1 hacettepe üniversitesi ile erciyes üniversitesi`nde görev yapan

Transkript

1 hacettepe üniversitesi ile erciyes üniversitesi`nde görev yapan
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLE ERCİYES ÜNİVERSİTESİ’NDE
GÖREV YAPAN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN TÜKETİM
ALIŞKANLIKLARI VE YAŞAM TARZI PROFİLLERİ
Dr.A.Burak KAHRAMAN
*
ÖZET
Bu çalışmanın amacı, Hacettepe Üniversitesi’nde ve Erciyes Üniversitesi’nde
görev yapan öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ile yaşam tarzları profillerini
incelemektir. Bu çerçevede örneklemin genel özellikleri (cinsiyet, yaş, doğum
yeri), yaşam tarzı (aile, barınma, beslenme, giyim, mobilya, kitle iletişim, boş
zamanlar, ulaşım, tatil) ve tüketim alışkanlıkları (gelir, tüketici davranışları,
reklam, moda, kredi kartı) konularını içeren anket formları Hacettepe Üniversitesi
ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerine uygulanmıştır. Elde edilen veriler
betimleyici yöntemle analiz edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Öğretim Üyesi, Tüketim Kültürü, Tüketim Alışkanlığı,
Tüketici Davranışları, Yaşam Tarzı
ABSTRACT
The aim of this study is to investigate the life styles and consumption habits of
academic staffs of Hacettepe University and Erciyes University. In this framework,
survey questionnaires including the topics of general properties (gender, age, place
of birth), life style (family, sheltering, food, clothing, furniture, mass
communication, spare time, transportation, holiday) and consumption (income,
consumer behavior, advertisement, fashion, credit card) have been applied to the
academic personnel of Hacettepe University and Erciyes University. The results
were evaluated by conducting the descriptive testing of the survey data.
Keywords: Academic Personnel, Consumption of Culture, Consumption Habits,
Consumer Manners, Life Style
*
Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Isparta
1
1. Giriş
Yaşam tarzı, insanların modern dünyadaki günlük yaşamlarında neyi, niçin
yaptıklarını ve yaptıkları şeylerin ne anlama geldiğini anlamada yardımcı olan bir
kavramdır. Yaşam tarzı kişiden kişiye değişmekle birlikte, belirli kültürel ortak
özelliklere sahip sosyal gruplarda benzer yaşam tarzları oluştuğu görülebilmektedir
(Chaney 1999: 14). Yaşam tarzının belirlenmesinde toplumsal yapının kurallarının
yanı sıra tüketim kültürünün rolü de önemlidir. İnsanların tüketebilecekleri
ürünlerden fazlasının üretilmesi, bu ürünlerin satılma ve tüketilme kaygısını da
beraberinde getirmiştir. Küreselleşme sayesinde yapılan aşırı üretim sonucu
ürünlerin
tüketilebilmesi
adına
ortaya
yeni
bir
kültürel
olgu
olarak
tanımlayabileceğimiz tüketim kültürü çıkmıştır (Konyar 2000: 19).
Öğretim üyelerinin içinde bulundukları tüketim kültüründen etkilenmesi ve yaşam
tarzlarını bu doğrultuda şekillendirmesi doğaldır. Bu nedenle öğretim üyelerinin
tüketim bağlamı içerisinde yaşam tarzı profillerinin ve tüketim alışkanlıklarının
incelenmesi, hem yaşam tarzı kavramına farklı bir bakış açısı getirecek hem de
bundan sonraki çalışmalara rehberlik edecektir.
Bu araştırmada Hacettepe Üniversitesi’nde ve Erciyes Üniversitesi’nde görev
yapan öğretim üyelerinin genel özellikleri, yaşam tarzı profilleri ve tüketim
alışkanlıkları incelenmiştir. Örneklemin yaşam tarzı profilleri ile ilgili olarak aile
(medeni durum, nikah türü, çocuk sayısı, vb), barınma (konut türü, büyüklüğü,
vb.), beslenme (geleneksel gıdalar, vb.), giyim ve mobilya, kitle iletişim araçlarını
kullanma, boş zamanları değerlendirme şekli (spor, müzik, vb.), ulaşım, tatil ile
ilgili sorular sorulmuştur. Tüketim alışkanlıkları ile ilgili olarak ise örnekleme
ekonomik durum (gelir, harcama payları, vb.), tüketici davranışları, reklam, moda,
kredi kartı ile ilgili sorular sorulmuştur.
2. Kavramsal Çerçeve
2.1. Yaşam Tarzı
Chaney (1999: 36), yaşam tarzını toplumsal yapıyı oluşturan grupların birbirinden
ayrılmasını sağladığı için toplumsal bir harita olarak değerlendirmektedir. Genel
anlamda yaşam tarzı kültürel yapılara bağlı olmakla birlikte tüketim bağlamında
eşyayı, mekanı ve zamanı kullanış biçimidir (Chaney 1999: 15). Bir kişi nasıl yaşar
2
sorusuyla tanımlanır. Yaşam tarzı, bireyin bir tüketim toplumu içinde parasını ve
zamanını nasıl harcadığını işaret eder. Bocock (1997: 27), içinde bulunduğumuz
sistemin bir tarza sahip olma bilincini yani hem belli bir gruba has belirleyici
özellikleri, hem de bireysel seçimleri yansıtabilecek bir alan içinde tüketme
gereksinimini arttırdığını belirtmektedir. Bauman (1998: 223)’a göre, bireyler belli
bir yaşam tarzı seçerek seçtikleri yaşam tarzının tüm zorunlu teçhizatını satın
alarak ve o tarza özgü olan eşyalarını sergileyerek seçtikleri grubun üyesi
olmaktadırlar. Yaşam tarzlarını geleneksel toplumlardaki kabilelere benzeten
Bauman (1998: 224), yalnızca elbise değiştirme, dairesini döşeme ve boş
zamanlarını farklı yerlerde geçirme yoluyla kişinin bir kabileden diğerine özgürce
dolaşabileceğini de belirtmektedir. Dikeçligil (1980: 95)’e göre yaşam tarzı, aile,
barınma, beslenme, giyim, eğitim, sağlık, eğlence, ulaşım, haberleşme vb. olmak
üzere bütün görünümleri kapsayan ve bu görünümlerin maddi, normatif,
davranışsal ve bilişsel boyutlarını ifade eden sosyal statü göstergelerinden biridir.
Bu çalışmada yaşam tarzı aile, barınma, beslenme, giyim ve mobilya, kitle iletişim
araçlarını kullanma, boş zaman, ulaşım ve tatil başlıkları altında incelenmiştir.
2.2. Tüketim Kültürü ve Tüketici Davranışları
İktisat bilimi açısından tüketim, tüketici ihtiyaçlarını karşılayan malların ve
hizmetlerin kullanılması olarak tarif edilmektedir (Cochrone and Bell 1959: 4).
Tüketim kavramının daha iyi anlaşılabilmesi için tüketim kültürünü oluşturan
kültürel değerler ve sembollerin oynadığı rol de göz önünde bulundurulmalıdır.
Featherstone (2005: 145-187), tüketim kültürü kavramının günümüz toplumunun
anlaşılması açısından merkezi bir yeri olduğunu belirtmektedir.
Bu kültürel
sistemde mallar tek başına anlama sahip değildir. Baudrillard (1997: 62)’ın da
belirttiği gibi, tüketim kültürü içerisinde mallar, kültürel değerlerle ve sembollerle
değer kazanmakta ya da değer kaybetmektedir. Bu değişimler kültürü yakından
etkilemektedir. Bireyler mensup oldukları kültüre göre davranış kalıpları
geliştirmektedirler.
Böylelikle
tüketim
kültürü
tüketici
davranışlarını
da
biçimlendirmektedir.
Tüketici davranışı, bireyin mal ve hizmetleri nereden, nasıl, ne zaman ve kiminle
alacağıdır. Tüketici davranışları, bireysel ihtiyaç ve motivasyonlarla birlikte
tüketicinin içinde bulunduğu kültürden, sosyal statüsünden, sosyal rollerinden,
sosyal gruplardan, sosyal tabakalardan kısacası sosyal çevresinden etkilenir.
3
Cinsiyet, yaş, ekoloji (köy ve şehir çevresi) aile üyelerinin meslekleri tüketim
davranışlarında önemli belirleyicilerdir (Kocacık 1999: 31). Bourdieu (1984: 101),
tüketim davranışını sosyal belirleyenler ile ele alır. Tüketim davranışlarını, onu
etkileyen sınıfsal koşulları, sosyal koşulları ve alanlarını şöyle formüle etmiştir;
Alışkanlık + Sermaye + Alan = Davranış.
Alışkanlık, aileden alınan zihinsel
yapılar, sosyal yapının içselleşmesi ve genişletilmesidir. Sermaye, bireyin aileden
miras aldığı ve elde ettiği gelir düzeyidir. Alan, sosyal yapının estetik, ekonomik
ve politik alanlarıdır. Davranış, tüketici davranışlarını kapsamaktadır. Tüketici
davranışının bir karar alma işlemi sonucu ortaya çıktığı görüşünde tüketici, kişisel
olarak ele alınmaktadır. Tüketici bu karara varmasında hem pazarlama bileşenleri
(siyaset, reklam, ambalaj, dağıtım, fiyat), hem de sosyo-kültürel faktörler ile
tüketicinin ihtiyaçları, eğilimleri, kişilik ve kültürel özellikleri etkili olmaktadır
(Karabulut 1985, akt. Çiçek 2000: 7). Tüketim kültürü içerisinde bulunan bir
toplum üretimden ziyade, medya, reklam ve moda gibi araçların teşviki ile
bireylerin tüketime alıştırıldığı, eşyaların sembolik değerinin öne çıktığı ve bu
değerlerinde hızla tüketildiği toplum tipidir (Güzel 2001: 39). Tüketim kültürünün
etkisiyle eşyaların aşınma yerine, gözden düşerek ve moda dışı kalarak yok
olmaları ile kalıcılık ve süreklilik yerine, eğretilik ve geçicilik değerlerinin
yüceltilmesi ön plana çıkmaktadır (Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000: 75). Tüketim
kültüründe görülen unsurlar arasında reklam, moda ve kredi kartları vardır.
2.2.1. Reklam, Moda ve Kredi Kartı
Hızla gelişen pazar ekonomisine bağlı olarak sürekli büyüyen reklam endüstrisi,
kamusal dolaşıma sunduğu iletiler aracılığıyla inceden ve kapsamlı bir şekilde
gündelik yaşamı kuşatmaktadır (Acar 2002: 12). Reklam genellikle pazarlamanın
bir alt bileşeni olarak tanımlanmaktadır. Pazarlama çalışmalarının önemli bir
parçası olarak görülen reklam üreticiden tüketiciye doğru yol alan bir iletişim
biçimidir. Malların ve hizmetlerin elde edilebilirliğiyle ve nitelikleriyle ilgili
bilgilerin geniş bir kamuya bildirilmesi süreci ve araçlarıdır. Kitlesel medya
aracılığıyla yayılan ticari kültürün oluşmasında ve yayılmasında reklam sektörü de
büyük katkılarda bulunmuştur.
