IFES 2 0 0 9

Transkript

IFES 2 0 0 9
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yayın Organıdır Yıl:3 Sayı:11
Nisan - Mayıs - Haziran 2009
Gelecek için hazır olalım…
Umutlar 2010 için
Oda ve TOBB Seçimleri Tamamlandı
WFO ‘dan Dünya Teknik Forum’u
Hannover 2009 Fuarı’nda 35 Dökümcü buluştu
İki Eğitim Kurumunu Daha Açtık.
XV.yy Fatih Top Dökümhanesi
CAEF Toplantılarından
IFES 2009
Duayenlerimizden: Önay ÇEKİN
Döküm ve Çevre
Sempozyumu
için Bildiri
Başvuruları Başladı !!
1
Türkcast 2008 Sayı 9
Baþkandan
Yaylalı Günay
Değerli Meslektaşlarım,
Son iki, üç ay içerisinde, yaz tatiline giriş öncesi telaşı ile birçok
teknik ve ticari toplantı arka arkaya yapıldı.
Bu dönemde izleme olanağı bulduğumuz toplantıları sizlerle paylaşmaya çalışacağız;
●AFS (American Foundrymen’s Society) ve NADCA ( Norta American
Die Casting Association)’ın Genel Kurul, Kongre ve Fuarı ABD’de
●CAEF, Çelik Komisyonu, Türkiye’de
●CAEF, Otomotiv Komisyonu Almanya’da
●CAEF, Sfero Döküm Komisyonu Macaristan’da
●CAEF, Başkanlar Toplantısı Avusturya’da
●World Technical Forum Kongre ve Fuarı Çek Cumhuriyeti’nde yapıldı.
Sektörün tüm önde gelenleri bu toplantılara katılarak teknik ve ticari bilgilerini tazelediler.
Bu toplantıların ana özeti, dünyada yeni oluşan şartlarda döküm sanayinin geleceği ne olacak, ne gibi yeni stratejiler gerekli olduğu idi.
Tartışma konuları, batı döküm sektörünün, daha ucuz üretim kaynaklarına göre nasıl rekabet gücü sağlayabileceği üzerinde yoğunlaştı. Özellikle ABD ve Almanya bu konuda önemli hamleler yapmış
durumdalar. Milli gelir bazında büyümenin gelişmekte olan ülkelerde olmasına rağmen, teknolojik gelişmelerin kendi ülkelerinde kalacağını planlıyorlar.
Ana konulardan bir tanesi malzeme mühendisliği, diğeri ise ürün ve
sistem simülasyonu. Bu iki konu, Türkiye’deki 11 Metalurji ve Malzeme mühendisliği fakültelerinin de ana araştırma konularından biri
olmalıdır.
Krizin etkilerini tüm ülke ve kuruluşlarda çeşitli dalga boyları ile hissetmemek mümkün değil. Her ülke ve şirketin kendine göre tedbirler
aldığı anlaşılıyor. Özellikle, devlet ile ilişkilerindeki ileri seviye, sanayinin birçok problemine geçici de olsa çözüm getirdiği görülüyor.
Bizler de, krizi unutup, kriz sonrasına kendimizi yoğunlaştırmalı,
geleceğe hazırlık yapmalıyız.
Geçtiğimiz iki yıl ve herhalde önümüzdeki 1-2 yıl içinde yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımızdan bir çok şey öğrenmiş olacağız.
Dönemin gelişmelerine bağlı olarak, önümüzdeki yıllarda sektörün
karşılaşacağı çeşitli tehlike ve endişeler de eksik değil.
1)Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Ana üretici, ara üretici (döküm
bunlardan biri) müşteriler ve finansal piyasalar yeni kurallarla daha
dikkatli hareket edecekler.
2)Döküm sektöründe, dünya bazında yeni hiç bir yatırım yapılmaması, sektörün geleceği için bir tehlikedir. (Makine yatırımlarındaki
azalma %75’tir.) Özellikle, bu dönemlerde yatırım yapıp, maliyetlerini düşüren, daha verimli çalışabilen, ürünlerinin tekrar edilebi-
lirliğini sağlayan, daha
az enerji kullanımı ile
üretim yapabilenler,
yeni teknoloji kullananlar yeni döneme
hazır olarak başlayacaklardır. Bu dönemde,
yatırım yapanlar, makine imalatçılarının ellerinde yeni işler olmaması nedeni ile maliyetlere yakın veya altında makine alabileceklerdir. Kriz sonrası yatırıma girecekler, hem geç kalacaklar, hem de
pahalı ürünler almak zorunda kalacaklardır.
3)Döküm sanayinin kullanmakta olduğu hammadde, yardımcı
madde ve makine teçhizatlarını ancak araştırma geliştirme çalışmaları yapılıp, fiili üretimde denenmeleri halinde gelişebilmektedirler.
Ürünler satılmadığı ve kullanılmadığı için bizler için çok önemli
olan yan sanayicilerimizin yeni ürün geliştirme ve deneme yapma
olanakları ve hevesleri azalmaktadır. Bu husus sonuçta döküm sektörünün rekabet gücünü etkileyecektir.
4)Dünyada birçok maden kapanmakta ve yeni cevher aramaları,
şirketlerin maddi yetersizlikleri nedeniyle azalmaktadır. Bunlara
ilaveten birçok yüksek fırın ve elektroliz tesisi de maliyetler ve pazar talebi nedeni ile devreden çıkartılmaktadır. Bu tesislerin yeniden
devreye girmeleri zaman ve para gerektirecektir. Bunların, direkt
sonucu olarak, önümüzdeki yıllarda, malzeme fiyatlarında önemli
sıçramaların olması beklenmektedir. (Alüminyum fiyatlarındaki artık ilk sinyaldir.) Demir çelik üretimi ve kullanımı da azaldığı için,
hurda arzı da kritik seviyeye gelecektir.
5)Dünya’da mali yetersizlik nedeni ile birçok döküm fabrikası kapanmakta veya el değiştirmektedir. (tahmini 5000 civarında) Kapanan fabrikalarının kapasiteleri kaybolmakta olup, işlerin çoğalması
halinde döküm ürünlerinde yetersiz arz söz konusu olabilecektir. Bu
husus alternatif üretim metodları veya malzemelerin döküm ürünleri yerine kullanılmasına yol açabilecektir.
6)Gerek Türkiye’de, gerekse dünyada bu dönem içerisinde önemli
sayıda döküm çalışanı işlerinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu
kişilere verilen eğitim, yaptıkları hatalardan öğrendikleri, tüm bilgi birikimleri kaybolmuştur. Döküm sektörü gibi, çalışmanın tercih
edilmediği bir sektörde, işlerin açılması ile birlikte, yeni bilgisiz elemanların işe alınması, eğitimleri, hatalarının zararının karşılanması ana sorunlardan biri olacaktır.
Sonuçta, zor günler bitecek, yeni olanaklar önümüze gelecektir.
Önemli olan, bu dönemi en iyi şekilde kullanarak, yeni dönemde rekabetçi ve öne fırlayan bir işletme için hazırlık yapmamızdır.
Sevgi ve Saygılarımla,
3
Türkcast 2009 Sayı 11
Sayı
11
Bu Sayıda
50-60
İçimizden Biri
"Önay Çekin"
Endüstrinin En Önemli Buluşması
Hannover’de Dökümcüler de Yerini Aldı
28-31
Yıl: 3 Sayı: 11
Nisan - Mayıs - Haziran 2009
TürkCast/TürkDöküm
Tüdöksad`ın 3 aylık yayın organıdır.
İmtiyaz Sahibi
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Adına
Yaylalı GÜNAY
Yönetim Kurulu Bașkanı
Sorumlu Yazı İșleri Müdürü
Kubilay DAL
Genel Sekreter
ISO Döküm Meslek Grubu Üyeleri Buluştu
11
Yayın Kurulu
Mehmet ATIK
Uğur KOCAOĞLU
Uğur DEMIRCI
Seyfi DEĞIRMENCI
Dr. Can AKBAȘOĞLU
Prof. E. Sabri KAYALI
M. Erhan İŞKOL
Can DEMİR
Yönetim Yeri
Yasemin sok. Birlik Apt. No: 7/3
34349 Gayrettepe - İstanbul
Tel: 0212 267 1398
Fax: 0212 213 0631
www.tudoksad.org
Grafik Tasarım: Prestij Yayıncılık Basım
Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.
Baskı: Golden Print
Ofset Basım&Yayıncılık
100. Yıl Mah. Matbaacılar ve Ambalajcılar Sit.
1. Cad. No:88 34560 Bağcılar/İST.
Yayın Türü: Dergi/Bülten
Yerel ̦ Süreli yayındır. Ücretsiz olarak dağıtılır.
3 Ayda bir- Yılda 4 kez yayınlanır.
Yazılardaki sorumluluk yazarlara aittir.
Bültenimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen
veya tamamen yayınlanabilir.
Baskı Tarihi: Temmuz 2009
Türkcast 2009 Sayı 11
4
CAEF Çelik Grubu Ankara’da Toplandı
15
Başkandan.............................................................................. 3
TÜDÖKSAD Bahar Gezisi....................................................... 6-7
Kriz Değerlendirme Toplantıları.............................................. 8
TOBB ve Bölgesel Oda Organları Seçimleri Yapıldı...................11
WFO World Technical Forum...................................................12
CAEF Başkanlar Toplantısı Yapıldı...........................................14
Çukurova Kimya ................................................................18-19
Niyazi Akdaş’a Takdir Ödülü....................................................20
Ak Döküm Yeni Tesislerin Temelini Attı...................................21
Duyar Vana Yeni Yatırımını Tamamladı...................................22
Ümit Döküm............................................................................22
Keçici Eğitim Vakfı..................................................................24
3. Döküm ve Çevre Sempozyumu IFES 2009..........................25
Aluexpo Fuarı..........................................................................26
Bardağın Dolu Tarafı / Yılmaz Turhan ....................................32
Şirket Yönetmekle Orkestra Yönetmek
Arasında Bir Fark Var mı? / Şener Muter...........................36-37
Alüminyum Döküm Teknolojileri / Can Demir.........................38
Poliklorlu Terfenirlerin Kontrolu Hakkında
Yönetmenlik Eğitimi / Erhan İşkol..........................................39
Atık Döküm Kumundan Yüksek Mukavemetli
Yapı Malzemesi Üretilmesi / Erhan İşkol...........................40-41
Özkan Usta / Kamil Büke........................................................42
REKLAM İNDEKSİ
Akdaş...................Arka kp.
Inductotherm.....................33
Aveks ..........................43
Marmara Metal ..................27
Eirich...........................35
Nurol Teknoloji...................13
Evren...........................17
Prestij Yayıncılık.................41
Heraeus.........................9
Ümit Döküm......................23
HWS.....................Arka kp. içi
Tosçelik Granül........Ön Kp. içi
5
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
TÜDÖKSAD “Bahar Gezisi”
önetim Kurulu üyemiz Sebahattin
Karalar’ın daveti üzerine planlanan
bahar gezisi, 23 Mayıs 2009 tarihinde Kırklareli’nin Demirköy ilçesindeki
tarihi ve tabiat alanlarında gerçekleştirildi.
Y
Sebahattin Bey tarafından devralınan Istranca Süt ürünleri fabrikasına geçildi ve peynir,
yoğurt ve ayran ürünleri yapımındaki süt işleme konularında detaylı bilgi edinme fırsatı
yakaladık.
dik. Ergitme ocaklarının ve dökümhanenin
tahmini yerleşimi hususunda yapılan uzun
mütalaalardan sonra demir tozu, cevher ve
cüruflardan biraz numuneler alarak, bir sonraki durağımıza doğru hareket ettik.
Ardöksan’ın Kırklareli Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki fabrikasının bahçesinde, sabah saatlerinde, mükellef bir kır kahvaltısı ile
başlayan organizasyon, eşleri ve çocukları
ile katılan dernek üyelerini bir araya topladı.
Nefis doğal ürünler ile hazırlanan kahvaltı, üç
saatlik yolculuk sonrasında herkesi kendine
getirdi.
Fabrikalar bittikten sonra, Kırklareli’nin
Demirköy ilçesine 74 km mesafede bulunan Sivriler Köyü yakınlarındaki XV.yy. ait
İstanbul’un fethi sırasında kullanılan büyük
topların dökümünün yapıldığı dökümhaneye
doğru yola çıkıldı.
Tekrar dağların arasından geçerek, Demirköy
ilçesinin Sarpdere Köyü sınırları içerisinde
bulunan Dupnisa Mağarası’na ulaştık. Üç
girişe sahip bir yer altı sistemi olan, 1000
m’si sulu, toplam 3200 metre uzunluğundaki
Dupnisa Mağarası, Trakya’nın turizme açılmış tek mağarasıdır. Mağaradan çıkan kaynak, Türk-Bulgar sınırı olan Rezve Deresini
oluşturmaktadır.
Mağaranın içinden 300 basamaklı merdiveni çıktıktan sonra, dağın tepesinde bulunan
mağara çıkışından tekrar aşağıya indik. Yan
kolları fosilli, muhteşem bir doğal güzellik
olan bu mağara, gerçekten iyi bir donanımla
aydınlatılarak,içindeyürüyebilmekiçinuygun
geçiş ve merdivenler ile inşa edilmiş.
Yeni dökümhane tesisleri Sebahattin Karalar
tarafından üyelerimize gezdirildikten sonra,
Başkanımız Yaylalı Günay günün hatırası olarak hazırlanan Plaketi ve Döküm Atatürk Rölyefini Sebahattin Bey’e takdim etti.
Dökümhanegezisininardından,geçtiğimizyıl
Türkcast 2009 Sayı 11
6
Yıldız Dağlarının çam ormanlarında geçen
keyifli yolculuğun ardından, uzun süredir varlığını duyduğumuz meşhur FatihTop Dökümhanesi kalıntılarına ulaştık.
Seyahatimize eşlik eden Kırklareli Müzesi Arkeologu ve ilgili uzmanlar tarafından, kazılar
ve buluntular hakkında detaylı bilgiler edin-
haber news
Sebahattin Bey’in eşi Fatma Hanım’ın hazırlattığı, tadı damağımızda kalan leziz yemeklerin ardından, dönüş yoluna geçildi.
Bu programa ev sahipliği yapan Sebahattin
Karalar ve ailesine (eşi ile çocukları Özer ve
Sezer’e) misafirperverlikleri için çok teşekkür
ediyoruz.
Sn. Yaylalı GÜNAY’ın dökümhaneden aldığı
numunelere yaptırdığı analiz neticesine
göre, cürufların kömürlü olmayan kısımlarında % 51.70 Fe bulunmuştur. ( FeO,
SiO2 halinde fayalitik cüruf ) Serbest demir
partiküllerine rastlanmamıştır. Fe konsantresinde ise aşırı miktarda (%79.75 Fe) Fe
çıkmıştır. Mıknatıs ile neredeyse konsantrenin %80’i manyetik olarak ayrılmaktadır.
Bulgaristan sınırına 12 km mesafede, çam
ağaçlarının altında bir doğa harikası olan bir
kır lokantasında, bizi bekleyen nefis zeytinyağlılar, koyun yoğurtları, salatalar, kuru fasulye ve pilavlar, ev börekleri, köy ekmekleri
ve bu mevsimin yöresel spesiyali olan oğlak
ve kuzu etleri ile donatılmış köy sofrasının ardından, Ramazan Demirci’nin hazırlattığı taze
baklava ağzımızı tatlandırdı.
Seyahate katılan üyelerimiz; Sebahattin KARALAR; İsmail YÜCE; Ramazan DEMİRCİ;
Mücahit ÖNGÖR; Adnan AYTEKİN; Mengüç
AKMAN; Alaattin ÖZYURT; Yusuf ALAN; Önay
ÇEKİN; Kubilay DAL; Aynur AYHAN; Osman
DEMİRALAY; Yaylalı GÜNAY ile yaptığımız
sohbetlerde gündemimizi, dökümcülük konularından fazla, bölgeye ait gastronomi ve
tabiat bilgileri oluşturdu.
Demirköy (Fatih) Dökümhanesi
Dökümhane’nin Tarihi
Osmanlı İmparatorluğu Demirköy Bölgesini
1367 yılında fethetmiştir. Eski ismi Samakocuk
olan ve Bizans döneminde demir madeni
işletmeciliği ile tanınan bu bölgede Osmanlı
İmparatorluğu tarafından dökümhane
kurulmuştur. Demirköy dökümhanesinin
OsmanlıDevletininhangiyıllardakurulduğuna
ilişkin kesin bir tarih yoktur.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethetmeye
karar verdiğinde İstanbul surlarının yıkımı
için top ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu nedenle dökümhanenin top ve gülle imal edilecek
şekilde düzenlenmesine karar verilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet bu görevi hocası Molla
Gürani’ye vermiştir. Osmanlı Devleti 15’inci
yüzyılın ortalarından başlayarak 19’uncu yüzyılın sonlarına kadar bu tesislerde üretime devam etmiştir. 1877 - 1878 Osmanlı - Rus savaşında dökümhane Ruslar tarafından tahrip
edilmiştir. 1913 yılında bir İngiliz şirketine 99
yıllığına verilen imtiyaz, feshedildikten sonra
bir daha bu tesislerde üretim yapılmamıştır.
Daha sonraki dönemlerde burada üretilen
demir ile İstanbul’da bulunan Tophane, Terane Humbarahanenin ihtiyacı karşılanmıştır.
Demirköy’de üretilen demir İstanbul’a İğneada İskelesi vasıtasıyla taşındığı için İğneada
Demiri olarak adlandırılmıştır.
Demirköy Dökümhanesi savunma amacıyla
tahkim edilmiş duvarlarla çevrilmiştir. Dökümhane; yaşama ve hizmet alanları, üretim
tesisleri ve depolardan 10.000 m2 alandan oluşmuştur. Dökümhanede dönemin
en ileri teknolojisi kullanılmıştır. Demirköy
Dökümhanesi’nde enerji su ile sağlanmıştır.
Yapılan kazılarda Dökümhane’de kullanılan
su çarkları ve su kanalları gün yüzüne çıkartılmıştır. Dökümhane’de demirin eritilmesi için
bölgede bulunan kalorisi yüksek meşe ağaçları kullanılmıştır. Fatih döneminde bölgedeki
ormanların başka amaçlarla kesilmesi yasaklanmıştır.
Dökümhane’nin Önemi ve
Günümüzdeki Durumu
Dökümhane, Türk Tarihinde elde mevcut veriler çerçevesinde İlk Savunma Sanayi Tesisi
olması bakımından önem arz etmektedir.
Demirköy Dökümhanesi’nin aslına uygun olarak restore edilerek bir “Osmanlı-Türk Silah
Endüstrisi Tarihi Müzesi” haline getirilmesi
maksadıyla, Kırklareli Müze Müdürlüğü öncülüğünde 2001 yılında kurtarma kazılarına başlanmıştır. Demirköy Dökümhanesinde kazı ve
yenileme çalışmaları ülkemizde Osmanlı Devleti dönemine ait eserlere yapılan geniş çaplı ilk
kazı çalışması olması nedeniyle ayrı bir öneme
sahiptir. 2003 yılında Türk Bilim Tarihi Kurumu
şemsiyesi altında üniversitelere mensup araştırmacılardanoluşturulanbilimselekibindesteğiyle, Kırklareli Müzesi tarafından Endüstri Arkeolojisi Çalışmaları olarak kazı çalışmalarına
devam edilmiştir. 2008 yılından itibaren kazı
çalışmaları Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof.
Dr. Günhan DANIŞMAN başkanlığında yürütülmekte iken kazı başkanının vefatı nedeniyle
kazının yeni bir bilim adamının başkanlığında
devam ettirilmesi planlanmaktadır. 2008 yılında yapılan kazı çalışmaları da iki adet demir
işlek (işyeri) atölyesi, kömür ocağı, körük yeri
ve örs yeri tespit edilmiştir. Ayrıca, yapılan kazı
çalışmalarında daha önce bulunan üç burca
ilave olarak dördüncü bir burç bulunmuştur.
7
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
3. Ekonomik Kriz Değerlendirme Toplantısı
T
üdöksadüyeleriEkonomikKrizinEtkilerini değerlendirmek üzere tekrar bir araya
geldiler.
17 Nisan akşamı Elite World Otelde bir araya
gelen döküm sektörü temsilcileri, dünyada yaşanan ekonomi krizin sanayi üretimine ve dökümhanelere etkisini değerlendirdiler.
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Niyazi
AKDAŞ, yaptığı sunumda 2002 ile 2008 yılları
arasında ekonomimizdeki finansal gelişmeleri
istatistikler ile ortaya koydu. Dış kaynakla büyüdüğü hissettirilen ekonomimizin ve yabancı
sermaye olarak adlandırılan dış borcun hareketlerini değerlendirdi. TUIK tarafından yayınlanan rakamlara göre, GSYH’ nin gerilemesinin
hissedilenden daha az çıktığını, aynı şekilde
işsizlik rakamlarının da gerçekte çok daha fazla
hissedildiğini ifade etti.
Hükümetin bütçe hedeflerinin ve revizyonların
da gerçeği yansıtmadığını, gerçekçi düzeltmelerin hemen yapılması gerektiği ifade edildi.
Başkanımız Sayın Yaylalı GÜNAY, katıldığı
Amerika ve yakın zamanda döndüğü Avrupa
DökümcülerBirliğiGenelKurultoplantılarından,
yaptığı gözlemler ile, krizin dünya döküm sanayine etkilerini anlattı.
Dünyada krizden etkilenmeyen sanayileşmiş
ülke olmadığı gerçeği üzerine, bu etkilerin boyutunu ve gelecek projeksiyonlarını anlattı.
Özetle, yayınlanan istatistiklerde, krizin imalat
sektöründe dip noktaya veya sınır çizgisine
ulaştığı, düzelmenin yakın zaman içinde başlayacağı, üretim artış hızının ise değişik ülkelerde
farklı olacağı ama ülkemizin sanayi yapısı içinde
2009’un son çeyreğinden itibaren üretimin artacağının işaretlerini konuklarla paylaştı.
2009 yılında, Türk döküm sanayinde, 2008’e
göre %30; 2007’ye göre ise %35 civarında
küçülme tahmin edildiğini ve toplam üretimde
2004 yılına geri dönüleceğini ifade etti.
Kapanan işletmeler nedeniyle döküm işlerinin
yoğun hareketi modelcilerin ve kalıpçıların tam
kapasite çalışmalarından gözlendiğini anlattı.
Sn. Günay daha olumlu olduğunu, yılın son
çeyreğinden itibaren Türk dökümhanelerinde
hızlı bir şekilde üretim artışı olacağını ifade etti.
Firmalarımızhazırlıklıolmalarını,kökkadrolarına
sahip çıkmalarını, bu hassas dönemde müşterileri ve tedarikçileri ile kavga etmeden kazankazan temelinde ilişkilerini devam ettirmelerini
önerdi.
Toplantıya katılan üye firmalarımızdan
•Demisaş AŞ. Akın AYDINCEREN,
•Ayhan Metal AŞ. Aynur AYHAN,
•Trakya Döküm AŞ. Uğur KOCAOĞLU,
•Gedik Döküm AŞ Hülya GEDİK,
•Componenta AŞ Hakan GÖRAL,
•Çukurova Kimya AŞ. Sabri ACAR,
•İst. Pik Dökümcüler Odası Başkanı, Halil
VAROL,
•Eges AŞ İsmet İZGÜL,
Söz alarak krizin firmalarına etkilerin, aldıkları
önlemler, gelecek beklentilerini üyeler ile paylaştılar.
Kapanışı önceki başkanlarımız, Sn. Mete
NAKİBOĞLU’nun kriz tecrübeleri ile yaparak,
üyelerimiz kokteyl ve yemekte karşılıklı paylaşımlarına devam ettiler.
Toplantı sunuşlarını derneğimizin internet sitesinden indirebilirsiniz.
Türkcast 2009 Sayı 11
8
9
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
İSO Döküm Meslek Grubu Üyeleri Buluştu…
2
3 Şubat tarihinde yapılan seçimlerde
seçilerek görev alan İstanbul Sanayi Odası 39. Döküm Sanayi Meslek
Komitesi, grup üyeleri ile daha yakın
tanışma ve üyeler arasında tanınmayı tesis
etmek üzere tüm grup üyelerini 30 Nisan
günü Trakya Döküm Sanayi A.Ş. Lüleburgaz
tesislerini inceleme ve tanıma gezisine davet
etmiştir.
sorunları ve ekonomik krizin etkileri üzerinde
bilgi ve görüş paylaşımında bulunmuşlardır.
Küçüklü büyüklü firmaların temsilcileri hem
ISO hem de Tüdöksad’dan beklentilerini
ifade etme fırsatını yakalamışlardır. Katılan
firmaların arasında Tüdöksad’a üye olmak
isteyenlere de Dernek çalışmaları hakkında
detaylı bilgiler aktarılmış ve üyeliğe davet
edilmişlerdir.
Kocaoğlu ve Sayın Aynur Ayhan komite faaliyetleri konusunda bilgiler aktarmışlardır.
Trakya Döküm Fabrika Müdürü Sn Turgut
Sakallıoğlu tesisler hakkında detaylı bilgileri
meslektaşlarımızla paylaştıktan sonra grup
üyeleri dökümhaneyi ziyaret etmişlerdir.
Öğle saatlerinde fabrikada bir araya gelen
grup üyeleri öncelikle kendilerini ve firmalarını tanıttıktan sonra sektörümüzün güncel
Buluşmada Komite Başkanı Sayın Hülya Gedik Sadıklar, Komite ve çalışmaları hakkında
grup üyelerine bilgiler aktarmış, Sayın Uğur
Bu toplantıda karar vererek başvuru formunu dolduran, Normsan, Özkardeşler Döküm,
Güney Metalurji, Güven Pres, Kısmet Hisar
Döküm de aday üyelerimiz arasında yerlerini
aldılar.
Gezi sonrası hep beraber yenen öğle yemeğinde de sektörün sıkıntıları gündem maddesi olmuş ortak sıkıntılar dile getirilmiştir.
Katılımcılar bu toplantıya ev sahipliği yapan Trakya Döküm, Genel Müdürü Sn Uğur
KOCAOĞLU’na teşekkür ederek benzer toplantılarda tekrar biraraya gelebilmek dileğiyle
ayrılmışlardır.
Türkcast 2009 Sayı 11
10
haber news
TOBB ve Bölgesel Oda Organları Seçimleri
Şubat ve Mart Aylarında Gerçekleştirildi
Meclis Ü. - Mehmet Kamil ATİK – Akdöküm
Meclis Ü. – Melih DİRİN – Dirinler Döküm
Komite Ü. – Ersan KARAGÖZLÜ - Pınar Döküm
Eskişehir Sanayi Odası
Meclis Başkanı - M. Yavuz ZEYTİNOĞLU - Entil
Meclis Üyesi – Zeki ERTAN – Ertan Döküm
İstanbul Sanayi Odası
T
OBB ve Bölgesel Oda Organları Seçimleri Şubat ve Mart aylarında gerçekleştirildi.
Üyelerimizden ve basından tespit
edebildiğimiz bilgiler çerçevesinde, Döküm
Sanayi sektörünün Türkiye çapında, meslek
ve sanayi ticaret odalarında aldığı görevlerin
özetini, aşağıda sizlerle paylaşıyoruz. Listeden görüleceği üzere, Oda yönetimlerinde
görev alan meslektaşlarımızın hemen hepsi
TÜDÖKSAD üyesidirler.
Seçimlere katılarak destek veren tüm üyelerimize teşekkür ederken, seçimlerde aldıkları
oy ile göreve gelen temsilcilerimize de çalışmalarında başarılar diliyoruz.
TOBB
Sanayi Odaları Konsey Bşk Yrd
Ümit ÖZGÜMÜŞ – Özgümüş Döküm
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesi
M. Uğur KOCAOĞLU – Trakya Döküm
Adana Sanayi Odası
39 - Metal Döküm Sanayii Meslek Komitesi
Meclis Ü. - Aynur AYHAN – Ayhan Metal
Meclis Ü. - M. Uğur KOCAOĞLU - Trakya Döküm
Komite Bşk - Hülya Gedik SADIKLAR – Gedik
Döküm ve Vana
Komite Bşk Yrd - Hüseyin Ş. DARICI – Normsan
Komite Üyesi - Ali Galip ÖZAVAR – Ümit Döküm
35 - Demir Çelik, Hadde Mamulleri ve Boru
Sanayii Meslek Komitesi
Oda Yönetim Kurulu Ü. - Meclis Ü. - Kadir EFE
İstanbul Demir Çelik (Ferro Döküm)
42 - Hırdavat ve Kalıp Sanayii Meslek Komitesi
Meclis Üyesi - Bekir YELKEN – Yelken Kalıp
İstanbul Ticaret Odası
Oda Başkanı - Murat YALÇINTAŞ – Emaş
42 Metal Döküm ve İşleme Meslek Komitesi
Komite Başkanı - Musa KANİTOĞLU – Emek
Çelik Döküm
Komite Bşk Yrd – Rıza Tuğrul AKAY
Meclis Üyesi – İsmail Hakkı ÖKSÜZ
İstikamet Döküm
Komite Üyesi – Hüseyin ÖNER
Marmara Metal
Komite Üyesi – Levent TAŞ - Fetaş
Kırklareli Ticaret ve Sanayi Odası
Oda Yönetim Kurulu Bşk Yrd
Sebahattin KARALAR – Ardöksan
Oda Yönetim Kurulu Başkanı
Ümit ÖZGÜMÜŞ – Özgümüş Döküm
Kocaeli Sanayi Odası
Ankara Sanayi Odası
15. Ana Metal ve Döküm Ürünleri Sanayi
Meslek Komitesi
Komite Başkanı Necmi FİLİZGÖK – Anadolu
Metal
Meclis Üyesi - Niyazi AKDAŞ – Akdaş
Meclis Üyesi - E. Uğur YAVUZ – Aydöküm
Meclis Üyesi - Berat DARÇIN – Özgür
Komite Üyesi - Mustafa YAŞAR - Işıksan
Gebze Ticaret Odası
8 Demir Çelik Ana Sanayi Meslek Komitesi
Meclis Üyesi - Yusuf ALAN – Körfez Döküm
Meclis Üyesi - C. Avni FERAH – Hisar Çelik
Komite Üyesi - Akın SİLİSAN – Polymetal
Ege Bölgesi Sanayi Odası
50 Döküm Sanayi Meslek Komitesi
Genişletilmiş
Yönetim
Kurulu
Toplantımızda
Konjonktür
Değerlendirildi
D
ernek yönetim kurulumuz, 25
Mayıs 2009 tarihinde denetçi ve
yedek üyelerimizin de katılımıyla
genişletilmiş olarak konjonktür
ve ekonomik gelişmeleri değerlendirmek
üzere toplandı.
Toplantıda firmalarımız, küresel krizin etkilerini ve aldıkları önlemleri paylaştılar.
Toplantıya geçtiğimiz yıl Ferro döküm
firmamızı satın alan Efesan Grup Başkanı
Kadir Efe de katıldı.
Toplantıdan sonra Efesan’ın daveti ile
akşam yemeğine devam edilerek geç saatlere kadar durum değerlendirme fırsatı
yakalandı.
Konya Sanayi Odası
11.Grup Meslek Komitesi
Oda Yönetim Kurulu Üyesi
Mehmet Ali ACAR - Ardemir
Meclis Üyesi – Süleyman KÜRKÇÜ – Kürk Ar
Meclis Üyesi – Levent ÇALIK – Kondöksan
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası
Oda Yönetim Kurulu Üyesi
Turgut TÜFENK – Asçelik
Oda Yönetim Kurulu Üyesi - Mustafa TOPAL
11
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
WORLD TECHNICAL FORUM
Brno, 1-3 Haziran 2009
Sektörde kriz olmasına rağmen, araştırma
geliştirme çalışmaları yavaşlamamış, bilakis
devlet desteği ile arttırılmıştır. Özellikle Almanya, kriz destek programları çerçevesinde,
özel sektör ve üniversitelerin ARGE çalışmalarına ekstra destek vermektedir.
Arge genel anlamda aşağıdaki konulara yoğunlaşmıştır:
-Döküm kalitesinin arttırılması
-Döküm fabrikalarının verimli yönetimi
-Enerji tasarrufu, CO2 emisyonları
-Masa üstü dökümcülük
-Ucuz alternatif malzemeler
Ucuz maliyetli ülkelerin rekabeti, Batı ülkelerinin innovasyon, mühendislik ve bilgi ağırlıklı
ürünlere yönelmelerine neden olmaktadır.
Batı ülkelerinin ve özellikle Almanya’nın innovasyon yeteneği, gelecekleri için bir fırsat
olarak değerlendirilmektedir.
2015’E Kadar Büyüyen Döküm
Pazarları
H
er yıl WFO, “World Foundry Organisation” (Dünya Döküm Organizasyonu) tarafından düzenlenenTeknik
Forum, bu yıl 1–3 Haziran 2009
tarihleri arasında Brno, Çek Cumhuriyeti’nde
yapıldı.
