkar (Onur, 2004:15).
Son yıllarda modaya genel olarak ilgi müthiĢ bir Ģekilde artmıĢtır. Günümüz
yaĢamında moda, en büyük ekonomik güçlerden birisidir. YaygınlaĢmak için insanların
ne alacaklarını belirler. Modadaki değiĢiklikler giysileri, kozmetikleri, ev eĢyalarını,
arabaları değiĢtirmek için motive edici bir etkendir. Moda müĢterilerin değerlerinin
değiĢmesine sebep olur ve aynı zamanda insanların yeni ürünler istemesine yol açar.
Çünkü moda dıĢı ürünleri kullanmak çoğu insan için rahatsız edici bir durumdur
(Davis,1997:16).
190
YaĢadığımız dönem marka ve imaj dönemi olarak dikkat çekmektedir.
Bulunduğumuz dönemde herkes kendi yaĢam stili ve tarzını oluĢturmaktadır. Özgürlük
ve bireysel tercihler modaya yeni anlamlar yüklemektedir. Ekonomik, siyasal, politik ve
dinsel tüm etkilenmelere açık bir zeminde moda yeniyi keĢfetmektedir. Bu nedenle,
değiĢimi de, bu süreçlerden bağımsız düĢünmemiz olanaklı değildir (Onur, 2004:83).
Modanın bir toplumsal olgu olarak yaĢadığımız dünyaya damgasını vuruĢunda
yalnızca ekonomik ve siyasal dönüĢümlerin payını dikkate almak eksik bir
değerlendirme olmaktadır. Psikolojik etmenlerin, insanoğlunun belki de doğaya
öykünmesinden kaynaklanan süslenme dürtüsünün yanı sıra iletiĢimin ve yer
değiĢtirebilme olanaklarının artmasının da modanın çığır açmasında etkili olduğu
yadsınamaz bir gerçektir‟ (Batur,1987:84).
Modanın tüketiminde etkili olan belli unsurlar vardır. Öncelikle moda ürünleri
tüketiciler tarafından kiĢisel imajlarının bir ifadesi olma niteliğini taĢımaktadırlar. Moda
tüketiminde önem taĢıyan bir baĢka unsur ise tüketicilerin kendilerini ifade etme
arzularının etkisi altında kalarak tüketim kararlarını vermeleridir (Evans, 1989: 7).
Modanın tanımlanması ve yayılmasında beĢ temel ilke alt yapı oluĢturur. Bu
moda ilkeleri değiĢmez ancak moda değiĢir. Bunlar moda akımlarını tanımlamak ve
öngörmek için güvenilir dayanaklardır. Modanın yaygınlaĢmasının beĢ temel prensibi
Ģunlardır (Jernigan ve Easterling, 1990: 28):
-Moda hareketleri doğal olarak, devrimsel olmaktan ziyade evrimseldir.
-Modayı tüketici yaratır.
-Fiyat modanın benimsenmesinde belirleyici değildir.
-Moda hareketi satıĢ tutundurmasına bağlı değildir.
-Modalar çoğu kez aĢırılıkta son bulur.
Oscar Wilde “DıĢ görünüme göre karar veremeyenler olsa olsa sığ insanlardır.
Dünyanın gerçek gizemi, görünmeyende değil, görünür olandadır” der (Alphan, 2008,
191
167). Modada amaç yararlı olmak değil değiĢik olmaktır. Aslında, insanlar bir yandan
var olanı korumak isterken diğer yandan da farklı olmak isterler. Moda tüm bu karĢıt
fikirleri birlikte yorumlayarak, ortak bir duygu platformu yaratma çabasındadır
(Öndoğan, 1995: 477).
Moda kavramı giysiler, aksesuarlar vb. gibi somut mallarda hayat bulmaktadır.
Söz konusu mallar üretildiği anda, giyilmekte ve tüketilmektedirler ve bu süreç aralıksız
bir Ģekilde devam etmektedir. Tüketim ve kabul olmaksızın kültürel bir ürün olarak
moda tamamlanamamaktadır. Moda ürünleri söz konusu olduğunda üretim tüketimi,
tüketim ise üretimi etkilemektedir (Kawamura, 2005: 89).
KiĢilerin giyim tarzına bakarak, iĢ ve sosyal çevre duruĢlarını, cinsiyet rollerini,
politik görüĢlerini, estetik önceliklerini ve yaĢam tarzlarını ve kültürel bağlamlarını
anlayabilmek mümkündür (Barnard, 2007:23). Moda günlük yaĢamımızda temel bir
güçtür. YaĢamımızı her yönüyle etkiler, ne gördüğümüzü, ne yaptığımızı ve ne
giydiğimizi belirler. Sabah uyandıktan gece yatana kadar çeĢitli Ģekillerde modanın
tesiri altında kalırız. Moda giydiğimiz giysi ve aksesuarları, evimizi ve iĢyeri çevremizi,
kullandığımız eğlence tarzını belirler. Moda, önlenemez bir Ģekilde her yerde vardır.
Moda yaĢamımızın içine öylesine girmiĢtir ki çoğunlukla onun etkisini hissetmeyiz bile.
Bazı insanlar moda ile ilgilenmediklerini söylerler. Ancak onlar bile modanın etkisi
altındadır (Jernigan ve Easterling,1990: 3).
Moda giyimi ve bireyin, bu objeye olan eğiliminin seviyesi, kiĢinin moda ile ne
kadar iliĢkili bir yaĢam tarzı sergilediğinin ve zamanın modasına ne kadar uyduğunun
göstergesidir (O‟cass, 2000:547). Moda ilgilenme seviyesinin yüksek olması, kiĢinin,
moda ile ilgili değiĢimlere göre satın alma davranıĢında bulunduğunu ve moda
yaratıcıları açısından önemli bir
hedef kitleyi oluĢturduğunu göstermektedir
(O‟Cass,2004:870).
192
Günümüzde, küresel akımların ve teknolojik geliĢmelerin bir sonucu olarak
moda, bugünün dünyasında önemli bir role kavuĢmuĢtur. Moda endüstrisi günden güne
yeni yatırımları çeken, dinamik doğaya sahip, geliĢen bir sektör halini almıĢtır (Hines ve
Bruce, 2007: 14). Günümüz yaĢamında moda, en büyük ekonomik güçlerden birisidir
(Hines ve Bruce, 2007: 54).
Modadaki değiĢiklikler
giysileri,
kozmetikleri,
ev eĢyalarını,
arabaları
değiĢtirmek için motive edici bir etkendir (Jernigan ve Easterling, 1990: 3). Ekonomik
durum, teknoloji, kadının değiĢen rolü, boĢ zaman, sosyal ve fiziksel hareketlilik,
yükselen eğitim seviyesi, mevsimsel değiĢim gibi faktörler moda hareketini hızlandıran
ve tüketici kabulünü etkileyen faktörlerdir (Jernigan ve Easterling, 1990: 42).
Lüks kozmetik ürünleri, modadan etkilenen ve modayı yönlendiren bir güce
sahiptir. Lüks markalar, çok çeĢitli ve farklı tasarımlarla modanın kalbinde yer alırlar.
Her sene beklenen defileler, Dünya modasının değiĢmesinde en büyük itici gücü
oluĢturur. Bu defilelerde kıyafet, aksesuar, ayakkabı gibi pek çok ürünün yanında
kozmetik ürünleri de tanıtılmaktadır.
Moda takipçileri her sezon moda olan kozmetik ürünlerini takip etmekte ve bu
ürünleri en kısa zamanda tedarik etmektedirler. Lüks kozmetik markaları da diğer moda
ürünlerde olduğu gibi sıkı takipçileri olan markalardır. Ürünün renk, koku, kıvam gibi
özellikleri dıĢında; lüks kategorisinde yer alması ve o sezon moda olması bile kiĢiler
tarafından tercih edilmelerine neden olmaktadır.
Modanın satın alma sürecine etkisini ortaya koyduktan sonra, markanın ve
marka denkliğinin de etkisinden bahsetmek, hem genel anlamda tüketici davranıĢını
açıklamaya, hem de lüks kozmetik markaların satın alınması üzerindeki etkilerinin
belirtilmesine yardımcı olacaktır.
193
3.3.6. Markanın ve Marka Denkliğinin Satın Alma Sürecine Etkisi
Günümüzün
tüketicileri
yalnızca
ihtiyaçlarını
giderecek
ürünlere
odaklanmamakta, ürünlerin markalarına da önem vermektedirler. Markalar, her zaman
tüketiciye odaklıdır. Tüketicinin ilgisini çekebilmek, onları ikna etmek ve sonunda
markanın tercih edilmesini sağlamak iĢletmelerin ana hedefini oluĢturmaktadır.
Tüketiciler yalnızca ürünün faydalarını göz önünde bulundurarak, satın alma
tercihinde bulunmadıkları gibi yalnızca duygusal yönlendirmelerle de marka tercihi
yapmamaktadırlar. Tüketiciler hem iĢlevsel, hem de duygusal özellikleri bir arada
değerlendirerek satın alma kararı vermektedirler. Tüketiciler özellikle lüks kozmetik
markalar gibi moda sektöründe yer alan markaları satın alma kararını verirken buna çok
dikkat etmektedir. Tüketici zaten ürünün mükemmel olması gerektiğini düĢünmekte,
kendisine duygusal tatmin sağlayacak prestijli markalara yönelmekte ve bu sebeple lüks
markaları tercih etmektedirler. Hem ürünlerin iĢlevselliği ve kalitesinin her zaman aynı
standartta olması, hem de marka çalıĢmaları ile marka denkliğinin oluĢturularak
tüketicilerin dikkatlerinin çekilmesi, bağlılıklarının oluĢturulması ve markayı tercih
etmelerinin sağlanması açısından önem taĢımaktadır.
Tüketiciler, üç önemli Ģekilde ödeme yapmaktadırlar. Bunlar zaman, para ve
duygular olarak sıralanmaktadır. Tüketicilere göre en önemli kaynak olarak zaman
gösterilmektedir. Bunu anlamıĢ olan markaların marka denkliğine etki eden vaatlerin
yerine getirilmesi konusunda dikkatli oldukları söylenebilir. Bunun sonucu olarak
tüketiciler, bir markayı, devamlı değer ulaĢtıran bir marka olarak algıladıklarında gerçek
markalar, artan karlılığın, daha fazla tüketici sadakati ve artırılmıĢ marka sermayesinin
tadını çıkarırlar (Knapp, 2000:22).
Gün içinde pek çok alternatif marka ile karĢılaĢan tüketicilerin satın alma
sırasında genellikle kısıtlı vakitleri bulunmaktadır. Bu kısıtlı süre içerisinde tüketiciler
kafalarında en çok yer eden, marka denkliği en yüksek olan markaları tercih
etmektedirler. Bu hızlı yaĢam temposunda, tüm ürün ve markaları kıyaslamak ve
194
değerlendirmek oldukça zordur. Pek çok marka ve sayısız ürün seçeneği arasında
verilen kararda belirleyici unsur marka olmaktadır.
Günümüzde teknolojik geliĢmelerle ürünlerin taklit edilmesi de oldukça
kolaylaĢmıĢtır. Bu sebeple, farklılaĢtırmayı sağlayacak tek unsur marka olarak
görünmektedir. KiĢiler kalabalığın belirli bir yönde ilerlediğini gördüğünde onlarla
birlikte gitme eğilimi içerisindedirler. Marka kavramının oluĢması ve geliĢmesi de
bireyin kalabalığın peĢinden gitme eğilimi sonucu meydana gelmiĢtir. Çünkü kiĢiler
farklı olmak istediklerini söyledikleri halde, benzer Ģeylerin peĢinden giderler.
Markalar, bu özelliği göz önünde bulundurarak, kiĢileri etkileme yoluna gitmelidirler.
Ürünlerin markalaĢmıĢ olması, ihtiyaçların karĢılanması ve üründen beklenen
kalite düzeyinin yakalanması düĢüncesi ile tüketiciler açısından marka vazgeçilmez bir
rol ifade eder. Tüketici eğilimlerinin daha kolay bir biçimde ortaya çıkmasını sağlayan
marka, hem tüketicilerin arzuladıkları özelliklere sahip ürünleri kolayca bulmalarını
hem de kendilerini güvende hissetmelerini sağlamaktadır. Tüketicinin markayı kalite ve
istenilen tasarım Ģeklinde benimsemesi markaya karĢı güvenin en açık göstergesidir
(Güçdemir, 1998: 63).
“Marka ürünün taĢıdığı somut anlamın ötesinde ona soyut anlam katan bir
yapılanmadır. Diğer bir deyiĢle ürün fayda sunarken marka bunun yanı sıra imaj, prestij,
statü ve özgürlük gibi soyut anlamlar ifade etmektedir. Tüketiciler markayı satın alırken
kendi yaĢamlarına kattığı anlam ve değer ile yakından ilgilenmektedir” (Borça,2003: 8).
Marka sabit ve kalıcı bir tanıtım simgesidir. Bu simge görsel ve iĢitsel yollarla
toplumu etkileyebilir. Tüketicilerin markalara yöneliĢleri o markanın kalitesi,
güvenirliği, fiyatı ve güncel oluĢu ile doğru orantılıdır. Günün modasını takip etmeye
çalıĢan bir tüketici aynı zamanda markanın da takipçisi olarak toplumdaki yerini de
belirginleĢtirmektedir.
195
Bir mamulün markalanması, onun tüketicinin dikkatine sunulması demektir.
Marka aracılığı ile mal veya hizmete dikkati çekilen tüketici, bu konu hakkında bilgi
toplamaktadır. Elde ettiği bilgiler ve Ģayet marka ilk kez piyasaya arz edilmiyorsa,
önceki deneyimleri doğrultusunda tercihlerini belirlemekte ve satın alma davranıĢında
bulunmaktadır.
“Tüketici ihtiyacının nitelikleri, markaya ait özelliklerin tüketici tarafından
algılanma biçimi, marka imajı, alternatif markalara karĢı tüketicide var olan tutumlar,
üretici firmaların izlediği pazarlama ve reklam stratejilerinin etkinliği, tüketicinin
demografik özellikleri, satın alma davranıĢında bulunan çevrenin kültürel özellikleri,
sosyal sınıf ve referans gruplarının nitelikleri, tüketicinin içinde bulunduğu yaĢam
dönemi ve hangi Ģartlarda kararın verildiği v.b. faktörler, tüketicinin marka tercihini
etkilemektedir” (Güneri, 1996:69).
Günümüzde markalar sevgi, özgürlük, aidiyet gibi duyguları destekleyen bir
nitelik kazanmıĢtır. Markalar, tüketicilerin sosyal yaĢantılarında önemli roller
üstlenmekte ve tüketicileri toplumsal kategoriler içinde belirli yerlere oturtmaktadırlar.
Tüketiciler, markaları kiĢiliğe sahip nesneler olarak görmekte ve kendilerini nasıl
görmek istiyorlarsa o doğrultuda bir marka tercihi yapmaktadırlar. Böylece, tükettikleri
ürün ve markalar sayesinde benzer yaĢam tarzlarını ve değerleri paylaĢacaklarına
inandıkları kiĢilerle birlikte olma imkanı bulmaktadırlar.
Tüketiciler tüm özellikleri aynı olan iki ürün arasından markasını sevdikleri
ürünü tercih etmektedirler. Bu noktada, marka denkliği oldukça önemlidir. Çünkü
tüketiciler fark ettikleri, kaliteli olduğunu düĢündükleri ürünleri satın alırlar ve o
ürünlere bağlanırlar. Diğer bir ifadeyle bu ürünlerin marka denkliği yüksektir.
Lüks kozmetik markalarını ele alacak olursak, kozmetik ürünlerin çoğunun
iĢlevleri
açısından
birbirlerine
benzediklerini
söylemek
yanlıĢ
bir
yaklaĢım
olmayacaktır. Ürünlerin renkleri, kıvamları, ambalajları birbirlerine oldukça yakındır.
196
Ancak, ambalajın üzerindeki amblemin farklılığı kiĢileri marka tercihi yapmaya
yönlendirmektedir.
KiĢiler, lüks olarak tanımlanan markalar arasından bile kendilerine uygun
olduğunu düĢündükleri markaları seçer ve bu Ģekilde kendilerini daha iyi hissederler.
Çünkü bu markalar onlara beklentilerini sunmakta ve duygusal olarak tatmin
sağlamaktadır. Bunun sebebi ise bu kiĢiler için bahsedilen bu markaların marka
denkliğinin yüksek olmasıdır.
Daha önce de bahsedildiği gibi marka denkliği; marka çağrıĢımları, algılanan
kalite, marka farkındalığı ve son aĢamada sağlanan marka bağlılığından oluĢmaktadır.
Özellikle lüks markalar tüm bu boyutların en fark edilir Ģekilde oluĢturulması için
yoğun çalıĢmalar yapmaktadırlar. Lüks kozmetik markaları da bu çalıĢmaları yapan
marka türleri arasındadır. Markanın fark edilmesi ve sadakatle satın alınması ana hedefi
oluĢturmaktadır.
Bir sonraki bölümde, lüks kozmetik markaların tercih edilmesi ile ilgili bir
araĢtırmaya yer verilmiĢtir. Bu araĢtırma kapsamında lüks kozmetik markaları arasında
önemli bir yere sahip olan Chanel markası ele alınmıĢtır. Bu araĢtırma marka denkliği
ve markaların tercih edilmesi arasındaki iliĢkiyi ortaya koyması açısından önem
taĢımaktadır.
197
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
LÜKS KOZMETĠK MARKALARININ TERCĠH EDĠLMESĠNDE MARKA
DENKLĠĞĠNĠN ETKĠSĠNĠN ARAġTIRILMASI
4.1.ARAġTIRMANIN AMACI
Günümüzün tüketicileri her gün birbirine benzeyen pek çok ürünle karĢılaĢmakta
ve ihtiyaçları doğrultusunda bu ürünler arasından tercihler yapmaktadır. Ancak ürünler
gün
geçtikçe
daha
çok
birbirlerine
benzemekte
ve
tüketiciler
tercihlerini
gerçekleĢtirirken ürünleri birbirlerinden ayırmakta zorlanmaktadır. Bu noktada
iĢletmeler ürünlerini daha iyi ifade etme gereği hissetmektedir.
Marka, bir ürünü tanımanın en kolay yoludur. Marka, ürünü tanıtır, kalitesini
yansıtır ve tüketicilere güvence sağlar. Marka ürünü tanıtmanın yanı sıra tüketicilerin
duygu ve düĢüncelerini de etkileyen önemli bir kavramdır.
Günümüzde kalite pazarda var olmanın bir ön koĢulu haline gelmiĢtir. Global
pazarlarda rekabet halindeki pek çok firma, marka olmanın ya da marka sahibi olmanın
önemini anlamıĢ ve bu konudaki giriĢimlerini yoğunlaĢtırmıĢtır. BaĢarılı bir marka, bir
firmanın sahip olabileceği en değerli varlıklardan biridir. Bu sebeple pek çok iĢletme
markalaĢma sürecine baĢlamıĢtır.
Marka denkliği kavramı markanın tercih edilebilirliği üzerinde etkisi olan bir
kavramdır. Bu kavram objektif değerlerin yanı sıra tüketicinin subjektif yargılarından da
etkilenmektedir. Büyük ölçüde tüketicinin algılamasına bağlı olan marka denkliği,
marka ile ilgili genel bir değeri ifade etmektedir. Bu değer yalnızca ürünün fiziksel
özelliklerinden kaynaklanmamakta, tüketiciye hissettirilen değerin de bu değer üzerinde
geniĢ bir etkisi bulunmaktadır.
Mevcut pazarlarda bu derece baskın bir rolü bulunan marka kavramının en
büyük destekleyicilerinden birisi olan marka denkliğinin etkileri, tüketici davranıĢının
198
anlaĢılabilmesi açısından ele alınması gereken bir konudur. Bu kapsamda yapılan
araĢtırmanın amacı, lüks kozmetik markalarının tercih edilmesinde marka denkliğinin
etkisinin araĢtırılmasıdır.
AraĢtırmanın temel amacına uygun olarak; marka denkliğini oluĢturan alt
boyutların (marka bağlılığı, marka farkındalığı, marka çağrıĢımları, algılanan kalite)
lüks kozmetik markaların tercih edilmesi ve marka denkliği üzerindeki etkileri de ayrıca
ele alınmıĢ, aralarında anlamlı bir iliĢki olup olmadığı da bu kapsamda ortaya
konmuĢtur. Ayrıca, cinsiyet, yaĢ, eğitim seviyesi ve kiĢisel gelir gibi demografik
özellikler de araĢtırma kapsamında belirtilmiĢtir.
