Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Transkript

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Büyük Güçler ve K›br›s
Yrd. Doç. Dr. Sait YILMAZ*
Giriş
Kıbrıs Akdeniz’in doğusunda, kuzey-güney ve doğu batı ulaştırma hatları
üzerinde ve Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kavşağında yer almaktadır. Kıbrıs’ı elde bulundurmak Avrupa’dan Asya ve Afrika’ya stratejik genişlemenin
anahtarıdır. Küresel ve bölgesel açıdan Kıbrıs jeostratejik bir kütle merkezidir.
Bu merkezi kontrol eden güçler jeostratejik genişleme için büyük bir avantaj
elde eder. Stratejik özelliklerinden dolayı tarih boyunca ada tarihte hep anahtar rol oynamış, büyük güçler adayı kontrol etme ve ele geçirme çabasında olmuş ve güç politikalarının mağduru olmuştur. Kıbrıs bölgesel istikrara doğrudan, küresel istikrara ise dolaylı etki imkanına sahiptir. Küresel hedefleri olan
hiçbir güç Orta Doğu, Basra Körfezi, Kafkasya, Balkanlar ve Doğu Akdeniz’i
kontrol eden Kıbrıs’ı göz ardı edemez.1 Bu makalede Kıbrıs’ın büyük güçler tarafından çekilmek istendiği senaryoları ve ona biçilmeye çalışılan rolleri değerlendireceğiz. Bunu yaparken Kıbrıs’ın jeopolitik önemini tekrar tanımladıktan sonra büyük güçlerin ada üzerindeki beklentileri üzerinde duracak, muhtemel senaryolar kapsamında geleceğe ilişkin muhtemel eğilimleri ortaya koymaya çalışacağız.
KIBRIS’IN STRATEJİK ÖNEMİ VE GÜÇ MERKEZLERİ
Akdeniz’in güvenliği Orta Doğu ve Avrupa için de anahtar konumda olan
Kıbrıs olmadan sağlanamaz. Kıbrıs, hem Süveyş Kanalı ile Avrupa’dan Afrika,
Orta Doğu ve Asya’ya Hürmüz Boğazına giden yollar, hem de Kafkasya’dan gelen güzergahların birleştiği yerde mükemmel bir hava ve deniz üssüdür.2 Kıbrıs,
sağlayacağı askeri üs imkanı ile Basra Körfezi ve Kafkasya’daki enerji kaynaklarını kontrol imkanı verir. Özellikle hava kuvvetleri, Rusya ve Kafkasya’dan
* Beykent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü; [email protected]
1 Sayın, Fatih Mehmet. (2008), Solution of the Cyprus Problem and Turkish Position, Journal
of Qafqaz University, Number 24, s.55
2 Henn Francis. (2007), Cyprus: The Geo-Strategic Dimension, Contemporary Review, (Summer 2007), s.4
Mart ’10 • Sayı: 15
21. YÜZYIL
[9]
Dr. Sait Y›lmaz
K›br›s bölgesel
istikrara do¤rudan,
küresel istikrara ise
dolayl› etki imkan›na
sahiptir. Küresel
hedefleri olan hiçbir
güç Orta Do¤u, Basra
Körfezi, Kafkasya,
Balkanlar ve Do¤u
Akdeniz’i kontrol
eden K›br›s’› göz ard›
edemez .
dünya pazarına taşınacak petrol tankerlerini ada
üzerindeki üsler vasıtası ile kontrol edebilir.3
1990’lı yıllarda Kafkasya’daki petrol ve gaz rezervlerinin dünya pazarına aktarılmaya başlaması
ile Doğu Akdeniz ve Kıbrıs bölge üç kıta için ithalat ve ihcacatta önemli bir geçiş güzergahı oldu.
Doğu Akdeniz ve Kıbrıs, Süveyş Kanalı ve Karadeniz arasındaki deniz ticaretini denetleyen çok
önemli bir coğrafyayı temsil etmektedir. Ayrıca
gelecekte Orta Doğu’nun güvenliğinin parametrelerinden biri olan su kaynakları ve yollarını kolayca kontrol edebilen bir konumdadır. Kıbrıs, Doğu
Akdeniz’i çevreleyen istikrarsız ülkeler, terörist
grup faaliyetleri ve göçü kontrol etmek için bir üs
teşkil etmektedir.