Bocock (1997: 43), tüketimin kapitalizmin devam edebilmesinde önemli bir unsur
olduğunu ve üretilen malların satılamamasının kapitalist sistemi zora soktuğunun
altını çizer. Bundan yola çıkarak Mc Kendrick, kapitalizmin ürettiği bir kavram
4
olan modanın tüketimi daha da hızlandırdığını açıklamaya çalışır. Modanın yapay
bir demodelik kavramı aracılığıyla yönlendirilmesinden dolayı insanların eskiden
gereksinimlerini satın alırken daha sonra kalite ve beğeni satın almaya kalite ve
beğeni satın alırken şimdi nasıl lüks peşinde koşmaya başladıklarını belirtir
(Chaney 1999: 26). Simmel (1904, akt. Zorlu 2002: 45)’e göre moda ve
estetikleşme, modernitenin önemli bir öğesidir. Moda taklit yoluyla bireylere
davranış modeli sunar ve taklit yoluyla sosyal bütünleşmeye hizmet eder. Moda ilk
önce üst toplumsal katmanlarda yayılır ve onları hızla etkiler. Alt toplumsal
katmanlar bir süre sonra üst toplumsal katmanların stillerini taklit ederler. Belirli
zaman sonra üst katmanlar bu stilleri terk ederler ve yeni stiller benimserler. Çünkü
daha önceki stiller alt tabaka tarafından benimsenmiştir. Bu şekilde bir hareket
moda kavramını devamlı olarak canlı tutar. Modanın dolayısıyla tüketim
kültürünün canlı tutulabilmesi için de kredi kartları tüketicilerin hizmetine
sunulmuştur.
Kredi kartı, sahibine belirlenmiş bir limite kadar mal ve hizmet alabilmesi veya
nakit çekebilmesini olanaklı kılan bir çeşit banka kartıdır. Kredi kartlarının kısa
dönemde eğer doğru kullanılırlarsa bazı avantajları olmaktadır. Kredi kartları
kullanıcıların gereksinim duydukları mal ve hizmetleri gelecekte elde edecekleri
veya umdukları gelirleri beklemeksizin bu günden karşılama olanağı sağlamaktadır
(Yetim 1991: 61-117). Nakit para kullanmadan kredi kartı ile yapılan harcamalar
tüketim kültürünün daha da yayılmasına imkan vermektedir. Bireyler ihtiyaçlarını
ertelemeden kredi kartlarıyla bankaya kolay bir şekilde borçlanarak tüketim
yapabilmektedirler.
3. Metod ve Teknikler
Bu çalışma, kullanılan kuramsal çerçeve ve araştırma problemlerine uygun olarak
uygulamalı sosyolojik esaslarda yürütülmüştür. Bu çalışma, Hacettepe Üniversitesi
ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin yaşam tarzı profillerini
ve tüketim alışkanlıklarını inceleyen betimleyici bir çalışmadır.
3.1. Evren ve Örneklem
Araştırmanın evrenini Hacettepe Üniversitesi (Ankara) ve Erciyes Üniversitesi’nde
(Kayseri) görev yapan öğretim üyeleri oluşturmaktadır. Araştırma evrenini
saptamak için Yüksek Öğretim Kurumu’nun ilgili sayfasından her iki üniversitede
5
görev yapan öğretim üyelerinin sayıları alınmıştır. Erciyes Üniversitesi’nde toplam
evren büyüklüğü 193, Hacettepe Üniversitesi’nde 340’dır. Örneklem seçiminde
tesadüfi\rastlantısal örnekleme tekniği kullanılmıştır. Örneklem büyüklüğü, evren
büyüklüğü üzerinden %95 güven düzeyinde hesaplanmıştır. Buna göre Erciyes
Üniversitesinde toplam 128 kişi, Hacettepe Üniversitesinde ise 180 kişi geçerli
örneklem sayısını oluşturmaktadır. Bu araştırmada Hacettepe Üniversitesi’nde 205,
Erciyes Üniversitesi’nde 145 anket uygulanmıştır.
3.2. Veri Toplama Teknikleri
Öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ile yaşam tarzları profillerini ele alan bu
çalışmada, kavramsal ve kuramsal çerçevenin oluşturulmasında var olan yazılı
literatüre başvurulmuş; uygulama aşamasında ise nicel verilerin toplanması için
öğretim üyelerine anket uygulanmıştır. Araştırmanın birincil temel bilgileri anket
tekniği ile elde edilmiş ve betimsel olarak incelenmiştir.
3.3. Veri Analizi Teknikleri
Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi’nde 205, Erciyes Üniversitesi’nde 145 olmak
üzere toplam 350 anket uygulanmıştır. Veri analizi kısmında, kapalı uçlu soruların
cevapları değiştirilmeden, açık uçlu soruların cevapları anlamlı kavramlar haline
getirilerek, sosyal ve fen bilimlerinde ortak kullanılan SPSS programı ile
değerlendirilmiştir. Elde edilen ham veriler SPSS programına girilerek frekans (f)
ve yüzde (%) tablolar ve iki üniversiteye ilişkin tablolar, durum saptamasına
yönelik betimsel verilerin analizinde tek yönlü tablolar şeklinde oluşturulmuştur.
4. Bulguların Tartışılması ve Sonuçlar
4.1. Örneklemin Genel Özellikleri
4.1.1. Üniversitelere göre dağılım
Örneklemin genel özelliği başlığı altında öğretim üyelerinin üniversitelere göre
dağılımları,
cinsiyet, yaş, doğum yeri ve akademik unvanları gibi betimsel
bulgular verilmiştir. Örneklem gurubunun %58.6’sı Hacettepe Üniversitesi’nde,
%41.4’ü Erciyes Üniversitesi’nde görev yapmaktadır.
6
4.1.2. Cinsiyet
Hacettepe Üniversitesi’nden seçilen örneklemin %49.3’ünü erkekler, %50.7’sini
kadınlar oluşturmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nden seçilen örneklemin %79.3’ünü
erkekler,
%20.7’sini
kadınlar
oluşturmaktadır.
Özellikle
Hacettepe
Üniversitesi’nde kadın akademisyenlerin fazla olması Kıta Avrupa’sı ve ABD’deki
üniversiteler göz önüne alındığında (Mischau 2001, akt. Özdemir: 2006: 76)
akademik kariyerde kadın ve erkeğin birbirine eşitlendiğini de göstermektedir.
4.1.3. Yaş
Üniversitelere göre yaş gruplarına baktığımızda Hacettepe Üniversitesi’nden
seçilen örneklemin en fazla yer aldığı yaş grubunu %23.9 oranıyla 40-44 yaş grubu
oluşturmaktadır. Bunu sırasıyla 45-49 (%22.4), 35-39 (%15.1), 55-59 (%12.7), 5054 (%9.8), 60-64 (%9.3) ve 30-34 (%6.8) yaş grubu en son sırada yer almaktadır.
Erciyes Üniversitesi’nden seçilen örneklemin en fazla yer aldığı yaş grubu 4044’tür (%24.8). Bunu sırasıyla 35-39 (%23.4), 45-49 (%22.1), 30-34 (%14.5), 5054 (%6.9), 55-59 (%4.8) ve 60-64 (%1.4) yaş grupları izlemektedir. Hacettepe
Üniversitesi öğretim üyelerinin yaş ortalamaları Erciyes Üniversitesi’ne göre daha
yüksektir.
4.1.4. Doğum Yeri
Hacettepe Üniversitesi örnekleminin %46.8’i büyük şehir, %22.4’ü şehir, %15.1’i
kasaba, %15.1’i köy, %0.5’i ise yurt dışı doğumludur. Erciyes Üniversitesi
örnekleminin %32.4’ü büyük şehir, %15.9’u şehir, %13.8’i kasaba, %36.6’sı köy,
%0.5’i ise yurt dışı doğumludur. Hacettepe Üniversitesi örnekleminde büyük şehir
doğumlular (%46.8) Erciyes Üniversitesi örneklemine göre daha fazladır. Erciyes
Üniversitesi örnekleminde köy doğumluların oranı (%36.6) ise Hacettepe
Üniversitesi örnekleminden daha fazladır.
4.1.5. Akademik Unvan
Hacettepe Üniversitesi’nde görüşülen öğretim üyelerinin, %37.6’sı profesör,
%30.7’si doçent, %31.7’si yardımcı doçenttir. Erciyes Üniversitesi’nde görüşülen
öğretim üyelerinin %29.7’si profesör, %31’i doçent, %39.3’ü yardımcı doçenttir.
7
4.2. Yaşam Tarzı
4.2.1. Aile
Aile bir yaşam tarzı olan kültürün ve ona ilişkin değerlerin yaratılması ve
sürdürülmesi için çok önemli bir konuma sahiptir. Aile toplumsal hayatın
devamlılığıyla ilgili cinsel ilişkilerin düzenlenmesi, çocukların doğum ve bakımı,
karşılıklı sevgi ve güven gibi ekonomik ve sosyal nitelikli temel ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşan en küçük toplumsal
birimdir (Fichter 1996: 58).
Bu başlık altında her iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin evlilik ve
aile yapısı ile bunların gösterdiği benzerlikler ve farklılıklara ilişkin betimsel
veriler ele alınacaktır. Örneklem grubunun medeni durumu, nikah sözleşmelerinin
türü, eşiyle akrabalık durumu, hane nüfusu, çocuk sayısı ve çocuklarını yaşlılık
güvencesi olarak görme durumları incelenmiştir.
4.2.1.1. Medeni Durum
Levi Strauss (1949, akt. Timur 1972: 76)’a göre evlilik, gruplar arası dayanışmayı
ve ilişkileri pekiştiren bir değişim sistemidir. Böylece bir değişim olarak evlilik,
aslında ticaret, dostluk ve bunun gibi diğer ilişkilerin de bulunduğu gruplar
arasında görülür.
Hacettepe Üniversitesi’nde görüşülenlerin %73.7’si evli, %17.1’i bekar, %8.3’ü
boşanmış ve %1’inin eşi vefat etmiştir. Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan
öğretim üyelerinin %62.4’ü 18-33 yaş aralığında evlenmişken, %11.2’si 34 yaşın
üzerinde evlenmiştir. Erciyes Üniversitesi’nde görüşülenlerin %89.7’si evli,
%6.9’u
bekar,
%2’sinin
eşi
vefat
etmiş,
%1.4’ü
boşanmıştır.