4.2.ARAġTIRMANIN ÖNEMĠ
Markalar, ürünlerin, hizmetlerin ve kuruluĢların daha iyi anlatılabilmesi için
büyük önem taĢımaktadır. Günlük yaĢantıda markalar, hayatın neredeyse vazgeçilmez
öğeleri haline gelmiĢtir. Çünkü marka, hem görünen yani fiziki hem de görünmeyen
yani duygularla ifade edilebilen bir özelliğe sahiptir.
Pek çok tüketici büyük ölçüde duygularının yönlendirmesi sonucu bir markayı
tercih etmektedir. Farkında bile olmadan bazı markalara daha bağlı hissedilmekte, o
markalar daha çok benimsenmekte ve sevilmektedir. Bu durumun sebebi markanın
sahip olduğu güçtür.
Bazı markalar tüketici tarafından tanınmazken, bazı markalar, hemen hemen
herkes tarafından bilinmektedir. Markaların bazıları tüketiciler tarafından daha çok
tercih edilirken bazıları ise kabul görmemektedir. Kimi markaların sıkı takipçileri
varken, kimi markaların ise var olup olmaması bile kimseyi ilgilendirmemektedir. Tüm
bunların sebebi markanın baĢarısıdır ve bu baĢarının altında da büyük oranda marka
denkliğinin etkisi yatmaktadır.
199
Marka denkliğinin artması ile markaların tercih edilme oranları da artacaktır.
Özellikle lüks markaların tercih edilmesi ürünlerin baĢarısının yanı sıra, markanın
prestijine ve yarattığı etkiye bağlıdır. Marka denkliği ise yaratılması hedeflenen etkiyi
güçlendirmektedir. Bu araĢtırma, marka denkliğinin lüks kozmetik markaların tercih
edilmesi üzerindeki etkisinin ölçülmesi ve marka denkliği ile lüks kozmetik marka
tercihi arasındaki iliĢkilerin açıklanması açısından önem taĢımaktadır.
4.3.ARAġTIRMANIN SINIRLILIKLARI
AraĢtırmanın baĢlangıç noktası, öncelikle lüks kozmetik markaların satıldığı
alanları belirlemek olmuĢtur. Lüks kozmetik markaların satıldıkları alanlar temelde
ikiye ayrılmaktadır. Ġlk olarak, iç piyasa olarak tabir ettiğimiz alan içerisinde bulunan
mağazalarda, ikinci olarak ise, “Free Shop” olarak adlandırılan, vergiden muaf alanlarda
bu markalara ulaĢılabildiği ortaya konmuĢtur. Bu araĢtırma ise, satıĢ potansiyeli iç
piyasadan çok daha yüksek olan; Ġzmir Adnan Menderes Havalimanı‟ndaki Free
Shop‟larda 1 Temmuz 2011-14 Temmuz 2011 tarihleri arasında gerçekleĢtirilmiĢtir.
Lüks kozmetik markası kavramını ele aldığımızda, pazarda mevcut pek çok
markanın bu kapsamda yer aldığını görebiliriz. Ancak araĢtırmamızı tüm markalar
üzerinde gerçekleĢtirmek mümkün değildir. Bu nedenle analizde kullanılacak tek bir
marka seçilmiĢtir. Bu markanın seçiminde 01.01.2010-31.12.2010 tarihleri arasındaki
satıĢ rakamları doğrultusunda, Ġzmir Adnan Menderes Havalimanı‟ndaki Free
Shop‟larda en çok satılan lüks kozmetik markası ele alınmıĢtır. Bahsedilen bu marka
Chanel markasıdır.
Chanel, modacı Coco Chanel tarafından 1909/1910 yılında Paris'te kurulmuĢ bir
moda evidir. Yıllar içinde haute couture, parfüm, saat, hazır giyim, çanta ve kozmetik
gibi alanlarda uzmanlaĢmıĢ ve dünyaca ünlenmiĢ lüks bir markaya dönüĢmüĢtür.
Firmanın kurucusu ve baĢ desinatörü Coco Chanel 10 Ocak 1971'de ölmüĢtür.
Günümüzde Chanel, dünya modasını yaratan markaların baĢında gelmektedir.
200
AraĢtırmanın gerçekleĢtirileceği araĢtırma kümesini, Ġzmir Adnan Menderes
Havalimanı‟nı kullanan dıĢ hat yolcuları oluĢturmaktadır. Anket sorularının Türkçe
hazırlanması sebebiyle sorular Türkçe yöneltilmiĢtir ve yalnızca Türkçe konuĢan dıĢ hat
yolcuları bu araĢtırmaya katkı sağlamıĢtır.
Lüks kozmetik markalarının marka denkliği üzerindeki etkisini ortaya çıkarmaya
yönelik olarak gerçekleĢtirilen bu araĢtırma, genellenebilir bir özellik taĢımamaktadır.
Çünkü bu araĢtırmanın dünyadaki tüm kozmetik markalarını araĢtırmak hedefiyle tüm
kiĢiler üzerinde yapılması zaman ve maliyet açısından mümkün değildir. Bu sebeple
yukarıda bahsedilen bir takım sınırlamalar belirlenmiĢ ve araĢtırma bu sınırlılıklar
kapsamında gerçekleĢtirilmiĢtir.
4.4.ARAġTIRMANIN MODELĠ
Bu araĢtırmada, marka denkliğinin lüks kozmetik markalarının tercihi üzerindeki
etkisi araĢtırılırken marka denkliğinin finansal boyutu değil, tüketici davranıĢını daha iyi
açıklayan tüketici temelli boyutu ele alınmıĢ ve araĢtırma bu kapsamdaki modellere
göre yapılmıĢtır. Tüketici temelli modellerde hedef, parasal marka denkliğini belirlemek
değil markanın gücünü ölçmektir.
AraĢtırma yöntemi olarak, anket yöntemi kullanılmıĢ ve marka denkliğinin lüks
kozmetik markaların tercihi üzerindeki etkisi bu yolla test edilmiĢtir. AraĢtırma
kapsamında tüketicilere uygulanacak anket Yoo, Donthu ve Lee‟nin (2000) An
“Examination of Selected Marketing Mix Elements and Brand Equity” çalıĢmasından
alınmıĢ, ancak bu ankette yer alan pazarlama karması elemanları ile ilgili sorular
çalıĢmamızın temel amacından sapmamak amacıyla anketten çıkarılmıĢtır.
Bu anket Aaker‟ın (1991,1996) önerdiği marka denkliği modeline uygun olarak
oluĢturulmuĢ bir ankettir. Aaker, marka denkliğinin hem firma hem de müĢteriler
açısından değer yarattığını düĢünmektedir. MüĢteri için yaratılan değer firmanın
değerini de arttırmaktadır ve marka denkliği birden fazla boyuttan oluĢmaktadır. Bu
201
boyutlar marka bağlılığı, marka farkındalığı, algılanan kalite, marka çağrıĢımları ve
diğer marka varlıklarıdır.
Anket formu üç bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde, herhangi bir lüks
kozmetik markasına sahip olunup olunmadığı ile ilgili sorular sorulmaktadır. Bu
bölümdeki soruların yanıtları evet/hayır olarak belirlenmiĢtir. Ġkinci bölümde Aaker‟ın
(1991,1996) da çalıĢmalarında bahsettiği marka denkliği boyutları (algılanan kalite,
marka bağlılığı, marka çağrıĢımları ile marka farkındalığı) ve genel marka denkliği ile
ilgili sorular bulunmaktadır. Bu bölümde, 5‟li “Likert Ölçeği” kullanılmıĢtır.
1:Kesinlikle katılmıyorum „u, 5: Kesinlikle katılıyorum „u ifade etmektedir. Son
bölümde ise, demografik özelliklerle ilgili sorular yer almaktadır.
AraĢtırmada kullanılan anket formunun 4.,5.,6.,7.,8. ve 9. soruları algılanan
kalite boyutu ile ilgili düĢünceleri, 10.,11. ve 12. soruları marka bağlılığı ile ilgili
düĢünceleri, 13.,14.,15.,16.,17. ve 18. soruları marka çağrıĢımları ile marka farkındalığı
ile ilgili düĢünceleri, 19.,20.,21. ve 22. soruları ise genel olarak marka denkliği ile ilgili
düĢünceleri ölçmek için tasarlanmıĢtır.
4.4.1.Örneklem
Lüks kozmetik markalarının tercih edilmesinde marka denkliğinin etkisinin
araĢtırılmasında ana kütle lüks kozmetik markalarına sahip olan ve/veya satın alma
isteği olan tüm tüketiciler olarak saptanmıĢtır. Bu anlamda, araĢtırmanın kütlesi Ġzmir
Adnan Menderes Havalimanı DıĢ Hatlar‟da 1 Temmuz 2011-14 Temmuz 2011 tarihleri
arasında seyahat eden, 15 yaĢ üzeri, Türkçe konuĢan kiĢiler olarak belirlenmiĢtir.
Havalimanının seçilme sebebi, burada faaliyet gösteren “Free Shop”larda satılan
lüks kozmetik markaların satıĢının iç piyasaya oranla daha hızlı olması ve buradaki
tüketicilerin lüks kozmetik satın alma konusunda çok daha fazla potansiyel
oluĢturacağının düĢünülmesidir.
202
Seyahat eden 205 kiĢi tesadüfi olarak seçilmiĢ ve araĢtırma örneklem grubunu
oluĢturmuĢtur. Verilerin toplanmasında demografik özelliklerle ilgili sorular hariç 22
adet soru yöneltilmiĢtir. Anketler, 1 Temmuz 2011-14 Temmuz 2011 tarihleri arasında
uygulanmıĢtır.
4.4.2.Hipotezler
AraĢtırmanın temel amacı, lüks kozmetik markalarının marka denkliğine
etkisinin belirlenmesi olduğundan belirlenen hipotezler de bu etkiyi ölçmek amacıyla
oluĢturulmuĢtur.
Marka denkliği unsurlarının, marka denkliği üzerindeki etkisi tek tek ve toplu
olarak araĢtırılmıĢ ve marka denkliğinin, marka denkliği unsurlarının satın alma tercihi
üzerindeki gücü belirlenmiĢtir.
Ayrıca cinsiyet, yaĢ, eğitim ve kiĢisel gelir gibi faktörlerle ilgili bilgiler de
araĢtırma kapsamında ele alınmıĢ ve bu bilgiler de oransal olarak sunulmuĢtur. Bu
bilgiler, amaç ve model çerçevesinde araĢtırmanın hipotezleri aĢağıda belirtilmektedir:
Hipotez 1:Chanel‟in algılanan kalitesinin, marka çağrıĢımlarının, marka farkındalığının
ve Chanel markasına olan bağlılığın marka denkliği üzerinde toplam bir etkisi vardır.
Hipotez 2:Chanel‟in algılanan kalitesi marka denkliğini etkilemektedir.
Hipotez 3:Chanel markasına olan bağlılık marka denkliğini etkilemektedir.
Hipotez 4:Chanel‟in marka çağrıĢımları ve marka farkındalığı marka denkliğini
etkilemektedir.
Hipotez 5:Marka denkliğinin, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
203
Hipotez 6:Algılanan kalitenin, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Hipotez 7:Marka bağlılığının, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Hipotez 8:Marka çağrıĢımlarının ve marka farkındalığının, Chanel‟in tercih edilmesi
üzerinde etkisi vardır.
4.4.3.Verilerin Çözümlenmesi
Ġzmir Adnan Menderes Havalimanı DıĢ Hatlar‟da 1 Temmuz 2011-14 Temmuz
2011 tarihleri arasında seyahat eden, 15 yaĢ üzeri, Türkçe konuĢan 205 kiĢi, Chanel
markasının denkliği üzerine yapılan araĢtırma kapsamında anket formunu doldurmuĢtur.
Anketi yanıtlayanların %31,2‟si bay, %68,8‟i bayandır.
Anket soruları ile toplanan veriler SPSS 16.0 programına girilmiĢtir.
AraĢtırmada öncelikle örneklemin tanımlayıcı bulgularına yer verilmiĢtir. Bu amaçla,
anketi cevaplayanların demografik özelliklerine ait frekans ve yüzde analizleri yapılmıĢ,
bu sayede anketi yanıtlayan 205 kiĢinin, cinsiyet, yaĢ, eğitim durumu ve gelire göre
dağılımları kiĢi bazında ve yüzdesel olarak ortaya konmuĢtur.
Daha önce güvenilirliği ispatlanan bir anket kullanılmasına rağmen, araĢtırma
verilerinin analizlerine baĢlanmadan önce anket verilerinden anlamlı sonuçlar
çıkarabilmek için anket formunun geçerlilik ve güvenilirliği Cronbach‟in Güvenilirlik
Analizi ile tekrar kontrol edilmiĢtir.
Demografik özellikler ve verilen cevaplar arasında çapraz tablolar oluĢturulmuĢ,
Ki-Kare testleri yapılmıĢtır. Bu sayede demografik özelliklere göre verilen cevap
sayıları ve yüzdesel değerler ortaya konmuĢtur. Ayrıca, ankette verilen cevapların
ortalama değerleri hesaplanmıĢ ve sorulara verilen ortalama değerler tek bir tablo
üzerinde gösterilmiĢtir.
204
Veriler arasındaki etki ve iliĢki araĢtırıldığından, tüm hipotezler için regresyon
analizi yapılarak veriler arasındaki etki saptanmıĢtır. Regresyon analizindeki R değeri
veriler arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti hakkında bilgi verdiğinden, ayrıca
korelasyon analizine ihtiyaç duyulmamıĢ, regresyon analizi ile hem verilerin birbirlerini
etkileyip etkilemedikleri, hem de veriler arasındaki iliĢki ortaya konmuĢtur.
SPSS programında, istatistiksel olarak anlamlılık düzeyini ölçmek için
kullanılan p değerinin 0,01‟den küçük oluĢu güvenilir sonuçlar elde edildiğini
göstermektedir. Ancak sosyal bilimlerde yapılan ölçümlerde p<0,05 olması anlamlılık
düzeyi için yeterli görülmektedir. Bu sebeple, tüm analizlerde anlamlılık düzeyi olarak,
p<0,05 değeri kabul edilmiĢtir.
4.5.VERĠLER VE BULGULAR
4.5.1.Frekans Dağılımı ve Yüzdeler
AraĢtırmanın tanımlayıcı bulguları olarak, örneklem grubunda yer alan
tüketicilerin demografik özelliklerinin frekans ve yüzde dağılımı yapılmıĢtır.
Tablo 4: Cinsiyet Faktörü Ġçin Frekans ve Yüzdeler
Cinsiyet
Sıklık
Değer
64
31,2
Toplamsal Yüzde
31,2
Bayan
141
68,8
100,0
Toplam
205
100
Bay
Yüzde
Cinsiyet faktörüne göre frekans ve yüzdeler incelendiğinde, ankete katılan
toplam 205 katılımcının 64 kiĢisinin yani %31,2‟sinin bay, 141 kiĢisinin yani
%68,8‟inin bayan olduğu görülmektedir. Bay ve bayan yüzdeleri arasındaki bu farkın
temel sebebi bayanların lüks kozmetik markalarla daha fazla ilgilenmeleri ve yapılan
araĢtırmaya katılım konusunda daha istekli olmalarıdır.
205
Tablo 5: YaĢ Faktörü Ġçin Frekans ve Yüzdeler
YaĢ
Sıklık
Değer
15-20
1
,5
Toplamsal Yüzde
,5
21-25
24
11,7
12,2
26-30
89
43,4
55,6
31-35
55
26,8
82,4
36-40
21
10,2
92,7
41-45
10
4,9
97,6
5
2,4
100,0
205
100,0
46+
Toplam
Yüzde
Satın alma gücü açısından çoğunlukla yetersiz olunması ve kozmetik ürünlerin
pek çok çeĢidinin 15 yaĢ altı tüketicilere uygun olmaması nedeniyle araĢtırma 15 yaĢ ve
üzerindeki tüketiciler üzerinde yapılmıĢtır. Özellikle lüks kozmetik markası kullanmıĢ
ve satın alma tecrübesi yaĢamıĢ tüketicilere ulaĢılması hedeflenmiĢtir.
Katılımcıların yaĢ dağılımı incelendiğinde, 26-30 yaĢ arasındaki katılımcıların
%43,4‟lük payla en fazla katılımı gerçekleĢtirdikleri görülmektedir. 31-35 yaĢ
aralığındaki katılımcılar ise %26,8‟lik payla en çok katılım gösteren ikinci grubu
oluĢturmaktadır. Katılımcıların %92,7‟si ise 40 yaĢ ve altındadır.
Tablo 6: Eğitim Durumu Ġçin Frekans ve Yüzdeler
Eğitim Durumu
Sıklık
Değer
Ġlkokul
1
,5
Toplamsal Yüzde
,5
Ġlköğretim
1
,5
1,0
Lise
22
10,7
11,7
Ön Lisans
22
10,7
22,4
114
55,6
78,0
42
20,5
98,5
Doktora
3
1,5
100,0
Toplam
205
100,0
Lisans
Yüksek Lisans
Yüzde
206
Eğitim durumu dikkate alındığında lisans mezunlarının %55,6 ile en yüksek
paya sahip olduğu görülmektedir. Ġkinci sırada ise %20,5‟lik pay ile yüksek lisans
mezunları yer almaktadır.
Tablo 7: Aylık KiĢisel Gelir Ġçin Frekans ve Yüzdeler
Aylık KiĢisel Gelir
Sıklık
Değer
0-1000 TL
18
8,8
Toplamsal Yüzde
8,8
1001-2000 TL
64
31,2
40,0
2001-3000 TL
51
24,9
64,9
3001-4000 TL
22
10,7
75,6
4001-5000 TL
16
7,8
83,4
5001 TL+
34
16,6
100,0
205
100,0
Toplam
Yüzde
Aylık kiĢisel gelir değerlendirildiğinde, %31,2 ile 1001-2000 TL arasında kiĢisel
geliri olanların ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Ġkinci sırada 2001-3000 TL arasında
kiĢisel geliri bulunan %24,9‟luk sınıf bulunmaktadır.
4.5.2.Güvenilirlik Analizi
Her ne kadar güvenilirliği test edilmiĢ bir anket kullanılmıĢ olsa da hipotezleri
test etmeye geçmeden önce, sorularla ve verilen cevaplarla ilgili herhangi bir problem
olup olmadığını ölçmek açısından, güvenilirlik analizi yapmak faydalı olacaktır.
Güvenilirlik
analizinde
Cronbach‟in
Alfa
katsayısı
göz
önünde
bulundurulmaktadır. Bu katsayı değerlendirilirken aĢağıdaki ifadeler kullanılmaktadır:
00,0 ≤ α ≤0,40 ise ölçek güvenilir değildir.
0,40 ≤ α ≤0,60 ise ölçek düĢük güvenilirliktedir.
0,60 ≤ α ≤0,80 ise ölçek oldukça güvenilirdir.
0,80 ≤ α ≤1,00 ise ölçek yüksek derecede güvenilir bir ölçektir.
207
Tablo 8: Algılanan Kalite Boyutuna Ait Soruların Toplam Güvenilirliği
Algılanan Kalite Boyutuna Ait Soruların Güvenilirlik
Ġstatistikleri
Soru sayısı
6
Cronbach's Alpha
0,897
Algılanan kalite boyutuna ait soruların toplam güvenilirliği için Cronbach‟in
Alfa değeri hesaplandığında α=0,897 olduğu görülmektedir. Bu değer algılanan kalite
ile ilgili sorulan soruların toplam olarak ele alınması sonucu yüksek derecede güvenilir
bir ölçeğin yakalandığını göstermektedir.
Tablo 9: Algılanan Kalite Boyutuna Ait Soruların Soru Bazında Güvenilirliği
Algılanan Kalite Sorularının Güvenilirlik Ġstatistikleri
4. Chanel markası yüksek kalitelidir.
5. Chanel markasının olası kalitesi
oldukça yüksektir.
6. Chanel markasının iĢlevsel olma
olasılığı oldukça yüksektir.
7. Chanel markasının güvenilir olma
olasılığı oldukça yüksektir.