Kıbrıs, ABD gibi küresel ihtirasları olan ülkeler için büyük bir jeostratejik potansiyel teşkil etmektedir. Dünya hakimiyetini sürdürme peşindeki ABD, küresel ekonomiyi kontrol etmek, bunun için de enerji kaynakları ve ulaştırma hat3 Uslu, Nasuh. (2004), The Cyprus Question As An Issue of Turkish Foreign Policy and, Turkish-American Relations: 1959-2003, (Nova Yayınları), İstanbul, s.17
[10]
21. YÜZYIL
Mart ’10 • Sayı: 15
Büyük Güçler ve K›br›s
Tablo 1: Kıbrıs İçin Stratejik Roller
Roller
Kapsam
Ulaştırma Kontrolü
(Kafkasya’dan Akdeniz yolu ile Aden,
Hürmüz Boğazı, Afrika ve Avrupa’ya)
- Ulaştırma Rotaları (Hava/Deniz)
- Enerji hatları (Bakü-Tiflis-Ceyhan dahil)
- Su yolları
Stratejik Genişleme
- Jeostratejik kitle merkezi
(Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya,
- Uluslararası ticareti denetleme ve geliştirme
Ege Denizi, Orta Doğu, Süveyş Kanalı, - Henüz çıkarılmamış yeni enerji kaynakları
İran Körfezi, Kuzey Afrika dahil)
(ada etrafında keşfedilecek)
- Yumuşak güç kullanımı için kültürel kavşak
Güvenlik sağlama
(Güç politikaları ve post-modern
güvenlik uygulamaları için)
- Barışı koruma ve insani yardım da dahil bölgesel istikrar
için askeri üs/güç projeksiyonu imkanı
- Post-modern güvenlik; yumuşak güç düğüm noktası
- Doğu Akdeniz’de deniz/hava üstünlüğü kontrol kulesi
- Uzun menzilli silahlar için mevzilenme
- Enerji hatları, terör faaliyetleri, uyuşturucu kaçakçılığı ve
yasal olmayan göçle mücadelede üs
larını denetimine almak istemektedir. ABD için sadece Kafkasya ve BTC hattı
ile ilgili değil Basra Körfezi, Orta Asya ve Kuzey Afrika’daki enerji kaynakları
ile ilgili güvenlik rolleri için de ada önemli avantajlar sağlamaktadır. Kıbrıs’a hakim olan güç adayı bir askeri üsse çevirebilir ve Balkanlardan İran Körfezi’ne,
Kafkasya ve Orta Doğu’ya kadar bir bölgede nüfuzunu genişletebilir. Kıbrıs’a
70 km. mesafedeki Ceyhan Limanı’nın önemi önümüzdeki yıllarda BTC boru
hattına ilave olarak Irak’ın kuzeyinden gelecek Kerkük-Yumurtalık hattı ile daha da artacaktır. ABD’nin halen bu limana yakın İncirlik hava üssü bulunmaktadır. Ada, ABD şirketleri için özellikle offshore bankacılığı ve hizmetlerinde bir
merkez olabilir. Güç merkezlerinin etki sahasını genişletmek bakımından Kıbrıs’a atfedilecek stratejik roller Tablo 1’de özetlenmiştir.
Sanayileşmiş Avrupa, petrol ihtiyacının % 80’ini büyük ölçüde Akdeniz
üzerinden taşınan Orta Doğu’dan karşılamaktadır. Bundan dolayı Avrupa Birliği, Akdeniz ve Ege’de deniz üstünlüğü kurmak istemektedir. Malta-GiritKıbrıs adaları jeostratejik ekseni, güneyden Avrupa’nın, kuzeyden Afrika’nın güvenliği için önemli bir stratejik bölgedir.4 Eğer Körfez bölgesinden
Avrupa’ya gelecek boru hatları elden çıkarsa, Avrupa Güney Afrika’dan petrol
ithal etmek zorunda kalacaktır. Bu nedenle Avrupa Birliği, Kıbrıs’a ihtiyaç duymakta ve Doğu Akdeniz’deki stratejik konumu için Kıbrıs’ın tam üyeliğine yeşil ışık yakılmıştır.5 Ayrıca Doğu Akdeniz ve Kıbrıs, Avrupa Birliği’ne doğrudan
siyasi avantaj sağlayan ticaret rotaları ve enerji merkezlerini kontrol etmektedir.