Dünya Teknik Forumu (WTF), 46. Çek Döküm Günleri ve PhD Konferansı adları altında,
3 ayrı konferans paralel sunuşlar gerçekleştirildi.
nel Kurulu 1 Haziran tarihinde Brno’da yapıldı. Toplantılara Türkiye’den, WFO Yönetim
Kurulu Üyesi ve Tüdöksad Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı N. Akdaş ve Tüdöksad
Yönetim Kurulu Başkanı Y.Günay katıldı.
Genel Eğilimler:
-Orta dönemde döküm üretimi, ana pazarı
takip edecek
-Avrupa pazarı aynı ölçülerde kalacak, fakat
büyüme Asya’da gerçekleşecek
-döküm fabrikaları da ana üretim fabrikalarının peşinden, Asya ülkelerine gidecek
-Bölgesel döküm pazarı, fakat çok uluslu döküm şirketleri oluşacak.
Forum’un Ana Teması
-Döküm sektörü nereden nereye geldi/ köklerimizden öğrenelim
-Döküm sektörü nereye gidiyor/gelecekte gideceğimiz yeri bilelim
Hazırlayan: Y.Günay
İçlerinde birçok yararlı konuların tartışıldığı
tebliğler pdf, bazıları da powerpoint sunumları olmak üzere, Tüdöksad sitesinde bulunmaktadır (www.tudoksad.org).
Döküm sektöründe 2009 yılı içinde beklenen büyüme:
Almanya 2009
Tebliğler incelendiğinde, özellikle yeni malzemeler, enerji verimliliği gibi konulara yönelindiği görülmektedir.Tebliğlerin arasında, genç
mastır ve doktora öğrencilerinin tez konularına da yer verildi. Doktora ve mastır tezlerinin
arasından en iyileri seçilerek, ödüller tez sahiplerine konferans sırasında verildi.
Dünya Döküm Organizasyonu’nun yıllık Ge-
Almanya 2008
En iyi
Otomotiv
Makina
imalatı
İnşaat+bor
ular
Rüzgar
enerjisi
Toplam
üretim
En kötü
Avrupa (Türkiye dahil)
2009
En iyi
En kötü
-4
-20
-35
-20
-40
+13
-10
-15
-15
-20
-12
0
-5
0
-5
+12
+5
0
0
-10
Demir +5,3
Demir dışı -4,1
-15
-30
-20
-35
Avrupa
2010
?
2015’E Kadar Büyüyen Döküm Pazarları
Otomotiv
Mühendislik
Enerji Üretimi
İnşaat Sanayi
Elektronik Sanayi
Gemi Yapımı
Türkcast 2009 Sayı 11
12
Almanya
Avrupa
NAFTA/ABD
Asya
0
+
++
+
0
+
++
0
0(+)
++
0
-
+
+
++
++
++
++
13
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
CAEF Başkanlar Toplantısı
Viyana’da Yapıldı
Hazırlayan: Yaylalı Günay
H
er yıl üye ülkelerden birinde yapılmakta olan CAEF, Avrupa Dökümcüler Birliği Başkanlar toplantısı, bu yıl Avusturya Dökümcüler
Birliği’nin davetlisi olarak Viyana’da 7-8
Haziran 2009 tarihlerinde yapıldı. Toplantıya, Türkiye’den Tüdöksad Yönetim Kurulu
Başkanı Yaylalı Günay katıldı.
Toplantılarda, tüm ülkelerdeki döküm sektörünün yaşadığı problemler tartışıldı. Başlıklar;
Otomobil
Almanya 2009
Ekonomik Kriz:
●Birçok ülkede döküm üretim düşüşü %4050 civarında.
●Sadece Polonya’da %15 düşüş var.
●Banka kredilerinde zorluk var. Faizler
%10’larda
●Kredilerin sigortalanması çok zor,
●Fiyat savaşları başladı. Herkes, birbirinin
işini almaya çalışıyor,
●Birçok farikaya kapanıyor veya satılıyor.
En Son Araç Satış İstatistikleri,
Haziran 2009
<6 +Kamyon
>6 +Kamyon
- 19%
- 35, - 40%
- 60%
2010
0 - (-10%)
+2, +3%
+10%
Batı Avrupa 2009
- 6%,- 10%
--
- 50%
2010
- 5, - 10%
--
+2, +3%
- 15%
--
- 35%
0%
--
- 6%, - 7%
Dünya 2009
2010
AB-Brüksel’de Döküm Sektörü
ile görüşülen Konular
1)Silika tozu
Üzerinde çalışılıyor. Ağır yaptırımların gelme
riski var. 2010 Mayıs’ında son rapor çıkacak.
CAEF, limitleri kabul edilebilir seviyeye yükselttirmeye çalışıyor.
2)Kartelleşme
CAEF avukatları konu ile ilgili çalışma yapıyor.
3)CO2 Salınımı / Emisyon Ticareti
Döküm sektörünü sadece büyük kupol ocakları ile etkiliyor. Avrupa’da 14 döküm fabrikası kapsam içinde (20 t/s kapasiteden büyük
ocaklar). Karar, bu yönde çıkacak görünüyor.
Türkiye, Kyoto Anlaşmasını imzaladığı için
kapsam dahilinde.
4)Endüksiyon ocaklarının saldığı manyetik
alanların insan sağlığına etkisi değerlendiriliyor. En fazla 50 Hz’li ocaklarda sorun var.
Rapor 2010’da tamamlanacak.
Bir sonraki toplantı Polonya’da Mayıs 2010’da
yapılacaktır.
FISI - Foundry Industry Sentiment Indicator
Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Anketi
Kaynak CAEF, Index Mayıs 2007 = 100
Türkcast 2009 Sayı 11
14
haber news
CAEF Çelik Grubu Toplantısı Ankara’da
Gerçekleştirildi
Hazırlayan: Kubilay Dal
A
vrupa Dökümcüler Birliği;
CAEF’in Çelik Grubu üyeleri,
Türkiye’de ikinci kez, Asya’da
ilk kez toplandılar. Ülkemizde
ilk defa 2004 yılında 66. Dünya
Döküm Kongresi ile Akmetal’in ev sahipliğinde İstanbul’da toplanan grup üyeleri,
bu yıl Ankara’da Akdaş Döküm’ün ev sahipliğinde bir araya geldiler.
6 Mayıs tarihinde İstanbul Ataköy’de düzenlenen ve grubun büyük çoğunluğunu
bir araya getiren akşam yemeğinde, TÜDÖKSAD adına Yaylalı Günay ile birlikte
katıldık. Ertesi sabah, otobüsle erken saatlerde hareketle, ilk olarak Akmetal’e sonra
da Akdaş’a doğru programa başladık.
Akmetal’de Can Akbaşoğlu yaptığı sunumda, Akmetal’in serbest dövme ve AOD yatırımlarını anlattı ve ardından gruba fabrikayı
gezdirdi.
Ankara Akdaş Çelik Döküm’ün 2. fabrikasında tekrar buluşulduktan sonra, Niyazi
Akdaş’ın hoşgeldin konuşması sonrasında
firma tanıtım sunuşları izlendi ve ardından
misafirlere gruplar halinde fabrikalar gezdirildi. Niyazi Akdaş’ın daveti ile grup tekrar
bir araya gelerek ülkemize özgü mutfak örneklerinden oluşan akşam yemeği yenildi.
Akmetal
Yılda iki kere yapılan CAEF Çelik grup toplantısı, 9 Mayıs sabahı Hilton otelde tekrar
gerçekleşerek, gündem değerlendirildi.
Avrupa döküm sanayinin projeksiyonunu
ve Konjonktürü anlatan sunuşlar yapıldı. Niyazi Akdaş, Çelik döküm sanayinin
Türkiye’den görünümü içeren bir sunuş
yaptı. Küresel krizin etkileri uzun uzun tartışıldı. Uzun süredir grubun başkanlığını yürütenEberhardButtkusstoplantıdagörevini
Fransız Ferry Capitain dökümhanelerinden
Marthe Prunier’e devretti. Öğle yemeğinin
ardından toplantı sona erdi ve üyeler ülkelerine dönmek üzere otelden ayrıldılar.
Toplantıya katılan firma ve kurumlar; Akdaş
Döküm; Akmetal Metalurji; Allard-Europe
NV; Alstom Power Sp. Z.o.o. Foundry Cruz
Martins & Whal, Lda.; CAEF; Cividale SpA
(Cividale Group); Acciaieria Fonderia Cividale S.p.A; CKD Kutna Hora; CAEF Steel
Casting Group; Doosan IMGB; Ebroacero
S.A.; Edelstahlwerke Schmees GmbH;
Ferry-Capitain Fonderies-Ateliers de Constructions; Hachette et Driout Industries;
Les Foundeurs de France; Litostroj Steel
Ltd.; Österby Gjuteri AB; S.A.F.A.S. S.p.A.;
Scana Steel Stavanger AS; Schmolz + Bickenbach Guss GmbH; Sidenor Industrial,
S.L.; Stadler Stahlguss AG; Swedish Fo-
undry Association; Vitkovice Heavy Machinery a.s.; Voestalpine Giesserei Linz
GmbH; ZDAS A.S.
Toplantı sonrasında CAEF Çelik Grubu’nun
eski ve yeni Başkanı ve Genel Sekreterden
Niyazi Akdaş’a gönderilen üç imzalı teşekkür mektubunun sonunda, bu vesile ile tüm
açıklığıylagezdikleridökümhanelerdençok
olumlu etkilendiklerini, dökümhanelerin
yapısının, toplantıların düzenleniş şeklinin
ve ev sahipliğinin teşekküre layık olduğu
ifade edildi. Mektupta, CAEF Çelik grubunun Asya’da yapmış olduğu bu ilk toplantısında, kendilerini Avrupa’nın merkezinde
gibi hissettiklerini ve bunun da gelecekteki
ilişkiler için önemli bir aşama olduğunu aktardılar.
Akdaş
15
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
Konya ABİGEM Projesi: “Döküm Sektörü Kümelenmesi Çalıştayı”
Kubilay Dal
K
onya ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri olan Döküm için; Konya
Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi (ABİGEM),bölgeninrekabetçilikyönününgeliştirilmesi amacıyla, Konya Döküm Kümelenme
Girişimi Çalışması’nı başlattı. Söz konusu Girişim,
ABİGEM projesinde yer alan “Component D1
Service Delivery, D1.01 Development of Special
Projects” (Özel Projeler) başlığı altında, rekabetçiliğin arttırılması için Konya ABİGEM ve Döküm
sektörü temsilcileri tarafından seçildi.
Konya ABİGEM Direktörü Mustafa Salman’ın ve
AB Uzmanı Peter Wilson’un 28 Mayıs tarihinde
Konya Dedeman otelinde açılış konuşmalarını
yaptıkları toplantıda, TÜDÖKSAD Başkanı Yaylalı Günay “Döküm Sektörünün Bugünü ve Yarını” başlığı altında gerçekleştirdiği sunumunda,
Döküm sektörünün mevcut durumunu ve gelecekteki vizyonu hakkındaki görüşlerini ve Avrupa
Birliği’nin yedek parça müşterilerinin ihtiyaçları
ile mevcut döküm kapasitesi arasındaki ilintinin
ve ihtiyaçların inovatif yöntemlerle nasıl karşılanacağını anlattığı. Daha sonra Yalın Enstitü Derneği Başkanı Yalçın İpbüken, “Değişim İçin Neler
Gerekli ?” adlı sunumunda, değişim için gerekli
rekabetgücününgeliştirilmesikonusunuelealdı.
Dr. Nacettin Candan ise “Tedarik Zinciri Gereklilikleri” sunumunda, Mercedes-Benz –Türk’ün
kalite yönünden ana tedarikçilerinin ana müşterinin ihtiyaçlarının ne şekilde karşılanacağını
(hammadde, proses, üretim, ulaştırma zamanı
ve lojistik) ve otomotiv ve makine endüstrisinin
mevcut durumunu anlattı.
Yaylalı Günay: “Sanayide komşu
çıkmazı”
Yaylalı Günay, kapalı sanayilerin en büyük tehlikesinin, 'Komşum yaptı, ben de yaparım’ anlayışı
olduğunu belirterek, bu anlayışın sanayi hacmini
küçültüp rekabeti azalttığını ifade etti.
Günay, dökümcülüğün 5 bin yıllık bir tarihi olduğunu ifade ederek, hayatın her alanında metal döküm malzemelerinin kullanıldığını söyledi.
Anadolu Ahilik ve Lonca sisteminin, dökümcülük
sektörünün ustadan çırağa geçmesini ve unutulmamasını sağladığını belirterek, kümelenme
çalışmalarının ahilik sisteminin bir devamı olabileceğini dile getirdi. Başkan, 2007 yılı rakamlarına göre, dünyada 94,9 milyon ton döküm
üretimi yapıldığını dile getirerek, ''Dünya döküm
üretiminde 31,3 milyon tonla Çin ilk sırada yer
alır. Türkiye dünya döküm üretiminin yüzde
1,4'ünü gerçekleştirebiliyor. 2007 rakamlarına
göre Avrupa'da 19,2 milyon ton döküm üretildi.
Bunun 1,3 milyon tonunu Türkiye üretti'' dedi.
Başkan, Türkiye'de bin 150 döküm tesisi olduğunu ve 30 bin kişinin istihdam edildiği Döküm
Türkcast 2009 Sayı 11
16
sektöründe 2008 yılı rakamlarına göre, bir milyon
265 bin ton döküm üretimi yapıldığını kaydetti.
Günay ayrıca, Türkiye'nin döküm üretiminde
dünyada 14, Avrupa'da 5. sırada yer aldığını dile
getirdi. Konya'nın kapalı bir ekonomik görünüm
sergilediğini ifade eden Günay, ''Konya kendi
içinde çok şey yapıyor ama bunu Türkiye bilmiyor. Konya'nın 500 bin ton döküm kapasitesi var.
Ancak ihracatı az. Bunun nedeni de içine kapanık olması. Kapalı sanayilerin en büyük tehlikesi,
'Komşum yaptı, ben de yaparım' anlayışıdır. Bu
dökümcü için ilerici bir adım olabilir belki ama
işletmeci için geri adımdır. Bu 'Komşum yaptı,
ben de yaparım' fikri, küçülen sanayi hacimlerini
ortaya çıkarır. Rekabeti azaltır. Yapılması gereken
birlikte hareket etmek, el ele vermektir'' diye konuştu. ABİGEM Konya Direktörü Mustafa Salman,
küçükveortaişletmeleringüçlerinibirleştirmeleri
amacıyla kümelenme çalışmaları yürüttüklerini
belirterek, döküm sektörüne her türlü desteği vereceklerini kaydetti. Çalıştay, sektörün sorunları
ve çözüm önerilerinin tartışılmasıyla devam etti.
Bir araya gelen dökümcü meslektaşların, günün
anısınahazırlanannostaljikkartpostallardakendi
çocukluklarınıvegençliklerinigörmeleri,seminerin renkli ve duygusal anlarını oluşturdu.
1932 doğumlu Mustafa Patlak en büyükleri sıfatıyla,toplantıdakatılımcılarahoşgeldinizdiyerek,
mesleki hayatlarında da başarılar diledi. Konyalı
sanayicilerimizin eski ve öncü meslektaşlarına
gösterilen ilgi ve alakayı takdir ettiğini ifade etti.
Patlak, sohbet esnasında bizlerle, dökümcülük
mesleğindeki ilk yıllarına ait anılarını paylaştı.
1948 yılında dökümcülüğe başladığını ve Yüksek
Mühendis Ali Saim Kaymak’ın yanında mesleği
öğrenmeye başladığını, daha sonra da Hanos
Özarat isminde bir Ermeni usta ile çalıştığını anlatan Patlak, mesleki hayatının ilk yıllarında, Mersin
Şamanlar ve Enver Sosyal’ın dökümhanesinde
çelik dökümü öğrenmek için gerçek kimliğini gizleyerek, kalfa olarak çalıştığını itiraf etti.
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yönetimi
olarak, Yaylalı Günay ve Hasan Dağlı ile beraber,
Konya seyahatimizde rehberlik eden Ersin Ayhan
eşliğindeABİGEMtoplantısınakatılmaküzeregittiğimiz bu seferki Konya ziyaretinde; AKİŞ, Koçak
Metalurji, Çağlayan Çelik Döküm, Yılkar Döküm
ve Ardemir fabrikalarını da ziyaret etme ve kendilerini yakından tanıma fırsatı bulundu.
haber news
Üyelerimizden...
Çukurova Kimya Yaptığı Endüstri Meslek
Lisesi’ni Milli Eğitim Bakanlığı’na Devretti
Ç
ukurova Kimya Endüstrisi A.Ş., 13
Şubat 2008 tarihinde yapılan temel
atma töreni ile inşaatına başlanan
ve aynı yılın sonunda tamamlanarak
eğitime başlayan Çukurova Kimya
Endüstrisi Meslek Lisesi’ni 27 Nisan 2009 tarihinde gerçekleştirilen bir törenle, Milli Eğitim
Bakanlığı’na devretti.
Vali’nin okul hakkında bilgi alması
Kimya sektöründe 1977 yılından bu yana
üretim yapan Çukurova Kimya, her türlü reçine ve yardımcı kimyasallar, döküm boyaları,
besleyici gömlekler ve eksotermik tozlar ile
genişletmiş, otomotiv ve döküm sektörüne
hitap eden sarf malzemelerinin üretim kapasitesini son 3 yıl içerisinde yaptığı yatırımlar
ile yüzde iki yüz arttırdı.
12.384 m² arsa üzerinde, 3.340.000 TL maliyet ile yapılan ve 5100 m2 kapalı alanda
400 öğrenci kapasitesine sahip olan Endüstri
Meslek Lisesi, Çukurova Grubu tarafından,
genç nüfusun doğru eğitimine ve istihdam
edilebilirliğine katkı sağlamak, ayrıca kimya,
gıdavebiyomedikalcihazteknolojisieğitimini
Milli Eğitim Bakanlığı çatısı altında verebilmek
amacıyla kuruldu.
Protokol – Saygı Duruşu
Türkcast 2009 Sayı 11
18
Açılış töreninde yaptıkları konuşmalarda,Türk
sanayisinin diğer ülke sanayileri ile rekabet
edebilmesinin iş gücü kalitesinin yükseltilmesi ile mümkün olduğunu ve bunun da iyi bir
haber news
Üyelerimizden...
meslek eğitimi ile başarılabileceğini vurgulayan Çukurova Kimya Yönetim Kurulu Başkan
Vekili ve Murahhas Azası Engin Denizmen
ve Yönetim Kurulu üyesi Genel Müdür Sabri
Acar, teknik bazlı Endüstri Meslek Lisesi mezunları ve üniversite mezunu teknik elemanlar
arasında var olan yüksek ücret farkının üniversite mezunu işsiz sayısını arttırdığını belirterek, ülke çıkarları doğrultusunda gençlerin
edindikleri meslekte kalıcı kılınmaları için, ücret optimizasyonuna gidilmesi gerektiğini de
ifade ettiler.
Denizmen konuşmasında; “Şirketimiz 32 yıl
önce kurulduğunda kimya sektöründe başarıyla görev yapacak elemanları bulmakta bir
hayli zorlanmış, güzel Manisa’mızın bağlarında ve tarlalarında çiftçi olarak çalışan ilkokul
veya ortaokul mezunu elemanları eğiterek,
eleman ihtiyacını gidermeye çalışmıştır ve bu
çok zor olmuştur.
ÇKE çalışanları
Takdir edersiniz ki; eğitim almış bir çalışan ile
verim ve kalite standartlarını oturtmak daha
kolaydır. Ülkemizde, üniversitelerimizde şüphesiz çok nitelikli mühendislerimiz yetişmektedir. Ama bunlara işsizliğin çok yoğun olarak
yaşandığı bir dönemde ara elamanların yapabilecekleri işleri vermek ve bu işlerde çalıştırmak doğru değildir. İşletmelerde doğrudan
üretimde operatör, usta, formen gibi 8 yıllık
eğitimden sonra 4 yıl daha eğitim görmüş endüstri meslek liselilere çok ihtiyaç vardır. Biz
bunlara nitelikli ara insan gücü diyoruz.
düstri meslek lisesi mezunlarının arttırılması
ve sanayide istihdam edilmeleriyle mümkün
olacaktır.” diyerek ülkemize kazandırılan bu
okulun önemini açıkladı.
Böyle elemanlarla kalite ve verimlilikte ilerleme kaydedilebilmekte, teknolojik gelişmeler
konusunda endüstri meslek liseliler daha kısa
sürede uyum sağlamaktadırlar. Dünya pazarlarında rekabet gücümüzün artması ve global
ekonomide daha sağlam yer edinmemiz en-
Bu anlamlı günün önemini anlattığı konuşmasında Acar ise; “Büyümekte ve kalkınmakta
olan ülkemizin eğitim ihtiyaçları sonsuzdur.
Çukurova Grubu olarak bu mütevazı katkı ile
aslında insana yatırım amaçlanmıştır. Sanayimizin eğitimli insanlara ihtiyacı vardır.
Hızlı nüfus artışına sahip ülkemizde her yıl
700.000’e yakın genç çalışma hayatına atılmak ve iş bulmak zorundadır. Bunun için de
sürekli yatırım sürecini yaşamak ve kalkınan
ekonomilerdekibüyümeoranlarınıtutturmak
yarıştan kopmamanın tek yoludur. Bunu gerçekleştirmek için de bulunduğumuz küresel
kriz ortamında mümkün olmayabilir. Ancak
kriz ortamlarının sürekli olmayacağı varsayıldığında yatırımlar tekrar hız kazanacak ve
gençlerin umudu artacaktır.
Çukurova Grubu genç nüfusun doğru eğitimine ve istihdam edilebilirliğine katkı sağlamanın önemli olduğuna inanmaktadır. Sanayi
ülkesi olma yolundaki atılımlarımızı aynı zamanda istihdam kalitesinin artması için kullanmalıyız. Bu bir anlamda genç insanların
özellikle nitelikli ara eleman ihtiyacına cevap
verecek şekilde hazırlanması ve donatılmasıdır.
Bu eğitim kurumu Milli Eğitim Bakanlığı’nın
emin ellerinde kimya, gıda ve biyomedikal
cihaz teknolojisi alanlarında eğitim verecek
ve öğrenciler tüm staj imkânlarını bu bölgede
yapacak. Manisa’nın olduğu gibi yakın çevre
illerin nitelikli ara insan gücünü karşılayacaktır.” dedi.
Firmalarımızın eğitime katkılarına teşekkür
ediyoruz.
Manisa Valisi Celalettin Güvenç ve Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Aziz Ersoy’dan Plaket alırken
19
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
Üyelerimizden….
ODTÜ’nün 53. Kuruluş Yıldönümünde Niyazi
Akdaş’a Taktir Ödülü Verildi
O
rta Doğu Teknik Üniversitesi’nin
53. Kuruluş Yıldönümü, 29 Mayıs
2009 tarihinde, Kültür ve Kongre
Merkezi’nde yapılan ODTÜ GÜNÜ
töreniyle kutlandı. Törende, ODTÜ Üniversite
senatosu tarafından, yılın ODTÜ Üstün Hizmet
Ödülü Dr. Rıza Türmen ve Dr. T. Fikret Yücel’e,
ODTÜTakdir Ödülü de Mehmet Niyazi Akdaş ve
Sinan Tunaoğlu’na verildi.
ODTÜ mezunu, TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu
Başkan Vekili Mehmet Niyazi Akdaş’a layık görülen Orta DoğuTeknik ÜniversitesiTakdir Ödülü, Türkiye’nin çelik döküm endüstrisine kazandırdığı vizyon ve açılımlar, sanayi kuruluşlarının
oluşturduğu platformlarda sergilediği liderlik
vasıfları, ülkenin yurt dışındaki çeşitli mesleki
kuruluşları nezdinde liyakat ile temsil etmesi ve
ilköğretimdenüniversitedüzeyinekadareğitimöğretimvearaştırmafaaliyetleriningeliştirilmesine yaptığı katkıları nedeniyle verildi.
Metal Teknolojileri Platformu
Faaliyetlerine Başlıyor
iletişim ve koordinasyonu tesis etmeyi, Metal sektörünün güncel sorunlarını, Ar-Ge gereksinim ve önceliklerini saptayarak stratejik
araştırma gündemini oluşturmayı, somut
uygulama önerilerini ve proje seçeneklerini
ortaya koymayı amaçlıyor.
Platformun kurucuları arasında, SARKUYSAN Elektrolitik Bakır Sanayii ve Ticaret
A.Ş.’den Selçuk Harput, TÜBİTAK Marmara
Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Yücel Birol,
POLYMETAL A.Ş.’den Adnan Güneş, COMPONENTA Dökümcülük A.Ş.’den Bülent Şirin, ÇUHADAROĞLU Metal Sanayi A.Ş.’den
Dr. Metin Yılmaz, FOSECO Döküm San.
Ltd. Şti.’den Bülent Tütüncü, PİREKS Bakır
Alaşımları San. A.Ş.’den Turgay Ercan gibi
sektöre uzun yıllar hizmet vermiş, sorunlarını
yakından bilen kişiler bulunuyor.
Ü
lkemizin teknoloji ve yeniliğe
dayalı rekabet gücünün arttırılması için etkin bir ulusal yenilik
stratejisinin belirlenmesi ve uygulanmasına duyulan gereksinim üzerine, 23–24 Subat 2007 tarihlerinde
Metal sektöründe faaliyet gösteren firma
temsilcileri, akademisyen ve araştırıcıların
katılımıyla MetalTeknolojileri Platformunun
(MTP) kurulması için ilk adım atılmıştı.
Hazırlık çalışmaları son aşamasına gelen
Metal Teknolojileri Platformu bundan böyle,
Türkcast 2009 Sayı 11
20
metalurji sektörünün küresel rekabet gücünü arttırmak ve gelişmesini sürdürülebilir
kılmak için çalışacak. Ar-Ge ve yenilik odaklı
bu girişim,Türk Metal Sektörünün gelişmesine yönelik somut adımların atılmasında çok
önemli bir açığı giderirken, Ulusal paydaşlar
için başvuru adresi, uluslararası paydaşlar
için ulusal temas noktası olacak.
MTP bu hedeflerinin gerçekleşmesi için,
Ar-Ge ve yenilik desteklerinin verimli kullanılmasını sağlamayı, sanayi kuruluşları, üniversiteler ve araştırma merkezleri arasında
Platform, MetalTeknolojileri alanında faaliyet
gösteren tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarını, tüm üniversite ve araştırma kurumlarını
proje iş birliklerini artırmak, sektörü kalkındırmak için çatısı altına davet ediyor.
Web adresi: www.metalteknolojileri.org
haber news
Üyelerimizden….
Ak Döküm Yeni Tesislerinin Temelini Attı
İ
zmir’in köklü ve başarılı sanayi kuruluşu
Ak Döküm, şehir içinde kalarak büyüme
sınırlarına ulaştığı Bornova’daki mevcut
dökümhaneyi Aliağa’daki yeni yatırımıyla
önümüzdeki günlere taşıyor.
Aliağa Organize Sanayi Bölgesinde kurulacak
yeni üretim tesislerinin temel atma töreni 14
Nisan 2009 Salı günü İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu’nun da katılımları ile gerçekleştirildi.
Proje ve inşaatının Sipil İnş. Müh. A.Ş. tarafından üstlenilen 80.000 m2 açık alanda
kurulacak ve 250 kişiye istihdam sağlayacak
olan tesisin kısa süre içinde devreye girmesinin planladığını söyleyen Mehmet Atik, Ak
Döküm’ün tecrübesi ile yeni yatırımı projelendirdiklerini, döküm hatları ve tüm makinelerin
siparişlerinin verildiğini ifade etti.
Tüdöksad olarak Atik ailesine yeni yatırımlarının hayırlı olmasını diliyoruz.
PROFLUID – Fransa Pompa Kompresör ve Vana
Üreticileri Birliği Türkiye Alım Heyeti Organizasyonu
Üyelerimizle Buluştu
Toplantının neticesinde, ertesi gün için dökümhane ziyaretleri programlandı. Üyelerimiz, ziyaretçilerin, Akman, Trakya, Akmetal,
Anadolu, Gürmetal, Serpa, Akdaş ve Cer
Döküm’ü ziyaret etmek istemeleri konusunda, alım heyetine olumlu cevap verdiler.
Samimi ve verimli bir tanışma havası ile gerçekleşen otel toplantısının ardından, üyelerimiz de Fransa ile yeni iş bağlantıları yapılabilme konusunda heyecan hakim oldu.
Alım heyetine katılan Fransız firmaları;
D
ış Ticaret Müsteşarlığı koordinatörlüğünde, Orta Anadolu İhracatçı
Birliği Genel Sekreterliğimiz organizasyonunda; Yeşilköy CNR Fuar
Alanı’nda düzenlenen, “TATEF 2009 Fuarı”
ile eş zamanlı olarak, 30 Mart 2009 tarihinde Alım Heyeti programı gerçekleştirildi.
Programa, T.C. Paris Büyükelçiliği Ticaret
Müşavirliği’nin de önemli katkısı oldu.
Alım Heyeti Programı’na Fransa’dan katılan firma temsilcilerinin tamamı, PROFLUID
(French Pump Compressor and Valve Association) üyesi olup, taleplerinin incelenmesinden, ağırlıklı olarak döküm ve döküm
ürünler ithal etmek istedikleri anlaşıldı.
Firmalar, TÜDÖKSAD üye listesi üzerinden
ve görüşme için başvuru yapan firmalar
arasından kendi beklentilerine uygun firma
seçimlerini yaparak bu çerçevede 30 Mart
tarihinde WOW Otel’de karşılıklı görüşmeler
organize edildi.
DKM Clextral,
Dresser Rand Sa
PCM
Sulzer
Clyde Union
Spirax Sarco Sas
Buracco Sepame
Tyco Valves And Controls
Milton Roy Europe
The Rmodyn – GE Oil & Gas
Profluid
21
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
Üyelerimizden...
Duyar Vana Sinto FBO III Otomatik Kalıplama
Sistemi Yatırımını Tamamladı
D
uyar Vana globalleşen dünya pazarında gelişen döküm teknolojilerini
takip ederek, Akışkan Kontrol Sistemleri konusunda mevcut 44 yıllık
ispatlanmış ürün kalitesini ve ürün çeşitliliğini her geçen gün arttırıyor.
Duyar Vana, bu amaçla daha kaliteli ürün
felsefesinden hareketle yeni yatırımlarına
devam ediyor.
İstanbul Gürpınar’ da 30.000 m2 üzerine
kurulu dökümhanede aylık ortalama 300
tonluk döküm üretimi gerçekleştiriyor.
Döküm sanayinin de önde gelen firmalarından Duyar Vana, lamel ve küresel grafitli demir alaşımları, pirinç ve bronz gibi demir dışı
malzemenin dökümünü gerçekleştiriyor.
2005 yılından beri Gürpınar’daki kendi tesislerinde döküm üretimini gerçekleştiren
firma, 2008 yılı son çeyreğindeki Sinto FBO
III otomatik kalıplama sistemi yatırımının
tamamlanmasıyla 1980 yılından beri süregelen döküm teknolojisini bir üst seviyeye
çıkarmış oldu. Böylece 120’ye yakın vana
çeşidinin dökümünde % 80’ e yakın hem
kapasite hem de kalite artışı gerçekleştirilmiş oldu.
Duyar Vana’da, döküm işlemleri için ergitme, kupol ve üç adet indüksiyon ocağı
(350 kg, 750 kg, 2.000 kg), çeşitli hidrolik
ve pnomatik otomatik kalıplama presleri,
Shell maça ve soğuk maça makineleri ile
üretim için gerekli tüm sistem kurulmuş
durumda. Fırınlar saatte 750 kg piki eritebilecek kapasitede. Mevcut sistemde saatte
610*508*(130–200) ölçülerinde saatte 70
derece kalıplanabilmekte. Ortalama döküm
ağırlığı 17,3 kg/derece, maksimum döküm
ağırlığı 36 kg/derece’dir.
Ümit Döküm Ürün Yelpazesini Genişletiyor
1
SELİM ÖZAVAR / Genel M. Yard.
Türkcast 2009 Sayı 11
22
992 yılından bugüne kadar Kumlama Makinaları Yedek parçalarını
üreten Ümit Döküm Nisan ayından
itibaren Türkiye’de yaygın bulunan Hollanda Menşeeli Kumlama
Makinasına ait yedek parçaları da üretmeye
başladı. Ümit Döküm Genel Müdür Yardımcısı Selim Özavar, “Artık Türk firmalarının bu
parçalar için yurtdışına para ödemelerinin
anlamsız. Geçen sene yapmış olduğumuz
yatırımlarla şu anda Almanya’ya ciddi yedek
parça sattıyoruz ve bu teknolojiyi Türkiye’de
de kullanıcıların hizmetine sunuyoruz” dedi.