Erciyes
Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin %86.9’u 18-33 yaş aralığında
evlenmişken, %2.8’i 34 yaşın üzerinde evlenmiştir. Evlilik düzen ve istikrarın bir
işareti olarak kabul edilirse bu durumun öğretim üyeleri tarafından büyük oranda
gerçekleştirildiği söylenebilir (Özdemir 2006: 80). Hacettepe Üniversitesi’nde
görev yapan öğretim üyelerinin evlilik yaşı Erciyes Üniversitesi’nde görev
yapanlara göre daha yüksektir.
8
4.2.1.2. Nikah Sözleşmesinin Türü
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.3’ü nikah sözleşmelerinin türünü
sadece resmi nikah, %26.3’ü hem resmi hem dini nikah olarak belirtmişlerdir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %17.2’si ise sadece resmi nikah, %72.4’ü
nikah sözleşmelerinin türünü hem resmi hem dini nikah olarak belirtmişlerdir.
Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı bir arada
yaptırırken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oran daha düşüktür. Yasa (1969, akt.
Arıkan 2004: 224), resmi nikahın bir yasa buyruğu olduğu için yerine getirilmeye
çalışıldığını, dini nikahın ise dinin gereği olduğu için yerine getirildiğini
belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı
bir arada yaptırmışken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oranın oldukça düşük olması
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin daha geleneksel bir yapıya sahip
olduğunun bir göstergesidir.
4.2.1.3. Eşiyle Akrabalık Durumu
Eş seçiminin, tamamen serbest olduğu ve kişilerin kendi eğilimlerine bırakıldığı
toplumlarda insanların çok azının akrabalarıyla evleneceklerini varsayabiliriz.
Timur (1972: 77)’un araştırmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de evli çiftlerin
yaklaşık olarak üçte birinin birbirleriyle akraba oldukları görülmektedir. Bu
çalışmada Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %72.2’si eşiyle akrabalığının
olmadığını, %1.5’i ise eşiyle akrabalığı olduğunu belirtmişlerdir. Hacettepe
Üniversitesi öğretim üyelerinin %26.3’ü şu anda evli olmadıklarını (bekar, eşleri
ölmüş, boşanmış) belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %80’i
eşiyle akrabalığının olmadığını,
%9.7’si ise eşiyle akrabalığı
olduğunu
belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %10.3’ü şu anda evli
olmadıklarını (bekar, eşleri ölmüş, boşanmış) belirtmişlerdir.
4.2.1.4. Hane Nüfusu
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %39’unun hane nüfusu üç kişi, %31.7’si
dört kişi, %13.7’si iki kişi, %13.2’si bir kişi, %2.4’ü beş kişidir. Altı kişi ve daha
fazla nüfus olan hane bulunmamaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin
%49’unun hane nüfusu dört kişi, %21.4’ü üç kişi, %15.9’u beş kişi, %5.5’i iki kişi,
%4.8’i bir kişi, %3.4’ü altı kişi ve üstüdür. Hacettepe Üniversitesi öğretim
üyelerinde hane nüfusu üç kişiden oluşanların sayısı en fazladır. Erciyes
9
Üniversitesi öğretim üyelerinde ise hane nüfusu dört kişiden oluşanların sayısı en
yüksektir. Örneklemin geneli dört kişilik bir haneden oluşmaktadır. Bu da anne
baba ve çocukların oluşturduğu çekirdek aile modeline uymaktadır (Kıray 1998:
117, akt. Arıkan 2004: 226).
4.2.1.5. Çocuk Sayısı
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %72.7’sinin çocuğu vardır. %10.2’sinin
çocuğu yoktur, %17.1’i ise bekardır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin
%87.6’sı çocuk sahibidir. %5.5’inin ise çocuğu yoktur, %6.9’u bekardır. Hacettepe
Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.5’inin bir çocuğu, %33.2’sinin iki çocuğu,
%1’inin üç çocuğu vardır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %20’sinin bir
çocuğu, %48.3’ünün iki çocuğu, %16.6’sı üç, %2.8’inin dört çocuğu vardır.
Sonuçlara bakıldığında Hacettepe Üniversite’sinde bir çocuk sahibi olma oranı en
fazla iken, Erciyes Üniversitesi’nde iki çocuk sahibi olma oranının daha fazla
olduğu görülmektedir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan öğretim
üyelerinin evlenme yaşlarındaki farklılık çocuk sahipliği noktasında da farklılıklara
yol açmıştır. Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin daha geç
evlenmiş olması çocuk sayısının daha düşük olmasına neden olmuştur. Kavuncu
(1998:92) da evlilik yaşı yükseldikçe, doğurganlığın azaldığını belirtmiştir.
4.2.1.6. Çocuklarını Yaşlılık Güvencesi Olarak Görme
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %62’si çocuklarını yaşlılık güvencesi
olarak görmemekte, %10.7’si çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak kabul
etmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin ise %50.3’ü çocuklarını
yaşlılık güvencesi olarak görmemekte, %37.2’si çocuklarını yaşlılık güvencesi
olarak kabul etmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin çocuklarını
yaşlılık güvencesi olarak görme oranları Hacettepe Üniversitesi’nde görev yapan
öğretim üyelerine oranla daha fazladır. Burada karşılıklı bağımlılık söz konusudur.
Bağımlılık önce çocuğun anne babaya bağımlılığı, yaşlılıkta da anne babanın
yetişkin evlatlarına bağımlılığı biçiminde kendisini göstermektedir. Bu durumun
olduğu ev ortamı çocuğun ailesel ve komünal değerlerle sosyalleşmesini
sağlamaktadır (Kağıtçıbaşı 1999: 143).
10
4.2.2. Barınma
Barınma, beslenme ve giyinme gibi en temel ihtiyaçlardandır. Bir insanın yatıp, iş
zamanı dışında kaldığı veya tüzel kişiliği olan bir kuruluşun bulunduğu ev,
apartman olarak tarif edilen konut, esas olarak barınma ihtiyacını karşılayan ve bir
takım bölümlerden oluşan mekândır (Ergül 1999: 19). Barınma başlığı altında her
iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin oturdukları konutun türü,
oturdukları evin büyüklüğü ve oturdukları evin mülkiyetine yönelik veriler analiz
edilmiştir.
4.2.2.1. Oturulan Konutun Türü
Dünya sağlık örgütü tarafından konut; kişinin ve ailenin sosyal refahı fiziksel ve
ruhsal sağlığı için arzu edilen veya gerek duyulan tüm zorunlu hizmetleri,
olanakları, araç ve gereçleri içeren insanların barınmak için kullandıkları fiziksel
yapı olarak tanımlanmaktadır (Akarsu 1999: 1). Hacettepe Üniversitesi öğretim
üyelerinin %81’i apartman dairesinde, %8.3’ü dubleks evde, %7.8’i tripleks evde,
%2.9’u tek katlı müstakil evde oturmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %93.1’i apartman dairesinde, %4.1’i dubleks evde, %2.1’i tek katlı
müstakil evde, %0.7’si tripleks evde oturmaktadır.
4.2.2.2. Oturulan Evin Büyüklüğü
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %59.5’i 100-150 m2 arası evde, %17.6’sı
150-200m2 arası evde, %16.6’sı 100m2’den az bir evde, %6.3’ü 200 m2’den büyük
bir evde oturmaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %51.7’si 100-150
m2 arası evde, %34.5’i 150-200m2 arası evde, %6.9’u 100m2’den az ve %6.9’u 200
m2’den büyük bir evde oturmaktadır.
4.2.2.3. Oturulan Evin Mülkiyeti
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin, %16.1’i kirada, %3.9’u lojmanda
oturduklarını belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %35.6’sı
oturduğu evin tapusunun kendisine, %16.1’i eşine, %11.2’si eşi ve kendisine,
%10.2’si kendi anne ve babasına, %5.4’ü akrabalarına, %1.5’i eşinin anne ve
babasına ait olduğunu belirtmişlerdir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %24.8’i lojmanda, %22.1’i kirada
oturduklarını belirtmişlerdir. %24.1’i oturduğu evin tapusunun kendisine, %13.1’i
11
eşine, %6.9’u eşi ve kendisine, %6.9’u kendi anne ve babasına, %1.4’ü
akrabalarına, %0.7’si eşinin anne ve babasına ait olduğunu söylemişlerdir.
4.2.3. Beslenme
Beslenme, büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin
kullanılmasıdır. Tüm canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için beslenme
vazgeçilmez bir olgudur. Ancak kişilerin yiyeceklerle olan ilişkileri yalnız
biyolojik dürtülerle ve yalnız açlık duygusuna direkt tepkiler şeklinde açıklanamaz.
İnsanların besin seçim ve tüketim kalıpları fizyolojik olmak yanında sosyal ve
psikolojik arzuların doyumuna; gelenek, görenek alışkanlıklarına, eğitimlerine ve
ekonomik olanaklarına da bağımlıdır (Hertog 1973, akt. Özdemir 1999: 1). Bu
başlık altında her iki üniversitede de görev yapan öğretim üyelerinin yufka,
tarhana, reçel gibi geleneksel yiyecekleri temin etme şekli ve evlerinde çoğunlukla
tükettikleri yiyeceklerin verileri analiz edilmiştir.
4.2.3.1. Geleneksel Yiyecekleri Temin Etme
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %79’u geleneksel yiyecekleri satın
almakta, %12.7’si memleketinden getirtmekte, %8.3’ü ise kendisi yapmaktadır.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %49’u geleneksel yiyecekleri satın
almakta, %25.5’i memleketinden getirtmekte, %25.5’i ise kendisi yapmaktadır.
4.2.3.2. Çoğunlukla Tüketilen Gıdalar
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %56.6’sı evde çoğunlukla taze sebze ve
meyve, %26.8’i kuru bakliyat, %8.3’ü dondurulmuş hazır yiyecekler, %3.9’u
sucuk, pastırma, kavurma, %2.4’ü kırmızı et, %1.5’i salam, sosis ve jambon,
%0.5’i beyaz et tüketmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.6’sı
evde çoğunlukla taze sebze ve meyve, %35.9’u kuru bakliyat, %15.2’si
dondurulmuş hazır yiyecekler, %6.2’si kırmızı et, %4.1’i sucuk, pastırma, kavurma
tüketmektedir.