8. Chanel markası çok iyi kalitede
olmalıdır.
9. Chanel markası çok zayıf kalitede
görünmektedir.
20,12
9,445
Cronbach's
Alpha if
Item
Deleted
,863
,845
,859
20,42
9,894
,673
,886
20,09
9,919
,786
,870
19,95
10,410
,633
,891
19,82
9,914
,600
,900
Scale Mean
Scale
if Item
Variance if
Deleted
Item Deleted
20,07
9,526
Corrected
Item-Total
Correlation
,824
Algılanan kaliteyi ölçmek için kullanılan sorular tek tek ele alındığında α
katsayısının sırasıyla; 0,863, 0,859, 0,886, 0,870, 0,891, 0,900 değerlerini aldığı
görülmektedir. Bu sonuç, ölçeğin yüksek derecede güvenilir bir ölçek olduğunu
göstermektedir.
208
Tablo 10: Marka Bağlılığı Boyutuna Ait Soruların Toplam Güvenilirliği
Marka Bağlılığı Boyutuna Ait Soruların Güvenilirlik
Ġstatistikleri
Cronbach's Alpha
0,901
Soru sayısı
3
Marka bağlılığı boyutuna ait soruların toplam güvenilirliği için Cronbach‟in Alfa
değeri hesaplandığında α=0,901 olduğu görülmektedir. Bu değer marka bağlılığı ile
ilgili sorulan soruların toplam olarak ele alınması sonucu yüksek derecede güvenilir bir
ölçeğin yakalandığını göstermektedir.
Tablo 11: Marka Bağlılığı Boyutuna Ait Soruların Soru Bazında Güvenilirliği
Marka Bağlılığı Sorularının Güvenilirlik Ġstatistikleri
10. Chanel markasına sadık olduğumu
düĢünüyorum.
11. Chanel markası benim ilk tercihim
olacaktır.
12. Chanel markası mağazada mevcut
değilse, diğer markaları satın almam.
Scale Mean
Scale
if Item
Variance if
Deleted
Item Deleted
4,79
4,832
Corrected
Item-Total
Correlation
,780
Cronbach's
Alpha if
Item
Deleted
,877
4,78
4,659
,840
,826
5,20
4,796
,790
,869
Marka bağlılığını ölçmek için kullanılan sorular tek tek ele alındığında α
katsayısının sırasıyla; 0,877, 0,826, 0,869 değerlerini aldığı görülmektedir. Bu sonuç,
ölçeğin yüksek derecede güvenilir bir ölçek olduğunu göstermektedir.
209
Tablo 12: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığı Boyutlarına Ait Soruların Toplam
Güvenilirliği
Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığı
Boyutlarına Ait Soruların Güvenilirlik Ġstatistikleri
Soru sayısı
6
Cronbach's Alpha
0,876
Marka çağrıĢımları ile marka farkındalığı boyutlarına ait soruların toplam
güvenilirliği
için
Cronbach‟in
Alfa
değeri
hesaplandığında
α=0,876
olduğu
görülmektedir. Bu değer marka çağrıĢımları ve marka farkındalığı ile ilgili sorulan
soruların toplam olarak ele alınması sonucu yüksek derecede güvenilir bir ölçeğin
yakalandığını göstermektedir.
Tablo 13: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığı Boyutlarına Ait Soruların Soru
Bazında Güvenilirliği
Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığı Sorularının Güvenilirlik Ġstatistikleri
Cronbach's
Scale Mean
Scale
Corrected
Alpha if
if Item
Variance if
Item-Total
Item
Deleted
Item Deleted Correlation
Deleted
13. Chanel markasının neye benzediğini
19,31
16,996
,618
,865
biliyorum.
14. Diğer rakip firmalar arasından, Chanel
19,35
15,407
,781
,837
markasını tanıyabilirim.
15. Chanel markasının farkındayım.
19,17
16,607
,770
,842
16. Chanel markasının bazı özellikleri
19,64
16,293
,629
,864
çabucak aklıma gelmektedir.
17. Chanel markasının sembolünü ve
19,14
15,848
,747
,843
logosunu çabucak anımsayabiliyorum.
18. Chanel markasını kafamda
19,08
17,370
,560
,874
canlandırmakta zorlanıyorum.
Marka çağrıĢımları ile marka farkındalığını ölçmek için kullanılan sorular tek
tek ele alındığında α katsayısının sırasıyla; 0,865, 0,837, 0,842, 0,864, 0,843, 0,874
değerlerini aldığı görülmektedir. Bu sonuç, ölçeğin yüksek derecede güvenilir bir ölçek
olduğunu göstermektedir.
210
Tablo 14: Genel Marka Denkliğine Ait Soruların Toplam Güvenilirliği
Genel Marka Denkliğine Ait Soruların Güvenilirlik
Ġstatistikleri
Cronbach's Alpha
0,948
Soru sayısı
4
Genel marka denkliğine ait soruların toplam güvenilirliği için Cronbach‟in Alfa
değeri hesaplandığında α=0,948 olduğu görülmektedir. Bu değer genel marka denkliği
ile ilgili sorulan soruların toplam olarak ele alınması sonucu yüksek derecede güvenilir
bir ölçeğin yakalandığını göstermektedir. Hatta bu bölüm anketin en güvenilir
sorularının bulunduğu bölümdür.
Tablo 15: Genel Marka Denkliğine Ait Soruların Soru Bazında Güvenilirliği
Genel Marka Denkliği Sorularının Güvenilirlik Ġstatistikleri
19. Aynı özelliklere sahip olsalar bile
diğer markalar yerine Chanel markasını
satın almak mantıklı geliyor.
Scale Mean
Scale
if Item
Variance if
Deleted
Item Deleted
8,52
11,205
Corrected
Item-Total
Correlation
,805
Cronbach's
Alpha if
Item
Deleted
,952
20. BaĢka bir marka Chanel markası ile
aynı niteliklere sahip olsa dahi, Chanel
markasını satın almayı tercih ederim.
8,54
10,189
,904
,923
21. Chanel markası kadar iyi baĢka bir
marka olsa bile, Chanel markasını satın
almayı tercih ederim.
8,68
10,139
,913
,920
22. Chanel markasından hiçbir Ģekilde
farklı olmayan baĢka bir marka olsa bile,
Chanel markasını satın almak daha
akıllıca görünüyor.
8,58
10,306
,878
,931
Genel marka denkliğini ölçmek için kullanılan sorular tek tek ele alındığında α
katsayısının sırasıyla; 0,952, 0,923, 0,920, 0,931 değerlerini aldığı görülmektedir. Bu
sonuç, ölçeğin yüksek derecede güvenilir bir ölçek olduğunu göstermektedir.
211
4.5.3.Çapraz Tablolar ve Verilen Cevapların Ortalamaları
Bu bölümde, araĢtırmaya katılan kiĢilerin demografik özellikleri ile marka
denkliği unsurları olan; algılanan kalite, marka bağlılığı, marka çağrıĢımları ile marka
farkındalığı ve genel marka denkliği hakkındaki ifadelere katılımları arasındaki iliĢkileri
incelenmek amacıyla çapraz tablolar oluĢturulmuĢ ve Ki-Kare Bağımsızlık Testi
yapılmıĢtır. Ki-Kare Bağımsızlık Testi iki değiĢken arasındaki iliĢkinin istatiksel olarak
anlamlı olup olmadığını belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.
Çapraz tablolar yapılırken, daha iyi sonuçlara ulaĢmak için 5‟li Likert ölçeği 3‟lü
ölçeğe indirgenmiĢtir. Katılımlar; Kesinlikle Katılmıyorum+Katılmıyorum= Olumsuz,
Ne Katılıyorum Ne Katılmıyorum= Nötr, Tamamen Katılıyorum +Katılıyorum=Olumlu
olarak üç gruba ayrılarak, incelenmiĢtir.
Tablo 16: Algılanan Kalitenin Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Algılanan Kalite
Cinsiyet
Bay
Bayan
Olumsuz
2
8
Nötr
3
6
Olumlu
58
127
Toplam
63
141
10
9
185
204
Toplam
Ankete katılan 204 kiĢi cinsiyet ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 204 kiĢinin
185‟i (%90,6) Chanel‟in algılanan kalitesi ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,5) nötr, 10‟u (%4,9)
olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 204 kiĢinin 63‟ü (%30,9) bay, 141‟i (%69,1) bayandır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
11,769
df
23
Asymp.Sig.
(2-sided)
,974
14,337
,017
23
1
,917
,898
204
212
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 9,74 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından algılanan kalite ile cinsiyet arasındaki iliĢkinin
anlamlı olduğu söylenemez.
Tablo 17: Algılanan Kalitenin YaĢa Göre Çapraz Tablosu
Algılanan Kalite
YaĢ
15-20
21-25
26-30
Olumsuz
1
Nötr
0
Olumlu
0
Toplam
1
2
1
21
24
5
5
79
89
2
0
0
0
2
1
0
0
51
20
10
5
55
21
10
5
10
9
186
205
31-35
36-40
41-45
46+
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi yaĢ ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205 kiĢinin 186‟sı
(%90,7) Chanel‟in algılanan kalitesi ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,4) nötr, 10‟u (%4,9)
olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 89‟u (%43,4) 26-30 yaĢ aralığında, 55‟i (%26,8)
31-35 yaĢ aralığında yer almaktadır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
197,108
df
138
Asymp.Sig.
(2-sided)
,001
108,004
138
,972
12,481
1
,000
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,01 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢıladığından algılanan kalite ile yaĢ arasındaki iliĢkinin anlamlı
olduğu söylenebilir.
213
Tablo 18: Algılanan Kalitenin Eğitim Durumuna Göre Çapraz Tablosu
Algılanan Kalite
Eğitim
Durumu
Olumsuz
0
Nötr
0
Olumlu
1
Toplam
1
Ġlköğretim
1
0
0
1
Lise
0
2
20
22
Ön Lisans
1
3
18
22
Lisans
6
4
104
114
Yüksek Lisans
2
0
40
42
Doktora
0
0
3
3
10
9
186
205
Ġlkokul
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi eğitim durumu ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205
kiĢinin 186‟sı (%90,7) Chanel‟in algılanan kalitesi ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,4) nötr,
10‟u (%4,9) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 114‟ü (%55,6) lisans, 42‟si (%20,4)
yüksek lisans mezunudur.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Value
217,811
df
138
Asymp.Sig.
(2-sided)
,000
Likelihood Ratio
113,091
138
,941
Linear-by-Linear Association
,666
1
,415
N of Valid Cases
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,00 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢıladığından algılanan kalite ile eğitim durumu arasındaki
iliĢkinin anlamlı olduğu söylenebilir.
214
Tablo 19: Algılanan Kalitenin Aylık KiĢisel Gelire Göre Çapraz Tablosu
Algılanan Kalite
Aylık
KiĢisel
Gelir
0-1000 TL
1001-2000 TL
2001-3000 TL
3001-4000 TL
4001-5000 TL
5001 TL+
Olumsuz
1
2
Nötr
1
5
Olumlu
16
57
Toplam
18
64
4
1
3
0
44
21
51
22
1
1
0
0
15
33
16
34
10
9
186
205
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi aylık kiĢisel geliri ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205
kiĢinin 186‟sı (%90,7) Chanel‟in algılanan kalitesi ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,4) nötr,
10‟u (%4,9) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 64‟ü (%31,2) 1001-2000 TL, 51‟i
(%24,8) 2001-3000 TL arasında aylık kiĢisel gelire sahiptir.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Value
153,908
df
115
Asymp.Sig.
(2-sided)
,009
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
152,105
14,984
205
115
1
,012
,000
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,09 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından algılanan kalite ile aylık kiĢisel gelir arasındaki
iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
215
Tablo 20: Marka Bağlılığının Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Marka Bağlılığı
Cinsiyet
Bay
Bayan
Olumsuz
45
99
Nötr
7
16
Olumlu
11
26
Toplam
63
141
144
23
37
204
Toplam
Ankete katılan 204 kiĢi cinsiyet ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 204 kiĢinin
37‟si (%18,2) marka bağlılığı ile ilgili olumlu, 23‟ü (%11,2) nötr, 144‟ü (%70,6)
olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 204 kiĢinin 63‟ü (%30,9) bay, 141‟i (%69,1) bayandır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
16,817
17,704
,025
204
12
Asymp.
Sig.
(2-sided)
,157
12
1
,125
,875
df
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 1,57 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından marka bağlılığı ile cinsiyet arasındaki iliĢkinin
anlamlı olduğu söylenemez.
216
Tablo 21: Marka Bağlılığının YaĢa Göre Çapraz Tablosu
Marka Bağlılığı
YaĢ
15-20
21-25
26-30
Olumsuz
1
22
Nötr
0
0
Olumlu
0
2
Toplam
1
24
66
12
11
89
40
8
5
2
5
6
1
0
10
7
4
3
55
21
10
5
144
24
37
205
31-35
36-40
41-45
46+
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi yaĢ ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205 kiĢinin 37‟si
(%18,1) marka bağlılığı ile ilgili olumlu, 24‟ü (%11,3) nötr, 144‟ü (%70,6) olumsuz
görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 89‟u (%43,4) 26-30 yaĢ aralığında, 55‟i (%26,8) 31-35
yaĢ aralığında yer almaktadır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
107,336
88,737
25,655
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
72
,004
72
1
,088
,000
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,04 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢıladığından marka bağlılığı ile yaĢ arasındaki iliĢkinin anlamlı
olduğu söylenebilir.
217
Tablo 22: Marka Bağlılığının Eğitim Durumuna Göre Çapraz Tablosu
Marka Bağlılığı
Olumsuz
1
Nötr
0
Olumlu
0
Toplam
1
1
0
0
1
Lise
13
4
5
22
Ön Lisans
11
0
11
22
Lisans
86
16
12
114
Yüksek Lisans
30
4
8
42
Doktora
2
0
1
3
144
24
37
205
Eğitim Ġlkokul
Durumu Ġlköğretim
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi eğitim durumu ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205
kiĢinin 37‟si (%18,1) marka bağlılığı ile ilgili olumlu, 24‟ü (%11,3) nötr, 144‟ü (%70,6)
olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 114‟ü (%55,6) lisans, 42‟si (%20,4) yüksek
lisans mezunudur.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
109,227
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
72
,003
87,217
72
,107
5,046
1
,025
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,03 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢıladığından marka bağlılığı ile eğitim durumu arasındaki
iliĢkinin anlamlı olduğu söylenebilir.
218
Tablo 23: Marka Bağlılığının Aylık KiĢisel Gelire Göre Çapraz Tablosu
Marka Bağlılığı
Aylık
KiĢisel
Gelir
0-1000 TL
1001-2000 TL
2001-3000 TL
3001-4000 TL
4001-5000 TL
5001 TL+
Toplam
Olumsuz
14
56
Nötr
1
5
Olumlu
3
3
Toplam
18
64
35
16
10
4
6
2
51
22
8
15
2
2
6
17
16
34
144
24
37
205
Ankete katılan 205 kiĢi aylık kiĢisel geliri ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205
kiĢinin 37‟si (%18,1) marka bağlılığı ile ilgili olumlu, 24‟ü (%11,3) nötr, 144‟ü (%70,6)
olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 64‟ü (%31,2) 1001-2000 TL, 51‟i (%24,8) 20013000 TL arasında aylık kiĢisel gelire sahiptir.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
92,183
96,017
28,248
205
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
60
,004
60
1
,002
,000
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,04 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢıladığından marka bağlılığı ile aylık kiĢisel gelir arasındaki
iliĢkinin anlamlı olduğu söylenebilir.
219
Tablo 24: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Cinsiyete Göre Çapraz
Tablosu
Marka ÇağrıĢımları ile
Farkındalığı
Cinsiyet
Bay
Bayan
Olumsuz
10
15
Nötr
1
8
Olumlu
52
118
Toplam
63
141
25
9
170
204
Toplam
Ankete katılan 204 kiĢi cinsiyet ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 204 kiĢinin
170‟i (%83,3) marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,4) nötr, 25‟i
(%12,3) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 204 kiĢinin 63‟ü (%30,9) bay, 141‟i (%69,1)
bayandır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
32,476
37,998
4,049
204
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
25
,145
25
1
,046
,044
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 1,45 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile cinsiyet
arasındaki iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
220
Tablo 25: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının YaĢa Göre Çapraz Tablosu
Marka ÇağrıĢımları ile
Farkındalığı
YaĢ
15-20
21-25
26-30
31-35
36-40
41-45
46+
Toplam
Olumsuz
0
4
Nötr
0
2
Olumlu
1
18
Toplam
1
24
13
3
73
89
7
1
0
0
3
1
0
0
45
19
10
5
55
21
10
5
25
9
171
205
Ankete katılan 205 kiĢi yaĢ ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205 kiĢinin 171‟i
(%83,4) marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,3) nötr, 25‟i
(%12,3) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 89‟u (%43,4) 26-30 yaĢ aralığında, 55‟i
(%26,8) 31-35 yaĢ aralığında yer almaktadır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Value
110,097
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
103,926
12,435
N of Valid Cases
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
150
,994
150
1
,998
,000
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 9,94 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile yaĢ
arasındaki iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
221
Tablo 26: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Eğitim Durumuna Göre
Çapraz Tablosu
Marka ÇağrıĢımları ile
Farkındalığı
Eğitim
Durumu
Olumsuz
0
Nötr
0
Olumlu
1
Toplam
1
Ġlköğretim
0
0
1
1
Lise
3
2
17
22
Ön Lisans
2
0
20
22
Lisans
16
4
0
4
3
0
94
35
3
114
42
3
25
9
171
205
Ġlkokul
Yüksek Lisans
Doktora
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi eğitim durumu ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205
kiĢinin 171‟i (%83,4) marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,3)
nötr, 25‟i (%12,3) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 114‟ü (%55,6) lisans, 42‟si
(%20,4) yüksek lisans mezunudur.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Value
104,845
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
150
,998
97,223
150
1,000
Linear-by-Linear Association
,183
1
,668
N of Valid Cases
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 9,98 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile eğitim
durumu arasındaki iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
222
Tablo 27: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Aylık KiĢisel Gelire Göre
Çapraz Tablosu
Marka ÇağrıĢımları ile
Farkındalığı
Aylık
KiĢisel
Gelir
0-1000 TL
1001-2000 TL
2001-3000 TL
3001-4000 TL
4001-5000 TL
5001 TL+
Olumsuz
5
10
7
0
0
Nötr
2
3
4
0
0
Olumlu
11
51
40
22
16
Toplam
18
64
51
22
16
3
25
0
9
31
171
34
205
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi aylık kiĢisel geliri ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205
kiĢinin 171‟i (%83,4) marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile ilgili olumlu, 9‟u (%4,3)
nötr, 25‟i (%12,3) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 64‟ü (%31,2) 1001-2000 TL,
51‟i (%24,8) 2001-3000 TL arasında aylık kiĢisel gelire sahiptir.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Value
120,543
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
131,676
20,697
205
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
125
,596
125
1
,324
,000
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 5,96 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından marka çağrıĢımları ve farkındalığı ile aylık
kiĢisel gelir arasındaki iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
223
Tablo 28: Genel Marka Denkliğinin Cinsiyete Göre Çapraz Tablosu
Marka Denkliği
Cinsiyet
Bay
Bayan
Olumsuz
26
66
Nötr
11
33
Olumlu
26
42
Toplam
63
141
92
44
68
204
Toplam
Ankete katılan 204 kiĢi cinsiyet ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 204 kiĢinin 68‟i
(%33,3) genel marka denkliği ile ilgili olumlu, 44‟ü (%21,6) nötr, 92‟si (%45,1)
olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 204 kiĢinin 63‟ü (%30,9) bay, 141‟i (%69,1) bayandır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
Value
23,290
25,936
,727
204
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
19
,225
19
1
,132
,394
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 2,25 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından genel marka denkliği ile cinsiyet arasındaki
iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
224
Tablo 29: Genel Marka Denkliğinin YaĢa Göre Çapraz Tablosu
Marka Denkliği
YaĢ
15-20
21-25
26-30
Olumsuz
1
14
Nötr
0
6
Olumlu
0
4
Toplam
1
24
47
18
24
89
21
6
3
0
13
4
2
2
21
11
5
3
55
21
10
5
92
45
68
205
31-35
36-40
41-45
46+
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi yaĢ ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205 kiĢinin 68‟i
(%33,2) genel marka denkliği ile ilgili olumlu, 45‟i (%21,7) nötr, 92‟si (%45,1)
olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 89‟u (%43,4) 26-30 yaĢ aralığında, 55‟i (%26,8)
31-35 yaĢ aralığında yer almaktadır.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Value
151,870
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
111,610
24,703
N of Valid Cases
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
114
,010
114
1
,546
,000
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,10 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından genel marka denkliği ile yaĢ arasındaki
iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
225
Tablo 30: Genel Marka Denkliğinin Eğitim Durumuna Göre Çapraz Tablosu
Marka Denkliği
Eğitim
Durumu
Ġlkokul
Ġlköğretim
Olumsuz
1
Nötr
0
Olumlu
0
Toplam
1
1
0
0
1
Lise
8
6
8
22
Ön Lisans
6
4
12
22
Lisans
57
25
32
114
Yüksek Lisans
17
10
15
42
Doktora
2
92
0
45
1
68
3
205
Toplam
Ankete katılan 205 kiĢi eğitim durumu ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu 205
kiĢinin 68‟i (%33,2) genel marka denkliği ile ilgili olumlu, 45‟i (%21,7) nötr, 92‟si
(%45,1) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 114‟ü (%55,6) lisans, 42‟si (%20,4)
yüksek lisans mezunudur.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Value
153,908
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
152,105
14,984
N of Valid Cases
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
115
,009
115
1
,012
,000
205
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,09 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢılamadığından genel marka denkliği ile eğitim durumu
arasındaki iliĢkinin anlamlı olduğu söylenemez.