Avrupa için enerji güvenliği tamamen bu bölgedeki enerji trafiğinin kontrolüne
bağlıdır.
4 Sayın, F. M., agm, s. 58
5 Alemdar, Şakir: Strategic Importance of Cyprus, Web Sitesi: http://sakiralemdar.blogcu.com/strategic-importance-of-cyprus_34101351.html (Access, Oct 5, 2009).
Mart ’10 • Sayı: 15
21. YÜZYIL
[11]
Dr. Sait Y›lmaz
Rusya’nın Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki temel çıkarı, hem enerji güvenliği, hem de stratejik konum olarak mümkün olduğu kadar daha fazla etki sağlamaktır. Kıbrıs; Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı, Ceyhan-Süveyş Kanalı gibi Akdeniz’deki önemli petrol taşıma hatlarını denetleyici rol oynamaktadır. Suriye’deki Lazkiye ve Tartus limanları; Suriye ve Rusya için Ceyhan’a ulaşan enerji hatlarının kontrolünü sağlayan ve Rusya’nın işbirliği yaptığı ülkelere ulaşan deniz
güzergahlarının emniyeti için gelecekte ABD ile yaşanabilecek savaşta çok
önemli hale gelecektir.6 Bu yüzden Kıbrıs’ta Rus yanlısı olmasa da, en azından
bağımsız ya da tarafsız bir hükümetin bulunması Rusya’nın tercihidir. Rusya,
adayı bir NATO üssü olarak görmekte ve bu yüzden bağımsız olmasını istemektedir. Bu nedenle Yunanistan’daki hükümetin eğilimi Rusya’nın Kıbrıs politikasında belirleyici olmaktadır.
Türkiye’ye sadece 65 km. uzaklıktaki Kıbrıs’ın Türkiye için jeostratejik önemi, başta güvenlik ve savunma olmak üzere pek çok yönden hayatidir. Adanın
kuzey sahilleri Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e bakan cephesine oldukça yakındır.
Orta Doğu’dan petrol trafiğinin güvenliğini sağlama yanında Kıbrıs, Suriye ve
İsrail kadar Türk limanlarını da kontrol etmektedir. Diğer yandan adanın Doğu
Akdeniz’de hava ve deniz rotalarının kontrolünde bir gözetleme kulesi olma ve
batmayan bir füze denizaltısı rolü, Türkiye’nin güney sahillerini risk altında bırakmaktadır. DolayısıyAvrupa Birli¤i, Akdeniz
la
Türk deniz stratejisi için Doğu Akdeniz’in konve Ege’de deniz
trolünde ada anahtar rol oynamakta ve pek çok
üstünlü¤ü kurmak
avantaj ya da dezavantaj kaynağı olmaktadır.7 Türistemektedir. Maltakiye, adanın güneyden bir atlama tahtası olarak kenGirit-K›br›s adalar›
disine karşı kullanılmasından endişe etmektedir.
jeostratejik ekseni,
güneyden Avrupa’n›n,
kuzeyden Afrika’n›n
güvenli¤i için önemli
bir stratejik bölgedir.
Yunanistan için ada çifte stratejik öneme sahiptir.
Tarihsel olarak Enosis diye adlandırılan adayı Yunanistan’a bağlama ihtirasları yanında; Atina, Kıbrıs’ı
tamamen kontrol ederek Yunanistan’ın stratejik
önemini artırmak istemektedir.8 Böylece AB ve
NATO ortakları gözünde daha önemli hale geleceğini hesaplarken, Kıbrıs’ın geleneksel kültür kavşağında olması nedeni ile Avrupa
ve Orta Doğu arasındaki köprü rolünü Türkiye’den çalmak ve artan stratejik rolü nedeni ile Türkiye’nin ABD’nin gözündeki değerini düşürmek istemektedir.