4.2.4. Giyim ve Mobilya
Benliğin kimliğin ve bireyselliğin dış dünyada anlatılması en çok kılık kıyafet
aracılığı ile yapılmaktadır. Böyle olunca giyim önemli bir toplumsal statü
göstergesi, kendini ifade etmenin ve vücudu sergilemenin temel bir aracı olarak
belirmektedir. Giysi ayrılmaz bir şekilde özneleşme ilkesi, bir yaşam tarzıdır
12
(Bayart 1999: 190). Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim
üyelerinin giyim ve mobilya tercihlerini yaparken dikkat ettikleri unsurlara yönelik
veriler analiz edilmiştir.
4.2.4.1. Giyim Tercihi
Giysiler geçmişte ve günümüzde karakterin bir göstergesi sayılamaktadır ve
yabancı bir kişinin karakterini üzerindeki giysilerden çıkarabilmek mümkündür
(Sennett 2002: 239). Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %69.3’ü giyiminde
ihtiyaçlarını karşılamasına, %14.6’sı statüsüne uymasına, %7.3’ü zevkine uygun
olmasına, %6.8’i modaya uygunluğuna, %1.5’i dayanıklı olmasına, %0.5’i ucuz
olmasına dikkat etmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden giyiminde
geleneklerin rol oynadığını belirten öğretim üyesi bulunmamaktadır. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %65.5’i giyiminde ihtiyaçlarını karşılamasına,
%14.5’i statüsüne uymasına, %6.2’si modaya uygunluğuna, %4.8’i geleneklere
uygunluğuna, %3.4’ü dayanıklı olmasına, %3.4’ü zevkine uygun olmasına, %2.1’i
ucuz olmasına dikkat etmektedir. Her iki üniversite de görev yapan öğretim üyeleri
giyimlerinin en fazla dikkat ettikleri şeyin ihtiyaçlarını karşılaması olduğu
görülmektedir.
4.2.4.2. Mobilya Tercihi
Miller (1987: 124)’in de işaret etti gibi özellikle yaşam tarzını belirleyen imgelerin
eşyalara ve maddi nesnelere bağlandığı günümüz dünyasında eşyalar artık her
zamankinden
daha
güçlü
biçimde
kimlik
meselesinin
kurgulandığı
ve
sağlamlaştırıldığı odak noktaları haline gelmiş bulunmaktadır. Bu nedenle
tüketicinin bir eşyayı ve onun taşıdığı anlamı kullanış şekli tüketim
alışkanlıklarının toplumsal dinamiklerinin araştırılmasında ve tüketici kimliklerinin
ve toplumsal ilişkilerinin incelenmesinde çok önemli bir yere sahiptir.
Mobilyada dikkat edilen özellik sorusuna Hacettepe Üniversitesi öğretim
üyelerinin %71.2’si ihtiyaçlarını karşılamasına, %9.8’i dayanıklı olmasına, %6.8’i
statüsüne
uygunluğuna,
%6.8’i
zevkine
uygunluğuna,
%2.9’u
modaya
uygunluğuna, %1.5’i markalı olmasına, %1’i geleneklere uygunluğuna cevabını
vermiştir.
Erciyes
Üniversitesi
öğretim
üyelerinin
%68.3’ü
ihtiyaçlarını
karşılamasına, %16.6’sı dayanıklı olmasına, %4.1’i geleneklere uygunluğuna,
13
%3.4’ü modaya, %3.4’ü statüsüne uygun olmasına, %3.4’ü zevkine uygun
olmasına dikkat etmektedir.
4.2.5. Kitle İletişim Araçlarını Kullanma
Kitle iletişimi, profesyonel iletişimcilerin geniş heterojen ve farklılaşmış
izleyicileri çeşitli yollardan etkilemek için amaçlanan anlamları yaratmak üzere
ileti oluşturmak, iletileri yaygın hızlı ve sürekli bir biçimde dağıtmak üzere
mekanik kitle iletişim araçlarını kullanmayı içermektedir.
Kitle iletişiminde
kullanılan araçlara kitle iletişim araçları adı verilir. Kitle iletişim araçları
denildiğinde, toplumdan topluma değişebilen yoğunluk ve düzlemde kullanılan
gazete, dergi, kitap, gibi, basılı yayınlar, radyo ve televizyon gibi elektromanyetik
olarak çalışan araçlar ile sinema plak ses ve görüntü bantları ses ve görüntü
disketleri ve bir boyutuyla bilgisayar anlaşılmaktadır (Defleur and Dennis 1981,
akt. Gürdal 2003: 1).
Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin düzenli
gazete almaları, tercih ettikleri gazete, gazetede öncelikli olarak okudukları
konular, düzenli televizyon izleme, tercih ettiği televizyon kanalı, televizyonda
tercih ettiği program ve televizyonun yaşam tarzına etki ettiği konulara ait veriler
analiz edilmiştir.
4.2.5.1. Düzenli Gazete Alma
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %66.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %59.3’ü düzenli olarak gazete aldıklarını belirtmişlerdir.
4.2.5.2. Tercih Edilen Gazete
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %39.5’i Cumhuriyet Gazetesini, %37.1’i
Hürriyet Gazetesini, %11.7’si Milliyet Gazetesini, %3.4’ü Radikal Gazetesini,
%2.4’ü Sabah Gazetesini, %1’i Vatan Gazetesini, %0.5’i Posta, %0.5’i Birgün
Gazetelerini tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %31’i Milliyet Gazetesini, %15.9’u Hürriyet Gazetesini, %9.7’si Sabah
Gazetesini, %6.2’si Zaman Gazetesini, %4.8’i Cumhuriyet Gazetesini, %4.8’i
Yeniçağ Gazetesini, %2.1’i Tercüman Gazetesini, %1.4’ü Akşam Gazetesini,
%1.4’ü Yeni Şafak Gazetesini, %0.7’si Posta Gazetesini, %0.7’si Radikal
Gazetesini, %0.7’si Ortadoğu Gazetesini tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe
14
Üniversitesi öğretim üyelerinin %3.9’u, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin
%20.7’si siyasi nedenleri sebep göstererek tercih ettikleri gazete ile ilgili soruya
cevap vermemiştir. Hacettepe Üniversitesi’nde Cumhuriyet gazetesini tercih
edenlerin oranı (%39.5) Erciyes Üniversitesi’ne (%4.8) göre oldukça yüksektir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde Zaman, Yeniçağ ve Yeni Şafak
gazetelerini tercih edenler bulunurken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu gazeteleri
tercih eden öğretim üyesi bulunmaması göze çarpmaktadır. Bu durum her iki
üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin farklı ideolojik eğilimlerinin olduğunu
düşündürmektedir.
4.2.5.3. Gazetede Öncelikli Okunan Konu
Öğretim üyelerine gazetede öncelikli olarak okudukları konu sorulduğunda,
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %94.6’sı haberleri, %4.4’ü köşe
yazılarını, %0.5’i ekonomi haberlerini, %0.5’i gazetenin eklerini okudukları
belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %92.4’ü haberleri, %7.6’sı
köşe yazılarını okuduklarını belirtmişlerdir. Her iki üniversitede görev yapan
öğretim üyelerinin gazete okurken tercih ettikleri konularda benzerlik söz
konusudur.
4.2.5.4. Düzenli Televizyon İzleme
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %53.2’si, Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %44.8’i düzenli olarak televizyon izlediklerini belirtmişlerdir.
4.2.5.5. Televizyonda Tercih Edilen Kanal
Öğretim üyelerine izledikleri televizyon kanalları sorulduğunda, Hacettepe
Üniversitesi öğretim üyelerinin %41’i ATV’yi, %16.6’sı CNN Türk’ü, %11.2’si
NTV’yi, %9.3’ü Kanal D’yi, %9.3’ü Kanal Türk’ü, %4.4’ü CNBC-e’yi, %2.9’u
TRT 1’i, %1’i Cine 5’i, %1’i Kanal 7’yi, %1’i National Geographic kanalını,
%0.5’i Star TV’yi izlediklerini belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim
üyelerinin %2’si tercih edilen gazete sorusunda olduğu gibi izlenilen televizyon
kanalı sorusuna da siyasi nedenleri sebep göstererek cevap vermemiştir. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %17.9’u ATV’yi, %17.9’u TRT 1’i, %15.9’u
NTV’yi, %6.9’u CNN Türk’ü, %6.2’si Kanal Türk’ü, %4.1’i Kanal D’yi, %3.4’ü
Kanal 7’yi, %2.1’i Samanyolu’nu, %1.4’ü CNBC-e’yi, %1.4’ü Haber Türk’ü,
15
%1.4’ü BBC’yi, %0.7’si Show TV’yi, %0.7’si Ulusal Kanal’ı, %0.7’si National
Geographic kanalını izlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %19.3’ü tercih edilen gazete sorusunda olduğu gibi izlenilen televizyon
kanalı sorusuna da siyasi nedenleri sebep göstererek cevap vermemiştir. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin bir devlet kanalı olan TRT’yi tercih etme oranı
(%17.9), Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine (%2.9) göre oldukça yüksektir.
Bu durum Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin daha geleneksel bir yapıda
olduğunu göstermektedir.
4.2.5.6. Tercih Edilen Televizyon Programı
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.8’i televizyonda en çok açık
oturum, %42.4’ü haberleri, %7.3’ü film, %1.5’i belgesel, %0.5’i spor, %0.5’i
dizileri tercih etmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %58.6’sı
televizyonda en çok açık oturum, %33.1’i haberler, %5.5’i film, %1.4’ü belgesel,
%0.7’si magazin, %0.7’si dizileri tercih etmektedir.
4.2.6. Boş Zamanlar
Boş zaman faaliyeti kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini yerine getirdikten
sonra özgür iradesiyle girişebileceği dinlenme, eğlenme, bilgi veya becerilerini
geliştirme, toplum yaşamına gönüllü olarak katılma gibi bir dizi uğraşlarını
gerçekleştirdiği zamanlardır (Tezcan 1977: 4). Boş zamanlar başlığı altında her iki
üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin boş zamanlarını nasıl geçirdikleri,
yaptıkları sporlar ve dinledikleri müzik türü analiz edilmiştir.
4.2.6.1. Boş Zamanları Değerlendirme Şekli
Öğretim üyelerine boş zamanlarını değerlendirme şekilleriyle ilgili çok seçenekli
soru sorulduğunda, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %92.2’si boş
zamanlarını alışveriş yaparak, %86.3’ü eş, dost, akraba ziyareti yaparak, %84.9’u
seyahate çıkarak, %78’i internete girerek, %78’i sinemaya giderek, %75.1’i müzik
dinleyerek, %62.4’ü tiyatroya giderek, %59’u pikniğe giderek, %51.7’si opera,
bale, konser gibi etkinliklere giderek, %42.4’ü spor merkezine giderek, %18’i cafe,
bar gibi yerlere giderek, %10.7’si futbol maçına giderek değerlendirdiklerini
belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %94.5’i boş zamanlarını
alışveriş yaparak, %91’i eş, dost, akraba ziyareti yaparak, %90.3’ü pikniğe giderek,
16
%82.1’i internete girerek, %81.4’ü seyahate çıkarak, %62.4’ü sinemaya giderek,
%60.7’si müzik dinleyerek, %51’i tiyatroya giderek, %16.6’sı opera, bale, konser
gibi etkinliklere giderek, %35.2’si spor merkezine giderek, %25.5’i futbol maçına
giderek, %11’i cafe, bar gibi yerlere giderek değerlendirdiklerini belirtmişlerdir.