226
Tablo 31: Genel Marka Denkliğinin Aylık KiĢisel Gelire Göre Çapraz Tablosu
Marka Denkliği
Aylık
KiĢisel
Gelir
0-1000 TL
1001-2000 TL
2001-3000 TL
3001-4000 TL
4001-5000 TL
5001 TL+
Toplam
Olumsuz
10
34
Nötr
6
17
Olumlu
2
13
Toplam
18
64
23
12
12
5
16
5
51
22
5
8
2
3
9
23
16
34
92
45
68
205
Ankete katılan 205 kiĢi aylık kiĢisel gelirleri ile ilgili bilgilerini iletmiĢtir. Bu
205 kiĢinin 68‟i (%33,2) genel marka denkliği ile ilgili olumlu, 45‟i (%21,7) nötr, 92‟si
(%45,1) olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 205 kiĢinin 64‟ü (%31,2) 1001-2000 TL, 51‟i
(%24,8) 2001-3000 TL arasında aylık kiĢisel gelire sahiptir.
Ki Kare Testi
Pearson Chi-Square
Value
139,194
Likelihood Ratio
Linear-by-Linear Association
N of Valid Cases
132,451
23,965
205
df
Asymp.Sig.
(2-sided)
95
,002
95
1
,007
,000
Tabloda yer alan Pearson Chi-Square satırının karĢısındaki, Asymp.Sig.
(2-sided) sütununun altındaki anlamlılık değerinin p= 0,02 olduğu görülmektedir. Bu
değer p < 0,05 Ģartını karĢıladığından genel marka denkliği ile aylık kiĢisel gelir
arasındaki iliĢkinin anlamlı olduğu söylenebilir.
Çapraz tabloları ele aldıktan sonra sorulara verilen cevapların ortalama
değerlerini görmek, sorulara verilen cevapların genel değerlendirmesi açısından faydalı
olacaktır.
227
Tablo 32: Sorulara Verilen Cevapların Ortalamaları
Tanımlayıcı Ġstatistatistikler
Veri Sayısı
Ortalama
1. Bugüne kadar herhangi bir lüks kozmetik markası satın aldınız mı?
205
1,09
2. Bugüne kadar Chanel markasını satın aldınız mı?
205
1,47
3. ġu anda herhangi bir lüks kozmetik ürününe sahip misiniz?
205
1,14
4. Chanel markası yüksek kalitelidir.
203
4,02
5. Chanel markasının olası kalitesi oldukça yüksektir.
202
3,95
6. Chanel markasının iĢlevsel olma olasılığı oldukça yüksektir.
204
3,65
7. Chanel markasının güvenilir olma olasılığı oldukça yüksektir.
203
3,99
8. Chanel markası çok iyi kalitede olmalıdır.
204
4,13
9. Chanel markası çok zayıf kalitede görünmektedir.
202
1,74
10. Chanel markasına sadık olduğumu düĢünüyorum.
203
2,61
11. Chanel markası benim ilk tercihim olacaktır.
205
2,61
12. Chanel markası mağazada mevcut değilse, diğer markaları satın almam.
204
2,19
13. Chanel markasının neye benzediğini biliyorum.
204
3,84
14. Diğer rakip firmalar arasından, Chanel markasını tanıyabilirim.
204
3,77
15. Chanel markasının farkındayım.
202
3,96
16. Chanel markasının bazı özellikleri çabucak aklıma gelmektedir.
204
3,47
17. Chanel markasının sembolünü ve logosunu çabucak anımsayabiliyorum.
205
3,98
18. Chanel markasını kafamda canlandırmakta zorlanıyorum.
204
1,94
204
2,90
204
2,88
202
2,75
203
2,86
19. Aynı özelliklere sahip olsalar bile diğer markalar yerine Chanel markasını
satın almak mantıklı geliyor.
20. BaĢka bir marka Chanel markası ile aynı niteliklere sahip olsa dahi, Chanel
markasını satın almayı tercih ederim.
21. Chanel markası kadar iyi baĢka bir marka olsa bile, Chanel markasını satın
almayı tercih ederim.
22. Chanel markasından hiçbir Ģekilde farklı olmayan baĢka bir marka olsa bile,
Chanel markasını satın almak daha akıllıca görünüyor.
228
Bu anketin ilk üç sorusunda evet-hayır Ģıkları, diğer sorularda ise beĢli Likert
ölçeği kullanılmıĢtır. Ankette yer alan ortalama değerler bu sorulara verilen cevapların
aritmetik ortalama değerlerini ifade etmektedir.
Ġlk üç soruda 2 üzerinden, diğer sorularda 5 üzerinden bir değerlendirme yapmak
gerekmektedir. Ortalamalar 5‟e yaklaĢtıkça faktörün önemi artmaktadır. 4,13‟lük bir
değer ile “Chanel markası çok iyi kalitede olmalıdır” sorusu en çok katılımın sağlandığı
sorudur. Bu soruyu 4,02 ile “Chanel markası yüksek kalitelidir” sorusu takip
etmektedir. Bu sonuçlara bakarak Chanel markasının algılanan kalitesinin yüksek
olduğunu söylemek mümkündür.
4.5.4. Unsurlar Arasındaki Etki ve ĠliĢkinin Ortaya Konması
Bir değiĢkenin değeri değiĢirken, diğer değiĢkenin de değeri değiĢiyorsa bu iki
değiĢken arasında bir iliĢki olduğu söylenebilir. Korelasyon analizi iki değiĢken
arasında bahsedilen bu iliĢkiyi ölçmek için kullanılmaktadır.
Bir değiĢken yüksek değerler alırken, diğer değiĢken de yüksek bir değer
alıyorsa iki değiĢken arasında pozitif bir korelasyondan bahsetmek mümkündür. Tam
tersi bir durumdan bahsedecek olursak, bir değiĢken yüksek değerler alırken, diğer
değiĢken düĢük değerler alıyorsa, iki değiĢken arasında negatif bir korelasyondan
bahsetmek mümkündür. Korelasyon katsayısı r ile temsil edilir ve r= +1 kusursuz
pozitif korelasyon, r= -1 kusursuz negatif korelasyon anlamına gelmektedir.
Korelasyon katsayısı yalnızca değiĢkenler arasındaki iliĢkiyi tanımlamak için
kullanılabilir. Bir neden-sonuç iliĢkisi göstermez. Diğer bir Ģekilde ifade edilecek
olursa, bir olayın kaynağının diğer bir olay olduğu söylenilemez. Her iki değiĢkendeki
değiĢim üçüncü bir değiĢkenden kaynaklanıyor olabilir. Yalnızca iki değiĢken
arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti hesaplanabilir.
229
Regresyon analizi ise değiĢkenler arasındaki neden-sonuç iliĢkisini bulmaya
imkan veren bir analiz yöntemidir. Regresyon analizinde bağımsız değiĢkenlerin
bağımlı değiĢken üzerindeki etkisi hesaplanmaktadır. Bağımsız değiĢkenler hakkında
sahip olunan bilgilerden hareketle, bağımlı değiĢkenler tahmin edilmeye çalıĢılmaktadır.
Hipotezlerimizde değiĢkenlerin birbirlerine olan etkileri araĢtırıldığından
regresyon analizinin kullanılması uygun olacaktır. Regresyon analizinde yer alan “r
değeri” korelasyon katsayısı olduğundan değiĢkenlerin birbirleri ile olan iliĢkilerini
değerlendirmek için ayrıca korelasyon analizi yapmak gerekmemiĢtir.
Hipotez 1:Chanel‟in algılanan kalitesinin, marka çağrıĢımlarının, marka farkındalığının
ve Chanel markasına olan bağlılığın marka denkliği üzerinde toplam bir etkisi vardır.
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla çoklu regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan algılanan kalite, marka bağlılığı, marka çağrıĢımları ile
marka farkındalığı değiĢkenlerinin bağımlı değiĢken olan marka denkliği üzerindeki
toplu etkisi araĢtırılmıĢtır.
Tablo 33: Algılanan Kalite, Marka Bağlılığı, Marka ÇağrıĢımları Ġle Marka
Farkındalığı DeğiĢkenlerinin Marka Denkliği Üzerindeki Toplu Etkisi
Model Summary
Model
1
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,805
,648
,643
,63706
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,805
değeri marka denkliği ile algılanan kalite, marka çağrıĢımları ile marka farkındalığı ve
marka bağlılığı arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti hakkında bilgi vermektedir.
Korelasyon neden sonuç iliĢkisinin bir göstergesi değil, iki farklı değiĢken arasındaki
pozitif ya da negatif iliĢkiyi açıklayan bir değerdir. Bu değer -1 ile +1 arasında
230
değiĢmekte olup, iliĢkinin yönünü R‟nin iĢareti, derecesini ise katsayının büklüğü
belirler. Negatif yönlü iliĢki oluĢması halinde korelasyon katsıyısı (R) negatif değer(-)
alırken, pozitif yönlü bir iliĢki oluĢması halinde pozitif değer(+) almaktadır. Model
summary tablosundaki R=0,805 değeri +1'e oldukça yakın olduğu için marka denkliği
ile algılanan kalite, marka çağrıĢımları, marka farkındalığı ve marka bağlılığı arasında
pozitif yönde kuvvetli doğrusal bir iliĢki olduğunu göstermektedir. Yani marka denkliği
unsurlarının toplam etkisi arttıkça, marka denkliğinin de etkisi artmaktadır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki marka denkliği unsurlarının, bağımlı değiĢken durumundaki marka
denkliği değiĢkenine ait varyansı %64,8 oranında açıkladığını göstermektedir. Diğer bir
ifadeyle marka denkliği unsurlarının marka denkliği üzerindeki etkisi %64,8'dir. Geriye
kalan %35,2'lik etki ise ankete dahil edilmeyen diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Tablo 34: Algılanan Kalite, Marka Bağlılığı, Marka ÇağrıĢımları Ġle Marka
Farkındalığı DeğiĢkenlerinin Marka Denkliği Üzerindeki Toplu Etkisinin Anlamlılık
Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Residual
Total
Sum of
Squares
150,014
3
Mean
Square
50,005
81,576
201
,406
231,589
204
df
F
123,210
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
231
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
Std. Error
(Constant)
,602
,294
Algılanan_Kalite
,168
,092
Marka_Bağlılığı
,795
Marka_Çağ_Fark
-,103
Coefficients
Beta
t
Sig.
2,050
,042
,098
1,828
,069
,046
,794
17,274
,000
,071
-,078
-1,441
,151
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, marka denkliği
ile marka bağlılığı arasındaki iliĢki p=0,00 olduğundan, p < 0,01 düzeyinde anlamlıdır.
Ancak, p=0,69 ve p=1,51 değerleri ile p < 0,01 sağlanamadığından, algılanan kalite ve
marka çağrıĢımları ile farkındalığının marka denkliği ile olan iliĢkisinin istatistiksel
olarak anlamlı olmadığı görülmektedir. BaĢka bir değiĢle, algılanan kalite ve marka
çağrıĢımları ile farkındalığı marka denkliğine katkı yapmamaktadır. Ancak burada
marka denkliği unsurlarının marka denkliği üzerindeki toplu etkisinin araĢtırıldığı
unutulmamalıdır. Bu unsurların marka denkliği üzerindeki etkisi tek tek incelendiğinde
farklı sonuçlara ulaĢılmaktadır.
Hipotez 2:Chanel‟in algılanan kalitesi marka denkliğini etkilemektedir.
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla ikili regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan algılanan kalitenin, bağımlı değiĢken olan marka
denkliği üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır.
232
Tablo 35: Algılanan Kalitenin Marka Denkliği Üzerindeki Etkisi
Model Summary
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,342
,117
,113
1,00370
Model
1
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,342
değeri marka denkliği ile algılanan kalite arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti hakkında
bilgi vermektedir. Marka denkliği ile algılanan kalite arasında pozitif yönlü bir iliĢki
bulunmaktadır. Ancak, bu değer -1 ile +1 arasında değiĢmekte olan bir değer
olduğundan; 0,342‟lik bir katsayı ile bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok doğru
bir yaklaĢım olmayacaktır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki algılanan kalitenin, bağımlı değiĢken durumundaki marka denkliği
değiĢkenine ait varyansı %11,7 oranında açıkladığını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle
algılanan kalitenin marka denkliği üzerindeki etkisi %11,7'dir. Geriye kalan %88,3'lük
etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Tablo 36: Algılanan Kalitenin Marka Denkliği Üzerindeki Etkisinin Anlamlılık Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Sum of
Squares
27,083
1
Mean
Square
27,083
1,007
df
Residual
204,506
203
Total
231,589
204
F
26,883
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
233
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
Coefficients
Std. Error
(Constant)
,506
,456
Algılanan_Kalite
,585
,113
Beta
t
,342
Sig.
1,110
,268
5,185
,000
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, marka denkliği
ile algılanan kalite arasındaki iliĢki p=0,00 olduğundan, p < 0,01 düzeyinde anlamlıdır.
BaĢka bir değiĢle, algılanan kalite, marka denkliğine katkı yapmaktadır.
Hipotez 3:Chanel markasına olan bağlılık marka denkliğini etkilemektedir.
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla ikili regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan marka bağlılığının, bağımlı değiĢken olan marka
denkliği üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır.
Tablo 37: Marka Bağlılığının Marka Denkliği Üzerindeki Etkisi
Model Summary
Model
1
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,801
,641
,640
,63959
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,801
değeri marka denkliği ile marka bağlılığı arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti hakkında
bilgi vermektedir. Model summary tablosundaki R=0,801 değeri +1'e oldukça yakın
olduğu için marka denkliği ile marka bağlılığı arasında pozitif yönde kuvvetli doğrusal
234
bir iliĢki olduğunu göstermektedir. Yani marka bağlılığının etkisi arttıkça, marka
denkliğinin de etkisi artmaktadır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki marka bağlılığının, bağımlı değiĢken durumundaki marka denkliği
değiĢkenine ait varyansı %64,1 oranında açıkladığını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle
marka bağlılığının marka denkliği üzerindeki etkisi %64,1'dir. Geriye kalan %35,9'luk
etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Tablo 38: Marka Bağlılığının Marka Denkliği Üzerindeki Etkisinin Anlamlılık Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Residual
Total
Sum of
Squares
148,546
1
Mean
Square
148,546
83,043
203
,409
231,589
204
df
F
363,124
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
Std. Error
(Constant)
,861
,113
Marka_Bağlılığı
,802
,042
Coefficients
Beta
t
,801
Sig.
7,604
,000
19,056
,000
235
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, marka denkliği
ile marka bağlılığı arasındaki iliĢki p=0,00 olduğundan, p < 0,01 düzeyinde anlamlıdır.
BaĢka bir değiĢle, marka bağlılığı, marka denkliğine katkı yapmaktadır.
Hipotez 4:Chanel‟in marka çağrıĢımları ve marka farkındalığı marka denkliğini
etkilemektedir.
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla ikili regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının, bağımlı
değiĢken olan marka denkliği üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır.
Tablo 39: Marka ÇağrıĢımları ve Marka Farkındalığının Marka Denkliği Üzerindeki
Etkisi
Model Summary
Model
1
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,279
,078
,073
1,02565
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,279
değeri marka denkliği ile marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının arasındaki
iliĢkinin yönü ve Ģiddeti hakkında bilgi vermektedir. Marka denkliği ile marka
çağrıĢımları ve marka farkındalığı arasında pozitif yönlü bir iliĢki bulunmaktadır.
Ancak, bu değer -1 ile +1 arasında değiĢmekte olan bir değer olduğundan; 0,279‟luk bir
katsayı ile bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok doğru bir yaklaĢım olmayacaktır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının, bağımlı değiĢken
durumundaki marka denkliği değiĢkenine ait varyansı %7,8 oranında açıkladığını
göstermektedir. Diğer bir ifadeyle marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının marka
236
denkliği üzerindeki etkisi %7,8'dir. Geriye kalan %92,2'lik etki ise diğer unsurlardan
kaynaklanmaktadır.
Tablo 40: Marka ÇağrıĢımları ve Marka Farkındalığının Marka Denkliği Üzerindeki
Etkisinin Anlamlılık Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Sum of
Squares
18,041
1
Mean
Square
18,041
1,052
df
Residual
213,548
203
Total
231,589
204
F
17,150
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
(Constant)
Marka_Çağ_Fark
Std. Error
1,421
,351
,370
,089
Coefficients
Beta
t
,279
Sig.
4,053
,000
4,141
,000
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, marka denkliği
ile marka çağrıĢımları ile farkındalığı arasındaki iliĢki p=0,00 olduğundan, p < 0,01
düzeyinde anlamlıdır. BaĢka bir değiĢle, marka çağrıĢımları ile farkındalığı marka
denkliğine katkı yapmaktadır.
237
Hipotez 5:Marka denkliğinin, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla ikili regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan marka denkliğinin, bağımlı değiĢken olan Chanel‟in
tercih edilmesi üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır. Yapılan analizde Chanel‟in tercih
edilmesi boyutunu ölçmek için “Bugüne kadar Chanel markasını satın aldınız mı?”
sorusuna verilen cevaplar kullanılmıĢtır.
Tablo 41: Marka Denkliğinin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisi
Model Summary
Model
1
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,366
,134
,130
,467
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,366
değeri marka denkliği ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti
hakkında bilgi vermektedir. Marka denkliği ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında
pozitif yönlü bir iliĢki bulunmaktadır. Ancak, bu değer -1 ile +1 arasında değiĢmekte
olan bir değer olduğundan; 0,366‟lık bir katsayı ile bu iliĢkinin güçlü olduğunu
söylemek çok doğru bir yaklaĢım olmayacaktır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki marka denkliğinin, bağımlı değiĢken durumundaki Chanel‟in tercih
edilmesi değiĢkenine ait varyansı %13,4 oranında açıkladığını göstermektedir. Diğer bir
ifadeyle marka denkliğinin Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %13,4'tür. Geriye
kalan %86,6'lık etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
238
Tablo 42: Marka Denkliğinin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Sum of
Squares
6,847
1
Mean
Square
6,847
,218
df
Residual
44,197
203
Total
51,044
204
F
31,447
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
Std. Error
(Constant)
1,957
,093
Marka_Denkliği
-,172
,031
Coefficients
Beta
t
-,366
Sig.
21,035
,000
-5,608
,000
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, marka denkliği
ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki iliĢki p=0,00 olduğundan, p < 0,01 düzeyinde
anlamlıdır. BaĢka bir değiĢle, marka denkliği Chanel‟in tercih edilmesine katkı
yapmaktadır.
Hipotez 6:Algılanan kalitenin, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla ikili regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan algılanan kalitenin, bağımlı değiĢken olan Chanel‟in
239
tercih edilmesi üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır. Yapılan analizde Chanel‟in tercih
edilmesi boyutunu ölçmek için “Bugüne kadar Chanel markasını satın aldınız mı?”
sorusuna verilen cevaplar kullanılmıĢtır.