Diğer yandan adanın Türkiye’ye çok yakın olması ve Anadolu’nun yumuşak
6 Nazemroaya, Mahdi Darius. Russian Base in Syria, a Symmetrical Strategic Move, Global
Research, (July 28, 2006), s.1
7 HAK. (1995), Kıbrıs’ın Dünü Bugünü Yarını, Harp Akademileri Basımevi, 1995, İstanbul,
s.72-75
8 Diez, Thomas. (2002), The European Union and the Cyprus Conflict: Modern Conflict,
Postmodern Union, Manchester University Press, New York, s.41
[12]
21. YÜZYIL
Mart ’10 • Sayı: 15
Büyük Güçler ve K›br›s
karnına yakınlığının kendisine sağlayacağı avantajları düşünmektedir. Bu yakınlık özellikle orta ve uzun menzilli silahların adaya konuşlandırılması halinde
Türkiye için önemli bir güvenlik sorunu haline gelmekte ve bölgede kuvvetli bir
deniz gücünü dikte etmektedir.
KÜRESEL GÜÇ İLİŞKİLERİ
KAPSAMINDA KIBRIS İÇİN
SENARYOLAR
Türkiye’ye sadece
65 km. uzakl›ktaki
K›br›s’›n Türkiye için
jeostratejik önemi, baflta
güvenlik ve savunma
olmak üzere pek çok
yönden hayatidir.
Buraya kadar açıklanan Kıbrıs’ın stratejik önemi ve büyük güçlerin çıkar algılamalarından yola
çıkılarak gelecek ile ilgili pek çok senaryo üretmek
mümkündür. Bunların bir çoğu çok kısa bir sürede
gerçekleşme imkanına sahip değildir. Çünkü çözümsüzlük de bugüne kadar olduğu gibi bir çözüm olarak yaşamakta ve kendini tek işler çözüm olarak dikte
etmektedir. Bununla beraber ABD, AB gibi büyük güçler ile Türkiye ve Yunanistan gibi bölgesel oyuncular dikkate alındığında ana hatları ile gelecekte üç tür
senaryo üzerinde durulabilir. Bunlar öncelik sırasına göre sıralanmakla birlikte
ancak bir önceki mümkün olmadığı halde diğerinin meydana gelmesi söz konusu olabilir;
Mart ’10 • Sayı: 15
21. YÜZYIL
[13]
Dr. Sait Y›lmaz
(1) Rum hakimiyetinde tek ve Birleşik Kıbrıs’ın AB üyeliği,
(2) ABD’nin garantörlüğünde gevşek bir konfederasyon yapısı,
(3) Çözümsüzlüğün neticesi olarak adanın taksimi; iki ayrı devletin kendi yoluna gitmesi ve Türk tarafının tanınması.
Kıbrıs Senaryosu 1; AB üyesi tek ve Birleşik bir Kıbrıs
BM’nin yürüteceği Annan Planı’nın Rumlara daha fazla taviz veren ve Türkiye’nin garantörlüğünü sulandıran yeni bir versiyonunun taraflarca kabul edilmesi halinde, ortaya orta vadede Rumların yönetimde hakim olduğu bir devlet
yapısı ortaya çıkacaktır. Toprak ve yerinden edilmiş kişiler gibi konularda aldıkları tavizlerle Kıbrıs’ın tamamına yayılacak Rumlar, çok uzun sürmeyecek bir süreçte adayı fiziken de tamamen kontrolleri altına alacaklardır. Türkiye, AB dışında tutulmaya devam edilirken; AB üzerinden yapılacak dayatmalar ve yeni
oyunlar ile AB yardımları genellikle Rumlar tarafından kontrol edilecek ve Türk tarafının erimesi
BM’nin yürütece¤i
için yardımlar buraya pek ulaşmayacaktır. TürkiAnnan Plan›’n›n
ye’nin garantörlüğü ve adadaki Türklerin hakları
Rumlara daha fazla
ise kağıt üstünde kalacaktır.
taviz veren ve
Türkiye’nin
garantörlü¤ünü
suland›ran yeni bir
versiyonunun taraflarca
kabul edilmesi halinde
ortaya orta vadede
Rumlar›n yönetimde
hakim oldu¤u bir
devlet yap›s› ortaya
ç›kacakt›r.