Hem Hacettepe hem de Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu
boş zamanlarını alışveriş yaparak geçirdiklerini belirtmişlerdir. Alışveriş yapmanın
bir boş zaman aktivitesi olarak görülmesi ne kadar yoğun bir tüketim kültürü
içerisinde olduğumuzun bir göstergesidir.
4.2.6.2. Yapılan Sporlar
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine yaptığı sporlar sorulduğunda %26.3’ü
yüzme, %25.4’ü fitness, %13.2’si futbol, %6.8’i tenis, %2.9’u basketbol, %2.4’ü
masa tenisi, %1’i voleybol, %1’i yoga, %2’si dağcılık, %0.5’i uzak doğu savunma
sporları, %0.5’i aletli dalış, %0.5’i güreş, %0.5’i kayak, %0.5’i doğa yürüyüşü,
%0.5’i pilates ile ilgilendiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim
üyelerinin %16.1’i hiçbir spor dalı ile ilgilenmediklerini belirtmişlerdir. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %33.8’i futbol, %23.4’ü yüzme, %12.4’ü fitness,
%6.2’si tenis, %2.8’i basketbol, %2.8’i masa tenisi, %2.1’i voleybol, %2.1’i uzak
doğu savunma sporları, %0.7’si yoga ile ilgilendiklerini belirtmiştir. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %13.8’i hiçbir spor dalı ile ilgilenmemektedir.
Hacettepe Üniversitesi’nde fitness yapan öğretim üyelerinin oranı, Erciyes
Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Erciyes Üniversitesinde ise futbol oynayan
öğretim üyelerinin oranı, Hacettepe Üniversitesi’ne göre daha fazladır. Diğer spor
türlerinde üniversiteye göre çok önemli farklılıklar yoktur.
4.2.6.3. Dinlenilen Müzik
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %25.9’u Türk halk müziğini, %23.9’u
Türk sanat müziğini, %18.5’i klasik batı müziğini, %11.2’si pop müziği, %5.4’ü
rock/metal müziği, %1.5’i jazz müziği, %1’i tasavvuf müziği, %0.5’i new age tarzı
müziği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin
%12.2’si müzik dinleme konusunda herhangi bir tercihlerinin olmadığını, her tür
müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %51’i
Türk halk müziğini, %31.7’si Türk sanat müziğini, %4.1’i klasik batı müziğini,
%3.4’ü pop müziği, %2.1’i tasavvuf müziği, %1.4’ü rock/metal müziği, %0.7’si
new age tarzı müziği tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim
17
üyelerinin %5.5’i müzik dinleme konusunda herhangi bir tercihlerinin olmadığını,
her tür müziği dinlediklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin yarısı (%51) Türk halk müziğini dinlerken, bu oran Hacettepe
Üniversitesi’nde daha düşüktür (%25.9). Benzer bir fark Türk sanat müziğini tercih
edenlerde de söz konusudur. Bunun yanı sıra klasik batı müziği, pop müzik,
rock/metal müzik tercihinde Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin oranı daha
Erciyes Üniversitesi’ne göre fazladır.
4.2.7. Ulaşım
Bu başlık altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin arabaya sahip
olma durumlarına ait veriler analiz edilmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim
üyelerinin %87.3’ünün, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %91’inin arabası
bulunmaktadır. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %70.7’sinin evinde bir
adet araba, %15.1’inin iki adet araba, %1.5’inin üç adet araba bulunmaktadır.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %82.1’inin evinde bir adet araba, %9’unun
iki adet araba bulunmaktadır. Erciyes Üniversitesi’nde evinde 3 araba olan öğretim
üyesi bulunmamaktadır.
4.2.8. Tatil
Debor (1967: 92, akt. Nafizoğlu 2002: 17)’a göre, meta dolaşımının yan ürünü olan
ve tüketim olarak kabul edilen insan dolaşımı yani turizm aslında boş zamanlardan
başka bir şey değildir. Değişik yerlere yapılan ziyaretlerin iktisadi açıdan
düzenlenişi bu yerlerin birbirine denk olduklarına dair bir güvenceyi kendi içinde
taşımaktadır. Yolculuktan zamanı geri almış olan modernleşme aynı zamanda
turizmin gerçekliğini de almıştır.
Tatil başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin tatillerini
geçiriş şekilleri, tatil masraflarını finanse etme biçimleri ve dini bayramlarını
geçiriş şekillerine ait verilerin betimsel analizleri verilmiştir.
4.2.8.1. Tatillerini Geçiriş Şekli
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %63.4’ü tatilde sahil bölgelerine, %6.3’ü
akrabalarını ziyarete, %5.9’u yurt dışına, %3.9’u yaylaya gitmektedirler. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %38.6’sı tatilde sahil bölgelerine, %17.9’u
akrabalarını ziyarete, %8.3’ü yaylaya, %0.7’si yurt dışına gitmektedirler. Tatillerini
18
geçiriş şekillerinde her iki üniversite arasında önemli bir farklılık söz konusudur.
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu tatilde sahil
bölgelerine giderken, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde bu oran daha
düşüktür.
Tatillerini
Üniversitesi’nde
yurtdışında
Erciyes
geçiren
Üniversitesi’ne
öğretim
göre
üyeleri
daha
de
fazladır.
Hacettepe
Erciyes
Üniversitesi’nde tatillerini akraba ziyareti yaparak geçiren öğretim üyelerini oranı,
Hacettepe Üniversitesi’nden daha yüksektir.
4.2.8.2. Tatil Masraflarını Finanse Etme Biçimleri
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %32.2’si tatil masraflarını peşin,
%24.4’ü kredi kartı ile peşin, %15.1’i kredi kartı ile taksit, %7.8’i tüketici
kredisiyle finanse ettiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin
%33.1 tatil masraflarını peşin, %20’si kredi kartı ile peşin, %10.3’ü kredi kartı ile
taksit, %2.1’i tüketici kredisiyle finanse etmektedirler.
4.2.8.3. Dini Bayramlarını Geçiriş Şekli
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i dini bayramlarını yaşadıkları
şehirdeki eş, dost ve akraba ziyareti yaparak, %24.4’ü tatile çıkarak, %20’si
kendisinin veya eşinin memleketine giderek, %8.8’i çalışarak geçirmektedir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %58.6’sı dini bayramlarını yaşadığı
şehirdeki eş, dost ve akraba ziyareti yaparak, %35.2’si kendinin veya eşinin
memleketine giderek, %4.1’i tatile çıkarak, %2.1’i çalışarak geçirmektedir. Her iki
üniversitede dini bayramlarını geçiriş şekillerindeki en önemli farklılık tatile
çıkmada görülmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin yaklaşık dörtte
biri dini bayramlarda tatile çıktıklarını belirtirken, Erciyes Üniversitesi’nde bu oran
oldukça düşüktür.
4.3. Tüketim
Tüketim maddelerinin kullanımı toplumun kültürü ile yakından ilgilidir (Erkal
2000: 144). Kültürel etkenler tüketim kalıplarımızı; giyim tarzımızdan, tükettiğimiz
gıda tipine, satın aldığımız ev tipinden, hoşlandığımız seyahat türüne kadar bizi
etkiler (Baloğlu 2000: 144).
19
4.3.1. Örneklemin Ekonomik Durumu
Örneklemin ekonomik durumu başlığı altında her iki üniversitede görev yapan
öğretim üyelerinin aylık gelirleri, aylık harcamalarında ayırdıkları en büyük pay,
tasarruf yapma durumu, sahip olunan eşyalar, ekonomik durumlarının bilimsel
çalışmalarını etkileme durumu, kendilerini ait hissettikleri sosyal sınıfa ait verilerin
betimsel analizleri verilmiştir.
4.3.1.1. Aylık Gelir
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %29.8’i 2.001-3.000 TL arası, %24.9’u
3.001-4.000 TL arası, %14.6’sı 1.000-2000 TL arası, %12.2’si 4.001-5.000 TL
arası, %8.3’ü 5.001-6.000 TL arası, %5.4’ü 7.001 TL ve üzeri, %4.9’u 6.001-7.000
TL arası aylık gelir elde etmektedir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin
%42.1’i 2.001-3.000 TL arası, %22.8’i 1.000-2000 TL arası, %21.4’ü 3.001-4.000
TL arası, %7.6’sı 4.001-5.000 TL arası, %3.4’ü 5.001-6.000 TL arası, %2.1’i
6.001-7.000 TL arası, %0.7’si 7.001 TL ve üzeri aylık gelir elde etmektedir.
4.3.1.2. Aylık Harcamalarda Ayrılan En Büyük Pay
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %47.3’ü aylık harcamalarında en büyük
payı gıdaya, %13.7’si çocukların eğitimine, %11.7’si ulaşıma, %10.2’si konut
kredi borcuna, %7.3’ü kiraya, %3.9’u haberleşmeye, %2.4’ü otomobil borcuna,
%2’si mesleki gelişime, %1’i giyime, %0.5’i seyahate ayırdıklarını belirtmişlerdir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %35.2’si aylık harcamalarında en büyük
payı gıdaya, %18.6’sı konut kredisi borcuna, %18.6’sı kiraya, %13.1’i çocukların
eğitimine, %8.3’ü otomobil borcuna, %2.8’i ulaşıma, %1.4’ü haberleşmeye,
%0.7’si giyime, %0.7’si mobilyaya, %0.7’si kozmetik ürünlere ayırdıklarını
belirtmişlerdir. Gelir arttıkça genel olarak harcamalar artmakla beraber
harcamaların yapısı da değişmektedir. Gıda maddelerine yapılan harcamaların gelir
içindeki oranı azalmaktadır (Keynes 1951: 43, akt. Baloğlu 2000: 140). Bu
çalışmada öğretim üyelerinin en fazla gıda harcamalarına pay ayırmaları
gelirlerinin oldukça düşük olduğunu göstermektedir.