Tablo 43: Algılanan Kalitenin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisi
Model Summary
Model
1
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,358
,128
,124
,468
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,358
değeri algılanan kalite ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti
hakkında bilgi vermektedir. Algılanan kalite ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında
pozitif yönlü bir iliĢki bulunmaktadır. Ancak, bu değer -1 ile +1 arasında değiĢmekte
olan bir değer olduğundan; 0,358‟lik bir katsayı ile bu iliĢkinin güçlü olduğunu
söylemek çok doğru bir yaklaĢım olmayacaktır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki algılanan kalitenin, bağımlı değiĢken durumundaki Chanel‟in tercih
edilmesi değiĢkenine ait varyansı %12,8 oranında açıkladığını göstermektedir. Diğer bir
ifadeyle algılanan kalitenin Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %12,8'dir.
Geriye kalan %87,2'lik etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
240
Tablo 44: Algılanan Kalitenin Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Sum of
Squares
6,544
1
Mean
Square
6,544
,219
df
Residual
44,500
203
Total
51,044
204
F
29,852
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
Std. Error
(Constant)
2,616
,213
Algılanan_Kalite
-,287
,053
Coefficients
Beta
t
-,358
Sig.
12,303
,000
-5,464
,000
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, algılanan kalite
ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki iliĢki p=0,00 olduğundan, p < 0,01 düzeyinde
anlamlıdır. BaĢka bir değiĢle, algılanan kalite Chanel‟in tercih edilmesine katkı
yapmaktadır.
241
Hipotez 7:Marka bağlılığının, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla ikili regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan marka bağlılığının, bağımlı değiĢken olan Chanel‟in
tercih edilmesi üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır. Yapılan analizde Chanel‟in tercih
edilmesi boyutunu ölçmek için “Bugüne kadar Chanel markasını satın aldınız mı?”
sorusuna verilen cevaplar kullanılmıĢtır.
Tablo 45: Marka Bağlılığının Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisi
Model Summary
Model
1
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,443
,196
,192
,450
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,443
değeri marka bağlılığı ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki iliĢkinin yönü ve Ģiddeti
hakkında bilgi vermektedir. Marka bağlılığı ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında
pozitif yönlü bir iliĢki bulunmaktadır. Ancak, bu değer -1 ile +1 arasında değiĢmekte
olan bir değer olduğundan; 0,443‟lük bir katsayı ile bu iliĢkinin güçlü olduğunu
söylemek çok doğru bir yaklaĢım olmayacaktır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki marka bağlılığının, bağımlı değiĢken durumundaki Chanel‟in tercih
edilmesi değiĢkenine ait varyansı %19,6 oranında açıkladığını göstermektedir. Diğer bir
ifadeyle marka bağlılığının Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %19,6'dır. Geriye
kalan %80,4'lük etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
242
Tablo 46: Marka Bağlılığının Chanel‟in Tercih Edilmesi Üzerindeki Etkisinin
Anlamlılık Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Sum of
Squares
10,028
1
Mean
Square
10,028
,202
df
Residual
41,016
203
Total
51,044
204
F
49,629
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
Std. Error
(Constant)
1,983
,080
Marka_Bağlılığı
-,208
,030
Coefficients
Beta
t
-,443
Sig.
24,934
,000
-7,045
,000
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, marka bağlılığı
ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki iliĢki p=0,00 olduğundan, p < 0,01 düzeyinde
anlamlıdır. BaĢka bir değiĢle, marka bağlılığı Chanel‟in tercih edilmesine katkı
yapmaktadır.
Hipotez 8:Marka çağrıĢımlarının ve marka farkındalığının, Chanel‟in tercih edilmesi
üzerinde etkisi vardır.
243
Bu hipotezimizi test etmek amacıyla ikili regresyon analizi kullanılmıĢtır. Bu
analizde bağımsız değiĢken olan marka çağrıĢımları ile marka farkındalığının, bağımlı
değiĢken olan Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi araĢtırılmıĢtır. Yapılan
analizde Chanel‟in tercih edilmesi boyutunu ölçmek için “Bugüne kadar Chanel
markasını satın aldınız mı?” sorusuna verilen cevaplar kullanılmıĢtır.
Tablo 47: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Chanel‟in Tercih Edilmesi
Üzerindeki Etkisi
Model Summary
Model
1
Std. Error
Adjusted
of the
R
R Square R Square Estimate
,464
,216
,212
,444
Model summary tablosunda korelasyon katsayısı olarak gösterilen R=0,464
değeri marka çağrıĢımları ve marka farkındalığı ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki
iliĢkinin yönü ve Ģiddeti hakkında bilgi vermektedir. Marka çağrıĢımları ve marka
farkındalığı ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında pozitif yönlü bir iliĢki bulunmaktadır.
Ancak, bu değer -1 ile +1 arasında değiĢmekte olan bir değer olduğundan; 0,464‟lük bir
katsayı ile bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok doğru bir yaklaĢım olmayacaktır.
Model summary tablosunda yer alan R square (R²) değeri, bağımsız değiĢken
durumundaki marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının, bağımlı değiĢken
durumundaki Chanel‟in tercih edilmesi değiĢkenine ait varyansı %21,6 oranında
açıkladığını göstermektedir. Diğer bir ifadeyle marka çağrıĢımları ve marka
farkındalığının Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %21,6'dır. Geriye kalan
%78,4'lük etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
244
Tablo 48: Marka ÇağrıĢımları ile Marka Farkındalığının Chanel‟in Tercih Edilmesi
Üzerindeki Etkisinin Anlamlılık Düzeyi
ANOVAb
Model
1
Regression
Sum of
Squares
11,001
1
Mean
Square
11,001
,197
df
Residual
40,043
203
Total
51,044
204
F
55,773
Sig.
,000
ANOVAb tablosunun anlamlılık sütünunda yer alan p(Sig.) değerinin 0,05‟ten
küçük olması değiĢkenler arasındaki iliĢkinin istatistiksel olarak anlamlı olduğunu
göstermektedir. Bu değer, 0,05‟ten büyük olsaydı; iliĢkinin rastlantısal olduğu
söylenebilirdi.
Coefficientsa
Standardized
Unstandardized Coefficients
Model
1
B
Coefficients
Std. Error
(Constant)
2,578
,152
Marka_Çağ_Fark
-,289
,039
Beta
t
-,464
Sig.
16,983
,000
-7,468
,000
Katsayı (Coefficients) tablosu, regresyon denklemi için kullanılan regresyon
katsayılarını ve bunların anlamlılık düzeylerini vermektedir. Bu tabloda, marka
çağrıĢımları ve farkındalığı ile Chanel‟in tercih edilmesi arasındaki iliĢki p=0,00
olduğundan, p < 0,01 düzeyinde anlamlıdır. BaĢka bir değiĢle, marka çağrıĢımları ve
farkındalığı Chanel‟in tercih edilmesine katkı yapmaktadır.
245
4.6.VERĠLERĠN VE BULGULARIN GENEL DEĞERLENDĠRMESĠ
Lüks kozmetik markaların tercih edilmesinde marka denkliğinin etkisinin
araĢtırılması için Chanel markası seçilmiĢ, Ġzmir Adnan Menderes DıĢ Hatlar
Terminali‟nde 205 kiĢiye anket uygulanmıĢtır. Uygulanan anket sonrasında çıkan
sonuçlar SPSS 16.0 programında değerlendirilmiĢtir. Bu değerlendirme esnasında
frekans dağılımı ve yüzdeler belirlenmiĢ, anket soruları ile ilgili güvenilirlik analizi
gerçekleĢtirilmiĢ, Ki-Kare Testi yapılmıĢ ve Regresyon Analizi‟ne baĢvurulmuĢtur.
Frekans dağılımı ve yüzdesel değerler ele alındığında, katılımcıların 64‟ünün
bay, 141‟inin bayan olduğu görülmektedir. KiĢilerin 89‟u 26-30, 55‟i 31-35 yaĢ
aralığında yer almaktadır. 114 katılımcı lisans, 42 katılımcı yüksek lisans mezunudur.
64 kiĢi 1001-2000 TL, 51 kiĢi ise 2001-3000 TL arasında aylık kiĢisel gelire sahiptir.
Anket soruları ile ilgili yapılan güvenilirlik analizinde tüm boyutlara ait
soruların güvenilirliği için Cronbach‟in Alfa değeri hesaplanmıĢ, tüm sorular
0,80 ≤ α ≤1,00 Ģartını karĢıladığından sorulan soruların yüksek derecede güvenilir
olduğu saptanmıĢtır.
Yapılan Ki-Kare testi esnasında, araĢtırmaya katılan kiĢilerin demografik
özellikleri ile marka denkliği unsurları olan; algılanan kalite, marka bağlılığı, marka
çağrıĢımları ile marka farkındalığı ve genel marka denkliği hakkındaki ifadelere
katılımları arasındaki iliĢkileri incelenmek amacıyla çapraz tablolar oluĢturulmuĢtur.
Sonuçlar incelendiğinde; algılanan kalite ile cinsiyet ve aylık kiĢisel gelir
arasında anlamlı bir bağımlılık bulunamamıĢtır. Algılanan kalite ile yaĢ ve eğitim
durumu arasında ise anlamlı bir bağ bulunmaktadır. Marka bağlılığı ile cinsiyet arasında
anlamlı bir bağımlılık bulunamamıĢtır. Marka bağlılığı ile yaĢ, eğitim durumu ve aylık
kiĢisel gelir arasında ise anlamlı bir bağ bulunmaktadır. Marka çağrıĢımları ve
farkındalığı ile cinsiyet, yaĢ, eğitim durumu ve aylık kiĢisel gelir arasında anlamlı bir
bağımlılık bulunamamıĢtır. Genel marka denkliği ile cinsiyet, yaĢ ve eğitim durumu
246
arasında anlamlı bir bağımlılık bulunamamıĢtır. Genel marka denkliği ile aylık kiĢisel
gelir arasındaki iliĢki ise anlamlıdır.
Unsurlar arasındaki etki ve iliĢkinin ortaya konması için yapılan regresyon
analizinin sonuçları incelendiğinde, aynı zamanda korelasyon analizi sonuçlarına da
ulaĢıldığı görülmektedir. AraĢtırma kapsamında belirlenen hipotezler bu analizlerle test
edilmiĢtir.
Hipotez 1:Chanel‟in algılanan kalitesinin, marka çağrıĢımlarının, marka farkındalığının
ve Chanel markasına olan bağlılığın marka denkliği üzerinde toplam bir etkisi vardır.
Bu hipotezin araĢtırılması sonucunda, marka denkliği ile algılanan kalite, marka
çağrıĢımları, marka farkındalığı ve marka bağlılığı arasında pozitif yönde kuvvetli
doğrusal bir iliĢki olduğu görülmektedir. Yani marka denkliği unsurlarının toplam etkisi
arttıkça, marka denkliğinin de etkisi artmaktadır. Marka denkliği unsurlarının marka
denkliği üzerindeki etkisi %64,8'dir. Geriye kalan %35,2'lik etki ise ankete dahil
edilmeyen diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Hipotez 2:Chanel‟in algılanan kalitesi marka denkliğini etkilemektedir.
Chanel‟in algılanan kalitesi ile marka denkliği arasındaki iliĢkinin güçlü
olduğunu söylemek çok doğru bir yaklaĢım olmayacaktır. Algılanan kalitenin marka
denkliği üzerindeki etkisi %11,7'dir. Geriye kalan %88,3'lük etki ise diğer unsurlardan
kaynaklanmaktadır.
Hipotez 3:Chanel markasına olan bağlılık marka denkliğini etkilemektedir.
Marka denkliği ile marka bağlılığı arasında pozitif yönde kuvvetli doğrusal bir
iliĢki bulunmaktadır. Yani marka bağlılığının etkisi arttıkça, marka denkliğinin de etkisi
artmaktadır. Marka bağlılığının marka denkliği üzerindeki etkisi %64,1'dir. Geriye
kalan %35,9'luk etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
247
Hipotez 4:Chanel‟in marka çağrıĢımları ve marka farkındalığı marka denkliğini
etkilemektedir.
Marka denkliği ile marka çağrıĢımları ve marka farkındalığı arasında pozitif
yönlü bir iliĢki bulunmaktadır. Ancak bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok doğru
bir yaklaĢım olmayacaktır. Marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının marka denkliği
üzerindeki etkisi %7,8'dir. Geriye kalan %92,2'lik etki ise diğer unsurlardan
kaynaklanmaktadır.
Hipotez 5:Marka denkliğinin, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Marka denkliği ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında pozitif yönlü bir iliĢki
bulunmaktadır. Ancak, bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok doğru bir yaklaĢım
olmayacaktır. Marka denkliğinin Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %13,4'tür.
Geriye kalan %86,6'lık etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Hipotez 6:Algılanan kalitenin, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Algılanan kalite ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında pozitif yönlü bir iliĢki
bulunmaktadır. Ancak, bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok doğru bir yaklaĢım
olmayacaktır. Algılanan kalitenin Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %12,8'dir.
Geriye kalan %87,2'lik etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
Hipotez 7:Marka bağlılığının, Chanel‟in tercih edilmesi üzerinde etkisi vardır.
Marka bağlılığı ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında pozitif yönlü bir iliĢki
bulunmaktadır. Ancak, bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok doğru bir yaklaĢım
olmayacaktır. Marka bağlılığının Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %19,6'dır.
Geriye kalan %80,4'lük etki ise diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
248
Hipotez 8:Marka çağrıĢımlarının ve marka farkındalığının, Chanel‟in tercih edilmesi
üzerinde etkisi vardır.
Marka çağrıĢımları ve marka farkındalığı ile Chanel‟in tercih edilmesi arasında
pozitif yönlü bir iliĢki bulunmaktadır. Ancak, bu iliĢkinin güçlü olduğunu söylemek çok
doğru bir yaklaĢım olmayacaktır. Marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının
Chanel‟in tercih edilmesi üzerindeki etkisi %21,6'dır. Geriye kalan %78,4'lük etki ise
diğer unsurlardan kaynaklanmaktadır.
AraĢtırma ile ilgili verileri ve bulguları ortaya koyduktan sonra, çalıĢmanın genel
bir değerlendirmesini yapmak, çalıĢmanın bir özetini oluĢturması ve bulguların daha net
ortaya konması açısından faydalı olacaktır. Bu değerlendirme, sonuç kısmında
yapılacaktır.
249
SONUÇ
Günümüzde tüketiciler, üreticilere ve pazara yön veren, hangi ürünü, nereden, ne
zaman, ne Ģartlarla alacaklarını kontrol eden bir yapıdadır. Eski dönemlerde iĢletmeler,
ürettikleri her ürün ve hizmetin talep göreceğinden emin olabilirken, yaĢadığımız bu
çağda tüketicilerin ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda faaliyetlerine yön verme
ihtiyacı hissetmektedirler. Bu noktada, tüketici davranıĢlarının incelenmesi, kiĢilerin
ihtiyaç ve isteklerini tatmin etmek için, ürün veya hizmetleri nasıl ve neye göre
seçtikleri, nasıl satın aldıkları, kullanırken nelere dikkat ettikleri ile ilgili incelemelerin
yapılması önem taĢımaktadır. Çünkü güçlü rekabet ortamlarında tüketicilerin davranıĢ
değiĢimlerini yakalayan ve bu değiĢimlere uygun hizmet sunan iĢletmeler ayakta
kalmaktadır.
Tüketici davranıĢları incelendiğinde, markaların tüketici tercihleri üzerinde
önemli bir rol oynadığı görülmektedir. MarkalanmıĢ ürünler, tüketici ile kurulan
iletiĢimde anahtar bir rol oynamaktadır. Tüketiciler markalı ürünleri kullanarak pek çok
ürün arasından kendilerine uygun ve farklı bir ürün bulabilmenin keyfini yaĢamakta ve
kendilerini yapmıĢ oldukları markalı ürün tercihi ile daha güvende hissetmektedirler.
Bir süre sonra ise marka seçimi bir kendi kendini tanıtma ifadesine dönüĢmektedir. KiĢi
markalı ürünler kullanarak hem kendi kiĢiliğini ve tarzını ifade etmekte, hem de
kendisine benzeyen diğer kiĢilerle daha rahat iletiĢim kurma Ģansı yakalamaktadır.
Son yıllarda tüketiciler için önemli olan nokta, bir markayı tanımak değil, o
markanın diğer markalardan farklı ne yapabileceğinin belirlenmesi olmaktadır. Marka,
tüketici için sadece bir ürünün temsilcisi değil, aynı zamanda tüketiciye sunulan
faydalar bütünü haline gelmiĢtir. Marka tüketici için bir değer yaratmakta, tüketici ile
duygusal bağlar oluĢturmakta ve vazgeçilemez hale gelmektedir. Markaların yükseliĢi
ise marka denkliğinin oluĢturulması ile sağlanabilmektedir. Çünkü marka tüketiciler
için ne anlam ifade ediyorsa, o noktada değerli hale gelmektedir.
250
Birbirine benzer iki ürün arasından birinin diğerine tercih edilmesi anlamına
gelen marka denkliği ile tüketicilerin markayı fark etmesi, onu kaliteli olarak görmesi,
tercih etmesi ve markaya bağlanarak tercih etmeye devam etmesi hedeflenmektedir.
Pazarda iyi yönetilen, marka denkliğini arttırabilen, müĢterilerine değer katan markalar
baĢarılı olabileceklerdir.
Bu çalıĢmada, tüketicilerin kendilerini değiĢtirmeye ve istedikleri Ģekilde
yansıtmaya olanak buldukları bir sektör ele alınmıĢtır. Bahsedilen bu sektör, kozmetik
sektörüdür. Çok eski çağlardan beri kadın-erkek herkesin hayatında yer alan kozmetik
ürünleri zamanla markaların çatısı altında toplanmıĢ ve günümüzde ciddi bir pazar
haline gelmiĢtir. KiĢilerin ulaĢmak istedikleri lüks kavramı ile de birleĢince lüks
kozmetik markaları modadan etkilenen ve onu yönlendiren bir role kavuĢmuĢtur.
ÇalıĢmamız, marka denkliğinin çok önemli bir noktada bulunan lüks kozmetik
markalarının tercihi üzerindeki etkisinin araĢtırılması ile ilgilidir. ÇalıĢmanın alan
araĢtırması, ele alınan bir lüks kozmetik markası ile ilgili tüketici görüĢlerini
içerdiğinden ve lüks kozmetik markalarının tercih edilmesiyle marka denkliği iliĢkisini
ortaya koyan bir araĢtırma olmasından dolayı önem taĢımaktadır.
Alan araĢtırmasında, Aaker‟ın (1991) marka denkliği modeli kapsamında, Yoo,
Donthu ve Lee‟nin (2000) oluĢturduğu sorular kullanılmıĢtır. Daha önce lüks kozmetik
markalarla ilgili herhangi bir araĢtırmada bu sorular kullanılmadığından farklı bulgulara
ulaĢılmıĢtır. AraĢtırma sonucunda tüketicilerin algılarını (marka farkındalığı, marka
çağrıĢımları, algılanan kalite) ve davranıĢlarını (marka bağlılığı) yönlendiren marka
denkliği unsurları arasındaki etki ve iliĢki ortaya konmuĢtur.
Bu noktada, marka denkliği unsurları arasında bir etki ve iliĢkinin olduğu ortaya
çıkmıĢtır. Marka denkliğinin yaratılabilmesi ve arttırılabilmesi için öncelikle tüketicinin
markadan haberdar olması, tanıması ve buna bağlı olarak hatırlamasını sağlamaya
yönelik marka farkındalığı oluĢturulmalıdır. Marka farkındalığı yaratıldıktan sonra,
tüketici
zihninde
olumlu,
güçlü,
özgün
marka
çağrıĢımlarının
yaratılması
251
gerekmektedir. Bir sonraki aĢamada algılanan kalitenin sağlanması ve tüketicinin
markadan memnun olarak tekrarlanan satın alma davranıĢını gerçekleĢtirmesi açısından
marka bağlılığının gerçekleĢtirilmesi hayati önem taĢımaktadır. Çünkü marka bağlılığı,
marka denkliğinin ana belirleyicisi konumundadır.