Ümit Döküm Kumlama Makinaları yedek
parçaları alanındaki öncü kimliğini yaptığı
teknoloji yatırımlarıyla daha da pekiştirmeye
devam edecek.
23
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
Üyelerimizden...
Keçici Eğitim Vakfı tarafından yaptırılan
Türkiye’nin En Büyük Otistik Çocuklar Eğitim
ve İş Merkezi Açıldı!
Sosyal Yardım Vakfına, Ali Osman Keçici ve
Hüseyin Keçici’ye teşekkürlerini sundu.
S
ektörümüzün öncü firmalarından
Siltaş A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Keçici’nin başkanı
olduğu vakıf tarafından yaptırılan
ve babasının adı verilen, Hüseyin
Keçici Otistik Çocuklar ve İş Eğitim Merkezi,
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun da
katıldığı törenle, 4 Haziran 2009 tarihinde
açıldı.
Ali Osman Keçici, açılış töreninde yaptığı
konuşmada, 2004 yılında babası Hüseyin
Keçici ve eşi Oya Keçici ile birlikte kurdukları
Keçici Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı ile
eğitim seferberliğinde yerlerini almayı hedeflediklerini ve ilk olarak açılışı yapılan bu okulu
hayata geçirmeyi planladıklarını ifade etti.
Keçici, Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin okul
arsasını, İstanbul valiliğinde imzalanan protokolle tahsis etmesi üzerine, eğitim merkezinin
temelinin 2007 yılında kendi teknik kadro ve
kontrol mühendisleri ile atıldığını söyledi. Eğitim merkezinin maliyetinin toplam 3.382.000
TL, alanın 5.550 m2 ve 200 öğrenci kapasitesine sahip olduğunu belirterek, okulun yapılmasında emeği geçenler ile katkıda bulunan
resmi ve özel kişi ve kurumlara, törene katılan
ve katılamayan sanayicilere de teşekkürlerini
ifade etti.
Açılış törenine katılamayan babası Hüseyin
Keçici’ye kendisine gösterdiği ilgi ve güvenle,
hem ticari hayatından hem de sosyal faaliyetlerinde hep destek olduğu için ellerinden öperek şükran sunarken, eşine de maddi manevi
destekleri ve gösterdiği özveri ve sabır için
Türkcast 2009 Sayı 11
24
teşekkür etti ve babası Hüseyin Keçici adına
herkese saygılar sundu.
Ali Osman Keçici söz konusu merkezin, yaklaşık 830 bireyin eğitim gördüğü, Bakanlık
onaylı hali hazırda bulunan toplam 27 otistik
çocuk eğitim merkezi ve 5 iş eğitim merkezinin
içinde, Türkiye’nin en büyük Otistik Çocuklar
Eğitim ve İş Merkezi olduğunu açıklarken;
Okulun ülkemize ve milletimize, eğitim veren
öğretmenlerimize ve eğitim alan öğrencilerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diledi.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bakan
olarak ilk eğitim kurumunun açılışını yaptığını
ifade ettikten sonra, Keçici Eğitim Sağlık ve
Açtıkları her merkezin, ülkeyi özgürlük alanında biraz daha ileriye taşıdığını ve engelli
çocuklar ile ailelerine umut ışığı olduğunu
söyleyerek, özürlülük alanındaki sorunların
çözümü yolunda hem yasal düzenlemeler
hem de uygulamaya dönük adımlarla önemli bir aşama kaydedildiğini belirten Bakan,
"Temel hedefimiz, özürlü bireylerimizin diğer
bireylerle eğitime eşit koşullarda erişimini
sağlamaktır. Ülkemizle diğer ülkelerdeki özel
eğitime ihtiyacı olan bireylere yönelik hizmetlerle karşılaştırıldığında, dünya standartlarındaki pek çok hizmetin bizde de verildiği görülecektir. Bu kapsamda farklı engel türlerine
yönelik özel eğitim okul ve kurumlarında eğitim, evde ve hastanede eğitim, erken çocukluk dönemi eğitimi, aile eğitimi, kaynaştırma
yoluyla eğitim, mesleki eğitim ve rehabilitasyon, evde bakım gibi hizmetler ülke çapında
verilmektedir." dedi. Sayın Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığı ile Tohum Otizm Vakfı arasında
imzalanan protokolde, otizmli çocuklara 200
personel ve 120 öğretmen ile eğitim verileceğini ifade etti.
Konuşmaların ardından Nimet Çubukçu, Oya
Keçici, Ali Osman Keçici ve İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer merkezin açılışını yaparak öğrenciler ile okulu gezerek bilgi aldılar.
Sayın Ali Osman Keçici’ye Döküm Sektörü
olarak yaptığı hayırlı işler için teşekkür ediyoruz. – Tüdöksad
haber news
3. Uluslararası Döküm ve Çevre Sempozyumu IFES 2009
T
MMOB Metalurji Mühendisleri Odası,
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDOKSAD) ve Balkan İleri Döküm Teknolojileri Merkezi (BCACT) tarafından 3. Uluslararası Döküm ve Çevre Sempozyumu ve Sergisi
3-4 Aralık 2009 tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum Salonu Beşiktaş-İstanbul’da
gerçekleştirilecektir. Döküm sektöründeki işletmelerin, çevre ile uyum içerisinde çalışmalarını
toplumsal bir görev olarak kabul etmekteyiz.
Sektörünçevreyönetimikonusundakikarşılaştığı
sorunlara ışık tutabilmek amacı ile bu sempozyumu düzenlemekteyiz. Sempozyumda, bu sektörde faaliyet gösteren üreticiler, pazarlamacılar,
kullanıcılar ve araştırmacıların bir araya gelerek
bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları, sektör ile ilgili
uygulamaları, yenilikleri, sorunları ve çözümleri
tartışmaları amacıyla bir platform oluşturulması
amaçlanmaktadır.
İki günlük etkinlik süresince, sempozyum bildirilerinin sunulacağı mekanda açık tutulacak sergi
alanında;sektörüreticilerininürünlerinikatılımcılara tanıtma fırsatı sağlanacaktır.
Sempozyuma Katılım Koşulları
Kubilay DAL Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği
Hüseyin SAVAŞ TMMOB Metalurji Müh. Odası
IFES2009 Hakem Kurulu
Prof.Dr. Ahmet EKERİM Balkan İleri Döküm Teknolojileri Merkezi (BCACT)
Prof.Dr. Niyazi ERUSLU Yalova Üniversitesi
Prof.Dr. Ali KALKANLI Orta Doğu Teknik Üni.
Prof.Dr. Eyüp Sabri KAYALI İst. Teknik Ün.
Yrd.Doç.Dr. Kazım TUR Atılım Üniversitesi
Prof.Dr. Fevzi YILMAZ Sakarya Üniversitesi
Üyeler / Members
Dr. Cem AKÇA BCACT
Y.Doç.Dr. Burcu ÇORBACIOĞLU Yıldız Teknik
Üniversitesi
Feyzi DEMİR TMMOB Metalurji M. O.
Osman DEMİRALAY Demisaş Döküm A.Ş.
Prof.Dr. Talha GÖNÜLLÜ Yıldız Teknik Üni.
Kerem Altuğ GÜLER BCACT
Yaylalı GÜNAY TÜDOKSAD
M.Erhan İŞKOL Erkunt Sanayi A.Ş.
İrfan KAPTI TMMOB Metalurji M. O.
Dr. Murat LUŞ BCACT
Gökhan ÖZER BCACT
Ömer SARAÇOĞLU Cevher Döküm San. A.Ş
Serap SÖZEN Componenta Dökümcülük A.Ş.
Dr. Özkan ŞEN BCACT
Zeynep TAŞLIÇUKUR BCACT
TÜDÖKSAD, olarak Avrupa’daki Dökümcülerin
karşılaştıkları çevre sorunlarıyla ilgili çözümlerin
aktarılması üzerine, İsveç Döküm Birliği ve Swerea SWECAST AB Enstitü Başkanı ve WFO 4.
Çevre Koruma Komisyonu Başkanı Mats Holmgren, sempozyuma davet edilmiş ve geleceğini
teyit etmiştir.
Holmgren, Avrupa’daki kullanılmış döküm
kumu, maça kumu ve filtre tozları, atık kontrol
kriterleri, test limitleri ve tehlikeli katı atıklar ile
ilgili mevcut yasa uygulamaları hakkında detaylı
bilgileri, ayrıca atıkların çimento sanayisinde ve
karayollarında kullanımı ile ilgili yaptırımlar hakkında derlediği bilgileri bizlerle paylaşacaktır.
Sempozyuma Çevre Bakanlığı bürokratları da
katılacak ve yeni mevzuatlar hakkında sektörümüzü bilgilendireceklerdir.
•3.UluslararasıDökümveÇevreSempozyumu'nda
bildirisunmakisteyenler,bildiriözetlerini,bildiriyi
tanımlayan anahtar kelimeleri, yazışma adreslerini, telefon, faks ve e-posta bilgilerini de aynı sayfada belirterek 31 Temmuz 2009 tarihine kadar
Sempozyum Koordinatörlüğü’ne ulaştırmaları
gerekmektedir. Bildiri özetlerini www.tudoksad.
org.tr adresine gönderilebilirsiniz.
•Bildiri özetleri, çalışmanın ana noktalarını yansıtan nitelikte olmalıdır. 150 kelimeyi geçmemesine özen gösterilmelidir. Yazı formatı Times New
Roman, 12 pt ve tek satır olmalıdır.
•Yollananözetleröndeğerlendirmedengeçirildikten sonra, yazarlara bildiri metinlerini yollamaları
için bir yazı gönderilecektir.
•Bildirilerin tam metinleri, 23 Ekim 2009 tarihine
kadar Sempozyum Koordinatörlüğü’ne ulaştırılmalıdır.
•Bildiriler değerlendirilecek ve bildirilerin kabul/
ret ve sözlü/poster olarak sunulması kararı bildiri
sahiplerine bildirilecektir.
•Sempozyum sırasında ticari içerikli bildiri sunulmasına olanak sağlanacaktır.
•Başvuru formunun doldurularak Sempozyum
Koordinatörlüğüne gönderilmesi diğer bilgilerin
size ulaştırılması için önemlidir.
Kapsam
Çevre Mevzuatı ve Standartları
Dökümhanelerde Atık Karakterizasyonu
Dökümhanelerde Çevre Uygulamaları
Dökümhanelerde Enerji Yönetimi
Ergitme işlemleri ve Katkılar
Geri Kazanım Sistemleri
İş Sağlığı ve Güvenliği
Yeni Döküm Teknolojileri
IFES2009 Yürütme Kurulu
SempozyumYürütme Kurulu Başkanı /Chairman
Prof.Dr. Ahmet EKERİM Balkan İleri Döküm Teknolojileri Merkezi (BCACT)
Sempozyum Koordinatörü / Coordinator
25
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
ALUEXPO’09 Alüminyum Sektörünü Buluşturacak
15-18 Ekim Tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi 9–10 nolu Hollerde
Gerçekleştiriliyor
A
luminyum sektörü ALUEXPO ile
ihtisas fuarına kavuşuyor. Sektörümüzün dünyaca ünlü ANKIROS fuarının organizatörü olan
Hannover Messe Ankiros Fuarcılık AŞ’nin düzenleyeceği ALUEXPO 2009
fuarı 15 – 18 Ekim 2009 tarihlerinde Atatürk havalimanı karşısındaki İstanbul Fuar
Merkezi’nin 9 – 10 nolu hollerinde organize
edilecek.
Uzun süredir kendi sektörlerinde bir ihtisas fuarı hedefleyen TALSAD – Türkiye
Alüminyum Sanayicileri Derneği’nin desteği ile organize edilecek fuar kapsamında;
TALSAD, TMMOB Metalurji Mühendisleri
Odası ve Tubitak işbirliği ile 4. Alüminyum
Sempozyumu’da düzenlenecek.
İki holde düzenlenecek olan fuarda hollerden
biri Alüminyum ürünlere diğeri ise sektörün
tedarikçilerine tahsis edilecek. Aluminyum
sektörünün büyük desteği ile gerçekleştirilecek fuarda stand alanlarının büyük bölümü
sahiplerini bulmuş durumda. Üreticilere ayrılan 9 numaralı holde doluluk oranı % 90,
tedarikçilere ayrılan salonda ise doluluk oranı % 70 seviyesini aşmış durumda. Aluminyum sektörünün önde gelen üretici firmala-
Türkcast 2009 Sayı 11
26
rından; Al Aluminyum, Arslan Aluminyum,
Asaş, Assan, Astaş, Ayde, Burak Aluminyum, Çuhadaroğlu, Doğuş, Erdoğanlar, Eti
Aluminyum, Feniş, Kurtoğlu, Mesan, PMS,
Tekbaşer (Teknik) Aluminyum, Ulusan, Zahit
Aluminyum’un ada bazında büyük standlarla
katılım yaptıkları fuar yaklaştıkça yer bulma
konusunda sıkıntı çekileceği hissediliyor.
ALUEXPO 2009 fuarının yurtiçi ve yurtdışında tanıtım çalışmaları kapsamında sektörün
yurt içi ve yurt dışındaki önde gelen ilgili
medya kuruluşlarıyla, ilan ve tanıtım anlaşmaları yapıldığı ve yine özellikle ziyaretçiyi
bilgilendirmek amacıyla sektörle ilgili birçok
uluslararası fuarda da tanıtım ve posterleme çalışmalarının devam etmekte olduğu,
özellikle ürün kısmının ziyaretçisine yönelik
olarak yakında radyo ve tv reklamlarının
da başlayacağı tarafımıza bildirilmiştir. Bu
kapsamda Hannover fuarındaki TÜDÖKSAD
pavyonunda da ALUEXPO fuarının tanıtımının yapıldığını üyelerimiz yakından takip etmişlerdi.
Son yıllardan çok hızlı ve büyük gelişmeler
gösteren Aluminyum sanayimizin tüm iştigal
alanları ile yer alacağı bu önemli buluşmada,
birincil alüminyumdan levha ve ekstrüzyon
ürünlere, biyetten döküm parçalara kadar
tüm sektörü kapsayan bu fuara alüminyum
döküm yapan üyelerimizin de ilgi göstermesine kesin gözüyle bakılıyor. Döküm alıcılarının ziyaret etmesi açısından Türkcast 2008
fuarı ile ulaşılan başarı seviyesinin arttırılarak
tekrarlanması ve katılan dökümhanelerin de
fuardan memnun ayrılmaları hedefleniyor.
İlki yapılacak olan ALUEXPO’nun, sektörün
de tam desteği ile Ankiros’un yakaladığı
uluslararası başarıyı kısa süre içinde yakalayacağına hep birlikte şahit olacağız.
Sektörümüzde de faaliyet gösteren birçok
tedarikçinin stand açacağı fuar tüm üyelerimize ziyaret edilmesi açısından Ankiros
2010 fuarına kadar bir ara fırsat sunuyor.
Derneğimizin de bir stand ile yer alacağı
fuarda Alüminyum ile faaliyet gösteren üyelerimizi stand açmaya ve ziyaret etmeye davet ediyoruz. Detayları fuarın internet sitesi
www.aluexpo.com.tr den takip etmek de
mümkündür.
27
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
Hannover Fuarı 2009
30 önemli sektörden 18 inde dünya lideri, diğer 7 sektörde de dünya ikincisi olduğunu ifadeetti.MekanikMühendisliği’ninAlmanya’nın
ticaretinde anahtar görevi gördüğünün altı çizilerek, son ekonomik gelişmeler sayesinde,
120.000 yeni istihdam sağlandığı başarısı
konuklarla paylaşıldı.
Alman Endüstrisi’nin teknolojik ve yenilikçi
özelliklerine ilave olarak, uzun vadeli farklı
çözüm politikaları geliştirilerek, aşağıdaki konular öne çıkarıldı:
●Doğal kaynakların korunması
●Etkin enerji kullanımı ve karbondioksitten
(CO2) kaçınılması
●Güneş ve rüzgar enerjisi gibi alternatif enerjilerin kullanılması
●Vasıta ve makineler için elektro–mobil ve
hybrid tahrik sistemlerin kullanılması
Konuşmada, Almanya’da ve partner ülke
Kore’de zenginliğin mutlak temelinin, endüstri üretimi tarafından belirlendiğinin altı çizildi.
Teknoloji anlamında, Almanya’nın yüksek kaliteli ürünler konusunda, dünyanın en iyi üretim imkanlarına ve en iyi makine, proses ve
müşterilere sahip olduğu vurgulandı ve mevcut imkanlar içerisinde liderliği sürdürebilmek
için, gerekli ülke yönetim politikalarının oluşturulması gerektiği ifade edildi.
Almanya Devlet Başkanı Horst Köhler, Güney
Kore Başbakanı Seunsoo Han, Güney Kore
Ekonomi Başkanı Youn Ho Lee, Rusya Eğitim,
Bilim ve Teknoloji Bakanı Andrei Fursenko,
Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Anette
Schavan ve Almanya Niedersachsen Eyalet
Başbakanı Christian Wulff ’un katılım gösterdiği töreninin kapanış konuşmasını Sn. Wittenstein şu sözler ile bitirdi;
A
vrupa Sanayinin en önemli buluşması olan Hannover Sanayi
Fuarında bu yıl küresel ekonomik
krizin etkisindeydi. Fuarın katılımcı sayısında azalmadan daha çok
fuar ziyaretçilerindeki ciddi azalma tüm katılımcıların ortak görüşü oldu.
Krizden çıkış yolarını arayan Avrupa’nın en
gelişmiş sanayi ülkesi Almanya en üst düzeyde sanayi ve teknolojiye desteğini bu fuar
esnasında açıkça ortaya koydu.
Fuarın açılışında yapılan konuşmalar ve fuar
esnasındaki izlenimler Alman devletinin elindeki teknolojik üstünlüğe dayalı politikaları ile
yakın zaman içinde krizin etkilerini atlatacakları hissedildi.
Türkcast 2009 Sayı 11
28
Fuarın Açılış Töreni
20 - 24 Nisan 2009 tarihlerinde gerçekleşen
Hannover Fuarı’nın Açılış Töreni’nde, Alman
Mühendisler Federasyon Başkanı (VDMA)
Sn. Manfred Wittenstein açılış konuşmasında, ticarette her zaman iniş ve çıkışların
bulunduğunu, önemli olanın iyimserliğin
kaybedilmemesi gerektiğini, ayrıca bu fuarın
yaratıcılıklarını, güçlerini ve üretkenliklerini
sergileyebilmek için, iyi bir fırsat olduğunu
ifade etti.
Almanya Devlet Başkanı Sn. Horst Köhler konuşmasında, özellikle Alman Makine
Sanayi’nin başarılarının altını çizdi.
Konuşmasında Başkan, Alman sanayilerinin
“Topluma, geleceğe ve yeniliklere inanıyoruz. Biz ve politik camiamız zorluklara meydan okumaya hazırız. Tek istediğimiz cesaret.
Çok çalışacağız. Hedefe ulaşmak adına hiçbir
engel tanımayacağız.
Başarabiliriz! ”
Fuarda Türkiye
Yan Sanayi - Subcontracting pavyonunda
önceki yıllarda olduğu gibi ITO büyük ve görkemli bir stand ile ülke katılımı gerçekleştirmiş olup bununla beraber 200’e yakın Türk
firması katalogda yer almaktaydı.
2000 yılından beri organize ettiğimiz TÜDÖKSAD Döküm pavyonunda bu yıl krizin etkisine rağmen 800 m2 alanda 27 firmamızın
haber news
ketlendiriyor ...... 80’in üzerinde farklı ülkeden yaklaşık 210,000 ziyaretçi.
ortak stand da, 8 firmamız da İTO ve münferit standlarında fuara katılmışlardır. Fuarın
son günü yapılan değerlendirmelerde genel
olarak önümüzdeki yıl da aynı alanda yer almak genel kanaat olmuştur. Önceki yıllarda
da olduğu gibi bu yıl da, ITO Başkanı Murat
YALÇINTAŞ iki kez Tüdöksad pavyonumuzu
ziyaret ederek katılımcılarımız ile sohbet etme
fırsatını yarattı.
HannoverFuarınınMillikatılımorganizasyonunu düzenleyen ve resmi işlemleri yürüten HM
International İstanbul firmasına ve çalışanlarına, stand yerleşimi, düzeni ve satış işlemlerini
yürüten HM Ankiros A.Ş. ve ekibine; standları
ile TÜDÖKSAD grup katılımını zenginleştiren
üyelerimize ve büyük özveri ile Türk Sanayini
temsiledençalışanlarımızateşekkürüunutmamamız gerektiğine inanıyoruz.
Önümüzdeki yıllarda da artan başarılarla fuar
katılımları düzenleyebilmeyi umuyoruz.
Fuar Kapanış Raporu
Fuar Kapanış Bültenini etkinlik ile ilgili detaylı
sonuç bilgilerini içermektedir.
HANNOVER MESSE sanayi sektörlerini hare-
Hannover, Almanya. Dünya ciddi bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıya olabilir, ancak
HANNOVER MESSE 2009, sanayinin zorlukların üstesinden gelmeyi başardığını açıkça
gösterdi. Deutsche Messe Yönetim Kurulu
Başkanı Wolfram von Fritsch, fuarın sonunda
gerçekleştirilen basın toplantısında “Bu beş
günlük etkinlik, katılımcılara ve ziyaretçilere,
ilerlemek için tek yolun kişinin güçlerini kullanması olduğu yönünde bol miktarda kanıt
sunmuş oldu. Fuarda yer alan herkes, bu
sıkıntılı dönemde elde ettikleri şansı kullanma
kararlılığı içinde fuardan ayrıldı.’’ diye açıklamıştır. “Katılımcılarımız yenilikleri kullanmanın oldukça etkili olduğuna dair olumlu kanıtlar sundular. Fuarın hedefi, krizin gidişatı ve
nedenleri ile uğraşmak yerine en umut verici
yolları bulmaktır.”
Bu organizasyon için Hannover’e 210,000
civarında ziyaretçi gelmiştir - bunların dörtte
biri yurt dışından gelmiştir. Yabancı ziyaretçilerin % 70’i diğer Avrupa milletlerinden iken,
yaklaşık % 19’u Asya’ dan ve % 7’den fazlası
da Amerika’dan gelmiştir.
Ev sahibi Almanya haricinde en büyük ziyaretçi grupları, sırasıyla Hollanda, Avusturya,
Belçika, Hindistan, Danimarka ve İtalya’dan
gelmiştir. HANNOVER MESSE’nin cazibesinin sürekliliğine dikkat çeken Dr. Von Fritsch
“Çoğu firmanın kısıtlanmış seyahat bütçesi
dikkate alındığında, yurt dışından gelen katılımcıların tahmin edilenden fazla olduğunu
söylemeliyiz.’’ dedi ve ekledi: “Katılımcılar ve
29
Türkcast 2009 Sayı 11
haber news
ziyaretçiler, HANNOVER MESSE’nin gücünün
farkındalar. Endüstriyel çeşitliliği, uluslararası
yönü ve lider temalarıyla fuar birçok firma için
vazgeçilmez.”
Çeşitli sektörel dernekler de, fuar hakkında
olumlu görüşlerde bulundu. Alman Mühendislik Birliği (VDMA) Genel Müdürü Dr. Hannes Hesse: “Bu sene katılan Alman makine
imalatı firmaları arasında, bazı segmentlerde
varolan zorlu pazar koşullarına rağmen yaygın bir iyimserlik mevcuttu” dedi. “HANNOVER MESSE sektörde egemen olan atmosfer için güvenilir bir barometre olduğunu bir
kez daha ispatlamıştır.” Benzer bir görüş
de Alman Elektrik ve Elektronik Üreticileri
Ortaklığı’ndan (ZVEI) geldi. ZVEI Başkanı Friedhelm Loh, “Fuardaki hava, elektrik mühendisliği sektörünün açıkladığı rakamlardan çok
daha olumluydu.’’ dedi ve ekledi: “Üyelerimiz
burada HANNOVER MESSE’de potansiyel ve
mevcut müşterileriyle kaliteli görüşmeler gerçekleştirdiler. Üyelerimizin gerçekleştirdiği bu
gelecek vaat eden görüşmeler nedeniyle krizin azalacağı ve 2009’un ikinci yarısında bir
iyileşmenin olacağını ümit etmekteyiz.”
Katılımcı sayısı açısından da HANNOVER
MESSE; dünyanın lider teknoloji etkinliği
Türkcast 2009 Sayı 11
30
olma unvanını açıkça kanıtlamıştır. Bu sene
61 ülkeden 6,150 katılımcı 224,800 m2 alanda ürünlerini sergileme imkanı buldu. 4,000’
in üzerinde yeni ürün fuarda ilk defa sunuldu
– bu da kendi başına bir rekordur. HANNOVER MESSE 2009, pek çok ülkeden gelen
farklı katılımcılarıyla da farkını gösterdi. Katılımcıların yaklaşık yarısı yurt dışından geldi.
İtalya, Çin, Güney Kore, Türkiye ve Hindistan,
Hannover’de bu sene en yüksek katılımcı sayısına sahip ülkelerdi.
Türkiye’den de fuara değişik sektörlerden
toplam 192 firma katıldı. Bu firmalardan
bir kısmı, Hannover Messe International
İstanbul’un ve İstanbul Ticaret Odası’nın
Yan Sanayi, Enerji ve Hidrolik & Pnömatik
alanlarında düzenlemiş oldukları milli katılım
organizasyonları kapsamında fuara iştirak
etmiştir. Ayrıca yine Yan Sanayi, Enerji, Tahrikleme ve Akışkan Teknikleri, Basınçlı Hava
Teknikleri, Fabrika Otomasyonu, Endüstriyel
Otomasyon ve Proses Otomasyonu fuarlarında da bireysel düzeyde fuara katılan Türk
firmalarının sayısı toplamda 192’dir. Toplamda 5.677 m2 alanda boy gösteren Türkiye, bu
sene katılım metrajı bazında yurtdışından en
yüksek katılımı yapan ülkeler arasında 4. sırada yer almıştır.
haber news
156 katılımcı ağırlamıştır. “Enerji” (konvansiyonel ve yenilenebilir enerji üretimi konulu)
ve “Elektrik Santrali Teknolojisi” (planlama,
inşa ve elektrik santralinin çalışması konulu) isimli iki öncü fuara ek olarak, geleceğin
enerji karılımı için etkili bir başka etkinlik de
Hannover’deki organizasyonda sunulmuştur.
HANNOVER MESSE’nin bu seneki Partner
Ülkesi endüstriyel otomasyon, güç iletim
sistemleri ve yan sanayi alanlarında son derece etkili sunumlar yapan Kore Cumhuriyeti
olmuştur. 210 katılımcı çözümlerini vitrine
çıkarmak, yeni temaslarda bulunmak ve
mevcut iş ilişkilerini güçlendirmek için hazır
bulunmaktaydı. Buna iyi bir örnek, iki kuruluş
arasında yakıt hücresi araştırması alanında iş
birliğine neden olan Jülich Araştırma Merkezi
ve Kore Enerji Enstitüsü (KIER) arasında imzalanmış olan mutabakat anlaşmasıdır.
Enerji verimliliği konusu da fuarda önemli bir
role sahipti. Düzenlenen çok sayıda panel,
forum ve konferansta sürdürülebilirlik, verimli
dağıtım ve enerji dağılımı gibi konular tartışıldı. Sloganı “Sürdürülebilir Enerji Tedariği”
olan WORLD ENERGY DIALOGUE’da dengelenmiş enerji karışımı, sürdürülebilir enerji
sağlama ve enerji dağılımı için stratejiler konuları tartışıldı.
HANNOVER MESSE 2009, gelecek için teknik
ve idari yetenek arayışındaki katılımcıların ve
İş & Kariyer Pazarında gelecek kariyerlerini planlayan gençler için çok sayıda fikir de
sunmuştur. Bu sene TectoYou isimli etkinlik,
teknolojiye dikkat çekerek 10,000’den fazla
genci çekmiştir. 250 sınıf ve öğrenci grubu
Almanya’nın her yerinden Hannover’e gelmiştir ve 60 adet özel eğitilmiş rehber her gün
bu grupları gezdirmiştir.
Endüstriyel enerji tüketimi konusu dışında,
Enerji fuarı aynı zamanda enerji üretimi için
sürdürülebilir yöntemlere de odaklanmıştır.
İlk kez düzenlenen “Rüzgar” fuarı son derece
başarılı bir başlangıç yaparak, ilerleyen rüzgar enerjisi sektörünün merkezine yerleşerek
Deutsche Messe AG Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. Von Fritsch bu seneki fuarı “beş gün süren kesintisiz etkinlik”olarak değerlendirdi ve
ekledi: “Fuarın tümü ‘iş gerçekleştirme’ olgusunun nelerden oluştuğunu göstermiş oldu:
cesaret, fikir zenginliği ve iyimserlik.
31
Türkcast 2009 Sayı 11
makale article
Bardağın Dolu Tarafı
Bu düşüncelerle evime giderken, yatağıma
girip uyumaya çalışırken hep“bardağın dolu
tarafını” aradım. Döküm sektöründe geçen
40 yılın da gerilerine gittim. Bardağın dolu
tarafı mı; evet var! Hem de yüzlerce! Bana
güç veren, bana ümit veren, bana inanç veren yüzlerce bardağın “dolu” tarafları; 40 yıl
öncesinden başlayarak gözlerimin önünden
akıp geçti.
Yılmaz TURHAN
T
ürkiye Döküm Sanayicileri Derneğimizin 17 Nisan Cuma günü Taksim Talimhane’de ki ELİTE WORLD
Otel’de organize etmiş olduğu yemekli bilgilendirme toplantısı her zamanki
gibi mükemmeldi. Özellikle Başkan Yaylalı
GÜNAY ve dostum Niyazi AKDAŞ’ın bilgi
dolu, mesaj dolu konuşmaları beni çok etkiledi.
Sevgili Niyazi AKDAŞ: ”Ben ekonomist değilim” dedi ve son 7-8 yılın bütün ekonomik
göstergelerini ortaya koydu; irdeledi. Konusuna da bir ekonomistten daha hakimdi.
Doğruyu söylemek gerekirse, AKDAŞ’ı dinledikçe içim karardı. Türkiye bir ekonomik
çıkmaza, bir çöküntüye mi giriyor diye herkes derin kaygılara daldı. Çünkü bütün göstergeler olumsuzdu.
Türkiye –dünyanın bütün büyük ekonomileri
gibi- derin bir kriz yaşıyor. İhracat %25 ve
daha fazla gerilemiş, ihracata bağlı sanayi
üretimi düşmüş, istihdam ve yatırımlar daralmış, işsizlik artmış! Bunu hepimiz yaşıyoruz.
Ancak bu karanlık tablo içinde bu topluma
teselli olacak hiçbir ışık yok mu? Bardağın
dolu tarafı da var mı? Bardağın dolu tarafını
bulmak, görmek, bunlarla teselli olmak çok
mu zor?
Türkcast 2009 Sayı 11
32
1965 yılı bir milat. Türkiye için bir milat (bir
askeri darbe sonunda yeni bir demokratik
düzene geçildi) benim için bir milat: askerlik
bitti. İş hayatına girdim. Bu nedenle bazı rakamları kafama kazıdım.
1965 yılında Türkiye’nin toplam elektrik
üretim ve tüketimi 5 milyar kwh. 2008 yılını
200 milyar kwh elektrik tüketimi ile kapattık!
Türkiye, ekonomik gücü ile, sanayi gücü ile,
toplum hayatıyla 40 kat büyümüş!
1965 yılında Türkiye’nin toplam Demir-Çelik
üretimi 650.000 ton (Karabük, Metaş, Elektrometal - Ereğli Demir Çelik henüz üretime
girmemiş). Türkiye 2008 yılını 26.000.000
ton (yirmialtımilyon ton) üretimiyle kapattı.
Türkiye ağır sanayide 40 kat büyümüş! Aynı
dönem için çimento üretiminde, kağıt üretiminde veya benzer sanayi kollarında benzer
ve paralel büyümeler var.
larından fazla, Yunanistan nüfusundan %50
daha fazlası bizim ilk ve orta dereceli okullarımızda okuyor. Bu 15 milyon genç insanla
bu ülke neler yapmaz?
Ben 1950’li yılların sonunda üniversite sınavlarına girdim. Yani Türkiye’de mevcut
toplam 3 üniversitenin sınavına. Bugün
Türkiye’de 130’dan fazla üniversite, 3.5
milyon üniversite öğrencimiz var.
Kimse kalkıp “Efendim, bu üniversiteler çok
yeni, çok genç. Doğru dürüst kütüphanesi
bile yok” demesin.
Antalya Üniversitesi çok genç! Bölgemizin /
Ortadoğunun en büyük “organ nakli merkezi” orada. Dünya çapında üne kavuştu.
Sakarya Üniversitemiz çok genç. Bu üniversitemizde “ Kök hücre teknolojisi” ile bütün
bölgeye öncü ve örnek çalışmalar yapılıyor.
Kök hücreden organ üretmek yakındaki ilk
hedef.