4.3.1.3. Tasarruf Yapma Durumu
Ailede gelirin kullanım biçimi aile yaşantısının temel unsurlarındandır. Gelirin
kullanımı ile ilgili davranışları bir yandan ailenin ekonomik ve sosyal refahını
20
diğer yandan genel ekonomiyi, mal üretimini, gelir dağılımını ve tüketilen malları
etkilemektedir. Gelirin kullanılması harcamalar için olduğu kadar tasarruf ve
yatırım ile borçlar için kullanımını da kapsar. Dolayısıyla gelirin kullanımının
bugün ve gelecek için planlanarak tüketim ve tasarruf arasında başarılı bir denge
kurulması yaşama düzeyinin yükseltilmesi için elzemdir (Gross 1954, akt.
Terzioğlu ve Aydıner 2007:91).
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %44.4’ü tasarruflarını vadeli veya
vadesiz Türk Lirası, %9.8’i hazine bonosu veya repo, %5.4’ü vadeli veya vadesiz
döviz hesabı, %5.4’ü gayri menkul, %2.4’ü hisse senedi, %0.5’i yaşlılık sigortası
şeklinde değerlendirmektedir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %32.2’si
hiç tasarruf yapamadıklarını belirtmektedirler. Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %31.7’si tasarruflarını vadeli veya vadesiz Türk Lirası, %15.2’si vadeli
veya vadesiz döviz hesabı, %15.2’si gayri menkul, %2.1’i hisse senedi, %1.4’ü
hazine bonosu, repo, %1.4’ü altın, %0.7’si dayanıklı tüketim malları şeklinde
değerlendirdiklerini belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin
%32.4’ü hiç tasarruf yapamadıklarını belirtmiştir. Ailelerin yatırım tercihlerinde
etkili olabilecek başlıca faktörler; yatırımın nakite kolay çevrilebilir olması, ana
paranın ve kazancın güvende olması, kazancın oranı, vergi durumu ve yasal
olmasıdır. Ailelerin başlıca yatırım araçları olarak altın, gayrimenkul, banka
mevduat hesabı, hisse senedi, tahvil vb. sayılabilir (Wolf 1989, akt. Terzioğlu ve
Aydıner 2007:93). Fakat bu çoğalma gelirdeki artış derecesinde olmaz. Yüksek
gelir gruplarında gelir seviyesinin yükselmesi halinde böyle bir durum görülürken,
düşük gelir gruplarında özellikle zorunlu tüketim gelirin tamamını kapladığı için
gelirdeki herhangi bir artış hemen tüketime yönelmektedir (Keynes 1951; akt.
Baloğlu 2000:140). Öğretim üyelerinin büyük bir bölümü de tasarruf
yapamadıklarını ve aldıkları ücreti sadece temel tüketim maddelerine harcadıklarını
belirtmişlerdir.
4.3.1.4. Sahip Olunan Eşyalar
Öğretim üyelerine evlerinde sahip oldukları eşyalarla ilgili çok seçenekli soru
sorulmuştur. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %82.9’u evlerinde
bilgisayar, %81.5’i internet, %77.6’sı çalışma odası, %73.7’si diz üstü bilgisayar,
%22.9’u koşu bandı veya bisiklet, %20.5’i çamaşır kurutma makinesi, %16.1’i
şömine, %15.1’i ev sinema sistemi, %14.1’i klima, %12.7’si uzaktan kumandalı
21
garaj, %12.2’si çöp öğütme cihazı, %9.8’i play station oyun konsolu, %8.8’i hobi
odası bulunduğunu belirtmiştir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %83.4’ü evlerinde bilgisayar, %60.7’si
çalışma odası, %56.6’sı internet, %46.2’si diz üstü bilgisayar, %12.4’ü koşu bandı
veya bisiklet, %9.7’si çamaşır kurutma makinesi, %5.5’i klima, %4.8’i ev sinema
sistemi, %3.4’ü şömine, %2.8’i uzaktan kumandalı garaj, %2.1’i play station oyun
konsolu, %0.7’si çöp öğütme cihazı, %0.7’si hobi odası bulunduğunu belirtmiştir.
4.3.1.5. Ekonomik Durumlarının Bilimsel Çalışmalarını Etkileme Durumu
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %70.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %80.6 ‘sı ekonomik durumlarının bilimsel çalışmalarını aksattığını
belirtmişlerdir.
4.3.1.6. Kendilerini Ait Hissettikleri Sosyal Sınıf
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %54.6’sı yaşam tarzına göre kendisini
orta düzeyde, %36.6’sı orta düzeyin üstünde, %3.4’ü orta düzeyin altında, %3.4’ü
ortalamanın çok üstünde,
%2’si
ortalamanın
çok altında
hissettiklerini
belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %53.1’i yaşam tarzına göre
kendisini orta düzeyde, %36.6’sı orta düzeyin üstünde, %9.7’si orta düzeyin
altında, %0.7’si ortalamanın çok üstünde hissettiklerini belirtmişlerdir.
4.3.2. Tüketici Davranışları
Genel olarak kültür yaşam tarzını etkileyeceğine göre tüketimi de etkileyeceği
açıktır. Tylor’a göre düzeyi ne olursa olsun insan yaşamına ilişkin her şey
kültüreldir. İnsanlar ait oldukları toplumun kültürünün çok az bir parçasını taşısalar
dahi faaliyetlerinde bu kültürün izleri görülür. Kültür bu bakımdan tüketici
davranışlarını ve bu davranışların toplum içinde yerleşmesi ve sürdürülmesinde
önemli rol oynamaktadır. Tüketim ile kültür arasında çift taraflı bir ilişki söz
konusudur (Baloğlu 2000: 143). Tüketim kültüründen etkilenen tüketicilerin satın
alma davranışları ve tüketme alışkanlıkları toplumun yaşam tarzını oluşturmaktadır
(Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000: 16).
Tüketici davranışları başlığı altında, her iki üniversitede görev yapan öğretim
üyelerinin alışveriş yaparken en çok etkilendikleri pazarlama tekniği, büyük
22
alışveriş merkezlerini tercih etme nedeni, internet üzerinden alışveriş yapma
durumları, evleriyle ilgili değişiklik yapmak istediklerinde bilgi aldıkları yerlere ait
verilerin betimsel analizleri verilmiştir.
4.3.2.1. Alışveriş Yaparken En Çok Etkilenilen Pazarlama Tekniği
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %40.5’i alışveriş yaparken eşyaların
sergilenmesi, %33.2’si satış ortamı, %14.1’i toplumsal kullanım yoğunluğu,
%4.4’ü kampanyalar, %2’si moda gösterilerinden etkilendiklerini belirtmişlerdir.
%5.9’u ise alışveriş yaparken hiçbir pazarlama tekniğinden etkilenmediğini
belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %37.2’si alışveriş yaparken
eşyaların sergilenmesi, %35.9’u satış ortamı, %19.3’ü toplumsal kullanım
yoğunluğu, %4.8’i kampanyalar, %0.7’si moda gösterilerinden etkilendiklerini,
%2.1’i hiçbir pazarlama tekniğinden etkilenmediğini belirtmiştir. Hacettepe ve
Erciyes Üniversitesinde görev yapan öğretim üyeleri arasında alışveriş yaparken
etkilendikleri
pazarlama
teknikleri
bakımından
önemli
farklar
olmadığı
görülmektedir.
4.3.2.2. Büyük Alışveriş Merkezlerini Tercih Etme Nedenleri
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %76.1’i büyük alışveriş merkezlerini her
türlü tüketim malı olduğu için, %7.8’i özgürce görme, seçme imkanı olduğu için,
%4.9’u fiyatları standart olduğu için, %2.9’u daha rahat ve daha geniş bir ortamda
alışveriş yapmak için, %0.5’i statüsüne uygun olduğu için, %0.5’i dolaşarak stres
attıkları için tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Hacettepe Üniversitesi öğretim
üyelerinin %7.3’ü büyük alışveriş merkezlerini tercih etmediklerini belirtmişlerdir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %69.7’si büyük alışveriş merkezlerini her
türlü tüketim malı olduğu için, %11’i özgürce seçme imkanı olduğu için, %10.3’ü
fiyatları standart olduğu için, %6.2’si daha rahat ve geniş bir ortamda alışveriş
yapmak için, %0.7’si dolaşarak stres attığı için tercih etmektedirler. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %2.1’i büyük alışveriş merkezlerini tercih
etmediklerini belirtmişlerdir. Hem Hacettepe hem de Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin büyük çoğunluğu alışverişlerinde büyük alışveriş merkezlerini tercih
ettiklerini belirtmişlerdir. Bauman (1998, akt. Odabaşı 1999:133) da toplumda bir
yer edinme ve anlamlı denilebilecek bir yaşam için alışveriş merkezine günlük
ziyaretlerin gerekli olduğunu söylemektedir. Ayrıca, tüketim sürecinin bireyin
23
sadece fiziksel ihtiyaçlarını değil, içinde yaşanılan sosyal, kültürel ve sembolik
dünyadaki ihtiyaçlarını da tatmin edebildiğini belirtmektedir.
4.3.2.3. İnternet Üzerinden Alışveriş Yapma
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %28.3’ü, Erciyes Üniversitesi öğretim
üyelerinin %42.1’i interneti alışveriş amaçlı kullandıklarını belirtmişlerdir.
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %12.2’si internetten elektronik eşyalar,
%12.2’si kitap, %2’si kozmetik ürünler, %1.5’i gıda maddeleri, %0.5’i bilet
almaktadır. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %22.1’i internetten kitap,
%17.9’u elektronik eşyalar, %0.7’si kozmetik ürünler, %0.7’si gıda maddeleri,
%0.7’si bilet aldıklarını belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre internetten daha fazla alışveriş
yapmaktadırlar ve interneti daha çok kitap ve elektronik eşya almada
kullanmaktadırlar. Burada Ankara’da kitap ve elektronik eşya gibi ürünlerde
çeşitliliğin daha fazla olması ve bu ürünlere daha rahat ulaşılabilmesinin etkili
olduğu düşünülmektedir.
4.3.2.4. Evle İlgili Değişiklik Yapılmak İstendiğinde Bilgi Alınılan Yer
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %51.2’si evle ilgili değişiklik yapmak
istediğinde dergi, televizyon ve internetten faydalandığını, %4.4’ü reklamlardan
faydalandığını, %3.9’u alacağı eşyaları daha önce alıp kullananlardan bilgi aldığını,
%2’si komşuların yaşam tarzlarından örnek aldığını, %1.5’i alışveriş yerlerini
gezerek bilgi aldığını belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin
%37.1’i evle ilgili herhangi bir değişiklik yapmak istediğinde hiçbir yerden bilgi
almadığını, değişiklikleri kendi başına yaptığını belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi
öğretim üyelerinin %46.9’u evle ilgili değişiklik yapmak istediğinde dergi,
televizyon ve internetten faydalandığını, %6.2’si komşuların hayat tarzlarından
örnek aldığını, %4.8’i reklamlardan faydalandığını, %0.7’si alacağı eşyaları daha
önce alıp kullananlardan bilgi aldığını, %0.7’si alışveriş yerlerini gezerek bilgi
aldığını belirtmiştir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin büyük
çoğunluğu evle ilgili değişiklik yapacaklarında dergi, televizyon ve internetten
faydalandıklarını belirtmişlerdir. Dağtaş (2005) da tüketimin, dergilerde ve gazete
eklerinde de insanların yaşam tarzlarına yönelik düzenleyici bir işlevi olduğunu
ortaya koymuştur.