Marka denkliğini yönetebilmek hedefiyle iĢletmelerin, marka farkındalığını,
marka çağrıĢımlarını, marka bağlılığını ve algılanan kaliteyi yaratmak ve geliĢtirmek
için yatırım yapmaları gerekmektedir. Bu yatırımlarla tüketici, marka hakkında doğru
bilgiye sahip olabilmekte, satın alma kararını güvenle verebilmekte ve aldığı markayla
tatmin olabilmektedir. ĠĢletmelerin, marka denkliği unsurlarının tüketici gözünde nasıl
bir değerinin olduğunun belirlemesi ve sürekli araĢtırmalar yaparak bu unsurları
geliĢtirmesi gerekmektedir.
Alan araĢtırmasının sonuçları doğrultusunda, marka denkliği unsurlarının marka
denkliği üzerindeki toplu etkisinin %64,8 olduğu görülmektedir. Lüks kozmetik
markalarının marka denkliğini en fazla etkileyen marka denkliği unsuru ise, %64,1‟lik
payla marka bağlılığıdır. Algılanan kalite‟nin marka denkliği üzerindeki etkisi %11,7
iken, marka çağrıĢımları ve marka farkındalığının marka denkliği üzerindeki etkisi
sadece %7,8'dir.
Bu bulgu, ürünün toplam denkliğinin marka niteliğinden kaynaklanan denklik
(ör:ürün kalitesi) ve marka isminden kaynaklanan denklik olarak ayrılabileceğini
göstermektedir. Bundan dolayı, algılanan yüksek ürün kalitesinin yüksek marka
denkliği anlamına gelmesi gerekmez. Algılanan kalite ve marka çağrıĢımları öncelikle
marka bağlılığını etkileyerek marka denkliği üzerinde etkili olabilirler. Boyutların
marka denkliği ile olan iliĢkilerine bakıldığında, bağlılığın daha bütünsel bir etki
doğurduğu ve marka denkliğine daha yakın olduğu, kalite ve çağrıĢımların ise daha
sınırlı bir etkiye sahip olduğu söylenilebilir. Bu sebeple iĢletmelerin algılanan kalite,
marka farkındalığı ve çağrıĢımları ile ilgili çalıĢmalarını marka bağlılığını arttırmak
hedefiyle yürütmeleri ve bu yolla marka denkliğini yükseltmeleri gerekmektedir.
252
ĠĢletmelerin öncelikle hedef kitlelerini doğru belirlemesi, verilecek mesajları
hedef kitleye, firma stratejilerine ve marka imajına uygun hazırlaması ve uygun iletiĢim
yollarını kullanarak bu mesajlarını iletmesi marka denkliğine katkı sağlayacaktır. Ayrıca
bu mesajlar iletilirken tüm iletiĢim kanallarında aynı izlenim yaratılacak Ģekilde bir
program uygulanması da yerinde olacaktır.
Markaların baĢarısı için öncelikle temsil ettikleri ürünlerin fonksiyonel olması ve
tasarımlarının tüketici beklentisini karĢılaması gerekmektedir. Bu yolla algılanan
kalitenin temelleri atılabilmektedir. Kalite sürekliliği ve yeniliklerin takibi yoluyla da
algılanan kalite arttırılabilmektedir. Algılanan kalitenin devamlılığını sağlamak için ise
özellikle lüks kategorisinde yer alan markalar açısından sık sık yapılan fiyat
indirimlerinden kaçınılmalı, kampanyalı ve hediyeli ürün satıĢları tüketiciyi olumsuz
yönde etkilemeyecek Ģekilde düzenlenmelidir. Çünkü fiyat indirimleri sebebiyle
tüketiciler, markanın kalitesini sorgulayabilmekte ve sık sık fiyat indirimlerine giden
markaların kalitesini zayıf algılayabilmektedirler.
Marka
farkındalığı
oluĢturmak,
genel
olarak
tanıtım
faaliyetleri
ile
sağlanmaktadır. Bu noktada marka kiĢiliğinin, kimliğinin ve imajının doğru Ģekilde
oluĢturulması büyük yarar getirmekte, böylece sonraki aĢamada uygun tanıtım
faaliyetleri ve iletiĢim mecraları ile hedef kitleye ulaĢılması kolaylaĢmaktadır. Uygun
iletiĢim kanallarının seçilmesi ve gerektiği kadar tanıtım faaliyeti yapılması
gerekmektedir.
Özellikle lüks kozmetik markalarının imajlarına uygun mağazalarda satıĢa
sunulması önem taĢımaktadır. Mağaza imajı da markanın imajına etki yapmaktadır.
Örneğin büyük ve lüks mağazalarda satılan ürünler daha kaliteli ve lüks olarak
algılanmaktadırlar. Mağazaların dekoru, ürün sunumu, kullanılan renkler, mağaza içi
yerleĢim gibi faktörler önem taĢımaktadır.
SatıĢ esnasında ve sonrasında sunulan hizmetler de tüketicilerin beklentileri
arasındadır. Özellikle kozmetik ürünlerine ait markaların satıĢı esnasında, mağaza
253
imajının yanı sıra mağazada çalıĢan satıĢ personellerinin tüketiciye en doğru bilgiyi, en
uygun yolla iletmesi tüketici davranıĢı üzerinde önemli farklılıklar yaratacaktır.
Marka geliĢtirme devam eden bir süreçtir ve marka denkliğinin oluĢumu ve
devamlılığı markaların devamlı geliĢimine bağlıdır. Bu süreçte pazardaki geliĢmelerin
takibi, dikkatlice yapılmalı ve buna uygun marka stratejileri belirlenmelidir. Tüketicinin
isteklerini karĢılayabilen, değiĢimlere ayak uydurabilen, sözlerini tutan, tüketicinin
arkadaĢı rolünü üstlenip, gerekli bilgiyi verebilen ve sorunları çözebilen markalar
baĢarıya ulaĢacaktır.
Marka denkliğinin lüks kozmetik markalarının tercihi üzerinde olumlu bir etkisi
vardır. Lüks kozmetik markalarının tercih edilmesinin arttırılabilmesi için markaların
farklılaĢtırıcı rekabet stratejileri geliĢtirmesi gerekmektedir. Bu noktada da doğru marka
imajının oluĢturulması, hedef kitleye uygun değerlerin sunulması, taleplere hızlı cevap
verilmesi gerekmektedir. Marka ile fonksiyonel, sosyal, duygusal ve estetik tüm
faydaların sunulması önem taĢımaktadır. Ancak bu Ģekilde iĢletmeler tüketici
beklentilerini
karĢılayarak
ve
marka
bağlılığını
sağlayarak,
marka
denkliği
oluĢturabileceklerdir.
254
KAYNAKÇA
KĠTAPLAR
Aaker, D.A.(1991), Managing Brand Equity: Capitalizing on the Value of a Brand
Name, New York: The Free Press.
Aaker, D.A. ve Biel, A.L. (1993), Brand Equity & Advertising: Advertising’s Role in
Building Strong Brands, New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates.
Aaker, D.A.(1995), Strategic Market Management, New York: John Wiley&Sons, Inc.
Aaker, D.A.(1996), Building Strong Brands, New York: The Free Press.
Ak, M.(1998), Firma/ Markalarda Kurumsal Kimlik Ve İmaj, Ġstanbul: IĢıl Ofset
Aksulu, I.(1989), Reklamcılık, YayımlanmıĢ Ders Notları, Ġzmir.
Aktuğlu, I.(2004), Marka Yönetimi Güçlü Ve Başarılı Markalar İçin Temel İlkeler,
Ġstanbul: ĠletiĢim Yayınları
Alphan, M. (2008), Moda Moda Dedikleri, Ankara: Ayraç Kitapevi
Alpmen, G. (1978), Kozmetik Preparatlar, Ġstanbul: Nurettin Uycan Matbaası
Anholt, S. (2004), Global Markaların Yere Çuvallamaları, Çev: Gonca Canan, 2.
Basım, , Ġstanbul: Mediacat Kitapları
Ar, A. (2004), Marka Ve Marka Stratejileri, Ankara: Detay Yayıncılık.
Arens, W.F. (2002), Advertising, International Edition, New York: Mcgraw-Hill
255
Arkan, S. (1997), Marka Hukuku, Cilt I, Ankara: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Arseven, H. (2000), Nazari Ve Tatbiki Alâmeti Farika Hukuku, Ġstanbul
Aytuğ, S. (1997), Pazarlama Yönetimi,Ġzmir: Ġlkem Ofset
Barnard, M. (2007), Fashion As Communication, 2nd Edition. Usa: Routledge
Batra, R., Myers,J. ve Aaker,D. (1996), Brand Equity, Image And Personality,
Advertising Management, Fifth Edition, New Jersey: Prentice Hall Inc.
BaykaĢoğlu,A., Büyüközkan,G. ve Dereli,T. (2007), Marka Yaşam Süreçleri: Toplam
Marka Yönetimi, Ġstanbul: Hayat Yayınları.
Berzek, A.N.(2000), Ticaret Hukukunun Genel İlkeleri, Ġstanbul: Marmara Üniversitesi,
Nihat Sayar Eğitim Vakfı.
Boone, L.E. ve Kurtz, D. L. (2005), Contemporary Marketing, New York: Dryden
Press
Borça, G. (2004), Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar Mı?, Ġstanbul: Mediacat
Yayınları
Bozkurt Ġ. (2004), İletişim Odaklı Pazarlama, Ġstanbul: Mediacat Yayınları
Bradley, F. (1995), Marketing Management, Providing, Communicating and Delivering
Value, Cambridge: Prentice Hall.
Bylthe, J. (2000), Pazarlama İlkeleri, Çev: Yavuz OdabaĢı, Ġstanbul: Bilim Teknik
Yayınevi.
256
Camcı Ö. (1999), Marka Davaları, Ġstanbul: Ufuk Matbaacılık
Camcı, Ö. (2002), Haksız Rekabet Davaları 1, Ġstanbul: Ufuk Matbaacılık.
Capon, N. ve Hulbert, M. (2001), Marketing Management in The 21st Century, New
Jersey: Prentice-Hall
Cemalcılar, Ġ. (1996), Pazarlama Yönetimi, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi Açık
Öğretim Fakültesi Yayınları
Cemalcılar, Ġ. (1999), Pazarlama Kavramlar Kararlar, Ġstanbul: Beta Basım Yayım
Dağıtım.
Cemalcılar, Ġ. ve ġahin (2001), Pazarlama Yönetimi, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi
ĠĢletme Fakültesi Ders Kitapları.
Chernatony, L. ve Mc Donald, M. (1996), Creating Powerful Brands, Oxford:
Buttreworth Heineman
Chevalier M. ve Mazzalovo, G. (2008), Luxury Brand Management, USA: John Wiley
And Sons
Comish, W. R. (1996), Intellectual Property, New York:Prentice Hall.
Cox, G. ve Dainow, S. (2001), Kendi Gücünüzü Keşfedin, Çev: Tülay SavaĢer, Ġstanbul:
Rota Yayınları.
Crane, D. ( 2003 ), Moda Ve Gündemleri-Giyimde Sınıf, Cinsiyet Ve Kimlik, Çev: Özge
Çelik, Ġstanbul: Ayrıntı Yayınları.
257
Cüceloğlu, D. (1993), İnsan ve Davranışı: Psikolojisinin Temel Kavramları, Ġstanbul:
Remzi Kitapevi.
Çevikel, G. (2004), Markanız Kim, Ġstanbul: Türk Giyim Sanayicileri Derneği Yayınları
Çivitci, ġ. (2004), Moda Pazarlama, 1.Baskı, Ankara: Asil Dağıtım.
Davis, F. (1992), Fashion, Culture And Identity, Chicago: The University Of Chicago
Press.
Davis, F. (1997), Moda, Kültür Ve Kimlik, Çev: Özden Arıkan, Cogito 54, Ġstanbul:
Yapı Kredi Yayınları
Dirikkan, H. (2003), Tanınmış Markanın Korunması, Ankara: Yetkin Basım Yayım ve
Dağıtım
Doyle, P. (2003), Değer Temelli Pazarlama, Çev: Gülfidan BarıĢ, Ġstanbul: Kapital
Medya Hizmetleri
Elden, M., Ulukök, Ö. ve Yeygel, S. (2008), Şimdi Reklamlar…, Ġstanbul: ĠletiĢim
Yayınları.
Elitok, B. (2003), Hadi Markalaşalım, Ġstanbul: Sistem Yayıncılık.
Engel, J.F. ve Blakwell R.D. (1993), Consumer Behavior, Chicago: The Dryden Press.
Erdil, T.S. ve Uzun, Y. (2009), Marka Olmak, Ġstanbul: Beta Yayınları
Eren, E. (1989), Yönetim Psikolojisi, Ġstanbul: Ġstanbul Üniversitesi Yayınları.
Eroğlu, F. (1998), Davranış Bilimleri, Ġstanbul: Beta Basım Yayım.
258
Etzel, M.J., Walker B.J., Stanton W. J. (1997), Marketing, Amerika: Irwin Mcgraw Hill.
Evans, J.R. ve Berman, B. (1992), Marketing, New York: Mcmillan Publishing
Company
Foster, F.H. ve Shook, R.L. (1993), Patents Copyrigiths And Trademarks, Usa.
Franzen, G. (2002), Reklamın Marka denkliğine Etkisi, Çev: Fevzi Yalım, Ġstanbul:
Mediacat Kitapları
Giacobello, J. (2000), Choosing, A Career In The Fashion Industy, New York: The
Rosen Publishing Group.
Güvenç, B. (1985), Kültür Konusu ve Sorunlarımız, Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
Güvenç, B. (1991), İnsan ve Kültür, Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
Hart, S. ve Murph, J. (1998), Brands: New Wealth Creators, Mcmillan London:
Business Interbrand
Hatipoğlu, Z. (1993), Temel Pazarlama, Ġstanbul: Beta Basım Yayım.
Hines, T. ve Bruce, M. (2007), Fashion Marketing, 2nd Edition,., Oxford: Elsevier Ltd
Howard, J.A. (1989), Consumer Behaviour in Marketing Strategy, New Jersey: Prentice
Hall.
Haig, M. (2005), Brand Failures: The Truth About The 100 Biggest Branding Mistakes
Of All Time, Ġngiltere ve Amerika: Kogan Page Publications.
259
Ġnal, T. (2004), Ticari İşletme Hukuku, Ġstanbul
Ġnceoğlu, M. (1985), Güdüleme Yöntemleri, Ankara: Ankara Üniversitesi Basın Yayın
Yüksekokulu Yayınları.
Ġnceoğlu, M. (2000), Tutum – Algı – İletişim, Ankara: Ġmaj Yayıncılık.
Ġslamoğlu, A.H. (2002), Pazarlama Yönetimi, Ġstanbul: Beta Yayınları
Ġslamoğlu, A.H. (2003), Tüketici Davranışları, Ġstanbul: Beta Yayınları.
Ġslamoğlu, A.H. (1993), Pazarlama İlkeleri, Trabzon: Karadeniz Üniversitesi Ġ.Ġ:B.F.
Yayın.
ĠĢçi, M. (2003), Halkla İlişkiler, Ġstanbul: Der Yayınları
Jernigan, M.H. ve Easterling, C.R. (1990), Fashion Merchandising And Marketing,
New York: Macmillan Publishing Company.
Johnson, K., Torntore, S.J. ve Eicher, J.B. (2003), Fashion Movements, Fashion
Foundations: Early Writings On Fashion And Dress, , New York: Berg Publishers.
Kapferer J.N. (1992), Stragetic Brand Management - New Approaches To Creating And
Evaluating Brand Equity, New York:The Free Press.
Karabulut, M. (1981), Tüketici Davranışları, Yeniliklerin Kabulü Ve Yayılışı, Ġstanbul:
Minnetoğlu Yayınları.
Karafakıoğlu, M. (2005), Pazarlama İlkeleri, Ġstanbul: Literatür Yayınları.
Karahan, K. (2000), Hizmet Pazarlaması, Ġstanbul: Beta Basım A.ġ.
260
Karahan, S. (1996), Yeni Marka Hukukumuz, Konya: Mimoza Yayınevi.
Karalar R. (2006), Tüketici Davranışı, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları
Karayalçın, Y. (1968), Ticaret Hukukuna Giriş, Ankara: Ticari ĠĢletme
Kawamura, Y. (2005), Fashion-Ology: An Introduction To Fashion Studies, 1.Baskı,
New York: Berg Publications
Kaya, A. (2006), Marka Hukuku, Ġstanbul: Arıkan Basım.
Keller, K. L. (2001), Building Customer-Based Brand Equity, Cambridge, USA:
Marketing Science Institute
Keller, K.L. (2003), Strategicbrand Management: Building, Measuring And Managing
Brand Equity, Pearson Education Inc., Upper Saddle River, New Jersey:Prentice Hall
Kıray M. (2005), Tüketim Normları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Ġstanbul:
Bağlam Yayınları
Knapp, D.E. (2000), Marka Aklı, Çev: Azra Tuna Akartuna, Ankara: Mediacat Kitapları
KocabaĢ, F., Elden, M. ve Yurdakul, N. (2002), Reklam ve Halkla İlişkilerde Hedef
Kitle, Ġstanbul: ĠletiĢim Yayınları.
Kotler, P. (1976), Pazarlama Yönetimi Çözümleme, Planlama ve Denetim, Ankara:
Ayyıldız Matbaası
Kotler, P. ve Armstrong, G. (1997), Marketing An Introduction, New Jersey: Prentice
Hall International
261
Kotler, P. (2000), Kotler ve Pazarlama, Çev: AyĢe Özyağcılar, Ġstanbul: Sistem
Yayıncılık.
Kotler P. (2003), Marketing Management, New York: Prentice Hall.
Kotler, P. (1999), Pazarlama Yönetimi, Ġstanbul: Beta Basım Yayım.
Kotler, P. (2005), A’dan Z’ye Pazarlama: Pazarlamayla İlgilenen Herkesin Bilmesi
Gereken 80 Kavram, Çev: Aslı Kalem Bakkal, Ġstanbul: Mediacat Kitapları.
Kotler, P. ve Armstrong, G. (2004), Principles Of Marketing, New Jersey: Prentice
Hall.
Kotler, P. ve Keller, K.L. (2006), Marketing Management, Twelfth Edition, Upper
Saddle River, New Jersey: Pearson Education Inc.
Loudon, D. ve Bitta, A.D. (1993), Consumer Behavior, USA: Mcgraw Hill Int.
Meran N. (2004), Marka Hakları Ve Korunması, Ankara: Seçkin Yayınları
Mermod, A. Y. (2005), Marka Yönetimi Ve Marka denkliğinin Ölçülmesi, Ġstanbul: Beta
Yayınları.
Montana P.J. ve Charnov B.H. (2008) , Management, Hauppauge NY: Barron's
Educational Series Inc.
Morgan, A. (2001), Büyük Balığı Yutmak, Çev: Muhsin KaraĢ, Ankara:Mediacat.
Moser, M. (2003), Marka Yaratmanın Beş Adımı, Çev: Ġnci Berna Kalınyazgan,
Ġstanbul: Mediacat Yayınları.
262
Mucuk, Ġ. (2006), Pazarlama İlkeleri, Ġstanbul: Türkmen Kitabevi.
Nelson J.R. (1982), Danışma Psikolojisi Kuramları (The Theory And Practice Of
Counseling Psychology), Çev: Füsun Akkoyun, Veli Duyan, Süleyman Doğan, Berrin
Eylen, Fidan Korkut, Cassell Educational Limited.
OdabaĢı, Y. (1995), Pazarlama İletişimi, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları
OdabaĢı, Y. (1999), Tüketim Kültürü, Ġstanbul: Sistem Yayınevi.
OdabaĢı, Y. ve BarıĢ, G. (2002), Tüketici Davranışı, Ġstanbul: Mediacat Yayınları.
OdabaĢı, Y. ve Oyman, M. (2007), Pazarlama İletişimi Yönetimi, Ġstanbul: Mediacat
Kitapları.
Oliver, R.L. (1997), Satisfaction: A Behavioral Perspective On The Consumer, New
York: Mcgraw-Hill.
Onur, N. (2004), Moda Bulaşıcıdır, Ġstanbul: Epsilon Yayıncılık
Oyman M. (2006), Mağaza Atmosferi, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları
Ozankaya, Ö. (1991), Toplumbilim, Ġstanbul: Cem Yayınevi.