Kayseri – Erciyes Üniversitesi, Bursa – Uludağ Üniversitesi, Adana – Çukurova Üniversitesi ve daha niceleri muazzam kampüsleri
içinde örnek hastaneler, araştırma enstitüleri, eğitim kurumları ile bölgelerine ışık saçıyorlar.
1965 yılında Süleyman DEMİREL ilk hükümetini kurdu. Ekonomik gösterge olarak iki
rakamı sık sık hatırlatır:
1965 yılında Türkiye’nin toplam ihracatı 500
milyon US.$
2008 yılında bu rakam 100 milyar US.$’ı
aştı.
Şimdi hedef 250 milyar US.$
Ben işim gereği her ay 2 kez Kayseri’ye uçuyorum. 10 yıl önce bu bağlantı bir rezaletti. Hafta da sadece karşılıklı 3 sefer vardı.
Bugün Kayseri’ye THY’nin her gün 5 karşılıklı seferi var. Özel sektörle birlikte günde
8 karşılıklı sefer! Yani haftada 3 seferden,
haftada 56 sefere çıkan Kayseri uçuşları bir
şeylere işaret ediyor! Ne dersiniz?
1965 yılında devlet bütçemiz 500 milyon
US.$ - Bugün Türkiye 200 milyar dolarlık
bütçelerle büyüyor.
Dünya ekonomik krizinin bunalttığı insanlarımızın umutlanacağı, teselli bulacağı güzellikler de var mı Türkiye’mizde? Evet! Bardaklar
tamamen boş mu? Hayır! Bizler Türkiye’nin
gücüne, 70 milyonumuzun dinamiğine,
daha güzel yarınlara güvenerek bardakların
dolu taraflarına da bakalım. Bardakların dolu
taraflarını da görmek o kadar güzel ki!
Ekim ayında okullar açıldı. İlgili bakan konuştu. Bugün ilk ve orta dereceli okullarda
15 milyon evladımız okuyor. İsviçre nüfusunun 2 katı, Belçika, Hollanda, İsveç nüfus-
33
Türkcast 2009 Sayı 11
advertorial
Üyelerimizden…
EIRICH Türkiye’de Vakum Altında Çalışan Yeni
Bir EVACTHERM® Kum Hazırlama Tesisi Kuruyor
E
ge Bölgesinde en büyük kıyı şehri
olan İzmir’in en eski dökümhanelerinden biri olan Akdöküm, ilk siyah
temper ve ilk sfero dökümü üreten
ve her zaman en ileri teknolojiyi
kullanmayı hedefleyen, küçükten büyümenin
sorunlarını ortadan kaldırmak, verimliliği ve
düzenli iş akışını sağlamak ve böylece rekabetçi fiyatlarla çevreye saygılı temiz bir dökümhane kurmak üzere Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni yatırımına başlamıştır.
Atik Metal adı ile yeni kurulan firma toplam
80.000 m2 arazi üzerinde 22.000 m2 kapalı
alan inşaatına başlayarak, Eylül 2010 tarihinde dökümhaneyi devreye almayı planlıyor.
Yeni kurulan Atik Metal Dökümhanesi en modern CNC makine parkıyla da müşterilerine
nihai ürünlerini işlenmiş olarak sevk edebilecek.
Akdöküm’ün mevcut kurulu dökümhanesinde üç adet dereceli kalıplama hattı ve el kalıplama üniteleri bulunuyor. Dökümhanenin
toplam kum ihtiyacı konvansiyonel karıştırma
prensibiyle çalışan Maschinenfabrik Gustav
EIRICH GmbH&Co.KG’e ait üç adet kum hazırlama ünitesiyle karşılanıyor.
Söz konusu yatırımla ilgili Ocak 2007’de başlayan görüşmeler geçen zaman içerisinde
yapılan toplantılarda sürekli olgunlaştırıldı ve
özellikle de teknolojinin en son noktası olan
EIRICH patentli vakum altında kum hazırlama
olan EVACTHERM® tekniği üzerinde yoğunlaştırıldı. Bentonit sarfiyatındaki tasarruflar, özellikle dökümhane ve mevsimsel ortam sıcaklıklarınınkalıpkumununhazırlanmaşartlarına
herhangi bir etkisinin söz konusu olmaması
gibi göz ardı edilemeyecek can alıcı kriterler
müşterimizle Almanya’da değişik referans tesisleri ziyaret etmemizi gerekli kılmıştır. Ayrıca
enerji sarfiyatı, gerek duyulan toz tutma tesisi
kapasitesi ve göz önünde bulundurulması gerekentoplamyatırımmaliyetiniiçerenfizibilite
ve karşılaştırma tabloları müşterimizle birlikte
değerlendirilmiştir.
EVACTHERM® ile kum hazırlamada eski sistemlerdeki gibi kum soğutma ünitesine gerek
yoktur. Bu nedenle kum soğutucu ünitesi
aspirasyonundan gelen emisyon oranlarında
önemli ölçüde azalma söz konusu olduğundan, bu üniteden ortam havasına kirlilik açısından gelecek yükler rahatlıkla kabul edilen
sınırlar dahilinde kalacaktır.
Yeni kurulan dökümhanede ilk etapta 1250
x 1000 x 400/350 mm derece ölçülerinde ve
Türkcast 2009 Sayı 11
34
saatte 100 kalıp kapasiteli tam otomatik hat
devreye alınacaktır. Yatırımın ikinci kademesinde farklı ölçülerde, iki adet daha dereceli
kalıplama hattı devreye girecektir.
Yeni yatırımın üç kalıplama hattı da devreye
girdiğinde, hatlar toplam yaklaşık 260 m3/
saat’lik kumla beslenecektir. Bu kum ihtiyacı her biri şarj başına 7 m3 kum hazırlayan
iki adet vakum altında çalışan RV32VAC tipi
EIRICH- EVACTHERM® mikserinden karşılanacaktır. Her iki mikser ortak tek bir vakum
sistemiyle dönüşümlü olarak çalışacaktır. Bu
ise kalıp kumu hazırlama maliyetinin son derece ekonomik olmasını sağlayacaktır.
ve tablo halinde sistemde kayıt edilecektir.
Kum tesisinin kurulumu sırasında EIRICH
montajın idaresini ve ATİK METAL montaj
ekibiçalışmalarınınyönlendirilmesiniüstlenecek, ayrıca işletmeye almayı ve daha sonra
tesisi çalıştıracak personelin eğitimini de gerçekleştirecektir.
Yeni dökümhane devreye alındıktan sonra,
ATİK METAL dökümhane kalıp kumunun hazırlandığı dünyadaki en modern kum tesislerinden birine sahip olacaktır. Bu tesis EVACTHERM® - Prosesiyle Türkiye’de çalışan ikinci
dökümhane olacaktır.
Genel olarak çoğu dökümhanelerde olduğu
gibi, kum tesisinin yerleşiminde sıralı kontinü
konveyör bant sistemi tercih edilerek elevatör kullanımı sistemde öngörülmemiştir. Eski
kum beş adet siloda depolanacaktır. Silolar
sırasıyla doldurulacak fakat siloların hepsinden aynı anda kum boşaltılacak, beş silodaki
eski döndü kumunun mikserden önce birbirine eşit oranlarda homojen bir şekilde karışması sağlanacaktır.
Temel ve detay mühendislik hizmetleri ile
komple tesis kontrol ve kumandası dahil tüm
karıştırma ve dozaj sistemleri EIRICH tarafından sevk edilecektir. EIRICH tarafından verilecek mühendislik veri ve planlarına göre konveyör bant sistemleri ve çelik konstrüksiyon
gibi diğer komponentlerin imalat ve montajı
ATİK METAL tarafından gerçekleştirilecektir.
Kum hazırlama tesisinin bir diğer çok önemli
ve sistemin kalbi sayılan, kalıplama hattı bozma ünitesinin altından başlayarak kalıplama
presinin üstündeki kum bunkerine kadar
uzanan komple tüm kum hazırlama tesisinin
kontrol ve kumandası da EIRICH tarafından
verilecektir. Sisteme ait Hardware, Software
ve proses takip (monitör) ünitelerinin imalat
ve montajı EIRICH tarafından gerçekleştirilecektir.
Sisteme konacak yazılım paketi SANDEXPERT®, model parametrelerine bağlı olarak
Qualimaster AT1 cihazı ile birlikte kalıp kumu
reçetesinin on-line kontrolünü ve istenilen
şekilde yönlendirilmesini mümkün kılacaktır.
Girilen değerlerden farklı kum değerlerinin ortaya çıkması durumunda, kumun nem oranının düzeltilmesi, bentonit, kömür tozu ve yeni
kum ilavesinin ayarlanması tamamen otomatik olarak gerçekleşecektir. Ayrıca hazırlanan
kuma ait nem, sıcaklık, basma ve kesme mukavemeti gibi tüm istatistik ölçüm değerleri
kesintisiz Online-Dökümantasyon olarak eğri
Döküm kumunun EVACTHERM®-Metoduyla
çevre dostu ve düşük maliyetle hazırlandığı
modern RV32VAC tipi EIRICH-Mikser.
Atik Metal Aliağa Organize Sanayi Bölgesinde kurulacak yeni üretim tesislerinin temelini
attı.
35
Türkcast 2009 Sayı 11
makale article
Şirket Yönetmekle Orkestra Yönetmek Arasında
Bir Fark Var mı?
Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’nda Benjamın Zender’in Sunuşu
“Buraya sizi dinlemeye gelen insanların sizden beklentileri var. Hayatın ne kadar güzel,
ne kadar renkli olduğunu onlara göstermelisiniz. Karşınızda oturan ve sizi izleyen insanların kafalarında türlü sorunlar ve düşünceler
olabilir. Onları mutlu edin. Onların neşelendiğini görün” dedi.
Prova devam etti. Şefin yine istekleri vardı.
İkinci kemana yaklaştı. “Keman çalarken seni
çok düşünceli görüyorum. Kafandan çok şey
geçiyor. Ayrıca hata yapmaktan çekiniyor gibi
davranıyorsun. Bu düşünceler içinde Bach’ı
unutuyorsun. Bach’ın vermek istediği duyguları göz ardı ediyorsun. Burada bulunmanızın
ana amacı Bach’ın bu eserde vermek istediği
duyguları izleyenlere ulaştırabilmek.”
Şener Muter
CMS Jant ve Makine Sanayi A.Ş.
Yönetim Kurulu Üyesi
Y
ıllar önce İstanbul’da Lütfi Kırdar
Kongre Sarayı’nda bir yabancı orkestra şefinin verdiği “Yönetimin
Orkestrasyonu” konulu bir konferans izledim. Konferansın en ilginç
yanı bir çello ve üç kemandan oluşan bir
kuartetin prova çalışmalarının bu konferans
süresince yapılmasıydı. Prova çalışmalarını
konferansın konuşmacısı olan bir yabancı
orkestra şefi yönetti. Kuartet misafir şefle çalışmaya başlamadan önce Bach’ın bir eserini
seslendirdi. Misafir şef de bizim yanımızda
oturarak onları dinledi.
Başarının Önündeki Gizli Engeller
Sonra bu yabancı şef konuşmasına ve kuartetle provaya başlamak için o gün ilk kez
tanıştığı dört müzisyenin karşısına geçti.
Notalar müziğe çevriliyor ve her şey normal
görünüyordu. Ancak şef memnun değildi. Birinci kemanı durdurdu. “Girişi daha kuvvetli
yap. İnsanlar hareketlensin. Öyle ki, onlar da
içlerinde dans ediyor gibi olsun“ dedi. Prova
çalışması yeniden başladı.
Bir süre sonra şef yine araya girdi. “Bir şey
eksik” dedi. “Neşe yok, coşku yok”. Müzik
yeniden başladı. Bu kez cello’cuyu uyardı.
Türkcast 2009 Sayı 11
36
Şef sözlerine şöyle devam etti: “Bach’ın iletmek istediği duyguları canlandırmaya özel bir
çaba harcamalısınız. Bireysel başarıları sınırlayan gizli engelleri ortadan kaldırmalısınız.
Dinleyiciler evet, evet der gibi sizinle birlikte
müziğin ritmine uymalı. Müziği dinlerken onlar da doğal bir davranışla içlerinden tempo
tutmalı. Bir müzisyen olarak her biriniz dinleyicilerle diyalog kurmak zorundasınız. Bunları
unutmayın!”
Müzik yine devam etti. Ancak şef müziği bir
kez daha durdurdu. “Unutmayın, bu Bach’ın
bir eseri. Onun vermek istediği duyguyu vermelisiniz. Neşeyi biraz daha abartın. İzleyiciler
müzikteki neşeyi sizin yüzünüzde de görsün.
Müziğin neşesi sizin yüzünüze de yansısın.
Başkalarını mutlu etmeye çalışırken kendi
mutluluğunuzu da unutmayın. Sadece notalara bakarak müziği icra edemezsiniz. Müziğe
duygu da katmak gerekiyor. O zaman dinleyiciler üzerinde daha çok etki yarattığınızı göreceksiniz.”
Başarılı Şef - Başarılı Orkestra
Prova çalışmaları yabancı şefin uyarılarıyla
birçok kez tekrarlandı. Sonuçta Bach’ın bu
eserinin ilk çalınandan çok farklı ve çok daha
etkileyici olduğunu gördük. Bach’dan sonra
Beethoven’in Dokuzuncu Senfonisi’nin finali üzerinde de prova çalışmaları yaptılar. Bu
prova çalışmalarında eserlerin notaları değiştirilmedi. Ancak icra edilen ilk müziğe göre
misafir şefin yönettiği müzik yine çok farklı ve
etkileyici oldu.
Bu farklılığı orkestradaki dört müzisyen yarattı. Ne var ki, bu farklılık şefin liderliğinde
başarıldı. Başarılı şef orkestranın da başarılı
olmasını sağladı. Provalar sırasında şefin her
bir müzisyene gösterdiği sınırsız ilgi, sürekli
mükemmellik beklentisi ve insanları ellerinden gelenin en iyisini yapma konusunda etkileme yeteneği tüm orkestrayı farklı bir başarıya ulaştırdı.
İstanbul’da 20 Mayıs 1999 tarihinde bu ilgi
çekici konferansı veren seçkin konuşmacı
dünyanın en büyük orkestralarından Boston
Filarmoni Orkestrası’nın müzik direktörü ve
şefi Benjamin Zander idi. Eve döner dönmez aynı eserleri bir başka orkestra kayıtlarından dinledim. Benim evde dinlediğim
Beethoven’in Dokuzuncu Senfonisi konferansta Zander’in yönettiği kadar etkili değildi.
Hiçbir zaman da bende o etkiyi yaratamadı.
Benjamin Zander’in Farklılığı
Benjamin Zander 28 Ocak 2009 tarihinde
Davos’ta da Dünya Ekonomik Forumu’nun
en ilgi çeken konuşmacılardan biri oldu.
“Karmaşıklığın Yönetimi; Farklı bir Yaklaşım”
konusunda ilginç bir konuşma yaptı. Zander,
bir müzisyen olarak yıllar boyunca iş ve politika dünyasının ileri gelenlerine verdiği kişisel
gelişim ve yöneticilik seminerleriyle bütün
dünyada ün yaptı.
Zander Davos’ta verdiği konferansta da
dört genç müzisyen bayandan oluşan kuarteti yönetti. İstanbul’da verdiği konferansın
başarısını Davos’ta da tekrarladı. Küresel
krizin olumsuz etkileri altında çeşitli ülke liderlerinin, iş dünyasının üst yöneticilerinin,
akademisyenlerin ve medyanın izlediği Dünya Ekonomik Forumu’nda Zander’in sunumu
insan kaynaklarına yönelik olumlu beklentiler
içeriyordu. Zander’in ana görüşü şöyle: ”Bir
orkestrayı yönetmekle, bir şirketi yönetmek
arasında hiçbir fark olmayabilir. Her ikisi de
ruhun yaratıcı ifadeleridir.”
Konuşmasında yeni yayımladığı Olabilirlik
Sanatı (Art of Possibility) başlıklı kitaptan da
söz eden Zander bir müzisyen olarak iş dünyasına neler anlatıyor? Orkestra şefi konser
sırasında izleyicilere arkası dönük duruyor ve
onları göremiyor. O başarıyı yönettiği kişilerin
gözlerindeokuyabiliyor.Müzisyenlerinyüzünde mutluluk varsa, dinleyenlerin de mutlu ve
makale article
Zander, orkestra şefliği görevinin en zor yönetim kurulu başkanlığı görevinden daha zor
olduğunu söylüyor. Nedenini de şöyle açıklıyor:“Arkanız müşterilere dönükken, elinizden
gelenin en iyisini yapmak zorundasınız.”
memnun olduğunu anlayabiliyor. Zander’in
ana hedefi her bir müzisyenden en iyi sonucu
elde edebilmek.
Liderler de yönettiği bireylerin gözlerine bakarak kendilerinin başarılı ya da başarısız
olduklarını anlayabiliyor. Orkestra şefi bir
müzik aleti çalmıyor. Ancak bir şefin başarısı
yönettiğiorkestradagörevalanmüzisyenlerin
başarılarıyla ölçülüyor. Bir liderin başarısı da
birlikte çalıştığı bireylerin yetenekli ve başarılı
olmalarına bağlı bulunuyor. Gerçek liderle çalışan bireylerin başarı şansı daha da artıyor.
Gerçek Liderlik Kurallar ve
Talimatlarla Sınırlı Değil!
Sizlere aktardığım bu örnekler aslında bir liderlik öyküsü. Zander’e göre nasıl bir müzik
yapıtını çalma ya da sesle söyleme notalarla
sınırlı değilse, gerçek liderlik de kurallar ve
yazılı talimatlarla sınırlı değil. Liderlik hep
daha iyisini ve daha fazlasını istemeyi zorunlu
kılıyor. Liderlerin amaçlarını ve hedeflerini iyi
bilmeleri, topluma katkıda bulunmaları ve yol
göstermeleri gerekiyor.
Günümüzde başarılı ve yüksek rekabet gücüne sahip kuruluşlar incelendiğinde başarılarının temelinde yatan en önemli faktörün “yaratıcılık”, bunu sağlayan en önemli özelliğin
ise “motivasyon” ve “karşılıklı güven” olduğu
görülüyor. Yaratıcılığı bozan nedenler arasında düşünce kalıplarının aşılamaması, onay
kademelerinin çok olması ve kişisel özgürlüklerin sınırlanması geliyor.
Burada önemli bir konu da korkunun yok edilmesi. İnsanlar genellikle yanlış yapmaktan
korkuyor. Zander’in yanlış yapan elemanlarla
ilgili düşünceleri ise şöyle: “Artık ben yanlış
yapan elemanlarımı kutluyorum. Ne kadar
güzel yanlış yapıyorsun diyorum. Çünkü öğrenmenin yanlış yapmayla başladığına inanıyorum.”
Gerçek liderler insanlara ümitsizlik değil, başarı aşılıyor. İnsanları hareketlendiriyor, motive ediyor, coşku veriyor. İnsanların uyum
içinde çalışmasını sağlıyor. Yaratıcılığı destekliyor. Bireysel iletişimin önündeki gizli engelleri ortadan kaldırıyor. Bireyler arasındaki
karşılıklı diyalogu açık tutuyor. Zander’in bu
düşünceleri bize önemli ipuçları veriyor.
Bir orkestra şefinin orkestrayı yönetirken izleyicilere arkası dönük durması gerekiyor. Bu
nedenle konser sırasında şef izleyicileri göremiyor. O başarıyı yönettiği kişilerin gözlerinde
okuyabiliyor.Müzisyenlerinyüzündemutluluk
varsa, ancak o zaman izleyicilerin de mutlu ve
memnun olduğunu anlayabiliyor.
İş dünyasında da liderler yönettikleri bireylerin gözlerine bakarak onların başarılı ya da
başarısız olduğunu anlayabiliyor. Konser sırasında orkestra şefi bir müzik aleti çalmıyor.
Ancak bir şefin başarısı yönettiği orkestradaki
müzisyenlerin başarısıyla ölçülüyor. Bir liderin başarısı da birlikte çalıştığı bireylerin başarısıyla ölçülebiliyor. Gerçek liderle çalışan
bireylerin başarı şansı daha da artıyor.
Liderlik Küresel bir Nitelik
Bir lider küresel boyutta düşünebilmeli ve
çağdaş düşüncelere de duyarlı olmalı. Kıyaslama yapılacak rakipler ve uygulamalar dünyanın en iyileri arasından seçilmeli. Zander’in
21.yüzyılda liderlik ile ilgili ilginç bir düşüncesi
var. Zander’e göre 21. yüzyılda erkek özellikleri gösteren liderler başarılı olamayacak.
21.yüzyıl daha çok kadın özellikleri gösteren
liderlerin çağı olacak. Bu özellikler kadınların
daha duygulu ve duyarlı olmaları, eşitlik ilkelerine özen göstermeleri, yetkiyi daha yumuşak şekilde kullanmaları ve insanlarla daha
kolay iletişim kurabilmeleri.
Liderlik yalnızca işle ya da politika ile ilgili değil. Üniversitelerde, sosyal kurumlarda, spor
kuruluşlarında, askerlikte, bilimsel çalışmalarda, müzik ve edebiyatta, aile hayatında, bir
başka deyişle, insan olan her yerde gerçek
liderliğe gereksinim var.
Küresel rekabet ortamında liderler sadece
emir verme ve kontrol etme sorumluluğunu
değil, önderlik etme ve destek olma sorumluluğunu da üstlenmek zorunda. Emirle çalışan bireyler yaratıcı olamıyor ve sorumluluk
duygusu da taşımıyor. Kuruluşlar sadece hiyerarşi, organizasyon şemaları ve talimatlarla
değil, değerler, kavramlar ve yenilikçi düşüncelerle yönetilmek zorunda. Bu da ancak
“gerçek liderlik” kavramıyla sağlanabiliyor.
8. Uluslararası
Basınçlı
Döküm
Teknolojileri
Fuarı
EUROGUSS
19-21 Ocak 2010, Nürnberg Almanya
2008 yılında 173’ü uluslararası 403
katılımcı ve toplam 7093 uzman ziyaretçisiyle toplam 10.201m2 üzerinde
katılım gerçekleşmiştir ve iki senede bir
düzenlenmektedir.
EUROGUSS muhtemelen sadece basınçlı
döküm ve basınçlı döküm ile ilgili konulara odaklı tek fuardır.
Bu esaslı fuar profesyoneller tarafından
profesyoneller için tasarlanmaktadır. Geçen yıllar içinde Nürnberg fuarı gelişmiş
ve sektör için önemli bir buluşma yeri
olmuştur.
Kötü ekonomik duruma karşın, şu an
ki katılımcı yoğunluğu iyi seviyelere
ulaşmıştır
Katılımcılar 2008 yılında aşağıdaki oranlarla ziyaretçi kabul etmişlerdir;
•81% Oto Yan Sanayi
•69% Basınçlı Dökümhaneler
•61% Otomobil Üreticileri
•41% Kalıpçılık Endüstrisi
•40% Makine ve İşletme Mühendisleri
•31% Elektrik ve Elektronik Endüstrileri
2008 Yılı EUROGUSS’a aşağıdaki firmalar
katılmıştır:
•Arslanlar Pres Döküm. San.ve Tic. Ltd. Şti.
•Ayhan Metal Pres Döküm
•Componenta Döktaş Dökümcülük
•İstanbul Ticaret Odası
•Tuğçelik Ltd. Şti.
Fuar hakkında daha detaylı bilgi www.
euroguss.de ve www.ask-EUROGUSS.de
adresinden edinilebilir.
37
Türkcast 2009 Sayı 11
makale article
Alüminyum Döküm Teknolojileri Tanıtımı
Kokil Döküm (GDC)
Türkcast dergisi; 6.sayıda alüminyum döküm teknolojilerini, 7.sayıda
alüminyum döküm malzemeleri, 9.sayıda yüksek basınç dökümü, 10.sayıda
alçak basınç dökümü tanıtmıştım. Bu sayıda ise; kokil döküm teknolojisini
tanıtmaya çalışacağım.
Can Demir
Kalite Sistem ve Arge Müdürü
Componenta Dökümcülük A.Ş.
Alüminyum Tesisleri _ Manisa
Makinalar ve Donanım
Kalıplar çelik veya dökme demir malzemeden
imal edilir. Kullanılacak otomasyon seviyesine bağlı olarak, farklı makina ve donanımlar
geliştirilmiştir.
Tezgah tiplerine göre
•Sabit, tek istasyonlu tezgahlar,
•Karozer tipi tezgahlar (Atlı karınca benzeri
döner ve çok istasyonlu),
•Devirmeli tezgahlar (Döküm için tezgah belirli açıda yatırılır, dökümü takiben tekrar eski
pozisyona getirilir)
Metal dökümüne göre:
•El ile, kepçe kullarak döküm,
•Otomatik kepçe ile döküm,
•Robot uygulamalı döküm,
Kalıp yaklaşık 350-400 oC’ye ısıtılır. Sıvı
alüminyum, dökülecek parçaya bağlı olarak
670-740 oC’ye ısıtılır. Eğer kum maça var
ise, kalıp içine yerleştirilir.
Sıvı alüminyum, elle kepçe ile veya otamatik
döküm sistemleri kullanarak kalıbın döküm
havşasına dökülür. Dökülen metal, atmosferik basıncın ve yerçekiminin etkisiyle yolluk
sisteminden geçerek kalıp içine doldurulur.
Metalin katılaşmasını (yaklaşık 3-5 dakika)
takiben, kalıp açılarak döküm parça dışarıya
alınır.
Avantajları / Dezavantajları
Proses
Proses kum döküm prosesine benzerdir. Fark
Türkcast 2009 Sayı 11
tekrar kullanılabilir çelik veya demir kalıpların
kullanımıdır. Kalıp yüzeyi, özel bir boya (döküm literatüründe poteyaj olarak da adlandırılmaktadır) ve proses ile boyanır.
38
•Yüksek basınç döküm prosesine göre, daha
ağır veya kalın parçalar dökülebilir.
•Karmaşık iç boşluklar için kum maçalar kullanılabilir.
•Yüksek basınç döküm prosesine göre, daha
uzun çevrim süresi.
•Daha karmaşık şekilli parçalar kolaylıkla dökülebilir.
•Alçak basınç döküm prosesine göre, proses
parametrelerinde daha az kontrol imkanı ve
otomatizasyon.
•Besleyiciler kullanarak lokal besleme imkanı
•Yüksek basınç döküm prosesine göre daha
yavaş katılaşma süresi. Bu nedenle:
1.Daha iyi besleme imkanı.
2.Sünekliği ve mukavemette azalmaya neden
olan, daha büyük hücre (tane) oluşumu. Bu
olumsuzluk, tane modifikasyonu ve ısıl işlem
ile giderilir.
3.Metal içinde daha az çözünmüş gaz. Bu nedenle, parçalar ısıl işlem yapılabilir
çevre environment
Poliklorlu Terfenillerin Kontrolu Hakkında
Yönetmelik Eğitimi
P
oliklorku Bifenillerin ve Poliklorlu TerfenillerinKontrolüHakkındaYönetmelik 27.12.2007 tarihli Resmi Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Çevre ve Orman Bakanlığının görev ve sorumlulukları arasında yer alan, kullanılmış
poliklorlu bifenil (PCB) ve poliklorlu bifenil
içeren madde ve ekipmanların envanterinin
hazırlanması, geçici depolanması, taşınması,
arındırılması ve bertarafı konuları söz konusu yönetmelik çerçevesinde PCB’leri elinde
bulunduranlar, arındırma yapanlar veya bertarafçılar, İl Çevre ve Orman Müdürlükleri ile
Bakanlık arasında yürütülmeye başlanmıştır.
Bu kapsamda oluşturulan Bilim Komisyonu
ile taraflara eğitim verilmeye başlanmış ve
derneğimiz de bu toplantıya davet edilmiştir.
Derneğimizin henüz bir çevre uzmanı olmadığından bakanlık ile ilişkilerimizi başarı ile yürüten Erkunt Sanayinden Erhan İşkol bu top-
lantıyakatılmışolupaşağıdakiönemlibaşlıkları
sektörümüzle paylaşmak üzere derlemiştir.
M. Erhan İŞKOL
Çevre ve Orman Bakanlığı Tarafından Organize Edilen 25 – 26 Haziran 2009 Tarihlerindeki PCB ve PCT
İçeren Atıkların Yönetimi Konulu Eğitim Notları
K
alıcı Organik Kirleticiler, yüksek dirençleri nedeniyle doğaya karıştığında ortamda uzun süre kalan, besin zincirine
aktarılarak biyolojik birikime uğrayan,
bu yolla insan sağlığı ve çevre üzerinde zararlı
etkilere yol açan kimyasal bileşiklerdir. Kalıcı
Organik Kimyasallardan birisi de Poliklorlu bifenillerdir.
PCB: Poliklorlu bifeniller ve PCT: Poliklorlu
terfeniller olarak ifade edilen bu malzemeler
1920 yılından önce yeryüzünde olmayan ve
insanoğlunun bir dönem ürettiği bu organik
bileşikler, toksik ve kansorejen madde olarak
tariflenmektedir. Yaklaşık olarak son 10 yıldır
dünyada üretimi yapılmamaktadır. 1970’li
yılların başında gelişmiş ülkeler PCB üretimini
yasakladılar. Ancak bu süreçte 1,3 milyon ton
PCB üretimi gerçekleştirilmiştir. PCT üretimi
çok az olduğu için PCB daha bir önem arz etmektedir. PCB için söylenen şeyler PCT içinde
geçerlidir.
Her ülkede farklı ticari isimler ile piyasaya
sürülen PCB ler bulundurduğu klor miktarına göre 209 farklı bileşikte olabiliyorlar. PCB
ler kararlı organik kimyasallar arasında yer
almaktadırlar. Çok iyi yalıtkan olmaları, 170
0C’ye kadar kimyasal yapılarında bir bozulma
olmaması ve yüksek kaynama noktasına sahip
olmalarındandolayıağırlıklıolaraktransformatörler ve kondansatörlerde yalıtkan sıvı olarak
kullanılmaktadır. Diğer kullanım alanları ise şu
şekildedir.
•Makine yağları (kesme ve yağlama yağları
gibi)
•Yüzey kaplamaları (boyalar, karbonsuz kopya kağıtları, yangın geciktiriciler olarak mobilya ve duvarlar, toz kontrolü amacıyla asfalt
ve toz tutucular)
•Yapıştırıcılar (özel yapıştırıcılar, suya dayanıklı duvar kaplamaları)
•Akışkanlaştırıcılar (conta dolgu malzemesi,
beton derzlerde, PVC, kauçuk izolasyon)
•Mürekkepler (boya ve matbaa mürekkebi)
gibidir.
Türkiye’de bu sözleşmeye taraf olan ülkeler
arasındadır.
Bu malzemeler çevre ve insan sağlığını olumsuz etkiledikleri için çok büyük önem arz etmektedir. Çok küçük ppm seviyelerindeki
maruziyetlerdedahiölümlere,sakatlanmalara
ve kansere yol açmaktadırlar. En yaygın maruziyet yolları; besinler, yüzey toprakları, içme
suyu ve yer altı suyu, kapalı ortam ve çalışma
yerleridir. PCB’ler yağlı ortamlarda çözündüğü
için yağlı beslenme, süt ve süt ürünleri ve balık
tüketimlerinedikkat edilmelidir. Sanayi bölgesine bağlı kalmaksızın dünyanın yer yerinde
PCB’lerin hava ile taşındığı yapılan ölçümler ile
ispat edilmiştir. Kutuplarda ve çölde dahi ölçülebilir düzeyde PCB bulunmaktadır. Böylece
besin zinciri yolu ile hayvan ve insan dokularında birikebilmeleri nedeniyle küresel düzeyde bir çevre ve sağlık sorunu oluşturmaktadır.
İki gün boyunca konu detaylı olarak incelenmiş, alternatif bertaraf yöntemleri hakkında
bilgilendirme yapılmış ve Türkiye ölçeğinde
yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur.
Buna göre 27.12.2007 tarihinde “Poliklorlu
Bifenillerin ve Poliklorlu Terfenillerin Kontrolü
Hakkında Yönetmelik “ yürürlüğe girmiştir.
Yönetmeliğe göre PCB ve PCT li ekipmanların
envanterkayıtlarınınoluşturulmasından,taşınması, depolanması ve uygun yollar ile bertarafından ellerinde bulunduranlar sorumludur.
İçerisinde 50 ppm’den fazla PCB bulunduran
ve 5 lt’den de fazla olan techizat ve ekipmanlar
(transformatörler, kapasitörler..) için tek tek
envanter numarası alınacaktır. 1996 yılından
sonra üretilen transformatörler ve kapasitörlerde PCB kullanılmamıştır. Ancak bu tarihten
önceüretilenlerdemuhtemelenPCBolacağından ekipmanın kayıt altına alınması, kullanım
durumu ve içerisindeki sıvının analizinin yapılması gerekmektedir.