24
4.3.3. Reklam
Ritzer (2000: 57), medya ve reklamları tüketimi kolaylaştıran en önemli araçlar
olarak görmektedir. Yeni tüketim araçları, aslında tüketimin neredeyse tüm
özellikleri geleneksel medyanın yaşam suyu olan internette merkezi bir yer
oluşturmaya
başlayan reklamlar
olmasa
işlevini
yerine
getiremeyeceğini
söylemektedir.
Reklam başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin
reklamları izleyerek hangi ürünleri tercih ettikleri ile ilgili betimsel verilerin analizi
verilmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %15.1’i televizyonda
reklamları izleyerek temizlik maddesi, %12.2’si beyaz eşya, %4.4’ü elektrikli ev
aletleri, %4.4’ü gıda maddeleri, %2.9’u kozmetik ürünler, %1.5’i otomobil, %0.5’i
ev aldığını belirtmiştir. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %50.7’si
reklamları izlemediğini, %8.3’ü ise televizyonda reklamları izlediğini ancak
reklamlardan etkilenerek herhangi bir ürün almadığını belirtmiştir. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %18.6’sı televizyonda reklamları izleyerek beyaz
eşya, %13.1’i temizlik maddesi, %4.1’i elektrikli ev eşyaları, %2.8’i giyim eşyası,
%2.8’i gıda maddeleri, %0.7’si otomobil, %0.7’si ev eşyası aldığını belirtmiştir.
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %50.3’ü reklamları izlemediğini, %6.9’u
ise televizyonda reklamları izlediğini ancak reklamlardan etkilenerek herhangi bir
ürün almadığını belirtmiştir. Bocock’un da belirttiği gibi tüketim arzularının
reklamlar aracılığıyla dürtülenmesi, oluşturulması ve anlatıma kavuşturulması
sonucu kendisine sunulan malları fark eden grupların sayısı giderek arttıkça kimlik
ve yaşam hedefini tüketim aracılığıyla oluşturan kişilerin sayısı da artmaktadır
(Bocock 1997: 115).
4.3.4. Moda
Moda başlığı altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin modaya
uyma durumları hakkındaki betimsel veriler analiz edilmiştir. Hacettepe
Üniversitesi öğretim üyelerinin %84.9’u modaya uymadığını sadece yakışanı tercih
ettiğini, %9.8’i modaya uyduğunu, çünkü yeniliği temsil ettiğini, %3.4’ü modaya
uyduğunu ancak sadece yakışanı tercih ettiğini, %1.5’i gelirinin yeterli olması
durumunda modaya uyacağını, %0.5’i herkes modaya uyduğu için uyduğunu
belirtmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %91.7’si modaya uymadığını
sadece yakışanı tercih ettiğini, %3.4’ü modaya uyduğunu, çünkü yeniliği temsil
25
ettiğini, %2.8’i gelirinin yeterli olması durumunda modaya uyacağını, %2.1’i
herkes modaya uyduğu için uyduğunu belirtmiştir. Hem Hacettepe hem de Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu giyim konusunda modaya
uymadıklarını sadece yakışanı tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
4.3.5. Kredi Kartı
Bu başlığın altında her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin alışverişte
kullandıkları ödeme şekilleri, kredi kartı kullanma nedenleri ve kredi kartı ile
yaptığı harcamalara ait betimsel verilerin analizi incelenmiştir.
4.3.5.1. Alışverişte Kullanılan Ödeme Şekli
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %83.9’u alışveriş yaparken genellikle
kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Alışverişlerinde genellikle nakit para
kullanırım diyenlerin oranı %16.1’dir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin
%85.5’i alışveriş yaparken genellikle kredi kartı kullandıklarını, %14.5’i
alışverişlerinde genellikle nakit para kullandıklarını belirtmişlerdir. Her iki
üniversitede görev yapan öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu alışveriş yaparken
genellikle kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Dryden ve Gordon (1997)
çalışmalarında kredi kartı kullanmanın, daha ağır bedel ödemek pahasına anlık
memnuniyet sunarak rahat etmek ve hayal kırıklığını önlemek gibi kısa vadeli haz
almayı arttırdığını belirtmişlerdir.
4.3.5.2. Kredi Kartı Kullanma Nedeni
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i nakit para ödemeksizin alışveriş
yapmak için, %26.8’i para taşımamak için, %7.8’i ödemelerde kolaylık sağladığı
için, %2’si bankanın teklifi nedeniyle, %0.5’i kurumun sağladığı özel hizmetlerden
faydalanmak için alışverişlerinde kredi kartı kullandıklarını belirtmişlerdir. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin %56.6’sı nakit para ödemeksizin alışveriş yapmak
için, %20’si para taşımamak için, %8.3’ü ödemelerde kolaylık sağladığı için,
%0.7’si bankanın teklifi nedeniyle alışverişlerinde kredi kartı kullandıklarını
belirtmişlerdir.
26
4.3.5.3. Kredi Kartı İle Yapılan Harcamalar
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinin %46.8’i kredi kartı ile daha çok
akaryakıt, %13.7’si giysi, %2’si gıda, %1’i küçük ev eşyalarını aldıklarını
belirtmişlerdir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin %57.9’u kredi kartı ile daha
çok akaryakıt, %8.3’ü giysi, %0.7’si gıda harcamalarını yaptıklarını belirtmişlerdir.
5. Sonuç
Bu çalışmada Hacettepe Üniversitesi ve Erciyes Üniversitesi’nde görev yapan
öğretim üyelerinin tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzı profilleri betimleyici bir
şekilde ele alınmıştır. Aile bir yaşam tarzı olan kültürün ve ona ilişkin değerlerin
yaratılması ve sürdürülmesi için çok önemli bir konuma sahiptir. Aile toplumsal
hayatın devamlılığıyla ilgili cinsel ilişkilerin düzenlenmesi, çocukların doğum ve
bakımı, karşılıklı sevgi ve güven gibi ekonomik ve sosyal nitelikli temel
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bir araya gelmiş kişilerden oluşan en küçük
toplumsal birimdir (Fichter 1996: 58). Bu çalışmada Hacettepe ve Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun evli olduğu belirlenmiştir.
Erciyes Üniversitesi örnekleminin büyük bir kısmı resmi ve dini nikahı bir arada
yaptırmışken, Hacettepe Üniversitesi’nde bu oran oldukça düşük bulunmuştur. Her
iki üniversitede de eşiyle akraba olma durumu oldukça düşüktür. Hacettepe ve
Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun çocuk sahibi
olduğu belirlenmiştir. Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin sahip oldukları
çocuk sayısı Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre daha fazladır. Erciyes
Üniversitesi öğretim üyelerinin çocuklarını yaşlılık güvencesi olarak görme
oranının, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerine göre daha olduğu belirlenmiştir.
Burada karşılıklı bağımlılık söz konusudur. Bağımlılık önce çocuğun anne babaya
bağımlılığı, yaşlılıkta da anne babanın yetişkin evlatlarına bağımlılığı biçiminde
kendisini göstermektedir. Kağıtçıbaşı çalışmasında da bu durumun olduğu ev
ortamı çocuğun ailesel ve komünal değerlerle sosyalleşmesini sağladığını
belirtmiştir (Kağıtçıbaşı 1999:143).
Barınma, beslenme ve giyinme gibi en temel ihtiyaçlardandır. Bir insanın yatıp, iş
zamanı dışında kaldığı veya tüzel kişiliği olan bir kuruluşun bulunduğu ev,
apartman olarak tarif edilen konut, esas olarak barınma ihtiyacını karşılayan ve bir
takım bölümlerden oluşan mekândır. (Ergül 1999:19). Her iki üniversitede de
27
oturulan evin türü, mülkiyeti ve büyüklüğü açısından fark bulunmamıştır.
Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri 100-150 m2’lik apartman
dairesinde oturduklarını, mülkiyetlerinin kendilerine ait olduğunu belirtmişlerdir.
İnsanların besin seçim ve tüketim kalıpları fizyolojik olmak yanında sosyal ve
psikolojik arzuların doyumuna; gelenek, görenek alışkanlıklarına, eğitimlerine ve
ekonomik olanaklarına da bağımlıdır (Hertog 1973, akt. Özdemir 1999:1).
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinde geleneksel yiyecekleri memleketten
getiren ve kendisi yapanların oranının, Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerine göre
daha düşük oluğu belirlenmiştir. Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim
üyeleri çoğunlukla evde taze sebze ve meyve yediklerini belirtmişlerdir.
Benliğin kimliğin ve bireyselliğin dış dünyada anlatılması en çok kılık kıyafet
aracılığı ile yapılmaktadır. Böyle olunca giyim önemli bir toplumsal statü
göstergesi, kendini ifade etmenin ve vücudu sergilemenin temel bir aracı olarak
belirmektedir. Giysi ayrılmaz bir şekilde özneleşme ilkesi bir yaşam tarzıdır
(Bayart 1999:190). Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi’ndeki öğretim üyeleri giysi
alırken modayı takip etme yerine, alacakları kıyafetin ihtiyaçlarını karşılama
durumunu göze önünde bulunduklarını belirtmişleridir. Öğretim üyelerinin mobilya
tercihlerinde de aynı durum söz konusu olduğu belirlenmiştir.
Kitle iletişim araçları denildiğinde, toplumdan topluma değişebilen yoğunluk ve
düzlemde kullanılan gazete, dergi, kitap, gibi, basılı yayınlar, radyo ve televizyon
gibi elektromanyetik olarak çalışan araçlar ile sinema plak ses ve görüntü bantları
ses ve görüntü disketleri ve bir boyutuyla bilgisayar anlaşılmaktadır (Defleur and
Dennis 1981, akt. Gürdal 2003:1). Her iki üniversite öğretim üyeleri de düzenli
olarak gazete aldıklarını ve gazetede öncelikle haber konularını okuduklarını
belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de düzenli olarak televizyon
izlediklerini ve öncelikle açık oturum izlediklerini belirtmişlerdir.
Boş zaman faaliyeti kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini yerine getirdikten
sonra özgür iradesiyle girişebileceği dinlenme, eğlenme, bilgi veya becerilerini
geliştirme, toplum yaşamına gönüllü olarak katılma gibi bir dizi uğraşlarını
gerçekleştirdiği zamanlardır (Tezcan 1977:4). Her iki üniversite öğretim üyeleri de
boş
zamanlarını alışveriş
yaprak geçirdiklerini
belirtmişlerdir.