AB’nin ada vasıtası ile stratejik perspektifini
geliştirdiği, hatta Doğu Akdeniz üzerinden üç kıtada Türkiye de dahil ABD ve diğer büyük güçler
ile rekabete girdiği bir genel güvenlik resimi ortaya çıkması yüksek bir olasılıktır. Kıbrıs, AB için sadece bölgesel değil küresel vizyon açısından da
çok önemli stratejik imkanlar sunmaktadır. Kıbrıs’ın AB’ye dahil olması AB’nin stratejik vizyonuna ve güç projeksiyonuna önemli katkılar sağlayacaktır. Bununla beraber AB, Kıbrıs’ı bir bütün
olarak istemekte ve Türk tarafının Rum üstünlüğü
altında eritildiği bir Kıbrıs’ı ideal görmektedir. Öte
yandan Türk tarafının bu birlikteliğe yanaşmasını Türkiye’nin AB üyeliği ile ilişkilendirmeyerek bir taşla iki kuş vurmak istemektedir. Böylece hem Türkiye’den hem de Adanın Türk tarafını muhatap almaktan kurtularak, AB’nin özündeki Hıristiyan-Roma kültürünü özünde korumak istemektedir.
Birleşik Kıbrıs’ın AB’ye üyeliği Rumların gözünden kaçan başka bazı tehlikeler de beraberinde getirmektedir. AB, küresel bir strateji kapsamında üç kıtada farklı stratejik perspektifler izlemeye başladığında adadaki trafik ve nüfusta
meydana gelebilecek değişimler adayı yeni maceralara sürükleyebilir; adayı gittikçe daha kozmopolit ve tanınmaz hale getirebilir. Avrupa Birliği kendi politi-
[14]
21. YÜZYIL
Mart ’10 • Sayı: 15
Büyük Güçler ve K›br›s
kalarını uygulamaya başladığında ve başat üç ülke (İngiltere, Almanya ve Fransa) tam olarak dizginleri ele aldığında ada üzerinde oynanacak stratejik güç rekabeti daha belirgin hale gelecektir. Bu rekabet adayı yakın coğrafyalardaki hesaplaşmaların askeri üssü haline getirirken, aynı zamanda hedefi haline de getirecektir. Asıl tehlike Türkleri eritmeye çalışan Rumların asıl kendilerinin Kıbrıs
potasında Avrupa’dan alacakları göçler ve yaşanacak değişimler ile erimeye
başlayacak olmalarıdır. Kısaca AB üyesi Birleşik Kıbrıs, zamanla sadece Türkler için değil Rumlar için de bir asilimasyon adası olacaktır.
Adadaki Türk varlığı zamanla tamamen asimile olup-göç ederken, AB dışında bırakılan Türkiye elindeki Kıbrıs kartını da bir daha hiç ele geçirememek üzere kaybedecektir. Türkiye, bölgedeki büyük güçlerin oldu-bittileri ve rekabetlerinin kendisine olan olumsuz yansımalarına göz
yummak zorunda kalacaktır. Kıbrıs adası etrafında‹ngiltere, Almanya ve
ki güvenlik, ekonomi ve enerji ile ilgili fırsatlar
Fransa tam olarak
söz konusu olduğunda hesaplamaların dışında tudizginleri ele ald›¤›nda
tulacak ya da AB ile karşı karşıya gelecektir. Kıbada üzerinde
rıs’da AB toprağı sayılacağından, Yunanlılar Türkioynanacak stratejik
ye ile ilgili sorunlarında doğrudan muhatap olmak
güç rekabeti daha
yerine AB ile Türkiye’yi karşı karşıya getirme
belirgin hale gelecektir.
şansını bulacaktır. Söz konusu bu dezavantajları
ortadan kaldırabilmek için AB içinde tek bir Kıbrıs
senaryosunun hayata geçirilmesinde Türkiye şu hususları sağlamadan böyle bir
plana onay vermemelidir:
- Türkiye’nin AB’ye giriş süreci tamamlanmadan yani kendisi AB üyesi olmadan Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüme onay verilmemesi,
- Türkiye’nin aktif garantörlüğünden taviz verilmemesi,
- Sınırları kesin hatlar ile belirlenmiş, gevşek bir konfederasyon altında güçlü kendi idari yapısına sahip iki ayrı devletin bir araya geldiği çözüm modeli seçilmesi,
- Gelecekte ortaya çıkacak düzenlemeler dikkate alınarak Türkiye’nin ada etrafında münhasır ekonomik bölgelerini artırması, bu kapsamda şimdiden çalışmaların hızlandırılması.