PCB’lerin doğadaki yarılanma ömürlerinin ortalama 50 yıl ve üzeri olduğunu düşünürsek
bu malzemeler ile yüzyıllar boyu karşı karşıyayız demektir. Tam da bu noktada uluslar arası
bir çok sözleşmeler ve protokoller ile bu tarz
tehlikeli atıkların tanımlanması ve yönetimi
sağlanmaktadır. 2001 yılında yapılan Stockholm sözleşmesi kapsamında şu an tarım ve
sanayide kullanılan 12 adet maddenin üretimi
ve kullanımı yasaklanmıştır.
•TARIMDA: Aldrin, Klordan, DDT, Dieldrin,
Endrin, Heptaklor, Mireks ve Toksafen
•SANAYİDE: Heksaklorobenzen, PCB
•YAN ÜRÜN: PCDD, PCDF olan dioksin ve
furanlar üretilen kimyasallar olmayıp PCB proseslerinde meydana gelmektedir.
Stockholm sözleşmesine göre yasaklanan
maddeler arasında PCB ler de bulunmaktadır. Sözleşmeye göre taraflar PCB içeren
ekipmanlarının belirlenmesi, etiketlenmesi ve
kullanımdan kaldırılması işlemlerini 2025 yılına kadar tamamlamış olmaları gerekmektedir.
Çevre ve Orman Bakanlığı, Ulusal Uygulama
Planı çerçevesinde bir planlama yaparak hangi sektörlerin hangi yıllarda bu çalışmaları yürüteceklerini bir yazı ile bildirecektir. PCB lerin
en çok kullanım alanları enerji sektörü olduğu
için öncelikle buradan başlanacaktır. TABS
(Tehlikeli Atık Beyan Sistemi) kullananların
aynı şifreleri ile girecekleri, olmayanların ise
yeni şifreler ile gireceği online bir veri tabanı,
Bakanlık tarafından hazırlanmakta olup henüz
devreye alınmamıştır. Böylece elinde PCB li
ekipman bulunduran herkes buraya giriş yaparak otomatik envanter numarası alacaklardır. Bu sistem devreye alınırken ihtiyaç duyulması halinde ayrıca eğitim verilecektir.
Eğitim boyunca yapılan sunuşlar Çevre ve Orman Bakanlığın web sitesinde yayınlanacak
böylece daha detaylı bilgiye bu sunuşlardan
da ulaşılabilecektir.
39
Türkcast 2009 Sayı 11
çevre environment
Atık Döküm Kumundan Yüksek Mukavemetli
Yapı Malzemesi Üretilmesi
Mehmet Erhan İŞKOL
Erkunt Sanayi A.Ş.
Ar-Ge Müdürü
M
etal bilimi, insanlığın en eski mesleklerinden birisidir. Metallere şekil
verme yöntemlerinin başında da
döküm işlemi gelmektedir. İnsanlar M.Ö. 9000’li yıllarda ilk metal ve metal
oksitleri tanıyarak yaşamlarında kullanmaya
başlamışlardır. Arkeolojik kazılar sonucu elde
edilen kalıntılara göre madenlerin ilk kullanım
yeri Anadolu’dur. Binlerce yıllık bilgi birikimi
ve tecrübe içeren döküm sanayi, büyüme
ve gelişimini 19. yüzyılda Sanayi Devrimi ile
gerçekleştirmiştir. Sanayileşme hamlesi, artan nüfus, kirlilik, çevre felaketleri ve bunlara
bağlı olarak dünya kaynaklarının azalması insanlığı tedbir almaya zorlamıştır. Hayatımızın
her alanında olan dökümcülük gelecekte de
olmaya devam edecektir. Şekil 1’de de görüldüğü gibi son 5 yılda dünya döküm üretimi
her yıl yaklaşık % 8 oranında artarak gelişen
bir sektör haline gelmiştir.
sistemde dönen kumun hacmi artar ve kum
silolarından dışarı alınması gerekir. Dışarıya
alınan bu kumlar dökümhanelerin atık olarak
ifade ettikleri kumlardır. Atık döküm kumları
miktarsal olarak Döküm Sektörünün en büyük atığını oluşturmaktadır. Bu anlamda sektörden yıllık yaklaşık 400 000 ton atık döküm
kumu çıkmaktadır. Meydana gelen bu atık
döküm kumları mekanik veya termal yöntemler kullanılarak geri kazanılabilmektedir.
Ancak geri kazanım proseslerinde de atıklar
oluşmaktadır. Oluşan bu ikincil atıklar daha
konsantre atıklar olup yeni sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu güne kadar meydana gelen atık döküm kumları belediyelerin
hafriyat alanlarında depolanmaktadır
AB uyum süreci kapsamında, ülkemizde de
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından doğal
çevreye yönelik mevzuatlar oluşturulmakta
ve uygulamalar taviz verilmeksizin yürütül-
Şekil 1. Dünyadaki toplam döküm üretiminin yıllara göre gelişimi
Dökümlerin büyük çoğunluğu kum kalıplara
yapılmaktadır. Genelde silis kumu olarak ifade edilen kuvars (SiO2) kumu kullanılır. Bu
kum sürekli çevrim halindedir. Ancak kumun
kalıplanabilme özelliklerini ayarlayabilmek
için belli oranlarda yeni kum ilaveleri yapılır. Ayrıca dökülen parçalar kompleks olup
maça kullanılıyorsa döküm sonrası bu maça
kumları da kalıp kumlarına karışır. Böylelikle
Türkcast 2009 Sayı 11
40
mektedir. Bu çevre regülasyonları kapsamında atıklara yönelik doğru çözüm yollarının
bulunması kaçınılmaz hale gelmiştir. Prosesten çıkan atık döküm kumlarının farklı bir
prosesin girdisi olarak tekrar kullanılabileceği
düşünülmüştür. Bu yönde geri kazanım üniteleri olmayan dökümhaneler için her atık bir
hammaddedir kurgusu ile hareket edilmiştir.
Belirtilen miktardaki atık döküm kumunun,
başka proseslerde küçük katkı oranları ile
kullanılmasından ziyade büyük çoğunluğu
atık döküm kumundan oluşan yeni bir ürün
tasarlanması, ayrıca bu yeni ürün piyasaya
sürüldüğünde kullanım alanı bulması ve kullanım miktarının fazla olması gerektiği düşünülmüştür. Bu sebeplerle inşaat sektöründeki
yapı malzemelerine odaklanılmıştır. Burada
öne çıkan ve gelecekte de öneminin artacağı
düşünülen malzemelerin başında bor bileşikleri gelmektedir. Özellikle depreme dayanıklı,
mukavemeti yüksek ve ısıya dayanıklı binaların yapılmasında bor ürünlerinin katkısı çok
yüksektir. Bor bileşiklerinin ısı ve ses izolasyonu açısından da çok önemli bir kullanım
alanı vardır. Bu kapsamda değerlendirileceği
düşünülen diğer bir atık da Eti Maden Kırka
Bor İşletmesi bor zenginleştirme ünitesinden
çıkmaktadır. Ülkemizde 350 000 ton’u Kırka
Bor işletmesinden olmak üzere yıllık yaklaşık
600 000 ton gölet atığı oluşmaktadır. Şu ana
kadar göletlerde biriken atık miktarının yaklaşık 10 000 000 m3 olduğu söylenmektedir.
Bu düşünceleri hayata geçirmek üzere MTA ile
birlikte bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmadan
olumlu sonuçlar elde edilince oluşturulacak
yeni ürünün detaylı çalışmaları için TÜBİTAK
(1501) Sanayi Ar-Ge Projesi başlatılmış olup
Mart 2010’da bitirilmesi planlanmıştır. Laboratuar çalışmalarından elde edilen ilk bulgular
ışığında ise fikri ve mülkiyet haklarını koruma
altına almak için Türk Patent Enstitüsüne Erkunt Sanayi A.Ş. adına patent başvurusunda
bulunulmuştur. Bununla birlikte yapılan çalışma sonuçlarının paylaşıldığı bilimsel bir de
makale hazırlanmıştır. Bu makale İstanbul’da
düzenlenen 14. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresinde sunulmuştur. Yürütülen
proje ile döküm sektörünün atığı olan kumları
değerlendirirken başka bir sektörün atıklarını
da kullanarak verimlilik iki katına çıkartılmıştır.
Atık döküm kumu ve bor atığını belirli oranlarda ve uygun şartlarda bir araya getirerek yapılan tuğlanın içerisinde kil olmadan da tuğla
standartları yakalanabilmektedir. Bu yeni
koşuldaki tuğlanın hammaddesi, bor atığının
etkisi ile beyaz renkte olmaktadır. Hammaddenin beyaz olmasından faydalanarak içerisine metal oksitler ilave edilip istenilen renk
çevre environment
Normal inşaat tuğlası üretiminde 1200
0C’deki sıcaklıklarda pişirme yapılmaktadır.
Ancak bizim geliştirdiğimiz tuğla için bu sıcaklıklara çıkmaya gerek olmayıp pişirme işlemi
800 0C’de gerçekleştirilerek enerji avantajı
da sağlanmaktadır.
Yüksek basınca dirençli, düşük su emme
oranlı, dona ve aşınmaya karşı dayanıklı olan
bu malzeme binaların dış cepheleri, yer döşemeleri, özel tanımlı yollar, bahçe duvarları,
şömine ve barbekü yapımı gibi alanlarda geniş uygulama imkanları bulacaktır. Ar-Ge projesi kapsamında MTA ile birlikte yapılan çalışmalar özellikle sıva ve boya gerektirmeyen
yeni ürüne yönelik olarak devam etmektedir.
Şekil 2. Renkli tuğla numuneleri
tonlarında tuğlalar üretilebilmektedir. Geliştirilen yeni ürünün bu özelliğinden dolayı yapı
sektöründe görsel ve estetik uygulamalar açı-
Yapılan çalışmalarda yapı malzemelerini iyileştirilip yeni bir boyutta ürün üretmek ile birlikte atıkların değerlendirilmesi, enerji tasarrufu, ülke ekonomisine katkı, çevreyi koruma
ve doğal kaynakların daha verimli kullanılması hedeflenmektedir.
sından da ön plana çıkacağı düşünülmektedir. Renk denemesi yapılan tuğla numuneleri
Şekil 2’de görülmektedir.
Size Özel
Çözümler...
Prestij Yayıncılık olarak 1993 yılından beri
imalat sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak
üzere Türkiye’nin alanındaki en etkin sektörel
ve teknik dergilerini yayınlamaktayız.
Son projemiz, Euroindustry Alıcı Rehberi Türk
imalatçılarının yurtdışındaki önemli fuarlarda
en etkin tanıtım aracı olmuştur.
Prestij Yayıncılık Ltd.
0212 267 10 11
41
Türkcast 2009 Sayı 11
makale article
Özkan Usta…
Kamil Büke
Componenta Dökümcülük A.Ş.
Z
anaatkar kelimesinin hakkını veren kişilerdendir. Dökümcü Özkan
Usta’yı 1983 yılından tanırım. O zamanlar İzmit-Adapazarı bölgesinde
faaliyet gösteren konusunda lider,
büyük bir otomotiv yan sanayii kuruluşunun*,
dökümhanesinde birlikte çalıştık bir süre. AKP
grup Başkan Vekilliğinden, Sanayi Bakanlığına terfi eden Nihat Ergün Bey’in ustası, Özkan Usta’yı bir de ben anlatayım dedim.
Karadenizli idi, Karadenizliliğin kendine has
tüm kıvraklığı, kendine olan aşırı güveni,
esprililiği, hazır cevaplılığı onda vardı. Nihat
Bey’in bahsettiği gibi cömertti, babacandı.
Aynı anda birlikte çalıştığı genellikle Meslek
lisesi mezunu diğer formenlerin yanında İlkokul mezunu olmasına rağmen, hiç kendini
ezdirmez, aksine her zaman çözüm için aranan kişi olmayı başarmıştı. Mesleğin gerçek
zanaatkar’ı olduğunu herkese kısa sürede
kabul ettirmişti. Sn. Bakan’ın da staj yaptığı
atölyesi iflas etmiş, o da çaresiz soluğu bordrolu çalışmada almıştı.
“Nasıl oldu bu iflas işi?” diye sorduğumuzda,
verdiği yanıt, Dünya’nın en eski ikinci mesleği
olarak tanımlanan Dökümcülüğün zorluğunu
da içerir. Zor meslektir, meşakkatlıdır dökümcülük. Ortaya kum, maden ve ateşten bir eser
çıkarırsınız. Ancak sıcak ateş ve toz altında
döktüğünüz terlerin karşılığını alabilmek için
her zaman binbir türlü koşulu, mühendislik
dilinde parametre’yi de kontrol altında tutmanız gerekir, aksi halde sonu hüsran olur. Sakat dökülmüş işi, kimseye satamayacağınız
gibi, sizin cebinizden, boğazınızdan birşeyleri
götürür. Hemen önlem almanız, çözüm bulmanız şarttır.
Özkan Usta’nın yanıtı şu olmuştu. Abi, işler
yolunda idi. Güzel bir iş almıştık, piki, kömürü
aldım, atölye’ye koydum, ekibe de biraz para
bıraktım, çok yorulmuştuk, hanımı, çocukları
aldım Antalya’ya gittim. Birkaç gün tatil yapayım dedim. Döndüğünde, birde baktım,
bizimkiler, eritip, dökmüşler, sakat! Eritip
dökmüşler yine sakat, sonra işte ben buradayım...
İşte böyledir, zanaatkar olmak başkadır, işletme yönetmek başka!
İzmit’te halen faal olan başka bir dökümhanede yıllar önce yaşadığı olay, bu mesleğin
zorluklarını anlatmak açısından iyi bir örnektir.
Büyük bir iş kalıplıyorlar. 4-5 tonluk bir parça
dökülecek. Yer kalıbının yapımı bir hafta sürüyor. Kalıp tamamlandıktan sonra ergitilen
maden, pota ile kalıba dökülüyor. Bu esnada olan büyük bir patlama ile dökümhane’de
kısmen yangın çıkıyor. Vücudundaki yanık
yerlerini bize gösterirken, patlama nedeninin
ise, kalıba girmiş bir fare olduğunu sonradan
tesbit ettiklerini anlatırdı.
Sanayi Bakanı, Sn.Nihat Ergün’ün de staj
yaptığı yer. İşler yoğun, Pazar günleri de bazen çalışıyorlar. Ancak Pazar günü çalışmak
için belediyeden ayrıca ek ruhsat almak gerekiyor. Taktik, kepengi, 20-30 cm kalacak
kadar aşağıya indirerek çalışmak. Zabıta geliyor, ruhsat falan sorgularken, Özkan Usta,
baştan çalışmadıklarını, temizlik yaptıklarını
söylüyor. Zabıta tabii ki, Ona inanmıyor,
eğiliyor, kepengin altından içeri bakarak çalışanları görüyor. Bunlar kim? Siz burada çalışıyorsunuz diye bağırınca, Özkan Usta’nın
yanıtı, “ Ha bunlar işçi değil, lazdır da!” diyerek zabıta’yı savuşturmaya çalışıyor!
Sen bir ömürsün, sağolasın Özkan Usta.
Dökümcülüğün zorluğunu bilen yabancıların
bile “dök ve dua et” anlamına gelen sözcükleri vardır. Fatih Sultan Mehmet zamanında,
Tophane-i Amire binasında, top dökümlerinin
yapıldığını, madenin ergitimden sonra, padişahların, sadrazamların, topların sağlam
çıkması için dua ederek, potanın içine altın sikkeler attığını ve dökümlerin bundan
sonra yapıldığını Evliya Çelebi’nin yazılarından da öğreniyoruz.
*Bu kuruluş: O zamanki ismi ile, İstanbul
Segman ve Gömlek Sanayii A.Ş, şimdiki adı
ile Federal Mogul’dur.
Padişah ve Sadrazamların, hemen
döküm öncesi pota içine atttıkları bu
altın sikkelerin, sonuca pozitif etki
yaptığını dökümcülük bilimi yıllar
sonra açıklamış, bu konu üzerine
sayısız master tezleri yapılmıştır. Yapılan işin mekanizması
kısaca, Aşılama olarak açıklanmaktadır.
Özkan Usta’nın anlattığı
gerçek olaylardan bir
tanesini anlatarak yazımızı sonlandıralım. KaradenizliUstamızınbu
hikayesi için Karadenizlilerin hoşgörüsüne de baştan
sığınalım.
İzmit’in hemen
dibindeki sanayi
çarşısı. Muhtemelen AKP’li
Federal Mogul Personel Şefinden aldığımız bilgiye göre Özkan Usta (Güray) 09.02.1982 ile 08.08.1985 yılları arasında o zamanki
adı İstabul Segman Sanayi A.Ş. olan şirketimizde Dökümhane ustabaşısı olarak çalışmıştır. 02.01.1950 Maşukiye doğumlu
olan Özkan ustanın fotoğrafı ektedir. (Tüdöksad)
Türkcast 2009 Sayı 11
42
araştırma investigation
TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi
2
008 yılının Nisan ayında uygulamaya
başlanan metalik malzeme fiyat farkı endeksi Dökümhaneler ve Döküm
alıcıları arasında doğan sıkıntıları ortadan kaldırmış olup, Avrupa da olduğu gibi
değişen hammadde fiyatları konusunda tüm
taraflara bir temel bilgi sağlamaktadır.
Hepimizin bildiği üzere 2008 in son çeyreğinden itibaren anlamsız yükselmiş olan malzeme fiyatları olması gereken seviyelere gerilemeye başlamıştır.
turulan Tabloya her ayın ilk haftası www.
tudoksad.org internet sayfasından ulaşılabilmektedir.
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi
firmalardan toplanan güncel bilgiler ile oluş-
Tablo 1. Hammadde fiyatları TL/Ton
Açıklamalar
TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Dökümhanelerde Kullanılan Metalik Hammadde Fiyat Değişimleri
Malzeme Fiyatı (TL/Ton)
Güncel Piyasa Sözleşme fiyatları; Dökümhane teslimi, nakliye, navlun, gümrükleme, spor klübüne
yardım, bağış, fire, prim, ceza dahil, KDV Hariç
Dönem
2003
2003
2004
2005
2006
2007
Haz
Yılık Ort
Yılık Ort
Yılık Ort
Yılık Ort
Yılık Ort
Ara-06
2007 Oca-07
Şub-07
Mar-07
Nis-07
May-07
Haz-07
Tem-07
Ağu-07
Eyl-07
Eki-07
Kas-07
Ara-07
2008 Oca-08
Şub-08
Mar-08
Nis-08
May-08
Haz-08
Tem-08
Ağu-08
Eyl-08
Eki-08
Kas-08
Ara-08
2009 Oca-09
Şub-09
Mar-09
Nis-09
May-09
Haz-09
Hurda
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Ort
Max
Türkcast 2009 Sayı 11
Hematit Piki
Çelik Piki
H1-H2
Ç1-Ç2
Sfero Piki
(1)
(2)
373
407
483
453
490
471
495
484
500
520
540
531
560
501
547
459
494
462
494
475
503
487
516
485
500
482
500
487
510
492
526
509
524
561
588
715
746
867
910
870
900
805
857
636
725
548
600
426
601
452
520
460
510
497
543
491
525
470
519
465
470
468
590
472
515
587
541
650
558
652
573
656
616
706
606
683
583
659
598
676
584
646
594
662
579
678
598
630
562
609
622
717
671
757
742
795
826
887
904
1,043
1,076
1,222
1,213
1,345
1,334
1,390
1,210
1,250
1,012
1,150
928
1,170
865
1,025
960
1,605
880
1,340
869
1,350
810
1,070
696
900
645
850
4%
3%
7%
2%
-6%
-8%
1%
3%
3%
0%
-1%
1%
1%
3%
10%
27%
21%
0%
-7%
-21%
-14%
-22%
6%
2%
8%
-1%
-4%
-1%
1%
44
KOK
3.1%
2.7%
7.5%
-1.6%
-3.8%
2.6%
-2.3%
1.7%
-2.5%
3.3%
-6.0%
10.7%
7.9%
10.6%
11.3%
9.4%
19.0%
12.7%
10.0%
-9.3%
-16.4%
-8.3%
-6.8%
11.0%
-8.3%
-1.3%
-6.8%
-14.1%
-7.3%
(3)
(4)
574
558
620
571
628
597
635
622
632
621
640
612
641
614
641
583
614
596
631
594
619
574
615
557
588
584
614
659
705
706
740
820
883
977
1,056
1,127
1,274
1,247
1,400
1,312
1,416
1,105
1,170
1,018
1,250
940
980
900
985
975
1,010
822
992
723
756
657
710
655
670
610
700
471
428
462
521
479
541
494
550
517
575
530
575
543
564
537
554
533
548
528
588
524
570
533
592
506
539
496
524
507
530
596
623
633
657
756
797
915
965
1,039
1,183
1,146
1,227
1,180
1,203
1,003
1,101
960
1,221
644
800
670
740
765
840
678
840
664
707
568
650
543
600
504
563
2.3%
4.6%
4.2%
-0.2%
-1.4%
0.3%
-5.0%
2.2%
-0.3%
-3.4%
-3.0%
4.8%
12.8%
7.1%
16.1%
19.1%
15.4%
10.6%
5.2%
-15.8%
-7.9%
-7.7%
-4.3%
8.3%
-15.7%
-12.0%
-9.1%
-0.3%
-6.9%
(1) Hurda Fiyatı
Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye
genelindeki dökümhanelerce satın alınan
paketli veya dökme, kaplamasız, DKP sac
hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap
edilmiş, ağırlıklı aylık ortalaması
(5)
3.1%
4.7%
2.5%
2.5%
-1.1%
-0.7%
-0.9%
-0.8%
1.7%
-5.1%
-2.0%
2.2%
17.6%
6.2%
19.4%
21.0%
13.6%
10.3%
3.0%
461
510
465
510
460
500
461
500
470
520
470
525
470
525
470
525
470
525
491
550
505
560
495
550
510
570
510
570
607
680
607
670
610
700
(2) Sfero Piki
İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin
güncel fiyatlar ve bağlanan sözleşmeler ile
dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
(3) Hematit Piki
İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar
ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
-15.0%
-4.3%
-32.9%
4.0%
14.2%
-11.4%
-2.1%
-14.5%
-4.4%
-7.2%
(4) Çelik Piki
İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar
ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
10
45
19.67
6.70
0
-20
H 09
20
H 09
E nde x De ğişimi (% aylık)
M 09
300
-7.97
Ağu-09
Ma y-09
Ağu-09
Ma y-09
Max
M 09 -10.56
A 08
E 08
-20%
A 08
-10
-14.38
-6.34
-14.85
Ş ub-09
K a s -08
Ağu-08
Ma y-08
0.4
E 08
Ş ub-09
K a s -08
Ağu-08
Ma y-08
Ş ub-08
Tl/Kg A ylık Ortalama
H 08
M 08
A 07
E 07
H 07
M 07
A 06
E 06
Ş ub-08
K a s -07
Ağu-07
Ç olak oğlu Hur da F iyatlar ı
H 08
M 08
A 07
E 07
H 07
M 07
A 06
E 06
H 06
M 06
E uro / t
H 06
M 06
A 05
K a s -07
Ağu-07
Ma y-07
Ş ub-07
K a s -06
0.8
A 05
30
E 05
500
E 05
H 05
M 05
A 04
Ma y-07
Ş ub-07
K a s -06
40%
H 05
M 05
A 04
550
E 04
H 04
M 04
A 03
E 03
H 03
-40%
E 04
H 04
M 04
A 03
E 03
H 03
araştırma investigation
Ort
0.7
0.6
0.5
0.380
0.3
0.2
Ç olak oğlu Hur da Fiyatlar ı De ğiş im i %
20%
9% 2%
0%
-6% -5%
C AE F Avrupa Metalik Malz eme F iyat E ndeks i
Index June = 100
520.23
450
400
350
266.73
250
200
150
100
50
Türkcast 2009 Sayı 11
makale article
Kongrelerden Seçtiklerimiz......
Dökümhaneler: Nihai Sınır Nerede?–Döküm
Teknolojilerinde Önümüzdeki Birkaç Binyıl
D. Weiss
Eck Industries, Inc. Manitowoc, Wisconsin
AFS 113. Metal Casting Congress, Las Vegas, ABD, Nisan 2009,
Amerika Dökümcüler Birliği, Modern Casting, Mayıs 2009
www.moderncasting.com
Trakya Döküm Mühendislerinden Serdar Atafırat tarafından tercüme edilmiştir.
ÖZET
B
ilim kurgunun gelecekteki dünyası
gelişmiş ve bazen de fantastik malzeme ve teknolojiler üzerine kuruludur.
Star Trek’in (Uzay Yolu) ilk uzay gemisi Enterprise, 2130’larda yani bizim geleceğimizden yüz yıldan biraz daha fazla bir zaman
sonra kuruldu. Malzeme bilimi ve ileri üretim
metotları kurguyu gerçeğe dönüştürebilir mi?
Dökümhanelerimiz gerçek ileri teknoloji taşıma sistemlerini yapabilir mi? Bu makale, endüstrimiz için Star Trek dünyasının fırsatlarını
ve üstesinden gelinmesi gereken güçlüklerini
tartışmaktadır. Bu yolculuğun bir kısmı hayal
edilmiş, fakat hiçbir zaman üretilmemiş malzemeleri inceleyecek ve her gün döktüğümüz
malzemelerin farkına varılmamış potansiyellerini tekrar gözler önüne serecektir.
Gerçekleşen şey hakikaten olağanüstü idi.
Kalayın, bronz üretmek için (büyük ihtimalle)
kazara bakırın içine konulması bakırdan daha
güçlü bir malzemenin üretimiyle sonuçlandı. Ergime noktası saf bakırdan 60o C daha
düşük olduğundan bronzun dökülmesi saf
bakırdan daha kolay olmuştur. Bu Asur kralı,
Sennacherib için yapılan 100 ton ağırlığında
kolonları olan anıtsal bronz döküm üretimini
mümkün kılmıştır. Kalayın bakıra, karbonun
demire, bakır ve magnezyumun alüminyuma ve alüminyumun magnezyuma ilavesinin
hepsi alaşımsız metallerden daha iyi alaşımlar üretilmesini sağlamıştır. Sofistike alaşım
sistemleri bugün döktüğümüz dökümhane
metallerinin mukavemetinin temelidir. Periyodiktablodakielementlerinbirbiriylealaşımlandırılması sonucu elde edilen yeni ürünler,
Star Trek dünyasının gerekliliklerini karşılayabilecek midir?
üzerinde tüm seviyelerde yani elektronik altı,
elektronik, atomik ve moleküler seviyedeki
elektrik ve manyetik güçlere karşı inerttir.
Bunun sonucu olarak şaşırtıcı ve bir o kadar
da üstün bir takım özelliklere sahiptir. Bunlardan bir tanesi tamamıyla ağırlıksız, diğeri ise
tamamıyla ısısız olmasıdır. Hiçbir moleküler
vibrasyonu yoktur. Kendisine gelen ısının ve
ışığın tamamını yansıtır. Elin sıcaklığını absorbe etmediğinden dokunulduğunda soğukluk
hissi vermez. Ağırlıksız olmasına, yüksek
mukavemetine ve kayda değer elastikiyetine
rağmen katıdır ve moleküler olarak oldukça
yoğundur. Aynı zamanda parçalayıcı ışınlara
karşı mükemmel bir kalkandır”.
Gelecek
“Strich, süt grisi renginde, şeffaf, neredeyse
sürtünmesiz bir malzemedir. Ringworld’un
tabanını oluşturan Strich oldukça ince tabakası kendisiyle karşılaşan notrinoların %
40’ının geçişini engeller. Aynı zamanda tüm
diğer radrasyonun ve subatomik parçacıkların nerdeyse % 100’ünü absorbe eder ve hızlı
bir şekilde ısıyı dağıtır. Scrith’in çekme mukavemeti yüksek nükleer güç ile benzerlik göstermektedir. Devasa mukavemetinden dolayı
birçok silahı geçirmez. Yeterli kinetik enerjiye
sahip bir cisim (gök taşı veya asteroit gibi)
çarpma durumunda Ringworld’un tabanını
deforme edebilir ve delik açabilir. Strich’in
fiziksel kompozisyonu tam olarak belli olmamakla beraber büyük oranda abartılı bir
şekilde olsa da metallerle bazı ortak özelliklerinin olduğu görülmektedir. Örneğin, yüksek
GİRİŞ
Metal Dökümünün tarihçesi kazara gerçekleşen buluşlar, sıkı çalışma, zanaatçılık ve ara
sıra vuku bulan gelişmiş anlayıştan ibarettir.
İlk metal dökümü altı bin yıl önce İranlı bir
çömlekçinin kazayla malakiti ocağına düşürmesiyle üretilmiş olabilir. Sıcaklık minerali
metalik bakıra indirgemek için yeterli olmuş
olabilir. Daha sonra gerçekleştirilen deneyler
dekoratif amaçlı olarak bakırı belli bir şekilde
elde etmek için bir taş kalıbın ateşin altına
konulmasına sebep olmuş olabilir. Şekil 1’de
görüldüğü gibi zanaatkârlar, belli tekniklerden yararlanmış ve kısa zamanda balmumu
kullanarak güzel ve girift şekilli dökümler
üretmişlerdir.
Gelecekte üretilmesi muhtemel şu malzemeleri ele alalım:
Interon bilinen tüm fizik kurallarını ihlal eden
bir malzemedir ve İmkansızın Fiziği adlı kitabında Michio Kaku tarafından Sınıf III imkansızlık malzemesi olarak kategorize edilmiştir.
Armagedon:2419 A.D. de Philip Nolan malzemeyi aşağıdaki şekilde tasvir etmiştir.
Şekil 1. Kudüs’teki İsrail Müzesi’nde yer alan
bronz döküm ve kalıp (M.Ö. 2000 yıllarına ait)
Türkcast 2009 Sayı 11
46
“Inerton, Amerikalı bilim adamları tarafından ultronik güçlerle yapılan araştırma ve
deneylerin ikinci büyük zaferidir. Denge altı
sub-iyonik formlardan ultrasonik ritmik titreşimin karmaşık heterodini ile oluşturulmuş
sentetik bir elementtir. Bu element, ultoniğin
Üstün özellikli diğer bir malzeme ise Larry
Niven’ın Ringworld adlı bilim kurgu kitabındaki Şekil 2’de gösterilen “Strich” malzemesidir.
makale article
çekme mukavemeti, ısıyı iletme kabiliyeti ve
manyetik alanı muhafaza etme gibi özelliklere
sahiptir. Strich’in maddenin transmutasyonu
sonucu yapay olarak üretildiği belirtilmiştir”.
Fizik dünyasının bilgisinin uç sınırında olduğundan Kaku, Strich’i sınıf II imkânsızlık malzemesi olarak tanımlamaktadır.
Star Trek’te gördüğümüz birçok şey sınıf I
imkânsızlık malzemeleri kategorisine aittir.
Bunlar bugün imkânsız olan teknolojilerdir,
fakat bu bilinen fizik kurallarını ihlal etmemektedir. Star Trek’in dizaynının çekici olan bir
yanı gerçekten de tasvir edilen teknolojinin
yakın gelecekteki olabilirlik alanı içinde olmasıdır. Konstrüksiyon için gerekli malzemeler
hali hazırda çağdaş malzemeler açısından
değerlendirildi. Belki de Star Trek’in tritanyumu, elmas fiberlerin titanyum alaşımı matrisine daldırılmasıyla yaratılabilinir. Enterprise’ın
warp bobini, verterium cortenite diye adlandırılan bir döküm malzemesidir. Bu malzeme
ve sıcak motor plazması arasındaki etkileşim,
motoru çevreleyen alanın geometrisini değiştirmekte ve bu sayede Enterprise’ın yolculuk
ettiği etrafı kapatılmış boşluğu yaratmaktadır.
Etrafı kapatılmış boşlukta Enterprise ışık hızını
ihlal etmez ve bu sayede özel görecelik kanunun ihlalini engeller.
Şekil 2. Larryniven.org’ten Ringword
Bu kurgusal malzemeler Neal Stephenson’un
yeni bilim romanında tasvir edildiği gibi yeni
maddeler olabilirler. Anathem: Atomik çekirdeği yapay olarak sentezlenen ve bu yüzden
tabii olarak oluşan elementlerde ve bileşiklerde bulunmayan fiziksel özelliklere sahip bir
madde formudur.
McCarthy bu fikirleri geliştirmek için Programlanabilir Madde Şirketi isimli bir şirket kurdu.
Teknik zorluklara rağmen McCarthy’nin öne
sürdüğü fikirler ciddiye alındı. 2000 senesinde Nature Dergisi’nde yayınlanan bir makalede McCarthy malzemelerinin bir tanesinden
bahsetmektedir.“Wellstone demiri kendi tabii
eşinden daha zayıf, daha az iletken ve daha
az ferromanyetik, yani daha az demir gibidir
ve bir golf sopasıyla tekrar tekrar vurursanız
tedrici olarak demire olan benzerliğini kaybedecek ve parçalanmış silisyum ve boşluk
olacaktır. Diğer taraftan tüy hafifliğinde, tamamıyla paslanmaz ve ufak bir darbeyle çinkoya, rubidyuma veya bilinen en sert süper
reflektör imperviyum gibi hayali bir maddeye
bile dönüşebilir”.