Özer, Ç. (2002), Marka Lisansı Sözleşmesi, Ankara: Seçkin Kitabevi.
Özkalp, E. (1998), Sosyolojiye Giriş, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Özkalp, E. (1996), Davranış Bilimlerine Giriş, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi Yayınları.
263
Perreault, W.D. ve Mccarthy, E.J. (2003), Essentials Of Marketing: A GlobalManagerial Approach, Boston: Mcgraw-Hill Press.
Perry, A. ve Wisnom, D. (2003), Before The Brand: Creating The Unique Dna Of
Enduring Brand Identity, Amerika: Mcgraw-Hill Professional Publications.
Perry, A. ve Wisnom, D. (2004), Marka’nın Dna’sı - Eşsiz Ve Dayanıklı Markalar
Yaratmanın Kuralları, Çev: Zeynep Yılmaz, Ġstanbul: Mediacat Yayınları.
Peter, P.J, Olson, J.C ve Grunert, K.G. (1999), Consumer Behavior and Marketing
Strategy, New York: Mc Graw Hill Publications.
Pettis, C. (1998), Technobrands: How To Create And Use Brand Identitiy To
Market,Advertise And Sell Technology Products, New York: Amacom.
Pickton, D. ve Broderick, A. (2001), Integrated Marketing Communications, England:
Parson Education Limited.
Pira, A., KocabaĢ, F. ve Yeniçeri, M. (2005), Küresel Pazarda Marka Yönetimi ve
Halkla İlişkiler, Ġstanbul: Dönence Yayınları.
Pride, W.M. ve Ferrell, O.C.
(1987), Marketing: Basic Concepts and Decisions,
Boston: Houghton Mifflin
Pride, W.M. ve Ferrell, O.C. (1997), Marketing Consepts And Strategies Study Guide,
Richard D. Irwin Inc
Pringle, H. ve Thompsen, M. (2000), Marka Ruhu: Sosyal Sorumluluk Kampanyaları
İle Marka Yaratmak. Çev: Zeynep Yelçe ve Canan Feryat, Ġstanbul: Scala Yayıncılık
264
Randall, G. (2005), Markalaştırma, Çev: Elif Özsayar, Ġstanbul: Rota Yayınları
Reynolds, F. ve Wells, W. (1997), Consumer Behavior, New York: Mc Graw Hill Inc
Ries, A. ve Ries, L. (2005), Marka Yaratmanın 22 Kuralı, Ġstanbul: Media Cat
Yayınları.
Schiffman L.G. ve Kanuk L.L. (2000), Consumer Behavior, 7.Baskı, New Jersey:
Prentice-Hall
Schmitt, B. ve Simonson A. (2000), Pazarlama Estetiği, Marka, Kimlik Ve İmajın
Stratejik Yönetimi, Ġstanbul: Sistem Yayıncılık.
Scott, N.R. (2002), Branding The Gold Coast For Domestic and International Tourism
Markets. Tourism Marketing Quality And Service Management Perspectives, London:
Continuum.
Selçuk, Z. (2000), Gelişim ve Öğrenme, Ankara: Nobel Yayınları
Shimp, T.A. (1993), Promotion Management & Marketing Communications, Usa: The
Dryden Press.
Skinner, J.S. (1994), Marketing, Boston, Toronto: Houghton Mufflin Company.
Solomon, M.R. (2004), Consumer Behavior-Buying,Having and Being, New Jersey:
Prentice Hall Inc.
Solomon, M.R. (2003), Tüketici Krallığının Fethi, Ġstanbul: Mediacat Kitapları.
ġanal, O. (2004), Markanın Hükümsüzlüğü, Ankara: Adalet Yayınevi.
265
ġenol, A. ve Gülay, H.(2002), Kozmetiğe Giriş, Kocaeli: Kocaeli Üniversitesi Yayınları.
TaĢkın, Ç. ve Akat, Ö. (2008), Marka Ve Marka Stratejileri, Bursa: Alfa Aktüel
Yayınları
Tatlıdil, R. ve Oktav, M. (1992), Pazarlama Yönetimi, Ġzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi
Yayınları.
Taylan, E.Ç. (2001), Marka Hakkının Kullanımıyla Paralel İthalatın Önlenmesi,
Ankara: Seçkin Yayıncılık
Tek,
Ö.B.
(1999),
Pazarlama
İlkeleri-Global
Yönetimsel
Yaklaşım
Türkiye
Uygulamaları, Ġstanbul: Beta Basım Yayım.
Tek, Ö.B. ve Özgül, E. (2005), Modern Pazarlama İlkeleri, Ġzmir: BirleĢik Matbaacılık.
Tekinalp, Ü. ve Tekinalp, G. (2000), Avrupa Birliği Hukuku, Ġstanbul: Beta Yayınevi.
Tekinalp, Ü. (2005), Fikri Mülkiyet Hukuku, Ġstanbul: Beta Yayınevi.
Timur, N. ve Eren, E. (2001), Stratejik Yönetim, EskiĢehir: Anadolu Üniversitesi
Yayınları.
Tosun, N.B. (2003), Pazarlama Halkla İlişkiler ve Reklam, Ġstanbul: Türkmen Kitabevi
Tuncer, D., Arpacı, T., Ayhan, Y., Bölge, E. ve Üner, M. (1994), Pazarlama, Ankara:
Gazi Yayınları.
Tuncer, D. (1992), Pazarlama, Ankara: Gazi Yayınları.
Uçar, T.F. (2004), Görsel İletişim ve Grafik Tasarım, Ġstanbul: Ġnkılap Yayınevi.
266
Uslu,A., Erdem,ġ. ve Temelli,A. (2006), İşletmelerin Tüketici Odaklı Marka Stratejisi,
Ġstanbul: Birlik Ofset.
Uztuğ, F. (2003), Markan Kadar Konuş! Marka İletişimi Stratejileri, Ġstanbul: Mediacat
Yayınları.
Walters, C.G. (1978), Consumer Behavior: Theory And Practice, Homewood: R. D.
Irwin.
William F.S., Joseph, P.G., Thomas T.I. (1988), Marketing: Contemporary Concepts
And Practices, USA: Allyn And Bacon Inc.
Vanauken, B. (2003), Brand Aid, An Easy Reference Guide To Solving Your Toughest
Branding Problems And Strengthening Your Marketing Position, New York: Amacom.
Yükselen, C. (1989), Temel Pazarlama Bilgileri, Ankara: Adım Yayımcılık.
Yükselen, C. (2003), Pazarlama, İlkeler-Yönetim, Ankara: Detay Yayıncılık.
Zikmund, W.G. ve D‟amico, M. (1995), Effective Marketing, St Paul: West Publishing
Company.
MAKALELER
Aaker, D.A.(1996b), Measuring Brand Equity Across Products And Markets, California
Management Review, Vol.38, No.3, s.s.102-120.
Aaker, J.L.(1997), Dimensions of Brand Personality, Journal Of Marketing Research,
Vol:34, August,s.s.347-356.
267
Agarwal, S. ve Teas, R.(2001), Perceived Value: Mediating Role of Perceived Risk,
Journal of Marketing Theory & Practice, Vol.9, No.4, ss.1-15.
Ailawadı, K.L.,Lehmann, D.R. ve Neslin, S.A.(2003), Revenue Premium As An
Outcome Measure Of Brand Equity, Journal Of Marketing, Vol. 67,ss. 1-17
Akın, M. (1998), Günümüzde Kullanılan Nihai Tüketicinin Satın Alma DavranıĢ
Modelleri, Pazarlama Dünyası, Mart-Nisan, Sayı: 68, s.s.28-29.
Allsopp, J. (2005), Premium Pricing: Understanding The Value Of Premium, Journal
Of Revenue And Pricing Management, 4(2), s.s. 185-194.
AltunbaĢ, H. (2007), Pazarlama ĠletiĢimi Ve ġehir Pazarlaması “ġehirlerin
MarkalaĢması”, Selçuk İletişim, 4.4, s.s.156-162
Ambler, T. ve Barwise, T.P. (1998), Trouble With Brand Voluation, Journal Of Brand
Management, Vol:5:5.,s.s.367-376
Angberg,A. M. (2000), What You Should Know About Branding And Brand Value,
Journal Of Marketing Research, Vol:45
Ardıç, K. ve Güler, A.(2000), Reklamlarda Vurgulanan Ürün Ve Hizmet Kalite
Boyutlarının Belirlenmesi Ve Bir Uygulama, Pazarlama Dünyası Dergisi, Yıl.14,
Sayı.4, Temmuz-Ağustos.
Ballantyne, R., Warren,A. ve Nobbs,K. (2006), The Evolution Of Brand Choice, Brand
Management, Vol.13, No. 4/5, June, s.s.339-350.
BarıĢ, G. (2002), Pazarlama Kaynaklarının Rekabetçi Üstünlük GeliĢtirmekteki Rolü,
Pazarlama Ve İletişim Kültürü Dergisi, ġubat, Cilt: 1, Sayı: 1, s.s. 23-24.
268
Batur, E. (1987), Gelenek Ve Gelecek Arasında Moda, Gergedan Yeryüzü Kültürü
Dergisi, Sayı:1, Ġstanbul, s.s.84-85.
BaydaĢ, A. (2007), Pazarlama Açısından Markanın Finansal Değeri Ve DıĢ Ticaret
ĠĢletmelerinde Bir Uygulama, Bilig, Sayı:42, s.s. 127-150.
Bennett, R., Mccoll-Kennedy,R. ve Hartel, C. (2005), Experience As A Moderator Of
Involvement And Satisfaction On Brand Loyalty In A Business-To-Business Setting,
Industrial Marketing Management, Vol. 34 , s.s. 97–107.
Bernard, D., Duquesne,P. (1993), The Market for Luxury Goods: Income versus
Culture, European Journal of Marketing, Vol. 27 Iss: 1, s.s.35 – 44
Borça, G. (2003), Marka Tercih Edilendir, Feedback Aylık Pazarlama İletişimi Dergisi,
C:1,s.s.8-11.
Brink, D. ve Pieter, G. (2006), The Effect Of Strategic And Tactical Cause-Related
Marketing On Consumers‟ Brand Loyalty, Journal Of Consumer Marketing, Vol. 23,
No. 1, s.s.15-25.
Buil, I., Chernatony,L. ve Martinez,E. (2008), A Cross-National Validation Of The
Consumer-Based Brand Equity Scale, Journal Of Product & Brand Management,
Vol.17, No.6, 2008, s.s.384-392.
Burnaz, ġ. ve Esgin, N. (2003), Marka Yayma Yoluyla Pazara Sunulan Yeni Ürünlerin
Tüketiciler Açısından Değerlendirilmesi, Pazarlama Dünyası, Eylül/ Ekim, Yıl:17,
Sayı: 5, s.s.23-30.
Campbell, M.C. (2002), Building Brand Equity, International Journal Of Medical
Marketing, Vol:2,3, May, s.s. 208-218.
269
Catry, B. (2003), The Great Pretendes: The Magic For Luxury Goods: Income Versus
Culture, European Journal Of Marketing, 27(1), s.s. 35-44.
Chaudhuri, A. ve Hoibrook, M. (2001), The Chain Of Effects From Brand Trust And
Brand Affect To Brand Performance: The Role Of Brand Loyalty, Journal Of
Marketing, Vol.65, April, s.s.81-93.
Chen, Z. ve Dubinsky, A. (2003), A Conceptual Model Of Perceived Customer Value in
E-Commerce: A Preliminary Investigation, Psychology & Marketing, Vol.20, No.4,
s.s.323-347.
Chueh, T. ve Kao, D. (2004) , The Moderating Effects Of Consumer Perception To The
Impacts Of Country-Of Design On Perceived Quality, Journal Of American Academy
Of Business, Vol. 4, No.1/2, s.s.70-74.
Cooksey,R.W., Pappu R. ve Quester, P.G.
(2005), Consumer-based brand equity:
improving the measurement – empirical evidence, Journal of Product & Brand
Management, Vol. 14 Iss: 3, s.s.143-154
Cop, R., Bekmezci, M. (2005), Marka Bilinirliği Yüksek Markalı ÇamaĢır Deterjanı
Üzerine Bir Uygulama, Ticaret Ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı: 1, s.s.66-83.
Del Vecchio, D.(2001), Consumer Perception Of Private Label Quality: The Role Of
Product Category Characteristics And Consumer Use Of Heuristic, Journal Of Retailing
And Consumer Services, 8, s.s. 239-249
Derici, H. (2002), Markalar Yıldızlar Gibidir, Executive Exellence, Yıl: 5, Sayı: 60
Dick, A. ve Basu, K.(1994), Customer Loyalty: Toward Integrated Conceptual
Framework, Journal Of Academy Of Marketing, 22, s.s.99-113.
270
Dubois B. ve Laurent G. (1999), A Situational Approach To Brand Loyalty, Advances
in Consumer Research, 26, s.s.657-663
Elliot, R. (1997), Existential Consumption And Irrational Desire, European Journal Of
Marketing, Mcb University Press 0309-0566. Cilt: 31, s.s. 285-296.
Erdil, S., Tığlı, M. ve Kitapçı, H. (2004), Tüketicilerin Satın Alma DavranıĢında Marka
Bağlılığının Etkisi ve Küçük Ev Aletlerinin Satın Alınmasında Dikey ve Yatay Marka
Bağlılığının Etkisinin Test Edilmesine ĠliĢkin Bir Saha ÇalıĢması, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Hakemli Dergisi, C.6, S.22, Haziran, s.s.45-57.
Evans, M. (1989), Consumer Behavior Towards Fashion, European Journal Of
Marketing, Vol.23, No. 7, s.s.7-16.
Farquhar, P. (1989), Managing Brand Equity, Marketing Research, s.s.24-56.
Farquhar, P. (1990), Managing Brand Equity, Journal Of Advertising, Vol.30,
No.4,Aug/Sep, s.s.7-12.
Fernández, P. (2001), Valuation Of Brands and Intellectual Capital, IESE Business
School, s.s.1-19.
Fidan, F. ve ĠĢçi, Ö. (1998), Günümüz Tüketim Toplumunda Tüketim Ġhtiyaç ĠliĢkisi ve
Tüketici Koruma, Pazarlama Dünyası, Eylül-Ekim, Sayı:71, s.s.37-38.
Funk, D.C., Haugtvedt, C.P. ve Howard, D.R. (2000), Contemporary Attitude Theory in
Sport: Theoretical Considerations And Implications, Sport Management Review, Vol. 3,
s.s. 125-144.
Garvin, D.A. (1984), What Does Product Quality Really Mean?, Sloan Management
Review, Güz, s.s.25-33.
271
Gencer, T.R., Demir, C. ve Aycan, A. (2008) Kayak Merkezlerindeki Spor Turistlerinin
Hizmet Kalitesini Etkileyen DeğiĢkenler, Ege Akademik Bakış, Vol.8, No.2,s.s.437-450.
Gold, E.R. (2006), Intellectual Architecture As Place Brand, Place Branding, May, Vol.
2, s.s.220-228
Gordon, G.L., Calantone, R.J. ve Di Benedetto, C.A. (1993), Brand Equity in The
Business-To-Business Sector: An Exploratory Study, The Journal Of Product And
Brand Management, C: 2, S: 3, s.s. 4–16.
Govers, P.C.M. ve Schoormans, F.P.L, (2005), Product Personality and its Influence On
Consumer Preference, Journal Of Consumer Marketing, Vol. 22, No: 4, s.s.189-197.
Gönen, E., Özgen, Ö., Babekoğlu, Y. ve Ufuk, H. (2001), Gençlerin Tüketici
DavranıĢlarının Bir Model YaklaĢımı Ġle Ġncelenmesi, Hacettepe Üniversitesi İ.İ:B.F.
Dergisi, C:19, S.1, s.s.137-166.
Gürel, E. (2001), Tüketici DavranıĢlarını Açıklamaya Yönelik Modeller Üzerine Bir
TartıĢma ve Turizm Mal Ve Hizmetlerine Uyarlama, Maltepe Üniversitesi Meslek
Yüksekokulu Dergisi, Yayın No:3/1, Ġstanbul, s.s.17-33.
Harris, L.C. ve Goode, M. (2004), The Four Levels Of Loyalty And The Pivotal Role
Of Trust: A Study Of Online Service Dynamics, Journal Of Retailing, Vol. 80, s.s. 139158.
Henderson, P.W. ve Cote, J.A.(1998) ,Guidelines For Selection or Modifiying Logos,
Journal Of Marketing, April, Vol: 62, Issue: 2, s.s.14-31
Jacoby, J. (1971), A Model Of Multi-Brand Loyalty, Journal Of Advertising Research,
C: 11 (June), S: 3, s.s.25-31.
272
Jacoby, J ve Kyner, D. (1973), Brand Loyalty Vs. Repeat Purchasing Behavior, Journal
Of Marketing Research, ġubat, s.s.1-9
Kapferer, J.N. (1998), Why Are We Seduced By Luxury Brands?, Journal Of Brand
Management, Henry Stewart Publication, 1350-231 X, Volume 6, Number 1, s.s.44-49.
Kavaratzis, M. ve Ashworth, G.J. (2006), City Branding: An Effective Assertion Of
Identity Or A Transitory Marketing Trick, Place Branding, Vol. 2, Iss.3, s.s. 183-194.
Keller, K.L. (1993), Conceptualizing, Measuring, And Managing Consumer-Based
Brand Equity, Journal Of Marketing, Vol. 57, s.s. 1-22.
Keller, K.L., Heckler, S.E. ve Houston, M.J. (1998), The Effects Of Brand Name
Suggestiveness On Advertising Recall, Journal Of Marketing, Vol:62, January, (1), s.s.
48-57.
Kılıç, S. ve Çağıran, H. (2005), Tüketicilerin Market (Özel) Markalı Ürünleri
Tercihinde Marka denkliği Algılamaları Çorum‟daki Perakende Zincirlerine Yönelik
Örnek Bir Uygulama, Pazarlama Dünyası, Kasım-Aralık, Yıl:19, (6), s.s.56-61.
KıĢlalıoğlu, S. (2004), Kozmetoloji Bilimi, Ed.:Yasemin Yazan, Nobel Matbaacılık, s.s.
3-7.
Kim, H. ve Kim, W.G. (2005), The Relationship Between Brand Equity And Firms‟
Performance in Luxury Hotels And Chain Restaurants, Tourism Management, 26,
s.s.549-560.
King, S. (1991), Brand Building in the 1990s, Journal of Marketing Management, 7 (1),
s.s. 3-13.
273
Kirmani, A. ve Wright, P. (1989), Money Talks: Perceived Advertising Expense And
Expected Product Quality, Journal Of Consumer Research, Vol: 16, 1989, s.s.344-353.
Knox, S. ve Walker, D. (2003), Empirical Developments in The Measurement Of
Involvement, Brand Loyalty And Their Relationship in Grocery Markets, Journal Of
Strategic Marketing, Vol.11, Nr. 4, s.s. 271-287.
Korkmaz, T. ve IĢın F.B. (2003), Marka Tanıdıklığı ve Kulaktan Kulağa ĠletiĢimin
Markaya KarĢı Tutum Ve Satın Alma Eğilimi Üzerindeki Etkisinin Belirlenmesi
Üzerine Bir AraĢtırma, Atatürk Ü.İ.İ.B.F. Dergisi, C:17, Sayı.3-4, s.s.287-301.
Korkmaz, S. (1996), Tüketici Satın Alma DavranıĢlarına Etkisi Açısından SatıĢ
GeliĢtirme Çabalarının Tutundurma Karması Ġçerisindeki Yeri Ve Önemi, Pazarlama
Dünyası, Mayıs-Haziran, Sayı:57, s.s.15-22.
Labeagaa, J.M., Lado, N. ve Martos, M. (2007), Behavioural Loyalty Towards Store
Brands, Journal Of Retailing And Consumer Services, Vol.14, s.s.347-356.
Lassar, W., Mittal, B. ve Sharma, A.
(1995), Measuring Consumer-Based Brand
Equity, Journal Of Consumer Marketing, C: 12, S: 4, s.s.4–11.