Kıbrıs Senaryosu 2; ABD garantörlüğünde bir Kıbrıs.
ABD’nin Kıbrıs’ta garantör olacağı bir çözüm ancak AB’nin istediği bir çözüme ulaşılamaması sonucu hayata geçebilir. Yukarıda sayılan nedenlerden dolayı ABD bizzat kendisi adada asker bulundurma yanında NATO dahilinde de böyle bir garantörlük rolüne soyunmak isteyebilir. Süveyş Kanalı’na
200 km. mesafedeki ada, ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı için stratejik
Mart ’10 • Sayı: 15
21. YÜZYIL
[15]
Dr. Sait Y›lmaz
öneme sahiptir. Washington, ABD ve İngiliz çıkarlarına hizmet eden bir görev
tanımı dahilinde adaya “barış gücü” olasılığı için daha önce çalıştı.9 NATO ise
adanın kuzeyindeki Geçitkale Havaalanı ile ilgilenmektedir. Lojistik bir üs olarak, ada Pentagon’un yakın üç kıtaya ilişkin rollerinde esnekliğini oldukça artıracaktır. Kıbrıs’taki bir üs, ABD’nin acil müdahale kapasitesini artırma yanında,
önleyici vuruş kapasitesine ve bir güvenlik kuşağı oluşturmasına katkıda bulunacaktır. Araplar, ABD’nin özellikle Almanya’daki üsleri başta olmak üzere diğer bölgelerden buraya asker yığarak bölgeye ilişkin varlığının artırmasından endişe etmektedir.10
Bu senaryonun ortaya çıkması neticesinde ortaya çıkacak çözümde; büyük ölçüde çözüm tarafların kendi devlet yapılarını federal bir devlet içinde kuvvetli
9 Iason Athanasiadis. (2004). US Seeks Major Military Base On United Cyprus,
Asia Times Online, http://www.atimes.com/atimes/Middle_East/FD10Ak04.html (Access,
Oct 5, 2009), s.1
10 Katsinaris, Stephen. Cyprus: Washington Seeks New Military Base, Green Left Weekly, (June 9, 2004), s.1
[16]
21. YÜZYIL
Mart ’10 • Sayı: 15
Büyük Güçler ve K›br›s
tuttukları gevşek bir konfederasyon yapısı olacağı için, Türk kimliğini ve varlığını adada korumak daha olanaklı olacaktır. Türkiye, AB dışında kalmaya devam
edecek ama güvenlik başta olmak üzere ekonomi, enerji ve diğer ada ile ilgili
konularda AB ile doğrudan karşı karşıya gelmeyecektir. Doğu Akdeniz’de ABD
varlığı ve etkinliği artarken, bu durum komşu coğrafyalarda Türkiye’nin çıkarlarını da göz ardı eden huzursuzluklara yol açabilecektir. Türkiye ve Yunanistan
arasındaki sorunların çözümünde ABD’nin belirleyici rolü artacaktır. ABD’nin
garantörlüğü; Türkiye’ninkinin yerini tutmayacağından, iki ülke ilişkileri bozulduğunda iyice anlamını yitirecektir. KKTC, büyük ölçüde Türkiye’ye bağımlı
olarak ekonomisini sürdürecektir.
Söz konusu dezavantajları ortadan kaldırabilmek için; ABD garantörlüğünün
kapsamı ve görev alanının, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki uluslararası anlaşmalardan doğan egemenlik haklarını sınırlamamasına dikkat edilmeli, Türkiye’nin aktif garantörlüğü devam ettirilmelidir. Ada etrafında münhasır ekonomik
bölge uygulamalarına ağırlık verilmelidir. Bununla beraber ABD’nin uzun vadeli hegemonik beklentileri ve adadaki varlığı; başta Orta Doğu olmak üzere tüm
yakın coğrafyalar için düşmanca tepkiler çekecek ve ada hedef haline gelecektir. Adadaki Avrupalılaşmanın yerini adada olduğu kadar çevre coğrafyada da
Amerikalılaştırma ve yumuşak güç projeksiyonu
gayretleri alacaktır. Bu gelişmeler, gelecekte yaDo¤u Akdeniz’de ABD
bancı güçlere karşı girişilen yeni ayaklanma ve isvarl›¤› ve etkinli¤i
tikrarsızlık çabalarını tetikleyecektir.
artarken, bu durum
Kıbrıs Senaryosu 3; Adanın taksimi
komflu co¤rafyalarda
Türkiye’nin ç›karlar›n›
da göz ard› eden
huzursuzluklara yol
açabilecektir.