Geçiş
Bilim kurgu evrenimizin bazı yönlerine dair
etkileyici gelişmeler olmuştur. Orijinal Star
Trek dizisinde uzay gemilerinin algılanmasını
engellemek için Romulanlar tarafından kullanılan örtüleme teknolojisi hızla fiziksel bir realite olmaktadır. Dökümün yüzeyindeki silisyum morfolojisinin kontrolü onu optik olarak
görünmez yapabilir. Ama hala daha her gün
ürettiğimiz metaller ve dökümlerin ful potansiyellerine erişmemiz gerekmektedir.
Saf metaller genellikle oldukça zayıftır, fakat
teorik olarak öyle değildir. 1929’da Yakov
Frenkel basit bir atomik model kullanarak bir
malzemeninteorikakmagerilmesinintahmini
olarakYoung modülünün onda biri olduğunu
öngörmüştür. Bu alüminyumun teorik akma
gerilmesinin inç karede bir milyon pound
olduğuna işaret etmektedir. Gözlenen akma
gerilmeleri bundan 10 ila 100 kat daha az
büyüklüktedir. Problem ise mükemmel olarak
dökülseler bile metallerin kristallerinin kusursuz olmamalarıdır. Kristaller, uygulanan
yükün altına hareket eden dislokasyonlar ile
doludurlar ve bu da malzemenin deformas-
yona uğramalarına sebebiyet verir. Bu diğer
malzemeler için de geçerlidir. Karbon nanotüpleri olarak isimlendirilen eşsiz karbon konfigürasyonları çok yüksek teorik mukavemete
sahiptirler. Yerinden oynamış tek bir atom
bile nano-tüpün mukavemetini % 30 azaltır
ve tipik olarak üretim prosesindeki görülen
atomik ölçekteki hatalar mukavemetin %
70’e varan oranlarda azalmasına sebep olur.
Alaşımlama dislokasyonların sebebiyet verdiği zayıflamaya karşı ilk çareydi. Alaşımlandırma ile tane sınırlarında oluşan çökeltiler,
dislokasyonların hareketini engeller. Tane
boyutlarının azaltılması dislokasyon hareketine karşı bariyerlerin sayısını arttırır. Belki
de önümüzdeki birkaç yüzyıl boyunca atomik
ölçekteki hataların engellenmesi konusunda
daha fazla bir şey yapılamayacaktır, fakat
teorik mukavemete ulaşmamızı engelleyen
makro hatalar üzerinde yeterince büyük bir
etki yapabiliriz ki, bu da döküm dünyasını değiştirebilir.
Daha iyi dökümler yapabilmek için malzemelerin yoğunluklarını arttırmamız gerekmektedir. % 99’dan daha yoğun dökümler
üretmek için çok sıkı çalışıyoruz. Ancak %
99,9999’dan daha yoğun bir malzemeyi ele
alalım. Eğer gözeneklerin çapı 100 nm ise bu
tür malzemeler cm3 başına yaklaşık 5.1016
gözenek ihtiva etmektedir. Alüminyumda,
mevcut en iyi temizleme ve gaz giderme
teknikleri kullanarak dökümhane ortamında
0,04 mm (40.000 nanometre) büyüklüğünde inklüzyon ve %99’luk metal yoğunlukları
güçlükle elde edilebilmektedir. İyi alüminyum
dökümlerinin teorik ve gerçek yoğunlukları
arasında %1,5-2,0’lik bir fark vardır.
Ivan Amato’nun Stuff, The Materials The
World Is Made Of adlı kitabına göre kalite
kontrol ve proses problemlerinden dolayı
yeni malzemelerdeki gelişmeler yavaş bir seyir almaktadır.
Yeni maddenin daha gerçekçi bir tipi romancı ve uçak mühendisi olan Wil McCarthy’nin
kitabında Hacking Matter’da bulunabilir.
McCarthy, yığın malzemelerin iç kısmına
programlanabilir dopantlar koymayı ve dış
sinyallerle gerçek zamanlı olarak bu dopantları kontrol etme fikrini öne sürmüştür.
Dopantlar selektif olarak kuvvetlendirilmiş
metal matris kompozitlerdekine benzer bir
şekilde madde içine dökülen fiberler gibidir.
Şekil 3. Zamana göre malzemelerin göreceli önemi
47
Türkcast 2009 Sayı 11
makale article
Şekil 3’de 1950’lerde pik yapan metallerin
göreceli önemini gösteren kitaptaki bir tablo
yer almaktadır.
Geçmiş ile geleceği birbirine bağdaştırmak
için ne yapmamız gerekmektedir? Döküm
malzemelerinin mekanik özellikleri üzerinde
önemli etki yapmak için aşağıdaki kriterlerin
yerine getirilmesi gerekmektedir:
1) Hükümetten makul ölçüde finansal destek
alımı. Metal dökümün gelişimi için harcanan
fon senede 5 milyon USD’den daha azdır.
Bu değer, ABD otomobil üreticilerinin mevcut modellerden % 25 daha etkili araç üretebilmeleri için araçların yeniden donanımlandırılması için gerekli 25 Milyon USD’nin
% 0,02’sine tekabül etmektedir. Fakat araç
verimliliğini iyileştirmenin en etkili yolu aracın toplam ağırlığının azaltılmasıdır. Malzeme
mukavemetinin iyileştirmesi yoluyla ağırlığın
azaltılması otomobil üreticilerinin nezaketli
insanların almak isteyecekleri özelliklere sahip büyük arabalar üretmelerine imkân verir.
Metal dökümü ar-ge çalışmaları için ayrılan
fonların yılda 50 Milyon USD’ye yükseltilmesi
(25 Milyon USD’nin % 0,1’i) döküm malzeme
özelliklerinin % 30 artmasını sağlayabilir. Bu
otomobil üreticilerinin çok daha ucuz maliyetlerde verimlilik hedeflerine ulaşmalarına
büyük ölçüde katkıda bulunacaktır. Fon problemine farklı bir şekilde bakabilir ve X ödülü
tipi bir yaklaşım sergileyebiliriz. X ödülü büyük problemleri çözmek için kuruluş tarafından fon sağlanan, yüksek profilli bir yarışma
programıdır. Belki Enerji Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı, % 100 akma gerilmesi iyileştirmesi gösteren ve mevcut baz alaşımların
maliyetinden iki kattan fazla maliyeti olmayan
her bir dökülebilir metal sistemi için 50 Milyon
USD ödül koyabilir.
2) Dökümhane ve tedarikçilerinin tutumları.
40.000 nanometre inklüzyon ve % 99 yoğunluk sağlayan temizleme ve gaz giderme
teknolojileri geleceğin döküm taleplerini karşılamak için yeterli değildir. Inklüzyon boyutu
ve yoğunluğunda birkaç kat daha fazla iyi-
leştirme sağlanması gerekmektedir. Açıkça
görüleceği gibi bazı yeni yaklaşımlara ihtiyaç
vardır. 1960’larda göl kirliliğini temizlemek
büyük bir problem iken, Kanada hükümeti
gölün nasıl kirlendiğini anlamak için yapılan
bir çalışmaya fon aktardığından büyük bir
başarı sağlanmıştır. Metalin nasıl kirlendiğini
gerçekten anlıyor muyuz? Eğer anlamıyorsak
belki bu nasıl temizleneceğini anlamamız için
ön bir şarttır. Alüminyum dökümhanelerinde
yapılan azaltılmış basınç testi gibi ölçüm teknikleri bile metal temizliğini bir sonraki safhaya taşımada yeterli olmamaktadır.
3)Döküm simülasyonlarının 21. yüzyılın
dökümlerinin gerekliliklerini karşılamada
yetersiz olduğunu kabul edilmesi. Bu simülasyonlar metal/kalıp etkileşimlerini, maçalar
ve maça boyaları tarafından üretilen gazları
veya tane küçülmelerini hesaba katmazlar.
Döküm simülasyonları dökümhanelerin çalışma biçimlerini tamamıyla değiştirmiş ve
dökümhanelerde üretilen ortalama ürünler
büyük ölçüde gelişme sağlamıştır. Birçok
durumda yolluk sistemi gurusunun yerini aldılar ve dökümhanelerin çekintisiz ve büyük
ölçüde oksitsiz dökümler üretmesine yardımcı olabilirler. Fakat hala daha yapacak çok iş
bulunmaktadır. Birçok alaşımda temel fiziksel
girdiler hali hazırda mevcut değil. Kompozitlerin modellenmesi henüz başlangıç seviyelerindedir ve de maçalardan ve kalıplardan gaz
çıkışının modellenmesi hala mevcut değildir.
Şekil 4 mevcut yazılımlar yardımıyla modellenemeyen bir maça gaz çıkışı hatasını göstermektedir.
4. Tüm metal sistemleri için dökülebilir, yüksek mukavemetli kompozitler üzerinde araştırmalar.Wisconsin-Madison Üniversitesinde
ve başka yerlerde yakın zamanda yapılan
araştırmalar mikron altı boyutta yapılan kuvvetlendirmelerin alüminyum ve magnezyumun akma gerilmesini % 50 oranında arttırabileceğini göstermiştir. Genelde dökülebilir
kompozitler daha yüksek mukavemet-ağırlık
oranları, istisnai derecede yüksek boyutsal
kararlılıkları, daha iyi yüksek sıcaklık ka-
rarlılıkları ve önemli derecede geliştirilmiş
yorulma karakteristiklerinden dolayı büyük
ölçüde ağırlık tasarrufu sağlamaktadırlar.
1990’lardaki çalışma patlamasından sonra
kompozit araştırmalarına endüstri ve hükümet yeterli fon sağlayamamıştır.
Bunların her biri neden bu kadar önemlidir? Bizim bilim kurgu fantezilerimizi tatmin
etmemiz için değil. Medeniyetin gelişimi,
malzemelerin geliştirilmesi ve bunların üretilmesiyle hızlanmıştır. Kullanılan üretim teknolojisine bağlı olarak 1865’te dökme demirin
mekanik özellikleri tipik olarak 13 – 26 ksi idi.
Bugün bu tipik özellikler 25 – 135 ksi veya
özel demirlerde daha da yüksektir. Tarımdan
ulaşıma her alanda gerçekleşen yenilikler,
kısmen demirin ve diğer yapısal döküm malzemelerin özelliklerinin geliştirilmesine bağlıdır. Büyük endüstri metalurjisti ve deneme
yazarı Cyril Stanley demiştir ki “Malzemelerin
tarihinin büyük bir kısmı, insanoğlu elindeki
ile idare etmekle tatmin olduğundan heyecan
verici olmamıştır, fakat keskin değişimlerin olduğu üç periyot olmuştur. Bu ilk olarak temel
alaşımların ve seramik malzemelerin keşfedilmesine, bilimsel açıklamaların başlamasına ve
özeluygulamalariçinneredeysetümözellikleri
haiz malzemelerin dizayn ve üretiminin mümkün olduğunun farkına varılmasına tekabül
etmektedir”. Enerji yetersizliklerinin ve küresel ısınmanın getireceği olası tabii felaketlerin
etkilerinin beklendiği bir çağda idare etmek
büyük ihtimalle bir opsiyon değildir. Gelişmiş
malzemelerin dizayn ve üretimi günümüzün
problemlerinin çözümüne yardım edebilir ve
bizi daha aydınlık bir geleceğe götürebilir.
Kaybettiklerimiz…
Gürmetal A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Yardımcı’ nın Annesi Şaziment Yardımcı
28. 05. 2009 Tarihinde vefat etmiştir.
Türkcast 2009 Sayı 11
48
Tüdöksad Yayınları
Bu kitap XV. Yüzyıldan
başlayarak Osmanlıların top
döküm faaliyetlerini gerçekleştirdiği Tophane – i Amire
binasının ve XIX. Yüzyılın
ortalarına kadar Osmanlı top
döküm faaliyetlerinin, arşiv
belgelerinin ışığı altında
araştırılmasına ve incelenmesine dayanıyor.
Fiyatı: 10TL
TURKCAST DERGİSİ ABONE FORMU
Firma:
İsim:
Adres:
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………...
E-mail: ……………………………….. / Web: ……………………………….
TURKCAST DERGİSİ REKLAM VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM
Firma:
…………………………………………………………………………………
İsim:
…………………………………………………………………………………
Adres:
…………………………………………………………………………………
…………………………………………………………………………………
Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………...
E-mail: ……………………………….. / Web: ……………………………….
49
Türkcast 2009 Sayı 11
röportaj interview
Dergimizin Bu Sayısında Renkli Kişiliği İle Hatırlanan ve Dökümcülük
Hayatında Önemli Yatırımlara İmza Atan Duayenlerimizden Sayın
Önay Çekin İle Dernek Merkezimizde Gerçekleştirdiğimiz Söyleşiyi
Sektörümüz İle Paylaşıyoruz
Öncelikle tüm söyleşilerde olduğu gibi doğumunuz, aileniz ve
çocukluk yıllarınız ile başlamak isteriz. Nerede ve ne zaman
doğdunuz ve hayatınızın ilk yılları nerelerde geçmişti? Okullarınız? Aile hayatınız, çocuklarınız ve kardeşleriniz?
Annem ve babamın hikâyesi ile başlayayım. Babam iki yaşında babasını kaybettiğinde, annesi ikinci oğluna hamileydi.
Biraz büyüdüğünde yaz aylarında dayısının köyünde çobanlık
yapıyordu. Onüç yaşına geldiğinde kış aylarında çalıştığı
demirci dükkanının önünden geçen okul öğrencilerini imrenerek izliyordu. Bir gün annesinin sandığından, ondan habersiz,
aldığı nüfus cüzdanı ile Taşmektep İlkokulu Başöğretmenine
gider ve okumak istediğini söyler. Fakat onüç yaşındaki çocuğun okula kabulü mümkün değildir. Ancak babamın okuma
isteği başöğretmeni o kadar etkiler ki durumu ilçedeki arkadaşları ile görüşür ve mahkeme kararı ile 1919 olan doğum
tarihi 1921 olarak değiştirilir ve kısa sürede kendisine okuma
yazma öğretilir ve ilkokul ikinci sınıfa kaydı
yapılarak okula başlar. Ortaokulu bitirir
ve yatılı olarak İzmir Bornova Ziraat Okuluna kabul edilir. Bu arada yerli halktan,
ortaokulda okuyan tek kız öğrenci olan,
annemle evlenir. Annem yedisi hayatta
dokuz çocuk doğurdu. Hepsinin isminin
son hecesi “ay” dır. 1941 mayıs ayında
bir gün dut ağacına çıkmış, akşam da
beni doğurmuş. İlk çocuk olduğum için
adımı Ön ay koymuşlar.
Babam, Koçaş ve Gökhöyük Devlet Üretme Çiftliklerinin kuruluş yıllarında tarım
öğretmeni, daha sonraki yıllarda da
topraksız köylülere toprak dağıtmak için
kurulan “Toprak komisyonlarında” başkan olarak görev yaptı. Anadolu’nun değişik yerlerinde bulunduk. Neredeyse her
sınıfı bir başka şehirde okudum. Liseyi
Sivas’ta 1960 da bitirdim. Aslında 1959
yılında bitirmem gerekiyordu. 1959
yılında lise bitirme sınavlarında Jeoloji
hariç tüm derslerden çok iyi notlar aldım.
Jeoloji öğretmenimiz, sanıyorum bütün
sınıfı geçirmek ayıp olur diye düşünmüş
olmalı ki beni dört ile ikmale bıraktı.
Sorduğumda “notun beş idi, fakat sana
yakıştıramadım onun için bıraktım” dedi.
Yazın tek derse çalıştım, sınava girdim,
fakat bizim hoca tayin olmuş, sınava her
ne hikmetse bir istihkam yüzbaşı girdi ve
beni 2 ile sınıfta bıraktı. Babam memur,
7 kardeş, babaannem, anneannem,
anne ve babamla 11 kişiyiz ve benim
çok acele hayata atılmam gerekiyor.
Fakat gitti bizim bir yıl.
1960 yılında İ.T.Ü.’ye girdim. Bana ilginç
geldiği için Maden Fakültesini seçmiştim.
Bu arada fakülteye bağlı metalurji bölümü açıldı ve 17 kişi bu bölüme geçtik.
Türkiye’de eğitim görmüş ilk metalurji
mühendisleri olacaktık. Bölümün alt
yapısı henüz kuruluş aşamasındaydı.
İnşaat, makine, maden fakültesi öğrencileri ile ortak derslerimiz vardı. Bu arada
Türkcast 2009 Sayı 11
50
röportaj interview
Haymak’ta toplantı (1974)
mesleğimiz ile ilgisi olmayan dersler de okuyorduk. Mesela
inşaat fakültesi ile birlikte okuduğumuz topoğrafya dersinin
bizimle hiç ilgisi yoktu. Fakat bu ders nedeni ile okuldan
kovulmak üzereydim. İlginç olduğundan kısaca anlatayım.
Bu dersten vize almak için devam şart ve yeterliydi. Kitaptan
aynen anlatılan derste bazen arka sıraya oturur, sıra altında
gazete okurdum. Sol görüşlü bir öğrenciydim ve bir gün Çetin
Altan’ın Akşam gazetesindeki köşesini okurken hoca beni
yakaladı ve numaramı aldı. Bu hocamız Uygur Türklerindendi
ve komünist yönetimden kaçarak büyük bir grup halinde ve
çok zor şartlarda Türkiye’ye gelmişler ve sanıyorum onun
düşüncesine göre ben okulu bitirirsem komünist bir mühendis
olarak ülkeme zarar verecektim. O halde buna fırsat verilmemeliydi. Bu nedenle bana vize vermedi. Diğer tüm derslerden
başarılı olmama rağmen vize alamadığım ve ikinci sınıf baraj
yılı olduğu için o yıl sınıfta kaldım. Bir yıl sonra vize aldım fakat
girdiğim tüm sınavlarda başarısız kabul edildim. O yıllarda beş
sınav hakkımız vardı. Beşinci sınava on gün kala bu dersin
metalurji bölümünden kaldırıldığı ilan edildi ve böylece okuldan kovulmaktan kurtuldum. Kaybettiğim bir yılın sebebinin
ben olmadığım düşüncesi ile 1966 yılı mezunu olduğum
halde, ben hep 1965 yılı mezunu olduğumu söylerim...
Döküm mesleğine ne zaman, nasıl ve nerede başladınız?
Mesleğe ilginiz nasıl oluştu?
Yüksek Mühendis olduktan sonra geleceğimle ilgili beş karar
aldım. Birincisi kendime bir konu seçip tüm meslek hayatımda
o konu üzerine çalışacaktım ve bu konuyu döküm sektörü
olarak seçtim. Oysa öğrenciliğimde Almanya, Avusturya ve
Demisaş’ta yeni fabrikanın temel atma töreni (1991)
Türkiye’de demir dışı metallerle ilgili stajlar yapmıştım. İkinci
kararım, İstanbul dışına çıkmayacaktım. Üçüncü kararım, hep
profesyonel yönetici olarak çalışacaktım, patron olmayacaktım. Dördüncü kararım sadece özel sektörde çalışacaktım.
Son kararım da askerlik yaptıktan ve bir iş bulduktan sonra
evlenecektim. İstanbul’da iki yıl inzibat subaylığı yaptıktan
sonra ilk iş başvurumu Türk Demir Döküm Fabrikasına yaptım
o dönemde Demir Döküm, makine mühendisleri tarafından
idare ediliyor ve metalurji mühendisi çalıştırmıyorlardı. Benim
iş başvurumu da bu nedenle kabul etmediler. Sonra Kartal,
Soğanlıköy’de kurulu Haymak A.Ş.’ye başvurdum. Fabrika,
beyaz temper dökümden boru ekleme parçaları (fittings)
üretiyordu. Şirket zordaymış ve yönetim kurulu bir döküm
mühendisi alınmasını Genel Müdür Cemal Bey’den istemişler.
Ben de bu dönemde başvurmuş ve dökümhane mühendisi
olarak işe alınmıştım.
Genel Müdür Cemal Bey, birçok arkadaşı gibi devlet tarafından mühendislik eğitimi için Almanya’ya gönderilmiş fakat
II. Dünya Savaşının başlaması ile okulu bırakıp Türkiye’ye
dönmek zorunda kalmışlar. Bu şekilde dönenlerin birçoğuna
çıkarılan bir kanunla mühendislik unvanı verilmişti. Cemal Bey
de Karabük’te kendisine verilen metalurji mühendisi unvanı ile
pik boru dökmüş ve daha sonra Haymak’ta görev almış. (Bu
vesile ile kendisini saygıyla anıyorum.)
Haymak’da 1 tonluk 50 frekanslı Junker bir ocak ile üç vardiya beyaz temper döküm yapılıyordu. İşçi sayısı 400 kadardı
ve fabrikada iki mühendistik. Biri elektrik, diğeri de ben.
Döküm konusundaki bilgim yetersizdi. Soru sorabileceğim,
bilgi alacağım kimse de yoktu. İlk işim fabrikada gece vardiya
nöbeti tutan formenlerin nöbetlerini kaldırdım ve aylarca tüm
nöbetleri ben üstlendim, yani aylarca fabrikada yatıp kalktım.
Gece dökümle ilgili kitap ve dokümanları inceliyor, sonra aşağı fabrikaya iniyor ve öğrendiklerimi uyguluyor, sonuçlarını not
ediyordum. Bu arada bir şey çok dikkatimi çekiyordu. Döküm
kalıpları çok verimsiz, yolluk oranları çok yüksek, dizaynlar
çok kötü idi. Yani çok çalışıp az ve pahalı üretim yapıyorduk.
Çok satılan bazı ürünlerin model plakaları ile ilgili bir çalışma
yaptım ve Genel Müdürümüze düşüncelerimi anlattım. Dinledi
ve bana bir soru sordu.. “Almanya, dökümcülükte bizden ne
kadar ilerde”. Ben şaşırdım ve “50 yıl” diye bir rakam salladım. Genel Müdür devam etti. “Bu model plaka resimlerine
dünyanın parasını verip hepsini Almanya’dan aldık, sen şimdi
git işinle meşgul ol” dedi ve beni gönderdi. Öte yandan şirket
ciddi ölçüde zarar etmeye devam ediyordu. Bir gün işe
Demisaş’da Ö. Çekin, yeni fabrika temeline elleri ile harç koyarken... (1991)
51
Türkcast 2009 Sayı 11
röportaj interview
Yaylalı Günay ve Önay Çekin bir toplantıda …
geldiğimde Genel Müdürün izne ayrıldığını söylediler. Hemen,
önceden hazırladığım yeni model plakalarını üretime soktuk.
Sonuç çok etkileyici oldu ve hiç yatırım yapmadan üretimi
neredeyse ikiye katlama şansını yakaladık. Yani aynı miktardaki ergimiş metal ile elde edilen fiting miktarı iki kata yakın
arttı. Genel Müdür emekli oldu ve yerine bir tayin yapmadılar.
(Daha sonraki yıllarda, Almanya’dan satın alınan fitting resimlerinin indiksiyon ocağı ile çalışılan bir fabrikadan değil kupol
ocağı ile temper döküm yapan bir firmadan satın alındığını
tespit ettim.)
formenini çağırdım ve bir tabelaya işletme müdürü yaz, benim
oda kapısına as dedim. O dönemde büyük sanayi kuruluşları
devletindi ve başındaki kişilere “Müessese Müdürü” deniyordu; ben de kafama göre, müessese kelimesini işletme olarak
Türkçeleştirip “İşletme Müdürü” sıfatını kendim için uygun
bulmuştum. Bir tabelaya da “Enerji Müdürü” yazdırıp elektrik
mühendisimizin kapısına astırdım. Bu işlemden sonra Yönetim
Kurulundan çıkan yazılarda da bu unvanlar kullanılmaya başladı ve kimse bu konuda bana bir soru sormadı.
Haymak, farklı illerimizdeki sekiz fittings
satıcısı tarafından kurulmuş adı da
“Hayırlı Makine” nin ilk hecelerinden
oluşmuş. Haymak öncesinde fittings
konusunda İzsal A.Ş. tek firmaydı.
Haymak ortakları bu tekele tepki olarak
fabrikayı kurduklarını söylerlerdi.
Özel sektörün, kuruluş aşamasında
olduğu o yıllarda, organizasyon konusu herkesin dilindeydi ama ne olduğu
henüz pek bilinmiyordu. Prof. Dr. İlhami
Karayalçın birçok fabrika için organizasyon kitabı hazırlamış fakat çoğu
Haymak’ta da olduğu gibi süs olarak
durmaktaydı. Fabrikada bütün bölümler
bana bağlı çalışıyor, fakat bana verilmiş bir pozisyon yoktu, bunu verecek
kimse de yoktu. Bunun üzerine bakım
Türkcast 2009 Sayı 11
52
Yıllar sonra dernek merkezinde
röportaj interview
Derneğimiz Midest Fuarında … (1991)
Haymak’da Sn. Yılmaz Turhan’ın gayretleriyle makine seçimi
iyi olmasına karşın, fabrika binası içeride üretim yapmayı
engelleyecek kadar kötü idi. Duman ve toz, ortamı çalışılmaz
hale getiriyordu. Bir gün o kadar bunaldık ki bina çatısını birkaç yerinden balyozla kırdırdım ve nefes alır hale geldik. 1970
yılı işçi hareketlerinin çok yoğun olduğu bir dönemdi. Birçok
işyerinde iş yavaşlatma ve grev uygulaması vardı. Bizim işçilerde Maden-İş sendikasına bağlıydı. Ancak biz bir problem
yaşamıyorduk. İşçi temsilcimiz, işçilerin sabahları acıktıklarını,
bir ekmek dolabı yaptırarak içine dilimlenmiş ekmek koymamızı istedi. Uygun gördük. Kısa bir süre sonra sabah tüketilen
ekmek sayısı, işçi sayısına eşitti. İşçilerimiz çok çalışkan ve
her türlü zorluğa dayanırken öte yandan bir köşede gecekondusunu da yapıyordu.
Üretilen fittingsin pazarlaması başlangıçta fabrikada yapılıyordu, daha sonra Ekpaş A.Ş kuruldu ve önce Haymak, sonraki
yıllarda Trakya Döküm’ün tek satıcısı oldu.
Mevcut modeller hızla değiştirilirken, diğer taraftan da yeni
fitting cinsleri devreye giriyordu. Üretim ve karlılık hızla
artıyordu... İşte bu dönemde, aynı zamanda murahhas üye
olan ortaklardan birisi fabrikadaki etkinliğini artırmak için tüm
köylülerini fabrikaya getirdi ve işe almamı istedi, ben kabul
etmedim. O da fabrika duvarlarını yaptırmak üzere onlara iş
verdi. Başka tatsız şeyler de oldu ve sonuçta bir köylüsüne
talimat verdi ve kafama demir çubukla vurdurdu. Beş dikişle ölümden döndük. Bu olayın hikayesi o günlerin fotoğrafı
gibidir, fakat burada bu konuyu pas geçelim. 15-16 Haziran
olayları sonucunda sıkı yönetimde ilan edilmişti. Murahhas
üye beni solculukla itham ederek ve yanıma birkaç kişi daha
ekleyerek işimize son verdi. Başım sarılı evde otururken
Haymak’ın diğer ortakları fabrikaya dönmemiz için çok ısrar
ettiler. Kabul edersem murahhas üyeyi görevden alacaklarını
söylediler, kabul etmedim.
İki hafta sonra Singer Dikiş Makinesi fabrikasının Amerikalı Müdürü beni davet etti ve Singer dökümhanesinde işe
başladım. Orada da dökümhanede ilk defa bir mühendis
çalışacaktı. Kupol ocağı ile döküm yapılıyordu ve üretim
yetiştirilemediği için işin yarısı dışarıya
döktürülüyordu. Çok kısa zamanda işin
tamamı fabrikada dökülür hale geldi. Bu
seferde fazla üretim sorun oldu. 19501960’lı yıllarda kurulan büyük fabrikalar
henüz yan sanayimiz gelişmediğinden
bazı ana girdilerini, fabrika içine kurdukları bölümlerde üreterek sağlarlardı.
Türk Traktör, Pancar Motor, Singer, Uzel,
BMC, Devlet Demiryolları gibi birçok özel
ve devlet kuruluşları bu nedenle kendi
bünyelerinde dökümhaneler kurmuşlardı. Yeni dökümhanelerin kurulmasından
ve ekonomik kapasitelerin büyümesinden sonra bu dökümhanelerin bir kısmı
ekonomik olmaktan çıktı ve kapatıldı.
Singer’de çalışırken sanayi mühendisliği
ve bütçe uygulamaları konusunda deneyim kazandım. Bir de fabrikalarda üretimi
üç hafta durdurup, bakım yapmanın
ne kadar yararlı olduğunu gördüm ve
uyguladım.
Haymak’tan ayrılmamdan sonra, murahhas üye olan ortak ile
Yönetim Kurulu Başkanı olan Şevket Demirel ortaklıktan ayrılmış ve Sn.Yılmaz Soyak % 25 ile Haymak’ın yeni ortağı ve
Yönetim Kurulu Başkanı olmuştu. Sn. Soyak benim Haymak’a
Genel Müdür olarak dönmemi istedi. Geniş yetki ve kar ortaklığı anlaşması ile 1974 yılında Haymak’a geri döndüm.
Depolar fittings doluydu fakat İzsal’ın rekabeti ve piyasa
hâkimiyeti kırılamıyordu ve fabrika sadece fittings üretiyordu.
Stokta mal var fakat işçiye ödenecek para temininde zorluk
yaşanıyordu. Çözüm belli idi. Fittings dışında yeni ürünleri
üretim programına alacak ve stokları ihraç etmeye çalışacaktık. Öyle de yaptık ve kısa sürede temper döküm yanında
özellikle maçalı pik döküm parça işlerine de girdik. İhraç
konusunda durum kötü idi. Fiyatlarımız dünya fiyatlarının iki
katı idi, ancak küçük adetlerde satış yapabilirdik. Bunun için
Tahran ve Beyrut’ta görüşmelerimiz oldu. Lübnan’ın başkenti
Beyrut, çok gelişmiş bir ticaret merkezi idi. Tüm Orta Doğu
ülkelerinin mal talepleri buradan karşılanır ve deniz kıyısı boyunca, kilometrelerce uzanan depolarda her cins mal, sevke
hazır beklerdi. Götürdüğümüz numuneler alıcı firmalar tarafından beğenildi. Onların verdiği fiyatları kabul ediyorsak malları
getirmemizi, malı alıp çek ile ödemeyi yapacaklarını söylediler.
Biz Türkiye’de yasaların buna izin vermediğini söyledik. Onlar
Çin başta olmak üzere birçok ülkenin bir gemi malı limana
çekip, malı teslim edip, parasını aldığını Beyrut’un bir serbest
şehir olduğunu ve kendileri için en kolay ve en ucuz yolun
bu olduğunu söylediler. Beyrut’ta fittings satamadık fakat bir
süre sonra otomotiv sanayi için on ton yedek parça siparişi
aldık ve 1974 yılı sonunda gönderdik. İran’da da fittings satamadık. Oradaki fittings fabrikasının Şah’a çok yakın bir kişiye
ait olması işimizi zorlaştırmıştı
1964-1988 yılları arasında uygulanan en önemli ihracat
teşviki “vergi iadesi” idi. Hazırlanan listelerde iade oranları
%35 den başlayıp %5 de biterdi. Ankara’da gücü olan firma
ve holdinglerin ürettiği mallar, vergi iade oranı en yüksek olan
listelerde olurdu. Haymak için bir milyon adet izolatör çanı dökümü ihraç imkânı doğmuştu. Alıcının teklif ettiği fiyata göre
53
Türkcast 2009 Sayı 11
röportaj interview
bizimle paylaşmaya da gerek görmeden
haksız bir şekilde büyük bir vergi borcu
çıkarmışlardı. Mahkemelerde yıllarca uğraşmak zorunda kaldığımız olay şuydu;
Vergi uzmanları üretim raporlarımızdaki
“Ergitilen maden” miktarlarını toplamışlar ve bunu satılan mal ve ambar stoklar
ile karşılaştırınca üretimin yarıdan fazlasının kayıt dışı olduğuna karar vermişler
ve doğrudan vergi takdirine gitmişler.
Ergitilen metal içinde yolluk, ergitme
kayıpları, hurda ve fittinglere diş açılırken
çıkan çapak ve diğer kayıpları dikkate
almamışlar. Avrupa’daki dökümhanelerde ergitilen metalin ancak %33’ü fittings
olarak üretilebilirken bu oran bizde
daha yüksekti. Sonunda ilk defa sanayi
odasına döküm sanayi için fire oranlarını
tespit ettirerek ve “yolluk nedir” i anlatarak konuyu çözdük.