Hacettepe
Üniversitesi öğretim üyelerinin yaptığın sporlar arasında yüzme ilk sıradayken,
Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinde futbol ilk sırayı almaktadır.
28
Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyelerinde arabaya sahip olma oranı
oldukça yüksekken, birden fazla araba sahibi olanlar Hacettepe Üniversitesi’nde
daha fazladır.
Debor’a göre, meta dolaşımının yan ürünü olan ve tüketim olarak kabul edilen
insan dolaşımı yani turizm aslında boş zamanlardan başka bir şey değildir. Değişik
yerlere yapılan ziyaretlerin iktisadi açıdan düzenlenişi bu yerlerin birbirine denk
olduklarına dair bir güvenceyi kendi içinde taşımaktadır. Yolculuktan zamanı geri
almış olan modernleşme aynı zamanda turizmin gerçekliğini de almıştır (Debord
1967:92, akt. Nafizoğlu 2002:17). Her iki üniversitede de tatillerinde sahil
bölgelerine giden öğretim üyelerinin oranının diğerlerine göre daha fazla olduğu
belirlenmiştir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de dini bayramlarını bulundukları
şehirde eş dost akraba ziyareti ile geçirdiklerini belirmişlerdir.
Tüketim maddelerinin kullanımı toplumun kültürü ile yakından ilgilidir (Erkal
2000:144). Tüketim eskisi gibi temel ihtiyaç giderme eylemi olmanın yanı sıra bir
eğlence ve dinlence tarzı haline gelmiştir. Aynı zamanda tüketim, sosyal sınıfların
kendilerini bir ifade etme biçimi olarak da ele alınmaktadır. Dolayısıyla modern
toplumlardaki tüketim konusunda geleneksel toplumlarda gerçekleşen daha çok
mal ve hizmetlerin tüketiminden farklı olarak değerlerin de bir anlamda tüketimi
söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda tüketim bireylerin yaşam tarzını
biçimlendirmektedir. Hem Hacettepe Üniversitesi hem de Erciyes Üniversitesi
öğretim üyeleri, aylık harcamalarında en büyük payı gıdaya ayırdıklarını
belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri de tasarruflarını vadeli-vadesiz
Türk Lirası olarak değerlendirdiklerini belirtmişleridir. Her iki üniversite öğretim
üyelerinin yaklaşık yarısı yaşam tarzlarına göre kendilerini orta düzeyde
hissettiklerini belirtmişlerdir. Tüketim kültüründen etkilenen tüketicilerin satın
alma davranışları ve tüketme alışkanlıkları toplumun yaşam tarzını oluşturmaktadır
(Bilgin 1993, akt. Çiçek 2000:16). Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim
üyeleri alışveriş yaparken daha çok eşyaların sergilenmesinden etkilendiklerin
belirtmişlerdir. Her iki üniversitede görev yapan öğretim üyeleri her türlü tüketim
malı olması nedeniyle büyük alışveriş merkezlerini tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin yaklaşık yarısı evleriyle ilgili
değişiklik yapmak istediklerinde dergi, televizyon ve internetten faydalandıklarını
belirtmişlerdir. Her iki üniversite öğretim üyeleri televizyon reklamlarından
29
etkilenerek en çok temizlik maddesi ve beyaz eşya aldıklarını belirtmişlerdir.
Hacettepe ve Erciyes Üniversitesi öğretim üyelerinin tamamına yakını alışveriş
yaparken nakit para ödemek yerine kredi kartını tercih etmektedirler ve kredi
kartını en çok akaryakıt alırken kullandıklarını belirtmişlerdir.
Bu araştırmanın sonuçları genel olarak ele alındığında, toplumun önemli bir
kesimini oluşturan öğretim üyelerinin tüketim kültüründen etkilendikleri ve yaşam
tarzlarını şu an toplumda mevcut olan tüketim kültürüne göre biçimlendirdikleri
görülmektedir.
Kaynakça
ACAR, Yeşim. (2002). İdeolojik Bir Araç Olarak Reklamların Tüketime Dayalı
Bir Kimlik Ve Yaşam Tarzı Oluşturmadaki Rolü, Yayınlanmamış yüksek lisans
tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi.
AKARSU, Hafize. (1999). Üniversite Öğrencilerinin Konuta İlişkin Tercihleri,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
ARIKAN, Gülay. vd. (2004). Kalecik’e Bağlı Bağcılıkla Uğraşan On Köy
Modernleşme Eğilimleri Üzerine Bir Araştırma, Ankara: Hacettepe
Üniversitesi Yayınları.
BALOĞLU, Burhan. (2000). Enflasyona Sebep Olan Tüketim Harcamalarının
Sosyolojik Açılımı, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Metodolojisi Ve
Sosyolojisi Araştırmaları Merkezi, 26. Kitap, İstanbul: Emek Matbaası.
BAUDRILLARD, Jean. (1997). Tüketim Toplumu, (Çev. Hazal Deliceçaylı, Ferda
Keskin), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
BAUMAN, Zygmunt. (1998). Sosyolojik Düşünmek, (Çev. Abdullah Yılmaz),
İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
BAYART, Jean Francois. (1999).Kimlik Yanılsamaları, (Çev. Mehmet Moralı),
İstanbul: Metis Yayınları.
BOCOCK, Robert. (1997). Tüketim, (Çev. İrem Kutluk), Ankara: Dost Yayınları.
BOURDIEU, Pierre. (1984). Distinction a Social Critique of The Judgement of
Teste, (Trans., By R.NICE), London: Routledge.
CHANEY, David. (1999). Yaşam Tarzları, (Çev. İrem Kutluk), Ankara: Dost
Yayınları.
COCHRONE, Willard W. and BELL, Carolyn. (1959). Economics of
Consumption, New York: The Megraw-Hill Companics Inc.
30
ÇİÇEK, Ali. (2000). Farklı Gelir Düzeylerine Göre Ailelerin Tüketim ve Tasarruf
Eğilimlerine Etki Eden Sosyo-Kültürel Faktörler: Elazığ Örneği,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Elazığ: Fırat Üniversitesi.
DAĞTAŞ, Erdal. (2005). Magazin Eklerinde Tüketim Kültürünün İzdüşümleri
Üzerine Bir Değerlendirme. İletişim Dergisi. Sayı: 21, Yaz-Güz, ss. 125-168.
DİKEÇLİGİL, Beylü. (1980). “Tüketimin Sosyolojik Anlamı”, Yaşama Tarzı ve
Gelir Seviyesi Arasındaki İlişki, Sosyoloji Konferansları, İstanbul: İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyoloji Enstitüsü Yayınları.
DRYDEN, Windy ve GORDON, Jack. (1997). Rahatlık Tuzağını Aşmak, (Çev.
Yonca Özkaya). İstanbul: Rota Yayınları.
ERGÜL, Nevin.(1999). Türk Ailesinin Yaşadığı Mekanlara, Konutlara İlişkin
Eğilimler. Ankara: T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı.
ERKAL, Mustafa. (2000). Sosyoloji, İstanbul: Der Yayınları.
FEATHERSTONE, Mike. (2005). Postmodernizm ve Tüketim Kültürü, (Çev.
Mehmet Küçük), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
FICHTER, Joseph. (1996). Sosyoloji Nedir?, (Çev. Nilgün Çelebi), Ankara: Atilla
Kitabevi.
GÜRDAL, Türkay.(2003). Kitle İletişim Araçlarının Farklı Sosyo-Ekonomik
Özelliklerdeki Tüketicilerin Tüketici Eğilimi Konusundaki Bilgi ve
Davranışlarına Etkisi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara
Üniversitesi.
GÜZEL, Ali. (2001). Tüketim Toplumu Tartışmaları, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.
KAĞITÇIBAŞI, Çiğdem. (1999).Kültürel Psikoloji, İstanbul: Yapı Kredi
Yayınları.
KAVUNCU, Mualla Gülnaz. (1998).Kariyer Mesleklerde Kadın Metropolde
Kariyer Meslekleri Ve Aile Yapısı Temelinde Yaşama Tarzları, Ankara:
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu.
KOCACIK, Faruk. (1999). Tüketim Eğilimleri ve Sorunları Sivas Merkez İlçe
Örneği, Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları.
KONYAR, Hürriyet. (2000). Tüketim Kültürünün Belirlediği Yeni Toplumsal
Kimlikler, Ankara: Gazi İletişim Fakültesi Dergisi, sayı:6.
MILLER, D. (1987). Material Culture and Mass Consumption, Oxford: Basil
Blackwell.
NAZİFOĞLU, Melike. (2002). Tüketim Toplumunun Zaman Kültür Özne
Üzerinden Turizm Olgusu Özelinde Tartışılması Alanya Örneği, Gazi
Üniversitesi, Yayınlanmamış Ankara: Yüksek Lisans Tezi.
31
ODABAŞI, Yavuz. (1999). Tüketim Kültürü, İstanbul: Sistem Yayınları.
ÖZDEMİR, Tülay. (1999). Ankara Üniversitesi’nde Çalışan Akademik Personelin
Hayvansal Besin Tüketim Durumları Ve Etkileyen Etmenler. Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi.
ÖZDEMİR, Çağatay. v.d. (2006). Türkiye’de Öğretim Elemanları. Ankara: Gazi
Üniversitesi Yayınları.
RITZER, George. (2000) Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek, (Çev. Şen Süer
Kaya), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
SENNETT, Richard. (2002).Kamusal İnsanın Çöküşü, çev Serpil Durak, İstanbul:
Ayrıntı Yayınları.
TERZİOĞLU, Günsel ve AYDINER, Ayfer. (2007). “Kadının Çalıştığı ve
Çalışmadığı Ailelerde Gelirin Kullanım Biçimi”, Aile ve Toplum, yıl 9, cilt 3,
sayı 12, Ankara: Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü
Yayınları.
TEZCAN, Mahmut. (1977). Boş Zamanlar Sosyolojisi, Ankara: Doğan Matbaası.
TİMUR, Serim. (1972). Türkiye’de Aile Yapısı, Ankara: Hacettepe Üniversitesi
Yayınları.
YETİM, Sedat. (1991). Türkiye’de ve Dünya Uygulamasında Kredi Kartları ve
Tüketici Kredileri, Sorunlar, Öneriler, 11:4, Ankara: Hazine ve Dış Ticaret
Dergisi.
ZORLU, Abdulkadir. (2002). Tüketici Davranışlarını Etkileyen Sosyokültürel
Faktörler, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi.
32

Benzer belgeler