Çözümsüzlüğün neticesi olarak adanın taksimine; ancak AB ve ABD ile yukarıda açıklanan
senaryoların gerçekleşmemesi ve taraflar arasındaki görüşmelerden bir sonuç alınamayacağının uluslararası kamuoyu tarafından da yaygın bir görüş olarak paylaşılması halinde gidilebilir. Bu senaryonun
oluşumuna; büyük ihtimalle Rumların Annan Planı’nda olduğu gibi daha fazla
taviz peşinde önüne konan yeni çözümleri de reddetmeye devam etmesi yol
açacaktır. Bu durum, Türk tarafının kendi yoluna gitmeye kesin bir şekilde karar vermesine neden olabilir. Böylece zaten birlikte yaşaması çok zor olan iki
ayrı devlet nihayet kendi yollarına gidecektir. Böyle bir nihai bir çözüm ile adadaki Türk varlığı korunmuş ve belirsizlik ortadan kalkmış olur. Başlangıçta bir
adaya sıkışmış iki devlet istemeseler de, zaten pek çok alanda işbirliği yapmak
zorunda kalacaklarından konfederatif anlayış gelecekte fiili olarak hayata geçmiş olacaktır.
Adanın taksimi Türkiye’nin geleceğe ilişkin bağımsız politikalar izleyebilmesi için elinde sağlam bir Kıbrıs kartı bulundurma imkânı sağlamaya devam eder.
Türkiye’nin başta güvenlik olmak üzere diğer alanlardaki tasarrufları saklı tutulMart ’10 • Sayı: 15
21. YÜZYIL
[17]
Dr. Sait Y›lmaz
Tablo 2: Kıbrıs Senaryoları
Senaryo
Sonuçları
Kazananlar
Bulanık
Kaybedenler
AB İçinde
Birleşik Kıbrıs
(Asimilasyon
Oyunu)
* Kısa dönemde Kıbrıs Rum
asimilasyonu
* Uzun dönemde adanın iki
kesiminin AB’de asimilasyonu
* AB güç politikası vasıtası
(Avrupalılaştırma)
* Türklerin hiç kazancı yok
AB
*Kıbrıs Rum
Tarafı
*Yunanistan
*ABD
* Kıbrıs Türk Tarafı
* Türkiye
* Rusya
ABD
Garantörlüğünde
Konfederal Kıbrıs
(Erime Potası)
* Amerikan denetiminde
hükümetler
* Amerikan bağımlılığı ve
adanın hedef haline gelmesi
* ABD güç politikaları
vasıtası (Amerikalılaştırma)
* NATO varlığı da dahil
yoğun askeri yığınak
ABD
*Kıbrıs Rum
Tarafı
*Yunanistan
* Kıbrıs Türk
Tarafı
* Türkiye
* AB
* Rusya
Bölünmüş Kıbrıs
(Kalıcı Barış ve
Huzur)
* Doğal sınırları olan iki
güçlü federal devlet
* Ortak çıkarları koordine
için gevşk konefederasyon
* Uzun dönemli istikrar ve
kalıcı barış
* Dış müdahele yok
* AB
*ABD
* Rusya
Yok
*Kıbrıs Rum Tarafı
*Yunanistan
* Kıbrıs Türk Tarafı
* Türkiye
muş olur. Ancak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve ekonomik
gelişimi için daha fazla Türkiye desteğine ve zamana ihtiyaç olacaktır. Türk tarafı kendi devletinin uluslararası kamuoyu tarafından tanınmaması halinde Türkiye ile birleşme yolunu da seçebilir. Doğal olarak Yunanlıların ve Rumların Avrupa Birliği ve ABD’deki lobileri üzerinden baskıları artarak devam edecektir.