Haymak’ta yeni bir yatırım yapılması gerekiyordu fakat mevcut bina buna imkan
vermiyordu. Fabrikada fittings üretimini durdurulması da mümkün değildi.
Bunun üzerine 1976 yılında sermayesinin % 99’u Haymak’a
ait olan Trakya Döküm Projesine başladık. Bir süre sonra
Sn. Akın Aydınceren Trakya Döküm’ün başına geçti. Ben de
Yönetim Kurulu Danışmanı olarak çalışmaya devam ettim.
Dernek merkezimizin Cumhurbaşkanımız Sn Turgut Özal tarafınan açılışı töreninden...
(22.6.1990)
%15 vergi iadesi almamız halinde bu üretimi yapabilecektik.
Ancak bu konuda olumlu bir sonuç alamadık. Hayali ihracat
yapanlar bu yasadan çok yararlandılar ve sonunda vergi
iadesi kaldırıldı, başka teşvikler kondu. Türkiye’de bence en
güvenilmez bilgi, ihracat rakamlarıdır. Bazı dönemlerde, hayali
ihracatın, gerçek ihracatı geçtiğine inanırım.
Fittinglere diş açmak en önemli sorunlarımızdandı. Kılavuz ile
diş açarken talaşın kırılması gerekirken, bizde çelik malzemenin torna talaşı gibi çıkıyor ve kılavuzun çıkışı sırasında dişleri
kırıyor ve bozuyordu. Bunu önlemek için fabrikanın kuruluşundan beri diş açma tezgâhlarında soğutma sıvısı olarak bor
yağı yerine ayçiçek yağı kullanılıyordu. Bu da hem çok pahalı
hem de tezgâhlara zarar veriyor, ayrıca malzeme yağlı olarak
çıkıyordu ve bu problemi çözememiştik. Sebebini çok sonra
bulduk. Ergitmede pik demiri yerine hurda sac kullanıyorduk.
Kükürt sıfıra yakın olduğu için talaşın kırılganlığını önlüyormuş. Ergimiş metalde kükürt oranını yükselterek konuyu
çözmüştük. Oysa tüm döküm kitaplarında kükürtten uzak durun yazıyordu. Trakya döküm fittings üretimini “siyah temper
döküm” olarak yaptığı için konu temelden çözülmüştü.
1977 yılında Demisaş A.Ş.’nin zararda olduğu ve fabrikayı
satmak istediklerini öğrendim. Yönetim Kurulunun verdiği yetki ile Demisaş Yönetim Kurulu Üyeleri ile bu konuda
görüşmeler yaptım. Ancak bir anlaşma sağlanamadı ve
tekrar Trakya Döküm projesine ağırlık verildi. Uzun süredir de
tatile çıkmamıştım. Bir fırsat yarattım ve tatile çıktım. Benim
olmadığım dönemde bir arkadaş istifa etmiş, Yönetim Kurulu
yeni bir eleman almış. Bu hareketi benim sorumluluğumdaki
bir konuya müdahale kabul ederek Yönetim Kuruluna (kar
ortaklığından da) vazgeçerek istifamı verdim. Aynı zamanda
Trakya Döküm’de ki görevimden de ayrıldım. Sonraki yıllarda
Haymak’da sermaye artışları yapılmış ve bir süre sonra Haymak ve ortaklığı nedeni ile de Trakya Döküm Soyak gurubuna
geçti. 1982 yılında Trakya Döküm’de sektörümüze katıldı ve
büyük başarılar kazandı. Başlangıçtaki karar Trakya Döküm
Üretim sürekli artıyor fakat ergimiş metal kapasitesi yetersiz
kalıyordu. Yeni bir ocak koyacak yerimiz de yoktu. İndüksiyon ocağı yanına bir kupol ocağı koyarak dubleks çalışmaya
başladık ve sorunu çözdük. Bu arada kendi imkanlarımızla bir
de temper fırını yaptık. Üretim artarken işçi sayısı artmıyordu.
Mesleğinde çok deneyimli Sanayi Mühendisi bir arkadaşıma tüm makineler için“zaman etüdü” yaptırmıştım. Buna
bağlı olarak üretimde prim sistemi uyguluyor ve iyi sonuçlar
alıyorduk.. İş yerinde, şeffaf bir yönetim uygulanıyor, çalışan herkese değer ve inisiyatif veriliyor, sevgi de bu harcın
bağlayıcısı oluyordu. Bir süre sonra Haymak,“Türkiye’nin 500
büyük sanayi kuruluşu” içine girdi..
Bu arada yaşadığımız ilginç bir olayı da anlatayım. Haymak,
sanıyorum 1976 yılında mali bir incelemeye tabi tutulmuş,
uzmanlar tüm kayıtları günlerce inceledikten sonra ve bilgileri
Türkcast 2009 Sayı 11
54
Ö. Çekin, Demisaş’da Sn. Cihan Bektaş ve Sn. Sami Sucu ile …
röportaj interview
Demisaş’a büyük miktarda borç vermiş.
Şirketin iflasını önlemek için sermaye
45 milyondan 90 milyona çıkartılırken
Sarkuysan’ın alacağı, sermaye artışına
mahsup edildi ve Sarkuysan hem alacaklı olmaktan kurtuldu, hem de gurup
olarak çoğunluk hisseye sahip oldu.
Japonya Dünya Döküm Kongresinde (1990)
üretime başladığında Haymak kapatılacaktı veya yeni bir tesis
kurulacaktı. Fakat Haymak uzun yıllar çalışmaya devam etti.
1978 yılı sonunda Haymak’dan ayrılmıştım. 1979 yılı başında
Demisaş A.Ş.’den, genel müdür olarak görev almam istendi.
Haymak’da çalışırken, incelediğim Demisaş’ın gelişme potansiyelini görmüş ve o tarihte Türkiye’de çalışan tek Disa-Matic
kalıplama hattı ile ve tava tencere üretimini de bıraktıktan
sonra iyi bir fabrika olacağı düşüncesi ile teklifi kabul ettim.
Genel merkez İstanbul’da, fabrika Bilecik Vezirhan köyünde idi. İletişim olanakları çok kötüydü ve fabrika ile günde
bir defa görüşebilme şansımız vardı. İşe başladım ve işin
içine girince ilginç şeyler gördüm. Bir sabah işe geldiğimde
muhasebe sorumlularının kasa anahtarlarını masama bırakıp
işten ayrıldıklarını bildirdikleri notu gördüm. Ertesi gün sadece
çaycıyı bırakıp kalan tüm personelin işine son verdim ve bir
süre Mecidiyeköy’deki Genel Müdürlüğün bulunduğu villayı
kendim açıp kapadım. Sn. Kamil Bayrak fabrika müdürü
olarak işe başladı ve sonra yeni bir kadro oluşturduk. Prensip
olarak ayrıldığım işyerinden eleman almam. Yıllarca emek
verdiğim şirketlerden eleman alarak onu zayıflatmak bana ters
gelmiştir.
Demisaş 1979 yılı bilançosuna göre, sermayesinin tamamını kaybetmiş, ticaret kanununa göre iflasının istenmesi
gerekiyordu, ayrıca vergi dairesi ve sosyal sigortalar kurumuna büyük bir borç vardı ve her an haciz tehdidi altındaydı.
Demisaş’ın kuruluşu da ilginç. Kapalıçarşı da kuyumcular
Sarkuysan A.Ş.’yi kurmuş ve başarılı olmuşlardı. Bunu örnek
alan çarşıdaki başka bir kuyumcu gurubu da Amerika’ya
döküm tava tencere ihraç etmek üzere Demisaş’ı kurmuş,
fakat kuruluşundaki ciddi hatalardan dolayı da başarılı
olunamamış. Demisaş ortakları zora düşünce hisselerinin bir
kısmını Sarkuysan’daki arkadaşlarına, kısmen de Sarkuysan’a
satmışlar ve şirket yönetimini de Sarkuysan gurubuna
geçmiş. Bu arada Sarkuysan 45 milyon TL sermayesi olan
Üretime başlamamız biraz maceralı oldu.
On tonluk kanal tipi indiksiyon ocağının
astarı delinmek üzereydi. Ocağı devreden çıkardık fakat yeni astar yapmak
için malzeme yoktu. Merkez bankasında
da döviz yoktu ve transfer için en az üç
ay beklememiz gerekiyordu. Bu dönemi
fabrikayı üretime hazırlamakla geçirdik...
Sonunda malzeme geldi, ocağı hazırladık, fakat elektrik devrelerinden olumsuz
sinyaller geliyordu. Ocağı devreye alırken
hemen herkes çok heyecanlı ve birazda
endişeli idi. Metal, ocak kanalına girer ve
devre tamamlanırsa üretime başlayabilecektik. Metal, kanalı doldurdu ve elektrik
göstergeleri çalışmaya başladığında,
benim, Kamil Bayrak’ın ve birçok arkadaşımızın gözünden yaş geliyordu.
Üretime başladıktan bir süre sonra Yönetim Kurulunun, Genel
Kurulda ortaklara soba yapma sözü verdiği gündeme geldi.
Bizim için uygun olmayan bir iş olmasına rağmen sözün yerine gelmesi için, en az yatırımla, en kolay ve kısa yoldan belli
bir sayıda soba yapmak üzere işe koyulduk. Küçük, estetik,
biraz da antik sayılabilecek bir Rus sobasının parçalarını model olarak kullanarak 5.000 adet soba yaptık, sattık ve soba
üretimini bıraktık.
Mevcut döküm hattında maçalı parça üretemiyorduk. Demir
Döküm’ün kullanım dışı bıraktığı iki kalıplama hattını kilo
ile satın aldık ve maçalı parçalar ile aylık 1.000 ton üretim
seviyesine kadar çıktık. Adapazarı’nda üç firma ile de işbirliği
yaparak işlenmiş parça satmaya başladık, kısa bir süre sonra
“Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu” arasına girdik.
Yüksek oranda ödediğimiz vergi nedeni ile 1988 yılında bronz,
1989 ve1990 yılında ise gümüş madalya aldık.
Demisaş’ta eğitim çalışmalarına da çok önem verdik. Sınıf
arkadaşım ve sevgili dostum Prof. Dr. Feridun Dikeç fırsat buldukça teknik kadrolarımıza eğitim veriyordu. Ayrıca uzun bir
süre her yıl metalurji fakültesi öğrencilerine bir günlük fabrika
ziyareti düzenliyorduk. Bu arada “Mess Eğitim Vakfı” kuruluşunda, kurucu üye olarak yerimizi almıştık.
Döküm sektörünün ve firmamızın gelişmesinin ihracattan
geçtiğini fark ettik ve özellikle kompresör üreten firmalardan
başlayarak Almanya, Fransa, İtalya’da kapı kapı dolaştık ve
çok yararlı sonuçlar aldık. İlk sordukları “kalite kitabı” oluyordu ve kendilerinin binlerce cins parça satın aldıklarını ve
bunların kalite kontrolünü bizim yerimize kendilerinin yapamayacağını, bu nedenle satın aldıkları malı doğrudan üretim
hattına almaları gerektiğini, bunun için gelen malın bu şartlara
uygun olduğunu ve bizim bunu sağlayacak bir sistemimizin
varlığını görmelerinin gerektiğini söylüyorlardı. Bu konudaki
55
Türkcast 2009 Sayı 11
röportaj interview
çalışmalarımızı hızlandırdık ve ISO 9002 belgesini almak
için T.S.E’ye ilk başvuran firma biz olduk 1992 yılı başında
Türkiye’de onbeşinci firma olarak belgemizi aldık.
Fabrikamızda mükemmel bir model atölyemiz vardı. Yurtdışına gönderdiğimiz her numune ilk seferde kabul görüyordu.
Bu dönemde birçok model ve maça sandığı ihraç ettik..
İran’a yaptığımız bir ziyarette, en büyük döküm fabrikalarının
İsviçre’den çok yüksek fiyatlarla ithal ettiği döküm modellerin
kasıtlı olarak yanlış yapıldığını gördük. Çünkü modeli yapan
dökümhane de aynı parçaları İran’a satıyordu.
Döküm sektöründe ilişkiler uzun vadelidir. Onun için başlangıcı zordur. Alıcı sizden her konuda kesin emin olmadan sizi
ana teslimatçı yapmaz. Bize yurt dışında söylenen şuydu;
“Her şey yolunda giderse, birinci yılın sonuna kadar şu kadar
ton döküm alırız, sonraki yıl şu kadar, dördüncü yıl şu kadar,
her şey yolunda ise beşinci yıl ana tedarikçimiz olabilirsiniz”
Bizim ilişkilerimiz hep bu yönde oldu. İhracata başladığımız
yıllarda Avrupa’da sektörümüz pek tanınmıyordu ve bu da
işlerimizi zorlaştırıyordu. Almanya’da kompresör üreticisi olan
Danfoss’dan randevu almıştık. Fabrika ve pazarlama müdürümüz ile gittik. Bizi fabrika içine sokmadılar. Bekçi kulübesinde
genç bir eleman ile ilk görüşmeyi yaptık. İlk elemeyi geçince
bizi şefine, şefi görüşme sonrası müdürüne götürdü. Akşam
ise Genel Müdür bize VIP salonunda özel bir akşam yemeği
verdi. Bir sonraki Danfoss ziyaretimizde ise göndere bayrağımız çekilmişti. Danfoss’da çok sayıda Türk işçi çalışıyordu.
İşçilerimiz bize sarılıp kucaklıyorlardı ve Türkiye’den gelen
döküm parçalar ile kompresör yapmaktan gurur duyduklarını
söylüyorlardı. Türk işçileri, bizim parçaları takip ettiklerini az
sayıda hurda parça çıktığı için sevindiklerini, bazen de bizim
bozuk parçaları başka ülke malları içine attıklarını söylemişlerdi. Almanya’dan başka İtalya, Fransa, Yugoslavya’da ki
kompresör firmalarına da artan oranlarda parça gönderiyorduk.
Almanya’da Miele firmasına numune olarak gönderdiğimiz
birkaç palet malı Alman ustabaşılar fabrika ortasına devirmişler ve üretime sokmamışlar. Biz gidince de “sizin fabrikanız
çalışacak, burada bizim işçimiz işsiz kalacak ve biz buna izin
vermeyeceğiz” dediler ve başarılı da oldular. Bu konulardaki
anılarımız o kadar çok ki…
1990 yılında fabrikamız yanına tamamen yeni bir fabrika kurmaya karar verdik. Daha önce çalıştığım fabrikalar,
günün şartları içinde o kadar kötü kurulmuşlardı ki biz çok iyi
düşünülmüş ve uygulanmış bir fabrika kurmak isteği ile işe
başladık.
Hazırlanan proje, üç aşamada gerçekleştirilecek ve her biri
15.000 ton/yıl, toplam 45.000 ton/yıl kapasiteli bir tesis
öngörüyordu. Proje; bina, kum hazırlama, ergitme, elektrik,
sosyal tesisler gibi tüm alt yapısı 45.000 tona göre, ilk aşama
makine yatırımı da 15.000 ton/yıl üretim yapacak şekilde hazırlanmıştı. 03.06.1991 tarihinde fabrika temeli atıldı. Toplam
20.000 m2 kapalı alan yapıldı ve tesisin iki yıl içinde deneme
üretimine başlaması planlandı.
Hazırladığımız yatırım projesi %35 kaynak kullanım teşvikine
tabi idi ve projede yer alan makinelerin fabrika sahasına geldiğinin tespiti ile ödemenin yapılacağı ve bu paranın da projenin
Türkcast 2009 Sayı 11
56
finansmanında kullanılacağı, yatırım projemizde yer almasına ve devlet kurumlarınca da onaylanmış olmasına karşın
makineler geldiği halde devlet ödeme yapmadı. Gerekçesi de
ilginçti. Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da bu şekilde teşvik
alan firmalar değersiz birçok tesisi çok yüksek değerler ile yurda sokmuş büyük paraları devletten almış sonra da tesisleri
satmışlar ve bu teşvik için ayrılan paraları da bitirmişlerdi. Bu
nedenle ödemeleri, tesislerin montajları bittikten sonra yapılmasına karar almışlar. (Yani yatırım bittikten sonra.) Bizim gibi
devletle yaptıkları anlaşmalara güvenerek yola çıkan gerçek
yatırımcılar ise zor durumda kaldılar.
Bu arada bir de elektrik sorunu çıktı. Fabrikamızın hemen
yanından 34.500 voltluk yüksek gerilim hattı geçtiği ve teşvik
projemiz olduğu için elektrik temini konusunda sorun çıkacağını düşünmemiştik. Türkiye elektrik kurumu, yakındaki bir
trafodan özel hat çekmemiz halinde enerji verebileceklerini ve
yatırımın tamamen tarafımızdan yapılarak kendilerine bedelsiz
olarak devretmemiz isteniyordu. İtirazlarımız bir işe yaramadı
ve isteneni yaptık. O günlerde bir sıkıntı da yaptığımız ihracat
nedeni ile “Destekleme ve fiyat istikrar fonundan (DFİF)” almamız gereken para idi. Bu teşvikten yararlanabilmemiz için,
ihraç edilen döküm parçanın tarifinde “…dövülmeye müsait
olmayan…” tabiri geçiyordu. Bizim parçalardan numune
almışlar ve analizdeki bazı empuritelere bakarak malzemenin
çelik olduğuna karar vermişler parayı da ödememişlerdi. Biz
cevaben, ergitmenin tamamının kupol ocağı ile yapıldığını, kupol ocağından çelik üretme teknolojisine sahip olsak,
dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olurduk dedik. Ancak
geri adım atmadılar, hazırladığımız dosyayı hakkımızı hukuk
yoluyla aramak için şirket avukatına verdim. Bir süre sonra
şirketten ayrıldım ve nasıl bir sonuca bağlandığını bilmiyorum.
Yatırım devam ederken, yılda 75 milyon adet “Hot-plate” üreten, EGO firması Demisaş’a ortak olmak için şirketin patroniçesi Genel Müdürleri ile geldi.. Amaçları Almanya ve Yugoslavya fabrikalarını kapatıp bizim yeni tesiste üretim yapmaktı.
Yönetim Kurulumuz pek istekli değildi ve bir anlaşma olmadı.
Finansman olarak sıkıştığımız bir dönemdi, sermaye artışı
da yapmamıştık ve dar bir kadro ile mevcut işlerimiz yanında
yatırımı tamamlıyorduk. Fabrika montajı bitmek üzere iken,
1993 yılı ortasına doğru Demisaş’tan istifa edip ayrıldım ve
Sayın Akın Aydınceren görevi teslim aldı. Yakın dostlarım, bu
kadar emek verdiğim şirketten ayrılmamın şirketi zor durumda
bırakabileceğini söylediklerinde onlara; “Ben geride, kurumsallaşmış bir şirket bırakıyorum, her geçen gün daha da büyüyerek yoluna devam edecektir” dedim ve zaman ne kadar
haklı olduğumuzu gösterdi. Daha sonraki yıllarda Demisaş’ın
Türkiye’de üretimdeki ihracat oranı en yüksek firma olduğu
haberini gazetelerde okuduğumda çok mutlu olmuştum.
Benim yaşam felsefeme göre; yaşam, insanların
yaptıklarının toplamıdır. Böyle bakınca 52 yaşında işi
bırakıp, Datça’ya yerleşebilirdim....... Bir süre sonra yılın
yarısını Datça’da, yarısını da İstanbul’da yaşamaya
başladık.
Demisaş’dan ayrılırken, aynı zamanda iş hayatından da ayrılmıştım. Benim yaşam felsefeme göre; yaşam, insanların
röportaj interview
Yıllar sonra dernek merkezinde
yaptıklarının toplamıdır. Böyle bakınca 52 yaşında işi bırakıp,
Datça’ya yerleşebilirdim. Tam o günlerde İngilizce öğretmeni olan eşim Semra, çalıştığı eğitim kurumunda, Fen Lisesi
Kurucu Müdürlüğüne getirildi, ben de Datça kararımı bir süre
erteledim ve birkaç döküm fabrikasında danışmanlık yaptım.
Benim için çok farklı bir çalışmaydı fakat bana uygun bir görev
olmadığı kanısına vardım. Bir süre sonra da yılın yarısını
Datça’da, yarısını da İstanbul’da yaşamaya başladık. En büyük zenginliğimi en sona bıraktım. Büyük oğlum Yağız (1971),
Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği, küçük oğlum Barış
(1974) İstanbul Teknik Üniversitesi Makine mühendisliği bölümünden mezun oldular, master yaptılar ve çalışıyorlar. Güzel
ve akıllı iki gelinim var. Her gün bana bir şeyler öğretmeye
çabalayan dört ve altı yaşında iki de torunum var...
Mesleğe başladığınız yıllarda Türk Sanayinin genel görünüşü
nasıldı?
Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında devletin dışında sanayi
tesisi kurmak pek mümkün değildi. Türkiye bu dönemi çok iyi
kullanarak devlet yatırımları ile sanayimizin temelini atmıştır. Bu arada gelecekte büyük ihtiyaç duyacağımız kadrolar
yetişmiştir.
Meslek hayatına başladığım 60lı yıllar özel sektörün yeni oluştuğu yıllardır. Türk insanı yapı olarak girişimci, çalışkan ve çok
cesaretlidir. Yenilikleri takip eder, fırsatçıdır. Risk almaktan
korkmaz ve inatçıdır. Özel sektörümüzün gelişmesinde de bu
özellikler etkili olmuştur. Buna karşın devlet sistemimiz bu gelişmeye ayak uydurmaktan uzaktır. Bürokrasimiz çoğu kez bu
gelişme önünde baraj olmuştur. Bu şartlara rağmen ülkenin
içinde bulunduğu dinamikler özellikle 70’li yıllardan itibaren
hızla artan bir tempoda yatırımları gerçekleştirebilmiştir.
Türkiye’nin potansiyelinin kullanılabilmesi halinde, dün
G. Kore’nin, bugün Çin’in yarattığı ekonomik başarıyı
Türkiye’nin gerçekleştireceğini anlayan bazı ülkeler
bizim hiçbir zaman farkına varmadığımız ekonomik ve
siyasi bir program ile sanayileşmemizi yavaşlatmak ve
sahip olduğumuz avantajları ortadan kaldırmak için çok
kapsamlı bir çalışmayı sürdürmüşlerdir.
Türkiye’nin bu potansiyelinin kullanılabilmesi halinde, dün
Güney Kore’nin, bugün Çin’in yarattığı ekonomik başarıyı
Türkiye’nin gerçekleştireceğini anlayan bazı ülkeler, bizim hiçbir zaman farkına varmadığımız ekonomik ve siyasi bir program ile sanayileşmemizi yavaşlatmak ve sahip olduğumuz
avantajları ortadan kaldırmak için çok kapsamlı bir çalışmayı
sürdürmüşlerdir. Ucuz ve bol olan iş gücü avantajımızı engellemek için çok farklı bir sendikacılık geliştirildi. Grevler, yasal
olmayan direnişler, iş yavaşlatmalar, gerçekçi olmayan toplu
57
Türkcast 2009 Sayı 11
röportaj interview
sözleşmeler ile yatırımlar büyük ölçüde engellendi. O tarihlerdeki en radikal sendikanın, toplu iş sözleşmesi daire başkanı
ile ilişkilerimiz çok iyi idi. Bir gün ona; siz işçinin veya emeğin
hakim olacağı bir düzen getirmek istediğinizi söylüyorsunuz,
öte yandan işçi ücretlerini ve diğer taleplerinizi çok fazla artırarak yeni yatırımları dolayısı ile işçi sınıfının büyüyüp çoğalmasını engelliyorsunuz. Yani ideolojiniz ile çelişki halindesiniz
dedim. Aynı arkadaş, bazı yabancı firmaların bizim talep ettiğimiz ücret artışının neredeyse iki katını vermek istiyor buna ne
diyorsun dediğinde, ben de amaçlarının Türkiye’nin rekabet
gücünü kırmak olduğunu söylemiştim. Çünkü işçiler, verilen
en yüksek saat ücretini kendileri için de emsal kabul ediyordu.
Toplu iş sözleşmeleri ile kıdem tazminatları 45 güne, izinler bir
aya ve sosyal yardımlar tavana çıktı. Bunların parasal karşılığı
sanayi kuruluşlarının varlığını tehdit ediyor, birçoğu için de
ödenmesi olanaksız hale geliyordu. Bu arada işverenler de
örgütlenerek bizim sanayi kolumuzda 1960 yılında kurulmuş
olan MESS bünyesinde birleştiler. Böylece işverenler işçi
sendikaları karşısında bir denge kurarak “grup toplu iş sözleşmeleri” dönemi başlattılar. Bu dönemde Haymak’da MESS’e
üye olmuştu.
Geriye dönüp baktığımızda sanayi yapımızın gelişmesinde en
büyük katkıyı derneğimizin ikinci başkanı Sn. Turgut Özal’ın
yaptığını söyleyebiliriz. Özellikle para politikaları ile iletişim
alanında yapılanlar sanayimizin yayılmasında ve gelişmesinde
önemli bir etken oldu. 1994 yılına kadar Türkiye’de tüm sanayi kollarında kalite ve kantite olarak büyük gelişmeler sağlandı. Eğer doğru, ekonomik ve siyasi politikalar izlenebilse ve
bürokrasimizde buna destek verseydi bugün sanayimiz çok
daha başka bir yerde olurdu. 1994 yılından sonra sanayileşme sürecimiz yavaşladı ve şekil değiştirdi. Dışarıdan empoze
edilen düşük döviz fiyatı, yüksek faiz uygulaması ile ülkemiz
yerine, yabancı ülkelerde istihdam yarattık. Üretim ve buna
bağlı olarak ihracatımız büyük ölçüde ithalata dayalı hale geldi
ve üretimdeki katma değer düştü.
Türk Döküm Sektörünün bugün geldiği nokta hakkında görüşlerinizi almak isteriz, sizce yeterli mi, eksiklerimiz nelerdir?
Sektörümüzün geçmişi ile bu gün geldiğimiz noktayı değerlendiğimizde gelişmenin çarpıcı büyüklüğü hemen görülür. Benim
mesleğe başladığım yıllarda müşteriler -çok büyük kuruluşlar
dahil- istedikleri döküm malzemenin kalitesi karşısına “hematit
pikinden dökülmüş olacak” veya “yumuşak pikten dökülecek”
gibi sözler yazarlardı. Standartlar henüz oturmamıştı. Dökümde
“aşılama” uygulanmıyordu. Sfero döküme henüz başlanmamıştı, kaliteli kok ve pik demir yoktu. Pik demiri çentiksiz veya
az çentikliydi, balyoz ile kırılarak kullanılabiliyordu. Çözümü
çok basit bu sorunu, anlayıp çözecek bir bürokratı bile onlarca
yıl bulamamıştık, Sn. Hüseyin Keçici’nin kum yıkama tesisine
henüz kavuşmamıştık. Döküm kumu genelde el ile kontrol edilirdi, Spektrometre henüz kullanılmıyordu (şarj hesabı ile metal
analizi yaygın bir uygulamaydı). Sektörde çalışacak eğitimli
eleman bulmak çok zordu.
Geriye dönüp baktığımızda sanayi yapımızın
gelişmesinde en büyük katkıyı derneğimizin ikinci
başkanı Sn. Turgut Özal’ın yaptığını söyleyebiliriz.
Özellikle para politikaları ile iletişim alanında yapılanlar
sanayimizin yayılmasında ve gelişmesinde önemli bir
etken oldu. 1994 yılına kadar Türkiye’de tüm sanayi
kollarında kalite ve kantite olarak büyük gelişmeler
sağlandı.
Türkcast 2009 Sayı 11
58
O yıllarda dökümhaneler için ekonomik kapasite 2.000 ton/
yıl olarak kabul ediliyordu. Dökümhaneler sayısal bakımdan
az ama çeşit bakımından çok fazla parça dökerdi. Benim çalıştığım firmalarda bu rakam binlerce çeşit parça idi... Döküm
satın alan firmalar üç-beş bin adet parçayı üç-dört dökümhaneye paylaştırırdı. Henüz döküm hatları kullanılmıyordu, enerji
sürekli temin edilemiyordu. Tüm bu olumsuzluklara karşın
insanların yaratıcılığı, becerisi ve fedakarlığı en üst seviyede
idi.
1977 yılında Haymak’a bir iş ziyareti yapan Alman guruba
“burada yılda 3.000 ton temper döküm yapıyoruz” dediğimde
“burada kaç ton döküm yapıldığı değil, bu şartlarda döküm
yapılabilir olması çok önemli” dediler..
Türkiye’nin uzun yıllar ithalat için gerekli dövizi olmamıştır.
Bazı malları getirebilmek için “o malı kullanmaya ihtiyacımız var mı?”, varsa, ne miktar olduğunu gösteren sanayi
odasından “kapasite raporu” almanız gerekirdi. Yeni bir mal
ithal etmemiz gerekirse bunu kapasite raporuna acilen ilave
ettirebilmek için büyük sıkıntılara girerdik. Bazen sanayici, acil
ihtiyaçlarını ithal etmek için çift ödeme yapmak zorunda kalır
ve merkez bankası döviz transferini yaptığında da, ilk yatırdığı
parasını her zaman alamazdı. Sanayicinin milyonlarca dolar
dövizinin bu şekilde ziyan olduğunu biliyorum...
Sektörümüz, üretim ve kalite aşamasında büyük ölçüde
başarılı olmuştur. Bundan sonraki en önemli aşama, bence
pazarlama ve fiyat konusudur. Bu konuda eksiklerimiz olduğu
kanısındayım. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki dış pazarda
fiyatlar, firma fiyatı ve ülke fiyatı olarak algılanmakta, firmalarımızın ihraç fiyatları da dış alıcılar tarafından bilinmektedir.
Aldıkları düşük fiyatları “ülke fiyatı” olarak kabul etmekte ve
kendileri diğer ülkelerden daha yüksek fiyata daha düşük
nitelikte döküm parça alsa bile, sizi ülke fiyatına çekmeye ve
bu konuda baskı uygulamaya çalışmaktadır. Bu nedenle işi almak için fiyatları çok aşağı çekerek ülke fiyatını düşürmemek
gerektiği kanısındayım.
Sektörümüz mensupları ile paylaşmak istediğiniz mesleki anılarınız ve hatıralarınızı da paylaşmanızdan memnun olacağız.
O kadar çok anı var ki, nasıl sıralayacağımı bilemiyorum. En
iyisi ilk aklıma gelenlerden bazılarını anlatayım; Almanya’dan
bir rulman firması bize yeni modeller göndermişti... Modeller,
alüminyum üzerine plastik kaplıydı Haydarpaşa gümrüğünden
çekerken modellerin alt kısmının matkapla delinmiş olduğunu
gördük. Gümrükçüler huylanmışlar ve plastik altında ne var
diye merak edip delmişler. Bizim gümrüklerden hiçbir şey
kaçmaz, eğer kaçıyorsa özel bir nedeni vardır.
Halkalı Gümrüğünden Almanya’ya sürekli döküm parça ihraç
ediyoruz. Gümrük, TIR aracını her seferinde tutuyor ve gönderilen parçaların beyan edildiği gibi döküm parça olup olmadığının tespiti için Teknik Üniversite’den rapor istiyor biz de her
seferinde rapor alıyoruz. Sonunda gümrükleme işini nakliyeyi
yapan firmaya verdik ve bir daha giden malın döküm olduğu
konusunda tereddütleri kalmadı.
Gene gümrükten bir anı; firmalar fittings ithal ediyorlar, malın
gümrükten geçebilmesi için TSE’ye uygunluğunun tescil edilmesi gerekli. TSE’ye göre yapılması gerekli testler bütün ekip
röportaj interview
Dur dede! ben sana anlatayım ....... Torunlarım...
man hazır ise normal şartlarda iki üç hafta sürer, oysa gerekli
cihazlar olmadığı halde birkaç günde bir çok cins malzemenin
TSE’ye uygunluğu kabul ediliyor, bu arada kalitesiz birçok mal
da içeri girebiliyor... Aslında yasaları çıkarırken, uygulanabilirliğine de bakmalıyız.
Bir başka anımız; 1983 yılında İsveç’ten ithal ettiğimiz
Haydarpaşa gümrüğünden geçirdiğimiz kanal tipi indüksiyon
ocağı astar malzemesi için gümrük idaresi Stockholm Büyük
Elçiliğimiz kanalı ile bu malın fabrika satış fiyatını öğreniyor.
Daha ucuz bir fiyatla ithalat yaptığımız gerekçesi ile Demisaş
firmasına gümrük kaçakçılığından bir vergi ve ceza tahakkuk
ettiriyor. Şirket avukatları akademik savunmalar yapmalarına
rağmen, mahkemeler kararı onaylıyorlar. Ben avukatlarımızdan izin alarak son itiraz merci olan mahkemeye bir savunma
gönderdim ve bu astar malzemesi SiO2 dir, yani plajdaki
kumdur. Siz bize fiyat davası açacaksanız bu kumu niye ucuz
aldınız diye değil, Allah’ın kumuna niçin bu kadar çok para
veriyorsunuz diye dava açmalısınız dedim, biraz da firmamızı
tanıttık ve davayı kazandık.