Lin, C.H. ve Kao, D.T. (2004), The Impacts Of Country-Of-Origin On Brand Equity,
The Journal Of American Academy Of Business, C: 5, S: 1/2, s.s.37-40
Low, .G. S, Charles W. (2000), The Measurement And Dimensionality Of Brand
Associations, Journal Of Product & Brand Management, Vol. 9, No: 6,s.s.350-370
Macdonald, E. ve Sharp, B. (1996), Management Perceptions Of Importance Of Brand
Awareness As An Indication Of Advertising Effectiveness, Marketing Research OnLine, 1, 1-15
274
McMullan, R. ve Gilmore, A. (2003), The Conceptual Development Of Customer
Loyalty Measurement: A Proposed Scale, Journal Of Targeting, Measurement And
Analysis For Marketing, Number 3, January, s.s. 230-243
Mellens, M., Dekimpe, M.G., Sttenkamp, J.B.E. (1996), A Review Of Brand Loyalty
Measures in Marketing, Tijdschrift Voor Economie En Management, Vol: 91, No: 4,
s.s.507-534.
Merisavo, M. ve Raulas, M. (2004), The Impact Of E-Mail Marketing On Brand
Loyalty, Journal Of Product&Brand Management, Vol. 13, No.7, s.s. 498-505.
Morton, J. (1994), Predicting Brand Preference, Marketing Management, Vol.2, No: 4,
s.s.32-44.
Nitse, P.S., Parker, K.R., Krumwiede, D. ve Ottaway, T. (2004), The Impact Of Color
in The E-Commerce Marketing Of Fashions: An Exploratory Study, European Journal
Of Marketing, Vol. 38, No. 7, s.s.898-915
O‟cass, A. (2000), An Assessment Of Consumer Prodcut, Purchase Decision,
Advertising and Consumption Involvement In Fashion Clothing, Journal Of Economic
Psychology, Vol.21, s.s.545-576.
O‟cass A. ve Frost H. (2002), Status brands: examining the effects of non-productrelated brand associations on status and conspicuous consumption, Journal Of Product
& Brand Management, Sayı: 11, No:2, s.s.67-88
O‟cass, A. (2004), Fashion Clothing Consumption: Antecedents And Consequences Of
Fashion Clothing Involvement, European Journal Of Marketing, Vol.38, No.7, s.s. 869882.
275
Odin, Y., Odin, N. ve Florence-Valette, P. (2001), Conceptual and Operational Aspects
Of Brand Loyalty, Journal Of Business Research, Vol.53, s.s.75-84.
Oluç, M. (1991), Satın Alıcıların DavranıĢlarının Dinamikleri, Pazarlama Dünyası,
Mayıs-Haziran, Sayı:27, s.s.2-12.
Omağ, M.K. (1991), Marka Hukuku Ġle Rekabet Hukuku Açısından Marka ve
Korunması, Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.6. , Yıl 3, Ġstanbul, s.s.5-8
Ouwersloot, H. ve Tudorica, A. (2001), Brand Personality Creation Through
Advertising, Maxx Working Paper Series, University Of Maastricht, s.s.1-26.
Öndoğan, Z. (1995), Yirminci Yüzyıl Modasına Doğru. E.Ü.Tekstil ve Konfeksiyon
Dergisi, Yıl. 5, Sayı. 5, s.s. 477-481.
Özenç, M. (1992), Dünyada Ve Türkiye‟de Sınai Ve Ticari Mülkiyet Hakları, Yased
Yayını, s.s.59-88.
Palumbo, F. ve Herbig, P. (2000), The Multicultural Context Of Brand Loyalty,
European Journal Of Innovation, Vol. 3, No. 3, s.s.116-124.
Phau, I. ve Prendergast, G. (2000), Consuming Luxury Brands: The Relevance Of The
Rarity Principle, Journal Of Brand Management, Volume 6, No: 2, s.s.122-138.
Rao, A.R., Qu, L. ve Ruekert, R.W. (1999), Signaling Unobservable Product Quality
Through A Brand Ally, Journal Of Marketing Research, Vol.36,s.s.258-268.
Robertson K. (1989), Strategically Desirable Brand Name Characteristics, The Journal
Of Consumer Marketing, Vol.6, Fall, s.s.61-71.
276
Sahilli, S. (2005), Pazarlamanın Sessiz Dili: Renkler Ve ĠletiĢimdeki Rolü, Pazarlama
Dünyası, Mayıs-Haziran, Yıl:15, (3),s.s.48-52.
Schoenbachler, D.D., Gordon, G.L. ve Aurand, T.W. (2004), Building Brand Loyalt y
Through Individual Stock Ownership, The Journal Of Product And Brand Management,
Volume 13, No:7, s.s.488-497.
Shipley, D., Hooley, G. ve Wallace,S. ( 1988), Brand Name Development Process,
International Journal Of Advertising, Vol: 7, No:3, s.s. 253 – 266
Silverman, S.N., Sprott, D.E. ve Pascal, V.J. (1999), Relating Consumer-Based Sources
Of Brand Equity To Market Outcomes, Advances in Consumer Research, Vol. 26, No.1,
s.s.352- 357.
Simon, C.J. ve Sullivan, M.W. (1993), The Measurement and Determinants Of Brand
Equity: A Financial Approach, Marketing Science, C: 12, S: 1, s.s.28-52.
Tepeci, M. (1999), Increasing Brand Loyalty in The Hospitality Industry, International
Journal Of Contemporary Hospitality Management, C: 11, S: 5, s.s.223-228.
Thode, S.F. ve Maskulka, J.M. (1998), Place-Based Marketing Strategies, Brand Equity
and Vineyard Valuation, The Journal Of Product And Brand Management, C: 7, S: 5,
s.s.379-399.
Tığlı, M. ve Akyazgan M.A. (2003), Özellikli (Lüks) Tüketim Ürünlerinde Enderlik
Prensibi Ve Bir Uygulama, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt
5, Sayı 1, s.s. 21-37.
Turan, N. (1995), Tüketici Örgütlenmesi ve Tüketim Kooperatifi, Pazarlama Dünyası,
Kasım-Aralık, Sayı:54, s.s.25-29.
277
Tüylü, V. (1995), Üniversite Öğrencilerinin Giyim EĢyası Satın Almasında Yerli-Ġthal
Malı Tercihlerinin Belirlenmesi, Pazarlama Dünyası, Mayıs-Haziran, Sayı:51, Ss32-38.
Wæraas, A. ve Solbakk, M.N. (2009), Defining The Essence Of A University: Lessons
From Higher Education Branding, Higher Education, Vol:57, No:4, s.s.449–462
Wood, L. (2000), Brands And Brand Equity: Definition And Management,
Management Decision, C:38, No:9, s.s.662-669.
Yim, C.K. ve Kannan, P.K. (1999), Consumer Behavioral Loyalty: A Segmantation
Model And Analysis, Journal Of Business Research, Volume: 44, No:2, s.s.75-92.
Yoo, B., Donthu, N. ve Lee, S. (2000), An Examination of Selected Marketing Mix
Elements and Brand Equity, Journal of the Academy of Marketing Science, Vol: 28,
No:2, s.s.195-211.
Zeithaml,V.A. (1988), Consumer Perceptions Of Price, Quality, and Value: A MeansEnd Model And Synthesis Of Evidence, Journal Of Marketing, Vol:52, July, s.s.2-22.
Zimmermann, R. (2001), Brand Equity Review, Brand Equity Excellence, Volume: 1,
s.s.1-74
TEZLER
Altaç, E.(2004), Marka denkliğini OluĢturan Unsurların Ġncelenmesi, Ölçülmesi Ve Bir
Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ġstanbul.
Atlı, M. S.(2001), Marka Türleri Ve Korunması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġzmir.
278
Besen, B. (2002), Marka Sermayesinin OluĢumu Ve Tüketici Satın Alma Kararındaki
Etkisinin Tüketim Malları Sektöründe Ġncelenmesi, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi,
Ġstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul.
Demir, E. (2006), Kurumsal Marka Ġmajının OluĢumunda Reklam Stratejilerinin Etkisi:
World Of Wonders Otel ĠĢletmelerinde Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara
Dilsiz, D. (2008), Marka Ġmajı Ve Ġtibar Yönetimi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul.
Ergül, A. (2005), Hazır Giyim ĠĢletmelerinde MarkalaĢma Süreci ve Bu Süreçte Görev
Alacak Personelin Eğitimi Ġçin Program Model Önerisi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.
Ersin, M. (1999), Tüketici Satın Alma Karar AĢamasında Marka Bağımlılığı Etkisi Ve
Meyve Suyu Tüketicileri Üzerine Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul.
Güçdemir, Y. (1998), 15-25 YaĢ Grubundaki Ġnsanların Jean Pantolon Marka ve Model
Tercihlerinin Belirlenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul.
Güneri,
F.B.
(1996),
Tüketicilerin
Marka
Tercihine
ĠliĢkin
Tutumlarının
Belirlenmesinde Reklamın Rolü, Doktora Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ġzmir.
Güngör, E. (2002), Beyaz EĢya Sektöründe Tüketici Satın Alma DavranıĢına Etki Eden
Faktörlerin Ġncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul.
279
Kızıltan, C. (2005), Marka Ġmajının Tüketici Satın Alma DavranıĢı Üzerine Etkileri Ve
Bir Uygulama, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul.
Özerdoğan, M. A. (2005), Konfeksiyon Sektöründe MarkalaĢma, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġzmir.
Özkaya,D. (2002), Marka denkliği Planlamasında Tüketici Algısının Yönlendirilmesi,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ġstanbul.
Uyar, E. (2003), Kurum Ġmajının OluĢum Sürecinde Halkla ĠliĢkilerin Rolü Üzerine
Teorik ve Uygulamalı Bir ÇalıĢma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Yavuz, E. (2004), Marka KiĢiliğinin Tüketici Algısına Etkisi ve Bir Uygulama,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ġstanbul.
Yıldız, O. (2006), Gençliğin Markaya Duyduğu Güven Marka Sadakati ĠliĢkisinin
Belirlenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Adana.
DĠĞER KAYNAKLAR
Akkaya, E.(1999), Marka İmajı Bileşenleri, Otomobil Sektöründe Bir Uygulama,
4.Ulusal Pazarlama Kongresi Bildiriler Kitapçığı, 18-20 Kasım, Hatay.
AltunıĢık, R. ve Nart, S. (2000), Tüketicilerin Yaşam Tarzı Özelliklerine Göre
Profillerinin Belirlenmesi: Otomobil Sahipleri Üzerine Bir Araştırma, 5. Ulusal
280
Pazarlama Kongresi, Akdeniz Üniversitesi Turizm AraĢtırma, GeliĢtirme ve Uygulama
Merkezi, 16-18 Kasım, Antalya.
Arıkan S.(2006), Marka Hukuku Uygulaması, Hukuk Merceği 7, Konferanslar Ve
Paneller, Ankara Barosu
Bardakçı, A. ve SarıtaĢ, H.(2005), Marka Şehirlere Giden Yolda Bir Stratejik Alternatif:
Ortak Marka, Marka Yönetimi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Tmmob Makine
Mühendisleri Odası Yayınları, s.s.91-97.
Blackett, T. ve Hales G.(2004), Markalar: Yeni Servet Kaynakları, Marketing Türkiye
Dergisi, Yıl:3, Sayı:57
BarıĢ, G. (2003), Marka Ve Tüketici, 2. Ankara Marka Konferansı, Ankara Reklamcılar
Derneği, Ato, s.s.57-63.
Gong, Y. (2001), Anomaly Of Consumption: Asian‟s Extravagance in Luxury Goods
Karaman, T. (2004), Yerli Kozmetik Üretiminin Mevcut Durumu, Online Kozmotoloji
Dergisi, Sayı: 2 Cilt: 3 Yıl
Kavas, A. (2004), Marka denkliği Yaratma, Pazarlama Ve İletişim Kültür Dergisi, Cilt
3, Sayı 8
Kaya, Y. (2006), Marka Değerleme Ġhtiyacı Ve Marka Değerleme Yöntemleri,
Pazarlama Dünyası, Yıl 20, Sayı 2006/6
Özgül, E. ve Önce, G. (2005), Marka Sermayesi Kavramı Ve Türk Markaları Açısından
Genel Bir Değerlendirme, Marka Yönetimi Sempozyumu, Tmmob Makine Mühendisleri
Odası, Gaziantep, s.s..263-269.
281
Torlak, Ö. Ve Uzkurt C. (1999), Lüks Malların Tüketiciyi Etkileyen Özellikleri,
4.Ulusal Pazarlama Kongresi, Hatay
556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 27.06.1995
Tarih Ve 22326 Sayılı Resmi Gazete
Türk Kozmetik Kanunu 24 Mart 2005/5324
Http://Tdkterim.Gov.Tr/Bts/ EriĢim Tarihi:22.03.2011
282
EK (ARAġTIRMA SORULARI)
Marka Denkliği Hakkında Bir İnceleme
1. Bugüne kadar herhangi bir lüks kozmetik markası satın aldınız mı?
O Evet
O Hayır
2. Bugüne kadar Chanel markasını satın aldınız mı?
O Evet
O Hayır
3. Şu anda herhangi bir lüks kozmetik ürününe sahip misiniz?
O Evet
O Hayır
Kesinlikle
katılıyorum
Katılıyorum
Ne katılıyorum
ne katılmıyorum
Katılmıyorum
Kesinlikle
katılmıyorum
Bu bölümde vereceğiniz cevaplar Chanel markasını tanımlamaktadır. Aşağıdaki ölçeği kullanarak,
her soru için cevabınızı işaretleyiniz.
4. Chanel markası yüksek kalitelidir.
O
O
O
O
O
5. Chanel markasının olası kalitesi oldukça yüksektir.
O
O
O
O
O
6. Chanel markasının işlevsel olma olasılığı oldukça yüksektir.
O
O
O
O
O
7. Chanel markasının güvenilir olma olasılığı oldukça yüksektir.
O
O
O
O
O
8. Chanel markası çok iyi kalitede olmalıdır.
O
O
O
O
O
9. Chanel markası çok zayıf kalitede görünmektedir.
O
O
O
O
O
10. Chanel markasına sadık olduğumu düşünüyorum.
O
O
O
O
O
11. Chanel markası benim ilk tercihim olacaktır.
O
O
O
O
O
12. Chanel markası mağazada mevcut değilse, diğer markaları satın almam.
O
O
O
O
O
13. Chanel markasının neye benzediğini biliyorum.
O
O
O
O
O
14. Diğer rakip firmalar arasından, Chanel markasını tanıyabilirim.
O
O
O
O
O
15. Chanel markasının farkındayım.
O
O
O
O
O
283
O
17. Chanel markasının sembolünü ve logosunu çabucak anımsayabiliyorum.
O
O
O
O
O
18. Chanel markasını kafamda canlandırmakta zorlanıyorum.
O
O
O
O
O
Kesinlikle
katılıyorum
O
Katılıyorum
O
Ne katılıyorum ne
katılmıyorum
O
Katılmıyorum
O
Kesinlikle
katılmıyorum
16. Chanel markasının bazı özellikleri çabucak aklıma gelmektedir.
19. Aynı özelliklere sahip olsalar bile diğer markalar yerine Chanel markasını satın
almak mantıklı geliyor.
O
O
O
O
O
20. Başka bir marka Chanel markası ile aynı niteliklere sahip olsa dahi, Chanel
markasını satın almayı tercih ederim.
O
O
O
O
O
21. Chanel markası kadar iyi başka bir marka olsa bile, Chanel markasını satın almayı
tercih ederim.
O
O
O
O
O
22. Chanel markasından hiçbir şekilde farklı olmayan başka bir marka olsa bile, Chanel
markasını satın almak daha akıllıca görünüyor.
O
O
O
O
O
Cinsiyetiniz
O Bay
O Bayan
Yaşınız
O 15-20
O 21-25
O 26-30
O 31-35
O 36-40
O 41-45
O 46+
En son mezun olduğunuz okul
O İlkokul
O İlköğretim Okulu
O Lise
O Ön Lisans
O Lisans
O Yüksek Lisans
O Doktora
284
Aylık kişisel geliriniz
O 0-1000 TL
O 1001-2000TL
O 2001-3000 TL
O 3001-4000 TL
O 4001-5000 TL
O 5001 TL+
Katılımınız için teşekkürler…
285
ÖZGEÇMĠġ
10 Aralık 1984 tarihinde Ġstanbul‟da doğdum. Lise öğrenimimi Ġstanbul Kadir
Has Anadolu Lisesi‟nde tamamladım. 2002-2006 yılları arasında Ege Üniversitesi
Ġktisadi Ġdari Bilimler Fakültesi Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü‟nde lisans eğitimimi
aldım. 2008 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Reklamcılık Ana Bilim
Dalında yüksek lisans eğitimime baĢladım. “Marka Denkliğinin Lüks Kozmetik
Markalarının Tercihi Üzerindeki Etkisi” konulu tez çalıĢmamla yüksek lisans eğitimime
hala devam etmekteyim.
2008 yılından bu yana Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi Mali Hizmetler Dairesi
BaĢkanlığı‟nda görev yapmaktayım. Bu süre zarfında Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi
Banka ve Krediler ġube Müdürlüğü ve Ġç Kontrol ġube Müdürlüğü‟nde çalıĢmalarıma
devam ettim. Ġzmir BüyükĢehir Belediyesi‟nin iç ve dıĢ borçlanma süreçlerinde aktif
olarak rol aldım ve hala Ġç Kontrol ġube Müdürlüğü‟nde Ġzmir BüyükĢehir
Belediyesi‟nin iç kontrol çalıĢmalarında danıĢman olarak görev yapıyorum.
286
TEZ ÖZETĠ
Günümüzün rekabet koĢullarında, tüketici adeta her Ģeyin belirleyicisi olduğu bir
role sahip olmuĢ ve iĢletmelerin ürettiği her Ģeyin satıldığı yıllar çok gerilerde kalmıĢtır.
Bu sebeple tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerinin bilinmesi, bu bilgiler ıĢığında ürün ya
da hizmetlerin sunumunun yapılması büyük önem taĢımaktadır. Bu noktada, marka
kavramı ortaya çıkmıĢ ve ürün ya da hizmetlerin farklılaĢıp, rakipleri arasından tercih
edilir duruma gelmesi marka kavramı sayesinde mümkün olmuĢtur.
Markaların baĢarısı, en büyük gücü oluĢturan marka denkliğinin tüm
unsurlarının baĢarılı Ģekilde sağlanmasına bağlıdır. Bu çalıĢmanın amacı, marka
denkliğinin
lüks
kozmetik
markalarının tercih edilmesi üzerindeki
etkisinin
araĢtırılmasıdır.
Tezin
ilk
bölümünde,
genel
olarak
marka
kavramından,
markaların
oluĢturulmasından ve marka ile ilgili kavramlardan bahsedilmektedir. Ġkinci bölümde,
marka denkliği kavramı ve unsurları ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde, lüks kozmetik
marka kavramı ve tüketici davranıĢı açıklanmıĢtır. Son bölümde ise, lüks kozmetik
markalarının tercihinde marka denkliğinin etkisini ortaya koymak amacıyla veriler ve
bulgular test edilmiĢtir.
Verilerin ve bulguların test edilmesinde 205 kiĢi ile gerçekleĢtirilen anketlerin
sonuçlarından yararlanılmıĢtır. Bu sonuçlara gerekli analizler yapılarak, marka denkliği
unsurları ile marka denkliği arasındaki etki ve iliĢkiler ortaya konmuĢ, marka denkliği
ve unsurlarının lüks kozmetik markaların tercihi üzerindeki etkisi belirlenmiĢtir.
287
ABSTRACT
In today‟s competitive conditions, consumers have a decisive role in the market
and the years, which all products and services was sold, are lingered. Therefore, it is
important to know consumers‟ needs and expectations and presentation of products and
services in that way. At this point, the concept of brand appears and helps
differentiation of products and services. So they can be preferred between their
competitors.
The success of brands depends on brand equity and its dimensions, because they
are the biggest power on the consumers‟ brand choice. The purpose of this study is
researching the effect of brand equity on the preference of luxury cosmetics brands.
The first section of the study is about the concept of brand, creating a brand and
the concepts about brand. The second section of the study is about the concept of brand
equity and its dimensions. The third part of study is about the concept of luxury
cosmetics and consumer‟s behavior. The last part is about testing the datas and
evidences about the effect of brand equity on the preference of luxury cosmetics brands.
The surveys, which were answered by 205 people, were used for testing the
datas and evidences. Analyzing these results, the effects and relations between brand
equity and its dimensions were discovered. So, the effects of brand equity and its
dimensions on the preference of luxury cosmetics brands were determined.
288

Benzer belgeler