Söz konusu tepkilere AB yanında BM, ABD ve Rusya’nın da katılması ile konunun BMGK’de Türkiye aleyhine çeşitli yaptırımlar öngören karar tasarılarına
varması mümkün olabilir. Türkiye’nin AB tam üyelik süreci büyük ölçüde suya
düşecek ve AB ile ilişkiler de olumsuz bir sürece girilecektir. AB, zaten Türkiye’yi hiçbir zaman tam üye yapmak konusunda samimi olmadığından, bu durum
büyük bir kayıp sayılmamalıdır.
Yukarıda sayılan olumsuzlukların aşılması için adanın taksimi ile ilgili bir
çözüme gidilmeden evvel zamanlama olarak Rumların uzlaşmaz tutumlarının
açıkça ortaya konacağı bir gelişmenin kullanılması uygun olacaktır. Bu süreçte
uluslararası kamuoyunun taksim fikrine kuvvetli argumanlar ile alıştırılması
önemlidir. Atılacak adımlar KKTC ve Türkiye tarafından birlikte atılmalıdır. Bu
politika çerçevesinde; taksim halinde KKTC’yi tanımak üzere başta ABD olmak
üzere büyük devletlerle ön görüşmeler yapılması, bu amaçla dost devletlerin tanımaya hazırlanması gereklidir. Bu süreçte İsrail ve Yahudi lobisi ile işbirliği,
AB tepkisini azaltmak üzere başta İngiltere olmak üzere sözü geçen ülkelerin
Türkiye yanına çekilmesi önem kazanacaktır. Söz konusu taksimin hayata geçmesi halinde KKTC’de süratle iyileşme sağlayacak, ekonomik ağırlıklı çok yönlü bir eylem planı konusunda hazırlık yapılmalıdır.
[18]
21. YÜZYIL
Mart ’10 • Sayı: 15
Büyük Güçler ve K›br›s
Sonuç
Tarih boyunca Kıbrıs’ın önemi azalmamış ,hatta gittikçe artmaktadır. Bununla beraber ada dün olduğu gibi bugün de gene büyük güçlerin oyunlarının bir
parçası olarak çözümsüzlük içinde beklemektedir. Büyük güçlerin eğilimlerine
bakarak Kıbrıs’ın geleceği ile ilgili öncelik sırasına göre ve biri olmadığı takdirde diğerinin gündeme gelebileceği üç senaryo söz konusudur;
(1) AB içinde başlangıçta Rum hakimiyetinde daha sonra AB potasında asimile olmuş bir Kıbrıs.
(2) ABD garantörlüğünde fedaral devletlerin oluşturuduğu bir konfederal
Kıbrıs.
(3) Adanın bölünmesi.
Hegemonik güç merkezleri adaya hiçbir zaman kalıcı bir barış ve huzur getirmemiştir ve getirmeyecektir. Onları öngördüğü çözüm ve müdaheleler adanın
iki halkına da zarar vermiştir. Adadaki iki halkın bir egemen çatı altında yaşaması için de gerekli ortak değerler yetersizdir. Bu nedenle adanın tarafları varlıklarını devam ettirebilmek için kendi yollarına devam etmelidir. Bunun için de Türk
ve Rum tarafı adaya barış ve huzur getiren bugünkü statükoyu örnek almalı ve
taraflar kendi güçlü federal devleti muhafaza ederken gevşek bir konfederasyon
dahilinde işbirliğine gitmelidir. Ancak, birleşme kaçınılmaz ise Türkiye kendi
stratejik çıkarlarını ve Türk tarafının varlığını garanti etmeden herhangi bir çözü21. YÜZYIL
me onay vermemelidir.
Mart ’10 • Sayı: 15
21. YÜZYIL
[19]

Benzer belgeler

büyük güçler ve kıbrıs

büyük güçler ve kıbrıs Türkiye’ninkinin yerini tutmayacağından, iki ülke ilişkileri bozulduğunda iyice anlamını yitirecektir. KKTC, büyük ölçüde Türkiye’ye bağımlı olarak ekonomisini sürdürecektir. Söz konusu dezavantaj...

Detaylı