İhaleler ile ilgili de birçok anımız var. Ben çok zorda kalmasam resmi kurum ihalelerine girmem. Haymak’da çalışırken
yüksek gerilim hatlarında kullanılan izolatör çanı ihalesine girmemiz gerekiyordu.. Kapalı zarfla teklif veriliyor ve heyet huzurunda açılıyor ve biz her defa az farkla kaybediyorduk. Ben
fiyatı tespit edip ilgili bölüme teklifi hazırlayıp göndermeleri
için veriyordum. Ticari şartnameyi dikkatli okuyunca bir husus
dikkatimi çekti. Deniyor ki “teklif tutarının % 5’i banka teminat
mektubu olarak verilecek ve bu teminat mektubu teklif zarfı
üzerine açıkça konmamış ise teklif geçerli olmayacaktır” yani
teminat mektubunun görülüyor olması aslında kapalı zarftaki
fiyatı da açıkça gösteriyor. Ben de bir sonraki ihalede, teklif
tutarının %5’i yerine daha fazla bir tutarda teminat mektubu
koydum ve böylece büyük bir ihale bizde kaldı.
Bir başka ihale öyküsü daha; 1970’li yıllarda bir firma büyük
bir belediyenin su saati bağlantı elemanları ihalesine girdi ve
işi aldı. Döküm parçaları bizden alıp işledikten sonra teslim
etti. Fakat parçalar ret oldu. Gerekçesi döküm parçaların
kopma mukavemeti, olması gerekenden daha yüksekmiş.
Sonunda firma kendi özel gayreti ile istenenden daha kaliteli
olan malı kabul ettirmeyi başardı....
Bir defa da Taksim’de ki Elektrik İdaresinin pik döküm elektrik
buat ihalesine girmek istedik. Şartnamede, ek resme ve gö
59
Türkcast 2009 Sayı 11
röportaj interview
Datça’da köpük ve yansımaları ....
rülecek numuneye uygun olması isteniyordu. Fakat resimdeki
parça ile gördüğümüz döküm parça arasında en az % 30
ağırlık farkı vardı. Numune çok daha hafifti. Baktık ki parçaları
alıştıkları yerden almak istiyorlar, ihaleye girmedik.
Haymak’da galvaniz ocağındaki ergimiş çinkonun oksitlenmesini önlemek için üzerine ithal malı ve fiyatı yüksek bir
flaks malzeme kullanıyoruz. Perşembe pazarında meşhur bir
firmadan aldığımız bu malzemeyi 1974 yılında analiz yaptırdım. Meğer bize yıllarca, üç kuruşluk sodayı farklı bir ticari
isim altında ithal ürün olarak satmışlar.
Almanya’da Danfoss firması deposundayız. Koskoca bir fabrika, küçücük bir depo. Satın alma müdürüne, “bu kadar az
malzeme ile bu çarkı nasıl döndürüyorsunuz?” diye sordum..
Cevap çok ilginçti, “Bütün Alman otobanları bizim depomuzdur”. Bir süre sonra “tam zamanında teslimat” anlayışı
ülkemize de geldi.
1975 yılında İsveç’de Goteborg şehrindeki Volvo dökümhanesine gittik. Genel müdüre kum ile ilgili bir soru sordum, “ben
bilmem, kum 500 metre uzakta hazırlanıp, bantla geliyor”
dedi. Biraz sonra metalle ilgili bir şey sordum, “ergimiş metal
20 km. uzaktan hazır olarak vagonla geliyor, benim bilgim
yok” dedi. Ben, “biz metalden, kumdan, maçadan, ithalattan,
toplu iş sözleşmelerinden, organizasyondan ve bunun gibi
yapmakta olduğumuz işleri saydım ve bunları bilmemiz gerekiyor” dedim. Onun cevabı ise “böyle bir adam hiç yaşamadı”
oldu.
Anılarımız bitmez. Son bir anımız; Haymak’ta gece odamda
çalışırken tuvalete gittiğimde kupol ocağının bacası görünürdü, bazen kok yatağı seviyesi aşağı düşer ve bacadan
kıvılcımlar çıkardı. Ben odama çıkar kupol ustasına telefon
ederdim, “kok yatağınız çok aşağı düşmüş, dikkat edin”
derdim. “Adam, odasında bizim kok yatağını görüyor” diye
hakkımızda efsane üretirlermiş.
Uzun süre Derneğimizde görev yaptınız.Yaptığınız görevle ilgili
bilgi verir misiniz?
1976 yılında kurulan derneğimizin ilk başkanı Sn. Sabahattin
Mollaoğlu idi. Daha sonra Sn. Turgut Özal 1976–1979 yılları
arasında dernek başkanlığı yaptı. Sn. Özal döneminde derneğimize üye oldum. Bir süre sonra da Yönetim Kurulu üyesi
Türkcast 2009 Sayı 11
60
olarak görev aldım ve 1993 yılında Demisaş A.Ş’den ayrılana
kadar bu görevi sürdürdüm. Ayrıca Fuar komitesi başkanlığını
yaptığım dönemde İ.T.O ile işbirliği yaparak derneğimizdeki
firmaların büyük ölçüde katılımı ile ilk defa topluca Fransa’da
Midest fuarına katıldık, sanıyorum çok da yararlı olmuştu. Ayrıca derneğimizin tüm komite çalışmalarında görevler aldım.
Şimdi neler yapıyorsunuz? Nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Bu soruya tersten cevap vereyim. O kadar çok uğraşım var ki
sürekli zaman yetmezliğinden şikayetciyim. 1970 yılında çalışırken birden aklıma, içki içmekten başka bir hobimin olmadığı geldi. Satın alma memurunu çağırdım ve bana Sirkeci’den
bir fotoğraf makinesi almasını istedim (O bu işten anlıyordu).
Bana Edixa marka bir fotoğraf makinesi aldı, ben de, makro
fotoğraf çekmek için ilave ekipman aldım ve ilk filmin son
karesinde bardağa koyduğum bir köpüğün makro fotoğrafını
çektim. İşte o köpük gelişti ve 2007’de İstiklal Caddesinde
açtığım fotoğraf sergisinin konusu oldu.
Bence insanlar çalışırken, emekli olacağı dönemin de planlamasını yapmalıdırlar. Ben bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. Onbinlerce fotoğraf çektim, onlarca slayt gösterisi
yaptım. Bunların en ilginci Datça Amfi Tiyatro’da 2000 kişiye
yaptığım slayt gösterisiydi. Farklı konularda beş fotoğraf
sergisi açtım. Uluslararası bir yarışmada ödüller aldım. Datça
briç kulübü üyesiyim. Ayrıca 1940’lı yıllarda başlayan ülkemizle ilgili bir kitap hazırlıyorum.
Eşim Semra’da seramik heykeller yapıyor ve sergiler açıyor.
Torunlarımızla geçirdiğimiz zaman da yaşamımızın en renkli
anları oluyor.
Sayın Önay Çekin ile gerçekleştirdiğimiz bu güzel söyleşide
döküm sanayinin bugünlere ulaşmasında aldığı önemli yollar
hakkında bilgiler de edindik.
Kendisi ile ileriki günlerde profesyonel yaşam sonrası, emeklilik hayatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirmek için söz alarak
teşekkür ediyoruz ve yaz aylarını geçirmek üzere Datça’ya
uğurluyoruz.
araştırma investigation
Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz ? (2)
Üretilen Parça: Otobüs Şasi Traversi
Önce
Şimdi
Kaynak ile (31 ayrı sac parçadan)
Döküm (Tek parça)
U St 37-2
GGG-55 Sfero Döküm
135 kg
115 kg
60
27
100%
23,80%
49,10%
100%
İşlem Üretim maliyeti nin toplama oranı
100%
53,60%
İmalat maliyetinin oranı
100%
87,90%
Üretim Yöntemi
Malzeme
Ağırlık
İşleme etapları
Aparat, kalıp ve model maliyeti oranı
Malzemenin toplam maliyete oranı
Kaynak: DGV
61
Türkcast 2009 Sayı 11
ACARER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Tübitak Yolu Barış Mah. No: 22
TR-41410 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 646 52 77
Fax: 0262 646 54 98
[email protected]
www.acarerdokum.com
ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Horozluhan Mah. Engin Sok. No:3
TR-42190 KONYA
Tel: 0332 248 25 00
Fax: 0332 249 40 40
[email protected]
www.ardemir.com
ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SINAİ TİC. A.Ş.
Organize Sanayi Bölgesi Ana Cadde
TR-16400 İnegöl, BURSA
Tel: 0224 714 82 00
Fax: 0224 714 82 10
[email protected]
www.adarad.com.tr
ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.
Asfaltboyu Mah No:30 Habipler Köyü
TR-34180 Eyüp, İSTANBUL
Tel: 0212 595 10 08 / 595 16 50
Fax: 0212 595 16 49
[email protected]
www.ardoksan.com
AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Ankara Cad. No: 196
TR-35042 Bornova, İZMİR
Tel: 0232 478 18 20 / Pbx
Fax: 0232 478 18 96
[email protected]
www.akdokum.com.tr
ARPEK ARKAN PARÇA ALUMİNYUM ENJEKSİYON KALIP SAN. TİC. A.Ş.
T.O.S.B 2. Cadde TR-41490
Şekerpınar Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 658 97 44
Fax: 0262 658 97 49
[email protected]
www.arpek.com.tr
AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Batı Hun Cad. No: 1 Org. San. Böl.
TR-06935 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 18 80 / 8
Fax: 0312 267 18 88 / 267 16 70
[email protected]
www.akdas.com.tr
AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ
Org. San. Bölgesi Dumlupınar Cad. No:8
Kutlukent, SAMSUN
Tel: 0362 266 88 47 / 266 67 90 - 91
Fax: 0362 266 67 46
[email protected]
www.ascelikltd.com
AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Kıraç Köyü 2. San.1 Bulvarı Atatürk Cad.
No:27 TR-34900 Büyükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 689 04 33 / 689 04 05 / 689 01 00
Fax: 0212 689 01 57 / 689 03 92
[email protected]
www.akmandokum.com
AY DÖKÜM MAKİNA SAN. TIC. A.Ş.
1. Org. San. Bölg. Karamanlılar Cad. No:2
TR-06930 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 04 57 / 4 hat
Fax: 0312 267 04 56
[email protected]
www.aydokum.com
AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.
Eski İstanbul-İzmit Asfaltı No:86 Tepeören
TR-34959 Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 593 03 80 & 81
Fax: 0216 593 03 82
[email protected]
www.akmetal.com
AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Gebze Plastikçiler Organize Bölge
7.Cad. TR-41400 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 751 21 94 / Pbx
Fax: 0262 751 21 98
[email protected]
www.ayhanmetal.com.tr
AKPINAR DÖKÜM MAKİNA SANAYİ A.Ş.
1. Organize Sanayi Bölgesi Avar Cad. No: 8
TR-06935 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 04 50 / 267 00 83
Fax: 0312 267 04 51
[email protected]
www.akpinardokum.com
BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.
Kemalpaşa Caddesi No:32
TR- 35060 Pınarbaşı, İZMİR
Tel: 0232 477 18 00
Fax: 0232 477 18 83
[email protected]
www.bmc.com.tr
ALBAKSAN ALAŞIMLI BAKIR SAN. TİC. A.Ş.
Bakır Pirinç San. Sitesi Karanfil Cad. No:20
TR-34900 Beylikdüzü, İSTANBUL
Tel: 0212 875 11 43 / 876 13 20
Fax: 0212 875 11 42
[email protected]
www.albaksan.com
BURÇELİK BURSA ÇELİK DÖKÜM SAN. A.Ş.
Sarı Cadde No:15
Organize Sanayi Bölgesi BURSA
Tel: 0224 243 11 07 / Pbx
Fax: 0224 243 21 82 / 242 63 01
[email protected]
www.burcelik.com.tr
ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Hürriyet Caddesi No:1,
TR-41780 Körfez, KOCAELİ
Tel: 0262 527 23 51
Fax: 0262 527 28 76
[email protected] / [email protected]
www.anadoludokum.com.tr
BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC. SAN. LTD. ŞTİ.
Kayapa Sanayi Bölgesi 21. Sok. No:3
Nilüfer, BURSA
Tel: 0224 493 26 06 Pbx
Fax: 0224 493 26 09
[email protected]
www.burdoksan.com
ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Gümüşsuyu Cad. Fatih Şehitleri Sok No:11/B
TR-34020 Bayrampaşa, İSTANBUL
Tel: 0212 567 51 66 / 771 45 45
Fax: 0212 612 90 33 / 771 45 43
[email protected]
www.araldokum.com.tr
CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Ankara Caddesi No:208
TR-35050 Bornova, İZMİR
Tel: 0232 478 10 00 / 479 23 00
Fax: 0232 478 10 10 / 479 94 60
[email protected]
www.cevherdokum.com
CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.
Kemalpaşa Cad. No: 40
TR-35060 Pınarbaşı, İZMİR
Tel: 0232 399 10 00
Fax: 0232 399 10 10
[email protected]
www.cms.com.tr
COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC SAN. A.Ş.
Göl Yolu No:26
TR-16801 Orhangazi, BURSA
Tel: 0224 573 42 63 / 10 hat
Tel: 0236 233 80 57 ( Manisa )
Fax: 0224 573 42 73 / 0224 573 54 58
[email protected]
www.componenta.com
ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.
Hastane Mah. Turgut Özal Caddesi No:25
TR-34555 Hadımköy, İSTANBUL
Tel: 0212 771 45 55 / 4 hat
Fax: 0212 771 20 57
[email protected]
www.celikgranul.com
ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Eyüp Sultan Mah. Kızılay Cad. No: 87
Samandra Kartal, İSTANBUL
Tel: 0216 311 14 42
Fax: 0216 311 10 67
[email protected]
www.celikel.com
ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
Ankara Asfaltı 12. Km
TR-40100 KIRŞEHİR
Tel: 0386 234 80 80
Fax: 0386 234 83 49
[email protected]
www.cemas.com.tr
ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.
Mersin -Tarsus Karayolu
11.Km TR-33004 MERSİN
Tel: 0324 221 84 00 / 3 hat
Fax: 0324 221 50 20 / 221 84 05
[email protected]
www.cimsatas.com
DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
D-100 Karayolu Beşköprü Mevkii No:162
ADAPAZARI
Tel: 0264 275 48 07
Fax: 0264 275 14 11
[email protected]
www.daloglu.com
DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.
Okçumusa Caddesi Sarkuysan İş Merkezi No:1
TR-34420 Beyoğlu, İSTANBUL
Tel: 0212 251 59 15 / 8 hat
Fax: 0212 251 60 74 / 249 61 79
[email protected]
www.demisas.com.tr
DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.
10011 Sok. No:10 A.O.S.B Çiğli
TR-35590 İZMİR
Tel: 0232 376 72 80
Fax: 0232 376 72 83
[email protected] / [email protected]
www.denizcast.com
DİRİNLER DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
A.O.S.B. Mustafa Kemal Bulvarı No:57
Çiğli, İZMİR
Tel: 0232 376 87 87
Fax: 0232 376 85 67
[email protected]
www.dirinlerdokum.com
DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Havaalanı Yolu 7 Km ELAZIĞ
Tel: 0424 255 50 77 / 255 11 79
Fax: 0424 255 56 56
[email protected]
www.dogudokum.com.tr
DÖKSAN BASINÇLI DÖK. MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ
T.O.S.B 3. Cadde No:14
Şekerpınar Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 658 29 10
Fax: 0262 658 26 69
[email protected]
www.doksandokum.com
DUDUOĞLU ÇELİK DÖK SAN. TİC. A.Ş.
Organize Sanayi Bolgesi 11. Cad. No:11
TR-19030 ÇORUM
Tel: 0364 254 90 01 / Pbx
Fax: 0364 254 90 04
[email protected]
www.duduoglu.com.tr
DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.
Uğur Mumcu Mah. 2347 Sokak No:7
TR-34265 Gaziosmanpaşa, İSTANBUL
Tel: 0212 668 18 06
Fax. 0212 594 73 42
[email protected]
www.duyarvalve.com
EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.
Karamanlar Cad. No: 1 Org. San. Böl. Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 05 56
Fax: 0312 267 05 59
[email protected]
www.ekstrametal.com.tr
EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.
T.O.S.B. 1. Cadde Şekerpınar Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 658 10 01
Fax: 0262 658 10 00
[email protected]
www.eku.com.tr
ENTİL END. YAT. TICARET A.Ş.
Ankara Asfaltı 5.Km. Köy Hizmetleri Karşısı
TR-26100 ESKISEHIR
Tel: 0222 237 57 46
Fax: 0222 237 26 79
[email protected] / [email protected]
www.entil.com
ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
Orta Mah. Timurlenk Sok. No: 13
Kartal, İSTANBUL
Tel: 0216 377 01 42
Fax: 0216 377 01 47
[email protected]
www.erdokum.com
ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.
İstanbul Yolu 19. Km
TR-06105 ANKARA
Tel: 0312 280 86 97 / 98
Fax: 0312 280 86 99
[email protected]
www.ergenekon.com.tr
ERKUNT SANAYİ A.Ş.
İstanbul Yolu 8.Km
TR-06370 ANKARA
Tel: 0312 397 25 00
Fax: 0312 397 25 07
[email protected]
www.erkunt.com.tr
FERRO DÖKÜM SANAYİ TİC. A. Ş.
Ankara Asfaltı Üzeri Çayırova
TR-41410 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 653 42 60 / 4 hat
Fax: 0262 653 41 60
[email protected]
www.ferrodokum.com.tr
GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.
Yayalar Cad. No: 78
TR-34916 Pendik, İSTANBUL
Tel: 0216 307 12 62 / pbx
Fax: 0216 307 28 68 / 69
[email protected]
www.gedikdokum.com.tr
KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölg. 17. Cad.
No:6 Melikgazi, KAYSERİ
Tel: 0352 321 12 57
Fax: 0352 321 11 94
[email protected]
www.kaydoksan.com.tr
GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Orhanlı Beldesi Okul Caddesi No: 9
TR-34956 Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 394 33 31
Fax: 0216 394 32 88
[email protected]
www.gurmetal.com.tr
KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Ankara Yolu 7.Km ÇORUM
Tel: 0364 235 03 16 / Pbx
Fax: 0364 235 03 20
[email protected]
www.kizilirmakdokum.com
HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Imes Sanayi Sitesi D-Blok, 401 Sok. No:5
TR-34760 Dudullu, İSTANBUL
Tel: 0216 365 10 56
Fax: 0216 314 19 80
[email protected]
www.haytas.com.tr
HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.
Kutlugün Köyü Erzurum Karayolu
5 Km Pk.70 TRABZON
Tel: 0462 325 00 25
Fax: 0462 325 50 44 / 325 50 57
[email protected]
www.hekimogludokum.com
HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Bağdat Cad. Öncü Sok. Büyükhanlı Konutları
No: B2 / 10 TR-34740
Suadiye, İSTANBUL
Tel: 0216 464 70 00
Fax: 0216 464 70 20
[email protected]
www.hisarcelik.com
IŞIKSAN MODEL DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.
İstanbul Yolu 30 Km.
TR-06980 Kazan, ANKARA
Tel: 0312 815 53 16 / 10
Fax: 0312 815 51 96
[email protected]
www.isiksan.com.tr
İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölgesi A.Ö. Sönmez Bulvarı No:10
TR- 16140 Nilüfer, BURSA
Tel: 0224 243 16 06
Fax: 0224 243 13 20
[email protected]
www.igrek.com.tr
İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Mermerciler Koop. 5. Cad. 11. Sok
Köseler Köyü TR-41490
Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 728 13 00 / 8 Hat
Fax: 0262 728 13 08
[email protected]
www.istanbuldokum.com
KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
D-100 Karayolu Üzeri
İhsaniye Mevki DÜZCE
Tel: 0380 537 52 67
Fax: 0380 537 52 68
[email protected]
www.karamandokum.com
KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.
Kardemir Fabrika Sahası Kat:3 Müdürler Bloğu KARABÜK
Tel: 0370 418 22 34 / 418 23 34
Fax: 0370 424 36 81 / 424 37 41
[email protected]
www.kardokmak.com.tr
KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Yeni Yıldız Mah. Fatih Cad. 609 Sok. No:3
Dilovası Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 754 51 77 / 3 hat
Fax: 0262 754 51 80
[email protected]
www.korfezdokum.com
MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞAAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İmes Sanayi Sitesi D Blok
401. Sok. No:7 Ümraniye, İSTANBUL
Tel: 0216 364 32 12
Fax: 0216 415 74 51
[email protected]
www.mertdokum.com.tr
MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Namık Kemal Mah. Lozan Cad.
No:3 Büyükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 886 90 00 / 01
Fax: 0212 886 54 57
[email protected]
www.mesdokum.com.tr
ODÖKSAN OSMANELİ DÖKÜM SAN. TIC. A.Ş.
Hasan Abdal Mevkii
Osmaneli, BİLECİK
Tel: 0228 461 58 30 / 5
Fax: 0228 461 58 36
[email protected]
www.odoksan.com.tr
OTOPARSAN OTOMOTİV PARÇA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ALKOP 14. Sok. B3 Blok No: 7-8-9-10
Hadımköy Gişeleri Mevki Büyükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 858 01 43 / 3
Fax: 0212 858 01 46
[email protected]
www.otoparsan.com
ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Org. San. Bölgesi Atatürk Bulvarı 17. Cad. No:5
İkitelli-Halkalı, İSTANBUL
Tel: 0212 485 48 74
Fax: 0212 485 48 73
[email protected]
www.onmetal.com.tr
ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Mersin Yolu Üzeri Hipodrom Karşısı
Yeşiloba, ADANA
Tel: 0322 441 07 07
Fax: 0322 441 07 08
[email protected]
www.ozgumus.com.tr
PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Kemalpaşa Asf. No:68
Pınarbaşı, İZMİR
Tel: 0232 479 03 53 / 479 29 29
Fax: 0232 479 05 16
[email protected]
www.pinardokum.com.tr
POLY METAL METALURJİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
Ankara Asfaltı Askerlik Şubesi Yolu
No:41 TR-41400 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 641 29 09
Fax: 0262 643 11 71
[email protected]
www.polymetal.gen.tr
TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
Büyükdere Cad. Soyak Binası No:38-2
TR-34387 Mecidiyeköy, İSTANBUL
Tel: 0212 315 52 40
Fax: 0212 274 01 12 / 288 31 77
[email protected]
www.trakyadokum.com.tr
RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.
M.O.S.B. Ekrem Elginkan Cad. No:7
MANİSA
Tel: 0236 213 08 86
Fax: 0236 213 08 08
[email protected]
www.rubapresdokum.com
ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ.
İmes San. Sitesi D Blok 401 Sokak No:11
Ümraniye, İSTANBUL
Tel: 0216 499 46 46
Fax: 0216 499 46 50
[email protected]
www.umitcasting.com
SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.
Organize San. Bölg. Yaşar Doğu Cad. No:33
TR-55267 Kutlukent, SAMSUN
Tel: 0362 266 51 60
Fax: 0362 266 51 62
[email protected] / [email protected]
www.samsunmakina.com.tr
ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.
1.Yol H-5 Parsel Org. Deri San. Bölgesi Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 394 03 90
Fax: 0216 394 03 95
[email protected]
www.unimetal.com.tr
SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Org. Deri San. Bölg. M1-12 Parsel
TR-34957 Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 394 23 52-53
Fax: 0216 394 23 55
[email protected]
www.serpahassasdokum.com
SİLVAN SANAYİ A.Ş.
Cevizli Tugay Yolu No:75
TR-34846 Maltepe, İSTANBUL
Tel: 0216 399 15 55
Fax: 0216 383 31 38
[email protected]
www.silvansanayi.com
YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.
1. Org. San. Bölgesi Dökümcüler Sitesi
8. Sok. No:97 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 03 57
Fax: 0312 267 05 27
[email protected]
www.yazkan.com.tr
YELKEN KALIP PENCERE KAPI AKS. METAL SAN. TİC. A.Ş.
Atatürk Sanayi Bölgesi Mustafa İnan Cad.
No:47 Hadımköy, İSTANBUL
Tel: 0212 771 01 01
Fax: 0212 771 01 15
[email protected]
www.yelken.com.tr
BÖLGESEL KURULUŞLAR
SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.
Ankara Karayolu 24.Km
TR-35170; Kemalpaşa, İZMİR
Tel: 0232 877 02 12 / 2
Fax: 0232 877 02 17 / 877 09 87
[email protected]
www.superpar.com
ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
6106 / 1. Sokak No:11
Dökümcüler Sitesi Işıkkent, İZMİR
Tel: 0232 437 01 83 / 84
Fax: 0232 437 01 85
[email protected]
www.sahindokum.com
ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.
Ankara Karayolu 25. Km
Kuyucak Köyü Mevkii
Kemalpaşa, İZMİR
Tel: 0232 877 21 23 / 877 04 24
Fax: 0232 877 21 24
[email protected]
www.senkaya.com
ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ODASI
Dökümcüler Sit. 6.Sok. No:1/1
Organize San. Bölg. Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 13 93
Fax: 0312 267 04 97
[email protected]
www.ankara-dokumoda.org.tr
İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE
SANATKARLAR ODASI
İzmir Dökümcüler San. Sit. 106/6 Sokak No:5
Işıkkent, İZMİR
Tel: 0232 437 02 43
Fax: 0232 437 01 46
KAYSERİ SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ
Anbar Mah. Dökümcüler Sit. No:17
Kocasinan, KAYSERİ
Tel: 0352 326 80 00
Fax: 0352 326 89 69
KATILIMCI ÜYELER
TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölgesi 7.Yol ELAZIĞ
Tel: 0424 255 55 60 / 3 hat
Fax: 0424 255 55 63
[email protected]
www.tancelik.com
5M ELEKTROMEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.
Des Sanayi Sitesi 102 Söğüt Sokak No:4 Blok 14
Y.Dudullu Ümraniye, İSTANBUL
Tel: 0216 527 83 54
Fax: 0216 527 85 24
[email protected]
www.5mtr.com
TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.
Barbaros Mah. Sütçüyolu Cad. No:70
TR-34746 Yenisahra, Kadıköy / İSTANBUL
Tel: 0216 544 36 00
Fax: 0216 544 36 06
[email protected]
www.toscelikgranul.com.tr
ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.
Valikonağı Caddesi Atabey Apt. No: 81/3
Nişantaşı, İSTANBUL
Tel: 0212 296 46 07
Fax: 0212 230 24 64
[email protected]
www.acarermetal.com
Türkcast 2009 Sayı 11
AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.
Şehit Mehmet Fatih Öngül Sok.
Eski Yapanlar Plaza No: 1/1
TR-34742 Kozyatağı, İSTANBUL
Tel: 0216 410 00 60 / 540 00 60
Faz: 0216 410 00 90 / 540 00 61
[email protected]
www.aveks.com.tr
BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş.
2824 Sokak No:26 TR-35110 1. Sanayi Sitesi İZMİR
Tel: 0232 433 72 30
Fax: 0232 457 37 69
[email protected]
www.bilginoglu-endustri.com.tr
ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK. TİC. A.Ş.
Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok.
Gayrettepe İş Merkezi C Blok No:12/7 Gayrettepe, İSTANBUL
Tel: 0212 275 57 13 / Pbx
Fax: 0212 347 87 07
[email protected]
www.celiktassilis.com
ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.
Organize Sanayi BölgesiTR-45030 MANİSA
Tel: 0236 233 23 20
Fax: 0236 233 23 23
[email protected]
www.cukurovakimya.com.tr
EGES ELEKTRİK & ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş
Mahmutbey Taşocağı Yolu Yelken Sok. No: 10
TR –34550 Bağcılar, İSTANBUL
Tel: 0212 446 41 21
Fax: 0212 446 41 27
[email protected]
www.eges.com.tr
ERVAKSAN ERDEMİR VAKFI METAL SAN. TİC. A.Ş.
Müftü Mah. İlhami Soysal Cad.
Ervaksan Binası No:44 Ereğli, ZONGULDAK
Tel: 0372 329 65 75
Fax: 0372 323 81 81
[email protected]
www.ervaksan.com.tr
EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.
Akasyalı Sok. No: 9/4 4. Levent, İSTANBUL
Tel: 0212 325 96 60 / 325 54 58
Fax: 0212 283 77 78
[email protected]
EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.
İmes Sanayi Sitesi C Blok 311. Sok No: 7 Dudullu, İSTANBUL
Tel: 0216 573 38 88
Fax: 0216 573 06 28 / 29
[email protected]
www.expert.com.tr
FERROMET MÜMESSİLLİK VE TİC. A.Ş.
Büyükdere Cad. No:155 / 12 Zincirlikuyu, İSTANBUL
Tel: 0212 275 33 00
Fax: 0212 275 33 08
[email protected]
www.dokumizabe.com
FOSECO DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Gebze Org. San. Bölgesi 27. Mah. 1000 Cad.
12. Sokak No:1022 TR-41480 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 677 10 50
Fax: 0262 677 10 60
[email protected]
www.foseco.com.tr
HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.
Abdullah Cevdet Sokak No: 6/2 TR-06680 Çankaya, ANKARA
Tel: 0312 439 67 92 / 4 Hat
Fax: 0312 439 67 66
[email protected]
www.ankiros.com
HERAEUS ELECTRO-NİTE A.Ş.
1. Org. San. Bölg. Dağıştan Cad. No:15 TR-06930 Sincan, ANKARA
Tel: 0312 267 08 88 / 89
Fax: 0312 267 08 87
[email protected]
www.electro-nite.com
INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİSTEMLERİ SAN. A.Ş.
Barış Mah. Ank. Asf. Yanyol 1803/2 Sok. No: 10 TR-41410 Gebze, KOCAELİ
Tel: 0262 646 34 24
Fax: 0262 646 29 62
[email protected]
www.inductotherm.com.tr
INTERIMPEKS DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
Kalamış-Fener Cad. Körfez Yolu Sok. Sahil Apt. No:5/2 Kalamış
Kadıköy, İSTANBUL
Tel: 0216 550 69 84 / 3
Fax: 0216 550 37 25
[email protected]
İDEAL MODEL MÜHENDİSLİK SANAYİ TİC. A.Ş.
İkitelli Org. San. Bölgesi Biksan Koop. B2 No:9 Küçükçekmece, İSTANBUL
Tel: 0212 485 77 88
Fax: 0212 485 78 19
[email protected]
www.idealmodel.com.tr
KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.
Yeni San. Bölgesi Kurtuluş Mah. No:78 KARABÜK
Tel: 0370 424 10 50
Fax: 0370 415 66 50
[email protected]
www.kadioglumaden.com.tr
KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.
Org. San. Bölgesi 3. Cad. No:1 Tepeören Köyü Mevki Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 593 09 57 / 58
Fax: 0216 593 09 59
[email protected]
MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.
İstasyon Mah. E-5 Karayolu Üzeri Fatih Otağı Sok. Tuzla, İSTANBUL
Tel: 0216 447 29 55 / Pbx
Fax: 0216 447 29 69
[email protected]
www.marmarametal.com
META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.
Levent Mah. Alt Zeren Sokak No:15 1.Levent Beşiktaş, İSTANBUL
Tel: 0212 270 07 08
Fax: 0212 270 08 88
[email protected]
www.metamak.com.tr
METKO HÜTTENES ALB.S KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Bağdat Caddesi No: 333 / 5 TR-34728 Erenköy, İSTANBUL
Tel: 0216 355 50 96
Fax: 0216 369 64 59 / 363 60 73
[email protected] / [email protected]
www.metkoha.com
NUROL TEKNOLOJİ SAN. MADENCİLİK TİC. A.Ş.
İnönü Mah. FSM Bulvarı 102 Sokak No:53 Yenimahalle, ANKARA
Tel: 0312 278 02 78
Fax: 0312 278 02 76
[email protected]
www.nurolteknoloji.com.tr
PRESTİJ YAYINCILIK BASIM HİZM. SAN. TİC. LTD. ŞTİ
Ovacık Çıkmazı, Gayret Sitesi A2 Blok D:15 Gayrettepe, İSTANBUL
Tel: 0212 267 10 11
Fax: 0212 274 84 36
[email protected]
www.metaldunyasi.com
SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.
Akasyalı Sok. Konak Apt. B-Blok No: 5/8 TR-34740 Suadiye, İSTANBUL
Tel: 0216 380 36 18
Fax: 0216 416 91 59 / 416 23 75
[email protected]
www.silvanticaret.com
TÜRKOĞLU MAD. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Çayboyu Mevki No:121 Alaplı, ZONGULDAK
Tel: 0372 378 11 69
Fax: 0372 378 31 34
[email protected]
www.turkoglumadencilik.com.tr
UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Orhantepe Mah. Orhangazi Cad. No: 93/2 TR-34865 Dragos Kartal, İSTANBUL
Tel: 0216 399 98 68
Fax: 0216 442 11 90
[email protected]
www.unikon.com.tr

Benzer belgeler